[]

koşanlar falan?

istanbul, anadolu yakasında ve kadıköy - bostancı arası rotalarda koşan kimselerin olduğu gruplar biliyor musunuz? facebookta biraz aradım ama pek bir şey bulamadım ve gruplar halinde koşan insanlar da görüyorum açıkçası. evet, ilk kontağı internet üzerinden yapmak yanaşıp "psst, sizle koşabilir miyim?" demekten daha kolayıma geliyor.

ayrıca, duyuru bünyesinde de bu rota üzerinde koşan/koşmak isteyen insanlar varsa ve kondisyonlar da birbirine yakınsa böyle şeyler yapabiliriz. hatta 1 saat içinde koşuda olucam ben, beraber akalım diyenler beni yeşillesin.


 
Adidas Runners Caddebostan'da koşuyordu sanırım.

www.instagram.com
www.facebook.com

Bir de Adım Adım var:
www.instagram.com

Maalesef ben karşının koşucusuyum, yoksa gelirdim.
  • chicha  (13.09.17 19:41:31 ~ 19:42:10) 
Bostancı-küçükyalı civarı Intersport grubu var. Çarşambaları 20:00'de IBB tesislerinde antrenmanları.

edit: yahu bostancıya kadar gelme ihtimaliniz varsa, üç dakika ötesi küçükyalı o yüzden söyledim ben. IBB tesisi küçükyalı sahilde büyük bir egzersiz alanı.
  • sopiro  (13.09.17 19:52:23 ~ 14.09.17 14:06:56) 
Internations.org

Burada da asian side runners grubu var. Premium uye olursan etkinliklere katilabiliyorsun.
  • japon askeri  (13.09.17 20:50:51) 
hepinize teşekkür ederek maalesef bana uyan bir öneri henüz göremediğimi belirteyim. Adidas Runners'ın bu haftaki programına baktım da genelde Avrupa yakası ağırlıklı ve baya faso fiso bir şey gibi duruyor. İBB tesisi nerede bilmiyorum, rotamın üstü değil. Bostancı - Küçükyalı da gene ha kezâ öyle. koşmak için 3-5 insan bulmak adına da hiçbir siteye premium üyelik almam.

hala bir şeyler arıyorum yani.
  • i drive the hearse  (14.09.17 00:38:13) 
Moda'da bir grup vardı, instagram'da görmüştüm ama şu an bulamıyorum isimlerini hatırlamadığım için.
biraz daha araştırayım.

  • demoniclewinsky  (14.09.17 00:46:43) 
birkaç site buldum, insanların işine yarayabilir diye bırakıyorum.

www.footerist.com
pumaigniteistanbul.com 1 Ekim'de, Caddebostanda Puma'nın düzenlediği bir yarış.
rundamental.com Bu da İstanbulda bir grup, bugün 19:30'ta Yeniköy Caffè Nerodan çıkacak bir koşuları varmış hatta. gene bana uymuyor ama olsun, bilin.

the search continues.
  • i drive the hearse  (14.09.17 14:10:22) 
[]

koşuda yağ yakımı, diyetle destekleme

herkese iyi bayramlar, mutlu bir bayram geçirmeniz dileğiyle.

dün itibariyle art arda 9. koşumu bitirdim. ancak, yağ yakımı noktasında artık biraz hatalı davranmaya başladığımı düşünüyorum. yönlendirmelere hayır demem. 15 KM mesafe koşuyorum, sabit olarak 90 dakika sürüyor ve ortalama hızım 10 km/h. nabzımı monitörleyemesem de hiçbir zaman nefes nefese kalmadığımı söyleyeyim. yağ yakımı tabii kişiden kişiye koşulları değişebilen bir şey ama temel mantığına yakın mıyım? ne yapmam gerekir?


ayrıca intermittent fasting(6-18) yapıyorum ve beslenme içeriğim de biraz ketojenik diyete yakın. öğünler konusunda da ekle, çıkar dediğiniz bir şey varsa gene öneri alırım nitekim kilo vermem biraz yavaşlamaya başladı.

0. saat: tam yağlı kaşar peyniri(üstüne zeytinyağı dökülmüş), tam yağlı ezine peyniri(üstüne zeytinyağı dökülmüş) ve 2-3 haşlanmış yumurta. peynirlerin porsiyonları normal ile az arasında.

3. saat: 2 salata, 2 domates ve 160 gramlık ton balığından -içindeki ayçiçek yağını mümkün olduğunca akıtıyorum.- yapılmış zeytinyağlı salata.

6. saat: tavada yumurta ile karıştırılmış ton balığı olabiliyor. değişkenlik gösteriyor ama karbonhidrat, yağ ve protein dengeli bir şey yemeye çalışıyorum işte. yemek konusunda inanılmaz seçici olduğum için diyet içeriğine uyabilecek bir şey bulmak biraz zor olabiliyor. bu öğün için spesifik önerilerinizi de alabilirim.


iki ayrı soruyu tek soruda birleştirdim, ayrı ayrı yardım etmek isteyen olursa da şimdiden teşekkür ederim. amacım mümkün olduğunca kilo vermek, üst gövdemdeki kasları yakmaya dair hiçbir sorunum yok hatta belli bir nebzede istiyorum da. tüm derdim bacaklarımın güçlenmesi, güçlü kalması.

edit: ekstra veri olarak da kan ve idrar değerlerimi verebilirim, bilimsel yorumlamaya girersek. ketonun bu kadar yüksek olmasından ketosise girebildiğimi düşünüyorum ama bilemiyorum tabii.

i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

 
bacaklarının güçlenip güçlü kalması için yapacağın şey belli; squat (dilersen leg press, biraz da deadlift).

kardio adı üstünde kardiyovasküler bir mevzu, dayanıklılığını arttırıp, diyetin yanında ekstra yağ yakmanı sağlıyor. mesela ağzım durmuyor dersen kardiyo ile dengeleyebilirsin ama zaten diyetin kilo vermene yeterken kardiyo yapmanın bir gereği yok. hatta bence sonlara doğru işe katmak çok daha doğru çünkü vücut aksi takdirde kardiyoya da alışıp plateu'ya vurabiliyor.

yağ yakmak için de kardiyonun hiit olanını yap. seninkisi endurance için.

diyet için de genel geçer diyet şu şekilde olabilir (ben yillardir boyle yapiyorum):

sabah aç karna (sadece whey içiyorum) ağırlık antremanı
dönüşte yumurta + yulaf + whey

öğlen tavuk+brokkoli
arada ton balığı+bacon salata
akşam et+broccoli (ya da ispanak)

yatmadann evvel cottage cheese+peanut butter ya da turkiyedeysem lor+badem
  • no christ requires  (01.09.17 14:06:37 ~ 14:09:20) 
cevap verdiğin için teşekkürler ama benim belirtmediğim bir şey var ki ilgilendiğim tek şey şu an kardiyo yapmak. herhangi bir şekilde core güçlendirmesi, üst vücutta fitleşme ve hacimlenme kovalamıyorum. ayrıca, maalesef hiçbir spor ekipmanına/salonuna bütçe ayıracak durumda değilim şu an. koşu ve kendi vücut ağırlığımla yapabileceğim yağ yakıcı antrenmanlar tek odak noktam.


  • i drive the hearse  (01.09.17 14:14:34 ~ 15:25:29) 
[]

çeviri işleri

arkadaşlardan, sağdan soldan hep duyuyorum "çeviri yaparım da haftalık paramı çıkartırım." diye. nereden bulunuyor bu çeviri işleri? belirli tercüme ofisleriyle kontakt halinde mi olmak gerek, internet üzerinde bu tarz ilanların olduğu belli başlı siteler mi var?

işsizlikten kafayı yeme sürecinde bu konuda bilgilerini paylaşabilecek insanlara çok müteşekkir olurum açıkçası.


 
onedio, listelist ve benzeri milyonlarca türkçe sitenin içeriği nereden geliyor sanıyorsun? bilgiustam.com'un hakkımızda kısmına bak. sürekli yazar arıyolar ve çeviri içerikleri kabul ediyorlar (hatta teşvik ediyorlar)

aklına gelen sağlık, beslenme, yoga, bitki-hayvan, girişimcilik vs sitelerinin hepsi ingilizce çeviri usulüyle.

genelde 100 kelime 1 ya da 1.5 liradır.

makale satın almak deniyor bu olaya

//

bi de google'a şöyle yaz.

"r10.net makale alımı"
  • edgenabby  (22.08.17 22:56:08) 
Tercüme bürolarının internet sitelerini ziyaret ederek CV gönderebilirsiniz. İngilizce tercüme yapıyorsanız aşağıdaki siteye göz atmanızı öneririm.
www.onattercume.com

  • fa sila  (15.08.18 16:47:32) 
[]

saçma duyurular

sitenin içeriği zaten gittikçe kalitesizleşiyor, overwatch gibi her yerde oynanan bir oyun için bile beraber oynayacak insan bulamıyorum ki bilgi gerektiren soru falan sorarsam zaten hak getire herhangi bir cevap almak. acaba kullanıcı topluluğu yani bu soruyu okuyacak olan sizler de baya kalitesizleştiniz de "körler sağırlar birbirini ağırlar." durumu mu oldu? öyleyse bilelim, salalım duyuruyu.

niye art arda açılan ve cevap verilmesinin hiçbir önemi olmayan duyurulara inatla ve yoğunlukta cevap veriyorsunuz? ana sayfaya bakıyorum da baya ipe sapa gelir duyuru yok resmen yahu.


 
Troll olduğunu düşündüğüm çok fazla kullanıcı var. Hem duyuru hem de yorum spamı yapmaları normal kullanıcıları uzaklaştırıyor bence. Öyle olunca düzgün cevap ve duyurular azalıyor, tırt olanlar göze daha da batıyor.


  • glamdr1ng  (22.08.17 02:45:40) 
E evet düştü. Sen de beklentiyi düşüreceksin ya da söylediğin gibi salacaksın:) Neden canını sıkıyorsun ki bunun için. Bence yine de yer yön vb genel sorular ve anketimsiler için güzel bir yardımlaşma platformu.


  • artcilly  (22.08.17 03:11:39) 
eskiden böyle değildi evet. sorular da cevaplar da daha kaliteydi. ve daha çok cevap gelirdi ki, soruyu soran karşılaştırabilirdi falan.

"şu semtteyim sigaram bitti" diye başlık açana, "gel bir dal vereyim" gibi şeyler de vardı ki ben seviyorum bunları da. biri tavlaya çağırsın, okeye çağırsın (nerdeeee).

şahsen çok bezgin durumdayım. hayat bayağı zorluyor. genel olarak insanların da tepkisizleştiğini, yorulduğunu hissediyorum. sözlükte, duyuruda olduğu gibi hayatta da böyle. düşünmekten, konuşmaktan, paylaşmaktan; taşımaktan yoruldu insanlar. her sektör "pop" haline geldi. üç kelimeden fazlasını konuşmuyor insanlar ve üç kelimeden fazlasını da okumuyor, sıkılıyor okuyanlar. hızlı tüketim, zevk çağı. artık "bana ne"cilik yaygın ki çok da suçlayamıyorum kimseyi.
  • runagain  (22.08.17 03:54:21) 
@dear god make me a bird : neden? sözlük yazarlarından troll cikmiyor mu

Kac yıldır bakıyorum bu siteye kesin bilmediğim soruya cevap vermiyorum. önceden daha iyiydi ama son zamanlarda satış, dolandırma filan baya battı gitti.
  • allanpoe  (22.08.17 04:09:55) 
@ dear god make me a bird, dikkat edersen söylediğin gibi olsaydı şu ana kadar tek cevap vermiş olan sen olurdun bu soruya. Zaten kullanıcı sayısı azalmışken tam kendin çal oyna modu olurdu.


  • artcilly  (22.08.17 04:13:56) 
Rahatsiz eden duyuru turleri nedir mesela?


  • my pink  (22.08.17 04:31:42) 
Sitenin içeriğinin gittikçe kalitesizleştiği filan yok, burası 6 yıldır böyle.

Bir yerde herkes senin istediğinden farklı davranıyorsa bil ki oranın kuralları farklı, bu insanlar böyle mutlular. Forum gibi kitlesi var, böyle bir kitleyle basit formata bağlı kalınmaz zaten.

P.s. adamakıllı cevap bile yazmıyorum, hemen kendini savunmaya yorulmasın.
  • Adramelekhh  (22.08.17 05:45:31 ~ 05:47:10) 
çünkü insanların umrunda değil soran troll müymüş, sorulan şey kolpa mıymış. canı sıkılıyor zaten, öyle yazayım geçeyim diyor. kimsede buranın doğru düzgün kullanılması için bir çaba yok, bi bilinç yok. "yeaa nolce yeaa yazıyos işdee" diyorlar baksana. başı sıkışıp sorduğu soruya cevap alamayınca "niye cevap yok :S" diye ağlıyor ama.
sen cevap vermesen açmayacak o soruyu bi daha, aynı şeyi 100 kere soruyor zaten, bunu anlayamayacak zekada olması imkansız, internete girmeyi öğrenmiş çünkü. umursamıyor işte, "yeaa nolcek yeaaa" diyor.

duyuruyu bu kadar ciddiye almayıncılar gelmemiş henüz, onlar da gelicek. bu insanlar homo homini lupus'un canlı kanlı örneği, kendi başlarına düzen tertip sağlayamayanlar. hem homini lupus hem de bulunduğu çevrenin lupus mınaki.

aha bak bi de dalga geçmeye gelmiş, hangileri rahatsız ediyor diye soruyor. şaka gibi hahah.
  • Bruce  (22.08.17 12:04:56 ~ 12:08:20) 
[]

ultima online oynamak isteyen?

selamlar. ben bir süre sonra tekrar oyuna dönme kararı aldım, tahminen craft falan oynarım. ilgilenen ve beraber oynamak isteyen varsa; nebula'da oynamayı düşünüyorum. sistemlerine bakmak isterseniz; nebula.web.tr

sözlük topluluğunda ultima online oynayan insanlar olduğunu hatırlıyorum, katılmak isteyen olursa bu duyuru altından haberleşelim. bilebileceğiniz üzere bu oyun bir arkadaş grubuyla oynanınca daha zevkli.

edit: farklı bir serverda şu kadar kişiyiz diyen olursa, servera göre size katılma olasılığım olabilir.

 
Sphere öldü Runuo ultima değil. Bu saatten sonra ben mi kasayım. Minoc maden seni bekler. Ama burukluk olacak. Bir başına altında at bile olmadan kazacaksın Minoc'ta. Fellik fellik PKların basmadığı ücra maden aradığın 200 online günleri gelecek aklına. NPC'ler sana bakacak sessizce sen NPC'lere. Beni anacaksın günün birinde.


  • Batuhanolabilir  (20.08.17 17:05:05 ~ 17:10:03) 
yaz oldugu icin evi yenilemeye giriyorum sadece ama son biraktigimda ustteki arkadasin bahsettigi ortam pyramid'de vardi. eylul'de ufak ufak baslarim geceleri muhtemelen.


  • xfestos  (20.08.17 19:42:57) 
[]

if ile koşu sonrası yorgunluk

yaklaşık 3 haftadır intermittent fasting uyguluyorum. cuma akşamı da koşuya çıktım ve koşularım genelde ısınmasıydı, soğumasıydı 120 dakika sürüyor. bu 10. koşum falandı, en son koşumda rahat olarak saatte 8.8 KM hıza ulaşmıştım.

cuma günü pek koşamadım çünkü acemi hatası olarak son öğünümü baharat içeren şeylerden yemiştim ve midem beni kesinlikle koşturmadı, ben de rotamın %85'ini falan yürüdüm. o akşam döndüğümden beri 12 saatlik uykular, çok yorgun kalkmalar, bugün çamaşır asarken kolumu bile kaldıramama gibi bir enerjisizlik söz konusu.

intermittent fasting yiyiş şeklimi de pek değiştirmedim, yüksek oranda protein alıyorum ki kasları yenileyebileyim diye. karbonhidratı salatalık, domates gibi şeylerden alıyorum. yağlar konusunda biraz eksiğim.

nedir bu yorgunluğumun sebebi? 3 haftadır uyguladığım bir süreçte bu ilk kez bu kadar yorgun hissediyorum. nasıl atlatmalı?

 
Sorunun özeti tam olarak şöyle mi?

"Salatalıkla domatesi de saymazsak hiç enerji almadan, neredeyse maraton koşuyorum. Allah Allah! Acaba niye yoruluyorum?"
  • oguz altun  (20.08.17 14:41:27) 
sorunun özeti şöyle; 3 haftalık akışta değişen bir durum yokken ve böyle bir yorgunluk oluşmamışken şimdi neden oluyor?


  • i drive the hearse  (20.08.17 14:43:59) 
Vücut tolere edememeye başlamıştır. Günlük ihtiyacın olan kalori miktarını hesapla. Bunun ne kadarının proteinden, ne kadarının karbonhidrattan, ne kadarının yağdan alınması gerektiğini hesapla. Vitamin ve mineral ihtiyacını da gözeterek bir diyet programı hazırla. Ezbere diyet olmaz. Sağlığınla oynama.


  • oguz altun  (20.08.17 14:58:39) 
başkasına cevap olması açısından yazıyorum; tüm diyetlerde hayvansal yağ alımına, zeytinyağı alımına ve eğer alım gücü el veriyorsa hindistan cevizi yağı gibi yağların da vücuda alımına özen göstermek gerek. yağlar konusunda biraz eksiğim demiştim, öğünlerime zeytinyağı ekledikten sonra bu sorunu aştım.

vücudun tolere edememeye başlaması gibi bir sorun yokmuş yani.
  • i drive the hearse  (27.08.17 15:16:56) 
[]

öğrenci daş mı yesin?

biz öğrenciler olarak nasıl geçim olayını atlatalım? diyelim ki ailemizden pek bir destek gelmiyor ya da gelen de totoyu anca kurtarıyor. sonrası?

avm'lerde, kurumsal mağazalarda part-time iş olsa maksimum verecekleri -inditex grubu, apple gibi yerleri katmazsak- maaş 900 TL. Kadıköy, Taksim, Beşiktaş'taki mekanlarda garsonluk yapılsa günlük 65 TL + 10 TL de bahşiş ama minimum 11 saat çalıştırma durumu oluyor.

ki o part-time pozisyonlara da görüşme için çağırmıyorlar orası da ayrı konu. bugün bir ilan gördüm yıldız/itü/boğaziçi öğrencisi istiyordu sadece. pozisyon da yarı zamanlı çağrı merkezi operatörlüğü. wtf?!

ne yapcaz olm biz? şimdi düşünüyorum da, ben nasıl hobilerim için gereken miktarları biriktirebilcem öğrencilik süremde? illa mezun olup sonra da askere gidip gelmek ve 2 sene bir pozisyonda çalıştıktan sonra mı anca maddi refaha erişmem mümkün olcak?

 
eğer şu anda paran yoksa okul bittikten sonra gelecek paranın hayrını görmeyeceksin. 10 saat it gibi çalışıp iki saat trafikten sonra anca yemek yemeye halin olacak. sonra da tv karşısında göbeğini kaşırken sızacaksın.


  • hosein  (18.08.17 18:55:58 ~ 18:56:39) 
KYK kredisi alacaksın, özel ders vereceksin, burs kovalayacaksın.. İstanbul'da öğrenciysen böyle. Sosyal devlet olaydık daha iyisi olurdu.


  • gmzo  (18.08.17 19:04:03) 
O zaman bile mümkün olmayacak boşa hayaller kurma. Ömrün borç ödemek ile geçicek kardeşim.


  • gozu acik sevisen yahudi  (18.08.17 19:05:58) 
kredi almak bir çözüm değil, geri ödemesi mezun olduktan sonraki refah sürecini uzatıyor. verebileceğim özel derslere pek fazla talep yok piyasada. burs da kovalıyorum ama kimseden de burs alma pahasına gidip kuran dinletilerine falan katılmam, zaten burs veren yerler de pek fazla yok artık.

başka öneri var mı? şöyle olacak, böyle olacak hikayesini anlatmayın bana, çözüm odaklı ilerleyelim.
  • i drive the hearse  (18.08.17 19:23:51) 
Evlenince cocuk yapmazsan ac cok orta seviyeye cikacaksin. Tek cocuk yapmazsan cocuklarin da senin gibi fakir olacak. Onlar McDonalds'ta calisirken daha zengin cocuklar okul cikisi seninkine siparis verecek.


  • Traveller  (18.08.17 19:24:20) 
Bak sana ne anlatayim. Guzel bir lisans gecmisim var, yuksek yapiyorum ve arastirma gorevlisiyim suan ozelde. Ilkokul arkadasimla karsilastim dun. Ortaokuldan sonra medreseye gitti ve aciktan meslek lisesi bitirdi gecen sene yani 24 yasinda. Bu kiz benden daha iyi maasa anaokulu ogretmeni olarak calisiyor senelerdir. Hem de bir ortaokul mezunu olarak! O sebeple para pul islerinde mantik kullanarak dusunmeyeceksin dusununce geliyorlar bana cunku. Mesela ben dunden beri nefes alamiyorum kizin beni asagilama sahnesinden beri :)


  • cilekli pasta  (19.08.17 00:24:36) 
[]

uyuyamama

bugun kosuya gittim, geldim dusumu falan aldim ve dinleniyorum ancak vucut sicakligim o kadar yuksek ve metabolizmam uykuya gecme durumuna o kadar uzak kalacak sekilde hizli ki uyuyamiyorum.

ne yapayim? soguk ya da ilik suyla dus almayi teklif etmeyin lutfen nitekim ne dusla ugrasacak enerjim ne de ayakta ekstradan kalmak isteyen bacaklarim var su an.


 
vücut sıcaklığın o kadar yüksekse acile koş, beyninde kalıcı hasara sebep olabilir.


  • diffarentiationation  (15.08.17 03:31:41) 
yok yahu, uyutmayacak kadar sicak. o kadar da rahatsizlik verecek bir durum yok yani.


  • i drive the hearse  (15.08.17 03:32:52) 
Ayrana bol limon sık az da tuz koy iç.


  • cloudybloody  (15.08.17 04:31:47) 
[]

dilinize takılan ama utandığınız şarkılar

neler var bu kategoride sizin için? normalde hiç dinlemeyeceğiniz ve başkası dinlese "bu ne lan?" diyeceğiniz ama bir şekilde kafanızda çalan, ıslıkla melodisini ara sıra çaldığınız ya da rastgele sözlerini söylemeye başladığınız hangi şarkılar var?

benim bir numaralı şarkım aşağıda bu konuda;
www.youtube.com

edit: ulan açtım, gene dinliyorum. her saniye cringe oranım artıyor ama eşlik de ediyorum. bu nasıl bir beladır arkadaş?

 
Yaz meyvesi tadında dondurma gibisin


  • Lim5  (14.08.17 23:45:17) 
baya eskiden, aşkta dertler katmer katmer dertlenirsem hak ver hak ver şeytan diyor yol ver son ver sevenine bari son kere şans ver diye dolanırdım.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (14.08.17 23:45:33) 
şu an değil ama bir ara bu:

(git:www.youtube.com )
  • runagain  (14.08.17 23:47:10) 
www.youtube.com

malesef burdaki sözler bir ara takılmıştı. hoş değil.
  • qazaqwsx  (14.08.17 23:48:16 ~ 23:48:28) 
Bu sabah kafamda demet akalının evli mutlu çocuklu şarkısı çalarak uyandım...


  • pastörizesüt  (14.08.17 23:50:38) 
Deli bile deli bile deli bile veriyor senden daha iyi kararlar...

Poff...
  • sopiro  (14.08.17 23:56:37) 
bir de bu var. www.youtube.com

gerçi bu eğlenceli falan, fena değil. o kadar cringe hissettirmiyor.
  • qazaqwsx  (15.08.17 00:00:18 ~ 00:00:32) 
"naber? gelmedi senden bir haber, meeeraaaak eeettim."

gerçi ben bunu söylerken çok eğleniyordum. halbuki ortamlarda "searchiiiiiin, seek and destrooooooeaaaaayyyhhhhhhgggghhhhh!" diye gezen adamım...
  • rahip janick  (15.08.17 00:08:39 ~ 00:08:58) 
youtube.com
Şu dilime takılmıştı geçenlerde, sabahları "yakışıklıyım, karizmatiğim" diye mırıldandırken buluyordum kendimi.

  • doxanikee  (15.08.17 00:25:47) 
sebebinisenlegecegezenlereaçbirsooor! -_-


  • chihirovekohaku  (15.08.17 00:31:28) 
vala vala valla sevdim seni ve mezdeke melodisi olan veliveliyaveliyeveli bunlar dönüyor birkaç gündür.


  • bruceandwayne  (15.08.17 00:33:39) 
şampiyona şeker geliyoor geliyooor şampyona şekeeeer


  • red g  (15.08.17 00:36:57) 
izmir marşı'nı duydukça şu sözlerle söylüyorum:
www.youtube.com

şunu da bir ara çok söylerdim:
www.youtube.com
daha çok in-joke babında ama markette, ışıklarda falan biri söylediğimi duysa utanırım bittabi.
  • misterturist  (15.08.17 01:01:33) 
Yanına yanına al beni yanına yakışırız ama çook çook


  • uyusam iyi olur  (15.08.17 01:14:48) 
Gun agardi. Murat boz ve ebru gundes :/


  • twelfth  (15.08.17 01:20:17) 
"bir taş attım pencereye tık dedi" performansım aynı İbrahim tatlıses gibi. Utanıyorum ama motosiklet sürerken bağıra bağıra söylüyorum. :/


  • yirmisantim  (15.08.17 01:20:54) 
cenderme


  • lily briscoe  (15.08.17 01:26:18) 
[]

kimlere 100 lira borç verirsiniz?

aşağılardaki duyurulardan birinde 100 lira isteyen kişiye hiç duyurusu, entry'si, cevabı olmadığı yani buralarda hiç tanınmadığı için güvenilmemiş.

peki buralarda kimlere güvenip 100 lira borç verirsiniz? bana verecek var mıdır? merak ettim.


 
yemek ısmarlardım mesela. çay, kahve ve param olursa bira :P yeterince param olsa 100 tl de verebilirdim. borç ya da öylesine.

ama... (git: www.google.com.tr
  • runagain  (13.08.17 23:24:46) 
ilk defa cevaplarda kendi nickimi arıyom.

ben olsam cesarioya borç verirdim
  • kosun lan mevzu var  (13.08.17 23:30:13 ~ 23:30:36) 
Ben runagain'e veririm.


  • eazy  (13.08.17 23:31:44) 
duyurudan kimseyle pek samimi olmadığım için kimseye borç vermem. açıkçası tanıdığım insana da borç vermeyi sevmem. bu konuda mottom :"borç verip kötü olacağına vermeyip kötü ol" dur


  • burya  (13.08.17 23:32:39) 
der meister, aychovski, compumaster(istemez ama^^),fraise, tuborg yesili, basond/duyond çifti, devorgilla/kaymaktutmayan çifti, battal gemalmaz. ama 100tl'den fazla vermem aşsşdld


  • sta  (13.08.17 23:36:20 ~ 23:40:40) 
Buralarda sevdiğim bikaç isim var, onlara veririm.

Meister denmiş zaten, sonra fraise, lesmiserables, kobuzchu kiz, basond, kuehles blondes. Şimdilik aklıma gelenler bunlar.

Sana vermem, nickini ilk kez gördüm.
  • buff  (13.08.17 23:38:43 ~ 23:41:05) 
Sevgilim burada. Her seyimi verirdim.


  • Traveller  (13.08.17 23:41:55) 
tanımadığım adama borç vermem, borç'u da beni üzmeyecek kadar ise veririm geri gelirse ne ala, geri gelmiyor ama hiç.

gerçi rakamsal olarak; yabancı birine borç vermek/iyilik yapmak tanıdığın birine yapmaktan daha güvenli zira tanıdığınız kişi sizi sallamama yapabilir ama tanımadğınız kişi kendisini kötü göstermemek için güveni boşa çıkartmaz

edit: şimdi cevapların hepsini okudumda aychovski'ye borç olarak değil ama veririm 100 lira, detaylı ve güzel cevapları oluyor, edindiğim bilgiler işe yarayan şeyler.
  • selam  (13.08.17 23:49:14 ~ 23:52:30) 
isim onemli olmaksizin bir kac kisiye bahsettigin meblagda yardimci oldum.yemek gonderdigim bir kac kiside oldu.ogrenci agirlikli bir yer burasi ve ihtiyaclari olabiliyor.cok desmeye gerek duymam,henuz suistimal oldugunu dusundugum bir durumla karsilasmadim,oyle de olsa umursamam.
Bayagi bir sey satin aldim buradan,biletten,muzik aletine,dersten kitaba,telefon kaydi ozellikle.onda da gayet duzgun arkadaslarla karsilastim.
Birisinede arabami vermistim bir gunlugune.
  • duptıs  (13.08.17 23:52:11) 
bana gönderen olmuştu. 100 tl. sonrasında ödemiştim. gülsenhas mıydı neydi nicki. buralardaysa ve okuyorsa tekrar sağolsun. birisi de 200 tl göndermişti. onun nickini hatırlayamadım. o da sağolsun.
kitap gönderen de olmuştu.
Benim gönderdiğim olmadı. Yılbaşı hediyesi ve kitap haricinde tl olarak yollamadım kimseye.. nick olarak çok bakmam ben de hiç duyurusu entrysi yoksa ben de vermezdim muhtemelen.
  • cahs  (14.08.17 00:27:22) 
aychovski'ye varımı yoğumu, ne isterse veririm.


  • norek  (14.08.17 01:03:09) 
Laflamışlığımız olan, muhabbetim olan kişilere veririm. Nick'ini çok iyi tabıyorsam, "Kaç yıldır burada, bizim mahalleli" dediğim bir kişiye verebilirim. Kötü durumda ikna olduğum birine verebilirim.


  • aychovsky  (14.08.17 01:32:24) 
borç vermektense bişeyler hediye etmeyi ya da ihtiyacı olan birşeyi almayı tercih ederim.


  • yüzyıllık yalnızlık  (14.08.17 02:03:28) 
yüz yüze görüşüp güven duyduğum birisi ise veririm
yoksa hiç vermem.

ama yemek falan ısmarlarım o sıkıntı değil.
  • basond  (14.08.17 02:32:16) 
kargn ve Ufuk'a verirdim. borç vermem için sevgi de duymam gerek. yoksa güvenilir olduğunu düşündüğüm başka insanlar da var duyuru'da. godoşu beklerken, maleficent, tepedeki psychedelic adam, candanag falan güvendiğim insanlar.
pozisyonum iyi olsa size de verirdim. traveller'a verdiğiniz bir cevaba çok gülmüştüm. "bir kerelik 100 liram gitsin gidecekse" diyebilirdim.

  • misterturist  (14.08.17 03:05:49 ~ 03:11:28) 
[]

french press?

merhabalar.

yaptığım french press kahvelerden hiç tat alamıyorum niyeyse. içilebilir oluyor da öyle büyük bir zevk almıyorum içerken.

suyu kettle ile kaynattıktan sonra kahveye dökmeden önce 2 dakika bekliyorum ki kahveyi yakmayayım. suyu biraz döktükten sonra tahta bir kaşıkla köpüğünü çıkarana kadar karıştırıyorum, sonra suyu dairesel şekilde dökmeye devam ediyorum. suyun tamamını koyduktan sonra press'i 1 cm falan basıyorum ve demlenmesi için 5 dakika kapatıyorum. kapakların üstünde bir süzgeç tarafı, bir de tamamen kapalı plastik olan kısmı olur ya ben demlenirken kapalı plastik kısmını dökeceğim yere getiriyorum ki dışarıdan hava almasın demlenirken.

bodum olmasa da iyi bir pressim var. kahve seçimlerimden o kadar da emin değilim. süreçte yanlış yaptığım, eklemem/değiştirmem gereken bir şey ya da kesinlikle zevk alarak içersin dediğiniz bir kahve türü var mı?

teşekkürler.

 
Konuyla ilgili çok derin bilgim olmasa da her şeyi doğru yapıyor gibisin. Sadece çakma enteller gibi "mükkemmmel oldu, harika bir aroması var, şunu içmeden kendime gelemiyorum" gibi triplere girmen gerekiyor:) yoksa eminim bu kadar abartan insanlar da senin benim gibi aynı kahveyi içiyor:)


  • ben hastayim  (13.08.17 12:56:24) 
Kahveyi ne zaman çektirdiğiniz önemli, tadını doğrudan etkiliyor. İmkanınız varsa değirmen alıp sadece demleyeceğiniz kadarını çektirin. Kahve gurmelerinden çok duydum bunu.


  • pike  (13.08.17 13:04:10) 
kahve bayat olabilir. en geç 2 hafta önce kavrulmuş kahve satın alıp dene. bir de suyu kaynattıktan sonra 2 dakika beklemek biraz çok gibi, 92-95 derece olması için ben kettle'ın kapağını açıp 30 saniye civarı bekliyorum.


  • signore  (13.08.17 13:24:38) 
merhaba, evet suyu çok bekletmeyin, ben de aynen kettle'ın kapağını açıp kaynamanın durmasını bekliyorum. yaptıklarınızda bir yanlışlık yok gibi, hangi marka kahve kullandınız? kahve miktarıyla oynamayı denediniz mi, belki de kahve/su miktarı iyi dengelenmiyor.

ben gidip taze kahve alamadığım için french press'ten çok zevk alamadım. şu an lavazza kahve + moka pot kullanıyorum, gayet memnunum. sanırım moka pot bizim cezve usulünde olduğu gibi ağır ateşte kullanıldığı için bir miktar aroma çıkartabiliyor kahve çok matah olmasa bile. tabii taze kahve gibi olmaz ama kendi çapımda 'mükemmel oldu, bu aroma bir harika dostum' snobluğuna ulaşabiliyorum :) french press'te o kadar çok zaman geçmiyor o yüzden kahvenin kalitesi aromaya doğrudan etki ediyor olsa gerek.

ek: yukardakine benzer bir tepki daha gelince söylemek istedim, arkadaşlar kahveyi sevmek ve farklı pişirme şekilleri deneyip iyi sonuç elde etmeye çalışmak çakma entellik falan değil. şu farklı şeyler deneyen insanlara olan temelsiz antipatinizi aşın. bir yerde size şekeri dengesiz, kahvesi az gelmiş, köpüksüz vs. türk kahvesi ikram edilse nasıl hoşunuza gitmezse bu da aynı şey. çünkü türk kahvesinin bir yapılış şekli var, onu öğrenmek gerekiyor. bu arkadaş da başka bir pişirme şeklini öğrenmeye çalışıyor. bu kadar basit. kasmayla, abartmayla, triplere girmekle alakası yok yahu.
  • lily briscoe  (13.08.17 14:01:17 ~ 17:08:59) 
Yargilamiyorum samimi gorusumu belirtmeye geldim. Buyuk ihtimalle kahven cok iyi degil ama kotu de degil ancak sen o kadar rituellerle o kadar ozenerek yapinca(biraz abarti hatta) cok daha harika bir sey bekliyor o yuzden de tatmin olmuyor olabilirsin.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (13.08.17 15:09:49) 
Bir ihtimal farklı kahve denemek çözüm olabilir ama @ben hastayim'in dediğini gözardı etmemek gerek. Çünkü çok doğru demiş.


  • skooma  (13.08.17 15:51:43 ~ 15:53:36) 
Birde suyu döktükten sonra kapağı kapatmadan olusan bir köpük var onu almalısın.
El değirmeni al az kavrulmuş çekirdekle dene
Ayarlanabilir el değirmeni edindim yeni çok farkediyor.
  • fasulyek  (13.08.17 16:03:24) 
[]

apple'da referans sistemi

merhabalar. apple'da referans sistemi var mı? evden çalışan danışman pozisyonu şu anda Türkçe bilen birisi için açık. benzer pozisyonda çalışan arkadaşım da var ve benim başvuru yapmamın yanı sıra CV'mi ona da pasladım, referans sistemi var mı yok mu bilmiyor gerçi ama.

arkadaş beni kolpalıyor olabilir, emin değilim. apple'da var mı referans sistemi? eğer varsa, arkadaşımın yanı sıra bana referans olmak isteyecek başka birileri çıkar mı buralardan? direkt gözü kapalı referans beklemiyorum kimseden tabii, inceleyip referansa uygun görürse referans olacak birisi yeterli benim için.


 
sanırım yok. Ben de çalıştım bi sure. Çıktıktan sonra onlarla çalıştığıma dair bi belge bile vermemişlerdi.


  • tedavisisuruyor  (08.08.17 17:52:50) 
[]

pişik

fotoğraf falan koymayacağım, telaş etmeyin.

önceki koşu duyurumdan feyz aldım ve koşulara başladım. ancak, 1.74 boya 83 kiloyum -1 ayda intermittent fasting ve iş çıkışı iş yerinden eve 6 km yürüyerek 14 kilo verdim. hem bana, hem de kilo vermeye niyeti olanlara verilebildiğini göstererek motivasyon olması için yazıyorum.- ve bu kilo fazlalığı her koşudan sonra genital bölgede oldukça acı verici pişiklere sebep oluyor.

iç çamaşırı ve basketbol şortu ile koşuyorum. biraz devşirme, farkındayım. koşu taytı alıp iç çamasırsız mi giymem gerek? ayrıca, decathlon'dan 35 liraya falan bir koşu şortu alabileceğimi biliyorum ancak eğer şu an bu bütçeyi bile ayıramıyorsam; bu acının oluşmaması için bir öneriniz var mı?

kendime karşı da biraz acımasızım. en kötü çözüm çıkmazsa her acı çekişimde "zamanında o kadar yemeseydin." derim kendime. öneriler için şimdiden teşekkürler.

 
bacaklarının birbirine sürtmemesi lazım. git 5 liraya kısa penye tayt en kötü.


  • manuel mandalina  (07.08.17 00:22:57) 
iç çamaşırı nedir?

kısa paça boxer deneyin.
  • ocanal  (07.08.17 00:27:53) 
Boxer toplanır pişik yapar yine penyede olsa bi tayt edinin


  • hernezıkkımsa  (07.08.17 00:40:57) 
basketbol sortuyla uzun sure kosulmaz, kosarsan pisik olman kacinilmaz
kendinden taytli kosu sortlari var nike'in ben onlari kullaniyorum ve icine ic camasiri giymiyorum.
ama buna ragmen gecen gun 10k kosumda hafif bir pisik oldu.
bunun icin de bepanthene in bebekler icin pisik kremi var onu kullaniyorum inanilmaz bir sey.
kosu oncesi gogus uclarina da suruyorum, o da surtunmeden dolayi yasanan kanamayi onluyor.
  • rentts  (07.08.17 00:45:33) 
Sudocrem


  • mkrk  (07.08.17 00:45:34) 
Sudokrem+1
Bir arkadaşım da pudralı koltukaltı roll onu sürüyordu bacak içlerine.

  • physcos physcos  (07.08.17 02:16:42) 
Pisik kremi yada pudra surucen sürekli.


  • rickon stark  (07.08.17 15:49:17) 
[]

nefret ettiginiz isler

nefret ettiginiz islerde ve pozisyonlarda calismak zorunda kaldiniz mi hic? kalanlar nasil ve ne kadar sabredebildi? ya da durumu degistirmek adina yapilabilecek temel seyler var mi?

uzun sureli issizlik ardindan bir yer buldum ama 2 hafta oldu daha ve patronu bogazlamamak icin cok zor tutuyorum kendimi. her turlu emir kipleri, dallamaliklar, is taniminda olmayan bir suru gorevler, hep gec cikmalar derken cidden sabrimi asiri zorluyor. baska is bulacagima inansam aninda cikip gidicem ama bulamiyorum. bir de bu kadar ekstra goreve maasi da asiri dusuk veriyor. sabretmek icin varsa bir yonteminiz, paylasin lutfen.


 
evet bu durumda bir kac kere bulundum, su andaki durumumu tam olarak ifade etmese de böyle, cok kötü degil, ama biraz mecburiyetten girdim, patronla aramda "kovarsan ekime, kovmazsan s..ime" kadar seklinde bir iliski var, bu sirada is bakiyorum mesela, güzel cevre yaptim.


  • kurnaz  (01.08.17 13:45:12) 
Saydigi unilerin yarisi da yillik 40 bin tl isteyen okullar.


  • baldur2  (01.08.17 14:07:35) 
Böyle bir duruma sadece 1 gün dayanabildim adam pisliğin tekiydi 2. gün ayrıldım. Etraftan duyuyorum korkunç patronlar, abuk sabuk iş ortamları, her türlü yasal haktan mahrum şekilde çalışmalar vs inanamıyorum. Mecburiyetten çalışılır anlıyorum ama 1 saatlik öğle arası vermeden hızlıca yemek yenilip işe devam eden, aylarca sigortasız çalıştıran ofisler var. Burada çalışan insan bunu kabul ediyorsa ben o insana kızıyorum açıkçası. Kötü şartlar, asabi patron bir yere kadar ama yasal hakların çiğnendiği yerlerde çalışmam kolay kolay. Sabretmek için pek yöntem yok gibi. İş aramaya devam edin, umarım bulursunuz.


  • aquarium  (01.08.17 14:12:53) 
aylardır iş arıyorum. yaptığım iş görüşmelerimin yarısında istisnasız sabırlı mısınız? sorusu soruldu. sebep olarak bizim patron biraz sinirlidir de denildi. yönetici olunca bi bok olduk soruyorlar. eğer insan gibi davransalar ben işimde çok daha fazla gayretli olucam, daha çok çabalıcam. ama bu mal patronlar agresif olunca yaptırım güçlerinin fazla olacağını düşünüyor ve çalışanını işten sogutuyor.

son işimde de böyleydi. adam bana resmen tiksinerek bakıyordu. 6 ay sonunda ayrıldım işten. şerefsiz bunlar.

sabretmek kolay değil ama görmemek, duymamak, kişisel algılamamak gerekiyor diyorlar. valla beni patron her azarladığında insan kaynaklarına gidip ağlayıp ağlayıp geri geliyordum :)
  • moratoryumkisilik  (01.08.17 14:20:40) 
[]

oyun önerisi

şu sıralar overwatch oynayan, çok uzun yıllar ultima online ve world of warcraft oynamış biriyim.

path of exile düşündüm ama o talent tree'ye bakınca bile içim bayıldı. bir ara korsan serverda ragnarok online oynamıştım, eğer öneren olursa tekrar bir deneyebilirim. casual olarak oynayabileceğim, online ve çok zorlayıcı olmayan oyun önerilerine açığım.

d3 önermeyin lütfen, blizzard'a yeteri kadar hak etmediği para kazandırdım.

 
Ben sevmem ama Destiny?


  • baharat  (01.08.17 00:11:34) 
hortlatıyorum, var mı başka öneri?


  • i drive the hearse  (01.08.17 21:12:42) 
[]

koşmaya dair detaylar

selamlar. aracım olmadığı ön bilgisini vererek sorumu sorayım.

dışarıda koşmaya başlamak istiyorum ancak evimin çevresi pek koşu yapılacak gibi değil. koşu rotası olarak ideal kullanabileceğim bir yer yaklaşık 1 KM uzaklıkta. bu durumda aracı olmayan birisi:

-koşu bittiğinde, üstünü değiştirmek isterse nasıl değiştirebilir? sonuçta çantayla koşmam falan çok saçma geliyor bana.
-çanta alamayacağımı düşünerek anahtar, su alacak 5-10 TL, ara sıra yüzümü kurulamak için minik havlu gibi şeyleri nereye koyabilirim?

düşünüyorum da, sanki aracı olmayan ya da evi bir koşu rotasına yakın olmayan kimse dışarıda koşamaz gibi geliyor. yanılmaya hazır, istekli ve açığım.

 
www.kaplantis.com
lintekine benzer onlarca, yüzlerce model koşu çantası var. bunlarda birini kullanabilirsin.
o kadar istekli ve açıksan haydi benden de duymuş ol: yanılıyorsun.
  • filteria  (29.07.17 17:41:01) 
benim vermediğim bir detay var tabii; normalde de insan gibi terlemiyorum ama kilo verme döneminde olduğum için baya terliyorum. bir tişörtün önünü, arkasını, yanlarını ve her yerini ter yaparım koşuda. sıksan, baya su çıkar.

eğer çanta hava alıyorsa sırt bölgesinden sorun yok tabii.
  • i drive the hearse  (29.07.17 17:43:52) 
tamam işte, hava geçiren polyester kumaşlar tercih etmen gerekecek. kaynakları araştır giyinme konusunda.

koşu kıyafetinle bir km yürüyüş yapıp ısın, koş, bir kilometre geri yürüyerek soğu.
burada araca ya da kıyafet değiştirmeye neden gerek olsun ki?
eğer üstünde tur atılan bir parkurda koşacaksan yanına alacağın bir matarayı parkurun uygun bir noktasına bırak, arada iç.

he koştuktan sonra üzerimi değişip işe filan gideyim diyorsan onu bilemem.
  • filteria  (29.07.17 17:49:13) 
Bir km uzaklık çok değil, benim de evimin etrafı pek uygun sayılmaz 15-20 dk yürüyorum koşacağım yere ulaşmak için.

Kışın yine cepli bir şeyler iş yapıyor da yazın şortumun cebinde bırak anahtarı kart ve kimlik bile taşımak rahatsız ediyor. Yanıma bir tek anahtar ve telefon alıyorum, kağıt parayı ve su alacak 1 tl'yi de cebime atıyorum.

Koşu bitince de hafif tempo koşu veya hızlı yürüme ile eve geliyorum.

Kıyafet için ise @filteria +1 Climacool veya Dri-Fit kumaştan şort tişört al bana sonra teşekkür edersin. Pamuklu kıyafetle spor yapılmıyor.
  • chicha  (29.07.17 17:57:43) 
Koşu tişörtü, polyester +1
Pamujlu tişörtle koşarsınız olur sıktım su çıktı, teri atan kıyafetler giymeniz lazım. Kıyafet değiştirmeye gerek yok. Aradaki o mesafe ısınma ve soğuma olur. Kafa ve bileğe takılan havlular var, onlar da iş görür ekstra havluya gerek olmaz.

  • senolll  (29.07.17 18:04:22) 
cevaplar icin tesekkurler, gozumde buyutmusum anlasilan o ki.


  • i drive the hearse  (29.07.17 19:22:44) 
Bazı koşu şortlarının sırt bölgesinde gayet geniş su geçirmez cepler oluyor. Tavsiye ederim.


  • goodz  (29.07.17 19:25:32) 
[]

dns hijackingten kurtulma

süper teknik bir soruyla karşınızdayım, tahminen çözemeyiz ama olsun. sizlere de bilgilendirme olsun.

şimdi efendim, Türkiye'de ISS'lerin -internet servis sağlayıcı- yaptığı belli uygulamalar var. örneğin, bir siteye eğer mahkeme kararıyla engelleme gelmediyse de girdiğinizde aidiyet.esb.org.tr gibi bir siteye atabiliyor sizi. tr.sputniknews.com için yapıyordu bir ara, sendika.com için de yapıyordu, bilimum porno sitesi için de yapabiliyor. bunun belli bir sebebi var; bilgisayarınızın ağ ayarlarından siz DNS ayarlasanız bile bilgisayarınız internete bağlanırken modemin DNS'leri üzerinden istekleriniz filtreleniyor ve aslında o DNS'lerin izin verdiği yerlere gidebiliyorsunuz. bunu Uydunet çok ciddi bir şekilde yapıyor mesela.

bu, para vererek aldığınız hizmete mahkeme kararı olmamasına rağmen bir sansür uygulaması aslında ve baya yüzsüzce yapıyorlar.

soru kısmı ise şöyle; netmaster cbw-383zn modemini kullanıyorum ve arayüzünde DNS ayarı değiştirmek gibi bir seçenek yok. modemi DD-WRT ile flashlemek ve iptable ya da dnsmaq özelliklerini açıp komut satırına bir seri komutlar girilmesi gerek, okuduğum kadarıyla.

ben bu modemi DD-WRT ile flashleyebilir miyim ve nasıl flashlerim? ya da bu DNS Hijacking'ten kurtulmam için farklı bir öneriniz var mı?

kafa patlatacaklar için şimdiden teşekkürler.

 
sen kendi makinende dns sunucularını değiştirsen bile (modem yada istemci makinenin) filtreleme ve yönlendirme işlemi uydunet'in kendi alt yapısı üzerinde yapılıyor kısaca benim network'üm üzerinden udp/53'e giden bütün paketleri şu adrese yönlendir deniliyor ve filtreleme orada yapılıyor, bazı isp'ler aidiet diye yönlendirme yaparken (yönlendirilen sitede hangi adrese gitmek istediğinizde yer alıyor böylece sizi fişleme imkanlarıda oluyor (post process burası)) bazı isp'ler deep packet inspection denilen yöntem ile direk olarak veri paketlerini inceliyorlar (zengin tabii bunlar bastırmışlar parayı almışlar donanımı) onlarda başka yerlere yönlendirme yada direk paketleri yok ediyorlar cevap gelmiyor.

dolayısı ile dns üzerinde oynanan bu tehlikeli oyunlar ile vpn olmadan baş etmek zor, eskiden ben kendi dns sunucumu yerel makineye kurup dns adresini 127.0.0.1 veriyordum benim dns sunucusu direk root sunucular ile konuşuyor ve adres çözümlemeyi yapıyordu artık yapamıyor (pnat vs. yüzünden) dolayısı ile modeme firmware çaksanda işe yaramayacak (modemi özgürleştirebilirsin tabii o güzel bişi) vpn rules, olmadı browser eklentileri (hideman vb.) olmadı modem üzerinden socks proxy yönlendirmeleri (tor'a giriş 101)
  • selam  (28.06.17 19:20:07) 
[]

moderasyon

ne yaptığınızı sanıyorsunuz? bakın, soru formatında gerçekten ciddi olarak soruyorum sizlere.

bir duyuru altında alenen ırkçılık yapılan cevapları silmeyip benim cevaplarımı silmişliğinize rastladım. her gün en az 1 tane moderasyondan şikayet duyurusu da görüyorum. ayrıca, bu son ifşada xu[es] arkadaşın www.eksiduyuru.com bu duyuruda şöyle bir cevabı ve başka bir sürü ifşada böyle cevapları varken adamı uçurmanız gerekir ama cevaplarını bile silmiyorsunuz. ardacan[i] denen tescilli trollü barındırıyorsunuz.

buranın içeriğini üreten biziz, kullanıcılarınız. moderasyon ve compumaster olarak bize saygı duymak ve adil olmak zorundasınız. yazmayız valla, görürsünüz gününüzü. şaka bir yana, kullanıcılarınızın geri bildirimlerine biraz kulak asın çünkü can sıkmaya başladı kafanıza göre cevap ve duyuru silmeniz.

not: bu duyuru 3. kez açılıyor, ilk seferinde küfür/argo sebebiyle silindi. haklı bir sebep sayılabilir. ikinci seferinde düzeltilerek açıldı, gene küfür/argo sebebiyle silindi. ancak herhangi bir küfür yok. üçüncüye de silinirse dördüncü de gelecek. moderasyonun eğer cevap verme zorunluluğu yoksa ya bunu belirtir ya da cevap vermeme hakkını kullanır. şikayeti silemez.

 
duyuruları kimin sildiği özelliğinin geri getirilmesi ve moderatörlerin kimseyi mallar listesine ekleyememesi gerektiğini düşünüyorum.

denetleme sistemlerinin içerisinde insanlar olduğu sürece hata payı da olur. bu hata payını azaltmak için de hesap verme gerekliliği getirilir. hesabı kime vereceği yönetimsel bir mevzu, site sahibine de verebilir ancak kimsenin sebep sorduğu sorulara ucu kendisine batacağı için ya da herhangi bir kişisel sebeple sansür uygulanamaz, silinemez.
  • i drive the hearse  (26.06.17 17:13:48) 
hangi ırkçı yorumdan bahsettiğini bilmiyorum da bir üstteki duyuruda tesadüfen şimdi ırkçı bir yorum yaptığını gördüm. ayrıca birine "hayatına son ver" demek de birçok argo tabirden daha ofansif bir durum. böyle cevapların barındırılmaması gerektiğine katılıyorum. devamlı birilerine saldırmanın savunulacak bir yanı yok.


  • neseranni  (26.06.17 17:25:49) 
Sanirim moderasyonla ilgili cok sikayet eden kisilerin icerikleri silinmiyor. Dirdir etmek gerek sanirim. Bir de gecen biri yanlislikla sildim diye mesaj atmis. Icler acisi durumlar ama napalim boyleler


  • Traveller  (26.06.17 19:53:07) 
senin hiçbir cevabının boşa silindiğini sanmıyorum boşa ağlama. hatta birkaç tanesini ben ispiyonlayıp sildirmiş bile olabilirim. soruya cevap olmayan, boş beleş tartışma çıkarıcı şeyler yazdığını çok gördüm.

her cevabı silinenin guruna yediremeyip, o üstün egosu zedeleniyor diye bağırıp çağırmaları otomatik olarak onları haklı yapmıyor. şurada bu kadar moderasyon diye ağlayıp gürültü yapan adamların çoğunun silinen cevaplarının tamamen haklı sebeplerle silindiğine eminim. amaç kuru gürültü işte paşa hazretlerinin egoları zedeleniyor nasıl biri benim yazdığım bir şeye dokunabilir diye.
  • hala karate kamil 5'i bekleyen adam  (26.06.17 20:14:04) 
[]

ne kadar duygusalsınız

romantik bağlamda sormuyorum ama bunu.

örneğin; www.youtube.com dinlerken 5:08'de o "Forever and ever" demesinin Pink Floyd'tan duyduğumuz son şey olduğunu anlayınca üzülüyorum. gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor mesela.

isteyen yaş, cinsiyet de belirtebilir cevaplarken.

 
ben duygusalım. baya duygusalım. yani keşke olmasam..sevmiyorum..

duygusal olmayan insanlar her yerde kazanıyor.
  • qazaqwsx  (20.06.17 18:42:31) 
22, kadın.

duygusalım ama pek çaktırmıyorum. bilen bilir.
  • fragile lady  (20.06.17 18:44:37) 
aşırı, ama belli etmiyorum. çok benzer bir durumu geçen shuffleda like a stone denk gelince yaşadım, bayağı ince ince ağladım, favori şarkılarımdan biri de değildir üstelik.


  • evde liyakat kalmamis  (20.06.17 18:44:51) 
Duygusal bir tarafım var ama ağlak değilim. Gerçek durumlarla karşı karşıya kalınca yoğun bir duygu hissederim. Bir kere teyzem anlatmıştı. Bir tane hamile kadın, yolda köprünün altından bir kamyonun geçemediğini görünce ağlamaya başlamış. Bana çok komik gelmişti. Bir kamyonun bir köprünün altından geçememesi birini neden ağlatsın ki? Hamilelikte hormonlar tavan yaptığı için çok anlamsız değil aslında ama yine de saçma. Böyle şeyler için duygulanmam mesela ama bir filmden bir sahne gibi anlara tanık olursam duygulanabilirim. Sonra geçer. Bir de ben boğa burcuyum. Herkese belli etmem duygularımı. :) 24 yaşında erkeğim.


  • dissendium  (20.06.17 18:48:51) 
23e, bayağı duygusalım ama annem çok bencil ve vurdumduymaz olduğumu söylüyor, duygusallıkla ikisi nasıl bir arada olabiliyor o kısmını bilmiyorum. duygusalım, ondan eminim ama annem de haksız değil. şu zamana kadar duygusallığımın pek zararını görmedim çok şükür. benim için önemli bir test vardı bu konuda yakın zamanda. çok sevdiğim bir arkadaşımdan çok abuk bir zaman ve şekilde hoşlanmıştım, evli ve çocuklu olduğu hatta beni evinde koca bir ay ağırladığı için haliyle iletişimi tamamen kesmişti.

o dönem aslında "bu kadar duygusal olmasan, düşündüklerini olduğu gibi anlatmasan, bazı şeyleri sadece kendinin anlayabileceğini ve bunların yanlış anlaşılabileceğini fark edebilsen keşke" demiştim kendime. ona, onun gözünde ruh hastası ve manyak görünmek pahasına upuzun, bir sürü şey yazıp anlatmıştım her şeyi. bir noktadan sonra konu ikimizi aşmıştı zaten, ben güneş açsa bile bunun bana ne hissettirdiğini ona yazar hale gelmiştim.

aradan üç ay falan geçti, ben bu arada tabii yazmayı çoktan bırakmıştım. geçenlerde affetti sağolsun. beni tanıdığını, bana güvendiğini, fazla sert davrandığını düşündüğünü vs. söyledi. şu detay önemli: benimki geçici ve yine tamamen duygusal yoğunluk kaynaklı bir saçmalıktı, barıştığımızda hoşlantı mevzuunu çoktan geçmiştik yani.

iyi mi oldu bilmiyorum ama bu olay olduğundan beri "iyi ki böyleyim" diyorum açıkçası. duygusallığım sayesinde belki beni manyak bir ırz düşmanı olarak hatırlayacak bir arkadaşımı tekrar kazandım ve benim için cidden çok çok büyük bir olaydı bu, ölüyü diriltmekten farksızdı.

o yüzden aşırıya kaçıp kendime zarar vermemek kaydıyla duygusal olmamı seviyorum. ergenlikte bir dönem "bu kadar duygusal olmasam keşke" diye kendimi törpülemeye çalışıyordum ama artık onu da yapmıyorum. yaşla, tecrübeyle vs. bazı taşlar kendiliğinden yerine oturuyor gibi geliyor. kendimce, elimden geldiği kadar dengeli, düzgün ve hepsinden önemlisi çevremdeki insanlara karşı dürüst olmaya gayret ediyorum. ne mutlu bana ki etrafımdaki insanlar da bunu büyük ölçüde anlıyor. abartılmadığı sürece duygusallık iyi bence. en azından benim için.

bunun dışında genel olarak duygularımı yoğun yaşamayı seviyorum, hayattan başka türlü pek tat alamıyorum. mesela nhl play-off'larının başladığı günü kendim için bayram ilan etmiştim, basbayağı böyle anneme kardeşlerime falan sarılmıştım sfjsk kendimce şölene çevirmiştim o günü. böyle denyoluklarım var ama dediğim gibi bunları bilinçli ve kontrollü olarak yaptığım için sorun görmüyorum, sürekli ağlayıp çok şiddetli duygusal bunalımlar yaşasam üzülürdüm. şu an için öyle bir durum yok. gafa yerinde şimdilik.
  • der meister  (20.06.17 18:52:40 ~ 18:55:44) 
ağlarsam vicdan ve merhametime dokunan şeyler yüzünden ağlarım. duygusal meselelerde tam 1 odunum.


  • cabiday  (20.06.17 18:52:51) 
Stalin'den (1), Yılmaz Morgül'e (5) bir skalada kendime duygusallık puanım 2. O ölmüş, şu sakat kalmış, bu aç kalmış. diğeri sevdiği kıza kavuşamamış. sevdiklerim dışındaki kişiler ve şeylerle ilgili tecavüz olayları ve hayvanlara işkence dışında beni etkileyen bir şey yok.

www.youtube.com
  • nawar  (20.06.17 19:12:39) 
ben de küçükken biraz hüzünlü bir çocuk olduğum için herhalde hüzünlü çocuklar beni duygulandırıyor. leonard cohen de duygulandırıyor. high hopes ve forever and ever'a duygulanmadım.

29 e
  • otonomo  (20.06.17 20:05:35) 
29E / Tam duygısallsicam gulme tutuyor.


  • stavro  (20.06.17 20:13:35) 
27 e. Sokakta kopek gorunce ne yiyecegini sevgiye ne kadar ihtiyaci oldugunu ailesinin veya sahibinin nerede oldugunu dusunuyorum. Bogazim dugumleniyor. Gozlerim doluyor. Uzuntuden midem bulaniyor. Olmek istiyorum. Hic bir seyden keyif almiyorum.


  • brad pitt  (20.06.17 20:29:22) 
33k

Cogunlukla duygusal bir insanim. Bunu "gozu sulu olmak", "kolay uzulebilmek", "ona buna gozleri dolmak" olarak tanimlamiyorum; her duyguyu derin hissedebilmek olarak tanimliyorum. Uzulurum, sevinirim ama cok sinirlenmem ornegin. Sinir duygum pek yok. Yilda 3-5 kere falan tas catlasa. O yuzden %100 duygusal olabildigimi de soyleyemem. Kalan duygulari bol bol hissederim, hissetmeyi ve duygulari cok severim. Hayatin rengidir duygu, olmazsa tatsiz, tuzsuz ve yavan olur.

Duygularla cok barisigim, kendimi duyguya teslim ederim ama duygusalliktan kastimiz ona buna uzulmek ve gozlerin dolmasi ise, o biraz secici oluyor. Trajedi haberlerine pek duygulanamiyorum ya da trajik haberin arkasina cok fena aglak muzigi dayayinca bana cok fena gulme geliyor, duygularim eglenme merkezine birakiyor yerini. O da bir duygu. Biri siir okurken de cok fena gulerim. O girilen haller falan cok komik geliyor. O yuzden "Bugin Pazar, bugun beni ilk defa beni gunese cikardilar" deyince kahkahayi basasim geliyor okuyanin girdigi tripleri gorunce. Sevgilim guzel bir sey soyleyince onunla gurur duyarim ve gozlerim dolar mesela. Ya da korkudan veya stresten aglayabilirim. Yoruldugumda ise duygularim korelir, "Yoruldukca kaybolur acilar"dan ote, yoruldukca her duygu kayboluyor. Bitkin degilsem duygusal sayilirim. Bol bol hissederim ama cok aglamam.
  • aychovsky  (20.06.17 20:56:51 ~ 21:02:49) 
sanatla uğraşın tavsiye ederim. ben sipariş üzerine müzik yazan bir insanım. müşteri ne modda müzik isterse o moda bürünebiliyorum. üzüntüyse üzüntü, gazsa gaz, neşeyse neşe...


  • alperz  (20.06.17 21:20:24) 
bayağı az.

bazı zamanlar çok ufacık şeylere bile içlenip ağladığım oluyor, o zaman ben bile şaşırıyorum bu halime. ancak genel olarak fazla duygusal bir insan olduğum söylenemez.

yaş 29.
  • i m cool with that  (20.06.17 21:58:18) 
[]

duyuru siliciler

duyurularını açıp, işini halletikten sonra silenler hakkında ne düşünüyorsunuz?
bir kullanıcının duyurusuna cevap verirken gördüm de, 910 tane duyurusunu silmiş kendisi.

benim fikrim, topluluktan her türlü yararı aldıktan sonra o bilgiyi burada kalıcı bırakmamak bence etik olarak doğru değil ve ikiyüzlülük. eğer "anonim kalma" çabası güdülüyorsa da bu sitenin öyle bir hizmeti olmadığı alenen ortada ve bunu kullanıcıların kendince uydurma yollarla yapmasını saçma buluyorum.

 
bence hepsi birer karadul.


  • ateistanbul  (17.06.17 17:43:21) 
ben bazen diğer cevapları da merak ediyorum. daha iyi bilgi varsa öğrenmeye, hatalıysam gene düzeltmeye çalışıyoru ama bakıyorum geçmişte o duyuru kalmamış oluyor bazen.

saçma sapan tavırlar işte.
  • tuzumkuru  (17.06.17 17:43:37) 
çok ayıp ediyorlar.


  • eksimeksi  (17.06.17 17:45:23) 
ardacan cevaplardan bahsetmiyorum. cevapların silinmesi de bence inanılmaz saçma da, duyurulardan bahsediyorum.


  • i drive the hearse  (17.06.17 17:47:28) 
arama butonu kullanılsa bazı soruların cevapları bulunabilir. özellikle askerlikle ilgili olanlar. bunlar silinmemeli.

ama kişisel duyuruların durmasının bir anlamı yok. mavi pantlon var, üzerine beyaz mı yoksa kırmızı tişört mü giymeliyim? bu sorunun internet dünyasında boş yere bir boyut kaplaması çok saçma.
  • blue eyes white dragon  (17.06.17 17:48:36) 
kendi cevaplarini tikleyen insanlar varken onlar birer melek.


  • ateistanbul  (17.06.17 17:51:02) 
Iyi yapıyor çünkü önceki duyrulara bakıp sen delisin kafayı yemişsin diyen tipler oluyor insan gibi cevap vermek yerine.


  • qazedcsrfvtyhngujmkol  (17.06.17 17:58:49) 
kullaniciya boyle bir secim sansi verildiyse bir sy diyemeyiz. boyle uygun gormusler.


  • pgup  (17.06.17 18:36:41) 
Ben hiç silmiyordum ama artık siliyorum. Bazen kafalarına göre hesap banlıyorlar. O kadar zaman ayırıp burada bir şeyler paylaşıyorsun, bir bakmışsın yazdığın her şey yok olup gitmiş. Bir daha sorularına da ulaşamıyorsun. Bir de ruh hastası bir kitle var. Her yazdığını takip edip açık yakalamaya falan çalışıyorlar. Bu tip sülüklere malzeme vermeye gerek yok. Genel soruları silmeye gerek yok ama kişisel her soru silinebilir.


  • dissendium  (17.06.17 19:12:55) 
Burada kimse dünyayı kurtarmıyor, şu tavırlardan vazgeçmenizi öneririm şiddetle. Kimse evrenin sırlarını açıklayan cevaplar vermiyor, kimse de evrenin sırlarını sormuyor zaten. Dandik hayatlarımızdan dandik sorular soruyoruz.

Soruda hedef nick göstermek ayıp değil de iki dandik soruyu silmek mi ayıp? Böyle bir seçenek varken isteyen kullanır, kullanana da kimse laf edemez.
  • devilred  (17.06.17 19:24:51) 
Kendi duyuruları kendi kararları. Burada tartışmaya gerek yok.

Cevabını kendi kendine şurada çok güzel vermişsin aslında.
i.hizliresim.com
  • Lim5  (17.06.17 19:32:30) 
birincisi adımı geçirerek beni saçma bir duyuruya katman fazlasıyla saçma. merak ediyorsan özelden gelir sorarsın.

ikincisi herkesin merak ettiği şeyleri sorarsam silmiyorum. kendimi ilgilendiren duyurularda işim bitince siliyorum.

üçüncüsü duyuruları silmeyelim diye sözleşme mi yaptık? isteyen istediğini siler siz adelet bekçisi misiniz?

etik anlamı tam bilmeden saçma sapan yerlerde kullanmanıza ayrıca kıl oluyorum. bunun için duyuru mu açayım şimdi?

ayrıca 18bine yakın girişim var duyuruya eğer yanlışsa girip çıkmayalım. uzaktan bakalım.

daha fazla merak ettiğin bir şey varsa özele gelebilirsin memnuniyetle.
  • kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili  (17.06.17 19:57:59 ~ 20:03:00) 
[]

noktalama işaretlerinin yanlış kullanımı

noktalama işaretlerinin yanlış kullanımına karşı ne düşünüyorsunuz?

örneğin: noktalama işaretlerinden önce boşluk bırakılması, üç nokta yerine iki nokta kullanımı, iki noktadan sonra ünlem koyup hem üç nokta hem de tepki anlamı vermeye çalışmak gibi.

edit: thanks to angelus.

 
  • devilred  (13.06.17 23:58:07) 
Noktalama kullanımı çok zor. Burada da üç yüz kere söylemişimdir, Dil Derneği'nin kurucularından (eski TDK'lılardan) biri en zor kullanılan noktalma işaretinin virgül olduğunu söylemişti. Ben de bir güzel "Virgül'de ne var ki? Babam karpuz, elma ve armut aldı. Ahan da virgül" demiştim ama sonra bana bir virgüller gösterdi, "Bildiğimiz tek şey hiçbir şey bilmediğimizdir" diyerek köprüden atlayasım geldi. O yüzden, buna mükemmeliyetçi yaklaşamıyorum; bilmiyoruzdur, olabilir.

Basit şeyler için az daha farklı yaklaşıyorum. Sonraki nesli bilmiyorum ama bizim nesil bilgisayarda nasıl yazı yazacağını öğrenmedi. Güzel Yazı diye bir ders vardı, onda da el yazısı öğrendik. "Bilgisayarda noktadan sonra boşluk bırakılır" gibi şeyleri lisans tezini yazana kadar bilmiyordum, hatta hocalar da bilmiyordu. Onlar da boşluksuz moşluksuz yazardı. Bu kurallar ne zaman çıktı, içten mi geldi, doğal plarak öı gelişti, öğreteni var mı, bilmiyorum hiç. Normal yazıda da güzel göeündüğü için boşluk bırakırdık, kimse nelerden sonra boşluk bırakacağımızı söylemedi. Benzer olarak, iki boşluk neden kötü bir şey, hiç öğrenmedim. O yüzden, boşluk fazlası veya azlığı rahatsız etmiyor hiç.

Dilbilgisi dersi alan herkesin ya da liseyi bitirmiş herkesin adı gibi bilmesi gereken şeyler var ama, bunu savunuyorum. Nokta koymayı hiç bilmiyorsa ya da bilmezden geliyorsa, o zaman sinir olurum. Zaten noktalama aşırı yanlışsa okuyamıyorum, cümleleri çözüp anlayamıyorum. Bir kere oda arkadaşıma okutmuştun öyle bir metni, iki buçuk saat kdar okudum ve hiçbir şey anlayamadım. Kndimce noktalamasını ve yazım yanlışlarını düzelttim (yanlızlık falan yazıyordu). Sonra da anlamayınca oda arkadaşımı çağırdım, beş dakika sonra çözdü. Noktalama hatası iyice fazla ise benimle iletişim kurulamıyor. Ben iptal.

İki noktadan sonra ünlem nasıl bir şey ki?
  • aychovsky  (14.06.17 00:08:09 ~ 00:09:16) 
Valla akıllı telefonlardan sonra o iş zorlaştı biraz. dolayısıyla ben eskisi kadar dert etmiyorum açıkçası.


  • Fusha  (14.06.17 00:52:41) 
Tüm yanlışlar dikkatimi çekmez noktalamada. İşaretlerden sonra boşluk bırakılmaması dikkatimi dağıtıyor ama.


  • uzunuzunilgi  (14.06.17 03:28:25) 
Ben 12 yil Turkce dersi alip hala en basit yanlislari yapan kisilere sasiriyorum. 12 yilda esek olsa "Merhaba!" diye anirmayi ogretirdin heralde.


  • Traveller  (14.06.17 03:55:27) 
noktalamayı yazım yanlışları kadar takmıyorum sanırım kafaya. ama yine de aşırı yanlış olunca rahatsız ediyor tabi. bu arada yan yana iki noktayı sosyal medya ve whatsapp gibi ikili ilişkilerde aşırı kullanıyorum kendi arkadaş grubumuzda onun hafif tripli biraz anlaşılmayan şeylere koyuyoruz öyle olduğu için artık benim için resmi bir noktalama işareti gibi oldu iki nokta.


  • nundu  (14.06.17 04:26:51) 
[]

overwatch buddies

merhabalar. şu an 2450 rating, career high 2550 ve hissedilen de 2600 ratingi olan bir overwatch oyuncusuyum. günde 4-5 comp atabileceğim, kendi aralığımda ve oyunu sakin oynayan insan arıyorum.

bir özel mesaj kadar uzağınızdayım.


 
selam. saçma sapan oyunculardan gerçekten bıktım ve ekşi duyurunun bir oyun grubu oluşturma konusunda bir işe yaramasını bekliyorum. overwatch oynayan ve sesli iletişim kurabilen, benim seviyeme yakın oyuncularla beraber oynayalım da trollerden kurtulalım.

dipnot: FU Blizz.

not: her saçmalığa bir cevabı, katılacak insanı olan şu sitede dünyanın en çok oynanan 5 oyunundan biri için oynayacak insan bulamamak çok absürt. duyuru, bir işe yara.
  • i drive the hearse  (08.07.17 16:17:05 ~ 16:42:21) 
[]

velogames'i bilenler

TdF arifesindeyken duyuruda velogames'i kimler biliyor ve oynuyor? eğer yeterli sayıda oynayan varsa mini lig açabiliriz.




 
+1


  • Tam1Hi0n3  (11.06.17 16:16:32) 
[]

part-time işler

öğrencilik senelerinde, mezun olmadan yani herhangi bir belgelenmiş niteliğe sahip olmadan yaptığınız part-time işler nelerdi? en iyisi sizce hangisiydi ve neden en iyisiydi?




 
özel ders vermek, garson olarak çalışmak, ipsos gibi araştırma şirketlerinin reklam çalışmalarına katılmak(aradasırada oluyordu, ticket çeki veriyorlardı)

özel ders en temiziydi.
  • bendensin  (08.06.17 17:14:59) 
Dil okulunda part-time eğitmenlik, fuarlarda tercümanlık, internet assessorluk.

En iyisi internet assesor'du çünkü hem evinden çalışıyorsun hem de parası çok iyiydi.
  • peggy  (08.06.17 17:20:44) 
ben de assessorluk olayına girmiştim. google sonuçlarını değerlendirmiştim falan, sonra o parayla iphone almıştım. 2 ay mı ne yaptım ama.


  • passion rules the game  (08.06.17 17:30:05) 
pizzacıda kasiyerlik.

1. sınıftayken 1 sene boyunca yaptım. parası fena değildi o zamana göre ama çok vaktimi alıyordu. birçok dersten kalınca bıraktım.

gene de bence iyi ki yapmışım. ünlü bir pizzacıydı ve çok insan tanıdım. ünlüler ve ceo'lardan oluşan bir çevrem olmuştu o yaşta :D
  • istanbul kanatlarimin altinda  (08.06.17 17:55:36) 
öneriler maalesef yetersiz geldiği için tekrar canlandırıyorum bu duyuruyu. alternatif çalışılabilecek başka pozisyonlar varsa, dinlemedeyim.

türkiye'nin ekonomisinin ve patroncu düzenin de aq.
  • i drive the hearse  (24.06.17 18:51:18) 
[]

90-05 arası şarkılar

1990 ve 2005 arasında güzel bulduğunuz şarkıları paylaşır mısınız? müzikal altyapısı daha dolu olan şarkılar olursa çok sevinirim.

www.youtube.com


 
O kadar fazla var ki. İlk aklıma gelenler:
Muse - Butterflies and Hurricanes
Aerosmith - Hole in My Soul
Bon Jovi - It's My Life
  • agluna  (19.05.17 15:36:50) 
zombie - cranberries
personal jesus - depeche mode
turn the page - metallica
the unforgiven - metallica
black - pearl jam
bitter sweet symphony - the verve
  • embermane  (19.05.17 16:27:53) 
All that she wants - Ace of base


  • klar  (19.05.17 18:32:17) 
[]

duyuru arka plan

duyuruda arka planınız beyaz renkte mi? farklı renkler olarak neleri kullanıyorsunuz? ben 31859b kodlu rengi sevdim. sakinleştirici.

bilmeyenler için not: ayarlar sekmesinde tema ayarları altında.

not: fotoğraf da eklenebiliyormuş. böyle bir şey yaptım, güzel oldu gibi.

 
siyah


  • qazaqwsx  (13.05.17 15:57:04) 
standartı bence gayet güzel göz yormuyor
standarttan devam ederim

  • basond  (13.05.17 16:10:45) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.