[]

Doğum günü ritüelleriniz var mı?

Ben büyük partiler vs yapıp doğum günü kutlamam fakat doğum günüm gelince yine fark ettim ki küçük ritüellerim varmış, her sene bunları yapmayı da seviyorum.

Öncelikle her doğum günümde kendime tek başıma bahve ismarlarim. Sabah uyandığımda sevdiğim 4-5 şarkıyı dinlerim, evden çıkmayacak bile olsam güzelce giyinir, kendime çeki düzen veririm ( Corona döneminde sokağa çıkma yasağı olduğu halde sabah uyanıp süslenip puslenmis, öyle oturmustum). Bir de her sene kendime pahalı ama almayı çok istediğim bir kitap varsa onu alırım.

Eşim ve kardeşim ise tam tersidir; doğum günlerinde pasta bile alsak hoşlanmazlar.


Sizin nasıl? Sadece kendinize özel yaptığınız şeyler var mı?

 
yaş pasta ve kola djfjdfdk. doğum günümde özellikle yaptığım bi şey yok ama küçük de olsa pasta ve kola isterim. kimse almıyorsa kendim alırım. pastasız ve gulasız doğum günü düşünülemez. anca "iki yudum kola içersen öleceksin" filan denmesi lazım. diğer 364 gün içmesem bile (ki içerim) doğum gününde pastayla kola şartı var. yoksa yeni yaşıma girmiş saymam kendimi.


  • mark greg sputnik  (17.04.24 18:44:08) 
Mark Greg Sputnik, ay evet. Pasta önemli, ben de kimse bana almazsa yine gider alırım ve yerim o pastayı.

Kolayı da küçükken doğum gününden doğum gününe alırdı annem eve, sanırım bende de kola-pasta çağrışımı var bu yüzden.
  • fraise  (17.04.24 18:46:08 ~ 18:47:38) 
Sabah kalkar guzel bir muzik acarim, mumlarimi yakarim.
Ya kahve alirim ya kahve yaparim.
Genelde disarda oluyorum dogum gunumde ama evde de 1 kadeh raki veya 1 bira icerim.
Kendime kucuk ya da buyuk mutlaka bir hediye alirim.
  • mor oje  (17.04.24 18:48:19) 
Benimki çok yaklaştı ama bir şey yapmayacağım.


  • dissendium  (17.04.24 19:19:19) 
Yediğime ve içtiğime hep dikkat ederim ama doğum günümde salıyorum :)) Bir de sabah kalkar kalkmaz süslenmeye başlıyorum. Doğum günüme de az kalmış, soruyu görünce aklıma geldi :)


  • rock n roll  (17.04.24 19:23:06) 
Doğum günü yaklaşan herkesin şimdiden doğum günü kutlu olsuun! Benimki de yarın. Bu soru da oradan aklıma geldi zaten :)


  • fraise  (17.04.24 19:42:24) 
fraise, teşekkür ederim, sizin de doğum gününüz kutlu olsun.


  • dissendium  (17.04.24 20:26:02) 
her sene annem arayıp kutlamasa yemin ederim unutuyorum :) pasta kesmeyi oldum olası sevmem. sanırım kutlamayı 11-12 yaşlarında bırakmıştım. o zamandan beri hep toplum dayatması gibi geliyor :)


  • e mice  (17.04.24 20:32:09) 
Hiç yok. Ama bu sene 30 olduğum için ve özel bir yaş olduğunu düşündüğüm için kutlamayı istemiştim. Yaptırmak istediğim bir pasta vardı ama gecesinde bir arkadaşıma hastanede refakat ettiğim için yapamamıştim. Doğum günümde ise yeni tanıştığım bir arkadaşla baklavaya mum dikerek kutladım.


  • Amaranta ursula  (17.04.24 21:11:45) 
Benim de bu pazar :)

Ben doğumgünümü çok seviyorum ya. Çocukken ocak ayı gelince doğumgünüm yaklaştı diye heyecanlanırdım, büyükler dalga geçerdi; koca adam oldum hâlâ ocak ayını görür görmez nisana az kaldı :))) oluyorum ahdhdhd

Direkt bir rituelim var mı emin değilim ama ailemin, arkadaşlarımın hatırlaması ve kutlaması hoşuma gidiyor mutlu oluyorum yani çocukça belki ama 15 senelik arkadaşımın yazdığı dgko mesajı bile beni mutlu ediyor ahahah

Pasta şart değil benim için ama gün içinde şapşal şapşal dolaşıp mutlu oluyorum takvime falan bakıp, öyle geçiyor yani doğumgünüm :)
  • nundu  (17.04.24 22:12:38) 
Mobildeyim kusura bakmayın, sizin ve dissendium'un doğumgününü kutlarım ayrıca ^^


  • nundu  (17.04.24 22:13:23) 
Şimdiden doğum günün kutlu olsun Nundu! Ay ne kadar çok bahar çocuğu varmış duyuru'da :)


  • fraise  (17.04.24 22:55:10) 
çok hatırlayanım ve kutlayanım olur. şirketime ve evime çiçekler gelir. o gün jilet gibiyimdir ve enerjik olurum. bir kaç yerde doğum günü pastası kesilir. sadece bir çatal alırım. ben yemem, millet şişkot olsun :P

kendime mutlaka hediyeler alırım. genelde koşu ve müzik konularında olur. airpods max, nike alphafly next gibi. mutlaka kıyafet de alırım. annem altın verir :P

doğum günü için yıl başı gibi resolutions yazarım.
  • gabe h coud  (17.04.24 23:02:58) 
Her doğum günümde ben de özeniyorum giyimime. Muhakkak dışarı çıkıyorum sadece kahve içmek yemek yemek için olsa bile. Yıllardır yalnız kutluyorum. Pek kabullenemesem de hep bi beklentim oluyor, ama gerçekleşemedi yıllardır. Özel bi jest bi sürpriz bi şey.. neyse eve dönerken küçük bi pasta alıp bir mum dikiyorum, ailemle video call yapıp üflüyorum. Aslında üzüyor bu kısım, artık yapmak istemiyorum. Umarım yalnız kutladığım son doğum günümdür geçenki.

Edit: doğum gününüz kutlu olsun :)
  • nic cage  (17.04.24 23:50:49 ~ 23:53:21) 
Hayır hatta geçen sene doğum günüm olduğu aklıma gelmedi hanım söyleyince hatirladim =d benim umursadigim bir şeyler yaptığım haniminki. Misal ritueli ailesinin ve ikizinin yaninda olmak o yüzden her sene o dönem tatil + çilekli turta.


  • logisticsmanager  (18.04.24 00:40:07) 
Doğum günün kutlu olsun @fraise. Sağlıklı,mutlu, huzurlu yıllar sevdiklerinle birlikte. Bugün doğum günün olduğunu dün yazmıştın duyuruna gördüm ama bilerek kutlamadım gününde kutlamak için :)


  • rock n roll  (18.04.24 16:31:29) 
Mutlu yıllar :)

Ben doğum günümü arkadaşlarımla ve sevgilimle o gün kutlamıyorum. Kendimi gezmeye çıkartıyorum. Sabah kahvaltısından akşam yemeğine ve tatlısına kadar yiyip İstanbulda belirlediğim bir turu yapıyorum. Pastamı da pera otel altındaki cafede yerim.

Sevdiklerimle olan kutlama da gece çıkma, pasta üfleme değil (sevmem) daha cok beraber vakit geçirelim modunda oluyor.
  • jazzabel  (18.04.24 17:52:49) 
[]

Saç maskesi tavsiyesi

Oldukça gür, kıvırciga yakın dalgalı ve sert saçlarım var, beyazlardan mütevellit kendi rengine yakın bir renge de boyuyorum.

Eskiden kuaförde keratin bakımı vs yaptiriyordum ara ara ve gayet yeterli oluyordu bakım icin fakat son bir senedir bunları yaptirabilecegim bir yerde değilim.

En büyük derdim elektriklenmesi ve gerçekten çok sertleşmesi. Bunlara iyi gelecek güzel bir bakım maskesi öneriniz var mıdır? Banyoda kullanıp cikilanlardansa bir süre bekletilenler tercihim ama diğer öneriler de olur.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Urban care'ın (hibiscus ve Shea butter olması lazım) pembe ambalajlı serisinin maskesi de, durulanan kremi de, durulanmayan kremi de çok güzel :)
(Aynı saçın boyasız ama permalısından bildiriyorum.)

Edit: Pembe değil ya, kırmızımsı ama hibiscus-shea butter, orası tamam.
  • kobuzchu kiz  (24.03.24 19:06:43 ~ 25.03.24 12:04:55) 
Hazır maske değil ama düz avokado çok iyi geliyor.


  • Amaranta ursula  (24.03.24 22:09:31) 
Benzer sebeplerden birçok ürün kullandım.
Marc Anthony Strictly Curls Nemlendirici Besleyici Maske
önerimdir.
  • carrot garden  (25.03.24 09:00:36) 
Hindistan cevizi yağı sürüp 1 saat kadar bekletince tüm kuruluğu alıyor.


  • sinematikcrop  (25.03.24 11:16:57) 
[]

Türkiye'deki fiyatları maaşlara göre normal buluyor musunuz?

1.5 senedir Türkiye'de yaşamıyorum, Türkiye'de en son maaş aldığım zaman da Ağustos 2022. Geçen hafta İstanbul'daydim ve resmen soyuluyormusum gibi hissettim. Bazı ürünler döviz bazında da oldukça pahalı bence ama en çok yeme-icme kısmına takıldım. Basit bir Americano 195 liraya (Starbucks, nero gibi zincir yerlerden bahsetmiyorum) satılıyor ve bayağı da tıklım tıklım içerisi. Biz herhangi bir mekandan 1500 lira altında hesap ödemeden cikamadik mesela.

Ama bir yandan da Türkiye'de maaş almadığım için kıyaslayamiyorum. Sözlük'te uçan, kaçan tayfa haricindeki gruba göre bu fiyatlar normal mi? Ben mesela şu anda dönsem ne kadar maaş isteyeceğimi bilemem, fiyat algim yok olmuş. Arkadaşlarımıza sorduğumuzda kimse net bir şey söyleyemiyor, alıştık artık diyorlar. Siz ne düşünüyorsunuz?


Cumartesi günü beyin akışına hoşgeldiniz.

 
Bulmuyoruz tabii ki ustelik turkiye yeme-icme konusunda ucuz bir yerken. barinma da hakeza. Hesap yapmak cok zor bu kosullarda bu yuzden gunluk yasamaya yatkinlik oluyor


  • ala09  (20.01.24 14:03:31) 
Tıklım tıklım içerisi; normal çünkü ülkede oralari dolduracak kadar parası olan insan var. Buna ek olarak ülkede hobi ve aktivite yapmak çok pahalı. Insanlar da kafe, avm geziyor anca. Nero'da bir kahveye saatlerce oturabilirsin.

Ben burada zamanında Güzelbahçe'de villanin nice fiyatina geldiğini soyledigimde bile normal bulunuyordu, o yüzden fiyatlari normal bulan cikacaktir ama değil. Türkiye'ye gittiğimde ben de soyuluyor gibi hissediyorum. Buna ek olarak ne kaliteli ne dandik anlasilmiyor artik, eskiden daha kolaydi.

Misal ben son gittigimde Fransa'da dışarıda restoranda yemek ile Türkiye'de yemek arasında yüzde 30 civari fark vardi. Eskiden çok daha fazlaydı. Hatta su an baktım İzmir'de alsancakta pizza restoran ile yaşadığım yerde pizza restoranı fiyatlari arasinda 1-2 euro oynuyor. Ama maaş olarak uçurum var.
  • logisticsmanager  (20.01.24 14:08:01) 
Tabi ki de normal değil, zaten o yüzden enflasyon ve kriz var ülkede.
1 yıl önce ortalama bir mekanda 100 liraya doyup kalkıyorken bugün 300 liranın altına çıkamazsın. 2 yıl önce bu 70 lira falandı.
Fiyatlar 5-6 kaat arttı ama maaşlar o kadar artmadı. Üstüne 2 yıl önce 3000 liraya kiraya verilen ev şu an minimum 20.000 liraya veriliyor. Bunlar sadece gıda ve barınma masrafları.
  • pianeta  (20.01.24 14:24:19) 
ocak 2021den beri yurtdisindayim, her gittigimde sok olarak donuyorum bence turkiye doviz bazinda da pahali. gecen gittigimizde canakkalede bir italyan restaurantina gittik 4 kisi 3000 tl hesap odedik, en dandik pizza 500 tlydi. ben sahsen ac kalktim masadan guzel de degildi. gece konaklamaya gayet siradan bir otelde 2800 tl odedik, italyada michelin yildizli yerde pizza 5 euro, luksunu ararsan max 15 euro. trde nasil bir pizza 500 tl olabiliyor?
vatikan manzarali kaldigimiz yerin gecelik fiyati 50 euro idi, canakkalede dandik bir yerin geceligi nasil 2800 olabiliyor?
gecen sozlukte de biri yazmisti bunu, %100 dogru. turkiyede herkes birbirine gecirme mantiginda ama bu fiyatlar asla normal gelmiyor bana.
  • tuborg yesili  (20.01.24 14:46:42) 
işin ilginç kısmı, dediğin gibi 195 liraya kahve veya tatlı alabilirken, 300 liraya iskender yiyebiliyorsun. (ve düzgünce bir yer)

Ne bileyim 150 liraya kahve içip Welldone'da 250 liraya tavuklu yemek yedim yine kafam karıştı. Denge şaşmış ve birileri fena geçiriyor gerçekten. Enflasyon veya kur ile ilgili değil artık, eskiden öyleydi ama artık alışkanlıktan %100 zamlar geliyor. Geçen arkadaşım bir şey attı, geçen yıl başı 60 liraya aldığı ürün 300 lira olmuş. 5x yapacak ne oldu ülkede bilmiyorum.
  • nhk ni youkosu  (20.01.24 15:40:05) 
normal değil. ama insanlar inatla "enflasyonun olduğu yerde normal" diyor. saçma sapan bir hale geldi. bunun haricinde insanların tüketim bağımlılığı ve çılgınlığı da zıvanadan çıkmış durumda. geçen iki üniversiteli genç konuşurken "abi iphone bile olmuş 100-150bin" falan dedi. dedikleri de pro max'inin en full hali bile o kadar değildi sanırım. başka bir arkadaşım laptop alacak diyor ki ofise atacam sadece word mail falan takılırım bu pc iyi mi, bakıyorum attığı pc 16gb ram'li ryzen 5'in baya iyi ve güncel işlemcili bilmem ne baya üst seviyesi. herkes yarın pahalanacak diyor ama anlamadıkları şey yarın tl olarak yükselirken dolar olarak düşmüyorlar, kar etmiyorsunuz. tv bakıyorum mesela, forumlarda öneri istiyorum kimse uygun model önermiyor herkes 60-70bin liralık en tepe modelleri söylüyor. onları araştırıyorum hb, trendyol yorumlarına bakıyorum deli gibi satılmış. hepsi kanal d'de dizi izlemek için almış heralde çünkü ya kanal d ya show falan açık :) ingiltere'de almanya'da 2 ingilizin almanın evini gezse bizimkiler inanamazlar.

işte bunlar birleşince de fiyatlar da enflasyon da 1 artacağına 3 artıyor. şimdi de özel okul fiyatları mevzusu çıktı, 3 yorum bakayım diyorsun o paranın çeyreği birikimi olmayanlar bile 600k'nın ne kadar normal olduğundan, devlet okullarına gidenlerin kötülüğünden falan dem vurmaya başlıyor. sadece şunu bil, tr gibi iyi yönetilmeyen yüzbinlerce esnaf dükkanı olmasına rağmen bu süreçte senede bir araç yenileyecek hale gelen, 1 senelik karıyla ev alabilen yerler oluşmaya başladı.
  • avatar is back  (20.01.24 16:04:07) 
Ben sadece değer/değmez yorumu yapıyorum. Starbucks Cool Lime için kesinlikle o paraya değmez diyorum. Yüzde 90'ı buz. Kendimi dolandırılmış hissettim. Ama sevdiğim bir tatlı var bir yerde. O tatlıya 150 TL veriyorum ama kesinlikle değiyor. Fiyatlar maaşa göre yüksek.

Çalışan insan için düşünce şu. Ben haftada 5 gün 8 6 çalışıyorum. Hafta sonu istediğim şeyi alırım. Alamayacaksam neden çalışıyorum. Bu şekilde düşününce pahalıymış ucuzmuş fark etmiyor. Kafeler bundan doluyor. O kahve 300 TL olsa da verirler. Bunun maaşla bir bağlantısı yok aslında. Ülkedeki yetersizlikler insanları buna itiyor.
  • dissendium  (20.01.24 16:13:31) 
Türkiyedeki fiyatları maaşlara göre normal bulmamak matematiksel ispatı olan bir şey. Bir taştışma konusu olduğunu sanmıyorum.

İnsanların azımsanmayacak bir kısmı bundan 4-5 yıl önce yapılabildikleri şeyleri artık ya yapamıyor ya da o zamana göre daha kısıtlı bir şekilde yapıyor. Maaşlarda asgari ücretin payının arttığını, emekliler içinde de asgariden yüksek maaş alanların ele avuca gelir bir kısmının taban maaşa yapılan zamlarla artık asgari maaş alan duruma geldiklerini görüyoruz.

Yani alım gücünün düştüğü objektif bir durum. Hiçbir siyasi dahi bunun aksini söylemiyor zaten.

Ortada karmaşık ve belirsiz bir durum göremiyorum ben.
  • akhenaten  (20.01.24 16:30:41) 
çünkü esnaf geleceği fiyatlıyor. gelecek belirsiz olunca, ucu açık fiyatlamanın. enflasyonun seneye %200 olmayacağının garantisi var mı? yok. sözlük'teki uçan kaçan tayfadanım maaş konusunda, bana hava hoş ama gerçekten de gelire göre ve dolar bazında fiyatlar fazla.


  • gabe h coud  (20.01.24 16:40:37) 
bir mali 1 liraya alip 2'ye sattin. 2 liran oldu. bu mali tekrardan 1 liraya alamadan 2 lira olmus oluyor. o zaman bir yol kat etmemis oluyorsun. ben de bu mali 1 liraya alip 3 liraya satarim cunku bu enflasyon bana bir dahaki sefere 2'ye alacagimi dusunduruyor. ben kar edemeyeceksem neden ticaret yapayim ki?

hukumet disinda kimsenin sucu yok. bu insanlar yuzlerce yildir iyiydi de son 5 yilda mi seytan oldu? olay yonetilemeyen ekonomi baska bir sey degil.

@gabe +1 yani.
  • bohr atom modeli  (20.01.24 18:30:50 ~ 18:33:19) 
Tr'de en yuksek petrol muhendisi maasi kariyer nete gore aylik 186.200 liraymis.

Ben de Kuzey Amerika'da kariyerinin son ceyregindeki bir petrol muhendisiyim. Aylik, yaklasik bu rakamin 2 katini aliyorum.

Americano burda Turkiye'dekine gore asagi yukari 3 kat daha ucuz.

Tr'de asgari ucret artisi, emekli maaslari artisi, memur maasi artislari muhtemelen yeni bir enflasyon dalgasi olusturacak bu da yeni fiyat artislarina sebep olacak gibi gorunuyor.
Fiyatlar normal degil.
  • thetruenorthstrongandfree  (20.01.24 18:32:29) 
Tabii ki hayir, zaten normal olsa fakir ulke kategorisinde gorulmez.


  • hot potato  (20.01.24 18:46:37) 
Normal çünkü 2024'de polis memuru veya öğretmen bir çiftin evine 90.000-100.000 tl para giriyor. Veteriner'de 2 dolarlık aşı 800 tl. Kendi işini yapan meslek okulu mezunlarının aylık gelirleri 100.000-150.000 tl. Esnaf krizi fırsata çevirmek için ahlaksızlık yapıp ederinin 3-4 katını kazanıyor. İstanbul'da eskaza ikinci bir ev almış olsan veya aileden kalma ev olsa ki ortalama konut değeri 5 milyon, onu satıp aylık 200.000 tl faiz alabiliyorsun. Evet enflasyon karşısında eriyecek ama onu dert etmeyenler var.


  • things  (20.01.24 18:57:22) 
Yurtdisi fiyat karsilastirmalarini dikkatli yapmak lazim. Luks tuketim, sezon, yerel etkiler gibi bircok etken karsilastirmalari bozuyor.
Ornegin bir yerdeki kalburustu sehir ve normal mekan ile baska yerdeki en zengin sehir ve en gitmek istediginiz mekan arasinda karsilastirma hatali oluyor. Ek olarak son zamanlarda yabanci para enflasyonu da goze carpar oldu. Yani y.disinda yasayanlar bulunduklari ulkelerde yasadiklari alim gucu dusmesini goz ardi etmesinler. Ve yeni yilla birlikte Turkiye'de zamlar yapildi fakat yeni maaslar henuz herkesin eline gecmedi ki bu da yeni alim gucune henuz tam olarak asina olmamayi getirir. Butun bunlar disinda eskiye gore yine fark kalacagini, bunun da doviz kuru yonetimi sonucu oldugunu dusunuyorum. Denge gozeterek yaptiginiz ydisi karsilastirmalarinizdaki hesaplarinizda eskiye gore turkiye fiyatlarindaki artis yonunde kabaca minimum %20 bir fark olacagini tahmin ediyorum. Yani maaslara gore normal bulmakla birlikte surdurubilir bulmuyorum.

  • dunal  (21.01.24 12:32:24) 
türkiye ekonomisini yurtdışıyla kıyaslamak çok zor. kendimi ister istemez her amerika'ya, almanya'ya gittiğimde bunu ölçmeye çalışırken buluyorum ama bir yere varılmıyor.

1. türkiye'de spesifik olarak her zaman dünyadan 2-3x pahalı olan şeyler var. teknoloji ürünleri ve arabalar gibi. bunlar denklemi çok bozuyor.

2. türkiye'de bir hizmetin fiyat yelpazesi inanılmaz geniş. kahve örneği mesela, deniz gören çok güzel bir beltur'da 50 liraya da kahve içebiliyorsunuz. aynı boyutta kahveyi zincir yerler dışında manzaralı bir yerde 250 tl'ye de içebiliyorsunuz. hizmet sektörü genel olarak böyle.

3. türkiye'de faturalar dünyanın geri kalanına göre çok ucuz. çünkü akp ekonomisi, alt tabakadaki insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması düsturuyla bir politika güdüyor. haliyle faturalar, lpg vs. iddialı ucuz.

yani zor. eski kiracılık diye bir şey var mesela. ülkenin şanslı bir kesimi istanbul'da cillop gibi muhitlerde 300-400 euro'ya kalıyor. öte yandan yeni eve çıkmak isteyen birisi için ortalama muhitlerde evler 1000 euro civarında. türkiye gelirine göre çok zorlu.

şu an tam bir gelir/gider kaosu var. kendimden ve yazılım sektöründen örnek vereyim: bugün senior bir mühendis türkiye'de yeni zamlarla beraber net 70-100 bin arası kazanıyor. yani 2300-3000 euro arası. düz 2600 diyelim. eğer benim gibi eski kiracıysa kira+fatura+aidat dahil 300 euro ödüyor ve cebine net 2.300 euro kalıyor :) aynı seviyede meslektaşım berlin'e gidiyor ve ortalama net 3.800 euro kazanıyor. ama ufak-tatlı bir ev faturalarıyla beraber 1.800 euro'ya mal oluyor ve cebine 2.000 euro kalıyor. türkiye'de 2.300 euro mu almanya'da 2.000 euro mu çok zor bir denklem.
  • gitdaddy  (21.01.24 13:55:37) 
[]

Noel kutlaması için sabah kahvaltısına ne yapılabilir?

Perşembe günü sabahtan kutlama yapılacak, herkes kendi ülkesine özgü bir şeyler getirecekmis. Aklıma poğaça ya da sigara böreği geldi ilk etapta ama alternatif uretilebilir belki diye buraya sorayım dedim. Ona göre yarın alışveriş yapacağım.

Aperitif saati için biberli ekmek yaparım ben mesela, birayla birlikte kapış kapış gider. Böyle de ilginç bir durum var. Sizin de kahvalti için bingo önerileriniz varsa denemek isterim.

Şimdiden herkese teşekkürler.

 
ısıtma imkanı yoksa patatesli börek çok güzel gider


  • thor44  (20.12.23 00:40:58) 
Vallaha börek kapış kapış giden bir şey. Benim hanım yapmıştı peynirli, deli gibi yendi.
Börek iyidir.

  • logisticsmanager  (20.12.23 00:59:21) 
Ya Balkan ülkelerinden de birileri olduğu için illa ki börek yapan olur diye düşündüm; düz tepsi/ kol boregi vs. yerine farklı bir şey yapayım istedim.


  • fraise  (20.12.23 01:01:30) 
evde yapılmış reçel türleri, demleme çay, pişi, semsek, muhlama


  • jepa  (20.12.23 01:13:44 ~ 01:14:03) 
Pişi


  • abuzer  (20.12.23 05:47:01) 
Cig kofte


  • lapaz  (20.12.23 09:49:10) 
kisir- vegan yada vegetarisch etiketi de yazarsan üstüne kapis kapis gider. börek yine öyle. balkan taraflarindan sigara böregi gelmez gibi bence.


  • c1b2k3  (20.12.23 10:42:57) 
[]

Doktora yapmanın zorlukları neler olabilir?

Ağustos sonunda yüksek lisansımi tamamladım ve bittiği güne kadar her gün "şu savunmayi yapayım; bir daha asla okul, sınav, tez yüzü görmek istemiyorum" deyip durdum (bunda danışman hocamın da etkisi olabilir, çok zorladı ve iletişim kurması çok zor biriydi.). Fakat son bir haftadır sürekli üniversitelerin doktora başvuru sayfalarını açıp açıp kapatıyorum.

Biliyorum ki doktoraya başlarsam ders döneminden sonra yine çok zorlanacağım ve sürekli soylenecegim ama bitirdikten sonraki o başarmış olma hissini seviyorum galiba. Ayrıca ders çalışmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi de seviyorum.

Alanım da sosyal bilimler ve üniversite sonrası hem akademik hem de mesleki eğitimlerin çok çok önemli olduğu bir bölüm. Bir ara da ikinci bir yüksek lisansa başlamayı düşünmüştüm.

Hem çalışıp hem doktora yapmanın zorlukları neler olabilir? Başlayıp pişman olan var mi? Birileri olumsuz bir şeyler söylemezse bu işin sonunda kendimi doktoraya başvuru yaparken bulabilirim sanırım.

Herkese şimdiden teşekkürler.

 
çevrem öğretim/araştırma görevlisiyken bile doktorasını yıllarca bitiremeyenlerle dolu. Ben ders dönemi + tez önerisi + 2 tez izleme sonrası bıraktım :D Doktora-terkim.

Gerçekten isteyip yüzde yüz asılabileceksen yaparsın. Birazcık bile içinden gelmiyorsa zulüm olur diyorum ben. "illa biter" diye de bişey yok, doktora bu. Ha sağda solda çok kötü tezlerle mezun olanları görüyoruz ama bilmiyorum benim hocalarım ve jüri üyeleri gayet sert ciddi tiplerdi.

Yani şöyle diyim, tüm hayatı akademi olanlar bile tezin sonlarına doğru deliriyor. Fakat doğal yetenek gibi hep makale ve tez yazmak için doğmuş tipler var, onlar çok rahat şekilde bitiriyor. Öyle biri misin bilmiyorum.
  • nhk ni youkosu  (12.12.23 22:21:16) 
2022'de doktoramı bitirdim alanım sosyal bilimler. Dr. Öğr üyesi olarak çalışıyorum. Mesleğimi çok seviyorum ama bir kere daha doktora yapmak ister misin deseler elli kere düşünürüm. Sanırım yapmam. Başladığımda 30 yaşındaydım 5 yılda bitirdim. Hem çalışıp hem derslere yetişmek hem mental ve fiziksel anlamda zorluyor. Ama değmez mi vs diye düşünürseniz bitirdiğiniz anda daha fazlasını hedef koyuyorsunuz. Bu kaçınılmaz bence. Ancak bu öğrenme hırsı ve merakı olan biri zaten bu sürece sabredebilir. Sadece sizin değil sizi sevenlerin de hazır olması gerekiyor bence çünkü onlara ayıracağınız zamanı makaleler, yayınlar, dersleriniz çalacak. Ben evliliği erteledim mesela. İyi ki de öyle yapmışım çünkü evlilik hazırlıklarıyla tik vs veremezdim. Fikir vermesi açısından doktora tezlerinin ön sözlerine bakabilirsiniz diye düşünüyorum. Danışman-öğrenci dengesini kurmak, veri toplamak, ağır makaleler ve dersler, yeterlilik, tez izlemeler bunlara girmiyorum.

Bana göre zorluk seviyesi kabaca şu şekilde:
Doktora yeterlilik>doktoraya kabul almak>yüksek lisans tezi yazmak>lisansı bitirmek
Ben şu an post doc ve doçentlik kriterleri ile kafayı bozdum mecburen. Bitirince rahatlamıyorsunuz, her mertebe yeni sorumluluklar yeni dertler ekliyor.

Sonuç olarak ömrünüz boyunca keşke deneseydim demek istemiyorsanız elbette bu yola girin derim. Ama zor olduğunu ve fedakarlıklar gerektirdiğini bilerek girin. Her şey gönlünüzce olsun.
  • buzbebek  (12.12.23 22:25:04) 
Akademide devam etmeyi düşünmüyorsanız pratikte doktoradan hiçbir kazancınız olmayacak zaten. Ayrıca işiniz nedir bilmiyorum ama overqualified görülme tehlikesi de taşır bunun sonu.

Doktora cidden yıpratıcı ve uzun da bir süreç. Sadece cv'ye eklemek için doktora yapmak bence çok anlamlı değil. Akademi dışında gerçek karşılığını bulamıyor hem.

Bunun yerine kendi yüksek yaptığınız alanı tamamlayıcı, benzer bir alanda ikinci bir yüksek yaparsanız aynı konuda sektör için muhtemelen gereksiz dozda bir dikey uzmanlaşma yerine sektördeki bilginizi yatay olarak genişletip göze çarpabilirsiniz. Ayrıca çok daha kolay olur.

Aynı zamanda tezli yüksek lisans yapmanıza da gerek yok bence. Zaten bir yüksek lisans teziniz ve ana uzmanlığınız var.
  • akhenaten  (12.12.23 22:28:03 ~ 22:30:02) 
Tez yüzü görmek istemiyorsan doktora yapma. Master'da yaptığın tez tez falan değil. Buradan paylaşılan anketlerle yapılan tezler sadece bir training. Bu bir çaba bile değil doktora için.


  • ferenc  (12.12.23 22:30:02) 
1 ay sonra yeterlilik sınavım var. Ama tek bir sayfa okumuşluğum yok hala. Bu sizin iş temponuz ve yaşam stilinizin ne ölçüde imkan verdiği ile alakalı. Ben çalışırken hazırlanamıyorum yeterliliğe. Ama benim yaşadığım yer ve koşulların buna imkan veremediği bir gerçeklik var.


  • Amaranta ursula  (12.12.23 22:48:42) 
Doktora yapıp psikolojisi düzgün kalan biri var mı bilmiyorum etrafımda. İnsan doğasına aykırı bir süreç olduğunu düşünüyorum, zaten bu yüzden elenen çok oluyor. Benim için yapılan işler çok zor değildi ama insanlar, beklentiler, hep daha fazlasını yapma güdüsü, imposter sendromu, rekabet, tenure stresi, makale süreçleri inanılmaz yıpratıyor. Sürekli her yaptığınızın eleştirildiği bir 4-5 yıl düşünün. Sürecin doğası böyle. Makale vs uğraşmam diyorsanız da doktoranın bir anlamı yok zaten. Danışmanla harmoni tutturan şanslı kesim %1 falandır bu arada, o kesimden değilseniz ekstra azaplar ekleyin sürece, çünkü bu master gibi değil. Master'da hoca bir birim yardım ediyorsa bunda 1/10 birim yardım ediyor.

Reddit phd'i sub'ına girin bir bakın derim. Kafayı yiyen insan dolu.
  • pembe mezarlık  (13.12.23 01:21:35) 
biraz senle biraz eşinle alakalı bir durum (destek anlamında) eşim bitirdi çok oldu doçent ünvanı aldı ama geçtiği seviyeler çok zorlayıcı. akademiden yürümek isterim dersen yayın yayınlamak hazırlamak vs bildiğin gibi zor işler(sosyal bilimlerde daha zor) ama imkansız değil.
tabi hocanın burada etkisi büyük.
yurtdışında yayın yapmak senin açından biraz daha kolay o anlamda türkiyedekiler kadar zorlanacağını düşünmüyorum.

özetle doktora sonrası yürüyecem dersen(ki bence kesin öyle olacak) zor yol ama senin için minik bir tık daha kolay.

ha sadece doktora yapar daha bakmam dersen yapma attığın taş ürküttüğün kuşa değmez.
detay için iletişimi biliyorusun :)
  • basond  (13.12.23 10:02:05) 
1. Hafta içi iş çıkışı dinlenmek, gezmek yerine ders.

2. Hafta sonu dinlenmek, gezmek yerine ders.

3. Bunun bir iki ay değil yıllarca sürecek olması.

Kısaca hayattan vazgeçmek. Bir sürü şeyi ertelemek. Arka plandaki stres nedeniyle yapılan şeylerden keyif alamamak.

Konforsuzluk. Belirli bir yaştan sonra çekilmiyor.
  • dissendium  (13.12.23 11:06:00) 
Yüksek lisans süreci sonunda tövbe etme aşamasına geldiyseniz ve doktora yapacağınız yer, hoca benzer olacaksa eziyet olur.

İyi bir hocanın yanında, sağlam bir doktora yapacağım derseniz hayatınız doktora çalışmaları olacak, işiniz hobi gibi kalacak. Böyle olamayacaksa yine çok büyük eziyet olur.

Doktora sizi tek başınıza veya birilerine danışmanlık yaparak orijinal işler yapabilecek duruma getiren son aşama. Zor gelmezse ya uyduruk biriyle, pek bir şey öğrenmeden doktora yapıyorsunuz ya da siz aşmış bir insansınız demektir (master tezi zor geldiyse siz de çoğumuz gibi normalisiniz büyük ihtimalle).

Ders çalışmayı seviyorum demişsiniz. Belki dersleri (ve acı çekmekten keyif alıyorsanız yeterliliği) seversiniz ama tez ders çalışma gibi değil. Araştırma yapacaksınız, ortaya orijinal işler koyacaksınız. Bazen hiç bir yere gitmeyecek, bazen aylarca boşa çalışmış olacaksınız. Bunu kaldırabilecek misiniz?

Sosyal bilimlerde de, fen bilimlerinde de doktora yapan, yapmış birçok insan var çevremde. Sosyal bilimler çok daha zor çünkü çoğu zaman bir tek doğru yok ve herkes kendi doğrusunu çılgınca savunabiliyor. Bulgularınız, çıkarımlarınız, danışmanınızla ve tez jürinizle çakıştığında zorlanabilirsiniz. Bazen danışmanla jüri saçma sapan sebeplerle çekişir, sizin işiniz sekteye uğrar. Yeterlilikte hocanıza kıl olan birileri zor sorup bırakır. Hep olan şeyler.

Yukarıda yazılan "overqualified" olma durumu da çok ciddi. alanınızdaki durumu siz daha iyi bilirsiniz ama düşünmeniz gereken en önemli konulardan biri bu.
  • cosmicstring  (13.12.23 11:48:58) 
Burada belirleyici soru "doktora yapmayı ne kadar çok istiyorsunuz?" İstemeden yapılan en basit işler bile zor gelir insana. Doktora ise istemeden yapılacak bir iş değil.

Doktora elbette kolay değil ama anlatıldığı kadar zor da değil. Zor diyenlerin büyük kısmı ya planlı çalışmıyor, ya danışman problemleri yaşıyor ya da sevmediği bir konu çalışıyor. Bu üç durumu yaşamıyorsanız çok zorlanmazsınız doktora yaparken.

Bunun dışında doktora yapmanın doğası gereği bazı zorluklar var.

Başta süre çok uzun. En erken 4 yılda bitirebiliyorsunuz (bunun bazı istisnaları var tabi).

Danışmanınızı mutlaka çok iyi seçmelisiniz (aynı konuya ilgi duymalı, sürekli iletişimde bulunabilmelisiniz). Danışman iyi değilse en baştan ya danışmanı değiştirin ya da başka üniversiteye geçin.

Doktorada en çok zaman alan dönem ders dönemi. Çalışırken dersleri takip etmek, sunum yapmak, her ders için makale çıkarmak (bu zorunlu değil ama beklenir) oldukça zaman alıyor.

Kırılma noktası yeterlik sınavıdır. Alanınızda tüm temel kavramlara, kişilere ve konulara hakimiyetiniz ölçülüyor bu sınavda. Çok iyi hazırlanmalısınız.

Tez dönemi ise en az zorlanacağınız dönem olacak. 6 ayda bir tez izleme komitelerinde tezinizin gelişimini sunacaksınız. 6 aylık dönemler planlı çalışan biri için çok uzun süreler. Yorulmazsınız.

Son aşama savunma aşaması. TİK'ler sağlıklı geçerse bu kısım da sizi zorlamayacaktır.

İlk etapta aklıma gelenler bunlar. Sormak istedikleriniz olursa yazabilirsiniz.
  • unuttum konu neydi  (13.12.23 13:44:15 ~ 13:54:49) 
[]

Sanat tarihi, mitoloji ile ilgili youtube kanalı önerisi

Bu aralar üniversiteden beri merakım olan sanat tarihi ile ilgili okumalar yapmayı ve bir şeyler izlemeyi çok seviyorum ama özellikle izlenecek kaynak kısıtlı biraz ya da ben bulamadım.

En son Celil Sadik'in videolarını izlemiştim fakat hem hepsi bitti hem de çok uzun araliklarla video yayınlıyor kanalında.

YouTube üzerinden ulasabilecegim; sanat tarihi, mitoloji uzerine güzel bilgiler veren, önerebileceginiz kanal varsa, paylaşabilirseniz çok sevinirim. Şimdiden herkese teşekkürler.

Not: Türkçe, İngilizce ya da Fransızca olabilir.

 
İngilizce için Yale'in roma mimarisi açık dersi var aşağıdaki linkte sessions sekmesine girip izleyebilirsiniz. Bunun TÜBA'da Türkçe altyazı eklenmiş versiyonu da olacaktı, bakarsanız bulabilirsiniz.

oyc.yale.edu

Khan Academy'de de sanat tarihi dersleri var.

www.khanacademy.org

Ek olarak çeşitli üniversitelerin de farklı sanat tarihi derslerini açık hale getirdiği oluyor. Örneğin şimdi bakınca Oxford'un da böyle bir uygulaması varmış; ancak ücretli.

www.conted.ox.ac.uk
  • akhenaten  (28.11.23 21:45:10 ~ 21:49:34) 
Ben Great Art Explained kanalını pek seviyorum; ünlü tabloların hikayelerini anlatıyor.

youtube.com
  • wish i could find a way to disappear  (28.11.23 22:22:23) 
[]

Yakını ya da kendisi lösemi teşhisi alanlara surec ile ilgili sorular

Doktorların dedigine göre babam bu hafta içinde %90 ihtimalle bu taniyi alacak.

Yaklaşık 1 aydır devam eden yorgunluk haline son iki haftadır ağzında kanamalar eşlik ediyordu. Diş hekiminde sonuç alamayınca dün aksam apar topar soluğu acilde aldık (yurt dışındayiz). İlk kan testi sonuçlarına göre hemen yoğun bakıma alindi, yaklaşık 5 ünite kan verildi. Teşhis için buradaki hastaneden ulkenin en büyük kanser hastanesine sevkedilecek bugün. Sonuçlar oradaki hastaneyle de paylaşılmış. "Teşhisi biz koymuyoruz, orada net bir şekilde bilgi verilmesi daha doğru olacak ama %90 lösemi gibi düşünün. Hangi türü olduğu, tedavi seyri vs orada belirlenecek" dediler.

Adamı üç saat içinde apar topar yoğun bakıma aldılar resmen. Yanına yaklastirmiyorlar, hastaneye transferini vs onlar sağlıyorlar. Ziyaret için bu sabah yalvar yakar anneme izin alabildik. Yarım saat gördü. Sok etkisi yarattı bizde su anda bu durum.

Çevremde lösemi hastası kimse de olmadığı için kulaktan dolma bilgilere sahibiz hep. Bundan sonra hep böyle mi olacak? Biz yanına gidemeyecek miyiz? Süreç nasıl olacak, belki fikir verilir diye buraya yazmak istedim.


Cevaplar için simdiden çok teşekkür ederim.

 
Tanı doğruysa ve kemoterapiye başlanırsa bağışıklık sistemi zayıfladığı için minimum ziyaret olması gerekiyor çünkü mikroplara açık hâle geliyor vücut. Temel mantığı bu. Doktor değilim. Geçmiş olsun.


  • dissendium  (15.10.23 14:26:27) 
[]

Kaliteli çikolata, pasta vs gönderimi yapan site/ patiseri vs. Önerisi

Bir arkadaşımıza tebrik için çikolata ya da pasta tarzı bir şey göndermek istiyoruz. Çiçek Sepeti'nin çikolataları da bonnny foodlari da aşırı kalitesiz. Eskiden divan'dan çikolata gönderimi yapiyorlardi, kaldırmışlar sanırım.

Kaliteli çikolata markalarının gönderim yapıldığı site ya da ne bileyim saatinde ve gününde not ile birlikte düzgün şekilde pasta vs sipariş verebileceğimiz patiseri var mı(İstanbul'da)? Pelit'e ve Divan'a baktık ama kendileri direkt gönderim yapmıyor sanırım.


Cevaplar icin şimdiden teşekkürler.

 
Bana tam şundan geldi, hem çok lezzetli hem de havalı.
www.instagram.com
Sonra ben de başka arkadaşıma yolladım yeni işi için, sorunsuz teslimat. Sitelerinde farklı çeşitler de var.
  • Bruce  (23.09.23 14:21:21) 
Pastaya alternatif olsun dersen her çeşidine kefilim: www.mariascheesecakes.net

Çikolata için; vakko, cocoas, hermosa

Divan’ın bazı şubeleri kendi kuryesi ile gönderiyor, ayrıca arayıp teyit etmekte fayda var.
  • irene  (23.09.23 14:38:51) 
[]

Tez savunması için online platform önerisi

Savunmama katılacak jüri üyelerinden biri online katılım saglayacakmis. Enstitü, hocaya benim link gondermemi ve savunmayı da kayıt altına almamı istiyor.

Zoom yarım saat sonra kapanıyor diye biliyorum. Stabil ve ücretsiz çalışan bir uygulama var mı bildiğiniz?


Teşekkür ederim.

 
Bu işin ilklerinden Skype artık akla gelmiyor demek :/
support.skype.com

Skype işinizi çözer bence, şu an bir limit göremedim 2020'de 4 saat demişler.
(Ki oldu da premium gerekti diyelim, telefonunuza onedrive uygulamasını indirin, aylık premium 15 tl (yeni alımlarda değişmediyse), direkt microsoft365 abonesi olmuş oluyorsunuz 15 liraya.)
  • nhk ni youkosu  (23.08.23 13:25:52) 
[]

Çocuk yapma isteği ne zaman yükleniyor?

Normalde içgüdüsel olan bu şey benim hayatımın hiçbir döneminde olmadı arkadaşlar. Yaş ilerledikçe gelir diye bekledim 30 oldum, hala yok. Aksine gün geçtikçe daha da uzaklaşıyorum bu fikirden. Çocukları da severim aslında ama kendim anne olayım diye hiç düşünmedim.

Bugün arkadaslarimla konusurken farkettim ki çoğu kişide otomatik fikir gibi bir şey bu. Şu oldu da fikrim değişti diyen yok mesela. Toplumsal normların da etkisiyle evliysen çocuk yaparsın diye düşünüyor herkes. Hayatın bir basamağı gibi.

Merak ediyorum, sonradan fikrini değiştiren oldu mu aranızda? Ya da çocuk yapmadığı için ilerleyen yaşlarda pişman olanlar tam tersi çocuğu olduğu icin pişman olanlar?


Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Cevaplardan sonra su bilgiyi de ekleyeyim; evliyim, evlilikten önce de çok uzun süredir birlikteydik eşimle. Ama her zaman fikrim 'cocukla ugrasacagima eşimle güzel vakitler geciririm'e kayıyor.

 
İsteğe bağlı güncellemelere bir bakın :D benim bir arkadaşıma geldi güncelleme. Her lafı geldiğinde çocuk sevmem derken bir ara yolda denk gelen bazı çocuklara bakıp "ama böyle olsa olur bak" falan demeye başladı, bir süredir de artık ben çocuk istiyorum deyip duruyor :D


  • akhenaten  (17.08.23 15:12:39) 
Bence de bu istek bir süre sonra başlıyor. Benim henüz başlamadı, çocuk da sevmem. Ama 35 sonrası başlayacağımı umuyorum.


  • kaptan maydanoz  (17.08.23 15:14:33) 
Valla ben 39 oldum, hâlâ bekliyorum, ara sıra "nerede lan bu biyolojik saatin alarmı?" diye soruyorum ama cevap yok. Zaten çocukları da sevmiyorum, bu yaştan sonra çocuk büyütmek fikri de kâbus gibi geliyor.

60'larında, hiç çocuk yapmamış ve kararından kesinlikle pişman olmayan bir kadın tanıyorum, beni rahatlatan örneklerden biriydi.
Başka bir tanıdığımın 33-34 yaşında alarmları çalmaya başladı, kadın gözümün önünde değişti ve "çok geç olmadan çocuk yapmalıyım!!!" moduna girdi - ki hem annenin hem çocuğun sağlığı için 30'ların ortasını çok geçmemek gerekir diye düşünüyorum, o da benzer bir düşünceyle çocuk için telaşlandı.

Çocuk yapıp pişman olanları ortalıkta bulmak kolay değil, o konuda toplumsal baskı çok yüksek. "Çocuk istemiyorum" dediğinde bile saçma tepkiler görürken "keşke yapmasaydım" diyemiyorlar. Ama şurada örnekleri var: www.reddit.com

Bir de şu var: www.theguardian.com
En mutlusu bekâr ve çocuksuz kadınlarmış. :)
  • kobuzchu kiz  (17.08.23 15:16:33) 
çocuklarla aramda muhteşem ötesi bir bağ var, kalabalık ortamlarda bile özellikle beni seçerler vakit geçirmek için, ben de onlara bayılıyorum. ancak 42 yaşındayım ve bir anlık bile olsa çocuk yapmayalıyım diye düşünmedim, hissetmedim. annelik duygusu eminim çok güzeldir, bizim asla anlayamayacağımız bişeydir. fakat ben hiç pişmanlık hissetmiyorum, bunun ülkenin durumu, ekonomik koşullar vs de ilgisi yok açıkçası.

o yüzden ileride pişman olursun diyenlere de çok aldırmamak lazım, insanın kendi hisleri ve durumu ile ilgili bir karar, çok da büyük ve önemli bir karar. ben iyi ki yapmamışım diyenlerdenim, öyle de kalacağım gibi görünüyor.
  • hypathia  (17.08.23 15:22:01) 
Çevremde sonradan fikrini değiştiren sadece kendimi tanıyorum. Aşık olunca değişti fikrim.
Benim özel bir durumumdan dolayı çocuğumun olmama ihtimali var. Daha doğrusu olma ihtimali mucize ile eşdeğer demişlerdi. Zamanında çocuk sahibi olma ihtimalime yönelik tıbbi işlemler yapılması gerekmişti ve ben aslında istememiştim. Çok zor ikna oldum. Herkes “çok pişman olursun ileride” demişti. Şu an o ihtimali de silmiş olsaydım, pişman olurmuşum.

  • irene  (17.08.23 15:34:53) 
isteğiniz ne zaman gelir bilmiyorum ama vakit geçtikçe çocuk yaparken biyolojik olarak zorlanma ihtimaliniz, çocuk olduktan sonra da bakarken zorlanma ihtimaliniz artıyor. 30 yaşındaki enerjiniz ve yumurta rezerviniz 35 yaşında olmayacak mesela, buna emin olun.

ben hayatımın hiç bi döneminde de aşırı çocuk seven, yolda gördüğü bebekleri mıncıklamak isteyen vs bi insan olmadım, aksine hep mesafeliydim. ama çocukla aramda büyük yaş farkı olsun istemiyordum mesela. 50 yaşımdayken bi ergenle uğraştığımı düşünemiyorum mesela... biraz da dediğin gibi evlendikten sonraki basamak olduğunu düşünüyordum. o yüzden iki sene sonra, 30 yaşımdayken hamile kaldım. ilk yıl hiç düşünmüyordum mesela. sonradan artık zamanı geliyor diye düşünmeye başlamıştım.

çocuğu olmayan bi insan çocuklu olmanın nasıl bi his olduğun bilemez. bu açıdan bence ben 60 yaşındayım, çocuk sahibi olmadığıma hiç pişman değilim diyen birinin bu sözü mantıklı gelmiyor bana. bildiğin hisle bilmediğin hissi kıyaslayamazsın ki.
  • elorelia  (17.08.23 15:43:01) 
Ablam çocuk istemediği halde eşi için yeğenimi doğurmuş. “Doğurduktan sonra çok sevdim iyi ki doğurmuşum” diyor.

Ben de aynı şeyi düşünüyorum. İnsan doğurunca sever elbet çünkü aldığımız/sahip olduğumuz eşyaları da çok seviyoruz. Ama mühim olan “ben bir canlıyı her şeyden kendimden bile çok sevmek istiyor muyum?” olmalı.

Çocuğum olsa çok severdim güdüsel olarak. Fakat başka bir canlının bakımını üstlenme, kendimi ona adama fikri benim hoşuma gitmiyor. Kedi bile sahiplenmedim bu yüzden.

Bence rahat batmasın. Araştırmalar da çocuksuz insanların daha mutlu olduğunu söylüyor.

Çevremde hiç çocuk sahibi olmamış hatta evlenmemiş yaşlılar var. Evli çocuklu olanlardan daha genç ve sağlıklı gözüküyorlar.
  • ruhen hastayim ben  (17.08.23 16:19:43) 
insan dogumu surecini bi arastirin. ben arastirdikca o kadar mucizevi bir olay gibi geldi ki bana, kadin olsam kesin yasamak isterdim.

plasentanin gorevi ve olusumu, kordon bagiyla icinde baska bir insan buyutmek inanilmaz bir sey.
  • antikadimag  (17.08.23 17:56:36) 
bence paran yoksa kendi çocuğunu bile sevemezsin. her şeyin başı para.


  • nothing in my way  (17.08.23 19:03:40) 
Hiç yüklenmek zorunda değil ki? Ben 34 yaşımda hiç istemezken fikrim değişti, çocuk sahibi oldum. Bir kuzenim bir de yakın arkadaşım, ikisi de şimdi 40larında, evli ve çocuksuzlar, çok da mutlular. İstemek de istememek de doğal.


  • fotrsapka  (17.08.23 20:11:33) 
[]

Tez savunması PowerPoint sunusu ve diğer öneriler

25 Ağustos'ta yüksek lisans tez savunmam olacak. Haliyle bayağı heyecanlıyım. Danışman hocam hiçbir şey söylemedi ama savunma sırasında PowerPoint sunusu hazırlanıyor diye biliyorum. Bu sunumun içinde neler olmalı? Kaç sayfa olmalı? Mutlaka şunu ekle dediğiniz bir kısım var mı?

Bunlar haricinde savunmaya hazırlanırken genel önerilerinizi de alabilirim.

Şimdiden teşekkür ederim.

 
Var, şuradaki şablona göre hazırlayın:
www.academia.edu

tezdekileri değil şablondakileri anlatın.
  • halanne  (15.08.23 20:54:10) 
Ben Canva'dan oldukça sade bir template üzerinden hazırlamıştım. Bence power point'in sıkıcılığından daha güzel. Bulursam ekleyeceğim.
www.canva.com
Tam bu değildi ama canva'dan thesis defence ya da thesis presentation diye aratınca çokça seçenek var.
Benim outline 13 slayt sayfasından ibaret şöyleydi: Tabii en başta kendini tanıtma,

Araştırmanın Arkaplanı ve Motivasyon
Yöntem
Temalar
Bulgular
Sonuç ve Öneriler

Önerilerim:
Az yazı çok görsel. Az yazı az yazı az yazı.

1-2 sunum pratiği yapmak ve danışmanınızla beraber gelebilecek sorulara yönelik önden hazırlanmak iyi olur. Benimki online'dı ve sağ olsun danışmanım sonradan video kaydını iletmişti ama yüz yüze ya da kaydın iletilmediği senaryolar için gelcek düzeltme önerilerini dikkatlice not almaı unutmayın. Biz okulda tez savunmasına girdiğimiz arkadaşlar için arkada not alıyorduk soru ve önerileri savunma sonrası arkadaşa iletmek için.
Başarılar şimdiden.
  • Amaranta ursula  (15.08.23 21:23:04 ~ 21:28:43) 
[]

Üzerime yapışan 3 kiloyu nasıl veririm?

Yıllardır 49-51 aralığında gidip gelen bir kilom vardı; bu kış ne olduysa kilom 54'e çıktı ve sabitlendi. Boyle söyleyince çok bir kilo gibi gorunmeyebilir fakat boyum 160. Geçen yaz aldığım elbiseleri giyince bariz bir şekilde kilo aldığımi anlıyorum; kollarım, bacaklarım kalınlasmis.

Beslenme düzeni kötü olan biri değilim; zaten hep yedigime, içtigime dikkat ederim. Haftada iki üç gün spor hep yapıyorum; gün içinde minimum 8000 adım atarım. Bu kış farklı her zamankinden olarak biraz daha fazla alkol tüketimi ve tatli yeme durumum oldu; bir de su az iciyordum. iki aydır bunları da düzenledim ama ben bu üç kiloyu veremiyorum. Yapıştı, gitmiyor sanki. Artık sinirim bozulmaya başladı. 3 kilo vermek bu kadar zor olmamalı.

Neyi yanlış yapıyor olabilirim? Şunu gözden kacirma dediğiniz bir nokta var mı?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
ben de ayni durumdaydim alkolle birlikte odem midir yasliliktan kalinlasma midir nedir 3-4 kilo aldim ve normalde verdigim hizla veremedim. sabahlari "zayiflama kahvesi" denen seylerden bir ay duzensiz tukettim 3 kilo falan verdim sanirim. rahatlama ve incelme mevzusuydu sorunum onlara iyi geldi ve tatli krizlerime karsi daha umursamaz hissetmeye basladim. kahve dedigim dumduz granul kahve de icinde ekinezya, kiraz sapi falan var


  • mess  (11.07.23 23:34:59) 
Tavsiye verecek durumda degilim ama son 6 aydir uyguladigimi paylasayim.

Ben aksam yemegini 5:30-6:00 gibi yiyorum. 6'dan sonra bir sey yemiyorum. Kahvaltiyi sekersiz, sutsuz filtre kahve ile gecistiriyorum. Ilk ogunumu oglen saat 12'de yiyorum. Yani gunun 6 saati yemek yiyorum 18 saat yemiyorum. Bunu yasam bicimi haline getirdim. Kendimi cok iyi hissediyorum. Hemen hemen her aksam bbq yapiyorum. Protein tuketiyorum. Alkolu seviyorum ama cok az tuketiyorum cunku b12 degerimi dusuruyor ve yorgun hissettiriyor. Aksamlari erken uyuyorum. 40 yas uzerindeyim, 4 packim gelip, gidiyor, istersem 1 ayda 6 pack yapabilecegimi dusunuyorum.
  • thetruenorthstrongandfree  (12.07.23 00:59:02) 
Ketojenik diyet.


  • elitoangelito  (12.07.23 16:32:03) 
son zamanlarda kan testi yaptırmadıysan bir test yaptır önce, aile hekimine bile gidip kan verebilirsin. eger değerlerde bir sorun yoksa intermittent fasting deneyebilirsin.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (12.07.23 16:44:25) 
Noom diye bir uygulama var. test yapiyor soruyor, kac kilo olmak istedigini, ne zaman olmak istedigini soyluyorsun filan. sonunda kac kalori alman gerektigini soyluyor.

parali bir uygulama ama deneme surumu veriyor 2 hafta filan. zaten onda da makaleler yararli bilgiler filan veriyor. ben denedim 2 hafta, basarili buldum. ama tabii ki iptal ettim (epey bir paraydi ayligi)

ayrica ucretsiz surumunde de kalori takibi vb yapilabiliyormus, onu da sonra ogrendim. bir deneyin derim.
  • supergirl  (12.07.23 20:55:31 ~ 20:55:40) 
Omad yapabilirsiniz. Mideniz küçülüyor. Daha enerjik oluyorsunuz. Ben sadece antrenman yaptığım günler iki öğün yiyorum. 12.30 ve 17.00 şeklinde. Antrenman yoksa sadece 16.00.


  • ruhen hastayim ben  (12.07.23 21:08:06) 
aslında tam tersi. üç kilo vermek bu kadar zor. ben mesela kendimi sıksam bir ayda 12-15 kilo veririm. çünkü bende depo ağzına kadar dolu. sen vücut ağırlığının çok küçük bir bölümünden bahsediyorsun ki gün içinde bile bir kilo oynayabiliyor zaten. bunu vermek kolay iş değil.

o kilodayken nasıl yaşıyordun, ne yiyordun? mümkünse o düzene aynen dön. işin matematiği çok karmaşık değil aslında, sorun olan kısım uygulaması. tamamen eskisi gibiyim diyorsan 2-3 ay daha ver kendine veya 8 bin değil de 10 bin adım at mesela. vücut kendini otomatik olarak aynı yola sokar.

en azından üç kilocuğu iki ayda verememek tuhaf değil, o motivasyonunu düşürmesin. spor yapıp dengeli beslendiğin sürece (hormonal bozukluk, sağlık sorunu vs. yoksa) önünde sonunda ideal aralığa inersin. bu farklar küçük olduğu için aylarca görünmeyebilir, sadece tartıda görünebilir tabii.

ayrıca müsaadenle bir şüşko olarak "oooohhhh" diyorum. nasılmış sağlıklı ve dombili olmamak, ha? üç kilo için uğraşırsınız öyle. ben yarım saat yürüyünce veriyorum üç kiloyu. biraz da şüşko olmayanlar üzülsün...
  • mark greg sputnik  (12.07.23 21:14:39) 
[]

Yurt dışında Tip'e oy vermek doğru bir karar mı?

Yarın oy kullanmaya gideceğiz. Eşim ve ben Tip'e oy vermeyi düşünüyorduk. Özellikle ben "lale devri nasıl bittiyse sülale devri de öyle bitecek! Hepiniz yargilanacaksiniz!" Diye mırıldanarak tip'e mührü basacagim günü iple çekiyordum. Fakat son zamanlarda sosyal medya analizlerinde yurt dışında Tip'e oy vermenin AKP'ye koltuk kazandırma ihtimallerinin daha yüksek olduğuna dair şeyler görüyorum. Yeni seçim sisteminde her gün kafam karışıyor desem yeridir.

Akp nefreti mi, tip sevgisi mi ikileminde akp nefreti ağır basıyor maalesef. İstiyorum ki 1 vekil bile fazla çıkarma ihtimalleri varsa bu ihtimal düşsün. Gerekirse yıllardır CHP'ye verdiğim oyumu yine CHP'ye verebilirim. Kendi ulkemde yaşama lüksümü bile elimden alan bu zihniyet ne kadar gucsuzlesirse o kadar iyi benim için.

Velhasıl Erkan Baş yurt dışı oyları boşa gitmiyor, bir oy bile bizim için çok önemli diyor; sosyal medyada başka şeyler dönüyor. Bu işin aslını astarini düzgün bir şekilde bana anlatabilecek olan var mıdır acaba?

Cevaplar için teşekkür ederim.

 
Bu konu hakkında sıfır bilgim var ama yani mantıklı düşünüp çıkarım yapınca Erkan Baş kendisine yaramayacak oylar için neden "bize verilen oylar boşa gitmiyor" desin ki, yani sen ben bu seçim sistemini anlamıyoruz ama Erkan Baş yoldaş birey eminim ki anlıyordur ve böyle bir açıklama yapıyordur, yoksa boşa gidecek olsa ve bunu bilse oyları kendi partisi yerine Millet İttifakı'na atılması yönünde bilgilendirirdi. Sosyal medyanın Rende Bina Birlikleri böyle spekülasyonlar çıkarabilir normal yani.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (29.04.23 13:10:56 ~ 13:14:39) 
ben de tipe oy verecegim. öbür türlü hic oy vermeyecektim. beni heyecanlandiran baska bi parti yok su an.
chp de her yerde secime girmiyor.

  • sonsuz  (29.04.23 13:20:21) 
"Milletvekili seçiminde ise yurt dışı seçmenlerin oyları, Türkiye'deki illerin seçmen sayısı ile partilerin aldıkları oy oranlarına göre, il seçim çevrelerine dağıtılıyor. Bunun hesaplanması için, yurt dışında kullanılan geçerli oy sayısı yurt içindeki geçerli oya bölünerek önce katsayı saptanıyor. Daha sonra da bu katsayı her ildeki geçerli oy ile çarpılıp ilave edilecek yurt dışı oy miktarı bulunuyor. Bu da o ildeki geçerli oylara ekleniyor. Yurt dışı oydan o seçim bölgesindeki partilere dağılım da partilerin yurt dışında aldıkları oy oranında yansıtılıyor.

Bir örnekle anlatmak gerekirse: Yurt dışında kullanılan geçerli oy sayısını 1 milyon 500 bin olarak aldığımızı düşünelim. Türkiye'de kullanılan geçerli oyun da 50 milyon olduğunu varsayalım. Bu durumda 1 milyon 500 bin, 50 milyona bölünerek, katsayı olarak 0,03 elde ediliyor. İstanbul'da 10 milyon geçerli oy kullandığını varsayarsak, 10 milyon 0,03 ile çarpılıyor ve 300 bin sonucu ortaya çıkıyor. Bu 300 bin oyun İstanbul'da seçime giren partilere dağılımı ise yurt dışında aldıkları oy oranı ölçüsünde hesaplanıp, hanelerine ekleniyor." www.dw.com
  • austra  (29.04.23 13:22:39) 
Yurtdışında kullanilan milletvekili oyları çok çok az etki yapıyor ama çok yakın kalan adaylar arasında etki yapabiliyor mesela 2018 seçimlerinde sadece 2 vekilliğin değişmesine sebep olmuş tr.euronews.com


  • austra  (29.04.23 13:28:09) 
Edmond, biz çok yeni taşındık yurt dışına. Benim yurt dışı bağım hep var ama yıllardır Türkiye'de yaşıyorum. Dolayısıyla neyin ne olduğunu gayet iyi biliyorum aslında. İstanbul'da olsak üçüncü bölge secmeniydik, o durumda Erkan Baş'a gönül rahatlığıyla oy verebilirdim yine.


  • fraise  (29.04.23 13:38:09) 
Dogru bir karar olmama (oyun bosa gitme) ihtimalinin varligindan dolayi bile chp'ye verilir.


  • unidentified floating object  (29.04.23 13:38:26) 
  • kanatlı kontun müşfik öpücüğü  (29.04.23 13:50:37) 
bence doğru değil. doğrudan bölgesinde olsan evet verilebilir ama oylar oranlanıp şehirlere ekleneceğinden çok cüzi bir etkisi olur. ama chp, iyip veya hdp için daha fazla etkili olur


  • paintov  (29.04.23 14:03:13) 
yurtdışındakilerin güçlü partiye vermesi daha mantıklı görünüyordu, birkaç arkadaş link de vermiş.

Bu arada siyasi kim olursa olsun güvenmeyin bence, Erkan Baş da, İnce de, Sinan Oğan da oyunuz boşa gitmiyor bir mesaj veriyorsunuz meclise insan sokuyorsunuz falan diyor. Onların bakış açısı farklı. Ben normalde Chp'ye vermek istemiyordum (Türkiye'deyim) ama meclisin Akp'de olması ikinci tur için de büyük risk, Akp dağılmazsa bir iki yıl sonrası için de büyük risk.(erken seçim vs) O sebeple...
  • nhk ni youkosu  (29.04.23 15:55:44 ~ 15:56:18) 
bir kaç tane seçim bölgesinde iddiası olan partiye vereceğin oy 81 ile dağılacak. artık rize'ye mi gider konya'ya mı gider bilemem.

erkan baş'ın dediğinin olması için ysk başkanının tek tek sizi arayıp "ustam sen tip'e vermişsin, tip istanbul 2.bölgede hem iddialı hem de vekilliği aldı alacak senin zarfı oraya ekliyorum" deyip eklemesi gerekir; ki yok öyle bir dünya. 55 ülkeden toplanan tüm oylar hesaplanır 81 ile dağıtılır. açıp bakacaksın 81 ilde en çok hangi parti seçime gidiyor. cevap akp-chp.

akp-chp harici çoğu oyunuz çöpe gidecek yüksek oranlarda. ben iyip'e vermek isterdim ama van'a giderse ne yapayım ben o oyu? ama chp'ye verirsem şırnak'ta da diyarbakır'da da trabzon'da da konya'da da chp'ye +1 haneye yazılır. hatta buralarda chp ilk defa şansını arttırdığı için iyi de olur gibi.

y.dışı milliyetçiler akp veriyorlar bu yüzden mhp'ye oy gitmeyecek gibi. stratejik davranın. stratejik davranmak y.dışı seçmen için avantaj hatta.
  • avatar is back  (29.04.23 16:38:50 ~ 16:41:32) 
Yurtdışı oyları özelinde büyük partilere verilmeyen oylar ne yazık ki boşa gidiyor.
Ben de Türkiye'de olsam TİP'e verecek olsam da artık burada CHP'ye vereceğim. Zira yoksa oyun biraz olsun işe yaramasının tek yolu bu gibi.

  • yeninesiltupcu  (29.04.23 16:47:55) 
ben olsam tip'e verirdim. hiçbir oy boşa gitmez. eğer tip herhangi bir ilde milletvekili çıkarma iddiasında ise en azından o ildeki oylarına katkısı olur. 1>0. sadullah ergin'e faydası olacağına erkan baş'a faydası olsun.


  • faberkastelli  (29.04.23 17:16:29 ~ 17:17:27) 
tabi ki matematiksel olarak chp'ye vermek daha avantajli. bunun tartisilmasi abes. matematik ortada. erkan bas'in cevabi da tipik politikaci cevabi, adam partime oy vermeyin diyecek degil.


  • antikadimag  (29.04.23 17:18:55) 
Tip için en doğru hamle CHP listelerinden girmekti.

Şu anki seçim sistemi milletvekili seçiminde herkesin bir partiye abanmasını gerektiriyor. Şurada anlatılıyor:
evrimagaci.org

İktidarı destekleyen herkes AKP'ye oy verecek. Onlar öyle bir avantaj yakalayacak.

Ama muhalefet çok bölük pörçük. Kimi CHP'ye, kimi İYİ PArti'ye, kimi sol ittifaklara oy verecek gibi duruyor. Bu da belli bir oranın altında kalan partilerin oylarının aslında harcanması demek.

TİP'in şu anda oy oranı %1 civarında. Hadi zorlayalım %2 olsun. Kanıt:
tr.euronews.com

Yani birkaç bölge dışında TİP'e verilen oyların çoğu bir milletvekiline dönüşemeyecek gibi bu sistemde. Sonuçta meclis çoğunluğu da önemli. Meclis çoğunluğunu sağlayamadan kılıçdaroğlu seçilirse birçok sıkıntı yaşayabilir.

Hatta şöyle bir öngörü var, seçim ikinci tura kalırsa, meclis çoğunluğu iktidardan yana olursa, ikinci turda oyları etkileyebilir bu durum.

Erkan Baş günün sonunda bir siyasetçi. Haliyle o da oy devşirme peşinde.

Muhalefet partileri maalesef yine bu romantik idealizmleri yüzünden saçma sapan işler yapıyorlar ve yine pragmatist yaklaşamıyorlar konulara. İnşallah bu yaklaşımlar yüzünden yine hüsran yaşatmazlar. Matematik çok net çünkü.
  • anten  (29.04.23 19:50:23 ~ 19:50:52) 
geçen gün muhalefete vatan haini diyen trol burda tipe oy ver diye akıl veriyor lölll.

soruya cevap yeterince açıklanmış zaten. erkan baş partime oy vermeyin diyecek değil +1, hem de ne kadar bir kitlesi var bunu belirliyordur bir taraftan, sonuçta ilk kez seçime giriyor.
  • pide  (29.04.23 22:32:56) 
Gönül tip'e vermem isterdi ama her yerde seçime girmediği için oyumuz boşa gitmiş olmuyor ama yeterli etkiyi yaratmıyor gerekçesiyle tavsiye etmiyorum siyaset bilimci olarak. Birçok meslektaşım da benzer gerekçeyi ileri sürüyor. Chp ya da yeşil sol parti secenekleri daha etki edecek secenekler.
Bu arada, yurtdışı oylar etki etmiyor diyenlere bir örnek; 2018 seçiminde Ankara'da, Veli Sacilik 1800 oyla mv. Olamadı. Böyle çok küçük rakamlarla kaybedilen, akp'ye kalan cok sayıda vekili engelleyebilirsiniz.

  • anjepotre  (30.04.23 08:30:30) 
Herkese teşekkür ederim. Gönül tip dese de CHP'ye oy vermek daha mantıklı olduğu için öyle yaptık. Umarım tip yurt içinde güzel bir ivme yakalar.


  • fraise  (30.04.23 14:04:51) 
@fraise, hayirlisi olsun ülkemiz icin


  • sonsuz  (04.05.23 12:04:23) 
[]

Yüksek lisans tezinde non parametrik test uygulamak problem olur mu?

Danışmanımin asla ilgilenmediği bir tez sureci yürüttüğüm için mecburen buraya soruyorum. 275 kişilik bir veri setim var; veriler normallik testinde normal dağılmiyor, alanım sosyal bilimler; dolayısıyla bu beklenmedik bir şey değil. Ama basiklik, çarpıklık ve hologramda da bağımlı değişkenim normal dagilmiyor şekilde çıkıyor. Mecburen non parametrik bir test uygulacagim.

Bu tezin güvenilirliği açısından çok büyük bir sorun olur mu? Bir arkadaşıma söylediğimde bayağı üzgün bir tepki verdi de. Veri temizliği vs de yaptım ama asla normal cikmiyor. Sadece kadın erkek diye ayirdigimda normal dağılıyor ama benim hipotezlerimde cinsiyet ile ilgili bir kısım yok.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Sağlık bilimlerinde bu sorun olmuyor. Normalite sağlanmıyorsa non-p uygulanıyor. İstatistikçiler de bunu söylüyor, öğütlüyor. Uygun (doğru) olan ne ise onu yapın


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (27.04.23 17:27:19) 
[]

Gelinlik hizlica nerede satılır?

2021 yılında giydiğim gelinligimi normalde satmak gibi bir fikrim yoktu ama yurt dışına taşınıyoruz ve haliyle çok yer kaplıyor. Satayım dedim ben de ama nerede satılır, bilmiyorum. Aşırı yüksek bir fiyat beklentim yok, hızlıca satilmasi benim için önemli. Dolayısıyla dolap vs gibi uygulamalar çok işimi görmez gibi. Böyle mağazalar vs var mıdır gidip versem , onlar da satın alsa?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
istanbuldaysanız mahalle facebook grupları; 34710 pazar yeri, yeldeğirmeni kadınları, beşiktaş ladies vb.
dolap, letgo gibi uygulamalar,
ya da direkt gelinlikçilere gidip sorulabilir, özellikle kiralama yapanlar varsa sizden almaya daha yakın durabilirler.
  • jimjim  (29.03.23 13:42:37) 
Şehir belirtmemisim, haklısınız. İstanbul'dayim.


  • fraise  (29.03.23 13:44:00) 
[]

ittifaklarda bizim oylarimizin meclisteki etkisi nasıl oluyor?

Sistemi kafamda tam oturtamadigim için soruyorum bu soruyu, umarım anlayabilen vardır.

Örnek olarak tip'i ele alalım. Oy oranları belli, şu anda 4 milletvekilleri var ve grup kuramiyorlar. Bu seçimlerdeki amaçları 20 milletvekili çıkarıp mecliste grup kurmak. Bu amaçla da HDP ile ittifak yaptılar, öteki türlü grup kurmaları imkansıza yakın. Şimdi biz İstanbul'da tip'e oy verdik diyelim, istanbul'da baraja takıldılar ama ittifak olarak Türkiye genelinde barajı aştılar. Bu durumda benim verdiğim oy ne oluyor? HDP için mi gitmiş oluyor? Öyle olsun hiç istemem, boşa gitsin de istemem. Yoksa tip'in Türkiye genelindeki oy oranına mi ekleniyor? Sistem tam olarak nasıl işliyor? Yine en garantisi CHP gibi oy oranı belli partilere mi oy vermek olur?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
House md'nin yazdığı bi önceki seçim sistemi. Bu seçimde yeni sistem kullanılacak.

Seçim bölgesinde (yani şehirlerde ya da istanbul 1. bölge gibi bölünmüş bölgelerde) ittifakın bir işlevi kalmadı artık onu kaldırdılar. TİP ittifak sayesinde Türkiye'de barajı geçecek ama İstanbul 1. bölgede aldığı oya göre vekil çıkaracak orada hdp'nin oyunun etkisi olmayacak.

İlde baraj yok ama her bölgedeki mv sayısına göre bir partinin vekil çıkarmak için alması gereken belli bir oran oluyor genelde. Eğer o oyu alamazsa boşa gitmiş olacak ama hdp'ye de değil genel olarak işe yaramayacak eğer vekil çıkaramazsa.
  • nundu  (07.03.23 13:12:02) 
Nundu, sizin dediginiz gibiymis şu anda sistem. Kafamda daha net oturdu. Dön dolaş yine CHP'ye oy vereceğiz gibi duruyor.


  • fraise  (07.03.23 17:22:35) 
[]

Beyni yormayacak dizi onerisi

Son zamanlarda çok fazla odaklanma sorunu yaşıyorum; kitap okumak, güzel bir dizi izlemek mümkün değil benim için. Boş boş tavana bakıp bütün akşamı geçirecek kivama geldim. Sevdiğim sitcom dizileri (modern family, friends, big bang theory vs gibi) bile izleyemiyorum. Ama boş boş oturarak da zaman geçmiyor.

En son geçen hafta sıkıntıdan ve tüm arkadaşlarım izliyor diye uzun yıllar sonra TV'de yayınlanan bir Türk dizisini atlaya atlaya YouTube'den izledim. Tamam IQ seviyem biraz düşmüş olabilir ama en azından zaman geçti.


Bana böyle beynimi yormayacak, gerekirse atlaya atlaya da izleyebileceğim dizi önerileri verebilir misiniz? Mafyali, vurdulu kırdılı şeyler sevmem.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
  • ditu  (28.02.23 21:09:09) 
fleabag.


  • rakicandir  (28.02.23 21:13:49) 
yabancı sitcom önerecektim ama senin durum daha da vahim. yerli komedilerden devam bence.


  • f02561  (28.02.23 21:28:57) 
The it crowd.


  • old possum  (28.02.23 21:50:05) 
The it crowd ve fleabag'i daha önce izlemiştim, teşekkür ederim.


  • fraise  (28.02.23 21:55:21) 
seinfeld


  • buenosdias  (28.02.23 22:44:38) 
Hocam benim IQ akşamları yaklaşık olarak 48 ölçtürdüm geçenlerde.

Extraordinary Attorney Woo

isimli bir kore dizisi buldum, otizmli bir avukatı anlatıyor. Ana karakterin ismini ezberlemesi de kolay. Woo. Kafamı yastığa dayayıp izliyorum akıyor. Öneririm.
  • sarahkerrigan  (28.02.23 23:07:47) 
It's always sunny in philadelphia


  • unidentified floating object  (28.02.23 23:25:30) 
İzlemekten biktim ve coluk cocuk isi gibi geliyor ama supernatural ya. Asla uzmuyor. Zaten 1500 sezonu falan var iyi gidebilir.
New girl de olabilir cok tatlidir ama bolum sureleri diger onerimin yarisi kadar.

  • anna sun  (01.03.23 01:44:14) 
Benzer şekilde eğlencelik olarak papatyam dizisini izliyorum. Bununla IQ seviyem düşüyorsa EQ seviyem de yükselmiştir :)

Birol Güven dizileri Tr sosyolojisi için güzel bence
  • epitaf  (01.03.23 12:52:26) 
two and a half men olabilir.


  • jangbogo  (01.03.23 12:55:19) 
arkada donsun seklinde jet sosyete izliyorum. z


  • 65 derece  (01.03.23 13:17:34) 
Bende de odaklanma problemi var, en son White Lotus izleyebilip memnun kalmistim.


  •   (01.03.23 13:38:37) 
community o kadar iyi geliyor ki keyifli, ağır bir konusu yok ama iyi yapılmış, sıcak ve kaliteli bir dizi... insan izlerken sıkılmıyor ama gerilip sinirlenmiyor da :)


  • bitanisanseversin  (17.03.23 17:26:14) 
the mandalorian. çok sakin star wars tadında. misyon haline getirdim yaymayı herkese öneriyorum.

edit: white lotus önerilmiş ona da +1
  • curious mind  (17.03.23 18:38:58 ~ 18:39:30) 
[]

Yeni anneye hediye

Çok yakın bir arkadaşım bugün yarın doğum yapacak.

Bebek için hediyelerimizi, altinimizi aldık ama ben istiyorum ki arkadaşıma da bir hediye alayım, lohusalık döneminde mutlu olsun. Doğumdan sonra götüreceğim.

Bu dönemde ihtiyacı olacak, ona iyi gelecek neler alabilirim? Teşekkür ederim şimdiden herkess.

 
Parfüm, nemlendirici seti gibi bir şey alın bence. Bebekle ilgili olmasın.


  • ruhen hastayim ben  (24.02.23 17:32:39) 
Bebekle ilgili bir şey planlamadim zaten, soruyu da o yüzden sordum.

Parfüm, nemlendirici filan çok klasik şeyler maalesef. ben daha farklı ve özel bir şey arıyorum.
  • fraise  (24.02.23 18:06:41) 
Yatak basina koymalik lambader/gece isigi. Hatta ay seklinde olan "moon lamp" var. Ben olsam onu alirdim


  • nax  (24.02.23 18:14:19) 
Lohusalık döneminde anneler genelde çok iyi hazırlanmadılarsa gündelik hayat değişikliği yüzünden depresyonda olurlar.
Ona, kendi hayatının bitmediğini, hala "yaşadığını" hatırlatacak şeyler almaya çalışın derim.
Makyaj yapmayı seviyorsa, bebeğe zararı, süt vermeye etkisi olmayacak doğal makyaj malzemeleri olabilir.
Keyfine düşkünse, banyoda kullanmalık güzel tuzlardan, sabunlardan olabilir. 15 dakika bile suyun içinde rahatlasa size minnetar olur.
Çocuk kucağında değilken sevdiği birşeyle 5 dakika bile ilgilenebilirse günü aydınlanır, ne bileyim almak istediği kitap serisi olur, sevdiği başka bişey.

Kısaca, "sen sadece bir çocuğua annelik yapan bir birey değilsin, sen kendisine özgü, ayakta durabilen bir kişisin" hissiyatını vermek lazım.
Çok saptım konudan ama sanırım anlatabildim.
  • quaker  (24.02.23 18:36:41 ~ 18:37:24) 
bana yeni anne kimliğimi hatırlatan iki mug gelmişti ve çok sevmiştim, 2 yılı geçti hala kullanıyorum. birinin üzerinde mommy needs her coffee yazıyor, diğerinde tired mums’ club.


  • deartheodosia  (24.02.23 18:46:00) 
[]

Kedimize pire bulaşmış ne yapalım?

Öncelikle hepimize geçmiş olsun.

Kedimiz birkaç haftadır ablamizdaydi, bugün almaya gittigimizde söylediler, pirelenmis. Pire tasmasi filan alıp takmışlar ama etkili olmamış tabii.

İlk defa başımıza böyle bir şey geliyor; veterinere götürmemisler, saklamış olmalarına da ayrı kızdım ama belli etmek istemedim. Hepsi bir arada olunca elim ayağım titriyor şu anda.

Geçmesi için ne yapmamız gerekir? Çok mu zor geçmesi? Üstelik birkaç hafta sonra yurtdışına çıkacak bu hayvan. Veterinere gidince hemen çözüm bulurlar mi, sağlığına zarar verir mi?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Hemen sorunu çözer veteriner merak etmeyin. Pire damlası damlatılır ensesine vaterinerde. 24 saat sonra pıtır pıtır susam gibi dökülür pireler. Ama sonraki dozu da sorun, ihmal etmeyin.


  • old possum  (16.02.23 00:09:37) 
hemen bir broadline iç dış parazit damlası. (tek damlayla iç dış parazit halloluyor)

zaten yurtdışına çıkmadan parazit ilaçlarını yaptırmanız lazımdı, bu seferki işlevli olmuş olur.
birkaç gün içinde hallolur, merak etmeyin.

eğer çok yayılmışsa belki iç parazit için hap verir, dış parazit için stronghold yapmak isteyebilir veteriner.
stronghold, broadline gibi iç-dış değil, sadece dış parazit damlası çünkü.

bu iki markadan şaşmayın, muhakkak isim verin, bu durum için hangisini uygun görürse onu yapsın.

pire size bulaşmaz merak etmeyin.
yalnız aşısını yaptırdıktan sonra o evden gelen yatağı, minderi vb. varsa yıkayın.
taşıma kutusunu da yıkayın.
pireler onu ısırdıkça dökülecek gerçi ama tekrar tekrar maruz kalmasın.
bu arada pire için yatakları kaynatmaya falan gerek yok, sadece su temasıyla bile ölürler merak etmeyin, mantar falan gibi değildir yani.
  • blatta hiberna  (16.02.23 11:02:04 ~ 11:06:15) 
[]

Konteyner ev

Depremde evlerini kaybeden ailelerimiz için konteyner ev alacağız fakat çok fazla çeşit var. İlk etapta yaza kadar idare edebilecekleri bir şeyler bakıyoruz.

Nerelere bakalım, neye dikkat edelim? Teşekkür ederiz şimdiden herkese.


 
merhaba;
öncelikli olarak bireysel olarak prefabrik yapı konteyner alabiliyor musunuz, stok durumu nedir bunu teyid edin birkaç üreticiden, tüm üreticiler full kapasite devlete, derneklere çalışıyor şu anda,
www.karmod.com
www.ekonomim.com
  • sealth  (13.02.23 15:41:11) 
Sealth, aynısını düşünmüştüm ama bölgeden öğrendiğimiz kadarıyla aileleri tarafından alıp gönderilen konteyner evlerde oturan kişiler oldukça fazlaymış.


  • fraise  (13.02.23 15:45:16) 
[]

Kediler sahiplerinden bir süre ayrı kaldıklarında çok uzuluyorlar mi sizce?

Kedimiz 5.5 yaşında ve ilk defa bizden üç hafta kadar ayrı kalacak; bu kadar uzun süre evde tek kalmasın diye (1 haftalık tatillerde evde tek kaldığında bile ki ara ara gelip bakan birileri vardı, hep sıkıldığını düşünüyoruz) annemizin evinde kalacak, bu gece bıraktık. Evde bir kedi daha var, aynı zamanda bizim kedimizin babası. Gerçi aynı ortamda bırakmamaya çalışiyorlar.

Kumunu, mamasını, kaplarını oyuncaklarını, tuvaletini, sevdiği ıslak mamayı, battaniyesini vs götürdük ama aklım hep onda. Evdeki kişileri tanıyor aslında da yine de bizden ayrı çok üzülür mü diye içim içimi yiyor. Eşim ilk bıraktığında yatağın altına girip çıkmamış, 15 dakika kadar. Sonradan çıkmış ama yine de bilemiyorum. Başka seçeneğimiz olmadığı için mecburen bıraktık.

Bu biraz iç rahatlatma duyurusu oldu gibi, tecrübeli kedi sahiplerinden yorum alayım istedim; sizce çok travmatik olur mu onun için? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Bence üzülmüyorlar, rutinleri değişiyor diye sinir oluyorlar daha çok.


  • salihdt  (16.01.23 02:41:34) 
sinirlendiklerini düşünüyorum ben de.
bir kere biz de bir hafta on gün kadar ayrı kaldık kediden.
geldiğimizde yüzümüze bakmadı bir kaç gün. sevmeye çalıştığımızda kaçtı veya patiledi.
mesela yanımıza da geldi kıvrıldı ama biz sevmeye kalkınca patilemeye başladı.
  • teritori  (16.01.23 08:32:26) 
Bebekken aldıysanız ve sizi ebeveyni olarak görüyorsa özler. Kediler sevgi dolu hayvanlar, insana alışkın olan insan özlüyor. Dönünce bol bol sever, masaj yapar telafi edersiniz


  • hasmetizm 2046  (16.01.23 09:13:12) 
15 dakika sonra çıktıysa iyi, insanları da tanıyormuş zaten, evi yadırgasa da idare eder. Üç hafta yalnız kalmasından iyidir, gelip bakan biri olsa bile yanında saatlerce oturup oynayamaz sonuçta.


  • kobuzchu kiz  (16.01.23 09:25:13) 
[]

saclarini ilk kez boyayacak birine oneriler

saclarimdaki beyazlar son uc yildir giderek artiyor; bu zamana kadar bir sekilde geldik ama artik bayagi rahatsiz etmeye basladi beni. Artik boyatmaya karar verdim.

saclarim oldukca gür, kalin telli ve koyu renkli. genelde de saglikli bir gorunume sahip. Simdi kuafore gidip ombre vs islemleri yaptirip ilk andan sacima zarar vermek istemiyorum ve kullandiklari boyaya da guvenemiyorum. Ayrica bu hayatta en nefrettigim seyler siralamasinda 'kuaforde uzun saatler beklemek' ilk bese rahatlikla girer.

Annem de temiz icerikli sacinin tonuna benzer bir tonda (belki bir iki ton acigi olabilir) boya alalim, evde ben boyarim dedi. Zaten yillarca cevresindeki cogu kisinin sacini boyamisligi var. Mantikli geldi.

Annem evde boyarken ve sonrasinda nelere dikka edelim? Bir de temiz icerikli ve guzel bir marka tavsiyeniz olur mu? (yerli markalar olmazsa sevinirim)

tesekkur ederim simdiden herkese.

 
saçınızın bir ton açığını anneniz boyayabilir. ben senelerdir kendim boyuyorum. önceleri garnier kullanıyordum, son zamanlarda palette kullanıyorum daha parlak yapıyor saçı.
boya paketinde kullanımı, alerji testi vs yazar.

45 dk bekletip ılık suyla duruluyorum. sonra boya kutusundan çıkan kremle saça masaj yapılıyor. 2 defa da şampuanlıyorum.
dip boyayacaksam eğer önce dipleri boyuyorum, kalanı tüm saça masaj yaparak uyguluyorum
  • bahçedekisandal  (27.12.22 01:47:27 ~ 01:47:40) 
Kutu boya alirken zaten kendi renginizin birkac ton acigini almanizi oneririm. taban koyu oldugu icin herhangi bi renk daha koyu cikacaktir. alt tonunuz sicaksa kullu boya alin degilse sicak renk secenilirsiniz. anneniz tecrubeliyse cok bir sey demeye gerek yok. ama ben yerinizde olsam kuaforde isilti attiririm balyaj vs. isvicreye gitmeden :)


  • ala09  (27.12.22 09:08:58) 
sachane.com bu marka amonyaksız ve saç kurutma makinesiyle ısıtarak sabitleniyor, annem kullanırdı eskiden ve saçına gözle görülür zararı hiç yoktu.

Yalnız bunu internetten alırsanız oksidanını ayrı almanız gerekiyor sanırım, kutu boyalar gibi hepsi içinden çıkmıyor. Etrafınızda kuaför toptancısı/ıtriyatçı varsa orada hangi renge hangi oksidan gibi yardımcı olabilirler.
  • kobuzchu kiz  (27.12.22 09:30:17) 
Kuaförlerin cila dedikleri bir şey var. Boyayı su katarak seyreltip öyle sürüyorlar.

www.instagram.com

Şurada bir örneği var. Bir bakın isterseniz
  • yazdonumu  (27.12.22 10:22:00) 
boyadan sonra saçlarınızdaki boyayı yıkarken şampuan vb. kullanmayın. duru su ile yıkayın boyayı. sonra kutu içinden çıkan kremle bakım yapın. boyanın kalıcılığını inanılmaz etkiliyor bu yöntem. kuaför önermişti bana, yıllardır böyle uygularım ve arada gerçekten fark var kalıcılık olarak.


  • Phoebe  (27.12.22 11:16:10) 
[]

tez danismani ile iletisim hakkinda

yuksek lisansimin tez asamasindayim, aslinda oldukca ilgili ve tecrubeli bir hoca da danismanim fakat kendisiyle ilgili soyle bir problem var; bazen maillerime gec donuyor. Etik Kurul Formu icin 1 haftadir imza bekliyorum kendisinden. Ustelik etik kuruldan onay cikmasi da 2-3 haftayi buluyor, dolayisiyla benim anket calismam gecikiyor. Herkes anketlerine basladi bile, ben daha formu kurula yollayamadim, bu gidisle gecikecegim. Hoca bazen de 15 dakika icinde maillerime donus yapiyor, anlik durumuna gore cevap veriyor sanirim. Hocayi da anliyorum, cok yogun ve tek ogrencisi ben degilim.

Simdi ben bu durumda hocaya tekrar hatirlatma maili atmali miyim? Ne yapmam konusunda cok bir fikrim yok. kendisini darlamak da istemiyorum ama gecikmek de benim yetistirmem acisindan sorun yasatacak bana.

Tez danismaninizla iletisimi nasil sagladiniz? Tekrar mail atmam sorun yaratir mi dersiniz? Yoksa hoca normal de ben mi bosuna panikliyorum?

Cevaplar icin simdiden tesekkur ederim.

 
Baştan böyleyse bu süreçte derdin hiç bitmez. Danışman değişikliği imkanın varsa değiştir. İlgisiz biri belli ki. Böyle hocalara düşüp de yüksek lisans sürecinde pert olan çok kişi oluyor. Bak bir imza diyorsun daha başlangıç bile değil.

Benim gördüğüm kadarıyla hocalar yoğun ve hocanın bu işten ek bir kazancı yok. O yüzden sallıyorlar ya da sevdiği öğrenci ile ilgileniyorlar.

Kişisel görüşüm master sistemi komple yanlış. Ya postgrad taught yap sistemi ya da research yap. ABD'den bir sistem araklamışlar ama kopya çekip de yanlış yazmak gibi olmuş.
  • OrangeYellow  (13.12.22 00:13:05 ~ 00:15:31) 
degistirme sansim yok su saatten sonra maalesef. Tez danismanligini supervizorlugumu yaparken kendisi teklif etmisti aslinda, maillere de hep uzun ve detayli sekilde donuyor ama bazen cok geciktiriyor. Diger durumlarda sorun degil de bu etik kurula basvurunun gecikmesi biraz problem yaratacak benim icin.


  • fraise  (13.12.22 00:16:31) 
Yeniden mail atın, böyle durumlarda siz mağdur olduktan sonra bir de azar yiyorsunuz "ama benim bir sürü işim oluyor, hatırlatman gerekiyor bana" diye. Bazı hocalar hatırlatınca da trip atıyor. Ancak birinde işiniz halloluyor, birinde hallolmuyor. Tercih sizin. Ben her zaman ilk seçeneği tercih ettim, bir zararını görmedim.


  • akhenaten  (13.12.22 08:02:37) 
Okula uğrama şansım yok zira şu anda yurt disindayim fakat bugün tekrar bir hatırlatma maili attım kendisine.


  • fraise  (13.12.22 23:18:46) 
[]

Yurtdışına eşya taşıma (kitap, pikap vs)

Efendim yakın zamanda yurtdışına taşınıyoruz. Bizim için çok çok değerli olan 3-4 koli kitap, pikap takımımız, plaklarimiz ve ses sistemlerimiz var. Tüm eşyaları taşıyıp tasimama konusunda kararımız net olmasa da bunları kesinlikle götürmek istiyoruz. Mart gibi komple taşınmış olacağız.

Daha önce bu şekilde eşya taşıyan var mı? Ne kadar ödeme yaptınız? En önemlisi sağlam geldi mi? Kargolama yapılsa daha mı pahalı olur acaba?

Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Not: ülke bir Avrupa ülkesi. İstanbul'dan gidecek.

 
ben olsam su an birakip birdahaki gelisimde yanimda gotururdum. Tabi ses sisteminin boyutu falan bilemeyecegim.


  • hot potato  (22.11.22 16:42:50 ~ 16:43:17) 
kargo ile saglam gelmez, uzun surebilir, gumruge takilabilir, kaybolabilir, sonra tekrar bulunabilir. cok da degerli olmayan seyler kargoladik, hepsini yasadik. bir daha olsa kargolamayiz.

bir arkadasim tum esyalarini dogancay nakliyat ile tasidi, memnundu. ankara sirketi ama istanbul'dan da tasiyorlar. birok yerden fiyatlari uygundu.
  • lemmiwinks  (22.11.22 16:44:30) 
Mobilya/beyaz eşya hariç tüm eşyalarımızı İstanbul'dan İngiltere'ye taşıdık. 6 haftada geldi. Taşınacak eşyaları tek tek kontrol edip listelediler, içlerinde gümrüğe takılabilecek şeyleri götürmemize izin vermediler. Gümrük ücreti ödenip taşınabilecek şeyler için fiyatlandırma yaptılar vs. Herşey sağlam geldi (cam tabak çanak dahil), zaten kutulamayı da kendileri yaptılar bizim hazırladığımız küçük kolileri toplayacak şekilde.

Ama yine de manevi değeri olay şeyleri yanımızda götürdük, fotoğraf, takı vs. gibi.
Kilo başına 4 pound almışlardı 2020 yazında. Kargolama yapılırsa bundan çok daha fazla kg başı fiyat olur diye biliyorum.
  • quaker  (22.11.22 16:52:03 ~ 16:52:28) 
Hot potato +1

Yolcu yaninda daha ucuz 've hizli gider. Bas arasi da yok!
  • parcxerox  (22.11.22 18:17:55) 
ilk taşınma sonrasında kısa süreliğine türkiye;ye dönerseniz o gidişinizde bavulda götürün derim. en başta ayak bağı olmazlar. bavulda düzgün sararsanız sıkıntı çıkmaz. çok çeşitli şeyleri bavulda getirdim bende.


  • biergarten  (22.11.22 18:18:09) 
Benim tecrubemce nakliyecilerle zor is, hem pahalilar hem de gumrukle ugrasiyorsunuz. Mumkunse yaninizda goturun ek bagaj hakki alin daha ucuz olur, hatta bir arkadasiniza bilet alsaniz bi de ek bagaj alsaniz yine daha ucuza gelebilir. Ya da illa yilda 1 gidip gelirsiniz bi kismini simdi giderken kalani da o zamanlarda getirebilirsiniz. Biz iki tek seferde kisi 4 bavul + hardcase bass + imac, iki totebag dolusu plak bi de sirt cantalari seklinde halletmistik. Kitaplari ptt ile kargolasaniz bile plaklar riskli paramparca gelebilirler


  • mirafiori  (22.11.22 18:59:08 ~ 19:00:07) 
biz de nakliye firmasıyla büyük sorunlar yaşadık. çamaşır makinemiz hurdaya (gerçek anlamda hurdaya) döndü, dünyanın parasını verip özel yaptırdığımız masif tv sehpası köşesi kırık geldi. bunlar en pahalıları. başka eşyalarımız da hasar gördü, bir eşyamız kayboldu ve bulunamadı. hasarımızı tazmin etmek için aylarca uğraştık, en sonunda araya avukatlar falan girdi, neredeyse mahkemelik oluyorduk. ben şimdiye dek sorunsuz eşya taşıtan az duydum. beş kişi taşıtıyorsa dördü sorun yaşıyor. eşyası tam gelen de ya kazıklanıyor ya da eşyası geç geliyor. benim tavsiyem, eğer mobilya beyaz eşya vs. değil sadece üç dört koli eşya getireceksiniz, bavulla halledin. her gelen tanıdığınız atsın bavuluna getirsin bir şeyler. ya da tatile gidip geldiğinizde siz getirin parça parça.


  • sir gawain  (22.11.22 23:28:27 ~ 23:31:42) 
[]

Aile hekimim sistemden kendi kendine silinmiş

Bunca yıllık hayatımda iki kere aile hekimine gittim; biri de evlilikte sağlık raporu almak içindi. Şu anda raporlu kullanmam gereken ilaçlar var ve aile hekimime bir iki ayda bir yolum düşecek. Normalde seçili bir hekimim vardı ve sistemde görünüyordu. Dün baktığımda sistemden silinmiş olduğumu gördüm
Aile hekimim yok gibi görünüyor. Eşim kendi sistemine girdiğinde aile hekimimiz görünüyor. Yani hekimin ayrilma gibi bir durumu da yok. Başka birini de secemiyorum, herkes dolu.

Bu nasıl olmuş olabilir ve nasıl düzeltebilirim? Sağlık ocağıni arasam yardımcı olabilirler mi? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Aile hekimi değiştir işlemini yapın, eşinizin bağlı olduğu hekimi seçin. Yeni evlendiyseniz (yani 1-2 yıl) ikametiniz değiştiği için sorun olmuş olabilir.


  • John Bloor  (19.10.22 11:20:32) 
[]

Duyurunun patili cocuklularina eğlenceli anket

Kedinizin/köpeğinizin yavru halini mi yoksa yetişkin halini mi tercih edersiniz? Dün ablamizin bahçesinde baktiklari yavru kedileri ve annesini severken bu konuyu kendi aramızda konuştuk; size de sorayım istedim. :)

Bizim kedimiz 5 yaşında 40 günlükken evimize geldi. yavruyken de aşırı tatlıydı, hala fotoğraflarını açıp açıp seviyoruz ama ben büyümüş halini yavru haline bin kere tercih ederim sanırım. Aklıma gelen ilk üç nedense şöyle;

1.Aramızdaki bağ çok kuvvetli artık. Yavruyken o bize böyle düşkün değildi. Biz de sevip egleniyorduk ama bence biz de ona bu kadar bağlı değildik. Şimdi evin gerçekten bir bireyi.

2. Artik yetişkin olduğu için tüm kuralları anlıyor ve uyuyor. Küçükken yaşanan minik kazalar yaşanmıyor, kendine ait bir düzeni var. Ses tonumdan bile neyi yapmaması gerektiğini biliyor.

3. Biz de onun bir bakışından ne isteyip istemediğini anlıyoruz. Miyavlamasinin bile çeşitleri var.

Velhasıl yavru halleri çok şirin olsa da yetiskinlikleri bir başka diyorum ben. Siz ne düşünüyorsunuz?

Hepinize bol patili ve sevgi dolu günler dilerim efendimmmm. :))

 
Yavru ve yetişkinlik dönemleri en güzel. Aradaki kısırlaştırılmadan önceki dönemi özlediğimi söyleyemem. Aynı insanlardaki gibi kedinin de ergeni çekilmiyor.
Benim büyük oğlan 12 yaşında. Yaşlı bir beyefendi sayılır artık. Bu dönem de yavaş yavaş hastalıklar başgösterdiği için üzücü.

  • auroraaurora  (03.05.22 17:10:43) 
İki kedim var. İlki yavruyken gelmişti, ikincisi 2 yaşında geldi. O yüzden ikincisi için değerlendirme yapamayacağım :)

Açıkçası güzellik olarak yavru halini yetişkin haline tercih ederim. Sebebi:
- Yavru hali: i.imgur.com
- Yetişkin hali: i.imgur.com

Yetişkin hali de iyimiş bu arada :))

Ancak huy olarak ben de yetişkin halini tercih ederim. Tıpkı sizin gibi artık miyavlamasından ne istediğini anlar durumdayım. O da benim hareketlerimden ne yapacağımı anlıyor gibi. Mama vermeye gideceğim zaman anlayıp koşarak gelir mama kabına doğru mesela. Ben uyurken o da benim olduğum yerde uyur hep. Çok da sırnaşık, dibimden ayrılmaz. Bu tavırlarını seviyorum. Yavruyken hep kendi kendine oynardı. Şimdi oyununa beni dahil etmeye çalışıyor. Evde koltuğun altına kaçmış peçete falan bulunca fare yakalamış gibi miyavlayarak önüme bırakıyor :)
  • himmet dayi  (03.05.22 17:31:47) 
Himmet dayı yaa, sizinkinin bebekligi bizimkinin klonlanmış hali gibiydi zaten, cidden kartpostallık kedi yavrulariydi. Büyümüş halleri birbirinden farklılaşmış ama hala cook güzel Arwen :)))


  • fraise  (03.05.22 17:37:05) 
[]

Biontech 3. Doz aşı sırası bekleme

Son zamanlarda 3. dozu yaptırmak isteyenler oldu mu? Eşim şimdi hastanede 6 kişi beklemeniz lazım demişler; randevu saati 10.30'tu. 2 saattir ondan başka kimse olmadığı için öyle bekliyor. Son aşılama saati de 13.00mis. ne olacak şimdi kimse gelmezse aşı olmadan dönecek mi? Her gün 6 kişinin toplanması garanti değil ki, kimse gelmiyor diye aşı olamayacak mi?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
evet aşı olma sıklığı azaldığı için normal. aşının boşa gitmesini istemiyorlar.


  • jelly bear  (30.04.22 12:25:45) 
İyi de biz her gün gidip aşı mi bekleyeceğiz? Yurtdışına çıkacak, 3. Dozu olması şart gibi bir şey. Aşırı saçma geldi bu durum bana. Aşının boşa gitmemesi kısmını anlarim, o zaman civardaki hastanelerle koordineli çalışıp ona göre yönlendirme vs yapmalari lazım.


  • fraise  (30.04.22 12:29:50 ~ 12:31:05) 
daha yoğun bi hastaneye gidin


  • jelly bear  (30.04.22 12:40:40) 
aynen katılıyorum yönlendirip bir yerde toplasalar bari. Annem gittiğinde "biz size haber veririz" demişler ama ne zaman olacağı belli değil, kalabalık bi devlet hastanesine gidip oldu sonra. Hani 6 kişi tamamlanmadıysa randevu alanlara mesaj gitsin iptal olsun bişey olsun bari.


  • nhk ni youkosu  (30.04.22 15:44:33 ~ 15:45:05) 
1 ay önce annem için aşıya gittiğimizde bizi randevu saatinden önce arayıp hemen gelebilir misiniz demişlerdi. 5 kişi aşı olmuş, 6. bize kalmıştı. hemen gidip olmuştu annem. eğer zaman geçerse 6 kişi beklemeden aşıyı yapabiliyorlar.


  • false pretension  (30.04.22 16:03:51 ~ 16:04:23) 
Sonuç itibariyle yaklaşık 4 saat bekledikten sonra aşıyı olabildi ama bugünkü tüm planlarımız sekteye uğradı. Üstelik oradaki hemşire '6. kişi hiç gelmeyebilirdi.o zaman iptal edecektik mecburen' demiş. Boşuna beklemedi en azından diyoruz.


  • fraise  (30.04.22 18:50:35) 
[]

Akıllı saatlerdeki uyku analizine guvenelim mi?

Yaklaşık 4 aydır miband 6 kullanıyorum; uyku analizimi de sürekli takip ediyorum. Buna göre derin uyku sürem çok kısa çıkıyor. Üstelik günde 9-10 saat uyusam da yine yüzdelik payda düşük cikiyor. Genel olarak uykusunu almakta zorlanan bir insanım. Yataktan çok zor kalkarım ve 7 saat uyku asla yetmez mesela, en az 9 saat uyumaliyim.

Önceleri bunu demir eksikliğine bağlıyordum; geçen ay kan tahlili yaptırdığımda sonunda her şeyin gayet normal aralıklarda olduğunu öğrenmiş oldum. Durum böyle olunca acaba benim derin uykum gerçekten kısa mi diye düşünmeye başladım.

Bu saatlerin analizleri ne kadar güvenilir? Derin uyku süresini arttırmak için neler yapabilirim, başvurabileceğim bir yer var mıdır?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
elbet yuzde yuz degil. yanilma payi vardir. muhtemelen biri test etmistir. bence cok fazla kafaya takma uyku olayini. daha kotu oluyor cunku. sabah eger yorgun, uykulu uyanmiyorsan iyi uyudum de gec. obur turlu yok %69 cikti. kotu uyumusum falan demek insani strese sokuyor.


  • buenosdias  (22.04.22 16:34:26) 
%100 çok hassas bir ölçüm vermese de göreceli olarak doğrudur. uyku süresinin %11inde derin uyudunuz diyorsa, %13 ya da %9 olabilir. Yani 2 birim sapma olabilir. Ama yine de bu uzun uzun derin uyumadığınızı gösterir.

Derin uyku süresini iyileştirmek için yapabileceğiniz şeyler var: Mesela haftasonu-içi farketmeksizin her gün aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkmaya çalışmak. Mümkün olduğunca erken yatağa gitmek. Kafanızı yastığa koymadan önceki 1 saat ekrana bakmamak gibi.

Çeşitli markaların stres çayı/relax tea/papatya çayı gibi insanı bir parça gevşeten çayları var, uyumadan önce bir tane içebilirsiniz.

Ayrıca, yine önemli bir detay: Kafanızı yastığa koymadan en az 4 saat önce her türlü yeme içme işini bitirmiş olmanız gerekiyor. 11'de uyuyacaksanız, saat 7'de kalori alımını durdurmanız gerekir. Alkollü içkiler de kalorili, bunu atlamayın :)

Kahve önemli bir uyku kalitesi bozucu. Kafayı koyduğum gibi uyuyorum deseniz de kahve derin uykuya dalmayı etkiliyor ve dinlenememiş kalkıyorsunuz. Ya da kalkamıyorsunuz :-) —15:00'ten sonra kahve içiyorsanız, bunu da terketmeniz gerek.

Bütün bunları yapmanıza rağmen iyileşme olmuyorsa, gelin bir daha konuşalım^^
  • kaptankedi  (22.04.22 17:04:42) 
bir hastanenin uyku merkezine gidip orada cihazlara bağlanıp o gece orda uyumanız lazım.
bağlanan cihazlaroı görünce zaten bu işin bandtla telefonla olmayacağını anlayacaksınız.

uyku kalitesi için mavi ışık filtrelerini kullanın.
melatonin desteği alabilirsiniz.
odanız zifiri karanlık olmalı, en ufak ışık kaynağı olmamalı.
horlamanız varmı diye hporlama ses kaydedici uygulama ile 3-5 gün kendinizi takip edin, varsa kbb'ye gidip ameliyat olun.
  • aslindasorunumpsikolojik  (22.04.22 17:05:37 ~ 17:07:15) 
saatin yaptığı şey hareketliliğine bakmak. derin uykuda kaslar iyice gevşeyip hareket çok azaldığı için buradan hesap ediyor.

genel olarak uyku kalitesini arttırmak için yapılması gerekenler belli. burada olay aslında çok basit görünen doğruları gözden kaçırmak. 12den sonra kahve içme, her gece aynı satte yatağa gir, uyku hijeni vs.

solunum, uyku apnesi sorunun varsa bunları da çözmen lazım. balık yağı, b12, d vitamini, demir eksikliği gibi uykuyu-yorgunluğu direkt etkileyen faktörleri de gözden geçirmek iyi olur.
  • orpheus  (22.04.22 17:08:12) 
Bir de magnezyum çok önemlili. Uykudan bir saat önce alabilirsiniz.


  • kaptankedi  (22.04.22 17:17:38) 
Kan degerlerimde bir sorunum yok dediğim gibi yakın zamanda kontrolleri yaptırdım.

Psikolog olduğum için uyku sorunu yaşayan danisanlara yukaridakilerin hepsini öneriyorum ya da yönlendirme yapıyorum. Ama kendim hepsini uyguluyor muyum, bir kontrol etmem gerek. Horlama sorunum vs hiç olmadı ama alerji sorunum var; belki ondan kaynaklıdır.

Burada öğrenmek istediğim akıllı saatlerin güvenilir olup olmadığıydi esasında; boşu boşuna uyku laboratuvarina gitmeye gerek var mı, emin olamamistim. Sanırım bir gidip oradan fikir alsam daha doğru olacak.
  • fraise  (22.04.22 17:40:05) 
%100 güvenmeyin. gece 12de yatıyorum, 3te yatmış gösteriyor. deliksiz uyuyorum, gece 3 saat uyumuşum gösteriyor.


  • inheritance  (22.04.22 17:45:38) 
Bu abinin analizine bakabilirsiniz;
youtu.be

  • logisticsmanager  (22.04.22 17:56:09) 
Ben de mi band kullanıyorum. Ölçüm ayarlarını hassasa getirince fena değil ölcmesi. Ben memnunum.
Ekstra olarak derin uykunuz az ise derin uykuda salgılanan melatonin takviyesi alabilirsiniz. Uyku kalitesine etki eder mi bilmiyorum ama en azından eksikligini kapatirsiniz bu hormonun. Onun yerine ceviz de yiyebilirsiniz yatmadan.

  • crimson man  (23.04.22 01:01:57) 
[]

Tam zamanlı çalışanlar evde yardımcı saatlerini nasıl ayarliyorsunuz?

Birkaç ay içinde tam zamanlı çalışmaya geçeceğim gibi duruyor. Bu zamana kadar hep haftaici bir gün boş vaktim olduğundan temizliği de o araya sıkıştırıyordum. Hafta sonumu yardimciya bağlamak istemiyorum ama haftaici evde tek başına bırakma fikri de aklımı kurcalıyor. Hem detaylı temizlik yapılır mı, emin olamıyorum hem de her ne kadar uzun süredir tanısam da güvenlik konusunda endişe ediyorum.

Siz nasıl yapıyorsunuz? Evde tek başına bırakan çok kişi var mı? Cevaplar için teşekkür ederim şimdiden.


 
evde cok degerli bir sey olmadigi surece buyuk problem olmuyor. cocugu bile yeri geliyor en basta tanimadigimiz birilerine emanet ediyoruz. bir sure siz ise baslayana kadar gelsin siz evdeyken. hem duzeninizi ogrensin hem siz de tanimis olursunuz. sonrasi biraz sans isi.


  • in vino veritas  (13.04.22 12:43:06) 
bana yardıma gelen abla ben hariç gittiği neredeyse her eve anahtarla giriyor, temizliğini yapıyor, çıkıyor ve kapıyı kitliyor. tam zamanlı çalışırken ben de temizliğe gelen kişiye (o zaman başka biri vardı) kapıyı açar sonra çıkar ofise giderdim. bu konuda güven probleminin ilk zamanlar yaşanmasını normal buluyorum ama uzun süredir size gelen biriyse ve daha önce sorun yaşamadıysanız gereksiz endişe içine girmeyin bence.

temizlik çok büyütülen ve hizmeti alan tarafından aşırı mikromenıc (micromanagement'ın türkçesi ne?) edilen bir konu. detaylı temizlik nedir, beklentiniz her temizlikte yatakların çekilip altlarının süpürülmesi mi misal? dolabın tepesinin tozunun alınması mı? bütün camların silinmesi mi? çamaşırlar mı yıkanıp asılacak? bulaşık makinası mı toplanacak? küvet mi ovulacak? bu ve benzeri işlerin sizin için önceliğiyle temizlik için gelen kişinin önceliği bir olmuyor genelde. kısıtlı zamanda ne yapılabiliyorsa o yapılıyor. bu konuda önerim, özellikle de aklınız temizliğin niteliğinde kalıyorsa, önceden konuşup beklentilerinizi söze yazıya dökmeniz ve her iki taraf için de süreci kolaylaştırmanız olacaktır. bir hafta yapıl(a)mayan iş, bir sonraki hafta yapılır. ben temizlik sırasında genelde evde olmama rağmen yapılan temizliğe karışmıyorum, böyle daha kolay oluyor.
  • evde liyakat kalmamis  (13.04.22 13:04:17) 
[]

Netflix'te Kore Dizisi Önerisi

Bu sırrımı sadece sizlerle paylasiyorum sevgili duyuru sakinleri; ben Kore dizisi bağımlısı oldum sanırım. Batak gibi bir şey bu diziler; izlemeye başladınız mı cikamiyorsunuz işin içinden. İşin komiği dünya üzerinde ne kadar klişe varsa hepsi bu dizilerde mevcut ama yine de izletiyor. Yıllarca Kore dizisi izleyen arkadaşlarımla dalga gectigim için şimdi kimseye soramiyorum tabii.

Yemek yerken, ütü yaparken, etrafı duzenlerken, boş boş bu dizileri izlemeyi çok seviyorum. Beş dakika içeriye gidip gelsem de konuyu kaçırmış olmuyorum en basitinden.

Simdiye kadar izlediklerim; oh my venus, HomeTown Cha Cha Cha, my secret romance, lovestruck in the city, coffee prince.


Netflix'te bulunan 'al bak bunu da izle' dediğiniz Kore dizisi önerisi varsa alabilirim. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
bu bahsettiğin diziler trtdeki kore dizileri gibi mi? saraydaki mücevher falan?


  • neira  (21.03.22 23:01:44) 
-My Mister (En güzel dizilerinden birisi, ostlarıda çok güzeldir.)
-Stranger (Diğer adı Secret Forest)(Hukuk dizisi ama ben çok beğendim)
-Kingdom (Zombi dizisi ama güzeldir tavsiye ederim, zaten kısa)
-Six Flying Dragons (Tarihi dizi severseniz eğer bunu şiddetle öneririm.)
-Signal (Bu açık ara en iyi kore dizilerinden)
-You Are Beautiful (Bu 2009 yapımı falan ama coffe prince sevdiyseniz bunuda seversiniz)
-Fated to Love You (Ağlamaya ihtiyacınız varsa bunu öneririm:)))
-Vagabond (Aksiyon severseniz bu iyidir.)

Ben çok eski izleyiciyim, yaklaşık 5 yıldır çok az seyrediyorum, eğer sormak istediğiniz bir dizi olursa memnuniyetle cevaplarım:)))
  • hayalhayal  (21.03.22 23:02:30) 
Neira, hayır ilgisi yok. Abuk sabuk romantik komedi bunların hepsi.


  • fraise  (21.03.22 23:02:31) 
Vincenzo iyi diye duymuştum.


  • peki madem  (22.03.22 00:03:18) 
stranger +1 güzel dizi ama ben 2. sezonda koptum. izleyeceksen peşpeşe izlemeni tavsiye ederim, çok karakter var çok olay var karışıyor sonra.

mad for each other. romantik-komedi biraz da polisiye. çerezlik niyetine iyi gidiyor.
  • mattiadestro  (22.03.22 04:30:23) 
Vincenzo
Crash Landing on you
Sisyphus
Vagabond
It's Okay to Not Be Okay
Descendants of the Sun
  • king lizard  (22.03.22 05:56:15) 
My mister +500


  • respect  (22.03.22 09:44:30) 
Bir tek Romance is a Bonus Book diye bir Kore dizisi seyrettim. Çok klişeydi ama arada ve sonda çıkan günlük yazıları hoşuma gitti, bir samimiyet yakalamışlar, sıcak geldi.


  • tiny penny  (22.03.22 11:38:58) 
ben de ayrı bir kore dizisi bağımlısıyım. since 2009 :D bu zamana kadar varın siz düşünün hem ne kadar klişe hem de ne kadar keyifli diziler izlediğimi.
-vincenzo
-memories of the alhambra
-crash landing on you
-lawless lawyer
-romance is a bonus book
-descendants of the sun
-jealousy incarnate
-suspicious partner
-answer me 1997
-fated to love you
ve fantastik olarak her zaman göz bebeğim olacak olan goblin i tavsiye verebilirim.
önerirken azıcık güncel gittim eskiler bazen meeh kalıyo şu an bakınca :)
tüm dizilerin ostlarını da ayrı ayrı güzel.
  • chanandler bong  (22.03.22 14:18:21) 
[]

Klinik supervizyon kapsamında terapi almak isteyenler için duyuru

Bu duyuruyu geçen dönem de açmıştım ve hem kendi danışanımi Duyuru'dan secmistim hem de birkac kişiyi arkadaşlarıma yonlendirmistim. Bu dönem danışan kontenjanım 2'ye yükseldi.

Klinik psikoloji yüksek lisansımin supervizyon dersi kapsamında online olarak sembolik ücret karsiliginda danışan gorecegim. İhtiyacı olan varsa ya da tanıdıklarını yönlendirmek isteyen olursa diye duyuru açmak istedim.

Süreçle ilgili birkac not:
12 hafta boyunca 50ser dakikalık seanslar olacak.
Supervizyon dersi kapsamında olduğu için hocamın da dinleyebilmesi adına her oturumda ses kaydı alınacak. Bunun için izin kağıdını gönderiyor olacağım.

İlk seans ücretsiz. Kalan seanslarda 40 lira gibi bir ücret bana değil, okulun hesabına yatırılacak. Süreç sonunda dileyen öğrenciler parayı kendileri alıyor dileyenler yardım kuruluşlarına aktarabiliyor, ben yardım kuruluşu seçeneğini tercih ettim.

Majör depresyon, kişilik bozukluğu, bipolar bozukluk gibi şu an için daha uzmanlık isteyen alanlarda maalesef danışmanlık veremeyeceğim. Böyle bir durum varsa üzülerek reddetmek zorunda kalabilirim.

Son olarak, buradan mesajlaşma yolu ile az da olsa tanıdığım kişileri tabii ki alamam ama başka arkadaşlarıma yönlendirme yapabilirim.

 
[]

Kaliteli baharat nereden alınır?

Normalde nanemden, kimyonuma, karabiberime kadar teyzemler hazırlayıp gönderir fakat bu sene stoklarim biraz erken bitti.

Migrostan bir paket kimyon bir paket de karabiber aldım ama hiç sevmedim. Teyzemlerin gönderdikleriyle alakası yok; kokularını geçtim renkleri bile farklı.

İnternet sitesi olur, İstanbul'da direkt alınacak yer olur tavsiyeleriniz var mıdır? Baharat dediğin her yerde aynıdır bizi niye ugrastiriyorsun diye senelerdir anneme soyleniyordum; aynı degilmis, kadın haklıymış resmen.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Hayfene'den çok memnunum ben. Hep internetten alıyorum ama Mısır çarşısında dükkanları da var.


  • kobuzchu kiz  (08.03.22 19:23:29) 
[]

H&m makyaj süngeri üretmiyor mu artık? Sünger önerisi

En son iki üç yıl önce zor buluyorum diye 6-7 tane sünger alıp kaldirmistim h&m'den. Stoğum bitti. Yenisini alayım dedim ama mağazada yine bulamadım, internet sitesinde de göremedim. Artık üretilmiyor mu?

H&m yerine şunu dene bak güzel dediğiniz bir marka var mı? Sert ve tüm fondoteni emen bir sünger istemiyorum bir de kolay temizlensin lütfen.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Misshadaki de fena değildi


  • photo85  (05.03.22 22:01:55) 
Gorkito sungerden memnunum


  • kupakızı  (05.03.22 22:04:12) 
Real Techniques'den cok memnunum.


  • pike  (06.03.22 20:07:38) 
[]

Aile hekimliklerinde demir eksikliği vs icin kan tahlili yaptırılabilir mi

Benim kronik demir eksikligim var. Normalde takibi yurtdisinda yapılıyor; belirli donemler ilaç kullanmam ya da iğne olmam gerekiyor. Semptomlara bakılınca sanirım yine bu dönemindeyim.

Normalde özel bir hastaneden randevu alıp yaptıracaktim ama arkadaşım bu tahlili aile hekimi de yapar, boşu boşuna hem randevuya hem de tahlile para ödeme dedi.

Aile hekimine sadece nikah için sağlık raporu almaya gitmiştim bu yaşıma kadar. Zaten bir sene öncesine dek de aile hekimim yoktu. Gidip durumumu anlatsam bana test yaparlar mı? Bir de randevu nasıl alırım? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Evet aile hekimi bakabiliyor demire. Genelde randevusuz çalışırlar. Randevu alayım derseniz mhrs sisteminden bakabilir ya da ulaşabilirseniz telefonla sorabilirsiniz. Ama dediğim gibi genelde randevusuz gidiliyor. Ama bazı günler bazı hekimler olmuyor, Kendi hekiminiz yoksa başka hekim bakmayabilir.


  • elorelia  (23.02.22 15:25:55) 
saat 10dan önce gitmeye çalışın çünkü bazı aile hekmlikleri kan numunelerini sabah 11 gibi labaratuvara gönderiyor. genelde fazla sıraları olmuyor bi kaç kişi beklersiniz. randevu sistemi aile hekimlerinin çoğunda yok galiba. bazı günler eskiden saha görevinde oluyordu aile hekimleri ama hangi gün olduğunu bilmiyorsanız eğer telefona bakarlar ise öğrenebilirsiniz


  • photo85  (23.02.22 17:12:53) 
[]

Cenaze evine giderken ne götürmek gerekir?

Arkadaşımın babaannesi vefat etti, pazartesi günü eve ziyarete gideceğiz. Sanıyorum giderken ufak bir şeyler götürmek gerekiyormuş, ilk defa böyle bir yere gideceğim.

Annem yemek gider normalde dedi ama arkadaşımla her gün konuşuyoruz; çok sakin şu anda evleri. Günde bir iki kişi filan gidiyor, öyle yemek yapmaya mecalleri olmayacak kadar üzgün ve yoğun değiller zira uzun süredir bekliyorlardı. Yemek götürmek tuhaf olabilir o yüzden

İyi bir marka kolonya geldi aklıma da o da hasta ziyaretine giderken alınırdı sanki. Ne alayım hiç bilemedim. Böyle durumlarda yemek dışında ne götürülebilir? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
normalde yemek cenazeden hemen sonra duaya giderken götürülür ama bence bu şartlarda da eliniz boş gitmeyin.
gidilmemeli yani.

hem kendileri yastalar yemek yapamazlarsa aç kalmasınlar diye, hem gelen giden misafir olur diye, hem de ölmüşün arkasından eve çok yemek gelmesi onun "ruhuna" gider diye yemek götürülür.
yani ölenin arkasından onun adına insanların bir anlamda karnının doyması bir nevi sadaka gibi görülür.
hatta çok fazla yiyecek gelirse etrafa, konu komşuya, çevre esnafa da dağıtılır.

kolonya da pek uygun olmaz, o hasta ziyareti için dediğiniz gibi.

bir yerden bir miktar su böreği alın gidin, en temizi.
ya da kendiniz belki bir kek yaparsınız, o tarz bir şey de olabilir.

başınız sağ olsun.
  • blatta hiberna  (11.02.22 18:15:15 ~ 18:15:41) 
İla yemek olmak zorunda mı? Cidden hiç yemek götüresim yok. Adet böyleyse götüreyim de bana çok saçma geliyor yemek olayı.


  • fraise  (11.02.22 18:29:45) 
Börek +1


  • pispinti  (11.02.22 18:35:38) 
Bir şey götürmene gerek yok. Cenazenin ilk günü aile yakınları yemek yapar götürürler hem cenaze sahipleri hem misafirler yesin diye. Senin arkadaşının cenazesine giderken bir şey götürmen gerekmez. Yemek dışında bi şey götürmek de saçma olur kutlamaya gitmiyorsun ne götüreceksin.


  • mg3929  (11.02.22 19:09:10) 
bizim buranın adetlerini yazayım siz seçin:

yemek (hatta önden sorulur, hangi gün getirelim diye ki ev yemeksiz kalmasın)
börek
kuru pasta çeşitleri
meyve suyu/gazoz
çay-şeker
kahve
makarna

bence en mantıklısı meyve suyu, gelen olursa ikram ederler, olmazsa da kendileri içerler.

ayrıca cenaze evine gidip de ikram bekleyenin kendi cenazesi kurda kuşa yem ola inşallah.
  • halanne  (11.02.22 19:31:31) 
Biz hep çay-şeker götürürüz.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (11.02.22 20:10:13) 
yemek goturulur ama bir hafta gecmis zaten cok gelen gidenleri de yokmus. o yuzden ev yemegini eleyebilirsin.

ama bir- iki kilo su boregi alip goturulebbilir. gelen misafirlere bir iki dilim ikram ederler.

onun disinda kolonya vs goturmeye gerk yok. bos da gitseniz kimse bir sey demez onemli olan gitmek.

basiniz sagolsun
  • exlibris  (11.02.22 20:40:41) 
çay++


  • bugisme  (11.02.22 20:48:07) 
Pide yaptırılır bizim orda. Konyada etliekmek.


  • adwokat  (12.02.22 00:16:21) 
biz meyve götürmüstük


  • wishmaythşngs  (12.02.22 05:59:35) 
[]

Marketlerdeki pahalılık sizi de artık delirtmiyor mu?

Az önce marketten geldim; çığlık atarak oradan uzaklasma isteği geldi. Eve gelip kendi kendime soylenecegime hep beraber söylenelim dedim.

Detaylı bir alışveriş de yapmadım bu arada; evde birkaç şey eksikti onları alayım dedim. 300 lira tuttu. Poşete bakıyorum, 300 liralık bir şey yok, gerçekten yok. Hepsini bir poşete sigdirmisim zaten. Bir süredir sinirim bozulmasın diye fiyatlara bakmadan alıp çıkmayı tercih ediyorum ama geçen hafta ailemin yanında yurtdışındaydim; oradaki alım gucuyle buradaki alım günü karsilastirdigimda gerçekten nefesim kesiliyor. Kendimi aptal yerine koyuluyormus gibi hissediyorum. 1.5 kilo yoğurda 26 lira vermek istemiyorum mesela. Yoğurt bu, Türk sofralarinin temel gidalarindan biri.

Hadi biz bir şekilde her şeyimizi alabiliyoruz, sözlükte zaten herkes aylık 100000 lira kazanıyor tamam da asgari ücretle geçinen o kadar insan ne yapıyor yaa? Bir de her şeye şu anda ulaşabiliyor olmam ses çıkarmamam anlamına mı geliyor? İnsanlara sorsak böyle çünkü. Bu da benim için ayrı bir problem. Ulaşılabilir olmasıyla pahalı olması arasında ciddi fark var bana göre.

Ne olacak bunun sonu böyle? Dün bir yerde okudum, Martta yine zam gelecekmiş.

Not: bu duyuruyu sonrasında silebilirim

 
Sokağa dokulmeli normalde halk ama alıştı millet.


  • stavro  (10.02.22 16:39:32) 
Bu dalga 2018'den beri geliyordu ve zamlar 4 yıldır devam ediyordu. Hayata pahalılığı bu hale gelene kadar kimse ses etmedi, umursamadı. Son 6-8 aydır insanlar şikayet etmeye başladı. Sonucun böyle olması kaçınılmazdı.

Zamlar geldikçe geldi. İnsanlar almaya devam etti. Çip krizine rağmen araba fiyatları ortada. Kapış kapış gidiyor. 2 yıl önce 300.000 eden eve 1 milyon ödeyip "LAN NE 1 MİLYONU" demiyor kimse. Ödeyip geçiyor. Anca hayıflandığıyla kalıyor. Ama herkes bunu yapınca yeni eşik milyon liralar oluyor.

İnsanlar gerçekten itiraz edip satın almamaya başlarsa zamlar durabilir ancak.

edit: temel ihtiyaçlar istisnai bu değerlendirmede. onda bile tüketimin düşmesi gerekir ki fiyatlar dengelensin.
  • asaf  (10.02.22 16:44:04 ~ 16:45:30) 
Türkiye'de artık ucuz bir şey yok ya pahalı ya da çok pahalı, eskiden pahalı ürünlerin ucuz muadili olurdu artık çok pahalı ürünlerin pahalı muadilleri var ve bunun bir çözümü yok, bu kabulleniş insanları delirmekten koruyor sanırım psikolojik olarak hemen adapte oluyoruz.


  • Zaman Tamircisi  (10.02.22 16:45:13 ~ 16:46:38) 
alıştı hocam millet. sokağa çıkmak eşittir terörist olarak görülüyor artık ülkede. öyle kolay kolay sokağa falan çıkılmaz zamlardan.

yoğurt örneği vermişsiniz, yumurta, peynir de çok pahalı. yarım kilo lor bile 15 lira.

evde yemek yapılıyorsa yağ kullanıyor yağ da çok pahalı.

ülke öyle bir noktada ki, 2 askeri ücretli kirada oturan bir ailenin 2 çocuk okutma şansı yok gibi bir şey. bu yüzden zaten çoluk çocuklar cemaatlerin, hocaların yurtlarında kalıyor yeri geliyor taciz ediliyor yeri geliyor intihar ediyorlar.

tüm bunların yanında da ülkenin kaymak kesmi lüks restorantları doldurmaya, lüks arabaları almaya devam ediyorlar. mesela borusan'ın yaptığı açıklamaya bakalım

"Tüm modellerimiz için aynı durum geçerli. Bizim stratejimiz de bunun üzerine kurulu. Yüksek donanımlı BMW satışlarında Türkiye, 44 ülke arasında birinci.”

Bir taraf var, içeceği sütü, yiyeceği ekmeğin fiyatını düşünüyor. Bir taraf da full araç alma peşinde.

ve evet nisan en zor ay olacak. tekstil ve gıda da daha yüksek zamlar bekliyorum.
  • a darkness coming  (10.02.22 16:46:57) 
Ben hayattan beklentimi sıfırladım. 27 yaşındayım bir de henüz. "Dur daha yolun başındasın" denebilir ama bu ülke asla düzelmez ve burada kaldığım için acı çekiyorum. Pahalılık falan da umrumda değil açıkçası. "Nasıl olsa hayat kuramayacağım" gözüyle bakıyorum.

TL kazanıp euro bölgesi pahalılığı çekiyoruz resmen.
  • deveyidiken  (10.02.22 16:53:23) 
geçtiğimiz ay sürekli pahalılıktan bahsetmemek ve artık indirimli ürün kovalamak istemediğim için 1 yıllık deodarant, pet, detarjan, yumuşatıcı, yağ, un, şeker vs.. alışverişi yaptım. elimden toplu bir para çıktı ama sürekli sürekli daha pahaşlı hale gelmesi aklımı çok meşgul eder oldu.

ya dün manava girmemek için dışardan söyledik sırf fiyatları görüp sinirlenmeyelim diye.
  • benaslinda  (10.02.22 17:00:51) 
bundan uc yil once 600 tl ye iki alisveris sepeti doldurmustuk markette
kasiyer yuh demisti, ne yapacaksiniz bu kadar seyi diye
ev yeni dolap bombostu, ilk alisveristi, unutmuyorum

simdi 600 liralik alisveris iki poset anca ediyor
hele bide et sut yumurta gibi gorece pahali seyler alinca durum daha kotu

gecen bi balik yiyelim dedik, fiyatlar muhtesem :D
uc tarafi denizlerle cevrili ulkede balik yiyemiyoruz, saka gibi
  • foster  (10.02.22 17:23:26) 
Delirtiyor tabii ama bence insanlar şikayet ediyor ve tepkili artık, millet alıştı durumu yok. Gidecekler artık bu belli oldu (gitmeden de hiçbir şey düzelmeyecek çünkü ekonomik değil politik bir mesele ile karşı karşıyayız) ama ne zaman ve nasıl gidecekler? Muhalefetin seçim için çok sert bastırması gerekiyor. En son kaybedecekleri zaman neler yapmışlardı hatırlayın. Bu süreç ne kadar hızlı ve az zararla geçerse o kadar iyi. Biz bir şekilde market alışverişimizi yaparız da daha fazla uçuruma sürüklenmekten korkuyorum.


  • gmzo  (10.02.22 17:41:31) 
Türkiye'de bireysellik yok. Herkes birbirinin sırtından geçiniyor. O yüzden tepki gösteren yok bu pahalılığa.

Hiçbir şey yapamayan çift maaş olmak için evleniyor. 2-3 de çocuk yapıp çalıştırıyor tamam işte.
  • garylineker  (10.02.22 17:45:30) 
2 senedir market alışverişini online yaptığım için farkedebilme şansım oluyor. Aldıklarım hemen hemen aynı şeyler düzenli olarak. İlk aylarda max ayda 1000 ile bol bol alırken şimdi ayda 2500e çıkıyorum aldığım şeylerin kalitesini düşürdüğüm halde. Küçük çocuğum olduğu için bazı şeylerden ödün veremiyoruz ama kısabileceklerimi kısıyorum.


  • curukturpkokusu  (10.02.22 17:50:20) 
sadece market degil her seyin fiyati ucmus durumda; ofis icin alisveris yapayim dedim 2-3 ay once aldiklarimin en az 2-3 kati olmus her sey. market icinde kayitli olarak duruyor zaten, onda da her baktigimda fiyatlar artmis durumda. elektrik,su filan faturalar desen onlar da oyle. yani sadece market degil her seyin fiyatlari insani delirtecek sekilde artmis durumda


  • sweetoffice  (10.02.22 18:35:10) 
Şu an işçi ve kurye eylemleri grevleri var her yerde, mesela evrensel gazetesi bunu haritalandırmış
www.evrensel.net

Fakat çoğu beyaz yakalıya göre bu geçim derdi eylemleri "amele işi" bulunuyor

Twitter en azından bilgi sahibi olmak adına bu açıdan aktif, zaten bir iki hesap takip edince diğerlerinden de haberdar olursunuz
  • freebird5406_2  (10.02.22 18:49:01 ~ 19:01:10) 
nasıl delirtmesin ki. kesinlikle sokaklara dökülmemiz lazım ama olmuyor bir türlü. "ne olacak bunun sonu böyle" çok klasik ama hep sormamız gereken soru. cidden benim de en çok merak ettiğim soru bu. nasıl son bulacağını çok merak ediyorum. gerçek bir kriz olsa bunları yaşar mıyız acaba. ölmüyor, sürünüyoruz resmen.


  • nothing in my way  (10.02.22 19:53:55 ~ 19:56:05) 
Y jenerasyonunun yasi biraz buyuk olanlari 94 krizini cocukken gordu. Geri kalani da 1999-2001 buhraninda kasarlandi.

Kisaca alisik insanlar.

Deliren yeni jenerasyon. Biz coktan delirmistik zaten.
  • darkrocq  (10.02.22 19:55:48) 
1 paket 180gr kuruyemiş 62 tl !

delirtmiyor olmasının nedeni bir nebze olsun "tuzu kuru" kesimde olmak. ancak kısıtlı bütçelerle yaşayan insanlar için cidden üzgünüm.
  • orpheus  (10.02.22 21:08:51) 
darkrocq + 1


  • dreamnesiac  (10.02.22 21:11:03) 
ben bugün 1 şampuan 1 sıvı sabun aldım, 100 tl civarı tuttu.


  • deartheodosia  (10.02.22 22:22:13) 
Delirmek değil bu “akıllanmak”(!) ama “uslanmak” anlamında.

Ne zaman dert yanan olsa “abi buraya da siyaset bulaştırmayın” diyen kitlenin konforu dayanılmaz boyutta bozuldu. Ve bu kitle siyasey yapmadan bununla nasıl başa çıkabileceğini bilmiyor. O yüzden isyan etmek yerine deliriyor.

Bugün bu kitle haberlerde x’le mücadele diye kutsal herhangi bir kavramla ilgili haber görse yine sınıfını (ezilen, işçi, emekçi, yoksul vs) unutur. sınıf bilinci yok.

Yoksul insanlar ölür, büyütülmez. Bir fabrika batar, ülkemiz nasıl kalkınacak, ülke kalkınsın ki hepimiz kalkınalım der. Güçsüzü dert etmez, güçlüyü eder.

Fırsat bulsa kendi de %100 zam yapar.

O duygusal, vicdanlı, merhametli, dayanışmacı, filmlerde bile yardımsever görünce gözleri dolan yönünü bir yere evriltemez bizim güzel toplumumuz. O kanallar kopuk.

Böyleyken biz daha çok deliririz…
  • her giriste sifresini unutan adam  (11.02.22 01:55:26) 
benim nesil bence çok alıştı. bence biz hiç refahın tadını çıkarmadık. 94'lüyüm, belki 85'li falan olsam en azından araba almış, ev kredisi ödüyor olabilirdim şu an aylık 3k falan ama tam mezun olduk ekonomi serbest düşüş sürecine girdi. ha düzeldi ha düzelecek dedik daha da kötü oldu.

mesela ben part time çalışıyordum öğrenciyken fena da para kazanmıyordum. dedim ki bir sene okulu uzatayım hem ortalamam yükselir hem de şu ekonomik darboğaz çözülür zaten fena para kazanmıyorum full time işe girsem şu ekonomide azıcık fazlasını alıp daha yoğun çalışacağım. büyük hataydı. 2018'e kadar olan şeyler vardı tabii ama 2018 sonrası ben daha net hissetmeye başladım.

şu an arabası olan(bu bir kriter benim için çünkü araba = hayat kalitesine önemli katkı) bütün arkadaşlarım öğrenciyken ailesi aldığı için veya sonrasında aile desteğiyle aldığı için var. market fiyatlarına gelecek olursam, tek yaşayan biri olarak market alışverişi yapmak iyice zorlaştı çünkü ölçeklendiremiyorum ev ekonomimi. mesela 5'li paket bozulabilen x ürünü çok uygun olduğu halde alamıyorum çünkü çöpe gidecek yarısı. tek kişilik yemek yapmak çok zor. hayatıma da yansıyor bu durum, max 2 ay işsiz kalsam aç kalırım böyle bir dünya olabilir mi ya. İngiltere'de yaşıtım Doncaster denen UK'in en rezil şehirlerinden birinde asgari ücret ile detached house'da yaşayıp benzin fiyatlarından şikayet edebiliyor.

mesela zamları da ön göremiyorsun artık. annem tv alacaktı. 2 senede yüzde yüz elli en az zam gelmiş tv'lere. alayım yine zamlanır dedi, içimden "yok ya artık daha ne zam gelecek" dedim ama al bence de dedim. iyi ki almış. yine zam geldi çünkü.

fiyat algısı denen bir şey kalmadı en kötüsü de o. evdeki stoklar bitiyor mesela her alışveriş bir dayak yemiş hissi yaratıyor. bulaşık makinesi tabletlerim bitince nolacak bakalım asıl.

martta ne zammı gelecekmiş market ürünlerine mi?
  • floydian  (11.02.22 02:17:04 ~ 02:18:02) 
Biberin kilosu 29 tl.
Söyleyeceklerim bu kadar

  • photo85  (11.02.22 13:07:49) 
darkrocq +1


  • blatta hiberna  (11.02.22 13:10:26) 
[]

Yüksek lisans tez süreci ve tam zamanlı çalışma

Yüksek lisans derslerimin bu dönem itibariyle tamamını verdim. Geriye tez asamasi, seminer dersleri kaldı. Geçen sene full time çalışıyordum; derslerle birlikte beni çok yordugu için bu dönem ayda 6 gün çalışmalı part time sisteme geçmiştim.

Derslerin bitmesiyle acaba tekrar tam zamanlı çalışsam mi fikri aklımda donmeye başladı zira evde oturunca da kendimi çok verimsiz hissediyorum. Tempoya alışkınım ve seviyorum. Maddi kaygım çok fazla yok; part timedan aldığım ücret ve başka yan gelirlerim bana yetiyor ama full time çalışınca daha yüksek meblağ da kazanmış olacağım tabii ister istemez, bu da aklımı çelen bir başka konu.

Durum böyleyken tez aşamasında tam zamanlı çalışmak nasıl bir deneyim olur? Beni çok zorlar mı, yoksa sadece tez kaldığı ve önümde bir sene oldugu için rahatça idare edebilir miyim? Bu dönemi daha önce yaşamış olan kişilerden fikir almak istedim. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Açıkçası olay bölümüne, hocana hatta tez konuna göre değişir. Yine de bence aynı anda full zamanlı çalışarak bitirilmeyecek şey değil. Ders dönemindeki yoğunluğa kıyasla daha rahat da olur bence. Ders döneminde birçok ders, sınav, proje vs oldukça yorucu olurken tez döneminde sadece tek konuya odaklanıyorsun.


  • j r r tolkien hayrani  (02.02.22 23:50:15) 
Derslerle birlikte tam zamanlı çalışabilmişsiniz, büyük saygı duydum :) Genelde en zoru budur.

Tezin hayatınıza nasıl etki edeceği tamamen tezinize bağlı. Deney yapacaksanız, bir yerlere gitmek zorunda olacaksanız filan zorlayabilir. Masaya oturup yapacağınız bir tezse bunu tam zamanlı çalışarak yapan çok öğrencim var.

Hocanızla da konuşun. Bu tez bir yandan dışarıda çalışarak yapılmaz gibi şeyler söyleyenler de var. Sonuçta hocanız teze oldu ya da olmadı diyecek.
  • cosmicstring  (02.02.22 23:51:33) 
tezinize ve hocanıza bağlı +1

bana ders kısmında kolaylık sağlamışlardı, sunum olması gereken bazı ödevleri yazılı olarak kabul ederek vs. buna rağmen günde iki saatten fazla uyuyamıyordum. ama tezde derinlemesine görüşme yapmam gerekince ve sunduğum alternatifleri hocama beğendiremeyince bırakmak zorunda kaldım. tarama, araştırma ve derleme falan da büyük zamanınızı alacak, iş haricinde evdeki sorumluluklarınızı da göz önünde bulundurun muhakkak.

kolay gelsin.
  • south park in kapusonlu uyesi  (02.02.22 23:59:35) 
10 gun once ben de nihayet danışman onayımı da alarak teze başladım. benimki yurtdisi, tr'de nasıl isliyor bilmiyorum ama su an hicbi is yapmıyorken bile yeteri kadar zaman bulamıyorum araştırma yapmaya. daha hala literatür kismindayim. konuyu ve basliklari belirledim ama hep diyorum allahtan calismiyorum yoksa napardim diye. bu biraz da ortaya çıkarmak istediğiniz is ile alakalı bence. bi yandan da is olanakları doğuyor vs diyorum buna deger mi ve her turlu tez daha faydalı geliyor sonuçta benim icin uzun ve onemli bi sureci bitiriyor oldugum ve kendime zaten en iyi yatırımlardan birini yapıyor oldugum icin maddi bi kazanc fikri bi kac ayligina direk devre disi kalabiliyor. tezin tadını cikarin bence. kolaylıklar dilerim. umarım en verimli sekilde atlatirsiniz.


  • slalom  (03.02.22 00:00:12) 
Bölüm önemli o detayı unutmuşum; psikoloğum, klinik psikoloji yüksek lisansı yapıyorum.

Bizde lab ortamında çalışma olmuyor genelde anket üzerinden yürüyor işler ama literatür tarama vs gibi kısımları hesaba katmadim tabii. Kalitesiz bir tez de ortaya çıkarmak istemem asla. Aynı kaygıyla baktım olacak gibi değil; ilk ders dönemini stresten kurdeşenler dokerek de olsa tam zamanlı çalışarak tamamladım ama ikinci dönem hemen part time a geçiş yaptım. Dersler de bu dönem bitince yüküm daha da hafifler diye düşünmüştüm.
  • fraise  (03.02.22 00:10:00 ~ 00:13:09) 
Benim gözlemim TR'de tez aşamasında işe giren ne kadar insan varsa hepsinin işle ilgili nedenlerden ve yoğunluktan tezi çöp oldu, yüksek lisans diploması da alamadılar.

Sizin nasıl bir iş yaptığınızı bilmiyoruz, en iyi siz karar verebilirsiniz.
  • dreamnesiac  (03.02.22 01:40:27) 
Bu dediğimin tek istisnası devlette rahat bir iş olabilir belki, parantez içinde onu ekleyeyim :)


  • dreamnesiac  (03.02.22 01:41:15) 
[]

Alerji hapı uyku ve iştah açıklığı durumuna alisiliyor mu?

Yaklaşık bir aydır her akşam alerji hapı alıyorum. Hapin etkisinden yana hiçbir sorunum yok tüm sorunlarımi çözdü. Doktorum da iyi gelirse bütün bir kış kullanabilirsin demişti. Fakat yan etkisi olan uyku ve iştah açıklığı beni çok zorluyor. Günde 10 saat uyusam yataktan çıkarken zorlanıyorum ki son bir ayda ortalama 11 saat uyumuşum zaten. Ve bir de deli gibi iştahım açıldı, bu da bana 1,5 kilo olarak döndü bile. Asla doymuyorum. Bu iki madde hayat kalitemi ciddi manada etkilemeye başladı.

Bu etkilere vücudum alışır demiştim ama alismiyor mu? Recetemde yazıldıigi için üç aylık ilacım elimde mevcut. Ama eğer böyle devam edecekse tekrar bir doktora gitmeyi planlıyorum.

Kullanan tecrubeliler vardır belki diye sorayım istedim. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
bende istah acikligi yapmamisti (ya da istahim hep acik oldugundan fark etmemis de olabilirim bilmiyorum :) ). uyku haline ise alisilmiyor maalesef, ne zaman kullansam hep uykum var hep uykum yetmemis.

bir de uzun sureli kullanimindan emin olamadim. vucut bir sure sonra alisiyor cunku ilaca ve etki etmemeye basliyor, piyasadaki neredeyse tum alerji haplarini kullanmis biriyim ve bazen biri bazen baskasi ise yariyor duzenli kullanmaya kalkarsam bi sure sonra vucudum yine hap kullanmiyormuscasina reaksiyon vermeye devam ediyordu. doktorunuz bu konuda bir sey demediyse sormanizi tavsiye ederim.
  • in vino veritas  (24.01.22 13:21:43) 
uyku durumu hep kalır. o tarz alerji ilaçlarını acilde sakinleştirici niyetine bile vurduğumuz oluyordu bizim. tekrar bir doktora gidebilirsin ilacını değiştirmesi için. uyku yapmayan etkili alerji ilaçları da var.


  • nolmus yani  (24.01.22 13:51:20) 
İn vino veritas, uzun süreli kullanımdan kastı bu kış içindi esasında zira alerjik sinuzitim bayağı altaladi bu sene. Önce iki hafta kadar iki antibiyotik kullandım, sonrasında bir burun spreyi ve alerji hapi verdi 3 aylık. Her kutu arasında bir hafta ara vererek kullanacağım ama ilk kutu etki etmezse bakarız demişti; bana çok çok iyi geldi de bu uyku ve iştah olmasa daha iyi olacaktı.


  • fraise  (24.01.22 14:12:42) 
Bu hapın adı var mı ? levmont, desmont vs ? Eğer Desmont ise 1 ay sonra uyku ve sersemlik kalmıyor. Yalnız bende inanılmaz yan etkileri olduğu için 2 ay kullanabildim.

Kasıklarıma doğru avuç içi kadar alan kabardı ve derisi döküldü.
  • kimlanbu  (24.01.22 16:39:39) 
[]

Air fryer, stand mikser ve ekmek yapma makinesi

Herkesçe çok popüler olan bu aletleri kullananlardan fikir almak için geldim. Şöyle ki genisce bir mutfağım var ve mutfakta vakit geçirmeyi severim. Dolayısıyla 3 çeşit kahve makinesi, tost makinesi, büyükçe bir robot, mix& go vs derken yeterince teknolojik aletimiz var zaten. Artık seçerek alıyorum, kalabalık yapmak istemiyorum. Bu yüzden kullananların fikirleri önemli benim için.

İlk olarak bu Air fryer her yerde karşıma çıkıyor; bir yandan mantıklı geliyor, bir yandan yıllar önce Tefal modeliyle yapılmış patates kizartmalarini yiyip 'bu ne ya sünger gibi. Bunu yiyeceğime ayda bir normal kızartma yerim', dediğimi hatırlıyorum. Alanlar memnun mu? Aşırı kızartma tüketmeyen bir aileye önerirler mi?

İkinci olarak stand mikserleri merak ediyorum. İşlevini tam anlamadım. Poğaça vs yapacaksam zaten el mikserim var. Evde iki kişiyiz. Ortalama 2 haftada bir gibi de poğaça, kek vs yapılır bizim evde. Almaya değer mi? Bütün arkadaşlarım kullanıyor ama bana cidden amaçsız geldi.

Son olarak ekmek yapma makinesi. Bunu almayacağım, annemde var. Kendisi iki yıl önce halamda görüp heves etmişti, bir iki ay kullandı; kilere kaldirdi. 'benim mutfağım küçük, yer kaplıyor. Al, götür sen kullan. Hem yoğurt, reçel filan da yaparsın' dedi. Açıkçası evde ekmeği pandemi dönemindeki furya haricinde hiç denemedim ama pizza hamuru vs de yapıyormuş sanırım; bu özellikler çekici geldi. Alıp getirsem kullanır miyim?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Stand mikseri genellikle ekmek yoğurmak için kullanıyorum. Ekmek hamuru yoğurmak için oldukça faydalı. Diğer amaçları için kullanmadım ama uzun süre çırpma gerektiren işler için de faydalı olabilir. Örneğin normal mikserde bir el sadece mikseri tutuyor, stand mikserde tutmak gerekmiyor.


  • inheritance  (14.01.22 12:15:09) 
Airfryer için cevap verebilirim (flyer değil :) )

Dondurulmuş patatesi 12 dakikada kızartıyor. Bence yağda kızarmış patatesten çok çok daha güzel ve lezzetli oluyor. Normal patatesle denemedim hiç ama et, tavuk, balık pişirmede de baya iyi. Mangal ya da döküm tava kadar güzel olmuyor tabii ama yine de normal tavada ya da yağda pişmesinden daha iyi.

Geçen gün fiyatlarına baktım baya uçmuş. Hani biraz daha ucuz olsa düşünmeden alınmalı derdim ama şu an Phillips Airfryer XXL 4.100 lira civarında.
  • himmet dayi  (14.01.22 12:17:37) 
Himmet dayı, her şeyin fiyatı çok arttı zaten maalesef. Fiyat dışında işlevselliğe bakıyorum aslında. Vee düzeltme için teşekkürler, yazarken de bir tuhaf gelmisti zaten :))

İnheritance, ekmek makinesini getirsem standa gerek yok gibi bir durum ortaya çıkıyor o halde.
  • fraise  (14.01.22 12:27:09) 
Xiaomi'nin da var aslında. Fiyatı 2.800 civarı. Phillips kadar iyi midir bilmiyorum ama trendyol'da puanı 4.7/5. Gerçi çok kompleks bir sistem değil, hava üflüyor sonuçta ama yine de denemeden bir şey diyemiyorum.


  • himmet dayi  (14.01.22 13:15:10) 
Mutfagimiz kucuk, buyuk olsa hanim alet dolduracak.

Airfryer: Bizde airfryer ozellikli instant pot pisirici var. Ben airfryer kizartmalarini normal fritozden daha cok seviyorum.

Stand Mikser: Elle buyuk miktar sey yogurulacaksa kesinlikle buyuk kolaylik. 2 ay once is arkadaslarima 3 kilo kofte yaparken keske olsaydi dedim.

Ekmek yapma makinasi: Ben biraz overrated goruyorum. Alan cok kullanamadan kenara kaldiriyor, firmalar da uretip satmaya ilgilerini kaybetttiler zaten. Iyi bir elektrikli pisirme maknasi alirsaniz bu ozellikten de bulabilirsiniz.
  • cleric  (14.01.22 13:24:09) 
Airfryer: hiç kullanmadım, yerim olsa ondan önce slow cooker tercih ederdim.

Stand mikser: standart kalıpta kek, bir ölçü kurabiye vs için gereksiz, hatta uygun değil. Haznesi büyük olduğu için az miktarda malzemeyi rahat çırpamıyor. Öyle işlerde hâlâ el mikseri kullanıyorum. Stand mikseri en çok hamur yoğurmak için kullanıyorum. Büyük kalıplara uygun, malzemesi fazla olan kek, kurabiye, pandispanya vs için gerekiyor. Bir de buttercream, mereng falan gibi uzun uzun çırpılması gereken şeylerde çok iyi oluyor. Ama standart ev kullanıcısı için çok gerekli değil, ben pasta yapmaya meraklı olduğum için çok seviyorum ve çok kullanıyorum.

Ekmek makinesi: Bir ara kullandık, sonra makinesiz daha güzel ekmek yapıyoruz diye makineyi başkasına verdik. Tam elden ele gezen, herkesin birbirine kakalamaya çalıştığı alet :))
  • kobuzchu kiz  (14.01.22 15:45:46) 
tefal actifryım var ve az evvel içinde hazır pizza pişirdim. çok kullanışlı ve elektrikten tasarruf ettiren bi cihaz.
stand mikser hamur köfte harcı vs yoğurmak için vazgeçilmezim
ekmek yapma makinesi de çok isterim alayım. evde ekmek yapan biriyim fırından daha kısa sürede pişiriyorsa eğer değer
  • photo85  (14.01.22 19:02:13) 
tefal actifry da kullandım ama philips'in yerini asla tutamaz.
bence airfryer çok daha başarılı.
tefal'de yapılan patatesleri ben de anlamsız buluyordum, bu çok başarılı.
yağsız biber kızartmak, lazanya yapmak, her türlü et pişirmek falan muhteşem.
çok fazla seçeneği var.

kobuzchu kiz slow cooker demiş ama bende o da var, airfryer'ın yerini tutacak bir şey değil o bence.
kıyas kabul etmez hatta kullanışlılık açısından.

stand mikseri kullanmıyorum, gönlümde senelerdir kitchenaid yatıyor ama işte...

ekmek yapma makinesini de bilerek almıyorum çünkü fırında ekmek yapıyorum, ihtiyaç duymuyorum.
  • blatta hiberna  (14.01.22 19:13:58 ~ 19:14:50) 
[]

Hangi özel sağlık sigortasını kullanıyorsunuz?

Eşim ve benim için bir aile sağlık sigortası yaptırmak istiyoruz fakat seçenekler o kadar çok ki aklımız karıştı, aralarında tam olarak ne fark var; onu da anlayamadık. Full+ full paketler var; biz de olmuşken covid testi, ilerde bir gün olursa diye doğum paketi, çocuğu da kapsayıcı sigorta vs gibi şeyler de dahil olsun istedik. (Bu arada şu an için çocuk düşüncemiz yok, öyle bir düşünce olursa paket yukseltme gibi bir şey oluyor mu?)

Bu kadar full pakete gerek yok diyen de var, olmuşken bunlar olsun zaten diyenler de var. Hatta bir tane patili sigorta gördük, aaa kedimizi de sigortalatalima kadar vardı olay. öyle çok fazla doktor ziyareti olan insanlar değiliz. Senede bir, iki kere gidiyoruz.

Siz hangi firmanın, hangi sigorta paketini kullanıyorsunuz? Memnun musunuz?bir de ortalama yıllık ne kadar bir ödeme yapıyorsunuz?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
yeni yaptırdım.
acıbadem'in full+full'ünü tercih ettim.

aslında allianz da iyi ama çok fazla pahalı geldi.

hem ayakta hem yatarak full yaptırmamın nedeni, ayakta sınırlının aslında işe yaramaması "bence".
mesela yıllık 7500 lira limitli ayakta yaptırıyorsunuz.
gittiğiniz kuruma göre bir tane mr lazım olsa, yarısı gitti zaten.
üstüne bir de 2-3 tahlil isteseler, 7500 bitti.

ya da mesela ben şuna dikkat etmiştim.
ayakta dedikleri tahlil ve kontrollere, operasyon öncesi tahliller de dahil ediliyor.
allianz poliçesinde böyleydi mesela.
ameliyatı acıbadem'de olacaksanız, ameliyat öncesi ve sonrası yapılan tahlil ve kontroller zaten o ücreti aşar ya da en iyi ihtimalle sınıra dayanır.
acıbadem'de de, ayakta full değilse, böyle bir durumda bu tip tahliller için hastaneye yatış gerekiyordu.
yani ameliyat olacaksanız, fazladan 1-2 gece kalacaksınız ki, ayakta tedavi paketinizden düşülmesin yapılan tetkikler.
ama bu da poliçe yenilenirken hastanede yatmış olma sürenizi etkiliyor tabii.

benim poliçe için 7500 limitli ayakta ve sınırsız arasında aylık 150-200 civarı bir fark vardı, direkt full yaptırdım o yüzden.

bekleme süresine dâhil olan rahatsızlıklara da göz atmayı unutmayın.
bir de, genelde gittiğiniz kurumları düşünün.
mesela amerikan'a gitmezseniz allianz'da yüzde 10'luk bir indirim oluyor.
benim doktorlarımdan biri allianz anlaşmasına devam etmiyor, acıbadem'le anlaşması varmış mesela.
düzenli gittiğiniz ya da başınıza bir iş geldiğinde tercih ettiğiniz doktorların, hastanelerin hangi şirketlerle çalıştığını sorun muhakkak.
  • blatta hiberna  (11.01.22 16:16:36 ~ 16:17:03) 
allianz, limitsiz, ayakta %80 odemeli, sari network (amerikan hastanesi haric tum anlasmali hastaneler), esimin limitsiz dogum dahil kullaniyoruz. memnunuz. yillik 2 kisi 27000tl civari bir seydi sanirim. limitsiz dogum biraz pahali yapiyor. covid testi yok sanirim bizimkinde. ben ameliyat oldum liv hospital'da bir sikintimiz olmadi, gecmis olsun, yapabilecegimiz bir sey var mi diye aradilar, sordular. ameliyattan sonra da hediye el havlusu gonderdiler vakko'dan. :)

dogum icin bir bekleme suresi oluyor (bizim 5 aydi). sigortayi yaptirdigin gibi hamile kalirsan karsilamiyorlar.

cok gitmiyorsaniz limitsize gerek yok. senede 1-2 kere icin uygun fiyatli bir sey yeterli bence. sgk kabul etmeyen hastanelere gitmiyorsaniz tamamlayici saglik sigortasi yeterli. tamamlayici sigortalar oldukca ucuz sanirim.
  • lemmiwinks  (11.01.22 16:18:57) 
3 sene Acıbadem'di, son 2 senedir Türkiye Sigorta. Çok hasta olan biri değilim, hatta sadece rutin kontrollerime giderim her sene (göz, jinekolog, diş) ve birkaç kere tam kan sayımı yaptırırım. Pandemi dönemi anladım ki sigorta tek başına çok da bir şey ifade etmiyor, o nedenle en üst pakete yükselttirmedim. Ben hiç yaşamadım ama provizyon onayı alamayan da çok oluyor, önceki hastalıklarınızı kapsamıyor çünkü poliçe.

Ankara'da olduğum için buranın özelinde konuşacağım, muhtemelen büyük şehirler için bu durum aynıdır. A sınıf özel hastaneler dışında (Memorial, Acıbadem) tüm özeller artık devlet hastanesi gibi kalabalık. Randevuyla gitseniz bile saatinde doktoru göremiyorsunuz, aynı gün işlerinizi bitiremiyorsunuz. Sonuçları ya telefon görüşmesiyle ya WhatsApp üzerinden konuşuyorsunuz. Popüler bazı doktorlar sigorta ile anlaşmaya devam etmiyor, onlara ayrıca ödeme yapıyorsunuz derken artık bir noktada "Eee o zaman ben neden bu sigortayı yaptırıyorum?" noktasına geliniyor. Bu nedenle tahlilleri vb kapsayacak özel sigorta ve ilaveten doktor muayehanesi bana daha mantıklı geliyor. En azından işiniz savsaklanmıyor, pandemide kalabalığa minimum giriyorsunuz ve ortalama aynı ücrete maloluyor (Bu nedenle eşime 6000 liralık tam kapsayıcı paket aldık, ben tamamlayıcı aldım 2000 liranın altındaydı).

Patili sigorta içerik olarak çok yetersiz gelmişti bana. Doğum paketini 1 sene önceden yaptırmak gerekiyordu sanırım ama bu sene bana istediğiniz zaman ekleriz dediler. Zaten çoğu hastanenin kendi paketleri oluyor, o nedenle ben de bu dahil etme olayı gerekli mi merak ediyorum aslında.
  • marla is in my head  (11.01.22 16:30:55) 
Biz SGK geçen hastaneleri kullandığımız için ve fiyat olarak çok avantajlı olduğu için tamamlayıcı sigorta kullanıyoruz. Çok fazla hastaneye giden insanlar da değilseniz yetebilir, bir değerlendirin. Dolayısıyla en mantıklısı kullanacağınız hastaneler ile sigortanın anlaşmalı olduğu kurumları karşılaştırmak öncelikle.

Onun dışında çocuk henüz hiç planlarınız arasında yoksa doğum paketine şimdilik gerek yok. "Önümüzdeki seneden itibaren düşünürüz belki" derseniz ekletin. Teminatları sonradan ekleyebilirsiniz.
  • gmzo  (11.01.22 18:21:20) 
[]

Miband 6 ince bilekli biri için uygun mu?

İki gündür miband 6 sipariş vereceğim sırf bu yüzden kararsız kalıyorum. bende miband 2 var; yıllardır kullanıyorum kendisini, artık yenisini alma vaktim geldi. Miband 2nin duruşu bileğimde çok sorun olmuyor fakat sonrasında ekran büyütmeye gittiler sanırım. Benim bileğim gerçekten çok ince; şimdiye kadar herhangi bir saati, bilekliği tadilatsiz kullanabilmisligim yoktur dersem yanlış söylemiş olmam. Bu durumda miband 6 çok mu büyük durur yoksa miband 2 gibi idare edebilir miyim?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
kasası biraz büyümüş tabii ama çok ciddi bir fark yok. Boyu 7mm uzamış.

Band 2 çok emanet durmuyorsa 6 da idare eder muhtemelen. Bir de hasır kayışlardan var (www.hepsiburada.com ) bunlardan alırsanız hiç sorun olmaz.
  • himmet dayi  (09.01.22 21:29:37 ~ 21:29:44) 
Orjinal kayışı ile en küçük hali böyle: ibb.co Olmama ihtimali yok bence.


  • 10032007  (09.01.22 21:37:34 ~ 21:37:47) 
Himmet dayı, bu kayıtlardan hiç haberim yoktu; öğrendiğim çok iyi oldu teşekkür ederim.

10032007, resim için teşekkürler. 1 lira ile bileğimi ölçtüm ben de :)

Kayış ve mibandimi sipariş verdim sayenizde :)
  • fraise  (09.01.22 22:32:42) 
9 yaşındaki kızım kullanıyor. Kendisi 32 kilo hiç büyük durmuyor.


  • ayhsegull  (09.01.22 23:14:14) 
[]

Bu duyuruda yılbaşı mezelerimizi paylaşıyoruz

Efendim yılbaşı menüleri artık yavaş yavaş tamamlanmaya başlarken bu yıl için farklı bir iki şey daha yapayım istedim, duyuruya geldim. Yılbaşı masalarinizda olmazsa olmazlariniz ya da 'şunu yaptım çok güzel oldu, yılbaşında da yapacağım.' dediğiniz mezeleriniz varsa benimle de paylaşır mısınız?

Ben bu yıl için fırında limonlu tavuk, mercimekli/sebzeli çorba, patates püresi, yeşil salatayı yemek kısmı için netleştirdim. Meze olarak annemin hazırlayıp buzluğa bıraktığı içli kofteleri, kuru dolmaları birer tabak olacak. Havuç tarator, haydari ve Amerikan salatayi da süsleyip masaya eklerim dedim. Tatlı olarak da tiramisu ya da kütük pasta düşünüyorum.

Herkese musmutlu, sağlıklı bir yıl dilerim şimdiden!

 
yemek kısmı çok sıradan olmuş yani hepimizin hergün yediği şeyler, yılbaşı için daha değişik bişeyler düşünmez misin?


  • killerbee  (26.12.21 15:20:03) 
Gelen arkadaş grubu yemek konusunda oldukça seçici insanlar olduğu için herkesin tamam dediği bir bu menü var maalesef. Ben zaten normalde vejetaryenim. Tavuğu gelenler yiyecek artık.


  • fraise  (26.12.21 15:28:46) 
Biber borani yapacağım bu yilbasi


  • all girls dream  (26.12.21 15:35:08) 
son akşam yakındaki tekelci & mezeciye gidip karar vereceğim galiba. yemekte de kuzu kapama, yanına kestaneli pilav, yeşil salata.


  • zgrydn  (26.12.21 15:54:17) 
annemin meşhur bir patates salatası vardır, yılbaşlarında muhakkak yapılır.
tarifini alta yazarım ama onu sevdiğimiz için gündelik hayatta da çok yaparız.

bunun dışında mesela çerkes tavuğu, italyan salatası, arnavut ciğeri, karides kokteyl, 1-2 zeytinyağlı dışında, et ne olursa olsun muhakkak yanında iç pilav ya da kestaneli pilav falan gibi şeyler yapılırdı bizde.
benim sonradan keşfettiğim kalamarlı mücver de iyi olabilir mesela çeşit olarak.

karışmak gibi olmasın, misafirleriniz seçiciymiş ama mesela çorbayı krutonlu soğan çorbasına dönüştürüp, bir iç pilav pişirseniz, patates püresini de dereotlu falan yapıp, yeşil salataya nar ekleseniz sanki daha bir yılbaşı havası olabilir.

patates salatası tarifi:
patatesleri -tercihen kabuklarıyla- haşlıyorsunuz.
aşırı haşlanıp parçalanacak kıvama gelmesinler ama.
haşlandıktan sonra zevke göre tuz karabiber ekliyorsunuz.
zeytinyağı, sarımsak falan asla eklemiyoruz.

patatesler soğuduktan sonra büyük küpler halinde, çok ezmeden parçalıyoruz.
yoğurtla mayonezi karıştırıp (yoğurt değil, mayonez tadı baskın olacak şekilde), dere otu ve taze soğanla birlikte harmanlıyoruz.

patateslerin yoğurtlu mayonez karışımında yüzmemesi ama üstlerinin kaplanması lazım, oran olarak öyle hesaplayın.
dereotu ve taze soğan bol olursa daha iyi oluyor ama tabii zevke bağlı.
ben göz kararı yaptığım için ölçü veremedim.
özellikle kırmızı et yanına çok yakışıyor.

size de mutlu yıllar!
  • blatta hiberna  (26.12.21 15:57:05 ~ 16:01:45) 
Blatta tavuk kısmı sanırım karışmış; iç pilavlı bütün limonlu tavuk olacak aslında o. Çorbayi soğanlı eşim hayatta içmez mesela :) ama dereotlu patates püresi güzel fikirmis. Yeşil salataya nar ekleme fikri aklımdaydı.

Patates salatasini not ettim, teşekkür edeeim
  • fraise  (26.12.21 16:15:00) 
evet, ben tavuğu pilavsız düşündüm :)

kremalı brokoli çorbası falan?
brokoli sevmeyenler bile severek içebiliyor.
ya da hani kremalı pancar veya mantar çorbası gibi şeyler de olabilir.

değiştirmek zorunda değilsiniz tabii, fikir olarak söylüyorum sadece.

bu arada tatlı olarak üstü nar soslu panna cotta falan da seçenek olabilir.
  • blatta hiberna  (26.12.21 16:23:15) 
www.youtube.com

pasta görünümlü meze. güzel bir sürpriz olabilir.
  • faithless  (26.12.21 16:42:15) 
Annem yıllardır sadece yılbaşında yapar, gelenekseldir bizde.

Meyve salatası:elma, ayva, portakal, mandalina, muz, kivi. Hepsini soy. Minik doğra, üstüne 1 greyfurt suyu dök, damak tadınıza göre pudra şekeri ekle ve karıştır. Buzdolabında beklet. Servis yaparken üzerine nar taneleri serpiştirin.

Gerçi et yemiyorsunuz ama yiyenlere fikir olsun.

1 Yufka ve 1 paket sosis ve 1 kutu kürdan alın. Sosisi (yapacağınız miktara göre 2 ya da 3 sosis) yaklaşık alyans kalınlığında dilimleyin. Yufkayı tezgaha açın ve ister temiz bir yüzük yardımıyla minik daireler yapın, isterseniz o büyüklükte küçük kareler kesin.
Bir kürdana 3-4 parça Yufka takın, sonra 1 dilim sosis sonra yine 3-4 Yufka sonra yine 1 dilim sosis ve yine Yufka...

Patates kızartır gibi derin yağın içine bu kürdanları atın 2 - 3 dakika kızartın (Yufkanın rengi dönene kadar) çok lezzetli yemesi kolay bir aperatiftir.

www.nefisyemektarifleri.com

Böyle yapanı da varmış:

www.google.com
  • balik kraker  (26.12.21 18:29:51) 
Balık kraker, dediğiniz gibi bunu ben yemem ama bira yanına sunum olarak aşırı güzel göründü gözüme. Not aldım, mutlaka deneyeceğim :)

@faithless, amerikan salatasını (bu bizim sofranın en istek alan mezesi) bu şekilde servis etmeye karar verdim, teşekkür ederim :)
  • fraise  (26.12.21 18:35:12) 
tuzda balık yapacağım ana yemek olarak. atom, humus, tarator, domates ezme yaparım yanına. yukarıdaki patates tarifi de güzel görünüyor, onu da ekleyebilirim. zamanım olursa jumbo karides alıp dinamit karides yapabilirim.

küçük bir pasta üfleriz sanırım 2022 dilekleri için, kendim yaparsam çilekli milföy yaparım. sonrasında sıcak şarap olabilir ya da köpüklü şarap yanına karamelli fındık/badem yaparım.

hepsi hem özenilmiş gibi hem çok basit, herkesin yapabileceği şeyler.

çakal lezzetler youtube kanalında güzel fikirler bulabilirsiniz bu arada, dinamit karides oradan. önceki senelerde yılbaşı parti serileri ve bira yancıları gibi videolar da çekmişti.

herkese mutlu seneler :)
  • marla is in my head  (26.12.21 21:43:57) 
Annem cafe işletiyor ve yılbaşı için meze yapıyorlar. Onun listesini bırakayım ben de belki fikir olur (Göktürk/İstanbul'da almak isteyen olursa da yeşillendirebilir)

Acılı ezme
Haydari
Şakşuka
Köpoğlu
Patlıcan salatası
Çerkez tavuğu
Humus
Zeytinyağlı yaprak sarma
Zeytinyağlı lahana sarma
Çiğ köfte
Sigara böreği
Paçanga böreği
Muhammara
Girit ezme
Mücver
  • housedaki topal doktor  (26.12.21 22:54:50) 
[]

Kronik sinüzitten ameliyatsız kurtulabilen var mı?

Yaklaşık bir aydır devam eden ataklarim sonrası dün gece ateş, boğaz agrisi derken sabah iyi olduğunu düşündüğüm bir doktora gittim. Daha önce gittigim doktorlar aferin sinus ve sprey yazıp gönderdi.

Kadın kulaklarıma, burnuma, boğazıma filan bakarken 'ay ay ay, of of of' nidalarıni da hiç eksik etmedi. Beynimin çok yakın bir yerinde yoğun bir akıntı varmış. Menenjit aşın var mı diye de sordu. 2 antibiyotik, ağrı kesici, ates düşürücü, gargara ve sprey ile yolladı beni. Bir hafta sonra kontrole gideceğim, tomografi cekilecekmis. Duruma göre ameliyat bile olabilir dedi. Takdir edersiniz ki tam bir moral bozukluğu ile döndüm eve, ilaçları içtim yatıyorum.

Bu kronik sinüzitten ameliyat olmadan kurtulabilen var mı? En önemlisi menenjite filan çevirir mi? Ne yapsak bir doktora daha mı gorunsem? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
ben çocukken kurtuldum ama riskli bi yolla. acı kavun diye bişey var, onun suyundan 1-2 damla damlatmışlardı burnuma. şimdiki aklım olsa yaptırmazdım belki, çok tehlikeli olduğunu söylüyorlar ama çok şükür sinüzitten eser kalmadı bende o günden sonra.


  • mustafakesekci  (22.12.21 15:49:45) 
Sinüzitin sebebini tespit edebilmek çok önemli şahsi deneyimlerime göre söylüyorum. Otoimmun sistem kaynaklı sinüzitten kurtuldum fakat bu sefer egzama ve saçkıran olarak geri döndü şahsıma.


  • uvbray  (22.12.21 16:16:22) 
[]

"Cocuk dusunmuyor musunuz?" Sorusunu bir ben mi tuhaf buluyorum?

Evet, bu bir iç dökme duyurusu oldugundan sonrasında kendini imha edebilir.

Yaklaşık 3 aydır evliyim, ondan önce de 9.5 yıldir devam eden bir ilişkimiz var. Evlendiğimin birinci ayından itibaren çalıştığım kurumlardaki yemek yapan ablalardan, öğretmenlere, uzaktan tanıdıklardan, arkadaş grubuna kadar herkesin dilinde bu soru; yıldım cidden.

Güzellikle cevap vermeye çalışıyorum ama cevap vermek zorunda da değilim esasında. Baktığınız zaman karşıdaki insanın sinirlarini ihlal etmek gibi geliyor bana bu tarz sorular ve çok garip karşılıyorum. Şimdiye kadar kimseye de böyle bir soru yoneltmemisimdir fakat bakıyorum insanlar gayet doğal bir şekilde soruyor bu soruyu, sahiden bir tek bana mı tuhaf geliyor? Hayır, bir de belki benim çocuğum olmuyor; nereden biliyorsunuz? empatik yaklaşmaya çalışıyorum ama yok, hala kavrayabildigim bir konu değil.

Uzunca bir süre hatta belki de hiçbir zaman çocuk dusunmeyecek benim için bu sorudan kurtulmanın bir yolu var mı sevgili tecrübeli arkadaşlar?

 
Ülkedeki hadsizliğin en yüksek çıtası belki de bu olay. Bu sorundan kurtulmak imkansız ya, en mürekkep yalamışı bile soruyor maalesef. Bence takmamayı öğrenin.


  • olaylar olaylar  (20.12.21 17:41:49) 
6.5 yillik evliyiz, bu soru bitmedi. dusunmuyoruz desen de gelmeye devam eden bir soru. kisiriz dersen o zaman vazgecerler sormaktan ama bu sefer de acimaya baslarlar, kesin bunu da bir sekilde belli ederler, yine sinir ederler. kurtulus yok yani.


  • lemmiwinks  (20.12.21 17:48:30) 
Bence çocuk düşünüyor musunuz sorusuyla çocuk düşünmüyor musunuz farklı anlamlara sahip. Samimiyet varsa çocuk düşünüyor musunuz bence çok anormal değil. Çocuk düşünmek deyince akla hemen cinsellik geliyor ama bu soru daha genel anlamda çocuk sahibi olmak anlamını taşıyor. Bu normal bir şey. İnsanlar fikir sorabilir. Çocuk düşünmüyor musunuz ise bence anormal. Evlendiniz, bu kadar zaman geçti, çocuk düşünmüyor musunuz anlamını taşıyor biraz. Ona sınırı geçmek diyebilirim duruma göre.


  • dissendium  (20.12.21 17:57:20) 
Çevreyi değiştirin. Böyle özel konuları soran kırsal kafada insanlardan uzaklaşın. İnsanları tanımak için bir fırsat olmuş .


  • garylineker  (20.12.21 17:59:37) 
Garly lineker, bu soruyu soranlarin büyük kısmı yüksek lisanslı, egitimli, entelektüel seviyesi görece yüksek kişiler. Diğer grup da iş yerlerinde denk geldiklerim. Velhasıl her kesimden biri bu soruyu illa ki soruyor; bir gruba has değil maalesef.


  • fraise  (20.12.21 18:01:21) 
Gülerek, nazikçe sana ne deyin.


  • boray eris  (20.12.21 18:05:03) 
Kesinlikle çok tuhaf. En yakın arkadaşlarıma bile sormam, zaten paylaşmak isterlerse kendileri paylaşırlar. Bu soru o kadar özel alana giriyor ki. Çocuk olmuyor olabilir, tedavi görüyor olabilirler (ki duyduğuma göre hem madden hem manen çok yorucu bir süreç), bunun ötesinde maddi olarak kendilerine güvenemiyor olabilirler, ailelerinden de yeterli destek gelmiyor olabilir, evliliklerinde sıkıntı yaşadıkları için henüz emin olamamış olabilirler, çocukluk travmalarından dolayı düşünmüyor olabilirler. Daha da sayarım yani. Gerçekten hadsizliğin son noktası.

Benim kullandığım cevaplar:
"Henüz hazır değiliz, çift olarak deneyim biriktirmek istiyoruz." (Genel olarak makul olup yine de bu soruyu soranlara)
"Senin oğlanı bekliyoruz Fatma Teyze, o yapsın biz de yaparız."(Annemlerin hadsiz komşusuna)
"Kısmet bakalım inşallah." (Tecrübeme göre bu cevap konuyu kapatıyor.)
  • gmzo  (20.12.21 18:07:10 ~ 18:07:36) 
bu sorudan kurtulamazsınız. herkes bu soruyu evirir çevirir gerekirse yüklemi başa özneyi sona getirir, bir başka dil öğrenir ama ille sorar. tavsiyem şu ki bu soruya bu kadar mana yüklemeyin. çünkü yakın aile dışında kimse mana yükleyerek sormuyor genelde muhabbet olsun diye soruluyor. düşünmüyoruz diyin geçin, anlayacaklarını düşünüyorsanız bu sorunun neden uygunsuz olabileceğiyle ilgili konuşun.

örneğin ben yakın aile dostlarımıza tatlı dille diyelim ki bir sorun var, deniyoruz ama olmuyor çok üzücü olmaz mı böyle sormanız, kimseye sormayın nolur dediğimden beri kimse ağzını açıp bir şey sormadı.
  • evde liyakat kalmamis  (20.12.21 18:16:12) 
Bu tip soruların sonu gelmiyor, evlenmeyecek misiniz, neden evlenmiyorsunuz, çocuk düşünmüyor musunuz, ikinci çocuk ne zaman? Çok kafaya takmamak lazım, 9,5 yıl boyunca ne zaman evleneceksiniz sorusuna defalarca maruz kalmış olmalısınız. İnsanlar herkes aynı yaşamı, aynı sırayla yaşasın istiyor, kimse kendi haline bırakılmıyor, benim de hiç hoşuma gitmeyen bir durum açıkçası.


  •   (20.12.21 19:04:31) 
hayatımın hiç bir döneminde çocuk düşünmemiş bi insan olarak bu soruyu densizlik, hadsizlik olarak görüyorum. bir de evlenmeyi de hiç düşünmediğim için yıllardır boğuştuğum neden evlenmiyosun versiyonu var aynı etkiyi yaratıyor. insanları da kırmak istemediğim için geçiştiriyorum bir şekilde ama özellikle belli yaşın üzerindeki insanlar bunları sormaktan asla yorulmuyor.

bugüne kadar bir şekilde gülerek geçiştirdiğim bu sorulara sanırım ülkenin de (maalesef) hali ortadayken , bundan sonra sorulsa, delirdiniz heralde ne çocuğu, ne evlenmesi? derim. soruyu sormalarını engelleyemezesiniz ama belki mevcut durumda bu sorular biraz azalır.
  • hypathia  (20.12.21 19:23:06) 
Ne zaman evleneceksiniz
çocuk düşünmüyor musunuz
kardeş düşünmüyor musunuz


bunlar kacamayacagimiz hadsiz sorulardan bazıları

okul ne zaman bitiyor
is bulamadın mi vs
  • all girls dream  (20.12.21 19:44:09) 
Ben tuhaf bulmuyorum, aksine bunu sorup cevaben şu anda düşünmüyoruz ya da çocuk istemiyoruz diyene "niye evlendiniz o zaman?" diye soruyorum. Çocuk yapmayacaksan evlenmek saçma geliyor çünkü bana.

Sana ne diyen olmadı ama diyen olursa da aynı şeyi derim, "evlendiniz ya, o yüzden sordum; çocuk yapmayacaksan evlenmek gereksiz bir şey" diye cümlemi tamamlayıp biramdan bir yudum alırım.

Soru tuhaf değil ama kime sorduğuna göre hadsizlik olabildiğine katılıyorum. Sadece, "some men just want to watch the world burn"
  • Bruce  (20.12.21 20:04:33) 
Oha Bruce ağzın bal yesin karsim. Her şeyi de o kadar abartmaya gerek yok. Muhabbet ediyo işte insanlar. Her konuda bu denli hassas olmanin manası yok. Yok dusunmuom de geç. O zaman neden evlendin +9 çocuğa mantikli sebep bulamiyorsan evlilige hiç bulamazsin yani.

Çocuk sahibi olamamayi belki sizin kadar buyutmuyor ve utanilacak bir şey olarak gormuyorlardir ayrıca.

Kime/kimin sorduguna bagli olarak bir tık hadsizlik vsvsvs +4
  • abuzer  (20.12.21 20:51:33) 
hadsizlik ve gelişmemişlik artı cahillik. eğitim seviyesi fark etmez. bu soruyu soran bir insanın nazik olma, “eğitimli” olma olasılığı yok.


  • deartheodosia  (20.12.21 20:52:29) 
Çocuk yapmayacaksam bende evlenmeyi manasız bulanlardanım.

İnsanlar sohbet etmeye çalışıyor. Çok rahatsızsanız, "düşünmüyoruz" diyip geçilebilir. Tabi sürekli aynı kişilerse "havalar da çok soğudu" derdim anlardı.
  • baldan kaymak  (20.12.21 21:11:42) 
Abuzer ve Bruce, buradaki kritik nokta bugün aynı soruya 6 kere maruz kalmam mesela; hem de 'yok şu an için dusunmuyoruz' dedikten sonra 'aa ama neden? Erkenden yapin sonra çok zorlanirsiniz' vs vs gibi ikna çabalarının devam etmesi aslinda. Bir de çok tanımadığım insanlarla hayatım ile ilgili konuları bu kadar derinlemesine konuşmak istemiyorum.

Ve çocuk sahibi olmamayi/ olamamayi utanılacak bir şey olarak görmüyorum tabii ki ama çok yakın iki arkadaşım çocuk sahibi olurken bayağı zorlu sureclerden geçtiler. O dönem onları en çok zorlayan şey de bu sorulardi, her sorulduğunda kendilerini çok kötü hissedip uzulurlerdi. Ben özellikle bu nedenden hiç kimseye sormamayi yeğlerim, karşımdaki kişiyi uzup üzmeyecegimi bilemiyorum çünkü. Mesleğim gereği de bazı insanların anlık olarak yaptığı/ sorduğu şeylerin karşıdaki insanlarda ne kadar uzun süre etki bıraktığını iyi bilen biriyim.

Çocuk yapilmayacaksa evliliğin gereksiz olduğunu düşünmek farklı bir mesele, herkesin bakış açısı farklı; ben bu soruyu soran çoğu kişinin bu sebeple sorduğunu da düşünmüyorum açıkçası.
  • fraise  (20.12.21 21:12:41 ~ 21:16:30) 
cevap: tuhaf bence de, ama Türkiye'de herkesin her şeyine karışılması çok normal karşılanıyor. Ben yakın olduğum biri sorsa "merak etme çatır çatır sevişiyoruz ama korunuyoruz istemiyoruz" derim mesela :D o utansın bana ne. Bana kalırsa bu sorudan kurtulmanın yolu kibar olmamak olabilir :D ama herkes yapamaz.

bu arada Bruce'un dediği normalde çok mantıklı ama ben şartlardan dolayı tam olarak onu yapıcam :D "Çocuk istemeden evlenmek"

Çünkü ailesiyle yaşayan (ekonomik şartlar ve üniversitede de o şehirde olmak vs.) kız ve erkek şu Türkiye'de birlikte yaşayamıyor. Aynı evde yaşamak için bile evlenmen gerekebiliyor. Üstüne biz yurtdışına gitmeyi planlıyoruz ve evlenmek orada da işe yarıyor. (diğer türlü birlikte yaşadığını kanıtlaman gerekiyor ama onu zaten yapamıyoruz işte)
  • nhk ni youkosu  (20.12.21 21:28:18 ~ 21:28:25) 
Hocam insanlar günlük konuşmada söyleyecek bir şey bulamadığında bazen böyle kasik sorulara yöneliyor. Ben küçükken derslerin nasıl diyenlere hep sinirlenirdimi. Şimdi bir arkadaşımın, kuzenimin vs çocuğu ile konuşurken laf olsundan derslerin nasıl diyorum


  • bbb_1  (20.12.21 22:17:58) 
Eski eşimle 10 sene evli kaldık. Sadece benim ofiste 17 memur vardı, kurumda tüm personel 5000 kişi. Aynı ofiste olmasak da aynı kurumda çalıştığımız için evli olduğumuzu bilen onlarca insan... Düşünün bu sadece işyeri sayısı. Bu soruya binlerce kere maruz kaldım. Tecrübeyle diyorum ki hafif heyecanlı bir tonda "ayyy inşallah" diyorsunuz. Ortalama 1 yılın sonunda hala çocuğunuz olmayınca utanıp bir daha soramıyorlar :D istemiyoruz, düşünmüyoruz, soru fazla mahrem gibi cevaplar verirseniz ömür boyu bitmiyor o konuşmalar.


  • balik kraker  (20.12.21 23:01:28) 
[]

Yakın zamanda yurtdışına çıkış icin pcr testi yaptıran var mı?

Çıktısını illa ki hastaneye gidip alıp imzalı olanı mi ibraz etmek gerekiyor yoksa e-nabiza düşen sonucu alıp götürsek sorun olur mu? Sonuçta pasaport numarası yazıyor ve sonuç İngilizce, barkod da var. İlla gitmek gerekiyor kısmını tam olarak anlayamadım.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
enabız'daki yetiyor


  • co2s2  (07.12.21 15:18:29) 
kıbrıs için kıbrıs sağlık bakanlığı uygulaması formu doldurmak + çıktı almak gerekiyordu geçen hafta.


  • ankarakecisi  (07.12.21 23:02:46) 
gecen ay uctum, cikti goturdum..ucaga binene kadar 3 kere baktilar farkli guvenlik noktalarinda.


  • cooperr  (07.12.21 23:10:15) 
Son durumda olan şeyi yazayım; THY'ni aradım, co2s2'nin dediği gibi e-nabizdaki sonucun çıktısı yeterli, özel olarak mühür, imza vs belirtilmemiş zaten gerektiğinde qr kodu var dediler. Ben de bu şekilde gittim.

Sonuç itibariyle herhangi bir sorunla da karşılaşmadım.
  • fraise  (08.12.21 08:28:34) 
[]

Sadece İngilizce bilerek yurtdışına tasinanlar

Avrupa ülkelerinin birinden (İsviçre) vatandaşlığım var, ailem orada yaşıyor. Ben Fransızca biliyorum, üniversite eğitimimi ve yüksek lisansımı Türkiye'de tamamladim/ tamamlıyorum, psikoloğum.

Eşim de elektrik elektronik mühendisi. Fransızca hiç bilmiyor ama iyi derece ingilizce biliyor, uzun yıllardır da tecrübeli.

Yıllardır gitsek gitmesek derken, her horoz kendi çöplüğünde iyidir mantığında, ekonomik olarak da ülkenin geneline oranla görece iyi bir konumda olduğumuz için gitmeyi pek düşünmemiştik, yeniden düzen kurmak hep zor geldi; özellikle eşim için. Fakat şu anda ben bunları yazarken bile oturduğumuz yerden fakirlesiyoruz. Sonu nereye varacak, o da belli değil. İsviçre'de gidip Cenevre'ye yerleselim düşüncesi çok ağır basmaya başladı.


Sorum yaşadığı ülkenin dilini bilmeden gidip yerleşenlere; sadece İngilizce bilerek ne derece zorlandiniz? İş bulmak, iş hayatına uyum sağlamak, sosyalleşmek çok mu zordu? Özellikle 30larinin sonlarına yaklaşan biri için daha da mi zordur? Tecrübeli arkadaşları dinleyip cesaretlenmeye ihtiyacımız var sanırım.

 
yerine göre değişir. atıyorum dubai'de yaşarsan zerre arapça bilmene gerek kalmadan native gibi yaşarsın. ama isviçre'de sadece ingilizce ile yaşanır mı bilemem.


  • roket adam  (23.11.21 15:46:32) 
ingilizce disinda diller de biliyorum ama hollandaca bilmeden amsterdam'a tasindim, bir sorun olmadi.


  • reavelyn  (23.11.21 16:08:23) 
Ben de ilk sadece tek yabancı dil ingilizce bilerek gittim. Uzun süre de bunda direttim. Ve sonradan 2. Yabancı dili edindim.

Kötüsü iyisinden ziyade dünyanın en saçma deneyimi. Ana dilini konuşamadığın ülkede sadece turist olursun.

Çünkü günlük mikro düzeyde o kadar detay sıkıntılar çıkartıyor ki...entegrasyonu sıfırlıyor ve yalnızlığa itiyor. Sonra yalandan memleket çok güzel aslında geri mi dönsek düşünceleri geliyor falan. Kaldı ki ingilizce konuşarak tamamen her şeyimi halletmeme ve sosyal olarak fazla sıkıntı yaşamama rağmen. O ülkedi insanı bammbaşka bir dille senle iletişime geçirmeye zorlamak çok "cringe" oluyor. Bu hissiyat bile insana o taşındığı ülkenin dilini öğretir ki bana öğretti.
  • AlsterWasser  (23.11.21 17:33:00) 
Fransaya bu şartlarda gidilmez. Almanyada bir çok iş yeri almanca da istiyor.
Hollanda ya gözü kapalı gidilir ingilizce ile, isveçe de aynı şekilde.

Yani demek istediğim, eğer çalışacağı şirket yalnızca ingilizCe bilen kişileri işe alıyorsa ve ırkçılığı ile ünlü bi ülke değilse rahat edersiniz.

Tek başına taşınan insanlar yalnızlık çekebiliyor ama eşi ile beraber giden insanlarda sosyal etkileşim eksikliğinden yakınanı görmedim hollandada ve isveçte. İsviçrede de benzer olacağını düşünüyorum.
  • zimbirik  (23.11.21 18:10:52) 
Sour, benim dille ilgili bir sıkıntım yok; üniversiteye kadar İsviçre'deydim zaten. Eşim açısından soruyorum daha çok esasinda.


  • fraise  (23.11.21 18:34:33) 
Tamamen esinize bagli. Hicbir dil bilmeden de bir sekilde gidip duzenini oturtanlar var. Lakin esiniz motive degilse, daha dogrusu halinden memnunsa, oraya gidince is basvurusu yapmak bile gozunde buyuyebilir.

Ozet: istekli ve girisken biri icin zorlanacak bir sey yok.
  • hot potato  (23.11.21 18:51:02 ~ 18:51:15) 
[]

Moderasyon görev bilgilendirmesi

Herkese merhabalar,

Sözlükte, duyuru'da sürekli aldığım mesajlar ve yazılan entryler sebebiyle bu bilgilendirmeyi yapma ihtiyacı duydum.

Ben uzun süredir aktif olarak duyuru moderatorlugu yapmıyorum. Ancak bir mesaj geldiğinde ya da gerçekten tamamen kuraldışı olan bir şey gördüğümde (ki bu ayda biri geçmez) müdahalede bulunuyorum.

Ekşi Duyuru sevdiğim bir platform. Burda vakit geçirmeye devam edeceğim fakat yapmadığım şeyler için hakaret dolu mesajlar ve entryler okumaktan da yoruldum takdir edersiniz ki, o yüzden bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim.

Sevgiler..

 
[]

Tefal tava

Tava seti alacağım. Tefal için çok iyi yorumlar olmasına rağmen çok kötü 2-3 ayda içleri dökülmeye başladı diyenler de var. Öyle çok teferruatlı bir şey istemiyorum. 2li ya da 3'lu yapışmayan, kolayca çizilmeyen, dayanıklı bir set arıyorum. Tefal'deki fiyatlar da çok orantisiz, anlayamadım tam olarak.

Tefal kullananlar memnunlar mi acaba? Başka hangi markalara bakayım? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Edit: baktığım set de şuydu; www.amazon.com.tr

 
Kesinlikle baktiginiz seti alirdim. ingenio x2 almistim cok cok memnunum x3 u gorunce onu alsaymisim dedim. Begenmeyenler hangi marka kullaniyo acaba emsan mi karaca mi


  • ala09  (11.11.21 12:58:56) 
biz indüksiyonlu ocağa geçince 3 tane indüksiyon uyumlu tava aldık tefal'den, toplam 750 tl gibi bir şey tutmuştu mayıs'ta. açıkçası çok memnundum, indüksiyona uyumlu olması için döküm üzeri kaplama sanırım çünkü ağır tavalar, yaptığım omletler bile daha lezzetli olmaya başladı. fakat maalesef bulaşık makinesinde dışında ve tavayı düz tuttuğunuzda kenarlarının üst kısmında az da olsa çizilmeler oldu şimdiden. yemeğin değdiği yerler olmadığı için önemsemedim şimdilik ama sinir bozucu.

tavaları alırken satış danışmanı "makineye koyabilirsiniz rahatlıkla" dedi ama kullanma kılavuzunda jel deterjan kullanın diyor. jel deterjan denedim ama beyaz tabakların içi kirli kalınca tablete geçtim, dolayısıyla bizim hatamız oluyor galiba bilmiyorum. bu kaplama tavaları uzun ömürlü kullanmak için her şekilde elle yıkamak gerekiyor sanırım.

bizim aldıklarımız şu seridendi: www.tefal.com.tr

sizin koyduğunuz setle ilgili de internette kulpların takıldığı yerde hemen aşınma olduğunu yazmış kimi kullananlar, o yüzden tercih etmemiştim. yer problemi yoksa kulpların çıkarılması çok da elzem değil diye düşünüyorum.

işin kötüsü alternatif de öneremeyeceğim yapışmaz tava için :) en iyisi tefal tercih edip, elde yıkamak.
  • gmzo  (11.11.21 13:07:10 ~ 13:08:33) 
İndüksiyonlu ocakta şu modeli bir buçuk sene kullandım.
Tefal Hard Titanium 21 cm + 28 cm İkili Tava Set - 2100097995
www.hepsiburada.com
Tamamen makinede tablet deterjan ile kullandım. Yer yer dökülmeler oldu malesef. Elde yıkayacaksanız ok ama makine için benim kullandığım model ideal değil.
  • cilekli pasta  (11.11.21 13:13:59) 
[]

Ses kaydını yazıya döken program

Yaklaşık 8 ay boyunca hemen her hafta aldığım 50 dakikalık ses kayıtlarını yazıya dökmem gerekecek noktasından virgülüne kadar. Sabahtan beri 10 dakikayı ancak yazabilmisim. Bu kayıtları yazıya döken bir program var mıdır bildiğiniz? Birebir çevirmesine gerek yok, ben zaten tekrar dinliyorum kayıtları ama sıfırdan yazmak cidden bayağı zorluyormus.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
www.scrintal.com

Ama davetiye ile üye alıyor şu an.
  • elvan abeyiylegezse  (30.10.21 17:12:49) 
Google drive hesabın varsa oraya gir. " yeni" yazan biyer var. Ordan Google dökümanlara gir. Araçlardan sesle yazma kısmını seç. Ordan mikrofonla yazabiliyorsun. Aç sesi o yazar. Hataları düzeltirsin.


  • lapris  (30.10.21 17:27:13) 
Google Cloud'un speech-to-text hizmetini kullanabilirsiniz, aylık 60dk ücretsiz, sonrası her 15 saniye seçeceğiniz özelliğe göre değişiyor. 140 dk'dan hesaplarsak ücretli kısmı, 6 lira 10 lira arası masrafı olur aylık.

cloud.google.com
  • do you remember me  (30.10.21 18:24:45) 
müsadenizle, soruya kaynak olayım çünkü bu benim de dönem dönem yapmaya çalıştığım şey.

@lapris; senin dediğin yöntemi ben zamanında denedim ama, google sesle yazdırma seçeneği bilgisayardan ya da başka bir cihazdan gelen sesi tanımıyor ve dolayısıyla yazmıyor. mikrofonsuz denedim, mikrofonu (daha doğrusu kulaklığın mikrofon kısmını) bilgisayarın hoparlörüne ya da harici bir hoparlörün dibine koydum, gene olmadı. başka bir bilgisayardan hatta telefondan ses kaydını açtım gene olmadı. bunun ayrı bir yöntemi var mı?
google sesle yazdırmada benim bulduğum çözüm, mütercim tercüman gibi ses kaydını dinlerken yazmasını istediğim şekilde söylenenleri tekrar etmek oldu ki oldukça zor bir iş ama her halükarda dinleyerek yazmaktan daha kısa.
  • halanne  (30.10.21 18:34:46) 
(git: www.happyscribe.com)

1-2 sene önce kullanmıştım. ücretsiz olarak 1 saatlik hakkın oluyordu sanırım. daha sonrası ücretli. 5 tane farklı mail adresi ile üye olmuştum ben:)
  • jepa  (30.10.21 19:08:24) 
Android telefondaki bazı klavyelerin o özelliği var. Ben swype keyboard kullanmıştım. Telefonda boş bir not defteri veya word belgesine yazabilir.


  • jamal_vs_jason  (30.10.21 19:34:38) 
ben de lapris'in yöntemini kullanıyorum. telefondan ses kaydını açıp laptopun yanına/üstüne koyuyorum. şimdiye kadar hep çalıştı. @halanne, sizde neden işe yaramamış anlamadım.
hatalı yazdığı kelimeler oluyor tabii. düzeltme yapmadan kullanamazsınız. ücretsiz de olduğundan denenebilir.

  • ganbatte  (30.10.21 21:27:33) 
[]

Klinik supervizyon kapsamında terapi almak isteyenler için duyuru

Klinik psikoloji yüksek lisansımin supervizyon dersi kapsamında online olarak sembolik ücret karsiliginda danışan gorecegim. İhtiyacı olan varsa ya da tanıdıklarını yönlendirmek isteyen olursa diye duyuru açmak istedim.

Süreçle ilgili birkac not:
12 hafta boyunca 50ser dakikalık seanslar olacak.
Supervizyon dersi kapsamında olduğu için hocamın da dinleyebilmesi adına her oturumda ses kaydı alınacak. Bunun için izin kağıdını gönderiyor olacağım.
İlk seans ücretsiz. Kalan seanslarda 40 lira gibi bir ücret bana değil, okulun hesabına yatırılacak. Süreç sonunda dileyen öğrenciler parayı kendileri alıyor dileyenler yardım kuruluşlarına aktarabiliyor, ben yardım kuruluşu seçeneğini tercih ettim.

Majör depresyon, kişilik bozukluğu, bipolar bozukluk gibi şu an için daha uzmanlık isteyen alanlarda maalesef danışmanlık veremeyeceğim. Böyle bir durum varsa üzülerek reddetmek zorunda kalabilirim.

Son olarak, buradan mesajlaşma yolu ile az da olsa tanıdığım kişileri tabii ki alamam ama başka arkadaşlarıma yönlendirme yapabilirim.

 
123456789  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.