Ekşi Duyuru

Almanca gerçekten karmaşık bir dil. Almanların bu aşırı disiplinlerinden midir nedir Almanca' da da her şeye kural koymuşlar. Bu da dili oldukça kasıntı yapıyor.

Bahsettiğiniz konuya gelirsek de Almanca' da artikel çekimleri eyleme, praposition a göre değişiyor. Önceden bilmek için bir formülü yok anlayacağınız.

Mesela helfen( yardım etmek) fiili her durumda dativ alır. Bir örnek vermek gerekirse

Können Sie mir helfen?

Yine mesela mit( ile) de dativ alır. Örnek vermek gerekirse

Ich werde heute Abend ins Kino mit meiner Freundin gehen.

Yani bu şekilde her fiilin ve praposition un kendine göre aldığı bir çekim var. Bazı fiiller ve prapositionlar kullanıldığı yere göre dativ de alıyor akkusativ de. Öğrenmesi biraz zahmetli ama zamanla insan alışıyor.

@inatçılığın yeryüzündeki temsilcisi

Esasen ben de alışmaya başladım ancak alışırken de kurs hocama bayağı soru sordum. Bu sebeple kısa yol sormuştum. Teşekkürler örnekler güzeldi

Rica ederim :) Maalesef kısa yol yok :(

Şuraya da göz atın. Çok sevdiğim bir site.
mein-deutschbuch.de

bir liste var, akk isteyen ve dat isteyen praplerin. 9 tane de duruma göre hem akk hem dat alan prap var. okudukça yazdıkça öğreniyorsunuz. size bu prap listesini vermediler mi kursta?

@wimdows95

Henüz vermediler yavaş yavaş ilerliyoruz belki ondandır

Bir şey olmaz da aynı anda tek hesaptan tek müzik dinlenebiliyor. Ya da bir taraf şarkıları indirip çevrimdışı dinleyecek.

@ravenclaw ben onu denedim iki cihazdan aynı anda çevrimiçi müzik dinlenebiliyor

ben bir arkadasimdan giris yapmistim. incognito moda almistim slovakca sarkilar cikmasin karsima oneri olarak diye. megersem dinliyormus hala.

krem, koyu krem, kum rengi, toprak rengi, kahverengi, lacivert vb...

Ben antrasit takım ile hep kahverengi kullanıyorum. Smart casual'da açık kahverengi, krem, haki pantolon ile de giyiyorum.

Mavi lacivert arası bir renkte olabilir

Is görür

disk yönetiminden bak, belki 1gb fat 7 gb ext4 falan formatlanmıştır.

disk yönetiminde de 1 gb yazıyor çok can sıkıcı

pi 3+ ise usb den de boot edebiliyor , varsa usb ye yazdır iso yu.

Baslat-> Çalistir a diskpart yaz enterla
açilan konsol ekraninda list disk yaz entera bas diskler listelenecektir
ardindan hangi disk ile islem yapacaksan onu seçmen gerekiyor bilgisayarin hardiski disk 0 olur.
seçim islemi için select disk 1 yazip entera bas.
Ardindan clean yazip entera basara tüm diski silip ayrilmamis bölüm haline getirecek.
Sonra diski tekrar kullanilabilir bölüm haline getirmek için create partition primary yazip entera bas.
Son olarakta assign letter g: (istedigin harfi atayabilirsin) yazip entera basarak yeni bölüme harf atamis olursun.
format fs=ntfs(ntfs yerine fat32 de olabilir exfat da olabilir sana ne lazimsa) yazip entera basarak yeni olusturdugumuz bölüme format atabilirsin

senkronize ettin mi? arkaplanda Drive uygulamasi calismiyorsa kopyaladigin dosyalar henuz senkronize olmamistir.

merak ettim yükseltmenin ne gereği var ?

bildiğim kadarıyla lisans gibi tekrar alınabilen bir eğitim derecesi değil lise.

@josefen tekrar üniversite sınavına girmek isteyen biri için avantaj oluşturabiliyor not yükseltme konusu

Kesinlikle mümkün değil.

var bir yolu.

lise mezunları da açık lise ile liseyi baştan okuyabiliyorlarmış. ben de önceki hafta öğrendim. yalnız anladığım kadarıyla düz lise değil de bir mesleğe yönelik (moda-tasarım, okul öncesi eğitim, kaportacılık gibi) eğitime göre ayarlanmış, yani bir nevi meslek lisesi, oluyormuş. hatta liseden aldığım dersleri muaf tutuyorlarmış, muaf tutulduğun derslerin yeterliyse lise 1'e gitmeden doğrudan lise 2'den başlıyormuşsun. dersleri haftasonuna ayarlıyorlarmış. bi araştırın isterseniz.

meslek lisesi ile mümkün.
aslında son 10-15 yıldır da bayağı popüler bir şey bu.
maol.meb.gov.tr
aoihl.meb.gov.tr

6 ay çalışıp 6 ay burada olmanın adı turist vizesiyle kaçak çalışmak olsa gerek.malum 6 aydan fazla kalamıyorsunuz turist olarak ülkede.

@ozdek turist vizesi 3 aylık (90 gün) oluyor. Turist vizesine çalışma izni verilmiyor. Ayrıca kaçak çalışan işçiler "enseleneceği" için ülkeden çıkış yapmazlar.

Ben Almanya'da işçi olarak çalıştım, çalıştığım Amerikan firmasında üst düzey yönetici ya da danışman olarak çalışan başka işçi Türkler de vardı ama kimsenin 6 ayda 1 girip çıkma diye bir olayı yoktu. Gider gitmez zaten 4 yıllık oturum kartını veriyorlar, hiç duymadım girip çıkma olayını.

Girip çıkma olayı Almanya için geçerli. 6 aydan uzun süre ülkede kalmayınca oturumun iptal oluyor diye biliyorum. Almanya'dan emekli olan türkler gidip geliyor böyle.
Zorluğunu bilemem ama çalışma saatleri falan bizdeki gibi uzun değil.

Bunu Türkiye vatandasi ama Almanya´dan sinirsiz oturumu olan emekliler yapiyor. Boyle calisir durumda kimseyi tanimiyorum.

emeklililer yapmıyor
67 yaşına kadar çalışıp tam emeklisi olanların gir-çık yapmasına gerek yok onlar oturumu taşıyor, geliyor buraya
esas tam emekli olmamış, hala oranın arbeitsamt'ına evrak vermesi gereken, 67yi doldurup "sen artık çalışamazsın" denmemiş kişiler,sosyal yardım alanlar, hala orada ikameti olanlar (olması gerekenler),gir- çık yapıyor. çünkü randevulu çalışıyor arbeitsamt'lar ve yabancı daireleri, randevuna gitmezsen canına okuyorlar, yardımını filan kesiyorlar muhabbet bu.

Ben soruyu çok anladığıma emin değilim. Düşük sosyal tabakadan gelen insan niye Almanca bilgiye ulaşamasın? Temel bilgiler için “kolay Almanca” seçeneği de oluyor, belediyede kağıt işlerini halletmek için vs. Devlet dairelerinin internet sitelerinde de hem basit Almanca hem de diğer dillerde açıklamalar oluyor.

İkinci kısmı anlamadım, bu konularda Türkçe bilgiye hangi platformda ulaşamadınız?

Türk Dili, akademik olarak iyi araştırılıyor Almanya’da. Türkoloji kürsülerinin maalesef artık iyi finanse edilmediği doğru. Bu gün Türkiye’de ana kaynak olarak Türk Dili kürsülerinde okutulan kitaplar ya Alman ya Rus Türkologlarca ya da onların kitaplarından yararlanılarak yazılmıştır. Bu konuda size katılamam.

egitimsiz de olsa kendi toplumunda yasayan bir alman bir isin nasil halledilecegini kulaktan da olsa bilmis oluyor. nereden bilgidini bilmiyor ama bir sekilde o konuyu ogrenmis, icsellestirmis oluyor. ornegin araba bakiminin ne zaman yapilacagini hic bir yerden okumamis ama belki babasinda, belki komsusundan edindigi bilgiye gore kendisi de o arabanin bakiminin yapilacagini ve nasil yapilacagini bir sekilde ogrenmis oluyor.

ayrica bir konuyu nasil yapacagini bilmese de yine kendi toplumunda yasamanin avantaji ile bilgiye en kisa yoldan nasil ulasilagaini ic gudusel olarak tahmin ediyor. ornegin bir konuda kafasi karistiginda belediyeye mi soracagini, internetten mi arastiracagini, ya da komsusuna mi sorarak ulasacagini bir sekilde cok daha iyi kestiriyor, ogrenmek icin ona gore bir yol izliyor.

almanyaya sonradan yerlersen kisilerde, egitimli olsalar bile en cok zorlandiklari konu bu tarz konula roluyor. gunumuzde hala bilginin cogu arastirilarak erisilemiyor, cunku kisi bircok durumda bilmedigini bilmiyor, nerede arayacagini bilmiyor, nasil arayacagini bilmiyor. tum bu yuzden bu tarz bilgiler arayarak degil etkilesimle ogreniliyor. o nedenle bircok konuda bilgiye erisim amaciyla internetten kendi gibi bir topluluga sormak avantajli oluyor, almanyada da ozellikle yeni yerlesenler facebook uzerinden bu tarz sorulara cevap bulmak icin organize oluyorlar. tipki eksiduyuruda oldugu gibi.

almanlar icin de ayni sekilde, toplumsal olarak alisilagelmis durumun disina ciktiklarinda onlar da bilgiye erismekte zorluk cekiyorlar. ornegin bir alman turkiyede minubuse bindiginde nasil davranacagini bilemez, hicbir sekilde yazili olmayan kurallara sahip olun minibus adabi konusunda zorlanir. ornegin parayi binince mi verecek, yoksa inmeden once mi. ya da elden ele dolasan para konusudna sasirir, ve bu bilgiye net olarak bir kaynaktan erismesi zor, ancak bir turk ile iletisim kurarak bu bilgiye dogrudan erisir.

Bileği bükmek, motosiklet sanatı ve aklıma gelmeyen bir iki kitap daha var.

Ama ben olsam zamanında forum ve bloglara yazılmış yazarların (bir çoğu yabancı kaynaktan çeviridir) yazılarını okumak ile başlarım.

motosiklet.net'in forum/yazarlar/donald duck başlayabilirsin. Zaten bu yazıları toplayıp kitap yaptı ve güzel kaynaktır.

Rahmetli aklıma geldi, nur içinde yatsın.

Barkın Bayoğlu’nun videolarını hala açıp izlerim. Arkasında kocaman bi külliyat bıraktı adam. Mekanı cennet olsun.

Arkadaşın dediği gibi Barkın'ın (altın elbiseli adam) videoları var, onlardan yeni başlayanlar için olanları izleyebilirsin.

Bir de Serdar Kuzuloğlu kendi blogunda çok güzel bir derleme yapmıştı yeni başlayanlar için, onu okumanı şiddetle tavsiye ederim. (Google ile bulursun sanırım)

Onun haricinde de nacizane tavsiyem, motoru aldığında yoğun gündüz trafiğine çıkmadan önce bir hafta kadar akşamları sakin boş yollarda biraz turla. Ben akşam 23.00 gibi çıkar 1 saat kadar turlardım.

her seviyede(ilkokul, ortaokul, lise, universite, yuksek lisans) hem ezberci egitim veren, hem de guzel/kaliteli egitim veren kurumlar var. universiteye kadar olan kisim birazcik paraya kiymaya bakiyor. eskiden bazi devlet anadolu/fen liseleri de guzel egitim veriyordu ama sanirim artik oyle bir durum yok. universite icin ise Bogazici, ODTU, ITU gibi devlet okullarinin da belli bir duzeyde ezberci degil guzel egitim verdigini soylemek mumkun. biraz da ogrenciye bakiyor bu is.

@crucio yüksek lisans düzeyinde verilen eğitimin ezberci olması hepsinden korkunç değil mi? Hadi ilkokul, ortaokul ve lisede tepeden inme bir tahakküm söz konusu ve öğretmenin ücretsiz dağıtılan kitapların dışına çıkma cesareti gösterememesi anlaşılabilir görünüyor. Peki yükseklisansta dayatılan ezberci eğitime ne demeli? Nerede özerklik, nerede özgür düşünce, nerede meslektaş dayanışması? Bu çok korkunç

Daha cok ogretmene bagli: Siz bu durumda olsaniz ne yapardiniz? Tarihteki bu olay olmasaydi gunumuz dunyasi nasil degisirdi? Bu cografi bolgede yasayan insanlar bu iklim kosullarinda hangi tarim urunlerini uretiyor olabilir? Bu iki kimyasal madde tepkimye girince bu ortaya cikiyorsa, bu urunu elde etmek icin hangi kimyasal reaksiyonlar gerekebilir? Ingilizcede X bu anlamda kullaniliyor, peki daha formal bir ortamda nasil soylerdiniz?

Bunun gibi sorularla dolu dersler ogrencide dusunce becerileri gelistirir. Bunu yapan ogretmen ezberci egitimin disina cikmis oluyor.

@asuturias hayir bence en kotusu ilkokulda verilen egitimin ezberci olmasi. ogrenmeye en acik olan donemde ve temel egitim duzeyinde verilen ezberci egitim, ogrencilerin butun hayatini etkiliyor. temeli saglam olmadigi icin ustunu ne kadar saglam cikarsan cik curuk kaliyor. duzenli araliklarla surekli ayni konular islenmek zorunda kaliniyor cunku ogrenciler ezberlediklerini unutuyor. gercekten nasil verimli calisilicagini ve ogrenilecegini beyin ogrenemiyor ve devam eden yillarda kullanamiyor. 4 islem yapmayi bilmieyen milyonlarca lise mezunu var.

yuksek lisans'ta belli bir bransin belli bir konusunda cok spesifik bilgiler ediniyorsun. bunlarin unutulmasi en fazla insanin kariyerini etkiler. o da kisinin kendi sorunu. temel egitimin eksik olmasi yada kisinin temel seyleri bilmemesi butun toplumu etkiler.

Ezberci eğitim ne değildir?
1999 MIT fizik dersleri nasıl geçiyor bak;
youtu.be

Aynı dersi slayttan okuyan hocalar var Türkiye'de.

(git: www.idefix.com

çok ayrıntılı değil, ama güzel bir Türkçe kaynak.

11. Peron'u önermem. Amatör bir roman ve daha halktan bir bakış söz konusu
Meral Gezici Yalçın'ın Göç Psikolojisi kitabı var. Kendisi doktorasını da Almanya'da yapmış. Genel olarak dünyada göçmenler bakış bilimsel bir çerçevede sunulmuş. Örneklerin yarısı Almanya'dan. Kitabın literatür kısımları da çok sağlam. Ayrıca çok sayıda makale var bu konuda.

Verilen oturum izninin çalışma iznini de kapsadığını anlıyorum ben.

Sizin bakmakla yukumlu oldugunuz (aile ya da akraba gibi) ve sizden sonra gocmen olarak oturum izinleri alanlalarin oturumlari, onlarin ayni zamanda calismasina olanak saglar.

Puan düşmüyor, tercih yapabilirsiniz

Upper-inter

Yani konuşulanın %75 ini falan anlaman, akademik makaleleri okuyor, yazıyor olabilmen vs gerekir.

academic ielts 6.5-7

B2.

Fen fakultesi icin konusayim. Eger cok guclu rakipleriniz varsa lisans ortalamasi problem olabilir, bunun icin lisansta bastiginiz makale var mi diye bakarlar. Dandik birsey de olsa size bonus olarak geri doner.

Arastirma yapmaya baslama tamamen sizin ne kadar motive oldugunuza bagli. Mastera baslar baslamaz bi hocayla gorusup yaninda hemen arastirmaya baslayabilirsiniz bi yandan ders alirken ya da once dersleri verip sonra hoca bakabilirsiniz ki bu riskli.

Ders vermeye zaten genelde mastera basladiginiz an baslarsiniz asistan olarak ufak ufak ya da sizi bi denemek icin kagit okuturlar. Sanirim cogu okulda asistanlik zorunlu, TUBITAK bursunuz olsa dahi. Zorunlu olmasa da bir sekilde ya derse giriyorsunuz ya kagit okuyorsunuz cunku bolum baskanligi o cok kiymetli hocalarini mesgul etmemek adina tum pisligi asistanlara yukluyor.

Kazanciniz da nerden nsil burs/ para aldiginiza bagli. Genelde okulun asistanlara verdigi en dusuk miktr oluyor, sonra TUBITAK, sonra hocanin research icin ayirdigi butce.

Engel denmez belki ama isi zorlastiran kisim genelde ogrenciler hocaalari lisanstan baglayip yaninda calismaya basliyorlar. Sifirdan bi yere gidecekseniz bu biraz isleri uzatabilir.

yrd doç'luktan sonra.

Psikoloji için konuşuyorum. Yüksek lisansta araştırma ve yayın yapmaya, doktorada ders vermeye ve para kazanmaya başladım. Çevremdekiler için de bu böyle (ders verme kısmı değişebiliyor).

Araştırmaya yapmaya ve bunları yayınlamaya yüksek lisans yaparken başlayabilirsiniz fakat profesörlük için puan toplanırken doktora sonrası yaptığınız araştırmalar sayılacak.

Para kazanmaya yüksek lisans veya doktora yaparken bir üniversiteye araştırma görevlisi olarak girmeye hak kazandığınızda başlarsınız. Ya da bir fonun sizi burslaması gerekir.

Ders vermeye anabilim dalınıza bağlı olarak doktora esnasında yada bitirdikten sonra öğretim üyesi ünvanınızla başlayabilirsiniz.

idealde araştırma görevlisi olunca veya yüksek lisansa başlayınca girmesi gerekiyor bilim dünyasına. Ancak bazen o yaşlarda bilinçli olunmayabiliniyor, veya danışman hocasından gerekli desteği ve yol göstericiliği göremiyor vs. Ders verebilmek için; artık doktorasını bitiren araştırma görevlileri de kağıt üzerinde ders verebilir durumda. Bunun önündeki yasal engel kalktı. Ama eskiden yard.doç. (yeni adı ile dr. öğretim üyesi) olunca veya bir sebeple öğretim görevlisi kadrosuna geçince ders vermek mümkün oluyordu. İyi para kazanmak için ise herşey çok değişken ancak çok da iyimser olmamanızı tavsiye ederim. Hem alana hem de alanınızdaki yetkinliğinize bağlı. Fen alanı için eğer iyi bir ürün geliştirme imkanınız olursa şirket kurup ürününüzü paraya çevirebiliyorsunuz. Veya sağlam bir patent alındığında aynı şey geçerli. Sonrasında önü açık. Ama bu pek de kolay değil.

adamların sitesini sevmiyorum benim tezimi izinsiz yayımladı diye, reklamını yapmamak adına özelden göndereceğim.

scholar.google.com

makalenin web sitesini yada doi numarasını alıyoruz
sci-hub.tw adresine yapıştırıyoruz...


bilgi herkes içindir

b-ok.org

olamaz.

sade mezun olmakla da bitmiyor zaten kara stajı + deniz stajı + çeşitli yeterlilik sınavları sonucunda başarı gösterirse zabitan olabiliyor.

kariyer planlıyorsan eğer 4 sene denizcilik okuyana kadar eğer şartlarını karşılıyorsan ve paran varsa thynin pilot eğitim programına gir 2 sene sürüyor.

ayrıca maaşı da denize nazaran çok daha yüksek

yok illa ben kaptan olcam dersen northern mariner'e mesaj at buradan. kaptan ve mesleğini yapan iyi bir arkadaşımızdır.

Mulakatsiz ve giris sinavi olmadan ABD ve Kanadadaki okullar var ama giris kolay degil. Avrupada bir suru bilim sinavi olmadan girebileceginiz okul var ama hepsi mulakat yapiyor ve mulakat da temel sozel sinav oluyor tum konulari kapsayan + gecmis projelerin vs.

anadolu üni osmangazi üni vs. bir sürü var. ilan sitelerini kontrol et. yüksek ortalama ve ales ile direkt girersin

Bölümüne ve kadro bulma imkanına göre değişiyor ancak yerinde bir kaygı. Türkiye'ye özgü bir durum da değil. Üstelik, iyi okullarda bulunmak istiyorsan, buna bir de güvencesiz çalışma koşullarına bolca maruz kalma ekleniyor. Gerçi bu özel sektör için de geçerli. Sonuç olarak, idealist bir istek ve çalışmaya duyulan bir arzu olmadıkça gerçekten zor.

Dogru.
Ben isi tikir tikir giden, kadro alan arkadaslarima bakinca ya rektore yakin bi hocalarin ogrencisiydiler ya da cok iyi sozu gecen bi hocanin.
Doktorasi biterken arkadasim kadro aldi, hakkiyla. Dusun kac yil bekledi. Bir garantin yok. Is ile ikisini birlikte goturmeyi dene.

Selam, kaygın yerinde. Masterı dene bir olmazsa işe dönersin doktoraya devam etmek yerine. Hocam "master deneme sürümü gibi hem yoğun tempoya hem de yetişkin olduğun halde parasız öğrenci hayatına ne kadar sabredebileceğini masterda test edeceksin" derdi.

Hocam akademi ekonomik olarak iyi ancak kadron olursa. Kadro yoksa surunursun. Ben kadrom oldugu halde biraktim akademiyi cunku ilerlemen/yukselmen senin elinde degil. Sikindirik bir bolum baskaninin bile o kadar yetkisi var ki, istemezse kadroya yerlesemezsin. Daha dekana, rektore cikmadim bile.

O yuzden yilma, calismaya devam et. Baslarda cok zor haklisin, ben de ayni durumdayim ama ilerledikce gececek bunlar. YÖK diye bir kurum var oldukça akademi falan sıkıntı.

herkes+1
ayrıca hakkıyla mobbing uyguluyorlar:)

İklimler.

Karma ile ilgisi yok. Paylaştığın şeylerin orjinal ve doğru subredditlerde paylaşırsan insanlar beğenirler.

Bazı sub'lar yeterli karma yoksa post etmeye izin vermiyor.
Yorum yazarak da karma yükseltebilirsiniz. Bunu da front page ya da hot yerine takip ettiğiniz sub'lara yeni eklenen içeriğe yaparsanız daha mantıklı olur. Saatler önce paylaşılıp binlerce yorum almış postlara yorum yapmanın anlamı yok.

Bir de yine bazı sub'larda moderasyona mesaj atıp konuşursanız yeterli karma olmasa bile postunuzu onaylayabiliyorlar.

Tutacağını düşündüğünüz bir post veya yorum paylaşırsanız karmanız artar. Ama yüksek karma postlarınızı daha görünür yapmaz. Pratikte bir işlevi de yok yani.

At 2 olman gerek populer threadlerde.

commentinin falan ne kadar cok gozuktugu karmana gore belirlenmiyor. karma kasmak istiyorsan her subredditin veya /r/all in /new bolumune gideceksin, populer olacagini dusundugun ama fazla (veya hic) commenti olmayan basliklara ilginc veya komik commentler gireceksin dogal olarak gorunur ve tepelere cikarsin. neyin populer olacagini kestirecek durumda degilim dersen /new yerine /rising bolumune de bakabilirsin. ama en fazla 2-3 comment olmasi halihazirda onemli yoksa gomulur yazdiklarin.

submission karma istiyorsan da en kolay yolu reposting tabii ki, bir kac hafta once cok oy almis seyleri ayni veya alakali subredditlere repost et. ama redditte karmanin bir fonksiyonu yok yani. bir kac niche subreddit karma limiti koymustur anca o kadar.

Bende 7. günde etkisini göstermeye başlamıştı. 10. günde de zorlanmadan bıraktım. Sabırlı ol.

Annem yaklaşık 2 senedır bu ilaç sayesinde sigara kullanmıyor.

Doktoru 'ilk 2 hafta günde 4-5 taneye kadar sigara içebilirsin, bu süre zarfında canının sigara istemesinde de anormal bir durum yok ama 2 hafta sonunda artık canın istese de komple birakmalisin; zaten 2-3 gün sonra o istek de bitecektir' demişti. Dediği gibi de oldu. Annem 2 hafta 3-4 tane içti, sonrasında komple bıraktı.

Bu arada turkiye'de sanırım kan testi vs yapmadan bu ilaci verebiliyor doktorlar ama yurtdisinda anneme bir sürü kan testi yapılıp öyle verildi; babama tehlikeli olabileceği için verilmedi mesela. O yüzden kan testi yaptirmadiysaniz ihmal etmeyin derim.

Büyük haplara gecince gosteriyor diye hatırlıyorum. Kendisi 2.5 sene birakmama vesile olmustur. Hayirli olsun. Tekrar baslamaman dilegiyle.

@fraise kan testi yapılmadı bana ama şöyle bi şey var psikiyatri ilacı kullandığım için ruh sağlığı hastanesinin sigara bırakma polikliniğine gitmem gerekti. Rahatsızlığımın üzerinden 6 7 ay geçtiği için ilacı yazdı doktor

İlk 10 gün herhangi bir etki göstermez. 7-8. Günde biraz sinir yapabilir. Sigaradan tiksinmeniz 12. Günde olur. Bende champix sayesinde bıraktım. 1 yıldır içmiyorum. Bıraktıktan sonra ilacı kesmeyin devam edin. Doktorunuza uğramayı unutmayın. Bıraktıktan sonra ilk 1-2 ay canınız isteyecektir ama vazgeçilmeyecek bir istek değil. Kendinizi o anda başka bi uğraşa yöneltin aklınızdan çıkarın. O gün unutuyorsunuz zaten aklınıza gelmiyor.

Kadroya göre yapıyoruz
Yine de o bölge kaç ile kapatmış bakmak lazım 80le alım yapan yere 66 ile başvurunca alınmıyorsun :( tabi biraz da şans işi

yüksek bir puan alındıysa şehir ve kurum seçersin. 95 alan biri elazığ'da hayat kurduysa orayı ilk sıraya yazarken, 90 alan biri ankara'yı tercih edebilir. kpss seçimlerinde kurum önemlidir. istediğin kurumların en istediğin şehirlerinden başlayarak tercih yaparsın. daha doğrusu yapardın. artık kadro çok az olduğundan nere olursa giderim diyor insanlar.

lisansta ikinci kez bile yapabilir. Ancak üniversiteler hibe sıralamasında daha önce yararlananlara eksi puan vererek, ilk defa gidenlere avantaj sağlıyorlar. Ama muhtemelen, lisans-yüksek lisans ayrı olarak değerlendirilecektir. Üniversitenin websitesini kontrol etmekte fayda var.

üniversiteyi aradım yapılabiliyormuş. her öğrenim kademesinde (lisans, yüksek lisans, doktora) 12 ay erasmus hakkımız oluyormuş.

Evet. Lisans ogrencisi iken 1 yil yaptim, YL ogrencisiyken de yarim donem. Bir yil da yapilabiliyor ve daha onceden Erasmus bursu almis olmaniz olumsuz etkilemiyor, master ya da doktora ogrencisi iken giderseniz.

En son bloke hesap olarka degil ama avusturya bankalarinda bir hesap + istedikleri miktar parayi gostermen gerekiyordu.

mevkiye göre değişiyor ama ortalama 600-900 arası lüks olmayan semtler.

geçen sene şirintepede 1+1 60 m2 okula uzaklığı 100 metre olan ve 2. katta bulunan evde 300 lira kira veriyordum. 20 lira kapıcı aidatı vardı. yalnız güney cephe mi neydi, güneş akşam vuruyordu sadece.

evden dış kapıyı çıkıp 8 10 adım attıktan sonra okulun wi fisine bağlanabiliyordum.

evet ama çoğunlukla sadece staj hareketliliği için.

son derece normal, çatır çatır yapılıyor. ders değil de tez döneminde gidersen daha da kıyak.

ben yaptım.

Tez doneminde gitmek tehlikeli. Bunun disinda, evet yapiliyor.

tez döneminde yapılıyor. örneğin marmara üniversitesinde bu yalnızca 1 dönem hibe vermek koşulu ile sınırlandırılmış.

evet ama yüksek lisans okuldan çok danışmanına göre yönlenir, onun fikri de önemli.

Mühendisseniz fabrika, iktisat okuduysanız banka (Geleneksel yaklaşım :)

Şaka bir yana önceliklerinize ve yapacağınız işe bağlı. Ortam olarak da bir fabrika kampüsü ve banka genel müdürlüğü bambaşkadır.

banka gmsinde calisan biri olarak ne aradigina bagli. Beklentin ne?

Birkaç fabrikada bulundum. Mühendis adayıyım. Kesinlikle bankada çalışırdım. Fabrikalarda çok az kadın oluyor. Bankalarda ise tam tersi şekilde daha çok kadın oluyor. Sosyallik açısından önemli bir konu. Ama fabrikaya da bağlı. Uzay üssü gibi fabrikalar da var. Apartman görünümlü genel müdürlükler de var. Şartlara bağlı kısaca.

Fabrikalarda cok az kadin oluyormuş, hııı. Kiyaslama kriteriniz bu mudur bilinmez ama sanayi bolgesinde ve bir fabrikada çalışan olarak diyebilirim ki durum hic de oyle degil. Ha civarda bi fabrika var bildigim, kadinlarin calismasi haram diye calistirmiyor,evet.

Bi banka tecrubem olmadi ama banka tecrubesi olan tanidiklarimdan duydugum kadari ile fabrika ofisi diyorum.

Her birimin calisanlari, ofis ortami filan kendi icinde farklilik gosterir, dolanirsiniz filan sıkılınca. Bankada sanki herkes tek tip, durgun murgun.

Fabrikada calisabilmek icin ugrasiyorum. Isletme mezunuyum. Banka hic dusunmedim.

banka'da yaz-kış kravat ceket çok kasar, fabrika daha rahattır muhtemelen sırf giyim rahatlığından dolayı da fabrika denilebilir.

Fabrika demeye gelmiştim ama senin durumunda kesinlikle banka.

hangisi daha çok para veriyosa ve hakları daha iyiyse onu seç tabii ki.

iktisatla hiç alakam yok, sorduğun için tamamen kişisel tercih temelli cevap vereceğim: fabrika. o tarz ortamlar benim daha çok hoşuma gidiyor. çoğu kişinin daha rahat ve özgür bir şekilde çalıştığını düşünüyorum. genelde şehrin biraz dışında olman gerekiyor, benim için daha keyifli.

bankalardaki ortam aşırı kasıntı, samimiyetsiz geliyor. müşteri olarak girdiğimde bile en kısa zamanda çıkmak istiyorum. "ÇEVREDE GARI OLMASIN, DONLA GEZİP KÜFREDELİM, FUTBOLDAN BAŞKA Bİ ŞEY KONUŞMAYALIM" demiyorum ama şahsen banka gibi bir ortamdansa fabrikada çalışmayı tercih ederim.

Hangi birim? Bankanın genel müdürlüğünde bt de var çağrı merkezi de, ik da var kredi izleme de, hangisi?

Satış olmayan bir alana geç. Hangisinde yoksa.

Bir yanda mass hysteria diye bir şey var. Diğer yandan krizler akla geliyor.

Bilinçli bir şekilde toplumun psikolojisini bozmak isteyen iktidarlar kendi kuyularını da kazacaklarından mantıken böyle bir çaba onların çıkarına olmazdı.

'Siyasal iktidarlar' diye özellemek yerine 'güç sahipleri' diye soyutlayalım. Yönetici kesim veya erk sahipleri potansiyel olarak 'toplumun psikolojisi'ni bilerek veya bilmeyerek bozabilirler.

Dünya'da 1929'da 'Büyük Bunalım' yaşanmış.

Türkiye'de Cumhuriyet tarihinde başımıza bu kadar derin bir olay gelmemekle birlikte siyasi, askeri, ekonomik krizler yaşadık. Bu krizlerin sonunda mutlaka herkes terapi görmedi, fakat darbe döneminde işkence görenler PTSD geliştirdiler veya ekonomik kriz dönemleri yokluk görenlerden bir kısmı aşırı tutumlu oldular.

Başka örnek: Ermenistan'da yaşayan Ermeni'lerin bir çeşit kurban psikolojisiyle sarmalandığını duyuyorum.

Başka örnek: İsrail'de yaşayan erkekler matriyarka tarafından büyük baskı altındalar ve kadınların vicdanına kaldıklarından sıkıntılı bir hayat yaşıyorlar.

Kendi ülkelerinde daha rahat yaşamak dururken niye yurtdışında yaşasınlar? diye de düşününce mantık bizi yurtdışına göç veren ülkelerde bir takım derin problemler olduğuna vardırıyor.

Elbette, zaten en çok korku ve tehlikeyi kullanırlar.

Sosyal bilimlerde mutlak diye bir şey yok zaten, fakat sosyal psikolojinin uğraşabileceği en topyekün konular da bunlar işte.

Yakın tarihten saydığım olayların en büyüğü Büyük Bunalım olmuş. Bu Amerikan toplumunun tamamını etkilemekle kalmamış dünyayı etkilemiş bir kriz. Zira o dönemde krizin doğası itibariyle oluşan balon patlayınca borsadaki menkul kıymet fiyatları %30-%40 kadar gerilemiş. İşsizlik fırlamış. 29 krizi deyip geçmemişler, ekonomik yokluğun getirdiği sosyolojik, psikolojik büyük yıkımlar olmuş. İntihar edenler olmuş. Boşuna Büyük Bunalım dememişler. Bu arada büyük buhranın en önemli bir sebebi devlet müdahalesinin hiçbir şekilde kullanılmaması. Yani devlet zamanında borsaya müdahil olsaymış muhtemelen kriz bu boyutlara varamazmış.

Türkiye açısından bakınca Birinci Dünya Savaşı ve hemen ertesinde başlayan Kurtuluş Savaşı büyük bir bunalım ve bundan çıkış süreci olarak kabul edilebilir. Bu süreci hazırlayan sorunlar, savaş süreci... çok zorlu koşullar, yokluk yılları... Böyle bir dönemde önceki bürokratların ve padişahın demokrasiye direndiğini görüyoruz. Dağıtılmış ordudan kalanlar ve kendi kaderini eline alan bir halk hareketi 'Ya İstiklal Ya Ölüm'e kadar zorlanmış.

ekleme: Sorudaki bir çelişki de şu, topyekün psikolojik problemler varsa gidecek psikiyatr bulmak mümkün mü? Hem maddi hem manevi olarak psikiyatr da toplum da çökmüş olacaktır. Böyle krizler medeniyetlerin yıkılmasına sebep olabilecek doğal afetler, savaşlar, kıtlıklar, kuraklıkların... vb. hep birden geldiği ve uzun sürdüğü dönemlerde ortaya çıkabilir.

Dunya savaslari ya da buyuk capli savaslar suresince hic kimsenin psikolojisinin normal olacagini sanmiyorum. Bu savaslar da siyasi iktidarlar tarafindan baslatiliyor ve sürdürülüyor.

Mesela Avusturyali yazar Stefan Zweig 2. Dunya savasi doneminde hedef haline getirildikten sonra bir sekilde Brezilya'ya kacmayi basarmisti. Ancak insanligin bir daha asla duzelmeyecegine olan kati inanci nedeniyle karisi ile birlikte intihar etmislerdi. Ne kadar bir karamsar tablo icerisinde yaşandığını tahmin edebilirsin.

Zor degil ama ben olsam isin icine kiz arkadasini sokmam. Tek basima turist olarak gidip geri gelecem derim.

Traveller’ın dediği gibi denkleme kız arkadaş girerse red yemen yüksek. Bunun dışında yunan vizeyi kolay verir.

Belgeleri dogru verdikten sonra heryer vize verir:)

yds, e-yds.

www.memurlar.net

transcriptinde "oof of the average grade and explanation of the grading scale together with evidence of the minimum pass-grade required as well as the maximum possible grade" olmasi lazim.

diplomanın yanında transkriptle bu belgeyi vermiş olmaları lazım. zaten işte dedikleri gibi notlar ne şekilde dağıtılabilir ve en yüksek not ne çizelgesi.

Merhaba. Aldiginiz lisans diplomasiyla birlikte diploma eki (diploma supplement) verilmisse orada yazar cok buyuk ihtimalle, en azindan benimkilerde aciklamali olarak bu var. Eger yoksa universiteden ek belge rica edip basvurunuza eklerseniz de olur. Kolay gelsin.

olasiliklar:
* number
* number + word (no more than three words)
* word (no more than three words)

not: ielts'e girmedim

(git: ielts-simon.com)
Sorunun cevabi 3. cevapta. Ama bu tarz sorularda zaten genelde iki tane yaziyosun, bir kelime ve bir sayi

mulakat evet. sinav hayir (bildigim kadariyla)
alan disindan geleceksen kesin bilimsel hazirlik okuyacaksin (belki matematik/istatistik mezunu ve iktisat yan dali olan biri kurtarabilir)

Cumle sadece bu mu? Onu/arkasi var mi?

takip ettiğim kişi twitterda bi fotoğraf paylaştı, masaj aleti gibi bi şeydi. ben was ist das dedim o da bunu yazdı

Ustunde ne oldugu yaziyosa (fotoda) steht drauf yazmis olabilir. "Orada yaziyo iste" "ustunde yaziyo" gibi bi anlami var bu kontextte.

Baska kullanimlarda baska anlami olabiliyo bu kelime obeginin.

üzerinde yazıyor demiş

Diyet yapmak sürdürülebilir bir program değil, yapıldığı süre içinde akut olarak işe yarar ama uzun vadede eskiye dönüş kaçınılmaz olur, yani verilen kilolar geri alınır. Önemli olan sürdürülebilir temiz bir beslenme rutini oluşturmaktır.

bir diyete girmekten ziyade uzun vadeli yediklerin arasından bazı şeyleri çıkar. sonuçlar yavaş ama kalıcı olacaktır.

ne çıkarabilirsin:

- hamurişi
- şeker
- kola
- abur cubur

ekim-kasım ama Trump bunun kaldırılacağına ve bu senenin son olduğuna dair yorumlar yaptı geçen ay.

trump iptal etti bütün kartları. meksika duvarından atlamaktan başka çare kalmıyor.

bunun için doktor olmaya gerek yok. tiroid hormonlarında sorun yoksa o ilacı kullanmayın.

Doğrudan T3'ü etkileyen ilaç kullanırsan tiroid hastası olma ihtimalin çok yüksektir diyebiliriz. Doktor değilim ama sorduğun şeyi ve aklındakini anlıyorum. Bence gereksiz bir risk.

Yapma.

kullanırsan evet gerçekten bir doktora ihiyacın olacak. dipnot; doktorum.

amacın zayıflamaksa hayır kesinlikle kullanma. evet bunu yapan mankenler var ve uzun vadede çok sorun yaşıyorlar.

Güncel olarak jack broadbenf olabilir

Bi 10 12 sene çalışırsan neden olmasın. Derecenin 3/1 olması lazım.

direk alamazsın. başladığın dereceye göre belli bir süre (kısa değil) çalışıp ilk 3 dereceye yükselmen lazım. bazı kadrolarda emekli olsan bile alamıyorsun.

her devlet memuru yeşil alamıyor. örneğin polis asker infaz koruma memurları yeşil alamıyor.

Arkadaşların dediği gibi mesele işe başladığınız derece hocam.
Uzman ve müfettişlerde işe başlayıp asaletiniz tasdik olduktan sonra genelinde alırsınız.

Buyuk olasilikla alamaz, birinci eksen bozuklugu olmadigi icin.

Bir Ayrılık / Codayi-i Nadir ez Simin (2011)

bu tip görselleri direkt google görseller'de aratarak sonuca ulaşabilirsiniz.

www.google.com.tr

Güzel filmdir, sonu gıcık etmişti saddce.

başvururken alan seçilir.

okuluna, bölümüne göre değişir.

bazı master programları zaten iyice spesifikleşmiştir. Girerken alan bellidir.

Bazıları ise ders dönemi boyunca daha geneldir ama tez döneminde alanın spesifikleşir.

Çok geniş bir soru.

okur musun yoksa kaydolup bi daha uğramayıp askerlikten mi kaçarsın minvalinde.

askerliği yaptım kabul alma ihtimalim artar mı?

en klişesi ama şaşmayanı: neden bu program, neden bu üniversite?

Ben de hep teknik sorular soruldu. En teknik olmayanı kabul alırsam hangi hocayla çalışmak istediğimdi. Yani baya tahta filan vardı derivation yaptım ben.

benim sözel bölümdü.. İlk soru neden bu bölümü seçtiğim idi. ne çalışmak istediğimi anlattığımı hatırlıyorum..
sonra alanda tanıdığım Türk ve yabancı yazarlar soruldu. uzun zaman olduğundan ancak bunlar aklımda kalmış...

bana geçimimi nasıl sağlayacağımı sordular mesela. ben de yedek subay maaşını biriktirdim diye cevap verdim. diğer bir hoca da doktoraya devam edip etmeyeceğimi sordu. bana referans mektubu veren hocalardan biri de jurideydi. o da kiminle ve ne çalışacağımı sordu. belliydi zaten hepsi bir şekilde, danışmanımın çalışma alanları da. kabul aldım.

mülakatı yok mu bunların?

mülakattan geçebileceğimi varsayalım

çok zor ama ufak bir ihtimal var denebilir, ümidinizi kaybetmeyin yine de.

bu çok havada kalan bir soru. her dönem kimlerin, nasıl bir ortalamayla başvuracağını bilemeyiz. başvuru koşullarında ales %50 etki eder bu en az kabul edilen şey bunda sıkıntı yok. puanınız da kötü değil. ama mülakata çağrılma aşamasında yabancı dil ve gno'nun etkisi var mı? yoksa sadece başvuru şartı olarak mı kabul ediliyor tek tek bakmak lazım.

okul var, %50 ales, %20yds %30 okul puanıyla sıralamaya sokup mülakata çağrıyor, okul var yine aynı bu şekilde direkt alıyor, okul var yds sadece başvuru şartı kabul edip %50 ales, %30 veya %20 gno yapıp geri kalan kısmı mülakat ile hallediyor.

yökdil-->düşük

ales-->düşük

ortalama--> türkiye iktisat bölünmü standartlarına göre ne yüksek ne düşük.

ama yine de girerbilirsin. Çünkü bu işler böyle.... belli olmaz.

hacettepe için buldum.

www.sosyalbilimler.hacettepe.edu.tr

%50 ales, %20 gno, %30 mülakat ve/veya yazılı sınav ( yds sadece başvuru şartı olarak 65)

anadolu olabilir gibi bence. hadi itu hacettepe cok iyiler diyelim ama anadolu olur kanımca.ales ile yukarilarda olabilirsiniz siralamada.

etmek zorunda çünkü ösym denkliği olan bir sınav.

odtü kabul etmiyor. adamlar yds'yi bile kabul etmiyor.

odtü kendi sınavını yapıyor.
hacettepe yds'yi kabul ettiği için diğer sınaları da kabul etmek durumunda.
ben yökdil'le hacettepe iletişim'den kabul aldım yakın zamanda.

senin nerde olduğuna göre değişir.

@mr.goodcat

ben Türkiye'deyim

Valla 5 yıl önce falan öyleydi ben Çindeyken turkcell hem arayandan hem aranandan kesiyordu. Böyle durumlar için en iyisi skype a kredi yükleyip wifi ile skype üzerinden aramak(sabit ve cep falan her şey aranıyor) ya da orada marketten hazır hatlar varsa onlardan alıp kullanın kafanız rahat etsin.

sen türkiyedeysen sana yazmaz.

Sana hic bir sekilde yazmaz,hic bir zaman yazmadi.sistem soyle.sen turkiye abonesisin ve turkiyedesin.seni arayan adam nerede olursa olsun faturayi oder,sana yansitilamaz.sen yurtdisina ciktin adam seni ariyor.o turkiyedeki arama bedelini oder,sen roaming hizmetini kullandigin icin,normal arama ucretinin yarisini odersin.sen yurtdisindayken aradiginda roaming ucretinin tamamini odersin,sana mesaj geldiginde buna bir ucret isletilemez ama sen gonderdiginde roamingli mesaj ucreti odersin.kisaca uzaydan bile aransan farketmez,sana yazmaz.

kanada'dan tr aramak cok pahali, kanada telefon ucretlerinin en pahali oldugu ulkelerden biri. size yazmaz ama karsi tarafa cok masrafli olur, whatsapp'tan yada skype'dan yardirin gitsin.

iş kolu nedir acaba?
her türlü iş ise gazete ilanları daha gerçekçidir.
çok özel bir kol ise o mecranın forumları vs takip edilebilir.
secret cv de takip et.

kariyerden 1 kere görüşmeye gittim sadece. diğerleri hep sağdan soldan ilanlardan geldi. mesela son işime okuldaki ilanı görüp girdim, 6 sene oluyor artık

Günlerden bir gün kaza yaptım. Sonra canım sıkıldı, dışarıda tek başına yemek bile yiyemeyen bir insan olarak, tek başıma kahve içmeye gittim. Arkadaşımın sevmediğim kuzeni de oradaydı, görmezden geldim, sonra göz göze gelince mecbur gidip selam verdim. Bir şeyler sormaya başlayınca masasına oturdum. Bir işten bahsetti, olabilir, görüşebilirim dedim, bir saat sonra aracı kişiyle görüştüm, ertesi gün iş yeriyle görüştüm, ertesi gün de işe başladım...

onun dışında basond +1

Kariyer sitelerinden iş bulabilen var mı yaa??

Network sayesinde. Yani rahip janick'in anlattığı gibi.

İş aradığını arkadaşlarına söyleyebilirsin. Bunun dışında aynı okuldan mezun iş adamları kendi okullarından mezun yenileri de tutuyor.

Ayrıca spesifik alanda kendini geliştirmenden çok büyük artı katar sana.Mesela benim alanımda data analizi çok önemli. bunu aşağı yukarı herkes yapıyor. Ama bunu tüm programla dilleriyle (en azından 2 3 farklı dille) yapabilecek şekildeysen aranan insan oluyorsun. Bunun gibi şeyler.

Ben kariyerden iş buldum :/

ben de bugüne kadar başladığım tüm işlerimi firmanın kendi sitelerinden veya kariyer.net üzerinden buldum.

sizin gibi iktisadi bilimler çatısı altındaki başka bir bölümden mezunum.

başvurduğum ilanlardan sürekli dönüş alırdım, özellikle askerden sonra her hafta mülakatlarla geçti.

kariyer.net iş yapıyor. yenibiris.com da öyle. artık her şey internetten.

Sanirim IELTS 6. Kendi deneyimim: TOEFL'dan 102 almistim. IELTS denemeleri 7.5 geliyor.

ingilizce seviyeniz nedir bilemem ama bu tarz soruları biraz saçma buluyorum.

toefl'da bilgisayar üzerinde takır tukur sesler, speaking kısmında milletin konuşmaları vs. saçma sapan bir dikkat dağıtıcı ortam var. bu uyarsa ok.

ielts pür sessizlik içinde. speaking de birebir ve kolay. ben toefl'a girmedim.

ikisinin de farklı teknikleri var. bunlara programlı çalışırsan ikisinden de istediğini alırsın.

sessiz ortam mı -görece- gürültülü ortam mı? onun seçimini yap bence.

ielts 6

Pilot mu olcan? Benim ark ieltse giriyor daha kolaymış diye.