[]

şahin diye bi şarkı

lisede serviste falan dinlerdik. nakaratında "şaahin" diye girdiğini hatırlıyorum. türkçe repti hatta nefret'indi feci yamulmuyorsam. neydi ki?




 
şahi değil şahi'dir o. tam adını ben de unuttum. ceza falan da vardı söyleyenler arasında.


  • oldboy  (16.11.09 12:04:40) 
şarkının adı şahi. söyleyen de nefret isimli grup (ceza ve fuchs yani)


  • selim pusat  (16.11.09 22:39:51) 
[]

hamster mozaiği yapmak istiyoruz

iki gün önce ev arkadaşım 2 tane gonzales almış getirmiş. dün vizelere çalışırken bunlara neden daha büyük bi ev yapmıyoruz dedik. şu şeffaf olanlardan bi yorgan bavulu bulup içini dayadık döşedik. iki katlı ev, kinder yumurtası, eski hoparlör falan koyduk. talaşları serpiştirdik. üşüyolar heralde dişi olduğunu sandığımız sürekli talaşların içinde kendini kaybediyor. biz de ellemiyoruz. alıştılar diyebilirim.
ama şimdi ev bunlara büyük gibi gözükmeye başladı. diyorum ki şöyle içine 3-4 tane syrian hamster varmış, dwarf hamster varmış koysak.. işbölümü yapsalar. bir tür evi temizlese diğer tür işte oynamak isteyen insanların ellerini ısırsa falan. acaba birlikte kardeşlik türküleri söylerler mi gerçekten?



 
emin değilim üşüme olayından ama mrtksn'nin şu duyurusundan (git: 21017) sonra daha çok dikkat ederim.
yeni arkadaşları derken kendi türlerini de mi kastediyorsun?

  • hikaye mesture  (12.11.09 18:22:08) 
farklı türler bir arada yaşamaz. istisnalar vardır belki ama ben dwarf ile suriyeyi birbirine yaklaştırınca bile çok farklı tepkiler alıyordum. kilitleniyordu hatta dwarf direk bir daha da yaklaştırmadım.


  • prodeq  (12.11.09 18:40:24) 
elxa, hamster'ının neden öldüğünü sorup, soğuktan ölmüş olup olabileceği üzerinde duruluyordu o duyuruda. talaş o yüzdenmiş bilmiyordum.

prodeq, illa aynı tür almamız gerekiyor demek ki. doldurabildiğimiz kadar dolduralım o zaman gonzales. kavga ederlerse de ayırırız artık ne yapalım.
  • hikaye mesture  (12.11.09 18:52:19) 
bi arkadaşımda aynı türden olan iki tane vardı.biri dişi diğeri erkek.eve yerleştikten bi hafta sonra erkek olan dişi olanı yedi ve sonra kendi de öldü.bilginiz olsun işte..


  • saleen  (12.11.09 18:53:47 ~ 18:55:05) 
saleen, bizimkilerin arasında da bi soğukluk var. bazen üstüste koyuyoruz 5 yaşında çocuklarmışız gibi, gayet ciddi ayrılıyorlar. bişey yapmalarını beklemiyoruz işin açıkçası ama normalde de pek yanyana gelmiyorlar. umarım öyle birşey olmaz.


  • hikaye mesture  (12.11.09 18:59:31) 
evet belki arkadaşınkilerde farklı bi durum oldu bilemicem tabi şimdi ama umarım sizinkilerde olmaz tabi.benim dediklerim de başta iyi anlaşıyolardı birden nolduysa oldu belki erkek bişi istedi o da kaçıyo muydu neydi bilemiyorum bi baktık yemiş.çok kötüydü.neyse umarım sizinkiler mutlu mesut geçinip gider..


  • saleen  (12.11.09 19:22:10) 
benim bildiğim hamsterlar doğaları gereği birarada yaşamayı sevmez pek. ginepigler içinse en az iki tane olarak yetiştirilmeleri söylenir. bence ginepigi de düşünün.


  • demirlisomya  (12.11.09 20:07:00) 
hamsterlar çok çabuk ürüyorlar dikkat edin derim ben, tabii hamster çiftliğiniz olsun istemiyorsanız. eğer hamsterlarınızın biri dişi diğeri de erkekse zaten bi süre sonra o kafes dolacaktır istemeseniz de. bir de bu yeme olayı doğru, kendi yavrularını bile yiyorlar başka bi şeyin kokusu sinince falan, sanmıyorum ki diğer farelerle anlaşsınlar öyle hemen. gerçi bunlar da hamstera göre farkediyor galiba, biz bi dönem hamsterla kediye aynı evde bakmak zorunda kaldık öğrenci evinde, hamsterimiz kediyi yalıyordu diğeri de onu kokluyordu falan gül gibi geçinip gitmişlerdi.


  • inkey  (12.11.09 20:07:45 ~ 20:12:03) 
[]

italyanca yazı

bunu bi ara gittiğimde çekmiştim. ne yazmaktadır acaba?

img94.imageshack.us


 
bir masalın başlangıcı.
sana tapıyorum.

powered by google translate.
  • demcan  (15.10.09 00:36:46) 
[]

emdb sorusu

neden yeni versiyonda artık "also known as" veya "nam-ı diğer" altında bişey gözükmüyor?




 
attım maili bakalım. columns'ten oynanıyo zaten onla ya, istemeyen kapatıp açardı istediğini ama bug bu heralde. du bakalım


  • hikaye mesture  (08.10.09 20:50:52) 
programı hangi dilde kullanıyorsanız o dilin çevirisini alıyormuş. Eric selam söyledi.


  • hikaye mesture  (08.10.09 21:47:39) 
[]

Bir tek hap en fazla neye kadirdir?

Yanlışlıkla alınan tek hap vücüda ne kadar zarar verebilir? "Piyasada satılan her legal ilaç"tan bahsediyorum. Sağlam bir insan bu hapı yanlışlıkla alması durumunda (reçete fln sınırlamalar yok) ne duruma gelebilir ve bu hangi haptır?

gg olmadan sordum, cevaplar da gg gelmez umarım.


 
Aslında tek hap ile ya bayıltır yada azcık sersemletirsiniz fiziksel bir zarar vermeniz legal haplar ile çok zor zaten.Bazı diş ağrısı hapları tabi legal olanlar çok ince bi çizgi üzerinde olup hem kafa yapabiliyo,hem öldürebiliyo..


  • Rodin  (28.09.09 22:32:07) 
nee hapı olduguna bağlı.tansiyon ilacı ise tansiyon fazla düşebilir, diabetle ilgili birsey ise kanda glikoz dengesizliğine yol acar.ağrı kesicilerde tek tabletten hayati sorun olmaz.xanax, diazem türevi ilacların fazla alınımı mss üzerine depresyon yapabilir ama tek tabletle olur mu orasını bilemiyorum


  • keah  (28.09.09 22:37:42) 
alerjen kullanılırsa ölünebilir, remeron gibi ağır sakinleştiriciler kalıcı zararlara sebep olabilir.


  • old joe  (29.09.09 01:09:17) 
[]

Komikli Video

Babanın iki oğlunu böyle çimlerin üzerinde takır takır dövdüğü (şakadan elbet) kafalarına tekme attığı falan bi video vardı. Sonunda çocuklar galip geliyordu babanın ayaklarına yapışarak yere deviriyorlardı. Facebook'ta rastlamıştım ama yutup ve metacafe'de bulamadım şimdi. Hatırlayan var mı?




 
  • cosmicgadin  (19.09.09 04:28:51) 
[]

Superman'in 'gerçekten' öldüğü seri

92'deki death of superman değil elbet. 2007 2008 gibi gerçekten gitmişti. bu serinin veya o bölümün adı nedir?




 
  • bloodorbloom  (25.07.09 16:37:39) 
[]

pote pote pote

böyle bi şarkı vardı. yunanca veya kuvvetle ihtimal italyancaydı. nolur buldurun.

çok teşekkürler


 
  • ceres  (30.06.09 01:18:43) 
[]

fotoğraf katalog programı

böyle birşey arıyorum. kesin çok bilinen bi program var böyle ama ben bilmiyorum. şimdi istediğim basit. bendeki yüzlerce fotodan karşı tarafın hangilerini istediğini bilmiyorum. o yüzden bi thumbnail görüntüsünde hepsini yollayabilsem hatta o thumbnaili istediğinde büyütebilse (artık kaliteden ödün vererek olsun) ordan istediklerinin isimlerini bana söyleyebilse, bi bisikletim olsa 200-250 lira fiyatlı dağda kullanabilsem onu.

ACDSee vardı bi ara. olur mu ki o?


 
sanki picasa yapar bunu, contact sheet diye bir opsiyon olması gerek.


  • justaddwater  (19.06.09 20:48:08) 
[]

Sırbistan Vizesi

sırbistan başkonsolosluğu vizeyi kaç günde vermektedir? 1 günde (ertesi günü) verdiği olmuş mudur bilen var mı?




 
1 günde almıştım (aynı gün içinde değil, ertesi gün yani), 2.5 sene falan önceydi. davet mektubu vardı konsolosluğa fakslanan ve öğrenci belgem vardı. ondan hızlı oldu sanırım.


  • electropie  (12.06.09 03:46:32) 
[]

küçük ölçekli bankalar

saçma gibi gelebilir ama nedir bunların avantajları? bu gibi bankalarda para falan değerlendiresim var. hani vardır bi müşteri kazanmak için cezbedici yanları diyerekten. tekstilbank, tekfenbank, adabank gibileri... www.tbb.org.tr

yoksa sadece sıra beklemenin olmayışı mıdır güzelliği?


 
yok bir avantajları. zaten o yüzden ölçekleri küçük.


  • blackdog  (11.06.09 02:16:37) 
Pazarlıkla daha yüksek faiz alabiliyorsunuz. Şubede çalışanlar genellikle oraya demir atmış olduğundan değişmiyorlar, mahalle bakkalı ile muhabbet eder gibi bir süre sonra tanışıp kaynaşıyorsunuz. Telefon bankacılığı da haliyle başka bir hal alıyor; telefon açıp şunu bunu kodlamak yerine "Ayşecim benim şu hesaptan şuraya şunu eyle" gibi bir şekle giriyor.


  • skatheist  (11.06.09 02:44:45) 
avantajları küçük tasarruf sahiplerine değil genellikle.


  • surtunme kuvveti  (11.06.09 07:56:52) 
sadece skatheist'in yazdiklari dogru...

ufak bankalar genelde zor kaynak bulduklarindan her meblaga diger bankalara gore daha yuksek oderler. pazarlik gucunuz yuksek oldugu icin her tur kil tuy komisyonu "bu ne yaa gidiyom ben" diyerek geri aldirabilirsiniz. ufak seylerde bile mudur yaniniza gelip nasil yardimci olabilecegini sora-bilir.

yakininizda ufak banka subesi varsa bu nedenlerle tercih nedenidir. uzakta varsa bu avantajlar icin o yol cekilmez havalar isindi iett klimalari bozuluyor.
  • 507  (11.06.09 09:07:39) 
[]

dil bilgisi hatası mı?

Radikal gazetesinde 21 mayıs'ta çıkan haberde "... konuşan Lula da Silva, 134 yıldır Brezilya’dan Türkiye’ye yönetici gelmediğini söyledi" diye bir ifade var. 86 yıldır var olan bir ülkenin adını böyle kullanmak doğru mudur?

bu kanıksanmış birşey olduğundan veya akışı anlam olarak bozmadığından gözardı edilir birşey mi yoksa kesin bir dilbilgisi yanlışı mı?

edit: akışı anlam olarak bozmamasından kastım Türkiye olarak 'bu topraklar'ın çağrıştırılması

 
brezilya da 1889 da mevcut halini almı$. türkiye, tc olurken; onlar da brezilya federal cumhuriyeti olarak son hallerini almı$lar yani. bir sorun olsa, iki taraf için de olacakken, brezilyalıların ya$adığı toprak parçasına 1500 lerden beri brezilya dendiğinden bir sorun olmuyor onlar açısından. aynı durum türkiye açısından da geçerli gibime geldi. wikipedia destekli bu açıklamamı tamamen $ahsi kanaatimce sonlandırıyorum: anlam açısından bir sorun yok. (ama olabilir de.)


  • ateistanbul  (06.06.09 05:50:46) 
"türkiye" (türkiya şeklinde) "anadolu" anlamına yakın şekilde -bir bölgeyi ifade etmek amacı ile- kullanılmış daha önce. zaten meclise* ismini veren bir kelimenin o an yaratılmış olması pek akla yatkın değil.(siz de edit'te belirtmişsiniz)

habere gelince orijinal metni aramaya üşendim ama lula da silva'nın da haberde iletilen şekilde açıklama yapmış olma ihtimali var.

son olarak, eğer durumu bir hata olarak kabul etsek bile bunun bir "dil bilgisi" hatasından ziyade bir bilgi noksanlığı ya da çeviri hatası olarak görmekte fayda var bence.
  • surtunme kuvveti  (06.06.09 05:56:40) 
"Türkiye ile ikili ilişkilerimiz yüzyıllara dayanıyor. " buna yanlış dersek sizin sorduğunuz da yanlış oluyor. Türkiye' yi son yüzyılda yoktan vârolmuş bir ülke olarak değil de köklü geçmişe sahip aynı topraklar üzerinde yaşayan ve son yüzyılda isim ve yönetim şeklini değiştiren bir ülke olarak görüyorlar zannedersem . ne de olsa 1000 yıldır burdayız insan olarak.


  • ykyt  (06.06.09 14:04:47) 
TC, osmanlının devamı olduğuna göre (bkz: Polis teşkilatının kuruluş yılı) doğrudur.


  • pichoscosama  (06.06.09 16:06:41) 
[]

Danube by bike

bu tura türkiye'den katılan tek insan ben miyim?




 
bu harika turu ilk gördüğümde -ocak ayı falandı sanırım-- adeta vurulmuştum. sitede incelenmedik yer bırakmayıp, son kayıt tarihini not almıştım. ama aradan uzunca bir süre geçti ve farkettim ki tüm önlemlere rağmen son kayıt tarihini kaçırmışım...

sanırım türkiyeden bu muhteşem tura katılan tek (harika!)insan sensin.
ufak bir gezi yazısı yazarsan, ya da en azından fotoğrafları picassaya yüklersen, lütfen bana da linki gönder olur mu?
  • mumutum  (03.06.09 00:22:46) 
[]

kibarlık budalası'ndaki fransızca isimler

bu isimler orijinal olarak nasıl okunur acep?

jourdain
damis
françois
dorimene
dorante
cleonte
covielle

 
juğde(n)
dami
fğansua
doğimen(nö)
dorant(ö)
kleont(e)
kovieyy(ö)

parantez içindekiler, okunur gibi yapılıp okunmaz ya da okunmaz gibi yapılıp okunur.

/ğ/ olarak yazdıklarım ise, malul, onların o meşhur sesleri. nasıl yazılır bilemedim.

ama bir de şöyle bir şey var ki, hiçbir /e/nin üzerinde aksan yokmuş gibi okudum.
  • esas itibariyle  (16.05.09 16:52:30) 
[]

banyo çayı

2 sene falan oluyor izleyeli. böyle istinye park gibi devasa avm'lerden birini gezen bi program vardı. ünlü bi kadın (çok da değil) bunun dükkanından açmıştı.

banyo küvetine atılıp bekleniyordu. iyice çay gibi demlenince içine giriyordun. o zamandan beri hep aklımda anneler günü hediyesi için. ama internette bulamıyorum. bilen duyan eden var mıdır?

not: papatya falan da atılıyor diye duydum.

 
o dedğinize baktım ama bulamadım

şöyle bir şey war

"Turunçgillerle toksinlerden arının
Vücudunuzdan toksinleri atmanızı sağlayan turunçgil yaprakları, kurutulmuş limon ve portakal kabuğu ile de iyi bir banyo yapılır. Yaprakları parçalayarak torbaya koyun ya da yaprakları ve kabukları suya atarak aromasını vermesini sağlayın. Kuru gül yaprakları ve lavanta çiçekleri mükemmel rahatlatıcılar olabilir. Her çay torbanıza iki yemek kaşığı koymanız sizi sakinleştirir"

www.delinetciler.net

mesela böyle bir karışım yapıp şık bir kutuda sunabilirsiniz, yanına kese, doğal banyo jelleri filan alıp şık bir banyo/spa seti hazırlayabilirsiniz.
  • mahnita  (12.06.09 12:49:28) 
evet ondan da haberim vardı. ama benim aradığım böyle endüstriyel olanı tabi. üretilmiş paketlenmiş ben de parasını verip kullanıma hazır hale gelmişini alıcam. ama bu da fena değil tabi, emek harcanmış versiyonu. :) teşekkürler


  • hikaye mesture  (12.06.09 17:43:01) 
[]

romanya'ya en ucuz ulaşım

bükreş'e hangi uçak firmasıyla daha ucuza giderim?




 
Otobus biletleri ne kadar tutuyor asagi yukari?

Metro falan da gidiyor Balkanlar'daki birkac sehre ama internetten bilet satisi yapmiyorlar oralar icin.
  • wpi  (29.04.09 09:40:05) 
en ucuz trenle gidersin. tcdd.gov.tr den bakabilirsin.


  • arigold  (29.04.09 10:06:55) 
[]

Sitraks kullanımı

içinden 6 draje çıktı. ilk olarak sabah aç karnına 3 tane yutmam gerektiğinden emin gibiyim ama doktorun verdiği reçeteyi bulamıyorum. 1 hafta arayla 3-3 yutmam doğru mudur?




 
3 tane birden almak doğru olmayabilir gibi geldi bana, doktor da değilim tabi, ama bu şekilde istemiş de olabilir. Ben de biraz önce başka bir ilacı üzerinde özellikle 1 hafta arayla alınması için takvim konulmuş bir ilaç kullandım ancak doktorum 3 gün arayla al demişti mesela.

Bir arayıp sorun doktorunuza, öyle alın.
  • rabbititus  (28.04.09 12:24:29) 
evet yaşa göre değişir ama sanırım yaşınız uygun. 3 tane alacaksınız 1 hafta sonra tekrar 3 tane alacaksınız. doğru hatırlıyorsunuz.


  • d_esign  (29.04.09 09:12:43) 
[]

Tenten Tibet'te

tenten bu hikayede dağa tırmanırken sırt çantasındaki kazma veya başka bi alet bi şekilde garip bir biçimde parlıyordu. yükseklikle ilgili bi açıklama getiriyordu tenten bu olaya. hatırlayan var mı?




 
St. Elmo's fire denen fenomen. "St. Elmo's light" olarak da biliniyor.

"is an electrical weather phenomenon in which luminous plasma is created by a coronal discharge originating from a grounded object in an atmospheric electric field (such as those generated by thunderstorms or thunderstorms created by a volcanic explosion)."

şeklinde bir açıklaması var. çevirmeye üşendim :/
  • hakkibulut  (27.04.09 15:24:57) 
(bkz: #7247838)
(bkz: #340367)
(bkz: korposan)
  • thalamus  (27.04.09 15:54:29) 
[]

küflü salça içerikli makarna

koyarken dikkat ettim ama şimdi piştiğinde tadına baktığımda baya bi küf tadı seziliyor. gecenin bi yarısı ve karnım ultra aç. mayonezle düzelebilecek bu kokuyu ve tadı ignore edip yesem ne olur? karın ağrısı? ishal? tokluk?




 
yıkada ye


  • readmymind  (22.04.09 01:01:44) 
başka bir yiyecek yok mu? önemli olan küf tadını bastırmaktansa, küflü bir şeyi yememek olmasın sakın.


  • sleep may be the enemy  (22.04.09 01:38:09) 
kanser? (allah korusun) fakat (bkz: aflatoksin)


  • blackdog  (22.04.09 03:54:31) 
ben dün akşam yedim aynısını, gayet iyiyim. gaz yapıyo olabilir belki :)


  • vecihi  (22.04.09 13:11:27) 
[]

keşke'lerin yavaştan sorun olmaya başlaması

23 yaşındayım ve hayatta keşke demekten hep uzak oldum. durum buysa kötü de olsa bundan sonrasına bakmayı bildim diyebilirim. ama şimdi, yaşadığım birkaç major olaydan sonra elimdeki fırsatları kaçırdığımı gittikçe daha da çok farkediyorum. bu (daha yeni atlattığım diyebilirim) depresyonumdan bana kalan bişey heralde. hala o civarlarda da geziyor olabilirim bilmiyorum.
major olaydan kastım elbette herzaman karşıma çıkmayacak ve başkasına anlatırken ona "ben olsaydım"la başlayacak cümleler kurdurtucak şeyler. işte biraz serinkanlıyım heralde. 'varsın olsun' gibi bişey değil bu aslında. 'daha ne fırsatlar çıkacak karşıma' gibi de değil. ince ayrıntısıyla da uğraşmıyorum. bunlar bariz önümde olan ve benim o an göremediğim, sonradan pişman olup olmayacağımdan da zerre kadar endişe duymadığım durumlar.
bunlar yavaştan beni kemirmeye başladılar. içten içe çökertmeye çalışıyorlar sanki. keşke'ler aynı durumda olabilip de seçim tekrar karşıya geldiğinde doğruyu seçerek derhal bertaraf edilebiliyor ama geri dönüşü olmayan durumlarda?
benim merak ettiğim ileride keşke'lerin pençesine düşmeyeceğimden eminim. sorum/sorunum da burda. hacim olarak değil de, özkütlesi artar mı bunların yaş ilerlemesi ile? yani sayısından endişe etmiyorum. çünkü daha bilinçli biriyim sanki bu olaylardan sonra ama geride bırakılanlar ile gece yattığında, gözünü kapattığında, benzer olay yaşadığında (kaçınılmaz olarak olacak) akla gelip de iyiden iyiye derecesi artar mı pişmanlığın?
30'lu yaşlarımda "10 sene önce neler yapabilirdim" veya "geçmişteki ben'in o durumda hayaletimsi bişey olup da kulağına yapacağı/yapması gereken şeyleri fısıldayacağım bir durum olsa ne de güzel olurdu" diye ciddi ciddi düşündüğümü düşünmek midemi bulandırıyor.

 
Merhaba,
Herkesin hayatında "keşke"ler vardır. İnsan ne kadar "Hiçbir zaman 'keşke' demedim." dese de, demiştir. Bu normal bir şey. Yaşanılan şeyler arttıkça da "keşke"ler artar. Birbiriyle doğru orantılıdır bunlar.
Yaşınız arttıkça "keşke"lerin artması da kaçınılmaz oluyor bir nevî. Burada yapmanız gereken şey, mümkün olduğunca "keşke" dememeye çalışmak ve onun için de ona göre yaşamak. Daha önce yaşadığınız bir şey için de "O zaman doğrusu oydu." diye düşünmek. Sonuçta insan yaptığı bir şeyin ileride neye sebep olacağını tam olarak bilemez. Normal şeyler bunlar yani. Sizi, kendinizi sıkmamaya, "Öyle oldu." demeye ve her şeyi "yeri gelince" oluruna bırakmaya davet ediyorum. Bir zamanlar yaptığınız ve şimdi "keşke"lerle andığınız şeyler de aslında sizin "keşke" diyebilecek ayrıma ulaşmanızı sağlıyor. Size zarar gibi görünse de, o ayrımı yapabilecek yetiyi kazandırıyor size. Dert etmeyin.
Kolay gelsin.
  • nuage  (18.04.09 08:39:29 ~ 08:40:20) 
Hayatta keşke dememek gibi bir durum yok. Dahası, bence, hayatta keşke demeyen, ya da keşke demekten korkan bir insanın ciddi problemleri vardır. Son zamanlarda bir moda var "Hayatta hiç bir şeyden pişman olmadan yaşayacağım" diye, bu çok yanlış bir hadise bence, insan hayatta pişman da olabilmeli, keşke de diyebilmeli, yanlış yaptığı şeyler için de üzülebilmeli. Aksi durum insanları ruhsuzlaştırıyor, benim naçizane görüşüm bu.

Bu çerçevede, fırsatlar konusunda da şunu diyebilirim, hayatta her fırsat değerlendirilmek durumunda değildir. Öyle insanlar da görüyorum, karşılarına bir fırsat çıkıyor ve hemen üstüne atlıyorlar, kendilerini ve çevrelerindekileri hırpalıyorlar o fırsatı kullanabilmek için. Bu bir noktadan sonra resmen "fırsat orospuluğuna" dönüyor. Bazı fırsatlar bilerek de kaçırılabilir. Bunlar bizim seçimlerimiz, ve sonuçta, işte o "10 sene sonra" bizi nispeten durduğumuz yerden memnun olduğumuz bir noktaya getiriyorsa bu seçimler, demek ki bir problem yoktur.

Diyeceğim "keşke" ve "fırsat" kelimelerine yüklenen büyük anlamlara takılmayın.
  • sui  (18.04.09 11:23:42) 
Bu size ait bir sorun değil. sadece sözlük'te keşke ile başlayanlara bakmanız bile ne kadar sıradan bir sorununuz olduğunun göstergesi.

Önemli olan kendinizle barışmak ve kendinizi sevmek. Bence burada sorun yaşıyorsunuz. Kendinizi severseniz, keşkeleriniz canınızı yakmaz. "aman o zaman da öyle yapmışım" diyerek yaptıklarınızdan dersler alabilecek ve bu dersleri hayatınızın geri kalanında uygulayacak hale gelirseniz bu sorununuzu halledersiniz.

Herkesin keşke'leri, vardır. bu keşkeler sadece keşkelerinizden ders almadığınız sürece büyüdükçe büyür. 23 yaş hayatla tanışmanın yaşı. biraz kendinize zaman tanıyın. kendinizi dinleyin. keşke'lerinizin açıklamalarını yapın.

ayrıca o keşke'lerinizin gerçek keşke'ler olup olmadıklarını inceleyin. Çünkü mesela şu anda abd'deki bir bankadan iş teklifini hayatının aşkı için geri çeviren birinin keşkesi sahte bir keşkedir. çünkü eğer o teklifi kabul etseydi belki de şu anda abd'deki işsiz sayısına +1 olarak katılmış olacaktı.

Yani demem o ki, çıkın içinizden de dışarıdan bir bakın kendinize...
  • endless dream  (18.04.09 11:32:59) 
  • serseri marti  (18.04.09 12:22:17) 
soruna cevap mı bilmem ama jim carrey nin yes man adlı filmini bi izlemeni tavsiye ederim. belki konuyla alakalıdır. alakalı diilse de komiktir.


  • rentts1  (18.04.09 13:01:55) 
[]

Molière - Kibarlık Budalası'ndaki dans hocası

bu rolde geriye doğru reverans yapmam gerekiyor. nasıldır bu işlem?




 
sol ayak sağ ayağı dik açıyla kesicek şekilde sol el arkada (belde) avuç dışarı paralel olucak ve sağ elle de blablabla der gibi öne sallıyaraktan geri çekilme belirtisi gösterme maksatlı hafif bir irkilme yaşayarak yapılır

edit:açı daralabilir ya da genişleyebilir
  • zombikanı  (09.04.09 20:52:06 ~ 20:53:49) 
tam anladım diyemem. şu an dediğinizden hareketle bişeyler yapıyorum ama pek fransız tarzı durmuyor bendeki. ingilizcesi veya yutup linki olsa daha iyi anladım diyebilirm.

reverse reverance ve back reverence yazdım, sonuç yok.
  • hikaye mesture  (09.04.09 22:11:14) 
bow ve curtsy isimleriyle de bi arama yapın. hatta victoria era filan bile eklenebilir bu kelimelerin yanına.


  • tepedeki psychedelic adam  (09.04.09 22:39:20) 
[]

spam gibi değil gibi

mail kutum bana artık bi boş geliyor. var mıdır böyle subscribe yaptığıma pişman etmeyen, göz yormayan, can sıkmayan haberler veren bi websitesi? ideefixe var şu an ama çoktan sıktı bile. boysstuff vardı küstü bana sanırım yollamıyor artık.

tavsiye alırım. yabancılar tercihimdir.


 
hangi konularla ilgileniyorsun bilmiyorum ama ben technet ve exploring windows newsletter'larina kayitliyim. (profile.microsoft.com)
ayrica cnet'in newsletter'lari var ama onlari sitelerinden takip ediyorum: reviews.cnet.com
diger cogu haberi de genelde netvibes sayesinde feed'ler ile takip ediyorum. geek.com'dur, bildirgec'tir vs.
  • sourlemonade  (30.03.09 23:46:16) 
genelde bu duyurulara stumbleupon denir. Ben de kullanıyorum arada bir mail atıyorlar. İlgilendiğiniz alanları belirtiyorsunuz. Size o alanlarla ilgili site tavsiye ediyorlar.


  • cumingsoon  (31.03.09 00:08:32) 
bi şekilde (mesela stumbleupon) ilgi alanlarınızla ilgili yeni siteler keşfedin. bunların rss feed lerini rss reader ınıza ekleyin. böylece spam derdi olmadan sadece ilgi alanınızla ilgili güncel saf bilgi elde edersiniz.


  • yazar k  (31.03.09 03:03:10) 
[]

avea veya vodafone indirimli cep telefonu

arada bi yapıyorlardı böyle şeyler. şimdi ihtiyacım oldu kampanyaya. türkselden ayrılıyorum da avea ile vodafone pek farketmiyor benim için. hat alana indirimli telefon veren şebeke var mı şu aralar? internete bakındım da dışarıda gözüne çarpmış olana soruyorum.




 
bugun bır vodafone bayısının camında vardı bı ılan. telefon+hat 100 TL'ydı yanlıs hatırlamıyorsam. telefon modelıne fılan dıkkat etmedım maalesef.(gordugum bayı Sıslı'deydı)


  • think martini  (22.03.09 19:56:18) 
avea alana 50 milyona telefon arti bir sürü kontor veriyorlardi.


  • atmacaged  (22.03.09 23:03:57) 
[]

oldukça basit bi modem sorusu

evde 3 kişi bir USB bir ethernet çıkışlı (yani 2 portlu) modeme sahibiz. artı 8 portlu bir de switch mevcut. diğer 2 kişi bu ethernetten bağladığım switch'ten alsa internetini, ben de direkt modemin USB'sinden alsam internetimi internet hızlarımız ne olur?

usb > et1 = et2 ha?


 
Sen ilk terminale sahip olduğun için, daha fazla bağlantı alırsın gibime geliyor. Ama yine de işleme göre farklılık gösterebilir. Mesela diğer iki kişiden biri torrent morrent downloada abanırsa, kurutur bağlantıyı. (sanırım)
Diğer iki kişi kendilerine gelen bağlantıyı eşit olarak paylaşır. Bildiğim kadarıyla switch; layer 2 terminali olduğundan, bağlantıyı oranlamaz, her porta eşit gönderir.

  • punkertifo  (13.03.09 05:20:56) 
[]

kyk ve fazladan(?) yatırdığım para

2004 girişli beşinci sınıfım ve hazırlık okumadım. başbakanlık bursu ve harç kredisi çıktığını bilerek başladım okula. fakat üniversitenin sayfasına yeni gelen bu tablo benim ohoo borçlar içinde yüzdüğümü söylüyor, ki kuruşu kuruşuna ödemeye çalıştım hepsini.
şimdi iki durumum var:

1) ben birinci dönem harç kredimin devam ettiğini bilmeden (ki hala emin değilim şunu gördükten sonra) 25 liranın yeterli olduğunu bilmeden 274 yatırdım. bu denyoluğu ikinci dönem kayıtlarında farkeden ben üniversitenin kredi işlerinden paramı geri isteyince "elbette öderiz 250'ni fakat o dekontu getir bize" cevabını aldım. ne olur ne olmaz diye dekontu saklamadım ne yazık ki ve bu işi bir dilekçeyle veya bankaya giderek çözmek istiyorum. mümkün müdür?

2) kafasına göre gidip gelen kredimde fazladan yatırdığım 250'yi almadan borcuma saydırma diye bi olay yaşatabilir miyim bunlara?

teşekkürler

edit: gözükmüyor sanırım orada şurdan bakabilirsiniz img7.imageshack.us

 
Bence her ikisi de mümkündür. Bankaya ödeme yaptığınız tarih belli gördüğüm kadarıyla, bankacılar o günkü dekontlardan biraz uğraşarak da olsa çıkarabilirler. YA da okulunuzdan dekontun ya da banka işleminin numarasını da alırsanız (ki mutlaka buna ilişki bir bilgi vardır okulda) banka, dekontu tekrar düzenleyebilir.


  • 44  (05.03.09 11:37:09) 
[]

hoca'nın bilgilerini kendine saklaması

ileri teknoloji malzemeler dersine giren hocamız cd ile geliyor. sınıfta önceden hazır açık bekleyen laptop'a koyuyor, slaytlarını projektör aracılığıyla gösteriyor ve gidiyor.

şimdi ben hoca gelmeden önce bir program atsam o laptop'a, cd ile bağlandığında kesinlikle ortaya çıkmadan içeriği alsın laptop'a kopyalasın ve ben de ürünleri hoca ara verip sınıfı terk ettiğinde toplayayım. olur mu böyle birşey?


 
yaparsan niye olmasın?


  • vital  (27.02.09 21:12:21) 
süper olur da program/yazılım olarak ne kullanabilirim?


  • hikaye mesture  (27.02.09 21:14:50) 
bu tür arka plan işleri için c# kullanıyorlar sanırım.


  • bilgisayar ogretmeni  (27.02.09 22:21:07) 
trojan falan tonla vardır ya. subseven diye arat :P


  • lhun  (27.02.09 22:22:45) 
bu ekrani kaydeden programlarla çok rahat yapılabilecek birşey.Hoca gelmeden başlatırsın kaydı. Hem o programlar aynı zamanda sesi de kaydediyor. Hocanın sesini de alırsın süper olur.

önerim : (bkz: camtasia)
  • ocanal  (27.02.09 22:28:11) 
bu işi yapacak bişeyi vb ile çok kolay şekilde yazabilirsin.

yalnız hoca hiç bi şekilde anlamasın diyosan, hata oluşturabilecek bi kaç istinai durumu düşünmen gerek. laptop'ta yeterli disk alanının olmaması, kopyalamanın ortasında cd'nin çıkarılması gibi...
  • cruor  (27.02.09 22:31:19) 
visual basic ile c/c++ bilgim yeterli değil. trojan'a da bulaşmak istemiyorum, çökertirim falan o anda ele verilirim değerli öğrencileri tarafından. yakın zamanda denemiştim de ekran kaydetme programları bariz yavaşlık yaratıyordu sanki.
mrtksn'ın dediği en mantıklı yöntem gibi geliyor ama zamanım kısıtlı olduğundan değişikliği yetiştirir miyim bilmiyorum.

canıma tak edip herifin elinden almaya da çalışabilirim. altıncı sınıf oluyorum ya. of
neyse teşekkürler
  • hikaye mesture  (27.02.09 23:54:10) 
Iyi guzel de, o bilgilerin kullanim hakki hocandadir. Bir sekilde nete yayildigini veyahut baska yerde dolandigini gorurse, olayi davaya kadar goturebilir. (bkz: tecrubeyle sabit) Yani kisacasi, en guzeli kendi rizasiyla size cdyi vermesi.


  • tcp0203  (28.02.09 00:25:39) 
her şeye razıyım. bu dediklerim klavyenin arkasına sığınıp yılanımsı faremsi sözcükler kullanmak değil harbiden.

ceketinde olup da asılı bıraksa oradan da alırım. hiç farketmez. işini doğru yapamayan, konuyu anlatırken sürekli yanlış söylediğinin farkına vararak özür dileyen ve bi şekilde arkasıyla oraya gelmiş bi "doçent doktor"un gözümde hiç değeri yok. onun yüzünden insanların kariyerinin engellenmesine göz yummaya tahammül etmek zor.

ama tabi ki teşekkürler hukuki tarafını hatırlattığınız için.
  • hikaye mesture  (28.02.09 03:30:24) 
bat dosyası dos komut satırı açtığı ve yaptığı işlemleri o pencerede gösterdiği için sakat bence. hoca gerçekten anlamayacak kadar malsa en işe yarar yöntem gibi duruyor tabi.

bi de cd'de slayt haricinde porno film, mp3, döküman falan varsa işlem de uzayıp daha fazla dikkat çekebilir.
  • hububrad  (28.02.09 13:00:45) 
[]

En genç profesör

Türkiye'de verilen profesörlük ünvanını en erken yaşında alan kimdir?

Oktay Sinanoğlu'nun Yale'den 26'sında aldığını biliyorum ama sonuçta Türkiye'de almamış.


 
Tam bir isim veremeyeceğim ama 60'lı yılarda doktorası olmadığı halde o dönemde açılan bölümlerdeki öğretim üyesi açığını kapatmak için profesör unvanı verilen bir çok isim var. Onlardan biri olabilir.

İlişkili olarak yakın zamanda en genç doçentlik alanlara bakabilirsiniz. Mesela İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde Serkan Eryılmaz var, 26 yaşında doçent oldu, bu sene gibi de profesörlüğünü alır herhalde (31 yaşında).
  • sui  (12.02.09 12:24:27) 
(bkz: Ekmel Özbay) olabilir: en.wikipedia.org


  • crown  (12.02.09 13:36:32) 
prof. dr. hasan gürbüz vefat ettiği sıralarda onun için böyle bir şey söyleniyordu. kendisi 96'da vefat etmişti, yanlış hatırlamıyorsam 36 yaşında prof. olmuştu. küçük bi googling yaptım ama cv falan bişey çıkmadı. 13 yıl geçmiş tabi üzerinden arada başkaları da çıkmış olabilir.


  • light beam  (12.02.09 13:40:31) 
@crown; phd sini o da stanford'dan almış, Türkiye'deki bir üni.den en erken yaşında alan kim diye soruluyor anladıgım kadarıyla.

edit: gerçi tamamına bakmamışım sayfanın, sanırım 95te bilkente prof. olarak başlamış. eğer bu seferde yanlış bakmadıysam 29 yaşında prof olmuş, evet o olabilir.
  • light beam  (12.02.09 13:42:33 ~ 13:50:51) 
emre alkin olabilir


  • alkolikfedai  (12.02.09 13:51:55) 
benim aklımda necmettin erbakan diye kalmış ama bilemiyorum.39 yaşında profesör ünvanı almıştır kendisi bildiğim kadarıyla.


  • vampyria  (12.02.09 20:30:48 ~ 20:31:31) 
ibrahim akduman var itü elektrik elektronik fakültesinde 35 yaşında profç olmuş.


  • barfilozofu  (12.02.09 21:58:50) 
[]

anneye hediye

yoga topu hediye edilir mi? bi ara yogaya gidiyordu sonra bıraktı falan. topla birlikte cd'si fln birlikte diyorum. olacak iş mi?




 
edilir. bayılır bence.


  • trista  (05.02.09 17:53:54) 
hediye edilir ama zamanla yogadan sıkılıp bırakıysa çok da iş görmeyebilir. hala istiyorsa hediye edilir.


  • sanal uyku  (05.02.09 17:58:42) 
[]

Ev arkadaşının live chat yapması

ev arkadaşım arkadaşıyla konuşurken kamerasını açıyor skype üzerinden sanırım. aynı modem üzerinden bağlandığımız için benim netim neredeyse sıfırlanıyor. çok gerekirse hub falan alırız diyor. şimdi, ekstra ücrete gitmeden net hızımı sekteye uğratmayacak bir çözüm yolu var mıdır? "veri download'u limitlendirici" gibisinden bişey




 
arkadasin bilgisayara netlimiter kurabilirsiniz.


  • alpha05  (01.02.09 21:59:09) 
onun bilgisayarina netlimiter kurup netlimiter'i gizleyebilirsiniz. uploadini ve downloadini belirli bir seviyeye limitlediginiz takdirde hicbir sorun kalmaz.

ayrica hub alip ne yapacaginizi anlamadim?
  • entrapmen  (01.02.09 21:59:31) 
cfosspeed kurun her ikiniz de.


  • bryan fury  (01.02.09 22:00:55) 
kesinlikle cfosspeed kurun.


  • equbia  (01.02.09 22:23:29) 
evet. ben de evde 3 bilgisayarın önceliğini cfosspeed sayesinde ayarlıyorum :)


  • passion rules the game  (01.02.09 22:33:22) 
modem üzerinden direkt bağlandığımızdan hub veya switch farkeder zannediyoduk. değil sanırım.


  • hikaye mesture  (01.02.09 23:08:46) 
Bence sadece kendi bilgisayarınıza cfosspeed kurun. Sömürürsünüz mis gibi :D


  • edge_nabby  (01.02.09 23:42:12) 
[]

Beyne Tapmak

İnsan kendi beynine tapabilir mi? Psikolojik sorun olabilir veya ileri zeka sonucu olabilir. Beyninin "kendi tarafında" olduğuna şükretmenin bir ilerisi gibi düşünmek lazım. Mümkün müdür?




 
bir çeşit üstünlük kompleksi olarak değerlendirilebilir.
üstünlük kompleksinin aşağılık kompleksinin bir yansıması olduğunu da biliyoruz.

buradan hareket edilebilir belki.
  • can see  (26.01.09 02:34:16) 
[]

şar-kı

star'da sabah haber sunan Mesut Yar veya Metin Uca'nın programında çalıyordu bu.

şöyle gidiyordu: Yep pappaa parip pappoo parip pappoo dibi libilibi lip pappoo.. böyle bişeylerdi


 
  • la traviata  (19.01.09 18:28:48 ~ 18:29:48) 
[]

Marvel Earth X serisi

Bu earth x serisinde uatu'nun neden kör olduğunu hatırlayan var mı?




 
Black Bolt kör ettmiş


  • gns  (28.12.08 23:47:10) 
[]

mig/mag kaynağı -proje-

kimsede ilgili konu hakkında belge veya resim var mıdır?

odevarsivi.com'da da bir döküman buldum ama üyelik gerekiyor. bu sitenin kullanıcısı olan yardım edebilir mi?


 
bugmenot.com diye bi site vardi yaziyosun istedigin sitenin adini sana kullanici adi-sifre falan hazir alinmis veriyodu da...
soruya pek cevap olamadi kusura bakma.

  • bitterlemon  (21.12.08 02:52:31) 
@bitterlemon ufkumu genişlettin sağol :D


  • safepassage  (21.12.08 09:05:45) 
mig mag ileilgiliwikide cok sey bulursun. hatta welding engineeringdiye bisi var oralara da bak.


  • bryan fury  (21.12.08 11:25:32) 
www.gedikegitimvakfi.org.tr
scribd.com'da da yabancı kaynak çok...

  • theunforguven  (21.12.08 13:56:06 ~ 14:04:43) 
[]

sorular.. sorularım var! (2)

Kaldığım yerden biriktirdiğim sorularla devam ediyorum.

1) babamın bi 15-20 senelik eski bir model gemisi var. motorlu bişey. benim de artık çalışmayan uzaktan kumandalı daha ufak bir yatım var. bunları elden geçirmek (elektrik aksamı, kırılmış direkleri düzeltme, yapıştırma işlemleri gibi) için nerelere başvurabilirim?

2) şimdi öhm.. benim yediğim fast foodların fln yağ olarak bacağımda toplandığına dair somut kanıtlarım var. sadece bu dizden kasığa kadar olan bölümü eritsem 12-13 kilo kaybederim diye düşünüyorum, artı rahatsız ediyo ulan. sadece burayı eritmek için aklıma gelen yöntem o (eskiden?) sabaha karşı yayınlanan reklamlarda satılan titreştiren şeylerden kullanmak.
ama onların da kullanıldıktan sonra kasları çalışmamaya alıştırdığını (bu aletin yaptığı gibi bi dış etki olmazsa kasların kasılmadığı) duymuştum. ne önerirsiniz?

3) 7. kattaki bi eve suyun baya bi az çıkması durumunda yapılacak ne olabilir? banyodan su ip gibi akıyor rezil ediyor. motor falan zor olur heralde. başka bi yöntemi var mıdır vakum durumu yaratıcak?

4) lg'nin 102 ekran lcd'sine kulaklık takmak istiyorum ama satanlar televizyonun kulaklık desteklemediğini söylediler. audio in ve audio out girişleri olan bi televizyonda bu mümkün müdür?

5) son olarak en bi alakasız sorum; amerika'da yeni çıkmış adı yeni yeni duyulan (gelecek vaadetmese de) r&b şarkıcılarına falan nası ulaşabilirim? ya da sizin bildiğiniz var mı dinle diyebileceğiniz?

geri döneceğim..

 
2) Yeme alışkanlığını değiştirip, vücudunun müsade ettiği ölçüde efor sarfederek spor yapacaksın. Yürüyüş, koşu, yüzme vb.

3) Borularınızda korozyondan dolayı tıkanıklıklar başlamış olabilir veya belirli borularda tıkanıklıklar vardır. Apartmanınız sıhhi tesisat planı nasıldır bilmiyorum ama genelde aynı hizadaki daireler aynı borudan beslenir. Yani tüm apartman tek bir borudan beslenip dairelere ayrı ayrı dağılmaz. Deneyerek bulacaksınız. Örneğin alt katınızda da debi azsa sizin sıradaki borunun değişmesi uygundur. Ama yok 6'da su iyi, 7'de yok, 8'de iyiyse; sizin dairede su sayacından sonraki bölümde problem olabilir. Akla ilk gelecek sorun da, sayacınızda tıkanıklık olduğudur. Daha güçlü bir hidrofor takmak buna çözüm değildir.
  • sheba and the albino girls  (18.12.08 15:23:33 ~ 15:24:51) 
3) vakum calismaz, asagidan yukariya itme kuvveti gerekiyor yukaridan cekme degil, su pompasini (hidrofor) bakimdan gecirin, motoru kuvvetlendirin. eskiden su yeterince kuvvetli geliyorsa ve simdi bir sorun varsa muhakkak su pompasinda sorun vardir.

duzeltme: 2. soruya verdigim yanita paralel cevap verilmis zaten.
  • lejant  (18.12.08 15:28:35 ~ 15:38:20) 
5- myspace


  • sifatsiz  (18.12.08 16:30:09) 
[]

night goes on and on

nakaratı 'night goes on and on..' diye giden bi şarkıydı ve söyleyen kadındı. ünlü bi parça olması lazım. tekno/poptu yanılmıyorsam. haber kanallarının birinde (cnn-türk?) italya'daki boat show üzerine yapılan bi programda duydum. kimseye tanıdık geliyor mu?




 
sonny j - handsfree (if you hold my hand) mi acaba?


  • fluobio  (05.12.08 23:32:10) 
[]

andazol ve bağırsak kurdu hikayesi

eczaneye gidip burnumun kaşındığını ve ağzımın normalden fazla salya ürettiğini söylediğimde verdiği ilaç bu andazol. 2 kutu kullanmam gerekiyormuş. bir kutu içinde 6 hap var. şimdi olayım şu. sözlükteki andazol hakkındaki tek entry'i okudum. zaten bu 12 hapı anlamış değilim. yakınlardan duyduğum hep tek hapla bu tenya denen zararlının fışkırmasıymış. bırakılması yani. çıkartılması mı deseydim. ağzımdaki salya üretimi gerçekten aşırı. hatta şu ağza atıldığında fışırdayan şekerlerden attığımda ses çıkarmaları 1-2saniye sürüyüor sonra boğuluyorlar salyalardan. neyse yanlışlarda mıyım yoksa doktora gitmeden (hangi bölüm allaşkına) eczacıya güvenmek yerinde mi?

bi de çıktıktan sonra yaşayabiliyorlar mı bunlar? çünkü gerçekten çok büyük bi öfkem var bu hayvanata karşı. ve o hala nefes alırken yapacağım işkenceleri şu an kestiremyiorum. gözüm falan seğiriyor düşünürken. o derece.


 
oncelikle gecmis olsun. eczaci ilginc bir acidan yaklasmis. andazol iyi bir ilactir, ama malum vermazol yani mebendazole gore pahalidir. ayrica vermazolun icinde daha cok vardir ve hepsinin otesinde istatistiksel olarak bagirsak paraziti enfeksiyonlarinin daha cogunu mebendazol(yani vermazol) kapsar

tedavi secenekleri degismekle beraber, bu ilacin olasi bir yan etkisi bulunmadigindan(gorulmus bir yan etki yok) gunde 2(elinizdeki hap 6 tane 200mg lik olmali) tane sabah yemekle birlikte tek gun; sonra 1 ya da 2 hafta ertesinde yine 1 gun sabah ac karna 2 tane daha birlikte olmak uzere alabilirsiniz. bu sirada ic camasirlarinizi ve nevresimlerinizi de yikayabilirsiniz. aile fertleri de tedavi olmak zorundadir. gebe iseniz andazol kullanamazsiniz.

aslina bakildiginda her kurt tipi icin tedavi farklidir, ve andazol yukarida anlattigim sekilde kullanilir cogu icin. vermazol ise yine degismekle birlikte bir gun bir tane icilip, 2 hafta sonra 1 tane daha icilebilir, ama bu 2x1 3 gun, 2x1 bitene kadar da kullanilabilir.

asil duruma gelince, sadece agizda asiri salya tek basina yeterli bir semptom degildir. popoda kasinma, yediginiz yemekten sonra tokluk hissinin az olmasi, aniden diskilama hissi, ani karin agrisi, zayiflama, ates yukselmesi gibi semptomlar daha belirleyicidir. bir de elbette bu enfeksiyonu kapacak bir yerden suphelenmeniz gerekir, durduk yerde kapilacak bir sey degil bu, onu da dusunmelisiniz.

kisacasi, elinizde andazol varsa, 2 tane ayni anda atin, aileye de verin, gebe iseniz kullanmayin, 2 hafta sonra tekrarlayin, ic camasir ve nevresimlerinizi yikayin, evde hayvan(kedi kopek) varsa onlari da veterinere goturun.
gecmis olsun.
  • ciaccona  (28.11.08 21:13:55) 
eczaneye gidip ezbere ilaç kullanıyorsunzu.sonra daha beter olup doktora geliyorsunuz.bir dahiliye doktoruna görünün.ayrıca eczanedeki her beyaz önlüklü de eczacı değildir kalfa olabilir.


  • eleanor  (14.02.09 17:19:03) 
[]

küçük umutlarım var evet

elimde bir anahtarlık içinde biriktirilmiş halde üzerinde selçuk erdem karikatürleri olan 50'den fazla türksel kontör kartı var. bunların üzerindeki şifrelerin tekrar yürürlüğe girip de benim bunu çakma ve kullanma olasılığım nedir?

edit: elbette şifreler 14 haneli..

edit 2: latif demirci ve yiğit özgür karikatürleri de gözüme çarpmadı değil

 
ehehaha zannediyorum ki benim eskiden yaptigim gibi 14 haneyi de sallayarak 1000 kontör tutturma calismalarindan daha yüksek bir olasiligi var bunun


  • zeykur valekov  (18.11.08 14:02:37) 
14 hane dediğin kabaca yüz trilyon kart falan eder. O kartları tekrar kullanıma açma ihtimalleri yok yani.


  • harzem  (18.11.08 21:06:52) 
[]

ibranice ağıt

(git: #44983)'de bahsettiğim ağıt hakkında bi yerlerden bilgi geçti elime.
herhangi bir şekilde şu şarkılarla karşılaşmış olan var mıdır?

‘Shomeir Yisrael’
‘Shema Koleinu’
‘El Molei Rachamim’

 
ibranice'nin transliterasyonu ülkeden ülkeye farkediyor.

shomer yisrael
shema kolenu
el male rahamim

bu şekilde google ederseniz youtube linklerine ulaşabilirsiniz.
  • ezeriko  (17.11.08 15:55:18) 
[]

yabancı film adı (korku-komedi)

3 hikayeliydi veya 2 hikayeliydi. birden fazla olduğuna eminim. birbirinden bağımsız olmaları lazım bu hikayelerin. sadece filmin son sahnesini hatırlıyorum. ordan biraz da çıkarım yapabiliyorum. (son hikayede işte) kadın sevgilisinden ped istiyordu. adam evden çıkıyordu olaylar da başına orda gelmeye başlıyordu. zombileşmiş insanlar vardı falan. filmin son sahnesi adam en sonunda bitmiş bihalde veriyordu pedi. kadın da pede bakıp yanlış pedi satın almışsın ulan diye canavara dönüşüyordu. ööle bitiyordu. hayır bu sefer de rüyamda görmedim diğer sorduğum filmdeki gibi bi cevap gelmesin diye şimdiden söyliyim dedim. teşekkürler..




 
böyle bir muhabbet south parkın bir bölümünde de vardı. biri sonunda ped getiriyordu ama igrenc bir şekilde boguluyordu falan filan. geçmiş zaman cok hatırlayamadım şimdi.


  • bordeaux  (17.11.08 14:49:25) 
Şu mudur?

Favorite Deadly Sins (1995) (TV)
www.imdb.com

Şehvet, Öfke ve Açgözlülük (lust, anger, greed) adlı üç küçük hikaye içeriyormuş. Eşine tampon alma hadisesi Öfke bölümünde.
  • silhouette  (17.11.08 15:08:59) 
süper ya. teşekkürler silhouette!


  • hikaye mesture  (17.11.08 15:48:22) 
Rica ederim, iyi seyirler :)


  • silhouette  (17.11.08 15:58:42) 
[]

ses kartı sürücüsü

bu işlerden bişey anlamadan çekilen bi formattan sonra ses kartım kendini bana göstermiyor. aygıt yöneticisi'nde
- Çoklu Ortam Denetliyicisi
- Ethernet Denetleyicisi
- PCI Device sarı soru işaretli gözüküyor. Bi kaç ufak araştırmayla ses kartını tanıtmam halinde 1le 3'ün eski haline gelebileceğinin öğrendim. anakart driver cd'si başka şehirde. sorun; benim ses kartım anakartla onboard'muş. hayatımda ilk defa pc kasasını açarak baktım. üzerinde Intel FW82801FB SL7AG yazıyor. şu linkteki bi driver bana yardımcı olacak gibi.
www.soundcard-drivers.com
hiçbiri 82801 olması haricinde tam tutmuyor. hangisini kullansam acaba?

 
downloadcenter.intel.com

buradaki dördüncü driver işini görebilir.
  • againstthelife  (12.11.08 07:36:04) 
[]

buzda çiftlerde 178 puan alan amerikalılar

bay-bayan isimlerini hatırlamıyorum, yarışmayı eurosport'tan mı yoksa trt2'den mi izlemiştim onu da hatırlamıyorum ama nette ulaşamadım buna. süper kaymışlardı. 1 hafta oluyor sanırım. direkt birinciliğe yerleşmişlerdi ama yarışmanın sonucu ne oldu bilmiyorum. bulabilecek var mı?




 
Keauna McLAUGHLIN & Rockne BRUBAKER olabilir mi? 172.69 puan almislar ama?
www.buzpateni.com

bu arada reklam da vereyim: buz pateniyle ilgili super bir turkce sitedir buzpateni.com. sitenin sahibini filan tanimam etmem ama aklima takilan bir sey oldu mu ilk acip buraya bakarim.
  • layouter  (11.11.08 01:20:10) 
evet bunlardı 178 değil 172 imiş. teşekkürler layouter.

izlemek isteyenler için; www.youtube.com
  • hikaye mesture  (11.11.08 01:39:16) 
[]

auschwitz'de 2 ay önce dinlediğim ağıtımsı

rapidshare.com

2 haftadır deli gibi dinliyorum. auschwitz'de ilk dinlerken de gözlerim sulanmıştı. bi grup yahudi öğrenci hocaları eşliğinde söylüyordu bunu. ses kötü ama bilen varsa anlar sanırım. google yok öyle bişey dese de benim tek çıkartabildiğim kelime "beramu". lütfen yardım edin.

edit: ibranice olduğuna emin gibiyim. placebo'nun holocaust şarkısı ingilizce ve benim aradığımın cover'ı değil.

edit 2: ne yazık ki avinu malkeinu da değil.

 
placebo - holocaust olabilir mi ?

$u yane : www.youtube.com
  • ismo  (30.10.08 20:14:12 ~ 20:23:47) 
avinu malkeinu olabilir, oldukca guzel bir duadir, ozellikle yom kippur'a ozeldir.
avinu malkeinu- yani our father, our king.. halen bulamadiysaniz, ulastirabilirim.

  • knipeos  (08.11.08 21:55:16) 
[]

kışa girerken sıcak bi tarhana iyi olurdu

o evde yapılan dışarıda bilinmiyosa anca göze çarpan yerlerde duran kadınların falan getirdiği türden tarhana istiyorum. kışa erzak misali yığıcam. sadece pazarlarda mı olur yoksa ananemin dediği gibi "kermese fln denk gelirsen bulursun yoksa bu saatten sonra zor" mu?




 
uşaklı bir arkadaşın varsa o getirebilir.


  • ukeladümbelek  (29.10.08 17:49:36) 
ufak bir $ehirde ya$iyorsaniz pazarlarda %90 ihtimal ile koylu teyzelerden bulabilirsiniz. istanbul mu?


  • oligomer  (29.10.08 17:58:07) 
alınız, aldırınız: www.nebolife.com


  • oldu görüşürüz  (29.10.08 18:08:56) 
şehir izmit. evin altında kihmed diye bişey var imam hatip mezunları derneği gibi bişey. onlar getiriyordu bi ara ama işte bu kıştan önce yapıp satıyolarmış genelde. uşaklı hiç yok ama ziraat fakültesindekilere sorucam. umarım vardır


  • hikaye mesture  (29.10.08 20:08:11) 
www.yoresel-urunler.com

geçen hafta hürriyet't çıktı.
  • oceano  (29.10.08 23:12:59) 
bahsettiğin tarhana maraş tarhanası ise bende tonla var annem göndertti :) yok o tozumsu tarhana ise (ki bence o çakmadır, sevmem kendisini) ondan bende yok. ilki ise mesajla ulaş bana sana minik bir paket hazırlarım (yarım kg olsa 10 kere felan çorba yaparsın mesela) ya elden alırsın (ist: taksim) ya da kargoyla felan yollarım (üşengeçimdir ama bakarız yani). evet.


  • cinematography  (30.10.08 10:25:11) 
[]

göbekte hissedilen nabız

vücudu iyice yorduğumda ve yatıp dinlenme gereği duyduğumda farkediyorum bunu. elimi doğallıkla göbeğimin üzerine koyduğumda orda da atan bir nabız hissediyorum. bayağı da güçlü. bir yumru şeklinde atıyor sanki. çoğunlukla kalbimle aynı periyotta gitse de, bazenleri birbirine yakın arabaların sinyallerinin birbirini geçmesi gibi değişebiliyor atımı. böyle birşey vaki midir? ayrıca alakası var mı bilmiyorum ama kalbim böyle güçlü bir şekilde can havliyle atarken eğer sağ yada sol kolumun üzerinde yatıyorsam baya baya vücudumu sallıyor kalp atışım. nedir bu olay?




 
bana da aynısı oluyor efenim, bu atış esnasında göbeğime dokunan bir el kendi suratında patlayan tokatıyla kendine gelebilir, endişelencek bişiy diyl bence de.


  • insensitive  (18.09.08 15:26:27) 
bende de oluyor o :) sadece gobekte degil, hissetmek istedigin her yerde hissedebiiliyosun.. benim icin gecerli yani en azindan :)


  • katafalk  (18.09.08 16:22:02) 
Ohooo, ben kapi gicirdasa gobegimde nabiz hissediyorum.
bu hissin sebebi muhtemelen atar damardir, buyrun vucudunuzdaki atar damar haritasina:

medical.merriam-webster.com

gectigi her yerde kalbinizle es ritmde atmasi normaldir. hatta erkekseniz, cukunuzdeki damardaki bu ritm elzemdir.
  • egotm  (18.09.08 16:49:08 ~ 16:51:02) 
oha taşak malzemesi olmuş konum. eskiden olmayan bişeyden bahsediyorum. 21 yaşından sonra atar damarın çatlaması fln deil yani olay. ama yine de teşekkürler.


  • hikaye mesture  (18.09.08 17:32:17 ~ 17:32:45) 
tam o bölgeden ama midenin bağırsakların falan arkasından aort damarı geçer. onun atımını hissediyorsunuz galiba. sonradan olmaya başladıysa bir ultrason çektirin. biraz genişlemiş olabilir. ilerlerse abdominal aort anevrizması olabilir. sigara kullanımı varsa ve yüksek tansiyon da başladıysa ihmal etmeyin derim.


  • kibritsuyu  (18.09.08 17:51:45 ~ 19.09.08 09:42:30) 
Suralar da yardimci olur umarim:
www.medhelp.org
answers.yahoo.com
  • ermanen  (18.09.08 20:17:21) 
eş çıkması denir bu olaya bizim orlarda.
çok uzun süre aç kalındığında olur genelde, " eşin çıkmış " derler.
sert zemine sırt üstü uzanıp, karnı aşağı yukarı ovalamak suretiyle rahatlama sağlanabilir.
  • elcikpower  (19.09.08 11:55:09) 
benimde aynı göbekte nabız hissediyorum.buna bizim oradada eş çıkığı derler.midemin üstünde kalp gibi birşey atıyor ve ağrısına dayanmak mümkün değil.neyse .eş çıkığı belirtileri:midede rahatsızlık karın ağrısı gibi sinirlenince ağır kaldırınca uzun süre aç kalınca gibi durumlar olurmuş.benim eş çıkığına ananem bakar size nasıl eş çıkığına baktığını anlatayım sabah aç karınına olur tedavisi:önce belimi çiğnedi sonra sırtüstü yattım.eliyle karnıma yani eşin çıktığı yere bastı.elini belli süre karnımın üzerinde gezderdi yani basarakkarnıma masaj yapar gibi ovaladı.ama o esnada eşin girdiğini hissediyorsun zaten.ama nasıl ağrıyor çok fena.eşin çıktığını nasıl anlarsın midenin üstünde kalp gibi birşey atar ve ne yemek yiyebilirsin rahatsızlık verir.onun için çevrende tanıdğın varsa eş çıkığına baktır.gerçekten faydasını görürsün.eş çıkığını mutlaka bilen ve tedavi eden kocakarı vardır.neyse geçmiş olsun


  • berhunde  (25.07.09 13:36:03) 
[]

sorular.. sorularım var!

birbirinden alakasız sorularla doluyum.
1) Kendi cüzdanım gibisini görmedim ve o, miâdını hakkıyla doldurdu. gerçekten kaliteli cüzdan bulabileceğim yer nerdedir? istanbul ankara hiç farketmez gidip alıcam. 70-80lirayı gözden çıkardım.
2) kemer tokasının yukarıda kalmaması için ne yapabilirim? şort aşşağı inip toka yukarıda kalınca kimse modern charlie chaplin bu demiyor insana.
3) nevriye budak'ın şovlarından birinde kocasına kızıp saydırırken darkness, imprisoning me, all that i see.. diye gittiği skeç gerçekten var mı?
4) zamanında babamın nerden aldığını bilmediğim cosmos tv'den bizden başka kimsede olmadığından artık emin gibiyim, ama olur da bişekilde düşmüştür kendinden 5 oyunlu bi televizyondu bu ve birinci oyununun müziğini deli gibi arıyorum. nası yaparım ederim? bilen varmıdır?
5) son olarak geleceği gösteren bu saçma görüntüler nasıl kesilir yada nasıl kontrol altına alınır? cordelia'nınki gibi prophetic vision değil bunlar ve nasıl olacağı, özellikle de ne zaman olacağı belli olmayan kafasına göre gözüken görüntüler. lisedeyken fln eğlenceliydi de şimdi sinir bozuyorlar. precognition fln da değil kahretsin ki.. nasıl olur?

 
1-tergan, desa, nine west (sonuncusu kadınsan tabii)
diger sorulara pek yardımcı olamıycımm..
2- pas?
3- bilemiyorum..
4- o ne la?
5- ne içtiysen aynından ben de istiyorum :))
  • merope  (24.07.08 11:09:33 ~ 11:11:10) 
2. kumaş pantolonlarda böyle ibibik gibi bi şey olur. tam düğmenin berisinde. kemerin tokasındaki deriye saplanan oynak orta kısım önce buna geçirilir, sonra kemer sıkılır. kemer orta noktasından pantolona bağlı kaldığı için mal gibi yukarı çıkmaz.

aha başlığı bile varmış: (bkz: kumaş pantolonlardaki kemer tokası tutucusu)
  • kibritsuyu  (24.07.08 11:16:11 ~ 11:19:06) 
2- göbek
5- görüntüyü sallama, alınıp gider o..

  • kara kadife  (24.07.08 11:18:54) 
"geleceği gösteren bu saçma görüntüler" den kastettiğiniz nedir? neden sinir bozuyorlar?


  • nihilanth  (24.07.08 11:30:21) 
2- aski, kullanmaya basladiktan sonra niye 15 yil once kullanmayi birakmisim diye dusunmeden edemedim.


  • vehemence  (24.07.08 11:44:26) 
2) şortun düğmesini kemerin tokasına entegre kemerin deliklerine girmeye yarayan iğnemsi parçanın üzerine tutturabilirsiniz, ben öyle yapıyorum, düşmüyor.
5) bu görüntülerle yaşamaya alışmak gerek, ben alıştım, hatta zevk bile alıyorum bir derginin resimlerine bakarken, bir film izlerken, vs. daha önce o görüntünün içerisinde bulunmuş olmaktan. (ben rüyalarımda görüyorum ama bu görüntüleri. en son örnek, dün bir dergiyi karıştırıyordum, dergide monaco ile ilgili fotoğraflar, bu fotoğraflardan birinde de büyük bir bina vardı. gerçek hayatta monaco'da hiç bulunmamış olmama ve resimdeki mevzu bahis binayla ilgili hiç bir anıya sahip olmamama rağmen rüyalarımdan birinde bu binanın önünden koşarak geçtiğimi çok net hatırladım mesela)

  • weeping guitar  (24.07.08 11:46:39 ~ 21:38:21) 
@nihilanth, en bariz aklımda kalanı bigün dershanede biyoloji dersinde sanırım tahtaya bakarken kendimi tanımadığım bi stadta otururken görmem (first person) ilgimi çekip bunu not etmem ve 1 yıl sonra (tam değil, hiç bi önemli özelliği yok geçen sürenin) beşiktaş-istanbulspor maçını izlerken kafama zank etmesi. deja vu olması bi nevi. o aralar kafam boştu fln not da alıyordum da a beautiful mind'a vardırmadım yani. ayrıca her gördüğüm çıkmıyor. ya da zamanlarını bekliyor. sıkıcı olan ve sinir bozan durum da burda devreye giriyor. bunlar benim birşeyden sakınmamı ya da o gün orda hayatımı etkileyecek birşey yaşayacağımı söylemiyor. random görüntüler.


  • hikaye mesture  (24.07.08 12:14:06) 
5) See you in another life brada!


  • bitti  (24.07.08 12:15:15) 
5- gordugun zaman sallama, yogunlasmamaya calis belirli bir sure sonra yok oluyor kendi kendine ( ustunde ugrasmazsan)


  • hayatacaylakkaldim  (24.07.08 12:20:57) 
4 numaradaki televizyonu bir gazete kuponla vermişti bu arada..


  • ayheytmayselfenvanttuday  (25.07.08 00:19:24) 
[]

Smart Media Kart yokluğu

Smart Media (veya SmartMedia) kartı bulabileceğim biyer var mıdır?




 
aynı dertten muzdaribim
ver.2.0

  • omer460  (25.06.08 22:27:39) 
[]

kuaförlerin saç kurutma makinasını kullanırken sallaması

var mıdır özel bi nedeni? yoksa elleri yorulmasın diye otomatik yaptıkları bişey midir?




 
saç cok ısınınca canlılığını kaybettiği için yapıyorlar. uzun süre aynı yerde tutmayıp sıcaklığı eşit şekilde dağıtmaya çalışıyorlar gibi yani..


  • safepassage  (05.06.08 19:36:27) 
ordan gorup bende oyle kurutuyorum sanki daha cabuk kuruyo gibi yada bana oyle geliyo bilmiyorum tek bi yere sabit yapmiyo ya ondan olablir..


  • orange coffee  (05.06.08 19:42:02) 
Bir de mümkün olduğunca uzaktan sallamakta fayda var.


  • inatci kahraman aga  (05.06.08 23:35:50) 
[]

Kocaeli'deki Adalet Köprüsü

izmit'e yeni yapılan adalet köprüsünü mimari açıdan doğruluğunu, estetiğini veya büyüklüğünü inceleyebilecek kimse var mı? çünkü bana aşırı derecede çirkin ve yanlış yapılmış bir yapı gibi gözüküyor.




 
çok ilginç :) bridge on the river kwai deki muhabbet gibi. belediye yaptırdıysa gerekli testler yapılmadan öyle bir binanın yapılması mümkün değil eğer dediğin gibiyse. ne açıdan çirkin ve yanlış geldi? yani sadece çirkin duruyor diye sorgulanamaz ama konuyla ilgili yerel gazetelere,mimarlar odasına ve hatta bilgi edinme kapsamında devlete soru sorabilirsin.


  • nihilanth  (10.04.08 23:18:18) 
gerekli testlerin hepsinin ya da çoğunluğunun yapıldığına eminim ama burasının nasıl bir ülke olduğu unutulmamalı. para yeme/yedirme işlemidir burda dert ama hakikaten de çok bayağı bir köprü ve estetikten oldukça uzak görünüyor. sorunlu bir yapı olsa (en azından görünüş itibariyle) bunun yerel haberler de fln çıkacağını düşünmek de hayalle denk olur. izmit'te yaşayan mimar veya yapı işlerinden anlayan sourtimes kullanıcıları için sormuştum.


  • hikaye mesture  (10.04.08 23:58:44) 
üzerindeki dönüşler acaip keskin, bir anda 90 dereceye yakın dönüşler yapmanız gerekiyor ve direkt yola atlıyorsunuz, çok sakat. ayrıca ortadaki benzinliği istimlak edemedikleri için şu anda alttaki e-5'le bağlantısı tam istenen şekilde değil.

sonuç olarak trafiği rahatlattığı kesin, ama hatalı bir durum var ortada.
  • darknum  (11.04.08 00:08:57) 
Kendimi Bildim bileli İzmit'te yaşarım, Adalet köprüsünü ilk defa duydum. Meğersem hergün hayatımı riske atarak geçtiğim yermiş!! Allah düşman şehirlerinin bile başına vermesin.
Hele o Carrefour'dan alınan kısma yapılan bağlantı ayağı.. İstanbul yönünden köprüye gelirken girilen keskin virajımsı yer..

  • mabl  (11.04.08 01:30:47) 
Oradaki yollar çok karışık gerçekten. Arabayla gitmek de yürümek de ayrı ayrı işkence..

Bence bu daha önceki yıllardan beri var olan projesizliğin ve düzensizliğin eseri. Ben çocukluğumdan beri oralardan geçerim ve her zaman izmit'e girdiğimizde trafik altüst olur.

zaten o yüzden adım başı trafik ışığı vardır orada.

izmit için benzer örnekler vermek gerekirse, çenesuyuna giden yolda bir çukur vardı. oraya onlarca araba düştü ve ondan sonra orası dolduruldu eskiler hatırlar. e5 karayolunda ise yayalar için çok büyük tehlike vardı. araçlar görünmüyordu birden çıkıyordu üstgeçit sonraları aklına geldi. dar yollar ve saçma sapan geçitleri de saymama gerek yok sanırım.
  • nihilanth  (11.04.08 01:41:23) 
o ortada kalan petrol ofisi önümüzdeki ay içinde kalkıyor diye duydum. büyükşehir çalışıyor, çalışınca oluyor! (hazır çok kötü butonu yokken biraz propaganda yapayım dedim)

şaka bir yana, bağlantılarıyla yan yoluyla vesairesiyle çok saçmasapan bir hal aldı carrefour-adliye-pazar alanı üçgeni. bulvarın başındaki kontrolsüz göbek de çok sakat, sürekli bir kargaşa var. vilayet civarında ikamet edip her gün vinsan'a araba ile gidiyorum, giderken pek bir problem yok da, dönüşte her seferinde "ulan bu sefer evin yolunu bulabilecek miyim" heyecanı yaşıyorum, senelerdir izmit'te olmama rağmen. allah akıl fikir versin diyorum belediye'ye.
  • ref  (11.04.08 10:50:39) 
[]

sol-frame'de tıklanılan başlığın renk değiştirmesi

önceleri homer temasını kullanıyordum ama sıkıldım. tıkladığım başlıkların koyu renk olmasına da baya alıştım. aynı özelliğe sahip başka bir tema bilen var mı?




 
ferrari ve por$e


  • bryan fury  (30.03.08 22:29:53) 
yanlış anlaşılma olmasın açılmış sayfaların yani tıklanılmış başlığın diğerlerinden ayrılan bir renge sahip olması istediğim..

ferrari ve porsche temaları bu işi görmüyor ama cevap için teşekkürler bryan fury
  • hikaye mesture  (31.03.08 00:48:57) 
absolut da oluyodu sanırım ama bu aralar yükleyemiyorum ben bu temayı...


  • selimse  (31.03.08 02:45:06) 
absolut da olsa ii olurdu ama yok malesef.


  • s e ff a f  (31.03.08 15:46:47) 
[]

eski bi amerikan filmiydi

sanırım barbra streisand oynuyordu. ilk izlediğimde baya yer etmişti bende de şu an nedense sadece tek bir quote hatırlıyorum. o da başroldeki kadının aceleyle taxi çağırırken bi arabanın durması ve şöförün "sarı ama taksi değil bayan" demesi. komedi filmiydi elbette. hatırlayan var mı?




 
www.imdb.com bu film olabilir mi acaba? barbara streisand taksiye biniyordu saçları falan bozuluyordu tam da birisiyle buluşmaya gidiyordu sanırım.


  • susannah  (21.03.08 23:54:23) 
cüzdanın içinde buldum çok şükür. nerdeyse verdiğim hiç bi bilgi doğru değilmiş.


(bkz: La pupa del gangster) veya ekşi'deki de adıyla (bkz: gun moll)
  • hikaye mesture  (20.10.09 17:20:59) 
1234   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.