Ekşi Duyuru

O derecelere bünye dayanır mıdan ziyade, o derecelerde ülkede kurumamış nehir kalır mı ve bu milyonlar sebze meyve üretimini de geçtim de içmeye su bulabilir mi onu düşünmek gerek.

Ölüm dehidrasyon ve elektrolit dengesinin bozulmasıyla oluyor.

Yanlış hatırlamıyorsam Abidin Ege'nin Harp Günlüklerindeydi ya da Mehmed Niyazi'nin Yemen Ah Yemen kitabında. Hangisi olduğundan emin olamadım. çıldırarak, çırpınarak ve karararak ölümleri detaylı olarak anlatıyordu.

Türkiye'de ölçülen en yüksek sicaklik Cizre'de ölçülmüs(49°).

60° çok fantastik bir deger ama Arabistan'da 52° yaygin bir ölçüt.

Bu arada bir ek bilgi vereyim. Aşırı sıcaklarda 'Ben çok terledim' diye çok su içmek doğru bir hareket değildir. Çok su içmek, çok idrar ve daha çok terleme demektir ki bu da vücudun elektrolit kaybetmesine neden olur.
Elektolitlerden sodyum, doğrudan beynin besini olduğu için bünyede azalması, önce güneş çarpması ya da tansiyon düşmesi dediğimiz olayla kendini gösterir. Ağır vakalarda beyin fonksiyonları sekteye uğrar.

Sıcaklarda çöl muharebelerinde askerlere çift mataranın yanısıra emirle suya karıştırılmak üzere tuz tabletleri dağıtılır.

Kısaca çok sıcak havalarda aşırı su tüketiminden kaçınmak, maden sularına, sodaya yönelmek daha akılcı olacaktır.

wet bulb temperature diye bir terim var, islatilmis bir havluya sarilmis termometrenin olctugu isi diye dusunun. asil onemli olan olcum o.

mesela golgede hava sicakligi 34-35 derece oldugu an hepimiz oluyoruz gg. cunku disarisi vucudumuzdan sicaksa, terleyerek isi atamiyoruz. cok uzak degil maalesef 1-2 derece bile cok fark ediyor. disarida cok uzun sureler kalmadigimiz bir gelecek bizi bekliyor

45 dereceden itibaren hücrelerde tamiri tedavisi mümkün olmayan, kalıcı hasar oluşuyor.

60 derecede herkes ölüyor.

sogukluk olarak rekorum -46c

ben ona dayandiysam sicak komaz, carsafla bile yatarim..

Aradigin cevaplar icin faydasi olabilir;
youtu.be

çocuk iyi. oldukça yetenekli. bana göre ilerde pozisyonunda dünyanın en iyi 3 isimden biri olmaya aday.

arda güleri bir emre mor ile arda turan ile karıştırmayalım bence çocuk çok farklı kafalarda. hepsinden daha yetenekli, küçük yaşta kaçtı doğru hamle ile türkiyeden, doğru ellerde top3 ye oynar böyle giderse.

medyada hala arda aşağı arda yukarı olması... klasik türkiye işte şaşırmamak lazım.

edit: messi seviyesi başka bu arada messiyle kıyaslamak bence de haksızlık olur.

her şey olabilir öyle bir model, potansiyeli messi gibi bakalım neler görcez

not: beşiktaşlıyım

Messi gelmiş geçmiş en iyi oyunculardan biri. Arda’nın o seviyeye gelmesi imkansıza yakın bence. Bir süreliğine aktif en iyi birkaç ortasaha oyuncusundan biri ve gelmiş geçmiş en iyi Türk oyuncu olma ihtimalleri var ama. Yetenek, mental ve futbol aklı olarak epey iyi. Şu an için fiziği ve atletizmi biraz zayıf onları da geliştirir muhtemelen rahatlıkla. Babasının menajeri olması büyük sorun bence kendisi için.

ben de turk futbolunu takip etmiyorum 10-15 yildir. arda guler ismini duyuyordum ama maclari falan izlemiyordum, youtube kliplerini bile izlememistim. sonra real madrid'e transfer olunca acip baktim ilk defa.

cocuk yetenek olarak turk futbolunun tepesinde. bu seviyede yetenegi daha once sadece sergen yalcin ve arda turan'da gormustum. arda guler'in avantaji karakter olarak da diger ikisinden onde olmasi.

sergen cok yetenekli ama asiri gevsekti. arda da yetenekli ama mental olarak yetersizdi. bu cocuk hem yetenek, hem karakter olarak ust seviyede. cikardigimiz en buyuk topcu olacak gibi duruyor. flop olamayacak kadar buyuk bir yetenek. olusu is yapar denilen tipten.

benim beklentilerim buyuk. sanirim ilk defa bu topraklardan dunya stari seviyesinde bir futbolcu cikacak. messi bambaska bir seviye ama, onunla kiyaslamak dogru olmaz. gelmis gecmis en iyi 2-3 oyuncudan biriyle kiyaslanmak kimse icin adil degil.

Messi olamaz ama tarihe adını yazdırabilir.

messi olamaz belki ama zidane seviyesine çıkabilir. az önce messi'nin geçen sezon yaptığı asistleri izledim adam uzaylı. onun gibisi gerçekten 100 yılda bir gelir.

messi ronaldo başka olay onu geç. birbirlerini besleyen ve sonsuz güç oluşturan bir rekabet vardı o dönemler.

arda güler muhtemelen modric kross, xavi iniesta gibi uzun yıllar takımının kilidi bel kemeği olacak. o da anlayacağın üzere mevkisinin en iyi bir kaç kişisinden biri olacak demek

Messi ile alakasi yok. Eskiden surekli yeni maradonalar turerdi, hepsi de fos cikardi, simdi de yeni messiler cikiyor, onlarin da messi ile alakasi olmuyor, kimisi iyi futbolcu olsa da.

Valla kross seviyesinde olabilirse iyi. Zidane falan da olamaz. Su an herkes gaza gelmis durumda ama belli olmaz bu isler, 3-5 sene sonra turkiye'ye de donebilir. Cenk tosun'da, yusuf yazici'da gorduk. Cengiz under de sicrama yapamadi.

Ben real madrid'den daha orta seviye bir takima gidip orada tutunacagina inaniyorum. Misal dortmund veya leipzig veya sevilla.

Teknik var onda sıkıntı yok. Messi kendini yıllarca güçlendirdi teknikle beraber hız ve fizik ekledi. Sadece teknikle emre mor olur. Yani türkiyeden neden fizikli futbolcu çıkmıyor ya da neden sürekli sakatlanıyor sorusunun cevabını stefan kunt araştırmış beslenme cevabını bulmuş. Orta ekonomik sınıfın altında yetişen bir türk genciyle avrupalı arasında çok büyük fark var. Neden haaland bu kadar güçlü adam somon yemiş aürekli. Ardanın proteni basıp adam gibi fizik kazanması lazım.

Makinede sikmadan gecmis yuzde yuz pamuklu bir gomlek utulemede normal utu kadar etkili olacagini sanmam. Cunku utuyle bile baya bastirarak birkac defa gecince anca duzeliyor. Onun disinda genel olarak tutar tabii, cok yer kullaniyor bunu magazalar falan

Bu ürünün benzerini kullaniyorum. Kesinlikle ütünün yerini alamaz. Günlük giyilen kiyafet ertesi gün icin yeniden ütülenmis gibi göstermeye yetiyor ama yikandiktan sonra kesinlikle ütü yapmak gerekiyor.

Balatalarınızın alışması gerekiyor, birkaç gün boyunca sürtünerek disk yüzeyiyle tam anlamıyla "öpüşecek." Hafta sonuna kadar sürün, normale dönecektir. Şu anda gitseniz ustanız da bunu söyleyecek.

Yeni balatada normaldir. Kullandıkça o disklere alışacak, sen de pedala alışacaksın.

pedal sert gibi geldiyse usta belki değişim yaptıktan sonra havasını almamış olabilir. üstteki kullanıcıların dediği süre geçtikten sonra bir düzelme olmazsa bir kontrol ettirin. "frenlerin havasını aldım" diyen ustadan başka bir ustaya götürdüğümde "bu frenlerin havası alınmamış" denilmişti bana bir seferinde.

Turknet'te kurulumu gelip yapıyolar ki, modemi falan veriyolar her şeyi halledip gidiyorlar. Yani türk telekom ekipleri geliyor ama sonuçta kurulumla siz uğraşmıyorsunuz. Müşteri hizmetleri de "genelde" sorunsuz.

Ben şimdi taşındığım yerde turknet 75 megabite kadar hizmet veriyor diye kablonete geçtim. 100 megabit 240 lira gibi bi şey 2 senelik taahhütü var. 12 ay sonra zamlanacak bir miktar. Önceki evimde türknet kullandım 2 sene ve aşırı mutluydum. Burda fiber hattı olsa hiç iptal ettirmezdim.

100 megabit istiyorsanız 200 lira üstü vereceksiniz her yerde. Turknet'in iyiliği taahhüt yok. Beğenmezseniz bırakırsınız. Ama buna bağlı olarak zam gelme ihtimali de var tabii. Orda da kampanya yapıyolar bi senelik ücreti 10 taksitle alıyolar ucuza kullanıyosunuz

Yıllarca TürkNet kullandıktan sonra gelen fahiş zamlardan sonra İnternet Kutusu diye bir firmaya geçtim. 100mbit fiber bağlantıya Türknet'in yarı fiyatını ödüyorum şuan. Müşteri hizmetleri biraz sorunlu, ama çok fazla sorun yaşamadım. Zaten hepsi Türk Telekom altyapısı kullanıyor. Kurulumu Türk Telekom yapıyor. Fiyatlarını inceleyin, mantıklı gelirse yeşillendirirseniz referans kampanyaaları var. 1 fatura ücretsiz hem size hem bana.
Taahhüt de yok bu arada.

internetkutusu sözlükteki başlığı uçurmuş, başlıktaki mesajımın linkini vereyim diyordum ama dediğim gibi başlık uçmuş. müşteri hizmetleri vardır ama müşteri hizmetleri olmasa daha iyidir en azından bahanelerini dinleyip deli olmazsınız. ne kadar zaman kullandım emin değilim, ben çıktığımda 35 mb 99 veya 129 tl'ye çıkacaktı.

neredeyse her ay zam yaparlar, daha pahalı diye daha önce başvurmadığım millenicomdan şu anda daha pahalı durumdalar, haftada, 2 haftada veya ayda 1-2 günlük kopmalar yaşanır ve müşteri hizmetleri ile voltranı oluşturup saç ekim merkezleri için alt yapı oluştururlar. hiç bir suç kendilerine ait değildir devamlı telekom v.s. suçlarlar.

aynı ev ve aynı modem kablo alt yapısı ile millenicom a geçtim ve anlık kopmalar 5-6 defa olmakla birlikte hissettirmedi ve gayet memnunum tek bıkkınlığım telefona gerekli gereksiz arkadaşını getir, web sitesine girdikten sonra hizmetimizden memnun musunuz mesajları. onun haricinde herşey yolunda.

Benzinli ve atmosferik motor bir araç için yağda eksilme, renk ve kıvam değişikliği yoksa bu değişimi uzun yol dönüşünüze bırakın, gereksiz bir masrafı önlemiş olursunuz. Yağ ve hava filtrelerinin değişimini de yağ değişimiyle birlikte dönüşte yaptıracağınız periyodik bakıma bırakın. Lastikleri bir lastikçide kontrol edin, araç önden çekişliyse daha yenileri öne taktırın. Bu sırada lastikçiye rot, rotil, salıncaklar, kollar vb. gibi alt takımın genelini kontrol ettirirsiniz. Balataları zaten değiştirecekmişsiniz. Tek ayrıntı motor suyu, seviyesi tam olabilir ama etkinliği ne haldedir, onu ölçtürmeniz lazım. Lastikçiye gittiğinizde bome aparatı varsa antifriz derecesini ölçtürün, "iyidir" derlerse bu da tamamdır. Kazasız belasız bir yolculuğunuz olsun.

@zaman

Balata değişimi sonrası lastikler sök tak yapılacağı için rot balans yapmaya gerek var mı?

Diğer sorum akü ile ilgili de kontrol basit bir işlem mi, ne durumdadır vs?

Edit: teşekkürler.

Hayır, sadece balata değişimi için rot-balans ayarına gerek yok. Akü de aynı şekilde bir akücüde antifriz gibi sağlığını ölçtürebilirsiniz. 12.4 V ve üzeri çıkıyorsa sorun yoktur.

otomobilyorumlari.org

araç bilgisayarı daha var diyorsa yağ ve filtreleri değiştirme. ama ben uzun yola çıkmadan önce bakıma sokarım öyle çıkarım.

v kayışıdır, kasnaktır bi baktırın. ustaya söyleyin değişmesi gereken sarf malzeme varsa değişsin.

antifriz suyuna dokunma gereken seviyedeyse.

rot balans yaptırmak istiyorsan yaptır ama fren balata değişimi yaptırdıktan sonra yaptır. sök çıkardan sonra balans kaçabiliyor bazen.

fren balatası değil de fren diskleri ne alemde? diskler eğer bitmeye yakınsa balatalarla beraber değiştir.

far ayarı da yaptırın bu arada.

yağ bakımı yaptırırken bilgisayara bağlarlar. orada bazı hatalar çıkar. hata kontrolü de yaptırın.

Fren balatalarını neden değiştiriyorsun mesela? Gözle gördünüz mü azaldığını, bittiğini?

Yağ bakımı = Eksilme yokmuş, dönüşte değiştir, fltereleri de.

Antfriz/soğutma suyu = araç çok eski değilse, bir yerlerden kaçak yapıp sonradan suı eklenmediyse; soğutma sıvısında bir sorun kolay kolay olmaz. Öyle ki 10 yaşa kadar sıradan bir otomobilde buna ihtiyaç kolay kolay olmaz.

Rot/Balans vs = Eğer araçta sağa sola çekme vs yoksa rot ayarına ihtiyaç yoktur. Belirli hızlarda direksiyonda titreme yoksa balansa da ihtiyaç yoktur.

Lastik = En önemli şey, araçta farklı tarihli lastikler mi var? kontrolünü mutlaka yaptırın.

Özetle, her gün kullandığın bir araçsa kolay kolay o yolda sıkıntı yapmaz.

2000 km az degil ve zamani yaklasmis, genelde uzun yola cikmadan oncesinde ise bakima sokuyorum ben, ustalar da hep o yonde soyluyorlar bana

zamlar gelmeden dolar bazında ucuzlar ama, zamlar gelecektir.

Ben ekonomiden zerre anlamıyorum, bunu belirterek başlayayım.
Bizim ülkede ekonomi bir tuhaf. Mal sahibi önce "döviz yükselecek" diye fiyat yükseltiyor, sonra döviz yükselince bir daha fiyat yükseltiyor. Dolayısıyla ülkede hiçbir şey ucuzlamıyor.

Geçen sonbaharda aldığımız ikinci el arabanın eşdeğerlerine bakıyoruz bazen, seçimden önce bile fiyatı dolar bazında yükselmişti.

Tl 28-30 arasında kendi gerçek değerine gidiyor ama buradaki sıkıntı esnaf, mal sahipleri ve şirketler önden zam yapmaya o kadar alıştıki tekrar zam yapacak olurlarsa doların tekrar artması gerekecek böyle bir durumun nasıl önüne geçerler bu olursa 40-60 bandına bile gidebilir ilerleyen yıllarda.

elinde doları olan hızlı hareket ederse özellikle nakite sıkışmış mütaahit veya evi satmak zorunda olan mülk sahibinden görece olarak döviz bazlı ucuza gayrimenkul alabileceğiniz bir döneme giriyoruz.

fakat dolar bi yerde dengelendiği durumda gayrimenkul fiyatları da aynı dengeye en geç 6-18 ay içerisinde gelecektir.

Dolar, müdahalelerle ılımlı bir şekilde artacaktır. Birden artması, sıçrama yapması ekonomide telafisi zor yaralar açar. Buna yöneticilerimiz müsaade etmez.

Konut fiyatları arz talep dengesizliğinden arttı. Doğal nüfus artışı, göçler, deprem ve son zamanlarda hızlanan kentsel dönüşüm faaliyetleri, konut talebini patlatırken, arz buna yetişemez hale geldi. Bugünden yarına da bu talep açığı kapanmaz. Uzun süre sonuç değişmez.

Sıfır ve ikinci el araç piyasasında durum farklı. Seçim öncesi yatırım araçlarının hiçbiri para kazandırmaz hale gelip halkın kefen paraları erimeye başlayınca insanlar mal almaya yöneldi. Erişilebilir ve tekrar paraya çevrilebilir oluşu araç piyasasını patlattı. Doların yükselişi, faizlerin normalleşmesi, yani yatırım araçlarının para kazandırır hale gelmesi araç piyasasında süreci tersine çevirecek, fiyatlar görece ucuzlayacaktır.

@John Bloor'un söylediği, ithal ürün fiyatlarındaki anormallikler, ithalatçıların Dolar'a erişiminin kolaylaşması ve halkın panik halinde parayı mala çevirme eğiliminin son bulması, yani arzın artıp talebin azalmasıyla son bulacaktır. Tabii lüks tüketime yeni yeni vergiler konulup fiyatları ayrıca şişirilmezse.

Talep artacağı için fiyatlar daha da artacak. TL ile şu anda hiçbir şey almak mümkün değil. Doları olan, dolar kazanan ev-araba alacak.

@kobuzchu kiz'a katılıyorum ben de.

Bizim ülkede ekonomi bi tuhaf, bunun sebebi de öyle zannediyorum ki halk olarak ekonomiden anlamıyor olmamız.

Ne zaman, ne yapılması gerektiğiyle ilgili bir fikrimiz yok. Böyle olunca piyasa delirmiş gibi davranıyor, bir şeylerin mantığını çözmek daha da zorlaşıyor. Hiçbir ülkede piyasalar tam olarak rasyonel davranmaz ama bizde baya bir sürrealizm hakim.

İki grup insan düşünün bir grup yangın konusunda eğitimli kişilerden oluşsun, diğeri yagın konusunda hiçbir bilgisi ve deneyimi olmayan kişilerden oluşsun.

İki grubun da bulunduğu yerde yangın çıksa iki grup da kriz ortamına girmiş olur ancak ilk grup sağlıklı refleksler gösterebilirken ikinci grupta müthiş bir panik hakim olur ve yangın söndüğünde muhtemelen ilk grup diğerinden çok daha az hasar almış ve psikolojik olarak çok daha az yıpranmış olarak hayata devam eder.

Bu da böyle bir şey.

ülkedekilerin yüzde 99'unun tek statüsü cebindeki para üzerinden olduğu için hiçbir şey hiçbir şey bazında ucuzlamaz çünkü talep -fiyattan bağımsız- azalmayacak.

Bağcılardaki ev zaten miami'deki evle aynı fiyattan satılmıyor aslında.

Evet o fiyattan ilanlar yayınlanıyor ama satış kaçtan oluyor ona bakmak lazım.
Ben şu anda evimi 100.000.000'dan da ilana koyabilirim.

Bu konuda mesela hepsiemlak yıllık bazda çok güzel veriler tutuyor ve yayınlıyor. Google'da araştırırsanız yıl yıl emlak fiyatları ne oranda artmış raporları var. Şu manada önemli, kulaktan dolma değil, milyonlarca ev ilanı ve satışının datasıyla konuşuyorlar. Buradaki veriler de satış işlemlerinden baz alındığı için aslında artışların o kadar yüksek olmadığını gösteriyor.

Ha şöyle bir şey var, türkiye'de ekonomi ve yatırım kültürü zayıf. Yani dolar 5 tl artsın, herkes ev araba almaya çalışıyor bir daha alamam diye. Böyle kendi kendimizi kandırıyoruz fiyat artırarak.

Piyasanın ne kadar akıl dışı hareket ettiğini şöyle kendiniz görebilirsiniz.
Aynı sitede mesela satılık ilanlarına bakın. Aynı tipte, aynı metrekarede, aynı dekorasyonda 2 ev arasında bile %50'ye yakın fiyat farkı olabiliyor. %10 %15 fark anlaşılabilir ama biri 4milyon isterken öbürünün 6-7 milyon istemesi komik ve akıl dışı.

6 sene önce 100.000 usd olan ev hala 100 000 usd altına düşmüş değil.
Dolar bazında hiçbişi ucuzlamaz
Ama dövizle kazananlar için trdeki mal sahibi malının ederini dolar kuruna göre artırma aşamasında iken sen ben artam zamlara yetişemeyiz , elin gavuru hızlı çıkar basar dövizi alır.
Ayrıca bu evleri kim bu fiyata alır demeyin, çat çat satılıyor

Şurada konuyu güzel özetlemişler.

twitter.com

biseysorcaktim +1
türkiye'nin en büyük problemi kalabalık olması. dünyaya entegre, talebi yüksek genç bir nüfus var ancak bu talebe yetecek yer de yok kaynak da yok.

kobuzchu kız ve ona katılan akhenaten'e katılmıyorum. türk insanı ekonomiden gayet iyi anlıyor. son bir kaç yılda ev ve arabaya yapılan yatırım çok mantıklı idi, enflasyon vardı, kredi ucuzdu, dünyada da her şey dolar bazında artıyordu. ama artık bunlara yapılan yatırım mantıklı değil. mal sahibinin fiyatı yükselirken sundugu gerekçe ise her zaman doğru veya dürüst olmak zorunda değil, sonucu doğru mu orası önemli.

1 litre motorla da 170 yaparken bağırır yine. şehir içi arabası olur ondan. uzun yolda sesi yorar o hacmin.

yine 1400cc turbolu araba bak bence.

Corsa ultimate otomatiğin liste fiyatının 870 olduğu yerde şuna 890 versem baya koyar. Liste fiyatına veren yerler denk gelmiş millete. Facebook gruplarında gördüm.

1.2 tsi var bizde. Memnunuz.

Uzun yol çok rahat gittik. Cam tavanını yada sunrooflusuna bakın şöyle 100k km altı. Tertemiz.

1.0tsi güzel motor fakat manual vites :/

O şekilde bulmanıza imkan yok. HDI bana düşük verirken size yüksek verebilir veya tam tersi. Aynı durum tüm sigorta şirketleri için geçerli.

Burada sizin yapmanız gereken teminatlarda değişiklik yapmak. Bunu da sigortacınızla konuşup bilgi alarak hangisi mantıklı öğrenerek yapmalısınız.

örneğin;
- ikame araç istemiyorum derseniz
- 1000-1500 veya 2000 tl ye kadar olan hasarlar tarafımdan karşılanacak.
- aracı sadece ben kullanıyorum. başkası kullanırsa kasko geçersiz olsun.
- muadil ürün
- yetkili veya özel servis
- meslek indirimi
- İMM sınırsız yerine 1.000.000 olarak ayarlanabilir.

mapfre, groupama ve hdi. ben 2022 model fiat egea araç için en düşük teklifleri bunlardan aldım. hepsi yetkili servis, sınırsız imm vb. sigortacı ile çalışırsanız size teklifleri alıp iletecektir.

Ben GRI sigorta diye bir şirkete yaptırmıştım 1-2 sene evvel, kaza da yaptım. Kiralık araçtan servise bir sorun olmadı.

Geçen sene Marmaris-Fethiye-Kaş-Antalya-Alanya rotası yaptım. Gayet güzel geçti.

Fethiye'de Marina karşısında La Farine adlı butik otelde konakladık.
Kaş'ta yine manzarası çok güzel olan Sun Glare otelde konakladık.

uçakla giderseniz kaşta sıkılmazsınız, sadece kaşa ulaşım bir kaç saat vaktinizi alır, her gün farklı bir koya gidersiniz, bir gün büyükçakıl(dolmuşla 2 dk) 1 gün küçükçakıl(merkezde) 1 gün limanağzı( tekneyle ulaşım sağlanıyo 5 dk sadece) 1 gün hidayetin koyu(dolmuş yine) 1 gün de tüm gün tekne turu yaparsınız, akşam da kaşın merkezi zaten çok hareketli her gün başka başka mekanlarda geçer zamanınız. kaşa gitme tarihiniz belli olduğunda mutlaka zaika da yer ayırtın 1 ay önce fln anca.. taşındığını biliyorum ama yine de es geçmeyin yine dolmuş veya taksiyle gidersiniz.

Fethiye'de Kabak, Boncuklu koyu, Darboğaz'ı öneririm. ayrıca kayaköy'de bir gün geçirebilirsiniz. doğa gezisi için yanıklar tarafına uğrayabilirsiniz.

En az 1 veya 2 gününüzü Göcek koylarına ayırmanızı öneririm. Bedri Rahmi ve Hamam koyu çok çok iyidir. Ama bu koylara karadan ulaşım çok sıkıntılı. Tekne turu veya günlük kiralama yapmanınz lazım.

Daha önce burada bahsetmiştim. Ailem 40 yıldır otelcilik yapıyor güney ege'de. Fethiye'nin hemen hemen tüm güzel otellerine girip çıkmışımdır. Bütçenizi bilmiyorum ama konaklama için Fethiye'de Yacth Boheme Hotel'i tek geçerim.

Kaş'ta da Luvi Kaş'ı seviyorum.

Eğer tek bir lokasyona gidip orada kalacaksanız arabaya gerek yok. Ama hareketli olacaksanız arabasız sıkıntılı olur.

alpaka travel

Kamp değil ama iki defa interbus firmasıyla avrupa turu yaptım, bi tanesi Büyük Avrupa Turu diye geçiyor, diğeri Kuzey Avrupa Turu. Çoğunluk 18-35 gibi bi yaş aralığındaydı ama yaşlı bi çift de vardı gittiğim ikinci turda ki çoğu gençten daha kafa insanlardı.

20 günlük otobüs gezisi, yaklaşık iki günde bir konaklama var, diğer geceler otobüste geçiyor. Her sabah başka şehirde uyan, orayı gez sonra devam mantığı yorucu olsa da ben çok keyif almıştım iki turda da. Yavaş yavaş gezeyim diyenin hoşuna gitmez de ben hızlı gezmeyi seven biriyim, o yüzden hiç sorun yaşamadım. Avrupa'nın kabasını aldım gibi düşünüyorum yani, mesela Paris, Roma, Stockholm gibi şehirlere tekrar gidip detaylı gezmek gerekir ama yine de en turistik yerlerinin hepsini gidip gördüm, sokaklarında kayboldum vs. Vilnius, Üsküp, Monako gibi şehirlere de bi daha spesifik olarak gitmem ama en azından gittim gördüm diyebilirim.

Ben gezileri 2016 ve 2018 senelerinde yaptım. Şimdi durum nasıldır bilmiyorum ama sonrasında çok alternatifleri de çıktı bu formatta yapan. Bildiğim ilk yapanlar bu şirket. Böyle bi şey düşünüyosanız bakabilirsiniz

@nundu

Aslında ben de öyle çadırlı kamp vs aramıyorum. 20 gün işten izin almam imkansız. Otobüslü tur gözümü korkutuyor. İstanbul'dan İtalya'ya kadar gidip geri dönmek.

Roarcamp'ı ben de duydum, katılanlar da var çevremden memnunlar genel olarak.

Bu yıl sanırım ilk kez yurtdışı turuna da başlıyorlar, işten vakit bulabilirsen onu da tavsiye ederim fiyatı kapsamına göre uygun bence.

roarcamp'ın deniz programına katıldım geçen sene. tek başına gelen bir sürü kişi vardı ve 1-2 aşırı asosyal tip dışında herkes inanılmaz bir hızla kaynaştı. program da son derece keyifliydi. tavsiye ederim.

kimse mevduata güvenmediği için herkes kasaya koyuyor parasını.

@jelly

Bir güvenlik zaten dedi günde 10 kişi soruyor. 4 ay öncesine kadar vardı ama yok uzun süredir dedi.

Ama sorduklarım yol üstünde şubeler. Mahalle arası yerlere sormak lazım galiba.

Banka kiralık kasalarının maddi değeri yüksek olan şeylerin saklanması için uygun oldup olmadığını araştırın.

Çünkü içine ne koyduğunuz bilinemeyeceği için güvende değiller yanlışım yoksa, bu şekilde çok haber var biraz araştırırsanız.

Maddi değeri olmayan ama manevi değeri olan bi şeyleri saklamak için daha mantıklı sanki.

mesela bir alıntı;

SİGORTA NİYE ÖDEMİYOR?

Şube kasalarındaki nakit, zırhlı para nakil araçlarındaki nakit ve ATM’lerdeki nakit, belirlenmiş limitler dahilinde sigortalıdır. Herhangi bir soygun veya yangın, kaza vb. olursa banka kayıplarını sigortadan tahsil ettiği için direkt zarar görmez. Ancak kiralık kasalar bunlara dahil değildir, çünkü içinde ne olduğu bilinmemektedir. Yurtdışında bazı ülkelerde, belli limitte kiralık kasa sigortası yapılmaktadır, ama ülkemizde bu uygulama yoktur.

Banka çalışanı birini bulmalısın; özellikle şube çalışanı.
Biz ara tara bulamadık. Sonra bir dostun dostu çalıştığı bir eski şubedeki eski dostunu buldu; sağolsun sayesinde çözdük.
Size her ne kadar boş yok deselerde; bikaç tane yedekleri oluyor sanırım. Pra pul kalmadı iptal etmeyi düşünüyorum; önü üzdeki sene bedeli 1,300₺ olmuş; yuh dedim

ismi neden özelden veriyorsun ki doktor ismi işte yaz bakalım
bir de alo randevuyu ara dene belki görebiliyorlardır

@neira Ahmet Selvi. www.doktorsitesi.com

Alo Randevu'da özel hastanelerde çalışan doktorları görebilirler mi ki?

edit: mhrs'den baktım online'dan doktor adı yazdım arama kutusuna çıkmadı aradığımız doktor.

E devlette ve GSS de doktor sorgu ekranı vardı bir ara.

Aynı şekilde hastane değiştiren doktorumun yeni hastanesi Facebook'ta duyurmuş, ilk kez Google'da aramamdan 1-2 hafta sonra yine arayınca karşıma çıkmıştı. Ara sıra tekrar bakarsanız belki denk gelir, bir de sonuçları arama araçlarından "son 1 hafta, son 1 ay" gibi filtreleyin.

Ayrıca doktora "ya ben sizi bulamadım, telaşlandım" deyince "instagram'da takip etmiyor musun sen beni, orada paylaştım" demişti. -_-

hastane veya diğer çalışanlar numara falan paylaşmıyor mu

@paintov

Aradık, ayrıldı dediler. Tedavi yarım kaldı, nereye gitti acaba deyince birine bağladı sekreter. Telefonu açan bilmiyorum deyip kapattı.

yurtdışına gitmiştir belki ya da doktorluğu bırakıp ilaç sektöründe çalışmaya falan başlamıştır.

biz bu doktora çok yakın zamanda bahsettiğin hastanede gittik. şaşırdım kayıplara karışmasına, bi araştıracağım.

@sivrisinek

Devlette çalışmıyordu.

@argent

Benim de aklıma yurt dışı geldi. Doktorlar birer birer gidiyor çünkü.

@anna sun

Benim de doktorumdu 12 sene önce. O zaman Bahçelievler Medical parktaydı. Babannem de kendisine gidiyordu. Pendik Medical Park'a bile gitmişti babaannem muayane olmaya. Şimdi de başkasına gitmem ben, bul deyince aramaya koyuldum ama bulamadım internette.

Kuzenim hemşire devlette. Ona soracağım artık doktorlar kontrol edebilir mi kendi sistemlerinden diye.

geri viteste çoğu araçta tek sağ yanar. ustan haklı. standart oldu neredeyse bu. herhangi bir arıza yok.

Park lambası o.
Bazı arabalarda iki tarafta bazı arabalarda bir tane yanıyor.

Arıza ışığı yanıyor da, neden yanıyor çözemedim. Attığım linkte de 2 tane sarı yanıyor, Acaba dedim bendeki arabada mi sıkıntı var. Sol lamba yanmıyor diye.

Amerika ve Avrupa pazarı için üretilen araçlarda farklılıklar oluyor, uzun uzun tartışmık ve çok güzel bilgiler edinmiştik Duyuru'da, o başlığı bulursam eklerim.

Avrupa'da geri vitese takınca sadece sağda beyaz ışık yanar, solda arka sis lambası kırmızı yanar. Amerika'da iki taraf da çiftdi sanırım, ya da eyaletten eyalete farklılık vardı herhalde.

Neyse, ama geriye takınca sarı yanan bir şey yok standartlarda. Belki de sizin arabanıza modifiyeci işi "american park" vs gibi bir modül takılmış olabilir. Muayeneden geçerken sıkıntı yapacaksa sökmek lazım.

@John

Arıza göstergesi yanıyor ama. Başka sebepten ötürü mü yanıyor çözemedim. Tekrardan götüreyim ustaya. Muayeneden boş yere kalmayayım, uğraşamam git gel.

Bazı arabalarda bir tek sağda geri vites lambası oluyor. Buna karşılık bunun sol tarafında tek geri sis lambası oluyor.
Polo'da da böyle olabilir.

değil.

Ayni değil de oyle igne deliğinden gecmelik durum kac kere baskna gelir ona bakmak lazim. İgne deliğinddn gecsin diye alacagin küçük aracin ici de kucuk olacak bagajı da kucuk olacak bir de, kullanım alani kisitli olacak yani.

C segment arac kullanıyorum, bundan önceki de c segment idi, su ana kadar polonun gecip de benim kaldigim bir yere denk gelmedim hic.

önceki aracım leon idi şu an da clio var. çok bi fark hissetmedim. sedan versus hb gibi olmaz.

İlk aracım twingo'ydu. İğne deliğinden geçme demeyelim de İSPARK vb yokken kullanılamayan park aralıklarını değerlendirme konusunda çok ekmeğini yedim. Bir dönem mini cooper'da da aynı şekilde... şimdi İstanbul'da her yer İSPARK oldu zaten, mini aracın bu avantajı da azaldı bana göre. Onun haricinde stavro +1

her yerden geçme konusunda en optimum kasa bence o dediğin kasa araçlar. polo vs çok küçük geliyor bana.

genişlik olarak bahsettiğin iki sınıftaki araçların arasında 10-15 cm'den fazla fark yok, ben en fazla aynaları kapatıp sığdırıyorum. bu arada ticari şoförleri bizim golf boyutlarında aracı zor geçirdiğimiz yerden transiti rahat geçiriyorlar :)

Ben de tüm gün bunu araştırdım. Banka 23'e yaklaşmış dolarda. Bayramdan dolayı mı? Nasıl böyle bir fark olabiliyor?

Edit: İş Bank euro kuru yanlış yazmışım.

@kahvedesu

Hangi banka?

Vakıf 20.90a satıyor şu an. Gün içinde de 20.50ye yakındı.

Garantide altın alış 1352, satış 1268 tl. Kuyumcu 1300un üzerinde bozuyor. Fiziki altının önemini şimdi anladım. :/

Gerçek kurun ne olduğu çok önemli. Kuru piyasa belirliyor, piyasada alım ve satım ortalaması bir kur değeri oluşturuyor. Bankalar da piyasanın bir parçası ve makası geniş tuttukları için gösterge kuru fiili alım satım değerinden uzak bir değer ortaya çıkarıyor.

Eğer bunu suni bir etki olarak niteliyorsanız banka kurlarını hariç tutup sadece kapalı çarşı kurunu gerçek kur olarak takip edebilirsiniz. Kapalı çarşı kuru da internette mevcut.

Yukarda bahsettiğim sebeplerden ötürü yerli ya da yabancı kaynakların bir "gerçek kur" göstermesi mümkün değil. En fazla bankalar hariç bir kur gösterebilirler ki bu da kapalı çarşı kuruyla az çok denk düşer.

haremaltin, altinkaynak gibi sitelerden güncel piyasa fiyatlarını görebilirsiniz.

canlidoviz.com

canlı kapalı çarşı fiyatlarını buradan takip edebilirsiniz. mahallenizdeki dövizci bir miktar daha pahalıya satacaktır.

www.nadirdoviz.com

harem altın mobil uygulamasını kullanın. kuyumcuların vazgeçilmez uygulamasıdır kendisi.

O kuzenler biz olamadık. Ben de kuzenle tattım gameboyu. Biz boulder dash oynardık. O oyundan aldığım tadı hiçbirşeyde bulamadım. Şimdiki nesil çeşit çeşit oyundan o zevki alabiliyor mu merak eder dururum ama heralde çocuk olmak ve yoklukla alakalı bir durum. Biz şanslıydık bence.

Bonusa cevap: iyi yapmış.

cizgi film veya animasyon izleyen yetiskinlerin bi olayi yokz komik de degil alay konusu da. sadece sohbet malzemesi icin ideal olabilir ama gozunuzde buyutmeyin. cevremde kim cizgi film izlese cocuk gibi dikkat cekmeye calisiyor "bakin ben cizgi film izliyorum kocaman kadinim halbuki ehe ehehe" yapmasindan biktigim icin yukselmis olabilirim. oyun cok iyi gozukuyor ama daha once gormemistim.

N64 ve gamecube gibi konsollar türkiyede hiç popüler olmadı ya. Dünyayı kasıp kavuran wii bile Türkiye'de görece az biliniyor, nintendo'nun türkiyeyi sallamama tutumundan dolayı. Bizim atari dediğimiz çakma NES'ler var işte benim çocukluğumda ama orijinal nes ya da snes olan çok çok azdır herhalde.

Çocukken bilmiyordum bu konsolu ama sonraki senelerde emülatörle çok oynadım n64, gamecube vs oyunlarını. Bak mesela bizde gba, ds falan da aşırı tutmadı. Orijinal GBA el konsolunda pokemon emerald oynayan kaç kişi vardır Türkiye'de. ABD'de oynamayan yok gibi bi şey. DS'leri toyz r us'ta görüp dibim düşüyodu ama başka yerde gördüğümü hatırlamıyorum pek. Biz anca emülatörden pokemon oynamaya devam..

Animasyon izleyem yetişkin insana bi şey demem, ben de öyleyim. Mario'ya sinemada gitmem ama ilerleyen aylarda izlerim muhtemelen. Sinemaya gitmekten çok keyif alan biri değilim zaten

1999'da kimsenin evinde konsol mu yoktu ?

Are u sure bruh ?

90'larin basinda amiga 500/commodore donemlerinde konsol azdi ama 90larin sonlarinda baya yayginlasmisti artik.

Mario'ya dun gittim, benim cocugu goturdum. Salon fulldu, cogunluk yetiskindi.

hic oynamadim hatta tanidigim kimsede de olmadigi icin eksikligini cekmeyerek buyudum.

hicbir sey dusunmem gayet normal bir olay.

99’da tanidigim uc kisinin evinde playstation vardi. mortal kombat oynardik.

99'da ps1'im vardı hey gidi. hatta gölcük depreminden bir gün önce alınmıştı. buruk bir anısı vardır.

30'lu yaşlarımda marvel filmine de gittim, animasyona da. hikaye de attım. çevrenin ne tepki vereceği umrumda değil. maytap olacağını düşünüyorsan ya üzerinde hafif bir mobbing var ya da insanların düşündüklerine çok takıyorsun. salla, ben şahsen birşey düşünmem hatta gideyim diye sorarım.

Suç değil de kredinin verilme amacı dışında kullanım olduğu için banka kartınızı ve hesabınızı kapatabilir ve sizi müşterilikten kovabilir mesela. Normalde yapmazlar böyle bir şey ama hükümet bunu önlemek için bastırıyor, bankalara ceza kesiyor v.s. ve haliyle ceza yememek için bu tedbire gidebilirler.

Eğer böyle bir şey yapmak istiyorsanız parayı çekin, gidin döviz bürosundan falan alın doları.

Hiçbir şey olmaz deriz burada ama kabak sizin başınıza patlar. Hiç olan da duymadım. Ama en mantıklısı @bk nin dediği.

suç mu değil mi bilmiyorum ama buna suç değil demek suç olabilir. öyle bir hale geldik sonuçta.

suç demek için kanuna aykırı olması lazım. hangi kanuna aykırıymış. hiç bir şey olmaz.

Sanırım bir ara ihtiyaç kredisi için bu tür bir şey çıkmıştı ancak kredi kartı nakit avans için duymadım. Bankanızın kredi kartı sözleşmesine bakın isterseniz ama "Kredi kartı nakit avansı yatırım amaçlı kullanılamaz" tarzı bir şey olacağını sanmıyorum. Bunun üzerinden suç devşirilebileceğini de sanmıyorum. En uç noktada banka krediyi "Amacına uygun kullanılmadığı" gibi bir sebeple geri çağırabilir belki ama hem sizin ne amaçla kredi aldığınızı bilmeleri mümkün değil, hem bununla uğraşmaları mümkün değil, hem de nakit avans belli bir amaç için tanımlanan bir kredi limiti değil.

taksitle altın alabilirsin, parayı elden çekip tahtakelden döviz alabilirsin.

Yap abi kim takip edecek? Takip etse ne diyecek? Para benim, istediğimi yaparım. Faizini ödemeyi göze almışım, istersem g.tüme sokarım.

Milletin gözünü korkutmak için uydurdukları, kimsenin takip edemeyeceği suç tanımı. Bir şey olmaz git döviz bürosundan al.

Tchibo da bir opsiyon olabilir.

Benim bildiğim tek şemsiyeci bu Beşiktaş'taki.
Çok alışveriş yapmadım ama hem adam gerçekten işini severek yapıyordu hem de çok fazla çeşit vardı.
Her kalite ve fiyatta ürünü vardı. Umarım 10 yıl kullanacağınız yeni şemsiyenizi bulursunuz.

www.youtube.com

amazon'dan zeus&co marka aldım gayet memnunum, fiyatı da iyi. 10 yıl gider mi bilmiyorum ama 2 yıldır gidiyor.

tchibo önermem. rüzgar varsa tersine dönüyor hain...

yikilmaz diyorsan..

Seçim sonrası iyiye gitmez onu kafandan sil arabayı satıp ev alırsan tekrar araba almak zor +1

Ev almak evet mantıklı ama regnum biraz ters ulaşıma vs

Yıkılma konusunda kime sorsan ev sağlam ama o konu piyango

@basond Mil Park evleri nasıl?

1.5 milyon 1+1. Güzelyurt durağına yakın.

www.sahibinden.com

Edit: emlakciyi arayıp o daire satıldı size başka gösterelim diyebilirler. Orasını bilemem. Ama müsait zamanda daireyi gezmeye gidebilirim.

valla orasını tam bilmiyorum ama esenyurt için daha merkezi yerlerden pek ayrılmamak daha doğru olur yani oraya yürürken çok ara sokaklara uğramadan geçmek gibi ince detaylar olur.

birde emlakçı alım satım vs dedikçe o fiyat yükselecek ona göre kendini ayarla.

muhtemel dolandırıcı olabilir.

Dolandırıcı olabilir.
Geçen gün evde dümdüz otururken birden eşimin telefonuna sahibinden.com'dan mailler, gelmeye başladı, sonra 2 kişi aradı. Meğer sahibinden hesabı hacklenmiş, hackleyen kişi alıcı gibi ilanlara mesaj atmış. Millet de aramış doğal olarak.
Birebir aynı durum değil tabi ama bence kötü niyetli kişilerin hesaba müdahale etmesi gibi duruyor.

hacklenmiş denilmişti 1 hafta önce bu site için

Halk peynir alamıyor, Tesla varken neden Togg alalım diyecek kişi sayısı 3 falandır. Hatta bunu diyecek kişi zaten Tesla almıştır. Tesla öyle çok ilgi çeken bir araç değil. Gerçekten zengin (aylık 10 20 milyon lira gelir) olan kişilerde BMW gördüm. Bir de Porsche. Devlet bu soruyu görmesin. Telefondan bile yüzlerce TL vergi alan Tesla'dan neler almaz.

Avrupa Birliği-Türkiye Gümrük Birliği anlaşması gereği tr ab'de üretilen ve gelen ürünlere keyfi vergi koyamıyor. olsaydı zaten şu an tüm elektrikli-benzinli araçlardaki %2 milyona falan çıkarırdı akp.

tesla'da togg'da teslim zamanı vaat ettikleri fiyatlardan satış yapmayacaklar zaten.

togg t10x > tesla model y (uzun menzil baz alındı)

togg t10x < model x, model s (zaten bu modeller segment açısından denk değil)

türkiye'de şuan resmi olarak satışa sunulan tesla model y togg'dan daha pahalı. baz model 1 milyon 630k tl. ve togg'a görece tercih edilebilir ekstra bir özelliği yok. togg'un uzun menzil full versiyonu ise 1.2milyon. togg'un satışa çıkıp 20k+ satılması bile teslanın ülke pazarına girişini ve ön sipariş fiyatının aşağı olmasında etkili oldu. ki şuanki tesla fiyatları ön sipariş fiyatları ve bu nihai ödenecek tutar değil mutlaka artacak fiyatlar. sipariş verme aşamasında bunu boşuna yazmamışlar. tahmini teslim ekim-kasım 2023 tarihi tesla için ve o tarihte baz model 2milyona yaklaşır benim tahminime göre.
ekstra olarak tesla sedan modeller üretyor. suv, copue vs kasa sedan dışında bir kasa yapmıyor bu konuda ciddi bir eleştiri de var esasında uluslararası piyasada. çünkü suv araçlar şuan daha çok satılıyor ve tercih ediliyor. trend suv kasalarda son yıllarda. bunu resmi satış rakamlarından ve bayilerdeki oluşan talepten görebiliyoruz.
togg'un ilk satışa sunduğu %100 elektrikli cihazın suv olması bile ciddi bir öngörü bana göre.
malesef bana çıkmadı kurada ama ablama çıktı. teslim alır almaz deneyeceğim. beni heyecanlandıran bir araba.

tesla icin otv %50, togg icin %10, ayni yapsinlar bakalim hangisi satiliyor

togg için hayal edemeyeceğimiz bir kredi paketi olacak çok yüksek ihtimalle. çok uzun zamandır krediler kısıtlı togg için bir istisna yaparlarsa bomba gibi satar. onun dışında tesla ve togg fiyatı aynı olursa toggun şansı yüzde sıfır.

baz modeller arasında 500k'dan fazla fark var. togg hemen alınabilse tam tersi teslayı katlar. denildiği gibi özel krediler falan da sağlanırsa teslanın şansı olmaz

Bu konu şurada işlenmişti

www.eksiduyuru.com

adam senin taksitlerini ödediğin eve çökebilir ve sen hiç bir şey yapamazsın bu kadar basit.

babanin ogluyla bile boyle ise girilmez.

sulun osman’i hep aniyorum boyle basliklari gordukce. “bir uyanik sen misin?” derler adama.

prosedürü yok sanırım bunun, kafalarına göre basıyorlar ben de uyuz oluyorum. sayfa sayısı sıradan turist için yeterli gibi görünse de umarsızca basıyorlar. ben 20 kere falan çıktım herhalde, abuk subuk sayfalarda kaseler var, gözlemlediğim kadarıyla yabancı polisler daha usturuplu basıyor kase.

4 kere yurtdışına gittim. elin gavuru nizami basarken buradaki sanki okey taşı vuruyor masaya gibi saçma sapan basıyor. kimini ters basmış kimini yamuk basmış kimini üç sayfa öne basmış. zor bi iş de değil anlamadım neden.

Eski tip, yeni tip bir sürü Pasaport defteri eskittim, valla öyle nizami vs. durumunu hiç bir millette görmedim.

Mesela Almanya'da; değil bir sayfanın ortasına defterin ortasında rastgele bir sayfanın ortasına damga vuran Alman polisi de gördüm. Hatta bir kez almanya'da çok vizem olduğundan polisin aklı karışınca eline bir tükenmez kalem alıp eski vizelerimin üstünü çizdikleri de oldu. (Sadece Almanya vizelerini değil.)

Girişte çok girişli vizemin üstüne okunmasını zorlaştıracak şekilde damga vuran da gördüm. Güzelce temiz temiz yan sayfaya nizami bir şekilde vuran da.

Hatta mühür basılmış sayfaya vize yapıştıran elçilikte gördüm.

Vakti ile giriş çıkış eşleştirmek için pasaport polisi ile birlikte bütün defterde sayfa sayfa arayarak sırası ile giriş çıkış eşleştirmek ile de uğraştığım oldu.

Kısacası valla bu işte bir düzen yok. Olsa da bana denk gelmedi.

merak ettim baktım şimdi ben de. istanbul'da ve sabiha'da basılan damgalar korkunçlu. ankara'da ve yurtdışında bütün damgalar ülke fark etmeksizin nizami basılmış.

bende de tam tersine, türkiye giriş çıkış damgalarım en azından pasaportun son sayfalarını üst üste doldururken, diğer ülkelere giriş çıkışlarımda rastgele yerlere basıyorlar. bir prosedür yok burada.

herkes o kadar üst üste ve karmaşık damgalıyor ki tarihler birbirine karışıyor. çok bi anlamı yok bence nizami olmasının. ülkeye giriş çıkışta da bi yerden sonra çıkışı dolu olan bi sayfaya basıp girişi 3 sayfa ötesinde başka bir yere damgalıyorlar, o nizam hiç kalmıyor.

Ben hiç vurdurmuyorum.

magnezyum malat ve b6 denesene.

hatta newday magnesium complex al geç. yatarken iki tane iç. işe yaramazsa kalanını senden ücreti mukabilinde alırım.

aynı durumdayım magnezyum da alıyorum ilaveten. sadece bunu söylemek istedim :/ istanbulda hava kirliliği, mevsim geçişi gibi mazeretler umarım geçerlidir

@alperz

Tamam almayı düşünebilirim. İşe yaramazsa hangi kargo ile yollayayım? :D

Şimdiye kadar vitamin içip kendimde bir değişim gözlemlemedim +1. ki asiri duzenli her gun ayni saatte aliyorum uzun suredir, neyse.

Benim enerji seviyem telefon bilgisayar basinda gecen sureyi minimuma indirip duzenli uyudugumda ve cikip hava aldigimda iyilesiyor gorece olarak. bir de ufak tefek bir seyler yapmaya devam ettikce enerji seviyem yuksek kaliyor, dinlendikce dinlenesi geliyor insanin obur turlu.

Uyku apnesi varsa istediğin takviyeyi kullan fark etmez

Ben vitamin kullanmıyorum. Ekmeği ve karbonhidratı kesince yorgunluk hissi de geçiyor bende büyük oranda.

Bedeninizin vitamin ve elementleri önemli olduğu gibi, ruhumuzunkiler de önemli. Cidden...
Bu yorgunluk halini şuan çok kişide duyuyorum ve bende de var. Yarın kan vericem...

Koskoca bir deprem oldu, gelen hepimize geldi..ekonomik kriz, siyasi çekişmeler, insanların moralsizliği ve değişken havalar da cabası. Bilinçli ya da bilinçaltında da etkileri var.
Dolayısıyla sözsüz müzik eşliğinde birazcık tempolu yürüyüş ve bol su tüketmenizi öneririm. Gündemi sıkı takip edenlerdensiniz bir süreliğine takibi bırakıp ruhunuza nefes aldırabilirsiniz

psikiyatriste gidin . ritalin var 3-4 saat odaklanmanızı saglayan, hiperaktivite bozuklugu olan cocuklara dahi doktor kontrolunde verılen bir ılaç. concerta var 9 10 saat odaklanma saglıyor. ıkısını de kullandım aman aman etkılemedı benı ama . recetesız bunlar para verıyorsunuz.

ama aman dıyım tehlıkelı ılaclar olabilir bunyeden bunyeye!!! doktorunuz(psikiyatrist) onerırse bı deneyın. ben biraz fayda gördüm en azından placebo etkisi yapıyor. b12 sanıyordum ben de , ama normal cıktı degerlerım. hala her gun yorgun hıssedıyorum. ülke gundemı, deprem vs hepımızın psıkolojısını bozdu. ondandır belki sizin de.

istanbul'daysan elden alırım. ciddiyim bu arada. kutusundan üç film çıkıyor. birini bitir. işe yaramazsa diğer ikisini alırım senden.

magnezyum eksikliği sanılanın aksine neredeyse her insanda var. yiyeceklerden alamıyoruz çünkü. her şeyde de lazım namussuz.

gözlerinizin altında sararma mevcut ise kontrol ettirmenizi tavsiye ederim, gilbert sendromu olabilir.

Nihayetinde üzümden yapılan iki sıvıdan bahsediyorsunuz, o yüzden az da olsa anlıyorum ama yapım süreçleri ve bana sorarsınız tatları tamamen farklı. Şarap pek çok farklı üzüm türünden yapılabiliyor, ve üzümün türü, yetiştiği toprak gibi elementlere bağlı olarak tadı değişiyor. Dömisek ve tatlı şaraplar sek şaraplara göre daha tatlıdır, bir şans daha vermek isterseniz aklınızda bulunsun.

Trilyon farklı şarap var. Ben Fransa'da bıktım şarap seçerken çünkü çok fazla var.

Bu arada sarabin sirkelesme riski var, yemekte veren kisi bunu bilmeden verebilecek biriyse belki de harbiden öyledir.

Saraba sirke diyen biri çoğu ickiyi begenmez. Sarap oldukça hafif bir alkol, ondan zaten yemek ile icilebiliyor.

bazı şaraplardaki o kekremsi tadı sevmeyen bir insan olarak marka farketmeksizin merlot olanları çok rahat bayıla bayıla içiyorum. bir dahakine onu deneyebilirsiniz

şargoz seversin :)

kırmızı ya da beyaz şarabı 1e1 oranında sade gazozla karıştır, beyaz şarapla daha güzel olur ve sade gazoz da karışık meyve aromalı değil de limon aromalı olursa daha iyi, örneğin çamlıca gazoz

sen once blush ic. hatta dandik meyve saraplari var onlara bak. karadut falan…

sarabin cinsi cok onemli. cabernet sauvignon sert tada sahipken port saraplar yag gibi akar.

Hocam ben sirke benzetmesini epey abartili buldum. Zira sek sirkeden bir yemek kasigi kadarini bile öyle yutamazsin, kusturur.

Sarap ise, tadi kötü bile gelse içilebilen bir sey. Arada ciddi bir fark var aslinda.

normal. alistiktan sonra sirke gibi gelmiyor bir sure sonra.

Sirkeyle pek bir alakası yok ki aslında... Yaşınız kaç bilmiyorum ama 25 civarı olup ilk kez tadıyorsanız heralde beyniniz bağdaştırabildiği en yakın şeyi bulup yapıştırdı teşhisi. Damak zevki bir noktadan sonra çok yabancı şeylere kapatıyor kendini.

Ya da gerçekten tuhaf bir şarap içmişsiniz. Adı neydi sordunuz mu?

Bose ürünleri orada daha ucuz. Stok bulursan PS5 de alınır.

4'ü bir arada kaynak Welding makinesi. 18 bin TL'ye falan geliyor. Ama amazon.de TR'ye göndermiyor. Alır getirebilrsen, burada da satabilirsen biraz kar bırakabilir. www.amazon.de şunun gibi (bu 3'ü bir de olabilir tam bakmadım)

20 yıldır düzenli olarak jager içerim. Kış mevsiminde vücudu sıcak tutuyor. Sabah uyanınca diğer alkollerin boğazda bıraktığı tahrişi bırakmıyor. Geyik kanı olayı şehir efsanesi. Diğer alkoller vücuda %50 zarar veriyorsa jager belki %40 veriyordur sonuçta bu da alkolün bir çeşidi. özetle Jager ilaç değildir, alkolün bir çeşididir.

resepsiyonda çalışırken gecenin 3ünde Alman bir amca yarı çıplak olarak koca göbeğini ova ova geldi, barı sadece 1 shot jager istedi. midesi yanıyormuş ve her zaman jager işe yarıyormuş.

grip olacağımı hissettiğimde, böyle burun sızlamalı zamanda, ben de biraz içerim. iyi geliyor açıkçası.

jager dijestif bir içki, yani sindirime yardımcı oluyor. o yüzden yemekten sonra, hazımsızlık yaşanınca vs iyi gelir, şifalı olduğu bilgisi de buradan geliyor. ama hastayken alkol alırsan genellikle sonuçları daha kötüye gidiyor, semptomatik olarak düzeltsen bile ileride daha kronikleşmesine sebep olabilir. bence normal insan gibi doktora gitmek en temizi.

Hocam şekerli su da jagerin yaptığı etkiyi yapar.

Zaten şekerli su, ballı su, bal, pekmez, pastil; Tamamı şeker içeriği nedeni ile boğazı yumuşatıyor. Yani boşa jagere düşmenize gerek yok. Pastilde farklı kimyasallarda oluyor ekstra ağrı kesici vs. Ama mesela kestane balı vs derler, şerbette içsen aynı etki, jager de içsen aynı.

Supplement firmaları ambalajlarına minimum düzeyi yazmak zorunda o nedenle 1 damla yazıyorlar, yoksa 1 damla d vitaminin bir etkisi yok tabii teoriyle pratik aynı değil, 10 kiloya 1 damla kullan geç, d vitamini depo edilerek kullanılır, 1 damlayla hiçbir şeyi depo edemezsin.

10 kilo basina 1000 IU onerilmisti bana da burada
bir de genelde 1 damla = 1000 IU ama 250 iu'luk paketler de var ayni markanin farkli modellerinde bile, onu kontrol edebilirsin.

Merhaba, ben de 13 aralıkta bordo pasaporta başvurdum, aynı durumdayım. Telefonla arayıp işlemi hızlandırmak bir zamana kadar oluyormuş sanırım ama artık herkes aynı şeyi yaptığı için fayda etmiyor herhalde.

benimki 3. ayda gelmişti sanırım. rezalet gerçekten.

Cimer'e yazmak durumu değiştirmez diye düşünüyorum, zaten bayağı bi sıra var ve sorunun memurların uyuşukluğu olduğunu düşünmüyorum. muhtemelen ya çiple ilgili bi sorun var, ya da özellikle yavaşaltılmış bi süreç var.

Ben de aralık ortasında başvurdum hala gelmedi. Geçen hafta 199’u arayıp öncelik vermelerini istedim.

ben de aralıkta başvurmuştum geleli çok oldu.

Ben başvurdum, sözlükte taktik aldım hemen geldi: nüfus işleri müdürlüğünü mention erip tweet atın birkaç kere. Hesabınız açık olmalı. 1 hafta boyunca bikaç tweet attık; cumartesi gecesi işlemi aldılar pazartesi kargoladılar. Böylece 30 aralıkta başvurmuştuk; şubat 2.haftası geldi

Biz de aralıkta başvurduk hala basım öncesi kontrol aşamasında yazıyor.

199 u arayıp kayıt oluşturdum. Umreye gidicez çok acil dedim.

1 hafta sonra mesaj geldi lütfen uçuş planınıza ait bilgileri şu mail adresine gönderdin diye.

Uçak bileti aldım onu attım. Onun üstünden de 1 hafta geçti hala durumu aynı.

199 ara acil de hemen yollarlar.

Ben varım , Kasım sonu basvurdum 199'u aradım uçuşum var dedim, bir hafta sonra uçuş numarasını isteyen bir sms geldi. ben yollamadım, onlar da...

Bi ara da dolu yağacak demişlerdi de millet battaniye sarmıştı arabasına :)
Hiç bir şey olmamıştı.
Meteoroloji "tahmin"dir sonuçta, en kötüsünü söylüyorlar.

Camları patlatacak fırtına bekleniyor dediler.

Camlar patlamasın diye açtım camları bekliyoruz fırtınayı.

Gelirse sefalar getirir hoş gelir..

Dikili'de koptu.
Siz rahat olun.

twitter.com

kütle ikiye ayrılıp istanbula yağmur düşmeden eridi

Beyoğlu'nda öğleden önce bir sağanak oldu ama fazla sürmedi.

her zamanki normal lodos işte. önlemini al yeter.

Bos yapmis. Ciddiye bile almaya gerek yok.

son zamanlarda "bayan" demek yasaklandi galiba, garip..

Lakap ve ünvanların kaldırılması hakkında kanun:

Madde 1 – Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi ve Hazretleri gibi lakap ve unvanlar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın vatandaşlar, kanunun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adlariyle anılırlar.

Bey kelimesini kullanmak yasak yani

Doğrusu Bay ve Bayan

Son yıllarda feministler 'Bayan' kelimesine takmış durumda. Kadın denmesini istiyorlar. Mantığını bilmiyorum.

Yani gerekli bir tepki mi tartışılır ama bence karşılık olarak

Bay/Bayan
Bey/Hanım(efendi)
Erkek/Kadın (biyolojik olarak doğrusu dişi ama Türkçede insanlarda kullanılmıyor tabii)
Adam/Kadın

Baylar ve bayanlar daha doğru sizin durumunuzda. Beyler ve hanımefendiler de olur. Beyler ve bayanlar ehhh bence bu da olur da tepki gösteren de olabilir böyle

Bayan kelimesiyle ilgili asıl sorun Kadın kelimesinin yerine kullanılması. Bunun sebebi de zamanında Erdoğanın da söylediği "Kadın mıdır kız mıdır bilemem" bakış açısı. Kadınlık kavramını başka mevzulara bağlama hususuna tepki olarak bayan kelimesine karşı çıkıyor kadınlar. Bazı tuvaletlerde Erkek/Bayan yazıyor mesela bu çok saçma ve tepkiyi hak eden bir durum. O yüzden genel olarak da tepki görüyor bayan kelimesi

“Bey”in karşılığı “hanım” ve / veya duruma göre “hanımefendi”dir.
“Bayan” ise “bay”ın karşılığıdır.

Atıyorum Brad pitt’i oscar ödül töreninde sahneye çağırdığın bir senaryo dışında “bay pitt” şeklinde bir kullanımda bulunmuyorsan, özetle günlük hayatta “bay” nasıl kullanımdan neredeyse kalktıysa, “bayan” da aslında aynı durumda.

Sadece atıyorum uçak / otobüs bileti alırken “bay ve bayan Öztürk” şeklinde kullanımı kaldı.

Günlük hayattaki diğer kullanımlar ise, popüler tartışmadan tamamen bağımsız olarak, Türkçe açısından yanlış bir kere.

hitap olarak Mr. ve Mrs. anlamında kullanım kurallara uygun. Erkek ve kadın yerine kullanımı uygun değil.

"Hanımlar beyler" demek dönemin şartına daha iyi uyuyor çünkü senin durumunda olan gibi Türkçe bilmeyen tipler olabiliyor. Mesela birine hitap edeceksin ad-soyadı Ayşe Duyuru diyelim, Bayan Duyuru demek normalde yanlış değil.

"Beyler ve bayanlar" gayet kullanılabilir bi ifade bunda sıkıntı yok.

Bunun dışında;
Erkeğin karşılığı kadın,
Bayın karşılığı bayan,
Adamın karşılığı kadın,
Beyin karşılığı hanım.

Sorun şurada çıkıyor:
"Buraya az önce bir bay geldi" demeyiz. Ama "buraya az önce bir bayan geldi" şeklinde yanlış kullananlar oluyor. Bu kural olarak doğru değil.
Çünkü "buraya bir erkek geldi" derizi, karşılığında "buraya bir kadın geldi" demen lazım.

Bay ve bayanın kullanımı şu şekilde olabilir. (daha çok fazla resmi ortamlarda)
Bay Uğur Şahin
Bayan Özlem Türeci
Bu kullanım Türkçe'de çok az zaten.

Yanlış kullanımda, bayan demek genel olarak kadın dememek için uydurulan bir şey oluyor. Bütün mesele bu.

baylar bayanlar
beyler hanimlar
nundu reis+

bay-bayan hitap, erkek-kadın cinsiyet.

bayan kelimesine tepki kadın kelimesi yerine erkek-bayan denilmeye başlanmasından kaynaklanıyor. bu son 15 yılda falan ortaya çıktı ve insanlar farkında olmadan bunu kanıksadı. özellikle belli bir kesim tarafından kadın denilmemeye çalışılmasının nedeni de kız mıdır kadın mıdır bilemem söylemindeki ilkel zihniyet. tepki gösteren kadınların çıkış noktası; altında bu nedenin yattığını bu toplumda yaşayan kadınlar olarak çok iyi bilmeleri ve hemen her gün türlü şekillerde deneyimlemeleridir.

günlük hayatta kullanılan dilde toplumun sosyolojisini oluşturan en temel yapı yaşlarından biridir ve bu nedenle bu dile dikkat edilmesi gerektiğini ben de savunuyorum bir kadın olarak. benim mesleki bir başarımdan bahsedilirken on erkeğe bedel şeklinde bahsedilip başarımın erkek birim ölçüsü üzerinden ifade edilmesini istemiyorum. en eğitimli kesimin bile hemen her öfke durumunda karşı tarafın anasına bacısına kızına küfretmesini doğru bulmuyorum. hiç bir kadına bekaret ayrımını vurguladığı var sayılan kız-kadın dememek için bayan denilmesini de onaylamıyorum. dil toplumun inşaasında önemli olan, kadına şiddeti besleyen en önemli olgulardan biri bu toplumda. bu öyle öğğğğk feminazilerde her şeye karşı denilemeyecek kadar çok katmanlı bir sorun.

Phoebe o kadar güzel açıklamışsın ki, bul beni yiğidim demek istedim sana :D

@Phoebe'ye ben de hak vereceğim ama,
Kadın-Kız ayrımını getirip bekarete kilitlemediğimiz durumlarda da sorunlar var.
Kadın kelimesini hangi yaştan başlatacağız mesela?
Daha genç olanlara ne diyeceğiz?
Mesela, Lise ya da ortaokul öğrencilerine, erkekler bu tarafa dedikten sonra diğer tarafa yönlendireceklerimize ne diyeceğiz?
Belirli bir yaşı kıstas alacaksak yaşı belirleyemezsek durum ne olacak?

Soruya cevap; boş yapmış, gereksiz tepki.

Baylar/bayanlardaki bay ifadesini biraz yabancı bulup yerine bey tercih edilmiş bence günlük dilde. Yabancı filmlerde geçer mesela “bayım” ifadesi.

Öte yandan artık her yerde kadın ifadesi kullanacaksınız baskısı da irrite ediyor, ve evet lütfen bana hitaplarda tercih edilmesin! Gayet de itici geliyor, çünkü yersiz ve zorlama. Kadın denilmek değil hanım/hanımefendi denilmesini tercih ederim.

Cinsiyet olarak kadın erkek olduğunu da bilmeyen olduğunu sanmıyorum.

Tuvaletlerde de erkek/kadın ya da bay/bayan yazar. 15 yıldan fazladır da bu ülkede yaşıyorum, o tez de doğru değil. Ha bunu yanlış yazan bir yer olmuşsa o da tekil cehalet örneğinin aleme şümul edilemeyeceğini gösterir.
Yani, arkadaş burda yanlış yazmışsın bay/bayan ya da kadın/erkek olacak dersin olur biter, yok bana her yer ve zamanda her cümlede kadın diyeceksin demezsin, bu tepki çok saçma.

Evet, benim gibi düşünenler de epey varız ancak “kadın diyeceksiniz” terörü karşısında sesimiz çok çıkmıyor :))

Hocam bu problemin ve karmaşanın nedeni toplumun kız- kadın kullanımına dayanıyor.
Oğlanlar yaşı büyüyünce erkek/adam vs anılıyor biliyoruz.
Kızlarda ise durum bazen farklılaşıyor. Aslında normal olanı bir kız çocuğunun büyüdüğünde kadın olarak anılması.
Ama kadın kelimesine toplumun bazıkesimlerinde hatalı bir anlam yüklenmiş, kadın olmak evli olmakla, bakire olmamakla özdeşleştirilmiş. Hala kız mısın kadın mısın soruları ile karşılaştığı oluyor kadınların. Bu soru karşısında herkes anlıyor aslında bakireliğin/ cinsel aktifliğin sorulduğunu. Bu bakış açısı gerçekten çağ dışı.

Şimdi bu hatalı kullanım nedeni ile de bir grup insan kadın kelimesini kullanmaktan kaçınıyor. Kibarlaştırmak istiyor çünkü aklında cinsel aktif olmakla bir çağrışım yapıyor kadın kelimesi. Bu nedenle kadın kullanmaktan kaçınıp bayan diyor.
Halbüki kadın kelimesi yerişkin yaşa gelmiş insan dişisidir. Cinsel bir anlamı yoktur. Kibarlaştırılması gereken bir kelime değildir.

Kadınların da biz kadınız diye isyan etme nedeni bu. Kadınlar bayan kullanımına değil, kadın kelimesi yerine bayan kelimesinin kullanılmasına karşı.

Baylar bayanlar diyebilirsin,
Hanımlar beyler diyebilirsin.
Kadın kullanmak yerine bayan kullanma yeter.

@mirket

Erkek ve oğlan için aynı endişeyi taşımıyorsun mesela.
Oğlanlık ve kızlık kavramı henüz yetişkin olmayan insanlar için kullanılıyor. Erkeklik ve kadınlık da bunların yetişkin hali. 18 yaşından sonra artık erkek ve kadın demek absürt kaçmaz.
Öncesinde ise bunlar hala çocuk olduğu için kız ve oğlan kullanımıdaha makbul.

Bir üniversiteliye hitap ederken eğer aklına “20 yaşında gencecik kıza kadın mı diyeyim” gibi bir düşünce geliyorsa kadın kelimesi zaten kötü ya da kaba bir şey olmadığı için kadın demende hiç bir sakınca yok.
Lise öğrencisine de kız demende hiç bir sakınca yok. Zaten yasalar karşısında 18 yaşında yetişkin oluyoruz.

@zimbirik
İnsanların yaşları alınlarında yazmıyor. Yazsa da sırtı dönükse ne yapacağız. Sen 18 yaşını barem koymuşsun ama bu yaşı herkes tasvip ediyor mu? Ayrıca farklı yaş grubundan bir topluluktan bahsediyorsak? Mesela 'Şu bayanların oturduğu masa var ya' demeyeceğiz de 'Şu kadınların ve kızların oturduğu masa mı diyeceğiz? Öyle diyeceksek yanlış yapmamak adına masaya yaklaşıp bir yaş tahlili mi yapıp geleceğiz.
Ayrıca bu ülkenin nüfusunun ezici çoğunluğu, kadınıyla erkeğiyle, evlenmemiş dişi bireye 'Kadın' dersen seni dövmeye kalkabilir.
Ayrıca kargaşayı önlemek için 'oğlan' kelimesini önermişsin ama Anadolu'nun birçok yerinde 'Oğlan' kelimesi homoseksüel genç erkek birey anlamına gelir.
Ayrıca konuya cevap veren kadın bireylerden 'Hanım' 'Hanımefendi' lafı kullanılabilir diyenler olmuşsa da şu da var.
img-s1.onedio.com
Çok küçük bir azınlık bu kelimeye takmış durumda ama ne nedenini ve ne de dedikleri gibi olsa ortaya çıkan kavram kargaşalarının çözümünü açıklayabiliyorlar.

@Eksiduyuruhesabim
Kanunlar herkesi bağlar. Nereden çıktığı sanılarak bazı yerlerde kullanılabilen diğer yerlerde kullanılmayacak bir şey değildir o.

Ayrıca 'Bayan' kelimesi, kullanılması Atatürk tarafından öngörülmüş bir kelimedir. Bir dönem Türklerde isim olarak da kullanılmıştır. Bayan Han Avar devletinin kurucusudur. Nişantaşı'nda bir parkta büstü de vardır.

Tepki bu durumda anlamsız kalmış, ancak bayan kelimesi mimli bir kelime ve bu konu da çok yersiz değil bence. Ülkede kadınların iş hayatında yaşadığı sorunlar belli.

Yani açıkçası herkes bunun farkında zaten. Kendisi ortamda yokken kadın yönetici ve iş arkadaşları hakkında dönen muhabbetlere hepimiz şahit değil miyiz? Benim kaçırdığım bir şey var mı?

Bazen bazı sözcükler demode olur veya zaman içinde kazandığı anlamdan ötürü dışlanır. Buna benzer birçok sözcük var. Birçok sözcüğün kökeni gayet sıradan anlamlar taşısa da zaman içerisinde kazandıkları aşağılama, hakaret, dışlama anlamlarından ötürü kullanmıyoruz. Bir kısmı sadece tercih edilmiyor, bir kısmı doğrudan küfür anlamı taşıyor.

Bu sözcükler hep böyle değillerdi, zaman içinde böyle oldular ve bunların değişim sürecinde de eminim bunu kabullenmek istemeyen birçok kişi olmuştur.

Dil değişir, bence çok ayak diretmemek lazım. Kullanmayıverin ne olacak ki?

@mirket

Aynı yaşlarda bir grup erkeğin/ oğlan çocuğunun oturduğu bir masaya nasıl hitap ediyorsan diğer cinsiyet için karşılığını bulup hitap edebilirsin.

Erkek - kadın
Oğlan - kız
Bey - hanım
Bay - bayan.

Bunun dışına çıkmasan yeterli. Yaş tahmini yapmana gerek yok. Nitekim erkeklerde de yapmıyorsun.

'Oğlan çocuğu' da ne demek ki?

Ben 'oğlan' demem. Sebebini de söyledim.
'Bey' ve 'Hanım'la ilgili de kocaman kanun maddesi koyduk. Görülmüştür sanırım.
'Bay' ve 'Bayan'da hemfikir olduk sanırım.

Belli bir yaş beyaz ışık seviyor, belki görme açısından fark ediyordur, sarı ışıkta görmüyorum bana kör geliyor diyor mu merak ettim

@firibört

Diyor. Beyaz ışıkla da ev Esenyurt devlet hastanesine dönüyor.

Zararlı derken, daha çabuk yoruyor gözleri ve yorgunluk oluşturuyor. Sarı ve beyaz arasında kalmaktansa, kelvin derecesine göre daha ortada bir şeyler seçebilirsiniz. İkisinden birine mecbur değilsiniz.

akşam olurken güneş ışığının iyice sarıya dönmesi, geceleri uyumamız gibi mevzular on binlerce yıldır genlerimize işlemiş vaziyette.

sağlıklı yaşamak için hava karardıktan sonra fazla oturmamalı ve ışığa maruz kalınacaksa olabildiğince sarı ışıkta oturulmalı. akşam güneşi ya da ateş ışığına yakın...

sirkadiyen (circadian) döngüsü mevzuları gereğince hormonlarımız bunlara göre salgılanıyor.

bu adam da komple ışığı da kısalım diyor. www.youtube.com

Annenize katılıyorum. Sarı ışıktan nefret ediyorum, evi laboratuvara çeviren bembeyaz ışık en güzeli. Sarı göz yoruyor, uyku getiriyor boğucu bir hava yaratıyor bence de. Beyaz ışıkta her şey net ve güzel. Bırakın beyaz kalsın :d

çare (bkz: lambader )

4000k ışık deneyin. 3000k çok sarı.
ama ikna etmeye çalışmak boşa. ben de bol beyaz ve aydınlık seviyorum. millet sarı ve loş seviyor herkesin zevki farklı. ben her şeyi aydınlık ve net görmeyi severim.

ama 4000k'e geçtim güzel. ne tam sarı ne tam beyaz.

Belirli bir yaşa gelince gözler görmemek için bahane üretmeye başlıyor ve sarı ışık da görmek için gerekli ışığı vermiyor.

Bizim için günün finaline yaklaşan saatler anneler için hala iş güç yapılan, gün devamı olan saatler.

Duruma bu gözle bakmak lazım.

Ayrıca tüm gün gözünü telefon, bilgisayar, televizyon üçlüsünün ekranından ayırmayan insanların, sarı ışık deyince birden sağlık uzmanı kesilmelerine de anlam veremiyorum.

Lambader falan romantik çözüm. Yemek sonrası bulaşığı toplayıp yıkayan, evyeyi temizleye, çayı getirip götüren, meyve servisi yapıp soyan, gözleri yarı ölü kadını kesmez onlar. Hem onun çağına hitap etmez öyle şeyler.

yaşlılar böyle :( benim babam da beyaz ışık seviyor.
diyorum ki sarıyer börekçisine döndü ev =(((

bir yandn da komik geliyor, niye böyleler =)
beyaz ışıktan nefret ederim.

beyaz ışık doğru olandır. sarı ışık berbat... anneniz haklı siz haksızsınız. 6500k philips kullanıyorum tüm evde

Ben ikea'dan bir çift lümeni yüksek sarı ışık aldım direkt taktım salona.

Başta çok garipsediler, alışamadılar ama şu an kullanıyorlar hala. Rahatsız olsalar değiştirirlerdi sanıyorum :)

Jellybear +1

şika lümen mevzusuna değinmiş o çok önemli.

annemlerin salon stadyum gibi ama 3200K. Lümen önemli. gidip 600 lümen lamba takarsan istersen mor ötesi tak yine kesmez.

metrekare/lümen hesabı var internette arayın bulun ona göre lamba alın.

Hiç bir şey olmaz, böyle devam.

Dandik olan uzatma aşırı dandikmiş be, soba değil çamaşır makinesini bile kaldıramamış.

Selamlar,

Öncelikle geçmiş olsun. Uzatma kabloları genellikle 0.75mm2'lik kabloyla yapılıyor. Bu uzatma kabloları ısıtıcı, klima vs gibi yüksek güç gerektiren cihazlarla kullanılamaz.

Normal bir kullanıcı buna dikkat etmez, kablonun 2.5mm2 olmasını öneririm. Kablonun dış kalınlığına aldanmayın, kablonun üstünde kesit yazar. 0.75mm2 6amper taşıyabilirken 2.5mm2 olan kablo 25amper taşır. Çoğu cihaza fazla fazla yeter.

Eğer kabloyu hazır bulamazsanız kablo, fiş, üçlü'yü ayrı ayrı alıp kendiniz de yapabilirsiniz.

edit : bence sizdeki kablo 0.5mm2 bile olabilir, kontrol eder misiniz ?

@kimlanbu

Teşekkürler. Yanan kabloyu çöpe attık. Şunu aldık:

www.n11.com

edit: anma akımı 16 amper yazıyor özelliklerde. kaç mm olduğunu göremedim. sizce kaç mm'dir?

Yerinde olsam prizi de değiştirirdim. Zor bir şey değil zaten. Sebebi ısı sebebi işe delikleri genişlediyse iyi tutunamadığı için tekrardan ısınıp yangın çıkarma ihtimali var.

16A diyorsa 1.5mm2 dir muhtemelen.

50 TL'ye Bauhaustan Viko marka elektrik duvar prizi aldım. Değiştireceğiz.

Tesisatçı 400 TL çekti. İnsanlık ölmüş, kim kime geçirirse..

Sorularınıza diger arkadaşlar cevap vermiş. Fakat ben farkı bir şey diyeyim. Çamaşır makinenizin baglı oldu prizin panodaki sigortası bozuk. Normal şartlarda atması lazımdı. Atmamış siz elle müdahale etmişsiniz. Acil olarak sigortanızın degişmesi lazım

Teknik olarak hiç bir bilgim yok ama bir sağlık sorunu olma ihtimali varsa bekleyeme de gerek yok...
Bununla ilgili araştırma yapıp, gözlem yapmalısınız bence.

Otizm için değil o testler. Acil doktor çok değerli zamanı harcıyor olabilirsiniz.

çok emin olmamakla birlikte tablet ve tv ile haşır neşir olan çocukların geç konuştuğunu duymuştum.

Tek yönlü iletişim olduğu için böyle bir şey var sanırım.

uyaran eksikliği olan çocuklarda akranlarına göre geç konuşma olabiliyor. tv tablet telefon bağımlısı çocuklar gereken uyarıcı ilgiyi alamadıklarında daha geç konuşabiliyor. elbette bir uzmana gözükmekte fayda var ama bir telaşa da kapılmasınlar. günümüzde gittikçe normalleşiyor geç konuşma neredeyse.

bu arada otizm konusu salt konuşma ile açıklanabilecek bir durum değil. bu bir spektrum. çok geniş bir gösterge skalasına sahip. hatta çoğu zaman kendine özgün bir durum. bu konuda endişelenmek için bir çok hususta çocuk gözlemlenmeli. göz teması, ismini söyleyince bakması vs vs bir çok parametre var internette de görmüşsünüzdür ama bunlar bile tek başına yeterli değil. mesela kimi çocuk seslendiğinizde bazen bakar bazen oralı olmaz. bu da gayet normaldir.

Konuşurlar…
Bir hafta içinde değişiyor çocuk, bir hafta içinde aniden yürümeye falan başlıyorlar .
Normalde bu yaşlarkae konulmaları gerekiyor yüklemli cümle falan kurmaları lazım .
Uyaran, fazla oyuncak varsa kaldırın bence .
Başka çocukları görmeleri , başka insanlar görmeleri lazım bence ,
Tam pandemi çocukları, bunlarda yaşanıyor ..
Bir de insanoğlu fıtratında tembel heralde,
Ailesi çocuk su demeden susadın mı diyor , ( mama , aç ) demeden acıktın mı diyor sanırım…
Çocukta uğraşmıyor konulacağım diye .

Sabah 6 da yazdım, düzeltme işin falan hiç uğraşamayacağım. Karışık bir yazı olmuş .

Kesinlikle normal değil. O yaştaki çocuklar kelime hazneleri sınırlı olsa da cümle bir kurup konuşuyor. Doktora götürmekte fayda var. Çocukta bir sorun olabilir. Otizm olabilir sendromlu olabilir. Bu konularda zaman çok önemli. Ailenin Sigortası elbet vardır devlet hastanesine götürün.
Sigorta yoksa gelir testi yaptırın. GSS kapsamına girip bari öyle götürün para Ödemezsiniz

otizm tanısı 4 yaşından önce çok belirgin değilse konulmuyor. 2 yaşındaki bir çocuğun 2 kelime cümleler kurup 50 kelime üzeri konuşması beklenir. 3 yaşında konuşmaması konuşma geriliğine işaret eder. söylendiği gibi tvye ve tablete maruz kalan çocuklarda konuşma geç gelebiliyor. tüp tedavisiyle alakası olmayan bir durum.

bence normal değil. 3 yaşında ikiz yeğenlerim var çatır çatır konuşuyorlar.

Bende 3 yaşından sonra konuşmaya başlamışım ve birkaç kez doktora götürmüşler endişelecek bişey olmadığından bahsetmişler şuan konuşuyorum öyle de oldu :) not:3 yaşıma kadar anne bile dememişim.

değil bence de. doktora görünsünler

ikiz arkadaşlarım var şu an 37 yaşındalar, onlar da çok uzun süre konuşmamışlar. ikisi de boğaziçi mezunu. biri konuşmayınca öteki de konuşmamış, çokça doktora götürüldüklerini söylemişti. okul öncesi kendi kendilerine birden dile gelmişler. muhakkak doktora gidilmeli ama özellikle ikizlerin birbirlerinin davranışlarından çok etkilenebildiğinden bahsetmişti.

Eşimin kuzenlerinden biri 3 yaşında, telefon tablet bağımlısı. Diyorlar ki hiç iletişim kurmuyor.

Yemeği önüne geliyor, suyu önüne geliyor, etkileşim kuracağı şey de telefon tablet olunca, neden konuşsun ki.

Bi uzmana götürmüşler, cihazlardan uzak tutun etkileşim kurmaya çalışın sürekli demiş, bir kaç ay sonra yeni yeni konuşmaya başlamış.

Yani 3 yaşında da olsa başlayabiliyor. Ama 4ten sonra korkmakta yarar var.

Çocuk/çocuklar çok izole yetiştiyse olabilir. Hiç parka gitmiyor mu ? Tanıdıkların çocukları ile sosyalleşmiyor mu ? Ailesi onunla devamlı anlaşılır ve tane tane konuşmuyor mu ? Eline telefon tablet verip saldım çayıra derseniz bu durum "normal".

Benim ufaklık 2 yaşına doğru konuşmaya başladı, şu an 4.5 yaşında ingilizce meyve, sebze, renkler, sayılar, belli kalıpları kullanabiliyor. Annesi anlamıyor diye ingilizce küfrediyor. "What the f***, what the hell..." diye. Heyecanlandığında veya korktuğunda ingilizce'ye dönüyor, markette annesi bilerek saklandığında "mommy mommy where are you" diye ortalıkta dolanıyordu geçen sene.

Arkadaşlarımın çocuklarından 1.5 yaşında cümle kuranlar vardı, kızlar daha erken konuşuyor gördüğüm kadarıyla. Bizimki o sırada daha temel kelimeleri kullanabiliyordu. Benzer endişeyi yaşamıştım açıkçası. Telefon/tableti sadece yemekler esnasında verip sosyalleşmesi sağlamaya çalıştık o dönemde.(şu an kendi telefonu, tableti var ve elinden düşürmüyor)

Pandemi döneminde eve kapalı kalsa da elimizden geldiğince sosyal tutmaya çalıştık.

istanbuldalarsa isadem merkezlerinde ucretsiz gelisim testi yapiliyor oradan yardim alabilirler. ayrica 3 yas sonrasi 153'u arayip beyaz masa'dan belediyelerin de psikolojik danismanlik merkezlerinden randevu alabilirler. bunlar istanbul icin ama. eger istanbul'da degillerse tum devlet hastanelerinde cocuk norolojide cocuk gelisimciler yapiyor bu testleri ve gelisim kontrollerini. tamamen ucretsiz, mutlaka gotursunler doktora. evet cok endiselenmelerine yine de gerek yok gec konusma olabiliyor bazi cocuklarda ozellikle de uyaran eksikligi varsa, yukarida da soylenmis zaten. ama ikiz olmalari dusundurdu beni, mutlaka birbirleriyle iletisim kurma cabalari olurdu. o yuzden mutlaka ama mutlaka bir uzman gorsun, bu zamanlar gercekten cok degerli, ihmal etmesinler ustune dusmeleri sart.

Kuzenim 1.çocuğu dahi gibi.2.si 6 yaşında konuşmuyor. Terapi alıyor. Yine aynı.

Listedeki uzmanlardan destek alabilirsiniz: www.dktd.org

Bir tanıdığın sürekli ekran başında büyüyen erkek çocuğu 3 yaşında ana okuluna başlayınca konuşmaya başladı. Uyaran eksikliği nedeni ile konuşmadı başta.

Benim ikizi olan bi kız arkadaşım da çocukken geç konuştuklarını, ailesinin endişelenip onları doktora götürdüğünü söyledi. Doktor, ikizlerin geç konuşabileceğini, birbirleriyle konuşmadan anlaşabildikleri için konuşmaya gerek duymamış olabileceklerinden bahsetmiş. O arkadaşım da ortalama üstü bi zekaya sahip çok hızlı konuşan biriydi.

Ama bu riske atılacak bir şey değil. Doktora gitmesi lazım.

edit: aşağıda @deartheodosia çok güzel bir cümle kurmuş. yazacaklarımın özeti bu. konuşmuyor, çünkü konuşmayı tercih etmiyor. konuşmak istemiyor. çünkü zaten derdini konuşmadan da pekala anlatabiliyor.

benim oğlum 3 yaşında kreşe başladıktan sona çözüldü, o saate kadar "ne" (anne), "nene"(anneanne), "baba", "dede" dışında kelime kullanmıyordu. biz de endişe ettik. kuzenim konuşma terapistidir, ona söyledik, normal dedi, olabilir dedi.

üstelik tabletle, televizyona ilgisiz falan da büyütmedik. çocuk kendi kendine bi işaret ve ses dili geliştirdi ve biz maalesef onun ne dediğini anladık. mesela su isteyince ağzıyla hüüp yapıyordu, acıkınca ağzını şapşapşap yapıyordu. çok küçükken sokaktaki çöp kovasına elleyecekti, "elleme ege ööğ o" dedim, çöpün adı "ööğ" kaldı. ne kadar çöp dediysek de 3 yaşına kadar çöpe "ööğ" dedi. arabalarıyla oynarken mesela arabayı ğınn ğınn diye efekt yaparak sürersin ya, araba da "ğın ğın" kaldı. üstelik yani özellikle "bak havhav, bak düt geçiyor" falan demediğimiz halde. kendi kendine işaret ve efekt dilinde cümle kurmaya başladı, çöp kamyonunu gösterip "ööğ ğın ğın" dedi mesela. konuşmuyor ama cümle kurarak anlatıyor.

siz anlıyorsunuz diye kendini kasıp konuşmuyor dediler, anlamayalım dedik. anlamayınca aslında anlayıp da anlamıyor gibi yaptığımızı fark ettiği için yine konuşmadı. bu "ne dediğini anlamayın, o zaman konuşur" diyen bir arkadaşımızla buluştuk, güneşin altında gezerken "baba" dedi, "ığğğ" diye önce güneşi gösterdi, yine "ığğğ" diyip kafasına şap şap vurdu. bu bize "anlamayın" diyen arkadaş "çocuğun kafası pişmiş, şu pusetin tentesini kapatsana" dedi. dedim noldu hani anlama diyodun?

kreşe başlayıp ne anlatmak istediğini gerçekten anlamadıkları bir ortama girer girmez çenesi açıldı.

otizmli de değil, dahi falan de değil, normal düz çocuk kendisi. şimdi 11 yaşında car car konuşuyor.

siz yine bir uzmana danışın ama çok da endişelenmeyin.

haha, bu benim çocuğum :) 2.5 yaşında şu an, iki kelime dışında konuşmuyor. ama her şeyi takip ediyor, oyun grubuna gittiğinde mesela ayakkabılıktan kendi ayakkabılarını bulup seçiyor, giyiyor. ben yemek yaparken o da malzemeleri ekliyor, karıştırıyor vs. ama konuşmayı tercih etmiyor.

babam psikiyatrist, hiç gerekli değil diyor şu aşamada konuşma terapistleri için. çevremde de yaşça büyük, old school doktorlar var, birçoğu profesör. bi durum yok diyorlar. ama bizim yaş grubumuz acil doktor, acil terapist, acil otizm uyarıları veriyor.

ben problemi biliyorum aslında, günün çoğunda yalnızca benimle birlikte. ben de konuşuyorum ama kısa cümleler genelde. annecim gel, bak gibi. konuşma duymadığı için konuşmuyor. kitap okumak istediğimde sıkılıyor, dikkat süresi kısıtlı. tv açmıyorum. yaşıtlarıyla oyun grupları dışında bir arada olmuyor, evde de sessiz sessiz vakit geçiriyoruz öyle. ama birisine sorsan hemen otizm, otizm der.

bu yaz yarım gün kreşe başlamasını istiyorum, hızla açılacağını düşünüyorum sosyalleştikçe. bakalım.

direkt sözlük sunucularına müdahale edilmediği sürece mümkün değil. vpn dediğin başka ülkedeki bi bilgisayar. gidip almanyadaki sisteme nasıl sansür koysun mesela?

senin o vpne bağlanmanı engellemeye çalışıyorlar sonuçta ama o da bi yere kadar...

@konetsu

Çin ve İran'da durum nasıl? Oradakiler hiç giremiyor diye biliyordum.

çinde vpn veya çin dışı internete erişim tam olarak engellenmiş değil ki? bunun tek yolu var, ülkedeki internet sağlayıcıların kullanıcılara yurt dışı çıkışı vermemesi. bu durumda vpn'e de bağlanamayacağından vpn üzerinden erişim sağlayamaz. kuzey kore gibi filan olması lazım dünyadan tamamen kopmaları gerekir. orada öyledir belki?

Su musluktan akarken sen musluğu kapattığında suyun akmasını engelliyorsun ama arkadaki tesisattan dandik mandik başka bir çıkış açarsan suya yine ulaşırsın, öyle düşün. Suyun geldiği yer direkt çeşme değil çünkü. Suyu komple kesmek için tesisatı şebekeyi suyun geldiği barajı falan engellemen lazım. O zaman da başka barajdan şebekeden çeşmeden su alırsın yine ulaşırsın suya. Sunucudan engelleyebilirsin, gerçi sunucuya müdahale edebiliyorlar mı hukuken bilmiyorum ama diyelim ki ettiler, o zaman ben sunucuyu yurtdışına taşırsam onu da yapamazsın artık. Twitter gibi kısıtlarsın ama o zaman ben yine VPN'den girerim.

Bir de şöyle düşün bro: VPN gibi arka yolları ya da reklam engelleme uygulamalarını toplumun çok küçük bir kesimi biliyor, yani biz kendi içimizde bildiğimiz için herkes biliyormuş gibi düşünüyoruz ama öyle değil o iş 10 kişi biliyorsa 100 kişi bilmiyor, o nedenle bi risk oluşturmuyor.

çin özelinde olay daha çok milletin umursamaması diyebiliriz. dünyanın nüfus olarak yarısı çin desen zaten çin içinde her şeyin kendi dillerinde alternatifi var. her şeyi kopyalıyorlar :D eksikliğini hissetmiyorlar. bir de wikideki bilgi doğruysa ingilizce bilen neredeyse yok i.imgur.com

ingilizce bilmedikleri için internetin geri kalan kısmı ilgilerini çekmiyor. dünya ile iletişimleri olmadığı için de ingilizce öğrenmeye gerek görmüyorlar böyle bi döngüde. yoksa teknik olarak isteyen zorluklara rağmen yine istediği siteye erişir. çinde bence özellikle yabancılar yaygın bir şekilde vpn kullanıyordur.

ben siteyi yayınlarken atıyorum belçika'daki bir sunucuya gönderiyorum yani site sahibinin dosyaları direk belçika'ya gidiyor

sen benim siteme girmek istediğinde belçika'dan dosyaları çekiyorsun. bunu yaparken de kendi internet sağlayıcını işte ttnet, superonline ve vodafone falan kullanıyorsun.

hükümet işte bu sunuculara tr genelinde bu siteye erişim vermeyin diyor. yani kısıtlama böyle oluyor.

dolayısı ile ben vpn ile başka yerden bağlanırsam tr'de gözükmeyeceğim için siteye girebiliyorum ve dns ayarlarımla da işi çözebilirim.

hükümetin bir daha dosya upload etmeyeceksin gibi bir yaptırımı olamaz zaten imkansız o her yerden yüklenebilir.

@biseysoracaktim

Opera vpn ile bağlanıyorum, çok yavaş gerçekten bağlantı. Ücretsiz.

TunnelBear nasıldır? O da 3 yıllık abonelik satıyor 120 dolar'a. Çok ya. Opera vpn ile ücretsiz girerim daha iyi.

Teknik olarak teoride mümkün ama pratikte zor. Şöyşe düşünebilirsin caddeyi trafiğe kapattın her arabaya sorman lazım sen nereye gidiyorsun diye ekşi dışındakilere izin veriyorsun. Ama arkada trafik uzayacak. Dolayısıyla interneti kullanılamaz hale getirirler.

administ bu zaten şuanki engel yöntemi işte. dns sunucularına diyorsun ki ben eksisozluk.com'a gidiyorum adresi nedir, o da ip adresini söyleyip seni oraya yönlendiriyor. domain sisteminin işleyişi bu. şuanki engel dns seviyesinde olmalı çünkü vpnsiz sadece dns ayarıyla girebiliyorum. tabi dns hijacking, deep packet inspection vs. daha derine indikleri de oluyor bu engellerde. türk isplerin dnsleri şuan sen bu engelli adreslere gitmek istersen yok kardeş oraya yönlendiremiyorum seni diyor adresini vermiyor işte...

vpn kullanırken ise sen o dns'e(veya türkiye içindeki route'da bulunan herhangi bir sunucuya) bak ben eksisozluk.com'a gidiyorum demiyorsun. onlara göre sen atıyorum nordvpn'e gidiyorsun, sonra nordvpn senin için eksisozluk.com'a gidip verileri alıp sana aktarıyor. bu nord pia vs. çok bilinenler genelde ip adresi ile blacklist'e alınabiliyor ama tümünü engellemeleri de mümkün olmuyor. en olmadı vps alıp kendi vpnini kurarsın yine erişirsin yani. sunucu aktif olup yayın yaptığı sürece erişimi kesin olarak engellemek mümkün değil.

@konetsu
Benim demek istediğin DPI aslında. Bahsettiğim senaryoda complete data inspection oluyor. Sonuçta localden vpn’e giden trafiğide bahsettiğim şekilde kontrol edebilme imkanı var ancak mevcut trafiği de zora sokuyor. Encrypt dataya ne yapabilirler diye soracak olursan da orada da belirli patternler var onlar kullanılıyor.

vpnde dpi sadece protokolü belirlemede kullanılabiliyordu en son incelediğimde. atıyorum wireguard protokolünü tespit ederse o bağlantıyı engelleyebiliyor ama senin bağlanmak istediğin sitenin eksisozluk.com olduğunu göremiyor. vpnler dpi'ın farkında ve buna karşı önlemler alıyorlar son durum nedir hangi ispde hangi protokoller çalışıyor hangileri engellenebiliyor bilmiyorum ama şuan hala teoride mevcut teknolojide tümüyle bir engelleme yapmaları teknik olarak mümkün görünmüyor. tabi poweruserlar dışındaki kitle için yeterli zorluğu sağlayıp büyük oranda erişim oranını azaltabilirler. ama en basitinden koca amerika tor'a engel olamıyor onion websiteleri aktif olarak yayın yapabiliyor. gelecekte veri güvenliği ve özgür iletişim mi daha çok gelişecek sansürcülük mü bilemiyorum tabi ikisi yarış halinde ama şuan yeterli teknik bilgiye sahip kişi için engel yok. tabi bilinçli kullanıcının vpn kullanabilmesi çözüm değil bu zihniyetin değişmesi bu sansürcülüğün bitmesi lazım.

büyük ve yabancı firmaları tavsiye ederim. 1.2 milyon teminat için ne kadar prim istediler.

www.hurriyet.com.tr
burada ücretsiz yapıldığı yazıyor ayrıca belli bir miktar gerekiyor diyor öyle her daire demiyor.

Binada sorun çıkarsa tahliye vb gibi durumlar olabilir diye biliyorum. Buna göre yaptırın

gerek yok..
3-5 ornekte zaten mal meydana cikiyor.
farkli katlardan 5 ornek aldin diyelim, hepsi kotu cikarsa zaten mal meydanda..

her daireden alinmali diyen apartman sakinleri mi yoksa basvurdugunuz mühendis mi? acikcasi her daireden karot gerekli olacagini sanmiyorum.
belki 300 binin icinde kapsamli statik analizi de vardir, sadece beton dayanimini ögrenmek icin o kadar gerekecegini zannetmiyorum.

bir de binaniz eski ise cok buyuk bir ihtimalle su an gecerli olan yönetmeligin sartlarini karsilamayacak. bu durumda ne yapilacagina da karar vermeniz mantikli olabilir.

her daireden alınması normal değil. buna apartman yöneticisi karar vermez zaten. danışmanlık alın bi üni'den veya belediyeden. önce hızlı tarama testi sonrasında karot, numune alımı yapılır. her daireden alınacağını işi yapan söylediyse firmayı değiştirin. 2 günde merdiven altı hasar tespit firmaları türedi. en sağlıklısı üniversiteler, belediye ya da şehrinizdeki imo'dan yardım isteyin.

her daireden karot alınmıyor yok öyle bişey. belirli sayıda alınır incelenir zaten yapıya göre. sabit bir sayısı da yok. ama karot aldım tamamdır bu iş denilmez. zemin etüdü, geoteknik rapor vs'de gerekir yanına. hatta bir de statik rölövesi ile deprem deneyi de yapılır hepsi bir arada değerlendirilir ve çok güzel bir sonuçla her şeyi öğrenirsiniz.

scholar'ın dediği gibi bir düşünceye hiç girmeyin! aman evimizin çürük olduğunu öğrenmeyelim, yıkılırsa ölelim diye düşünmeyin. ev iyiyse iyidir kötüyse kötüdür. kanser testine girmeyin, ameliyat gerekiyorsa sizi ameliyat edebilirler demek gibi. ne yapalım erken teşhisden kaçıp ölüp gidelim mi

Bina 99 öncesi inşa edilmiş. Binada jeoloji mühendisi yaşıyormuş, tanıyor babaannem de. Toplantı yapmışlar. Daire başı 3-5 bin TL demişler. Başka firma ile de görüşeceklermiş.

Bilmiyorum belki babaannem yanlış anladı her daire diye. Ama yine de her daireden 5bin tl alınacak kadar pahalı bir şey değil diye biliyorum.

Bina 15 katlı, bitişik 2 bloktan oluşuyor, toplam 60 daire.

Öyle olsa herkes işi gücü bırakır bu işe girişir.

biz de yaptırmıştık, her daireden falan almadılar bir örnek alındı diye hatırlıyorum.
99 öncesi inşa edildiyse büyük ihtimalle zayıf çıkacak zaten çok kasmaya gerek yok.

15-20 binliraya canavar gibi karot makinaları var 3 5 bin bana çok uçuk bi fiyat geldi daire başına.

Biz yaklaşık 1 yıl önce yaptırdık bunu daire başı 2,000 TL almışlardı. Her daireden karot almadılar ama her daireye girip bişiler yazıp çizdiler :-/

Trendyol daki 2019 üretim hepsiburadaki 2023 üretimi galiba emin olamadım ağırlık farkını.
Topun çevresi 72-75 cm arasındadır. 7 numara basketbol topu çevresi 75-78 cm, ağırlığıysa 567-650 gramdır.

hocam gir bi bakkala topu ölçtür 600 640 gram arası gelmeli ağırlığı

fakat spalding tf 150 lerin malzeme kalitesi çok düştü dış tutuşu çok kaygan bir plastik, iade edebiliyorsan nike dominate sipariş et, adidas a bulaşma, decathlon un tarmak markası da iyi

edit: nike domimate fiyatları görünce beynimden vuruldum, bunlar 100-150 liralık toplardı, hadi 300-350 olmuştur dedim yaşam sevincim gitti

@jamswety

2023 yazıyor benim aldığımda.

@firibört

İade ile uğraşamam. Decathlon'da Tarmak vardı, keşke gidip baksaydım en azından incelemeye. Neyse bu topla artık ağlatıcaz betonu.

Anadan babadan miras kalmadıysa alamayacaksın.

Yani aslında kredi vermiyorlar işte.
Ev alma konusunda ciddiyseniz özel bankaların %2 civarındaki faiz oranlarından kredi kullanabilirsiniz. Aslında onlar bile olması gerekenden ucuz şu ekonomiye göre.
İleride faizler düşerse yapılandırabileceğinizden de emin olursanız bu işten kazançlı çıkabilirsiniz.

Besim Tibuk'un anlatmayı pek sevdiği bir hikayesi var. Ona ait olduğunu sanmıyorum.
Kapitalizm varmış, kahvenin fiyatı pahalı diye şikayet ediyormuş insanlar. Sosyalizm gelmiş ve kahveyi bedava yapmış.
Kahve makinesinin önüne iki tabela asmışlar; "Kahve bedava" "Kahve yok"

Devlet bankalarında kredi bedava, kredi yok.

Alay ediyorlar milletle.

özel bankalardan 2 civarında puanla kredi alabilirsin gelirin iyiyse. onlar daha cömert bu konuda.
iyi bir fırsat yakaladıysan faiz oranına takılmadan alırsın içinde oturursun. oturacak adam için hala mantıklı. yatırım olarak almak için kredi vermiyor artık bankalar öyle yorumlanabilir

iş bankası 1,98 ile veriyor, gidip oradan alın.

Aile büyüklerinden kalmadığı sürece konut almak imkansız hale getirildi. Dediğin gibi 250K gibi komik tutarlar kredi olarak veriliyor.

0,69 kredi kampanyasında Hazine'nin bankaları destekleyebileceği yasa daha bu hafta meclisten geçti. Şartları sağlayanlar için o tarafta gerçekten söylenen tutarlar verilecek gibi görünüyor. Şu an kredi kullandırımı olmadı, başvurular Bakanlık onayında.

Özel bankalara yönelip stüdyo veya 1+1 tarzında ev alınabilir. Duyuru'dan bir arkadaş %1,87 oranla Akbank'tan 1M'a yakın kredi kullandığını yazmıştı diye hatırlıyorum. Birkaç yıl kiraya verip ana para azalttıktan sonra ancak oturulabilir tarzda 2+1'lere geçilebilir. Malesef geldiğimiz nokta bu.

@nuisance

%1.98 ile 1 milyon çeksem geri ödemesi 2.6 milyon 10 sene taksit 21k TL aylık.

Maytap geçiyorsunuz herhalde. İş yerinde patron falan öder anca bu paraları şu devirde.

Onu geçtim 2.6 milyona Porşe çekerim altıma hem de düşük km'li. :)

ya hesap çok basit aslında, bugün 1 milyon kredi ödeyeceğin evin değeri 10 sene içinde 2.6 milyonu geçerse karlı oluyorsun.
zaten 10 senede 2.6 kat artmayan bir eve yatırım yapma bence. 2020-2022 arasında olan şey belli.
her halükarda iyi ve doğru bir yatırım bulduysan %2 ile kredi çekmek bile gayet mantıklı.

porşe alabilmek için masaya nakit 2.6 milyon koyman gerekiyor, nakit 2.6 milyonun olsa zaten kredi kovalamazsın diye düşünüyorum :) keza aynı krediyi, porsche almak için çekemiyorsun, konut alman şartıyla veriliyor sana.

@Cesario,
hesabı yanlış yapıyorsunuz.
hem yatırım mantığına hem de matematiğe biraz ilgili olmak lazım.

@roket ve @lethe izah etmeye çalışmış. enflasyon hesabına bakarsanız bugün korkunç gelen sayıların 3 seneye eridiğini göreceksiniz. üstelik evin kendisi enflasyonla birlikte değerlenirken siz, size ait olmayan bir parayla kar elde etmiş(yatırım yapmış) oluyorsunuz. bu parayı başka yatırım enstürmanı için vermiyorlar+1

paranız yeterince yoksa yaşamalık değil, yatırımlık ev almak, en erken 5 yıl sonra satıp daha başka seçenekler bakmaktan başka ihtimal kalmıyor pek.

İstanbul'a komşu semtlerden arsa almaya nasıl bakıyorsunuz?

1 milyon kredi de vereceklerini sanmıyorum. 2 milyonluk ev için 1 milyon peşinat lazım bu hesapla.

30 yıllık mortgagelar çıkana kadar (ki 20 yıllıklar çıkar 3-4 seneye) ev alamayacağız.

@Cesario


eğer biraz birikim olupta üzerine kredi alıp oturumluk evini alabilecek için 21K aylık cazip aslında şu ortamda.

en fazla 2-3 sene zahmetini çekerler, sonra kira öder gibi ödemeye başlarlar.

ayrıca 21k artık cok büyük bir meblağ değil, karı koca 50bin tl ogretmen memur çift kazanabiliyor, özel sektördeki rakamları hiç bahsetmeyeyim.

unutmadan özel bankadan alacağın konut kredisi ileride faizler düşerse yapılandırma şansınız olur.

mesela kampanyalı kamu bankası kredilerinde bu olmuyor. 1,29 kredileri mesela faizler 1 altına düşse dahi yapılandıramıyorsunuz.

İnsanlardaki mutsuzluk o kadar büyük ki küçük dopamin takviyeleriyle ancak unutabiliyorlar. Alışveriş de bunlardan biri. Gelecek kaygısı diyelim. Evi arabası olanda bile var bu

evet ben oyleyim cesariocum. bu ulkede ne ev ne araba alabilirim o zaman biraz kotu gun parasi birakip gerisini harca modundayim.

bir de sacma sapan insanlarda para oldugunu gormek beni asagi cekiyor iyice, ne kadar cabalasan da olmayacagini goruyorsun falan... alisveris iyi geliyor bana bu acidan da. ustteki arkadasa da katiliyorum yani

Finansal okuryazarlik dusuk, sirketlerin beyin yikamasi/marketingi ise cok etkili. Bence insanlar bu yuzden kendini alisverise vuruyor.

Turkiye'de surekli ev yapilmasi sayesinde ev sahibi olmak orta kesim icin hala o kadar zor degil. Sabir ve disiplinle olur. (Fakir kesim icin zor ama zaten o kesimin alisveris yapacak parasi da yok, dolayisiyla bahsettigimiz grup o degil zaten)

çok şükür alışverişe ihtiyaç bi şey yok
yemek sağlıklı beslenmeyi lux olarak belirledim
gerçi indirimli rest arıyorum

Kazandığımdan fazlasını harcamıyorum veya borçlanmıyorum. Kendimden kısmıyorum. Ev araba almak gibi bir gayem yok. Mutlu yaşamaya bakıyorum.

Eskiden:
Param cepte, kahve makinası alacağım. Ama nasıl bir şey alacağıma karar veremedim. Biraz daha araştırayım. Hem beklerken bakarsın bir kampanyaya rastlarım.

Şimdi:
Param cepte. Kahve makinası alacağım. Derhal almalıyım yoksa yarın zamlanacak, param yetmeyecek.

insanlar o kadar çok çalıştırılıyor ki hınçlarını para harcayarak çıkarıyor.

En belirgin sebebi bir daha o fiyata bulamama kaygısı ve tabii paranın cepte durdukça değer yitirdiği hissi. O yüzden enflasyon çok büyük bir bela.

Bir şeyden kısmam ama harcama isteğim de yoktur. Sağlığıma harcarım. Botoks, estetik, diş, saç, sağlıklı yeme içme. Tatile harcarım, arkadaşlara ve aileye harcarım. Beğendiğim bir şey olsa alırım ama bulamıyorum ya da yeteri kadar aramıyorum. Bilmiyorum, belki de ihtiyacım yoktur. Kalite çok düştü son zamanlarda. Belki de odur.

çevremde para biriktirmeyi "mallık" olarak gören gençler var çokça, ve ellerine ne geçerse harcıyorlar, yatırım diyorlar buna da. durumlar yazıklı.

Mirket +1

İhtiyacım olan bir şey varsa hemen alıyorum artık çünkü fiyatlar sürekli artıyor. Örnek olarak elektrikli süpürge alacaktım. Geçen hafta pazartesi baktığımda 8800 civarıydı fiyatı. Ertesi gün 9100 civarı oldu ben de aldım. Bugün kontrol ettim 10300 civarı olmuş. Bir haftada 1500 TL artmış yani.

Her ay kendime veya eve teknolojik bir "oyuncak" almaya çalışıyorum. İşim gereği her ay eksra dolar/euro geliyor bir kısmını böyle eziyorum. Bu sene ev/araba alma umudum yok.

Sıradaki oyuncaklar :

1) Meta Quest 2
2) Xiaomi veya Dyson hava temizleme cihazı.

Ben şu programı uyguluyorum, faydasını da görüyorum. Plank ile de desteklenebilir tabii. Bench şart değil, sehpa/sandalye ile de oluyor ama ben rahat etmek için bench de aldım.

www.muscleandstrength.com

Decathlon'da çeşit çeşit mat var, ben (nispeten) ucuz bir tane aldım memnunum

"Yararı olur mu" sorusu sağlık açısından ise koltuktan kalkıp 30 dk yuruseniz bile yararı olur.

Yararı olur mu sorusu böyle atletik olur muyum ise olmaz.

Sağlık için çok fazla spor hareketi yapmaniza gerek yok. Misal plank demissiniz, planke gelene kadar trilyon tane hareket var.
www.elitefts.com:~:text=Even%20though%20the%20plank%20exercise,in%20the%20waist%20or%20hips.

Sinav, mekik, basketbol ile çok acayip bir şey beklemeyin yani. Beklentiniz sırf sagliksa, kilo verme ya da atletik vücut sahibi olmak değilse olabilir.

YouTube’ da 15 min. aerobic exercise tarzı videolar var. Dışarıda koşmak, basket oynamak kadar faydalı olmasa da deneyebilirsin.

Dubmell'iniz varsa su:
darebee.com

yoksa burdan uygun biseyler secip begenip yapabilirsiniz:
darebee.com

saglik icin zaten yararli onu tartismaya bile gerek yok ama sekle girmek icin her gun yapinca kesinlikle faydasi var. 3 ay yapip 2 hafta yapmayinca resetlemeye basliyor ama vucut kendini.

Daha önce başıma geldi ve geçmedi

değiştirin. geçirmiyorlar.

Bu arada arabayı 2020 Temmuz ayında aldım. Satan kişi muayene yaptıktan 1 hafta sonra bana sattı. Aldığım ilk gün kasko için fotoğraf çektiğimde plakada vida varmış. Şimdi kontrol ettim fotoğraflardan.

Son zamanlarda çıkan bir kural mı bu? O zaman nasıl geçirmişler muayaneden üzerinde 2 tane vida varken? Vidanın konumu mu önemli?

2020 yılında ben kalmıştım plakadaki vidadan sebep, tam o sıralar çıktı galiba bu muhabbet. 2018 de sorun olmamıştı. tabi sorduk çıkarsak olmaz mı diye, yok değiştireceksiniz dendi. Değiştirdik paşa paşa. Bence kesin geçmez ama denemek isterseniz deneyin. Eğer kalırsa süre veriyorlar 1 aydı sanırım, değiştirerek tekrar girersiniz.

@huzurlarinizda

Plaka yamuldu, arkayı çarptım. Mecbur değiştireceğim.

Önce yazı alacağım kara yollarından, oradan da notere. Daha sonra da şoförler odasına plaka bastırmaya. Bilmeyenlere duyurulur... Semt karakoluna gittim. Kayıp için biz işlem yapıyoruz dedi.

beyaz silikonla delikleri kapatın geçer. 2 ayrı şirket aracı geçirdim o şekilde

İlk zamanlar hiç bir vida ve delik için onay vermiyorlardı, sonra biraz düzenlendi bu ve kameraların plaka okumaya en gel olmadığı vida izlerine izin verildi.

Örnek vidalama yerleri tüvtürk sitesinde fotorğaflar ile verilmişti, hala vardır herhalde.

Edit : varmış hala yönetmelik ve ilgili foto ;

www.tuvturk.com.tr

kamera plakayı okuyamıyor bahanesiyle muayeneden geçirmeyen tüvtürk, aynı plakanın orta yerine nal gibi etiket yapıştırmayı biliyor.

evet maalesef vidayı sökmüş de olsanız delik yasak, ama etiket serbest, çünkü yapıştıran kendisi. istemiyorum, yapıştırma onu diyorsun, zorla yapıştırıyor bi de.

yine de insan faktörü bu. yani beyaz silikonla kapatıp mavi yere denk gelen varsa onun da üstünü ojeyle boyayıp şansınızı deneyebilirsiniz, bizim 91 model renault 21 concorde geçiyordu bu şekil kamuflajla. ama bakan adam kafayı takıp delik var!! derse geçirmeyebilir de.

"en az" 15 dk önce diyor, sanırım 15 dk sürebiliyor kodun gelmesi. dolayısıyla bugün alınıp yarın gidilebilir diye anlıyorum ben

Birkaç ay önce yeğenlerimi götürmüştüm. Biri 5 diğeri 9 yaşında. Beğenmişlerdi. Benim zerre ilgimi çekmedi açıkcası. Timsah yoktu sanırım, olsa hatırlardım gibi.

evet, 6 ay önce kadar benim minikle gittim ve bileti de yukarıdaki web sayfasından almıştım :) ben aldıktan 2 ay sonra kadar gitmiştim yanılmıyorsam ve bir problem olmamıştı, güvenilir. (şimdi emin olmak için mailimi kontrol ettim, eylül 2022’de yetişkin için 127 tl’ye satıyorlarmış. firsat.me, doğru.)

bence güzel bir akvaryum. araplar vardı biz gittiğimizde yoğunlukla.

timsah var bu arada. hiç hareket etmediği ve sabit baktığı için oradaki görevliye gerçek olup olmadığını sormuştum, canlı olduğunu söylemişti.

Ben de bu siteden aldım. Baktım ağustos 2019'da 55 tl'ye almışım. Güzeldi, büyüktü ben gittiğimde çok kalabalık da değildi, olanlar da araptı neredeyse hep. Penguenlerin olduğu küçük bir alan vardı orayı beğenmemiştim üzülmüştüm yani hayvanlar için. Akvaryum vs. seven biriyseniz beğenirsiniz.

ev is disinda bi yere gitmeyen ben mi??? hemen bi yeni kesif besiktastan gelsin o zaman NEED COFFEE

Ben karşının adamıyım ama :)

Montag.
Doz Roastery.
Drip Coffeist.

Malavita’nın kahveleri güzel Kadıköy’de. Şemsiyeli sokağın arkasındaki sokakta kalıyor.

küff

Sana ulasana "adimi x mi verdi" diye sorsan cevap verecek gibi sanki?

Basligi gorunce kizin teki sana taciz iftirasi atti sandim :(

@fakyoras

İş yerine yeni başlayan bir kızın eski sevgilisi kızın peşini bırakmıyor. Taciz eden kişi arkadaşım verdi adını dedi de benim kızla uzaktan yakından alakam yok. Biriyle karıştırıyorlar beni. Tacizci benim olmadığımı anladı da, kıza ulaşmak için iletişim numarası vs isteyerek tehditlere başladı bu sefer.

Engelle engelle bitmiyor. Sürekli hesaplar ekliyor. Bugün ekleyen olmadı.

Gerçekten adımı veren kişi şüphelendiğim kişiyse büyük bir skandal ve anında şutlanması lazım işten.

Ben Kıvanç Tatlıtuğ kısmında kaldım hocam.

Kıvanç Tatlıtuğ: Ben ne alaka

Valla hocam ciddi ciddi onceki duyrularda da denildigi gibi ortaligi kendin icin ne karmasik hale getirmissin. Duyurularin direkt 'tanimadiginiz birisi sizi eklese ne yapilmamali' sorusuna cevap olacak duzeyde.

Su asamada bisey yapma, sal gitsin. O 'supheli' kisi ortalik bu kadar karisiktan sonra bence digerini 'yapacagin isin' vs diye hasliyordur.

Soruya cevap: Evet, aradan siyrilmasi bu kadar kolay olabilir.

@ruhen

Hocam esprisine yazdım onu ya, takılacak en son cümleye takmışsınız. Beni birine benzetiyorlar ya hani, o yüzden mevzular başladı. Ona bir ironi yapmak istedim.

Senin duruma özel söylemiyorum ama insanlarla yüzleşmekten bu kadar kaçmaya gerek yok. Karşında normal biri olmasa da belli ki ortada bir yanlış anlaşılma var. Yapacağın şey isteği kabul edip lafı uzatmadan sesli arayıp kimsin ne istiyorsun diye sormaktı. O konuşmada zaten kendini aklayacaktın, bu olay da bu kadar uzamayacak, bu kadar gün gündemini de kafanı da meşgul etmeyecekti.

Yanlış hatırlamıyorsam isteği kabul etmeme sebeplerinden biri kızı da bir şekilde rahatsız edebilme ihtimaliydi. E noldu yöneticine gittin, kızı öyle ya da böyle işin içine yine çektin zaten.

@incrediblemau

Kıza benim üzerimden ulaşma ihtimali yok. İnstagramda falan ekli değil bende. Hesabım gizli. Böyle bir psikopat birini kabul edemem. Benim üzerimden başkalarına da salça olabilir. Hesabımdaki insanların yarısı iş yerinden arkadaşım. Kızı ben bulamazdım. Yönetici aracılığıyla kızı bulduk ve durumu ilettik. O konuda yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum.

Yüzleşmekten korkmuyorum. Karşı taraf anlatmıyordu mevzuyu. Zaten kabul etmesem de mesaj yoluyla konuşma var ve sesli konuştuk araşarak.

Başkasının emriyle arkadaşlık isteğini kabul edecek değilim.

Üst yöneticilerim pek dahil olmuyor, keşke direkt müdüre gitseydim. Bu saatten sonra olay uzarsa zaten müdür ve disiplin kuruluna gidecek olay.

Kendini aklayinca olay bitmiyor. Şüphesi geçti belki ama aynı yerde çalıştığımızı bildiği için ona iletişim bilgisi vermemi istiyor ve öyle tehdit ediyor.

"Beyza Nur XXX"u tanıyor musun dedi iş yerinden, hayır dedim. Kapattım, isteği sildim, tekrar ekledi, engel attım.

Tamam konuşmuşsun da en can alıcı noktada kestirip atmışsın. Böyle yapınca adamın şüphesini de beslemiş oluyorsun. Şart koşsun şurt koşsun napıyorsa yapsın, üstüne gitsen dökülecek belki seninle ilgili ne duymuş kimden duymuş.. Ben kesinlikle üstüne giderdim. Farazi de konuşmuyorum benzer bir şey yaşadım daha önce.

YANLIŞ: Tacizci dün kendisine bizim iş yerinden birinin benim adımı verdiğini itiraf etti. [Adam bunu hangi kanaldan itiraf etti, bu bilgi sana ulaşamamalıydı. iletişime geçmen yanlış.]
YANLIŞ: Tacizciyi fake bir hesaptan ekledim. [En büyük yanlışın]
YANLIŞ: Ben bu kişiden şüphelendim. [Bu olayın zihnini meşgul etmemesi gerekir]
YANLIŞ: Bugünden beri eklemeler kesildi. [Bu olayın zihnini meşgul etmemesi gerekir]

DOĞRU: Ben motoru soğutmaya aldım.
DOĞRU: Herhangi bir yönetici vs beni yanına çağırıp mevzuyu sormadıkça, birileri ekleyip mesajla vs rahatsız etmedikçe kabuğuma çekiliyorum.
DOĞRU: ama şüphelinin vs her türlü ekran görüntüsünü vs aldım.

Ben yazacaktım ama @WithWorth yazmış. Şu 3 volümlük serüvende tek doğru hareket şu paragrafta:

"Ben motoru soğutmaya aldım. Dünkü sinirim geçti. Herhangi bir yönetici vs beni yanına çağırıp mevzuyu sormadıkça, birileri ekleyip mesajla vs rahatsız etmedikçe kabuğuma çekiliyorum ama şüphelinin vs her türlü ekran görüntüsünü vs aldım."

Pardon, tek değil. Bir de konuyu yöneticiye iletmen var. Gerisi komple hatalı. Hadi kurtulmuşsundur umarım.

adam kız yerine sana kayacak böyle giderse.

Ben suphe duyuyordum ama demek ki iyi olmus yoneticiyle konusmaniz.

Gercekten de cok sacma bir durumda kalmissiniz.

Bence birkac gun daha rahatsiz edilirsen kiza gidip "yeter, beni cikarin aradan, yoksa seni de sikayet edicem" falan deyin.

@ahm1

Yarın yönetici konuşacak onunla baş başa. Belki bize o an hepimiz varken anlatamadığı bir şey vardır dedi. İş uzarsa cesario durumu insan kaynaklarına taşıyabilir diye aktaracağım dedi.

Kullanıcı adını değiştirirsen bulamaz. Mümkünse fotoğrafını da geçici olarak değiştir. Dağ taş yap. Tanımadığın insana niye cevap yazıyorsun.

bence senin suçun olayların bu noktaya gelmesi geçen ki soruna da yazacaktım ama neyse boşver dedim. baktın adam sıkıntılı bir tip oturduğun yere kadar söylüyor, dondursana abi instagramını sonra da git yöneticiye anlat sonra da kıza söyle bak böyle böyle bir şey var ben ne alaka diye. o kızın senden saatlerce özür dilemesi lazım. adam seni aramış sen de açmışsın tamam ama sonrası tamamen senin hatan bence. üstüne bir de adamı tehdit etmişsin ve asıl mesele olaya gereğinden fazla müdahale etmişsin yöneticiye 1 kere söylersin böyle böyle diye ben rahatsız ediliyorum diye sonrada kimseyle muhattap olmazsın, insanların ilişkisine karışmışsın bir nevi.

adam sana ses kaydı atmış mevzuyu çözelim demiş. ne mevzusu ? senin adamla bir sorunun yok ki sen biraz kaşınmışsın burda. ya anlatmadığın başka şeyler var ya da olayların büyümesinin sebebi tamamen senin hatan.

@dissendium +1

Aa evet, instagram kullanmadigim icin aklima gelmedi herhalde ama şoyle 2-3 gunlugune de kapat hesabini bence.

@sassot

Anlatmadığım bir şey yok. Ben adamı da kızı da tanımıyorum.

Karşı taraf ısrar ediyor. Anlatmıyor da. Tanımadığım biri bana böyle mevzular yüzünden ulaşsın istemiyorum. Sorunum bu.

Karşı taraf diyorlar mevzu büyüyecek diye. Ben tehdit etmiyorum.

İsteği kabul etseydin o kızla sevgili olup olmadığına bakacaktı büyük ihtimalle. Birlikte fotoğrafınız var mı, fotoğraflarını o kız beğenmiş mi... Sen savcılık, polis karıştırarak sanki kızın sevgilisiymişsin gibi tepki vermişsin ve daha çok dikkat çekmişsin. O kız benim sevgilim değil, tanımıyorum, yürü git diyebilirsin.

abi sana mevzuyu anlatmak zorunda değiller dediğim gibi sen olaylara karışmak istemişsin. adama savcılığa veririm demişsin, polis arkadaşlarla karşılayalım demişsin bu tehdit olmuyor mu. tanımadığın biri sana ulaşsın istemiyorsan, karşı taraf ısrar ediyorsa, arkadaşından ekliyorsa instagramını dondur birkaç gün, ertesi sabah git anlat yöneticine tamam olay bitti gitti. öyle davranmışsın ki adamın aklına kurt düşürmüşsün.

kardeşim sen engellemeye, takibi kabul etmemeye devam et. bu işin bir tarafı değilsin. muhattap olma yani. kesinlikle takibe de alma. insta gizlilik kısmından tanımadığın kişilerin mesaj atmasını da engelle. ne gerek var durduk yere başına iş alasın.

kimseyi kendi şahsi profiline kabul edip, birinin sevgilisi olup olmadığını kanıtlama borcun yok. uzatma yani ilerişim kurmana da gerek yok. savcılığa polise gidicem de deme. bir şey deme cevap vermeme gerek yok yani.

Ya şimdi savcılığa, polise gitmeye "sıkıntı yok" derler ama gerçekten gidersen de o psikopatların süt dökmüş kedi yavrusuna dönmesi 5 dakika almaz. Zaten böylelerini korkutmak için değil cezalandırmak için dava etmek lazım ama bizim hukuk sistemi de malum. Anca FETÖ'cü falan dersen bi şeyler yapıyorlar. Geçmişini bir kazsan belki bulursun. Herif tehdit yerine terörden hapse girerse ne şaşırır ama.

Hocam bu iş nasıl çözülür biliyor musun ?

1- İsteği kabul et
2- Adamı bi dinle sıfırdan bak bakalım ''TAM'' olarak derdi ne
3- İşin en başından beri ona karşı yaklaşımının ''Savcılık,polis vsv'' neden böyle olduğunu açıkça anlat

Sen olaya gizem katmışsın, savılıktan, polisten vs ancak sen ve senin gibi etliye sütlüye dokunmayan, kuralına nizamına göre yaşayan insanlar korkar. Bu adamlar neden korksun ? Adam dövmenin, bıçaklamanın vs vs nin kağıt üstünde cezası var, realitede yok ki. Takar bıçağı 3 ay sonra çıkar ne olcak. O nedenle konuş açıkça, hatta tatlı bi yalan sık '' Konuyu kız arkadaşıma anlattım bu aklı o verdi o da benim gibi tedirgin oldu '' de ve iş bitsin.

Bence de kızla sevgili misin ona bakacak. Kabul etsen ne olacak ki? Kaldır fotolarını ya da onu kısıtla. Belki peşini bırakacak.

ben neyden çekindiğini anlamıyorum, bırak eklesin. ya da numaranı ver arasın. gel kardeşim derdin ne anlat diyebilirsin. mantıklı biçimde kızı tanımadığını anlatırsan senle uğraşmayı bırakacaktır. ha kızı rahatsız etmeyi kesmez orası ayrı.

kimseyi ekleme numaranı da verme sakın. seni de bahsettiğin kişiyi de tannımıyorum inanmıyorsan bahsettiğin kişiye sorablirsin de engelle gitsin. bu tiplerle konuşarak anlaşılmaz.

ağa olayla hiç alakan yokken bu kadar dahil olman çok saçma.
iki yarım akıllının uçkur derdi yüzünden sen niye geriliyorsun. elemanla gereğinden fazla muhatap olmuşsun. yetkili abiye bildirdin mi, bildirdin. bu kadar. ne isteği kabul et, ne hesabını kapat. bunları yaparsan sarmayacağı varsa da sarar. böyle dangalaklıklar yapmaya devam ederse ısrarlı takipten falan şikayette bulun. kızla da dosyası varmış zaten. böyle tiplerin %80 hagb vardır. onun da yanacağını düşünürsek süt dökmüş kediye döner. memleketteki atarlı giderli delikanlıların neredeyse tamamı savcı çağırınca kapında köpeğin oluyor şikayeti çek diye.

ebeş+1

kanka sen olayı büyütmek için elinden geleni yapıyorsun bence. herif normal değil o net belliki ama sende pek normal gelmedin bana. en başta herifle gerçekten bir muhattap olup mevzubahis kişiyle herhangi bir diyaloğunun olmadığını sadece aynı yerde çalıştığınızı onu tanımadığını vs belirtip yoluna koyulacaktın. bu kadar. sonrası olmamalıydı. senin kimseyle bir sorunun yokki. olması için niye aranıyorsun ? yönetici vs ne alaka? kıza söylerdin durumu bilgisi olsun diye o sonuçta tanıyor onu. bir tehdit vs söz konusuyda polise savcıya gider. sen niye kendine rol biçmek için adeta çaba gösteriyorsun kanka yapma erken yaşlanırsın bak.

@sassot +1
@ebeş -300 500 falan

Sen neden inatla muhatap olup süreci uzatmış bir de adamı tehdit etmişsin anlamadım. Belki önceden arkadaşınla onun ilişkisi var diye düşünüyordu, şimdi seninle bile düşünüyor olabilir. Konuşmayıp geçecektin. Bir de zaten davalık olmuşlar kızın suçu yok ki şu an neden onu ortaya atıyorsun(uz) ve sıkıştırıyorsun(uz)? Engelle geç. Yazma bir daha başka hesaptan eklediyse de.

Hesabına da ASLA ama ASLA ekleme. Şu mağara adamlarına istediklerini veremeyin. Şu an senin hakkında adın ve semt dışında bir şey bilmiyorsa, eklediğin anda bir kamyon bilgi edinecek. Gittiğin yerlerden arkadaşlarına kadar. Öyle daha mı iyi? Böyle tiplerin affedersiniz stalklarına 1, üç kuruşluk zekaları ile yapmaya çalıştıkları dedektifliklerine 2.

Olayın tarafı olmak istemediğini ilettin sen. Senden çıktı. Eklediğinde ve konuştuğunda bu kafa yapısındaki mağara adamları ile anlaşabileceklerini iddia arkadaşlar da DM'ye gelsinler. Bir köprü var boğaz manzaralı. İyi fiyata bırakırım.

Hepsini okumadım. Kıza sordun mu mesleği neymiş?

hiç bulaşma yazmıştım. bulaşmışsın :). instanı falan kapat bundan sonra bu konuyla alakalı yöneticin hariç kimseyle iletişimde olma.

Öncelikle muhatap olma kısmında şu eleştirinize katılıyorum. Yanlış yaptım. Çünkü direkt hedef tahtası haline geldim şu anda tacizci tarafından. Adam dedi sesin de benziyor senin, şüphelendim şimdi iyice vs söyledi bir şeyler. Mevzuyu çözelim derken iyice içine girdap gibi çekildim.

Olayın üzerine gitmek istedim. Hiç alakam olmayan bir şeyden dolayı birinin sevgilisi zannediliyorum ve psikopatın teki bana ulaşmaya çalışıyor. Instagramdan da asla kabul etmem. Kimseye ispat zorunluluğum yok, ayrıca gizli hesabımı açamam kimseye istedi diye. Ne yapacağı da belli değil. Kadın yöneticiye bildirmekle iyi ettim. Onun kızı sorgulaması daha mantıklı oldu.

Kızı ortaya attığım ya da sıkıştırdığım yok. Kadın yöneticimiz baş başa tekrar konuşacak zaten yarın. Daha geçen hafta tacizci ulaşmış. Kızın iş yerimdeki alakasız kişilerle iletişim kurma vs gibi laf anlatması lazım. Karşı taraf da anlayacak biri değil de en azından rastgele insanları taciz etmesin, kime ulaşmak istiyorsa doğru kişiye ulaşsın. Yeni sevgilisiyle mi çözerler nasıl olur orasını bilemem. Ama bana tehditler vs devam ederse disiplin kuruluna şikayet etmek zorunda kalacağım. Yönetici de bu durumu yarın bildirecek kıza zaten.

Ben engelledim tacizciyi. Artık muhatap olmayacağım yönetici dışında. Tek derdim alakam olmayan bir olayda adımın geçmemesini ve rahatsız edilmemeyi istiyorum.

Kendi başına açtığın dert yüzünden kızı disiplin kurulana falan vermek de büyük ayıp cidden, hele bu ekonomide.

Sen başta olayın tarafı olmayı reddetseydin zAten eleman senin peşine dolaşmayacaktı.

Adam sana bir adım attıkça sen olayları öğrenmek için, merakından 2 adım attın. Başını da kendin belaya soktun. Kızın da bir suçu yok gibi duruyor senin başının derde girmesi konusunda.

Engelle adamı, değiştir ismini bi kaç gün. başka bir şeyini bilmiyo zaten. Kestirip atman gereken konuyu uzattıkça uzatıyosun. Hem kendi başını hem kızın başını belaya sokuyosun.

ebeş -1,
zimbirik -1,

Kiza acimak suan dusunulecek son sey olabilir. Gelecek sefer efendi adam yerine pic tercih ederken iki kez dusunur.

bir erkek tanimadigi bir kizin serseri eski sevgilisi kendine sardiginda izlenecek en dogru yolu harfiyen bilmek zorunda degil.

Hala başka hesaplar eklemeye devam ediyor beni.

Bu işin sonunda ya instagram hesabım hacklenecek ya telefon numaramı bulup iletişime geçecek benimle, bir şey olacak.

Beni salsa tacizci iş yerinden alakasız başka birine salça olacak. Kıza ya da sevgilisine ulaşana kadar devam edecek belli. Yani kızın da eninde sonunda iş yeriyle başı derde girecek. Bu benim problemim değil ama.

Benim yerimde başkası olsa belki direkt kızın sevgilisini bulur ona anlatırdı. Ben bu işi yöneticilerle çözmek istiyorum. Biz ilgileniriz denilmesini bekliyorum. @withworthun dediği gibi ben bu konuya nasıl yaklaşılır bilmiyorum. Hayatımda ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum. Hep filmlerde ya da gazetenin 3.sayfa haberlerinde böyle şeylere şahit oldum şimdiye kadar.

Kimsenin benim ya da ailemin huzurunu kaçırmaya hakkı yok.

Çok fazla kızem kattın maalesef, eleman da iyice kıllandı. "Bu kadar gizlediğine göre kesin yeni manitası bu" diyordur kendi kendine.

Adam laftan anlayacak bir tip değil, sen gizlendikçe seni kurcalamaya devam edecek. Aç konuş, "bak güzel kardeşim, sen beni onun sevgilisi sanıyorsan ama yanılıyorsun, ben kızı tanımıyorum bile, hedefini değiştir ve benimle boşuna zaman kaybetme, hedefin ben değilim" demen lazım.

Ama ikna olmaz, illa senin instagramını görüp bakacak, ikna olacak, takıntılı çünkü.

Eğer öyle bir özellik varsa (var sanırım) tüm özel paylaşımlarını gizle ya da sil, çiçek böcek dağ tepe kalsın sadece. Kabul et isteğini girsin baksın bi rahatlasın.

ulan ne bicim is ya, herkesin tavsiyesi mantikli geliyor okuyunca ama bu gizem katma isi adami hakkaten killandirmis olabilir sanirim ben de o tarafayim ama boyle ruh hastalariyla da cok muhatap olmamak lazim durduk yere sacma sapan bir seyle ugrasmak zorunda kaliyorsun valla gecmis olsun.

Dostum instagram hesabın nasıl hacklenecek durduk yere? Rahat ol sen. Gerekli önlemleri al (2 faktörlü doğrulama falan), instagram bildirimlerini kapat gitsin. istediği kadar eklesin kaç tane hesap açıp ekleyecek. ayrıca engelle, bu kişinin yarattığı yeni hesapları da engelle de. uğraşsın dursun ne kadar uğraşacak.

hesabına almaya falan çalışma, bu saatten sonra diyalog kurmak sana daha çok zorluk ve stres yaratacak.

olayı ne büyütmüşsün + 1
net bir şekilde o kızı tanımıyorum, sen söyleyince baktım bizim şirkette çalışıyormuş, benle hiçbir alakası yok. instagrama + twitter'a da ekliyorum gir istediğin şeye bak ama bundan sonra beni bu konuda asla rahatsız etme de gitsin.

İki duyuruyu da okuyunca bir plot twist olacak ve kızın yeni sevgilisi siz çıkacaksınız diye düşündüm. Tacizciye karşı davranışlarınız belki o zaman anlam kazanmış olurdu.

Hiç alakanız olmayan bir konuda hem kendinizi hem de o kızı zor durumda bırakmışsınız. Belki de kızcağız işini kaybedecek.

Şu noktadan sonra bence adama "senin hedefin ben değilim, ben o kızı tanımıyorum" deseniz sizin için daha hayırlı olacak gibi. Diğer türlü adam şu an kafasına sizi kızın sevgilisi olarak yazmış durumda. Siz onu yok saydıkça daha da hırslanabilir.

Bugun ne oldu?

@ahm1

Başka hesaplardan eklemeye devam etti. Kızın babası bunu arayıp kızı şikayet ettiğimi söylemiş, bana mesaj yoluyla yazdı. Korkutmuşsun çocuğu falan demiş babası. Babası da belki kızının sevgilisi zannediyor bilmiyorum yani kız olayı nasıl aktarıyor bilmiyorum ve kıza da güvenim yok.


Ben işin içinden çıkamıyorum. Beni nereden buldun deyince çalıştığım firmayı söyleyip oradan bir arkadaş söyledi dedi. Yalan mıdır doğru mudur bilmiyorum.

Ben konuyu başka bir yöneticiye aktardım o ilgilenecek. Tacizci ile instagramda sakince 15 dk konuştum, ses kaydı da aldım. Kızın sevgilisi olmadığımı anladı muhtemelen ama şikayet ettiğimden dolayı kıza ulaşabildiğimi anlayıp kızın iletişim bilgilerini istiyor. Yoksa bana ve gerekiyorsa aileme salça olacağını söylüyor. Hodri meydan olsun da sadece can sıkıyor bu durum. Gerçekten biri benim adımı verdiyse bu büyük bir skandal.

Galiba instagram hesabımı kapatacağım. Önce sizin de dediğiniz gibi kullanıcı adımı değiştirmeyi deneyeceğim.

edit: bu arada şikayet falan yok. sadece kızın kim olduğunu öğrenmek için yönetici aracılığıyla kıza ulaşıp mevzuyu aktardık o kadar.

"Kızın babası bunu arayıp kızı şikayet ettiğimi söylemiş, bana mesaj yoluyla yazdı. Korkutmuşsun çocuğu falan demiş babası."

bunları yazan kızın babası mı?

bence adama son bir "benim olayla hiçbir alakam yok, beni rahat bırak, sorununu kızla çöz" şeklinde bir mesaj at ve 2-3 günlüğüne kapa instagram'ını.

"hodri meydan"lık bir durum yok, olay senin olayın değil. hayır yani gidip adamı dövsen, adam sana abi demeye başlasa ne olacak? birine anlattığını düşün bu olayı, o kadar saçma bir olay ki, sonunda 2-3 boksörü birden dövmüş de olsan kimse etkilenmez yani. ne saçma olaymış denir.

@ahm1

Kızın babası değil tacizci yazdı. Tacizciyi babası aramış. Kızımı şikayet ettiler falan demiş galiba babası adama.

Hodri meydan derken uğraşsın, ben sabırla engellemeye devam ederim. Telefonum öğrenilirse de devam ederim. Zaten iş o aşamaya gelirse muhtemelen davalık oluruz. Kız ya da sevgilisi ya da ailesi beni devreden çıkarması lazım. Bu kadar zor olmamalı bu olay.

Yoksa olay zaten CEO'ya kadar gidecek şikayet hattına yazarsam.

Tacizciye söyledim dediğin şeyi. Bu sefer de kıza ulaşmamda yardımcı ol yoksa rahatsız etmeye devam edeceğim diyor seni de aileni de. Benim korkum yok. İsterse ölüm tehdidinde bulunsun da. Neden böyle bir olayın içindeyim abi ben. Bir tek ben söylüyorum sanırım olayın benimle alakalı olmadığını.

"korkutmuşsun çocuğu" falan demesi sıkıntı azcık. seni yumuşak görüp "ben bunu korkutarak kıza ulaşabilirim" diyebilir. tabii böyle gözükmemek için sert yap demiyorum. sallama, cool takıl bence. instagram'ını da kapat hemen, rahat et. 3 gün girmezsen ölmezsin herhalde, sonra açarsın.

kız da kendi derdinde herhalde ama en azından babası seni düşünüp senden de bahsetmiş adama.

abi öncelikle ailenin ve kendinin can güvenliğini sağla, birkaç günlüğüne/haftalığına bir yerlere git. öyle yapsaydın da böyle olsaydı da, iş bitmiş gitmiş. Bana kalırsa bir avukata da danış, hangi durumda ne yapılabilir onu öğren. kısacası kendinle ilgili bütün önlemleri almaya bak.
bir psikopat siz yokken kapınıza dayansa kıza mı ailenize mi yazık olur, bunun cevabını kendince ver.

Adamı eklemeni ve konuşmanı söyleyen arkadaşlar vardı değil mi? Biz bunları hep söyledik. Elemanla iletişimde kaldıkça başına bela alıyorsun.

Şimdilik ailen üzerinden tehdit ediyor seni. Biraz daha muhatap olursan seni haberlerde görürüz. Eğer kızın bilgilerini verirsen de #BeyzaNurİçinAdalet tag'inde bile buluşma ihtimali var.

Sorunlu kişilere, takıntılı kişilere, mağara adamlarına, tacizcilere 1 cümleden fazla sürecek cevap vermeyin. Engelleyin gitsin. Sizin kendince mantıklı(?) bulduğunuz o iletişim içeren çözümlerin şimdiye kadar işe yaradığını hiç duymadım.

adamı ekleyip kızla bir alakan olmadığını göster diyenlerden biriyim.
doğru olanı yapmışsın. adam, kızın sevgilisi olmadığını anlamış. Bundan sonra seninle fazla uğraşmaz. motivasyonu kalmadı. kızın bilgilerini senden alacakmış falan saçmalık, ya tutarsa diye tehdit etmiş. şimdi tüm mecralardan adamı engelle ve yok say. cevap bile verme. ne halleri varsa görsünler sen bulaşma. yöneticiye falan da gitme.

Konuşaydın keşke. En azından derdi neymiş öğrenirdin ve ona göre davranırdın. Belki kızı bana ayarla diyecek ya da tam tersi kızın sende gözü varmış da diyebilir.

Ya madem korkuttu seni kabul edip konus bence derdi neymis, bes dk suren var silcem sonra seni dersin :)

@romario

Konuştum yazdım ya. Ekle kim olduğumu gör diyor herif. Dalgasına borcum mu var sana diyorum hayır diyor. Dediği kadını tanımıyorum. Bana ayarla/kız senden hoşlanmış durumu olduğunu sanmıyorum. Adamı da kadını da hayatımda görmedim, tanımıyorum.

@rayde

Benim hesabım gizli. Nereden bileyim hesabımda biri ekli mi değil mi diye bakacak belki, birine ulaşmaya çalışıyor nereden bileyim. Derdin varsa ekle demezsin anlatırsın.

yönetici ne alaka anlamadım. tabiki söyleme bir şey. o kişinin de haberi yoktur belki. kabul edip konuşsaydın keşke. kimdir necidir öğrenmiş olurdun. belki seni gerçekten tanıyan biri belki de dolandırıcı. ne mevzusu olduğunu bunu konuşmadan bilemezsin ki cesario kahin miyiz biz :)

kızdan hoşlanıyor, serviste onunla aynı yere gittiğini görünce adını öğrenip yardım isteyecekti belli ki senden. dayak yeme ihtimalin pek yok bence.

@debian

Kabul etmeden de yazabiliyor ve arayabiliyor aplikasyondan. Zaten konuştuk sesli olarak yazdım duyuruda. Anlatmıyor mevzuyu, kabul et gör diye ısrar ediyor.

Beyzanuru benim bulmam 2 dakika. Ben gidip hayırdır sen kimsin, siz kimsiniz çeksem iş başka yere gider. Dediğin gibi kadının da haberi olmayabilir.

Kişisel koruma kanunu vs olayları mevzuları var iş yerinde. Ben ulaşmak istemiyorum o yüzden yöneticiye mi anlatsam durumu diye sordum.

@ufukcel

Kadının ismini kendi verdi tanıyor musun diye. Belli ki Beyza Nuru tanıyan biri. Hoşlanma durumu olsa insan tanıdığı, yakını birine falan sorar. Ayrıca Beyzanur ters grupta çalışıyor. Onu görmem ya da aynı anda servise binmem mümkün değil.

Bence bunun seninle alakasi yok. Bir yanlis anlasilma olmus. Bu adam beyzayi stalkliyor, beyzanin basina bela olacak gibi.
Manyagin biri beyzaya musattlat olmus olabilir. Beyza da basindan atmak icin sevgilim var demistir. Bu da kim oldugunu bulmak icin beyzayla yolu kesisen herkesi darlayip kimin beyzanin sevgilisi oldugunu anlamaya calisiyo olabilir.

Bu nedenle bence durumu yoneticine degil beyzaya bildirmelisin. Beyza dikkat etsin asil.

hiç muhatap olma. kız meselesiyse de seni ilgilendirmez başka bir şeyse de. belki kızın da haberi yok

bence de bu durumu kıza bildirmek daha doğru olabilir gibi geldi.

Olayın aslını öğrenmeden nasıl sohbeti kesip atabiliyosunuz hayret ediyorum. Ben çıldırırdım herhalde bu neyle ilgili acaba diye.

Adam derdini söylemek üzereymiş sen isteği kaldırmışsın. Büyük ihtimal @zimbirik'ın dediği gibi. Mesaj atmadan önce takipçi sayına baktı belki. Sen isteği kabul edince takipleşip takipleşmediğine bakacaktı. Kızın isminden bahsedince takipçi sayında değişim olup olmadığına falan bakmıştır herhalde.

Yalnız benim dikkkatimi çeken, sen aslında olayın seninle ilgili olmadığına emin olduktan sonra sohbeti bitirmişsin. Halbuki tam tersi, o noktada rahatlayıp kızla adamın arasında her ne geçiyorsa seninle ilgili olmadığına ikna edip üstünden atabilirdin. Yani doğal tepki bu olurdu bence.

Bi ihtimal tanıyodun kızı ve aranızda bişey falan mı geçti?

@roket adam

Ben kafama göre Beyza Nur'a ulaşamam. Rahatsız olabilir, numaramı nereden buldun sen hayırdır çekebilir, iş daha da uzar. Kaldı ki servis grubunda yazan Beyza'nın o olup olmadığından da emin değilim. O yüzden dedim bir üst yöneticime mi bildirmeliyim diye. Yöneticinin sorması daha sağlıklı olur benim için.

@IncredibleMau

Esas adamın kendisi anlatmıyor ve instagramdan kabul etme şartı koşuyor. Instagram'dan kabul etmek zorunda değilim ekleme talebini, varsa derdi söyleseydi.

Kızı tanımıyorum, hayatımda görmedim. Bu saatten sonra da tanımak, görmek vs istemiyorum.

Beyzanur ismi yem bile olabilir, başka birine de ulaşmaya çalışıyor olabilir.

Kadın çalışmalarından bildiriyorum, o hani genç kızlarla ilgili kayıp ilanları oluyor ya sosyal medyada, ya da işte lise arkadaşımızı arıyoruz şu okuldan şu yıl mezun vb diye, onların bir kısmı ısrarlı takip, taciz vb. için o kızlara ulaşmaya çalışan saykolar. Millet de hiç ardını arkasını aramadan repost edip duruyor o paylaşımları.

Yani demem o ki, ortalık manyak dolu, yöneticinize iletin.

edit: diğer yanıtları okudum. yöneticinin beyzanurla ilgili önyargı oluşturması endişesini anlıyorum ve hak veriyorum elbette ama bence beyzanurun can güveliği daha önemli. belki koruma kararı var, belki izini bir şekilde kaybettirdi ve adam ona ulaşmaya çalışıyor?

@Cesario: başta ben de "e konuşsaydınız" dedim ama mesaj atması için arkadaşlık isteğini kabul etmen şart değilse çok mantıklı yaptığınız. arkadaş olarak eklemeyin tabii.

oturduğun semti söylemesi: adamın "ajan" olduğunu falan sanmıyorum. ismini soyismini google'da aratınca belki bir yerde semtin yazıyordur, onu görmüştür.

"amacı ne" ile ilgili bir teorim yok ama kız gidip de "evet, şirketten birine aşığım, aynı servisle gidip geldiğim biri" demediyse başına da bir şey gelmez bence.

adamın profiline bak bakalım, manyak mı, bıçaklayacak havası var mı. evet manyak çok ama bıçaklamanın sonu da hapis sonuçta, herkes bıçak falan çekmez, çekse de saplamaz :) konuyla alakan yok bir de.

Ekleme tabii ki. Hesabın gizli olduğu için takip ettiğin kişileri, seni takip edenleri veya paylaştıklarını hatta paylaştıklarına gelen yorum ve beğenileri araştıracak muhtemelen. Ya senin ya da başka birinin başına bela olacak sonra.

Mesaj ile ulaşabiliyorken 5dk ekle işte diye diretme ergenliğinin başka bir sebebi gelmedi aklıma. Kaldı ki Beyza senden hoşlansa da tanımadığın kişi için neden atlayasın? Adam Beyza'dan hoşlanıyor ise tanımadığın kişiler için neden risk alasın?

Beyza'ya durumu aktar. Adamla da muhatap olma. Ekleme/Kabul etme.

@zimbirik ve @phoebe için kısmi +1

Bence de kadınla tanışmıyorsanız, direkt muhatap olmayın. Yöneticinize iletin.

Sizin paylaştıklarınızı ve arkadaşlarınızı görmek için eklemek istiyordur. 5 dk yeterli tüm listeyi alması için. Engelleyin gitsin.


.

Konuyu yöneticiye aktarmak pek iyi bir fikir gibi gelmedi bana. Kadının belki haberi bile yok adamın onunla ilgilendiğinden veya böyle şeyler yapma potansiyelinden. Bilmiyorsunuz ki bir şey. Konuyu yöneticiye taşımak bir yöneticinin gözünde "Beyza Nur da belalı tiplerle takılıyor galiba" diye şüphe uyandırabilir.

zimbirik +1

bence bu beyza'nın başına bela olmaya çalışan bir tipe benziyor ve listenizi, paylaşımlarınızı görmek için olta atmış.
bu durumdan beyza haberdar edilmeli.

yöneticinize de haber verebilirsiniz ama bu biraz yöneticinizin nasıl biri olduğuna da bağlı.
tanıdığınız kadarıyla durumla ilgilenecek, ciddiye alacak, kıza önyargılı yaklaşmayacak birine benziyorsa iletin, yoksa iletmeyin.

Direkt savcılığa ver. Sonuçta seni rahatsız ediyor mu, ediyor. Karakolda birkaç dakikalık vatandaş muamelesi bile kendisine getirir.

asla isteği kabul etme, takipçilerinden aynı soyadlı kişilere ulaşıp saçma sapan şeyler yazabilir/atabilir. böyle tehdit unsuru yapan kişiler de beş dakika aç muhabbeti yapıyor genelde, takipçileri videoya alıp oradan aynı isimlere mesaj göndermekle tehdit ediyor. sizin durumunuzda konu bu olmayabilir, ama her ihtimali düşünmek gerek.

Instagram'da gizli hesaplari gosteren servisler vardi, eger arkadaslarindan birisi kullaniyorsa arkadas listesindeki herkesin profiline erismeye yariyordu. Oyle bir sey olabilir gibi geldi bana. Yani siz onu eklediginizde sizin arkadas listenizdeki herkesin profilini gorebilecek, Beyza'nin da sizde ekli oldugunu varsaydiysa amaci sizin ustunuzden Beyza'nin profiline bakmak olabilir.

yoneticinize olmasa bile belki insan kaynaklarina durumu anlatabilirsiniz. kiz ile onlar konusurlar, durumu anlatirlar siz aradan cekilirsiniz.

Beyza'ya anlat durumu, göster adamın yazdıklarını. Mesajların ss'ini al ama beyza'ya atma, sende yedekte kalsın. Ama son olarak da "aramızda kalsın, ne sen beni biliyorsun ne de ben seni" deyip çekil aradan. Adamı da umursama, dönüş yapma.
Adam manyak olabilir, başka türlü seni kullanacak olabilir.
Yine de sen düşün, hangisi sana mantıklı geliyorsa onu yap.

bana lazım olup aileme olmayanları

Kendi özel eşyalarım (kıyafet vs) ve tencere tabak harici bir şey almadım.

Götürdüklerimi söyleyeyim; L koltuk, TV ve sehpası, çalışma masası-sandalye (yeni evde kendime ofis odası yaptım)

Tencere-tava-çatal-bıçak vb. mutfak gereçleri (mutlaka lazım oluyor). Mutfak için kare şeklinde bir masa ve iki adet sandalye.

Ben aile evinden sadece kişisel eşyalarımı alırdım.

Saadece kişisel eşyalarımı alırım. Annem arada aldığım airfryer için bunu kutusuna koy çeyizine kaldır ya da kendi evin olunca götür:D vs der ama onu da götürmem.

Ben eşya almadım ama sonradan bana gelenler oldu. Mesela ailem mutfak masasını değiştirdi eskisini bana verdiler, babam ofisi küçülttü oradaki koltuğu bana verdi gibi.

Kişisel eşyalarım dışında benim merakımdan aldığım/alınan ve evde benden başka kimsenin kullanmadığı mutfak aletlerini, manevi anlamı olan birkaç kupayı/bardağı, dekorasyon nesnesini (müzeden alınmış bardak altlıkları, arkadaşımın yaptığı suluboya resim vs), %90 benim kullandığım bir iki valizi aldım.

Sonrasında babam ve vefat etmeden önce annem her gittiğimde/eşimle gittiğimizde kamp sandalyesi, anahtar takımı, İsveç çakısı falan gibi ıvır zıvırlar verip gönderdiler; babam hâlâ devam ediyor.

kitaplarımı ve giyim eşyalarımı almıştım yalnızca. çeyiz olarak her şey alınmıştı zaten.

Kisisel esyalarimi alirim bir ihtimal kendi odama dolap almistim onu isteyebilirim ama hiiiic sanmiyorum tasiyacagimi. bu evde kullanan cikarsa goturmem

baskul biraz ayip olmamis mi ya. belki o aksam bavul tartmak icin lazimdir balayina giderken falan ama yine de odunc alinabilirdi.

Ayrı eve çıkarken kıyafetlerim ve makyaj malzemelerimi almıştım. Bir de kendi uyuduğum yatağı aldım eşya olarak. Sonra her şeyi sıfırdan kendim aldım.

tasinirken evden goturebildigim her seyi gotururdum. annem biraz hoarder zaten, her seyden cok var. carsaf, yorgan, battaniye, yastik, havlu falan ve her turlu mutfak malzemeleri - bunlari sifir almam direkt evden tasirim. annem teklif eder zaten bosuna para verecegine bunlari gotur kullan diye.

Kesin olarak bilgisayar. Kılık kıyafet zaten olacak.

Belki kitaplarım olur.

kendi aldığım mobilyalar dahil hiçbir şeyi almadan çıkacağım. Sadece kişisel eşyalar.

Kitaplarımı ve bir adet tablomu alırım başka da bir şey almam.

Kişisel eşyalar+mezatlardan topladığım tablolar. Annem tabloları vermeye gönüllü değil ama bırakmam.

aile evinden tasinali cok oldu ama o zaman da benim temel ihtiyacim olan ve anneme fazla olan seyleri almistim sadece. Mesela, annem yillar icinde bin tane catal bicak takimi aldigindan evinde 50 catal, 60 bicak, yedi tane spatula vs vardi. Bana her birinden 4-5 tane olacak sekilde catal bicak, tahta kasik falan gibi seyler vermisti ilk etapta isimi gorsun diye. Onun disinda herhangi bir sey almadim kendi giysilerim haric. Almazdim da.

Aile evimdeki yatak odamı boşalttım. Zaten odamda 2 adet tekli koltuktan, 4 kişilik yemek masasına, orta sehpadan çalışma masasına, 2 kitaplıktan şifonyere her şey vardı. Yatak odamdaki eşyalar sayesinde kendi evime çıkınca beyaz eşyalar, bir adet kanepe ve 1 adet gardrop aldım o kadar.

1. var, 13 mini
2. kullanmadım çünkü 5g yok.

şarjı sömürüyosa 5g kullanmam açıkçası çünkü 4g bile yeterince hızlı. ki halen 4gnin de iyi olmadığı yerler var.

5gli telefon sayısı az. çünkü daha zamanı var bence. iphonelar 12den beri 5gli. ama android tarafında genelde amiral gemileri 5gli. ya da bi telefonun 5g olan ayrı modelini çıkartıyorlar.

@jelly bear

4g bile her yerde çekmiyor. Muhtemelen 5g'li telefona geçme ihtiyacı 2024'te falan doğabilir. Şarjı tüketir mi bilmiyorum.

Androidde de 5g olan ayrı modeller çıkarıyorlar orta segment için dediğin gibi. Amiral gemileri de zaten iphone 12'den itibaren Androidlerde de 5g'li geliyor Samsung s21 vs.

ya ek olarak 20 gb kotalı hatlarla 5g işi mantıksız geliyor bana. 5g tüketimi arttırır kotalar yetmez.

Madrid havaalanında ekran görüntüsü almıştım. Batarya performansını görecek kadar kalmadım gerçi. Aynı yabancı hattı türkiye'de test edemedim çünkü Türkiye dahil birkaç ülke için ekstra paket gerekiyormuş malesef.

www.hizliresim.com

1- samsung galaxy a52s
2- hayır.

1. Evet, Xiaomi 11T Pro 5G.
2. Hayır. Zaten aktif gözüküyor (şebeke seçiminde) ama öyle bir hizmet alabileceğim veya deneyimleyebileceğim bir imkan olmadı.