Ekşi Duyuru

para sıkıntınız yoksa dhl bugün verseniz perş akşama kadar 250 tl (50 eur) civarında garanti ulaştırıyor.

Turist olarak gittiginiz bir ulkeden vizeye basvuramazsiniz.

O periyot dolmadan tekrar gidilmiyor.

Gir-çık yaparak ya da başka ülkeden alarak bir 90 gün daha uzatma seçeneği yok.

başka bir pasaport alıp deneyebilirsiniz. fakat uzun süreli kalışlar için oturma izni almanız daha uygundur alabiliyorsanız. hem kimi haklariniz vb de olur.

Aslında mevzu şu,

ben şu anda Almanya'dayım, schengen'le geldim ve müzisyen olarak çalışıyorum. Sanatçı vizesine başvurucam yakın zamanda, fakat başvuru değerlendirme periyodu 3-4 ayı bulabiliyormuş.

Yani ben sanatçı vizesinin çıkmasını beklerken schengen'in 90 günü dolmuş olacak. Eğer benim atıyorum son bir iki ayı Türkiye'de beklemem gerekirse burda beraber çalıştığım grupların/projelerin hepsinden kovulurum. O yüzden sormuştum, 90 gün dolunca Türkiye'den yeni bi schengen'e başvurup kendime biraz süre kazandırabilir miyim acaba diye.

malesef.

zaten periyodun amacı tam da sizin yaptığınız gibi çalışma vizesinin önüne geçmek ve kalıcılığı bölmek. o yüzden aslında mesela 1 yıllık vizede ilk 6 ay 90 gün ikinci altı ay ayrı 90 gün kalma hakkınız var. kesinti oluşabilsin diye bunlar birleşmiyor.

kontrol edilecegini sanmiyorum.
baska yerden rezerve yapsan bile bu durumu konsolosluga aktarmakla ugrasacaksin

Sanmam. Thy ile bir günlük rezervasyon yapabiliyoruz. Vizeyi alana kadar o rezervasyon iptal olmuş oluyor yani. Bunu onlar da biliyor. Mesele bütçenize uygun bir seyahat ayarlayıp ayarlayamayacağınızı anlamak ve turistik bir seyahat olduğundan mümkün olduğunca emin olmak.

Son asamada direkt almanyadan da donebilirsin turkiyeye.

Not: Duration of stay'inin 90 oldugunu varsayiyorum.

mumkun. fransa'dan cikis yapmana gerek yok

al, git. ceza olsaydı eve gelirdi. (tahmin)

keserlerse de çok fazla bir şey değil. üstelik zorla ödetmiyorlar. tırsacak bir şey yok, gönlün rahat olsun.

son yoklama kacagisin, normalde uni bitince gidip dilekce vermen gerekiyor "+2 yil kampanyanizdan yararlanmak istiyorum" diye. ve muayene olman gerekiyor. onu yapmadigindan son yoklama kacagisin. yakalanmis sayiliyorsun, para cezasi var internette bir tablo var arastir. subede normal muayeneni olursun tecilini olmasi gereken zamana kadar verirler. bisey olmaz yani. eskiden mahkemeye veriliyordun sonra mahkeme de para cezasina ceviriyordu sanirim artik mahkeme yok.

ahmet yesevi.
universitenin misyonu bu :D

her üniversitede tezsiz yüksek lisans vardır.

evet ama devletler sınırlı kontenjanları ortalama üzerinden dolduruyolarmış. ben itü mühendislik mezunuyum, ortalamam 2,60 falan. 3'ün altına kalmıyormuş genelde. o yüzden mecbur özellere bakıyorum, alese de girmedim girecek vaktim de yok, ocak sonu yurtdışına yerleşiyorum. gitmeden bir şey ayarlamam lazım şubatta tecilim bitiyor.

hangi vizeyle yurtdisina yerlesiyorsun?

İlk etapta 6 aylık bir dil kursuyla Berlin'e gidiyorum. D tipi ulusal vize alacağım, bir nevi öğrenci vizesi.

anladim kesin yaptir o zaman

trakya üniversitesine dediğin ortalamanın katbekat altına çatır çatır kayıt yaptırdım. üstelik 1900 ta le.

Beyaz masayı arıyorsun gelip alıyorlar

kaplan takımı mı? thomas brazina kitaplarından birisi olabilir belki

oha evet evet allah razı olsun, thomas brezina'nındı aradığım seri buldum. çok sağol ^^

dört kafadarlar takımı serinin adı.

içimi benim için kolay. seviyorum.

severek içiyorum. içimi kolay.

Zor ben sevmedim

severdim ama düşük evre lösemilerde tedavi olarak kullanıldığını duyduğumdan beri çok içmiyorum.

kök tarçınlı deneyin.
sade içemiyorum ben

Çok çeşitli aromalılarını deneyip en son Chadonun bergamotlu yeşil çayında karar kıldım. Sadesini ben de içemiyorum...

Bence de acı,içerken içmeden önce yanımda ne bulursam içine atıyorum; limon, karanfil, bal vs.

kaynar suda cok bekletirsen acilasiyor. az bi rengini birakinca cikarman lazim sudan. 4-5 dakika fazla geliyor.

Evet, aci geliyor.

Aci gelmiyor. Cunku demlemesi ayri bir sey, kaynamayan suda 85-90derecede, 2 dkyi gecmeyecek sekilde demlemek/bekletmek lazim.

Aktaran alinan tozlu caylar aci geliyor ama iyi markalarinki berrak oluyor ve aci gelmiyor.

stevya (şeker otu) ile karıştırınca çok güzel oluyor

Çaykur organik zümrüt yeşil çay efsanedir. Denemenizi tavsiye ederim.

Bana çok lezzetli geliyor. Çok demlendiriyor olabilirsiniz belki, yaprakları daha az tutabilirsiniz ya da balla tatlandırabilirsiniz.

bal koyacağınıza kadar normal şeker koyun. hiçbir fark yok.

ben de sevmiyorum yeşil çay. ama arada içerim.

İlk başlarda çok kötü geliyordu sonra yaseminli yeşil çaya geçtim ve bağımlılık yaptı! Çok lezzetli geliyor artık sadesi bile. Lipton yaseminli yeşil çay favorim. Demleme isterseniz de Kusmi Tea'nin vanilyalı, zencefilli, naneli vs yeşil çay karışımları var baya iyi.

Yeşil çayı doğru malzemeyle usulüne uygun bir şekilde demlediğinizde acılaşması mümkün değil. Zira biz yeşil çayı demlerken siyah çay muamelesi yapıyoruz yeşil çaya. Yani uzun süre yüksek sıcaklıklarda demliyoruz, o zaman da Tanen (Tannik asit) maddesi açığa çıkıp çayı acılaştırıyor. Bu Tanen maddesi 80 derecede açığa çıkan bir madde. Çayı demlemek için daha düşük sıcaklıkta su kullandığınızda (60 derece) hem bu Tanen maddesi açığa çıkmıyor hem de çayı haşlamamış oluyorsunuz. Ayrıca, çaydaki aminoasitler ve çayın kendine özgü şekerin açığa çıkması için 60 derece oldukça makul bir sıcaklık. Onun dışında, başka bir grup da çaydaki kafein daha çok suya geçsin diye çayı daha uzun süre demliyorlar ama kafein zaten ilk 20/30 saniyede suya geçiyor. Bu anlamda 1 dakika demlemekle 5 dakika demlemenin kafein miktarı açısından bir farkı yok. O nedenle 1/2 dakika boyunca nispeten ılık suyla demlenmiş yeşil çayın acılaşması mümkün değil. Tabii doğru su doğru demlik doğru bardak seçimi falan da önemli bu konuda ama ana neden demleme süreleri ve sıcaklık.

yesil cay siyah cay gibi demlenmiyor. aci olmasinin sebebi uzun sure sicak suda bekletmenizden olabilir! arastirin.

Doğadan Gingkolu Yeşil çay favorim

bunlar daha iyi gunler.

beceriksiz yoneticileri basinda tutan, ulke elden gidince aglamayacak.

yurtdisi opsiyonlarinizi hazir tutun. gayrimenkulleri elden cikarin ve sakin ulkelere kaydirin. mumkun oldugu kadar pasaport vize hazir bulundurun. yaninizda (uzeribizde) 10bin euro civari bulundurun. avrupada akraba falan varsa, arayin halini hatrini sorun.

beni fazla ihtiyatli buluyorsaniz, sorun bakalim suriye ic savasi nasil baslamis...

öncelikle:

terör örgütü terör yaratır, işi budur. dolayısıyla kendilerine "çok ayıp ediyorsunuz, neden terör yapıyorsunuz?" demek abesle iştigal olacağı için o kısmı geçiyor, küfür ediyoruz.

sorunun köküne inersek:

sorun açık ve net şekilde erdogan ve onun izlemiş olduğu kin politikalari. halkta bir birlik duygusu, aidiyet duygusu yok. topyekün bir cevap verilemiyor teröre. dincinin ışid'e sesi çıkmıyor, üstüne bir de saldırısında ölenleri tekbir getirerek yuhluyor saygı duruşunda.

güneydoğu ayrı bir alemde. pkk da ekmeğine bakıyor, terör değil de barış olursa baştakiler ne yapacak? o baştaki adamlar için barış diye bir şey zaten yok.

burada görev düşen sadece halk olabilir. o da birlik beraberlik ile. bunu diyorum ama burada "bu günlerde birlik beraberlik olmalı, hükümeti eleştirmeyin" anlamında değil. gerçekten de eğer halkbir bütün olabilip de topyekün bir karşıtlık sergileyebilse her şey farklı olurdu. ama halk tamamen birbirinden kopuk. erdoğan da bunu körükledi ve artık bence geri dönülemez bir boyuttayız.

ben güneydoğudaki kürt ile ya da anadoludaki türk ile aramda herhangi bir duygusal kardeşlik bağı görmüyorum. belki sadece aynı dili konuşuyoruzdur. bu kişilerle aynı çatı altında olmak da istemiyorum. türkiye zaten iyiden iyiye yapay, parçalanmış bir ülkeye döndü.

ülke parçalanmadıkça bu işlerin sonu gelmeyecektir. parçalanmazsa, batıdaki laik türk her zaman anadoludaki islamcı beyinler tarafından ezilmeye mahkum bir hayat sürecektir çünkü islam başıboş bırakıldığında önüne gelen her şeyi kendisine benzetmeye çalışan bir canavar gibi. karşıtlık yok, ya islamsın ya düşman. bu şekil düşünmeyen müslümanların (tatlı su müslümanı diyoruz) da tek sebebi zamanında mustafa kemal tarafından başlarının ezilerek bu şekil düşünmek üzere beyinlerinin yıkanmasıdır. adamın gücü islamı toptan defetmeye yetmemiş malesef.

güneydoğu zaten toptan bir veba. ya kürtçüler ya da islamcı (bkz: adıyaman). vebadan, kangrenden ne kadar çabuk kurtulunursa o kadar iyidir.

özet: türkiye parçalanmış, yapay bir ülkedir. bir birlik beraberlik, kardeşlik duygusu yoktur halkları arasında. zorla bir arada duran bir şeyi zorlamaya devam ederseniz bu sıkıntılar olur. her zaman da olacak. bunlar iyi günlerimiz.

www.youtube.com

bu tarz örgütlerle pazarlık için masaya oturuyorsanız toplumun her kesimini o masaya davet etmelisiniz. kapalı kapılar ardında görüşmeleri sürdürürken örgütün yaptığı işlere göz yumarsanız olacağı bu. suriye sınırından kontrolsüz bir şekilde mülteci alırsanız ülke içine hangi radikal örgütlerin sızdığını bilemezsiniz. ondan sonra ülkenin en önemli metropollerinde bomba patlarken ağzınızı açarak izlersiniz.

türkiye'nin doğusunda zaten aktif savaş devam ediyor. son seçimden itibaren haberleri hiç takip etmiyor galiba soruyu soran arkadaş. bu işin sonu hiç hayırlı değil. benim kişisel görüşüm tsk bir yerde yine elindeki gücü kullanmak zorunda kalabilir.

terör biter mi bitmez mi bilmiyorum da no christ requires'ın yazısındaki islamofobinin, içinde büyüttüğü ve insanlara da aşılamaya çalıştığı bu kinin terörden daha tehlikeli olduğunu düşünüyorum.
ışid saldırısına dincinin sesi çıkmıyor demiş ama hangi dinciden bahsediyor bilmiyorum. istiklal'deki saldırı ışid'in işi ve tanıdığım ne kadar muhafazakar varsa yapana lanet ediyor. ışid'in en tehlikeli terör örgütlerinden biri olduğunu her fırsatta söylüyoruz. eğer iddia edildiği gibi hükümet ışid'i destekliyor ve yardım ediyorsa Allah belalarını versin. bu söylentiden öteye geçip somut olarak kanıtlansın ak parti'nin bir numaralı düşmanı ben olayım. önyargılarınızdan kurtulun artık. müslümanların başını ezeni övüyor adam, inanılır gibi değil.

@animalman

hiç tartışmaya girmeyeceğim. islam'ın ne olduğunu müslümanlar dışında herkes biliyor. gerek yok.

yazımın özeti belli, türkiye yapay bir ülkedir, halkları arasında hiç bir bağ yoktur. bu işin sonu da iç şavaşa varacak bu gidişle. bu kadar. hayırlı barış dinleri.

ben yıllardır dedim de bana "yea abi abartıyosun" dediler. yok işte çok karamsarsın bilmem ne. yine diyom: bu yaz silahlı çatışmalar olmazsa, yavaştan iç savaş pozisyonuna geçmezsek, en az 1000 kişi ölmezse yine iyiyiz.

havalar ısındıkça törörikler de kızışıyor. istihbarat mistihbarat hikaye bu saatten sonra, canlı bombaları kimsenin durdurabileceğini zannetmiyorum açıkçası birileri patlamayı kafasına koymuşsa.

yarın yine bi şey olur, sonra bizim kekolar gaza gelip yurt çapında kürtlerin dükkanlarını, evlerini yağmalamaya başlar falan, ooh al sana mis gibi iç savaş. ha daha önce yemedikleri bok değil ama bu sefer işler çok farklı. her gün bomba patlıyor. insanların psikolojisi iyice bozulmuş durumda. o gözden uzak, doğu'daki savaş tıpkı overlokçu gibi ayağımıza geldi. o dehşete yakından tanık oluyoruz.

beni de hiç sevmiyolar mesela, ırkçı ve faşist olduğumu söylüyolar. ben böyle birisi değildim. son 2-3 yılda gördüklerim ister istemez bazı insanlara/gruplara feci şekilde nefret duymamı sağladı. benim gibi binlerce, belki milyonlarca insan var. hem "bu" tarafta, hem "o" tarafta.

açıkçası ben kendimi bu bok çukurunun iç savaşında toprağa gömmek istemiyorum. nerede olursa olsun, insanca, normal bi yaşam sürüp en azından 60 yaşımı görmek isterim. buna rağmen, bugün iç savaş çıksa ve birisi gelip call of duty'deki gibi "KOMREYD!" deyip elime silah verse, "ne işim olur lan" demem gibi.

bi de konudan tamamen uzaklaşmış olucam ama benim hislerim cidden kuvvetli ve ben çocukluğumdan beri kendimi hep bi savaşın içinde görüyorum. hatta yıllar içerisinde psikolojik olarak bunu kanıksadım diyebilirim, "ben bi savaş görücem" şeklinde. artık dünya savaşına mı tanık olurum, donbass'ta kafama roket mi düşer, istanbul sokaklarında hewallerle vs mi atarım o kısmını bilmiyom.

Terörün daha ne olduğunu bilmiyoruz ki çözüm üretelim. Ne demek amaçları yok? Teröristler boşuna mı bu kadar eylemi yapıyor?

pkk'nın amacı 4 parçalı kürdistan kurmak ve birleştirmek (ırak, suriye, türkiye ve iran). Amacı Türkiye'nin doğusunu bölmek. Bunu abd'nin hamiliğinde yapıyorlar.

Sonu belli. Ya iran'da olduğu gibi, teröre bulaşan, destekleyen herkesi asacağız. Ya alın buralar sizin olsun diyeceğiz ki bu bence sorunu çözmez. 3-5 sene sonra mersin'in yarısı kürt, istanbul'un dörtte biri kürt demeye başlayacaklar. Ya da abd bize demokrasi getirene kadar böyle gidecek...

@matchgrip
yüzde yüz güvenlik dünyanin hic bir yerinde yok. olamaz da. ancak, riski azaltmak söz konusu olabilir. o nedenle istihbarat calismiyor demekte yanlış.

Babilbaligi +1
Daha da kötü hale gidiyoruz tabii ki.
Bizim 90larda buraya göçmüş olan bulgar komşumuz bulgaristana dönmeye düşünüyor.
Bizim de almanya da akrabalarımız var baya. Almanya geneline göre üst gelir seviyesindeler. Kardeşimin lisesi bitince gidelim mi nasıl yaparız diye konuşuyoruz arada.
Sonumuz hayrolsun.

Orhan pamuk'un kitaplarindan birini hediye edin

ozalitcilerin hepsi yapıyor, eğer tasarımınız yok ise 20 tl gibi bir de tasarım ücreti alırlar.

deri için oda sıcaklığı (ne üşürsün ne de terlersin vücut için ideal)
ağız için bilmiyorum ama ondan daha yüksek olduğu kesin ama yine de aynı mantık. sıcaklık ya da soğukluk algılamazsın.

ılık içilebilir min sıcaklığın altında bir yerdedir. yoksa "ılık içiniz" lafının bir mantığı olmaz, kimse zaten çayı çok çok sıcakken içemiyor, illa ki bir noktaya gelmesi lazım. ılık o gelinen noktanın da altındadır işte.

sicakla sogugun arasi .

sicak ilik(28,5derece aprox) soguk
|----------|---------------------------|--------cok soguk

www.youtube.com

edit: biri bunu yapmalıydı.

Herkesin ılığı kendinedir. Tek bir derece değildir. "Sıcak", "soğuk", "serin" ve "ılık" gibi değişkenler tek bir değerle karşılanmadığından (örneğin, 27 derece ılıkken, 28 derece birden sıcak olamayacağından) bulanık sayılar ile gösterilirler.

Aşağıda, dış hava sıcaklığının soğuk - serin - ılık - sıcak ilçin oluşturulmış bulanık sayıları var.
postimg.com

Şimdi bu resimde 4 derecede tavan yapan yamuk şekli soğuk için bulanık sayı, 11 derecede tavan yapan üçgen (4'te başlayıp 18'de biten) serin için bulanık sayı, 11'de başlayıp 25'te biten üçgen ise ılık için bulanık sayı. Bu ne anlama geliyor? Bu şu anlama geliyor: 18 derece herkes için ılık bir hava imiş. Ama 11-18 derece arası bazı insanlar için serinmiş, bazıları için ılıkmış. Aynı şekilde, 18-25 derece arası da bazı insanlar için serin, bazı insanlar için sıcakmış. Bu görüşler, ampirik bir çalışmanın ürünü, içinde ben olsaydım, 26 dereceye ılık diyebilirdim ve şekil tam üçgen çıkmazdı. Zaten bulanık sayılar için örnek olsun diye oluşturulmuş ilkel bir şey.

Yani, ılık kavramı herkese göre değişen bir şey. Bana ışık gelen çay, paşa çayı içen birine sıcaktır, boğazı teneke gibi olmuş biri için soğuktur.

çayı sıcakken içerim, ılındıysa içerim yine ama çok hoşuma gitmez. Mesela ılık bir içeceği kafaya dikip içersin istersen ama sıcaksa yudum yudum içilir. Ben bu şekilde kullanıyorum...

ilik gay kardeslerimize argo isimlerinden biri degil mi?

cumle icinde kullanimi: Abi, o adam ilik ilik konusuyor, icimi bir hos ediyor.

(bkz: Stand up guys)

tagleyenin böğürüne sağlık.

öğretim görevlisi denilen bir kadro var üniversitelerde. örneğin mühendissen doktor unvanı almışsan olabilirsin, yani ders verebilirsin veya yüksek lisans derecesine sahip olup 2 yıl da mesleğinde sektör tecrübesi isterler, ya da 10 yıl mesleğinde sektör tecrübesine sahip olmanı isterler. bu niteliklere sahip olunca ders verilebiliyor.

bu fen bilimleri alanında böyle. sosyal bilimler ve sanat alanında da benzer durumlar vardır. yani müzisyen müzik konusunda bir eğitim almıştır, 10 yıl tecrübesi olduğu için de ders verebilir veya bir gazeteci vs.

İlgili bölümün başkanı ile görüşmeniz gerekiyor. Cv inizi verirsiniz, neden ders vermek istediğinizi konuşursunuz. Eğer bölümde bu dersi verebileceğinize, öğrencilere faydalı olabileceğinize kanaat getirirse, neden olmasın! Yalnız bazı bölümlerde ders verebilmek için minimum lisans mezunu olmanız gerektiğini hatırlatırım. Üniversiteden üniversiteye değişmekle birlikte Genelde mayıs gibi bir sonraki yılın programları revize edilir, dolayısıyla zamanlamaya da dikkat etmeli.

yukarıdaki cevaplara göre: siz kadrolu öğr. gör. olmaya çalışmıyorsunuz anladığım kadarıyla, sadece dışarıdan ders vermeye gideceksiniz. böyle örnekler çok, hatta emekli olup tek bir ders için gelinebiliyor. Kadrolu öğr.gör ile karıştırmayın.

biri kadın biri erkek iki büyücü vardı. şehri kurtaran "iyi adamlar" da bir kedi ve bir kargaydı :)

çizgi filmin adı wunschpunsch. fox kids'te, jetix'te falan yayınlanırdı.

"dilek iksirii, büyücüler büyücüleer" eheheh

vunçpunç olabilir mi?
www.google.com.tr

Bu tarz sayfalara da ilan bırakabilirsiniz www.facebook.com

tam ayrıntısını bilmiyorum ama xvid, x264 e göre daha eski bir codec kütüphanesi.
yeni nesil bitrate iyi olan hd filmleri x264 daha iyi compress ettiği için tercih ediliyo. amaçta oydu zaten.
boyuttan ziyade, ripleyen kişilerin ya da grupların kullandığı filtreler belirliyo kaliteyi birazda. ve tabikide kaynak ham videonun kaliteliği.
bazı filmler durağan karanlık siyah renklerin olması bitrateden yiyebilirsin. ancak aksiyon hızlı akan filmlerde bitrate ı çok kısamazsın. yoksa kalite azalır.

divxplanet in encoding alanına göz gezdirirsen daha ayrıntılı bilgi edinirsin.

haha çok çok çok yanlış yapıyosun hem de.

xvid çok eski ve verimsiz olduğu için boyutu büyük oluyor.

aynı boyutta xvid ve x264 iki dosya düşün. aynı boyutta olmasına rağmen x264 olanın kalitesi xvid'e göre 2 kat 3 kat 4 kat daha iyidir. düşün yani aradaki farkı.

sıkıntı sende. başka bi tarayıcı dene. ya da cookieleri filan temizle.

Firefox'ta oluyor bazen öyle. Chrome kullanabilirsiniz bu durumlarda.

neden iadesi imkansız? iade et gitsin yahu. beğenmedim, ayağımı sıkıyor de ver. ver gitsin hiç affetme.

Nike veya Adidas ve benzeri markalarin spor ayakkabilari esnemez:/ yalan soylemis satici...

ne zaman satin almistin? cok olmadiysa, sokaklarda paralamadiysan iade edebilmen gerek. yoksa birine hediye et:)

Su markanin ayakkbisi esnemez diye bisey yok,modele bağli esneme olayi.Yani Nike in Air Max 90'i gayet esniyoken Stefan Janoski daha az esner.Açıkçası iade etmenizi tavsiye ederim.Çünkü aynisindan kullandim ,nerdeyse 7-8 ay ayagimdan cikarmadan giydim ama bariz bir esneme olmadi.Hatta giydigim en az esneyen ayakkabiydi diyebilirim.Ayaklarınız taraklıyda Emerica veya Etnies modellerine bakmanızda fayda var bir dahaki sefere.

bu puanlara göre şubelere denetleme vs oluyor diye biliyorum. denetimden hemen sonra toparlanıyorlardır, sonra kemanın yayları gevşiyor tabii...

edit: mc, burger, dominos gibi büyük zincirlerden bahsediyorum tabii ki, onların kendi denetleme birimleri var. yoksa çiğköfteci gadat usta'da falan olmaz öyle şeyler :)

sahte-tanıdık-eş-dost hesaplarla sipariş vermiş gibi gösterip kendi kendilerine en yüksek puanı verebiliyorlar. puanlar uçuyor zaten. 2-3 hafta sonar 6 civarına düşünce bi operasyon daha, hoop yine puanları yükseliyor

Ben bizzat yemeksepetinin ayarladigini dusunuyorum. Cunku ozellikle boyle major markalar kendilerini o puanla orada gostermezler, orada durmazlar. Sen burger king orada olmasa da ara gelsin/tikla gelsin yaparsin ama yemeksepeti napar bilmiyorum :)

bizim okula yakın bi mcdonals var, 1 ay boyunca hergün ordan yedim nerdeyse ve her geldiğinde kuryeyle kavga ettiğim için en düşük puanları verdim. yorumlar da yine hep rezalet. aynen dediğin gibi oluyor düşüyor düşüyor sonra hop 8 olmuş tekrar. kesinlikle yemeksepeti ayarlama yapıyor.

reklam birimleri gibi ekipleri oluyor fake sipariş verip yemeksepeti puanlayan. markanın ekibi vardır öyle. işin az çok içinde olan biri olarak söylüyorum.

yemeksepetini bilmem ama bazi benzer olusumlar belli dönemlerde aktif saticilari veya ürünleri sifirlama yoluna gider. tvlerde de olur bu. reytinler anlik gercegi yansitmadigi icin diziler bir ay ara verir. bu arada diziyi özleyenler artacagi ve sadik kitle netlesecegi icin reytinglerin sonuclari daha tutarli cikar. ayni sekilde ürün puanlarini sistem disi degistiren üreticiler veya karalama kampanyalarini engellemek icin bazi dönemlerde sifirlanir.

ha yemek sepeti yapiyor mudur bilmem. ama gayet makul.

çeşitli bitki çayları var onları deneyebilirsin hem rahatlatır daha iyi uyumanı sağlayabilir

salep

Sıcak çikolatalı soya sütü.

melisa kesinlikle. hatta rahatlatır bile. ıhlamur da olabilir.

(bkz: ayvalı ıhlamur)

Papatya cayi rahatlatici etkiye sahiptir, ic sonra guzelce uyu ;)

adaçayı içiyorum ben gece sigarayla.boğaz ağrısı başladı bende de ve sigara da haliyle tahriş ediyor.bal ve limon da koyup adaçayı içiyorum hem rahatlatıp uyku da getiriyor az da olsa.

(bkz: mistik chai), hem boğazı rahatlatır hem de uyku getirir. içinde süt olan herhangi bir karışım olabilir.

Ihlamur. Ballı limonlu. Gevşetici etkiai var zaten ihlamurun bilimsel olarak

iyi bile sayılır o para.

çok bile

8 saat ile kalacaksa fena degil gibi turkiye sartlarinda. bahsis filan da sozkonusu ise ve saglam bir yerse zaten bayagi da bir bahsis gelir.

hakkaniyetli ve guzel. cok degil.

Yiyecek - içecek sektöründe henüz 10 saatten aşağı çalıştıran bir işletme görmedim. Eğer dedikleri gibiyse bu sektörde büyük nimettir öncelikle onu belirteyim.

Maaş konusuna gelince ;1500 tl net maaş mı yoksa tiple beraber eline geçecek para mı ? Eğer net maaşsa ve ayrıyeten tipin de olacaksa çok iyi olduğunu söyleyebilirim. Çünkü çoğu işletmede ( Kitchenette , House Cafe , Big Chefs vb. ) barmen ve garson maaşları dahi 800-1000 tl civarıdır. Ha tiple beraberse veya tipe dahil olmadan alacağın maaşsa yine güzel çünkü ortalama host / hostes kazancı bu civardadır.

1,5-2 bar olması gerekiyor.

eğer çok düşük olursa peteklerin her noktasından dolaşmayıp en kolay noktadan geri dönebilir.
çok yüksek olursa tesisatta kaçağa neden olabilir. gerçi 3-4 barın üstünde olursa kombinin emniyet ventilinden tahliye edilir

bir de su soğukken ayarladığınız basınç su ısındıktan sonra artacaktır.

çevirdiğin vana şehir şebekesinden içerideki kapalı çevrim tesisata su alıyor. şehir şebekesi 3-4 bar arası olduğu için şebekeden evdeki petekler yönünde su girip basıncı artırıyor. vanayı kapattığında da içerideki tesisatın basıncı sabit kalıyor.

www.akrepnalan.com
değiştirmişler siteyi, kayıtsız kalamadılar herhalde dönen geyiğe.

akrep nalanın sitesi öyleydi ama şimdi baktım yenilemiş galiba..

eski site de duruyormuş yine www.akrepnalan.com

evet. yenilenmiş harbiden. vay anasını :) eyvallah.

change.org daki büyük sosyal sorumluluk içeren kampanyalardan biriydi tabi değiştirecekler :)
www.change.org

goo.gl
böyleydi herhal:))

hayvan(hayvan mı o?) dağ dolusu altının içinde yatıyor da kurduğu iki üç cümle mi görmemişlik geldi sana:D

Peter Jackson bok yemesi. özet bu. evet.

hobbit zaten çocuklar için yazılmış bir roman ama sinemaya bu şekilde uyarlanması komik olmuş cidden

filmi daha izlemedim ama mal mal aksiyon ve karizma katmaya çalışmaktansa masalsılığını ön plana çıkaran şeyleri tercih ederim. Senin yazdığın kısım da hoşuma gitti hatta.
Ayrıca mayaa da iyi demiş, dağ dolusu altının üzerine kuruluyor ejderha, 3 tane troll şiirsel bir aptallıkla cüceleri ellerinden kaçırıyor, smeagol bilmeceler soruyor. Hobbit bir masal kitabı, filmi de masal kitabının film uyarlaması olarak değerlendirmek gerekir bence.

sabun gibi temizlemez bence de o. sonrasında ciladır duş jeli.

duş jelinin temizleyici özelliği var tabi ki.ama biz türkler şampuana da inanamıyoruz.kafayı 3 kere sabunlayıp sonra, şampuanlıyoruz. ben sadece şampuan kullanırım,kafama.

yetmez bence. teyzemin bir ara gözleri baya kaşınıyordu ve sadece duş jeli kullanırdı. bi doktor arkadaşı duş jeli yerine sabun kullanmasını, mikrobik bi durum varsa iyi geleceğini söylemişti. kadın sabun kullandı bir süre sonra hakikaten geçti. valla duş jeliyle temiz hissetmiyorum ben kendimi hiç. sabun forever!

malum arama sitesine "shower gel vs soap" yazınca zebil gibi birşey çıkıyor, benim de merak ettiğim konulardandır, bir ara buradan çıkan sonuçlardan güvenilir bulduklarımı okuyup yorumlarım, ama aklıma gelen ilk şey bu konuda da genelleme yapmanın zorluğudur, kullanılan jel/sabuna göre değişiklik gösterecektir diye düşünüyorum.

ben yüz de de vücutta da jel sevmiyorum. o jelimsi bir tabaka bırakıyor ya öyle olunca temizlenmemiş gibi hissediyorum.
yüze - dalin bebek sabunu
vücut - değişik markaların sabunları + arada bir sabun + kokulu duş jeli.

dış jelleri daha çeşitli olduğundan dikkat etmek gerekir. Bir çoğu beni aşırı kaşındırıyor duştan sonra.

Bir de bazı hehöhödölü duş jelleri iyice durulanmanıza rağmen "nemlendirmek, yağ dengelemek" amaçlı sizi hala sabunlu hissettiriyor. Ben bundan da rahatsız oluyorum.

www.eksiduyuru.com

Sabun candır.

kesinlikle sabun+duş jeli, zaten dove vs. markalar da kampanya yapıp bu ikisini birlikte satıyor artık.

bir tercih yapmak saçma.

önce bir güzel sabunlanacaksın lifle vs. ardından da jelle arkadaşın dediği gibi cila çekebilirsin.

ben sabunlandıktan sonra üst vücuduma duş jeli kullanıp durulanıyorum. kokusu ve cilde verdiği yumuşaklıktan dolayı seviyorum.

duş jeli yabışıyor gitmüyor diyenlere de inanma. üzerine suyu tutarken bir yandan da ellerinle jel sürdüğün kısımları ovalayınca gidiyor.

yüzüme ise asla kullanmıyorum.

hangisi daha iyi temizler bilemem ama duş jeli daha az kurutuyor, ve yeterli temizliği sağlıyor her gün duş alındığında...
yıllardır sabun kullanmadım(kullanmadım dediğim düzenli olarak, yoksa illaki birkaç kez denk geldi), kullanacağımı sanmam.

duş jellerinin hormonal yapiya zarar verdigini, erkeklerde ostrojen salgisini artirdigini filan okumustum. heralde isvicreli bilim adamlari yapmistir arastirmayi.
o zamandan beri dus jeli kullanmiyorum, hatta sabunlari da mumkunse dogal olanlarindan secmeye calisiyorum. antakya dan defne sebununu deneyebilirsiniz mesla.

Dus jel de temizler tabi ama sabun kadar etkili deyil hem bazi dus jelerin nem verme özeligi var. Almanyda sabun kulanan da var tabiki ama fazla tutulmuyor

Duş jeli baya bildiğiniz temizliyor, sabun kullanımı biraz alışkanlıktan dolayı bu kadar popüler. Onun dışında duş jeli sabuna göre daha hijyenik. Neticede bugün hepimiz sabunun üstünden kıl temizleyerek bu yaşlara gelmiş insanlarız, buradan bile duş jelinin daha hijyenik olduğu sonucuna varabiliriz.

kesinlikle duş jeli tercih ederim.

ne zaman sabunlansam çıktığımda kaşınıyorum, aşırı kurutuyor, pul pul dökülüyorum. üstelik bir süre saçlarıma da zeytinyağlı sabun kullanayım dedim, en hasından. yok anacım, saçlar mum gibi bir tabakayla kaplandı, taraklarım yapış yapış oldu.

kaliteli duş jeli gayet temizlik sağlar. nasıl ki sabunun da kalitelisi, kalitesizi var, duş jelinin de öyle.

dahası asıl temizliği sağlayanın lif olduğuna inanıyorum. güzel sert yünden bir lifle ister sabun kullan ister duş jeli, temizlenmemen imkansız.

sabun elleri bile çok kurutuyor. vücudumu da sabunla yıkarsam kağıt gibi gergin oluyor cilt.
jel temizlemiyor doğru tespit değil bence, temizleyen kullandığın liftir.

bir işin yapılması gereken son kısmı. çatı için örneğin kiremit kaplaması. kiremit kaplamasına (veya herhangi başka bir malzeme) hazır hale getirmek için uygun olduğunu söylemek istiyor

Finish: yüzey kalitesi.

Mesela bir boya için "we don't expect car finish paint" denirse, burada "araba boyası kalitesi gibi pürüzsüz bir yüzey beklemiyoruz" manası çıkar. Kısaca yüzeyin son kat kalitesine referans veriyor diyelim.

finish 2 anlama gelir.

genel olarak : ince işler

burada : son kalem olan kaplama işi.

Mesela pürüzlü, parlak, mat olabilir. en son hali yani, aynı kaplama sistemini seçiyorsun ama bittiğinde seçtiğin renkle, yüzey hissi vs. İle farklı oluyor.

Teşekkür ederim herkese finish in ne olduğunu anladım. Peki nasıl çevireceğim :)

Misal son cümleyi üstünkörü ele alırsak: "Our coatings are available in every conceivable hue, in a variety of finishes."

Kaplamalarımız tüm renk tonlarında ve çok çeşitli "finish"lerde mevcuttur. gibi bir çeviri yaparsam eğer, finish'e ne diyeceğim?

Kaplamalarımız tüm renk tonlarında ve çok çeşitli son kat kaplamalarla mevcuttur.

sandviç panel olması lazım.

ayrıca o 1.5 derece değildir 1.5 derece çok saçma bir rakam. 1,5 orandır. 3/2 yani.

standing seam, "dik kıvırma ek" veya "dik kenet" olarak geçiyormuş. panel de panel işte.

dik kıvırma ek panelleri

dik kenet panelleri

dikey panel?
www.celikcati.web.tr
www.google.com.tr

ben olsam özgün benlik derdim ama totoloji var sanki. individuality zaten bi dinstinctive tanımı içeriyor.

global success: cihanşümul muvaffakiyet

özgün benlik müthişmiş.

bence totoloji yok. "indistinctive individuality" olsaydı, o zaman belki totoloji olurdu.

çeviri için önerim: mümeyyiz ferdiyet.

ücretsiz yapıyorlar. çoğusu hobi. sonuçta binlerce kişinin izlediği dizide altta adın, nickin vs geçiyor. ego da var işin ucunda. işin bir diğer boyutu ise burada çevirmenlik yapıp tiglon gibi firmalardan dvd çevirileri için teklif alıp çalışanlar var. yani çeviriden para kazanmaya başlamanın ilk adımı gibi bir şey de oluyor.

kendilerine referans yapanlar da çok. yani maaşlı bir yere çevirmenlik işi için başvurduğunuzda divxplanet'teki çevirilerinizi referans olarak gösterebiliyorsunuz. bu şekilde işe girmiş ya da çevirmenlik işleri almış çok kişi var. hatta ve hatta popüler çevirmenlere direkt kanallardan ya da dvd çevirisi için falan iş teklifi bile geliyor kendilerinin başvurmalarına gerek kalmadan. çevirilerin başında ya da sonunda neden mail adresi ya da twitter adreslerini veriyorlar zannediyorsunuz? hatta bazen şu da oluyor bir filmin türkiye'de dvd'si çıkacak diyelim adamlar yeniden altyazı hazırlamakla uğraşmıyorlar güzel bir çeviriyse divxplanet'teki altyazıyı alıp kullanıyorlar dvd için, divxplanet'te o çeviriyi yapmış kişiye de ücreti neyse ödüyorlar. bu tarz şeyler de çok oluyor.

ama dediğim gibi en çok referans yaratmak için kullananlar var. mantıklı da zaten. düşün yeni mezun olmuş bir tercümanlık öğrencisisin. bomboş bir şekilde iş başvurusu yapmaktansa hem böyle tecrübe ediniyorsun hem de başvuru sırasında referans gösterebileceğin bir şeyler oluyor.

biz sirkete ceviri yaptiriyoruz saatlik degil karakter veya sayfa basina anlasma yapiliyor.

çeviri saat fiyatıyla yapılmaz.

ya o projeye özel olarak "şu kadara yaparım" dersin, ya kelime ya da harf sayısına göre fiyatlandırma yaparsın.

anladım. peki kelime veya harf sayısına göre fiyatlandırma yapıldığı varsayımında, kelime veya harf başına genelde talep edilen fiyat aralığı hakkında bir bilginiz var mı madem?

www.aktastercume.com.tr

1000 karakter genelde 12 liradir. Tanıdıksa ve büyük iş verildiyse fiyat 1-2 lira düşer. Fakat çevirinin içeriği de önemlidir. Tıp, hukuk, makine-teknik vb fiyatı yükseltir.

Fotoğraf var mı? Eğer mantarsa büyük ihtimalle bulaşır. Ayırmanız gerekebilir. Veterinere götürürseniz ne yapacağınızı anlatır. Mantar aşısı için küçükler sanırım. Biraz uğraştırıyor. Ama geçer; merak etmeyin.

fotoğrafı linke koydum. duyuruya yüklemedi bir türlü.

Mantara benziyor; ama kesin teşhis için veteriner yolu görünüyor size. Allerjik bir şeydir belki. Müdahale etmeyin bence ne oluğunu öğrenmeden.

evet mantar sana da bulaşabilir çok oynaşma vete götür

normalde daha emmesi/biberonla beslenmesi gerekirken kuru mamaya alışınca öyle bir düzensizliği olmuştur.
tişörtünüzü falan biraz emmesine izin verin, ama mesela parmağınızı da verip emdirmeyin.
yani kendi kendine bir şey bulursa emsin de, siz onun öyle bir talebi yokken "dur, emsin biraz" hissiyatına girmeyin.
geçer birkaç hafta içinde.

çünkü 2 ay boyunca anne sütü alır kediler.
o iki ay boyunca içgüdüsel olarak emecek.
sonrasında kendi kendine düzelir.

polar tüylü bişyler verirseniz onları da emerler, mantıken annesi gibi ya o açıdan. Peluş oyuncak tipi şeyler de olabilir. Kucağınıza aldığınız sürece de yapacak onu bir süre, o konuda yapacak bişy yok kucağınıza almama seçeneğinden başka.

bir de şöyle bir şey var. emmek istediği ama ememediği her an gidip kuru mamaya dadanıyor. sürekli kaka yapıyor o yüzden. fakat kaka yapmaya kuma koşup kaka yapmaya başladığı an bazen tam bitirmeden çıkıyor. kakasının bi kısmı poposundan sarkıp bacağına falan yapışıyor. her kaka yaptığında başında durup kontrol etmem gerekiyor. bir de iki buçuk aylık bir yavru var evde onunla bu tarz sorunlar yaşamıyoruz hiç. bu kaka sorunu da küçüklükle alakalı bir şey midir sizce?

bence mümkünü varsa kuru mama vermeyin birkaç hafta daha. yaş mama alın ya da peynirdir süttür öyle şeylerle idare ediverin işte. Kaka yapınca öyle olması da belki küçük olmasıyla ilgilidir, onu tam bilemiyorum.

süt vermeyin sakın, kediye süt verilmez.
ama yavru biberon mamaları var, eğer imkanınız varsa biberonla besleyin o daha doğru olur.

muhtemelen çok küçük daha bu.
bazı kedilerde normal.
2,5 aylık kediyle onun arasında dağlar kadar fark var şu anda.
2,5 aylık olduğunda o da toparlamış olur tuvalet sorununu.
ama daha çok minik.
bunlar normal yani.
birkaç hafta içinde toparlanır.

şu anda vücut koordinasyonu bile çok oturmamış durumda.

peynirle falan idare etmeyin, çünkü şu süreçteki beslenmesi ilerdeki yaşamını etkiler.
anne sütü alamadığı için bağışıklığı düşük olabilir.
siz de olabildiğince iyi beslemelisiniz bu dönemde.
ki ilerde de güçlü olsun bağışıklığı.

en iyisi dediğim gibi biberon ve yavru kedilere özel o anne sütü benzeri mamalar.

şimdi her emmek istediğinde kuru mamaya gider, çünkü emme isteği acıkma demek.
kısa aralıklarla emerler annelerini o kadar küçükken, dolayısıyla kısa aralıklarla acıkıyor ve yiyor.
kuru mama da fazla dışkılamaya neden olduğu için devamlı kaka yapar.

beslenme konusunu yine de bir veterinere sorun tabii.
bakalım ne diyecekler.

peki kuru mamaya ulaşımını kesiyim mi yani? yoksa kuru mama ortalıkta durmaya devam etsin mi? çünkü ben emmesine izin vermedikçe gidip mamaya dadanıyor. yarın bi veterinere de danışıyım en iyisi dediğiniz gibi.

eğer biberonla bebek sütü içirecekseniz kuru mama yemesin.
ikisi bir arada olmaz.

veterinerin dediğine uyarak karar verin.

kaka ve emme sorunu da dediğim gibi yaşla ilgili bir şey.
bu aralar bir haftada bile davranışlarının değiştiğini gözlemlersiniz.
birkaç haftada ikisi de düzene girer.

benim kedim ölene kadar vazgeçemedi o huyundan rahmetli. 13 yaşında kaybettik. ama sıksık yapıyorsa gidin veterinerden özel mama alın ihtiyacı var yavrunun, bizim acemiliğimize gelmişti biz vermedik sonra sonra bi sürü ameliyatlar geçirdi güzelim. kedinin ilk aylar beslenmesi gelecek on yılını belirliyor..

kendi hallerine bırak alışacaklar birkaç güne.

Bir kaç gün kavga edip sonra alışıyorlar merak etme.

birbirine ulaşamayacakları fakat birbirlerine yakın yerde yemek yediriyordu kedilere fısırdayan adam.kokularına alışıyorlar böylece.

bir de bu kedilere fısıldayan adam denen adam (programın adı my cat from hell animal planet kanalında yayımlanıyor) yine bu durumlarda gergin kedi için duvarların üst kısımlarına raf gibi kedinin tüneyebileceği şeyler yaptırıyor. bu şekilde kedi yukarıya çıkıp herkesi görebiliyor ve ortama hakim oluyor böylece de gerilmiyor. bir de ikisini de oynatman gerekli çok oynayınca bu kedilerin gerçekten insanileştiğini fark ettim. o enerjiyi atması lazım. bu şekilde iki saldırgan kediyi arkadaş ettiği bir bölümü internetten bulup izleyebilirsin. ben de bakayım. bulursam linki eklerim.

buldum bile:)
www.youtube.com (bu bayağı iyiymiş)

www.youtube.com
www.youtube.com

www.youtube.com

olta oyuncak önemli:)
bir de kedi otundan bahsetmişler

kendi hallerine bıraktım.

bağırış çağırış olmadan beraber alt alta üst üste patili ısırmalı kaçışmalı oynamaya başlamaları 4 saat sürdü :)

ara ara ev sahibi kızım yine bir iki hırlıyo ama tahminimce yarına best buds moduna girerler. ikisi de çılgın oyuncu çünkü =)

Birkac gune hirlama tamamen biter merak etmeyin :) ama tirnaklarini kesin ikisinin de ya da vet. Hekim kessin, nolur nolmaz gozlerine gelebilir patilestiklerinde

tırnaklarını kes, sal gitsin sonra onlar halleder.

petburada adresemama vs,,,mesela bazıları ilk üyelikte bonus veriyor daha ilk alışverişte kullanıyorsun, hatta şöyle yapalım hesabıma bakayım özel indirim vs varsa hemen dönerim sana...

canpet.net en ucuzu genelde.
petburada.com müşteri memnuniyetinde bir numara.

nerede yaşıyorsun bilmiyorum ama genelde pet shoplarda kaliteli mamaları kilo ile satıyorlar.

proplan ya da royal canin oluyor genelde.

temizmama.com 'dan Bonacibo taze kuzu etli mamayı gözün kapalı alabilirsin. çok iyi marka alırım diyosan Orijen veya Acana kovala. Bonacibo orta-üst kalitedir, gayet iyidir ve fiyatı çok uygundur.

petshoplarda kilo işi daha ucuza geliyo. eğer kedin cins değilse, tekirse ve sağlıklı gözüküyosa micho bile alabilirsin. çok standart bir mama ve gayet ucuz. kaliteli mamalar sağlıklı tekirlere kilo aldırmaktan başka bişey yapmıyo bence.

hocam petşoptan kilo işinin ucuza gelmesi çok mümkün değil, eğer doğru yerden alıyorsan toplu alım her zaman yarı yarıya olur. bonacibo kuzulunun 15 kilosu 60 küsur tl, proplan vs'nin 15 kilosu 120'den başlar. kiloyla alırsanız da kilosu 10'dan başlar.

peki bişey daha sorucam, 1 buçuk 2 aylık yavru 6 ayı geçene kadar, kaç kilo yavru maması tüketir? kaç kiloluk alayım diye soruyorum.

bunların paketlerini küçücük yapıp pahalıya satıyorlar

ancak bir de 20 kiloluk filan kocaman paketler yapıyorlar. pet shoplar bunları kilo ile satıyor. yani aynen pahalıya aldığınız mama, paketlerini görüyorsunuz.

ucuz olmasının sebebi bu.

ayrıca ucuz dediysek market mamaları kadar ucuz değil, ama küçük paketlerde olanlara oranlar ucuz. e biraz da kedi besliyorsanız masraf yapın.

hocam kedi eğer ana sütü içemediyse ve imkanınız varsa 6 aya kadar iyi bir mama kullanmakta fayda var. imkanınız varsa orijen ve acana'yı şiddetle tavsiye ederim. ayda 1-2 kilo arası yer sanıyorum. fakat söylediğim markalar pahalı gelirse proplan vb. yerine bonacibo tercih edebilirsiniz. her halükarda tavuklu mamalardan kaçınırsanız hayvanın sağlığı için daha iyi olur.

bonacibo'nun yavru maması tavuklu gözüküyor ama bu temizmama'da?

valla ben esasen taze kuzu etli olanı öneriyorum ama yavru kedi için olanı tavukluysa bi bildikleri olabilir diye de düşündüm şimdi. genel prensip olarak tavuklu mamalar kedi ve köpeklerin sağlığı için çok iyi değil fakat yavrularda belki durum değişiyordur. yanıltıcı olmak istemem ama firmanın tüm ürünlerine kefil olurum. senelerdir alışveriş yapıyoruz, oldukça güvenilirler ve mamaları gayet başarılı.

uzun zamandır kedi beslemedim o yüzden proplan fiyatları nasıldır hiç bilmiyorum ama şu siteye de bakabilirsin www.petreyon.com
sitenin sahibi çok sevdiğim eski matematik hocamdır.

royalcanin kitten mamada 400+400 kampanyası var. 16 lira civarı olması lazım juenpetmarket e bakabilirsiniz.

aynı bok. aldığın katran oranı aynı. hatta sarma içersen daha fazla katran alırsın. normal sigaraların filtreleri çok geçirmiyor katranı. elle sararsan katran daha fazla girer. katran dediğin şey akciğeri simsiyah yapar. karbonmonoksit de aynı şekilde sarmayla normal sigara arasında bir fark yok. bunlar akciğer kanserine neden olur.
sadece ekstradan katılan katkı maddeleri girmez vücuduna ama totalde vücuda vereceği zarar aynıdır.

zararını bilmiyorum ama 90 yaşnda ölen dedem gençliğinden 65 yaşına dek tütün içmiş sarma. Ölüm sebebi de son iki yılında yakalandığı prostat kanseri.
Bir de, eğer güvendiğin bir açık tütün satıcısı yoksa şöyle bir risk de var, satıcı açık tütünün içine bağımlılık yapıcı görünüşü benzer başka otlar da karıştırabilir eser miktarda, sonra her gittiğinde "abi senin tütün başka yaa" biçimine dönüşebilir muhabbet, ona da dikkat etmek lazım.

Sarma tütünle ilgili bilinen "katkı yok daha zararsızdır" tahmini tamamen yanlıştır. Sigara şirketleri - ki bunlar milyar dolarlık dev şirketler - hem hükümetlerin kıskacından, hem de sağlık örgütlerinin sıkıştırmalarından kaçıp, sigarayı eski algısına oturtabilmek için sürekli ArGe çalışması yapmaktadırlar. Hatta şu anda böyle bir firmanın "dumansız sigara" üretmek için çalışmalar yaptığını biliyorum. Her bir sigara paketinde 20 adet stick vardır. Sticklerde arkadaşlarımın da belirttiği gibi birçok katkı maddesi, koruyucu ve yapıştırıcı vardır. Fakat herşeye rağmen, gözardı edilen bir filtre de vardır.

Kısacası, ikisi de zararlıdır. Ama sarmayı,diğeri kadar sık ve fazla tüketmezsiniz. Tütün sarıp "20 stick" in barındırdığı tütünü tüketebilirseniz, çok zararlıdır. dişleriniz 1 ayda sapsarı olur zaten. Ama yok ben 3-4 tane içerim keyif diye derseniz, zaten ikisi de ölümcül etkiler ya da aniden beliren sağlık sorunlarına yol açmaz.

genel olarak büyük farkları yok, ikiside ciğerin anasını belliyor.

marka sigaralar bazı işlemlerden geçiyor, mesela böyle daha çabuk yanıp bitiyor. geçen babam adıyaman tütünü almış çek çek bitmiyo, biraz da sert olduğundan yarısını içtim mi tatmin etmeyi bırak sigaradan bıkıyodum :) anca öyle bi faydası olur yani, az içmiş olursun. bir de sarmak filan uğraştırdığı için insan üşeniyo bazen içmiyo.

çok tütün biraz boşluk bırak en azından bende öyle oluyor

tütün sıkıdır ya da çok yaşdır,elinle biraz aç fazla sıkma sararken.

sen her seferinde aynı sardığını sanıyorsun ama öyle olmuyor. koyacağın tütünü parmaklarınla ayırıp kıyman gerekiyor küçük küçük, tütünün hava alması için. üşenmeyip her seferinde yaparsan bunu başına gelmez bahsettiğin olay pek. bir de sardıktan sonra nasıl yaktığınla da ilgili olabiliyor. mesela çakmağın ateşi fazla çıkıyor, bir tarafı daha çok yanıyor kağıdın, bu sefer de aynı sorun çıkıyor. ona da dikkat etmek lazım. son bir ihtimal de filtrenin nemli olması.

bende arada bu olayı bılerek yapıyorum. sıka sıka sarıyorum zor gelıyo ıcmek sonra 2-3 saat aklıma gelmıyo =)
sarmadan elinle ufak ufak ayır tütünü.yada o ufak sarma zımbırtılrından al. kıvamını ıyı yapar

kaşınma değildir. devamlı yemek istiyorsa miyavlama eşlik eder ya da mutfakta falan sürtünür. Canı istediği içindir büyük ihtimalle, hoşuna gidiyordur, sevgi istiyordur, kedidir yapar.

sevgi bambaşka bir şey bence yani sokaktan yada petsohptan aldığımız bir kedinin bize sevgi duymasını bekleyemeyiz ki kediler çıkar düşkünü hayvanlar genel olarak. istemediği bir hareket yapılsın babasını tanımaz :)

ben kedilerimin kucağıma yada yatağıma gelip yatmalarını güvene bağlıyorum sevgiye değil. bir kedi ayağa sürtünme hareketini kesinlikle bir isteği olduğu yada dediğiniz gibi kaşındığı zaman yapar. bunu yılların tecrübesi ile söylüyorum.

Degisebilir. 4 kedimden biri sadece aciktiginda ya da susadiginda bacaklarima surunuyor, iki tanesi sevilmek istediginde surunuyor, biri hic surunmuyor mesela :)

2) paypal hesabının email adresini verirsen buraya para gönderebilir. para gönderirken ödeme seçenekleri çıkacak. ordan en az vergi ödeyeceği seçeneği görebilir.

paypal uluslararası transaction'lar için komisyon alıyor, sitesinde ne kadar olduğu yazar. pound/euro değişimi ne kadar fark eder bilmiyorum.
karşı tarafa paypal'da kullandığın email adresini vermen yetiyor, hesap numaralık bir durum yok.

XLR, Jak falan filan ses taşır. MIDI ses taşımaz. Kontrol bilgisi taşır.

Arayacağın alet "MIDI to USB"

alacaginiz urun soyle bir sey olacak
4.bp.blogspot.com

rockandcrops, adamın aletinde sadece MIDI çıkışı var. Yani 5 pin'lik DIN çıkışı.

Onu USB'ye nasıl bağlasın?

Anladığım kadarıyla rockandcrops da sizin bahsettiğiniz kablo vasıtasıyla direkt olarak gir, ses kartını araya neden sokuyorsun diyor. Sanırım öyle yapacağım fakat bu şekilde direkt bağlantıyla sadece klavyenin kendi seslerini kullanabiliyorum. Ses kartını araya soktuğum zaman herhangi bir programının kendi seslerini benim klavyem üzerinden kontrol edebiliyorum. Ama ses kartında göte geldik işte, midi girişli bi tane almam lazım. Şimdilik dediğiniz kabloyla direkt olarak klavyeyi bilgisayara gireceğim heralde.

Sizin ya kafanız güzel ya da bu konuda hiç bilginiz yok.

*** MIDI: Nota bilgisi, kontrol bilgisi taşımak için 1980'de üretilmiş bir standart. Ses taşımaz. SES TAŞIMAZ.

Ancak, başka bir cihazda ses üreten birşey varsa(bir synthesizer olabilir, bir bilgisayar üzerinde çalışan yazılım synth olabilir, sampler olabilir falan) ondan ses elde etmek, o alete ya da yazılıma "şu şiddette, şu notayı şu kadar süre üret" şeklinde bir mesaj göndermeye yarar. Senin aradığın şey bu.

*** Ses kartında MIDI In yok. Bahsettiğin "MIDI Out" bir çıkıştır. Veri gönderir. "MIDI In" giriştir. O da veri alır. Ses kartının ön panelinde, soldaki giriş, mikrofon bağlamak içindir. Bir giriştir. Onun sağındaki gitar için giriştir. Onun da sağındaki kulaklık ÇIKIŞIDIR

***Senin ihtiyacın olan şey, klavyeden çıkan MIDI bilgisini, bilgisayara aktarmak. Bunun için, Bir ucu MIDI, diğer ucu USB olan kablolar var. 20-30 lira falan. Onlardan alacaksın.

"Cevabımı aldım" ya da "Cevap faydalı oldu" şeklinde düşünürse duyuru sahibi, ilgili cevaplara tik atar.

benim için; cevap yazmaya zahmet eden (hakaret, küfür,vs içermediği sürece) teşekkür anlamına gelir. her yazana mutlaka atarım.

bazı saunalarda mentol banyosu diye bir olay var,eğer gideceğin saunada böyle bir imkan varsa kullanmalısın,vücudu gerçekten de rahatlatan bir durum.
tavsiye ederim.

mentol geniz için falan iyi sanırım.

soruya cevap olarak benim araştırmalarım daha çok kötü gelir diye sonuçlanmıştı. ardından bir fin arkadaşım da(default sauna delisi oluyorlar) hastayken iyi gelmez demişti.

Cok rahatlarsin sadece, ne iyi gelir ne kotu

Bi doktor abimle konuştum şimdi. Kendisinin dediğine göre, sonrasında soğuk duş/şok havuzu gibi sauna adetlerinden kaçındığın ve sadece girip terleyip çıkıp ılık suyla bir duş aldığın müddetçe, ne şekilde olursa olsun(spor, güneş, sauna) terlemek her türlü toksinlerin atılmasını sağladığından iyi gelir imiş.

kendi tecrübelerime dayanarak iyi geldiğini söyleyebilirim. yani en azından bana iyi geliyor. grip faranjit karışımı olduğumda spor yapamayacak halde oluyorum bu sebeple spor salonuna gittiğimde bi sauna yapıp çıkıyorum mentollü falan zaten bol bol basıyorum suyu iyi oluyor açılıyorsun ve ter atmak iyi geliyor. zaten büyükler de demez mi grip olunca gir yorganın altına terle diye.

(git:www.cokgezenlerkulubu.com )Yurtdışına gidicek herkesler bi bakmalıdır. Selametle gidin gelin iyi eglenceler.

www.airbnb.com bütçene uygun bir şey mutlaka bulursun..

valla hiç başıma gelmedi de ne bileyim polis falan çağırın.

valla akşam haberlerde gördüm. polisler bi sığırın peşinden koşturuyorlardı. polis diyorum. onlar gerekli yerlere bildirirler sonra.

bi adam gelmiş, tutup götürmüş. sorun çözüldü galiba. teşekkürler.

bir yerden ip bulur bağlarsın, sorun çözülür. illaha bir sahibi vardır.

en yakın sütçü kioskuna bırakılır.

yorum@eurosport.gen.tr bu

yorum@eurosport.gen.tr değilmiş. değişmiş.

yorum@eurosport.net i denedim. bakalım olucak mı?

daha bu gün mail attım ve snooker muhabbetinin başında söyledi, yani kesin o, o kadar eminim...

emre yazıcıol'un twitter adresi twitter.com
ayrıca gelen maillerinden birine bakarsan
t.co

yorum@eurosport.gen.tr iletişim adresi...