Ekşi Duyuru

Bir dahiliye uzmanına görün. O zamana kadar da spordan uzak dur.

Şekeriniz düşüyor olabilir. Aç mı spor yapıyorsunuz?

@duseyazar

sabah birkaç bisküvi yiyip gittim.

Bisküvi yetmeyebilir orada yaktığınız kaloriyi karşılamaya. Muz veya protein bar yemenizi öneririm.

Antrenmandan önce bi şey yemene gerek yok. Bisküviyi zaten asla yeme. Normalde de. Çöp

Kardiyo yaptığına göre şişmansın. Hafif tempoda yap. Ağır tempoyla başlıyosan pump olan bacaklar başını döndürür. Geçen antrenmanın sonunda leg press’ten sonra soyunma odasına zor attım kendimi. Soyunma odasında bayılacaktım. 10 dakika kendime gelemedim.

Ter atmak da elektrolit kaybına yol açar, tansiyon düşürür. Spordan önce tuz yersen iyi olur. Kan basıncı artarsa kalp daha az yorularak daha çok kan pompalr. Spor esnasında da bol su iç, gerekirse powerade’le falan destekle.

Çok hafif başlarsan bunlara da gerek kalmaz ama. Ayrıca tansiyon sorunun olup olmadığını anlamak için yukarıdaki arkadaşların dediğini dinle. Doktora git. Benimkiler senin kim olduğunu, yaşam tarzını, antrenman ve beslenme biçimini, sağlık sorunlarını bilmeden verdiğim üstünkörü tavsiyeler sadece

yaratmaz, anneniz evin mülk sahibi ise onunla aranızda bir kira kontratı yapacaksanız evin 1 odasını kiralmış olarak görünüp her ay o tutarı kira bedeli olarak yatıracaksınız.

soru annamın evini bedavaya kiralayabilir miyim ise, hayır

@vladimirdökümov
kira yatırıcam, fakat mesela gardrop aldım :) gider gösterip kdv düşücem, geldiler gardrop yok, kendi evimde. orda sıkıntı olur diye düşünüyorum doğru mu?

şöyle ki; masraf gösterilebilecek şeylerin bir listesi var. yani listesinden ziyade ben ofise 5kg domatesle 2 bira aldım gider kalemi değil.

gargrop eğer ofis içinde kullanımı geçerli ise neden olmasın. kirtasiye giderleri, yazıcı toneri, efendime söyliyim a4 vs. bunlar giderdir. daha spesifik şeyler için muhasebeciden fikir almak lazım. yani teknik olarak mantıklı açıklamasını gider gösterebileceğiniz şeyleri gider gösteriniz. bilgisayar, tablet, elektronik ürünler, masa sandalya, monitör vs. gibi gibi..

var profesyoneller çok kullanıyor. ama nereden kiraladıklarını bilmiyorum.

Sürekli nişanlımla pubg. Sosyal hayatımızı bitirdi onun pubg bağımlılığı.

taksiye çıkıyorum. keşke ben de sıkılabilsem.

5 gün salon+sauna+havuz, spor sonrasında yeni teknolojilere bakmaya çalışıyorum.

ben ödev yapıyorum, genelde çeviri oluyor zaten. takıyorum kulaklığı, veriyorum ONE HOUR SOVIET COMMUNIST MUSIC'i, açıyorum sözlüğü, çay-kahve eşliğinde hoca ne vermişse dalıyorum. bir saat içinde beyin muşmulaya döndüğü için gerisinin önemi kalmıyor zaten, öyle aptal aptal takılıyorum uykum gelene kadar. ödevim yoksa veya ANARCHY IN ALTINDAĞ deyip herhangi bir sebeple ödev yapmamaya karar vermişsem de reddit'te takılırım, maç izlerim, INDIAN STREET FOOD videosu izlerim.

gerçekten hiçbir şey yoksa ve ev arkadaşım da aynı durumdaysa birlikte yürüyüşe çıkarız, pişti atarız vs.

bence zaman çok çabuk geçiyor. daha yavaş akmasını dilerdim. sabah 9'da uyanıp hiçbir şey yapmasam bile saat 13 oluyor. bir şeyler yapıyorum, 17 oluyor. "hızlı geçmiş lan dur bi şeyler yapmayayım" diyorum, 22 oluyor. sinirleniyorum. bir şey yap ya da yapma, her türlü lüzumsuz derecede hızlı geçiyor. ee öldük zaten. çok hızlı oldu.

yemek, dizi, film, puzzle, playstation, kitap, masa tenisi, havuz, alkol idi bir zamanlar. şimdi tez. keşke eski günlerime dönebilsem.

ayrıca der meister +1, çok hızlı geçiyor herşey. 5dk ara vereyim diyip 3 saat geçtiğini fark ediyourm, inanılır gibi değil.

hobi bul onunla uğraş. ben çektiğim fotoğraları düzenliyorum, enstrüman çalışıyorum. halihazırda sevdiğin şeyi yapmaktansa bir şeyleri öğrenmek, "challange" halinde olma durumu vaktin nasıl geçtiğini anlamamamı sağlıyor. biraz hırslı bir tipsen biraz zorlayıcı şeyleri yapmayı deneyebilirsin; artık seni ne zorluyorsa.

Odev, okuma, yazi vb okul isleri

pazartesi carsamba aksam meditasyona gidiyorum
sali almanca dersi
persembe aksam cuma sabah arkadaslarla meditasyon sonrasi kahvaltida yemek icin borek corek pogaca turu biseyler pisiriyorum
gecen seneden beri evde bilgisayar acmadim, dizi film seyretmedim

PlayStation oynuyorum, YouTube’da takip ettiğim kanalların yeni videolarını izliyorum, haftada en az 3 günün akşamında bir saat ağırlık antrenmanı yapıyorum. Zaman çabuk geçiyor.

bu sezon fener'in bazı maçları iki maç birden paketle satılıyor.. panathinaikos'da tek satılmayanlardan.. linki aşağıda..
www.mobilet.com

belki de smiley, ascii karakterler kullanıyorsunuzdur.

tam siz yazdığınızda duyuru sahibi sildiyse öyle oluyor. üst üste denk gelmiş olmayasınız?

bloklanma diye bişey yok.

ya banlanırsın ya da tüm aktivitelere katılırsın.

banlanırsan login olamazsın.

browser kaynaklı bi sorun olabilir , browser değiştirmeyi dene.

Deneme

Ya anladım sanırım, şirket laptopundan giriyorum ben. Kesin bi izin-yetki olayı var, ona takılıyor. Mobilden denedim oldu.

emoji: bin tane klavye var. onlardan indirip deneyin.
photos: eğer ekstra disk alanı almadıysanız photos zaten fotoların orijinal hali ile saklamıyor. küçültüyor. photos yerine drive'a atın. (ki o da zaten sınırlı. 15 gb) gmail/google hesabınıza bağlı olarak.
ekstra alan satın alarak çözersiniz bu sorunu diye düşünyorum. hareketli fotonun formatı nedir acaba? photos bunu tanımıyoordur muhtemelen. o yüzden gif veya mp4 yapmaya çalııyordur.

Kafa dinlemek istiyorsanız İstanbula 1 buçuk saat mesafede ;

www.papulibutikotel.com

aynı dertten ben de muzdaribim. her gün saçımı yıkamak zorunda kalmaktan saçlarımı yıprattım. takipteyim

Kadınım, sabah yıkadığım saç akşama yetişmiyor. Kendimi sürekli rahatsız ve pis hissediyorum bu yüzden. Düşündüğünüz gibi güzel bi şey değil yani. Activex falan demişsiniz de, yüzüm için aldığım yıkama jeline en son 200 tl verdim, öyle diyim :) çok bi şey etkilemiyor.

No shampoo önerini dikkate aldım tabi ki :)

Cevabınızı yeni farkettim şu an. Aşırı tepki vermedim aslında, yazışarak anlaşmaya çalıştığımız için ters algılamış olabilirsiniz, ya da ben kendimi ifade edemedim. Ergenliğimden beri bir sürü şey denediğim için, bir de el ürünü ile yüz ürünü farklıdır ya, o yüzden çok kafama yatmadı protex konusu. eğer deneyip memnun kaldıysanız deneyebilirim ama. zaten bu aralar şuna çözüm olması için her şeyi deneyebilirim :/

babamlar fan almisti. baya da para vermisler. bu ne ya, vantilator bile daha iyi deyip kutusuna koyup geri goturdum alindiktan 12 gun sonra. musteri hizmetleri bankosundaki eleman ik mik yapti ama aldilar. iade fisi gibi birsey veriyor. yerine baska birsey alabilirsiniz diyor.

direkt kasaya gidip "alacagim bir sey yok" diyip tamamini iade ettirmistim.

Bende aldığım utuye begenmistim ifadeye götürdüm. Ik mik ettiler dedim tüketici hakkım var biraz cirladim aldım parayi.

valla yenisahra durağında yediğim döner çok iyiydi. hem bol koyuyor adam hem de lezzetli.

yenisahra güzel kokuyo evet, hiç denemedim ama. erdal ustanın soslu döneri de meşhur, en güzel mi bilemiycem ama meraklısı çok. ha bi de açık ayranı çok güzel.

Doç. Dr. Zekayi Kutlubay, yalnız randevu bulmak çok zor. Ben kendime bulamadım.

yavaş yavaş gidilir.

Gittik :) trafik yoktu dün.

www.youtube.com

Sizin duyuruyu görünce fark ettim bu başlığı. Üzerine de bir şeyler karaladım. Umarım cevap olabilmiştir: eksisozluk.com

@gonion sanırım olay ailenin seni yetiştirme tarzında değil, senin kendi kendini yetiştirememende demek istiyorsun, doğru mu anladım?

ciddi karar alıp almamakta zorlandığını bilemem de cahil annelerin çocuğu da kedi köpeklere eziyet eden cani oluyor. Geçen yıl deniz kenarında 3-4 yaşında çocuklar kediye taş atıyor, anneleri de laflıyordu.

biz çocukların hata yapmasına izin vermekte ciddi sorun yaşıyoruz. mesela yukarıda verilen örnek; çocukları serbest bırakıp hayvanlara yaklaşımını düzeltmek bize genelde uymuyor. ya çocukları hayvanlardan uzak tutuyoruz, ya da tamamen serbest bırakıp saçma hareketleri normalleştirmesini sağlıyoruz.

bu hemen her konuda böyle. çocuk ya koyun gibi güdülmeye, ya da kendi yolunu el yordamıyla bulmaya alışıyor. biri tamamen pısırık, diğeri de yanlış yapmaya alışık çocuk yetiştirmeye sebep oluyor.

anne baba olmak ciddi ciddi okumayı gerektiren bir iş. hakikaten bilmediğini kabul edip okumak lazım. en azından yılda 3-5 kitap devirmiyorsan senin çocuk psikolojisinden, pedagojiden az çok anladığını söylemek mümkün değil. o kadar okumak da bizim topluma maalesef uymuyor.

yapacak fazla bir şey yok.

Ben de control freak bir ailede yetiştim ama aşırı asiydim, problemliydim aileme göre. Sonuç olarak mesafemi koydum zamanı gelince. Zor mu üniversiteyi ananın evinde okuduktan sonra yemek yapmak, wc temizlemek, ev temizlemek, yorganı nevresime geçirmek, tek başına kararlar almak? Zor. Ama kendine zaman tanırsan çocuk değilsin sonuçta zamanla öğreniyorsun eksik kaldığın noktaları.

@sedat peker in yegeni:
Yeni gördüm kusuruma bakmayın lütfen, evet aslında özünde dediğim şey o. Biz hatayı hep başka yerlerde arayan bir toplumuz. Eğer ailenin bir hatası varsa o da çocuğa hatayı kendinde aramayı öğretmemesidir bence.

daha fazla film izleyin, kitap okuyun. olaylara farklı perspektiflerden bakan insanların düşüncelerini okumladıkça empati yeteneğiniz gelişir. bir de profesyonel olarak terapi alabilirsiniz tabii ki.

Daha cok yasayarak. Daha cok yasamaktan kastim daha aktif yasamakm tekduze yasamamak.
Daha cok yer gorerek, daha cok insanla konusarak, daha cok insanla tanisarak, daha cok sey okuyarak (okumak kitaptan ibaret degil, o yuzden "kitap okumak" ifadesini kullanmiyorum) falan filan.
Belki de EQ yukseltmenin yolu yoktur, bu soylediklerim sahsi fikrim.

ağlayarak

Kitap okuyup, farkli karakterlerdeki insanlarin ic dünyasini ögrenerek.

Rus Edebiyatı okuyarak.

stoa felsefesi. denedim çalışıyor.

qıskanıorlar qralı!!1!

Baştan yazayım basketbol tarihinde THE G.O.A.T şu an için belli His Airness MJ23.

Ancak bu adama en çok yaklaşan hatta artık onu belki de geçebilecek (süreklilikten kaynaklanan) istatistiki datalara ulaşan tek adam da LeBron. Bu tartışma götürmez.

Dolayısıyla bu iki adam kıyaslanıyor. Kıyaslanmasından ziyade LJ'in antipati toplamasının temel sebebinin ben Cavs'i bırakıp Heat'e gidip Big3 oluşturmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Şimdi eğer spor hikayeleri ile güzel ise ve bu adam da sırtında numarasını taşıdığı Michael Jordanla kıyaslanıyorsa; draft edildiği kendi memleketi olan bir takımı bırakıp (ki Miamiye gidişini duyuruşu da çok talihsizdi TV röportajında daha takımın bile haberi yokken...) Heate gidip Avengers kurma muhabbeti, "The LeBron Legacy"i bozdu biraz. İnsanlara antipatik geldi.

Çünkü diğer tarafta neredeyse tek başına ve tek takımda bir sefer zirveye çıkıp ve çıkartıp orda tutmuş ve orda bırakmış ve bu şekilde efsaneleşen hikayeleri olan bir adam var.

LeBron ne kadar antipati topladıysa da bence Cavs'e geri dönüp şampiyon olduğu sene de insanlara sempatik gelmiştir. Ama şimdi adamın kariyerinde bir GSW talihsizliği var ve yine CAVSi bırakma aşamasında...

Ama şunu da söylemek gerekiyor. Bu adam özellikle bu sene inanılmaz oynadı..Gerçekten şu an NBA'in en iyi oyuncusu ve spor disiplini, sürekliliği yetenekleri çok iyi seviyelerde. MJ23'in son şampiyonluğunu 35 yaşında kazandığını düşünürsek ve LeBron'un da 33 olduğunu düşünürsek daha önünde seneler var.

Bana kalırsa bu final serisinde MJ olsa idi asla 4-0 bitmezdi. Bu yüzden de biraz antipati toplıyor LJ. Sanki elinden gelenin hepsini bazen vermiyormuş gibi.. (Tabii MJ'in takıkımda J.R. Smith bu aptallıkları yapsa MJ muhtemelen onu soyunma odasında sakat bırakırdı...ciddiyim)

Bir de basketboldan uzak daha suratını görmemiş insanlara LeBronu gösterince insanlar tipini de beğenmiyor..O sakallar falan.. benim bir sorunum yok ama belki de bu da bir etmendir :D

Trumpa karşı duruşu ve söyleyemleri ile de çok fazla sempati topladığını da unutmayalım.

Bence bu antipatiyi haketmiyor. Ben LeBron izlediğim için memnunum. Ama CAVSi bırakıp yine 2-3 yıldızın olduğu bir takıma gidince içim yine buruk kalacak.

Adam NBA’in RTE’si gibi çünkü. :D

Lebron hiçbir zaman MJ olamayacak. Dünkü maçta, önceki maçta kırılma noktalarında hep havlu attı. Bıraktı resmen maçı, reaksiyon bile vermedi.

Miami ile son maçta şampiyonluk aldıklarında bütün takım hatta utanmasa malzemeci bile üçlük yağmuruna tutmuşlardı rakibi. E böyle Golden State de şampiyon oluyor zaten.

Özetle, Lebron iyi ama liderlik vasfı yok bi' kere.

@fırt naptı meselam :)

Bu ay bitecek bilet kaldıysa mutlaka gidin; Yen (Craft)
Tarihlerini bilmiyorum Kasap var iyi oyundu.
Antabus (22 Mayıs'ta Oyun Atölyesinde)


İzlemedim ama izlemeyi düşünüyorum; Pencere (Oyun Atölyesi)
Yine izlemedim ama iyi şeyler duydum; Şatonun Altında.


Aklıma geldikçe eklerim.

Yen'e baktım şimdi, talan etmişler biletleri. Pencere'yi izledim, çok güzeldi, tavsiye ederim ben de :) Diğerlerine bakıyorum şimdi.

kumbaracı'daki bu oyunu kesinlikle görmelisin. muhteşem.

kumbaraci50.com

pencere cok guzel bidaha gidin :P profesyonel,tehlikeli oyunlar,sen istanbuldan daha guzelsin (henuz izlemedim) ilk aklıma gelenler

Yedek bu demek için olabilir belki, benim de dikkatimi çekmişti. Daha zayıf bir iple bağlanmıştır belki de, sökmesi kolay olsun diye.

usul değişti mi bilmiyorum ama yedek düğmeyi en alt köşenin iç tarafına dikerler, karşısında da ilik olmaz. ya da içindeki etikete dikerler. illa ki gözükmeyen yerde olur.

bu söylenen normal düğme sıralamasında en alttaki düğme ve karşısında iliği var. niye en alttaki normal düğmesi söküp, iliği de öksüz bırakıp yedek yapalım ki? ha öyle yapılacaksa da ipliğini farklı renk yapıp yedek olduğunu ilan etmenin ne alemi var?

başka bir sebebi olmalı. hatta tamamen amaçsız, sadece görsel değişiklik bile olabilir.

Gömlek iliklemeye o düğmeden başlayasınız diye düşünüyorum. Sabah dalgınlığıyla en alttaki düğme atlanıp düğmeler yanlış deliklere iliklenebiliyor mesela.

hohoho +1
bir gömleği bile doğru düzgün ilikleyemeyecek kadar salak olduğumuzu düşünüp "al bundan iliklemeye başla" diyerek yapılıyor.

başvurduğun ülkeye ve başvuruna göre değişir.

pazartesi başvurup cuma aldım 2 ay önce hollanda.

4-5 güne çıkar maksimum

iki ay önce, macaristan'dan 2 günde çıktı, öncesinde bi dünya vizem olmasına rağmen de sadece gidip döneceğim tarihlere verdiler..

aralıkta-ispanya 2 günde verdi

italya 3 iş günü (1 günde aldım) almanya 15 iş günü (5 gün oldu hala bekliyorum)

evraklarına, başvuru tipine göre değişir. ama genel olarak seyehat tarihine bakıyor ve genelde yetiştirmeye çalışıyorlar.

fransa'dan alırsan 4 günde elinde. çok girişli ve uzun süreli veriyor.
ama macaristan tek giriş ve gittiğin tarihlerde veriyor ve bir haftadan fazla sürebiliyor.

Almanya su aralar 2-3 hafta

istanbul film akademisi'nin youtube hesabını izleyebilirsin bence, ilker canıkligil tüm sorularına cevap verecektir.

Eski filmlerle yeni filmleri izle. Eski filmler tamamen oyuncuların ön plana çıktığı oyuncularla yürüyen filmler; yeni dönem filmler oyuncuların popüler tipler olsa da çok öne çıkmadığı, yönetmenin tarızını yansıttığı filmler, bunu filmi izlerken anlayabiliyorsun zaten. Misal yönetmenlerin tarzını anladığında, diğer filmlerle arasındaki farkı ayırt edecek noktaya geldiğinde Tarantino ya da Nuri Bilge Ceylan filmi izleyip "Lan ne güzel oynamışlar" demek yerine "Lan ne güzel film çekmiş" diyorsun, böyleyken böyle.

Begendigin filmin yönetmeninin diğer filmlerinide takip etmek bi yontem

Filmi izlerken sadece olaya odaklanma. Görüntüye, görüntüyü ve ışığın açısına filan bakabilirsin. Bol bol film izle. Örneğin yüksek performans gerektiren bir sahnede karakterlerin performansına dikkatle bak. Gerçek hayatta olsa böyle mi tepki verirdi yoksa oynuyor mu sadece? Aynı yönetmenin filmlerini art arda (aynı gün değil tabi) izlersen yönetmenin çekim tarzını kavrayabilirsin

nuri bilge ceylan'ın youtube kanalı var, orada kamera arkası görüntüleri var. tam istediğin şey olmayabilir ama ilginç bayağı.

bunu ameliyatlarından önce seni muayene ederek anesteziye onay verecek dohtora sorsana delikanlı?

200 liralık dansözlü mü yine?

anestezide, yaş, kilo, kan değerleri, sigara içip içmemen, bilmem ne hastalıkları geçirip geçirmemen gibi zibilyon tane etmen var, doktor bunlara bakıp karar verecek.

2 ay arayla genel anesteziyle ameliyat olan da var, ekstrem bi durum değil.

ya ben doktora gitmeden fikir edinmek istiyorum, neden tokatlayıp duruyosunuz eğlenmek istedik diye :D

ameliyat kararını veren doktor zaten anestezi uzmanlarına soracak bunu, konsülte edecek. onlar da senin yerine düşünecek.

Tek başına düşünürsek şu kadar sürede şundan fazla genel anestezi olmaz diye bir kural yok. Yeri gelir acil ameliyat gerekir aynı gün içinde de ameliyata alinirsin. Ama cok spesifik bir soru bu, buradan ne dense havada kalır.

hiçbir sıkıntı olmaz, geçmiş olsun.

Abi tuşlar çalışmaz, değiştir.

iphone/samsung uyumu dediği şey, telefona arama geldiğinde o kulaklıkla aramayı kabul edip konuşmak. bi sonraki/önceki şarkıya geçmek, ileri/geri sarmak vs şeyler. bunların senin için önemi yoksa kalabilir. kullanırım diyorsan değiştir.

Apple ve Samsung için fonksiyon tuşu ortak. Tek problem ses açma kapama tuşları çalışmaz.

?

Güzel de bu cümleyi çoğu kimse kuramaz mı acaba? Söyleyeceklerimden geri durmayayım ama kimsenin eline de koz vermeyeyim cümlesi.

Var. İletişim teknikleri çatısı altında uzlaşmacı söylem.

bir diplomat kolay yetişmiyor hocam :D

İfade dışarıdan bakıldığında güzel de, Türkiye haksız yere karışmıyor ki. Meşru olarak seçimle başa gelen birini hapse atanlardan, Türkiye lehine olumlu bir hareket beklemek hata olur.

ortamın agır abisi olmayı bileceksin. ben de senin gibiyim. herkes susunca canım sıkılıyor ''ya ensest ve murat basoglu olayı hakkında ne düşünüyorsun tarafların rızası varsa olabilir mi ? '' sırf bir de tartışma şiddetlensin diye mantıksız tarafı tutuyorum ''bence open relationship kotu değil abi''

Her ortamda olur böyle bi tip. Gereksiz bi samimiyet, komik olmayan zorlama espriler.. bence biraz daha az konuşarak en azından önünü alabilirsiniz..

Herkeste oluyor bu. Genel yanılgı şu: çevremizdeki insanlar bizi çok düşünüyor sanıyoruz. Aslında o kadar da düşünmüyorlar, herkes unutuyor.

Yani sen "off çok fena pot kırdım dün akşam" diyerek hayıflanıyorsun ama arkadaşların aslında o anı hatırlamıyor bile.

Kendi söz ve hareketlerimizi en çok kendimiz abartıyoruz.

@amortisman haklılık payın var ama sanki çok akılda kalmasa da senin hakkındaki genel kanıyı etkileyen şeyler gibi geliyor bana.

kesinlikle genel kanıyı etkiliyor. insanların aklında ' gevşek, düzeysiz, bosbogaz vs ' olarak kalıyorsun.

bende de var bu. ertesi gün kendi kendimi yiyorum. az konusmaya çalısınca da çok keyifsiz oluyorum. umarım güzel öneriler gelir.

"hafiften bi sosyal anksiyetem de var. normalde iletişim konusunda sıkıntılı sayılırım, en azından girişken ve rahat bi insan değilim."

Daha ne istiyorsun? Rahat bırak kendini ya. İyi bir şey yaptığın. Kimse üstüne senin kadar düşünmeyecek emin ol.

fazla konuşan ve gülenin heybeti azalır, önemsenmezmiş

ne zaman konuşmak istersen aklına bu lafı getir zaten kelimeleri seçerken bile dikkat edeceksin eğer aklına bu laf gelirse

Yan aynaları kullanmayı öğrenmelisiniz, anlamıyorsanız ayna ayarlarınız tam yapılmamış olabilir. Yola çıkmadan aynaları mutlaka kontrol edin, dikiz aynası aldatıcı olabilir, kör noktalar var ya da daha yakın bir aracı daha uzak sanabilirsiniz. Yan şeritin müsait olduğundan iyice emin olup öyle şerit değiştirmelisiniz. Alışana kadar orta şeritleri kullanın, zamanla pratik yaptıkça geliştirirsiniz kendinizi.

Şerit değiştirirken veya kenardan katılırken gaza bas. Şeridin gerektirdiği hızla çık. Arkandaki senin yüzünden ani fren yapmak zorunda kalmasın. Sinyalini ver. Yan aynadan mesafeyi tahmin etmeye çalış. Orta aynaya bakmayı unutma. Yan aynada görünenler gerçekte daha yakın oluyor. Kullanarak öğreneceksin. Birisi kornaya basarsa çıkma. Uzunları yakıp söndürürse çıkma. Bir de üstte orta şeritten git öğrenene kadar demişler. Kesinlikle yapma. Sağdan sağdan git. Orta şerit hızlı gitmesi gereken şerit. Sol şerit sollama için kullanılması gereken ve boş olması gereken şerit. Orta yavaş olursa ne sola çıkabiliyorsun ne sollayınca geri ortaya geçebiliyorsun. Soldakiler 120-130 gidiyor. Ortada birisi tıngır mıngır gidince bütün şeridi kilitliyor. Sağda takıl.

şerit değiştirmeden yeterli süre önce sinyalinizi verin ( yan dikiz aynalarından ve orta dikiz aynasından kontrol edin)

tali yoldan ana yola çıkarken de, sinyalinizi verip, güvenli mesafe varsa yola bağlanın. sık sık dikiz aynasını kontrol edip, yeterli süre önce sinyal verirseniz ve yeterli mesafe aralığı varsa geçişinizi yaparsınız. size yol verip vermediğini ölçmeniz gerekmiyor. sinyal önceden verirseniz ve güvenli mesafe varsa, o yol verdi mi vermedi mi diye düşünmenize gerek yok.

siz geçişe başladığınızda, arkadaki vatandaş dur şunla çarpışalım diye hızını artıracak değil sonuçta.

Aynalarını biraz yanlara doğru aç. Yani normal oturur pozisyonunda kendi aracın gözükmesin. Hafif aynaya doğru eğilince arka kapılarını görebil. Bu şekilde çaprazındaki araçları görebilirsin, kaçırmazsın.
Şeride uygun hızla girmen lazım, bu sayede arkandakiyle arandaki mesafe kapanmaz sen de daha rahat olursun.
İstanbulda ne yazık ki yıl vermelerini beklemekten ziyade, trafiği tehlikeye atmadan sen yolu alıyorsun.
Tali yoldan ana yolu dahil olurken arada omuz üstünden bakış atıp, yolun müsaitliğini kontrol edip, hızını ayarlayarak yola katılıyorsun.

Edit:sinyali önceden vereceksin tabiki

şu aşamada sağ şerit daha hızlı akıyor gibi opsiyonel sebeplerle şerit değişirme.
aynaların ayarı önemli, göremiyor olmanın başka bir izahı yok.

Daha çok bak, anlarsın. Yenisin ya sana öyle geliyor.

Ben de ilk başladığımda en çok bu konuda zorluk yaşıyodum. Ulan araba geliyo ama ne kadar hızlı geliyo geçebilir miyim acaba diye tereddüt ediyodum. O yüzden hep garanti olduğunu düşünene kadar hareket etmedim. Sende öyle yap, zamanla alışırsın yolda mesai harcadıkça. Bi de yeniysen baskı altında kalmamaya çalış. Arkadan gelen selektör yapmış korna basmış falan takılma iki söver ama gider. O baskıyla kontrol edemeyeceğin hareket yapma ya da hızlanma.

Yav ehliyet almadın mı ?bunları öğretmediler mi?

Şaka bi yana , istediğin herşeyi yapmakta özgürsün ,

kural 1, kural yok.

Isinma olarak bacak esnetme falan degil de baska hareketler var. Mesela squat pozisyonundan direkt ziplamak falan gibi. Oyle seyler faydali oluyor.

Hip thrust deneyebilirsin

@candanag süpermiş, teşekkürler.

9-10 yavaş yavaş artar, ayrıca tam squat zor geliyorsa yarım squat yapın

evet borc kalmaz, reddi miras ile hallolur. tabii bu durumda biraktigi hic bir sey de size gecmez. borcu varligindan fazlaysa reddedersiniz kisaca.

reddi miras yapabilriisniz ancak zamanı var onu geçirmeyin. 3 sy gibi olması lazım, o süreçte yapmalılar. hatta alakladı yoksa şimdiden yapsın

caykur filiz

Twinings'e para yetişmeyeceği için Beta Taç Yaprak-Tirebolu harmanı son aylardaki favorim.

evdekiler tirebolu çayına bayılıyor, marka olarak tercihleri YILKA bu yüzden

mahmood tea (ceylon)

doğadan (bergamotlu olan)

filiz ile bir ceylon çayını karıştırıyoruz biz evde. sanırım mahmut olan.

çaykur'un organik Hemşin çayı.

Ahmad Tea ve Rabea Tea

lipton early grey.

Ahmad Tea

champion kesinlikle.

Hopa Çay

Çaykur tiryaki çok sağlam

tirebolu 42 ile giresuna gittiğimde tanışmıştım. 4 yıldır hep bu markayı kullanıyorum.

filiz-lipton karıştıyorz.

taze barbunya açık renkli oluyor. kuru barbunya kararıyor.

salça soğan da kavuruyorsun he mi dibine?

@zetina kavuruyom tabi

Önce başlayıp suyunu dokunce beyaz oluyor ama direk pisirince genelde köyü renk oluyor suyu.

evdeki temizlik malzemelerin tam mı önce onu bir kontrol et. her temizlikçinin usulü aynı olmayabiliyor. mesela bize gelen abla arapsabunu kullanıyor yerleri silmek için. camları gazeteyle silen de var cam beziyle de toz beziyle de.bunu önceden sorup öğrenebilir, ona göre eksiklerini tamamlayabilirsin.

her türlü insan var ortalıkta, değerli şeylerini nolur nolmaz ortada bırakma.

silip süpürmek gibi şeylerin dışında benim dikkat ettiklerim: kapıların silinmesi, cam silinmeyecekse bile pervazların silinmesi, dolap kapaklarının silinmesi, şifonyer, bulaşık makinası vb şeylerin çekilmesi ve arkalarda toz vs kalmamasının istenmesi.

kimisi yemek de yaptırıyor, ütü de yaptırıyor. ben o hafta ev çok kirlenmediyse ütü yaptırıyorum bazen.

Cam sildirme olayına pek bulaşma. Allah korusun düşer yaralanır, ölür büyük sıkıntı yaşarsın. 1 gün bile olsa sigorta yapmak zorundasın yasal olarak. Bu yüzden cam sildirme. En azından biz böyle yapıyoruz.

Cam silerken mutlaka gözlüyorum. Benim evimin camları sıkıntılı, korkuluktan dolayı silmesi zor ve korkuluk da çok sağlam değil. Gerekirse kirli kalsın ama sarkma diyorum sürekli. Bu gelen kadının da hoşuna gidiyor, onun sağlığına önem veren, yaptığı işte eksik aramayan biri olduğumu bildiği için o da düzgün yapmaya çalışıyor. Bana gelen kadının eli çok hızlı, yarım günde cam kapı silme süpürme ve büyük eşyaları çekme, wc banyo bitiriyor. Hatta bazen halı silmeye girişiyor, gerek yok diyorum zaten yıkamaya veriliyor halılar. Normalde ben temizliği kendim yapıp cam silineceği zaman çağırıyordum ama bundan sonra her hafta alıcam çalışmaya başladığım için. Tavsiyelerim şunlar: malzemelerin hepsini bir yere koyun. Bezlerin hangisi cam bezi, hangisi toz bezi hangisi kirli yerler için olan bez gösterin. Mesela mikrofiber bezle temiz yerlerin tozunu alıyorum ben. Dandik bim bezleriyle de balkon korkulukları, sineklik vs gibi çok toz olan yerleri. Balkon paspası, fırçası ile ev paspası ve banyo fırçası farklı kullanıyorum. Sizde böyle bir ayrım varsa baştan gösterin. Kimisi banyoyu komple yıkıyor, ben çamaşır makinasının altına su girmesini istemiyorum o yüzden yıkamaması konusunda uyarıyorum. Onun dışında nereden nasıl başlanacağını kendisine bırakabilirsin. Değerli eşyam yok evde, ilk kadın aldığımda bende tedirgin olmuştum. Kıymetli şeylerini kol çantana koy, çantan da gözünün önünde yada güvenli bir yerde dursun. Bazı arkadaşlarım kadını evde bırakıp dışarı çıkıyorlar, ben cesaret edemiyorum. Düşer, yaralanır, acil birşey olur. Ben evde duruyorum, bazen toz alıyorum o temizlik yaparken.

İlk geldiği zaman şunları şunları yapacaksın dersin, sonra bir rutine girer zaten. Sabah ve akşam çıkış saatlerini ayarlayıp, eğer geç gelirse veya erken çıkarsa bir dahaki seferde telafi etmesi gerektiğini söylemelisin. Yemek hariç bütün ev işlerini yaptırıyorum her hafta :) Ben epey güvendiğimiz bir kadın olduğu için evde korkmadan tek başına bırakabiliyorum ama ilk geleceği için bırakmazsan iyi olur. Değerli eşyaları kasana koyabilirsin.

Atina bunlardan farklı bir kategoride bence. Atina veya Saraybosna diyorum. Üsküp çok gereksiz.
Diğerlerini görmedim.

Bir de listede yok ama Belgrad'ı çok seviyorum.

@peggy aslında Belgrad var da orayı yakın zamanda gezdik :) pegasus'un %30 indirimi varmış, listede bu şehirler var.

Diğerlerini bilmem ama Bükreş'i hemen listeden çıkarın. Çirkinliğini geçtim kafanızı çevirdiğiniz anda çantanızı çalarlar.

Saraybosna, atina, uskup

Asla saraybosna degil.
Cok sikici. Bosuna para.
Belgrad uskup ya da atina diyorum

selanik

üsküp'te hiçbir şey yok.

atina bence.

koçtaş, ikea

duyuru-nick uyumsuzluğu.

ben almıştım bozuldu. Philips iyiydi

ben arzum'un saç maşasından çok memnunum. 5-6 yıldır kullanıyorum.

Arzum +1

Arzumun düzleştiricisini kullandım cok iyiydi maşasıda o kadar ısınıyorsa iyidir. Bozulup bozulmamasıda tamamen şans.

Nick cevap uyumu olcak:. Sedat Transfer var. hem uygun hem düzgün adamlar. çok kez kullandım: www.antalyakastransfer.com

@lcha uyumlu olmuş cidden :) sitesinde Side yazmıyor ama Side’ye de gidiyorlar mı?

Ben yillardir 724transfer.com kullaniyorum, yazlik var orada. Direkt arayin derim sitesini karistirmadan once. Side'ye 35 tl.

San kuaför acıbadem.
Ama bayaaaaa pahalıdır kendileri

www.facebook.com

Sibel hanım işinde 1 numaradır tavsiye ederim .kadıköy bahariye caddesinde yeri

olur da birisi aydın taner derse sakın gitme demeye geldim. cehennemin dibine çok iyi diye duyduğum için gittim ve rezalet.

es kuaför vardı caddede, serkan eskioğlu. çok sağlam keratin bakımı yapıyorlar, ben yaptırırken yanımda yaptılar gelin saçı, çok güzel oldu.

son birkaç gündür ben de açamıyorum. ablamın laptopundan diye düşünmüştüm bende.

bende açamıyorum.

veriyi cektikleri yer kapanmis sanirim, denedim acilmadi

Yapmayın kızılay mızılay boş. O parayla bir yere bağıl yapıp sömürüleceğinize verin çok çok ihtiyacı olanın birine, bir muhtaç öğrenciye ya da bulun yırtık, eski elbiseli bi kaç çocuk bayramlık alın. Daha çok hayıra vesile olursunuz.

"Kurban kesilmeyip parası öğrencilere burs olarak verilemez. Bu şekilde yapıldığında vacip olan kurban kesme ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Bu kurbanın parası bir fakire veya öğrenciye verilse, o zaman vacip borcu devam eder, sünnet olan sadaka sevabı kazanılır."

sorularlaislamiyet.com

Kurban yerine bağış vs yapılmaz. O ayrı bir ibadet, kurban ayrı bir ibadet.

Çevreniz de ihtiyaç sahiplerini bulup pazarlardan kurban alıp direk kestirebilirsiniz.

Hüdayi Vakfı var siyasi bağlantı konusunda birşey diyemeyeceğim ama güvenilir durmaktadır. Kurban kesilirken isterseniz video alıp size gönderiyorlar diye biliyorum.

Darüşşafaka
www.darussafaka.org

Edit: güvenilirliğinden emin olabilirsiniz.

Ne yazık ki siyasi bağlantısı var ama işi konusunda diyanet vakfına güvenebilirsiniz.

kesinlikle hiçbirine güvenilmez.
ülkemizde bal tutan parmağını yalar düşüncesi hakim.
en dindar kişi ve kurumlar da dahil.
bulabildiğiniz fakirlere kendiniz yardım edin.

yeryüzü doktorları da kesiyordu sanırım.

fotoev.com adresini kullanıyorum ben. hatta geçen duyuruda soru sormuştum bununla ilgili. bu siteye foto baskısı siparişi verdim. siz isterseniz kanvas tablo siparişi verebilirsiniz. ama her resim kanvas tabloda iyi görünmüyor sanırım. poster olarak bastırıp çam çerçeve de yaptırabilirsiniz daha sonra.

Kadikoyde kostebek'in yaninda pasajin icinde kalan bir dukkan var. acayip ucuza guzel seyler ortaya cikariyorlar birebir seklinde , istanbuldaysan ugra derim.

karpuz, peynir, ekmek

karı koca çalışıyoruz. her gün yemek yapmamız imkansız. insan yoruluyor. ama yemek yapmak bizim için eğlenceli olduğu için minimum haftada 4 gün yemek yapıyoruz(haftasonları dahil)

hafta sonları mutlaka çok uğraş veren güzel bir şey yaparız ama hafta içi daha basit şeyler oluyor. son 15 20 günde aklıma gelen yediklerimizi söyleyim. ton balıklı salata, menemen, kremalı makarna(iki kere), fırında baharatlı patates, dondurucudan çıkardığımız haşlanmış tavuktan tavuklu pilav, dondurucuda bulunan sarma, dondurucuda bulunan içli köfte, tavukçudan aldığımız kızarmış tavuk, birkaç kere de dışarda yedik.

hayat bir şekilde doyuruyor çok şükür.

haftasonu bol bol yapıp haftaiçi ısıtıyorum.

bol yeşil sebze salatası + et/tavuk/balık

istesem yaparım ama üşengeçlik denen bir şey var. üşenmediğim zamanlarda iki günlük yapıyorum, ertesi gün üşenebiliyorum yine.

bulgur pilavı ve pilav kolay. bezelyeleri vs. ayıkladıktan sonra bezelye de kolay, patlıcan kızartma vs. de kolay.

çok yorgun olduğum günler dışarıda yemek dışında her gün hazırlıyorum bi şeyler evet. Önceden yapıp ısıtma olayı yok bende. Enerjim yerindeyse uğraştırıcı yemeklerden yapıyorum canım isterse, yorgunsam daha basit şeyler yapıyorum makarna, çeşitli fırın yemekleri, çorba gibi. internette yığınla pratik tarif var. Özellikle fırın varsa daha iyi olur.

kasaptan köfte, kuşbaşı et, kıyma, kuzu pirzola gibi şeyler alarak hesaplı ve mükemmel yemekler yapabilirsiniz. kuşbaşı eti soğan mantar biber ve sevdiğiniz diğer şeylerle soteleyebilirsiniz. kıyma ile kabak ya da patates lazanya yapıyorum aşırı lezzetli oluyor. hazır kavurma alabilirsiniz. kavurmalı yumurta çok güzel oluyor. patlıcan havuç ve patatesi küp küp doğrayıp zeytinyağlayıp fırın kağıdına yayıyorum fırında pişirip yoğurtla karıştırınca sağlıklı bir kızartma tadını yakalayabilirsiniz.

Her gün yemek yapıyorum, genelde akşamları ertesi günün yemeğini yapıyorum. Kıymalı sebze yemeği yapmak yarım saat. Sadece öncesinde hazır olmak lazım; haftada bir gelen yardımcı hanım yaprak tipi sebzeleri yıkıyor. Diğer sebzelerden yapacaksam zaten kendim yıkıyorum. Soğan doğra, kavur, kıyma koy kavur, sebzeyi ekle, domatesi ekle, tuz koy, su koy. Düdüklüde 20 dk. bitti.
Yazları bamya biraz uğraştırıyor, akşam TV seyrederken ayıklıyorum.

hiiiiç öyle bişey duymadım. geçen sene aldık yenisini hatta. :/

Kullanım klavuzunda yazar.

indesit almıştım boşta çalıştırın uyarısı vardı. fakat öyle bi uyarı olmasa da en azından kısa programda bir çalıştırırdım ben olsam.

servis ilk çalıştırmaya gelince o çalıştırıyor zaten 10 dk falan.

kullanma kılavuzları genelde tavsiye eder. içinde kalmış su olaiblir, taktığın yerde uzun süredir su akmıyordu belk paslı gelecek? gibi gibi.

ben evden uzun süre uzak kaldıktan sonra bile en kısa programda boş çalıştırıyorum.

kazan temizleme diye bir modu varmış, o modda bir yıkama yaptım. inşallah olmuştur :)
teşekkürler arkadaşlar.

Uygun bir dille açıkla. Yalana hiç gerek yok. Gönlünü alırsın bir şekilde. Ama cidden eşin haklı.

Cinsiyet?

Siz erkekseniz ve arkadasiniz da kadinsa böyle demesi normal.

evleneceğin kişi haklı.

@chitosan kadınım, arkadaşım da kadın.

adam haklı. sıfır eşya geliyor adamdan önce başka biri oturacak.

ben seni erkek sandım. Afedersin ama biraz klasik, kaba bir erkek düşüncesizliği olmuş. şaşırdım. O birlikte daha hiç oturmadığınız evinize erkek arkadaşını getirip 2 ay kalsa hoşlanır mıydın ? çok sorun edilecek bir şey olmayabilir ama ondan müsaade istemeliydin arkadaşını çağırmadan önce. Bence arkadaşın da düşünebilirdi. Eviniz daha yeni sen bi eşinle otur önce tadını çıkar, gerek yok derdim ben olsam.

bencilce bir karar olmuş sormadan teklif etmeniz. adam haklı.

bencede düşüncesizce davranmıssın keske once esıne sorsaydın. bi empati yap anlarsın.

bence boşanmak üzere olan arkadaşın yalnız yaşayan ya da boşanmış başka bir arkadaşının yanına gitmeli .
sen henüz yeni evleneceksin , onun yerinde ben olsam gelmek istemezdim . sana evlilikle ilgili sıkıntılarını anlatıp duracak kafanı karıştıracak . hoş olmaz .
bir bahane bul ona söyle gelmesin .

eşe sormamak ayıp ve düşüncesizce olmuş ama ucunda ölüm yok, yeni eşya diye üzerine çıkıp tepinecek de değil sonuçta. sırf sormadığın için trip yapıyor olabilir, gönlünü al güzel bi şekilde, büyüyecek bir şey değil normal şartlarda. arkadaşın yakın mı sana, belki arkadaşı değil de elalemi getiriyor diye düşünüyor da olabilir bi yandan.

Arkadaşı kıracaksın, mecbur.

bence eşin haklı ve gayet haklı. sonuna kadar haklı,

bu yüzden eşini değil, arkadaşına uygun bir dille açıklayıp kabul edemeyeceğini bildir, sonuçta artık bir aile kuruyorsun. o evin öncelikleri sen ve eşin. arkadaşın dış kapının mandalı kusura bakmasın.

arkadaşının hiç ailesi, akrabası kardeşi filan yok mu? umarım özel durumları sizi de etkilemez.

Yeni eşyayı ilk ben kullanmalıyım muhabbeti olduğu için ben de eşini kadın tarafı zannettim. Erkek çıkınca şaşırdım.

Bence sen haklısın. Tamam eşine de sorsan iyi olurdu ama eski ev arkadaşım diyorsun. O insanla birlikte yaşamışsın, mobilyalara sıçacak işeyecek hali yok ya? Zor durumda kalan bir arkadaşına yardım etmek istemişsin sonuçta. Onun yerinde sen olsan ve arkadaşın "eşyalar daha yeni" diye seni kabul etmese ne hissederdin.
Eşinin yeni gelin muhabbeti yapmasını saçma buldum. Eşyalara gereğinden fazla değer veriyoruz.

Bence sıkıntı olmamalı böyle şeyler. Nolur, 2 ay kullanılmış koltuğa otursa götü mü incinir...

Nişanlınıza "kız zor durumda. söz verdim ayıp olur" diye biraz bastırın. İlle de istemem derse, arkadaşınıza "Nişanlım karşı çıktı, kusura bakma" diye hemen haber verin ki zaman varken başka bir yer ayarlasın.


.

ben sıkıntı etmezdim. açıkçası hatta bi erkeğin bunu dert etmesi biraz tuhaf geldi. bende evlilik arifesindeyim erkek arkadaşıma git evde arkadaşlarınla takıl diyorum. haklı haksız bilemem. ama uzun süreli kalacak bi kadın arkadaşınıza ben evdeyken çağır demesi daha tuhaf geldi.

bence arkadaşa güzel bi dille anlatıp sende kalamayacağını söylemelisin. gerçekten yakın bi arkadaşsa bunu anlayabilir diye düşünüyorum.

Eger ikiniz birden kadinsaniz evde kalmasinda bir problem olmamasi lazim. arkadasiniza yardim etmek istemeniz normal.

Ben de erkeğim ve evime eşyalarıma çok düşkünümdür. asla ben daha oturmadan birinin gelip evimde oturmasını istemezdim. eşiniz haklı

henüz partnerinizle birlikte yaşama ve bir olma fikrine adapte olamamışsınız. bu fikre adapte olmalısınız; zira artık tek başınıza yaşamıyorsunuz. eve dair her şeyi, kendinize dair de pek çok şeyi onunla paylaşmalısınız. orası onun da evi ve bunu bilmeye hakkı var.

@fragile lady galiba haklısın, yıllardır yalnız yaşıyorum :(

@blue serenity arkadaşım karşıda oturuyor, sık sık görüşemiyoruz, genelde yazışarak iletişim kuruyoruz. mecburen yazarak anlattım :/

öncelikle "evim" değil "evimiz". "evime taşındım" değil "evimize taşındım". bence bu çok şeyi açıklıyor zaten.

@halanne gerçekten sen yazdıktan sonra farkettim :/ haklısın.

peggy + 1

Sizin yerinizde değil de, eşinizin yerinde olduğunu düşündüm. Eşya aldığım evime nişanlımın bir arkadaşı gelecek ve kalacak diye. Evimizin eşyası neden zor durumdaki arkadaşlarımızdan önemli olsun ki? Hani, evi hallaç pamuğuna çevirecekse, orayı burayı lekeleyecekse, kötü bakacaksa ayrı konu, evi leş gibi kulkanan biriyse ben de bir garip olurum ama bınların dışında zor durumda kalan bir dostun, evliliği bitmek üzere olan arkadaşın köpeği olsun eşyalar. Birine kucak açmayacaksa, birini mutlu etmeyecekse ben o eşyayı n'eyleyim.

Diyelim ki siz ayrıldınız bir gün, arkadaşa sığındınız. O da "Eşyalar yeni, olmaz" dedi. Anlayışla karşılamasına kariılardım, kimseye evinde rahatsızlık vermek istemem ama bir yandan çok da kırılırdım.

Burada eşinizin yerinde olsam benim için sorun olan şey bana haber verilmeden karar verilmesi olurdu, ona bozulabilirdim belki ama sonuçta hayır diyeceğim bir şey değil.

Aynı eve geçeceksiniz de, o evin "evimiz" olması ve o algının yerleşmesi aynı evde olanlarda bile zaman alıyor. Daha taşınmadan "evimiz", "yuvamız" olmaması normal.

peggy & aychovsky +1

eşya nedir ki? hangi taraftan düşünürsem düşüneyim anlamsız geliyor. arkadaşın kulu köpeği olsun o eşyalar. hem zaten arkadaşına arka çıkamayacak bir kişinin de benim eşim olabileceğini sanmıyorum.

Zaten bu evlilik/düğün ile ilgili bir sürü olaya ifrit oluyorum. insanlar anlamsız eşyalar alıyor, garip tavırlar takınıyorlar.

Ev yeni olsun, kadın yeni olsun, eşya yeni olsun. hepsinin yenisini yine bulurlar da, arkadaşın yenisi biraz zor bulunur. Eşiniz ile birlikte yeni bir hayat kurmayın, hayatınızı paylaşmayı ama kendi hayatınızı ve kişiliğinizi korumayı öğrenin.

Arkadaşının başka alternatifi yoksa ayıp olmuş.

Herkesin bu olaya yaklaşımı farklı olacaktır yukarıda görüldüğü üzere, önemli olan ise o evi paylaşacağın insanın ne düşündüğü. Ortada ortak mallar varken tek başına karar vermek doğru olmaz, dolayısıyla ona sormadan davet etmekle yanlış yapmışsın belli ki.

Ayrıca yukarıda birinin de dediği gibi evlilik öncesi, en iyi ihtimalle keyifsiz, muhtemelen de depresyondaki birinin sana iyi geleceğini düşünmüyorum. Eski üniversite arkadaşından daha yakın bi aile ferdi falan vardır muhakkak bu süreçte ona destek olacak. Seni seçmesi zamanlama olarak doğru değil, o da hatalı.

evleneceğin kişi tamamen haksız. bu kadar mülkiyetçi olup halden anlamamak bana çok saçma geliyor eşya lan bu.

Müstakbel eşin haklı. Doğru yaptın bence.

bence esin kesinlikle hakli, kararini dogru vermissin sonuc itibariyle

yahu yakın arkadaşsa eşya daha mı önemli? varsın eşya olmasın. kadın kafa dağıtmaya geliyor. boş bulunmuşsun eşine danışmadan davet etmişsin ama büyük bir sorun değil bu da. kalması bence kötü bir şey değil.

müstakbel eşin haklı.

ayrıca olayın eşyaları başka birinin kullanması/kullanmaması olduğunu sanmıyorum. sıfır ev, sıfır eşyalar ve sen onunla birlikte orada sıfırdan yaşam kuracaksın. oysa sen eşinin o evde bazı şeyleri ilk senle yaşama hakkını elinden alıyorsun.

editini şimdi gördüm. hayırlı olsun.

fikrimce arkadasiniza zor anında yardımcı olmalısınız.

Bence de adam haklı. Basit gibi gözükse de Yeni evlenecek ve Yeni kurulan bir evin masumiyeti vardır. Böyle deyince pıtırcık tepkisi oluyor gibi gözükse de aslında değil psikolojik altyapısı var. Ayrıca arkadaşınız boşanma gibi bi durum yaşıyormuş yani yukarıda da çok güzel ifade etmişler biraz düşüncesizlik etmiş. Eşiniz haklı

cevabları okumadım, söyleyen olduysa bilmiyorum ama bence bu hikayede senin hatan eşine danışmadan iş yapmak. ben olsam evimizin mobilyalarını başkasının kullanmasından değil, bundan çok rahatsız olurdum. kimisi "mobilya arkadaşımdan kıymetli mi" der, kimisi "her gün mü ev döşüyoruz, ilk biz oturalım" der vs. bence bunun doğrusu yanlışı yoktur ama eşine sorup etmeden birlikte yaşayacağınız eve birini davet etmen hoş değil. bu konuda düşünceli davranman gerekirdi.

yoksa vay efendim mobilyayı o ısırmış da arkadaş daha kıymetliymiş falan bu mesele değil bence. sorun senin hala yalnız yaşıyormuş gibi davranıp eşini devre dışı bırakman.

Ikea gibi yerlerde ekonomik kuş tüyü yorganlar var. Gayet hafif ve istediğin sıcaklık derecesine çeşitleri var.

Ben sıcak tutan bir şey istemiştim. Kışın en soğuk havada bile don atlet yatıyorum.

Kuş tüyü +1. Ikea ve English Home'da çeşit bulabilirsiniz. Gittigidiyor'dan da araştırabilirsiniz, şimdi yaz diye indirime girmiştir kesin:)

Yukarıdaki 2 arkadaşın kuş tüyü diye bahsettiği zavallı kazların canlı canlı yolunduğu yorgan yastık yapıldığı tüyler sakın almayın

Şu videoya 2sn bakıp kapatan zaten almaz aldırmaz

youtu.be

Yün yorgan en sağlıklısı gramajı azalttırıp kullanmayı dene olmadı pamuk yorgan alırsın

en sağlıklısı yün yorgan.
ben 2014den beri bunu kullanıyorum. üstelik yazlık ve nemli yerde yaşıyorum, ısınmak için sadece klima var. bu yüzden kislar dondurucu soğuk geçiyor. çok ama çok memnunum.

yorumlarında tüy döküyor ve koku olabiliyor demişler. burada rutubetin içinde bile koku yok. alerjik astimim var. tüy de yok. gözü kapalı alın derim. üstelik öyle anneanne yorgani gibi ağır değil. içine dengeli dağıtılmış.

www.hepsiburada.com

herkese teşekkürler arkadaşlar :)

Kuru temizlemeyle önceden görüşür, randevu alır temizletirsiniz.

Bizim bir gün önce fotoğraf çekimi, ertesi gün nikah oldu. Fotoğraf çekiminde çok kirlendi gelinlik. Ama birkaç saat içinde temizlettik, sorun olmadı.

Havalimani kucuk dolayisiyla az ucus oldugu icin olabilir. Arz talep dengesi yani. Zaten etrafinda bir suru ulke var ucakla indikten sonra belgrada otobusle rahatca ulasim saglayabilecegin.

çünkü vize yok ve çok talep var.

ukrayna ile aynı sebepten olabilir. gideceğin ülke ne de olsa ucuz, çok fazla harcama yapmana gerek yok, hava yolu şirketleri ise bu durumu fırsat bilip buradan kaktırma peşinde. ayrıca arz-talep meselesi de var tabi.

çünkü vize yok ve vize fiyatları artık çok çok çok pahalı (eur yüzünden) ayrıca son bir yıl içinde en azından herkesin bir vizeden red yemiş tanıdığı oldu.

mesela ilginç bir şekilde londra biletleri de aşırı ucuz. bir hafta sonraya 500 tlye gidiş dönüş alınabiliyo bazen şaka gibi.

not: kahrolsun dış politika.

velhasıl talep çok +1
havayolu şirketleri çakal +1

ukrayna ne alaka ya, ukrayna uçulabilecek en ucuz ülkelerden biri bilet fiyatı açısından. yakın da zaten. belgrad niye pahalı ben de merak ediyorum. keza minsk de aynı şekilde asla ucuz bilet bulamadığım bir yer, ne zamana bakarsan bak istanbul'dan 500-600'den aşağı olmuyor.

ülkenin ucuzluğundan ziyade gideceğiniz şehrin vizesizler arasında en iyi seçeneklerden
biri olması bunun sebebi.

ukrayna'da kiev, odessa gibi yerlere çok ucuza gidebiliyorken lviv biletleri bunlara göre fazladır. çünkü lviv bunlara göre güzel bir şehir, daha avrupai vs. keza belgrad da öyle.

900 tl ye kadar çıkıyorsanız bence dyson a da çıkın. bir kere alırsınız.

www.istanbulbilisim.com.tr

2001 yılıydı galiba, annem o zamanlar çok yeni tanınan bir marka olan arnica'nın bir elektrikli süpürgesini almıştı. Hem fiyatı çok uygundu hem emiş gücü muazzamdı. Yıllardır kullanıyoruz, benim hoyratlığım yüzünden bugünlerde ilk defa tamire götürücez. O kadar diyorum. Arnica iyidir.

Dyson da iyidir bak yapabilirseniz dyson alın ama yok dersen arnica şahanedir.

Olaya teknik açıdan bakarsak; Özellik, elektrik tüketimi ve ses bakımından Arnica daha iyi duruyor.

Arnica su filtreli süpürge kullanıyoruz. Ayrıca evde köpeğimiz var. 5 seneyi geçti, tık demedi.

sulu olmayan elektrik süpürgelerinin evi gerçekten temizlediğine inanmıyorum.
ben de arnica sulu elektrik süpürgesi kullanıyorum 4 sene olacak hala tık demedi canavar gibi

ders verilen bir yer var kartal yakacıkta. her seviyedeki insana ders veriyorlar bildiğim kadarıyla.

ata yüzme okulu mu ne olması lazım adı.

bostancı sporium
bostanci.clubsporium.com.tr

yüzme dersi almadım ama kapalı havuzu sakin oluyordu,eğitmenlerle bir konuşup bakabilirsiniz.

ben hic oyle bir gereksinim duymuyorum hatta lensin gozumde oldugunu unutuyorum cogu zaman.goz damlasi kullanan arkadaslarim var, 'lens uzun yillar kullaninca goz kurulugu yapiyor' diyorlar ama bende o durum yasanmadi henuz. belki gozunuze uyumlu degildir bu lens, doktorunuza anlatin durumu. size daha uygun bir marka tavsiye edebilir.

edit: markasi air optix day&night aqua ama lensler gozden goze farkediyor sahiden.

Gün içinde değil mücbir sebeplerle 10 saatten fazla kaldıysa gözümde rahatsız etmeye başlıyor. Genelde eve gelince gözlüğe geçiyorum. Gün içinde damla kullanmıyorum.

@fraise lens markanız nedir?

markadan da kaynaklanabilir göz kuruluğu. ben lensimin kullanma tarihinin bitmesine yakın göz damlası ihtiyacı duyuyorum genelde. ayrıca, lensi uyurken de çıkarmadığım zaman bile pek göz kuruluğu çekmedim. belki marka iyidir belki göz yapısıyla ilgilidir bilmiyorum. şimdiye kadar yalnızca bir marka kullandığım net için kıyaslama da yapamıyorum. ama çok duydum bu markadan markaya farketme konusunu. doktorunuza danışmanızda fayda var.

@golgi sizin kullandığınız marka nedir?

damla hiç kullanmadım ama lensi sabahtan beri takıyorsam akşama doğru rahatsız hissetmeye başlıyorum genellikle. oasys, purevision2 kullanıp en son biofinity'de daha rahat ettim. marka uyumu kişiden kişiye göre değişebiliyor yine de.

devlet olur diyorsanız, haydarpaşa numune'nin yeldeğirmeni polikliniğinde Güldehan Atış var. gördüğüm en ilgili doktorlardan biridir.

@aslpls olur hem de süper olur. teşekkür ederim :)

çok oluyor. bir yaştan sonra aileyle yaşamak iki tarafı da zorluyor, bariz bir aile baskısı olmasa bile böyle. 25 yaşındayım ve bir yerden sonra bozulan ilişkileri tamir etmek de zorlaşacak. evlilik konusunda da sizinle aynı düşüncelerdeyim hatta. tahammül, sevgi, sorumluluk.. kendinden ve verdiğin/ vereceğin tepkilerden çekinmek. ailemden bir de yetişkinken kopup (üniversite için 4 yıl ayrı kalmıştım) kendimi bu duruma adapte etmem gerektiğini düşünüyorum. direkt evlilik için ayrılırsam sanki her şey daha kötü olacak benim için hissindeyim son ilişkimden beri.

aynen bende de oluyor. beni anamdan babamdan başkası çekmez ben napıcam diyorum bazen. dediğin gibi aileyle yaşam belli bir yaştan sonra olmuyor. fazla içiçe duruldu mu hır gür çıkıyor. uzak olmak en iyisi.