[]

bir aile denklemi

evlenince maalesef ne kadar uzak durmaya çalışssanız da ailelerin içine girme durumu oluyor. Haliyle eşimin ailesinin bir whatsapp grubu var benim de içinde olduğum.

bu ailede anne baskın baba her şeye ok diyen eşini el üstünde tutan birisi. 2 oğulları var, anne aşırı baskın bir karakter. hırslı ve bu hırsını büyük oğluna tamamen geçirmiş. büyük oğlu sınavda 90 alsa 100 neden alamadım diye ağlayan tiplerden. küçük oğlu ise dümdüz sıradan hırslı olmayan kendi halinde biri. hayatları boyunca bu çocukları birbirlerine karşı aslında yarıştırmışlar, küçük oğlan farkında olmasa da yarış hala devam. çünkü küçük oğlan beyaz yaka olup kariyer yapmış,büyük oğlan ise o kadar hırsa rağmen devlette memur.

ben aileye girdiğimden beri bu durum kabak gibi ortada ama tabiki bana ne, neden karışayım. ama küçük oğlan olan yani eşim olan kişiye aslında bir nevi duygusal manipülasyon yapılıyor ama eşşek kadar adam farkındadır diye bu zamana kadar çok bişi dememiştim. ancak bu durum iyice aleni hale gelmeye başladı yani artık sadece iki çocuk değil iki çocuğun eşleri olan ben ve abinin eşini de kıyaslama, yarıştırma olayına girdi aile. baba etkisiz eleman anne daha çok.

anne kendi de yarışın içerisinde, sürekli whatsaptan sınav notu paylaşma, yapılan herhangi x kendi yaptığı şeyin fotosunu paylaşma, gidilen bir yerden 26363673 fotoğtaf vs yardırıyor :) bu durum beni artık yoruyor, bir yere kadar görmezden geliyorsun. annenin derdini anlayamıyorum ve sürekli bu kıyas beni hem sinirlendiriyor hem de eşime aşırı üzülüyorum.

sizce bunu açık açık konuşmak mı gerekir, bir çözümü olur mu? yoksa görmezden gelmeye çalışarak devam mı?

 
Sizin yerinizde olsaydım bu düşüncelerimi bütün açıklığıyla eşimle paylaşırdım ve ilgili gruplara bakmama kararı alırdım. O kişileri değiştiremezsiniz, en fazla görmezden gelebilirsiniz. Eşiniz de belki bu durumun farkındadır ya da kanıksamıştır


  • psipsipsi  (20.03.24 11:43:12) 
Bu tür durumlarda eşinizin aile bireyleri ile açık açık konuşmanın bir işe yaradığını görmedim.
Ama eşinizle konuşun o bilsin, olacaksa bir müdahale o yapsın, siz gülün geçin. O yapmıyor diye siz araya girerseniz, aynı durum devam edecek ve büyük ihtimalle sadece eskisinden daha gergin bir durum oluşacaktır.

  • yeninesiltupcu  (20.03.24 11:44:51) 
hocam sen kendi ailenle aranda olanları düzeltebildin mi ? işte başka aileyi de düzeltemezsin

ikincisi eşinin durumundan rahatsız olduğun için annesinin yaptığı gibi onun yerine bu sıkıntıyı çözmeye çalışacaksın

demek ki eşin bu durumdan rahatsız değil, konuşacaksan önce bi eşinle konuş
  • grimavi  (20.03.24 11:45:34) 
Sizin derdiniz kendi sinirlenmeniz mi yoksa eşiniz için üzülmeniz mi?

Bu konular çok hassas. Size bu konuda bir şey sorulmaz söylenmezse girmeyin bence. Sonuçta eşinize "annenin size karşı duyduğu duygu sevgi değil, rekabet" demeniz gerekiyor.
Bu konuda size katılmazsa aranızda ciddi bir gerginlik olur. Bu konuda size katılırsa annesi tarafından sevilmediğini hissedip çok üzülür ve bu farkındalığı sağlayan da siz olmuş olursunuz. Her ne kadar sizin suçunuz olmasa da beyninde o üzüntüyle sizin aranızda bir bağ oluşturmuş olursunuz.

Eşiniz bu konuda yardım, görüş istemedikçe bu konuya girmeyin.
  • michael_knight  (20.03.24 12:05:36) 
hem kendim sinirleniyorum hem eşimin manipülasyon edilmesine üzülüyorum. daha önce dolaylı yoldan ben böyle hissediyorum demiştim ama işi şakaya vurup kapatmıştı.
son zamanlarda ben de abinin eşi ile yarıştırıldığım için ayrıca sinirleniyorum. yoksa evet ben kendi aile sorunlarımı çözemedim kimseye karışmak istemem ama bu durumla da nasıl başetmeliyim bilmiyorum.

neyse ki yurtdışındayız biraz uzağız ama ona rağmen whatsapp grubu, aramalar bitmiyor. zaten yurtdışında olduğumuz için de bu yarıştırma alevlendi çünkü abi ve anne yurtdışında olması gerekenin büyük çocuk olduğuna inanıyor. bunu da aslında baya belli ediyorlar.
  • tuborg yesili  (20.03.24 12:14:04) 
bunlar cok primitif hirslar. artik karakteri haline gelmis kimse de laf etmemis. bu saatten sonra egitilemez, dialogla cozulemez bence. eger gercekten cozum istiyorsaniz. whatsapp grubunu mute edin. aradiginda oteleyin, surekli mazaret bulun belli bir sure sonra sizdeki soguklugu hissedip geri cekilirler.


  • buenosdias  (20.03.24 12:54:10) 
Gülüp geçin, takılmayın böyle şeylere. "Evet, yengem benden iyidir" deyin, paye verin. Mutlu olsunlar. Yarışa katılmayın.

Bu saatten sonra ne kaynanayı değiştirebilirsiniz, ne de eşinizi. Kendini yarışa fazla kaptırırsa, tatlı tatlı uyarın.



.
  • kartallar yuksek ucar  (20.03.24 12:54:15) 
@grimavi +1 çok net bir cevap. yani ben bunu anlamıyorum cinsiyetçiliği geçtim kadınlar neden erkeklerin her şeyine karışıyor ya? tamam erkekler sorun çözmede kadınlardan çok geride ama kadınlarda her şeye nane limon.

eşiniz ailedeki rolü kabullendiyse sıkıntı yok ki? erkekler anaları kırılmasın diye çoğu şeyi analarına söylemiyor. neden böyle yetiştiriliyoruz. analarımız kendilerinden çok veriyorlar alırkende çok istiyor. saçma sapan türk aile yapısı yüzünden böyle.

siz sizin karşılaştırıldığınız durumda 2 3 kere grupta terslerseniz kaynananuız girmez o konulara.
  • mikahakkinen  (20.03.24 14:14:43) 
bir de annenin tarafindan bakin; boyle bir yasam ne kadar zordur. Surekli kendini ve oglunu kiyaslamak zorundasin, bir dakika kendine ve ogluna rahat veremiyorsun. Hayattaki en onemli sey olan ic huzurun yok ve bunun musebbibi sadece kendinsin. Surekli baskalarina ihtiyac duyuyorsun (kiyaslamak icin hep baskalari gerekir), kendi kendine hicbir sekilde olamazsin. Ayrica surekli, gercek olmayan bir yetersizlik hissi ve olmayan bir yaris icinde birinci gelmeye calisiyorsun ve bu imkansiz, olmayan bir yaris, zaten oyle bir yaris ki bu biri bitse digeri basliyor senin icin ve bunu sadece sen yaratiyorsun, kendi kendini bir rahat birakmiyorsun. Allah korusun. Bence cok zor bir yasam. Sinirlenecek bir sey yok bence, dilerim bu yasamda bu yetersizlik hissinin ve bu 'yaris' mantigini neyle basa cikma mekanizmasi olarak insa ettigini bulur.

yarisa girmediginiz ve kendinizi kaptirmadiginiz surece sinirlenmeyin, kendinizi bir dinleyin, neye sinirleniyorsunuz tam olarak? bence baska bir sey var. O'na bir bakin, neye ihtiyaciniz oldugunu bir dusunun.
Esiniz hic muhattap olmuyorsa bu yarisla bu daha da guzel. Ayrica, esinizin annesinin onu sevmedigini soylemek cok yanlis ve dogru degil. Tam da yazdiginiz gibi kendi icindeki yetersizlik hissini iki ogluna da yansitmis.
  • songforsomeone  (20.03.24 14:15:07 ~ 14:16:03) 
Size ve eşinize etki ettiği durumlarda sınırlarınızı koyun, onun dışında müdahale etmeyin. Eşinizin ailesiyle kendi ailenizle olduğu kadar samimi olmak zorunda değilsiniz, mesafe koyun. Medeni bir ilişkiniz olsun, yarıştırılıyor hissine kapıldığınızda düzgün ama net bir dille kimseyle yarış içerisinde olmadığınızı belirtin. Eşiniz size kendisi gelirse sorunlarla ilgili, ancak o zaman fikrinizi belirtin.


  • gmzo  (20.03.24 17:08:41) 
Ignoring. Sallama.
Sen gruptaysan cik, esin yaristirilmak istiyorsa kendi bilir. Arada onun telefonundan paristeyiz vs diye foto at, kudurt. Siz yaristirildiginiz surece o yaris var.

  • Ley  (20.03.24 18:49:39) 
hiç hiç hiç umursama çünkü yapabileceğin bir şey yok :) üstüne daha da karışır her şey. grubu sessize al, okuma bile bence. iyi yönünden bakarsan seni aile grubuna almışlar, ben kaç yıl evli olsam da asla “içlerine” alınmamıştım, demek ki seni de yakın görüyorlar. aile içi ilişkilere müdahale edecek bir şey yapmazdım ben, içinden hiç çıkılmaz bir hale bürünebilir.


  • deartheodosia  (21.03.24 10:52:53) 
[]

sizce hangi çanta?

hediye alacağım sizce hangisi,

hizliresim.com


hizliresim.com

1 veya 2? alınacak kişi 25 yaş kadın.

 
1


  • megalomaniac  (18.03.24 16:45:17) 
İkisi de çok kötü bence. İlle biri alınacaksa 2 daha iyi. 1 çok uzun ince geldi gözüme


  • yazdonumu  (18.03.24 16:47:52) 
ikisini de beğenmedim kusura bakmayın ama illa ikisinden biri olacaksa ikinci diyorum


  • noxie  (18.03.24 16:56:02) 
2 en azindan icini gostermiyor. 1 direkt sepet.


  • hot potato  (18.03.24 16:57:37) 
plaj çantası bu arada, günlük sokakta kullanmak için değil :(


  • tuborg yesili  (18.03.24 16:58:18) 
Yani şimdi kabileden kabileye değişir kadınların tarzı, o yüzden önce kabilesini söylerseniz daha iyi fikir verebiliriz.

Şaka bir yana illa ikisinden biri olacaksa 2. diyorum ama eminim ki daha güzel plaj çantaları vardır.
  • ananiyimioguz  (18.03.24 18:40:19) 
2 çok etnik. 1’in içini göstermesi kullanışlı değil ama görüntü açısından 1 diyorum.


  • cilekli pasta  (18.03.24 19:12:55) 
2.


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (18.03.24 19:57:53) 
1


  • deartheodosia  (18.03.24 22:55:23) 
en iyi plaj cantasi ya eski cantalar ya da market posetidir. guneste bunlar erir verdigin paraya yazik.
ozellikle istemediyse baska birsey al bence, ya da gecen sene ipekyolda falan guzel palj cantalari vardi.

ikisinden biri olacaksa 2, en azindan esyalari dusmez.
  • Ley  (19.03.24 00:22:35) 
[]

spor yaparken mide bulantısı

yaşayan var mı? ağır bir spor değil günlük 20-25 dk pilates yapıyorum ama sürekli midem bulanıyor. tamamen aç denedim tok denedim yedikten 2 saat sonra denedim hepsinde 10.dk civarı korkunç midem bulanıyor.

fikri olan var mıdır neden ve çözüme dair?


 
bu dediğin bana kendimi aşırı zorlandığım zaman oluyor. pardon hocanın beni zorladığı çünkü ben kendime bunu yapamam :P
2 kez falan başıma geldi onda da top fırlat eğil kalk oradan oraya koştur derken olmuştu :)
çok mu hızlı yapıyorsun acaba dicem ama pilates diyorsun. miden bulandığında durup dinlen sonra tekrar başla bence.
  • neira  (26.02.24 16:19:01) 
Sadece mide bulantısı mı, baş dönmesi, göz kararması veya göğüste sıkıntı hissi eşliği var mı?

Bir de sadece bulantı mı, yediklerin ağza gelmesi mi?
  • Mirket  (26.02.24 16:45:21 ~ 16:47:02) 
antrenman yaparken çok mu su içiyorsunuz? ağır antrenmanla beraber bulantı normal ama pilateste olması biraz ilginç.


  • synesthesia  (26.02.24 18:59:12 ~ 19:01:28) 
sadece mide bulantısı. aksine yaparken hiç su içmiyorum ya başında ya sonunda içiyorum.


  • tuborg yesili  (26.02.24 20:45:21) 
bu sorun zaman zaman yaşanıyor. sebebi tansiyon olabilir diye düşünüyorum. tansiyon değerleri nedir?


  • benarrivo  (26.02.24 20:48:04) 
[]

arkadaslik iliskileri

esimin bir arkadas grubu var taa liseden. arkadas grububaska bir sehirde ondan digerlerine gore biz daha az gorusuyoruz. bu gruptaki 3 cift evli biri de biziz. diger 2 ciftin kadin olanlari da haliyle gorusuyor ben daha disardayim cunku farkli bir yerde yasiyoruz dedigim gibi.

bu kadinlardan birini zaten en basindan beri sevmiyorum herkes beni sevsin ben ne istersem o olsun tiplerinden. ama idare ediyorum.digeri ile ise herhangi bir sorunum yok ben iyi biri oldugunu dusunuyordum.

biz evlenirken bana baya yakin davranip iste nisan elbiseni bana da atabilirsin yorum yaparim cok severim bu olaylari vs demisti ben de atmistim cook soguk bir cevap vermisti anlam verememistim, simdi benzeri bisey yasadik size sormak istedim.

bu ablamiz erkekler yani eslerimiz yanimizdayken cok iyi sicak davraniyor bana, sanki biz de yillardir arkadasiz. ama ne zaman birebir bir iletisimimiz olacak buz gibi. bu haftasonu biz onlarin yasadigi yere gittik aslinda kalacak baska yer ayarlamistik ancak onun esi esime bizde kalin diye cok israr etmis esim de kabul etmis. plani degistirip onlarda kaldik hicbir sorun yasanmadi. bana yine asiri sicak davrandi. sabah da zaten erkenden yola cikmamiz lazimdi hatta onlari uyandirmamak icin geceden vedalastik vs. ben de ozelden mesaj attim tesekkur etmek icin,her sey icin cok tesekkurler evinizi actiniz yeniden gorusene kadar kendinize iyi bakin dedim. gordu ama asla cevap vermedi. simdi ben bu davranisa anlam veremiyorum beni sevmek zorunda degil ama erkeklerin yaninda bana sanki 10 yillik arkadasmisiz gibi davraniyor. ve ne zaman birebir muhabbetimiz olsa boyle buz gibi. sizce sorun ne?

benim icin gorusmesem de olur ozel hayatindan da cok kolay insan silen biriyim ama esimin arkadasligi cok iyi ve bu durum ister istemez etkiler onlari, birlikte suraya gidelim buraya gidelim planlari yapiyorlar cunku. bilemedim nasil davranacagimi.

 
insanlarin bu tarz bazi bilincdisi falso hareketleri olabiliyor. muhtemelen yuzune soyleseniz cok sasiracaktir. aranizdaki bagi, karakterinizi bilmiyorum ama bence acik olmakta fayda var. ben sunlar sunlardan dolayi boyle hissediyorum. size hak verir ve ozur dilerse ne ala. baktiniz inkar, suclama yolunu tercih ediyor. bagi koparmak icin sebep olur.


  • buenosdias  (19.02.24 16:32:11) 
Benim de arkadaşımın karısı ile benzer bir diyaloğumuz var, topluluk içinde sorun yok ama birebir konuşmaktan kaçınıyor. Eşlerimiz tarafından yanlış anlaşılır diye bir çekincesi olabileceğini düşündüm. Çok da kafa yormadım. Mecbur kalmadıkça ben de iletişim kurmamaya çalışıyorum.


  • durbidakka  (19.02.24 17:31:07) 
öyle kabul etmek lazım. zorlamaya ya da eşinin ilişkisini bozmaya gerek yok. bazı insanlar böyle maalesef.


  • gabe h coud  (19.02.24 17:40:13) 
Yüzyüze ileşimi çok iyi, telefonlaşma sevmeyen, mesajlaşma olayına da mecbur kalmadığı sürece asla girmeyen, girdiğinde de, saatler sonra evet, hayır, tamam, dışında cevap vermeyen çok samimi bir arkadaşım var.
Ona benzettim kişiyi.

  • Mirket  (19.02.24 17:48:52) 
Grup sohbetindeki, yüzyüze buluşmalardaki tavırları farklı olabiliyor bazı insanların. Bence de illa kötü niyet olmak zorunda değil.

Konuşmazsam olmaz dediğiniz biri de değil belli ki, ancak eşinizin de eskiden beri arkadaşı.

Ben olsam bir şekilde kurulmuş, hiçbir zararı da olmayan bu dengeyi bozmazdım.

İşler iyi giderse en fazla başka bir şehirde hiçbir zaman çok da yakın olamayacağınız biriyle daha samimi olacaksınız.

Ancak işler kötü giderse ortak alanlardaki muhabbetiniz de aksayacak ve yok yerden tatsızlıklar ortaya çıkacak dertsiz başınıza dert olacak. Ne lüzumu var ki?
  • akhenaten  (19.02.24 18:19:36) 
Mirket ve akhenaten'in dedigi gibi olabilir, +1
Ya da esler eski ve iyi arkadaslar diye iyi davraniyordur, ortami bozmamak icin, ama cok da sevmiyordur arkadasliginizi, bu da olabilir, iliskileri gerecek, dengeyi bozacak bir durum yok, siz de arada bir gorustugunuze gore kibar davranin o kadar.

  • kassiopeia  (20.02.24 00:59:09) 
yılda bir görüşülen arkadaşlığı telefonda mıç mıç sürekli mesajlaşma sürekli iletişim içinde kalmaya döndürmek istemiyor olabilir, fazla samimiyetin eninde sonunda ayrılık getirdiğini görmüş ve telefon mesafesi koymak istiyor olabilir bu şekilde.
ama insan rica ederim her zaman bekleriz diyerekte kestirip atabilir tabi, garipmiş, sizde o nasıl devam ediyorsa edin en mantıklısı

  • eja  (20.02.24 08:26:39) 
[]

assistant professor ve research assistant phd farki

farki var mi?




 
research assistant phd diye bir ünvan yok. post doctoral researcher olabilir. post doc researcher kadro bulamamış, iş bulamamış ancak boş durmak istemeyenlerin 1-2 yıl takıldığı bir pozisyon. maaşı ancak hayatta kalabilecek kadardır.

research assistant phd türkiye'de olabilir. 33a kadro almışsa ömür boyu DR. Arş gör olarak çalışabilir.

assist prof ise henüz doçent olmamış, doktorayı tamamlamış bir akademik kadro. Entry level gibi.
  • ferenc  (19.01.24 00:27:15 ~ 00:27:55) 
kadrolar trde bu arada, kafami karistiran iki pozisyonda doktorasini tamamlamis, e farki ne bu durumda?


  • tuborg yesili  (19.01.24 00:29:51) 
research assistant phd bildiğiniz araştırma görevlisi kadrosu, araştırma görevlisi doktorayı bitirdiyse araştırma görevlisi Ali Veli demek yerine araştırma görevlisi Dr. Ali Veli diyorlar.


  • ted  (19.01.24 00:32:24 ~ 00:32:48) 
sonra o arastirma gorevlisi kadrosundan docent olamiyor mu?


  • tuborg yesili  (19.01.24 00:35:22) 
Olamaz. Önce assst prof olarak ders vermesi lazım. 2 sene kadar en az.

Eskiden mümkündü ama.
  • ferenc  (19.01.24 00:45:05 ~ 00:45:31) 
ferenc'in son dediği yanlış bence, doktor unvanına sahip olanlar da ders verebiliyorlar şu an, verenleri biliyorum. o yüzden olabilir (asst. prof. iken ders vermesi gerekmiyor diye biliyorum, sadece ders vermeleri gerekiyor diye biliyorum. kendim oturup araştırmadım ama doktora sonrası ders verenleri biliyorum şimdiden doç. kriterlerini tamamlamak için)


  • ted  (19.01.24 00:53:47 ~ 00:55:22) 
benim bildiğim 2 sene full ders verir bir kadroda çalışılması gerektiği. 2000'lerin başında kamuda çalışırken doçent olanlar oluyordu.


  • ferenc  (19.01.24 01:39:52) 
Benim anladigim kadariyla assistant professor yani yardimci docent, doktorasini bitirmis, kadrolu pozisyonda calisan kisidir.

Research assistant yani arastirma gorevlisi, profesor gozetiminde arastirma projesinde calisan doktora ogrencisidir.
  • thetruenorthstrongandfree  (19.01.24 04:12:34) 
research assistat da doktorasini bitirdi yani ogrenci degil aslinda ondan anlayamamistim farki


  • tuborg yesili  (19.01.24 11:27:24) 
[]

misafir menusu, ana yemek fikri

misafir sevmesem de mecburen agirlamam gereken bir 8 kisi var, yemek yapmayi ozellikle bu tarz kalabalik ekiplere sevmedigimi belirterek baslayayim, konsept raki masasi

barbunya
yaprak sarma
mercimekli rum mezesi
salata cesidi ?
yogurtlu bir meze
havuc/kabak mezesi

bunlar meze olarak sizce yeter mi? ekleme akliniza gelirse cekinmeyin.buna ana yemek ne olur sizce? tavuk yenmiyor, balik da evde kalabaliga yapmasi zor. geriye et kaliyor ama kolay et yemegi ne olabilir?

tesekkurler simdiden,

 
Rakı+yemek konsepti komple düzmece. O yüzden sıcak ve baharatlı herhangi bir et ürününü önlerine güzel gözükecek şekilde koyarsan sorun çıkmaz. Zaten tadını büyük oranda almayacaklar. O yüzden köfte uygun mesela.

Mezeye abanmak +1

Patlıcanlı, yoğurtlu ve yoğurtlu patlıcanlı bir takım şeyler ile (örn. haydari, köpoğlu) artık gelenlerin ağız tadına bağlı humus, fava, yeşil bir takım mezeler olabilir. Bunların hazırlarını alsan da çok kayıp olmaz.
  • nawar  (09.01.24 14:05:45) 
Bir antrikot tabağı muhteşem olur.

Şöyle bişey.

yemek.com

Meze'yi ordövr tabağı olarak sunsan güzel olur. Azami 8 çeşit olur zaten. Bence saydıkların yeterli.

Ana yemek öncesi bir ara sıcak, mesela ikişer sigara böreği veya paçanga böreği harika olur.

Salatada oyumu köpoğlu salata olarak kullanmak istiyorum.

Bir de ana yemek de yendi de rakı rakıyı açtı, muhabbetin sonu gelmiyor durumları için meyve tabağı hayat kurtarır.

Mezelerde rus salatası niye yok. Hazır çeşni alıp mayonezi harmanlıyorsun. Tamam.
  • Mirket  (09.01.24 14:09:49 ~ 14:15:11) 
Yeni yilda bizim de böyle bir sofra hazirlamamiz gerekti. Menümüz asagi yukari söyleydi:

Corba olarak: Kereviz/brokoli/mantar/domates corbalari olabilir. Kremali corbalar icin Refika'nin su videosunu öneririm; www.youtube.com buradaki kremali mantar corbasi nefis bir tarih. Tarife harfiyen uymak ve bol kekik püf noktasi.

meze olarak visneli sarma, rus salatasi, beyaz peynirli kapya biber dolmasi, peynirli kabak. Son ikisinin tarifini yayamin mutfagi instagram hesabindan buldum. Özellikle beyaz peynirli kapya biber dolmasi bir harika. Mükemmel bir meze oldu. www.youtube.com
www.instagram.com

ana yemek olarak kasarli karidesli güvec yapabilirsiniz. Az yagla, yemesi cok keyifli ve hafif olur. Bolca mantar ve biberi kavurun, sonra icinde biraz karides, tamam. Karides yerine kusbasi etle de olur.

Umarim yardimi olur, cok kolay gelsin :)
  • chihirovekohaku  (09.01.24 14:24:56 ~ 14:32:27) 
Üç gün ardarda 8 kişiden 24 kişiye rakı masası hazırlamış biri olarak söylüyorum
Ana yemek kuzu incik (masraflı ama çok pratik ve hem elit hem lezzetli bir yemek, kişi başı bir tane)
Yanına arpa şehriye pilavı (pilavlık arpa şehriye olacak, büyük, ve yarısını kavurup koyu renge getirip diğer yarısını daha açık renkli olacak şekilde az kavuracaksin)
Başlangıç
Pınar süzme peynir (beyaz kutu yeşil kapak) çok iyi bir başlangıç ve lezzetli
Zeytinyağı içinde zeytin
Bir de uğraşabileceksen yaprak sarma yoksa hazır alsan da olur
Şakşuka
Mezeler (hem kolay hem lezzetli hem de çeşitli seçiyorum)
Humus
Acılı ezme
Havuç tarator (üzerine tereyağında toz biber ve ceviz kavurup dokeceksin)
Meksika fasulyesi,mısır, kornişon turşu, mantar turşusu, ve senin belirleyeceğin malzemelerle yapılan bir salata
Yeşillik olarak bilemedim deniz börülcesi bulursan kesinlikle onu yapmalısın (limon tuz sarımsak ve zeytinyağı sosu ile birlikte)
Acı seven bir topluluksa atom sevmeyen çok ise haydari
Tatlı olarak San Sebastian cheesecake (hem çok kolay hem aşırı lezzetli)
Rakı masasında çorbaya gerek yok
Ayrıca demlenmiş çay yemek esnasında mutlaka hazırda beklesin
Mezelere kendinize göre ekleme yapabilirsiniz
  • etna  (09.01.24 18:04:01) 
[]

yemek yapma rutininiz

haftada kaç gün evde yemek yapıyorsunuz? yemek yapmaktan yorulup bunaldığınız oluyor mu?

ne yapsam sorusunu nasıl aşıyorsunuz? meal prep vs bende işe yaramadı şahsen.

genel yemek yapma ve yeme alışkanlıklarınız neler?

Teşekkürler ve şimdiden keyifli yıllar.

 
yemek yapmayı ve malzeme alışverişini seviyorum o yüzden severek yapıyorum, çevrede pazar ve market imkanı olması kolaylık sağlıyor

haftada 2 ana yemeklik alışveriş yapıyorum, bunu belirleyince yanına çeşit bulmak da kolay oluyor,
planladığım yemekler ctesi pazar gibi bitiyor, son gün de dolapta değerlendirecek malzeme kaldıysa ya da cheat day gibi atıştırmalık ya da makarna gibi şeylerle haftayı tamamlıyorum, pzt-salı tekrar alışveriş ve mutfağa girme döngüsü başlıyor
  • freebird5406_2  (30.12.23 15:19:31 ~ 15:23:56) 
kahvaltı her sabah.
akşam yemeği 2-4 kere. diğer günler de dışarda yiyorum.
genelde yemekleri tek öğünlük yaparım. o an yapar, yerim ve biter. (kuru fasulye ve çorba hariç)
genelde aynı şeyleri yaparım. 4-5 yemeğin arasında dönüp duruyorum. hiçbir şey yapmazsam sandviç yaparım.
  • jelly bear  (30.12.23 15:22:34) 
10-15 tane iyi yaptığım yemek var, onları yiyorum. tavuk pilav'dan bıkmam, usanmam. çok yemek seçmem. az ve öz yerim. önceden köfteleri, tavuk parçalarını, etleri buzluğa hazırlarım. brokoli yanına 5 köfte yeterli mesela. tavuk pirzola, airfryer'da tavuk but, fırında t-bone. balık çorbası, ilikli et çorbası hazır alıp dolapta tutarım arada vaktim yoksa onlardan yerim. ayda 3-4 kere balık yaparım. en basiti balık, temizlenmiş al, fırına at, bitti. ayda 3-5 kere dışarıda fine dining yaparım. bazen kuru yemiş ile geçiştiririm. ne yesem derdim hiç olmaz. ilk aklıma geleni yapar ve yerim.

ne yemem? makarna, bulgur, mercimek, fasülye, pırasa, bezelye.
  • gabe h coud  (30.12.23 16:47:48) 
1.gün salçalı makarna
2.gün kuru pilav ya da nohut pilav
3.gün kahvaltılık
4.gün tavuk sote pilav ya fa kremalı tavuk ve pilav
5.gün dışardan çğköfte
6.gün tavuklu pilav (evde düdüklüde tavuk haşla. Pilavla karıştır)
7.gün et köfte (önceden yapıp buzluğa at, istediğinde çıkar 15-20 dkda pişer)

Hafta içi en kısa sürede olacak şeyleri yapıyorum. Hafta sonu biraz daha uzun sürede pişebilecek şeyleri yapıyorum.

Bazen hafta içi enerjim varsa şey yapıyorum, mesela kıyma kavuruyorum soğan ve domatesle, sonra patatesleri halka halka doğrayıp fırında pişiriyorum, kıymayı üstüne koyup biraz da öyle pişiriyorum yanına da pilav salata. Ertesi gün geldiğimde direkt ısıtıp yiyoruz.

Yemek yapma motivasyonum bazen çok yüksek oluyor, bazen hiç olmuyor. Bu durum da işteki yorgunluğuma bağlı değişiyor.
  • turuncu tonlarda  (30.12.23 20:00:11) 
En az 4 gün yapıyoruz, diğer günler önceden kalanları ısıtma, buzluktan stok çıkarma, dışardan söylemeyle geçiyor.

Yemek yapmaktan yorulup bunaldığımız çok oluyor. O zaman da ya buzluktan yemek çıkarıyoruz ya da akşam kahvaltısı yapıyoruz. Buzluk için: dondurulmaya iyi dayanan şeyler (çorbalar, sebze yemeklerinin çoğu) pişiriyorsak fazla yapıp 1-2 yemeklik kadarını buzluğa koyuyoruz, son anda aklımıza gelip çıkarırsak mikrodalgada çözdürüyoruz. Bir de kaplamalı/kaplamasız/çıtır/bonfile vs hazır tavuk ve (hazır olmayan) köfte dolduruyoruz buzluğa, air fryer'da 10 dakikada oluyor. Çok hızlı akşam yemeği.

Genellikle sebze yemeği, fırınlanmış sebze ya da salata gibi çiğ sebze yanına bir çeşit protein yapıyoruz. Ara sıra pirinç/bulgur/makarna ekliyoruz. Ben bazen sadece sebze ya da meyveyle akşam yemeği geçiştirmeyi de seviyorum.
  • kobuzchu kiz  (30.12.23 20:11:01) 
Arkadaşlarımla dışarda yemediğim sürece her gün evde yerim.

Zamanında diyetisyene gittiğim için benzer şekilde plan yapıyorum. Haftada 4 gün et(2 kırmızı, 1 tavuk, 1 balık), 3 gün sebze gibi. Ona göre metro market e gidip hazır gıdaları alıyorum. Hazır salata, donmus somon/tavuk vs. Her şeye aşırı üşendiğim için donmuş gıdalardan gidiyorum ve airfryera atıyorum. Pek sağlıklı değil belki ama öbür türlü üşenmekten dışardan sipariş etmeye gidiyor.
  • jazzabel  (30.12.23 20:29:45) 
[]

dogum gununu anne babanin kutlamamasini normal karsilamali miyim

evet dogum gunu buyutulecek bir sey degil nitekim 30'lu yaslardayim ama bu sene buna nedense cok uzuldum.

gecen sene de babam kutlamamisti aradim telefonun kapaliydi gibi sacma sapan biseyler soylemisti, aramizda belli bir problem sorun yok aslinda. umursamiyor diyebiliriz. ama annem en azindan aramisti. ve kardesim yazmisti vs bu sene en ufak bir cit bile yok.
turkiye'de de degilim zaten ama bu yil hem anne babamin ve kardesimin kutlamamasi arayip sormamasi beni cok uzdu. belki gereksiz duygusalim bilmiyorum.esimin aile baglari cok iyidir, yakinlardir. dogum gunumu de hep ilk olarak onlar kutluyor.
ister istemez kendimi aile kiyaslamasi yaparken buluyorun hatta bunu cok daha derine indirgeyerek esimin ailesi gibi bir ailede dogsam nasil bir hayatim olacagini dusunerek ilerletiyorum.

Sizce insanin kendi anne babasi kardesinin dogum gununu kutlamamasi normal karsilanmali mi? Aslinda turkiye'ye gelme sansim vardi yeni yil icin ama bu olaya alindigim icin gelmemeye karar verdim. Ve buyutup buyutmedigim konusunda objektif dusunceler duymak icin sormak istedim.

 
ben umursamazdım. hatırlamazlar öyle şeyleri. bunun için kimseye kin beslemem. sevgilim kutlamasa üzülürüm en fazla.
doğumgünlerine fazla anlam yükleniyor.

  • jelly bear  (21.12.23 10:38:36) 
Kırılmakta çok haklısınız, bence hiç de normal değil. Doğum günleri sevdiğimiz insanlara kendilerini özel hissettirmek, onları sevdiğimizi hatırlatmak için güzel bahaneler.

Doğum gününüz kutlu olsun! Dilerim çok güzel geçsin yeni yaşınız.
  • fotrsapka  (21.12.23 10:39:31 ~ 10:40:04) 
Ailede böyle bir gelenek varsa ve şimdi kutlanmamissa bence de haklısınız. Bizim ailemizde bu gelenek mevcut. ilk doğum günümden beri parti yapılır; şu anda ben de 30larima geldim ama doğum günü, yılbaşı gibi özel gunlerde kutlama, hediye alma geleneği hiç bitmedi. Aynı şekilde anne, babaminkini de kutluyoruz. Dolayısıyla bir yıl birden bire kutlanmamaya başlanırsa ben de kırılirim ve çok üzülürdüm .

Bir de uzakta olunca insan normalden daha da fazla hatırlanmak istiyor. O yüzden gitmekten vazgeçmeden once belki anneninize kırıldığınızi da açıkça söyleyebilirsiniz. İnsan doğası gereği hatırlanmak, sevilmek ve değer görmek ister; bu da en yakinlarindan başlasın ister. Kök ailemiz ve oradan gelen gelenekler hepimiz için sandığımızdan daha değerlidir.

Doğum gününüz kutlu olsun.
  • fraise  (21.12.23 11:10:47 ~ 11:14:04) 
Bu bence anne babayla olan ilişkiyle alakalı. Ben mesela babama en son bu yüzden kırılabilirim herhalde. Babamın doğum günüyle tarihle pek işi olmaz eski usul bir adam ama beni çok sevdiğini ve çocukken nasıl güzel babalık yaptığını bildiğimden doğum günümü unutmasına da şakayla takılabilirim en fazla.


  • Kediyi üzdün  (21.12.23 11:18:48) 
Doğum günleri kutlamaya değer tek özel gün bence.
Kişinin direkt kendisiyle ilgili olan bir gün çünkü diğer bütün günler kutlanmasın ama doğum günü kutlansın ben hep böyle düşünürüm.

Ama hayat stresi, yoğunluk, mutsuzluk, dertler tasalar o kadar çok şey var ki insan bazen kendi doğum gününü bile algılayamıyor, çok yakınlarınınkini bile kutlamayı unutabiliyor.
Özellikle bir tavır vs. olmadığı sürece unutulması bence büyütülecek ve kırılınacak bir şey değil.
Ama telefonuna da bi uyarı eklersin yani hatırlatsın diye bu da zor bir şey değil.
Hele bir de böyle uzakta olunca buna alınmanız da gayet normal.

Ben mesela baktım kutlamıyor mesaj atıyorum doğum günümü kutla diye, o an ki tepki belli ediyor, kısa bi kutlamayla geçiştiriyorsa zaten önemsememiştir sonra ben de onu kutlamam ve aramızdaki bu merasim biter. Ama telaş edip unuttuğu için özür diliyorsa bir şekilde gönlümü almaya çalışıyorsa büyütmem ve aynen devam ederim.

Nice yıllara.
  • Dağcı  (21.12.23 12:47:09 ~ 12:47:21) 
Annem de unuttu birkaç sene. Kendisininki unutulsa gönül koyar. Ben takmıyorum ama. Daha derin sorunlarımız var sözümona ilişkimizde.


  • auroraaurora  (21.12.23 13:05:50) 
evet bu da normal, sen ayrı ve özgür bir bireysin, her ailenin dinamiği farklı oluyor, kafanda ideal bir aile modeli var ona uymuyorlar fakat ülkedeki ailelerin yarısı böyle bağları daha gevşek, bu yaştan sonra bunu takma bence


  • freebird5406_2  (21.12.23 13:53:53) 
Doğum gününüz kutlu olsun :) Bazı insanlar için doğum günleri pek önemli değil. Sizinkiler de öyleyse boşverin. Benimkini kutlamayanları ben de kutlamıyorum. Hiç niye kutlamıyorsun diyen olmadı. Siz de onları kutlamayın, gönül koyarlarsa bir daha unutmazlar. Bir şey demezlerse anlayın ki doğum günü onlar için önemli bir gün değil.


  • cosmicstring  (22.12.23 09:10:02) 
Ben umursarım, bence haklısın. Ama buna kırılıp köşeme çekilmezdim, arardım. Bugün doğumgünüm hadi kutlayın şarkı söyleyin bekliyorum derdim arayıp. (aileme değil ama arama mesafe giren arkadaşlarıma yapmışlığım var, gayet de tatlı oldu kimse hakir görmedi, mahcup da etmedim onları) Bunu önemsediğini belli etmelisin.

Esas uzaktayken bu günler daha kıymetli ve kutlanmaya değer geliyor bana.

Alışkanlık haline getir onlar aramazsa sen ara, onların doğumgünlerinde de geceden ara kutla. Ama Türkiye’ye sırf bu yüzden gelmekten vazgeçtim demek yine kendi kendini cezalandırmak olur bence, yapma bunu. Gelmek istiyorsan bu senin içindeki bir şey, gel, kendini mahrum bırakma özlediğin şeylerden. Baktın sarmadı dönersin, veya tatil gibi geliyosan kısa kesersin duruma göre. Hem belki yüz yüze daha iyi olur aranız.
  • megalomaniac  (22.12.23 22:37:00) 
[]

zorlu konser bileti hk

isim kontrolü yapıyorlar mı? başkasından satın aldım doğal olarak başkasının adına, bu sorun yaratır mı?




 
Sorun olmaz


  • ala09  (08.06.23 10:40:44) 
Sorun olmadı hiç


  • kisa  (08.06.23 10:52:38) 
isim sorun olmaz da indirimli biletse öğrenci kartı vs sorarlar


  • kanatlı kontun müşfik öpücüğü  (08.06.23 11:05:11) 
[]

sözlükten konser bileti almak

konusunda tecrübeniz var mı? bilet alacağım ama önce para sonra pdf dendi, nasıl güveneceğim parayı aldıktan sonra vın olmayacağına. bunun için bir yol var mı?




 
Yok.
Havale açıklamasına yazılır ve psf i vermezse dolandırıcılık diye hukuki yollara başvurulur.
Değer değmez bu başka bir konu tabii.
  • kisa  (05.06.23 20:53:31) 
Olabilir. Böyle sayısız vaka olduğu için ben önceden para göndermezdim.
Komisyon karşılığında güvenli ödeme yapabileceğiniz siteler var. Bu siteler üzerinden ödeme alıp almayacağınız sorun. Kabul etmezse almayın.

  • socially awkward  (05.06.23 21:14:05) 
Valla ben buradan yurtdışındaki bir konsere bilet bulmuş ve en kötü para yanar ve tanıdık avukatla peşine düşeriz adamın nicki, adı sanı belliydi iban istediğimiz için demiştik.

Aynı şekilde senin de adamı dolandırma ihtimaliniz var önce bilet sonra para olursa. Ona hiçbir satıcı yanaşmaz. Mümkünse yüz yüze görüş öyle yap alışverişi ama bu durumda da adam bir başkasına aynı bileti satabilir. Satıcıya güvenmekten başka şansın yok.
  • chicha_v2  (05.06.23 21:53:44) 
[]

kendi kendine vakit geçirmeyi sevmek

abes bişey mi? bunu sevenler çevreden gelen tepkilere ne yanıt veriyor? yalnız kalmayı sevdiğimi açıkca söylüyorum ama sürekli plan yapalım görüşelim birbirimize gidip gelelim isteyen arkadaşım var mesela, üzmek istemiyorum yeterince de belli ediyorum ama inatla bize gelsene, ben size geleyim, şunu yapalım, buraya gidelim vs sürekli bişeyler kovalıyor. genelde de herkes sosyal olmayı seviyor çevremde. ben sevmiyorum, insanlarla kaliteli vakit geçirdiğimi düşünmüyorum.

çünkü insanlar dinlemeyi değil anlatmayı seviyor. genel düşünceleri merak ettim teşekkürler.


 
bende artık böyleyim. devamlı birileriyle buluşmak, bir yerlere gitmek artık zor geliyor.tam bir evci oldum. bir şeyler yapalım buluşalım diyen arkadaşlara artık dönüş yapmamaya başladım. bir yerden sonra anlamamaya başlıyorlar tek çareyi bunda buldum.


  • astronom bey  (29.03.23 19:59:57) 
Tarkovsky de hatta kısmen ben de sizin gibiyim. kısmen çünkü sevdiğim insanlarla sosyalleşmeyi seviyorum, yalnız sosyal etkinliklere katılmayı da seviyorum. ama öyle herkesle takılmayı her şeyi yetişmeye çalışmayı sevmiyorum mesela.

www.youtube.com
  • AlsterWasser  (29.03.23 20:00:21 ~ 20:01:21) 
abes degil. benim cok ama cok sinirli bir cevrem var. dostlarim da yalnizligi sevdigimi biliyor. bir ara agir depresyondayken hic gorusmemeye calisiyorum fakat son senelerde biraz iyilestim cagirdiklarinda teke tek oturuyoruz kalabalik sevmedigimi biliyorlar


  • nibba  (29.03.23 20:06:51) 
Siz dinledikce onlar anlatır. Kendi kendine zaman gecirmeyi sevmek de abes değil neden olsun.


  • encokbenisevinnolur  (29.03.23 20:27:32) 
kendinle vakit geçirdiğini nereden çıkardın? kendinle iken gerçekten kendinle misin? yoksa kendinden kaçmak için meşguliyetlere mi koşuyorsun?

şahsen ben de pek arkadaşlarımla buluşmuyorum. buluşunca da çok yüzeysel ve boş muhabbetler dönüyor. orijinal bir şey yok.
  • Leonardo~Da~Vinci  (29.03.23 20:46:56) 
İnsanlar yalnız olana ezik gözüyle acıyarak bakıyor bence. Haliyle aman onu da etkinliklere çağıralım diyerek kendilerince yardım etmiş sanıyorlar ama bunun bilinçli bir tercih olduğunu idrak edemiyorlar:/


  • Amaranta ursula  (29.03.23 20:54:30) 
abes degil. normal bi sey. cogu insan icin farkli/hatta uzucu bi durum oldugundan anlamiyorlar. tercih meselesi oldugunu goremiyorlar. ben bayadir bu durumdayim. cok guzeldi onceleri..

bence hazir cevren de baski yapiyorken vazgec bu huyundan yolun basindaysan.
  • Kittie  (29.03.23 23:30:06) 
[]

eskiyen ayakkabi kiyafet vb

kullanilacak durumda olmayanlari ne yapiyorsunuz?




 
bi posetin icine koyup copun yanina koyuyorum ben.


  • e mice  (04.03.23 01:40:07) 
Köye götürüyorum çiftçiler tarlada giyiyor


  • Coma  (04.03.23 02:35:31) 
Özellikle kot pantolonları inşaat, yapı işlerinde çalışan tanıdıklara veririm. Son üç kot pantolonu kaynakçı bir arkadaşa vermiştim. işlerine uygun ayakkabıları da aynı şekilde.

Pamuklu yapıya sahip giysileri parçalara böler temizlik amaçlı evde veya arabada bulundururum.
  • diyecevaplandı  (04.03.23 06:35:40) 
Giysi kumbaralarına atıyorum.
Kullanılmayacak durumda olanlar dönüştürülüyor.
Yanılmıyorsam Uşak'taydı. Dönüştürme fabrikası var.
  • Mirket  (04.03.23 08:16:15) 
Kullanilacak durumda degilse çöp


  • unidentified floating object  (04.03.23 09:07:39) 
belediyelerin şeysine atıyorum, kutusuna


  • tantavizisyon  (04.03.23 09:35:18) 
Giysi kumbaralarına atıyordum.

Geçen bir haberde bunların satıldığını görünce, artık koymayacağım. Çöp kenarına bırakırım poşetle.

Not: daima eski de olsa yırtık da temizler öyle bırakırım. Sonucta bizim ihtiyacımız olmayabilir ama başka biri ona muhtaç olabilir. Kimseyi kötü hissettirmeye hakkımız yok.
  • baldan kaymak  (04.03.23 11:47:26) 
kumbaralara kesinlikle atılmamalı. şoparlar kumbaraları patlatıp bit pazarında parçası 5 liraya satıyor.
onun yerine muhtarlara vermek veya çevrenizde gerçekten ihtiyacı olan kişilere vermek en mantıklısı.

  • astronom bey  (04.03.23 11:47:54) 
kullanilamayacak durumdaki kiyafetleri temizlik bezi yapiyorum. ona da ihtiyacim yoksa h&m'ye goturuyorum. poset dolusu kiyafet icin indirim ceki veriyorlar.


  • in vino veritas  (04.03.23 11:50:44) 
[]

bizim niye iş ahlakımız/ prensibimiz yok

hem türk hem yabancılarla çalıştığım bir iş yapıyorum ama türklerden gerçekten aşırı bunaldım. tüm sorunlu konular tüm atarlı giderli mailler %95 türklerden.

örneğin dün akşam 6da bişey talep ediyor bugün öğlen hani nerede bizim ona ihtiyacımız bugün var diyor. istediği şey de öyle kolay bişey değil ve zaten sözleşme gereği dönmek için de belli bir yasal süre var min 5 iş günü.

ya da çok bariz yalan söyleyenler var. mail bana gelmedi diyor. gelmeme ihtimali 0.

ve her şey çok acil, daha türklerden gelip de acil olmayan bişey görmedim.

neden böyleyiz ya gerçekten merak ediyorum, yanlış mı tespitlerim ama karşılaştırıyorum gerçekten iş ahlakımız yok.

genel gözlemleri merak ettiğim için sormak istedim.

 
siz kendiniz gibi insanlarla çalışmaya alışıksınız (hele bir de yabancılar olunca)

türkler ise türkler ile iş yapmaya alışık. acil acil, bugün lazım, hadi hadi demeden kimse iş yapmıyor.

mail bana gelmedi diyen kişiyi bilemedim bir tek. outlook'ta bazı mailler other'a düşüyor evet. ya da bizim tayfun vardı adama o kadar çok mail geliyordu ki öyle düz gelen maile görüp cevap yazması mümkün değildi.
  • sert siyah krom  (19.01.23 15:00:45) 
hocam ne ahlakımız kaldı ki ülke olarak iş ahlakı kalsın. evet yok.


  • hlt1985  (19.01.23 15:01:02) 
bizde de aynısı var. bir şey yapılacak hemen olsun isterler, bir şey bitmediyse neden bitmedi derler. bitti dersin oralı olmazlar :) acele bitmesi gereken şeyde acele bitmesi gereken bir şey değildir. burada amaç su istediğim olsun benim istediğim olsun ben istiyorum. ego kaynaklı, karakter kaynaklı.


  • koela  (19.01.23 15:04:32) 
Başkaları o işi akşam yapıp gönderdiği için böyle oluyor. Düzgün planlanmayan işe “yapamıyoruz, 5 iş günü içinde dönebiliriz” dese herkes, her şey daha güzel olurdu. Hızlı yapılması gereken işe ek ücret almak gibi şeyler de yapılabilir normalde ama yemiyor işte bu ülkede. İlla ucuza yapan çıkıyor.


  • nhk ni youkosu  (19.01.23 15:59:40) 
iş ahlakı= belli bir disipline, genel insan ahlakı çerçevesinde iş akışına uygun bir iş yapış şekline sahip olmak

toplumda neye dayanarak etik değerler üretilmiş acaba? bilemedim?

iki taraftan da iş aldığım için birebir karşılaştırma şansım var ve karşılaştırdım. goygoy olarak görmek tercih meselesi, bu kadar sığ bir yerden bakamıyorum maalesef belki de sığ olmak lazım, bilemiyorum.
  • tuborg yesili  (19.01.23 16:09:32) 
Her şeyin çok acil olmasından ben de şikayetçiyim. İşi acil acil yapıp gönderdiğinde geri dönüşleri hiç acil olmuyor ama. Demek ki öyle bir aciliyet durumu yokmuş. İnsanların darlamalarını savuşturmaktan işin kendisini yapmaya vaktim kalmıyor valla.


  • peki madem  (19.01.23 16:20:54) 
yok evet. it tarafında bir çözüm ortağımız var. aylardır üzerinde konuşulan bir sorun için 1 hafta mail atmayalım, sonra diyelim ne durumda bu konu, ne sorunu diye geri dönerler. ya da denetçiler mesela, işini yetiştiremiyorsa gönderdiğin maile saçma bir şekilde cevap verir ve cevap bekliyorum der. o arada can havliyle işini yetiştirmeye çalışır. abi atlamışım, bakıyorum, şurada da senden yardım ihtiyacım var, demez. binlerce benzer olay yaşadım şu 16 yıllık kariyerimde. inanamazsınız.

askerde hani komutanın odasına tekme atıp giren onbaşı hikayesi vardır ya. valla aynısını yaşadım. sene, on on beş sene önce. onbaşı gibi düşün, kariyerimin başındayım. bir m&a yapıyoruz ve müşterinin gmy'sinden gelecek bir raporun incelenmesi, çalışmaya eklenmesi lazım. m&a'in belli bir süresi var. gmy onlarca kez mail atıyorum, arıyorum ama rapor gelmiyor. odasının önünde tabii ki sekreteri var. odası da blurlu cam bir oda. yok diyor gönderiyor beni. 3-4 gün git gel, alamadım raporu. son 1 haftamız kalmış, o zamanda da beni sallayabilirse sonucu direkt etkileyecek bir bilgi olmadan satış yapılacak. bana da baskı geliyor, ne zaman incelemeni bitireceksin. daha alamadım ki. en son işte gittim odasına, kapısı kapalı yine. sekreteri diyor ki, şimdi çıktı. şansa, içeride bir hareket gördüm. dan diye kapıyı açtım girdim. sekreter kalem eteğiyle, louboutinleriyle koştu geldi, nasıl girersin, bu ne biçim ahlaksızlık! e kadın içeride? bir dakika, bir dakika dedim. one minut. bugün raporu bekliyorum sizden. gelmezse bu yaşanılanı raporluyorum, benim için ikisi de aynı kapıya çıkar. 5 dkya raporlar mailime, klasörler odama geldi. insanımızda pislik akıyor paçalardan.
  • gabe h coud  (19.01.23 16:24:50) 
çalıştığınız firma ve insanlar dandik ve profesyonel değiller. aksine yurtdışında bir çok yerde görmediğim adanmışlık ve profesyonellik ile çalışıyor benim gördüğüm türkler. tabiii ki istisnalar kaideyi bozmaz ama kaliteli iş yapan insanlarla çalışırsan böyle sıkıntıların olmaz.


  • roket adam  (20.01.23 00:34:20) 
ahlaklı insan denk gelmemiştir örnek alabileceği


  • bir soru sorcam  (20.01.23 00:58:05) 
Ben tespitinize katiliyorum. Benim de ilk calistigim sirket yabanci ve Turk calisanlardan olusuyordu. Ben Kanadali Turk oldugumdan dolayi iki tarafi daha iyi gozlemleyebildigimi dusunuyorum. Birkac tespitimi yazayim.

Yabanci calisanlar islerini yapip evlerine gidiyordu. Buyuk cogunlugunun isini ciddiye aldiklarini ve profesyonelce calistiklarini soyleyebilirim. Iletisimde herhangi bir problem olmuyordu. Genellikle cozum odakli calisiyorlardi, anlayisliydilar.

Turkler hemen hemen her konuda cok negatifti. Yabancilar ile cok ilginc konularda guzel sohbetler edebilirken Turklere nasilsin demekten dahi rahatsizlik duyar hale geldigimi biliyorum. Cunku alacagim cevaplar belliydi: Yorgunum, Karnim ac, Uykum var, param yok... gibi surekli ayni seyleri tekrarliyorlardi. Bazilari girdikleri ortamdaki oksijenin tamamini tuketiyordu. Bazilariyla telefonda konusmak hayat enerjinizi emiyordu. Insan Kaynaklari sacma sapan, is ile alakasi olmayan sikayetlerle problemlerle ugrasmaktan isleyemez hale gelmisti. Baskasinin yaptigi isi kendi yapmis gibi gosteren mi dersin, hic konusmadigi ve tanimadigi calisanin arkasindan atip tutan mi dersin, calisiyor gibi yapan mi dersin...neler vardi neler... Toplantilarda gozunun onunde kocaman agenda items olmasina ragmen alakasi olmayan konulari gundeme getirip insanlarin zamanini calanlar falan...

Ben Turklerin is hayatini birbirleri icin daha da zorlastirmaya calisan bir topluluk oldugunu dusunuyorum. Ya da 20 yildan uzun suredir yurt disinda oldugum icin belki de ben cok batililastim ve geldigim yeri anlayamamaya basladim. Bilemiyorum.

Bizim bir isletme mudurumuz vardi rahmetli oldu. Haritada sag tarafa gidildikce, yalanin dolanin, guvenilmezligin, utanmazligin arttigini soyluyordu. Turkiye'nin sagi icin soyluyordu bunu. Simdi o eksen cizgisi Turkiye'yi de kapsayacak sekilde sola kaydi saniyorum.
  • thetruenorthstrongandfree  (20.01.23 05:45:03) 
Adamına göre muamele etmeyi öğreneceksiniz.

İnsan gibi işini yapana insan gibi davranacaksınız, işini yapmayana sert davranacaksınız. Bazıları "canım, cicim" ile çalışır, bazılarına "pezevenk, şerefsiz" derseniz kıymetli olursunuz. vs. vs.


.
  • kartallar yuksek ucar  (20.01.23 08:33:28) 
Valla hocam herhalde bi 20 milletten insanla çalışmışımdır. Nasıl bir iş ahlakı ile karşılacağının milletle (veya yaşla, veya cinsiyetle) bir ilgisi olmadığına eminim, tamamen sürpriz.

Bazı kültürel kodlar var ama. Benim tecrübem şöyleydi:

Yönetici olduğum bir işte, Türk adam "iş güzel olsun" istiyorsa sabaha kadar mesaiye kalıp işi teslim edebiliyor, çünkü yabancı bi ortamda tutunmaya çalışıyor. Hollandalı pezevenk bütün gün işi sallayıp 3 buçukta "işim var" diye çıkıp seni mal gibi ortada bırakabiliyor, çünkü kovamıyorsun adamı. Biraz üstüne gitsen de ağlamaya başlıyor hemen. Sonra Türk olanı terfi ettirince de sağda solda "tabi Türk diye onu terfi ettirdi" diye konuşmaya başlıyor :) Kendisinde herhangi bir kusur görme ihtimali sıfır. Almanlar da aynı, "bu işi becerememişsin" diyince kalp krizi geçirecek adam, hata yapabileceğine inanmıyor niyeyse.

Bi şirket vardı, yarı Arap yarı Türk. Arap bi eleman işi salladı diye kızağa çektim belki utanır diye, bi ay sonra konuştum nasıl hissediyorsun diye, utanma duygusu sıfır, "rahatladım ya iyi oldu" falan diyordu. Avrupalıları utandırmak çok daha kolay mesela.

Çalıştığım Hintlilerle genel olarak iletişim kuramıyordum. Adama anlatıyorum bu işi yanlış yapıyorsun, böyle böyle yapman lazım diye. Kesinlikle dinlemiyor, bildiği gibi yapıyor. İşten çıkarınca da "e daha ciddi söyleseydin" diyor. Avrupalılar ve Türkler yine bu konuda daha iyi, bişey anlatınca dinliyorlar.

Ama iş ahlakı diyince favorim Amerikalılar. Bu kadar açık, net ve direkt olan başka bi millete denk gelmedim. "Oturdum düşündüm, vardığım sonuç bu, bunu böyle yapmak istiyorum" diye net bi şekilde anlatıyor. Sen de aynı açıklıkla konuşuyorsun, pazarlık yapmak kolay, duygusallık sıfır. Frekansı tutturabilirsen Ruslarla da iletişim kurmak çok kolay. Avrupalılar ama baya ağlak mesela, "buna niye dikkat etmedin" diyince hemen bi bahane bulmalar falan. Beklentin ne diyorum, "şirketin selameti" diye generic cevap veriyor, o duvarı yıkamıyorsun. Türkler ortada iki tarafa kıyasla.

Kenyalı Nijeryalı bebeler vardı, zaten 3 kuruşa çalışıyorlar diye biraz kayırıyordum onları. Avrupalıdan kötü çalışıyor ama 10'da 1'i para alıyor, aynı performansı beklemek hatalı olur bence. Senin Türkler de yarı paraya çalışıyorsa onu göz önüne alman lazım, ucuz etin yahnisi yavan olur diye boşuna demiyorlar.

Avrupalılarla ilgili en büyük sıkıntım şeydi, adamlar "bireyci", ama bireysel sorumluluk sıfır, her şeyi "sistem"e havale etmişler. Bi hata yapabileceklerini düşünmüyorlar, eğer işler yürümüyorsa "sistem bozuktur". İyi bir şey yaptıklarında da "senin başarın değil ki, sistem iyi, o sayede işler ilerliyor" denileceği için gereken minimumun bi tık üstünde bir şey yapan yok. Çok sıkıcı onlarla çalışmak. Muhtemelen bu yüzden Avrupa'dan startup çıkmıyor. Ama "şu işi şu zamana kadar yapman gerekiyor, görevin bu" dersen yapıyo adam, yapamazsa da utanıyor. Sisteme uymaya çalışıyor yani.

Amerikalılarda "sistem" diye konsept yok. Başarı da başarısızlık da bireysel. Her şey çok net, ben çok seviyorum onlarla çalışmayı. Bir sonraki işimi kesinlikle bi Amerikan şirketinden bakıcam, tadı damağımda kaldı resmen.

Türkler ortada. Bahsettiğin gibi "mail gelmedi" diyip kaçan da var, işler hızlı yürüsün diye seni sıkıştıran da var. "Huzurlu" olmayabilir ama sıkıcı da değil, bi de işler daha iyi "yürüyor", kalitesi nasıl yönetildiğiyle alakalı genelde. Ama yürüyor yani. Olumlu şeyler bireysel, olumsuzluklar "sistemin suçu" bizde :)
  • plutongezegendegilmi  (20.01.23 09:56:41 ~ 10:17:38) 
[]

ozel saglik sigortasi hk

yurtdisindayim ve baska ulkeden sigortam var. burdaki doktor biyopsi istedi kanser suphesiyle ancak bunu trde yaptirmak istiyorum. trdeki doktorumu aradim yatarak ozel saglik sigortasi yaptir dedi. simdi arastiriyorum ancak pek bilgim yok ve kafam karisti.
sizce sadece yatarak mi sigorta yaptirmak lazim? es indirimi de oluyormus ancak fiyat iki katina cikiyor sizce mantikli mi? esim doktora gitmez pek ve zaten yasadigimiz ulkede sigortamiz var ama acil bir durumda elbette kendi ulkemizi tercih ederiz gibi su an oldugu gibi.

biraz akil fikre ihtiyacim var.
tesekkurler

 
merhaba çok geçmiş olsun.
sigortacılar daha iyi bilgi verecektir ancak ö.s.sigortaları mevcut hastalıklarınızı karşılamıyor, karşılasa bile farkettiklerinde sonrasında geri talep ediyorlar.

tam emin değilim, ordaki tahlillerinizi görebilirler mi sigorta firmaları, uluslararası firmaların (allianz vs) bir ağı var mıdır, daha önce dr.a o şüpheyle gittiğiniz anlaşılır mı? ama dikkat edin bence.

ve ayrıca benim sağlık sigortamda şöyle bir ibare var, "teşhis koyulan hastahanede tedavi yapılacaktır" diye..ancak böyle karşılıyor sigortam.. burada yaptıracağınız sigortada böyle bir ibare olursa direkt düzgün bir yere gitmeniz gerekecektir.

çok geçmiş olsun tekrardan, umarım kötü bir şey çıkmaz.
  • artci sarsinti  (22.12.22 13:16:34) 
yatarak+ayakta özel sağlık yaptıran, ingilterede yaşayan müşterilerim var. sektirmeden poliçelerini yıllardır devam ettiriyorlar. bence ayakta tedaviyi ekletmenizde fayda var TR de ihtiyaç halinde kullanmanızdan ziyade ömür boyu yenileme garantinizde de işinize yarar.
ayrıca bu poliçelerin yurtdışında da geçerli olanları var. sigortayı yaptırıp kullanmasınız bile özel bir duruma karşı yurtdışında kullanımına başvurabilirsiniz. avrupa ülkelerinde iseniz işinizi fazlasıyla görür. sonuçta bu sigortayı güvence için satın alıyorsunuz.

  • erty_ksk  (22.12.22 13:18:59) 
[]

ankara'da yilbasi

kardesim icin soruyorum illa arkadaslari ile disarda olmak istiyor, yas 23.
sizce nereye gitsinler?
tesekkurler


 
[]

acibadem/kadikoy tarafi konaklayacak yer

onerisi var mi? 2 gun kalinacak. airbnb baktim cogu turist avi. ucuk fiyatli olmayan ( sadece uyumak icin)
temiz otel biliyor musunuz?

tesekkurler,

 
Hush hostel güzeldir


  • fakat  (06.12.22 13:38:11) 
ikiz konak. turist avi degil, artik fiyatlar oyle. duzgun evler 100 euro civarinda günlük.


  • buf-e kür  (06.12.22 13:56:25) 
moda drei hostel


  • abukkraker  (06.12.22 14:33:09) 
turist avi dedigim sadece fiyatlar acisindan degil, cok kotu yerler. temiz gozukmuyor yoksa maalesef fiyatlarin farkindayim.


  • tuborg yesili  (06.12.22 15:13:04) 
Kadikoy Park Suites Hotel. Kadıköy Belediyesi’nin arka tarafında. İndirim de yapabilirler, en son gecelik 1200’dü ama 900’e çektiler direkt kapıdan rezervasyonsuz gitmeme rağmen. Yıllardır aynı aile işletiyor bildiğim kadarıyla.

Hush’a gitmenizi önermem sadece uyumak için gidecekseniz.
  • vedatchilipeppers  (06.12.22 21:21:09) 
[]

en iyi ve en kötü geçirdiğiniz doğum günleri nasıldı?

doğum günü size bir anlam ifade ediyor mu, beklentiye giriyor musunuz?




 
beklentiye giriyorum ama surpriz seyler degil bayagi organize olup kutluyoruz. ozel bi anlam ifade ediyor desem yalan olur dg tarihimi degistirmek istiyorum :) martta hava bok gibi oluyor genelde asiri puslu kasvetli hava. gezmesi zevksiz oluyur ama hediyedir cicektir bunlari cok seviyorum <3

en kotu dogum gunum depresyondayken ailemin asiri buyuk organize olup dg kutlamak istemesi. sinav zamanimdi ve sevgilimle sorunlarim vardi her sey cok kotuydu ama kendimi kalabaligin icinde buldum. hic orda olmak istemezdim o lise zamani seysinden sonra surpriz olayindan tirsar oldum. surpriz sevmem guzel guzel konusalim planlayalim. surpriziniz hediyeler olsun^.^
  • ala09  (05.12.22 00:37:05) 
En son ne zaman kutladigimi bile hatirlamiyorum. Ailemle yasarken onlar bir seyler yapardi ama sallamadigimi gorunce onlar da birakti.


  • aloha snackbar  (05.12.22 00:40:20) 
önceleri süpriz ifade ederdi.

geçen bir yılda tanıdığım yada yeni tanıştığım insanların beni nasıl tanıdığını.

Son yıllarda hediye aldığım insan sayısı yarı yarıya azaldı. Hatta an itibariyle sıfır. Bu yılı bu konuda ayıklama yılı olarak görüyorum. Bir tür akıl tuzağı kurdum, davranışlara göre hareket edeceğim.

Son bir kaç yılda pahada artan fiyatlar sebebiyle de doğum gününü önemli bulmuyorum. hatta bana alınan en pahalı hediyeyi de geri çevirdim. Pahada maneviyatta değerli hediye kabul etmeyi seven biri değilim gibi duruyor.
  • baldan kaymak  (05.12.22 00:56:16) 
en kötü doğum günüm geçen yıldı, kedimizi kaybettiğimiz haftaya denk geldi.
en iyisini valla hatırlamıyorum hepsi eşit güzel ama lisede güzel bir telefon almıştı babam o sene aşırı sevinmiştim

kendi doğum günümün kutlanması beni çok aşırı mutlu etmiyor da ben birini doğum gününde mutlu edince daha mutlu oluyorum sanırım. hatta benim doğum günüm hızlıca geçiştirilse bile olur
  • roket adam  (05.12.22 02:11:00 ~ 02:22:21) 
Esimle dogum gunlerimiz arasinda bir gun var; onun dogum gunu 17sinde, benimki 18inde. dolayisiyla bir gun once onun dogum gunu planlariyla geciyor benim icin ve son 10 yildir kendi dogum gunumden cok onunki icin mutlu olup, heyecanlaniyorum.

Kendi dogum gunumde ise beklentiye girmek degil de hatirlayip arayanlarin olmasi; ufak surprizler olmasi mutlu ediyor beni. cogu dogum gunumde 'iyi ki sevdiklerim var.' diyerek uykuya daliyorum ki bu benim icin cok onemli. ve kucuklugumden beri de dogum gunlerim kutlanir, kucukken daha partili vs oluyordu tabii, buyuyunce daha minimal kutlamalar yerini aldi.

en kotu dogum gunum 2021 yilindaki sanirim zira corona oldugumu dogum gunu yemegimin tadini alamayinca fark etmistim.
  • fraise  (05.12.22 02:15:17 ~ 02:17:00) 
kutlamam, talep de etmem.

en kötüsünde dışarıdaydım babam telefon edip annemin karakolda olduğunu söylemişti. kan ter içinde oraya nasıl gittim bilmiyorum.

en iyi.. "hiç bi kere hayat bayram olmadı ya da her nefes alışımız bayamdı"
  • anon1m  (05.12.22 02:54:22 ~ 02:55:14) 
en iyisi, küçükken hediye olarak atari kutusunu gördüğüm andı. sevinçten bayılayazdım.
en kötüsünde de sosyal medya kullanmadığım için (orada bildirim gidiyor) en çok hatırlaması gereken birisi hatırlamamıştı.

  • onemoremile  (05.12.22 08:30:29) 
en güzeli 8 yaşındayken bütün mahalleyi çağırdığım doğum günüm herkes geldi güzeldi valla. kimi evdeki ojesini getirdi kimi oyuncağını kimi hiçbir şey. ama yine de güzeldi.

en kötüsünde de darbe oldu. yani pasta keserken kafamızdan uçak geçiyorduç
  • Hallegadola  (05.12.22 09:12:53) 
Kutlamıyorum, hatta illa organize olalım bir şeyler yapalım diye tutturan arkadaşlarım olursa çok geriliyorum.

Bir doğum günümü, o gün öyle denk geldiği için arkadaşlarla lunaparkta geçirdim, o keyifliydi.
  • kobuzchu kiz  (05.12.22 09:29:04) 
Hiçbir anlam ifade etmiyor aslında ama zaman zaman kutlamayla ilgili beklentiye giriyorum. Son yıllarda ailem kutluyor benimkini böyle bir adet oluştu aramızda. Mum üfleyip fotoğraf çekiyoruz bu kadar; senede bir pasta alıp yemek için bir bahane.

Bir keresinde bir kız arkadaşım benden habersiz bir organizasyon yapmıştı, bir mekanda 15 kişi falan toplanmışlar, gittiğimde bana da sürpriz olmuştu. Bu en güzeliydi.

En kötüsü de geçtiğimiz doğum günümdü, kutlamasını umduğum kişi kutlamadı. Halbuki ne giriyorsun beklentiye, normal şartlar altında kutlanmasa kimseye darılmaz gücenmezdim; beklentiye girince ve karşılanmayınca yersiz bir darılma gücenme kafasına girdim.
  • vedatchilipeppers  (05.12.22 09:59:08) 
Doğumgünümü seviyorum. Kutlama konusunda arkadaşlarımın kutlamasını beklerim (ben yakın arkadaşlarımın çoğunun doğumgünü ezbere biliyorum ve sapık gibi gece 12'de kutluyorum :d) ama illa bir organizasyon olsun hevesim yok. Hediyeye hayır demem tabii ama zorunluluk da değil dshhsd


Doğumgününün kutlamasından çok günün kendisini seviyorum. Bana ait bir gün gibi yaşıyorum o günü. Doğumgünüm nisanda ama çocukluktan beri 1 Ocak'tan itibaren doğumgünüm yaklaşıyor diye heyecanlanmaya başlarım hehehe

En iyi doğumgünümden emin değilim, çocukken de keyifli doğumgünlerim oldu yakın geçmişte de. Hemen hepsi güzeldi yani.

En kötüsü de üniversitede en yalnız ve depresif olduğum senekiydi. Kimse bi şey demedi en son iki arkadaşım (sevgiliydi onlar) beni evlerine çağırdı kutlama için. İçkinin dozunu fazla kaçırmıştım ve hayatımdaki ilk ve son sarhoşluğu o gece yaşadım ama neyse ki olaysız dağıldım sorun olmadı :d
  • nundu  (05.12.22 10:15:02) 
Küçükken bu konuda biraz hassastım.
Sınıfta birinin doğum günü olduğunda bi hüzün gelirdi benim ki yaz tatiline denk geldiği için.
11. yaş günümde mahalleden arkadaşların katıldığı ve aile fertlerimin olduğu güzel denebilecek bir kutlama yapmıştık evde, gecesinde 99 depremi olmuştu ve hayatımın en korku dolu gecesini yaşamıştım.
Öyle travmatik bir şey kalmadı üstümde ama o zamandan beri sevmem doğum günü kutlamalarını.

Yakınlarımın hatırlamalarını, mesaj atmalarını önemli bulurum.
Diğer bütün özel günlerin aksine doğum günü çok bireysel bir özel gün ve kutlanması, hatırlanması önemli.
Kutlama konusunda beklentiye girerim, hediye konusunda değil ama olursa da güzel olur, mutlu olurum :)
  • mutekebbir  (05.12.22 10:46:30) 
beni bilen 16 yaşımda doğduğumu bilir. öncesindeki doğum günleri hep kötüydü. sayılmaz onlar. ondan sonraki 22 yılda en kötü doğum günüm 2020'de. en güzeli de bu sene. sevilmek, değer görmek çok güzel bir şey.

anlam ifade ediyor. normalde sevdiğimi çok belli ederim. kardeş, arkadaş, sevgili farketmez. böyle zamanlarda sevdiğini belli etmeye izin var. kimse napıyorsun şeker kız candy misin, heidi misin demez.
  • gabe h coud  (05.12.22 12:35:57) 
Doğum günlerimi ben hatırlarım sadece :’)

Beklentisiz yaşarım. Beklentim olursa üzülürüm çünkü. O yıl iki ve daha fazla kişi tarafından hatırlanmışsam ve bir kutlama sözcüğü duymuşsam sevinirim.
  • ruhen hastayim ben  (05.12.22 13:39:02) 
en iyiye karar veremiyorum, birkaç tane var.
birinde birkaç arkadaşım birleşip bana pikap almıştı ve annemle işbirliği yaparak gizli gizli koca kutuyu eve çıkarmışlardı.
pikabım hâlâ durur.

diğeri de 10-15 kişi asmalı mescit'te yemek yedikten sonra sabaha kadar eğlendiğimiz, son olarak da sabah kahvaltıya gittikten sonra dağıldığımız bir doğum günümdü.
çok eğlenmiştik.

onun dışında romantizmin doruklarda olduğu 1-2 doğum günüm var aklıma gelen. :)

"en kötü" denecek bir doğum günüm olmadı galiba.
son iki yıldır daha sakin geçiyor çünkü ankara'ya taşındım ama yine de kötü diyemem.
mesela bu sene çok eski arkadaşlarım bile aradı, bütün günüm telefonda geçti, çok eğlendim kendi kendime.
eve çiçekler, hediyeler falan geldi.
unutan 1-2 kişi muhakkak oluyor ama o da insanlık hâli yani.

ama genel olarak doğum günleri önemlidir bence, kutlanması gereken günler olduğunu düşünüyorum.
  • blatta hiberna  (05.12.22 18:01:27 ~ 18:05:32) 
en son 10 yaşında doğum günüm kutlanmıştı.


  • Erestor  (05.12.22 23:12:54) 
Arayı bozduğum kimler mesaj atıp doğum günümü kutlayacak acaba merakı haricinde kendi doğum günüm yeni bir yaşa girmek dışında hiçbir şey ifade etmiyor. Başkalarının doğum günlerini kutlamayı seviyorum ama. Yemeklisi oluyor, etkinlik düzenleyen oluyor. Keyfime göre katılıp istediğim saatte dönüyorum ağırlama planlama derdi olmadan.

Bizim ailede de böyledir zaten. Belli bir yaşa kadar sadece çocukların doğum günleri kutlanır. Aileye giren gelinler olmasa onlar da olmazdı.
  • IncredibleMau  (06.12.22 00:08:54) 
[]

arkadaşlık ilişkisi hk.

yaklaşık birkaç aydır bir arkadaşım var. ben 9-6 çalışıyorum bir yandan tez yazıyorum vs o yeni doktorasını verdi boşlukta. evlerimiz yakın ve sürekli bişeyler yapmak istiyor. eşli olarak da görüşüyoruz ama her iki üç güne bir görüşmek istiyor. ben o kadar vakit bulamıyorum ve boş bulduğum vakitte de yapmam gereken 155252 şey var. neyse ben yine de kırmamak için uyum sağlamaya çalışıyordum, en azından 4 planın 2,3 ünü yapacak şekilde. çünkü iyi bir insan ve boşlukta olduğu için birlikte vakit geçirmeye ihtiyacı var bunu anlıyorum.

son 1 haftadır üst üste red etmek zorunda kaldım, bir tanesi hastalık bir tanesi yoğunluk gibi nedenlerden. birinde de eşli görüşecektik benimki yan çizdi vs.

bu son red etmem hastalık yüzündendi hasta olucam gibi hissettiğim için bir gün önceki plana gelemicem dedim.

direkt söylemese de bahane ürettiğimizi düşündüğünü ima eden bir cevap aldım. aslında bahane değil ama o empati yapamıyor çünkü benim onun gibi boş vaktim yok sıkış sıkış yapıyorum her şeyi.

kendimi açıklamaya çalışsam mı yoksa salayım gitsin mi?

bu arada neden sürekli bizle plan ya da benimle plan peşinde çünkü yurtdışındayız ve onun çalışmadığı için yeni geldiği için bir çevresi yok bunu da anlayışla karşılıyorum aslında. ama dediğim gibi sürekli görüşecek o kişi ben değilim :(

 
Kendini açıklamaya deli bir cabs harcayacağını düşünüyorsan yaomayabilirsin ama az bir zahmetle ilişkileri iyi tutabileceksen nesne olmasın?

Kısaca, kendinden çok ödün verme ama zorlanmadan kaldırabileceğin bir yükse devam et
  • kisa  (03.12.22 12:18:28) 
aslında sorunu bulmuşsunuz, çözümü de var o halde. ona yeni bir çevre edindirin, hem iyilik yapmış olun hem kendinize alan oluşturun.

ibir ki gün beraber bara gidin falan oralardan birileri ile tanıştırın bir şekilde. telefonlar alındı verildi senin sorunun çözüldü :)
  • selam  (03.12.22 12:58:54) 
Kendi planlariniza 've hayat temponuza gore yasayin.

Son paragrafta yardimlariniz bana yabanci gelmedi. Yurtdisinda bu tur arkadaslar cevreye alisip baska yeni arkadaslar edindiginde ilk once unutulanlar arasina gireceksiniz zaten. O yuzden daha sonra pisman olacak sekilde o:dun_n vermeyin. Tecrubeyle sabittir.
  • parcxerox  (03.12.22 12:59:20) 
durumun ne olduğundan, öneminden bağımsız bir şekilde şunu söylemek istiyorum: empati yapamayan bir insana vakit harcamaya değmez. Özellikle sahip olduğumuz en önemli şey olan zamanla ilgiliyse bu salmanın en doğru seçenek olduğu gün gibi ortada olur.


  • rakicandir  (04.12.22 02:08:59) 
[]

kardes sorunsali

universite son sinifta okuyan bir kardesim var. aile evinde kaliyor ve kyk da aliyor. tutarini bilmemekle birlikte harclik da aliyor. ara sira benden para istiyordu 100,200 tl gibi. son zamanlarda hem
isteme araligini hem de miktarini arttirdi. 400e 500e çıktık. fiyatlar tabiki artıyor ama ne yaptığını en son istediğinde sordum, ankara tunalıda bir restauranta rakıya gittiğini söyledi. neden pahalı olduğu kabak gibi ortada olan bir yere gittiklerini sorduğumda da bilmiyorduk gibi saçma bir cevap verdi ve bana alındı.

parasında değilim ama parayı harcama şekline karışmak istemesem de karışıyorum bu arada saçma sapan arkadaşları da var. bana yalan da söyleyebilir bilmiyorum.
ben elimden geldiğinde yardım ediyorum zaten, istediği bişey varsa alıyorum, kız arkadaşına hediye bile aldık yani. ama işin biraz rengi değişiyor gibi de hissediyorum bir yandan.
23 yaşında bu arada, ben onu yaşındayken işe başlamıştım vs memur bir aileden geliyoruz ona rağmen özel okula gönderildi kendisi imkanlar zorlandı vs vs.

nasıl yaklaşmalıyım bu durum karşısında?

 
şimdi sen büyük ihtimalle hayata erken atılmış ve devlet okullarında düşük masrafla okumuş bir insansın. kardeşin ise özel okula giden, çevresinde de özel okula giden zengin insanların olduğu bir ortamda. ona gidip de milyoner arkadaşlarınla neden bambide değil de tunalıda buluştun demek hata olur, bunu zaten beklemeyin ondan. artı olarak her kapıdan para alabiliyor olması çok büyük bir hata. kendi kardeşimden biliyorum birebir aynı mevzu.

yapılması gereken şey kesinlikle "aylık sabit" bir "maaş" bağlamak. yani kafasına göre bir senden, bir aileden para alıyorsa hem bunun sonunu alamazsınız, hem ne kadar para verdiğinizi takip edemezsiniz, hem de 25-30 yaşına gelip ama para yönetmeyi bilmeyen bir kardeşiniz olur. oturup aileyle ortak bir bütçe yapıp her ay sabit bir para verin, başka türlü bunun önünü alamazsınız. ha acil bir ihtiyaç çıkar, atıyorum ayakkabısı yırtılır yenisini alması gerekir destek olursunuz. ama çar-çur bütçesi kesinlikle sabit olmalı.
  • roket adam  (23.11.22 14:14:38 ~ 14:15:54) 
anne babanın haberi yok bu arada benden para aldığının. ben de gidip söylemek istemiyorum açıkcası bir kaos çıkar bunun altından çünkü.


  • tuborg yesili  (23.11.22 14:26:53) 
23 yaşında son sınıfsa hadi hazırlık okudu ya da bi sene mezuna kaldı desek yıl kaybı yok gibi. 25-26 olsa "Ben onun yaşındayken çalışmaya başlamıştım" deseniz belki haklı olursunuz da önündeki 40 sene boyunca çalışacak zaten, 23 yaşında çalışmamak gayet normal günümüzde.

Hani sıklığı falan tartışılır ama arkadaşlarıyla arada bir hafif lüks bi mekana gitmesinde bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum ki zaten @roket adam'ın da dediği gibi özel üniversitede arkadaş çevresi bu tarz mekanlarda takılan kişilerdir.

Yani demek istediğim her istediğinde para verin değil tabii ki, ben de memur aile çocuğuyum devlet üniversitesinde okudum falan ama bizim okuduğumuz yıllarda (2020 mezunuyum yani çok geçmiş de değil) arkadaşlarla hafif fiyakalı bi mekana gidebiliyorduk yine arada bir. Ya da kendim para biriktirip istediğim bi şeyleri alabiliyordum. Ailemle kalıyordum ve harçlık+kyk alıyodum ben de.

Öğrenci kredi kartı almıştım üniversiteye başladığımda. O baya yardımcı oluyodu bütçe tutmamda ve hesaplı harcama yapmamda. Ailem her ay sabit olmasa da belli miktarda para veriyodu ve sonuç olarak kredi kartı benim sorumluluğumda olduğu için yönetmem gerekiyordu harcamalarımı ona göre. Bence limiti çok abartı olmayan bi öğrenci kredi kartı çok faydalı bu konuda.
  • nundu  (23.11.22 14:28:16) 
Valla o zaman böyle geçer gider dostum. Çünkü sana param yok deyip aileden, ailesine param yok deyip senden para alabilecek bir durumda. Tedariğin sınırsız ve belirsiz olduğu bir ortamda "parasının bitmesi" gibi bir kavramdan bahsedilemez yani. Kardeşinizin hayatta da başarılı olmasını istiyorsanız en azından siz bir limit koyun.


  • roket adam  (23.11.22 14:29:59) 
Benim kardeşim önce özelde burslu okudu sonra okul değiştirdi devlete geçti. Burslu okumasına rağmen günlük okul masrafı çok fazlaydı. Daha bunun gezmesi etmesi var. Bırakın öğrenciyken istediğini yapsın. Aylık x para gönderip limitli hale getirilebilir.


  • jazzabel  (23.11.22 15:20:53) 
Pozitif havanın aksine ben biraz gözleyin önerisiyle geliyorum. Herhangi bir bağımlılığı da olabilir çünkü.


  • marla is in my head  (23.11.22 16:18:09) 
Yani genc cocuk, 400-500 lira da para degil. Memur ailesinden geliyor olabilir ama hemen ablam gibi calismaya baslamaliyim kafasinda ya da sorumlulugunda olmak zorunda degil. Birakin eglensin ya

Siz zamaninda kurusu kurusuna dusunmussunuz ve zorlanmissiniz kendinizce. O bu yapida degil anladigim kadariyla, onun da zorlanmasini mi istiyorsunuz? Sizin verdiginiz parayla raki balik yapmasi sizi rahatsiz mi ediyor? Soyleyin o zaman ona. Konusun kardesinizle.

Gunumuzdeki gencleri zaten şanssiz buluyorum. Diledikleri gibi gezemiyor, alamiyor, yiyemiyor, icemiyor bircogu. Biz etkinlikten etkinlige kosardik, yapamiyorlar malesef. Kardesiniz eglenmeyi bilen biri. Birakin tadini cikarsin.
  • balpolen  (23.11.22 17:38:59) 
[]

yurtdışında ofis ortamı hk

genelde böyle mi merak ettim, ana dili ingilizce olmayan ülkede iş ortamında sürekli kendi anadillerine dönmeleri normal mi? türkiyede biz de az çok böyle yapıyor olabiliriz düşününce ama emin olamadım, sormamın nedeni bugün ofis ortamında ben bişey sormadığım ya da konu açmadığım tüm zamanlarda herkes anadilinden devam etti, ortalama 40 kişiye 2 yabancıydık bu arada. bir miktar dışlanmış hissettim ama olması gereken ne sorgulamak istedim deneyim sahipleriyle.




 
ana dili ingilizce olmayan yerlerde ufak tefek gezi disinda pek calismadim ama muhtemelen hollanda gibi yerler haricinde sirf ana dil konusma cok yaygindir. sasirtici gelmedi.


  • hot potato  (27.10.22 19:16:59 ~ 19:18:07) 
almanya'da bir ofis ortamında bulundum, böyleydi. benim çok az anladığımı biliyorlardı ama kendi aralarında hep almanca konuşurlardı. ingilizcelerine çok güvenmedikleri şeklinde yorumluyordum ben.


  • mezzosprite  (27.10.22 19:22:27) 
konu direkt sizi ilgilendirmiyorsa ve iş ile ilgili değilse small talk olarak anadilde devam ediyorlar.


  • sttc  (27.10.22 20:08:54) 
Bizimkiler ben ortamda bulunuyorsam, konu ne olursa olsun İngilizce'ye dönüyorlardı. Aşırı saygı duyduğum bi olay bu arada, çünkü zor ama çok düşünceli bi hareket.

Sonra TR'de bi ofiste çalışırken (%90 Türk, %10 yabancı) aynı özeni ben gösteremedim, aramızda Türkçeye döndük hep. Gerçi bizim yabancılar da 6 ayda şakır şakır Türkçe öğrenip konuşmaya başladılar. İyi mi ettik kötü mü ettik bilemiyorum o yüzden :)
  • plutongezegendegilmi  (27.10.22 20:25:16) 
Ana dilleri ingilizce olmayan insanlarin kendi aralarinda ana dillerinde konusmalari nasil anormal ya da sorgulanabilir geldi anlayamadim. Olmasi gereken dislanmis hissedenin cogunlugun dilini ogrenmesi, cogunlugun 2 kisi icin yabanci dilde konusmasi degil.


  • summer timetable  (27.10.22 20:29:48) 
cok normal. en fazla yapilacak sey sana birisi ingilizce olarak kisa bir ozet gecer. o birisi de yaninda falan oturuyordur anca oyle arada sunu konusuyoruz der. ayrica ort 40 kisiye 2 yabanci ortaminda dili bi an once ogrenmeye bak bence


  • Kittie  (27.10.22 20:37:33) 
anormal bir durum yok bence de. bir sene kadar almanya’da bulunmuştum staj için, ortak kural mutlaka herkesin almanca konuşmasıydı mesela ki çok büyük uluslararası bir firmadaydım. türkler de olmasına rağmen kesinlikle türkçe konuşmuyorduk. adamlar haklı olarak senin yerel dili öğrenmeni bekliyorlar, burada yanlış bir şey görmüyorum ben de hatta dışlanmış hissetmemek için bu dili öğrenmen gerekiyor.


  • roket adam  (27.10.22 23:19:05) 
Hollanda’da yaşayan birisi olarak diyebilirim ki aşırı normal, sizlik bir şey yok.


  • but that was just a dream  (28.10.22 04:02:31) 
Normal. Bizde de Fransızca. Ilk başta biraz zor oluyordu da artık alıştım small talk olayina.

Toplantıları falan yabanci varsa ingilizce yapıyoruz da small talk genelde Fransızca.

40'a 2 baya düşük oran. Çok normal
  • logisticsmanager  (28.10.22 10:33:28) 
almanyada onceki sirketimde ozellikle ben istemezsem kendi aralarinda almanca konusuyorlardi. simdi sirketimde ise ortamda ben oldugumda hep ingilizce konusuyorlar. bu genelde sirketteki kisilerin profilleri, ingilizce konusurken rahat olup olmadiklari, sirkette yerel dili bilmeyen kisi sayisi gibi bircok faktore bagli. 40 kisiden 2 kisi ise bu oran genelde yerel dil konusurlar diye dusunuyorum. zor bir durum ama yerel dili ogrenmek icin de guzel bir firsat.


  • emrahday  (28.10.22 14:16:46) 
[]

istanbul'da tek başıma gidebileceğim spa/masaj

önerileriniz var mı?




 
Sansai spa Ataşehir. Oldukça memnunum


  • kisa  (16.10.22 12:02:44) 
[]

buzdolabında unutulan muz

1 ay evde olmayacağım buzdolabında muz unuttum :( dolabı aşırı kokutur mu ya da ne gibi süprizler beni bekler?




 
Pek bi şey olmuyor ya simsiyah kupkuru bir şeye dönüşüyor sadece.


  • chicha_v2  (02.09.22 19:25:25) 
Korkulacak bir şey yok


  • kisa  (02.09.22 19:32:52) 
Onun yerine evde yokken sigorta atarsa, elektrik giderse buzdolabında eriyip çürüyececek (buzluktaki etler vs) var mı diye düşünürdüm ben olsam. Başıma geldi çünkü.


  • inheritance  (02.09.22 23:59:16) 
ben muzu buzdolabına koyunca çabuk bozulmaya başladı. sıcak iklim meyvesi olduğu için zaten sıcakta tutmak gerek sanırım. soğukta çürüyor.


  • nick bulamadim  (03.09.22 02:53:02) 
[]

ankara için kuaför tavsiyesi

buna ihtiyacım var, aklı başında saçını şöyle boyayalım yok keratin bakım yapalım diye darlamayan, kesiminden memnun kaldığını kuaför var mıdır?




 
Hm kuaför, alidede sok. 44 noter yanı


  • mirty  (28.08.22 15:12:46) 
[]

buyuyen leke- kas yaparken goz cikarmak vakasi

kumas yatak basliginda sari leke gormemle basladi her sey. sileyim derken geldigimiz sonuc ektedir :(

once nemi sabunlu bezle basladim, leke cikarici jel, karbonatli su, oksijenli su ( ki bu mahvetti salak ben) ile devam ettim. Inatlastim.

sanirim geri donulemez noktadayim ama son care size,duyuruculara sormak istedim.

ps: ev esyali yatak bizim degil yoksa ben boyar surrealist bisiler yapardim ama ev sahibi faktoru var.

www.hizliresim.com

 
Sanırım oksijenli su sarartti:( sebep oyse geri dönüşün mümkün olduğunu sanmıyorum.
Belki kumaş boyası ile boyanabilir. Bilmiyorum

  • kisa  (06.06.22 16:59:59) 
Ek bilgi,
O paneli sokebilirseniz yeni kumaş kaplamak zor olmayacaktır. O düğmeler arkadan cubaldizngibi bir şey ve kalın iplikle sabitleniyor.
Kumaş ise zımba ile sabitlenir arkada kalan kısımdan.
  • kisa  (06.06.22 17:06:33) 
Bana kullandığınız deterjanları tam arıtamadığınız için iz kalıyor gibi geldi. Bölgesel değil de tamamını önce arap sabunu, üzerine bol suyla silerseniz geçebilir.


  • gmzo  (06.06.22 20:29:40) 
[]

yüksek lisans anket ricası*2

bu sefer arkadaşımın anketini bırakıyorum, yaklaşık 5 dklık ingilizce.
vaktiniz için teşekkürler,

forms.gle

 
[]

yüksek lisans projesi için anket ricası

s.surveyplanet.com

10 sorudan oluşan bir anket, vaktiniz varsa yaparsanız beni mutlu eder.

teşekkürler,

 
[]

önerdiğiniz gözlük/çerçeve markası var mı?

ve istanbulda güvenilir optikçi?




 
marka police
optikci atasun

  • mess  (16.04.22 14:31:34) 
Çerçeve markası: Lindberg, IC Berlin
Optikçi:İnci Optik, Sirkeci

  • arenas  (16.04.22 19:01:13) 
[]

kabataş taksim füniküler hattı

kapalı mı ve kapalıysa ne zamana kadar bilgisi olan var mı?




 
Cumartesiden sonra kapanmadıysa açık.


  • Bruce  (12.04.22 19:19:03) 
[]

kışlıklarınızı nasıl kaldırıyorsunuz?

Naftalin yerine sabun koymak olur mu?




 
Lavanta da koyabilirsiniz.


  • kuehles blondes  (10.04.22 22:01:04) 
Ben sabun ve lavanta kesesi karışık koyuyorum. Bir de son zamanlarda koku keseleri çıktı; bu sene onlardan koymayı planlıyorum.


  • fraise  (10.04.22 22:46:15) 
Yumuşatıcısı bol bir şekilde yıkayıp az durulayıp öyle kaldırıyorum.


  • Bruce  (10.04.22 23:52:21) 
naftalin, sabun vs herhangi bir sey koymuyorum. herhangi bir sorun yasamadim. mont kaban vs her zaman asili oldugu dolapta asili duruyor. gomlekler de gene askida. kazak vs giymem kolay kolay ama olanlari katlayip gene ayni cekmecesine koyuyorum.


  • hot potato  (11.04.22 06:16:43) 
Ekstra bir şey koymuyorum, bir sorun yaşamadım. Yazın kapı pencere açık olsa da hurçları koyduğum dolabın yalıtımı da iyi olduğu için odaya böcek girse bile dolaptan içeriye girmesi pek mümkün değil gibi.


  • akhenaten  (11.04.22 08:06:38) 
[]

dolmabahçe sarayı

dolmabahçe sarayına bireysel olarak gidilebiliyor değil mi? ve online bilet alınabiliyor mu?




 
www.millisaraylar.gov.tr

Bireysel gidiliyor tabi ki. Online satış yok. Gişede 60 TL'ye müzekart alırsınız ve 50 TL de selamlık kısmı için para verirsiniz. Selamlık kısmı ana bina, devasa olan bina. Harem bölümü ayrı müze kartla ücretsiz giriliyor, Atatürk'ün öldüğü oda vs orada. Ayrıca resim müzesi de var, orayı da gezmeyi unutmayın.

edit: haftaiçi öğlen saati bile kalabalık, öğrenci grupları vs. O yüzden erken gitmenizi öneririm haftaiçi bir gün.
  • Cesario  (06.04.22 22:18:19 ~ 22:19:13) 
[]

insan ilişkileri

insan ilişkilerinde beni rahatsız eden bir durum var. ben birini dinliyorsam dinlerim gerçekten ama görüyorum ki kimse doğru düzgün dinlemiyor bile.
mesela daha önce konuştuğumuz bir konu hakkında sanki daha önce konuşmamışız gibi sorular geliyor sonradan ve ben o insandan ışık hızıyla soğuyorum. arkadaşımsa zaten birkaç kezden sonra arkadaşlık benim tarafımdan kalmıyor ama bunu yakın aile üyeleri de yapıyor özellikle aşırı dikkat ediyorum buna.

bana bir soru sorulmuş mesela ve ben daha önce uzun uzun cevaplamışım. aradan kısa bir zaman geçiyor hopp aynı kişi benim ona anlattığım konudaki en temel basit şeyi sanki hiç konuşmamışız ki gibi yine soruyor.

veya bir konu konuşuluyor biri bişey soruyor sen onu anlatırken çat konuyu değiştiriyor ya da hımmm deyip kestirip atıyor.

yani iki örnekte de ben ay bişey anlatayım derdinde değilim sen gelip bana soruyorsun ve zaman ayırıp anlatıyorum. ama dinlemiyorsun önemsemiyorsun.

bu sadece bana mı oluyor?
hayırsa siz nasıl tepki gösteriyorsunuz?

 
insanlara bir şey anlatmaya üşeniyorum ve genelde insanları dinlemiyorum dinler gibi yapıyorum.

mental sağlığım anca bu şekilde ayakta kalabiliyor.

(profesyonel durumlar haricinde)
  • AlsterWasser  (21.03.22 18:29:55 ~ 18:30:34) 
Ben bazen unutuyorum. İnsanlık hâli. Bana olursa da anlatırım. Sorun etmem.


  • dissendium  (21.03.22 18:31:14) 
bence düpedüz saygısızlık.
bunu yapana iyilik yapmam mesela ben.
hemen silmiyorum ama daha yüzeyel sohbet ve ilişki yürütüyorum.
  • gatherer  (21.03.22 18:35:34) 
karşılıklı konuşmada, sen konuşurken aslında seni dinlemiyor, kendi söyleyeceğini düşünüyor, ilk fırsatta kendi hikayesini, derdini anlatıyor, seni yüzeysel bir şekilde dinlemiş gibi yapmak da bu derdini anlatma hizmetinin karşılığı katlandığı bir maliyet.

çok fazla konu varsa; mesela iş görüşmelerinden bahsediyorsak, karşı tarafın 4 tane ayrı görüşmesi varsa, tekrar tekrar hatırlatması gerekebilir, yeni bir işe girmişse iş arkadaşlarından tekrar tekrar bahsetmesi gerekebilir. Önemli bir konuysa, karışıklık yaşanabilecek bir durum değilse, ilk anlattığım gibi bir durum olmalı derim ve hayatımdan çıkarabileceğin bir insan olduğunu düşünürüm.
  • gabe h coud  (21.03.22 18:43:00) 
Bu benim ya, çok detaylı anlatırım bu yüzden, fakat karşı taraf bi konudaki detayı fark etmeyip boş boş bakınca yüzeysel davranmaya başlıyorum. Bu kişi arkadaşım veya sevgimse iş yürümez genelde


  • olaylar olaylar  (21.03.22 18:48:09) 
27- 28 yaşından sonra özellikle beyin öyle bir doluyor ki insam kendisinin ne zaman ne yaptığını ne hissettiğini unutuyor. Yani hemen hemen hiçkimsenin hayatının merkezinde değiliz normal şeyler bunlar. Ben takılmam.


  • cilekli krep  (21.03.22 19:06:23) 
Ben mesela o anda çok güzel dinlerim ama sonra unuturum çünkü hangi birini kafamda tutayım, hayatta bir sürü arkadaşım, meşgalem, işim var. Herkesin her anlattığını ezberimde tutacak olsam beynim patlar muhtemelen. Ama bir iki kişi var ki onların dediklerini unutmamak için özel çaba sarf ederim. Bunlar başka bir olay.


  • inawen  (21.03.22 19:30:58) 
ben böyle durumlarda hepimizin algı düzeylerinin, şekillerinin, kapasitelerinin farklı olduğunu düşünüyorum. mesela öğretmen bir arkadaşım var ve maalesef internet okuryazarlığı çok zayıf. drive'da bazı işlemleri pek çok kez anlattım , youtube videoları da yolladım. ama yok bir nokta geliyor ve gerçekten bağlantı kuramıyor. normalde zehir gibi olan kadının yüzünde o ifadeyi görüyorum yani. ya da benim hafızam dehşet keskin ama en yakın dostum anılarımızın çoğunu hatırlamıyor, konusu geçiyor, anlatıyorum, ahhh evet ya diyor ve sonra yeniden unutuyor :). beni ne kadar sevdiğini de biliyorum. genel olarak başkalarıyla ilgili anılarında da böyle. aynı zamanda yoga eğitmeni kendisi, herhalde bazı pozisyonları/akışları bana milyon defa anlattı ama yok, bende de bu kalmıyor mesela, dönüp dönüp soruyorum.

konuyu değiştirme ve kestirip atmayı kenarda tutarak söylüyorum, art niyet sezmiyorsam tekrar anlatıyorum, gocunmuyorum, saygısızlık veya özensizlik olarak almıyorum. biraz gözlemleyince insan anlıyor zaten hangisi olduğunu. niyet belirleyici oluyor bende.
  • Phoebe  (21.03.22 20:03:09 ~ 20:04:08) 
stresli bir döneme falan denk gelirse normal bazı şeylerin unutulması.
ama normal bir hayat düzeninin içinde bu yaşanıyorsa ya algı kapasitesi düşündüğünüz gibi değildir ya da sizi önemsemiyordur.

bazen bazı durumlarda sinir olabiliyorum ama "bunun algısı da bu kadar" diye kabullendiklerim de var.
duruma ve kişiye göre davranıyorum.
  • blatta hiberna  (22.03.22 00:28:43) 
Benim hafıza 512 mb. Kendi yaşadıklarımı bile unutuyorum sevgilim hatırlatıyor.


  • jazzabel  (22.03.22 00:46:01) 
herkesin hayatı uzun, soruyorsa merak etmiştir zaten. ama bunu sonsuza dek uzun uzun saklayacak hafıza yok kimsede. sosyal medya geleneksel medya iş aile derken çok fazla uyaran ve algı hırsızı olan bir çağdayız. ben de mesela unutuyorum arada maalesef.

çat diye konuşmayı kesme veya hmm demeye gelince, saygısızlık bence de.
  • KaraSakall  (23.03.22 14:45:40) 
[]

bilgisayarı prize takılı kullanmak mı bataryada kullanmak mı

hangisi daha doğru?




 
doğrusunda fikir birliği yok
benim gördüğüm, 40%a düşene kadar pilde çalıştırıp, 100%e çıkana kadar fişi takmak, sonra tekrar pile dönmek. bunu bazı bilgisayarlar otomatik yapıyor demişlerdi.

  • comp  (02.02.22 22:04:27 ~ 22:04:44) 
yeni nesil bataryalarda farketmiyor diye biliyorum. yani yeni nesil dediğim yaklaşık 10 senedir falan bu böyle. lityum batarya galiba. batarya dolduğunda bypass ediyor benim bildiğim bataryayı şu anki teknoloji.

prize takmazsanız bilgisayarınız performans modunu açmayacaktır. dolayısıyla olması gereken performansın altında çalışır. ayarlardan kendiniz tam güç çalıştırdığınızda ise hemen şarjı biter zaten.


ben ulaşabileceğim yerdeyse takılı kullanırım.
  • syozkn  (02.02.22 22:06:21) 
Bu durumda tartışılan konu pili çıkarıp kullanmak mı yoksa pil takılı (prizde) kullammak mı idi. Yeni bilgisayarların bazılarında pil artık çıkarılamıyor. Bilgisayarların yazılımında örn asus. Pil koruma modunda maks %80 şarj ediyor.

Arada bir fulleyip boşalana kadar kullanmakta fayda var. Ben de artık farketmiyor diye okuyorum.
  • ceketimi alip cikcam  (02.02.22 22:44:10) 
uc gunluk dunya icin 20 yillik tartismaya kimse cevap bulamaz

oyun oynuyorsan 3d calisiyorsan render aliyorsan kisaca sistemi kullanacak is yapiyorsan prizde,

diger her sey icin batarya

o pil olecek arkadas istedigin kadar ugras :))
  • nibba  (02.02.22 23:15:52) 
Benimkinin kullanım klavuzunda farketmez yazıyordu. Markaya göre değişebilir.


  • garylineker  (03.02.22 04:11:12) 
Özellikle pil koruyucu bir yazılımı yoksa yeni tarz pillerde şu şekilde kullanmak pilin ömrünü uzatıyor:

0-100 aralığında değil 30-80 aralığında git gel yapmalısın
Haftada bir full doldur boşalt yapmalısın ama onun dışında bataryayı çıkarıp kullanmalısın.

Eğer bilgisayarın özellikle buna göre yazılım yapmışsa çok iyi. Ama pil koruma özelliği olarak yüzde yüz olunca daha fazla pili doldurmaya çalışmamasından bahsediliyorsa o zaman o aslında benim bahsettiğim pil korumaya girmiyor.
  • zimbirik  (03.02.22 09:56:12) 
[]

çok kötü beslenmenin sonu

kilo almak dışında ne olabilir? yoğunluk hastalık ve üşengeçlikten son 1 haftadır özellikle rezalet besleniyoruz. makarna pizza hamburger ve genelde dışardan, bir 3,4 gün daha böyle devam edecek. kilo almanın dışında geri dönülmez herhangi bir zararı var mı bunun?




 
herşey olur. her şey beslenme ile alakalı zaten

bağışıklık sistemi zayıflar kolay hasta olunur
iç organlarda hastalık olabilir. karaciğer böbrek falan
hatta kanser bile olunabilir sürekli fast food yenirse

ama on günde olacak olan şey bağısıklık sistemi zayıflaması olur. bir de kabız
  • dafuq  (15.01.22 19:50:56 ~ 19:51:33) 
Bende olanlar özetle:
Ülser mi gastrit mi ne adı tam bilmiyorum. O hastalık. Göğüs arkasında yanma, mideden ağza su gelmesi, ağız kokusu, diş etinde çekilme ve kanamalar.

  • saturn  (15.01.22 19:52:09) 
2 hafta makarna pizza hamburger ile kanser olunuyorsa beni 100 defa gömmeniz lazımdı.

Sağlıklı değil elbette ama 'o kadardan bir şey olmaz'.
  • himmet dayi  (15.01.22 19:52:39) 
1 haftada olmaz ama bunlar. Birkaç ayda olur. Bende 3 ay somunda olmaya başladı.


  • saturn  (15.01.22 19:52:45) 
Kimse bi hafta boyunca salata yediği için hemen sağlıklı olmuyorsa bi hafta sadece pizza yerse de büyük bir zararı olmaz diye düşünüyorum

Bence en büyük zararı insan kolay olana çabuk alışıyor, bunun sırf öğün geçiştirmek için akla gelen ilk seçeneğe dönüşmesi ve düzenli hale gelebilme riski, bu börek, pizza, pide, tost gibi şeylerin de tadı bi güzel ki...
  • freebird5406_2  (15.01.22 19:53:51 ~ 20:21:03) 
damar tıkanıklığı > pıhtı atması > beyin kanaması yaşayıp yatalak kalmak ya da kalp krizi geçirip ölmek.

kanserde genetik faktör de var.
  • false pretension  (15.01.22 19:56:00) 
Toksik bir şey yemiyorsan, bir şey olmaz. Günde yarım saat de olsa yürüyüş, koşu gibi aktivite yaramaz mısınız?

Sorunun cevabı %99,9 bir şey olmaz. Ama böbrekler zaten iflasın eşiğindedir, bir haftada geri dönülmez hasar olur, gibi.
  • gabe h coud  (15.01.22 20:09:31) 
ibs
hemoroid

  • senbensennedenbenlen  (15.01.22 23:10:44) 
(bkz: supersize me)
bu belgeseli izle

  • orpheus  (15.01.22 23:48:56) 
1 hafta 1 ay 1 yıl kötü beslenince ölseydik insan evrimi bugüne kadar devam etmezdi. Evet kan değerlerinde ve organlarda akut etkiler görülse de bunlar herhangi bir tıbbi destek almadan bile temiz beslenmeye geçtiğinde kendiliğinden düzelir.


  • Zaman Tamircisi  (16.01.22 14:09:37) 
yedi yıldır filan olabilecek en kötü şekilde beslenen, sadece uyuşturucusu eksik birisi olarak duyuruyu okuyunca kahkaha attım tuborg kusura bakma :( ben aktif olarak kendimi yok etmeye çalışmama rağmen sadece 10 gün filan dikkat etsem hayat kalitemde ve kan değerlerimde ciddi düzelmeler görüyorum, normalde düzgün yaşayan bir insan 10 gün pizza yedi diye en fazla 2-3 kilo alır (ki normale dönünce aynı hızla kaybeder onu) ve kendini daha yorgun ve keyifsiz filan hisseder. kısacası bi halt olmaz.

önemli olan rutinin sağlıklı olması. robot değiliz sonuçta. sağlıklı yaşamın genel kriterleri bellidir. bunları %70-80 oranında takip ediyorsan ne ala. %100 olması zaten neredeyse imkansız. yoksa yerine göre cuvara içen adam bakıyorsun 90 yaşında senden benden dinç... genel olarak doğruları yaptıktan sonrası büyük ölçüde genetik, şans filan. bak her allahın günü pizza yersin, pizza yemeyince mutsuz oluyorsundur, 10 kilo almışsındır o zaman büyük sorun tamam ama "çok yoğunum, yemek yapacak vaktim yok, pizza söyleyeyim" dedin ve bunu son bir sene içinde 8-10 kere yaptıysan ohoo aksine mutlu olman lazım oh ne güzel pizza yedim diye.

10 gün pizza yemek geri dönülmez zarara yol açsa şu an ben bu satırları yazıyor olmazd
  • der meister  (16.01.22 14:22:04) 
[]

davranış şekline denk geldiniz mi

ben daha önce de denk geldim belli belirsiz ama bu çok belliydi. konu ortama yeni gelen kadın kişisinin kadınları görmezden gelmeye çalışıp erkeklerle daha iyi anlaşmaya çalışması durumu. daha önce de belli belirsiz böyle bişey gözlemlemiştim( başka ortam başka kişi) ama yılbaşında çok net bir gözlemim oldu ve bu yaygın mı yoksa ben mi boyle dusunup abartıyorum bilmek istiyorum.
bir arkadaş grubu düşünün kadınlı erkekli. yıllardır tanışıyorlar. içerde bazıları çift zaten evli. bu ortama bir kişi yeni kız arkadaşını da getiriyor.
yeni gelen kız ortamda tüm erkeklerle muhabbete giriyor çok çok samimi ama kadınlarla mutfakta dahi karşılaşsa muhabbet etmiyor. sadece herkesin içinde birkaç cümle kuruyor kadınlarla.
bu kadar sıcakkanlı samimiyet içinde olan birinin bunu cinsiyet gözeterek yapması neden olabilir?
ortam zaten çift ağırlıklı, kendisi de bir partner olarak gelmiş. bir amac uğruna olamaz o nedenle.

 
Böyle bir şey kesin var ya. Sebebini tam bilmiyorum ama ben de denk geldim.


  • basubadelmevt  (04.01.22 15:39:35) 
insanları ve insan davranışlarını bu şekilde kategorize etmek doğru dğeil diye düşünüyorum. bunun cinsiyetle bir ilgisi neden olsun? belki o insanlar rahat hissettirmedi onu, diğerleri daha iyi anlaştı vs vs. veya tam tersi o, ortamdaki kadınlara konforsuzluk verdiğini düşünüp mesafeli davranıyordur, size soğuk yapıyor gibi yansıyordur.
sadece iyi anlaşamamış veya kendini iyi ifade edememiş olabilir. sevmemiş der geçerdim, abartacak bir durum yok.
insanların hele bir de kadınların bu şekilde ("şöyle mi, böyle mi") düşünülmesi çok yorucu ve demode.
  • rewlack  (04.01.22 15:40:00) 
Bu ben olabilirim:) ama şöyle; bazen kadinlar kendi hemcinslerine selamsiz sabahsiz olabiliyor. Erkekler de daha kibar oluyor. Diger kadinlarda bu duruma sinir oluyor.

Diger bir olasılık da, kadinin kendini diger hemcinslerinden ustun gormesi, erkeklerin ilgisinden hoslanmasi. Bu kasitli bir sey ve normal degil. Neyse ki, ben 2.cisi degilim.
  • geçerkenugradım  (04.01.22 15:49:58) 
şöyle aslında bana hep tam senin kafa dengin çok iyi anlaşırsınız dendi ondan ben de çok tanışmak istiyordum. hatta kendisine ve diğer kadın arkadaşa ayrı bir hediye almıştım. ama bana o kadar mesafeli ve soğuk davrandı ki iletişim kuramadım ve zorlamadım. hediye için de diğer arkadaş teşekkür etmesine rağmen o sadece hımmm sagol diye tepki verdi.


  • tuborg yesili  (04.01.22 15:57:25) 
içgüdüsel davranış olabilir ya da ortamın çift çift olması sebebiyle, ortama da yeni gelinmiş, erkeklerin beğenisini kazanıp, bu beğeniyle kadınların arasında kendine üstlerde yer bulma vs. aman yoruldum yazarken.

içgüdüsel, bilinçaltının yönlendirdiği davranış diyorum.
  • gabe h coud  (04.01.22 16:02:00) 
bi tür savunma mekanizması geliştirmiş de olabilir(olumlu taraftan bakarsak çünkü olumsuz taraftan bakma yapılmış)

genelde ortamlarda kadınlar birbirlerine aşşşşırı samimiyetsiz davranır. bu böyledir genellikle. o tavırdan çok bıktıysa kendi çevresinde, yeni ortama girince oh be erkek deyip daha "harbi" bir sohbet için onlara yanlamış olabilir.
  • floydian  (04.01.22 16:42:48) 
benim denk geldiklerim, sadece erkeklere karsi degildi, onlari yeni biriyle tanistirdigimda da ayni seyi yapiyor ya da daha iyi konumda olan insanlar varsa onlara daha yakinmis gibi davraniyorlar.
ben, asagilik kompleksi var galiba diye düsünüp yol veriyorum.

  • Coma  (04.01.22 21:03:19) 
Ortamdaki erkeklerin gözüne girmek istiyor. Çok kafa kızım gibi kendilerini beğendirme çabaları oluyor.


  • anais  (04.01.22 22:32:30) 
pick me girl deniyor bunlara. erkeklerle kanka olurum, kadinlarla olamam tarzinda muhabbetlerinin yarisi diger kadinlari gommek olan kadinlara deniyor.


  • 2oda1salon  (05.01.22 14:39:06) 
ben bunun çiftsiz olan versiyonuna çok denk geldim, "şu kız da sadece erkeklerle muhabbet ediyor" gibisinden ama çiftli ortamda dikkatimi çekmedi. garip sanki ama erkeklerin de hoşuna gidebilir.


  • hlot  (05.01.22 15:07:31 ~ 15:22:52) 
2oda1salon +1

Tipik bir "pick me" hareketi. En belirgin özellikleri, başka kızlar gibi olmadıklarını düşünmeleridir ve hemcinsleriyle hep kendilerini kıyaslarlar. Ben kadınlarla hiç anlaşamam abi hep erkekler en yakınımdır yaa ben diğer kadınlar gibi değilim... böyle uzar gider.
  • kostüm çok güzel prenses misiniz  (05.01.22 21:50:27) 
Sadece kadınlar için böyle değil bu, yeni bir ortama ilk gittiğinde herkes flört potansiyeli taşıyan gruptan kişilerle taşımadığı kişilere göre daha farklı bir ilişki geliştiriyor.

Bu bazen onların ağzının içine düşerek bazen tam tersi, hiç yüz vermeyerek oluyor ama hep oluyor. Siz de yapıyorsunuzdur emin olun. Sonra kişiler tanışıp ilk heyecanı, o yabancılık dönemini attıkları halde aralarında bir şey olmadıysa orası sizin "arkadaş ortamınıza" dönüşüyor.

Ayrıca ülkemizdeki kadın-erkek ilişkileri buna çok müsait. Erkekler kadınlara karşı belli davranış pratiklerini uygulamak konusunda şartlanmış halde. Haliyle ortama yeni gelen bir kadın genel olarak kendisine erkeklerin kabalık edemeyeceğini, kadınların ise böyle bir kaygısının olmadığının farkında. Haliyle ortama alışırken ters tepki almayacağı yerde kalmak istiyor, burayı daha güvenli buluyor. Normal bir şey bu bence.
  • akhenaten  (07.01.22 09:47:38 ~ 09:48:46) 
[]

finansal tablolar hk

Türkiye'de bir işletmenin, şirketin finansal tablolarını görebiliyor muyuz?

Bilanço, gelir tablosu vb.


 
halka açıksa evet, değilse hayır. (halka açık olmayan şirketlerin de çalıştığı bankalardaki bazı görevliler görebilir)

halka açıklar için kap.gov.tr
  • gabe h coud  (24.12.21 14:47:17) 
e-sirket.mkk.com.tr şuradan da deneyin bi bulamazsanız.

firma adınını yazıp sayfasını açınca soldan belge görüntüleme kısmında.
  • posthuman  (24.12.21 15:08:11) 
[]

Ankara'da kuaför tavsiyesi

gidip memnun kaldığınız iyi kesim yapan uçuk fiyatlı olmayan önerilerinize açığım.




 
Kızılay'da Abdullah Şenel'e gidiyorum yıllardır. En son kesim 70 tl olmuştu.


  • kendi helvasını kavuran zombi  (15.12.21 18:56:24) 
Tunalıda gordion hotel var bitişiğinde kadın kuaförü var. Eşim yıllarca onu kullandı. Memnundu. Adını hatırlamadım ama yeri belli.


  • erty_ksk  (15.12.21 19:05:05) 
[]

kitap tavsiyesi

ing kitap tavsiyeniz var mi?

intermediate ile upper arasi saplanip kalmis biri icin.

tesekkurler

 
alanınla ilgili dergi okumanı tavsiye ederim.

finans ise, the economist, wsj gibi.

illa kitap diyorsan

www.goodreads.com
  • gabe h coud  (29.11.21 15:30:10) 
Benzer durumdayım. Sıkılmadan rahat okuduğum kitaplardan önereyim:

Politika ile ilgili iseniz Noam Chomsky kitaplarında dil akıcı. How the world works olabilir.

Jose Saramago-Blindness (uyarı:uzun cümleler)
Gündüz Vassaf-Prisoners of Ourselves
  • zihua  (29.11.21 18:12:09) 
O seviyede okuyacagin kitap biyografi kitabi olsun diger kitaplarda surekli olarak sozluge bakip pes edebilirsin.


  • Slynmaster  (05.12.21 11:12:22) 
[]

Yabancıların sorduğu Türkiye'de ne oluyor sorusuna nasıl cevap verebilirim?

tıkanıyorum ne desem bilemiyorum hiç bilmeyen birine nasıl anlatabilirsiniz ki?




 
Venezuela gibi oluyoruz de anlarlar.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (23.11.21 23:29:46) 
Reisimiz bisey deniyor denebilir


  • exlibris  (23.11.21 23:49:49) 
Bir doviz krizi (currency crisis) var. Gereksiz mi gereksiz. Para birimini desteklemeyerek degerini dusuruyorlar.


  • dunal  (24.11.21 00:11:43) 
Kacamiyorduk su ulkeden, ülkeden gitsek de asla kacamiyorduk.

"Lira her gün değer kaybediyor ve kaybetmeye devam edecek. Bu durum enflasyonu körüklüyor. Ekonomistler de devletin bu süreci yanlis yonettigini soyluyor. Nereye gittigini bilmiyorum. Ön görülecek bir sey yok. Sonucta her sey yukaridan, ani ve plansiz yonetiliyor."

Böyle söylüyorum.
  • buf-e kür  (24.11.21 00:12:35) 
istediğin kadar anlat tuborg, vallahi anlamıyorlar :) çok yakın bir arkadaşıma yıllardır bu tip konuları hep anlatırım, kızcağızın tepkisi "nasıl yaaa"nın ötesine geçemiyor. konsepte çok uzak çünkü. para değer kaybediyor, enflasyon, islamcı hükümet, para politikası kurulu toplantısı vs... hiçbirine anlam veremiyor. en sonunda BUGÜNKÜ efsanevi dalgalanmayı anlattığımda "ihtiyacın olursa çekinme söyle, €20-30 benim için bi şey değil ama senin çok işine yarayabilir gibi duruyor" dedi jkdfjdjfdkf, sanırım "ya bi sus artık senin ekonomini dinlemeye mi geldik dünyaya" mesajıydı bu.

hükümet yüzünden yatırımcılar için güvenli bir ortam yok filan deyip geç yani, özellikle ilgilenen birisi olursa detay verirsin ama yok "niye paranız değer kaybediyor?" derlerse kısa özet geç. sen detay versen de anlamayacaklar çünkü. maaşını euro veya dolarla alan, 10 yıldır satın aldığı ürünün fiyatı bu süreçte taş çatlasa %10-12 oynamış birine enflasyon, paranın dolar karşısında değer kaybetmesi vs. hiçbir anlam ifade etmiyor, bilmiyorlar.
  • der meister  (24.11.21 00:16:34 ~ 00:19:31) 
devalüasyon oluyor ama devlet tüm yayın organlarını kontrol ettiği için haberi bile yapılamıyor diyebilirsin.


  • sir gawain  (24.11.21 03:51:23 ~ 03:51:40) 
[]

bisiklet secimi

decathlondan bisiklet alinir mi? ozellikle yeni baslayan yetiskin icin. veya baska oneriniz olur mu?




 
Alinir. Yeni baslayan bir yetiskinin fazla fazla para gommesine gerek yok. Pahalisini 3-4 seneye ne tarz bisikletleri sevdigini kesfedince alirsin.


  • hot potato  (15.11.21 20:20:37) 
Daha 1-2 ay önce Decathlon'dan Riverside 900 aldım. Hem bisikletten hem de firmanın desteğinden memnunum. Tek sıkıntı daha uygun modeller varken yok hidrolik fren olsun, disk fren olsun vb diye kendimi kandırarak bunu aldım. Şimdiki aklım olsa çok büyük ihtimalle gider daha ucuz bir bisiklet alıp bisiklette ne aradığımı daha iyi anlamaya çalışırdım. Evet hidrolik ve disk fren güzel bir şey ama mesela bisikletin hybrid olmasının bana hiç faydası yok. Amortisörü hiç açmıyorum. Belki ileride bu bisikleti aldığım için memnun olurum ama bu bilinçli almadığım bir karar olacaktır.


  • Yahuda  (15.11.21 21:46:09) 
Alınmaz. İnternetten aldım, bulunduğum şehride decathlon yok diye hiç bakım falan yaptıramadım, her yeri bozuldu kırıldı en son çöpe attım 1-2 sene kullandıktan sonra.


  • Wakatakakage  (16.11.21 00:21:18) 
bence civardaki bisikletçilere gidip deneyin, gözünüzle görün, çok güzel modeller olabiliyor. geçen hafta şunu aldık, sene sonu geldiği için de indirim yaptılar, internet fiyatından da ucuza geldi. hem bakımını da yapıyorlar o esnada. sadece aksesuarları falan internetten almanızı öneririm, dükkanlarda 3-4 katı fiyat çekiyorlar.

www.trendyol.com
  • posthuman  (16.11.21 10:58:27) 
[]

evin toz deryası olması sorunsalı

süpürüyorum ertesi gün yine toz.hatta öbek halinde de gördüğüm oluyor. robot süpürge 2 güne bir çalışıyor ona rağmen sürekli yerlerde toz, saç görüyorum mutlaka. neyi yanlış yapıyor olabilirim?

cam da açmıyorum ve klima ile ısınan 1+1 ev içinde toz nerden sürekli geliyor olabilir? klima etki eder mi? ( petek gibi klimalardan var iki oda içinde de)


 
klimanın filtresi eskimiş olabilir, biz de dışarıdan eve toz toprak getiriyoruz üzerimizde buna toz gösteren bir zemin de eklenirse (halısız ortam, parke, fayans vs) tozlu görünür ortam


  • freebird5406_2  (08.11.21 14:23:23) 
Ana caddede oturuyorsanız camların arasından gelen toz çok etkiliyor.
Halılar yeni ise hele yün ise zaten deli dehşet tüy bırakır toz yapar. Perdeler de annemin iyi toz tutar mesela tül yıkamasak bile ayda bir perde yıkar.
Hiç halı yoksa o da etkiler halı olunca emiyor en azından o tozu.
Bir de mantığını bilmiyorum ama arap sabunu ile temizlik yapmak tozlanmayı geciktirir derler.
  • cilekli pasta  (08.11.21 14:29:21) 
Supurge nasilsa robot, biz her gun 2 kere supurtuyoriz evi. Kedi kumunun oldugu yeri de cesitli saatlerde gunde 3 kere. Daha fazla supurmek yerdeki tozlar icin ise yarayabilir. (Robot supurge bir yerden iki kere gecince daha temiz gozukuyor, ilk seferde alamadiklari oluyor sanirim)


  • fakyoras  (08.11.21 16:05:15) 
Tozu robot supurge yapiyor olabilir, yerden kaldirip havaya basiyordur.
devamli camasir yikaniyorsa, habire nevresim degisiyorsa da olur.

Tozun cogu tekstil urunu, saga sola ziplayinca toz cikarma der anneler.
Ayrica vileda sizin dostunuz arkadasiniz robot da neymis.
  • divit  (08.11.21 19:22:01) 
tekstil konusunda @divit +1 fakat robot konusunda katılmıyorum kesinlikle.

çamaşır kurutma makinesi toz konusunda efsane işe yarıyor, kurutma makinesi + robot süpürge kombosuyla toz problemimizi büyük oranda bertaraf ettik. artık çok daha seyrek aralıklarla toz alıyoruz.
  • gmzo  (08.11.21 19:39:47) 
[]

bağlantılı uçuş hk

Birbirinden bağımsız iki ayrı firmadan aktarmalı uçuşumuz var.

Sofya-milan
Milan- belgium

İkisi arasındaki süremiz 50 dk. Daha önce yurtdışı 1 kez aktarmalı uçtum onda da süre çok fazlaydı.

Bu kadar kısa sürede yetişebilir miyiz sizce? Dikkat etmemiz gereken bişey var mı?

Teşekkür ederim

 
biletler bagli degilse, tekrar bagaj alıp-verme islemi gerekir, ki bu durum da yetismez.

bagaj yoksa ve online check-in yapilabiliyorsa, bir ihtimal yetisir. milan h.limanını bilen birisi varsa daha kesin bir cevap verecektir.
  • helenart  (01.11.21 12:36:36) 
birbirinden bağımsız dediğiniz için bagajın yetişmesi çok zor, ben olsam bu riske girmezdim. ya da bagajsız gidin.


  • roket adam  (01.11.21 12:42:45) 
Bagaj olmayacak.


  • tuborg yesili  (01.11.21 12:45:31) 
Bagaj yoksa online check in yapin 2. Ucusa, havalimanini inceleyin internetten, videolardan. Sonra vin.

Ama gecikme vs durumlarindan dolayi bu kadar kisa aralikli baglanti alinmaz. Ayni firma olsa gene ok ama farkli firmada bu risk alinmaz.

Saygilar.
  • xiii  (01.11.21 13:05:51) 
Bence yine de riskli. Ben olsam bu uçuşu almazdım.


  • roket adam  (01.11.21 13:06:36) 
50 dakika çok riskli bir süre. yetişmeniz neredeyse imkansız. Şöyle bir durum var. İlk uçuş tam zamanında gerçekleşse bile uçaktan inip, diğer uçuşun kapısını bulup gidene kadar 2. uçuşun kapısının kapanmış olma ihtimali çok yüksek.

İlla riske atıcam diyorsanız ilk uçuşu yapan havayolu firmasının rötar yüzdelerini bir araştırın. Vaktinde inip kalkma oranı yüksekse belki riske atılabilir.
  • Dr_Stat  (01.11.21 13:16:11) 
pasaport kuyruguna bile yetmez


  • ala09  (01.11.21 13:32:04) 
Biletleri almıştık çoktan vize için gerektiğinden, keşke önceden sorsaymışım.

B planı düşüneceğiz artık, güncellerim artık burayı da başardık ya da başaramadık diye.
  • tuborg yesili  (01.11.21 13:52:57) 
Kesin yetmez demek saçma olur. Ben bağlantılı 4 seferden oluşan ekspres bir seyahate bilet almıştım. (İzmir -> İstanbul -> Londra -> Şikago -> Kansas City şeklinde). İzm-İst hariç diğer uçuşların arasında 45-60 dakika vardı ve hepsine koşmama bile gerek kalmadan bindim.

Bu arada valiziniz olsa ve farklı firmalardan uçuş alsanız bile ilk binişte havaalanındaki görevliden yardım isteyerek bu iki uçuşu bağlantılı hale getirebiliyorsunuz. Yani valiz yine son durağa gidiyor. Daha önce yaptırdım oradan biliyorum. Kansas City - Şikago uçuşu American Airlines ile (OneWorld üyesi), sonraki uçuşları THY ile (Star Alliance üyesi) yapmıştım ve valizi Kansas City'de verip son durakta aldım. Böyle bir şey mümkün. Ancak bu bağlantıyı yetkisi olan biri yapabiliyor. Aklınızda olsun.
  • himmet dayi  (01.11.21 14:34:03 ~ 15:17:29) 
ucaktan ilk inmeye calisabilirsin bu sayede psaportta da en onde olursunuz


  • ala09  (01.11.21 14:48:31) 
[]

girişimcilik

aldığım ders kapsamında bir girişimcilik fikri bulup bir de onu sunmam gerekiyor :( benim için fikirden öte sunumu kolay bişey olması lazım çünkü ingilizce sunup ,soru cevaplayacağım ve kendi anadilimde de sunum yeteneğim iyi değildir ve sevmem.

10 dk sunum 5 dk soru cevaplama olacak.

Aklınıza gelen çok basit sunulabilecek fikirler olursa paylaşırsanız sevinirim.

 
Okula giderken car pooling yapmaya yarayan app diye yapıştır geç. Yakıt tasarrufu, climate change falan yardırırsın, cafcaflı konular, sunum yapması kolay, garip soru da gelmez.


  • plutongezegendegilmi  (26.10.21 20:55:58) 
eklemeyi unuttuğum iki şey,

- daha önce yapılmamış olması lazım
- 2 ay sonra ürün neyse onu ortaya koymam lazım somut olarak da.
  • tuborg yesili  (26.10.21 21:02:13) 
İnsanların sevmek için kedi köpek kiraladıkları aplikasyon olsun.
Hem terapi hem hayvan sevgisi hem sosyalleşme vs.

  • kisa  (26.10.21 21:33:31) 
daha once yapilmamis bir sey istiyorsa bulundugun sehire ozel bir sey bakabilirsin. okula yonelik de bir sey olabilir.


  • fakyoras  (27.10.21 00:09:21) 
ürünü 2 ay sonra ortaya koymak mı???

2 ayda ortaya konan üründen kimseye fayda gelmez. prototip dese bir nebze anlayacağım ama. hocanızın girişim tecrübesi sıfır gibi geliyor.

mobil uygulama yerine cep telefonu tamirciliği girişimi fikri önerebilirsin ancak burada 2 ayda ürün ortaya konabilir.
  • fistikthecat  (27.10.21 09:29:39) 
[]

Trendyol hk.

Trendyol nasıl bu kadar başarılı olabiliyor? Sistemi ne? İnsanlara bu kadar ne vaat ediyor ki günde 1525266227 link kaydırma olayı yaşanıyor?

Bu kadar aktif reklam boğucu değil mi? Doğru yaptığı nedir?

Trendyoldan artık midesi bulunan çöp bile alacak olsa alternatifi neyse ondan alan bir ben mi kaldım?

 
şimdiye kadar en çok memnun kaldıgım alışveriş sitesi trendyol. kötü tecrübesi olmadıgı halde sevmeyen insanları anlamıyorum.
hele ki trendyol yemek bir harika.

  • dafuq  (16.10.21 12:51:44 ~ 12:51:57) 
kârı o kadar yüksek ki, reklama devasa bütçe ayırabiliyorlar rahatça. ben de reklam politikasından aşırı derecede rahatsızım ancak bir ihtiyacım olunca yine de genelde trendyoldan alıyorum çünkü hem fiyat uygun oluyor hem de çeşit çok. mesela fiyat olarak n11 ile hemen hemen yakın ama n11'de çeşit pek olmuyor, aradığını bulamıyorsun falan.


  • rose parks  (16.10.21 13:00:35) 
Çin firması olduğu için ticari ahlakı yok sayma politikası var, rekabet kurumunun görevlendirdiği ve çok olası olarak ceza almasını sağlayacak yöneticileri kendi bünyesine yüksek maaşlarla transfer etmesi bunun bir özeti.
Teknolojik olarak altyapısı iyi, sektörde en çok maaş veren firma konumunda.

  • wiekannich  (16.10.21 14:40:57) 
trendyol kupon vermese çöp bile almam. 100/40 50/25 kupon verince anca alırım bir şey. en dolandırıcı satıcılar burada bulunuyor. ve trendyol müşteri hizmetleri berbat. hepsiburada ve amazon dışında diğerleri güvenilir gelmiyor.

trendyol zamanında kadın müşterileri yakaladı kıyafet olayıyla. şu anda en çok kadınlar arasında popüler diye düşünüyorum.
  • xrated  (16.10.21 18:58:50 ~ 19:02:37) 
[]

Kurutma makinesi kullananlar

Kurutmalı çamaşır makinesi var elimizde, kullanmıyordum ama evin içi soğuk olduğundan kurumuyor.
Çamaşırlara zarar veriyor gibi bir düşüncem var ama kullanan yorumları duymak istedim.
Ve elektrik faturanıza yansıması ne oldu?

Son olarak pamuklu 7 kg çamaşırın kurutma süresi ne kadar?

 
Siemens marka kurutma kullanıyorum. Çamaşırlarıma zarar verdiğini henüz hissetmedim aksine üzerindeki tozları ve artık kumaşları topluyor. Evdeki tozlanma azaldı bu sayede.
Bizim makine kiler odamızda, o oda da hayli soğuk ama kurutma ile ilgili bir sıkıntı olmuyor aksine çalıştırdığımızda o odayı ısıtıyor makine.

Dolap kuruluğunda ortalama 1.5 - 2 saat sürüyor. Ekstra kuru 2-2.5 saat civarı sürüyor.
  • nuevo  (14.10.21 13:27:29 ~ 13:27:44) 
Uzun süre kullandım. Bozulduktan sonra askı kullanmaya başladım ve bu şekilde ütü yapmaktan sıyrılabileceğimi farkettim. Kurutucuyu tamir ettirmedim. Kıyafetlerin de daha uzun dayandığını inanıyorum.


  • chavezding  (14.10.21 23:46:27) 
[]

zeka hk.

Bir insanın zeki olduğuna nasıl karar veriyoruz? Zeka pek çok alt dalı ve farklı türü olan bir olgu değil mi?
Genel zekanın ölçütü ne oluyor?

Mesela çevrenizdeki en zeki insan kim sorusunu düşününce aklınıza direkt isim/isimler geliyor mu?

Kendinize zeki diyebiliyor musunuz?

Zeka ve yetenek sizce doğru orantılı mı?

Hayatı sorguladığım yağmurlu bir günden bir takım sorular.

 
Bana göre en genel haliyle gözlem veya edinilmiş olsun, eldeki veriler dahilinde yaptığı çıkarımların isabetli ve ufuk açıcı olması. Farklı bir bakış getirebilmesi.

Tabii ki en mükemmel tanım bu değil ama buranın sohbet ortamı haline dayanarak lafı açsın diye belirteyim istedim.
  • reyals  (08.10.21 16:25:23) 
bana göre zeki adam, birden çok sefer yapılan bir işte çoğunlukta az emek sarfedip diğerlerinden iyi/eşit sonuç elde edebilen adamdır. bunu düzenli yapabiliyorsa zeki arada yapabiliyorsa yeteneği var demek bence. çoğu yetenekli insan başarı elde edemiyor o yüzden yetenekli = zeki diyemem


  • nahtoderfahrung  (08.10.21 16:26:32 ~ 16:27:45) 
çıkarım ve analiz +1
farklı durumlar arasında benzerlikleri belirleyip bağlantı kurması ve üzerine fikir üretebilmesi, düşünce ya da eylem açısından yenilik veya farklılık yaratması olarak açıklayabilirim.

haricinde; ince mizah anlayışı, katmanlı espriler zeka belirtisidir.

bunlar sosyal zeka ile ilişkili şeyler tabii ama sosyal zekanın matematik zekadan daha kıymetli bir şey olduğunu düşündüğüm için bunlara bakıyorum ben.
  • Bruce  (08.10.21 16:45:05) 
"bu çocuk çok zeki" gibi tanımlamaları sağa sola savuran insanlar yüzünden anlamı kayboldu zeka kelimesinin. şu devirde çok farklı tip insanlara zeki damgası yapıştırılıyor. güzel, çok ama boş konuşanlara da zeki denildiğini duydum, sessiz sakin takılıp başarılı işler yapan çok çalışken insanlara da. karmaşık yani. fazla subjektif. objektif bir tanımı ya da ölçütü yok. iq testi bile doğru ölçüt değil. en temizi bu kelimeye fazla anlam yüklememek artık. çok çalışkan olmayı övelim bence onun yerine.


  • kurbanlik koyun  (08.10.21 16:48:17) 
Herkeson zeki anlayisi farkli, gercekte teknik olarak neye zeka deniyor bilmiyirum ben açıksasi ama ben sahsen sayisal zeka sshibi olana zeki diyorum.
Iyi espri yapana zeki diyorlar bir de toplumda.

Kendime gelince, egenlik yıllarımda etrafımdakiler hep zeki oldugumu soylerdi, bana sorarsan ben de kendimini ortalamadan iyi durumda gorurdum evet genel olarak.
Simdiki yaslarim icin gerizekaliyim diyebilirim direkt.
  • stavro  (08.10.21 16:55:55) 
bence zeka, kişinin yeni bir şeyi algılama - çözme hızıdır. örneğin yıllarca çamaşır makinesi tamiri yapmış bir kişi, genel olarak önüne gelen makinedeki arızayı çok hızlı bulabilir ve tamir edebilir. bu tecrübedir. bunun için zekasının çok önemi yoktur. ama aynı tecrübeye sahip iki çamaşır makinesi tamircisine tamir etmeleri için buzdolabı verdiğinizde, hangisi daha hızlı adapte olup problemi çözüyorsa, işte o daha zekidir.

bu şekilde bakınca ben zeki bir insanım. genelde de etrafımdakilerin çoğundan daha zekiyim.
  • co2s2  (08.10.21 18:01:50) 
[]

Başka bir ülkede yaşayanlar

Ne kadar sürede adapte oldunuz?
Ne hissediyorsunuz kendi ülkenizden, anadilinizden uzakta olmakla ilgili? Önemli mi önemsiz mi bu durum sizin için?
Benzer şekilde bulunduğunu ülkeye ne ölçüde aidiyet hissediyorsunuz?


 
Ne kadar sürede adapte oldunuz?
- 1 sene oldu geleli, ilk 7-8 ayi lockdown altindaydi zaten, adapteden ne anladigimiza gore degisir ama daha adapte olamadim. adapte derken 28sene yasadigim istanbulla karsilastiriyorum, 15-20 yillik arkadaslarimla duzenli gorusmeyle karsilastiriyorum. boyle bir durum yok tabi ki. olabilecegini de sanmiyorum pek. alisirim(hatta alistim) ama adapte olmak kolay degil gibi.

Ne hissediyorsunuz kendi ülkenizden, anadilinizden uzakta olmakla ilgili? Önemli mi önemsiz mi bu durum sizin için?
-anadilden uzak olmakla ilgili pek sikintim yok, ingilteredeyim burdaki anadili de anlayabiliyorum. iki hafta sonra ilk kez turkiye'ye gidicem gunleri sayiyorum :) ailem, arkadaslarim, ezbere bildigim sokaklar... 60 yasinda kendimi burda hayal edemiyorum.


Benzer şekilde bulunduğunu ülkeye ne ölçüde aidiyet hissediyorsunuz?
-aidiyet hissetmiyorum, hissedecegimi de dusunmuyorum. hissetmeye gerek oldugunu da sanmiyorum. su anda isim burda, hayatim burda, iyi bir firsat cikarsa bi 5 sene sonra baska bir ulkede de olabilirim.
  • fakyoras  (03.10.21 21:42:10 ~ 21:44:56) 
Yeni dogmus bebek gibiydim. Hicbir sey bilmiyordum. Kurallara, kulture falan zamanla ogrenip alisiyorsun. Ama kulturel olarak adapte olmak istemiyorum. Yani cevremde adapte olanlara bakinca bana cok egreti geliyo.
Hicbir sekilde aidiyet hissetmiyorum ama saygisizlik gibi dusunme.
Turkce geyik muhabbeti yapmayi cok özlüyorum.
Tr'deyken yurtdisi videolari izlerdim, burada Turkiyedeki seyahat videolarini izliyorum.
  • Ley  (03.10.21 21:54:49) 
daha önce 2 farklı ülkede yaşadığım için neredeyse hiç alışma sürecim olmadı. zaten bir avrupa ülkesinde yaşıyorum. asya veya afrika falan olsaydı belki biraz uzun olabilirdi.

ülkemden uzakta olmak ile istanbul dışındaki bir şehirde okumak arasında hiçbir fark yok bence. istediğim zaman türkiye'ye gelebiliyorum. bulunduğum ülkeye bir aidiyet hissetmiyorum. henüz iki yıldır buradayım. sanırım bunun olması için 5-10 yıl geçmesi gerekir ya da hiç olmayabilir de.

türkiye'ye dair bir özlem duymuyorum, ama bunun nedeni özlem duyulmayacak bir ülke olduğunu düşünüyor olmam değil. ülkemi seviyorum, orası benim evim. bu biraz yapı meselesi sanırım. aileme ve arkadaşlarıma özlem duyuyorum ama oturup fotoğraflarına bakıp yas tutmuyorum. hayat devam ediyor.
  • bohr atom modeli  (03.10.21 23:45:59 ~ 23:49:06) 
Uçaktan indim ve buralı oldum.


  • howfaristhesky  (04.10.21 00:25:09) 
1- karışık. Ben zaten Fransızla evliyim, önceden de gelmiştim. Haliyle daha kolay oldu. Ama ortalama 1-1.5 yıl diyebiliriz o da fransizca, evraklarla uğraşmak, genel iş dünyasını tanimak vs. Su an 4 yil sonunda sokakta komsularla falan muhabbet falan ediyorum.

2-onemsiz. Gecen ay iki hafta gittim, hava kirli, trafik kafaya sikmalik, genel insan profili kötü, insanlar mutsuz, herşey pahalı. Ailem senede bir ay geliyor, ben 2 hafta gidiyorum ideal işte. Onun dışında arkadaşlarla goygoyu ozlemisim, 4 gece sabaha kadar konuştuk heralde. Türkçe goygoyun tadi başka. Anadilimle ilgili tek umursadigim şey bu.

3-yuksek. Belki esimden geliyor belki de bulunduğum ülkenin bana verdiklerinden. Daha bir sorun yasamadim, belki tipimdendir (genel olarak insanlar türk olduğumu anlamaz, isimden de dolayı ispanyol saniyorlar). Bir de asimile olmak istedim haliyle aralarina karistim. Simdi yemek sonrasi yarim bardak sarap ile peynir salata baguette yapan bir asimileyim. Neyse en güzeli bu bence, geldiğim yerin kültürünü almaya çalışıyorum.
  • logisticsmanager  (04.10.21 11:24:06) 
1 - Yurtdisinda gecirdigim zaman 2 sene once turkiye'de gecirdigim zamani gecti. Hala adapte olmadim, olasim da yok. Alistim sadece..

2 - Ne kadar iyi ogrenirsen ogren anadilin gibi olmuyor. 50 sene once yerlesip artik kitap yazma seviyesine gelen tanidiklarim var, adamin yazdiklarini okuyorum sosyal medyada falan, devamli bir kalip takip ederek yaziyor, duygu yok. Kufur mesela, yabanci dilde istedigin kadar kufret anadilinde ettigin kufurun yerini tutmuyor, ayni desarji saglamiyor. O yuzden anadilden uzakta olmak bence buyuk sikinti.

3- Hissettigim aidiyet sifira yakin.
  • cooperr  (04.10.21 11:59:23) 
[]

yurtdışı aşı sertifikası ile seyahat

Avrupa birlğinde geçerli ve ülkeye de onunla giriş yaptığım astazeneca aşı sertifikam var. Şu an türkiyedeyim ve bir tren bir uçak yolculuğu yapmam lazım.
İl sağlık müdürlüğüne dilekçe dediler verdim ama memurların bilgisi sıfır. Ne zaman sonuçlanır astrazeneca ne onu bile bilmiyorlar
Seyahatim de yarın sizce ne yapmalıyım ? Bıktım bu ülkenin saçma bürokrasi silsilesinden.


 
Benim bildigim resmi asi sertifikasi yaninizda oldugu sürece sorun olmuyor.

Mac bileti almak icin "hayat eve sigar" a tanimlama yapmak gerekiyor. Onun icin dilekce lazim ama seyehat icin sertifika yeterli.
  • VIPCH  (09.09.21 09:54:59) 
6 eylülden önce sanırım öyleymiş şu an sağlık bakanlığı onayı aranıyormuş.


  • tuborg yesili  (09.09.21 10:00:27) 
O sekilde büyük bir kaos yasanir, cünkü ben yurtdisinda oldugum 2 biontech asiyida sisteme kayit ettiremiyorum. Bir kac mail yazdim saglik kurumlarina, geri dönüs bile yapmadilar.

%99 sertifikanin yeterli oldugunu düsünüyorum. Eger iciniz rahatlasin istiyorsaniz, bilet aldiginiz sirketi arayin onaylatin.
  • VIPCH  (09.09.21 10:02:47) 
Tcddyi aradım sağlık bakanlığından onay lazım oraya dilekçe vereceksiniz dediler.
İl sağlık müdürlüğüne gittim ordaki kişiler o kadar bilgisiz ki ne zaman onay geleceğini nasıl geleceğini bilmeyi bırak astrazeneca aşı mı ondan bile habersizler :( üstelik bulaşıcı hastalıklar bölümünde.

Ne yapacağımı şaşırdım cidden.
  • tuborg yesili  (09.09.21 10:06:35) 
maci ortaya atmamdaki neden, sisteme tanimlama yapmadan bileti alamiyor olusumuzdu.

Normal sartlarda bir yanlislik vardir diyicem ama malesef bizim ülkemizde isler normal yürümüyor.

Ama senin yerinde ben olsam. Biletimle, sertifikamla gider binerdim.
  • VIPCH  (09.09.21 10:24:48) 
Abi ben çözemedim bu ülkedeki kaosu, hiçbir iş tam yapılmıyor...
Ya ben Türkiye'ye gelecegim Avrupa asi kartiyla, bakanliga dilekce mi verecegim 10 günlük kalisimda bu aktivitelerden biri icin? Bakanligin cevap vermesi aylar olur zaten.

Böyle bir sacmalik yoktur umarım. Hiçbir mantigi yok, bence asi kartiyla gidin yani. Yoksa bu dilekçe falan sacmalik.
  • logisticsmanager  (09.09.21 10:43:25) 
[]

Crocslar fiyatini hak ediyor mu?

Kullancilarindan yorum bekliyorum.




 
İki senedir bütün yazı bir çift crocsla geçiriyorum ve çok memnunum. Artık arsızlaştım, özel bir organizasyon yoksa hep onları giyiyorum. Aşırı rahat. İyi ki almışım diyorum. Tavsiye ederim. Keşke işe de giyebilsek.


  • duma duma dum  (18.08.21 16:41:31) 
100 teleye almistim 4 sene once. Tas gibi valla baya kullandim. Ama 400-500 eder mi?

Çok kompleks bi malzemesi yok. Çakmalari da gayet is goruyor.
  • Zeth  (18.08.21 16:42:08) 
Crocs bilmiyorum ancak 10 yıldır kullandığım Lizard sandaletleri övmeye geldim :v alternatif olarak düşünebilirsin.


  • lüzumsuz adam  (18.08.21 16:50:21) 
12 senedir giydiğim crocslar var, altları eridi artık ama uzun süre sorunsuz giydim, 2006 yılında Amerika'dan kuzenime sipariş vermiştim, onları 6-7 sene giydim, yanlış hatırlamıyorsam 60 dolardı aldığımda, şimdi fiyatı çok yüksek gözükse de 60 dolardan az, yani değer diyebilirim.


  •   (18.08.21 16:51:48) 
Bana yalan olmasın 2015-2016 gibi armağan ettiler. Yıl oldu 2021 hala giyiyorum, taş gibi maşallah. Adeta karlı hava dışında tüm koşullarda kullandım. Araba kullanırken, plajda, denizde, günlük hayatta, bisiklete binerken; normal hayatta ne yapıyorsam crocs ile yapabildim. Çok dayanıklı, hiçbirşey olmadı. Burada okuduğum güneş altında küçülüyor durumu bana denk gelmedi hiç. Belki de benimki 1 boy büyük olduğu için olabilir bilemiyorum.

Bir ara birkenstock ve adını unuttuğum muadil ürünler sipariş ettim. İlk denememde geri gönderdim çünkü crocs gerçekten çok rahat. Fiyat kısmına gelirsek TL bazında yüksek bence de evet, tek seferde verilince göze batıyor. Amerika'da crocs dükkanına uğramıştım; türlü türlü modelleri, desenleri vardı ve en pahalısı 40$ civarındaydı. Onlar için sakız parası tabi...
  • burka  (18.08.21 16:59:25) 
3 sene önce aldığımda da pahalıydı. Şimdi çocuklar büyüdü, birine aldım, öbürünün ayak numarası otursun bir ona da alacağım. Taş gibi.


  • SiyamkedisiZorro  (18.08.21 17:01:29) 
uzun süre direndim crocs almamaya. en sonunda 1-2 ay önce aldım. iyi ki almışım


  • co2s2  (18.08.21 17:07:22) 
sonuna kadar hak ediyo, hatta az bile. bu arada a101 sitesinde de 270 tl. aklınızda olsun.


  • ehti  (18.08.21 17:43:55) 
yazlık yerlerde iyi oluyor, hemen deniz giriyorum, kumsala bırakıyorum bi durulayıp devam ediyorum. ama güneşte bırakırsan küçülüyor. benimkin 3 yıldır giyiyorum, biraz küçüldüğü için arkadsndaki crocs yazısı patlamaya başladı.

onun dışında istanbul ankarada yaşasam gerek duymazdım. fiyatın da bence hak etmiyor, bunların çakmaları var, 100tl civarına, onları da bir denemek lazım, ya da 180-200 bandna düşerse alınabilir
  • nucleon  (18.08.21 19:15:58) 
İlk crocs um 2004 te hediye geldi,o tarihten beri yılın çok soğuk dönemleri hariç tamamını crocs terlikle geçiriyorum.artık ayakkabı giymek çok zor geliyor.


  • duptıs  (18.08.21 19:46:45) 
standart modellerini pek sevmedim ama biraz daha para koyup literide modelini almanızı şiddetle tavsiye ederim.


  • cptxxx  (18.08.21 20:11:08) 
Crocsu okulda terlige ihtiyacim oldugu icin almistim. Ilk basta cok sevmedim. Ama onu birakip baska terlige gecince olayini anladim, yururken cok sert geldi. Tabani cok yumusak.


  • durgunfoton  (19.08.21 01:35:13) 
[]

Telefon alma

elimde iphone 6 var. 5 yildir kullaniyorum. Macbook airim oldugundan eslesme olaylarindan yine iphone alasim var ama telefona para vermeyi sevmiyorum.

Bulundugum ulkede iphone 12 pro 8,5,9k TL civarina geliyor. Sizce alip gecsem mi?

13 cikarsa fiyatlar duser mi?

Ve son sorum beni yine 5 yil goturur mu?

Tesekkur ederim.

 
fiyat aman aman düşmez 5 yıl götürme olayı piyango i phone kullaırken beni 4 yıl falan götürdü android de 3 yıl götürdü kullanım ve aletin düzgünlüğü belirliyor malum.


  • basond  (17.08.21 19:02:41) 
ucuz ve yeni nesil olsun dersen: SE
SE ile içi aynı ama ekranı kamerası daha modern olsun dersen: 11
para verip yeni olanı alayım dersen 12 pro veya normal 12 bile gayet iyi.

fiziksel bir sıkıntı çıkmadıkça 4-5 yıl kullanılabilir bence.
  • nhk ni youkosu  (17.08.21 20:57:45) 
[]

izmirde kiralık ev veya ev arkadaşı

İş nedeniyle yakın zamanda İzmir’e taşınacak olan arkadaşım ( iş gaziemir’de olacak) nereden ev baksın sizce? Uçuk fiyatlı olmayan. Ev arkadaşı olması daha iyi olur.
Duyuruda vardır belki ev arkadaşı diye sormak istedik. Ve lokasyon önerilerine açığız.



 
Ucuzluk ve Gaziemir'e yakınlık olarak Buca olabilir. İzmir deyince pek akla gelen bir yer değildir açıkçası ama Şirinyer tarafı sosyal imkan dükkan falan olarak fena değil ve banliyö tren izban ile Gaziemir oldukça yakın.

Kiralar Gaziemir'e göre epey daha düşüktür diye tahmin ediyorum, Gaziemir garip (ve saçma) bir şekilde kopmuştu kiralar en son.
  • hedep  (02.08.21 16:17:01) 
Buca +1

İzban yakınlarına baksın. Buca'dan İzban'la ulaşım kolay ve Şehir merkezine yakın olur. Konağa ulaşım 10 15 dk (trafiksiz), Alsancak İzbanla 5-10 DK falan.
  • philiptraum  (02.08.21 16:25:25 ~ 16:25:47) 
Aydın mahallesi
Eserkent
Evka 7
  • kanlakarisikyagmur  (02.08.21 16:29:11) 
Gaziemir'de 1+1 full eşyalı ve yeni bir evde 2250 liraya oturuyorum. Aidat vs yok. Çok güzel ve sakin bir mahalle. (Irmak Mah)
Binada boş daire var.

  • etna  (02.08.21 17:40:26) 
1234  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.