Ekşi Duyuru

Ben önümüzdeki cumartesi anladım. 9'u.

9'u oluyor. This Saturday değil diğer türlü, geçmiş tense ile yazar ve last saturday derdi.

9 Mart C.tesi icin kullanilir. This saturday dendiginde yaklasan c.tesi kastedilir.

tahliye taahhütnamesi imzaladınız mı?
ev sahibinin başka evi var mı?
kendisi kirada mı yaşıyor?
avukatla görüşün önce, kafasına göre zam yapan, bu işi azgınlık derecesinde yönetmeye çalışan ev sahiplerinden artık gına geldi.
yüz vermeyin, hak hukuk neyse öyle devam edin. muhatap olmayın derim.

Ev sahibi kendi evimde yaşıyorum demişti, şimdi diyor ki ortaklık vardı benim oturduğum evde, satıldı, ben ev bakıyorum. Sizden de 25bin istiyorum diyor. Tahliye imzalamadık, yani sözleşmeye bakmadım ama öyle bir şeye imza atmadık.

Avukata verirseniz, iş dallanır budaklanır. Egolar devreye girer ve geri dönüş olmaz.

Çevredeki kiraları da dikkate alarak Tefe-Tüfe artışına razı etmeye çalışın. Bu sene ortalama %50 civarndaydı.

O size ihtar vs. çekerse, avukatınızı devreye sokarsınız.

.

Bu ne şımarıklık ya. Paşama bak kafasına göre zam yapıyor. Valla gitsin mahkemeye siz de fazladan vereceğiniz parayı biriktirin dava desen min 2 sene sürecek. Kendi haline yansın ev sahibi de.

Ev sahibinin elle tutulur bir tarafi yok. Siz zaten yeni kiracisiniz, orta yolu bulmayi da kabul ediyorsunuz. Tahliye taahhutnamesi de imzalamamissiniz. O evde kalmak istiyorsaniz %25 ile hesabina yatirin. Ugrassin dursun. En az 1 sene daha ki evi oldugunu ispatlayamazsa ki bence yalan soyluyor bir sey yapamaz. Tavrina bakilirsa ne halden ne laftan anlayacak biri. Boyle bir karakterle konusarak uzlamazsiniz istedigi parayi vermeyi kabul etmediginiz surece. Acgozlu cunku.

Ayni durumdaki bir arkadas istedigi rakami verdi adama (3 yillik kiraci), bu sefer de ara zam diye tutturdu. Avukata verdi simdi ama bunalmis artik, cikicam diyodu en son.

Tasinma masraflarini isteyebilirsiniz belki. Ac gozlu bi insanla ugrasmak zor cidden. Allah sabir versin.

Siz avukata bile vermeyin, %25 zammınızı yapın bırakın o uğraşsın. Size bir şey yapabilmesi mümkün değil. Bence de %25 hak değil ama bu tip ev sahiplerine maalesef böyle davranmak gerekiyor.
16250'yi yeni zam döneminde yatırın. Taksit ile kombi alıp, ödediğiniz rakamı kira arasındaki farka sayarsınız. Çıkarken de kombinizi söküp eskini takıp çıkın.

%25 yaparsanız muhtemelen 2 sene sonra o evden çıakrtılmış olursunuz.

ev sahipleri yüksekten kapıyı açıyorlar ki düşüğe razı edebilmek için %40-%50 civarı zam yapabilirim, konuşursun edersin baktın yok daha fazla istiyor. Ben %25 yaparım davanı açabilirsin dersin ama 2 sene sonra o evden çıkarsın ve o semtte de kiralar epey artmış olur.

Ben kiracı olarak ev sahibime %50'ye yakın bir zam yaptım ama yine de bu rakam rayiçteki evlerden 4-5 bin kira eksik.

Ya böyle bir adamin seneye sizden tekrar yüzde yuz istememesi imkansiz. Ev sahibi ne derse yap diyecek kimseyi dinleme. Ev sahibin elini verirsen kolunu kapacak biri.

Orta yolu bulmaya calis. Bulmazsa Yüzde 25 yap, kalan parayi kenara koy. Iki sene takıl.

Ev sahibi de kendi oturacak diye dava acsin.
Arkadaş hadi yüzde 25 adaletsiz, yüzde 100 nasıl adaletli...

Biz %50’ye bile ok iken asla ve asla düşmem diyor söylediği rakamdan. Benim haklarım var diyor anlamadım neyin hakkı; 1.sene olmuş, bir sıkıntı çıkarmamışız, geç yatırmamışız ki geçen sene aldığı kiraya gayet yüzü gülüyordu. Sanırım o avukata verene kadar vermeyeceğiz, gelsin oturmak istiyorsa davayı açsın (ki bu olaya inanmıyorum) , %50 yerine 6 ay %25 alır ne diyeyim ya. Bundan 5 ay önce kombi bozuldu dediğimizde de ev almaktan bahsediyordu. Böylelerine hak değil ya gerçekten.

Sizin vermeniz gereken Tüfe/ufe sozlesmede ne yazıyorsa. Yüzde 25 önemsiz.
Bu noktada kişi Üfe/tufe kabul etmiyorsa tek hak ettiği yüzde 25tir. Tartışmaya da kapali.

Bazen kiracılara kızıyorum ama kira vermeyip rahatı yerinde olan ev sahibine de hiç hak veremiyorum.
Ofisi için mahkemelik olan biri olarak diyeceğim şu ki; şu an bu konuda davalar alıp başını gitmiş mahkeme günleri çok ileri tarihli oluyor o yüzden istiyorsa bırakın uğraşsın öyle kafama göre zam yaptım diyen aç gözlüleri süründüreceksin. Halden anlamayan biri olmasa böyle yapmaz zaten.

Kediniz kaç yaşında? Eğer 5-6 yaş veya daha genç ise, "doğru" bir tedaviye olumlu sonuç verme ihtimali yüksektir.

Bir başka veteriner görüşü daha almanızda yarar olur. Bünyesi zaten çökmüş bir kediye, günde 8 iğne yapıldığında şok etkisi yaratabilir. Şok yaşarsa dayanamaz. Bu yüzden tedavinin detaylarını bilmek lazım vs. Ama alternatif bir hekim görüşü mutlaka alın. Elinizde analiz sonuçları var zaten...

Benzer durumda fakat böbrek hastası olan 5-6 kedide, kontrollü ilaç desteğiyle hayata döndürdük. Yıllardır sağlıklılar ve hayattalar. Normal gıda ile yaşıyorlar.

Karaciğer kendini tamir eden, yenileyen bir organdır. Böbrek ise kendini yenilemez. Bu yüzden doğru tedaviye cevap vermesi ve iyileşmesi büyük olasılık. Olumlu düşünün, ama tedaviyi yakından takip edin.

Acil şifalar dilerim.

Not: Hekim değilim. Bu yüzden tedavi hakkında yorum yapmam mümkün/doğru değil. Hekim görüşü almanız gerekiyor.

8 iğne çok gelir hurafesine çok ta kanmayın . Karaciğer ile ilgili tedavilerin belirli bir standardizasyonu vardır zaten.Öyle ağır gelir böyle ağır gelir diyerek hasta yakınını da evhamlandıran yorumlara itibar etmeyin.Bu süreçte en dikkat etmeniz gereken şey ,varsa kusma ve ağrının hekiminiz iş birliği ile ortadan kaldırılması ve günlük 50kkal / kg düzeyinde gıda alımının sağlanması .Gıda alımı hastanız için çok önemli.Yılmadan usanmadan besleyin.Çok geçmiş olsun.

Çok çok teşekkür ederim. @vetconsult Şırıngayla besliyoruz. Kusma ve ağrı yok ama hekimimiz kusma önleyici yaptı ilk iki gün. Hepatic yaş ve kuru mamalardan marka öneriniz var mıdır? En iyisi hangisiyse ondan alayım diyorum. Hem yaş hem kuru için öneriniz olursa çok sevinirim gerçekten.

İlk tercihiniz Hill's l/d -şu aralar piyasasında sıkıntı var ,yoksa proplan hepatic yada vetlife hepatic tercih edebilirsiniz.Yine hepatic yaş mama olarak Royal Canine ya da VetLife Hepatic tercihleriniz içinde olabilir.Biraz rakamları regular mamalara göre yüksektir,ama hastalık spesifik mamalar oldukları için mutlaka fayda sağlayacaktır. Tekrar çok geçmiş olsun :)

Çok teşekkür ederiz yaş mama için aramadığımız yer kalmadı yaş mama için sadece vetlife bulduk, kuru için de proplan alacağız bakalım, çok sağolun.

matthew hussey

www.youtube.com

ülkede yaşanan ve somut olarak sana dokunmayan her şeyden bu kadar etkilenen biriysen bence psikolojik destek almanda ve kendini psikolojik olarak güçlendirmende fayda var. tv izlemeyerek, sosyal medyayı azaltarak, kendine ve ailene vakit ayırarak, farklı aktiviteler yaparak yani gerçek bir hayat sahibi olmaya ve kendi hayatını yönetmeye çalışarak başlaman lazım. yoksa sosyal medya ve tv'lerdeki felaket senaryolarını, olumsuz haberleri, gece gündüz yapılan anlamsız propagandayı sürekli takip edersen insanın psikolojisini bozmaması mümkün değil.

böyle hassas bir bünye kanada, abd gibi ülkelerde yaşanan olaylara da göçmenliğin verdiği zorluk da eklenirse daha da çok tepki verecektir.

spor yap. ciddi bir cevap. aynı şekilde depremden sonra artık insanlıktan çıkmak üzereydim. her konuda çok empati yapan biriyim, iş olsun aile, aşk vs olsun beni çok etkiliyor. iş stresim zaten uyutmuyordu bir de depremde sabahlara kadar ayaktaydım. kardeşim deprem bölgesindeydi. haftalarca zombie gibi gezdim. çok ağır spor yaparak çözüm bulduğumu düşünüyorum. hem spor hem de recovery sırasında vücut resetliyor kendini.

kimyasallar iyi bir çözüm değil. terapi ve duyguları yazmak, üzerine ağır spor. aileyle, sevgi dolu insanlarla vakit geçirmek vs.

Kanada'ya Amerika'ya gidince orada da mutlu olmayacaksın ki orada da farklı bir nedenle bu psikolojiyi yaşayacaksın, ya yanlış anlaşılmak istemem ama benim çevremde bi şekilde Kanada'ya giden çok kişi oldu mutlu olan bir kişi olmadı çoğu geri döndü, ABD zaten daha bok gidebiliyorsan bi Avrupa ülkesine falan gitmeye çalış en azından.

ingiltere'de yaşıyorum geçen bi kafede 3-4 arkadaş oturduk saadet binası önünde yapılan cb adaylık açıklamasını izledik. fiziksel olarak uzaklaşmakla olmaz, olmuyor. ekonomik olarak sıkışıp kaldık zaten hepimiz. geçen sene 14k£ civarına mercedes e aldım hep hayalimdi. yarın tr'ye dönmek istesem napacam bilmiyorum. satsam gelsem tr'de 300'e verdikleri araçlara bakıyorum, değil almak binmek, kapımın önünde komşumun park etmesini istemeyeceğim araçlar. neyse konumuz bu değil. eğer geleceksen özellikle avrupa'da refah var ama burda bir süre çalışayım döneyim tr'de yaşam standardımı yükseltmiş olarak devam edeyim diyemezsin.

ben avrupadan memnunum sakin güzel ama abd'de çevrem ve güvendiğim kişiler olmasını ve oraya gitmeyi çok isterdim, öyle bir keşkem var. lisansta bölümümdeki bir kız öyle gitti, 3*4 akrabası da vardı çok samimi olduğu arkadaşları da, hepsi elinden tuttu yol yordam gösterdi şimdi çok güzel paralar kazanıyor. avrupa'da esnaflık - ticaret harici bu çok zor, onu yapabilmek için de çok ciddi tecrübe açısından birikiminin olması gerekiyor.

"yav dayı ne uzattın, ne diyorsun özet geç, ne yapalım dersen?" eğer; şu an kk'yı başkan yapıp onun ve 6'lı masanın çok iyi bir kadro ve hükümet kurmasını ummaktan başka yapacak bişey yok. tr potansiyeli olan ama asırlardır bunu kullanmaya beceremeyen bir ülke

Bu ortamda evlenmek çok yanlış.
Evlenmeyi düşünen birinin yurtdışı hedeflemesi ayrı bir yanlış.

yanlış*yanlış = yanlış^2

Spor yap gece uykusunu kaliteli ve yeterli uyu güneşe maruz kal ve magnezyumunu ve d vitaminini takviye et. Yetmezse antidepresan gerekebilir.

Meditasyon deneyimi varsa yas çemberleri çok iyileştirici oluyor.

yasveolumbilgeligi.org

Bir kez katılmıştım. Yas çemberi yaptıran burcu ertunç çok iyiydi açıkçası.

spor yapacak iradeniz varsa kişisel deneyimime dayanarak antidepresan kadar etkili olduğunu söyleyebilirim. yoksa psikolojik destek alın. gerçekten karmaşık canlılarız, şimdi sizi alıp da bütün bu sıkıntıların olmadığı bi türkiyeye koyma imkanımız yok ama, belki başka sebepleri de vardır. o yüzden bi oturup düşünmek ve yazmak da lazım.

bi de çok sevdiğim bi söz var "if you're going through hell, keep going." (cehennemden geçiyorsan, geçmeye devam et.) bi şeyleri bastırmadan yaşayıp tüketmeye çalışıyorum artık ben her şeyi.

Ben de aynı durumdayım. Paralize olmuş gibi hissettiğim için psikiyatriste gittim. Antidepresan verdi, kullanmaya başladım. Daha iyiyim sanki:/

koca ülkenin ve dünyanın derdini sırtınıza yüklüyorsunuz. modern insanın en büyük problemi bu bence - her şeye erişim fazlasıyla rahat olduğu için kırılgan beynimizin kaldırabileceğinden çok daha fazlasına maruz kalıyoruz. klasik tavsiye olacak ama lütfen sosyal medyayı azaltmaya çalışın. haberler için işe yaramaz sansasyonları değil de daha bilgilendirici ve bilimsel/politik yönü olan, rapor/röportaj tarzı işleri okumaya çalışın illaki geride kalmamak niyetindeyseniz.

yaşanan acı şüphesiz çok büyük, üstüne üstlük ülkenin gidişatı da ortada ama her şeyi bilmek insanın üstünde inanılmaz yük oluşturuyor. don külot hayvan peşinde koşalım, ağaçlardan sallanalım demiyorum ama bence insanlık olarak biraz fren yapmamız lazım. "mutlu" dediğimiz kitleler kendi dünyalarında yaşayan insanlar hep. cahillik mutluluktur demiyorum. öğrenmek, bilmek bence her zaman iyi ama bu kadar derine dalmak iyi değil çünkü bireysel olarak hiçbirine müdahale edecek kapasitemiz yok.

kulağa tırt gelecek ama mutluluk gerçekten akşam eve gelip bulgur pilavı yedikten sonra diriliş ertuğrul filan izlemekle oluyor sıradan insan için. onu yapmaz kitap okursun, eylem değişir ama kilit nokta DÜNYANIN/ÜLKENİN SORUMLULUĞUNU YÜKLENMEMEK. karşılaştırmalardan uzak durmaya çalışmak.

yalan değil bugün ben de avrupa'da yaşayanlara bakınca motivasyonumu kaybediyorum, "bizim yaşadığımız hayat mı?" diyorum ama 18. yüzyılda rus toprak işçisi/kölesi de olabilirdim. o adam muhtemelen bizden mutlu yaşadı çünkü kendisinden daha iyi yaşayanları görmüyordu bile.

eyyorlamam bu şekilde. hayat anlamlı veya kompleks bir şey olmak zorunda değil. hepimiz ölüp gidiyoruz, 10 sene sonra yüzümüzü bile hatırlamıyorlar. kendiniz için uğraşın elbette ama mükemmeli, kusursuzu, şahaneyi arayarak canınızı sıkmayın. sırf keder. hiçbir karşılığı, getirisi yok.

hocam mesele ülke mi yoksa ekonomik durumun mu? gördüğüme göre ekonomik. asıl nokta ihtiyaçlarınızı karşılamanız. değilse abd'de de yaşasınız isviçre ya da norveş'teki insanın refahı size dokunur. ekonomi karşılaştırmasında sınır yok o yüzden siz kendi ihiyaçlarınıza bakın kıyasa girmeyin.

ülkemizdeki enflasyon artışı özellikle ücretli çalışanlarımızın alım gücünü ciddi oranda düşürdü ve birçok kişinin umutsuzluğa kapılmasına sebep oldu bu bir gerçek ama insanlar arasındaki umutsuzluk muhabbetleriyle, herkesin birbirine avrupa, abd övmesiyle ekonomik anlamda 1 birim kötüye gittiysek psikolojiye etkisi 10 oldu maalesef bu psikolojiden çıkmak gerekiyor önce. mesela bir yemeğe atıyorum 200 lira veriyoruz masada biri diyor ki almanya'da buna 20 birim veriyorlar. e tamam da almanya'daki mühendisin, yazılımcının maaşı 3bin, 4bin birim onu söyleyen yok. burada 20bin birimler normal maaş oldu artık bu pozisyonlar için. yanlış anlaşılmasın tabi ki onların alım gücü bizden yüksek ve özellikle araba konusunda çok halk düşmanı bir piyasamız var ama geliri hesaba katmadan gider üstünden konuşunca 15 kat kötüyüz gibi etkisi oluyor psikolojiye. dolayısıyla insanlar avrupa'ya gidince tüm dertlerimden arınıcam gibi hissedip orayı idealleştirirken burayı cehennemleştirip iyice kötü hissetmeye başladı. öyle bir şey yok tabi ki. hem fiziksel olarak buradan çıkmayla burayı önemsemeyeceksin diye bir şey yok illaki sevdiklerin, değer verdiklerin olacak burada ve türkiye'deki kötü şeyler gene seni üzmeye devam edecek. bence önce bu ruh halinden çıkmak gerek. avrupa ülkelerinin yeryüzündeki cennet olmadığını her yerde insanların sıkıntı çektiğini kabul etmek gerek. tabii ki türkiye'nin fakiri avrupa'nın fakirinden daha fakir ama polyannacılık yaparsak türkiye'de zengin olmak da avrupa'da zengin olmaktan daha kolay çünkü bizdeki gelir eşitsizliği çok daha fazla. içinde bulunduğumuz ekonomik umutsuzluğa depremde yaşadıklarımız eklenince bazı kişilerde sizdeki gibi bunaltmalar normal ama burada benim dediklerim ve diğer arkadaşların dedikleri biraz sizin bakış açınızı değiştirmiyorsa gerekiyorsa kredi falan çekip bir psikoloğa gidin. çünkü tek başına bir yurtdışı çalışma izni çözüm olmayacak böyle bir bunalmaya.

hayatta sorunlar bitmeyecek. gelen dalgaları atlatmaya bak işte, hepimiz öyle yaşıyoruz. muhteşem bi mutluluk yok, hiçbir şey de bunu garanti etmiyor.

Almanya'dan sevgiler, tavsiyem evlenmeyi erteleyip harcamalarınızı dil kursuna yapmanız olur gerçekten gitmek istiyorsanız. Bir de spor yap düz koşu 1 saat. Biraz iraden kuvvetlenir, kafan dağılır.

kanada'nin kotu psikolojisi olani daha da kotulestirdigine defalarca sahit oldum, gocmeden once cok iyi dusunun derim.

7-8bin liraya araba alma isi de yalan, o araba ilk 3 ayda patlar paraniz da cope gider.
bunlar hep bizim dustugumuz kuyular :)

daha öncesinde bir şeyler yiyip yemediğinize ve yeterli sıvı tüketip tüketmediğinize vs. göre değişkenlik gösterebilir.

Hemen öncesinde yemek yemiştim ama çok severek yemedim, haklısınız sıvı da az almıştım.

bence yemek asiri etkili mide bulantisinda. ne zaman tok karna icsem mutsuz son. susuzluk da sarhos yapiyor hemen

bunun bilimsel bir tarafı var mı bilmiyorum ama aynı durumun benzeri bende de var. iki farklı içkiyi arka arkaya içtiğimde, özellikle yorgunsam perte çıkıyorum. beş altı kadeh rakı içsem sorun olmuyor ama üç kadeh rakının üstüne bir kutu bira içeyim iptal oluyorum. hayatımda birayla sarhoş olmuşluğum yoktu, geçen hafta üç kutu bira sonrası bir kadeh viskiyle bayıldım.

tatlımsı bişiler varsa aralarda normal.

ilki viski shot yapılır mı ya? 2.si bira mayalı miğdeyi fena yorar. karıştırıldı mı da insanı rahatsız eder.

Bacak ve karın pztesi Perşembe

Sırt ve kol salı cuma

Belini ve sırtını güçlendirmeni tavsiye ederim dik durmanı sağlar ve boyun bel ağrılarını önler. YouTube dan seç beğen çok kısa olmayan antrenmanları. Seviyen başlangıç ise beginner videolarını seç ki onlar dahi zor gelecektir. İki hafta sonra kolay gelmeye başlar. 5 dakikalık warm up ısınma videoları var antrenman öncesi yapmanı tavsiye ederim sakatlık önleyici olarak.

Hocam haftalık yoğunluğunuzu bilmiyoruz ki. Ben hafta sonu ağırlık ile kalça çalışıyorum. Böylelikle hafta içi -kendimce- daha kolay bulduğum karın, bel, bacak çalışıp hiit’e zaman ayırıyorum. Parça parça yerine tek veya iki bölgeyi çalıştırıyorum.

aslında bunun tek bir kesin doğrusu yok. kişiye göre değişkenlik gösterir. bir de ekipmanlı çalışılıp çalışılmayacağına göre de değerlendirmek gerekir. ben başlangıç olarak full body başlardım sizin yerinizde olsam.

1er gün arayla çalışmak daha iyi bir seçim olur full body çalışırsanız.

Ben kesinlikle arabayla giderim. Uçak ve otobüs biletleri arşa çıkmış. Tatil yerinde taksiyle falan uğraşınca benim tadım kaçıyor. Genel olarak arabasız tatil de kötü zaten.

İstanbul - Marmaris ise git gel en az 3500 tl yakıt. Kişi sayısı ile uçak fiyatını karşılaştırırım ben olsam.

Otobüsle hiç karşılaştırmam bile, onca yol çekilmez otobüsle, arabayla bile çekilmiyor.

Marmariste gideceğiniz yerler, eğer güzel denize girmek istiyorsanız hep yarım saat 45 dk lık koylar. Arabasız çok zorlar.

Izmir net 3k yakti birde 1k kadar otoban ucreti, simdi gitsem direk ucakla giderim

arabasız tatile çıkılmaz .

arabayla gitmek için 3-4 günden fazla zamanınız olmalı. yoksa yolun yorgunluğuyla bir şey anlamazsınız. 3-4 gün ve altında tatil yapacaksanız, imkanınız varsa uçak ve kiralık araç. orada araba mutlaka olmalı.

Marmaris - Denizli arası fazla tutmaz. Mutlaka arabayla gidin.

otobüsle kesinlikle çekilmez. uçakla da bence dert oluyor o bölge. ben de kesinlikle arabayla gidin derim.

Anladığım kadarıyla cevap vereyim.
Sizde kimin mirasçılık belgesi var bu tam anlaşılmıyor, İki kişinin demi var, yoksa sadece birisinin mi ? miras bırakanların ölüm tarihleri eski ise e devlette görünmeyebilir. Örneğin, 2000 yılında vefat etti ise o zamanki veraset ilamları bildiğim kadarıyla sisteme uygun biçimde kayıtlı olmadığı için göremeyebilirsiniz.

Noterden alınan mirasçılık belgesi edevlette veraset ilamı olarak görünmüyor, en azından bende böyle.

noterden bu belgeyi alirken tapu icin ayri, banka icin ayri vs... kac yere verecekseniz fazladan aldiysaniz gidip birini ornegin tapuya verip intikal islemini gerceklestiriyorsunuz. E-devlete ihtiyaciniz yok.

edit: intikal islemini gerceklestirdikten sonra alim/satim ne yapmak istiyorsaniz yaparsiniz.

Başınız sağolsun, eminim ki çok iyi bir evlat yetiştirdiği için huzurla ayrılmıştır bu dünyadan.

Siz de bir yuva kurup anneniz gibi bir anne olucaksınız belki de.

Geleceğe odaklanın veya odaklanmaya çalışın.
İyi günler dilerim

Başınız sağolsun. Zor bir durum annem babam sağ ama şu sıralar bende ya vefat ederlerse ne yaparım korkusu yaşıyorum ama korkunun ecele faydası yok. Bir gün her fani gibi öleceğiz. Annenizle mutlu anılarınız olmuş, arkadaş gibiymişsiniz. ne güzel anneniz sizinle gurur duymuştur. Anneniz sizin hakkınızda üzülmeden ayrılmış bu dünyadan.
Bakın hayatınızda birisi var sizi istemeye gelecekler ve bir aile kuracaksınız. Sizde anne olacaksınız. Geleceğe odaklanın +1

başınız sağ olsun, allah rahmet eylesin.

terapi almanız atlatmanızı kolaylaştıracaktır diye tahmin ediyorum.

Başınız sağolsun, annenizin mekanı cennet olsun. Çok zor bi durumda olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Hayatta maalesef her zaman her şey planladığımız gibi olmuyor.
Benim de bir tanıdığım daha üniversitede okurken genç yaşta annesini kanserden kaybetmiş. Sonrasında iş hayatına atılmış, evlenmiş şimdi de bir oğlu var.
Hiç sıkmayın kendinizi sonuçta olması gereken ne ise o oluyor. Düğün müğün işleri bir şekilde hallolur önemli olan sizin psikolojiniz.
Allah sabır versin.

başınız sağolsun.

anlattıklarınız annenin ölümünden ziyade, büyüyememekle ilgili.
çok sıkı, "anneyle arkadaş olunan" ilişkilerde maalesef çocukta böyle bir şey olabiliyor.
dolayısıyla birey olmakta sorun yaşıyor, yas sürecini sağlıklı şekilde atlatamıyorsunuz.

muhakkak terapiye gidin bence.

şimdiye kadar günlük rutininizde iletişim kurduğunuz insanların kim bilir kaç tanesinin annesinin olmadığını düşünün. hiçbirini hissetmediniz. tahmin edebilme şansınız bile yok.

hayat devam ediyor, çocuk sahibi olmanız çok iyi olur.

çok değil sende en fazla 50-60 sene sonra öleceksin. annen arkandan ne kadar süre yas tutmanı ister ki bi düşün..

biraz bencilce bir yanıt olabilir ama sizin annenizle yaşadığınız bu güzel anne kız ilişkisini annesi hayatta olmasına rağmen yaşayamayan çok fazla insan var. birlikte yaşadığınız güzel zamanları hatırlamanız gelecek için belki bir nebze rahatlatıcı olur.

ben de çok az duygu hissedebiliyorum
orta karar öenmli sonucunu çıkardım

Dentur iskeleyi bi arayın belki bi hayırsever alır gişelerden birine veya güvenliğe teslim eder.

Diğer türlü de umarım uzaktan konum bulma vs. açıktır da en azından nerede olduğunu görürsünüz.

Geçmiş olsun.

procto glyvenol fena değildir. doxium ile kombine kullanıyorum ama hekime danışmakta fayda var tabii.

anestol pomad

Hatırlatma dozu derken 3. dozu kastettiklerini sanmıyorum, 3. doz hiçbir yerde zorunlu değil.

Çift aşı + Covid geçmişiyle muhtemelen salondaki herkesten daha çok antikor sahibisinizdir. Problem olacağını düşünmüyorum açıkçası...

hafta sonu oynanan beşiktaş maçına bu nedenle gidemedim. bilet alırken hes kodumu girdiğimde hata aldım. 2. dozun üstünden 180 gün geçtiği için 3. aşıyı olmam gerekiyormuş bu tip etkinliklere katılabilmem için. hatırlatma dozu dedikleri şey tam olarak 3. veya 4. doz oluyor.

www.hepsiburada.com

Kapı hidroliği yoksa alıp monte edebilirsiniz, varsa da üzerinde sertlik ayarı olabilir bi bakın.

apartman yönetimi olmadığı için mi kendi kendinize çözmek istiyorsunuz? hidrolik itici ile kapının kilit ayarı da yapılarak sessiz kapanması sağlanabilir. mahallede o işleri yapan tamirci vb. birileri vardır, kapınıza uygun güçte hidrolik alıp yapabilir.

Dışarıdan yönetici var sözde de hiçbir şey yapmadığına yemin edebilirim :)

Kapıda zaten bir hidrolik itici varsa ayarını yapabilirsiniz.

iki tane vida var üzerinde, eski tipse allen anahtar yeni tipse normal düz tornavida ile ayarlanır.

Vidanın biri uzaktan gelişi, biri de tam kapanma anını ayarlar.

her hastane belli saatler aralığında yapıyor yani gece dediğiniz 2-3 filansa o saatte yapmıyor olabilirler ve yine bazı hastaneler randevusuz yapmıyor. yani olamama ihtimaliniz yüksek.

bu paket açma muhabbeti vardı sanırım. geç vakitta sizden başka kimse yoksa ve hazır açılmış bi aşı paketi yoksa sıkıntı yaşabilirsiniz.

3. aşıya gün içinde gittiğimde randevu filan sormadılar bana. kimliğimi alıp, aşı girişimi yaptılar, aşıladılar ve gönderdiler. benim randevu vardı ama kimliğimi bırakırken "randevunuz var mı" demedi kimse bana. sırada bekleyen baya yaşlı da vardı; onların da hepsinin randevulu olduğunu düşünmüyorum.

ilk iki dozda ben randevuluydum ama randevusuz gelenleri de yapıyorlardı.

3. dozu (gecen hafta oldum) olmaya randevumun olduğu tarihten bir gün önce gideyim dedim, randevuların saatleri iş saatime uymuyordu, randevu saatiniz ne ise zaman gelin randevu sayısına göre geliyor yapamayız diyerek yolladılar. Sanırım değişkenlik gösteren bir durum. Diğer dozları olduğum yer ile aynı hastane farklı olsa oraya bahane bulacağım ama genel olarak tutarsızlar. Şansınızı deneyin en fazla yok diyecekler, randevu aramaya devam edersiniz.

Ben randevumdan bir gün önce gittim, hemşireler yok mok deedi, bomboştu hastane, sonra "iyi girin sistemde gözüküyorsa yaparlar" dediler en sonunda, giridğimde odada işim bir dakika ya sürdü ya sürmedi, kaydı alan kişi hemşireler gibi kıllık yapmadı, randevu da sormadı zaten.

Bence şansınızı deneyin, benim gittiğim şehir hastanesiydi.

Arcane, dizi ama

Si Puo Fare
I Lost My Body
Chicken with Plums
Panic in the Needle Park
Revolutionary Road

Dizi de The Big C

Aklıma gelenler, eklerim hatırladıkça

enough said

(bkz: Verdens verste menneske)
benim için 2021'in en iyi filmlerinden.

Teşekkürler, heps listeye alındı

zaman her şeyin çaresi. 2 gün üstüne yatınca geçer, aklında sürekli re-do yapma.

kaşarlanarak

şunları tekrarlıyorum kendime olay her aklıma geldiğinde;
* her şey insana dair
* çevresel faktörleri yönetemezsin
* oldu bitti gitti, şimdi ne yapacağım, makul olan nasıl davranmak, ne yaparsam bana iyi gelir?

Olayın kendisi çok önemli sanırım. Kendimi haklı gördüğüm bir pozisyondaysam olayı yaşadığım kişiden herhangi bir işaret bekliyorum, bir kahve ikramı hatta karıştırma çöpü uzatması dahi olabilir. Bu durumda ben de başımla hafifçe teşekkür hareketi yapıyorum. Sonra olay gevşiyor zaten.

Kendimi haksız gördüğüm bir olayda da bu kişiye gidip, doğrudan lafı uzatmadan, yaşanan olay hakkında konuşmak istediğimi söylüyorum. Olayın neyden kaynaklı ortaya çıktığını, o an ne düşündüğümü, sonrasında ne düşündüğümü anlatıp durumun vahametine göre ya özür diliyorum ya da kusura bakma tarzı daha hafif şeylerle bitriyorum. Bu noktadan sonra işi yokuşa süreni görmedim hiç iş arkadaşlığı gibi minimum samimiyetin olduğu bir durumda.

Şunu aklınızdan çıkarmayın, herkes sizin kadar o tuhaf durumun içinden çıkmak istiyor oluyor böyle durumlarda.

kaju fıstığının hem ağrıya hem de duygusal dengeye iyi geldiği söylenir.

vegan olmanın regl etkileri üstünde azaltıcı bir etkisi olduğunu duymuştum. erkek olduğum için doğruluğu konusunda bir bilgim yok ama internette de benzer bilgiler, yapılan bilimsel araştırmalar var belki bakmak istersiniz.

Başka bir rahatsızlık sebebiyle magnezyum takviyesi alıyordum, sanırım bu durumlara da iyi geldi. Bir araştırın isterseniz.

tamamen kurtulmanın bir yolu yok ama benim için işe yarayan şeyleri yazıyorum:

- solgar'ın magnezyum + b6 takviyesi (doktorunuza danışın elbette)
- sosyal ilişkileri azaltmak, dizi-film izleyerek vakit geçirmek
- çok yorulmamak. biraz daha fazla uyumak, sadece gerçekten yapılması gereken işleri yapmak, kendine yüklenmemek.
- açık havada bulunmak, yürüyüş.

AGNUCASTON isimli bir bitkisel ilaç bu şikayetlere fayda ediyor. ben emzirirken bile dr izni ile kullandım.

haftada 2 gün pilatese gidiyorum diğer günler mutlaka 40-50 dk yürüyorum. son 2 aydır bunu rutin haline getirdim. hem fiziksel hem duygusal belirtilerde belirgin bir düzelme oldu. hhala ağlayacak gib oluyorum hhatta çoğunlukla ağlıyorum ama en azından major depresyon havasında olmuyor. öfke ve gergginliğim de aşırı yıkıcı değil tabii ama yok da diyemem :)

bir de magnezyum +1

Bazı ürünler satışa çıkmıyor malesef. Ama nasıl oluyorsa artık ki bu konu bazı üyeler tarafından da konusuluyor; sahibinden falan gibi yerlerde satiyorlar bilmem kaç bin liralara bu tarz ürünleri.

Sokakta geçirmek inanılmaz soğukla savaşmak bence çok yorucu. Ama Berlin’e çok turist geliyor kutlama için, bakabilirsiniz size göre bir seçenek mi diye.

Viyana. Sokaklarda 10a yakin sahne kuruluyor.

Ama corona durumuna bakmak lazim. Gecen sene her sey iptaldi, kutlama olmadi.

belgrad
lviv
bakü

koşarak zayıflarsın ama şekillenmezsin.
koşudan sonra dürümleri gömersen zayıflama işi de olmaz.

Şekillenmek dediğin kas yapmak işte, onun için de ağırlık çalışman lazım. Koştuğunda bi şey olmuyor koşmuş oluyorsun işte yanında da 200-300 kalori harcıyorsun.

Koşmaktan ziyade hiit antremanı daha verimli olur ama şekillenmezsiniz.

youtube'da çok iyi ip atlama antrenmanları var, koşma yerine kardiyo olarak düzenli yapılınca kilo da verilebilir

Şekillenmek mümkündür.
Postür düzelir, duruşun yürüyüşün, hareketlerin güzelleşir.

Zayıflamak da mümkündür.
Kalori açığı vermene katkı sağlar.

koşmak deyip geçme , koşmak aslında insan bedeni için çok sağlıklı değil.

belirli bi kilonun üzerinde koşmak kesinlikle önerilmiyor, diz problemleri falan çıkıyormuş, ayrıca koşmanın da bir tekniği varmış, o tekniği de bilmezsen yine dizlerini sakatlayabiliyormuşsun.

koşma yerine nabzını belirli bir seviyede tutmaya çalışıp ona göre yürüsen bence daha iyi.

şınav, mekik, bi kaç şekil hareket de eklersen olur

Yıllarca sabahları 25-40 dk arası koştum. Hafif-orta tempoda diyebiliriz. Ödem atma aşamasında faydası oluyor ama düzenli olunca bir yerden sonra bana göre kilo bile verdiriyor diyemem. Ya da sürenin uzun olması, eforun fazla olması gerekiyor. Ama şu farkediyor. Bel ağrısı tarzı durumları azaltır, dinç olmak, kafanin ayık olması, dik durma, vücudun düzgün durması gibi artıları oluyor.

evet zayıflarsın ama büyük kas için kısa mesafe patlayıcı koşular yapacaksın.

bkz: 100 m vs maratoncu farkı

özellikle uzun süreli koşular zararlı diyenler var.

Sıkılaştıran, sarkık yerleri toparlayan aktivite kas çalışmaktır, yağ yakmak değil. O yüzden yüksek kilolar veren insanlar eğer yeterince kas çalışmazlarsa derileri falan sarkar.

eğer fazlalığın çok azsa, sarkma olmaz vs diyorsan koşabilirsin. Ama bu sadece kalori açığı sağlar. hiit antrenman düzeninde koşarsan yağ yakma işlemin hızlanır. Ama belirlediğin kiloya ulaşınca hiiti bırakman lazım çükü kalbe yararlı değil uzun vadede.

Ayrıca vücudunun kondisyonu arttıkça koşmak da sana kolay gelmeye başlayacak ve yağ yakmayacaksın. Ama kalbe faydalı.

Vücudun şeklini değiştiren şey inşa ettiğin kastır, koşarak kas inşa edebilir misin? Hayır. E ağırlık çalışacaksın işte vücudun değişsin. Vücudunda 3 kilo kas var koştun koştun diyet yaptın ne oldu? Vücudundaki 3 kilo kası çıkardın ortaya, başka bir olayın yok. O da seni hint fakiri gibi gösterecek işte. Önemli olan vücudunun şeklini değiştirecek kadar kas inşa etmek. Onun dışında koştuğun zaman 300 kalori harcayacaksın bunun üçte ikisi zaten karbonhidrat kalanı yağ, o da 2-3 gram, koşarak 2-3 yağ yakınca vücudun nasıl şekillenecek koşarak alacağın maksimum kazanç bir miktar kalori açığı işte, onu da 2 dilim ekmek yiyince geri alıyorsun. Ağırlık çalışacaksın kas inşa edeceksin yağlandıysan diyet yapacaksın bu kadar. Kas inşa etmeden diyetle ağır kardiyo ile kilo verince Elvan Abeylegesse gibi oluyorsunuz işte sonra gelip kilo verdim ama hala göbeğim duruyor diyorsunuz. Nedeni hep bu ağırlık çalışmadan yapılan diyetler hard kardiyolar vs. Tabii kardiyoyu abartınca yaşanan kas kayıplarını vs saymıyorum bile. Kardiyo yapma demiyorum sağlığın için yap yine ama aklından geçen olmasını istediğin şey için kardiyo yeterli değil.

eti yuksek ateste pisirmeniz lazim

Öncelikle marineli et almayın, gıda sektöründe marine ayıp gizlemek için kullanılır örneğin kokmuş etlerin değerlendirilmesi. Ben eti parça halinde alıp kendim marine edip döküm tavada az pişirip en son julyen kesip 15 dk yağlı kâğıtta dinlendirip fajita karışımı ile biraz daha pişiyorum

Sana hayvanın arka bacağını gibi sert, kıymalık yerini satmış. Etin kendisi sert. Sen bir şey yapamazsın.

The Legend of 1900

cadillac records

Ray (2004) www.imdb.com
Amadeus (1984) www.imdb.com
The Boat That Rocked (2009) www.imdb.com
Chicago (2002) www.imdb.com

Soul Men

Inside Llewyn Davis, favorim

Ayvalık değil de Çanakkale de isis otele gidiyor iki yazdır arkadaşım, çok memnun kaldıklarını söyledi. Biz de Ağustos gibi bir gidelim diyoruz ayarlayabilirsek. Fiyatlarına baktım uygundu da.

Mobilim ediyleyemedim, iris orel pardon :)

İris otel demek istemiştim ayyy neyse iyi geceler yatayım ben ajskakdj

datça taraflarında bungalov evler en ucuz 750 liradan başlıyordu :( aslında çok güzel bungalovlar vardı orman içinde, merkeze uzak, koylara yakın sessiz sakin yerler. biz merkeze uzak olmak istemediğimiz için tercih etmedik ama sessizliği yeğleseydim kesinlikle o bungalov evlere bakardım.

konuştuğum yerleri yazayım belki bir faydası olur.
boheme butik evleri 850 tl (2 kişi)
bungalowzera 900 tl (2 kişi)
eftalikus datça 750 tl (2 kişi)

kahvaltı dahildi bu fiyatlara yanlış hatırlamıyorsam. hepsinin instagramı var.

Bizde aynı derde düşmüştük. İstanbula gitmeye karar verdik tarihi yarımadayı gezeceğiz. Her ne kadar deniz tatili yapmak istesem de.

www.instagram.com

heybeliada düşünürseniz evimi kısa süreli, uygun fiyatla kiralıyorum. ormana 1 dk, plaja 15 dk. çarşıya 10 dk. Büyük balkon, geniş bahçe, 2+1 Kafa dinlemek, temiz hava almak için ideal. Su da temiz artık biz iki haftadır giriyoruz.

arabayı ortak aldıklarını gösteren kanıtlar var mı elinde? varsa bir avukata başvurabilir.

Evliyken mi almışlar anlamadım, boşandılarsa mal paylaşımı davası açacaklar süresi gecmediyse

Yok hiç evlenmedilerse genel mahkemelerde sebepsiz zenginleşme davası açıp şansınızı deneyin

Evli değillerdi, ortak aldıklarına dair şöyle; ödemeleri arkadaşım yaptığı için banka ödemeleri mevcut

bir arkadasim banka dekontu olmadan deftere yazilmis odemeleri mahkemeye sundugunda kabul edilmisti.

saglam avukat tutup dava acacak, banka dekontlarini sunarak sansi olabilir.

Noterde yarısını kendine alsaydı bari. Şu an başkasına mal hediye etmiş, o da malı satmış, adam parayı istiyor. Hediye ederken düşünecekti. Geçmiş olsun.

iyi bir avukatla çözülecek bir mesele. muhtemelen karşı tarafa arabuluculuk için telefon gittiğinde korkup kabul bile ederler. şu an dava açacağım konusu lafta olduğu için böyle rahat davranıyorlar. erkek tarafı elindeki ödeme yaptığı dekontlarla mahkemeye gideceğini karşı tarafa bildirsin bakalım, dava aç vermiyoruz derlerse sonrasında avukat devreye girer.

Dava açarsa alır parasını. Sonuçta ödemeye dair belgeler var elinde. Eğer kız arkadaşının bu borcu ödediğine dair belgesi yoksa mutlaka parayı ödemesi gerekir. Ama dava için arkadaşınızın "Ben evleneceğimizi düşünerek bu kişiyle ortak araba aldım" gibi şeyler demesi lazım. Benim iyi niyetimi kullandı derdim ben olsam. Zaten kullanmış baya kız çocuğu.

Ben olsam çok pis çirkefleşirdim böyle bir şey olsa. Kızın ailesine ulaşırdım anlatırdım her şeyi, kızınız paramı yedi derdim. Paranın faizini bile alırdım.

GoodMorningTeacher +1 git uğraş alırsın parayı.

sadece merak ediyorum, bu insanla ortak iş yapılmayacağını daha sonra çirkefleşebileceğini nasıl anlamadınız?

direk buna bir cevabım yok. Fakat mesela nişanlına araba, takı vs pahalı hediye aldın diyelim, Daha sonra nişan bozulursa "ben bunları evleneceğimiz için hediye ettim, evlenmeyeceksek bu hediyeleri geri isterim" diyebiliyorsun. Bu mantıkla baktığında arkadaşınızda parasını alabilir. İşinin ehli bir avukat bulmak lazım. Belki de işinin ehli olmasa bile çok kolay bi davadır bu. Bilemedim.

İstanbul’da tanıdığınız bu davaya bakabilecek sağlam avukat var mı :)

Tavsiyem yok ama okurken ben sinir oldum. İnşallah tamamını hem de faiziyle geri alabilir arkadaşınız. Bu devirde kimseye güvenmemek lazım, dersini almıştır zaten.

Hukuk sisteminin zayıflığı bu tip olaylarda ortaya çıkıyor işte. Mağdur, mağdur olduğu ile kalıyor. Üzücü durum. Hem hayat dersi çıkar hem de yeni bir hukuk sistemi. Tamamen farazi konuşuyorum hukukçu değilim ama “Benden borç istedi arabanın taksitlerini ödemek için, borç karşılığı senet yapmadım ama taksitlerini ben yatırdım kayıtlı olması için” dese bişey çıkar mı bi avukata sordurun derim. Çok üzüldüm ULAN!
Geçmiş olsun.

Şehir olarak neredesiniz ? İstanbul’da bazı hastaneler eve ekip yollayıp örnek alıyorlar. Onlara bakabilirsiniz.

istanbul kadıköydeyim

özel şirketler yapıyor parayla eve gelip

eve gelenler ne kadar bilmiyorum ama medipol'da 250 tl civarındaydı en son. babanız için risk yüksekse(yaş, kronik hastalık vs) mümkünse gelmesin bu şartlarda.

çalıştığım şirketin anlaşmalı olduğu özel hastane 250 tl istiyor

hafta sonu babaniz yaniniza gelmesin. 65 yas ustu ise sakin gelmesin

Ataşehir ağız ve diş hastanesi'nde çektirmiştim ben, çene cerrahisi için kendi sitelerinde ayrı bir randevu sistemi vardı o zaman ama şimdi değişmiş sanırım. Mhrs'den alınabiliyor galiba atasehiradsh.saglik.gov.tr

marmara üniversitesi diş hastanesine bakabilirsiniz, maltepede.

göztepe four winds'ta vardır belki.

ehe yok oyle bisi ya. ne rayi ne sistemi.

deprem izolatoru kullaniyoruz artik onu da en son yapilan sehir hastanelerinden baska yerde goremeyebilirsin. ihalenin icinde oldugu icin mecburen yapiyorlar. erzurum devlet hastanesinin izolator maliyeti 10 milyon dolar oldugu icin yapimci firma ihaleyi iade etmisti diye hatirliyorum.

kolay isler degil onlar.

cv: istanbul'un en yuksek binalarinda calistim. kalip ustasiyim. saka saka insaat muhendisi.

Kartal'da 9 palmiye sitesi vardı. Derler ki 99 depreminde oradaki binalardan biri zarar gördü.

@ozdek +1

Standart, ikamet amaçlı konut binalarında böyle bir şey yok, olmasına da gerek yok.

Teknik şartnamelere uygun olarak yapılan her yeni bina coğrafyamızda beklenen depremlere dayanıklı olarak üretiliyor.

Şu an kullanılan standart temel tekniği radyel temel (kazık isteyen zeminler hariç), bu radyel temelin zamanla halk arasında efsaneye dönüşüp raylı temel olduğunu sanılılıyor herhalde.

Gökdelen inşaatında bulunmadım, bilgim yok.

Özetle 15 yaşından genç bir binaya taşının yeterli.

benim binamda var.
hürriyet kutlutaş sitesi ( erenköy-kazasker)

Cihangir deyince fiyatlar yüksek.. Hayat Cihangir ve Demeti var.

Beşiktaş'ta balık pazarının hemen arkasında Aterina diye bir yere götürmüşlerdi. Fiyatları şu an hatırlamıyorum ama "yuh böyle hesap mı olur" dememiştim. mezeler fena değildi ama pek fazla rakı çeşidi yoktu. 100'lük hiç yoktu.

www.zomato.com

www.zomato.com

ketojenik diyet öneriliyordu diye biliyorum ama siz yine doktorunuza danışın

Yıllarca onkolojide çalıştım, ne yazıkki böyle belli bir besin yok. Ama doğal, katkısız, mideyi yormayacak besinlerle beslenmeli. Ketojenik diyet önerilerden biri ama bizim hocalarımız kanser büyüyecekse bir şekilde besinini bulut istediğiniz kadar şekeri kesin derdi. Vücut beslenecekse kanser de beslenir, kanseri aç bırakalım derseniz vücudu da aç bırakırsınız ki bu kemoterapi sürecinde iyi çalışması gereken kemik iligini de besinsiz bırakır. Doktorunuz söylemiştir ama biz şöyle uygulardık. Kemoterapiden 2 gün sonra nötropeni (sizin dediğiniz kan değerlerinin düşmesi) tablosu başladığı için 2. Gün hastadan kan sayımı isterdik herhangi bir sağlık ocağı vs. De yapılabilir. Düşüş varsa hemen neupogen gibi iğnelere başlatırdık ki bir dahaki küre kadar kendine gelsin, kan düzeyleri yükselsin.

Ben kemoterapi alırken annem birçok şey araştırmıştı. Direkt yükselten bir şey yok malesef. Curukturpkokusu’nun da dediği gibi neupogen aşı yabda kan takviyesi falan yapıyorlar. Yani o kadar düşüşe sadece beslenmeyle takviye olamıyor fazlası gerek. Ketojenik işini falan da bilen biriyle konuşun kendi kafanıza yapmayın zira benim ilaçların yan etkisi münasebetiyle ketoasidoz denen şeyden muzdarip olmuştum. Ketojenik diyet tehlikeli olabiliyor bu gibi durumlarda.

Merhaba öncelikle geçmiş olsun. Annem 6 kür kemoterapi gördü ve çok şükür son küre kadar kan değerlerinde ciddi bir düşüş olmadı. Tabi bu süreçte görüşmediğim doktor ve hemşire kalmadı. Ayrıca Türkçe yayın pek yok ama yabancı makaleleri çok araştırdım. Beslenmesi ve her şeyiyle ben ilgilendim. Aklıma gelenleri paylaşayım, bize yaradı umarım size de yarar.

Öncelikle çeşitli ve sağlıklı beslenmesi lazım. Hem posalı sebze meyve hem de kırmızı et tüketmesi lazım.

Eti ya et olarak ya da yemekleri kıymalı yapın.

Yeşillik çok önemli bağışıklığı güçlendiriyor. Maydanoz, taze soğan, kıvırcık, dereotu bol tüketin. Fakat kemoterapi süresince vücut direnci düşük olduğu için hijyene çok dikkat edin. Dışarıda bu tür yeşillikler, açık yiyecekler tüketilmeli ve evde bol sirkeli suyla yıkayın.

Ben her hafta yoğurt yapıyordum. İçerdiği probiyotikler bağışıklığı güçlendiriyor. Öğlen ve akşam birer kase veriyordum.

Kara ve kuru erik üzüm ve kayısı iyi geliyor. Abartmadan günde 2_3 erik kan yapımına yardımcı olur.

Taze meyve tüketimi önemli. Fakat annem her şeyden yiyebbildiği için meyveye pek yer kalmıyordu. Katı meyve presiyle kendimce elma muz havuç VS birkaç çeşit meyve sebzenin suyunu içirdim fakat kemoterapi hemşirelerin danışınca suyundan ziyade meyve olarak tüketmesi i önerdiler. İlle de meyve suyu içmek isterse 1 öğünlük 1 adet meyvenin suyunu içsin dediler. Bu doğrultuda kimi zaman meyve kimi zaman da taze sıkılmış meyve suyu içirdim.

Hazır gıdaları tamamen kestik. Hazır köfte, şinitzel, şarküteri VS

Bitkisel takviyeleri araştırdım fakat bitkilerin bazısı midede bazısı da barsaklarda çözünür üç ve bu bilinmiyormuş.çok masum görülen bir çay ya da baharat kemoterapi i etkilerini artırabilir ya da sıfırlayabilirmiş. Onkoloğumuz ekstra hiçbir şey kullanmayın demişti.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar, umarım sıkıntısız atlatırsın bu süreci. Tekrar geçmiş olsun.

Mobildeyim imla hataları için kusura bakmayın

Ek olarak kuru baklagili unutmuşum. Haftada 2_3 porsiyon kurubaklagil tüketilmeli. Yeşil mercimeği her hafta yapıyordum.

Ayrıca kızartması da tamamen kesip fırında veya buğulama yapıyordum.

Sanırım yeni başlanıyor kemoterapiye, muhtemelen kabızlık olacaktır. Beslenmeyle çözmeye çalışmayın Doktorunuza danışın şurup verecektir.

Ayrıca sormak istediğiniz bir seyler olursa yardımcı olmaya çalışırım

İlk paragrafta dışarıdan açık yiyecekler tüketilmemeli olcak

Ayrıca kelle paça çorbası mutlaka içirin. Ciğer de kan değerlerini yükseltiyor

@kelrapunzel size mesaj yolladım, çok teşekkürler.

yüzde yağlanma vs var mı? kükürt ve katran sabunu alabilirsin ama çokça sürmen iyice yüzüne etki etmesini sağlaman lazım

Farmasinin çay ağacı özlü sabununu kullaniyordum bir ara stresli bir dönemimde ben de. Iyi geliyordu. Sabun da bu:
encrypted-tbn0.gstatic.com

çok teşekkürler, cildim de yağlanma yok fakat çene ve yanakta aşırı çoğalmış durumda.

Nilera okyanus sabununun bir faydasını görmedim

Gratis gibi yerlerde otacının kükürtlü sabunu var işe yarayabilir.

Neden sabun? Sabun önermiyor genelde dermatologlar.

Yüzünüzü nazikçe temizleyecek bir köpük ayrıca salisilik asit, çay ağacı yağı içeren bir tonik daha çok iş görecektir.

Eczanelerde dermokozmetik ürünler mevcut gidip eczacıya danışın o sizi yönlendirir, medikal bir sivilce kremi de önerir.

Abartıyorsun.

g*tlük yapmış bence. Okadar ciddi mi paraya ihtiyacı vardı, onu da anlamadim.

abartıyorsun.

Abartmıyorsun. Satamadıysa satamadı. Ortamın içine etmek zorunda mı?
Sinirini sizden çıkarmış. Kenara not edin.

üzerinde durulacak bir şey değil. ama hıyarlık etmiş orası doğru.

kendinle celisiyorsun. arkadasina bosver diyorsun ama sen bosvermiyorsun.

bosver.

kesinlikle abartıyorsun

bence abartmıyorsun.
ara ara böyle haraketleri olan insanlarla da görüşmemeye çalışıyorum ben genelde.böyle negatif enerji yayan kırıcı insanlara gerek yok diyorum hayat felsefesi olarak.

kaba davranmış

ancak senin davranışın doğru değil. üzgün ve kızgın insanlara boşver demek olumsuz sonuçlanıyor. vah vah, tüh diyip onun hissettiklerini hisseder gibi görünmen lazım. üzgünse üzülmen, kızgınsa kızman lazım.

bakın bu tavsiye hayat tavsiyesidir, kimse söylemez kolay kolay :)

kaba davranmış abartmıyorsun.

dafug +1, hayat dersine ekleme olarak olayın bilimsel tarafı da var.

kırgın olman da normal, bir süre sonra ya amaan olur öyle diyip kırgınlığından vaz geçeceksin yada ben bu kişiyi af edecek kadar değer veriyormuyum diye bir ikileme düşeceksin, o konuda da kendi kararını vereceksin

kaba davranmış abartmıyorsun +1

bundan sonra sert cevap ver susma öyle. hayırdır la 2 görüşelim dedik senin malını mı dinleyecez. bi sakin ol a. koydurma diyeceksin.

Paraya çok acil ihtiyacı yoksa eğer ( bundan dolayı gergin değilse ) kabalık etmiş

o zaman siktirsin gitsin yasını evde tutsun.

sen haklısın.

dafuq +1

Şirket hesabınızı bir kenara koyarsak, başka bir reklam hesabına erişim almak için kendinize ayrıca bir bussines manager hesabı kurmalısınız. "kendime ait hesabım" derken o zaten kişisel hesap oluyor. yani farklı markaları yönetmek için kendinize bir x hesabı daha açmalısınız. ardından başka kimsede mevcut olan reklam hesabına ortak olma talebi iletmelisiniz.

şu linke tıklayıp kendinize farklı markaları yönetmek için yeni hesap açın, ama bağlantıya öncelikle fb'a login olmadan gizli pencerede tıklayın: business.facebook.com

hayır ötekiler daha çıkmamıştır, bekleyin.

bu bahsettiğin her tüp farklı cihazlarda farklı yöntemlerle test ediliyor. o yüzden farklı tüplerde kan alıyorlar. ayrıca her testin süresi farklı. bazı hastaneler teknolojileri yetersiz olduğu için başka hastanelere veya labaratuvarlara gönderirler. senin diğer testler bu yüzden uzamıştır.

Benzer durumları ben de yaşıyordum. Bi ara ağzımın içi komple yara olunca doktora gittim. Multivitamin al dedi. Vitamine başladıktan sonra hem yaralar maralar geçti hem de o anormal yorgunluk geçti. Vitamin aldığım günle almadığım gün arasındaki farkı çok bariz fark edebiliyorum.

Ben her gun isten gelince iki saat uyurum, iki saat sonra kalkinca cok dinc hissediyorum. Tekrar uyandigimda iki saat calisirim, okuma yaparim, dizi/film izlerim. Sonra 6 saat daha tekrar uyurum.

Bir düşünür kişi bazı günler uyuyakalip da o gün niyetlendigi işi yarım bırakmamak için iple kendini kol altlarından tavana bağlarmış. Hiç olmadı öyle yapın.

Şeker ya da tansiyon iniş çıkışları ile ilgili bir şey olmadığından emin değilseniz ona bir baktirabilirsiniz.

kan değerlerine baktırmalısın. özellikle b12 ve demir

is cikisi direk eve degil spor salonuna git. spor salonuna gitmeden 2 saat once de yemek yiyemiyorsan bile atistir. sadece 30dk yuruyus/kosu yapsan bile enerjin yerine gelir.

@traveler yani kac kac arasi uyuyup uyaniyorsun? Duyuruyu ben yazmisim gibi geldi, kafayi yicem resmen her gun deli gibi uyuyorum. Bir de soyle bir sikinti var bazen gelip yatiyorum sonra iki uc saat sonra kalkiyorum ve tum uykum gidiyor. O zaman da cok korkunc oluyor. Zombi gibi oluyorum ertesi gun.

Nane limonlu bitki çayı
Kesmiyor ama bir süre balgam kurutuyor. Yarım limonu sıkıp kabuğu içine atın demlensin

Çaylı bal

Çav Bella

Direkt 1-2 saatliğine kesmek için >> süte bolca karabiber atıp, karıştırıp iç

çok sıcak ya da çok soğuk içmeyin. genelde öksürük ya da boğaz şişmesi gibi şeylerde çok sıcak içme hatası yapılıyor. sıcak hem tahriş ediyor hem de orada mikrop üreme riskini çoğaltıyor.

ılık ballı bitki çaylarının yanında tantum gargarayı öneririm bana baya faydası olmuştu. bir de sinemaya gitmeden önce göğsünüze vicks sürebilirsiniz, rahatlatıyor.

sırta ve özellikle göğse havlu koymak hafifletiyor.

bitki çayı olarak da 3-4 halka taze zencefil, 1-2 çubuk tarçın, 3-4 karafil, dilimlenmiş yarım limon ile birlikte demlikte 5-10 dakika kaynatıyorsun, sonra kuru maddeleri süzüp mümkünse balla karıştırıp içiyorsun. kuru maddeleri süzmessen 10 dakkadan sonra içecek acılaşıyor içilmiyor.

geçmiş olsun

Geceleri filan gogsunuze ve sirtiniza viks surun bir de eczaneden -eger kuru oksurukse- bunun iicn bi ilac alin ya da aile hekiminize yazdirin.

Siyah turp icine bal koyup sonra onun suyunu icmek de iyi oluyor.

aynı durum su an bende de mevcut. gripten sonra kaldı geçmedi henüz:/ bir de ne yazıkki sigara da iciyorum.

gecen sene yine böyle grip sonrası öksürugum icin bitki cayına(süt daha iyi olur sanırım) zerdecal, zencefil, biraz tarcın ve bal ekleyip icmiştim. iyi gelmişti, biraz rahatlatmıştı.

Öksürük ve solunum yolu rahatsızlıkları için kullanılacak bitki tıbbi hatmidir. Beyaza yakın uçuk pembe renkli küçük çiçeklerdir, aktarda bulabilirsiniz ama bulamazsanız gulhatmi de (buyuk, farklı tonlarda pembe, bordo çiçekli) olur. Demleme şeklinde çay (günde 1 fincanı gecmeyin) ya da gargara yaparak (öksürük kaynaklı tahrişi azaltır) tüketebilirsiniz. (Musilaj etkisi de vardır bilginize)

Bunun haricinde toz zencefil (soguk algınlığı için) ve zerdeçal (antiviral) ve bal karistirarak arada bir pastil gibi çay kaşığı gibi ölçülerle alıp boğazınızı da rahatlatabilirsiniz. Tadi biraz acı olduğu için balla mümkün olduğunca seyreltin.

keçi boynuzlarını ikiye kırıp kaynatırsan, tatlı ve öksürüğe çok iyi gelen bi içecek elde edersin. kronik öksürüğe gayet iyi geldiğini görmüştüm.

nar da iyi gelir.

kara turp + bal (tecrübeyle sabittir)

tarifi şuradan:

www.youtube.com

Herkese çok çok teşekkür ederim. Bilmediğim şeyler varmış, uygulayacağım. Bu arada başlık açmadan önce bitki çaylarından ıhlamur, nane limon, zencefil vs bolca tükettim ama bir ilerleme olmadı.. Yakında ben bitkiye dönüşeceğim. :)

umca kesin çözüm.

Çok soğukta durmuşsa belki mantar hava almış olabilir diye söylemiştir. Her mantar da almaz, ama alanlar olabilir. Bozuldu mu, bozulmadı mı anlamanın tek yolu var...

sarap hiç acılmadıysa bozulmaz ama zaten saraplar genelde türüne göre değişir ama 11-13 derecede saklanır. doğruluğu nedir bilmiyorum ama sarabin alkol oranı neyse o sıcaklıkta saklanır diye bir şey okumuştum birde.
bozulmaması gerekir acılan sarap genelde 3 günde sonra bozulur.

Açılmadıysa bozulmaz. Bozulduğunu düşünüyorsan açılmadan bana gönderebilirsin. Ben denerim senin için

o kadar sürede bi şey olmaz.

o kadar sürede bozulmaz. uzun süre duracaksa da dik vaziyette değil, yatay vaziyette durursa yine bir şey olmaz uzun süre.

adaların denizi pis, işletmeler kazık, insanlar dip dibe, doğru dürüst kum yok.
kilyos big beach ya da oradaki diğer beach'ler daha derli toplu, kazık olanları da içerideki insan kalitesi açısından olumlu yansıyor ortama.

Denizi çok iyi olmasa da en sakin ada kınalı. Adanın arka tarafındaki plaj ücretsiz ve öyle çer çöp de yok ortalıkta.

Burgazda madam marta da nispeten iyi bir yer, eskiden alternatif tipler çok takılırdı bu plajda ama hala öyle midir bir şey diyemem.

Bruce +1

Adalar leş gibi, Marmara'da yüzülmez. Kilyos'a git derim.

Burgazada'da martha koyu güzeldir

Buluşma noktalarındaki indirimler güzel oluyor. Bu sezondan itibaren ön satıştan da faydalanabilecekmişiz.

kk taksiti olunca adma parasını peşin alıyor siz bankaya taksitle ödüyorsunuz. avukat kendini kurtarıyor yani

zaten borcunu ödemeyen birine nası güvenip bir daha başla türli taksit yapsınlar

bu adamın kredi kartı olmadığını anlayabilirler ama çok saçma değil mi?
aylık ödeyeceğim diyor kredi kartı olsa zaten yapar, nasıl bi çözüm bulanacak bilmiyorum.

Arkadaşınızı tenzih ediyorum ancak taksitle ödiyim diyip bir ay sonra kayıplara karışan çok borçlu var. Bu noktada icra dosyasına taahhüt almak borçlu açısından daha bağlayıcı oluyor. İmkanı varsa arkadaşınız alacaklı vekiliyle anlaşıp icra dairesinde borcuna ilişkin taahhüt verebilir. Taahhütte de 3 taksit imkanı söz konusu.

hayır normal taksitlendirme yapmak zorundalar. daha önce benim de başıma geldi. faiz yansıtıyorlar yalnız.. ben kurtuldum, arkadaşınız da bir an önce kurtulur umarım.

kredi kartı haricinde taksit yapmıyoruz nakit öderseniz de olduğu gibi ödeyeceksiniz demişler.

yani bana saçma geldi, aylık ödeyebilenler nasıl ödüyorlar? bu durumda icraya gidip taksitlendirmek en güzeli sanıyorum.

yani sacma degil, birini taksitle borclandirdigin zaman borcunu tahsil edeme ihtimalin oluyor. 100 kisi sana borclu olsa, besi odeyemese bile bu zarardir, bu kisilerin pesinden kosmanin da bir maliyeti var. o yuzden risk bankaya yikiliyor iste cunku bankalarin isinin buyuk bir kismi zaten bu borclarin tahsilati uzerine. ya da tamam bana normal yollardan taksitli borclan ama odemeyen kisilerin pesinden kosmak icin maliyeti karsilamak adina ekstra faiz alirim diyebilir anca oyle olur.

yani borcun var pesin ode diyor, taksit istiyorsan banka araciligiyla taksitlendir diyor. zaten borc odememekten icralik olmus birine sunulmus makul bir teklif bence.

icrada taksit yapılabilmesi için arkadaşının borç kadar hacizli malının olması ve ilk taksidi de peşin ödemesi gerekiyordu yanlış hatırlamıyorsam. en rahatı maaşı varsa onun dörtte birini keserler. taahhüt vermesin bence , bir şekilde sıkıntıya düşer ödeyemezse hapis cezası var.

bionluk.com olabilir mi?

@qwertqwert maalesef değil.

upwork

armut?

hiçbiri değil maalesef, çatlayacağım bulamıyorum.

sadeceon.com olabilir mi?

sanaluzman / sincapp?

@for the recor teşekkürler sanaluzman mış :)

Selamlar,
Markanızın size ait olduğunu gösteren marka tescil belgesi'nin görüntüsünü, pdf'ini vs'yi e-mail ile Facebook'a iletebildiğiniz takdirde genelde işlem olumlu sonuçlanıyor. En azından ben olumsuz geri dönüş almadım.

taksiyle, bomonti bira fabrikası diyerek.
toplu taşımayla, metro ile hacıosman yönüne bir durak gidip, osmanbey'de indikten sonra bomonti ne tarafta diye sorarak.

yürüyerek 25 dk
metroyla 15
taksiyle 10

Levent'ten gecen otobus olmasi lazim, ona bir bakin iett'den.

@stavro Çok teşekkür ederim, 121a geçiyormuş.

O kaçağı igdaşun gşdermesi lazım

kaçak evin içindeki borularda ise igdaş bir şey yapamaz. doğalgaz tesisatçısı tespit edip kaçağı gidermesi lazım.
ama kapalı tesisattaki kaçağı nasıl tespit ederler bilmiyorum. belki sayaçtan sonrası sökülüp içine hava falan basılabilir.

Crash Galata
Aponia

galata'ya inerken sağlı sollu var baya. galata'ya gelmeden biraz daha yukarılarda benim arada uğrayıp tişöt aldığım ufak bi yer var ama adını bilmiyorum :) aponia'da da güzel şeyler var. ama o yokuştakilere bakabilirsin işte.

aslında crash olaiblir benim dediğim yer de.

kozyatağı central hospital.

aile hekiminize de gidebilirsiniz. durumunuzu söyleyin 1 günlük rapor verir muhtemelen.

Olympos, Çıralı, Adrasan

(bkz: hayıt bükü )

kabak koyu.