Ekşi Duyuru

10 seneye zevkin değişir :)

Sözlükte yazanlara bakma tam 16 yıllık bi swatch saatim var 1 defa pilini değiştim hala çalışıyor hiçbir sıkıntısı yok. 3 yıl önce kuzenime hediye aldım o da aynı keza. Swatch da beğendiğin saat varsa alabilirsin.

fossil, diesel, tommy hilfiger, casio vs. olur. İyi markalardan alabileceğin seiko var ama 300 tl ye saati yoktur.

6 senelik esprit saatimi kolumdan çok beğendiğini söyleyip alan arkadaşımın peşi sıra d's'ten bir saat aldım geçenlerde. neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyorum ama fiyatı ve şıklığı cezbetti. yine 3-5 sene beni götüreceğini düşünüyorum.

esprit markasını da kesinlikle öneririm. benim tarzıma en çok hitap eden saat markası fossil ile birlikte.

fossil, diesel, tommy hilfiger vs bunlar saat markası değil.

Fossil saatlerin tasarımı çok güzel oluyor fakat çok pil harcıyor. 4 senede 3 pil değiştirdim. guess, nautica ve seiko lara bakabilirsin. amazon.com aracılığı ile yurtdışından alabilirsin, daha ucuza gelir.

Seiko/Orient.

lacoste'un saatleri de kalitelidir saat markası olmasa da.

izmir'deki swatch tamircisi yetkili amcanın yalancısıyım.

sabitleyebilirsen kinder yumurtalarinin icindeki plastik yumurtalardan tak. iz yapmaz.

ya da buyuk boncuk

tenis topu en iyi çözümdür.

sökseniz? yüksel mi olması lazım illa?

tek tek streçle sararsanız yürümez diye düşünüyorum.

tekerlekleri söküp yerine ayak takın.

Nokia lumia 520 kullanıyorum 2-3 haftadır. on numara telefon ve fiyatı da 500-550 lira. İstersen üst modellerine falan da bak lumianın ama adamlar yapmış yani.

Hayır - Niet > Ru.

www.wikihow.com
Başka diller de var. Hayır için olanı da vardır bir yerlerde.

saracenler neam diyor evet. ecoftan biliyorum.

bu arada hece kavramı çoğusunda bizimkinin aynı değil. o biraz sıkıntı yaratabilir.

hahaha filipinliler "hindi" diyormus "no" ya.

aslinda "di" diyorlarmis da "hindi" zarf olanmis.

araplar naem demiyor, e veya le diyorlar, naem daha çok tasdiklemek için yapılan bir vurgulama.

japonca;
i-ya / hayır
ha-i / evet

Çünkü bizim evet/hayır kelimelerimiz sonradan türkçeye girmiş kelimeler. şimdi bize kaba geliyor ama bildiğim kadarıyla öz türkçenin onay ve red kelimeleri "he" ve "yok". evet farsça'dan alınmış. hayır ise red ifadesi kaba bulunduğundan "hayra yor","hayırsa olur" anlamında kullanılmaya başlanmış.

bir de üstgeçit vardı sanki sabiha gökçene giderken...

Yaklaşık 10 arabadan oluşan koleksiyonum, ahşap bir tekne, bir kaç ufak tefek eşyalar falan. bu aradaa fotoğraf deyince o da var. ŞArj cihazı, filtre kahve makinası falanda var.

R2D2 figürüm, kaktüsüm, bir kaç kitabım, cüzdanımdaki bozukluklar için kumbaram, mezunlar derneği kupam, yeşil çayım var (masam biraz dar ancak bunları sığdırdım)

kitap(lar), kulaklık, kupa, A4 Kağıtlar, ayakkabı boyası vs.

hiçbir şeyim yok. sırt çantamı hep yanımda taşıyorum, gerekli şeyler içinde oluyor.

Deodorant,diş fırçası-macunu,el kremi,ağrı kesici,kahve bardağım.
Diğerleri hep işle ilgili ıvır zıvırlar.

bir diş fırçası bir de diş macunu.

sarz aleti, corap, deodorant, ayakkabi sungeri, company of heroes cdsi, permatik, semsiye. termal mug, bi hocamin yilbasinda hediye ettigi elmali kupa, ozel birinin baska bir yilbasinda hediye ettigi kupa, bi arkadasimin yurtdisindan getirdigi bardak altligi, harici bellek, araba seklinda miknatisli metal atac-igne tutacagi, universitede ilk kez maasli hoca olarak ders anlattigim tahta kalemi, bi arkadasimin hediye ettigi polonya bozuk parasi, uzerinde Kenny nin resmi olan kucuk not defteri, 3-4 senedir izlemeye cesaret edemedigim sozun bittigi yer filminin cdsi

bana ait bir tek çantam var... e bir de diş ipi işte...

Edward Hopper'ın Deniz Feneri tablosu var süper.

imgc.allpostersimages.com :)

lebowski resmi de olabilir.

benim odada ucak tablolari, gocmen kus tablosu falan var mesela ilginiz ne yondeyse onla ilgili bir sey bastirtip cercevelettirebilirsiniz

fc02.deviantart.net


fc00.deviantart.net

Galata Kulesi resmi?

Dünya haritası?

Ben odama Nat Geo nun dünya haritasını asmıştım sarı renk ağırlıklı retro görünümlü bi haritaydı. Hem içimi açıyor, hem dünyayı gezme konusunda beni motive ediyordu.

www.turkiyeposterleri.com

www.seostandpoint.com

www.google.com.tr

nasil verildigine bagli. kliseyi veriyorsan onceki filmden ustun bir seyler yapman gerek. misal the conjuring vardi vizyonda gecenlerde. tamamen klise ama o kadar guzeldi ki oyunculuklar, diyaloglar ve etkilesimler; klise olmasina ragmen genel anlamda cok begenildi.

klise 1-0 yenik baslar. ama bunun da getirdigi avantajlar vardir. misal yaratici olman gerekmez. ama bu yenik baslama olayini artiya cevirmen icin baska konularda uzmanlasman gerekir.

Klişelerin sevilmemesi çok klişe bence. Sevelim klişeleri, biraz orijinal olsun. :D

Adam bombayı son anda da imha edemesin istiyoruz biz. Böylesi çok daha heyecanlı.

dunedan haklı. fakat üslup mühim tabii. o klişenin nasıl kullanıldığı, sarkazm içerip içermediği de önemli. yoksa b sınıfı bir poli,siye-macerayı izliyorsak zaten klişelere hazır olmalıyız.

her gün aynı saate uyanıyoruz işe/okula gidiyoruz güneş hep doğuyor hep batıyor kıştan sonra hep yaz geliyor. Tatillerimiz hep aynı günler. Dönüp dolaşıp aynı yemekleri yiyoruz.
Bu kadarı yeterince fazla zaten. Adam olsunlar diye sevmiyoruz ama anlatamıyoruz.

Klişe güvenlidir ancak klişeyi dramatik yapı içinde sundukları yer izleyiciyi, okuyucuyu aptal yerine koyuyorsa o zaman klişeyi kimse sevmez. İçinde bulunduğumuz çağda insanlar sinemaya acaba filanca yönetmen ne demiş diye gitmezler nasıl demiş onu görmek için giderler. Bu nasıl'ın günden güne anlatım olanaklarını zorlayan sanatların içinde ötekilerden ayrılan bir yanı olması, dünyayla ilgili perspektifimizin de geliştiğinin bir kanıtıdır. Bu yüzden klişeden uzak durabilen insanların üretkenliğini kutsar, ötekileriyse kendi bayağılıklarında boğulmaya terk ederiz.

aksiyonda her türlü alır götürür bir şekilde olayların son anda düzeltilmesi çünkü bu son ana kadar aksiyon heyecan demek. ama romantik, duygusal vs. şeylerde gitmiyor. hayatın birçok alanında da gitmiyor.

iki insan geliyor filmde didişiyorlar, bunlar kadın erkek. sonunda sırılsıklam aşık oluyorlar hem de hayatlarında hiç böyle duyguları tatmamış oluyor erkek. son anda bir yanlış anlaşılma oluyor ayrılıyorlar, biri de son anda gönlünü almak için ya uçağa, ya otobüse ya x yere yetişmeye çalışıyor. bu klişeler izlenmiyor eğer oyunculara özel bir hayranlık yoksa.

ya da korku filmlerinde sürekli çocukların çizdiği resimler gibi. sürekli küçük çocuk resimlerle bir şey anlatmaya çalışıyor. sürekli lanetli bir ev oluyor. sürekli birileri bir yerden bir yere taşınıyor ve inatla o evden gitmiyor. aileden birisi de saçmalama dostuğğm hayalet diye bir şey olamaz diyor. birisiyse deliriyor.

bu klişilerin geçtiği favori filmlerim de var. evet aşılmalı biraz ama aynen bohr atom modeli +1 the conjuring klişeden geberirken bile çok güzel. demek ki sorun klişe değil de klişeyi yedirme şeklinde.

kapi cercevesinin ic tarafina kagit ve bant yapistirarak kapiyi sIkistirabilirsiniz.

Kapi agirligi yok mu onu koyun onune hareket etmez kapi.

kapının kenarlarına yapışkanlı süngerlerden yapıştırırsanız kapı tıkırdasa da yumuşak süngerler sebebiyle ses çıkartmayacaktır.

www.youtube.com

eksisozluk.com

should "eğer" anlamındaki should ise çok speyşıl bi şey değil, metinlerde bol bol kullanılıyor.

gazete manşeti ingilizcesi de karizmatik bir şey sayılmaz theguardian.com'da sayısız örneği var.

cümle ifade vs arıyorsanız racon kesilen dizilere filmlere vs bakabilirsiniz. the godfather'da 100 tane falan var sanırım. the sopranos izleyebilirsiniz.

geçen sopranos izlerken bi laf duydum mesela

"next time, there will be no next time."

(gerçekten de öyle oldu, ya da "olmadı")

twitter.com

tam yeri burasıdır.

ben sana bir tane vereyim: (bkz: as far as i'm concerned)

in my opinion ile aynı manaya geliyor hemen hemen. kulağa karizmatik geliyor cidden

bi tane daha

"with all due respect..."

meali: afedersin ama...

Mümkün. Yaptım evde kullanıyorum. Bluetooth kulaklığın, kulaklık kısmını çıkardım, bluetooth kısmını ev sinema sistemine bağladım. (Nokia BH-111)
Şu an Cep telefonlarımızdan, bilgisayarlarımızdan ve tabletimizden kablosuz olarak ev sinema sistemine ses aktarıyoruz.

Hatta arabanda aux girişi varsa bu girişe bağlarsan, araç hoparlörlerine de kablosuz aktarım yaparsın.

Bir de: "Logitech wireless speaker music adapter" diye arama yap. Senin istediğin şey için üretilmiş bir cihaz.

evet, geçende bu kadınlar yüzünden kenardaki ağacın dalları koluma girdi ya da ben onlara girmek durumunda kaldım.

(bkz: dar kaldırımda bir türlü geçiş izni vermeyen teyze)

(bkz: kaldırımda yavaş yürüyen teyzeler)

inan aynısını dün taksim'deyken attım ortaya ulan çarpsan abuk subuk konusacak bu sefer yolun ortasında.

edit: hee bide bunların boy ortalaması genelde 1.50 ile 1.69 arasında.

teyzeler degil sadece her yastan kiz cekilmiyor haklisin

Evet, şirkette genellikle "havalı" kadınların bu tutumda olduklarını gözlemledim.

yahu geçen gün televizyon taşıyorum büroya. kaldırımı full otobüs bekleyenler parsellemiş. tek kişilik geçiş var ve önümdeki amca yarım adımla yürüyor. neyse kalabalıktan çıktık yol açıldı derken benim amca tam açık yola gireceğimiz yerde bir anda durdu. diyorum dayı bir çekil de geçeyim, diyor "ne demek kardeşim geç geç" :@

mesela bizim burada marketten geliyorum kaldırımda 5-6 tane teyze çember kurup muhabbet ediyor.

yürürken bir anda durup arkalarına falan bakmaları çok ayrı mevzu. hayır otobüsleri de hep bu teyzeler dolduruyor arkadaş.

yav daha neler neler var da işte..

baktın karşıdan gelen hiç istifini bozmadan bodoslama geliyor. sen de bozmadan geleceksin, gerekirse omuz omuza çarpışacaksın. kaldırımda artistlik yapanlara bir omuz atıver, bak nasıl şekli şemali değişiyor. kimisi de omuz atacağını fark ederek hemen yan dönüyor. denemesi bedava.

@huan8 işte onu diyorum abi bu sefer sende yol vermesen saçma salak konuşacak belli yani bu.

konuşsunlar abicim, hiç muhatap alma. hatta yüzsüzlük de yapabilirsin bu tür cins insanlara. suratına bile bakmadan pardon de geç git. ne diye dinleyeceksin böyle insanı. daha yolda yürümesini öğrenememiş, konuşarak anlaşabilecek misin? aslında çözümü şöyle de yapabilirsin: tam karşılaştığın anda iyice yavaşla ve dur. o kendini zaten san göre ayarlayıp geçmek zorunda kalacak. çarparak geçecekse de oha yani artık.

geçerken omuz atarak geçme, elinle hafif iterek kendi yolunu kendin al. elinle iterken kızın yüzüne bakma :)

bi kadın olarak hemcinslerimin bu tutumundan ben de rahatsızım. Bi ara senin gibi buçukluk yerden geçiyordum sonra ulan ben ne geçicem buçukluk yerden dedim ve bodozlama yürüyorum artık. Sonuç; sürekli bir tartışma yaşanıyor.

- 'YAVAŞ BEEÖÖÖ'

+ 'Azıcık nezaket, biraz önüne bak, azıcık yol ver... Kamyon gibi yürüyorsun' diyorum, daha çok kızıyorlar.

@facebook
bu
yana çekilme ortalarından geç

bir de şu olay var, farklı yönlere giden iki kişi muhabbet ediyordur kaldırımı kaplayacak şekilde, sen de tam şunları geçeyim diye hızlanır hamleni yaparsın, işte o sırada bu yavşaklar seni görünce muhabbetlerini bitirir, senin sollamana izin vermez. Sen de sik gibi kaldırım dışına falan çıkarak geçersin. Yüzlerce kez karşılaştım bu o.ç. durumla senin vasıtanla içimi boşaltayım.

biliyorum hayvanlık oluyor ama bodoslama dalıp çarpa çarpa geçiyorum. zaten hızlı yürüyen biri olduğumdan hemen uzaklaşıyorum. bir şey söylüyorlarsa da anlaşılmıyor. anlaşılsa da siklemiyorum.

support.apple.com

tahmini servis faturası 150 lira. nedenini ben de bilmiyorum daha önce başıma gelmişti ama.

tekrar açıp bir kontrol etsen... youtube a laptop modelinin adını yazıp içini açıp bakma videolarını seyredip doğru yaptığından emin olsan...

büyük ihtimal kabloyu tam takamamışsınız. tekrar açıp sağlamlığını kontrol edin.

ekranın arka tarafında geniş bir bağlantı yeri var, plastik üzerine metal iletkenler bulunan incecik bir şey. o tam oturmamıştır.

ekranın ledleri patlamıştır. %90 ihtimal. genelde bu tarz hatalarla gelen müşterilerin çoğunluğunda bu arızayı tespit ediyoruz.

bedeli de yeni bir ekran. 150-200 arası. marka ve modele göre değişir.

en iyi senaryo ise, ekrana giden flex kablosunun arıza yapmış olma ihtimali.

onun bedeli de 40-60 tl arası.

kameradan nefret ediyorum.sokakta görsem yolumu değiştiririm.bazıları da atlıyo kameranın önüne.

rezil olmak mı bilmem ama izleyince pişman olmamak için korkanlardan,kaçanlardanım.

Medya çok sikik bir şey oldu artık, o anlaşılmıyor. insanlar işlerinde profesyonel olarak tanıtım, ya da bir amaç için medya'nın önüne atlar.. ha burada salakça el sallayan kekoları söz etmiyorum. genel tanı bu. ;) hiç bi' kamera fobisi olmayanlar bile bu düşünceyle çıkmak istemez..

edit: keko derken öyle değil, tuhaf davranan, ergenik ya da salakça hareket eden türler. ;)

Yok ben öyle değilim ama ben de aşırı heyecanlanırım mesela. Yani hiç çıkmadım daha önce bi yarışma programına falan ama çıksam parkinson hastası gibi titrerim büyük ihtimalle.

kamera görünce kaçanlardan ve yarışmalara öldürsen başvurmayanlardanım, evet. ben fotoğraf makinesi görünce de kaçıyorum mesela. o yüzden pek fotoğrafım yoktur. koskoca eğitim ve öğretim hayatım boyunca çekildiğim fotoğrafların sayısı toplam 10'u geçmez. o da zorla çekilmişimdir ve mezuniyet fotoğrafıdır onlar da.
nedenine gelecek olursak kendimi izlemeye ya da fotoğraflarıma bakmaya dayanamıyorum.

yarışma programına katılırım ama şöyle katılırım sadece milyoner'e ve kelime oyunu'na. insanların görüşü ve toplum algısı umrumda olmadığı için daha doğrusu utanma gibi bir kavram hayatımda olmadığı için sıkıntı yok, korkmam.
muhabir görünce kaçmam fakat soru sorarsa yardımcı olamayacağımı söyler yoluma devam ederim. fakat bu işe üni öğrencileri soyunduysa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.

evet hacı yanlışlıkla dilin sürçse veya bi anlık dalgınlıkla çok basit bir soruda elensen tamam koca ülkeye rezil oldun, ülke 2-3 güne unuturda arkadaş çevren kolay kolay unutmaz ve her fırsatta alay konusu olursun, özgüvenin kaybolur.

o yüzden bırak yarışmayı çıkmayı, yolda kamera görsem başka sokaktan giderim herhalde.

bir özgüven kolay oluşmuyor.

Borusuna baktiniz mi suyu bosaltamiyor buyuk ihtimalle ve iceride kalan sular sogukla birlikte buz oluyor.

tuketici tercihleri bu. marka imaji. markanin tuketici gozundeki degeri. kisisel zevk ve tercihler.

(bkz: gösteriş etkisi)
(bkz: stackelberg modeli)

stackelberg değil.

en.wikipedia.org

Stackelberg'de ne olursa olsun, lider firma önce monoply uygular, sonra gelen o karı düşürür otomatik olarak. düşürmese kendi daha fazla üretip zaten daha çok kar ederdi..

harbi lan. eskiden her gün çi köfte yiyene deli derlerdi, şimdi herkes çiköfteci oldu amk
vardır illaki bi teorisi :P

aslinda bilgi asimetrisi ve telif haklari ile dusunmek lazim bence. bir temsili tuketici, iki uretici kullanip modellersek ve ureticilerden birisi daha yuksek kalitede olursa (aradaki gap'e bagimli olarak) kaliteli olan daha cok satacaktir. tabi bir de baklava gibi herkesin iyi kotu uretebilecegi bir sey yerine ne bileyim iphone falan dusunursen daha net olur.

gosteris veya stackelberg ile alakasi yok.

telekom'u arayıp nakil yaptırmak istediğini söyleyeceksin. nakil yaptıracağın adresi ayrıntılı, net bir şekilde öğren. 1 hafta içinde görevliler internetini kapatıp yeni adrese taşıyacaklar. 5 liralık bi nakil ücreti var. internet hala senin üstüne kalıyor ama yengen faturaları düzenli öderse sıkıntı yaşamazsın.
amacın interneti onun üzerine almak ise, o konuda net bi fikrim yok.

ben saklamıyorum da, anneannem saklıyormuş =)

hepsi duruyor

anam saklamış duruyor evde.

evet bir dosya içinde duruyorlar. :)

hepsi duruyor ama şu an aklıma geldi nerede olduklarını hiç bilmiyorum. ama duruyorlar yani onu biliyorum. :)

Saklıyorum.

Evet, sıralı ve dosyalanmış bir halde saklıyorum.

Hepsi duruyor. Liseyi atmak istiyorum aslında çok zayıfım vardı.

ben lise 1 karnemi rahat 5 sene cüzdanımda dolaştırdım

saklıyorum.

geçen gün atmaya kalktım annem izin vermedi.hala duruyor hepsi.

annem saklıyor bir dosyada.

ohoo, karne ne ki, ailemin evindeki bir dolabin iki rafi boyle sacma sapan hatiralarimla dolu.

annem saklıyormuş. daha geçen bir şey ararken keşfettim. sevindirik oldum.

hepiciği duruyor annem saklamış hep.

annem kesin saklıyordur bi sorayım hatta

ilkokul 3ten beri tüm karnelerim duruyor hepiciğide takdirnameli =)

o uyarı çıktığında son pencerede "beni bu donanım için bir daha uyarma" kutusu var. onu tikle öyle kapat.

Bazı lapotop modellerinde hareket halinde harddiski korumaya alan mekanizmalar var. o sürücü yüklenmemişse her harekette o donanım aktifleştiği için sürücüsünü istiyordur. Sitesinden sürücüyü kurmak daha basit çözüm gibi geldi bana.

İsmini vermek istemeyen bir yazar arkadaş mesaj attı, winrar ile bak oraya dedi. Problem çözüldü.

Edit: attığım tiki kendisi hakediyor

Beceremezsen Windows kurarsın hacı. Alınabilecek en iyi laptop üstünde elma resmi olanlar.

Sent from my Macbook Air.

macbooklar için her yazılımı ve her istediğini bulamayabilirsin kısıtlıdır biraz. grafik işleri ile ilgilenmiyosan veya apple hastasıyım demiyosan bence normal windows işletim sistemli bi laptop al.

mediamonkeyi indiriyor catır catır şarkılarını atiyorsun.

van gogh olabilir mi?
getir.net

olabilir olmasına ama van gogh'un resimleri öyle kolay kolay fotoğrafla karıştırılabilecek derecede gerçekçi değil.

hayır hayır. fotoğrafa benzeyecek kadar gerçekçi benim dediğim

çok yüksek sankide düşürecekler:)

www.osym.gov.tr

ösym nin açıklamasına göre bi değişiklik olmayacak

@cosmicstring bir üniversite hocası hayatı boyunca yabancı dilde eğitim görmüş olsa bile, eğer bir türk üniversitesinde ders veriyorsa bunu bilmeli, bence. aksini düşünemiyorum.

@geberix birinci soruya cevap verirken ikinci soruya ironili cevap vermiş :)

@kanepeee haha ilk önce anlayamadım ama isteyerek yazmadım:) ayrıca üniversite öğrencisi değilim:)

Kontenjanlar boş kalabilirmiş ve vakıf üniversiteleri iflaz edebilirmiş! Bu ifade vakıf üniversiteleri birliği başkanından... Sözde kâr amacı gütmeyen kurumlar bunlar.

Ve "Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir kaide yok" deyip her ile üniversite açmakla övünen bir Başbakanımız! var.

"Üniversite kapısında bekleyen çocuklarımız var" (Son dönem Devletlulardan birine ait söz. Kontenjan arttırımı ve yeni üniversitelerin açılma gerekçesi olarak edilmiş) gerekçesiyle açıp, kadroları bir güzel yandaşlarla doldurup; işsiz gezen çocuklara: "Ne işi?" demek...

Hele bir gidin de, bitirin de, olmadı kölelik yaparsınız üç otuz paraya...

açıköğretimden mi bahsediyorsun?

evet

bence tek yırtmaç daha moda ve daha güzel.

Çift yirtmac büyük popoyu gizler. Tek yırtmaçli ceketi büyük popolu biri giyerse kötü durur.

boy varsa çift yırtmaç boyun kısaysa tek yırtmaç.
-prıfeyşınıl waz hiye-

yapılır ..teknik lise 3 .sınıfta öğretiyorlar ..visual basic ile kolayca yapılır :)

c#

chord voicing

youtube'da dersleri var:
www.youtube.com

amaciniz dogrultusunda,

pdf formatinda yabanci pop, muzikal parcalar indirin kitap olarak. onlarin hem piyano eslikleri, hem de ustlerinde akorlari var. tabi esligi bire bir calmak muhtemelen sizi zorlayacaktir, o yuzden eslige degil akorlara bakarak kendi ritm ve arpejlerinizle dogaclama takilabilirsiniz.

misal sol el "do - misol" (mi ve sol ayni anda) calarken sağ elde arpej yaparsiniz kac kaclik olduguna gore. veya sol ele arpej verip sag elde melodi calarsiniz enstrümantel hale getirirsiniz parcayi.

sizin ornek resimde verdiginiz sekildeki haliyle genelde bulunmaz parcalar. ya cok daha zor sekilde eslikleri yazar, ya da sadece akorlari yazar, sizinki gibi basit versiyonlu olanlar zaten ya güzel-doygun duyulmaz, ya da cok güzel degil basit parcalardir.


bir de, mutlaka ama mutlaka "çevrim"leri öğrenin. bunu da ancak armoni calisarak yapabilirsiniz. bunun neye faydasi olacak? söyle ki,

arka arkaya diyelim C - G akorlari geliyor. normalde do mi sol ve sol si re basacaksiniz akor bilginizle diyelim. ama eger armoni bilginiz varsa, do mi solbastiktan sonra sag elde, sol si re yerine si re sol basarsiniz. si-re-sol de yine G'nin akorlari, ama do-mi-sol'den gecis hem parmak pozisyonlari olarak daha kolay olur, hem de duyus anlaminda farkli zenginlikler olur. (neden kolay olur? zira sag elde do mi ve sol notalarinin hemen yanlarinda sirasiyla si-re-sol vardir. sol sabit kalir, do ve mi ise en yakin yerlere gider)

özet:
armoni bilginiz cok cok cok saglam bir hale geldiginde, zaten o parcalarin dediginiz versiyonlarini aramayacak, siz kendi kafanizdan yazmaya baslayacaksiniz ve dogaclama bile muthis cevrimlerle calabileceksiniz.

umarim anlatabilmisimdir.

ek: nota veya akor okumak demek C'nin sadece do-mi-sol seslerinden olusuyor oldugunu bilmek demek degil. veya C7 de si bemol'un de var oldugunu bilmek demek degil. onemli olan bu akorlari nasil birbirine bagladigin, nasil en guzel duyurabildigin ve bunlari ne kadar seri-dogaclama bir sekilde yapabildigin.

edit: su okuldaki 29 ekim toreni bitsin, eve gittigimde hemen nota üzerinde yazip gorsel olarak da ekleyecegim buraya demek istedigimi.

isbu entrynin sahibi piyanist degildir ama konservatuvarda ek olarak piyano dersleri de almis biridir.

belki bi gün faydası tokanır:

(bkz: armoni/@compadrito)

www.youtube.com

www.youtube.com

bu daha güzel bence :)

machinarium

1)warblade. aksiyon
2)luxor (herhangi bir versiyonu. zumaya benziyor).

2. şık için portalı önerebilirim.

2. the incredible machine , braid

1- team fortress 2(Steam de beleşti en son)
2- kesinlikle portal 2

1-duke nukem
2-limbo