[]

bizim taksicilik sistemimiz var

2018 yılında, Dünya'nın en büyük şehirlerinden birinde, insanları 20 yıl geriden gelen leş gibi taksi ve taksicilere mahkum eden anlayışı ne ile açıklayabiliriz?

A-Zorbalık
B-İlkellik
C-Kalın kafalılık
D-Diğer
E-Hepsi

 
E


  • Piukh  (03.06.18 00:15:52) 
E

Edit: Gercekten su son iki cevabi anlamakta gucluk cektim. Madem ortada milyon tl'lik bir yatirim var, yapilmasi gereken sey musteri memnuniyetinin neden yerlerde oldugunu dusunmek, bunun icin neler yapilabilecegini dusunmek ve somut adimlar atmak degil midir? Uber Almanya'da da yasak ornegin ama ona gore de bir taksicilik sistemleri var. Oyle onune gelen taksici olmuyor. 1 saatlik taksi yolculugundan luks beklentiyi gectim, tekme yiyerek taksiden atilmadan yolculuk yapabilmek gibi daha insani beklentilerim var acikcasi.
  • yuzır  (03.06.18 00:17:22 ~ 01:22:48) 
Zamanında taksicinin biriyle röportaj yapılıyordu tv de. Muhabir, taksiciler hakkında yapılan şikayetler için soru sordu. Taksici de, belli bir muhitteki müşterilerinin çok kötü koktuğundan şikayetçiydi. Ama neresi olduğunu söylemedi.

Bazı şeylerin değeri olmadığı anda anlaşılır. Önce bir an taksinin olmadığını düşünmek lazım.
şıklarda yok ama ben -hiç biri- demek istiyorum. Çok çok 1 saatlik sürecek bir taksi yolculuğundan ne tür lüx bir hizmet beklendiğini anlamak zor.
  • 1adam  (03.06.18 00:39:53) 
bence taksicilerin kendilerine sormalari gereken sorular var. bu sorulara objektif cevaplar vererek ve uygulayarak piyasada tutunabilirler.

soru:
- taksi varken, insanlar neden uber'i seciyor? insanlar benim neyimden rahatsiz?
- benim, uber'den ne eksigim var?
- uber'i yakalamak icin kendimde ve isimde ne gibi radikal degisimler yapmaliyim?

zorlama, yasaklama ve siddet cozum degildir. olmayacaktir. bu tur eylemler taksilerin sonunu hizlandirmaktan baska ise yaramaz.
  • tomcruise  (03.06.18 01:23:07 ~ 16:27:07) 
türkiyede rant getiren işlerin sahipleri, genellikle aynı zamanda bunların denetlenmeleri için gerekli olan kuralları koyması gereken kişiler ya da yakınları olduğu için hiç bir zaman denetleme, kontrol olmuyor. rekabet de yok. plaka sayısı sınırlı. taksi plakası denen şey koca bir saçmalık ve rant kapısı. normalde bir yeterlilik sınavı gibi bişi olup bunu geçebilen herkesin yapabilmesi lazım.


  • n62  (03.06.18 10:35:20) 
[]

ingiltere ve basketbol

İnternette biraz bakındım fakat net bir cevap göremedim. Avrupa'daki büyük ülkeler hem futbolda hem de basketbolda varken İngiltere neden basketbolda yok? Daha popüler ve eski başka sporları olduğu için mi?




 
daha popüler bir sporları var evet --> futbol.


  • AlsterWasser  (25.05.18 19:58:21) 
büyük britanya olarak turnuvalara katılıyorlar. pek başarılı değiller.


  • ravenclaw  (25.05.18 20:01:04) 
İngilizlerin kıta Avrupa'sından farklı bir spor kültürü var, hatta tek ortak noktaları futbol diyebiliriz, futbol dışında en az futbol kadar popüler olan sporlar rugby kriket gibi sporlar, bunlar da zaten futbol gibi İngiltere'den çıkma sporlar, yani adamlar sadece kendi icat ettiği sporları seviyor gibiler.


  • angelus  (25.05.18 21:02:16) 
basketbol çok takip edilen bir spor değil. nasıl amerikada futbol takip edilmiyorsa ingilterede de basketbol takip edilmiyor.


  • mikahakkinen  (25.05.18 21:18:34) 
okullarda kızlarına netball oynatıyorlar, basketbol değil, çünkü netballu onlar buldu, basketbolu Amerikalılar. Kriket, rugbyi bulan gene bunlar o yüzden bu oyunlar da çok popüler. Adamlar inatçı, SI birimini hala daha benimseyememiş adam bunlar, boyunu feet, inç kilosunu pound ile söyleyen adamdan ne bekliyorsun:)


  • neck_and_neck  (26.05.18 00:34:45) 
[]

izlediğiniz en eski film neydi?

Benimki 1938 yapımı "Angels with Dirty Faces" adlı filmmiş.




 
metropolis 1927


  • mayeskuel  (10.05.18 00:27:27 ~ 00:27:56) 
bir endulus kopegi var benim de. 1929mus


  • in vino veritas  (10.05.18 00:32:36) 
A Trip to the Moon 1902 www.imdb.com


  • elon  (10.05.18 00:34:36) 
Sinema okuduğum için en eski filmleri de izledim. Lumiere Kardeşler filmleri, Edison yapımı envai çeşit filmler vs. IMDb listemde ise Georges Melies'nin Ay'a Seyahat filmi varmış. Yıl 1902.


  • efreet sultan  (10.05.18 00:36:20) 
1929 blackmail sanırım. hitchcock babanın ilk sesli filmi olması lazım.


  • kljgslsdkjsd  (10.05.18 00:40:19) 
Le voyage dans la lune (1902)

ayrıca buster keaton, charlie chaplin filmleri var 1910lar ve 1920ler'den.
  • rahip janick  (10.05.18 00:40:23 ~ 00:42:45) 
georges melies - Cinderella(1899)


  • ben demistim zaten  (10.05.18 00:43:53) 
Le voyage dans la lune (1902)


  • washe  (10.05.18 00:58:08) 
Film derken, bildiğimiz anlamda filmleri kastetmiştim, kısa veya sessiz filmleri değil.


  • harvey  (10.05.18 01:06:46) 
uzun metrajlı sessiz l'inferno (1911)
yarı sesli lonesome (1928)
tamamen sesli de the cocoanuts (1929)
  • misterturist  (10.05.18 01:46:31) 
The good the bad the ugly 1966


  • stavro  (10.05.18 02:13:19 ~ 02:13:33) 
Potemkin Zırhlısı.

24 Aralık 1925 imiş. İki kere başladım, ikisinde de sıkıntıdan uyuyarak sonunu getirdim.
  • yirmisantim  (10.05.18 03:01:52) 
1960 - kirik canaklar


  • baldur2  (10.05.18 03:29:15) 
"bildiğin anlamda" izlediğim en eski film: freaks sanırım. 1932.


  • rahip janick  (10.05.18 07:46:42) 
Fareler ve insanlar 1939


  • EasyTiger  (10.05.18 07:55:23) 
[]

mother-aronofsky-

Bu filmde tam olarak ne anlatılmak istenildiğiyle ilgili net bir fikri olan var mı? Nedir?




 
-spoiler-
-spoiler-
-spoiler-

insanlık ve din tarihi

javier bardem: tanrı
jennifer lawrence: tabiat ana / dünya
ed harris: adem
michelle pfeiffer: havva
gleeson kardeşler: habil-kabil

-spoiler-
-spoiler-
-spoiler-

bana da film anlaşılmaz değil, tam tersi fazla alegorik geldi. biraz daha kapalı verilebilirdi. aronofsky bu filmden daha zeki bir adam.
  • sir gawain  (16.02.18 17:25:53 ~ 17:28:36) 
yaradılış ve kaos.
yaratıcı her seferinde farklı şekilde uğraşsa da insanlık yok etmeye devam edecek.
çok fazla dini ibare vardı, havariler, peygamberler, kutsal kitaplar, tarikatlar...

o yüzden biraz da matrix gibi ama farklı karakterin gözünden.
  • angelofdeath  (16.02.18 17:32:31) 
Birçok farklı okuma yapılabilir bence. Zaten yukarıda belirtilmiş dini allégoriler ancak bence kadın-erkek ilişkileri bakımından feminist bir okuma, kadın-mahremiyet-toplum bakımından farklı bir okuma, yazar-eser-uretim süreci-"ilham" bakımından yine farklı bir okuma, yazar-eser-okur ve okurun eserdeki rolü bakımından farklı bir okuma, doğaya verilen zarar-zarari veren insan ve bunun karşılığını görecek insan bakımından farklı bir okuma, siyasi olarak devlet-savas-halk üzerinden farklı bir okuma yapılabilir. İlk olarak aklıma gelenler bunlar, sadece dini bir metnin yorumlanmasından daha kompleks bir altyapıya sahip olduğunu düşünüyorum filmin. Tabii ki yorum ve aşırı yorum yapılabilirliği yüksek bir eser ancak özellikle feminist tema göz ardı edilmemeli.


  • entel dantel seyleri seven kiz  (16.02.18 22:25:47) 
[]

kitapyurdu çakallık mı yapmış?

Boethius'un Felsefenin Tesellisi kitabı, satış fiyatı 15 TL, indirimli fiyatı ise 11,25 TL, işin garip tarafı kitabın üzerinde kocaman kırmızı fiyat etiketinde 9 rakamı görünüyor ve muhtemelen bilinçli olarak yırtılmış.

Pascal'ın Düşünceler kitabı, satış fiyatı 10 TL, indirimli fiyatı ise 7,8 TL, arkadaki etiketi söküyorum, kitabın üzerinde yazan fiyat 5 TL, etiketin altında bir etiket daha var ışığa tutunca 7,5 TL olduğu görünüyor.

Diğer sitelerle fiyatları karşılaştırdığımda bir sorun görünmüyor, fiyat bilgisine ulaşılan yayınevinde yine sorun yok.

Peki bu durumda kitapların üzerindeki fiyatlar neyin nesi? Uzunca bir süre rafta beklemişler de zam gelince fiyatlar geçersiz mi olmuş yoksa ortada bir çakallık mı var?

prnt.sc

 
Kitaplar yayınevinde uzun zaman kalıp zamn geldiğinde üzerne yeni fiyetı yapıştırıp kitapyurduna nakletmişler.

Veyahut kitapyurdu depoda bekleyen kitabı yollamadan evvel yeni fiyatının etiketini basıp yollamış.

Çakallık yok, ekonomi.
  • KaraSakall  (15.02.18 17:42:18) 
Büyük kırmızı etiket evet mahsus yırtılmış ama belli ki bir kampanya için falan yapıştırılmış o.

Elindeki kitap eski basımdır muhtemelen. Sitede indirimsiz 15 yazıyorsa, yeni baskıların etiket fiyatı 15’tir muhtemelen. İndirimsiz fiyatı yayınevinin sitesinde ve d&r’ın sitesinde kontrol edersen, aynı ise bir çakallık yok bu konuda. Kitabın fiyatı Yükselmiş demek ki.

Ama yarısı koparılmış yarısı kalmış kocaman etiketli kitabı ben olsam geri yollardım. Müşteriye gönderilir mi o haldeki kitap!
  • lazor  (15.02.18 19:06:34) 
Eski basımlar, kırmızı etiketli olan daha önce d&r'da sergilenmiş geri gelmiş falan.

Mesele şu ki direkt düz 0 ürün olarak bulamayacağın kitaplar olabilirler, yani yeni basım. Görünüm olarak hoş durmuyor haklısınız.
  • atom karincanin torunu  (15.02.18 20:10:38) 
[]

sony tutulmuyor mu?

Telefon markası olarak? Hatırladığım kadarıyla akıllı telefonlar öncesi daha tercih edilen bir markaydı. Sony gibi bir markanın daha dün ortaya çıkmış markalarla aynı klasmandaymış gibi algılanması çok garip değil mi? Kaçırdığım bir nokta mı var? Yoksa farklı ürünlere yoğunlaştıkları için telefonu fazla sallamıyorlar mı?




 
Su geçirmez telefon deyince herkes Sony var diyor. Bir kişinin Samsung var dediğini duymadım. Sanırım şu ana kadar en büyük başarısı bu. İnsanlar bir markanın ne kadar eski olduğuyla ilgilenmezler. Piyasaya getirdiği yeniliklere bakarlar. Samsung ya da Apple kadar iyi çalışmıyorlar bana göre.


  • dissendium  (30.10.17 00:09:55) 
İş marka olmakta olsa Nokia yok olmazdı (telefon sektöründe yani), demek ki insanlara istediğini veremediler ve geride kaldılar, bu kadar basit. Yoğunlaşmayla ilgisi olduğunu sanmıyorum, Samsung da bin tane şey üretiyor.

Ha bana kalırsa Sony'nin telefondur televizyondur uğraşması gereksiz, Amerikan film ve müzik sektörü adamların elinde.
  • i was made for you  (30.10.17 00:11:05 ~ 00:11:27) 
Sony'nin kemikleşmiş bir kullanıcı kitlesi var kolay kolay değiştirmez onlar telefonlarını. Sony telefonları da fena değildir ama tasarım yönünden kendilerini geliştirmemeleri (o kadar eleştiriye rağmen) ciddi puan kaybı oldu onlar için. Diğer telefonlar çerçeveyi küçültürken hala klasik kasa ile ve düşük bir ekran-çerçeve oranı sunmasıyla çoğu kişi eline alıp, buna o kadar para vermem diyor.


  • nickfury  (30.10.17 00:12:37 ~ 00:13:38) 
z3 compact kullanıyorum. su, şarap, bira döküldü, denize dahi düştü , tuzlu sudan kulaklık jakı eridi sadece. 3 seneden fazla oldu şarjı hala iyi gidiyor. kullanımda bi yavaşlama olmadı sorunsuz kullanıyorum. bozulsa yine sony alırım. telefonun dış görünüşünden çok işe yarar özelliklerine bakıyorum ben.


  • hasmetizm 2046  (30.10.17 09:17:54) 
[]

doğu ve g.doğu görülesi yerler

Gidip gördüğünüz ve çok beğendiğiniz nereler var?




 
Eski mardin
Göbeklitepe
Nemrut dağı ve yakınındaki ören yerleri
  • curukturpkokusu  (16.10.17 14:18:55) 
eski mardin
halfeti

  • prezarlatif  (16.10.17 14:27:26) 
Gaziantep, Mardin, nusaybin, midyat, hasankeyf.


  • ekaterina  (16.10.17 15:44:59) 
eski mardin, midyat, dayrulzafaran manastırı, beyazsu, mor gabriel manastırı (buna gitmedim ama güzel olduğunu söylediler)
gaziantep
diyarbakır
halfeti
van akdamar kilisesi
dogubayazıt ishakpaşa sarayı
kars ani harabeleri
erzurum, tortum şelalesi, öşvank kilisesi, palandöken
sivas çifte minare, buruciye medresesi
  • dedim ben sana  (16.10.17 16:33:05 ~ 16:45:29) 
[]

kaça bilet alayım?

Ankara'dan akşam 6'da hareket edecek trene yetişmek için İstanbul'dan sabah 10 bileti uygun mudur?




 
otobüsle de trenle de saat 10 uygun, ankara da işin yoksa erken bile


  • siyah gece  (16.10.17 00:24:36) 
Karsa gidiyorsunuz sanirim. Iyi yolculuklar. :)

Ben 12 civari olan bi trene bilet almistim ve ucu ucuna yetismistim. 10 uygundur bence de.
  • okuyamıyom ben ya  (16.10.17 01:24:24) 
[]

ülkelerin/şehirlerin gelişmişlik göstergeleri?

Bir yeri sizin gözünüzde "gelişmiş" yapan şeyleri soruyorum. Ben basit bir şey yazayım, geniş ve temiz sokaklar.




 
özenle korunmuş tarihi eserler/binalar, yeşil alan bolluğu, geniş kaldırımlar/sokaklar, kimsenin kimseyle ilgilenmediği, sokaklarda rahatça yürüyen, giyinen insanlar...


  • tabirimekruh  (19.09.17 22:12:01) 
basit ama etkili, verimli toplu taşıma ağı. arabası olan insanın bile "lan ne gerek var" deyip de işine, arkadaşına, sevgilisine toplu taşımayı kullanarak gitmeyi düşünebilmesi, bunun o şehirde makul bir şey olarak kabul görmesi.


  • der meister  (19.09.17 22:19:49 ~ 22:20:49) 
düzgün şehirleşme, tarihi binaların/tarihin korunmuş olması, yeterli otopark, trafik kurallarına uyan sürücüler, tanımadığınız halde size merhaba/günaydın diyen insanlar.


  • basond  (19.09.17 22:20:20) 
trafiksiz bir yaşam (bol raylı sistem ve bisiklet yolu)
yeşil alanlar
sokakta küfretmişim veya sikecekmiş gibi bakmayan insanlar (hem kadın hem erkek)
sokaklarda az güvenlik gücü görmek
az korna
birbirini incelemeyen insanlar
  • orange coffee  (19.09.17 22:27:23) 
Kaldirimlarin yuksekligi.

Kaldirimlar ne kadar yuksek ise bir ulke o kadar az gelismistir.
  • crown  (19.09.17 22:41:08) 
Temiz sokak, hayvanlar için sokaklarda su ve mama konulması, cadde ve sokaktaki ağaç çokluğu


  • cabiday  (19.09.17 23:14:32) 
Insanlarin rahatca giyinebilmesi, etrafta tek tip insan cogunlugu gormemek.


  • Traveller  (20.09.17 00:47:06) 
- bisikletler için özel yolların olması
- yeşil alanların bolluğu
- temiz sokaklar
- gece gündüz çalışan toplu taşıma
- köpeğinin pisliğini temizleyen hayvan sahipleri
- geri dönüşüm çöp kutuları ve bunların düzgün kullanılması
- korunmuş tarihi binalar
- ücretsiz kültür & sanat etkinlikleri
  • gokyuzu gibi  (20.09.17 00:53:53) 
ülkedeki çikolataların içindeki bütün fındık oranı arttıkça gelişmişlik ve zenginlik artar.


  • fayfim  (20.09.17 01:47:01) 
Yazılanlara ek olarak sokak hayvanlarının insanlara karşı davranışları. Bir yerdeki sokak hayvanlarının çoğu insanlardan gördükleri yüzünden insanlardan kaçıyorsa ya da korkuyorsa "gelişmiş" diyemem asla o yere.


  • ms brownstone  (20.09.17 01:57:13) 
Memlekette kullanılan küfürlerin içeriği
eksisozluk.com
Eğitimde fırsat eşitliği
Yaşlıya, hamileye ve engellilere saygı
Yere tükürülme sayısı
Toplu taşıma kullanım sıklığı ve yeterliliği
İsteyenin istediğini rahatlıkla giymesi
Tarihi eserlerin korunumu
  • aychovsky  (20.09.17 03:45:19) 
Hocam sokaktaki kadın erkek oranı.
Eğer bir şehirde sokakta gezinen kadın sayısı az ise bombok oluyor genelde. Ben bunu direkt o şehrin genel sosyolojik durumu ile ilişkilendiriyorum.
Türkiye için bu durum.
  • chaoslord  (20.09.17 11:43:26) 
[]

aylak adam b.ktanlığı

Kısa, anlamsız ve ruhsuz cümlelerden oluşan son derece vasat bir kitap. Koca kitapta kayda değer 5-6 cümle vardı. Gerisi laf kalabalığı. Beğenenler varsa, hangi sebeple beğendiklerini merak ediyorum.




 
Selam, ben de sevmiyorum. Oyle birini arkadas olarak istemezdim bu nedenle bir tembel ve issiz birinin hayatimda yer almasini saglamazdim.


  • Traveller  (04.09.17 22:10:22) 
okudum ama bayılmadım, mutlaka okunması gerekli de demiyorum ama okuyan bir şey kaybetmez bence.


  • shotgunwoman  (04.09.17 22:16:58) 
[]

gss olayı soygun değil mi?

Yıllardır bir türlü anlamlandıramadığım konulardan biri. Devlet olarak, insanları sahip olmadıkları gelir/varlık üzerinden, böyle bir istekte bulunmadıkları halde borçlandırmak ve dahası borçlu bulundukları dönemde onları ödemeye mahkum oldukları bedelin karşılığı olan hizmetten mahrum etmek hiç şüphesiz adil olmayan ve hatta zorba bir uygulama değil mi? Böylesine saçma bir uygulama nasıl oluyor da 5 yıldır devam edebiliyor?




 
Gss iptal olmadı mı ya daha doğrusu baya şekil değiştirmedi mi? Bütün borçlar silindi herkes 53 tl karşılığında sağlık hizmetinden faydalanmaya başladı diye biliyorum ben. Yani işsiz insanların başka türlü sigortası olmuyor, hastaneye gitmek çok pahalı olduğundan gidemiyorlardı bu şekilde sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyorlar bence çok güzel bir şey. Neden kötü buldun anlayamadım doğrusu?

Öğrencilere zaten yok, üniversiteden mezun olunca da 2 yıl daha sağlıktan faydalanabiliyorsun. 2 yıl sonra iş bulamayan adam bi doktora gidebilsin bari, hasta olsa napacak?
  • ekaterina  (03.09.17 20:57:09) 
kadinlari etkilemedigi icin sorun yok. issiz erkek zaten insan degil toplumun gozunde.


  • partizan  (03.09.17 21:36:33) 
Ekaterina,

İptal olmadı, borçların bir kısmı silindi, büyük kısmı duruyor. Aylık ödeme sabit olmuş olabilir, emin değilim. Kötü buluyorum çünkü;

-Sahip olunmayan bir gelir üzerinden borçlandırılıyor
-Tercih şansın yok, dayatma var
-Borçlu olunan dönemde faydalanamıyorsun-değişmiş olabilir-

Mesele yoksulların sağlık hizmetinden yararlanmasıysa bunun çözümü milyonlarca insanı tek bir potada eritip onları zorla borçlandırmak değil.
  • harvey  (03.09.17 21:39:15) 
işsizden alınan haraç. Zorlama olanı hiçbir gelişmiş ülkede yok. Devletin işsizleri nasıl aç bırakırım denemesi gibi bir şey, bu halka az geliyor sanırım yine de :)


  • christopher nolan  (03.09.17 21:44:01 ~ 21:44:33) 
[]

kariye müzesi ve emirgan korusu

Kariye müzesine Sirkeci'den, Emirgan Korusu'na Kabataş'tan nasıl gidebilirim?




 
1)Sirkeci'den Eminönü'ne yürüyüp 28T'ye binin ve Edirnekapı'da inin.
2)Kabataş'tan 22 veya 25E'ye binip Emirgan'da inin.
İkisi de indikten sonra 5-10 dakikalık yürüme mesafesinde.
  • çokyaşa  (31.08.17 22:49:03) 
[]

güzel bir film

Dram, gerilim, gizem, suç, romantik seven kişi ne izlesin?




 
Yaşam kürü.


  • hernezıkkımsa  (26.08.17 18:07:54) 
Onu izledim, pek de beğenmemiştim açıkçası.


  • harvey  (26.08.17 18:09:47) 
days of heaven
barry lyndon

  • lesmiserables  (26.08.17 18:39:10) 
the fountain


  • Apocalypse  (26.08.17 18:46:40) 
The Handmaiden
Bound

  • landho  (26.08.17 21:43:33) 
  • edgenabby  (26.08.17 22:22:59) 
[]

şunlardan okuyan var mı?

Yazacağım kitapları okuyanlar varsa beğenip beğenmediklerini yazabilir mi?

Yaşamak, Mektupların Romanı, Hayalperestler, Baştan Çıkarıcının Günlüğü, Muhteşem Vahşi Dünya, Dönüş, Az Seçilen Yol, Damızlık Kızın Öyküsü, Momo, Dirilen Şehir, Yüz Gün, Ölesiye Yaşamak, Dört Arketip, Ulusların Düşüşü, Kaygı Kavramı, Ekmeğimi Kazanırken, Huzur, Devlet ve Anarşi, Yüzyıllık Yalnızlık, Leviathan, Sivil İtaatsizlik-Yürümek, Alçaklığın Evrensel Tarihi, Mülksüzler, Ekmeğin Fethi, Biricik ve Mülkiyeti, Aydınların İhaneti, Gecenin Sonuna Yolculuk, Paranın Yükselişi, Entegrizm, Mübarek Toprak, Parma Manastırı, Onca Yoksulluk Varken, Körlük, Minima Moralia, Gönül Yakınlıkları, Deliliğe Övgü, Ekmek Arası, Yaşama Uğraşı, Felsefenin Tesellisi, Kırmızı ve Siyah, Sevginin ve Şiddetin Kaynağı, Uygarlık Yargılanıyor, Yaşayanlara Çağrı


 
gecenin sonuna yolculuk, mülksüzler, yüzyıllık yalnızlık, deliliğe övgü
bunlar güzel

  • dedimmidemedimmi  (26.08.17 18:36:52) 
Listede okumadığım çok kitap var ama Yüzyıllık Yalnızlık ve Kırmızı ve Siyah okuduklarımdan en güzelleriydi.


  • ms brownstone  (26.08.17 19:34:04) 
Damızlık Kızın Öyküsü'nü distopya seviyorsan kesinlikle oku. Ayrıca dizisi de var. Onu da izlemeni tavsiye ederim.
Yüzyıllık Yalnızlık'ı kesinlikle oku.
Minima Moralia'yı felsefe seviyorsan oku. Ama sağlam felsefe altyapısı lazım o kitabı anlamak için. Çok ağır bir kitap. Çok fazla felsefi terim var.
  • her seye atarlanan adam  (26.08.17 19:48:11) 
[]

adalar vapuru neden az?

Öyle ya da böyle bir ilçe ve yaz aylarında hayvan gibi ziyaretçi çekiyor. Deniz yolu dışında ulaşım olmadığı halde neden daha sık sefer konmuyor? Ne zaman binsem dehşet verici bir kalabalık oluyor, insanlara eziyetten başka bir şey değil. Adalar'da yaşayan insanlar tarafından hiç şikayet konusu olmuyor mu acaba?




 
çünkü örneğin büyükada'daki insan sayısı haftasonları 40 bin civarında oluyor ve adalar bunu kaldırmıyor. normal nüfusu 8-10 bin olan adanın ne temizlik ne asayiş ne başka hizmetler yönünden o nüfusun yükünün sürekli çekebilecek bir altyapısı ve personeli yok.

adalar'da yaşamayı tercih eden insanların çok şikayetçi olduğunu sanmıyorum. büyükada'da yaşayıp haftasonları kalabalıktan istanbul'a kaçan arkadaşları tanıyorum hatta.
  • dahili meddah  (19.08.17 22:40:58) 
[]

huzursuzluğun kitabı

Okuyanlarınız vardır muhakkak, nasıldı? Akıp gitti mi yoksa zorlandınız mı? Ne hissettirdi?




 
bir dönem beraber yaşadık. siz de yaşayın kesinlikle çok güzel ama akıp gitmiyor. sizi orda tutuyor.


  • fosforlu cevriye  (09.07.17 23:03:35) 
akıp gitmiyor ama akıp gitmemek için yazılmış bir kitap. başucu kitabı diye küçük pirens tutuyor insanlar, asıl başucu kitabı budur. ha, sürekli okumak insanı düşünceli yapar, bu açıdan çok önermem ama en az bir kere bitirmeli. ben okurken zorlandım evet, elime alırken değil ama sayfalarca okumak açısından.


  • Bruce  (09.07.17 23:07:04) 
6 ay önce başladım okumaya. Yarısına kadar geldim. Oturup 1 haftada bitirilecek kitap değil bana göre. Ruh halime göre alıp okuyorum. Bazen hiç bir şey ifade etmezken. Bazen ben yazsam bu kadar olurdu diyebiliyorum. Her okunduğunda farklı anlam çıkarılabilinecek bir kitap.


  • Depik  (09.07.17 23:19:18) 
Agir depresif bir insanım, yorumlara bakıp tam bana gore deyip aldim ama yok, ne akıyor ne gidiyor, yarısında çıktım, pek tavsiye etmem..


  • alttaraf  (10.07.17 00:38:05) 
çoğunlukla akıp gitmişken ne oluyor lan bir sanye bitmesin kısa zamanda diyerek bir süre de günde 5-10 sayfa ilerlediğim ve bitmesini istemediğim kitaplardan idi. Aslında bitmedi benim için, ara ara dönüp not aldığım kısımlara bakacağım.


  • candanag  (10.07.17 01:32:07) 
öyle okuyayım bitsin denilebilecek bir kitap değil zaten. konular birbirinden bağımsız olarak bölüm bölüm hep. adam oturup düşüncelerini kağıda dökmüş işte. adı üstünde zaten, huzurluğun kitabı olduğu için akıp gitmiyor, durdurup düşündürüyor. zorlandım diyemem ama çok fazla düşündürdüğünü söyleyebilirim.


  • dedimmidemedimmi  (10.07.17 11:21:24) 
şöyle bişeyler yazmıştım. okumak istediğim halde yarıda bıraktım. tekrar başlar, okurum ama ne zaman bilmiyorum şu an.

(bkz: iz bırakan kitap cümleleri/#25063922)
  • tepedeki psychedelic adam  (10.07.17 11:34:20 ~ 11:34:43) 
pessoa bana huzur verir. en sevdiğim kitabı da budur. keşke açsam da tekrar okusam.
kitaba göz at. istersen tek seferde bitir, istersen baş ucunda beklet, başka kitaplar okurken arada ona dön.

  • filteria  (10.07.17 12:04:50) 
[]

kaft tshirt

kullanan var mı? Kaliteleri nasıl? Birkaç yıkamadan sonra baskılı kısımları zarar görür mü?




 
2 yıl önce 3 tane tshirt almıştım. çok rahat ve kaliteli. yıkama sonrası herhangi bir sorunla karşılaşmadım.
tavsiye ederim, gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.

  • MtKrt  (24.06.17 12:49:31) 
5-6 tane var. Hepsi siyah. Uzun suredir giyiyorum ne renginde ne de baskilarinda bir sorun olmadi


  • durbikonusucaz  (24.06.17 13:02:41) 
ben de 2 yıl önce eşime 3 tişört almistim. sürekli yıkama +kurutma mak. gördüler. sapasaglamlar.
tavsiye ederim.

  • balik kraker  (24.06.17 13:02:57) 
Evde 40 tane falan var galiba. Bayağı kaliteliler fiyatına göre.


  • Apocalypse  (24.06.17 13:31:30) 
Eskidikçe yıkandıkça yıprandıkça daha da güzel oluyor bunlar.


  • angelus  (24.06.17 13:35:40) 
bende bolca var giyiyorum hala
boyun kısımları biraz geniş tarzı o şekilde seversen güzel güzel giyersin.

  • basond  (24.06.17 21:13:36) 
[]

hangi kitaptan?

prnt.sc

Bu satırlar hangi kitaptan?


 
yusuf atılgan'ın bir öyküsü vardı, ona benzettim ben ama emin değilim, kitap da elimin altında yok. öykünün adı "bodur minareden öte" olmalı.


  • captainobvious  (30.05.17 12:30:26) 
[]

en çok okuduğunuz yazarlar?

Hangi yazarın kaç kitabını okudunuz? Benim ilk 3'üm şöyle;

4 Hesse
4 Moliere
4 Aytmatov

 
dostoyevski- 5+1 (beyaz geceler ile)
j. k. rowling - 6
tolstoy - 4.
sabahattin ali - 4.
murat menteş -3.


şimdi kitaplığıma baktım da en çok bunları gördüm.
  • m e b  (14.05.17 22:09:14 ~ 22:24:06) 
6 amin maalouf
5 ihsan oktay anar(2 kitap kitaplıkta fırsat olmadı. en kısa zamanda 7 olacak diyeyim.)
5 aziz nesin
4 j.k rowling
3 ali ece(daha fazla yazsın da okuyayım diye bekliyorum)
  • golgi aygıtı  (14.05.17 22:10:22) 
8 tane ile paul auster


  • cedex  (14.05.17 22:11:04) 
15 stephen king
5 shakespeare
4 george r. r. martin
  • thomaswantsmore  (14.05.17 22:11:24) 
Dostoyevski, Marquez ve Charles Dickens galiba benimkiler. En az 4-5 kitaplarını okumuşum hepsinin.


  • ms brownstone  (14.05.17 22:13:02) 
beşin üzerinde olanlar: dostoyevski, tolstoy, zweig, auster, stephen king, amin maalouf, marquiez, proust, çehov, hermann hesse, orhan pamuk, hamdi koç, nabokov, jules verne, sait faik ve poe (külliyatlarının tamamı), murathan mungan, nietzsche, oğuz atay (biri hariç külliyat)

aklıma geldikçe editlerim.
  • filteria  (14.05.17 22:14:51 ~ 23:16:52) 
grange
tüm kitapları sayısını bilmiyorum

  • basond  (14.05.17 22:20:25) 
6 amin maalouf


  • cabiday  (14.05.17 22:22:38) 
Orhan Pamuk: kara kitap dışında basılmış tüm kitapları. 14 tane falan sanırım.

Jane Austen: tüm kitapları. Bu da 8 tane falan oluyor sanırım.

J.K Rowling: 9 kitap
  • duru arsnova  (14.05.17 22:38:41) 
Sayılarını bilmiyorum ama

1. Hesse'nin Türkçe'ye çevrilen bütün kitapları
2. Tolkien'in bütün kitapları (Türkçe-İngilizce)
3. Poe'nun bütün kitapları (Türkçe-İngilizce)
4. Lovecraft'ın bütün kitapları (Türkçe-İngilizce)
  • BuddyGuy  (14.05.17 22:59:42) 
george orwell şu an 4. 8 olacak sanırım 5. yolda.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (14.05.17 23:02:46) 
Sayılarını hatırlayamıyorum kitaplarım da uzakta, ancak sıralama şuna yakın
Jack London
Paulo Coelho
Franz Kafka
Sabahattin Ali
Albert Camus
Bu aralar da Marquez okuyorum.
  • dahayeniymis  (14.05.17 23:15:01) 
goodreads sağolsun:
Stephen King 40
Ahmet Ümit 16
Elif Shafak 12
  • ganbatte  (14.05.17 23:24:12) 
Hiçbiri en sevdiğim yazar olmamasına rağmen Yaşar Kemal, Orhan Pamuk ve Chuck Palahniuk.


  • auroraaurora  (14.05.17 23:29:16) 
En çok Asimov okudum, 30'u geçmiş olmalıyım.
Agatha Christie'de de kesin 30'u geçmişimdir.
Üçüncüyü kestiremiyorum.
  • kobuzchu kiz  (14.05.17 23:34:23) 
Zülfü livaneli - 3
Haruki murakamı - 1 (sımdılık dıgerlerıne sıra gelmedi)
Freud - 2
  • herseysoyledigimgibioldu  (14.05.17 23:50:14) 
murakami, grange, ahmet ümit. külliyat.


  • carabelli  (14.05.17 23:53:17) 
Margaret Atwood
Terry Pratchett
J.K. Rowling
Jo Nesbo
Marcel Proust
Martin Amis
  • dijalli  (15.05.17 00:54:58) 
Stephen king 50 civarı. Alışveriş listesi yazsa okurum

Grange hepsi
Henning mankell hepsi
Hakan günday hepsi
Yaşar kemal 7
Maxime chattam hepsi
Glenn meade hepsi
Jack london 3
Dean r koontz 10
Wilbur smith 5
Sabahattin ali 3
Orhan kemal 20 civarı
Tarık buğra 2 küçük ağayı defalarca
Amin maalouf 6
Ahmet altan 3
Abdullah ziya kozanoğlu 20 civarı
Soner yalçın 5
Malesef ahmet ümitin bir kaç kitabı.bu kadar sığ heyecansız polisiye yazan birini daha bilmiyorum.
Sayamayacağım kadar çok yazarın birer ikişer kitabı.beş yıldır deli gibi polisiyeye sardım eskiden de klasiklere, tarihi mitolojik romanlara ve siyasi kitaplara sarmıştım.
  • a r a m i s  (15.05.17 00:54:59) 
zweig - tum kitaplari
robert jordan - zaman carki serisi (9.dayim, henuz bitiremedim :/ )
J. K. Rowling - 7 asil seri + cursed child =8

aklima ilk gelenler bunlar oldu.
  • fakyoras  (15.05.17 01:12:46) 
Dostoyevski - butun yayinlanmis yazi ve kitaplari
Gogol puskin ve cehov da oldukca fazladir. Aytmatov da var oldukca

  • allah yazdiysa bozsun  (15.05.17 02:52:41) 
Paul Auster'ın bütün kitapları.

JK Rowling'in 7 HP, Cursed Child ve sonradan yazdığı polisiyelerle birlikte üç romanı daha, 11 yapıyor herhalde.

Jodi Taylor diye bir İngiliz yazarın zaman yolculuğu ile ilgili St Mary's Chronicles diye bir serisi var. 8 roman, 5 hikaye, artı ayrı içerikle 3 roman daha cıkardı.
  • sopiro  (15.05.17 08:54:32) 
jo nesbo
stephen king
jk rowling
jrr tolkien
george rr martin
george orwell
adam fawer
wilbur smith
  • eindaclub  (15.05.17 11:54:29) 
[]

kaliteli erkek çorabı

hangi markalarda bulunur?




 
Penti bambu kullanıyorum memnunum


  • kablelvuku  (26.04.17 23:52:15) 
altınyıldız'daki bambu çoraplardan alıyorum, memnunum.


  • raskolnikovv  (27.04.17 00:04:19 ~ 00:04:45) 
Penti kalitelidir


  • all girls dream  (27.04.17 01:10:38) 
pierre cardin çorapları süper. ama çok pahalı. babam bi kere ucuz bulmuş kendine 2-3 çift almıştı. bi kere giydiydim. böyle çok hafif, rahat falan. hissi hoş.


  • fyodor fyodorovic  (27.04.17 01:19:28) 
Calzedonia'ya bakın evet dışardan kadınlara hitap ediyorum diye bağıran bir marka ama içine girip sorarsanız muhteşem, yerine göre incecik, kışsa kaşmirli, her türlü rata yumuşacık çorapları var. Düz renkler ve bir de çok desenliler olarak çalışıyorlar, standart değil numaralı.


  • kullanıcıadımbuolsun  (27.04.17 09:54:10) 
Marks & Spencer


  • mephistoo  (27.04.17 11:46:31) 
[]

az sayfada çok şey söyleyen

kitaplardan önerecekleriniz olur mu? Türü çok da önemli değil, içeriği dolu olsun yeter. Listemden şunları düşünüyorum; Kör Baykuş, Küçük Prens, Dinle Küçük Adam, Matilda, İnsan Olmak, Palto.




 
şeytanın saati - a hora do diabo


  • tepedeki psychedelic adam  (01.03.17 20:49:05 ~ 20:49:20) 
cemil kavukçu -nolya
ya da cemil kavukçunun diğer öykü kitapları

  • coca cola  (01.03.17 21:47:21) 
Martı?


  • market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava  (01.03.17 21:53:30) 
dinle küçük adam +1


  • little big man  (01.03.17 22:33:33) 
kör baykuş, küçük prens, dinle küçük adam, palto. hepsi de güzel kitaplar.

köy baykuş kötümser ve psychedelic atmosfere sahip. bu açıdan diğerlerinden ayrılıyor.
  • filteria  (01.03.17 22:52:40 ~ 22:53:27) 
Dirilen Şehir - Jules Romains


  • kalemdefter  (01.03.17 23:37:25) 
momo ve kucuk kara balik

momo :)
  • kassiopeia  (01.03.17 23:57:50) 
tepedeki psychedelic adam +1

20 sayfalık şey, çoğu satırındaki edebi ve içerik yoğunluktan dolayı zevkten hassiktir çektim.
  • kaportaci mahmut  (02.03.17 01:04:18) 
[]

prisoners insomnia vb. tarzda film

önerebilir misiniz?




 
gizem ?

zodiac
enemy
nocturnal animals
the secret in their eyes - orijinal olan
trance
mystic river
  • elorelia  (16.02.17 16:43:52) 
Mystic river +1
Hodejegerne
The game
A perfect murder
  • a r a m i s  (16.02.17 19:51:16) 
[]

insan sevgisinin yerine ne konabilir?

A-Hayvan sevgisi
B-Doğa sevgisi
C-Bilgi sevgisi
D-İyilik sevgisi
E-Diğer
F-Hiçbir şey

 
A- Hayvan Sevgisi


  • neferkitty  (14.02.17 21:59:15) 
Doğa sevgisi


  • hayde bre  (14.02.17 22:07:40) 
Hayvan sevgisi.


  • nick konusunda kararsizim  (14.02.17 22:08:09) 
hiç bir şey konamaz. nitelik olarak benzer/muadil bir sey bulunamaz.


  • 1adam  (14.02.17 22:08:45) 
Doğa


  • market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava  (14.02.17 22:11:34) 
hiçbir şey. hepsinin yeri ayrı. gtümüzden sevgi uydurmayalım eheh


  • der meister  (14.02.17 22:13:29) 
F diyorum.

Insan sevgisini de alt parcalara boldugumuzde, anne sevgisi, baba sevgisi, kardes sevgisi, sevgilisi sevgisi, arkadas sevgisi gibi, bu sevgilerde yerine koyma olmadigi gibi, genelinin yerine de bir sey koyulamayacagini dusunuyorum. Anne sevgisinin boslugunu arkadas sevgisiyle dolduramayacaginiz gibi, insan sevgisini de bunlarin herhangi biriyle dolduramazsiniz bence.
  • yuzır  (14.02.17 22:16:38 ~ 22:18:40) 
sartre'a göre hiçbiri, mevzu bilinçte bitiyor çünkü.


  • yeraltindan potlar  (14.02.17 22:20:46) 
hiçbir şey.


  • doxanikee  (14.02.17 22:30:09) 
İnsanları niye sevmemiz gerekiyor ki?
Neyse G diyorum ALLAH VE PEYGAMBER SEVGİSİ.

  • kargn  (14.02.17 22:32:34) 
E- Diğer (Bazı insanlar için çalışma/kariyer sevgisi mesela)


  • inawen  (14.02.17 23:01:37) 
Hepsi konabilir, hepsi de patolojik olur. İnsan diğer insanlarla tamamlanır. İnkar edince doğanız değişmez.


  • otonomo  (14.02.17 23:36:32) 
G-Hepsi.

koymak isteyen herhangi birini koyabilir.
  • babilbaligi  (15.02.17 11:02:48) 
[]

bulunduğunuz en sıradışı/etkileyici mekan

neresiydi? Doğal ya da insan yapımı olabilir.




 
Everglades Bataklığı - timsahlar falan.


  • duyond  (12.12.16 19:56:40) 
evim xD


  • yuvarlanantencereninkapagi  (12.12.16 20:04:17) 
grand canyon


  • cedex  (12.12.16 20:17:27) 
Seçmek zor birden fazla var.
Seydişehir tınaztepe mağarasının sonundaki boşluk ve havuz.
Erzurum konaklı dağın başı -30 -40 derece tipi fırtınası varken.
İnsan yapımı olarak ny empire state tepesi.
  • intihar etsem de kendime gelsem  (12.12.16 20:22:56) 
soru cok iyi:)
ben bogaz'da cok etkileniyorum, sıradısı degil ama her gordugumde özellikle aksamustu ve geceleri beni cok etkiliyor.
roma pantheon'da o kalabalıga ragmen godoş'un bahsettigi in tune hissini yakalamıstım. resmen boyut degiştirmiş gibi.
yine buna benzer hislere ıssız dag baslarında gece ay ısıgı kostururken de yaklasmısımdır.
  • art vandaley  (12.12.16 21:11:42) 
negatif anlamda ruanda soykırım müzesi


  • basond  (12.12.16 21:16:17) 
İki kez morga girdim. Her şeyin bittiği yer. Garip bir havası var.


  • dissendium  (12.12.16 21:21:51) 
hem doğal hem insan yapımı. kimler yaptıysa belli ama mucize yapmışlar, öyle.
onun kol mesafesi, göz hizası. koklamak için çok uzak, yanacak kadar yakın.

  • bigbadabum  (12.12.16 21:24:12) 
Cok var ama en en en dersem:
Olumlu anlamda,
Kapadokya. Buyuleyici. Nefes kesici. Karlar altinda ozellikle.

Olumsuz anlamda auschwitz. Hava cok soguk ve asiri pusluydu, cok kalabalik da degildi. Ayaklarim camura filan takildi etti, laf ettim bi suru. Sonra belki de orada ciplak ayakla zorla bekletilen insanlari dusundum.
  • kuehles blondes  (12.12.16 21:26:44) 
auschwitz


  • axl  (12.12.16 21:30:32) 
floransanın her yeri. bi meydana oturayım gerekirse çöpçüler alsın istedim.


  • freya  (13.12.16 14:43:12) 
İzlanda'da gayzerlerin fışkırdığı alan. Ve bir uçak batığına yaptığım dalış.


  • peggy  (13.12.16 15:01:37) 
vatikan san pietro bazilikası/sistine şapeli. mükemmel etkileyiciğinin yanısıra sıradışı bir anı olarak katolik ayinine katılmıştım çok tuhaf ve etkileyici bi anıydı. görevlilerin iplerle kapadığı bi yer vardı, girebilir miyiz diyince burası ayin yeri sadece dua etmek için katolikler girebilir dediler biz de katoliğiz diyip girmiştik :D ayinde vatikandaki kardinallerden biri vardı dua faslı bitince bu kağıt helva gibi bi şey dağıtıyorlar ufak parça, kadınların direkt ağzına koyuyor erkeklerin eline veriyor sonra ağzına atıyorsun, sıra bana geldi elime verdi ben sonra atarım diye direkt çıkıyodum sıradan kardinal ağzına atcaksın diye gösterdi durduk yere koskoca kardinalden atar yedim bi de shdhsds


  • nundu  (13.12.16 15:03:24 ~ 15:05:23) 
kapadokya, yeralti sehirleri

bir de roma'da dogal termal havuzlar
  • jimicik  (13.12.16 15:22:36 ~ 15:25:43) 
[]

yemek taşıma kabı

2 katlı, içinde bölmeleri olan, kaliteli ve kullanışlı bir yemek taşıma kabını nereden bulabilirim?




 
sefer tası olarak geçer. internette satan online mağazalar mevcut.


  • dedimmidemedimmi  (21.11.16 18:35:58) 
  • yuzır  (21.11.16 18:40:45) 
tupperware denen markayı inceleyebilirsiniz.


  • qazedcsrfvtyhngujmkol  (21.11.16 18:49:11) 
[]

bir insanı değerli kılan şey nedir?

Bir insan ne olursa, nasıl olursa ya da neye sahip olursa sizin gözünüzde değerli olur ve diğerlerinin önüne geçer?




 
dürüstlük


  • passion rules the game  (18.11.16 22:09:07) 
Ahlak yapısı.


  • cemallamec  (18.11.16 22:09:17) 
Edep...

Not: meme diyenler beni takibi bıraksın rica edicem
  • dene  (18.11.16 22:11:15) 
kesinlikle tevazu ve ağırbaşlılık. genelde bir arada bulunduklarını düşünüyorum zaten. tevazu sahibi, patavatsız olmayıp insanlarla iletişim kurarken düşünceli ve biraz mesafeli (g*t kalkıklığından değil, düşüncelilikten ileri gelen, karşısındakini korumaya yönelik bir mesafeden söz ediyorum) olan herhangi biri hakkında kötü düşünebilmem cidden çok zor.


  • der meister  (18.11.16 22:15:01) 
saygılı olması,bilgili ve iyi eğitimli olması


  • MtKrt  (18.11.16 22:24:11) 
iyi niyetli ve yardımsever insanlar değerli benim gözümde. Eğitim bilgi fasa fiso geliyor değer konusunda.


  • Esinsin  (18.11.16 22:47:17) 
benden önce yazan herkes doğrusunu, olması gerekeni ve benim de katıldığım şeyleri yazmış.

ama bu devirde olan, hani şu; "benim gördüğüm, öğretmenin gördüğü" paylaşımlarında olduğu gibi: paradır. net!

paran varsa her türlü namussuzluğun da, dönekliğin de, satıcılığın da, çirkinliğin de hoş görülür bu ahlakta dünya lideri ülkede.
  • runfor  (18.11.16 22:57:11) 
nankör olmayan, kıymet bilen insan


  • chatrefhill  (18.11.16 22:59:08) 
Saygı çok önemli, kendini bilecek bir de.


  • elikası  (18.11.16 23:40:01) 
bilgisi de, eğitimi de kendisinin olsun. önemli değil. zeki olsun, yakışıklı olsun, güçlü olsun, alim olsun.. mesela şerefsiz bir sapık olduktan sonra önemi kalır mıydı?

şerefli olsun be.. birkaç gram şeref.
birkaç gram insanlık..
birkaç gram iyi niyet..
birkaç gram da kendini bilmek..

ne güzeldir o..
  • tosiba  (18.11.16 23:42:47) 
Icinden gecenle agzindan cikan arasinda ne kadar az fark varsa o kadar degerli olur mesela. Onceligim samimiyet.


  • stavro  (19.11.16 00:17:18 ~ 00:17:39) 
bilmem ki. bence bi çok kriter var.

niçeye göre "ne kadar gerçeğe dayanabildiği"ymiş
  • isimsiz uye  (19.11.16 01:01:26) 
Kendine değer veren insanı başkaları da değerli görür.


  • olmaz  (19.11.16 03:34:55) 
[]

aynı işte ne kadar çalışırsınız?

Genel olarak beklentilerinizi karşılayan bir işe sahip olduğunuzu düşünelim, bu işte kaç yıl çalışınca "yeter artık" dersiniz? Şunun için soruyorum, aynı işte 10-15 yıl ve hatta daha uzun süreler çalışan insanlar var. Düşüncesi bile bana boğucu geliyor. En azından 5 yılda bir falan başka şeyler denememeli mi? Yoksa bu düşünce, ilerlemeye engel olan bir tür şımarıklık mı?




 
ömrümün sonuna kadar yaptığım işi yapmaya devam ederim
taaki emeklilik hakkımı kazanana kadar.
o vakte kadar ölürüm zaten.

not:yaptığım işi severek yapıyorum.
  • basond  (30.10.16 21:01:42) 
kazancımdan, yaptığım işten ve iş ortamından memnunsam düzenimi hiç bozmam valla 30-40 sene çalışırım. hatta öyle bir şeyi, sürekli iş değiştirmeye tercih ederim sanırım. bu durumda "iş" hayatımdan çalınan yıllar değil de benim bir parçam gibi görünür gözüme. yani mecbur olduğu için sabah 8'de kalkıp işe giden adamla, tatilde işyerini ve iş arkadaşlarını özleyen ve işi bıraktığında ağlayan adamın hali bir olur mu? ha o kadar düzgün çevre ve işe çok az insan sahip olabiliyor ama demek istediğim, ben böyle bi ortam yaratmaya çalışır ve bu konuda ışık görürsem çalıştığım yeri bırakmam. abi vasıfsız olsan bile bi yerde 40 sene çalışabilmen güzel bi şey bence. oranın ağası oluyosun, 5 yıldızlısı oluyosun. düşünsene 40 senede kimler geliyo, kimler geçiyo ama sen ordasın ve bu süreçte kimse sana "hadi sktir git" dememiş. güzel bi şey bence bu. istikrar hüloğğğ


  • der meister  (30.10.16 21:14:59 ~ 21:28:36) 
Memnunsam 20 sene çalışırım. Sonra da bırakırım komple zaten.


  • Lim5  (30.10.16 21:18:51) 
ortalama 3 yilda bir is degistirdim, belli bir hedefim vardi, sartlarimdan memnun degildim ve kendimi gelistirmem gerekiyordu. su an calistigim yerden umarim emekli olurum.
yaptıgım işten ve şartlarımdan memnunsam ya da hedefime ulaşmışsam düzenimi bozmam +1

  • kassiopeia  (30.10.16 21:19:47) 
[]

hangi filmden?

e-kitap-arsivi-eksi.blogspot.com.tr

Tepedeki görsel hangi filmden?


 
mad men dizisinden. betty draper karakteri.


  • eyup sabri tuncer  (28.10.16 10:32:58) 
mad men dizisinden


  • weeping guitar  (28.10.16 10:33:25) 
Peki bölümü hatırlayan var mı, o sahnede neler oluyor?


  • harvey  (28.10.16 10:47:01) 
İlk üç sezon olması gerek, bosanmadan önceki oturdukları ev.


  • tiarwain  (28.10.16 10:53:59) 
[]

kestaneli dondurma sevenler

Anadolu yakasına yakın olacak şekilde tavsiye edebileceğiniz bir yer var mı?




 
Herhangi bi mado subesinden temin edebilirsiniz.


  • funl  (27.10.16 18:53:04) 
[]

akşama kadar bir sandalyede oturup

ekrana bakarak çalışmanın yaratacağı her türden olumsuz etkileri sıralayabilir miyiz?




 
bel ağrısı. ben de olan bu.


  • vayezikhan  (12.10.16 21:47:05) 
Basur riski

Çünkü basınç sürekli o noktaya etki ettiği için sıkıntı oluşur.

Ödev falansa hemoroid yaz tabi.

Edit: Bir doktor vardı, TUS'a 12 saat hiç kalkmadan çalıştığı için emboli oluşmuştu, sonra da ölmüştü.

Emboli riski de eklenebilir.
  • dissendium  (12.10.16 21:49:30 ~ 21:52:06) 
oturuş bozukluklarından kaynaklı omurga rahatsızlıkları, gözlerde kesinlikle bozulma, psikolojik olarak bunalıma girme ve kilo alma. bunlar ilk aklıma gelenler.


  • fragile lady  (12.10.16 21:50:14) 
boyun ağrısı, göz ağrısı, eğik oturmak.


  • peace.on  (12.10.16 21:51:10) 
kalp krizi.

edit: her oturan kalp krizi geçirir demedim, riskin arttığına dair araştırmalar var.
  • mikro patlama  (12.10.16 21:52:57 ~ 22:07:08) 
pipide düşme.

bel baş boyun sırt ağrıları dışında bir şey olmaz. abartanlara bakma. gözler de etkilenir bir de.

milyonlarca insan bu şekilde çalışıyor. herkes ölsün o zaman.
  • mahone  (12.10.16 21:56:44) 
boyun fıtığı
göz kuruluğu
baş ağrısı
eklem ağrıları
duruş bozukluğu
karpal tünel sendrom
  • sttc  (12.10.16 22:39:37) 
Hayal gücü yetmezliği.


  • bigbadabum  (12.10.16 23:43:55) 
soruna cevap olmayabilir ama çağrıştırdığı bişeyi yazayım.
geçen yurtdışına gittim bi haftalığına iş için. ofiste giriş kapısının yanındaki odada bi kız vardı, oradan her geçtiğimde bilgisayarının karşısında ayakta çalışıyordu. masasının üzerinde ek bi sehpa var, bilgisayar da onun üzerinde. son gün dayanamayıp sordum, dediler ki bu ofis çalışanları arasında şu aralar çok revaçta bi sistemmiş, sayılan etkileri azaltmak adına. bi saat ayakta çalışıyomuş böyle, masadaki aparatın makasını indirip bi saat de oturarak çalışıyomuş, gün boyu bu döngüler devam ediyo işte..

  • manuel mandalina  (12.10.16 23:44:28) 
derste anlatılmıştı tam net hatırlamıyorum ama yüzdeleri görünce baya şaşırmıştım, çok yuksekti. kalp ve damar rahatsızlıklarını artırma riskinden bahsediyorum, hatta kolesterolun bile yükselmesine yol açıyormus. hoca bütün gün oturan birinin sonra gidip spor yapması pek de bir anlam ifade etmiyor gibi biseyler demişti.


  • yuvarlanantencereninkapagi  (13.10.16 00:20:03) 
[]

doğduğunuz mevsimle sevdiğiniz mevsim arasında

bir yakınlık var mı? Sonbahar doğumluyum ve bu mevsimi seviyorum, peşinden kışı severim, ilkbahar da hoşuma gitmiyor değil fakat peşinden hiç haz etmediğim yaz geldiği için arada bir soğukluk var. Sizde durumlar nasıl, yaz doğumlu olup kış seven ya da kışın doğup yaz delisi olan ters örnekler var mı aramızda?




 
Mart'ta doğdum ama sonbaharı daha çok seviyorum ben.Kış ikinci tercih ama Mart- Nisan arası ne giyileceği belli olmayan ayarsız mevsim olduğu için pek sevmiyorum :)


  • neferkitty  (22.09.16 21:30:04) 
Mart dogumluyum. Mart aslinda ilkbahar geciyor ama ben kistan sayiyorum, ilkbaharda depresyona giriyorum genelde, kis <3


  • yuzır  (22.09.16 21:32:18) 
kışın doğdum. kışı, karı severim.
karı derken yanlış anlaşılmasın..

  • very big cat you.  (22.09.16 21:32:44) 
Nisan'da doğdum ama ilkbaharı hiç sevmem. Sonbahar iyidir.


  • dissendium  (22.09.16 21:40:19) 
Yaz doğumluyum, kış insanıyım.
Yazı hiç sevmem.

  • pike  (22.09.16 21:51:50 ~ 21:52:26) 
ilkbahar doğumluyum sonbahar en sevdiğim


  • shotgunwoman  (22.09.16 21:58:26) 
kışın doğdum, baharı severim, yaz insanı olduğumu söylerler.


  • gis  (22.09.16 22:03:46) 
Ben güneşli cıvıl cıvıl hava seviyorum yaz sıcağı yaşatmayan. Bahar aylarını çok seviyorum aslında ve mayıs doğumluyum.

Ancaaak..Şu bahar alerjisi...Ne zaman bahar gelse mayıs gelse ben hapşu hapşu, gözler yaşlı dolaşıyorum polenlerden falan.

Yani ben seviyorum da o beni sevmiyor :..(
  • qazaqwsx  (22.09.16 22:04:13 ~ 22:04:46) 
kışın doğdum kışı severim. askerde olmadıkça tabii.


  • bohr atom modeli  (22.09.16 22:05:25) 
Kışın doğdum ama tam bir yaz insanıyım:)


  • archery  (22.09.16 22:08:46) 
Kış doğumluyum ama ilkbahar seviyorum = yok


  • fragile lady  (22.09.16 22:10:34) 
Martta doğdum, ilkbaharı seviyorum ama Mart ayını çok sevmiyorum çünkü soğuk oluyor. Kıştan da tiksiniyorum :/


  • petekpare  (22.09.16 22:42:45) 
kışın doğdum, kışı seviyorum.


  • Goldstein  (22.09.16 22:45:57) 
Aralık ayında doğdum ve kış mevsimini çok severim. Bana soğuk olsun, buz olsun, kar olsun, pus olsun!

Kış mevsimi bana mutluluğu çağrıştırır her zaman çünkü doğum günüm var, birkaç gün sonra yeni bir yıla giriyoruz, herkes yılbaşı telaşı içinde oluyor, birbirine hediyeler alıyor, heyecanlanıyor. Gerçekten şahane bir ayda doğduğumu hissediyorum.

Kış haricinde ilkbaharı da çok severim çünkü doğa uyanıyor, her yer mis gibi çiçek kokuyor, hava açık olsa da serin olmaya devam ediyor. Hem çocukluktan beri ilkbahar okulların kapanmasının yaklaştığını müjdelerdi bana, hala bu şekilde hissediyorum, mutlu oluyorum çünkü öğrenciliğim bitse de meslek dolayısıyla okullardan hala kopamadım.
  • köstebek kurabiye  (22.09.16 22:49:54 ~ 22:50:58) 
Var. Ocakta doğdum kış seviyorum. :)


  • mutlusismankedi2015  (22.09.16 22:51:31) 
petekpare +1, belki egeliyim diyedir bilemem. bahar-yaz geçişi benim sevdiğim havalar.


  • aydogank  (22.09.16 23:01:06) 
aralıkta doğdum. en çok sonbaharı, sonra kışı seviyorum. özellikle yağmuru o kadar çok seviyorum ki az önce yağmur başlayınca işi gücü bırakıp yağmuru seyretmeye cama koştum.


  • hayirsiz  (22.09.16 23:09:08 ~ 23:10:27) 
Mart doğumluyum, ilkbaharın sonu + yaz insanıyım


  • lesmiserables  (22.09.16 23:09:51 ~ 23:11:54) 
Eylül doğumluyum ve çöl sıcaklarını seviyorum. Güneş enerjisiyle yaşayan insanım.


  • jazzabel  (22.09.16 23:24:22) 
İlkbaharda doğdum. İlkbaharı sevmiyorum, en sevmediğim mevsim olabilir. Sonbaharı seviyorum.


  • nawar  (23.09.16 02:34:19) 
yazın doğdum, yaz insanıyım. kışın beyin hücrelerime kadar donuyorum.


  • devilred  (23.09.16 02:39:17) 
ağustos doğumluyum allah belasını versin her sene geberiyorum 40 derece yapış yapış nemli istanbul sıcağında


  • marie trintignant  (23.09.16 02:43:47 ~ 02:44:44) 
var. sonbahar çocuğuyum (:


  • Ufuk  (23.09.16 03:01:30) 
1 haziran doğumluyum. kışı o kadar seviyorum ki 60 yaşına gelsem bile çocukluk heyecanımı kaybetmeyeceğim tek alan kış olabilir. istisnasız her sene eylül-ekim dedin mi özellikle sibirya'daki şehirlerin hava durumlarını takip etmeye başlarım. keza yaşadığım yerin de. sonbaharın üşüten, "üzerime bi şey almam lazım" dedirten ilk anı kadar özel ve güzel şey azdır. bir yere taşınacaksam, şehirle ilgili aklıma gelen ilk sorulardan biri "kışın soğuk olur mu, kar yağar mı?" olur mesela... örneğin italya'ya yerleşecek olsam roma'da yaşamaktansa küçük bir kuzey italya şehrinde yaşamayı tercih ederim. kışın kar yağıyo çünkü. evet.


  • der meister  (23.09.16 03:41:29) 
nisan'da doğdum. ilkbaharı severim. sonbaharı severim. kışı çok çok severim. yazı hiç sevmem. misal şimdi yaz bitti bitiyor ya, bayram ediyorum. adeta dirilmeye başladım.


  • matrix  (23.09.16 04:58:29) 
Temelde var, küçük bir açıdan yok. Yazın hastasıyım ve Ağustos ayında doğdum. Bu açıdan tutuyor ama ben Ağustos ayını hiç sevmem çünkü yazın son ayı. İçimi hüzün ve telaş kaplar, zamanı tutmaya çalışırım. Mayıs'ın ikinci yarısı ve Haziran'ı çok seviyorum. Yazdan başka mevsimi mevsimden saymam, geri kalan zamanda sadece yazın gelmesini beklerim.


  • aychovsky  (23.09.16 07:10:54) 
mart basi dogumluyum, yazi severim. kistan soguktan hoslanmam


  • ne istedigini bilmeden aglayan cocuk  (23.09.16 15:01:18) 
Yazin dogdum kesinlikle yazi severim.


  • stavro  (23.09.16 15:03:04) 
aralık'ta doğmuşum.

soğuğu hiç sev-e-miyorum, herkes daha tişört giyiyorken ben çoktan üşümeye başlamış oluyorum. ve alerjim var muhtemelen.

fekat çok sıcağa da dayanamıyorum, bodrum'da bir akşam vakti havuz başında sıcaktan bunalıp bayılmışlığım var.

istanbul için söylüyorum; mayıs, haziran, temmuz'u seviyorum.
  • holy diver  (26.09.16 11:08:42) 
deli gibi var hem de... kasım doğumluyum; sonbahar ve kışta bildiğin mutlu oluyorum.

lanet bir yazı geride bırakmaya çalışıyorum hala. hava güneşli olduğunda mutsuz oluyorum. 2-3 haftaya tam anlamıyla istediğim havalar gelecek. bu mutluluk işte. yaklaşık 6 ay da kalacak o istediğim hava.

şimdi onlar düşünsün...
  • mermize  (26.09.16 11:10:17 ~ 11:11:12) 
İlkbahar doğumluyum, ilkbaharı çok severim ama yaş ilerledikçe sonbaharı daha sever oldum.


  • SiyamkedisiZorro  (26.09.16 11:12:21) 
yazın doğdum, sonbahar ve ilkbaharı severim. yazı sevmem pek hatta :)


  • dessy  (26.09.16 11:13:43) 
Yaz doğumluyum yazı seviyordum. Son sıcaklık artışları sıktı, artık yazı sevmiyorum. İlkbahar ve sonbahar güzel. Kış zahmetli. Bir yere gideceksin on kat giy çıkar. Atkısı eldiveni şemsiyesi paltosu çizmesi...


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (26.09.16 11:34:13) 
kışı severim mayıs doğumluyum


  • basond  (26.09.16 11:34:16) 
[]

bilgi ve acı

Herhangi bir konuda bir bilgi düşünelim, eğer bu bilgiye sahip olursak büyük acılar yaşamamız gerekecek, olmazsak acı yok, hayat güzel.

Bu durumda, bilmek mi, bilmemek mi daha iyi?


 
bilmek lanetlenmektir

--adorno--
  • bruceandwayne  (14.09.16 01:02:01) 
herhangi bir konuda bir bilgi insana acı vermez, neyin bilgisine sahip olmak nasıl bir acı verecek(bu da saçmada neyse) o önemli. Akıl derki ucunda acı varsa bu acıyı yaşamamak en mantıklısı ama tutku sadece ister bu bilgi dediğin şeyi de delicesine istiyorsa yine acı çekiyorsun demektir. hah işte, bu 2 acıyı kıyasla hangisi daha kıymetsizse diğerini seçersin.

Şunun gibi, eğer anlatılan cehennem gerçekten görülebilseydi yani, mesela şu kenarda dursaydı biz baksaydık o zaman kimse kimeyle evlenmeden sevişmezdi, ya da işte diğer yasaklar herneyse onu yapmazdı. Acı dediğin şeyin caydırıcılıkla bir ilgisi var bu konuda.
  • mete kudur  (14.09.16 01:06:47 ~ 01:08:22) 
Bilip de herhangi bir avantaj saglamayacaksa tabii ki bilmemek daha iyi


  • sen nasıl bir insansın  (14.09.16 01:07:59) 
Bilgiye ve acıya bağlı. "Şimdi bunu bildğin için seni öldürmek zorundayız. Çok şey biliyorsun, derin devlet işlerine karıştın" denecekse bilmeyeyim tabii ki ama "Bilmemkim arkandan konuşuyormuş" gibi dandik bir şeyse onun acısından ne olacak.


  • aychovsky  (14.09.16 01:13:51) 
bahsettiğimiz bilgi; algı açıklığı meselesi bence. ve evet, üzse de algılarımın açık olmasını isterim.


  • fragile lady  (14.09.16 01:50:31) 
Fragile +1
Sadece bilgi sahibi olmak aci vermez ayni zamanda iyi ahlakli ve vicdan sahibi de olmaniz lazim. Ornegin bazi partilere oy verenler ya da kotu insanlari destekleyenler ne olup ne bittiginin farkinda ancak herhangi bir aci duymadan bu insanlari desteklemeye devam edebiliyorlar. Ya da bir sirket sahibi iscisinin sigortasini asgari ucretten yatiriyor ve bunu bilincli ve bilgili olarak yapiyor - hatta aslinda bilgili oldugu icin ve bunu nasil yapabilecegini iyi bildigi icin yapiyor. Bu insanlarin tamami aci cekmiyor bu da vicdan sahibi olmamalarindan ve ahlaksiz olmalarindan kaynaklaniyor. Her algisi acik olan da aci cekecek diye bir sey yok, kotu kalpliyseniz hic aci cekmiyorsunuz. Bunun orneklerini cok goruyoruz. Vicdanli ve iyi kalpli biri olarak algimin acik olmasini tercih ederim.

  • kassiopeia  (14.09.16 10:27:11) 
[]

susma hakkı

Kişiye özel sorulmuş, hiçbir rahatsız ediciliği bulunmayan bir soru mutlak olarak cevabı hak eder mi, böyle bir soruya cevap vermemek nezaketsizlik midir, yoksa kişinin susma hakkı her şeyden önce mi gelir?




 
bence kişinin susma hakkı herşeyden önce gelir.

kimse kimseye herhangi bi konuda cevap vermek zorunda kalmamalı
  • allanpoe  (25.08.16 22:02:51) 
Susma hakkı önce gelmeli.
Soruyu soran kişinin niyeti kötü olmayabilir, gayet sıradan basit bir soru da olabilir ama kişinin üzerindeki etkisini bilemezsiniz.

  • mutekebbir  (25.08.16 22:03:49) 
susma hakkı önce gelse de mutlak degildir. sorunun şekli ve soran kisiyle olan yakınlığa göre durum değisir. hoş basen susmak, kabul etmek, evet demek anlamındadır.


  • 1adam  (25.08.16 22:11:46) 
[]

beğendiğiniz kitap uyarlaması filmler neler?

Benim ilk planda aklıma gelenler, Sefiller(98), Perfume, Uçurtma Avcısı, Melekler ve Şeytanlar.




 
benim aklıma gelen bazıları:

bülbülü öldürmek
ingiliz hasta
dr jivago
the remains of the day
  • puc  (24.08.16 21:42:13) 
papillon
Dolores Claiborne

  • mungojerry  (24.08.16 22:29:23 ~ 22:30:07) 
Godfather.


  • bigbadabum  (24.08.16 22:41:10) 
Blade Runner


  • RedGoldGreen  (24.08.16 22:42:40) 
atonement
shining
ingiliz hasta
yüzüklerin efendisi
  • ludmilla  (24.08.16 22:51:32) 
fareler ve insanlar.
yönetmen;gary sinise. özellikle malkovic in oyunculuğu çok güzeldi.

gazap üzümleri. john ford' un yönettiği eski siyah beyaz olan.

yine steinbeck'in romanından elia kazan'ın yönettiği; cennet yolu.

necati cumali' nin romanından metin erksan' ın yönettiği susuz yaz.
  • birakin mermiler havada kalsin  (24.08.16 23:23:16) 
John Carpenter's Vampires


  • kreatin  (25.08.16 00:22:01) 
[]

hasta bir kral mı yoksa sağlıklı bir dilenci mi

daha mutludur? Hastalığı, tedavisi olmayan, şiddetli ve acı verici olarak düşünüyoruz.




 
Hasta bir kral.


  • glamdr1ng  (16.08.16 23:09:48) 
Eger aci veren bir hastaliksa dilenci daha mutludur.


  • stavro  (16.08.16 23:14:02) 
o değilde niye dilenci oluyoruz? hasta değiliz elimiz ayağımız tutuyor. alnımızın teriyle para kazansak olmuyo mu?


  • kurnaz  (16.08.16 23:24:02) 
acı veren hastalık ne kadar acı veriyor o da var. dayanılmayacak kadar acı ise insan kral olsa, imparator olsa ne yazar.

buna kesin cevabım yok, krallara, kraliçelere selamlar.
  • dead and broken  (16.08.16 23:25:29) 
ikisini de secmiyorum. ben oleyim...


  • exlibris  (16.08.16 23:35:29) 
"Evin varsa bir sıfır koymalısın varlıklar hanene,
İşin varsa bir sıfır daha koymalısın,
İş seninse üç sıfır daha koymalısın,
İşin iyi gidiyorsa üç sıfır daha,
Araban varsa bir sıfır,
Yazlığın varsa bir sıfır daha,
Daha sıralanabilir sıfırlar hanesi...
Ancak, Sağlığın varsa bir koyarsın başına,
o zaman bütün sıfırlar anlamlı bir değere ulaşır.
Yoksa sonuç sıfırdır, hiç uğraşmayasın boş yere..."
VEHBİ KOÇ
  • 05  (17.08.16 00:19:37) 
tabi ki sağlıklı olan.


  • basond  (17.08.16 00:31:00) 
Huzurlu olanı seçiyorum, hangisi ise artık?


  • gezegen olan pluton  (17.08.16 00:33:02) 
[]

ağız içindeki yara

Hani şu dilimizle temas ettiğimizde acıyan türden, bunun pratik bir çözümü var mı?




 
geçmesi için değil mi?

aft muhtemelen.

ben her zaman rakı, viski ya da votkayı orada 10 dakika bekletiyorum. geçiyo.
  • kurnaz  (04.08.16 19:05:52) 
Eğer afttan bahsediyorsanız tedavisi yok. Tuzlu su, gargara gibi şeyler acı vermekten başka bir işe yaramaz. Geçene kadar sıvı ağırlıklı beslenirseniz daha az acı duyarsınız. Sebebini öğrenmekte fayda var. En yakın zamanda dahiliyeye gidin.


  • dissendium  (04.08.16 19:07:16) 
O dedigin yaralardan (aft) 2 hafta once bogazımda 15 (ONBES) tane cıktı. Doktor behcet hastalıgı olabilir filan dedi ama benimkisi yorgunluk uyku düzensizligi vsden di her neyse.

En hızlı geçirme yöntemi karbonatlı tuzlu su gargarası ve karadut surubu. Bu 2si de geçirmesi icin. Agrının hafiflemesi icin aftojel kullanabilirsin.

B vitamini ic ekstra. Bu aralar biraz meyve ye. Cünkü vitamin eksikliğine baglı cıkabiliyor.

Geçmiş olsun. Umarım en kısa sürede geçer.
  • funl  (04.08.16 19:10:25) 
Hidrojen peroksitli gargara.Bakteriyel enfeksiyona karşı antibiotik (Klamoks BD 1000mg tavsiye ederim)


  • Xenus  (04.08.16 19:13:19 ~ 19:14:27) 
beyazligin uzerine bolca tuz veya karbonat basip 5dk bekle agzini suyla calkala.


  • nax  (04.08.16 19:16:20) 
Andoreks gargara,

Geçmiş olsun.
  • a perfect lie  (04.08.16 19:50:02) 
Funi yi dinle. Ivir zivirla tahris etme ya da ne alakaysa antibiyotik icme.


  • bir ileti paylastim  (04.08.16 19:51:08) 
Kenacort der susarım.


  • yirmisantim  (04.08.16 19:51:56) 
Aftın çözümü var.

Oralmedic.

Teşekkür edeceksin.
  • eloharp  (04.08.16 20:18:36) 
b12 eksikliği belirtisidir.


  • mrthany  (04.08.16 21:18:52) 
kenakort-a da çok iyidir oral aft için. normalde bir iki haftada geçecekken max 3 günde fişi çeker. tavsiye.


  • sokaktakiyabanci  (05.08.16 21:38:52) 
[]

çok güzel fotoğraf değil mi sizce de?

500px.com

Benim çok hoşuma gitti, sizce nasıl?


 
çok güzelmiş, bakınca saniyelik mutlu oldum.


  • evde liyakat kalmamis  (13.07.16 15:39:38) 
güzel bence de


  • kaputt  (13.07.16 15:40:03) 
valla hacı ben beğenmedim.
insanın dahil olduğu fotolar bana huzur vermiyor.

  • seyduna6687  (13.07.16 15:47:23) 
çocuklar bu kadar merkezde olmasa iyiymiş çocuklara değil de suya bakmak zevkli


  • sir gawain  (13.07.16 15:52:23) 
beğendim


  • fakyoras  (13.07.16 16:47:40) 
[]

iş bankası yayınları ve martin eden

Bu kitabın ilk bölümünde "biliyom, ediyom, gidiyom" türünden ifadeler geçiyor. Alt sınıftan, konuşması pek de düzgün olmayan bir kişinin konuşmaları güya. Bana çok saçma ve gereksiz bir kullanım şekli gibi geldi. Bu kitabı diğer yayınevlerinden okuyan vardır mutlaka, onlarda da bu şekilde mi acaba?




 
okumadim, bilmiyorum fakat o sekilde yazmasinin sebebi cevirmenin tercihi.


  • hopeless  (08.07.16 16:27:35) 
küçükkken okumuştum; ne yayınevini ne de cümleleri ayrıntılı hatırlıyorum ama böyle ifadeler olsa kesin kalırdı aklımda.

zorlama ve saçma olmuş.
  • piremses  (08.07.16 16:30:39) 
bunu jack london'a söylesene delikanlı.

iletişim'den okudum ben istemiyo'dum, atmıyo'lardır şeklinde biten cümleler gözüme çarptı. aynı yani.
  • nickimin hakkini veremedim  (08.07.16 16:31:16) 
Adam İngilizceyi aksanlı yazmış, çevirmen ne yapsın, o havayı aktarmak zorunda. Bakınız orijinal metinden denk gelen bir kısım:

"I must 'a' missed 'em," he announced. "What I read was the real goods. It was all lighted up an' shining, an' it shun right into me an' lighted me up inside, like the sun or a searchlight. That's the way it landed on me, but I guess I ain't up much on poetry, miss."
  • kobuzchu kiz  (08.07.16 16:56:29) 
"Doğulu gibi konuşsa batmazdı bak mesela" demeye mi getiriyon yani anlamadım ki. Nasıl çevirseydi? bir önerin var mı?


  • i ve been mistreated  (08.07.16 17:17:24) 
[]

atatürk arboretumu

Buraya Taksim civarından nasıl gidebilirim? Bayram günleri gidilirse sorun yaşanır mı?




 
seyahatdergisi.com

taksim metroyla hacısomana ordan otobüsler kalkıyor
  • asilyis  (01.07.16 17:30:46) 
beşiktaştan cts-pzr belgrad ormanına otobüs gidiyor onlarla da gidebilirsin.


  • bay b  (01.07.16 17:33:31) 
42T gidiyor yada metroya binip hacıosman durağında ineceksiniz oradan 42 HM ye bineceksiniz.


  • ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar  (01.07.16 17:33:32) 
hacıosmandan otobüsle +1. çok sıkış tepiş oluyor otobüs nefes alamayabiliyorsun. ayrıca arboretumun içerisine yiyecek içecek hiçbir şey alınmıyor ve yakınlarda da yemek yiyebilecek bir yer yok. haberin olsun


  • dog day afternoon  (01.07.16 18:28:47) 
[]

motor kullanmakla ilgili

2 basit sorum var, saçma gelebilir.

1-Gözlüklü kişi motor kullanabilir mi, sürüş açısından dezavantaj oluşturur mu?
2-Motorcuların kıyafetleri oluyor ya, bunlar kural olarak mı var, yani olmazsa olmaz mı yoksa kişinin kendi tercihine mi kalmış?

 
1-kullanabilir, kullanan çok
2-kıyafet kanuni olarak zorunlu değil ama kaza esnasında hayat kurtarıyor.

  • n62  (30.06.16 15:25:11) 
dezavantaj olusturacagini sanmiyorum. tanidiklarım, sürüş esnasinda göze bir sey kacmamasi icin güneş gözlügü kullaniyor.
kimilerinin hayat tarzı olan bir harley sevdalisi değilsen kiyafet sart değil, kask şart. ama özel motorsiklet montları kullanman kaza ihtimaline karsi iyi olur.

  • 1adam  (30.06.16 15:30:52) 
Sırtlık dizlik dirseklik kask bot ve asfalt yanığına karşı koruyan özel mont giymeden motor sürmek intihar etmekle aynı şey. Hatta kaza sonrası adama ölmüş olmayı diletir. Motora ayırdığınız para ve zamanı ekipmana da ayırırsanız kendinize iyilik yaparsınız.


  • ThomasJefferson  (30.06.16 15:35:48 ~ 15:39:16) 
kimi kask vardır içerisine gözlük sığmaz, benimki öyle mesela o yüzden lens takıyorum.
ayrıca kaza anında gözlüğün alnına saplanması gibi bir durum olabiliyor.

Ayrıca zaten kesinlikle alma derim ancak ön tarafı açık olan kasklardan alırsan aşağıdaki dediği gibi gözlük takman zorunlu zaten. Gözün sağlam bile olsa. O yüzden tam kapalı kaskı al, alırken de gözlük uyumlu model bakabilirsin.

Yönetmelikte şöyle der;

a) Üç tekerlekli yük motosikletleri hariç, elektrikli bisiklet, motorlu bisiklet ve motosikletlerde sürücülerin koruma başlığı ve koruma gözlüğü, yolcuların ise koruma başlığı...
  • okumayi sevmeyen okur  (30.06.16 15:41:36 ~ 16:09:10) 
1-kullanir. kaski taktiktan sonra gozlugu takarsin. ben vizoru acik tutup gunes gozlugu kullaniyorum mesela. ama belki biraz rahatsiz hissettirebilir burna degen kisim. bir de evet, kaza durumunda yuzune batabilir.

2- kask zorunludur. kasksiz binerseniz polis ceza yazabilir. yazildigini gordum. kiyafetler size kalmis. motorcycle crash without gear diye yazip bir kac video izleyip fotograf baktiktan sonra karar verin.
  • jimicik  (30.06.16 16:02:36) 
[]

üçü bir arada vb. şeyler

zararlı mı? Günde 1 ya da 2 kez içen kişi için?




 
Ne yönden zararını sorduğuna göre değişir. Spor yapan birisi için bence gereksiz şeker yüklemesi hem de 2 tane içsen 160 calori eder.


  • gozu acik sevisen yahudi  (27.05.16 14:16:42) 
ben de önceden çok içiyordum her sabah aç karnına uyanır uyanmaz içerdim artık bıraktım 3in1'i. zararlı söylentilerine bakarak. gerçi şimdi de aynı şekilde nescafe içiyorum. yine her sabah yine uyanır uyanmaz.
:) soruna cevap olmadı ama.

  • hayir bu koyden olsam nolcak  (27.05.16 14:23:23 ~ 14:23:36) 
zararsız demek zordur ya çünkü içerisinde kimyasal maddeler var sonuçta.

ben sade filtre kahve tüketmeye çalışıyorum öyle yapsan sanırım 3ü1arada'dan daha iyi olur.
  • tamam onu da ben yaptım  (27.05.16 14:34:50) 
Granül kahve tek başına sakat zaten. Şekeri söylemeye gerek yok. Krema da kötü.


  • arnold schwarzeneger  (27.05.16 14:44:35) 
Bir tane faydası yok. Zararı da var. İçme.


  • yirmisantim  (27.05.16 14:49:06) 
kesinlikle zararlı ve günde 1-2 fincan fazla bile. "granül kahve zararlar" diye gugılla zaten görürsün. detaya girmeyeyim şimdi. 3'ü 1 aradalar iyice zararlı. yoğun miktarda şeker var bir de o kadar kimyasalın üstüne. coffee mate falan gibi tozlar da hiç masum değil. Kısaca tavsiye etmem.


  • freakme  (27.05.16 15:18:06) 
instant kahveler artık nasıl bir kimsyasal yapısı varsa beni ishal yapıyor :/ o yüzden filtre kahve veya normal kahveyi tercih ediyorum.


  • yue  (27.05.16 16:08:45) 
1. Bağırsak sistemini bozar.

2. Bire bağlı olarak bağışıklık sistemini bozar.

3. İçinde deli gibi yapay şeker var. Gerisini sen düşün artık.

Hiçbir güç bana o sözde kahvemsi şeyi içiremez.

Ayık kalmak istiyorsan;

Doğal limon suyu iç.

Sonra da yeşil elma patlat.

İlle içeçeksen de ılık ballı süt iç:)
  • mza  (27.05.16 17:31:38) 
[]

hangisi daha kırıcı?

Otobüste gidiyorsunuz, bir adam üst taraftaki tutacaklardan tutmuş, dirseği gözünüzün önüne geliyor. Hem bakış açınızı rahat edecek düzeyde kapatıyor hem de olası bir fren durumunda muhtemelen suratınıza geçirecek. Şimdi, bu durumda sözlü bir uyarı mı yoksa rahatsız olduğunuzu belli edecek şekilde kolu hafifçe ittirmek mi daha kırıcı olur karşı taraf açısından? Hangisini tercih edersiniz? Dokunmak kabalık mı?




 
direkt söylerim söyledim de :)


  • esin  (26.05.16 12:35:50) 
rahatsız olduğunuzu belli edecek şekilde kolu hafifçe ittirmek daha kırıcı.

kişi o sırada dalgın ya da farkında olmadan o şekilde duruyor olabilir. kibarca söylemek daha medenicedir diye düşünüyorum.
  • eeb  (26.05.16 12:35:53) 
Herhangi bir uyarıda bulunmadan direk fiziksel temas ile uyarman yanlış anlaşılabilir, belki farkında değil, dalgın olabilir. Sesle kibarca uyarmak en güzeli.
"Beyefendi kolunuz yüzüme çarpacak, dikkatli olursanız sevinirim."

  • battal gemalmaz  (26.05.16 12:37:17) 
Dokunmak, ittirmek kaba kacabilir. Sozlu ifade etmeli.


  • stavro  (26.05.16 12:50:28) 
en güzeli ve en az kırıcı olanı nedir biliyor musunuz? o dirseği yanlışlıkla olmuş gibi ama bilerek yüzünüze hafifçe çarptırmaktır. yani en ufak frende suratınızı o dirseğe çarpıyor gibi yapın, iyice gömçürtmeyin tabii. adam kolunu çekecek, bir de özür dileyecektir.

mesela bazen ben koltukta otururken ayakta duran bir kadının omzunda asılı olan çantası kucağıma geliyor. cebimden telefon çıkarıyor gibi yaparken çantaya "çarpıyorum". hemen düzeltiyor. "şu çantanızı kucağımdan alır mısınız"dan daha az kırıcı oluyor bence.

yani dokunmak, ittirmek. ama bilerek değil, yanlışlıkla.
  • kibritsuyu  (26.05.16 12:59:00 ~ 12:59:22) 
[]

geceyi sever misiniz?

Sessiz, sakin, yalnız, ürkütücü ve kötülük dolu. Ay, yıldızlar, şehrin ışıkları, gün doğumu ve gün batımı.

Sever misiniz, neden seversiniz, neden sevmezsiniz?


 
www.youtube.com

seviyorum...nedensiz
  • gkhT  (17.05.16 23:40:15) 
Ben seviyorum. Geceleri daha rahat hareket ediyorum. Gündüzün karışıklığının aksine gecenin dinginliği iyi geliyor.


  • otonom  (17.05.16 23:40:51) 
ruh halime göre değişir. bazı günler/dönemler çok severim. bazılarında ise korkutur, bunaltır, yalnız hissettirir.


  • der meister  (17.05.16 23:41:10) 
Bayılırım, bayılırım, çok severim <3 Hele bi de yağmur yağıyorsa tadından yenmez :)

Karanlık ve sessizlik hoşuma gidiyor. Günün yorucu hareketliliğinden, sosyalliğinden sonra gece salt insana ayrılmış bir vakit gibi. Mutsuz olduğumda, kötü bir gün geçirdiğimde ya da hasta olduğum günlerde gece gelsin diye beklerim hep. Daha rahat hissederim kendimi.
  • buff  (17.05.16 23:41:18 ~ 23:42:03) 
güneş enerjisiyle çalışan bir insan olarak gündüzü, güneşli gökyüzünü çok çok daha fazla seviyorum.


  • devilred  (17.05.16 23:41:21) 
gece karanlık, gece hüzün dol... ahfadjjasd kafan mı güzel aq dünya sana güzel :)


  • bigbadabum  (17.05.16 23:43:26) 
Seviyorum çünkü Ay'ın güzelliğine bayılıyorum.


  • neferkitty  (17.05.16 23:43:37) 
Gunduzleri sevmedigim kesin de, gece konusunda kararsizim. Bir seyler yapmak icin gece pek verimli olmuyor mesela benim icin. Ders calismak icin ornegin. Ama kendimi dinleyebilmek, keyif alabilmek icin geceyi seviyorum. Gece ruh halime ve kisiligime daha uygun sanirim.


  • yuzır  (17.05.16 23:45:41 ~ 23:46:15) 
çok severim ve yaptığım her işten müthiş verim alıyorum. lakin geceye olan sevgim yüzünden geç uyuyup gündüzü heba ettiğim için de sıkıntıdayım. iki ucu kakalı değnek. :p


  • kemence  (17.05.16 23:48:30) 
geceye övgü


  • freebird5406_2  (17.05.16 23:50:06) 
Gunduzu severim. Geceyi o kadar sevmem. Cunku sakin ve tenha. Kimse yok, herkes evinde, uykuda. Dukkanlar kapali, caddeler falan da bos. Sevmem ben hareketsizligi, sikilirim.
Gunduz hem isik var, hem de hayat var.
Gel gor ki geceleri uykum gelmiyor kolay kolay, saat gectikce uykum aciliyor. Bir de gunduz kafamin basmadigi seylere gece basiyor bazen, daha rahat calisiyor kafam. Gunduz herhangi bir saat simdi yatip uyuyacaksin deseler derhal bunu yapabilirim ama gece haydi simdi yat uyu desen uyuyamam ha deyince. Hava karardiktan sonra uyumak kolay is degil benim icin.
Bu nasil bir tezatliktir..
  • stavro  (17.05.16 23:53:09) 
24 saat gece olsa gündüzü aramam desem yeridir. zaten kış aylarında bazen güneç görmeden haftalar geöiriyorum uyku düzenimden dolayı.

neden mi seviyorum geceyi çünkü tüm pisliklerin üzerini kapatıyor. iğrenç bir çöplük düşün gündüzleri bakmaya tahamül edemezsin ama geceleri yok olur orası.
  • kuzey li  (17.05.16 23:53:59) 
seeverim, tükenmez dertlere düşürdüler beni. sessiz olduu için.

yarın iş var yaa
  • abyuksuet  (17.05.16 23:55:41) 
çocukken yaz gecelerinde sabaha kadar çizgi roman ve ansiklopedi okumayı çok severdim, sonradan sabahlamak alışkanlık oldu. bir de bu var ==> fakfukfon.wordpress.com


  • ukde  (17.05.16 23:56:50 ~ 23:57:15) 
uyumayı sevdiğim için severim. gece demek uyku demek benim için. en geç 00.30 dedi mi uyurum. tavuğum,evet.


  • matilda  (17.05.16 23:59:54) 
sevmek de laf mı!? bütün günü gecenin hayaliyle geçiririm. gün boyu çevrem saçma sapan insanlarla çevrili olur, malum iş ortamı. bir an önce akşam olsun evime gideyim kendimle başbaşa kalayım isterim. gece müthiş bir arkadaştır. dinlendirir, tedavi eder, teskin eder, uyutur. düşündüm de arkadaştan çok daha fazlasıdır.


  • köstebek kurabiye  (18.05.16 00:06:13) 
der meister +1000

şu an mesela geceyi sevdiğim dönemden, beni bunalttığı döneme geçiş içerisindeyim. uyku düzenim de yavaş yavaş sabaha doğru kayıyor, hayırlısı.
  • equine  (18.05.16 00:08:54) 
Bazen seviyorum, bazen sevmiyorum.


  • damdanakan  (18.05.16 00:14:38) 
çok severim. film izlemek için en keyifli vakit bence.


  • muslugubozukhayrat  (18.05.16 00:14:54) 
Geceyi ayrı, gündüzü ayrı seviyorum. İkisinden birini seçemiyorum, ama havanın her türlü açık olması şartıyla; açık hava kazanır. Gerçekten gecenin yeri ayrı, gündüzün yeri ayrı. El ayak çekildikten sonra o sessizlikte kalmak çok fena huzur veriyor, çok canlı hissediyorum. Her nefesimi hissediyorum, sanki gözlerimi kapatsam zamanı tutabilecekmişim gibi oluyor. Karanlığı ayrı, güneş doğarkenki kısmı ayrı güzel. Gerçi ben gündüzün cayır cayır güneş oluşuna da ayrı bayılıyorum. Sertab Erener'in şarkısındaki gibi güneşin içime damlamasını da çok seviyorum. Ama ikisinden de daha çok sevdiğim bir şey var: uyku. O yüzden gecenin çoğunu kaçırıyorum, yıllardır güneş doğuşu görmedim.


  • aychovsky  (18.05.16 00:21:01 ~ 00:22:53) 
buff +1
o yağmurda balkonda sigara içmek müthiş keyifli. gecenin sessizliği de çok güzel. ışık kirliliği olmasa da biraz yıldız görseydik o zaman aşırı severdim geceyi.

  • cekilmis gayfe  (18.05.16 00:25:25) 
Sırf güneş olmadığı için bile sevebilirim. Gece de beni seviyordu bir ara. Bence hala seviyor da ama görünüşe göre nefret ediyor benden.


  • ron dennis  (18.05.16 00:29:58) 
geceye bayılırım.
gündüzünde yeri ayrı ama bir gece değil.

insanları, trafiği ve gündelik hayatta beni yoran çoğu şeyi barındırmadığı için gecelere bayılırım. gece yürüyüşü gibisi yok benim için... sıcak günlerde gecenin serin oluşu cabası...

ürkütücü, tehlikeli ve kötülük dolu bakış açısına da pek katılmıyorum.
gece sana zarar verecek tipler gündüzleri de sokakta ve bu memlekette gündüzleri de suç işleniyor, yalnızca geceleri farkındalık arttığı için tehlikenin nereden gelebileceğini daha belirgin şekilde hissetmekle alakalı bir şey.
  • qxgviper  (18.05.16 00:36:41) 
youtu.be
gecenin sessizliğinde şöyle bir ilahi dinlemek inanılmaz rahatlatıyor.

  • cekilmis gayfe  (18.05.16 00:41:23) 
Gün doğumundan önceki saatleri seviyorum.


  • arnold schwarzeneger  (18.05.16 11:04:29) 
[]

hediye içten gelmesin mi?

Aslında hediye alma işini zaman açısından kısıtlayan her durum benim için anlaşılmaz fakat en saçma bulduğum türü zamanın tamamen başkaları tarafından belirlendiği ve çok sayıda insanın hediyeleştiği özel günler. Yani zaten hayatı boyunca pek az şeyi tamamen kendi seçen insan nasıl olur da hediyeleşmek gibi güzel bir işi tek esprisi çoğunluk baskısıyla daha fazla tüketim olan uyduruk günlerle ilişkilendirebilir? Bu tür bir durumda insanın alacağı varsa bile hevesi kaçmaz mı?




 
kaçar


  • mrvengeance  (16.05.16 23:02:04) 
kacar.


  • hopeless  (16.05.16 23:02:21) 
Kacmaz,bahanesi o.oylede al boylede


  • cizgilipijama  (16.05.16 23:04:06) 
seni dibine kadar tenzih ederek şahsi görüşümü belirtmek isterim.
'özel' günler dışında içinden geldiği gibi hediye alıp vermeyi seven insanlar, yukarıdaki gibi serzenişler yaptıklarında gayet haklı buluyorum. ama yukarıdaki benzeri açıklamalar 'genelde' hediye işine tümden gıcık (bencillikten/cimrilikten ve çoğunlukla bu paralelde başkasına hediye seçmeyi ciddi zahmet ve külfet görmekten gıcık olmuş) insanlarca yapılıyor.
şu yaşıma kadar ben bunu gördüm, bunu yaşadım, arz ederim.
  • manuel mandalina  (16.05.16 23:06:54 ~ 23:07:42) 
özel bi durumda/günde hediye alırken söve söve alıyorum, açıkça söylemek gerekirse. içimden gelmesi, bişiyi gördüğümde aa bu ona çok güzel gider deyip almam gerekiyor. o zaman gerçekten ben de mutlu oluyorum hediye verirken.


  • olutaklidi  (16.05.16 23:08:20 ~ 23:08:56) 
manuel mandalina +1

bir insana hediye vermeyi kapitalizmle açıklamak (fikren) bana göre saçma. İnsanlar kapitalizm ortaya çıkmadan önce hediyeleşmiyor muydu? İnsanın birini sevmesini herhangi bir ekonomik sisteme bağlamamalıyız bana kalırsa.
  • rakicandir  (16.05.16 23:48:34) 
Bana kalırsa aklına ne zaman gelirse hediye alabilmelisin. Özel günde geçen sene almak istememiş olabilirsin ama bu sene istemişsindir ve almışsındır. Bu kadar basit. İnsanlara hediye aldığında onlar mutlu olunca sen de oluyorsan ister özel olsun ister olmasın al hediyeni.


  • seyahat defterim  (16.05.16 23:52:03) 
[]

yalnız ve güçlü adamlı film

Man On Fire, Leon, V For V, Hannibal Rising vb.

Var mı tavsiyesi olan?


 
i am legend


  • basond  (01.05.16 18:44:33) 
bourne serisi bu kategoriye girer mi bilmem ama ben cok severim.


  • safepassage  (01.05.16 18:50:14) 
(bkz: the transporter)
(bkz: the last samurai) (o kafadaydı diye hatırlıyorum)

  • rodriguez2  (01.05.16 19:10:32 ~ 19:10:44) 
when pigs have wings
örneklemde Leon olduğuna göre bu film tam aradığın nitelikte diyebilirim.

  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (01.05.16 19:15:04) 
bir film vardı adam cok fakirdi ve yalnızdı.
bir sallama cayı yanında tasır gittiği kafeden sıcak su ücretsiz oldugu için sedece su ister her seferinde aynı poseti katlar cebine koyar gider di
gerci adam guclu degildi
ama aklıma geldi filmin adınıda hatırlamıyorum
  • bnmzz  (01.05.16 19:46:08) 
Ondskan (2003)
Falling Down (1993)

  • RedGoldGreen  (01.05.16 22:13:34 ~ 22:31:47) 
book of eli (2010)

aslında düşününce benzer film çok gibi. örnek kevin costner filmlerinden çoğu buralarda hatta. buna kategori açılsa açılırmış
  • kaichi  (01.05.16 22:23:13) 
Cast away


  • mza  (01.05.16 22:29:25) 
(bkz: The Equalizer)


  • alabamaclarence  (02.05.16 01:31:43) 
[]

en adil şey nedir?

Herkese eşit şekilde gelen?




 
kimsenin doğduğu yeri, zamanı ve ailesini seçememesi.


  • tuborg yesili  (29.04.16 10:12:16) 
güneş ışığı, hava, toprağın verimi, ağaçların gölgesi vs vs
dinler bile adil değil.
Tanrı bile namaz kılanı, ibadet edeni seviyor
Bütün çocuklarını boğup, Nuh'u kurtarmayı seçecek kadar adaletsiz :)
  • Corc  (29.04.16 10:13:41 ~ 10:18:45) 
Oksijen diyecektim ama o bile herkese esit gelmiyor:) İnsablarin maskeyle dolastigi sehirler var.


  • stavro  (29.04.16 10:19:00) 
yoktur.


  • ucan spagetticanavari  (29.04.16 10:24:16) 
ölüm


  • kakao  (29.04.16 10:33:11) 
Kesinlikle Ölüm. Daha adil bir şey yok.


  • poseidon1  (29.04.16 11:10:20) 
yanarak ölen bir insanla uykusunda ölen bir insanın ölümünde nerde adillik ya da adalet?

genel bakarsak zaman'dır bence.
  • Improbable  (29.04.16 11:17:41) 
ölüm herkes için var evet ama asla adil şekilde değil.
ben de zaman +1 diyorum. Herkes için aynı işliyor.

  • aquarium  (29.04.16 11:23:39 ~ 11:23:56) 
@Improbable: Hacı ölümün şekli adil demiyoruz ki. Adil olan, istisnasız herşeyin ölmesi.
Bu arada zaman adil değil ölüm kadar. Zira göreli bir şey hıza göre yavaşlayıp hızlanabiliyor.

  • poseidon1  (29.04.16 11:24:35) 
ölüm adil diyende en ufak mantık yoktur...

yaşamayı bile haketmeyen varlığı sadece zarar olan milyarlarca insan da öldü ölüyor ve ölecek. bu dünyaya katkı sağlamış sosyal kültürel bilimsel vs. büyük katkılar sağlamış iyi insanlar da öldü ölüyor ve ölecek... bu eşittir, ama adaletli değildir...

eninde sonunda ölecek olmayı adaletli saymak saçmadır. ölmeyi haketmeyen birçok insan var tarihte... keşke hiç yaşlanmadan ölmeden sonsuza dek yaşayabilse denecek kişiler... neresi adil?

adil olan tek bir şey bile yoktur. eşit olan vardır sadece. eşitlik adalet değildir...
  • ucan spagetticanavari  (29.04.16 11:30:55) 
@poseidon, anladım herkes için var @aquarium'un dediği gibi, hatta senin dediğin gibi her şey için var. peki 3 yaşında bir çocuğun ölümü ile 100 yaşındaki bir insanın ölümünde nerede adillik? ikisi de uykusunda öldü diyelim hatta?


  • Improbable  (29.04.16 11:31:30) 
Kardeş bak yine aynı taraftan bakıyorsun. Sen vicdani olarak düşünüyorsun ve küçük bir çocuğun ölmesindense 100 yaşındak biri ölsün diyorsun, vicdani olarak katılıyorum. Ama küçük çocuk 100 yaşındaki adamın yerine ölmüyor ki bu noktayı atlama.
Ölüm kavramı yani adil olan. Ölümün kime, ne zaman, nerede, nasıl, ne şiddette vs. geldiği ile ilgili bir adillikten bahsetmiyorum.

Bu şahsi görüşümdür tabiki. Herkesin doğrusu farklıdır.
  • poseidon1  (29.04.16 11:41:48 ~ 12:47:00) 
Yoktur.


  • hasmetizm 2046  (29.04.16 12:33:25) 
Zaman .


  • cabiday  (29.04.16 12:41:16) 
ölüm mü?

lan nesi adil.
  • Alt4y  (29.04.16 12:44:31) 
douchebag bunu eskimolarla afrikada sıcaktan ve kuraklıktan ölenlere anlatsana?


  • ucan spagetticanavari  (29.04.16 13:00:22) 
gobi çölüyle yağmur ormanlarına eşit olan güneş adil mi oluyor? bak yine eşit dedin(ki değil) eşitlik adalet değildir...


  • ucan spagetticanavari  (29.04.16 13:35:04) 
doğada adalet ve eşitlik yoktur.

tanrı belki. kimseye etkisi yok, herkese eşit. ama inançlılar bunu reddeder, hayatındaki herhangi bir olayda tanrının etkisinin olduğunu düşünen çok insan var..

uzay olabilir. bilinmezlik ve sonsuzluk. gerçi uzaya da giden var. ya da sonsuzluğu kavrayabilen biri de olabilir.

andromeda galaksisi diyeyim. herkese eşit.
  • peggy  (29.04.16 13:42:18 ~ 13:43:44) 
çok sınırlı, hatta yok diye insanlar ahirete inanıyor işte.

bu dünyada mağdurduk diğer dünyada nehirlerden şarap içeceğiz diye.
  • victum  (29.04.16 13:56:35) 
@pose, vicdanla ne alakası var, 3 yaşındaki çocuk daha birey olamadan ölmüş, aklı bile ermemiş daha hayata, 100 yaşındaki adam hayatın bütün tatlarını tatmış, acısıyla tatlısıyla. çocuk yerine 100 yaşındaki adamın ölmesini istediğim falan yok. kim ölürse ölsün hiçbir zaman adil değildir ölüm.

ben soruya göre cevap veriyorum, ölüm herkese eşit şekilde gelmez. hiçbir zaman da adil değildir.
  • Improbable  (29.04.16 13:58:48) 
ölüm doğum hiç bir şekilde adil değildir.
Herkes eşit şekilde eşit sağlıkta doğmaz, herkes eşit şartlarda eşit hızda vs ölmez.
bence bizi tek eşit kılan şey herkes için zamanın aynı olmasıdır. Dünya herkes için eşit sürede dönüyor.
  • basond  (29.04.16 15:11:58) 
Zamanın göreceli bir kavram olduğu bilimsel olarak kanıtlanmışken, nasıl herkes çin aynı olabildiği sonucu çıkabiliyor anlayamadım. yani bire bir aynı iki kişiyi ele alırsan biri sabit bir yerdeyken diğeri kafasını, parasını vs. kullanıp ışık hızında yolculuk yapmanın yolunu bulmuş ve dünyadan bir süre için ayrılıp geri gelsin. Bu Zaman yolculuk eden kişi için çok yavaş akmış dünyadaki için ise çok hızlı akmış olacak yani yolculuk yapan gençken dünyadaki dede olmuş belkide yaşlılıktan ölmüş olacak. Nerde kaldı zamanın adil olması?

Ayrıca ölümün herkes için varolması adil bir şey bence. Sonuçta herşey ölür.
  • poseidon1  (29.04.16 15:22:14) 
poseidon kardeş zamanda yolculuğu buldun da bize şekil mi yapıyosun.

kafan çok güzelmiş kardeş güle güle kullan.

Bu arada zaman denen şey aslında yoktur, zaman para gibi insanların uydurduğu bir kavramdır. İlk yorumunda yazdığım zaman kavramı dünyanın herkes için eşit sürede dönmesidir.
  • basond  (29.04.16 15:34:11) 
"akıl" demiş motaigne, herkes kendininkinden memun olduğu için


  • feedback  (29.04.16 15:38:33 ~ 15:39:19) 
zeka en adil dağılmış şeydir.Hiç kimse payına düşenden memnuniyetsiz değil.Herkes memnun.


  • turkuaz  (29.04.16 15:39:29) 
Kardeş ben hala zamanda yolculuk yapamadim, cevremdeki insanlarla bana ayni verilen şey şu 24 saat .uyuyarak gecirmek de senin elinde ,yaşayarak geçirmek de senin elinde .benim için hala zaman herkese ayni verilen tek şey.


  • cabiday  (29.04.16 16:00:40) 
Madem zaman aslında yok, olmayan şeyin adaletindende bahset kardeşim. İnsanlar adil değilken, insanların uydurduğu şey nasıl adil olabilir?


  • poseidon1  (29.04.16 16:41:54 ~ 16:42:51) 
Salaklık bence.
Herkes salak. Eşit derecede.

  • nrmnm  (29.04.16 17:04:43) 
Ay ışığı.

"moonlight shines upon the guilty and innocent alike" Naisha.
  • nawar  (29.04.16 17:06:47) 
İkinci yorumumu tamamen okursan zaten orada cevabı verdim sırf cevap vermiş olmak için okumadan yazmayın sağlıklı günler
Edit: başında @posedion olacaktı

  • basond  (29.04.16 19:02:07 ~ 19:04:27) 
[]

goodreads'in film versiyonu

Basit olsun, beğendiğim filmleri yıllara göre sıralasın, türlere göre ayırsın, beğenilerime göre film önersin. Hepsi bu kadar. Var mı tavsiyeniz?

İmdb'yi biliyorum, daha basit, sade bir yer arıyorum.


 
imdb bütün bu işlevleri gerçekleştiriyor.


  • lucky strike  (26.03.16 11:44:53) 
Filimadamı.com


  • demirKamil  (26.03.16 12:35:36) 
Criticker.com


  • grv  (26.03.16 12:36:58) 
[]

kelimelerin ve rakamların yerini değiştirmek

Mesela 35680 sayısını 35860 diye okumak veya "yüksek ateşte et pişirmek" ifadesini "yüksek ette ateş pişirmek" olarak görmek.

Nedir bunun nedeni?


 
bende de var aynısı disleksi değil ama ne olduğunu da bilmiyorum


  • masa penisi  (13.03.16 16:07:44) 
nedenini bilmiyorum, yalnız bunun sebebi beynin soldan sağa okumaya yazmaya alışmasıyla bir ilgisi olabilir.

Misal rakam için konuşacak olursak (takdim tehir), yapılan bir listede vs. benzeri hataları bulmak için; yapılan listeyi soldan sağa ve yukarıdan aşağı doğru değil de sağdan sola ve aşağıdan yukarı tarayınca yapılan hatayı daha çabuk bulabiliyorsunuz.
  • koskoca kirpi  (13.03.16 16:12:49) 
Spoonerism.. çoğu insanda mevcut bir durumdur korkmayınız


  • tuzak kurdu  (13.03.16 18:18:29) 
[]

en değerli şey nedir?

Nedir o?

Teşekkürler, zaman diyenlere katılıyorum. Söylenen diğer şeylerin değerleri hep başka başka şeylere bağlı. Oysa zamanın değeri mutlak. Mesela, ciddi bir hastalıkla uğraşan kişi, hiçbir yemeği değerli görmeyecektir. Sağlık en değerli şeylerden biridir fakat özgürlük olmayınca pek de bir şey ifade etmez. Birkaç gün sonra ölecek kişinin ne kadar sağlıklı olduğunun ne önemi var? Ayrıca zaman sürekli kaybedilen ve geri döndürülemez bir şey olduğu için en değerlidir diye düşünüyorum.


 
Bbq sos.
Patatesi daha lezzetli yapıyor.
Hayat patates gibi olduğunda daha tatlı hale getiren şeyler gibi. Ağzı burnu sevgilinin ensesine gömüp koklamak da aldığın nefesi soslamak gibi.
  • bigbadabum  (13.03.16 11:29:00) 
  • freetakilir  (13.03.16 11:30:46 ~ 11:31:22) 
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
İntihal yaptım.

  • aychovsky  (13.03.16 11:41:02) 
ozgur olmak


  • bir varmis bir yokmus  (13.03.16 11:45:40) 
tek bir şey değil bir değerler bütünü
sağlık özgürlük ve kendini mutlu edebilme becerisi
bunlar birleştimi dünyada kimse duramaz önünde
  • basond  (13.03.16 11:47:59) 
sağlık 1 oluyordu.
diğer şeyler de 0 oluyordu.

sonra milyonlara trilyonlara falan gidiyorsun.
hoca da durur mu yapıştırmış cevabı
başta ki 1 olmayınca 10 tane peş peşe sıfırın genliği 0 dır.
  • güneyli çocuk  (13.03.16 11:50:56) 
zaman

daha degerlisini gormedim hayatta.
  • baldur2  (13.03.16 12:07:25) 
tereyağlı pilav.


  • rygard  (13.03.16 12:20:15) 
sağlık ve aile bu ikisi iyi olunca huzur da olur.


  • her gece aç  (13.03.16 12:22:05) 
sağlık ve zaman arasında kararsızım


  • Kovacic  (13.03.16 12:40:18) 
hamburger, patates yanında bira


  • nice tnetennba  (13.03.16 13:27:24) 
İngilizce. Her kapıyı açar.


  • master of code  (13.03.16 13:34:26) 
can. ötesi yok.


  • devilred  (13.03.16 14:02:31) 
kesinlikle sağlık


  • sta  (13.03.16 14:30:58) 
zaman, tecrübe, arkadaş/eş/dost.


  • selam  (13.03.16 15:08:43) 
hayattaki en değerli şey bence ölümdür, çünkü hayata bir anlam katar. bazısı için ölüm eşitliktir, düşününce rahatlamaktır.
böyle düşünmeyen kişiler içinse en değerli şey sevmektir, sevilebilmektir. tüm başarı da sevmek ve sevilmekten geçer.

  • arkburak  (13.03.16 15:42:26) 
[]

tartışma kültüründen yoksun olmak

Herhangi bir tartışmada, taraflardan biri güzelce derdini açıkladığı halde karşı tarafın, konuyla ilgili hiçbir fikir belirtmeksizin, hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediği tartışmacının kişiliğine saldırmasını ne ile açıklayabiliriz? Belki biraz cehalet, belki biraz anlamaya çalışmama ama en çok da kendi fikrine, doğrusuna güvenmeme benim için. Savunacak birşeyleri olmadığı için mecburen hücum durumu.




 
Ozeti budur. Sebebini bilemiyorum.

i.imgur.com
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (07.01.16 22:34:59) 
Çirkef olduğu çevreden böyle gördüğü bunun üstün gelmek olduğuna inandığı için. Varoş kültürü, aşağı sınıf insan davranışı, ilkellik


  • i ve been mistreated  (07.01.16 22:50:11) 
Temel savunma mekanizması, konuda bilgi sahibi olamamak ortaya çıkış sebebi ama bunun ortaya çıkma sıklığı ve de çıktığında sesin yükselmesi, karşıyı konuşturmama ve de şiddete yönelme hep cehalet işte.

Bir de şu var, insanların da hakkını çok yememek lazım. Koşulsuz itaat etme kültürü ile büyüyoruz. Okula gittiğinde yazılı kağıdında notun düşük geldiğinde kontrol etmek istediğinde "fazla not verdiysem kırarım ama" diye şerefsizler ile başlayan bir süreçte eğitim ve öğretim hayatımız boyunca soru sormamak ve anlatılanı deftere yazmak üzere tahsili tamamlıyoruz. Bizde "anlamadığınız yer varsa tekrar edeyim" vardır genelde çünkü. Çok az öğretmen "anlamadığın yer varsa açıklayayım" der ve uygular.

Bitti mi? Bitmedi. Ailede, sokakta, evde hep "büyükler haklıdır" şeklinde ilkel bir bakış açısı var. Büyükler her zaman haklı değil. Bilgi kümülatif olarak gelir ama bilgiyi aktaran kitaplar ve internete erişim varken hala bilgi=tecrübe sığlığında olduğumuz için evde ve büyüklerimizin yanında diğer yerlerde de tartışamadan, tartışma kültürü edinemeden gerek şiddet ile gerek ceza sistemi ile sindirilip koşulsuz itaate koşullandırılıyoruz.

Hal böyle iken insanlar sesi en çok çıkanı, en doğru kabul etme şeklindeki mağara adamı kafa yapısından kurtulamıyor. Hala fiziksel güç ve onun türevleri olan, bağırma, sindirme, bel altı vurma gibi şeyleri modern çağ tartışma şekli olan sözlü düelloya üstün görüyor haliyle.


Bu arada şöyle çok güzel bir "saldırı ve söz sanatları entrysi" var yeri gelmişken paylaşayım: eksisozluk.com
  • nawar  (07.01.16 23:05:23) 
(bkz: ad hominem)


  • baal  (07.01.16 23:41:30) 
12  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.