Ekşi Duyuru

(bkz: motorama ) dinle. Rus post-punk grubu. Joy division tarzı. Bunu seven bunu da sevdi.

Severim.

Ek olarak Control filmini de çok sevmiştim, izleyebilirsin ilgini çekerse.

ingiliz olmaları, sevilmeleri için yeterli bi sebep bence.

Ah ah ne diyeyim. Kanka çoğu kez etrafından dolanıyoruz. Her şeyi öyle direkt söylemiyoruz.

Abi direkt elektrik direğine vurdum arabayı ya shshshs

Kız herhalde bu bana aşık olur bir kaç gecelik ilişki yaşayamam diye düşündü. Sal gitsin. Yaramaz sana

Kız beni 55 kilo yaparsan seninle evlenirim diodu, şakasınada olsa gelecekle alakalı bu tip romantil örnekler hep onun tarafından çıkıodu, bir anda noldu anlamadım, ben kız yelkenleri indirdi diye zaten vites yükselttim , 20 senedir maç izlerim böyle bi kontra atak golü görmedim, şaşkınız.

Sizinle konuşuyorken başkaları da vardır, daha uygun birini bulup sizi sepetlemiştir

İçeriye adam soktum, çift taraflı çalışıo, öyle bir durum yok, eskş sevgilisinin peşünden çok koşmuş, bende sanırım onu gerçekten tanıma konusunda ne kadar motive olduğumu (düşğk motivasyondayım) gösteremedim

ahahaha bu toplara girmeden önce cinsel açlığı yatıştırmak lazım. açken sen sen değilsin.
bi de böyle dengesiz varoşlarla takılma boşver.

tatsız bir durum olmuş. ama net bir şekilde ben geldim, buradayım diyen birisi değilse devam etmeye gerek de yok.
ne dert edeceksin.

arkadaş gruplarında yelkenleri hemen suya indirdi olmuşuz.
yazmışsın, bir arkadaş ortamında mı anlatmış ettiği flörtü o kısmı anlamadım. ama flörtlerini anlatan insanla olmaması daha hayırlı sanki.

Cinsel açlıktan ofsayta yakalandık ama zaten cinsel olarak düşünüyorum ben, ortak noktamız hiç yok, aşık olmuş gibi rol keselim dedik beceremedik

Açık açık yazmayı dene, böyle böyle yapıyorsun doğal olarak bende böyle böyle düşünüyorum senin amacın niyetin beklentin nedir de.

kadınların büyük beklentileri olduğuna inanmış olabilirsin. herkes bilimden siyasete konuşacak değil. kasılmayı merak ederek bırakabilirsin. düz merak. sever kadınlar ilgiyi, hayatlarına dair soruları. sen sordun, o sordu derken... yine mi ilerlemiyor?

Okuyunca aklıma Big Bang Theorydeki Raj Koothrappali geldi :D Sen de alkol alıp konuş :)

Böyle durumlar için burası veya sözlük biçilmiş kaftan. Kimse kimseyi görmediği için önemli olan tek şey senin düşüncelerin, yazdıkların, kendini rahatça ifade edebilirsin. Herhangi bir konu özelinde olmasa bile, gündelik hayatta bir arkadaşınla konuşuyormuş gibi konuş. Merak ettiklerini sor, sorularına cevap ver. Bir süre sonra alışırsın. Ki burada yapacağın muhabetler inan bana gündelik hayatta da işine yarayacaktır ilerde. Maksat muhabbet, çok kasma..

Mesaj atarken bile bu kadar heycanlanıyorken, yüz yüze kalp krizi geçiririm diye korkuyorum.

kadınlarla konuşmak diye bir şey yoktur. konuşmak diye bir şey vardır. karşındakini kadın değil insan olarak gör. meriç lafı gibi oldu ama gerçek bu. karşındakinin kadınlığı senin için fazla anlamlı değilse değerin artar. sen de kendi ayağına sıkmamış olursun.

Daha iyi bi hayat yaşarsan neden özleyesin? Insan unutuyor eski halini, hep böyle imişsin gibi geliyor. Ki zaten çok değişmiyorsun, bazı zincirleri atıyorsun sadece.

Eski ben, yeni ben, şimdiki ben vs. Hepsi de ben’mişim aslında. Her halimle barıştım aksi halde hayat yaşanır halde olmuyor. Asla öyle biri olmam dediğim bir benliğe doğru adım adım gidiyor olsam da kendime yüklenmiyorum. Demek sebebim var ki öyle oluyorum. Kafayı rahat tutmak en önceliğim. Bir de bu aydınlanma hali gelince ona sıkı sıkı sarıl bırakma. Moral motivasyon yükseldiği zaman onu düşürmemek için de çabalamak gerekir.

bence özlemeyeceksiniz, hatta hatırlamak istemeyebilirsiniz bile. tamamen şu anki sizin kendisinden ne kadar memnun olduğu ve hayattan ne kadar lezzet aldığıdır mesele.

kişi zaman zaman geçmişi özlese de geçmiş geçmişte güzel, şu anda geçmiştekileri yaşamaya devam etseniz bundan memnun olmayacakken, geçmişte kalmış bir geçmiş tasviri içinizde özlem uyandırabilir elbette. bu da o duygunun kendi lezzeti. özlemek kötü bir şey değildir.

Maaşının olduğu bankayı dene, olursa orda olur.

mail atmak da olabilir şubeden bir tanıdık varsa. kredi çektirince onlar da prim kazanıyor sanırım.bayağı uğraştılar bana

maaşınızı aldığınız bankanın 10bin lira verirken çok da tantana yapmaması lazım. vermek için normalde can atarlar!! kaç ki sizin kredi puanınız?

open.spotify.com

iyi

müsabakaya hazırlanmıyorsan ve kilo verip kaslı gözükmek istiyorsan yemeğe çok abanma. bulk yapıp define olmak amatör olarak ilgilenenler için çok yararlı bir şey değil.

Amatörde olsa çok ciddi kas eksiği olan bir insanım, ortalama bir insanın çok altında kaslıyım üst gövdede.

tavuğu 5e böl
3 parçasını spordan önce ye
zeytinyağı ve sebze ekle beslenmene

zamana yay, vucudu korumak için ömür boyu spor gerektiğinbi unutma

veteriner bunu önermişti bana, güzel bir kitaptır. www.kitapkoala.com

internette çok fazla bilgi bulabilirsiniz, benim aklıma gelenler özellikle yavruyken köpeği bol bol sosyalleştirin gerek çocuklarla gerek diğer köpeklerle. ve rottweiler için geçerli olan bir durum var mesela, yavruyken küçük bir oyuncak mevzusunda bile inatlaşıldığında mutlaka baskın olan ve istediğini yaptıran taraf siz olmalısınız. aksi halde siz köpeğin değil o sizin sahibinizmiş gibi hissediyor kendisini ve ileride hayatınızı zindan edebilir, pitbull da muhtemelen benzerdir.

Ona patronun kim olduğunu bildir dostum. Mutlaka yasaklı alanları olsun. Misal bizim için mutfak ve yatak odası idi. Sosyalleşmek çok önemli diğer köpeklerle. Benim it alaman iti idi ben çocuklarla sosyallestirmek istemedim. Özel olarak çaba göstermedim. Çünkü çocuğa yaklaşınca ben bile tedirgin oluyorum ya birsey olursa diye. Çocuğun sevmesine izin vermedim. Onun haricinde köpeğe karşı evetiniz evet, hayıriniz hayir olsun. En önemlisi bu. Yemek saatini mutlaka siz belirleyin. Onun acıkıp acikmadigina bakmayın. Yemiyorsa kaldırın yemeği.

Süpersiniz.

bir foto koysaydınız günümüz şenlenseydi :)

Tarkan özvardar, bütün videolarına bayılıyorum, onu izleyerek ve biraz da sabırla çok güzel eğitebilirsiniz bence

Bobikoleji, instagramda kısa videolar atıyor. Onun da youtube videoları var tarkan özvardar kadar profesyonel değil videolar ama daha amatör görünmesi bazen avantaj, çünkü tarkan bey 1 kere otur diyor hayvan oturuyor, yat diyor yatıyor. alper bey ise gerçekten eğitim sırasında video çekiyor, komutu zaten bilen köpekle değil, o sırada öğrencisi olan, yani kendi köpeği olmayan köpeklerle video çekiyor. burada görüyorsunuz ki belki bir komutu 30 kere 40 kere tekrar etmelisiniz, çok sabırlı olmalısınız. o nedenle daha gerçekçi geliyor. e kitap falan da var ama videolar kadar etkili olmaz sanırım o nedenle yazmayayım

Kendisi için intikam alan ile oldboy önerisi gelmiş, soruyu olabildiğince açık yazmıştım halbuki

Sicario (ailesi için)

death wish
death sentence (çocuğu için)
the brave one (nişanlısı için)

oldboi

cesur yürek
payback
Irreversible
Django

sanki böyle intikam kategorisine giriyor gibi.

j r r tolkien hayrani: aslında oldboy intikam üçlemesinin filmlerinden biri. diğerleri (bkz: Lady Vengeance) ve (bkz: Sympathy for Mr. Vengeance)

SPOILER!

oldboydaki selvi boylu çocuk kızkardeşi/sevgilisi için intikam alıyo, oraları izlemedin galiba

j r r tolkien hayrani: tek bir intikam olayı yok demişsin ben onu sanırsam "pek bir" diye okumuş olabilirim.
esref: bence cevabını silmelisin çok büyük haksızlık.

The crow 1994

law abiding citizen. öldürülen karısının ve kızının intikamını alan birinin hikayesi. çok sevdiğim filmlerden biridir, tavsiye ederim.

Death Sentence

yazılmış ama bi daha yazılmayı hak ediyor

Kill Bill

Ve kesinlikle bu : m.imdb.com

paramparça demeye gelmiştim, söylenmiş. limonlu eksi +1

Köpeği öldürülen var: John Wick

pandemi dönemi bitince psikologlara vereceğiniz parayı eğlenceli eventlere ve kurslara verirseniz, iyi kötü bi ortama girersiniz bence. ama şu dönemde evden zor hocam.

Ne ilacı kullanıyorsunuz? Bu konularda youtube da izzet güllü yü tavsiye ediyorlar. Psikoloji çok istismar ediken bir alan bu konularda emin ellerde olduğunuzdan emin olun. Çok ciddi seviyelerde değilse depresyon ilacı kullanmadan çözmeye çalışın. Bu tür ilaçlar beynin çalışmasını etkiliyor ve sürekli kullanmak gerekiyor pek çok yan etkileri var. Rahatsızlığınızı çözmek için doktora gitmek dışında bir şeyler yapınız mı? Hayatımda kısa bir süre 6 - 8ay kadar antidepresan kullandım ve azalarak bıraktım bıraktıktan sonra çok kötü şeyler yaşadım. Bu ilaçların yerine günlük bir miktar hareket katın hayatınıza. Çıkıp dolaşın günde 10000 adım atmaya çalışın, bisiklet sürebilirsiniz, egzersiz yapabilirsiniz. Spor yapmak endorfin salgılanmasını arttırır ve mutlu hissedersiniz bunu hayatınıza oturtun. Sosyalleşmek için pandemi sonrası kurslara katılabilirsiniz. Meditasyon yapmanızı tavsiye ederim meditasyon yaparken odaklanmaya çalışırken aklıma gelen düşüncelerin farkına varıyorum. Bu da gün içerisinde bir şeyle karşılaştığımda aslında altında yatan sebebin bu olduğunu anlamamı sağladı. Yani neyin neden olduğunun farkına varmak sebebini bilmek belki onu iyileştirmenizi sağlar. Rahatsızlığınızın altında belki daha basit bir sebep vardır. Mesela önceden psikolojik hastalıkların tedavisinde b5 vitamini takviye olarak kullanılıyormuş bence antidepresandan daha iyi bir seçenek. Mesela benim b12 vitamini ve demirim düştüğü zaman duygu durumumda değişiklikler oluyor. Referans değerleri aralığında olsanız bile alt sınıra yakın değil ortalarda kan değerine sahip olmaya çalışın. Magnezyum ve d vitamini eksikliğide bu tür rahatsızlıklar yapar. Ayrıca beslenmenizi bu yönde düzenleyin. Günde iki ana öğün olarak sağkıklı besinler tüketin. Kahve tüketiminizi sınırlayın kahve yerine mutluluk hormonu salgılanmasını sağlayan kakao tozu tavsiye ederim. Bazı ilaçların intihar eğiliminü arttırıcı yan etkisi oluyor bunu göz önünde bulundurun

Birde sosyalleşmek çok faydalı ama bende bu konuda iyi değilüm fakat yalnız olmaktanda bir şikayetim yok. Kendinizle mutlu olun yalnız olmak hayatın sonu değil. Herkes birbirinin aynı olmak zorunda değil.

Ben hep yalnızdım, yalnızlıkta usta seviyedeyim, ve bundan artık sıkıldım. Yalnızım mutluyum, yalnızlık dünyanın sonu değil falan bunlarıda 3 4 sene önce derdim.

sosyal fobiden bir dönem (belki de hala) çekmiş biri olarak yazıyorum, arkadaş edinememek, bunun için kendini suçlamak, benim sorunum ne demek vs. bunlar hep size bir yük getirir. Belli ki getirmiş de zaten. Yolun sonu falan kesinlikle değil bir kere onu kafanızdan çıkarın. Başkalarına ihtiyacımız var evet, ama bunu o bahsettiğiniz arkadaşınızla yapmak size yine aynı şeyleri hissettirecek. Pandemi sonrası kurstur, etkinliktir bunlar iyi gelir. Şu an yapamamak da sıkmasın sizi, aksine zaten hepimiz evlerdeyiz. Bu dönem herkes iş, haftasonu dizi şeklinde hayatını sürdürüyor. Şimdilik bu durumu kabullenip sevdiğiniz şeylere odaklanın.

İstanbul'daki bir meditasyon hocası online kurslar düzenliyor.

arkadaş olamamak, ilişkisi olmamak genelde fazla eleştirel bakmakla da ilgili. mesela yakın arkadaşınıza 5iq diyorsunuz ben değiştim o yerinde saydı modunda yazmışsınız. benim çevremde de 5iqlu insan doludur ama sizden iğreniyorum moduna pek girmiyorum. kendi nazarımızda bizden daha aptal, daha kötü insanlarla da beraber aynı toplumda yaşamak zorundayız. çemberinizi istemediğiniz kadar daraltmış olabilir misiniz bir hatadan bir kusurdan insan eleme moduna gecince yalnızlık kaçınılmaz oluyor. çünkü kaçmaya çalıştığınız profil 2-5 kişi değil toplumun %95i belki. arkadaşınızın dinlediği şarkı kötü gelebilir okudugu kitap bestseller modunda belki ama bu sizi ilgilendirmez mesela arkadaşın da sınırını biraz bilmesi lazım. içselleştirmemek.anlaşmaya meyilli olmak her ilişkinin ilk adımıdır

son olarak sosyalleşme ortamı şu anda yok online da olsa bi kurs gibi bir etkinlik veya bilmiyorum tanışma applerinde sadece mesajlaşmak bile belki ruhunu açar

Yaptığın antrenmanı zamanla zorlaştırmadıkça olmaz.

En basitinden şöyle düşün. Günde 100 şınavı ortalama bir erkek çok rahat çeker.

Ortalama erkek dediğin gibi görünüyor mu? Hayır. O zaman böyle yapamazsın.

Ortalama bir erkek günde 100 şınav çeker mi ? Çekmedikleri için dediğim gibi görünmüyorlar.

Nasıl bir havası var peki

Değil, ne zararı var

Nope.

Saçma değil.

Neden saçma olduğunu düşünüyorsunuz ki?

Kendini biraz memur gibi hissedebilirsin . onların da 15'inde yatıyor. Acil ödemelerin var ise baştan kenara en az bir kaç yüz lira ayırmalısın .

bence ayın herhangi bir gününde yatırılması saçma değil. 1 ay aralıklarla olduğu sürece.

Neden saçma olduğunu söyle, biz de aydınlanalım.

30 günlük ücretini 15 gün sonra almaktan rahatsızdır belki arkadaş. 1i ile 30u arasındaki ücreti sonraki ayın 15inde yatırıyorlar değil mi?

7 kasımda işe girdim , hala maaşa dair bir şey alamadım, mantık dışı.

Bizim de öyle oldu. Normalde 5inde yatardı, geçen yıl 15’ine çekildi hatta çoğu kişinin kafası karıştı 15inden 15ine çalışacağız aradaki ilk fark ne olacak falan diyorduk ki yine 1-30 arası çalışmamızın ücreti 15 gün sonra yatıyor. Yasaya göre 20 gün geç yatsa iş bırakma hakkın var mesela (tabii o zaman patronun da kovma hakkı var).

İlk işe girende nasıl olur bilmiyorum ama biz kiraları zor ödedik 45 gün sonra maaş almış olduk ilk uygulamaya geçilen ay mesela.

kesinlikle dünyanın en saçma işi. hesaplaması da zor. ne var yani tüm maaşlar ay sonu ödense? 15i neden? niye 10'u değil de 15i?

Çalıştığı ayın maaşını 15 gün geç almaktan memnun olan ne kadar çok insan varmış şaşırdım.
Ben ayın 5inde maaş aldığımda bile rahatsız oluyorum. Maaş dedigin ilgili ayın son günü veya ertesi gün ayın 1inde ödenmelidir. İnsani olanı budur. Bu kadar uysallık bana korkunç geldi.
Memur maaş günü ile özel sektör maaş günlerini De karıştıranlar var. Memurlar önce maaş alır sonra çalışır. Özel sektör önce çalışır sonra maaş alır.

Sorun yok diyenler, ayin 15inde ise girdigini ve maasini da 15inde aldigini varsayiyorlar sanirim. (Her 30 gunun sonunda odeniyor gibi)

Maasin 1inde kesiliyor ve 15inde odeniyorsa evet ahlaksizlik yapiyorlar.

Sorun yok
Ayın 20nsinde ise girinler ne yapsın?

Ben mıncık bariz bir şeyi kaçırıyorum. Herkes ayın 1 inde minise giriyor burada?

Yazı için kusura bakmayın. Mobildeyim.
Ben mi bariz bir şeyi kaçırıyorum herkes ayın birinde mi ise giriyor burada olacaktı

@kısa ayın kaçında işe girdiğinizin bir önemi yok.

20sinde işe girdiyseniz 20-30 u arası 10 günlük ücretinizi, sonraki ayın 15inde alacaksınız. başlığı açan arkadaş oraya takılmış, haksız sayılmaz, hak ettiğim ücreti 15 gün sonra almayı ben de istemem

cok sacma. mevzu 30 gunluk maas aliyor olmak degil, yine ona gore ayarini yaparsin. ama 30unda kesilen maasi 15'inde vermek nedir? 5-6 ok ama yok 15 gun tutuyor ki ozellikle ayi bitirip isi birakir gidersen 2 haftalik parani ihbar ucreti olarak tutabilsin.

yunan'da ben 5. is gunu aliyorum maasimi. bir arkadasim var her ayin son is gunu maasi yatar. ornegin Subat'in 28'i pazarsa 26'sinda alir. 2-3 gun sonra duzeltilmesi gereken seyler varsa onlar icin fark yatar (o tarihten sonra calisian gunler, mesai filan)

bu arada bu mantikla calisan bir sirketin 7 Kasim'da baslayan calisana 15 Kasim'da bir haftalik para vermesi gerekir.

@yoggi, sanıyorum 7 Kasım'da başlayan biri 15 Aralık'ta 3 haftalık maaş alır. Çünkü Kasım çalışmasının maaşını herkes 15 Aralık'ta alacak.

15 Kasım'da gelen maaş Ekim maaşı.

(edit: ha sizin mantıkla çalışan diyorsanız evet, normalde öyle olmalı tabii.)

Surekli cikma durumunda (su an cikik degilse) bisi yapamazlar ki? En fazla ameliyat deyip omuzla kol arasindaki bagi vidayla sabitleyelim derler

Neden sürekli çıkıyor, sebebini öğrenmek istiyoruö

MR lazım. Omuz manşet, labrum vs. yırtıklar olabilir. Doktor ameliyat önerebilir bu durumda.

barfiks gibi egzersizler uzun insanların büyük dezavantajlı olduğu bir alan. çünkü kendi vücut ağırlığınız arttıkça kendinizi yukarı çekmek zorlaşır. az yapabiliyorum diye çok üzülmeyin, yaptıkça yaparsınız.

Sırt ve kollar güçlenmeli

Kol-gogus-sirt hepsini calistiran bir egzersiz barfiks. Once baska egzersizlerle ust vucudu guclendirip daha sonra gecmek daha mantikli genelde.

hayır her kurumsal ortam böyle değil, çok farklı firmalarda, ekiplerde bulundum. ekibin doğasını ve huzurunu oradaki yönetici ve ekibin kendisi oluşturuyor. kötü insanlar çoğunlukta ise maalesef ortamınız da böyle sinir bozucu oluyor. hiçbir şey canınızdan, ruh sağlığınızdan kıymetli değil.
size nacizane tavsiyem tarafsızca olayları bakmanız, sizi ilgilendirmeyen konulardan dönen entrikaya odaklanmamanızi eğer ucu size dokunuyor ve durumun değişmeyeceğine inanıyorsanız yavaş yavaş iş bakınmanız, hemen olmasa bile yedek planınızı yapar öyle ayrılırsınız.

youtube'tan akşamları çalışmaya başlarsan çözersin bence.

Excel ile ilgili bir ton kaynak var. Zaten şirketlerde bazı süreçler ve rapor çeşitleri oturmuş oluyor. Eskilere bakarak ilerlersiniz. Sıfırdan yapacaksanız takıldığınız yerde google da aratırsanız bir çok sonuç çıkacaktır. Ben bu siteyi çok kullanıyorum: exceljet.net

Edx, udemy, youtube da baya video var. Kısa sürede öğrenirsiniz.

İş yeri X bir şubeden olacak demiyorsa hesap numaranı bildir iş yerine, o hesabın direkt maaş hesabı olur.

İş yerim x bir şubeden olacak diyor ama zaten benim hesabımda o x şubeden tesadüfe bak, bu durumda hangi yolu izleyeceğim.

İşletmeler maaş müşterisi olmak için şube bazında anlaşmalar yaparlar. bu yüzden şube şartı söylenebilir. onun dışında @himmet dayı +1
hesap açma çok kolay, bankanın çalıştığı şubeyi öğren, internet bankacılığından o şubeden hesap aç, ve numarayı bildir.
diğer hesabını da kullanmak istemezsen yine internetten kapatırsın.
sadece, bireysel müşteri sözleşmesi güncel olmayabilir, onu imzalanı isteyebilir sistem, randevuyla şubeye gidebilirsin.

edit: ikinci soruyu yeni gördüm, işletme şubesiyle hesap şuben aynıysa mevcut numaranı ver. ilk maaşın yattığında hesabın maaş hesabı olarak tanımlanır.

işyeri bankayla anlaşmışsa oradan açmanı ister. bazı yöneticiler gerek olmasa da zorunlu olarak o şubeden açmanı isterler, bir miktar nemalandıkları için.

Hocam hesap numaranı bi kağıda yazıp vereceksin :)

Daha resmi olsun diyorsan o şubeye gidip bi hesap cüzdanı al. Onun fotokopisini çekip sana geri versinler.

İğneli epilasyon yapan yerlerle görüşün ama tıp fakültesi diploması olmasına dikkat edin, ciddi eğitim gerekiyor bunun için lazer gibi değil. Kılların çıkış yönünü görmeleri gerektiği için uzamış şekilde gidin.

İğneliyi yüze yaptırtmak riskli iş. 3-4 gün su değmemesi lazım. Yaranın kabuk bağlaması ve düşmesi 15 gün falan sürüyor. Bu süreçte güneş görmemesi lazım, kabukların doğal bir şekilde düşmesi gerekiyor. İzin tamamen geçmesi(geçmeme ihtimali de var) ise aylar sürüyor. İlla yaptırtacaksan işinin ehli bir yerde önce kulağa yaptırt. Bu tecrübeye göre yüze yaptırtıp yaptırtmama kararını alırsın.

İğneli+1
Yüzüme ve vücuduma İğneli yaptırdım. Vücudumda nokta gibi kabuklanma olurken yüzümde hic olmadı. Cunku yapan kişi buna göre ayarlıyor. Kabuk olsun olmasın, güneşten sakının. Emin değilseniz seansı kisa tutun, zaten dakika başına ücret ödeniyor. Cene gibi derisi ince olmayan yerlerde deneyin

Peki işe yarıyor mu, alexanderda 2 ay çıkmıyor sonra aynı devam, iğneli bitiriyor mu ?

İğneyi kilin köküne batirip elektrik verip kökü yakıyorlar, o yuzden kesin bir çözüm. Yapan kişi kökü iskalayabilir, o yuzden ayni yerden bir iki defa geçerler. Benimkileri tamamen bitirmedi, tek tük kalanlar oldu. Onlar da zayifladiklari icin rahatsiz etmiyorlar. Normalde 3-5 seans sonrasi lazer de bitirir, ama yuzde farkli oluyor galiba, benim sarı yuz tüyleri siyahlastirmisti o yuzden iğneliyle devam etmiştim.

hayır kendini sakatlarsın mesele güçlü kasın yanında topa doğru teknikle vurmak.

Yok ayağımı kırarım, sağlık topu nası sakatlasın beni, futbolculuk geçmişim var zaten

kendini sakatlarsın +1.

sağlık topu bir çeşit top olsa da, toplu oyunları oynamak için bir top değil. istediğin kadar futbol geçmişin olsun.

yeniçeriler de sağlam osmanlı tokadı atabilmek için mermer tokatlarmış. ama şimdi en profesyonel boksörü de getirsen yumruğum kuvvetlensin diye duvar yumruklamıyordur. yumruk kuvvetlendirecek daha teknik ekipmanlar var.

sert şut çekmenin yolu 2 kiloluk sağlık topuna tepmek değil.

Nedir peki

chrome da eski mail ile oturum açın. güncelle dedikten sonra yeer imleri geri gelir. sonra dışarı aktar diyerek yeni mail adresine alabilirsiniz

Ne uzunlukta/boyutta bir şey lazım olacağına göre değişir. Ben olsam ön kol içine yaptırırdım. Gerektiğinde kapatmak da kolay, açıp bakmak da.

böyle saçma bi nedenle dövme yaptırmam. genelde en çok kullandığım cebime not kağıtları veya sık sık baktığım telefonumun veya bilgisayarın ekranına vs. yazarak hatırlardım.

Cep telefonuna duvar kağıdı olarak yapsan o şekli , kelimeyi ya da görseli masrafsız olur.

Birader ne cep telefonu ya, oyuncak değil bu hastalık, bunun askerliği var bilmem nesi var , ciddi bir durum, bir materyale bağlı kalmak istemiyorum, kağıda deftere yazdık zamanında ,olmuyor unutuluyor

Benim var öyle dövmelerim. Biri köprücük kemiğinde biri sağ omzumda diğer ikisi bileklerimin iç tarafında. Ne olduğuna da bağlı tabi. Benimkiler dışarıdan bakanın aa ne güzelmiş diyeceği şeyler ama bana hatırlatmasını istediklerimi hatırlatıyor her gördüğümde.

İç bilek olabilir. İş hayatında sıkıntı olursa saat ile kapatılır. Banka gibi kurumlarda çalışılmıyorsa çok da sıkıntı olacağını sanmıyorum.

El dövmeleri çabuk atıyor diye biliyorum sormak lazım.

Askeri künye çok apaçi bi aksesuar

küçük bir şey ise ben de bilek diyorum. geniş kordonlu saatler ile kapatılır ayrıca her istediğinde saati aşağı yukarı yaparak görebilirsiniz.

Edit yapamadım. İş hayatıyla ilgili olan soruyu kaçırmışım.

Ben hiç problem yaşamadım o eskiden oluyormuş herhalde. Boynumda falan var benim yani. Bankada da çalıştım kimse kelime yapmadı.

kardeşim hayırlı olsun. hemen hemşerilerini bul, onlarla takıl. sana zamanla gerekeni gösterirler (ihale,belediye, arsa iskan-imar, kadro falan fistan işleri)

bu arada partinin olmazsa olmazları var. tayyip erdoğan, dış güçler, milliyetçilik. ama bunlar karın doyurmuyor. parti içinde yükselebilmek için doğru kişilerle takılmalı, doğru hamleleri yapmalısın. yoksa on milyon üyesi olan parti. kimin umrunda on milyon. esas malı toplasan tüm türkiye'de çok çok 2-3 bin kişi götürüyor. kırıntılarıyla belki 10 bine ulaşıyordur.

rekabete hazır ol. parti diye herkes her konuda aynı şeyi yapıyor sanma. ideoloji vs. den ziyade kişisel çıkarlar, gruplaşmalar, vs. önemli. ticaret gibi düşün. bir de hep güçlünün yanında yer al, zayıfları sallama, gerekirse ez. doğruyu değil o an için gerekeni söyle, fazla karıştırma.

kolay gele.

kötü bir zamanlama. içlerine de çok alırlar mı bilemedim. tanıdık iyi olurdu.

Derdim yükselmek değil , sadece önemli tiplerle oturup kalkmak , zamanlama neden kötü anlamadım, kötü günde partiye girmem daha cefakar bir üye yapmaz mı beni ?

Partiye üye olup da bir şey olan yok, görmedim. İçine girmiş sayılırım. En fazla seçimlerde müşahid yazarlar ona da en son 75 lira mı ne vermişlerdi. Bunların içlerinde protokolle oturup kalkanlar yok. Ankara’da yaşıyorum, çoğu protokol çocuklarıyla uzaktan da olsa gözlemleme fırsatı buldum, çoğu siyasetle alakasız, çoğu hukuk mezunu, hakimlik sınavına girip sınavı geçmeye çalışıyor. Yani kendi çocukları bile siyasete bulaşmamaya çalışıp iş kovalarken sizin gibi heyecanlı bir gencin aralarına katılması garip geldi bana. En büyük etkinliğiniz toplu cuma namazı kılma olur.

Edit: duyuru sahibi de okuduğu ve can sağlığımı korumak için bazı yerleri sildim, üzgünüm. :)

Hayırlı olsun öncelikle,

Yükselebileceğin tek yer elektrik direkleri olur, ona da seçim zamanı bayrak asarsın. Türkiye'de parti ayrımı gözetmeksizin bunu söylüyorum sıfırdan bir üye il yönetimine bile giremez. Pasta hep belirli kişiler tarafından bölüşülür.

Yalana doğru demeyi, vasatı takdir etmeyi, körü körüne itaat etmeyi, insanlara boyun eğmeyi, başkalarının doktrinlerini kendi doğrularınla değişmeyi ve papağan gibi düşünmeden tekrar etmeyi başarabilirsen,

yani kendinden ne kadar ödün verirsen o kadar tutunabilirsin.

Yükselmek için ise kesenin ağzını açman gerek. Ne kadar açarsan o kadar yükselirsin.

Keseyi de doldurarak yükselirsen o zaman başarılı bir siyasetçi olmuş olursun.

O iş kullandığınız cihazla da alakalı. Cep telefonu GPS leri sanirogirm 3 metreye kadar hassas olabiliyor (emin değilim) ki o da o an kaç uyduya bagkanabildigi ile alakalı.
Teknik olarak Google maps de bunu yapabilmeli

what three words ile hatayı 3 m2'ye kadar düşürebilirsiniz.

akılda tutması da kolay.

daha once tasma takilmadiysa o kopege tasma takamazsiniz.

o kadar iyi anlaşıyorsanız tasmasız da gelirler zaten gelmek istiyorlarsa. Benim çok çeşitli yerlerde çeşitli sokak köpekleri ile yürümüşlüğüm vardır, bazısı seviyo eşlik etmeyi.

Köpekler formalitede olsa tasmalı zaten, mahalle köpek çeteleri ile ünlü, her sokakta sağlam çetecilik olduğu için benlede olsa bölgeyi kolay kolay terketmiyorlar , ben biraz daha nezih bir gezintiye müsait olur mu bu türler diye sormak istedim.

Başka bölgeye götürmeniz cok riskli, diğer bölgenin köpekleri sokmak istemeyebilir, kavga edebilirler, korkup kaçabilirler, kaçarken koşarken araba çarpabilir vs. Tasmasız ya da tasmalı peşinizden uzak bi yerlere götürmeye kalkmayın derim.

maceraya gerek yok bence de.

anarsist mi bilemem ancak

(bkz: usame bin ladin)

bi tane biliyorum. geçmişte aileden zenginmiş 2 senedir ayda 300 dolarla hostel vs dünyayı geziyor.

Beş parasız olup sokakta orada burada yaşama şartı mi var ki?

tutorial izle en çok tuturial premiere de var.

öncelikle 2015 nedir. 2020 yılındayız. sakın 2015 falan indirmeyiniz. 5 senede acayip gelişti ve kullanımı da kolaylaştı.

programda daha kesme, birleştirme, export gibi basit işlemleri bilmeden yeşil perdeye atlamak zor olabilir. ancak @hem şişko hem deli'nin önerdiği gibi tutoriallar her yerde var. izleyerek uygulayabilirsiniz rahatlıkla. bir süre sonra eliniz alışır zaten.

bana kalırsa adobe photoshop, ai gibi programların yanında premiere en kolayı. çok rahat çözersiniz. lisedeyken bir iki tutorial ile öğrenmiştim halen kendime kadar kullanabiliyorum.

Sadece video editing kısmı değil çekim ile ilgili de epey bir bilgi sahibi olmanız lazım o yeşil ekran efekti için. Düzgün çekemezseniz video edit'i iyi de yapsanız çamur gibi olur.

Premier önerilmiş ancak kırık kullanmayacaksanız (sene 2020 korsan yazılım da kullanmayın bir zahmet) pahalı bir yazılım. Henüz ham iken ucuz çözümü öğreneyim isterseniz Blender'ı öneririm. Kütük gibi yazılım ancak açık kaynaklı ve bedava. Yeşil ekran olayı için bol miktarda tutorial var.

klasor gizlenmis olabilir.
support.microsoft.com

Lanet olsun hiç açıklayıcı yazmamışım.

O resimlerin Telif hakki meselesini de dusundunuz mi?
Bir de danismanlik hizmeti verenler var, bu kadar hicbir sey bilmiyorsaniz kullanmalisiniz bence.

Hocam böyle şeyler en kusursuz haliyle "network" üzerinden dönmekte ve ne yazık ki Türkiye'de para tahsili yapabileceğiniz aracı bir kurum, yöntem de yok.

Zamanında Teespring üzerinden bolca t-shirt satmıştım ama o günler de artık geride kaldı.

Teespring için neden geride kaldı her şey ?

Ödeme gönderip ödeme alamazsın. PayPal yasaklı.

Ödeme göndermiyoruz, çekme işinide yurtdışından adamımız var havale yapar

Up

Bilmem hiç inek ile sevişmedim.

kardeş ne sevişmesi yaa:D birinin ağzına yiyecek vermişler öbürü de onu kapmaya çalışıyo öğk.

arada bir inek/öküz cinsel hayatına dair bir şeyler okuyabilirsiniz.

Umarım ciddi değilsinizdir.
Süt yaliyorlar büyük ihtimalle.

hangi makina

td slient 125 fan kullanılmış. saatte 30 watt harcar. 1 ay sürekli çalıştıracaksan 30x24x30=21,6kw harcar. herşey dahil, evinden faturana ne kadar etki eder öğrenmek istiyorsan son faturana bak. toplam kaç kilowatt elektrik kullanmışsın toplam ne kadar ödemişiin buna göre 1 kilowatt değerini bul 21,6 ile çarp.

YouTube dan modelini yazıp sökme takma videosu bul . Kendin hallet .

Almadan önce bilgisayarı orada dene . Ne olduğunu kendi gözleri ile görsünler ve hatalarını düzeltsinler. Israrcı ol.

SSD sistemde yapılan işlemlerin hızı açısından etkili olur ama wifi görmemesi büyük ihtimal sürücü yüklenmemesinden yada hatalı yüklenmesinden kaynaklıdır.

Şuan sadece ekran gelmiyor hatası alıyorum, wifi falan çözüldü .

Abicim dükkana bakan adam luiz guzman, o tipte bi bilgisayarcı hiç görmemiştim. Wifi problemini yeni windows ve sürücü yükleyerek düzeltti , şuan ekran açılmıo laptopta

klasik yazıcıoğlu esnafı. işini iyi yapan adam çok azdır malesef. tavırlar ve buan ssd taksak uçar yaklaşımından belli.

hocam kulağına küpe olsun. youtube'dan nasıl yapıldığının videolarına bakarak kendin yap bu işleri. ben fanı da, bataryayı da videolara bakarak değiştirdim. termal macun da sürdüm. içini açtığında gerisi geliyor zaten.

Bilgisayardan zerre anlamıyorlar, işin esnaflık kısmındalar, teknik detay gerektiren herşeyde sıçtılar, bi windows 2 günde 2 kere çöküosa sen o dğkkanı kapat bilgisayarcı olamamışsın sen

luiz guzman holivudu bıraktı yazıcıoğlunda dükkan kiraladı +1 ahahahahaha

Bugün aradı, sana son sürüm win10 atıoz, senin laptopba ram sonradan eklenmiş, eklenen hertsleri tutmuo ondan çöküo , senin sonradan ekleneni çıkardım aynı hertsde başka bi ram taktım düzeldi diyor.
Anlayanlar, operasyona mı geliyorum ?

sacmalamis gene. eklenen hertz tutmuyor ne amk. haha

Ya hayır ben bu eklenen ramimle yıllarca kullandım sıkıntısız, bunlar neyin davasında. Ram değiştirdim diye ekstra para isterse ne yapayım. Anlık durum:
Batarya yenileyelim diye verdik batarya eklendi 240gb ssd takıldı 750tl çıktı

yıllardır buradasın. şu tongaya düşmeden buraya sormak aklına gelmedi mi

Olayı 1. Tekil şahısla anlattığıma bakma, ben olaya sonradan dahil oldum, tatilden geldiğimde pc tamirdeydi

spor yaparak. etkinliklere, kurslara katılarak. her hafta soruluyor bu soru ama cevabı hiç değişmiyor.

Sanırım oytun erbaş söylemişti aklıma o geldi. mealen birşey hakkında çok fazla öneri varsa o şeyin çözümü yoktur gibiydi sanırım.

bu sosyal konular da tam olarak böyle, bazı genel geçer yetkinlikler ve pozisyonlar var; o yüzden herkes aynı şeyleri tekrar edip duruyor. Zaten fazlasını da yapamaz, sosyal olmak dediğin şey birçok kimseler için sevgili buluncaya kadar sürüyor. yani işin özünde hepi topu 1 kişi :)

o yüzden ben ''mahalle'' arkadaşlığını seviyorum; yani zorunlu olarak aynı kondüsyonu paylaştığın yerlerde, o kişilerin birden fazla haline şahitlik edip o halleriyle zaman geçirmek zorunda olduğunda ''sosyal tanışıklık'' olmuş oluyor. bu mahalle, zorunlu eğitim, yazlık arkadaşlığı gibi yerlerde gerçekleşir. yaşınızın en küçük olduğu dönemden gelirse de(yani aklın henüz hayvani ihtiyaçların önüne geçmediği dönemde) daha da sağlıklı olur. en iyisi imkan varsa yazlık arkadaşlığıdır, sonra mahalle, sonra da zorunlu eğitim.

elinizde bunlar varsa, buna dönüş yapmak en faydalı yol. bunlar yoksa da potansiyeliniz doğrultusunda (yani yetenekleriniz, uzmanlığınız ya da bunlar da yoksa en kötü hevesleriniz(fakat bu heves olayı sıkıntı elinizde patlama olasılığı çok yüksek) neyse işte potansiyelinz doğrultusunda) yine ortak amaç; üretim ya da eğlence olacak şekillere girmeniz lazım. spor olur, kitap klupleri olur, sanat kursları olur, oyun olur, ekşisözlükte bira içmelik arkadaş veritabanında birşeyler olur ama eninde sonunda illa bi' faaliyet gerekecek. yani o tanıştığınız kişiyle ortak yapabileceğiniz bi' kabiliyet yahut, heves ettiğiniz bir konu üzerine enerji harcayacağınız birşeyin olması şart. çünkü yeni arkadaşlıkların problemi budur, eyleme dayalı olması gereklidir. spor, sanat ve cinsellik bu yüzden en kolay sosyalleşme araçlarıdır.

ama işin özü hep aynı, illa yetenek gerekiyor. yani amacınız sosyalleşmek değil de sevdiğiniz bir konu üstünde bilgi-birikim sahibi olmak olursa işiniz daha kolay olur. sosyalleşmek yan gelirdir, hedefin kendisi olunca sistem sıkıntıya düşüyor.

neyse çok konuştum, biberler yandı azar işitmeden şu yumurta olayına devam edeyim. aöf için bi' geldim bak laf nerelere geldi. hayat işte.

aslında enerjinizi yükseltseniz biraz, daha pozitif görünerek markette alışveriş yaparken bile sosyalleşebilirsiniz.

bunun içinde spor yaparak (yürüyüş, bisiklet gibi), çok yemeyerek ve enerjinizin üzerine giderek daha pozitif hale gelebilirsiniz.

İnsanlarla diyalog kurmaktan çekinme. Muhabbet et.

kurs ve etkinlikler der geçerim. üniversitede bölümden yapmadığım sosyal çevreyi kulüp ortamlarından yaptım. ortak ilgi alanları sosyalleşmeyi çok kolaylaştırıyor.

bir de şöyle (bence) efsane bir tüyo vereyim: insanlar seni sosyal bir ortama davet edince git. çağıran kişi ilgini çekmiyor olabilir, ne muhabbet edeceğim ben bununla falan diyebilirsin ama o ortamda yeni tanışacağın insanlarla iyi anlaşma olasılığın var. mümkün olduğunca fazla ortama girdikçe kafa dengi birileriyle illa karşılaşırsın. ha olmadı, bir şeyler uydurup yarım saat sonra eve dönmek her daim bir opsiyon.

not: salgın dönemi sonrası için bir tavsiyedir, şimdilik böyle sosyal ortamlara girmeyelim.

ışık ve perde sistemi gelirse kalıcı olarak karartılmayacak, sadece kalıcı değişiklik olarak halı olacak bildiğim kadarı ile. namaza kadar giriş yasak şuan, hazırlık nedeni ile. daha sonra aynı şekilde ibadethanenizi gezebilirsiniz.

yanlış anlamayın ama ibadethaneniz 567 sene önce camiye çevrilmişti zaten.

Polisler çevresini barikatlarla kapatmışlar. 50 metre yakınına yaklaştırmıyorlar.

Geçerken dikilen polisin tekine "neden çevrildi burası" diye sordum, "tedbir" dedi. "Kim ne yapar ki buraya" dedim. Omuzlarını silkerek "Birileri birşeyler yapabilir" dedi.

"Ulan o birileri, müslümanların fresklere zarar vermesinden korkan birileri zaten, niye kendileri gelip zarar versin? Sen içeriyi şu an o zarar verme ihtimali olan birileri için hazırlıyorsun" demedim.

Bana ne.

su iç

terleme, ödem vs derken damar içindeki su başka yerlere kaçıyor, alt üst oluyor her yerdeki sıvıların dengesi.

normalden fazla, bol bol su iç, böbrekler düzenler zaten ne eksik-fazlaysa. mineralli sporcu içeceği varsa daha faydalı olurdu, yoksa şebeke suyu da kabul.

mobil klima.

hastane serum

Telefonu alırken ilk kontrol olarak sim kart takıp bağlanıyor mu diye bakıyorsunuz, sonra arama bölümüne *#06# yazıp çıkan numarayı not ediyorsunuz ve e-devletten imei sorgulama yapıyorsunuz. Sorguda marka-model tutuyorsa orijinal imei olabilir, tutmuyorsa direkt korsan kaydedilmiştir zaten. Bu aşamaya kadar bir sorun yoksa bir de telefonu yeniden başlatıp imei aynı kalıyor mu diye bakıyorsunuz, orada da sıkıntı yoksa tamamdır.

Imei değiştirildiyse yazılım güncellemesi alamıyor olma ihtimali var bir de. Onu da satıcıya sorun artık, o kadarını söyler varsa.

Tabii ki fırsat. Kendi doğrularını edinip hepsinin doğruluğundan emin oldultan sonra çevre değiştirmekten sakın ola ki çekinme. İnsan kaybetmek olarak düşünme bunu, düşün ki ayna nöronların var ve en çok birlikte olduğun 5 kişinin karşımı durumuna getiriyor seni. Elbette kimlerle bir arada olmak istediğini seçeceksin. Anan baban bile olsa mesafe koymaya veya uzaklaşmaya hakkın var çünkü bu ruh sağlığı. Boru değil ciklet değil ne bileyim şaka değil yani. Kendine kendin sahip çıkacaksın. Herkese hak ettikleri seviyelerde yer vereceksin veya dışlayacaksın. Bu çok olağan ve olması gereken bir şey.

Doktoruna acil şifalar dilerim.

ay çok güzel bir gelişme!

hayat güzel dostum, aynı yollardan birebir geçtim. alaboralar olması da çok normal.

Tedavi olmadan da, hatta depresyona girmeden de, böyle değişimler olabiliyor insanın kendi ile ilgili bilgisi değiştikçe onu demeye geldim. Yanlış anlamayın depresyonu hafife aldığımdan söylemiyorum bunu, aksine ciddiye alıyorum. Ama her yaş bir olmuyor demeye çalıştığım, kendimize de çevremize de şaşıyoruz zamanın birinde işte.

Alabora, türbülans sizin tanımınız ama gayet olağan bir değişimden de geçiyor olabilirsiniz. Hele psikolojik yaklaşımlarla (ilaç veya terapi) "amanın ben napıyormuşum" diye düşünmek beklenen bir sonuç. Hem kendinizi hem diğer insanları başka bir ışık altında görmüş olmanız çok olası. Dahası, ani bir değişim demişsiniz ama muhtemelen yıllar önce, en iyi ihtimalle depresyondayken tohumları atılan değişimler olabilir mi acaba?

Ben de tebrik ederim bu arada :)

İyi düşünceleriniz çok teşekkür ederim, aslında oyun yeni başlıyor benim için , her şey daha zor , tüm inandığım güvendiğim sevdiğim veya sevmediğim şeyler sahte geliyor, değerini anladıklarım ne kadar mutlu ediyorsada , değersizliğini ve sahteliğini farkettiğim şeylere baktıkça yalnızlaşıyorum, gururlu bir yalnızlaşma ama, samuray gibi :)

tatil beklentiniz çok önemli. buralar benim kendi tatil zevkime göre yorumladığımda ruhsuz olduğunu düşündüğüm tipte yerler. bu tip yerlerin deniz kıyısında olduktan sonra hangi şehirde ya da ilçede olduğunun fark etmediğini düşünüyorum. (elbet müşteri kalitesi fark ediyordur ama konsept bazında aynılar bence)

bu yönde tercih belirtirseniz daha rahat fikir verir herkes.
ancak şu da var, bu attığınız gibi yerler, çoluk çombalak tatil yapmak isteyenler için çocuk oyalayabilme avantajları ile sıyrılıyorlar. ki ben yine buna karşıyım ama tamamen zevkler vs renkler.

@vital e katılıyorum. Tuana dışındakiler bana çok apartman tatil kötü gibi geliyor mesela. Bu tip yerlerin havuz vs gibi ortak alanları kalabalık oluyor çocuklu aileler tercih ettiği için.

Bir de açık büfe olayını Corona nedeniyle kalkmıştı onu da araştırın nasıl olacak.

Hocam size Antalya'ya gidin denmişti, daha niye Bodrum kapılarını zorluyorsunuz?

Mares'e gittim ben geçen yıl. Orta halli bi oteldi, aşırı kalabalıktı yalnız büfe ve denizine göre otel bana biraz ufak gibi gelmişti. Eğer bütçen varsa Liberty Lykia / Sentido Lykia'a gitmeni öneririm. Bunların hepsinden çok daha iyi bi otel denebilir o bölgede.

fethiye bölgesi otelleri ortalamadır. önerim jiva beachtir. fethiye denizi hemen derinleşir çok zevk vermez. marmaris bölgesi denizi güzeldir. ancak marmariste kaliteli otel az labranda bunlardan biri mi bilmiyorum. tui oteller alman firmaların ve kalitesi yüksek oteldir. ayrıca antalya bölgesi otelleri ege otel gruplarından iyidir. her şey dahil de akdeniz antalya bölgesi daha avantajlı.

Antalya apaçi yuvası, otelci değilim, muğla olsun idare edecek kadar herşey dahil olsun istiom, swandorda aynı fiyata kalırım ama almancıyla arapla muhattap olmak istemiyorum, antalyaya düşmanın kısaca.

otel tatili istiyorsanız antalyayı denemelisiniz çok fazla seçenek var tesis var. muğla dogal alanı sebebiyle daha çok tercih edilen bir yer fethiye vs cevresinde oyle aquaparkli otel vs cok yoktur simdi milasta birkac otel gozume carpti ama butce belirtmediginiz icin ben yine donup Antalya arastirin derim

her şey dahil istiyorsanız antalya. ege deki oteller o seviyede değiller ve daha pahalılar. fethiye jiva beach önerebilirim.

Antalya.
Belek, Side ve Alanya. oralardaki oteller olabilir. Hemen hemen her butce icin bir her sey dahil otel var.

Engrenages var tam ayni olmasa da benzer.

Godard - Alphaville (Ayrıca Mubi'de de güzel öneriler oluyor.)

timeline'lara bakılabilir:
www.oxfordmusiconline.com
www.columbia.edu

sol hazırlamış:
sol.org.tr
sol.org.tr

şu var:
www.classicfm.com

figaro'nun düğünü için:
dutchintranslation.blogspot.com
dutchintranslation.blogspot.com

genel olarak opera hakkında temel bilgileri okuyarak başlamıştım ben zamanında.

www.operacolorado.org


www.operaphila.org

www.theopera101.com

bu linkler şimdi öyle rastgele bir google aramasıyla bulduklarım. Daha ilginizi çekecek olanları siz kendiniz bulabilirsiniz.

Terimleri, sesleri, rolleri öğrenince izlemek ve izlediğiniz opera hakkında bazı şeyleri okuyup anlamak çok kolaylaşıyor.

www.tate.org.uk

www.sandersofoxford.com

en.m.wikipedia.org

Briganti eşkıya Brigantaggio eşkıyalıkmış. Sayenizde öğrendim. Çok iyi filmdi yav.
godfather.fandom.com Şurada Vito’nun romanda kardeşi yok diyor. O bilgi şaşırttı.

Kitapta abi yoksa, don ciccio'dan intikam alma durumunu merak ettim o illaki vardır ama , sadece babasını ve annesini mi öldürdü acaba

filmic pro kullanın. daha fazla ayar imkanınız olur.

Rotten tomatoes

Sadece kitap okumak için ipad alacaksan ipad mini 2 ve 3 retina ekranlı satıyorum. Ben de ordan okuyorum memnunum baya.

Sadece okumaysa tamamdır ama artık update almayan bir cihaz ,aplikasyon kullanmak isterseniz hem versiyon olarak uymaz hem de çok kasar.

Tab 3 ile takas yapıyorum, tab3'ü sadece okuma için kullandım ve kör oldum , moonreader'da bile donuo tab3, ipad tercihim bundan kaynaklı.

öncelikle;

ön okuma.

yani cumburlop bir metine atlayınca afallıyor insan. dolayısıyla konu ile alakalı küçük küçük ön araştırmalar yapmak biraz terminolojiye alışmak biraz da hangi alandaysa o alanda kitap nerede konumlandırılabilir tarihsel bağlamda, yazar bağlamında ne derece önemlidir vs. vs. bu konularda hazırlık yapmak.

içindekiler tablosu, başlıklar ve kitap akışının kuş bakışı taranması. bu kısıma aşina olmak çok önemli bence. bu nerden nereye varıcam, neredeyim, nereye gidiyorum sorularına yardımcı oluyor. burda kendinize özel sınıflandırmalar da yapabilirsiniz okuma rahatlığı açısından.

okurken;

renk kodları tanımlayarak farklı renklerle gerekli yerleri altını çizerek bir akış elde edebilirsiniz.

kitap koskocaman bir metin olabilir ama en azından bir mantıki bir düzenle, bir amaç için yazıldığından kitaptaki bölümleri ve düşünceleri birbirine bağlayan püf noktaların haritasını çıkartabilirsiniz. küçük notlar alarak. bu geriye döndüğünüzde okuyacağınız onca sayfanın en öz hatırlatıcıları olacak ve zaman kazandıracak.

ayrıca metinde fikirler gelişirken kitabın yanına o sayfada küçük küçük ok işaretleri ile bağlayarak düşünce balonları yapabilirsiniz. bu fikirden şunu çıkardı, şuraya bağladı ordan da şunu çıkardı vs. gibi. grafik bazlı özet akış.

bol sayfalı kolay tüketilmeyecek bir kitap ise çok ara vermeden ara verince de geriye dönük tekrarlar yaparak nerdeydim nereye gidiyorum sorularına cevaplar vererek devam edebilirsiniz.

terminoloji konusunda da bunun da küçük bir listesini yapabilirsiniz eğer kitapta yoksa. bilmediğiniz yerde durup araştırma yapıp sonra konuyu kaldığınız yerden bağlayıp devam edebilirsiniz

simetrik çizim yapıcam diye svastika çizmeseymiş iyiymiş.
bıyıkları çıkmaya başladı mı, şekli nasıl?

Bıyıkları var hafif ama bana bebek gibi geliyor, gerçi davranışlarıda bebek gibi bilmiyorum, ben onun yaşında kimseye sevgimi gösteremezdim, kıllı mıllı adamım şapur şupur öper beni, svastikayı ben çizdirdim , bunun gibi kar kristallerine benzer şeyler çiziyor, kareleri sayıyor falan.

Temizlik huyları nasıl?

Hala bebek gibi ya , tertemiz çocuk

Küçükken ben de böyle geometrik çizerdim. Büyüyünce mimar olursun dediler, olmadım.

Çok pimpirikli mi anlamında sormuştum. Yani pek sanmasam da okb ihtimali var bir yandan. Yine de siz başka belirtiler fark etmediyseniz yoktur muhtemelen. Liselilerde (ya da ergenlerde diyelim) oluyor böyle şekil merakı -genelde sözelcilerde çok gördüm bunu.

bende çizerdim deli gibi svastika da çizerdim çok ilginç geliyor o arma çocuk yaşta.
sonra bi bok olmadı.arada ofiste çiziyorum kafam doluyken bişiler.

Çok pimpirikli, her sabah beni uyandırır, yatma saati nettir kalkma saati nettir, yiyeceğin yemeğin sağlıklı olup olmadığını sürekli sorar, kahvaltı hazırlar falan , ben onun yaşında da halada tam tersiyim, pimpirik konusunda değişik biri

Seviyenize uygun kitaplardan başlamalısınız. Ve her kelimenin anlamına bakarak değil bilmediğiniz kelimeleri cümleden ve hikayelerin akışına göre tahmin ederek ilerlenir diyorlar.

Her cümlede sözlüğe bakmayın, önce her paragrafta bakmaya çalışın çünkü sözcüklerin anlamını kontekstten çıkaracaksınız zaten. Sonra her sayfada, her iki sayfada bakarak ilerlersiniz.

yontem olarak cok sacma degil ama evet daha basit dile sahip kitaplardan baslamaniz mantikli olur. 1 sayfada 20 dakika gecmesi normal, no pain no gain. ugrastikca ivme kazanacaginiz bir sey bu, ustune gidip zorlamadiginiz surece ilerleme olmaz.

1 sayfa 20 dakikada bitiyorsa o kitap size göre değildir. ben harry potter serisiyle başlamıştım, öneririm. ilk başlarda evrene özgü terimlerde bakarsınız ama alışırsınız 2-3. kitaptan sonra.

Sağolun aşkolar.