Ekşi Duyuru

üzerine bulaşık makinesi tasarımında, basıncında ve sıcaklığında su da atabileceksen neden olmasın, hı hı.

evet tencerenin içine koy çatal kaşıkları
sonra 1-1.5 lt ketılda su kaynat
dök suyu
sonra içine biraz deterjan dök
sonra karıştır

en azından ağır kirler yumuşuyor, biraz daha hijyenik oluyor

edirne'de bir tanıdığımızın at çiftliği vardı.bu adam emeklilik çağlarına gelmiş, güzel yeşil bir yer almış ve çiftlik kurmuş, 7 8 tane atı vardı, bunların çoğu defalarca şampiyon olmuş fakat artık emeklilik çağları gelmiş yarış atlarıydı.
bana dediler binmek istermisin falan, ya ata baktım, dev gibi bişey öyle böyle değil.o cins engelli yarışlar için bir cinsmiş, bindim basit şeyler, işte temel kontroller falan at eğer eğitimli ise 2 3 dakkada çözülüyor, ilk olarak yavaş yürürken üstünde oturuyosun, at iki zamanlıya geçerse(biraz daha hızlanırsa) atın adımları ile beraber ayağa kalkıp kalkıp oturuyosun bu biraz zor,(eğer gene oturursan atın sırtı kıçına pat pat pat diye vuruyor.)
dört nala hiç koşmadım, fena bir olay bu.

arkadaşla bu dediğim tanıdık gezmeye çıkıyolar, bu tanıdık benim bindiğim uysal ata biniyor, arkadaş ise gidiyor yarış atının tekine biniyor, at genç ve 1 haftadan beride koşmamış, at bir kaptırıyor abicim, en son atın boynunda sağa doğru yamuk şekilde görmüşler arkadaşı, hehehe atla beraber çakılmış yere

sherlock veya görevimiz tehlike değil, sahneyi bende hatırlıyorum, ama doğru cevabı bilmiyorum üzünüm.

=)) boyle sanki kelebek etkisi, medusa darbesi ayarinda bi filmdi.

1. görevimiz tehlike
2. oceans serisinden bir film.

kesinlikle ikisinden biri

oceans serisi degil.
gorevimiz tehlike olabilir ama, emin degilim.

hangi film bilmiyorum ama görevimiz tehlike serisinin hiçbi filmini izlemedim. ocean's serisinin de ilk filmini küçükken izledim. ve bu sahneyi ben de hatırlıyorum. böyle yardımcı olayım dedim hatırlamasam da :D

hiçbir farkları yok. jelatin kapsüldekilerin içi de sıvı balık yağı zaten. jelatin suda bile çözünebildiği için midede parçalanması çok sürmüyor. aynı fiyattaysa gramajına ve yağ asitlerinin oranlarına bakarak alırsın.

bırak akşama kadar ben yarım saat duranı içemiyorum,tadı bozuluyor.

kahve makinesinde bekleyen kahve bile bi süre sonra rezil oluyor o kim bilir nasıl olur.

@hamsi: termosum da yok ki. alsam da agir degil mi onlar?

e ben kafein ihtiyacimi nasil karsilayabilirim gun icinde ucuz yoldan o zaman?

termoslar hiç ağır değil. plastik olanlar hele çok hafif.

10-12 saat falan goturur mu termos?

hocam derdin kafeinse çözüm basit:
(bkz: yeşil çay) içeceksin.poşet olanlardan al yanına, sıcak su illaki bulursun, bulamazsan soğuk bile olur. hem istemediğin kadar kafein, hem sağlıklı yaşam, hem kilo verirsin.

soğuk kahve tariflerinden deneyebilirsiniz. en basitinden 1/4 kahve, 3/4 süt karışımıyla (kafanıza göre deneyip değiştirebilirsiniz tabii) içilebilir soğuk kahve elde edebilirsiniz. öbür türlü normal soğumuş kahvenin tadı kötü olur.

edit: uzun süre bekletip içmeyi hiç denemedim ama çok kötü olacağını sanmam.

bir ekleme yapayım.
hele ki termos, matara alınacaksa en babası mate çayıdır. sabahtan sıcak demlersin sonra üstüne soğuk su ekle doldur doldur iç.

ne 10-12'si hocam naptın sen.. :) kaynar 12 saatte.

o kadar detaya girilecek olsa sonu gelmez ki onun. etiketleme olur o bi yerde.

Gereksiz abartmanın anlamı yok.

Mesela gönül işleri yoktu eskiden gerekli birşeydi hemen getirdiler. Önemli olanlar kısa sürede geliyor zaten.

aslında;
medikal
sanat(film, şarkı vs)
teknik
sözlük
yabancı dil
seyahat(yer, tatil, benzin vs)
yemek/gıda

gibi bir kategorizasyon daha iyi olabilir.

evet de kategori sayisi arttirilirsa daha kaliteli, hedefe yonelik arama yapilir. yanlis miyim?

dedigin ornek dinamikle alakali. lisans ve yuksek lisans kitaplarina bak ama tonlarca kitap vardir. lagrange mekanigi, klasik mekanik anahtar kelime olarak isine yariyabilir.

fizik asla fizik degildir genelde fizikciler ileri konseptleri kullanirlar diferensiyel denklemeler en basiti ayrica calculus of variations dan tut ileri vector cebiri hatta lie cebiri grup teorisi gibi tonla konsept vardir ha kismi dif denkleri unuttum ayrica istatiksel fizik var ki deryadir bence sen bir fizikciyle konus

Ben denedim olmadı dostum, biliyorsundur Ama yine diyim sitesinden olur

tarifleri mükemmel fırına göre veriyorlar. sen oynama yapabilirsin tabii. pizza kutularındaki mesela pizzacılardaki fırınlara göre gibi olabiliyor. eskiden de deneme bakma tatma yoluyla buluyorlarmış işte.

hayir demek istedigim, mesela 220 derecede 20 dakika tarife gore. ama bunu ben bilmiyorum diyelim (o an yanimda tarif yok falan). bu durumda nasil pisiricem ben bu yemegi? firini sonuna kadar acsam, arada bi olmus mu olmamis mi diye baksam olur mu?

Kullandigin malzemelerden en zor piseni tespit et, ya da benzer icerikli bir tarif bul ve pisme suresini buna gore ayarla.

etler uzun sürede pişer. çok yüksek ısıya getirirsen, üstü yanar içi çiğ kalır. kekler de aynı şekilde pişti sanırsın, içi boza gibi çıkar. poçalar hamur olur. öncelikle fırınını tanıman lazım. ben deneme yanılmayla tanıdım. 210 dereceye sabitledim ben. kek, poça için 20-25, et içinse 40-45 dk pişiriyorum. ama herkesin fırını farklıdır. kullanma kılavuzundan bişiler çıkarabilirsin.

Neye bakacağını bilmiyorsan, hiçbirşeye bakmasan daha iyi olur bence. Performans derken ne performansı istiyorsun?

1) km'de ne kadar yakıyor?
2) servis memnuniyeti nasıl ve servis ömrü ne kadar?
3) aile isen bagaj hacmi ve iç ferahlığı nasıl?

Bence çoğu insan için bunlar yeterli.

buraya yazılacak bilgiler çok farklı olmayacak.

en güzeli test sürüşüne çıkın kendiniz karar verin..

kalkışlarda kafam koltuğa yapışsın, kaburgam sıkışsın diyorsanız torkuna bakın
ben sol şeritten kapatır giderim diyorsanız beygir gücü ve son hıza bakın.

ben mesela 1.4 68 beygir (160 tork) dizel fiesta ile 1.4 96 beygir (125 tork) benzinli arasında kalmıştım, 68 beygir çok düşük gelir diye vazgeçmiştim. sonra yaptığımız tüm drag, roll gibi şeylerde neredeyse kafa kafaya gittik. yokuşlarda filan daha rahatlar benden.

www.eksisozluk.com

ne kadar yaktigi cok da onemli degil. bastin mi firlasin, iyi yol tutsun, yuksek hizlara ulasabilsin istiyorum.

hatta boyle topgear'da cok begendikleri arabalar oluyor ya; o iyi arabalarin iyi olduklari ortak teknik ozellikler neler mesela?

benimkiler:

otomatik vites olmalı, estetik olarak güzel görünmeli, yakıt tüketimi ekonomik olmalı, ikinci el piyasası iyi olmalı.

konu fark etmezse çok var

tinyurl.com
tinyurl.com
tinyurl.com
tinyurl.com

falan..

görüntü menüsünden görselleştirici'ye gir.

teknolojinin adı visualizer falan.

oha ne güzelmiş ya.

ya bi de WMP'de degistirebiliyorduk style'ini falan. barlar yukari asagi gidiyordu, renkler patliyordu. bunda secme isi nasil oluyor bulamadim. visualizer options acilmiyor nedense :/

Yeteri kadar beğenirsen, ezberlemek de değilde, aklında kalıyor. Bende de oluyor. Bir kere okuduğum cümleler bile en alakasız muhabbetlerde aklıma geliveriyor. Öyle uğraşmakla olacak şeyler değil yani.

dücane cündioğlu, türkiye'de son dönemde yetişmiş gerçek entelektüellerden birisidir. zaman zaman tarık zafer'de yaptığı programlara katılmıştım. bir kaç kitabını okudum. haftasonları yazdığı yazıları takip ederdim.(geçen sene bıraktı)

bu adamın yazdığı yazıları okuyun. antichrist filminden giriyor, gazali'den çıkıyor. farklı bir bakış açısı var. bir ara tv net üzerinde de zaman zaman katılıyordu. tv.net üzerinden bulabilirsiniz.

şimdilerde ise adalar'ın birisinde tek başına bir evde yaşadığını okumuştum..

Bkz : Algıda seçicilik

Etrafına bakarsan 7 - 77 herkesin futbol hakkında konuya çok hakim olduğunu, geçmişteki maçları, oyuncuları bilgileri olduğunu görürsünüz.

Eğer siz de bu konuda yüksek ilgi seviyesine ve algıya sahip olursanız eminim ki önemli ayrıntıları, noktaları kolayca anımsarsınız.

en.wikipedia.org

Bahsi geçen arkadaşlarda vardır demiyorum, aklıma geldi diye şeettim.

görsel hafıza bence.

uçlarındaki kepek olması lazım, ya da kökü

sanırım yaş 18 civarı, o dökülmenin d'si bile değil, gayet sağlıklı saçların.

yok kepek degil, saca bagli cunku.

gunde 50-60 tel sac dokulmesinin normal sayildigini soylemeliyim hatta fazlasi

sokamiyorlar. hatta orada bir sekilde kopya vermesinler diye muzik sesi verilerek onlenmeye calisiliyor.

taşak geçmek için sormuyorum. yaş kaç ona göre öneri vericem ?

22

www.youtube.com

şeklinde bir playlist önerebilirim. hepsi o kadar popüler değildir ama iyi gelir.

Bu şekilde Neşet Ertaş, Arif Sağ, Yavuz Bingöl, Orhan Hakalmaz playlistlerine bak youtube'dan dinle.

imperial college ' dan bahsediyorsak zaman kaybı değildir heralde?

imperial college iyi guzel de girisimclik icin Ingiltere ve Londra uygun bir yer degil. ABD bu iste avrupayi 10a katlar bilgine.

öyle bir okulun ismiyle birlikte sana en büyük faydası networking olur. bunu yapabilirim diyorsan faydasını görürsün.

pek bu isi hakkaten ogretir mi? ilk girisimimde basarisiz olma ihtimalini azaltir mi?

Valla her gün saçlarına saf zeytinyağı süren birini tanıyorum, dökmediğini ve uzattığını söylüyodu ama şahit olucak kadar uzun süre takılmadık.

hagaden yarayabilir. ben de çok methini duydum. hatta kepeğe çok iyi geliyordu.

yapacaksanız çok fazla zeytin yağı kullanmayın, yarım çay bardağı zeytinyağını sürmüştüm bir keresinde saçıma, fakat ne kadar yıkadıysam o yağ hissi gitmemışti saçımdan, çareyi toprakla saçımı kirletip bulaşık deterjanıyla temizlemekle bulmuştum, tam bir çılgın bilim adamıyım :))

@benaslindayohum şampuan, sabun, sıcak su, duj jeli, kar etmedi (saçın kurumuş hali bir aydır yıkanmamış gibi yağlı gözüküyordu) sonra bunu çıkarsa çıkarsa pril çıkarır dedim ki öyle de oldu :)

@irbat
ahaha. toprak ok de. bulaşık detarjanı nedir abi? aman diyim.

zeytinyağı dışında badem yağı, kayısı çekirdeği yağı, jojoba yağı, susam yağı gibi bir sürü yağ saça iyi gelir.
zeytinyağlı sabun demek istemiş de olabilir.

bi arkadaşım şampuanı kalmadığı için bulaşık deterjanıyla kafayı yıkamıştı. saçının her deliğinden 10 tel saç fışkırıyor. bense 10 senedir yapmadığım kalmadığı halde, kel kaldım. kısacası yalan dolan şeyler bunlar. haa. sağlık içinse yapın. sonuçta yüzümüzü falan da yıkıyoruz. ama saç çıkartan veya dökmeyen bir şey bulunmadı henüz. bulunsa ben direk girerim o işe :)

yıkamak değil ama saça kür uygulamak işe yarıyor. tabii bunun için gerçek zeytinyağı lazım. eczanelerde filan bulabilirsiniz. saçları su dalgası sonrası dökülen bir arkadaşım kullandı. saçlar gözle görülür derece iyileşti.

Herbal hair care complex diye bi ürün var, ben onu kullanmıştım saçlarım çok sağlıksızken. İşe yarıyor. İçinde zeytinyağı dahil 19 farklı doğal yağ var, kür olarak uyguluyorsun. Biraz kötü kokuyor ama yıkanınca temizleniyor tabii.

benim hatundada aynı sorun var,çözüm yok ama çözüm çıkarsa diye takipteyim.

edit:hatun windows kullanıyor

1. Zeytinyağlı yiyecekler tüketmeli.
2. Ağrılarla uyanmamak için bol bol su içmek gerekiyor.
3. Cila.

1. bünye alışık değilse daha da önemlisi yatkın değilse kusturmayacak bir yöntem yok. deneme yanılma en temiz çözüm.

2. rakı her türlü dokunur. sek ya da suyla olması sadece tadını değiştirir. alkolle su içmek bilmediğim denemediğim bişey ama bol alkol alınan bi gecenin sabahında litrelerce su içmek lazım zira alkol vücüttaki suyu azaltıyor bildiğim kadarı ile.

3. yararı yoktur. cila niyetine içilir. bana daha çok ustalara özenmek gibi geliyor. ama rakı içecekseniz onun üstüne bişey içmenizi önermem

1. zeytinyagi+1
2. hassas mideyse rakiyi sek icmeyiniz, bi yerden sonra mideyi kaldirabilir, suyla icildiginde bi sorun yok..
3. o da ciladir elbet :) isterseniz icin ama size verebilecegim en guzel oneri ickili gecenin sonunda uyumadan once bi alka-seltzer patlatin, guzel uyanin :)

fazla içmeyen biri gidipte 8 duble rakı içerse fena pilot olur. bence kendine bu kadar güvenme. gecen erken bitebilir :/

1- 3-4 saate yayarsan birşey olmaz. yeterli zaman veildiğinde bünyenün alamayacağı alkol yoktur.

kardeş bana 4 senenin sonunda geçtiğim mukavemet dersini hatırlattın. allah kolaylık versin.

a*e^jw=a*(cosw+jsinw)

biri üstel gösterim diğeri sinüsoidal, paşa gönlün hangisini isterse ordan git.

imajiner kısım yukarda gösterdiğim kısımda işe yarar.

üniversiteler bilim adamı yetiştirme mantığıyla gider. temel gösterim e^jw'dır. burdan her tür elektriksel mekanik hidrolik problemi yorumlayabilirsin.

edit: ayrıca e^j(wt-k)= 1/(s+k) deyip laplace dönüşümünden de gidebilirsin. fourier analizi içinse sinüsoidal dönüşüm idealdir.

hmm bana a*e^jw=a*sin(wt) gibi gelmisti. ama dediginiz daha mantikli. ama hala o iki farkli sinyali (real & imajiner) nasil yorumlamam gerekiyor anlayamadim. tek bir hareketi anlatiyorsa neden 2 tane grafik var.

bu faz işini forced vibrationda görürsün, free vibrationda böyle şey karşına pek çıkmaz. sistemde bir şekilde enerji kaybı yaratacak bir eleman varsa, senin uyguladığın kuvvet ve sistemin hareketi aynı fazda olmaz.

A*e^j(wt)=A_sin*sin(wt)+A_cos*cos(wt) olarak ayırıp A'nın sinüs ve cosinüse ait olan iki farklı reel parçaya ayırabilirsin. bu da tek bir kompleks denklem çözmek yerine iki ayrı reel denklem çözmeye yarayarak işi kolaylaştırır.

bir de A*e^j(wt-k)'dan gelen cos ve sin'li fonksiyonlar arasindaki faz farki her zaman pi/2 olmali degil mi?

cos(x) = sin(pi/2 - x) oldugu icin.

bunun boyle olmadigi durumlar da var mi?

buraya baktınız mı ? tvarsivi.com

baktim simdi de tvarsivi o kadar gerilere gitmiyo.

wikipeadia'da yazıyor. onlar işinize yaramıyor mu?

mesela RC için: en.wikipedia.org

evet de bu sadece R-C. ya R'den sonra paralel bagli C ve L varsa. bir suru kombinasyon yok mu?

tabloyu ne yapacan yahu. kendin çıkarsana. denklemi diferansiyel formda yaz. laplace'ını al. çıkış/giriş haline getir. al sana transfer fonksiyonu.

ATUda single malt viski fiyatları 35 eurodan başlıyor genelde. Çoğu 40-60 aralığında. çok çeşit yok zaten.
geçen ay glenfiddich 15 yıllıkta kampyanya vardı, 1lt 35 euro idi. Mayısta talisker 50 yerine 40 euro idi. Haziran'da ne var bilmiyorum henüz
şu an.

single malt, blend, bourbon bence elma, armut, portakal gibiler. sonuçta damak zevkine göre değişir. ama single malt olayı ayrı bir dünya, ben bayılarak içtiğimi chivas regal (12 yo) artık içemez oldum mesela.

Blendlerin güzelliğinide içlerindeki single malt oranına göre belirliyorlar bu açıdan bakılırsa single malt çok daha makbul bir hadise.
Genelde en çok önerilen blendler şunlar:
johnnie Walker black label
Monkey shoulder
Teacher's
Black bottle
Isle of Skye

www.ralfy.com da güzel kaynaktır bu konuda.

sirkeci'de tren garında var ama taksim civarında bu tür bir yer var mı bilemiyorum. fikir vermesi açısından yazdım.

cevahir avm girişinde paralı dolaplar var.

su dolu bi leğene koyman lazım sanırım ama çok su koymamalısın diye biliyorum. leğen dediğim genişçe altıdüz kap.

çevredeki bi esnafa bırak alırsın gelince

www.yakaladinyakaladin.com

geneldir. SHGM belirler. Hatta EASA,daha büyüğü ICAO belirler.

çok az fark olmakla birlikte ülkesine ve havayoluna göre değişiyor.

kendi elinde olan bir yöntem değil ama birinin korkutması veya heyecanlanmak uyku falan bırakmaz.

1.yüzünü enseni soğuk suyla yık
2.sert bir kahve iç

koyu kahve. sütsüz şekersiz. yüzünü soğuk suyla yıkayabilirsin. yerinden kalkıp şöyle bir o yana bir bu yana hızlıca dolanabilirsin..

abuk sabuk yazmışım ben de uykusuzluktan. editledim. bunları yapsan da belli aralıklarla ani uyku atakları geliyor yine de.

Ben buz gb kola iciyorum. Iş yerinde degilsem de bira.
Canım çekti bak şimdi.

ahl havataş servisi ile taksim'e (12 tl, 30 dk)
taksim'den nişantaşı herhangi bir şişli, mecidiyeköy otobüsüyle 10 dk, 3 tl) veya taksiyle 5 dk, 10 tl)

transferlerle toplam 45 dakika ve 15 tl. en mantıklısı bu.

metro ile şirinevler, şirinevlerden metrobüs ile mecidiyeköy oradan da metro ile osmanbey, hem aktarmadan kar edersin hem de en hızlı ağ bunlar.

taksim nişantaşı taksi 10 tl tutmaz 7-8 lira tutar.

verilebilir; ama ülkeye çok iyi hizmetlerin olması gerekir. profesör olmakla olmaz zannımca; ya harvard gibi bir okulda prof olman ya da alanında yeni bir şey fln bulman gerek.
genelde 5 yıl olur.

ogrencilik sayiliyor mu bu 5 seneye?

Green card aldiktan sonra 5 yil ABD'de yasaman, vergilerini vermen ve uslu durman lazim.

ABD vatandasi ile evlenirsen, 3 yil ABD'de yasaman, vergilerini vermen ve uslu durman yeterli oluyor.

Tabii "Ben nasil olsa vatandas oldum, bundan sonra azarim" gibi bir sey yok. Azanlarin, uslu durmayanlarin vatandasligini iptal ediyorlar.

Ogrenci vizesi veya baska bir vize ile gecirilen yillar sayilmiyor. Green card'li iken ogrenciysen o baska. O sayiliyor tabii.

peki calismaya baslayinca hemen green card mi veriliyor? verilmiyorsa green card ne zaman veriliyor?

yasal olarak yani kacak olarak degil, calismaya baslaman icin, cesitli vizeler var. onlardan birine sahip olman lazim. genel olarak, ABD'de bir sirketin, seni ise almak uzere, avukata muracaat etmesi lazim. calisma vizen cikarsa, yasal olarak calismaya basliyorsun. her calisma vizesi sahibinin green card alabilmesi gibi bir imkan yok. mesela H1B vize aldin ki bu vize 3 yil surelidir, green card'a muracaat ettin, kartin cikmadi, vizeyi bir 3 sene daha uzatabiliyorsun. O 3 sene icerisinde de kartin cikmazsa, ABD'yi en az 2 seneligine terk etmen gerekiyor. yani yasal calisma hakkin sona ermis oluyor. ama bu surede, baska bir firmadan teklif aldin, onlar senin icin avukata muracaat ettiler ve vizen o firmaya gecti, sayac sifirlanir.

ozet gec pic mode on: cekilis sonucu green card almaya hak kazanmadiysan, olimpiyat sampiyonu, Nobel odullu yazar, Einstein gibi bir bilim adami degilsen, yani dunyada duyulmus bir is yapmadiysan, ya da cok cok nadir bulunan ve cok zor bir isi yapan, cok basarili bir adam degilsen, pat diye green card alma hadisesi yok. once calisma vizesi alman gerekiyor. her vize de green card'la sonlanmiyor. green card'la sonuclanan calisma vizeleri de, calismaya basladiktan sonra, 2 ile 6 yil arasinda degisen surelerde sonuclaniyor. daha dogru bir ifadeyle, calisma vizen varken, vizeyi aldigin tarihten iki sene veya alti sene sonraya kadar green card alabiliyorsun. butun bunlar genel esaslar, istisnalari mutlaka vardir.

(hani ozet geciyodun la, pic?!)

2 bira iç.

O düşünceleri kafandan sil. Onlar kim ki sen heyecanlanıyorsun, onlar heyecanlansın senden sunum dinleyecekleri için. Zaten dediklerinden sende bu durumun sürekli olmadığı sonucu çıkardım, takma kafana gayet güzel geçer sunumun.

Durum daha ciddiyse ve bu işe yaramazsa, önceden az bir şey votka içebilirsin. Ağız kokusu için de şeker falan at ağzına.

İnsanları çıplak olarak düşünmenin faydası olduğunu söylerler.

Dideral bu işler için kullanılan bir ilaçtır, sunumdan bir saat önce falan yarım hap alınır ancak tehlikeli bir ilaçtır, doktora danışmadan bu yola başvurmayınız. Daha da kötü edebilir işleri.

heyecan yapmanın gayet normal olduğunu kabul edip başlarsanız bir sorun yaşamazsınız bence. heyecanlanırsam naparım diye başlarsanız kekeleme gibi durumlar meydana gelebilir mazallah:)

passiflora ic iki corba kasigi sunumdan bir birbucuk saat once

boğaziçi kimya ve bedi ziver mi?

senin ilacın dideral.

geçen test ettim kendi sunumumda, yüzde yüz çalışıyor. sunumdan bir buçuk saat önce içmeni tavsiye ederim.

dinleyiciye değil de anlattığın konuya konsantre olmak en işe yarar yöntemlerden bir tanesi. konuya öyle bir konsantre olmak ki konu içinde kaybolmak, konunun bir parçası olmak. böyle bir konsantrasyonu sağlabilirsen o anki zaman/mekan'dan uzaklaşırsın ve heyecanın kaybolur. performansın da süper olur.

- kendi konuna çok hakim olmalısın
- arada bir slaytı referans gösterip o sırada bir nefes almalısın
- seni dinleyen kişilerin %90'ının esasında dinlemediğini bilmelisin
- tamamen anlatacağın şeye odaklanmalısın
- güzel bir kıyafet seçmelisin, iyi görünmelisin
- özgüvenini artıracak her türlü şeyi yapmalısın

bende işliyor.

kimsenin gözlerine bakma heyecan bi derece azalıyor. ama tabi göz teması etkili bir iletişim aracı olduğu için iki kaşının ortasına bak.

soyleyeceklerini onceden yaz ve bir kac defa oku. aklinda bir kac cumle mutlaka kalir.

dideral+1 kırıp yarısını iç ama. geçen sunumda yaptım kendim bile şaşırdım rahatlığıma.

noldu la bitti mi sunum merak ettim:)

Şunu düşün; sunuma başladığın anda heyecan sona erecek. Cidden de öyle olacak çünkü.

@kurcalamabozarsin: evet evet. iyi gecti burdaki tavsiyeler sayesinde. dideral falan kullanmadim da bayaa rahattim. 30 dakka oncesinde bayaa bi heyecan artisi oldu da sonra gecti bi sekilde. kendine guvenmek epey ise yariyor.

çaaak

Bak ben dedim bir şeye gerek yok diye. Arkası gelir artık.

tebrikler! seytanin bacagini kirdin!

bi de yazmayi unutmusum, sunum sirasinda sunu biliyor olmanin da buyuk faydasi var: o anda, o salonda, o konuyu senden daha iyi anlatabilecek kimse yoktur. cunku sen hazirlik yapmissin. konuyu biliyorsun. slaytlari biliyorsun. bu guveni hissettiginde, bunu kendine tekrarladiginda, isler kolaylasir ve tereyagi gibi gider...

ben zyrtec kullanıyorum. bana uyku yapmıyor ama ben alıştım diye olabilir. başkalarına yapar belki.

göz damlası olarak zaditen öneririm. kortizonlu olmadığı için uzun süreli kullanabiliyorsun. yıllardır kullanıyorum. eğer burun akıntın yoksa göz damlası dene.

clarinese ve zyrtec'i kullanıp kullanamayacağınızı sorabilirsiniz doktorunuza.
bunlar en az uyku yapanlar diye biliyorum.

doktor kardeşime akşamları almasını önermişti

doktor bana xyzal önerdi, zyrtec e göre daha az uyku yapıyormuş
gece yatmadan önce alınırsa da etkili oluyor ben de ama ben genelde kahvaltıdan sonra alıyorum

avamys diye de bir burun spreyi olması lazım

avamys +1

çoğu insanın bilgisayarda yazma hızı elle yazma hızından daha yavaş. aynı zamanda çizimler şekiller filan yapması zor oluyor. bir de ufak bir sorun ama ben üniversitedeyken laptop bataryaları o kadar dayanmıyordu.

dedikleriniz evet iyi ama çoğu insan bilgisayarda çalışırken aklı başka yerlere gidiyor. aman müzik açayım, face.te kim ne yazmış, dur bakayım sözlükte ne demişler buna, aa mail geldi falan derken bir bakmışsın ki çalışmamışsın.

ben lise 1-2'de (yani sınavlara çalıştığım, not çıkardığım dönemde) okulda not çıkarmış kişilerin kağıtlarını alır bilgisayara geçirir print eder öyle çalışırdım. göz alışmış yıllarca arial'a tahoma'ya, okuyamıyorum el yazısını düzgünce.

bir de el yazım iğrençtir, istesem de elle not alamam. denedim, kendi yazımı okuyamadım.

ben telefona not alarak çalışıyorum, hem aklımda kalıyor hem de bi nevi kopya hazırlamak

Google Scholar'a gidin, ilgili makaleyi arayin. Cikan sonuclarin her birinin altindaki "Cited by" tiklayarak o makaleyi referans alan makalelere ulasabilirsiniz.

Ayrica Pubmed'in kapsaamindaki bir makale ise (biyolojik-tibbi bilimlerle ilgili ise) o makalenin Pubmed sayfasinda sag tarafta yine "Cited by"i kullanabilirsiniz.

Kolay gelsin.

O dediğin şey baş aşçılık ise girdiği yere göre değişir.
Arkadaşımın babasının oteli vardı mesela Antalya'da. Baş aşçı 17bin alıyor demişti.

maltepe'de pastanenin okumamış pastacısı 4000 alıyor. iyi bir diplomayla 10bin hayal değil.

ya şimdi küfür edicem de . 17 bin ne abi. doktor mu lan. ufak atın biraz.

iyi bir otelde falansa olabilir bence. niye olmasin ki?

15bin civarindadir.

evet moruk türkiyede bir aşçı yıllık 200 bin tlye çalışıyo. bunu da öğrenmiş olduk.

Egitimli olanlar 12bin dolara kadar aliyorlar.

www.sabah.com.tr

aşçı deyip geiyor bazıları ama doktorların uzmanları dışındakileri maaş anlamında her zaman geçerler. ortalama maaşlarıda diplomalı aşçı ise 5000 tl den başlar.

O halinin adı minesweeper flags'di minesweeper flags multiplayer falan diye bulunabilir. Online kimsa yoksa da ben gelirim:D

Öncelikle kendin bir wipe işlemi gerçekleştir. Sorun hala devam ediyorsa servise götür.

Zilin sesini zil sesi yapan şey enharmonic olması. Sesi oluşturan kuvvetli doğukanlar birbirlerinin tam katları değil. Harmonik sıradaki sesler gibi fundamental frekansın tam sayı katları değil. Tam ortadan vurursan zile simetrik titreşimler harmonik bir ses çıkartmaya çalışacak, zilin gerçek karakterindeki sesi çıkartmayacaktır.

Ayrıyetten çoğu zilin ortasında asman için delik vs var. İstesen de tam ortasına vuramazsın.

fransızcayı 3. levela kadar öğrendiysen italyanca çerez gelir. hatta bence başlamana bile gerek kalmayabilir :D

Hocam bence sabırlı ol, sonra fransızca-italyanca karışık cümle falan kurmaya başlarsın :D

ben fransızca 201'deyken yunancaya başladım, şu an konuşurken ma maison yerine maison mou, mais yerine alla falan diyesim geliyor. :D yunancada 3 cinsiyet var, nötr de var yani. bazen kendimi fransızcada bu kelimenin nötrü neydi diye düşünürken yakalıyorum. tavsiye etmem. üstelik senin diller birbilerine çok benziyor, karışır gider, anlamazsın. fransızcayı bitir bi. sonra italyancayı 6 ayda rahat öğrenirsin.

(git: 410862)

cenevre.

luzern

lozan..extra bilgi:caminin yanında bir türk pizzacı var adını hatırlayamadım..taş fırında yapıyo ..yediğim en iyi pizzaydı..

lake konstanz'a gidebilirsiniz, almanya-isviçre ve avusturya'ya sınırı var, istediğiniz tarafta konaklayabilirsiniz. bot triple mainau adası'da gidersiniz, gayet turistik güzel bir yer.

hangisi daha çok kalori harcatıyorsa o

spordan pek anlamam da bi şeyi merak ettim, kardiyo yağ yakımını hızlandırmaz mıydı? neden atlıyorsunuz?

Yaşınıza göre ve tabi sağlık durumunuzun el verdiği ölçüde nabzınızı 100-180 aralığında en az 20 dakika tuttuğunuz antreman hangisiyse o. Ki bunun diğer adı da kardiyo.

@i was me but now he s gone: p90x'in kardiyolari cok bayik geliyor da ondan. haftanin 7 gunu de hem kas hem kardiyo ayni anda yapacak vaktim yok.

Ya bi de 1 saatte 3500 metre çok iddalı, yüzücü geçmişin yoksa zorlanırsın.

@okumayi sevmeyen okur: o var ama ;)

badem ye badem

ne alaka badem?

badem ye ama 40 gramı geçmesin günde.

hayır

çok ucu açık bir soru 5 kg domates yer ama kalorisi az olur 2 kg hamburger yer kaloriden kalp krizi geçirir

3000-4000 alabilir herhalde.

@basond: oyle sebze meyve gibi saglikli seyler yok. bildigin bol kalorili seyler olcak hepsi.

hamburger 350 bira 250 pizza 370 makarna 350 abrcubur 470 2000 falan ortalama

Kiloyla çok bağlantılı değil ama. Ben şahsen bir öğünde 2 big king XXL yerim, yanına da king boy patatates kola. Hesaplayın işte.
83 kiloyum, erkek.

Profesyonel sporcular yarisma oncesi antremanlarinda gunluk 10 ila 12000 kalori alacak sekilde 6 ila 8 ogunde beslenir. Bir double whooper menuden ise 1800 kalori alinabilir. Yani ac bir sporcu tek ogunde rahatlikla 6000 kalori alabilir .

Boyle yaparsaniz vucudunuzu kotuye kullanmis olursunuz. Ileride pisman olursunuz.

valla normal değil anormal şeyler yerse (hamburger, makarna falan inanılmaz yağlı soslu, pizzada bi ben yokum gibi) 10.000 kaloriye kadar çıkabilir

ingiliz krallarından biri (george olabilir mi acaba?) bir öğünde 4000 kalori alıyormuş. adam zaten inanılmaz kilolara ulaşmış. sonra şişko kelimesi yasaklanmış falan.

snow leopard kurarsan rosetta var onunla powerpc programlarini acabiliyorsun. programin buyuk ihtimal intel surumu vardir ama.

maalesef imkansız diye biliyorum. vmware ile falan snow leopard yüklemeniz lazım. ancak bu şekilde.

Messer Chups denesene.

Not: Difficult Love ve For Everyone Over 30 favorim.

apparat (son 2 album oncesi), aphex twin, clark, battles (autechre'in rock versyonu. haha), nautilis, Cyclo.-Id-2011-BCC album ismi)
bonus: www.youtube.com
Ddamage: Aeroplanes
www.youtube.com
Raoul Sinier (A.K.A. Ra): Wonderful Bastard
www.youtube.com

autechre'ın yaptığı tarzda müzik yapan autechre'dan başkası pek yok. aphex twin onlardan farklı, squarepusher (eski dönemi), clark ya da bir başkası farklı klasmandalar, pek de benzerlikleri yok.

ama autechre'ı seven biri olarak; snd, raster-noton sanatçıları (alva noto, byetone, frank brestschneider, ryoji ikeda...vs), pan sonic gibilerini de seversin büyük ihtimalle.

şüphedeysen oluyordur..

Bence dökülenlere değil aynada saça bakarak anlamak en manntıklısı, 200 tel saçı dökülse de saçları olduğu gibi kalan insanlar var, açılma azalma olmadan.

dökülme hissedilebilir düzeydeyse evet saçlarınız dökülüyordur. normal düzey sayılan 100 saç siz fark etmeden dökülen miktar.
arkadaşın da dediği gibi, dökülmeden ziyade, saçın her dökülmede biraz daha incelerek terminal saç haline dönüşmesi önemli. günde 200 saç dökülebilir ama aynı oranda saç da çıkabiliyordur ve sorun olmaz.

tabi böyle dedim diye ümitlenmeyin. muhtemelen saçlarınız dökülmeye(incelmeye) başlamıştır.

Eğer farkedebileceğin miktarda saçın dökülüyorsa zaten saçın dökülüyordur!
Bunun tel saymakla alakası yok.
Günde 200 tel döküp sırma saçla yıllarca gezen adam var, 40 tel döküp kel kalan da.
Önemli olan dökülme sebebin. Eğer ki genetik bir dökülmeyse dökülenlerin yerine daha cılız saçlar gelir ve zamanla seyreklik daha sonra kelleşme meydana gelir. Diğer türlü dökülme çok aşırıya kaçmadıkça gözle görülür açılma seyrelme göremezsin.
Önce bir cilt hekimine git. Gerekli kan tetkiklerin yapılacaktır. Testlerin normal değerlerde çıkarsa, yani vitamin eksikliği, hormonlarında herhangi bir dengesizlik felan çıkmazsa dökülmen genetiktir diyebiliriz.

karikatur7.blogspot.com

Aynadaki görüntün eskisine nazaran farklı ve rahatsız edicisiyse telaşlanmaya başla derim.

küf?

mumkun. cozum?

yosundur, kaynar suyla çalkala ya da diş fırçasıyla fırçala. sağlığa zararı yoktur ama koku yapar. suyun içindeki sporlar sayesinde yayılırlar, her suda vardır bu sporlar.

kaynar suyla erimesin simdi plastik?!

plastiği evde üretebildiğimiz kaynar ile eritemeyiz korkma.
yani bir de tehlikeli bir şey değil ama pislik sonuçta yani ömrü tükenmis onun
babam da 2 sene aynı pet siseyle su içince dibi yemyeşil olurdu ıyy

eğer kaynar suyla o matara erirse sen zaten o matarayı at.

hatta bence o matarayı at; çünkü yosun tutan mataralar genellikle antibakteriyel değildir. antibakteriyel mataralar var onlardan al.

benim damacananın borusunda oldu aynısı, güya kaynak suyu içiyoruz.

1- yosundur muhtemelen
2- sudan olur normal, plastik yosun tutar
3- kaynar su işi sakat matara işe yaramaz hale gelir hepten. sadece fiziki açıdan bahsetmiyorum ama plastik zaten genel anlamda sağlıksız bir şey. mümkünse metal bir matara kullan veya alternatif olarak yosunlaşma filan oluşmadan 2 haftada bir filan matara değiştirebilirsin illa plastik kullanıcam diyorsan.

şahsi görüşüm; bulaşık yıkadığınız deterjanlarla yıkayıp güzelce durulayabilirsiniz.

o bu değil sürekli kullandığım o plastik makara kansere davetiye çıkarır.

kutularında gerekli saklama koşulları yazar zaten.

balık yağı oda sıcaklığında kutu yerlerde muhafaza edilmeli diyor üzerinde (ürüne göre değişiklik gösterebilir), kutu üstünde yazmıyor sanırım saklama koşulları.

saklama koşulları kutu üzerinde yazar; buzdolabı ya da oda olarak değil, sıcaklık aralığı olarak genellikle bulunur.

ilaçların büyük bir bölümü alttaki iki şarttan birine uyar;

2-8 C; buzdolabının normal kısmında
8-25 C; oda içerisinde, çevresel şartlardan etkilenmeyecek bir yerde (güneş ışığı, nem vs.)

balikyagi yani aslinda omega3 cok kolay bozulabildigi icin, gunes gormeden buzdolabinda muhafaza edilmeli.

serin bir yer olsun güneş görmeyen, bu yeterli. bu buzdolabında ilaç saklama işi bizim toplumda pek revaçta her ilacı dolaba koymaya gerek yok.

güneş görmeyen bir rafta saklanmalı. eczanede hiçbirinin buzdolabında olmadığını farketmişsinizdir.

@fayfim: ama onlar hic acilmamis kutular oluyor.

supermarketteki makarna soslari falan da direk rafta duruyor ama ustunde actiktan sonra buzdolabinda muhafaza ediniz diyor.

yiyecekler bir kere fava ile temas ettiği zaman üzerlerinde bakteri ürer. o yüzden buzdolabında saklanmalıdır. ama ilaçlarda böyle bir durum yok. tablet falan olanlar zaten tek tek açıldığı için tartışmaya bile gerek yok ama kutu şeklinde olanlar da kapandığı zaman içine hava almaz. sıkıntı yok yani.

@fayfim: e tamam makarna sosu da ayni mantik degil mi? o da acilinca icine hava giriyor, kavanozu kapamamiza ragmen gene de buzdolabinda saklamamiz gerekiyor. ilaclarda da kutuyu ilk defa actiktan sonra icine hava girip bozulmaya neden olamaz mi?

yiyecekleri bozan hava değil havadaki mikroorganizmalar. yiyecekler üzerinde üremeleri için gerekli besin var ama ilaçlar üzerinde yok.

fayfim'e ek olarak da ilaçların hepsi şişede ya da kavanozlarda değil. blisterde bulunanlarda bir kere açtığın zaman diye bir şey söz konusu değil. tek tek çıkarıp alıyorsunuz ilacı blisterden. buzdolabında saklanması gereken bir kaç tane özel ilaç var kalanlara gerek yok. prospektüste yazar hangileri buzdolabında saklanmalıdır diye. ilaçla makarna sosu aynı şey değil..

almanya---bild dandiktir ama çok okunur

abd
new york times
washington post

liberya - daily talk (ülkenin günlük karatahtaya yazılan tek gazetesi)