Ekşi Duyuru

kat karşılığı pay temlik yapıyorsanız genellikle masrafları müteahhit üstlenir. ilgili kesin bilgi bağlı bulunan belediye imar müdürlüğü verecektir. belediyeden belediyeye değişiyor.

bir miktar para gidiyor. arsanın durumuna, kaç hissedar olacağına göre değişir. müteahhit bunları size bildirecek. bin tl az geldi, 10bin tl daha mantıklı geldi.

daire basi mi 10 bin

Dükkandan almak dışında ikinci el de alabilirsin. Anlayan biriyle irtibat halindeyken seçer ve birlikte denerseniz eminim dükkandan almaktan daha ucuza çok daha iyi bir şey alabilirsin. Müzisyenler yardımsever insanlardır mutlaka biri yardım eder. :) Bütçenin el verdiği en iyi gitarı bulup almak bu alandaki motivasyonunu arttıracaktır diye düşünüyorum. Kötü gitar, kötü sound insanın teşviğini kırıyor her saniye.

Hic anlayan bir arkadasim yok ama.

Sormak istediğim bir kaç şey var. Alacağın gitarla ne tarz müzik yapmak istiyorsun? Ne seviyede çalıyorsun? Elektro gitar aldığında hangi ekipmanla kullanacaksın. Amfi ile mi kullanacaksın, yoksa yazılım, kulaklık gibi bir yol mu tercih edeceksin? Amfi ise amfin var mı? Varsa nedir? Aklında olan marka modeller var mı almak istediğin gitar için?

blackstar idcore 10. death,thrash metal calmak istiyorum. belki arada heavy metal, belki rock.

Teşekkürler cevabın için, hiç bilmediğim bir alana denk geldi müzik türleri, bu alan için gitar marka ve modelleri hiç bilmiyorum bilseydim elimden geldiğince bildiklerimi paylaşacaktım.

bi laf var, inanma seni öpecek diye. bu soruyu burada sorma direk tapu kadastroya git orada sor soruştur. yoksa çok üzülürsün.

Doğru da olabilir (düşük ihtimal), yalan da olabilir (büyük ihtimal).

Siz gidin belediyeye arsa sahibi olarak, 400-500 ücreti var başvurun ve resmi imar durumunuzu alın. Bu belge bir sene geçerlidir ve bu tarihten sonra imarda azalma olsa bile siz elinizdeki belgeye dayanarak proje çizersiniz.

Ha olur da imar artarsa yeniden başvurursunuz hak kaybı olmaz, o müteahhit olsun olmasın siz imar durumunuzu alın koyun cebe.

İstiyorsanız yardımcı olurum.

Edit: Bu arada kentsel dönüşümün kat sayısı vs olmaz, her belediyenin imarı farklıdır, bazı yerlerde caddenin iki yakası bile farklı imarda olabiliyor.

doğrudan sizi kafalıyor demek yanlış olur. müteahhit ile ilişkilerinize bağlı.

şüpheci yaklaşmakta haklısınız ama belki de bir şey gerçekten değişiyordur. bu yüzden de müteahhitin size ayırdığı paylar azalmak zorunda kalacaktır. biraz olsun dengelemek için kendi payından size aktarmak zorunda kalıyordur.

benzer bir durumu yakın zamanda yaşadık. kapalı garaj zorunluluğu yokken bize daha fazla daire verebiliyordu, şimdi daha az daire veriyor. belki sizde de durum böyledir. araştırın.

Marvis in beyazlatıcı diş macunu benim dişlerime bayağı yaradı. Tadı ağır değil, fiyatı biraz tuzlu, ama çok uzun süre gidiyor.

dişindeki katmanı çizecek granül-kristal içeren herhangi bir diş macunu işe yarar
diş etlerin için soft-ekstra soft fırça kullan, ip kullan, bir yerden sonra güç kazanacak
herkesin diş minesi beyaz değil. yakın zamanda alakalı bi duyuru vardı, şunu paylaşmışlardı static.independent.co.uk www.youtube.com

market macunuyla dişleriniz beyazlamaz.
opelesence falan kullanacaksınız.
bir de klinik tipi veya dişçi kontrolünde evde kullanılabilir beyazlatmadan neden kaçınıyorsunuz?
evde çözüm bir yere kadar olur.

öncelikle noter sözleşmesi yapılıp sözleşme ile taraflar tapuda kat karşılığı temlik yapacaklar. işin usülü budur. işin esası sözleşme içeriğidir.

örn; 280 m2 arsamız var demişsiniz ancak kat irtifak ve emsal ve diğer durumları bildirmemişsiniz. örn; irtifak 4 kat, emsal 0.75, kat başı çift daire diyelim. bu da bizi şuna götürür. (280*0.75)/2 = 70 m2 brüt 1 daire çıkar. 4*2 den toplamda 8 daire.

bu belediye imar müdürlüğünden edinebileceğiniz bir bilgi. e-imar uygulaması varsa belediyenin internet adresinden ada/parsel bilgisi girerek de öğrenme imkanınız var. yapılması gereken sizin arsa sahibi olarak; belediyeye gitmeniz ve imar durumunu öğrenmenizdir. şerh olabilir, birleştirme olabilir, olabilir de olabilir vs.

örnekten ileryelim %50 sözleşme yaptınız ve dediniz ki yarısı benim 4 daire. adam gitti tamam dedi 4 tane 50 m2 ev yaptı. 4 tane 90 m2. sana da küçük evleri verdi. 4 daire evet 4 daire bitti kardeşim sözleşmeye uydu adam. yapabileceğin bir şey yok.

dedi ki 24 ay sonra teslim ederim edemedi ee ne yapacaksın hiçbir şey çünkü ceza maddesi eklemedin. nedir bu vaktinde bitmezse geciken her ay için her bir 1 daire karşılığı 2021 yılı itibariyle 1500 tl, ilgili sene içinden bu seneden geçerli olmak üzere tüfe üzerinden zamlı rakam bla bla. bunu yazarsan kendini korursun.

her türlü senaryoya uygun bir sözleşme yapılmalı. bunun için kendi cebinizden para ödeyerek müteahhit ile ilişiği olmayan bir avukat ve emlak uzmanı ile firmanın göndereceği sözleşmeyi incelemek, kendi maddelerinizi ekletmek ve zararınıza olabilecek maddeleri yeniden düzenletmek.

canı yanan çok insan tanıyorum. çok sözleşme gördüm ve revize edilmesini tavsiye ettim. biri beni dinlemedi 9 yıl sonra alabildi evlerini. adam batık değildi ancak sağlamcıydı sattıkça inşaata devam ediyordu.

edit: kör cephe evleri de kitleyebilir. sokak cephesini satar sizde komşunun tuvalet penceresine bakarsınız. evlerin durumunu, ince işçiliğini de belirtebiliyorsanız belirtin. gider en ucuz kombiyi takar senesi dolmadan kombi parası masraf çıkar vs.

Malzemeden çalmak pek söz konusu değil, malzeme kalitesini de sözleşme yapıp denetlerseniz o da sorun değil. Asıl sorun müteahhitin batması ve işi yarım bırakması. Mahkemeler böyle davalarla dolu. Bu dönemde bu risk daha da yüksek. Mali gücünden emin olmadığınız kişilerin cazip tekliflerine kanmayın derim.

malzemeden çalma dandik ürün allahın emri. adam çalabildiği heryerden çalacak. müteahhitler bildiğim kadarıyla evi yapmadan arsayı üstüne alıyor,

evi derken... binayı kastediyorsunuz değil mi?

Malzemeden çalma falan bunlar 90'lı yıllarda kaldı yeni mevzuat ve teftişlerle bunlar çok zor ayrıca insanlarda bilinçlendi kimse böyle bir şeye kolay kolay tenezzül etmez adının çıkmasını istemez o köprünün altından çok sular aktı müteaahhitler artık prestij peşinde herkes referansa bakıyor.

Ekonomik bir kriz yok Türkiye'de sadece pandemi koşulunda dünyada olduğu gibi bizide etkiliyor pandemi sebebiyle Türkiye'nin kasasına girmesi gereken 50 - 60 milyar dolar para girmedi onun dışında ciddi bir sıkıntı yok ayrıca şimdi hükümet müteahhitlere inşaat sigortası zorunluluğu getirdi artık müteaahit iflas etse bile inşaat yarım kalmıyor. Size tavsiyem alabildiğiniz kadar inşaat şirketinden teklif alın ve kafanıza uyanla anlaşın. Mevcut koşullarda hala Türkiye'nin milyonlarca konut açığı var sağda solda "kriz var" "emlak balonu var" diye kahvehane sohbeti yapanları ciddiye almayın.

Kaba inşaatla alakalı ürünlerde demir, çimento vs. çalma olmaz. Yapı ruhsatı için belediye zaten denetliyor bunları.

*En kötü senaryo müteahhitin batması.

*İkinci konu ise hayal satması, yani inşaat alanı, kat sayısı daire genişliği hakkında size yalan söylemesi ve inşaat ortaya çıkınca olayın anlaşılması. En azından projeye bakınca sayılardan biraz anlamak lazım, bazen de arsanın inşaat sınırları belliyken belediye ile iyi ilişkileri ile bu sınırları biraz daha arttırabileceğini söyleyebilir. Bu konu biraz riskli, bazıları gerçekten yapabiliyor, bazıları da yaparım der yapamaz.

Ayrıca bu konuyla ilgili şöyle de kandırılabilirsiniz. Size vereceği metrekare üzerinde anlaşma yaptıktan sonra çeşitli sebeplerle inşaatın alanını yükselterek, kat arttırabilir. Böylece sizin alanınız aynı kalır ama toplamda yüzdesel olarak düşmüş olur.

*Malzemeden çalmak ise şöyle olur: İçeride kullanılacak malzemenin kalitesini düşürür, ustalıktan çalar. Aynı markanın bile birkaç çeşit kalitesi var.

Son yaptığı işleri gidin görün, o evleri teslim alan insanlarla konuşun.

Yaptığı binaların iskanlarını almış mı öğrenin, en önemli kriter bu.

Ben bir müteahhit olarak her yaptığım bina biter bitmez iskan için başvurumu yapar harçlarımı yatırırım, arkamda iskanı alınmamış ya da eksik bırakılmış bir tane işim yok.

Ama kat karşılığı almak için gittiğimde arsa sahibi bana değil de ona fazladan 20-30 bin lira para veren müteahhite veriyor yerini.

Adam hiç bir işinde iskan almamış, işi alana kadar bir sürü yalan söyleyen bir tip, ama maalesef arsa sahipleri gerçekleri söyleyen değil de hayal satan, yalan söyleyen müteahhitlere aldanmaya çok hevesli.

adamlar 2. daireyi istedi, ters dubleksler sizin olsun dedi. kurtarmıyor dedi. kriz var. kardan zarar ediyorum demiyor da ib**.

kısaca erteledik.

Bu arada eczaci "raporun var ama doktor receteye yazmamis" demis..

(Kolay derken, 100-150kilo sigara alkolu olmayan biri olmasi cok kolaylastirdi isimizi dendi)

Olmamasi*

baska bir kan sulandirici vermis olabilir mi?

benim babam da plavix ve coraspin kullaniyordu, doktor bir yil sonra her ikisini de kesti ve yeni nesil kan sulandirici verdi. (lixiana) doktora sorun belki babaniz anlamamistir

2014 Ağustos ayında babam da başarılı bir bypass geçirdi. 6 senedir de kullanıyor bu ilacı. Bilemedim.

Babanız gitmesin uygunsanız raporlarıyla çift maske + siperlikle siz gidip sorun. Yeni nesil sulandırıcıyı ben de duydum, belki plavixe denk bir başka ilaç vardır kullandıkları arasında? Ya da doktorun dalgınlığına gelmiştir, ihmale gelmeyecek bir konu, bence doktoruna bir şekil ulaşıp öğrenin.

Ilk ke, gittigimiz bir Kardiyolog*

Tıp camiası kolestrol ilacının gerekliliği konusunda ikiye bölünmüş durumda. Canan Karatay da kardiyolog ve kolestrol ilacı konusunda düşüncelerini google'dan bulabilirsin. Gereksiz gören bir hekime rastlamış olmalısınız.

Babam dahiliyeci, ondan duyduklarim kadari ile söylüyorum, kolestrol ilacını birak diyen doktora, bypass olmus diyabetli birine demis olmasi sebebi ile cok kizardi

En kötü aile hekiminize tahlil yaptırtın. Sonuçlarda anormallik varsa aynı veya farklı doktora başvurun.

Canan karatay doktorların yüz karasıdır. Hala ciddiye alınıyor olmasına şaşırıyorum.

konu ülkemizde geçince olmaz diyemem. ama metro tünelleri kazılan toprağın yerine desteklenmesi metoduyla yapılır yani kazılan yer desteksiz bırakılmaz. bu yüzden de göçme ihtimali düşüktür.

kazı yapılırken desteğin yanlış yapılması ya da teknik bir sorun oluşması vs durumunda göçme yaşanabilir. ne bileyim misal beton püskürtme yapılıyorsa o betonun prizini almaması örnek gösterilebilir. prefabrik eleman kullanılıyorsa kalite kontrolden geçmemiş bir eleman kullanılmış olabilir vs. normalde bunlar düşük ihtimaldir çünkü kullanılan k güvenlik katsayısı düşük değildir.

yani bişi olmaz ama çok da bişi olmaz diyemiyorum. inceleme yapılmadan da bilinemez.

içiniz rahat olsun gerçi mahalle göçmez. metro dediğin bir tünel ve genişliği belli. o genişliğin 2-3 katını etkilesin en fazla. yan mahalle göçmez ama çok ciddi bir depremde yarım kalmış ve önlem alınmamış bir yerde çeşitli göçükler oluşabilir.

korku hikayesi yayacak bir durum yok bence.

anladım. aslında imamoğlu bey gayet sakin bir tonla üzerinde çok durmadan sadece bu endişelerin giderilmesi için araştırma yapıyoruz gibni bişeyler söyledi. korku hikayesi yayan benim ama kendime yayıyorum. anksiyete katsayımla çarpılınca ben korkuyorum :) yorumun için teşekkürler. iyi entryler

bizim sitenin altından da metro geçiyor. üsküdar çekmeköy metrosu ile çekmeköy bostancı metrosunun tam kesiştiği yerde. bu nedenle makaslar falan filan altımız tavşan yuvası gibi komple oyuk olabilir. bazen derinden derinden uğultular ve hafif titreşim duyuyorum. binalar eski ve çürümüş. yıkılmasından korkuluyor kentsel dönüşüm yapmaya çalışıyolar ama alttan metro geçmesi tüy dikti. müteahhitler cesaret edemiyor. zaten 110 metrekare daireye en fazla 50 metrekare veriyolar. bilmiyorum ne yapıcaz.

entelektüel demişsin. aslına bakarsan klasik romanları okumayı seven, andre rieuyu seven bir turist rehberi olarak bu niteliğe bir tarafından sahip olduğumu iddia edebilirim o yüzden yazma cesaretini kendimde gördüm.

bu kadar laf ettikten sonra sana o sihirli kelimeyi söylüyorum; kpss.
ayrıca belediyelerin bilgisayar işletmenliği kurslarına giderek sertifika alabilirsin. kpss de bilgisayar işletmenliği diye bir kadro var ve 6225 kodu ile geçiyor. daha yeni dış işleri bakanlığı 40 kişi aldı ve 90 kpss ile kapadı. özel sektörde işe başlangıç maaşı olarak 3800 alabileceğini sanmıyorum. bilgisayar işletmenliğinin şu anki maaşı 3850 3900 civarlarında diye biliyorum veya iktisat mezunu olarak 87 88 civarında kapatan iktisat kadrolarına yerleşebilirsin.

bir de bazı kadrolar var ingilizce bilgisi istiyor. maliye bakanlığında böyle alımlar oluyor. bi de dhmi nin memur alımı var. ciddi maaşlar veriyorlar. bakmanı tavsiye ederim. her zaman 94 95 98 gibi puanlarla kapatmıştır.

İktisat-işletme alanım değil ama mühendislik yaklaşımıyla ele alayım konuyu.

Amaç daha kalifiye olmaksa, birkaç yol var. En bilineni ingilizce bilmek tabi. Bu artık şart oldu zaten. Ben bu seviye muhabbetlerini pek sevmiyorum. İyi bir yds veya mümkünse toefl puanı alıp cv'ye koymak lazım. Şirketler, kurumlar sana belge soracaklar. Yoksa memlekette sorsanız herkes ingilizce biliyor.

Bazı bankalar, şirketler veya kurumlar belirli aralıklarla sınavlar yapıyorlar. Bu süreçlere katılmak tecrübe kazandırır. Hem eksiklerini, hem de sektördeki beklentileri de görmüş olursun. Mesela hangi belgeyi, eğitimi vb alman lazım. Neye yoğunlaşman lazım gibi.

Kpss çalışacaksan yine ingilizce bilmek seni öne geçirecektir. Yds ön şartlı ilanlar oluyor. Öteki türlü zor olur bence.

Kariyer sitelerindeki ilanları incele. Çalışmak istediğin yerler ne gibi özellikler arıyorlar? Bazen bir belgeye sahip olmak, bazen bir program bilmek insanı öne çıkarıyor. Son olarak; mümkün mertebe boş durma, bir şeylerle uğraş. Bir eğitim almak veya sınava hazırlanmak vb. Hemen pes etme, uzun sürebiliyor. Bol şans.

exceli geliştirmeye devam

audit firmalarını deneyebilirsin

Banka müfettişliği

eğer kpss ye çalışacaksan sadece bu konuya odaklanmanı öneririm. yüzlerce kişi tanıdım hem çalışarak (başka işlerle meşgul olarak) hem de kpss odaklanarak başarısızlığı tadan. yani bu her yerde geçerli odaklandığın konuyu artırırsan başarı şansını azaltırsın. kamu ve özel tecrübesi olan biri olarak (devlet + audit + banka + kendi girişimi) farklı soruların olursa özelden iletişim kurabilirsin.

takip

E-devlete girip asal yoklama başvurusu diye aratın,bilgilerinizi girdikten sonra tecil ettirmek isteyip istemediğinizi soruyor o kısmı da işaretlerseniz 2 yıl tecil oluyor.Askerlik şubesine gitmenize gerek yok.

@glavina'ya ek olarak şunu söyleyeyim. E-devlet üzerinden asal yoklama başvurunu tamamladıktan sonra aile hekimine gitmen gerek. Aile hekimin de sistemden onayladıktan sonra e-devlet üzerinden durumunu kontrol edebilirsin.

kanalı bilmiyorum ama diğerlerini yaptırabilirsin.

ev hane sayısı üç. gelir 1700.

doktora görünebiliyorsun sigortasız ama tedavi, kan tahlili vb. diğer hepsine fatura çıkıyor.

istrrsen bütün dişlerine kanal tedavisi yaptırabilirsin. ek ücret falan yok.

kısaca normal bir sgk lı gibi tedavi görürsün.

bu arada ilgili kuruma gidip gekir testini yaptır mutlaka. büyük ihtimal en düşük prime indirilir aylık ödemen gereken prim.

Gelir 1700 ise zaten kurtarıyorsun. kisi basi 852,67 imis sinir.borcunu ode ve test yaptir bir daha odemezsin.Tum islemleride yaptirabilirsin bildigime gore bir ayrim yok

sert yastık deneyin. hastane yatağının konforunu vermek mümkün değil. başka bir rahatsızlığı yoksa almaya da gerek yok zaten.

Reflü yastığı veya yatağın baş tarafına uzun ayak.

gecmis olsun

hastane yatagi egimini yakalamak icin boyle bir yastik deneyebilirsiniz

www.yatasbedding.com.tr

normal yastiklarla da destek yaparsiniz

Doktorun bu yönde bir tavsiyesi mi oldu?
Babam ameliyattan sonra koltuk ve kendi yatağında yattı hep, herhangi bir sıkıntı olmadı.

reflü yastığı mantıklı görünüyor. düpdüz yatamaz göğüs kemiği kesildiği için kalkık olması lazım kafa. 35 derece falan galiba.. tecrübesi olanlar yazabilir. yorumlara teşekkürler

babam bypass olduğunda 2-3 yastık koyduğumuzu hatırlıyorum. öyle çok fazla bir zorluk olmamıştı. zaten mümkün olduğunca yürümesi lazım. sürekli yatmak önerilen birşey değil.

Evde döşek varsa bel hizasından yukarısı için üçgensel olarak katlayıp o eğimi verebilirsiniz.

Dedem akciğer kanseriydi ya sağlık bakanlığı yada kadıköy belediyesi bize yatak göndermişti.

Koltukların yastığı genelde sert olduğundan yardımcı olabilir.
Babamın ameliyatından sonra da bir yatak alma ihtiyacı olmamıştı.
Geçmiş olsun.

Aynı hattan devam edebilirsiniz.

Telefonun geldiği hattan devam edebilirsiniz.
Netspeed yerine millenicom'u da bir araştırın. Referans ile gelene 1 ay bedava var. Dilerseniz referans kodu verebilirim.

@nuevo Turknetin sitesinde, telefonu kapatmadan once ev telefonuyla sorgulama yaptim 10 mbps net alabilirsiniz diyor. Netspeed daha uygun deil mi bu durumda.

hepsi aynı altyapıdan hizmet sunuyor. O yüzden her taraf en fazla 10 mbps verir sana.

"turknet en az 16 mb verdiği için, netspeedden 8 mbit almak daha uygun olucak sanırım" demek istedim. :)

Geçmiş olsun.
Gebze de John hopkins. Sgk geçerli olması lazım. Şahanedir. Geçmiş olsun.

hastaneden ziyade sanki konunun uzmanı cerrah bakmanız daha mantıklı gibi. kalp ve damar cerrahisi üzerine uzmanlaşmış hastanelere bakabilirsiniz, örneğin:

Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi

babam 68 yaşında 5 damardan bu hastanede ameliyat oldu ve çok iyi geçti. aynı dediğiniz gibi normal kiloda, biraz kolesterolü olan, iğnesiz şeker hastasıydı. hastane yeni, devlet hastanesi, servis odaları tek kişilik. çok geçmiş olsun, ameliyat olduğu kadar sonraki hasta bakımı da çok önemli. moralinizi desteğinizi yüksek tutun.

bir diğer örnek de Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi olabilir, burda da babama stent takılmıştı ameliyatından 10 sene kadar önce.

gecmiş olsun. arastırma hastanelerinde konfor dusuk olsa da hekimler cok iyidir. kişisel tecrubem yok siyami ersek bu konuda cok iyiymiş, pek cok kişiden duydum.

Cok tesekkur ederim tek tek. Yeni goruslere hala acigim, iyi entryler.

Geçmiş olsun. Anneannem 2 yıl önce Siyami Ersekte bypass oldu,85-86 yaşında,herhangi bir sorun yaşamadı ama hastane kalabalık.

Anneme de Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 3 kez antiyo, 2 kez stent takıldı,herhangi bir sorun yaşamadık,daha sakin bir hastane Siyami Ersek'e göre.

Taurina nın dediği gibi hastaneden ziyade doktor daha önemli. Bir de John Hopkins'in iyi olduğu duymuştum.Oraya da bakabilirsiniz.

Arkadaslar hepinize cok tesekkur ediyorum. Gercekten iyi geliyor boyle yazdiklarinizi okuyunca.

Söyle söyleyeyim, 3 yakınım John hopkins de oldu, yine ihtiyaç olsa oraya götürürüm.

Babam siyamide 3 damar bypass oldu. az once eve geldik. 6 gunde. Hastane kalabalik doktorlar muazzam. Tanri gibiler.

Siyami ersek'teki doktorların tamamı kardiyoloji üzerine uzman olan proflar, drlar.

tarihi yarımada banko. şansınız varsa oradaki müzeleri de gezin. tek müze şansınız varsa arkeoloji müzesini gezin. müze kart öğrenciler için çok güzel yoksa kesin bir tane edinin. onunla çok yer gezebilirsiniz.

yedikule veya hisarlar falan da iyidir ama sultanahmet civarı olsun, beyazıt vefa çevresi olsun birçok tarihi yapıya buralarda rastlanabilir. sonrasında ben olsaydım taksim-beyoğlu çevresindeki güzide yapıları gezerdim. anadolu yakasında da bir şeyler var ama iki gün için orada bulunmaya değmez derim.

Tekfur Sarayına git. Oradan Kariye Müzesine. Topkapı surlarını takip ederek yukarı yürü. Belediye sosyal Tesislerinde surların Restore edilmiş kısmını gör. Yol açmak için surları nasıl yıkmışlar diye şaşır. Oradan tranvaya binip Aksaray durağında in. Tranvay güzergahını takip ederek Eminönü'ne kadar yürü. Her şey yolun sağında solunda.

@mirket hocam tekfur dediğiniz bukaleon sarayı ise böbrekler daha önemli benim için :)))
www.youtube.com

O kadar hızlı bir kötüye gidiş var ki, Mimariye, sanata, kültüre önem veren bir kişi olarak 'Bir böbreğin lafı mı olur canım' diyerek son demlerine yetişmek isteyebileceğini düşündüm :)
Şaka bir yana, koca Bizans İmparatorluğundan geriye neredeyse hiçbir şey bırakılmamış. Görmek gerek.

emanetle gideyim. (sivri uçlu kalem)

şimdiye kadar ciddi bir çalışma görmedim bununla ilgili. bir sıkıntı olduğunu sanmıyorum.

diş macununu yutmadığınız sürece sorun yok. titanyum oksitten ziyade diş macununu esas zararlı addeden madde florür, çürüklere karşı korumada iyi bir iş çıkarsa da vucüt için toksik, dolayısıyla vücutta birikmesi iyi bir şey değil. bazı bölgelerde şebeke suları bile flörür içeriyor ve bir miktarı deriden emilebiliyor. yine bu şebekelerin flörürden arındırıldıktan sonra çürüklerin artış gösterdiği tespit edilen bilimsel çalışmalar var. zaten şebeke suyundan maruz kalıyoruz ona yapacak bir şey yok bari diş macunundan bile isteye flörüre maruz bırakmayalım kendimizi ndiye bazı insanlar flörürsüz olmasını tercih ediyor bu nedenle.

Doğal bir içeriği olan paradontax original'i öneririm.

Camlara inceltme yaptırıyor musunuz bilmiyorum ama benim göz numaraları da sizinkilere yakın.Miyop-hipremetrop ve astigmatı aynı camda yaptırıyorum. %55 mi yoksa 1.55 mi öyle bir inceltme oranı var,cam markasına ve göz numarasına göre değişiyor oranlar.Bu şekilde yaptırınca gözler büyümüyor,önceden inceltmesiz camlarla gözler dediğiniz gibi görünüyordu.

Benim de göz numaram bir keresinde öyle artmıştı, sonra hafif oynamalarla düştü. Doktor gençken böyle oynamaların normal olduğunu söylemişti.

Camlar ise artık inceltiliyor bayağı, o eski kavanoz dibi gibi camlar yok. Tabii cam inceldikçe fiyatı da artıyor, aklınızda bulunsun.

çok detaylı bilmiyorum ama belediye yerine şöyle yetkili özel şirketlerle konuşup baktırabilirsiniz belki

www.ugurkentseldonusum.com.tr

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası ile görüşebilirsin diye düşünüyorum.

Yikmayi dusunmuyorsan o ise girisme, gelip karot aliyorlar. Bina harabeye donuyor zaten.
Komsulardan saglam dayak yersin, hem de bina risksizse bile riskli hale geliyor kafam kadar beton sokup goturuyorlar.

Bence para verip sifirdan yaptirmayi arastir en mantiklisi oyle oluyor, 100bin falan veriyorsun insaat sirketi gelip yapiyor(bizim 20 dairelik de bu tutar cikti). Muteahhite daire vermeli seklinde verirsen kan kusturuyor, adam batti batacak diye 2 sene bekliyorsun.

Ben inşaat mühendisiyim. 94'de yapılan bir binaya bir inşaat mühendisi sağlam raporu veremesi çok zor. Ben kendi çizdiğim yaptığım o zmanın şartlarına yüzde yüz uygun 92 yapımı binayı pushover yapsam sağlam çıkmaz.

hiç yanaşmıyorlar bile bu cehaletle bi si*m olmaz. öleceğiz yapcak bişe yok saolun

140journos tabi ki.

www.youtube.com

Ünsal Ünlü hafta içi her sabah günü ve gazetelerin yazdıklarını periscope'ta yorumluyor. Oradan canlı takip edemeyenler için de youtube'ta yayınlıyor.
www.youtube.com

Ruşen Çakır'ın Medyascope Tv si var aynı şekilde. Gündemi takip etmek isteyenler twitter'dan takip etmeli. Veya youtube kanalı:
www.youtube.com

Atila Yeşilada olmasın. Daha az teknik olsun diyenler için de Mert Yılmaz var.
www.youtube.com

140 Journos

iyimiş. başka varsa alabilirim.

yavuz oğhan'ın sürdürdüğü bidebunu izle gündem haber kanalı, linki bıraktım oradan ulaşırsınız

youtu.be

harika oldu. burası genişletilebilirmiş aslında.

cep hikayelerini keşfettik. ayrıca barış özcan'ın birtakım videosu da hitap ediyor sanırım.

Ruşen Çakır ve Yavuz Oğhan'ın kanallarına +1. Bence ikisi şu an Türkiye'de olabilecek en tarafsız ve doğru haberciliği yapıyorlar.

Yavuz Oğhan aynı kanalda Pazartesi ve Çarşamba günleri İsmail Saymaz ve Akif Beki ile Söylemesi Bizden diye bir program yapıyor. Bazen iyi goygoy yapıp insanı epey güldürüyorlar :) (evet, Akif Beki bile güldürüyor :))

BBC Türkçe ve DW Türkçe kanallarında da güzel içerikler oluyor. BBC'nin Türkiye arşivi muazzam.

Edit: Bu arada ben hem Ruşen Çakır'ın kanalını (www.youtube.com) hem de Medyascope'u (www.youtube.com) takip ediyorum. Gündemden sıkılırsa Medyascope'ta çok güzel programlar var: Meraklısına Bilim, Okuma Kültürleri, Eksik Olan, Din Devlet Toplum, Toplum ve Siyaset, Kültür ve Tarih Sohbetleri (www.youtube.com)

Ruden cakir herkese hitap etmeliozellikle genclere tesekkurler

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

müslüman değilse - sonra vay efendim babamı bu yaşta dinden çıkarttınız deme diye söylüyorum - www.youtube.com

yakup denizi izliyoruz 1 senedir bayağı eğlenceli :) daha var mı arkadaşlar

valla anne babaya izletmelik, yoğun dramlı, çok güzel film: the saint of fort washington (yabancı film de yazdığınız için önerdim).

bunun dışında dar alanda kısa paslaşmalar, tabutta rövaşeta olabilir. benim son dönemlerde izlediğim en iyi türk filmi "işe yarar bir şey" idi, onun arkasından "ahlat ağacı" gelir. ama işe yarar bir şey'in dvd'sini bulmak çok zor.

kelebeğin rüyası

www.imdb.com

(bkz: Dar Alanda Kısa Paslaşmalar)
(bkz: Laleli'de Bir Azize)
(bkz: Gemide) -bu biraz tehlikeli :D -

Özellikle dar alanda kısa paslaşmalar'ı sevecektir baban

(bkz: Limonata)

agora

www.imdb.com

Limonata
Almanya Willkommen in Deutschland.

"Aile Arasında" yeni dönem Türk filmleri arasında önerebilirim. Kalitesi tartışılır elbet ama "Mandıra Filozofu" tarzı adını hatırlayamadığım başroldeki kişinin çektiği filmleri de severler muhtemelen. 2010 sonrası için ilk aklıma gelenlerden biri "Uzun Hikaye" tam aile ile izlenecek türden film.

Türk filmi - Güle Güle
Yabancı - Les Invasions Barbares

sonbahar
(bikaç açık sahne sadece)

unutmuşum:

filler ve çimen

limonata eğlenceli gibi görünse de, fazla uzatılmış ve yavan bitirilmiş. izlenebilir ama sabırsız babalar için eliniz >> tuşunda olsun :D

yazdigin yazinin adina essay derler. tez bambaska bir mevzu. yenilik varsa vardir.

benaaymi pasanin dedigi +1

Eğilmez Mahfi, Esas Kaynak, sf.34, akt. Ali Tezli, Elimdeki kitap, sf.44.

Her ilaç ortadan bölüp kullanılamıyor. Üzerinde tam ortasında çentik varsa kullanılabiliyor diye biliyorum ama siz yine de bir hekime ya da eczacıya danışın.

Devlet hastanesi dediğiniz ağız diş sağlığı merkezi ise ortodontist varsa yapar sanırım. Diş hekimliği fakültelerine gidin orda kesin ortodontist olur, ücreti bilmiyorum. Sanırım sadece malzeme ücreti alınıyor. Hoca yaparsa fark ücreti de alınır üniversite tarafından.

3 seneden sonra retainer olmaz daha.

5 yıl diye biliyorum.

ver. sıkıntı olmaz. yeri geliyor insan yiyiyor onları.

ben ve tanıdığım çoğu öğrenci arkadaş bu sucukları bazen yiyoruz. çok şükür zehir gibiyiz hatta bu sucukla beslenen arkadaş geçen sene kpss'de 97 yaptı darısı sizin kedinin başına.

çikolata süper bizim için ama kedi için ölüm çünkü tad değil kokucu oldukarı için(öyle duydum). bimdeki tavuk sucuu da dana olmadıgı için hayvanı şeapabilir mi diye şeettim.

değil, baharat soğan sarımsak içeriyor. bimden kedi maması alsanız daha mantıklı değil mi ?

sucuk degil de salam verin, sucugu cok baharatli oldugu icin yiyeceklerini sanmam. Kolum gibi salamlar var cok ucuza; bayiliyor kediler. ayrica cok ac olurlarsa ekmek de yerler. etli yemek olunca suyuna bayat ekmek dograyip verebilirsiniz.

alayım

kedi acliktan ekmek yemeye kalksa bile faydasi olmaz zarari olur cunku sindirim sistemlerinde gerekli enzim yok onun icin, misal biz agac kabugu dali yiyemiyoruz ama bazi hayvanlar yiyor seluloz falan cunku sindirebiliyor. yani siz acsiniz birisi de size agac dali verdi nasil bir isinize yaramazsa kedi de aynen cok cok ac olmali ki ekmek bile yesin.

soğan ve sarımsak kediler için aşırı derecede zararlıdır

nefis bilgiler. bugün salam aldım.

parçaladı.

içinden motor gibi bi ses geliyordu mutluluktan

Diş Hekimi olan arkadaşıma vaktinde buna benzer soru sorduğumda macunlar arasında çok büyük fark yok. Asıl fark fırçalarda demişti.

Diş hekimi bir arkadaşım bana da rocs demişti. Denemedim.

Başka bir yerden konuya gireceğim.
Hamileliğim sırasında naneli dişmacunu ile fırçalayamıyordum dişlerimi. Piyasada nanesiz ne var diye araştırırken paradontax ile fırçaladım. 1-2 sene öyle devam ettim. Dişetlerim çok sorunludur benim (dişeti çekilmesi yaşarım). O dönem hiç olmadığı kadar iyiydi dişetlerim. Şimdi de arada alıyorum ama ev ahalisi naneli sevdiği için değiştire değiştire kullanıyoruz.
Not: Paradontax'ın naneli olanı da varmış galiba...

dis etiniz icin en iyisi paradontax. dis hekimi, 30, ist.

peki çok hassas diş etleri için ağız suyu almalı mıyım, içeriği nasıldır? dişi temiz tutuyoruz diye etleri kaybetmeyelim.

arkadaşlar nar suyu ve adaçayı gargarası iyi geliyormuş

"çevrenizdekileri düşünerek"

phrasal verb'lerde olduğu gibi edatların mantığını çok sorgulamamak gerek. zaman içinde kalıplaşmış ifadeler bunlar. ayrıca out of -den dolayı anlamında da kullanılıyor.

yav o tarafa toplu ulaşım yok sanki. Akçaydan Altınoluk'a var ama minibüsler ve Büyükşehirin sarı otobüsleri.

Akcay altinoluk sorduydum aslinda. Cevap icin de tesekkurler.

YEnimahalle minibüsleri zeytinli çayına yakın bir yerden geçiyor. Ama hasan boğuldu için araba kiralamanız gerekir.
Altınoluk kanyon da güzel. Bence diğerlerinden daha da güzrl.

Akçay merkezden vs 1 nolu hat gıdıyor zeytınlıye. Hasanbogulduyu bilmiyorum ama

Tesekkur ederim. Ya baska varsa boyle oneri cok mutlu oluruz. Daha buradayiz acelemiz yok ama onceden bilsek cok sukela olur. :)

Araba kiralama ve turlar disinda bir ulasimin olmamasi kotu olmus hasabbogulduya.

Var mi onerisi olan.

fenerbahçe parkı / caddebıstan sahili

Kuzguncuk <3 bu aralar düğün fotoğraf çekimleriyle dolup taşıyor ama bayramda yoklardır.

Kuzguncuk Bostanı

Fethipaşa korusu

teşekkürler yeni mesajlara açığım hala.

kadıköy için önerebileceğim yerler

nazım hikmet kültür merkezinin bahçesi
moda sahil (moda 2 olan)

Bu numaralarla lens takabilir miyim?
takilabilir

Muayene icin devlet hastanesine gidebilirmiyim?
evet

Yoksa yine devlet olmasindan oturu islerim gostermelik mi yapilir?
devlet doktorlari cogunlukla daha iyi oluyorlar :)

ozensiz muayeneden kaynakli olmayabilir, goz capi filan onemli lenste. gozunde kuruluk da olabilir. belki de gozun lense uygun degildir.

Kullandigin lensin markasi hatta solusyonun markasi bile etkiliyo goz kurulugun varsa da sorun olur. Astigmatin varsa torik lenslerin kullanimi daha sıkıntılı galiba. 10 yildir lens kullanıyorum hala ara sıra bulaniklik batma vs yaşıyorum. Elin alistikca tak cikar daha kolay hale geliyor daha net ve sorunsuz kullanmaya baslarsin.

3-4 numara lensler oluyor bildiğim kadarıyla, onda sorun yok fakat belki lens için göz çapı ölçümünde sorun olmuştur. Başka bir doktora görünmeni tavsiye ederim. Ben de yeni kullanmaya başladım ve çok memnunum. Takma çıkarmaya alısamadım henüz, o da olacak umarım...

Göz çapınıza baktırın. Bunu devlet hastanesinde de yapabilirler, lens alacağınız yerdeki aletlerle de kontrol edebilirler. Benim çapım büyük mesela, bir ara renkli lens takmak istemiştim ama, benim çapıma göre ancak özel yapım lensler uygundu. Aldığım yer, "çok az fark olursa önemli değil" diyerek beni gaza getirdi ama o lensin hayrını görmedim. Kısacası, çapa uyumlu lens önemli.

cevaplar için teşekkür ederim. bi özel hastanede yapmıştım, doktor lensimi 10 dakika çıkaramamıştı. ayrıntılar için mesajımı editleyeğceğim.

derin ama felsefi olmayan mı yoksa derin ve felsefi olmayan mı?

schopenhauer okumasına inanılmaz sevindim :p ben geçen sene 'isteme ve tasarım olarak dünya' kitabının özetini çıkarmıştım a4 kağıdına daha anlaşılır bi dille. irdelediği konuları da başlıklar halinde sınıflandırmıştım. yanlış anladığım yerler olabilir ama ben çoğunu doğru anladığımı düşünüyorum, halen daha hevesi kaldıysa size fotoğraflarını gönderip atabilirim ama ne kadar okunası olur bilemem tabi

1984
Montaigne denemeler
Doğan cuceloglu ve engin gectanin kitaplari olabilir psikolojiye ilgiliyse
Klasiklerin birçoğu

eğer diş akut dönemde değilse yani ağrımıyorsa şişmemişse diş çekilir. akut dönemde dişteki iltahap sıvı halde olduğundan ağrı ve şişme yapıyor. eğer diş çekilirse kan zehirlenmesi yapabiliyor. eğer senin şuan dişin ağrımıyorsa dişindeki iltahap kurumuştur ama unutmma yeniden sıvı hale gelmeden gidip çektirmen lazım. simdilik sorun yok.

Yemek yedim ve okuz gibi agirdi 1 saat sonra gecti. Efenim sinavlardan sonraya kaldi. Zaman kaybetmeme acisindan doktora gitmeden(2 hafta sonra gidecegim) bir hafta onceden, yazdigi antibiyotigi kullanip da mi gitmem de bir sakinca var mi?

lan oğlum dar görüşlü insanların olduğu ada çok komik olur. birbirleriyle kızgın kızgın konuşurlar, ondan sonracıma bir de pasif agresif takılırlar. amanın bu ada çook komik olur ya.

ek: azıcık düzelttim.

everyone know a piece of their mind bir deyim falan mı? :D

aynen. kalaylamak işte.

çabuk çekerler dişi. hep birkaç gün içinde çektiler etrafımdakileri.

marmarada film çekiyorlar ve acil görmezlerse aylarca bekletebiliyor. acil görürlerse aynı gün bile çekebiliyorlar.
20liği diğerlerinde çektirmek de baya zor, çene cerrahisi çeksin diyorlar ve onlardan randevu almak çok güç olyor. hastaneden hastaneye değişebilir belki ama istanbulda güç yani

@2 randevu süresinden bahsediyorum

@3 teşekkür ederim. bursa'da çok daha mı güç olur randevu?

bi fikrim yok. önce ilk muayene randevusunu hemen alırsınız da çekim bursada mı hızlıdır başka yerde bilemeyeceğim. hastaneden hastaneye değişir. cerrah çekecek zorunluluğu olmasa çeker hekim de ama girmek istemiyorlar o riske herhalde

bende de aynı durum var ve apseden kuduruyorum şu an. -_- kime gitsem cerrahiye paslıyo.

@sen ne anlatiyon la ben de onu diyorum. 3 ay sonraya randevu veriyoruz deyip 3 gün sonra mı çekecekler dişi?

devlete gidip 20 liğimi özelde çektirmek istiyorum deyip sevk kağıdı almıştım. sonra özelde çektirdikten sonra devlete muayeneye gidip bu işlemi onaylatmıştım. bu onay kağıdını sgk ya götürüp özelde ödediğim paranın üçte birini geri almıştım.

hocam diş cerrahı ben devletin ağız ve diş sağlığı merkezlerinde görmedim, kendim zaten 1 kere onlar yüzünden cerrahlık oldum, daha da gitmedim fakat arkadaşlarım falanda sürekli özele gittiler ve diş cerrahisi ufak bi yerdeyseniz oldukça sıkıntı, çünkü çok azlar, çorluya bile haftada 1 gün geliyor mesela diş cerrahı.

bursa.adsh.saglik.gov.tr buradan da denediniz mi ? eğer buradan da alamıyorsanız cerraha, önce normsl doktora randevu alacaksınız, o sizi cerraha sevk edecek. istda da mhrs den uzman doktora rsndevu vermiyor ama diş sağlığı merkezinin kendi sitesinden alabiliyorsunuz uzmana

orada ses stüdyosu var.
ses akyıt cihazı az kalır.

gitarı çalıp kaydedip üzerine tekrar çalp kaydediyor. onu soruyorum dostlar

fletwood mac - go your own way
king crimson - discipline
cream - sunshine of your love

ayrıca creamın çoğu şarkısı. ve prog metal seviyorsan tool. (the grudge vs)

klasikler. tom ağırlıklı verseler var. aşağıdakiler de yeni

stockholm syndrome - muse
brianstorm - arctic monkeys

aklıma gelenler bunlar :)

teşekkür ederim.

işte zamanla çok değiştikleri için yaptığı işlerden birini ön plana çıkarmak doğru olmaz gibi bir şey diyor sanırım.

Ingilizcesinde problem var gibi gorunuyor acikcasi. Roasterdan kastin roster oldugunu dusunuyorum. Opeth have kismi da Opeth has olmali.

Anlatilmaya calisilan bence su: Opeth zaman icinde cok eleman (veya belki de tarz bilemiyorum) degisikligi yapmis, bir donemini veya lineup'ini digerinden ustun gormek hicbir sekilde mantikli olmaz.

roaster'i albüm, tarz vb. bir şey gibi anladım. eğer öyleyse ve @bohr atom model'inin çevirisini daha anlaşılır kılmak için açacak olursak;

choosing one among their roaster is not right: albümlerinden birini seçmek doğru olmaz

on any grounds: hiçbir gerekçe ile (ground zemin demek, hiçbir temele oturmaz gibi de denebilir)

Bu opeth metal grubu olan mi? Sanirim o yuzden cogul kullanilmis. Roaster argoda boyle sacma sapan konusan, elestiren, can sıkıcı, guvenilmeyen insan demek.

Ama firindan cikan tavuk anlaminda eser de oabilir l, sahiden :D

sizi seviyorum

yıkılan evlerin molozlarını ayıklamaya çalışan insanların resimlerini göstermeye bbaşladılar.

Ilk muayenede genel olarak agizdaki sorunlari bir kagida isaretliyorlar sonra kanal dolgu çekim ne yapilacaksa surdan randevu al gibi sirayla yonlendiriyorlar.

ilk cumle: bu sekilde bilinmek hos.
ikinci cumle: insanlarin hayatta farkli tutkulari var. o tur seylere o kadar da cok ilgin yoksa da yine iyi.

ikinci cumledeki "that" kullaniminin karsiligi "o kadar da" gibi.
ornek cumle: it's not that difficult.
cevirisi: o kadar da zor degil.

daha iyi aciklayan cikacaktir sanirim.

That için, insanların hayatta farklı tutkuları vardır ve o tür şeylere o kadar da ilgili değilsen bu da sorun değil. That'in kattığı anlam "o kadar da" burada.

Ilk cumledeki "get", "olmak" anlaminda.

sevilmek için nesnel bir gerekçeye ihtiyaç duymayan şeyleri seviyorum.

iyi biriysen muhim olan nerdeyse tek sey bu

eminönünde çiçek pazarı var, orada mutlaka vardır.

The Man from Earth (2007)
12 Angry Men (1957) - izlemişsinizdir gerçi

Waking life ^^

eğer tanrı ve intihar üzerine muhteşem diyaloglar ise aradığın tam senin için bir film var.

" The Sunset Limited " ...

la prenom

(bkz: a bout de souffle)
(bkz: vivre sa vie)

Arkadaslar hepsini izledim yine de cok tesekkur ederim :)

richard linklater bu tarz filmlerin üstadı, zaten izlemişsiniz filmlerini.

benim aklıma bergman'ın Autumn Sonata'sı geldi. çok iyi oyunculuk, çok iyi bir film.

ingmar ve new wave frenchleri süpürdüm. daha öneri varsa alabilirim.

carnage
clerks

(bkz: le tout nouveau testament)

Wont. Go ile come birlikte tercih edilmez, not coming de ama not going to come deme.

İkisi de yanlış değil hatta he doesn't bile olur ama ben olsam he won't derim, be going to daha çok planlanmış ve artık kesinleşmiş şeyler için, present da aynı şekilde timetablelar için uygun ama gelmem deyip son anda gelebilir dolasıyla böyle durumlarda won't kullanmayı tercih ederim ben. eğer randevu defteri olsa ve katılacağı orada yazılsa yani bir program dahilinde olsa o zaman be + going daha uygun olurdu ama katılmaması buna girmiyor pek.

Aslında doğrusu ikisi de değil. Şunlar en uygun:

"He won't be coming"
"He isn't coming"

Sebebi ise, bunlar yaygın kullanım. Öyle kanun maddesi gibi sebepler olmaz dilde.

@harzem he wont be coming ile he wont come arasındaki fakr nedir?

cideen bu ingilizce öğretmenleri boktan boktan şeyleri kanunmuş gibi öğrettikleri için bunlar oluyor hep. ben bir amerikalının bile "ulan ben won't kullanayım çünkü planlamadım ama eğer planlasaydım going to'yu kullanırdım" dediğini duymadım kanunmuşçasına. onlar da biz nasıl zaman kaydırması yapıyor veya bilinçli şekilde zamanlarda, kavramlarda kolaya kaçıyorsak onlar da öyle.

bizim amerikalı hoca bile öyle öğretmişti ama kanunmuş gibi değil.

Bilmem, kullanımı böyle daha yaygın. Dediğim gibi kanun kural yok.

Hatta ikinci cevabımı da düzelteyim. "He isn't coming" yerine "He's not coming" daha uygun. Hatta "He isn't ..." yerine "He's not ..." hemen hemen her durumda daha yaygın.

arkadaşlar bir sorum daha olacak. Eventually I couldn’t even get out of bed anymore... burada EVEN tam olarak nasıl bir anlam katmakta?

bu arada cevaplar için teşekkürler gerçekten.

Yataktan bile çıkamadımdaki "bile" anlamını katıyor

abd'de yasayanlarin %80'i he is not gonna come olarak soyler. biz cok dusunuyoruz nasil konussak napsak diye. en kolay nasil soyleniyorsa oyle iste.

koca benim kocam gelmiyor bu akşam sizin evinize! -- gonna
yağmur yapmayacak galiba- wont

anladın umarım...

he is not coming arkadas gelmiyor
he wont be coming arkadas gelmiycekmis
demek gibi oluyor.

she gave me the only photo taken on holiday in rome last year...
sadece bir foto dersen unique foto...
bir kaç tanesinden bir tanesini dersen only photo

Aynen unique olmaz, unique dersen ''eşi benzeri görülmemiş, eşssiz, ondan başka emsali olmayan'' bir fotoğraf anlamı olur.

teşekkür etmeyi unutmuşuz.. 3ünüze de teşekkürler. anladım

astigmat küçükse lenste ihmal edilir. budur olay...

abi insan yine de reçeteye bi değer yazar değil mi ama? ayıptır abi.. hayır bende de hata var eve gelip reçeteye bakıyorum. doktorun odasında baksana ayı. te allam

değerini hatırlamadığın bir astigmat galiba küçük bir değer:) gözlük kullanmanı gerektirmemiş.
miyopin yüksek olduğu için verilmiş olabilir. doktorun yanındayken keşke bu sorularını sorsaydın, çoğunlukla insan yemiyorlar:D