[]

Türk kahvesi yapmanın inceliklerini bilenlere bir soru

Ben sade Türk kahvesini şu klasik Mehmet Efendi ile evde kendim yaptığımda kopkoyu, "neredeyse siyah" diyebileceğim bir içecek elde ediyorum. Dışarıda, bir kafede, sade Türk kahvesi söylediğimde ise kahvem siyaha yakın değil de tam kahverengi geliyor, üst tabakasında ise çok daha açık kahverengi bir köpük oluyor. Lezzeti benim kahvemsimden çok daha iyi doğrusu, ayrıca içimi de çok daha kolay :(

Biraz araştırdım, kimisi çok az çikolata ekliyormuş kahveye. Acaba o yüzden mi içimi yumuşak? Ben şekeri "tamamen" bıraktığım için çikolata da dahil hiç tatlı tüketmemek konusunda çok katıyım. İşin sırrı çikolataysa bileyim de bir daha orada kahve içmeyeyim :(

Çikolata değilse ne olabilir peki?

Aklıma gelen bazı olasılıklar: Kahve çekirdeklerinin kavruluş farklılığı, kahvenin bitki olarak türünün farklı oluşu, kafenin henüz yeni çekilmiş/kavrulmuş kahve kullanması vb. Hangisi/hangileri?

Yumuşak içimli sade Türk kahvesi yapmak için bildiğiniz bir taktik varsa eğer, -şeker veya şekerli herhangi bir şey ilave edilmedikçe- hayır demem bu arada.

Not: Süt veya süt tozu da istemiyorum.

 
su sekilde yapmmayi deneyeblirsin

iki cay kasigi turk kahvesi (varsa bir olcek tombul yuvarlak kahve olcu kasigi)
cezveye kahveyi koy, fincanin olcusunde soguk su koy
iyice karistir
cok kisik ateste yavasca kaynat
hafif kabarmaya baslayinca kasikla kopugu fincana al
bir tasim kaynatip (fokur fokur kaynamasin, kabarsin) fincana koy
bu sekilde gayet kahve renkli ve acik kahve kopuklu oluyor
seker kullanmadigin icin ekleme
afiyet olsun
  • exlibris  (31.05.19 21:49:41) 
simsiyah oluyorsa fazla kahve atıyorsunuz demektir ki ben hiç öyle türk kahvesi görmedim. tek kişi için tepeleme 2 çay kaşığı kahve koymalısınız.


  • candide  (31.05.19 21:52:45) 
ilk taşıma kadar 2-3 dakika ateşte kalabilmesi için büyük bir cezve daha iyi olacaktır.
cezvede suyu kaynatın, kaynayınca altını kısabileceğiniz kadar kısın.
sıcaklığı sabitlenip zayıfça kaynar haldeki suya bir tatlı kaşığı kahve koyun.
iyice karıştırın.
kaşığı ortadan kaldırın, tekrar karıştırmayın.
2-3 dakika ateşte kalıp kabarmış kahveyi cezveye dökün.

//soğuk su kullanmak gerktiği mittir. bana sorarsanız, su önce kaynatılıp belli bir sıcaklığa gelmeli ve sonra kahve eklenmelidir. Araplar da aynen böyle hazırlar kahveyi.

//Eğer kaynatacaksanız, köpüğü yok olana kadar sürekli kaynatın. oldukça acı ve sert olacaktır fakat buna alışırsanız asla Arçelik kahvesi içmezsiniz.

Pasif agresif not: köpüğünü kaşıkla almak yüzeye çıkan telveyi de almanıza sebep olacaktır. köpük diye telve höpürdetmeyi nasıl seviyorlar, anlayamadım asla.Fakat eğer köpüklü kahve içmek istiyorsanız, o köpük cezveden dökülebilmelidir. Tek kişilik hazırlıyorsanız sonuca ulaşmanız çok kolaydır. zamanlama meselesi yalnızca.
  • Etanglement  (01.06.19 00:08:37 ~ 00:11:17) 
Kahveyi paketli olarak değil de kuruyemişçilerde taze çekilenden alın. Onun da ince çekilmiş olan çeşidinden alın, toz gibi ve rengi daha açık oluyor.
1 kahve fincanına 1 tepeleme tatlı kaşığı düşecek şekilde yapın. 3-4 kişi ve üzeri kahvelerde 1 adet küp şeker atın içerisine, şekerli gibi olmuyor tadı endişelenmeyin.
Dışarıda servis edilen türk kahvelerinin içerisine bazen bir miktar menengiç, osmanlı kahvesi, kakule vb. karıştırıyorlar değişik aroma tadı vermek için. Bazen güzel olsa da fazla kaçtıysa bozuyor, dikkatli olmak lazım.
Canımı kahve çektirttiniz şuan kahve yapmak üzere tezgahın başındayım, sevgiler.
  • megalomaniac  (01.06.19 00:48:15) 
[]

Bir yazım kuralı sorusu

Şu sözcüklerin farklı yerlerde farklı kullanımlarını gördüğüm için aklıma takıldı:

"Deyip" mi doğru, "diyip" mi?
"Yeyip" mi doğru, "yiyip" mi?

Bence diyip/yiyip ikilisi kulağa daha doğal geliyor ve ben telaffuz ederken bu şekilde söylüyorum ama dediğim gibi, başkalarının deyip/yeyip şeklinde kullandıklarını gördüğüm için ikisinin de yazımlarından emin olamadım.

TDK resmi web sitesinde bakındım, aradığımı bulamadım.

Var mı doğrusunu bilen?

 
Yiyip - deyip

Tdk'de yiyip içmek ve deyip durmak biciminde gostermesi lazim.
  • dont eat me  (11.05.19 21:04:15) 
"tek heceli olan demek ve yemek fiillerinde, söyleyişteki i ünlüsü yazıya da geçirilir: diyen, diyerek, diyecek, diyelim, diye; yiyen, yi­yerek, yiyecek, yiyelim, yiye, yiyince, yiyip vb. Ancak deyince, deyip sözlerindeki e yazı­lışta korunur."

www.tdk.gov.tr
  • cemallamec  (11.05.19 21:06:50) 
[]

ekşi orman projesinin devamı gelecek mi?

ekşi orman, sürekli mi dönemlik mi bir proje? bakındım ama net bir cevap bulamadım.




 
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim teşekkürler. geçici bir kampanya olmamasına sevindim :)


  • girdaptaki  (03.05.18 01:52:09) 
[]

çok entry'si silinenlere "uçurulmayan yazar" diye başlık açanların akıbeti?

sorum karakter sınırına takıldı, kusura bakmayın.

91 entry'si silindiği halde uçurulmayan bir yazar var, onun hakkında başlık açsam "ben uçurulur muyum"?

bunu neden soruyorum? çünkü sözlük'te bu şekilde açılan başka başlıkların çoğunun ilk entry'si yok!

mesela:

(bkz: 76 gg entry ile uçurulmayan yazar )
(bkz: 35 gg entry ile uçurulmayan yazar )
(bkz: 54 gg ile uçurulmayan yazar )
(bkz: 37 gg entry ile uçurulmayan yazar)
(bkz: 23 gg entry ile uçurulmayan yazar)

gibi.


sizce "moderasyona haksız itham" diye uçuruyorlar mıdır, bu tür başlık sahiplerini? gözüme çarptı bu durum. bu kadar çok sayıda örnekte ilk entry'lerin olmaması pek "tesadüf" gibi görünmüyor sanki?!

 
ya boşver başlığını açsan nolacak sözlük pok çukuru zaten. hesabı o kadar gözden çıkardıysan sat sevdiğini bi akşam yemeğe çıkar parasıyla.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (20.04.18 22:17:42) 
@proletarier o halde böyle bir şey yaparsam hesabımı intihar ettirmiş olurum sanırım, bunu yapmayı "hesabı gözden çıkarmak" olarak gördüğüne göre?


  • girdaptaki  (20.04.18 22:19:37) 
sözlüğü ben de bıraktım, 2000li senelerden beri sözlükteydim, en son zamanlar iyice bozulmasından şikayetçiydim.

moderasyon tarihçemde en ufak bir kusur olmamasına rağmen, bir entry ile uçurdular mesela, yazdığımda ne format, ne hakaret, ne siyasal bişey, sadece gecenin 3ünde tehdit mesajı vari bir mesaj yollayıp netflix reklamı yapmalarını eleştirmemdi.

gram üzülmedim. o kadar çok trol var ki . onlara bişey olmaz ama sen bunu söylediğin an uçarsın.
  • Photographer  (20.04.18 22:26:13) 
sözlük kendi cebinin ve poposunun derdinde


  • herhaltibiliyoring  (20.04.18 22:53:20) 
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim, bahsettiğim yazar 30 yaşına kadar namaz kılmış, güya şimdi öyle olmadığını iddia eden; öyle kendi halinde bir müslüman değil de chp'yi gece gündüz karalayan, her başlığın altında çeşitli konularda millete bağırıp çağırmak için bekleyen, önüne gelene iftira atan ve hakaret eden biri. şakirt olabilir. sanırım haklısın.

@photographer, üzüldüm senin adına. korkarım sen de dahil herkes, "onlara bi' şey olmaz ama sen ne olduğunu söylediğinde uçarsın" derken haklı.

@herhaltibiliyoring, bunu derlerdi de inanmazdım. hakikaten öyleymiş... özellikle o beş başlığın sahiplerinin yok olduğunu gördükten sonra güvenim bitti artık.
  • girdaptaki  (20.04.18 22:58:02) 
yanlış hatırlamıyorsam o başlıkları chainard açmıştı.

#51038029

bu entrye bakarsak da doğru olabilir söylediğim. yazılan ilk entryler chainard'a aitse uçurulma sebebi başlıklar olamaz. en azından ssg zamanında öyleydi.
  • blue eyes white dragon  (20.04.18 23:50:07) 
valla benim için üzülmene gerek yok, çok kalite, içerik, seviye takıntısı olan birisi değildim. dikkat edersen bu gidişler "benim" hatırladığım taa 2007lere kadar dayanır, yani öyle çok dalga dalga silip giden, tek bir entry bile girmeyen , sözlük bile okumayı bırakan insan oldu ki anlatamam.

son zamanlarda ya ülkenin durumu belli, bi iyi kötü haber alabildiğimiz sözlük var kafasındaydım ama binlerce dandik başlığın, entrynin arasından haber ayıklamak da çok zor bir hale gelmişti.

ben gram pişman değilim, ne ilkim, ne sonum, herşey hakkettiği yeri buluyor.

sözlük vasıtasıyla güzel arkadaşlarla tanıştım, bağımı koparmadım, duyurudan da çok sağlam arkadaşlarım oldu, benim kârım da bu oldu.

sözlükte en büyük hobim, eski yazarları ve entrylerini okuyup hayal kurmaktı. bakıyom adam en son entrysini 99 da girmiş , günlerce entry girmiş birden kesmiş,pat ötekisine bakıyorum, adam merhum olmuş, hop oradan nick altına gidiyorum, bir sürü değişik hayat hikayesi okuyordum falan.

eskilerde ekşi sözlük deyince, ooo ekşi yazarı olayı vardı, insanlar pozitif bir ayrımcılıkla bakardı, şimdi sanıyorum direkt olarak fuckbuddy , dertleşilecek insan veritabanı gibi başlıklar akla geliyor.

dertleşmekte sıkıntı yok da. içerik şöyle olunca pek hoş durmuyor.

"28 erqeq, sadece qızlar, cesur qızlar eqlesin."
  • Photographer  (21.04.18 00:20:48) 
Sözlüğün bu şakirtlere prim vermek gibi bir huyu var evet, bu arkadaşlardan biri geçen bildiğin ifşa yaptı ve uçurulmadı. Reytinglerini seviyorlar herhalde.


  • stratejisizsiniz  (21.04.18 04:02:59) 
[]

ekşi sözlük moderatörlerinin kim oldukları belli mi?

belliyse eğer, onlardan birine ulaşmam lazım.

konu, 89 entry'si silindiği halde uçurulmayan bir yazar. dün, bu şahsın sözlük'ten neden atılmadığını duyuru'ya sormuştum: www.eksiduyuru.com


 
mod yok.


  • woolrock  (03.04.18 17:51:10) 
sadece dürümcü kaldı


  • hosein  (03.04.18 17:59:30) 
[]

89 entry'si silindiği halde uçurulmayan yazar?

beni rahatsız eden bir ekşi sözlük yazarının modlog'una baktım, yaklaşık bir yıl içinde -ki yazarlığı onaylanalı da hemen hemen bir yıl oluyor- tam 89 entry'si silinmiş. önüne gelene küfreden, tanım yapmayı bilmeyen biri.

bu şahıs neden uçurulmuyor sizce? moderasyon, bunları uçurmuyorsa kimleri uçuruyor? moderatörler entry silinme tarihçesini görmüyorlar mı? hayır, o kadar çok sayıda entry silmek moderatörler için de eziyet verici olmalı. gerekenin yapılması için benim yapabileceğim bir şey var mı? gerçekten çok merak ettim. mail atıp durumu anlattım ama yazar halen uçurulmadı.

düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.

 
Sözlük'te moderatör mü varmış? 4 yıl önce bir tane entry yüzünden uçuruldum. Bu zamana kadar kimse bir şey yapmadıysa torpillidir.


  • dissendium  (02.04.18 21:10:25) 
@dissendum sadece bir kez lanetlendi ama 89 silinme çok fazla.

bu yazarı ifşa edip modlog'una link vererek "89 entry'si silindiği halde uçurulmayan yazar" diye başlık açsam işe yarar mı? yoksa onun yerine beni mi "moderasyona karşı geldi" diye uçururlar?
  • girdaptaki  (02.04.18 21:12:29 ~ 21:13:37) 
artık kimse uçurulmuyor ki. en son uçurulma vakası ışid ve yakılan türk askerleri mevzusundaydı. ayrıca meltem banko başlığına entry girip girip siliniyor da olabilir. benim entrylerim bi şarlatan yüzünden silindi, sahtekar olan adam ama dilekçeyle sildirmiş. içeriklerini bilemezsin yani.


  • pinkpeony  (02.04.18 21:14:27) 
Başka hesabın varsa oradan yap. Ne yapacakları belli olmaz. Uçurmasalar bile çaylak yapabilirler.


  • dissendium  (02.04.18 21:16:30) 
@acemi aynen aklıma direk ug tek geldi. Bu kızda o dönem konuşuluyordu 50-60 entrysi silinmediği için uçurulmuyor ne ayak diye. o zamanlar moderatörler vardı, onlarla hep arkadaşmış bu kız, öyle takılıyordu.


  • eazy  (02.04.18 21:22:44) 
acaba silinen entrylerin çoğu bir başlık altına yazdığı entryler olabilir mi?

mesela furkan bölükbaşı yada meltem banko falan?

sözlükte bir siyasi yada ünlü birisine okkalı küfür edersen anında uçuruluyorsun zaten. birisi de benim tanıdığım bir arkadaştı. ama çok saçma uçurulma hikayeleri de var. yönetim eskisi kadar iyi değil. bu arada özelden yazarın nickini atar mısın merak ettim :)
  • false pretension  (02.04.18 21:23:32) 
@pinkpeony

- 35 entry'si tanım, tanım devamı, örnek, alıntı ya da bkz değil
- 42 entry'si gg
- 1 entry'si başlıktaki entry'lere fiziksel referans içeriyor
- 11 entry'si mahkeme kararı

nedenleriyle silinmiş. yine de mahekeme kararı dışındaki silinmeler çok fazla değil mi?
  • girdaptaki  (02.04.18 21:23:59) 
  • false pretension  (02.04.18 21:27:52) 
@artık kimse ucurulmuyor diyen arkadaş, geçen sene koru hastanesi başlığında bir gecede uçurulan 40 yazardan biriydim.


  • austra  (02.04.18 23:16:10) 
austra, ben de diyorum ki işte o tür durumlar harici kimse uçurulmuyor. ancak kendilerine bir zarar gelecekse, para gidecekse uçuruyorlar, format umurlarında değil.


  • pinkpeony  (02.04.18 23:20:17) 
tartışma-hit-para getirmesi +1

ya da aktroll olabilir.
  • runagain  (03.04.18 05:02:11) 
@runafain evet, galiba ak troll; çünkü gece gündüz muhalifleri karalıyor. bir de çok tartışma yaratıyor, milletin nick altında küfreden ve iftira atan biri. gündemdeki her başlığın altında da tanım yapmayı beceremeden sövüp sayıyor. gergin bir şey.

çok can sıkıcı ve adaletsiz bir durum :( keşke bir çaresi olsa da uçurulsa...
  • girdaptaki  (03.04.18 05:10:44) 
[]

"geceye bir x bırak" furyasının çıkış noktası nedir?

x değişkeni olarak herhangi bir şeyi kullanabiliyorlar. sözlük'te bu tarz başlıkların yoğun oluşu üzerine merak ettim. neden ve nereden çıktı bu?




 
"geceye bir şiir bırak" başlığından türedi hepsi diye biliyorum. cümle güzel geldiyse her şeye uyarlamışlardır.


  • dedimmidemedimmi  (02.02.18 16:30:04) 
[]

yürek selanik

"yürek selanik" diye bir deyim var, çok ilginç geliyor bana, acaba bu deyimin ortaya çıkış nedeni nedir, bilen var mı aranızda? çok merak ediyorum, neden selanik? :) neden başka bir yer değil? bir hikayesi filan mı var acaba? tarihsel, sosyolojik, kültürel bir nedeni mi var? kim bilir hangi sebeple ortaya çıktı bu tabir?

anlamını sormuyorum, anlamı belli: tdk diyor ki şaka yollu söyleniyor ve "çok korkmak ve çok heyecanlanmak" gibi bir anlamı var. örnek kullanımı: "ayyy, bende yürek selanik şekerim!" :P


 
ilk kez duyuyorum. biri bana yürek selanik ne demek, nerden gelmiş diye sorsa, cumhuriyetin kurucularının hepsi selanikli (veya balkan göçmeni) olmasına rağmen anadolu topraklarını vatan kabul etmeleri ama selanik'e, balkanlara karşı hep bir özlem ve hasret duymalarından ötürü böyle bir söz söylemişlerdir; derdim. o da işte vatan özlemi, hasreti olarak günümüzde kullanıliyor derdim. bkz: algida secicilik.


  • mrsmoon  (20.08.17 14:05:04) 
@mrsmoon olabilir belki, tabii anlamdaki "çok korkmak" kısmıyla pek ilgili gibi görünmüyor ama olsun, tahminlere de açığım :)


  • girdaptaki  (20.08.17 14:09:27) 
balkan savaşından sonra selanik'i kaybetmemizle alakalı bir durum olabilir bence. selanik'in ve daha sonra edirne'nin kaybedilmesi istanbul ve anadolu'da çok büyük üzüntüyle karşılanmış.

buna atıfta bulunan bir deyim olabilir. ama "çok korkmak ve çok heyecanlanmak" gibi bir anlamı olmuyor benim söylediğimle. sanırım yıllar geçtikçe erezyona uğramış olabilir anlamı.
  • efreet sultan  (20.08.17 15:01:27) 
Ben de ilk kez duydum böyle bi deyim olduğunu. Garip bi kullanımmış. Kokeni konusunda efreet sultan'in dedigi mantıklı gibi


  • nundu  (20.08.17 15:14:08) 
@efreet sultan olabilir aslında, mantıklı. savaşta duyulan heyecan, toprak kaybetme korkusu vb.


  • girdaptaki  (20.08.17 15:21:25) 
ilk kez duydum. hangi yörede kullanılıyormuş?

edit:
tdk'da da varmış:
§ (birinde) yürek Selânik olmak
şaka çok korkmak ve çok heyecanlanmak: “İkisinde de yürek Selânik.” -H. R. Gürpınar.
Deyim
  • burya  (20.08.17 15:43:14 ~ 15:44:30) 
@burya yöresini (varsa) bilmiyorum, bir yerde okumuştum ama hatırlamıyorum, oradan aklımda kalmış, sanırım genel bir tabir.


  • girdaptaki  (21.08.17 13:30:51) 
[]

Telif hakları hakkında

Yerli web sitelerinde yazılanları okurken bir şey dikkatimi çekiyor sürekli: Okuduğum çoğu şeyi yakın bir geçmişte İngilizce olarak yabancı bir web sitesinde zaten okumuş olduğumu fark ediyorum. Yabancı web sitelerinden çaldıkları makaleleri Türkçeye çevirip sanki kendileri yazmış gibi kendi web sitelerinde yayınlıyorlar ve kaynak göstermeye gerek dahi duymuyorlar! Bunu yapan o kadar çok site/blog var ki insan gerçekten hayret ediyor. Yahu bu suç değil mi? O içeriği üreten sen değilsin ki ne cüretle belli bir bilgi/gözlem/araştırma/inceleme kısacası "emek" sonucu başkaları tarafından yazılmış yazıları kendine mal edebiliyorsun? Tam olarak "hırsızlık" yapıyorlar. Bunun hukuki bir yaptırımı yok mu, merak ettim.




 
o yabancı sitenin hakkını araması lazım. ama bununla uğraşmak istemiyorlar. belki farkında bile olmuyorlar.


  • nickini degistiren yazar  (19.11.16 19:19:20) 
[]

fotoğrafçılıktan anlayanlara bokeh etkisiyle ilgili bir sorum var

fotoğraftaki daireler bokeh etkisine örnek gösterilebilir mi?

not: fotoğraf bana ait değil.


 
gösterilebilir ama çok olağan bir şey değil.

edit:
ışık kaynağı var, flaş kullanılmış.

Ayrıca
betterphotography.in

With focus set to infinity, the flash can help create beautiful bokeh of raindrops or snow falling in front of the lens. Photograph/ Raj Lalwani - See more at: betterphotography.in
  • yuto  (14.04.16 20:48:44 ~ 22:53:10) 
Bence olmaz çünkü ortamda ışık kaynağı yok, o etki genelde var olan ışık kaynaklarının bir hali oluyor. Sizinki daha çok yağmur damlaları ya da lens lekesi gibi duruyor.


  • dissendium  (14.04.16 20:57:10) 
fotoğraftaki lekeler bokeh değil, sensör lekesi.


  • kobuzchu kiz  (14.04.16 21:08:20) 
fotoğraf güzelmiş. bokeh ya da değil.


  • anonymice  (14.04.16 21:11:06 ~ 21:11:16) 
pek bokeh gibi durmuyor


  • nucleon  (14.04.16 21:42:56) 
sensor kirli ya da havadaki toz ışık almış ve net alan derindiği aralığında olmadığı için bulanık hare konumuna girmiş. (hare lense göre köşegen de olabilir.)

bokeh tabiri: net alan derinliği içerisindeki ışık kaynaklarının net alan derinliği dışında büyük ve yuvarlak hale bürünmesine deniyor.

birini çektin. arkada binalar ve ışıkları var diyelim. lensinin diaframı en açık halde ise temiz bir bokeh yakalaman mümkün.

piyasada f1.8 diaframlı 50mm lensler hem ucuz hem de kullanışlı.
  • trklmsr  (15.04.16 16:24:09) 
[]

sözlükte mesaj yoluyla rahatsız edilmek

sözlük yazarlığım onaylandığından bu yana sataşanlar hep vardı ama sataşıp duranların sayısı çok artınca (şimdi kontrol ettim, sadece şu son bir hafta içinde bile dört farklı yazar hakaret içerikli mesajlar göndermiş) aklıma birkaç şey takıldı:

1) size de mesajla sataşanlar oluyor mu?

2) mesajla rahatsız ediliyorsanız ne yapıyorsunuz? engellemek en temiz yöntem, biliyorum. mesajla rahatsız eden yazarları savcılığa şikayet edip mahkemeye vermek de bir çözüm, biliyorum ama böyle bir konu yüzünden mahkemeyle, avukatla filan uğraşmayı çok gereksiz buluyorum. sözlük yönetimi mesajla rahatsız eden yazarlara herhangi bir ceza (sözlükten uçurma vb) vermiyor mu? anladığım kadarıyla olay mahkemeye taşınmadıkça sözlükte her isteyen, elini kolunu sallaya sallaya hakaret ediyor ve incitiyor karşısındakini. bu mudur kural?

 
bana sataşan olmadı şimdiye kadar, yavşayan çok oldu ama. neler yazdığına bağlı..


  • masa penisi  (26.06.15 19:04:13) 
hiç olmadı. ne sataşan ne yavşayan


  • shotgunwoman  (26.06.15 19:05:03) 
Mesajlaşmayı kapalı tutuyorum 1 senedir. En isabetli çözüm.


  • protector  (26.06.15 19:11:43) 
hiç olmadı. trollük yapıyor musun sözlükte.?


  • himmet dayi  (26.06.15 19:23:40) 
@himmet dayi hayır, troll değilim. küfretmem. entry'lerimde mümkün olduğunca hiç kimseyi incitmemeye çalışırım. saygılı biriyim, gerçekten. gelgelelim sözlükte benimle uğraşan bol oluyor, anlayamıyorum nedenini. ben troll değilim ama bana saldıranlar troll galiba.


  • girdaptaki  (26.06.15 19:26:45 ~ 19:54:11) 
Mesajlaşmayı badilerim haricinde kapalı tutuyorum + 1

Bunun sebebi de şu ; orada gündelik hayatta tartışmaya bile girmeyeceğim bir insanla muhattap olup olmadığımı bilmiyorum. Gülücüğe odaklananları filan geçtik ona cevap vermezsin olur biter ama senin yazdığın kişisel fikrine direkt saldıran insanlar var. Tutup da linç edilcek bir şey yazmasan bile sırf sana saldırmak için mesaj atıyor , modemi kapatınca iletişimi keseceği bir insan için gereksiz sinir stres kaynağı yani :D

Bir antitezin varsa başlığa yazarsın, illa kendi düşüncesini empoze etmek için mesaj atanlara vakit kaybı gözüyle bakıyorum.
Bir de ağır psikolojik sorunlular filan var ki sana laf sokmak için yolunu, entrylerini vs gözlüyor, direkt mesajlaşmayı kapatmak en temizi.

Keşke burada da olsa o özellik.
  • neferkitty  (26.06.15 19:34:11) 
olmadı. sataşsalar mahkemeye verirdim sırf sürünsünler diye.


  • sen git ben geliyorum  (26.06.15 19:52:34) 
Bana küfreden oldu,savcılığa şikayet ettim ekran görüntüsünü alıp,savcılık sözlükten şahıs bilgilerini ve ip'sini istedi. Bilgiler geldi bir cd cdile birlikte, cd'de ne var bilmiyorum.


  • kaymaktutmayansicaksut  (26.06.15 20:14:32) 
ahahah - sajcksaj - :D gibi mesajlar dışında atan yok bi kaç aydır... daha küfür de yemedim :/


  • sen de git sen de unut  (26.06.15 20:57:14) 
ölü taklidi en iyi çözüm.


  • ergenpezeveng  (27.06.15 00:14:53) 
[]

clinique ve hayvan testleri

kozmetik firması clinique, kendi web sitesinde (git: www.clinique.com.tr ) "biz ürünlerimizi ve ürün içeriklerimizi hayvanlar üzerinde test etmiyoruz. ayrıca yasalar gerektirmediği koşulda başkalarından da bizim yerimize test etmelerini istemiyoruz." ifadesine yer veriyor ancak peta, bu firmanın hayvanlar üzerinde test yaptığını belirtiyor. (git: features.peta.org

koskoca bir şirket tarafından göz göre göre böyle bir yalan söylenebilir mi?! clinique, sonuçta ticari bir kuruluş olduğu için ben peta'ya güveniyorum ama bu nasıl bir tezattır böyle, çok şaşırdım.

clinique'in hayvanlar üzerinde test yapıp yapmadığıyla ilgili kesin bir bilgisi olan veya kesin bilgiyi bulabileceğim kaynağı bilen var mı? ben bu konuda peta'dan daha güvenilir bir kaynak olacağını sanmıyorum ama... firmanın dediğiyle peta'nın dediği arasındaki uçurumu görünce yine de bir sorayım dedim.

 
Peta listesini sik guncellemiyor. Daha once hayvan testi yapiyorsa ve son 1-2 yilda birakmissa guncellememis olabilirler. Bircok firma var o sekilde, hatta Peta'ya dava acmis olanlari bile var. Yine de Clinique'in durumunu bilmiyorum, ne desem yalan.


  • aychovsky  (29.05.15 21:13:43) 
peta'ya neden o kadar çok güveniyorsunuz? kendilerinin bi ton skandalı var


  • la noix  (29.05.15 22:32:36) 
Clinique, peta'dan daha güvenilir bence. La noix +1


  • yahveyire  (29.05.15 23:21:20) 
"peta haklı" diye bir mesaj aldım. "ayrıca yasalar gerektirmediği koşullarda" ifadesi var sitede. yani kanunlar "hayvan testi yapın" dediğinde yaparız diyormuş clinique. çin meselesi varmış bir de. çin'in kanunlarına göre o ülkede satılacak olan her ürün hayvanlar üzerinde test edilmeliymiş. clinique de orada ürünlerini satabilmek için hayvanlar üzerinde test yapıyormuş. bir de estee lauder firmasına bağlıymış clinique ve estee lauder hayvanlar üzerinde test yapıyormuş.

@la noix bahsettiğiniz nedenlerden dolayı peta'ya hiç güvenmeyenler de var, biliyorum; ama cruelty-free konusunda peta'dan başka kime güvenilebilir, bilemiyorum. tam güvenilir, tam bağımsız, tüm markaları denetleyen başka büyük bir örgüt de yok bildiğim kadarıyla. varsa öğrenmek isterim. clinique tamamıyla ticari bir iş yaptığı için ona güvenmemem daha kolay oluyor.
  • girdaptaki  (29.05.15 23:22:48 ~ 23:25:06) 
[]

bir küçük linkedin meselesi

linkedin'e üye değilim; fakat çok seyrek kullandığım bir e-mail adresime hiç tanımadığım bir sosyal medya uzmanı tarafından linkedin aracılığıyla davet gelmiş, anlam veremedim.

linkedin'e üye olmasak da böyle alakasız davetler alabiliyor muyuz yoksa işin içinde başka bir iş mi var, birinin benim e-mail adresimle linkedin hesabı açması gibi? gerçi öyle olsa benim e-mail adresime bir onay e-mail'i gelmesi gerekmez miydi? bir an "hesabım mı hacklendi yoksa?!" diye bile düşündüm de sonra vazgeçtim bu fazla paranoyakça düşünceden hehehe :) şaka bir yana, üye olmadığım bir siteden davetler almak hiç hoşuma gitmedi :/

not: sosyal medya, marketing vb iş alanlarıyla alakasız biriyim.

 
gelen muhtemelen linkedine üye ol sonra da arkadaşım ol daveti şeklinde bir mail olmalı. bir şekilde bir mail listinde ya da bir ağdaki arkadaşları arasında vs. bulunuyorsanız böyle bir davet yollayabilir.


  • copadam  (29.09.14 00:08:40) 
üye olduğun siteye davet etmezler ki zaten. aynstayn was here!

linkedin davet konusunda çok saldırgan. ona buna davet gönder hemen o da gelsin numaraları yapıyor. sen de arkadasının mail listesinde olunca sana da isteyerek ya da yanlıslıkla göndermistir. korkma.
  • ufukcel  (29.09.14 00:14:48) 
[]

bu kadar kabalık anormal değil mi?!

saygılı kimseye rastlayamaz oldum, çok dertliyim bu konuda.

çoğunluğun kaba saba olması normal bir şey mi?

biriyle bir şey konuşuyorum diyelim. konuştuğum kişi en yakınım veya en samimi dostum bile olsa sanki beni terslemek, beni aşağılamak için fırsat kolluyor gibi. mesela herhangi bir şeyde bir yanlışlık yapsam anında alay etmeye, beni hemen oracıkta küçük düşürmeye hazır sanki herkes. yürürken ayağım mı kaydı? konuşurken dilim mi sürçtü? bir konuda onlarınkinden farklı olan kendi görüşlerimi mi açıkladım? herhangi bir başarısızlığım mı oldu? anında dalga geçiyor, küçümsüyorlar. çok garip...

bazen "şaka" olduğunu iddia ettikleri saygısızlıkları oluyor. espri/şaka yapmaktan çok aşağılama içerikli oluyor bunlar.

kibrin verdiği kabalık var bir de... en iyisi, en doğrusu onlar, ben bir hiçim onlara göre.

beni tersleyen/aşağılayan herkese -sevmesem bile- elimde olmadan çok kırılıyorum. kırıldıkça daha çok yıpranıyor ve zaten yalnızlığa düşkün biri olduğum halde insanlardan daha çok kaçmaya başlıyorum.

ben mi çok kırılganım, genel olarak insanlar mı çok kaba yoksa bana mı kabaları denk geliyor?

 
Sen bunları olağan olarak görmeyip başına gelen saçma şeyleri bir şekilde sen de önemsemediğin sürece dalga geçmeye devam edecekler. Bu insanlar hep aynı kişilerse çevrende bir temizliğe gitmen de iyi olur. O ne öyle düşsün de gülelim diye bekleyen akbabalar gibi! Topla tüfekle ağır sanayi hamlemle gelir döverim hepinizi.

Ne güzel başlamıştım bok gibi bitirdim yine.
  • ufukcel  (31.08.14 17:26:58) 
yo, insanlar düşüncesiz ve bunu kendilerinde hak olarak görüyorlar.

"benim gibi düşünmüyor musun? o zaman cahilsin."
"benim sevdiğimi sevmiyor musun? o zaman zevksizin önde gidenisin."
"benim takdir ettiğimi desteklemiyor musun? o zaman körsün, gerçekleri göremiyorsun!"

türevinde hastalıklı bir zihniyete sahipler. bunun birden fazla sebebi var işte. ego, kibir, kendini fazla önemseyiş...

sadece diş göstermeyince, "orada dur bakalım, o kadar da değil!" demedikçe kendilerini haklı zannediyorlar.

bu arada az önce sırf siyasi bakış açımdan dolayı adam bana hakaret etme hakkını kendinde gördü mesela. maalesef her yerde var bu tipler...
  • m e b  (31.08.14 17:42:03 ~ 17:43:21) 
haset, aşağılama, iğneleme, laf sokma, alay etme ve küçümseme bu toplumun toplumsal genlerine kemikleşmiş olarak işlemiş durumda. maalesef ülkenin ekonomisini de görünmez ve ölçülemez biçimde ama büyük oranda etkiliyor bu durum.

yüksek teknolojiye sahip olup, kültürel olarak çok geri kalmış olmanın götürüleri bunlar. ülkede yaşayan insanların eğitim ortalaması, ilkokul 4. sınıf. 9-10 yaş çocuğu, genel olarak ne kadar alaycı, aşağılayıcı ve can acıtıcı olabiliyor, onu bi gözünüzün önüne getirin.

siz insan evlâdı olduğunuz, insan olanlar tarafından yetiştirildiğiniz, bu yetmiyomuş gibi daha fazla tahsil yaptığınız ve kendinizi yetiştirdiğiniz için, ülke ortalamasından çok yukarıya çıktınız ve hâlen de çıkmaya da devam ediyorsunuz.

ülkenin bir aydınlanma çağı yaşamamış olmasının da büyük etkisi var bunda tabii.

hep verilen örnektir, İkinci Dünya Savaşı sonrası yerle yeksân olan Almanya, ilk olarak tiyatro binalarını ayağa kaldırmakla başlamış işe.

size Amerika'dan basit bi örnek veriyim: bi arkadaşım düzenli olarak yürüyor ve kilo veriyordu. bi gün dondurmayı azıcık fazla kaçırdı. ben de şaka yollu, 'Sen dün 10 bin adım yürümüştün di mi? Gitti o 10 bin adım!' dedim gülerek. Ama aramız çok iyidir ve sürekli şakalaşırız. Bu kadarcık takılma bile, 3. Amerikalı tarafından, 'Ooooo, that's cynical!' yorumuyla karşılandı.

Sizin maruz kaldığınız şeylere maruz kalsalar, majör depresyona girerler heralde.
  • compadrito  (31.08.14 17:47:32 ~ 17:48:18) 
alıngan bir döneminde gibisin. tabii son zamanlarda insanlarda hoşnutsuzluk seviyesinin yükselişi de bunu mutlaka etkiliyordur. ayrıca yaz mevsiminde oluşumuz anksiyeteyi tetikler, arttırır. anksiyete kaygı bozukluğudur ve şu an bu belirtilere uygun hareket ediyorsun.

not: insanlar dalga geçerlerken alınganlık gösterirsen daha çok üstüne gelmeye devam edeceklerdir. hiç sallamaz görünürsen, tekrarlamayacaklardır.
  • jonathan safran foer  (31.08.14 17:47:48) 
insanların saygısızlıklarını umursamıyor gibi göründüğümde, evet daha çok üstüme gelecek gücü kendilerinde buluyorlar. yaptıklarından rahatsız olduğumu belirtince de "aaa, şakalaşıyorduk, niye kızdın? çok alıngansın/çok sertsin, bunda sinirlenecek/alınacak bi şey yok, biz kendi aramızda birbirimize de öyle takılıyoruz" diye saçma şekilde kendilerini savunuyorlar. ne yapsan kurtulamıyorsun yani. saygı duymak bir zorunluluktur yahu! en yakın arkadaşı olsan da nefret etsen de saygı duyacaksın!
uyarmaya devam edip gerekirse bazılarını hayatımdan çıkarmak mantıklı.

  • girdaptaki  (31.08.14 18:39:13) 
Çevrende çok pasif agresif var. Tepelerine binebilecekleri birini bulduklarında aktif moda geçiyorlar. Negatif insanları hayatından çıkar. Böyle olmayan dar bir çevreyle daha mutlu olursun.


  • arnold schwarzeneger  (01.09.14 09:10:00) 
[]

nano sim kart

eski sim kartlardan birini kullanıyorum, micro değil, normal sim kart. bu sim kartların telefoncularda, gsm bayilerinde kesilerek nano sim karta dönüştürülebileceği söyleniyor. eğer dönüştüremezlerse mecburen nano sim kart alacağım. bu durumla ilgili üç sorum var:

1) bir faturasız turkcell kullanıcısı olarak alacağım yeni nano sim kartın, eski kartımla aynı telefon numarasına ait olması mümkün mü?

2) eski kartı kestirip yeni telefona taktım diye telefonun performansıyla ilgili sorun yaşar mıyım? (arama yaparken, rehberi kullanırken filan)

3) telefon için aldığım (veya kestirdiğim) nano sim kartı ipad'in 3g destekli bir modelinin sim kartı yuvasına taksam ipad'de bu şekilde internete girebilir miyim? gerçi telefonun internetini paylaştırmak gibi bir seçeneğimiz de var; ama ben bu şekilde bağlanılıp bağlanılamayacağını merak ettim.

 
Kestirmeniz bir risk, etrafımda kesim işleminden dolayı sim kart yuvasına zarar verip telefonu/tableti çalışmaz hale gelenler var ki sizin hatanız kabul edilir ve garanti kapsamından da çıkar. 16-20 lira zaten, numaranız her şeyiniz aynı kalıyor.


  • bi mekan  (09.06.14 18:12:42) 
1)zaten öyle olması gerekmiyor mu? benim bilgim o yönde en azından
2)yaşamamanız lazım
3)eğer yine nano sim kart gerekiyorsa girebilmeniz gerekir.
  • acccra  (09.06.14 18:15:21 ~ 18:15:28) 
1. öyle zaten numara değişmez.
2. ben 2 kere kestirdim (hatta birinde mikrosimi nanosime kestirdim) ikisinde de hiç bir sorun yaşamadım. başkalarından duyduğum ise yanlış kesildiğinde sim kartın çalışmadığı, cihazla ilgili sorun yaşayan duymadım hiç.
3. kullanabilirsin, kullandım..
  • calzoncillos  (09.06.14 18:19:49 ~ 18:30:47) 
[]

dev-c++ "source file is not compiled" hatası

öncelikle sorumu küçük bir çocuğa açıklar gibi alabildiğine basitçe yanıtlamanızı rica ediyorum; çünkü c dilini (daha doğrusu programlamayı) yeni öğreniyorum.

dev-c++'ı bilgisayarıma (windows 8, 64 bit) kurdum. versiyonu 4.9.9.2, yanlış hatırlamıyorsam. kendi sitesinden indirmiştim. şimdi ben hangi programı yazarsam yazayım compile veya run işlemlerini gerçekleştiremiyorum. bunları ne zaman yapmayı denesem "source file is not compiled" gibi bir hata alıyorum. ben nerde yanlış yapıyorum acaba? :(

not: yazdığım kodlarda yanlışlık olamaz; çünkü 8520951753 tane farklı kodu kitaplardan direkt yazıp yazıp çalıştırmaya kalktım; ama olmadı. dev-c++ programını silip tekrar yükledim, yine bir şey değişmedi :( ne yapmalıyım?

 
www.mingw.org mingw yi kurup dene bakim.


  • veridis quo  (10.05.14 00:43:41) 
code blocks'u dene bir de.


  • jesuistrestriste  (10.05.14 00:45:17) 
[]

windows 8'de rar dosyalarını açmak için ideal program nedir sizce?

soru başlıkta.




 
winrar


  • she was my baby  (14.04.14 02:00:50) 
winrar, ikna edince bu da paramı ver demeyi kesiyor. yıllardır sesini çıkarmadı.


  • ucan spagetticanavari  (14.04.14 02:56:57) 
winrar 5.1 kullan. bak gör hız neymiş.


  • cetoxim  (14.04.14 11:46:24) 
[]

mıknatıslı kılıf, kindle'ı çizer mi?

amazon kindle paperwhite 2'yi almayı düşünüyorum. almışken yanına bir kılıf da alsam mı diye de düşünüyorum. bununla ilgili olarak merak ettiklerim:

1) mıknatıslı kılıfın cihazı çizdiğini okumuştum bir yerde. aranızda bu kılıftan kullanan varsa cihazı çizip çizmemesiyle ilgili durumu paylaşırsa çok sevinirim.

2) kindle'ı kılıfsız kullanırsam sorun yaşar mıyım, yani kılıf şart mı sizce?

 
paperwhite'ı bilemicem ama bende kindle 3 var. kendim kılıf örmüştüm ona geçen sene aldığımda. kılıfsızken bir kere ekranının bi köşesi çizilmiş çantamda çok üzülmüştüm. o yüzden bence kılıf kullan. ama illa üzerine yapışık bişey diye düşünme. benimki çanta gibi, içinde taşıyorum.

ayrıca ekranımda tam ortada bir yerde bir küçük bir satır kalınlığı kadar leke oluştu ink'ten. geçmiyor. ağlayabilirim. dikkatli kullan o yüzden.

son olarak, kindle harika bişi :)
  • dasher  (06.03.14 21:47:02) 
Ayni donanimdan var bende, miknatisi tam kenera denk geliyor kucucuk birsey, ekrana denk gelme yok yani, bende sorun yok.


  • kerbeee  (06.03.14 22:18:16) 
[]

amazon kindle paperwhite 2 vs. nook simple touch with glowlight

ikisi arasında çok kararsız kaldım. sizce hangisi daha iyi?

not: idefix ve d&r'dan alınan epub formatındaki kitapları kindle desteklemiyormuş. epub formatındaki bu kitapları mobi'ye çevirmek zahmetli bir iş mi? zahmetliyse sırf bu zahmete girmemek adına nook mu almalıyım?


 
zahmetli degil calibre adli program cok iyi bu konuda. bence kindle piyasa ileri, nook satilsin diye extra bir iki ozellik koyuyormu bilmem, ama kindle kadar iyisi yok reader konusunda.


  • compumaster  (07.01.14 08:11:50) 
zahmetli değil, çok kişi var öyle kullanan. sırf bunun için paperwhite'dan vazgeçmenizi doğru bulmam.


  • hjarteblod  (07.01.14 08:51:32) 
değil, zaten d&r ı bilmiyorum ama idefix satın aldığınızda dosyayı vermiyor onun yerine bilgisayara yüklediğiniz bir programla okuyorsunuz. e-kitap okuyucu epub desteklese bile zahmet bire bir aynı.


  • yakuza123  (07.01.14 11:07:51) 
[]

havale onayı

online kitap siparişi verdim ve ödemeyi havaleyle bugün yaptım; ama sipariş takibi kısmında "havale bekleniyor" yazıyor saatlerdir. havale onayının hemen gerçekleşmemesi normal bir şey mi? bu işlem ne kadar sürer ve ben şu durumda ne yapmalıyım?




 
havale kredi kartı gibi bir sistem değil. kişi/şirket kendi hsebanıı kontrol edecek. zaman alır.


  • ben smyrna  (25.11.13 16:23:56) 
Normal yarın olmazsa korkmaya başlayabilirsin.


  • EXXE01  (25.11.13 16:34:12) 
[]

online kitap siparişi için site öneriniz?

havale yoluyla internetten kitap satın alacağım; ama hangisinin en güvenilir ve en hızlı olduğunu bilmiyorum. hayatımda daha önce hiç internetten kitap siparişi vermediğim için hangi siteyi (pandora, idefix, d&r vb) seçmem gerektiği konusunda kafam çok karışık :( üstelik hemen hemen hepsini kötülemişler :( hangisi en iyisi sizce?




 
dr.com.tr'nin bana yamuğu olmadı. en ucuz da orası.


  • sanal hayvan  (11.11.13 16:06:09) 
ben ideefix'den alırım genelde eskiden beri çok iyi olduğundan değil oraya alıştığım için. çok hızlı değiller 2-3 günde kargoya veriyorlar siparişi ama bir yamuklarını görmedim şimdiye kadar.


  • usercan  (11.11.13 16:08:08) 
d n r en ucuz ama kitapmetre.com u da kullan. netteki kitapların hangi sitede ne kadar onu gösteriyor.


  • ykyt  (11.11.13 16:16:51) 
ayrıca bitmediyse d n r da 25 tl üzeri ücretsiz kargo var.


  • ykyt  (11.11.13 16:17:20) 
bugüne kadar kitap aldığım yerler ve hizmet kalitesi iyiden kötüye;
1-kitap yurdu
2- d&r
3-idefix
4-hepsiburada

aslında hiçbirinde önemli bir sorun olmadı, idefix bir kaç gün geç gönderdi, hepsiburada ise güzel paket yapmıyorlar. birini tercih et telaş yapma.
  • yue  (11.11.13 16:17:52) 
kitapyurdu veya hepsiburada ya bak hangisi daha uygunsa oradan alırsın bazı kitaplarda kargo bedava kampanyaları oluyor. d&r beni çok mağdur etmişti(kurban bayramından 15 gün önce verdiğim siparişi bayramdan 10 gün sonra alabilmiştim)


  • hystarie  (11.11.13 16:56:26) 
D&R ve idefix iyidir.


  • mutlusismankedi2015  (11.11.13 18:49:04) 
[]

goodreads mi vikitap mı?

kitaplarla ilgili iki siteden (goodreads veya vikitap) birini aktif olarak kullanmayı düşünüyorum; ama hangisini seçeceğime karar veremiyorum. sizce hangisi daha iyi?




 
goodreads.


  • kablelvuku  (03.11.13 07:36:35) 
goodreads. neokur'a da üye olunabilir yanı sıra.


  • microfiction  (03.11.13 08:33:08) 
goodreads.


  • megafon  (03.11.13 10:35:28) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.