Ekşi Duyuru

sorunuza cevap olması açısından:Evet bu ip ücretini ödediğiniz sürece size ait olur
fakat iki konunun birbiriyle bir bağlantısı yok,şu anda verilen ip nin hangi modeme ve dolayısıyla aboneye ait olduğu loglanıyor, bunun sabit olmasının size bir getirisi olmaz.

Akıllı ev Sistemleri, güvenlik kamerası gibi donanımlara sahip değilseniz gereksiz bir lüks olur size. Sabir veya dinamik ip olması hiç farketmez. İlgili saat dakika Web sitesi gibi loglar, modem Mac bilgisayar Mac zaten Telekom server da tutuluyor.

Bir de uydu nette yanlış hatırlamıyorsam 2-3 saat modem kapalı olmadığı sürece ip değişmiyordu.

Malum terör yapılanmasına gelene kadar, şuan kaçak bahis, kaçak lig tv yayınlarından daha çok ceza gelir. Allah bilir şuan ki ip ile kimler kimler ne sitelere girmiştir.

Çok takılmayın.

Bir kaç firmayı arayıp fiyat alsanız?
basit bir google araması ile 23'ten 14'e düşmüş kapı;
www.etszon.com

Aslinda itiraz ve sikayet sayimi durdurmaz. Genelgede de uyumsuzluk olmasi durumunda maks 3 kez sayilmasindan bahsediyor ama bu 5 6 kez sayanlar ne yasiyor bilmiyorum. Sandik basinda bu isler cok degisiyor inisiyatife/duruma gore. Sayimlar bile tek tip yapilmiyor valla, matematik ozurlu olunmasina girmiyorum bile.

hayır 49 euro'luk deutschlandticket sadece abonelik yöntemiyle satılıyor. ama iptal edebiliyorsun istediğin zaman.

Hapı yuttuk galiba aynı ay için ayın 10'una kadar almak gerekiyormuş.(git: )

Cünkü 9 Euro bileti fazla kolaydi, fazla ulasilabilirdi. Dijital bilet sistemini kendileri de cozebilmis degiller, bilmiyorsaniz almayin, her ay 49 49 odersiniz.

Kolayca bir yolu olamaz, cünkü deutsche bahn. Kolaysa ve iyi feedback aldilarsa, hemen degisime giderler.

Sadece online alabiliyorsunuz, cok az yerde direkt makineden cash ile de alabiliyorsunuz. Almanya´da bir tanidiginiz varsa, o alsin iban ile, 10una kadar da iptal etsin.

9-euro-fond'a bakmanızı da öneririm.

paypall ilede alabiliyorsun ama db dan degil youtubeda anlatiyordu bulirsam atarim.

evet. aylardır böyle.

Sadece bende değilmiş.

eksisozluk2023.com

ilk 4-5 sonuçtan sonrası neredeyse 1 yıldır bu şekilde spam sayfalarla dolu. bir türlü baş edemediler şu problemle.

zaten türkiye'de ilk 4-5 sonuç da gazetelerin sayfaları ve leş içerik arasından aradığınızı bulmak imkansız. safi laf kalabalığı.

chatgpt'yi bing'e entegre ederlerse 3-5 seneye kalmaz google'a yol verirler.

google bayadır saçmalıyor, chatgpt yanlış bilgi veriyor.
güvendiğimiz dijital dallar elimizde kaldı.

Evet. Google rezil durumda ne yazık ki, SEO'culara yenildiler.

Bing deneyin. Hatta bing chat

kentsel dönüşümü zorlaştırıyor en basitinden eksisozluk.com

@roket adam . Garo Paylan iyi sallamış.

Yapı kayıt belgesinin geçerlilik süresi

MADDE 9 – (1) Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır.

kentsel dönüşüm her yerde zorla olmuyor biliyorsun. adam mis gibi tapum var, evlerim kirada neden yıktırayım da kendimi zora sokayım 10 derse ne diyeceksin, diyor anladığım kadarıyla.

zoraki insanların evlerinden atıldığı kentsel dönüşümde zaten alternatif yok ama onu her yerde yapamıyorsun biliyorsundur. ayrıca bu tarz aflar kaçak yapılaşmayı teşvik ediyor. devletin arsasına ev yapan adam hırsızdır senin benim malımı çalandan farksızdır ve af yaptığımızda herkesi buna teşvik etmiş oluyoruz. keza devlet arsası olmasa bile imarsız ev yapmanın zararlarından bahsetmeye gerek yok.

@roket adam imar barışına anlattığın nedenlerle ben de karşıyım. Ancak deprem neticeleri özelinde sordum. İmar barışı olmasaydı da o adamın evi yıkılmayacaktı. Apartman ise zaten maliklerden biri çürük ise imar barışından yararlanmış olsa dahi yıktırabilir.

pbs.twimg.com

Devlet sanki kuralsız bina yapımını meşrulaştırıyor. Kırık cam teorisi vardır, bir cam kırıksa öbürünü kırmak kötü gelmez ama kuralların harfi harfine yerine getirildiği yerlerde bunu yapmak daha zordur. Tam da bu yüzden Türkiye'de işler pek yolunda gitmezken AB ülkeleri tarzı yerlerde yolunda gidiyor.

Devlet zaten vergisini vermeyeni, yapmaması gereken yere bina yapanı, şartnamelere uymadan bina yapanı, suç işleyenleri bir noktada affediyor, bu da böyle "oluversin" canım. Genel bakış açısı bu.

Bu binalara veya yapılan eklere, en başında izin verilmemeliydi veya yıkılmalıydı.

Dediğiniz gibi bu mevcut yapılara bir şey yapmıyor olabilir ama imar barışı çıktıkça, 1 kişi yapacaksa 100 kişi yapıyor. Ertesi barışta 10 bin kişi oluyor vs. Kaçak yapılaşmayı teşvik ediyor ve çok çok çoğaltıyor bu işler.

Deprem olmasaydı seçimden önce bir daha düşünülüyordu sanırım.


.

imar barışı depreme dayanıklı bina yapmayı imkansız hale getiriyor.

şimdi imarsız bir yer var, hatta arsa da hazine arazisi. ben buraya kafama göre bina yapıyorum; çarpık, depreme dayanıksız, beton var mı yok mu belli değil, yapı denetim yok filan. sonra bu evleri çatır çatır kiralayıp güzelce hayatımı bunlarla geçiriyorum. imar affı çıkıyor, tamamen yasal hale geliyor binalar.

ama bunu yıkıp yerine düzgün bir bina yapmak istersem, imar yok deniliyor. @Mistyimage mevzuatı gayet güzel koymuş oraya.

üstelik o dandik binayı yıkıp tekrar yapmak istersem, proje çizdireceğim, yapı denetim olacak, beton testi olacak, falan filan. aynı rantı veren binayı tekrar yapmak için eşşek yüküyle para ödeyeceğim. bütün masraflar cebimden çıkacak, aldığım kira da zerre artmayacak. brüt metrekarede harcamam gereken para 15 bin lira. Devlet o dandik yapıyı yıkmama garantisini vermiş, neden cebimden eşek yüküyle para çıkarayım?

benim o saatten sonra yapacağım belli; devletin gelip düzgün bina yapmasını beklemek ve bu süreçte sesi çıkan kiracıları çatır çatır evden atmak. deprem olup insanlar ölünce "aaa şerefsiz usta dandik yapmış" diyip geçme şansım da cepte; şantiye şefi yok, yapı denetim firması yok, izin veren bürokrat yok, çalışan inşaat mühendisi yok. Sorumlu HÜseyin ustaydı, o da geçen sene rahmetli oldu der geçerim, kimse de bir halt edemez.

ölen de öldüğü ile kalır, haluk levent sağ kalanlara prefabrik ev için bağış toplar. ölenler şehit, kalanlar depremzede, ben de "aaa binam yıkıldı a dostlar" der toki moki deprem desteği filan tekrar yapar geçerim o binayı.

17 Ağustos depreminde yıkılan kaçak binaların yerine aynı kaçak binayı nasıl diktiler, aynen öyle işte.

döngü bu, bu döngü içinde sürekli onbinler depremde ölüyor. yüzbinler evsiz kalıyor, bir avuç insan birey de bu döngünün sefasını sürüyor.

Karşı tarafa tam 5000 ulaşmış mı? Sizin veya karşı tarafın euro hesabından euro bazında işlem ücreti kesilmediğine emin misiniz?
93 tl bedava gibi bir şey.

ben tam tersi swift ile ödeme aldım. Gönderilen paradan 11 dolar kesilmişti, burada Garanti üstüne gelen fon ücreti diye 86 dolar kesti :/ (miktar büyüktü)

swift komisyonu olan para sonradan kesilmiyor, o an, anında kesiliyor. sizden 5 cikti karsiya 5 vardi. 93 tl disinda 2 taraftan da kesilen hic bi rakam yoksa 93 tl masraf almistir.

aradaki banka sayisina ve bankanin anlasmasina gore farkli ucretler cikabiliyor.

Evet söylemeyi unutmuşum. Karşı taraftan kesilmesin seçeneğini işaretledim. Karşı tarafa tam gitti.

Paypal kısmını bilmiyorum ama benim ykb kredi kartımda eurp harcamalarım direk euro olarak,diğer para birimleri ve usdler direk usd olarak ekstreme ekleniyor.

Benim de öyle ama Paypal'da nedense direkt Tl. çekiyor.

odemede tekini yazmak yeterli. biri fiziksel biri e-sim ise fiziksel olani yazin. kayit ederken e-devlet'te ikisini de yaziyorsunuz.

Benimki iki fiziksel sim'di ben de birincisini yazdım. Sorun olmadı.

3 Hamburg 1 Bremen 1 Lübeck/Kiel/Lüneburg

Hamburgu Cuma gecesi veya Cumartesi gecesine denk getirmeye çalışın asıl dikkat edeceğiniz olay bu. Yoksa yazık olur..

turistik gezi için iki üç gün hepsine yeter artar.

Kiel mi? Peki neden? Mimarisi mi, etkileyici sosyal hayati mi, sehrin tarihi yapilari mi? Hicbir sey yok.

Nelerle ilgileniyorsunuz bilmiyorum ama ben 2 gün Hamburg 3 gün Berlin yapardim. Secenekler buysa ve sadece kuzey taraflarinda kalinacaksa da, 3 gün Hamburg, 1 gün Bremen, 1 gün Lüneburg.

hamburg için iki gün yeter. bremen'i bilmiyorum gitmedim. berlin+1 berlin'e zaman ayırmak daha iyi olur

Bremen 1 günlük bir şehir
Hamburg da 2 gün

Gitmedim ama diğer günlerden birini Lübeck’e ayırırdım. Hanse’nin başkenti neticede

gmail noktaları görmezden gelir. yani xx.xyyy@gmail.com adresine de gönderilmiş olsa size gelir. gönderen kişi yanlış yazmış adresi.

mr.goodcat gmail'de noktalı mail alınabiliyor. Yani benim mailin noktalı hali de başkasına ait görünüyor.

noktalı almış olabilirsiniz ama noktasızıyla aynı mail o. noktalıyı aldıktan sonra noktasızı almayı deneyin hata verecektir. isterseniz kendiniz de mail atmayı deneyin. her harf arasına nokta koyup her ihtimali deneyin hepsi size gelecektir.

gmailde aralara nokta koyun her türlü aynı kişiye gider. hatta xxxyyy+fjnsdkfdsf@gmail.com yazarsanız yine aynı kişiye gider.

mr.goodcat+1
noktali alabilir, noktasiz kullanabilirsiniz. veya tam tersi. ayarlardan gerekli duzenlemeyi yaparsaniz noktalidan veya noktasizdan gondermeyi secebilirsiniz. ben ikinci sosyal medya hesabi acmam gerekirse bir yerine nokta koyuyorum. bir kismi yeni yeni uyandi izin vermiyor ikinci hesabin noktali versiyonla acilmasina.

sonuc olarak arada nokta olan email de sizin emailiniz. buyrun deneyin. x.x.x.yy.y@gmail diye o da size gelecek.

gerekli cevaplar verilmis zaten.

@supergirl

ayrica nokta koymadan mail adresinizin sonunda +something ekleyerek de farkli varyasyonlar olusturabilirsiniz. bu sekilde sonsuz email hesabi uretebilir bunlari farkli klasorlerde tutabilirsiniz hatta. ornek: adsoyad+1@gmail.com

Yok.

Bu tip ürünlerde vaktinin gelmesi,eksiklerinin giderilmesi gerekiyor.air fryer asagi yukarı 20 yıllık bir geçmişe sahip aynı elektronik süpürgeler gibi.sırasının gelmesi için fiyat olarak ucuzladı,daha kullanışlı hale geldi.en önemlisi insanlar az yağla kızartma,pişirme olayını benimsediler.

Elektronik süpürgenin yaşadığı trend şimdi bu üründe.

aynen öyle olacak. popüler kültür bunu dayattı herkes de böyle bir ürüne ihtiyacı olduğuna canı gönülden inandı. akıbeti dediğin ürünler gibi olacak yeni yıla bile girmeden. sonra yeni mucizevi! ürün gelir.

ben gayet kullaniyorum. gayet pratik ve surdurulebilir bir sekilde kullanima uygun bence.

robot süpürge örneği doğru.
nice dönüşümler atlatarak bugün mutfağa girdi, kolay kolay da çıkmaz aksine ucuzlar, yaygınlaşır.

bence sektör kaynaklı bi bozulma olmazsa kesinlikle mikrodalga/fırın/ketıl gibi mutfağın demirbaşları arasında olur. popüler kültürle alakası yok, 2 sene sonra da en az uğraşla yemek kek yapmak isteyeceğim.

o iş belli olmaz hocam.

90'ları hatırlayacak kadar yaşayan var mı içinizde bilmiyorum ama fritöz de mutfağın bir demirbaşıydı. her mutfakta vardı. şimdiki gibi "kızartma sağlıksız" algısı da yoktu çok fazla. insanlara içinde sürekli yağ hazır duran, düğmeyi çevirince ısınıp kızartma yapmaya hazır hale gelen bir cihaz mantıklı gelmişti. hatta çok net hatırlıyorum, arkadaşlarla konuşurken "evinde fritöz olmayan var mı" gibi bir cümle geçmişti, o derece demirbaştı.

şimdi ne oldu? kimsede yok. hatta üretilip satıldığından bile emin değilim. iki gün sonra standart bir fırının da aslında aynısını yapabildiğini fark ettiğimizde, en azından evinde fırın olanlar düşer.fırını olmayanlar için mantıklı hale gelir.

mesela benim evimde kettle da yok. çaydanlığa cezveye koyup ısıtıyorum.

mikrodalga fırınım da yok. zaten mikrodalga fırının buzluktan çıkardığım eti eritmek dışında ne iş yaptığını da bilmiyorum. annemin evinde vardı, sadece donmuş gıda eritirdik. yemek de ısıtırdık ama hemen soğurdu, aletin içi de leş gibi batardı. yani ufak bi sahana bir porsiyon yemek koyup ocakta ısıtmaktan artısını çözemedim. 5 dakika fark ediyor. 16 yıllık evliyim, daha mikrodalgamız olsa bak şu da ne kolay olurdu demedim.

fırınım da var, airfryer ile yapılan her şeyi fırınla yapıyorum. tek avantajı, 3 parça tavuk için koca fırını çalıştırıp elektrik harcamamak olabilir belki.

o yüzden bir mutfak demirbaşı kadar kendine yer bulabileceğini sanmıyorum. modası geçince unutulacak.

popüler kültür dayatması falan değil, gayet kullanışlı bir şey.
yaptığım en iyi alışverişlerden biri.
hem fırından çok daha hızlı, hem de etin kendi yağını da aşağı akıttığı için etler ve tavuklar vıcık vıcık olmuyor.

ayrıca çılgınlarca yağsız biber falan kızartmak için muhteşem.
eğer öyle şeyler seviyorsanız düzenli kullanırsınız.
çok da pratik.

popüler kültür dayatması olduğu bir gerçek. ancak bu tarz ürünleri istikrarlı kullananlar da oluyor. misal robot süpürge de aynı şekilde popüler kültür dayatmasıydı bence ama biz aldık ve çok da memnunuz. alıp aylardır çalıştırmayan arkadaşlarım da var.

mesela airfryer benzeri olan actifry var bizde. 10 yıldır filan kullanıyoruz. gayet de memnunuz. bozulana kadar da kullanırız sanırım. o da bir modaydı mesela.

Ben aktif olarak haftada bir civari kullaniyorum, bu sekil kullanan baskalarini da biliyorum.

Ekmek makinasi gibi olmaz ama satisinin yavaslayacagini dusunebiliriz.

neticede antidepresanı kafana göre değil doktor kontrolünde kullanıyorsun, alkol ise ucu açık

ne yaparsan yap alkolle xanax gibi rahatlatıcıları birlikte alma. kendimden biliyorum, çok fena bir atak geçirirsin.

alkol hep vardı, antidepresan 30 yıl önce üretildi :-)

Alkol depresandir bu arada. Ek bilgi olarak Dursun.

İkisinin de aynı oranda zararlı ve yararlı olduğuna inanıyorum

Kıyaslanamayacak derecede alkol çok daha zararlıdır.

tabiki antidepresan.biri doğal biri kimyasal.

direkt otomatlardan alabiliyorsunuz aynı normal bilet alır gibi. haliyle vatandaş olayı yok.

not: hazirandan sonra tabii ki.

Öyleyse inanılmaz. Birşey bütün Almanya gezilir.

herkes alabilir. bilet satın alınan şehirden bağımsız olarak,

şunlarda geçerlidir: S-Bahn, RB, RE, IRE + tüm şehir içi toplu taşıma
şunlarda geçerli değildir: ICE, IC, EC + Flixtrain (ve diger özel şirket trenleri)

satışı 23 mayıs'ta başlayacak. yoğun talep olacağından acele etmek lazım. vatandaş olmana gerek yok, herkes alabilir.

Neden acele etmek lazım? Sınırlı sayıda mı?

şehirler arası seferlerde trenin koltuk sayısına göre rezervasyon yapılır diye düşünüyorum. o yüzden öyle dedim. yani kastettiğim bilet almak için değil, tren rezervasyonu için acele etmekti.

Anladım. Rb trenlerinde rezervasyon mümkün değil diye biliyorum. IC-ICE de zaten geçerli değil.

rezervasyonla alakası yok ki bunun. sınırsız paso gibi bir şey. zaten IC ve ICE'lerde geçerli değil.

6 metrelik Isparta halıları eğer temizse, piyasası 500 TL. Fotoğraf ve ölçü atarsanız daha iyi bilgi veririm.

Şengen yazmayı unutmuşum.

Vize bitimi sonrası 6 ay geçerlilik tarihi olmalı. Tam hali vize veren firmanın sayfasında ya da alacağınız devletin vize kurallarında yazar.

ilk defa şengen alıyorsanız çok yüksek ihtimalle seyahat süresi kadar, taş çatlasın bir kaç gün fazlasını alırsınız. pasaport süresi ile doğrudan bir ilişkisi yok.

En son iki senelik Yunan vizesi almıştım. 6 ay olayı var ise iki senelik pasaporta iki sene vermezler o halde.

benim bi önceki vizem 2 yıllıktı. son aldığım schengen ise 1 yıllık, gönderdiğim pasaportun da tam 1 yılı kalmıştı. schengen gördüğüm kadarıyla pasaport süresinden uzun olmuyor (gözlemdir)

Dönemeyecek bence

twitter.com

geri dönmelerine müsaade edilir. bu yasaklar açıklandığı saniye devreye girmiyor zaten.

Yok
Evet
Bir şekilde bulunuyor

işin tam nasıl olduğunu net bilmiyorum ancak anladığım kadarıyla durum şuna yakın birşey;

devletin elinde kan stoğu var ancak o kadar rahat durumda değil. kızılayın ayrı, üniversite hastanelerinin ayrı kan bankaları var. bir üniversite hastanesine girdiğinizde siz kan verecek kişi getirseniz de getirmeseniz de o operasyon stoktaki kanlardan yapılıyor. ancak oraya borçlanmış gibi oluyorsun. kullanılan kan kadar (kaç ünite kullanıldıyda) kişi getirip yerine koyuyorsun. sen getirmezsen, ben getirmezsem bir noktada sistem çöker. o zaman adam masada kan mı bekleyecek. getirmezsen günün birinde sana ya da bir yakınına kan bulunamaz. olan bu olur.

bazı durumlarda sıcak kan diye bir ayrım var. illa o sıcak kan isteniyor.sebebi ne, farkı ne bilmiyorum. bilen varsa anlatır.

Eleman dediğiniz kişi aza olabilir mi?

Aza olabilir. Bakın o hiç aklıma gelmedi. Azalar ne kadar maaş alıyor?

azalar maaş almaz.

Venüs
stellarium-web.org

Night sky tarzı uygulamalar kurarsanız tüm gök cisimlerini görebilirsiniz

bildiğim kadarıyla hiç bir zaman bu nüfusa yetecek şekilde arıtma tesisi olmadı. kıyılardan salınan atıkları, derin deniz deşarjı dedikleri şekilde yapıyorlar.

aslında biz sahilde görmesek de denizin derinliklerinde bi yerde bu deşarj yapılıyor.

ekstra tek yapılan, yağmur sularının kanallar aracılığıyla denize verilmesi diye biliyorum.

Cortado var. Kahve baskin ama sert degil sut ise ayarinda. Deneyebilirsiniz.

İstersen içeceklerinde daha fazla espresso ekletebilirsin.

Bu arada içeceklerin tarifleri aşağıda var.

stories.starbucks.com

Flat white. Sütü az koyabilirler söylerseniz.

ristretto bianco deneyebilirsiniz.
hatta yaptirirken baristadan sutunu normalde koyduklarindan iki parmak daha az koymalarini rica edebilirsiniz.

Flat white

Flat white +1 soğukta servis ediliyor

Cortado ve ristretto bianco flat white'a göre daha sert galiba. Şunları bir deneyelim bakalım. Cevaplar için teşekkürler.

Bu aşı diğer aşılara benzemiyor. Soğuk olarak saklanması gerektiğinden soğutucusu olmayan semt polikliniklerinde yapılamıyor bu aşı. Bu yüzden aynı anda birkaç kişinin aynı anda aşılanması normal..

İşte ben de onu diyorum. Beni kimseyle birlikte aşılamadılar. Gittiğimde aşı ortada duruyordu. Bende sonraki kişi de yarım saat sonra geldi. 6 saat değil mi oda sıcaklığında dayanma süresi?

Bugün olduk. Gittiğimizde bizden önce kimse yoktu hatta ben tam kapıdayken hemşire eşimi arıyormuş 15:40 randevunuz geliyor musunuz? Diye dedim arkamda o geldik biz. Mini buzdolabı vardı oradan çıkarıp vurdu aşıları. Bizden sonra kapıda bekleyen de yoktu ama ben şunu anlamadım, soğutucu sorunu yüzünden asmlerde uygulanmıyor deniyordu, e sizinki de oda sıcaklığında duruyormuş zaten. Asmler 6 şar 6 şar sıralasa milleti de olurmuş demek ki.

(git: 1477753)

Satılıyormuş. Aydın diye bakmışım. İzmir'e bağlıymış.

Bu yaz aldım satılıyor.

Pedigree de adi mama zaten. Belki bayattır. Sonradan baktın mı, kimse mi yememiş.

Temizmama mamaları da adi. Formülde ne varsa yemeyen hayvan yok. Bir de hep taze.

temizmama ve pedigree arasında çok fark yok, pedigree daha iyi bile olabilir :D

market mamaları iyi olmasa da içine çin tuzu mu artık ne atıyorlarsa yemeyen hayvan görmedim, mama bozuktur belki

İlginç ben pedigree yi kaliteli sanıyordum. Diğer mamaların 2 katı fiyatı var.

Bein connect i anlıyorum. Yansıtma kolay olsa herkes ucuz olan digiplay alır. Ama diğerlerinin hedef kitlesi metrobüste seyahat edenler galiba.

Anakart üzerindeki çıkışlardandır, hdmi veya vga. Değil midir?

anakart üzerindeki çıkışlardan evet

anakartta hangi cikis varsa ordan saglanir. benimkine baktim mesela dvi ve vga var

Evet öyleymiş teşekkürler. Onboard ekran kartı yoksa çıkış olmuyordu eskiden. Biz geri kalmışız. İşlemci ekran kartı ile GTA 5 oynanır mj? Bitcoin bitmeden ekran kartı almak zor görünüyor

Hangi islemci olacagina bagli olmakla birlikte oynanir tabi. Su anda islemci ekran kartlari asiri kotu degil. Mesela bu videoda AMD Ryzen 3400G islemci ile nasil oynaniyor onu gostermis. www.youtube.com

Eskiden onboarddan kastin harici gpu ise aslinda dahili gpusu olmayan islemciler yeni yeni cikti diye biliyorum ben. Yani eskiden hep direkt anakarttan cikis alabiliyordun. Yanlissam duzeltin

yanlışsın düzeltiyorum. isa, pci, agp ve pci-e ekran kartları kullandım. üzerinde gpu da barındıran işlemciler 2010'a doğru yaygınlaştı.

düzgün ram ile 3-4 bin serisi apularda oynarsın gta v.
ram çok önemli.

Bir sonraki ithalata.

Hayır.

Eşimde değerler sıfır çıkmıştı. Acaba düşükte olsa bir değer olması hastalığın başlangıcında olduğumu mu gösterir diye düşünmüştüm.

Hayır. (testten önceki son 4-5 gün hariç)

en.m.wikipedia.org

İlk ilacı 2016’da onaylanmış.

ekohesap.com

yöntem önermeyeceğim, ama yüzsüzlük dediğiniz için bir soru sorma ihtiyacı hissettim. zira yıllardır" defter parası" adı altında istenen para, defterler elektroniğe geçtikçe adı aynı kalmasına rağmen içeriği çok değişmiyor.

sormak istiyorum. yanınızda çalışan personel varsa, personeli iş için bir yere gönderdiğiniz zaman yol parasını veriyor musunuz? personeliniz yoksa bile, olduğunu düşünerek cevap verin.

ya da ofisinizde, dükkanınızda çalışan personelin kullandığı kağıdı, kalemi falan cebinden ödemesini, evinden getirmesini mi bekliyorsunuz? "maaş veriyorum ya işte, onun içinden harca" mı diyorsunuz?

evet defter elektronik oldu, kağıt ve noter masrafı bitti. peki o vergi dairesine gitmesini beklediğiniz muhasebeci, sizin için vergi dairesine giderken yol parasını cebinden mi verecek? ya da evraklarınızı almak için işyerinize gelirken masrafı cepten mi yapacak? sizin elektronik oldu diye çıktısını alıp vermediğiniz faturaların çıktısını kendi cebinden aldığı tonerle, cebinden aldığı kağıda mı yapacak? evet adı hala defter tasdik ücreti ve defter tasdiki diye bir şey yok. diğer masraflar?

ben 30 kilometre ötedeki mükellefime ayda iki sefer şahsi arabamla giderken yaktığım benzini cebimden mi vereceğim? ya da ofisine yazıcı bile almayan mükellefimin elektronik olduğu için "sen sistemden alırsın zaten hehe" diyip çıktısını da almadığı 90 sayfa faturasının kağıdını tonerini her ay cebimden mi karşılayacağım?

adam bütün gün sürecek montaj işi için ustanın altına benzini koyulmuş arabayı veriyor, cebine de öğlen yemeğini yesin diye yemek parasını koyup gönderiyor.

aynı adamın vergi dairesinde, sgk'da, ticaret odasında bütün gün sürecek işi için ben kendi arabamla gidiyorum, hatta iş olmazsa dönüp ertesi gün tekrar gidiyorum, acıkınca kendi cebimden yiyorum. niye? ben de bu işleri mükellefim için yapmıyor muyum?

ha siz bunların hepsini karşıladığınız halde sizden para istiyorsa gerçekten yüzsüzmüş.

"benim dükkanım 30 kilometre değil" veya "benim 90 sayfa faturam yok" diyeceğinizi tahmin ediyorum. zahmet etmeyin. anlatmak istediğimi anlamış olduğunuzu sanıyorum.

defter beyan sistemi zaten mükellefin kendi kendine kullanabilmesi için icat edildi. vergi dairenize başvurup şahsi şifre alarak sistemi kullanabilirsiniz. "defter beyan sistemi" etiketiyle arayın. yine de uyarayım, web üzerinden kullanımı kolay değildir. bu yüzden birçok muhasebeci, yumurtadan çıkan bu saçma sistemi verimli kullanabilmek için yazılımlarına ciddi miktarda yatırım yapıp para öderler, onu da ekleyeyim.

Muhasebeciyle yaptığu iş için aylık bir bedelle anlaştım. Ben de müşteriye yaptığım işle ilgili aylık anlaştıktan sonra extra toner parası vs. maliyet çıkarmam. Ayrıca 5 senelik geçmişinde benim için bir kez vergi dairesine gitmedi. Senede en az 2 kere ben gidiyorum işlemler için. Ayrıca aylık makbuz sayımı söyledim. Senede bana harcıyacağı para 1 top kağıdın yarısı 8 TL.dir. Evrakları da her ay cebimden kargo ile yolluyorum. Hem bunları yapmayıp hem de aylık ücretinden başka extra ücret istemek kusura bakmayın yüzsüzlüktür.

oncelikle muhasebe ile yaptiginiz sozlesmeye bakmak lazim. evraklar nasil teslim edilecek, hangi isler icin para alinacak bunlarin hepsi orada yazar zaten. yapilacak islere gore de aylik bir ucret cikarilir

not: memnun degilseniz de sozlesme bitiminde degistirebilirsiniz ya da sozlesme devam ederken bak sunlari sunlari yapmiyorsun diye konusulabilir

not2: hic bilmediginiz bir seyi kendiniz yapmak isterseniz de acin once bir idari para cezalari ne kadar ona bakin, calismayan sistemleri gorun ve sonra donup muhasebecinize tesekkur edin :)

Muhasebecilerin yararını zararını tartışmıyoruz sonuçta. Ben işletme okudum. Okurken babamın küçük işletmesinin defterlerini ben tuttum, muhasebeciye para vermedik. Sizin de gayet yapabileceğinizi düşünüyorum. Muhasebeci de kendi bakış açısından haklı. Çünkü altına imza atacak, ya da bir şekilde cezaya maruz kalsa sorumluluk alacak. Masrafından bağımsız olarak parayı isteyebilir. Sizin durumunuzda bana da en makulu kendi hesabınızı tutmanız gibi geliyor.

işte onu soruyorum ben de. personelinize de "3000 lira maaşla anlaştık" diyip, gönderdiğiniz yere giderken harcayacağı yol parasını, işyerinde sizin için kullanacağı kırtasiyeyi de verdiği maaştan karşılamasını mı bekliyorsunuz?

muhasebeci anlaştığınız ücreti defterinizi tutup beyannamelerinizi verirken harcadığı emek, bilgi birikimi ve aldığı sorumluluk için alıyor. 16 sayfalık muhasebe ücret tarifesi var ve bu tarifenin içinde malzeme için para almak yok.

yani "muhasebeciyle bir paraya anlaştım, o parayla şirketimin bütün işlerini malzemesi dahil yapacak" diye bir dünya yok.

vergi dairesine gitmesinin gerektiren şey mesela bir adres değişikliği ise ayrıca onun işlemleri için 350 lira vereceksiniz mesela. ya da limited şirket sermayesi mi arttıracaksınız? kendi makbuzlu noter, harç vs. masraflarınız dışında muhasebeciye 900 lira rapor ücreti ve 1400 lira hizmet ücreti olmak üzere 2300 lira vereceksiniz. öyle aylık ücrete anlaştım, her işimi bu paraya yapsın değil. her işin ücreti ayrı, malzemesi daha da ayrı.

arabanızı bakıma götürüyorsunuz, bakım ücreti 250 lira. ama yağ değişiyor +300, filtre değişiyor +100, buji değişiyor +200, balata değişiyor +300 1000 liralık olup çıkıyorsunuz. "hani bakım ücreti 250 liraydı" demiyorsunuz. bakım dşında tamirat falan isterseniz onu da ekliyorlar. o hesap işte.

bence de kendiniz yapmanız en doğrusu. bütün bu paralar cebinizde kalır.

Bu kafada olan birisi defterlerini kesinlikle kendi tutmalı. Gelecek ceza duyurularınızı merakla takip ediyor olacağım. Şimdiden kolaylar gelsin :))

ben de sık sık bu mevzulardan muhasebecimi değiştiriyorum.defter tasdik parası isteyen ile de çalışmıyorum hiç.sebebini sorduğumda bana kağıt,toner vs sayıyor.e ben her ay zaten 200 tl veriyorum.

kendim de avukatım kimseden ayrıca kağıt,toner için para istemiyorum.dava masrafını alıp çekiliyorum.vergi dairesine gidiyorsa ben de adliyeye gidiyorum.o zaman ben de her duruşma için adliyeye giderken benzin parasını isteyeyim?yasal değil vermeyin,mutlaka zaten istemeyeni de bulursunuz.

avukata, sahis isletmesine 200'e bakanlar oldugu surece, her ozel isi dahil her isine ucretsiz kosturanlar oldugu surece isiniz zor @kibritsuyu; adam 200'e muhasebe ucreti veriyor bir de ustune para vermem diyor :) acaba o avukat arkadas kac lira aliyor en ufak bir isi icin :)

kendiniz tutun bence de, cezalar gelince iyi bir muhasebe icin 200 degil cok daha fazlasini isteyerek ve severek o zaman verirsiniz!

Ahahaha 200 liraya aylık muhasebe işlerini/mali danışmanlığı yaptırıp her türlü ek masrafı çıkarabileceğini düşünen avukatlar olması da ayrı bir komikmiş. Asıl bu ücretleri talep etmemek yasal değil bir açın bakın isterseniz.

Neyse ucuz etin yahnisi paradoksuyla cümlemi noktalıyorum. Tüm meslektaşlara ve sektörlerdekilere bol sabırlar.

Aylık 200 lira veren avukat arkadaş Ankara'da ise özel mesajla ulaşsın. Ücret iyiymiş. Aylık 200 lira karşılığı derhal vekaletimi vereceğim. Ama her şey dahil. Gece yarısı karakola düştüğümde de kalkıp gelecek, ofisime teşrif edip her türlü dilekçemi, sözleşmemi de hazırlayacak. Gereken durumlarda her türlü hukuki danışmanlık verecek, adıma bütün davalarımı icralarımı takip edecek, bilirkişi raporlarımda hukuken destek olacak.

Teklifimde çok ciddiyim. Kabul ediyorsa görüşelim.

Abim kullanmadı, hafif atlattı. Ytd

Arkadaşım da sadece parol kullanmıştı diğer ilaçları kullamacı. Ama herkeste farklı tabii.

Babam yarıda bıraktı. Bıraktıktan sonra daha iyi hissediyordu.

Testi pozitif cikanlarin cok az bir kismina ilac veriliyor yasadigim yerde, o da sadece ciddi risk grubunda olanlara. 50 yas ustu 2 tanidigim var mesela bizzat geciren, kimse ilac vermedi. Sadece nefes darligi cok zorlarsa o zaman hastaneye gelin/ambulans cagirin deniyor, o zaman gerekli ilaclar veriliyor. Genclere de ayni sekilde, gidin evde yatin dinlenin seklinde yaslasiliyor.

@taurina, abim risk grubunda değildi, içmeden atlattı ve günde 8 doz ilaç vermişler zaten bu yüzden içmemiş. Yani yoh ole bi şi

Bana filyasyon ekibi ”semptomunuz yok yasiniz da genc isterseniz vermeyelim ilac” dedi. ben de gercekten semptom gostermedigim icin alip icmedim.

günde 8 doz yanlış bilgilendirme. yalnız ilk iki doz sekiz adet alınıyor. sonrasında her doz 3 adet. 12 saatte bir.

Normalde hangi ilaçlar veriliyor bilmiyorum ama ateşlendiğim ilk 2 gün ben de parol kullandım, başka ilaç kullanmadım.

mümkün

Mümkün tabii ki. Pasaportunuz kayboladabilir, sadece dolması aradaki ilişkiyi sağlamaz.

Bizim pasaportun bitimine 4 sene varken 5 senelik vize vermediler, 4 senelik bastilar. Hatta pasaport bitiminden 3 ay once bitiyordu vize tarihi de.

Vermeyebilirler yani.
(ABD sanirim veriyor ama)

ben ABD'den bitisine 1 yil kalan pasaportla 10 yillik vize almistim.

pasaport suresi bitince yeni pasaportla birlikte vizenin oldugu pasaportu da tasiyorsun.

Cevaplardan da anlaşılacağı üzere, ülkeden ülkeye ve hatta vize memurunun görüşüne göre durum değişiklik gösterebilir.
Kısa cevap: bazen mümkün.

Ulkeden ulkeye degisir.

Amerika basar 10 yilligi gecer,
Kanada pasaport bitis tarihinize kadar verir,
Schengen pasaport bitis tarihinizi dikkate alip ona gore verir buyu olasilikla gibi gibi...

parmaktan kan alarak bir kit ile yapıyorlar ama sonuçları çok güvenilir değil. ben özel bir hastanede yaptırdım 180 tl verdim. başka bir laboratuardan fiyat almıştık, 250 tl demişlerdi.

Türkiye'ye turist gelmiyor uzun süredir. Bize Rus geliyor. Daha çok Rus gelir. İspanya İtalya gibi ülkelerle aynı ligde değiliz. Belki Yunanistan

@allah yazdiysa bozsun ben pek öyle düşünmüyorum. Bu kurlarla pandemi biterse Bulgaristan bile buraya dolar. İspanya ile aynı ligde değiliz fakat çöp seviyesinde lira İspanya müşterisini bile cezbeder. Nitekim İstanbul Boğazında köprü manzaralı 5 yıldızlı denize sıfır otel gecelik sadece 200 Euro

Bizim ülkeye yatırım gelmemesinin sebebi tl'nin güçlü olması değil; adalet, eğitim vb. reformları hükümetin becerememiş olması.

Basit bir örnek vereyim: Bugün bir şirket en basitinden alacak verecek nedeniyle ötürü davalık olsa, haklı olsa bile karşı taraf itiraz ettiği için kesin kararın çıkması 5 seneden önce olmuyor. 5 seneye alacağın enflasyon-kur karşısında kuşa dönüyor. Veya işçi alacakları vb. için işçi haksı olsa bile mahkeme işçi lehine karar veriyor vb. Bunlarla uğraşmak ister misin?

Benzer şekilde İran'a mesela neden yatırım gitmiyor? Herkes İranlıları öve öve bitiremiyor. Ülke güvenli (terör yok), doğal kaynaklar var vb. Ama adalet de yok. Gittik iş yapmak için, paramızı alamadan geri döndük. Başvuracağın yer yok. Tanıdık falan vasıtasıyla, bir kısmını kurtarabildik. Bir daha iş yapmaya gider misin? veya yatırım götürür müsün?

bu hesaplamaları yaparken şunu genelde unutuyoruz döviz artıyor, otellerin fiyatları da artıyor. dolar cinsinden baktığımızda 100$ olan şey tüm bunlardan sonra 90$a falan düşüyor en fazla. tl cinsinden 2 kat fiyatlar artmış olsa da döviz cinsinden çok değişmiyor. olan o ülkenin yurttaşına oluyor.
alamancılar 10 yıl öncede çok rahat tatil yapıyorlardı yine çok rahat tatil yapıyorlar. kur değişiyorsa fiyatlar da değişiyor ücretler de değişiyor.

Tatil bütçesini ayırmış insanlar ülke seçerken bence otelin imkanından önce ülkenin imajına bakıyorlar. Düşünüyorum gerçekten bence herkesin Türkiye'ye tatile gelmesi lazım. Tam tatillik muhteşem imkanları olan bir ülke. Ama diyorlar ki ne işimiz var orta doğuda, avrupa'ya giderim. Muhtemelen bizim de gelişmemiş ülke olarak gördüğümüz ülkelerde çok güzel oteller çok ucuz ama lezzetli restoranlar vardır. Ama oralara gitmeyi hiç konuşmuyoruz, değerlendirmiyoruz bile.

Ülke imajının ve reklamın önemi sanırım bu da. İçinde bulunmak istemeyeceğimiz ülke toprakları veya muhatap olmak istemeyeceğimiz bir halkın içinde tatil yapmak istemeyiz. Daha doğrusu bunu değerlendirmeyiz bile. Herkes bizi hala deveye biniyoruz sanıyor, bedava gel desen gelmeyecek insanlar var.

Yunanistan'da nasıl daha ucuz Türkiye? Kur arttıkça fiyatlar da artiyor. Ülkeye her geldiğimde daha da şok oluyorum.

Malesef bir yunan adasında yapabileceginiz tatilin kalitesini Türkiye'de bulmak için benzer paralari veriyorsunuz. Belki daha fazla.

Yatırım olarak da; yatırım sadece döviz kuruna bağlı değil. Ek olarak siyasal olarak ne olacağı belli değil. Yatırım ucuzluğu sever ama stabil politik durumu daha çok sever. Iki sene sonra ülkede ne olacağını kimse goremiyor.

Bu arada üretim taşımak o kadar kolay değil. Pahali avrupa ulkelerinde grev vs yapıp hakları aranıyor. Ucuz avrupa ülkeleri zaten ucuz. Buna ek olarak ab icindeler bunun da pozitif etkisi var.

Pahali avrupa ulkelerinde "ben fabrikayi tasiyorum" dediginde halk olay cikariyor, cumhurbaskanina kadar çıkıyor olay.*
Bunu yazmak istemistim son cümlede.

Turistlerin ilgilendigi yerlerde fiyatlar dovize entegre olur. Turistin gozu kapali 100$ verecegi hizmete sen en fazla 200tl verebileceksen isletme fiyati 100$ olarak koyar haliyle cok para kazanir. Turist ilgisi oldukca yani sektor kazanir, hem de iyi kazanir (tr sartlarinda lira bazli olarak) - tek farki TC vatandasi ve tl ile maas alan kisiler oralara gidemez, paralari yetmez.

Uretimin kaymasi durumu bir ulkeyi acitmaya baslarsa gumruk vergileriyle o mesele cozulur.

insan dizi kötü de olsa sezonlar boyunca ister istemez bir bağ kuruyor diziyle. film öyle değil 2 saatin var beğen yada beğenme çok kolay.

Dizi uzun soluklu olduğu için insanlar daha çok bağlanıyor olabilir hikayeye, karakterlere.. oyle olunca da bol keseden veriyor olabilir puanı

bir diziye oy vermem için yarısını izlemem gerekiyor benim. 1-2 bölüm izleyip oy vermiyorum, haksızlık gibi oluyor. beğeniyorsam ilerliyorum, puanım yüksek oluyor, beğenmiyorsam zaten devam etmiyorum ve puan da vermiyorum. millet de aşağı yukarı böyle düşünüyor olabilir.

Sebebini bilmiyorum ama o yuzden 8.5 alti diziler cop oluyor resmen

harika bir soru. yanıtını ben de merak ediyorum. filmlere kıyasla 1 ila 1.5 puan arası daha yüksek. burada biraz diziyle bağlanma var. hemen 10 puan'a sarılınıyor. diziye antipati duyanlar da 1'e aynı şekilde yükleniyor. genelde puanlama yapanlar fan'lar olunca puan yükseliyor olabilir.

bunun dışında bağımsız filmlerin de puanları bana yüksek geliyor.

ve son olarak western'lerin de puanları çoğu kez 0.5-1 puan fazla oluyor. örneğin 7.5 seviyelerindeki bir western normal bir film hissi verirken, başka türde bu puanlarda başarılı filmler olabiliyor.

bu da yine western'leri genelde western'e ilgi duyanlar izlediğinden kaynaklanıyor olabilir. hani sadece türü sevenler için derler ya. o grup ağırlıklı izlerse, filmi beğenme ihtimalleri daha fazla olabilir (zaafı var). dolayısıyla daha yüksek puan verebiliyorlar.

Das leben der anderen.
Cold war (2018)

Werk ohne Autor: www.imdb.com

Teşekkürler

c vitamini ve çinko içeren gıdalar covid 19'da olup olmamasına göre mi önerilip önerilmiyormuş? neden?

bunun cevabını öğrenirsem tavsiye verebilirim.

Sambucol bağışıklık tetikleyici diye birşeyler yazmışlar da sözlüğe. Covid19 da istenmeyen durum galiba.

Böyle şeyleri internetten okuma yapmak yerine güvendiğiniz bir eczacıya ya da doktorunuza danışın derim. Çok fazla bilgi kirliliği dolaşıyor çünkü bu konularda. Bilen bilmeyen herkes 'dayımın oğlu böyle dedi' deyip yorum yapıyor.

Çinko neden almak istiyorsunuz? Kan tahlili yaptırdınız da eksiğiniz mi var? Eksiğiniz yok ise fazladan mı almayı düşünüyorsunuz?
Lütfen Google'dan bir araştırır mısınız 'fazla çinko alımının zararları'nı.

Ben çinko ve c vitamini gibi pek çok yiyecekte bulabileceğim şeyin siselenmis kimyasal formunu kullanmayı tercih etmiyorum şahsen.

Ek olarak covid 19 için bagisikligi düşürücü/baskilayici ilaçlar tavsiye edilmiyor. Sizin durumunuza bi tam tersi oluyor.

Güvendiğim eczacı bana Redoxon muadili olarak Suda C önerdi, c vitamini, çinko ve d vitamini içeriyor Redoxon gibi. Doktor tarafından özellikle önerilmediyse özellikle c vitaminini gıdalardan alabilirsiniz bence de.

ben Nature's Supreme Vitamin C + Zinc efervesan tablet kullanıyorum. Her gün olmasa da haftada 1-2 kullanıyorum fazlası böbreklerde taş yapabiliyormuş.

Youplus var suda çözünen, redoxonun alternatifi gibi.

Bu arada çinko fazlası zarar ama bunlarda 10mg var, günlük 10-15mg limit sıkıntı değil. Doktorun saç dökülmesi için verdiğinde 50mg vardı mesela o mide bulandırıyordu. C vitamini de günde alınması gerekenin çok çok katı vardı bunda ama atıldığı için koyuyorlar sanırım.

Bu arada nurofen tarzı ibuprofen içeren, bağışıklık baskılayıcı şeyler istenmiyor. Hastayken hasta olduğunu fark edemiyorsun hatta vücut da yeterince savaşamıyormuş sanırım.

hidrosiklorokini 20 senedir kullanıyorum.

@sutlu nescafe detaylı tıbbi bilgiye sahip değilim. Kalp ritmini bozan belki de azitrodur. Ya da yüksek doz verildiği içindir.

günde 1 tablet veriyorlar diye biliyorum. uzuuuuuunca bir süre günde 2 tablet kullandım. şimdi de tek tablete düştüm. azitromisin veya ikisi birleşince sıkıntı çıkartıyor olabilir.

Kendim tıbbi bir bilgiye sahip olmadığım, sağdan soldan okuduklarıma da göre de buna karar veremeyeceğim için doktorlar ne söylerse onu yaparım tabii ki.

birçok makale o ilaçların pek de bir işe yaramadığı görüşünü destekliyor.
kararsız kalırdım bu konuda sanırım ama alırdım herhalde.

merak edenlere FDA ilaç onayını geri çekti geçenlerde fayda görmedikler için (en azından ileri derece hastalarda):
www.recoverytrial.net

177x5 makale mevcut, herkes kendine göre değerlendirebilir, her görüş var: pubchem.ncbi.nlm.nih.gov doktor değiliz tabi ama bulguları paylaşmışlar.

Tabi ki doktorun verdiği ilaçları alacağım.. Başka alternatif var mı? Yok. Sağdan soldan duyduğum bilgilere göre hareket etmem en azından. Siz nereden duydunuz peki öyle yaptığını ilaçların? Hangi makalede okudunuz? Atıf sayısı kaçtı? Bana söylediğiniz şeyler bilimsel gelmedi.

tartışmalı ilaç plaquenil (Hidroksiklorokin). yayınlanan bazı araştırmalardan sonra yasaklanma haberleri geldi, fda dikkatli kullanılmasını önerdi, fahrettin koca tedavinin arkasında durdu.
herhangi bir taraf tutmuyorum. basit bir internet aramasıyla konu ile ilgili haberlere ulaşabilirsiniz. ama mesele sağdan soldan duyma bir söylentinin ötesinde. bir de şöyle bir durum var ki, bu kaos ortamında tamamen kontrollü bir bilimsel çalışma yürütülmesini beklemek gerçekçi değil. birçok yeni tedavi çıktı, birçok farklı hastalığı olan hastaya bunlar birlikte uygulandı, farklı farklı aşamalarda geldiler ve en önemlisi bu virüsü daha doğru dürüst tanımıyoruz. bu ilaç önümüzdeki zamanlarda daha tutarlı verilerle daha doğru şekilde değerlendirilecektir diye düşünüyorum.
www.theguardian.com
www.sciencenews.org
www.haberturk.com

hastaligin seyri cok agirlasirsa belki. yoksa full izolasyon + temiz beslenme + yuksek doz c vit + gun isigi + d vit disinda bir sey yapmam.

Hastanede covid tedavisi görürken aynısını bir arkadaşım telefon ile arayıp söylemişti, '' Abi o ilaçlar yalnız bilmem ne organına çok zarar veriomuş abi bence kullanma'' dedi, kendisine üstün zekalılığından dolayı teşekkür edip bende seni akıllı zannederdim diyip telefonu kapatmasını rica ettim.

Ölüm ile cebelleştim, bir organınızın hasar görmesi mi ? hayatınızı kaybetmek mi ? bu ayrımı yapamayacak insanların direkt fişi çekilmeli bence, hiç uğraşılmamalı.

Şöyle de bir durum var, bakanlık bakalım ilaç tutuşturacak mı, testleri negatif tomografisi temiz olup covid şüphesi çok ağır olan ama tedaviye başlanamayan hastalar da duyuyoruz. Burada örnek var.

www.eksiduyuru.com

Günde 16 ilaç içildiğini falan okudum, kaparsam da o kadar ilacı midem kaldırır mı şüpheliyim :((

Tüm belirtileri gösteriyor ve kötüleşiyorsam hastaneye gidip ne tedavi verirlerse alırım.

Şüpheleniyor ve tam olarak belirtileri göstermiyorsam hastaneye gitmem evde izole ederim kendimi. Olmadığım halde hastaneden kapma ihtimalim var, pozitif ve hafif atlatıyorsam da doktorlar muhtemelen eve gönderecek zaten, çevremde sağlıkcı olan arkadaşlarım var onların tavsiyelerine uyarım herhalde.

Öyle bir endişe geliyor ki, yan etki falan düşünmüyosunuz, bir an önce kurtulmak istiyosunuz, o nedenle pozitif teşhis edilseydim ne verirlerse kullanacaktım, bende hiç bir şey yok ama test sonucu negatif çıkan erkek arkadaşımın kan değerleri bir hafta süreyle kötüydü, pozitif çıkmadığı için ilaç da verilmiyordu, çok çok endişelendik, şimdi neyse ki hem genel halinde hem de kan değerlerinde iyiye gidiş var.

kapı eşiklerine ve köşelere az bir miktar sönmüş kireç dökebilirsin.

Annemin evindeki balkona da kuş yuvalayıp yumurta bırakmıştı çiçeklerin dibine, sonra haliyle kuş biti sardı etrafı, birkaç hafta ilaçlama yapmadan kurtulmaya çalıştılar ama kurtulamadılar sonra ilaçlama yaptırdık pırıl pırıl oldu ev, bence hiç acı çektirmeyin kendinize vakit kaybetmeyin.

Gecen aylarda bizim evi de bastılar, çok okudum çok korkuttum kendimi bu konuda, bir de beni ısırdılar bolca, kötü bir dönemdi. Bayer k-othrine kullandık kendimiz, işe yaradı, deneyin bence.

Teşekkürler

Süresi geçmişse dispute aç paran iade olur.

En son aracı kurum olmadan vize kabul etmiyorlardı, değişti mi? (Evrak işlerini düzenleyip min iş çıksın deyu)

doğrudan konsolosluğa başvuramıyorsun. en azından turist vizesi için böyle.

Yoo değil. @tepedeki.

Haftada 1 gün konsolosluğa direkt başvurabiliyorsun: www.mfa.gr

o değil de, gidebiliyor muyuz yunan'a? açılacak mı sınırlar ne diyorsunuz

avrupa'da hiçbir ülkeye gidemiyoruz şu an. durum da belirsiz.

Artık nah vize verirler :)

Eski tipi yeniye değiştirecekseniz bir defalık kayıp diyip yenisini çıkartırsınız.

Yeni tip kayıp

Ben sordum ben cevap vereyim. Gerekiyormuş

Pardon gerekmiyor

Normal bir zamanda olmadığımız için yok. Kolluk kuvveti yardımı ile hastaneye geri götürülenlerin haberini izledik. Halk sağlığını tehdit eden bir durumda bu uygulanır.

Özel değilse ayrılma isteğinin nedeni nedir?

kaynak yapayim,

covid teshisi koyulan herkesi hastaneye yatiriyorlar mi? bildigim kadariyla cok agir seyretmiyorsa ilaclariyla birlikte eve gonderiliyor. yanlis miyim?

Salgin oldugu icin yok diye biliyorum.

1593 sayılı hıfzısıhha kanunu geçmişe ait bir kanun ve yeni hastalıklar tabiki belirtilemiyor.

ancak verem ve zuhrevi hastalıklar gibi bulaşıcı hastalıklar için

MADDE 107 - Zührevi bir hastalığa müptela olduğu tahakkuk ederek hastalığı etrafına neşir ve sirayet ettirdiğinden şüphe edilen kimseler cebren tedaviye sevk olunabileceği gibi hastalığın sirayetine mani olmak üzere bir hastanede tecrit ve tedavi altına alınabilir. Bu hususta kuvvei cebriye istimali dahi caizdir.

MADDE 287 - 101 inci maddede zikredilen tedbirlere muhalefet edenler veya tedaviye icabet etmeyenler hakkında Ceza Kanununun 526 ncı maddesi tatbik olunur.

mesela aynı kanunda trohom hastalığından bahsediyor ve o da bulaşıcı bir hastalıkmış.


MADDE 101 - Trahom mücadele mıntıkalarında teşkil edilecek heyetler bütün ahaliyi muayene ve tescile ve trahoma müptela olduğu anlaşılan hastaları tedavi maksadı ile müesseselere celbe ve iktiza eden tedaviyi tatbika salâhiyattardır.

bulaşıcı bir hastalık için bu o yönetmelik hiçbir işe yaramaz.

Reddetme sansi yok bildigim kadariyla ancak durumu iyiyse ve Doktor izin verirse.

evet,valiligin kararini googlelarsan bulursun, buralardada cok soruldu.. her yerde denetim olmayabilir , o yuzden bazi yerlerde yapanlari gorebilirsin ama resmi karar yassah hemserim

Arıyorım bulamıyorum. Rica etsem link atabilir misiniz?

28-29 Mart 2020 tarihleri başta olmak üzere virüsle mücadele sağlanıncaya kadar hafta sonlarında, il ve ilçelerde vatandaşların sahil bantları, mesire ve ören yerlerinde, piknik alanlarında; piknik yapmak, balık tutmak, spor, yürüyüş vb. faaliyette bulunmak yasaklanacak. İl ve ilçelerin durumuna göre bu tedbirler hafta içi günlerine de yaygınlaştırılabilecek.

www.icisleri.gov.tr

edit: haftasonu sahilde koşamıyorsunuz ama sahilin yanındaki yolda koşabiliyorsunuz

sahilde yürütmüyorlar bile

dün akşam bostancı sahilde yürürken polis yasak olduğunu söyledi. kaldırımdan yürümekte problem yokmuş, sahil şeridi yasakmış.

Kapatabildikleri yerleri kapatıyorlar zaten, Fenerbahçe park girişi, Moda'nın sahile inen noktaları, girişi olan parklar, kapatılamayacak alanlarda da polis geziyor, Caddebostan sahil gibi.