Ekşi Duyuru

İyi Parti

iyi parti. akplilere oy vermek istesem gider akpnin kendisine oy veririm zaten, orjinali var yani.

ali babacan ve özellikle davutoğlu'ndan hiç hazzetmiyorum.

İyi parti.
Üstteki entry altına imza atarım.

Deva
Meral akşener ali babacan’dan daha akpli (zihniyet olarak) daha çok reise benziyor. Üstelik iyi parti popülizme ve ırkçılığa da daha yakın. Meral akşener’in faili meçhullerle ilintisi var. Babacan daha rasyonel Akşener daha duygusal. Babacan başarılı bir adam, net, öngörülebilir. Akp geçmişi dışında kendisine yöneltilen herhangi mantıklı bir eleştiriye rastlamadım henüz.

sandığa gitmezdim.

ip ve deva kulislerde seçim için anlaştıkları söyleniyor. deva kadroları her geleni aldığı için sadullah ergin vb isimler yüzünden benden oy alamaz. zorda kalırsam ipe atarım.

akp geçmişi olmasa deva, aşırı milliyetçiliği olmasa iyi parti

hangisi akpye daha çok zarar verecekse ona.

yani stratejik oy verirdim.

mesela deva'ya vereceğim oy farzediyorum bulunduğu ittifaki baraj atlattırıp akpden milletvekili çalacak gibi ise..

bonus : pbs.twimg.com

Boş

Aynı şeyin laciverti.
Bu süreçte oy verilecek bir partide yok oda ayrı bir konu.

İyi parti.

Babacan dediğimiz adam önce yüreği yetiyorsa 15 sene yolsuzluk hırsızlığa nasıl ne karşılığında göz yumdu onu anlatsın, af dilesin.

Cevabım iyi parti ama İyi parti ve deva arasında kalmak çok ilginç. Yani davutoğlu ile babacan arasında kalınır da iyi parti - deva arasında kalmayı anlayamadım.

Akparti vs CHP değil ki hocam, niye ilginç olsun ki?

İki aşırı uç değil bence. İkisi de sağcı mı evet. İkisi de sert siyaseti sevmiyor, Meral Akşener, anladıkları dilden konuşuyor ama ileride, dilini yumuşatır mutlaka.

İkisi de ittifaklara açık mı evet. Gerçi mecburiyet söz konusu ama neyse.

Bir de Ali babacana muhtemelen makam vs teklif ettiler ayrılık sürecinde ama eliyle itti diye düşünüyorum.


Zamanında, akparti kurulduğunda oy vermeye yaşım yetmiyordu ama eleştiriyordum herkesin yanında. Bunu niye söylüyorum? Deva ileride, ılımlı çizgisini değiştirmez bence. Yakın arkadaşlarımın çoğu ilk iki seçimde AKP'ye oy verdi sonra koyu muhalif oldular. Ben en başından muhaliftim. (AKPnin ilk zamanlarina kanmadigim için, devaya oy verirsem kanmış olmam diye düşünüyorum kısacası).

Sağcı çok genel ve yetersiz bir tabir geliyor bana. İslamcılar ayrı bir ekol.

Çok alakasız partiler de birbirleri ile ittifak yapabilir siyaset mecbur bırakırsa o bambaşka bir durum.

İyi parti seçmenini MHP'nin AKP güdümüne girmesini kabullenemeyen milliyetçiler diye özetleyebiliriz çoğunlukla. Ali Babacan nasıl bir imaj yüklenirse yüklensin, bilen biliyor ki siyaset kültüründe siyasal İslam var ve AKP eskisi.

ALİ Babacan A oy verecek kitlelerin, milliyetçi bir partiye oy vereceğini sanmıyorum bir eğilim olarak.

İkisine de vermezdim. (Anketteki "kararsız" değilim, oldukça kararlıyım)

@wilhelm, son cümleniz genelleme olduğu için, aksi durum çok söz konusu olabilir. Ben kendimden yola çıkayım; cumhurbaşkanlığı seçimi zamanı, iyi Partiye ve Muharrem inceye oy vermiştim. Hayatımda hiç CHP'ye oy vermiş birisi de değilim.

Deva partisi, kurulduğunda aynısının laciverti demiştim ama Ali Babacani dinledikçe oy veririm ben bu adama dedim. Sonra tekrar Meral Akşenere yöneldim. Bunun iki sebebi var, birincisi mecliste ilk defa temsil edilmeme sebep olan parti iyi partidir :) ikincisi, Meral Akşener tek başına iyi bir muhalefet, ayak oyunlarına gelmiyor olması da büyük bir artı.

Bana kalırsa, siyah ve beyazdan çok gri var.

Ahmet Davutoğlunun partisi vs iyi parti olsa bana da çok garip bir vs gelirdi ama Ali Babacan çok da sırıtmıyor bence.

Abdullah Gül, Davutoğlu vs gibi değil babacan.

Bugün debeye giren şu entry genellemelerin çok da doğru olmayacağını anlatıyor aslında eksisozluk.com

Dedemiz, yeri gelmiş Ecevit'e oy vermiş yeri gelmiş Erbakan'a. Takım tutar gibi parti tutmaya gerek yok demek istiyorum ben kısaca.

telegram verilerini dışarı aktar kısmından denedim olmadı bu arada.

Mesaja basılı tutun, en alttaki seç seçeneğini seçin. Ardından en sağdaki ok butonuna tıklayın. Seçenekler arasında en üstte “kayıtlı mesajlar” var, onu seçin. Konuşma pencerelerinden biri kayıtlı mesajlar olacak ve orada saklanacak.

Hocam teşekkürler ama işime yaramadı, ben kanaldaki tüm mesajları pratik bir şekilde kopyalamak istiyorum. Sanırım mümkün değil istediğim.

ziraat bankası atm'lerine yatırabilir. başka banka atm'leri de alıyor olabilir bakmak lazım. üç kalem ödeme var, internetten (ivd.gib.gov.tr ) sadece ikisi ödeniyor, çok az bir para olan polis bilmemnesi parası ödenmiyor. ziraat atm'si iyidir.

Kurstan sertifikayı alıyorsun. Gerekli parayı ziraat mobilden yatırıdım ben. Nüfustan randevu alıyorsun 5 dkya bitiyor iş orada. Evine geliyor 1 2 gün sonra.

Şöyle bir sorun oldu, biz ivd gib üzerinden ikisini ödedik, bankaların çoğu parayı tek celsede alıyor, yanlış anlamadiysam Denizbank ayrı olarak polis vakfı ücretini yatırabilirsiniz diyor ama yine de parayı her yatırdıgimda iade ediyor bankamatik. Önerisi olan var mı acaba.

tptgv.org.tr

Yukarıda verdiğim linkte, garanti bankamatiginden yatırılabilir deniyor ama yapamadım kesinlikle.

vakıfbank mobil uygulamasından ödemeler - vergi, ceza ve icra ödemeleri - sürücü belgesi harç tahsilatları adımlarını takip ederek yatırabilirsiniz.

Fiyatı uygun amma lakin titreşim ve yedek parça problemi yüzünden almazdım. youtu.be

Onun yerine cf moto ya da KTM nin 250 cc olanları daha cazip sanki

249s modelleri daha iyi galiba

youtu.be çift silindirli olanı bi tık iyi

Arkadasim benelli 251'ini satmayi dusunuyordu. Ilgileniyorsan sorayim. Fiyatlari ayni mi bilmiyorum, benelli diyince aklima geldi :d

Hocam ben yakın zamanda alamam maalesef. Hem de şehirler uzaktır muhtemelen. Ben Maraştayim.

Askerden hatırladığım melek marka stampa mürekkebi :)

Hatta bununla printer kartuşu bile doldururdum, hiç de sıkıntı çıkmazdı.

Dur bakayım ofis dolabımdaki ne markaymış şu an?

Pica Dor marka bişeymiş, kırtasiyeye girip umursamadan almışımdır. Otomatik kaşede kullanıyorum, bir şikayetim de yok.

bence işinizi şansa bırakmayın. 3 gün evde takılın

Eşinizin randevusunu iptal etmesini, hanenizde yaşayan herkesin en az 3 gün evde kalmasını öneririm.

sizde varsa eşinizde de vardır, o yüzden riske atmayın. bir de dişçi diyorsunuz yani eşiniz maskeyi çıkarmak zorunda kalacak. kesinlikle iptal etsin randevusunu.

ben alamadım ve iptal ettim valla. her zaman işe yaramıyor.

Aidatsız kartlar da olduğu için iade etmeyebilirler (etmezler büyük ihtimalle).

Bankasına göre değişiyor. Akbank geçen sene iptal etmeme taahhüdü karşılığında yarısını puan olarak yüklemişti. Bu sene tamamını karta iade etti.

Ben son 2 yil harici komple geri aliyordum. Son 2 yildir ise %75 ini geri alabiliyorum. 20 yildir ayni karti kullaniyorum. Ödeme ile ilgiki hic sikinti yasamadim. Telefon ediyorum. Bu kadar.

Kartınız Ziraat Bankkart ise;
Mobil uygulamasından Bankkart Dünyası sekmesine girip Aidat İade'yi tıklayın.
Talimatları takip edin.
6 Ay süreyle ayda 750 lira harcayın. (Harcamalar anlık olarak takip ediebiliyor)
Aidatınızı geri alın.

Banka isbankasi. Teşekkürler herkese.

kuveyt ücretsiz zaten

Entry bu: eksisozluk.com

Geçen hafta tarafımca bizzat denenmiş ve olumlu sonuç alınmıştır :)

Hocam yazılı olarak gönderin deme kismini nasıl yaptınız? Mail vs mi attınız yoksa aradınız mı

Garanti Bankası'na ait bir kredi kartı kullanıyorum. Bankanın internet sitesinde şöyle bir sayfa var:

www.garantibbva.com.tr

Burada konu olarak "Yıllık Üyelik Ücreti İtirazı" seçip kart aidatının iadesi talep ettim. İletişim seçeneği olarak da e-posta tercih ettim. Başvurumun ertesi günü talebimin reddedildiğine dair bir e-posta aldım bankadan. Bunun ekran görüntüsünü Müşteri Hakem Heyetine ilettim. Hepsi bu :) Kartını kullanmakta olduğunuz bankanın da mutlaka böyle bir işlevi vardır. Hiç çağrı merkezi ile uğraşmayın.

Teşekkürler hocam, dediğiniz kısımdan yaptım, mecburi olarak telefon numaramı da istedi. Mesajda mail ile ulaşmanızı rica ediyorum dedim.

Bugün bankadan yazı geldi, ben de hemen başvurdum e devlet üzerinden, aşağıdaki gibi bir cevap gelmiş:

İlgi: Kart ücreti iade konulu Türkiye İş Bankası A.Ş. hakkındaki 26 Mart 2021 tarihli başvurunuz

Birliğimiz Bireysel Müşteri Hakem Heyetine yapılan başvurular, Bireysel Müşteri Hakem Heyetinin Oluşumu, Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında Tebliğ (Tebliğ) esas alınarak değerlendirilmektedir. Tebliğ'in "Başvuru süresi" başlıklı 10'uncu maddesinde, "Başvuru sahibi tarafından, banka genel müdürlüğü veya ilgili şubece verilen cevabın yeterli bulunmaması durumunda cevabın verildiği tarihten veya bankaca süresinde cevap verilmemiş olması halinde cevap verilmesi gereken sürenin bitimini izleyen altmış gün içinde Birlik tarafından oluşturulan başvuru formunun doldurulması yoluyla Heyete başvuruda bulunulabilir. Başvuru formunda işlemin ve talebin ne olduğunun somut
ve açık olarak belirtilmesi zorunludur." hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu talebiniz, Tebliğ'in yukarıda belirtilen hükmüne uygun şekilde ..... başvuruda bulunmanız halinde değerlendirmeye alınabilecektir.
Bilginize sunarım.
Saygılarımla,

ben zaten uygun bir şekilde başvuru yaptım ama cevap sanki henüz başvuru yapmamışım gibi. yanlış mı anlıyorum yoksa

Öyle düşünmenizin hiçbir faydası yok, ailenize de bunu dillendirip bir de onları tekrar üzmenizin gereği yok. İstanbul'da özel hastanede tedavi gören iki yakınımızı kaybettik biz de, mucizevi bir şeyler yapmıyorlar özel hastanede. Belki de yolda daha ağırlaşacaktı durumu, İstanbul'a bile ulaşamayacaktı, bilmiyorsunuz.

Başınız sağ olsun.

Bu saatten sonraki tüm keşkeler yersiz.
Ama sizin durumunuzdaki keşke daha da yersiz gibi, 1 günle mucize olmayacaktı belki de. Kararı doktorlara ve çoğunluğa bırakmak doğrusu gibi.
Başınız sağolsun.

Başınız sağolsun, doğru olanı yapmışsınız bence de. Doktorlardan daha iyi bilme şansınız yok. Ben olsam ben de doktorları dinlerdim.

Başınız sağolsun. Kadere inanıyorsanız bilirsiniz ki vadesi o kadarmış. Böyle olacakmış ki hastanede kalmışsınız. Böyle olacakmış ki x ilacı kullandınız, vsvs.

Bir de pişmanlık duymak doğamızda var ama geçmiste bulundugumuz sartlar altinda en mantikli ve en kazancli secenegi secmeye calisiriz hep. o an icinde bulundugunuz sartlar bunu gerektirmis. aradan gunler gecince anlasiliyor belki kararin yanlisligi ama o an bu kararin dogrulugunu bilmenize de imkan yoktu ki

doktorlara güvenin, corona tedavisinin süreci her yerde aynı zaten sistem belli. kaldı ki ambulansla yollarda çok yorulabilirdi yolda bir şey olabilirdi vs.

yönetici mesaj gönderimini kapatmıştır herkese

Teşekkürler hocam, gruptakileri de göremiyorum. Dolayısıyla mesaj da atamıyorum onlara.

Bu yüzden ben bir grup kursam, telegramimda ekli olanlar benim grubumu görebilir mi?

O zaman grup değil kanal olabilir kanaldaki üyeleri göremezsiniz.

Grubunuzu gizli yaparsanız link ile girebilirler herkese açık yaparsanız grubun adını yazan bulabilir ama rehberinizdeler diye de direkt göremezler.

Normal. Ben de aynı durum yaşadım.

Benim de oyle olmus, fakat sorunsuz sekilde iade tamamlanmisti. Sisteme kargo bilgisi en son ulasinca eklenmisti.

Farklı erkek kediler tek bir dişiyi dölleyebilir, evet. Bu fenomene de süperfekondasyon denir.

Merak edip araştırdım, evet olabiliyormuş;

" Kedilerde superfekondasyon vardır. Yani dişi kedi birden fazla erkek kedi ile çiftleşir ve aynı batında farklı babalara ait yavrular olabilir."

Teşekkürler.

Yavrulardan ikisinin gözü açılmak üzere sanki ya, hafif açık gibi duruyor daha çok erken. İki haftalık olunca açılıyor genelde bildiğim kadarıyla. Benimkiler üç günlük henüz. Foto çekebilirsem atarım. Endişelenecek bir şey var mı sizce

Üç renkli kedilerin büyük çoğunluğu dişidir zaten. Çok az erkek çıkar.

çok zor

Bir videoyu izlediğiniz zaman o videoyu zaten indirmiş oluyorsunuz. Izlediniz mi yoksa indirdiniz mi diye ayrım (bildiğim kadarıyla) yapılamıyor. Zaten bu sebepten kolayca IDM ya da benzeri bir downloader ile indirebiliyorsunuz. Ayrımı olsaydı indiremeyin diye bir engelleyici koyulurdu.

"Şüphelenmenin" yolları var tabi. Mesela 100dk'lık bir video 10 parçaya ayrılmış ve siz birinin sonuna geldiğinizde load oluyor diyelim. Downloader bunu tek parça indirebilir, sayfadaki tracker'a göre ise siz 10 saniyede tüm parçaları load etmiş ve bunu 100 sayfada yapmış olursunuz.

Detay bilecek kadar tech bilgim yok, meraklıyım o kadar.

Siteyi de merak ettim. Bi DM atabilir misiniz sakıncası yoksa?

Asla ögrenemez. Ama eger suç teşkil eden bir şey yazarsanız savcılığa verip sizi evinizden aldırır

Mail headerinda ip yazar ve tahmini bir lokasyona ulaşabilir.

IP sayesinde hangi şehirden olduğunu görebilir, belki de büyük coğrafyaya sahip şehirlerde şehrin hangi bölgesi olduğu da yaklaşık bilinebilir.

Bunun haricinde kolluk kuvvetleri hariç kimse bulamaz. Yine de içiniz rahat etsin diye vpn ile yeni bir mail hesabı açıp, vpn açıkken maili gönderin.

VPN sayesinde farklı ülkede bile görünebilirsiniz sanırım.

Konum meselesini iyi ki söylediniz çünkü nokta atışı anlar ben olduğumu.

Vpn açıp yollasan headerdaki IP değişir diye tahmin ediyorum.

Protonmail tutanota vs işini görebilir kullanmadım ama bu amaca yönelik şeyler

İnternet kafeye git.

Cogu ulkede yok o yuzden genelleme yapip Avrupa'da Adderall satilmiyor diyorum. Regulasyon Turkiye'deki gibi adderall yerine methylphenidate alternatifleri var. Zaten bulunsa bile recetesini almak kolay degil.

orta asya ülkelerinin çoğu rusya+çin ittifakında yer alırdı.irandan başlayıp türki cumhuriyetler + afganistan vietnam kuzey kore aynı ittifakta yer alırdı. bunun karşısında da nato kuvvetleri yer alırdı muhtemelen. ama sanırım türkiye hem natoyla hem asyayla aramı iyi tutucam diye düzgün politika seyredemezdi. ha ismet de aynısını yaptı ama adam en azından başarılı oldu çünkü sağlam bir siyasetçiydi. ama şu anki durumda heralde nato batıdan rusya doğudan girdimiydi 2. dünya savaşı polonyası gibi olurduk

bence olur.türkiye sağa sola asker yollayabiliyor. şuna savaş açtık dese kim karışacak.
anca böyle çöp ülkeler arasında olur. avusturya macaristan ile sırbistan arasında başlayan savaş gibi büyür mü sonradan bilmem.
savaş etiği nasıl olur onu da merak ediyorum. nükleerler havada uçuşur

Osman Pamukoğlu, Rusya'nın iki dünya savaşında da Avrupa'nın yanında yer aldığını ve üçüncü dünya savaşında da Avrupa'nın yanında yer alacağını söylüyor. Ayrıca, Rusya ordusunun %65 i çine yakın olan bölgede, ki bu bölge Rusya'nın topraklarının altıda biri kadar.

Taraflar savaşın nedenlerine göre ortaya çıkar. Komünizm tehdidi söz konusuysa zaten tahmin etmek kolay. ABD vs Rusya olacağı açık ama komünizm diye bir şey kaldı mı... Nato bu ihtimali göz önünde tutuyor hâlâ.

Çin'in yayılması savaş nedeni olursa ABD ile Rusya aynı tarafta da olabilir.

Bloklaşmalar eskisi gibi değil. Ermenistan'ın çiğ çiğ yenilmesine Rusya hiçbir şey yapmadı.

Muhtemelen çin ve hindistan baş aktörler olacak.Hindistan ile kanlı bıçaklı olan ve rusyanın yancısı pakistan fırsattan istifade hindistana saldıracaktır. Hindistanı ise abd dolayısıyla nato yalnız bırakmayacaktır. Bu noktada güney kore abd tarafında olarak çine karşı cephe alacaktır bu da kore yarımadasında gerilimi yükseltecektir çünkü kuzey kore de çin ve rusyanın yancıları arasında. İşin özeti olası bir 3. Dünya savaşı rusya destekli çin ile abd destekli hindistan arasında patlak verecektir. Olası senaryo insanlık tarihinin en korkunç ve kanlı savaşı olarak görünüyor.

rusya 2 dünya savaşında da avrupanın yanında yer aldı ne demek oluyor? rusya 2. dünya savaşında almanyayla savaştı. ingiltere/amerika avrupa oluyor da almanya neresi oluyor? dünya savaşlarının bölgelerle ya da medeniyetlerle en ufak bir alakası yok. tamamen ekonomik. tüm dünya pazarını eline geçirmeye çalışan bir almanyaya karşı ekonomik olarak atılım yapmaya başlayan bir amerika var. faşizm vs demokrasi hepsi işin retorik tarafı.

3. dünya savaşının da bölgesel ya da kültürel hiçbir dayanağı olmayacak. günümüzün değeri olan "data" yı elinde tutan batılı şirketlerle bu düzeni tehdit eden güç kimse onun arasında olacak. ve bu kaçınılmaz olarak olacak. kimse elindeki zenginliğin ve refahın ellerinden kayıp gitmesini usulca seyretmez. o yüzden ülkeler askeri teknolojileri geliştirmeye manyakça devam ediyor.

Sanırım şunu demek istiyor Osman Pamukoğlu, Rusya'nın Çin'in yanında yer alacağını Garanti olarak görenler, zamanında Avrupalı ülkelerin yanında yer almıştır, illa bir tarafta ABD var diye, karşısına Rusya'yı konumlandırmak doğru değil diyor olabilir.

Bir de yukarıdaki arkadaşlarin da ifade ettiği gibi, komünizm tehlikesi yok artık, dolayısıyla ABD, Rusya ve ab ülkeleri, aynı tarafta yer alabilir Çin'e karşı.

Rusya'nın ordusunun yüzde altmış beşi çin sınırında.

benim geçen sene 1 martta olmuş 16 martta açıklanmış, şimdi senin için baktım.

tahminen 2-3 hafta arasi.

sandviç al yanına. içinde peynir salatalık bol yeşillikli. meyve de olumlu ama enerji içeceği içme bence. şeker dengeni bozup sınav esnasında ya da sonuna doğru mayıştırabilir. su iç sadece ama onu da fazla kaçırma. belki meyve suyu da olur. yulaf+süt/yoğurt karışım tariflerine de bakabilirsin, tok tutar

Muz kötü bir fikir. Hatta genel olarak meyve kötü bir fikir. Lifli gıda tüketince bağırsaklarınız çalışır, tuvalet sorunu ortaya çıkar. YDS zaten 3 saat. 2 saat de yol. Mümkün olduğunca az şey tüketin. Enerji içeceği de iyi fikir değil bence. Böbrekler çalışacak. Küçük bir tost yiyin. Sadece su için.

enerji içeceği içmeyin, sınavın ortasında çişiniz gelir

Bence yok. Böyle durumlarda ben n11 online müşteri hizmetlerine yazıyorum. Cimere kadar yazan arkadaşlarım var. İllaki, bir şekilde iade almak zorundalar. Alamayız deseler bile peşini bırakmamak gerekiyor.

atlas?

n11scdn.akamaized.net

plastik mi kurşun mu?
bildiğimiz kalemtıraşla açmalı kurşun kalem diyorsan, abel mi adel mi bir marka vardı, değişik bir yeşili vardı, o geldi aklıma.
şuna benziyordu.
galeri8.uludagsozluk.com

Jux, hocam linkteki işte :) onlar plastikti ya. Kalemtıraş ile açınca belli oluyordu. Tam plastik demeyim de kauçuk gibi bir şeydi.

Ne diye arattınız Google'da?

Evet esnekti ama plastik diye düşünmedim ben onu. 90'lar yeşil kurşun kalem diye arattım ama bu görüntü bic esnek kurşun kalem diye çıktı.

Sallayınca bükülüyodu o mu

youtu.be

Geri dönüşümle plastikten üretiliyormus :) yardımcı olan herkese teşekkür ederim

valla debeyi uzun süredir belki bir yıldan fazladır falan takip etmiyorum ama takip ettiğim zamanlar bile life is drunktır fridanın parçalanmış omurgasıdır sürekli gün aşırı debede benzer entrylerini görmekten kıl olurdum. çoğunun da foyası sonra ortaya çıktı zaten aşırma hikayeler vs. açıkçası evet şimdi takip etsem ben de rahatsız olurdum.
ayrıca fav sayıları falan da baya düşmüş. çok da takma bence coronayla beraber zmaanla biter o da.

Kafalarına göre debe hazırlıyorlar, ben de uzun zamandır bakmıyorum. Bu entry'i her gün okuyup beğenip favlamak da uç nokta benim için, ne hayatlar yaşıyor insanlar inanamıyorum.

Sürecin başındayken takip ediyordum ama şu durumda benim için de bir anlam ifade etmiyor. Bir de en son debe’de bir şey okuyup da aydınlandığımda 17 yaşındaydım.

Salgının başında düzenli takip ediyordum yazarın malum entry dizisini epeydir bakmıyorum artık, hayırlı bir şey olursa zaten duyarım moduna girdim.

2009'dan beri sözlükteyim debe denilen zımbırtı çıktığından beri hiç tıklamadım.

debenin bu kadar iplenmiyor olması hoşuma gitti, ben de takip etmeyi bıraktım uzun süredir; ekşi'nin ne tarz zihniyetle dolduğunun çok net göstergesi. ama bunun böyle olduğunu bildikleri için araya fularlı şeyler sıkıştırmaya çalışıyorlar.

önceden bilgi alamıyorduk ya da nereden alacağımızı bilmiyorduk. bu saydede artılayıp debe'ye girmesini anlardım. ama artık bir anlamı yok debe'de olmasının, bu adamın bunu yazdığı da belli, okumak isteyen gider başlığına bakar. debe'de günlük güncellenen bir entry'nin bulunması saçma.

Hiç rahatsız olmuyorum, günlük rutinimde yazdıklarını okumak var hatta, sürekli debede olduğunu bilmiyordum bile. Son zamanlarda pandemi haberlerini pek takip etmiyorum, genel olarak şöyle bir akakamenin yazdıklarını okumak işime geliyor hepten habersiz kalmayayım diye, rahatsız olunmasına şaşırdım, bir ara kendisine felaket tellalı diyorlardı sanki yazdıklarını kendi uydurmuş gibi, bu durum kadar garipsemedim yine de rahatız olunmasını.

her gördüğümde eksiliyorum ama debe'ye ısrarla giriyor.
bence en boş ve gereksiz işlerden biri.

acikcasi hayat devam ediyor ama neden rahatsiz olayim ki?

her gün baktigimda tonla sayinin yaninda günlük derlenmis haberleri görüyorum, benim icin cok önemli, hangi ülke ne yapiyor, kim nerede seklinde.

begenmedigim seyi okumuyorum zaten. cok takilmaya gerek yok, hepimiz yetiskin insanlariz istedigimizi secme özgürlügümüz var.

Sirf bunun icin debeye giriyorum. Rakamlara bakmiyorum sadece ozet haberleri okuyorum. baska bir yerde bu sekilde derli toplu bir kaynak yok.

Debe'nin ismi moci olmali. moderetorun caninin istedikleri. Hasan cihat orter entryleri yuzunden kusacagim artik.

kopya ilan ile başkalarını dolandırabilirler ellerindeki fotoğraf ve ruhsat bilgileriyle. böyle şeyler çok oldu.

Site üzerinden mesaj gider, komşunuzun telefonunu yazıp ilan notuna telefon üzerinden ulaşılmasını yazabilirsiniz.

Onu yazınca kabul etmiyor, bir kısmını sayıyla yazdım telefonun onu kabul etti ama sonra onay sürecinde reddettiler.

çeneniz küçük ve diş çok arkalardaysa zorlayabilir çünkü hassas iş ve uzun süre ağzı açık tutmak gerekiyor. yıllar önce yaptırmıştım 30 dakikalık seanslardan 2-3 defa gittiğimi hatırlıyorum.

30, 35 dakika sürmüştü bir kere. Hayatta en gerildiğim şeylerin başında kanal tedavisi gelir.

Artık teknoloji gelişmiş tek seansta kanal tedavisi yapılıyor. Baştan iğneleri vurulduktan sonra bişey hissedilmiyor korkacak bişey tok.

Ben de tek seansta aldım tedaviyi, birkaç saat önce bitti işlem. Zaten işlemin yapıldığı yerde ağrı yok, çenede ve şakaklarda oldu ağrı. Benimki 50 dk sürdü yaklaşık.

iğneden sonra bir şey hatırlamıyorum. karşınızda bir televizyon olsa iyi olur.

Birer saatten dört seans sürdü, böyle olacağını bilsem direkt cektirmek isterdim. İki ay oldu yaptıralı, şu an gayet iyiyim.

ben de tek seansta yaptırmıştım yıllar önce, korktuğum kadar zor değildi ya. sadece uzun süreyi çeneyi açık tutmak can sıkıyor tabii ki canı tatlı bi insanım.

camtasia studio vardı. daha iyisi var mı bilmiyorum.

OBS tavsiye ederim.

windows 10 kullanıyorsanız, windows + g tuşu ile çıkan menüden ekran kaydedebiliyorsunuz.

Hocam çok iyiymiş ya Windows + g. Süre ayarlama var mı acaba? Üç saat sonra kaydı durdur diyebiliyor muyuz programa.

Hiçbir ayarı yok, çok primitif çalışıyor.

Hocam iki saat sonra kaydı durdurdu, sonra tekrar kaydedeyim dedim kaldığım yerden, sesi kaysetmiyor, günlük limiti vs mi var acaba

İcat edilemez bence

2- 1900'e gittim, ben yokum nolacak

geçmişe seyahat mümkün değildir.
eğer mümkün olsa şu an gelecekten gelen ve ben şu zamandan geliyorum bık bık bık diye böbürlenen bir sürü yurdum magandasıyla muhattap olurduk.

1) ne farkeder? devletler şirketler ile şirketler devletler ile çalışıyor. Kar odağında kim olacaksa onun kontrolünde olur.

2) bu pek olacak bir şey değil.

3) geçmişe gitmek pek çok teorik ve pratik nedenle pek mümkün değil. Ama geleceğe doğru hızlanmak daha olası.

1) Özel girişim icat eder bence.

2) Zamanda geçmişe gitmek teorik olarak Einstein-Rosen Köprüleri ile mümkün. Bu da o kadar teorik ki yani pratik olarak bir halta yaramıyor desek abartmış olmayız. Henüz kara deliğin varlığını bile yeni görüntülüyoruz. Bu kara deliğin bir solucan deliği olduğunu anlamamız lazım önce. Öyle olduğunu kanıtlasak bile bir kara delikten (ya da solucan deliğinden) kurtulabilmek için sonsuz enerjiye ihtiyaç var. Kütlesiz ışık bile kara delikten kaçamıyorken bizim zamanda geriye gitmek için kara deliğe girip diğer taraftan sağ çıkabilmemiz şu an imkansız gibi görünüyor. Ama "bozma kardeşim, eğleniyoruz şurda." diyorsan bilim kurgu olarak düşünürsek, evet bitcoin alırdım. Bir de TKURU falan alırdım. Çünkü bu ikisinin ne zamanlarda hangi fiyatlara geldiğini çok net hatırlıyorum. Bir yere bakmama gerek olmazdı. Bir de önemli maçların sonuçlarını hatırladığım için bahisten de para kırabilirim. Ama bunun zaten yapılmışı var. Bkz: Geleceğe Dönüş 2

3) Geleceğe gitmek teorik olarak zor değil. Herhangi bir şeyi rölativistik hızlara çıkardığında zamanda ileriye gitmiş oluyor zaten. Geçmişe gitmek, özellikle bir makine ile geçmişe gitmek yukarıda da bahsettiğim gibi şu an bence mümkün değil. Işığı, kara maddeyi, kara enerjiyi vs. daha iyi anlayabilir de bunları kullanabilirsek o zaman sonuçlar değişebilir. Şu an 'sonsuz enerji' diye bir şey olmadığı için bırak kara delikten çıkmayı, kütlesi olan bir cismin ışık hızına ulaşması bile imkansız.

Not: Bu soruyu daha önce sormuş muydun, yoksa ben dejavu mu oldum?

Sormuştum himmet dayı, kendimce bir şey denemek için

bana mümkün gelmiyor çünkü zaman diye tanımladığımız şey aslında dünyanın güneş etrafındaki yer değiştirmesi yani zaman kavramı tamamen insan uydurması bir olay.

geçmişe gitmek olmayacak öyle olsa gelecekten gelenler olurdu. ama geleceğe gitmek olabilir bekleyip görelim.

@basond

Einstein'ın kemikleri sızladı şu an. Zaman evrenin bilinen 4 boyutundan biri. Bizim ölçüm olarak kullandığımız kavramdan çok daha farklı bir şey.

Biz aslında şu anda belediye otobüsüne bindiğimizde bile zamanda yolculuk ediyoruz. Kazandığımız hızdan dolayı zaman durağan birine göre daha hızlı ya da yavaş akıyor (neden hızlı ya da yavaş olduğunu açıklayacağım). Ancak bu değişim o kadar az ki nihai bir sonuç yaratmıyor. Biz örneğin saniyede 100 bin km hıza ulaşabilirsek o zaman önemli ölçüde bir fark ortaya çıkar ve böyle bir araç ile zamanda ileriye gidebiliriz. Ama gittiğimiz yerden geri gelemeyiz. Bir de geleceğe dönüş filmindeki gibi paralel bir evrenden bahsetmiyoruz. Yani geleceğe gittiğimizde oradaki yaşlı halimizle karşılaşmıyoruz. Zaman bizim için çok daha yavaş akacağından bizim için 1 yıl geçtiğinde durağan kişiler için (atıyorum) 30 yıl geçmiş olacak. Zamanda 29 yıl ileri gitmiş olacağız.

Otobüse bindiğimizde durağan kişilere neden zaman daha yavaş ya da hızlı akar? Yani yavaş akması normal de, neden hızlı dedim? Bu da tamamen nereden baktığına bağlı. Yani ben otobüse binip bir yönde 90 km/sa hızla gidiyor olabilirim ama dünya güneşin etrafında, güneş de samanyolu galaksisinin kütle merkezi etrafında hareket ediyor. Dolayısıyla otobüste bir yöne giderken, durakta sabit olarak bekleyen birine göre bağıl hızım daha yavaş olabilir. Bu da zamanın benim için daha hızlı akacağı anlamına geliyor.

Şunu da ekleyeyim; geçmişe gitmek teorik olarak mümkün. Yani "geçmişe gitmek mümkün olsa birileri geçmişe gelirdi" demek çok mantıklı bir çıkarım değil.

Einstein-Rosen köprüsü ile geçmişe gidilebileceği düşünülüyor. Bundaki mantık da şu; bir kara delik düşünün. Uzayı öyle bir büküyor ki, uzay dokusu ikiye katlanıp diğer tarafından 'beyaz delik' denilen bir çıkış oluşuyor.

Görsel: www.fizikist.com

Şimdi şöyle bir senaryo uyduralım; diyelim ki güneşin yüzeyine bir gezegen çarptı ve güneşin o bölgesinden bir parça kopardı. Biz bu olayı dünyadan, yaşandıktan yaklaşık 8 dakika sonra gözlemleyebiliriz. Çünkü dünya ile güneşin arasındaki mesafe yaklaşık 149,6 milyon kilometre. Diğer bir deyişle 8 ışık dakikası. Şimdi; bu olay yaşandı ve biz gördükten sonra 10 dakika zamanda geriye gidebildiğimizi düşünelim. Güneşe bakacağız ve olayın yaşanmadığını göreceğiz ve saatimize baktığımızda 2 dakika sonra bu olayın yaşanacağını söyleyeceğiz. Ancak bulunduğumuz mekanda zamanda geriye gitmek imkansız. Bunun yerine Einstein-Rosen köprüsü sayesinde evrenin başka bir yerine, güneşte yaşanan olayın görüntüsü henüz oraya ulaşmamışken gidersek o olayı gözlemlemediğimiz için geçmişe gittiğimizi söyleyebiliriz.

Görelilik kuramı diyor ki; ışık hızına yaklaştıkça zaman daha yavaş akmaya başlar. Işık hızında zaman durmalıdır. Şimdi biz ışık hızıyla gidip -atıyorum- 10 dakikada varabileceğimiz bir yere, ara bir geçit kullanarak 5 dakikada gidersek buna zamanda geriye gittim diyoruz. Ancak zaman ve mekan birbirinden bağımsız olmadığı için o gittiğimiz yer aynı yer olamaz. O yüzden pratik olarak bilinen bir yerdeki geçmişe gitmek mümkün olmasa da teorik olarak evrenin başka bir yerinde aslında yaşanmış bir olayı yaşanmamış olarak gözlemleyebiliriz.

@himmet dayı
hocam ben kuantum görelilik vs gibi konularla ilgiliyim ama böyle ilkel görmek beni mutlu ediyor.
teşekkürler detaylı cevabın için hepsini okudum.

Einstein'in teorisini tam anlayalım önce
zamanlar arası seyahat "maddesel boyutta" mümkün olabilir.
yani bir atom belki karadeliğin bir ucundan diğer ucuna kadar gidip zamanda yolculuk yapabilir.
ama insan veya herhangi bir insan yapımı bir madde/alet yapamaz.
Işık yapamıyor öyle düşünün, o yüzden "kara" delik.

Zaman
youtu.be

Geçmişe dönüş
youtu.be

Dışarıyı görse de görmese de her şekilde dışarı çıkmak ister. Hele ki kediler kısıtlanmaktan ölesiye nefret eden hayvanlardır. Ha dışarı alışkın olmayan kedi çıkınca bi ürker o ayrı, ama ruhunda kısıtlanmak yoktur. Kısıtlanan kedi mutsuz olur, sağa sola zarar verir.

Benimki ilk çıktığında, komando gibi sürünüyordu korktuğu için sanırım sonra alıştı, şimdi o korku salıyor diğer kedilere :)

Görmeseler de duvarların ardında bir şeyler olduğunu hissettikleri an çıkmak istiyorlar benim gözlemime göre. Yani yalıtılmış bir ortamda dışarıya ait hiçbir ses/koku/titreşim almıyorlarsa dünyanın sınırının o duvarlar olduğunu düşünüyorlardır belki. Ama yine de ufak alanlar doğaları gereği dar geliyor, dışarıyı görmemiş olsalar da her halükarda sınırı aşmaya çalışıyor olabilirler.

Bizimki 1,5 yaşında, 1 yaşına kadar korkudan balkona bile pek çıkarmadık, ancak kucakta falan çıktı fakat bir yerden sonra kendisi çıkmak istiyor. Artık gidip kapıyı aç diyor bağırarak :) bıraksam bütün gün oturur herhalde orda, soğuk falan da dinlemiyor dana.

görenlerde ya da sokaktan gelenlerde çıkma isteği daha çok oluyor.
görmeyenlerin bazısı korkuyor, bazısı merak ediyor.
çıkartmazsanız, dışarıda yaşamış kedi olsa bile bir süre sonra çıkmak istemiyorlar ve ev hayatına alışıyorlar.
dışarı çıkartılmayan kedi kısıtlanmış değil, evinde mutlu mesut yaşayan kedidir.
herhangi bir zarar falan da vermez, yaşadığı eve uyum sağlar.

Bence kedi köpek arasındaki fark kedinin kendi kendine yetebilmesi ama köpeğin hep insanına ihtiyaç duyması.

Benim kedim dışarıyı bilmiyor, bebekken annesi reddettiği için aldık bu yüzden sokağı da öğrenmedi. Hiç çıkmak istemedi ta ki karşı dairemizdeki komşu da kedi alana kadar. Diğer kedinin sesini duyup kapıyı tırmalıyor çıkıcam diye.

Teyzem yurtdışında ve bahçeli evi var. Kedisi özgür istediği zaman girip çıkabiliyor. Mamasını yiyip diğer evlerdeki sevgililerine gidiyormuş. O da evde kapalı kalamıyor en başta özgür yetiştiği için.

Sınav giriş kağıdını yükleyerek e-devletten izin alabilirsin.

Ne gibi dezavantaj?
4 derece astigmatım yaklaşık 4 hipermetropum var. Seiko cam yaptırdım. Gayet güzel

Ne gibi derken? Cevabı bilsem sormam zaten :)

doğru ama bu dezavantajlar sağlıkla değil cüzdanla alakalı. özel yapım cam oldukları için normal güneş gözlüğünden çok daha pahalı olurlar.

Düşük ışıkta astigmat daha rahatsız edici oluyor. Göz muayenesinden sonra hem optik hem de güneş gözlüğümün camlarını yeniledim. Numaraları aynı olmasına rağmen güneş gözlüğüyle diğeriyle olduğu kadar keskin göremiyorum. Ha numarasız güneş gözlüğünü hiç kullanamıyorum, takmam daha iyi.

Astigmat varsa çok kavisli modelleri kullanamazsınız hocam.
Rayban damla gibi düz model tercih edinilmelidir örneğin.
Kavis arttıkça görüntü kaybı olur camın her yerinden net görüntü alamazsınız

arkadaşların dediği doğru, kavisli camı olan çerçeve seçemiyorsunuz. benim gözlükçüm şunları alabilirsin diye çerçeveleri önüme çıkardı aralarından police marka bi tane seçtim. ayrıca yine dedikleri gibi pahalı oluyor. ama verdiğin paraya değiyor. hep yüksek dereceli astigmatlı olduğumdan hiç güneş gözlüğü takamamıştım ama bunları alınca dünya varmış dedim. gözlerimi kısmadan hayata bakmak ve net görmek paha biçilemez.

Ayna kolunun/ demirinin gidona bağlandığı yerde bir lastik var, onu yukarı sıyır. Altında iki tane somun görürsün, birisi ayna ayarı için diğeri kolu sıktırmak için.

Önce üsttekini gevşet, sonra alttakini, sonra da aynayı çevirerek çıkar, o demirin ucunda da civata dişi var çünkü.

Fakat sağ veya sol birisi ters diş olabilir, ona dikkat et.

O model motorum yok ama grenajsız her motorda teknik budur. Youtube'da herhangi bir ayna sökme videosu izle yeterli.

Evet çoğu kişi o kadar denyimsiz ki hayata karşı... Ya da boşluktan saçma sapan şeyleri dert ediniyorlar sanırım. Kendi şu ana kadar yaşadığım sorun ve deneyimlerle kıyaslıyorum, devede kulak kalıyor diğer insanlarınki. Ben de dinlemiyorum bu sebeple :) Çoluk çocukla uğraşmamak adına :) Henüz psikolojik ve ruhsal olgunluğa ulaşmamış çoğu kişi maalesef.

valla çok uzun zamandır bunun bilincindeyim. bu kimseler hayatta pek bi şey görmemişler ve her başlarına geleni önemli sanıyorlar. dertleri de böyle sevinçleri de. şaşırtıcı buldukları şeyler de, arkadaşlarıyla konuştukları da.

benim kafamdan geçirmeye dahi tenezzül etmeyeceğim şeyler için bazı insanların çıkardıkları yaygaraya bakıyorum ve gerçekten garipsiyorum.

Evet, çevremdeki insanlar genelde hep aileden zengin, ailedeki herkesin ve kendilerinin sağlığı yerinde, 40 yaşında hala çalışmayıp ama anadan babadan parası akmaya devam eden kişiler :D Bazen onların günlük dertlerini dinleyince “vay aq derde bak :D” diyorum ama herkesin derdi kendine büyük sonuçta. Kafamı dağıtıyorum başka dertler dinleyerek, sorun olmuyor. Benim derdim de bi başkasına küçük gelebilir. Yargılamaktan kaçındığım konulardır.

Herkesin hayat yolu farklı, her olayın insanlar üzerindeki tesirleri de öyle. O yüzden insanların dertlerini kederlerini küçümsemeyi doğru bulmuyorum. Başka insanların yaşanmışıklarını kendilerininkiler üzerinden ölçen, ben bunlara dert bile demem gibi tutumlar sergileyen insanlar bana asıl olgunluğa erişememiş kişiler gibi geliyor. Sonuçta kimse yargı mercii, onay mercii falan değil bu hayatta. Böyle insanlar kendilerini fazla önemsiyor bence. Herkesin derdi tasası kendinedir.

Alınganlık: medeniyetin en zayıf halkasıdır
Kimse edebiyatı sevmek zorunda değil. Estetik kaygı ile konuşmak, hareket etmek, giyinmek zorunda değil. İnsanlar alınır mı diye düşünmek zorunda değil. Topluluk olarak sıçmış bir toplum bu. İnsanları değiştirmeyi düşünmeden yaşa, kendini geliştir. Değiştiğini, daha iyi olduğunu göreceksin. bilinçli bir varlıksın. Buna uygun yaşa. Hayatını estetik yerine işlevselliğe ada. Minimalist hayat tarzı da bu demek. Sosyal medyasız internetsiz teknolojisiz, silahsız bir dünyayı kendimiz yaratmalıyız. Gelecekte şiddet yanlısı, savaş meraklısı askerlerin kurduğu bir ülkede mı yaşamak bu dünyanın ne kaderi ne de tek seçeneği. Teknoloji askeri bir taktik sadece. Askeriyenin Prototipini ürettiği her teknolojik cihaz topluma süslü bir şekilde entegre oldu. Askeriye hayatımızı insani şartlar sağlayarak yaşamamızı istemiyor. haritaları üzerinde çizdikleri hayalî sınır çizgileri arasında
Elimizi kolumuzu sallayarak dolasmamizi istemiyorlar. Cahil ve aptal köleler olmanızı istiyorlar. Bu yüzden boktan bir eğitim ile büyüyor ve açlık sınırı altinda yaşıyoruz çoğumuz. Tüm toplum bir kurtarıcı bekliyor. Kendisi kurtarmak istemiyor. Ona unutturulan en önemli gerçek yalnız olmadığı aslında, sadece hatırlaması gerekiyor insanların. İnternetteki televizyondaki gazetedeki tüm beyin yıkama propagandalarından uzaklaşın. Konsantre olun. Gerçekçiliğe odaklanın. Bu sizi alınganlıktan korur. Bu sizi mantıklı kılar. Konsantrasyon; meditasyonun ana etkisidir. Kendinizi kabul edin, gelen tüm düşünceleri kabul edin, aklınızda dolaşan tüm düşünceler boş yere orada değil. Kenara atılmış düşüncelerinizi irdeleyip, konsantrasyonunuzu bozan düşünceleri algınızdan çıkardığınızda daha hafif ve daha kontrollü hissedeceksiniz.

*Sarhoşken konu üzerine düşünürken yazmıştım daha geçen gün bunları. İnsanların bi kendini salıp rahatlaması lazım. Çok kasıyor herkes.

Kendim için düşünüyorum, ne eften püften şeylere bozuluyorsun diye :) Ben de bazen evde kendi kendime anlatıyorum, bazen zaten anlatırken sorunu çözüyorum, aydınlanma geliyor yani. Başkalarının derdi için düşünmem ama.

Herkesin derdi kendine büyüktür.

Herkesin derdi kendine büyüktür tabii de, bu ufacık dertleri büyüttüğümüz gerçeğini değiştirmiyor.

- terfi aldım, hayırlı olsuna gelmedi.

- o, çok daha az iş yapıyor, işi bana kitliyorlar (bu şikayete, abi belki ona da başka bir iş vermişlerdir, senin haberin yoktur dedim, doğru çıktı tahminim)

Bir de, bir arkadaş, yan ofisteki arkadaşının gürültü yapmasından şikayetçi. Yapılacak birkaç şey var. Git uyar, kulaklık tak müzik dinle, tıkaç tak. İçinde büyütme işte.

Son olarak, bir arkadaş ortak yapmaları gereken işi diğer kişi hep buna kitliyormus, önce böyle dedi, sonra onu çağırana kadar ben hallediyorum dedi.

Sonra da şikayet ediyor, e çağır işte.

Bir de, trafikte herkes aptalmis gibi hareket et derler ya. Hayatın her alanında geçerli belki de bu. Normalde ofiste niye sürekli gürültü yapar ki insan? İşte onu, akıllı bir insan olarak kabul edersen, durduğun yerde kudurursun. Git uyar işte gerizekalıyı.

uygun fiyatlı molnija rus kösteklileri var güzeldir. 200-300 maksimum 500 e bulursun.

Rus saatleri 1000 liraya kadar bulunur
Vostok
Raketa

maması başka kediler tarafından bulunmasın diye üstünü kapatıyor kendince.

Götünü yerim onun. Çok sevmiştir mamayı.

Kedinizin sağlıklı, koku alabilen ve refleksleri yerinde bir kedi olması olabilir bunun sebebi :p

Kediler yaşadıkları yerde yoğun kokusu olan her şeyin üstünü kumla örtmeye çalışır. Kediler evcillestirilmeden önce bunu hayatta kalma mücadelesi için yapıyordu. Başka yırtıcılar et, bok, sidik vs kokusunu alıp kedinin yerini öğrenmesin diye. Etrafta kum olmasa da bu refleks kalır.

Mama kabı normalde dolu oluyor benim. Uzun süre boş kalırsa kap, mamayı yedikten sonra üzerini örteyim de sonra gene yerim hareketi yapıyor kedilerimden birisi. Çok güzel bir mamayı bitiremezse de yapıyorlar aynı şeyi. Bazen su kabına da yapıyorlar gerçi.

Mamayı gelir koklar henüz acıkmamıştır yemez ya da yer "sonra yerim / sonra da yerim" şeklinde sözüm ona mamasını kapatır. İçgüdüsünü yediğim <3

Siyam hocam, mamayı yedikten sonra yapıyor :)

Isparta. İklim daha ılıman. Antalya yakın.

her türlü ısparta. soğuğu sivası çok aratmaz ama ısparta be abi...

sivas'ta 6 ay kadar çalıştım, ne beklediğine bağlı ama benim için "evlerden ırak".

fikox +1

ikisine de gitmedim ama kesinlikle isparta

Isparta tabiiki antalya ve muğlaya yakın.

Sivas cevabı için sanırım sivaslı birilerine denk gelmek lazım :D
ısparta.

Sivas yaşanacak yer olsa istanbulda bu kadar sivaslı olmazdı. İstanbulda kaç ıspartalı gördünüz kaç sivaslı gördünüz, oran orantısını yapmayı izleyicilere bırakıyorum.

Sivaslıların bile Isparta diyeceğini düşünüyorum.

sivaslı biri olarak ısparta diyorum.
ikisinde de yaşamadım.
denize yakınlık süper.
ama maaş farkı varsa değerlendirilebilir.

Isparta'da soğuk oluyormuş bildiğim kadarıyla ama sivas kadar değildir herhalde.
Sivas'a 1 kez gittim ama Isparta'dan çok geçtim.
O yollardaki güllerin insanın içini ferahlatması adına ısparta diyorum.
kaldı ki antalya hemen ayağının altında.

Açılın Isparta'dan yazıyorum.

Isparta.

Kurum falan özelden yazarsanız daha da detaylı cevap yazabilirim.

sivaslıyım, ısparta.

Isparta +23132132113

@armagan abanuz, kurum meb hocam.

sadece ikisi arasındaysa ısparta. iki şehirde de uzun süre bulunmuş biri olarak yazıyorum.

ısparta. nedenine gelince, diğer seçenek sivas çünkü.

hayret kimse ısparta dememiş
ben ısparta diyorum

ısparta

antalya yakın, denizli yakın, izmir de yakın. sosyal anlamda ısparta bayağı iyidir. Yani öğrencilere yönelik iyi. Acayip cafe ıvır zıvır var. her türlü ısparta.

kışın davraz'da kayarsın. Yazın antalyada yüzersin.

İkisi de birbirinden kötü hocam, öncelikle bunu bilin. Kötünün iyisi olarak ısparta.

LPG'li araç kullanırken senede bir kere (10000km)'de bir filtre değişimi yapılıyordu ve yeni filtre taktıktan sonra tekrar kalibrasyona giriyordu. En son 2 sene önce 40-50 liraydı. Diğer aksamlarda sorun yoksa değişmez zaten.

tabii ki stanley

einhel alman gözüken çakma bi çin malı ayarında bi marka. istisnasız kim ne aldıysa memnun kalmadı.

stanley'in dünya üzerinde oldukça kaliteli makinaları el aletleri var. stanley'in de çakması çıkmıştır dikkat et.

ayrıca titreşimli zımpara alacaksan bosch gibi markalar iyidir, bosch, dewalt, makita vb...

stanley üst sınıftır.
einhell ikinci sınıftır.
bosch'un servis olayı daha iyidir yalnız.

ya zaten alacağın titreşimli zımparaysa ne aldığının hiç bi önemi yok, çok dandik bi alet.

tank zımpara olmadığı sürece hiç birinden bi mucize bekleme. titreşimli zımparayı akşama kadar sürttür tank zımparanın 1 dakika çalışmasını yakalamaz ama mevbur kullanılıyor ufak yüzeylerde, dar yüzeylerde falan.

bosch al parana göre geç.

Ahşap yakma sanatı için alacağım ürünü. işin ustaları, titreşimli zımpara öneriyor. Kendisi Makita kullanıyor ama dolar uçtu. O yüzden ben Stanley alacağım sanırım. Teşekkürler.

Granit demlik hakkında bi bilgim yok ama en iyi çay porselen demlikte yapılır derler.

İki çeşidi oluyor, daktilo ve el yazısı için. Üzerlerinde yazar, siz ne için kullanacaksanız onu seçmeniz lazım.

diremel

ayırmadan çift çek

Tespit yerinde, verdiğin örnek istisna.

Çünkü yazmış rüzgar geçirmez diye, incelediğinde kalın olduğunu görürsün zaten.

İlk örnek yerine herhangi bir Revit verilebilir. Bez parçası ve 500 lira.

Bunun da açıklaması çok basit. Yurt dışında iş güvenliği yeleği 5 euro iken motosiklet yeleği olunca 15 euro oluyor ve bu adama koymaz. 10 birrim fazla olsun da ortamlarda marka yazsın dersin.

Tıpkı burada fark 5 tl-15 tl olsa diyeceğin gibi.

Ama malum, verginin vergisinin vergisinin vergisini 9la 10la çarpıyoruz ve sonuç bu. Daha bikaç ay önce motosiklet ve ekipmanları için ek %10 gümrük vergisi geldi. Eylül'de geri kalktı ama bilin bakalım fiyatlar düştü mü?

Bu saatten sonra böyle. Çok acı durumlar ama böyle.

Kazada hayat kurtarmasını beklemiyorum bu yelekten zaten. Yansıtsın yeter, motosiklet yelegim zaten var. Yansıtıcı yelek yok.

malzeme kalitesi ve konfor. 29 liralık olan kısa sürede rüzgardan vs parçalanıp gidebilir.
cepler, astar, üstüne düzgün oturup yelken gibi şişmemesi vs bir sürü etken var.

kendi isitma seyi olan filtre kahve makinasina biz kaynar su koyuyorduk, yillarca kullandik bir zararini gormedik. ytd.

Ben de geçenlerde dalgınlıkla kahve makinesine çay için ısıttığım suyu koydum, sonra hazır koymuşken kahve yapayım bari deyip çalıştırdım bi şey olmadı normal kahve yaptı.

Bildiğin seyreltilmiş fare zehiri. Kokusu da zehirleyici aynı zamanda. Kullanmayın.

Türkçesi zırnık. Kimyadaki adı arsenik sülfür, ki ben bunun sadece arsenik olduğunu biliyordum, arsenik sülfür'müş. Kullanma.

aynısını kullanıyorum, tavsiye ederim. dijital olanlar bu kadar hassas degil ve sanırım kalibrasyon problemleri olabiliyor.

Bu kadar profosyonele de gerek yok hergün ticari olarak ölçmüyorsanız, ben daha ucuzunu uzun yıllardır kullanıyorum motosiklet için.

Takip

-Meraktan soruyorum, benzin istasyonlarında hava bastığımız cihaz mevcut basıncı göstermiyor mu zaten? Neden bu cihaza ihtiyaç duydunuz.

Yüksek performanslı motorcular ve bilinçli spor araba sahipleri benzinliğe gitmeden, lastikler soğukken doğru hava basmak ister genelde.

Benzinliğe kadar gidince lastik ısınıyor ve hassas sonuç almak zor, istasyonlardaki saatlerin kalibresinden hiç bahsetmiyorum.

Ha bir de bisikletçiler var, şehir dışı arazi şartlarında kullananlar var. Her zaman bir pompa ve küçük bir saatin çantada olması iyidir.

Sıradan arabalar için gerekli değil yani, ben motorumda kullanıyorum işyerindeki arabalarda lastik 36'dan 20'ye düşene kadar farketmiyom bile çoğu zaman.

Ha bak yine aklıma geldi, hidrafor gibi taşıt olmayıp da havaya ihtiyacı olan alet/cihazlar da var.

Zaman makinesiyle geçmişe gitmek mümkün değil. Geleceğe gidildiğinde de geri dönmek mümkün değil. Aslında teorik olarak zaman makinesinin birini dondurup 200 yıl sonra çözmekten pek farkı yok. Yaşadığımız dört boyutlu evrende dördüncü boyut zaman ve zaman bizim için sadece ileriye doğru akan ve istediğimiz gibi hareket edemediğimiz bir boyut. Sadece kütlenin ve hızın etkisi ile büküp yavaşlatıp hızlandırabildiğimiz bir şey.

Buna rağmen kendimizi bilimkurgu filminde varsayarsak cevaplar şöyle olur benim için.

1) Şirket icat eder.

2) Bitcoin ile uğraşmam. Direkt bahisten vururum voleyi. Bitcoin yıllar sonra sonuç veren bir yatırım. Her hafta bahisten paramı 30'a katlayabilecekken neden uzun vadeli bir yatırım ile uğraşayım?

3) Öyle bir düşüncem yok. Gerçek hayatta geçmişe gitmek mümkün değil. Zaten geçmişe gitmek mümkün olsa ve gelecekte bir gün mutlaka icat edilecek ise gelecekten birileri mutlaka şimdiki zamana gelmiş olurdu :) Ama bilimkurgu yapıyorsak istediğim ana istediğim zaman giderim.

4) Başka sorum yok.

Alınır plastiği kötü değil

Süt neticede aynı süt köpürtünce görüntü ve doku veriyor, sadece ısıtıp eklenirse yine aynı tat olur farketmez

Daha önce gelenlerden arkadaşım almıştı. Plastik kokusu oluyor. Ben kendi evimde www.google.com modelinin bi iki alt versiyonunu kullanıyorum. 2018'de denk gelmişti 99 TL'ye almıştım. Bence indirim vs bekleyip bu tarz bir şey almak daha iyi olur. Kiwi çok kaliteli değil.

Sütün köpürtülmesi süte kıvam verir bu şekilde barışta sütü kullanarak şekil şukul hareketler yapabilir. Kıvam ve köpüğümsü doku latte mocha vb 2. Nesil kahvelerde tercih ediliyor. Köpürtme yani şoklama denilen işlem sütün ocakta yavaş yavaş pişirilmesinden daha kısa sürüyor. Kişi 4 5 saniye içinde sıcak süt elde edebiliyor. Bu nedenle özellikle baristalar tarafından tercih ediliyor. Kullanımı da kolay kısaca.

aynı şeyi gördüm almayı düşündüm ben de ama şöyle şeyler duydum.

650w düşük dediler. Kahve soğuk olabilir, ısıtmak için daha çok elektrik yakabilir.
Plastik kokusu.

bunun yerine 160 tlye sinbo önerdi sorduklarım.

Sinbo 130 liraya düşmüş hocam Amazonda

Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama doğalgaz borusundan öyle bir ses geliyorsa hemen doğalgaz firmasının acil hattını arardım ben olsam.

Şu an ses gelmiyor hocam, kapattım sigortayı, bu saatte gelirler mi bilmiyorum. Çok küçük bir şehirde yaşıyorum.

Gelmeseler bile ne olduğu hakkında fikirleri olabilir. Cidden acil bir şeyse ve gelemiyorlarsa size ne yapacağınızı söyleyebilirler. Bence hemen arayın.

hiç umudum yoktu nedense ama aradım ve hemen cevap verdiler. önce yapmam gerekeni söyledi, hepsini yapmısım zaten bilmeden de olsa. sonra da ekip yönledireceklerini söylediler. teşekkür ederim herkese.

@mezarkabul, peki nedeni neymiş bu durumun??

Merak ettim ben de. Neyin sigortasını kapadınız ? Sigortayı kapatınca doğalgaz borusundan gelen ses nasıl etkileşiyor ?

La casa de la papel Çorum olabilir mi?
Yan binada kazı çalışması yapıyorlar belki de.

Sorunu çözmedi, evin dışında doğalgaz vanasının altında elektrik kutusu gibi bir şey varmış. Onu açıp içinden bir şey söktü, elektrikçi ara dedi, onlar sorunu halletsin, forumu doldursun ben gelir açarım dedi. Şöyle bir şey var adam bunu yaptıktan sonra evin içindeki sigortayı açtım. Yüzde 70-80 azaldı ses. Baya uyunur bu seste :) ama kapattım tabii ben yine de. Şimdi gelen ses sadece elektronik bir ses, cızırtı. Gaz kspanmadan önce bir şeyin zorlanmasi/duvar delinmesibe benzer ama değil gibi bir ses vardı. Elektrikci de bir saate gelecek inşallah

Gaz alarmı bozulmuş. Neden değişik bir ses çıkardığını da açıkladı elektrikçi ama teknik bir dille. Evin dışındaki vananın orada bobin varmış. Gaz alarmının elektrik kablosu da gaz borusunun yakinibdab geçiyormuş vs bu kadarını anladım en fazla :)

3: Zamanda dilediğin gibi hareket edebilmen için 3 boyutlu düzlemden 4 boyutlu düzleme geçmen gerekir, bu düzleme geçtiğinde zamanda ileri geri hareket edebilirsin; bu aşamaya geçemeyeceksen ışık hızına çıkabilmen lazım, o da sadece ışık hızında hareket edebilen kişiyi "yavaşlatacağı" için geleceğe gitmesine neden olur fakat geçmişe gitmek bazı teorilerde mümkün olsa da (solucan delikleri sayesinde) paradokslara neden olduğu için 4 boyuta geçmediğin sürece geçmişe gitmenin kabul gören bir yolu yok, geleceğe gidebilmek bilimsel olarak daha olası bu anlamda.

ikinci maddeyi düşünmüştüm, hatta bunla ilgili bir senaryo fikrim vardı. Ama zihinsel bir
yolculuk etseydik bence farklı sonuçları olurdu. tek bedende iki zihin olurdu, bu da oldukça psikolojik sorunlara sebep olurdu. Hadi diyelim bu olmadı şu anki bilincinizle 10 yaşındaki halinizin bedeninde olduğunu düşünün çift taraflı bir etkilenme olurdu. Özellikle 10 yaşındaki bir vücudun fizyolojisi yetişkin zihnine etkisi de oldukça tuhaf şeylere sebep olurdu. Öyle bir şey olursa yaşayacağım kafadan hiçbir şey yapamaz hale gelirdim bence.

@angelus, nedense bana geçmişe gitmek daha kolay olabilir gibi geliyordu, gerçi interstars mıydı neydi o film geleceğe gitmenin daha kolay olduğunu daha mümkün gösteriyordu ama bilimsel temelleri ne kadar sağlam filmin bilmediğim için, referans olarak kabul etmemişim demek ki o filmi. Teşekkürler cevap için.

@cosmicstring, araştıracağım hocam, bu günlerde vakit bol. Teşekkür ederim.

@clones, benim uzun uzun yazdığımı mantıklı ve kısaca özetlemişsiniz hocam :) "zihinsel yolculuk" ben de psikolojik sorunlara sebep olacağını düşünüyorum.

Bu arada yeni sorular ekleyeyim, bulan firma-devlet duyurur mu sizce bunu? ben olsam duyurmazdım sanki. bir de devletinize fayda sağlamak için kullanır mısıznı siz icat etmiş olsanız?

3) Aslında hemen her an, bir tür geleceğe gidiliyor (çok atomik ölçeklerde tabi) Örneğin hızla hareket eden bir uçağın içindeki yolculara göre zaman, koltukta oturan bir kişiye kıyasla daha yavaş akar. Ama Attosaniye ölçeğinde falan.
Aslında zaman mekana ve hıza göre her an her yerde görecelidir. Bunu pratikte kullanabilmek şuan için makro ölçeklerde teknolojik olarak mümkün değil hepsi bu.
Kısacası geleceğe yolculuk şimdiden mümkün olabilen bir şey. Geçmişe gitmek ise teoride henüz mümkün gözükmüyor.

Aklıma bir soru daha geldi, zaman makinesi ile geçmişe gidebilirsek dinler hakkındaki soru işaretleri kalkar. Ya dinsiz bir toplum oluruz ya da tek doğru bir din olduğu sonucuna varılır. (Ateistler için zaman makinesine gerek yok ben kendim gibi dindar olmaya çalışan insanları kastediyorum)

içinde harici ekran kartı olmadığı için karşılaştırması kolay.

Yine 15,6 inç, 8gb ram ve ssd'si olan ama ekran çözünürlüğü (1366 x 768) yerine (1920 x 1080) olan daha ucuz laptoplar var. Free-dos ile daha ucuz alternatiflere de bakabilirsiniz.

www.hepsiburada.com

Free dos olmaması lazım hocam, acil lazım.

kimse cevap vermeyince ben vereyim dedim. bende siemens var mesela 1x2 alinca koni oturmuyor. 1x4 daha genis acili ve daha buyuk, benimkine tam oluyor.

kahve makinesinin markasini modelini soyleseniz belki bulunur?

Hocam makine için değil de bardağa demliyorlar ya onun için alacağım

1x2 alacaksın o zaman. normal dripper için 1x2. kahve makineleri için 1x4.

Ben Caffeo 1x2 kullanıyorum, saman kağıda. Ondan al. Migros'larda ve başka büyük marketlerde satılıyor. Aynı şekilde Tchibo'nun beyaz filtre kağıdı var, onu da alabilirsin o da kaliteli.

Tek uyarım, yakın zamanda raflara Coffee Time diye bir marka geldi. Görece ucuzdu, 100 adet fiyatı, 80 adet Caffeo'dan ucuzdu. Aldım ama pişman oldum, çünkü 1x2 boyutu normal 1x2'ler 1 cm gibi kısaydı. Hergeleler malzemeden çalmışlar meğer. Drip için içine koyunca üstlerden boşluk kalıyor. Onu veya benzerlerini alma CAffeo veya Tchibo al geç...

rossmann'daki rubin filtreler de güzel. rossmann virus nedeni ile kapalı ama internetten satış yapıyorlarmış.

tanecik boyutundan dolayı öyle demiştir. filtre makinesi için çekilmiş kahveler daha küçük taneciklidir. french press'in filtre kısmından geçerek kahve içinde tortu kalmasına neden olur. o yüzden french press'de kahve yapacaksanız kahvenizi daha büyük boyutlu çektirmeniz gerekir.

Filtre için çekilmişse evet, uygun olmaz. Neticede demlenir mi demlenir tabii de, daha ince çekildiği için telveli olur kahve. Bi de daha acı olur.

Olmaz. French press ile filtre kahve değil çay demlersiniz ancak. Basit bir şey arıyorsanız ikea da çelik filtre satılıyor işinizi görür

demlenir ya. bunda bu kadar takılacak bir şey yok. en fazla bardağınızın dibinde kahve tancikleri birikir. bir kahve faşizmi tutturmuşlar gidiyor. öyle olmaz böyle olur diye. denersin beğenmezsen bir daha yapmazsın. ama ben 10 yıldır yapıyorum dibinde ince tanecikler kalıyor kahveyi ince çekince. tadı da on numara oluyor. bi ara da rakı faşizmi vardı yok öyle içilmez böyle içilmez. geçin ya.

tukenmez adam +1 diyorum.

tek handikapi ince olarak cekilen taneler, sicaga daha fazla duyarlidir. kahvenin tadi acilasabilir. 100 dereceden daha dusuk bir derece ortalama 80/90 arasi yapmak uygun olur...

dene bi +1