[]

tom jones - day by day

bu şarkının sözleri yok mu, yoksa ben mi bulamadım?

www.youtube.com


 
Ben de bulamadım.


  • oddyseus  (26.01.14 23:08:16) 
anlayabilen biri yazabilir mi sözlerini? ben dinleyerek sözlerini anlayabilecek kadar iyi değilim, peyderpey anlayabiliyorum sadece.


  • dahinnotha  (27.01.14 11:55:24) 
Anladığım kadarıyla böyle bir şeyler. Bazı yerlerde emin olamayıp sallamış olabilirim, daha iyi duyan biri varsa hunharca eleştirebilir.

As my heart gets fonder
Day by day
So my love gets stronger
Day by day
Your love I'd leave behind
If a better love I could find
But you're still on my mind
Day by day

Lie to her
I know I should
Speak to her
I wish I could
But I'm misunderstood -(I'm ya da I olabilir bir fikrim yok)
Day by day

Don't you ever leave me
Wish I say
Soon you're gonna leave me
Can't walk me -(burda temiz patladım gibi)
My love is deep inside
So don't you ever hurt my pride
This love I cannot hide
Day by day

Lie to her
I know I should
Speak to her
I wish I could
But I'm misunderstood
Day by day
  • poistypok  (29.01.14 08:40:32 ~ 08:41:34) 
[]

cem karaca'nın bir şarkısı

selamlar,

haramiler'in mavi duvar şarkısı cem karaca'nın sesinden zihnime yerleşmiş. o şarkıyı dinlerken hep cem karaca söylüyormuş gibi hissediyorum. ve bana cem karaca'nın bir şarkısını anımsatıyor ama bi türlü çıkaramadım.

hangi şarkısı olabilir belki müziği belki sözleri belki ritmiyle mavi duvar şarkısını benzeyen. isminden sebep mavi liman şarkısıyla karıştırıyor olabilirim. onun dışında başka ne olabilir?

 
çok yorgunum mu ki?


  • rubiks cube  (25.01.14 16:16:00) 
[]

barış manço ve tasavvuf

selamlar,

barış manço'nun şarkılarında kolayca görünebiliyor tasavvufi inançlara sahip olduğu. erken şarkılarında da geç şarkılarında da dünya ve inanç görüşleri, evrensel kardeşlik şeklinde. barış manço'nun din ve benzeri konulardaki görüşlerini merak ediyorum.

bildikleriniz neler, ya da var bu konuda kendisinin ya da yakınlarının söyledikleri bir şeyler?

 
bence baris manco tasavvufi inaclara sahip oldugu icin degil, anadolu ozanlik gelenegini devam ettirme cabasinda oldugu icin oyle sarkilar yazdi. ondan sonra da yeni bir ozan cikmadi zaten.

humanist olmaktan baska bir inanisa sahip olmadigini sanirim.
  • anonimyususer  (23.01.14 17:24:49) 
sorunun tam cevabı değil.
söylediğin şeyler ile uyuşabilir
tr.wikipedia.org

bir de islam gnostisizm'ini (Rumi) araştırmanı öneririm.
  • mtsyh  (23.01.14 17:28:26) 
babam bana barış mançonunun çok inançlı biri olduğunu hatta eline çok yüzük takması ile alakalı bir cemaat lideri ile konuştuğu anıyı anlatmıştı.


  • xyz123  (23.01.14 19:09:16) 
xyz123,
o anıyı hatırlıyorsunuz paylaşır mısınız?

  • dahinnotha  (23.01.14 19:55:29) 
[]

60lar 70ler türk müziği

selamlar,

barış manço'nun ilk çalışmaları, 45likler, o zamanlardaki saykodelik çalışmalar, kaygısızlar, mazhar'ların fuat'ların ilk çıktığı dönemler, turkish delight'lar, bunalımlar, hava narghile'ler falan ne güzel şeyler varmış. her gün yeni bi tane keşfediyorum böyle. böyle kıyıda köşede kalmış, unutulmuş, belki vardır bir öneriniz "şunu da dinle" dediğiniz.

var mı?

bu konulara da çok ilgim var. 40 50 sene önce türkiye çok farklı bir yermiş. türk müziği hafife alınacak da değilmiş. bu konuda yapılmış çalışmalar, belki blog belki belgesel öneriniz varsa da sevinirim.

teşekkürler.

 
Hardal var ayni donemden.


  • nwnd  (23.01.14 15:40:43) 
mavi ışıklar!

bi de barış manço little darling'i klibiyle birlikte tek geçerim.
tam aradığın şey olmamakla birlikte; erol büyükburç "little lucy" (bbc listesinde uzun süre kalması hala tekrarlanmamış, hatırı sayılacak bir başarı bence)

naim dilmener'in yazılarını/incelemelerini takip edebilirsin, illaki değinmiştir bu konulara.
  • jimjim  (23.01.14 15:45:58) 
moğollar ve selda bağcan'ın beraber çalıp söylediği bir albüm var, "türkülerimiz-1" diye. gayet enteresan bir albümdür.


  • paradoxical  (23.01.14 15:48:38) 
Turkish Beat Psyche & Garage Delights diye toplama bi albüm var onu deneyebilirsin.
www.youtube.com

ayrıca altın mikrofon'daki şarkılar da güzeldir.

bi de güven erkin erkal şöyle bişey yapmıştı. ben aldım ama henüz okumadım. ama iyi bişeye benziyor.
www.idefix.com
  • tepedeki psychedelic adam  (23.01.14 15:49:33) 
erkut taçkın var.

(git:www.youtube.com )


bunalımlar var.

(git:www.youtube.com )
  • the silent enigma  (23.01.14 15:50:53 ~ 15:51:57) 
Mustafa Özkent Orkestrası - Gençlik ile elele Bu albümü mutlaka dinle!

www.discogs.com
  • Son Müzakereci  (23.01.14 15:53:35) 
biraz geç(70lerin sonu) olsa da yeni türkü(zerrin yaşar'lı yeni türkü) buğdayın türküsü albümü


  • jimjim  (23.01.14 16:00:23) 
Souncloud'da Kabus Kerim'in setlerini tavsiye ederim, hoşunuza gider diye düşünüyorum.
soundcloud.com

  • whoosie  (23.01.14 16:17:19) 
[]

kol saati takmak

erkek için bir aksesuar mıdır? hoş bir şey midir? sık sık saate bakan, bunun için de elinde telefonunu taşıyan biriyim. yıllardır saat taksam mı diyorum ama neden bilmiyorum, bi şekilde kol saati alışkanlığım yok.

siz takıyor musunuz? saate bakmak için telefon kullanmak zor geliyor mu, yoksa kol saatine bakmak daha mı kolay?

fiyatı ucuz, öyle klas olması gerekmeyen saat önerilerinizi de alabilirim antr-parantez. 20'li yaşlara uygun ama biraz da olsa ağırlığı olan bir klasik saat takabilirim sanırım.

 
Erkeğin neredeyse tek aksesuarı. Gençliğimde severek takardım, cep telefonları çıktıktan sonra uzun seneler takmadım. Son 1 senedir tekrar takmaya başladım. Metal bilezikli modeller her giyime gider. Seiko tavsiyem.


  • arnold schwarzeneger  (23.01.14 12:37:51) 
annemin hediyesi bir patek var. her yere giderken takamadığım için pek alışkanlık yaratmadı. saat kullanmak telefona bakmaktan daha kolay. evet. fakat kolunuzda sürekli bir şey olmasına alışmak oldukça zor geldi bana. aksesuar tabii ki


  • insomni4c  (23.01.14 12:46:25) 
saat erkeğin tek aksesuarıdır olmazsa olmazıdır. kadın için ayakkabı neyse erkek için de saat odur.

ztn bu devirde kol saati saate bakmak için değil aksesuar için takılıyor kolumda saat olduğu halde telefona bakıyorum saati öğrenmek için.

fiyat aralığın ne bilmiyorum ama herhangi bir saatçiye git 150tl'den başlayan saat bulursun üst sınır yok malum 700bin tllik hediye edenler bile var
  • 10lion sinisterer  (23.01.14 13:04:22) 
emin ol aksesuar olmasının yanında işlevsel de. bana acayip can sıkıcı geliyor her saate bakmak istediğimde telefonu çıkarmak kol saati çok daha pratik özellikle sık sık saate bakan biriyseniz ve/veya telefonunuz büyükse.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (23.01.14 13:06:43) 
saat, kemer, gozluk 3lüsü erkeğin tek aksesuari.

kemer ve gozlugu her zaman kullanamiyorsun ama saati kullanabilirsin.
kesinlikle gerekli bence.

ayrica tommy'nin saatleri iyidir gayet. swatch'i bilemem.
  • archely  (23.01.14 14:04:08) 
[]

barış manço - ne ola yar ola

selamlar,

www.youtube.com

barış manço'nun bu şarkısında klibi anlamlandıramadım. sözlükte ilgili başlığa "çok iyi klip, sanat eseri"dir gibi şeyler demiş farklı yazarlar.
şarkının müziği harikulade, ona lafım yok. sözlerini de tam anlayamadım. olmayan bir kadının tasviri mi yapılıyor? "yaşam denen uykudan uyanmasını bilen yar ola" derken neyi kastediyor. yaşam bir aldatmaca, bir sarhoşluk hali, hakikat yaşamdan sonrası gibi bir anlam mı çıkıyor. peki burada "yar olan" dediği kısım ne?

sözlerini ve klibini irdelesek ya biraz.

(bkz: ne ola yar ola)

 
Dün gözüm değmişti duyuruya, gün boyu aklımın bir köşesi bundaydı.
Evet, müzikal olarak Barış Manço'nen en iyi parçalarından biri. Zaten, Yeni Bir Gün LP'si Barış'ın en iyi albümüdür kanaatimce.
Klip; Barış'ın ve o dönemin en iyi kliplerinden biri. Neden? Çünkü o dönemde, biliyorsunuz, vesikalık klipler revaçtaydı. Bir perdenin önündeki şarkıcı ufak jest ve mimiklerle playback yapardı, millete de klip diye yayınlardı bunu TRT. Bu takım işlerle karşılaştırılınca Ne Ola Yar Ola ve benzeri olan Little Darlin' klipleri gayet kaliteli işler. Fakat her iki klip de konu barındırmayan, bunun yerine imgesel anlatım altında çeşitli görselleri arka arkaya sıralayan videolar. Bir şey anlatan, hikâyesi olan işler gibi gelmiyorlar bana.
Sözlere gelince; bahsettiğin gibi ütopik bir sevgiliden dem vuruluyor bence. "Bir sevgilim olsun, kaşı gözü kara olsun" istemiyle aynı paralelde giden, fakat biraz daha entellektüel kaygıları da barındıran bir "sevgilide aranan özellikler" listesi gibi şarkı. "Yaşam denen uykudan uyanmasını bilen yâr ola" yıllardır benim de dikkatimi çeker. Biraz tasavvufî anlam yüklüyorum ben de senin gibi. "Asıl gerçeklik olan öte diyarı da bilen, bu hayatın geçiciliğinin farkında olan bir sevgili sevgili istiyorum" gibi mânâ yüklüyorum ben de.
İrdeleye'k az daha. Kalmasın böyle.
Ve Barış Abi'yi tekrar anma fırsatı yarattığın için teşekkürler @dahinnotha.
  • Dunedan  (23.01.14 20:31:03) 
[]

kısafilm - chat'le ilgili

selamlar,

bilgisayardaki ekran görüntüsü kaydedilmis iki kisinin. biri kadın diğeri erkek. birbirlerinden hoşlanıyorlar. ikisi de birbirlerine samimi bir şey yazıyor, sonra siliyor daha resmi bir şey yazıp gönderiyorlardı.

ismini falan hatırlamıyorum. FB'ta izlemiştim. bulmama yardımcı olur musunuz?

buna benzer bir şeydi; ama bu değil.
www.youtube.com

 
  • acelemvar  (23.01.14 02:46:12) 
[]

boyut kaybetmek - manasızlaşmak

selamlar,

zaman zaman oluyor, yine oldu.
son bi kaç gündür bi kaç sebepten pek de neşeli değilim. bugün tüm gün yattım, yatarken harcadığım enerjiyi bile karşılayamayacak kadar yemek yiyebildim.

biraz müzik dinlemek ve kafamı dağıtmak için pc başına geçtim. her şey boyutunu kaybetmiş gibi. keyifle dinlediğim müzikler manasız geliyor, hatta sesleri rahatsız ediyor. manasını kaybetmiş gibi. gelip geçiciymiş gibi. 3boyutlu ve renkli dünya tek boyuta düşmüş gibi. her şey kalitesini yitirmiş gibi. her şey plastik ve yapay geliyor. taklidin taklidi gibi geliyor her şey.

sizde de oluyor mu? bu hissettiklerim iyi mi kötü, bir sorun mu yoksa tam aksi iyi bir şey mi onu bile çözebilmiş değilim.

 
ara ara oluyor öyle, bi şişe şarap içince geçiyor.

bu hissettiklerin hayattan bağlantıyı koparma anının sana yansıması, kontrolden çıkarsa psikiyatrik destek almayı deneyebilirsin fakat her ne olursa olsun bu senin kendi içinde dizginlemen gereken bir şey.

zira gerçekten her şey suni, plastik, insanlar et ve kemikten oluşan yığınlar, normal bir insanın en büyük keyfi haftada bir avm gezmek, gün içerisinde onlarca bilboardda yüzlerce saçma kelimeyi kaydediyor beynin, hiç bir şeyin de derin bir anlamı yok.

sokağa çıktığın zaman sanki herkes senden bir parça koparmanın derdinde gibi, marketten su alırken bile kazıklandığını, sömürüldüğünü hissediyorsun, tv denen aletler var evlerimizde, çalıştırdığın zaman nefes bile almadan arka arkaya bir dünya yalan söyleyen.

insansın, bu tür şeyler kafanda bir yerde birikiyor, bir yerden sonra da sandalyene oturduğun an dank ediyor, bu da haklı olarak sana kendini 'av' gibi hissettiriyor, gayet normal.

sonuç olarak küçük, anlamsız, basit hayatlara sahibiz, elinde 2 seçenek var,

ya bunu dert edinirsin, ya da bunu anlamayı deneyip, sorun olmaktan çıkarırsın, bu da dediğim gibi senin kendi içinde çözmen gereken bir olay.
  • Mackinaw  (21.01.14 21:35:45 ~ 21:44:00) 
yaşam kalitenizi çok fazla düşürüyorsa, bir psikiyatriste gidebilirsiniz. neden "çok fazla düşürüyorsa" dedim? çünkü, özellikle devlet hastanelerinde sizi 2 dakika dinlerler, sonra ilacı dayarlar. beyin arada böyle şeyler yapabilir. "zaman zaman oluyor" demişsiniz. fazla takmayın o halde, geçer, yine gelir, yine geçer. olur öyle.
(bkz: derealizasyon)

  • marcelorios  (21.01.14 21:39:07 ~ 21:39:13) 
[]

eski ev sahibim adresimi ve doğum tarihimi istemiş

bir ay kalıp sonra ayrıldığımız bir evimiz var. ev sahibiyle biraz tartıştık. depozitomuzu geri vereceğini söyledi ilk etapta. sonra vermeyeceğini söyledi. sonra 4 aylık kira istedi evde kalmadığımız halde. sonra bizi dava edeceğini söyledi. tamam dedik.

----hızlı özet---
ev sahibi kontratı imzaladığımız günlerde doğalgaz hattını açtıracak, saat ve kombiyi taktıracaktı. o ay bittiği halde hala başvuru yapmamıştı ki ikinci ayın ortasında en erken hat açılacaktı, ardından biz kendi adımıza doğalgaz başvurusunda bulunacaktık falan. iki ay boyunca kirasını tam ödediğim evde ev sahibinin sunması gereken haktan yoksun olarak yaşayacaktık. bu sebeple ilk ayın bitiminde biraz tartışarak evden ayrıldık. depozitoyu vermedi, biz de ikinci aya saymasını söyledik.
---


bugün beni aramış, tlf.u duymadım. sonra ev arkadaşımı aramış. benim adresimi, doğum tarihimi falan istemiş. adres ve doğum tarihi neden gereklidir? dava mı ediyor beni? kazansa bile en fazla 2 3 aylık kira alır sanıyorum. uğraşması beyhude değil mi, amacı bizi korkutmak mı, yoksa farklı şeyler peşinde mi?


meraklısı için bi ay kadar önce konuyla ilgili açtığım soru başlığı;
www.eksiduyuru.com

olay ilk cereyan ettiği sırada açtığım duyuru;
www.eksiduyuru.com

ne yapmam ve safhibiyle ne konuşmam gerektiğinde yardımcı olursanız sevinirim.

 
ev sahibiyle uğraşmak ne demektir, az çok bilirim kardeşim ve şimdilik geçmiş olsun demem lazım sana.. önceki duyurularını da okudum, özellikle ilk duyuruna verilen cevaplar şu an için de geçerliliğini koruyor.. yani onlar ne; tabii ki borçlar hukuku vize sorularını oluşturan kiraya verilen mülk.. olağanüstü fesih koşullarının gerçekleştiğini, eğer dava açılırsa, hakime de anlatırsın.. şahit olarak da ev arkadaşın var sanırım, hatta 3 kişi daha bulursan bir sıkıntı çıkacağını sanmıyorum..

bu duyuruna gelirsem; senin doğum tarihini neden istemiş, hiçbir fikrim yok ama göz korkutmak istediğini düşünüyorum.. adres bilgileri içinse tek tahminim davalı kısmına eklenmesi için istenmiş olabileceği..

şu andan sonra ev sahibiyle ne konuşmak gerekir? ben olsam hiçbir şey konuşmam, aradığında da "mahkemeye veriyorsan ver, orada görüşelim" derim.. sonuçta kiraya verdiği mülkü kullanıma hazır etmekle yükümlüdür: "Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Bu hüküm, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı aleyhine değiştirilemez..." evde kaldığın(ız) süre boyunca yaşadığınız sorunları tanzim etmeniz de olası görünüyor bu sebeple..

ayrıca şunu da yazayım: kira kontratında yazanlar harici bir de ev sahibinin ağzından çıkmış, söylemiş, söz vermiş olduğu konular var.. hukuk buna irade beyanı der.. açık-kapalı ve tek taraflı-iki taraflı olmak üzere ayrılır.. iki taraflılara akit denir, kapalı olup da tek taraflı olduğu bazı durumlarda açık irade beyanı olarak da geçer.. karışık oldu biraz ama şu entry kafanı açacaktır, güzel yazmış eleman: antik.eksisozluk.com

yani sonuç olarak mahkeme süreci seni maddi olarak yıpratabilir belki ama hakkını aramak istiyorsan bırak açsın mahkemeyi.. ancak durum tam tersiyse ev sahibine de bunları anlatıp bir orta yol bulmaya çalışabilirsin.. karar senin..
  • lake of the hell  (21.01.14 14:51:04) 
[]

google+ auto backup

selamlar,

bilgisayarımda fotoğrafları bu şekilde yedekliyorum. şimdilik iyi gidiyor upload işlemi. çok fazla dosyam olduğu için uzun sürecek bitmesi.

ben de ara ara bakıp en son hangi fotoğraflarımın yüklendiğini görmek istiyorum. fakat galeri sayfasında fotoğrafların tarihi yer alıyor. yüklenme tarihine göre sıralamanın bir yöntemi var mı?

 
hacı hangi yolla yükleme yapıyorsun bilmiyorum ama eğer picasa programını kullanarak yüklersen eğer, daha doğrusu picasa ile yedeklersen, hangi fotoğrafların yedeklendiğini, hangilerinin sırada beklediğini ve o an da hangilerinin yüklendiğini görebilirsin.


  • readmymind  (16.01.14 15:41:12) 
hayır picasa değil. onu kullanmıyorum şuan. bahsettiğim google+ auto backup. arkaplanda bilgisayarı kasmadan çalışıyor ve sınırsız depolama alanı veriyor (2048 pixel'de)


  • dahinnotha  (16.01.14 15:45:54) 
dostum picasa da google+'da depolama yapıyor. 2048 pixel'de sınırsız evet ve ayrıca istediğin fotoğraf ve videoyu orjinal haliyle yüklemene de imkan veriyor. tek yapman gereken picasa 3 programını çalıştırıp google+ hesabınla giriş yapmak.


  • readmymind  (16.01.14 16:03:26) 
[]

duygu yüklü türkçe türküler

selamlar,

ara ara denk gelip dinlesem de türküleri pek tanıyor değilim. hareketli neşeli olanları değil de, yavaş ve duygu yüklü favori türkülerinizi paylaşırsanız güzel bir playlist yapabilirim diye düşünüyorum.

teşekkürler.

 
  • bass solo take one  (16.01.14 01:08:13) 
www.youtube.com behzat ç.de duyup vurulmuştum.ve bence en iyi yorumlayan da hayalet olmuş.


  • bi sigara bi bacardi  (16.01.14 01:13:41) 
Haftada 1'den fazla dinleyemiyorum, favorim budur: www.youtube.com
Erkan Oğur'un da türkülerine bak istersen. Turkcell müzik'e yaz adamın adını, ilk 10'u dinle. Gerisi gelir zaten.

  • aguilas negras  (16.01.14 01:43:10) 
  • rakicandir  (16.01.14 02:20:54) 
Hadi bunnar da benden hediye ossun sağa:

Harman yeri sürseler - Zara:

www.youtube.com

Derdim çoktur hangisine yanayım - Ali Ekber Çiçek:

www.youtube.com

Ağlama gözlerim mevla kerimdir - İbo:

www.youtube.com

Merdo - Âşık Mahzûni veya Hüseyin Turan veya Berdan Mardini

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Her ne kadar türkü olmasa da, şu an içimden geldi, lütfen kabul buyur:

www.youtube.com

Urfanın etrafı dumanlı dağlar - tabii ki Urfalı biri söylemeli bunu:

www.youtube.com

Nemrudun gızı - Kazancı Bedih - Urfa Sıra Gecesi

www.youtube.com

Konma bülbül konma nergiz daline, öldürürler aman aman bir yar yoluna - Hâlimiz ahvâlimiz:

www.youtube.com

kayıt iyi değil ama otantikin dibine vuralım hacım:

www.youtube.com

Ağlama yar ağlama anam, mavi yazma bağlama - Aysun Gültekin ya da Yavuz Bingöl:

www.youtube.com

www.youtube.com

Dön beri dön beri de yüzün göreyim - İBB Türk Halk Müziği Topluluğu:

www.youtube.com

Sarı gelin - Yavuz Bingöl:

www.youtube.com

Beyaz giyme toz olur, siyah giyme söz olur - Zara

www.youtube.com

İki keklik bir kayada ötüyor - Orhan Hakalmaz:

www.youtube.com

Kara tren - Orhan Hakalmaz:

www.youtube.com
  • compadrito  (16.01.14 04:08:56 ~ 05:57:12) 
ibo'nun şöyle bi türküsü mü ne var www.youtube.com
uzun hava diye geçiyormuş ama acıklı. ata demirer söylüyordu bi yerde de sözlerini arayıp bulmuştum yıllar önce. pek bilen yoktur bunu, sanmıyorum.

  • groundhog day  (16.01.14 04:16:33) 
  • barbaroj  (16.01.14 10:23:31) 
  • cecilia  (17.01.14 12:48:23 ~ 12:57:12) 
[]

çeşme suyunu içilebilir kılmak

selam.

evde sadece yarım bardak su var. susadım. dışarı çıkıp alamam -ki zaten dükkanlar da kapalı.-

çeşme suyunu kaynatıp soğutsam içilebilir hale gelir mi? mikrobu şusu busu için demiyorum, lezzeti o kadar kötü ki içemiyorum çeşme suyunu o haliyle. yemek yaprken bile nadirdir kullandığım.

kaynatıp soğutmak dışında başka ne yapabilirim.

çay kahve falan yapsam, susuzluğumu giderir mi?

 
lezzeti içindeki ağır metallerden kaynaklı onu değiştirmek su halinde mümkün değil evde.

çay kahve susuzluğu iyice artırır.
  • neferkitty  (11.01.14 22:59:14) 
seçenekler arasında kaynatıp içmek en mantıklısı


  • raskolnikov2  (11.01.14 22:59:17) 
kaynat soğut bişey olmaz, çok içtim öyle bişey olmadı hem evaparatör suyu içmiyosun sonuçta.


  • pop star ajdar top star kont  (11.01.14 23:02:34 ~ 23:02:49) 
çeşme suyu konusuna yaklaşımım bire bir aynıdır fakat inanılmaz susadıysan ve lezzeti de kötüyse ağızdan transit geçirmeye bak. tadını almaya çalışma nam nam nam yapıp en kaba tabirle, direkt yut gitsin.

sonuçta mide, ben bunu kabul etmiyorum susamaya devam, demeyeceğine göre 1-0 öne geçersin, şimdilik.
  • naelektrisan  (11.01.14 23:04:18) 
açık çay yapıp içerisine mandalina, limon, yeşil elma gibi şeyler atıp aromalandırmaya çalışabilirsin.


  • nax  (11.01.14 23:28:46 ~ 23:29:09) 
Kaynat sonra baya baya sogut. Cok sogukken tadi sicaga gore daha az hissediliyor


  • duzsac  (12.01.14 00:15:28) 
ayran yap. tuz katmadan iç. lezzeti almazsın


  • ceycey e  (12.01.14 00:18:13) 
şeker at, kaynat ki sıcaklığı 100 derecenin üstüne çıksın. ardından da bunu çay haline getir, biraz soğut, tek seferde iç


  • sttc  (12.01.14 01:58:11) 
[]

tumblr ile mi yapılmış?

taksimdeneleroluyor.com
bahsi geçen bu site hazır bir şablon, tema vs ile mi yapılmış yoksa sıfırdan mı kodlanmış. fikir çok güzelmiş.

3 haziran'dan beri ekleme yapılmamış. tam da gezi parkı olayları varken. neden yapılmamış?

 
tumblr temasının içine iframe ile başka bi siteden içerik çekmişler
o sitedeki içerik de timeline.knightlab.com javascript eklentisiyle yapılmış. şablon üzerine haberleri falan giydirmişler yani.

  • hjarteblod  (11.01.14 20:36:09) 
[]

yaşamaya dair - bursadan mektuplar - nazım hikmet'in müzikli tiyatrosu

selamlar,

genco erkal'ın uyarladığı bursa cezaevinden mektuplar isimli müzikli tiyatro'yu izledim dün. gerçekten harikaydı. oyunda seslendirilen şiirler ve söylenen şarkılar hangileriydi?

*yaşamaya dair
*kerem gibi

şarkılardan bi karlı kayın ormanını hatırlıyorum.

 
seni düşünmek güzel şey, seni düşünmek ümitli şey şeklinde olan şiiri de söylenmişti.

tahir ile zühre meselesi vardı bi de.
başka ne vardı?
şarkı veya şiir.
  • dahinnotha  (11.01.14 18:00:32) 
[]

ev sahibi - kiracı problemi - hukukçular bakabilirse güzel olur

ağustos sonunda bir ev tuttuk. evin kombisi takılı değildi. biz eve girene kadar ev sahibi takacağını söylediği halde takmamıştı. bu ve benzeri bi kaç çok da büyük olmayan mevzular yüzünden ev sahibi ile tartıştık, biz de eylül sonunda evden ayrıldık.

depozitoyu bize geri vereceğini söylemişti. sonra bundan vazgeçti. sonra çark yaptı, sizi dava edicem beni mağdur ettiniz, kiracı bulamıyorum evim boş kaldı demeye başladı.

az önce yine tlf etti. bu son uyarım, benden günah gitti 4 aylık birikmiş kiranızı ödeyecek misiniz dedi. hayır deyince iyi o zaman dedi kapattı.

sanırım olay mahkemeye intikal edecek.

ev sahibinin bize vaatleri vardı onları yerine getirmedi, evin eksiklerini telafi konusunda tartıştık. ama asıl olay, evsahibinin doğalgaz başvurusu bile yapmamış olmasıydı. zira kombi takılıp doğalgazın aktif olması neredeyse kasımı buldu.

şimdi olay mahkemeye intikal ederse ne olur durum?

daha detaylı olarak önce de açmıştım bu duyuruyu;


www.eksiduyuru.com
teşekkürler.

 
kira sözleşmeniz ne diyor? çıkarken yazılı haber vediniz mi? kombi vesair meseleler yazılı mı?..

o mahkemeye verir, icra gelir, en fazla iki üç aylık alabilir zaten; siz de bunun üzerine itiraz edersiniz "kombiler böyle böyle" diyerekten... uzar gider mundar olur:)
  • no avalon  (02.01.14 14:53:43) 
doğalgaz başvurusunu sizin yapmanız gerekmiyr mu


  • ceycey e  (02.01.14 15:05:08) 
kırtasiyeden alınma standart matbu sözleşme idi.
hatta şartlar şu şekilde;
emlakkulisi.com


8 numaralı şarta güvenerek evden ayrıldık;

"8- Kiracı kiralananı boşaltmak istediği taktirde en az bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmeyi taahhüt eder"

sözleşmede diğer şeyler yer almıyordu. buzdolabı ve bi kaç ev eşyası temin edeceğini söylemişti sonradan "ya depoda vardı ama biri almış, neyse bakarız" gibi su yapmaya başlamıştı. daha ekim gelmeden bizden kira istemeye başladı. para verin ya da borç verin de şu kombiyi açtıralım gibisinden. oysaki teorik olarak ben eylülden beri orada oturuyorum.

@ceycey e;
evin ilk kiracısı biz olacaktık. ev sahibi önce bir başvuruda bulunuyor ve doğalgaz saati kombi falan takılıyor. o başvuru yapılamadığı için biz de kendi adımıza doğalgazı açtıramazdık.
  • dahinnotha  (02.01.14 15:10:35 ~ 15:12:13) 
bk m301

Kiraya verenin borçları

I. Teslim borcu
Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Bu hüküm, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı aleyhine değiştirilemez; diğer kira sözleşmelerinde ise, kiracı aleyhine genel işlem koşulları yoluyla bu hükme aykırı düzenleme yapılamaz.


bk m.369

Olağanüstü fesih

a. Önemli sebepler
Taraflardan biri, kira ilişkisinin devamını kendisi için çekilmez hâle getiren önemli sebeplerin varlığı durumunda, sözleşmeyi yasal fesih bildirim süresine uyarak her zaman feshedebilir.

Hâkim, durum ve koşulları göz önünde tutarak, olağanüstü fesih bildiriminin parasal sonuçlarını karara bağlar.

benim bilgim bu konuda eksik, başka bir arkadaş size daha iyi yardımcı olacaktır.
  • slm  (02.01.14 15:32:44) 
O zaman birakiniz ev sahibi ugrassin :)


  • no avalon  (02.01.14 19:08:29) 
[]

FB Messenger programı

selamlar,
windows için konuşuyorum, standart FB messenger uygulaması dışında başka bir alternatif var mı? msn messenger günlerini yad etmek istiyorum. o tadı verecek bir alternatif arıyorum.



 
  • cari kacik  (02.01.14 08:32:56) 
[]

online kitap sorgulama yapmam gerek

selamlar,

ihtiyacım olan şey çok basit bir sistem ama nasıl yapıldığını bilmiyorum.
yakşalık 1000tane kitabın raf numarası, türü, adı, yazarı, yayınevi gibi muhtelif bilgilerinin aynı satır fakar farklı sütunlara kaydedildiği bir xls veritabanımız var. nasıl bir şey yapsak da kullanıcılar siteye bağlansa, arama yapsa, ve aradığı kelime varsa o veritabanındaki satır direk geliverse.

yapabilecek varsa veritabanını gönderebilirim.
üye olduğum bir derneğin kütüphanesi, kitap okumayı arttırmak için uğraşıyoruz.

 
baist bir crud tablosuyla yapabilirsiniz bunu.

edit: editlemek için crud'un sizin tarafınızda olması mantıklı, ama kullanıcı tarafında bir master-detail sayfa yapısıyla gösterebilirsiniz.
  • loveinaflipbook  (24.12.13 13:05:44 ~ 13:09:49) 
çok basit bi sistem olduğunu sanıyorum ama nasıl yapıldığı hakkında fikrim yok. hazıra konmak gibi olacak ama birileri yardımcı olabilir mi?


  • dahinnotha  (26.12.13 01:20:11) 
[]

sırbistan veya arabistanda elektronik aletler ucuz mudur?

selamlar,

bir cep telefonu ve belki bir tablet almak niyetindeyim. şubat ayında bulgaristan ve sırbistan'a gitme durumum var. oradan alacağım bir cep telefonu uygun olur mu? her hangi bir sorun yaşar mıyım? alfabelerinin farklı olması problem olur mu?

annem ve babam da umre seyahatine gidecekler. oradan elektronik cep telefonu ya da tablet alabilirler mi? aletlerde yine bir sorun olabilir mi?

sony xperia sp almayı planlıyorum eğer önemliyse. tablet de giriş-orta seviye aletlerden biri olacak.

 
Arabistan'da 3 sene yaşadım, onlarca bilgisayar sayın alması, kişisel olarak da sürüyle akıllı cihaz aldım. Telefon dışında hiçbir şey ucuz değil. Bilgisayarlar ucuz görünüyor ama işin görünen tarafı o, aslında karşılaştırığınla seri farkı oluyor. Rehberin yönlendirdiği dükkanlardan başka yere bakmadan hiçbiriye almasınlar bu arada. Altın falan da almasınlar sakın. Her yer dolandırıcı kaynıyor.


  • brawler  (23.12.13 18:58:13) 
ucuzluğu çok fark etmese bile vergi iadesi alacakları için yine türkiye'ye göre ekonomik olur diye düşündüm. oradaki telefonlar ile buradakiler aynı mı? bir arkadaş bilgisayar almış o taraflardan, ekranı arap alfabesine göre dizayn edilmiş. bildiğin aynada görüntüsünü kullanıyordu. ona benzer bir şeyle karşılaşmak istemiyorum.


  • dahinnotha  (23.12.13 19:01:34) 
bir hafta kadar önce iş için kuveyt'e gittim üç günlüğüne. en azından kuveyt'te türkiyeye göre fiyatlar daha makul. 2000 liralık samsung note 3'ü bir arkadaş 1400 liraya aldı. burda 150 liraya giden fifa 2014'ü de orda 90 liraya filan gördüm. ama tabi garantisi sadece kuveyt sınırları içinde :)


  • dbilgener  (23.12.13 19:19:06) 
[]

teşekkürler adobe photoshop'u icat ettiğin için

selamlar,

yurtdışında tanıştığım ve aramızda romantik bir muhabbetin olduğu bir kız arkadaşa muziplik olsun diye bir fotoğraf göndereceğim. ikimizin beraber çekilmiş hiç fotoğrafı yok. bu sebeple internetten bir fotoğraf bulup photoshop ile yüzlerimizi ekleyeceğim.

70-80li yıllara ait nostaljik fotoğraflar gerek kılık kıyafetleri, gerek fotoğrafın rengi veya insanların pozlarıyla yüzde bir tebessüm bırakıyor. o tarz bir fotoğraf arıyorum. yardımcı olur muydunuz?

 
  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (16.12.13 13:34:06) 
[]

dvd film satın almak

selamlar

bir arkadaşım gönül yarası filmini ve cem yılmaz'ın fundamental'inin dvd.lerini arıyormuş. internette hangi mağazalar satıyor bu filmleri? idefix'te bitmiş, dnr ve hepsiburada.com da yok.

eskişehir'de nerelerde var? dost kitabevi ve belki dnr'da vardır, onun dışında nerelerde satılıyor dvd.ler?

 
google dan film adı+satın al vs. diye aratın, sayfığınız bilinen sitelerin haricinde de çıkacaktır. ama çıkan siteye dair güvenilirlik ve stok sorunu olduğunu düşünüyorsanız yine arama yapmanız/aramanız gerekecektir.


  • candanag  (15.12.13 18:05:10) 
[]

eski ev sahibi - depozito muhabbeti

selamlar,

ağustos ayının son günlerinde bir arkadaşımla ev tuttuk, sözleşmeyi yaptık. kirasını depozitosunu verdik.

evin kombisi takılacaktı. biz de eve eylül 15inden sonra girecektik. o zaman kadar halledersin abi dedik. onu sorun etmedik.

15 eylülde gelince evin kombisi takılmamıştı. ev sahibi bi kaç eşya vadetmişti onları da getirmedi. boya falan gibi ufak tefek işler vardı. yaklaşık 20 günlük süre zarfında hiç biri yapılmadı.

biz ev sahibine söylenmeye başladık. adam param yok, hastane işim var diyerek öteledi bizi. ekim kirasını erken verin ya da borç verin ben doğalgaz başvurusu yapayım dedi. biz yanaşmadık. çünkü başvuru yapsa bile ekim sonunda ancak açılacaktı doğalgaz.

biz çıkıcaz dedik. zaten eylülde bi kaç gün kalmıştık. bu saatten sonra kiracı bulamazsın. doğalgazı kombisi çalışır halde olmadığına göre eylül kirasını düşelim, diğer aylar az ödeyelim sen de mağdur olma biz de ev aramayalım dedik.

kabul etmedi. depozitonuzu kasım gibi vericem, o zamana kadar veremem dedi. eyvallah dedik ayrıldık.

bayramdan bi kaç gün önceydi, beni aradı. kombiyi mombiyi taktık ev şimdi tamam gelin yeniden kontrat yapalım dedi. adamla resmen kavga etmiştik öncesinde. hatta diğer arkadaşla arasında küfürleşme falan da olmuştu. zaten başka bir eve çıkmıştım. kabul etmedik.

şimdi depozitoyu hatırlatmak için aradım. ben mağdur oldum kiracı bulamadım paranızı vermem dedi. hatta kontrat da elimde avukata vereyim o zaman alayım 12ayın kirasını dedi. iyi tamam naparsan yap dedim ben de.

olay özetle anlattığım gibi. ağustos'un sonunda kontrat yapılıyor. eylül 15ine kadar doğalgazı açtıracağını söylüyor fakat yazın evle ilgili işleri yapmıyor. eylülü öyle geçiriyoruz. ekimde biz oradan ayrılıyoruz. biz ayrılana kadar hala herhangi bir başvuruda bulunmuş değildi.

(ilk kez doğalgaz açım işlemi başvurudan itibaren yaklaşık bir ay sürüyor). bayramdan iki gün önce (10 ekim civarı) beni arıyor ve kombiyi taktık diyor. ekipler gelip doğalgazı aktive etti mi, ben o tarihten sonra gelip kiracı olarak abonelik başvurusu yapsam kasımda doğalgazım gelir mi orası ayrı konu.

üstelik tüm bunların yapılması için bir sürü de koşturuyoruz ev sahibinin peşinde.
---

sorum şu, yasal olarak bana giren bir şeyler olur mu? evet bir yıllık kontratımız vardı ve belki de biz olmasaydık başka kiracı bulacaktı. lakin bize verdiği vaatleri yerine getirmedi ve okul dönemi olduğu halde ben başka yerlerde kalmak zorunda kaldım. eğer ki söylediği tarihte doğalgaz başvurusunu yapmış olsaydı evde kalmaya devam edecektik fakat bunları yerine getirmediği için evden ayrıldık.

 
Sana şu kadarını söyleyeyim: ben o adama o depozitoyu yedirmez, hatta verdiğim kirayı bile geri alırdım. Siz yumuşak başlı oldukça üzerinize gelmiş. Biraz dişini göster.


  • hiko seijuro  (12.12.13 17:47:51) 
[]

hazırladığım WORD dosyası yok oldu

selamlar,

çok önemli dersim için ödev yetiştirmem gerekiyor. Dün başka bir bilgisayarda başlamış, yandex disk'e atıp evde devam ediyordum.

az önce yaptım bayağı bir şeyler. sonra ctrl+s deyip çıktım. sanırım senkronizsayon klasörnde olduğu için kaydedilmemiş. bilemiyorum.

auto save klasörüne baktım. seçenekler kısmında buraya kaydedildiği yazıyor;
C:\Users\PB\AppData\Roaming\Microsoft\Word\

lakin yok. AS$ dosyaları var ama word açmıyor. o dizinde bir de autounsaved klasörü var onlar da boş!

oğlum nereye gitti lan ödevim! yanaklara yan basmak dedikleri şeyi uygulama halde yaşıyorum.

 
bilgisayara girip .docx uzantılı dosyaları aratıp son modifiye tarihine göre sıralasan çıkar belki.


  • [silinmiş]  (12.12.13 07:08:17) 
hep o eski dosya çıkıyor. *.doc ya da *.docx şeklinde aradım. tarihi güncel olsa da içerik eski şekilde.

baştan yapacağım!
  • dahinnotha  (12.12.13 07:25:48) 
her yerde arasın, sistem dosyaları gizli klasörler vs.


  • [silinmiş]  (12.12.13 07:27:52) 
[]

dobrovski katliamı muhabbeti

selamlar.

ben dün haberdar oldum bu mevzudan. sözlükteki giriler de genelde dün ve bugüne dair.

fakat aslında youtube'da bu olay ocak 2012'de yayınlanmış. iki sene önceki mevzu niye şimdi böyle populer oldu birden?
www.youtube.com

video'daki diğer milletvekili kimdir?
"hatrenk" dediği tabutların üzerine örtülen örtü nasıl yazılıyor?

 
dobroski diyen dayı şu an akp'nin diyarbakır bld bşk. adayı, yani diyarbakır gibi kilit bi kentin koltuğuna oynadığı için olabilir.

edit: video ne kardeş pkk 101 falan mı.
  • drystedb efficacious  (06.12.13 21:52:43 ~ 21:54:55) 
video'yu sözlükteki başlıkta gördüm. iki senelik bir mevzudur deyip bu linki vermiş. iki senedir haber olmayıp da (ya da duymayıp da) şimdi sanki dün söylenmiş gibi habert olunca merak ettim.


  • dahinnotha  (06.12.13 22:08:16) 
[]

odadaki sigara kokusu

selamlar.
dün gece arkadaşlarla evde takıldık. iki paket kadar sigara içildi. pencereyi zaman zaman açıp gece boyu da aralık bıraksam da hala içeride beni rahatsız eden bir koku var. nefes almamı zorlaştırıyor, kısaca içerisinin havası temiz değil.

ne yapsam da kokuyu çıkarsam. kanepenin halının üstüne falan sindi sanırım. çıkar mı iki üç gün içinde kendi kendine?

---

bi de kışın gelmesiyle bulunduğum mahallede dışarı çıkamaz oldum, duman ve hava kirliliği yüzünden. az önce eve gelirken burnum yandı o kadar pis hava. bu durumlarda burnum yansa da oradan mı nefes almalı yoksa hafif hafif ağzımdan mı almalıyım nefes? yoksa yüzüme mendil gibi bir şey tutup maske mi yapmalıyım?

 
içildiği sırada ve sonrasında sürekli olarak havalanması gerekiyor çıkabilmesinin için. bir de pencere açmak tek başına yeterli değil, hava akımı da lazım.
glade gibi oda parfümleri bir dereceye kadar işe yarıyor ama tamamen çıkması için perde vs yıkanması lazım.

ayrıca burundan nefes almak ciğerlerin için daha iyi. burnun, nefes alırken havayı bir nebze tozdan vs arındırıyor. ağzından nefes alman bunların direkt olarak ciğerlerine gitmesine neden olur.
  • supersonik turbo  (05.12.13 17:59:22) 
odanin tamamini silmek, temizlemek ve uzun sure havalandirmaktan geciyor cozum. mumkunse perdelerin de yikanmasi gerek, cok cabuk siniyor ve hava akimi perdelerden gecitigi icin o koku hala kaliyor.


  • 1195  (05.12.13 18:00:55) 
bi kaseye biraz sirke koyup odada bekletirsen kokuyu alır diye biliyorum.


  • bxgx  (05.12.13 18:01:09) 
belli ki hava kirliliği olan bi mahallede yaşıyorsunuz. bu yüzden akşamları evi havalandırmanız işe yaramaz. mümkünse gündüz erken saatlerde havalandırın evinizi. perdeye halıya koltuğa sinen kokuyu tamamen çıkarmanın tek yolu maalesef yıkamak. perdeleri kısa programda bi yıkayın. çok huylanırsanız halıyı ve koltuğu da bi silin. evi de gündüz mahallede henüz sobalar yanmamışken havalandırın. koku çıkar.

kendiniz için de, o havadan etkilenmemek için brundan nefes almaya devam edin, ağızdan nefes almak o pis kurumlu havanın olduğu gibi ciğerlerinize inmesine neden olur. ama burnunuza da bi atkı, mendil, maske tutun bence. madem burnunuzu bile yakacak kadar yoğun. tedbir almak şart.
  • in pyjamas  (05.12.13 18:01:46) 
o odada fırtına kopsa çıkmaz o koku, sigara kokusunu bilen illaki alır yine kokuyu. perdeler, ortalıktaki kıyafetler, duvarlar... kısaca komple bi temizlik şart.


  • yns  (05.12.13 18:28:29) 
eğer kalorifer peteğin varsa odada peteğin üzerine şampuan vs gibi kokulu şeyler sür, kaloriferi aç sonuna kadar.


  • mutantking  (05.12.13 19:19:53) 
evi havalandırmada sorun yaşıyorsanız en mantıklısı gündüz saatlerinde camı açmak, akşamları ısıtma gereçlerinin dumanı kaplıyor is gibi her yanı.
bir de çok sigara içiliyor bizim evde, gündüz evi havalandırıp sık sık perdeleri yıkayıp, yerdeki parkeleri de viledayla ahşap temizleyicili suyla siliyoruz,arada da koltuk kılıflarını yıkıyoruz, bir de odada 30 dk.da bir pıstlayan glade var, sigara içmeyen misafirlerimiz dahi evin hoş koktuğunu söylüyor. ki evde 2 de kedi ve onların kum kutuları olmasına rağmen.
bir de aklınızda bulunsun bir daha sigara içerken bir mum yakın odada, o dumanı toplarmış öyle diyorlar:)
  • alice practice  (05.12.13 19:33:12) 
[]

erkek uzun saç modelleri

selam.
uzun ve dalgalı saçlarım var. normal halde omuzlarımı örtecek şekilde. seyrek ve ince olduğunu söyleyebilirim.

uzun saçlı erkeğe gidecek modeller arıyorum. saçlarımı bir kaç ay sonra kestireceğim. o süre zarfında şekilde şekile sokmakta bir mahsur görmüyorum. ne yapayım? önerileriniz var mı?

fiziksel görünümümü değiştirmek konusunda çok çekingen ve yeniliklere kapalı biriyim ne yazık ki. saçlarımı değiştirme isteğim aslında cesaret edemediğim bu konuda kendime olan güvenimi geri getirmekten kaynaklanıyor.

 
ör...


  • tuareg  (01.12.13 15:21:03) 
ördüm. şuruba mı ne, ondan yaptırdım dün akşam arkadaşıma. değişim iyidir. ama bana gitmedi böyle bence.


  • dahinnotha  (01.12.13 17:01:18) 
[]

fotoğraftaki hangi kitap?

fc06.deviantart.net




 
Efendi - Beyaz Türklerin Büyük Sırrı - Soner Yalçın galiba.


  • g man  (30.11.13 16:14:29) 
Efendi


  • cecilia  (30.11.13 16:15:02) 
Efendi - Beyaz Türklerin Büyük Sırrı - Soner Yalçın
www.idefix.com

güzel kitap hem .)
  • uzunuzunilgi  (30.11.13 18:34:52) 
[]

kızılay'a yapılan bağışlar hakkında

selamlar,

bir söylenti var ki kızılay'a yapılan bağış kanların satıldığı falan söyleniyor. topladıkları kanları nasıl kullanıyorlar? nereye gidiyor o kanlar?

bağış yapmayı seviyorum. eğer kızılay'a yapmayacaksam nereye yapabilirim?
acil ihtiyaç olur belki diye duyuruları takip ediyorum ama şuana dek hiç denk gelmedim bulunduğum yerde çok ihtiyaç duyan birine.

 
satılacak kadar kan bağışlanmıyor emin ol.


  • lancelot du lac  (30.11.13 12:28:36) 
galiba kan bankası/deposu olan hastanelere de bağışlayailiyorsun.

(ama mantıken her hastanede olması gerekir.)

ben hem tansiyon em de kilo sınırını tutturamadığım için almıyorlar. bu yüzden tam detayını bilemiyorum.
  • goldentitan  (30.11.13 12:36:56) 
gonul rahatligiyla bagislayabilirsin.ameliyat oldum ve bikac unite kani kizilaydan aldik.hastaneler kizilaydan talep ediyor.Allah razi olsun butun bagislayanlardan.


  • lempicka  (30.11.13 13:22:11) 
Bizim aile tümden kalp hastası dostum. Defalarca ameliyat gördüm. Hiçbirinde Kızılay yoktu. Bakkal, kahve gezip kan arıyorduk kuzenlerle...
(İnsanlar çaresizce kan arıyorsa bunda bir şey vardır bence. Bağışların o kadar yetersiz olduğunu sanmıyorum.
Kan dağıtımlarında belli bir kriter var galiba (acil durumu gibi) ya da sıra işte her neyse. Bu konuda da torpil devreye giriyor söylentileri var. Ben böyle gördüm yani.)

Bir de alınan kanın yerine konulma gibi bir durum olsa gerek. Yani A+ aldın herhangi bir çeşit bağışlanması lazım. Satılma muhabbeti burdan mı geliyor ki?
  • nickini vermek istemeyen uye  (30.11.13 13:59:40) 
sözlükte ilgili başlıkları okudum. yazarlardan biri belli ki kızılay'da görev alıyor, hep üzerine atılan çamuru temizlemeye çalışmış.

geriye kalanlar hep kızılay'a güveni zedeleyen şeylerdi. buradaki tıp fakültesinde vardır sanırım gerekli birim. oraya bağışlayacağım.
  • dahinnotha  (30.11.13 14:07:49) 
tıp fakültesi hastanelerinin çoğu bununiçin uygun.
Kızılaya günahını bile verme bana sorarsan, ben daha çocukken yaşadığım yeri sel basmıştı zerre yardım etmediler, şimdi aynı şehirde başka bir ilçe semtte benzer sel oldu yine; mahalleye gelmişler, dört kişilik sokakta kalmış ailelere yaptıkları yardım(!) bir tane battaniye. keşke herkes ilişiğini kesse de azalarak bitseler.

  • dafaiss  (30.11.13 19:26:23) 
[]

android tlf'unuzda amazon kindle var mı?

selamlar.

amazon kindle'ım ya da android tlf'um yok. geçen gün bir kitap satın almam gerekti amazon'dan ve pc programı vasıtasıyla programı kullandım. gerçekten kullanımı çok hoşuma gitti.

peki android tlf'lardaki ya da tabletlerdeki uygulaması nasıl?
ayrıca amazon TR pazarına girecek mi? tr kitapları da bu formatta satın alabilecek miyiz? (kitapyurdu vb.lerinde zaten satılıyor ama pdf formatında ekitapları çok kullanışlı bulmuyorum.)

 
amazon'dan ebook su anda da alabiliyorsun yanlis bilmiyorsam. play store'da kitap bolumu de gecenlerde TR'ye acildi. Oradan da Turkce kitap bulmak mumkun. su anda icerik olarak biraz kisitli ama zamanla artacaktir.


  • crucio  (30.11.13 12:39:43) 
amazondaki türkçe ekitaplar harun yahya'dan ibaret ya da ondan hallice. hiç yok denecek kadar az kitap var.

google play store'da kitaplar bulabilmek mümkün. fakat o kitaplar amazon'un programı ile okunamıyor. peki play store'un önerdiği yazılımlar da kullanışlı mı?
  • dahinnotha  (30.11.13 12:49:42) 
ben kullanıyorum ingiltere'deyken bir ton kitap almıştım kindle'ım vardı şimdi tablet üzerinden devam ediyorum. türkiye'ye gireceğini zannetmiyorum.

ek: pdf'leri de epub'a çevirebilirsiniz vs. her e-book'cuda olması gereken bu program için (bkz: calibre)
  • passion rules the game  (30.11.13 12:53:05 ~ 12:53:43) 
moon+ reader kullanıyorum. daha pratik geldi.


  • unalub  (30.11.13 21:11:18) 
[]

ikinci el buzdolabı vs ilk el

selamlar,

buzdolabı almam gerekiyor evime. öğrencilerden satılık bir sürü dolap var piyasada. 100 ile 300e kadar değişiyor öyle bir şey mi alsam yoksa sıfır bir dolap mı alsam 700 tl civarında.

en az bir buçuk hatta iki sene kadar kullanacak, satarken de yarı fiyatına satacağım. temiz olsun kafam rahat olsun diye düşündüm. mağazadan alır taksitle öderim diye düşündüm ama yaklaşık 400 lira kadar da fazla ödemiş oluyorum. karar veremedim açıkçası. sıfır alırsam paketli halde eve kadar getirecekler. ikinci el alırsam bir de taşıma ile uğraşacağım. beyaz eşyaların araçla taşınırken zarar görebileceğini düşünüyorum.

 
Kesinlikle tavsiyem 350 liraya BEKOnun sıfır minibuzdolabınızı almanız, 3 farklı evim için 3 kez minibuzdolabı aldım 1 ya da 2 kişiye rahatlıkla yetiyor.


  • senbanabakma  (29.11.13 07:49:05) 
ben aynı şartlarda ikinci el aldım ve 3. senesine giriyor bi sorun yok. genede güvenmediğiniz yada tereddüt ettiğiniz bi ikinci el için riske girmeyin. güveniyorsanız alın derim


  • patir  (29.11.13 08:02:51) 
normal boy dolapların en ufak boyunu alacağım. ofis boy değil. daha önce ına benzer bir şey kullandım, çok memnun değildim.

şunu düşünüyorum;
www.altusyetkilisatici.com
  • dahinnotha  (29.11.13 08:03:16) 
[]

fr çeviri - tam olarak ne dedi burada

Rien, il pensait que le cafard marchait sauvagement: vous avez tout simplement pas trouvé l'air de la vérité à respirer. Ou pensez-vous vraiment une telle chose spéciale serait en arriver là, tout le monde, même ceux qui ne veulent pas.


selamlar. yurtdışında tanıştığım bir kız arkadaşımın fotoğrafına zaman hızlı geçiyor tam bir sene önceydi bu foto falan gibi bir şey yazdıktan sonra onun bir arkadaşı (erkek) bunu yazdı.


hamamböcekli kısımda ne kastettiğini anlamadım. aranızda bir şey olamayacağı belliydi siz ayrı dünyaların insanlarısınız kafasında bir şey mi yazmış?

 
valla ben de anlamadım ne demek istediğini. kabaca:
"Hiç, o, hamamböceğinin(argoda hüzün/depresyon anlamı da varmış) vahşice yürüdüğünü düşünüyordu: siz sadece gerçekliğin havasını bulamadınız solumak için. Ya da o kadar özel bir şeyin gerçekleşeceğini düşünüyor muydunuz gerçekten, herkes, hiç istemeyenler bile."

  • talemon  (29.11.13 09:44:59) 
[]

snowden olayı noldu?

selamlar,

kişisel ve kitlesel bazı gizli bilgilerin yasalara aykırı şekilde toplandığı için ülkeler arasında diplomatik krize sebep olan snowden ne yapıyor şimdilerde?

sözlükte baktım ilgili başlığa populer olduğu günlerde yazılmışi şimdilerde ise unutulmuş.

 
rusya'da 1 sene sığınma hakkı verildi takılıyor şimdi orda.


  • rhollor  (27.11.13 20:52:39) 
[]

ikinci üniversite okumak

selamlar. 3üncü sınıf lisans öürencisiyim. dil alanından öğrenci alan bu bölüme görece yüksek bir puanla ve bölüm birincisi olarak girmiştim. seneye son sınıf olacağım. durum şu ki, bu bölüm bende hayal kırıklığı yarattı, aradığımı bulamadım.

felsefe ve sosyolojiye her zaman ilgim vardı. açıköğretim felsefe okumayı planlıyordum. fakat şunu farkettim ki istediğim manada, kendi gelişimimi sağlayacak bir üniversite hayatı yaşamadım (akedemik manada).

boğaziçi üniversitesi ingilizce felsefe bölümü nasıldır? bir yandan şimdiki okulumla ve okuduğum açık öğretim ile uğraşırken, biraz çabalasam da buradan mezun olunca sıfırdan boğaziçi (veya galatasaray'da) felsefe (veya sosyoloji) mi okumayı hedeflesem yoksa bu harcayacağım zaman ve eforu iyi bir üniversitede yüksek lisans yapmak için mi harcasam?

 
bence bir an önce elin ekmek tutsun. sonra hobi olarak oku yine.


  • kelepir  (27.11.13 14:21:21) 
yüksek lisansa harcayın


  • whoosie  (27.11.13 14:37:07) 
bence de bölümünüzü bitirip yüksek lisans için enerjinizi harcayın. sınav sistemi her sene değişiyor, kendi zamanınızda çok iyi bir puan yapsanız bile o değişimler nedeniyle zorluk çekebilirsiniz. bir de boğaziçi galatasaray vb. bir kaç iyi üniversite dışında zaten lisans eğitiminde aradığınızı bulamazsız bence.


  • alice practice  (27.11.13 14:49:42) 
[]

zaman yönetimi tavsiyeleri

selamlar,

internetten kkopamıyor ve yapmam gerekenleri ihmal ediyorum.
facebook, sözlük, merak ettiğim şeyleri internetten aramaca falan derken gün içinde hesabını tutamayacağım kadar fazla zaman harcıyorum bilgisayarda.

okulla bağımı köreltir hale geldi bu internete olan yakınlığım.

zaman yönetimi üzerine bilgisayar programları var. en azından sürekli kayıt tutuyorlar ve biraz daha farkındalık sağlıyorlar. şuı kadar saat facebooktasıni şu kadar saattir müzik dinliyor şu kadar saattir aptalca videolar izliyorsun şeklinde programlar var mı bildiğiniz?
zamanımı plana sokup da yapmam gerekenelre daha fazla zaman ayırmamı sağlayacak tavsiyeleriniz var mı?

 
  • paradoxical  (25.11.13 14:12:39) 
[]

ziraat bankası kredi kartı almaca

selamlar.

ziraat bankasından bir adet banka kartım bir adet de babamın hesabına tanımlı benim adıma ek kart var. üzerinde benim adım yazması dışında kart tümüyle babama ait. bu sebeple kendime bir kredi kartı alacağım.

online işlemler menüsünden kart başvurusu yapamıyor muyuz? yoksa zaten bir ek kredi kartım olduğu için alamıyorum muyum?

PS: müşteri hizmetlerini arayarak bir sürü tlf parası ödemek istemiyorum. beni ara gibi bir durumları yok mu onların?

 
başvurunu internet üzerinden yapabilirsin.


  • bayankus  (23.11.13 20:52:28) 
[]

fransızca'dan fransızca'ya

selamlar,

2.bp.blogspot.com

şu resimde franızcada SMS atarlen kullanılan kısaltmalar yer almış. bizde "slm, nbr, kib, nys msglsn sn ii gcler" tarzı şeyler bi kısmını anlayabildim sadece.

salut, ça va? ........ oui, et toi?
... .................
je ne sais pas, laisse tomber, quoi de boit? ........... ba, rien. tu dis un cinema?
oui, le quel film? ......... star wars
ok, on se dit randez-vous á 2H ......... aprés, on fait qoui?
on verra............... ok salut.

2. satırı anlayamadım. 3teki de yanlış oldu galiba?

 
sanırım non...pourquoi ve qu'est-ce que c'est passe?


  • kediebesi  (23.11.13 09:46:54) 
non -> pourquoi, qu'est-ce que tu as sanırım


  • joe dalton  (19.12.13 16:20:20) 
[]

yıkanmak istememek

selamlar.

bir süredir duşa girip yıkanmak zor geliyor. hatta artık ellerimi bile yıkamaktan rahatsız olur oldum. önceden tam tersiydi! yıkamadan duramazdım. neden olabilir bu değişim? psikolojik olduğunu düşünüyorum. nasıl bir tahlil yapabiliriz?

---
dönem dönem duştan kaçtığım oluyor. kış aylarında daha fazla oluyor bu. çocukluğum sobalı evde geçtiği için bunu normal karşılıyorum biraz ama yıllardır kaloriferli evlerde yaşıyorum. kışın yine depresif hissettiğim hatta depresyona girdiğim de oluyor ama en azından bu günlerde depresyonda olduğumu sanmıyorum.

fakat yine de duşa girmekten çekiniyorum. akşam yaparım, sabah yaparım derken hasta olucam pislikten!

bu sabah -artık okula gitmekten bile çekindiğim için- uzun saçlarımı yıkamamak kaydıyla en azından kısa bir süreliğine duşa girebildim.
artık ellerimi yıkamak bile farazi geliyor. keza evim de pis! bulaşıkları yıkamıyor, yıkasam bile çok temiz yapmıyorum. işin garibi önceden tamiz bir insan idim.

bu değişim beni rahatsız etmeye başladı. temizlik hastası insanlar vardır, nasıl ki o bir rahatsızlıksa tam tersinin de bir çeşit rahatsızlık olduğunu düşünüyorum.
bu konu hakkında bilginiz var mı?

 
(bkz: ablutofobi)


  • ermanen  (20.11.13 17:57:06) 
psikoloğa gitmen lazım.çok kötü kokarsın ya,yapma öyle şeyler.


  • rock n roll  (20.11.13 17:57:38) 
Kuduz olmayasın


  • ben yalnızım  (20.11.13 17:58:25) 
agir sikintilarin varsa hafif depresyon baslangici bu dedigin. depresyonda olmadigini dusundugunu soyluyorsun ki iyi aslinda, biraz aynaya bak, kendine daha fazla deger vermeye calis ve kisisel bakimla kendine verdigin degerin artacagini dusun.


  • modlar bu benim feykim silebilirsiniz  (20.11.13 18:46:35) 
[]

turkcell numara engelleme ya blackberry'de engelleme

merhaba. herifin bir bir kız arkadaşımı rahatsız ediyormuş whatsapp'tan. oradan engellemiş ve şimdi de mesajlar atıyormuş. arada bir saçma ve hatta tehditvari mesajları da olmuş. arkadaşım da onu engellemek istemiş ama söylediğine göre tarifesi yüzünden engelleme servisini kullanamıyormuş. telefonu blackberry'nin orta modellerinden biri. tlf'un fonksiyonları arasında da öyle bir özellik yokmuş. uyguluma ile ya da farklı bir yöntem ile engellemek mümkün değil midir?




 
www.turkcell.com.tr'den telefon numarası ve 2222 ye şifre gönderip online işlemlere girip engelleyebilir mesaj hatta aramasını da.
online işlemler---) mesajlaşma--) ve en altta sms göndermesine izin vermediğim numaralar seçeneği var.

en altta eğer üye değilse sms plus ayda 1.99 tl ödeyerek abone olup bu seçeneği kullanabilirsiniz.
  • yariturkyarifransizadam  (18.11.13 14:54:44) 
[]

google neden böyle yapıypr?

google, plus'ını iyice sokmaya çalışıyor hayatımıza. tüm google servislerinin entegre olması kullanıcı profilini takip etmek açısından iyi fakat youtube'a bu kadar müdahil olmaları ve artık herkesi sıkar oldu. hatta sosyal medyada ya da youtube'daki videoların altında memnuniyetsizler hep dile getiriliyor. neden böyle yapıyorlar? bu iyi mi?
FB ile giriş yapılan ve yorum yapılan sitelerde (eğer fake profil değilse) genelde üsturuplu yorumlar yapılıyor. acaba plus'ın bu kadar sokulması bu şekilde iyi bir etki yapar mı?


************

░░░███████ ]▄▄▄▄▄▄▄▄ Bob is building an army.
▂▄▅█████████▅▄▃▂ ☻/ This tank & Bob are against Google+
Il███████████████████]. /▌ Copy and Paste this all over
◥⊙▲⊙▲⊙▲⊙▲⊙▲⊙▲⊙◤.. / \ Youtube if you are with us

 
"youtube'a müdahil olmaları" diyorsun da adam parasını bastı aldı vaktinde, istediğini yapmakta özgür şu an - malesef.

google kolay kolay plus'tan vazgeçecek gibi görünmüyor. youtube'u aldıklarından beri sinsi sinsi soktular zaten hayatımıza. önce google accont zorunlu oldu, sonra isim soyisim için dayattılar, nihayetinde g+ da dayatıldı. bu günün geleceği uzun zamandır belliydi aslında.

google accoutn zorunlu olduğundan beri çakma bir hesapla kullanıyordum, nihayet bu da çıkınca 7 yıllık hesabımı kapadım.

bu ibneler bütün internet'i ele geçirmenin peşinde. ya facebook ya bu, bu ikisi dalaşıp duracak uzun süre, biz de böyle arada kalacağız işte. yapacak bir şey yok.

(bkz: google's master plan the movie/@celeron 300a)
  • celeron 300a  (18.11.13 20:03:49) 
[]

80 tl var ise?

80 liram var her gün paramın yarısının yarısını harcarsam 2 günde kaç lira harcamış olurum ?

pardon, 80 olacak.


80/2 = 40

geriye 40 kalır

40/2 = 20

40+20 = 60 toplam harcadığım miktar 60 ise 80-60 = 20 kalmaz mı? kalmıyormuş demek. cahilliğimi bağışlayın ama neden böyle çıkmıyor.

sazan.avi dalan değil. bazı insanlar 9'a kadar sayabiliyor. lütfen!

 
35 lira


  • kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili  (17.11.13 23:04:17) 
810 mu 80 mi


  • vodianova  (17.11.13 23:05:00) 
35 tabii ki..


  • asabi  (17.11.13 23:05:27) 
sazan.avi mi nedir bu?
35 lira

  • trikotilomanyak  (17.11.13 23:06:04) 
35 TL


  • derz dolgusu  (17.11.13 23:06:19) 
hacılar ben mi malım da 60 buldum?


  • ya ben lan neyse  (17.11.13 23:10:13) 
Paramın 7/16'sını.

80*7/16 = 35
810*7/16 = 354.375
  • long live rock n roll  (17.11.13 23:10:35) 
pardon, 80 olacak.


80/2 = 40

geriye 40 kalır

40/2 = 20

40+20 = 60 toplam harcadığım miktar 60 ise 80-60 = 20 kalmaz mı? kalmıyormuş demek. cahilliğimi bağışlayın ama neden böyle çıkmıyor.

sazan.avi dalan değil. bazı insanlar 9'a kadar sayabiliyor. lütfen!
  • dahinnotha  (17.11.13 23:11:30) 
"paramın yarısının yarısını" demişsin ama hesabı "paramın yarısını" olarak yapmışsın.


  • long live rock n roll  (17.11.13 23:12:40) 
80; yarısının yarısı (canısı canısı gibi oldu) 20 tl
80-20= 60 tl kalır 2. gün için.
60'ın yarısının yarısı 15 tl eder.
20+15 etti mi 35?
  • trikotilomanyak  (17.11.13 23:16:25 ~ 23:16:50) 
80/2=40/2=20 kalan 60 ilk gun.
60/2=30/2=15
totalde harcanan 20+15=35
  • jamswety  (17.11.13 23:19:14) 
[]

öğrenecek çok şey var!

bitmiyor la.

neyse, 20.yy'da neler olmuş da hiç bir şey bilmiyormuşum. her geçen gün yeni bir şey öğreniyorum toplumsal olaylarla ilgili. konu konuyu açıyor ve bu merakımın bir sonu gelmiyor.

neyse, dünya savaşlarının önceki dönemden başlayıp, sonrasında dünyada yapılan devrimleri, diğer savaşları, tüketim topluluğun oluşturularak insanların aptallaştırıldığı, ülkelerin dini siyasetlerle tamamen farklılaştırıldıklarını anlatan bir belgesel serisi ya da ne bileyim bunları anlatan bir kitap, film falan var mı?

bu merak ettiğim şeyleri internetten araştırmaya başladığımda bilmediğim her yeni şey için ayrı bir sekmede devam ediyorum. en sonunda sekmeler arasında kayboluyorum. o yüzden detaylı bir şey değil, 20inci yüzyıl dünyasını genel hatlarıyla anlatan bir şey arıyorum

 
Bu seriyi okuyorum ben: www.dunya-tarihi.com

İlk insanlardan anlatmaya başlıyor. Dili çok basit. Din, mitoloji, felsefe, siyaset, politika ne ararsan var. Dolu dolu tarih. Mutlaka okunmalı bence.
  • buzbebek  (17.11.13 13:35:21) 
www.idefix.com

20. yüzyıl olayları için iyi bir kaynak.
  • gogu delen adam  (17.11.13 13:39:18) 
öğrenmeyi amaç haline getirirsen kafayı yersin. sonra birgün duyuruda eğrenilecek çok şey var diye duyuru açarsın. aa açmışsın zaten.

öğrenmenin sonu yok. x bir pastanın tarifi de öğrenme konusu. öğrenmeyi araç haline getirmen lazım bence. 20. yy toplumsal olaylarına ilgi duyuyorum ne okusam demekle "herrr şeyi öğrenmem lazımm" arasında çok fark var. sonuçta sınav olmayacaksınız kendinizi okşuyorsunuz yeni bir şeyler öğrenerek. bunu strese girmeden keyif alarak yapın.
naçizane acizane fikrimdir.
  • sparkle kiddle  (17.11.13 14:11:45) 
[]

vejetaryen olmaya karar verirsem?

selamlar.

hayvan yemeyi kendime uygun görmüyorsam ve yemek istemiyorsam nasıl telafi edebilirim etten alamadığım vitamin mineral vs gibi şeyleri?

vejeteryan olanlar memnun mu hayatından? nasıl karar verdiler yememeye? eti severim. ama bir canlıyı yemek fikri zaman zaman hoşuma gitmiyor.

 
Sut ürünleri proteini karsilayabilir, soya falan yiyorlar sanirim.


  • bir ileti paylastim  (17.11.13 10:39:30) 
b12 vitamini alıyorlar.

evrimine aykırı hareketlere girme bence.etsiz yaşanır mı arkadaş.
  • ganyotçu  (17.11.13 10:39:38) 
1 ayı aşkın süredir et yemiyorum. internette çok fazla şey var nelerde ne var falan. etten alabileceğin her şeyi sebze, meyve, kuruyemişlerden alıyosun zaten. fındık, ceviz ve bademi muhakkak her gün tüketmelisin. vegan değil de vejetaryen olacaksan süt, yumurta, peynir tüketeceğini varsayıyorum, ki b12 ihtiyacını böyle karşılarsın. ki her şekilde b12 almak için hayvan ölüsü yemek benim içimi ferahlatmıyor, eczanelerde b12 takviyeleri var alabileceğin. ete vereceğin parayı onlara ver, hem vicdanın rahat olur, hem sağlığın iyi olur.

not: bu arada et yemenin evriminin bi parçası olduğunu söyleyenlere inanma. insanların et yemesi evrimimizde çok çok yeni ve asla et yemeye ihtiyacımız yok. kimseye bir şeyi dikte edecek değilim, fikrimi söylüyorum ama bana kalırsa bu et endüstrisini iyi araştır, zaten vejetaryen olmamayı için kaldırmayacak.
  • nathanieltroy  (17.11.13 10:41:36 ~ 10:43:23) 
baklagiller et yerine geçerler.


  • rock n roll  (17.11.13 10:42:33) 
vejeteryanler sadece et yemiyor, yani yannış bilmiyosam onların da farklı seviyeleri var ama süt yumurta falan zaten etten alacağını fazlasıyla verir sana ve elbette + baklagiller.
Ama onlardan da vazgeçeceksen vegan olmuş oluyorsun, asıl o zaman "ne yiyeceğim şimdi ben" diye düşünmen lazım, bazı şeyleri bulması bile zor, meşakkatli. Kökten bir yaşam değişimi demek. Vejeteryanlik pek öyle üzerinde düşünülecek bişy değil yani o kadar.

  • dafaiss  (17.11.13 10:46:11) 
vejetaryen olacaksan süt de içmeyeceksin. yoksa vejetaryen oldum deme.

edit: süt yumurta bal yemeyenler vegan oluyormuş hagaten. ben de şimdi öğrendim.
  • himmet dayi  (17.11.13 10:46:16 ~ 11:22:00) 
vejetaryenlik hayvan ürünü olan hiçbir şeyi yememektir.süt,yumurta,et vs..
et yemekten vazgeçeceksen vejetaryen olmuş olmuyorsun.onun yerine de baklagiller gayet etkili zaten protein konusunda.ha tam karşılar mı emin değilim tabi.

düzeltme: vejetaryen olanlar et ürünleri yememekle beraber bazıları süt,bal falan yiyebiliyormuş.et ürünleriyle birlikte balı,sütü,yumurtayı da reddedenlere vegan deniyormuş.
  • uzunuzunilgi  (17.11.13 10:51:09 ~ 10:53:46) 
et yememeyi tercih edebilirsiniz, ona kimsenin bir şey diyeceği yok. ama gaza gelmiş taze vejetaryenlerin, "et yemek evrimin bir parçası değil" ya da "hayvan ölüsü yemeyeceğim" gibi yanlış ve temelsiz söylemler kullanarak insanları manipüle etmesine prim vermeyin. kendiniz araştırın. şunu okumakla başlayabilirsiniz mesela:

evrimagaci.org
  • zgrydn  (17.11.13 10:53:01 ~ 10:56:45) 
arkadaş herkes beslenme uzmanı olmuş ahahhaha.kırmızı etten beyaz etten alınan proteinin bile kalitesi farklıyken,baklagillerden aynı proteini alıyorsun demek neyin kafası anlayabilmiş değilim.

ayrıca b12 yumurta süt ve kırmızı et dışında adam akıllı alabileceğin başka bir gıda yok.

et yiyenlere leş yiyorsunuz falan denmesi gerçek çok komik bu arada.
  • ganyotçu  (17.11.13 10:57:06) 
@zgrydn et yiyebiliyor olmamız bizi etçil yapmıyor. bunun gaza gelmekle bir ilgisi yok hanımefendi/beyfendi. o linkteki hiçbir şey neden vejetaryen olunmamasıyla ilgili bir şey söylemiyor. insanların et yeme geçmişini anlatıyor yalnızca. insanlar diğer hayvanlar gibi doğaları gereği tecavüzcüdür, katildir, vesairedir. bunları bastırıyorsak et yemeyi de bastırabiliriz. kelimelerden değil, gerçekliklerinden korkmalıyız, sizi rahatsız eden "hayvan ölüsü" tanımı ise. vejetaryen beslenmenin ne kadar sağlıklı olduğuyla bir link koymayacağım ben; zira çok basit ulaşması. fakat yine de ingilizcesi olanlar için şu eğlenceli kanalı paylaşmalıyım. stupid meat eaters comments videolarına göz atabilirsiniz.

www.youtube.com
  • nathanieltroy  (17.11.13 10:59:24) 
işlenmiş et yemiyorum zaten. dışarıdan yediğim de çok olmuyor. normal eti de kurban bayramından sebeple yiyorum, yani yılın bir dönemi. konu vejeteryanlık tartışmasından çıksın diye bunu dedim. bu arada et yemeyi kessem bile peynirden ve yumurtadan vazgeçmem mümkün değil. artık buna ne isim veriliyorsa.

hadi diyelim paramız yok o yüzden et yiyemiyoruz. sağlıklı yaşama hakkını da kaybetmiş mi oluyoruz paramız yok diye?
  • dahinnotha  (17.11.13 11:00:50) 
@nathanieltroy, katılıyorum. insan hepçil bir türdür zaten. hem ot hem de et yiyebilir. makalenin linkini vermemin nedeni "evrimin hiçbir aşamasında et yiyiciliği yok" gibi düpedüz yanlış bir bilgiyi doğruymuş gibi sunmanız. makalenin bunu çürüttüğü düşüncesindeyim. ayrıca sıkıntı yaratan şey vejetaryen olunması değil. bazı vejetaryenlerin diğer sıradan insanlara tepeden bakarak aşağılamasına neden olan kaynağı belirsiz özgüven. aynı makalede geçen bir bölüm:

"Aklı başında ve bilinçli vejetaryenler ile hiçbir derdimiz olamaz ve kesinlikle bu tercihlere saygılıyız. Ancak bizim militan/radikal vegan adını verdiğimiz, fanatik ve gözü dönmüş, siyaset ve şahsi düşünceler ile bilimsel gerçekleri birbirinden ayıramayacak kadar bilgisiz bir kitle, hem Evrimsel Biyoloji gerçeklerine, hem de diğer alanlardaki bilimsel gerçekleri hiçe sayarak bazı argümanlar üretmektedir. Bu gruplar ve kişiler kendi görüşlerini savunabilmek adına yalanlar üretmekte ve hayali bilimsel veriler yaratmaktadırlar. Bu kişiler, insanların vejetaryenliğe şüpheyle bakmasına neden olmakta ve halk içerisinde önyargı oluşmasına neden olmaktadır. Kısaca bu kişilerin, kendi savundukları fikre faydadan çok zararı olmaktadır. Bu şekilde argümanlar ileri süren vejetaryenlere güzel bir örnek vermek ve bu örnek üzerinden fanatik vejetaryenlerin bilimsel hatalarını açıklamak istiyoruz:

Buraya tıklayarak izleyebileceğiniz bir videoda, militan/radikal bir vegan grubu bir dizi argüman ileri sürmektedir. Paylaşan grubun adı "vegankolektif", dolayısıyla tarafsız bir kaynak olmadığı oldukça açık. Ancak videodaki argümanları ve bunları sunuş biçimleri üzerinden giderek bu tür gözü dönmüş vejetaryen gruplarının gerçeklikten ne kadar uzak olduklarını ele alalım:

1) "Diş Yapımız Etçil Bir Tür Olmadığımızı Gösterir" Argümanı: Diş yapımızı anlatırken ciddi bir sahtekarlık yaparak insanın ağız yapısını diğer otçulların ve etçillerin yanına koymamışlardır. Koyulduğunda, ikisinin arasında bir yapısı olduğu görülür (köpek dişlerimiz avcılarınki gibi sivridir, molar dişlerimiz ise yassıdır). Ki zaten insan "etçil" bir tür değildir, "omnivor"dur. Ancak "otçul" bir tür de asla değildir!

2) "Dişlerimizin Çoğu Yassı Olduğuna Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Dişlerimizin bu yapıda olmasının sebebi, 4 milyon yıl öncesine kadar otçul ağırlıklı omnivor bir yaşam sürmemizdir. Ancak 4 milyon yıl öncesinde bu değişmiş, savanaya çıkmamızla etçil ağırlıklı bir diyete geçmişizdir. Beyin evrimimiz de bu sayede mümkün olmuştur.

3) "Yüzümüz Yassı Olduğuna Göre Avcı Bir Tür Olamayız" Argümanı: Dişlerimiz ısırarak avlanan hayvanlar gibi evrimleşmemiştir, zira asla böyle avlanmadık. Biz, beynimiz sayesinde hep silah kullanarak avlandık ve sonra yedik. Bu yüzden ağzımız ileri doğru hiç uzamadı, dişlerimiz tutucu şekilde sivrileşmedi. Bunlar, etçil doğamız olmadığı anlamına gelmez. Biz silahlarla avladık, elimizle parçalara ayırdık, sonra yedik. Bu yüzden diş yapımız diğer türlerinki gibi tam olarak etçil yapıda değil. Bilgi çarpıtması söz konusu yani.

4) "Avlanmaya Yönelik Adaptasyonlarımız Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Gece görüşü, gece avlanan hayvanlar için geçerlidir. Her avcıda olması gerekmez. Diğer yetiler de aynı şekilde. İnsanın avlanmak için var olan bir silahı vardır: Zeka. Bu, nedense sayılmak istenmemiştir (zaten et yeme düşmanları, bunlara "vejetaryen" bile demek istemiyoruz, et yeme ile zeka arasındaki ilişkiye pek değinmek istemezler).

5) "Bağırsaklarımızın Yapısından Ötürü Etçil Olamayız" Argümanı: Bağırsaklarımızın uzun olmasının nedeni otçul atalarımızdır. Dediğimiz gibi, tam etçil bir doğamız olduğunu kimse iddia etmiyor. Ancak, tekrar edelim... Otçul da değiliz! Zira otçul olmamız için selülozu sindirebilecek adaptasyonlarımız olmalı (çok gözlü mide gibi, apandiks gibi). İnsanda ne rudimenter (geviş getiren) bir yapı vardır, ne de apandiks selülozu sindirebilecek yapıdadır. Tam tersine, türümüzün apandiksi diğer otçul ağırlıklı kuzenlerimize kıyasla yok denecek kadar körelmiştir ve neredeyse hiçbir işlevi bulunmamaktadır. Bunun sebebi açık bir şekilde otçul yaşamdan uzaklaşmamızdır.

6) "Midemizde Gerekli Bakteriler Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Midemizde et içerisindeki bakterileri öldürecek birçok enzim ve bakteri zaten bulunmaktadır. Et sindirimine katkı sağlayan hiç bakterinin bulunmadığı veya bunu sağlayacak adaptasyonların olmadığı iddiası bir yalandır. Örneğin Bacteroides cinsi bağırsak bakterilerimiz hayvansal proteinleri sindirmemizde görev almaktadır. Ayrıca ikincil adaptasyonlar olarak midemizin asidik yapısı, yiyeceklerle gelen bakterileri ve virüsleri işlevsiz hale getirmeyi hedefler (elbette sadece et tüketimine yönelik bir adaptasyon değildir; ancak işe yaramaktadır). Üstelik bağırsak enterotiplerimiz beslenme türümüzün ağırlığına göre adapte olabilmektedir (tam da hepçil bir türde görmeyi beklediğimiz gibi). Yani eğer hayvansal proteinleri ve yağları çok tüketirseniz bunları sindirmek için Bacteroides enterotipi artarken, karbonhidrat ve bitkisel proteinlerin tüketimi artınca Prevotelle enterotipi artar.

7) "Vejetaryenler Sporda Madalyalar Aldığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Bunu bir argüman olarak ileri sürmek bile insan zekasına hakaret olacaktır. "Zenciler koşuda madalya alabildiğine göre insanlar beyaz olamaz." demek kadar düşük seviyeli bir argümandır. Kahahuluların madalya alması, onların sağlıklı oldukları veya etten alacaklarını ilaçlarla takviye etmedikleri anlamına gelmez. İnsan, et ağırlıklı beslenmesi gereken bir omnivordur. Elbette ilaçlarla veya planlı beslenmeyle eksikler kapatılarak et yenmeyebilir. Ancak aynı şekilde, ilaçlarla eksikleri kapatılarak ot da yenmeyebilir.

8) "Et Yememiz Kültürel Evrimin Ürünüdür, Biyolojik Evrimin Değil" Argümanı: Videoda da görüldüğü gibi, et yeme evriminden çok kısa bahsedilmiş, uzak durulmuştur. Çünkü bu, Evrimsel Biyoloji'nin güçlenmesinden beridir var olan veganlar için ağır bir darbedir. Ancak itirazlarının aksine, kültürümüzden önce biyolojimiz et yiyecek şekilde evrimleşmiştir; daha doğrusu et yememiz evrimimize şekil vermiştir. Sonrasında ise kültürel evrimimiz et tüketimimizi arttırmış olabilir, bu doğrudur (ve apayrı bir tartışma konusudur). Ne var ki bunun temelinde biyolojik bir evrim olmadığı iddia edilemez.

9) "Hiç Et Yememeliyiz, Et Yemek Çok Zararlıdır" Argümanı: Emin olun hiç ot yemeden et yemek veya hiç et yemeden ot yemek; et ile otu bir arada yemekten daha ölümcüldür. Boş bir argüman daha...

10) "İnsan Yavruları Bir Tavşanı Avlamadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Son test ise muazzam bir bilgisizlik örneğidir ve yine, insan zekasına, insan onuruna, insan düşünme yetilerine ve milyonlarca yıllık insan evrimine hakarettir. Böyle bir test ancak modern dünyadan izole olmuş bir şahıs tarafından ileri sürülebilir. İnsan bebekleri asla avlanacak şekilde evrimleşmemişlerdir; her zaman anneleri tarafından beslenmişlerdir. Bu sebeple bir bebeğin tavşanı yememesi kadar doğal bir şey olamaz. Etçil olduğu tartışmasız olan bir kaplan yavrusu dahi, bir tavşan önüne konulduğunda onunla yemeden oynayabilir. Üstelik bebeklerin eğilimlerinin, insanın doğasını anlamak için yeterli olduğunu sanmak başlı başına bir hatadır. Bu şekilde bir argüman üretmek, bebeklerin bir kendilerini öldürecek kadar sıcak olan sobalara dokunabiliyor veya sarılabiliyor olması, insan türünün hayatta kalmak için evrimleşmemiş bir tür olduğunu iddia etmeye benzer. Halbuki alakası bile yoktur. Bu test, saçmalığın daniskasıdır.

Görüldüğü gibi bilime karşı tehdidin nereden geleceğini öngörmenin bir yolu yok. Çok basit bir konuda bile cehalet, bilim düşmanlığını doğurabilmektedir."
  • zgrydn  (17.11.13 11:08:11 ~ 11:09:19) 
insanların et yemeye yeni başladığını ve bunun bastırabileceğini söylediğimi hatırlıyorum. insanların evrimine etin girmesi bizim otçulluğumuza zeval getirmiyor. etçil de değiliz, hepçil de değiliz; et yiyebiliyoruz. istersek insan eti bile yiyebiliriz. sevgili ender saraç'ın değerli fikirleri şöyle:

www.aymavisi.org

daha fazla duyuruyu sabote etmek istemiyorum, ayıp oluyor. herkese sağlıklı günler.
  • nathanieltroy  (17.11.13 11:16:45) 
kendini entelektüel sanan cahillerden çektiği kadar çekmedi bu memleket,bu insanlık.
şimdide fanatik veganlar çıktı ve işin komiği bunu bi statü olarak görüyorlar.

ete saldırmaktan imtana eden bu tipler ,bilimsel düşünceye bi leopar edasıyla atlayıp, kendi hastalıklı düşünceleriyle,bilgiyi doğruyu parçalamaya çalışıyor.

böle insanlar ne olursa olsun vegan,budist,dinci.bu titrlerinden önce zavallıdır.
  • ganyotçu  (17.11.13 11:20:36 ~ 11:24:46) 
Olm gel yol yakınken dön.. Bugün seni Bi rakı balığa yarında kebap yemeye çıkarayım nasıl?


  • GibsonRules  (17.11.13 11:22:26) 
Bu arada Bi oturuşta 3 adana ve lahmacun ya da 400 gram steak veya iki porsiyon kokoreç vs yiyen Bi etetaryenim(hahaha çok komiğim yine)) ve çok sağlıklıyım,check uplarda zirveye oynuyorum. Et sağlıksızdır,leş yiyorsunuz,öleceksiniz diyen arkadaşlar ot yiye yiye ot gibi düşünmeye başlamış


  • GibsonRules  (17.11.13 11:30:00) 
[]

tarayıcı önerisi

selamlar.

bir sene öncesine kadar opera müdavimi idim fakat FB, youtube gibi sitelerde uyumsuzluk gösterince ve en sonunda chrome tabanına dönünce vazgeçtim ve firefox'un optimize hali palemoon kullanır oldum.

son zamanlarda bilgisayarımdaki palemoon stabil çalışmıyor, aşırı bellek tüketiyor, bazı siteleri düzgün göstermiyor ve sıklıkla sunucu bulumamıyor hatası veriyor.

chrome hoşuma gitmiyor, yandex falan da zaten chrome'un isim değiştirmiş hali. windows'ta safari kullanacak değilim. operanın da chrome'dan farkı kalmadı. başka var mı son zamanlarda çıkan ya da kıyıda köşede kalmış iyi bir tarayıcı.

 
www.maxthon.com var ama bence sen chrome kur biraz eklenti araştır seversin chrome'yi.


  • edip  (16.11.13 18:03:13) 
teşekkür ederim, deneyeceğim.

kullandığım eklentiler kısa süre içinde tarayıcıyı ağırlaştırıyor ve çok fazla bellek harcar hale getiriyor. eklentili ve eklentisiz chrome hiç bir şekilde cazip bir tarayıcı değil benim fikrimce.
  • dahinnotha  (16.11.13 18:07:25) 
[]

80ler'deki rock.çılar neden öyle?

selamlar.

europe olsun led zeppelin olsun ve dahi diğer rock.çılarda bir feminem görüntü oluyor, özellikle solistlerde.

teker teker resim paylaşmaya çalışmayım buyrun buradan görün;
www.google.com.tr

feminem görünmelerinin sebebi ne? bu moda nasıl başladı? sonuçta bu rockçı amcalar peşlerinde milyon kızı sürükleyen tiplerdi.

 
(bkz: glam rock)


  • whoosie  (16.11.13 12:43:23) 
o dönemler bakım çok önemliydi, "erkek"lik tanımı çok daha farklı idi. hatta, sebastian bach'ın "kendimden çirkin kadınla yatmam" diye bir ünlü lafı vardır ki kendisi o zamanlar şöyle idi: www.itusozluk.com


  • aychovsky  (16.11.13 12:49:48) 
sadece 80ler değil 70ler de öyle, ayrıca o kadar da genel bişey değil sadece o dönem popüler olan/ön plana çıkartılanlar için geçerli. Hair metal diye bir tür de vardı galiba yalan olmasın, led zeppelin onlardan değil tabi sadece örnek. Ama europe o kategoriye giriyor olsa gerek.


  • dafaiss  (16.11.13 12:59:02) 
1950lerden sonraki elvis, jerry lee lewis, johnny cash ve niceleri gibi maskülen, maço erkek sevgisi, 50lerin ikinci yarısı, özellikle de 1960ların ilk yarısından sonra, beat edebiyatının da etkisiyle, kendisini barış yanlısı, uzun saçlı hippilerin erkeklik görüntüsüne bıraktı.

The Rolling Stones ve Mick Jagger'la başlayan gruplardaki bu durum daha sonra aldı başını gitti. Daha sonra glitter rock'a doğru kayınca olay zaten yürüdü gitti. Mesela New York Dolls'un görüntüsü aslında Mick Jagger'la dalga geçme amaçlıydı biraz da. Ama tekrar söyleyeceğim gibi asıl olay, 60 sonrası hippi hareketiyle doğan, saykedelik ve art rock muhabbeti.

Diye biliyorum ben.
  • blackjackdavey  (16.11.13 13:41:10) 
[]

kubuntu \ W7

selamlar,

babamın W7 bilgisayarına hard disk biçimini değiştirmeden kubuntu kurdum USB üzerinden. fakat kubuntunun performansını beğenmediğim için kaldıracağım. sanıyorum ki harddisk dosya sistemini değiştirmediğim için böyle performanssızlık sözkonusu.

neyse, windows'a zarar vermeden nasıl tamamen kaldırabilirim kubuntuyu tüm kalıntıları ile?

 
Nasıl kurulum yaptığınızı biraz daha detaylı olarak belirtirseniz öneri sunabilirim. Ayrı partition mu açtınız yoksa var olan boş alana mı kurdunuz?


  • superior  (11.11.13 19:29:41) 
win ortamına geçer kubuntuya ait dosyaları silersiniz. Ama bu seferde boot ekranında başlangıç ayarları uçar. Sisteme boot kurmak gerek.
Onun içinde win7 cd ile yeniden boot fix yaparsınız. win7 boot ekranı sorunsuz çalışır. En zahmetsiz yöntem budur.
fakat win ortamı kubuntunun olduğu alanı görmeyecektir. İlk önce win7 ye ext2 hard disk alanını görmesi için sourceforge.net kurun.
  • superjax  (11.11.13 22:39:49) 
[]

kariyer.net'e FB ile giriş yapmak

merhaba

FB hesabım ile giriş yapamıyorum. alttaki uyarıyı veriyor.

Uygulama yapılandırması verilen URL'ye izin vermiyor.: Uygulamanın ayarları verilen URL'lerden bir veya daha fazlasına izin vermiyor. URL'ler İnternet Sitesinin URL'si ve Kanvas URL'si olmalıdır veya domain ygulamanın domainlerinden birinin altdomaini olmalıdır.

sorun benden mi?

 
O hatayı başlarda veriyordu ama şimdi düzelttiler.
Arada yine veriyorsa bilmiyorum ama bende sorunsuz.
Başka bir browserda dene bir de bence.
  • oumfar  (06.11.13 14:22:33) 
[]

fotoğraf çerçevesi

selamlar.

odama bir çok fotoğraf asmak istiyorum. fotoğraflarımı yazdırmak sorun değil fakat direk o şekilde asmak istemiyorum.

şık ve hoş dizayn edilmiş çerçeveleri nasıl olabildiğince ucuza getirebilirim? kendi yapabileceğim şeylere ya da yaratıcı çözümlere açığım. birkaç fotoğrafın yazdırma maliyetini bile hesaplarken, çerçeveleme maliyetine dikkat etmem gerek.

hiç çerçeve olmadan asmak nasıl olur? yaratıcı ve şık fikirlere ihtiyacım var.

 
İp ve mandal en uygun ve güzeli bence. burada satılıyor da ama kendiniz yapabilirsiniz mis gibi :))
www.buldumbuldum.com

  • eli eli lema sevaktani  (02.11.13 12:15:48) 
ben de lisede odama afiş asma işini ucuza getirmeye çalışıyodum. marangoza gittim dedim böyle böyle. bana dört tane tahta parçası verdi. köşelerini de birleşecek gibi kesmişti. bunlar işini görür mü dedi görmez mi dedim. bi de tahtaların birine asmak için delik açtı. borcum ne dedim gerek yok dedi eyw dedim. geldim o tahta paralarını birbirine yapıştırdım. apişi üzerine raptiyeledim. çok da şık durdu.


  • duydukduymadıkdemeyin  (02.11.13 12:19:54) 
hazır puzzle çerçeveleri gibi ucuz, kartondan çerçeveler var çok şık. koçtaşa bulabilirsin yanılmıyorsam


  • congratulations  (02.11.13 12:39:49) 
fotoblok kullanabilirsin. çerçeve değil ancak arkasını köpüklü bir malzemeyle kaplarlar ve iple asabilirsin. 50*70cm boyutları 8-12 TL maliyetlidir.
Ozalitçiler, baskı merkezleri ve birçok tabelacı bunu yapabilir.

  • Kenboi  (02.11.13 13:54:22) 
[]

telefon alacağım

merhaba.

bi süredir telefonumu değiştirmeyi planlıyordum. az önce internetten biraz bakındım. sony experia serisi tam anlamıyla nefesimi kesti. tabi nefesimi kesenlerin fiyatı karşılayabileceğimden yüksek, ama alt modelleri de çogzel.

araştırmamı biraz daraltırken size danışmak istedim. kullanıyor musunuz bu çeşit bir telefon? kullancılardan ve otoritelerden tam puan alan bu seriye alternatif bir öneriniz var mı? (htc, nexus, motorola, huwei etc)

beklentilerimi yazayım belki daha aydınlatıcı olur;
sık sık tlf değiştirmek istemiyorum. iki üç sene kadar kullanmalıyım.
android olmalı, önceki tlf.um bada idi. işe yarar değildi.
kamerasından, işlemcisine en üst düzey olmasına gerek yok. orta sınıf kullanıcıyım.
e kitap okuyucu olarak da kullanacağım. ekran büyüklüğü buna elverişli olmalı.
oyun oynuyor değilim ve eğlence uygulamalarına ihtiyacım yok. ama organizatör, sözlük vs tarzı uygulamaları sıklıkla kullanıyorum.
köye, tarlaya, bahçeye gittiğim oluyor ve ne yazıkki temiz kullanamıyorum cihazlarımı, yani fiziksel olarak dayanıklı olmasını tercih ediyorum.
ilk telefonum sony-ericcson idi. henüz akıllı telefonlar çıkmadığı halde kullanım kolaylığı, pratikliği vs gibi özelliklerle şuanki akıllı telefonumdan daha kullanışlı idi. akıllı olması yetmez, zeki olmalı yani.

bahsettiğim özellikler 600 800 tl aralığındaki sony xperia.lar karşılıyor. hatta go modeli hoşuma gitti, E ve L de. kullananların ve bilgisi olanların yorumunu almak istiyorum. ayrıca başka önerilere de açığım.

*smart watch kullanan var mı? nasıl kullanışlı mı? tüketim kandırmacası mı yoksa cidden akıllı bir yardımcı mı? organize olma vs gibi ekstra bir avantajı olacaksa onu da düşünebilirim.

PS: son iki tlf.um samsung idi. tüketicileri kandırma odaklı bir politikalarının olduğunu düşünüyor ve samsung kullanmak istemiyorum.

 
getirtebilirsen yurtdisindan nexus5 getir. olmuyorsa nexus4. fiyat/performans olarak en iyi cihazlar bunlar. ayrica 2 yil boyunca hic beklemeden guncellemeleri alacagin da garanti.


  • crucio  (02.11.13 10:43:54) 
crucio +1

adam doğru demiş..
  • bebic  (02.11.13 10:53:23) 
teşekkürler. yurtıdışından getirme olayına girmek istemiyorum. TR fiyatları yüksek gibi geldi. donanımsal performansının en üst düzey olmasını çok önemsemiyorum. alt segment tlf.lar için olan uygulamalar bile işimi görebiliyor.

biraz asil durmasını, elimden düştüğünde parçalanmamasını ve bi kaç sene dayanmasını istiyorum. sözlükte yazılanları okudum nexus hakkında, güzel şeyler yazılmış fakat donanımsal terimlerden çok anlıyor değilim. sanki bu işlerden anlayan kullanmasına uygun bir tlf gibi geldi.

sony xperia go, nexus 4'ten daha düşük fiyata. benim beklentilerime daha uygun gibi. ne dersiniz?
  • dahinnotha  (02.11.13 11:23:57) 
anladığım kadarıyla xperia go'nun tasarımı hoşuna gitti. fakat yukarıda yazdığın bi çok beklentini karşılamıyor.

* 2-3 sene kullanamazsın. yani istersen kullanırsın ama şimdi bile yetersiz bi telefon gibi görünüyor.
* android ama versiyon 2.3!! güncel android versiyonunun 4.4 olduğunu söyliim oradan anla. ha belki sony bu telefona güncelleme desteği vermiştir ama o da bir yere kadar. Güncel versiyona gelmez bu telefon
*orta sınıf kullanıcısın ama okuduğum ekran özellikleri (yani ekranın sana vereceği kalite diyelim) seni mutlu etmeyecektir.
ekitap okumak istiyorum diyosun ama bu telefonun 3.5 inçlik ekranında bu çok kolay değil.

ben de senin beklentilerine ve bütçene uygun ufak bi arama yaptım. Sonuç olarak LG Optimus L9 ve Sony Xperia L'yi buldum.

Yine de yurtdışından getirme yolunu düşünmeni öneririm. Nexus 5 Amerika'da 369 dolar (735 lira) ve bu telefonların hiç biri ile kıyaslanmayacak derecede iyi bir telefon. Uzun süre kullanırsın.
  • bebic  (02.11.13 12:10:45) 
[]

annenin kendin, hasta ve yatalak görmesi

selamlar.

annem elli yaşında, ablam evli ben ise şehir dışında okuyorum. babam ve küçük kardeşimle beraber yaşıyorlar.

herhangi bi sağlık sorunu yok kimsede. annem çok sinirli ve çok alıngan, sürekli evhamlı, artık temizlik hastalığı olan ve din zehirlenmesi yaşayan (doğrusu ile yanlışı ile her şeye inanan) biri.

4 5 haftada bir gelirim eve. her kahvaltımızda kavga ederiz muhakkak. söylediklerimi yanlış anlar, normal konuşurken sinirlenir ve muhabbet yön değiştirir falan.

son bi kaç zamandır söyledikleri iyice zıvadan çıkar vaziyete geldi. bi kaç sene sonra ben yaşlanıcam, baban da emekli olacak biz iyice hasta olucaz, kim bakacak bize? öyle görünüyor ki sen bize bakmayacaksın, biz hiç oğlumuz var diye konuşmayalım, sen bizi sokağa bırakıcan şeklinde düşünüyor.

okulum bittikten sonra benim ailemle yaşamam mümkün değil zaten. ufak bi şehirde yaşıyorlar. köy gibi. benimse hayallerim var, herkes gibi.

annemin de babamın da sağlık problemleri yok fiziksel olarak. ne varsa bu düşüncelerinden dolayı oluyor ve kadın kendini şartlamış vaziyette "iki üç sene sonra baban emekli olunca biz hasta olucaz yataklara düşücez"

seni doğurup büyüten kucağında taşıyan kadına senin de bakman gerekir demeyin, allah aşkına, annem hasta falan değil ama geleceğe yönelik planları içinde yataklara düşüp benim tarafımdan bakılmak var.

bu eve gelmek istemiyorum. her kahvaltıda kavga ediyoruz. önceden pazar kahvaltılarımız olurdu, afiyetle yerdik. şimdi ise kavga ediyoruz sürekli.

kardesimle de böyle, babamla da. ama en fazla benle.

tavrım ne olmalı?

 
psikoloğa gitmesi şart,bir şekilde ikna edip psikoloğa götürmelisin.


  • rock n roll  (13.10.13 11:01:53) 
Anne onemli.


  • revengeofthehorse  (13.10.13 11:02:34) 
kesinlikle psikoloğa gitmeli..
yatıştırıcı bir şeyler kullanmalı..

ben bu anneye babaya kayıtsız şartsız sürekli bakılması hususunda biraz farklıyım sanırım..
çünkü baba tarafım 9 kardeş ve rahmetli dedemler doğurup inşaata salmış gibi bir durum var.. onlar evde oturmuş oğlanlar yok almanya yok arabistan yok istanbul çalışıp çalışıp yollamışlar.. halamı okumak istediği halde okutmamışlar, babamın ısrarıyla 3 e kadar okutulmuş..

sonrasındaysa yaşlılığında saygı ve ilgi beklediler.. abi sen büyütmedin ki onlar kendi çabaısyla büyüdü..

ama anne tarafımda aile okutmuş, elinden geldiği yardımı maddi manevi yapmış.. şimdi ananemin tek bir dediği ikiletilmiyor..

bence o kadar da ne biliyim bu işler mecburi değil..
  • senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin  (13.10.13 11:11:05 ~ 11:12:14) 
annemin sözlerinden çok ne bu çıkarım yapılabiliyor: "biz yaşlanınca bize bakasın diye büyüttük biz seni." kız arkadaşlarım hakkında bile söyleniyor. "evlenicen gelin alıcan o kız bakmaz bize."

köydeki geleneklere göre yaşıyor hala. tüm bunların yanında ne kadar söylesem de anlamadığı bir şey var ki, sürekli acele ediyor yapacağı her iş için. hızlı hızlı yiyelim, sabah erken kalkıcaz şunu yapıcaz, şuraya gidicez, hadi günü kurtaralım. ufacık ev ve üç kişi yaşıyorlar. biraz geniş olun dedikçe kızıyor bana.

off. psikoloğa gitmeye yanaşmaz. zaten burada psikolog yok. gerçi devlet hastanesinde bulunuyordu sanırım? psikiyatriye götürsek olur mu?
  • dahinnotha  (13.10.13 11:40:02) 
hangisine ulaşımınız kolaysa ona götürün o sizi yönlendirsin..

aman hiç de güvenmiyorum ya ben bu doktorlara neyse..

politikacılar ya da polislerden çok çok daha az bi güven veriyorlar bana..
  • senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin  (13.10.13 12:02:50) 
psikolog veya psikiyatriste götürmeyin bence. annenizi üzer bu. daha da olumsuz yaklaşır size çünkü sorunun kendisinde olduğunu düşünmüyor. bunun yerine, annenizi ciddiye almamayı, idare etmeyi öğrenin. gelin problemlerini gelin adayı olduğu zaman çözümlersiniz, şimdilik pazar kahvaltı sorununuza yoğunlaşın. :) annenize, hastalandığı takdirde ona bakmak için paraya ihtiyaç olduğunu, para kazanmak için de çalışılması gerektiğini ve ancak kendi istediğiniz yerde kendi istediğiniz şartlar altında çalışmanız gerektiğini açıklayın. annenize, bencilce davrandığını anlatmanız gerekiyor. sizi seviyorsa kararlarınıza saygı duymalı. sizi sık boğaz etmemeli. siz de annenize ileride zor bir durumda kaldığında ona destek olacağınızı hissettirmelisiniz.


  • m e l t e m  (13.10.13 12:51:26) 
[]

uşaklıgil'in mai ve siyah'ı üzerine bir makale

selamlar.

makale bulmama yardımcı olur musunuz? içeriği çok önemli değil. en fazla altı yedi sayfa olmasını tercih ederim. mai ve siyah'ın incelendiği bir örnek makaleye ihtiyacım var.

ek olarak: bu kitabı hangi yayınevinden okursam iyi olabilir? ne çok basit halini okumak ne de dipnotlar arasında kaybolmak istiyorum.

 
tek başına değil, genç werther'in acıları (goethe) ile karşılaştırıldığı bir makale:

www.turkishstudies.net
  • tedirginlik hucresi  (12.10.13 02:50:17) 
[]

kitaplar hakkında anahtar kelimeler

selamlar.

bin küsür kitaptan oluşan ufak bir kütüphanemiz var bi kurum olarak.
excel formatında kitaplarımız kategorili ve türüne göre ayrılmış vaziyette.

fakat yapmak istediğimiz farklı bir şey var. veritabanımıza bir de anahtar kelimeler bölümü oluşturmak istiyoruz. kitapların hepsini okumadığım için her birine anahtar kelime veremem.

bir site biliyor musunuz kitap aradığımızda anahtar kelimeleri de bize sunan?

 
evet, aradığım etiketlemekti. her kitabı okumadığım için zaten varolan bi siteden bakmayı planlıyorum.


  • dahinnotha  (09.10.13 14:14:49) 
1 ... •34567891011   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.