Ekşi Duyuru

Beynin dolu ise yine de boşaltmaz.

headspace çok faydalı bir uygulama, tavsiye ederim. Meditasyon asla ama asla beyinde hiçbir fikir oluşmaması değil, tam tersine oluşmasına herhangi bir şekilde engel olmamak üzerine kurulu.

Şöyle örnek vereyim, beyniniz otoban ve düşünceler de arabalar olsun. Vızır vızır akıyor arabalar gün içinde otobanda. Siz bazen kendinizi arabanın birine atlamış, bazen de otobana atlayıp arabaları durdurmaya çalışırken bulabilirsiniz. Meditasyon ise size yolun kenarında oturup düşüncelerin akışını sessizce ve dışardan izleme imkanı verir.

Ama zaman alan bir konsept meditasyon. Yıllar boyu inşa edilen düşünce biçimlerinin kısa sürede değiştirilmesinin beklenmemesi gerekiyor.

Meditasyon uykuya dalma olayini cok rahatlatabilir, ama 2 gunde cozum olmaz, zamanla gelisecek bir skill. yani hemen yapayim bitsin gibi degil de, bu yetenegi ogreneyim, hayatim boyunca bana fayda saglasin gibi.

yutubdan ogrenirsin de en temizi hocadan ogrenmek. bu amca online ogretiyor,

www.pozitifdergisi.com

meditasyon zihnin dingin bos bos durmasini da saglar, ama o noktaya gelmek icin baya bir saat gommek lazim pratige. meditasyonla ilgili herhangi sorun olursa ozelden yazabilirsin bana.

Benzer minvalde soru sabah da vardi, orada paylastigim linklere bakabilirsiniz eksiduyu.ru Turker Erturk cok net anlatiyor youtube'da

Çanakkale’yi uçarak mı geçecekler

montrö sadece istanbul boğazını kapsayan bir antlaşma değildir, çanakkale boğazı-marmara denizi-istanbul boğazı olarak üçlü bir yapı şeklinde alır ve türk boğazları der. yani istanbul boğazını bypass etmek için kanalı açsan da marmarayı ve çanakkalede kilit olurlar. bunu aşmak için bazı aklı evveller saros kanalı diye ikinci bir kanal açmayı düşünüyorlar ama gene bu sefer de arada marmara olduğunu unutuyorlar.

hadi bunu da aşmak için trakyayı komple kanal yapalım hatta dur dur samsun-ceyhan komple anadolu kanalı yapalım desek, gene yemez, çünkü montrö'de karadenize kıyısı olmayan devletlerin karadenizde bulundurabilecekleri gemileri hakkında da düzenlemeler var, 21 günden fazla kalamazlar, 2/3 sınırını aşamazlar, tonaj ve gemi sınıfları şunlar şunlar olamaz diye. yani anadoluyu komple kanal da yapsan nato karadenize çıkamaz.

hatta montröden para kazanamıyoruz, süveyş ve panama kanalı para basıyor, biz de kanaldan para kazanıcaz da hikaye. boğaz yılda 150 milyon para kazanıyor, ufak bir kur düzenlemesi ile bunu 15-20-30 katına kadar çıkarabiliriz. demek ki olay boğazın bedeva olması ya da para da değil.

kanal istanbulun tek açıklaması ne rus-abd dengesini sağlamak (ya da bozmak), ne abd'nin türkiyeye rüşvet vermesi, ne nato, ne şu ne bu. tek amaç istanbul bitti yeni rant alanı lazım, ve iç siyasette bir hava civa meselesi lazım. malumunuz üçüncü havalimanı artık demode bir konu, almanlar yeteri kadar kıskandı. kiel kanalı, mann kanalının ne ki, şimdi kanal istanbulu kıskanıp fesatlıklarından çatlasınlar.

aklıma bu geldi :D
www.youtube.com

Tüm zamanların çok satan yabancıları şu liste bence.
Ama yerli kitaplar ve güncel çok satanlar için bir fikrim yok.

www.idefix.com

sigara yasaklansa kaçak yollar çoğalır. bağımlısı tiryakisi çok. sigara yüzünden kavgalar adam öldürmeler bile çıkabilir.

kaçak yollar çoğalır, me olduğu belirsiz merdiven altı satış olur, tüm bunlarla birlikte devlet vergi gelirinden de vazgeçmiş olur. yani şuan zararlı da olsa devlet kontrolünde.

sigara hayvan gibi pahalı, bu şekilde bırakan bırakıyor, şahsen sigara 10 lirayı görünce yeter artık diyip içmedim bi daha.

Size katılıyorum ancak poşetler 25 kuruş olunca ayaklanan bir halk sigara yasaklanırsa birbirini keser diye düşünüyorum.

Karantinanın mantıksızlığı/gereksizliği üzerine harika bir tespit olmuş bence.

Karantinanın olayı, sürü bağışıklığına ulaşana kadar hastalığı kontrol altında tutabilmek. Aksi takdirde bir anda bulaş yaşanırsa bütün hastaneler kitlenecek. İtalya'da olduğu gibi. O durumda hem covid hastaları, hem diğerleri tedavi edilemeyecek. Yoğun bakımlara erişim kısıtlanacağından acil müdahale gereken herkes risk altına girecek.

Sigara bunların hiç birine sebep olmuyor. Keşke sigaradan da ölen olmasa, yasaklansa vs ama karşılaştırmanız elmayla armut olmuş biraz.

karantina ile sigaranın ne alakası var? küresel salgın boyutunda bulaşıcı bir hastalık söz konusu ve yayılma hızını yavaşlatmak, bu sayede aşı, tedavi şansı için zaman kazanmak ve sağlık kuruluşlarında yığılmayı önlemek için karantina uygulamaları yapılıyor. sigara ile bunun bağlantısını nasıl kurdun tam olarak?

Dağıtım şirketlerinden etiketin yüzde 40-50 arası iskontolu alırsınız. Koridor, Pegasus gibi piyasa işi yapan yayınevlerinden de direk almanızı öneririm. Bir de her tür kitaba ulaşabilecek bağlantısı olan kişiler vardır piyasanın içinden. Onlardan biriyle çalışırsanız her kitap için ayrı bir yol izlemenizi sağlarlar. Komisyon alırlar ama yine de karlı olmanızı saglarlar

Yıllardır sektörün içindeyim, baba mesleğim. Şu anda sektörün toptancı olarak en büyükleri Turkuvaz (Eski Prefix), Kida, Bora, Emek, Final. İskontolar genelde %30-45 arasında değişiyor. Diğer arkadaşın yazdığı gibi Koridor, Pegasus gibi firmalardan direkt alabilirsiniz. Mesela ben İş Bankası, İndigo filan da direkt çalışıyorum. Prefix İndigo için %40 iskonto verirken kendisinden alırsanız %55’e filan geliyor. Ancak ne kadar ucuz alırsanız alın fiyatlar e-ticaret için yine yüksek kalıyor. İş bankasından yılın 6 ayı %45 ile alıyorum ama Amazon’da Trendyol’da çok rahat %50 ile satıldığını görüyorum, hesaba komisyon kargo da girince işin içinden çıkılmıyor. Bir de spotçular var, elindeki toplu miktarda kitabı faturasız bir şekilde bagajdan satıyorlar. Bulaşmanızı pek önermem.
Ben çoğu zaman perakende satış için Amazon’dan ve Kitapyurdu’ndan toptan kitap alımı yapıyorum. Toptancıların vade ile çalışması ve iade dışında bir avantajı kalmadı (yılda 2 kez %5 iade)
Bunun dışında söyleyebileceğim; piyasaya dağıtım yapan firmalar bir de kendi yayınlarını takasa getirerek diğer yayınları maliyetine getiriyor bazen. Tabii bunun için de sağlam ve talep edilen bir yayınınızın olması lazım. Zor işler..

Bazıları yiyor

Kısıtlı kaynağı bölüşmek istemiyor. Bu arada yiyeni hiç görmemiştim.

hoşlarına gidiyor, avcılık içgüdülerini tatmin ediyorlar sanırım.
kediler de fareleri öldürüyorlar. genellikle de yemiyorlar.

Zevkine yapıyorlar daha çok.

Ama geçen sene komşunun bahçesinde anne köpek + 7 yavrusunda şahit olduğum kadarıyla on taneye yakın kediyi bir ay içerisinde yediler çok kötü bir manzaraydı. belediyeyi her gün araya araya zorla götürttüm köpekleri de mahalledeki kedi nüfusu oh çekti.

ucan kacan ne varsa pesinden kosma gibi bir icgudusu var hayvanin. benzerinin sincap, sican gibi hayvanlara da yapiyorlar.

covid19asi.saglik.gov.tr

aşı tablosu var bu sitede ama aşı tedarik planlaması yok. uygulanan aşılar il bazlı yer alıyor.

benim yaptığım şu standart kira sözleşmesi 20 madde. altına el yazısıyla 21. madde diye ekleme yapıp "kiracı tarafına resmi yahut gayriresmi yolla sözlü ya da yazılı olarak iletilmesinden itibaren en geç 3(üç) ay içinde evi boşaltmayı, şanına uygun(aldığı gibi) teslim etmeyi kabul eder." diye not düşüyorum.

kimseye rakamsız, tarihsiz evrak imzalatamazsınız. mutlak butlandır. yok hükmündedir. kira dönemi bitiyorsa kanunen en geç 1 ay öncesinden bildirmek koşuluyla sözleşmeyi yenilemeyeceğinizi belirterek evi boşaltmasını isteyebilirsiniz. yahut sözleşme dönemi içinde herhangi bir sebepten boşaltmasını isteyecekseniz benim yaptığım gibi bir madde ekleyeceksiniz. bu arada bunun da aman aman bir geçerliliği yok. iyi bir bahane belirtmeniz gerekli.

hiç bir işe yaramaz o. adamı çıkmıyorum dese tahliye mahkemesi açarsınız yıl sürer yine siz uğraşırsınız.

Belirsiz tarihte geçerli olacak taahütname geçersizdir. Hatta, önceden imzalatılan, o taahütnamelerin tamamı geçersizdir. "kiracı tarafına resmi yahut gayriresmi yolla sözlü ya da yazılı olarak iletilmesinden itibaren en geç 3(üç) ay içinde evi boşaltmayı, şanına uygun(aldığı gibi) teslim etmeyi kabul eder." gibi bir şey imzalatmak, zaten kanunları baypass etmektir. kiracıyı, bu şekilde çıkarmanız kanunlara aykırıdır. kanuna aykırı olan sözleşme zaten geçersizdir. ancak kiracı 3 ay önceden haber verip çıkarabilir, ev sahibi değil.


ama siz tam bir senelik sözleşme yapıyorsanız, o zaman tarihli tahliye taahitnamesini, noterden onaylı olarak imzalatırsınız, sorun da çıkmaz.

yazıcın lazer mi kartuşlu mu? lazer yazıcıda kartuş olmaz.

yazıcı lazer. kartuş yerine tonermi demeliydim ?

evet. acaba lazer uyumlu olmayan kağıtlar mı var? yani lazer normalde şöyle çalışıyor: tonerin içinde toz var. yazıcı o tozun kağıda yapışmasını sağlıyor. belki de mürekkepli yazıcı gerekiyordur. kağıdın üzerinde yazar bence. ya da sitesinde...

lazer yazıcı, toner tozunu ısıtıp eriterek kağıda sabitler ve çıkınca ele bulaşmaması gerekir.

aynı marka etikete, hp laserjet 1102 yazıcı ile çıktı alıyorum, öyle bir problem yaşamıyorum. ama tonerim dolum değil, orijinal de değil, muadil toner.

ısınsa da tanex'in kağıtına eriyip yapışmayan bir toz demek ki.halbuki tanex'in kağıtları da öyle parlak, yapışmayacak kağıt değil, normal kağıt.

Daha neler ya,cocuklar delirdi zaten,al komik eglenceli bir seyler.

Anatomi kitabı çok mantıksız olur. Ansiklopedi değil bu kitap. Ansiklopedi olsa tamam, içerisinde farklı içerik var ama anatomi ağır olur.

Çocuklar için aylık dergiler var. İçerisinde de bulmacalar, ev içerisinde yapabileceği zaman harcayacağı etkinlikler oluyor, çoğu dergi bilimle ilgili birçok farklı konuyla ilgili yazı okuyabilir. Bu tip dergiler daha işe yarar. Tübitak ve kids ilk aklıma gelen dergiler.

www.tubitakdergileri.com.tr

Ek olarak çocukların kodlama, robotik üzerine kendilerini ufakta olsa geliştirebileceği ürünler var. Bu baya zaman alır, uğraştır. İlgisini çekerse bu tip şeylerle daha fazla zaman harcar.

www.robotistan.com

Şu kitapların hepsi güzel. İlgisine göre seçebilirsiniz.
www.hepsiburada.com

ben o yaşlardayken kuzenim tıp fakültesi değil de onun gibi bi bölümde okuyordu, onlar da tıp fakültesinde kullanılan anatomi atlaslarını kullanıyormuş. tabi okurken bizde kaldı ilk sene. evde 2 tane atlas vardı açıp resimlerine bakardım da çok ilgimi çektiğini söyleyemem yani. pek bi yazı yoktu olanlar da latinceydi.

çocuklar için bu tarz bi ürün olmadığı sürece muhtemelen yukarıdaki senaryoyu yaşayacak.

13 yasindaki cocuk simdiye kadar coktan en asiri pornoya bile denk gelmistir zaten. Anatomi kitabindan "+18 filmler gibi, korku filmi yada uygunsuz sahneli filmler gibi" etkilenmesine imkan yok.

Ben 7 yaşındaki çocuğuma aşağıda linkini vereceğim atlası aldım bir ay önce. Aklına geldikçe ülkeleri, kıtaları ve içerisindeki bilimum şeyi inceliyor. Bence çocuğunuzun da ilgisini çekecektir. Anatomi çok ağır olur.

www.amazon.com.tr

Sobotta alma onu tıpçılar kullanıyor aşırı detaylı, çok sıkılır. Ben bile sıkılıyorum okurken Sobottamı.

yok öyle bir ürün maalesef. ama kara sineği uzunca süre takip edip, bir şekilde atlayıp düşüren ve yiyen kedi var. iş görebilir. (:

bunun aynısını sivrisinekler için istiyorum bakındım ama bulamadım sdfgsdfg

s400 siparisi ver direk abi istersen, naaptin ya:)
Ulasabilecegin en yuksek teknoloji mor isik. Ben sunu kullaniyorum cok etkili:
www.amazon.ca
Pervaneli, yaklasan sinegi icine cekip hapsediyor.

Var öyle bir şey de hem sanırım üretimde değil hem de ev kullanıcısı için tasarlanmış bir şey değildi.

www.wired.co.uk

100 sene içinde yapılıp eve alınabilir fiyatlara düşeceğini tahmin ediyorum.

cooper ın link verrdiği aletten var bende. 1 kill i yada hapsi bile yok.

Sinek öldürücü raketler var. yazlıkta kullanıyoruz. sivrisinekler biraz daha yavaş uçtuğu için kolayca yakalanıyor. Karasinekler için ise biraz şans gerekiyor.

Örneğin:

urun.n11.com

1-Popülist liderler denilen olay bu .

2-ABD köklü bir liberal ülke. Normal şeyler bunlar.

ABD bu tip olaylarda sinsi bir ülke. Olaylara hemen müdahale etmiyorlar. George Floyd protestolarında da aynısı olmuştu. Ama protestolar sonrasında 14 bin kişinin tutuklandığı söyleniyor. Suç işleyen kişilerin çoğunun kabak gibi görüntüleri zaten vardır. Zamanı gelince tutuklanırlar.

1-Böyle bir etki olması için trump yanlılarının başarılı olup bir takım sonuçlara yol açmaları lazım önce ki pek muhtemel görünmüyor.

2- 200 bin sayısı nereden geliyor? "Thousands" diyor her yerde, birkaç bin ile 200 bin arasında çok fark var.

Ben prodüksiyon ayağının güçlü olduğuna inanıyorum. Adamın teki YouTuber gidip tiyatro yapmış resmen.

1- Sanmam
2- Ayaklananlar beyaz. Siyahlar, latinolar ve diger gocmenlerden olusan bir grup olsaydi olsaydi oraya atom bombasi bile atabilirlerdi. Simdi izliyorlar, ben de misir patlattim bakiyorum valla bakalim ne olacak..

Bilmiyorum ama fikir çok hoşuma gitti

ben öyle tuvalete oturmam şimdiden söyleyeyim...

Gerçekten tuvalette kaka kalıntısı var diye mi çamaşır suyu dökülüyor sanıyordun :))) açıkçası ben klozeti temizlerken çamaşır suyu dökmeden önce ve sonra arasında pek fark göremiyorum, hiç o kadar pis olmaz çünkü. İğrenç:D

peki bakteriler bu işlemleri yaparken biz nerede olacağız :) koku vesaire olmayacak mı, o halde 6 saat nasıl bekleyecek klozet :/ bir de sifona basıldığında zaten içindekiler kanalizasyon sistemine inecek, klozette temiz su olmayacak mı?

tam anlayamadım sanırım, amacınız çamaşır suyu türevlerinin kullanımını ortadan kaldırmaksa klozetteki zararlı bakterileri yok eden yararlı bakterileri göndermek şeklinde bir yöntem olabilir. mesela sirke bu işi görüyor diye biliyorum.

edit: tamam, siz sifona bakterili su koyalım ama normal sifon işlevini görmeye devam etsin. klozetin yüzeyindeki zararlı bakteri ve mikroplar da sifondaki bakteriler tarafından yok edilsin, böylece her zaman hijyenik kalsın diyorsunuz. ? böyleyse güzel fikir..

dediğiniz top kendi başına bir teknoloji olur ve çok maliyetli olur bence

Yani zaten tuvalette dışkı kalıntısı bırakan insanin hijyen pek umrumda değildir. Hem zaten tuvalet fırçası denen şey bunun için var, onun çözümü Çamaşır suyu değil.

Bakteri hakkında konuşacak olursak, bu bakteriler dışkısı nasıl bir yöntemle sindirecek, onların atığı ne olacak? Zaten dışkının kokmasının sebebi orada sindirim yapan bakterilerin ürettiği gazlar. Sizin bakteriniz tuvaleti daha da kokutacaktır.

Ayrıca sifon çekilince bu bakterilere ne olacak, kanalizasyon sisteminde o ortamı bulup sonuna kadar üreyecekler, bu derecede bir bakteriyel kontamisnasyon nasıl çözülecek?

Son olarak nasıl bir topta bakteri saklamayı planlıyorsunuz? Hadi bakteri kurutulmuş olsa sifona konduğunda hepsi canlanacaktır ve orada nasıl yavaş yavaş aktive olacaklar? Veya nasıl uzunca bir süre temiz suda hayatta kalacaklar. Bakteri sayısı oldukça az olacaktır, kalan az miktardaki bakterinin bir gecede işini yapacak yoğunluğa gelecek kadar çoğalması zor.

Şifon yazmanıza takildim.

Rossmann’da benzeri var. Akşamdan sabaha bakteriler parçalıyor.

images.app.goo.gl

Pileli pencere sinekliği var evet. Yana toplanarak açılıyor.

Akordeon şeklinde katlananlar var. İster sağdan-sola takın, ister yukarıdan aşağı takın.

Yukarı toplanabilen de var ama akordeon olanlar daha şık ve daha sağlam.

stor sineklik.

Almanya’da maske takmayanlara ceza mı? ahahaha. Almanya’da maske takan yok sen cezadan bahsediyorsun. Ekşi sözlük algılarınızı fena bozmuş.

Yani o kadar da farkli degil aslinda, Almanya icin konusuyorum, burada sokakta maske zorunlu degil ama sehir merkezi haric. Orada zorunlu. Gecen hafta gittigimde, insanlarin yarisi ya maskesiz ya cenede geziyorlardi. Sokaklarda takilan uc bes polis gordum onlarda bile bazilarinin maske cenedeydi.

Edit: bir onceki cevapla ilgili, dedigim cevaba ilave olarak kapali alanlarda ve toplu tasimada maske ciddiye aliniyor. Herkes takiyor ve takmayanlara gayet toplum baskisi + ceza uygulaniyor. Zaten cogu magaza/market maskesiz iceri almiyor da.

Almanya'da bulunduğum şehirde (orta büyüklükte) bazı sokak ve caddelerde maske takma zorunluluğu var, girişte tabela ile belirtiliyor. O alanlarda takmayan görmüyorum neredeyse. Ordnungsamt görevlileri dolaşıyor ara ara o alanlarda. Muhtemelen maskesiz gezenleri de uyarıyorlardır. Onun dışında kapalı mekanlarda zorunlu zaten maskesiz almıyorlar bile.

Avusturya’da yasiyorum, acik alanlarda, sokakta maske zorunlu degil. (Acikhavada pazara gidince zorunlu ama ve genelde uyuluyor)

Restoranlar su anda kapali ama birkac kez al-gotur yaptim, maske takan calisan gormedim icerilerde.

Metro-kapali alanlar vs %80 maskeli, %15 burnu acik maskeli, 5% maskesiz ya da cenede. Metroda filan maskesiz yakalanirsan cezasi 50€.

Marketlerde mesafeye, kisi sayisina vs hic dikkat edilmiyor. Diger dukkanlar acilinca nasil olur bilmem.

İngiltere'den yazıyorum. Sokakta maske takma zorunluluğu yok, market içinde de takmayana hiçbir şey demiyorlar. Hatta geçen gün markette maskesiz 2-3 insan vardı. Gittim güvenliğe şikayet ettim "maske takmayan insanlar var içeride" diye. bana "evet biliyorum" dedi. Ben daha ne diyeyim. Toplu taşımada maske takmama cezası £200muş ama 14 gün içinde ödersen £100'a düşürüyorlarmış. Ama otobüste maske takmayanını da gördüm.

şaka maka şu maske olayını en ciddiye alan ülke olabiliriz :d

Maskeyi en ciddiye alan ülke bizsek bu vaka sayısını nasıl açıklıyoruz?

Fransa; nmaske her yerde zorunlu, polis de ceza yazıyor, insanlar hep maskeli

hangi vaka sayıcı hocam ? vaka sayısını ankarada 5-10 kişi biliyor sadece.
tamam yüksek tabiki ama gerçek sayıyı bilmiyoruzki yorumlayalım.
yoğun bakımlar dolu deniyor ama yoğun bakımı baştan sona gezerek boş yatak olmadığını gösteren 1 tane video yok.
bende dolu olduğuna inanıyorum ama bu çağda hiç video sızmaması ilginç.
birisi hayrına vatandaş farkına varsın diye sızdırır.

sanırım "bir ülke ne kadar medeni ve özgürse o ülke maske konusunda o kadar rahat" algısı var.

bu çok saçma. bunun özgürlüklerle falan alakası yok. italya'da onlarca gün sokağa çıkmak yasaktı. sonra sokağa ordu indi. ordu ya, italya gibi gelişmiş bir yerde sokağa ordu iniyor, düşünün.

new york'ta toplanma yasağına uymayıp evinde parti verenlerin suyunu kesiyorlardı en son.

başka örnek aklıma gelmedi ama ben 5-6 aydır korona haberlerini takip etmiyorum. takip etsem kim bilir daha ne örnekler görürdüm.

yani demem o ki sağlık konusunda bu işin medenisi geri kalmışı vs. olmaz. sanki suudi arabistan, katar, somali (gerçi bunların takacak maskesi de olmayabilir de konu bu değil) "maske maske" diye bağırıyor da almanya, abd, italya "ne maskesi yaa koy götüne" diyor.

cidden garip bir bakış açısı.

Hayatımda ilk kez böyle bir sorun okuyorum. Kim ne karışır sizin arabanizda ne tasidiginiza.

Soru-nick uyumu..

Yasak değil

yasak değil ve ev eşyası için de irsaliye gerekmez. malzemeyi dikiz aynasında görüşü engellemeyecek şekilde taşımanız gerekir. bu kanundan çok sizin güvenliğiniz için.

irsaliye ne zaman gerekir mesela bir kamyon buzdolabı taşınıyorsa ya da ticari niteliği olan adetli malzeme taşınıyorsa irsaliye gerekir. prtaikte ben bu güne kadar sivil araca irsaliye soran polis görmedim.

yaw nasıl yasak değil. internette araştırın ceza ödeyen bir sürü insan var.
4-5 sene önce hundai accent aracıyla istanbuldan izmite gelirken polis durdurdu yasak dedi. arka koltuklarda ve bagajda elektronik ve plastik malzemeler vardı.
kamyon çağırın arabayı boşaltın dedi, arabayıda çekeceğiz dedi.
konuştuk falan 300-400 lira alakasız başka birşeyden ceza kesip bıraktılar.
bizzat ben yaşadım.

polis fatura irsaliye sormadı zaten. ticari araçsa fatura irsaliye göstermeniz gerekiyor. adam binek araçta yük taşımak yasak dedi.

arka koltukdaki eşyalar dikiz aynasını kapatıyordu. eğer tek kriter buysa tamam öğrenelim ama bunun yazılı kanunda metni nerede ?
- dikiz aynası görüntüsünü kapatamaz maddesi varsa tamam kapatmayalım.
derdim bununla ilgili yazılı kanun metnini bulabilmek.

kuzenim mesela 20 senedir şahsi aracıyla yük taşır, hiç ceza ödememiş ama yasak biliyorum dedi.
bir poliste ona koltukların üzerine yük koyamazsın ama ceza kesmeyecem demiş. kanun metnine dayanmayan tamamen şahsi yorumlarlamı yürüyecek bu iş ?

trafikte bir sürü kural var istiap haddi mesela. binek araçta limitin üzerinde yük varsa polis buna izin vermeyebilir. kafası bozuksa zaten her türlü bir kılıf bulup ceza keser.

Bu konuda önceden bilgim yok ama merak edip araştırdığımda şu sonuca vardım: Kendinize ait eşyayı kişisel aracınızla taşıdığınızda sorun yok ama yüklediğiniz malın ticari amaçlı (yani hacimli ve düzenli) olarak taşındığı kanaatine varırlarsa ceza yazarlar çünkü ticari taşıma için taşımaya uygun ruhsatlı araç ve yetki belgesi gerekiyor. İnternette ve mevzuatta net bilgi olmamasının nedeni de malın ticari amaçla taşındığını belirleyecek bir yazılı kriter belirlemenin mümkün olmaması. Aynı yurtdışından getirdiğiniz malın gümrükçüler tarafından ticari amaçlı olduğu yorumunun yapılıp gümrük sürecine sokulması gibi. Yapabileceğiniz şey bence az miktarda ve fazla göze batmayacak şekilde taşımak, adetli ürünleri gözden (koltuklardan) uzak tutmak olabilir.

aklıma bir fikir geldi.
malzemeleri bavula koyup arka koltuğa bavulun içinde koyacam.
arka koltukda bavul taşımak çok sık yapılan bir şey olduğundan, bavulları açıp bakmaları lazım. o kadarda yapmazlar artık herhalde.
ayrıca bagaja normal şekilde malzemeleri koyacam, bagajı açıp bakacaklarını hiç sanmıyorum.

malzemelerin irsaliyesi olması gerektiğini düşünüyorsanız ticari maldır bu.
görünüşüne göre polis, ticari bu demeyebilir tabii.

ancak yük taşıyor gibi gözüküyorsanız, yani kişisel eşya değilse bence kendi aracınız taşıyabilirsiniz.

bu arada arka koltuktaki malzemelere bavul da olsa uygunsuz diyebilirler. Sonuçta arka koltuk, kargo taşıma bölgesi değil, bunun için bagaj var. Sürüş güvenliği için her türlü uygunsuz bir durum. Pratikte ne olur bilinmez tabii ki.

pikaplarda bagaj kapalıysa pek sorun olmayabilir de, açıkken dikkat etmek gerekir.

pandemi nedeniyle çok müdahale edemiyorlar gibi.

temas yasak, ehliyet için bile mernis no ile uzaktan sordular geçen gün.

Ruhsat ismi, irsaliye vs konuları ticari mallar ve ticari araçlar için geçerli.

Hani başkasına ait malı ticari araçta taşımak için K belgesi ve SRC sürücü belgesi olması gerekli, kendi malınızı kendi ticari aracınızda taşımak için de eğer vergi mükellefiyseniz yine K belgesi ve SRC gerekli.

Yok vergi mükellefi değilseniz, araç ticari de olsa ruhsatta "hususi yazıyorsa" ve kendinize ait ticari olmayan bir malı taşıyorsanız herhangi bir belge gerekmiyor.

Sizin konu ise hakketten karışık, ama düz mantık düşününce araç ruhsatında "yolcu nakli" yazıyor, yani arka koltukta yolcu hariç bir şey taşımak yasak olur.

Bagaja zaten karışamazlar, ama pratikte sorun olacağını sanmam. Bagaj açık olmadığı sürce araca yüklemeyi yapıp kullanın herkes gibi.

Ha bu halde bile yakalanıp ceza yerseniz sakın içinde çöl barındıran ülkelere seyahat etmeyin, bu kadar bahtsızlık olmaz :)

nasıl yasak değil ya, onca kere çevirip "yassah kardeşim" diyen polisler neydi? bu bilmişliğe hayranım
yasak ama polis çevirirse "aman abim canım abim çekeceksin", atlatacaksın

Ben geçen haftalarda cerrahi maske aramıştım bulamamıştım. 3/4 hafta önce falan

bebek ürünleri az amazonda.

Mutsuzluk bir ruh hastaligi degildir. Basina cok kotu seyler gelir, isini kaybedersin, evini kaybedersin, hayatin hayal ettigin gibi gitmez, ailen kotudur, arkadas cevren yoktur - kotudur, romantik hayatta dikis tutturamazsin, kayip yasarsin, ne bileyin hayatta yaptigin yanlis tercihlerin yikici sonuclarina her gun katlanman gerekir vs. mutsuz olursun, dogaldir. bundan dogal bir sey yok. psikiyatristlerin - psikologlarin ugrastigi sey daha cok gercekle direk iliskisi olmayan dusunce bozukluklarinin, örüntülerinin tedavisidir. yoksa objektif sekilde boktan ve zor bir hayatin varsa bu konuda iyi hissetmek icin sana yardimci olacak kisiler degiller.

Her problem beyindeki kimyasal sorundan olmuyor yani. Bazen problemler gercek, hissettirdikleri de.

Son olarak ben psikoloji biliminden hele ki psikiyatriden inanilmaz faydalandim hayatim boyunca.

şunu yapsınlar diye somut bir beklentim yok. bir çözüm önerimde yok.
ama ameliyat gerektiren bir sorunum varsa cerrah ameliyat ediyor ve çözüyor.
ameliyatı nasıl yapıyor, neden yapıyor hiçbir fikrim yok ama sorunu çözüyor.

mutsuzluk sorunum olduğunda ruh sağlığı uzmanları kendim ve çevremden (toplasan 10-15 kişi) gözlemlediğim kadarı ile mutsuzluğu çözemiyorlar.
yazılan ilaçların faydaları kesinlikle var, bende faydalandım,
bulandan yazandan allah razı olsun.
mesela imovane ile rahat uyuyorum ama imovane öncesi uyutmayan sorunlar çözülmüyorki. sadece halen var olan sorunlar uykuya dalmamı engellemiyor.

şimdi psikiyatri bilimini amacı diye yazdım.
"akıl hastalıklarının teşhisi, tedavisi ve önlenmesi ile uğraşan bilim"
çıktı.
mutsuzluk bir akıl hastalığı değilse psikiyatrinin ilgi alanıda olmayabilir.

yani psikoloji bilimi de olabilir farketmez, bir psikolog insani yikici dusunce patternlerinden kurtaracak klinik olarak kanitli teknikleri terapi yoluyla vs. insan uzerinde kullanir. Bundan cok faydalanacak, cozulmemis travmalari vs. olan insanlar var. Ama bir insan %100 saglikli dusunup yine de durumunun boktanligini objektif olarak gorup mutsuz olabilir. Boyle bir durumda psikolog yardimci olamaz zaten, tek faydasi olacak sey sartlarin degismesidir.

edit: bu arada insanligin cogu mutsuz degil onu nereden cikardin bilmiyorum.

Bütün insanlar sonunda ölüyor. Bu tıp ne iş yapar kardeşim.

Soru "dünyada bu kadar doktor varken neden insanlar hasta oluyor" demek kadar tuhaf bence.

Psikiyatri insanı mutlu etmekle değil mental bozuklukları tedavi etmekle ilgilinen bir bilim dalı. Psikolojinin ise çoğunlukla insanı mutlu etmekle ilgisi yok, insanı araştırıyor. Bellek, algı, toplumsal normlar, gelişim vs vs. Sadece küçük bir kısmı yani klinik psikoloji mental bozukluklarla ilgileniyor.

Mutsuz olmak çoğu zaman normal bir tepki. İnsan sürekli mutlu olamaz, mutluluk anlık bir duygudur. Bir gün, bir hafta, hadi belki bir ay mutlu olursun sonra içinde bulunduğun duruma alışırsın ve artık o durum sana normal gelmeye başlar. Sürekli mutluluk veya bir "euphoria" hali de normal değildir.


Ayrıca senin hayatında kötü şeyler olabilir. Mesela sürekli seni döven bir anne baban veya eşin olabilir, aniden engelli kalabilirsin, kanser olabilirsin. Psikiyatr buna ne yapabilir? Bu tip durumlara üzülmekten mutsuz olmaktan daha doğal bir şey yok. Doktor ancak seni bu durumlar karşısında biraz olsun rahatlatan ilaçlar verebilir. Mesela demişsin ameliyat oluyorum ve geçiyor bazı sıkıntılar. Ameliyatla/ilaçla geçmeyen bir ton sıkıntı var onlar ne olacak? Etrafımda bile tedavisi olmayan rahatsızlıkları olan insanlar var bir sürü en basitinden. Psikiyatride de aynı şekilde ilaçla düzelecek şey var düzelmeyecek şey var. Bir bipolar gelir, psikoz gelir her şey yolunda giderse onu gayet düzene sokar doktor ama senin var oluşsal depresyonuna eğer sen iyileşmek istemiyorsan pek de müdahale edemez. Beyninin içine girip senin benliğini değiştiremez. Bunu yapacak teknoloji yok henüz.

ruh sagligi bilimlerinin amaci "insanlari mutlu etmek" degil. inanilmaz cocukca ve sig bir bakis acisiyla yaklasiyorsunuz olaya.

şuan elde olan yöntemler bunlar ileride daha iyi tedavi yöntemleri geliştirilirse daha faydalı olabilir. ben de psikyatr ile tartışmıştım bu ne böyle saksıya çeviriyorsunuz insanları diye valla elden bu geliyor şuan demişti. teknoloji gelişince belki elon musk'ın çipi gibi birşey takılabilir beyne sinyal gönderip duygu durumu düzenlenir falan en azından ilaç içip bütün vucüdü beyni patatese çevirmektense nokta atışı düzeltme yapılabilir.

cevapları okumadım, tekrara girersem kusura bakmayın.

ruh sağlığı dediğiniz şey çok geniş bir yelpaze.
hayatın içinde bazı korkularla yaşamak, çocukluktaki travmaların etkisiyle ilişkilerde bağlanamamak da sorun, şizofreni de sorun.
ikisi için de psikologa, psikiyatriste gidiliyor.

psikiyatrinin gerçek anlamda "iyileştirmeye etkisi" konusu bence de tartışmalı.
özellikle anlamadan dinlemeden en ufak şeye ilaç dayatan ve insanın ruhsal bir yanı yokmuş da sadece makineymiş gibi davranan "bilim insanı" kafasında olanlar buna neden oluyor.
bunlar zaten insanı anlayacak kapasiteye sahip olmuyorlar.
diğer yandan, anlamaya yönelik hareket eden, terapi yapan psikiyatristler de var.

insanlarda birkaç sabit fikir ve yanılma var bu konularla ilgili.
teşhisli ve ciddi bir hastalığı ya da sorunu bulunan insanlar dışında sadece ilaçla tedavi diye bir şey her zaman çözüm vermiyor.
ki o insanlar bile ilaç yanında yine terapiyle ilerleyebiliyorlar.

terapi iyileşmenin bazen yüzde 50'den, 70'ten fazlasını bile oluşturuyor.
yani panik atağı olan ilaç alınca hop diye iyileşemiyor.
durumu iyileşiyor ve elbette kimyasal bir destek aldığı için bazı şeyleri aşıyor ama sonuçta panik atağa neden olan travmaları, sorunları terapiyle çözebiliyorsun.
insanlarda terapiye karşı önyargı çok var, bu birincisi.

ikincisini de, danışanı ya da hastası olmadığım, sosyal olarak tanıma fırsatı bulduğum çok meşhur bir psikiyatristle sohbet ederken söylediği bir şey açıklıyor bence.
"bize tedavi olması gerekenler değil, tedavi olması gerekenlerin hasta ettikleri gelir" demişti.
yani aslında sorunları olan insanların büyük kısmı zaten destek almıyor, destek alması gerektiğinin farkına bile varmıyor.
varsa da egosu buna engel oluyor.

herkesin etrafında vardır.
şöyle düşününce bile beş kişi sayarım ailemden ve çevremden.
adamın ya da kadının paçalarından akıyor, yüzünden okunuyor sorunlarının olduğu.
ya bir ilişki yaşarsın bunu görürsün ya da dostundur, arkadaşındır.
hayatın içinde zorluk çeker, bazı tipik davranışları vardır, bağlanamaz, başaramaz ya katıdır ya boş vermiştir, yani dışarıdan görünen bir dengesizliği muhakkak vardır.
ama asla yardım almaz.
düşünmez bile.
çünkü sorunları olduğunun farkında bile değildir.
biraz da yazıp çizen bir tipse, "ben zaten freud okuyorum" falan der, ne diyeceğini bilemezsin.

sorun sizin dediğinizden ziyade, gerçekten kendini iyileştirmek, düzelmek isteyen insanların sayısındaki azlıktan kaynaklanıyor.

"İnsanların çoğu neden mutsuz?" sorusunu yanıtlamak bence daha mantıklı olur.

amazon.de üzerinden bakmak?

amazon.de 'den hiç alışveriş yapmadım.
sözlükte ptt kargoya verdiklerini duydum. ptt kargo demek ölüm demek.
benim eve ürün getirdikleri nadirdir.
ptt kargo elemanının beni apartman girişine çağırıp yukarı çıkamayacağını söylemişliği var. (3. kat yukarısıda)

PTT kapıdan giren her ürüne gümrük vergisi dışında da birtakım hava vergileri uyguladığı için vergilendirilmiş ürünleri bu parayı kaybetmemek adına paşa paşa getiriyorlar.

Salgın döneminde vaka çıkan dağıtım şubelerinin kapanma durumları oluyor ama geç de olsa geliyor.

vergi dahil fiyatı mı bunlar yoksa sürpriz vergili mi ?

fiyat performans ürünü pek bulamadım açıkçası. euro kuru malum, bide üzerine kargo + vergi gelince pek bir anlamı kalmıyor.

amazon.de'den farkı nedir bu sistemin onu anlamadım

benim için amazon.de 'den farkı ürünü amazon türkiyeen satın alıyor olmanız.
kargo sorunu yaşamamanız, muhatap bulmanız, ptt kargoya verilme ihtimalinin sıfır olması.

Arayüzde bir püf nokta yok maalesef,

Gördüğüm asıl avantajı kargo ücretinin uygun olması.
Yan avantaj Türkiye sitesine ödeme yaptığınızdan taksit imkanı oluşuyor ve destek de TR'den sağlanmış oluyor, destek kısmı çok önemli değil çünkü amazon almanya'nın desteği ile aynı temsilciler bakıyor diye biliyorum.

Bunun ingiltere-abd örneğinde iadeyi kendi ülkenize yapıyordunuz diye biliyordum bizde böyle değilmiş, asıl avantaj bu olurdu olsaydı.

Ben de aynı durumu yaşadım. Korona nedeniyle 6 ay gitmediğim için diş kanallık oldu, şimdi onunla uğraşıyorum. Bence şu an gitmeniz iyi olur, bir ay sonra vakaların azalacağının garantisi yok.

idare etmez. hemen gidin.

ne zamana kadar bekleyeceksin? bunun cevabını bilsek bekle diyebilirdik ama bilmiyoruz yani git.

aynı tembelliği yaptım. dişim çekildi implant yapıldı. söyleyeceklerim bu kadar.

Benim dis mi kirildi yoksa dustu mu bilmiyorum, yani dilimle dokununca bir bosluk hissi geliyor, ve orasi gorebildigim kadariyla siyah. Azi disi. Sizce disin yani falan kirilmis midir yoksa dolgunun bir parcasi mi dusmustur?

Korona dönemi çürük sebebiyle randevu aldim, iptal olunca gidemedim.
Curugun cok ilerledigini soylediler, seramik inlay kacti. Kısacası dolgu olsaydi cebimden para cikmayacakti, seramik sebebiyle 180 euro girdi.

Malesef bu dis isleri saldikca maliyeti ve sıkıntısı artan olaylardan. Riskli.

idare etmez, dolgunun altı dişin dış yüzey gibi korunaklı değil. çok daha hızlı çürüme başlar. ağrı yapana kadar beklemek kanal tedavisine ihtiyaç duyacaksın demek bu da tedaviden sonra o dişin en fazla 5-6 yıl ömrü olacak. hayatının geri kalanını da ya bir boşluk ya da implantla geçirmen demek.

2 hafta önce aynısını yaşadım. sürekli yemek kaçıyor ve o yüzden baskı yapıyordu. bir de sürekli yemek kaçması demek geri kalan dişin de çürümesi demek. en fazla 2 gün bekleyip özele gittim. yani 5 dakikalık bir işlemdi (lafın gelişi) 400 tl verdim :( dolgunun yarısı içerde kalmış o baskı yapıyormuş.

agt'yi ben de şikayet ettim. kargo firması otomatik olarak atanıyor, yapabileceğimiz bir şey yok dediler. ama şikayetimi ileteceklerini söylediler. iletmişlerdir diye düşünüyorum.

agt genelde perşembe-cuma aldığım ürünlerde, teslimat haftasonuna sarkacaksa kullanılıyor. ben de hafta başında alıyorum ne alacaksam.

yoksa agt kuryenin öküz çalışanlarıyla uğraşılmıyor gerçekten.

x müşterisine yasağa rağmen yasaklı kargo ile ürün gönderirsen amazonun firmaya ciddi yaptırımı olacaktır.

atıyorum 2 kere bunu yapan satıcı amazon sitesinden atılacak gibi.

birde telefona çıkan müşteri temsilcisine fiziken nerde yaşadığını sorun.
benimle konuşan almanyada yaşıyordu ve bu bilgileri verdi.
türk müşteri temsilcileri işini baştan savma yapıyor olabilir.

belki oluyordur ama bana hep kolaygelsin veya agt ile geldi. 2'şer kere problem yaşasam neyle gelecek :D bu arada bölge bölge değişiyor herhalde, Sarıyer tarafında ikisiyle de problem yaşamadım. Hatta aileme bir şeyler aldım Afyon'a da AGT ile gitti 2 kere, sorunsuzdu.

barabas'ın dediği doğru sanırım, bi düşündüm de hep cuma-cumartesi gelen kargolar AGT ile geldi, haftaiçi söylediklerim veya pahalı ürünler kolaygelsin ile geldi. Amazon hangisi daha iyi hangisi ikinci seçenek biliyor galiba.

oyle olacak zaten www.youtube.com

sorun bence ülke çapında gelecek bir stoğu korumak, ülke çapında soğuk zinciri koruyarak dağıtmak ve yine soğuk zinciri bozmadan uygulayabilmek.

böyle düşününce sıkıntının çok büyük olduğu belli oluyor.

Hacettepe'de -80 buzdolapları var. En azından bizim bölümde ve bildiğim birkaç yerde daha var. Gerekli durumda hemen verilir ilgili birimlere. Ama hoca burada çok büyük ölçekli bir şeyden bahsediyor. Tüm -80 dolapları toplasalar yine de büyük ölçekli depolamaya yetmeyecek. Onun altyapısının her yerde kurulması mutlaka zaman alacak. Bir de standardının olması lazım. Yani ısı yalıtımlı odaya kurubuzu ya da sıvı nitrojeni bırakmak tek başına yeterli olmayabilir. Tabii aşı dağıtıma geçene kadar önce sonuçların yayınlanması lazım. Şu an tek bildiğimiz duyurusu yapılan bilgi, belki metodolojik sorunlar var çalışmada? Bunu bilmiyoruz. Belki tüm bunlar tamamlana kadar depolama sorunu çözülebilir. -70'e ihtiyaç olmayacak üretim yöntemlerine geçilebilir. Zaman içinde göreceğiz bunları.

Zaten bu medikal bilimlerde -80 derece standardi belirlenir iken o zamanlar daha cok kullanilan kuru buz sicakligi baz alinmistir.

Ama dediginiz tum odayi kurubuz doldurup -70 yapmak cok mumkun degil, oda capinda o kadar sogutmak pek mumkun olmaz. hem de buharlasan kuru buz o odadaki oksijeni azaltip girenleri oldurme ihtimaline sahip.

sivi azot icin ise, sivi azot -190 derecede saklar, asi icin uygun mu emin degilim.

ios icin cok bi cozum yok galiba. ben upcall kullaniyorum en azindan spam numaraysa ararken altinda spam yaziyor reddediyorum. sms'ler icin oyle bir sey gormedim ama.

tiss.gtb.gov.tr

Evet, boş ventilatör yoksa yapılıyor.

Hasta nakillerinde de yapmak gerekiyor.

ben yapmadım ama intörnlerin denk gelip saatlerce ambu yaptığını duydum. Olur olur yani hastane şartlarında her şey mümkün

(git: au.finance.yahoo.com)

haberlerde gördüm bende. geleneklerde askerlerin first lady lere refakat etmesi var ama bu gibi durumlar da değil. kadın yıllardır modern külkedisi gibi. sırf başkanlık prestiji düşmesin diye zorla evli tutuyorlar kadını. beyaz sarayda köle gibi. habere göre trump ile arasına sosyal mesafe koyduğu söyleniyor.

başkanlık olayı bitince direk boşar zaten.

yağmurda şemsiye tutarken askerlerin, ladylerin yürüyüş şekli odur belki.

Veterans Day idi amerikada. Anma toreni oldugu icin belki protokol icabidir.

Özel anlamı olan bir şey değil yav. Davetlerde, balolarda, törenlerde hanımefendilere eşlik edilir. İlla eşi olmak zorunda değil. Mesela bu törende kocasının koluna girmesi abes kaçardı.

aynı videoda hemen arkalarında trump'ın yardımcısının eşi de başka bir askerin koluna girmiş görünüyor. muhtemelen protokol böyle.

çünkü yağmurda şemsiye tutan bir asker eşlik etmek zorunda ve o zaman da koluna giriyorlar. michelle de öyle yapıyordu. koluna girmeyip askerle dip dibe dursalar komik durur.
www.defense.gov

kafani karistirmak istemem, ancak
o ilaci cok iyi bir profa sormadan
kullandirma ! cok ciddi uykuda kabus
gibi bir yan etkisi olabiliyor cocuklarda. aman dikkat

Linki okumadim ama ben anneme almistim. Kendisi zaten solunum problemi yasayan biri. Doktorunun da evet iyi olur demesiyle medikalcilerden bir tane aldim. 170 tl. Parmaga takiliyor, nabiz ve saturasyon olcuyor.

ben de n11’den almıştım 100 lira falan. Sonra apple watch aldım o da kendince ölçüyor babamlara verdim.

İlginç olan apple watch genelde yüzde 2-3 daha düşük gösteriyor.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
Madde 18 – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.

İstifasını kabul etmezse ve çalışan işe gitmezse bir ay içinde mazeretsiz 2 günden fazla devamsızlık nedeniyle tazminatsız işten çıkarır. Daha ötesi yok ama sicilinde "kovuldu" olarak görüneceği için istemeyebilir bunu çalışan.

Hükümet istediğini yapar. Hala yasa maddesi, hukuk demek için son 5-6 sene Türkiye'de hiç yaşamamış, hiç takip etmemiş olmak lazım.

Ama gerçekte ne yaparlar, ne kadar sert bir tavır gösterirler bilmiyorum. Kestirmek güç. Genelde toplumdan gelen baskılara göre tavır alıyorlar.



.

Bildigim iki doktor, birkac ay once istifasini verdi, vize basvurusunu yapmaya hazirlaniyor. Iyi derecede Almanca biliyorlar.

Corona sadece doktorlarin degil, bircok is alanindaki insanin, en basit, en dokunulmaz gorulen haklarina ket vurdu. Kriz donemlerinde, savas donemlerinde boyle uygulamalara basvuruluyor.

Ornegin "sokaga cikma yasagi", Türkiye´de bir adamin bir lafina baksa ve kabul gorse de, Avrupa`nin bircok yerinde insan haklarina saldiri olarak goruldu. Yine bircok meslek kolu, savas donemi sartlarindaymis gibi calistiriliyor.

Polis getirip hastaneye goturmez ancak doktor olarak Türkiye´de calismaya devam edeceklerse, bir yaptirim ile ileride karsi karsiya kalirlar. Bunu ongormemek aptallik olur.

Almanca ogrenip Almanya´ya gitmelerine niye engel olunsun? Muhtemelen bu kis sonunda yine kaldirirlar yasagi.

Acikcasi bu sorulardan, zamanin ve bu zamanin getirdigi sartlarin iyi okunmadigini; diger ulkelerle hicbir kiyaslama yapilmadigini cikariyorum.

Usulune uygun istifa etmemis oluyorsunuz sadece. Yani zorlayamaxlar. Sadece devlete geri donuste zorluk yasar. Ama hukumetin ne yapacagi bilinmez ozelde calismalarinin da onune bir sekilde set cekecek bi kanun filan cikartabilirler.

böyle bir sayım olduğunu sanmıyorum. pandemi başında dikkat çekmek isteyen firmaların girişimi. ford özellikle böyle şeylere bayılıyor. vw emisyon skandalına karışınca ford kendi sitesinden "bizim araçlarımızın emisyon değerlerinde yanlışlık olmaz" tarzında bir yazı yayınlamıştı. bunlar hep reklam.

medikal sektöründe gördüğüm solunum cihazi maske üretmek gibi basit bir olay değil. diyen firmaların büyük bir kısmı üretmeyeceklerini biliyordu reklam göz boyama amaçlı dediler.

Tamamen mantık yürütüyorum;

sürekli sarf olan ve yerine yenisi konması gereken bir şey değil bu cihaz. Hani maske gibi değil kullan at yenisini tak.

Atıyorum geçen sene ülkedeki solunum cihazı sayısı 15 bindi, normal şartlarda bu cihaza ihtiyaç duyacak hasta sayısı ortalamsına fazlasıyla yetecek bir sayı bu diyelim.

Covid-19 ile bu cihaza ihtiyaç duyan hasta sayısı aniden arttı ve 25 bin oldu diyelim, açık 10 bindi ve bu açık üretilen yeni cihazlarla kapatılmıştır.

Cihaza ihtiyaç duyan hasta sayısı da sürekli artmıyordur, iyileşenler ve hayatını kaybedenlerin yerine yeni hastalar geliyor ve ortalama sayı aşağı yukarı aynı kalıyordur herhalde.

Bu her ülke için böyle olmalı sanırım, yani ilk başta acilen cihazlara ihtiyaç oldu ama temin edildikten sonra bu ihtiyaç kalmadı, sürekli olan bir yeni üretime gerek yoktur herhalde.

birkaç girişim var, Arçelik üretmeye devam ediyor. Dünyanın bir çok yerine ihraç ediyor.
Tam sayıları bilmiyorum.

Ürün indirime girmişse ondan faydalanabilirsiniz de kargo ücretini ödersiniz vergileri de.

Sepette ilerleyin en iyisi... adres seçimi, kart seçimi yaptıktan sonra son onay menüsünde neye ne ödeyeceğinizi net görürsünüz.

Bi sorun yok mu derken? Eğer öyleyse çok büyük bir sorun! Ama iyice araştırmak bakmak gerekiyor. Örmeğin Satıcılardan önceden amazon var ve artık yoksa stok sadece ortadoğulu kardeşimizde var ve satışı ordan yapıyorsa biz de ortak yorum görüyorsak çok büyük sorun.

aynı ürünü amazon satıyorken ve aynı anda ortadoğulu türk esnaf satıyorkende sorun var.

mesela duyuruda linkini verdiğim, ortadoğulu esnafın sattığı ürün amazon günün indirimleri sayfasında ilk sayfada listeleniyor.
giriyorsun bakıyorsun 19 yorum ve puan 4,5.

ee ben nasıl anlayacam hangi puanlar amazonun kargoladığına, hangileri ortadoğulunun kargoladığına ait ?

ayrıca ortadoğulu satıcının profiline girdiğinizde sadece %76 pozitif yorum var.

@aslindasorunum

Ortadoğulu'nun kargoladığı demişsiniz. Fakat amazon'un çalışma sisteminde ürünleri kendi deposundan gönderiyor diye biliyorum. Online ürün satmak isteyen bir arkadaşım söylemişti, kargo ve depolama masrafın olmuyor diye. Ürünün çakma olduğundan emin misiniz?

@the coon
amazondaki ortadoğulu satıcılar amazon depoyada gönderebilir, kendileride kargoya verebilir. bu bir opsiyon. çoğu satıcı kendisi kargoluyor
(2020 senesinde 75 tane siparişim var amazon türkiyede)

ürünün çakma olduğunu iddia etmiyorum, bu konuda hiçbir bilgim yok.
ürünüde bilmem satıcıyıda tanımam.

sadece ürün çakma olduğunu varsayarsak (herhangi bir üründe), çakma ürünün sayfasına girdiğimizde amazon için verilmiş yüksek puanlı yorumları görmemiz bir güvenlik boşluğu.

trendyol'da da millet yorumlara kimden aldığınızı yazın falan diyor. amazona özgü değil. ama karışıklık yaratıyor güvenlik sorunu olmasa da. satıcı sayfasına ayrıca bakmalı.

hocam sorunu ya ben anlayamadım ya da siz ilk defa e-ticaret alışverişi yapıyorsunuz.
bir ürüne ait yorumların o ürünü satan tüm satıcılar için aynı olmasını kastediyorsanız hepsiburada ve trendyol a bakmadınız sanıyorum.

www.hepsiburada.com

www.trendyol.com

yukarıdaki adreslere bakarsan hb de ?magaza=magazaAdi ve digerinde de boutiqueid gibi magazayı belirleyici parametreler gelir ve ürün yorumları ortaktır.

Satıcı puanı bu yüzden vardır.
Sanıyorum n11 de var bu her satıcının ürünü için ayrı sayfa ve ayrı katalog olayı orası da çöplüğe dönmüş durumda zaten.
Bir ürünün barkodu tektir ve tek bir katalog üzerinden satılır. hb yorumların altına bu urunu xxx satıcısından aldı diye bir not düşer mesela bu güzel bir şeydir. ama dediğiniz şey çoğu büyük sistemlerde aynı.

ürün yorumu onlar satıcı yorumu değil. satıcı yorumları satıcı sayfasında...
ürün tekse kalabalığa gerek yok, doğru algılamak alıcının sorumluluğu biraz. bilinçli olmak lazım.
"kendim satmıyorsam diğer satıcılarda ürün yorumlarını gizliyeyim ki onlardan almayıp sadece beni tercih etsinler" demiyor amazon işte, haksız rekabete girmiyor. başka satıcıdan da alsan ürün hakkında bilgi edinme imkanın oluyor.
şuan sistemi değiştirse tonla satıcı şikayetçi olur yasal olarak bile haksız rekabet davalarına boğulur bence amerika'da. ülkeden ülkeye sistemin farklı olması da mantıklı olmaz.

@melancholia

diğer sitelerde böyle olması beni rahatsız etmiyor çünkü n11/hepsiburada/gittigidiyor/trendyol vb ortadoğulu sitelerdeki tüm satıcıları kafadan dolandırıcı kabul ediyorum. o yüzden ortak yorumlar sıkıntı değil.

ama satıcı ve kargoya veren amazonsa güveniyorum ve beni dolandırmayacağından eminim. amazon üstünde ürünü satıyor/kargoluyor olsada güvenmediğim ortadoğulu bir esnafla amazonun puan ve yorumlarının birleştirilmesi benim için ciddi güvenlik sorunu.

amazon türkiyede amazonun satmadığı ürünü önce abd amazona bakıp bulamazsam elim mecbur ortadoğulu esnaftan satın alıyorum. bu düzeyde bir güvensizlik benimkisi.

ha dersenki ortadoğulu satıcılara önyargılı yaklaşıyorsun, evet aynen istisnasız hepsine önyargılı yaklaşıyorum.

@aslindasorunumpsikolojik abd amazonu da kullanıyorsan başlığı neden türkiye amazon diye açıyorsun ki bu durum türkiyeye özgü degil, ingilizcenin oldugunu varsayarak göz atman için amazon 101:
www.quora.com

onyargılı olmak iyidir, sen yine de amazon abd de olsa fazla güvenme, kötü niyetli bir satıcı her yerde bu işi yasalarına uygun yapacak bir yol bulur:
www.which.co.uk

bazı satıcıların ürün görselinin köşesine Amazon's Choice iconunu ekleyip satış yaptığına şahit olmuşlugum var.

yorumların ortak görülmesi buybox sisteminden kaynaklanıyor.

e-ticaret ile ugrastim. bu bir guvenlik acigi degil. pazaryeri mantigi ile calisan e-ticaret sitelerinin hepsinde (n11, amazon, hepsiburada vs) yorumlar urune yapilir. satici puani baska bir sey.

ikincisi, bu gibi web siteleri onune gelene urun sattirmiyor. problemlerden bu siteler sorumlu. dikkat ederseniz ucuncu taraf saticilarla ilgili amazon'un soyle bir garantisi var:

"Amazon A’dan Z’ye Garantisi Hakkında

Amazon A’dan Z’ye Garantisi, üçüncü taraf bir satıcı tarafından satılan ürünleri satın aldığınızda sizi korur. Garantimiz, ürünlerinizin hem zamanında teslimini hem durumunu kapsamaktadır."

musteri olarak siteye ve saticiya guvenmek sizin tasarrufunuzda. ancak sorumluluk siteye ait.

Amazon'un kendi marketplace'i hocam o, Amazon.de uzerindeki urunleri mirrorliyor. Manuel yapilan bir islem degil. Teknik olarak bir cok urunu var ancak su an amazon.com.tr uzerinden erisilebilir degil. Amazon.de uzerinden alisveris yaptiginizda gonderici yine Amazon EU Sarl olacaktir.

Muhtemelen kitapta gümrük olmadığı için sadece kitapları satışa koymuşlardır

Oluşturulan özel bir uğraş yok, farklı bölgeleri birbirine bu şekilde bağlama 2-3 senedir var amazonda.
Amazon.de'den almakla maliyet olarak neredeyse bir fark olmaması lazım normalde, asıl fark satış sonrası destekte oluyordu sanırım, iade yapmak isterseniz TR'ye yapabiliyor olmalısınız.

Soppy cunt haklı, kitap dışında bazı farklı ürünlerde de çıkıyor. Otomatik bi sistem. Amazon.de'de türkiye gönderimli olan ürünleri otomatik çekmişler.

N11'de mng aynısını yaptı. Ertesi gün iade sürecini başlattım. 3 gün sonra falan param yattı. Hiç muhattap olmadım kimseyle.

Butun e-ticaret siteleri iade yapiyor, neden yapmasinlar?

online alışveriş firmalarında komple var bu.

teslim almadığınız kargolar keyfi cayma gibi kabul edilir ve iade prosedürü normal işler.

Nefessiz hissetmenin sebebi kanimizdaki karbondiyoksit miktaridir, oksijen degil. Yani isterseniz saf oksijen soluyun, eger kandaki karbondioksiti disari atamiyorsaniz, vucut nefessiz hissetmeye baslayacaktir. Tam tersi olarak da, 0 oksijen, %100 azot soluyun ama nefesiniz ile atik karbondiyoksiti rahatca disari atin, vucudunuz hicbir sey farketmiyecek, kisa sure sonra farkina varmadan oksijensizlikten bayilacaksinizdir.

iyi de zaten destek olarak veriliyor normal şartlarda.

www.formsante.com.tr

bak buruna bu takılıyor, ama burun deliklerinin etrafından ya da ağzından alabiliyorsun.

entübe edilen hastalar sanıyorum ki solunum cihazına bağlanıyor yani içeri akciğer kapasitesi kadar havayı basıyor ve boşaltıyor, mekanik ventilatör diyolar galiba.
lh3.googleusercontent.com

tabi bunun da ötesi entübe etmek oluyo.

ikincisi oksijen verilip verilmeyeceğinin kararını kandaki oksijen miktarını yani oksijen satürasyonunu ölçerek veriyolar.

ben geçmişte gemilerde çalıştım, yunanistanda bir arkadaşımız kalp krizi geçirdi, 3 gün hastanede yattı, burada bişey yapamayız açık kalp ameliyatı olması lazım deyip gemiye gönderdiler. türkiyeye göndermek istedik yataklı olarak uçakla , acenta ben bu riski alamam nefes alamıyor uçakta ölür dedi..

yaklşık 10 gün gemide baktık, gemide tam 20 tane ortaboy oksijen tüpü vardı, türk karasularına girer girmez deniz ambülansı aldı götürdü . 10 günde tüplerden 1 tane bile kalmadı.

yani böyle oksijene bağlı kalacaksan , hastalık sürecinde kullanacaksan 1 tüpten bişey bekleme. 30 gün hastanede yatan arkadaşım var koronadan.

merak edip googledan baktım. medikal oksijen tüplerinde oksijen miktarı %98miş. oksijen konsantratörlerindeki oran da %90-95 arasıymış.

spydrop ikonu biraz zor görünüyor.

ayrıca sağ tarafa değil de görev çubuğunun sonuna geliyor.

kendim aktif kullanmama rağmen her seferinde zor arayıp buluyorum gizli yapmışlar sanki:)

dediğim gibi sağ tarafa değil de çubuğun sonuna bakın. (sık kullanınanlar yıldızının oralara)

edit: turk bayrağının solunda: i.hizliresim.com

akvaryum sularına konan mavi boyadan olur sanki

sıvı gıda boyası ekleyebilirsin.litreye 1-2 damla gibi eklenceği için elini boyamaz. yani aslında boyar ama o kadar ince bir katman olacak ki fark edilmesi mümkün değil.

akvaryum sularına koyulan boya (bkz: metilen mavisi)

8-10 tane nane yaprağı koy. 2-3 gün çalkala. açık yeşile döner ve boyamaz.
damıtıyorsun anladığım kadarıyla. o zaman başta gelen (64-78 volüm) alkolü kullan. etanole yazık olmasın :-)

sizin yaptığınız gibi bir yöntem denemedim.
ben fermantasyon instant maya kullanıyorum ek olarak da maya besini yapıp güçlendiriyorum. (1 kaşık DAP + 1 kaşık yoğurt + 1 tatlı kaşığı limon + yarım kaşık salça)

Dondurup çözdükten sonra mayanın canlı kalacağını sanmıyorum.

ventusky
windy

bu siteleri kurcala. ayarlar kısmında rüzgar tahmini var.

bunu kesin olarak anlamak için hidrometre kullanıyoruz. hidrometre (dansimetre, yoğunluk ölçer) satın almalı, mayşeni ölçmelisin, ara ara ölçmeye devam edip birin altına düştüğünde artık şeker bitmiştir. 20 derecedeki su 1 çıkar. şekerli çözelti birin üzerinde çıkar.
not: maya etanolü tüketemez. alkolden dolayı çalışmayı durdurur. alkollü içecekler bozulmaz. (damıtıklar kesin, fermente ürünler muhteviyatındaki diğer bileşenler yüzünden tadı bozulur ama alkol bozulmaz.)

edit: gaz çıkışı normaldir. içinde hapsolan gaz var. sen bir hidrometre al öç. 1 yada 1.05 falansa damıt geç

karman düşükse otomatik siliniyor olabilir.

Çoğu subreddit'in başlık ve içerik kuralları katı. Guidelines ve FAQ'yu okuduktan sonra mı sordunuz soruyu?

Moderatörler tarafından silinmiş. Karmayla alakası yok, kanımca kurallara uymuyor

bütün sub'larda sidebar'ı okumayı alışkanlık haline getiriniz. orada ne tür post'lar istenmediği yazar.

reddit'in genel görgüsü için ise: www.reddithelp.com

Faq kisminda her submissionun mod tarafindan okunup onaylanacagi yaziyor ve orada da bir suru kural var (misal cevap Google'da varsa soramazsin).

Bunlara bakip yazdiginiz seye tekrar goz atin.

ülkeler Türkiye'ye ne zaman sınırlarını açarsa.
örn. almanya ağustos sonuna uzattı söylentileri var. ancak Avrupa Komisyonu 1 temmuzdan itibaren kademeli olarak açalım diyor.

İki hafta sonra.

Vatandaşlığınız ya da oturumunuz varsa şu anda gidebiliyorsunuz özel araçla

bulgar sınırı açık. sıkıntısız gidiliyor.

Bulgar açık.

bu akşam denedim olmuyor.
henüz sistemi çalışır hale getirmemişler

www.youtube.com

Telefondan pegasus. En yakındaki piste bırakıyor.

Yahu zaten Trump göreve geldiğinden beri bunu yapıyor. İlk önce büyük Amerikan firmalarının üretiminin ülke içinde yapılması için çalışma yaptı, en basit örneği GM'in Meksika fabrikası (taşındı mı bilmiyorum ama bilinen bir örnek) sonra da dediğin gibi ABD'de üretilen ürünlerin ABD dışında rekabetçi olabilmesi için FED'e faizi düşür baskısı yaptı ve faizleri indirtti. Peki biz nasıl etkilendik? Olsa da aynı olmasa da aynı olacaktı ülkemizin ekonomisi. Bizim sorun kendi içimizde. Dıjgüşler falan hepsi hikaye. Çocuk karnede kötü not getirince hocaya suçu atar. Aslında hiç çalışmamıştır...

devalüasyon sabit kur rejiminde olur, yani yapamaz.
farklı atraksiyonlara girebilir ama, çin ile olan ticaret savaşlarına bir bak.

google bunu arattım. www.google.com

bu çıktı karşıma. www.hepsiburada.com

işini görür gibi. araman gereken şey belli.

belkider hocam. mekanik işimi görmüyor çünkü onun hassasiyet, 15 dakika ve katı.
bana atıyorum 8 dakika çalışıp kapancak ve
hassasiyeti 1 dakika ve katı bir cihaz lazım

dijital olanlar dediğiniz gibi yapmıyor mu ? günlük ayarlamak zorunda mısınız

digital akıllı priz satıcıların hiçbirisi kullanma klavuzunu satış sayfasına koymamışki inceleyeyim.
bizim satıcılar sadece 2 resim, 2 satır yazı koyuyor sağolsunlar.

Wifi'ye bağlayıp telefondan kontrol ettiğin akıllı prizler var. Onlari dediğin şekilde dakik olarak kontrol edebiliyorsun.

Mesela:
www.hepsiburada.com

bence bu dediğinizi yapıyordur. haftalık ayarı varsa. tek kullanımlık programda vardır.

www.hepsiburada.com

zarfla mühür ellenecek bir tek. eldiveni maskeyi takar giderim. çıkarken de eldiveni çöpe atar dezenfektanımı sıkarım yine. bitti gitti.

Ülkenin yarısından fazlası dışarıda şu an. Oy kullanmaya bile gitmeyecek kadar abartmayın bu karantina işini.

oh be nihayet duyuruda birisi kral çıplak dedi
sokağa çıkın bakın ülkenin yarısı dışarda ve sayılar azalıyor. artık abartmasak mı daha fazla

İki elim kanda olsa giderim.

İki elim kanda da olsa giderim +1

gerekirse temiz odada giydiğim lab tulumunu giyer giderim ama gider veririm oyumu.

iki elim kanda olsa giderim +1

seyahat yasağı kalkmazsa gidemem, ikamet adresimde değilim çünkü, oy atmak için de seyahat belgesi vb almak için uğraşamam. çünkü gidersem geri gelemem, hastam var burada. o riski alamam.

analize bak analize, zizek agliyor su an..
profesyonel yardim almaya ihtiyacin var gibi duruyor cidden.

cevap: giderim

Giderim tabii ki. Erken seçim yapilacagi yok da velhasıl yapıldı; ülkenin yarısı her gün ise gidiyor, çalışıyor zaten; yani disardalar. Ben de karantinadayim da böyle zaruri bir durumda çıkarım her türlü. Hayatimizin sonuna kadar evde kalmayacağız.

İki elim kanda olsa giderim artı 1

ben de giderim.vicdanım rahat etmez oy vermezsem hem de oy vermeyi seviyorum

sürekli işe gittim oy kullanmaya da giderim

bence kronik hastalar haricinde gitmeyecek olan cok cok az kisi olur.

İki elim kanda olmadığı sürece giderim.

evet var. yapmayın.

içinize sinmiyorsa hipoklöröz asit'i araştırın. gıdada kullanımı güvenli dezenfektan.

bence de var. ama illa yapacaksanız, kuruttuktan sonra su ile yıkayın.

ayrıca saf alkolün o kadar da etkili olmadığı, biraz sulandırılması gerektiği yazıyor kaynaklarda bilginiz olsun.

ama bence yapmayın. değmez. zaten yiyeceklerle bulaştığı tespit edilmedi. sirkeye de yatırmayın o da işe yaramıyor.

Yapmayın tabii ki. Bütün doktorlar bangır bangır bağırıyor; sebzeleri bir iki gün bekletip, bol suda yıkadıktan sonra bir sorun olmaz diye. Kaldı ki pişen yemeklerde zaten risk yok diyorlar.

Ben sirkeli suda filan yıkıyorum ama bu virüs öncesinden kalma bir alışkanlık. Virüse etkisi olduğundan değil.

Bu şekilde kimyasala bulanmış sebze/meyve yemek virüsten kat be kat tehlikeli. Virüsün hastalık yapmasi için gerekli olan gücü açık havada kaldıkça azalıyor zaten. Varsa balkon bir iki gün bekletin; sonra da güzelce yıkayıp yerleştirin.

Şunu da ekleyeyim meyve ve sebzelerin hücre ceperlerinin virusun tutunup, beslenebilecegi şekilde olmadığını düşünüyor bilim insanları.

Pttye yattı ise, ki mesajda öyle söylüyor, banka hesabında göremezsin zaten

ama edevlette banka hesabım tanımlı benim.
daha önce rapor paraları garanti banka hesabıma yatmıştı.
bu pandemide banka hesabın ayatırmayıp fiziken ptt'ye gitmem gerekecek şekilde ptt'ye yatırdılarsa zaten diyecek sözüm yok küfrüm var. onuda demeyim burda.

İşkura üyelik yaptınız mı ? Üyelik yapmadan ödeme detayını görüntüleyemezsiniz.

Ayrıca, dikkatle okuduysanız e devlette tanımladığınız hesaba aktarılacak ödemeler arasında kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin, işsizlik ödeneği vs yok.

Bu ödemeler için iban bilgilerinizi işkur sitesi üzerinden kaydetmeniz gerekiyor.

Normalde dedigin gibi ama eksik belge var sanirim (nufus cuzdani, telefon bilgisi, imza vs)

Uzun zamandır şubeden işlem yapmadıysanız hem yeni kimlik kartı bilgileri için hem de KVKK sözleşmesini imzalamak için çağırmış olabilirler.

muhtemelen nufüs cüzdanından kimlik kartına geçtiğin için sıkıntı oluyordur.