[]

"Arabada Bebek Var" levhasının amacı nedir?

Şimdi polemik yaratmak istemiyorum ama gerçekten merak ettiğim için soruyorum. Bu levhaları insanlar niye asıyor arabalarına? Bunun altındaki düşünce nedir yani? Arkadan gelen ve makas atma planı olan şoför bunu görüp "Haa arabada bebek varmış makas atmayayım" mı diyecek? Böyle bi şey varsa herkes assın yani sonuçta kim bilecek arabada bebek var mı yok mu?

Ya da hadi felsefi olarak düşünürsek arabada bebek olmasının arabada 35 yaşında bi insan olmasından ne farkı var ki üçüncü bir şahıs açısından? Hadi anne babası için bebek dünyanın en kıymetli varlığı, kendilerini feda edebilirler ama ne bileyim benim için arabada bebek olmasıyla bi üniversite öğrencisi olması arasında bi fark yok.

Yani demiyorum ki insanlar bu tabelayı asmasın ama bu durum yıllardır bana çok tuhaf geliyor, bugün eve gelirken bi arabada görünce buraya sormak aklıma geldi.

 
Tamamen aptalca bir şey.

Hatta reddit'te bir foto vardı, adam "arabada yetişkin var, yaşamak bizim de hakkımız" gibi olanından yaptırmış.
  • malheiros  (25.07.19 21:40:26) 
katılıyorum. erkek bebeğe mavi, kıza pembe giyim alınır ile benzer mantık.

bariz olmayanı beyan etmek ile sahip olduğun şeyin değerini koruduğunu sanıyorlar. keşke öyle olsa
  • sttc  (25.07.19 21:40:41) 
Arkasında olanlar korna basmayabilir belki trafikte. Bir de mesela kaza olduğunda ilk yardım ona göre yapılabilir. Belki arabada çocuk koltuğu yok çocuk araya düştü. Kazazedelerin bilinci kapalıysa çocuk var diye söyleyemeyecekleri için belki geç müdahale edilebilir çocuğu görmeyip. Şey de olabilir arabada çocuk var levhası var ama çocuk yok arabada? Belki camdan fırladı etrafa ona göre daha dikkatli bakılabilir. Kötü niyet olduğunu düşünmüyorum ben.
Annesi babası araçta unuttukları oluyor çocuklarını. Çevrede park etmiş bir araçta tek başına ağlayan bir çocuk varsa sıcaktan ölebilir. Yılda 37 bebek ölüyormuş bu sebepten. Aynı sebepten ölen bir sürü hayvan var mesela. Tesla bunun için dog mode yaptı klimaları havalandırmayı açık tutuyor.
Ha çocuğum olursa büyük ihtimal alıp asmam. Arka cama Atatürk veya tuğra amblemi bastırmaktan daha yararlı bence.
  • bahoho  (25.07.19 21:55:25) 
Ben assam assam çoluklu çocuklu insanım sıkıştırma rekabete girme benden iş çıkmaz kafasıyla asarım ama bunu böyle sanmıyormuş kimse görünüşe göre :/


  • cilekli pasta  (25.07.19 21:56:19) 
tum faktorler esitse bebek 35 yasında insandan daha degerlidir, hatta self-driving arabalar mecbur kalmaları durumunda yolda yası gecmis olanlara carpar diye kodlanıyorlar diye biliyorum.


  • princessofduyuru  (25.07.19 22:06:42) 
Tam olarak arabada bebek var ve ona göre davranın demek. Örneğin korna çalmayın demek.
Bu daha önce bir kaç defa daha soruldu burada, insanların niye alerjisi var böyle şeylere anlamak mümkün değil.
Bebekli birine normal bir yetişkin insana davranıldığından daha nazik davranılması bir medeniyet kanunu. 35 yaşında biriyle bir bebeğin farklı olmadığını düşünmek de ilginç. Otobüste bebeği olanlara niye yer veriyoruz mesela

Yarış atlarını taşıyan araçlarda da 'Dikkat! Yarış Atı' yazar mesela. Neden acaba? Hava mı atıyorlar ki. Korna çalmayın diyor adam yani, anlaşılmaması ilginç.

ikazdır bu. Çok basit. Ben şimdi dış kapıya 'Bebek var' yazsam ne anlarsınız? Zile basmazsınız değil mi, yavaşça kapıyı çalarsınız. Bu kadar basit. Yok bebeğiyle övünüyormuş da, yok yazıyı gördüler diye makas atmayacaklar mı :)
  • asbe  (25.07.19 22:19:42) 
bence 35 yaşındaki bir birey bir bebekten daha değerlidir illa bi yaş/değer eğrisi yapmam gerekse 25 yaşında falan pik yapan bi çan eğrisi gibi yapardım ki aslında biyolojik olarak da böyle ama dediğim gibi polemik yaratmak istemiyorum :)

korna çalma kısmı aklıma gelmemişti hiç. Zaten genel olarak korna çalınmasına uyuz olduğum için herhalde. O mantıklı bi sebep olabilir evet.

@asbe

otobüste bebeği olanlara kucağındaki bebeği düşürmesinler diye yer vermiyo muyuz? Bebeğin değerli olmasından değil, bir insanı kucağında taşımasından dolayı veriyoruz bence.

@respect

hayatta başka dertlerim varken de bu tarz şeyleri merak edebiliyorum, çok zor değil :D
  • nundu  (25.07.19 22:24:50) 
çocuğum olmadan önce ne yalan söyliyim bana da çok itici ve anlamsız geliyordu.

fakat sonra, çocuk doğunca ve çocuk oto koltuğu alınca, kendimi bu şeyden arar buldum.

sanırım ebeveynlerde şöyle bir düşünce oluyor, belki de hastalıklı bir düşüncedir ama, çocuğu koruyabileceğini ama 1.000.000'da 1 bile olsa koruyabileceğini düşündüğün ya da düşünmek istediğin şeyi yapıyor insan.

olay bence korna meselesi değil sadece. sonuçta hiç mi korna duymuyorlar ordan buradan.
bahane bulmak istedikten sonra alın size aklıma gelen 3-5 tane sayayım

1- arkadakinin yavaş gitmesini sağlamak
2- takip mesafesi korumasını sağlamak veya sollayıp size bulaşmadan gitmesini sağlamak
3- ters bir durumda ilk ilkyardımın sizin arabaya yönelmesini sağlamak
4- polisin durdurmamasını veya ceza yazma konusunda insiyatif almasını sağlamak
5- arkadaki arabadan insanların inip kavga etme isteğini engellemek.

vs. vs.

bir iç tatmin veya bir nevi nazar boncuğu belki de.
  • la traviata  (25.07.19 22:50:13 ~ 23:18:19) 
Bu kadar basit bir şey için bu kadar polemik kasılması, insanların çocuk nefretini kusması inanılmaz.

Çok basit la vallaha az kafayı çalıştırırsanız hemen sonuca ulaşırsınız.

En basit iki tanesini sayayım,

1. Kornaya basma hayvan gibi.
2. Çocuk olduğu için yavaş gidiyorum. Hayvanlık yapma.
  • teritori  (25.07.19 23:35:43) 
Orta seritte 40la giden arabada bu stickerdan varsa anlayisla karsiliyorum. Yol istemiyorum.

Ya da alakasiz bi yerde yolu tikayacak sekilde durmussa yine bekliyorum.

Elimden gelen her turlu pozitif ayrimciligi yapiyorum yani.

Nefretle karsilayan yorumlara sasirdim ben de. Amac cok net; arabada bebek var ikimiz de daha dikkatli olalim. Ya da ben boyle anliyorum hep.
  • brkylmz  (26.07.19 04:28:28) 
manasi gayet basit, bana bulasmayin demek. cocuk uyurken yavas gidersin kafasi dusmesin diye, sert viraja girmezsin, saga sola korna calmazsin uyanmasin diye. agar agar takilirsin.

bu yaziya kafayi takanlar, direk yetiskin olarak mi dunyaya geldiniz? ne yedirip ne icirdiler size anlamiyorum ki..
  • cooperr  (26.07.19 07:40:05) 
bence de anlamsiz tepkiler gelmis. arabada bebek oldugunu bilmek ve bildirmek turkiye gibi gurultu, maganda, apaci dolu ulkede elzem bence.


  • mayeskuel  (26.07.19 09:47:06) 
Bu Allah başka dert vermesin insanlarını anlayamıyorum. Siz her saniye, kuantum dolanıklık üzerine düşünüyor, takyonlar üzerine sorular soruyor, ya da ontoloji üzerine mi düşünüyorsunuz sadece? Merak etmiş, düşünmüş, sormuş. Bu bir dert değil ayrıca.

Vallahi bence sebebi tam olarak, arabada bebek var, bizi öldürme gibi bir şey. Çocuk, bebek falan insanın psikolojisini tetikler ve bir nebze daha fazla dikkat eder gibi umut taşıyor o sticker.

Bunun rahatsız etmesinin sebebi, hizmet ettiği amaç değil. Çocuklu ailelerin, hayatın her alanında, her konuyu, ekseriyetle çocuğa çekmesi, çocuk üzerinden sürekli ekstra hak ve ayrıcalık iddia etmeleri, çocuğun varlığı üzerinden sürekli mağduriyet yaratmaları. Bu sürekli devam eden ve hiç bitmeyen, sayısı üzerinden insanların birbirine üstünlük kurmaya çalıştığı çocuk muhabbetleri, bu sticker'ı rahatsız edici kılıyor. Sticker'ın kendisi rahatsız edici değil aslında. Çocuğun da suçu yok. Ebeveynler tarafından, sistematik şiddete maruz kalınca, insanlar tepki veriyor doğal olarak.
  • nasıl yani  (26.07.19 10:31:45 ~ 11:40:01) 
@nasıl yani

Teşekkürler her cümlenize katılıyorum, tam aklımdakileri açıklamışsınız
  • nundu  (26.07.19 11:31:05) 
sozlukte okumustum sanirim "eger kaza olur da bebek / cocuk arabadan firlarsa ve surucu vs bilincini kaybetmisse, kurtarma ekipleri bebegi arasinlar diye" yazmisti biri. mantikli gelmisti. ha insanlar ondan mi asiyolar, onu bilemedim.


  • lamartin  (26.07.19 12:45:23) 
[]

Yeni stil Türkçe rapçilere laf edenler eskilerden kimleri seviyor?

Kaç zamandır soracaktım bu soruyu, bugün Norm Ender; Ezhel, Ben Fero, Khontkar, Ceg gibi yeni nesil rapçilere diss atınca dedim sorayım artık.

Ceza ve Sagopa dışında (hadi belki biraz Cartel ama bence ilk olması dışında öyle çok kaliteli değiller) kim var bu yeni nesile durmadan laf edenlerin sevdiği, dinlediği?

Bunlar dışındaki eski rapçilerin çoğu rezil yani aklıma Fuat falan geliyo da cidden komik..

Bence yeni tiplere gereksiz eleştiri var. Ezhel, Şehinşah, Ben Fero, Ceg vs kendi stillerinde gayet kaliteli işler çikartiyor diye düşünüyorum. Ben Fero'nun sarkıları gayet eğlenceli trap şarkılar zaten söz kalitesi beklemiyo kimse.

 
çoğunu denedim ama hiçbirinden zevk alamadım bana hitap etmedi yeni rapçiler.
eskilerin çoğuda tırttı sagopa ve ceza dışında neredeyse kimsenin müziğinden zevk alamadım.

  • basond  (19.07.19 18:58:05) 
eskisi en azından rezil. Yeni nesil rapi tanımlayacak söz bulamıyorum.


  • catch the arrow  (19.07.19 19:15:51) 
Gavur rapini severek dinlerim, hatta o çok saygı duyulan sago ve ceza ikilisini bile sevemeyecek kadar uzağım bu türkish rap olaylarına ama 2 kelime edeyim.

Ezhel'i ilk o hapis olaylarına bulaşınca merak edip dinledim ama yıllardır rap dinlerim bu kadar alakasız, bu kadar kopuk, bu kadar sesle oynanmış başka bir rap görmedim ben ömrümde :D Trap değil, rap bile değil sanki çok basit geldi bana. Şehinşah kim bilmiyoum, ceg'i bilmiyorum, fero'yu ise demet akalın ile öğrendim ve basit ama eğlendirici şarkı gibi geldi.

Rap müzik denince sadece beat olmamalı yani. bunun akıcılığı var, kelime oyunları var, var oğlu var. Bizimkilerde hiç bir şey yok :D Beki vardır ama o ezellerde ve ferolar gibi popüler olanlarda yok. Ender'in dediği gibi bunlar heceleyerek şarkı söylüyor :D

Elin rapçisi hep bir özelliği ile dünyaca ünlü oluyor. Nas, kelime oyunlarıyla ünlü oluyor, Biggie akıcılığı ile ünlü oluyor, eminem yazarlığı ve zekasıyla ünlü oluyor. Bunlarda kendilerini ön çıkaran bir özelliği yok. Amerika'da yeni nesil rapçiler bizimkiler gibi boş boş sözler yazıp, yüzlerine dövme mövme yaptırıp değişik tiplere bürününce, eminem dayanamayıp son albümünde ve kankasıyla yaptığı caterpillar şarkısında bunlara verdi veriştirdi. Ee bu işin bir kültürü var, adabı var, sen o kurallara uymadan garip garip şarkılar yaparsan, o kurallara uyanlar tarafından harcanırsın.

Bir de ender'in dediği polis meselesi var :D khonktar denilen herif sözlüğe geldi, girdiği tripleri gördük. Bize yakışmıyor o tripler işte, ne kaçıcan polisten allah aşkına :D Bize böyle serserilik, kavga, atar gider yakışmıyor. Elin rapçisi 5 sene çete üyeliği yapmış, vurulmuş, vince staples vurulacakmış götü zor kurtarmış falan. Tamam onlar bahseder, bir şeyler yaşamışlar adamlar güzel kelime oyunlarıyla, akıcılıkla anlatıyor ama izmir'in istanbul'un göbeğinde ne polisten kaçmacası. Arabada esrar içerken polis otosu görünce esrarı yere atmacalar işte :D Ee sana yakışmayanı başkalarından özenip yaparsan insanlar dalga geçer.

Ben müziklerinden zevk almadım ama dinlemek için çabaladım gerçekten. bana rap gibi gelmediği için bıraktım. Benim dinlediğim rap tarzına çok çok çok uzak.
  • eazy  (19.07.19 19:37:26 ~ 19:38:39) 
Hocam eskiler deyince ceza,sagopa, Fuat, cartel,killa hakan,eko fresh vs dinlerdim.arada da dinlerim hala.sizin de dediğiniz gibi eski şarkıların bazıları komik kaçabiliyor şimdi dinleyince ama yine de şimdikilere kıyasla daha sözleri anlamlı şarkılar yapılıyordu bana göre.
ama tabi biz ne dersek diyelim müzik sektörü de zamanın ruhuna uyacak elbette.

  • sosyo marco  (19.07.19 22:17:01) 
Rap müziği devamlı dinlemem, en sevdiğim müzik türü değil fakat tercih edecek olsam ben de eskileri tercih ederim. Sagoyu hiçbir şekilde sevmedim. Bugünün kötü rapçileri bile ondan daha rap geliyor. Sevdiklerim ise, Mode XL, Ceza, Saian.


  • evandro roncatto  (20.07.19 00:17:53) 
Hobaaaaaa

www.youtube.com
  • bitchesaintshit  (25.07.19 20:47:02 ~ 20:47:26) 
[]

İzmir Alsancak civarı güzel kokteyl içilecek mekan

Var mı güzel tavsiyeniz alayım. Less Ordinary'yi biliyorum orası baya güzel bir mekan, daha önce gittim, hiç kokteyl içmedim ama iyidir yani muhtemelen. Onun dışında No 42 var fena değil gibi. Bi de Studio House diye bi yer varmış baya tavsiye ediliyor. Güzel midir orası? Başka öneriniz varsa o da olur




 
1888'e gitme demeye geldim, Studio House'da eh işte yoğunluktan sıkılmayacaksan gidebilirsin.


  • Beherit  (13.07.19 17:20:39 ~ 17:22:51) 
[]

Tinder'da beğeneceğiniz kişileri teker teker inceliyor musunuz?

Çok büyük zaman kaybı değil mi ya bu? Tinder'a girince günlük beğenme hakkım bitene kadar seri like atıyorum(çok uzun sürmüyor zaten). Sonra eğer bi match olursa bakıp beğenmiyorsam unmatch yapıyorum. Oturup teker teker herkesi inceleyip ona göre like atan var mı? Ya da benim yaptığım kötü bi şey mi? İşim gücüm var yani teker teker baksam minimum 10 dakikamı alacak eylem 1 dakika içinde bitiyor bu yöntemle.




 
  • orijinal nick bulamadim  (12.07.19 13:58:13) 
@orijinal nick bulamadim
hahahaah ya sağa kaydırma yerine kalp tuşuna button mash yapmak daha rahat zaten. Sağa kaydırmayla kim uğraşacak dshhs

  • nundu  (12.07.19 13:59:18) 
Tinderla falan alakam yok da sırf merakımdan soruyorum.

10dklık işlem yerine 1 sıklık işlem yapmışsınız.

Kar ettiğiniz 9dkyı nasıl kullanıyorsunuz?
  • levpontryagin  (12.07.19 14:02:00) 
Ilk 0.8sn de falan karar verirsin zaten. Bence de gerek yok.


  • stavro  (12.07.19 14:11:34) 
@levpontryagin

internette zaman geçirmek olabilir, ders çalışmak olabilir, oyun oynamak olabilir. Demek istediğim şuydu; zaten çok yoğun ders çalışmam gereken bi dönemdeyim ama bu sırada twitter, youtube, instagram gibi pek çok zaman çalan platforma da göz atıyorum arada. Bi de tinder'da teker teker layk atma zamanı olsun istemiyorum. Ha belki yeni biriyle tanışırım, iki muhabbet ederiz motivasyonum da hala var çünkü sıkılıyorum da. Bunun sonunda hızlı layk at+beğenmezsen unmatch yap formülü gayet zaman kurtarıcı oluyor benim için.
  • nundu  (12.07.19 14:16:50) 
Cevap için teşekkürler. Ben o kurtardığım 9 dakikaları hep daha saçma şeylere harcadığım için sordum. Belki bir fikir bulurum da o kurtardığım 9 dakikaları iyi kullanırım demiştim.


  • levpontryagin  (12.07.19 14:19:47) 
Ben inceliyorum ya. "Amacı dışında kullanıyoraam"cı tayfayla eşleşmek istemediğim ve geri zekâlı insanlara katlanamadığım için tıklayıp bakıyorum profillerine.

Bio'su boş olanı, tek fotoğrafı olanı, "Amacı dışında kullanıyoraam"cıları eliyorum.
  • elladan  (12.07.19 16:05:37) 
[]

Yeni kurulacak partilerin isim/logo/renk seçimleri sizce ne olur?

Babacan ve Gül'ün ve bunlardan ayrı şekilde Ahmet Davutoğlu'nun parti kurulacağı artık kesin gibi. Kurulacak partilerle ilgili siyasi bi beklentim, bağım hiçbir şekilde yok, siyasi görüşüm de tam tersi ama genel olarak görsel dizayn, marka kimlik tasarımı gibi konuları incelemeyi hobi olarak seven biri olarak iki partiyle ilgili en çok merak ettiğim şey bu partilerin genel kimlik dizaynları. İsimleri, logo ve genel renk kullanımı.

Bi de önümüzde İyi Parti gibi yeni kurulmuş ve bu işi çok ciddiye alarak iyi bir tasarım oluşturmuş bir parti var. Artık günümüzde bu görsel tasarım olayının önemi kavrandığı için yeni kurulan partilerde de(özellikle Babacan'ın partisinin daha Batı görüşlü olacağı söyleniyor, o bu işe daha çok özenir gibi) bu konulara gösterilen emek artıyor.

Neyse yine uzattım da işte kısacası bi tahmininiz var mı bu konuda? Biraz beyin fırtınası yapmak istiyorum :D

ÖNEMLİ NOT: Lütfen Kalkınma ve Adalet Partisi, Pak Parti, Aynı şeyin laciverdi partisi, patlak ampul logosu vs vs çok kaliteli esprilerinize gülmüşüm gibi kabul edin ve böyle şeylerle gelmeyin. Dediğim gibi ciddi görüş merak ediyorum ve beyin fırtınası yapmak istiyorum mümkün olursa..

 
akp'nin kurumsal kimliği: sarımsı turuncu, gök mavisi, beyaz
iyi parti bunun yaklaşık kontrastıyla gitti, açık gök mavisi, turuncumsu sarı

siyasal islamın öncüleri adalet partisi, refah partisi gibi partiler, dönemin de akımıyla kırmızı kullandılar ancak yeni partilerde kırmızı kullanılması bir hata olacaktır zira o renk siyaset sahnesinde eskidi.

"Babacan'ın partisinin daha Batı görüşlü olacağı söyleniyor" ise (ki bir farklılık yaratabilmesi için gerekli olacaktır) "avrupa mavisi" diyebileceğimiz #003399 tonlarında bir maviden gidebilirler. bu noktada hem daha liberal bir hava çizer, hem de iyi parti renklerinden ayrılırlar.

mor, yeşil vb tonlara hiç ihtimal vermiyorum, hdp çizgisinin yıllardır kullandığı renkler. sarı - turuncu ağırlıklı zaten gidemezler akp'den dolayı.

renk dediğimiz şey elbet bir spektrum ancak, yine de 7 bölgeye ayırırsak başka renk kalmadı pek sanki?

postdergi.com
  • cern de cayci olmak vardi  (11.07.19 18:53:54 ~ 18:58:11) 
@cern de cayci olmak vardi

kırmızı bence de kullanmazlar. Belki Mavi-Kırmızı ikilisi olabilir ama o da çok ABD ve Birleşik Krallık kokuyor yani zaten iki parti için de bu iki ülkenin kuklası sözleri varken pek mantıklı bi hamle olmaz. Onun dışında zaten şu an CHP ve Saadet Partisi kırmızı rengi kullanan aktif partiler, bunun dışında Demokrat Parti, Vatan Partisi, BTP, BBP gibi partiler de var. Artık kırmızı parti yeteri kadar var yani gerçekten.

Gösterdiğiniz mavi tonu AB bayrağındaki ve evet direkt bu olmasa bile benzer bir ton kullanılabilir gerçekten. Onun dışında mor olmasa bile(direkt HDP vurgusu var toplum zihninde), ülkemizde yeşil rengin pek kullanılmadığını düşünüyorum. Çok tonu olan bir renk yeşil ve İslamcısından Solcusuna farklı tonlarıyla iyi tasarım çıkabilir gibi. O yüzden ben partilerden birinden yeşil bekliyor gibiyim(daha Ümmetçi bir bakış açısı olduğu için Davutoğlu olabilir türbe yeşiline kaçar bir tonda).
  • nundu  (11.07.19 19:09:03) 
@cern+1

Turuncu Sarı renkleri kullanamazlar. O kadar büyük hata yapmazlar.

Turkuaz rengi seçenek olabilirdi, lakin İyi Parti logosunda baskın renk. Aynı zamanda DSP logosunda da.

Kırmızı beyaz gerçekten eskimiş ve sıradan bir renk ikilisi ve bir çok parti kullanıyor.

Şu ana kadar lacivert tonları kullanılmadı. ben de kendimce o rengin baskın olduğu bir logo bekliyorum açıkcası.
  • AlsterWasser  (11.07.19 19:13:04) 
Yesil ya da lacivert diyorum
Mor kesinlikle hdp cagristirdigi icin tercih edilmeyecektir

Logo olarak icimden bugday gecti nedense ama bilemedim, ok bayragi andirabilecek seyler fln tercih edilmez muhtemelen.
  • kassiopeia  (11.07.19 19:38:04) 
Huzur Partisi ismi çok dolaşıyo ama bilmiyorum bana biraz fake gelmişti. Çünkü neredeyse 1 yıldır lafı geçiyor yani sanki gerçek olsa bu kadar dönüp eskimezdi


  • nundu  (11.07.19 21:37:01) 
Zamanında Davutoğlu yeşil renk kullanabilir demiştim ve haklı çıktım :d

Babacan da çok yüksek olasılıkla Avrupa mavisi kullanacak. Habertürk programında giydiği kravat bile o renkti dhshshs
  • nundu  (13.12.19 12:15:45) 
[]

Neredeyse hiç Yeşilçam filmi izlemedim, bu bir kayıp mıdır?

Hababam Sınıfı'nın iki-üç filmi, turşu suyu kavgalı Münir Özkul-Adile Naşit filmi ve Vecihili film hariç(ki bunun da hepsini izlememiş olabilirim) hiç Yeşilçam filmi izlemedim.

Tosun Paşa, Bilimum Kemal Sunal filmleri, Türkan Şoray Filmleri, Banker Bilo, Züğürt Ağa falan aklınıza gelen hiçbiriyle ilgili bi fikrim yok. Açıkçası Yeşilçam filmlerine baya büyük önyargım da var çok kalitesiz olduklarına dair.

Sizce bu bir kayıp mıdır? İzlenmesi gereken kaliteli filmler var mı Yeşilçam klasikleri içinde?

 
hepsi leş gibi dandik dandik filmler boşver


  • vladimirdökümov  (09.07.19 14:21:45) 
bence kayıp, yeşilçam'ın bir kültür olduğunu düşünüyorum. kardeşim de senin gibi hangi ismi söylesem bilmez, film esprisi yaparsın anlamaz vs. benim jenerasyonum daha ilgiliydi 93 94 sonrası nesil ilgili değil bunlara.


  • damla sakızlı dondurma  (09.07.19 14:22:28) 
Komedi filmleri güzel. Gerisini izlemesen de olur.


  • stavro  (09.07.19 14:22:34) 
3-5 film disinda bir olayi yok. eskilerin elinde sadece bunlar varmis izeleyecek, elbette sevmisler, anilar biriktirmisler ondan bu yesilcam geyikleri. yoksa kalite, oyunculuk filan bir kac film ve oyuncu disinda cok iyi degil bence.


  • black fridayde bos kutuya talim eden adam  (09.07.19 14:28:24) 
yaş kaç bilmiyorum ama ilk defa böyle birisini görüyorum
türkiyede yaşıyorsanız bence kayıp. bu filmler türk halkına dair çok şey içeriyor.

  • dafuq  (09.07.19 14:38:35) 
Yaş 23. Mesela yaşıtlarım baya biliyo aslında, çoğu izlemiş yani bu filmleri.

Türkiye'de yaşıyorum ama Türk halkına dair de pek bi şey görmek istemiyorum açıkçası. Zaten sokakta yeteri kadar maruz kalıyorum. Şimdi düşününce hayatımda izlediğim Türk dizisi de bir elin parmaklarını geçmez.
  • nundu  (09.07.19 14:40:16 ~ 14:41:49) 
içinde kemal sunal ve şener şen'in olduğu komedi filmlerinin neredeyse tamamı çok başarılı filmler.

bir türe ait külliyatı izlememek tabi ki kayıp değil (tercih meselesi) ama en azından kemal sunal ve şener şen filmlerini izlersen hoşuna gider diye düşünüyorum.
  • teritori  (09.07.19 14:40:44) 
çok da lazım değil diye düşünüyorum.


  • muslugubozukhayrat  (09.07.19 14:42:53) 
Sadece Çöpçüler Kralı'nı izlesen yeter bence.

Ayrıca;

(bkz: parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği)
  • Beherit  (09.07.19 14:43:40) 
ee yıl olmuş 2019, netflix çağı falan :)
biraz geç kalınmış bir hareket, her şey zamanında güzel..

  • redeath  (09.07.19 14:45:24) 
tabi ki kayıp hemen bir liste oluşturulup tez zamanda izlenmeli.


  • sizofren06  (09.07.19 14:45:52) 
Bunları izleyerek büyümüş bir nesil için yeri farklıdır, objektif bakmak ve cevap vermek zor.

Artık televizyon da izlenmediği için yeni neslin bilmemesini yadırgamam. Gene de "ziyaaaaa" dediğimde karşımdakinin anlaması iyi olurdu.
  • kimlanbu  (09.07.19 14:49:02) 
Al yazmalım selvi boylum
Devlerin aşkı
Namuslu
Milyoner
Dila hanım
Komiser cemil

E bunlar izlenir ama;)
  • fatih in fedaisi  (09.07.19 14:51:36) 
@kimlanbu
İnternette çok zaman geçirdiğim için bu tarz muhabbetleri biliyorum. Ayrıca ziyaaa turşu sulu filmdeydi onu izledim :D

Ya bu saatten sonra izlemem zaten hala düşününce bana ilgi çekici gelmiyorlar ama herkesin bu kadar izlediği filmleri izlemediğim için acaba kaybım var mı diye merak ettim.
  • nundu  (09.07.19 14:52:55) 
"Türkiye'de yaşıyorum ama Türk halkına dair de pek bi şey görmek istemiyorum açıkçası. Zaten sokakta yeteri kadar maruz kalıyorum." cümlelerinin konuyla alakası yok ayrıca çiğ de geliyor bana böyle yorumlar. aslında kayıp diyebiliriz ama bahsettiğin filmleri izleyip fazlasını izlemeyi istemediysen zorlamaya da gerek yok. bi fikrin var sonuçta.


  • tepedeki psychedelic adam  (09.07.19 14:53:07) 
izlemişsin işte. ona benzer filmler var, eğlencelik güzel olanlar da çok


  • burya  (09.07.19 14:57:51) 
bence bu zamana kadar izlemediysen gerek de yok. ama yine de izlememiş olup da merak edenler için olmazsa olmaz diyeceklerim.

sultan
şekerpare
yakın zamandan neredesin firuze
yakın zamandan komser şekspir
alın yazısı (cüneyt arkın-erol taş)

daha çok yazarım da içimden gelmiyor.
  • orijinal nick bulamadim  (09.07.19 14:57:59) 
Kültürel anlamda kayıp sayılabilir bir yerde. Yeşilçam'dan kastettiğimiz ne, o da ayrı. '50'li yıllardan başlayan birşeyden söz ediyoruz dolayısıyla yaşadıgınız toplumun o dönemlerde nasıl olduguna dair de ipuçları yakalamış oluyorsunuz.

'60'lı- '70'li yıllarda dram/melodram ağırlıklıdır. '70 sonları itibariyle erotik film furyası devreye girince çöküşe geçmiştir. '80'lerde arabesk patlayınca onun tesiri altında kalmıştır.

Kötü örnekler oldugu kadar iyi örnekler de var, araştırmanız lazım. Örneğin "Sevmek Zamanı" kendi dönemindeki diğer örneklerden çok başka bir filmdir.

"Yılanların Öcü" mesela bir uyarlama olarak fena değil gibi, romanı okumakla aynı şey olmasa da.

Sadri Alışık'ın filmleri mesela ayrı bir tat barındırır.

Ayrıca, Türkan Şoray filmi izlememiş olmak, hele Tosun Paşa'yı falan bilmemek de ne bileyim:))
  • cymbelina  (09.07.19 15:00:04) 
Türkan Şoray'dan aşırı nefret ediyorum ya :D kadının her türlü ifadesi, konuşması irite ediyor beni. Bi de bu kadını güzel diye gaza getirmişler zamanında :D (Ki gerçi aşırı estetikli olduğu ortaya çıkmıştı sanırım ama o hali bile çirkin)


  • nundu  (09.07.19 15:06:08) 
bazı yeşilçam filmleri biraz ağlak oluyor. o turşu suyu kavgalı film mesela (neşeli günler). "yokluk içindeyiz ama böyle bir aileye sahip olduğumuz için nasıl da mutluyuz" konulu. sonra, hani münir özkul'un "bak beyim sana bir çift lafım var, ben yaşar usta" diye ünlü repliğinin olduğu "bizim aile" de aynı öyle bir film. bunlar tam türkiye'nin o yıllarıda ihtiyacı olan filmlermiş belki ama şimdi artık yemiyor.

ama bazı yeşilçam filmleri de çok absürd komedi tadında. gerçek hayattan kesit yapmaya çabalamamışlar, gelişine saçmalayalım demişler. örneğin tosun paşa'yı tek geçerim. bence en azından onu mutlaka izle.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (09.07.19 15:13:53) 
kayıp mıdır tartışır tabii ama, hemen hemen herkes tüm filmleri biliyor. sohbet muhabbet esnasında "tam yerinde" komik bi türk filmi repliği yapıştırınca ve herkes anlayınca aşırı keyifli bir an oluyor.

"şimdi ananı laciverde boyadım"
verilmiş örnek ama "parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği"
"aa dalılılım"
"bunu da yazıcam gasteye"
"teybiko çalıştırdınko / bokoto yemişişko"
"efenim röntgen insanın içini gösteren bi alettir..."
ilk aklıma gelen örnekler.
  • yanginmerdiveni  (09.07.19 15:16:46) 
36 yaşındayım, ben de senin kadar izlemişimdir televizyonda bölük pörçük denk geldiğim kadar. İşyerinde yaşıtlarım replikleri sık sık kullanıyor, genelde anlamıyorum. Onun dışında bi zararını görmedim.


  • mabl  (09.07.19 15:46:40) 
kayıp falan yok hepsi çöp açıkçası. türklerin toz konduramaması tamamen nostalji romantizmi yüzünden. çocuklukları onları izleyerek geçmiş insanlar güzel hatırlıyor doğal olarak.

objektif olarak bakıldığında bir yabancı bugün oturup birini bitirmeye tahammül bile edemez ki böyle yorumları çok görmüşlüğüm var bir ara hababam sınıfını imdb'de top 250'ye soktuklarında.
  • rotten head  (09.07.19 16:21:54) 
Yaşıtız, ben televizyonda denk geldikçe yarım yamalak izledim. İzlediğim kadarıyla ilgimi çekmediler fazlaca abartıldıklarını düşünüyorum. Bazen muhabbeti olduğunda katılamamak dışında bir eksikliği yok bence.


  • legolasin son oku  (10.07.19 00:16:53) 
[]

Kulaklıkla müzik dinlerken

Sesi fullemeden dinleyen var mı ya? Ben hayatım boyunca hep en son seste dinledim kulaklıkla. Hatta bazen onun bile düşük geldiği, keşke daha artsa dediğim de oldu. Arkadaşlarımla arada konuştuğumda onlar da benim gibi yaptıklarını söyledi genelde. Hiç görmedim yani ben kulaklık takınca sesi orta ayarda bırakıp dinleyen(yani çok spesifik bi iki durum hariç belki, genel dinlemeden bahsediyoruz).

Siz nasıl dinliyorsunuz genelde?


 
mekana bağlı otobüste falan fullemiyorum ama sokakta yürürken açıyorum


  • basond  (17.06.19 11:38:42) 
Son ses. Düşük ses dinleyemiyorum, şarkıyı yakalayamıyormuşum gibi oluyor sanki. Bluetooth hoparlör, bilgisayar, kulaklık falan ne olursa olsun son ses dinlerim. Sadece toplu taşıma içinde kısarım millete ayıp olmasın diye.


  • eazy  (17.06.19 11:40:41) 
Toplu taşimada full ses dinleyince yandakiler duyuyor mu? Ben birkaç defa test etmiştim yanımda oturan arkadaşima falan sorup, genelde duyulmuyo demişlerdi. Özellikle toplu taşımada sesi artiriyorum ben çünkü etraf çok gürültülü oluyo ve duymak istemiyorum.


  • nundu  (17.06.19 11:43:35) 
belki saçma gelecek ama dışarıda gelen ses ile kapalı alanda gelen ses fark ediyor
kapalı alanda fulldeğimde rahatsız edici düzeyde sese maruz kalıyorum ama aynı kulaklıkla aynı şarkıyı dışarıda fullemeden yakalayamıyorum.

  • basond  (17.06.19 11:46:37) 
ben son ses dinlemeyi sevmiyorum, genelde 3/4 ya da 1/2 oluyor.


  • babilbaligi  (17.06.19 11:51:36) 
Kalıcı işitme hasarı yapar ve yavaş yavaş yaparki farkında bile olmazsın. Zamanla denilenleri duymamaya ve tekrar ettirmeye başlarsın falan öyle idare edersin. Sonrasında iyice belirginleşince doktora gittiğinde ya da yeni işe gireceğinde işitme testi yaptıklarında ortaya çıkar.
Tedavisi ise yoktur.

  • Trene çelme atan adam  (17.06.19 12:06:50) 
Son seste asla dinleyemiyorum, rahatsız oluyor kulaklarım. Genelde orta seviye benim dinlediğim. Bu arada otobüste yanına oturduğum insanın dinlediği müziği son ses açarak bana da dinletmeye çalışması kadar saygısız ve bencilce bir şey daha yok.


  • whyamy  (17.06.19 12:10:31) 
Full'e ortanın ortası ancak bazı kulaklıklarda son ses dinliyorum.


  • bartholomew87  (17.06.19 12:41:31) 
ortanın biraz üstü.
dışarıdan gelen sesleri mutlaka duymam lazım. aksi takdirde kendimi çok güvensiz hissediyorum.

  • teritori  (17.06.19 13:22:09) 
Nadiren son ses dinliyorum. Onun dışında sondan birkaç seviye aşağıda.


  • Mossy  (17.06.19 13:34:12) 
[]

Dişarda kahvaltı ücretleri

Bugün Demet Akalın'ın Çeşme'de 4 kişi kahvaltıya 300 lira vermesine tepki göstermesi üzerine herkes, "Her yerde o fiyatta zaten, pahalı değil ki" falan demiş. Ya nasıl o fiyatta her yerde ben anlamadım hiç. Ben İzmir'de Alsancak, Bornova, Bostanlı vs hepsinde gayet merkezi mekanlarda kahvaltı etmişliğim var, en fazla ödediğim kişi başı 35 liraydı galiba. Ne kadar piyasası şu an kişi başı kahvaltının? Kişi başı 75 lira gayet pahalı değil mi ya, millet mi abartıyor ben mi piyasadan çok uzak kaldım :/




 
kişi başı 75 iyi bir kahvaltı için normaldir.
çeşme gibi turistik bir yerde uygun bile denebilir

  • basond  (16.06.19 20:48:18) 
alsancak, bornova, bostanlı neresi çeşme neresi? adam başı 75 lira kahvaltı için pahalı değil


  • vladimirdökümov  (16.06.19 20:48:35) 
çeşmeyi hiç bilmiyorum ancak bodrumda kalburüstü biraz manzaralı konumlarda fiyatlar hep böyledir; serpme kahvaltı 60tl ise ekstralarıyla birlikte bu fiyat son derece normaldir. ayrıca ne yiyip ne içtiğini bilmiyoruz, çocuk bu 4 kişiye dahil mi bilmiyoruz; sadece kavaltı yazmış haspam


  • sameidiot  (16.06.19 20:51:49 ~ 20:52:26) 
Istanbul'da denizi ucundan goruyorsa 45-50ye bayat kahvalti var. Acik bufeler 60dan basliyor.

Ortalama eli yuzu duzgun yerler de 75 lira zaten.
  • brkylmz  (16.06.19 20:51:50) 
İstanbul'da eli yüzü düzgün bir kahvaltı en az 60-75 liradan başlıyor. Çeşme'de 75'e kahvaltı gayet mantıklı bir rakam.


  • roket adam  (16.06.19 20:52:56) 
ben daha dün fenerbahçe midpointte denizin dibinde kahvaltı yaptım 2 kişilik kahvaltı 86 lira ödedim çıktım.

i.hizliresim.com
  • nahtoderfahrung  (16.06.19 21:01:30) 
@vladamirdökümov

İşte tepki gösterenler demiş ki her yerde aynı fiyat zaten. Ben de onu garipsedim. Çeşme'de pahalı olmasıni anlıyorum ama "Zaten normalde o fiyata, Çeşme için ucuz bile" diye tepki vermiş insanlar..
  • nundu  (16.06.19 21:06:03) 
Ayrıca zengin olmak demek hakeden etmeyen her şeye çok paralar vermek demek değil.


  • Trene çelme atan adam  (16.06.19 21:59:48) 
ben açıkçası fahiş fiyata sosyal medya üzerinden mesnetsiz bi şekilde yapılan itiraza sinir oldum, zabıta diye bi şey var yahu; belediyeler armut mu topluyor.

eğer menüde ya da adisyonda açıklanamayan bi şey varsa bunu belirtmesi gerekmez mi?
  • sameidiot  (16.06.19 22:04:46) 
@sameidiot

adisyonda açıklanamayacak ne olacak, götlerine göktaşı düşecek hali yok. adam başı 75 lira kahvaltı parası vermişler, zabıta gelip n'apabilir? işletmeyi daha çok mu ayıplar?
  • vladimirdökümov  (16.06.19 22:07:53) 
fahiş, bilgi verilmeden yapılan ücretlendirmeye belediye ceza kesiyor. başıma geldi, zabıtaya haber ettim, gerekli cezai işlem yapıldı.

ayrıca kişi başı kahvaltının ne kadar olduğu, fazladan ne yiyip içildiğini bilmiyoruz. ben bodrumda 60tl ye kahvaltı verilen, içeriğinin de kalburüstü olan mekanlar biliyorum. çoğunda da iki çay üstüne para alınır; kahvesi, smooothiesi, ekstra tatlısı bilmemnesi derken 500lük olup çıkabilirsiniz de.
  • sameidiot  (16.06.19 22:17:37 ~ 22:17:54) 
Şu da var (epeydir bu şekilde bir kahvaltıya gitmiyorum) mutlaka yanında ekstra bir şeyler alırım özellikle menemen. Öyle bir şey de yapıp fiyata ek gelmiş olabilir.
Ne bileyim, bir menemen bir muhlama olsun ortada dersin birisi ay sigara böreği cogzel ekleyelim der fiyat artar.
Yukarıda milyon kere yazmışlar, azıcık düzgün yerse kişi başı 50 yazıyorlar.
  • kisa  (16.06.19 22:33:50) 
Bu sabah 2 kisi acilk bufe kahvaltiya 100tl odedim, uygun fiyat diye sevindim.
Istanbulspor

  • stavro  (16.06.19 23:02:38) 
Sün tek başıma kahvaltı yaptım alaçatı muhallebicisinde 43 kira ödedim


  • condom kurşunu  (16.06.19 23:06:32) 
[]

Alsancak Kıbrıs Şehitleri civarında yemek yenilecek mekan?

Doğma büyüme İzmirliyim, yıllardır da gidiyorum Alsancak'a ama ne zaman arkadaşlarla Sevinç'in önünde buluşup "Hadi bi şeyler yiyelim" desek asla aklıma bi yer gelmiyor. En son ya Subway'e ya da peximet'e falan oturuyoruz. Yani ne bileyim Kıbrıs şehitleri gibi bi yerde de buralardan yemek yiyince sanki imkan harcıyor gibi hissediyorum. Var mı şöyle Kıbrıs şehitleri, etrafındaki ara sokaklar ya da kordon üzerinde güzel bi yer yemek yemek için?

Hamburger olur, tavuk gibi cafe yemekleri olur, güzel ve çok da pahalı olmayan nereyi önerirsiniz? İşte yemek yedikten sonra içmeye geçilecek, o yüzden yemeğe servet ödemeyeyim ama gidip alavara ya da fast food da yemeyeyim, 25 lira ideal bi ücret.

Bu arada kaliteli bi burgerci varsa bildiğiniz onun için fiyatı artırabilirim biraz.

 
alin's vardı hala duruyor mu ?


  • kimlanbu  (15.06.19 12:09:38 ~ 12:10:20) 
@kimlanbu
Bunu özel olarak belirtecektim, sonra mobilde olunca üşendim kimse yazmaz herhalde diye :/

Alin's sevmiyorum hiç ya. Bi ara çok sık gittik ve baya bıktım. Bi de bi gün orda yiyen 3 arkadaş hasta olduk tam zehirlenme gibi değildi ama yakın. Soğudum yani alin's'ten
  • nundu  (15.06.19 12:15:40) 
Baltazar (hamburgerleri fena değil)
La Puerta (köri soslu tavuk yenilebilir + biraz pahalı)
Ohannesburger (çok iyi değil ama ucuz)

Zaten buraları çok iyi bildiğinize eminim, ama öyle kıyıda köşede kalmış bir mekan arıyorsanız benim bildiğim yok, ne istediğinize göre değişiyor işte hepsi birbirinin kopyası.
  • Beherit  (15.06.19 12:32:55) 
Magro seviyorum ben. Ama orada da spesifik bir şey yok. Salata, makarna vs


  • westblack  (15.06.19 13:21:09) 
ambar sırasındaki chicken.


  • kanlakarisikyagmur  (15.06.19 13:50:10) 
@Beherit

yazdığın yerleri biliyorum evet :/ Ya özel bi yer de aramıyorum işte ama fiyatı çok pahalı olmayan, doyurucu güzel yemek istiyorum :D

Baltazarı yeni keşfettim bu arada, İzmir'de olduğunu bilmiyodum. Ona giderim önümüzdeki zamanda sık sık.

Magro ve Chicken'a da bakıcam ileriki zamanlarda..
  • nundu  (15.06.19 16:55:04) 
Chicken dediği chick-in galiba. (Böyle mi yazılıyor emin değilim gerçi ama ) Burgerci olarak da no:1 var Finansbank in arka sokağında. Magro Kordon'da bu arada ben seviyorum yemeklerini.


  • westblack  (16.06.19 14:26:50) 
[]

Eksik kalmayayım ifşası

-Gone-

Norveç'te olduğum güzel geçen yazdan :(


 
Nundu seni yine nordik gördüm :D


  • helena  (09.06.19 00:24:49) 
hocam sen bildiğin norveçlisin zaten adım Njål Haavard desen inanırım


  • heidi'nin dedesi  (09.06.19 00:26:02) 
böyle kollarıni açıp döne döne koştun muuuu??


  • velvetmorning  (09.06.19 00:26:08) 
@helena

zaten çok fotoğraf çekilmeyi sevmediğim için çoğu fotoğrafım geçen yazki gezimden. Benzer yerler hep dhsdhds

@heidi'nin dedesi

zaten oralara aşık olup geri geldim buraya. Hala depresyondayım zaten :(

@velvetmorning

Oslo kraliyet sarayının önünde beni ülkenize alıın diye ağladım :(
  • nundu  (09.06.19 00:28:38) 
@heidi'nin dedesi

adım Njål Haavard dese ikea koltuğu sanırsın
  • vladimirdökümov  (09.06.19 00:30:12) 
İyisin iyi


  • cemallamec  (09.06.19 00:40:30) 
aynı bizim karadeniz
:P

  • vedatchilipeppers  (09.06.19 00:41:11) 
[]

Aktivite insanları

Ya bazı kişiler var durmadan bi aktivite arıyorlar zaman geçirmek için. 3-5 arkadaş birleşsek hemen "hadi konsere gidelim, hadi buz patenine gidelim, hadi bowlinge gidelim vs" değişik değişik aktivite önerisiyle geliyorlar. Sosyal medyadan takip ediyorum mesela gerçekte de öyleler hep bi şeyler yapıyolar. Bu kadar enerjiyi nasıl buldukları bir yana ya arkadaşlarla oturup iki bira/çay içip muhabbet etmek yetmiyor mu bu tarz kişilere?

Benim için arkadaş çevresiyle yapılacak en iyi organizasyon bi masada oturup muhabbet etmek. Canlı müzik, konser, sergi, tiyatro, sinema vs bi etkinlik olunca arkadaş ortamında zevki çıkmıyor ki, ben film izlerken bile tek kişi izlemeyi severim asla başkasıyla izleyemem.

Burada da görüyorum hep bi etkinlik avında olanları. Sorum onlara aslında. Cidden sıkılıyor musunuz normal oturup muhabbet etmekten de hep bi olay peşindesiniz :d

 
İnstagram like avcıları onlar uzak durulmalı.


  • bahoho  (07.06.19 20:34:20) 
İnsanların instagram için yaşadıklarını düşünmeye başladım.


  • edaddy  (07.06.19 21:22:37) 
oturup muhabbet etmenin tadı ayrı, bowling oynamanın tadı ayrı. aktivitelerde de bir gariplik görmedim açıkçası, normal ülkelerde sıradan vatandaşın rahatlıkla vakit ve para ayırabileceği basit şeyler bunlar. cidden insanların arkadaş grubu olarak buz patenine, bowling oynamaya veya konsere gitmesi "değişik" geliyorsa sorunu kendinizde arayın bence.

evet instagram ve like için yaşayan çok boş tip var ama her şeyi instagram'a yormak da saçmalık. siz sadece oturup muhabbet etmek, arkadaşlarınızla bunun dışında hiçbir şey yapmak istemiyorsanız öyle yapın. sadece oturup muhabbet etmeyi istemek ve başka şeyler yapmak istediği için insanları yargılamak biraz tuhaf duruyor açıkçası.

ayrıca şu da var, oturup muhabbet etmenin yetiyor olması başka hiçbir şey yapılamayacağı anlamına gelmiyor. bowling oynamayı ne sanıyorsunuz ki, anlamadım. gidiyorsun mekana, 20-30 lira neyse veriyorsun, yine gülüp sohbet ederken ara sıra top yuvarlıyorsun işte. "değişik" aktivite bu mu?
  • der meister  (07.06.19 21:26:35) 
Benim bowling oynamaya falan lafım yok, arada ben de oynuyorum ama bu arkadaşlar durmadan, her hafta bi etkinlik peşinde insanlar. Bi gün bi yerde diğer gün başka bi yerde. Asla götünün üzerinde oturmayan insanlar. O tuhaf geliyor. Yahu otur oturduğun yerde yeğen bi soluklan diyesim geliyor yoksa ne bowling oynanmasına niye laf edeyim :D


  • nundu  (07.06.19 21:46:09) 
Der Meister'a katılıyorum, eğer insanlar etkinlik yapmaktan zevk alıyorlarsa bunda yadırganacak bir şey yok. Sizin katılmak istememeniz de normal... Ancak diğer yandan en azından kendi çevremde insanların çoğunlukla dış etkenler (Sosyal medya) kaynaklı "Herkes çok eğleniyor, haftasonlarını dolduruyor bizim de bişey yapmamız lazım" düşüncesinden hareketle sosyal olmaya çalıştığını görüyorum. Bu sadece "Like" avcılığı değil; açıp instagram'da onlarca insanı bir sürü farklı etkinlikte gören insanların "Biz niye mel mel oturuyoruz" hissi.


  • salihdt  (07.06.19 23:16:02) 
der meister +1

biraz farklı bir bakış açısı getiyim.

anladığım kadarıyla çevreniz dışa dönük insanlar. siz ise biraz içe dönük bir karaktere sahipsiniz. yani bir sosyalleşme aktiveden sonra kendinizi yorgun hissediyorsunuz. konuşmayı sohbet etmeyi seviyorsanız ama bir yerden yorulmaya başlıyorsunuz.

şahsen içe dönük bir insanım. etkinlik ve aktivide olsun arkadaşlarla takayım ama illaki bir çevrem olsun da kovamıyorum
  • put it in your appropriate place  (07.06.19 23:37:16) 
[]

Evde kullanmalık makas tavsiyesi

Şöyle kolay paslanmayacak, en azından birkaç yıl iş görecek makas almak istiyorum birkaç tane. Evin her odasında olsun istiyorum işe yarıyor. Var mı tavsiye ettiğiniz marka? Yani çok da pahalı olmasın tabi. Bi de internetten alıcam direkt link atarsanız sevinirim.




 
ikea'da 3'lu set olaarak gormustum ev makasi. ama sitelerinde bulamadim simdi. onu alabilirsin.

bu arada dunya makas gunu mu bugun? asagida bir makas sorusu daha var da :)
  • exlibris  (08.05.19 23:04:03) 
milyonculardakiler iyi iş görüyor. sürekli kumaş, keçe falan kesmeyecekseniz gayet güzel bence. ben senelerdir kullanıyorum. www.google.com.tr


  • dedim ben sana  (08.05.19 23:07:13) 
@exlibris

hahaha bayadır aklımdaydı burada sormak ama hep unutuyodum. Onu görünce ben de sorayım dedim :D

@dedim ben sana

yok ya keçe kumaş falan kesmiycez de işte paket açmaya, tişörtün sarkan ipini kesmeye ne bileyim gelen kargoyu açmaya falan makas gerekiyo ama evde makas kalmadı paslandı gitti hepsi. Link attığın Avansas marka, internette kendi sitesinde var. O iyi midir?
  • nundu  (08.05.19 23:25:30) 
valla markası çok önemli değil model olarak attım ben onu. internetten almana gerek yok. milyonculara bak görürsün mutlaka. ben de senin kullandığın amaçlarla kullanıyorum paslanan olmadı hiç.


  • dedim ben sana  (08.05.19 23:29:57) 
MAS marka al. kafan rahat olsun.


  • teritori  (09.05.19 09:05:55) 
www.rossmann.de

rossmanda bu makaslardan var. iki parçası birbirinden ayrılıyor temizlemek için.
  • inheritance  (09.05.19 20:25:15) 
[]

Fotoğrafa resim diyenlere duyulan öfke

Özellikle internette birisi fotoğrafı kastederek resim diyince bazı kişiler çok büyük bir öfkeyle "o resim değil fotoğraf bi kere!!!" diye kızıyor. TDK'nin resim'in sözcük anlamlarından biri olarak fotoğrafı kabul etmesi bir yana, ben asla anlamıyorum bu gereksiz öfkenin sebebini.

Bi kere kelime anlamıyla fotoğraf "ışıkla çizilmiş resim" gibi bir anlama geliyor Yunancada. Onu geçtim İngilizce'de de photo yerine picture kullanılıyor ve ben bir İngiliz ya da Amerikalı'nın "It's not a picture, It's a photo!!!" diye kızdığını görmedim kaç yıldır uluslararası internet ortamında dolanıyorum.

Hayır bi de fotoğraf yerine resim kullanılıyor olması bence dilin zenginliğini de artırır. Sonuçta bi kelime başka bir kelimeyle ifade edilebiliyor.

Siz ne diyorsunuz buna? Benzer tepkiler veriyor musunuz? Veriyorsanız niye? Tamamen merak ettiğim için soruyorum yani niye karşı insanlar fotoğraf yerine resim denmesine.

TDK sitesindeki resim tanımı: bit.do/tdkresim
eksiup.com

 
o tür insanlar dile kendi bilgilerinin düzeyinden bakıyorlar, oysa hem resim hem fotoğraf diyebilmenin zenginlik olabileceğini düşünmüyorlar. Bana kalırsa resim daha şiirsel ve edebi. O yüzden fotoğraf yerine resmi arıyor insan dizelerde.


  • olaylar olaylar  (08.05.19 16:37:05) 
fotoğrafçı olarak ben fotoğraf diyorum. resim dediğimde aklımda canlanan elle çizilmiş bir görsel oluyor. ama ne kastettiği gayet açık bir şekilde resim diyen kişiye tutup da resim değil fotoğraf demiyorum.


  • eeb  (08.05.19 16:40:58) 
baya 10 yıl kadar önce ben de resim değil fotoğraf falan yapıyordum da sonra saçma olduğunu anladım çünkü fotoğraf da bir resim. de da yazımına falan da söyleniyordum çok onu da yapmıyorum millet ne derse desin diyorum. takılmamak lazım böyle şeylere, takılanlar da abartıyor ya da bildiğini göstermeye çalışıyor bence artık yanlış da bilse. geçen bir kızla konuşuyordum neler izliyorsun falan dedim netflixte şu bu diziyi izliyorum, şunlar bunlar diyor. Dedim onları bilmiyorum, aa dedi hemen bi netflix edin lasjdlaskdjlk ya bende netflix olmadığını nereden biliyorsun :D 2-3 senedir netflixim var 10 15 senedir yabancı dizi izliyorum, 100 tane dizi söylerim bir iki tanesini anca bilir bi böbürlenmeler falan. var yani insanlarda şunu biliyorum bunu yapıyorumculuk


  • senolll  (08.05.19 16:43:28) 
Fotoğraf yerine resim denilince dunya durmuyor. Burada mesele yanlis yapmalari degil. Yanlis yapanlarin cahilliklerinden dolayi bu sinir.

Bazi kodlamalar var kafamizda cunku. Nedir o? De, da baglacini ayiramayan, fotografa resim diyen, degil kelimesi yerine deyil yazan kisiler hep ortak bir profile sahip tipler. Ayni tipler. Soyledikleri degil, bu tiplerin kendisi sinir bozuyor.
  • deveyi diken adamin ta kendisi  (08.05.19 16:54:55) 
bence mantıklı ya. resim elle yapılır fotoğraf makinayla.


  • ipmus90  (08.05.19 16:56:39) 
@deveyi diken adamin ta kendisi

tamam de/da ayrımına, deyil'e falan ben de kıl oluyorum. Çünkü onlar yanlış kullanımlar(aynı şekilde yalnış ya da yanlız yazanlara da uyuz oluyorum). Ama işte tdk'ye göre ya da kelimenin anlamına göre fotoğraf yerine resim demek yanlış değil :) Bi cahillik de yok ortada. Hatta dilin zenginliği var
  • nundu  (08.05.19 17:01:51) 
her fotograf bir resimdir ama aksi soz konusu degildir.

"resim degil fotograf" diyenler fotografcilar oluyor genelde. dil gonulluleri degil.

photoshoplari ifsa eden bir sayfa seren serengil'in fotografiyla dalga gecerken "resim de degil o bi kere, fotograf :*" yazmisti. ss ile alakasi olmayan biri olarak altina "resim denmesinde bir sakinca yok" demistim, hepsi ustume yurumustu.

yani bu ukalalari duzeltiyoum ama savasamam.
  • supergirl  (08.05.19 17:04:58 ~ 17:05:36) 
etimolojik ve filolojik olarak ikisi de doğru, buna bir şey diyene gülüyorum, içten ama.


  • Big bada bum bum  (08.05.19 17:12:44) 
de/da ayrımı ile "deyil" ve "yanlız" meselelerini nasıl aynı kefeye koydunuz ben bilemedim. ilki doğrudan anlamın bambaşka bir düzleme kayması ve kullanan kişinin kendi algısında da sorun olduğunu gösterirken, diğer kullanımlar sadece hatalı kullanımlardır. biri "deyil" yazdığında hiç kimse "değil" haricinde bir şey anlamaz. en fazla özensiz veya dil sorunları olduğunu gösterir o kadar.

"resim" üst kullanımdır hem fotoğrafı hem tabloyu vb. kapsar. öyle tepki vermem, tepki vereni de bozarım. bu arada "sana yağı" dediğimde hayır o "luna" diyenlerden zerre farkı yoktur gözümde.
  • re noreno  (08.05.19 17:18:31 ~ 17:19:04) 
ben de kadin - bayan takintisina sinirlenenleri anlamiyorum, hakaretmis gibi duzeltiyorlar ya " bayan degil kadin" diye


  • exlibris  (08.05.19 17:22:18) 
@exlibris o konuda tepki gösterenlere hak veriyorum tam bir social justice warrior olduğum için ya sdhhds çünkü kadın bir cinsiyetken bayan bir hitap şekli ve cinsiyet gösteren yerde kullanılması genelde kadın-kız ayrımından ve kadınlığın ayıplanmasından kaynaklı. Buna laf edenler de aslında bu şekildeki bakış açısına laf ediyor. Kadın kadındır anlamında yani.


  • nundu  (08.05.19 17:24:49) 
çok takılacak bir şey değil. kelimeleri yanlış yazana, imla hatası yapana da aynı duyarlılığı göstermeni dilerim. en azılı gramer nazilerindenim bu arada, dediğin şeye hiç dikkat etmedim.


  • diffarentiationation  (08.05.19 17:41:18 ~ 17:42:30) 
fotoğraf yerine resim kullanabiliyorsun
ancak
resim yerine fotoğraf kullanamıyorsun

nasıl bir dil zenginliğiyse artık!
  • otopsicocugu  (08.05.19 20:00:26) 
Eskiden özel mesajla yazarlara imla hatası yaptığı söylenirdi sözlükte, şimdi altında laf sokma yarışına giriyorlar. Sözlüğün tiwittera benzemeye çalışmasının üzücü sonucu. Laf sokma merakı da ilk chat programlarına kadar dayanıyor zaten sosyal medyada. Sözlüğün jargonu özgündü, kendini bozarak kötü yaptı. Nbr knk xdxd şeklinde mesajlaşan insanlar linç fırsatı doğdu mu dahi anlamındaki deye kafa atıyor. Enteresan kafalar ya. Nefret herhalde.


  • hasmetizm 2046  (08.05.19 20:14:07) 
@otopsicocugu

Fotoğraf resmin altkümesi çünkü.. Resme niye fotoğraf diyelim alakasız şeyler ama fotoğraf bir çeşit resim diyebiliriz.
  • nundu  (08.05.19 20:50:19) 
[]

Rahat çalışma(oyun?) sandalyesi

Hem oyun oynuyorum sıkça hem de çok ders çalışmam gerekiyor özellikle önümüzdeki iki sene boyunca. Şimdiki sandalyem baya eski ve çok rahatsız. Zaten otururken de kaykılarak oturuyorum ve kuyruk sokumum ağrıyor deli gibi.

Var mı şöyle çok pahalı olmayan ama rahat bi çalışma sandalyesi? Oyun sandalyeleri olarak özel modeller var ama onlar pahalı ve çalışma için de uygun mudur? Yoksa normal çalışma sandalyesi modeli olarak ne alabilirim?


 
çok sık sandalye değiştirmiş biri olarak kilo ve boy artı bütçe söylemelisin. Daha yeni araştırdım.

soruya cevap olarak: dxracer, xracer vs vs
  • Techsavvy  (07.05.19 20:16:50) 
Boy: 174 Kilo: 77

Bütçe şu an için 500 tl diyebilirim sanırım
  • nundu  (07.05.19 20:44:24) 
zamaninda 250 tl ye aldigim koltuk su an 2000 tl olmus, inanilmaz degisiyor fiyatlar. isiniz zor


  • müptezel dostoyevski  (07.05.19 20:52:36) 
tamam, normal sınırlardasın.

500 lira için adore'nin fileli modelleri var, ergonomik güzel, dayanıklı yani eh.
  • Techsavvy  (09.05.19 21:11:53) 
[]

Yokuşta el freniyle kalkma

Ben 2 sene önce ehliyet aldım, o günden beri de bi kere araba kullanmadım. Ehliyet alırken de bana göstermediler kursta el freniyle nasıl kalkıldığını(ki 3 farklı hocadan 12 ders mi ne almıştım totalde). Şimdi sözlükte başlığını görünce nasıl oluyo bu ya diye kafama takıldı. Bilal'e anlatır gibi aşama aşama anlatabilir misiniz acaba?




 
El freni cekili, yani araba kilitli haldeyken isleme baslanir. Vites 1'de, debriyaja da basili halde ayak debriyajdan yavasca cekilir. Bir el direksiyonda, oburu el freninde. Debriyaj kavrama noktasina gelince araba cok hafiften one atilir fakat El freni cekili oldugu icin hareket etmez. O noktada hafif gaz vererek El freni birakilir.


  • icim urperiyor  (05.05.19 08:12:29) 
Ayak freni ile kalkıyorum ben. Aynı şekilde fren ve debriyaja basıyorken debriyajdaki ayağımı kavrama noktasına kadar çekiyorum. Kavradığını hissedince sağ ayağımı frenden çekip gaza basıyorum.


  • m3mphis  (05.05.19 09:30:33) 
@m3mphis bu şekilde baskı balataya yük bindirirsiniz.

@icim urperiyor'un dediği gibi yapmak lazım.
  • trajikomix  (05.05.19 09:55:41) 
Bana kursta da @m3mphis'in dediğini öğrettiler ve sınavda da onu yaptırdılar. Hocalar el freniyle kalkmakla ilgili de hiçbir şey demedi.


  • nundu  (05.05.19 10:21:50) 
@trajikomix bence el freninden farkı yok


  • sttc  (05.05.19 10:32:45) 
Zaten el freni araci hareketlendirme surecinde kullanilmasi icin tasarlanan bir sey degil. Lakin, eger normali zor geliyorsa El freni destekli yapmakta bi sakinca yok. Maksat en guvenli ve pratik sekilde a noktasindan b noktasina gitmek, debriyaja yuk binse de 100.000 km dayanacakken 90.000 km dayanir en fazla. Guvenlikten taviz vermeye gerek yok.


  • icim urperiyor  (05.05.19 10:41:42) 
Araba gitmek için herşet hazır olsun yani gaza da bas ama el freni çekilmemiş olsun. Sonra indir ve go.


  • baldan kaymak  (05.05.19 11:58:50) 
el freni cekikken arabayi normal surmeye basliyosun. arabanin gotu yere iniyo (ileri gitmek istiyo ama el freni cekik oldugu icin gidemiyo), iste o zaman el frenini indiriyosun ve araba ileri dogru gitmeye basliyo. bu kadar basit.


  • lamartin  (05.05.19 12:24:29) 
Bu durum biraz da alışkanlık meselesi herhalde. Nasıl alışıldıysa öyle gidiyor. Baskı balataya verdiği zarara pek katılmıyorum. Öğrenme aşamasında yarım debriyaj pozisyonunda fazla kalınıyorsa doğrudur. Ama refleks haline gelmişse yarım saniyelik olay. El freni destekli kalkmakta da problem
yok. El freni teli kopması ihtimaline karşı iki türlüsü de öğrenilse zararı olmaz.

  • m3mphis  (05.05.19 14:32:53) 
[]

ATM'leri en iyi olan banka hangisi?

KYK hesap kartımdan dolayı Ziraat, öğrenci kredi kartımdan dolayı Garanti atmlerini kullanıyorum günlük hayatımda, bir de ailedeki atm işlerini yaparken Halk ve İŞ bankası atmlerini görüyorum. Bunlar arasında en iyi ve kullanıcı dostu bulduğum açık ara Garanti. Hem sistemi çok hızlı hem de yatırılan parayı hiç geri verdiği olmadı şimdiye kadar. Ayrıca arayüzü de çok temiz ve güzel.

Ziraat ve İş Bankası mesela çok kanser. Sistemleri aşırı yavaş, kartı takınca şifre girme ekranı çıkana kadar baya bekliyosun(özellikle ziraatte), şifre girdikten sonra bekliyosun, bastığın her tuşta bekliyosun, durmadan bekliyosun yani. Para yatırırken de defalarca geri veriyor henüz 5 dakika önce başka bir atm'den çektiğin tertemiz gıcır parayı. Ayrıca QR kod olayı da çalışmıyor bazı denk geldiklerimde.

Böyle temel ve en sık kullanılan bankalar arasında sizin sevdiğiniz/sevmediğiniz atmler hangileri?

 
akbank ve ing iyi bence. ziraat kanser +1 iş bankası ve halkbank için nötrüm.


  • theseachange  (29.04.19 13:52:52) 
en yavaş ve zor olanları işbank ve vakıfbank. garanti akbank iyi.


  • mikahakkinen  (29.04.19 13:55:18) 
Ziraat - iş - finans en iyileri.

Teb ve İng ise sürekli para yutuyor, işlem hatası veriyor.
  • aylakadam  (29.04.19 13:56:04) 
teb en leşi. halk, ziraat, işbankası aşağı yukarı aynı hızda. ama hiçbiri teb kadar kötü olamaz.


  • damla sakızlı dondurma  (29.04.19 13:57:17) 
yaklaşık 15 yıldır işbank kullanırım. istediğim bir şeyi yapamadığım olmadı.


  • teritori  (29.04.19 14:01:35) 
Garanti banka olarak sevilmese de teknoloji olarak hep önde gibi geliyor bana da.Ayrıca (özellikle İstanbul'da) Garanti ATM'si bulma olasılığım çok daha fazla. QR vb. her şey tıkır tıkır çalışıyor.

Teb leş demişler ama ben TEB'i seviyorum aslında. ATM bulmak daha zor, ama benim gördüğüm her atm'sinde döviz vardı (Garantide o yok mesela, belli yerlerde var). Döviz yatırıp çekmem gerektiği durumda Teb her zaman daha iyi.
  • nhk ni youkosu  (29.04.19 14:12:42) 
yapı kredi ve Finansbank.

yaptığım işlem para çekmek, en hızlı yapan atm'ler bunlar. finansbank'ın enpara barkodlu para çekme uygulaması şahane.
  • babilbaligi  (29.04.19 14:23:19) 
Yapikredi


  • Topalordek  (29.04.19 14:39:40) 
teb atm normal parayı kabul etmiyor kırk kere geri veriyor tekrar yatırıyosun tanımıyor geri veriyor ne biçim banka ne biçim atm anlamadım


  • baknedicem  (29.04.19 15:12:09) 
[]

Bir ilçede mutlaka olması gereken kurumlar neler?

Bunun bi listesi var mı? Mesela Türkiye'nin en küçük ilçesi Konya Yalıhüyük'müş 1785 nüfusuyla. Burada bile olması gereken hangi kurumlar var?




 
Liste var mı bilmem de sağlık kurumu illaki olur. Aklınıza gelmediyse diye şeyettim.


  • dont eat me  (04.04.19 23:12:29) 
türkiyenin en küçük ilçesi çankırı bayramören diye biliyordum. merkezde 600 kişi yaşıyordu bir kaç sene evvel

öğretmenevi falan vardı. 100-150 kişi kapasitesi vardı. bana baya atıl yatırım gelmişti.
  • gliderpilot  (04.04.19 23:16:23) 
@gliderpilot

geçen bi bilgi yarışmasında sorduklarında cevap Yalıhüyük'tü. İnternette yazınca da güncel sonuçlarda o çıkıyor ama bilemiyorum.

Aklıma YSK geldi mesela son olaylardan sonra. Her ilçede vardır sonuçta diye düşünüyorum, yanılıyor muyum acaba?

İlçe eğitim müdürlüğü ve sağlık müdürlüğü gibi kurumlar vardır, kaymakamlık ve belediyeyi saymıyorum zaten. Bunlar dışında olmazsa olmaz neler var diye merak ettim?

Mesela her PTT şubesi var mıdır?

edit: www.nufusu.com Bu siteye göre 4000 küsürmüş nüfusu Bayramören'in
  • nundu  (04.04.19 23:38:37 ~ 23:39:47) 
Kaymakamlik
Itfaiye istasyonu.
112 istasyonu
Belediye binasi
Ilce saglik mudurlugu
Ilce emniyet mudurlugu
Ilce milli egitim
Sgk ilce mudurlugu
Ptt
Ataturk bulvari
Ataturk caddesi
Ataturk sokagi
Ataturk meydani
:)
  • deveyi diken adamin ta kendisi  (04.04.19 23:52:15) 
Bim ve A101'i unutmusum. Bu arada ciddili listeye halk sagligi mudurlugunu de ekleyelim.

Sosyal hizmetler de oluyor. Aile ve sosyal hizm bakanligina ait.
  • deveyi diken adamin ta kendisi  (04.04.19 23:53:32) 
ilçe x müdürlüğü illa ayrı bina olmuyor ki çoğu ilçede onlar kaymakamlıkta zaten. bir kaymakamlıkta 20 müdür, 30 özel kalem 50 sekreter, 150 makam şoförü olmasının sebebi bu haybeden müdürler.
sağlık müdürü mesela, varsa hastanenin yoksa sağlık ocağının doktoru kimse o oluyor.
YSK'nın her ilçede olması ne demek anlamadım.. her ilçede olan "ilçe seçim kurulu" YSK memuru diye her ilçede görevli 365 gün orada olan birisi yok. ilçe seçim kurulu hakimden kamu görevlisinden filan oluşuyor. hakim her ilçede mahkeme olmadığına göre yoktur, ne yapıyorlar bilmiyorum (belki ilden görevlendiriliyordur) kaymakamlıkta ve ilçe x müdürlüğündeki görevliler de bir yana onun dışında en kötü 15-20 öğretmen 5-10 ebe-hemşire, 3-5 ormancı 3-5 gümrükçü (hadi kolluk kuvvetini seçim kurula görevli vermesinler) ilçesine göre mutlaka 10 larca kamu görevlisi vardır.
  • niye ama  (05.04.19 00:55:05) 
İlçe seçim kurulu yazacaktım ya, o sirada seçim haberlerini okurken ysk falan derken kafam karışmış.

Yani her ilçede bi ilçe seçim kurulu vardir herhalde demek istemiştim. Yanliş miyim bu konuda?
  • nundu  (05.04.19 01:12:05) 
Yalıhüyük'de bulunan kurumlar

İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü
İlçe Nüfus Müdürlüğü
İlçe Jandarma Komutanlığı
İlçe Emniyet Amirliği
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
İlçe Halk Eğitim Müdürlüğü
İlçe Müftülüğü İlçe Malmüdürlüğü
İlçe Tapu Müdürlüğü
Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü
İlçe Sağlık Müdürlüğü
İlçe Sosyal Yardımlaşma ve dayanışma Vakfı

Bunlara ek olarak
Adliye (Opsiyonel)
İlçe Seçim Kurulu (Sadece Adliye paketiyle satılmaktadır.)
PTT
Mal Müdürlüğü


Fakat bunların başında böyle 500 yaşında kelli felli insanların olduğunu sanmayın.
Yeni atanan bi doktoru ilçe sağlık müdürü, yeni atanan öğretmeni okul müdürü/halk eğitim müdürü, yen atanan 1990-1992 doğumlu bir kaymakam gibi düşünün.

Böyle küçük ilçelerde protokolcülük oynanır. Akşamları jandarmanın bahçesinde kaymakam ilçe jandarma komutanı nüfus müdürü filan 101 yada batak atarlar. Kaybeden ilçenin tek pastanesinden 2 kilo baklava alır.
  • infernalcadre  (05.04.19 09:12:04) 
[]

The Umbrella Academy izleyen var mı?

Sanırım çok kaliteli soundtracki ve müzikleri çok güzel yerlerde kullanmalarından dolayı dizi beni çok etkiledi. Onun dışında da dizinin gayet iyi olduğunu düşünüyorum karakterleri olsun, biraz klişe de olsa akıcı senaryosu olsun. Çizgi roman çok sevmem normalde ama okuyasım geldi diziyi izledikten sonra.

Siz sevdiniz mi diziyi? Bi de ikinci sezonu gelir di mi ya çok cliffhanger bitti, bi sene bunu bekle şimdi kolaysa..


 
Aynen muzikler baya iyiydi. Sevdim ben genel olarak diziyi. Mantiksiz seyler var tabii ki ama ben bi sey izlerken buna pek takilmam, eglenip eglenmedigime bakarim. Devami da gelecek suphesiz.


  • bxgx  (14.03.19 22:22:50) 
Müziklerine hiç dikkat etmedim ama dizi genel olarak iyi (mükemmel değil). Özellikle boyut değiştiren velet gelinceye kadar epey sıkıcı gelmişti. Ve sezon sonu biraz klişe bitti. Maskeli iri kıyım karakterler eğlence katmışlar ama.


  • filipis  (15.03.19 02:20:45) 
[]

Eskişehirde bu saatte ne yapayım tek başıma?

Ya da var mıdır bi iki bira içebilecek biri. Kaldiğim yer adalar'a yakın. Şu traveler pub'a 5 dakika falan.




 
Güzelim Adalar'da dolanın bir başınıza, ben çok özledim oraları.


  • chihirovekohaku  (11.03.19 21:44:05) 
Sabahtan beri dolanıyorum zaten :) yürüyerek 3 tur attim Eskişehir'de sabah 7den beri :D


  • nundu  (11.03.19 21:52:02) 
[]

Sade poğaça

Ya fırınlarda kaşarlı, sosisli, kıymalı, zeytinli vs gibi çeşitler varken bu sadece poğaçayı alan oluyo mu? Yani düşünüyorum da içindeki malzeme olmasa zaten sıkıcı bir hamur kütlesi olacak bir yiyeceğin sadesini niye alır ki bir insan? Özel falan mı oluyo hamuru dicem de yani hamur işte ne kadar özel olabilir ki diye düşünüyorum.

Var mı burda fırından sadece poğaça alan, merak ettim bunu yaparlarken ki motivasyonlarını..


 
ben yiyorum. burdakinde kaşarlı ve zeytinli oluyor sadece. zeytinli güzel değil, kaşarlının içinde de kaşar olmuyor. ayrıca kıymalı poğaça ne ya :(


  • candide  (03.03.19 20:21:44) 
@candide
ben de genelde kıymalı böreğe denk gelip poğaça olarak pek görmemiştim ama bugün gittiğim bi fırında vardı ve çok hoşuma gitti. Merkezi bi yerdeki bu hafif sosyete fırınlarındandı ve poğaçalar yıllar sonra yiyip de midemi ekşitmeyen yediğim ilk poğaçalardı(bi kaşarlı bi kıymalı yedim ve malzeme oranı da baya iyiydi)

Bi de kişisel prensibim gereği bi şeyin içine et konulabiliyorsa konulsun. Sosisli poğaça da çok severim kıymalı görünce de "aa kıymalı poğaça ne yav" demem yani güzeldir muhtemelen diye düşünüp yedim ve güzeldi ¯\_(ツ)_/¯
  • nundu  (03.03.19 20:24:34 ~ 20:25:29) 
Sen gerçekkten içinde zeytin kaşar olduğu için mi alıyorsun. Sıkıcı hamur kütlesinin içine sıkıştırılmış minicik katıkla hamur yemediğini zannetmeni sorgulamayı denesen.


  • for day to break  (03.03.19 20:27:00) 
Benim aldığım yerde sade ile diğer içinde bir şey olan pogaca hamurlari farkli . zeytini degdirmiş oldukları daha az lezzetli pogacayi almam daha iyi, peynirle bimden alınan salami, sosisi de yemiyorum zaten


  • damla sakızlı dondurma  (03.03.19 20:28:38) 
Ben alıyorum sade poğaça, çünkü tadı daha hoşuma gidiyor. İçine eser miktarda konulan malzeme benim için pek bir şey ifade etmiyor. Ayrıca malzemeli poğaçanın hasını annem yapıyor. Sanırım yağı bastıkları için aynı poğaça tadını evde yakalayamıyorum.


  • wish i could find a way to disappear  (03.03.19 20:31:22) 
ben de sade poğaça alıyorum tadı hamuru farklı geliyor. Sanırım hamurun içindeki yağ oranı fazla.


  • gonulcelen87  (03.03.19 20:33:46) 
karaköy poğaçasını çok severim. özel olarak aldığım bi fırın var.


  • naksidil  (03.03.19 20:38:49) 
Ben de tabi ki ev poğaçasını tercih ediyorum ve düzenli olarak da dışarıdan poğaça yiyen biri değilim ama içinde yine de bi miktar kaşar olan, ya da boydan boya uzanan sosisi gördüğüm poğaçayı almak daha mantıklı geliyor sadeye göre.

Genelde dışarıdan hamurişi almam gerekirse kumru alıyorum mesela. En azından peynir, biber, domates var içinde. Hatta içinde kalın bi dilim salam olan versiyonları oluyor bazen. Bulursam ondan gömüyorum
  • nundu  (03.03.19 20:41:09) 
tazeyken güzel olabiliyor. bir de içine krem peynir koymak için alınıyor genelde.


  • jepa  (03.03.19 21:16:41) 
Cunku karbonhidrat bagimliligi <3


  • bxgx  (03.03.19 22:09:07) 
Kahvalti varsa sadesi daha iyi oluyor. Ama sadece pogaca yiycwksem ben de sade almam. Sereotlu ve beyaz peynirli iidir


  • red g  (03.03.19 23:24:37) 
[]

Türkiye'de kredi kartına taksit ne zaman başladı?

2000lerin başina ait hatirladiğim iki televizyon görüntüsü var. Biri Mehmet Ali Erbil'in oynadığı bi reklam(Carrefour reklami olabilir emin değilim). Ekmeği bile taksitle alabilirsiniz, sakızı bile, domatesi bile vs tarzı bi reklamdi böyle kendi ekseninde dönüp elinde o malzemeleri tutarak gösterdiği.

Diğeri de çocuklar duymasın'da haluk ve meltem'in taksit konusunda tartişmaları, taksitli ürün alma üzerine geçen bir bölüm gibiydi.

Şimdi 1996 doğumlu olduğum için 2000lerin başını hatirlasam da bu tarz ekonomiyle ilgili bi olay aklımda kalmamiş tabi ki o yaş için. İlk kredi kartına taksit uygulamasi bu 2000lerin başinda geldi de böyle muhabbetler mi döndü yoksa başka bi olay mı vardı o ara?

Bi de bu Çocuklar Duymasın aslinda dönemin halk arasındaki genel konusunu bölümlere baya yansıtiyomuş onu fark ettim. Mesela aynı dönemden hatırladığım bir diğer bölüm de 1 mart 2003 tezkeresiyle ilgiliydi. Engin(Vatan Şaşmaz'ın oynadiği karakter, bu adam da öldürüldü di mi ne tuhaf) ve Meltem tartışıyodu kendi aralarında tezkere onaylansın mı onaylanmasın mi diye. Ve baya net bir onaylanmasın mesajı veriliyodu bölümde. Bu tarz hatirladiğiniz başka sosyal olayın o dönemde dizilere yansimasi var mı?

 
bizim ülkede 1999 yılında.


  • candide  (01.03.19 18:27:13) 
Kreadi kartına taksit olayı Boyner grubunun, Çarşı kart isimli kartı ile 1998'de başladı. Sonra bu çarşı kart Advantage Card olarak değişti, 2002 yılında da Advantage HSBC'ye satıldı. Bu süreçte bildiğim kadarıyla avrupada da böyle bir uygulama yoktu.


  • talasas  (01.03.19 20:16:55) 
[]

Eskişehir Hosteleski'yi bilen?

Dün sormuştum Eskişehir'e gidecegim kalacak yer tavsiyesi diye. Biraz interneten bakınca 3 tane hostel olduğunu gördüm Eskişehir'de. Biri de burası. İlgimi çeken kismı pazartesi günleri konaklamanın bedava olması. Kış mevsimi boyunca böyle bi kampanyaları varmış. Ben de tek gün kalacaktım ve pazartesi de uygundu o yüzden onu o şekilde ayarladim ve tek gun bedava kalmak da oluyormuş.

Yalniz bu durum fazla iyi geldi. Böbrek.avi olmaz di mi.. İnternette yorumlar genelde pozitif ve burada da gecen senelerde tavsiye edenler olmuş. Ayrıca twitter hesabını kaan sezyum takip ediyormuş bunu da olumlu buldum dgdhsh

Bilgisi olan var mı burasıyla ilgili?

 
bilmez olur muyuz ben Eskişehir'de okurken sevgilim (şuan eşim) hep orda kaldı sahibi de sorunsuz bi adamdı hatta Halil mi neydi adı yaa hatta o sıralarda başka bi otelde çalışıyordu aynı zamanda bize hostelin anahtarını verip otele nöbete gitmişti. git yani bişey olmaz.


  • hıkmıkzık  (24.02.19 21:14:54) 
[]

Eskişehir'de kalacak yer sorusu(Otel, hostel vs)(kaç gece kalmalı)

Martta bi haftalık bir tatilim var. Evde malak gibi yatıp dinlenmek de güzel gözükse de bayadır bi yerlere gitmediğim için daha önce hiç gitmediğim eskişehir'e mi gitsem diye düşünüyorum. Trenle gitmeyi düşünüyorum ve biletler oldukça hesaplı ama kalacak bir yerim olmaması biraz sıkıntı.

Var mıdır Eskişehir'de iki gece konaklayabileceğim, eli yüzü düzgün(lüks olmasına gerek yok, güvenilir bir dorm bile olur), hesaplı bir hostel, otel, apart vs.

Bunun dışında işte 2-3 gün içinde yaya+toplu taşıma ile gezilir di mi şehir? Şunu yap, bunu ye gibi tavsiyelere de açığım. Eskişehir'in iyi bir cafe-bar kültürü olduğunu biliyorum o yüzden yemek konusunda umutluyum, özellikle kaliteli bir hamburger öneriniz varsa alırım :D

EDİT: Mesela 10 mart pazar günü trene binsem, 11 Mart sabah orda olsam, 11 Mart gecesi konaklayıp 12 martta gece tekrar trenle İzmir'e dönsem yani 1 gece konaklamayla geçirsem yeter mi Eskişehir için? Yoksa iki gece mi konaklamalıyım, ne dersiniz?

 
eskişehire gittiğim zaman kaldığım bir yer var en son oda 60tl idi, bir gece kaldım orada fena değil gayet temiz ve düzgündü. tepebaşı mahallesi sanırım öyle geçiyor bilmiyorum. merkezde ama sağa sola bayağı yakındı. numarasını verebilirim dilerseniz.


  • goodenuff  (23.02.19 13:13:26) 
Kapadokya daha güzel gezilir


  • baal  (23.02.19 13:50:36) 
@baal
kapadokya'ya ulaşım, orada gezme falan daha zor değil mi? Turla mı gidilir oraya? Ayrıca sanki daha masraflı olur gibi.

  • nundu  (23.02.19 13:55:34) 
Yaya ve toplu taşıma ile gezmeye müsait.
Eskişehir cafe/bar kültürü mü? Yemek konusunda çok umutlanmayın. Ortalama diyebiliriz.

  • shape of shapelessness  (23.02.19 14:00:01) 
2 gece konaklayıp 3 gün gezmek daha iyi olabilir diye düşünüyorum. Ne gibi yerleri gezmek isteyeceğinize göre gezinizi planlayabilirsiniz ama Sazova Park'ı görmenizi tavsiye ederim. Kahvaltı için Ayten Usta ve Acıktım'a gidebilirsiniz. Yemek için de Dünya Köfte ve Mr Flank Steakhouse beğenilen mekanlar. Barlar Sokağında da adını hatırlamadığım bazı güzel yerler var, ilginizi çekebilir. Cafe olarak Varuna Gezgin ve Adalar'daki cafeleri beğeneceğinizi düşünüyorum. Bir de Eskişehir'in çiböreği meşhurdur. Papağan Çibörek, Eskişehir Çibörek Evi, Kırım Çibörek Evi çibörek yiyebileceğiniz bazı yerler.


  • vusvuslat  (24.02.19 05:40:07) 
[]

Waffle severler, waffle'ı nasıl yemeyi seviyorsunuz?

Düz açık şekilde mi yoksa kapalı, sandviç şeklinde mi?

eksiup.com

Şurdakilerden hangisi gibi yani?

Ben kendi adıma konuşursam, açik şekilde yemeyi hiç beceremiyorum ve sevmiyorum. Kapalı olunca 1 dakika içinde büyük bir zevkle yiyorum ve çok yüksek dozda doyum alıyorum. Öbür türlü çatal bıçakla uğraş, meyveleri yemeye çalış falan derken çok uğraştırıcı.

Görsel temsilidir, tek resimde ikisi de var diye koydum..

 
Her türlü, waffle olması yeterli. Sandviç şeklinde daha pratik oluyor ama.


  • lana del rey  (13.02.19 21:06:52) 
sandviç de bana daha yorucu geliyor. meyveler soslar ağızdan taşıyor falan. sosların dipte birikmesi falan da sinir bozucu. ben oyumu açıktan yana kullanıyorum


  • lukas  (13.02.19 21:09:12) 
İşte kapalı şekilde yerken sos ve meyveler dökülmesin diye hızla yemek gerekiyor ve ani ve çok yüksek bir doyum oluyor. Tavsiye ederim :p


  • nundu  (13.02.19 23:14:53) 
kesinlikle sandviç.açık tabakta yiyemiyorum ben zevkini alamıyorum


  • neoluyokardesimnebutantantana  (13.02.19 23:16:39) 
[]

Türkiye'deki başarılı belediye başkanları

Özellikle 2000 sonrası diyebileceğimiz dönemde görev yapmış ve iyi bir yönetim gösterdiği taraflı/tarafsız en azından çok fanatik olmayan herkes tarafindan kabul gören hangi il/ilçe belediye başkanları var? Eskişehir'de Yılmaz Büyükerşen gibi mesela.




 
Ahmet Piriştina


  • fotrsapka  (12.02.19 10:27:09) 
Seyhan: Zeydan Karalar


  • flo  (12.02.19 10:32:21) 
İstanbul Beyoğlu: Ahmet Misbah Demircan
Ankara Altındağ: Veysel Tiryaki
Ankara Yenimahalle: Fethi Yaşar
Ankara BŞB: Mustafa Tuna
  • grobet  (12.02.19 10:34:30) 
seferihisar - tunc soyer
mugla - osman gurun
aydin - ozlem cercioglu
antalya - mustafa akaydin
izmir - aziz kocaoglu
  • for the record  (12.02.19 10:34:31) 
Eskişehir: Yılmaz Büyükerşen
Beypazarı: Mansur Yavaş
Yenimahalle: Fethi Yaşar
Tunceli: Fatih Mehmet Maçoğlu

Mustafa Tuna'yı kim tanıyor acaba?
  • babilbaligi  (12.02.19 10:49:53) 
Üsküdar: Hilmi türkmen


  • mekhanik karpov  (12.02.19 11:09:08) 
Ankara: İ Melih Gökçek


  • rumeli beylerbeyi  (12.02.19 11:12:12) 
kayseri mehmet özhaseki


  • basond  (12.02.19 11:15:14) 
Büyükerşen bu işte bir numaradır.
Aydın da: Özlem Çerçioğlu her kesim tarafından kabul görmüştür.

  • mikahakkinen  (12.02.19 11:45:59) 
Bursa/Nilüfer : Mustafa Bozbey


  • naksidil  (12.02.19 11:55:34) 
Beş yıldır Aydın'da okuyan bir arkadaşım Özlem Çerçioğlu'ndan pek memnun değil aslında ki arkadaşım da CHP seçmeni. İlk geldiğim sene iyiydi ama şimdi çok kötü şehir diyodu en son konuştuğumda. Ki ben de uzaktan gördüğüm kadarıyla beğeniyodum belediyeciliğini..


  • nundu  (12.02.19 12:31:55) 
[]

Konsolos/büyükelçi nasıl olunur?

Şu an için cevap muhtemelen torpille ama torpillin olmadiği ideal bir türkiye için soruyorum.

Ciddi olarak değil ama geçen düşünüyodum, şu an okuduğum bölüm (tıp fakültesi) hariç bi meslek yapsam bi ülkede Türkiye'nin büyükelçisi ya da en azından konsolosu olmak isterdim diye. Geçen de bi haberde İzmir'deki İtalyan konsolosunun görev süresinin bittiğini gördüm ve adamın ünvanı Dr. Şeklinde yazılıyordu. Yani normalde düz dr. Ünvanı sadece tıp doktorlarının kullanması için ama emin de değilim tıp doktoru mu kendisi. Ama tıp mezunuysa kendimi yakın hissettim bi an.

Neyse sonuç olarak mesela Yeni Zelanda ya da Avustralya'da görevli bir konsolos/büyükelçi olmak için ne yapmak gerekir? Bu iki örneği İngilizce konuşulduğu için verdim, başka dil gerekmesin diye.

Uluslararası ilişkiler okumak %100 gerekli mi mesela? Okuduktan sonra ne gibi aşamalardan geçmek gerekir ortalama olarak? Önce daha ufak ve diplomatik olarak daha az ilişki olan ülkelerden mi başlanıyo mesela bu işe? Atıyorum sadece İngilizcem varsa Zimbabwe'ye falan mı gönderirler önce?

Dediğim gibi ciddi olarak düşünmüyorum ama çok saygı duyduğum bi meslek ve farklı ülkelere ve uluslarası politikaya ve kültürlere meraklı biri olarak paralel bir evrende yapmak isterdim. Merak da ettim bu işe nasıl başlanıyor, hangi aşamalardan geçiliyor diye.

 
Dr ünvanını doktora yapanlar kullanıyorlar, tıp okumamış olabilir yani.
akademik başarı, en az iki yabancı dilde mükemmel seviye, uluslar arası ilişkiler mezunu olmasa da, bu alandaki başarılar. esas olan bunlar.

torpille demişsiniz ama şu geçen roma kıyafetiyle davete katılan kadını misal hükümet sevmez. ama kadın büyükelçiydi. çünkü okumuş-etmiş.
  • lovemyself  (11.02.19 21:00:25) 
yds 90+ alıp dış işleri kariyer memurluğundan tırmanmaya başlayabilirsiniz. ancak o pozisyonlar ideal bir türkye'de torpil ister. torpil demek biraz az kalır.


  • Whily  (11.02.19 21:04:33) 
@lovemyself

İngiltere'de sanayi devrimi döneminden beri gelen toplumsal kurallara göre doktor ünvanı sadece tıp doktorları için. Bir ortamda birisi ben dr. X diyosa onun tıp doktoru olduğu anlaşılır. O zaman toplumda az olan doktorların kendini belli edip, bi ihtiyacın olursa beni bul deme şekli ve yanılmıyorsam o zamanlarda böyle bir yasa da varmış.

O yüzden demiştim sadece doktor ünvanı normalde sadece tıp doktorları için diye. Günümüzde doktora yapanlar da kullanıyor olabilir gerçi ama tarihsel olarak tıp doktorlarına atfedilmiş bir hak olarak geçiyor.

Soruya cevap için de teşekkürler. Evet genelde baştakinin "monşer" diye nitelendirdiği, elit bir kesim oluyor elçiler ama torpille göreve gelen de çok miktarda var diye biliyorum
  • nundu  (11.02.19 21:06:28) 
Anladığım kadarıyla eskiden liyakata dayalıyken, uzun süre dışilrçerinde çalışanlar konsolos vs olurken, artık dışişlerine dışardan atama yapılabiliyor, torpil yani. Baskın oran ın kitabında okumuştum çok detay hatırlamıyorum ama zorunlu hizmetleri falan var, büyükelçi olup merkeze atanma vs var.


  • euteamo  (11.02.19 21:08:37) 
tanidigim bir konsolosun ozgecmisine baktim,
Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu.
Disisleri bakanliginda goreve baslamis 2-3 sene aday meslek memuru olarak calismis. Cesitli ulkelerdeki konsolosluklarda 3. katip olarak 4-5 sene calismis.
4 sene bir ulkede mustesarlik yapmis.
ve konsolosluga yukselmis.
  • cooperr  (11.02.19 21:17:20 ~ 21:18:11) 
uluslararası ilişkiler şart değil ama masterı uluslararasıdan yapmak gerek diye biliyorum. yds en az 90 olacak. ispanyolca biliyorsan şansın çok yüksek ispanyolca konuşan 20 küsür ülke var.

dışişleri artık kendi sınav yapıyor meslek memuru için. zehir gibi olmak lazım tabi sınav artı mülakat için. alınırsan ateşe veya muavin konsolos olarak başlıyorsun yanılmıyorsam. büyükelçi olmak için yol biraz uzun tabi. bu arada dışişleri devlet kurumları arasında liyakata önem veren ender yerlerden biridir ama bazen merve kavakçı'yı kuala lumpur büyükelçisi yapabiliyorlar :)
  • prasinos  (11.02.19 21:31:13) 
duyurunu görünce merak edip zamanında bölük komutanı olan yüzbaşıya baktım

en son askeri ateşeydi, kurmay albay olmuştu.

yüzbaşıyken kurmaylığa hazırlanıyordu falan ama pek parlak birisi değildi ki kurmaylık sınavının çok zor olduğunu biliyorum

derken fetöden ihraç edildiğini öğrendim isminin google a yazınca

www.abchaber.com

ilk sayfa 29 numara.

yani al işte soruna 10 numara bir cevap.

hiç unutmam, odasına çağırmıştı beni, ben karşısında esas duruşta nasıl duracağımı şaşırırken, tam karşısındaki koltukta bildiğin bir er bacak bacak üstüne atıp oturmuş kahve içiyordu.

konsolos ve büyükelçinin askeri kolu bu ateşelik falan oluyor işte.
  • killerbee  (11.02.19 21:33:40 ~ 21:36:45) 
[]

Kardeşim için bilgisayar oyunu önerisi

11 yaşında bir kız kardeşim var ve muhtemelen evde benim çok oyun oynamamdan dolayı kendisi de seviyor bilgisayar oyunlarını. Özellikle Pokemon Fire Red vs oyunlarına ve Undertale'a hasta. Şimdi kendisi sömestr tatilinde olduğu için başımın etini yiyor bana oyun indir diye. Ben de yaşına uygun bir şeyler indireyim istiyorum. Online olmayan ne oyunu tavsiye edebilirsiniz?

Sims var aklımda, zaten onu istiyodu bi ara. Başka böyle Undertale gibi indie oyun falan da olur tavsiyeniz varsa alırım ^^


 
child of light. eminim çok sevecektir. yalnız arada hikayeyi çevirin siz.

imrendim size nedense :)
  • issiz karga  (26.01.19 21:57:18) 
To the moon

Sevgi, saygi iceren guzel bir hikayesi var.
  • eazy  (26.01.19 22:01:59) 
İngilizcesi fena değil, özel okula gidiyor, en kötü sözlükten bi iki bakıp anlıyor oyunları genelde. Zaten ben de onun yaşindayken İngilizceyi öyle öğrenmiştim :D

To the Moon aklımdaydı aslında, child of light da bildiğim bi oyun ama evet güzel olur. Teşekkürler
  • nundu  (26.01.19 22:03:47) 
Bu arada, yutup yerine oyunlarla ilgilendigi icin gozlerinden opuyorum onu. Aramizda indie oyun seven gencleri gormek cok guzel :D indie oyun ingilizce kelime ezberini genisletir ve genclerimizi kivrak zekali yapar :)


  • eazy  (26.01.19 22:08:41) 
nedense this war of mine diyesim geldi.


  • gliderpilot  (26.01.19 22:26:46) 
this war of mine fazla ağır ve karamsar olur bence :D

cuphead, ori and the blind forest, to the moon ve child of light indirdim şimdilik. Bitirdikçe veririm sırayla ki baya idare eder bence. Cuphead'i o çok istiyodu. Baya zor falan dedim ama ikna edemedim, denesin bakalım bi :D
  • nundu  (26.01.19 22:36:27) 
  • heritage  (26.01.19 22:40:41 ~ 22:40:55) 
geçenlerde bedavaya aldığım what remains of edith finch.


  • nothing in my way  (26.01.19 23:22:50) 
What Remains of Edith Finch diyecektim ama yazılmış.

Limbo, A Story About My Uncle, Life is Strange( Bu belki biraz ağır olur), Hollow Knight, Don't Starve( Belki tekdüze gelebilir)

Indie oynamayan biri olarak bu oyunları önerebilirim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (26.01.19 23:34:22) 
Never Alone (Kisima Ingitchuna)
store.steampowered.com

Gris
store.steampowered.com
  • late viper  (27.01.19 01:05:48) 
little big planet
worms
gta

machinarium
botanicula
cruchel
the tiny bang story

birlikte oynayacaksanız

overcooked 2
  • kullanıcı adı  (27.01.19 21:37:09 ~ 21:39:41) 
@kullanıcı adı

gta mı :D

little big planet pc'de yok,machinarium benim de aklıma geldi ama sever mi bilemedim. Worms'un da hoşuna gideceğini sanmıyorum.
  • nundu  (27.01.19 22:10:53) 
[]

Teniste kimi seversiniz kimi sevmezsiniz?

Evet, teniste sevdikleriniz, sevmedikleriniz kimler?

Ben Nadalcıyım ve Djoko'dan nefret ediyorum. Federer'den de pek haz etmem ama yaşlandıkça ve Djoko'yla kıyaslayınca yine az bi sempatim oluştu gibi ama bugün elenince yine tüm federerci arkadaşlarımla dalga geçtim tabi, baya da sevinirim elenmesine her turnuvada eğer eleyen djokovic değilse. Bunlar dışında murray, wawrinka falan da severim. Tsonga'yı severdim birkaç sene önce ama son yıllarda pek göremiyorum kendisini.

Kadınlarda serena williams'a karşı nötrdüm ama son us open'da japon kıza karşı yaptıklarından sonra uyuz oluyorum. Onun dışında wozniacki'yi seviyorum, kalanına karşı pek bi düşüncem yok yani kim kazansa okeyim.

 
Andre Agassi ve Kim Clijsters favori tenisçilerim.


  • (s)AINT  (20.01.19 17:17:12) 
Marat Safin, gustavo kuerten en sevdiklerim.

Sampras, agassi'den hiç hoşlanmam.

Ivanisevic'i de az biraz severim. Sempatik adam. Wild card efsanesi var zaten nasıl sevmeyeyim.
  • levpontryagin  (20.01.19 17:31:59) 
Forever Andy Murray.hoşlanmadığım kimse yok.


  • pink ja  (20.01.19 17:46:52) 
cokovic adamın dibidir yau!!

günde 4 saat uyku
dört yanı nadalci dolu
yoruldun biliyoruz ama
bu turnuva sensiz olmaz reis

görüldüğü gibi top atmadan önce sürekli orasını burası elleyen Nadal'a büyük bi nefretim var. sözlükte bi entry vardi, neden bilmiyoruum ama keşke ümüğünü sıksam Nadal diye.. heh aynen öyle. Serena da çirkef orosbu yani ne diyebilirim ki..
  • mehmed resad  (20.01.19 18:35:06) 
federer hiç bir zaman çekici gelmedi. djokovicte. murray ve soderlingi severim.


  • mikahakkinen  (20.01.19 19:08:53) 
Nadal'cıyım ama kimseden nefret etmiyorum. Nole nadal vs. federer rekabetine deux ex machina gibi "indi", bu açıdan pek hoşuma gitmiyor ama taklitleri sempatikliği falan, izlemeyi seviyorum.


  • Bruce  (20.01.19 19:10:05) 
hanımlarda serena, erkeklerde cilic. sharapova veya azarenka’yı 1 sn bile izlemeye tahammül edemem.


  • hocam  (20.01.19 19:20:59) 
Nadal benim icin baska bi adam. Oyunu degistirdi ekol oldu. Bildigimiz servis vole oyununu sildi atti. Kendi kariyeri bambaska bir hikaye zaten. Bu kariyer ise rogersiz ve djokovicsiz dusunulemez. Ama rafa roger ikilisi gibi de dusunuyorum bazen onlari:)
Djokovici yetenekli buluyorum hem spor acisindan hem de insani iliskileri acisindan. Zaten benden bahimsiz dunya 1 bumarasi grand slam sampiyonu adam ama asla onu da deateklemem hicbir turnuva ya da macta.
Ben en cok samprastan haz etmiyorum. O ukalaligi beni öldürüyordu ki tenisi de kimse beni gecemez diyerek erken birakti. Rafa ve roger geldi ve ezip gectiler rekorlarini. Harika oldu:) simdi yeni nesil pek cok oyincuya sempati duyuyorum rafayi yenmedikleri surece.
Kadinlar tenisini ise isrikrarsizliklari nedeniyle ve oyunlari haz vermedigi icin ben williamslardan oncesinde biraktim.
  • rn  (20.01.19 19:22:32) 
sevdiklerim ve favori oyuncularim
federer
nadal
djokovic
steffi graf
justin henin harden

serena williams evladim olsa sevmem
bir de sapkasini ters takan renkli gozlu erkek avustralyali tenisci vardi. ondan da nefret etmistim. adini hatirlamadim. buldum lleyton hewitt. evlerden irak
  • exlibris  (20.01.19 19:23:09 ~ 19:25:50) 
pat rafter ve delpo. tenisçi dediğin sempatik olacak.


  • habarbey  (21.01.19 03:20:42) 
[]

İlgi çekici kicstarter ürünleri

Bu tarz şeylerin tanıtımlarını izlemeyi falan çok seviyorum. Eskiden de bu telepazarlamadaki nicer dicer reklamlarını falan izlerdim saatlerce sdhdsdsh

www.kickstarter.com

şu ayakkabı mesela hem fikir olarak çok güzel, hem de tanıtım filmi ve genel görsel dizayn olarak(logo, yazı tipi falan). Bu tarz cüzdan, çanta, mont falan da vardı ama şimdi onların adlarını hatırlamıyorum. Var mı sizin bildiğiniz bu tarz değişik yaratıcı fikirler. Gerçekleştirilebilir olması önemli değil, şöyle kaliteli bir tanıtım yapıp beni kandırsınlar yeter, zaten param yok bağış yapmayacağım sdhhsd

 
şöyle bir kanal var ilgini çeker
www.youtube.com

  • jactantia  (22.12.18 19:57:35) 
[]

Kıvanç Tatlıtuğ'dan önce

Türkiye'de sarışın mavi gözlü bir yakışıklı erkek tiplemesi olarak kim vardı? Öyle çok fazla yeşilçam ya da türk dizileri falan takip eden biri değilim ama düşünüyorum aklıma gelen jönler ya da yakışıklı diye tabir edilen tayfadan sarışın mavi gözlü bi tek Kıvanç var. Kalan hepsi kara kuru esmer tipler. Anneme sordum Göksel Arsoy vardı dedi, kimmiş diye baktım 1936 doğumluymuş adam baya eski tayfadan yani. Ki sonuçta yine de Tarık Akan ya da diğer esmer Yeşilçam yakışıklıları kadar bilinen biri değil sanırım.

Mesela 90larda falan sarışın çocukları severken aynı kıvanç gibi demek yerine söylenen bi ünlü yok muydu yav Türkiye'de? Asıl merak ettiğim konu bu yani sözü gereksiz uzattım yine hsdhsd


 
ahmet özhan varmış. kıvançla kıyaslanamaz tabi.


  • adivar  (14.12.18 22:08:57) 
sarışın mavi göz değil ama salih güney var (bkz: )alain delon


  • jactantia  (14.12.18 22:11:46) 
kenan kalav cok sarisin degil gerci


  • exlibris  (14.12.18 22:12:58 ~ 22:13:15) 
Fotolar siyah beyaz olduğu için tam belli değil gerçi ama bunlar da tam sarışın değil ya. Yahu koskoca ülkedeki tüm "yakışıklı" erkek tipleri esmer miymiş 2000lere kadar? Türk kızları sarışın sevmiyo mu yoksa :/


  • nundu  (14.12.18 22:23:19) 
kumral renkli gözlü var ama kıvanç gibi beyaz tenli sarışın yok.


  • candide  (14.12.18 22:26:31) 
ediz hun?


  • kljgslsdkjsd  (14.12.18 22:33:01) 
tespit gibi tespit. dusunyorum dusunuyorum hep eskilerden bulabildim.


  • tabudeviren  (14.12.18 22:39:29) 
dusun bak kivanc tatlitug'un dedesini ekrem bora oynamisti babasi yapacak unlu sarisin yoktu ajskfjgjdb


  • mula  (14.12.18 22:46:28) 
Abi saçmalamayın kendinize gelin :D
Ediz hun? Cüneyt arkın??? Cüneyt arkın ne cüneyt arkın?!
Göksel arsoy, ahmet özhan falan söylenmiş zaten ama senin asıl sorduğun 80ler 90lar döneminde erkek dizi starıysa nejat işler der geçerim. Oktay kaynarca var mesela trtde üniversite öğrenci evi konseptli bi dizisi vardı taa 90ların başında öyle de deavm etti mesela. Ben dengeli bi dağılım olduğunu düşünüyorum.
  • jimjim  (14.12.18 22:50:28) 
Arda kural vardi ama efso jön filan degildi tabi. Ama 90larin sarisin artisti oydu bence.


  • kuehles blondes  (14.12.18 22:58:14) 
@jimjim

cüneyt arkın sarışın mı yahu? Kumral diyebiliriz belki ama sarışın değil yani adam.

Oktay Kaynarca'nın gençlik hali de buymuş: eksiup.com

yine kumral olmasını geçtik yakışıklı da değil normal karakter oyuncusu tipinde bi adam.

Nejat İşler'in gençliğine dair de şunu buldum: eksiup.com e bu da sarışınla alakası yok?

Ediz Hun belki sayılabilir, Ahmet Özhan'ı da resmine bakınca tanıdım evet sarışınmış ama yine jön diyebileceğimiz karakterde biri değil. Tosun Paşa falan izlemedim hiç ama ordaki şaşkın tip değil miydi o? Bence hala daha sarışın yakışıklı karakter sayısı çok azınlıkta diyebiliriz.

Edit: hah ben de Arda Kural'ı dicektim ama o adam da Kıvanç'tan 3 yaş büyük sadece. İlk olarak Koçum Benim'den hatırlıyorum onu, öncesi var mı bilmiyorum gerçi.
  • nundu  (14.12.18 23:00:20 ~ 23:02:20) 
Dikkat çekmeye çalıştığım -aslında bence seni de bu soruya item şey- 80ler 90lar döneminde türk tvlarının içeriği. Bir kere 90larda dizi furyası hiç yoktu. 90ların sonuna doğru sayıları artan özel tavlalarda belli başlı akşam dizileri vardı. Rekabet bile sıfıra yakındı. Gündüz dizileri yoktu - ferhunde hanımlar only- akşam dizilerinin de sınırlı içerikte (antropolojik ve sosyolojik açıdan topluma istenen msjların iletildiği ve tabii ekonomik açıdan:yapımcıya/kanala para kazandıracak işler olurdu.
Süper baba, bizimkiler, baba evi, kaygısızlar, küçük besleme, ana, çiçek taksi vs gibi.. bu dizilerde esas kadın esas erkek bulamazsınız. Çünkü toplumdaki her katmanı (daha doğrusu hedeflenen ya da örnek olması istenen katmanları) kucaklamak ister. Bugün olduğu gibi salt zenginler ve veya varoşlar yoktur, dolayısıyla hem seyirci olarak senin gözün "jön" yüzleri seçmez hem de şu an olduğu gibi iki radikal uç; zengin beyaz türk(sarışın) fakir orta doğulu türk(esmer) castı bu kadar belirgin değildir; yapanın da seyredenin de umrunda değildir çünkü.

Neyse demem o ki; türk televizyonlarında jön olayı 2000lerle başlıyor zaten.. on yıllar geçsin, istatistiğe o zaman bakarız.
Arda kural, tardu flordun, hakan yılmaz da geldi aklıma ama sanırım yukarıda açıkladıklarım yeterlidir.
  • jimjim  (14.12.18 23:12:43) 
@nundu cevabına cevaben yazıyorum tabiiki sarışınlar :D yani kıvanç tatlıtuğ ve arda kural gibi saç boyatsalardı tabiiki pırıl pırıl platin saçlarıyla hatırlardık onları da. Cüneyt arkının 20li30lu yaşlarındaki fotoğrafların kalitesi gravür niteliğinde olduğu için hafızamızda öyle yer etmemesi normal bence.

Sarı bıyık'ın bile (al san 90lar jönü :p şakaşaka) yaşlanınca saçları küllü kumral oldu. Normal değil mi?
  • jimjim  (14.12.18 23:18:45) 
Nuri Alço


  • dougsampson  (14.12.18 23:27:45) 
Kıvanç tatlıtuğdan önce onun kadar batı görünümlü sarışın biri yok benim de aklıma kimse gelmiyor. Ama ondan öncekilerinin de kara kuru esmer tipler olarak kabul etmiyorum arkadaşlarin saydığı isimler gayet yakışıklı isimler. Türkiyede yakışıklı esmer çok ancak sarışın yakışıklı çok az. Türklerde sarışın erkekler genele vurunca estetik değil.


  • damla sakızlı dondurma  (14.12.18 23:37:52) 
80'lerden Tolga Savacı var ama kumral, renkli gözlü.


  • heidi'nin dedesi  (15.12.18 03:25:00) 
Soner arıcıçok sarışın bence


  • fasulyek  (15.12.18 03:48:58) 
İkini Bahar'dan Tan Sağtürk geldi direkt aklıma soruyu görünce. Ama tabii bi Kıvanç jönlüğü olmadı onun da hiçbir zaman.


  • ms brownstone  (15.12.18 13:32:39) 
Uğur Dündar


  • hocam  (15.12.18 13:44:22) 
Göksel arsoy denmiş, lakabı altın çocuktu o dönem.


  • [GODDARD]  (15.12.18 16:56:41) 
aklıma ilk sertan acar geldi benim. 70lerden. gerçi o zamanlar kıvanç tatlıtuğ ayarında meşhur muydu bu çocuk bilemeyeceğim. birçok filmde gördüm yalnız. sarışın jön deyince aklıma hep o gelir.

edit: şimdi kontrol ettim. yalnızca 2 sene aktörlük yapmış bu adam.
  • i m cool with that  (15.12.18 17:17:04 ~ 17:20:42) 
günlerdir kimdi kimdi diye kafamı kurcalayan ismi buldum;
müşfik kenter.
daha önceki cevaplarımda açıkladığım tv sektörü gerçeğini göz önünde bulundurarak bu dönemlerde yaşasaydı kıvançla kapışır ve muhtemelen alaşağı ederdi diyorum.
  • jimjim  (17.12.18 23:08:51) 
Ahmet Özhan vardı. bizim jenerasyon pek tanımaz ama tek kanallı tv döneminde, kendisi şimdinin Kıvanç Tatlıtuğ kadar rağbet gören birisidir.


  • love and trust  (07.03.24 16:29:09) 
[]

Ferdi Tayfur-Emmoğlu

Bu şarkıyı bilmemek tuhaf mı?

Dün milyonerde bizim lisenin(özel lise) anadolu tarafından(yani burssuz, baba parasiyla okuyan boş beleş tayfa) bi kız milyonere katılmış. Kız zaten o grubun en popi kızlarından, lisedeyken tikky, aptal bi kızdı. 3. Soruda elenip 1000 lira aldı.

Elendiği soru da sesli soruydu, Fatih Erkoç'un söylediği İngilizce bir şarkı çaldı. Bu şarki ferdi tayfur'un hangi şarkisinin ingilizce halidir diye sordu. Şimdi bu kızin ferdi tayfur bilme olasılığı zaten 0 ama jokeri de çok saçma kullandi ve elendi. Sunucu, seyirciler falan nasil bilmezsin emmoğlu'nu moduna girdi, sözlükte biri yazmiş nasil bilemedi diye hatta twitterdan baktim biraz orda bile yazmişlar.

Valla ben hayatimda hiç ferdi tayfur dinlemedim, ben de bilmiyorum o yüzden şarkıyı, hatta lise arkadaşlarimla kizin muhabbetini yapıyorduk, onlar da bilmiyor. Ha seyirciye sorardim onlar kesin bilir diye ama ne bileyim babama sordum demin o bile dedi oha nasil bilemedi diye shshshsh

Cidden bu kadar meşhur bir şarki mi yav bu emmoğlu? Sabah sabah işsizlikle uzun uzun yazdım yine, neyse teşekkürler şimdiden..

 
Tuhaf değil, bugün yirmili yaşlarında olan insanlar bilmeyebilir, 35 yaş sonrası bilmiyorsa tuhaf olabilir, 20 yaş altı biliyorsa orada bir problem var demektir.


  • angelus  (27.11.18 08:55:40) 
80 ve öncesi doğumluların bilmesi çok normal, çünkü maruz kaldığı tv sayısı çok az ve heryerde de çalardı. Popüler bir şarkıydı.

Ama 90 üstü doğumluların bilmemesi de çok normal, bahsettiğin kız 90 lı yıllarda doğduysa bu şarkı çalarken ya kundaktaydı ya da altına işiyordu henüz.
  • John Bloor  (27.11.18 08:56:32) 
bu şarkıyı bilecek kişiler en fazla 1986 doğumlu olanlardir.

bunun dışında bir insan f.tayfur fanı degilse, youtube'da ferdi tayfur aratmiyorsa şarkıyı bilmesi mumkun degil.
  • tabudeviren  (27.11.18 09:16:01) 
Ben de böyle düşünüyorum, kız da zaten 96lı sanirim. Ama twitterda yazanlar baya genç duruyodu ondan şüpheye düştüm "Lan bilmemiz gereken bi şarkı miydı acaba?" Diye


  • nundu  (27.11.18 09:20:51) 
70-80lerde doğanlar kesin bilir. 90larda doğanların bilmesi sürpriz olur


  • dafuq  (27.11.18 09:25:21) 
kucukken bizde ferdi tayfur'un "mor guller" adli kasedi vardi. onun icindeydi bu sarki, cok severdim... nitekim benim kucuklugumde tv'lerde de cok cikardi. Hey gidi heyy.. 86 dogumluyum.

simdi yanimda arkadasimin kardesi var, 94'lu. ona sordum, bilmedigini soyledi.
  • mesudiyeli mesut  (27.11.18 10:29:57) 
çoğu insan müslüm gürses ve şarkılarından film sayesinde haberdar olmuşken daha az kesim tarafından bilinen ferdi tayfur'un emmoğlu şarkısının bilinmemesi gayet doğal bence.


  • since1907  (27.11.18 11:52:48) 
o şarkı çıktığında ya ortaokul ya da lisenin başlarındaydım. Fazla müzik kanalı da yoktu, kral tv vardı, devamlı çıkardı ve bilmemek imkansızdı, eminim ki 80'lerde doğan bir çok kişi biliyordur.

Aynı şekilde bana da şimdiki neslin bildiği popçulardan birisini sorsalar çok ünlü olsalar da bilemem, dinlemiyorum.
  • kimlanbu  (27.11.18 12:36:24) 
[]

Fantastic beasts the crimes of grindelwald izleyen var mı?

Varsa şurda bi kritiğini yapalım. Çok saçma bi film değil miydi yav? Tüm filmi "Baba ne izliyoruz biz?" Modunda geçirdim. Olay örgüsü ile ilgili güzel bilgiler vermiş ama filmin film olarak değerlendirmesi çok kötü bence




 
Akşam filme gideceğim :) sonrasında bende yazarım 3-5 kelam buraya.


  • josefen  (16.11.18 15:06:38) 
önceki filmi izlediniz mi? ya da Harry Potter evreniyle alakalı mısınız? şuan içim içimi yiyor gidemediğim için :S


  • ferrarimizolaydisatardik  (16.11.18 17:44:35) 
Önceki filmi sinemada izledim, sonra bi kere daha izlemiştim ilk çıktığı donemlerde ama şimdi izleyince pek hatırlamadığımı fark ettim, aslında amacım buna gitmeden tekrar izlemekti ama bi anda karar verip gittim sinemaya o yüzden fırsatım olmadı.

Harry potter evrenine ilgiliyim, öyle aşşırı olmasa da potterhead diyebilirim kendime, kitapları ikişer kez okudum, orijinal 8 filmi defalarca izledim, evreni takip ediyorum yani genel olarak.
  • nundu  (16.11.18 18:06:04) 
@josefen

İzlediniz mi filmi :)
  • nundu  (16.11.18 22:42:10) 
of ben izledim, başıma bişey gelmiycekse bokum gibi film yapmışlar. gerçekten izlerken sıkıldığım sayılı filmlerden biri oldu benim için ki harry potter evrenine on iki yaşımdan beri bayılıyorum. ne izliyoruz biz +1.


  • evde liyakat kalmamis  (17.11.18 22:59:29) 
sonunda bende izledim. eşim hiç beğenmedi (hp evrenine yabancı). anlasın diye açıklamalar yaparken bazen kaçırır gibi oldum. ben fena değil diyorum 3. filmin ön hazırlığını yapmışlar işte olayı orada bağlarız gibi olmuş biraz. Queenie nasıl taraf değiştirdi impereus lanetiyle mi? orayı tam anlayamadım.


  • ferrarimizolaydisatardik  (20.11.18 10:39:52) 
Hayır ya, işte filmin basinda diyolardi ya grindelwald çok ikna edici, gardiyanları değiştirmek zorunda kaldık, dilini bağladık vs. Adamın öyle bi ikna gücü var muhtemelen o şekilde ikna etti queenie'yi. İmperius gibi durmuyodu.

Ya 3. Filmin hazirliğini yapmışlar da koca 2 saatlik film bu fragman değil ki, filmin son 5 dakikasini saymazsak hiçbir amacı yok. Son 5 dakikayı verip 3. Filmi bekleyin deseler de olurmuş. Anca bi iki hogwarts gondermesi falan izledik yani onca saat.

Jk rowling bu seriyi kitap olarak yazmak istemiş de film yapmislar gibi. Kitapsal bi anlatimla çok iyi olabilirmiş ama film olarak olaylar aşiri bağlantısız duruyor hiç beğenmedim
  • nundu  (20.11.18 13:28:28) 
[]

Fenerbahçe'nin amblemi

Bir Beşiktaşli logo/amblem sever olarak olabildiğince objektif yaklaşarak soruyorum, sizce de karışik ve göz yorucu değil mi?

Şimdi bölümlere ayirirsak üzerinde siyah şekilde Fenerbahçe Spor Kulübü 1907 yazan beyaz bir halka, onun içinde kırmızı bir disk, onun üzerinde sarı lacivert yatay çizgili bir kalkan(shield), onun üzerinde de yeşil bir palamut yaprağı (ya da rakip takimlarin genelde maydanoz diye dalga geçtiği yaprak). Ayrica bunlar arasinda da çok yoğun siyah sınır cizgileri var.

Ambleme ilk baktığımda beyaz, yeşil ve kirmizi, sari ve lacivertten daha çok dikkat çekiyor bence. Kulübün "sarı lacivert" kimliğine de pek uymuyor sanki bu durum. Malum son yıllarda Avrupa'da (ve mesela abd'de NBA takimlari falan) daha minimal ve sade tasarımlara geçiyorlar ki genel olarak tasarım dünyasında da moda o. Beşiktaş kıyafetlerde kullanmak için alternatif logo gibi bi şey bile oluşturmuştu hatta.

Şimdi bu açıdan bakarsak Fenerbahçe de logodan kırmızı diski ve dışarıdaki beyaz halka kısmını atıp, o sari lacivert kalkan ve daha minimal bir yeşil palamut yaprağı kısmiyla bir amblem tasarlasa mesela daha şık olmaz mı? Hem sarı-lacivert renkleri de iyice öne çıkmış olur. Tabi her şekilde tüm ülke garipser bi süre değişim olsa ama sanki güzel bi tasarim olsa eskisini aratmaz gibi geliyor.

Fenerbahçeliler siz ne düşünüyorsunuz ambleminizle ilgili? Sizce bir değişime ihtiyacı var mi yoksa şimdiki hali zaten mükemmel mi? Diğer takim taraftarları da yazabilir tabi.

 
4 yildizspor'luyum ve bizimki guzel.

Dogru tespit. Degisecegini sanmiyorum. Artik su palamut yapragindan kurtulmalilar bence.
  • baldan kaymak  (02.11.18 13:13:37) 
ben de dahil şimdiye kadar hiç bir fenerbahçelinin amblemden şikayetçi olduğunu veya değiştirilmeli dediğini duymadım.
mükemmel diye bir durum söz konusu olmasa da kötü de değil.

  • re noreno  (02.11.18 14:02:16) 
[]

Netflixte telefona indirip metroda izlemelik dizi

Bölümleri 25 dakikadan uzun olmayacak ve toplu taşimada izlerken linç edilmeme neden olmayacak güzel bir dizi arıyorum. Bundan önce BoJack Horseman(ki bunda da linçlik sahneler vardi ama şansima hep evde izlerken denk geldim ama bu tarz olmasin yani) ve Brooklyn 99'in 4. Sezonunu (önceki sezonları izlemiştim zaten) izledim bu şekilde okula gidip gelirken metroda. Bu tarz başka ne tür diziler (çizgi film de olur) indirebilirim izlemek için?




 
castlevania netflixte var mı bilmiyorum


  • hitsumo  (27.10.18 10:24:40) 
norseman 2 sezon 12 bölüm şimdilik.
inanılmaz eğlenceli buluyorum. sanırım gani müjde'nin kahpe bizans ile yapamadığını yapmışlar. dozu yerinde çok güzel bir komedi/dram ve içinde vikingler var daha ne olsun.
toplu taşımada ekranıma bakıp sen ne izliyorsun lan diyeni ekranıma ne bakıyorsun hödük diye orada döver ve araçtan dışarı atarım.
bu aralar sinirliyim biraz.
  • ozdek  (27.10.18 10:56:46) 
Oyumu archerden yana kullanıyorum


  • milletin efendisi olmaya gelen adam  (27.10.18 13:36:01) 
the good place


  • kronik  (27.10.18 14:21:27) 
the good place +1


  • mabelle  (27.10.18 14:23:37) 
archerda linç yiyebilirsin.


  • neverlose  (27.10.18 15:31:44) 
[]

Stk'lere gönüllü olanlar niye gönüllü oluyor?

Mesela ekşide bugün şehrin iyi hali reklami var anasayfada. Gençler gönüllü olup işte değişik konularda sosyal sorumluluk projelerine giriyorlar. Böyle şeylere katilmak için motivasyonları ne insanlarin? Cv'de yazmak ya da belki kız düşer diye mi yapıyolar yoksa cidden insanlara yardim etmek için yapan var mı?

Valla linç edebilirsiniz ama kendim o tarz bir olaya katilmam herhalde hiç ya. Evde kıçı devirip yatmak ya da arkadaşlarla takilmak varken gidip gönüllü iş yapmak mantıksız geliyor bana. Hiç keyifli bir olay gibi gelmiyor çünkü o tarz işler. Ha mesela illa gönüllü bir şey yapmak zorunda olsam yurtdışından gelen bi kafileye yardimcilik falan yapardim en azından ingilizce konuşurum, yabancı insanlara muhabbet ederim falan. Ya ne bileyim huzur evi, kimsesiz çocuklar falan bu tarz bi etkinliğe katilmayi bi insan niye ister yani, çok tuhaf geliyor bana?


 
sen de bizim için çok tuhafsın nundu. :)
ama şöyle bir "hint" vereyim sana: günün sonunda bir yerlere gelmek istiyorsun belli ki, İngilizcem gelişsin diyorsun. Senin çapını büyütebilecek, bakış açını genişletecek ve yeteneklerini artıracak şeyler asıl o gönüllü işlerde. Git bak bakalım nasıl çöp toplanıyor, nasıl organizasyon yapılıyor, sonucu ne oluyor.
Emin ol, ortaya çıkan her işte (yazılım, inşaat, proje yönetimi ne olursa olsun) kıçını devirip yatanlarla, bir şeyler yapmaya çalışanlar arasındaki fark kabak gibi çıkıyor.
selamlar, sevgiler.
  • ebabil curnatasi  (19.10.18 18:51:41) 
çünkü insanların kendi tercihi ve her insan inaktif bir hayat yaşamak istemiyor.

şaka şaka kız düşürmek için.
  • binder dandet  (19.10.18 18:52:19) 
Universitedeyken egitimini alip TEGV'de ders vermeye basladim. Her zaman bencillik bir yere kadar. Bir sure sonra baskalarina da yardim ediyorsun. Bir de 4 kardesi olan ogretmenin hic ilgilenmedigi fakir bir cocuk oldugunu dusun. TEGV'e gelmek o cocugun hayatindaki tek guzel seydi. Simdi o cocugu mutlu etmek eldeyken neden benzer STK'lara karsi olayim ki

Binder Dandet icin edit: Her zamanki gibi kotulugunu ortaya koymussun. Umarim TEGV gibi yerlere gelmiyorsun. Oradakiler 18 yasindan kucuk haberin olsun.
  • Traveller  (19.10.18 19:01:02 ~ 19:03:44) 
Traveller +1

Bos arazilere mese palamudu ekme isini ustlenen TEMA gibi STK'larin kollari var. Oraya bir tohum eksen, o bir agac olsa bunu seni mutlu etmez mi? STK olmasi da zorunlu degil. Cocugun olsa ve birlikte bir agac dikseniz. Cocugun o agacla buyuse iyi olmaz mi? STK'lar bunun gibi islerle ilgileniyor.
  • myfavouritedays  (19.10.18 19:18:07) 
Birisine yardım etmek beni mutlu ediyor ama bu ülkede stklar bile eş dost yeri. Losev ve tog etkinliklerine katıldım. Hiç memnun kalmadım.


  • geçerkenugradım  (19.10.18 19:27:05) 
Çünkü mutluluk paylaştıkça, insanları mutlu ettikçe güzel


  • purplee  (19.10.18 19:31:15) 
Valla soru troll sorusu herhalde diye başlığı tıklamadım ilkin ama birkaç kez daha karşıma çıkınca açıp ne yazık ki ciddi olduğunu gördüm.

Yani bunu anlatmaya nerden başlayacağımı bilemiyorum çünkü bunu nşa' da sizin fark etmeniz gerekiyordu:/ Ama sanırım hiç sizin neden olmadığınız bir eksiklik (ister maddi ister manevi olsun) yaşamamışsınız.

İnsanlar hayata eşit şartlarda başlamıyor. Hayatında bu eksiklerin sıkıntısını acısını çeken insanlar yokmuşlar gibi davranıp onlara sırtını çevirmek benim insan olma tanımıma uymuyor malesef. Her şeyden öte topluma karşı vicdani sorumluluk çerçevesinde bakmak lazım. Bunu bir kez deneyimleseydiniz eğer kafanızı yastığa koyarken yaşayacağınız iç huzur bu soruyu sordurmazdı.

Birde yanlış hatırlamıyorsam eğer tıp okuyordunuz. Böyle bir soruyu soran birinin doktor olacak olması filan ne garip. Sanırım mesleği seçerken tek motivasyonunuz paraydı.
  • Amaranta ursula  (19.10.18 20:04:06) 
@amaranta ursula

Hekimlikten çok bilimsel araştirma kısmına olan ilgimden dolayı tıp tercih ettim. Kariyer planlamamda hastaları iyileştirmektense bilimsel araştirmalar yapıp tıbba fayda sağlamak var. Para konusuna da önem vermekle beraber tek önceliğim değil ama pek hümanist, insanları iyileştirmeliyim kafasında biri olmadiğım da doğru, haklısinız.

Ayrıca ben bu işlere karsi olduğumu belirtmedim sadece ben böyle bi şey yapmazdım boş zamanimda, yapanlar gerçekten iyilik olsun diye mi yapiyor yoksa başka motivasyonları mı var diye sordum. Gerçekten iyilik içinse ne güzel. Ben kendimde o "iyiliği" bulamam mesela. Tabi ki kötü durumdakilere üzülürüm ama boş zamanımı onlar için harcayacak kadar iyi biri değilim demek ki. Gerçekten iyi olanlara saygilar diliyorum.
  • nundu  (19.10.18 20:31:10) 
eğlenceli çünkü, bir sürü insanla tanışıyorsun, beraber bir şeyler yapıyorsun, birde kendini işe yarar hissediyorsun, STK'larda yer alan insanlar hmm dur insanlığa iyi bişi yapayım diye yapmıyorlar aslında, ilgi alanlarına ait şeylerde işler yapıyorlar zaten hem öğreniyorlar, hem eğleniyorlar, hem iyi hissediyorlar, enerjileri var vs. vs. vs.


  • selam  (19.10.18 21:22:13) 
seninle aynı kafadayım.

üniversitede topluma hizmet dersi vardı 3. sınıfta, gönüllülük yapmamız gerekiyordu. yapmadım, 4. sınıfta da yapmadım, allahtan bütünleme sınavı yaptılar yoksa o sikko dersten dolayı okul uzayacaktı.

senin de dediğin gibi kötü haberlere, zor durumda olan insanlara üzülüyorum ama aksiyon almıyorum. bence bizim gibi çok adam var ama unpopular fikir olduğu için dile getirilmiyor pek.
  • mattiadestro  (20.10.18 14:02:25) 
[]

100lük biraya Bavyera denilmesi

Bu başka illerimizde de var mi yoksa sadece simide gevrek, çekirdeğe çiğdem demek gibi bir İzmir olayı mı? Ankarali, İstanbullu arkadaşlarim genelde bu olayi bilmiyorlar ki ilk çok şaşırmıştım tüm Türkiye'de bu şekilde diye düşündüğüm için. Ben yine de bi sorayım dedim belki İzmir dişinda böyle kullanan vardir.




 
izmir dışındayım, hiç duymadım.
edit: arjantin'i duymuştum ama nerede, nasıl olduğunu hatırlamıyorum.

  • Bruce  (13.10.18 09:54:13 ~ 10:05:31) 
Skim sonik bir adlandirma. Bavyera bolgesinde, 100luk biraya mass derler.


  • ubi dubium ibi libertas  (13.10.18 09:55:41) 
8 senedir izmir'de yaşıyorum, ben de hiç duymamıştım.


  • pati  (13.10.18 09:55:44) 
İzmit'te 50lik arjantin diye satılıyor. 100lük Bavyera burda da ama çok az yerde duydum. Eskişehir'de Bavyera kullanımı daha yaygındı.


  • nickimin hakkini veremedim  (13.10.18 10:02:32) 
25 senedir ankara'da yaşıyorum, hiç duymadım


  • kablelvuku  (13.10.18 10:03:05) 
@kalte sterne

Alsancak, küçükpark, bostanlı ve balçovada en az 10 pubda bavyera diyip 100lük bira sipariş ettim. Pek çok mekanda menüde ya da pankart olarak bavyera 15 tl vs. Fiyatlandirma ya da kampanya gördüm. Gayet yaygın bir kullanım İzmir'de ve menülerde de yaziyor dediğim gibi.
  • nundu  (13.10.18 10:18:08) 
1-2 senedir izmirdeyim ve duydum. uzun süre yaşayanlar nasıl duymadı ilginç.
soruya gelirsek evet izmir dışında görmedim hiç.

  • axl  (13.10.18 10:19:14) 
ben izmirde bi varuna gezginde böyle görüp öğrenmiştim. başka mekanlarda görüp duymadım ama çok mekan gezen bu alemleri bilen biri değilim.


  • alaimisema  (13.10.18 10:33:33) 
Düşündüm de İzmir dışında bavyera sipariş vermemişim. Ben de sadece izmir’de kullanılıyor olmasına şaşırdım şuan.


  • denef  (13.10.18 10:50:48) 
istanbulda hiç duymadım


  • alt4y  (13.10.18 11:01:53) 
herkes bavyera demiyor muydu ona yav? ben de çok şaşırdım kimsenin bilmemesine. neden bavyera deniyor onu da bilmiyorum.


  • nice tnetennba  (13.10.18 11:36:30) 
Eskişehir'de Bavyera biranın çıkış noktası Varuna Gezgin barın şubelerinden gelmektedir. Artık Varuna'lar dışındaki barlarda da 100'lük biralara menüde bavyera adıyla rastlamanız olasıdır. Biri bana Bavyera dese aklıma artık 100'lük bira geliyor.


  • principlei  (13.10.18 11:44:55) 
ilk defa duyuyorum, izmirde hiç bulunmadım ama çok fazla ve farklı yerlerde takıldım.

nasıl bir bardakta geliyor bu merak ettim bi görsel atabilir misiniz ?
  • jugador  (13.10.18 11:48:24) 
İlk kez taksim varuna gezgin'de gördüm duydum içtim. Başka yerlerde 70lik bile kalmadı hep 33 ve 50lik artık sanki.

Bardağı merak edenler, bildiğiniz saplı 50lik bardağının scale edilmiş hali.
  • nhk ni youkosu  (13.10.18 11:59:47) 
20yıldır izmirdeyim. girmediğim mekan kalmamıştır. kapanan inciraltı turkuazda 100 lük biraya arjantin deniliyor ve menğde de yazıyordu. bavyera hiç duymadım gerçekten.


  • ground  (13.10.18 12:13:40) 
İstanbuldayım, sadece şişhane varuna gezginde duydum


  • sanquis  (13.10.18 13:34:07 ~ 13:59:18) 
100lük biranin nadir olmasina da cok şaşırdım şimdi. Nasil yok ya 100lük bira sizin oralarda?


  • nundu  (13.10.18 13:54:14) 
Ben de hayatımda yüzlük bira görmedim İstanbul'da. 70lik vardı eskiden ama yüzlüğe denk gelmedim hiç. Biraver çok içerdik bak, o da eskisi kadar yaygın değil, masalarda görmüyorum hiç.

100'lük biranın mantığı yok çünkü, bu yüzden çok yerde yok. o bira ısınacak, ne gereği var mis gibi 2 50'lik varken.
  • Bruce  (13.10.18 13:58:35 ~ 14:25:42) 
doğma büyüme ankaralıyım, sadece bir mekanda gördüm bu olayı. 250lik olanına da serçe diyorlar:)


  • theseachange  (13.10.18 14:05:09) 
100luk birayi mekanina göre 15-18 arasi alabiliyorsun İzmir'de. İki tane 50lik alayim desen 25ten aşağı çikmaz(daha pahali bile olabilir şu an net hatırlamiyorum son fiyatları 50liklerin). İçerken de çok ısınmıyor bira genelde soğuk bardakta servis edildigi için ve lıkır lıkır gidiyor. Tam bir fiyat performans ürünü bence :D


  • nundu  (13.10.18 14:54:18) 
varunalarda duydum ben de.


  • Olric  (13.10.18 15:03:40) 
İzmirliyim arjantin deniliyordu eskiden iamini değiştirmişlet demek


  • fasulyek  (13.10.18 15:54:48) 
[]

BoJack Horseman izleyen var mı?

Çok iyi bir dizi değil mi ya sanki gerektiğinden az ilgi görüyor gibi hissediyorum. Ben de bu sene dizinin 5. Sezonu çıkınca başladım diziye ve 5. Sezon bitmek üzere şimdi yarin falan biter muhtemelen. Ki öyle çok araliksiz dizi izleyebilen biri değilim ona rağmen bence baya hizli bitirdim gibi hissediyorum.

Her bölüm ayni hikayeyi çok farkli bir üslupla inceliyor ve karakterleri, olay örgüsü, mizahi yanı, dünyası, dramı, flashbackleri falan aşiri hoşuma gidiyor. Mesela bugün 5. Sezon 6. Bölümü izledim, o nasıl harika bir bölümdü, hayatımda izlediğim en iyi dizi bölümlerinden.

Var mi burda takip eden?

 
katılıyorum çok iyi bir çizgi dizi olduğuna. Esprileri harika hem gerçekçi aynı zamanda da uçuk.

tavsiye niteliğinde: big mouth .... netflix dublajı çok eğlenceli.
  • binder dandet  (10.10.18 19:22:47) 
Dün bitirdim 5. Sezonu, mükemmel bi dizi evet:)


  • lalu  (10.10.18 19:41:03) 
Big mouth ilk sezonu izledim, bojack bitince ikinci sezonunu da izliycem. Ama İngilizce izledim Türkçe dublaji mi iyi dediğiniz?


  • nundu  (10.10.18 19:59:35) 
İlk sezonundan beri hastasıyız. Eskiden pek bilinmiyordu ama artık yurtdışında popüler baya. Türkiye'de hala daha az biliniyor.


  • chavezding  (10.10.18 21:29:12) 
izliyorum, iyi dizi. 5'i izlemedim ama 4'deki holihok karakteri ağır baymıştı ama. 5'te de varmış galiba, izlemeye üşeniyorum.

bu arada will arnett'in diğer dizisi flaked de idare eder bojack'in yokluğunda.
  • mattiadestro  (10.10.18 22:30:07) 
Hollyhock ilk 8 bolumde yok 5. Sezonda. 9da var ama sanirim bölüm başlığındaki resimde var. Ayrica bence kötü karakter değildi ya.


  • nundu  (10.10.18 22:36:19) 
3. sezon çıktıntan hemen sonra izlemeye başladım. Efsane. Şu an tv'deki en sevdiğim dizi hatta.


  • noluyo yaa  (10.10.18 22:58:21) 
Müthiş,its time for sad horse show. Bitmesin diye azar azar izliyoruz.


  • ruz  (10.10.18 23:16:24) 
Gerektiğinden az ilgi gördüğünü sanmıyorum, çok başarılı dizi, günlük hayattaki ve hayattaki genel sıkıntıları, yanlışları bunun gibi sıkmadan anlatabilen, seyirciyle bu kadar derin bağlantı kuran -en azından benim için- başka bi dizi izlemedim ben. Ayrıca suluboya animasyonu olması, genel sinematografisi falan da artı şeyler.


  • mirafiori  (11.10.18 00:03:00) 
[]

Euro 2024'ü Türkiye'nin düzenlemesini ister misiniz?

Bugün belli olacak ev sahibi, bilmeyen varsa. Almanya ve Türkiye aday ve evet ben de biliyorum ki %99 ihtimalle Almanya kazanacak ev sahipliğini ama yine de soruyorum Türkiye'de olmasini ister misiniz?

Ben her şeye rağmen yine de isterim sanirim. Ev sahipliği güzel bi sey bu tarz turnuvalarda. Ama İzmir'in ev sahibi kentlerden olmaması büyük rezalet. İzmirli biri olarak hiç şaşirmasam da yine de çok kızgınım. Hem bu bahaneyle rezil durumdaki İzmir Atatürk Olimpiyat stadı da yenilenirdi.


 
İsterim.

Ben her şeye rağmen yine de isterim sanirim. +1
İzmirli biri olarak hiç şaşirmasam da yine de çok kızgınım. -1
  • datnet  (27.09.18 11:32:04 ~ 11:34:11) 
istemem. gidip sadece iki ülkenin tanıtım videosunu izleyin, aradaki fark öyle acı bir şekilde çarpıyor ki insanın yüzüne.. basit bir tanıtım videosuna ve logoya bile özenmeyin, video metni ortaokul kompozisyonu tadında olan bir ülke gelecek milyon tane turiste nasıl hizmet verebilir? çomar, yabancı karşıtı, sapık - tecavüzcü, niye etek giydin lan diye tekme atan insanların olduğu yerlere bunca insanın gelmesi yazık değil mi? işi her zaman en iyisine vermek gerekir, kendi ülkem bile olsa milyonlarca insanın mağdur olmasıni, memnuniyetsiz ayrılmasını istemezdim.

ek: izmirliyim, yazık olmuş ama umrumda da değil.
  • mehmed resad  (27.09.18 11:33:51 ~ 11:35:27) 
isterim +1

izmir'liyim. şaşırdım ve kızgınım.
  • himmet dayi  (27.09.18 11:34:29) 
almanya kazanırsa biz de kazanmış sayılmayacak mıyız? :')


  • since1907  (27.09.18 11:36:36) 
gerek yok. hadi pamuk eller cebe diyecek bir yönetim var çünkü.
yine bir organizasyon yapılacaktı. isntabul'da akaryakıt fiyatlarına ek vergi koydular bunun için.

  • sutlu nescafe  (27.09.18 11:36:39) 
İstemem. Mastafları bize girecek zaten bitiğiz. Gelen turistler de en rezil hâllerimizi görecek, tecavüze uğrayacak vallahi hiç gerek yok.


  • le jeune turc  (27.09.18 11:37:08) 
Şark kurnazı esnaf, taksici, kapkaççı, yankesici bilmemne ellerini ovusturuyordur, gelseler de paralarını tokatlasak, karılarına, kızlarına sarksak diye, bizim ülkeye fazla. Diyelim turnuvada rakibimizle maçımız var, format gereği biletler yarı yarıya bölüştürülüyor. Olası bi kötü sonuçta ortalık kan gölüne döner, futbol taraftarlığı beyinzsizliği malum


  • freedonia  (27.09.18 12:22:26) 
Isterim. Turkiye zaten milyonlarca turisti guzelce agirlayan bir ulke. Rusya bile dunya kupasi yaptiysa tr euroyu hayli hayli yapar.

Onun disinda izmir olaydi iyiymis
  • kuehles blondes  (27.09.18 12:31:18) 
istemem.

büyük bir para var ortada. 70 milyar euro ya da dolar gibi bir şey konuşuluyor.

o parayı sanayi, endüstri, eğitim, bilim gibi geleceğe yönelik şekilde değerlendirmeliyiz.

avrupalı için ucuz bi etkinlikten başka bir şey olmayacak. şu anda para birimimiz 1/7 oranında çünkü.
  • eeb  (27.09.18 12:31:19) 
istemem. bizim ayranımız yok içmeye. statta, yollarda, otellerde inşaat işinde çalışacak adamları havalimanındakilerden beter yapabiliriz.

almanya bütçe fazlası veriyordu. harcayabilecekleri bir para var. almanlar düzenlesin.
  • barankovan  (27.09.18 13:12:28) 
isterim

olmayacak duaya amin demem.
  • babilbaligi  (27.09.18 14:26:50) 
isterim tabii, niye istemeyeyim. önemli prestij.


  • Neill  (27.09.18 14:58:50) 
bir yanım istiyor bir yanım kızgın. sırf muhafazakar değil diye stada yapmadıkları İzmiri cezalandırıyorlar. bu ülkenin en büyük 3. şehri ve avrupaya kafa olarak en yakın şehirken izmiri dışlamak çok kalleşçe.


  • mikahakkinen  (27.09.18 15:38:41) 
vermediler zaten: tr.sputniknews.com

istemiyordum. futbolla ilgili hicbir sey istemiyorum.

gecmis olsun.
  • Leonardo~Da~Vinci  (27.09.18 16:15:52 ~ 16:21:32) 
istemem. bu tarz büyük organizasyonlar ülkeler açısından ortalama birkaç milyar dolar zarara yol açıyor. kârlı bir iş değil.


  • zgrydn  (27.09.18 16:19:06) 
her şeye rağmen nedir ya :)

her şeye rağmen doların 3 liraya düşmesini ister misiniz? gibi bir soru bu

elbette isterim
  • dafuq  (27.09.18 16:26:04) 
@dafuq

Ekonomik duruma, hükümetin propaganda için kullanacak olmasına, Konya'ya giden turistlerin karşilaşacaği tutuma rağmen isterdim evet

@zgrydn

Her şey para değil. Avrupa futbol şampiyonası düzenlemek, olimpiyatlara ev sahipliği yapmak falan ülke için çok önemli olaylar
  • nundu  (27.09.18 16:35:34) 
İsterdim ama olmadı. Hatta merakla izledim o açıklama anlarını. Deli gibi eğlenirdik lan. Sanki ülkenin paralarını bize harcıyorlar. Ben eğlenmeme bakardım valla.


  • eazy  (27.09.18 16:39:26) 
@nundu, bu kadar hassas bir dönemde yapılacak yatırımların geri dönüşünü sağlayamazsan toplumu manevi açıdan da yıpratırsın. futbol kardeşlik, birlik beraberlik, laylaylay geyiklerine karnımız tok.


  • zgrydn  (27.09.18 16:48:12) 
@eazy +1 devletin parasindan sanki hakettiğim kadar düşüyor bana. Gidip kendilerine yaptiklari saraya 2 oda eksik koyarlardi belki.

Ben de heyecanla izledim baya da üzüldüm almanya çıkınca. Ama o tanitim videolarinda bile belliydi. Almanya o kadar profesyonel yapmış biz sneijder, kuyt, quaresma ve aşiri alakasiz şekilde nusret koymuşuz. Bu ne saçma bi tanıtim videosuydu
  • nundu  (27.09.18 16:56:05) 
@nundu

olm ben dünden beri Bursa'da kalacak yer var yaz, Eskişehir'de üniden arkadaşı ararım yer ayarlar yaz, Kocaeli yakın zaten git gel yap yaz yaz, Ankara'yı duyurudan buluruz yaz, Konya'yı salla, antep i köşele falan diye not tutuyordum arkadaşlarla.

Nusret bitirdi bizi. Valla benim hayat felsefem sktir et üzerine kurulu dalgamıza bakardır 1 ay boyunca. Üzüldüm lan.
  • eazy  (27.09.18 17:09:37) 
İyi ki vermediler. İzmir dururken Konya’yı Antep’i koyan zihniyet herşeyi beton olarak görüyor yine.


  • kumulatifvergimatrahi  (28.09.18 07:34:02) 
[]

İstanbullular, Galata kulesi'ne hiç çıktınız mı?

Şu ana kadar konuştuğum İstanbulluların 10'undan 9'u hiç çıkmamiş Galata Kulesi'ne. Ben 4 kez İstanbul'a gittim, 3 kez kuleye çıktım. Gayet güzel bir etkinlik bence İstanbul için. Ya hatta bi kere İstanbullu baya meşhur gezi bloğuna sordum, o bile çıkmamıştı çok tuhaf geldi.

Bi çeşit istanbullu olma coolluğu mu bu çikmamak? Mesela İzmirliler de saat kulesiyle foto çekilmez, biz izmirliyiz nişanidir saat kulesinin yanindan geçerken kuleyi takmamak. İstanbullu olmanin da olayi da Galata kulesine çıkmamak mı dhdhdh


 
Cikmadim. Yanina ise (dibi) sadece bir kez gittim.


  • dilemma of subscribtionability  (26.09.18 19:24:12) 
benim 4-22 yaş arası istanbul'da yaşamış arkadaşım galata kulesi nedir onu bile bilmiyordu.


  • ya ben lan neyse  (26.09.18 19:26:23) 
doğma büyüme istanbulluyum. ankara'da okurken yaz tatilinde üniversiteden arkadaşım istanbul'a gelmişti, ilk onunla gitmiştim galata kulesi'ne. ankara'dan istanbul'a gelen arkadaşı gezdirmek için yani. daha önce hiç gitmemiştim.
kız kulesi'ne de hiç gitmedim mesela.

  • pati  (26.09.18 19:26:24) 
O kadar Ankara'da oturdum bi kere Atakule'ye çıkmadım ben de. Gezerken böyle denyoluklar hoşuna gidiyor da içinde yaşayınca meh diyorsun eriniyorsun. Her gün önünden geçtiğin hede oluyor.

Bana diyorlar Stockholm çok güzel şehir, şöyle hoş, böyle güzel vs. Bana para versen gene gidip gezmem Stockholm'de. Neden? İçinde yaşayan adama sıkıcı geliyor isterse Disneyland'de yaşa durum böyle.
  • bos gezenin bos ustasi  (26.09.18 19:28:36) 
ben çıkmak istedim ama hep bi aşırı kalabalık ve sıra bekleyen insanları gördüm bastım gittim.


  • killerbee  (26.09.18 19:34:54) 
Gezme isteğim olduğunda önünde onlarca kişilik kuyruk oluyor hep, üşendim o kuyruğu beklemeye.

Olay manzaraysa çok daha güzel manzarası olan yerler var oralarda. Onlara gittim yani.
  • chicha  (26.09.18 19:37:01) 
Evet çıktım ama çok ilgi çekici değil demek ki veya çok kalabalık olduğu için pek ilgi çekmiyor.


  • MaNOfTheYear  (26.09.18 19:38:07) 
Çok pahalı değildi ya bence, 2 sene önce gittim en son hemen hemen hiç sira beklemeden çiktim cüzi bir miktara.

Topkapi, yerebatan sarnici, ayasofya, sultanahmet, dolmabahce falan da gezdim hep. Bunlarin arasinda mutlaka görmeniz gereken bence Dolmabahçe sarayı. Çok güzel, mutlaka gezilmeli diye düşünüyorum.
  • nundu  (26.09.18 19:42:07) 
Çıktım. Güzeldi. Yine olsa yine çıkarım.

Olmaz olsun öyle coolluk.
  • eeb  (26.09.18 19:54:17) 
İstanbula gelen bir ark ı götürme amaçlı bir kere çıkmıştım


  • gazozailacatmauzmani  (26.09.18 20:05:54) 
Çıktım.
Okul dönüşleri vapurdan el bile sallardım bazen aşıktım o zamanlar kuleye bile
Uzun zaman sonra yine bir gün Galata kulesi dahil bir Beyoğlu turu sonrası tatsız bir olay yaşadım şimdi ise onu görmemezlikten geliyorum böyle de bağdaştırırım hayatımı :D
  • esmeralda  (26.09.18 20:10:39) 
5-6 yaşımdan beri İstanbul'dayım ama Kız Kulesi, Galata Kulesi (İstanbul'un en çok sevdiğim yapısıdır bu kule) gibi yerleri hep en değer verdiğim insanlarla görmek istemişimdir. Bunca zamandır İstanbul'un en güzel yerlerini gezmeyi hep ertelemiştim bu yüzden. Hep dibinden geçmiştim. Üniversiteden bir arkadaşım İstanbul'a gelip de oraya çıkmayı isteyince hayır diyememiştim (en sevdiğim kişi değildir kendisi) ve çıktım, bu sebeple de pişman oldum.


Bir de rivayet var, Galata Kulesi'ne kiminle çıkmışsan onunla evleneceğine dair. Umarım gerçekleşmez böyle bir şey :))
  • m e b  (26.09.18 20:14:59) 
3-4 defa.


  • noluyo yaa  (26.09.18 20:21:17) 
Gelen misafirleri cok goturdum. Hep altta bekleyip sigara icerdim. Bi keresinde israr ettiler de oyle ciktim.

Ek olarak dubai’de yasarken burj khalifa’ya da cikmadim. Empire state ve eiffel’e de cikmamistim. Oha yukseklik korkum var galibandjshsbsj
  • brkylmz  (26.09.18 20:36:15) 
Dogma buyume istanbulluyum çıkmadım. Baska bir sehirden geldiginde dur o kadar yoldan geldim bir daha ne zaman gelicem diye gezersin falan da istanbulda yasayinca aman hep buradayim bir gun giderim elbet diye erteleme sansin oluyor.


  • ceann deas  (26.09.18 20:55:34) 
12 yıldır istanbul’dayım, birkaç defa çıktım. gün batımından hemen önce çok hoş oluyor. topkapı’ya, dolmabahçe’ye, arkeoloji müzesine de gittim birkaç defa.


  • ozgur bir kusun hatirati  (26.09.18 21:06:48) 
3-4 defa çıktım


  • insan opusen hayvandir  (26.09.18 21:21:16) 
[]

Tiyatro izlerken oyuncular adına utanmak

eksiup.com

Şöyle bir tweet vardı ve bunu okuyana kadar bu durum sadece bende var saniyodum :(


Tiyatro izlerken deli utaniyorum ya, çok saçma geliyor normal insanin karşimda rol yapması normalde davranmayacaği şekilde davranması. Çok yapay geliyo o yüzden bana tiyatro. Dizi, film vs gibi ekrandaki eserlerde bu his olmuyor o oyuncuyu adeta rolüyle benimsiyorum mesela doktor oynayan bi aktörün gerçekte doktor olmadiğini rol yaptığını arada kendime hatirlatmam gerekiyor ama tiyatroda rol yapan birini görünce cringe oluyorum, tuhaf hissediyorum.

Tiyatroyu da pek sevmiyorum açıkçası bu yüzden. Sizde var oluyor mu bu his hiç?

 
hayır olmuyor.

yaptığının rol oynadığının oyun olduğunu bilerek izliyorum.
  • eeb  (26.09.18 14:35:26) 
hayır, olmuyor. bu, tiyatro sanatını zerre kadar anlamadığınızı gösterir. zorlamaya gerek yok.


  • fragile lady  (26.09.18 14:40:18) 
rol yapmanın birinci kuralı rol yapmamaktır. rol yapamayan rol yaptığını hissettirir zaten. rol yapabilen kişiyle o sahneyi yaşarsın ve böyle bir duyguya kapılmazsın. sana tavsiyem kaliteli oyuncuların olduğu oyunlara gitmen.


  • prasinos  (26.09.18 14:45:54) 
baya kötü bir oyuna gidilmiş anlaşılan.

edit : gece gece iyi duyurucu banladım
  • dedim dedim de kime dedim  (26.09.18 14:48:12 ~ 27.09.18 01:06:17) 
daha kaliteli oyunlar izleyin.

belediye tiyatrosu, devlet tiyatrosu oyunlari vs. bana da komik geliyor. utanmiyorum izlerken ama bu ne mk diyorum icimden.
  • brkylmz  (26.09.18 14:51:52 ~ 14:52:12) 
Kötü oyunlar izlediğinizi düşünüyorum. Hatta lise müsameresi seviyesinde filan. Öyle oyuncular var ki sizin o dizide hissettiğiniz durumu hissettiriyor tiyatro sahnesinde.
Onun dışında fragille lady +1

  • infernalcadre  (26.09.18 15:00:43) 
kötü oyunlara, berbat oyunculara denk gelmiştir

oyunda, oyuncu rol kişisyle kendisi (oyuncu kişisi) arasında bir mesafe koymalı, sahnede kendini oynuyorsa zaten oyunculuk yapmış olmuyor.
dolasyısıyla siz seyrederken, rol oyanayan oyuncuyu değil, oyun kişisini (rolü)görmelisiniz; ancak o zaman seyirci olarak karakterle özdeşleşebilirsiniz.

cevaben; bu his elbetteki olmuyor.
mecburen kötü oyunlar seyretmek zorunda kalırsam, acıklı bir hisle karışık böyle düşünüyorum tabiiki; ama bu koskaca tiyatroyu sevmeyeceğim anlamına nasıl gelsin.

kötü bi poo müzik şarkısı duyunca müzik dinlemekten vazgeçmek gibi..
  • jimjim  (26.09.18 15:17:51) 
kötü oyuncuyla ilgisi yok sanıyorum, en iyi oyunlar ve oyunculara da gittim o his hiç peşimi bırakmadı, acaba en önde oturma ısrarım yüzünden mi diye arkalara da geçtim daha da vahim oldu durum sanki biri dublajını yapıyormuş gibi ses sisteminden gelmeye başladı vs. böyle kabul edip seyredilmesi illa gerekli şeyleri takip ediyorum artık.


  • Big bada bum bum  (26.09.18 15:27:59) 
Abartılı oyunculuk ve mimikten dolayı oluyor o. Bende de oluyor o zaman zaman ama tiyatronun olayı bu. Kötü oyunculukla alakası yok. Gün içinde yaşasan o kadar tepki veremeyeceğin bir olayın abartılarak sunulmasından dolayı.


  • bass solo take one  (26.09.18 15:32:49 ~ 15:33:34) 
tiyatrocuyum,özellikle yardımcı olmak isterim
sezonda oyun önermeme, üzerine oyunları birlikte tartışmamıza ne dersiniz? belki yine de sevmezsiniz olsun, bana da gözlem açısından katkısı olur.

  • jimjim  (26.09.18 16:08:33 ~ 16:18:20) 
bir de şu etki var;
-gülme'nin prensibinde de benzer bi durum vardır- sıradanı kıran şeylere durumlara olaylara karşı bu tip tepkiler veriyoruz. gülmek, utanmak, saklanmak, görmezden gelmek vb.
O sıradışı anla karşılaşıldığında akıl,duygular,vücut o anı telafi edecek bir(ani) tepki veriyor.
bir çeşit atalet gibi (hareketin korunumu yasası)Biz hayatı, bildiğimiz; kabul ettiğimiz sınırlar çerçevesinde devam ettirmek istiyor, onun sürekliliğini bozacak bir duruma direnme eğiliminde oluyoruz.
yani aniden yanınıza yanaşan birinin eşek şakasına vücudumuzun hızlı bir hareketle/refleksle tepki vermesi gibi.. düşen birine (çünkü bildiğimiz düz yürüme eylemi çizgisinin dışına taşıyor) gülmemiz gibi..

bunların dışında belki de yolda sokakta gördüğümüz insanların bir anda size bir mesafe (tiyatral mesafe) koymasını yadırgıyor olabilirsiniz. yani bir anda onlarla konuşamamk, sahneye atlayamamak vs seyirci olarak size de sorumluluk yüklüyor. normalde yolda sokakta herhangi birine karşı böyle bir sorumluluğunuz olmuyor. sizi bu rahatsız ediyor ya da utandırıyor olabilir.
  • jimjim  (26.09.18 16:17:53 ~ 16:19:44) 
Bende utanma olmuyor ama:
"Çok yapay geliyo o yüzden bana tiyatro. Dizi, film vs gibi ekrandaki eserlerde bu his olmuyor o oyuncuyu adeta rolüyle benimsiyorum mesela doktor oynayan bi aktörün gerçekte doktor olmadiğini rol yaptığını arada kendime hatirlatmam gerekiyor ama tiyatroda rol yapan birini görünce cringe oluyorum, tuhaf hissediyorum.
"
Icimi okumus gibisin resmen. Evet, ayni sekilde cok yapmacik geliyor cunku yapmacik gercekten. Beynimin icinden bir ses tam kendimi kaptiracakken "bu izledigin sey bir kurgu ve gorduklerinin hepsi rol" diye sürekli hatirlatma yapıyor bu yapmaciklik yüzünden ve oyunun icine giremeyip disarida kaliyorum. Dolasiyla hicbir anlamo kalmıyor.
Eskiden olmazsi bu, sonradan olmaya basladi bana.
Hele de tiyatro kliseleri yok mu. Konusma tarzlari, ses tonlari, verdikleri tepkiler hatya replikler bile ayni geliyor artik. Bu bir tiyatro diyor beynin hemen. Yapmaciklik akıyor her tarafindan.

Benim gibi dusunen de varmis demek.
  • stavro  (26.09.18 16:29:07) 
Kesinlikle ve kesinlikle olay kalotesiz oyun izlemek degil. U baska sey.


  • stavro  (26.09.18 16:30:04) 
valla ben de utanıyorum. tiyatro birkaç örneği dışında (ki onlar da türkiye'de değil) şu devirde utanılacak bir şey.


  • sir gawain  (26.09.18 17:02:32) 
Kaliteli oyun farkı olduğunu sanmiyorum. Kaliteli oyuncuların oyunlarina gitmişliğim de var ama o his geçmedi. Stavro'nun dediği tiyatro klişeleri mesela, bağıra bağıra konuşma, abartı tepkiler (kötü oyunculuk değil, tiyatronun doğasi gereği olanlar da var) tuhaf geliyor.

Tiyatro sanatini anlamamiş olabilirim belki evet. Sinema teknolojisinin bu kadar geliştiği bir çağda tiyatro sanirim biraz ilkel geliyor bana.

Örneğin Broadway'in son yıllardaki en popüler müzikallerinden biri olan Hamilton'ı çok beğenmiştim, torrent olarak kaçak çekim bulup izlemiştim. Ama bu prodüksiyonu gerçek film olarak görmeyi tercih ederdim tiyatrodansa.
  • nundu  (26.09.18 18:44:11) 
On numara tespit, kötü filmi, iyi tiyatroya tercih ederim, Bir çok tiyatrocu da "bakın, bakın. nasıl rol yapıyorum, işte ben o karakterim, nası oynuyorum ama, işte biz tiyatrocular böyleyiz" der gibi abartılı oyunculuklar sergiliyor. Sevmiyorum, sevmeyeceğim


  • freedonia  (27.09.18 00:56:41) 
nasıl oyunlara gidiyorsunuz acaba? :) çok güzel hareketler bunlar tarzı oyunlar izlerseniz elbet nefret edersiniz. ankara dt oyunları izleyin farkı görün derim.


  • prasinos  (27.09.18 09:21:49) 
kötü oyun/oyuncu kaynaklı olamayabilir belki.
belki de ikinci yorumumda açıklamaya çalıştığım durumlardan dolayıdır

ancak eklemeden duramayacağım birşey var; tiyatroyla zaten böyle bir ilişkiniz varken, nitelikli oyun/oyuncu ayrımını rahatça yapabiliyor musunuz acaba?
  • jimjim  (27.09.18 09:50:06) 
Aslina bakarsaniz nitelikli oyuncu ayrimi yapabilmek icin gereken sey gayet duz vatandas olmak. Daha otesi degil. Izleyici olmak yeterli.


  • stavro  (27.09.18 10:35:26) 
@jimjim

Tiyatro seven ve duzenli giden bir arkadaşımla onun kaliteli bulduğu oyunlara gitmiştim. Yine de o yapmacıklık hissi beni rahatsiz etmişti.

Sahnede bire bir gördüğüm bi kişinin beni rolüne ikna etmesine imkan yok diye düşünüyorum. Adam 10 metre önümde aha sahnede yani harika bi oyunculuk yapsa da işte yuz yuze duruyoruz yani biliyorum rol yaptığını. Ama dizi/filmde gerçekten o an aktörü değil oynadığı rolü görüyorum ve film boyunca benim için o kişi o rol oluyor. Çünkü kamera araciliğiyla geldiği için sahne, dekor, efektler daha inandırıcı ve tiyatrodaki o klişeler ve abartili oyunculuk yok kamera tarafından çekildiği için.
  • nundu  (27.09.18 10:41:20) 
@stavro, ben de aynı fikirdeyim.
ama zaten bir şekilde "sürekli" itici bulduğu bir şeye karşı seçici olması zor olabilir diye düşündüm

ki bence nundu'nun da söylediği gibi sebep nitelikli oyun/oyuncu değil uzaklaşma/özdeşleşememe/yadırga ile ilgili bir durum
  • jimjim  (27.09.18 10:43:28) 
[]

Hater bir insan mısınız?

Böyle sebepli/sebepsiz nefret ettiğiniz kişiler ya da ürünler var mı? Ben tam bir hater'ım mesela. Örneğin apple'dan özellikle iphone'lardan nefret ediyorum. Android fanboyluğundan çok direkt apple haterıyım. Onun dışında insan olarak Cristiano Ronaldo'dan ölesiye nefret ediyorum. Messiciyiz ezelden zaten abim olsa o kadar severdim messiyi o ayrı ama Ronaldo nefretim de çok ayrı bi boyutta. Daha düşünsem kesin çıkar nefret ettiklerim. Sizin var mı belli nefretlikleriniz?




 
Nefret etmekten nefret ediyorum


  • sekerse tehlike  (19.09.18 23:30:02) 
Değilim. Nefret ettiğim, kin duyduğum kimse yok. Sevmediğim insanlar var evet.


  • Amaranta ursula  (19.09.18 23:31:13) 
aşırı. durduk yere hiç tanımadığım birinden sebepsizce nefret edebilirim.


  • nolmus yani  (19.09.18 23:49:49) 
var ya bende de böyle şeyler. mesela normalde apple'a karşı hater olmasa da negatif bir yaklaşımım vardı, ne zaman ki iphone kullanmaya başladım nefrete dönüştü bu durum bende de. onun dışında hayatlarını şekil olarak islami kurallar çerçevesinde yaşayan aşırı zenginlerden nefret ediyorum. zenginlere karşı mesela bir şeyim var, nasıl desem, negatif yaklaşımım ama çok nötr kalıyor bu zengin islamcı kesimin yanında.

edit: acemi deyince aklıma geldi, emlakçılar ya. emlakçı tanıdığı olan varsa da burada umurumda değil amcam da emlakçı. emlakçı diye yazılır oç diye okunur gerçekten.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (19.09.18 23:58:48 ~ 20.09.18 00:10:25) 
hiçbir insandan ve hiçbir şirketten/markadan nefret etmedim, edeceğimi de zannetmiyorum.


  • Neill  (20.09.18 00:11:53) 
Nefret değil ama Torku markasından hoşlanmıyorum. Bana sinsi bir marka gibi geliyor.


  • ovungec zeus  (20.09.18 00:18:16) 
Ota boka duyar kasanlar haricinde kimseden nefret etmiyorum.


  • eazy  (20.09.18 00:18:26) 
şuan tv.de aşkım kapışmak diye bi şarlatan cahil varoş o.ç var ayrıca gey ama geyden nefret etmem bu şerefsizi hukuk olmasa 30saniye içinde gebertirim tereddütsüz


  • kush  (20.09.18 00:22:04) 
Eskiden sadece beni etkileyen olumsuz durum ya da kişilerden nefret ederdim. Ama artık tahammül eşiğim o kadar düştü ki nefret etmediğim şey sayısı daha az. Hepsinin sebebi aslında mevcut ama yine de kabaca liste yapayım:
Motorcular(özellikle egzoz patlatarak geçen, kaldırımdam gidenler), araba sahipleri (bunlar yüzünden olmadık yerde trafik sıkışıyor ve çoğu da yolda çok BENCİL), metalciler, Apple övenler, herhangi bir dizinin ya da yapımın yapımcısı gibi davranarak 7/24 kafa ütüleyen tipler, pop müziği aşağılayanlar, Starbucks (ortamından dahi tiksiniyorum), 32 yaşına gelmiş çocuğunu hala pusetle sağa sola götüren tipler, çocuğuna dur demeyen anneler, bencil insanlar, Ahmet Kural, ölmüş birinin anında takipçisi kesilen tipler (Müslim Gürses dinlemek kıroluk emaresiydi ama adam öldükten sonra herkes aşığı kesildi), Duman (her ne kadar "Ah" şarkısına bayılsam da), HDP (komple), hiçbir şarkısını dinlememe rağmen Ezhel gibi tipler, kendi aptal kafasına bakmadan başkasını aşağılayan geri zekalılar, koskoca Türk tarihini belli bir dönemden başlatan ya da belli bir döneme sabitleyenler, Ed Sheeran, futbol ve holiganları, başkasının beklediğini bilmesine rağmen aşşşşşşşşırı yavaş hareket eden tipler (ATM'de, otobüste, yolda, kaldırımda, kasada vs), yürüyen merdivenin sol tarafında bekleyenler (özellikle sevgililer çok yapıyor bunu), yine herhangi bir şeyi haddinden fazla öven insanlar, işini hakkıyla yapmayan görevliler.


Daha çok var ama bu kadarı da yeter.
  • m e b  (20.09.18 00:36:02) 
Eskiden ronaldo haterıydım. Şimdi messi’den daha çok saygı duyuyorum. Büyük bi adam

Android haterıyım. Ayar oluyorum. Yıvranç bi işletim sistemi bence.
  • Delay Fuze  (20.09.18 00:47:09) 
Acun Ilicali'yi sevmiyorum. Nefret de degil de, tiksinti ve kinama karisimi bir duygu daha cok. Bir de cogumuzun nefret ettigini dusundugum bir kisiden nefret ediyorum. Marka ile ilgili bir nefretim yok ama agresif stratejileri oldugunu ve haddinden fazla buyudugunu dusundugum firmalari pek desteklememeye calisiyiorum oldugu kadar.


  • aychovsky  (20.09.18 00:57:16 ~ 00:58:18) 
Evet.
Su aralar cocuk dizi oyuncularindan nefret ediyorum.

  • durgunfoton  (20.09.18 02:08:11) 
Nicolas Cage, Nusret ve Ronaldo.

Diger bircok seyi ve insanı asagılık buluyorum, ama nefret gibi yüksek bir duyguyla enerjimi tüketmemeye calısıyorum. Bu üclü icin helal olsun enerjim.
  • buf-e kür  (20.09.18 02:40:46) 
bir şeyleri sevmiyorsam bir nedenden ötürü. eleştiriyorsam eleştirim o nedeni içeriyor.
seviyorsam bir nedenden ötürü.

bu hater sıfatını zaten kabul etmiyorum. en çok şikayet ve eleştiri karşısında gördüğüm bu etiketlemeci tavrı. umursamamayı yücelten kültür zaten benim kültürüm değil. bana haters gonna hate diyecek adam bununla ilgili "free speech" edebiyatı yaparken kendisi benim de o hakkı kullandığımı unutup sevdiği şeyi sevmediğim için düşüncelerimi herhangi bir "X-geçersiz" şekilde yaftalayacak kadar "entitled" hissettiğinde bana öğretebileceği hiçbir şey, verebileceği hiçbir güzel özellik kalmamıştır zaten.

youtube birbiriyle konuşur gibi yapıp kendiyle konuşan insanlarla dolu. katılmak katılmamak bazlı, oradan öteye gidemeyen, tartışmayı, fikir alıp vermeyi şeytanlaştırmış,fikir alıp vermemeyi, sadece onay aramayı ise yeni bir tür özgürlük algısı haline getirmiş bir "medeniyet" tipi var. youtube küçük bir örnek; dizisinden, popüler müziğine, filmine, bazen gazete yazısı ve yorumlarından, romanlara kadar insanın etrafını içine battığı bir deniz gibi sardığından artık normal algılanagelmiş yoz bir yabancılaştırma, benmerkezcileştirme, yanlış bireyselleştirme, anında tatmine alıştırma, umursamamanın yeni "cool" olduğunu kafaya kazıma bazlı bir kültür. ettirgen çatı kullandım çünkü bu tepeden inen programlarla hükümetlerce gerçekleştirilen bir şey. ayn rand'inden(rand corporation'a adını veren ve atlas shrugged'ı yazan kaltak) thatcher'ına...

iphone'u sevmiyorum. ama steve jobs'dan nefret ediyorum. birkaç sebebi var.
bu burada verilen örnek idi.

ama ben asıl sebepsizce bir şey yapabilen ya da öyle sanan insanları sevmiyorum.
onlar sayesinde yaptıkları her iğrenç şeyin kendilerine hizmet ettiği-bunun tek sebepleri olduğu- insanlar sömürü bazlı sistemler kuruyor. fMRI'a bağlasan kaçı sempatisizliklerini tam serpilmiş psikopatlığa değin kasmış, flekslemiş belli değil.
buradan anlaşılacağı üzere, isediği kadar high functioning olsun, psikopatlardan nefret ediyorum. kendi eliyle adam öldürmeyip sürdürülebilir savaşlar dizayn eden bir huntington mesela.

güce tapan ve her şeye rağmen buna devam eden insandan tam manasıyla nefret ediyorum. tarafını tutup kendini özdeşleştirince o kişi olduğunu sanan insan. kompleksle karışık hayranlık.

güzel bir dünyada yaşamıyoruz. nefretin varlığını geçerli kılan, hatta sağlıklı kılan çok fazla durum var. çok fazla insan.

benim türüm ile onların türü arasında çok açık bir savaş var. bu adam sıradan biri olabilir. zavalı bir köpeğin içinden bir gün şiş geçirdiğinde ben onun seviyesine düşerim çünkü onun türünün genlerine "öç almayacaklar, bodos dal" değil "bunun cezası var" bilgisini kazımak gerektiğine inanıyorum. onu şişlemeye kalkmam tabii ama hapse atılması için uğraşabilirim ve atıldığında onu biri şişlerse içim bir kere olsun cız etmez.

ama seviye düşürmeye sonuna kadar inanıyorum. nefretin belli ölçüde gerektiğine de. değişim başka türlü mümkün değil. ellerinde silahlar olan maymunlarız biz. acayip tehlikeli oyuncaklarla dünyanın anasını ağlatıyoruz sürekli. yakıyoruz, kırıyoruz. hayvan olduğumuzu teslim edelim artık, kaldıramadığımız kadar ilerledik her şeyde.
  • godoşu beklerken  (20.09.18 08:56:21 ~ 09:09:06) 
sırf muhalif olmak için konuyu her yerde siyasete taşıyan insanları sevmiyorum.


  • black holes in the sky  (20.09.18 16:31:29) 
[]

Salmaikki deneyen var mı? Nasıl buldunuz tadını?

Yıllardır merak ediyordum salmiakkiyi, hep internette görüyordum işte tadına bakıp iğrenen amerikalıları türkleri falan. En son geçen yaz Helsinki'deyken denedim ve aslında beğendim gibi yav. Hani öyle aman aman bu neymiş moduna girmedim ama bak şimdi olsa bi tane yerdim bence.

Bu arada sosyal deney olarak beraber gittiğimiz turdaki diğer insanlara da tattırdım ve sevmeyenler çoğunlukta olsa da seven yine azımsanmayacak kadar insan vardı. Var mı burda tadan?


 
Çikolata dışında hiç sevmem. Hele tuzlu şekerlemelerinden nefret ederim.


  • bos gezenin bos ustasi  (19.09.18 22:59:36) 
sevmedim.


  • hayley williams ile evlenecek genc  (19.09.18 23:21:45) 
Korkunc. Lakritz ve lakritzimsi her sey oyle benim icin.

Ama Danimarka´da annesine lakritzli cikolata almadi diye aglayan cocugu gorunce "damak tadi boyle bir seymis demek ki." demistim.
  • buf-e kür  (19.09.18 23:29:02) 
Ben naneli ve chilli aromalılarını sevdim (sisu, malum şekerleme markası).

Sadesi üç taneden sonra bayıyor bence. Abartıldığı kadar kötü bulmadım ama başka şekerler dururken tercih edeceğimi sanmıyorum (sadesini).
  • amabunuyapmayacaktin  (20.09.18 00:10:20) 
bunların yediği bitakım şeyler aşırı iğrenç damak tatlarına tüküreyim her şeyin içine marzipan koyanlarla aynı ırktan bunlar


  • kush  (20.09.18 00:32:56) 
[]

Dünden kalmış soğuk makarna

Ben bunu yemeyi aşırı seviyorum ya. Önceleri ısıtmaya üşendiğim için yiyordum yazın geceleri ya da kışın okuldan gelince falan ama şimdi baya baya taze, sıcak haline göre daha çok seviyorum sanırım. Aşırı üşengeç biriyim ondan damak tadım mı evrim geçirdi diye düşünmüyor değilim ama çok lezzetli değil mi yav daha önce deneyeniniz varsa?




 
Makarna değil de ben de soğuk pizzayı çok seviyorum. Yani normalde sıcak pizza geldiğinde falan çok severek yemem ama ertesi güne kalan soğuk pizza kadar lezzetli çok az şey vardır herhalde.


  • angelus  (19.09.18 12:18:39) 
makarna salatası yap o zaman hem daha lezzetli olur, sonuçta makarnaya katı yağ koyuyosun diye düşünüyorum. sıvı yağla olmaz, zeytinyağını da herkes sevmez.


  • killerbee  (19.09.18 12:19:32) 
Hiç bir yemeği sıcak yemem.Corba hariç.Soguk yemek candır ve lezzeti oturmuş olur.


  • basubadelmevt  (19.09.18 12:22:34) 
makarna salatası yapıyorum, soğuk yeniyor zaten o. efsane yapıyorum tabii çok lezzetli oluyor öyle. ama salçalı domatesli makarnayı pek soğuk sevmem.


  • veritaslibertas  (19.09.18 12:24:05) 
soğuk pizza +1 makarnayı sadece domatesli biberliyse soğuk yiyebilirim


  • aquarium  (19.09.18 12:24:34) 
Makarna salatası severim bir gün kalsa da yerim ama normal makarnayı yemem.
Ben dünden kalan soğuk lahmacunu severim.

  • mutekebbir  (19.09.18 12:29:57) 
Soğuk sevmem fakat makarna ve pilavı, böreği çok sıcak da sevmem, biraz ateş görsün yeter. Pizzayı düşündüm, hazır pizza yemediğim için fark var mı bilmiyorum ama kendi yaptığımda üzerinde erimiş sertleşmiş peyniri sevmediğim için onu alıp soğuk yerim.


  • mslny  (19.09.18 12:48:43) 
soğuk pizza ve lahmacun+1


  • yuvarlanantencereninkapagi  (19.09.18 13:57:59) 
yemek olarak makarnayı buzdolabı soğukluğunda değil de hani birkaç saat oda ısısında kalmış şekliyle severim zaten. çok sıcak hiçbir şeyi sevmiyorum.


  • muslugubozukhayrat  (19.09.18 14:19:21) 
[]

Sabahları dişlerinizi

Kahvaltıdan önce mi fırçalıyorsunuz sonra mı? Her ikisinde de fırçalayan ya da hiç fırçalamayan da belirtebilir tabi.

Ben sabah uyanınca çok rezil bir ağız tadıyla uyanıyorum muhtemelen kronik geniz akıntısından dolayı. O yüzden kahvaltıdan önce fırçalamazsam yediğimden keyif almıyorum. Eğer kokma potansiyeli olan bi şey yediysem kahvaltıdan sonra da fırçalıyorum ama nadir yani. Sizin?


 
Kahvaltı yapmıyorum o nedenle uyanır uyanmaz


  • kablelvuku  (31.08.18 18:03:33) 
evde kahvaltı yapmadan fırçalıyorum. ofise gidip kahvaltı yapıyorum. sonrasında fırçalamıyorum. düşününce baya mantıksız.


  • elorelia  (31.08.18 18:06:29) 
Sonra.


  • idonthaveatvset  (31.08.18 18:14:29) 
Kahvaltıdan sonra fırçalanmalı.


  • thewhitewolf  (31.08.18 18:24:00) 
Kahvaltıdan sonra fırçalıyorum.


  • ms brownstone  (31.08.18 18:24:16) 
Sabah kalkınca ağız bakım suyuyla gargara yapıyorum, sonra ağzımı duruluyorum. O kötü tat gitmiş oluyor, insanın ağzı ferahlıyor. Kahvaltıdan sonra da dişlerimi fırçalıyorum.


  • i m cool with that  (31.08.18 18:40:47) 
ben de senin gibi yapıyorum. ama zarar vermemesi açısından macunu mümkün olduğunca az kullan derim.


  • ocanal  (31.08.18 18:43:06) 
Kahvaltıdan önce, direkt uyandığım gibi. Çünkü güzel bir temizlik hissi veriyor.

Evde kahvaltı yapmıyorum, kahve içip çıkıyorum. Kahveden sonra dişlerimi fırçalamak istemiyorum :( Seviyorum o bazılarının sevmediği ağızda kalan tadı/kokuyu. Dışarıda kahvaltı ettikten sonra fırçalıyorum.
  • buf-e kür  (31.08.18 18:46:44 ~ 18:47:42) 
hem kahvaltıdan önce hem kahvaltıdan sonra


  • turkuaz  (31.08.18 19:05:38) 
Tabiiki önce. Sonra diyenlere bakma.


  • caletti  (31.08.18 19:09:25) 
Sabah uyanınca fırçalıyorum ilk. Sonra ofise gelip kahve içiyorum, yine fırçalıyorum. Ağızda kalan kahve tadını sevmiyorum.
İşe gitmiyorsam kahvaltı yapıp öyle fırçalarım.

  • pike  (31.08.18 19:13:20) 
Uyanınca fırçalıyorum.


  • hernezıkkımsa  (31.08.18 19:18:53) 
Kahvaltıyı geç yapacaksam uyanınca fırçalarım ve ağız suyu ile ağzımı çalkalarım. Kahvaltıyı hemen yapacaksam sonra fırçalarım ve ağız suyu kullanmam. Yatarken ağız suyu kullanmak sabah kalktığınızda oluşan kötü hissi ve kokuyu engelliyor.


  • tahin pekmez yoğurt  (31.08.18 19:28:28) 
sonra.
dişçiden geliyorum. kahvaltıdan sonra dedi.

  • lesmiserables  (31.08.18 19:37:58) 
Kahvaltiyi evde yapacaksam, kahvaltidan sonra. Kahvaltilik zaman kalmadiysa evden cikmadan once. Iste de macun ve fircam var, ogunlerden sonra fircaliyorum.


  • aychovsky  (31.08.18 19:50:35 ~ 19:50:55) 
önce.
sonra aynen sizin gibi yapıyorum. kokackokacak bir şey yediysem bir de sonra fircaliyorum. ağzıma da bir sakız atıyorum. değilse güne devam akşam yatmadan önce bir kez daha

  • balik kraker  (31.08.18 19:56:52) 
Önce


  • datnet  (31.08.18 20:56:47) 
Gece uyumadan önce 1 çay kaşığı karbonatı 1 çay bardağı ılık suda karıştırıp gargara yaparsanız hem ağız kokusunu yok edebilirsiniz hem de dişlerinizi bakterilerinden arındırırsınız.


  • levent bilgen  (31.08.18 22:10:55) 
kahvaltıdan sonra fırçalarım.


  • pangea  (01.09.18 15:12:41) 
Önce. Benim doktor da dedi ki önce fırçala ki agzinda olusan bakteriler midene gitmesin


  • sen nasıl bir insansın  (13.10.18 13:57:11) 
İkisi de.


  • sopiro  (13.10.18 14:04:13) 
[]

Tuttuğunuz takım

Bir cin gelse dese ki, tuttuğunuz takım siz maçını izlerken(stadyumda ya da tv başında) ya da radyoda dinlerken asla galip gelemeyecek ama siz ne zamanki maçını izlemiyorsunuz o zaman kesin kazanacak. Bu her defasında böyle olacak. Teklifi kabul eder misiniz?




 
ederim


  • Delay Fuze  (20.08.18 23:04:09) 
Ederim.


  • Amaranta ursula  (20.08.18 23:05:36) 
yoo etmem. tuttuğum takımı izleyemeyeceksem tutmamın ne anlamı var ki. türk futboluyla yakın temasımı yıllar önce kestim zaten de şimdi hokey için düşünüyorum mesela, tuttuğum takım normal sezonda 60 küsür maç oynayacak, ben bunların izleyebildiğim kadarını izlemek isterim. zaten yılın 5-6 ayı maç yapıyor adamlar. onu izlemeyeceksem ne anlamı var. benim izlediğim hiçbir maçı da kazanamayacaklar? kabul etmem niye edeyim.

kimse kusura bakmasın amma hayatımı finansal bir gruba adayacak kadar boş beleş birisi değilim, tamam gloryhunter da değiliz ama ben bu işle ilgilenmeyi seviyorum diye takım tutuyorum. 2-3 akşamda bir oturup kafamı rahatlatamayacaksam, takımımı takip edemeyeceksem, attığı gole sevinemeyeceksem neden destekleyeyim ki. ben hiçbir maçını izlemeyeyim ama onlar şampiyon olsun. eee bunun bana ne faydası var. heç gusura galmayın bu takım benim anam değil babam değil, seviyorum ediyorum ama karşılığında en azından maç izleyip kafamı dağıtabilmem lazım.

neyse sakinim, niye bu kadar sinirlendiysem
  • der meister  (20.08.18 23:05:39 ~ 23:08:21) 
ederim. özetlerine bakabiliyorum dimi ?

edit: ohooo zaten 2 sezondur zorunlu olarak özet izliyorum.
  • top_secret  (20.08.18 23:06:02 ~ 23:10:33) 
@top_secret özetler, maç sonrası tekrarı izlemek falan serbest. Canlı izleyince kaybediyor, tekrarla ilgili sorun yok.

Ben koşa koşa kabul ederim bu arada..
  • nundu  (20.08.18 23:07:14) 
Kabul eder bahisten de zengin olurdum :)


  • amortisman  (20.08.18 23:29:25) 
Etmem diyecektim üsttekini okuyana kadar, aşırı mantıklı


  • tiredpanda  (21.08.18 00:03:06) 
1000 maç üst üste izlemeyeceğim ve 1000 maç üst üste galip gelecek? Ligde her sene 34'te 34 yapıp her sene ŞL kupasını filan alacak? Bu durumda ne zevki kalır ki futbolun. Futbolu zevkli kılan rekabet hırsıdır, kaybetmenin verdiği kazanma arzusudur. Bunlar ortadan kalkarsa futbola olan şevk de duygu da ortadan kalkar. Ben maçı izlediğimde de her defasında yenileceklerse yine keyif alamam. Her iki türlü de keyif almak olanaksız olduğu için etmem.


  • siyah giyen adam  (21.08.18 00:26:34) 
Takim falan tutmuyorum da etmezdim. Bana ne lan takimin kazanmasinin bana ne faydasi var? Ben izlemiyorum kazandi diye seviniyorum. Niye sevineyim ki?


  • stavro  (21.08.18 00:33:14) 
[]

Dondurma poşetini nasıl açiyorsunuz

Magnum, max gibi çubuklu dondurmaları nasil aciyorsunuz? Elinizle çubuğu hissedince o taraftan mi açiyorsunuz yoksa çubuk olmayan taraftan mı? Ben çubuk tarafindan açıp çubuktan tutarak poşetten cikartip oyle yiyorum, bazıları diğer taraftan açip poşetten çikarmadan yiyor.




 
Ambalajı çıkarıp.


  • apdulera  (24.07.18 12:38:41) 
cubuklu tarafi el yordamiyla bulup cubuk tarafindan aciyorum. yoksa elim dondurma olur


  • exlibris  (24.07.18 12:39:19) 
ikinci yöntem


  • freebird5406_2  (24.07.18 12:40:45) 
senin yaptığın gibi yapıyorum.


  • tabirimekruh  (24.07.18 12:44:28) 
duyuruda yine konuşulmayanlar konuşulmaya başlanmış. ben de hemen yerimi alayım:
çubuktan tutup yiyorum, annem babam diğer taraftan açıp paketten tutarak yiyor. küçükken bana da öyle yedirmeye çalışırlardı da beceremezdim.

  • nrmnm  (24.07.18 12:45:04) 
Elinizle çubuğu hissedip o taraftan açarak


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (24.07.18 13:20:18) 
Çubuk tarafini hissedip ordan poseti yirtip tamamen cikarip yiyorum.


  • Amaranta ursula  (24.07.18 13:23:19) 
çubuk tarafından açıp komple çıkarıyorum dondurmayı


  • basond  (24.07.18 17:05:04) 
[]

C yilmaz plakalı araba

Bugün didimde bizim arabayi solladı siyah uzerine altın şeklinde c yilmaz plakalı bi araba. Siyah, sanirm bmw marka pahali bir şeydi. Cem Yılmaz'ın olma ihtimali kaç?




 
Cem yılmaz'ın böyle bi artisliğe girecek aşağılık kompleksi yok diye düşünüyorum. Yani altın renkte filan. Olsa olsa 34 ymz 34 filandır mesela onun plakası.


  • ssiradanbirigibi  (17.07.18 21:35:13) 
İnternette bi tane 34 arg xxx bi tane de 34 dvd xxx diye plakasıni gördüm. Arg arog'dan dolayi, dvd DVD satışlariyla aldigi arabasina verdigi plakaymiş. Evet böyle altin yaldızlı plaka olayina girmemiş sanirim.


  • nundu  (17.07.18 21:44:49) 
can yılmaz'dır o :)


  • Delay Fuze  (17.07.18 21:53:22) 
siyah ustune altin renk komplekslikten degil. ozel plakalar bu renk oluyor. C yilmaz yaziyorsa ozel plakadir zaten. ha cem yilmaz midir onu bilemem.


  • crucio  (17.07.18 22:59:03) 
Ceyhun yılmaz da bmw cabrio var ama.. bi ihtimal


  • imparatorolmayikolaymisandin  (17.07.18 23:38:57) 
[]

Yengen kurudu seri köz getir

Hiç nargile içmemiş ve olaya uzak birisi olarak bu geyiğe gülüyorum evet ama kurumanin mantiğını anlamiş değilim :( köz gelmeyince nasıl kurunuyor? Ne yani bunun olayı?




 
Burada ilk defa karşılaştım bununla, bana cinsel cagrisimli bir geyik gibi geldi. Yenge ve kurumak. Sonra ateş, yakmak yanmak vb.


  • dafaisss  (13.07.18 03:18:49) 
ağzının kuruması bahsedilen. cinsel bir çağrışım yok gibi.


  • biravekahve  (13.07.18 03:23:44 ~ 03:24:12) 
Twitterda falan çok dönüyo ya bu geyik, her gün bu şekilde onlarca espri yapiliyo. Yani olay yenge degil, kardeş kuruduk köz getir şeklinde de oluyo varyasyonları :D


  • nundu  (13.07.18 08:22:04) 
haha ne güzel açıklamışsınız. ileride bunlar okullarda okutuluyor, yazar burada ne demek istemiş diye yorumlanıyor diye düşünüyorum da korkuyorum.


  • acan99670  (13.07.18 10:14:04) 
[]

Özel hastane vs Devlet(Üniversite) Hastanesi

Burada bi soru olduğu zaman hemen özele git muhabbeti başlıyor. Cidden sağlıkla ilgili bi şey olunca özele mi gidiyorsunuz genelde? Özelde ameliyat olmaya cesaret edemem mesela ben ya da ciddi bi şey için gitmeyi. Kaliteli bir üniversitenin hastanesi en iyi özel hastaneden çok daha iyidir diye düşünüyorum. Hocalarımızdan özel hastanelerde yapılan abuklukları da sıkça duyuyorum. Son 5 yılda sanırım bi kere cildiyeye gittim sadece özele, onda da doğru düzgün ilgilenmedi doktor, aynı konu için üniversite hastanesine gidince çok daha iyi ilgilenildim. Bana çok tuhaf geliyor bu her şey için özel hastane diyen insanlar




 
özel hastaneleri sadece görüntüleme cihazları için kullanıyorum.
onda bile üç kağıt yapmaya çalışanlar oldu.

mesela mr çektircem, ilaçlı mr istedi doktor, ilacı yazdı, bu arada devlet tüm görüntüleme ilaçlarını ücretsiz veriyor sgklıysan eğer.

götürdüm ilacı bu olmaz, bu bizde kalsın 130 lira(5 sene evvel) verip bundan almanız lazım dediler mesela.

ben de dedim, sen nereden biliyorsun olmayacağını? beycin cerrahı yazdı bu deyip tersledim kızı(danışmada duran insanlardan yani, doktor veya hemşire değil) ben öyle deyince bozuldu, gitti birilerini sanırım mr çekicek insanlardan birisini çağırdı, eleman olur niye olmasın, bizim kullandığımızın aynısı sadece ticari ismi değişik dedi.

bu arada yanımda da yaşlı bi amca teyze var, onlara mesela acayip derecede kazık atmaya niyetleniyolardı, anlamıyolar diye alenen yani.

allah düşürmesin ama kimse beni özel hastane kapısından ameliyat için falan sokamaz yani.

bunun dışında üniversite hastanelerinin de hepsine gitmemek lazım.

beyin ameliyatına girip, narkoz muadili ilaç yok diyerek ortalığı velveleye veren doktorlar gördüm.

ciddiyim, yine fıtık için gittim bi hastaneye, 3 aydır yürüyemiyorum tabi. gittim muayene oldum, uzman doktor yürüyemiyorum diye atar yaptı bu arada.

evet iki oda düşün yan yana, 3 aydır yürüyemiyorum, gittim bi sedye buldum muayene olacağım odanın yanındaki odada, orası da narkoz muayene odası.

adam yan odadan çıktı yanıma geldi diye atar yaptı. koskoca beyin cerrahi polikliniği, bi üstü ameliyathane, daha üstü yatılı servis. 1 tane sedye yok.

neyse oradan çıktım kapıda uzanıyorum, taksi bekliyorum mra gidicem.

bana yer verdi 2 3 kişi. sohbet muhabbet. derken baktım telaşlılar. ne oldu dedim? kızımız beyin ameliyatına girdi, narkoz türevi bir ilaç lazımmış, ameliyata girdi ondan sonra söylediler, tüm eczanelere baktık yok bulamıyoruz dediler.

ee dedim önceden söylemediler mi size? önceden liste verdiler onları zaten aldık bunu şimdi söylediler dedi.

yani ben size türkçesini söyliyeyim, bu nedir biliyormusunuz? bu hasta ameliyattayken ailesine üçkağıt yapıp zorla ilaç aldırmaktır, o aldırdıkları ilçaların yarısını da o ameliyattaki insana kullanmayıp, sonra ya satacaklar, ya da parasıyla bende var deyip hastalara kullanacaklar.

zaten alenen bıçak parası üzerinden pazarlık yapılıyor. profesöre gidiyorsun ya, herkese 2500 tl ama sana 2000 e yaparım ameliyatını diyor.

daha neler neler var, bu işin içinde olan bir tanıdığımdan duyduğum hatta bu bahsettiğim üniversite hastanesinde. insanın beyni yanıyor duyunca.
  • killerbee  (06.07.18 23:42:35 ~ 23:52:03) 
Sen işin içinde olduğun için öyle düşünüyosun. Millet özel hastaneleri bi şey zannediyo. Ama ben üniversite hastanesine de normal bir hasta olarak gitmem sanırım neler görüyoruz. Annem önemli bi ameliyat oldu üniversitede yaptırdım çünkü biliyordum ekibin ne kadar iyi olduklarını ve arada ben olduğum için ekstra ilgilenileceğini. Ama rastgele gitsem kim bilir neye denk gelicem estetik dikiş isteyene interne dikiş attırılıyor bilirsin :D bence en mantıklısı devlet hastanesinde ismi duyulmuş iyi bir uzmana gitmek.


  • pastörizesüt  (06.07.18 23:48:23) 
maddi olarak durumum cok sukur iyi sayilir. cok fazla ameliyatla da isim olmaz. film,mr gerektiren seyler icin hem sira beklememek, hem de gercekten ihtiyaci olan kisilerin yerini isgal etmemek icin ozele giderim. allah gostermesin ciddi bir ameliyat olacak olsam, ozel yada universite hastanesi cok farketmez, iyi olan doktoru arastirir, bulur o nerdeyse oraya giderim. sonucta nesteri tutacak olan kisi onemli.


  • crucio  (07.07.18 02:23:55) 
Eşim doğum yapacak olsa dahi özele gitmeyi düşünmem. Özel dediğinin gözümde biz müşteriyiz. Devlet te iyi değil eyvallah ama dediğin gibi iyi bir üniversite hastanesindeki doktor fazlası ile yeterli.


  • giovanne  (07.07.18 10:09:40) 
Diyelim ki senin fistül problemin var ornegi tamamen salladim. Bu ameliyati genel cerrah olan herkes yapabilir. Meme kanserine odaklanmis bir genel cerrah da yapar fakat boyle bir ameliyati proktoloji ile ilgilenen bir genel cerraha yaptirmalisin. Ayrica 50 tane yontemi var bu ameliyatin. Ozelde ileri teknolojik ekipmanlar ve yontemler kullanildigi icin devlet boyle bir ameliyati yuzde yuz basariyla cok zor gerceklestirir. Cunku hem doktorun yetenegi hem de teknolojik ekipman gerekli. Ayrica devlette olmayan bir teknolojik ekipmanda nasil deneyim kazanacak devletin dru? Bunun gibi dusun. Sonuc olarak bu hastalik nukseder vs vs. O yuzden ozel hastaneler belli noktada cok onemli.


  • perfectum  (07.07.18 10:13:58 ~ 10:14:22) 
Özel hastanelere genelde film çekturmek ve ufak tefek rahatsızlıklar için giderim. Ağır rahatsızlıkları bulunab biriyim ve bugüne kadar özellerin bir iki hoca dışında pek faydasını görmedim. Uç ağır teşhis kondu iki ameliyat oldum hepsi üniversite hastanelerinde yapildi. Ufak tefek hastaliklar icin fark etmiyor ama ciddi hastaliklarda (benim nadir gorulen hastaliklarin da en nadiriymiş şansim doktorun aklina gelip tetkik istemesi yoksa kendinden evvel yapan doktorlar gibi bir şeyin yok deyip taburcu edebilirdi) universite hastanelerini tercih etmek en mantiklisi. En azindan hastaligin ne olduğu en ince ayrintiaina kadar arastirilabilir en guncel tedaviler oradadir, diye düşünüyorum.


  • eylul  (07.07.18 11:52:13) 
[]

Eski katsayı sistemi

Ya bu sistem çok mantıklı bi sistem değil miymiş? Kaldırılması bence eğitim açısından büyük bi hata. Yani tabi ki bi fen lisesinden mezun bir öğrencinin tıp, mühendislik vs girerkenki katsayisi bir meslek lisesi ya da imamhatipten yüksek olmalıdır çünkü sonuçta sen 4 yıl boyunca o çocuğu doktor, muhendis vs olsun diye eğitiyosun lisede, ünide de ona göre destek veriyosun. Yani sonuçta temel eğitimi daha uygun o meslek için bi imamhatip öğrencisine göre.

Sizin görüşünüz ne sistemle ilgili?


 
Bir katsayı mağduru olarak rahatlıkla eski sistem geri gelmeli diyebilirim. Fen lisesi mezunuyum. Çocuk halinizle gece gündüz ders çalışıp fen lisesi kazanıyorsunuz, hocaların zeki çocukları ezme kompleksiyle karşılaşıp yine gece gündüz çalışarak olimpiyat sorularından oluşan sınavlardan 30-40 alıyorsunuz. Haliyle ortalamayı düşürüp ösym sınavında sizin onda biriniz çalışıp 90 ortalama ile mezun olan diğer liselilerin gelip daha fazla puan aldığını görüyorsunuz.

Şimdi diyecekler tüm liselerde aynı şeyler öğretiliyorsa niye farklı katsayıdan ölçülsünler, e o zaman millet neden gece gündüz çalışıp fen lisesine gitsin ki? Bi farkı olması lazım. Ama bu farkı oluşturmak yani bölüme yönelik eğitim düzenlenmesi için de sistemin yeniden baştan aşağı düzenlenmesi gerekir. Ülke zaten neresinden tutsan elinde kalıyor, katsayı probleminin kimsenin umrunda olduğunu bile sanmıyorum ne yazık ki.
  • glutamin  (01.07.18 22:58:41) 
eskisi daha iyi değil. konunun uzmanıyım. uzun uzun anlatırdım ama klavye yok. ekran klavyesinden yazdım bunu da.


  • ya ben lan neyse  (02.07.18 01:26:54) 
Katsayı Hakkı'nda yorum yapamam ama ağırlıklı ortaöğretim başarı puanının kaldırılmasına çok kızmıştım. Özel okullar 100-100-100 tam puan, fen lisesi ortalama 80. Ağırlıklı ortalama olunca okul birincisi 90 diyelim, 80/90 oluyordu. Şimdi 80/100 oluyor. 90 alan çocuk kendi okulunda en yüksek ortalamayı yapmış ama tam okul puanı alamıyor. Fen lisesinin birincisi bile diğer özel okuldaki şişirme notlara göre kayba uğruyor. Herkesin kendi okuluna göre değerlendirilmesi kimseyi kayba uğratmıyordu, sonuçta maksimum 100'e göre hesaplanabilir ama tavanı direkt 100 almak baştan zarara uğratıyor.


  • Lim5  (02.07.18 01:45:24) 
kısmen haklı olsan da o kadar haklı değilsin. hakkari lisesindeki öğrenciyle, bakırköy lisesindeki öğrenci aynı eğitimi alamıyor. aynı eğitimi alamayınca da okul başarısı iyi olmuyor bu da kendisinden sonra gelen öğrencilerin obp'sini etkiliyor.

şişirme notlara karşı bir şey yapılırsa bu sistem iyi ama çok iyi değil. okul puanının etkisini de azalttıkları için zaten fen lisesi öğrencisi her şekilde soruları yapacağından öne geçecektir.

sadece okul puanıyla gitmek yanlış.

örnek olması açısından; cerrahpaşa tıp ingilizceyi kazanan bir açık öğretim öğrencisi var.

yokatlas.yok.gov.tr

hadi özel okulları da anlayalım listedeki açık öğretim mezunu arkadşı ne yapacağız? adam binlerce kişiyle sınava girdi, kopya çekemedi, notu şişirilmedi kazandı.
  • blue eyes white dragon  (02.07.18 02:02:25) 
12345   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.