Ekşi Duyuru

Bu insanı lütfen gerinizde bırakın çünkü hızlı koşan atın b*Ku seyrek düşermiş, bende benzer biriyle birlikte oldum 4 sene boyunca tabi bekardı ama siyaset vs konularında da aynı sizin gibiydik ve bence siyaset filan aşılır bir şekilde belki ama kıskançlık kısıtlama devreye girerse sorun olabilir diye düşünüyorum, ki o bir kere evlenmiş ve siz evlenmemişsiniz, bilemiyorum, ama ben vazgeçerdim olmayacağını bir kez hissediyorsanız dinleyin ben 4 sene o sesi bastırdım en sonunda da evlilikten döndüm zaten, kısacası olmadı.

Çok baskıcı ve paranoyak diyorsun ne kadar hızlı söylersen o kadar faydalı olur. Kibarca ve mesafeli bir şekilde kendini ifade et.

Sana bu kadar değer verdiğini umarım kıskançlığından vs düşünmemişsindir bu iyi bir sevme modeli değil ki. Bence iyi seven yoksa hiç seven olmasın daha iyi. Kıskanç paranoyak adamlardan kurtulmak çok zor olabiliyor zaman geçtikçe.

bu soru trol di mi? lütfen öyle olsun. mide öz suyum ağzıma geldi. karıcığım ne ya ://

adamın seni sevdiği falan yok. gözünü seveyim kendine gel abla. kaç kurtar kendini.

ay bana çok korkunç geldi bu tablo. her ilişkinin dinamiği farklıdır ama sizinki sağlıklı olarak değerlendirilebilecek bir şey değil.

ek olarak ben de onun tepkisinden içten içe tedirgin olduğunuzu düşünüyorum ki böyle birine karşı çok normal. onu suçlamadan ve uzun uzun laf anlatmaya çalışmadan ayrılın. sen böyle böyle yapıyorsun vs dediğinizde sizi ikna etmesi için ona açık bir kapı bırakmış olursunuz.

problemli birisi, zaten siz de saymışsınız.

Problemleri daha da belirmeden hemen nikah kıymak istiyor ki kaçamayasınız.

Kendisinden hiç hoş bir his almadım, ayrılınca çirkinleşecek bir karakter gibi geldi.

Koşarak uzaklaşın, başınıza iş almayın derim.

Bi dünya efendi adam var, şu piçlerde ne buluyor bu kızlar anlamıyorum.

gidip boyle adamlari buluyorsunuz ondan sonra basiniza bin tane olay geliyor, tabi ki adamin yaptigi dogru degil ama sizde biraz akilli olun be kardesim, her tespih sallayani, her killi kekoyu kendinize sevgili yapip agliyorsunuz sonra burda

Yalnız adam piç erkek değil, bildiğin deli bu bence :D

bırak kimse seni sevmesin ne olacak? Sen kendini sev emin ol seni de seven çıkar.

Elemanin verdigi kirmizi bayraklardan fular-sal felan yapar giyersin o kadar cok.

Kackackackac...

ego yapıyorsundur büyük ihtimal.

kafanda "ilişki bitirenlere" dair tanımların vardır. ayrılmak istediğini söylediğinde o insanlardan olacağını düşünüyor ve kendine bunu yakıştırmıyorsundur. (egon, senin en düzgün, en ideal halinde var olmak ister.) bir de sorumluluk alamama şeysi de vardır tabi.

yalnız karıcım ve kocacım fenaymış. ben ilişkilerimde aşkım kelimesini bile kullanmayı pek sevmiyorken o sıfatlar beni aştı şu anda. :)

"Bana sürekli karıcığım diyor. Neden diyor anlamıyorum. Benden de ona "kocacığım" dememi istiyor."

cidden imdat. neler oluyor sana?

bir de teknik yorum yapalım. adam tek kale maç oynuyor senin kalende. sen bi topu alabilsen, baskıyı durdurabilsen bir düşüneceksin şimdi ne yapmamız gerekiyor diye ama adam öyle baskı kurmuş ki kalende, senin tek yaptığın önüne gelen topu sallamasyon ileriye vurmak olmuş. sonra o topu alıp yine yükleniyor sana. düşünmeni engelliyor. hipnoz ediyor.

bağımlı kişilik falan olabilir misin acaba? Böyle birinin ilgisini kaybetmek istememek bana biraz patolojik geldi. adamın hiçbir olumlu yanı yok nereden tutsan elinde kalıyor umarım ayrılmak istediğin için zarar görmezsin bu kişiden. jet hızıyla bitir bence.

inanılmaz. bir plazadan atılmayı ya da sokak ortasında dövülmeyi mi bekliyorsun? şu anlattığın profil tam olarak onu çağrıştırdı bana çünkü. ya bi de şu optimizmi anlamıyorum; ben bahsettiğin "figür"e hayran birini insan yerine koyup sümüğümü bile atmam. siz nasıl ilişkilere başlıyorsunuz...

duydum çünkü aydın-izmirde oturuyorum. buralarda herkes bilir. buralarda oturmasaydım sanırım gene duyardım. çünkü: 1. gezmeyi severim. 2. eşim turist rehberi.

3 gittim ben oraya, haciyim bir nevi:p
İlk gidisim cok eski nedeni hatirlamiyorum ama danirim arabyal bodrum-kusadasi falan yaparken gidildi.
Sonra anne goturuldu. Sonra da anne ve ablayla falan gidildi. Turistik gezi mahiyetindeydi. (Anne cok sever oyle maneviyati olan yerleri)

*3 kere

yerli muhafazakar turist meryem ana evine çok sıcak bakacağını düşünmüyorum. seküler kesime hitap edebilirsiniz. efese gidildiğinde yakın olduğu için oraya da gitmiştik. izmirli olduğum için ilk ne zaman öğrendiğimi bilmiyorum. çok küçükken öğrenmiş olabilirim.

Ay editleyemiyorum mobilden!! Yazim hatalari icin cok ozur dilerim. Gondermeden once okumaliydim:(

Selcuk merkezden efese bizi birakan arkadasin tanıdıgindan duydum. Yolda giderken surdan giriste meryem ana evi var , Pek bsy yok degmez gibi seyler dedi. Sanki yolu bozuk oranin da demis olabilir oyle seyler hatirliyorum.

efes antik kente giden çoğu turist meryem anaya da uğruyor. tek başına değil de antik kentle birlikte reklamı yapılmalı diye düşünüyorum.

ben de gittim hem de iki kere. efes’e giden buraya da mutlaka gidiyor bence. kuşadasına giden herkes bir şekilde öğreniyor varlığını.

edit: gidip gitmediğimizi yazacak mıydık? sanırım 15-20 olmuştur. ama bir pazar ayini ya da 15 ağustostaki ayine gidemedim bir türlü.

tavsiye istiyorsunuz madem, ekleme yapayım. efes'e gitme ve meryem ana'ya gitme oranını araştırın. efese gidenlerin büyük kısmı meryem ana'ya da gider. ya da efesi bilen meryem anayı da bilir. hatta iyice abartıp yedi uyurları da sorabilirsiniz. muhafazakar kesim yedi uyurları bilip gidiyorsa ve meryem anayı bilmiyor ya da biliyor fakat gitmiyorsa oradan bir şey yakalayabilirsiniz. araştırmanın ne olduğunu bilmeden öneri vermek de ne bileyim biraz şey oldu gibi

2 kere gittim:) İlkokulda Selçuk'a yapılan okul gezisinde Şirince Köyü, Efes ile birlikte buraya da gidilmişti.
Bir kaç sene önce gittiğimde de Meryem Ana Evi'ne Selçuk Garajı'ndan dolmuş vs. yoktu. Şimdi nasıl bilmiyorum ama İzban ve trenle gelenler için taksi dışında alternatif şart.

Turla geziye gittiğimizde tur şirketi götürmüştü bizi.

duydum, çocukken 3 aile toplaşıp gitmiştik.

Efes antik kenti duydum, babam alman arkadaslariyla gitmisti bize anlatti. Sonra o zaman arastirinca falan meryem ana evini de ogrenmistim, bi kere de ne kadar dogru tam hatirlamiyorum hiristiyanlarin haci olduklari yer diye izlemistim

Evet, bir kere de ziyaret ettim.

Selcuk´a zaten Efes icin gidecegim icin, arastirip yakinlardaki gorulecek yerleri bulmustum. Ulasimi sadece ozel aracla mumkundu, biraz caydiriciydi boyle olmasi, taksi tutup gitmistim. (Yakinindaki harika gozleme yeri ve buz gibi nar suyundan dolayi da gitmis olabilirim.)

Biliyorum, gittim. İzmirliyim. Lisede iken okul gezisinde Efes’e Meryem Ana’ya ve Şirince’ys gitmiştik. Daha sonra Efes’e 3 kez daha gittim ancak şirinceye her defasında uğramama ve son ikisinde yanımda Hıristiyan biri olmasına rağmen Meryem Ana’ya çıkmak masraflı olduğu için gitmedik. Dünya düzeldiğinde bir dahakine kesin gideceğiz.

Duyduk gecen yaz gittik gezdik

Efese giderken yol üstü olduğu için uğramıştık. İzmirli değilim.

ben hep meryem anayı biliyordum öğrenme diye birşey olmadı ben 2 yaşındayken bizimkiler gitmiş 90lı yıllar malum sıkıldıkça fotograf albümüne bakılır oradan hep meryem ana'daki fotoları görüyordum benliğile ilgili ilk anılardan desem yeri var. o yüzden bilmemek bana çok garip geliyor.

efes'e gitmeye karar verdikten sonra araştırırken duydum, fark ettim. efes'in çok net gölgesinde. zaman kalınırsa gidiliyor.

Dokuz Eylül üniversitesi mezunuyum. Ögrenciyken efes şirince tarafına neredeyse her hafta gezi olurdu okulun etrafı da tanıtıcı afişlerle dolu olurdu. İlk o afişlerde gördüm ama gitmek kısmet olmadı

22 yaşımda İspanya'da otostopla gezerken, şöför-hacı abimizden duymuştum ilk defa. aa süperdir falan demiştim ama o zamana kadarki hayatımın yarısını ege'de(bodrum) geçirmeme rağmen ilk defa o zaman duymuştum.

bir kere efes-şirince turuna katıldığımda götürmüşlerdi, tur programından görüp öğrenmiştim. sonra bir kere de arkadaşımla birlikte o taraflara gitmişken gittik. izmir'e taşınmadan önce duymamıştım.

genel kultur olarak biliyorum. muhtemelen ilk genclik ergenlik cagimda duymusumdur.

Eskiden daha çok duyuyordum. Artık duymuyorum tek.15 sene önce falan gitmiştim

İstock üyeliğim var istersen oradan yardımcı olabilirim

var zaten birçok araçta.
çözüm değil demek ki

Kamera ile baş olmaz. Anlık olarak binlerce taksiye kamera ile izlemek pek efektif değil.
Ancak İBB lokasyon bazlı takip sistemi gerçekleştirse; UBER, Bitaksi tarzı bir denetleme mekanizması devlet tarafından kurulsa çoğu şikayetin önüne geçilir. Yolcunun rotası ile taksinin rotası bilgisayar ile analiz edilir, ciddi bir sapma varsa şüpheli listesine alınır vb. Tabii bu çoğu kişinin işine gelmediğinden hayata geçirilmiyor. IBB de anca denetlemek değil kendisi para kazanabilsin diye itaksi falan gibi saçmasapan şeyler yapıyor.

o kadar ugrasana kadar devlet direk üzeri serbest bıraksın alternatif yerli ve yabanci firmalar gelir. musteri memnun olur fiyatlarda duser

aslinda gayet efektif bir fikir. anlik olarak tum taksilerin izlenmesine gerek yok. ama bu isi belediyenin organize etmesi lazim. ozel programlanmis icinde sim kart vasitasi ile internet baglantisi da olan kameralar butun taksilere/dolmuslara zorunlu tutulur. butun yolculuklar anlik olarak merkezi sisteme aktarilir. sikayet oldugu takdirde ilgili aracin kayitlari acilir bakilir. sikayet olmazsa 1hafta/2hafta/1 ay gibi bir sure sonra kayitlar silinir. ayni sistem uzerinden gps takibi de yapilir ve yolculugun hangi guzergahtan yapildigi hesaplanip, tutar/kazanc takibi de yapilir. onemli olan sey belediyenin bu taksi sorununu cozmek istemesi. yazilim olarak da kompleks bir durum yok. 2-3 ay icerisinde tamamlanabilecek bir cozum. sistem olarak da ucuzundan RasperryPi ile bu is halledilir. donanim olarak da cok maliyetli bir sistem olmaz tahminim arac basi maks 1000tl'ye donanim isi halledilir.

itaksi'nin kullanim amaci o. ve o planlaniyor. belediye sirayla tum taksilere itaksiyi entegre ediyor. hepsine kamera zorunlulugu veriyor. ve kamera direkt emniyete bagli olacak. havalimani bombacilarinin taksiyle gitmesi ve mobesenin arkada oturani goremedigi icin ihtiyactan cikan bir uygulama.

www.beymen.com

Öyle bir ayakkabı yok malesef. En yakını için de yds eğitim botu derim ama o da kayar.

Nedem? Buzda kaymayan suda kayar, suda kaymayan buzda kayar. En olmadı parlak zeminde kayarlar. Onda kaymayan da ıslak ve parlak zeminde kayar. Hiçbiri olmazsa karda kayar.

Kışın çetin geçtiği zorlu arazilerde falan artık doktora yaptığım için o kaymayan bot efsanesinin gerçek olmadığına kanaat getirdim.

Not: Bot koleksiyonum var.

spackinq'e istinaden benim harley ısıtıyor ve su geçirmiyor. karda ve buzda da kaymıyor ama fayans diye tabir edeceğim parlak ve ıslak zeminlerde slalom atıyorum. bizim şehirde çoğu pasaj bu malzemelerle kaplı ve "dikkat kaygan zemin" uyarısı var zemin kuru olsa bile.

Ya da tchibo dan bot zinciri alabilirsiniz. Yıllardır kulanıyorum

kaymayan bot diye bir şey yok bence de

Hiç kaymayan bot yok bence de. Ancak en az kayanlardan olsun diyenler için kauçuk tabanlı botlara yönelmelerini öneririm.

Kinetix’in botlari iyi bayagi

4 yıl önce aldığım Greyder botlarımla neredeyse hiç kaymadım. Bundan önce de lise 2- üniversite 3. Sınıf arasında da yine Greyder kullanıyordum onunla da hiç kaydığımı hatırlamıyorum. Ha kaydiysam bile benim sakarlığımdandır. İkisi de su geçirmiyor.

camper'in goretex botlarindan bir tane alabilirsin.

adidas terrex. herkesin dediği gibi hiçbir zeminde kaymama olayı zaten bilimsel olarak mümkün değil fakat su geçirmemezlik konusunda % 99 başarılı

Demetlet URLA
Demetle TURTA

Demetle'tura :s turta :s bilemedim...cok uzun geldi

böyle isim mi olur kolaturka gibi

uzaktan bakınca dimetiltriptamin yakından bakınca demetliturta. nerden yaksam olmuyor.

kötü bu. size başka isim bulalım.

demetgeziyor çok mu klişe olur?

ek: bruce'un önerisi benim hoşuma gitti.

seninkinin kötü olduğuna mutabık kaldık sanırım. ben de klişe öneri hakkımı birdemetseyahat.com olarak kullanmak istiyorum o yüzden.

Kötü.

Benden de gelsin bi tane, demetfirarda
Biraz çakma oldu ama bu isimle başlayınca 10 15 seneye kanal sahibi oluyorsun, güney amerikada ünlü ünsüz yarıştırıyor, memlekette de insanlar şaklabanlık yaparken önündeki butona basıp evine uğurluyorsun insanları

başıma bir şey gelmeyecekse ben beğendim.

Aklima kotu ve ahlaksiz seyler getiriyor.

demetonroad?

demetur?

demeter'e ince gönderme haha

Yunan mitolojisinde tarımın, bereketin, mevsimlerin ve anne sevgisinin tanrıçasıdır.

Oluyor; denedim; www.instagram.com

Çok teşekkürler, ben denemeye kalkınca sonra geri alamıyorum da. Bir de ikisinde de türkçe karakter kullanılmıyor, değil mi?

evet kullanılmıyor, rica ederim.

beslenme düzenin nasıl ki?
kabuklu şeyler ye

Kuruyemiş türevleri.

Çay kahve

Çay

yemek yedikten hemen sonra ders çalış. böylece çalışırken karın acıkmaz. kahve-çay-soda içersin hatta çalışırken.
ve kuruyemiş+1

Sakiz

bu durumun ilacı galiba filtre kahve.

stresten değil de bu gibi durumlarda beyin çok fazla enerji harcıyor. bu yüzden beynini yoğun kullandığında besin ihtiyacın artıyor. alışkın değilsen psikolojik de olabilir, o yüzden en iyisi karnını doyurup oturmak. yoksa kafan da almiyornzatenb:/

Sıcak su

Yalnız değilsin, ben de sevmiyorum o hayvanları yemeyi.

Ölü hayvan yemenin her türlüsü iğrenç bence.

Hayvan yemeye gerek yok +1

Hamsi tava ye, o baya lezzetli.
Doyana kadar da yersin fiyatı pahalı değil.

hayatımda iki kez balık yedim galiba. onları da küçükken zorla yedirdiler. iğrenç kokuyor, ağzıma sürmem. asla yemem dediğim, seçtiğim tek şey.

Ayy ben dee yiyemiyorumm pis kokuyoo

üzgünüm ama balığı istediğiniz kadar çeşnilendirebilirsiniz, o kokuyu tarif edemem, sevmiyorsanız anlayamazsınız akdkdkd

Benim de 2,5 yılı geçti. İhtiyacım vardı ama. Arasında 3-4 ay boşluk olan iki ilişki yaşamıştım 5 senede. Kendime geldim sayılır. O arada küresel tatları denedim. İyi de geldi.

Bir seneyi geçti :(

2.5 yıl dolmak üzere.

Gayet normaliz bence.

20 ay filan. İlk ve tek aşkımdı gençlik çağımda. Sevgi çiçeği...

O benden sonra hemen evlendi ve 2-3 ay sonra da doğuracakmış.

Marty (1955) filmini izledim geçende. Kendimi gördüm orda.

Zor kirve zor.

7 ay

vay be. herkes birinden diğerine diye düşünürdüm öyle değilmiş bi keyiflendim. sizin tercihiniz sonucunda böyle olduğunu düşündüğüm için yani. benimde 4 ay oldu...

1 yıl

Degisir.

Iliski olarak 1 yil 1 ay.
Fb olarak 1.5 ay.
Flort olarak hatirlamiyorum kac gun oldu ama oldu.

Neyse yalniziz, default.

22 yıldır...

(depresyon)

5,5 sene :(

Arttırıyorum ve 8 diyorum

7 ay

1 sene oldu galiba

3 yıl bitiyor. Yeni yıl ile birlikte 4 diyebileceğim.

Düzeltme: 4 bitiyormuş.

1 senedir sevgilim yok, son fakbadimden 2 ay önce kaçtım (köylü çıktı aw). Kahve içmeyi severim.

yıllar oldu bensizliğim sensizliğinle tanışalı

beraber martılara simit attılar.

film izlediler.

Sonra da ayrıldılar.


a.k.a çok yıllar.

İlişki olarak 4-5 sene falan

Fb olarak 5 ay falan olmuş.


Mevcut yapı gereği bu topraklar içerisindeyken uğraşmak gerekiyor böyle şeyler için. Benim de hiç uğraşasım gelmiyor artık.

Hem erkek hem kadın tarafında bu sorun var, önemli olan bu kişileri nasıl karşılaştırabilir ve match edebiliriz :)

2,5 yıldır hiç flört etmediysen sıkıntı var demektir, ha arada flörtlerin olmuştur ama doğru kişiyi bulamamışsındır o başka.

subattan beri.

Çay bahcesine. Ciddiyim.
Bol şans bu arada.

İsterdik. Bira/şarap ya da kahve içmeye çağır bir akşam, olmadı yemeğe çağır.

Cay bahcesi +1. Cay icin. Cay iyidir. Sonrasini spontane birak. Olumlu giderse bende bilmiyorum bu kadarini planlayabilmistim dersin sevimlilik itemi olur. Ha olumsuz giderse de uzulecegin bir plani mahvetmis olmazsin. Neyse cok yazdim, bi yola cik gerisi gelir. Arrivederci.

Sen ne cagircan ya kendini cagirt.
Cagiramiyorsa da salla.

Şehir?

Bir erkek olarak o etmesi lazım bence. Sen ilgili davranıyorsan ve etmiyorsa zaten senden hoşlanmamış olabilir veya uygun zaman değildir.

Etme sakın

Ahahah, pek sirin <3

Abla, genelde bu durumlarda hatun tarafi kendini "davet ettiriyor.".Bence oyle yap.

Mekan olarak cafe olur, acik hava cay bahcesi olur. Alkole bulasmayin ilk.

isterim tabii.

Benimle cikar misin catiya diye sor.
sinemada su film var gidelim mi de iste. Sinemada isinirsiniz birbirinize.

Bu ne ya burasi toplumsal kaliplar kokuyor...

Erkekten beklemek neden? İcinden geldiği gibi davran, isteklerinin peşinden gidiyorsun, cok güzel duygularin insanısın.

Dunyanin en sacma yerine de çağırsan bence yanyana geldiginiz an o ergen heyecan olur:) bence mekan degil de senin kendini rahat hissedeceğin, ortamin sana verdigi enerjinin konusmayi tıkanmayacak voltajda tutacagi bir yer sec. Muhim olan sensin, yansıttığın şey önemli. Mutluuklarr:)

Söyle gitsin ya. Bekle bekle nereye kadar.

açık açık teklif etmek değil de, "cuma akşamı için 2 biletim var tiyatroya gidelim mi" diye sormak daha mantıklı olur sanki.. hiç yemek olayına girilmez, tiyatronun önünde buluşulur, güzelce oyun izlenir, sonra gidişata göre kafeye geçilir oyun hakkında konuşulur sonra olumlu sinyaller alıyorsan o da alıyor demektir.. "haftaya bilmem kimin oyunu/etkinliği/gösterisi varmış oraya da gitsek mi acaba" diye bi nabız yoklanır.. onu da kabul ederse zaten bu iş olmuş demektir.. şimdiden tebrikler :)

Seviyorsan git konuş bence.

Kendini çagirt frida.
This is how it works

ben eşimi tiyatroya davet etmiştim, profesyonel oyununa gitmiştik. harika bir akşamdı. +1 strobist

Bence davet etme isteyip de harekete geçemeyen erkek ile yapamazsın

son ilişkimde bana kız arkadaşım teklif etti ve özgüvenine hayran kaldım açıkcası, ilk defa başıma geldi. Biz de 30'lu yaşlardayız bence bi yerlere davet et iyi de anlaşıyorsanız neden olmasın

Ne demek ya ben gençken? Daha 30 yaşındasınız ve goy goy yapmıyorum emin olun en güzel yaşlar bunlar, çocuk da değilsiniz ihtiyar da.

Neyse, çay içmeye çağırın. Tiyatroda sinemda sohbet imkanı olmaz, sohbet edin birbirinizi tanıyın işte.

Erkek çok istiyor ama çekiniyor/utanıyor olabilir, bunu fark ettyiseniz ona cesaret verin.

Siz çay içmeye davet edin o da eşşek değilse yemeğe davet eder.

oncelikle kendini davet ettirmek bence antipatik. ya gec karsisina davet et ya da otur onun davetini bekle ama davet ettirtmek nedir yani? manuplasyon :(

aslinda sinema tiyatro olmaz diyecektim sohpet imkanindan dolayi ama madem eleman heyecanli bir tip, konuya tiyatro ile girmek rahatlatici olabilir. yani iki saat boyunca konusmak zorunda kalmayacak. o arada biraz gevser. cikisinda da konusacak konunuz olur. bira icersiniz ustune bir yerde. sonar istiklal marsi ve kapanis. evlere dagilir, uc bes daha mesajlasirsiniz. olaylar gelisir.

erkek single'sa senin iş her türlü olur. selamunaleyküm de git yanına o zaman bile olur yani. :D

Bence bırak o açılsın sen evlenme teklif edersin

özelden mesaj atan da var ha. kendimle gurur duydum.

etki eder. "oley be akşama sevişicem." diye heycan yaptırır.

cinsel hayat olayı fazla abartı, evet önemli de, sevdiğin kişiyle uyumlu olması daha önemli.

evet, kesinlikle evet

Evet, sevdiğin insanla iyi bir cinsel hayatın varsa renkler bi ton daha canlı.

Bir de şu var; seviştiğin insan seni duygusal olarak da tatmin ettiğinde, sokakta dolaşırken karşı cinsten etkilenme ihtimalin sıfıra yakınsıyor.

Bu durumda etraftaki diger her seyi bi tik daha fazla deneyimlemeye başlıyorsun.

Evet. Fever+1

ben hayatımdan cinselliği tamamen defettim ve çıkarmadan beş attığım dönemlere nazaran çok daha mutluyum. bundan ötürü daha mutluyum demiyorum ama mutlak şart da değil, en azından benim durumumda.

Evet. Fever+1

Fever. Haklı
Önemli ve mutlu eden bir şey
Yüce rabbim yokluğunu düşmanıma göstermesin

iyi bir cinsellik, birliktelik ve hayatın %10'udur. Kötü bir cinsellik, birliktelik ve hayatın %90'ıdır.

Skorcular var bi de. Mükemmel de olsa yenisini arar durur

Edit : nayn ben onlardan değilim

iyi bir cinsel hayatı oluşturan/gerektiren faktörler mutluluğa da etki ediyor. cinsel hayatın da güzel olması üzerine tatlı.

Oldukça etkili. İnsan sokakta yürürken bulutların üstünde yürüyomuş gibi hissediyo. Daha mantıklı ve akılcı davranıyo.

Phoebe +735534 iyisi olması gereken. Kötüsüne nalet gitsin.

Lata, fever phoebe +1

Moral ve motivasyonu yerinde tutar. Hele karşılıklı olarak birbirinizi sevdiğiniz kişiyle varsa daha bir yaşam enerjisi verir insana.

Sorunlu patronların veya kadın yöneticilerin arkasından, "kötü cinsel hayatı var, sevişemiyor ondan herhalde." şeklinde yapılan o bayağı olarak nitelendirilen yorumların aslında doğruluğu var yani.

Cinsel hayat ve hayatın kalanı birbirinden bağımsız değil, birindeki olumsuzluklar diğerini kolayca etkileyebilir.

Dolayısıyla hayatın genelinde iyi bir ruh halinde olmak gerekir.

Hayatta çaba gösteriyorsak ve karşılığında sonuç alıyorsak, önemli olan da budur.

tabii ki

ten uyumum olmayan birini sevebilmem mümkün değil. hepsi paket halinde geliyor.

elbette etki eder, olumlu olarak.

Elbette evet, ten uyumunuz varsa ve karşılıklı cinsel iletişim iyi ise 15 yıl geçse bile hayattan zevk aldırıyor.

Ama sevişilen gecenin sabahında başka hatunların poposuna bakmamıza engel olamıyor :)

Para gibi.
Parasiz asla mutlu olunmuyor ama salt para da mutlu etmiyor.

evet ediyor kesin bilgi duygusal olarak sevdiğiniz ve tenini kokusunu beğendiğiniz biriyse doyum olmuyor bu değişik bişi süreli yeniden isteme hali de tam anlatamadım ama oldu bitti tatmin oldum hayat süper olmuyor tekrar loopa giriyprsunuz aynı kişiyii stiyorsunuz beraber olmanıza engel mesafe zaman gibi sorunlar olursa da çıldırıyorsunuz mutluluk seviyesi nereye kayboldu oluyor

yarın öğlen söyleyebilirim :D:D
(deniz otel havuz türü her türlü ikon gelebilir buraya)

Alanya'da var, kuzenler giriyor, turist de varmış az buçuk.

Deniz suyu 26 derece. Gayet güzel girilir özellikle ögleden sonra su biraz daha ısınınca.

evet hala sıcak. ctesi girmiştik. şu sıralar hava daha da sıcak on numero.

kasım'a kadar rahat girilir.

az önce girdim. gayet iyi hatta yazdan daha iyi.

Bugün girildi. Çok iyi girilir.

yes, bugün girmeyeni dövüyorlar.

arkadaş edinirken rekabet ortamında olmuyoruz çoğu zaman lakin birinden hoşlandığımızda kadın da olsak erkek de olsak istemsizce bir rekabet ortamında hissediyoruz sanki. çevresinde bir sürü kız var, erkek var, kendimi nasıl farkettiririm düşüncesi ile mükemmel olmaya oynuyor olabiliriz. bu yüzden olmadığımız biri gibi davranıp kasılıyoruzdur muhtemelen. tabi bunlar benim düşüncelerim asıl sebebi nedir ben de bilemiyorum. ayrıca görüntüyü boşver ben komple kendime güvenmiyorum :D bu yüzden arkadaş edinirken de, hoşlandığım biriyle tanışırken de error veriyorum...

Gerilimli olmasa sevmiyor olurduk belki de

Ama asiri kiskanclik varsa bu patalojik olabilir

alışkanlık meselesi. yeterince "karşı cinsle tanışma anı" yaşarsan daha az gerilirsin. insanoğlu tecrübe ile öğrenen bir canlı, her tecrübe farklı açıdan rahatlamanı sağlar. rahat davranmıyor olmaktan çekinme, en fazla ne kötü gidebilir ki?

Kadınlar seksin gatekeeper'ı olduklarından egoist davranma lüksüne sahipler. Erkekler arası hiyerarşiyi en iyi mate'i seçmek için kullanıyorlar. Bu da arkadaşlığı bir yeterlilik testine dönüştürüyor. Buradaki dengesizliği farkeden erkekler de kendine yatırım yapıp hiyerarşide yukarı tırmanıyor. Böylece onun da kendi talep listesi oluyor. Bu noktadan sonra iki taraf da kendini birbirine satıp en iyi malı almaya odaklanıyor. Ticaret ilişkisinde olduğun insanla en azında alışveriş gerçekleşene kadar gerçekten samimi olamıyorsun doğal olarak.

Yoo ben çok rahat davranıyorum, karşındaki kişiye göre değişiyor bu durum

Acil seks yap:)

düzenli seks yap.

sana iyi gelen şeyi biz nerden bilelim? ben deniz kenarında bisikletle yol yaparsam biraz daha iyi hissediyorum mesela. ya da yakın bi arkadaşımı çağırıp "ben kötüyüm" diyorum, genelde içip içip saçmalıyoruz, o da iyi geliyor.

bende de aynı zamandan beri başlayan bir hal var. normalde de baya neşeli bir insanım ama nedense bu aralar agresif hissediyorum kendimi.

havalar, regl dönemi, toplu taşıma kullanıyorsanız toplu taşıma (kendimden biliyorum) vaya şey etkili oluyor.

ben beni rahatlatan içimi açan arkadaşlarımla görüşüyorum. sağlıklı beslenmeye çalışıyorum (bu gerçekten iyi hissettiriyor.)

insafsızlar cevabımı silmişler.
hollandaya git, orada keyfini arttıracak bişilere rastlarsın illa

Meditasyon, kesinlikle şifa gibi..

Türkçe app i de var hatta "meditasyon" adıyla, hergün yapıyorum aşırı iyi geliyor..

Vakit geçirmekten keyif aldığın arkadaşlarınla buluş. İçki iç, dans et ve rahatla;)

aile hekimine gidip sinirlilik halini anlat. tsh, t3 ve t4 e baksınlar.

Yanında yoğurt ye.

Ayrıca yaşla ne alakası var. Etrafımda 10 tane sebzeden nefret eden, et yemeden doymayan ama mükemmel vücutlu arkadaşım var.

tamamen iğrenç değil, yediklerim var baya. ama mesela brokoli denen ucubeyi 1-2 kez tatmak gafletinde bulundum., o zamandan sonra kimse bana yediremez.

Şeker problemin olabilir. Kan testi yaptır.

Sebze derken nasıl sebze, hangisi?

Ben çok seviyorum mesela. Bence pişirmesini bilirsen kesinlikle etten daha lezzetli.

iyi yapılan her yemek güzel ve yenilesidir.

sebze <3 ben
ama her sebze değil.

İyi yapılınca gömülüyor her türlü. Şimdi ıspanak yanında sarımsaklı yoğurt oyhş. Bi cağ kebabı zevki verir.tabii haşlanmış brokoli falan gereksiz

soyledigin hersey dogru hatta eksik, tadi guzel demissin, tadi da kotu..
ben de dombiliyim, kilo vermem lazim, sebze tuketmem lazim, gel gor ki tiksiniyorum, az once kaymakli ekmek kadayifi gomdum, bir milyon ton sebzeye degismem..

Sebze ve meyveler dünyanın en güzel şeyleri bence. Yapımının zahmetli olduğuna da katılmıyorum ben. Sulu sebze yemeklerinin yapılışı hep benzer ve kolay zaten. Fırın yemekleri de hem gayet kolay hem de sebzenin hemen hemen her türlüsü fırında mükemmel oluyor. En kötü ihtimalle hepsini doğrayıp biraz baharat ve zeytinyağıyla karıştırıp fırına atınca bile mükemmel bir tat elde edebiliyorsunuz.

Asıl iğrenç olan öldürülmüş bir hayvanın orasını burasını yemek bence.

Neden sebze yenilerek zayıflanır gibi bir izlenime kapıldınız ki? Diyetisyeniniz mi verdi bu planı? Ki diyet planlarında bile bir öğünde sebze yeseniz bir öğünde et/balık/tavuk+salata gibi bir yemek olur. Kalori açığınız olduktan sonra sadece brokoli yemeniz ya da öğle yemeğinde bir biftek götürmeniz arasında brokoli daha iyi sonuç verir gibi bir oran yok.

edit: ben vejetaryenim tabii, sebze meyve yiyorum sadece.

www.youtube.com

Tadı da güzel değil +111

toplam sevdiğim 4-5 sebze vardır onları da en amatör sebzeciler bile seviyor yani patates, patlıcan falan annem sebzeden bile saymıyor onları sdhsdhs

et, tavuk falan varken sebze yemek zorunda olmak beni de çok üzüyor ama maalesef onları da yemek lazım.

Ispanak, kereviz, bamya, kabak, karnabahar, pırasa, enginar vs seven cinlidir bence. Yazarken içim titredi ya tiksiniyorum hepsinden. Hayır güzel yapılmışlarını da yedim hala tiksiniyorum. Ha bu arada brokoli yine aralarında ehh güzel deneceklerden bence. Bizim evde bol zeytinyağ ve limonla yapılıyor, öyle olunca biraz gideri var diyeceğim de bol zeytinyağ ve limonu bana döksen benim de giderim olur sanki yemek konusunda.. Sarımsaklı yoğurt da öyle.

Yani valla sağlıklı olmaz yenmez gerçekten. Fırında on saat kızartıp öyle yiyebiliyorum ben. O da biraz cipse, kızartmaya benziyor diye. Hele ki taze fasülye ve bamya yemeği kadar ayıklaması zor, tadı verilen emeğe değmeyen bir yemek daha yoktur. Ama el mahkum, yemek gerekiyor.

yeteri kadar protein almazsanız, sırf sebze doğurmaz sizi tabii ki. hayvansal proteinle birlikte yuttukça doyurucu olur. yoksa 1 kilo brokoli yiyebilirsiniz.

o ekonomist için öyle bir şey iddia edemem ama gay olup toplum baskısı nedeniyle yıllardır evli ve çocuklu yaşayan bir sürü adam var.

Değil ama olabilir de.
Bu konuda güzel bir film vardı.
m.imdb.com

Cem seymen mi diyon?

Soruna cevap yok değil.

Hepsi degil sanirim. Iki tanidigim vardi boyle, biri yakin arkadasim ve bildigin abaza ama efemine enteresan bi sekilde. Digeri de kari kiz pesinde ama kimse yuz vermiyor :)

Sanirim anneyle fazla vakit gecirenler bu sekilde gozukuyorlar.

benim de lisedeki matematik hocam öyleydi. bakarsan 50 yaşında çoluk çocuk sahibi adam ama mizacı efemineydi. gaylik aile kurmaya engel teşkil etmiyor ama mizaç üzerinden karar veremeyiz gibi geliyor bana.

tüm maskülen kadınlar gay olmadığı gibi - hatta bunu garipsemeyiz bile, tüm efemine erkekler de gay olmuyor.

degil ama kibar erkekleri hemen gay sanma cok yaygin. kibar olsak suc kibar olmasak suc.

biseksüel de olabilir. kibarlık değil de efemine tavırlı olup da gay olmayan yoktur gibime geliyor. kibarlıkla efeminelik çok farklı şeyler

bir insanın 30 yıllık evli ve 5 çocuklu olması, onun cinsel yönelimi hakkında fikir vermez. saklıyordur, anlaşmalıdır, ha değilse bile gizli gizli hallediyordur.

Alakası yok.

Mesele, bizim insanımızın kibar ile gay ayrımını yapamaması. Kibarsan ılıksın milletin gözünde.

Feminen hareketler ile kibarlık aynı şey değil. Bunu ayırt edebiliyorsak, o zaman feminen davranışlar sergileyen erkeklerin çoğu gaydir diyebiliriz bence.

gözlemlerime göre, efemine erkekler aşağıdaki şekilde olabiliyorlar

gay, biseksüel, eşcinsel
evli ve gizli eşcinsel
meriç
rol yapıyorlar

evet, kadınlar ile sıkı fıkı olmanın şart oldugu bazı mesleklerde erkekler efemine oluyor hatta gay rolü bile yapıyorlar. örneğin modacılar böyle.
okan bayülgen "gay olmuşak biz" ismi ile bu durumu hicvetmişti çok önceden

arkadaşlar kimse kibar erkeklere gay demiyor, centilmen, şehirli erkek deniliyor. aşırı kibarlıktan kırılan ve feminenlik düzeyinde bir nezaket ve konuşma tarzına sahip kibar erkeklere gay deniyor.

KaraSakall + 1

Kibarlık değil. 'Ihihihii' diye gülen var mesela. Tişikkirlir sipirmin gibi konuşanlar.

Bizim okulda bi eleman vardı. Tipi gayet feminen, sesi ince, konuşması bile kadınsı ve sürekli kız kankalarıyla dolaşan biri. Okulda herkes direkt "gay" (ki dediğim 90'ların başları, bu terim daha oturmamış, siz anladınız) olarak biliyor kendisini, öyle düşünüyor. Ha bu yüzden başına bir şey gelmedi okulda neyse ki, anlayışlı insanlarmışız demek. Neyse Orta bitti, liseye geçince ayrıldı bu. Derken Lise 2 falan gibi ziyarete geldiğinde elemanı tanıyamadım. Sesi kalınlaşmış, hafiften sakalları çıkmış, en önemlisi de hali tavrı değişmişti, feminenlikten eser yoktu. "Acaba kızlara yakın durabilmek için gay taklidi mi yapıyordu" diye düşünmedim değil. Belki hormonal bir mesele, zira ses değişimi olsun, kıllanma olsun, boy uzaması olsun biraz geç olmuştu.

narin ve kirilgan ile cem seymen'in hali tavri arasinda fark var bence. cem'in evli ve cocuklu oldugunu ogrendigimde bende cok sasirmistim ama hala oldukca gay ya da biseksuel oldugunu dusunuyorum. el hareketleri, ses tonu, agiz hareketleri normal degil, narin arkadaslar hepimizin etrafinda var ama bu oyle bir narinlik degil. bariz gay olanlarin zaten kalem tutusundan bile belli oluyor.

obur taraftan anderson cooper gibi adamlar da var, onun gay oldugunu ogrendigimde cok sasirmistim cunku onu kestirmesi zor, hareketlerden ve ses tonundan kesinlikle anlasilmiyor. enteresan isler..

pokerface +1

efemine olmanın genel geçer sınırları yoktur belki ama benim için var, çevremde bazen görüyorum, ne bileyim pembemsi ayakkabı giyip kadınlar gibi koluna bez torba takıp kolu dirsekten kırarak konuşanlar falan bana göre "efemine" çizgisini aşan hareketler, ha bunların içinde vardır elbet heteroseksüel vs. ama bana göre gay veya o çevrede geziniyorlar. Özellikle spor açısından takip ettiğim bazı ABD li kişilerin de baya kaslı ve sert erkek gibi durmalarına karşın gay olduklarını da biliyorum (Shaun T gibi).

Insanlarin cogu sevmiyor zaten garip bi sey yok ortada

Eskiden çok severdim artık benim de kafa kaldırmıyor.

Bazen ben de sevmiyorum (bazen)

Ben severim ama senin gibi hiç hoşlanmayan arkadaşlarım da var

+1 bende sevmiyorum

Gece hayatından kastın saçma sapan müzikler eşliğinde dans edilen ortamlarsa babaaneliğe +1 olarak ben de varım. Bir kere her şeyi geçtim sanırım müzik konusunda çok faşist bir insanım. Yeni nesil kopma amaçlı yapılmış müziklere bir mağazada denemek istediğim kıyafete bakarken maruz kalınca bile tahammül edemeyip çıkıyorum çoğu zaman. Kaldı ki o müziklerle dans etmek...

Ama güzel müzikler çalan bir yerde gece muhabbet eşliğinde oturup bir şeyler içmeyi severim.

ben de sevmiyorum. 3-5 kere çeşitli sebeplerle gitmişliğim var. ben de sevmiyorum.

Avrupa'da Amerika'da seviyorum. Turkiye'de iskence.

Traveller+1 bi de o mesele var. Oralarda millet gece kulubüne eğlenmeye gidiyor. Bizde kızlar ego şişirmeye erkekler kavga etmeye gidiyor.

Ukrayna ve Rusya'da seviyorum.Türkiye'de sevmiyorum. Klein hariç. Gerçi oraya da gitmeyeli 1 sene falan oldu.

sevmiyorum

Çok ender. Club değil de canlı müzik olup dinlediğim kişiler çıkıyorsa falan

clubdaki insanlar gibi dans edemiyorum, daha doğrusu dans etme konusunda sıfırdan öte eksilerdeyim. içki kullanmıyorum. club müziklerini hiç mi hiç sevmiyorum.

bu sebeplerden ötürü olsa gerek ben de çok sıkılıyorum.

ms brownstone +1

ayrıca sevmeyişim evrensel. dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir club'a gitmektense millet kıraathanesine gitme fikri daha cazip geliyor zihnime.

Türkiyede hiç sevmiyorum
başka yerde de ortama, müziğe, benim moduma vs. bağlı
bir de insan hayatının değişik dönemlerinde değişik şeyler arıyor olabilir.
25 yaşındayken kokteyller denemek, sabaha kadar dans etmek filan yapardım, severdim de, şimdi bünyem kaldırmaz, heves de yok. alkol de almıyorum.
bir de benim için klüp hiçbir zaman "keşişme ve ötesi" amaçlar için gittiğim bir yer olmadı hep kendi eğlencem, kafa dağıtmam için gittim, arkadaşlarla gittim vb.
şimdi o arkadaş ortamım da yok kalabalık/gürültü çekecek beyin de kalmadı.
yarın ortam değişir, arkadaş grubu değişir, şehir değişir, sevdiğim bir yer olur giderim, kim bilir.

genelde sevmem ancak yılda 2-3 defa olunca güzel oluyor konser vs alkol tüketmiyorum su yada soda içiyorum

ben de sevmem; lakin emir büyük yerden gelince(büyük yer= hatun) niyeyse kendimi club'da çok iyi vakit geçiriyorken buluyorum :)

Kalabalık ve gürültülü yerleri, saçma sapan müziklerin çaldığı yerleri sevmiyorum. Kendimi bu tür ortamlarda çok yabancı hissediyor derhal terk etmek istiyorum.

BIr party animal degilim ama yasim ilerleyip gece hayati islerine veda etmek zorunda kalmaktna cok korkuyorum. Dusuncesi bile rahatsz ediyor. Muzik, hareket, cosku severim ben. Techno zaten severim.
Ama Turkiye'de kafama silah dayasan gelmem gece hayatina. Turkiye'de eglence hayati falan yok. Eglence kulturu yok Turkiye'de.

Hiçbir türlüsünü sevmem. Yüksek sesle müzik tecavüzden farklı bir şey değil zorla götürüldüyseniz.

Ben de sevmiyorum.

yoktur. rol yaparlar öyleleri. şişmanlık beğenilecek bir şey değil.

Beğenmek değil ama kendiyle barışık olabilir tabii. Olmalıdır da, yoksa hayat geçmez. Napsın bu insanlar sonuçta, toplumsal normun dışında diye bunalıma girip intihar mı etsinler ?

Şişmanlıktan kastınız nedir bakmak. Lazim.
Kilolu olup kendini beğenen de güzel olan da var.
Görsel normlar zamana mekana ve kültüre bağlı olarak değişir.
Burada. Manken dediğinizi Gana ya götürün yüzüne bakmazlar. Orada yüzüne bakilmayan kadına burada taparlar. Abartmıyorum.

Kriterini sağlık olmalı. Estetik kısmı tercih, beğenidir.

Nasil olacağı ise öncelikle çevre, peşine kendini tanımakla olur. Çevrede gerçekten had safhada pompalanan tek tip bir güzellik anlayışı var. Bunun etkisinden kendini sıyırmak çok zor.

Uzun uzun konuşulabilir bu konu.
Ama burada sorduğun şuna çıkıyor, benim güzellik anlayışımı değiştirin :) bu kolay değil.
Bu soruyu başkası sorsa nasıl cevap verirdin?

Kendime göre bir cevap vereyim, güler yüz çok çok önemli benim için kadında. Peşine de kıvrımlı olması gelir ve meme Mühim. Ama bu tanımla karşıma akrep nalani çıkarırsan, hayır o değil işte. Ha kendini beğeniyordur mutludur bana bok yemek düşer.
Ama benim için önemli olanlar dediklerim. Saç rengi boyu ağız yapısı önemli değil mesela.
Anlatmak zor. Bu tipin dışına çıkan bir çok kadını da beğendim. Ama benim bu asil hoşuma giden şeyi nasıl değiştirecektsin?

Neden ya ben begeniyorum. Ve ben oyle dusunmuyorum herkes kilosunu saklasin kilo versin sifir beden olsun diye bir kaide yok. Kendinden emin ozguveniyle herkesi alt edebilecek cok sisman kadin tanidim ben, etraflarinda fir donersiniz. Ama tabi soyle bir sey var kilolusun mutsuzsun ve kendini bir girdap icinde surekli yemeye verip kisir dongudeysen orada dur. Aynisi anoreksiya/blumia hastalari icin de gecerli. Bilmiyorum fazla mi acaba toplumun dayatmasiyla yasiyoruz zayif cici, sisman pis kaka degil oyle iste. Saglikli ol yeter bir de mutlu ol. Ama sagligini etkilemeye basliyorsa orada bi seyler yapmak gerekir yaslaninca zaten yazayacagin rahatsizliklari simdiden cekmenin ne alemi var.

bbw, chubby diye kavramlar var. şişman kadınlar çekici olabiliyor.

Psikolojisi bozuktur, begeniyordur sisman halini.

bir fincan kahve ile film izlemek +1.

hayatımın ilk 19 yılını DORU AT olarak geçirdim, son dört yıldır ise görenler "knk ağır yaşamlar'a başvursana sen DOKTOR NOWZARADAN'la görüş ;))" diyorlar.

açıkçası hayatımda köklü değişiklik olmadı benim. hatta belki yaşın etkisiyle genel anlamda daha özgüvenli birisi oldum. nitekim ilişkilerimin neredeyse tamamını "obez" iken yaşadım. zayıf olsam çok daha iyisi olabilir miydi? belki. ama gün içinde şüşko olduğum aklıma pek gelmiyor.

yalnız şunu altını çizerek belirtmem lazım: şüşkoluk suçtur, vatan hainliğidir. kendimize yüklenmememiz, ruh sağlığımızı korumamız, kendimizle barışmamız gerekiyor ancak bu şişmanlığı meşru kılmamalı... sağlık sorunu olanları ayrı tutuyorum, şişman olmak için hiçbir geçerli bahanemiz yok. sandığımızdan çok daha sağlıksızız, sandığımızdan çok daha fazlasını kaçırıyoruz. iki ucu da görmemiş insanların bunu anlaması çok zor.

ben kendimi hala beğeniyorum. aynaya baktığımda "aa şüşkoyum lan" desem bile "pü tipini skiyim" demiyorum. gördüğüm şey hoşuma gidiyor çünkü benim lan. daha iyisi olsun ister miyim? isterim. hepsinden önce sağlığım için. 25 yaşında merdiven çıkarken zorlanmamak için. yoksa şişman adamı/kadını da seviyorlar. gerçekten. mesele "karı kız" yahut "adam" düşürmenin çok ötesinde.

velhasıl ben şişmanım ve kendimi beğeniyorum, kendimle barışığım ama şişman olmayı kesinlikle normal bulmuyor, sevmiyor ve desteklemiyorum. bunu değiştirmek için çabalıyorum. her şey siyah veya beyaz olmak zorunda değil. ortası da mümkün.

ha şurası kesin ama: zayıfken karşı cinsle iletişim konusunda çok daha özgüvenliydim. şu an genel olarak daha özgüvenliyim bana kalırsa ama işte karşı cinsle iletişim konusunda zayıfken daha iyiydim. obezken çok daha numara çevirmiş olmama rağmen bunların büyük bölümü karşı tarafın ilk hamlesi üzerine gerçekleşti. ben şu an 74 kilo olsam mesela karşı cinse çok daha rahat yürürüm. şimdi özellikle internet üzerinden sorun oluyor. kızın hoşuna gidiyor, seni bi bok sanıyor ama obezsin aq. bunu açıklamak zorunda hissetmek, "ben seni sevmiyor değilim ama bu halimle görmeni istemiyorum" demek ve bunu karşı tarafı kırmadan yapmak çok zor. bugün sexy_boi olsam nette konuştuğum biriyle yarın buluşabilirdim. şimdi ise önce 5 ay konuşmadan, bu süreçte 8388 fotoğraf atıp da şüşko olduğum gerçeğini sindirmesine izin vermeden önce buluşmak istemiyorum. iyi hissettirmiyor.

öyle yani. dediğim gibi ben sokaktayken "tüh ya şişmanım yazık" diye düşünmüyorum. aksine iriyim, hayvan gibiyim, yer yer hoşuma gittiği bile oluyor. gelgelelim bazı durumlarda hoş değil işte, istemiyorsun, kötü oluyor.

önemli olan adaptasyon sağlamak, dengeyi sağlıklı kurmak. "şüşkoyum keşke ölsem" de demeyeceksin, "real men have curves" deyip kurabiye de yemeyeceksin. "şüşkoluk kötü ve mücadele etmem gereken bi şey ama bunun beni olumsuz etkilemesine izin vermemeliyim. başını dik tut reyiz göbeğin çakalları korkutuyor" diyebileceksin.

kendi adıma bu dengeyi kurdum sayılır. mevcut durumumu beğenmemekle birlikte ömrümü böyle geçirsem de çok mızmızlanmam o yüzden. hem ayıları hep sevmişimdir, biraz onlara benzemek kötü değil bence..........

kilo alsam kendimi çok beğeneceğim. ahhh kilo, nerdesin. ama göt ve meme lütfen. göbekteki kiloyu kim ne yapsın.

tabi ki mümkün, herkes aynı bedende aynı kiloda, aynı tipte olmak zorunda değil.

mutlaka normalin çok üzerinde kilolu olmak,mutlaka normalin çok üzerinde zayıf olmak,mutlaka normalin çok üzerinde takıntılı olmak, hassas olmak vs. hepsi psikolojik bazı sıkıntıların şekil bulmasıyla alakalı, ama psikoloji normal kim var ki allasen?

bence kendine güvenli insanlar var, ve onlar kilolu ya da zayıf çirkin ya da güzel kendilerini iyi hissediyorlar. bununla ilgili 'Acayip güzelim' diye bir film var bitmek üzere o filme git mutlaka

İnsanların rol yaptığından veya hasta olduğundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
Sizin güzelik standartlarınızın dışında olup kendini beğenmesi mümkün olamaz, değil mi? Fazla kiloları olup gayet alımlı olan insanlar var. Sizin algınıza göre bu mümkün değilse kendinizi bu şekilde beğenmeniz zor.

Valla o kadar sebze yemiyorum. Yersem söylerim. Genel olarak yemek yemek gaz yapıyo ama

Çok yersem evet.

her sebze gaz yapmaz. bakliyat, karnabahar, lahana falan çok yiyorsan onlar yapar.

hangi sebzeler mesela?

sebzeye bağlı. mesela brokoli felaket.

ya metabolizmayla alakalı ama millet otluyor diye o kadar yumulma. unutma biz et sayesinde bugün bilgisayar kullanabiliyoruz. 1. sınıfta hocamız bize aynen şu cümleyi kurmuştu "eğer atalarımız et yemeseydi şuan agaçlarda yaşıyorduk." yani sağlık kavramını o kadarda sebzeye bağlama. orantılı ye bence.

sebze gaz yapar. ama sebzeyi hızlı yersen daha çok yapar.

Pırasa kereviz yer elması yapıyor.

Meyve yapiyor bende. Ozellikle de elma, armut, seftali, erik.

Vegan osuruğu diye birşey var :)
Hunharca yapıyor hele de çiğ ise. Misal turp, lahana, karnabahar feci yapar bende.

brokoli dehşet yapıyor, yine de yiyorum çok seviyorum.

sebzenin gaz yapması normal. lifli besin bağırsağı çalıştırıyor. zarıl zarıl olması normal.

Bende oluyor mesela. Hemen kastığım omuzlarımı serbest bırakmam gerektiğini hatırlıyorum.

Yoga, streching, pilates, mümkünse sıcak kompress (bu havada?!?)
Masaj bile yetmiyor bana

Stres altında benim de üst bacaklarım kasılır mesela. Meditasyon, kendini rahatlatma teknikleri işe yarıyor.

Yoga.

Tek gecerim.

bana da cok oluyor, bir haftadir kivraniyorum mesela yine. tiger balm diye bir krem var, 2-3 aksam pes pese masajla birlikte sürüp yatinca düzeliyor bazen. sicak dus da rahatlatiyor ama uzun süreli bir cözüm degil. spor yapmak lazim, özellikle sirt kaslarini gelistiren sporlar.

Amaçsız, başıboş edilen hareketi hiç sevmem. Bana "Yürüyerek Çin'e gidiyoruz" deseler enerjik hissederim ama "Öyle takılacağız ya, şöyle etrafa ne var ne yok diye bir bakalım" deseler 10 metrelik yer bile olsa beni yorar.

Bir ara ben de oyleydim. Birkac sene once. Sonra farkettim ki az yemek yedigimden oyle oluyormus. Az yemekten enerjim de olmuyormus ve tembellesiyormusum.
Adamakilli yemek yiyince hic de oyle olmuyorum boyle daha iyiymis.

Beslenme düzeniyle ilgili, yeme düzeniniz iyi değilse öyle oluyor bana sık sık olurdu doktorla görüştüm kan testi vs yapıldıktan sonra yemek alışkanlığımı düzeltmemi söyledi bazen 1 öğünle geçiştiriyordum günü.

hareketsizlige alismissin. bi yerden baslarsan acilirsin. her aksam iki kilometre yurumekle basla.

sigara kullanıyorsan, sigarayı bırak ve sadece 48 saat sabret, enerjim inanılmaz yükseldi benim.

ha, şu an 48 saat biteli çok olmadı, ne kadar daha dayanırım bilmiyorum onu:)

Kendinizi bu sekilde kabul etmeyin. Ev isi cogunluga iskence. Ama sürekli hareketsizlik tehlikeli bir sey. Sadece vucudunuzu degil, ruh sagliginizi da koruyamazsiniz uzun vadede.

1. Gidip bir detayli kan testi yaptirin. Bazi degerlerin normalin disinda olmasi yorgunluga, enerjisizlige yol aciyor.

2. Seveceginiz bir hareket türü bulun. "Spora gitmek" ne mesela? Belki de size gore degil. Her spor dalini deneyin, bir tanesi ilginizi cekecek.

hareket etmezsem her yerim ağrıyor tam tersiyim dediklerinin

Koşulları ne acaba?

Ben bir kez parayı yanlış birine yolladım. Gittim bankayla görüştüm, siz kendiniz bilinçli olarak gönderdiğiniz için iptal edemeyiz ama gönderdiğiniz kişiye durumu aktarıp, geri yollamasını isteyebiliriz dediler.
Yaşlı bir amcaymış gönderdiğim, dolandırıcı sandı bunları, vermedi :(

Özetle senin yaptığın işlemi banka iptal etmiyor, karşı tarafla konuşup çözmeye çalışıyor.

tüm bilgileri ben toparlıyayım.

yapılan eft/havalenin geri çağrılma veya iptali gibi bir durum olmaz. banka da yanlış gönderimi farketmiş olsa bile geri çekemez yapılan işlemi keza gönderdiğiniz kişiye para yollamanız gerekip gerekmediğini kimse bilemez.

Banka veya siz paranın yanlış gittiği kişiyle iletişim kurup geri istersiniz. kişi iade etmeyebilir tabi, tamamen kendi iradesine bağlı. bu aşamadan sonra yapılacak tek şey "haksız zenginleşme" davası açmak olur. bu dava sonrasında ilgili parayı alırsınız.

Eft emri verildiyse ve eft saatleri dışındaysanız emri iptal edebilirsiniz.

Ama para karşı hesaba geçtikten sonra asla geri alamazsınız, sadece parayı alan kişi iade edebilir.

İade etmezse dava açabilirsiniz, uzun sürer ama geri alırsınız.

yanlışlıkla başkasının hesabına eft yaptıysanız karşı taraf iade etmek istemezse alamazsınız paranızı. diyelim ki yanlışlıkla eft yaptınız, karşı tarafa gitti. bankanız aracılığıyla "eft iade talebi" verirsiniz. karşı hesabın bankasına bu talep/mesaj gider ve karşı banka hesap sahibiyle iletişime geçer. "vermiyorum kardeşim, bana ne yollamasalarmış" derse elinizden bir şey gelmez.

Silah taciri’nin dediği gibi durum.
Karşı taraf “vermiyorum kardeşim” derse yasal yollara başvurabilirsiniz tabii savcılık yoluyla. Ama ne çıkar bilinmez. Zaten bankanın sorumluluğunda değildir

Psikolojik rahatsızlık olması için günlük hayatını olumsuz etkiliyor, bu durum yüzünden normalde yaptığı şeyleri yapamıyor olması gerekiyor. Anormal şeyler yapmanın altında psikolojik anomaliler yatabilir ama bu durum ortada bir hastalık ya da bozukluk olduğunu göstereir diye bir kaide yok.

Bundan 30 sene önce ayağının fotoğrafını çekip evinin önüne assan linç yerdin, şimdi aynısını sosyal medyada yapınca tuhaf durmuyor. Mahremiyet konusu kişisel, o insan için seks o kadar da mahrem olmayabilir. Bunu sırf "özgürlüğü" için yapmıyor, kabul, ortada bir ilgi çekme durumu var ama bunun bir rahatsızlık olması gerekmiyor.

fantazi. rahatsizlik oldugunu dusunmuyorum cogunlukla

Çok güzel yapıyorum herkes görsün isteği galiba
Olm twitter ne iğrenç yer ya
Türklerden tiksindim az estetik az şehvetli olsunlar.
Gördüklerimin hepsi. İğrenç

kişilik bozukluğu.

Ferre sitelerinden gelen para

(bkz: tits or gtfo)

Bruce+1

hayır değil. bizim hoşumuza gitmeyen ya da aklımıza yatmayan her davranışa psikolojik rahatsızlık demiyoruz. bazıları da eşcinselliğe hastalık diyor mesela, çünkü onlara göre yanlış. ancak psikoloji öyle bir şey değil.

DSM-5 tanı kitabı vardır, orada dünyada kabul gören psikolojik rahatsızlıklar listelenmiştir. ona bakabilirsiniz. ya da google'a cinsel işlev bozuklukları ya da cinsel sapkınlık bozuklukları yazabilirsiniz. Siz sapkınlıkla alakalı olduğunu düşündüğünüz için onları söyleyeyim. şu an cinsel sapkınlık bozuklukları olarak kabul edilenler:

Gözetlemecilik Bozukluğu (Diğer kişinin izni olmadan gözetlemek)
Göstermecilik Bozukluğu (Yolda insanlara penisini gösterenler mesela)
Sürtünmecilik Bozukluğu (Açıklamaya gerek yok sanırım :)
Cinsel Maşosizm Bozukluğu
Cinsel Sadizm Bozukluğu (Diğer kişinin izni olmadan)
Pedofili
Fetişizm
Karşıgiyim (travesti) Bozukluğu

Bütün bunlar için ilk önce şöyle yazar: Bunlar klinik açıdan belirgin sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da diğer önemli işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur. Ancak böyleyse evet o kişide bu bozukluk rahatsızlık var diyoruz.

Karakteri zaten yalancı düzenbaz demişsiniz. Anca yaşlanınca değişir yani elden ayaktan düşünce. Bir insanın değişmesini beklemek bana göre büyük aptallık. Yol yakınken kaçıp kurtarın kendinizi.

He hormonları fazla ondan yani yoksa bi sıkıntı yok bütün suç hormonlar

Yapanci duzenbaz gibi tanimlar iceren paragrafi yazmasaydiniz diyecektİm ki aşık olursa degisebilir. Neticede muhtemelen ornegin siz de guzel oldugunuz icin aklinin kaydigi birisinizdir, sizi elde edince bir digerini yine isteyebilir. Size aşık olsaydi, bu onu her anlamda saran bir duygu olsaydi gayet baglanabilirdi bence... hatta, yalancilar da baglanir belki:)

çok az kadın böyle bir erkeği dizginleyebilir.
kolay değildir böyle bir erkeği yola getirmek. zeki ve şuh olmak gerekir.

herhalde kadın olsaydım kendimi böyle motive ederdim böyle bir adamla yakınlaşmak için. yarını olmayan bir yol.

adam o yola girmiş. o yoldan tatmin oluyor(yalnız cinsel olarak değil), hayatını düzene sokuyor. sana düzensizlik gelen şey adamın düzeni. en ufak bir pişmanlık belirtisi gösterip göstermemesine göre durum incelenir. ama belli ki öyle bir durum da yok. yahut 'evlilik gerek' demesi dahi boş laf.
fiziği imkan verdikçe devam edebilir. saçı sakalı beyazlasa bile.

eğer ilişki düşünüyorsan çok üzülürsün veya tamamen kendini başka şeylerin (grup vs.) içinde bulabilirsin

bence bugun degisti, her seyi geride birakti. o ve baskalari aksini soylese de inanma.

Bir noktada doyması beklenir mi, hep böyle mi kalır bu adam?

bence sana doyacaktır.

bence sen kendine görevi çoktan üstlenmişsin. tanrıça olmalısın. hadi bakalım çabala o adamı döndür kendine aşık ettir bağlat vs. hadi görelim seni.

adam mutluysa niye değişsin ki? yani ona herhangi bir kadının şu an sahip olamadığı ve sahip olmak isteyeceği bi şey vaadetmesi lazım. o ne? ya da var mı öyle bi şey? varsa o sende mi?

Cok enteresan. 41 yasinda erkek arkadasim vardi seks duskunlugunu birak aklina zor gelirdi. Bu adamda bir tuhaflik var, ne bu ergen gibi.

Bu adam sadakatsiz değil ki arkadaşım. Karakter problemleri var. Libidoyla falan ilgisi yok bunun. Bu yaşa kadar kendinden bu haliyle rahatsız olmayan adamdan bırak sevgiliyi, arkadaş bile olmaz.

Degismez. Bu adam adeta bir Mehmet Ali Erbil, adeta bir Bulent Onaran. Sence bu iki adam degisebilir mi? :D

Değişmez, değişemez. Elinde değil çünkü, ereksiyon olabildiği yaşa kadar devam edecek.

Karısına/sevgilisine çok aşık olsa da farketmez, aldaktıktan hemen sonra suçluluk hissedip pişman olacak, üzülecek. Ama bir sonraki sefere kadar sürmeyecek bu pişmanlık.

Karısı/sevgilisi çok güzel olsa da farketmez, iki dolgun meme ve bir dolgun kalçaya bakar sistemin resetlenmesi.

Nice güzel kadınlar (hatta şöhretli aktristler, şarkıcılıar) aldatıldığında şaşırıyorsunuz ya, ben şaşırmıyorum. Hatta çoğu zaman sahip olduğu kadından daha çirkini ile olduğunu görüyoruz.

Dindar bir adamdır, Allah'tan utanır da yaptığına pişman olup tövbe eder ve tövbesinde sebat ederse belki, kendi ile çok savaşır ama başka yolu yok.

sıkılıyor olmayasınız? müzik çalmadığı müddetçe ev işi yapamıyorum ben de.

Ne yapacağını nerden başlayacağını bilmediğinden olabilir. Ben geçen tiramisu yaptım saatlerimi aldi. Çünkü ilk defa yapıyordum. Miktar süre gibi şeyler kafamda net değildi. Ama bildiğim tarifler hızlı olur.

sorunu biliyorsun, sorunun nedenini de. hayatımda şu yaşıma kadar bu ikisini bilip de çözümü bulamadığım şey olmadı.

12-13 senedir yalnız yaşıyorum. aynen senin annen gibi benim annem de. bize iş yaptırtmadı küçükken. hala en basitinden evde annem varsa yatağımı bile toplamam. ama evde o evi temizleyecek annem yoksa kalkar üşenmeden temizliğimi yaparım. her sabah da yatağımı toparlarım. kusura bakma ama senin durumun tamamiyle bahane uydurmak işten kaçmak. kimseye doğuştan pratiklik gelmiyor. şimdi bir işi yapmak 3 saatini alıyorsa zamanla onu defalarca yaptıkça o süre de azalacak. bahane uydurmayı bırak, poponu kaldır ve yapılması gerekeni yap.

Evinizin nispeten temiz, derli toplu olması için yapılacaklar listesi yapın. Misal, "yerleri süpür. kirlileri topla. Makinayı çalıştır. Bulaşık makinasını boşalt. yatağı topla. Banyoyu cifle" vs gibi şeyler. Bu görünür bir yerde veya telefonunuzda dursun. Sonra saatinizin alarmını 20dk'ya kurun. Herhangi bir işle başlayın. 20dk boyunca yapabildiğinizi yapın. Alarm çalınca gerisini bırakın. Bunu alışana kadar her gün veya iki güne bir yapın. Zamanla hepsini bu sürede yapacak kıvama gelirsiniz.

Cam silmek, halı yıkamak gibi şeyleri kendiniz yapıyorsanız onlar sık sık yapılacak iş değil zaten, ona göre ayrı program oluşturursunuz.

bir seyi ne kadar cok yaparsan o kadar hizlanirsin.

yapmaya hakkı var. o kartondaki fiyatlar tavsiye edilen satış fiyatları.

hatta bu algida'ya özgü değil. ürün paketi üzerinde fiyatı yazan her ürün için geçerli. zaten mutlaka bir köşesinde ufacık" tavsiye edilen satış fiyatıdır" diye yazar. o algida kartonunun da bir köşesinde yazar.

Dağıtıcı firmalar maksimum fiyat isterse belirler ve son satıcı buna uymak zorundadır (min fiyat belirleyemez ama). Ancak Algida bunu yapmamış gibi duruyor.

Mümkün.

ayarlar - hesap - gizlilik - durum - sadece şu kişilerle paylaş

işveren parayı ödemeden ben parayı almazdım zaten. yanlış olan şeyin parasını neden ödesin adam.

Ön not hukukçu değilim ve bu cevap da bir süre sonra kendisini imha edecek ancak fikir vermesi açısından bence önem arzediyor;

ben patronun işe aldığı ve benim bünyemde çalışan teknik personelin dahi basit hesaplama hatasını üstlenip hasarı kendi cebimden karşılıyorum/karşılıyordum.

Şu süre zarfında çalışmıyorum ama çalışırken yine aynı sistemde çalırım. Mesai değil iş satıyorum mantığını benimsiyorum çünkü. Herkes de böyle yapsın isterim.

Fark ettiyseniz maleficient'in dediği gibi düzeltirsiniz bence. Fark etmek çok büyük bir eşik.

romalıları örnek al, üzümdür, çilektir falan ufaktan ufaktan gelişir o kendi kendine.

Ben tatsız bulduğum şeyleri yerken ister istemez yavaşlıyorum.

veya

Çok sevdiğim yemekleri de yerken tadını çıkararak yiyorum, acele etmiyorum.

Geçiştirmek için veya acelem varsa kimseyi tanımıyorum.(ki aslında öğünlerimizin çoğu böyledir)

Dolayısıyla her öğün çok beğendiğin veya hiç beğenmediğin bir şey yersen muhtemelen yavaşlarsın.

en önemli kurallardan biri yavaş yemek. ağzınıza küçük lokma alıp onu yurtmadan diğerine abanmayacaksınız.

hızlı hızlı çiğneyip zırt pırt çatalı kaşığı yemeklere daldırmak da hoş durmuyor. ağır ağır bekleye bekleye yiyeceksiniz.

ne yediğin önemli nasıl yediğinden ziyade. sağlıklı beslen, sevdiğin şekilde tadını çıkar yerken. boş ver işin şeklini üç günlük dünya!

Tam kan tahlili yaptirmani öneririm. Bir de minik ara öğünler, ana öğünlerde yavaşlatır.

bunun cevabı tıbbidir. doğru diyetisyeni bulun derim.
ama metnin bağlamından şunu çıkarıyorum ki biraz motivasyon problemi var sanki. durum anlattığınız kadar vahim olmayabilir. ben evlenmeye karar verdim ve ilk defa bir diyette bu kadar kararlı gidiyorum (mecbur verilecek yani o kilolar). bunda iyi bir diyetisyenin de payı var. motivasyonunuzu arttıracak bir şey muhakkak vardır. güzel kıyafetler, kızların beğenmesi vs vs.

gece tatlı krizi gelirse kusmuk aromalı diş macunu paradontax ile dişleri fırçalamak işe yarayabilir. insan fare yemiş gibi oluyor, ne iştah kalıyor ne bir şey.

Mümkün. Kesin bilgi, yayalım. Çevremde şahit olduğum ilişkilerin %80’i çöp. Öyle ilişkim olacaksa hiç olmasın dedirten cinsten.

elbette.
çok sevdiğim şu resim de gelsin:
i.pinimg.com

Yalnız ve mutlu olunabiliyor ama bir yere kadar. Her şeyini paylaştığın bir insan olmayınca diğer arkadaşlarla her şey paylaşılamıyor bir yerlerde tıkanıyor.

O boşluk hissi oluyor tabii. Mutsuzluk buna bağlanabilir ama başka etkenler de olabilir.

Öte yandan en son "aranmıyorum" demişsiniz bunu sadece not olarak mı dediniz yoksa gerçekte de böyle mi? Yukarıda da "Niye yalnızım diye sormuyorum" demişsiniz çünkü. Eğer sadece not için değil gerçekten aramıyorsanız yalnızlığın niyesi bu olabilir.
2 senelik bir boşluk dönemim oldu, sonra biriyle yakınlaştım ve beraberiz 5 aydır. Oysa o kişi ile 2 yıl öncesinde de tanışıyordum ama hiç adımım olmamıştı. Yani biraz aramak gerekiyor, adım atmak gerekiyor. Siz evde otururken biri gelip "ben oyum" demeyecek.

Mümkünsüz.

someonewalksalone +1

genel olarak, sorunlu ve psikolojisi iyi olmayan bir toplumuz. bence olmaması daha iyi. sağlıklı olmayan ilişkiler çok fazla ve üstüne daha fazla sorun çıkartıyor.

yalnızken daha da mutlu olunur, musmutlu olunur.

tespitmeclisi.com

Kesin bilgi mümkün ama geçici

Gerçek dostlar varsa ve düzenli olarak görüşülüyorsa bence sevgililik anlamında yalnız ve mutlu olmak kesinlikle mümkün. Mutluluğunuzu illa ki erkek/kız arkadaşa bağlamayın.

Mümkün. Yalnız mutlu olamıyorsanız başka türlü mutlu olmak da çok zor zaten.

sopiro +1
yalnız mutlu olamayan insan başkalarına ihtiyaç duyan insandır, ihtiyaci ilişkiler ise yazılı olmayan sözleşmelerle akdedilmiş gibidirler; öküz ölürse ortaklık biter.

yalnız ve mutlu olmak mümkün mü? muhtemelen mümkündür. ben böyle birini gördüm diyemem. ama yalnızlıktan gelen enerjiyi doğru yerlere yönlendirirsen herkesin 'kardeşçe' takdirini de toplayabilirsin. ister kendini topluma ada, ister beğendiğin birine ve kendi soyuna ada.

ben ister miyim? ben istemezdim.

insan biriyle birlikte olunca, biriyle birlikte olma durumuna alışıyor. boşluk hissi belki bundan kaynaklanıyordur.

mutsuzluğu buna bağlayabilirsin.

biriyle birlikte olmak istiyorsan bence pasif olmakla olmaz. aranacaksın ki bulunasın. en azından insanlara fırsat vermelisin yani. hiçbir sinyal vermeden bu iş olmaz. bu herkese mavi boncuk dağıt anlamında değil. doğru kişilere doğru mesajı ve fırsatı vereceksin işte.

nihayetinde kimseyi %100 beğenemezsin, karşıdaki kişinin sorunlarına eksiklerine razı olabiliyorsan o da sana razı olabiliyorsa devam edersin. gittiği yere kadar gider. bu işler böyle.

edit: bence 'yalnız mutlu olmak'la 'kendiyle mutlu olmak' birbirine karıştırılmamalı. kendiyle mutlu olmayan kimseler başkadır. ben duyuru sahibinin mesajında kendiyle ilgili bir problem göremiyorum, bulunduğu durumla ilgili bir problem görüyorum.

Bana göre mutluluk sadece biriyle beraberken yaşanacak kadar basit değil. Mutluluktan ne anladığınıza da bağlı, ben yalnız alışverişe gitmeyi de severim, film izlemeyi de, herşeyi de. birine bağlı yaşanacak mutluluk bilemiyorum ne kadar sağlıklı olabilir. Elbette sevmek sevilmek paylaşmak çok çok güzel fakat başkasına bağlı mutluluklar sırf yalnız olmamak adına sahte hislerle kendini kandırmaktan başka bişey değil bence.

Hangi yalnızlık? İlşki olmayan mı arkadaş olmayan mı?

olmuyor kardeşim yalnız mutlu olunmuyor. o boşluğu hep hisseden her ilişkide o boşluğu doldururum diye ümit eden biri olarak söylüyorum. peki biri olunca daha mı iyi oluyo.YOK. her gelen o boşluğa s.çıp gidiyo. sonrası bilindik antidepresanlar. bu arada depresyondayım diye doktora gittim rivotril yazdı. ilacı aldım antiepileptik yazıyo. anlamadım. neyse.
mutsuzluğun çok fazla nedeni olabilir. ama yalnızsan ilk sebep bu olsun. bundan kurtulmaya bak. acele etme doğru insanı bul. sen doğruysan sonunda bulursun emin ol.

sonrası Allah kerim, sana mutluluklar dilerim. bol şans...

Şükretmemiz lazım halimize. Ama evet. Zor. Hele bi yaşın üstündeysen zor. İnsan paylaşmak istiyor. Düşünmek, düşünülmek istiyor. Nasılsın demek, nasıl olduğunu gerçekten merak eden birine anlatmak istiyor. Evet zor.

Nein. Mümkün değil. Sahici bir ilişki yaşamamış herkes adına çok üzülüyorum.

Üğpoıuy, brad pitt +1
Sosyal bi insanım başka insanlara ihtiyaç duyuyorum bu yalnızken sürekli kahroluyorum anlamına gelmiyor ama sevip sevildiğim bir insanla her şey daha güzel
Kötü ilişki yalnızlıktan kötü tabi o ayrı

Yat dinlen bir sey olmaz.

Değerlere bakıp serum takıyorlar. Şüpheleniyorsam kesinlikle git, çok kötü bir şey ve yat dinlen olmuyor öyle geçmiyor.

Serumu sıvı kaybını önlemek için takıyorlar. Hastanede de bir şey yapılmayacak yani. Çok rahatsızlık verici zehirlenmek ama yapacak bir şey yok pek. Bol su iç yat dinlen.

Tavuktan periyodik olarak zehirleniyorum. Sürekli NaCl serumu takıp yolluyorlar. Zaten serum bittikten sonra at gibi koşabilme yetisi geliyor, çok ciddi bir durum değil. Zaten kusmuşsunuz, en azından çıkardığınız sıvı ve tuz yerine konmuş olur.

Kan alacaklar, belki gaita isteyecekler, serum verecekler, çivi gibi olacaksın. Tecrübe konuşuyor. En yakın hastaneye 50 km uzakta bir yerde yaşamıyorsan gitmeni tavsiye ederim.

seni gökten yere indirirler. ben öyle olmuştum. artıkım ölecem dedim. baş, karın, mide isyan ediyor. ağrı, bulantı, kusma, ishal. sonra doktorumuz bir iğne yaptı. ohşşş. sonra o doktoru vurdular. hemşire karısı kışkırtmış.

Her yıl rutin olarak zehirlenen biriyim. Süreç şöyle oluyor önce saatte bir sonra 30 dakikada bir sonra ise 10 dakikaya kadar düşüyor kusma süresi. Bu süreçte dikkat etmen gereken tek şey kussanda sürekli amaa sürekli su içmelisin ne olursa olsun bol bol su içilecek. Hastaneye gidersen 2-3 serum takarlar 3-4 saatte kendine gelirsin :)

IÇünkü biz biz olmaktan çıkıyoruz. Bazen ne yaptığımızı hatırlamıyoruz. Cinsel istek artırma değil her türlü saçmalık yaptırma potansiyeline sahip.
sonra da ağzımıza mıçıyor:(

böyle bir şey mi var, tam tersine azaltır diye biliyorum.

cinsel isteği baskılayan stres ve düşünce mekanizmalarının üzerindeki etkisini azalttığı için, cinsel isteğin de artıyor gibi oluyor. baskılanmıyor gibi düşün.

İçimizdeki homosopiens ortaya çıkıyor

'Alkol neden cinsel isteği arttırır?'

yukarıdakilerin dediği gibi artırdığı şey cinsel istek değil de cesaret olabilir, kendini durdurmuyorsun, sarhoşken olan bu.

'böyle bir şey mi var, tam tersine azaltır diye biliyorum.'

azalttığı da cinsel istek değil ereksiyonu zorlaştırıyor ya da öldürüyor. çünkü damarların açılmasına sebep oluyor, penis de kan damarları sayesinde erekte olan bir organ olduğundan bu fonksiyonu negatif etkileniyor.

onun dışında sinir sistemini de uyuşturuyor olabilir bilemiyorum.

fakat bu soruyu gönül işlerine değil medikal olarak sormanız gerekti

bence azaltıyor.

Cesareti arttırıyor sadece.

super egoyu kaldırıyor, id yönetimi ele geçiriyor.

MACDUFF
What three things does drink especially provoke?

PORTER
Marry, sir, nose-painting, sleep, and urine. Lechery, sir, it provokes and unprovokes. It provokes the desire, but it takes away the performance. Therefore, much drink may be said to be an equivocator with lechery. It makes him, and it mars him; it sets him on, and it takes him off; it persuades him, and disheartens him; makes him stand to and not stand to; in conclusion, equivocates him in a sleep, and, giving him the lie, leaves him.

bende de baya arttırıyor. hele ertesi gün sabah uyandığımda çok yoğun oluyor bu istek. cesaretle falan ilgili değil bence.

'bende de baya arttırıyor. hele ertesi gün sabah uyandığımda çok yoğun oluyor bu istek. cesaretle falan ilgili değil bence.'

karpuz kabuğu etkisi olabilir. bir kez aklına düşünce aklından çıkarman için boşalman gerekiyor olabilir. ayrıca bir öncekinden itibaren ne kadar süre geçmişse o kadar istek artar zaten. bunların alkolle ilgisi yok.

Kablonun uzunluğu mu yetmiyor? İnternet kablosunun evde ilk bağlantı yeri neresi. Eğer soketse daha uzun kablo al elektrikçiden o kabloyu değiştir. En tuhaf mekanizma derken ne yaptı ki fazladan iki kabloyu bağlayıp bantlamıştır
Çok kolay iş abartmana gerek yok.

öncelikle ttnet bu işe bakmak istemeyebilir, onların sorumluluğu genelde binanın girişine kadar hattı getirmek sonrası girişten daireye kadar ve daire içi tesisat abonenin sorumluluğunda. dolayısıyla bu işi ttnet teknisyenleri gelip yapsa bile size bunun için bir fatura çıkaracaklardır.
kendiniz değiştirmeye çalışırsanız bozacağınız çok bir şey yok. dikkat etmeniz gereken husus telefon sinyali ile internet sinyalini ayıran splitter in nerede bağlı olduğu. modemi taşımak istediğiniz odanın duvar soketinin ana girişteki ucunu bulup splittlerin modem çıkışına bağladığınızda modeminiz o odada çalışsacaktır. eğer telefon kullanmıyor sadece internet varsa hattınızda bu da önemli değil.

sırf modem taşınacaksa powerline alabilirsin uğraşmamak için

Elektrikçi yapar.
Tuhaf mekanizmanın fotoğrafını koyarsanız belki biz de nasıl yapılacağını size anlatabiliriz, o zaman siz de yapabilirsiniz.

fotoğraf koyun bence de. normalde ustalık bir iş değildir.
bir de evin d,ğer ucuna almanız neden gerekiyor?

Ucunu yeniden cakmak gerekmeyecekse zor bir tarafi yoktur.

www.internethaber.com

Hayır, başka kadınları istemem

Kadınım diye cevap veremiyorum. Ama aklıma takıldı Adriana Lima muhteşem mi? Belki de salak bir kadın, 2 kelime konuşulmuyor?

fiziksel olarak beğenebilirim tabii ki, sonuç olarak sevgilimin muhteşem olması diğer kadınların çöp olduğu anlamına gelmiyor ama illa sevişeyim, birlikte olayım, "ulan keşke sevgilim olmayaydı bak şimdi bunlarla sevişemiyom" şeklinde bir düşüncem/isteğim olmaz. yapı olarak it gibi bağlanan biriyim, öyle bir sevgilim olsa daha fazlası ya da farklısı için uğraşmazdım açıkçası.

sonuç olarak ben sevgilimi hayatımın diğer parçası olarak görüyorumdur. onun bana verebileceklerini başka birisi veremez. güzel ve iyi kadınlar muhakkak var. bunu takdir etmekte sakınca görmüyorum şahsen ama bu yüzden sevgiliyi üzmek, kırmak, aldatmak büyük aptallık olur benim açımdan. hiç burada "asla aldatmam", "sevdiğime çok bağlıyımdır", "yatakta ayu gibiyim" diye kendimi övmeyip sadece basit bir fayda-zarar hesabı yapacağım. ortada benim aşık olup çok güzel bulduğum, aynı şekilde beni çok seven bir kadın var. bu kadın benim günüm iyi geçince mutlu olan, sınavımın nasıl geçtiğini soran, kafamı patlattığımda başımda bekleyen, hasta olduğumda çorba yapan, her şeyimi paylaştığım insan.

sonra başka bir kadın var. götü mötü şahane. iyi de birine benziyor ama sonuç olarak çok tanımıyorum yani. öte yandan baktığımız zaman e ulan benim sevgilim de şahane zaten, olmasa niye sevgilim olsun? aşığım, bayılıyorum ki birlikteyim. e bu durumda, sevgilimin sahip olduklarının ve verebildiklerinin yarısını falan ancak verebilecek birisi için niye aldatayım, niye isteyeyim başkasını?

şimdi bu noktada "ulan pezevenk o zaman sevgilin hastalansa, kilo alsa, iki gün ilgi göstermese başkasına mı gideceksin?" diyebilirsiniz. hayır. ilişkide iniş-çıkışlar olur. kimse birbirini her gün delicesine sevip arzulamaz. yerine göre sıkıcı bulursun, gözüne başkası hoş gelir vs. bunlar bence normal. önemli olan aldatmamak. aradaki o özel bağı koruyabilmek. aşk deli gibi istemek olsaydı hiçbir çift birkaç aydan fazla birlikte kalamazdı. mühim olan başkasıyla sahip olamadığın, olamayacağın o özel şeye sahip çıkmak. onu yaptıktan sonra zaten iyisiyle kötüsüyle uzun vadede sevip istiyorsun birlikte olduğun kişiyi, başkası için "kim olursa olsun, neyi olursa olsun, istemezük!" diyebiliyorsun.

ben eski bebeyimi hala her şeyden çok istiyorum ve onu dünyadaki hiçbir kadına değişmem. tip olarak hayal ettiğim biri bile değildi. yani "ideal kadın" olarak düşündüğüm hiçbir şeye, kurduğum hiçbir hayale benzemiyordu. ama benim için mükemmeldi. adriana değil tüm şımaykıllar gelse fikrim değişmez.

böyle şeyler gördükçe üzülüyorum. "erkek aldatır çünkü elizabeth hurley bile aldatmış!1!!" diyen bir insan ya kötü niyetlidir ya da hiç aşık olmamıştır bence. aldatan aldatır tabii ki, insanlar sevdiklerini aldatmıyomuş gibi davranmanın lüzumu yok ama böyle hassas bi konuyu bu şekilde genelleyip "erkek ister aga, bi tane garı yetmezzz" tarzı tavırlar ne bileyim çok çirkin ve üzücü geliyor bana.

arzulamam, istemem.

Istersem kalbim kurusun.

@der meister, artı 1

yolda yürürken bile kafasını o tarafa bu tarafa çeviren biriyim ben sevgilim varken. başı önünde yürüyen... ama işte öyle bir sevgili de beni terk etti gitti, iyi mi!

hayır

ayrıca muhteşem olmayan sevgilim olsa da istemem.

Sevgilim muhtelem birisi başkalarına bakmıyorum bile.

İsterler. Adriana Lima aldatıldı. Angelina Jolie aldatıldı. Elizabeth Hurley aldatıldı.

encrypted-tbn0.gstatic.com

@der meister +1
başka kadını arzular adam.kendisinin güveni yerinde olduğu sürece,her türlü düşünür.

Her zaman böyle bir ihtimal var.

adriana değil de beynini kullanabilen kadın bulabilseydim, başka bir arayışta olmazdım.

Arzularım ama sevgilimin haberi olmadan, rızası olmadan kesinlikle başkalarıyla temasta bulunmam. Bir kez o boku yedim, büyük ders oldu.

Ayrıca başka kadınları arzulamam sevgilimin mükemmel olmadığı anlamına gelmez. Sevgilim gayet mükemmelken de başka kadınları arzulayabilirim, o da başka erkekleri arzulayabilir, off bu ne biçimmiş, taş gibiymiş der, güler geçeriz, dünya döner, olur böyle şeyler. Arzulamak aldatmak değildir. Yoksa kimler neler arzuluyor, ohoooo. Sadece partnırı kızmasın diye söylemiyor. Ama bence sevgilim mükemmelse benden bir şey gizlemez, gizlemesin. Kızarım diye korkmasın, söylesin.

ben başka kadınları da arzulamayan erkeği sağlıklı bulmuyorum. tabi ki arzuladığın her şeye atlamazsın, yine de karakter meselesidir.

öte yandan bu bir paradoks: bir erkek olarak birlikte olduğun kişiyi arzulaman için bir kere genel olarak kadınları arzulaman şart. genel olarak derken herkesin bir midesi var ona göre genel olarak. öte yandan kadın da yine diğerlerine rağmen tercih edilmek ister. dolayısıyla kıskanmak ve kıskanılmak belli dozlarda kadının hoşuna gidecektir, egosunu okşayacaktır, özgüven pompalayacaktır...

Metin, sen misin?

güven problemi var

Bu soruya cevap aramak şu gibi sorulara cevap aramakla eşdeğer:

Bir aslan neden tüm geyikleri yemek ister?
Bir kedi neden fareleri kovalar?
Bir arı neden bal yapar?

Arda +1

Zevk meselesi. Bunun kadını erkeği yok. Tabii bu coğrafyada kadınların kafasına vurula vurula sindirildikleri için, erkekler de seks yaptıkça babaları, amcaları, dayıları tarafından pohpohlandığı için erkekler aha rahat bir şekilde bunu yapabiliyor.

Seks bir ihtiyaç ve herkes için çok zevkli bir eylem, ve bunu yemek yemeye çok benzetiyorum. Ne kadar karnını doyurursan doyur, o an "Herhâlde artık iki gün yemek yiyemem" diye aklından geçirsen de en fazla 5-6 saat sonra acıkmış bulursun kendini. En sevdiğin yemek mantı olsun diyelim, üç gün üst üste yesen bıkarsın. Canın salçalı makarna çeker, humus çeker, kebap çeker. "Yok ya, ben kuru ekmekle iyiyim böyle" dersen sen bilirsin ama insanlar her gün farklı çeşit yiyor (Ya da yemek istiyor, yemeye çalışıyor) diye bunu garipsemen doğal değil.

2011 yapımı "shame" diye bir film var, konuya uygun. izlemenizi öneririm.

ihtimal olarak: bir kadın buna fena koymuştur bir şekilde, o da o hariç geri kalanlardan hınıcını almaya çalışıyodur ama bir türlü tatmin olamıyodur

(bkz: alışmış kudurmuştan beterdir)

Andropozu herkesinkinden çok daha ağır geçecek. Gözlemle bak.

yirmisantim +975345678

her yigidin yogurt yiyisi, her insanin yasayisi bir degildir.

twelfth +9799898567

cunku cogumuz sevisirken "tanri"ya el salliyoruz bir sekilde. kim kendini o yukseklikten asagi birakmayi ister ki o kadar yorulup yol aldiktan sonra?

acemi +785678

bana göre cinsellik konusunda normal diye bir kıstas yok. çoğu hayvan -bazılarının zevk için de yaptıklarını duymuştum- cinselliği/seksi üremek için yapıyor. İnsan için mesele farklı ama. İster içgüdü, ister psikolojik de buna ama insan için sekste olay hem fizyolojik hem psikolojik. bir söz, bir bakış, bir temas olayı bambaşka bir tarafa götürebiliyor :) senin tanıdığın elemanın da mevzu büyük ihtimal psikolojik ihtiyaçtan kaynaklıdır.

neden istemesin? sonuçta zevkli bir şey. yapabiliyorsa ne mutlu ona. illa arkasında psikolojik sorun aramaya gerek yok.

Çünkü zevk ve merak. Farklı tenler, farklı hisler.

ayıp.

ben de size bir soru sorayım. siz karnınız acıkınca ve doymadığınızda neler yaparsınız ?

4 ay kısırlaştırmak için erken gerçekten. Ayrı odanın olmadığını dikkate alınca işiniz biraz zor gerçekten.

Kedinin birini (tercihen sakat olanı, küçük erkek olan çok inletebilir orayı) tuvaletiyle birlikte +1 yatak odasına diğerini salona koyabilirsiniz. Eğer bu mümkün değilse en akla gelen bu durumda sakat kedi için ayrı bir bölme yaratmanız olabilir. Genişçe kutu, strafor yada pencerelere konulan tellerden kafes tarzı vb bir şeyden küçüğün de giremeyeceği bir şekilde ayırabilirsiniz belki. Ama yatak odası bence daha uygun.

Kolay gelsin, zor durum.

Bizde de kaza geçirmiş kör kedi var 6 aydır, ilk geldiği zamana göre daha az ama diğerleri hala tokatlıyo arada. Tamamen güçsüzü daha da ezme psikolojisi bence kedilerdeki. Siz onları kendi haline bırakın.

Işığın göze direkt gelmediği, yani duvardan/tavandan yansıtmalı olanlar.

Yansıtmalı aydınlatma daha konforlu tabiki. Genelde alçıpan tavan ve led şerit ikilisi kullanılıyor. Tabi avizelerin de tavanı aydınlatanları var. Hatta ekstra lambaderle daha hoş olur.

Ya sanki bize soran açıklama yapan mı var. Ne desek spekülasyon.

Gidenler ne kalanlardan daha az fetöcu ne daha fazla. Ne daha başarılı ne daha az.
Saraylı istedi oldu.

Zaten takip etme haberleri takip edip ne yapacaksın...

çünkü kendi kalitesiz belediyecilik anlayışlarına kendileri dahi tahammül edemiyorlar.

referandumda onca katakulliye rağmen üç büyük şehirde sandığa gömüldüler, yerel ve genel seçimde yaklaşan durumun farkındalar, birşey yapmaları lazım.

ellerinden "ihanet ettik" diyerek kendi adamlarını siyasi olarak bitirmekten başka seçenek yok, ne yapsınlar?

Bünyenin meselesi o, lahananın değil. Beyaz leblebi bul ye. Olmadı sade çubuk kraker ye azcık. Gazını alır. Biraz da yürüyüş yap hareket et. Belki de lahanadan değildir, ayaklarını falan üşütmüşsündür? Geçmiş olsun.

Alışmadığın için o. Bir süre sonra kalmıyor.

demir eksikliği olabilir mi? el ayak üşümesi en çok demir eksikliğine bağlı anemide görülüyor diye biliyorum. başka vitamin eksikliklerinden de olabilir.

olmuyor

Yanlış bir diyet sistemi uyguluyor olabilir misiniz?

Demir eksijligim yoj ama ben de ne zaman sekeri kesip bol su icsem boyle oluyor, cok su icmekten filan oluyor diye dusunuyorum. Dolasimim da bozuktur genelde el ayak burun isinmasi zor olur ama dediginiz gibi diyet yaoinca ekstra soguk oluyor benim de, cozemedim.

Yer neresi? Ankara ise belediyenin büfeleri satıyor, hatta öyle market gibi değil baya bildiğin sıkıp satıyor karşında

sabah saatlerinde çoğu kafe sıkma portakal suyu satar. kahvaltı veriyolar çünkü. bazı kahveciler de portakal suyu yapıyolar kendileri.

Tam uyuşma degil de ayaklarimda ve bacaklarımda sızlama üşüme hafif ağrı falan oluyor.

Üğpoıuy + 1 bacakların üst kısmında değişik bı güçsüzlük hissi oluyor.

Kızın nickini artı birliycem diye canım çıktı.

evet bazı dönemler direkt hissediyorum, sanki ayaklarım beni taşımayacakmış gibi bir his oluyor, güçsüz hissediyorum. bazı dönemler olmuyor, sebebini bilmiyorum.

stres + yorgunluk olabilir.

benim de çok zorlandığım bir dönemde gözüm seğirmeye başlamıştı. kabus gibiydi. psikolojik olarak iyice yoruyor cunku...6 ay falan sürdü sonra kayboldu. yıllar sonra yine zor bir dönemden gecerken başladı neyse ki bu sefer bir kaç günde sonlandı.

diziler aptal ama izleyenler de aptal. üzerinde düşünmeyi gerektirmeyen eylemler yapanlar bunu rutin şekilde yapanlara aptal denir çünkü.
bir yönetmenle uzun uzun konuşmuştuk bi ara, kaliteli işler yapınca kimse izlemiyor demişti. e bu insanlar babasının hayrına çalışmıyor, para kazanmaları lazım. böyle boktan boktan diziler çıkıyor ortaya ve aptallar o dizileri yüceltiyor.

ekk: buna behzat ç ler, leylalar mecnunlar da dahil.

sene 2017 olmuş özcan deniz'e, sibel can'a, küçük emrah'a dizi yapıyor bu sektör. kimlerin izlediği, ölçme yöntemleri tartışmalı.

mesela hükümet politikalarına göre şimdi asker dizileri pompalanıyor bazı günler kışlaya dönüyor kanallar.

yaz dizilerine bakarsan sürekli bir seks imasının olup öpüşmenin bile olmadığını görürsün. kızlar devamlı baklavalı adamın kucağına düşer bir şekilde.

neyse bizimkiler boşver yabancılar ne yapıyor dersen özellikle dijital plartformlarin verileri nasıl kullandığını şu videodan izle www.ted.com
house of cards muhteşemliğinin arkasında böyle uğraşlar var.

Nedeni bilmiyorum ama bana olmuyor.

nedeni senin hiç öpüşmemiş olman ve öpüşmeyi çok istiyor olman.

hayır. öbüşmek güzel şey.

izlemesi her zaman keyifli olmayabiliyor. bazı öpüşmeler izleyiciye kendini fazlalık hissettirebiliyor. ama midem hiç bulanmamıştı ki bu arkadaşların nasıl öpüştüklerini de görmüş değilim, belki abarttılar.

benim bi ibrahim tatlısesin öpüşmesinde midem kalkıyor onun dışında sorun yok.

cakcuk diye sesler kulağımı tırmalamaya başladı mı bende rahatsız oluyorum.
bu nedir arkadaş, kıyma makinasına et basar gibi ya.
normal insanı bir öpüşme ise sorun yok.

midemi kıpırdatan tek öbüşme bu cinyus.com

onun dışında güzel, bence herkes öpüşsün.

The Şanlıurfa Kiss +1. Onun dışında severim.

Aseksüel olabilirsin belki.

bana olmuyor ama şu klipte ne hissediyosun merak ediyorum.
www.youtube.com

bir de xart izlemeyi dene.

edit: fi dizisindeki öpüşme bana da çok itici geliyor. bir de gossip girl'deki sarışın kız sevgilisi ile her sahnede gereksiz öpüşüyordu, o da çok iticiydi.

Sakal bıyık olaya dahilse midem biraz bulanıyor +1 yani bulanıyor demeyeyim de içim kötü oluyor. Onun haricinde sıkıntı yok.

izlemesi güzel olmaz belki ama sevdiğin biriyle dene. tabi bizimle dalga geçmiyorsan. çünkü senin soruların biraz alaycı geliyor bana.

Olmaz :(

Biriyle opustugunu kafanda canlandiramiyosan asla olmaz.

Sigara ictigi icin bile olmaz. Sevdigin insanin ten kokusu bile onemlidir. Bu koku sigara kokusu olmamali.

Olmaz. Olamaz. Olmamalı. Olmasın. Hiiiçç yanaşma. İğrenirsin.

olmaz

signal white now

No. Ictikce igreneceksin. Surdurulebilirligi yok.

sigara ve dişler bahane. seven adam - kadın sigaraya bile başlar.

gitsin bi dişçiye temizlettirsin. olmuyor mu öyle

Nein Gülşah, nein!

her şeyi tamam bir tek o kaldıysa olur.
e

kahverengi dişli olmayı savunacak değilim, çirkin bir görüntü eyvallah da ilişkiniz bu kadar küçük detaylara bağlıysa zaten sevgili olmayın ya. ne saçmasapan şeyler bunlar. hiç mi aşık olmadınız yoksa kendinizi prenses mi sanıyorsunuz merak ediyorum. herkesin kriterleri vardır, herkes "şu olmasın" der de sevgili olup olmama kararını dişe bakarak alacaksanız kusura bakmayın da öyle sevgiliğe kafam girsin. derdiniz gönül eğlendirmekse eminim kahverengi dişli olmayan birini bulursunuz. yok o değilse zaten, her yerde karşınıza çıkamayacak insanları böyle şeylerle harcamak yerine daha yapıcı olup dişleri temizletme yolunu tercih edebilirsiniz mesela.

kesinlikle hayır. diş çok önemli ya.

SAna olmaz o

sinek küçüktür ama mide bulandırır. ustelik "adam papyon takıyor, ben sevmem" durumu değil bu. cinsellik ilişkinin sac ayaklarından biridir.
eski eşim sigara bile kullanmadığı halde bir dönem aklina esti ve pipoya başladı. onu bulamazsa puro iciyordu. hayatımın en azap dolu dönemiydi. ben böyle ekşi ve pis kokan bir şey görmedim.

kısacası size bakıp gülümsediğinde inci gibi parlamayacaksa dişleri; ağzı üstü başı kokacaksa olmaz o is; aşkınızdan ölseniz bile olmaz...

olmaz da diyemeyiz bence. bir aşık oluyorsun, en "hayatta olmaz" dediğin durum karşındakinde var ama görmüyorsun bile. ama sen ona bakınca gülen gözler yerine sarı dişler görüyorsan zor.

cevaplardan birinde dendiği gibi, arzulama durumu gerçekten varsa bokunu bile yersin tiksinmeden. ama o arzu yoksa dişlerin bembeyaz olmaması batar, yüzündeki 2-3 sivilce batar, kol kılları batar falan da filan.

Yani ben de sigara kokusundan tiksinirim, evde içirmem, sırf bu yüzden ablam bile bana sık gelemiyor mesela ama sigara içen sevgilim olmuştu. Abartılı değilse sevdiğinde ağız kokusu falan sorun olmuyormuş anladım, haa o benim yanımda içmiyordu ve girip çıkıp dişlerini fırçalayıp gargara falan yaptığı için görüntü olarak da rahatsız edecek bir şey yoktu. Senin kafana takıldığına göre istemiyorsun, ama haklisin yani diş de önemli.

Sigara içecek kadar iradesi zayıf ve bağımlı biriyle olmamalı. Küllük ile öpüşmeyi kimse istemez.

Bu kadar çok sigara içen insan varken kahverengi dişli insanlara çok ama çok nadir rastlıyorum ben. Bence bu çocuğun sıkıntısı yalnızca sigara değil, kişisel hijyen +1

Sen bu çocukla öpüşme fikrine bile yüz buruşturuyorsan ne diye sevgililik müessesesini aklından geçiriyorsun ki? Bana garip geldi. Iyk kahverengi dişli .s.s deyip hala sevgili olmayı düşündüğüne göre ya çocuk çok yakışıklı ya da boşta kaldın ve yanlış bir karar vermek üzeresin.

Olmam, sen de olma.

her saniye dişlerine bakardım istem dışı, muhteşem biriyse sevgili olurdum ama sevgili oldugum anda rahatsız olduğumu söylerdim

en iyi arkadasımda da aynı problem var, sigara falan da içmiyor diş kendisi üretiyormuş temizletiyor sürekli. bende genelde senede bir airflow ile temizletirim önemli şeyler bunlar (ki sigara içmiyorum çay kahve yüzünden)

Asla ve kat'a olmazdım; gerek sigara nefretim, gerekse titizliğim nedeniyle.
Gel gör ki oldum bi keresinde, gerçekten insanın gözü görmüyormuş.
İnsanoğlu çok yivrenç..

sırf dişleriyse sorun bence bi sorun olmaz.ama partnerinize kendiniz karar verin tabi :)

Bırak kahveyi rengini, sigara içenle sevgili olamam.

Yoksa ben de başlarım çünkü.

adam 7/24 leş gibi sigara kokmayı "ufak bir detay" diye nitelendirmiş ya.

hayır, olmam. sen de olma.

Öpecek olan sensin, bize ne soruyorsun. Miden alırsa yürü.

Olmazdım tekin acarda satılan 80 tl lik bir dış macunu sokup aliyor o kahverengiligi. Sizin ici 4 5 oaket sigara parası. Tavsiye ederim

nasıl bir cevap bekliyordun? sana tecrübesini anlatmış adam. fikir vermiş. araba zaten kendi kendine öğrenilir temel konular öğrenildikten sonra.

6 dersten, günde 2 saatten araba hala araç sürerken karar veremiyorsan zaten trafiğe çıkma. bu sinir ve öfkeyle kazadan başka bir şeye yol açmazsın.

acemi yorgunluğu bu. dert edip motivasyonunu düşürme sakın. erkekler türlü denyoluklarla öğreniyorlar bu işi. herkes her şeyi kitabına uygun ve hiç hata yapmadan öğrenemez. kadını da erkeği de aynı şekilde. sıkma canını. pratik yaptıkça her şey güzel olacak. bol şans.

bende de oluyordu. gayet normal.

Kendini kasıyorsundur, stres yapıyorsun muhtemelen. Sürüşün doğal, içten gelen bir hale (yani üstünde çok düşünmeden) gelince belki rahatlamak için araç sürersin.

zamanla geçer, imkânın ve zamanın varsa rahat bi hocayla ek sürüş dersi al. teknik konuların sürüşle pek bi alakası yok, yalnızca motor refleks edinene kadar çok düşünerek kullandığın için yoruluyosundur.

efsane yoruluyodum ya sanki 10 saat otobüste gitmiş gibi oluyodum yani normal kasmaktan oluyo sanırım.

60km/h ile gitsen 10 km mesafe yapar. 6lt/100km yaksa 0.6 lt benzin 5 liradan saysan 3 lira işte taş çatlasa.

Km başı 2.5 oldu açılış ücreti 4 lira yani 4.5 km gittin. Tek kelime ile insafsizlik yapacak birşey yok

Edit: istanbul için