Ekşi Duyuru

kendi orijinal isimleriyle.

orijinal adıyla yayınlandı bunlar.

Full Metal Jacket film degil ama Turkce cevirisi Tam Metal Gomlek/Kaplama bir mermi turu bu.

Çelik çekirdekli mermi - Bill'i öldür

hocalarını kandırdığı düşünülür. çünkü raporlar tam gün istirahat şeklinde veriliyor. sabah 9'daki sınavı kaçırmış 11'dekine girmiş, 9'daki sınav için ordan burdan bir rapor ayarlayıp getirmiş durumuna düşer.

sanırım idare böyle bir durumda öğrencinin mazeretini kabul etmez.

Raporluyken girdiği sınavın iptal edilmesi gerekir. Üstteki arkadaşın da söylediği gibi rapor tam gün verilir, üzerindeki saatin konuyla alakası yok.

Zaten ilk sınava girip de ikinciyi kaçırsa hadi bir nebze tamam, ilk sınavdan sonra hastalanıp rapor almış denilebilir belki (aka Polyanna) ama ilk sınava raporluyum diye girmeyip ikinciye girmek ayan beyan düzenbazlık ve bundan hiçbir şekilde utanmama durumu.

Özetle ilk sınava yetişememiş (veya hazırlanamamış) ve rapor almış, ikinciye yetişmiş (veya hazırlanabilmiş) ve girmiş. Yeni nesil öğrenciler de iyice mallaşıyor. Bunu göz göre göre yapıyor olmak ya ağır mallık ya da az önce bahsettiğim gibi aymazlık. Başka açıklaması yok.

3 4 aydır arkadaşınızın verdiği o kumu mu kullanıyorsunuz yani?
Arkadaşınız size on on beş kilo kadar mı verdi ya da o kumdan değiştirip değiştirip mi kullandınız?

4 5 kilo kum, 3 maksimum dört hafta kullanılıyor. Kirlenen kumu doğal olarak kullanmak istemiyor olabilir. Öyle olması gerekir yani.

Eğer kedi bazen işiyorsa kedinize taç takmalısınız çok çok iyi dayanmış.

kedi kumu haftada bir değiştirilen bir şey. hadi maksimum 10 gün olsun. hayvan hem 3-4 aydır değiştirilmeyen bir kum kabına, hem de sokaktan toplama ne olduğu belirsiz kuma maruz kalmış. üzüldüm onun için.

bence hayvanı sokağa bırakın. daha sağlıklı ve onun için iyi olacaktır

Babanızın hız tutkusu yoksa gayet yeterli olur. Otoyolda sollarken falan bazen geç kalıyor. Bu dizel olmasıyla alakalı da olabilir. Bazen de vites kararsız kalıyor ama huyunu öğreniyorsun. Seviyorum arabamı. Yolda kalmayacağımı bilerek biniyorum. 120-130 yapıyorum en fazla, serserilikte gözüm yok. Dik yokuş bile olsa gaza basınca çıkar. O zaman tüketimi de biraz artar tabi.

2009 falandı bir d4d 1,4 robotik otomatik dizel corolla geçmişti elime çalışırken bikaç ay. Gidişinde bir problem yok bastığın sürece gidiyor fakat şanzıman çok kararsızdı.

Özellikle yokuşlarda inerken ya da çıkarken bazı hızlarda devirlerde vites düşür yükselt yapıyordu o nedenle tiptroniğe alıyordum ben de.

1.4 Düz yolda sorun olmaz ama yokuşta bir 1.6 gibi olmaz, bir de lpg varsa, yokuşta gaz pedalına fazladan basmak gerekebilir.

Bos gezenin dedîgi vites durumu 2017 de hala gecerli,ozellikle yokus inerken bir anda sasiriyor araba.eski iett otobuslerine yokus baslarinda uyari levhasi olurdu ciktign vitesle in diye,birisi toyotaya boyle emretmis,ciktigin vitesle indiriyor seni ama bunu aniden yapiyor.birde bu araba donmuyor.millet bunu kabul etmiyor ama bana gore tur problemi var aracin.belkide benim kullandigim diger araclarin turlari ile ilgili bir yanilmadir ama sonucta bir tur problemi var.
Bunun disinda herseyi 10 uzerinden 10.kar tutusunuda yeni test ettim,gayet basarili.

Benim bahsettigim 1.6 benzinli otomatik advance arac

Size önerim Fluance dizel otomatik vites. Tam peder arabası valla, seri araba edc şanzıman hemde. 70'e kadar çıkma gereğide kalmaz hem.

2016 modelini kullandım otomatik, şanzımanı çok kötü gelmişti bana, acayip yığılıyordu.

ısırıp tırnak geçirmiyorsa oyun oynamak istiyormuş gibi geldi bana. akşam eve geldiğinizde sanki çocukla oynuyormuş gibi yarım saatten fazla oynamaya çalışın düzenli olarak. ben sıkılsam bile görev gibi oynuyorum. eğlenceli bir aktivite gibi düşünmemek lazım. mama su vermek gibi zorunlu bir şey bence.

yok oyun oynamak istediği zaman anlıyorum. bu baya atağa geçiyor :) korkup geri cekiliyor sanırım.

yalnız kaldığı için trip atıyor olabilir. bir kedi daha alın. kısırlaştırın ayrıca evet.

ikinci bir kedi +1. ayrıca daha çok oyun oynatmayı ve taşıma kabıyla/tasmayla dışarı çıkarmayı deneyebilirsiniz sıkılmasın diye.

60 var rahat

kedilerin yaşını dışardan baktığımızda köpekler gibi kolay anlayamıyoruz, kedi erkekse 2 yaşına gelmemiş, dişiyse orta yaşlı (5-6 gibi) diyebiliriz bence.

erkek. ben de anlamıyorum

3.5

Aynı babam gibi bakıyor. 45 yasında bu

en az 4-5 var
(2 yasinda kedim var onunla oranladim)

6-7 yaşında gibi geliyor bana. burundaki buruşmadan yola çıktım.

tarantino, guy ritchie ilk aklıma gelenler. türk sineması için yeşilçam sinemasında şiddet gibi biraz daha genel bir başlık olabilir belki...

veysel ataman'ın "şiddetin mitolojisi" isimli bir kitabı vardı. 6 yönetmeni (segio leone, martin scorcese, oliver stone, s. kubrick, d. lynch, q. tarantino) filmlerindeki şiddet öğesi üzerinden inceliyordu. bu yönetmenlerden biri olabilir ama yazmadan önce bir oku derim.

Siddetin krali sam peckinpahtir.

aradığınız kişi pasolini.

Tarantinonun filmlerinin yanı sıra kill bill gibi filmleri yaparken ilham aldığı bazı filmler de incelenebilir.

Scorsese raging bull'daki dövüş sahnesini hangi yönetmeni seçerseniz seçin incelemenizi öneririm

akira kurosawa da olabilir bak, şimdi aklıma geldi.

Çok hakim değilim ama lars von trier de olabilir.

lars von trier +1

ayrıca:

takashi miike

Gaspar Noe ve Lars von Trier şiddet denince hemen akla geliyor. Ancak ben olsam (yukarıda nice tnetennba'ya katılarak) pasolini'ye bakarım. Çünkü kendisinin güncel felsefe ve siyasi mücadele konusunda çok önemli kitapları da var. Bu sebeple konu sinemada şiddetten yapısalcılık eleştirisi ve devrimci şiddete kayabilir ve ne güzel olur.

alejandro amenabar'ın "tesis" filmini izlemelisin mutlaka, hatta film de sinemada şiddetin en ileri boyutu olan snuff filmler hakkında tez yazan bir sinema-televizyon öğrencisi ile ilgili.

benzerini 2 ay önce yaptım googledan aradım denilenleri harfiyen yaptım ve sorunsuz rehberimi aktardım .vcf uzantılı bir dostaya dönüştürüp kendime mail attım o maili androidde açıp yükledim halloldu.

ikinci bir doktordan görüş alın.Tabi güvenilir olsun diye araştırın biraz

Yedek parçası kısmını biraz açar mısın ona göre cevap vereceğim.

almanyada seat ibiza vw polo ama parca fiyatlarini bilenicem TR de

renault dizellere bakacaksın o zaman.

toyota. benzini yağını, suyunu koy git. arıza çıkartmaz. parçaları bilemiyorum ama bakım olayıda ucuz. 50 bin bakımı için servise en son 400 lira verdim.

Devlette tazminat için sadece YDS geçerlidir.

hakkı buluttan avici ye kadar geniş bir yelpaze
Özel tercih?

En basit olarak kartal metronun oradan kalkan 200 ile otogara gelmeniz. Oradan umuttepe arabasina binmeniz. 1 buçuk saat civarı sürüyor yalniz.

İkinci seçenek şifa dan kalkan gebze-izmit ile otogara gelmek. O da 1 saat falan sürer. Otogardan yine umuttepe arabasina binmek.

200 ve umuttepe arabasina binmek için kentkart gerekir. Yoksa sıkıntı yaşayabilirsiniz. Ya da birinden rica edersiniz. Otogardan sonrası için yardımcı da olabilirim.

200 son bindiğimde şöfer tek binişlik kart vermişti.
200 le derince geçitte in, bankaları göceksin ve biraz geride bimin olduğu yoldan, üst yola, denizciler caddesine yürü 5dk. oradan 133e bin. daha az zaman harcamış olursun.
www.kocaeli.bel.tr

ya da şöfere sor, 200 elginkanda duruyorsa, bi yere yürümene gerek kalmaz aynı duraktan 133 vs. çok geçen otobüs oluyo.

Tecil bittikten sonra okulların neredeyse tamamı kayıt yaptırmaz. Tabi başka geçerli bir sebebi varsa bir sonraki kayıt dönemine kadar tecil ettirebilir. Askerlik şubesiyle ve başvuru yapacağı okulla mutlaka görüşsün detaylı olarak.

Boş bırakılacak kurumda ilgili kişi dolduruyor yakın zamanda o şekilde yaptım

para cezası ama o da bildiğim kadarı ile ya gelir ya gelmez. vakit varken değiştir. yanlış hatırlamıosam 400-800 TL arası bişeydi.

istanbuldaki adresiniz nasıl bir adres?
o adreste son 1 yıldır başkası oturuyor görünüyorsa- bildiğim kadarıyla size sıkıntı oluyor, yok değilse aile eviyse, başka kimse yaşamadıysa. oradan 2 ay önce taşındım şuraya diye beyan verebiliyorsunuz.
size soracakları şey adresinizi ne zaman nereden nereye taşıdığınız.

ailemin kaldığı adres. ya edevlette istanbul görünüyorsa sıkıntı yok dediler ama adres kayıt sisteminde yurtdısı halen. şimdi durduk yere 400 lira ödemeyelim?

anladığım kadarıyla
1 sene önce döndünüz
e-devlette hep aile adresiniz görünüyor
ama adres kayıt sisteminde y.dışı görünmeye devam ediyor

şimdi bu son senelerde ne olup bittiğinden benim haberim yok ama ben y.dışında yaşadım. bizim muhtarımız çok yakın aile dostumuzdu. benim ikametim ailemin yanından hiç silinmedi. şimdi başka evdeyim- ev bizim, hala silinmedi. hiçbir zaman bir ceza ödemedim, muhtar zaten biliyordu neyin ne olduğunu.

siz muhtara gidip, e-devlette benim ikametim burası ama adres kayda baktım hala y.dışı görünüyor onu nasıl düzeltecez gibisinden konuştuğunuzda (demeyin hiç bildirim yapmadıydım bilmem neydi diye) onun yapacağı işlemle alakalı olabilir. sistemden otomatik olmuyorsa -işte bu kısmı bilmiyorum.

tamamdır yarın bir uğrayayım.teşekkürler

Öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi farkını bilmediğim için "asistan" diyeceğim, gözetmenlik için ülke genelinde gerçekleşen bir sınava gittiğini biliyorum ancak ne sınavı olduğunu hatırlamıyorum.

ÖSYM ve Açıköğretim sınavlarına gözetmen, salon başkanı olabilir. bir de akademik teşvik ödeneği alır eğer o yıl içinde yayın yapmışsa. Çift maaş diye bir şey yok, kırtasiye yardımı da yok.

Çift maaş diye bir uygulama yok, maaşın içindeki eğitim öğretim ödeneği, dil tazminati, aile yardımı vs. gibi şeyleri sanırım zaten net maaş içinde değerlendiriyorsunuz. Onlar dışında Anadolu, İstanbul ve Atatürk Üniversitelerinin düzenlediği aöf sınavlarında ve ösym sınavlarında görev alabilir. Meb sınavlarında görev genelde verilmiyor. Döner sermaye ise üniversitenin / fakültenin durumuna göre değişiklik gösteriyor. Aktif olarak görev alıyorsa döner sermaye işletmesinde ödeniyor olması gerekiyor.

4000 tl net maaş.

evli ise ve eş çalışmıyorsa 200 tl aile yardımı.

ösym ve açık öğretim sınavlarında görev alabiliyor.

Doguda calisiyorsa tazminat alir o da it is not.horses and camels yani.

4000 civarı maaş + ösym ve aöf maaşları
çalıştığı şehre göre, daha doğrusu doğuya gittikçe 150-800 arasında geliştirme ödeneği alırlar.
döner sermaye ise tıp fakültelerinde değilsen dişe dokunur meblağ yok.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

youtu.be

çocukluğumdan beri müzikle uğraşıyorum, koloratür sopranoyum. son 2 senedir kendi bestelerimi yapıyorum ve onları tanıtmak için uğraşıyorum. şu aralar yerel radyolarda çalmaya başladı.

eğer beğenirseniz belki dinleyebilirsiniz. bu bana gerçekten çok destek olur ama daha önemlisi beğenilmiş ve benimsenmiş olmanı beni mutlu eder.

TÜR: ALTERNATİF/INDIE POP

Arin -(git: youtu.be)
Uzak - (git: youtu.be)

80'lerde çocuk olanlardanım. Bazı evlerde vhs vardı, filmlerde çok çeşitli değildi. Aynı filmi 1500 kere izlerdik. Hala siyah beyaz tv'lere rastlanabiliyordu. Ekranlar küçüktü

ilk gittiğim film jurassic park'tı (1993), çok etkilenmiştim. 90'larda sinema sosyal aktiviteydi benim için. TV ekranları hala küçüktü. Evlerde 50 küsur ekran tv'ler standarttı.

90'ların sonunda internet film indirmeye hala müsait değildi, en kral bağlantı bile 256k kablonet kullanıcılarıydı. VCD'nin tavan yaptığı seneler.

Daha sonra internet hızları yavaş yavaş artmaya başladı, dial up bağlantılar yerini adsl'e bıraktı.

DVD'nin yaygınlaşmasından kısa süre sonra divx akımı başladı. İnternet hızları hala bireysel olarak film indirmek için yavaştı, mantar gibi dvd-vcd-divx satan yerler türedi.

İnternet hızları arttıka artık filmleri kendimiz de divx olarak indirebiliyorduk, her film için sinemaya gitmiyorduk.

Bu arada filmlerle birlikte depolama kapasitesi ihtiyacımız da arttığından ve kapasiteler hızla arttığından dvd-vcd koleksiyonları yerini harddisk arşivcilerine bıraktı.

Sonra LCD, plazma'lar yaygınlaşınca bluray'de işin içine girince evde daha kaliteli film izleyebilir olduk. sinema fiyatları iyice fahiş hale geldi.

Sonra 3d çıkınca tv ekran boyutları artıp fiyatları düşünce, internet hızları iyice artınca artık sinemada sadece star wars lotr gibi büyük yapımları izlemek için gider oldum.

Filmleri online bile izleyebiliyorduk. Şimdi de iptv, netflix gibi bir sonraki nesil yaygınlaştı.

Bundan sonrası internet üzerinden içerik satışı olarak bir süre gidecek gibi görünüyor.

Biraz kişisel cevap olacak ama önceden film kötü bile olsa başladıysam sonuna kadar izlerdim ama eğer kötüyse artık 35-40 dakikadan fazla tahammül edemiyorum.

70' lerde yazlık sinemalar yaşamın bir parçası gibiydi. çoluk çocuk gidilirdi. Film arasında kasa içinde sade gazooz vb. satılırdı. Gazoz açacağını şişelere sürterek koltukların arasında dolaşırlardı. Sinamaların önünde çiğdem çekirdek satıcıları olurdu.
Sinemaya yakn oturanlar balkonlarından film izlerlerdi.
Ezan başlayınca salonda büyük bi uğultu olurdu. Çünkü herkes sandalyesinden kalkar yeniden otururdu:) Film oynamaya devam ederdi ezanda filmi durdurmazlardı.
Kışlık sinemalar da vardı ama aileler niyeyse kışlık sinemalara pek gitmezdi. Daha çok sevgililer veya gençler giderdi sanıyorum.
Kışın kasabalarda ve daha küçük illerde hafta sonları kadınlar matinesi olurdu. O matinelere anneler olmadan çocuklar da gidebilirdi arkadaşlarıylan.
Hababam sınıfını yazmazsam olmaz çünkü benim ve çoğu nesildaşım için çok özel bi yeri var. Hababam çekildiği yillarda ben de parasız yatılı okuyordum. Okulda pazar günleri sinema programımız olurdu. formalarla öğretmen eşliğinde adımızı önceden yazdırma usulüyle sinemaya giderdik. Salonda sadece iki okul olurdu. Öğretmen okulu ve sağlık meslekçiler. Hepimiz kız yatılıyız, gündüzlüler gelemezdi.
Filmi izlerdik, okula gelince şenlik başlardı. Bekçi amcayı kandırmaklar, uyuyanlara türlü şaklabanlıklar yapmaklar, of of neler neler. O güzel zamanlar için seride emeği geçen herkese şükran duyuyorum.

70ler ortası gibi televizyonlar evlere girmeye başlamıştı. Ankara için 68-69 du yanılmıyorsam. İlk kez o yıllarda Ankara seyahatimizde izlemiştim. Tuna Huş haber sunuyordu rahmetlik.
TV alabilenler pek azdı. konu komşu tv olan eve dizi izlemeye giderdi. Uzay Yolu, Görevimiz Tehlike, Kaçak, Kaynanalar, Tatlı Cadı...
Bir süre sonra hangi eve hangi gece gidileceği kararlaştırılmaya başlandı. her ev her gece meşgul edilmese iyi olacaktı, öyle ya insanların dinlenme, kendi kendilerine kalma ihtiyaçları var deniyordu.
Ankara'da evine misafir olduğumuz aile çalışıyordu. Ertesi gün kalkıp işe gidecekler bir oda dolusu misafir var. Her gece konu komşu oturmaya geliyor. Bakmışlar olacak gibi değil hafta içi yatma saatleri gelince ev sahipleri yatıyorlardı, misafirler kapanışa kalıyordu.
Ne hoş günlermiş, ne güzel ilişkilermiş şimdi buradan bakınca :)
İlk tv yayınları yanlış hatırlamıyorsam 20-24 arası oluyordu. Kapanışta bayrak göndere çekilirken istiklal marşı olurdu.

Bizim tv aldığımız gün Muhammed Ali'nin ünvan maçı vardı. Maç saati sabaha yakındı biz çocuklar annemden izini koparıp maçı beklemiştik. Maç bittiğinde ben çoktan uyumuştum :)

80'lerde şehirlerde yazlık sinema olayı giderek azaldı. salonlar kapatıldı yerine apartmanlar dikildi.
Benim için kışlık sinemalar gündeme gelmeye başladı :) Eşim evlenme teklifini böyle bir sinema çıkışı sonrası yapmıştı. Film: Jaws ^^ Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor, palmiyelerin altında yürüyoruz, bir şemsiyenin altındayız. Yağmur o kadar şiddetli ki, kuşlar dallara tutunmayıp yere düşüyorlar, biz kuşlara basmamak için neredeyse seke seke yürüyoruz^^

Aynı dönemde tv de hemen hemen her eve girmişti Pazar kahvaltılarında western izleme dönemiydi. Dallas (jeyar denirdi), Charlie'nin Melekleri, Bizimkiler, Küçük Ev, Kung Fu (Çekirge derdik), Kara Şimşek, Mork ve Mindy, Ali Kırca'lı çocuk programı Oyun Treni, Heidi...

Sonra 90'lar geldi. İlk özel yayınlar, renkli tv ler, yabancı diziler..
Yazlık sinemalar sadece yazlık bölgelerde vardı, şehirlerde hemen hiç kalmadı.

Gerisini biliyorsunuz:)

gider -_- canın saolsun başka bulursun

dava ac. bu isle ilgilenen avukatlar var.

Araştırma görevlisi alımlarında yazılı sınav kalktı diye okumuştum ben?

Adam gider tabii ki.

@j r r evet yahu, resmi gazeteyi açıp okuyunca fark ettim ben de. haber sitesi öyle yazmış ki hepsi gibi algılamıştım.

Güzelim kişiye özel ilan oluyor onlar. Adam çoktan başlamıştır, bir ara da gider evrak dolaştırır. :( Geçmiş olsun.

O yazi lisansta almayi birakip yine lisansta basvuranlar icin diye biliyorum. Lisansta aldiktan sonra yuksek lisansta alinabiliyor

evet, var.

neo noir ile ilgili bu linkten bilgi edinebilirsin. (git:www.crimeculture.com )
christopher nolan'ın memento'su ve batman serisi bu akıma örnek verilebilir. asıl noir döneminin ise ikinci dünya savaşı dönemlerinde başladığı ve bittiği söyleniyor. zaten christopher nolan, bu siyah beyaz crime filmler diye nitelendirebileceğimiz filmlerden oldukça fazla etkilenmiş. noirin başına neo gelmesinin sebebi olarak siyah beyazın yerini renkli görüntü teknolojisinin alması gösteriliyor.

Genelde sozlu mulakat olmaz ama her ihtimale karsi smart-casual giyinmekte fayda var.

pre-prodüksiyon, prodüksiyon, post-prod vb. ile ilgili aşamaları anlatın gibi basit bi soru olabilir (bir arkadaşım öyle sordular demişti)

hocaların alanlarına göre sinema tarihi belli akımlar olabilir belki, bi göz atıp gitmende fayda var.

mülakat gayri resmi şekilde olabilir belki. Koyu bi kot/pantolon + gömlek iyidir ya da krem pantolon + mavi gömlek gibi klasikleşmiş şeyler :D

git gir mutlaka. o sınav daha çok etkiliyor. istanbul aydın kısmını da sonra düşünürsün olursa.

% 30 etkisi var bilim sınavının. Denesen de ne kaybedersin ? Böyle gitsem mi gitmesem mi diye düşünüp gittiğim sınavlardan beklenmedik sonuçlar elde ettiğim oldu. Bakarsın o kişi gelmez hasta olur falan filan.

yok kendi okuluna başvurmamış.

Yuksek lisansa kendi univeristelrinde baslatmak isteyebilirer, haberin olsun.

git gir ne olacağı belli olmaz, yedek bile olmak fırsata dönüşebilir.

atanırsan "koçum buraya yatay geçiş için başvur" demeleri yüksek ihtimal o yüzden aydın'a komple geçmeye hazır ol. ayrıca "yedek bile olsan iyi" +1.

yüksek lisans yokmuş fakültede. onun icin öyle diyemezler zaten

Edilmeyebilir. Bence telefonla arayıp sorun.

Ya ben bunu yaptim, kabul etmislerdi. Bence dene.

Geçmemiş, tekrar gideceksin. Orta kulak iltihabıysa antibiyotiğe devam. Dış kulak iltihabıysa damla gelecek.

ulaşabilsem bir de.

kimse telefonu açmıyorki bu üniversitede.

aldığınız dersler orada önemli ve ağırlıklı olabilir.

yav deliricem dersen, hocan iyi niyet kullanmaz söyleyeyim. ben olsam ben de kullanmam. kural böyle, makina soğuk, sistem bozuk filan derim.

düzgün dille anlat hocalarına.

hangi üni hangi bölümden, hangi bölümde yl yapacağını yazarsan ben ayrıntılı cevaplarım.

özel mesaj attım size hocam. bu sırada üniversiteye ulasmaya calısıyorum ama kimse acmıyor telefonları

Bodrum'dan yunan adalarina geçiş yapabilirsiniz.
gokova-marmaris gibi yerlere gidebilirsiniz.

merhaba. uzun uzun yazdıydım mobilde silindi gıcık oldum daha uzununu yazacağım. ilginizi çeken yerlerin nerede, nasıl olduğuna kendiniz bakarsınız haritadan, forsikuerden.

sadece bodrum merkez için bildiğim kadarını yazacağım. öncelikle kesin bodrum kalesini görmelisiniz bence sanırım pazartesi günleri kapalı müze kart geçiyor. gölge alanlar çok, yanınıza alın suyunuzu bir tam gününüzü alır okuya okuya. karya prensesin açık olabileceği saati dikkate alıpta gidin bence. ben olsam mozoleyi de görürdüm sonuçta yerinde yeller esse de orada bulunmak bile tarihe tanıklık etmek gibi. sadece temeline bakacaksınız ama yine gidin öğlen sıcağı vurmadan 1 saatte gezersiniz. yine müze kart. antik tiyatro mozoleden yürüyerek 10 dk tutar. yokuş yukarı çıkacaksınız manzara baya güzel. mindos kapısı var. iskenderin yürüdüğü yoldan geçmek ilginizi çekerse gidin yürüyün. 4 tane bilgilendirici yazı bulunan tabela ve iki yarı yarıya restore edilmiş sur kulesi bulunuyor. kart falan yok insan yok zaten. diğer beldelerde de bir sürü kahverengi tabelalı antik şehirler anıt mezarlar var. ben hemen hemen cahilim.

yeme içme olayları kişiden kişiye göre değişir tabi benim nacizane gittiğim bildiğim yerler; sünger pizzanın terasında bi gece pizza bira için bence sarımsaklı ekmeğide güzel, çökertme diye bodruma özgü bir kebapları var ama bence tuzlu (fiyatı) aynını evde annemde yapıyo pizza yiyin pizza. jaz seviyorsanız yat klüp var marinanın içinde. yürüyerek 5 dk orada geceyi tamamlayabilirsiniz. ya marinanın içinde yat klüp pahalıdır diye düşünmeyin ben olsam düşünürdüm çünkü ama bodrumda çoğu yerden daha uygun fiyatları, canlı gruplar çıkıyor bir geceniz öyle kafadan biter. bir diğer lezzetli pizzacı "arka" var. daha bir italyan. hatta bence pizzaları daha lezzetli ama adı üzerinde aralarda arkalarda bi yerde. kule barın arkasında kalıyor. bence orada pizza ile şarap için. öğlenleri ev yemeği çıkıyor yine uygun he aklınızda olsun (ayrıca süngerin tabldotu da uygun ama yetişemeyebilirsiniz).

meyhane olarak meyhaneler sokağına kafadan uzak durun. götgöte aşşırı kalabalık hep bi uğultu var, servis yavaş özensiz, mezeler tırışka, fiyatlar kallavi... gıygıy çiganlar gelir, zırt pırt gülcü gelir ha nevizade ha meyhaneler sokağı. yani ben en son gittiğimde öyleydi belki şimdi o kalabalık yoktur ama kazık abi dandik mezelere verilmez o para. "kalamari" güzel bence bahçesi çok güzel sessiz sakin. servis hızlı, mezeleri ayrı ayrı baya güzel, fiyatlar da gayet uygun. bi gecenizi komple gömersiniz muhabbetle. iyi yani. "hanende" var yine oranında mezeleri çok güzel, ahtapotunu çok seviyorlar (ben sevmem ahtapot) ama daha basık ferah değil çok, fiyatlar genelde iyi. olmadı gidin kendiniz denersiniz. manzaralı bi yerde içmek isterseniz "berk balık" var. balkonundan yer kapın. mezeleri köşe yazarlarının çok övgüsünü almış ama benim denyoluğumdan mıdır nedir bi fark anlamıyorum. kötü değil ama oturup gazeteye yazmam yani. ot lan işte (bana göre). balığı güzeldir bak. çalışanlar güler yüzlü. zaten bu üçünün komple güler yüzlü. hesap olarak kalamari'nin bir tık üstü olabilir. yine de vay itfaye hortumu falan değil. esas vaktiniz arabanız falan varsa güvercinlik berk balığa gidin. hatta bi şekilde kesin gidin. denize 0 herşey 10 üstünden 10 ben araba kullanmayı bilmediğimden gidemiyorum beni de alıp gidin. çok seviyorum ben orayı

rock bar seviyorsanız kesin körfez'e bi gidin. güzel çalıyo. sandoz diye şeykır var değişik gelebilir tadın bence, 50lık bira 17 lira sanırım. sandoz boy boy değişiyor. çalışanlar "içsene abe" falan diye takılmıyor bi birayla bile günü kapatın isterseniz. kuleyi sevmiyorum ben çok kalabalık, kasvetli çalışanlar nerdeyse go go go diye siz içerken tezahurat yapıp yenisini çakma derdinde. adamik bitti herhal.

manzaralı bi yerde içsem ben biramı derseniz penguen pastahanesi ile halikarnas arası bir sürü yer var. oralara gitmeyin! ben olsam gitmezdim yani sevmiyorum. ben ben olalı gitmiyorum. körfezin aşağısında denize doğru "moonlight var. baya güzel orası denize 0. dalga sesleri falan. az ışık, az müzik sesi, dalgalar dibinizde.

türkçe rock dinleyeceğim çünkü "akrebin gözleri akrebin akrep" diyorsanız "veli bar" var. istiklal de yer alan veli bar ile müzik olarak bir alakası yok. can-ceyhun diye iki kardeş var ciddi ciddi çok güzel söylüyorlar. mekanda güzel. bence bi gece gidin dinleyin. bodrumun en eski barı ben olsam giderdim. giriş parası alıyorlar mı bilmiyorum, fiyat sorun öyle için sonra kalpler kırılmasın.

"mandalin" var mekanın yeri ciddi çok güzel ama kazık. müzik desen canlı grup yoksa kötü çalıyo benim zevkime göre, sarhoş değilsem gitmem. "karpuz" var manzarasızı. fiyat olarak daha uygun. şat üzerine şat içip şuurumu kaybedesim var diyorsanız orası karpuz.

vittorya'yı finki falan yazmıyorum bile siktiredin küba ya belki farklı müzikten dolayı gidebilirsiniz. fiyatı da sanırım biraz daha usturuplu.

"giritli teyze" var. gündüz sahil, gece meyhane/restoran arası bir yer. mekanın yeri mükemmel bence. gündüzden gidin denize girin, akşamüstü iki bira için menüye bakın uygun gelirse gece kalıp günü sızarak sonlandırın işte. bodrumun dibinde fazla kişinin bilmediği bir yer olduğundan güzel bence.

belde dolu. yarımada'da onlarca yer var benim en iyi bildiklerim bahsetmeye değer mekanlar bunlar işte yoksa leman kültür izmirdekinin istanbuldakinin aynının manzaralısı yani ne olcak pizza pizza falan var bildiğin dandik izmir pizzası anlatmıyorum öyle yerleri.

otogarın üstünde "çakır ali" diye dönerci var. tansaşın kapısının karşısında hemen. "sakallı köfte" var iki tane ayrı ayrı yerler ama lezzetleri benzer sorar bulursunuz ptt nin oralardan. bir de tepecik camii'nin karşısında küçücük bi dükkanda teyze var döner yapan. buralar öğle yemeği için gidin diyebileceğim yerler. şirinin bodrum dönerinin bi esprisi olduğunu düşünmüyorum. önceden yazdığım gibi arka ve sünger tabldot çıkartıyor. öyle işte. benden bu kadar.

unutmadan gün içi dışarıda bira içeyim ama çok acayip kazık olmasın diyorsanız "denizciler" var. çay bahçesinin biralısı. kaleye giderken solunuzda. iyi tatiller.

Pendikten kartal metroya
Kartal metroyla ünalana
Ünalandan metrobüsle zincirlikuyu-besiktas
Gerisi serbest stil

Ya da
Pendikten kartal metro
Kartal metroyla ayrilikcesmesi- marmaray
Marmarayla uskudar
Uskudardan motorla besiktas
Sonrasi serbest stil

beşiktaşta sahilde 30m e binerek nişantaşı durağında inersen oradan çok yakın.

kartal'dan metroyla kadıköy'e gidip oradan vapurla beşiktaş'a geçerseniz sizin için daha rahat olur. o kadar aktarmaya gerek yok. sonrası 30m hattı.

vapur + 30m mantıklı.

bu metro pendikte var mıydı? Varsa direkt metro-->marmaray-->osmanbey (yenikapı'dan hacıosman hattına geçeceksin) Yeraltından halletmiş olursun süper olur. Osmanbey'de inince nişantaşına doğru yürüyüp sola döneceksin falan telefonla gpsle ya da sorarak bulursun.

bu arada yarın 10'da orada olacaksın herhalde? master mı doktora mı? :D

Yok cuma gunu orada olacagim yuksek lisans icin.yarin da mi bisey var?

kadıköy minibüs - karaköy / sirkeci / eminönü vapur - beyazıt tramvay.

kartal metroya otobüs.
kartal metrodan ayrılık çeşme
marmarayla yenikapı
yenikapıdan: - yürüyebilirsin
-tramvaya binebilirsin (yürüme var yine biraz)

Fakyoras +1
Yenikapidan yurumek veya tramvaya binmek herine haciosman metrosuna gec, veznecilerde in.

marmaray veznecilerden geçmiyor mu yav. kafam karıştı

kartal metro ayrılık çeşmesi
Marmaray Yenikapı
Yenikapı-hacıosman metrosundan vezneciler durağı zaten ilk durak

marmaray yenikapı'da bitiyor, hacı osman metro hattına aktarırsan ilk durak olan vezneciler'de inebilirsin.

tamamdır. öyle yapayım ben. bir de marmaray hattı ile metro hattı aynı yerdemi yoksa mesefe var mı aralarında? örneğin yenikapıda marmaraydan inip nereye metroya ulaşmak icin ne kadar yürüyeceğim.

bir de aktarma oluyor mu bunlar arasında

direkt aktarma var

vergi dairesine düşmüş olabilir borcunuz. e-devlet'ten kontrol ediniz

vergi borcu da görünmüyor

ziraat gişesinden yatırmaya çalış, onlar nedenini açıklar.

benim de 2-3 ay sonrasında vergi dairesine düşmüştü.
atm ile ilgili sorun değilse sizin de öyledir.

bu arada e-devlet'e yansıması geç oluyor. gib.gov.tr 'den sorgulatman daha iyi olur.

gişeden kabül etmiyorlarmış artık.

internetten ödemeyi denediniz mi?

denedim az önce o da olmuyor

ziraat aslında kyk'nın tahsil işlerini yapan aracı kurum
borç gecikmeye düşünce ben artık uğraşmam diyip vergi dairesine devrediyor..

zamanında modern and epic theatre diye bi ödev yazmışım geçen maillerde görmüştüm içinde brechtten alıntılar var istersen onu atayım sana. ama sen anlat dersen anlatamam çünkü unutmuşum :')

Bence Ağır Roman'da bir epik oyundu (sinema)

Bir Brecht uyarlaması olarak Ferhan Şensoy'un buradaki yapmak istediği şey bir örnek teşkil eder sanıyorum youtu.be

muhtemeln o başlıkları da büyük hafrle yazdınız, haliyle tabloda da büyük harfle çıkıyor. tablo o metin neyse onnu gösterir. iki seçeneğiniz var şu an:

1- başlıkları tek tek normal case'de yazın, "BAŞLIK" değil "Başlık" şeklinde. sonra yazıtipinden tümü büyük diyin. içindekiler tablosunda normal görünecek.

2- tamamen elle yapın.

listenin tumunu sec ve simgesi Aa olan harf durumu cubugundan sadece ilk harf buyuk ya da her kelime buyuk seklinde yaparsan sorunu cozebilirsin.

i.hizliresim.com

oba lifaframe+1, bunun geldiğini bilmiyodum word'de

Apaya göre Birebir alacaksan tırnak içinde, italik sonuna da parantez içinde iki yazarın soyadı, tarih ve sayfa numarası. Paraphrase yapacaksan yani evirip çevirip yapacaksan normal kur cümleni sonuna, iki yazarın soyadı,tarih, tercihen sayfa numarası. Kaynakçada da makaleyi google scholar da arat, alıntı yap butonuna bas oradan direkt kopyala derim.

özet geçiyorum;

akp - bize istikrar lazım, bakın terörle mücadele başlıyor, güçlü ekonomi önemli.
chp - her türlü kurarız hükümeti, sıkıntı yok. olmadı öbürüyle kurarız.
mhp - hükümet kurmayız, tekrar seçim olsun iktidara gelcez.
hdp - ölüyoruz lan.
ldp - ne erken seçimi lan, geçen afişlerin taksidi bitmedi.

ben böyle anladım.

Geçen haftasonu pelikandosyasi diye bir sitede bazı iddialar yer aldı. Siteyi Erdoğan'a yakın gazetecilerin kaleme aldığı sanılıyor. Burada Davutoğlu eleştiriliyor: egosu, hataları ve Cumhurbaşkanı zor duruma düşüren manevraları şeklinde. Sonra da bugün görüşme oldu. İhtimal ki yapılacak kongreden sonra Davutoğlu başbakanlıktan ayrılacakmış filan...
(yazarken uykum geldi, ne sıkıcı mevzular.)

CV için faydası olur mu bilmem ama kendimi geliştirmeye çalışıyorum izlenimi verir.İşine yarayacak şeyler öğreniyorsan cvde işe yaramasa da olur bence.

öğrenirsin ama önce kendini kasmamayı öğren. vücudunu kasma yüzerken.

öğrenilir.

Öğrenirsin, biraz kendine güven, korkma. Yüzmek en kolay iş.

2 derste ogrenirsin

öğrenirsin hatta 8 derse kalmadan öğrenmiş olacağını düşünüyorum

www.isbank.com.tr

İl seçip, hafta sonu açık şubeler diyerek aratırsan çıkar.

genelde avm deki şubeler açık oluyor. büyük avmlere bakabilirsin.

YDS ve ales'te istenen minimum puanlardan(55) fazla almışsınız. Ama diploma notunuz vasat olmasına rağmen bu notlar sizi bir adım öteye taşır.

selam,
her yarıyıl her okulun kabul şartları değişiyor, takipte olun
puanlar fena değil, teorik olarak mümkün yani.


*bir de "da" ayrı.

sebebini bilmiyorum ama efektli olarak screenshot yap. onu at bilgisayara. o zaman efektli kalıyo.

abicim 300 foto var. hepsini öle mi yapayım :)

evet bende de olmuştu o sorun. herhangi bir siteye yükleyip pcden de girip oradan indirmeniz lazım. facebook falan bile olabilir

gimp

photoshop'a en yakın pixlr var malesef alternatifleri efekt vermekten başka iş yapmıyor.

Basit işler için www.sumopaint.com var

Top 40 tarzinda biseyi vardi en son web sitesine baktigimda

Eşimle arabasız ve sırt çantasıyla Dolmuş/minibüs sayesinde gezdik. Avanos'ta Dayının Yeri var tavsiye ederim: goo.gl

biz otostopla gezdik. ama türk tipi varsa almıyorlar. ben sarışın olduğumdan çok durdular sonra da ya ben sizi turist sandım yoksa almazdım diye de yüzümüze söylediler :)

hesap kilitlemeyen mekan yok valla. biz tanıdığın yeri diye kahvaltı için bir yere gittik. 2 yumurta 2 domatese 50 lira para verdik.

realtek audio manager>device advanced settings>mute rear when headphones blablabla

nerde bu device advanced settings

speakers tabında olması lazım.

Armand amar. Dramatik ve vurucu muzikleri var.

m.youtube.com

27 yaşını aştıysan veya üni'de 7 yılı doldurduysan öğrenci olsan da alıyorlar diye biliyorum

Öğrenciliğiniz devam ediyorsa, lisans ise 29 yaş, yüksek lisans veya doktora ise 35 yaşı doldurmadıysanız sorun yok. Aslında bu işlemi okulun yapması gerekiyor; öğrenci işleriyle görüşseniz onlar hallederler. Siz gitmek istiyorsanız da öğrenci belgesi yeterli.

çok net olmamakla birlikte yüksek için sınır 29 diye biliyorum ben devlet sitesinden bakmakta fayda var doktora için 35 diye hatırlıyorum

29 yaşını doldurduysan, eğitime devam edebilmen için askerlik şubeden "şartlı askerlik durum belgesi" alıp okula vermen gerekiyor.

yok artık almıyorlar hemen askere, yaş 29'u geçmediyse herhangi bir sıkıntı yaşamazsınız. 29'u geçtiyse de mezun olana kadar ortalıkta gözükmeyin işte pek.

Evet elindeki evraklar ile Türkiye'nin her yerinden 2 yıl süreyle alabilirsin. Fakat küçük şehirse oradan almanı tavsiye ederim. İstanbul'dan randevu almak çok zor.

www.ensonhaber.com
www.cnnturk.com

yok maalesef.

bir miktar rüzgar sesleri temizlense bile yine büyük anlamda rahatsız edici olacaktır konuşma.

dublaj yapabilirsiniz görüntü üzerine.

dublaj

hayal ettiginiz gibi bi duzeltme olmaz, ufak iyilestirmeler yapilir anca.