Ekşi Duyuru

sanmıyorum
konunun uzmanı değilim. ancak kendi vücudunuzdan; yağ dokunuzdan elde edilen dolgular daha kalıcı oluyor, o kesin.

Evet, doktorlar da böyle diyor zaten.
Bende kendi yağ dokumdan dolgu da var hyaluronik asit dolgusu da; kendi yağımdan olan dolgu çok kısa sürede eridi ama diğer dolgu için aynı şey söz konusu değil.

@marla, araştırıp çok başarılı bir doktora dudak dolgumu yaptırmıştım. Kendisi de çok küçük bir kısmının biriktiğini söylemişti. Emin olmak istedim çünkü birçok yerde tamamen eridiği yazıyor.

yakışır. hatta zaten ne beyaz ne esmer tam ortalarda olana en çok yakışacak tarzda bence.

alt tonuna gore ya küllu tercih edersin ya da sicak. kaslar simsiyahsa biraz rengi kirinca tam olur.

Güzel renkmiş. Sanırım yakışır ama bence bunu zor tutturur kuaförler çok gördüğüm bir renk değil doğal kumral saçlar dışında.

Kişisel fikrim bu renk tarif ettiğiniz ne esmer ne beyaz kişiyi boğar. Saç orta tonlarda, cilt orta tonlarda hiçbir kontrast oluşturmuyorsa sıkıcı görünüyor benim gözüme. Yani çirkin durmaz belki ama bence kamuflaj işlevi görür kişi için.

Bunun bir istisnası çok öne çıkan bir göz rengi varsa olabilir. Mesela gri gözleri varsa o monoton saç-ten sırf gözlerin sergilendiği bir kadife yastığa dönüşebilir. Ama üstüne gözler de kahverengiyse oldu olacak bir de cildiyle aynı tonda giysi seçip dolaşsın. cık.

Standart insan saçı zaten

her sorun için bilemem tabii ki. ama faydasını gören binlerce insanla yapılmış çalışmalar etkili olduğunu gösteriyor. kişisel tecrübem de uzun soluklu ve sabır gerektiren bir süreç olmasına karşın benim kendimi tanımamda ve sorunlarıma farklı yaklaşmamda epey faydası oldu. hayatımın o döneminde terapiye başlamasam muhtemelen çok çekilmez bir insan olurdum şu an.

Türkiyede psikologlara olan ön yargıya şaşırıyorum biraz. Sanırım son dönemde niteliksiz terapistler fazlalaştı insanların kötü deneyimleri oldu.

Psikologa gidip fayda gören insan benim çevremde bol, hatta bi problem olduğunda değil herkesin terapi alıp kendini tanıması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle bizim memleketteki ebeveynlik normlarını düşündüğümüzde.

Psikolog değilim.

Gerçekten faydasını görmek isterseniz, görmeniz çok olası. Şahsi deneyimimde, 5 yıl önce gittiğimde o kadar etkili olmamıştı. Son 6 aydır yeniden gidiyorum, ve çok faydasını görüyorum. Üstelik aynı terapist. Demek ki yardım edilmesine daha açığım.

(Enteresan bir nick-duyuru uyumu olmuş)

İlaçla çözülemeyen şey terapi ile çözülebilir mi bunu merak ediyorum aslında. Çünkü on yıla yaklaştı artık ve bir arpa boyu yol alamadım gibi hissediyorum. Ve evet önyargım var. Fakat artık ciddi ciddi terapi düşünmeye başladım.

ilaçla çözülemeyen şey terapiyle çözülür.
zaten asıl terapiyle çözülür.

elbette bazı hastalıklar ve bozukluklar ilaçsız atlatılamıyor ama ailenizdeki travmaları ilaç alarak çözemezsiniz.
o sadece kimyayı iyileştirir.
ama o kimyanın o hâle gelme nedeni, travmanın bilinçaltında durmasıdır.
tabii doğuştan gelen fizyolojik-biyolojik-genetik temelli şeyler dışında.

yardım almak istiyorsanız, alırsınız.
fakat psikologdan fayda görüp görememek ne beklediğinizle ilgili bir şey.
bu sihirli değnek değil.
hatta yükün büyük kısmı sizin üzerinizde zaten.
eğer "ben psikologa gidiyorum ama hiç mutlu değilim" diyecekseniz, terapinin anlamı yok.
insan travmalarıyla yüzleşirken mutlu olmaz zaten.
yani terapi bir mutluluk kaynağı, kısa vadeli rahatlama aracı değildir.
bazen seanstan çıkınca üç gün yataktan çıkmak istemezsin.
bu terapinin kötü geldiği anlamına gelmez, işe yaradığı anlamına gelir.

insanlar "psikologa gittim daha kötü oldum" derken bunu fark edemiyorlar.
daha da kötüsü, en bırakmamaları gereken yerde bırakıyorlar.
önce neyin ne olduğunu anlamak lazım.
eğer sorunlarınızı çözmek istiyorsanız, işe yarar.
başkası sorunlarınızı sizin için çözsün beklentisindeyseniz, işinize yaramaz.

tamamen problemin ne olduguna bagli. sadece ilacla kontrol edilebilen, terapinin pek ise yaramadigi rahatsizliklar da var. ilaclarin cok etkili olmadigi / ilaci bulunmayan, ama terapiyle fayda gorulebilen rahatsizliklar da var. ilac + terapi gerekenler de var. hic bir seyin fayda etmeyecegi rahatsizliklar da var. var oglu var yani.

ben görüyorum sanırım. ilaç da kullanıyorum eş zamanlı olarak, onun da faydasını yadsıyamam ama bence terapinin etkisi daha büyük. etrafımdaki herkes de benle birlikte faydasını görüyor :)

her zaman memnun kalmıyorum. ne saçma ya bi saat anlattığım konuştuğum şeylere bak diyorum. bu bir sorun değil neden bunu konuşuyoruz diyorum. kızıyorum, bir sonraki seansa gitmemek istiyorum, hatta gitmemek adına elimden geleni de yapıyorum ama inatla gidiyorum. iyileşmek istiyorum, düzgün düşünebilmek, olaylar arasındaki bağlantıları öğrendiğim şekilde değil doğru şekilde kurabilmek istiyorum. doğru bildiklerimi, önemsiz gördüklerimi nedenleriyle anlamak istiyorum. çok dürüstçe, kendilik bilinci oldukça yüksek olan biriyim sanıyorken bir bok bilmediğimi çok güzel anlıyorum. bir ben var benden içeri, içeri bakan ben olmasam tutulan ışığın hiçbir faydası yok, bayağı yaşıyorum bunu.

Tanınmış bir markanın tereyağları aynı paketlemeye sahip olmasına rağmen içerisinde ki süt yağı oranı farklıdır aynı gramajlı aynı ambalajlı ürün ucuzluk marketlerde x tl ise migrosta X2 olabiliyor ambalajın üzerini okuduğunuzda migrosta ki üründe en az %85 süt yağı olduğunu ucuzluk marketlerde ki üründe %60 olduğunu görüyorsunuz. İki paketin içeisindekileri karşılaştırmanızı tavsiye ederim

İçerik ya da son kullanma tarihi yakınlığı/ uzaklığı etkiliyor olabilir. Tamamen varsayimsal bir yorum ama bu, herhangi bir kanitim yok.

Urun birebir ayniysa tedarik zinciriyle de alakali olabilir.

Aldiginiz sube urunu sicakta bekletmis, erimeden hemen once rafa indirmis olabilir. Vsvs.

@fraise +1

son kullanma tarihi kesinlikle etkiliyor. iki ürünün arasında 3-4 hafta varsa tad/bayatlık farkı çok net oluyor. farklı marketler değil, aynı marketteki ürünlerde de bu açıdan fark var (ben hep migros'tan alırım mesela). ayrıca mesela bim'in ülker çikolatalı gofreti, her zaman migros'unkinden lezzetsiz oluyor.

bunun dışında, içeriklerinin farklı olabileceği hiç aklıma gelmemişti ve gelmezdi de. çok merak ettim, gidip bakacağım.

(bkz: Heinz) Başlığında gokhans isimli yazarın entrysine mobilde bkz veremedim siz gidip bakın lütfen :)
Üretim yeri ve içerik iyi marketlerde daha iyi olabiliyor. Bu örnekten bağımsız olarak Gıda Dedektifi’ni takip ederseniz global markaların bizim ülkeye ne dandik içerikler sattığını görebilirsiniz. Mevzuata uygun nasıl olsa diye basıyorlar ne kadar ucuz içerik varsa.
Diğer bir ihtimal de arkadaşım a’dan z’ye hepimizin illa tükettiği bir gıda firmasında çalışıyor. Kalite testlerinden geçmeyen ürünleri fakir semtlere paslıyorlar. Öyle bir partiye denk gelmiş olabilirsiniz.

O çizmeyi mini etek için icat etmişler bence.

Uzun boylular için elbette.

Boyunuz 170 üzeriyse mini etek bence de. Jean ile pek hoş bir görüntü olmuyor bence.

Ben ince ten rengi corap ve triko bogazli elbise ile kullaniyorum
Elbise biraz bol hatta biraz degil bol bol.

elbise, etek disinda ben de sevmiyorum. artik pek jeansle cizme de kalmadi galiba. bir ara herkes jokey gibi dolasiyordu dksjdk
vizon genel olarak her renkle oluyor bence.

sıkıntı olmaz

Mobil uygulamanı yükle. Sana bağlı tüm kartları görebilirsin.

Hes kodu olmuşsa muhtemelen çalışıyordur.
Benim eski bir kartıma hes yaparken geçersiz kart demişti.

3 yıl boyunca kullanılmayan kartlar otomatik iptal oluyor.
Ama mesela 2 yıl 11 ay önce kullandıysanız en son sıkıntı olmaz

www.belbim.istanbul

Ne açıdan faydadan bahsediyoruz?
Soğan şeker demek, hazmı farknedebilir.
Özellikle bir hassasiyet yoksa daha sağlıklı olduğunu sanmıyorum.

Daha tatsiz olur sadece

Diğerlerini denemedim ama nohutu yapıyorum arada.

Piyaz da haşlanmış fasülyeyle yapılıyor. Direkt de tüketilebilir yani ama salata gibi bir şeyle karışmadığında lezzetsiz saman gibi bir şey yenir.

filizlendirmek besin değerini artırıyor.

o zaman çiğ yiyebilirsiniz. salataya ekleyebilirsiniz.
nohutu annem mesela haşladıktan sonra kavururdu. sevdiğiniz baharatlarla deneyin. harika oluyor.

Salçasız dümdüz halini daha çok seviyorum kesinlikle. Daha kolay tüketiyorum. Merak etmiştim.

Bahsettiğin haşlanmış gıdalar, nohut, bezelye gibi bakliyat ürünleri ise evet tüketiyorum. Özellikle yeşil sebze özürlüsü olarak haşlanmış bezelye kurtarıcı sofrada.
Tuza karşı paketten çıktığı gibi değil bir kaç defa yıkayarak kullanıyorum.

Amacının ne olduğuna bağlı. Ben karbonhidratı proteini alayım da nasıl okursa olsun dersem yerim bana koymaz sonuçta amacım makro almak ama sağlıklı-temiz besleniyorsam yemem zira içinde 50 tane koruyucu var; tercih etmem. Sen de amacın doğrultusnda seçim yapabilirsin.

ben kendim buharda yapıyorum
çok az zaman ve emek alıyor, tavsiye ederim
hazır gıdaların hissiyatını sevmiyorum

Aslında yaylanın gurme serilerinde koruyucu ve renklendirici olmadığı yazıyor, ne derece güvenilir bilemiyorum. Bu ara yoğunum biraz mecburen haşlanmış gıdalara yöneldim. Aşırı pratik geldi. Belki hep devam ederim diyordum.

Sen söyleyince baktım şimdi, özel ambalaj teknolojisiyle koruyucu vs kullanmadan 24 ay raf ömrü veriyorlar, bana çok ütopik geldi ama bilemedim şimdi doğruysa eğer problem yok demektir.

Gourmet terrace iyiydi bu yaz

Psikoterapi sürecinde rüyalardan da sıkça bahsedildiğine göre bilinçdışı bastırdığınız bir durumu rüyanızda görüyor olmanız çok olası. Direkt olarak eve biri girecek diye korku olabileceği gibi bambaşka kişisel bir güvenlik, istila kaygısı da yaşıyor olabilmeniz mümkün.

(Bilimsiz yorum)

Aynı tecrübeye sahibim. Çözümü erken kalkmakta buldum. Yaz kış altıda kalkıyorum. Uyumaya devam edersem kabuslar başlıyor.

Hayır ödetmezler. Son anda çıkan fiyatı zaten görüp kartla ödeyeceksiniz. Fakat bu tip firmalar genellikle bagaj olayından vurur. Atıyorum pegasusta 20 kg 150 liradır, bu firma valiz fiyatına 350 lira çeker/çekebilir.

Onun dışında ryanair 1 hafta önce bodrum-İrlanda arası 5 euro idi.

Biletin alındığı siteye dikkat edin. Belki bagaj yoktur.

Hocam ben sizin için cevaplayayım.

Air Albania, yarısı THY'ye ait bir firma. Alacağınız bilete 30 KG bagaj hakkı da dahildir. Yeni Havalimanından kalkar. 97 EUR iyi bir fiyat. 2 uçak da THY'nin iç hatlarda kullandığı uçaklarıdır, Albania boyası ile TC tescilinde uçmaktadır.

Ekstra protein içermesi

+1 benarrivo

Merak ettiğim muzlu veya çilekli olanlarla dümdüz sütün karşılaştırmasıydı. Proteinli olan bana bayağı şekerli geldi de çünkü.

Cileklisine baktim;
İçindekiler
%0,25 yağlı inek sütü,süt proteini,çilek püresi(%0,6),stabilizer(selüloz,sodyum polifosfat,karboksi metil selüloz),aroma vericiler ,laktaz enzimi ,vitaminler(B1 vitamini,B3 vitamini,B6 vitamini, B12 vitamini),L-karnitin,renklendirici (likopen).

Kisacasi cilek puresi+aroma vericiler var. Tatli olmasi bundan gibi.

yogurtta kesinlikle gunluk pastorize olmayan inek sutu ve dogal maya ile yapilmis ev yogurdu olmasi.digerlerinde faydali bakteri az tadi da kotu.

ne kadar sıvı olduğunu bilmiyorum ama püre de olursa humus ve fava yapılabilir. Kahvaltıda da smoothie, evde ne varsa blender'a atın, 1 paket de yıkanmış ıspanak alın, ondan da 1 avuç koyun (tadı hissedilmez) az suyla çekin.

geçmiş olsun. hiç mi bir şey çiğnememeniz gerekiyor?

kahvaltı için lifalif'in ince öğütülmüş yulafıyla yapılmış bir yulaf lapasını blender'dan geçirebilirsiniz.

akşam da şöyle bir smoothie olabilir (cevizi çıkararak tabii) www.ebruomurcali.com.tr

@amugochi, çiğnemek yasak, sadece sıvı. Teşekkür ediyorum :’) hepsini değerlendireceğim

Cevabım silinmiş :)

Şöyle demiştim:
Akşam yemeğine cacık yapabilirsin. Salatalıkları rendeden ya da robottan geçirirsen çok dişe gelmez. Ana yemeğin yanına güzel olur bu yaz sıcağında.

Ana yemek için de sulu sebze yemekleri yapıp yine rondodan geçirmek bi seçenek tamamen sıvı olmak zorunda ise. Yani çok sağlıklı bi öneri değil ama patates yemeği yapıp rondodan geçirdikten sonra bebek maması gibi yiyebilirsin. Tadı fena olmaz ama kıvamı tabii biraz garip olacaktır.

smoothie olabilir.
sebze, meyve suları var juico'nun falan.
onları içebilirsiniz.
besleyiciler ama yemek gibi doyurucu değiller tabii ki.

Patates püresi

Tam olarak ne icin? Sivi olmasi disinda herhangi bir talimat yok mu? Mesela kolonoskopi icin sadece sivi olmasi yeterli degil, her corba/her malzeme guvenli olmayabilir, vs.

contractubex

bir diğeri de scarex

edit: kesinlikle sigara içmeyin yara iyileşmesinde.

ameliyat olanlar ne sürersen sür geçmiyor diyor ama fito krem ve madecassol da var alternatif olarak.

yüzde ise dermatix kullanmayı deneyebilirsin.

Contractubex +1

Özellikle közlenmişine alerji duymadım ama patlıcan alerjisi olan bir tanıdığım vardı, yanlış hatırlamıyorsam onun da dilinde bir şeyler oluyordu. Çok garip alerji türleri var, böylesi de mümkün gibi.

Bu arada benim de bir dönem közlenmiş patlıcan yediğimde midemde durmaması gibi bir durumum olmuştu, şu an yok mesela.

Dün karpuz yedikten sonra dilimin arka tarafında sivilce gibi kabartılar çıktı. Bir süre yutkunma zorluğu yaşadım. Bunu görünce ilginç geldi. Alerji mi bilmiyorum ama vücudun tepki verdiği kesin. Dikkat etmek lazım.

Babamın da böyleydi hatta onun gözleri kızarır şişerdi. Pişmiş patlıcana alerjisi vardı çiğken bişey olmuyodu.

Kuzenimin de alerjisi var patlıcana.

Benim de kavuna var :( çok ilginç alerjiler olabiliyor bu şekilde

Tadi farkli olur.

görüntüsü de farklı olur.

olur olur gayet güzel olur.

güzel olabilir aslında, denemek lazım.

Blondie olur. Şekeri fazla gelebilir yalnız.

Kalorisi fazla olur ;)

Çalışanlarına düzenli test yapan bir yerse gidilebilir.

Gidilecek yer Nuspa

Aynı sms bana da geldi. Masajı kötü. Her naptılarsa 1 hafta parmağımı kullanamadım.

Bana sms atan olmadı skdkdk. Masajından ziyade gitmek akılsızca bir eylem mi olur onu soruyorum.

Tesadüf olmuş. 1 saat önce içişleri bakanlığı genelgesiyle ilgili bişeyler attılar. Silmişim. Temiz bir yer kabul ama akıllıca olmaz tabi had safhada temas var sonuçta.

Açıldığı an gideceğim:)

Kuşkusuz 1 senedir en çok özlem çektiğim şeylerden biri. Covid geçirmeseydim giderdim, ama Covid geçirdikten sonra işler toplanana kadar kesinlikle gidip o riski almam

Arkadaşım prof. masör ve bu yasaklarda baya müşterisi çağırdı. Yaptıran var yani. Tabi sporcu tayfası.

Masaj en sevdiğim aktivitelerden biri. Son 5-6 senedir Ayda 2-3 bazen 4 kere gidiyordum ama pandemiden beri gitmiyorum O kadar uzun kapalı alan çok riskli bir de ortak alanda giyinmesi soyunması, duş alması var. Giden iki arkadaşım da virüs kaptı sen de boşver gitme :)

ürün nedir? tesbih mi? 1:12 ölçekli iş makinesi mi? amerikan muscle car mı? yoksa takı mı? kitap ayracı mı? dövme tasarımı mı?

takdir edersiniz ki tasarladığınız ürüne göre farklı birçok mecra var satabileceğiniz.

www.etsy.com

@reanarchy, küpe ve kolye satışı için soruyorum.

Shopier ve etsy

Covid'i geçirdin miydi yoksa şu an covid yaşıyor musun?

Bana + sonuç gelip de ilaca başladığımdan itibaren çarpıntı yaşadım, 4. gün telefon eden hekim tarafından bıraktırıldım çünkü dayanamıyordum. 2 gün sonra da hastanelik oldum zaten, ilaç konusunun çok büyük bir kötülük olduğundan eminim, ayrı mesele.

Diyeceğim o ki, benim çarpıntım da öksürmekten nefes alamayışım nefes darlığım da vardı, bu kriter değil bence. Son günlerde canını çok sıkan çok üzen bişey yaşadın mı o önemli.

@1bir, Şu an karantinanın 9. günündeyim. İyileştiğimi hissediyorum. İlaçları düzenli kullanmıştım.

fiziksel olarak iyileştiğinizi hissettiğiniz için nefes darlığınızın psikolojik olduğunu düşünüyorsunuz anladığım kadarıyla.

ancak semptomatik seyrinizi bilmeden ve muayene etmeden nefes darlığınızın gerçek nedenini tam olarak söyleyemeyiz.

covid'le başetme sürecinde yaşadıklarınıza bağlı olarak akciğer tutulumundan kaynaklı "nefes alma güçlüğü"nü subjektif olarak daha yoğun yaşıyor da olabilirsiniz.

her halükarda yüksek efor gerektiren egzersizlere başlamadan önce günlük fiziksel rutininizi (çabuk yorulma, nefes alma güçlüğü, çarpıntı açısından) en az 1 hafta değerlendirin.

Karantina sürem dolduktan 3 gün sonra PCR testi yaptırdım ve negatif çıkınca sokağa çıkıp insanların arasına karışmaya başladım.

Koku duyum semptomların başlangıcından 3 gün sonra gitti, 2 gün sonra geri geldi. Öksürük sabit kaldı.

Annem ve kardeşim covid olduğunda kullandılar, bizimkilerde belirtiler başlamadan virüs teşhis edilmişti,
Annemde bel agrısı dışında bir yan etkisi olmadı

yani bunu bence bir doktora sorun. ya da şekeri, tansiyonu vs varsa takip eden doktoruna sorun. buradan gelen cevapla işi şansa bırakmayın. ben belirtim olmamasına rağmen kullandım bu ilacı, ama herhangi bi yan etki görmedim ama belki annenize farklı etki edecek.

geçmiş olsun.

cok uzun okumadim; ama ozetle, yapilan arastirmalar covid'lilerin spor yapmamasini tavsiye ediyor.
timesofindia.indiatimes.com

En iyi ilacı dinlenmek olan ölümcül bir hastalığa yakalanmışsın. Ama şanslılardan olduğundan hafif geçiriyorsun. Diyorsun ki ben bu şansı daha bi zorlasam mı? Ne kadar hafif geçiriyorum derken hastaneye zor yetiştirilmiş insan tanıyorum ben.
Yataktan çıkma dostum. Dinlen.
Geçmişolsun.

yataktan çıkma

spor yapsam ne olur? en geniş haliyle: ölebilirsin. normal birine göre daha kolay ve hızlı ölebilirsin.

geçmiş olsun. pozitif çıkana kadar dinlen bol bol.

bende pozitif çıktım bu sabah bence de dinlenelim hacı. aktif olarak spor salonuna gidiyordum bende üzülüyorum geri kalacağım diye ama sağlık sonuçta

Abi otur dinlen tatil yap. Biraz spor yapmasanız kaslarınız erimez. Aşırı güldüm sorunuza of. :)

Tam istediğim :’)) vücuda :’))) kavuşmuştum :’))))) Sizi dinliyorum. Bakalım.

Ben de şu an pozitifim 7.günümdeyim. Dün duşta bayılacaktım az kalsın. Spor yapsam direkt öbür taraftayım herhalde.

sirf su baslikta bile 8 kisiden 3'u covid kapmis. cevremde buna yakalananlarin sayisini da dusununce, bu istatistik hic yaniltici degiil gibi gorunuyor. devletin acikladigi 40.000 rakami yarisi falan bile degil bence.

kırmızı mercimek cipsi: kırmızı mercimeği en az 3 saat ıslatıyorsun. süzüp robotta zeytinyağı ve istediğin baharatlarla (kekik, kimyon, tuz, karabiber koyuyorum ben) birlikte çekiyorsun. mümkün olduğunca ince (aşağı yukarı 2-3 mm) açıp, bıçakla istediğin boyutta dilimler kesip, önceden ısıtılmış 180 °C fırında pişiriyorsun. yanına da yoğurt-kekik-nane-sumak-pul biberle dip sos yapıyorsun (fit demişsin ama birayla iyi gidiyor bu kombinasyon). göz kararı yaptığım için ölçü veremedim ama kırmızı mercimek cipsi diye aratırsan ölçülü bir şeyler çıkar, salça koyan da var ben koymuyorum.

tek meşakkatli tarafı pişirme şeklini ve miktarını tutturmak olan hindi füme cips. hindi fümeleri üçgen şeklinde kesip fırına veya tost makinesine veya aklınıza ne geliyorsa ona koyuyorsunuz, cips oluyor. internetten bakın derim pişirme yöntemi ve sürelerine. kendisi zaten tuzlu olduğu için hafif baharat yetiyor.

Nilay Keçeci’nin nohutlu poğaçası var tavsiye ederim

Bu süreç içerisinde iki defa yaptığım, herkes tarafından beğenilen bir tarif buldum, arayanlar için ekliyorum:

1 yumurta (sarı içeriye, beyaz dışarıya)
4 yemek k tereyağı
Yarım büyük çay b zeytin yağı
1 yemek k yoğurt
1 tatlı kaşığı silke
1 çay k tuz
1 çay k mahlep
2 su b tam buğday unu
Yarım paket kabartma tozu

Üzeri için: susam, haşhaş vb.

Önce sıvı malzemeleri sonra katı malzemeleri ekleyip karıştırıp 20-30 dakika buzdolabında bekletmeniz gerekiyor. Ardından yumurta beyazı ve susamları ekledikten sonra 20 dakika 180 derecede pişiriyorsunuz.

@gabe hcoud, kesnlikle dejavu değil.

Rüyada gördüğünüz şeylerin internette psikolojik açıklamalarını bulamazsınız. Olsa olsa bir iki dandik pseudoscience sitesi çıkar.

Sevgilimle ben bazen oyun oynuyoruz; birbirimize rüyalarımızı anlatıp ardından o hafta ne yaşamışız ki bu rüyayı görmüşüz çözmeye çalışıyoruz. Genelde çözülüyorlar hemen.

Ne yaşadınız onları düşünün.

bilinçaltı ve rüyalar ile ilgili analiz yapabilirsiniz.

seyler.eksisozluk.com

genel bir özet için güzel bir yazı. ayrıca en aşağıda kaynaklar var.

Yulaf ile kurabiye denemelerimiz oldu, o kıtır kıtır durumu pek yakalayamadık. Zaman içinde o yumuş yumuş durumdan kurtulup standart kurabiye kıvamına gelmesi yetti bize. Ama çıtır çıtır olsun derseniz ıh zor iş galiba.

Benim telefonda internet yavaş olduğunda ya da telefonun sanal hafızası dolunca oluyor. Aynı şekilde diğer mesajlaşma uygulamalarının de mesajları gelmeyebiliyor, özellikle uygulamayı açmayınca.

@anladespina, diğer mesajlaşma uygulamalarında bir problem yok.

Whatsapp - ayarlar-bildirimler buraya baktınız mı?

@ykyt, baktım her şey olması gerektiği gibi :/

telefon ayarlarından bildirimler kapatılmış olabilir mi? ya da whatsappı açmadıkça internete bağlanmıyordur belki uygulama

@jelly bear, yaptım harikasınız teşekkür ediyorum!

arada rami boşaltmak telefonu restart etmek işe yarıyor bende. bildirimler hep aktif, bazen otomatik olarak kontrol etmiyor bildirim var mı diye

Amaca göre değişir ama ortalamada tüm vücut iyidir.

4
3

Caz geçtim
2 4 3 1

küpeleri mi tabağı mı siz mi yaptınız? Çok güzeller. Nasıl yaptınız?

@gelmeistemem, küpeler trendyol’dan tabağı ben yaptım:’)

Güzel Sanatların içinden biri olarak 10 puan veriyorum hepsine. Tebrikler.

1 ve 2 daha hoş görünüyor ama hepsi de güzel.

Malzemeniz kendiliğinden kuruyan kil mi?

Çok güzel olmuş:)

@oyokbuyoknevar, evet hava ile kuruyan hamur diye geçiyor, üzerinde de akrilik boya ve vernik var :’)

Tamamen ufak aletler ve el becerisi ile evde yaptınız yani. Çok başarılı o zaman. Bir ara ben de başlamayı düşünmüştüm de yapamam olmaz diye vazgeçmiştim. El yapımı kupalar çok ilgimi çekiyor.

@oyokbuyoknecar, teşekkür ediyorum, benim de ilk denememdi. Kupa ve tabak yapmak evde mümkün değilmiş maalesef. Bin derecenin üstündeki sıcaklıkta birkaç defa pişirilmesi gerekiyor. Bunun için bir kursa gideceğim, sizin de aklınızda olsun

Hepsi baya guzel valla ya cok begendim ama oylama yapmam hepsine 0 puan veririm yaparsam da. Neden dersen evden calisinca nasil bos vaktin kaliyor

4-3-2-1

eksisozluk.com

soruyu unutmuşsun :)

onaylamayın silmeyin de, öyle dursun.

onaylamayin silmeyin de +1. oyle durur, bir daha istek de yollayamazlar

neden kendini kötü hissediyorsun ki. reddet gitsin, çok üsteleyecek biri çıkarsa da bu benim özel hayatım, kusura bakmayın deyip geç. bunda kötü hissedecek bir şey yok, gayet normal bir şey. iş ayrı özel hayat ayrı.

Kesinlikle yukarıdaki cozum.
İstek ve beklenti gayet yerinde

bizim milletimizin belli bi kesiminde kişisel sınırlar diye bi kavram yok kafaya takmayın, onaylamayın da silmeyin de. eğer kabul ederseniz daha çok başınız ağrır benden söylemesi.

Çocuklarını emanet ettikleri kişiyi merak ediyorlardır. Yabancı uyruklu ingilizce öğretmeni bir kadın hayat kadını çıkmıştı bir tandığın çocuğunun öğretmeniydi.

Bence yanlış ama Türkiye'de türlü türlü insan var işte.

Bir tane daha hesap aç. Çiçek böcek resmî ekle, ordan kabul et takipleri. Değişse istekler kesilmez.

Sizin gibi sınır kavramı gelişmiş bi öğretmene sahip çocuklar şanslılar. Uyarı yapayım mı diye soruyorsanız bence reddediyor olmanız yeterince açık bi mesaj.

Hahahaha haklisiniz hocam.

Bende de böyle bir ekleme talebi var, 2 senedir duruyor orada. Ellemeyin kalsın.

Evlenebilirsin. Bu çok akıllıca olur.

İş için ayrı bir hesap aç oraya velileri kabul et. Mevcut hesabının açıklama kısmına da "öğrencilerim ve velilerim için açtığım hesap şu --->> @ortmeniniz " yaz. Kendi hesabına kabul etme. Çok net anlarlar.

onaylama da silme de, +1.

direkt uyarirsan -ne yazik ki- sen kotu olursun, yanlis anlayan, kotu niyetli falan olmus bulabilirsin kendini. boyle seylerle de zamanini harcamaya, zihnini mesgul etmeye gerek yok bence. talep gonderen gondersin, orada beklesin oylece.

diger bir oneri de elbette "engellemek". ekleme talebi gonderenleri direkt engelleyebilirsin ama bunu fark eden veliler yine seni kotu niyetli olmakla yaftalayacaktir.

cok sacma ya, gercekten.

işinizi daha etkin yürütmek adına sosyal medya üzerinden velileri yönlendirmenin/bilgilendirmenin işlevsel olacağını düşünüyorsanız, 1bir1bir1'in dediği gibi ayrı hesap açın. bu şekilde iş dışı iletişime yeltenenler daha net ortaya çıkar.

böyle bir kullanım amacınız olmayacağını düşünüyorsanız herkesin dediği gibi "onaylamayin silmeyin de".

Yoo aksine spor oncesi guc icin iyi olur. Benim hocam da ara ogun olarak muz, kuruyemis, yulafli bir seyler veya probiyotik yogurtlu seyler veriyor. Aksine kuvvet calisanlar icin faydali antrenmani cikarabilmek icin.
Spor esnasinda su iciliyor yaa, helak oluyor insan

Yapan çok vardır ama çok doğru değil. Spordan 2, 3 saat önce yemek yenmesi daha iyi. En kötü 1 saat önce yemek yemeniz daha uygun. Spora başlamadan 15 dakika önce yiyorsanız spor rahat olmayabilir. Sonuçta yediğiniz şey sindiriliyor. Ayrıca muz mantıklı gözükse de mantıklı değil çünkü muz lifli bir yiyecek. Sporda ara verince su içilebilir ama onu da çok abartmamak lazım. Gidip de bir şişe su içerseniz yine rahat bir spor olmaz.

spor öncesi muz yoğurt falan yerseniz salonun ortasında kusarsınız bi gün. en az 2 saat önce bir şey yememenizi tavsiye ederim.

saklanır.

Çok da güzel olur

Goruntu acisindan soruyorsan bence evet. Soguk acisindan soruyorsan bence gene evet :)

Corap olarak termal secersen rahat giyilir. Etek kismi seni soguktan cok koruyan bi sey olmayacak zaten.

Aslında görüntü olarak soruyorum. Çünkü çizmelerim siyah süet.

yağışsız havada giyilir.
hatta kışın giyilmezse ne zaman giyilir ki?
gerçi artık süeti sudan koruyan spreyler falan da var.

Bir arkadaşımız geçen kış kız arkadaşı ile tanıştırmıştı kızda koyu mavi bir kot etek vardı. Bütün grup kızın arkasından fakir galiba kış günü kot etek giymiş demişti. O anımız geldi aklıma.
Bence fakir izlenimi kadar sert değil de yazın daha çok yakışıyor. Deri, süet kışa daha ideal veya klasik kumaşlar 4 mevsim güzel duruyor.

giymek istiyorsan giy. kime ne! sana güzel geldiği sürece bence sıkıntı olmaz. bi de üşütme aman dikkat :D

iki kere geç üzerinden, bir çamaşır suyuyla geç. sonra duru suyla geç, sonra bir de yüzey temizleyicisiyle. toplamda 4 kez :P

ben de çamaşır suyu ve yüzey temizleyici koyuyorum. yüzey temizleyiciyi kokusu için koyuyorum, çamaşır suyunu da mikroplara karşı.

evet bazı kimyasallar mesela çamaşır suyu ile tuz ruhu, karıştırırsan buharlaşır ve zehirler.

ama bu çamaşır suyu ve yüzey temizleyici için geçerli değil. hiç bişey olmaz kaldı ki zaten su içinde karıştırıyorsun.

eğer demek istediğin şey buysa korkma bişey olmaz.

bazen sıvı arap sabunu koyuyorum.
bazen bir iki kapak domestos koyuyorum

@killerbee, aslında çamaşır suyu solumanın uzun vadede etkisinden korkuyorum.

bir damla domestos ve bir kapak bingo fresh yüzey temizleyici (pembe kapak)
Kovayı fullemiyorum yarıdan daha az dolduruyorum.
Marketten beyaz sirke alıp onu da ekleyebilirsin azıcık.
Camları açıp havalandırdığın sürece bu bir damlanın olumsuz etkisi olacağını düşünmüyorum.

Sadece yüzey temizleyici koyuyorum.
Sonuçta hastane temizlemiyoruz.
Tuvalette tabi doğal olarak klorak vs kullanılıyor.

benim size tavsiyem konsantre çamaşır suyu kullanmamanız. tuvalet temizlerken banyo temizlerken tamam ama diğer yerlerde şunu farkettim. çok zor durulanıyor, yani atıyorum ocak üstünü sildiniz, tezgah üstünü sildiniz durulamanız lazım ya katiyen durulanmıyor, öyle olunca da ev temizliğinde konsantre çamaşır suyu kullanınca kokusu çok etkili oluyor, normal su gibi olan çamaşır suları yarım saat havalandırınca uçuyorsa bunlar uçmuyor. o yüzden ben öyle çamaşır suyu kokusu duymuyorum temizlik yaptıktan sonra.

zaten temizlik dediğimiz şey de sürekli tekrarlandığı için, çamaşır suyunun da günlerce etkili olmasına gerek yok.

yüzey temizleyicinin işi yüzeyi temizlemek, çamaşır suyuna gerek yok evde koyun beslemiyorsan. hadi için rahat etsin diye ayda 1 tamam da, evinde ne tarz bir pislik oluşabilir ki çamaşır suyuna ihtiyaç kalsın.
tuvalet ve balkon harici çamaşır suyunu kullanmıyorum gibi bişey. hele ki haftada 3 kere vileda yaparken hiç kullanmıyorum.

sadece yüzey temizleyici koyuyorum. bingo pembe.

banyo dışında hiçbir yerde çamaşır suyu kullanmıyorum. yüzey temizleyicisini banyoda da kullanıyorum. önce çamaşır suyu, sonra bingo. çamaşır suyunun lanet kokusunu bastırsın diye.

lavabo, tezgah ve ocak temizliğinde cif kullanıyorum. bir de bingo'nun oksijenli spreyini kullanıyorum.

Önceden yüzey temizleyici kullanıyordum, ahşap temizleyici de olabiliyordu bu. Pandemi döneminde çamaşır suyu kullanmaya başladım ama kokusu nedeniyle ve ahşap parkeleri bozar diye klorsuz (oksijenli) çamaşır suyu kullanmaya başladım. Virüsü öldürür mü kesin bilgiye de ulaşamadım. Bilen varsa lütfen yeşillendirsin.

süpürge, sonra kuru toz bezi takıp geçiyorum. sonra da ıslak yer temizlik bezi takıp geçiyorum. hepsi bu.

camasir suyu + zoflora

parke için olan yüzey temizleyici az da çamaşır suyu. yoksa bana da temizlenmiş gibi gelmiyor.

Yüzey temizleyici + klorsuz domestos ya da bingo oksijen

yüzey temizleyici + 1 kapak çamaşır suyu.

yag cözücü

bir kapak yüzey temizleyici, ardından bir kapak da farklı marka yüzey temizleyici.
(ikincisi iki kutu ücretsiz gelmişti, bir yıldır bitmedi)
çamaşır suyu derken herhalde domestos kast ediliyor. denemedim ama deneyeceğim.

Sadece yüzey temizleyici koyuyorum. Çamaşır suyu hastanelerde yüzey dezenfeksiyonu için kullanılıyor, evimizde bu kadar abartmaya gerek olduğunu düşünmüyorum.

@megalo, bir damla olumsuz etki etmez, olumlu da etki etmez

çamasır suyu şart mı, eskilere bakarsak çamaşır suyu yokken enfeksiyondan göz gözü görmemeliydi, öyle olmadı. bence yine de kullanalım. tuvalet, mutfak tezgahı, kapı kolları, buzdolabı ve sofra için kullanılsın.

çamaşır suyu ne kadar kullanmalıyız, ace'nin arkasında yazana göre tuvalet hariç her 5 litreye bir kapak ç.suyu + 10dk durulamadan bekleme.
tuvalet için, sadece ç.suyu + 10dk bekleme.
ace.info

çamaşır suyu koronavirüsü öldürüyor mu? hayır.
"Unexpired household bleach will be effective against coronaviruses when properly diluted: Use bleach containing 5.25%–8.25% sodium hypochlorite. Do not use a bleach product if the percentage is not in this range or is not specified."
www.cdc.gov
Ace'de 5%den az var. diğerlerinde de formül bu. domestos da aynı.

çamaşır suyu işe yarıyor mu bari, evet. bağırsaktan tuvalete kavuşan şeyleri öldürüyor. e.coli'yi mesela.

sadece su.

Genetik yatkinlik + cocuklukta aile ve arkadaslar ile problemler + yetiskinlikte hayat sartlari

Çevremde, daha önce çok güzel okullarda okumuş, başarılı bir hayatı ve işi olan ancak uzun yıllardır avare gibi gezen, kendi kendine konuşan, insanların kendisinden korktuğu biri var. Bu insan ne yaşamış ki bu durumlara düşmüş diye düşünüyorum ister istemez. Bu çok acı bir şey değil mi?

Valla bir yerde okumuştum. "Psikolojik hastalıkların temelinde yaşadıklarını kabullenememek yatar." diyordu. Takıntılı, geçmişi unutamayan, duygusal bir insan genetik yatkınlıkta varsa, aklını oynatır.

tamamen kişinin psikolojisinin kaldıramayacağı şeylerin olması. dediğiniz gibi güzel eğitim almış, iyi işi olan kişilerin psikolojisi demek ki çok kuvvetli değilmiş. kimisi de bir insanın başına gelebilecek en kötü şeyleri yaşar ama psikolojisi güçlüdür normal insanlar gibi yaşar, düşünür, eğlenir vs. kısacası tamamen kişinin yaşanan olumsuzluklara tahammül gücü ile alakalı. genetik de önemli tabii, ailede hastalık varsa daha yatkın olunuyor.

tanıdığım delileri yazıyım

Dursun: köyün delisiydi. çocuklukta normal sonradan delirmiş. kendi kendine konuşurdu. zararsız deli. erken yaşta öldü.

Bedri: üni okurken oynatmış. hikayesini bilen yok. iyi diksiyonu var. tek başına pis kıyafetlerle dolanır durur. çöp tenekesinden çöpü alır başka bi köşeye bırakır. çöple konuşur. bana mutlaka selam verir :)

Orhan: Menenjit geçirdi çocukken. sürekli değişik el hareketleri yapa yapa yürür. tedaviye devam ediyor.

Büyük dedem: kendisi askerdeyken köyde evleri yanmış. çocuğun yanarak öldü haberini alınca sıyırmış biraz. olağanüstü güçleri olduğuna inanırdı. yolun ortasına oturup bırakın üzerimden kamyon geçsin bana bişey olmaz gibi.

not:isimleri değiştirerek yazdım.

edit: bedriyi konuşturmak zor ama denk geldiğim zaman ağzını yoklayacağım. bişey yakalarsam tekrar editlerim.

Harici sebepler gelmis, tanim gelmis, ornekler gelmis, ben de dahili sureci soylemis olayim. Aslinda bu acidan sadece 'aklini kacirmak' ifadesi bile yeterli olur. Sosyal normlara dusunerek uymani saglayan kontrol mekanizmasini tutamayip kacirinca daha temel sistemlerin kontrolu ele aliyor. Neden mi kacirabilirsin? Aklina guvenmeyerek, sosyal normlardan uzaklasarak, bir kere kontrolu kaybederek, aklin az olarak, aklin cok olarak... Hayir, cok aci bir sey degil, herkes hayati muhtemelen ayni buyuklukte bir tarafindan yasiyor.

Psikiyatriye göre genetik veya çevresel faktörler. Ancak şizofren teşhisi almış daha sonra beyninde ur olduğu tespit edilmiş ve beyin ameliyatı sonra tamamen iyileşen ve şizofren olmadığı ortaya çıkan vakalarda var buna benzer psikiyatride bipolar teşhisi alan alan ancak asıl problemin troid bozukluğu anlaşılan tiroidleri düzelince iyileşen vakalar da var. İnsan her zaman rasyonel hareket etmez. (bkz: rosenhan deneyi ) (bkz: pat deneyi) (bkz: antipsikiyatri ) (bkz: psikoloji )

Etrafımda tanılı psikolojik sıkıntılı insanlar var. Biri intiharla sonuçlandı, diğer ikisi 40'larında hala hastalar hepsinin ortak noktası çocukluklarından beri hasta olmaları bunu söyleyen aileleri toplumun fark etmesi de ergenlikten sonra olmuş. yaş aldıkça işler iyice çıkmaza giriyor.

three identical strangers isimli belgeseli izlemek, belki biraz cevap verebilir bu soruya. en azından bir kısmı için.

cogu genetik.

iflas ettigi icin, uzaylilarla konustugunu iddia eden birini zor bulursun. oyle gerceklikten kopmak kolay degildir yani.

memenjit gibi hastaliklar da yol acabiliyor.

Ne olduğunu sanırım anlayan biri yok. Oyuncular da bir röportajda biz de ne olduğunu anlayamadık demişlerdi:)

eh spoiler diyelim de

zamanlardan farklı evrenlere geçildi ya ikinci sezonun sonunda, işte iki farklı winden evreninde ademle havva gibi "adam'la eve" varmış meğer, jonas'ı biliyorduk zaten o adam'dı, eve de martha'nın yaşlılığıymış. bunlar sürekli kendi gençliklerini manipüle ede ede döngüyü tamamlatmaya mı çalışıyorlardı neydi orasını ben de unuttum şimdi.

ama meğersem o ikisinin de çabaları beyhudeymiş de aslında üçüncü bir evren varmış. orası esas yer, orada olan bir şeyden ötürü bu ikiye ayrılmış farklı winden evrenleri var. olay meğer o ana evrende olan şeyi bulmakmış, yani o winden'de bir şey oluyor, bu iki diğer tuhaf winden evrenleri oluşuyor jonas ve martha'nın, oralarda da olay bir türlü düzelmiyor. çünkü o windenler bölünerek oluşmuş, ana winden oralar değil.

bu iki sezon izlemiş olduğumuz bozuk winden'i ve onun paralelini yaratan da tannhaus'muş. tannhaus'un ergen irisi bi oğlu var, oğlunun karısı var kızı var falan. tannhaus da işte böyle biraz sevgisini gösteremeyen kütük bilim adamı baba. baba oğul bunlar tartışıyolar yağmurlu bi günde, çocuk da hanıma diyor ki topla pılını pırtını bu gece yola çıkıyoruz gidiyoruz. sonra bunlar giderken bi kaza yapıyolar ölüyolar. tannhaus bunalımlardan bunalımlara koşarken zaman bükücü (işte zaman makinası mıdır nedir) bişi yapmaya çalışıyor, bükerken de bu iki bozuk winden'i yaratıyor.

bunları kim öğreniyor peki, claudia. nasıl öğreniyor, işte bulmuş bir gün orayı çok sorgulayamıyoruz. genç martha'yla Jonas'a diyor ki siz o ana evrene gidiyosunuz canım, orada bu işi hallediverin. neyse bunlar bir şekil o ana evrene gidiyorlar, yolun ortasında duruyolar bi yerde, tannhausgilin oğlan geliyo tabi bunlar görünce acı bir frenle duruyor, iniyor siz manyak mısınız olm diyor (sinirli zaten). martha'yla jonas da creepy creepy konuşuyolar işte, ilerideki yol kapalı gitmeyin falan diyolar, babasının bi lafını söylüyolar falan. adam da böyle babacığım o kadar da kötü bi insan değil, hava da kötü, biz eve dönek, sonra hava daha iyi olduğunda yola çıkarız diye düşünüyorlar. böylece kazayı yapmadan eve dönüyolar. ölmedikleri için tannhaus makineyi yapmıyor. makineyi yapmayınca da o diğer windenler oluşmuyor. böylece kahramanlarımız geleceğe dönüşteki marty'nin fotoğraftan silinmesi gibi dünyamızdan pixellerine ayrılarak yokoluyorlar. arkada da what a wonderful world çalıyor.

sanırım tam bu sondan önce şu oluyordu, marthayla jonas interstellardaki gibi bişi yaşıyolar böyle bi boyuta geçmişler. o boyutta birbirlerini ararken kapı gibi bir şeyler görüyorlar ikisi de ayrı ayrı. martha'nın gördüğü kapıdan bi erkek çocuğu, jonas'ın gördüğü kapıdan da bi kız çocuğu bakıyor, meğer işte çok küçük çocukken kendi dolaplarında böyle bişi görmüşler. sonra işte rüyaydı heralde falan diye düşünmüşler, meğer çocukken kendilerini görmüşler falan. onu fark ediyolar. sonra birbirlerini bulup o gördüğüm senmişsin yapıyolar öyle de işte yok oluyolar. o diğer windenlar da böyle yavaş yavaş yok oluyor müzik eşliğinde.

en en sonunda da, diğer windenlar artık yok olmuş. ana winden'da katharina, regina, hannah, wöller kardeşler, ve peter doppler var. diğer tüm kahramanlar o diğer windenlarda var olabilmişti çünkü, bunda yoklar. işte hannah hamile, hep gözü bantlı gördüğümüz wöller'den. diğer wöller (peter'ın karavanına gittiği wöller) ve peter sevgililer. regina kanser değil. katharina da normal duruyo öyle. en son hannah'ya çocuğun ismini ne düşündünüz diyolar, ürkünçlü bir ortam oluyor "jonas güzel isim aslında" diyor hannah, elektrik kesiliyo geliyo bişiler oluyor kadeh kaldırıyorlar bitiyor.

çok sikkoydu bence son sezon, ben de baya bok gibi anlattım şu an :D ağzımı da bozdum kusura bakmayın :D

Şimdi o Noah'lı, düzgün çalışmayan zaman makineli mevzu şöyle bir şeydi yanlış hatırlamıyorsam. Noah'nın Elisabeth'le bebeği oluyor (charlotte), bunlar ormanda yaşamaya başlıyorlar - bu olurken hangi zaman dilimindelerdi unuttum. Sonra bir gün bebekleri çalınıyor. Bebeği "apocalypse sonrası Elisabeth" gelip alıyor döngü devam etsin diye, ama Noah ve o zamanki Elisabeth bunu bilmiyorlar. Acılı baba Noah da bebeğini bulabilmek için zamanda yolculuk yapmak istiyor. Makineyi çalıştırabilmek için de o deneyleri yapıyor. Böyle bir şey oluyordu sanırım kabaca. O çocuğun özel bir olayı yok yani aslında, deneklerden biri öyle :)

Vertigo?

Vertigo belirtisi olabilir. Halam da benzer şikayetle gitmişti doktora.

Meniere de olabilir

Of bana da vertigo gibi geldi, babama arada vertigo atağı gelir ve acillik oluruz. Çok ilerlemeden hemen doktora gidin.

Vertigo bir hastalık değil, semptom. Kabaca baş dönmesi bile denebilir. Genelde kulak içi kristaliyle alakalıdır ama devamlı olduğuna göre pozisyonel vertigo değil. Meniere olabilir, b12 kaynaklı olabilir, beyinle ilgili olabilir. Doktora başvurmanız en doğrusu.

Bulgura ne kadar su verirsen ver alır. Bulgur pilavının ölçüsü içinde domates varsa 1-1, içinde domates yoksa 1-1,5 bardaktır. Bulguru ve varsa şehriyeyi iyi kavurman lazım. Ayrıca sadece tereyağı ile pişirmelisin. Et suyu tavuk suyu veya bulyon da lezzeti artırır.

ben hiç denemedim ama, ananem bulguru sıcak suyla pirinç ıslatır gibi ıslatırdı, ve onun yaptığı bulgur pilavı çok güzel olurdu.

playing star again +1

Karabiber çok sevdiğim için tuzun yanında karabiber de koyuyorum ben. Acı seviyorsanız acı biber veya ek olarak acı pul piper de koyabilirsiniz kavurma aşamasında.

Kaynadıktan sonra altını kısıp 20 dakika üstü kapalı pişiriyorum sonra da kapatıp dinlendiriyorum 15-20 dakika.

Olay bulguru kavurmakta bitiyor. İyi kavur bulguru. Pirinç pilavında da aynı şekilde. Ben bı 5 dk kavuruyorum kısık ateşte mesela

güzel bir bulgurunuz olsun.

bir bardak bulgur için:

bulguru iyice sudan geçirip süzgeçte bekletiyorum.
bir orta boy soğanı (rondodan geçiriyorum ama püre gibi olmayacak, ince ince kalsın), bir orta boy biberi (çarliston ya da sivri olabilir, bazen ek olarak kapya da koyuyorum biraz), bir tepeleme olmayan çorba kaşığı (tatlı) biber, bir tepeleme olmayan çorba kaşığı domates salçasını salçaların rengi dönene kadar zeytinyağında kavuruyorum.
bu sırada tuz ve karabiber de ekliyorum göz kararı olacak şekilde.
karabiberi abartmayın, değirmeni iki üç kere çevirin yeter.
salçayı da iyice kavurun, çiğ salça kokusu kalmasın yani.

salçalar iyice kavrulduğunda bulguru atıyorum içine.
bir süre dikkatlice, bulgurları ezmeden karıştırarak bulguru da iyice kavuruyorum.
çıtırdamaya başlarken suyunu (sıcak) koyuyorum, ki maalesef bu da göz kararı ama yani bulgurun 1-1,5 parmak üstünü kapatacak kadar diyebilirim.
2 parmağı bulmuyor ama.
suyunu fazla koymayın, fazla olacağına az olsun, gerekirse biraz daha eklersiniz, tekrar suyunu çektirirsiniz ama fazla suyun geri dönüşü yok.

altını kısıp kapağını çok az aralık bırakarak suyunu çekmesini bekliyorum.
bu süreçte asla karıştırmıyorum.
suyunu çektikten sonra altını kapatıp, şöyle bir karıştırıp, kapağın altına kağıt havlu koyarak üzerini kapatıyorum.
karıştırdıktan sonra tuzuna bakıp gerekirse tuzunu ilave edebilirsiniz demlenmeye bırakmadan önce.

ayıptır söylemesi, kim yese tarifini istiyor.
doğru düzgün tereyağı bulamadığım için zeytinyağıyla yapmayı denemiştim ve baktım ki tuhaf şekilde daha lezzetli oluyor, artık sadece zeytinyağıyla yapıyorum.
pirinç pilavı gibi "tereyağsız olmaz" diyemiyorum o yüzden.

bende bulgurun ölçüsü 2 bardak suya 1 bardak bulgur, genelde salma yaparım. yani sıcak et veya tavul suyuna bulguru bırakıp olunca üstüne kızdırılmıs tereyagı dökerim. tabi bulgurun bin çeşidi var sebzeli, domatesli, soganlı,salcalı vs. hepsinde aynı mantık, önce soganı kavur örneğin, sonra suyunu ekle sonra bulguru sal. bulguru kavurmuyorum gerek duymuyorum

yanlış olduğunu söyleyen duymadım ama pandemi kurulu üyelerinden bir doktorun çift maske takmanın tespit edilmiş bir yararı yok dediğini biliyorum.
takarsınız takmazsınız, mantık olarak çift daha koruyucu olur ama dezavantajı olur mu onu bilemem. ben takmıyorum, takana da mani olmuyorum.

yanlış ya da dezavantaj demek olmaz ama "gerek var mı?" sorusunu çok iyi cevaplamak lazım.

Bana bir doktor çift prezervatif takmak gibi düşün dedi.

N95 üzerine cerrahi maske.

Ben de n95 takanlardanim. Cerrahi maske yeter fikrine de bu donemde katilmiyorum. Sey gibi dusunuyorum tamam n95leri saglik calisanlari takiyor cunku pozitif hastalarla temas halindeler. E biz de temas halindeyiz bu donemde. O hastaneye hastalar toplu tasima araciyla gidiyor. Gunde kac tane pozitif hastayla temas ediyoruz belli degil duz vatandas olarak. O yuzden n95 maskeyi daha guvenilir buluyorum. 3m markalarda nefes sorunu yasamiyorum. Ventilsiz alirsam karsi tarafi da korumus oluyorum. Bende durum boyle.

Çift maske neden yanlışmış açıklamasını merak ettim. Pandeminin başında maskeye gerek yok diyen "uzmanlar" da vardı hatırlatırım.

Bence karıştırıyorlar, çift kazak giyersen daha az üşürsün ya da usumezsin ile aynı mantık olmasa gerek bu.

ben de riskli bir ortama gireceğim zaman çift maske takıyorum. ama uzun süre takmanın fazla karbondioksit soluma sebebiyle zararlı olduğunu duydum. bana mantıksız gelmedi.

Teşhircilik demem ama antrenman sonrası fotoğraf çekip yayınlayacak enerjisi ve mental rahatlığı oluyorsa verimsiz bir rutini var diye düşünürüm.

Fotoğrafına göre değişir. Tek amaç büyüyen popoyu ön plana çıkarmak ise bence teşhirciliğe girebilir.

iradi olarak uzuvların cinsel fonksiyonunu öne çıkarmayan hicbir fotografın teşhircilik için kullanıldığını düşünmem. Düşünün ki inanılmaz güzel, body builder bir adam olsun ve çıplak duruyor olsun. Bu sahnede bırak teşhirciliği pipi bana kullanışsız bir şey gibi, fazlalıkgibi geliyor. Of bir an pipi builder düşündüm. Çok pipi geçti silinir mi yorumum acaba? Kısaca Başta verdiğim sartı sağlamıyorsa teşhirci gelmiyor bana. pipiler, pipilerimiz (._ .)

Nasıl fotoğraf olduğuna bağlı. Türbanlı olup spor yapan da var.

Aslında sormak istediğim şey bildiğimiz before after fotoğraflarıydı. “Spordan önce vücudum böyle görünüyordu ama artık böyle” anlamı taşıyan fotoğraflardan bahsediyorum.

Ben yanlış anlamışım ama yine de teşhircilik olarak algılamam normal bi hareket.

sadece amaç before after ise, aksine insanları motive edici olabilir.

Bence hayır

Hiç alakası yok, gayet normal bir hareket bence.

O da hangi açıdan paylaşıldığına bağlı. Squat kasıp popoyu büyütüp aha büyüdü diye paylaşırsan teşhirciliktir. İnsta escortlarının favori pozu. Spor yapıyorum görün, kendini pazarla.

Keywordlerle aratınca bu sonuç çıktı:
4 Months, 3 Weeks and 2 Days

@sta, evet buydu teşekkür ediyorum!

O filmi seversen şunu da izle: www.imdb.com
Beğenirsin kesin.

tam tersi benim de evire çevire dövme isteğim var.

arz ve talep müsait bir yerde buluşsun.

Dayak yemek ya da dövme isteği değil de bi şeyleri kırıp dökme, filmlerdeki gibi masaları devirme isteğim oluyor çoğu zaman.

Bence de arz talep buluşsun, bi dayak kulübü kursun :)

Benim de bazen sado mazo isteklerim oluyor ya sağlam bir dayak yesem kendime gelirim gibi. Oluyor oyle şeyler

Yıllardır böyleyim. Çok şık dayaklar da yedim çocuklar sağ olsun kırmadılar terletmeden dövdüler şiir gibi. Ama geçmiyor abi o his böyle ara ara istiyo insan.

Stewie le olası bir buluşmadan birkaç ay sonra bir "Abi naber?" mesajı kaçınılmaz yani.

Bu arada ayıktırın beni öyle bir şey yaparsanız mutlaka.

Bir iki haftadır böyle bir istek bende de hasıl oldu. Sanki biri beni evire çevire dövse kahkahalar eşliğinde burnumdaki kanı silip sendeleyerek yürürmüşüm gibi geliyor. Hoşuma gidiyor bunu düşünmek. Hatta bugün kendimi tokatladım tatmin olur muyum acaba diye (küçük bir tatmin sağladı)

Beni de yazsanız özellikle bugün öyle bir kafadayım ki teke tek olmasa da olur grup çalışması yapabilirsiniz üstümde.

3 sene boksa gittim. Dövmek de dövülmek de çok rahatlatıyor. Masaj gibi geliyor bir süre sonra.

muhtemelen kendinizi sağlam suçluyorsunuz

mutlaka günlük hayatta işle güçle ilgili suçlamalar var da daha derinlerde hiç yüzleşmediğiniz suçlamalarınız da vardır.
öyle bir cümleyle yapılmaz bu dediğim ama kendinize biraz şefkat gösterin, kendinizi manevi olarak dövmekten vazgeçin, siz de sadece bir insansınız superman değilsiniz, hatalarınızla sevin kendinizi

m.youtube.com
Bana bunu anımsattı

@kisa, bu değil ama teşekkür ediyorum

www.youtube.com

niye bilmiyorum bana da bunu anımsattı ama şarkıyı söyleyen kişinin sesi gökhan türkmen'i de andırıyor.
ondan da tanıdık gelmiş olabilir.

@ruhen..
Rica ederim.
Başka detay var mı peki?

Bu mu?
Direkt "kalakaldım kışın ortasında yineeee" diye girecek sandım hahaha
m.youtube.com

Fark yaratmak için diğer öğrencilerden kısıyordur, bu bence etik değil.

Kendine kaynak yaratmak için çocuklara kötü not veriyor da olabilir ya da manipüle edebilir

not verecek olan kendisi. Gayet etik davranıyor olsa bile, ders verdiği öğrenci 90-100 alsa huzursuzluk olabilir. Ki sınavda sorduğu sorulara benzer soruları kursta çözdüren hocaları duyduk/biliyoruz. Bu da bazen planlı da olabilir, kimi zaman hocanın tarzı olan sevdiği konular olabilir onları gösteriyor soruyor da olabilir. Her şartta kurs alan öğrenci diğerlerinin önüne geçmiş gibi oluyor.

etik degil mi? catir catir kurs veriyorlar. benim tüm lise ve ortaokul hayatim bu pisliklerle gecti.
hatta annem de ayni okulda 1 yil calisti, kimyaci, baska bir hoca niye 80-90 veriyosun, dusuk ver kurs istesinler demis.

biliyorum @jrrtolkienhayrani, tepki olarak yazdim

nhk ni youkosu +1

Derste iyi ogretmiyor, ogrencileri ozel derse yonlendiriyor algisi, dedikodusu, intibasi yaratabilir bu. Kendi tavirlarini, ogrenciye bakisini, ders anlatis tarzini da etkileyebilir, ogretmenin zaten kendi icinde olaydan bir bulanti hissetmesi lazim diye dusunuyorum. Ogrencilik hayatimda bu ogretmenlere raslamadim maalesef. Ama surucu kursundaki hocadan ozel ders istemistim ehliyet sinavi icin, sen hali hazirda bu kursun ogrencisisin zaten sana extradan ders vermem etik olmaz demisti. Ehliyeti al gel, pratik icin ders istersen o zaman olur ancak demisti. Mavi ekran verip ilk kez o zaman dusunme olanagi bulabilmistim o konuyu

Ben orta okuldayken sinif hocası vardi. Anlatir anlatirdi, sonra bu kismi etude gelenlere anlaticam derdi.boyle adamların oldugu yerde kurular da yanar, etikligi sorgulanir. Nasil garanti edebilirsin ki bu ticaretin etik bir sekilde yurudugunu?

bu tarz seyler binbir turlu cikar catismasi yaratabilir.
- onune kendi ogrencisinin kagidi geldiginde adil notlandirma yapamayabilir
- kendi ogrencisine sinavda soracagi sorulardan tiyo verebilir
vs

İfşa yapıp gelecek yorumları görerek.

Çok basit, normalde de güzel/yakışıklı olan birisi uzun saçla da kısa saçla da aynı kalabiliyor.

Kadının yüzü güzelse, vücudu düzgünse kısa saç yakışıyor, yoksa yakışmıyor.

Örneğin ortadaki kadın, meksikalı çete üyesi gibi görünüyor.

www.marieclaire.com

Kafanın şekli ve vücudunla açısını falan saçınla kapatmıyorsam yakışır bence.

zayıf olman lazım. şişman kadınlarda erkeksi lezbiyen görünümü oluyor kısa saçla

Faceapp

Photoshop

Kendi iri olmayan, Ağzı burnu ufak, orantılı yüz hatları olan kadınlara genellikle kısa saç çok yakışıyor. Diğer türlü erkeksi oluyor, öyle de nadiren çekici olan olabiliyor.

beyaz olanından bir ay önce aldık. sağ ve sol yandaki beyaz 60cm.lik raflar stokta yoktu. onları bir ara alacağız. iç düzenlemesini de biraz değiştirmiştik. kurulumu kolaydı. 3-4 gün içerisinde dinlene dinlene kendim kurdum. kulpları ayrıca almanız lazım, onu unutmayın. kapaklar yavaş kapanıyor. Biz memnunuz. arka kapak çok ince, dikkatli kullanımda bir sıkıntı çıkarmaz.
bu arada 236 cm gerçekten yüksek. üst rafları ve askılıkları kendimize göre daha aşağıda montajını yaptık. 200 cm modellere de bakabilirsiniz.

vivense'den uzak durulsun aman diyim.

ikea pax dolabım var, ayna sürgü kapak, çok çok çok memnunum, çekmeceler raflar istediğiniz gibi design edilebiliyor, isterseniz ilerde değiştirirsiniz, pantolon aslısı koyarsınız, ikili değil de tekli çekmece yaparsınız, raf yaparsınız .. yaparsınız da yaparsınız çok memnunum.

benimki de 236 cm, yazlık kışlık kaldırımı yaptığımda direkt yukarı atıyorum, çok fazla eşya alıyor.

evini ikea ile döşemiş biri olarak söylüyorum; taşınma vb durumunda dolaplar çöp oluyor. normal bir mobilyacının (mesela kelebek) en ince kullandığı dolap arkasına konan tahta bile ikeanın dolap kapağı kalındığında. yani ikea aşırı kalitesiz ve çok pahalı. vivense'in fotoğrafından gördüğüm kadarıyla ikeadan daha beter. paranızla rezil olmayın ileride valla sinir hastası ediyor ikea insanı.

koçtaş'a bakının. mümkünse büyük mağazalarına uğrayın.

Neira +1 ben de evlenirken ikeadan almıştım tüm mobilyamı, hepsinden nefret ediyorum şu an. Yavaş yavaş kurtulmaya çalışıyorum. Asla büyük mobilya alınmaz. En fazla sehpa, tv ünitesi falan alınır ikeadan....

Kesinlikle ikea değil
Bi kere taşınırsan çöp oluyor
Kelebek istikbal gibi markalara bakın doğtaş +1

en onemli guzellik rutini her gun gunes kremi (gun icinde gerektikce yenilenecek), her aksam o gunes kremini duzgun bir sekilde yikamak (tercihen yag bazli bir yuz yikama urunuyle) ve genel olarak gunesten uzak durmak.

Hindistan cevizi yağıyla karbonati karıştırıp dişine surdugunde dişlerini beyazlattigini söylemişlerdi. Deniyorum şu an, ise yararsa haber veririm.

karbonat+limon = diş lekelerini götürüyor, denendi. %100 çalışıyor.
elektronik başlıklı diş fırçaları daha beyaz dişlere ulaşmanı sağlıyor.
duştan sonra bebe yağı tüm vücuda sürersen çatlaklara önlem ve cildini düzenli kullanımda bebek gibi yapıyor.
saçlara argan yağı duştan sonra, düzenli kullanımda kuaförler bile saçın nasıl bu kadar sağlıklı diye soruyor.
ennn en önemlisi bol bol su. günde en az 2lt
selülitlere kuru fırçalama yetmiyor, günde en az 5km yürüyüş direk bitiriyor.
stresten uzak durursan gözlerinin bakışı bile değişiyor. Makyajsız bile çok güzel ve sağlıklı görünüyorsun.

Dişler için karbonat vs. kullanmayın bence. Diş hekimleri varken haddimi aşmak istemem ama korkunç zarar veren bir şeymiş. Diş için işini iyi yapan bir diş hekimi bulun derim.
Benim kendi adıma söyleyebileceğim ilk şey hamam. Ayda 1 kez hamama gitmek, hamam sonrasında güzel bir yağ ile cildi nemlendirmek çok iyi geliyor.
Düzenli beslenmek, iyi su içmek çok önemli. Güneş kremi ve güneş kremini iyi temizlemek cilt kalitesini artırıyor.
Düzenli saç kesimi ve iyi bir saç kremi kullanmak yıpranmamış saçlar için yeterli geliyor. Yıpranmış saçlar için birkaç tane yağ var. Haftada 1 gün bu yağlarla bakım yapmak baya rahatlatıyor.
Ayda 1 cilt bakımı da çok gerekli. İyi bir nemlendirici ve bol su cildi gözle görülür şekilde değiştirdi bende.
Ağır makyaj yerine cilt bakımı diyorum bir de.

Günes kremi istisnasiz her gün sürülecek.
Haftada iki defa yüz serumu, iyi bir nemlendirici, kirpik serumu, goz cevresi kremi vs. gibi memnun kalinan ürünlerle yogun bakim yapilacak. Gerekirse haftada ikiden fazla da yapilabilir. Bu rutine serum, esans vs. neler eklenebilecegi ve ne kadar uzun tututabilecegi kisiye kalmis.

kuru fırçalamayı bi türlü yapamıyorum düzenli bir şekilde :(((( cidden bunu başarmak istiyorum günde 5 dk olsa bile.

günesin henüz batmadigi saatlerde güneş koruyucu sürmeden dışarı çıkmıyorum.

cilt tonunu eşitlemek için hyaluronic asit ve kollajen kullanmak. üç ay kullanınca farkı görüyorsunuz.

duş sonrası nemlendirici krem. cildiniz yağlı olsa bile, su bazlı bir nemlendirici ihtiyaç.

günde 3 litre su içmek. bir haftadan sonra aradaki farkı görüyorsunuz. cilt ışıldıyor, enerjik oluyorsunuz.

kilo almamak. hafiflik gibisi yok. canınız çok mu tatlı istedi? istemeyecek :) gidip tarçına buladığınız elma dilimi yeyin :)

makyaj malzemelerine parayı basmak. misal bbkremde shiseido alıyorum. karşılığını veriyor. yüzünüze sürdüğünüz şeyler ne kadar ucuz olursa o kadar çirkin bir şekilde belli oluyor.

"Ara sıra insanlara yorum yapmadan önce bu beni ne ilgilendirir diye sorsak hepimizin hayat kalitesi bayağı bir yükselir" bunu yıllar önce twitterda bir arkadaşım yazmıştı; o günden beri gördüğüm en haklı tespiterden biri olabilir.

Kızın babası bunu sorun etmiyor, kız mutlu; o zaman bu bizi ne ilgilendirir? Ayrıca henüz 20li yaşlarının başındaki bir kızdan bahsediyorsunuz, kendi yasitları gibi davranmasindan, instagramda fotoğraf paylasmasindan vs doğal ne olabilir? Babası iki işte çalışıyor da okutuyor diye yasitları gibi davranmaması mi gerekir? İPhone dediğiniz ülkemizde pahalı, Avrupalılarin 12-13 yaşındaki çocuklarının elinde. Kız evini barkını sattirip, sonra üniversiteyi de bitirmeyip babasını iki işte çalıştirsa belki tuhaf gelebilir de mezun da olmuş anladığım kadarıyla. Ayrıca kızın babasına 'iki işte çalış, beni okut. Bana iPhone al' filan dediğini de sanmıyorum.

Edit: merak edip şimdi baktım, normal 20li yaşların başındaki instagram profili bu. Üstelik kız mezun olali bir sene olmuş ve çalışıyor anladigim kadarıyla. Belki kendi iphonenunu kendi almıştır, olamaz mı?

o fotoğrafı ben de gördüm ve bana da bi kekremsi geldi.
ama şu da var, o kız okumayıp arkadaşlarıyla alem yaparak da para yiyebilirdi. dersini bilmesi, okuması güzel şeyler.
mezun olmuş, yakında çalışmaya başlayınca ailesine de ayardım edecek illaki. ve bu da babanın emeklerini tam karşılamasa bile, bir güzellik.

çocuk dediğin şey böyle bir şey zaten. emek harcıyorsun, kazanıp kazanıp yediriyorsun ve bundan mutlu oluyorsun. babaya sorsak kızından bir şey de beklemez zaten muhtemelen. o mezuniyet gururu ona yetmiştir. yani, tek taraflı bir verme durumu yok. kız da mezun olarak babasına bu gururu yaşatıyor. kızın bunu paylaşması ise sosyal medyanın bir gerçeği. paylaşmak istemiş işte. bu paylaşımlar ilk bakışta tuhaf gelse de, gençlerin aile komplekslerinden kurtulmaları için önemli bence. bir kız da temizlik işinde çalışan babasıyla olan fotoğrafını paylaşmıştı. aslında bu tarz fotoğrafların Cezmi gibi hesaplardan paylaşılacak kadar ilginç bulunması olayın farklılığı sebebiyle değil. maalesef günümüzde gençler ailelerinden ve maddi yetersizliklerinden utandıkları için, çocukların bu davranışları güzel geliyor.
mezuniyetine ailesini götürmek istemeyen çok genç var. kıyafetleriyle, tarzlarıyla Nişantaşı kopyası olmaya çalışan çok genç var. kız moda dergisinden fırlamış gibi gezip ünlü cafelerden Şeyma subaşı fotoğrafları atarken annesinin temizliğe gittiğini, babasının diploma sahibi olmadığını saklıyor. bu açıdan bile baktığında, karşılıklı bir güven hali bu. şirin.

Kendi başarısını olduğundan büyük gostermek için babasını olduğundan fakir gostermis de olabilir. Ailesinin ekonomik durumu yansıttığı kadar kötü olmayabilir bile. Böyle Yeşilçam hikayeleri bana pek inandırıcı gelmiyor.

Ayrıca kusura bakmasın ama herhangi bir sağlık engeli yoksa babasının değil kendisinin çalışması gerekirdi. Adamın durumu gerçekten kötüyse ve kızını kiramadigi için iki işte birden çalışmak zorunda kaldıysa onun adına ben de üzülürüm.

Basari hikayesi goremedim ben konuda.
Cok uzucu buldum aksine.
Bize diyecek laf dusmez tabi ama bana uzucu geldi. Ben rahat edemezdim boyle bi durumda asla. Burada mesele 2 is degil, bu 2 isin ne ugruna yapildigi cunku.

Ovunmek icin yazmiyorum ama universite sinavinda onemli bi derece yapmistim. Ilk sene girdigimde de baraji biraz gecmistim cunku dersaneye gitmezdim, lise sondayim takilip duruyorum falan.. calismadim yani. E ertesi yil zeka seviyem mi artti aniden, hayir. Calistim. Uni sinavi IQ sinavi degil, calis-kazan sinavi.
O acidan uzucu buldum. Konu robert kolej falan olsa hadi olur o fedakarlik ama siradan, biraz calisilsa parasiz girilebilecek bi vakif universitesi konu.
Ya da 2. yil hazirlanirken ozel hocalar falan fedakarlik yapilabilir ama bunu tuhaf buldum.
Ben rahat edemezdim. Gezdigim tozdugum her yer vicdanimi rahatsiz ederdi. Bakis acisi tabi..
Bu arada bogazici olmayinca iyi egitim parasal kaynaktan dolayi vakifta diye ben de ozel unide burslu okudum. Okulda kit kanaat okuyanlar vardi hep, bana hep cok tuhaf gelmisti o kesim. Cogu da mezun olduktan sonra evlendi benimkilerin ahsjd
Yani ben bu durum hep uzucu bulmusumdur..
Tamam aile en iyi sekilde cocuga bakmali, buna mecbur ama ozel universite ya. Ben istesem parayla da giderdim ama burslu program diye bi sey varken sacma.

Her şeyden acıtasyon yapmayı bırakın artık.
Öncelikle bizi ilgilendirmez.
Babası 40 yaşında çocuk neden yapıyor? Parası yokss pardon?
Çocuğu için gerekli gördüğü her neyse bunun için kendi rızasıyla çalışmış bir baba var ne alaka yani yaşı vs?
Bir de eğitimi için ya da genel olarak çocuğu için (gerekirse gezip tozması vs) çalışmayacaksa ne için çalışacak zaten?
Aşırı haksızsın.

Anne baba çalışıyor ve maaşlarının zaman zaman 2/3'ü çocuklarının eğitimine gidiyor. Şimdi bu cocugun, çocukluğunu yaşamaya gencin gençliğini yaşamaya hakkı yok mu? Instagram'da paylaşım da yapsın, arkadaşlarıyla eğlensin de. Asıl sorun bunlar değil de o kadar emeğe karşın üniversite okuması anne ve babasının maaslariyla sadece ve sadece eğlenmesi olurdu.

Bu arada yaşınız kaç bilmiyorum ama evlat demek böyle bir şey. Umarım kendi çocuğunuza sana akşam yemeği yedirdim bu gece eğlence yok git odana ben olmasaydim ne yapardin bunu düşün gibi söylemlerde bulunmazsiniz.

Çocuk yaptıysan bakacaksın + 1
Kimse zorla çocuk yaptırmıyor insanlara. Hobi olarak ebeveyn olunmaz.

Kızın okurken çalışarak, sefalet içinde mezun olmasındansa 60 yaşındaki babasının iki işte çalışarak kızını okuturken kızının iphone ile kombin fotoğrafı atmasını yeğlerim. Toplum için daha iyi olan ikincisi. Ayrıca 20li yaşlarda birisi tabi ki akıllı telefonu ile instagrama fotoğraflar atacak yani bunları lüks olarak göstermek saçma. Biri yoksulum diyorsa ondan açlıktan ağzının kokmasını bekliyor insanlar. Sokak röportajlarında da görüyoruz biri açım diye isyan ederken başka biri çıkar telefonuna bakalım diyor. Aklınca cebinde akıllı telefon varsa zenginsine getiriyor. İstiyor ki Nokia 3310 kullansın gerçekten fakirse.

Bu kızın eğlenip instagrama fotoğraf koymasından rahatsız olanlarda da bu kadar olmasa da benzer düşünce var bence. Babasını iki işte çalıştırıp okuyorsa ev-okul-ev hayatı olmalı, hiç eğlenmemeli, telefonu dandik olmalı vs vs. Böyle olmaz zaten. O yüzden babası böyle bir yolu tercih ettiyse ki mutlu görünüyor. Kızının böyle okuması en doğal hakkı. Ki kızı da başarıyla mezun olmuş işte daha ne yapsın

arkadaşımın kardeşi ve babası böyle bir durumda.

babası zamanında epey zenginmiş, hatta gençliğinde günümüz yaşlı ünlüleriyle arkadaşlık yapıyormuş. sonra alkol vs gibi şekilde parayı tüketmiş. kumar var mı bilmiyorum ama söylediğine göre uçan kuşa borcu var, reddi miras düşünüyorlar.

arkadaşım ailesinden fazla destek görmeden, part-time çalışarak okulu bitirdi. hatta şimdi ailesine destek oluyor.
babası 60'lı yaşlara gelince uslandı ve iki işte çalışarak küçük kızına destek olmaya çalıştı. ama arkadaşımın kardeşi hiç bir şeyden eksik kalmadı. rahatsız edici mi dersin, acımasızlık mı dersin, onu bilmem. ancak babası zamanında ailesine ve kızlarına karşı yerine getirmediği sorumlulukları 60'larda getirmek zorunda kaldı. kızı okulu bitirsin diye gün sayıyor.

yani olay bir twitte yansıtıldığı gibi olmayabilir. öyle olsa bile haklı ya da haksız gerekçeleri olabilir. ben hiç bir olayın yeşilçamvari bir drama ile gerçekleştiğine inanmıyorum.

geçen hafta yayınlanmayan bölümü mü diyorsunuz? fragmanı olan ama çiftin geri çektiği?

yoksa bir tane yayından kaldırılan bölüm daha var, çift boşanmış galiba.

geçen haftakiyse onu ben de çok merak ediyorum ya, ben 21.00 seansında canlı gitmiştim (onu bu hafta yayınladılar) bu yayınlanmayan çift 16.00 seansındaydı keşke ona alsaymışım.

@benaslinda, evet geçen hafta fragmanı yayınlanan ama sonra hassasiyet nedeniyle kaldırılan bölüm. Meraktan ç ı l d ı r a c a ğ ı m.

Kapaliydi kadin fragmandan gordugum kadariyla, hassasiyet derken inanc ve icerik catismis olabilir

Ben fragmanı bile izlemedim. Hiçbir yerde bulamadım da.

Sorunuza cevap olarak ise belki sözlükte birileri cevap vermiştir sorunuza.

fragmanında türbanlı bir kadının abi deme işin düşer tarzı konuştuğu bölüm yayınlanmadı. belki sızdırılır diyeceğim ama sanmıyorum

@aksi endaz

Boşanan cift sanirim "ben et döner yerim sen tavuk" muhabbetindeki ciftti.

@akatreil: beril ve azad mı? Hani karavanda yaşayan çift. Tavuk döner muhabbetini onlar yapmıştı. Onların bölümü duruyor youtube’da. Hangi çift boşanmış ya. Şimdi de bana dert oldu:) lütfen biri söylesin

Ben de merak ediyordum neden kaldırıldı acaba. Bir de boşanan mı varmış amanin hangisi ki ben bütün bolumleri 2.ye falan izlemistim karantinada.

twitter.com

bu kişiye sorup sonra bize anlatabilirsiniz :)

boşananlar; Tuğçe Sevilmiş & Anıl Sevilmiş çiftiymiş("benden duymuş olma" diyen bir ekşiyazarından aldığım bilgi). youtube'da baktım yok.
şu çift: pasteboard.co

@late viper Ben de başka bir çift diye biliyorum. Neyse artık.

Başlıkta belirtilen bölüme gerçekten giden birinden fikirlerini duymak isterdim ben de neden yayınlanmadığına, yayınlanmayacak neler olduğuna dair.

boşanan çift diye aklınızda kalan bölüm şu entry'de bahsedilen olmalı: eksisozluk.com

o entry yazıldığı gün anlamsız bir şekilde debe'de birinci olmuştu çünkü ordan okuyup aklınızda kaldı muhtemelen.

ben de debe'ye girdiğinde okumuştum, sonra o silinen bölümün bende mevcut olduğunu fark etmiştim (bölümleri genelde telefona indirip izliyorum bu da kalmış kenarda köşede) baktım yazar arkadaş o kadar uğraşmış bölümü bulmak için ben de bir yere upload edip yazara mesaj olarak atmıştım ancak şimdi kontrol ettim bir cevap, tepki bile vermemiş. böyle insanları da hiç anlamıyorum. senin için ufak da olsa vaktini ayırıp bir şey yapmış bir insana bir teşekkürler demek ya da "ok", "peki" gibi bir şey yazıp geçmek ne kadar zor bir eylem olabilir acaba, oturup paragraf paragraf şu konuda entry girmiş insansın nihayetinde. nezaket diye bir şey kalmamış.
neyse upload ettiğim link hala aktifmiş merak eden varsa özelden atabilirim.

ayça şen başkanın olduğu ilk bölüm yayınlanamamış ikinci defa çekmeleri gerekmişti ben asıl o bölümü çok merak ediyorum.

@genc irisi Yayınlanmasın ya. Yoruyor insanı o kadın. Bence komik de değil. Herkesin zevki ayrı gerçi.

Ben az bile olsa ünlü olan kişilerin olduğu bölümlere hiç ısınamadım. Çoğu insan tersini düşünüyor.

eksisozluk.com