[]

SSCI yayın için böyle bir yöntem izlemek etik dışı mıdır?

Üzerinde uzun zamandır kafa patlattığım bir makale var. Tamamlamama rağmen bekletiyordum belki bazı durumlar hakkındaki fikirlerim değişir diye. Hocama son hâlini gösterdim. Hiçbir düzeltmeye gerek yok. Direkt yayınlayalım bunu dedi.

Gerçekleşir mi bilmiyorum ama akademik hayatıma yurt dışında devam etmek istiyorum. Türkiye'deki SSCI dergiler ahbap-çavuş ilişkisiyle yürütüyorlar, yayınlanma süreci 2 yılı bulabiliyor.

İngilizcem var ama çok kuvvetli değil. Makalemi arkadaşıma İngilizceye çevirtip Amerika'daki prestijli bir dergiye göndersem etik ilkelerini çiğnemiş olur muyum?

Editörlerle yazışacak kadar İngilizcem olsa da kendim çevirmeye çalışırsam istediğim düzeyde olma ihtimali yok.

 
Olmazsın.


  • prole  (11.01.23 08:48:51) 
Hayır.


  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (11.01.23 09:07:42) 
çeviriyi dışarıya yaptırmak etik ihlal değildir, rahat olun. eğer içiniz rahat etsin istiyorsanız makalenin girişinde dipnotta veya makalenin sonunda acknowledgement kısmında xxx'e teşekkür ederim diye bir not yazarsınız.

bu arada yabancı ssci'lar akademik ilkelere bağlı şekilde çalışıyor olsalar da yayın süreci onlarda da çok uzun. 6 ay önce kabul alan makalemiz hala yayın sırası bekliyor, aynı derginin son sayısında 2020'de kabul almış olanlar daha anca yayınlanmış. gerçi online first olarak çıksa bile sizin işinizi görür.
  • halanne  (11.01.23 09:08:17) 
Yukarıdakiler+1. Makalede hocanızın da adı varsa nereye göndereceğinizden mutlaka haberi olsun. Bir de arkadaşınız sizin meslekten değilse teknik kullanımları bilmeyebilir, çeviriyi mutlaka kontrol edin.


  • cosmicstring  (11.01.23 09:20:54) 
gerek çeviri gerek editöryel süreci işi bilen birisi ile yürütmenizi ve öğrenmenizi tavsiye ederim. İşi bilen derken profesyonel bir yardım kastetmiyorum. Akademik birisinden yardım alınız.


  • piotr  (11.01.23 09:39:21) 
Doğrudan birine çeviri yaptırmak yerine siz çevirip birine düzeltme için verseniz daha iyi olabilir.

Yakın zamanda duyuru açmıştım ben de. SSCI'de taranan bir dergiye kendim çevirip makale yolladım. Hakemler küçük revizyonlar yaparken "anadili İngilizce olan biri proofreading yapsın" diye eklediler. Profesyonel bir yardım aldım, (özelden yazarsanız link yollayabilirim) düzeltmeden sonra direkt kabul geldi. Şimdi bu tecrübeyle bir sonraki makalemde yollamadan önce böyle bir hizmet alırım diye düşünüyorum. Ama kendi yazınızı doğrudan başkasına çevirtmek aynı sonucu vermeyebilir. Etik olup olmama konusunda sorun yok, böyle yapsanız da hiçbir şey olmaz ama yazıya yabancılașabilirsiniz o yüzden bunu öneriyorum.

Umarım en kısa zamanda kabul alırsınız.
  • signore  (11.01.23 10:36:30) 
[]

Sosyal bilimciler için ABD'de phd yapmak çok riskli değil mi?

Mekân fark etmeksizin doktora yapmanın büyük bir adanmışlık, sabır ve arzu gerektirdiğinin farkındayım. Zaten bir derdi olan ve ona çözüm arama ihtiyacıyla yanıp tutuşan insanların işi o tarzda bir yükün altına girmek.

Dünya'nın farklı bir yerinden ABD'ye gidip 4-8 yıl sürecek müthiş yorucu bir sürecin ardından yüksek ihtimalle işsiz kalacağını, ülkene döneceğini ve tekrardan kendini kanıtlama sürecine gireceğini bilmek insanların motivasyonunu düşürmüyor mu? Başka alanlarda doktoradan sonra iyi bir firmada iş bulup kalma ihtimali varken sosyal bilimciler için bu ihtimal çok zayıf. Ayrıca bu süreçte uzalıp kısalmayan, sadece ay sonunu getirmeni sağlayacak bir meblağ kazanacaksın. Maddi açıdan da tatmin olmayacaksın yani.

İyi bir yayın geçmişin varsa, çeşitli vize türlerine başvurup alıntı sayına bakılarak bir değerlendirmeye tabi tutulabiliyormuşsun, üniversite kapılarını sana kapatmışsa kalan tek seçeneğin buymuş.

Kendim de bunu göze alabiliyorum ama nedenini sorguladığımda beni tatmin edebilecek bir cevaba ulaşamadım henüz. İlginç değil mi?

 
“ Zaten bir derdi olan ve ona çözüm arama ihtiyacıyla yanıp tutuşan insanların işi”
Şahsen dünyanın çeşitli ülkelerinden onlarca Phd öğrencisi gördüm, sürekli yenileriyle tanışıyorum ancak genel profilin şu tanımlamayla ufak bir alakası bile olduğunu sanmıyorum.

Çoğu sosyal bilim diplomasıyla lisans sonrasında da iş bulmak zor olduğu için phd yapmak
1. Genel iş bulma şansını arttırıyor
2. Geçici de olsa 4-5 yıllık bir gelir kaynağı sağlıyor
3. Daha iyi bir iş bulmak için zaman kazandırıyor.
  • but that was just a dream  (30.10.22 10:54:02) 
Bu durum alanınıza göre değişir, ama yukarıdaki entry haklı gibi de, sosyoloji mezunu bir insan Türkiye’de kalsa çok çok iyi bir işe girebilmiş olmayacak, yine 7-8 sene sahada kendini kanıtlamak zorunda, sonra düzgün maaş ve iş ortamı bulur gibime geliyor, dolayısıyla bir süre yurtdışı, maaş cazip görünüyor.

Türkiye’de kalıp iyi bir kariyer yapan arkadaşlar var mı? Var, yok değil. Ama bahsettiğiniz kaygıyı yaşayan da pek çok insan var. Bunun yakın örneğini bi arkadaşımda gördüm, çok iyi yerlerde yl ve doktora yapmasına rağmen, 31 yaşında tecrübesiz şekilde işe başvurunca geri dönüş olmuyordu. Ancak geçen bir gün bir start-up araştırmacıya ihtiyaç duydu, o şekilde iyi bir maaşla teklif aldı -durum 2 sene sürdü-, arkadaşımın alanı sosyal psikoloji. O yüzden her alanda “daha iyi bir iş bulmak için zaman kazandırıyor” diyemem.

Ben bu kaygılarla sosyolojiden alanımı psikolojiye kaydırdım. Daha fazla okulda ders verme ihtimali ya da terapist kimliğimle eğitim verme ihtimali vs. Terapist olarak şunu söyleyebilirim, ne yaparsanız yapın, inanarak yapmadığınız, motivasyonu eksik yollarınız sizde bir yük oluşturabiliyor. Mesela Amerika’ya gitmediniz mi? Hep gitmek mi istediniz? Burada tatmin edici bir hayat, bir hayat gayesi bulamazsanız, diğer ihtimal aklınızı kurtalayabilir? Hayat bu, şansınıza ne gelir belli olmaz. Belki de Amerika’dan sonra Türkiye’ye değil, Japonya’ya araştırmacı olarak gideceksiniz?
  • kırmızıayakkabılıgargamel  (30.10.22 11:25:40) 
O yüzden, belli kaygılarınız varsa da, sizi bu yola çeken o yola tutunabilirsiniz. Bu çekici güce hayır diyemeyen arkadaşlarımın karşılarına çok ilginç fırsatlar çıktığını, hayatlarının bambaşka bir yere geldiğini de görmüştüm :’) (bunu bir vatandaş olarak yazdım)


  • kırmızıayakkabılıgargamel  (30.10.22 11:28:12) 
Su anda yanimda 13 yil once Amerika'da political science okumus biri var. Eger basa donme sansim olsaydi kesinlikle sosyal bilim okumazdim diyor. Ben de bu sekilde dusunuyorum.

Bilirsiniz Amerika'da job market ve kazanc cozum uretmek odakli. Bir soruna hizli, ekonomik bir sekilde cozum bulabiliyorsaniz para kazanmaya basliyorsunuz, is teklifleri aliyorsunuz. Fizik, kimya, biyoloji, bilisim, muhendislik bu alanlar her gun bir suru dunya sorununu cozuyor. Hayati kolaylastiriyor. Cozumleri gorulebilir ve olculebilir oluyor. En basitinden bir temizlik sirketi ya da bakim onarim sirketi bile sorun cozuyor.

Sosyal bilimciler hangi sorunlari cozuyor? Osmanli vergi sistemi uzerine doktora yapmanin 2022 dunyasina katkisi var mi? Varsa bile herhangi bir fen biliminin birkac yildaki katkisi ile karsilastirilamayacak derecede kucuk.

Bence sosyal bilimlerin cogu zengin isi, hobi olarak okunabilecek bolumler. Sosyal bilimlerin para kazandiranlari yine bilisim ya da fen bilimleri tabanli ya da bir sekilde bu alanlar baglantili bolumler.

Hayatin ne getirecegi, insanin karsisina ne gibi firsatlar cikacagi belli olmaz diyerekten, is bulma yelpazesi cok dar bir bolume 4-8 sene vermek icin mantikli neden goremiyorum ben.
  • thetruenorthstrongandfree  (30.10.22 16:54:18) 
zamaninda uzun uzun anlatmislar su blogda:
100rsns.blogspot.com

ki bu amerikali orta sinif okuyucuyu hedef alarak yazilmis bir sey. turkiye'den gidip herhangi bir universitede sosyoloji doktorasi yapacak akademi heveslisi gencin sansi loto'dan daha dusuk.

"İyi bir yayın geçmişin varsa, çeşitli vize türlerine başvurup alıntı sayına bakılarak bir değerlendirmeye tabi tutulabiliyormuşsun, üniversite kapılarını sana kapatmışsa kalan tek seçeneğin buymuş." nerede okudun bunu? internetin oldugu devirde kendin guvenlilir bir kaynaktan direkt dogrulayamiyorsan uydurmadir.
  • hot potato  (30.10.22 17:16:58 ~ 17:18:38) 
sosyal bilimlerin cogu zengin isi + 1,000,000 @thetruenorth

ör.
amerikada sosyoloji phd yapan> vedat milör. orda kuru kuru zeytin yedim diyecek olsa da burada dağ gibi mirası ve tanıdıkları var.
o da bitirdikten sonra o işi yapmıyor, gidip avukat oluyor, ünide iktisat hocalığı yapıyor da orada evini barkını alıyor.

ankarada sosyoloji phd yapan duyurucu vardı, o da en azından ailesinin aldığı evde yaşıyor, kira derdi yok :d ekonomik kafa rahatlığı
  • comp  (30.10.22 17:27:20 ~ 17:28:55) 
Amerika’da siyaset bilimi doktorası yapan biri olarak uzun uzun yazardım ama özetle ille akademi ve doktora diyenler içim amerika doktorası akademide global olarak en geçerli akçe. Ayrıca alt ac ve non ac işler özellikle econ ve poli sci alanlarında çok arttı. Bunun ngosu var, startupı var, tech dünyası var. Programımdan yeni mezun iki kişi pew’da çalışıyor mesela, ux researcher olarak teknoloji şirketlerinde çalışanlar var, vs vs. Hepimiz osmanlı vergi sistemi üzerine çalışmıyoruz. Siyasal davranış uzmanı olanımız var, göç uzmanı olanımız var, orta doğu, Afrika, asya uzmanı olanımız var, inanır mısınız siyasal iktisat çalışıp blockchain ya da uluslararası ticaret ve rekabet çalışanımız var. Arkadaşın bahsettiği vize de O1, birkaç ödül ve güzel atıflı, iyi dergide yayınlanmış makale, biraz da hakemlik, mentorluk gibi aktivitelerde bulunmuş olmak gerekiyor, başvuran arkadaşlarım var, eşimin de avukatlarla değerlendirdiği ve ön sürecinden geçtiği bir vize türü: www.uscis.gov


  • feliss  (31.10.22 01:55:51) 
sosyal bilimde yuksek zengin isi +1, buna kismen katiliyorum, benim cevremdekiler bunu dogruluyor.

pHd zaten bolum fark etmeksizin riskli, okumak artik komple riskli bir aktivite. hayatinin 4-5 senesini vereceksin ve sonunda kimse sana yagli balli bir is garantisi veremez, bu neredeyse her bolum icin gecerli, buna muhendisligin bircok dahil. bir danismanlik sirketinde calisiyorum, benim mudur onune gelen cvlerin uzerinde phd gorurse yuzunu eksitip cope atiyor.

amac ne, ona gore bir plan yapip, okul surecinde o kanaldan network yapmak lazim. bu ulke/meslek farketmeksizin gecerli kural. acik sektorler neler, bambaska sektorlerde calismaya hazir misin? vs...
  • cooperr  (31.10.22 07:08:45) 
sosyal bilimde phd yaptiktan sonra bir gocmenin amerika'da corporate ortamina girmesi cok cok kucuk bir ihtimal. ben olacagini sanmiyorum da yine de ufak ihtimaller vardir. kovalanmasi gereken amerika'da akademide kalmak olmali. onlarin h1b surecleri farkli isliyor. o sekilde kalinabilir.


  • antikadimag  (31.10.22 07:49:48 ~ 07:50:13) 
@antikadimag h1b ile “corporate” ortamına girenler olduğu gibi bunun için L1 ve O1 gibi alternatifler de mevcut, h1b tek yol değil. Kesinlikle kolay olduğunu iddia etmiyorum, mezun olmadan en az 1-2 sene önce girilmesi ve ekstra emek verilmesi gereken bir yol, başarıyı etkileyen de bir sürü faktör var: Programınızın verdiği method eğitimi, hocaların alt ac ve non ac işlere bakış açısı ve size verdiği destek, programınızın lokasyonu gibi. Doğru kombinasyonlarla olasılıklar oldukça yükseliyor. Mesela iowa state’de doktora yapan biriyle usc’de california’nın göbeğinde ya da nyu’da, washu’da doktora yapan birinin akademi dışında şansları aynı olmayacaktır. Aynı şekilde quant heavy dediğimiz programlardan çıkan birinin departman tarafından ödenen yaz okullarıyla ekstra gelişim gösterip kendini data scientist olarak label etmesi daha kolay olacaktır. Washington’daysanız tonla io ve ngo’nun dibindesiniz, her gün onlarca m&e iş ilanı açılıyor. Bu arada domestik öğrenciler için doktora yapmamak daha mantıklı olsa da uluslararası öğrenciler için amerika’ya doktoraya gelmek hala en az masraflı ve güvenli yol. O doktora diploması da bu işlere açılan kapı oluyor. Türkiye’den alınmış derecelerle ve Türkiye’den bu işlere başvurup işi almak çok çok daha imkansıza yakın. Akademi vs sektör işinde çok fazla faktör var, kimsenin spesifik durumunu bilmeden aman hocam sen akademide iş kovala genellemesi çok mantıklı değil kanaatimce. Yolun başında olanlaraysa rankingde ilk 30-40 dışında bir okula gitmemeleri, doktoradan önce bir, mümkünse daha fazla iş ve meslek deneyimlemeleri, akademi içi ve dışı çok insanla tanışıp gerektiğinde bir mail atacak kadar yakın olmaları ve mümkünse köy-kasaba gibi yerlere gitmemeleri oluyor genelde.


  • feliss  (31.10.22 09:35:17) 
Bu sene başvuranlara söylediğim bir noktayı daha unutmuşum: Son 3-5 senedir pek çok econ ve poli sci bölümü stem classification için başvurdu ve kabul aldı. Bu da 1 sene yerine üç sene opt ve kafa rahatlığı demek. Başvururken bu kriteri göz önünde bulundurmakta fayda var. Özellikle insan davranışı çalışılan programların stem olarak kabul edilmiş ya da edilme olasılığı çok daha yüksek. Subfieldlarda bunun olmasına dikkat etmek gerek.


  • feliss  (31.10.22 09:49:58) 
[]

Doktora danışmanını alan dışından seçmek?

Selamlar,

Birkaç gündür burayı bu tarz sorularla meşgul ediyorum. Yardımlarınız için çok teşekkür ederim.

Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu olduğumdan bazı istisnalar haricinde yurt dışında uzmanlaşmak istediğim alanı tam olarak karşılayan bir kürsü bulmakta zorlanıyorum. Diğer sosyal disiplinlerde uzmanlaşmış hocalardan bazılarının çalışmaları dikkatimi çekse de onlara mail atacak cesareti henüz kendimde bulabilmiş değilim.

Örneğin, orada mimarlık tarihi çalışan bir hocaya "X Dönemi Türk Şiiri'nde Dış Mekân Tasvirleri" vs. gibi bir araştırma konusuyla gitsem, abes kaçar mı?

 
Bence harika bir doktora calismasi olur bu tur interdisciplinary dayanisma. Doktora kriterlerinden, bir konuyu yeni alanda uygulama vs gibi ozellikleri karsilar.

Benzer sekilde calisan hocalarla konusun bir an once. Hemen hepsi fikir verecektir. Hatta kisa bir gorusme bile ayarlayabilirsiniz.

Bol sanslar.
  • parcxerox  (15.10.22 17:52:05) 
mantıklı değil. jüri o alanın dilini, makalenin hakemleri o alanın dilini ister.

eş danışman almak veya jüriye almak makul olabilir. ancak ilgili disiplinden tecrübeli bir danışman şart.
  • gurur  (15.10.22 20:04:44) 
Madem farklı bölümden tez danışmanı seçecek kadar başka alanın hakimiyetini gerektiriyorsa neden o alandan doktoraya başvurmadın diye sormazlar mı? Bence sorarlar. Önerim: iki danışman.


  • Amaranta ursula  (15.10.22 20:10:39 ~ 20:13:51) 
[]

Yurt dışındaki Türk akademisyene Türkçe mi mail atılmalı, İngilizce mi?

Sorum başlıkta.




 
[]

Sezonu 3-5 bölümlük minidiziler tavsiye edebilir misiniz?

Konusu önemli değil.




 
After Life.


  • anatomik  (07.03.22 13:54:31) 
black mirror'da 5-6 bolum oluyor ama onun da devam eden bir hikayesi yok her bolum kendi hikayesinde devam ediyor.


  • in vino veritas  (07.03.22 13:56:23) 
sherlock


  • barankovan  (07.03.22 14:14:05) 
i-land


  • onemoremile  (07.03.22 14:25:47) 
The lost room


  • atom karincanin torunu  (07.03.22 14:37:54) 
Derek
The IT Crowd

  • himmet dayi  (07.03.22 15:29:07 ~ 15:29:49) 
the take - 4 bölüm
10/10

  • brakgn  (07.03.22 15:58:41) 
Geçen hafta years and years diye bir dizi izledik; çok sevdim ben. 6 bölümlük, tek sezonluk bir dizi.


  • fraise  (07.03.22 16:09:49) 
The Thick of It
This is England
Luther

Tek sezonluklar:
Band of Brothers
Chernobyl
The Night Of
Unsere Mütter, unsere Väter
A Very English Scandal
  • perferil  (07.03.22 19:39:51) 
angels in america
olive kitteridge
black books
bölüm sayısını biraz zorlarsak spaced
  • kimwexler  (07.03.22 19:43:31 ~ 14.03.22 11:54:16) 
alias grace


  • bugisme  (08.03.22 11:22:04) 
[]

11 puntoyla yazılmış bir word sayfası kaç roman sayfasına tekabül eder?

Sorum başlıkta.




 
Romanın sayfa yapısına göre de değişir ama ortalama 2,5-3 sayfa kabul edebilirsiniz.

Edit: Elimde 11 puntolu word dosyası olan romana baktım, 2-2,5 sayfa ediyor.

Edit:
230 word sayfası > 400 sayfa
157 word sayfası > 328 sayfa
129 word sayfası > 302 sayfa
177 word sayfası > 312 sayfa
gibi değişiyor.
  • kobuzchu kiz  (01.03.22 16:53:14 ~ 17:08:59) 
[]

11 yaşındaki muhabbet kuşum nefes alırken zorlanıyor...

On gün öncesine kadar gayet iyi durumdaydı, şiskoluk haricinde bir sorunu yoktu. Fakat son zamanlarda nefes alırken "tık, tık, tık..." diye bir ses çıkarmaya başladı. Küçücük gövdesi kalkıp iniyor avucumda.

Tüm bu karamsar tabloyu bir kenara bırakırsak, enerjisinde hiçbir problem yok. Benimle oynuyor, oyuncaklarıyla oynuyor. Çabuk yoruluyor sadece muhtemelen yaşlandığı için.

Veterinere götürürüm ancak soğuğa karşı çok hassas. Bir veterineri eve çağırdım gelmedi maalesef. :(

Sorunu ne olabilir sizce, pet shoptan ilaç alıp kullandım ancak işe yaramadı. :(

Onu kötü gördükçe ben de kötüleşiyorum. :(

 
oturduğunuz civarda biraz daha veteriner bakın illa gelen vardır :(


  • vital  (20.02.22 20:06:13) 
maşallah bir muhabbet kuşu için 11 yaş uzun bir zaman. dediğiniz gibi artık yaşlandı ve problem bundan kaynaklıdır. siz yine de vitaminine, suyuna, oda sıcaklığına vs. dikkat edin, geriye yapılacak bir şey yok gibi zaten. iyi olursa olur olmazsa da çok uzun yaşamış zaten üzülmeyin.


  • candide  (20.02.22 20:17:02) 
mevkiniz neresidir bilmiyorum ama İzmir'de başarılı bir kuş veterineri var. 0232 345 14 00 iletişim numarası olarak geçiyor. bir görüşün isterseniz.


  • dark-tower  (20.02.22 21:29:00 ~ 21:29:33) 
[]

İstanbul modern görülesi midir?

Kısa süreliğine İstanbul'da olacağım. Müze gezmek istiyorum. Envanteri hakkında pek bilgim yok, İstanbul Modern'e mi gitsem, tavsiye edeceğiniz başka bir müzeye mi?




 
Istanbul Modern geçici yerinde ve gitmeden online rezervasyon yapmak gerekiyormuş.
SSM ve Pera Müzesi'ne de bakabilirsiniz.

  • marla is in my head  (25.01.22 23:46:55) 
şahsi fikrim değildir. istanbul gibi bir alternatifler şehrine kısıtlı zaman için gelindiyse program daha verimli olabilecek şekilde duzenlenebilir.


  • boyle buyurdum  (26.01.22 00:02:41) 
gezilir. taksimin merkezinde, aynı yerde pera müzesi de var. onu da gezebilirsiniz. yine taksimde salt, koç amed ve yky'nin sergileri de gezilebilir. hiç birisi bi louvre müzesi değil elbette ama taksim civarında olan aktif müzeler bunlar. biraz irili ufaklı, oyuncak müzesi vb. alanlar da var. sadece narmanlı han'da açılan ilizyon müzesini tavsiye etmem. illüzyon müzesi içinde fotoğraf çekmek için perspektifli özel alanlar var sadece.

yine taksimde sinema müzesi de var. henüz gitmedim ama güzel olabilir. yine taksimde beyoğlu kültür yolu diye bir şey yaptılar. ona özel bir kaç mekan daha olması lazım.

1 gün boyuna taksim, beyoğlu civarındaki müze ve sanat galeri tavaf edilebilir.
  • bazenuyur  (26.01.22 00:57:05) 
görülesi. ayrıca arter'i de tavsiye ederim.


  • scudman1  (26.01.22 01:32:41) 
Görülesi evet, burada yazılan yorumların hepsi de çok değerli.
Ancak şuanki yeri yerine pandemiden sonraki bir zaman olur da taşınırsa eski mekanında görmeyi tercih ederdim ben olsam.
Yorumlara baktıkça ne kadar özlediğimi hatırladım İstanbul'un mekanlarını..
  • dreamnesiac  (26.01.22 03:14:42) 
o an hangi sergi var ona gore degisir bence. istanbul arkeolojiyi tavsiye ederim ama ilginiz varsa.


  • bay b  (26.01.22 09:03:50) 
[]

Congresium'dan Cebeci'ye nasıl giderim?

Gece on iki buçukta, taksi harici bir araçla gitmem mümkün müdür?




 
Kizilaya otobusle gidip oradan da taksi. Ben olsam direkt taksiye binerim. Otobus ne kadar beklersin kim bilir.


  • floydian  (23.01.22 16:00:28) 
[]

Kanser Biyolojisi 1 dersini alan biri hangi bölümde okuyor olabilir?

Sb.




 
Biyoloji, moleküler biyoloji ve türevleri.


  • evrim halkasi  (23.12.21 15:21:46) 
[]

Favori fantastik kurgunuz hangisi? Neden?

SB.




 
Harry Potter serisi. Seriyle beraber büyüdüm. Yeri ayrı.


  • dissendium  (08.12.21 20:03:09) 
lotr külttür ama Harry Potter evrenine gönülden bağlıyım <3 yanıtım harry potter


  • helena  (08.12.21 20:04:40) 
Silmarillion ve dolayısıyla orta Dünya çünkü Tolkien.


  • j r r tolkien hayrani  (08.12.21 20:08:28) 
Silmarillion ve dolayısıyla orta Dünya çünkü Tolkien + 1


  • the end of time  (08.12.21 20:12:19) 
ejderha mızrağı serisi. çünkü lotr'dan önce onu biliyordum. ilk göz ağrım :P
yaklaşık hepsi aynı kafa zaten. yol arkadaşları ordan oraya gidiyor falan filan büyücüler cart curt

  • neira  (08.12.21 20:29:27) 
Dune diyecektim ama o fantastik kurgudan ziyade sci-fi sayılır.

O yüzden Yerdeniz Büyücüsü diye güncelliyorum cevabımı.
  • plutongezegendegilmi  (08.12.21 20:46:57) 
edebiyatta lotr
oyunlarda the elder scrools, witcher (ben oyunuyla tanıdım)

edit: neden? bilmiyorum. çocuğun masal sevmesi gibi bir şey.
  • ya ben lan neyse  (08.12.21 21:31:13 ~ 21:47:02) 
serçe+tanrının cocukları
fantastik/bilimkurgu olmasının ötesinde cok da iyi bir edebiyat ürünü. özellikle serçe okudugum en iyi şey olabilir. dostoyevski kitapları ile ilk sırada benim için.

  • suyin  (09.12.21 01:01:50) 
Açıklayarak gidiyorum, favorilerimi sonda belirteceğim.

LOTR değil. Çok değerli olduğunu kabul ediyorum ve seriyi 1 kez okudum. Bunun yanı sıra Silmarillion'da bitirdim. Beğeniyorum ama ağır buluyorum. Yani birden fazla kez okuduğum pek çok kitap olmasına rağmen LOTR bunlardan biri olamadı. Hobbit'i daha çok seviyorum mesela.

Harry Potter'a gelirsek kitapları deli gibi beklerdik. "Oley! Bu seferki 1000 sayfadan fazla" diye sevinçten deliye de döndüm. Güzel bir seri olduğunu düşünüyorum ancak öte yandan asıl güzelliğinin seri ile birlikte büyümek olduğunu düşünüyorum. Tam olarak hem Harry hem de film oyuncuları ile aynı yaşta olmak kendimde çok fazla şey bulmamı sağlamıştı. Öte yandan şimdi dönüp bakınca bana yetişkin halimde pek hitap etmiyor. Favori serim diyemem bu yüzden.

Yerdeniz Büyücüsü ve Yerdeniz evreni benim tartışmasız favorim. İlk kitapla gençken tanışmıştım be serinin kitaplarını pek çok kez tekrar okudum. Hatta Yerdeniz Büyücüsü kitabını neredeyse sayfa sayfa anlatabilecek kadar hakimim (resmen hatim indirmişim...) ve bu seride gençken nasıl birşeyler bulabiliyorsam şimdi de bulabiliyorum. Nazarımda tarz olarak birbirlerinden farklı olmakla birlikte LOTR'dan daha güzel bulurum.

Son zamanlarda da Disk Dünya serisini keşfettim ve eşsiz bir eser! Bir diğer favori olarak bunu seçmekte hiçbir sakınca görmüyorum çünkü tam bir zeka ürünü. O kadar eğlenceli, komik ve yaratıcı bir evren ki bir arkadaşıma bahsederken "Disk Dünya olmasaydı yaşamımdaki toplam mutluluğumda farkedilir bir azalma olurdu" demiştim. Adeta bu dünya Terry Pratchett'in yüzü suyu hürmetine dönüyor vallahi.

Yazacaklarım bunlardır :)
  • burka  (09.12.21 01:08:36) 
[]

Diyelim ki epik fantastik bir roman okuyorsunuz...

Eser, tarihî gerçekliğe tamamıyla uymak kaygısıyla yazılmamış. Fakat yazarı olabildiğince titiz davranmış bu konuda. Çünkü hem karakterler hem de meydana getirilen dünya Türk tarihi ve mitolojisinden alınma. Örneğin başkahramanlardan biri Mete, romanın bir kısmı, onun olağanüstü bir hızla büyüyüp boyları kendi kılıcı altında toplayışını anlatıyor. Gelgelelim bazen aşırıya kaçmadan Arapça ve Farsça kelimelerin bulunduğu cümleler kurabiliyor. Buna nasıl tepki verirdiniz?

İşlenmiş dili kullandığımda hadiselerin etkileyiciliği gözle görülür derecede artıyor. Tüm kelimelerin Türkçe olmasına özen gösterdiğimdeyse tasvirler zayıflıyor, dublaj Türkçesinden hâllice bir üslûp çıkıyor ortaya. Arapça ve Farsça kelimeleri asgarî sayıda kullanmaya karar verdim sanırım ama bir de buradakilerin görüşlerini öğreneyim dedim.


 
Bahsettiğiniz arapça ve farsça kelimeler bizim dilimizin içindeyse zaten onları tarihi roman diye kullanmamak abes, çünkü Türkçe bu ve içinde bu kelimeler var. Ama atıyorum bismillah, hamdullah gibi kelimeler allah adında bir tanrıya işaret eder, bu gibi kelimeler sisteminizle çakışmamalı. Yoksa millet de arapça, kitap da.


  • whoosie  (02.12.21 12:57:29) 
eğer o kullanılan cümleler türkçe ile çok iç içe geçmişse çok da sorun etmezdim. yani o cümlenin ya da kelimenin arapça/farsça olduğunu bilmek için gerçekten o dillerle uğraşmış olmak lazımsa, çok sorun değil. ancak "e bu arapça" diye normal bir vatandaş bile ayırt edebiliyorsa açıkçası romanın etkisi azalırdı bende.


  • ilgeru  (02.12.21 13:06:14) 
Günümüz Türkçesine uygun olmalı. Örnek olarak Nutuk'un orijinalinde bilmediğim çok kelime var. Ama günümüz Türkçesine uygun şekilde düzenlenmiş hâlini okuyunca gayet de anlaşılıyor. Cihan yerine dünya, sulh yerine barış bile bayağı fark yaratıyor. Önemli olan bugün hangi kelimenin kullanıldığı.


  • dissendium  (02.12.21 13:17:03) 
[]

Bana bir fitness programı hazırlayacak babayiğit var mı aramızda?

Merhabalar,

Uzun süredir ektomorf vücudumu geliştirmek istiyorum. Kol ve bacaklarımın zayıflığı görüntümü bozuyor biraz. Evimin karşısına spor salonu açılır açılmaz kaydoldum. Fakat tek antrenör var ve akşamları orada oluyor. Üç kez rutinimi bozup program yazdırmak için salona gittim. Beşer saniyeyle birkaç makineyi nasıl kullanacağımı öğretti, bench press yap falan dedi ve kayboldu. İlgisiz biri olsa da spora devam etmek istiyorum, zaten biraz hacim kazansam, yağ yaksam yeter.

Boy: 1.77
Kilo: 69
Omuz: 110
Göğüs: 96.5
Bel: 84.5
Kol: 28.5

Daha önce fitness tecrübem olmadı. 6 yıl futbol oynadım amatörde ama çok güçsüzüm, göbeğimde biraz yağlanma var. Boş barla bench press yaparken 3. sette barı üzerime düşürecektim, o kadar zayıfım yani :D Başlayalı sadece bir hafta oldu. Tecrübeli arkadaşlardan biri beni gelecek yaza fit girebileceğim bir programa yönlendirebilirse çok sevineceğim. Hoca yok zaten, youtube'dan izleye izleye uygulamayı planlıyorum. :)

Not: haftada dört gün gitmeyi planlıyorum.

 
instagram'da hakan boylan var bir ona bak istersen fena değil önerileri, antrenman programı da yazıyor.


  • anten  (10.08.21 18:56:57 ~ 18:57:08) 
hocam stronglifts 5x5'e baktın mı hiç?

hem çok basit, hem de kısa zamanda güçlenmeni sağlayacak bir program. ama fit yapmaz büyük ihtimal. powerlifting bir yerde. ben de sıfırdan başladım, yemeğime dikkat ederek şu an 60 kilo squat, 85 kilo deadliftteyim. bu aralar azıcık saldım, 10 gündür gitmiyorum ama çabuk toparlanıyor.

stronglifts.com
  • chezidek  (10.08.21 19:18:28) 
Ömrünüzde hiç fitness/bodybuilding yapmadıysanız size bilfiil yardımcı olacak kimse olmadan bench press, squat ve deadlift yapmanızı önermem. Başlangıç için makineleri kullanın derim. Makineler mobilitenizi hazırlamaya yardımcı olacaktır. Biraz güçlendikten sonra serbest ağorlıklara geçmek daha mantıklı. Ayrıca ilk aşamada boş barla değil de mobilite sonrası daha düşük kilo dummbell larla çalışabilşrsiniz. Bir 200 cm bar 18.5-20 kg. Bir nevi elinize 10+10 kg dummbell almış gibi oluyorsunuz. Halbuki sizin kilonuz 5+5 kg dummbelldır.

Programdan önce aletleri deneyerek mobilite ve asgari güç elde edin. Programı ilerleyen zamanlarda kendiniz dahi yazarsınız. Önemli olan her serbest ağırlıktaki hareketi yapabilecek duruma gelin.
  • neysene  (10.08.21 19:40:06 ~ 19:41:51) 
bir ay boyunca hocanın gösterdiği makinelerdeki hareketleri yap. vücudun anca alışır ve hamlıgı atarsın. sonra program yazılır
bu arada yaşını söyle ve haftada kaç gün gidebileceğini söyle belki yardımcı olmak isteyen olur ve buna göre program önerirler.
eğer zayıfsan sporun yanında düzgün beslenmelisin. o da ayrıca araştıracağın bir konu.
herkese bol şans.
  • dafuq  (10.08.21 19:48:44) 
[]

Kot pantolonun rengini değiştirmek...

Geçen yıl Zara'dan bir jean aldım. Rengi gözüme hoş gelmişti. Kalıbı tam bana göre. Giydiğimde çok yakışıyor ama iğrenç bir rengi var. Boyamam mümkün mü yahut boyatabilir miyim? Hangi boyalar işimi görür?

Yardımcı olabilecek biri çıkarsa çok sevineceğim.


 
Çamaşır makinasında kullanabileceğiniz boyalar var. Ama kendi rengi önemli bu boya işinde açık bir renk ise olur ama.


  • hedep  (23.05.21 16:23:19) 
Ben küçükken abim marketten kot boyası alıp leğenin içinde boyardı.

www.google.com
  • kanlakarisikyagmur  (23.05.21 16:54:08) 
kuru temizlemecilerde genelde boyama hizmeti de veriliyor.


  • dimpled  (23.05.21 20:57:29) 
[]

Uykuya daldıktan sonra birkaç kez uyanmak?

Merhabalar,

Uzun zamandır doğru dürüst uyuyamıyorum. Kafamı yastığa koyup hiç uyanmadan sabaha kadar uyuduğum gün sayısı son altı ayda 10-15 civarıdır. Geçen haftadan beri 11'de yatağıma girdikten sonra, saat 1, 4 ve 6 gibi uyanıyorum. Hâliyle gün içerisinde sersem sersem dolaşıyor, konsantrasyon güçlüğü ve şiddetli baş ağrısı çekiyorum. Sesli şekilde kitap okuduğumda kelimeleri sık sık değiştirdiğimi fark ettim. Canımı ziyadesiyle sıkmaya başladı bu durum.

Yaşadığım problemin neden kaynaklanıyor olabilir?
Daha önce böyle bir sorunla karşılaşıp aşabilen varsa tecrübelerini benimle paylaşabilir mi?

 
Gün içerisinde seni etkileyen, geren olaylar yaşıyor olabilir misin?
Ben genelde bu tip durumlarda sizinle benzer şeyleri yaşadım.

  • sevilen progressive türkücü  (03.11.20 20:49:15) 
Kahve vs içiyor musun son dönemde çok? Bende o uyanma olayını kahve ve alkol yapıyor.


  • roket adam  (03.11.20 20:51:10) 
horlama , uyku apnesi, çevresel faktörler, havasız oda, klima , yatak gibi bir çok etken olabilir.

ben olsam önce yatağın yönünü değiştiririm, sonra yatağı ters düz ederim, bir de kulak tıkacı takarım.
  • janavarorion  (03.11.20 20:51:13) 
normali bu değil mi zaten. ölü gibi hiç uyanmadan 7 saat ben hiç uyumuyorum. gece içinde arada bir uyanmak normal değil mi ?


  • kelepir  (03.11.20 21:28:01) 
normali en az 6 saat hiç bir şekilde uyanmamak.
anksiyete, kaybetme korkusu, iş korkusu, gibi bir şeyler olabilir. içki değil.
not: uzman değilim, yaşım fazla :-)
  • ankara06  (03.11.20 23:45:58) 
Simdi sizin yazinizi okuyunca ben de fark ettim ki uyku duzenim aslinda hep boyleymis. Aksam 12 gibi yatiyorum periyoduk olarak 3-5 ve 6 da kesin kalkiyorum, hem de tam uyanmis vaziyette. O kadar zor ki :(((
Ben is stresine bagliyorum genellikle isleirm yogun oldugunda boyle oluyor. Ama baska cozumler varsa ben de okumaya geldim :)

  • cossecant  (04.11.20 13:42:29) 
ben de şüphelenip baktım internette gece bir kaç kez uyanıp tekrar uyumak anormal bir durum değil. gece içinde uyanıp saate bakıp ooo daha sabaha çok varmış diyip uyumaya devam etmenin zevki var :) gece uyandıktan sonra tekrar uyuyamamak sıkıntı


  • kelepir  (04.11.20 21:58:56) 
[]

İkinci Mahmud hakkında yazılmış en kapsamlı kitap hangisi?

sb.




 
ibb nin çıkardığı avrupa kültür başkenti serisinden II. Mahmutla ilgili olan bir cilt var.


  • dmrkprn  (18.09.20 10:19:47) 
[]

Türkçe karakterleri desteklemeyen adobe fontları?

Hoşuma giden şık fontlar var ama çoğu Türkçe karakterleri desteklemiyor. Çözümü var mı?




 
Font prograari var. Onlari indirip turkce karakterleri fonta ekleyebilirsiniz. Once S yapip, altina nokta koyuyorsun ve ş'ye basinca bu gelsin diyorsunuz.

Ya da photoshop'ta vs ise yukarida anlattigim seyi manuel yapabilirsiniz. Once turkce karaktersiz olarak yazip daha sonra noktasini sapkasini ekleyebilirsiniz.
  • brkylmz  (17.05.20 23:45:33) 
şu açık kaynak (ücretsiz) olan uygulama ile türkçe desteği olmayan fontu açıp eksik karakterleri ekleyebilirsiniz.

fontforge.org
  • aziz dostum jack  (17.05.20 23:49:47) 
[]

Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türkiye Ansiklopedisi güncel mi?

PDF'ini biraz karıştırdım, çok hoşuma gitti. Alâka duyduğum konular hakkında pek yetkin yazarlar kalem oynatmış. Gelgelelim eserin yayımlanma tarihi 1983. İçeriğinin bir kısmı güncelliğini yitirmiştir herhâlde. Buna rağmen okunur mu?




 
Okunur. Güncelliğini yitirmiş bölümler olabilir ama buna rağmen çok iyi bir çalışmadır. Bulabilirseniz ve bütçe ayırabilirseniz PDF yerine orijinalini de almanızı tavsiye ederim. Gerçi sahaflarda fiyatları uçmuş da olabilir.


  • microfiction  (06.05.20 14:54:32 ~ 14:55:14) 
[]

Yüksek ateş ve şiddetli baş ağrısı evde nasıl geçer?

Dün geceden beri başım çatlıyor. Gözlerimi rahat açamıyorum. Hastaneye çok uzak ve yalnızım. Evde nasıl dinlenmeliyim?




 
Duş almalısın


  • elorelia  (29.12.19 09:14:35) 
Bulantı vs var mı? Menenjit vs gibi riskleri düşünmek lazım; ateş yüksekse risk almayın.


  • efx  (29.12.19 11:06:42) 
bende şiddetli baş ağrısı olduüunda TOK karnına (tok olmalı) apranax alıyorum, fayda ediyor.
soğuk algınlığı varsa zencefili kısık ateşte en az 30 dakika kaynatıp iç ve sıcak banyo yapıp ter at.
ama 1-2 güne kendine gelmezsen daha ciddi birşey olabilşr, hastaneye gitmelisin
  • aslindasorunumpsikolojik  (29.12.19 12:13:46) 
kalın kıyafetler giyme. evi kısa süreliğine periyotlarla havalandır.


  • silver apple  (29.12.19 13:25:48) 
[]

Bile bile kendinizi böyle bir trajediye sürükler miydiniz?

Merhaba arkadaşlar,

Bir süredir çok büyük bir ikilemin, son derece klişe bir aşkın kıskacındayım. Yaklaşık iki yıl önce lisans tahsilim sırasında alt sınıftan güzelliği kimse tarafından sorgulanmayacak bir kıza vurulmuştum. Aramızdaki sosyoekonomik uçurum ve o dönemki gözlemlerim nedeniyle kendisine açılmamıştım. Ders aralarında kimseyle muhatap olmayıp arabasında oturuyor; verilen ara kaç dakikalık olursa olsun vaktini orada geçiriyordu. Bir keresinde gözlerimin önünde aynı sınıfta olduğu birinin tanışma teklifini de son derece net ve kesin bir şekilde, hiç dinlemeden reddetmişti. Mutsuz ve tatmin edilmez görünüyordu. Ben de "Unuturum elbet." diye uzak kalmayı daha doğru bulmuştum. Ama yine de beklenmedik fırsatlar yaratıp kendisini sık sık izliyordum. O da bunun farkındaydı.

Ben ekonomik imkânları ona göre son derece kötü, çirkin denilemeyecek yakışıklılıkta, büyük çabalar sonucunda çok iyi bir imaj yaratmış yabaninin biriyim. Vaktimin çoğunu takıntılı şekilde aynı mekânlarda geçiriyorum ve çevremi dar tutmaya özen gösterdim şimdiye kadar. Hâliyle tanımayanlar için soğuk, ciddî, çekinilen bir tipim. Bu muhitimde beni muhitimde popüler ve saygı duyulan biri hâline getirdi zamanla. İşsizim, yüksek lisans yapıyorum. Talihimi değiştirebileceğime inancım tam ama bu 5 yıl da sürebilir 10 yıl da. O zamana kadar sürüneceğim.


Hoşlandığım kız o zamanlar alâkamın farkındaydı ve bundan rahatsızlık duymuyor gibiydi. Çünkü hiç alışkanlığı olmadığı hâlde takıldığım muhitlere geliyor, beni süzüyordu. Bir kaç defa yanımdakilerin telkiniyle beni arkadaşlarına işaret ettiğini görmüştüm. Onun da müspet ya da menfi bir alâkası vardı bana karşı. Gelgelelim bölümünü değiştirdikten sonra izini kaybettim ve onu unuttuğumu sandım. Tâ ki geçen haftaya kadar.

Kütüphanede hep aynı masada çalışıyorum. Sabah en geç 9.30'da oradayım. (Bunu o da biliyor.) Geçen Salı kendimden geçmiş vaziyette çalışırken çıkageldi, birkaç saniye düşündükten sonra çaprazıma oturdu ve alâkasını belli etmek istercesine defalarca gözlerini bana dikti. O bakarken yanımda oturan hanımefendi de merak edip "Kim bu salak acaba?" dercesine dönüp dönüp bana bakıp güldü. :D Ertesi gün tekrar kütüphaneye geldi, bu kez ne okuduğuma baktı, göz ucuyla inceledi ve aynı yere oturdu. Açıkçası ders çalışmak için gelmemiş gibiydi, dikkati çok dağınıktı. Zaten hemen kalktı.

Sorunum şu: kendimi trajik duruma sokmaktan şimdiye kadar hep kaçındım. Haddimi bilerek, kayda değer derecede sıkı çalışarak statü atlamaya, kendime iyi bir gelecek hazırlamaya gayret ediyorum. Şimdiye kadar kimsenin bana acımasına müsaade etmedim. Varsa var, yoksa yok. Sosyal biri de olmadığımdan kendime yetmeyi biliyorum. Kızla ortak arkadaşlarım var, beni ona çok iyi şekilde tanıtacak ve tanışmamızı sağlayacak birilerini tanıyorum. Ne var ki, bu işin zamanla bir trajediye dönüşeceğini bildiğimden (gerçi şimdi de dönüşmüş durumda sadece kimseye ayan olmadı.) sürekli düşünüyorum. Hayal ettiğim güzellikte, akranlarımın çoğunun birlikte olmak isteyeceği bir kızdan ilginç şekilde uzak duruyorum ama diğer taraftan onu tanımayı çok istiyorum. Ben otobüs durağına giderken onun yanımdan 200 binlik jipiyle geçmesi beni çok güldürüyor. Yıllardır okuduğum romanlardan birinin kahramanıyım sanki. :)


Neden harekete geçmediğimi sorguluyorum. Korkak, şimdiye kadar hiçbir kızla tanışmamış, çok utangaç biri değilim. Acaba imkânlarımla mı yüzleşemiyorum? Yoksa zannettiğimin aksine korkak mıyım? Hayatımın fırsatı ayağıma geldi ve elimin tersiyle itiyor muyum? Son derece saçma bir soru soracağım, buradaki hiç kimseyle karakterim uyuşmaz muhtemelen ama merak ediyorum: Benim imkânlarımın ve hislerimin sahibi olsaydınız, o kızla tanışır mıydınız?

 
yanaşma bro üzülürsün.. madem uçurum var unutmaya bak..


  • lata  (10.11.19 22:57:34) 
bütün bu söylediklerini bir kenara bırakıp hayatın kısa olduğu gerçeğini tekrar aklına getir, ben de hayatımın uzun bir dönemini senin gibi geçirdim ve iyi bir tercih değildi bence. ne kadar çok şey yaşarsan iyidir.

konuya gelecek olursak olaya bu kadar çok resmi bakma olaya, kızla tanışıp hemen evlenecek halin yok, belki sevgili bile olmak istemeyeceksin. o yüzden madem karşıdan da hareket var neden duruyorsun, bir kahve iç iki sohbet et.
  • aziz dostum jack  (10.11.19 22:59:12) 
Anlatimin bile fiyasko. Yazdiklarin dusuncelerin dersek, hic girisme.

Kiz guzel. Kiz cok guzel. Kizla herkes birlikte olmak ister. Kiz cok zengin. Kiz cok cok zengin.
Seni etkileyen guzellik, korkutan zenginlik.

Kizi ucurmussun, sen yerle yeksan. O da hissetmis herhalde gelip suzulup gidiyor.

Farklilik cazip gelmis ve neyi kanitlamak istiyorsan kime, vurgunlugunun altinda yatan bu. Bence.
  • la.luna  (10.11.19 23:03:11) 
kız sağlıklı gelmedi. ders aralarında üşenmeyip otoparka inip tek başına arabada oturmak ne ya.

sen de çok sağlıklı gelmedin aslında. etrafına çok kafa yoruyorsun ve sanki her an birileri sana hayat hikayen için mikrofon uzatabilecekmiş gibi kendini anlatabiliyorsun, yok statümü yükseltmeye çalışıyorum falan
bunlara bu kadar kafa yormak normal değil. kimse kimsenin inan umrumda değil yok atlamış yok zıplamış. yaşa gitsin. kızı da beğeniyorsan git konuş yani kimse sana oradan çıkıp "sen fakirsin bu kızla konuşamazsın nayırr" demeyecek. işin özeti, kasma moruk.
  • windows95  (10.11.19 23:05:47 ~ 23:06:24) 
Kızı kendinden çok yüksekte, kendini de bu kadar aşağıda gördükçe hayır gelmez bu işten.
Birşeyler başlasa bile sen bu kafayla kendine de kıza da zehir edersin onu.
O yüzden bulaşma.
  • chitosan  (10.11.19 23:07:41) 
Belli ki bayağı dramatik bir insansın. Biz ne desek, sen bu hikayeyi seni tatmin edecek dramatik doygunluğa getirecek, trajedi dediğin birtakım hadiseler yaşayacaksın bu kızla. Seni jipiyle muhitine bıraktığı noktada mı yaşarsın zirveyi, yoksa sümmehaşa kıza selam verip kahve mi içersiniz, inan bilmiyorum. Her koşulda umarım trajediye, demirkubuz romantizmine doyarsın kardeşim.


  • epistemic_regress  (10.11.19 23:09:54) 
  • epistemic_regress  (10.11.19 23:13:30) 
Kızla da böyle 1955-2019 yıllları arasında sürekli bocalayan bir Türkçeyle konuş. “Merhaba hanımefendi, izninizle sizinle hoş bir muhabbet kurmayı arzu ediyorum” diye söze girebilirsin. Bence başarılı olacaksın. Özellikle muhit kelimesini çok kullanmaya özen göster.


  • i ve been mistreated  (10.11.19 23:21:32) 
Okurken müthiş heyecanlandım nereye bağlanacak acaba diye. Kesinlikle şansını dene. Ne okuduğuna bakacak kadar ilgisini belli etmişse, bi hamle yapmazsan o zaman acınacak duruma düşersin bence. Kızın ekonomik durumunu umursama, aranızda muhtemel birlikteliğinize engel olarak herhangi sosyo-eko farkı varmış gibi davranma. İlk fırsatta yürü.


  • IncredibleMau  (10.11.19 23:36:03) 
sevgili olup bir müddet mutlu olsanız dahi sonu acılı olacak gibi. kız da pek normal değil gibi, bence boşverin.


  • candide  (10.11.19 23:48:12) 
Birşey başlamadan sonunu hiçkimse tahmin edemez. Basit bir merhaba'dan da kimseye zarar gelmez. Ayrıca korkaklık neden kötü bir şey olsun? Farzedin ki korkaksınız, ne olur? Mükemmeliyetçi olmamaya başlayın. Savaş verdikçe inatlaştıkça daha çok yorulucaksınız. Duymaktan nefret ediyorsunuzdur ama akışına bırakın.


  • desperatehousewife  (11.11.19 00:04:05) 
Çok keyif alarak ve büyük bir heyecanla okudum. Yazdıklarınız bana yıllar önce okuduğum, hatta ara ara tekrar okuduğum iskochakemoynayindiyor'un yaşam hikayesini anımsattı. Aradaki farklar; siz sınıfınızı değiştirmeyi zengin aileye taşınma yerine, kendinizi geliştirmekte bulmuşsunuz ve amacınız zengin olmak değil, etkinin peşinden gitmek. Hikayede zengin kız kendisini gerçekten seven birisine aşık olmanın etkilerini yaşıyordu. Ben çok karamsar, çok gerçekçi biriyimdir. Nedense şu an aklıma gelen sizin de karşılık vermeniz gerektiği. Ne de olsa insan yapamadıklarından değil yaptıklarından pişman olmalı. Kaldı ki o ışığı karşı tarafta görmüşsünüz. Bunun üstüne olmazsa bile bir trajedi yaşamayacaksınız.


  • Başkalaşım  (11.11.19 00:27:13) 
Raif efendi sen misin?

Yürü üstüne üstüne celladının, yaşanması gerekenler yaşansın, olacak olan olsun. Sen de bir roman parlatırsın belki. Edebiyatın kuvvetli. Muvaffakiyetler diliyorum.
  • temasettin  (11.11.19 01:04:23) 
[]

10 ayda IELTS'DEN 6.5 almam gerekiyor? (Akademik)

Merhabalar,

İngilizce öğrenmeye 2 yıl önce başladım. Kimseden ders almadan, gramer meselesine pek takılmaksızın sürekli metin okuyarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum uzun süredir. Birçokları için pek bir şey ifade etmese de seviyemi bir nebze de olsa belirtmesi açısından YÖKDİL Sınavı'ndan 87.5 aldığımı söyleyeyim. Bu sınavda kaçırdığım tüm sorular gramer sorularıydı.

Doktora tahsili için hedeflediğim okullar 6.5 (overall) almamı istiyor benden. Birkaç gündür "English Grammar In USE" serisine başladım. Ufak tefek hatalarım çıksa da doludizgin ilerliyorum. Bu kitabı bitirdikten sonra serinin ikinci kitabına ağırlık vereceğim. Reading kısmının üstesinden geleceğimi düşünüyorum ancak listening, writing ve speaking becerilerimi nasıl geliştirebileceğim hakkında en ufak fikrim yok. Bu konularda bana neler tavsiye edersiniz?

İnternet'te yaptığım araştırmalarda Cambridge IELTS serisinin şiddetle tavsiye edildiğini gördüm. Ona başlamam doğru olur mu? Olursa, grameri hangi seviyeye getirdikten sonra girişmeliyim bu işe?

Çalışma ahlâkımda, disiplinimde büyük problemler yok. Günde 3-5 saat arası, haftanın 7 günü çok ciddî şekilde çalışacağım. Belli bir düzen oluşturup o doğrultuda ilerlemek istiyorum. Bu noktada sizden alacağım tavsiyeler benim için çok önemli. Yardımlarınızı bekliyorum.

Not: Herhangi bir kursa yazılmayacağım ve özel ders almayacağım.

 
Bana sorarsan hicbir seciyede gramere girisme. Gramer calismanin hicbir anlamo yok dil ogrenirken.
10ay cok fazla. 10 ayda 4 kere gelirsin 6.5 alacak seviyeye.

  • stavro  (17.08.19 16:27:49) 
Cambridge serisini ben de tavsiye ederim.
Genel olarak calisma tavsiyem su: cambridge'den ilerle, neyin eksik olsugunu neyde zayif oldugunu neye ihtiyacın oldugunh zaten bu testlerde goreceksin. Bu dogrultuda calisma seklini belirleyeceksin.

  • stavro  (17.08.19 16:29:37) 
ieltste en can alıcı nokta speakingtir. 87.5 aldıysan ingilizcen kötü değil. 6 ortalamayı rahat tutturursun diye düşünüyorum.

tek tavsiyem cambridge ielts serisini bir yerden edin, sürekli çalış. örnek sınavları %99 aynı hep.
  • false pretension  (17.08.19 16:32:19) 
şiddetle academic writing çalışmalarına da başlamanı öneririm. istediğin kadar ing. ya da grammer bil, ki grammer bi yere kadar kurtarır, writing de patlayabilirsin. internette çok fazla testler ve örnekler var, youtube da bunlarla ilgili açıklama videoları var. mesela odtü nün proficiency sınavı toefl ile benzer bi sınav ve genelde academic writing bilmeden girenler dümdüz writing yapıp sıfır çakıyor. o yüzden dikkat.

reading tamamen pratik işi, odtü nün more to read 2'sini tavsiye ederim. listening için de muazzam bir site var, lingorank. ted konuşmalarını seviye seviye ayırarak pratik yapmanı sağlıyor.

öte yandan grammer kasmaman konusundaki tavsiyelere katılıyorum. grammer ini bu tip sınavlarda writing ile ölçerler.
  • mehmed resad  (17.08.19 17:04:40 ~ 17:06:13) 
Ekşi sözlük ielts başlığı senin için yeterli kaynak.


  • dieselsingle2  (17.08.19 18:53:29) 
ielts-simon
bu blogu ye, iç, damarlarına zerk et.

  • jimjim  (17.08.19 19:00:00) 
cogu kisi demis zaten gramer'e cok fazla kasmana gerek yok bu saatten sonra. IELTS/TOEFL sinavlarinda 4 bolum var : reading/writing/speaking/listening.

reading'i gelistirmek icin normal roman, blog tarzi yazilar yerine akademik makaleler okuman lazim. alanin ile ilgili yada baska alanlar ile ilgili bol bol akademik makaleler oku.

listening bence en kolayi. internetten dizi/film/youtube videosu vs aklina ne geliyorsa ingilizce ve altyazisiz izle.

writing icin biraz taktik calisman lazim. akademik makale nasil yazilir. nelere dikkat etmen lazim vesaire. belli basli bazi kelimeler, kaliplar var. bunlari guzel ogrenip her yazinda kullanmaya calis.

calismasi en zor bolum bence speaking cunku pratik yapma imkani diger alanlar kadar kolay degil. bazi online siteler oluyor, ingilizce practice etmek icin, oralara kayit olup deneyebilirsin. tabi imkanin varsa bu isin en kolayi ingilizce konusulan bir ulkeye gitmek.
  • crucio  (18.08.19 11:46:56) 
[]

Kullanımı salgın hâline gelen +sEl eki hakkında...

Bu uyduruk ek hangi anlamda kullanılıyor?

büyüsel derken büyüyle alâkalı şeyler kastediliyor sanki?
peki eğitsel, yönetsel derken anlatılmak istenen ne? bu kelimelerle kullanıldığında da ...ile alâkalı anlamı mı katıyor?

İnsanlar ısrarla neden çoğu kelimenin sonuna bu eki getiriyorlar, cidden anlamıyorum.

Zamanında Refik Halid de aynı soruyu sormuş ama bugünkü vaziyeti görseydi herhalde çok şaşırırdı.

+sEl eki düşmanıyım. Bu ek yüzünden akademik makale okuma zevkim yerle bir oldu, hangi sebepten kullanımı bu dereceye ulaştıysa, ağzımı açıp gözümü yummak istiyorum. Gerçekten çok sıkıldım yav.

 
türkçede isimden sıfat yapan ek yok. sorun orada. ingilizce kelimeleri türkçeye çeviremeyince bu uyduruk eki kullanıyorlar. saçma sapan cümleler ortaya çıkıyor.


  • i ve been mistreated  (23.07.19 20:00:43) 
Ben -de ekini sevmiyorum demek gibi olmuş. Üstte yazıldığı gibi, örneğin "structural reforms" u anlam kayıpsız ifade etmek için "yapısal reformlar" demek gerekiyor.

Yapıya dayanan reformlar, yapıyla ilgili reformlar vs. tam olarak yerini doldurmuyor ve bence daha fazla göze batıyor. Zorlamaya gerek yok.

Dil zaman içinde değişen, ayak uyduran bir sistem. En azından Türkçeleştiriyoruz.
  • influx  (23.07.19 20:22:13) 
scheherazade’nin “büyüsel” örneğine itiraz etmeye geldim, doğru durmuyor o. kalanı haklı.

türkçe diliyle ilgili sorun. çok takmayın.
  • e haliyle  (23.07.19 21:31:33) 
Tv'deki saçma sapan insanların birçoğu Türkçe bilmiyorlar doğru düzgün ve kafalarına göre kelime türetebiliyorlar ve ne yazık ki o türetilen sözcükler de hızla kullanıma giriyor. Aslında aynı şey sosyal medyada da var.

"büyüsel" diye bir sözcük hiç okumadım, duymadım da. Bu da sonradan uydurulmuş bir başka örnek.

"toplumsal" örneği dışında, "geleneksel" geldi aklıma - doğru kullanım olarak.
  • cymbelina  (23.07.19 22:21:26) 
[]

Şu gömleğin altına hangi renk pantolon daha iyi olur?

eksiup.com




 
koyu laci - kahverengi - açık kahverengi


  • kitik  (24.06.19 16:35:01) 
kırçıllı olmayan bi füme ya da kahverengi+1


  • sameidiot  (24.06.19 16:48:41) 
resimdeki çocuğun giydiği


  • jamswety  (24.06.19 16:58:29) 
alt koyuysa ust acik, ust aciksa alta koyu giyiyorum. giyim kusam konusunda uzman degilim ama boyle bir yontem kullaniyorum kendimde.

onerim krem veya beyaza yakin bir renk
  • foster  (24.06.19 17:04:52) 
[]

Pazarlık kültürü hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum.

Aynı ürünün farklı kişilere farklı fiyatlardan satılmasında ahlâki bir sorun görüyor musunuz, neden?




 
hayir bence yok. ticaretin kurali bu zaten. o zaman cindeki fiyatlara satilsin hepsi.

simdi gelip sey diyeceksiniz "eee ben ama ucak biletlerini filan diyorum, ayni ürün farkli fiyata". bence arada fark yok, ticarethane yapabildigi maksimum kari elde etmeye calisiyor.

mesela önce alana indirim yapiyor, promosyon bilet. bu sayede planlama yapabiliyor. sonra a,b,c,d seklinde seviyelerde bilet fiyatlarini arttiriyor, sonra eger satilmazsa fiyatlari düsürüp promosyon yapiyor. bence tamamen etik.
  • black fridayde bos kutuya talim eden adam  (19.05.19 16:34:42) 
bir ürün bizim ona verebildigimiz kadar fiyatlaniyor, kalite, maliyet cok etkilemiyor bu fiyatlari.

bizzat bildigim bir örnek vereyim size. bir tekstil ürünü üretiliyor 1000 parca, kumasi kaliteli metrekaresi 10 birim. sabit calisan gideri metrekare basina 10 birim. ürün satis fiyati 180 birim.

ayni firma birebir ayni fiyata ucuz versiyonu üretiyor daha dandik kumasla. metrekaresi 10 birim. sabit calisan gideri metrekare basina 10 birim, ürün parca basi satis fiyati 20 birim. iki ürünün maliyeti birebir ayni, ürün market pozisyonu farkli.

pazarlik olayi bununla ayni mantikta, satici sizden alabilecegi maksimum parayi almaya calisiyor.
  • black fridayde bos kutuya talim eden adam  (19.05.19 16:38:36 ~ 16:40:52) 
Oncelikle "pazarlik kulturu" ile "fiyat ayrimciligi"ni ayiriyorum. Bizdeki garip "pazarlik kulturu"nun duzgun ticaret yapmak isteyenlere ortam birakmadigini dusunuyorum. Pazarlik ve indirim bu kadar yaygin olunca fiyatini durustce belirtmek isteyenler "indirim" yapmadigi icin pratikte dislaniyor.

Fiyat ayrimciliginda bazi detaylar fikrimi degistirebilir ancak ayni zaman ve mekanda ayni urunun farkli kisilere farkli fiyatlarda satilmasini urun fiyatinin satici tarafindan talep edildigi bir sistemde gayri ahlaki buluyorum cunku bu, saticinin adam sectigi anlamina geliyor. Pazarlik kulturu sonucu bu durum olusuyorsa yine durust olup saticiya guvenen zarar gormus oluyor.
  • dunal  (19.05.19 16:40:32) 
fahis fiyatlandirma olmadigi surece bir sorun yok bence. ticaretin dogasinda vardir pazarlik yapmak. satici karini maksimize etmek ister, alici masrafini minimize etmek ister.


  • nickmickyok  (19.05.19 16:43:35) 
hatta surada basitce uzman tarafindan incelenmis olan bir pazarlik var

danariely.com
  • black fridayde bos kutuya talim eden adam  (19.05.19 16:46:52) 
Görüyorum. Pazarlık kültürü bana göre ahlaksızlığın en güzel örneğidir. Pazarlık diye bi şey olmasa, satan da adam gibi fiyat verir, alan da adam gibi alır. Pazarlık kültürü yüzünden insanlar 5 liralık mala 10 lira fiyat çekip sonra 5’e veriyo. Biliyo ki 5 lira yazarsa bu ahlaksızlar o fiyatı da düşürmek için pazarlık yapacak. Peki pazarlık yapmayan? Onlara 10’dan itele gitsin. Veya 7-8’den. Ne kitleyebilirsen.

Zaten satış denen şeyin temeli de etik-ahlak barındırmaz. Tüccar ahlaklı olamaz. Al satçıda ahlak aranmaz. Bu insanlar başkasına yaptırdığı işten para kazanır. Kendi aracıdır. Parayla para kazanır. 3’e al, 5’e sat. Sorsan risk alıyorum der.

Pazarlık kadar normalleştirilmiş başka bi ahlaksızlık da torpille işe girmektir mesela. O da bunun gibi. Savunanı çoktur. Herkes yapıyo derler.

Bunlar benim düşüncem, benim doğrularım. Kavramları ve genel düzeni eleştiriyorum. Üstüne alınan olmasın.

Adet arttıkça veya maliyet düştükçe düşen fiyattan bahsetmiyorum. Onlar zaten normal. 1 tane alanla 1000 tane alan adama aynı fiyattan satamazsın. Ama bi ürünü ahmet’e 50’ mehmet’e 70’ten satıyosan bana göre ahlak eksikliği yaşıyosundur.

Özel hayatımda bi şey alırken pazarlık yapmaya utanırım. Yapamadığımdan değil. İşim gereği sakıp sabancı gibi pazarlık yaptığım bile oluyo kendi paramı harcamazken. Ama biriyle pazarlık yapmak bana göre ona hakaret etmektir. Fiyatı şişirdiğini ima etmektir. Fiyatı şişiren değil, benim gibi bunu ima etmekten bile utanan insanlar kazanır ama. Edit: son cümleyi ters yazmışım. Şişiren kazanır olacak
  • (s)AINT  (19.05.19 17:09:26 ~ 17:32:07) 
Bir de pahalı kalitelidir mantığıyla yuksek.fiyat ödeyince insanin ici rahat oluyor


  • seyyar satıcı  (19.05.19 17:18:24) 
[]

Hangi yağmurluk/ceket daha şık?

1) www.decathlon.com.tr

2) www2.hm.com

Sadece koşarken giyineceğim. 25/e.

 
1.


  • Amaranta ursula  (28.04.19 19:02:32) 
decathlon. kırmızısı ne güzelmiş öyle yav. 2 pahalı ama çokta iyi durmuyor


  • avatar is back  (28.04.19 19:06:34) 
1. Önden fermuarlı hem, giymesi-çıkarması da kolay olur.


  • wish i could find a way to disappear  (28.04.19 19:27:22) 
1.


  • rahip janick  (28.04.19 19:34:36) 
Araya girmiş olacağım ama, 1. ürün sağanak yağmurda ıslanmayı engelleyen bir yapıya sahip mi?


  • sevgikusunkanadinda  (28.04.19 19:52:34) 
ben de 1 diyorum


  • onkiloversemtamamım  (28.04.19 21:28:15) 
[]

Hacettepe'de bilim sınavına girdim (araştırma görevlisi)

Yazılı sınavda sorulara çok iyi cevaplar verdim. Sözlü mülâkatta da fena değildim. Sonuçlar açıklandı: Kendi öğrencilerine 60 ve 40 puan verip asil ve yedek sırasına yerleştirmişler. Ben hariç herkese 0 vermişler. Bana da 5 puan vermişler arkadaşlar.Evet, 5. Sizce bu 5 puan neyi sembolize ediyor? :D




 
Alinacaklar belliymis. Genelde belli oluyor zaten. Sana da iyisin kardeşim mesajı büyük ihtimalle


  • jackyr  (23.01.19 22:19:47) 
Ne saçmalıyor bu diyip devam ettirmişler.
Denetleme mekanizması olmayınca böyle oluyor takma kafaya.

  • bahoho  (23.01.19 22:20:30) 
Sinavim cok kotu gecti diyen arkadasim ki bu arada alesi ve ingilizcesi de cok yuksek degil. Hocanin 1 telefonuyla 95 puanla ilk 4 e girdi ve alindi. 4 kisi aliyorlardi. Aradakileri hep dusuk puan vererek elediler. Gebze teknik.


  • wishmaythşngs  (23.01.19 22:29:01) 
Sen diger almak istemediklerinden iyisin diye onore etmişler.
Tam davalik konu da, neyseh

  • her giriste sifresini unutan adam  (23.01.19 23:09:25) 
Kendi öğrencilerimizi alacak olmasak seni alırdık; durmak yok, yola devam demek oluyor. Kafaya takmayın, araştırma görevlisi alınırken hocalar hep bildikleri adayı iyiye tercih ediyor. Doktora/yüksek lisans teziniz bitince jürideki hocalara yollayın :)


  • wish i could find a way to disappear  (23.01.19 23:40:36) 
akademik kariyerden umidi kesmen icin bir isaret fisegi bence, bak bu eblehler gibi olma aklini kullan ozel sektorden yardir diyorlar. sana kiyak yapmislar :)


  • cooperr  (24.01.19 00:04:12 ~ 00:04:20) 
hacettepe genelde kendi öğrencisini alır, hatta bazı kadrolar için buna göre ilan verilir, yüksek lisansta da bazı alanlarda hoca çalışmak istediği öğrenciyi sınavlardan önce kendisi belirler, mülakat ve sınav formalite icabı bazı durumlarda.


  • blue rebel motorcycle club  (24.01.19 00:46:16) 
Buyuk serefsizlik yapmislar ama burasi Turkiye =)


  • superfluid  (24.01.19 01:47:25) 
[]

Aşti'den Hacetttepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesine nasıl giderim?

sb




 
%100 emin olmamakla birlikte;
Ben Aşti'den metroya biniyorum Beytepe durağında iniyorum.
Ankaray'a binilip oradan M2 Hattına geçiş yapılması lazım.
Beytepe durağından kampüs içine ringler geçiyor.
  • mutekebbir  (14.01.19 18:55:21) 
1. seçenek: aşti'den çıkıp 10 dakikak yürüp sögütözü istasyoundan koru metrosuna binmek.
2. seçenek ankaray'a binip kızılay'da inip koru metrosuna binmek (~20 dk).
devamında koru metrosundan beytepe istasyonunda inip ringe binmek.
  • helenart  (14.01.19 18:58:32) 
1. Aşti'den Bahçeli minibüslerine binilir.
2. Oradan, Gökkuşağı'nda hem servisler hem otobüs var direkt Beytepe'ye.

  • buf-e kür  (14.01.19 19:39:01 ~ 19:39:29) 
@buf-e kür, beytepe'ye giden otobüs hangi merak ettim :)

yoksa 230 mu :)
  • helenart  (14.01.19 20:28:32) 
eşşeğe binsen oraya götürür.


  • mikahakkinen  (14.01.19 23:06:37) 
[]

Araştırma görevlisi alımları hakkında defaatle sorulmuş bir soru

Bir özel üniversite "X bölümü ana bilim dalında yüksek lisans yapıyor olmak." şartlı bir ilân açtı diyelim. Ona o bölümün tüm ana bilim dallarında öğrenim gören öğrenciler başvurabiliyor mu?

Örneğin "Türk Dili ve Edebiyatı ana bilim dalında yüksek lisans yapıyor olmak." şartlı bir ilâna, Yeni Türk Edebiyatı ya da Türk Dili alanında öğrenim gören herkes başvurabiliyor mu?


 
Önemli olan enstitüde nasıl kayıtlı olduğun ki birçok enstitü ayırmıyor yüksek lisans aşamasında. Ama mesela Ytü ayırıyor Türk dili anabilim dalı ve Türk edebiyatı anabilim dalı olarak. Bu şekildeyse başvuramazsın.

Öğrenci belgende yazar
  • mutlusismankedi2015  (10.12.18 09:45:32) 
Hayir. Isimlerin bire bir tutmasi gerekiyor.


  • nax  (10.12.18 10:04:00) 
Ancak ilandaki isim daha kapsayici sizinki o baslik altinda bir bolumse kabul ediliyor.
Eger dallara ayrilmissa kabul edilmiyor.

Orn mimarlik mezunu olmak ilanina mimarlik anabilimdalinda (yapi bilgisinde, restorasyonda, statik vb) yl yapanlar basvurabilir. Ama ilanda yapi bilgisinde yl yapiyor olmak yaziyorsa sadece yapidakiler basvurabiliyor.
  • nax  (10.12.18 10:08:52) 
[]

Halihazırda bir lisansüstü programa kayıtlı olan arkadaşlar

Sizden bir isteğim var: müsaitseniz ÖSYM'nin aday işlemleri sisteminden eğitim bilgilerinizi kontrol edebilir misiniz? Kayıtlı olduğunuz programa ilişkin herhangi bir bilgi yer alıyor mu o kısımda?

Pazartesi günü kaydımı sildirmek için dilekçe verdim. Duyduğuma göre başvurum onaylandığında ais'e düşüyormuş. Onu kontrol edeceğim.


 
Gözükmüyor hiç bir şey, en son lisans gözüküyor bende. Ama ben hiç bir bildirimde filan bulunmamıştım öncesinde, şurada okuyorum gibi.


  • elikası  (08.08.18 10:11:39) 
ais'de lisansüstü göründüğünü hiç görmedim. Hep lisansa kadar gösterir. Yüksek lisans bilgilerini ise, e-devletten görebilirsiniz. Bunun dışında okullar yöksis üzerinden detaylı bir şekilde daha önce görebiliyorlar.


  • cursor  (08.08.18 10:15:41) 
[]

JSTOR üyeliği olan biri aşağıdaki makaleyi bana yollayabilir mi?

''The Emergence of the Duel in Russia: Corporal Punishment and the Honor Code''

www.jstor.org


 
jstor falan kasmayin yav libgende var.

gen.lib.rus.ec

solda links altindan libgen, ordan GET deyin iner.
  • robokot  (15.05.18 22:22:04) 
gönderdim, kontrol edebilirsiniz.


  • yaraticinick  (15.05.18 22:25:58) 
[]

Türkçenin etimoloji sözlüğünü yazmak için hangi dilleri bilmek gerek?

Sb




 
Arapça, Farsça ve Fransızca bilinirse çok büyük çoğunluğu halledilir.


  • tabirimekruh  (11.05.18 14:39:55) 
ağırlıkla Arapça ve Farsça elbette. Ancak Ermenice, Yunanca, Fransızca bilgisi de avantaj sağlayacaktır


  • burya  (11.05.18 14:47:40) 
Agirlikli olarak Arapca ve Farsca, ardindan Fransizca diyorum ben de.


  • stavro  (11.05.18 15:16:43) 
Yukarıdakilerin dışında latince de bilmek gerekiyor bence. Sevan Nişanyan latince'yi iyi biliyor mesela.


  • amortisman  (11.05.18 15:19:57) 
@amortisman

Sevan Nişanyan Eski Türkçe bilmediği için etimoloji alanında pek itibar edilen biri değil. Yine de teşekkür ederim.
  • lafıolmaz  (11.05.18 15:23:09) 
Once duzgun Türkce fonetik bilgisi gerekiyor. Yoksa gidip Türkce kelimeleri yabanci kokluymus gibi gosterebiliyorlar. Nisanyan´in sozlugunde yer yer rastlanildigi gibi.

Cince ve Mogolca, Italyanca, Latince, Rumca...

Orta ve Eski Türkce bilgisi de onemli, hatta Anadolu´daki agizlari iyi bilmek gerekiyor, cünkü onlarda hala kullanilmakta olan Orta Türkce´den gelen kelimeler var.
  • buf-e kür  (11.05.18 15:37:30) 
[]

Yurt dışında doktora bursu kazanan arkadaşlar

Neden tercih edildiniz? Yüksek lisans teziniz mi çok kaliteliydi, doktora için iyi bir çalışma konusuna mı sahiptiniz, alanınızın gerektirdiği dilleri mi biliyordunuz, yoksa çalışma alanınıza çok mu hâkimdiniz? Aslında bunların hepsinin belli derecelerde önemli olduğunu ben de biliyorum. Ama illâ ki bir şeyi çok iyi yaptığınız için seçildiniz, onu merak ediyorum asıl.

Not: Özellikle sosyal bilimler alanında öğrenim gören arkadaşlar cevaplarsa çok sevinirim.


 
Burs kazanmadim, Turkiye'den bursum vardi fakat basvursam su anda calismalarimi yuruttugum okulun bursunu da kazanacak durumdaydim. Dediklerinizin hepsinin etkisi var elbet. Literature hakim oldugunuzu, literaturdeki bosluklarin farkinda oldugunuzu gostermeniz gerek. Doktoraya basvururken sundugunuz arastirma onerisi zaman icin de bircok degisiklige ugruyor fakat yine de olabildigince "robust" bir oneriyle gitmeniz sizin faydaniza olur. Ben su anki danismanlarimla Skype uzerinden yaptigim gorusmede konudan cok neden doktora yapmak istedigimle ilgili sorular aldim. Zaman yonetimi, stres bunlarla bas edebilecek misin? tarzi sorular. Arastirma konusunda hevesli oldugunuzu ve yayin yapmak gibi planlariniz oldugunu belirtirseniz on plana cikabilirsiniz. Ingiltere icindi bu anlattiklarim. Oyle saniyorum ki Amerika'da okul bursu kazanmak nispeten daha zor.


  • voyager 1  (28.04.18 14:01:45) 
hayvan gibi GRE score um vardi. bir de guzel tavsiye mektuplari.


  • earthsea  (29.04.18 04:11:53) 
[]

Yılmaz Öztuna güvenilir bir tarihçi mi?

Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Türk Tarihi adlı eserini tavsiye eder misiniz?




 
türk islam sentezi = güvenilmez


  • renegade  (19.04.18 22:20:34) 
[]

Bir kitabı aynı anda 2 farklı dilde okumak

Merhaba arkadaşlar,

İngilizce okuma becerimi geliştirmek istiyorum. Yaşadığım şehirde aradığım tarzda bir kurs bulamadım, online kurslar da ağırlıklı olarak sınavlara göre tasımlandığı için ilgimi çekmiyor.

Tahsin Yücel ''Yalan'' adlı romanında, bir kitabı aslından okuduktan sonra çevirisini okumanın çok faydalı olduğunu söylüyordu. Siz ne düşünüyorsunuz bu yöntem hakkında?

 
kitap ingilizceyse ingilizcesini oku türkçeyse türkçesini oku. ya da başka bir dil biliyorsan kitabın asıl yazım dili hangisiyse onla oku.

ha ingilizcemi geliştirceğim diyorsan da kitabın contextini bildikten sonra önce türkçe sonra ingilizce falan okumakla uğraşmazdım (uğraşmadım) direk ingilizce al oku.
  • AlsterWasser  (06.03.18 20:49:16) 
@AlsterWasse, hocam doğru dürüst İngilizce öğrenimi görmedim. Kendi imkân ve çabalarımla belli bir seviyeye ulaştım ama yine de kendimi yetersiz hissediyorum ileri düzeyde yazılar okurken. İncelediğim metinlerin büyük bir kısmını anlasam da tam olarak anlamlandıramadığım bazı yerler canımı çok sıkıyor. Belki de eğitim almamış olmamdan kaynaklanıyor bu durum. :)

Teşekkür ederim cevabınız için. :)

@yere dusup kirilan sarap kadeh, hocam romanı okuyalı epey zaman olduğu için hatalı veya eksik bir şey söylemek istemiyorum. Hatırladığım kadarıyla romanın başkarakteri Yusuf Aksu'nun yabancı dilini geliştirme yöntemiydi bu. Her gün birkaç saat çift dilde metin okumanın okuma becerisine muazzam katkısı olduğunu söylüyordu. Tespiti, kendi yaşamına dayanıyordu. Aksu'nun dil bilen yönü bana Tahsin Yücel'i hatırlatmıştı. Bu yüzden müellifin kendinden hareketle yaptığı bir çıkarsama olarak kabul ettim.
  • lafıolmaz  (06.03.18 21:01:24 ~ 21:53:55) 
Ben Harry Potter ve Ölüm Yadigarları'nı okuyorum o şekilde. Birincisi böyle bir çalışmada çevirmene çok güvenmelisin. Harry Potter'ı Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutlu gibi iki önemli çevirmen çevirdiği için, hem de YKY gibi başarılı bir yayınevi tarafından çıkarıldığı için güvenilir buldum ama başka bir kitap için aynı güveni gösteremezdim. Sonuçta Suç ve Ceza'yı herhangi bir çevirmene verip, 10 liraya da satıyorlar. Ama daha iyi bir yayınevinde aynı kitap 50 liraya satılıyor. Aradaki en temel fark çeviri burada. Bu yüzden çeviri konusunda kendini kanıtlamış birinin çevirisini oku. İkincisi de o kitaptan öğreneceğin kelimeler o kitabın konusuyla ilgili olacak. Bir romanda bir mühendislik ya da hukuk terimine hiç denk gelmeyebilirsin. Bu tip konular için direkt makale okumak gerekiyor. Kitaptan ne beklediğinizi belirlemeniz gerek burada.


  • dissendium  (06.03.18 22:23:55) 
[]

Tolstoy'un Diriliş'ini kimin çevirisinden okusam? :)

1)Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları: Ayşe Hacıhasanoğlu.

2)İletişim Yayınları: Ergin Altay.

3)Can Yayınları: Nihal Yalaza Taluy.


Üç mütercimi de çoooook beğeniyorum ama içlerinden hangisi Diriliş çevirisinde daha başarılı diye merak etmiyor değilim. Siz tercihinizi hangisinden yana yapmıştınız/yapardınız?

 
tavsiyem: nihal yalaza taluy
mük-kem-mel..anlatmaya gerek yok. görüyorsunuz..

  • tabudeviren  (20.02.18 20:16:54) 
Can +1.


  • babilbaligi  (20.02.18 21:17:26) 
nihal yalaza taluy. iş bankası yayınlarının çevirisini de beğenmiştim ama yine de nihal yalaza taluy.


  • dafaisss  (21.02.18 00:06:15) 
[]

Fransızca öğrenmeye başlayacak birine neler tavsiye edersiniz?

Fransızca öğrenmekteki yegâne amacım: 2-3 yıl içerisinde Fransızca roman ve makale okuyacak seviyeye gelmek. Sadece okuma becerimi geliştirmek istiyorum. Diskur çekmek gibi bir niyetim yok yani. Şu anki imkânlarımla sadece okuma kısmını hâlledebilirim.

Bana Fransızca cümle yapısını sağlam şekilde kavratacak bir gramer kitabı tavsiye eder misiniz? İngilizce anlatımlı da olabilir. Cümle yapısını ve temel gramer kurallarını öğrendikten hemen sonra basit seviyeli hikâye kitapları okumaya yöneleceğim. Fransızca öğrenirken işimi kolaylaştıracak ipucularınız varsa, paylaşmak istemeniz durumunda onları da dinlemeye hazırım.

Teşekkürler. :)

 
Ben zamaninda Mauger'nin "Cours de langue et civilisation françaises"i ile baslamistim ve çok memnunum. Hâlâ bulunuyorsa ilk iki cildini öneririm.


  • pinocchio  (15.02.18 19:51:44 ~ 19:58:13) 
[]

Askerlik tecili

Lisans eğitimimden sonra kazandığım 2 yıllık tecil hakkı haziran ayında bitiyor. Eylül'de bir lisansüstü programa kaydoldum ancak öğrenci işleri henüz askerlik şubesine bildirmemiş. Öğrenci belgesiyle şubeye gitsem kendim tecil ettirebilir miyim?




 
Üniversitenin sitesinden senato kararına bak ne istiyorlar. Standart öğrenci belgesi ile tecil olmuyor zaten. Ek-c2 belgesi alman lazım okuldan ama bazı okullar o belgeyi mevcut tecilini bozdurduğuna dair askerlik şubesinden belge getirirsen veriyorlar


  • kompisko  (21.01.18 09:12:30) 
onlar bildirecek. yöksisten bildiriyorlar artık zaten sanırım. enstitü öğrenci işlerinde askerlikten sorumlu bir personel olur. onla konuşun yazışır askeriyeyle:


  • prodeq  (21.01.18 09:27:39) 
öğrenci işlerine gidip sevk tehiri yaptırcam de, telefonla halletmiştim ben dilekçe yazıp mail atarak.


  • yuto  (22.01.18 03:55:35) 
[]

Eskişehir ulaşım

Merhaba,

ESOGÜ'den tren garına tramvayla ortalama kaç dakikada gidilir?


 
45


  • mr.goodcat  (20.01.18 22:03:05) 
Esogu tramvay duragindan 30 dk da espark duragina varirsin. 10 dk da duraktan gara yurursen 40 dk oluyor.


  • tosunpasa  (21.01.18 01:20:47) 
[]

Şehir hayatını/modern hayatı anlatan filmler tavsiye eder misiniz?

Örnek olarak Woody Allen'ın Vicy Christina Barcelona'sını verebilirim. Filmin etrafında şekillendiği kişiler kültürlü olsun, hayat ve ilişkilerden bahsetsinler, olay örgüsü bu çerçevede gelişsin istiyorum.




 
Ben affleck in oynadigi sehrin adami. Orjinal adini hatirlayamadim.


  • a r a m i s  (26.09.17 18:47:11) 
başlık aklıma den brysomme mannen'i getirdi. yine hayatı anlatıyor fakat donukluğunu, monotonluğunu, duygusuzluğunu ve soğukluğunu. norveç filmi. şiddetle öneririm.

tanımladığına gelirsek; woody allen'ın manhattan'ı ve irrational man'i olabilir bu durumda. henüz izlemedim ama cafe society de oluyor sanki.

eklerim daha büyük ihtimalle.

edit:

the man from earth'ü de sevebilirsin. sıradışı bir yanı var ve kültürlü insanlar ve muhabbetleri filmin bu sıradışı unsuru etrafında dönüyor fakat modern şehir hayatını anlatıyor denemez.

waking life da sıradışı bir animasyon. evren, hayat falan diyalog filmi.

the talented mr. ripley

son dönemde paolo sorrentino'nun la grande bellezza ve youth'u da benzer tatlar bıraktı.

The Sunset Limited bu da tıpkı the man from earth gibi tek mekan filmi. iki kişi konuşuyor. iyi konuşuyor.
  • kisa bisey olsun istemistim  (26.09.17 18:49:27 ~ 19:16:49) 
One Fine Day


  • kreatin  (26.09.17 19:07:02) 
[]

İntikam temalı kaliteli filmler tavsiye edebilir misiniz?

Sb




 
old boy ve aynı yönetmen tarafından çekilmiş intikam temalı diğer iki filmi
lucky number sleven
çok kaliteli değil ama güzel aksiyon the italian job
  • elorelia  (04.08.17 20:28:46) 
Üç Renk Beyaz


  •   (04.08.17 20:29:52) 
el cuerpo


  • nucleon  (04.08.17 20:50:57) 
law abiding citizen


  • mungojerry  (04.08.17 20:52:47) 
Confessions


  • glamdr1ng  (04.08.17 21:18:43) 
payback:
www.imdb.com

Straight Up* olanını tavsiye etmiyorum.
  • late viper  (04.08.17 21:27:55) 
John wick I ve II


  • [GODDARD]  (04.08.17 21:28:09) 
Taken (2008) (Devam filmleri var)
Leon (1994)
The Punisher (2004) (Devam filmleri var)
Message from the King (2017)

Son film mükemmel.
  • hayirsiz  (04.08.17 21:37:53 ~ 05.08.17 01:26:16) 
la piel que habito

bi de old boy
  • in vino veritas  (04.08.17 21:51:28) 
[]

Yakın Türkiye Tarihi hakkında okuma listesi

Üniversitelerin tarih bölümünde okuyan arkadaşlar bana Tanzimat'tan bugüne kadar geçen süreci ele alan tam teşekküllü bir okuma listesi yapabilir mi?

Geçmiş duyurulara baktım fakat eksiksiz bir liste oluşturmak istediğimden yeni bir duyuru açma gereği duydum.


 
Belirttiğin kitap türüne giriyor mu bilmiyorum ama tarih aralığına girdiği için
Belgelerle Lozan -Sevtap Demirci diyorum.
Okurken birçok yerde vay be dedim
  • gokank4  (26.07.17 21:51:06) 
Tanzimat Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu - Halil İnalcık
Modern Türkiye'nin Doğuşu - Bernard Lewis
Demokrasi Sürecinde Türkiye - Feroz Ahmad
1960'dan Günümüze Türkiye Tarihi - Suavi Aydın, Yüksel Taşkın (Okumadım)
21. Yüzyılda Türkiye/2000'li Yıllarda Türkiye'nin Toplumsal Yapısı - Emre Kongar (Okumadım)

Ayrıca okumanı önerdiklerim:

Atatürk / Modern Türkiye'nin Kurucusu - Andrew Mango
Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi - İsmail Cem
Türk Dış Politikası - Baskın Oran
ABD'nin Siyasal İslam'la Dansı - Emre Kongar

tarih mezunu değilim. öznel listedir.
  • sporty  (26.07.17 22:23:59 ~ 22:30:45) 
Siyaset mezunu olarak dış politikayı derinlemesine ve akıcı bir dilde aktaran William Hale'in "Türk Dış Politikası 1774-2000" kitabını tavsiye ederim. Tanzimat sonrası günümüze kadar olan kısımda ise İlber Ortaylı'nın ilgili kitaplarını tavsiye ederim, içerik olarak zengin fakat dil konusunda aynı şeyi söyleyemem. Yorucu.

Özellikle yakın dönem için "1960'dan Günümüze Türkiye Tarihi" son baskısı fazlasıyla iş görür, içerik oldukça yeterli. Kitap da akıcı.

Onun dışında yine Mete Tunçay ve Sina Akşin'in ilgili kitapları iş görecektir.
  • tierra santa  (26.07.17 22:39:44) 
[]

Adidas ve New Balance ayakkabılar arasında kalıp farkı var mı?

Sorum başlıkta.




 
adidas ayakkabıların bile birbirleri arasında fark var.


  • blue eyes white dragon  (22.04.17 22:14:47) 
büyük firmalar ayakkabı üretimini outsource ediyorlar. her model biribirinden farklı bundan dolayı.


  • kurnaz  (22.04.17 22:17:16) 
Aman dikkat hem de nasıl var. Ben Adidas 42 giyerken new balance 44 tam oldu. Ama bunu baz almayın. Deneyerek alın.


  • iddaaci  (22.04.17 22:53:18) 
New Balance'ı yarım numara büyük almanı öneririm.


  • sorumatik  (22.04.17 23:19:54) 
normalde 42 giyiyorum nike dahil. ama adidas ve nb olunca 42.5 alıyorum. internetten alışveriş yapıyorsan yarım numara büyük almak bence mantıklı. dar gelirse problem, ama yarım numara büyükten zarar gelmez. bir keresinde çok hoşuma gitti diye gittim tek kalan ayakkabıyı aldım mağazadan, dar olduğunu bile bile, deneyerek aldım yani. zamanla kendini yarım numara açar dedim, AÇMADI :D Ayakkabı öyle eskidi giti


  • AWD  (23.04.17 00:41:25) 
Bende de adidas normalden bir numara büyük, new balance kendi numaramdı. Demek modelden modele çok değişiyor.


  • kullanıcıadımbuolsun  (23.04.17 16:07:06) 
[]

Ritalinin etkisini gösterip vücuttan çekilme süresi ne kadar?

Sorum başlıkta.




 
bende etkisini en iyi 1 saat sonra gösteriyor ve en iyi etkiyi de ilacı aldıktan 2. ve 4. saatler arası görüyorum. erken gidiyor bende etkisi.


  • body electric  (02.04.17 19:25:59) 
Aldıktan yarım saat sonra başlıyor, 4 saat sonra bitiyor.


  • Lim5  (02.04.17 19:48:59) 
[]

Ankara Esenboğa e-sınav Merkezine en yakın otel hangisi?

Google'dan bakıyorum: birkaç otel de buldum ama bunlar hayli uzak görünüyorlar. Ankaralı bir arkadaş yardımcı olabilirse çok sevineceğim.

Sınav merkezi şurada:(git:www.google.com )


 
hotel ibis ankara airport.


  • ada meltemi  (17.03.17 17:18:13) 
[]

Hatırlayamadığım bir dizi

Başkalarıyla evli olan iki kişinin yaşadığı ilişkiyi ele alıyordu.

Her bölümün sonlarına doğru psikologlarına yaşadıkları bu yasak ilişkiyi kendi bakış açılarına göre anlatıyorlardı. (galiba)

Bir iki bölüm izleyip bıraktığım için hatırlayamadım.

Belki bilen biri vardır?

 
the affair?


  • elorelia  (11.02.17 22:18:34) 
[]

En sevdiğiniz Türk yapımı filmler?

Hangileri?




 
pardon


  • naberabi  (06.02.17 19:23:10) 
nirvanası; kabadayı'dır.

aksini iddia edenle her türlü tartış(a)mam çünkü 2000 öncesi ben de pek yok.

eşkıya'yı da sıralamaya ikinci olarak dahil ederim.
  • blue eyes white dragon  (06.02.17 19:29:04) 
ah güzel istanbul

sevmek zamanı

kabadayı+1

her şey çok güzel olacak

kozmos
  • narudocko  (06.02.17 19:29:12 ~ 19:33:05) 
tokatçı


  • ron dennis  (06.02.17 19:51:58) 
izleyip de çok etkilendiğim iki film var:
-vavien
-9.
  • m e b  (06.02.17 19:53:40) 
şu sıralar arzu film, sistem film, murat film filmleri diyebilirim...

kaldı ki, tv'de videolarına dadanmış durumdayım. açıyorum youtube'u, her akşam bir tane. hepsi güzel :)
  • gneral  (06.02.17 19:54:19 ~ 19:55:08) 
Neredesin firuze.


  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (06.02.17 20:01:09) 
istasyon ve şekerpare


  • zugas  (06.02.17 20:02:07) 
(bkz: üşütük)


  • kargn  (06.02.17 20:19:20) 
Vizontele
Kader- masumiyet
Duvara karşı
Mutluluk
Beynelmilel
Baska dilde aşk
  • aquarium  (06.02.17 20:32:24) 
bendeki top 3

organize işler
herşey çok güzel olacak
vizontele
  • KingDagos  (06.02.17 20:42:18) 
limonata da iyi


  • eksimtrak  (06.02.17 20:53:08) 
(bkz: tabutta rövaşata)
(bkz: ağır roman)
(bkz: gemide)
  • tepedeki psychedelic adam  (06.02.17 20:57:19) 
Kırık bir aşk hikayesi


  • isott  (06.02.17 21:08:50) 
şekerpare
agir riman
arabesk
amerikali
  • in vino veritas  (06.02.17 21:12:21) 
benim gözümde top class olan filmler:

susuz yaz
sevmek zamanı
kosmos
beş vakit
  • lesmiserables  (06.02.17 21:17:32) 
Hababam sınıfı
Vizontele
Züğürt ağa
Pardon
Tokatçı
  • etki  (06.02.17 21:34:34 ~ 18.03.17 19:32:39) 
pardon
sınav

  • hayirsiz  (06.02.17 21:38:13) 
all about mustafa

farkli bir kurgusu vardi. sevmistim
  • exlibris  (06.02.17 21:40:02) 
Dusundum, sevdigim turk filmi yok.


  • stavro  (06.02.17 21:43:52) 
Vesikalı Yarim ve Arabesk geldi ilk olarak aklıma. Belki de film müziklerinin en az film kadar ön plana çıkmasından kaynaklıdır, bilemedim.


  • tel tokasini duzelten samuray  (06.02.17 22:00:32) 
[]

Türk mûsikîsini nasıl öğrenirim?

Bir türk halk müziği dinlerken,onun makamını ve özelliklerini anlayabilecek seviyeye ulaşmak için ne yapmalıyım?




 
Önce müzik kulağın var mı yok mu öğrenmelisin. Sonra da bol bol dinlemelisin. Bilen biri sana yol göstermeli.


  • yaren  (30.12.16 21:33:55) 
İnternette bunları gösteren bir sürü site var. Kulağın var mı yok mu sorusu bana kalırsa bu noktada manasız çünkü bilmediğin bir şeye aşina oluyor musun diye tavır almak gibi geliyor. Önereceğim şey ise uzun süre dinlemeniz ve aşina olmanız ve bu sefer yukarıdaki cevaba katılarak, neyi dinlemen gerektiğini de sana gösteren bir uzman olmalı.


  • gkct  (30.12.16 21:41:33) 
bu siteyi ben de takip ediyorum, tavsiye ederim: www.turksanatmuzigi.org
türkülerin, türk sanat müziği eserlerinin isimlerini, notalarını ve makamlarını göstermesi bir yana, temel müzik terimleri hakkında da bilgi veriyor.
makamlara göre eserleri inceleyip youtube'da vs. dinlediğinizde az çok kulak aşinalığı oluyor.
  • m e b  (30.12.16 23:05:19) 
[]

Askerlik tecili için hangi belgeler lazım?

Haziranda mezun oldum fakat tecil işlemleri tamamen aklımdan çıkmış. Google'da arattığımda farklı bilgilere ulaştığımdan bir de buraya sorayım dedim. Ceza öder miyim bu şartlar altında?




 
yanlis anlamadiysam 9 ocak son sonrasi cezali: www.msb.gov.tr


  • robokot  (25.12.16 23:12:36) 
Diplomanızın yahut geçici mezuniyet belgenizin aslıyla beraber iki fotokopisi, nüfus cüzdanınızın aslıyla birlikte iki fotokopisi. vesikalık lazım oluyor mu hatırlamıyorum fakat ben yanımda götürmüştüm.


  • dalgaci mahmut  (25.12.16 23:37:50) 
Daha diplomayı bile almdım ya ne saçma iş, ne cezası. Bulunduğumuz şehirdeki herhangi bir askerlik şubesi olyor mu yoksa oturduğumuz yere en yakın mı=


  • Cursed Chico  (26.12.16 01:59:00) 
herhangi biri olur. kendi yerinde daha az sira bekleme ihtimalin olabilir zamanina gore. diploma yoksa gecici mezuniyet belgesi.


  • robokot  (26.12.16 02:03:45) 
Dİplomayı götürürsem alacaklarsa geçiciyi götürürüm ama almayacaklardır diplomayı?


  • Cursed Chico  (26.12.16 02:10:25) 
diplomanin aslina bakarlar kopyasini alirlar. hic gerek yok ama elinde gecici varsa.


  • robokot  (26.12.16 02:13:43 ~ 02:14:28) 
[]

Kimlik fotoğrafımın güncel olmaması sınava girerken sıkıntı yaratır mı?

Kimliğimde ilkokul fotoğrafım var. Değiştirmek için bugün nüfus müdürlüğüne gittiğimde artık eski kimlik veremediklerini, çipli kimliğe geçiş yaptıklarını söylediler ve başvurumu yaptılar. Ancak bu kimlik bir ay içerisinde posta yoluyla bana gelecekmiş. İşlemlerimi gerçekleştirirken mesai saatine denk geldim. Üstelik bekleyen çok sayıda insan vardı. Bundan dolayı memura soramadım. Önceki sınavlarda fotoğrafımın güncel olmaması sorun oluşturmamıştı. Sizce bu durumda ne yapmalıyım, yarın tekrardan uğrayayım mı nüfus müdürlüğüne?




 
ösym sınavlarını kastediyorsan büyük ihtimal sorun çıkar.kimlikleri kontrol eden başkan benim gibi kılın biri ise benzemiyor diye sorun çıkartabilir heran aklında olsun.


  • birakin mermiler havada kalsin  (13.12.16 17:44:24) 
Aynı soruyu sormuştum. 9 yıllık foto ile girmiştim(13v22). Sanırım ösym sınavlarında direkt defol git demiyorlarmış. Koridorda fotonu çekip tutanak tutuyorlar sonra sınava alıyorlar. Bi gözetmen böyle demişti bi duyurumda. Tabii hiç alakan yoksa sorun olabilir. Yine de git bence müdürlüğe. 2 dkda değiştiriyorlardı ben gittiğimde kimliği.


  • glamdr1ng  (13.12.16 19:32:33) 
[]

Görüşleriyle sizi en çok etkileyen yazar, düşünür, bilim adamı kim?

Sadece bir isim verme hakkınız var. :)




 
newton


  • basond  (12.12.16 20:05:14) 
Bertrand russell


  • mesudiyeli mesut  (12.12.16 20:05:54) 
Edgar Allan Poe.


  • BuddyGuy  (12.12.16 20:09:43) 
charles darwin


  • cedex  (12.12.16 20:15:24) 
Sokrates.


  • papillon7  (12.12.16 20:18:42) 
Bu tür sorulara gelişine Carl sagan diyesim gelse de ahmak ve cahil insanlardan müteşekkil toplumda carl sagan uzaydan düşmüş gibi kalıyor. Pratik karşılığı yok.

Edmund rostand cyranosuyla etkilemiştir beni en çok. Gaskon beylerinin en bi gururlusu cyrano. Şair silahşor fizikçi.
  • kargn  (12.12.16 20:19:47 ~ 20:21:37) 
jean-jacques rousseau.


  • theseachange  (12.12.16 20:22:42) 
Ayn Rand


  • harvey  (12.12.16 20:34:10) 
Asimov


  • kobuzchu kiz  (12.12.16 20:36:51) 
Jose Saramago


  • levpontryagin  (12.12.16 21:08:46) 
ilk aklıma gelen
ümit yaşar oğuzcan

  • bigbadabum  (12.12.16 21:30:17) 
Cesare pavese


  • suicides underground  (12.12.16 21:36:37) 
proust


  • olkol  (12.12.16 21:58:58) 
jean paul sartre


  • masa penisi  (12.12.16 21:59:32) 
Newton'a çok saygı duyarım. Bana göre tarihteki en zeki bilim adamı.


  • dissendium  (12.12.16 22:04:08) 
Ahmet altan


  • alttaraf  (12.12.16 22:05:38) 
Elbette Gauss. Adam dünyaya gelmemiş olsa fizik 2 yıllık MYO bölümü, mühendislikler de gıda ve inşaat kalır, onlar da yarım yamalak...


  • babilbaligi  (12.12.16 22:57:11) 
Muzaffer İzgü. Çocukken çok okurdum, hayata karşı bakışımı o belirledi.


  • aychovsky  (13.12.16 07:41:35) 
Fernando Pessoa


  • devilone  (13.12.16 09:41:38) 
öyle çok etkileyen biri yok, genelde okuyup araştırdıklarımın iyi yönlerini dikkate almayı tercih ederim. en çok kimin dediklerini kendime yakın bulduğumu düşünürsek; alexander pope. henüz taze dimağlı bir üniversite öğrencisiyken derslerde görüp de "ulan ben de aynen böyle düşünüyorum!!" diye şaşırıp sevinmiştim. okumaya devam ettikçe temel düşünüş biçimlerime git gide daha fazla katkıda bulunmaya başladı.

hatta bu soruya paralel; hayranlıkla takip edip hayatıma derin etkisi olmuş birinin olmamasını da yine kendi sözüyle açıklayabilirim.
"Fools admire but men of sense approve"
  • baba jo  (13.12.16 10:04:46 ~ 10:05:05) 
123  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.