[]

Gregory sırt çantası

Merhaba,

sözüm ona bu aşağıdaki iki sitede de Gregory sırt çantaları satılıyor, fiyatlar fazla uygun geldi yurt dışı sayfasına göre. Hem iki ayrı site olması hem de iltişim telefonu veya adres olmaması hoşuma gitmedi. bu sayfalardan alışveriş yaptınız mı? veya bu markanın sırt çantalarını başka nereden satın alabiliriz? (konum;IST)

teşekkürler

www.gregoryturkiye.com


www.gregory-turkiye.com

 
Amazon eu ya da resmî sitesi dışında nereden alabilirsiniz bilmiyorum ama bu iki siteye de baktım, 8-10 bin liralık çantaların 1-3 bin liraya satıldığını gördüm. Ben alışveriş yapmazdım.

Whois sorgusuna falan girmeye gerek bile yok. İletişim linkine tıklıyorsunuz “ize ulaşın” yazıyor. Site haritası boş falan…
  • orient blue  (10.11.23 17:50:34) 
@orient blue, teşekkürler.


  • nwnd  (10.11.23 18:00:35) 
ikinci site, 'hakkımızda' bölümünde gregory marka sattığını söylemiyor. İlkinin öyle bir sayfası da yok. Kimdirler, necidirler hiç bir bilgi yok


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (10.11.23 18:01:18) 
Sitelere bile girmedim. Kesin fake. Niş markaların hep böyle fake türkiye siteleri oluyor. Carhartt us ve euya mail atmıştım hatta benzerini. Fake demişlerdi


  • glamdr1ng  (10.11.23 18:53:50) 
[]

MINI Clubman Untold

Merhaba,

Mini Clubman 2023/24 satınalma hazırlığı yapıyorum, aracı beğendik donanımı vs. Lakin her aracın eksileri vardır, nihai kararı vermeden bu eksiler bizim için göze alınır mı alınmaz mı bilmek istiyorum. Sık araç değiştiren değilim, sıfır alıp min 6-7 sene kafa rahat olsuncuyum.

İnternet üzerinde bu model özelinde objektif yazı-video vs bulamadım. Countryman çıkıyor hep.

Clubman kullanan, güncel 2023 araç ile ilgili bilgi sahibi olan var mı? "Şurası evet iyi ama kötü yanları da şunlar şunlar bilgin olsun" diyebilecek?

teşekkürler

 
2023 aracini kullanmadim ama mini seneler arasinda cok degistirmiyor
artilari:
malzeme kalitesi
surus keyfi
verilen paradan cok daha pahali bir araba gibi duruyor.

eksileri
cok sert bir araba, yollardaki cukurlar vs hep hissediyorsunuz, tek arabam olacaksa istemezdim sanirim.
yakit tuketimi
  • monicapp  (26.09.23 10:21:43) 
[]

Bardak termos

Merhaba, çantaya gönül rahatlığı ile atılabilecek (sızdırmayan), tek elle kullanılabilir, 3-4 saat üzeri sıcak tutan min 400ml kulpsuz termos aramaktayım. Stanley bardak termoslar ile ilgili hoşuma gitmeyen yorumlar var onun için düşünmüyorum.
Kullandığınız memnun kaldığınız marka ve modeller nelerdir?
Uzun vadeli kaliteli malzeme kullanmak istiyorum onun için fiyat ilk etapta önemli değil.
Teşekkürler

 
Bu isin pro'su Stanley'dir ama...


  • invictae  (09.09.21 09:58:10) 
fiyat performans olarak tavsiyem:

www.amazon.com.tr
  • prodeq  (09.09.21 10:42:34) 
Contigo'nun aşağıdaki modelini kullanıyorum. İçmek için termosu açmaya, ek bardak kullanmaya gerek kalmıyor. Gayet memnunum.

(git: www.amazon.com.tr
  • catamenia  (09.09.21 11:09:29 ~ 11:11:09) 
O paralara cikmaya gerek yok 40'lik termos basit olay.

Ustteki decathlon urununde kapagi bardak zaten ama illa agzindan icerim dersen bu da guzel.

www.decathlon.com.tr

Tabi arabada giderken tek elle acayim iceyim firlatayim diyorsan ustteki linkler daha iyi.
  • divit  (09.09.21 11:24:41) 
zojirushi


  • Tersidüzükilec  (09.09.21 11:40:53) 
www.hepsiburada.com
2 yıldır kullanıyorum. Hem kibar hem damlatmıyor hem de sıcak tutuyor.

  • solenkol  (09.09.21 12:50:48) 
Teşekkürler sıradan bakacağım hepsine


not düşmeyi atlamışım. zojirushi sm-ta modeli aldım canavar gibi. 24 saat sıcak tuttuğu oldu içeceği.
  • nwnd  (09.09.21 13:17:50 ~ 26.09.23 09:33:12) 
[]

audiophile duyuru sakinleri

Merhaba,
elimdeki emektar ipod classic mefta oldu, yeni ipodlar da malum hiç alınası değiller.
piyasada 16gb üstü başka mp3 çalar göremedim. yüksek kapasiteli (128+) opsiyonel olarak ev müzik sistemine de bağlanabilen bir mp3 player bakınıyorum.
dolar kurunu da göz önünde bulundurarak 10k ve altı (ne kadar f/p iyi o kadar iyi tabi) seçenekler olabilir gibi duruyor.

var mı marka model tavsiyeleriniz?

teşekkürler

 
f/p Sony NW-A45, Cowon Plenue D
kalite Astell & Kern Kann

  • joelskellington  (30.04.20 12:19:37) 
bir de dahili kapasiteler artik dusuk, sd kartla artirmak standart


  • joelskellington  (30.04.20 12:26:09) 
2. el ipod classic. SSD takılmış olanları oluyor ebay'de ama türkiye'de olmayabilir.

iPod'un yerini başka bir alet tutamadı. Zaten ipod'un bittiği yıllarda telefonlar müzik çalarların yerine geçmeye başlamıştı
  • mirafiori  (30.04.20 13:20:50 ~ 13:21:45) 
Farklı müzik çalarlar deneme fırsatım pek olmadı ancak Cowon hakkında yorumda bulunabilirim. Şimdiye kadar Cowon D2, Cowon X7 ve Cowon Plenue 1 kullandım (Plenue 1'i hala kullanıyorum). Her üründe ses, benim açımdan daha dengeli ve doğal bir hale geldi. D2 kullandığım zamanlarda çeşitli ekolayzır ayarlarıyla uğraşırken, Plenue 1 ile ekolayzıra elimi bile sürmedim, deneme amacının dışında.
Kısacası Cowon’u mutlaka göz önünde bulundurun.

Ayrıca imkanınız varsa, deneyerek almaya çalışın (Türkiye'de imkanlar çok kısıtlı gerçi) çünkü birçok marka kaliteli ve eskiye oranla çok daha çeşitli ürünler (depolama, sizin aradığınız harici DAC özelliği, çip kalitesi vb açılardan) sunmaya başladı. Koskoca Sony bile elini ayağını çektikten sonra geri geldi müzik çalar piyasasına. Güzel zamanları yaşıyoruz şu an azizim.
  • kusmakla kusamamak arasindaki ince cizgi  (30.04.20 14:20:44 ~ 14:20:57) 
[]

wordpress taşıma

selam,
isimtescil hosting, natro alan adı olan siteyi komple veridyen'e geçirdik.

isimtesticl hostinginin süresi dolmuştu, meridyenden hosting alırken alan adının da süresi dolduğundan onu da meridyene taşıdık.
hosting taşıma adımlarını izleyerek yeni hostigde veritabanı açtık kullanıcısını açtık sql dosyasını yükledik, yeni veritabanına göre wp config dosyasını editledik. file zilla üzerinden public html dosyasını attık.
siteye girdiğimde hala account suspended diyor. sanki başka yere taşımamış gibi.

veridyen'e ayrıca wp kurmalı mıyım? hiçbir anlatımda kurulması gerektiği belirtilmemiş ama mantıken kurulması gerek diye düşünüyorum.

web sitesinden anladığım 99 senesinden kalma html bilgileri ve ileri seviye ingilizce ile mantık yürütmek.

ama beni aştı, yardım edebilecek biri var mı acaba?
teşekkürler

 
domain yonlendirmesi tamamlandi mi? hala isimtecile'e gidiyor olmasin. 24 saat surebiliyor bazen


  • brkylmz  (12.09.19 13:26:48) 
[]

time tracker

merhaba,

ortak çalışma alanı için eş zamanlı olarak çalışılan süreyi takip edecek bir sisteme ihtiyacım var. şu ana kadar bulduklarım sadece tek bir kalem için süre tutuyor. eş zamanlı olarak farklı müşterilerin atölyede geçirdikleri zamanı tutacak bir sistem var mıdır? ilk etapta ücretsiz bir sistem arıyorum.

teşekkürler

 
  • nahtoderfahrung  (10.01.19 21:58:00 ~ 22:01:07) 
[]

torrent

WhatCD sonrası hiçbir yere güvenmez olmuştum şimdi gitti gideli de yeni düzgün nereleri var bilmiyorum.

mac tabanlı programların da düzgün olduğu nispeten güvenilir mümkünse davetiye aramakla kastırmayacak bir yer arıyorum.

kikass olsun pirate bay olsun eskisi gibi değil sanki çöp dolu geliyorlar. ha keza torrentz.eu yaşıyor mu hala bilgim yok.

eskilerde kalmış şu bünyeyi bir güncelleyebilr misiniz?

 
Mac'le ilgili zayıftır ama zamunda'ya bi bak öncelikle. Üyelikle çalışıyor ama kayıtlar açık. Mac için de mac-torrents.com


  • 10032007  (22.05.18 10:24:44) 
@1003.. mac torrents e uğradım, az önce denk geldim. ne leş şite öyle açmadığı saçma pop up kalmadı. hayır gelmez dedim kapadım. bir bakayım tekrar.
teşekkürler

  • nwnd  (22.05.18 10:26:57) 
Piratebay iyidir ne ararsan var aslında


  • gozu acik sevisen yahudi  (22.05.18 10:30:18) 
mac programları için brokenstones, müzik için redacted ve apollo var ama bunlar davetiyeli yerler. ben bunca senedir mac programları üzerine doyurucu bir public tracker a rastlamadım.
Davetiye aramakla kasmayacağım demişsiniz ama bulabilirseniz bu bahsettiğim yerlerin davetiyelerine bakının derim.

  • battal gemalmaz  (22.05.18 10:51:02) 
[]

türk yazar

2000'li yılların öne çıkan türk yazarları kimler? 2000 sonrası yazılmış edebi değeri bulunan kitaplar hangileri?

kitapçıya girdiğimde klasikleşmiş türk yazarlar dışında diğer tüm türk yazarların kitaplarına boş boş bakıyorum, raflar çer çöp dolu gibi geliyor.


 
hamdi koç sadece çok satmıyor, iyi de yazıyor.
murat gülsoy iyidir.
edebi değerlerini bilemiyorum ama afili filintalar grubunu bir araştır.

ben de klasikçi olduğum için bu noktada bittim.
  • filteria  (25.07.17 15:18:43) 
şöyle bir öykücüler listem var

ahmet büke
yavuz ekinci
hüseyin kıran
niyazi zorlu
ferat emen
hatice meryem
türker ayyıldız
özgür çakır
Yalçın Tosun
Hakan Bıçakcı
Mustafa Orman
Melisa Kesmez
Sema Kaygusuz
Nilüfer Altunkaya
Ercan Y.Yılmaz
Hakkı İnanç
Ömür İklim Demir
Orçun Ünal
Birsen Ferahlı
İsmail Pelit
Murat Özyaşar
Pelin Buzluk
Semra Aktunç
Sezgin Kaymaz
meriç demiray
Banu Özyürek
Bora Abdo
burhan sönmez
cem kalender
mehmet erte
Giray Kemer
Mahir ünsal eriş
seray şahiner
aylin balboa
  • freebird5406_2  (25.07.17 15:21:59 ~ 26.07.17 13:01:32) 
uyurkulak bakilabilir ilk iki roman.


  • e haliyle  (25.07.17 15:22:08) 
1980 sonrası edebi eser yazılabileceğini düşünmüyorum. Şahsen büyük yazarların kitaplarını bitirmeden yeni yazarlarınkileri asla okumam, onları bitirmeye de ömür yetmez zaten.


  • diffarentiationation  (25.07.17 15:38:45) 
Alper canıgüz ,sema kaygusuz, Murat Gülsoy, yekta kopan. Herhangi birinden başla.


  • adivar  (25.07.17 16:14:09) 
Kimsenin Baris Bicakci yazmamasi....o.O


  • qazaqwsx  (25.07.17 16:56:14) 
Nermin Yıldırım
Alper Canıgüz
Murat Menteş
  • anumegha  (25.07.17 17:05:14) 
tamamen 2000 sonrası denilemese de yakın dönem türk edebiyatının bence en sağlam kalemlerine örnek olarak;

asli erdoğan
latife tekin
yekta kopan
selim ileri
...
de sayılabilir. diğerlerini yukarıda arkadaşlar yazmışlar zaten...
  • balik kraker  (25.07.17 17:23:03) 
[]

excel guruları

Elimde numaralandırılmış tablolar var, başka bir tablonun tablo numarası ve satırına göre veri çekmesini istiyorum. bunu nasıl yapabilirm?
sözlü olarak muhtemelen anlatamadığım için linkte istediğim durumun örneği var. sarı ile boyanmış kutucukları değiştirdiğimde değiştirdiğim veriye denk gelen yerden datayı çeksin istiyorum. (ÖR;2 numalı tablo c satırı verileri)

yardımcı olabilirseniz bayağı iş hızlandırmış olacağım.

Teşekkürler
docs.google.com

 
Verinin okunacağı yere bir isim atayıp vlookup formülünde o isimden okuyabilirsin.
Kullanıcının seçtiği tablo numarasına göre de ayrı bir formülle verinin okunacağı tablo doldurulur.

edit : verinin okunacağı tablolara isimler verirsen formülle hangisinin olacağını da tanımlayabilirsin : exceljet.net

Hiç olmadı ben sana custom formül yazayım, onunla bul istediğin değerleri.
  • cakabo  (03.11.16 13:54:54 ~ 14:08:12) 
deneyeyim hemen, vlook up ile belli bir tablodan almayı becerdim de bu dediğin sanırım iş görecek.

yok becerebedim
  • nwnd  (03.11.16 15:51:09 ~ 17:49:48) 
[]

Video boyutu kucultme

Merhaba, Yuksel kalitede cekilmis, surede kisa ama boyutta GBlik videolar var elimde paylasmam gereken. Goruntuyu cok camura cevirmeden boyutlarini ufaltmak icin hangi programmi tavsiye edersiniz?

Tesekkurler


 
  • himmet dayi  (19.09.16 15:59:58) 
[]

Harcama takip app

Harcamalari kalem kalem takip edebilecek, hatta faturalari vs baglayabilecek ios app var mi tavsiye ettiginiz. Gireni cikani net goreyim..




 
Money lover.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (18.07.16 10:17:26) 
Spendee


  • lemuria  (18.07.16 11:28:02) 
giderimvar


  • hakim oynayin dedi  (18.07.16 11:37:58) 
[]

Elektrik su dogalgaz faturalari

Bir onceki kiraci faturalari kapatmadan sonraki kiraci elektrik su dogalgazi ustune alabilir mi? Kendisine pek guvenmedigim bir emlakci borcun bir onceki kiracida kalacagini ve yeni kiracinin faturalari ustune alabilecegini soyledi, dogru mudur?

Tesekkurler


 
doğrudur. Ama öncelikle il nüfus müdürlüğüne gidip ikametgahını aldırman gerekiyor. İkametgahını aldığın gibi bir belge verecek onu fotokopi et. Zaten muhtarada bir tanesini vereceksin. Hatta benim zamanımda nüfus müdürlüğündeki kadınla laflarken derdimi anlatmıştım o kağıttan bol bol verdi (o adreste benim olduğum yazıyor resmi şekilde) neyse kontrattanda bol fotokopi al. Gideceksin aha yeni kiracı benim diyeceksin, kapa benden önceki sıpanın hesabını bana yeni hesap aç diyeceksin. Senden önceki kişinin borçlarını depozitodan düşecek ha depozito kesmezse o adama takip başlatacak senlik bir iş yok. Yani oluyor böyle işler merak etme. ama asıl sen git muhtara sor bu adreste biri var mı ben taşınacağım diye. Varsa iş uzar onu konuş en kolay nasıl hallederiz adamı atarız diye. Yok adres boş gözüküyorsa işler kolay kimse sana öncekinin borcunu öde diyemez. Hatta benim kıl emlakçı şey demişti senden öncekinin borcunu öde bak depozitodan daha az bir miktar. yeni açmada 400 depozito vereceksin bunun borcu 200. sen oturmaya devam edersin hem diye. aklında aç kapa olmasın tribi. aman yapma. kendi üstüne al çıkarken kapa. yarın bir gün eski kiracı gelir dava açar benim aboneliğimi kullıyor diye. zaten elektrik şirketi anlayınca da dava açıyor sen değilsin bu diye.


  • ManikD  (02.07.16 02:21:07) 
[]

Kaza takibi

Aksam is donusu yogun trafikte ondeki arac ani durunca ben de yari sert bir frenle durdum aramdaki mesafeyi koruyarak. Birkac saniye sonra arkamdan bir arac geldi gecirdi.
Durumu gormek tutanak tutmak vs icin aractan indim arkadaki arac sahibi yarim camini acmis bana bakiyor. Dedim inmeyecek misin, kadin cikmis sen durdun benim bir sucum yok dedi. Hala sinirliyim ya. Camini kapatti direksiyonu kirdi cekti gitti.

Elimde plakasi var, ondeki adam sahit olurum dedi ismi telefonu plakasi var, polis cagirdim tutanak tuttu alkol testi yapti gittim sahsi sikayet ettim hasari kaydettirdim vs.
Oyle ucuz kurtulmasini istemiyorum kadin bir ozur bile dilemedi.

Yapabilecegim ne var baska?

Plaka da 34 dg 3606 tanidiginiz biriyse trafikte nasil davranmasi konusunda egitin kendisini koca bmw jeep e oturarark olmuyor soforluk.

 
gerekli şeyleri yapmışsın gibi, ama lütfen bırakma işin peşini. "sen durdun" demek nedir, nasıl bir gerizekalılıktır.


  • jaaaccckkk  (03.12.15 08:03:44) 
ahaha gerizekalıya bak hem takip mesafesini korumuyor, hem de sen durdun diyor ahaha iyiymis. gerekenleri yapmissinz gibi.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (03.12.15 08:17:07) 
sende durmasaydın.. hiç frene basılır mı yolda.

şaka bir yana da kaçmış olması halinde savcılığa şikayetiniz doğrultusuda adli soruşturma dahi açtırabilirsiniz kişi hakkında. geçmiş olsun, daha büyük kazalar görmemeniz dileğiyle.
  • jesues  (03.12.15 08:19:53) 
Yeni Sorgu
Yazdır

Plaka No
34dg3606
Marka
BMW
Model Yılı
2010
Ruhsat Tarihi
10/07/2012
Tescil Birimi
BAYRAMPAŞA
Cinsi
Arazi Taşıtı
Renk 1
BEYAZ
Renk 2

Çalıntı mı?
HAYIR
Hak Mahrumiyeti
VAR

Hak Mahrumiyeti Detayları Hak Mahrumiyeti Makam / Kurum Tarih Dosya No
REHİNLİ (R) YAPI KREDİ BANKASI A.Ş.- BAYRAMPAŞA ŞUBESİ 11/07/2012 202808787161
HACİZLİ(H) 034241 RAMİ Vergi Dairesi 22/01/2015 20150122645020000056
  • imparatorolmayikolaymisandin  (03.12.15 08:24:58) 
öyle bir sığır da geçen hafta üstünde çizik dahi olmayan aracıma vurdu yoluna devam etti. Sonra bastım gaza zor yetişip çektirdim sağa. Aynı seninki gibi "ama sen de birden durdun" dedi mal. aslında bir hasar yok çizik var ama sırf kıllığına mobil tutanak tuttum. Ayrıca şu an senin hasarsızlığın bozulacak çünkü anlaşmalı tutanak yok.


  • kumulatifvergimatrahi  (03.12.15 09:32:53) 
aynı şey başıma geldi. taksi geçirdi arkadan, tutanak falan uğraşamam deyip bağrışıp çağrışıp stres atıp gitmiştik.


  • 1213  (03.12.15 09:35:23) 
Eksper raporuna gore trafikten aracin hasardan dolayi olusan deger kaybini talep edebiliyor musum, proseduru yapan var mi?

Bu arada tutanakta gelen polisler karsi tarafi kactigi icin de tamamiyle suclu tuttu.. Tutanagi henuz almadim, polis tutanaginda karsi taraf suclu olsa bile benim kasko bozulacak mi simdi?
  • nwnd  (03.12.15 10:12:15) 
@nwnd yine ben; kaskon bozulmayacak karşı taraftan rücu edilecek. ama bir plaka sorgusunda kazalı olduğu görünecek arabanın.

ikincisi mahkemeye dava açıp değer kaybını talep edebiliyorsun.
  • jesues  (03.12.15 10:14:29) 
karşı tarafın sigortası varsa kaskon bozulmaz, sigortası yoksa
bozulabilir (kadınlar ilgilenen başkası yoksa sigorta-bakım-vergi vb.
takipleri genelde yapmıyorlar)

Yalnız araç hem rehinli hem hacizli gözüküyor. Karşı tarafın sigortası yoksa kaskonuz şahıstan tutarı tahsil etmekte zorlanabilir, bu durum da sizin kaskonuza yansıyabilir.

Tavsiyem peşini bırakmayın, bir avukatla görüşüp olabilcek tüm maddi-manevi tazminatları açın(özellikle değer kaybı). Her türlü kazanırsınız.
  • dunyanin dans eden sarki soleyen pisligi  (03.12.15 10:37:05) 
[]

Öncelikli olarak muhasebeciler ve koşullu emeklilik konusuna hakim olanlar

15 seneyi ve 3600 günü doldurmuş ama yaşı emeklilik için gelmemiş kişiler işten ayrıldığında tazminat almaya hak kazanmaları konusunda kafama takılan bir şey var. çalışan kendisi ayrılıyor sigortaya giriş tarihi de bu sene ve gün kriterleri hepsi tamam. tazminat almaya hak kazanmış oluyor, ben muhasebeci ile de konuştum ve bana bunun tekrarlanabilir olduğunu söyledi, yani aynı çalışan başka iş yerine girse 2-3 sene çalışsa canı sıkılıp hade ben gidiyorum dese yine tazminat alabiliyor, emeklilik yaşı gelip emekli olduğunda çalıştığı yerden yine tazminat alıyor.

bu sistem suistimal edilmeye çok açık, iş kanunları önce çalışanı koruru ama işvereni de koruması gerekmez mi, adam 2 sene çalışsın adapte olsun iş öğrensin sonra kafasına göre 2 haftalık ihbar süresi ile işten ayrılsın üstüne tazminat alsın.

muhtemelen kaçırdığım bir yer var, aydınlatır mısınız?

 
aslında birisi açıklasa da öğrensek: bu kişi tekrar işe girdiğinde zaten 2. girdiği yerde kaçsene çalıştıysa ona göre kıdem mi alıyor? SGKdan tekrar aynı yazıyı mı alıyor? (bu 15 sene/3600 şartı bir kere sağlandıktan sonra hep sağlanıyor malum:)
öte yandan 15 yıl 3600 güne göre emekli olabilmek için bile ( bu şartı yeni sağlamış birisi için) 60 yaşından önce emekli olamamak gibi bir durum var. 21 yaşında işe girdi 36 yaşında doldurdu gününü
ne yapsın ki bu insan 25 sene çalışmasın mı? sizin dediğiniz duruma göre çalışmasın evde otursun. -ki SGKdan birinden yararlanabilenler çalışmıyor zaten ya da kaçak çalışıyor prim yatırmıyor.

hukukçu olmayarak kendi bildiğim: Yargıtayın bu konuda farklı farklı içtihatları var. önceden tekrar işe girdiğinde kıdem iadesi kararı çıkıyormuş: artık çalışma hakkı diye kıdem iadesi kararı çıkmıyor. ancak bildiğim, işçinin kötü niyetli olduğu tespiti yapılırsa, kıdem iptal edilebiliyor.
bi adam 2- 3 kere aynı haktan yararlanmaya kalksa herhalde kötü niyet kararı çıkar.
  • niye ama  (28.08.15 15:25:46) 
@niye ama, 15 yıl ve 3600 gün şartı 1999 senesi öncesinde sigortaya ilk girişi yapılanlar için. onlar zaten yaş olarak da erken emekli olacaklar 60ı beklemeleri gerekmiyor. giriş yılına göre sene ve gün fark ediyor.
muhasebecimin dediği aynen dediğin gibi sonraki girdiği işte kaç sene çalıştıysa o kadar senelik tazminat alıyor. aynı şekilde ilk tazminatı aldığı firmada da kaç sene çalıştıysa o kadar tazminat alıyor. 15 yıl bir fiil aynı firma olmak zorunda değil farklı firmalarda çalışarak da 15 yılını doldurmuş olabilir.
tabi ki çalışsın niye evde otursun. zaten emekli maaşı vs bağlanmayacak, ama sistemde bir gariplik var. sensini gününü dolduran kafasına göre işten çıkıp her seferinde tazminat alması garip gibi. tazminatını aldıktan sonra tekrar sigortalı çalışabiliyor.
  • nwnd  (28.08.15 16:11:24) 
söylediklerinizin hepsini (1 kere kıdemi aldıktan sonra tekrar çalışabilme, farklı işyerlerinde bu sayıları tamamlayabilme, 99 öncesi girişlilerde yaşın daha az olması vs biliyorum. ancak benim tadığım 99 öncesi girişli ve benim yaş grubum arkdaşların hemen hepsi meslek liseli çıkışlı insanlar 15-16-17 yaşında olmuş sigorta girişi yani 15 sene dolmuş taşmış çoktan (35 yaş civarında 20 senedir çalışıyor) fakat yaş dolmasına daha 20 sene var :)

neyse soruyu ilgilendirnen kısımda kendi kendimi güncelliyorum:
bununla ilgili bir karar okudum geçenlerde; bu haktan en fazla 2 kere yararlanılıyormuş bu yönde Yargıtay içtihadı varmış her seferinde diye bişey yokmuş.bilginize.
  • niye ama  (23.09.15 02:56:05) 
[]

Muhasebe programi

küçük çaplı bir imalathane muhasebesi için, stok-maliyet-hammade tabloları vs müşteri-satıcı takibi yapabilecek, kullanım arayüzü çok aşırı kastırmayan hangi muhasebe programlarını önerirsiniz?




 
zirve


  • kakao  (06.05.15 10:07:45) 
logo
eta

  • aithra  (06.05.15 10:21:29) 
internet üzerinden kullanılaan paraşüt diye bir yazılım var. belki işinize yarar.


  • sutlu nescafe  (06.05.15 10:40:02) 
[]

Çay

Ortalama bir çay içicisi 1 saat içinde aşağı yukarı kaç bardak (ince belli) çay içer?
Çayın demlik ve ücretsiz olduğunu varsayıyoruz.


Soruya ek: atlamışım, tiryakisi olanın üst limiti nedir aşağı yukarı?

 
3 diye düşündüm. 3.yü bitiremeyebilir.


  • ron dennis  (01.05.15 22:57:32) 
7 dk da bir ince belli biter. bedava ise


  • ykyt  (01.05.15 22:59:51) 
ben üç kupadan fazla içebiliyorum ama ortalama sayılmam sanırım, biraz bağımlı olabilirim.

tiryakiyim :) üç kupa işte. ince belli ile neye denk gelir bilmiyorum, öyle içmiyorum çünkü hiç.
  • şubatsonrası  (01.05.15 22:59:56 ~ 23:03:21) 
evet 3 gibi ortalama/insani ölçülerde .


  • 1adam  (01.05.15 23:00:59) 
@ykyt 7dk da bir bardak biter ayrı her 7 dkda bir bardak ayrı? Sonuç?


  • nwnd  (01.05.15 23:05:20) 
tiryaki 1 litre içer. içtim biliyorum


  • argent dawn  (01.05.15 23:13:12) 
6-7 bardak cok rahat iciyorlar.


  • stavro  (01.05.15 23:19:40) 
10 bardak içer en az


  • hayir bu koyden olsam nolcak  (01.05.15 23:29:48) 
bir saat içinde rahat 6-7 tane içerim. tiryaki miyim bilmiyorum.


  • cay posetinin hazin sonu 2  (01.05.15 23:58:34) 
benim üst limit 4-5 bardak. o kadar da tiryaki değilmişim demek.


  • blodeuwedd  (02.05.15 00:02:39) 
lisede kahvaltıda 10 dakkada 1 lt lik kavanoza doldurup bitiriyordum. yetmiyordu o zaman amk. şimdi 1 su bardağı içsem çarpıntı...


  • ya ben lan neyse  (02.05.15 00:13:19) 
saatte 12 içilir ya, cuğara olacaksa yanında.


  • klassno  (02.05.15 01:47:33) 
[]

ios piyasalar

Piyasaları takip etmek için tavsiye edebileceğiniz ios app var mıdır?




 
foreks mobile
goldpara da var ama berbat, çok reklamlı. foreks iyidir.

  • greenplease  (11.04.15 13:27:24 ~ 13:28:20) 
[]

farklı kalınlıkta karton

Kalin karton nerden bulabilirim sıkıştırılmış 3mm-4mm vs? Kolilerde kullanılan içi akordeon sistemde istemiyorum. Eminönünde yeri vardır kesin, ama nokta atışı nerededir? Cağaloğlu kırtasiyecilerin mintikasinda midir? Net yeri neresidir? Renkli çeşitli değil düz saman rengi hali yeterli.




 
güven kırtasiye kadıköyde 1 cm kalınlığında dahi var. büyük ihtimalle maket malzemeleri satan yerlerde vardır. karton değil de gri mukavva desen daha rahat bulursun.


  • mr fusion  (26.03.15 20:48:15) 
[]

marangoz atölyesi

işini düzgün yapan bir marangoz atölyesine girip, çalışmak işi öğrenmek istiyorum. çıraklık yapacağım o belli, açıkçası işi öğretecekleri için de maaş vs istemiyorum.
daha evvel tanıdık bir atölyeye bu isteğimi yarım ağız belirttim resmen gülüp geçtiler artık kadın gördüklerinden mi okumuş etmişsin burda ne işin var diye düşündüklerinden mi bilmiyorum.
elim alet edevat tutar, matkapıymış çekiciymiş yabancısı değilim.
sadece cizmek beni tatmin etmiyor, malzeme ile oynayabilmek sınırlarını görebilmek istiyorum.

istanbuldayım, ne yapayım bilemedim.

veya ne bileyim yok mudur dönemlik bu iş için atölyeler, öyle hobi kutu kutu pense şeklinde değil bildiğin mobilya üzerine bir şeyler.

 
model uçak yap balsa ağacından kesip biçmekle başla sonrasında yapmak istediğin bir şey olursa önce çiz sonra git bauhaus da istediğin ölçüde kestir eve gelip montajla.

En çok sevdiğim şeydir mobilya birleştirmek ağaca metale şekiller vermek.

Ancak evde sıfırdan yapabilmen için, ağaca şekil verebilmen için bir atölye şart.
  • basond  (22.01.15 12:18:54) 
model uçak yapmadım hiç, ama hatrı sayılır sayıda maket yaptım (mimarlık eğiti aldım)
dediğiniz gibi evde olan parçalarla veya bauhause gibi yapı marketlerden temin edilen malzeme ile ufak tefek şeyler yaptım.

artık bir üst seviyeye geçip ağaçları detaylı tanımak dokusunu bilmek, atölyede iş yapabilmek istiyorum. şu anda işi tam bilmeden kendi atölyemi kuramam, sağlıklı olmaz. aklıma ilk gelen de çıraklık yapmak oldu.
  • nwnd  (22.01.15 12:23:54) 
benim bildigim taksimde galata civarlarinda bi tane vardi baya ilgililerdi ama nerde oldugunu hatirlamiyorum. hatirlayabilirsem veya oralara isim duserse yazarim size.


  • groove  (22.01.15 12:26:42) 
ben eve yeni mobilya yaptırdım göztepede bir mobilyacıya. Ermeni ustalar yetiştirmiş, tek başına çalışıyor. Sanıyorum ki çırağa ihtiyacı olur. Yaşınız kaç? Belki gidip görüşebilirsiniz.


  • safepassage  (22.01.15 12:36:59 ~ 12:45:04) 
@groove, ben de bir araştırayım madem. galata taraflarında tahta obje atölyesi var bildiğim de mobilya üzerine bilmiyordum.

@cokilginc.., yapmak istediğim uzun vadede mekana özel çözümler sunmak. fikren proje olarak hali hazırda yapabiliyor olsam da bizzat malzemenin sınırını bilip yapabilmek istiyorum. matkap, dekupaj, elektirikli zımpara 3lüsü evde tamam, bundan ayrı aletleri öğrenmek ne nasıl yapılır görmek istiyorum. bazı işler çalışılarak öğrenilir diye düşünüyorum.
çok teşekkür ederim bu arada teklifiniz için.

@safepassage, tesadüfe bakın ki ben de ermeniyim, 29 yaşında kadınım. açıkçası çok isterim görüşüp konuşmak. hem yaştan hem de cinsiyetten dolayı önyargılı olacaklardır muhtemelen ama ben bunları engel olarak görmüyorum.
  • nwnd  (22.01.15 13:26:05) 
[]

macbook'a mı uyuz olayım yoksa adobe acrobat pro'ya mı?

elimizdeki bilmem şu kadar sayfalık pdf'i bölümlere ayırıp booklet basılabilecek şekilde yine pdf yapmak istiyoruz. windows'da her şey tıkır tıkır işliyor. print>adobe pdf printer>sayfa düzeni ayarları>booklet şeçeneği hoop elimizde sayfaların basıldığında kitapçık halini alabilecek şekilde düzenlenmiş bir pdf dosyası.

mac pezevengi niye bunu yapmıyor? virtual printer olarak generic printer ayarını yaptım, aynı işlemleri yapıyorum hadi pdf olarak bas dediğimde sorry mate save as pdf seçeneğini kullan ben burda senin istediğini yapmam diyor. eh save as pdf olayında da bu booklet vs seçenekleri yok.
acrobat mac'den printer olayını kaldırmış bu pdf kaydetme olayı gelince.

çözüm yok mu ben mi bulamadım?
(evet biliyorum basarken direkt booklet seçilir ve doğrudan basılır ama ben elimde sayfaları booklet basılabilecek şekilde ayarlanmış pdf olsun istiyorum)
bu tip antin kuntin işler için elimin altında sürekli bir windows pc mi bulundurmak zorunda kalacağım ben?

 
doğrudan çözümüm yok ama ikinci kez yazdığına göre alternatif çözüm;
çoğu apple kullanıcısının bir çok işte yaptığı gibi wine üzerinden windows uygulamasını çalıştırabilirsin.

  • rygard  (11.12.14 13:07:11) 
[]

karaoke

bildiğiniz kullandığınız bir karaoke programı var mı? yılbaşında geniş aileyi mikrofon başına almak istiyorum eheh. youtube'da var bilşyorum ama program arıyorum ben. üşendim google a sormaya




 
bence hiç uğraşma.
15-20 liraya mikrofonu ile beraber satılan cd'ler var. git onlardan alıver.

  • teritori  (08.12.14 16:45:53) 
hatta şöyle

www.hepsiburada.com
  • teritori  (08.12.14 16:46:40) 
[]

desktop pc-kablosuz klavye-hardware vs vs

abuk bir teknik sıkıntı ile tekrar karşı karşıyayım, şimdi elimizde bir desktop pc var belli bir süre önce kablosuz klavye ve mouse'a geçiş yapıldı lakin enteresan bir sıkıntı var. kablolu klavyeyi sökersek pc açılmıyor, yarı yolda kalıyor. klavyeyi taktık mı sorun yok tıkır tıkır işliyor. kablosuz zımbırtılar da çalışıyor.
bizimkiler zamanında sorduklarında bios güncellemesi gerekir gibi bir cevap almışlar (hatırladıkları) ama kendileri de tam olarak anlamadığından bana net aktaramıyorlar. (pc 2008 civarı orta- orta üstü seviyede toparlanmıştı)
önüm arkam sağım solum google olduğundan bıktım, bu konuyu doğrudan size danışıyorum.
çözüm konusunda fikri olan?

bir de yanlış hatırlamıyorsam pc'nin hardware'ini listeleyen bir program web sitesi filan vardı. böyle elime liste verse senin desktopta şu anakart şu ekran kartı vs var diye. çok üşendim kendim toparlamaya.

 
Genelde eski bioslarda var. USb özelliği aktif olmadan boot edilmez tarzı bir şey.


  • Cursed Chico  (30.11.14 22:32:34) 
yani ne yapmak gerekir tam olarak?


  • nwnd  (30.11.14 22:36:01) 
Belki de external usb portlara takılıdır, açılırekn güç gelmiyordur? Tüm usb portlarında çalışmıyor mu


  • Cursed Chico  (30.11.14 22:42:42) 
kablosuz klavye çalışıyor sorunsuz. lakin eski kablolu klavyenin bağlantısını kesersek(usb bağlantı değil bu yuvarlak uçlu zımbırtıdan) bilgisayar açılmıyor yarıda kalıyor. onun için kablolu klavyeyi de takılı tutmak zorunda kalıyoruz. kablolu klavye pc'ye takılmadan pc'nin açılabilir olması için ne yapmak gerekir?

bir dakka senin bahsettiğin kablosuz'un nereye bağlı olduğu mu? kasanın ön tarafındaki usb portlara bağlı. yani arkadakilere taksam kablolu klavye takılı olmadan açılır mı pc? (yazarken saçma geldi biraz ama bilemedim)
  • nwnd  (30.11.14 22:50:26) 
Evet çalışacak bütyük ihtimalle.

Düzenleme: %40 ihtimalle. Çünkü ana portlar arkalardakilerdir.
  • Cursed Chico  (30.11.14 23:01:20 ~ 23:01:57) 
eski bioslar'da klavye olmadan işletim sistemi boot etmiyor. usb klavyeyi beğenmiyor olabilir bios.illa ps/2 klavye istiyorsa o portta en azından bir çevirici olsun ucu boş olan acılır sanırım


  • rosencruz  (30.11.14 23:51:26) 
rosencruz,
dediğin gibi beğenmiyor, evin bir taraflarında uçtan bulursam klavye yerine sırf onu takmayı deneyeceğim belki kanar.
biosu peki update edemez miyiz, bir girip kurcalayacağım da en azından az biraz fikir edinip kurcalamak istiyorum.
  • nwnd  (30.11.14 23:55:29) 
[]

uzun saç sahipleri;

saç dökülmesine karşı uzun vadeli bir çözüm var mıdır?
2-3 ayda bir saçlarımı düzenli kesiyorum
kafama estikçe ihtiyaç duydukça badem yağı vs kullanıyorum
boya, çıtçıt pıtpıt, maşa düzleştirici vs kullanmıyorum. sadece fönle kurutuyorum (şaç bol olduğu için bu kurutma kısmı uzun tutuyor)
ama yine de her tarafa dna saçıyorum, yok mudur kozmetik olmayan denenmiş bir çözüm? (dökülme dönemsel değil)

 
eğer çok ciddi bir sıkıntı varsa bir cildiyeciye gidip kan tahlili isteyebilirsin,demir ve çinko eksikliği varsa ilaçla tedavi edilir


  • yuzmebilmeyenbalik  (21.11.14 00:56:44) 
büyük ihtimalle vitamin demir vb eksiklikler var
bunun için devit 3 ve medobiocomplex e (şampuanı ile birlikte ki gerçekten çok iyi) alıp kullanabilirsin bu söylediklerim ilaç değil vitamin protein takviyesi gibi bişeyler araştır derim

  • GreyFever  (21.11.14 01:01:10) 
ben de tam nedenini bilmiyorum
kan tahlillerim düzenli yapılıyor -başka bir sebeple - eksik birşey yok, onu biliyorum.
dönem dönem -kötü benzetme ama- kemoterapi görüyormuşum gibi dökülüyor. sonra geçiyor. bu ara iyi, maşallah :D
neyse ki arada kötüleştiği gibi arada da iyileşiyor geçen hafta misal nasıl güzel saçlarım vardı üstüne yumuşacıktı düşünüyorum la ne yaptım ki ben bu saça diye bişey de yapmadım, -valla sapık gibi 5 dakikaya bir saçımı okşuyordum ya :P ah bi de niye böyle bilsek...
sadece şöyle birşey soracam sürekli topluyor musun?? eğer uzun diye sürekli topluyorsan özelleikle at kuyruğu, o da saçı döküyormuş -ben bir de laboratuvarda çalışıyordum hep topluyordum evde de hep topluyordum. bunu öğrendiğimden beri ara ara dağınık bırakmaya başladım ve sanki artık daha iyi. bi de ahşap tarak aldım onunla fırçalamak gibi bir düşüncem var bilmiyorum iyi gelecek mi :)
  • niye ama  (21.11.14 02:03:40) 
@Yuzmebilmeyenbalik, acikcasi ciddi sikinti diyebilecek kistas ne bilemiyorum..

@niye ama, surekli toplamiyorum acikcasi, % 70 aciksa % 30 topludur, toplarken de saci topuz yapip kendisine tuttuyorum oyle sert siki bir durum yok.
  • nwnd  (21.11.14 08:45:40) 
Kansızlık ya da mineral eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir. Öncelikle bence de bir doktora gitmekte fayda var. Onun dışında saç kurutma makinası da saçı yıpratıyor. Isı koruyucu kullanabilirsin. Saç maskeleri var çok güzel, ben kullanmaya başladığımdan beri ciddi parlaklık artışı hissediyorum. Kozmetik olmasın demişsin gerçi ama ben watsons'ın ballı saç maskesinden çok memnunum. Şampuanına 1-2 çay kaşığı çam terabantin ekleyebilirsin. Saf zeytinyağı ile saçlarına güzelce masaj yap, köklerinden ucuna kadar, sonra kafana naylon torba tak, üzerini de havluyla sar. 15 günde bir yapabilirisin bunu. Bir de dökülme de normal aslında, benim de çok uzun saçlarım, odayı bir süpürüyorum avuç avuç saç çıkıyor. Yani herhalde şimdiye kel kalırdım korktuğum gibi olsaydı, hala çok saçım var, bir sürü de yeni çıkan bebek saçlar var. Kafana çok takma, herkesin saçı dökülüyor.


  • elikası  (21.11.14 09:17:51) 
[]

laptop'a mouse tanıtma

elimde bir adet PCGA-WMS5 vaio mouse bulunmakta, zamanında aldığım vaio ile birlikte gelmişti. bu mouse'un altında bir connect düğmesi var aynısı laptop'un altında da vardı.
benim şimdiye kadar en rahat ettiğim mouse bu çizim vs işleri yaparken özellikle, istiyorum ki tekrar kullanabileyim. laptop öldü, elimizde şu an bir adet macbook pro var. bluetooth açıp acaba görür mü diye şansımı denedim connect tuşuna da basılı tuttum biraz ama tahmin ettiğim gibi işe yaramadı.
driver bakındım ama bulamadım, driver ararken bu mouse'un bluetooth değil de rf ile çalıştığı gibi bir şeylere rastladım. eh bildiğim kadarıyla mac'de gömülü bir rf sistemi yok.

teknoloji sever, farklı alternatifler ile problem çözmekten keyif alan ekşi duyuru kullanıcıları nasıl baş göz edelim şu laptop ile mouse'u?

ek: mouse'u söksem mesela içine bluetooth adaptör neyin yerleştirsem olur mu, yapılabilir mi?

 
yalnız değilmişsin. aynı mouseu kullanmak isteyen varmış. ama olmuyormuş.
www.mac-forums.com

  • sutlu nescafe  (30.10.14 20:53:54) 
evet ben de okudum onu ama 2009'dan kalma bir istek onunkisi. dedim belki yeterince denememiştir yeni bir çözüm geçen 5 sene içinde bir yerlerde türemiştir.


  • nwnd  (30.10.14 21:01:44) 
[]

bulut depolama

dropbox, box, drive ve benzer bulut diploma hesaplarını bir arada gösteren tek bir program var mıdır? mesela telefonlar için es file explorer var, buna benzer pc/mac programı var mıdır?
daha doğrusu var da hangisi işini güzel yapar?



 
es file explorer dosya gezgini. windowsta windows explorer, mac'te finder var. daha ne olsun?


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (22.10.14 15:31:18) 
@eksi sozlukte eksiyen adam, es file explorer dosya gezgini evet ama içinde doğrudan app kurmadan bulut depolamaya erişim imkanı sağlıyor. hesapları bağlamak yeterli. buna benzer bir sistem arıyorum, tek program içinde çeşitli hesaplar olsun.
yoksa evet tek tek tüm bulut programlarını indirsem finder ve windows explorer da gösterir.

mesela iki adet drive hesabı var ve gmail tek bilgisayarda iki hesaba izin vermiyor, lakin hesap bağlama olayı olsa tek pc uzerinde aynı bulut depolama servisinden farklı hesapları görebileceğim. aynı es file explorerdaki gibi.
  • nwnd  (22.10.14 15:36:45 ~ 15:39:50) 
Bluestack kur bilgisayara. Üzerinde de es.


  • cetoxim  (22.10.14 15:51:28) 
[]

mac almaya değer mi?

PS, CAD, ilustrator ve türevi çizim-editing programlarını aktif olarak kullanan, arada keyfine göre fotograf/film editleyen biri için mac almaya değer mi?

açıkçası apple'a karşı ön yargım var ama aynı zamanda win 8.1'e karşı da önyargım var. bilemedim ne yapsam. bir de mac olursa ancak 13" olur ama pc olacak olursa 15" kesin.

fanboy'luk veya zıttını yapmadan objektif bir akıl verseniz?


teşekkürler

 
bence değer. mac'imi satalı 3-4 ay oldu ama mac'te her şey daha kolaydı. windows'tan sıkılmıyor değilim virüs vs. ama her işimi de görüyor.

ama 13" için küçük gelebilir.

ben olsam mac alırdım sonuç olarak 13" pro'ysa:)
  • passion rules the game  (13.10.14 17:33:47) 
pc çok kasıyor, iyi bir sistem olsa zaten o paraya mac alıyorsun, gayette memnunum ben macimden, aynı özellikte bir pc de var ama çalışmaları açtığımda kasıyor ağlıyor resmen.


  • redeath  (13.10.14 17:36:31) 
macbook pro 13'' ile her işini halledebilirsin gayet memnunum ben kendisinden bahsettiğin işleri yapıyorum.


  • amelie poulain  (13.10.14 17:41:38) 
Deger, masa ustu veya laptop fark etmez. Windowstan sonra cennet gibi gelecek. Ayni programlsri kullaniyorum.


  • april12th  (13.10.14 17:45:16) 
14 sene windows kullandım, ta ki 2 sene öncesine kadar. bilgisayarım bozulunca boştaki bir macbook pro'ya geçtim. önce çok yadırgadım ama bir alışınca gerçekten windowstan çok daha kullanıcı dostu ve hızlı bir sistem olduğunu anlıyorsun.

evde windows çalıştıran iyi bir laptop da var ama onun başına bir sebepten 10 dakika oturursam içime afakanlar basıyor. neden bir daha windows istemediğimi hatırlıyorum o zaman. yakın zamanda macbook air aldım, yok böyle bir rahatlık. pil ömrü, klavyesi (çok yazı yazıyorum benim için önemli), hafifliği, hızıyla gayet şahane bir makine.

ben office ve tarayıcı kullanıyorum, editing kısmını bilemiyorum.
  • lily briscoe  (13.10.14 17:49:28) 
cad programları mac uyumlu mu ona bakmak lazım önce. 13"de çizim mizim olmaz bu arada. 1440p 27" monitör aldım anca rahata erdim


  • argent dawn  (13.10.14 17:52:01) 
marcus ve april12th +1. degisimi goruceksin :p


  • hjarteblod  (13.10.14 17:54:50) 
şimdi olmuşken iyisi olsun denildiğinde 13"mac pro kabaca 5000'e geliyor, ama üstükörü şöyle bir pc'lere baktığımda işlemcisi i7 ve depolama kapasitesi daha yüksek 15" aletler 3500 civarı hallolur gibi geliyor. ekran çözünürlüğü yüksek olduğu için 13" sorun olmaz gibi geliyor ama bir yandan kendi kendimi kazıklamaktan çekiniyorum. poff.

işimi göreceğini biliyorum ama değip değmeyeceği konusunda emin değilim.
  • nwnd  (13.10.14 18:24:30 ~ 18:25:41) 
PS, Illustrator, foto edit falan hepsi süper hiç problem yok ancak CAD programlarına gelince biraz durakla derim. Eğer Autocad kullanıyorsan mac versiyonu hiç sağlıklı değil bunu bil.


  • chavezding  (13.10.14 18:39:29) 
Windows lazim oldugu durumlarda parallels veya vmware ile sanal windows kurup islerimi hallediyorum. Visual studio bu sekilde hic bir sorun cikartmadi. Hem de air 13'' base model.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (13.10.14 18:53:27) 
[]

bisiklet tamircisi

İstanbul sarıyer merkezde veya yakın çevresinde bildiğiniz bisiklet tamircisi var mıdır?




 
Cayirbasi'nda var bi tane.


  • syangela  (12.10.14 15:18:46) 
[]

Hangi Film?

2014 listesini hızlıca tarayıp tamamen isimden-posterden şu 5 seçeneğe indirdim bu akşam için. arasında seyretmiş olduğunuz var mı? sizce hangisi? veya 2014'ten böyle naif, sakin bir şey var mı tavsiyeniz?
(grand budapest'i siz söylemeden ben eleyeyim)

Boyhood
www.filimadami.com

500 miles
www.filimadami.com

10.000 km
www.filimadami.com

swim little fish swim
www.filimadami.com

gold
www.filimadami.com

 
Ts pivet

Detachment
  • [silinmiş]  (06.09.14 21:21:46) 
[]

kitaplarınızı fiziki ve sanal olarak nasıl düzenliyorsunuz?

aşağıdaki teferruatı okumadan cevaplamak isteyenler için soru başlıkta.


soruyu açmak gerekirse; elimizde 5 ayrı dilde kitap barındıran bir aile kütüphanesi var, çok geniş bir arşiv değil ama sistematiğe ihtiyacı var. şimdiye kadar hep yüzeysel düzenlemelerde kaldı. ne var ne yok ortaya çıksın istiyorum aynı zamanda fiziksel olarak da düzene girsin istiyorum. hele benim kitaplar tam çorba, hem yersizlikten dağılmış durumdalar hem de hangisi bende hangisi aile evinde belli değil.

goodreads ile haşır neşirim ama daha çok kişisel kütüphaneye yönelik orası, açıkçası pek ısındığım da söylenemz kendisine. bir de herşeyin ortalıkta olması pek hoşuma gitmiyor (mal beyanı yapar gibi)

şimdilik excel'de var bişeyler ama onu derinleştirip tam adam etmeden başka kullanılabilecek bir mecra var mı bilmek istiyorum. (mümkünse sosyal zımbırtıları olmasın)

hadi programı netleştirdik bu sefer düzenleme kısmını kafamda oturtamıyorum. türe göre ayırdık diyelim sonra dillere göre ayırıp ayırmama durumu var, aynı yazarın hem türkçe hem de x dilinde kitapları var çünkü elimde. tam çorba olacaklar sanki ayırırsam.

bir de sanki hiç işim yokmuş gibi numaralandırayım diyorum, manyak mıyım neyim anlamadım.

siz nasıl bir yol izliyorsunuz?

teşekkürler

 
Sanal ortamları kullanmıyorum da fiziki olarak türlere ayırıp aynı yazarın kitaplarını yanyana koyuyorum. Ama alfabetik düzene dikkat etmiyorum bunu yaparken. Dillere göre ayırmana gerek yok. Çok çok kitap varsa alfabetik yap işte. a ile başlayan soyaddan başla, o yazarın a ile başlayan kitabından başla vs vs.


  • buff  (03.07.14 00:10:55 ~ 00:11:09) 
Fiziki olarak aynı yazarın kitaplarını yan yana getiriyorum. Bazen yazarlar yayınevini değiştiriyor, işte o zaman hepsine küfrediyorum. Misal Ahmet Ümit'in kitaplar Doğan Kitap'tan çıkıyordu, sonra Everest'e geçti. Everest'e geçince kitapların boyutu da değişti; İki yayınevi farklı formlarda kitap çıkarıyor. Haliyle Everest'ten çıkan kitabıyla Doğan Kitap'tan çıkan kitabını yan yana koyunca olmuyor simetrisi bozuluyor ama mecbur görmezden geliyorum.


  • angelus  (03.07.14 00:19:02) 
dillere göre ayırıyorum. sonra aynı dildekileri kendi içinde türlere bölüyorum (şiir & roman vb). daha sonra kitabın ismine göre alfabetik sıra. aynı yazarın kitaplarını bir arada toplama lüzumu duymuyorum ama dil önemli benim için. rusça ile ispanyolca veya ingilizce aynı yerde durunca karışıyor haliyle.

ayrıca, ciltli eski basım kitaplarım çok olduğundan karton kapaklı ve bez ciltlileri ayrı raflarda tutuyorum. kapağı çok değişik, ebatça daha büyük, normal sınırları aşan bir boyutu varsa apayrı bir yere koyuyorum.
  • lesmiserables  (03.07.14 00:19:14 ~ 00:21:28) 
@buff alfabetik sıralandığında daha sonra araya girebilecek kitaplar için yer bırakmak gerekiyor ve bir zaman sonra yeni gelen kitaplarla iş çığrından çıkabiliyor. 1 kitabı yerine yerleştirmek için birkaç rafla uğraşmışlığım var. eh her rafta da bol bol yer bırakıcak alan yok.
bir zaman sonra karışıyor. bir de kitapların boyları aynı olmayınca bu sefer raf eklenip daha çok şey yerleştirme imkanı varken abudik gubidik boşluklar oluşuyor. yer en iyi şekilde kullanılmamış oluyor. yoksa evet bence de alfabetik olmalı.
kabul ediyorum kıl bir insanım.

@angeus, simetri önemli değil o kadar. önemli olan alanı iyi kullanabilmek. eşek kadar basılan romanlara gıcığım :)

@lesmiserables dillere ayırmak bir yandan mantıklı geliyor aile üyeleri için. benim için sorun teşkil etmiyor pek o durum.

aradığını çabuk bulabilmek için geliştirdiğin bir taktik var mı? ben mesela x yazarının y kitabı ciltliydi diye hatırmam pek.
  • nwnd  (03.07.14 00:24:16 ~ 00:25:49) 
türlerine göre ayırıyorum. aynı türdekileri de aynı yazarları yan yana koyuyorum, bir de kitabın sırt görüntüsündeki renk uyumuna göre. manyağım biraz.


  • harekatamiri  (03.07.14 00:28:04) 
@nwnd

genelde kitaplarımla çok haşır neşir olduğumdan alfabetik sıraya göre incelemeden de bulabiliyorum yerlerini. ama öyle olmasa bile zor olmuyor. ya ciltli kısımda alfabetik konumundadır, ya da karton kapaklı kısımdaki alfabetik sırasında.
  • lesmiserables  (03.07.14 00:29:19) 
bir kütüphanede yabancı dilde, bir tanesinde türkçe. Her ikisinde de en sevdiklerim ayrı bir alanda olmakla birlikte fiction ve non-fictio olarak ayırıyorum. Bunları da yazar sırasına göre diziyorum.


  • sopiro  (03.07.14 00:41:55) 
en basta türlerine göre ayirmistim ama görüntü olarak cok karisik geldi. yayinevlerine göre ayirdim. hepsini numaralandirip excel'de yazar, tür, yayinevi, alim tarihi vb bilgileriyle beraber listeledim.


  • kimse  (05.07.14 16:41:19) 
[]

google drive table of contents

google drive içeriği için table of contents oluşturulabilir mi? istediğim tüm pdf'lerin linkli isimlerinin olduğu bir döküman.

manuel olarak google drive'dan her bir dosya için paylaşım linki alınıp dökümana gömülüp listelenir fakat bu işin uzun yolu, bildiğiniz kısa bir yol var mı?

iyi pazarlar

 
tek tek yapmak yerine en azından klasör klasör yapabilecek bir sistem uydurdum. (basit bir şey çıkacağını tahmin ediyordum)

drive'da klasör içindeki tüm dosyaları seçip paylaş dedikten sonra evernote hesabına ve kendi e-mail'ime yolladım (kişi ekleme). Evernote hesabına giden listenin tipi biraz bozuk ve alfabetik sırada değildi. mail'e düşen pdf listesini (linkler gömülü) kopyalayıp excel'e atınca mis gibi oldu. sonrası zaten düzenleyip evernote'a tekrar atmak.

pdf'leri evernote'a gömmektense bu şekilde liste halinde el altında olup gerektiğinde ulaşılabilecek.

kendim çalıp kendim oynadım, belki başkasına da gerekir diye soru ve cevabı burda bırakıyorum.
  • nwnd  (29.06.14 18:18:50) 
[]

istanbul'a yakin gidilecek yerler

Aile ile pazar ogleden sonra cikip pazartesi gece donecek sekilde yakinlarda gidilebilecek nereleri var?

Abant
Agva
Iznik
Kerpe
Mudanya
Gemlik
Bursa/uludag
Safranbolu
Sapanca (epeyi bir zaman oldu)
Garipce
Canakkale saros
Yakinda 1 veya 1den cok gittigimiz yerler, bunlar disinda nereleri olabilir kenarda kosede kalmis.

Kaz daglari veya masukiye nasildir? Asos cok mu ekstreme kacar?

Amac basbasa gunluk dikkat dagitici unsurlar olmadan ailecek vaakit gecirip hem de yeni bir yerler gormek.

Tesekkurler

 
polonezköy


  • nax  (23.04.14 16:10:27) 
kaz dağları veya maşukiye hacı. temiz, yeşil, sakin ve güzel.
ağvadan uzak dur bence.

  • seyduna6687  (23.04.14 16:44:44) 
yolunuz üzerindeyse darıca'daki hayvanat bahçesine de uğrayabilirsiniz.

ben hiç gidemedim oraya, merak ediyorum :)
  • mea maxima culpa  (23.04.14 18:28:28) 
@nax polonezkoy nedense pek cekici gelkiyor gunubirlik gitmisligimiz var ama yine de degerlendirmeye alalim.

@barbara herhalde barbara manken olan, sapanca'ya gitmisligimiz var da hic hatirlamiyorum, gittigimiz yerler harici bir yer olsun istiyorum.

@seyduna6678, kaz daglari mi masukiye mi peki? Agvayi biliyorum, orasi direk sevgili ile 2 gun kafa dinlemelik pek bisey yok bir de bu kadar sene icinde cosmustur oralar.

@mea maxima culpa darica hayvanat bahcesine cocukken gitmistim, hayvanat bahcesi olayi bana pek dogru gelmiyor/tercih etmiyorum.

Anladigim kadariyla bu adi gecenler disinda kenarda kosede kalmis baska yerler yok mudur?
  • nwnd  (24.04.14 00:44:54) 
[]

öngördüğünüz türkiye

saçma bir soru ama kendime sormadan edemiyorum ve net bir sonuca ulaşamadım. özellikle belki de bugünlerde kestirmek daha da zorlaşıyor. bundan 5 sene sonra öngördüğünüz türkiye nasıl bir yer? sadece sünni türk değil de tüm tc vatandaşları (eşcinseli, ateisti, azınlığı vs vs) açısından ele alırsanız sevinirim.




 
"bana" kalirsa her sey su anki cizgisinde devam edecek uc asagi bes yukari. su anki gidis nereye dogru ise o tarafa dogru gidis devam edecek.


  • fakyoras  (13.03.14 14:12:53) 
Tayyip gollük asisti yollayacak, golü ABD atacak. 5 yıl sonra muhtemelen Tayyip en son çizgiye inmiş olur.


  • armagan  (13.03.14 14:34:43) 
5 seneyi kestirmek imkansız ama, hiçbir parametre değişmezse bundan 5 sene öncesinden bu yana olan ivmenin artacağını düşünüyorum, kısacası daha hızlı yasaklamalar, çok daha düşük alım gücü (bu zaten gerçekleşti bile, sadece henüz dibi görmedi), daha kötü yaşam şartları, daha fazla stres, üstelik daha hızlı bir ivmeyle.

iyice bok çukuru olacak açıkçası.
  • aranelsurion  (13.03.14 18:03:29) 
5 sene sonra ülkemize demokrasi getirilecek.


  • Mackinaw  (13.03.14 18:09:59) 
şu anda ülke aşı oluyor. demokrasi aşısı.
aşı derken sonuçta bağışıklığı zorlayıp güçlendiren birşey. sonuçta bir aşının kişiyi öldürme ihtimali de var. bağışıklığa bağlı.
demem o ki bugünkü gibi olmayacak. ya daha demokratik daha çoğulcu ve özgürlükler anlamında daha liberal bir yer olacak.
ya da akp nin tam kontrolündeki bir ülke. her türlü özgürlüğün yabancılara serbest, vatandaşlara kontrol altında sunulduğu bir ülke.
bence 2.sinin olması daha büyük bir ihtimal. çünkü halkın o yönde bir eğilimi var. pardon eğilimi yok, tepkisi yok. olan devam edecek her haksızlığa susacaklar orası açık.
umut az.
  • zvonimir  (13.03.14 18:48:03) 
[]

masalların anne/üvey anne figürü ile alıp veremedikleri ne?

uykuya dalarken saçmasapan şeyler akla takılabiliyor bazen, bu sefer sabah uyandığımda ve gün içinde de ara ara takıldı.

masallarda fiks kullanılan belli motifler var bunlardan biri de kötü üvey anne pasif baba veya annesiz çocuk ve pasif baba. örneklemek gerekirse kısa bir beyin fırtınası sonucunda şöyle bir tablo çıktı;

pamuk prenses> kötü üvey anne herşeyden birhaber baba
güzel ve çirkin> annenin lafı bile geçmiyor baba kendini kurtarmak için kızını ortaya koyuyor. a.k.a. pasif
külkedisi> kötü üvey anne yine herşeyden birhaber baba
Hansel ile Gretel> kötü üvey anne nereye çekersen giden bir baba
uyuyan güzel> burda anne ve babanın hatasını çocuk çekiyor (biraz daha konunun dışında gibi bu)
rapunzel> bunda da anne babanın elinden çalınıyordu kız diye hatırlıyorum yine biraz konu dışı kalıyor.

bakıldığında ya anne konu dışında baba sahip çıkamamış ya üvey anne sırf kötülüğe çalışmış baba yine elle tutulur bir şey yapmamış. şimdi zaten masalların çıkış dönemleri itibariyle kadının zaten çok bir sıfatı söz hakkı yok, üretici kısım erkekler. bu masallar da ya erkekler tarafından yazılmışlar ya da derlenmişler. çoğunluğu halk öyküleri zaten ve anonimler. şimdi düşününce bir adam niye bu kadar mal erkek karakterler ve şeytan kadınlar yazsın sürekli, acaba evde oturmaktan kafayı sıyıran kadın kısmının ürettikleri hikayeler mi bunlar?..
hadi hepsini geç nasıl oluyor da bunca uzun zamandır çocuklar bu masallarla büyütülüyorlar resmen bilinçaltına allak bullak saçmasapan fikirler yerleştiriyor. hadi disney kısmı çoğunlukla para kokuyor da disney öncesi de var bu masalların.
bunun yanında ise biyolojik anne direk yüceltiliyor gibi, çünkü onun yokluğunda çocuklar bir şekilde dağılıyorlar baba ne oluyorsa gerektiği gibi sahip çıkamıyor.
tam kafamdakileri sıralayıp oturtmuş değilim onun için de karışık gitti yazdıklarım, google amcaya sordum üstünkörü ama bu üvey anne üzerine tatmin eden bir yazı gözüme çarpmadı.
arada böyle tamamiyle alakasız bir şey ile ilgilenmek iyi oluyor beyin boşalıyor, şöyle bir bildiğiniz hikayeleri kafanızda taradığınızda aklınıza gelen bu konuyla ilgili başka detaylar var mı veya adı geçenlerden ayrı bu duruma örnek teşkil edebilecek başka masallar?

 
bence masalların genelde anneye tamamen bağımlı bir yaş grubuna hitap etmesi ile alakalı bir durum.

yani bir çocuk için korku, güvensizlik, endişe, mutsuzluk ve korunmasız hissiyatını verebilmenin en kolay yolu ''annesini kaybetmişti'', ''onun yerine başka biri gelmişti'' vs diye vurguluyordı sanırım.

anneyi yüceltme aslında masaldan kaynaklı bir durum değil o yaş grubunda (6 yaş altı) tüm çocuklar anneye tamamen bağımlıdır(normal bir aile yapısında)

dolasıyla çocuğun gözünde zaten anne yücelmiştir ve onun gözünden bakarak yazıldığı için bu çıkıyor ortaya(bence)
  • neferkitty  (05.03.14 21:18:59) 
örnek verdiğiniz masallar aslında öyle çocuklar için yazılmış falan değiller. bu masalların orijinalleri 0-6 yaş grubuna pek hitap etmeyecek biçimde oldukça korkutucu, rahatsız edici öğeler içerir. bunlar ortaçağ ve öncesine dayanan toplumsal bilinçaltını yansıtan, eski karanlık hikâyelere dayanan anlatılar. şu videoda murat gülsoy gayet güzel ifade etmiş: www.youtube.com

dolayısıyla üvey anne motifi de muhtemelen insanlığın ilkel dürtülerine, korkularına belki ensest tabusuna vb. bir göndermedir.
  • microfiction  (05.03.14 22:09:59 ~ 22:14:12) 
  • sadecece  (05.03.14 22:48:02) 
aynen sizlerin de belirttiği gibi masalların orjinal halleri fazlasıyla sert. grimm kardeşler başından beri çocuklara masallar diye basmışlar lakin dozaj fazla olunca kendileri hafifletmişler. yani disney öncesi de çocuklara yönelik basılmış derlemeler, buna rağmen çocuklar için sıkıntılı olabilecek öğeler halen mevcut ve çocuklar bu masallarla büyütülüyorlar.
ben herhangi bir yerde grimm kardeşlerin kızım sana söylüyorum gelinim sen anla ekseninde çocuklar için basılsa da aslında yetişkinleri hedef alma gibi bir amaçları olduğuna dair bir bilgiye şimdiye kadar rastlamadım, durum biraz da böyle olabilir mi sizce?

  • nwnd  (05.03.14 23:06:53) 
grimm kardeşler birtakım halk hikâyelerini, masalları derlemişlerdir sadece. aslında bunlar âdeta ateş etrafında, şömine başında anlatılan hikâyeler. tabii bugünün insanının aklına masal deyince aklına hemen çocuklar geliyor. fakat bunlar daha sonradan çocuklara anlatılmaya başlandı. (işte grimm kardeşler vb.den sonra) mitlerin işlevi neyse bunların da işlevi aynıdır. oedius'un hikâyesinin ensest tabusunun yarattığı dehşete işaret etmesi gibi. veya geçmiş zamanlarda cadılardan korkulması vb.


  • microfiction  (05.03.14 23:15:05 ~ 23:16:13) 
@Microfiction; dediginiz gibi bunlar halk hikayekeri ve grimm'ler tarafindan derleniyor. Lakin bu derleme ilk gunden beri cocuklar icin basiliyor. (Children's and household tales) Icerikten dolayi sonucta yetiskinlere yonelik basma secenegi kullanilabilirdi ama cocuklara yonelik basiliyor. Burdaki mantik kizim sana soyluyorum gelinim sen anla mantigi olabilir mi? (animal farm'in yuzeysel bakildiginda cocuk kitabi yanilgisi olusturabilmesi gibi)


  • nwnd  (05.03.14 23:46:09 ~ 23:53:19) 
yalnız dediğiniz kitap 1800'lü yılların başı gibi çok geç bir dönemde basılıyor. bu dönemde artık yetişkinler birbirlerine bu türden hikâyeler anlatmak yerine romanlara yönelmiş durumdalar. masallarda anlatılanlarsa daha erken dönemlere, yaşayışlara, artık neyi temsil ettiği bilinmeyen korkulara ait. dolayısıyla sanayi dönemi insanı için bu hikâyeler (orijinalleri bile) ne kadar ilgi çekici olabilir ki? düşünün ki çok sonraları, tolkien bile yüzüklerin efendisini yazdığında "koskoca profesör bu masallarıyla mı uğraşıyor" tepkisiyle karşılaşmıştı. bu yüzdendir ki grimmler bu hikâyeleri çocuklara arz etmeyi tercih etmiş olsalar gerektir.

ne kadar alakalıdır bilmiyorum ama bu bana bir şeyi çağrıştırdı. ömer seyfetin'in de öyküleri aslında yetişkinler için yazılmıştır. önemli bir kısmında çocukları rahatsız edici cinsellik, şiddet vb. unsurlar vardır. ama sırf müfredata konulduğu ve birileri bunları çocuk kitabı diye sattığı için (malum, telifi ödeme derdi olmadığından herkes basıyor sefettin'i) insanlarda böyle bir algı da var. yeri gelmişken değineyim dedim.
  • microfiction  (05.03.14 23:59:55 ~ 06.03.14 00:00:36) 
[]

bol çocuklu fransız filmleri

bu işin ustası belki de truffaut amca l'argent de poche olsun les quatre cents coups olsun çocuk aktörler konusunda pek başarılı.

eski olur yeni olur ama fransız olsun bol çocuk aktör olsun hangi filmler geliyor aklınıza?

mesela daha güncel les choristes var le petit nicolas var. imdb üstünden önerilerden gittim azcık ama direk hollywood'a döndürüyor işi.



fransız ve çocuk kelimeleri birleşti diye lütfen jeux d'enfants girmesin araya, bozuşmayalım :)

 
Innocence (2004)


  • Ufuk  (27.12.13 03:32:21) 
bol çocuklu değil ama çocuklu ve aileye dair. belki olur dedim.

(bkz: le premier jour du reste de ta vie)
  • dracox  (27.12.13 07:51:42) 
[]

gün batımı

istanbul'da gün batımı en güzel nerden izlenir?




 
bostancı,moda,adalar,üsküdar,kız kulesi.


  • dahili meddah  (19.12.13 08:32:20) 
Gün batımı saatinde Kadıköy-Beşiktaş vapuruna binip üst tarafta oturabilirsiniz mesela, oldukça güzel izlenir.


  • whoosie  (19.12.13 08:42:43) 
[]

türk şairler

Türk şairlerin işlerine ulaşabileceğimiz antoloji kıvamında DUZGUN bir site var mıdıdr?




 
güncel değil ama siir.gen.tr fena değildir


  • dinsiz adam  (17.11.13 01:03:34) 
şu an piyasada isim yapmış referans olarak verilen antoloji kitaplarının yerini tutmasa da sitede belirtildiği kadarıyla 194 şairin toplamda 2066 şiirine ulaşmak için şu siteye bakmakta fayda var: www.siir-defteri.com


  • candanag  (17.11.13 04:40:29 ~ 04:41:55) 
internetteki şiir siteleri güvenilmezdir. bir şairin yazmadığı bir şiiri onun şiiriymiş gibi koydukları çok sık oluyor. en temizi memet fuat'ın türk şiiri antolojisini almak veya kütüphaneden temin etmek. tabii başka bir basılı antoloji de olabilir.


  • microfiction  (17.11.13 17:10:33 ~ 17:11:07) 
@microfiction iste tam saydigin sebeplerden dolayi duzgun bir site ariyorum. Maalesef bulundugum yerde bahsettigin basili kaynaklara ulasma imkanim yok su anda.


  • nwnd  (17.11.13 18:36:52) 
[]

digital fotograf-raw

hard core olmasa da bayağı uzun bir süredir elim makine tutuyor, kendimce kafa dağıtıyorum. siyah beyaz filmle başladım karanlık oda vs bilgim var. sonra elime dijital makine geçtince digital ile devam ettim. herşey buraya kadar güzel. baktım raw olayı var ona da el attım sonucta jpg'den siyah beyaz photoshopta detaylı ayar yapmadıkça güzel sonuç vermiyor. raw sonuç olarak daha avantajlı..
herneyse uzatmaya gerek yok, şimdi ben fark ettim ki raw çekmişim ama çoğu fotograf çekildiği gibi duruyor. şimdi bunları siz tek tek herbirini işliyor musunuz yoksa toplucana belli bir recipe ile mi işin içinden çıkıyorsunuz. aşırı detaycı mükemmeliyetçi biri olarak hepsini bir yaparsam en iyi sonucu vermiyecegini dusunuyor ama tek tek de uğraşırsam aşırı vakit harcıyacağımı biliyorum. sonuç eylemsizlik. bir de çektiğim halini beğenmiş olsam da acaba şöyle nasıl olur vs diyerek kafayı çorba yapıyorum..
ha bir de şu var ayarladık herbişeyi sonuç kaydetme işine gelince pixel kısmında hep kafam karışıyor, kas kafama bir türlü sokamadım. bir yardımcı olsanız?


 
adobe lightroom kullan kullanmıyorsan. evet bence de tek tek yapılmalı ve öyle yapıyorum. maalesef çekmek kadar eğlenceli değil hele yavaş bir pc varsa. :) ama lroom gerçekten işi kolaylaştırıyor. pixel kısmı derken? ben raw'ın aynı boyutlarında kaydediyorum. başka ne demek istemiş olabilirsin?


  • ben smyrna  (08.10.11 18:34:39) 
adobe bridge yeterli raw işlerken. atıyorum bir fotoğrafı işledikten sonra onun ayarları kopyalayıp düer resimlerde de uygulayabiliyorungu


  • cedric tweedledee  (08.10.11 18:40:27) 
ha bir de nesinde kafan karışıyor ben onu anlamadım?


  • cedric tweedledee  (08.10.11 18:41:31) 
kayıt esnasında jpg yapmak isteyince karşıma bir compression ratio bir de resolution seçenekleri geliyor. compression ratio tamam, resolution için mesela otomatik 180 pixel/inch geliyor direk öyle mi kaydetmek lazım o zaman. hani seçme şansı veriyorsa hangisi daha mantıklıdır diye düşününce kafa karışıyor, pixellerden de olmamak adına.


  • nwnd  (08.10.11 18:44:40) 
4 senedir raw ı jpeg e çeviririm daha karşıma öyle bir seçenek çıkmadı :/


  • cedric tweedledee  (08.10.11 21:23:42) 
baski alirken genelde 300 dpi veya 350 dpi tercih edilir. cok onemli degil aslinda.


  • chavezding  (08.10.11 21:25:20) 
ben canon dpp ile raw işlemlerini yapıp photoshop'da hazır action ile işlemi bitiriyorum. ama benim çektiğim tüm fotoğraflar aynı türde olduğundan zaten istesemde yapacak pek başka bir şey olmuyor.


  • thebug  (08.10.11 21:36:49) 
[]

ev satın almanın püf noktaları

nelerdir?




 
mt2 brüt olaylarına dikkat edin. firmanın ve firmada çalışan ekibin geçmişine bakın. esenyurt,beylikdüzü gibi bölgelerde evlerin zeminlerinin çok kötü olduğu söyleniyor. Yeni yapılan ve ismi olanlar için söyleniyor bu yüzden iyi araştırın.tapu çok önemli buna dikkat edin. genelde modelden ev alınıyor artık. O modelde gördüğünüz sosyal donatılara kanmayın bazen çok farklı çıkabiliyor.kira kadar aidatlar oluyor sitelerde bunlara dikkat edin. bunun dışında vardır arakdaşların ekleyeceği detaylar.


  • wax simulacra  (09.07.11 19:02:49) 
ev sahibi olan manyak komşu olmaması
muhiti
deprem yönetmeliğine uygun yapılmış olması ve zemin, bina etüdü
cephesi ( güney en makbulü galiba)
üst katsa çatı izolasyonu, giriş katsa su basma riski
rutubet olup olmaması ( bu dönemde üzerine temiz boya çekildiğinden anlamak kolay olmayabilir)
evin tren gibi değil de, karemsi olması ( daha elverişli kullanım sağlıyor)
cadde üstüyse gürültülü olup olmaması
toplu taşıma, okul, park ve hastaneye yakın olması
tapuda bi yamuk olmaması
  • pyro clustic flow  (09.07.11 19:07:23) 
Çevreye de dikkat etmeli... Sık sık asayiş olayları olan bir yerde kimse yaşamak istemez.
Apartman sakinlerinin profili de önemli tabi.

  • livaneli kadir  (09.07.11 19:12:37) 
Kiraya verip vermemenize, yatirim amacli ya da kendinizin oturacak olmasina gore degisir aslinda. Ev alma amaciniz nedir?


  • crown  (09.07.11 19:36:56 ~ 19:37:29) 
@crown dediğiniz gibi amacına göre faklılıklar var. ama biz kendimizin oturacağı gerekirse yatırım amaçlı da kullanılabilecek bir ev varsayalım. sonuçta günün birinde satmak veya kiralmak istendiğinde de zorluk çıkarmamalı.


  • nwnd  (10.07.11 13:23:55 ~ 13:24:10) 
[]

ortaklık

şimdi ilerde kafamdaki bikaç projeyi hayata geçirmek için bir şirket kurmak farz gibi görünüyor. ama bu projenin altından tek başıma kalkamıyabilirim, maddi açıdan çok bilgi konusunda. mesela bir business plan, tanıtım, stratejik gelişme taktikleri vs konularından şu anda pek anlamıyorum, kısacası bir end mühendisinin bileceği şeyler. hal böyle olunca da işe bu konulardan anlayan birileriyle ortak olarak girişmek lazım bi şekilde.

peki bu ortaklık işleri nasıl oluyor, hep %51 e %49 oranını duyuyorum mesela. bunun amacı bir ortağin diğerinden üstünlüğünden başka nedir? veya 50-50 ortaklık yapılamaz mı? herkes hissesine göre mi ortaya parayı koyar yoksa bir taraf proje sahibi olduğundan diğer taraf mı parayı koyar.. nasıl yürür bu ortaklık meselesi?

veya hiç ortaklık işine bulaşmayıp kendi şirketini kurup gerekli elemanlarla çalışmak mı daha mantıklıdır?

ortaklıkta biliyorum risk yarılanıyor ve ortağınız kendi işi de olduğundan daha bir canla başla çalışıyor. ama dez avantajları püf noktaları nedir hiç bir bilgim yok.

bu arada konu mimarlık-tasarım üzerine.

teşekkürler

 
öncelikle %51e %49 çok sık rastlanan bir şey mi emin değilim, genelde bir ortak %51e sahip olur, kalan %49 başka ortaklar arasında bölüşür. amaç %51lik kişinin (genelde şirketi kuran zaten) tek başına karar alabilmesini sağlamaktır..%50 %50 en yakın arkadaşla bile ütopya, kimsenin %51 %49u da kabul edeceğini sanmam..
para tabi ki hisseye göre koyulur, kar da ona göre bölünür..
bu arada ben de bugünlerde üstünde çalışacak proje arıyorum..maddi veya diğer ıvır zıvırlarda yardımcı olabilirim, ilgilenirseniz projeye bi bakmak isterim..
  • erostrada  (06.12.08 08:57:25) 
büyük şirketlerde genelde yönetim kurulu diye bir şey olur. karar o yüzden yönetim kuruluna üye olanlarca alınır. firmanın halka arz edilip edilmeyeceği, karın hisse seneti sahiplerine dağıtılıp dağıtılmayacağı, şirketin yatırımları vs. gibi. siz iki kişi olduğunuzda ikiniz ortak karar alırsınız, ancak, aranızda "ilerde konuşarak hallederiz" diyecek hiç bir şey bırakmayın, birbirinizi önceden uyararak her ayrıntıyı düşünün ve bunları kağıda döküp imzasını basın. gerekirse bir avukat aracılığıyla yapın bunları. ortaklık iki taraf da bir şey getirecekse iyi bir şeydir. ancak sadece kuruluş için gerekli sermaye yok diye ortak alınmaz gibime geliyor.


  • nihilanth  (06.12.08 11:57:13) 
@erostrada; projenin çoğu hafamda belli bir kımsı da bölük pörçük notlarda. toparlama fırsatım olmadı henüz. zaten gerçekleşmesi en az bir 5 sene sonra mümkün. yardım teklifiniz için teşekkürler, aklımda, ilerde kapınızı çalabilirim.

@nihilanth; şü anda gözü kapalı 2 kişi var projeye dahil olmak isteyen, bende sözlü bile olsa birlikte yaparız demeden evvel detayları bilmek istiyorum. sonucta ortakllık isteğim sadece sermaye için değil. ben olayın mimari creatif kısmıyla uğraşırken şirketin diğer finansal tanıtım işleriyle ilgilenecek biri lazımmış gibi geliyor. herşeyi tek başıma yaparsam kafayı yiyebilirim.

toplucana sağolun
  • nwnd  (06.12.08 14:41:32 ~ 13.12.08 02:43:21) 
[]

Yedekleme

selamlar,
bilgisayarınızdaki önemli verileri yedeklemek için ne tür bir sistem geliştirdiniz? cd'ye yazmak pek mantıklı gelmiyor, uzun vadeli pek güvenmiyorum. şimdilik external hard disk kullanmaktayım ama o da sonuçta kafasına estiği bir an göçebilir.

teşekkürler,

 
harddisk, cd-dvd den daha güvenilir bir medyadır çoğu zaman. external harddisk kafasına estiği an göçebilir evet ama burada önemli olan bilgisayarının ve external diskinin "aynı anda" göçmemesi. yani riski dağıtmış oluyorsun. external disk çökerse yeni bir disk alıp yedeklerini tekrar aktarırsın. veya bilgisayarın çökerse externaldan yedeklerini geri alırsın, fakat ikisinin aynı anda gitmesi daha çok hırsızlık durumlarında olur. ikisi aynı anda bozuluyorsa şanssızsın diyelim ama en önemli verilerini üçüncü bir yere almayı düşünebilirsin. bir büyüğün dediği gibi "en az 3 kopyası olmayan dijital veri, aslında yoktur"


  • kurukafa  (28.11.08 17:24:22) 
gerektiginde rapidshare kullaniyorum. rapiddisinda bikac siteye daha yukluyorum nolur nolmaz diye.


  • sanio  (28.11.08 17:39:10) 
external ile birlikte işletim sisteminin olmadığı partisyonda tutabilirsiniz. tabi önemli veriden kastınız ne, boyutları ne kadar, erişim sıklığınız nasıl bunlar da önemli. sürekli editlenen text ağırlıklı dosyalarsa flash disk daha mantıklı olur.


  • leylak sarabi  (28.11.08 17:46:35) 
bi external hdd aldım bir de eşitleme programım var güle oynaya kullanıyorum henüz başıma bi şey gelmedi.. zaten korka korka kullanıyorum kullandığım sırada, hani düşürmeyi geçin, hdd'yi kullandığınız sırada oynatmak, sallamak vs bile sakıncalı aslında.. ne olur ne olmaz hesabı..
hdd'nin avantajı, eşitleme programı ile kullanınca yeni eski verileri tanıyor ve direkt nokta atışıyla güncelleme yapıyor.. eksik gedik kalmıyor..

  • p shadow  (28.11.08 22:46:18) 
ayrı güç girişi isteyen harici sabit disklerin, veriyi ve enerjiyi usb portundan alanlara kıyasla daha dayanıklı olduğuna dair bir inancım var. yakında uygulamayı düşündüğüm yöntemde, yedeklemek istediğim veriyi hem ayrı güç girişi olan harici sabit diske, hem de usb den beslenen harici sabit diske kaydedeceğim.


  • makineci  (28.11.08 23:54:31) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.