Ekşi Duyuru

Bankanın detaylı bilgi vermiş olması gerekirdi. Kredili araç almadım ancak ev alırken ev bizim oldu sonra o belgeyi bankaya ilettik sonrasında banka parayı satıcı hesabına gönderdi.

Merhaba, aslında bu alıcıyı korumak için gibi gelmişti bana. Bizde de aynısı oldu, banka size “satıştan sonra şu miktarda parayı şu iban numarasına göndereceğiz” diyor, ruhsat size geçince ve siz o ruhsatı bankaya sununca da parayı aktarıyor. Bankanın o kağıdı bir çeşit taahhütname. Ama satıcının bankaya gitmesine gerek olmadı bizde.

Evet hemen geçmiyor saticinij hesabina. Satici teminat niteliginde bir kagit aliyor, daha sonra banka onun hesabina parayı aktarıyor.
Herkes yanasmak istemiyor bu sisteme zaten. Yani adam ben kendi paranla alıyorsan al, tasit kredisi falan ben bilmem diyebilir.

Noterden alışverişi yapıp bankaya ruhsatın fotosunu atınca banka adamın hesabına parayı gönderiyor. Bizde böyle oldu. Adamın bankaya gelmesine gerek yok.

Yukarıdaki cevaplara ek olarak, en kötü ihtimal sizin şubeye gitmeye gerek olmadan, noterin yakınındaki bir şubeden halledilebilir de bu işler.

Satıcı ile alıcının aynı bankada (başka şube olsa da) hesapları olması işi çok hızlandırır.

Önce süreci açıklayalım; Taşıt kredileri alacağın taşıta rehin konmasını gerektirir. Bireysel kredilere göre tutarı yüksek ve faizi düşük olan bir kredidir dolayısıyla teminat alınmasını gerektirir. Konut kredilerinde de süreç benzerdir. Taşıt-konut kredilerinde kullandığın kredi şahsi hesabına geçmez, satıcının hesabına ve satış işlemi gerçekleştikten SONRA geçilir. Süreç böyledir.

Şöyle düşün, diyelim ki araç alacağım diye bankaya gittin, kredi senin hesabına pat diye geçti, o tutarla araç alacağının bir kesinliği yok ve belki 1M TL kredi kullandın. Banka herhangi bir teminat almadan yüklü kredi verdi ve bireysel kredi limitlerinin de çok üstünde kredi kullandırdı, bu yapılamaz.

Ya da tam noterden devir öncesinde bu tutar satıcının hesabına geçti, diyelim ki devir esnasında aracın üzerinde bir rehin, satışa engel bir durum, borç vb. çıktı ve satış gerçekleşmedi. Bu durumda ne olacak? Banka krediyi satıcının hesabına geçti ve devri yapamadınız. Sen borçlandın ancak aracı üzerine alamadın :) Böyle daha mı sağlıklı oldu, hayır. Taşıt kredisi süreci bu gibi sorunların önüne geçer.

Biriniz şehir dışında da olsanız mutlaka bir noterde buluşmanız gerekecek. Bankada kredi işlemin onaylandıysa ilgili yazıyı al, notere giderken peşinatını satıcının hesabına geç (mobil bankacılık limitlerine dikkat et), noterde devir işlemini gerçekleştirin, sonra bankaya giderek veya telefonla alım-satım işleminin tamamlandığını belirttiğinde kalan (kredi) tutarı satıcının hesabına geçecektir.

Noterde satış tutarının ne olduğunu ve parayı teslim edip etmediğini sana soracaklar. Peşinatı satıcının hesabına yolladığını, kalan tutarı bankadan kredi olarak aldığını ve devir sonrasında satıcının hesabına geçeceğini söylersin ve bankadan aldığın belgeyi noter yetkilisine gösterirsin.

Dolandırıcılık söz konusu değil bankalar orada her zaman güvenilir 3. parti konumundadır. Ben de krediyle araç aldım bu şekilde ilerledi. Tersine işin içinde nakit para ve elden alışveriş varsa sorun her zaman çıkabilir. Banka arada ise her türlü dolandırıcılığın önüne geçiyor.

Ufak bir noktayı da belirteyim, ben İş Bankası'ndan taşıt kredisi kullandığımda devirden sonra krediyi satıcının hesabına geçmeden önce banka kasko ve trafik sigortasını yapmamı da zorunlu tutmuştu. Telefondan veya bir laptop bilgisayardan farklı sigorta şirketlerinden teklif alacak şekilde hazır olmanı da öneririm çünkü mecburen Anadolu Sigorta'dan baya yüksek tutarlara yaptırmak zorunda kalmıştım.

1.4 mpi benzinli otomatik i20 alma da ne alırsan al. ben yandım sen yanma.

bazen eğilip altına bakıyorum yakıt pompası mı delindi acaba diye.

Seat Ibiza
2019 model (2020 trafiğe çıkış)
1.0 Eco TSI
Otomatik Vites
Benzin
30.000km.

tekliflere açığım :)

2020-2021 model otomatik egea alırım, kafam rahat olur. 2013 dediğin araç 9 yaşında oluyor, onun derdiyle uğraşmaya değmez.

çok klasik bir model olmasın derseniz 2021 model citroen c3 de olabilir

egea cross, varsa otomatik ya da urban paket. O paraya cidden 5-10 yıllık araba alınmaz.

Dsg şanzımandan uzak dur (Volkswagen grubu), kuru kavrama yarı otomatik şanzıman harikadır vites ama saatli bomba gibi masraf açmayı bekler hele ki 8 9 yaşındaysa eski sahibi nasıl kullanmış bilemezsin.
Bence eat6 tam otomatik şanzıman Peugeot 308 allure paketlerine bakabilirsin. 450 500 bandında honda civic eco elegance fb7 kasasına temiz kmsi azsa bakabilirsin
Ayrıca Üstteki yazarın dediğine de çok aldırma güzel arabadır Hyundai. Tam otomatik vitestir otomatik şanzımanları sorunsuzdur, ben de i20 1.4 mpi style ov kullanıyorum 100 km de 7 litre yakıt harcıyor. Sürekli dur kalk yaparsan ayağın frende veya 3500 4000 devirde basarsan uzun yolda her araç yakar. Biraz karışık yazdım ama bunlar olabilir.

Yeni city'kere bir bak.

işinize yarar mı bilemedim ama adnan menderes-kuşadası arası havaş var

oteli falan belliyse ets'ye bi bakın

yıllar sonra duyuruya girdim ve memleket sorusu. lastminute diye bir şirket taşımacılık yapıyor havaalanı ile Kuşadası arasında. saat başı seferleri vardı. onları arayabilirsiniz.

Cts Tur var mesela,

ctstur.com

Merhaba 7,8 bine 35 m2 isitilamiyor galiba. Btu hesabını yapabilirsiniz netten.
Gecen hafta arastirdigim kadarıyla yazıyorum. Soğutmayi her klima yapar ama ısıtma için iyi bir şey olmalı yazıyordu. Mitsubishi Electric, Toshiba, Panasonic, Mitsubishi Heavy, fujitsu, hitachi, daikin falan oneriliyordu forumlarda.
Ben mitsubishi heavy aldim. Direkt bayi fiyatının 1000 TL altına trendyoldan. Bayi bizden başka satan olmaz falan diyordu ama gayet de satılıyor. Hem kupon vardı hem puan geldi. Hem de iklimsa garantili.

Bülent Urman, Amerikan Hastanesi.
Edit: jinekolojik onkoloji için ise Çağatay Taşkıran, Koç Üniversitesi

Jinekolojik-onkoloji ise, Prof Tanju Pekin Marmara Üniv EAH

Rahimde bir adet büyük kist var, iyi mi kötü mü henüz bilinmiyor.

Prof Yavuz Aydın

Ali Mezdeği

Banu bingol gunenc

3 ay değil de 3 hafta sürer genellikle. doktorun dili sürçmüş veya siz yanlış anlamış olabilir misiniz?

Yok üzerine basarak söyledi, ben sordum önce, o da; evet o konuyu konustuk sabah 3 ay sürecek patoloji biraz uzun, o arada kan degerlerine bakariz vs. dedi. En fazla 1 ay diye düsünmüstüm ben de.

Bazı moleküler patoloji testlerinde hastanede kit bittiyse bu kasae uzayabilir ancak. Siz patoloji lab ile görüşüp neden bu kadar uzun olduğunu ve dışarda başka hastanede yaptırma imkanı olup olmadığını sorun. Gerçi doktor aciliyet düşünseydi mutlaka dışarda yaptırın diyerek başka yere yönlendirirdi. Önce doktordan bunu sorgulayın en iyisi.

Merhaba, biz babam için ünv hastanesinde ekstra ücret ödeyerek 10 günde sonuçları aldık. Tabi bazı parçaların işlenmesi uzun sürebiliyor ama 3 ay yinede çok uzun. Çok geçmiş olsun. Eskişehirdeki acıbadem 3000 tl civarı ücrete mukabil 10-15 günde sonuç verebileceğini söyledi özel hastaneler ile de görüşebilirsiniz bu süreçte durumunuz uygunsa.

ben ve eşim devlet araştırma hastanesinde robotla ameliyat olduk.
artık robot araştırma hastanelerinde var.
araştırma hastanesinden prof. hocadan özel muayene alıp konuşabilirsiniz.

Ameliyat kolay değil. Robotik cerrahisi devlette de olabilir ama ne kadar güvenilir bilmiyorum. Ufak bir problemde ömür boyu bez bağlayarak gezme ihtimali var. Maddi sıkıntınız yoksa özelde olunmalı derim. Acıbadem’de ali kural bu işin piri. Geçmiş olsun.

Şans mı bilmiyorum ama aynı ameliyatı babam oldu yaklaşık 7-8 yıl önce devlet hastanesinde hiç dr araştırmadık. Direk gitti oldu. Bir sorunu yok. Hemde açık oldu herhalde robotla felan değil. Sadece arada psa sına baktırıyor.
Bu işlerin tamamen şans olduğunu düşünüyorum.
Teyzemde basit bir ameliyatı prof a yaptıdı ama kaç senedir problemleri bitmedi

Eğer sigorta niyetiniz varsa tabi kendiniz yaptırın. E devlette var bu seçenek. Sigorta ile ilgili kısımları inceletin.

Kadına ödemek gibi saçmalık yapmayın.
Yapacağınız şey evin ilçe sınırlarındaki sgk kurumuna gidin, çalışan kadının kimlik fotokopisini alın.
Normal sigorta 750 TL civarıyken bu işlemden dolayı 318 TL gibi bir ödeme yapacaksınız.
Sakına kadına ödeme yapmayın, işler kötü olunca size nasıl bir masraf çıkacağını bilemezsiniz.

Bir tanıdık kapıcısına sgk yı elden veriyordu kendisi öyle istemişti sonrasında gitti şikayet etti onu da geçtim başına bir şey gelse sgksız çalışıyor diye çok canınız yanabilir. Prosedürü öğrenip usulüne uygun olanı yapın derim.

Benzer senaryoyu babaannem yaşıyor. Kemik erimesi de oldugu icin vidalar hareket ediyor bu yuzden agrilar devam. İlacla igneyle yasiyor bir sekilde.

Hiç bilmediğin işe girme

Uber'de iyi para olduğunu ben de duydum ve dediğiniz gibi zarar ihtimali düşük. ancak şu an neredeyse illegal gibi uber istanbul'da. deli gibi ceza yağdırıyor trafik polisleri ve taksicilerin şiddet uygulama riski de cabası. bu riskleri de göz önünde bulundurun derim.

Bu alanda calisan yerli firmalardan birinin yoneticisi olarak calistim. Taksicilerden korkmazsaniz, cok rahat para kazanirsiniz. Elimde para olsa, 5-10 arac dusunmeden alirim su an ama bazi sikintilari var. Yardimci olmak isterim yesillendirirseniz.

yani mantıken mümkün olsa da mantıklı değiş. isteğe bağlı emeklilik içinde aylık 600 tl fln ödeme olıyor ve sallıyorum 25 yıl 7000 iş günü istiyor. zaten toplu o kadsr para ödeseniz bir anlamı yok emekliliğin. toplam gidip 100 bin tl den fazla ödeyip sonrs bunu taksit taksit size ödemeleri de mantıksız.

Bildiğim kadarı ile mahkemeye gitmek zorunda gitmezse polis zoru ile götürülebilir yine de bir avukata danışın

Is mahkemesi oldugu icin, mahkeme tarihinden önceki bir zaman diliminde gidip mahkemeye dilekce vererek, taniklik etmek istemedigini belirtmesi yetiyormus. Zorunlu olma gibi bir durum yok yani.

Gitmek zorunda fakat bir dilekçe ile şahitlikten vazgeçebiliyor diye biliyorum. Beni de patronlarım bir şekilde bir konuda şahit yazdırmak istemişlerdi ama reddettim bu tekliflerini. Sonra da avukat arkadaşıma sormuştum, böyle "zorla isim yazarlarsa şahitlik etmem şart mı?" fln diye. o da istersen bir dilekçe yazarak şahitlik etmeyebileceğimi söylemişti.

Buzlu cam değil mi o?

kavun

şeffaf fleksiglas falan diye bi arat, sanırım aradığın mazlemenn adı bu, görüntüsü için ise kumlama deniyor, istersen film olarak alıp yapıştırıyorsun (cama falan) istersen de malzemeyi veriyorsun yapıyorlar.

google pleksidir o dedi, pleksiglas diye arat yani :)

plexiglass o şeffaf fakat üzeri kumlanmış,
kumlanmış dediğim bir şekilde kumlama yapılmış opaklandırılmış.

thy.com dan uçuşu seçip ödeme noktasına giderken rezervasyon yap butonu var ordan rezervasyon yapabilirsiniz.

ekobilet.com üzerinden yap. çok temiz.

yerini beğenmemiştir
etrafında başka çiçek var mı?
(bkz: subliminal mesaj )

yapraklari sert degilse yumusaksa cok su vermissin bir daha sulama.
gunes isigi direkt bitki uzerine dusmeyecek. yani tutup da camin dibine falan koyma.
topraga kurdan batir bakalim toprak kuru mu islak mi. islaksa toprak tamamen kuruyana kadar su verme.

Toprak kuru, direkt günes isiginda degil, uzun süredir kuru toprak hatta bilemiyorum. Aldigim rengi acilmaya baslamisti zaten arkadasim cok su verdim onlat böyle oldu galiba dedi, o nedenle ben de iki haftadir toplamda bir cay bardagini gececek kadar su vermisimdir en fazla, hatta gecen hafta sonu hic vermedim.

Etrafinda cicek var, direkt mesaj olsun bu da.

oha tribe gel
güldürdün beni

etrafındaki çiçeklerin çıkardıkları gazlardan etkilenebilir.Ayrı bir yere koy.
evi havalandır direk güneş ışığına koyma odanın sıcaklığı da çiçeği olumsuz etkileyebilir

kim bilir ne anladın sübliminal mesaj dediğimden de direkt mesaj yazmışsın hehe.

yumurtayı haşladığınız suyu verin. kalsiyum olduğu için içinde bitkiyi canlandırıyor, kendine getiriyor. bir sürü çiçeğimi öyle kurtardım.

Çürümeye başladı dediğin yerler iki yaprakta gördüğüm kahverengi noktalar mı? Onlar çürüme değil, küçük bi ihtimal, kloroz olabilir yani vitamin eksikliğinden olan yaprak renk değişimi.
Büyük ihtimal bitki boya gidiyor, toprak ve suya göre kendini ayarladı, yeni yaprakları besleyebilmek için alt yaprakları gözden çıkarıyor.
Bitkinin genel görünümü gayet iyi.
Bu tür bitkilerçok su istemez, kökleri suda kalırsa çürür. Donmuş bazı sebzeler gibi olur cıvır, rengi çok koyulaşır. Senin bitkide öyle bir durum yok. Yeni yaprak veriyor ve çok sağlıklı görünüyor.
Yaprakları güneşe göre renk alıyor bunların, çok güneş sarartır hatta bazıları pembemsi yeşil gibi olur. az güneşte yapraklar koyu olur.
Çok boya gitmesini istemiyorsan ışığı gövdeye ver yani yerini değiştir. Işığın geldiği hizaya yaklaştır. Boya gitsin istiyorsan ışık yukarıdan geçsin o ışığa doğru uzamak isteyecektir.

Bitkinin familyası succulent, bizde sukulent diye biliniyor. Echeveria türü olabilir.

sukulent değil mi bu? kaktüsgillerden. fazla su verme. haftada 1 versen yeter.

Evet o da bir ihtimal ama simdi gitsem rahat 3-4 saat bekletirler, sabaha karsi bile eve dönebilirim, o yüzden sabahi beklemek en güzeli gibi, ölmem heralde :)

Fmf filan yoktur di mi?

Birkaç sene dediğiniz için dikkatimi çekti de. Çok uzun zamansa bir romatolojiye gidin

Benimde hep küçükken belli aralıklarla çok şiddetli karnım ağırırdı sonra fmf'den şüphelenmişti doktor

Yok yahu o kadar degil birkac senedir var ama cok nadir oluyor ve bir geceden uzun sürmüyor. Mide bulantisi falan da yok zaten. Neyse biraz azaldi gecer umarim birkac saate.

Safra kesesi taşı olabilir, bi kaç seneden beri oluyorsa. Acile gidin hem ağrı kesici yapılır ağrınız geçer hem de ultrasonla taş olup olmadığına bakılır.

Sicak uygulama yuzunden 10 gun hastanede yattim yapmayin etmeyin.

Hanimlar beyler burasi almanya ve acil kapisinda ölseniz sizi siraniz gelmeden almazlar, ultrason falan hak getire yani, neyse. Karin agrisi azaldi ama bütün vücudum dayak yemis gibi su an, inanilmaz gücsüzüm, yumrugumu falan sikamiyorum, ölüyor muyum sizce?

Fmf olabilir. Dikkat!

Spatifilyum mu cicek?

Hicbir fikrim yok, o kadar uzagim konuya

Spatifilyum'a benziyor bayagi, ben ona gore cevap vereyim. Bu bitkiler arkadasinin dedigi gibi direkt olarak gunes gormeyi sevmez. Havadar bir ortamda olmayi sever fakat direkt olarak ruzgara vs maruz kalmamali. Haftada bir cay bardagi su biraz az gelmis olabilir. Suyu sever cunku bu cicek. Yaprak ucunda sararma havasiz odadan kaynaklaniyor olabilir. Genel olarak ise zaten yil icinde sik sik olup geri dirilen bir bitkidir.

Çürüme değil o kahverengiler, kuruma.

Ortamın nemsizliği veyahut az sulama ile ilgili oluyor. Biraz daha su vermeyi, ya da eve fısıfısla su sıkıp nemi arttırmayı deneyebilirsin.

Spatifilyum+1, barış çiçeği de diyorlar. Yukarıda yazılmış ama özel adıyla aratıp nasıl bakılacağı konusunda ayrıntılı bilgi sahibi olabilirsiniz. Biz aydınlık ama güneş ışığının doğrudan vurmadığı bir yere koyuyoruz, cereyandan bile etkilenen bir çiçek olduğu için cam önünde bırakmıyoruz. Durumu iyi şimdilik. Sabahları tatlı bir kokusu oluyor.

klima var mı koyduğunuz odada, klimanın üflediği havanın ona dönük olmaması lazım.

Ben de o kartla oluyor diye hatırlıyorum.

3 gün içerisinde ne kadar müze gezmeyi düşünüyorsunuz? Bence vaktinizi 3 günde şu kadar müze görücem diye harcamayın. Olay sadece sıra değil onu kartla hallettiniz diyelim içini de gezmek zaman alıyor.
Toplu taşıma kullanmayacağız demişsiniz ama van gogh müzesine tramvayla gitmiştik hemen i amsterdam yazısının yakınındaydı. Başka ülkeyle karıştırmıyorsam tramvaydan bilet alınabiliyordu. İnsanlar da yardımcı oluyor baya. İngilizce bilmeyen bi kıza haritadan yer gösterdim benim yerime bilet almıştı öyle

Daha iyi bilen biri varsa yazar yanlış hatırladığım varsa düzeltir umarım.

biz de geçen yaz aynı şeyi düşündük ama almadık sonra, daha avantajlı olacağını düşündük. hiç toplu taşıma kullanmadık, hiç gerekmedi. sadece bisiklet kiraladık. müzelerin de tamamına girmedik gerçi biz. tüm müzelere girecekseniz avantaj sağlayabilir. iyi eğlenceler.

Gece surme bence. Uyku molasi degil, direkt bir sehirde otelde kal.
Mesela belgradda direkt kalmali mola yapmak mantikli. Yoruldugunda kenara cekeceksin. Ay biraz daha gideyim yok.
Ama dogru durust bir yatakta uyursan uykunu da alirsin, arabada uyumak ayni sey degil. Bir de gece surmek cok zor ve zevksiz ve uyku getirici. Karsida arabalarin farlari gozunu aliyor vb. gunduz surersin. Dikkatin de fazla olur etrafi gorebildigin icin.

Bir seferde 4-5 saatten fazla surmemelisin. Arabayla ilgili yesil kart vb alip uluslararasi ehliyet de alman lazim, bunlari biliyorsundur.

Yollar duzgun, otobandan gideceksin zaten. Zor yol degil.

Hayir beni korkuttular, o yollar zor sen acemisin falan diye ama, 3 ay sonunda o acemiligi büyük oranda attim üzerimden, yani ezbere davranmiyorum tabii ama acemilikten kaynakli tereddütler falan yok artik. Gece otelde uyuyacagim tabii, olabildigince konforlu bir sekilde uyuma ve dinlenme plani yapacagim kendime. Ehliyetim zaten almanya'dan, yani gecerlilik konusunda bir sikintim yok saniyorum

Mesela tr ehliyetiyle almanyada araba kiralayabiliyorsun ama sinir gecerken (tr-bulgaristan vb) o zaman uluslararasi ehliyet soruyolar. Adac bilir, sor onlara.

Dumduz otobandan gidiyorsun iste, sirbistan-bulgaristan ilk kismi biraz bozukcana onun disinda baya bildigin otoban :)

Kendine guveniyorsan neden gidemeyesin ki.

ehliyetimi 2001'de aldım, bu kadar az yol tecrübesi ile önereceğim bir yolculuk değil kesinlikle.

Araba kullanmakta bir şey yok, parayı bastırıp sınavı geçtin mi yeterli, seni kurtaracak olanlar tecrübelerin ve yol tecrüben yok.

vardiyali kullanabilcek bir partner sart derim(sahsi fikrim.)

3 aylık ehliyetle ankara istanbul arası bile gitmem. tavsiye etmem katiyen.

genelde şahıs hesaplarından o kadar çıkış oldu mu problemler olabiliyor.
ama resmi bir işe aitse istersen 10 m usd yap kimse bir şey diyemez.
nakit 10 k dan sonrasını beyan etmek zorundasın ulkeden cikarken ve girerken.

arkadasim diyor ki bana, al güzel kardesim bu para senin, ben de bunu alip türkiye'ye götürecegim. bunun nesini beyan edecegiz mesela?

merhaba. gecen yıldan itibaren türkiyeye istediginiz kadar nakit parayla girebiliyorsunuz. reza sonrası oluşan problemlerle alakali herhal herhangi bi sorun olmuyor.

500 adet 200 euro. www.gumrukmusavir.com
Madde 3.

www.google.com.tr

transferwise ı bi araştır

ben oyle bir meblagi gondermek icin yok denecek kadar az masraf odedim. isvicre oldugu icin mi yoksa avrupa'dan boyle mi bilmiyorum.

Merhaba. Banka havalesinde uc adet odeme payi vardir. 1) gonderici banka komisyonu, 2) arasi finans kurulusu komisyonu, 3) alici banka komisyonu. Ben hep gonderen tarafta oldugum icin isin yurt disi ayagini bilmiyorum, ama bazi ulkelerde yuksek komisyonlar yaygindir, bu yuzden bankana sorman en iyisi. Turkiye'den ornek vereyim. Mesela Vakifbank hic istemez, 25 TL'ye para gonderirsin, karsi taraftam 50 USD civari kesinti olur.

Bir diger yontem ise Western Union. Su an Turkiye'de postanede bile anlasmalari var. Internet sitesinde komisyon miktari yazar ve kimse sana paranin kaynagini sormaz ama sanirim limit var onda. Senin icin Isbank sitesine baktim kesela, 5900 Eur icin 240 Eur civarinda bir komisyon talep ediyor.

Yani en iyisi iki hesap arasi para aktarimi yapmaniz. Bol şans.

PayPalinda gozukmuyorsa islem yapmamissindir muhtemelen. Paypal aninda yansitiyor cunku.

vergi sınırı 75eur olması lazım, eğer kitaplar ülkeden çıkmadıysa çevir kargoyu geri ne yap ne et havaalanında yat kalk ama o koliyi türkiyeye gönderme :) %10 galiba vergi gerçi sen bilirsin.

Fedex gibi hizli kuryeyle yolladiysan kalir, ama postaneden yolladiysan buyuk ihtimalle sorunsuz gecer. Yaninda fatura vs yok, kitaplarin kullanilmis olduklari belli, sanmiyorum kalsin. Bir ihtimal gumrukte acip muayene ederler ve isguzar bir memura denk gelirsen gumruge birakabilir, o durumda gidersin postaneye sefe durumu anlatip yardim rica eder iki.aglar yine gecirirsin. Kitap neticede ticari mal degil.

ben olsam ben de vermezdim. dükkan batsa borç adama kalacak onunla mı uğraşsın. babasının oğlu musun niye sana kredi çeksin?
bir de arabayı 1 sene sonra al ne olacak demişin, komiksin hakkaten :)

bence a ve b haklı sen haksızsın. kimse başkası için kredi çekmek zorunda değil.

abi sen yurtdışında yaşıyorsan zaten tuzun kuru, iş batsa a ve b banka borçlarıyla uğraşacaklar, ki türkiyede 30-40 bin krediyi ben anam, babam ve kardeşlerim dışında kimse için çekmem. ona 30-40 bin kredi çekmedim diye arkadaşlığımın bozulacağı arkadaşım varsa, ucuz atlatmışım diye düşünür şükrederdim. hele bir de yurtdışında yaşıyorsa, beni enayi yerine koyduğunu düşünür ekstradan laflar söylerdim.

a ve b yüzde bir milyon haklı. senin haklı bir yönünü göremedim.

doğruya doğru.

kredi çekmezdim ben de, +1

istediğiniz kadar samimi olun, az buz para değil ki bu miktarlar. insanların kendi ihtiyaçları, hayatları var, nasıl kolayca riske girsinler?

Bu konular zor konular. Benim çok yakınım da aynı şekilde çok uzun süredir tanıdığı ve güvendiği birisine 150 bin lira verdi, adam dükkanını kurtardı onun sayesinde. Ama borcun üzerinden yıllar geçti hala "ödeyeceğim" deyip geçiştiriyor. Ve şimdi borç kayıtlarının bilgisayardan silindiğini filan söylüyor. Ee nolcak şimdi onlar da yakın arkadaşlardı. Tamam arkadaşlık dostluk ama yarın ne olacağını kim bilir ki? Yani az buz bir para da değil 40 bin lira çekecek sırf sen araba al diye koca bir sorumluluğun altına girecek ve Ödeyemeyecek olursan bir sıkıntı çıkacak olursa ki dunyanın binbir turlu hali var yarın kime ne olacağı belli olmaz, uğraşacak olan yine o olur.

"ama ben ticaretin böyle bir sey olmadigini elimden geldigince anlatmaya calistim o anda."
işte ticaret aslında senin düşündüğün gibi bir şey değil, adam haklı. acı ama gerçek. a ve b haklı.

Dükkan battigi an zarari benim cebimden cikan paraya olacakti, ben onlardan sadece depozito ve alinacak mallar icin para istedim, yani dükkani kapatinca depozitomu alacak mallari iade edecek, paralarini iade edecektim, bunu onlara anlattim. Ki o dükkandan bagimsiz kendi isim var ve cektikleri krediyi su an o dükkan acilmasa dahi ödeyebilecek durumdayim. Ben borcu kimsenin üzerine birakmazdim yani, siz bilmiyorsunuzdur, böyle dostluklardan haberiniz yoktur o ayri ama böyle baska arkadaslara sahibim yani.

Bu arada araba alacak olan sen değilsin ok yanlış yazmışım editleyemiyorum şuan.

a ve b akıllı adamlarmış, hani işini kurarsın arada 2-3 ay bi sıkıntın olur çek çük işleri falan vardır utana sıkıla istersin de daha işi kurmak için parası olmayan adama kredi çekip borç verecek insan ben tanımıyorum, öyle enayi bulursan bana da haber ver

@cekilmis gayfe'nin dediği gibi, batarsan beceremezsen döndüremezsen kim ödeyecek krediyi?

edit: zaten işinin olduğunu krediyi bu yeni dükkan açılmasa da ödeyebileceğini yazmışsın, şimdi gördüm.
abi o zaman arkadaşına "arabayı 1 sene ertele" aklını verirken utanmıyor musun? madem o krediyi her türlü ödeyebilecek durumdasın işini 1 sene ertele paranı biriktir öyle kalkış bu işe.

evet gerçekten çok başka arkadaşların varmış anladık bunu.

Hanimlar beyler yoldan gecen adamdan istemiyorum ben bu parayi, biraz empati kurun öyle düsünün istiyorum sadece. Hakikaten böyle bir cercevde iliskileriniz yok mu yani, babam istese cekmem diyen adama degil ayrica zaten sorum. Babam istese ben cekerim, ödeyemezse de cani sag olsun. Ama isin icinde cakallik ve sinsilik olmadigini bilirim. Yani o arkadaslarim isteseler ceker ve kendim ödeyecekmis gibi hesap ederdim ben bugün. 40 bin lira dediginiz en fazla 3-4 senede ödenecek bir para, ki bu adamlar asgari ücrete falan calismiyorlar gayet ortalama üstü maaslari var ve dedigim gibi arkadasligimizin seviyesi güvenilmeyecek bir düzeyde degil. Ayrica Bu dükkan o gün acilacakti, o mevkii de o kosullarda bir ay sonra dahi dükkan bulamazdik, o yüzden aceleci davrandik. Ki bu moral bozukluguyla baslarim dükkanina dedim biraktim olayi.

sen seneye bekle seneye ac isini? cok yuzsuzce gorundu bana bu yaklasim.

girişimci sensin riski başkası alıyor? mantıklı mı? böyle konularda hassas isen bu muhabbeti ta en başında açmaman gerekirdi.

Hocam haklısın alınmakla gücenmekle ama o adamlar da haklı. Sen borcuna sağdık birisi olabilirsin, güvenilir de olabilirsin ama söz konusu ticaret ve para az biz para değil. Adamlar ülkeye, ekonomiye güvenmiyor olabilir

Allah benim belami versin valla. Biriniz de, sen haksizsin ama onlar da arkadasligin hatrina söyle deseymis böyle deseymis demedi. Dostluk arkadaslik niye var o zaman beyler, ne farki var yani yoldan gecen adamin sizin dostlarinizdan? aman neyse ya, onlar haklilardir belki ama sizin su söyledikleriniz kadar manasizca savunulmayi hak ettiklerini düsünmüyorum.

adamların vermemesi çok normal, anormal olan senin nolcak olm arabayı seneye alırsın gibi salakça bir bahaneyle tekrar para istemeye calisman olmus. ben olsam ben de cekmezdim en yakin arkadasima bile kredi.

nakit param olur kenarda onu verebilirim belki ama kredi cekmem.

o arkadaşların vermemekte haklı bence.
ama cevap verme biçimlerinin çirkin olmasında da sen haklısın.

yüzelli yıldır arkadaşız, süper insanlarız diyorsunuz ama daha insan gibi açıkça konuşamıyorsunuz.

a da b de sana "çekemem bro, sorry" demeliydi.

ilk arkadaşının telefonlarına çıkmıyor oluşu ayıp aslında geri kalanında sorun yok, o kadar büyük miktar para kolay kazanılmıyor ki.

işin içine para girince tek kriter arkadaşlık olmuyor.

1- adamın daha önce bu konulardan ağzı yanmış olabilir. bir daha babama bile güvenmem diyordur. (başıma geldi)

2- eşi/sevgilisi varsa o mani olmuştur. yani siz 20 senelik arkadaşsınız ama adamın karısı arkadaşlık falan dinlemez.

3- daha önce (geri ödeseniz bile) çok borç istemişsinizdir. bundan sıkılmış olabilir arkadaşınız.

Borç isteyen arkadaşım-ne kadar yakın olursa olsun, babam bile olsa- "ne olacak arabayı seneye al" dese telefonu o an kapatır bir daha yüzüne de bakmam. Kimsenin bütçesini veya borç ilişkisi sebebiyle başına gelenleri bilemezsiniz, para vermediği için yargılayamazsınız. Son derece haksızsınız kanaatimce.

Not: 20 yıldan fazladır dosttan ötesi olduğum arkadaşım var. Samimi arkadaşlığı bilmiyor değilim.

çok akıllıca olmadığı söylenmiş. ben de aynı kanaatteyim. bu iş akıl işi değil gönül işidir zira.

yaklaşık 10 yıl önce ev için yüklü miktarda kredi çekmesi gerekiyordu çok sevdiğim bir insanın. ben memurdum o vakitler. benden kefil olmamı rica etti. gözümü kararttım kefil oldum. uzun vadede borç bitecekti. ona güvenmiştim. ama batacaksam da batışım senin yüzünden olsun be dedim. içimden dedim tabii bunu. badireli bir dönemden sonra borcunu aksatmadan, bana zarar vermeden ödedi. yıllar sonra, hiç aklımda yokken kredi çekelim senin şu işin olsun dedi. şu iş dediği benim için hayati bir şeydi neredeyse. ben de nasıl olacak ki işim yok gücüm yok, hem boşver ya olmayıversin dedim. olur mu dedi, ben çekerim, sen nasılsa ödersin dedi. bana bir heyecan ve cesaret geldi. yani normal şartlar altında, benim kredi çekme imkânım olsaydı bile hayatta girmeyeceğim, cesaret edemeyeceğim bir işti bu. sürüncemede bırakmayayım diye konuştuğumuz gün şartları falan hepsini araştırmış, krediyi çekmek için atladı geldi ta uzak bir şehirden. krediyi birlikte çektik. 6 yıl ödemesi sürecekti. ilk sene sorunsuz bir şekilde geçti. sonra bir fırsat doğdu, krediyi tamamen kapatma şansı elime geçti. işsiz olduğum hâlde, düzenli gelirim olmadığı hâlde hemen kapattım bütün borcu. tam anlamıyla allah'ın lütfuydu bu. sevdiğin bir insan için inisiyatif alma erdemi. cesareti. fedakârlığı. adına ne dersen de, buna karşılık tarif edilmez bir manevi haz. mutluluk hissi. bana, lütfen sonra ödeyemem falan diye panik yapıp da ceza ödemek zorunda kalma dedi defalarca. ben de kendimi böyle daha rahat hissedeceğim dedim. ve erken hesap kapatma cezası vs umursamadan bitirdim borcu. kuş gibi hafifledim. ama hepsinden de önemlisi güvenmenin tadını, lezzetini dibine kadar yaşadım. her iki olayda da birbirimize karşı mahcup olmadık. adım kadar eminim, benim ona söylemediğimi o da bana söylememişti: "ödeyemezse de canı sağ olsun." zaten bunu diyemiyorsan baban da olsa, eşin de olsa, çocuğun da olsa kim olursa olsun o borcun altına giremezsin. girmemelisin de.

neden insanların senin için kredi çekmesi gerektiğine inandırdın kendini?

kimse kimse için banka ile muhattap olmak zorunda değil.
istersen annen baban olsun.
kendin neden çekmeyip sağdan soldan istiyorsun bu da ilginç hani.

ben de borcuma sadık biriyim. yakınıma ve borcuna sadık olacağına güvendiğim kişiye de borç veririm. ama ne kadar borç veririm? kazanmamın ayları bulmadığı miktarda. araba alamamış bir adamdan 40 bin lira kredi çekmesini istemem. araba almamın zor olduğu( 40 bin çekince 1 yıl gibi bir süre uzayabileceği) bir durumum varsa ve çok sevdiğim biri benden senin istediğin şekilde kredi çekmemi isterse arkadaşlığımı bitiririm. çünkü kendi hayatını benim hayatımdan daha değerli görüyor. benim ekonomik olarak nerede durduğuma bakma ihtiyacı bile duymuyor. üstüne zor zanaat yapabildiğim şeyi sırf kendi istediğini yapabilsin diye duraksamadan 1 sene ertele diyecek kadar da yüzsüz ve empati yoksunu. yani senin için kredi çekebilirdi ama çekmemesi onu hiçbir şekilde haksız yapmaz. senin arkadaşından kredi çekmesini istemen de seni haksız yapmaz. ama isteme şeklin, durumu iyi olmamasına rağmen ısrarın ve onun hayatı hakkında onun adına karar verme isteğin arkadaşlık bitirir.

Bu şekilde para isteme ancak ölüm-kalım meselesi varsa, ne bileyim acil ameliyat olman lazımdır ama beş kuruşun yoktur vs. meşrudur.

İş kuracağım diye arkadaşlarından kredi çekmesini istemen bence çok kötü bir davranış.

Borcunu ödeyeceğin garanti olsa bile kimse bunun stresini yaşamak zorunda değil.
Bunu bu sene akrabalarına 16-17 milyar borç veren biri olarak söylüyorum.İstemeyin abicim borç para. Alırken herkes süper.En kısa sürede vereceğim vs. vs. Sonra da ölü numarası

bir adet arkadaşıma yardım etmeye kalkmıştım ben zamanında bir restoran almak istiyordu fakat alamıyordu benim durumum uygundu, abi al ben senden iki ay sonra devralırım dedi, ulan dedim kaç senelik arkadaşım, yardım edeyim, zaten dükkanı alıyoruz bir şey olursa dükkan bizde kalır, bir şekilde işletiriz, oğlanda restoran tecrübesi de var tabi, en azından ben gene kendi işimle uğraşırken o da işini yapar, çoluğu çocuğu rahat eder.

neyse biz dükkanı aldık, oğlan ertesi hafta ortadan kayboldu, sıfır restoran tecrübesi ve devam eden aşırı yoğun işim ile birlikte bir yılda iki yüz bin dolar battım. zar zor kapattım.

bunlar olurken, etrafımda olan sürekli para aldı verdi ilişkilerim olan insanların nasıl benden uzaklaştığını, şunu yapalım edelim diye arayanlardan susmayan telefonumun nasıl sessizleştiğini gördüm.

dolayısı ile arkadaş dediğini para mevzuna sokmayacaksın, para mevzu yüzünden arkadaşını kaybetmek aşırı standart bir durumdur.

bu olayda da a ve b haklı, senin ya dünyanın nasıl işlediğinden haberin yok, ya da aşırı derecede rahat bir insansın. sözünün eri olmanın da hiç önemi yok, işin içine bin lira para gidi mi on sene boyunca sözünü tutan adamların nasıl bir anda fırıldak osmana bağladığını çok iyi biliyorum. aklı olan başkası adına kredi çekmez, adamın cebindeki parayı istemiyorsun bir de üstüne, gitsin bankaya borç yapıp sana versin istiyorsun, ayıptır yahu.

kardeş şöyle bir laf var. para verip kötü olacağına para vermeden kötü olayım. arkadaşların mantıklı olan şıkkı tercih etmişler.

abi ben babam için kredi çekmem, o da benim için çekmez. bu istediklerini kimse yapmaz ki zaten milyonlarla oynamıyorsa?

paris metrosu en kolay ve düzenli şehir. hiç bir sıkıntı yaşamadık biz.

www.ratp.fr

saatlerine kadar bakabilirsiniz.

www.vianavigo.com

Paris'te 1 kere havalimanindan sehir merkezine taksi ile gideyim dedim, gencligim gitti trafikte. Sirf bu yuzden motorsiklet taksiler vardi hatta, arkasina atliyorsun motorun, arabalarindan arasindan gece gece goturuyor seni.

En temizi metro.

Metro iyidir ama asansör yoktur. Valizler çoksa zor işiniz. Metroyla tek basışla her yere gidersiniz.

Orly için banliyö treni RER B'yi (mavi hat) kullanacaksınız. Er-ö-er diye okunuyor. Ratp'nin kullanışlı bir smartphone yazılımı var indirin kullanın. Bineceğiniz istasyonu ve saati girin kaçta varacağınızı ve yapmanız gereken aktarmaları söyler.

Yalnız pere lachaise kuzeydoğuda yani orly'ye biraz uzak. Birkaç aktarma yapmanız gerekecek, muhtemelen chatelet'den rer'e binersiniz. Orly 7 8 euro falan olmalı. Tam emin değilim yine de. Son zamanlarda fiyat değişiklikleri oldu daha ucuzlamış olabilir.

Bir de metro 1:00-1:30 gibi bitiyor ve 5:30 gibi başlıyor. En mantıklısı geceden gitmek. Siz yine de ratp'den kontrol edin.

Paris metrosuna bayildim ben. Hertarafa ulasiyorsun metro ile. Babanannenin bile anlayacagi bicimde belirtilmis duraklarda da metro hatti.

Pariste taksi güvenilirdir ve nispeten ucuzdur ama orly yani. Pere lachaise'den en az 25 30 tutar herhalde. Uberpop kullanın ucuz taksi bulursunuz.

@crown, paris'e her gittiğimde taksiyle geçiyorum bugüne dek bahsettiğin türde trafiğe hiç denk gelmedim

Paris metrosu iyidir orly ye ulaşmada bi sıkıntı yaşamadık biletini atma çıkışta da bastırıyodu en son

herkese teşekkürler @mistreated'a ayrıca teşekkürler.

son bir soru daha, bilet olayını kavrayamadım, o kısmın ingilizcesi yok yani sitede. günlük ya da birkaç günlük bir bilet almak mümkündür de, o bilet nedir kaça alırız, yani her istasyonda bilet alma telaşı yaşamak istemiyorum gider gitmez.

bu arada taksi cidden 25 30 euro mu yahu, ben 50 kağıdı gözden çıkarmıştım aslen, iyiymiş.

Birkaç günlük biletler cidden çok kullanmayacaksanız pahalıya gelebilir. Biletleri her durakta makinelerden kredi kartıyla ya da nakitle alabilirsiniz. 10lu bilet tekliden ucuza geliyor onu tavsiye ederim.

Pariste 1 sene kaldım ama taksi ne kadar tutar hiç binmediğimden bilmiyorum. 25 30 en az diye salladım. 50 de tutabilir.

@bosver www.taxifarefinder.com

Paris metrosu çok rahat ve güzel. Paris'te trafiğe girmek akıl kârı değil sakın deneme.

kaldığımız yer
www.airbnb.com

gittiklerimiz
biryemekhikayesi.com
biryemekhikayesi.com
biryemekhikayesi.com
biryemekhikayesi.com
biryemekhikayesi.com

isi koruyucu kullaniyor musun

ilk kez haberim oldu böyle bir şeyin varlığından :)

Düzleştiriciden önce saçına ısıdan koruyan sprey, krem vs sür. Bu düzleştiricilerin hepsi saçı mahvediyor, kurutuyor çünkü. bi süre sonra bıkıyorsun ayrıca. Bi an evvel bıkman lazım.

Taft in var, heidi klum un secret formulu filan, hitzeschutz spray mi ne oyle bisey.
Baya memnunum.
D&m ya da müllerde rahat bulursun

ben 14 yaşındayken tek başıma isviçre'den izmir'e gitmiştim, 10 sene önce tabii :)

Bildiğim kdarıyla muvafakatname lazım ebeveynlerden. Herhangi bir yurtdışı tur acentasını arayıp bilgi alabilirsiniz.

yurtdışına çıkamz. muvaffakatname lazım. yurt içinde sorun yok. kıbrıs da yurtdışı.

muvafakatname diyorsunuz da, kız alman, o nolacak? neyse sirketi arayıp bilgi almak en mantıklısı sanırım.

Sol kolda agri var mi? Nabzin nasil? Baska belirtiler varsa usenme de acile git bi.

gaz vardır midende

Öksürmeyi deneyin

o ağrılar genellikle kastan dolayı oluyor. Devam ederse en yakın merkezde EKG çektir derim.

tik attığınıza göre uyuyup ölmediğinizi varsayıyorum.

hafif değilde büyük bir ağrı olduğu zaman korkulacak birşey olur diye biliyorum . takma kafaya . hava sıcak normal sağlıklı bir insan bile ne hale geliyor. ilaç da almışsın . uyu. yarın devam ederse bir kardiyoloğa gitmeni öneririm. geçmiş olsun.

@hasansabbah, siz yazdığınızda çoktan uyanmıştım.

@vasilias, abi uyudum, uyandım, doktora gittim falan ooo neler neler.

Ne yazikki fiyatlar uçuk. Bu devletin bakim evi fiyatlari. Ayaktaysa daha ucuz olabilir ama sira bekliyorlar. Yatalak ve ya tibbi yardima ihtiyaci varsa 1500 civari devlet. Ozellerse 1800 den 10000ee kadar gordum 1 ,5 sene once

Uygulamayı sil - kendi ıd'ne çıkış yapıp gir - tekrar yükle. Sanırım bu şekilde halletmişti kardeşim.

ayarlar-zaman tüneli ve etiketlemeayarları
4. sırada etiketlendiğin şeyleri kimler görebilir? kısmı sadece ben ise onu arkadaşlar yap.

hepsini açmak istemiyorsan da fotoğrafın olduğu sayfaya gel
orda zaman tünelinde gizlendi yazısına tıkla ve değiştir, görünür yap.

başka bişey gelmedi aklıma.

hayır sadece ben değil tabii ki, ama direkt arkadaşlar da değil, özel bir ayar, yani engelli kişiler var o kadar. arkadaşlar yaparsam o ayarı devre dışı bırakmış olurum, ama engelli kişiler açısından bakınca son zamanlarda paylaştığım linkler onlara görünmüyor mesela, fakat fotoğraflarımı hiç kimse göremiyor ve hiçbir ayar yalnızca ben değil.

ateşini düşürmek için ter atman ve burnunun açılması bakımından olumlu, hastalıkla mücadelede dirence ket vurma açısından olumsuz bir adım.
karar senin.

Ben olsam 11'e kadar uyur sonra uyanır sonra tekrar uyurdum.

Kısa ve hızlı bir egzersizle ter atıp, sonra da terin üstünde kurumadan hemen hızlı bir duş alırsan açılabilirsin.

gripte ter atmak önemli fakat yine de hasta olunca insanın iyileşebilmesi için kendini hiç yormaması lazım. zaten grip olunca insan yataktan çıkamaz ki. yani istesen de halin olmaz.

otogardaki taksilerin fiks havaalanı tarifesi var fakat ne kadar olduğunu bilmiyorum

alternatif olarak otogara ring şeklinde gelen 555 halkapınar otobüsüyle halkapınar aktarma istasyonuna ulaşıp oradan da izban'a binerek havaalanına ulaşabilirsin

otogar halkapınar 15-20 dk
halkapınar havaalanı arası 35-40 dk sürer bunu da göz önüne alın

ekleme: otogar - havaalanı taksi fiyatını bilenler varsa yazabilir mi merak ediyorum :)

Saatte bir calisan bornova metro - havaalani otobus hatti var. Otogara da ugruyor. 204 numarali hat olmasi lazim. Otobani kullanarak gidiyor. Cok acelen yoksa tercih edebilirsin.

Benim anam aglamisti otogardan havaalnina gidenr kadar. Ama 2007 yiliydi gerci.

izmir e geldiğin de otogara girmeden bornova merkezde in oradan da direk metro ile havaalanına geç bence en kısa yol budur. olmadı basmaneye falan giden servise binip oradan da metro ile gidebilirsin

sağlık bakanlığına şikayet ediliyor. etkilide oluyor diye biliyorum. bu hakaret esnasında akrabanız olmayan şahit birilerini denk getirirseniz sağlam bi' ayar çekerler. ayrıca olayın bu şekilde olacağını bana dışarıdan anlatsanız pek inandırıcı gelmezdi. biraz abartı olabilir mi? yani, kötü niyetle söylemiyorum ama sonuçta adamın teknik mesleği bu her gün aynı şeylerle ilgilenen birisinin başına çok kötü birşey gelmesi lazım değil mi bi' kadına özür dilerim ama böyle küfür etmek. çok makul değil gibi. yani eğer genel anlamda öyleyse zaten adı çıkmıştır. şikayetinizde başarılı olursunuz. ama gününe ya da olmaması gereken bir ana denk gelmiş de olabilirsiniz, öyle işte.

Hala geçerli mi bilmiyorum ama zamanında BİMER denen zımbırtıdan çok tırsıyordu doktorlar, ciddi ciddi şikayet takibi falan oluyordu. Şimdi bakanlık da benzeri bir sistem kurmuş, internet üzerinden de şikayet ediliyor ama ne kadar işe yarıyor, işleyişi nasıl falan bir bilgim yok.

bu memlekette dayağın açmadığı kapı yok. bu en geçerli yol.
ha yok hacı biz o mevzulara girmeyelim diyorsan il sağlık müdürlüğünden olaya gireceksin taaaa sağlık bakanlığına kadar çıkacaksın. olmadı dava açacaksın. yani uğraşıp duracaksın. oysa hastane otoparkında o lavuğu yakalayıp nazal bir operasyon yapman 5 dakika, hem hırsın da diner. vay efendim niye doktoru dövyon? eee napak biz bu ibneyi şimdi?

ne yaparsan yap sakin dovme. dovunce is birakip, dohtora siddet diye agliyor oclari.

not: bu taraklarda bezi olmayan durust doktorlari tenzih ederim.

Önce tehdit ve şikayet, sonra tahrik. Sinirini bozup, saldırgan bir hareket yapmasına sebebiyet verdikten sonra, "kendini korumak için" şiddet. Bu pattern ile ilerlediğin sürece şiddetle -etkin bir şiddet kullanıcıysan- sonuç alırsın hayatta. Genel olarak yasalar ve toplum gözünde hareketini meşrulaştırabilmen yeter.

edit: bir daha caps al, el sallıyorum.

Yakinda o hastanede doktora bir sey olursa capsiniz hazir efendim. Siz siddete tekkin etmeye devam edin. İyi geceler

Dayak en temiz cozum

Maalesef bu ulkede cirkeflesip siddete basvurmayinca isler duzelmiyor

Mesela o doktorun yanina iki arkadasinla gidip odasina gireceksin, hakaret ettigi iki yakinini da yanina alacaksin kapiyi da kapatip soruyu 50 kere tekrar ettireceksin o amina kodumun cocugu da sike sike dogru duzgun cevabi 51 kere verecek

Ondan sonra da gerekli konusmayi yapip hakaretleri siraladiktan sonra yuzune tukurup cikacaksin

Bak ondan sonra nasil guzellesiyor muamele
o amina kodumun cocugu nasil pervane oluyor

Doktorlari seviyorum, tasssaklarini yerim. Bence en cok parayi kazanip en yuksek standartlarda yasamasi gereken ozel insanlar ama aralarinda bazi orospu cocuklari var.
bu yazi da yukarida bahsedilen olay tamamen dogru kabul edilerek o gotverene ozel yazildi

Alinan kirilan doktorlardan ozur diliyorum kusura bakmasinlar

bende il sağlık müdürlüğüne şikayet edilmeli diye biliyorum, sonrasında eve kadar gelip özür dileyen doktorlar olduğunu duymuştum.

farzet ki doktoru dövdün. doktor da zamanında şehrin veya ilçenin önde gelenlerinden birinin anasını babasını tedavi etti. adam da "doktor dile benden ne dilersen" dedi. sen de o doktorun dileğinin öznesi oldun diyelim. bir gün yolda yürürken bir arabayla önünü kesip "koçum gel bakalım sen" dediler. o zaman ne olacak? burada doktorun ağzını burnunu kır diyenler yardım edecek mi?

sabim'e şikayet ediyorsun veya olayın şahitleri varsa mahkemede hakaret davası açıyorsun. sonra da sonucu bekliyorsun.

bireysel silahlanma ve toplumsal şiddet konusunda birileri toplumu bilinçlendirmeye çalışırken halen ağız burun kırma derdinde olan insanlar var.

Oncelikle olay anında hastane içindeki hasta haklari birimine gidilebilir, lakin bu şekilde genelde olay hukuki boyuta donusmuyor, hastane psikologu ara buluculuk yapip hastayi şikayetinden vazgeçiriyor, yahut doktor ozur diliyor vs. Hasta sikayetinden vazgeçmezse yazili olarak ifadesi alinip doktordan yazili savunma isteniyor, ama ortuluyor sanirim üstü. Süreci takip etmek için dilekçe no isteyebilirsiniz.

Diğer şikayet yolları hastahaklari.saglik.gov.tr yahut 184'u arayıp bakanlığa bildirmek. Şikayet sonucunuzu da takip edebiliyorsunuz bu yolla, idari olarak maksimum uyarı alır ilk vakasıysa, değilse kınama filan. Yani kimse böyle bi durumda sahidin yok diyip umursamamazlik yapmaz, sağlık bakanlığı hasta haklarına çalışan haklarından daha çok özen gösteriyor.

bana biraz saçma geldi. ailenizi biraz daha sıkıştırın bakalım. ne çıkacak altından.

Durduk yere küfür ediyorsa, şahite bile gerek yok. altında psikolojik bozukluk çıkar o da kendini belli eder.
acaba aileniz "şurası xxx olmuş , ne biçim hastane vs. vs. darlayıp sıkıştırmış olabilir mi?" biliyorsunuz ki hastanedeki aksaklıkları şikayet merci doktor, hastabakıcı veya hemşire değil.

Tck 125'ten hakaret davası açılabilir tabii bir de, 5 yıl ertelenmek suretiyle para cezası alır dava sonucunda. En azından aynı suçu başkalarına karşı işlemez bir daha.

Doktorların sağduyulu davranması gerekiyor, hasta ve yakınlarıyla empati yapmak o kadar da zor değil. Devlet hastanesinde çalışan ve her gün sistemin aksaklıkları yüzünden hastalar tarafından darlanan biri olarak söylüyorum bunu. Ne biçim hastane burası dense dahi şikayetinizi başhekimliğe iletin demek, lütfen demek hastaya siktir çekmekten çok daha basit bir yöntem. Hastaların bizlere hakaretini normal karşılamadigimiz kadar bunu da normal karşılayamayiz.

nars, mac gibi markalar meşhurdur. bunların makyaj paletlerinden hediye edebilirsiniz.

ruj ve allık hemen hemen her kadının kullandığı makyaj ürünleridir; tek ürün olarak tercih edilebilir.

kiko, sleek, lush olabilir. Urban decay'in naked paletleri olabilir. Onlar genelde asiri sevilir.

Ama bence de türkiyede bulunmayan urunleri almak daha iyidir.

Littlejack +1329573 ayrica ya, kiskandim :(

millette ne arkadaslar var be :'))

tr de olmayan markalara bakın bence. urban decay veya lorac pro nun paletlerini alırdım ben olsam hiç düşünmeden.

@littlejack, abi ne alakası var gözünü seveyim, kız arkadaşlarımız olmasın mı? :)

bir de daha spesifik örnekler verebilir misiniz, ben olaya çok yabancı olduğumdan çok soyut şeylerden bahsediyormuşsunuz gibi de geliyor olabilir :), neyse şunu al bak bu çok iyidir gibisinden. ben zaten kararsız bir adamım bana bu kadar geniş bir yelpaze sunmayın lütfen. ha tabii bu vereceğiniz cevabı da engellemesin tabii, mümkünse diye diyorum sadece.

@theworldismine ağzına sağlık :)

1.ye naked 1 (urban decay)
2.ye naked 2 (" ")
3.ye lorac pro 1 (lorac)
4.ye lorac pro 2 (" ")

varsa artık 5.ye naked 3 6.ya da too faced chocolate bar:) dahada fazlalarsa
www.sephora.com şu tarz kofreler olabilir benefitten. ama son seçenek olsun bence çünkü benefit tr de satılıyor zaten.

çıldırın olabilir mi?

yok yahu öyle bilindik bir şey değildi.

çocukluk aşkımsın, sen ilk göz ağrımsın.

bunu diyosun galiba

www.youtube.com

maalesef bu da değil. daha aydınlık bir bardı ve sözlerde direkt fenere gönderme vardı.

son yıllarda 2 tane beste var o zaman bunla ilgili. ya "fener ağlama" yada sevgililer gününde sevgilini s...yim şeklinde olan bayağı ağır küfürlü bi beste. bu ikisinde toplu söylenip fenere gönderme var. başka hatırlamıyorum.

hah, buldum yemin ederim, üzerimden yük kalktı :)

www.youtube.com

dict.leo.org

pons'un telefondaki sözlüğü genelde yazıyor böyle şeyleri ama çok takılma bence bu tip şeylere. bütün fiilleri ezberleme şansın yok, zamanla gerekli olanlara kulak aşinalığı oluyor, o da yeterli.

Aynen pons'da fiili yazdiginda akkusativ mi dativ mi yaninda yaziyor.

sürme olabilir göze ama simsiyah bir rimel hoş gelmez bana. şeffaf rimeller de var da gerek yok rimele işte.

hiçbirini erkekte beğenmiyorum çok itici

Rimel degil de kirpik kivirici kullanabilirsiniz, ya da kirpik masasi. Kalem ve normal rimel cok kotu olur.

Kesinlikle çok itici. Yüzün, dişin saçın temiz olsun yeter

Böyle maceralara gerek yok.

Yeşil gözlü bir arkadaşım çekerdi kalem, hoş olurdu ama feminen bir hava katardı. Ona göre düşün. Bence girme bu işe.

çok sağolun, teşekkürler heves falan bırakmadınız. ayrıca o kadar mı kötü yani, çok hafif de yapsam olmaz mı? ayrıca sene 2014 sürme nereden bulacağım, yoksa her yerde bulunabilen bir şey mi?

Not: bozar muhabbetine girmeyelim ne olur.

Kadınlar bile doğru düzgün makyaj yapamıyor tuhaf tuhaf dolaşıyorlar ortada, siz de muhtemelen beceremeyeceksiniz utanacaksınız sokağa çıktığınızda. O yüzden diyoruz, yoksa kaş sizin göz sizin kime ne.

rimel sürme bence de. kalem deneyebilirsin ama. işe-okula gitmediğin boş bi gününde sürüp çık dışarı. arkadaşlarınla mı buluşursun artık naparsan işte. hem kendini iyi hissediyo musun onu görürsün, hem de insanların tepkilerini. aklına düştüyse dene yani nolacak ki.

göz kalemi giyim tarzınıza göre yakışabilir(az bir ihtimal) ama rimele sakın bulaşmayın bence.

lgbt sanarlar be abi kısmetin kapanir. eger cok kararliysan kas kalemini dene bi. satici kiza sevgilime alicam ehhehe de sana grisinden(kaşlar siyahsa) versin bi dene

açıkçası ben çok hoşlanmıyorum o rimelli kalemli görüntüden ama denemeden bilemezsin sen sevecek misin, dene bence o yüzden. bu bozar, itici muhabbetlerine kulak asma. şimdi az baktım da göz makyajı yapan şu abiyi buldum

www.youtube.com

ama bence kadınların no makeup makeup videolarına biraz baksan doğal görünüş nasıl yakalanır anlarsın az çok.

rimel olayı biraz zor galiba, sürmesi falan, ama şu şeffaf rimel olayı biraz kafama yattı. en azından bir ara kalem çekmeyi deneyeyim, kısmetim kapanırsa da vazgeçerim artık ama ben kadınların o kadar ön yargılı olduğunu düşünmüyorum.

ben öle erkeklere direk kırık gözüyle bakıyorum malesef. ayrıca dünyanın en itici şeyi bile olabilir bir erkekte.

Johnny Depp benzeri şekilde (Pirates of the Caribbean) göz kalemi çeken bir erkek arkadaşım olmuştu, annesi de ben de çok yakıştırmıştık, babası nefret etmişti. ahah.
Sonra başka bir arkadaşıma eğlencesine yaptığımız vampir temalı bir fotoğraf çekiminde incecik göz kalemi çekmiştik pek güzel olmuştu. Bazı erkeklere oluyor bazılarına berbat oluyor. Yumuşak bir siyah göz kalemini tam kirpik dibinize(kirpiklerin arasına yani) incecik çekersiniz, sonra biraz silersiniz pamukla, fazlası pamuğa gider, gözünüze kalem çekmiş gibi değil de çok sık kirpikleriniz varmış gibi görünür.
Deneyin bir, belki size yakışır neden olmasın ki?

abi gözükmesini istemiyorsan niye sürüyorsun , sürüyorsan neden gözükmesin diyorsun?

Elli iki yaşında, kel bıyıklı göbekli amcalardan biri olduğunu varsayacak olursam; yakışmayacagini düşünüyorum.
Bi film veya tiyatro oyuncusu olsan, olabilirdi sahnedeyken. Ama onun dışında komik.

Erkekte makyaj igrenc bisey. Direkt vurduruyor diye dusunuyorum. Cunku gereksiz yani. Ama trans olursun, cd olursun yakisir onun hakkinda olumsuz dusunmem. Ama heteroysan sikinti var. Arkadas bile olmam.

seffaf rimel zaten saca jole surmek gibi birsey, kasi kirpigi sekillendirmeye ve islak sac efektiyle daha havali bir durus sagliyor. goze surme cekmek de doguda kadin erkek coluk cocuk olarak uygulaniyor, sebebi hem guneste daha rahat etmek hem de gercek surmenin antibakteriyel olmasi. gercek surme bulmak yerine kaliteli bir kalem alip onu da cekebilirsin. esmersen ve goz seklin guzelse kalem de guzel durur. yani unutma onemli seylerin alti cizilir, zaten makyajin ana mantigi guclu oldugun estik unsurlari daha da belirginlestirmek. ben senin yerinde olsam ikisini farkli gunlerde kullanarak, gelen tepkilere gore nasil devam edecegime karar verirdim. mesela gece cikarken kalem, gunduz seffaf rimel gibi...
ayrica erkekligi bozar diyenlere sadece guluyorum, insanlar kilik kiyafetleriyle ne artar ne eksilirler insanlik olarak. erkekligi bozacak seyler bu tip dusunen insanlarla takilmak olabilir, sana da abla tavsiyesi olarak bunu vereyim, sonra adin cikar su gorgusuz senin arkadasinmis diye, ne alakasi var, sadece taniyorum diyeceksin, magarasinda yalniz birakacaksin.

52 değil de tam onun yarısı yaşındayım, kel değilim, hafif göbeğim var ondan da umuyorum yakın zamanda kurtulacağım.

peki bu kaliteli kalem ve rimeller hangi markaların ürettikleri oluyor genelde, bana sorsanız mac iyidir derim ama, iyi midir ki?

johnny depp gibi yap: s573.photobucket.com

yada şu eleman gibi: alixbekins.files.wordpress.com

Göz kalemi dünyada sadece Ville Valo'ya yakışıyor erkek olarak bence, bkz; hdwallpapersfactory.com

Eğer öyle bi havan varsa sadece kirpik diplerine (üstüne taşmayacak şekilde) sürebilirsin. Böylece kirpikler dolgun gözükür, gözün belirginleşir.

almanca-almanca: duden.de

sözlük: mydictionary.de

tavsiye çıkmazsa açsın üç beş bölüm orange county choppers izlesin. havalar hakkında bir fikri olur.

real houseviews of orange county'de izleyebilir

Ya da the o.c. izlesin bikac bölüm.

marisa'nın mezarını ziyaret etsin :(

artık facebook zorunlu hale getirdi. android ile ilgisi yok.

ios'ta da aynı şekilde oldu. android ile ilgisi yok.

yaş kaç? 26'dan küçükse euro<26 diye bir kart vardı bir zamanlar, hala da olmalı. onunla müze vs bir sürü yere ücretsiz/indirimli giriş imkanı, belli kitapçılarda, cafelerde, restoranlarda falan da indirim oluyor. tüm avrupada da geçiyor ayrıca. ama sadece anlaşmalı mekanlarda.

internations etkinliklerine katılırsan onlar muhakkak güzel yerlere takılıyordur. berlinde çok aktif olduklarını söyledi bir arkadaşım.

kendini rahat hissetmek istiyorsan club der visionaere senlik.

204 numaralı otobüs ile otogara gidebilir. 204 nolu otobüs her saati 40 geçe haraket eder.

22:40, 23:40, 00:40 gibi...

Deutsche welle'de gunluk bulten dinleyebiliyorsun. Mp3 ve pdf olarak var. Dinlerken metin takip etmek dinleme yetine cok yardimci olur.

grup abdal. ama haluk tolga olan değil.

Erkan Oğur - Pencereden kar geliyor,zahit şaraba eyle ihtiram
Ahmet Aslan - Tanımadığım Ten
Abdal - Ervah-ı Ezelde

aklıma ilk gelenler bunlar

Edit: Ruhi Su - Drama köprüsü

hocam senin aradığın kriterlere uyar mı bilmiyorum ama ben bunu çok severim...
Selanik Türküsüdür, Ekrem Düzgünoğlu da çok güzel söylemiştir...
www.youtube.com

erkan oğur, cengiz özkan falan seviyosan tam olarak türkü denir mi bilmiyorum ama erdem ergünün yek ahenk albümünü 2 kere dinle dinlemediysen, beğenmezsen gel küfret, kabulümdür.

ilkay akkaya-nasıl yar diyeyim, yazımı kışa çevirdin, ah sensiz
mustafa özarslan- bir ay doğar

onun dışında özer özele bak biraz buyur bu da benden gelsin
www.youtube.com

Türkü kültürüm yoktur, pek de sevmem. Lakin sevgilim aaa olmaz öyle Neşet Ertaş seveceksin dediydi. Türkülerini bilemiyorum fakat; Neşet Ertaş diyorum.

minor empire dinle biraz farklılık olur hoş olur.

www.youtube.com
www.youtube.com

Macar müziği diyince şunlar geldi aklıma;

Klasik
youtu.be

İstanbul
youtu.be

Bu da oralarda eski ama ünlü bir şarkı
youtu.be

İsim olarak roby lakatos var. Bir de avrupanın en ünlü müzik festivallerinden biri budapeştede yapılıyor; sziget festivali. Bundan da bahsedebilir.

besh'o drom u ben çok beğeniyorum. dinletiniz.
youtu.be

benim bildiğim en meşhur şarkı bu:
en.wikipedia.org
www.youtube.com

Franz Lizst var bir kere, klasik müziğin temel taşlarından. alsın yürüsün buradan :). Hungarian Rhapsody.

pons.eu

bab.la fena değildir, bazen tahmin etmediğim kelimelere www.beluka.de karşılık bulabiliyorum, toplam kelime sayılarını merak ettim ben de şimdi bu sitelerin. bulamazsam aradığım kelimeyi ya da kafama yatmazsa çeviri www.dict.cc den İngilizce karşılığına bakarım.

EK: devamlı çeviri yapma dolayısıyla ya da başka bir sebepten bu tür sözlükleri sık kullanma durumunda isen hala Türkiye için geçerliliğini koruduğunu düşündüğüm en iyi sözlüklerden biri olan Karl Steuerwald'in sözlüklerini edinmeni tavsiye ederim.

neden gitmek istediginizi soracaklar, tipinize giyinisinize bakacaklar, geri doneceginizi ikna etmeniz gerekecek. Para gosterme konusunda problem olmadiysa Turkiye'de okul ya da isiniz olmasi lazim. Var degil mi? Yoksa almaniz imkansiza yakin diyebilirim.

Gecen haziranda mezun oldum, okul ya da is yok, dondukten sonra ya da belki de donmeden direk yuksekle ilgili alternatifleri gozden gecirecegim tum niyetim bu, neden vermesinler ki?

Gidip kacak calismayacaginizi, ulkeye geri doneceginizi nasil kanitlayacaksiniz?

Okul yok is yok.. turkiye'ye baglayan bir sey yok yani sizi. Bilmiyorum hevesinizi kirmak istemem ama ne yalan soyleyeyim sizin durumunuzda olup vize alabilen gormedim. Belki alirsiniz..

Keske bir okuldan sartli kabul alip oyle yazilsaydiniz dil okuluna. Master yapacagim dil okulundan sonra derdiniz o zaman vize alma ihtimali cok cok cok daha yuksek olurdu.

Hazirandan bu yana ne yaptiniz?

Sen nizamiyenin wc sinde kaç Posta yapabilirim artık bunu düşün bence kağıt geldiyse.

yurt dışı çıkışlarda askerlik durumunu sormuyorlar artık fakat ne okuyorsun sen 8 yıldır merak ettim.

Yos olayi kalkti artik,her universite kendi sinavini yapiyor.Tek tek o sinavlara giriyorlar.Genelde mayis,haziran gibi oluyor.Universitelerin sitelerinde mutlaka aciklama,tarih vs vardir.Tek tek acip okuyun.Onceden turk vatandasi olmamasi sarti aranirdi. simdi o sart kalkmis liseyi yurtdisinda okumus olmasi yetiyor.


ha bir de www.metropoldersaneleri.com ben sinava girdigim zaman buradan baya bilgiler edinmistim.Tarih,prosedur vs. ile ilgili.

peki piyasadaki yös kitapları ile sınava hazırlanmak mümkün mü? yani müfredatta falan bir değişiklik var mı? açıkçası dediğim gibi kuzenim yurtdışında yaşıyor dersaneye falan gitme gibi bir durumu yok burada.

Ben de dersaneye gitmemistim zaten yurtdisinda okulum devam ediyordu.Internetten gecmis yillarda cikan sorulari filan cozdum,bir de kitap setlerini aldim o sekilde calismistim.Ben sitenin linkini tarihleri takip etmeniz acisindan vermistim.