Ekşi Duyuru

merak ettiğim sorular olduğu için takip niyetine yazıyorum bunu. lütfen daha sonra silme

çekmeyi bilmiyorum ama atm'si bozuk finansbank şubesinden enpara hesabına üstelik türk lirası olduğu halde yatıramadım, almadılar.

enpara hesabına finasnbank şubesinden nakit işlem yapamıyorsunuz. muhtemelen dövizle de olmuyordur.

Enpara müşteri hizmetlerini arayıp ATM'den işlem yapamama gerekçesini söylerseniz yardımcı oluyorlar. 1500$ önceden bilgi vermeyi gerektirecek bir meblağ değil. Yine de şubeye bir gün önce telefon etmekte fayda var.
Yine de şubedeki yoğunluk ile ilgilenecek gişe görevlisinin konuya yaklaşımı ve ruh hali gözardı edilmeyecek bir faktör.

Ben çekmiştim daha önce
1)hayır
2)bir gün önceden aramamıştım. Sadece biraz beklettiler. Başka sorun olmadı

ben direk atmden 1000 dolar cekmistim. komisyon vs vermeden. ama 100 dolarlik banknot veriyolar haberin olsun. mesela 999 dolarin varsa 99 dolari atmden cekemiyorsun

tüm döviz işlemlerimi finansbank şubesinde yapıyorum enpara için. genelde hep para yatırırım ama çekmek nadirdir. çekmek yerine çünkü bozdurup eft yapıyorum iş yaptığım için. bir komisyon falan olmuyor.

Enpara şube kullanımına izin veriyor. Enpara hesabına her türlü para yatırma ve çekme işlemlerini finansbank şubelerinden yapabilirsiniz. Çevremde birden fazla döviz kabul eden atm olmasına karşın yüksek meblağlarda hep şubeleri kullandım ben. Bir sıkıntı çıkarmadılar.

İlk başlarda şube kullanımı yoktu, daha sonradan şubeleri de enpara müşterilerine açtılar.

Sondaj şirketinde şantiye şefi olarak çalışıyordu arkadaşım. Ayrıldı sonra ordan iş bakıyor şimdi.

DSİ'de çalışan var.

Kendim çalışıyorum hocam. Mühendislik ve müşavirlik hizmeti veren bir firmada zemin etüdü yapıyoruz.

tanıdığım biri var. işsiz.

Ben dominos yemistim guzel bir yer yok ki.

Adada 20-25'e anca dominos olur kardeşim. Limiti yükseltmen gerek farklı şeyler için.

Buldum valla. Konak restoranda ev yemekleri bulduk 19 tl verdim :)

Kartal metrodan minibüs-otobüsle Kartal iskelesine gidebilirsiniz çabucak. Oradan Büyükada ve Heybeliada motorları kalkıyor. 25 dakikada Büyükada'dasınız.

bostancıdan da mavi marmara motorları var

(bkz: yaya yolundaki arabaların üzerinden geçen adam)

www.egm.gov.tr veya fotoğraf çekip emniyete eposta at. ceza veriliyor. (plaka gözüksün)

sabah çıkarken 10 yumurta koy ceplerine, her birinin camına bi tane.

Ya bir arkadaşım böyle trafik magandalarini ifşa eden bir site yaptı. Öğrenip adresini dönerim. Duyuruyu silmezsen.

@lesemajeste
Sabah bunu yapacağım çok teşekkürler. Peki bir emsal bilgin var mı, ne gibi cezalar veriliyor? Umarım caydırıcıdır, pek umutlu değilim ama. Çoluk çocuk bile sürekli ana yoldan gitmek zorunda kalıyor bunların yüzünden sabah karanlığında, bi gün gerçekten bi sakatlık olacak

online ihbarla ceza verilmiyor bildiğim kadarıyla. 155'i arayınca gelip ceza yazıp çekmeleri lazım normal şartlar altında ama hem hangi birine yetişeceksin işin gücün arasında hem de işi gücü bırakıp beklesen bile polis keyfi olursa geliyor zaten.

şu sticker işini yaygınlaştırmak lazım aslında direk ön cama, şoför koltuğunun hizasına sağlamca yapışacak şekilde. im.gazetevatan.com

polisi ara.

ben de düzenli olarak ön arka silecekleri kaldırıyorum, sürücü yüzsüz değilse işe yarıyor, bu hakkı nereden aldın diyenlere bakma, devlet hukuku sağlayamaz ise ben kendi hukukumu işletirim.

Boşuna fotoğraf çekip atmayın emniyet fotoğraf ile ceza kesemiyor. Arayıp şikayet ederseniz belki gelir çekerler. Ya da trafik vakfını arayın onlar çekiciyle gelsinler.

Silecek kaldırmak o an aracının başında olmayan sürücüye bırakılan bir uyarı niteliği taşır. Kimse kimseye bu hakkı vermez. Bu bir vatandaş tarafından da yapılabilir, bir güvenlik görevlisi tarafından da yapılabilir. Anlayışlı şoförler de bunun neden yapıldığını bilir ve ona göre davranır. Bu artık yazılı olmayan toplum kuralı haline gelmiş bir davranış oldu. Ne kadar saçma bir şey sanki silecek kırmış, arabayı çizmiş, lastiği patlatmış gibi görülmesi.

Her seferinde aynı hatayı yapan şoföre yapılabilecek tek şey ceza yedirmek olur. Ben bisikletle bisiklet yolundan giderken göz göre göre bisiklet yoluna karşımdan girip aracını park eden adama, kendisi gözüme baka baka aracının kapılarını kilitlerken gerekli uyarı ve hatırlatmaları yaptım fakat 5 dakikaya çıkacağım bahanesiyle geçiştirmek istedi. Polisi aramak durumunda olduğumu söylediğimde ise paşa paşa binip gitti. Siz şoförleri göremiyorsunuz anladığım kadarıyla. Emniyete fotoğraflı başvuru yerinde olur. Siz yine o arada silecekleri kaldırmaya devam edin. Belki neden yapıldığını sorgular birkaçı :)

Polisler araba çekmeyi çok severler. 155'i arayıp plakaları ver ve yoluna devam et. Her gün üşenmeden yap bunu. Olmadı her gün 2-3 plaka ver ama ver.

online ihbara başvurdum, tam yeri söyledim, uyardıklarını ve ceza verdiklerini söyleyen bir mail aldım EGM'den. şimdi de kaldırıma parka karşı direkler koymuşlar.

banka ihbar süresinde çalışmaya devam etmesini isterse yapacak bir şey yok. ama eğer kovulması sorunlu bir olaya dönüşürse ya da bazı bilgilere erişimi varsa ihbar tazminatı vermeleri de olası. iş akdini kendi feshetmediği sürece bildirim süresi konusunda söz hakkı yok çalışanın.

Peki acaba neden kendileri çıkarmıyorlar da kızın çıkmasını istiyorlar, bir de üstüne tehdit ediyorlar :/ fikriniz var mı?

onlar çıkarırsa ve dava açarsa işe iade alma ihtimali daha yüksek. hukuki olarak dezavantajlı durumda kalıyorlar.

Kıdem tazminatı alamaz.
6 ay geçmekle beraber işe iade davası açmaya hak kazanılır,30 ve üstünde işçi çalıştıran bir işyeri ise.

www.verginet.net

bu siteden net rakam hesaplayabilir, 1 maaş ihbar tazminatı alır sadece.

Brüt maaş üstünden ihbar alır yani sadece değil mi?
Biraz ya sen çıkarsın ya biz çıkartırız, performans düşüklüğünden çıkartırsak da iş bulamazsın demeye getirmişler arkadaşı satış yapamıyor diye.

paylaştığım siteden eline geçecek net rakama bakabilirsin. biz kovarsak iş bulamazsın olayları hikaye, tazminatını alsın, uğraşmaya enerjisi varsa işe iade davası da açsın.

Tavla, satranç, dama.

Gamyun gibi internet sitelerinden okey (oyun dört kişilik olsa da karşılıklı olarak masaya oturabiliyorsunuz, diğerleri başka kişiler oluyor), king, pişti vb.

Kutu oyunu olarak ise tabu, trivial pursuit, scrabble, make in break, yine bazen kağıt oyunları oynuyoruz. Tavla da var, şimdi aklıma geldi.

Son zamanlarda oynamasak da oyun kollarıyla mortal kombat, circus, super mario vb. eski bilindik oyunları bilgisayardan televizyon ekranına yansıtıp oynuyoruz.

kanasta

biz güres tutuyoruz.

Jenga

Mastermind +63848849

biz ara sıra trival pursuit oynuyoruz kartlardan sorular soruyoruz.

mortal combat x. stres atmak için birebir

benim ki çok seyrek ortaya çıkıyor. olur olmadık bi anda olacak diye korku hep yaşıyorum. bu güne kadar hep uyanıp gözümü açar açmaz başladı.ve sanırım biraz şiddetli yaşıyorum. kolay kolay yerimden kalkamıyor hatta kıpırdayamıyorum. biraz kalkabilecek gibi olduğumda acile gidiyorum (tabii birisinin götürmesi gerekiyor) ve belli hareketler yaptırıyor doktor. sonra bir saat kadar kafan sabit yatırıyorlar. bu biraz rahatlıyor ama geçmesi bi kaç günü alabiliyor.
daha kesin çözümler varsa bende öğrenmek isterim.

2 kere kriz yaşadım, ikisinde de geceyi hastanede geçirdim. onun dısında sıkıntı olmadı. ilaç almamama rağmen başım bile dönmedi diyebilirim.

annemde var, kristallari yerine oturtan birini bulmus o sekilde cozdu isi. ama bunun farkli turleri varmis galiba, herkesin sikintisi kristal degil anladigim kadariyla. gecmis olsun..

belirtiler aynı hicgudu’nun anlattığı şekilde oluyor bende de. durup dururken bir sabah uyanıyorum ve kafamı yataktan kaldırdığımda hop yatağa geri düşüyorum baş dönmesinden. kendime biraz geldiğimde yanımda biriyle hastane yolları. bir ilacı var, 2 hafta kullanıyorum yavaş yavaş geçiyor. ilk 1 hafta süründürüyor, vurup vurup kaçıyor adeta sonra vücut alışıyor ilaçla da denge kuruluyor sanırım.
ben ekstra olarak youtube’da egzersiz videoları oluyor onları da yapıyorum. daha ağır geçirenlere doktorlar manevra uyguluyorlar.

Benimki de kristal değil malesef. Ne olduğunu anlamak için 3 Farklı test var, 1000 küsur lira civarı fiyat çıkarttılar. Var mı yaptıran?

Doktor bana betaserc 16 mg verdi. Ise yariyor... bir de bol su ic dedi.. pms le birlikte oluyor bazen... bir de stres cok etkiliyor bence...

taksiciler olağanüstü hallerde fahiş ücretlerle yolcu alıyor, kaldı ki araba kirlenir diye düşünürler. sence alırlar mı?
beyazmasa'yı aramalısınız bence bu gibi durumlarda. bildiğiniz veteriner hekim de yoksa en iyi onlar yardımcı olur. belediyenin veteriner hekimleri var çünkü.

edit: azarlar gibi mi oldu. :(

ben olsam önce uyarırdım, rahatsız oluyorum derdim. devam ederse insan kaynaklarına şikayet ederdim.

Öncelikle servis ne servisi? Kurumsal bir iş yeri ise idari işler'e söyleyebilirsiniz. Bizde servis şoförü vardı 3 yıl önce, belli ki biz binmeden sigara içiyordu araba leş gibi kokuyordu, 1 kez ikaz ettim içme rahatsız oluyor insanlar diye bir daha içmedi. kokuyu almadım yani tekrar. O yüzden direkt olarak söylemekte fayda var. Dolaylı yola gerek yok. isteğin haksız değil.

önceki duyurunu da şimdi okudum, ben serviste müzik çalınmasından nefret ederim, bırakın radyo açılmasını, birinin kulaklığından müzik duyarsam bile ikaz ederim. ben açanları ilk gün ikaz ettim, bir hafta sonra yine açtı yine ikaz ettim aynı gün, bir daha da açmadı. bugüne kadar rahat 20 şoför görmüşümdür, hepsiyle ilk olarak kendim muhatap oldum. ilk etapta direkt söylemek bence daha mantıklı. sorun sürerse tekrar düşünürsünüz.

Servis banka servisi. Kurumsal yani evet. Ancak şöyle bi durum da var, ben normalde 9-6 çalışıyorum, 3 ayda bir de 11-8 çalışıyoruz 1 aylığına. Bu da 11-8 servisi, yani bir aylık bi süreç. Ama şu bir ayda o kadar rahatsız oldum ki anlatamam. Başka insanlar nasıl baş ediyor sizleri de dinlemek istedim.

aynısını yapardım

bunlara karsiyim biraz ben. once kendisine soylemeden mudurune vs soylemezdim.

Önce ordan mı söyleyebilirmişsin? E o da önce içmeyebilirmiş, önce sorabilirmiş, değil mi? Kötü hissedecek bir şey yok. Niye sormuyor, sorsa laf edileceğini biliyor, sormadan içince kimsenin bir şey diyemeyeceğini biliyor. Sen niye ordan yazdın? Adamın neyin nesi olduğu, ne tepki vereceği, arkana destek bulup bulamayacağın belli değil. Senin sormama sebebin gayet masum, onun sormama sebebi suistimal. Salak salak konuşuyorlar işte.

Iyi etmissin. Sen arabaya sicmiyorsun degil mi? O da sigara icemez.

kotu hissetmene gerek yok. iyi yapmissin. sigir degilse zaten bilmesi gerekiyordu icilmemesi gerektigini

tekrar söylerim. tekrar açarsa tekrar söylerim. gerekirse kızarım. yüksek sesle müzik dinlemenin olayını asla anlamış değilim. konserde, diskoda falan değilsek o müzik kısık olmalı bence. hele bir de sabahın köründe işe giderken veya yorgun argın eve dönerken :/

Trafik stresinden mi nedir bilmem ne taksi soforleri ne servis soforleri normal insanlar degil. Seninkinin yasi henuz 20 de olsa en ise yaramaz adamlar sofor oluyor. Devam ederse insan kaynaklarina soyle. Kisik sesle dinlemesine karsi degilsin sonucta ama onun dinledigini herkes dinlemek zorunda degil.

hangi şirkete bağlı ise direkt onlara bildirin.

Ben zaten kulaklikla bir seyler dinkiyorum surekli. Servisteyken kimseyi duymadigim oluyordu, sadece yanimdakilerle falan konustugumda cikariyordum kulakligi. Ben rahatsiz olmuyorum sesten, muzikten. En sevmedigim sarki bile olsa pek rahatsiz olmam ama rahatsiz oldugum baska bir durum olsa artik tekrar tekrar soylerim. Anlamazsa da servis ile gorevli kim varsa ona soylerdim sanirim. Firmanin bir personeli vardi servis hizmetlerinden sorumlu, sikayetler ona soyleniyordu herhalde. Oyle birini bulmaya calisirdim sanirim. Bir de servisteki diger kisiler de rahatsizdir herhalde. Onlar da hicbir sey soylemiyor mu?

Bunlar şeflerinden çok korkar.
İnsan kaynaklarına şikayet edersiniz, onlar da şikayetinizi firmaya bildirir.
Ondan sonra yapsın bakalım aynı şeyi bir daha.

servisle gitmiyorum ama yerinde olsam hergün o kavgayı vermektense kökünden çözmek için servis yönetimi ile konuşur, herkesi mutlu edebilecek bi müzik seçilemeyeceğinden müzik çalınmasını yasaklattırmaya çalışırdım. herkesin telefonunda internet var, mp3 var. isteyen kulaklığını taksın dinlesin. uyuyan var vs.

daha önce kullandığım hiçbi serviste müzik çalınmıyordu.

Zaten 3 4 kişiyiz geri kalan Kişiler kulaklıkla. Bense zaten tüm gün yoruluyorum serviste de çoğu zaman kulaklık takmıyorum biraz sessizlik istediğim için... bi tek şoförle ben dinliyoruz yani. hayır hiç dinlemesin de demek istemedim en başta, kendi duyabileceği şekilde dinlesin ama laftan anlamıyor galiba. Yarın şikayet edeceğim

Yaşayamaz. Evi b.k götürür. Hemen olmasa da bir noktada başka biriyle evlenir ama babam da yaşlandıkça zor ve huysuz bir insan olmaya başladı, kim onunla evlenir, onu bilemiyorum. İyi bir baba ama bu yaştan sonraki haliyle iyi koca olmaz gibime geliyor. Annem “Erkeğin karısı varken bir gözü kördür, karısı ölünce iki gözü kör olur” der; her erkek bu tanıma girmiyor da, babam girer sanıyorum.

annemsiz çok iyi idare ediyor.

Aychovsky +1

Ev işini beceremez. Benden bekler, ben de beceremem. Yeniden evlenmek ister ama o huysuzlukla bulabilir mi, bilmem.

Alayın atar yapar. O yapmazsa babaannem yapar. Yaşasın doğulu olmak ve eski gelenekler!1!!1

yaşıyor zaten

İş başa düşünce öğreniyorlar. Zaten makineler yıkıyor artık, eskisi gibi değil çamaşır bulaşık işleri. Yemek yapmak, evi temizemek zorlar biraz. Meram eden onu da öğreniyor.
Tabii yaş ilerlediyse biraz daha zor, fiziksel zorlanmaları olur, alışkanlıkları değiştirmek daha zor. Ama mesela 50+ - 70 yaşlarında olup yapabilenler var benim çevremde. Yalnız kaldıklarında hiç bişi bilmiyorlardı. Şimdi hepsini yapıyorlar.

Yaşar. Ama duygusal olarak biter. O yokken evde bile durmuyor.

yaşar, 31 yaşında evlenmiş kendisi. ancak hayatı düzenli olamazdı kesinlikle. "her güçlü adamın arkasında güçlü bir kadın vardır." derler ya hani. o hesaptan.

annem öldü, babam yalnız.

idare etmesine gayet güzel ediyor. ütü dışında tüm işlerini de yapıyor. lakin maşallah diyeyim, kendisi 82 yaşında, sağlığı sıhhati yerinde ama "ben elden ayaktan düştüğümde bana kim bakacak" diye endişe içinde. kardeşim yok. bakacak kimse yok. gel bize, bizde kal desem (dedim de zaten) kendisi de istemiyor, istemez, rahatsız olur. biz gelir bakarız desek uzaktkan olmaz. huzurevi falan bakmış, devlet hep doluymuş, anca biri ölünce yer açılıyormuş. özeller ise çok pahalıymış.

sırf bu düşüncesi yüzünden kendi yaşlarında bir kadın buldu, evlendi. bir bakıma mantık evliliği. ama 70+ yaşındaki iki insanın o saatten sonra birbirine uyum sağlaması zor oldu, anlaşamadılar, ayrıldılar. şimdi yine tek başına idare ediyor. çok şükür güncel bir sıkıntısı yok. ama hala elden ayaktan düşersem kim bakacak bana diye dert ediyor.

yaşar.
babam; dışarıda veya kendi evinde mutlu, huzurlu bir insan.

12 yaşına kadar en kötü köy şartlarında büyümüş bir adam benim babam. hayatımda tanıdığım en becerikli en çalışkan adam. ama elini hiçbir şeye sürmez evde. işi gücü geçtim yapar onları. ama annem ölürse o da kahrından ölür büyük ihtimal.

En kizdigim erkek tipidir. Annem olmadiginda babam mum ediyor valla bizi. Temizlik bulasik yemek hepsini halleder. Babam annemden sonra bi kadini kahrini cekmez. Kimse de annemden baska babamin kahrini cekmez. Allah gostermesin de babam yasar tek basina da. Ben de her turlu ev isine yardim ederim perde asarim iyi yemek yaparim. Utuye karismam sacma geliyor esim utulemezse neden diye sormam. Bekarim 28 yasinda 173 boy 73 kilo. Gozlerimin rengini bilmiyorum.

Annem vefat etti, ablamla babam aynı evde yaşıyor. Babam gayet güzel karnını doyurur. Annem sağken bile kendi pantolonlarını kendisi ütüleyen insandı. Bunun dışında hiçbir işe elini sürmezdi ama annemin hastalanmasıyla gördük ki elinden her iş geliyormuş. Annem varken yere zeytin düşse voleyle mutfağın öbür ucuna gönderen kişiydi kendisi.
85 yaşında bir insandan tümden bütün evi çekip çevirmesini bekleyemeyiz tabii. Tamamen tek başına yaşasa haftada 1-2 temizlikçi ile halleder işi. Ama sosyalleşme ayrı bir şey tabii.

Maaş aldığımda bi miktar veriyorum anneme. Pazar, market parası olarak ay içinde 3-4 defa veriyorum. Akşam eve gelirken bişey lazımsa alıyorum.

ufak tefek şeyler dışında hayır. ihtiyaç yok. 6 aydır filan telefon ve interneti ödüyorum düzenli olarak.

ailemin geliri var. yaptığım harcamın maaşıma oranı da 1/10 ya var ya yok.

Editleyemiyorum duyuruyu ama; yazarken maaşınızla oranlarsanız ve ailenizin geliri olup olmadığını da yazarsanız çok sevinirim. Kendi durumumla karşılaştırıyorum da...

Maddi olarak zor bir süreçten geçiyoruz, çoğu noktada destek oluyorum . öyle olmasa da en azından faturaları ben öderdim.

Evlenmeden önce full eve giderdi.evlendim yine aynı :)

Şu an çalışmıyorum çalışırken de vermiyordum üstüne babam para vermeye devam ediyordu.

Ya bizim ailede çocuktan para istemek, çocuğa bir şeyler ödetmek çok ayıp bir şey. Doğumdan ölüme kadar aile mutlaka destek olur. Özellikle çocuk kadınsa daha fazla verilir ki kocası fazla kazanıyorsa yanında bükük durmasın, ihtiyacı yoksa da kenara atsın biriktirsin. Anneannem de hala 5 çocuğuna para verir. İstemezler zorla mont ceplerine çekmecelere para sıkıştırır.

direkt olarak olmasa da endirekt olarak, evet. kardeşim askerde ona para gönderiyorum, internet ve telefonu ödüyorum, eve alışveriş yapıyorum vs.

ama dediğim gibi, direkt olarak para alıp verme olayını sevmiyorum.

Ailemin geliri var. Allah'a şükür iyi bir muhitte oturuyoruz güzel mesleklerimiz var. Bu durumda dahi aileme destek oluyorum. Kardeşlerime para veriyorum anneme de babama da. Hatta babamın adına çekip ödediğim krediler var. Aylık taksit yatırıyorum falan falan

öyle küçük birkaç gider haricinde vermiyorum. Ama öyle ayrı gayrı bir bütçe söz konusu da değil. Kim sıkışık ise diğerleri onu destekliyor.

Şirketin verdiği yemek kartının neredeyse tümünü evin mutfak alışverişine ayırıyordum, öğle yemeğimi evden getirip götürüyordum. Ayrıca özellikle veriyor muydum hatırlamıyorum ancak ne zaman ihtiyacı olsa verirdim. Bir de galiba 1-2 ufak aidatı ben ödüyordum. Geçinmek zor zanaat...

bekarken harçlığım kadarını alıp gerisini anneme veriyordum. babam emekliydi, annem ev hanımıydı, okuyan 3 kardeşim vardı. evlendikten sonra da duruma göre desteklerim oldu.

birlikte yaşarken de verirdim, şimdi de veriyorum. Her ay maaşımı aldığım gün maaşımın 1/8'ini annemin hesabına aktarıyorum. Ayrıca herhangi bir ihtiyacı varsa giysi, ayakkabı falan onları da ben alırım. Ziyaretine gittiğimde de genelde üstümdeki nakitin bir kısmını ona bırakırım. Market alışverişini birlikte yaptıysak onu da ben veririm. Ben gitmiyorsam veya evde yoksam da bir şey lazım olursa onu da getir'den falan sipariş edip adresine yollatır ben öderim.

Ama arada sırada onda kaldıysam ve üstümde nakit yoksa taksi parası falan alırım (sonra geri öderim).

0
arada kuruyemş yeşillikler alıyorum. Onlar da dahja çok bbana. Yemiyor kimse.
Meyve belki yiyorlar arada.

MEyve de 1/10 filandır. o da multinetle alıytorum daha çok

Ailem emekli ama beni okuturken ve aynı dönemlerde abim de işsizken çok borçlanmışlardı. Bir on yıl birlikte zor belimizi doğrulttuk. Eskiden abimle yaşıyordum. Anna-babamız da kışın üç ay bizim eve geliyorlardı İzmir’den. Evde faturaları abim ve ben ödüyorduk. Onlara da bazen biraz pazar parası bırakıyorduk ama onlar da bir miktar pazar parası ödüyordu. Bunun dışında, ek bir harcama varsa da ödüyorduk ara ara.

evlenene kadar ailemle yaşadım.Maaşımdan harcayacağım kadarını alır kalanını aileye verirdim

Babam emekli. Çıkarıp kimseye düzenli olarak para vermiyorum ama özellikle kışın doğal gaz faturaları abarttığı için bunların ödenmesi için para veriyorum. Alışveriş yapıyorum gerektikçe; sonuçta bu evde ben de yaşıyorum ve oturup beni beslemelerini beklemem. Bir de evde tamir edilmesi gereken bir şey olduğunda veya yeni eşya gerektiğinde bunları ben ödüyorum. En son apartmanın giriş kapısı değiştirildi, bunun parasını ödedim mesela.

Kendi durumunuzla karşılaştıracaksanız şunu da belirteyim: 18 yaşından beri ailemden tek kuruş almamışımdır; üniversiteyi aldığım burslarla okudum. Anne ve babamda bu nedenle aman çocuğumuz bize baksın beklentisi pek yoktur.

alınmaz büyük ihtimalle. bir sürü yerel üretici var kendi taze ve lezzetli cevizini satan onlardan almak lazım. migros gibi büyük marketler ithal en düşük kalite ve lezzetsiz cevizi satıyor(kabuklu olduğunu varsayıyorum)

edit: ha tabii azıcık bir şey alınıp deneyip güzelse toptan almak da bi seçenek tabii.

4-5 ay onceye kadar kabuklu cevizi Migros'tan aliyordum gayet guzeldi. Indirimle kilosu 20 liraya falan geliyordu.

gecen carrefour'dan antep fistigi aldim hem ucuzdu hem sahaneydi tadi ama 3-4 ay once aldigim berbatti. bence marketler sans isi

Ceviz için bir şey diyemem ancak fındık istiyorsanız arkadaşım satıyor. Ordu fındığı, kendi bahçesinin. (kabuklu)

Benim gidip kendim almam lazım ya bi yerden :/

www.cevizhane.org

geçenlerde şöyle bir siteye denk gelip sipariş vermiştim. çok da memnun kaldım, her ay düzenli olarak ceviz alıyorum buradan: www.egeusulu.com

Migros'ta paketli badem ceviz falan satılıyor. Şu tadım gibi pakette olanlar. hah işte onlar çok dandik.

Nerede oturduguna bagli olarak - kiziltoprak'taki kirli dervis <3

dönem dönem sebze meyve bölümünde satılan kabuklu olanları diyorsan onlar gayet lezzetli oluyor, bence alınabilir.

ben tüm kuruyemişleri buradan alıyorum, fiyatlar normal, şimdi yılbaşı indirimi yapmışlar, ürünler de genel olarak iyi diyebilirim

www.antikkuruyemis.com

Ben geçen sene Migros'tan alıyordum hep, ama bu sene nedense kötü cevizler hep, kalın kabuklu, acı tatlı. Ama genelde başka yerlerde de öyle. Neden böyle oldu bilmiyorum.

Ben geçen sene Carrefour'dan, Migros'tan alıyordum, şimdi semt pazarından alıyorum, daha ince kabuklu ve lezzetli.

Kaçırıyor olabilir böbrek hastalığı açısından en kısa sürede kontrole götürsünler. Erken müdahale edilmezse kısa sürede çok geç olabilir.

rahatsız olduğu bir durum olduğunu düşünüyorum. 1 haftadır hayatında, rutininde değişen bir şey oldu mu? bizimki de eve ikinci kedi gelince aynı tavrı sergilemişti.

sistit olabilir, veterinere gösterin.

Sistit ihtimali aklıma geldi evet benim kedimde de olmuştu, ama o kısa aralıklarla gözümün önünde yapıyordu mesela. Bu ise gündüz evde kimse yokken yapıyor, akşam yapmıyor. Sistit olsa hep çişi var hissi olmaz mıydı?

@karamaleksey Kum kabının yeri değişti sadece. Ama kakayı yapıyor yine kaba :/

bizimki de kakayı yapıyordu kuma. çişini başka yerlere yapıyordu. ama sağlık sorunu da olabilir bilemiyorum. kabı eski yerine koyun küçük değişiklikler büyük etkilere yol açabiliyor.

belki de yalnız kalmak istemiyordur artık. :/

Pierlotiyi pas geçin hocam. Orada oturuyorum pierlotinin bi esprisi Yok.

rahmi koç müzesi.tam mevsimi.

Kuzguncuk'a gidebilirsiniz. Bir de Fener-Balat taraflarına.

Otelde baş başa geçirin. Yataktan çıkmayın.

{Bu soğukta daha iyi sanki}

iğneada

tekirdağ-barbare bağları.

aracınızın kış şartlarına güveniyorsanız kırklareli- dessera bağ evi.

Aracımız yok :( otelde kalıcaz ama gezmek de istiyorum ben ya. Pierre loti filan nasıldır? Ya da abant çok mu pahalıdır günübirlik gitsek?

columbia

decathlon

quiksilver aldıydım 5 sene süper korudu beni. sarar kaşe giyiyorum o da sıcacık. 20 gün evvel damat aldım, içinde bilmem ne varmış, şimdiye kadar üşütmedi, kış sonu editlerim.

Bütçe söylemen lazım
Lcw kaban giyen birisine columbia al demek saçmalık. 10 kat fiyat farkı var abi

yemin ediyorum sırf columbia yazan var mı diye gelmiştim ki, aranan columbia cevabı verilmiş zaten, vay arkadaş ne tuhaf bir topluluğuz böyle. lcw'den aldım mutluydum demiş refleks cevap columbia. yok yok lv

şekilcilikten ölen arkadaşım var benim.

www.columbia.com.tr

şunu şuraya bırakayım da, ardından bence columbia'yı boşver yeah malları çok dandik oluyor. louis vuitton ile konuştum bu sefere özgü mont yapacaklarmış. o daha iyi olabilir.

Aslında önce mangodan almıştım 260 tl falandı. Ama eve gelince kaz tüyü olduğunu fark ettim gittim geri verdim. Sonra lcwdan aldım kaz tüyü olmayan bi şey.

Bütçe en fazla 300 diyelim

Gecen sene jack jones marka mont hediye geldi. Şöyle diyeyim içine tek gömlek giyince bile terletiyor meret o derece sıcak tutuyor. Yer izmir.

Columbia'yı da ilk kez gördüm ama allah affetsin çok çirkinmiş modeller :(

www.decathlon.com.tr

www.decathlon.com.tr

Aldığım kaz tüyü çıktı iade ettim deyince spor bir model aldığını düşündüm bir de bu montlar -10 a kadar ideal sıcaklık sağlayabiliyormuş ve fiyatı uygun

decathlon iyidir +1

Enpara. Mail ile soruyorum, mail ile cevap veriyor. Sacmasapan "şurayı arayın ordan sorun" diye cevap vermiyor. Şu gerizekalı tepkiyi vermediği için, bu tek sebep bile yeterli ama bi dolu mantıklı ve zamana uygun çözümü var.

(kredi kartı değil tabi, pardon)

garanti. çünkü o kadar çok arıyorlar ki... kartı iptal ettim en az 100 kez aradılar.

artık yıldım. akışına bıraktım. senin avuçlarındayım garanti.

Garanti.
2011'de üniversiteye başlarken açmıştım.

Eh işte.

gunluk işler icin enpara ve diğerleri icin parafly 2013 ten beri kampanyalar ile ucak biletleri otel ve araba kiralama derken en az 10 bin tl kar sağladı.

Ziraat
Memnun değilim

Büyük serefsizler ve ilgisizler. Vakif da öyle. Hatta daha rezil.

İş bankası ve enpara. İkisinden de oldukča memnunum iş bankasının online işlemlerini çok kullanışlı buluyorum. Yabancı piyasalardan alım satım bile yapılabiliyor. Enpara da malum masrafsızlık dışında netflixtir yuksek vadeli faizidir...

kredi kartı: garanti. miles&smiles en avantajlı mil kartı oluğundan

günlük eft ve basit işler: enpara. her şeyi ücretsiz olduğundan.

mevduat: ing e-turuncu. gecelik faizi en yüksek olduğundan.

Halkbank - Maaş müşterisiyim. Çok az limitli bir de paraf kartım var.
Genel olarak memnun olsam da şube azlığından şikayetçiyim. Sayesinde hesabımda para olmasına rağmen paramı çekecek şube bulamadığım için parasız takılabiliyorum.

Akbank. cunku kirmiziyi seviyorum.

garanti, çünkü banka hesabı üzerinden sanal kart açabiliyorum, zira kredi kartı kullanmıyorum.

yapı kredi
şirket anlaşmalı

isbankasi - gonul bagi
akbank - maas musterisi mecburiyetligi. maas yatar yatmaz isbank hesabima aktariyorum. ayrica iscepten de cok memnunum.

ing enpara teb iş qnb.5iyle

Ziraat ve enpara. Ama is bankasi acacagim.

sigortali calistigi icin bir sey yapamaz, diger turlu kyk burosuna gidip derdini anlatabilirdi belki.

ödemezse vergi dairesine aktarılacak. borç kamu alacaklarının tahsili şeklinde tahsil edilecek. varsa banka hesaplarına kısmen bloke konulacak. vergi daireleri bu işlemleri 3 ay kadar bir sürede tamamlıyor maksimum. bir şekilde ödeme kapıya dayanmış yani. taksitleri gecike gecike de ödese yeter. vergi dairesine aktarılmasın yeter. yoksa zahmetli.

daha 1 yıl var. 1 yıl sonra da %10 gibi bbir şanssız kitleye bloke vs oluyor. paniğe gerek yok :) yüzbnkerce vergi borcu olan var (ben de)

Yahu peki bu "ben ödemiyorum kyk borcumu, ödemicem" diyenler nasıl ödemeyebiliyor?

üstte dwe bhsettiğim gibi ödememeyi seçiyor. sürekli faiz biniyor ama devlet aciz bu konuda. yüzbnlerce kişinin vergi borcunu alamaz.

oha. gider alırım galiba.

bizde olsa benim bir şey yapmama gerek kalmaz, eşim gider o kadının saçını başını yolar.

Allah tarafından gönderildiğimi iddia ederek ağzına s*çardım. Pardon.

Annemin arkadaşının kedisi çalınmıştı. Eve hırsız girmiş, kedi cins olduğu için onu da götürmüş. Çok üzülmüşlerdi. Ağlamaktan harap bitap düşerim herhalde. Rüyamda görünce bile çok üzülüyorum.

Sizin olaya gelince o evi basar kediyi alırım. Asla yanına bırakmam. Bütün apartmanı toplarım. Polis çağırırım. Kadının da kolunu bacağını kırarım. Ne demek çocuk çalmak?

Ona anladigi dilden konusmak lazim

tanıdığınızın polis diye bir şey olduğundan haberi yok mu, gerekirse o kapıyı kırar alırsın, kedi gitti, ne güzel rahat diye içten içe mutlu olmasın bu tanıdık.

Oha artık. Çalan kişi belliyse gerçekten adam toplayıp o evi basardım. Ha çocuğum ha kedim. Aynılar benim gözümde.

Polisle falan uğraşmaz direkt dalardım komşuya. Ne polisi yahu. Canlı bir varlık o. Hayvan belki korkacak yabancı birinden. Belki adam sapık. İran kedisi olmasa da fikrim değişmezdi. Kedi kedidir.

@l arrache +1

Allah tarafından gönderildim seni dövmemi istedi derim. Kedin kısır değilse kötü düşün.

Kavga ederim.

@yaren kedi benim değil, benim olsa o komşudan seve seve alırdım ne olursa olsun :)

Aslında eğitimli biri yani bu söz konusu kişi, kedisinin peşini nasıl bıraktı bilmiyorum asla anlayamadım. Çok sevecek biriydi, emin ellerde olduğunu düşündüm dedi. Ne alaka bilmiyorum :/ bu kediyi petshoptan almış bir de. Hatta bu olayın üstüne gitmiş iki kedi daha almış -_-

Zikretmekten imtina etse de tanıdığınız kediden bıkmış veya diyelim ki yorulmuş :)

hayvan gibi yemeyerek.

Hareket edip etmeme çok etki etmiyor kiloya, yemek tercihlerin belirliyor. Dandik yiyen kilo alıyor yemeyen almıyor.

az ye, masa başı ile çok ilgisi yok.
bir de spor...

İşte sporu ne ara yapıcam? Bisikletim var ama karanlık çöktükten sonra süremem ki, anca hafta sonu :/

evden işe-işten eve yürüyorum; gidişim bayırlı mayırlı 2,3 km.
toplu taşıma ya da servissiz olmuyorsa başka durağa yürü, servis daha ileriden alsın seni.

yediğine içtiğine dikkat ettikten sonra yürümesen de kilo almazsın ama İNANILMAZ çeşitli ortamda bunu yapamayacaksın gibi geldi anlattığından çıkardığım üzere.

ben de aynı şekilde tamamen hareketsizim. yediklerime biraz dikkat etmeye başladıktan beri 5 kilo verdim.

Motivasyonunuza bağlı. Şişman bir kedi olmak sizi mutlu ediyorsa mesele yok :)
Sağlık konusunda belirli kısıtlarınız varsa ve dikkat etmeniz gerekiyorsa durum aşağıdaki gibi oluyor:

1- Boğazımızı tutuyoruz. Bazı işyerlerindeki yemekhaneler çok muhteşem yağlar kullanmayabiliyor (bkz: Karatay), tatlı konusuna girmiyorum bile.

2- Hareket alanı yaratıyoruz. Bu haftasonu yürüyüş de olabileceği gibi, pilates, cross fit vb gibi keyfinize göre başka bir alan olabilir. (Vaktinize, zevkinize, bütçenize göre)

3- Paketli gıda, işyeri pastası vb sarmalından uzak durarak.

Bunun dışında işyerindeki insanlara bakarsanız zaten yaşla orantılı olarak çoğunun kilolu olduğunu görürsünüz. Kısacası plazada kilo almamak diye bir şey yok, ancak mücadele var :)

Kolaylıklar

senin vücut, olağanüstü bir çaba harcamazsan şişmanlayacağım diyorsa, sabahtan akşama kadar koştuğun bir işin bile olsa kilo alacaksındır.
dikkat etmeye çalışmaktan başka yapacak bir şeyin yok.
taktikler, yöntemler hepsi gelip geçici.

İşyeri yemekhanesinde çıkan yemekleri sorguluyorum. Ekmek almıyorum. Ya da alacaksam makarna, pilavdan uzak duruyorum. Makarna pilav genelde yemiyorum hatta. Kısır gibi şeyler olursa, ana yemeği bile pas geçerim. Salata barı dostumdur. Tatlılar düşmanım. Bir kere bile güzel olduğunu görmedim. Kalburabastı güzel olur ancak ne zaman yesem 1-3 saatleri arası mala bağlıyorum. Konsantre olamıyorum hiç bir işe. Yemiyorum bende.
Öğle yemeklerinin ardından sanayide yürüyüşe çıkıyorum. 40 dkda 3 km falan yürüyorum. Kış, yaz farketmez. Yürüyüş ayakkabısı daima masanın altında.
Araba yerine servisi kullanıyorum. Hava güzelse bir kaç durak önce ya da sonra inip eve yürüyorum. Sabahta bir durak öncesinden biniyorum. Maksat yürümek.
İlk sene 7-8 kilo aldım. Ardından gelen aydınlanma ile hem eski kiloya ulaştım, hemde 5 yıldır kilomu koruyorum.

az yiyoruz

hafta sonu kahvaltısında ekmek yememek zor tabi ama hafta içi öğünlerde no ekmek no makarna. (pilav, tatlı vs de dahil buna) protein ve salata yeterli. öğle yemekleri sonrası 40 dakika düzenli yürüyüş de yemekten aldığını vermene yardımcı olur. yorgun olmadığın 1-2 gün de yüzme, koşu tarzı bir spor yaparsan kilo almadığın gibi gayet sağlıklı da olursun.

Akşamları havuza veya spor salonuna git.

liften zengin besinleri tuketmeye bakin. yagdan sekerden uzak durun. hareket etmeyen biriyim ama bu beslenme sekliyle 8 kg fazlami vermeyi basardim

küçük değişiklikler yapmayı unutmayın.

asansör yerine merdiven kullanın.,
1-2 durak önce inip eve yürüyün.
adım adım hareketi seviyenizi arttırın.

Onun acısı geçmez. 1.5 2 gün çekicen. Spor, maden suyu, muz. Bu 3lüyü dene

acısı uzun sürer
muz +1

nedeni fazla laktik asit birikmesi yani yorgunluk vs

www.youtube.com

Kakao magnezyum yönünden en zengin gıdadır.100 gramında 500 mg kadar magnezyum olması beklenir. Kaliteli kakao alıp tüket bir süre.
Maden sularından magnezyum oranı yüksek olanlarını tercih et.
Düzelme olmazsa doktora gidip tahlil yaptır.
Kramp esnasında bacağı çimdiklemek, sert bi cisimle uyarmak krampı geçirir. Ayak bileğinin arka tarafını ovmak da krampı geçirir, ama ovacak biri lazım bacak kramplıyken sen yapamazsın.

kuşçuya gidip kuş maması alabilirsiniz. bi de onlara sorun bi, kesin biliyolardır. şu an gitme şansınız yoksa bulgur, mercimek vs verebilirsiniz.

göz nezlesi olmuştur büyük bir ihtimalle ve veteriner de yapacağını yapıp antibiyotik vermiş. antibiyotikle büyük bir ihtimal sorunu çözülecektir.

bakteriyel bir hastalık olduğu için ve antibiyotik de verildiği için vücudunun dirençsiz kalması normal. şu an halsiz yatıyor olmasının sebebi de bu. onu sıkmayacak ve karanlık bir ortamda tedavisine devam edersen, uçuşunu zevkle izlersin.

Buğday verdik yemedi :( su da içmiyor. Antibiyotiği suyuna katmamızı söyledi veteriner ama galiba mecbur şırıngayla vereceğiz gagasını açıp :(

fazla sert hava vermeyin, küçük küçük.

@lat
Fazla sert havadan kastınız nedir anlayamadım :/

Bu arada bir gözü açıldı :) diğer gözünün de şişi indi epey. Ama hala yemek yemiyor biz yediriyoruz :/

cereyanda kalmasın demek istiyor.

hasta olduğu için kabarıp oturuyordur .
buğday yemesi lazım normalde
kuş yemi de yer , ekmek ıslatıp verebilirsin . eski işyerimde hasta bir yavru bakıp iyileştirmiştim . küçükken de balkonda bakıyorduk . üzerinde sinek gibi şeyler görürseniz tedirgin olmayın onların kanatları arasında olabilir insana geçmez .

şırıngaya fazla sert basmayın demek istedim. :)

tek gözünün açılmasına ve diğerinin de hafif hafif düzelmesine çok sevindim. 3 güne kalmaz kendini toplayacaktır.

ne güzel kalbiniz var. teşekkürler.

buğdayı suda ıslatıp hafifçe ezersen onu yiyebilir. yada şırıngayla ağzına verirsin. Su vermeyi unutma. sonuçta antibiyotik alıyor.

@devilone Evet dün çok sineksi şeyler vardı üstünde ama veteriner ense damlası yapmıştı, hepsi uçtu gittiler (hepsidir umarım o gidenler :) )

Buğdayı ıslatıp verdik ama yemiyor malesef. Gagaya sokuşturuyoruz :) Ama hekim vitamin de alması açısından şöyle bir öneride bulundu, elma ve havuç suyu verin şırıngayla dedi. Su zaten veriyoruz @silah taciri , antibiyotiği suyunun içinde bir de :)

@lat Menat uzza çok teşekkürler, umarım göklere kavuşur...

Dönüt vereyim, güvercinin gözleri iyileşti, yemeğini kendi yedi uzun bir süre, tam salacakken burnu ve ağzı iltihaplandı, birkaç gün yine biz yedirdik ama dayanamadı, bugün sabah öldü :(

başınız sağolsun.. ciddi anlamda insanın elinde evcil bir hayvanın ölmesi çok kötü..

Too faced rimeller çok güzel ve cruelty free yalnız instagramdan falan alabilirsin ancak, türkiye'de satışı yok, o da biraz pahalıya gelir. Ben şunu kullanıyorum www.toofaced.com .

Cruelty free ve türkiye'de bulunabilen markalar: kat von d, urban decay, marc jacobs, the body shop, wet'n wild, nyx ve senin dediklerin.

Bütçen sınırlıysa nyx diğerlerine göre biraz daha orta karar bi marka ve profesyonel ürünleri bulunmakta ona bakabilirsin. Hatta şu maskarası baya başarılı diye biliyorum www.nyxcosmetics.com.tr , benim kullandığım too faced'la fırçası çok benzer ve aynı şekilde fiberleri var.

Rossmann'in yaninda Watsons'ta da bulabiliyoruz.

Sunun olmasina dikkat et:

goo.gl

Çok teşekkürler ama watsons'ı boykot ediyorum :)

www.etiksecimler.com

watsons boykotu iyiymiş:)

docs.google.com

veganların hazrladığı liste bu da

Çevbir'e de durumu anlatabilirsiniz. Yayınevinin ismini öğrenmek isterdim, isterseniz ifşa edin ister özelden yazın, başkaları da çalışmasın.

İhtarname, Cevbir, ifşa +1

sözleşme elimde evet. 9 şubatta metinleri teslim ettiğim yazıyor. baskıdan sonraki üç ay içinde ödeme yapılacağı, ancak yayınevinin teslimden sonraki 18 ay içinde baskı yapmamış olması sonucu yapılmış gibi ödeme yapacağı yazıyor.

çevbir'i düşündüm evet. yayınevini şimdi yazmayayım özel mesaj atacağım. ama bayağı solcu geçinen, emekçi filan bi yayınevi :)

o vakit 18 ay geçmemişse beklemeni tavsiye ederim.

bayağı solcu geçenen, emekçi filan bi yayınevi :)..
yani ne desem ki
maalesef sadece geçiniyorlar piyasa genel olarak bunlarla dolu
sözleşmenizi iyice bir okuyun, hiç mi süre, tazminat vs. maddeleri yok?
çevbirin örnek bir sözleşmesi vardı mesela -siz ne kullandınız?

Yine böyle iyi bir yayınevinden arkadaşım çeviri paradını alamamıştı. Çok fazla uğraştı, telefonlar açtı ama işe yaramadı. En sonunda facebook'ta çevirmenlerin bir grubu varmış sanırım. Olayı oraya yazdı ve parasını alamadığını söyledi. 2 gün içerisinde yaptılar ödemeyi.

dava açarsanız yaptığınız 4 çeviri için de ücret talep edin. bir taneyle yetinmeyin.

benimle birlikte bu mağduriyeti yaşayan bir arkadaşım daha var.

pazartesi son bir defa daha arayacağız yayınevini. olayı çevbir'e taşıyacağımızı belirtmeliyiz o zaman değil mi?

hem çevbir'e hem sosyal medyaya taşıyacağınızı söyleyin gerekli çeviri gruplarınının listesini ben verebilirim lazım olursa.

Umarım yanlış anlaşılmam. Çeviri işlerinden anlamam ama solcu geçinen emekçiyim. Kazanılmış haklar konusunda da çok hassasımdır. Anladığım kadarıyla imzaladığınız sözleşmeye istinaden hakkınızın ödeneceği söylenen en son tarih (9 Ağustos 2017) yanılıyor muyum? 9 Şubat 2016 tarihindeki hizmet tesliminden 18 ay sonrası çünkü.

Bence mağduriyetinizdeki kabahat biraz da siz de. Sözleşmeyi imzalarken bu maddeleri okuduysanız kafadan "bunlar bana bu işi yaptırıyor ama kendi beceriksizliklerinden dolayı basamazlarsa benim emeğim ne olacak" diye düşünmüş olmalısınız. Yani siz ilk günden paranızın 9 Ağustos 2017 ye kadar yatmayabileceğini kabul ettiğinize dair imza atmışsınız. Bugün (10 Ağus) itibariyle paranızı almamış olmanız sizi haklı ve mağdur yapar buna sözüm yok ve her türlü hakkınızı aramanızı tavsiye ederim. Ancak daha 1. gün gecikmesi ile yorumlarda gördüğüm nerelere şikayet etmeli safhası bana acımasız geldi. Madem bu sektörün içindesiniz empati yapınız lütfen. Solcu geçinen ve burada isim ifşası konuşulan, dolandırıcı yerine konan yayınevi elini bir taşın altına koyup hiç popüler olmayan bi konuda yatırım yapıyor, sizin gibi insanlara emek karşılığında yatırım/risk almadan para kazanma olanağı sunuyor (bunlar lütuf değil, risk paylaşımıdır, ekmeğini yeme edebiyatı yapanlara ben de sinir olurum) Zaten basamadığı için şu an zarardadır. Satacak da kazanacak da size borcunu ödeyecek de kâr edecek. Zaten diğerleri işi teslim etmemiş diyorsunuz, risk dediğim bu işte.

Gecikmede sizin hiç bir kabahatiniz yok ve paranızı istemekte %100 haklısınız ancak herşeyden bağımsız olarak, ne işi olursa olsun sözleşme iki tarafında rızası ile yapıldı ise sizin mağduriyetinizin 1 günlük olduğunu da unutmayalım. Şahsi fikrim bir dahaki sefere sözleşmeye göre en kötü ihtimali düşünerek imzalayın.

Not: Söylediklerim ilk hizmet teslimiz içindir. 2017 teslimi için sözleşme gereği (eğer kitap basılmazsa) 1 yıl kadar daha beklemeniz gerekmektedir. Bekleyeceğinizi imza atarken kabul ettiiniz. Adalet hepimize lazım, her hangi bir gün ayakkabıları değiştirebiliriz.

Saygılar

Edit: imla

@erci

Uzun uzun yazmışsınız teşekkürler öncelikle. Kabahatin hiçbir kısmı bende değil. Bu metinlerin biri 2016 ocakta biri de temmuzda teslim edildi. Çünkü eylülde basılacaktı ona göre yetiştirmemiz söylendi. Ama o ara sözleşmeyi de bir türlü hazırlayamadılar, tam bir sene sürdü sözleşmenin hazırlanması. Arada hocamız olduğu için ve yayıneviyle sık sık iş yapan biri olduğu için de "acaba basmazlar mı" diye düşünmedik.

Suçlamak için değil, "kabahatiniz insanlara güvenmek olmuş" anlamında söyledim. İnsanlara güvenip sözleşme olmadan iş yapmışsınız. O saatten sonra firma sözleşmeye kitap basılmazsa ödeme yapılmaz yazsa yapacak bir şeyiniz kalmaz. Belki mahkeme mahkeme uğraşırsınız.

Ha derseniz ki "benim yerimde sen olsaydın" diye, ben de muhtemelen hocam arada diye sormazdım sözleşme falan :)

geçmiş olsun, umarım daha fazla beklemezsiniz.

new girl

Seinfeld. Friends falan bok yemiş

Modern family.

Scrubs'ı da ben çok sevmiştim.

scrubs olur new girl olur the big bang theory olur. hepsi sarar seni bence. bi de o ayarda crazy ex-girlfriend var ben cok severek izledim onu. ama o da 45 dk ve 2. sezonu hicbir yerde turkce altyazili olarak yok.

The Big Bang Theory
2 Broke Girls
Raising Hope

silicon valley

Scrubs iyidir. Bir de çok kısa ama Coupling var (İngiltere'de çekilen) mutlaka izlemek gerekir.

seinfeld.

Coupling www.imdb.com

Seinfeld

Scrubs kesinlikle olsun!
Don't Trust The Bitch in Apartment 23

community, newsradio, that '70s show

married with children

Kutuya koyup kumun altına gömüyorum, üzerine havlu örtüyorum. Gözüm de sık sık sahilde oluyor ama.

Ev yakınsa telefon, cüzdan almıyorum. Deniz uzaksa haliyle arabayla gidip arabada bırakıyorum, anahtarı da kıyafetlerin arasına sıkıştırıyorum.

gittiğim yerde cankurtaran var. kendi bölgesini plastik bandajla çevirmiş oluyor.
ona gidip bandajın hemen dışını işaret ederek, "şuraya havlumu sersem nasıl olur, tek başımayım o yüzden sizin yakınınızda bulunmak istiyorum" diyorum.

cankurtaran yoksa, güvenilir gördüğünüz (aile vs.) birilerine yakın yerleşip onlara "bizden başkası eşyalarımıza yaklaşırsa uyarın lütfen" denebilir.

@Piukh araba sakat değil mi? camı patlatıp alabilirler. torpidoya falan mı koyuyorsunuz?

bu konuyu takip ediyorum. merak ettiğim bir konu.

Yanıma almıyorum ya da sürekli gözüm üzerinde olacak şekilde takılıyorum.

Koltuğun altına koymaya alışığım.

Eskiden sadece havluyla gider gelirdik ne günlerdi be.
Şimdi bi önlem almıyorum. Öyle allaha emanet.

Bi aile varsa onlara emanet ediyorum. Yoksa cantanin dibine sakliyorum, gozum surekli uzerinde oluyor. Nerede denize gittigime de bagli ama. Parali yerdeysem yine cantadibi ama daha az bakis atmak.

Telefonu elbisemin içine sarıyorum. Ama bir yerde temiz bebek bezinin içine saran birisini okumuştum. Hırsız kirlidir diye karıştırmaz diye düşünmüşler. Mantıklı gelmişti.

Sırt çantama koyuyorum direkt, başka önlem almıyorum. Kalabalık yerlerde zaten denize giremiyorum. Tenha olunca da bir sıkıntı olmuyor haliyle.
Kalabalık yerlerde denizde çok açılmamak ve takipte olmak lazım.

Hırsızlık yapmayacağına kanaat getirdiğiniz bi teyze veya amcaya emanet etmek.
10 seneyi geçiktir ordayım, hala tereddtle veririm. Bazen saldım çayıra mevlam kayıra...
Terliği havluyu düzensiz bişekilde bırakıp altına saklarım bazen de...

Büyük güneş kremim vardı. Bitince içini temizledim orada saklıyorum. Şu ana kadar bir sorun yaşamadım. Paramı da bitmiş rujumun içinde saklıyorum rulo yapıp.

sırt çantasına koyup bir aileye vermek ya da yakınına bırakmak ve göz kulak olması için rica etmek.

çantayı doğrudan ortada bırakınca ister istemez tereddütte kalıyorum ben. verecek kimse yoksa içindeki kirli veya buruşuk eşya gözükecek şekilde açık bırakıp havluyu da özensizce üstüne seriyorum. terlik merlik yanında, sanki önemli bir şey yokmuş gibi bir izlenim veriyorum, nacizane.

Yazlığımız zaten denize sıfır neredeyse, evde bırakıyoruz. Eğer ilk kez gittiğimiz bir yerse ve plajda emanet edecek kimsemiz yoksa arabada bırakıyoruz.

Bir tatlının üstüne rendeleyebilirsin.

eğer elindeki tek şey buysa sadece şeklini değiştirebilirsin :P

benmari yapıp meyve bandır ye en pratik. muz, çilek falan.

sufle
yumurta beyazı ve şekeri kabartıp çırp
içine benmari erittiğin çikolatanı ve cok az unu da katıp havasını söndürmeden karıştır
on dk pişir

Cikolata kapli cilek tabii. Benmari usulunde cikolatayi eritip, temizlenmis cilekleri bandir, ters cevir buzdolabina koy. Bu kadar.

sufle+1
çok kolay ve çok lezzetli.

ben benmari usulü erittikten sonra biraz süt, tarçın, bal, badem falan ekleyip şeklini verdikten sonra buzdolabına attım, sonra çıkarıp yedim. tat olarak snickers, mars gibi bir şey oldu ya, baya da beğenmiştim.

Denenmişi var, bir düğün için benzer bir senaryodaki her şeyi göze alıp düştüm yollara. Bin pişmanım... Değecek bir arkadaş ise gidin diyemiyorum çünkü değecek bir arkadaş bunca zahmete sokmaz arkadaşını.

Ya gitme ya da çat çat söyle bunu. Başka türlüsü olmaz. Kendine eziyet çektireceksin. Bencilce davranmış. Eğer senin çekeceğin sıkıntıyı direkt anlatırsan belki senden istediği şeyin farkına varır.

arkadaşlığınıza bağlı, benim arkadaşım olsa giderdim. Ama sen bunu soruyorsan eğer bence sen gitmemelisin.

Ben arabalar neden iptal oldu onu anlamadım, ya da 2. araba iptal olduysa ilk plana göre siz de ilk arabayla gidin, kızın babası filan erkek arkadaşının arabasıyla mı gidecekmiş ? ilginç.

ben bu şekilde gelemem, isterseniz biz kendi aramızda araba ayarlayıp onun bedelini 3'e bölelim öyle gidelim diye bi' teklifte bulunabilirsin.

gitmeyin,
bir daha sorarsa da "şaka mı yapıyorsun?" filan deyin.

bonus olarak da şu karikatürü gönderin - galeri8.uludagsozluk.com
mezuniyeti hayırlı olsun arkadaşınızın.

Söyledim. Hatta en başından da araba işi olmazsa nasıl geliceksin dediğinde öyle gelemeyeceğimi çok zor olduğunu söylemiştim. Şimdi tekrar aynı şeyi ısrarla teklif etmesi, diğer arkadaşın bunu kabul etmesi ve sürekli "niye böyle yapıyosun" diye beni savunma yapmak zorunda bırakmaları çok sinirimi bozdu.

Herkes gidiyor ben gitmiyor oldum.

okan üniversitesinin izmit otogardan kalkan shuttleları var ona binebiliyor musun önce onu öğren. eğer olmuyorsa toplu taşımayla gitmezdim ben.

O shuttlelar sınavlar bittiği için artık yokmuş. O seçenek Yok yani maalesef.

İlk arabayla gidemiyoruz çünkü işte yer Yok. Babası annesi anneannesi filan o arabada. Kızın kendisi ve erkek kardeşi de var. Normalde baba ve anneanne yoktu ben ve x vardık.

O şekilde giyinerek gitmek zorunda değilsin. Bir tane çanta al yanına. Uygun olan bir yerde üstünü değiştirirsin. Bir tane elbise ne kadar yer kaplayabilir ki... Bir tek sen açıkta kalıyorsan saçma bence. Yanına başka bir arkadaşını da alabilirsin. Ben gitmezdim herhalde çünkü çok tembel bir insanım.

gitme.

Gİtmem ben olsam. Arkadaşlık mezuniyetten ibaret değil hem de haklı bir sürü gerekçeniz var. Karşı taraf düşünmeliydi.

Ben kendiminkine dahi gitmedim ama facebookta gördüğüm kadarıyla senin şıkır şıkır giyinmene gerek yok zaten. Okulda yapılan kep töreni değil mi bu?şimdiye kadar gördüğüm fotoğraflarda arkadaşları hep gündelik şeyler giymiş gitmiş. Şirketlerde Casual friday dedikleri tarzda giyin atla otobüse git üşenme.

@maleficent Onu zaten yapıcaz işin tuhafı :)

arkadaşının çok yakın olduğuna emin misin? benzin parası istemesi bile ayıp yani, onun için gidiyosun sonuçta ulaşımını halletmesini lazım en rahat olacağın şekilde. gitme.

gitme.

Lütfen gitme, rica ediyorum gitme yani. Çok sevdiğim, kıymet verdiğim samimi arkadaşımı bile isteye bu şekilde süründüremem şahsen. Hem çok zorlanırsın, sırtında kalabalık otobüslerde çanta taşı bilmem ne, orada yorulup tekrar otobüsle dön falan çok zor olur.

Bir de benzin parası istemesi ne tuhaf ne ayıp.

Gitme.

mezuniyet töreninin bu kadar önemsendiğini bilmiyodum. yani arkadaşın gelmesini gerektirecek bir şey olduğunu düşünmemiştim hiç. bence aile gelse yeterli.

ben olsam gitmem ta izmit'ten oraya. istanbul'da yaşayan biri için bile uzak zaten.

edit: benzin parasına hiç girmedim bile. o çok ayıp bi şey. bence açık açık bunu ayıp bulduğunu fakat yine de başta kabul ettiğini ama sonrasında düşündükçe gelme konusunda hevesinin kırıldığını söyle. bilmesi gerekiyor. ben çok utanırdım arkadaşımdan 20-30 tl para istemeye.

Gitme. Böyle ezik insanlarla da arkadaşlık yapma.

20 TL benzin parası nedir

İnsanı zora sokan arkadaşlarınız için fedakarlık yapmayın, değmiyor.

Ben yurtdışında olduğum için bir arkadaşımın düğününe gidemedim mesela, ama Türkiye'ye geldiğimde buluştuğumuz vakit hediyesini verdim. İnsanların halden anlaması gerekiyor.

Bir de kutlama yemeği olacakmış, ne gerek var allasen.
Ben olsaydım soğumuştum böyle arkadaştan.

Ben öyle sıkış tıkış toplu taşımayla gidecek olsam kendi mezuniyetime bile gitmezdim.

@lim5, asdkjsk aynen ben kendi mezuniyetime bile gitmedim :D

gitme valla bu neymiş.

Mezuniyet onun için çok önemli bi şeymiş. Yanında olmamızı istiyormuş... vs vs. Söyledikleri bunlar. Trip atıyor bildiğiniz -_-

Ama çoğunuzun da dediği gibi otobüsle git taksitle geç vs kesinlikle içime sinmeyen, doğru bulmadığım, hatta ayıp bulduğum bi şey. Bu yüzden kesin kararım, bu şekilde gitmeyeceğim.

İşin bir diğer sinirimi bozan kısmı ise arkadaşımın asla kendini sorgulamayıp, "ya senin de haklı olduğun yanlar var" filan demeyip, ısrarla durumun gayet zor ve saçma olduğunu anlamayıp beni "gelmedi" şeklinde düşünmesi. Bu konuda da yapabileceğim bir şey Yok sanırım...

Karar vermedim henüz, öyle biri karşıma çıkmadı.

2. Buluşmada.

ayağımı kırdığımda işi gücü bırakıp şehirden şehire gelmesi; evde sıkılıyorum diye beni kucaklayıp 3 katı kucağında indirip çıkarması, bütün kezbanlığıma rağmen avmnin tekerlekli sandalyesini almak için temmuz sıcağında otoparkta koşturup durması.

vaktim kalmadı yapamıycam bırakcam diyince, doktora ödevim için gidip kitap alıp okuyup özet çıkarıp paper yazması. üstelik de hiç alakası olmayan bir konu olmasına rağmen.

her kendi evime gidiş zamanım geldiğimde, gitme diye yalvaran gözlerle bakması.

bana öyle bir sarılması ki kıyamet kopsa bile vız gelir tırıs gider güvenini vermesi.

@mor
"The one" dediğim şey o zaten. Her gün aynı eve girmek istediğin, hayatını birlikte geçirmek istediğin kişi.

vermedim yasım ılerledıkce daha da soguyor ınsan

hem dostum hem sevgilim olabildiğini fark ettiğimde. Henüz gerçekleştiremedim ama bir gün onunla aynı evde yaşayacağız mutlaka.

Daha iliski olmasa bile diyorum. Herkesle evlenmek istiyorum. Cunku hebsi bebeklerim.

boşluğa düşünce.

kendisine elinle çiçek topla ve gülerek takdim et. bu sırada gözlerinin içine bak. :)

lösev dükkan'dan bi hediye al.
çiçekmiş böcekmiş hiç düşünme, paran hangisine yetiyosa onu al.
tema vakfı'na annen adına bağış yap veya.
zaten bir hediye beklemiyolar, hatırlanmış olmayı istiyolar.

kedili köpekli kupalar vardı sanırım lösev dükkan'da.

@karlmax teşekkürler fikrin için ama çiçeklerin koparılmasına karşıyım :)

yıldız korusu - şairler parkı - maçka parkı - vakit kalırsa ortaköy de ters olur. O yüzden ortaköyden gelmek daha iyi olur. İlk ortaköy. Sonra baraborusu çıkıp yıldız ve diğer sıra.

Gülhane parkı 2. gün belki daha iyi olur.

Daha iyi tavsiye verecekelr gelir belki.

2 gün emirgan - kireçburnu - atatürk arb.

nereden başlayacağın önemli ama şu şekil tam sıralı liste olur sanki, ortaköy, yıldız, şairler, maçka. akşamüstü ya da akşam da gülhane. o ara güzel oluyor zaten. çay içip istanbulu izlersin. öğleden önce çıkmak lazım tabi. 10 gibi ortaköyde olursan güzel olabilir.

caddebostan www.google.se

emirgan www.google.se

ulus parkı www.google.se

caddebostan dışındakiler deniz dibi değil ama deniz manzaralı özellikle ulus

edit: bebek parkı www.google.se

kuruçeşme parkı da var www.google.se

yeşillik ot çine ve deniz istiyorsan caddebostan sahil.
yada bostancı sahile inin caddebostan a kadar yürüyün oturun pinkleyin yapın bişiler işde.

fenerbahce parkı

emin ol daha az paraya daha ağır şartlarda çalışan insanlar da var. ve malesef elden gelen bir şey yok.

haftada 45 saatlik iş bulmak çok zor

asgari ücret seviyesinde maaş alan herkesin çalışma şartları bu şekilde zor. maalesef. şikayet etsin ama bir işe yarar mı bilinmez.

Ne bileyim ya Nike, lcw, defacto, Koçtaş gibi mağazalarda çalışan arkadaşlarım var onlar da asgari ücret artı prim vs ama 45 saati geçmiyorlar hiçbir şekilde :/

Alo 170 harici nereye şikayet edebilirler?

selamlar,

yasal olarak mümkün değil. oldukça fazla, fazla çalışma ücreti alabilirler.

alo 170 e kolayça şikayette bulunabilirler.

forever leyla

Hişt hişt

gemi

aşk bitti

ebruli
düşler sokağı
gemi
yan kalbim yan
aykız
martı

Kadıköy
Hişt hişt
Siyah Gözler
Gemi
Şimdi Sevişme Vakti
Fincana Kahve Koydum
Eksik Bir Şey

Hepsi ayrı güzel, genel olarak ezginin günlüğünü seviyorum.

leyla!

gemi, zerdaliler

Teninle konuşmak
Şimdi sevişme vakti

Her biri ayrı güzel. Ama eksik bir şey bi tık daha güzel.

Yıldız Dağı
Bilinmeyen Ülke
Ayrılış
Mapushane Düşünceleri
Aykız
Al Beni Sevecenliğine
Hürriyete Doğru
Ayrılıkta Söylenmiş Bir Yaz Türküsü
Su Uyur
Gelen Benim
Gökte Uçan Hurma Kuşu
Dutağacı
Alagözlü Yar
Alagöz
Naçaram
Hükümsüzdür
Sardunya
Hezarfen
Roman Kızı
Martı
Küçük Hanımın Şarkısı
Bekle Beni
Vazgeçtim
Oyun
Ebruli
Fayton
Sesler ve Küller
Sevgi Duvarı
Kara Sevda
Yabancı
Memleket Türküsü
Uzun Dere Barı
Çamdan Sakız Akıyor
Sen Giderken

Alagözlü yar albümünün tamamı.

Gelmiyorsun
Akşam Şarkıları
Aykız


Hüsnü Arkan'ın solo albümüyle ezginin günlüğü baya iç içe geçmiş bu sorununu altında. şöyle bir tespitim var bu konu hakkında: solo albümü beğenenler daha çok popüler müziğe yakın insanlar, ezginin günlüğü albümlerini beğenenler daha çok özgün müzik meraklıları.

Birde ezginin günlüğü'nün unutulmaz solisti Emin İgüstür.

Sildik, sileriz. He nedir gerçekten çevremde olgun insanlar gördüm silmeyen ancak onlar da sevgilileri/eşleri sorun etmediği için silmemişlerdi. Kızcağız/oğlancağız takılmış, silmek daha uygun.

ben silemezdim, eski sevgili fotosu degil gecmisimin yadigarlari diye bakiyorum mevzuya:/

ben olsam silmezdim. erkegim .

Ben olsam silmem yani kusura bakmasın. Ama bilgisayarımda durmaz, harici diskte eski fotolarım. Sen de diske atıp bilgisayardan silebilirsin.

Daha önce şöyle bir cevap vermiştim, kopyalayıp yapıştırıyorum:

Eski sevgili fotoğraflarını neden düşmanmış gibi silmemiz gerektiğini anlamıyorum. Hayatımda hiçbir eski sevgilimin fotoğrafını silmedim, sosyal medyadan çıkarmadım. Eski arkadaşlarımı da silmedim. Kanlı bıçaklı olduğum kişiler yok ama olsa onları da silmezdim. Bilgisayar değiştirirken cd'lere, dvd'lere ve harici hard disklere aktardığım oldu. Hayatımdan insan çıksa bile, geçmişimden çıkaramam. Onlar isterse çıkarırlar. Bazı fotoğraflara 10 yıldır bakmadım, bazısına 3 yıldır ama aynı yerde duruyorlar. Hatta şu anda bilgisayarda kimin ne fotoğrafı olduğunu bile bilmiyorum. Anı olsun diye durmuyorlar, bakmak istediğim için de durmuyorlar; 'Ya bir gün bakmak istersem' diye duruyorlar. O insanları geri istemiyorum, hatırlatıcı bir şey olmasa aklıma bile gelmezler, hayatlarımdan çıktığı için mutlu ve müteşekkirim, hiçbirini özlemiyorum, fotoğraflara bakma ihtiyacı hissetmiyorum ama kimse bana bir gün bir felakete uğramayacağımı ve tüm hayatımı fotoğraflarla gözden geçirmeye ihtiyacım olmayacağını garanti edemez. Belki sevgilim/eşim trajik bir şekilde ölecek ve bir zaman sonra oturup hayat muhasebesi yapacağım; belki ben amansız bir hastalığa yakalanacağım ve tüm geçmişimi gözden geçirmek isteyeceğim, hayatıma gelmiş geçmiş herkese fotoğraflarla bir resmi geçit yaptırmak isteyeceğim. Bunların olmayacağını kim garanti edebilir? Bana kalsa can düşmanımın dahi fotoğrafını saklarım bilgisayarımda. Keşke hayatımın her anının fotoğrafı olsa ve saklayabilsem. Çünkü fotoğraflar bana kim olduğumu hatırlatıyor; o zaman birlikte olduğum kişi de o dönemin bir figüranı. Şu an Allah'la birlikte olsam ve ona tapsam bile sileceğimi sanmıyorum; çünkü ben bir şeyler yaşadım, yaşadıklarım bana bir şeyler kattı ve ben insanlara değil ama yaşadıklarıma sahip çıkmak istiyorum. Eski sevgililerimden herhangi birinin yüzünü görmek istemediğime, ıkınsam bile özleyemeyeceğime bilcümle kutsallarım ve değerlilerim üzerine yemin edebilirim ve hayat beni çok kötü bir yola sürüklemedikçe bakmak istemeyeceğime de garanti verebilirim, bu konuda bana sınırsızca güvenebilir; sadece ileride başıma gelebilecek her şeye hazırlıklı olmak istiyorum. Sevgilim de bunu yapsa açıkçası bir şey demem, bir şey düşünmem. Sadece fotoğraflar açılmışsa nostalji yapıp yapmadığını merak eder ve anlarım, o zaman duruma göre kıllanırım.

Neyse, yine çok yazmış bulundum ama belki silmeyenlerle empati yapılabilir ve bu size verilen değerin azaldığı, eskisine takılıp kalındığı anlamına gelmek zorunda olmadığını açıklamak istedim.

Diğerlerini bi sinir anında silmiştim ayrıldığımızda. Sonra pişman olmuştum ama bütün anılarım gitti diye. Ne bilim çok kararsız kaldım, kendimi onun yerine koyduğumda da net bi şey söyleyemiyorum, mesela instagramında eski sevgilisi var hâlâ ve bu beni rahatsız etmiyor etmedi hiç. Çok güzel açıklamışsınız ama hepiniz, aychovsky özellikle, eline sağlık.

Hala karışık kafam :/

dün aynısı bana oldu benimki(aslında karşılıklı hoşlanma) kalsın ya anı olur dedi. zaten kafamdan uçup gitmiş orada yerini bile unuttuğum bir yerde bir fotoğrafı dursa ne olacak? hani ona da aynısı olsa sil yok et hepsini diye dayatmazdım. sonuçta o an benimle.

Bunu örnek verdim, rahatsız olduğun an silerim hiç sorun yok dedi :D yok olmuyorum sorun yok benim için dedim Yok gerçekten bitmiş gitmiş. Ama konu sonra aynı yere geldi eheh:)

Benim icin de eski sevgili degil, yasanmislik. Yasanmisliklarim yasanmamis gibi hareket edemeyecegim icin silmem elbette.

Ona da bu sekilde aciklayabilirsin.

Aychovsky +1
Galandar +1

Diplere bi yere sakla, görünmesin öyle kolay kolay ortaya çıkamasın.

Ben silmem erkek arkadaşım da sorun etmiyor Eski fotoğraflarımın arasında karışık bir şekilde duruyorlar ama erkek arkadaşımın bilgisayarında durmasından rahatsız oluyorum. O sildi çok da bir baskı yapmadım. Böyle de şerefsizim. Bence bilgisayarında sadece eski sevgilinle olan şeyleri değil bütün eski anıları bir flashdiske aktar hem yedeklemiş olursun. Bilgisayardan da sil. Silmeye çekinmekte haklısın hayatının bir dönemi.

biten aşkın anılarını saklamayı sevmiyorum. benim de ne fotolarım var eski aşklarımda. silsinler isterim. saygı gereği silinmeli bence..

niye sileyim ki? hepsiyle iyi kötü bir şeyler yaşadım. birbirimize bir seyler kattık. onlar benim ' insanlarım' . aynı sekilde karsımdaki insan içinde böyle düşünürüm.

bu yazdiklarini aynen ona soyle. senin konuya bakisini anladigi zaman sil de demez. hala rahatsizsa hariciye at +1 sevgilinden onemli degil.

buradaki farklı yere sakla sevgilinin görmeyeceği yere sakla tavsiyelerini ben olsam dinlemezdim.
Açık net ol ne karar verirsen sevgiline açık açık söyle aranızda gizli saklı olmasın. Silmeyeceksen de silmedim sadece artık göz önünde değil de. Ondan saklayıp silmiş gibi görünme.

şahsi fikrim sil gitsin tabi.

@basond
Evet içime sinmiyor aslında silmeyip ona sildim demek. Yalan söylemek istemeyecek kadar çok seviyorum Ve saygı duyuyorum ona...

@jimicik
Söyledim ona böyle, anladı konuya bakışımı ama rahatsızlığı geçmedi. Ben senin bilgisayarına baktığımda bu fotoğraflarla karşılaşma fikrini sevmedim dedi. Belki göz önünde olmayacağını söylersem geçer rahatsızlığı :/

Feedback vereyim. Konuştum :) silmenin içimden gelmediğini ama onu da haklı bulduğumu Ve bilgisayardan kaldırıp harici diske vs atacağımı söyledim. O da seni anlıyorum senin kararın haklısın saygı duyuyorum dedi, görmediğim sürece sorun yok dedi, halloldu bu mevzu :) teşekkürler herkese.

Fotoğrafları silince geçmişi silmediğiniz gibi eskiye savaş açmış, düşmanlık yapmış da olmuyorsunuz. Karşınızdakinin hassasiyeti sizi böyle bir şey yapmaya mecbur bırakabilir. Karşınızdaki insan da sizin gerekçenizle buna benzer bir şey yapmaya mecbur hissedecek kendini... İlişki böyle böyle yürüyüp gidecek. Geçinmeye gönlünüz var ise tabii. Ben inadı, kendimden taviz vermem zihniyetini anlamıyorum. İlişkide ben böyleyim eşiği yoktur. O eşiği size çiğnetirler. Hatta yalarsınız o eşiği ama iş işten de geçer. Ben hassasiyetler, ama samimi hassasiyetler üzerinde tepinilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ha egzajere edilen, duygusal baskı altına alınmış ilişkileri kastetmiyorum. İşim de olmaz öylesiyle.

Otobüsle mi ne ile?

Bildiğim kadarıyla sahrayıcedit cami durağında ineceksin. 19f geçiyordu bi kaç otobüs daha var 19s de var sanırım

Otobüs dolmuş metro hangisi daha kolay olursa

10B , 10S , 14ÇK , 17 , 17L , 19F , 19M , 19S GZ1,GZ2 , ER1, ER2.

Yarın (ve Pazartesi günleri) kapalı bu arada, ne zaman gitmeyi düşünüyorsunuz bilmiyorum ama, olur da yarın gidecekseniz bilginiz olsun.

@bimekan
biliyorum biliyorum, çarşamba gideceğiz, çok teşekkürler. bunlara binip sahrayıcedit cami durağında mı ineceğiz?

Evet Sahrayı Cedit Camii durağında inip biraz yürüyeceksiniz.

wilfred izlesene :)
dizipub.com

icinde hafif bir referans tutkunu varsa community. ilk sezonlar gayet eglencelidir.

heçmiş olsun, shameless a bakabilirsin, güler güler geçersin :)

Geçmiş olsun. Modern family izle. Kırar geçirir seni.

Shameless'ı izledim :(

bakacağım dediklerinize, hala öneri alabilirim ^^ aslında film olsa daha iyi olur sanırım, dizi beni iyileşince de bağlar sezonları bitiresim gelir falan :D

night manager izle. 6 bölümlük dizi.

my name is earl izle. geçmiş olsun.

Black Books

geçmiş olsun.
ben her şey çok güzel olacak açtım izliyorum, sen de izle.
keyifli baya

bron/broen
the fall
broadchurch

twin peaks

How to get away with a murder

Broadchurch

the shield

Harper's Island 2009

Nedense Haluk Bilginer'in de oynadığı Karanlıkta Koşanlar dizisi geldi aklıma, 8 veya 13 bölüm olması lazım.

www.imdb.com

@koskoca kirpi, aynısını önerecektim. Youtube'da tüm bölümleri vardı bir ara.

Castle,
The Mentalist,
Rizzoli and Isles,
Agatha Christie's Poirot (bu epey eski)

The Mentalis yeter sana 5 sezon

Mentalist pembe dizi gibi. Castle, rizzoli falan hep bayat formüller. Bron/ broen, broadchurch, forbrydelsen, wallander. Bunlarsa tam dişine göre gerçek katil kim dizileri. Tırnak yediren cinsten.

piano teacher haneke

www.imdb.com şöyle bir şey buldum işine yarayabilir

www.imdb.com

Shine

İstanbul'da kedi diye bir kitap var şimdi. daha okumadım rafta duruyor bakalım.

Doris Lessing'in kedilerle ilgili bir kitabı var. bana hediye geldi ama okumadım henüz

www.idefix.com

Yky'den cikan Kedi Hikayeleri isimli bir kitap vardir, guzeldir.

"Gerçek bir şaheser! Teknik ve psikolojik olarak mükemmel! Öldürmek mi bağışlamak mı ikilemini en iyi veren roman." Yaşar Kemal

www.idefix.com

akif pirinççi felidae
eski de ola güzeldir.

Evet Akif Pirinçi - Felidae serisi güzeldir. 6-7 kitap toplamda.
onalrın dışında:

www.idefix.com
www.dr.com.tr

bir de Lilian Jackson Braun'un oğlak yayınlarından Brahms Dinleyen Kedi, Kırmızı Gören Kedi, Kanepe Atıştıran Kedi serisi...

@devrin basbakani

Bunu gördüm ama belki sadece adında kedi geçiyordur diye tereddüt ettim, gerçekten kedi barındırıyor mu içinde acaba?

@tururo ve @sappho

Benim de çok ilgimi çekti bu seri, çok teşekkür ederim! Malesef hepsi yok ama sanırım şu an, nadirkitaptan falan bakayım. Tam olarak sırasını yazabilir misiniz kitapların?

bize çevrilenler aşağıda
Felidae
Francis
Cave Canem
Düello
Salve Roma
Tanrılar

Salve Roma ve Tanrılar arasında iki tane daha varmış. şimdi bakarken gördüm wikipedia'dan. Felipolis ve Schandtat. Neden Türkçe'ye çevrilmemiş acaba. Çok basit dili olan, çok sevimli kitaplar. Tavsiye ederim. Ben de bir kedi delisi olarak, bulduğum her içinde kedi geçen kitabı aldığımdan, bu soruyu çok sevdim. Kütüphanemde en üstte dururlar :) Evet sanırım baskıları bitmiş. Üzgünüm :(

simon'un kedisi (simon's cat), karikatür kitabı, tanıma pek uymuyor ama bence gayet güzel.
sonradan disney sponsor olup aldı. youtube'da disney tarafından hazırlanmış çizgi bölümleri de var

@mutlusismankedi2015 evet ama hikaye kedi üzerinden ilerlemiyor.

@husule getiren
Çok ilgilerini çekeceğini sanmıyorum :)

Son zamanlarda free proxy falan kullandiysan eger ondandir diye dusunuyorum cache meche ne varsa silbi de oyle dene

bilgisayarın saati düzgün mü?

Evet düzgün tarih de saat de :/

program ekle/kaldır kısmından en son kurulan(son birkaç günde) programlarda böyle ismini bilmediğin saçma salak programları kaldır


benim tahminim şu vidyodaki arkadaşın yaptığı ile düzelecek olması:
www.youtube.com

bir de şöyle bişi var: uzmanim.net

oscar wilde oyunlarini seviyorum ben. ama ingilizce okudum, ceviri nasildir bilemem.

glengarry glen ross
en.wikipedia.org

www.dailyscript.com

sonra da filmi izleyiver.

tragedyalardan başla. sophokles'in yazıklarını beğenirsin. örneğin (bkz: oedipus). bu tragedyalar inanılmaz dolular. tanrısallık, külli irade, hakikat'ın ağırlığı, insan olmanın ve ahlakın değerleri gibi konuları ihtiva ediyor.

shakespear'ın romeo ve juliet'ini de çok beğenmiştim. tavsiye ederim.

godot'yu beklerken
tüm shakespear kitapları

tom stoppard - arcadia, the coast of utopia
ibsen - yapi ustasi solness, nora bir bebek evi, brand
strindberg - ruya oyunu
leonid andreyev - he who gets slapped
edmond rostand - cyrano de bergerac
samuel beckett - godot'yu beklerken

the coast of utopia ve andreyev'inki turkcede yoklar bildigim kadariyla.

a streetcar named desire
fefu and her friends
zoo story
dumb waiter
hairy ape
angels in america
vagina monologues
death of a salesman
true west

geyikler lanetler - murathan mungan

çok fazla cevabı olan soru.
dns ayarlarından olabilir,
wifi şifresi takılabiliyor bazen ondan olabilir,
kablolu bağlantıda problem var mı? kontrol edilmeli
notebook kurulumu satın aldığın yerde yapıldıysa, manuel ip verildiyse, uyuşmazlıktan dolayı bağlanamayabilirsin.
modemi kurulum esnasında mac filtreleme varsa, yada sınırlı giriş yetkisi varsa ondan olabilir,
pc otomatik ip aliyor demissin, kontrol edilmeli - manuel ip, ve gateway -dns- uyumsuz ise problem olur.

yani çok nedenden dolayı bağlantı problemi yaşayabilirsin.

silme duyurunu bende de aynı problem var.

rootfx güzel şeyler demiş ama onlardan birisi olursa 10 dk sonra değil hiç internete çıkamaz.

laptobu açtıktan sonra laptopta kablosuz ağ bağlı görünüyor mu ne durumda oluyor? bu 10 dakikayı bilgisayardaki durumu detaylıca anlatabilirsen daha güzel olur. ben de uydunet kullanıyorum netmaster modemin kablosuzu arada sapıtıyor. modeme uzaksan hele sapıtmıyorsa şanslısın

evet yazdiklarimdan herhangi biri oluyorsa, hiç girmemen gerekli. 10-15 dk sonra net geliyorsa, modeminde, veyahut hattında problem olabilir. notebookun normal baglanip cebin baglanmasaydi kesin modem sorunu derdim, (ttnetin eski adsl modemlerinde android baglantisinda problem cikartabiliyor- ios'ta dahil) uydunet işin içinde olunca, farklı senaryolar olabilir

-donanimhaber de problemden muzdarip kisiler var, ve cozumleride mevcut.

" çözümünü buldum meğer wınn dan kaynaklanıyormuş sorun. Bir dönem wınn kullanmıştım ve programları yüklüydü pcde. Programları kaldırdıktan sonra problemim kalmadı. "

1)yeni bir internet sayfası açıyoruz adres kutucuğuna 192.168.0.1 yazıyoruz, açılan sayfada kullanıcı adına admin şifreye password yazıyoruz.

2) Sayfanın en üstündeki menüden Temel seçeneğine tıklıyoruz ve bizi karşılayan sayfada (kurulum menüsünde) - WAN Bağlantı Türü yazıyor normalde DHCP seçili olan kutucuğa tıklayıp PPTP (dhcp) olarak değiştiriyoruz hemen altındaki uygula butonuna tıklıyoruz.

3) Sayfanın en üstündeki menüden gelişmiş seçeneğine tıklıyoruz ve açılan sayfada (seçenekler menüsünde) - PPTP Geçişi yazan kutucuğu işaretliyoruz hemen altındaki uygula butonuna tıklıyoruz.

4) Son olarak sayfanın en üstündeki menüden güvenlik duvarı seçeneğine tıklıyoruz ve açılan sayfada (Web Filtresi menüsünde) - Bölünmüş IP Paketlerini Engelle kutucuğunun işaretini kaldırıyoruz ve ardından IP Flood (Akın) Tespiti kutucuğunun işaretini kaldırıyoruz, en alttaki uygula butonuna tıklıyoruz, ardından modemi kapatıp 1 dakika sonra tekrar açıyoruz ve sorunsuz internetin keyfini çıkarıyoruz.

Edit:

Hala sorun yaşayan arkadaşlar için eklemek istiyorum:

-Ethernet kartınızın veya wireless adaptörünüzün sorunsuz çalıştığından emin olun,
-bilgisayarınızda virüs olmadığından emin olun,
-Eğer ki yasaklı sitelere giriş için dns girdiyseniz bu dns leri kaldırın otomatik dns almasını sağlayın,
-Bazı antivirüs programları bağlantıda kopmalara ve yavaşlıklara neden olabilir bu sebeple dünyanın en iyi antivirüsü sayılan ve ücretsiz olan avg kullanabilirsiniz (Birçok ödüle sahip bilgisayarı kasmayan antivirüstür),
-Kablosuz bağlanan kişiler kablosuz şifrenizi güçlü yapın biliyorsunuz ki wireless şifre kırıcıları artık dergiler dahi dağıtıyor,
-Kablosuz bağlantı kullananlar wireless adaptörünüzün özelliklerini gözden geçirin eski ve kararsız çalışıyorsa yenisiyle değiştirin,
-Örneğin 10 megabit limitsiz 40 gb kotalı internetiniz var 40 gb kotanız dolduktan sonra hızınız otomatikman 1 megabite düşürülüyor buna dikkat edin kotanızı aşıp aşmadığınızı internet firmasını arayarak öğrenebilirsiniz,
-Topraksız prizler bazı modemlerde ve elektronik cihazlarda problem yaratmaktadır bunu göz ardı etmeyiniz ve bazı durumlarda binanın elektrik tesisatındaki hatalardan dolayı modemler etkilenip sürekli kopma sorunu yapmaktadır örnekle anlatmak gerekirse logitech x530 tipi ses sistemleri topraksız prizlerde takılı iken lamba açılıp kapatıldığında veya asansör inip çıktığında çıt sesi çıkarmakta veya sürekli uğultu sesi çıkarmaktadır bu durumdan modemlerde etkilenerek kopma problemine neden olmaktadır çözüm topraklamadır,
-Eğer ki Modeminizi uzatma kablolar yardımıyla veya çoğaltıcılarla kullanıyorsanız bunların topraklı olmasına dikkat ediniz,
-Eğer ki modeminizin adaptörünü karıştırıp farklı bir adaptör kullandınız ve farkında değilseniz bağlantının sık sık kopması ve hız problemi olması normaldir, amper ve voltaj uyuşmazlığından modem kararsız çalışacaktır,
-Modeminizin etrafında sinyal kırıcılar Varsa bunların yerini değiştiriniz, ayna vb sinyal kırıcılar,
Hala problem devam ediyorsa ki sanmıyorum:
- Bina içi tesisatı veya daire içi tesisatı kontrol ettiriniz servisler bununla oyalanmamak için bahane uyduracaktır kesinlikle kontrolünü isteyin eğer hala karşı çıkarlarsa merkeze şikayette bulunacağınızı bildirin,
- Bina içi tesisatı ve daire içi tesisat kontrol edildikten sonra hala sorun yaşıyorsanız santral ve kutuların kontrolünü ısrarla isteyiniz,

Çok teşekkürler eve gidince deneyeceğim çözüm önerilerini.

@washe evet bağlı gözüküyor. Hatta ilk sözlüğü açıyorum mesela sözlüğe giriyor genelde. Çok ilginç :D
Ama googlea bile girmiyor. Ya da giriyor, arama motoruna yazdığım şeyi bulmuyor. Facebook twitter duyuru... bunlara girmiyor. Bi 10 dakika yenileyip durmam lazım sayfaları ya da beklemem lazım ki bekle babam girsin...

bu 10 dk içinde sözlükte sorun yaşamazken google da hiçbir şey yapamıyor musun?

şayet böyleyse muhtemel bir dns sorunu olabilir. farklı dns ler dene.

10 dk boyunca hiçbişi açılmıyorsa; 2 tane komut satırı aç birisinde;
ping 192.168.0.1 -t
diğerinde;
ping google.com -t

yazıp enterla. ilkinde sürekli cevap alabiliyorsan ikinciden cevap gelmiyorsa (bi IP adresi çıkmıyorsa) --> DNS sorunu

ilkinden cevap alıyorsan ikincide IP adresi görünüyor ama cevap gelmiyorsa --> bu iş bizi aşar, servis sağlayıcınla görüş.

ilkinden cevap gelmiyorsa --> modemle bilgisayar arasındaki bağlantıda sorun var. modemin arayüzünde kablosuz ayarlarda kanalı değiştirmek, 802.11n modunu devre dışı bırakmak, modeme yaklaşmak durumu çözebilir.

@rootfx Galiba düzeldi, nasıl sevap points kazandınız anlatamam, çok teşekkür ederim!

eksisozluk.com

teşekkürler ama burada kaynağına dair bilgi yok. bakmıştım daha önce.

Turgut Uyar'ın Tomris Uyar'a yazdığı "Tomris" adlı şiirde geçer. Büyük Saat'te yoktu diye hatırlıyorum, çünkü yanlış hatırlamıyorsam bu şiiri mektup olarak yazmıştır.

Yayımlanmış mı acaba bu mektuplar bilginiz var mı, Korkulu Ustalık'ta mı geçiyor?

Genelde firmalar kendi içlerinden hallediyorlar. En kötü merkezlerini arayıp daha net bilgi alabilirsin.

dışarıdan adam da alıyorlar. bir arkadaşım çalışmıştı geçen sene yapı kredideydi sanırım. bugün okula çıkacağım, görürsem sorarım nasıl ayarlamış

@john lee hooker Vallahi çok sevinirim, teşekkürler şimdiden :)

rica ederim.
yalnız bir konuda uyarmak istiyorum, daha önce kocaeli kitap fuarına gittiniz mi bilmiyorum fakat ortam hayallerdeki kitap fuarları gibi olmayabiliyor. fuar geneli her sene biraz daha gericileşiyor. bu sizi rahatsız eder ya da etmez, ben söyleyeyim de. =)

4 yıldır gidiyorum, yıllardır da burda yaşıyorum zaten :) Ülke genelinin öyle olduğunu düşünüyorum ben, İzmite özel değil malesef... Teşekkür ederim ama :)

yky ve iş bankası'nda imkansıza yakın bir olasılıkta, metis'te ise çabalarınıza kalmış bir zorlukta bulabilirsiniz stant görevlisi işini.. genelde ajanslardan buluyor bu ilk iki yayınevi, metis'te işler daha çok başvuru üzerinden gidiyor.. umarım bulursunuz..

ülke genelinin öyle olduğunu düşünüyorum, demişsiniz ama izmir fuarına son 6 yıldır gidiyorum, gerileme görmedim.. dershane yayınları, kpss yayınları bir köşeye atıldı hatta, edebiyat için fuara gelen kişilere de yer açılmış oldu.. bununla birlikte, bir ilericilikten bile bahsedebiliriz..

İzmir ayrı canım, İzmir'i genellemelere dahil etmiyorum :)