Ekşi Duyuru

Kruvasan Dunyasi-Maltepe

Denemeni oneririm

mill bakery belki denenebilr

Sorunuza cevap değil ama şu uyarıyı yapayım: Yüksek lisans yapacaksanız eski hukuk kitaplarınızı elden çıkarmayın. Doktrindeki görüşlerin değişimini takip etme açısından yararlı oluyor.

Yaşadığınız şehrin hiç görmediğiniz bir yerini keşfetmek olabilir.

bu havalarda ev en güzeli bana. yeni yemekler yapıp yeni şeyler izlerdim.

arkadaş ortamım varsa onlarla da takılırdım.

Yeni tarif deneyip arkadaşlara "gelin yiyelim" demek.

İşe gitmezdim ve uyurdum. İşime ne kadar aşkımdan ölüyor olsam da hem fiziksel hem de mental anlamda çok yorucu, birkaç gün uzak olmak iyi gelebilirdi.

bir günü mutfakta geçiririm, bira ya da şarap içip yiyecek bi' şeyler hazırlamak çok hoşuma gidiyor benim, gsevdiğim müzik eşliğinde.

muhtemelen her günü sabah 12-21 km arası bir mesafede koşardım, öğleden sonra bira ya da şarap devam :)

Tam bugün yaptım :D izin aldım.

Uyudum, spor programı izledim, Döner yedim, çay içtim, gözlerimi dinlendirdim, biraz analiz ve şimdi de kitap özeti okuyacağım. Bi gün daha alsaymışım olurmuş :d

Kıbrısa gider casinoda eğlenir kafamı sıfırlardım ve şu an gerçekten istediğim tek şey bu

Valla gerçekten hiçbir şey yapmazdım:D. Bundan sıkılırsam eğer civarda yürüyüşe çıkardım.

Hic bir sey yapmazdim, neden illa bisi yapmak zorunda hissediyorsunuz ki? Bir sey yapmadigimiz zaman bir seyler kacirdigimiz hissi bir dayatma aslinda. Ruhumu dinlendirirdim.

paycelle maycelle ne uğraşıyorsunuz ki. ibanları var zaten gönderin gitsin?

Anneler için önemli olan ekran büyüklüğü :)
Mi band kullanamadı annem ekranını okuyamıyormuş, sonra honor aldık ekranı yeterli büyüklükte şu an gayet mutlu mesut takılıyor.
Honor: (git: www.hepsiburada.com)

Sürekli gözlük kullanıyorsa okuyamama sorunu olmaz. Mi Band'ın eski modelleri çok daha ucuza satılıyor. 7 almaya gerek yok ki.

arkadaş www.amazon.com.tr bundan almış. çok kaliteli bir çakma. ne kadar dayanır vs bilmem ama bence alınabilir bir ürün

Otomatik mail değil de vardır muhtemelen ama benim aklıma da şu geldi, bazı websiteleri var ya hani isimleri giriyorsun rastgele eşleşme yapıyor, öyle bir yerden çekiliş yapıp sonuçlarını link ya da screenshot şeklinde paylaşabilirsin toplu mail şeklinde. Aklımda websitesi ismi yok ama hızlı bir Google aramasıyla çok rahat bulunur bence.

@vedatchilipeppers tesekkurler!

kendi soruma cevap gibi olacak ama aradigimdan fazlasini veren bir site buldum keywordlerle arama yaparken. Hem cekilisi yapiyor, hem otomatik mail atiyor, hem isteyenler wishlist olusturabiliyor, neler neler... Reklam gibi oldu ama degil gercekten. Teknoloji harika bir seymis. Ilerde birinin ihtiyaci olursa diye birakiyorum:
www.secretsantaorganizer.com

elfster.com

bu siteler aracılığı ile çok güzel mailleriniz toplanır.

excel ile basitçe oluşturup mailmerge ile mail gönderilmesini sağlayabilrsiniz.

kullandık ve problem yaşadık. püsküller inanılmaz sıkıntı. püskül olmazsa bir şekilde sorun çözülür. biz sonunda halının ucundaki püskülleri sökmek zorunda kaldık. shaggy halılarda sorun yaşamadık.

seçtiğiniz halı püsküllü değil sanırım o zaman problem olacağını sanmıyorum.

tukenmez adam +1 yazlık olarak serdiğimiz ince halıda aynı problemi yaşadık. kenar fırçası püsküle dolandı ve püskülü keserek çıkartmak zorunda kaldık. püskülü kesmeye zaman da bulamadım bu yüzden şu anlık süpürgeyi orada kullanamıyoruz.

altı lastikliyse daha iyi olur çünkü ince halılar robotun hareketiyle toplanabiliyorlar.

kenarindan kosesinden haliya takilip haliyi biraz surukleyebiliyor, bazen takilip kalabiliyor. tavsiye etmem.

kullanıyorum, çok memnunum. biraz pahalı maalesef ama bazı okulların anlaşmaları oluyor eğer öğrenciysen bakabilirsin.

hocam daha oncesinde eksik kalan yonler vardi makalelerde. 6 kisi kullaniyoruz. native speakera ihtiyac duymadan makale submitliyorum, tez duzeltiyorum, paraya degdi diyebilirim.
tez ya da makale duzelttirecekseniz, elzem. bi makaleyi yayinlamaya adamlar 3000 dolar istiyor, grammarly premium ucuz bile kalir yaptigi ise gore acikcasi.

Memnunum, kontrolleri işe yarıyor. Ama dile hakim olmadan o kontrolleri, değişimleri editleyemezsiniz. Tek başına mucize değil. Bir de günün sonunda yeterliliği gündelik yazılar için bence. Ciddi bir yere makale falan gönderecek olsanız grammarlydem sonra bi proofreadinge yollamak gerek.
Writing pro aid mi öyle bişe var o da fena değil, yazmayı öğretiyor o daha çok.
Grammarly’yi okulun anlaşması var diye kullanıyorum, olmasa da kimi forum sitelerinden netflix anoneliği gibi ortaklık satanlar oluyor, bakar bulursunuz.

Bazen Youtube'da sponsor oldukları insanlar oluyor onlarda indirim oluyor. Mesela arada videolarını izlediğim birinin %20lik indirim kodu var: grammarly.com

Sennheiser 458BT var bende. ANC özelliği sabit sesleri engelliyor. Örneğin uçağa bindiniz, Jet motorun sabit bir uğultusu var ya, işte onu engelliyor. Müzik açmadığınız zaman tamamen sessizlik sağlayan bir özellik değil. Dış uğultuyu ters frekans yayarak sıfırlıyor. Ama atıyorum kedi miyavladı, köpek havaladı; bunları engellemiyor. Bunları da pasif gürültü engelleyici azaltıyor biraz. Yani kulağı çevreleyen kulak yastıkları izole ediyor biraz. Müzik açıkken hiçbir şey duymazsınız. Sadece kulaklığa tık tık vurunca duyuluyor.

@himmet dayi: yani alt kattan ya da icerdeki odadan gelen konusma sesini engellemiyor mu bu kulakliklar?

Hem apple airpods pro hem de bose qc 35ii kullanıyorum. Airpods pro fena değil ama bose tam konsantre çalışma ve toplantı performansı sergiletiyor. Tüm sesleri yok etme konusu hiç birinde yok.

Anc sizin söylediniz o sesleri önlemeye yetmiyor, kulak içi değil de kulak üstü ve anc desteği olursa oldukça azaltır ama..

benim ofisim fabrikanın içerisinde, makinaların sesleri geliyor ofise yoğun ve sabit şekilde. Kulaklığı taktığım anca vakumlu bir ortama girmişim gibi ses bir anda yok oluyor. ama kedi sesini, yada diğer düzensiz sesleri engellemez

ANC çalışma mantığı öyle değil. Kulak üstü kulaklıklar alt katran gelen sesleri engeller ama pasif gürültü engelleme yöntemiyle. Yani o sesler zaten çok yüksek olmadığı için kulakları kapatacak bir kulaklıkla ses duymazsınız. ANC yukarıda dediğim gibi sabit ya da sabite yakın frekansta gürültüleri engeller. Uçak örneğini düşünelim tekrar. Uçak motorundan gelen sesi büyük ölçüde engelliyor. Ama biri yere telefonunu düşürdü, pat diye ses geldi, onu duyarsınız.

Kulak içi silikon kulaklığın türlü türlü modellerini denedim, ne müzik gürültüsünü, ne yan odadan gelen yüksek konuşma sesini ne de başka bir şeyi engelledi. Eczaneden ve HB'daki düzgün bir mağazadan alıp denemiştim. Kulak zarıma kadar sokmadım, belki bundandır.

Bose'ın ise "noise cancelling" özellikli kulak üstü modelini satın almıştım yıllar önce sanıyorum 2016 falandır. Aldığım gibi iade ettim, çünkü uçak gürültüsünü kestiği iddia edilen şey benim ürünü asıl satınalma amacım olan ofis gürültüsünü kesmiyordu. En son Philips'in o dönem 100tl civarında olan temel bir kablolu "noise cancelling" kulaküstü modelini alıp geçmiştim. Müzik çalarsam tüm gürültüyü kesiyordu, müziksiz bulabildiğim hiçbir kulaklık iyi sonuç vermedi sonuç olarak. Himmet Dayı'nın bahsettiklerinin de etkisi olabilir.

Ben Bose Quiet Confort 25ii modeli kullanıyorum. Çalıştığım yer yolcu gemisi ve arka planda muhakkak bir motor uğultusu, titreşim vb. mevcut. Ses önleyiciyi açınca kendimi uzay boşluğunda gibi hissediyorum. O kadar steril bir sessizlik sağlıyor ki kalp atışımı duyumsayabiliyorum. Podcast dinlersem sanki konuşmacı yanı başımda gibi hissediyorum.

Şunu belirtmeliyim; kusursuz sessizlik diye birşeyin mevcut olduğunu sanmıyorum ama Bose bana çok tatmin edici bir performans sunmuştu doğrusu.

www.tvguide.com

Mini dizi North & South vardı çok beğenmiştim. Sanayi devriminin başlarında aşk hikayesi. Pride & Prejuce ve Emma ve Sense & Sensibility de güzeldi, Jane Austen kafası yani.

bunun için sosluk denen küçük cam, seramik, porselen vs ürünler var işte küçük porsiyonlar halinde tadımlık. bunlar zaten kaşık kaşık yenecek şeyler değil sofraya renk katsın diye

minik sos kaplarına koyabilirsiniz

Ben biz yerken de küçük sosluklara koyup öyle servis ediyorum, misafir geldiğinde de. Koca kavanozu sofraya getirmek hoş gelmiyor.

Ben kavanozla koyuyorum. Usenmesem minik kaba koyarim ama.
Yenisini almak baya baya gereksiz. Misafir gittikten sonra iki kaşık alınan nutellayo çöpe mi atiyorsunuz? Atmiyorsaniz ha siz misafirin yediğini yemissiniz ha onlar sizin yediğinizi yemiş ne fark eder?

vay arkadaş ne garip titizlikler var. bu kadarı obsesyon bence ama siz bilirsiniz tabi ki.

ne varsa onu koyuyoruz. adab gereği kaşıklanmıyor tabi ki nutella. oradan alıp ekmeğine sürüyor insanlar.

şahsen nutellasından alıp ekmeğime süremeyecek kadar temizliğinden emin olmadığım birine de misafire gitmem.

son olarak hayat bu kadar değerli bir şey değil ya. yaşayın geçin abi :)

hic soslukta gelmedi onume valla. hep de yedim. goruntu bozuk degilse yerim.

ama "misafirlik" gibi bir sey olmadi benimki hic. arkadaslarima gittigimde olan seyler.

ekmege de surulse bazen kirinti falan girebiliyor icine.
ben misafirlikte konsa garipsemem ama almam. sorulursa da sevmiyorum derim. soslukta falan gelse yine yemem ayrica. temizlikle ilgisi yok bunun. bazi insanlara garip gelmiyor bu, baya icinden kasik kasik yiyorlar ortaklasa. guvenemem yani soslukta da gelse.

bence su simit sarayinda falan satilan turden koyulmali.
migroslarda var. mini boy labneler, receller ve hatta nutella da var 2 lira falan tanesi.

vay arkadaş ne garip titizlikler var. bu kadarı obsesyon bence ama siz bilirsiniz tabi ki. +1

fark etmez. koysun dümdüz yerim.

Ağaoğlu Andromeda içinde sansai spa

Nuspa'ları seviyorum ben.

Tuzla Hilton'a gitmiştik biz, güzeldi

Bence sorun olmaz, yenir her turlu.

Ben hep yaparim

Kıdem tazminatı her işten çıkana verilmiyor ki, örneğin kendi isteğimle haklı bir sebep olmaksızın ihbar süreme de uyarak da işten ayrıldığımda kıdem tazminatına hak kazanamıyorum. işveren tarafından işten çıkartılmak, emeklilik sebebiyle işten ayrılmak, fazla mesailerini alamadığı için haklı sebeple işten ayrılmak gibi durumlarda kıdem ödeniyor. Kanunda sayılan kıdem tazminatına olanak sağlayan bazı sebepler bence de saçma (kadının evlenme sebebiyle işten ayrılması gibi). Ama konunun özü iş güvencesi. Tüm planlarını ve hayatını işverene sadık olarak çalışmaya adamış kişinin birkaç ay işsiz kalması durumunda idare edebilmesi lazım. Bir işte çalışırken işten ayrılma niyetimiz olmamasına rağmen sürekli iş arardık öteki türlü.

yaptığı işin karşılığı ücret, yaptığı işin yanında yaşadıklarının karşılığı kıdem tazminatı, bir nevi amortisman.

Bu mantıkla sirketler ufak bir kar dususunde hop bin kisi cikarir hop bin kisi alir.
Maasin yuksek mi? Hop isten cikarilirsin yerine daha ucuz eleman alinir. 50 yasina mi geldin? Cikarin isten yerine genc alin.
Sirketlerin isten cikarmasini kolaylastirmak değil zorlastirmak gerekli.

Kapitalizmi seven biriyim ama calisan haklarinin elinden alinmasi en cok is vereni sevindirir. Insanlarin mutlu oldugu ulkelere bakarsan hepsi calisan haklarinin yüksek oldugu yerler.

Kıdem tazminatının en büyük faydası konforlu iş arama sağlaması. Bir yerden çıkartıldın, 2-3 ay yetecek para alırsan, iş ararken kafan biraz daha rahat oluyor. İlk önüne gelen işe girmek zorunda kalmıyorsun.

Ayrıca kıdem tazminatı, 2 tarafında işe bağlılığını sağlıyor. İşçi tazminatım yanmasın diye istifa etmiyor. İşveren tazminat vermemek için kovmuyor.

İşverenin bu işi seveceğini sanmıyorum. %5,5 gibi her işçi için, her ay ödeyeceği bir kalem daha çıkacak. İşçi kadar koymaz ama tabii...

Yasa bu şekilde çıkacaksa, komple kaldırsınlar daha iyi. İşçi yemesin, hükümet yesin yasası olmuş bu haliyle.


.

insanların işyerine olan aidiyetini artırmak için en büyük etken. mesela şuan çalıştığım yerin avukatlığını yapıyorum, karşı firma dedi ki kardeşim gel bizde başla, şimdiki aldığın maaş+2k maaş, ne olur? hoop karşı firmaya geçilir, şimdiki firmaya dair ne kadar ticari sır, ne kadar açık varsa hepsi kullanılır. yada başka örnek vermek gerekirse teknisyen/mühendislerde de durum bu, karşı yan firma bana gel dediğinde gitmemek için bir sebeptir kıdem tazminatı.

Olmaz öyle, kıvamı bozulur. Krema eklenebilir diyeceğim ama yine çikolata kıvamında donmaz, ganaj olur. Öyle bir yöntem olduğunu sanmıyorum.

silika kum. tozunu solumak zararlı. silikozis diye bir hastalığa sebep oluyor. bir seferlik bir şey olur mu çok çok büyük ihtimalle olmaz.

Zararlı diyor: www.ajanimo.com

Bazı kediler dışında zararsız diyor: www.petburada.com

Bir kereden bir şey olmaz bence.

zararlı elbette ama kullanılmayacak nitelikte değil. içeriği bildiğiniz camın hammaddesiyle aynı. uzun süre solunursa silikozis denen bir hastalığa sebep oluyor. o yüzden küçük kedilerde kullanılmasa daha iyi olur.
ama bir iki kere kullanılmasında elbette bir sorun yaratmaz. bu hastalık uzun süreli kullanımlarda ortaya çıkıyor.

Bahsettiginiz bu durum corona oncesinde de farkli degildi ki :/

Evde falan kaliyorsaniz daha cok dikkatinizi cekmis sadece.

@brkylmz: ya o zaman muhakkak müdahale edilmesi gerekmekte bu duruma. misal ben avukatım, insanlara "hukuki meselelerinizi düşünmek stres yapmanıza neden olur, bu da bağışıklığı düşüreceği için virüs kaparsınız o yüzden avukat tutun raad olun" demem gibi bir şey bu ya. cidden ayıp.

Valla sahsen ahlak kavraminin sinirlarinin cizilemeyecegini dusunenlerdenim.

"Insanlar da gerizekali olmasin o zaman" seklinde bir arguman uretebiliyorum sadece bu tur durumlarda :)

Ha illa soruyorsaniz evet haklisiniz.

ben evimin yakınlarındaki ecemar denen marketten alışveriş yapmayı bıraktım mesela. bir daha da kesinlikle adımımı atmayacağım.

sorsan muhafazakar falan da geçiniyor bu reziller. ama geçen hafta selin kolonyayı 150 tlye satıyorlardı ve üzerinde etiket yoktu.

tek kuruş bırakmayacağım bir daha kendilerine. batarlarsa battıkları gün de kapılarına gidip bu olayı pankart yapıp asabilirim.

Bu bahsedilen trendyolcu fenomenler bir isim listesi ile Twitter'da ifşa edilip bu twit de yürürse sonuç alınabilir.

bende seri 3 var, şimdiye kadar miband, huaewi watch gt, samsung galaxy watch, amazfit falan hepsini kullandım hatta pebble bile. apple watch başka ve cidden yararlı.

benim ağırlık antremanı performansımı ciddi anlamda geliştirdi, dinlenme süreleri çok doğru olmasa da kaloriyi göstermesi falan gaza getiriyor. yani bütçen varsa bence kesinlikle al.

Hayatında kol saati kullanamamış birisi olarak ben de heves edip almıştım. Fakat normal saat kullanma alışkanlığım olmadığı için bir noktadan sonra ya çıkarıp şarj etmeyi ya da şarjdan sonra tekrar koluma takmayı unuttum.
Kullandığım sürede bana kattığı şeyler verdiğim paraya değdi mi? Kesinlikle değmedi. Boşuna almış oldum yani. Kullanmak için biraz daha dirensem ve faydalı özelliklerini kendi günlük rutinime adapte edebilseydim belki alışırdım ama uğraşmadım.
Erkek kardeşime verdim, o kullanıyor.

Seri 3 aldım geçenlerde, çok memnunum. Sizin bahsettiğiniz aynı sebeplerden dolayı aldım. Çok uzun süre oturunca ayağa kalkman için uyarı veriyor. Masa başı iş yaparken en azından kalkıp bir çay almak için hareketleniyorsun. Adımları doğru sayıyor ve günlük kalori hedefi belirleyebiliyorsun. Aktivite özelliğini doğru kullanınca sırf halka kapatmak için yolu uzatarak yürüyorum. Belli bir süre tempolu yürüyünce antreman yapıp yapmadığını soruyor vs.

Bunun dışında ofiste telefonu masada sessizde bıraktığımda diğer odalardayken gelen önemli aramaları kaçırmıyorum. Bütün mesajları saatten okuyabiliyorum, önemsizse daha sonra telefondan açıp cevaplıyorum. Herhangi bir görüşme yaparken telefonu masaya çıkarmam gerekmiyor. Özetle ben çok memnunum, bütçe varsa alabilirsiniz.

akıllı saatler içerisinde en iyileri apple ve garmin. garmin tam sporcu ve aktif yaşayan insan saati zaten ve sen sporcu değilim diyorsun. eğer telefonun da iphone ise al. en kötü özelliği bataryasının günlük olması ve şarj etmeyi unutursan ve gün içinde şarj etme imkanın yoksa cihazı yavaş yavaş unutmaya başlaman, "ben bunu niye aldım" diye kendine sorular sorman falan... ama

Mi Band 4 kullanıcısı olarak ben de fikrimi paylaşmak isterim. Bende 2 klasik saat var. İkisini de çok seviyorum ama neredeyse hiç takmıyorum. Bana bir aksesuardan çok külfet gibi geliyor. Ağır oldukları için bir süre sonra rahatsız ediyor. Buna rağmen heves edip mi band 4 aldım. Tasarımı bana göre de kötü. Ama aldığım günden beri birkaç gün hariç hiç kolumdan çıkarmadım. Özellikle gece uyurken kolumda olmasına özen gösteriyorum. Hiç spor yapmam. Ama yine de nabız, uyku ve adım verilerini görmek güzel oluyor. Özellikle uyku durumunu göstermesi iyi. Sevmediğim en kötü özelliği ekranı. Çok küçük. Mesaj vs. geldiğinde okuması zor. Bir diğer sevmediğim yanı da telefonda çalan müziği değiştirme uygulaması çok yavaş çalışıyor. Yani ben o uygulamasını açıp şarkı değiştirmek istediğimde önce telefondan veriyi almak için bekletiyor. Tam çalan şarkı geldiğinde ise ekranı kapanıyor süre nedeniyle. Baştan bi daha açmam gerekiyor falan.

Şunu da belirteyim. Şu an almak istediğim öncelikli başka şeyler var. Roborock robot süpürge gibi :) O yüzden apple watch almayı erteledim. Ama ilerde mutlaka alacağım. Band 4'ü bu kadar beğendiysem watch'a kesin bayılırım. Zaten biraz apple fanboyluk var bende.

ayva tatlısı?
edit: ve tabii kabak tatlısı, ikisinin de tam mevsimi.

15 tane hurma
15 tane ceviz (yarımlardan)
1 paketten birazcık daha az kakao
1 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı

Hurmaları ve cevizi sıcak suda bekletin, biraz yumuşasınlar. Onbeş yirmi dakika sonra hurmaların çekirdeklerini çıkarıp parçalayın.
Cevizleri elinizde kırın veya hurmalarla birlikte blenderdan geçirin.
Ortaya çıkan bu garip ezme karışıma hindistan cevizi yağı ve kakaoyu da ekleyin. Tekrar karıştırın.

Sonra isterseniz elinizde top top yaparak ya da alüminyum folyoyla/serayla vs sarıp sarmalayıp rulo şekli vererek soğutun. Buzlukta değil, buz dolabında.
Üstüne hindistan cevizi serpin.

Arkadaşlarınız bayılmazsa sopiro da bir şey bilmiyormuş dersiniz. Bilmiyorum, ama bu tatlı güzel.

Bitkisel sütle hazır puding yapabilirsiniz.

bence en güzeli kabak tatlısı. @whoosie'nin dediği gibi tam mevsimi hem. kabakları doğrayın, fırın poşetine koyup birkaç delik açın pişirin. isterseniz biraz pekmezle tatlandırabilirsiniz. servis ederken de tahin gezdirdiniz mi mis gibi tatlı oluyor, çok sık yapıyorum.

muzlu avokadolu kakaolu puding

2 tane olgun muzu iyice ezin, 1 olgun avokadoyu ezip bunlari karistirin, 1-2 kasik bal (yoksa bir kasik seker de olabilir), 2 kasik da kakao ekleyin(3 de olabilir damak tadina gore degisir). vanilya esansi da koyabilirsiniz.

buzdolabinda servise bekletin. (miktarlari kisi sayisina gore arttirabilirsiniz, muz avokadonun 2 kati olacak sekilde - benim dedigim tariften rahat 3 kisilik cikar)

hem cok kolay hem de baya lezzetli.

Ispanağa odaklan

www.instagram.com denendi ve lezzetli bulundu :)

sütü tereyağını bas gitsin. esneyen oruçlunun ağzına leblebi atmak istemişimdir onun fırsatı olmadı bu daha olası gibi

www.veganricha.com
Bu sahane oluyor. Surubu az koymayin bir de iyi bastirin.

Eger instadaki tarifi yaparsaniz unutmayin Veganlar bal da yemez, onun yerine maple (akcaagac ?) Surup kullanabilirsiniz belki. Ya da agave.

Dixit ve Munchkin.

@kobhuzcu kız: belirtmemişim, dixitimiz var. şimdi munchkine bakıyorum. :)

codenames

uno

boardgamegeek.com
O zaman bir de bu, oynaması epey keyifli.

grup kalabalıksa town of salem'in çakması gulyabani çıktı. town of salem biliyorsanız onun neredeyse aynısı. imkanınız varsa orijinalini oynayın tabi.

www.hepsiburada.com

scotland yard: www.hepsiburada.com

Tabu, jenga.

decrypto

Eğer 5 - 6 kişi olacaksınız one night ultimate werewolf oyununu tavsiye ederim. epey zevkli.

bohnanza'da güzel oyun. Fasulye ekip, hasat ediyorsunuz. Bu da baya zevkli.

Power grid; elektrik dağıtma strateji oyunu. Kafa yoran bir oyundur.

exploding kittens; çıtır çerez bir oyun. kaç kişiyle oynandığını tam hatırlamıyorum ama gayet zevklidir. Çok fazla kafa olmaz. Kafa patlatan oyunların ardından
2 - 3 el oynanabilir.

Catan!

Trivial pursuitte cok fazla soru var. elbette ayni sorular nadir de olsa denk geliyor ama cabuk tukenecek bir oyun degil.

catan.

çok net catan.

her harita ayrı bir oyun, her seferinde farklı bir zevk.

catan'ı oynayınca diğerlerine bakmazsınız.

Biliyorum yazılmış ama Dixit çok güzel oyun be. :-) Ondan öte ben Risk'i çok seviyorum.

monopoly trivial tabu favorilerimizdir. Jenga ucundan azıcık denebilir.

boardgamegeek.com

Armut.com'dan fiyat alabilirisniz farklı kişilerden

@kitik: ilan verdik armuta, ama duyurudan da bilgilenelim dedik bir yandan. teşekkürler. :)

Armut.com dan ev taşınması için ilan verdim,anadili türkçe olmayan bi sürü insan aradı,anlaşamadık.Öğrendiğim kadarıyla orayı da “aracılar” zaptetmiş.200₺ fazla verip kurumsal bi yerle anlaştım,sorunsuz taşındım.
Size usta tavsiyesi veremicem ama kesinlikle iş tamamen istediğiniz gibi bitmeden ödeme yapmayın ustaya.

www.eksiduyuru.com
:)

kardeşim için sormuştum, böyle cevap geldi. Havaalanından otobüsle bir durağa kadar gidip sonra oradan minibüsle gitti diye biliyorum. Mevlana müzesini falan dolaşmıştı sonra da.

Avukatların işi zor valla gerektiğinde şehir şehir dolaştırıyorlar sizi. Kolay gelsin

Tren garının hemen önünden kalkan otobüs var. Bu otobüsle Alaaddin meydanına gidin. Daha sonra orada adliye yazan tramvaya binin ve direkt önünde inin. Bu yolculuk toplamda 1 saati bulmaz bile, taksiye para vermeye gerek yok bence.

Dönüşte yine adliyeden tramvaya binip Alaaddin'e gelmeden bir durak önce inip telefonunuz yardımıyla Tirit Mithat'ı bulun ve oradan kesinlikle denemeniz gereken lezzeti deneyin. Bedesten çarşısı içerisinde dediğim yer, hemen yakın üç beş dk yürüyeceksiniz sadece.

Buradan çıktığınızda yakınlarda kahve içilecek güzel rahat bir yer yok ancak eğer çok zaman kalacaksa yine tramvaya bu sefer H1 hattına binip Kulesite'ye giderek orada Starbucks'ta rahat rahat takılabilirsiniz.

Edit: Havalimanı kısmını tamamen atlamışım. Sadece ilk aşamadaki tren gari önünden geçen otobüsü, Havaş'la değiştirin yeterli.

Havalimanından en yakın tramvay ya da zafer aladdin(merkez) tarafına ne gidiyorsa ona binin. Tam bilmiyorum havalimanından nasıl gidiliyor. Zafer ya da alaaddine bir şekilde varınca tramvayla gidebilirsiniz ama adliye yazan yeşil değil mavi olan tramvaya bineceksiniz.
Tren gari zafer ve alaaddin durağından 20 dakika kadar yürüme mesafesinde. Trene yakın kahve dünyası tarzı bir yer var aslında 2 sokak var arada. Para vermiyim derseniz tren garında bolca yer var. İçeri doğru kısım daha boş oluyor genelde.

Tramvaya binmek için elkart denen toplu taşıma kartı almanız lazım bu arada. Tam 2.30 kart ücreti 1 lira ona göre haber vereyim. Değişmediyse tabi. Çoğu durakta para yüjleme yeri var zaten.

zaman sorunu varsa taksi.

zaman sorunu yoksa geze geze gitmek için,

havaş'a binip sille kavşağındaki tramvay durağında veya alaaddin tramvay durağında inmek istediğinizi söyleyin.

inip tramvaya binerseniz adliyeye kadar gidebilirsiniz.

dönüşte uzun takılmalık gara yakın kafeler var (yürümeyle 5dk), mesela casa di caffe olabilir. ama ev yemeği oralarda pek lezzetli bir yer yok. yemek yedikten sonra oraya geçerim derseniz gitmişken etliekmek veya fırın kebabı yiyin mevlananın oralarda.

öyle geçin gar tarafına, kahve içersiniz.

goo.gl

Taksiyle 20 liraya kampüse geliyorsun. (5dk)
Oradan tramvaya atlıyorsun.
55 dakika sonra alaaddin-zaferdesin..
Orada inip adliye tramvayını bekliyorsun.
15 dk sonra adliyedesin.

Yani bu güzergah 1.5 saatini alır. Maliyet 23 liradır.

Adliyede işin bitince de dooğru kuleye.

adwokat'ın dediğini yapma, çünkü kampüse gitmek, hele hele tramvaya binmek için kampüse gitmek gereksiz.

imgbbb.com
advokat'ın önerdiği siyah oklar oluyor.

+

havaş ile alaaddin tepesine gidip tramvaya binersen hem daha hızlı gitmiş olacaksın hem de 23 tl'den daha ucuz.

+

taksi ile kampüse 20 tl'ye gidebileceğini sanmıyorum.

havalimanlari.net

Dandik yerde olmadığınız sürece memnun kalırsınız bence.
Tek kriter lens değil, genetik sebeplerden de ameliyat etmeyebilirler.
Göz bozukluğunun tekrarlaması değil de ilerlemesi nedeniyle olabilir. Bu durum tamamen genetik. 32 yaşında hala ilerleyeni var. 25 yaşında duranı var, bunu biz bilemeyiz ama genel kanı 2 yıl hiç ilerlememiş olması yönünde (bu dahi garanti değil).

Benim tavsiyem dünyagöz-ataköy

@neysene ataköydeki doktorlardan tavsiye edebileceğiniz var mıdır? genetik olarak bir sıkıntı olmayacağını umuyorum çünkü 1 ay kadar önce ablam başka bir dünyagözde oldu bu ameliyatı. anlattığı kadarıyla doktorunun davranışları gitmediğinden doktor arayışına girdim ben de. :)

1 2 ay kadar önce çizdirdim. Şu an için bir sorun yok. Anladığım kadarıyla çok basit bir ameliyat. Bilinen bir hastane de eğer gözlerin de uygunsa korkusuzca ol derim.

Eylül 2015’te Ankara Tunalı Koray Budak’ta oldum. Gözlerim hala sıfır. Olduğuma asla pişman değilim ameliyat için uygunsanız kesinlikle olun kurtulun derim. Sabah uyanınca dünyayı net görmek gibisi yok. (4,75-5 miyoptum)
Ameliyat tipi biraz önemli. Bazı yöntemlerde ağrı oluyor çünkü. Ben intralasik yöntemiyle olmuştum bir saniye ağrı sızı olduğunu hatırlamıyorum sadece damlaları vaktinde kaçırmadan damlatmak önemli. Ertesi gün bile normal hayatıma döndüm diyebilirim.

Genetik olarak korneanin uygun ve belli kalınlıkta olması gerekiyor. Lens korneayı inceltebiliyor, 6 ay lensi bırakıp sonra muayene olmaya gidin derim. Zaten bildiğim kadarıyla ameliyat olmadan önce lensi bırakmak gerekiyor.

Ben 2 senedir artmamışken gittim oldum ameliyatı ancak yaşım gençti ve yeniden bozuldu. Şans işi biraz..

Koray budak +1

Beylikduzu Cenk evren (hastane adını unuttum netten çıkıyor)

Bakırköy acıbadem prof. Ferhan Öz.

Natural blue diving

Baracuda diving en iyisidir.

Şurada ufak bir STK listesi var: ipk.adimadim.org

Her yıl koşu ile çalışmalarına kaynak topluyorlar, buradan genel bir bakışla ne yaptıklarını inceleyebilirsiniz.

Ben uzun yıllar gönüllülük yaptım. Çok zevkli, ama yorucu olabilen de bir şey. Benim önerim ilginizi çeken, size değen ya da değmese de o konuyu araştırdıktan sonra (bu attığım stk'ları tek tek netten araştırın) o alandaki eksikliğe ilişkin mutlaka birşey yapmak isteyeceğiniz bir yeri seçmeniz.

Diğer yandan fotoğraf, video vb. becerileriniz varsa örneğin gençler ve çocuklar ile farklı stk'larda atölyeler yapabilirsiniz. Emin olun kimse böyle tekliflere hayır demez:)

Daha ayrıntılı: www.stgm.org.tr

merhaba, üniversite yıllarından bu yana gönüllü faaliyetler içindeyim çeşitli alanlarda. maalesef aynı stk'nın şubeleri bile kendi aralarında çok farklılık gösterebiliyor. o yüzden deneme yanılma ile gideceksiniz. öncelikle kendi hassasiyetinizin en yüksek olduğu konuyu tespit edin. benim için kadın hakları ve kadına şiddet konuları öncelikli mesela. sonra bu alanda çalışan stk'ları araştırın ve görüşmeye gidin size yakın şubelerine. faaliyet alanlarını, saha çalışmalarını, salon etkinliklerini sorun. ortama ve yaklaşımlarına bakın, ona göre de katılıp katılmayacağınıza karar verirsiniz. şayet saha çalışmaları yapmayan, kendi üyelerine elalem etkinlikte görsün diye sadece salon etkinlikleri yapan bir yerse koşarak uzaklaşın.

bu arada bulunduğunuz ilçenin kent konseylerinin meclislerinde de çalışabilirsiniz. pek çok meclisi var kent konseylerinin, gençlik, lgbt, çocuk, kadın ve benzeri gibi.

www.evyapimitatlar.com
en altta bir tablo var, işe yarar sanırım

Pişirilecek bir tariften bahsediyorsan balın 43 derecenin üzerinde ısıtılmasının sakıncası hakkında bilgin var mı?

@Mirket: Açıkçası bilmiyordum. Yanlış hatırlamıyorsam daha önce bal koymuşluğum da vardı tariflere, iyi hayatta kalmıışım. Araştırmaya devam ederken gördüm bunu da. Bu sebeple bu tarifim için bal dışında bir seçenek arıyorum. :)

Doal Meyveden Şeker deneyebilirsiniz. Saf elma şekeridir, elma tadı bırakmaz.

Bunu yapmanızın sebebi nedir? Şeker zararlı olduğu için ise bal da zaten çok büyük oranda şeker içeriyor.

@himmet dayı: evet biliyorum, hatta bala şekerli su diyenlerdenim. Rafine şeker tüketmek istemediğim bir dönemdeyim. Ama misal meyve yemeye devam ediyorum, yani şekerin her türlüsü değil; fabrikasyon haline karşıyım. Bu nedenle balı seçenek olarak düşünmüştüm ancak pişmemesi gerektiği için şu anda doğal başka bir çözüm arayışındayım.

Buna yazacak çok şeyim var da şu an mobildeyim. Yarın gün içinde yazacağım.

ben de okuyacağım.

senin cilt tipine, ten rengine göre değişecek konular. doğal tonlarda ruj bile ten ve dudak rengine göre değişiyor, birisinde doğal duran diğerinde kendini çok belli edebiliyor. kimsenin şunu al diyerek verdiği öneriler de tutmayabilir, paran çöpe gidebilir. o yüzden kendin keşfedeceksin. başarılı makyaj yapanların hepsi deneye deneye, uğraşa uğraşa kendilerini geliştirmiş oluyorlar. deneyerek öğrenebilirsin sen de. kolay gelsin.

cilt rengine uygun bir bb krem ile cilt tonunu eşitleyebilirsin. cildin koyu ise medium bir bb krem olabilir. iyice dağıtarak eşit olarak yedirerek yüzüne sür. açık tenliysen light bir bb krem olur. hafif bir şeftali tonunda allığı hemen elmacık kemiğinin altından kulağına doğru birer fırça darbesiyle halledebilirsin. ve nude tonlarında bir ruj hoşuna gidecektir.
far konusunda bir şey yazamayacağım, hiç kullanmam, olayım envai çeşit göz kalemi.

ya bu bb krem'ler ne ayak? ben de onu soracaktım. cilt tonuma göresini bulamadım. açık renk, nötr alt ton. hepsi koyu ya da sarımsı kalıyor.

bence cilt makyajı yapma. çünkü gözün alışıyor, cilt makyajı olmadan kendini kötü hissetmeye başlıyorsun. özel günlerde neyse de günlük olarak cilt makyajı yapılması bence doğru değil eğer çok çok sorunlu bi cildin yoksa. ha eğer gözaltı morlukların vs varsa oralarda concealer / kapatıcı kullanabilirsin. ben wetn wild almıştım ben en son.
2e8xsi33c68y40xn210xncwe-wpengine.netdna-ssl.com

allık ve bronzer gerekli mi bilemedim. bende ikisi de var hiiiç kullanmadım. neden aldığımı da bilmiyorum. zaten eğer tüm yüzün tek renk değil ise yani komple suratı fondöten ile kaplamadan allık ya da bronzer kullanmak saçma geliyor.

ben sedefli farları seviyorum. bordo, gri, kahverengi tonları... genelde göz pınarına yakın kısım beyaz veya sedefli çok açık sarı, kalanı da koyu renk far şeklinde ilerliyor göz makyajı. şunun gibi 8k5elgxy.rocketcdn.com
göz çukuruna boca ettiği simi görmezden gel. o kısım için flormarın beyaz tekli farını alıp kullanabilirsin.
150li far paleti almak yerine üçlü beşli tekli vs al. şu tonlar ideal 1.bp.blogspot.com
hatta şu ilk farımdı dibine kadar kullanmıştım clicks.co.za
zaten benzer tonlarda topluyorlar. absolute new york'un tekli sedefli bir serisi var, onun bordosu da güzeldi.

bi eyeliner al, denemelere başla. tüplü olanlar benim en çok rahat ettiklerim. productimages.hepsiburada.net dipliner yazıyor ama aradaki farkı hala anlayamadım.
eyeliner yerine farı sürdükten sonra gözün dış kısımlarına çok ince fırça ile siyah far uygulayabilirsin.
şunun gibi 8k5elgxy.rocketcdn.com
(ben gözün alt kısmına hiç bişey sürmüyorum, far rimel vs.)

hava durumu ile rimelin ne alakası var bilmiyorum ama ipek kirpiğin yoksa rimelsiz çıkma derim. hele hele far sürüp rimel sürmemezlik yapma.
en sevdiğim rimel;
www.dikkatkesil.com

ruj hiç kullanmıyorum. kendi yüzümde çok rahatsız ediyor. nivea çilekli/vişneli liptick kullanıyorum.

bence bu işin oluru deneme yanılma yöntemi.

Tekrardan merhabalar,
Şimdi herşeyden önce cilt tipiniz çok önemli böyle şeylerde. Cilt bakımınızdan makyajınıza kadar cildinize uygun ürünler kullanmanız çok çok önemli.

Cilt bakımı ile başlayalım:
Herşeyde önce günde en az 2 litre su içmeyi unutmayın. vücudu içten temizlemek de çok ama çok önemli.
Öncelikle cildinizi temizleyip, her gün nemlendirmeniz önemli. Ayrıca her gün de güneş koruyucu kullanmanızı öneririm. Bu durumda cilt makyajı yapmasanız bile cildinizin ışıltısı olacaktır sağlıklı bir şekilde. Nemlendirici ve göz kreminizi yine cilt tipinize göre seçmenizi tavsiye ederim. Yağlı cilde özel su bazlı nemlendirici kremler var ya da kuru ciltlere özel bol nemlendirme etkili kremler seçmelisiniz.

Ten makyajına geçelim:
Başlangıç olarak, cilt renginiz tabii en önemlisi, açık tenli misiniz koyu tenli misiniz bilemiyorum, o yüzden renk eşitleyici bb veya cc krem tavsiye edeceğim. bu kremlerin renkleri ya beyaz ya da nude renginde olup, cilt tonunuza göre adapta olabilirler.Bu kremleri şikayetlerinize göre tercih edebilirsiniz. Üzerlerinde yazıyor. Internetten de araştırabilirsiniz.
1- www.hobi.com.tr
2- www.hepsiburada.com
3- www.kozmetikcim.com
4- urun.gittigidiyor.com

Bu ürünlerden bazılarında ya da hepsinde SPF koruma var. ben içlerinden bir ve dört numarayı kullandım. ikisinden de memnun kaldım. bunlar beyaz kremler, cilt tonunuza göre adapte olup ton eşitliyorlar. hem de güneşten koruyorlar.

Benim düşüncem, fondöten işine girmeyin, öğrenip araştırdıkça kendiniz deneye deneye en iyisini bulacaksınızdır.

Göz altlarınız mor ise veya yorgun görüntü sıkıntınız var ise kapatıcı olarak size wet'n wild kapatıcısını önereceğim: www.etiksecimler.com
bunun rengini siz kendinize göre seçmelisiniz. gratislerde satılıyor. göz makyajı yaparken de göz kapaklarınıza biraz yedirirseniz hem primer görevi görecektir, hem de göz tonunuzu eşitleyeceği için farlar daha görünür olacaktır.

Gelelim allık ve bronzera:
Bu ürünlerin amaçları farklıdır. Allık sadece yanaklara doğal bir renk vermek için, bronzer ise bütün yüze renk vermek için kullanılır. benim tavsiyem allık kullanın. gülümser pozisyonda çıkan elmacık kemiklerinize hafifçe sürseniz yeter. Yine cilt tonunuza göre açık veya koyu allıklar tercih edebilirsiniz. ben yıllardır h&m allıklarını kullanıyorum. fiyat performansa göre baya iyiler. ama allık dediğinizde marka çok farketmiyor. sadece fazla uygulanmamalı. sevdiğim markalar, loreal, h&m, pastel, essence, wet'n wild

Göz makyajına geçelim:
elinizde olması gereken bir adet far paleti var. marka olarak wet'n wild tavsiye edeceğim.
www.yasemin.com
bu paletle çok çeşitli doğal tonda makyajlar yapabilirsiniz. göz farı paletlerinizde dikkat etmeniz gereken şey, içinde hem mat hem parlak tonların olması. nasıl yapabileceğinizi de burada anlatmak yerine youtube da araştırmanızı tavsiye edeceğim. basic eye makeup diye aratırsanız çok fazla sonuç çıkacaktır. türkçe izlemek isterseniz de basit göz makyajı diye aratmanız yeterli olacaktır.

Eyeliner: en sevdiğim eyeliner - the balm schwing eyeliner
Rimel: en sevdiğim rimel - maybelline lash sensational

Kaşlar:
kaşların bir yüzü ne kadar toparlayabileceğine inanmazsınız. bunun için size kalem değil kaş rimeli önereceğim. essence veya pastel in renkli kaş rimelleri, kendi renginize göre seçmelisiniz. düzeltip bırakırsanız farkı göreceksiniz.

ruj:
piyasada çok çeşitli nude ruj var. benim en memnun kaldıklarım : pastel, essence, rimmel london, loreal mat rujları. bunları gratis ve watsons larda bulabilirsiniz. ton öneremeyeceğim, ama deneyerek bulabilirsiniz.
bu konuda da söylemem gereken, parlak ruj mu seviyorsunuz yoksa mat mı, buna karar verip söylediğim markalarda hepsinin çeşitlerini araştırabilirsiniz.

şimdilik bu kadar olsun, atladığım birşey var ise mesajla sorabilirsiniz.

Youtube'da Niyans in Motion kanali var.
Ürünleri hakkini vererek yorumluyor. Almak istedigin ürünleri kanalda aratip yorumlara bakarak karar verebilirsin.

Herkese çok teşekkürler. :)

illa ki aklina gelmistir, illa ki biri soyler ama sile/agva het zaman cepte olmali

İğneada yı direk ele abi. 15 yıl önce gitmiştim. Geçen hafta gittim. Değişen zerre bişey yok. Tekirdağ / Şarköy olur, Kıyıköy olur buralara bak. Trakya bağ rotası diye arattır. Buralarda konaklamaları olan butik oteller var. Bunlara bakıver.

oylat

Akış diyagramı olmalı, diye düşünüyorum. Ama daha net bilenler doğrularsa iyi olabilir.

Ek: Akış şeması: tr.wikipedia.org

Akış diyagramı veya flowchart.

Evet, bir adı olduğu yönündeki tahminlerimde yanılmamışım ne güzel.

Çok teşekkürler :)

1. hediye fikri ne hoş. birisi bana sen şundan hoşlanıyorsun,bunu kolaylaştırmak için sana şunu aldım dese mest olurum. üzerinde düşünülmüş,alelade değil. 1. cepte. izmirdeysen amerikan pasajında bulabilirsin.
2. hediye için yalnızca yapma diyorum. isteyince güzel şeyler geliyor bak aklına,biraz daha incelikli bir hediye olsun. üşüyen birisi ise ofiste ayaklarını ısıtabileceği minik bir ısıtıcı alabilirsin,bence harika hediye.

1. hediye için aliexpress. muhteşem viski taşları var.

Kadıköy / İstanbul kısmını eklemeyi unutmuşum. Bir de ilgili doğum günleri bu hafta sonu, pazartesi kutlanacak. Birazcık son dakikaya bırakmış olabilirim. Ups.

2.kişi üşüyen birisi evet ama bizim ofiste zaten bunlar mevcut, o ofis açacağı zaman bahar gelmiş olacak, işine yaramayacak. seneye kış gelene kadar "bu bana niye böyle bi şey aldı yia" demesin, üzülürüm. açmadığı ofisi ile ilgili işine yarayacak bir şey almamın hoş olacağını düşünmüş idim. :<

1. Hediyeyi chakra'da bulabilirsiniz.

ne açıdan baktığına bağlı. ek gelir olur diyorsan pek de ek gelir olmaz. tarife epey düşük.

- Uzlaştırma sürecinin teklif aşamasında olumsuz sonuçlanması halinde 100-150 lira,
- Uzlaştırma sürecinin olumlu sonuçlanması halinde, 2-3 kişinin uzlaştırılması durumunda 300-400 lira, 4-6 kişinin uzlaştırılması durumunda 400-500 lira 6-10 kişinin uzlaştırılması durumunda 500-600 lira, 10 ve daha fazla kişinin uzlaştırılması durumunda 600-700 lira,
- Uzlaştırma sürecinin olumsuz sonuçlanması halinde, 2-3 kişinin taraf olması durumunda 150-200 lira, 4-6 kişinin taraf olması durumunda 200-250 lira, 6-10 kişinin taraf olması durumunda 250-300 lira, 10 ve daha fazla kişinin taraf olması durumunda 300-350 lira.

ama bana bir şeyler katar vs diye düşünüyorsan ve ceza ile genel olarak bir ilgilenme eğilimin varsa 1300 verilebilir değer.

bir amme vazifesi olarak hoş bir iş bence. işini iyi yapanlar avukattan hakimden daha bile faydalı olabilir bence.

Hiç cevap gelmez sanıyorum, geldi. :')

Cezaya ilgim var evet. İşin para kısmı motivasyon, onu inkar edemem. Ancak bir de kariyerimde ek bir yön olsun istiyorum. Sonuçsuz sertifika eğitimleri yerine, eğitim alıp hayata dökebileceğim bir şey olarak görüyorum. İşimi benimseyerek, önem vererek yapacağımı da biliyorum.

Yönetmeliği inceledim ancak durumuma ters bir şey göremedim. Henüz CMK eğitimi dahi alamadım eğitim sırası gelmediğinden. Baroya kayıtlı olmak uzlaştırmacılık için yeterli gözüküyor.

Ne dersiniz, maaşımdan elimde kalanı yatırıp alayım mı eğitimi? :)

günde 2 uzlaşma yaparsınız, çünkü çoğu dava artık mecburen uzlaşmaya gidiyor.

hem tecrübe olur hem para kazanırsınız fena iş değil aslında.

Party game ideas for adults yazarak bakabilirsiniz bence.

Düğün havası çıkmasına eğlendim bu arada :d

tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
www.buzzfeed.com
Buralardan yürürsünüz bence.

Halk eğitimlerin kurslarına bak,
ben bostancı halk eğitimde öğrenmiştim.

kazan'da her türlü olur.

maç olmasa bile cuma iş çıkışı mekanlar neden boş olsun ki? hele ki beşiktaş'ta...

gayet güzel ortam olur. maç yayını yapan mekanlar belli zaten, hepsinde izlenir yine.

@nrmnm: boşluktan kastım maç izleyen insanların olmamasıydı. yani maç atmosferini deneyimlemek için gidelim dedik de o yüzden maç izleyen insanların olmasını yeğliyoruz. :)

o zaman akşam beşiktaş, rerere rarara yaşa yaşa beşiktaş. ^^

sırbistan maçı.

Biz de tam öyle düşünmüş idik. Bekle bizi 12 dev adam \o/

sırbistan.

Bu havada nasıl oldu bilmiyorum ama aklıma dondurma geldi. Akşam şunu deneyeyim.

www.sofravemuhabbet.com ^^

Chia puding? Buz küplerine doldursan sonra smoothy yaparken kullanabilir misn

Krep yapılabilir.
Ayrıca, buzluğa atıyorum ben kullanmadığım kısmı. Tekrar kullanacağım zaman çözdürüyorum.

@auror (bu nick niye bu kadar zor ya) nasıl yani? ben şimdi cam bi şişeye koyup buzluğa atsam, haftaya çıkarıp çözdürüp kullanabilir miyim? hiçbir değişiklik, sıkıntı olmaz mı? aaaa eğer öyleyse çok iyi çünkü. :o

Kendi kutusunu atıyorum buzluğa. Plastik zımbırtı. Cam riskli değil mi? Patlar matlar.

Seker yerine tatlandirici kullanip sutlac yapabilirsin. Sekersiz pudingler de satiliyor Migros'un diyet reyonlarinda.

Buzluğa atıp sonra çıkarıp kullanabilirsiniz ama ben donup çözülmüş içeceklerin eski lezzetini yitirdiğini düşünüyorum (belki psikolojiktir). Cam şişeyle atarken ağzına kadar doldurmazsanız sorun olmaz, benim buzlukta her şeyin cam kaplarda ve cam şişede.

falim?

@kassiopeia: onlarda da var diye hatırlıyorum, yok mu emin misiniz? Daha 10 dakika önce migrostaki sakız reyonunun hepsini okudum da.

yani emin degilim ama bazi turlerinde 'tatlandiricili' yaziyor bazisinda 'sekersiz' dolayisiyla sekersiz yazanda da tatlandirici yok diye dusunuyorum, zira varsa yaziyorlar gibi algiladim.

evde cold brew yapmak ? youtube da birsürü tarif videosu var, dolapta da 3-4 gün dayanıyor

kahhve.com
kahhve.com

yapması kolay görünüyor.

buzlu filtre kahve isteyin. ben öyle yapıyorum.

aksamdan filtre kahvemni yapıp buzdolabına kaldırıyorum. buzlukta da kahve buzlardan var. süper oluyo sabahları

evde cold brew ya da abartıp cold drip yapmak kesin çözüm.

starbuckstan cold brew alıp içebildiysen evde kolayca yapabileceğin cold brewin müptelası olursun.

çok basit.

çekirdek kahveyi french press ayarında çektir.

100 gr kahveye 1 lt oda sıcaklığında su koy.

karıştır. ağzını kapat ve 14-24 saat arası bi sürede al kağıt filtreden geçir.

buzu göm, isteğe göre süt kat. bam bam bam.

starbucks'ın cold brew kahveleri harbiden soğuk demleme mi çok merak ediyorum. ben 10 gündür evde yapıyorum, baya güzel oluyor çekirdeğine bağlı olarak. ben oran olarak 750 ml suya 100 gr kahve yapıyorum.

21/2 ' e göre tebligat istediniz değil mi? usulsüz olan neresi ben mi kaçırıyorum? tebligat hukukum zayıftır kabul.

@cabiday:
TK md. 21/1:

Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

2ye göre değil 1e göre tebliğ ettik biz. borçlu evde yoktu, komşuya soruldu ve evde olmadığı öğrenildiğinden kağıt yapıştırılıp muhtara teslim edildi. ben mernise çıkardım, evde olmadığından muhtara gitti yani.

Kazancı'da ya da palmiye'de yok mu? Ona göre bakacağımd ya da sinerjide

@Vse budet horosho: ofisimde lebib yalkın var. googleda ve lebibde uzun uzun aradım ve ancak 1 tane 12. dairenin kararını bulabildim. üyelik olmadığı için kazancı, palmiye, sinerjiye bakamadım doğal olarak. lebibe yabancıyım, kazancı kadar aktif kullanamıyorum belki de ben bulamıyorum emsal karar. o yüzden duyurudan yardım istedim. fırsatınız olursa ve bakabilirseniz çok müteşekkir olurum :)

haha benzer durumumuz var ancak karşı taraftayız, bize usulsüz tebligat yapıldı. bu noktada benim gördüğüm yargıtay kararları kanundan ziyade tebligat tüzüğüne odaklanıyor:

Tebligat Tüzüğünün 28. Maddesi ise şöyle demektedir:

“Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiç biri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.’’

sizin durumda sanki tüzüğe artı tk 21'e uygun tebligat yapılmış gibi.

şimdi duruma uygun karar bulamadıysanız belki usulsüz tebligat kararlarından ters çıkarım yapabilirsiniz

YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2011/12444 Karar: 2011/31216 Karar Tarihi: 28.12.2011 kararında şöyle bir ibare var: "Bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, şayet imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği <tevsik edilmeden>, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgelerine işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında, muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır.’'"

diyor, yani bakın yargıtaya göre usulsüz tebligat için bu şartlar gerekiyor ama aksi yorumla da bizim tebligatımız usule uygundur gibi bir yol izlenebilir.

Ciftlik caddesinin oralardaydi sanirim guzel bi' serpme kahvalti yapabilirsin. Oradan amisos tepesine gidebilirsin. Tramvay gidiyordu galoba vaktin kalirsa oradan atakum'a gecip sahilde dinlenebilirsin. Bu lokasyonlar birbirine ne kadar yakindi tam hatirlamiyorum google maps'ten bakabilirsin. Meydanin asagisinda sahilde 19 mayis'la ilgili guzel temsili seyler vardi onlara da bakabilirsin.

Selam, adliyeye cok guvenme hakimlerimiz biraz gec alıyor duruşmayı. Yemek icin 56lara çık yakin yürüme mesafesinde. Gezmek icin cok vaktin olmayacak. Sarizeybek, cafe home, pide55, yemek icin ideal. Kahve icin starbucks, dondurma icin hilal var. Bugün hava güzel şanslı günündesin :)

Ben niye kendi duyurumu cevaplayamiyorum? :(

Ehehe birkac kere denedim ve crvaplayamadim da ondan seetmistim.

Hava kapali olacak saniyor idim ama istanbuldan iyi su anda. Durusmadan cikar cikmaz kosarak guzel havanin tadini cikarmaya gidicem. :)

Mutlaka pide yemem gerekli imis, pide55te saniyorum ki pide yenir? ^^

@okuyamiyom 56larda pide 55 iyidir, genel olarak oradaki her yerde pide güzel 56lara bakmanı öneririm afiyet olsun :)

iş 11:30'da biterse eğer atakum'a geçin bence. yetişebilirsiniz uçağa. sahilde bir sürü yer var. araba varsa eğer havalimanına gidiş de çok kısa süre alacak zaten. bu zeybek ile home da bence kötü mekanlar. niyeyse, iyiymiş algısı var ama ben bildim bileli. pide55 daha mantıklı derim.

abi meydan da eski konak sinemasını soruştur, bul. (çarşı girişindedir) çarşıya doğru 10-15 metre kadar yürü, caddede sinema ile aynı tarafta bir "pasaj" var.

göremezsen, "buralarda bir pasajda mantıcı varmış" diye sorarsın.
o pasajın alt katına in. mantı ve kola ! ve şekerpare.

hocam büyükada'ya gitme, hiçbirşey yok. salakça bi bisiklet turu.

Ben burgazada'yi çok seviyorum.

burgazada +1

kınalıadaya da gitme.

heybeliada

araba yok, sessiz sakin.

@kassiopeia bütün adalarda araba yok diye biliyorum sanki

bilmiyorum, olabilir ama buyukada'da vardi sanki. ya da o kadar kalabalik, o kadar tiksincti ki varmis gibi gelmis de olabilir... buyukada'ya gitmeyin ama gercekten, zamaniniza yazik.

Heybeli adaya gitmelisin.

Heybeliada'ya gidebilirsin.

Deniz lisesinin önündeki yerde yersin yemeğini (balık, kalamar, döner, patso vs. ne istersen)
Ardından iskeledeki meşhur pastaneden alman pastası alıp değirmene doğru yürürsün.
Oradaki kafede çay söyleyip alman pastanı yersin.
Ağaçlı bir yerde otur kitabını oku vs.

Bütün bunları bisikletle de yapabilirsin, yürüyerek de, o kısım sana kalmış.

İnterrail facebook grubunda trendeki restoran kisminin tadilatta olduğu gibi birşey yazılmıştı, erzurumdan geçerken hatta istasyona ısmarlayıp oradan almışlar.

Bulursam editlerim :)

Buyurun başlayın okumaya:

www.bizevdeyokuz.com
www.bizevdeyokuz.com

40 litrelik çanta büyük kaçar. Kars'ta pek bir şey yok ya. Kars Kalesi'ne çıkın ve mutlaka çay için. Normalde pek çay içmeyen ben, orada üç dört bardak çay içmiştim. Şehir merkezine yakın bir konumda Havariler Kilisesi var. Gitmişken görün. Kars Kalesi'nin arka tarafında Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuvarı var. Önünden Kars Çayı akar. Doğal çevresi güzeldir.

Ani'ye kesinlikle gidin. Çıldır'a gidememiştik biz zaman olmadığı için ama orası da görülmesi gereken bi yer. Ani haraberlerine giden il özel idaresinin servisi var, gidiş dönüş 14tl'ydi. Çıldır için taksicilere mecbur kalabilirsiniz.

canta aslinda biraz sizin ihtiyaciniza bagli. ne kadar kalacaksiniz vs vs gibi seylerle cok ilgisi var. trenin yemekli vagonunda kahvalti yaptik herhangi bir tadilat yoktu ama belki yemek icin ayni sey gecerli degildir. biz yemegi disardan soyledik (erzurum - cag kebabi). cok guzel bir karar vermissiniz kesinlikle cok eglenceli bi deneyim olacagindan emin olabilirsin. yaslari bilmiyorum ama bizim gidisimizde cok fazla 20-25 yas civari insan vardi onlarla da arkadas olabilirsiniz sizde de olursa.

biz yiyecek icecegimizi yanimiza almistik meyve kuruyemis hamurisleri filan. biraz da bundan sanirim ihtiyac duymadik yemek vagonuna. icki konusunda hic sorun yasamadik, konduktor gordu hatta saraplarimizi ama herhangi bir sorun yaratmadi.

bu aradakusetli vagondan alacaksaniz 2 kisilik yer alirsaniz odanizi seyahat boyunca yavancilarla paylasmak zoruda kalabilirsiniz. yatakli vagondan yer alamadiysaniz kusetlilerin 4unu de almanizi tavsiye ederim. tabi butcenizi bilemiyorum ama siz mukayese edersiniz orasini da.

kars icin 2 3 gun yeterli olur vaktinizin limitine de bagli olarak. biz sabah erkenden ani harabelerine gittik. ogleden sonra da (gun batimina denk gelecek sekilde) cildir golundeydik. kars merkez icin de yarim gun yeter ama yayarak keyfiyle gezmek isterseniz bir tam gun de guzel olur. kars kalesi ve ruslardan kalan eski (ve maalesef bakimsiz) binalar haric pek bir sey yok merkezde.

biz araba kiralamistik ani harabeleri ve cildir golune gitmek icin f/p acisindan en makulu oyleydi ama biz 6 kisiydik. 2 kisi icin pahali olur araba kiralama. taksi, servis vs. hakkinda pek bilgim yok o konuda yorum yapamiycam bu nedenle.

kaz etini deneyin diyeceklerdir mutlaka, deneyin tabii oralara kadar gitmisken eksik kalmasin. ama cok tuzlu bir et, damak tadina bagli tabii boyle seyler ama yine de beklentiyi cok yuksek tutmamakta fayda var derim.

son olarak, biletinizi hala almadiysaniz gec kalmis olabilirsiniz, ya da bizim sectigimiz donem sebebiyle (somestr tatili) cok kalabalilti tren ve satisa ciktigi gun bitmisti tum biletler. yine de umudunuzu kaybetmeden biletleri takip edin derim cunku son ana kadar iptaller olabiliyor ve bazen de tcdd ek vagon ekleyebiliyor.

soyleyeceklerim bu kadar :) mobilden yaziyorum, dikkat etmeye calistim ama yazim hatasi varsa affola.

Erzurumda duracaksanız yardım ederiz.

@herkes çok teşekkür ederim. :)

aslında karstan sonra ne yapacağımız belli değildi. ama yine ani bir kararla erzuruma geçme kararı aldık. sanıyorum cumaya kadar karsı gezeceğiz, bu sırada da hepinizin tavsiyelerini tekrar tekrar okuyup atlamamaya çalışacağım. <3 bir erzurumlu olarak erzurumu ben tanıtıcam iki arkadaşıma. hayırlısı. :)

as good as it gets
bucket list
little miss sunshine

taste of tea

chef (2014)

ben de evde kar izleyenlere şarkı göndereyim en güzelinden.

play.spotify.com

kimse yazmadan amelie diyim

ya tam filmleri araştırmaya giriştim, tvde hababam sınıfı çıktı karşıma. ne yapsam bilemedim. yeni bi film mi yoksa milyonuncu kez hababam mı ^^

we're the coopers! kesinlikle tavsiye ederim. christmas geçti ama olsun, mis gibi filmdir.

www.imdb.com

The grand budapest hotel, before sunrise,taare zameen par.

wild tales

dur dur ben soylıcem volver

limonata.

taksiye binseniz küfür yiyeceğiniz kadar kısa mesafe. 15 dakikada yürürsünüz.

beşevler metro'dan gazi'nin kampüsü istikametinde yürüyün. köprünün altından geçtikten sonra kampüse girmeyip sağdaki yoldan devam edin. sonraki ışıklardan sola dönün.

16d ne ya, metroya bin bence. Tek yön sefer süresi 105 dk. yazıyor iett'nin sitesinde. metroyla 40 dakikada pendik koprusundesin, oradan da dolmuş ile bir iki dakikaya inersin yht istasyonuna.

çok yükün yoksa irish'in dediği gibi metro yaparsan illa dolmuşa binmene gerek yok, yokuş aşağı yürüye yürüye on-on beş dk. falan. gerçi şu an hava nasıl kar var mı bilmiyorum.

sırf paypal kabul ediyor. alacağın şeyin fiyatı ne? ben yardımcı olabilirim belki

hadi ya üzüldüm. 1 dolarlık telefon kaplarından alıcaktım bir tane, başkasının alması;havalesi eftsi derken astarından pahalıya gelir yani. yine teşekkür ederim. :)

sorun değil. mesaj attım sana

aliexpress'ten bakabilirsin, kart kabul ediyor.

Rehberin en altına inince orada yazıyor kayıtlı kişi sayısı.

Oha az once kontrol etmistim yoktu, simdi var hihi cok tesekkur ederim ^^

Kaza sonrası 2 şerit trafiğe kapanırken, metrobüs seferleri durdu.

İstanbul D100 Sefaköy-Çobançeşme yönünde bir otomobilin metrobüs yoluna girmesi sonucu kaza meydana geldi

kazadan yarım saat sonra açılmış yazıyor haberlerde

Phoebe var duyuruda. O islerden anliyor. Ona sorarsan dogru yanit alirsin.

almanya'da denk geldiklerim otomatikti, sen yurumeye devam ediyorsun, o sana geldigin yerdeki sey ne ise seni durduruyor ve anlatiyordu, sonra tekrar yurumeye devam et diyordu.

dun topkapi'da gordum, orada manuel'di. eserlerin uzerinde numara yaziyor, sen onu elindeki cihaza giriyorsun ve o da anlatiyor.

almanyadakiler guzeldi, iyi bilgi veriyorlardi, tr'de denemedim hic.

alternatif olarak akilli telefonuna uygulamasini indirebilirsin, store'a bi goz at, istedigin muzeler vardir belki

Ben sagra di familia da kullandim cok faydali oldu

Benim en sevdigim Alcatraz hapisanesininkiydi. Boyle giriste takiyorsun sana hem suanda surdasiniz, saginizda bu var, o kapidan girin diyerek yon veriyor, hem de gercek suclularin konusmalari falan vardi. Interaktif belgesel gibiydi. Cok cok guzeldi. Bence her durumda ablalar abiler guze seyler anlatiyor. Ben tavsiye ediyorum.

2012 yılında body world'deki bir felaketti. otobüslerdeki durak isimlerini seslendiren dijital teyze okumuş galiba. sıkıcılıktan ölen bir anlatım idi. o saçma telaffuzlar yüzünden anlattığı şeye konsantre olamadım.

@cosmicstring iyi hazırlanmıştı dedikleriniz türkiyedeki müzelerde miydi acaba?

türkiyedeki müzelerde durum nedir onu merak ediyorum. hepsi @kibritsuyunun dediği gibiyse üzülürüm. :(

türkiye'e bu işi yapan 3 firma var. ana faaliyet alanı bu olan sadece benim çalıştığım almaya merkezli şirket var. bizim alman kanallarına da içerik sağlayan kendi profesyonel stüdyolarımız var. metin yzarlarımız özel, çevirmenlerimiz aynı şekilde özel olarak seçiliyor. prodüksiyonlarımızda sadece native speaker kullanıyoruz, onlar almancı bir gençle kayıt alıyor. berlin eyalet müzeleri başta olamk üzere dünya'nın pek çok ülkesinde bizim cihazlarımız ve içeriklerimiz var ama işte türkiye'ye gelince işler öyle olmuyor maalesef. ne kadar bağlantın varsa o kadar ihale alıyorsun, o yüzden kalite olarak ciddi fark var müzelerde ki sistemler arasında. yani hepsi süperdir, gerçekten bilgilendiricidir ve sıkılmadan dinleyebilirsiniz diyemem maalesef. şapel'e defalarca sapel demiş bir metin dinledim istanbul'da, üstelik belediye uluslararası bir proje kapsamında yapmıştı o prodüksiyonu.

biz bir müze metnini yazmayı 6-8 aya yayarken, başka firma 1 hafta içinde google'dan copy paste yapıp yazıyor. haftalarca okuma yapıyor bizim metin yazarımız, ham metinleri inceliyor, bilgiler ezber gibi olmasın diye senaryolaştırıyoruz, defalarca kontrole gidip geliyor müze yönetimine vesaire vesaire.

bakanlığa bağlı müzelerde ihale ile gişelerin işletmeciliğini veriyorlar genelde veya müze kalkınma ajansı projesi kapsamında falan kuruyor sistemi. ya da özel müzelerde olduğu gibi, direkt sistemi kuruyoruz, gerisine karışmıyoruz. bu sebeple bazen ücretli, bazen ücretsiz olabiliyor bu hizmet duruma göre. bakanlığa balı müzelerde ücreti direkt bakanlık belirliyor, işletmecilik yapan firmalar değil.

arkadaşların bahsettikleri çalışma mantıkları da tamamen cihazın özellikleri ve müze yetkililerinin vizyonu ölçüsünde ikna edebildiğimiz hizmetleri kapsıyor :)). auto start özelliği olabilir, numarayı tuşlayabilirsiniz, her iki özellik birden olabilir v.b. biz dışarıya ses veren auto start özelliği pek benimsemiyoruz, ziyaretçinin istediği yerde durdurabilip, eseri inceleyip tekrar dinlemeye başlamasını çok önemsiyoruz.

yeni seri cihazlarımızla örneğin özel bir eserin/vitrinin önüne geldiniz, vitrinin ışığın bile değiştirebiliyorsunuz dinlerken. amma velakin biz auto-start olayını bile zor izah ediyoruz burda. almanya ofisimiz uçuk kaçık projeler yapabilirken, ben burda multi touch deskle sekronize çalışabilen cihazlarımızı anlattığım müze yetkilisinden, müzede ki bir büstün anahtarlığınıda yapabilir misiniz sorusu alıyorum :)).

tam adı audioguide, türkçesi elektronik rehber (bakanlık ihaleyi bu isimle çıkıyor). isterseniz özel mesajla bizim sistem kurduğumuz müzeleri yazabilirim size.

size genel mantığı ve kalite farkının sebeplerini anlatmaya çalıştım. çünkü maalesef kötü içerik ve prodüksiyon ziyaretçiyi soğutuyor bu sistemlerden. oysa bilgi alarak gezebilmek öncelikli amaç bu hizmette.