Ekşi Duyuru

birine sadece business class bileti olanlar + elite plus sahipleri girebiliyor. diğerine de elite kart veya star alliance gold sahipleri girebiliyor. ilki daha kalite, ikincisi daha dandik.

Ben bu işlerden hiç anlamam anlayan arkadaşlar daha net bilgilendirme yaparlar ama altın bu sıralar uçuşta, öyle de devam edecek gibi gözüküyor ama fiziki alınmazsa %1 vergisi var.

son birkaç yılın verilerine bakılırsa uzun vadede en çok kazandıran altın

2025 Türkiye Eurobond (yıllık %5.50 net getiri)

altın yükselebilir de düşebilir de; tüm para tek kalem riskli şeye basılmamalı.

Borsa veya altın uzun vadede her zaman kazandırır.

gümüş alsın bence gelene kadar %200 koyar üstüne

Kapalicarsidan kulce altin alip, bir kamu bankasinin merkezi bir subesinde 2 yillik kirasi pesin odenmis bir kiralik kasaya koyup unutsun. İmza karlmarx.

Edit. Cevaplardan birisinde borsa uzun vadede her zaman kazandirir denmis. Dogru degil.

Altın

yatarak gitmek hepsine bedel. 6 ayda bir tr ye uçuyorum her havaalanına gittiğimde bu sefer upgrade ettirmeyeceğim diyorum yine dayanamayıp alıyorum. en büyük artısı o kesinlikle.

ptt acil posta servisi. ertesi gün ulaşır.

Otobüse ver, hepsinden hızlı gider.

kesinlikle otobüs +1.

kargo firmaları, ptt vs. bir terslik olması durumunda hem günlerce teslim edilmez, hem de önemli bir evraksa risk almış olursun.

otobüse ver demek nasıl oluyor? ankara otobüsüne gidip bunu aşti'de şu şahsa verin mi demem lazım?

normal ptt vs değil de bu tarz işler için güvenilir ve özel çalışan bir firma var mı diye sormuştum.

Arici cagirabilirsiniz, onlar kovanlari tasiyabiliyor.

Bozmayin, pişman olursunuz. Kovanı bozunca gitmeyip ortama yayiliyolar.

hangi il, ilce merak ettim. keske foto atsaydiniz. bence dokunmayin velinimet.

Siz onlara dokunmazsanız onlarda size bal verir, bal tutanda parmağını yalar.

Birbirinden saçma tavsiyeler gelmiş. O kovanı ilaç vs sıkarak yok edin. 50-60 arıdan fazlası vardır. Onlar aynı anda saldırdığında ölürsünüz, net.

bal arısı değildir heralde. muhtemelen yaban arısıdır. sarıcalı olabilir. kovan büyümeden raid alın bi tane basın kovanın içine.

kovana raid sıkın ve elinizin altında sinek raketi hazır olsun.
gördüğünüz arıyı havada raketle öldürün.
arı sokması şakaya gelmez.
insanlığın şehirleri kurmasının ana sebeplerinden birisi yabani hayvanlardan uzaklaşmaktır.

arıcı marıcı boş iş .şeltoksu ver geç. arı işi belli olmaz gelir gözünü sokar kör olursun ömür boyu. öyle bir olay biliyorum.

petekler gri ise yabanarisi. size salca olurlar. gerci bal arisi da salca olur da ogul falan verdiyse oraya girmistir genelde de agaclara yaparlar.
bence onlar yaban arisi. shelltox ellerinizden oper. aksam vakti dumanla yakladirsaniz bir sey olmaz.

ne arısı olursa olsun arılar gece çıkmaz zaten. siz zarar vermedikçe de onlar size zarar vermez. petek bal arısının ise bu iyi bir şey. sonbaharda balını yersiniz. bal arısı değilse de onlar da can sonuçta dünyadaki arı nüfusunun azalmasına bağlı olarak çiçek döllendirici kimyasal ilaçların kullanımının arttığını göze alırsanız eğer yukarıdaki raid sık, öldür, idam et, cehenneme gönder gibi tavsiyeleri dikkate almamanızı öneririm.

raid ile oraya girdiğimde arılar asıl tehlikeyi oluşturmaz mı? hepsi üzerime uçtuğunda ne yapacağım? sinek raketiyle 50 tane arı öldürene kadar beni hastanelik ederler.

teras c şeklinde ve bizim takıldığımız ucunda değil diğer uçta yaşıyorlar.

dokunmayı düşünmüyorum şimdilik.

edit: sarı siyah çizgili. ancak gövdesi bal arısına göre daha ince uzun gibi duruyor. kanatları belirgin ve bacakları uzun.

Bildiğin eşek arısıdır o, yabani arı yani (vespa-sarıca), bal mal olmaz peteğinde insana yarayan.

Size çok yakın değilse görmezden gelebilirsiniz, ama illa ki bi ara bir tanesi birinizi sokar.

Tüm giriş çıkışları kapatıp ilacı basmaktan başka çare yok, Allah affetsin.

Daha uzun olsa turknete bakın bir derdim ama 1 ay için modem parası, bekleme süresi asla değmez. En iyisi komşularda varsa 1 aylık yarısını ödeyip kullanmanjz olabilir. Olmazsa da paket satın alıp hotspota devam.

Ek paket ile hotspot en mantıklısı.

Telekomun 2 aylık yazlık interneti var, bir bakın.

Turkcell SuperBox

Yukarıda bir arkadaş Superbox önermiş evet köyünüzde kullanabilirsiniz muhtemelen ama ben uyarmadan edemedim dezavantajlarını yazayım da sonra pişman olmayın.

1. Telefonunuzun interneti ne kadar iyi çekiyorsa (Turkcell) o kadar verim alırsınız.

2. En az 12 ay sözleşme yapacaksınız 1 ay kullanmak için 1 yıl boyunca en az 150 tl ödeyeceksiniz her ay.

3. İptal etmesi inanılmaz dertli bir sistem superbox girmek kolay çıkmak zor, yok başvurusu yapıyorsun (başvurunu kabul edecek bayi bulman çok zor) arkasından sms gelmesini bekliyorsun o sms gelmeden seni arıyorlar ikna etmeye çalışıyorlar, arkasından modemi iade etmeni istiyorlar etmezsen 1000 tl cezası var. ben arabanın bagajında 15 gün işe götürüp getirdim sms gelmesini beklerken.

Arkadaşların da dediği gibi Hotspot + Ek paket bence her türlü mantıklı

Millenicom al, çat diye kuruluyor taahhüt de yok

Mide bulantısı için hap var. Yoka çıkmadan 30-40 dk önce bir iki tane içmeni öneirirm

Bir şeyler okuyup telefona bakınca mı tutuyor?

Arabada arka koltuk ya da otobüste arka sıralar yüzünden olabilir mi?

Ön koltukta oturun ve bir şey okuyacağınızda ya da telefona bakınca kitabı yada telefonu göz hizanıza getirin, kafayı eğmek mide bulandırır.

Yola çıkmadan yarım saat önce antihistaminiklerden alın. Gözünüz kapalı, yarı uyur ya da uyur halde yolculuk edin. Telefona ya da kitaba bakmayın. Bulantı olursa derin derin nefes alın. Mümkünse mola verip temiz hava alın.

bulantı durumunda -tansiyon gibi problem yoksa- ağızda erite erite tuz tüketmek de işe yarıyor.

Antiem

metpamit mi ne vardi eskiden.
tuzlucubuk iyidir :)
telefona kitaba bakmayin. ileriye dogru bakin. duzenli sekilde burundam nefes alip agizdan verin.

Sen kapıyı boyatacam diyen arkadaş değilmisin?trafik sigortanın hasarsızlığı ne farkedecek kendisi çok bir para değil zaten.maks yuzde 15 farkeder.boyayıp parayı sigortandan alsınlar ama noterden vekalet vericen bunun içinde.

1 basamak hasarsızlık bozulması ortalama bir otomobilde 100-150 tl arttırır bir sonraki poliçeyi.

Karşı tarafa hasar verdiniz, karşı tarafın hasarını cebinizden mi yoksa sigortadan mı karşılamak gerektiğini soruyorsunuz değil mi?

Her türlü ödenecek para indirimden fazla olur, ben olsam asla para muhabbetine girmem.

Poliçe, ruhsat ve ehliyet fotokopilerini ver karşı tarafa, tutanak da tutun gitsin alsın halletsin.

Vekaletle filan işiniz yok, vekalet sizin kendi aracınız ve kendi kaskonuzla ilgili yetkili servisin kasko şirketinden para alması için gerekli. Parayı şirketten siz alıp (sizin hesabınıza eft) servise elden verirseniz vekalete de gerek yok.

Arabasına göre,boyacısına göre,sanayisine göre değişir.ortalama atıyorum ve 400 diyorum.

Düzeltme yoksa sadece boya ise 400-500 civarı.

500

Bütün seçenekler dolandırılmaya çıkıyor.

Eski business dogal olarak değil.eski ikram vs yok.ekonomiden farkı geniş koltuk sadece,bu benim için yeterli ama eski güzel günleri özlüyoruz.

Geçenlerde chicago ya uçtum business da, tabi ki yatmak dinlenmek için business çok iyi ama yiyecek olarak çok zayıf su anda özel kutularda yemek geliyor sıcak bir şey yok soguk salata soguk Peynirli durum tarzı bir şey bir de tatlı geldi. Eskisi gibi sıcak yemek çorba Türk tatlıları meze vs gelmiyor. Benim tavsiyem çantanıza hoşuna giden bir kaç çerez hatta sandviç yapıp koymaniz. Onun haricinde termos alıp uçakta sıcak su rica edip kendi çay kahvenizi yapıp içebilirsiniz. Çünkü çay kahve servisi de yok. Alınması gereken önlemler alınmış sürekli tuvaletler temizleniyor 2-3 kabin memuru sadece temizlik yapıyor. Genel olarak bana temiz güvenli geldi yapılan şeyler. Bu arada eskisi gibi neon kulaklıklar dağıtılmıyor yine isterseniz kulaklık getirebilirsiniz gerçi her uçağın kulaklık girişi de farklı oluyor. Ekonomi ile kıyaslarsam business da yanınızın boş olma ihtimali daha olası ve tabi ki daha rahat bir ortam. İyi uçuşlar dilerim.

soruyorsan bence deger.

benim aklimin ucundan bile gecmezdi.

Alirken zaten 3 sinif bilet secenegi oluyor. Ekonomi haric diger 2 sinifta degisiklik hakkiniz var diye hatirliyorum. Alirken her bir siniftaki opsiyonlar gozukuyor zaten, sayfasindan inceleyebilirsiniz

31 agustosa kadar thy den alinan tum biletler erteleme opsiyonlu zaten.

1- evet. pratisyen hekim. çok emin değilim ama kura ile zorunlu görevin belli oluyor sanırım.

2- tus'a(Tıpta Uzmanlık Sınavına)giriyorlar. sınav puanlarına göre işte çalışmak istediğin ya da puanın yettiği uzmanlığı yazıyorsun. işte oraya gidip bir yandan uzmanlığını tamamlıyorsun bir yandan da çalışmış oluyorsun.

ayrıca zorunlu hizmetini tamamlamadan sana diplomayı vermiyorlar. özel hastanelerde çalışamıyorsun bu sebepten ötürü.

1) Pratisyen oluyor. Sağlık Bakanlığı'nın atamasıyla hastane ya da aile sağlığı merkezlerinde çalışıyorlar. Mecburi hizmet yapmadan diploma yok. Yani resmen doktor olamıyorlar bitmeden.
2) TUS ile istedikleri ya da tutturabildikleri bölümlere giriyorlar. Uzmanlık öğrencisi ya da araştırma görevlisi deniyor, seçilen bölüme göre. Dört ila altı yılda uzman olunuyor. Klinik bölümlerde doktorluk yapıyorlar, nöbet tutuyorlar Maaş alıyorlar. Bir yandan da tez hazırlayıp sınava hazırlanıyorlar.
Uzman olunca yine mecburi hizmete gidiyorlar. Yan dal uzmanı olurlarsa tekrar mecburi hizmet.

1- pratisyen hekim oluyorlar. Poliklinik gibi uzmanlık gerektiren harici (acil, ambulans, sağlık ocağı hekimi gibi) yerlerde çalışıyorlar.

2- uzmanlık için tus’a giriyorlar. Aldığın puana göre uzmanlık dalın ve yerini(üniversiteni) seçiyorsun. Kontenjanlar çok az. Her biri için genelde 1-2 kişi alıyor hedef bir dal-üni. Tabi 10-25 kişi alan dallar da var ama bayağı azlar.
Eğitim süresi okuduğun dala göre değişiyor bildiğim kadarıyla. Ünvanları uzman hekim oluyor.

2- asistan hekim olarak bölümüne göre 3-4-5 yıl çalışıyor/eğitim alıyorlar.

bazı bölümler uzman olduktan sonra 3-4-5 yıl yandal da yapabiliyor.

Antalya izmir kavşağına gelmeden selçuk bey var. Temiz ve güzel bir yer.

Afyon'da Cumhuriyet dinlenme tesisi var, sucuk ekmek yirsiniz.

Afyon dinar acılan şelalesi

Şu çıkan selalesi

afyon denizli yol ayrımında 2 tane güzel yer var hem de karsılıklı
biri özdilek te karsısındakının adını hatırlayamadım acık alan avm si gibi bişey

şirketler boşta duran insanları işe almazlar bir yerde çalışan insanları işe alırlar.

bence öncelikle üçe beşe bakmadan bir yere girsin kafasına yatan oradan diğer firmalara geçiş yapabilir isterse.

duyurukullanıcısı +1

kimya müh ataması çok az diye biliyorum. Yine de vazgeçmesin çalışmaya devam etsin. Zaten kpss içerisinde ales konuları. Daha çok süreye dayalı bir sınav ales. Eğer azimli bir insansa ve ylsy için kefil olacak birileri varsa kesinlikle o yoldan gitsin.

kimya mühendisliğinde ısrar etmesin. benzer alanlarda mühendislik-matematik bilgisini kullanacağı çok iş vardır.

boş durmasın yazılım öğrensin.

Ben de kimya mühendisiyim ve gerçekten iş bulmak -hele şu dönemde çok zor. Linkedin sitesinde kimya mühendisliğine özel iş sayfları var onları takip edebilir, sektörden insanları bağlantısına ekleyip güzel bir önyazı ile onlardan ricada bulunabilir.

Oakley

Son iki gözlüğümü Atasun'dan satın almıştım. Hiçbir sorun yaşamadım. Çalışanlar daha ilgili ve bilgililer böyle firmalarda. Gözlüğün camı, çerçevesi ile alakalı bir sorun yaşadığımda satın aldığım yere gidip, çözüm bulabilmek benim için önemli, Atasun'da da bu konu üzerine sorun yaşamadım. Her çeşit fiyata çerçeveleri var üstelik.

Ilk gozlugumu atasun optik'teki en ucuz cercevelerden almistim, 50 lira gibi biseydi. 2 kez mahalle arasi gozlukcude cam degisti gozum bozulmaya devam ettigi icin ama cerceve saglam hala, 5 yil oldu. Arada vidalari gevsiyor sadece.

Ikinci gozlugumu sirf degisiklik olsun diye aldim, daha buyuk cerceve istedigime karar verdim. Bu noktada madem surekli gozluk takiyorum bari biraz daha iyi bir sey alayim diyip opmar optik'ten 350 liralik bisey aldim 2017de. 1 seneye kalmadan burnuma degen yerdeki kaplama soyulmaya basladi, burnumun yaglanmasina dayanamadi sanirim. Onun da camlari kez degisti, kullaniyorum hala. Gordugum surece sorun olmadigina karar verdim.

Cerceveler arasinda temel fark, ucuz olan tamamen plastik, pahali olanin saplari metal olmasi. Hafiflikleri ayni. Ucuz olan daha esnek. Burnum kemikli, ama her iki gozluk de guzel oturuyor, agir hissetmiyorum. Gercekten cok hafif cerceve icin titanyum cercevelere bakabilirsiniz.

persol alıp hep memnun kaldım

Şu burna gelen kısmının rahatlığına dikkat etmelisiniz. Burun şeklinize göre kemik çerçeve denen tiptekiler burnunuza oturmayabilir veya çok acıtabilir mesela.

Bir de metal çerçeve çok tercih etmeyin, titanyum olabilir. Metallerin sapları/ortası cildinize temas ederse özellikle yaz aylarında terlediğinizde tahrişe sebep olabilir. Dandik plastik malzemede de bu sorun oluyor, terleme ile renkleri atıyor. ;

Kulak arkasını da iyi ayarlatın; kulağınızı fazla sıkarsa baş ağrısı yapacaktır.

Gözlükçüde denediğiniz çerçeve büyük olasılıkla boş olacak/göstermelik bir camı olacak. Ona numaralı camlarınızın ağırlığının da ekleneceğini hesap edin. Camlar hafifledikçe fiyatları artar.

Ekin galeri karanfil sokak girişinde

Gür özalit, karanfil sokakta
Sembol kırtasiye, selanik caddesinde
Office 1 superstore, tunalı

Berber mi bu her zamankinden de ? Bazi gözlükçüler var olan gozlukten ölçüm yapıp recetesiz kesip veriyorlar. Ama bunların sayısı az baya

Diyebilirsin. İstediğin gibi gözlük alabilirsin. İstersen işportadan çerçeve alıp "sağ -5, sol +3.5" diyebilirsin. Sadece sigortadan 3-5 yılda bir aldığın indirim işlemez. Şu ana kadar bana reçete soran optik olmadı ki en az 15 defa bunu yaptım.

Evet alabilirsin ama camlar için eski de olsa bi reçete isterler. Yoksa gözlük camından numara tayini yapan cihazlar olabiliyor optikçilerde.

Bu arada gözlük bir ilaç değildir. Protez gibi medikal bir özür aletidir. Bu yüzden ilaç muamelesi yapılması saçma. Camlar çizilir eskir kırılır, her neyse. Lensler de reçetesiz satılıyor farkı yok.

peki benim daha önceki reçeteleri görebildiğim bir yer var mı?

E-nabız’a bir bakın. Varsa orada vardır

evet trafik sigortası, sizin üzerinize yapılan sigorta üzerinden deneyim puanlamasına tabi tutuluyor.

deneyim puanlaması saçma bir yorum oldu biraz ama ilk defa yaptırıyorsanız güncel fiyatlar üzerinden, kazasız bir şekilde devam ettikçe de fiyatta indirim alarak devam edeceksiniz.

Trafik sigortası kişisel özelliklere göre (hangi araba olduğu fark etmiyor), Kasko ise arabanın değerine göre ve kapsamına göre belirleniyor.

Her ikisinde de hasarsızlık indirimi gibi etkenler oluyor.

trafik sigortası; bulunduğunuz şehir, yaşa bakıyor (bulunduğunuz şehir için taban ve tavan fiyat vardır.

Kasko ; yukarıdaki kriterlere ek olarak , araç fiyatı, donanım(tüp, hybrid) ve sizin belirleyebileceğiniz teminatlara göre fiyatlandırılır.

İkisinin de prosedürü aynı aşağı yukarı. Sadece gerekli şartlar kısmına o hocaya uygun nitelikler daha kolay konur ya da zaten iyi okulsa yabancı hocayı özellikle tercih etmek isteyebilir. Ya da devlet ünivleri kokuşmuş dinazorlar için garanti memuriyet görüldüğünden yabancı hocaya sıra gelmez falan bu da var.

Dekanlıklarla yazışılıp önceden görüşülür; gerektiği şekilde kadro açılınca da başvurulur.
Bir projesi vardır fonlanan, bu projeyle birlikte gelir/başvurur okul yine daha çabuk kapar.
Türkiyeden çalışma vizesi alır eğer yoksa, öyle başvurur standart prosedürle.
Bir de prof düzeyinde artık başvuruyla değil çağrıyla olur bu işler. Ev profesörü değil herhalde konferansta seminerde tanışıyordur birileriyle.

Amerika başladı avrupa hakkında bilgim yok maalesef

Avrupa tek bir ulke degil tabi ama bazi ulkelere 2 hafta kadar once basladi, bazilarina bu hafta basladi.

istanbul havalimanından kalkan uçaklara baktığımda kazakistan, katar ve libya var. abd ve avrupa iptal yazıyor.

Haklı olabilirsin fakat amerika için belirli günlerde belirli destinasyonlara uçuşlar var,çevremden gidenlerde oldu.

www.turkishairlines.com

Avrupa uçuşları çoktan başladı; ben geçen hafta isvicre'ye geldim mesela. İki üç gun önce de kuzenim geldi.

Avrupa başladı ama ülkelerin giriş prosedürlerini kontrol edin.

Neredesiniz?
Kadıköy de iseniz güven sanat yoksa bulunduğunuz yerdeki sanat malzemeleri satan yere gidin derdinizi anlatın çok güzel yardımcı olurlar.
Sunu gördüm ki, basit çizim yapan birisi için bile. Doğru kağıt, doğru boya inanilmaz fark ediyor.

Ne seviyor? Sürpriz yapmayacaksanız dümdüz sorun, sürpriz yapacaksanız ağzını arayın.

Çok güzel karakalem ve füzen setleri var, yanında uygun eskiz defteriyle alabilirsiniz.
Ortanın üstü kalitede suluboya seti, 5-6 boy fırça, 10-15 suluboya kâğıdı ya da büyükçe bir suluboya defteri alabilirsiniz.
Tuval alacaksanız yağlı boyanın yanında terebentin, belki tiner, primer gibi detaylar var; kullanacağı tekniğe göre bin türlü fırça var.
Guaj hakkında pek fikrim yok ama onun da ek malzemeleri vardır mutlaka.

Güven Sanat ya da benzeri bir yere gidip derdinizi anlatmaya +1 ama önce derdinizin hangisi olduğuna karar verin ki ona göre yönlendirsinler.

ankaradayım. böyle malzemeler satan bi yer biliyorum. oraya gidip konuşayım olmazsa.

sürpriz yapmak istiyorum.

yeni başlayanlar için zor ve yıldırıcı olanlar vardır belki. veya yeni başlayanları daha teşvik eden çeşitler vardır diye fikir almak istemiştim. malzemeleri satan yerle konuşmak güzel fikir ama düşüncelerinize açığım hala.

bilgisayarı vardır diye varsayıyorum. giriş seviyesi grafik tablet hediye edebilirsiniz.

Az önce başka bir arkadaşa daha verdim bu adresi.

www.medyacuvali.com

Ücret konusunda çok ileri gidemezlerse:

Dış Kapı Hastanesinde çok iyi doktorlar var hocam, BDT eğitmenleri aynı zamanda. Gidebiliyorsanız oradaki doktorları araştırın.

sabah işe giderken kafa radyo nihat, geri dönerken kafa radyo nihatla sivrisinek ya da zeki kayhan coşkun zekirdek

aynı saatlerde sabah-akşam nihatla aynı saat, geyik peşindeyseniz best fm cem arslan gazoz ağacı

yine aynı saatlerde futbolla ilgiliyseniz lig radyo mehmet ayan

Best fm Cem Arslan

99,2 pal nostalji

palnostalji.com.tr

18 yıldır, sabah akşam Nihat Sırdar.

QR ile paycell, papara vs ile alabilirsin.

telefon numarası ile gönderilebiliyor bazı bankalarda

www.airporthaber.com

bildiğim kadarıyla oyuna girince, sizi yeni başlayanlarla eşleştiriyor. yani, siz 1.lvl iken 99. lvl le karşılaşmıyorsunuz.
bu tür oyunları sevmem(daha çok hikaye kısmı ağır basan single player isanıyımdır); ama bu oyunu oynayan arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla "köpek" gibi eğleniyorlarmış...

wow güzeldir arkadaş ortamıyla. aylık ücreti dövizden dolayı baya yükseldi ama. the elder scrolls online'da güzeldir. ama hiç biri bir knight değil, efsane oyundu :)

vanilla zamanında oynardık biz çok zaman yerdi. sonra bıraktım. bölgeler var her bölgenin level aralığı var ona göre quest ve experience veriyor. insanlar da sıkılıp yeni karakter açtığı çok oluyor o yüzden mutlaka oynayacak birini bulursunuz.

eski ihtişamı yoktur ama diye tahmin ediyorum.

Arkadan çarpma asli kusur olarak değerlendirir.
Anlaştıysanız sorun yok. Ama o kişi ehliyetsizse sorun çoktur.

bence doğru yapmışsınız.

sınırla ilgili de; ufak tefek çizik-boya dökülmesi-hafif göçük (vakumla çekilen tip) gibi tamponu ilgilendiren durumlarda trafiği etkilemeden ve hem kendinizi hem karşı tarafı yormadan yaklaşık bir ücret (atıyorum 200-300 lira) verilebilir. ancak önceden hiç hasarı olmayan bir araçta ufak bir göçük olsa sanırım tutanak ve fotoğraf kaydı gerekirdi, satıştaki maddi kayıpla alakalı olarak faydası olması açısından.

Bişey olmamasının sırrı tampon ve tampon bağlantı dizaynı.

hasar oluşmamışsa birbirinizi ve trafiği yormamanız iyi olmuş

ne açıdan zararlı?
sağlık açısından sunni olan her şey zararlı tabiiki. görüntü olarak estetik ve psikolojik olarak yararlı mesela.

hekim değilim, laminem var.

@jimjim diş sağlığı açısından.

yani yüzeyi aşındıran bi işlem.
işlemi yapabilmek için kabaca açıklarsak yüzeye zımpara yapılıyor, mineler tahrip oluyor.uzun vadede bu durum çürüme vs gibi olaylara açık kapı bırakır teorik olarak. ama iyi bakarsanız da korkunç problemler yaşayacağınızı sanmıyorum.
10 yıldan fazladır laminelerim var. yine yaptıracağım ama tamamen estetik kaygılardan. dişlerime iyi baktım, çürüğüm vs yok.
lamineyi de yine olsa yine yaptırırdım pişman değilim.

porselen laminatelerde veneerlerde sadece diş ön yüzü bikaç mm'lik aşındırılarak üzerine tırnak şeklinde porselen yerleştiriliyor. Sadece minede aşındırma yapıldığı için(dentine dokunulmadığı için) pulpal bir reaksiyon beklenmez.
Zinkonyum veneerlerde diş tüm yüzeylerinden küçültülüyor. Doku kaybı daha fazla oluyor.
Diş dokunuz genel anlamıyla sağlamsa zirkonyum yerine genelde laminate tercih edilir.
Laminateler çene kapanışınız sağlıklı değilse(bruksizm vs varsa) kırılabilir.
Daha da konservatif bir tercih olarak Kompozit veneer yapılabilir. Yani bildiğiniz beyaz dolgu dediğiniz materyal ile minimal değişiklikler yapılır dişlerde. Kompozit veneerin eksi yanı ise zamanla renkleşebiliyor ama ufak bir cilayla kolayca düzeltilir.
not:diş hekimiyim, dişlerimde minimal asimetriler vardı, kompozit veneer tercih ettim.

Kesinlikle kompozit veneer deneyin, cok memnun edecektir. Kendi dişinize hemen hemen hiçbir işlem inceltme olmayacak. 4-5 sene kullanırsınız, en az. İyi yapılmışsa. Sarardıkça polisaj(leke giderici işlem) yaptırırsınız tamamdır

ağız ve diş bakımı genel olarak bakım konularında daha iyi oldukları için bence.
kalsiyum protein ağırlıklı beslenmenin de etkisi var.
gelişmemiş ülkelerde proteince az beslenildiği gibi bir de tam tersine dişlere daha çok zarar veren; (asitli) karbonhidrat ağırlıklı beslenme mevcut. bunların da etkisi var.
bir de kemik sağlığını etkileyen çok şey var.
saçma gelebilir ama d vitamini (güneş) eksikliği dişi de etkiliyordur, genetik faktörlerin yanında.

romotolojik hastalıklarda bir numara olan ingiltereyi ve ingilizlerin dişlerini düşündüm de o kadar sağlıksız dişler sadece bira içmekten olmaz bence.

Genetik ile alakalı bence. Dişleri kötü (meth vb. uyuşturucular kullananlar haricinde) amerikalı ile karşılaşmadım. Bunun dışında düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımına baya önem gösteriyorlar. Avrupa’daki gibi sigara kullanımı çok yaygın değil. Ayrıca herhangi bir drug store bile girdiğinde envai çeşit diş beyazlatma ürünleri var, kullananlar var baya.

İyi beslenme + bakım + sağlıklı genler

@2econd, cogunun dısında bıraktıgım senin cevabındı zaten ama modlar silmiş cevabımı ne hikmetse:)

cok olmadi yaptirali. bu jelli asitli gibi olan seyle yaptirdim. evet agri sizi oluyor 2-3 gun sonra geciyor. ilk zamanlar beyazdi baya, sonra hem gozum alisti hem belki etkisi azalmistir. abes bi durum yoksa kozmetik amacli yapilmasini tavsiye etmem, sahsen de bi daha ekstra bi sararma yoksa yaptirmam.

Diş teli tedavisi gördükten sonra yaptırmıştım.Dişlerim plak vs kaynaklı değil kendi kemik rengi olarak sarıydı.Yaptırdıktan sonra beyaz oldu 1 seneye tabi birkaç ton koyulaştı ama tatmin etti diyebilirim.Bir daha yaptırmam sağlıklı bir uygulama değil

Benim diş hekimim önermedi. Özel günlerin yoksa (evlenme vs.) yaptırmana da gerek yok, dedi. Benim de kemik rengi sevmiyorum. Zaten etkisi geçiyormuş kısa vadede.

Hahsd müthiş. Tüketici mahkemesine başvurun. Online yapılabiliyor olması lazım?

Polen diye bir doktor var. Devlet hastanesinde. Çok memnun kaldık. Soy adını hatırlamıyorum. Kesinlikle bir araştırın derim. Elvankent, Eryaman tarafındaydi çalıştığı hastane.

Dikmen’de Pelin Aktay Esen hanımı önerebilirim. Düzenli gittiğim hekim kendisi hatta önümüzdeki hafta kaplama için gideceğim.

Tunalı da Dt. Zerrin (Işık) Tüfekçi, Evrensel Diş Kliniği

Fiyat takip botu-discord telegram botları-ev otomasyon işleri-gerçek zamanlı video işleme aklıma gelenler. Neye ilginiz olduğunu bilemiyorum tabi ki.

Munih, ofisten eve donus yolunda metrodan ciktiktan sonra "10 dakika yururum bir sey olmaz" diyerek -25 derecede eve yurumustum. Eve vardigimda yuzumun rengi kirmizi/mor arasiydi :)

Hayat ona gore uyum sagliyor, kacacak bir durum yok. Turkiye'den ayrilan birisi hemen her yere uyum saglayablir :)

Simdiki sirkette bir ekip arkadasim Yakutsk sehrinden, kislari -50 dereceyi gorduklerini soylemisti.

ankara'da 4 sene yaşadım. -15 °C'ye kadar düşüyordu sıcaklık. kışın kat kat giyiniyordum, atkı, kulankık, bere, kapüşon, eldiven ne varsa takıp öyle çıkıyordum dışarı. hele sabaha karşı aşti'ye varıp da yurda gitmek için seyrek geçen bir otobüsü uzun uzun beklerken burnum, kulaklarım, ellerim öyle üşüyordu ki :( çok kötüydü. normalde bölüm ve yurt iyi ısınırdı, ama bazen yurdun kaloriferleri bozulurdu veya başka bölümlerin çok soğuk sınıflarında dersim olurdu, onlar tam işkenceydi benim için. mezun olduktan sonra sıcak iklime yerleştim :)

soğuktan nefret ederim. ankara bu kadar işkenceyse gerçek anlamda "soğuk iklim"de yaşamayı geçtim kısa süreliğine bile bulunmak istemem.

Berlin.

Cok cok az etkiledi. Ankara´da ogrenciydim 3 yil, kampüsünde tilki gorulen dag basinda bir üniversitede okudugum icin, kar tipisi nedeniyle yollarda kaldigim, ulasimin durdugu bir yerden sonra Berlin sogugu ve sartlari zorlamadi. Cok iyi giyinmeyi, kat kat giyinmeyi ogreniyorsunuz. Sogugunda bisiklet de surdum, disarida vakit gecirdim. Surekli gri ve yagmurlu kuzey Almanya sehirlerinde yasamak istemem ama.

5 yıl erzurum
3 yıl ağrı
6 yıl kastamonu
19 yıl eskişehir

-20'de yarım saat otobüs beklediğim de oldu kabanla yatıp soğuktan evdeki halı perdeleri üstüme örtüp "inşallah kalıcı hasar bırakmaz" dediğim de. -40'ı da gördüm. "izmir daha soğuk çünkü nem var diyen yumuşak popolulara bilgisayar başında gülüyordum. erzurum'da kristal yağdığını gördüm. burnum kaç kere birbirine yapıştı. patlayan çeşmeler 3 metrelik buz tepesi yapıyordu. kapıyı açtığında dışarıdan içeri sis bombası atılmış gibi buhar giriyordu. kolay uyum sağladım. erzurumdan dönüşte eskişehir'de 3 kış ceketle gezdim.

zamanında anlatmışım buyrun. dünyanın en soğuk yerlerinden biri astana.

eksisozluk.com

ankara. doğma büyüme ankaralıyım. ama kışın bile aşırı soğuk olduğunu düşünmüyorum, çok fazla önlem almadan dışarıda uzun süreli vakit geçirebiliyorum. takım elbise üstüne mont kombinasyonuyla çok üşüdüğüm nadirdir. bazen titretici soğuk oluyor ama çok sık değil. atkı, eldiven, bere kullanmam bu arada.

alman şehirlerinin çoğu okyanus iklimine sahip ve ankara'dan daha düşük kış sıcaklık değerlerine sahip değiller. dolayısıyla çok fark yaratmaması normal bence.

van'da yasadim. bazen -40'lara kadar inen bir havasi var. hava cok keskin. ancak insan uyum sagliyor. zor anacim. sonra goctuk sicak diyarlara. simdi gitsem yasayamam.

Doğma büyüme Ankaralıyım. Eğitim için 6 ay Finlandiyada yaşadım. Gündüzleri -30 olan çokca gün yaşadım. Bir şekilde uyum sağlıyorsun ve bence -20'den sonra hissedilen çok değişmiyor gibi :)

Geçen sene Stockholm’de aralık ayında gece vakti dışarı çıktığım bir zaman ilk nefes aldığım anda boğazıma buz saplandı sanmıştım burnum kaskatı oldu, üşüme ve titremeden bahsetmiyorum bile açık kalan yerler donup düşebilir o kadar soğuktu.

ağrı'da ikinci yılım. -30ları görüyoruz. kışın çıkıp bir yerlere gitmek hayal. işten eve, evden işe. -27'te eldivensiz 10 dakika eve yürümek durumunda kalmıştım. çantadan anahtarı bulup çıkaramıyordum, parmaklarım hissetmiyordu. bir keresinde de o kadar titriyordu ki ellerim anahtarı kilide sokamamıştım. saç, kaş, kirpik, burun içinin donması olağan şeyler. yürürken dikkat edeceksin her yer buz pisti. pek alışılacak gibi gelmiyor kulağa değil mi? :)

Viyana.
Istanbul’a gore filan oldukca soguk ama coook soguk demem. Gerci pis bi ruzgari var bu sehrin mahvediyor.

Ha burada yasamaya basladigimdan beri istanbul’da insanlarin koca koca kis montlari giydigi gunlerde deri ceketle filan geziyorum ben.
Alisiliyor, sonucta kat kat giyiyorsun, oluyor. Cok sikinti degil.
Kisin 10 gun kutup dairesi kuzeyindeydim, sadece 1er kat fazla giyindim. Ha geceleri disarida kirpikler saclar filan donuyordu tabi.

İnsan herşey uyum sağlıyor. Şöyle bir video bırakayım, yer Sibirya, başlığında yazdığına göre eğer sıcaklık -55 dereceden yukarıysa bugün güzel bir gündü diyorlarmış orada yaşayanlar.

www.youtube.com

Şimdi değil ama 5-10 sene önce Eskişehir'de birkaç soğuk kış hatırlıyorum. Soğuktan kastım öğleden önce -20 civarları. O zamanlar müstakil bir evde oturuyordum. Mutfak musluğum default olarak donardı. Günlerce, mutfak musluğunu kullanamazdım. Tüple filan ısıtmak için çok uğraşmışımdır. Banyo musluğu donmasın diye içim sızlaya sızlaya geceleri musluktan çok az akmasına izin verirdim. Ama her zor şeyin güzel tarafı da olabiliyor, mesela sobalı bir evdi, işten eve geldiğimde ev buz gibi olurdu, ama sobayı yaktıktan sonra keyfine doyum olmazdı.

-32 finlandiya.
hatta izmirde yola çıktığımızda +20 dereceydi, 8 saat sonra helsinkiye indiğimizde -20 dereceydi. şoku düşün.
doğma büyüme oralı olsam heralde hiç koymazdı çünkü biz giyinip dışarı çıktığımızda michellinin lastik adamına benziyorduk ama onlar tşört, üzerine bir hırka/sweat, onun da üzerine sağlamcana bir montla gayet rahat o soğukta durabiliyordu. daha yeni doğmuş bebek vardı mesela, hastaneden çıkıyorlardı. biz olsak normal havada bile 40 gün sokağa çıkarmayız ama o kadın (yeni doğum yaptığı yürüyüşünden belliydi) bebeği kızak gibi bir şeye koyup kar üstünde kaldırımda çeke çeke evine götürdü. kreşler her gün 1-2 saat bahçede oynatıyorlar -20 -30 demeden. çocuk böyle büyüyünce ister istemez alışıyor soğuk havaya. genetik olarak da yatkınlar tabi ki.
ama ben dondum, gerçi ben zaten çok üşürüm ama orası ayrı bir soğuktu. fakat gene de uyum sağlıyorsun, kar görmemiş masum izmirliler olarak her gün kar yağması, günde sadece 4-5 saat güneş ışığı o da kalın bulutların arkasından zar zor görebilmek zorluyor tabi ama alışıyorsun neticede çünkü elinde olan bir şey değil. hatta eksi dereceleri göze alıp o kış kuzey avrupa turuna çıktık, hatta kuzey avrupa bile bize komadı ki ne olacak en fazla biraz serin olur diyip bir sonraki kış güney avrupa turuna çıktık, o da son 50 yılın en soğuk avrupa kışına denk geldi, bi yerimizde bişeyimiz dondu ama gene de ölmedik vs.
soğuk diye finlandiyadan da kaçmadık, erasmus bitti döndük, gene olsa gene gideriz ama bu sefer daha hazırlıklı gideriz.

Ardahan’da görev yapıyorum. En düşük -45 olmuştu. Genelde de -25 civarı olur. Sadece düşmeden yürümek zorluyor :). İsteyerek geldiğim için bir sıkıntı yok benim için

Çok leş kurslar gördüm. Adam iki kelimeyi bir araya getiremiyor, her adımı ayrı videolara bölmüş. Mouse u oynatıyor “evet arkadaşlar mouseu getirdik bir sonraki videoda bıdıbıdı” diyor. Sonrakinde de tıklayıp bitiriyor.

itin alacaksiniz buyuk ihtimal. daha sonra bir cpa ile gorusup dusurmenin yollarina bakarsiniz.

Bazıları içiliyor sanırım. D vitamini ampulünü kas içine yapmak yerine iç diyor gördüğüm her doktor. Ağrı kesici ampulü de daha hızlı etki etsin diye içmemi tavsiye eden doktor olmuştu. İlacına göre değişiyordur tabii.

evet içilen var. d vitamini ampülünü ben de kırıp içiyorum.

doktor dediyse sizin ilacınız da içiliyordur. o riski almaz doktor. prospetüsüne vs bakın bir şey yazıyor mu diye

Hemen hemen çoğu ilaç içilebiliyor. Bizim doktorlar arada kendilerine kokteyl bile yapıyorlar grip falan olduklarında. Ciddiyim.

novalgine de içiliyor

corona önlemleriyle beraber ikram servisi kalkıp sadece paketli gıdaya dönüldüğü için değmez bence.

yemek büyük bir artı doğru ama yatağa dönüşen koltuk en en büyük artı
kesinlikle değer.
5500 tl = 800 dolar yapıyor para değil.

Deger mi diye soruyorsan deger. Benim aklimin ucundan bile gecmezdi mesela.

çukurambarda bir concept diş kliniği diye biyer var kebapçıların orda. fiyat/performans iyi gibiydi. Düzgün diş hekimleri vardı. Bi fiyat alın derim.

Zirkonyum kaplama mı?

@tolgan; evet

Tolga kodaz hoca öneririm. Eskişehir yolunda mahall'de.
İnstagram sayfası da var ordan da bakabilirsiniz.

Biraz daha makul fiyatlara istersen, huriye aydın. muayenehanesi afili bir yerde değil, hali ile uygun biraz. İşçiliği de iyi.

conceptdent'in çayyolunda da şubesi var, emre beye gidiyorum ben de orada. sanırım haftanın bazı günleri çukurambar bazı günleri çayyolunda oluyor kendisi. tavsiye ederim.

soğuk algınlığıdır genelde. ateş yükselmesi varsa griptir.

ibb.co

şu resim aralarındaki farkları ayırt etmenize yardımcı olur.

Benim bir dönemlik olmuştu. Hem dağınık hem de bizim alışık olduğumuz hijyen kurallarına uymayan biriydi. Üstelik eşyalarımı izinsiz kullanma gibi de bir huyu vardı:) bunlarla birlikte, iyi özellikleri yok değildi. Guler yüzlü, pozitif ve hoşsohbetti.

@dumbest: Sih inancına sahip olan herkesin soyadı singh'dir. Bunlar Pencaplıdır, erkekler genelde türban takar.

benim tecrübem: hijyen yerlerdedir bu adamlarda, çoğu bize göre pistirler. aynı mutfağı kullanıyorsan dikkatli olmalısın. baharatları falan çok kokar, çok baharat kullanırlar. aslında ben severim onların yemeklerini, ama mutfağı inletirler. bazı tipleri çok üçkağıtçıdır, bizi bile aşarlar; bunun yanında çok düzgün hintliler de gördüm. okumuşları genelde efendi adamlardır. genel olarak biraz disiplinsiz, ama zeki tipler olduğunu düşünürüm.

"asla kalma" diyemem, biraz aşırı bir yargı olmuş. farklılıklara ne kadar açık olduğuna bağlı.

almanya'da devlet yurdu çıktı, gidip bi kontrol ettim..
asansörü beklerken bayılacaktım, arkama bakmadan kaçtım. parası neyse vereyim temiz yerde kalayım. hiç bulaşma.

Benimde erasmus yaparken hintli bir ev arkaşaım vardıı. 2 ay zor dayandım. Irkçılık gibi olacak ama olmuyor abi ben yapamadım. Yemek yaptıkları zaman evde duramıyordum.:) Temizliğe dikkat etmiyordu. Birde grupları falan vardı hepsi bir araya gelince hiç çekilmez oluyorlardı. O yüzden bir daha pek yanaşmadım.
İşte ise bir hintli arkadaşım vardı. O iyiydi ama yine aynı evde kalamzdım. Bnece de biraz daha fazla para ver gerekirse tek çık daha iyi derim

Çok güzel anlatılmış ben de şöyle söyliyim. Bunların sadece baharatları değil her şey acayip kokulu. Kendi yerel parfümleri var, kendi sabunları var adamı mahvediyor.

Bir keresinde hintli eleman banyo yaparken kullandığı sabunun kokusu diğer odada uyuyan beni uyandırdı lan resmen hala unutamam.

yemek konusu cidden efsane değil. aynı yurtta kaldığım hintlilerin yemek kokusu beni öldürüyor. hafife alma vallahi çok büyük bir mesele.

Öğrenciyken Hintlilerle aynı yurtta kalmıştım. Mutfak ortaktı, onlar mutfağı kullandıktan sonra mutfağa girilmiyordu.

3 ay hindistan’da calisirken 3 hintli kizla ayni evi paylasmistim.
Bu kisiler gorece ust seviye ailelerin cocuklariydi. Ben evde koku vs hic sikinti yasamadim. Temizlik sikintiis da yoktu cunku her gun ama her gun temizlikci geliyordu, 1-2 saat temizleyip gidiyordu.

Mesela yine hindistan’da tanistigim bi arkadasim avrupa’ya tasindi, hayatinda ilk defa elektrik supurgesi kullandigini soyledi 2 hafta once. Niye? Cunku orada temizlikci geliyo vs bunlar da bilmiyor iste.

Kisaca: dusuk seviye hint ailesinden geliyorsa (burslu, hasbelkader gelmis..) uzak durmak lazim, ust seviye ise gayet ok bence.

amerikadan bildiriyorum sakin ama sakin = ) arkadaslar da yazmis bu adamlarin hijyen ile alakasi yok. inanilmaz derecede pisler ve uyaniklari acaip uyanik ve les olur. insnai aptal yerine koyarlar.

hintlilerle ayni evde kaldim bir keresinde. banyo yapinca daha cok kirleniyordum. mutfak zaten les otesiydi 1 ay boyunca burger king'ten beslendim.

yemisim politik dogruculugunu adamlar sulu yemegi elleriyle yiyorlar. microsoft ceo'su olsa bile bundan vazgecmiyor adamlar.

SAKIN HINTLILERLE YASAMA. HATTA IS DE YAPMA, CALISMA DA, TAKILMA DA, ARKADAS DA OLMA.

remote işler

Uber?

@unde;
yasal değil.

ben 20 saat (sözde 20 saat, haftalık 32yi buluyordu halbuki) TAlik yaptığım için başka şansım yoktu ama bildiği kadarıyla f1 vizesiyle 20 saatin altında çalışıyorsan in/off-campus çalışmana iznin var belli kısıtlamaları var da onu çok bilmiyorum. öğrenci işlerine bi mail at istersen en doğru yönlendirmeyi onlar yapar.

Yaptırabilirsin, yavaş yavaş çalışmaya başladılar.

Valla kapandıklarını bile bilmiyodum çünkü evime yakın bi yerde özel diş polikliniği var ve hiç kapatmadı. Önünde hep sıra/işlem bekleyen hastalar vardı seyrek dağılmış.

Benim dişçim mesaj attı çok acil olmayan ve devam eden tedaviler hariç hasta almıyorum diye- yani seni alır mıydı bilmem de. Eylüle kadar kesin düzelir zaten

Açık

bilmiyorum da soyle birseygordum belki isine yarar
tr.usembassy.gov

Konsolosluklar ABD dışişleri emriyle kapalı. Açılacağı tarih henüz net değil. Sağlık gibi acil vizeler haricinde kapalılar.

Vize çıkması problem değil, 4-5günde geliyor eve pasaport.
Önemli olan randevu alabilmeniz. Gözünüz kulağınız randevuda olsun, açılır açılmaz almanız gerekiyor randevuyu.
Şöyle 1-2 gün kaçırırsanız sistem açıldıktan sonra, muhtemelen 1 ay sonrasına randevu anca alırsınız.

okul sağlık hizmeti de sunuyorsa neden olmasın?

ama şu an için ağustos'u konuşmak için biraz erken değil mi?

temmuz'da görüşelim. belki yine gidemeyeceksin ya da her şey düzelmiş olacak..

konsolosluklar sadece 60 günlüğüne kapatıldı.

kapalı olmasına rağmen arkadaşımın vizesi onaylandı ve ek belgeleri de istediler.

tahminime göre haziran - temmuz gibi gidecek.

amerikadaki bir arkadaşım, özellikle bazı bölgelerde çok yoğun koronavirüs vakaları yaşandığını, las vegas'da durumun kötü olmadığını söyledi.

nereye gideceğine de bağlı biraz yani.

gitme imkanın varken gitmezsen hep pişman olacaksın.

tabii ki git

Hayırlı yolculuklar bence

Amerika texasdam bildiriyorum. Buralar da bir sorun yok, tr bakiyorum da oralardan kat kat iyi. Ny fln tam tersi ama. Yani nereye gideceginize bagli

"belki evren en geniş ölçekte bizim fizik teorilerimize göre hareket etmiyor"
bunun böyle olduğunu kanıtlamadığın sürece bildiğimiz şeyler üzerinden yola çıkarak açıklama yapabiliyoruz. geliştirebildiğimiz en akla yatkın teori bu ve bunun üzerinde duruyoruz.
senin dediğin şey gibi biraz; arabanın üstüne bi kuş sıçmış görüyorsun ama hangi kuş belli değil. sen güvercindir muhtemelen diyorsun. arkadaşın da diyor ki "nereden biliyorsun belki amerikan kel kartalı sıçmıştır"
teorik olarak evet, amerikan kel kartalı sıçmış olabilir ama bunu kanıtlamak için daha az ihtimal varken güvercin olduğunu düşünmek için daha fazla var.

yani evet, belki de bizim teorilerimize göre hareket etmiyor ama karanlık madde teorisi de kuvvetsiz bir teori değil; daha iyisine sahip değiliz. şurada neden var olduğunu düşündüğümüzle ilgili açıklamalar bulabilirsin
www.scientificamerican.com
bahsettiğin alternatif düşünceler üzerine bir yazı da burada var mesela
cosmosmagazine.com

"belki evren en geniş ölçekte bizim fizik teorilerimize göre hareket etmiyor."

(bkz: occam'ın usturası)

"arkanda nal sesleri duyuyorsan atları düşünürsün, zebraları değil"
canlı yaşam formu ararken karbon bazlı organizma arıyoruz. su arıyoruz. belki de farklı gezegenlerdeki yaşam formları ateşten oluşuyor. bilmiyoruz. ama buna göre araştırma yapmak mantıksız.

şu an karanlık madde teorisi ispatlanmış durumda. yarın yeni bir keşif olur baştan aşağı fikir yenilenir değişir, eskisi silinip atılabilir. bilim o hakkı her zaman kendinde saklı tutar zaten. yoksa kendisine bilim değil din derdik.

mubi'yi kullanmaya başladım ,oradan film izliyorum. arada netflix'e bakıyorum. cosmos ve westworld'ü takip ediyorum. kitap okuyorum. online eğitimle ilgileniyorum. spor yapıyorum. bunlarla günüm doluyor zaten.

Kitap okuyup film izlemekten gına geldi artık.

6k civarlarında bilgisayar bakıyorum fakat herkes salgın nedeniyle fiyatların olması gerekenden pahalı olduğunu düşünüyor, kazık yemek istemiyorum yoksa bilgisayara saracaktım zaten.

Sevgiliyle uzun bir kahvaltı sonrası saatler süren kahve-müzik-muhabbet üçlüsü yapıyoruz. Aralarda sevişip akşam yemeği hazırlayıp yiyoruz. Bizimkisi bol muhabbetli geçiyor. Tarihten tut da hayvan anatomisine kadar her şey konuşuluyor. Kendisi İzmirli olduğu için bol bol İzmir güzellemesine maruz kalıyorum. Tası tarağı toplayıp oraya yerleşme fikri falan giriyor kanımıza. Halbuki dışarıya adın atmayalı haftalar oldu swh

home office çalışıyorum. görüntülü toplantı yapmaktan kusma noktasına geldim, kulaklık kulağıma yapıştı. bir yandan yüksek lisans derslerine giriyorum o da online.. keşke bol bol nefliks izlicek zamanım olsaydı bok gibi karantina :(

Ben senelik yaptırıyorum kan sayımı. Hiç şikayetim yokken d vitaminimin aşırı derecede düşük olduğu öğrenmiştim mesela; tedaviye başladım. Yine demir eksikliğimi de rutin kontrollerde öğrenmiştim yıllar önce ki anemiye giden bir eksiklikmiş, ilaç kullanmaya başlayınca eskiden ne kadar yorgun ve bitkin olduğumu anladım.

O yüzden senede bir baktirmak en güzeli ki benim doktorum da şikayetiniz olsa da olmasa da senede bir yaptırın diyor.

ben de yilda bir check up yaptiriyorum. duzenli yaptirmak bazi sikintilari cok erken tespit etmeyi sagliyor, erken tani hayat kurtarir.

özel sağlık sigortası boşa gitmesin diye senede 2 kere baktırıyorum ben. 3 ayda 1'de tiroid değerlerime baktırıyorum haşimoto olduğum için.

2 sene önce. Tanıdık doktor vardı, her sene çok detaylı tahlil yazıyordu sağolsun. Onun tayini çıktı, şimdi yazacak doktor bulamıyorum. O kadar detaylı şeyleri "gerekli görmedikleri için" yazmıyorlar. Sanki fikirlerini soruyorum. Tanıdık bulsam her sene yazdırıp yaptırırım yine. Bir sağlık sorunum yok ama her şeyin yolunda olduğundan emin olmak istiyorum. Bence düzenli yaptırmak lazım.

Vooaa 3 ayda bir baktırıyordum ben, şu virüs tantanası olana kadar.

bir benim herhalde baktırmayan.