[]
İstanbul'da özel okul öğretmenlik maaşları ne kadardır?
5 sene tecrübeli bir öğretmen bugün için ortalama ne kadar maaş talep etmelidir?
Şimdiden teşekkürler.
Şimdiden teşekkürler.
asgari ücret veya bir tık üstü. özeller fazlasını vermiyor. meb’de öğretmenken bir tanıdık vasıtası ile adı bilinen iyi bir özel okula önerilmiştim. devlette aldığım maaşın daha azını önermişti ki branşım da matematikti.
hem haftada 6 gün hem de kötü maaş. öğretmenlik özelde yapılmaz maalesef.
hem haftada 6 gün hem de kötü maaş. öğretmenlik özelde yapılmaz maalesef.
- Erestor (22.05.23 14:44:56 ~ 14:46:04)
[]
Uygulamayı Windows'tan kaldıramıyorum
Adobe Acrobat DC uygulaması var. Windows 10 Home'da kaldırmaya çalıştığımda şu uyarıyı alıyorum:
Windows Sürücü Modeli
Bu düzeltme eki paketi açılamadı. Bu düzeltme eki paketinin var oludğundan ve buna erişebildiğinizden emin olun veya bunun geçerli bir Windows Installer düzeltme eki paketi olduğunu doğrulamak için uygulamanın satıcısıyla bağlantı kurun.
Ne yapmam gerekir? Şimdiden teşekkürler.
Windows Sürücü Modeli
Bu düzeltme eki paketi açılamadı. Bu düzeltme eki paketinin var oludğundan ve buna erişebildiğinizden emin olun veya bunun geçerli bir Windows Installer düzeltme eki paketi olduğunu doğrulamak için uygulamanın satıcısıyla bağlantı kurun.
Ne yapmam gerekir? Şimdiden teşekkürler.
[]
Cv’de sigortasız çalışılmış birer yıllık iki iş yazılmalı mıdır?
1 yıl bir yerde bir yıl başka bir işyerinde sigortasız çalışmalar yazılmalı mıdır? Gir-çık yapmış sürekli gibi bir imaj olur mu yani?
Yoksa iki yıl çalışmadım şeklinde boş kalması CV için daha mı uygun olur? Şimdiden teşekkürler.
Yoksa iki yıl çalışmadım şeklinde boş kalması CV için daha mı uygun olur? Şimdiden teşekkürler.
Çalıştıysan yaz abi. CV dediğin devlete verdiğin resmi bir döküman değil ki.
Kimse araştırmaz ama "ya bu adam sigortasız da çalışıyormuş" imajı vermek istemiyorsan ekleme. Ama araştırmazlar zaten yani.
Kimse araştırmaz ama "ya bu adam sigortasız da çalışıyormuş" imajı vermek istemiyorsan ekleme. Ama araştırmazlar zaten yani.
- plutongezegendegilmi (09.05.23 12:54:47)
Yazılır her halukarda bence. CV'nin olayı sizin iş deneyiminizi göstermesi, hukuki bir doküman değil.
- salihdt (09.05.23 13:17:00)
yazılabilir
- gadlemler (09.05.23 14:09:39)
[]
Nette satın aldığım ürünün kargo tarafından 3.şahıs birine teslim edilmesi
Kargom tanımadığım yabancı birine "teslim edildi" olarak görülüyor. Müşteri hizmetlerine de hiçbir biçimde ulaşılamıyor. Sitelerinden geri bildirim formuna da yazdık.
Bu konuda başka ne yapılabilir?
Bu konuda başka ne yapılabilir?
İlgili şıbeye gidip çıngar çıkarın
- gadlemler (09.05.23 12:22:02)
Eğer değersiz bir şey ise, ve akşam geç saatte olduysa bu işlem. Dağıtımcı sıkıntıya düşmemek için bazen yetiştiremediği kargoları teslim edildi giriyor sisteme, ertesi sabah gelip teslim ediyor.
Ama değerli bir şey ise, ve bir günden fazla olduysa, geçmiş olsun. Size teslim olmadığı için illaki davayı kazanırsınız ama yorucu bir süreç olur.
Ama değerli bir şey ise, ve bir günden fazla olduysa, geçmiş olsun. Size teslim olmadığı için illaki davayı kazanırsınız ama yorucu bir süreç olur.
- John Bloor (09.05.23 12:24:01)
Çevredeki bakkallara dukkanlara sorun, genelde öyle yapıyorlar. O yüzden de 3. Şahıs görünüyor.
- unidentified floating object (09.05.23 12:25:33)
Kargocunun yurtdışından gelen Monster notebook'u kendi dayısına mı amcasına mı ne teslim ettiği bir olay vardı sözlükte falan gündem olmuştu, olabiliyor böyle şeyler ama John'un dediği gibi de olabiliyor.
- Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet (09.05.23 12:27:56)
[]
Uzun süredir görüşülmeyen arkadaşların Whatsapp’tan tebriğe dönmemesi
Birisinin düğünü sonrası, birisinin çocuğu olmuş. Whatsaptan tebrik eder bir mesaj atıyorsunuz. Geri dönülmüyor. Bunun nedeni sizce ne olabilir?
Meşguldür, unutmuştur.
Cevap vermek istemiyordur.
İletişim halinde kalmak istemiyordur.
Daha fazla ne olabilir ki?
Cevap vermek istemiyordur.
İletişim halinde kalmak istemiyordur.
Daha fazla ne olabilir ki?
- pavlis (05.05.23 12:31:17)
Yani birbirinde kayıtlı olma samimiyetine erişmiş bireylerin dönüş yapmaması tuhaf tabii, yani iletişimde kalmak istemesem bile kendimden yola çıkarak "Teşekkürler :)" şeklinde yüzeysel bir cevapla geçiştirirdim gibime geliyor. Ha ama sana sürekli aynı şey oluyorsa sende bir sıkıntı olabilir.
- Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet (05.05.23 12:33:07 ~ 12:34:17)
Arasaydi keşke olabilir. Bu adamı da hiç sevmem olabilir. Çeyrek takmayan insan kendine saygısı olmayan bir kedidir olabilir. Çok takılmamak lazım.
- hasmetizm 2046 (05.05.23 12:33:21)
çok mesaj alınca altlarda kalmış dönmeyi unutmuştur.
yeni çocuk sahipleri pek gecesi gündüzü olmadığından ilgilenemezler bu tarz şeylerle.
yeni çocuk sahipleri pek gecesi gündüzü olmadığından ilgilenemezler bu tarz şeylerle.
- basond (05.05.23 12:55:00)
başıma bir şey gelmeyecekse terbiyesizlikten diyorum. insanlarda hiç görgü namına bi şey kalmadı :) çocuğum da oldu yani ve babasız/anneannesiz/yardımcısız tek ilgilendim ve öyle aşşşşııırı aşırı telefona bakıp bir şey yazamayacak derecede bir yoğunluk yok. yazmak istememiş, görmüş umursamamış, küçük bi ihtimal görmemiş… öyle ya da böyle hoş değil.
- deartheodosia (05.05.23 15:03:19 ~ 15:04:26)
Uzun sure ne kadar? Gorusmemekten kasit ne, sifir iletisim mi?
Uzun suredir sifir iletisimde oldugum biri yazsa neden cevap vereyim? Geri donseler de olur da donmeseler de gayet anlasilir. Yabancidan farki yok. Hos ben tebrik de etmezdim uzun suredir gorusmedigim birini herhangi bir sebepten.
Uzun suredir sifir iletisimde oldugum biri yazsa neden cevap vereyim? Geri donseler de olur da donmeseler de gayet anlasilir. Yabancidan farki yok. Hos ben tebrik de etmezdim uzun suredir gorusmedigim birini herhangi bir sebepten.
- unidentified floating object (05.05.23 19:25:44)
[]
Kortizonlu göz damlası ne kadar kullanılmalı? (Konjonktivit için)
Doktor tavsiyesiyle, günde üç sefer kullanıyorum. Fakat ne kadar süreceğini dr.la konuşamadım. Kaç gün devam etmeliyim. Şuan için 5 gün kullandım ve gözüm kısmen iyileşti gibi. Sadece biraz kaşıntı var.
Bu kortizonlu damlaların zararı da olduğu söyleniyor, uzun kullanımda herhangi bir zararı olur mu?
Bu kortizonlu damlaların zararı da olduğu söyleniyor, uzun kullanımda herhangi bir zararı olur mu?
20 gün en fazla 1 ay içinde bırakır der doktorlar. en son gittiğimde de aynı şeyi söyledi.
- koela (03.05.23 17:39:55)
Uzun kullanımı sonucu glokom, katarakt ve korneanızda incelme yapar. Çok çok uzun süre kullanırsanız korneanızda delinme bile yapabilir. Genellikle 5-7 gün sonunda bırakmanız istenir.
- plastik turambar (04.05.23 12:12:18)
[]
Aynı anda birçok deadline'la nasıl baş ediyorsunuz? (akademide)
9,10 tane bekleyen deadline var diyelim. Hepsi de on beş gün içinde. duygusal, zihinsel olarak boğulmadan nasıl baş ediyorsunuz kısaca
kendimden ornek verirsem eger bunlari planlamadiysam ve ne yapacagimi net olarak bilmiyorsam stres seviyem cok artiyor ve dediginiz gibi bogulma hissine kapiliyorum. bu tarz durumlarda oturup her seyi yaziyorum, tamamlanabilecek parcalar haline getiriyorum. her sey net ve planli oldugunda streste buyuk olcude azaliyor. liste olustururken 5 dakikadan kisa surecek bir maddeyi yazmiyor hemen yapiyorum bu da onemli bence.
- tahtakafa (02.05.23 11:29:05)
Çalışma başlangıcında deadline'a uygun şekilde günlük, haftalık bölümlendirme yapıyorum, bunu yaparken olası aksaklıkları da hesaba katıyorum. Nadiren deadline'ı dert etmem gerekti.
Hesaplama sırasında çalışmanın bitmesi çok mümkün görünmüyorsa ve çalışma sırasında bu netleştiyse deadline'a makul bir süre kala (örneğin toplam günlerin %40'ı kadar) çalışmanın şu şu nedenlerden uzama ihtimali olduğunu ima etmeye başlıyorum. O sırada işler henüz sıkışmadığı için kimse de sinir stres yapmıyor.
Günlük/haftalık çalışma tempomu çok sıkacak şekilde yeni olaylar eklenmeye başladığı zamansa durum bu diye programı gösterip bir gecikme olabileceğini baştan söylüyorum.
Akademisyen değilim ama bu olay her yerde aynı. Siz planlı olursanız ve insanların da bunu bilmesini sağlarsanız suç size kalmaz.
Uzaması mümkün olmayan deadline'lar varsa da önceliği bunlara veriyorum. Bütün bunları yaptığınız ve uyduğunuz halde ortaya sorun çıkıyorsa zaten üstünüzdeni işyükünün ayarlanmasında bir sorun olmuştur. Bitirmeniz imkansız olan bir işe girişmişsinizdir, hayır demeyi ve derdinizi anlatmayı öğrenmeniz gerekiyordur ya da çalıştığınız kurum büyük saçmalıyordur.
Hesaplama sırasında çalışmanın bitmesi çok mümkün görünmüyorsa ve çalışma sırasında bu netleştiyse deadline'a makul bir süre kala (örneğin toplam günlerin %40'ı kadar) çalışmanın şu şu nedenlerden uzama ihtimali olduğunu ima etmeye başlıyorum. O sırada işler henüz sıkışmadığı için kimse de sinir stres yapmıyor.
Günlük/haftalık çalışma tempomu çok sıkacak şekilde yeni olaylar eklenmeye başladığı zamansa durum bu diye programı gösterip bir gecikme olabileceğini baştan söylüyorum.
Akademisyen değilim ama bu olay her yerde aynı. Siz planlı olursanız ve insanların da bunu bilmesini sağlarsanız suç size kalmaz.
Uzaması mümkün olmayan deadline'lar varsa da önceliği bunlara veriyorum. Bütün bunları yaptığınız ve uyduğunuz halde ortaya sorun çıkıyorsa zaten üstünüzdeni işyükünün ayarlanmasında bir sorun olmuştur. Bitirmeniz imkansız olan bir işe girişmişsinizdir, hayır demeyi ve derdinizi anlatmayı öğrenmeniz gerekiyordur ya da çalıştığınız kurum büyük saçmalıyordur.
- akhenaten (02.05.23 11:55:19)
Hepsini altalta yaz.
Her birini adım adım detaylandır.
Herbir adımı gün gün, saat saat kaydet.
Bir program ortaya çıksın ve sen
Sadece ilk sıradakine odaklan.
Uykusuz gecelerle kafayı yemek üzereyken kendimce bulup rahat ettiğim yöntemdi. Sonradan öğrendim ki işi bilenlerin hepsinin uyguladığı yöntemmiş.
Her birini adım adım detaylandır.
Herbir adımı gün gün, saat saat kaydet.
Bir program ortaya çıksın ve sen
Sadece ilk sıradakine odaklan.
Uykusuz gecelerle kafayı yemek üzereyken kendimce bulup rahat ettiğim yöntemdi. Sonradan öğrendim ki işi bilenlerin hepsinin uyguladığı yöntemmiş.
- Mirket (02.05.23 12:19:53)
[]
Apa 6.0'a göre yazılmış makale örnekleri önerebilir misiniz?
Mümkünse bir, iki tane. Şimdiden çok teşekkür ederim.
[]
Şiddetli anksiyete bozukluğunda sadece klinik psikolog yeterli midir?
Obsesif tarafları da olan aşırı kaygılı, pimpirikli kişilerde terapi ilaçla da desteklenmeli midir?
Bir de bu tipte kişilerde kişilik ne derece değişebilir? Daha çok bir genetik yapı ve beyin sorunu mudur?
Şimdiden teşekkürler.
Bir de bu tipte kişilerde kişilik ne derece değişebilir? Daha çok bir genetik yapı ve beyin sorunu mudur?
Şimdiden teşekkürler.
isin uzmani degilim ama bence ilac sureci hizlandirmada asiri iyi. ilacsiz nasil tedavi edilir suresini dusunemiyorum
- ala09 (29.04.23 17:41:57)
[]
Bir paragrafta aynı kitabın değişik bölümlerinden alıntı nasıl yapılır?
Apa 6.0'a göre.
.......... (Öztürk, 2008, s. 14) .......... (Öztürk, 2008, s. 45) ........ (Öztürk, 2008, s. 196) gibi bir görüntü oluşuyor.
Ve sayfa sayısını Apa 6'da ne tür metin içi alıntılarda vermek daha iyi olur? her alıntıya sayfa numarasını yazınca görüntü olarak birazcık kötü duruyor.
Şimdiden çok teşekkürler.
.......... (Öztürk, 2008, s. 14) .......... (Öztürk, 2008, s. 45) ........ (Öztürk, 2008, s. 196) gibi bir görüntü oluşuyor.
Ve sayfa sayısını Apa 6'da ne tür metin içi alıntılarda vermek daha iyi olur? her alıntıya sayfa numarasını yazınca görüntü olarak birazcık kötü duruyor.
Şimdiden çok teşekkürler.
adı geçen eser şeklinde olacak.
- anti-kahraman (27.04.23 12:49:34)
[]
Kimlik, grup (kollektif) kimlik gibi kavramlar akademide kimden okunur?
Kimlik, grup kimliği, kollektif kimlik, toplumsal bellek, toplumsal hafıza
Bu kavramlar hakkında bir sosyal bilim makalesi yazıyorum. Bu kavramlarda akademide en çok çalışan düşünür, akademisyenler hangileridir? yerli ve yabancı
Bu kavramlar hakkında bir sosyal bilim makalesi yazıyorum. Bu kavramlarda akademide en çok çalışan düşünür, akademisyenler hangileridir? yerli ve yabancı
Richard Jenkins- nokta atışı Social İdentity
Stuart Hall
Etienne Balibar
Erving Goffman
Ian Chambers- bu daha ziyade göç kimlik ve kültür üzerine.
Stuart Hall
Etienne Balibar
Erving Goffman
Ian Chambers- bu daha ziyade göç kimlik ve kültür üzerine.
- Amaranta ursula (26.04.23 15:40:33 ~ 15:44:15)
[]
Su içme alışkanlığı bir güne nasıl yayılmalı?
Günde 1,5 2 lt deniyor. Tek seferde 3-4 bardak içmekle saat başı bir iki bardak içmenin sağlık açısından bir farkı olur mu?
Bro arabanın yakıt deposunu düşün ağzına kadar dolu mesela, sen "benzinliğe gideyim de şuna 3-5 litre daha benzin doldurayım" der misin? Demezsin. Vücut da öyle; ihtiyaç hasıl oldukça su verirsin, bunu da anlarsın zaten. Böbrek kendi halinde ufak ufak çalışırken ansızın 1 litre suyla karşılaşınca canı sıkılır tadı kaçar, yapma öyle. Yani vücut zaten susuz da kalmıyor içtiğin çaydan kahveden yediğin ıspanaktan patatesten de ihtiyacı olan suyu emcükleyebiliyor, zorlamaya gerek yok. Susadığını hissettiğinde iç işte. Yani klimalı ofisinde mesela sıfır fiziki aktiviteyle güzel bi serinlikte otururken o kadar ihtiyacın olmuyor fazla içmiyorsun ama 40 derece sıcakta güneşin alnında çalışan ağır beden işçisini düşün, o 15 dakikada bir içiyor mesela, çünkü su kaybediyor, su kaybettiğini anlayıp içiyor. Öyle olması lazım.
- Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet (25.04.23 14:38:15)
Ek soru: susadığını anlamayanlar nasıl içmeli
Vücut susuz olsa da çoğu kez susuzluk hissi çekmeyebiliyoruz çünkü
Vücut susuz olsa da çoğu kez susuzluk hissi çekmeyebiliyoruz çünkü
- photo85 (25.04.23 15:24:34)
"Vücut susuz olsa da çoğu kez susuzluk hissi çekmeyebiliyoruz çünkü"
Böyle bir şey yok, demek ki su içmesen bile diğer sıvılardan ya da yemeklerden aldığın su yetiyor, yukarıda da söyledim vücut her türlü sıvıdaki suyu kullanır, fiziksel olarak da çok su kaybetmiyorsan su içme ihtiyacı hissetmezsin çünkü böyle bir ihtiyacın olmaz. Misal bana "susadığımı hissetmiyorum" diyen biri gelsin ben ona 40 dakika antrenman yaptırayım 19 litrelik damacanayı diker kafasına, susuzluk hissi diye bir şey yok yani.
Böyle bir şey yok, demek ki su içmesen bile diğer sıvılardan ya da yemeklerden aldığın su yetiyor, yukarıda da söyledim vücut her türlü sıvıdaki suyu kullanır, fiziksel olarak da çok su kaybetmiyorsan su içme ihtiyacı hissetmezsin çünkü böyle bir ihtiyacın olmaz. Misal bana "susadığımı hissetmiyorum" diyen biri gelsin ben ona 40 dakika antrenman yaptırayım 19 litrelik damacanayı diker kafasına, susuzluk hissi diye bir şey yok yani.
- Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet (25.04.23 15:32:27)
susuzluk hissinin kaybolması diye birşey var maalesef.
örneğin demans hastalarında çok yaygındır. susuzluktan bayılan yaşlı muayenene ettim.
susayınca içmek en güzeli fakat alışkanlık olarak saat başı bir bardak içmek en güzeli.
şu şekilde teorik olarak ifade edeyim içtiğiniz suyun %50si 2 sa içinde atılır. yani tek seferde yüksek volümde su içerseniz hızla da atarsınız. yavaş yavaş doldurun depoyu.
örneğin demans hastalarında çok yaygındır. susuzluktan bayılan yaşlı muayenene ettim.
susayınca içmek en güzeli fakat alışkanlık olarak saat başı bir bardak içmek en güzeli.
şu şekilde teorik olarak ifade edeyim içtiğiniz suyun %50si 2 sa içinde atılır. yani tek seferde yüksek volümde su içerseniz hızla da atarsınız. yavaş yavaş doldurun depoyu.
- gatherer (25.04.23 15:43:26)
idmanlarda saat basina 200ml deniyor. sen de oyle yapabilirsin. alarm kur 200ml iki yudum su zaten.
- alperz (25.04.23 15:54:41)
@photo vücut susadığını doğal yoldan anlamıyorsa, ona bol tuzlu, susamayı reddedemeyeceği tekliflerle dolaylı yoldan anlatman lazım. ben de bu dertten muzdaribim ama gün içinde aldığım tek bir ekşi krema ve soğan çeşnili tadım yer fıstığı tanesi bile en az 2 bardak su içirtiyor. zaten fazlasını içersen tuvaletin geliyor. burada bir duyuruda bunun için tükettiğim ekstra şeyleri de yazmıştım ama kim bilir hangi konu. bazı akşamlar günde sadece 2 bardak kahveyle geceyi yaptığımı farkedince irkiliyorum, o esnada su şişesi elimin altında oluyor ama parmaklarım gitmiyor öyle söyleyeyim. antrenmanda 1 şişe suyu lıkır lıkır götürüyorum. ama gün içinde ne oluyorsa susama hissiyatım çok çok zayıf. hayatın belirli dönemlerinde bunun bedelini de safra kesesinde poliple, böbreklerde taşla ödüyorum.
- onemoremile (25.04.23 15:58:30)
öğünlerden 1-2 saat önce ve sonra içmek gerek
6-7 saat uykuyu da çıkar
geriye 12 saat kalıyor
2-3 litre içmek lazım kilo boy standart ise
saatte 1 bardak ediyor
6-7 saat uykuyu da çıkar
geriye 12 saat kalıyor
2-3 litre içmek lazım kilo boy standart ise
saatte 1 bardak ediyor
- bir soru sorcam (25.04.23 16:09:12)
bir kismi bir sure sonra disari cikacagi icin (terleme-tuvalet) tek seferde icilmesi mantikli degil. 2-3 /3-4 saatte bir iyidir sanirim.
uygulamalar var bunun icin. ya da alarm kurun. yaninizda mutlaka sise/surahi olsun. susuzluk hissetmiyorsaniz bile icin. bardaginiz cok buyuk olmasin (su icmeyi sevmiyorsaniz mideniz bulanmasin) minik minik ama sIk sIk icin.
yurtdisindaysiniz aromali sular var su icmeyi sevmeyenler icin. onlara da bakabilirsiniz.
uygulamalar var bunun icin. ya da alarm kurun. yaninizda mutlaka sise/surahi olsun. susuzluk hissetmiyorsaniz bile icin. bardaginiz cok buyuk olmasin (su icmeyi sevmiyorsaniz mideniz bulanmasin) minik minik ama sIk sIk icin.
yurtdisindaysiniz aromali sular var su icmeyi sevmeyenler icin. onlara da bakabilirsiniz.
- 65 derece (25.04.23 16:09:28)
Bana diyetisyen 2.5 lt dedi. Sabah 2 bardak bir lt işe gidip iki şişe 1.5 ltyi 15:00e kadar bitiriyorum. Eve gelip 1 lt daha içiyorum. Yaymak lazım ama işim dolayısıyla bu zor.
- mikahakkinen (25.04.23 16:13:03)
amerika'da yerel bir gazeteden yayılan bir başka saçmalık, herhangi bir rahatsızlık yoksa susayınca su için o kadar.
- babafingo (26.04.23 10:14:17)
Su içme programları var google play vs. indirebilirsiniz. Saat başı uyarıyor sizi su içmeniz için, ara ara tatlış yorumlar yapıyor falan motive oluyorsunuz. Deneyebilirsiniz. Ben ofiste çalışma masama 1 lt. kadar alan şişe koydum, gözüme iliştikçe içiyorum. Gün içinde şişeyi 2 kez doldurduğum düşünülürse 2 tl akşama kadar bitiyor. Evde de 1 bardak içersem kar işte. Bu arada çay, kahve ya da başka bir sıvı suyun yerini tutmaz mutlaka su da içmek gerekiyor.
- hiçmiyok (26.04.23 10:26:00)
suyla ilgili bir şey daha ekleyeyim: tuz da su kadar önemli. boş su içmeyin. minik minik tuz atın içine hep.
amerikalılar avrupalılar işi biliyor. çokça maden suyu içiyorlar.
amerikalılar avrupalılar işi biliyor. çokça maden suyu içiyorlar.
- alperz (26.04.23 17:06:25)
çay, kahve, gazlı içecekler (kola vs.), alkol su ihtiyacını karşılamadığı gibi tam tersi suyu bağladığı için vücudunda olan suyu da onlar kullanıyor, bol çişe çıkartmaları da bu yüzden suyla bağlanıp atılıyorlar vücuttan. özellikle alkol kullanan biriysen fark etmişsindir bol içilen bir akşamın gecesinde bazen ağzın kupkuru uyanırsın. yani susadığın zaman iç işte demek çok mantıklı değil sen sürekli çay, kahve, bira vs. içen biriysen çok susuzluk hissetmezsin bir kaç saat ara vermezsen bunları içmeye. tabi cevaplarda dendiği gibi demans falan değilsen bayılma noktasına gelmeden illaki uyarı verir vücut sanıyorum ama sadece bayılmayacak kadar içmek de sağlıklı değil. bu içecekleri içmesen de aynı şey bayılmayacak kadar içmek farklı, ideal miktarda içmek farklı şey.
- semaforo de medianoche (26.04.23 18:34:02)
Alkol dışında diüretik etkisi olan hiçbir içecek yok, bu konuda yapılmış ve kanıtlanmış ispatı olan bir araştırma da yok. Kola çay kahve içtiğinde sürekli çişinin gelme nedeni bunların tüketiminin suya göre fazla olması tamamı ile. Bir gün aynı miktarda su için ertesi gün aynı miktarda çay için, çişe çıkma sıklığınız ortalama aynı olur. Alkol de toksik etkisi nedeniyle vücuda minimum düzeyde zarar versin sistemde fazla kalmasın diye sistemdeki suyun büyük oranda bu işte kullanılması nedeniyle su atımına neden oluyor, çayda kahvede ya da benzer diğer sıvılarda böyle bir problem olmadığı için haliyle böyle bir mekanizma da gelişmemiş.
- Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet (26.04.23 18:49:09)
[]
Bayramın 2.günü eski patronlara tebrik mesajı atmak geç veya ayıp olur mu?
1.günü unuttuk 2.günü atılan mesajların bir ayıbı olur mu yani? Şimdiden teşekkürler.
Geç olur ama hiç olmamasından çok daha iyidir.
Kurban'da telafi edersiniz.
Kurban'da telafi edersiniz.
- Mirket (22.04.23 11:58:41)
Mevcut ya da eski hic bir patronuma, yoneticiye, is arakadasima bayram mesaji atmadim. Istekiler iste kalsin bir zahmet.
- freedonia (22.04.23 12:00:05)
bir şey olmaz, atılır.
- ala09 (22.04.23 12:02:52)
Bayramın 1. gününde yapılan tebrik 2. 3. gününde de yapılır.
- diyecevaplandı (22.04.23 12:21:38)
Birinci gün yakınlar (ziyaret)
İkinci gün uzaktakiler (arama, mesaj)
İkinci gün uzaktakiler (arama, mesaj)
- etna (22.04.23 14:53:21)
aksine 2.gün daha iyi, daha müsait
- bir soru sorcam (22.04.23 17:50:19)
1. gün: yakın akrabalarla yeme içme piiz
2. gün: hısım akraba ziyareti ve el öpme işleri
3. gün: evde dinlenirken eşe dosta, büyük tanıdıklara mesaj ya da arama.
böyle yaparsan en temizi oluyor.
2. gün: hısım akraba ziyareti ve el öpme işleri
3. gün: evde dinlenirken eşe dosta, büyük tanıdıklara mesaj ya da arama.
böyle yaparsan en temizi oluyor.
- alperz (22.04.23 18:06:17)
bayram tebrik ediyorsun yahu, ikinci günde yaptın diye bozulacaklarsa onların ayıbı olur. bu bayram bir günlük değil. kaldı ki ilk gün insanlar akrabalarını ziyaret ediyor, meşgul olabiliyorlar, yoğun insan trafiği oluyor vs... bayram bayramdır, tebrik tebriktir. bence kesinlikle geç veya ayıp değil.
- mark greg sputnik (22.04.23 18:20:16)
[]
Son iki yılda 360 gün iş sigortalılığı ne demektir?
Sözleşmeli memur kişi üç yılını tamamladı. Kadroya geçti. İl dışına eş durumu tayin için özel sektörde son iki yılda 360 gün sigortalı olması şartı aranıyormuş. Bu 360 gün sigortalılık olayı nedir?
Örneğin Normal bir tam zamanlı özel sektör çalışanı bir yıl çalıştığında 360 gün sigortalı oluyor mu? Yoksa hafta sonları dahil edilmiyor mudur? Nasıl bir sigortalılık olması lazım? Şimdiden teşekkürler.
Örneğin Normal bir tam zamanlı özel sektör çalışanı bir yıl çalıştığında 360 gün sigortalı oluyor mu? Yoksa hafta sonları dahil edilmiyor mudur? Nasıl bir sigortalılık olması lazım? Şimdiden teşekkürler.
Son iki yılın bir yılında bir işte çalışıyor olmanız gerekiyormuş. Bir yıl boş geçmiş olabilir ya da kesintilerle çalışmış olabilirsiniz. Neticede 2 yıl içinde toplam 360 gün çalışmış olmanız lazım.
- akhenaten (20.04.23 15:47:39)
Haftasonları dahil olur onu atlamışım. E devleti açıp hizmet dökümü yazın, orada her ay kaç gün çalışıldığı görünür. Eğer yevmiyeli değil maaşlı çalışansa haftasonu falan fark etmez her ay 30 yazar
- akhenaten (20.04.23 15:49:03)
sigortada her ay 30 gün olarak geçiyor. 28 günlük şubat da 30 gün, 31 çeken aylar da. 1 yılda 360 gün sigortalı oluyorsunuz. özetle son 24 ayın 12’sinde çalışmış olmak şeklinde düşünebilirsiniz.
- kanatlı kontun müşfik öpücüğü (20.04.23 16:22:20)
[]
İki ay uzak kalınan eş/sevgiliyi görünce yabancılık hissetme normal midir?
İki ay süren ciddi hayati tehlikenin de olduğu bir yoğun bakım süreci sonrasında taburcu ile bir araya geliniyor.
Fiziken bir araya gelindiğinde sevinilse mutlu olunsa dahi iki taraf da böyle bir yabancılık hissediyor. Hiç böyle bir duruma şahit oldunuz mu?
Acaba neyle ilgili olabilir? Travma/ kayıp ihtimali, yas sonrası normal bir durum mudur yoksa?
Şimdiden çok teşekkürler.
Fiziken bir araya gelindiğinde sevinilse mutlu olunsa dahi iki taraf da böyle bir yabancılık hissediyor. Hiç böyle bir duruma şahit oldunuz mu?
Acaba neyle ilgili olabilir? Travma/ kayıp ihtimali, yas sonrası normal bir durum mudur yoksa?
Şimdiden çok teşekkürler.
Bro ben zamanında 6 ay askerlik yaptım, benim zamanımda askerlik 18 aydı, yani dediğin şey normal olsa bu süreçte evli olan sevgilisi olan falan herkesin ilişkisi biterdi, askerlik de travmatik bir süreç üstelik.
- Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet (22.03.23 11:19:33)
Bu tamamen karsi durumun tavriyla alakali.
Bahsettigin sey basima geldi ve evet maalesef var boyle durumlar.
Bahsettigin sey basima geldi ve evet maalesef var boyle durumlar.
- Yourcousinmarvinberry (22.03.23 15:32:49)
Valla başlığa cevabım; hiç olmadı böyle bir şey, görmedim, duymadım.
Yani bir sevgisizlik, iletişimsizlik, aldatma, gönül kayması falan olacak ki bu dediğiniz olsun.
Ama içeriği okuyunca yakın zamanda şunu deneyimledim, onu söyleyim dedim; 7.8lik depremi dibinden deneyimleyince bizde bir süre libido yok olması oldu 2 hafta kadar.
Normalde her gün veya max 3-4 günde bir olan coşmalarımız 2 hafta tık demedi.
Bu tarz bir arzu düşüklüğü benzeri bir şey yaşanmış olabilir geçici olarak.
Yani bir sevgisizlik, iletişimsizlik, aldatma, gönül kayması falan olacak ki bu dediğiniz olsun.
Ama içeriği okuyunca yakın zamanda şunu deneyimledim, onu söyleyim dedim; 7.8lik depremi dibinden deneyimleyince bizde bir süre libido yok olması oldu 2 hafta kadar.
Normalde her gün veya max 3-4 günde bir olan coşmalarımız 2 hafta tık demedi.
Bu tarz bir arzu düşüklüğü benzeri bir şey yaşanmış olabilir geçici olarak.
- ananiyimioguz (22.03.23 16:17:29 ~ 16:17:53)
bazen 2 hafta eşimden ayrı kalıyorum o nasıl bir özlem anlatamam sana.
- sanemz (22.03.23 16:32:00)
Ne kadar suredir birlikte oldugunuza ve ne yasadiginiza bagli. Ne yazik ki bir cok insan hayati siyah beyaz, kendi deneyimlerinden ibaret yasiyorlar. Es ile 4 aydir birlikte oldugunuz insanin 2 aylik ayriligi bir olur mu?
Bir arkadasim 3-4 aydir birlikte oldugu erkek arkadasi ile 7 hafta ayri kaldi, onceden planlanmis bir tatildi, kiz tatile gitti geldi. bir araya geldiklerinde bana gayet icten sekilde 'bu ayri gecen sureden sonra iliskimizi toparladik, konustuk, bu sureci ve simdi bir araya geldigimiz zamani guzel yonettik, tekrar yakinlasma pratigu yaptik ve birlikte devam etmeye karar verdik' gibi paylasti. Duygusal olgunluk ve yetiskinlik dizilerde gorduklerinizden epey farkli bir sey, iyi ki!
Bir arkadasim 3-4 aydir birlikte oldugu erkek arkadasi ile 7 hafta ayri kaldi, onceden planlanmis bir tatildi, kiz tatile gitti geldi. bir araya geldiklerinde bana gayet icten sekilde 'bu ayri gecen sureden sonra iliskimizi toparladik, konustuk, bu sureci ve simdi bir araya geldigimiz zamani guzel yonettik, tekrar yakinlasma pratigu yaptik ve birlikte devam etmeye karar verdik' gibi paylasti. Duygusal olgunluk ve yetiskinlik dizilerde gorduklerinizden epey farkli bir sey, iyi ki!
- kassiopeia (22.03.23 22:59:29)
[]
Telefon aramasıyla sürekli taciz eden evsahibini sizce şikayet etmeli miyiz
Ev sahibimizin esas derdi kira arttırımı.
Kira artırım zamanını beklememekteyse kendisi ısrarcı...
Önce evden "satıyorum" hikayesi ile çıkmamızı istedi, biz de çıkmıyoruz dedik.
Tekrar tekrar arıyor. (Bir ayda yaklaşık 10 sefer aradı)
"Aramalara devam ederseniz savcılığa gideceğiz" dedik. Buna rağmen bir ay geçti; yine üst üste ısrarlı aramalara başladı.
Olayı karakola savcılığa intikal ettirmek bizim kendimizi koruyabilmemiz için sizce daha mı iyi olur? Şimdiden teşekkürler.
Kira artırım zamanını beklememekteyse kendisi ısrarcı...
Önce evden "satıyorum" hikayesi ile çıkmamızı istedi, biz de çıkmıyoruz dedik.
Tekrar tekrar arıyor. (Bir ayda yaklaşık 10 sefer aradı)
"Aramalara devam ederseniz savcılığa gideceğiz" dedik. Buna rağmen bir ay geçti; yine üst üste ısrarlı aramalara başladı.
Olayı karakola savcılığa intikal ettirmek bizim kendimizi koruyabilmemiz için sizce daha mı iyi olur? Şimdiden teşekkürler.
Varsa bir avukatınız, avukat tanıdığınız direkt onla konuşturun haklarınızı durumunuzu söylesin bir daha aramaz sanmıyorum.
- anarsika (22.01.23 21:04:34)
[]
Bu hukuki bilgi doğru mudur?
Ev sahibinin kiracıya evden çıkması ile ilgili bir ihtarına belirli sürede cevap vermez isek; itiraz/ söz hakkımız düşüyormuş doğru mudur?
Böyleyse adımıza ihtarname, tebligat gelip gelmediğini nereden öğrenebiliriz? Arada bir muhtarlığa mı uğrayalım?
Bonus soru; sürekli telefon araması yaparak taciz eden ev sahibini polise mi, savcılığa mi şikayet etmeli?
Şimdiden teşekkürler.
Böyleyse adımıza ihtarname, tebligat gelip gelmediğini nereden öğrenebiliriz? Arada bir muhtarlığa mı uğrayalım?
Bonus soru; sürekli telefon araması yaparak taciz eden ev sahibini polise mi, savcılığa mi şikayet etmeli?
Şimdiden teşekkürler.
Şehir efsanesi
- adwokat (21.01.23 20:34:33)
ev sahibi lobisi uydurmuş onu yok öyle bir şey
- kanatlı kontun müşfik öpücüğü (21.01.23 20:35:44)
Savcılık, suç: kişi huzur ve sükununu bozma.
- Mistyimage (21.01.23 23:03:15)
[]
Sosyal medya ve oyunlar sizce insanları bağımlı haline mi getirdi?
Etrafımda 3-4 saatten aşağı sosyal medyayı kullanan yok. 10 yaşında öğrencilerimin bazıları tatil günü 10 saat kullandıklarını söylüyor.
Genel anlamda iş harici zamanlarda sabah uyanınca, tuvalette, arkadaş sohbetlerinde, yatmadan önce sanki bir rutin haline geldi.
Kendi kullanımım desem part time çalıştığım için özellikle stresli zamanlarımda sosyal medyada günde 5 saatin altına düşmüyor.
Özet olarak sosyal medya ve oyunlar sizce bizi birer ekran kaydırma, yeni şeyler görme adına bağımlı mı yaptı?
Genel anlamda iş harici zamanlarda sabah uyanınca, tuvalette, arkadaş sohbetlerinde, yatmadan önce sanki bir rutin haline geldi.
Kendi kullanımım desem part time çalıştığım için özellikle stresli zamanlarımda sosyal medyada günde 5 saatin altına düşmüyor.
Özet olarak sosyal medya ve oyunlar sizce bizi birer ekran kaydırma, yeni şeyler görme adına bağımlı mı yaptı?
Elbette.
Kafede, vapurda, ofislerde evlerde herkes kafasını telefona gömmüş durumda. Özellikle reels, tiktok gibi kısa videoların hazzı tetiklediği ile ilgili bir şeyler okumuştum. Bir de sürekli "harika" hayatlar gördüğün için boşa çalışıyoruz yaşıyoruz hissi özellikle gençlerde hasıl oluyor ve depresyona sürüklüyor insanları bu durum.
Örnek bir çalışma bırakayım: sites.brown.edu
Benzer bir sürü makale var yukarıdakine benzer.
Sadece bu da değil her şey kısa ve tüketilir, en çok bir dk olsun istiyorsun bir yerden sonra. Özellikle son bir iki senede ben de bunları çok tükettiğim için eskiden 2.5-3 saatlik filmleri çerez gibi izlerken şimdi sıradan 100 dk filmi bile izlerken telefonu elime alıyorum sıkılıyorum.
Ekran süremi azaltmaya çalışıyorum ama tamamen kapatamadım henüz. Ana ekrandan kısayolları sildim, böyle olunca biraz daha az kullandığımı fark ettim bu arada.
Kafede, vapurda, ofislerde evlerde herkes kafasını telefona gömmüş durumda. Özellikle reels, tiktok gibi kısa videoların hazzı tetiklediği ile ilgili bir şeyler okumuştum. Bir de sürekli "harika" hayatlar gördüğün için boşa çalışıyoruz yaşıyoruz hissi özellikle gençlerde hasıl oluyor ve depresyona sürüklüyor insanları bu durum.
Örnek bir çalışma bırakayım: sites.brown.edu
Benzer bir sürü makale var yukarıdakine benzer.
Sadece bu da değil her şey kısa ve tüketilir, en çok bir dk olsun istiyorsun bir yerden sonra. Özellikle son bir iki senede ben de bunları çok tükettiğim için eskiden 2.5-3 saatlik filmleri çerez gibi izlerken şimdi sıradan 100 dk filmi bile izlerken telefonu elime alıyorum sıkılıyorum.
Ekran süremi azaltmaya çalışıyorum ama tamamen kapatamadım henüz. Ana ekrandan kısayolları sildim, böyle olunca biraz daha az kullandığımı fark ettim bu arada.
- chicha_v2 (17.01.23 10:22:27 ~ 10:23:18)
herkesi degil, boslukta sallanan, kolay manipule olanlari -ki nufusun yuzde 90'dan fazlasi ediyor. insanlari bagimli yapti. neyi, neden yaptigini bilen farkindaligi yuksek insanlar o cukura dusmuyor. sosyal medyayi sadece ilgi duydugum alanlardaki ilginc fikirleri aramak icin kullaniyorum. kim ne yapmis diye bakmak bile bi yerden sonra ulan ben onun katbekatini yaptim paylasayim moduna sokuyor ki bu da hastalikli bir dusunce bence.
- buenosdias (17.01.23 10:24:33)
Sil kurtul. Her türlü bağımlılık kaygı verir durduk yere
- hasmetizm 2046 (17.01.23 10:33:44)
sosyal medya kullanan personelle kullanmayan veya kısıtlı kullanan personel arasında çok bariz bir algı, farkındalık, dikkat ve verim farkı var. sosyal medya kullanan personel kesinlikle çok çok geriden geliyor. bence hem bağımlı yaptı hem de bir çeşit doğal seleksiyon sağlıyor iş, okul ve özel hayatta.
buenosdias ve hasmetizm + 1
buenosdias ve hasmetizm + 1
- Phoebe (17.01.23 11:25:18)
- internet explorer (17.01.23 11:58:01)
Yaptıı,
Zaten en fazla bağımlılık yapacak yaratacak arayüzleri vs araştırıp buluyorlar.
Beyindeki ödül mekanızmasını en çok nasıl tetiklerler, bunu araştırıyorlar.
Eğer boş bi dönemden geçip biraz vakit geçirdiysen, sonrası zaten bağımlılık hayatı.
Bırakmakta öyle kolay değil, uyuşturucu bağımlıları gibi yoksunluk belirtileri gösteriyor insan.
Dopamin bağımlısı olduk çıktık yani. Fiziksel bir bağımlılık hali bu. Bu hormona bağımlı olduk.
Zaten en fazla bağımlılık yapacak yaratacak arayüzleri vs araştırıp buluyorlar.
Beyindeki ödül mekanızmasını en çok nasıl tetiklerler, bunu araştırıyorlar.
Eğer boş bi dönemden geçip biraz vakit geçirdiysen, sonrası zaten bağımlılık hayatı.
Bırakmakta öyle kolay değil, uyuşturucu bağımlıları gibi yoksunluk belirtileri gösteriyor insan.
Dopamin bağımlısı olduk çıktık yani. Fiziksel bir bağımlılık hali bu. Bu hormona bağımlı olduk.
- zimbirik (17.01.23 14:55:45)
Geçen sene bi oyun şirketine dışarıdan bi iş yaptım. Yaptığım iş de şu:
Adamın telefonda / oyunda yaptığı bütün hareketler (aklına ne gelirse, nereye tıkladı, ekrana ne kadar baktı, hangi saatlerde oynuyor vs. vs.) zaten oyun şirketi tarafından sunucularda kaydediliyor. Ben de bu veriyle adamın oyundan ne zaman sıkılacağını tahmin edip, sıkılmadan biraz öncesinde ona göre bir "bonus" veren programı yazdım.
Bu bonus oyun içi para / can vs. bişey olabilir. Bölümü geçemiyorsa bölümü kolaylaştırabiliyor olabilir, adam kaptırmış gidiyorsa oyun hemen bitmesin diye karşısına random zorluk çıkarma olabilir. Adam "para harcayacak" biriyse harcayacağı parayı maksimize edecek şeyler de olabilir, değilse reklam izletmeye yönelik de olabilir.
Bunun gibi yüzlerce özellik var ve bunların hepsi kişiye özel, yani normal birinin oyun oynarken bunları "farketme" ihtimali bile yok. Zaten her şey 1-2 saniye içinde, anlık olup bitiyor.
İşin kötüsü bunu test ettik ve baya baya da çalışıyor yani. Aynı adam X oyununu sıkılıp bırakmış geçen sene, bu sene benzer bi oyunda algoritmanın kucağına oturduğu için aylardır oynuyor, şirkete de yüzlerce dolar kazandırmış.
Ki bu dandik bi oyun şirketinde, benim tek başıma yaptığım iş. Koca instagram'ın twitter'ın tiktok'un falan neler yaptığı sen düşün.
Baya bilinçli olarak bağımlı hale gelelim diye uğraşıyorlar zaten. Aklı olan sosyal medyaya bulaşmaz :)
Adamın telefonda / oyunda yaptığı bütün hareketler (aklına ne gelirse, nereye tıkladı, ekrana ne kadar baktı, hangi saatlerde oynuyor vs. vs.) zaten oyun şirketi tarafından sunucularda kaydediliyor. Ben de bu veriyle adamın oyundan ne zaman sıkılacağını tahmin edip, sıkılmadan biraz öncesinde ona göre bir "bonus" veren programı yazdım.
Bu bonus oyun içi para / can vs. bişey olabilir. Bölümü geçemiyorsa bölümü kolaylaştırabiliyor olabilir, adam kaptırmış gidiyorsa oyun hemen bitmesin diye karşısına random zorluk çıkarma olabilir. Adam "para harcayacak" biriyse harcayacağı parayı maksimize edecek şeyler de olabilir, değilse reklam izletmeye yönelik de olabilir.
Bunun gibi yüzlerce özellik var ve bunların hepsi kişiye özel, yani normal birinin oyun oynarken bunları "farketme" ihtimali bile yok. Zaten her şey 1-2 saniye içinde, anlık olup bitiyor.
İşin kötüsü bunu test ettik ve baya baya da çalışıyor yani. Aynı adam X oyununu sıkılıp bırakmış geçen sene, bu sene benzer bi oyunda algoritmanın kucağına oturduğu için aylardır oynuyor, şirkete de yüzlerce dolar kazandırmış.
Ki bu dandik bi oyun şirketinde, benim tek başıma yaptığım iş. Koca instagram'ın twitter'ın tiktok'un falan neler yaptığı sen düşün.
Baya bilinçli olarak bağımlı hale gelelim diye uğraşıyorlar zaten. Aklı olan sosyal medyaya bulaşmaz :)
- plutongezegendegilmi (17.01.23 15:01:40)
Gacha oyunları kumar gibi bağımlılık yapıyor gördüğüm kadarıyla. İnsanlar inanılmaz borçlara giriyorlar.
- peki madem (17.01.23 15:04:22)
[]
Instagramdaki takipçi sayımız neden bir türlü artmıyor?
Psikolojiyle ilgili kişisel isimle mesleki bir sayfa açtık. 30 günde htaglarle 1500 civarı yabancı hesap gönderilerimizi görmüş. Takip eden sayı ise 2 kişi filan. Bu neyle ilgilidir. Eğlence sayfaları daha mı trend acaba
Biz neyi eksik yapıyoruz?
Dipnot: Daha çok bir arkaplanın üzerine 4-5 satır yazı şeklinde; iki günde bir 20-30 htagli bir adet post atıyoruz. Reels fazla kullanmadık.
Biz neyi eksik yapıyoruz?
Dipnot: Daha çok bir arkaplanın üzerine 4-5 satır yazı şeklinde; iki günde bir 20-30 htagli bir adet post atıyoruz. Reels fazla kullanmadık.
Böyle bircok hesap var ve hepsi birbirinin kopyası gibi. Ben açıkçası bilhassa özgün buldugum bir şey olmadığında, ilgilendiğim bir konu olmasına rağmen, bakmıyorum bile. Özgün derken mesela bir psikolog var takip ettiğim, popüler dizi filmlerin (genelde Netflix vb. içeriği) ilişki dinamiklerini kısa kısa yorumluyor görsellerle. Başka bir psikolojik danışman var gestalt terapi çalışıyormuş, o eksende paylaşımlar yapıyor ve genellikle gündelik/sık karşılaşılan problemlere ilişkin farklı bakış açıları veriyor bana onu da takip ediyorum.
Belki sizinkinin de özgünlüğü vardır ve o kopyalardan biri değildir bilemiyorum, öyleyse de değilse de zaman istiyor biraz takipçi sayısı artışı hele ki çok zaman olmadıysa.
Belki sizinkinin de özgünlüğü vardır ve o kopyalardan biri değildir bilemiyorum, öyleyse de değilse de zaman istiyor biraz takipçi sayısı artışı hele ki çok zaman olmadıysa.
- encokbenisevinnolur (16.01.23 15:57:45)
Abi mevcut yüksek takipçili hesaplar genelde bot gibi dış destekler sayesinde takipçi sayısını artırıp sonra "ulan bunun çok takipçisi var o zama ben de takip edeyim" diyen kitle nedeniyle takipçi sayısını daha da artırıyor. Eğer normalde de popüler bir insan değilsen abı hayatın sırrını versen yine yükselemezsin. İkinci olarak da her konuda birbirine beneyen yüzlerce hesap var abi aralarından sıyrılmak zor sıfırdan başlayıp.
- Kaleci Saçlı Forvet (16.01.23 16:00:36)
hastag lerden fayda yok. İçerik önemli. Güzel olursa herkes birbirine atıyor. O 2 takipçi paylaşınlarını çalmak için takipledi' arkaplanı ve fontu daha güzel seçip fkfkgk Bi de instagram = reels sanki.
- baba553 (16.01.23 17:36:41)
bol bol reel atın. bu reel'leri de tiktok ve youtube shorts'a atın. instagram hesabınızı da videolara iliştirin.
- false pretension (16.01.23 17:39:57)
kaleci +1. kimse bir hesabin 3. takipcisi olmak istemez.
onun haricinde soylendigi gibi instagram algoritmasi son 1 senedir falan tamamen reels kismi uzerine kurulu. yapman gereken sey duzenli reel atmak. belki bahsettigin seyi arka plana muzikle reel yapip atabilirsin. false pretension +1
onun haricinde soylendigi gibi instagram algoritmasi son 1 senedir falan tamamen reels kismi uzerine kurulu. yapman gereken sey duzenli reel atmak. belki bahsettigin seyi arka plana muzikle reel yapip atabilirsin. false pretension +1
- hot potato (16.01.23 18:58:28 ~ 18:58:50)
@kaleci +1
hz isa gelse bot satin almak zorunda kalir gunumuz dunyasinin boyle bir cigligi var maalesef.
hz isa gelse bot satin almak zorunda kalir gunumuz dunyasinin boyle bir cigligi var maalesef.
- antikadimag (16.01.23 20:19:49)
[]
Edebi dergilerde eser yayımlatmış olanlar; bir şiiri olmuş dedirten nedir?
Şiir konusunda en ufak bir teorik, okuma yönüyle hiçbir tecrübem yok. Sadece İsmet Özel şiiri severim. Kendi sesinden dinlemeyi ayrı severim.
Bir süredir mısra denemeleri yapıyorum.
Misal olarak;
"dokunuyor ilmek ilmek
benim için mukadder olan şey
gönlüm
oturup soluklansın dediklerimin
eğreti bir iskemlesidir
kah ağlaya,
kahsa güle
elleri kanatan bir sedayla
iyi günler, güzel çiçekler geçti serimden
ve niçin Ağrı
Silifke değil Rabbim?
sabahı meçhul bir gecenin yarısında ansızın
ürküttüğüm iyi kuşlar, güzel kuşlar konacaktır aklıma"
Konu bütünlüğü, tema hiçbir bilgim en ufak yok. Ne yönde çalışmam daha iyi olur?
Bir süredir mısra denemeleri yapıyorum.
Misal olarak;
"dokunuyor ilmek ilmek
benim için mukadder olan şey
gönlüm
oturup soluklansın dediklerimin
eğreti bir iskemlesidir
kah ağlaya,
kahsa güle
elleri kanatan bir sedayla
iyi günler, güzel çiçekler geçti serimden
ve niçin Ağrı
Silifke değil Rabbim?
sabahı meçhul bir gecenin yarısında ansızın
ürküttüğüm iyi kuşlar, güzel kuşlar konacaktır aklıma"
Konu bütünlüğü, tema hiçbir bilgim en ufak yok. Ne yönde çalışmam daha iyi olur?
İsmet Özel bu sorunuza cevap olabilecek bir şey anlatıyor aslında konuşma ve röportajlarında.
Bulursanız bir ara youtubeda şiir Türk'ün iklimi diye bir program vardı, ona bir bakın.
Edebi dergileri bilmiyorum da bir şiir bir de hikaye yarismasinda ödül aldım. Beğenme gerekçeleri post-modern vs vs bulmaları gibi şeyler söylenmişti (şiir için) hikayeyi de cengiz aytmatovun yazımına benzettikleri için vermişlermis (hiç okumamıştım aytmatovu ve bunu diyen yarışma jürisi adında Ömer Seyfettin ismi geçen bir yarışmanın jürisi!)
Şiiriniz iyi bir İsmet Özel taklidi olmuş gerçekten. Başka yerde rastlasam okumadığım bir şiiri mi acaba derdim. Şiire iyi ya da kötü olmuş olmamış demiyorum, taklit olarak iyi.
Bulursanız bir ara youtubeda şiir Türk'ün iklimi diye bir program vardı, ona bir bakın.
Edebi dergileri bilmiyorum da bir şiir bir de hikaye yarismasinda ödül aldım. Beğenme gerekçeleri post-modern vs vs bulmaları gibi şeyler söylenmişti (şiir için) hikayeyi de cengiz aytmatovun yazımına benzettikleri için vermişlermis (hiç okumamıştım aytmatovu ve bunu diyen yarışma jürisi adında Ömer Seyfettin ismi geçen bir yarışmanın jürisi!)
Şiiriniz iyi bir İsmet Özel taklidi olmuş gerçekten. Başka yerde rastlasam okumadığım bir şiiri mi acaba derdim. Şiire iyi ya da kötü olmuş olmamış demiyorum, taklit olarak iyi.
- encokbenisevinnolur (15.01.23 23:11:23)
tek bir şiir hiç bir zaman için "olmaz", yeterli değildir. tek bir şiirden üslup anlaşılmaz. sadece şiir için değil, bir çok eser için de bu durum geçerli. siz şu an sadece sevdiğiniz bir şairin üslubunu taklit ediyorsunuz. taklit etmekte bir sıkıntı yok ama tek bir taklit, vasat bir kopya oluşturur.
- cutterfly (15.01.23 23:21:05)
bence o dergilerde hep aynı çevrenin insanlarının şiirleri yayımlanıyor, kimi tanıdığınıza bağlı olarak. olmuşluğu ile ilgili bir ibare taşımıyor yani yayımlanmış olması.
- deartheodosia (16.01.23 00:59:47)
"herkes şiir yazar, şiir yazmaya devam edenlere de şair denir" der melih cevdet. aslında cevabı kendiniz şiir yazmaya devam ettikçe, okudukça verirsiniz. şiirin beğeneni de çok çıkar, beğenmeyeni de.
- lesmiserables (16.01.23 01:01:45)
Hocam önemli (?) dergilerde (Varlık diyelim hadi) eserleri yayımlanmış kişileri otorite bellemenize veya kerteriz almanıza gerek yok. Bir şiirin “olmuşluğu” tamamen sizin içinizdeki hislerle ilgili, kimseyi ilgilendirmez. Bilim yapmıyoruz, sanat da değil bana kalırsa; ne idüğü belirsiz bir şey işte. Nerede okumuştum hatırlamıyorum ancak birileri şiiri uyanıkken rüya görmeye benzetmişti, çok hoşuma gitmişti o tanımlama.
Yine de konuyla ilgili fikrimi ve kendi sistemimi anlatmak istiyorum; ben yazarken, çoğunlukla çok yoğun hissettiğim bir anda çıkarıp döşüyorum dizeleri içimden geldiği gibi. Sonra onu taslak halinde bırakıp arada sırada ekleme çıkarma yaparım; ne zaman “tamam” olmuş hissedersem de kapatırım dosyayı, daha da ellemem. Sahiplik de hissetmem o saatten sonra, özgür bırakmış olurum kafamda. Uçsun gitsin nereye isterse.
Sırf İsmet okumak takıntıdır bu arada. Şiire değil; İsmet’e takıntıdır, idollerinizi öldürün derim ama siz bilirsiniz yine de. Başkalarını da sevebilirsiniz diye şöyle bir İsmet-dışı şiir bırakayım: eksisozluk.com
Yine de konuyla ilgili fikrimi ve kendi sistemimi anlatmak istiyorum; ben yazarken, çoğunlukla çok yoğun hissettiğim bir anda çıkarıp döşüyorum dizeleri içimden geldiği gibi. Sonra onu taslak halinde bırakıp arada sırada ekleme çıkarma yaparım; ne zaman “tamam” olmuş hissedersem de kapatırım dosyayı, daha da ellemem. Sahiplik de hissetmem o saatten sonra, özgür bırakmış olurum kafamda. Uçsun gitsin nereye isterse.
Sırf İsmet okumak takıntıdır bu arada. Şiire değil; İsmet’e takıntıdır, idollerinizi öldürün derim ama siz bilirsiniz yine de. Başkalarını da sevebilirsiniz diye şöyle bir İsmet-dışı şiir bırakayım: eksisozluk.com
- vedatchilipeppers (16.01.23 11:29:05)
[]
Sizce telefon sapığıyla mı karşı karşıyayız?
Şimdi ablamın telefonuna yabancı bir numara iki ayrı tarihte bip uygulamasından sadece bir nokta işareti göndermiş.
Öyle ki ilk nokta işareti sabah "06:58", ikinci nokta işareti ise tam bir ay geçtikten sonra 20.30'da gönderilmiş.
Kendisi lise öğretmeni evli işinde gücünde bir insan.
Bu tip durumlara ne yapmak lazım sizce? Şimdiden çok teşekkürler.
Öyle ki ilk nokta işareti sabah "06:58", ikinci nokta işareti ise tam bir ay geçtikten sonra 20.30'da gönderilmiş.
Kendisi lise öğretmeni evli işinde gücünde bir insan.
Bu tip durumlara ne yapmak lazım sizce? Şimdiden çok teşekkürler.
ilk adım olarak numarayı engelleyebilirsiniz.
- gule gule (13.01.23 18:45:06)
Afrika burası. Adam WhatsApp dan resme bakıp selam tanışalım mı diye yazabiliyor. Engelle geç başka da çözüm yok.
- neymis (13.01.23 19:16:44)
bipi bilmem de telegramda kadınımsı bi pp'm vardı ona da öyleli mesajlar falan geliyordu. gruplarda falan üyelikler varsa bazı pislikler tüm fotoları tek tek inceleyip çoğu kişiye yazıyor. hatta arada birisi çıkıp üyeleerden x beni rahatsız ediyor lütfen kovun falan da diyor. öyle bişey olabilir.
bence wsp harici profil resmi koyulmamalı telegrama bipe, yazanlar da engellenip geçilmeli
bence wsp harici profil resmi koyulmamalı telegrama bipe, yazanlar da engellenip geçilmeli
- avatar is back (13.01.23 20:21:34)
[]
Bir şeyi saatlerce düzenleme yapıp sonra yollayabilmek neyle ilgilidir?
Önemli birine mesaj atılacak diyelim kişi 10 15 dakika düzenleme yapıyor öyle yolluyor. Topluluğa paylaşılacak bir sosyal medya postunu saatlerce düzenliyor. Sonunda tatmin olup yolluyor. Bu tatmin olma duygusunun saatlerce uğraşıp düzenleyince gelmesi neyle ilgili ya da bunun psikolojide karşılığı nedir? Müşkülpesentlik, obsesif kompülsif kişilik, mükemmeliyetçilik vebenzeri gibi?
[]
İlişkinizde karşı tarafa alınınca/kırılınca söylemeden çözebiliyor musunuz?
Ufak çapta bir konu diyelim partnerinize alındınız içinizde tutunca normale çabuk döner misiniz? Bunun sağlıklısı normali sizce nedir? (Küçük meseleler sonrası alınganlıklardan bahsediyorum)
48 saat geçince olayın üzerinden kafandan hala silinmediyse konu küçük büyük farketmez, konuş diye bir yöntemim var
- freebird5406_2 (10.01.23 20:17:49 ~ 12.01.23 03:23:48)
asla.
sağlıklısını bilemem ama ben ilişkide açık olma taraftarıyım. ha mesela sen problemi umursamayabilen türde birisindir, sana koymaz ama ben hassas adamım. canım bir şeye sıkılmışsa sevgilimle paylaşmam, konuşmam, anlaşmam lazım. yoksa uzun vadede hem benim içimi kemirir hem de ilişkimize zarar verir. çok klişe bir laf ama iletişim gerçekten işin yüzde 90'ı bence. sağlıklı iletişim kurabildikten sonra tinerciyle bile iyi anlaşabilirsin çünkü.
sağlıklısını bilemem ama ben ilişkide açık olma taraftarıyım. ha mesela sen problemi umursamayabilen türde birisindir, sana koymaz ama ben hassas adamım. canım bir şeye sıkılmışsa sevgilimle paylaşmam, konuşmam, anlaşmam lazım. yoksa uzun vadede hem benim içimi kemirir hem de ilişkimize zarar verir. çok klişe bir laf ama iletişim gerçekten işin yüzde 90'ı bence. sağlıklı iletişim kurabildikten sonra tinerciyle bile iyi anlaşabilirsin çünkü.
- mark greg sputnik (10.01.23 20:28:03)
Normali: Üstesinden gelinip arka plana atılabilecek kadar küçükse içe atıp büyütmeden geçmek. Değil ise karşılıklı konuşarak çözmek.
- nawar (10.01.23 20:29:51)
Çözebiliyorum. Yıllarca hem de yaptım.
Çünkü bazan içinde sönebiliyor. Karşındaki kişiye yazık.
Konu kırmızı çizgimse mesafe tanımıyorum. Ne işim varsa bırakır çağırır gözümle göz bebeklerini beyninden söker alırım. Aldım da.
Bence bunun sağlıklısı diye birşey yok bu arada. Sizin o öfkeyi kusmanız, sağlıklı mı sorusunun yanıtı partneriniz için de sağlıklı mı mesela? Sakin kalmak gerektiği düşünen biriyim ben. Sevdiceğimin yüzünün düşmesi > dünyadaki bende dahil herşey
Çünkü bazan içinde sönebiliyor. Karşındaki kişiye yazık.
Konu kırmızı çizgimse mesafe tanımıyorum. Ne işim varsa bırakır çağırır gözümle göz bebeklerini beyninden söker alırım. Aldım da.
Bence bunun sağlıklısı diye birşey yok bu arada. Sizin o öfkeyi kusmanız, sağlıklı mı sorusunun yanıtı partneriniz için de sağlıklı mı mesela? Sakin kalmak gerektiği düşünen biriyim ben. Sevdiceğimin yüzünün düşmesi > dünyadaki bende dahil herşey
- baldan kaymak (10.01.23 23:44:43)
ufak/buyuk fark etmeden herseyi icime atarim. ota boka kopurup patlayan abuk subuk insanlarla buyuyunce hayatimdaki en onemli oncelik olay cikmasina engel olmak oldu, ne gerekiyorsa yapayim yeter ki tadimiz kacmasin ali riza bey modum asiri baskin. hafizam da fil gibidir, 8 yil once surda otururken ban soyle soyle demisti diye hatirlarim mesela.
gecmiste de, simdilerde de boyle yaptigim icin aslinda en cok benim zarar gordugumu fark ediyorum. tadimiz kacmasin diye kurtardigim anlar o kadar da kurtarilmaya gerek degilmis, kurtarilmasa da olurmus. hayatimdaki oncelikler iyilik guzellik aramak yerine ani kurtarmak/olay cikmasina engel olmak olunca ot gibi bir hayat cikti ortaya :D
simdilerde alindigim ufak seylerle dalga gecen bir esim var, boyle olunca soylemesi daha kolay oluyor. ufak seyden kastim terliklerini odanin ortasina birakmasi gibi mesela, ayagima takiliyor kaldir sunlari surdan 50 kere dedim diyorum, getirip ayagimin onune birakiyor sonra :D ya da biseyleri belli bir kutuya koymasi lazim, kutuya koyar misin diyorum tam kutunun yanina biraktigi sirada, kutuyu acip icindekileri de disari cikartiyor sonra ahahah :D halbuki benim buyudugum ortamda bunlar ciddi kavga sebepleriydi, biseyler kutuya konmadi diye 4 saat gecmiste de kutuya koymayan seylerden bahsedilip sonra 3 gun kimseyle konusulmazdi filan.
gecmiste de, simdilerde de boyle yaptigim icin aslinda en cok benim zarar gordugumu fark ediyorum. tadimiz kacmasin diye kurtardigim anlar o kadar da kurtarilmaya gerek degilmis, kurtarilmasa da olurmus. hayatimdaki oncelikler iyilik guzellik aramak yerine ani kurtarmak/olay cikmasina engel olmak olunca ot gibi bir hayat cikti ortaya :D
simdilerde alindigim ufak seylerle dalga gecen bir esim var, boyle olunca soylemesi daha kolay oluyor. ufak seyden kastim terliklerini odanin ortasina birakmasi gibi mesela, ayagima takiliyor kaldir sunlari surdan 50 kere dedim diyorum, getirip ayagimin onune birakiyor sonra :D ya da biseyleri belli bir kutuya koymasi lazim, kutuya koyar misin diyorum tam kutunun yanina biraktigi sirada, kutuyu acip icindekileri de disari cikartiyor sonra ahahah :D halbuki benim buyudugum ortamda bunlar ciddi kavga sebepleriydi, biseyler kutuya konmadi diye 4 saat gecmiste de kutuya koymayan seylerden bahsedilip sonra 3 gun kimseyle konusulmazdi filan.
- taurina (11.01.23 00:03:56)
geçmiş denen şeyin yıllar öncesi olmasına gereknyok, bir an geçmişse bitmişse, geçmiştir artık. freebird +1, en kısa zamanda çözüp ileriye bakmak daha iyi, diğer türlü geçmişte takılı kalıyorsun, hiç bişiyin tadı kalmıyor.
- selam (11.01.23 12:29:23)
[]
Sosyal medya içerik üreticiliği için eğitimi nerden alabiliriz?
SB. Tasarım, içerik hesap planlaması, trendler gibi her konuda bilgi sahibi olabileceğim bir kaynak arıyorum. Şimdiden çok teşekkürler.
öss ile üniversitelerin sosyal bilimler fakültelerinden
- comp (10.01.23 10:37:22)
içerik üreticiliği eğitim alıp öğrenebilen bir şey değil. sürekli güncel kalıp, yenilikleri takip etme alışkanlığına sahip olmak şart (ya da bu alışkanlığı edinmek) her geçen gün bazen saat yeni bir güncelleme, trend, akım, skandal, real time marketing içeriği çıkabiliyor. örnek vermek gerekirse oscar töreninde will smith kevin hart'a tokat attığında bazı markalar bunu marketing içeriğine dönüştürdü veya daha yakın bir örnek, gibi dizisinde o hafta yayınlanan bölümdeki küçük bir replik hemen bir marketing malzemesi bile olabiliyor, keza nusret'in dünya kupası finalinde sahaya girmesi gibi. bu alışkanlığı edindikten sonra gerisi kolay. belirli birkaç marketing haber kaynağı var, bunları oradan takip edersin. biraz da twitter, ekşi gündem, reddit (global) falan takılıp her şeyden haberdar oluyorsun zaten.
photoshop, canva tasarım, business manager, buffer gibi içerik planlaması için teknik uygulamalar var. her gün yeni yeni digital marketing programları da çıkıyor. tek google aramasında bile çok alternatif bulursun.
soruya cevabı uzun yoldan verdim aslında, her konuda bilgi sahibi olmak için hayatına yukarıda bahsettiğim her şeyi dahil etmelisin. dünyadan haberi olmayan biri içerik üretemez.
photoshop, canva tasarım, business manager, buffer gibi içerik planlaması için teknik uygulamalar var. her gün yeni yeni digital marketing programları da çıkıyor. tek google aramasında bile çok alternatif bulursun.
soruya cevabı uzun yoldan verdim aslında, her konuda bilgi sahibi olmak için hayatına yukarıda bahsettiğim her şeyi dahil etmelisin. dünyadan haberi olmayan biri içerik üretemez.
- stationary traveller (10.01.23 10:43:52)
[]
Pizza hamuruna kemik suyu konur mu?
Ve evde yapılan anne işi olan mayalı hamur pizzaları neden çok kalın ve şişlik olur? İnce olması için ne yapmak lazımdır? Şimdiden çok teşekkürler.
Çok yoğurup iyice gluten oluşturup ince açmak gerekiyor. Ek olarak sostan önce çatalla dürtüklemek suretiyle delik açılabilir. Kabarmasını önler.
- heritage (09.01.23 22:09:14)
Bazı temel kurallar var, onlara uymak lazım. Hamur ince olacak, fermantasyon doğru formülle ve sıcaklıkta olacak, hamur fırına girmeden önce oda sıcaklığına gelecek, pizzanın orta kısmında hava kabarcığı bırakılmayacak gibi. Genelde bunlara dikkat edilmediği için ekmek gibi oluyor pizza. Tabii bir de ev tipi fırınların yeterince ısınamaması da var.
- orient blue (09.01.23 22:14:33)
[]
Rehavet, iradesizlik ve kendine acıma alışkanlığına karşı disipline olmak
Bu konuda kitap, film, yazı, podcast ya da youtube videosu ne tavsiye edersiniz? Şimdiden teşekkürler.
İrade Terbiyesi - Payot
- vedatchilipeppers (08.01.23 23:58:03)
40
45'ten sonra iyice gitti, üstüne konsantrasyon da azaldı.
tabi kafada bi dünya şey var, o da haklı hangi birine odaklansın.
45'ten sonra iyice gitti, üstüne konsantrasyon da azaldı.
tabi kafada bi dünya şey var, o da haklı hangi birine odaklansın.
- halanne (08.01.23 10:20:59)
yas 31. henuz bir azalma fark etmedim.
- antikadimag (08.01.23 11:27:35)
Hamilelik ve doğum sonrasında ciddi azalma fark ettim.
- curukturpkokusu (08.01.23 13:08:08)
Valla sanirim 25'ten sonra hafizam kademeli olarak azalmaya basladi.
- j r r tolkien hayrani (08.01.23 13:15:43)
24-25ten itibaren yavas yavas azalmaya başladı 30u geçtiğimde bariz azalmisti artik.
- stavro (08.01.23 16:07:32)
[]
Part time işten fazla izin almak mı; almamak mı?
Bir özel okulda part time hft.'da bir gün aylık 2000 tl şeklinde neredeyse iki aydır çalışıyorum. Derse girmiyorum, idari herangi bir görevim yok.
Şimdi kamuda okullar tatil olduğunda çalıştığım kurum tatil yapmıyor.
Ben 14 Kasım ilk ara tatilinde 1 haftalığına memlekete izin alıp gittim.
Dönünce müdür bey "memleketin yerinde miymiş" diye laf sokuyor.
Şimdi sömestre tatilinde yine izin alıp ailemle iki hafta memlekette kafamı dinlemek istiyorum.
Normalde kariyer anlamında sıfır katkısı olan bir yer.
Alternatifi olmadığı için bir kira parası çıksın diye çalışıyorum kısaca.
Az da olsa geliri de kaybetmek istemiyorum.
Bir yandan kpss, doktora ve online ek gelir için mesleğimle ilgili çalışmalar yapıyorum.
İzin alsam mı? Almazsam eşimi memlekete yalnız göndermek durumunda kalacağım zira... O da pek olmuyor gibi. Ne yapmak daha akıllıca olur. Yönlendirmeniz için şimdiden teşekkürler.
Şimdi kamuda okullar tatil olduğunda çalıştığım kurum tatil yapmıyor.
Ben 14 Kasım ilk ara tatilinde 1 haftalığına memlekete izin alıp gittim.
Dönünce müdür bey "memleketin yerinde miymiş" diye laf sokuyor.
Şimdi sömestre tatilinde yine izin alıp ailemle iki hafta memlekette kafamı dinlemek istiyorum.
Normalde kariyer anlamında sıfır katkısı olan bir yer.
Alternatifi olmadığı için bir kira parası çıksın diye çalışıyorum kısaca.
Az da olsa geliri de kaybetmek istemiyorum.
Bir yandan kpss, doktora ve online ek gelir için mesleğimle ilgili çalışmalar yapıyorum.
İzin alsam mı? Almazsam eşimi memlekete yalnız göndermek durumunda kalacağım zira... O da pek olmuyor gibi. Ne yapmak daha akıllıca olur. Yönlendirmeniz için şimdiden teşekkürler.
Hani bir süredir çalışıyor olsanız sallayın müdürü diyeceğim de neredeyse 2 aydır çalıştığınız ve haftada 1 günden fiili olarak 7-8 gün çalıştığınız bir yerde daha 1 ayınızda toplasan 3-4 defa gitmişken izin almışsınız, şimdi ise 2 hafta daha gelmeyeyim diyorsunuz.
Hani bu ülkede zaten yasalar yıllık izin hakkını 1 sene sonra veriyor. Sizin durumunuz acil değil bir şey değil, toplasan bir hafta çalışmışsınız ve her fırsatta izin alıyorsunuz. 2 hafta gelmiyorum demek bir aylık anlaşmanın yarısında gelmiyorum demek, böyle istekte bulunmanızın nereye varacağı belli zaten.
Hani bu ülkede zaten yasalar yıllık izin hakkını 1 sene sonra veriyor. Sizin durumunuz acil değil bir şey değil, toplasan bir hafta çalışmışsınız ve her fırsatta izin alıyorsunuz. 2 hafta gelmiyorum demek bir aylık anlaşmanın yarısında gelmiyorum demek, böyle istekte bulunmanızın nereye varacağı belli zaten.
- denizgonen (25.12.22 11:05:05)
Ben olsam izin almazdım. Belirtildiği gibi haftada zaten 1 gün çalışıyorsunu ve henüz işe gireli 2 ay olmuş ve daha yeni izin kullanmışsınız.
Yukarıdakiler +1
Yukarıdakiler +1
- but that was just a dream (25.12.22 11:31:45)
İzin istersen sonsuza kadar izin verirler.
- dissendium (25.12.22 11:34:52)
Bence alma.
O parayi bi daha zor bulursun. Daha dogrusu o kadar kolay parayi.
O parayi bi daha zor bulursun. Daha dogrusu o kadar kolay parayi.
- another satisfied lover (25.12.22 11:51:24)
Eşiniz yalnız gitse ne olacak ki?
- Kahvedesu (25.12.22 12:02:07)
5-6 günlüğüne gidip dönseniz?
- gak (25.12.22 12:12:44)
Ogretmen olmamama ragmen ozel okullarin calisma sartlari yuzunden bunlara hincim var, calismaktan da hic hoslanan bir insan degilim ancak sizin okul mudurunun yerinde olsam ben bile suresiz ve ucretsiz izin veririm. Daha 2 ayi bile bitirmemissinuz zaten, deneme suresi diye de olayi kapatirim.
- argaladhel (25.12.22 12:19:25)
Size katılıyorum da bu mantık mevcut düzenin çalışma anlayışına uymuyor. Ne tür bir iş olursa olsun, somut olarak işin olmasa ya da bitirmiş olsan bile sistem de kanunlar da 8 saat (ya da mesai süresi neyse) o binada bulunmayı bir zorunluluk olarak görüyor.
Sistem de kanunlar da buna göre olduğu için haksız çıkarsınız bu mantıkla.
Sistem de kanunlar da buna göre olduğu için haksız çıkarsınız bu mantıkla.
- encokbenisevinnolur (25.12.22 13:39:49)
Izin alin tabi ki, kaybedeceginiz 2 bin liranin hayatinizda cok bir onemli yoksa. Hayat sizin, bosverin
- balpolen (25.12.22 18:30:17)
[]
Instagram'ın Türkiye'de en yoğun kullanıldığı saatler sizce ne zamanlar?
Ve şuanda reels daha mı popüler hale geldi? Anasayfaya eskisi kadar herkes bakmıyor mu acaba? Şimdiden çok teşekkürler.
Akşam 19.00-22.00 saatleri arası.
- pispinti (23.12.22 13:43:19)
yoğunluk sırasına göre bence şu şekilde;
sabah işe giderken
öğlen yemek arasında
işten dönerken
akşam yemeğinden sonra (en yoğun +1 pispinti)
sabah işe giderken
öğlen yemek arasında
işten dönerken
akşam yemeğinden sonra (en yoğun +1 pispinti)
- orient blue (23.12.22 13:53:31)
[]
Şu yazı hangi font tipinde?
www.myfonts.com Bogart regular galiba.
Yalnız ekteki görüntü kitap okuyorum havası değil, "cheesy alıntıları hayatın anlamı gibi paylaşıyorum" havası yaratıyor :)
Yalnız ekteki görüntü kitap okuyorum havası değil, "cheesy alıntıları hayatın anlamı gibi paylaşıyorum" havası yaratıyor :)
- kobuzchu kiz (22.12.22 13:09:22)
[]
Bir bilim insanı biyografisinin bilimsel başlığı nasıl olsun?
Yazılacak bir makale için, sosyal bilim alanından bir Türk bilim insanı hakkında detaylı, bilimsel bir bölümü eğer becerebilirsem yazacağım.
Daha önce maalesef okumadığım yüzeysel bilgi sahibi olduğum bir kişi ne yazık ki..
Ve başlığı da önceden acil bir biçimde sunmam gerekiyor.
Başlıklar da sanıyorum ki genelde:
a) Bir biyografi denemesi: Falanca
b) ... tarihinde/.... bağlamında bir biyografi çalışması: Falanca
c) Bir biyografi çalışması: Falanca
c) Falanca: Bir Biyografi
d) Falanca ve .... üzerine ..... analizleri / Falanca'nın ..... üzerine .... İncelemeleri
şeklinde olabiliyor.
Başlık nasıl olsa sosyal bilimler alanında daha olumlu ve "makbul" olur.
Şimdiden teşekkürler.
Daha önce maalesef okumadığım yüzeysel bilgi sahibi olduğum bir kişi ne yazık ki..
Ve başlığı da önceden acil bir biçimde sunmam gerekiyor.
Başlıklar da sanıyorum ki genelde:
a) Bir biyografi denemesi: Falanca
b) ... tarihinde/.... bağlamında bir biyografi çalışması: Falanca
c) Bir biyografi çalışması: Falanca
c) Falanca: Bir Biyografi
d) Falanca ve .... üzerine ..... analizleri / Falanca'nın ..... üzerine .... İncelemeleri
şeklinde olabiliyor.
Başlık nasıl olsa sosyal bilimler alanında daha olumlu ve "makbul" olur.
Şimdiden teşekkürler.
o kişinin değer kattığı, bulduğu bir kavram ve kişinin adı olmalı bence. ben öyle yapıyordum yani.
- kullanıcı adı (22.12.22 13:12:55)
[]
Ankara'da aracımızı YHT'ye en yakın nereye bırakabiliriz?
Önceliğimiz güvenlik. Nereyi önerirsiniz? ve günlük ne kadar bir bütçe ayırmalıyız? Teşekkürler.
yht'nin otoparkı var?
- edgenabby (22.12.22 11:23:35)
kendi otoparkı var hocam, aynı zamanda sıhhıye ve maltepe taraflarında da çeşitli otoparklar mevcut. saate göre sokaklarda da yer bulunabilir. biraz yürüme mesafesi oluşturur.
- rumeli beylerbeyi (22.12.22 12:40:19)
[]
Otomatik bir araçta otomatik park modundan direkt D'ye geçmek sıkıntılı mı?
Aracı çalıştırdık. P modundan önce N'ye sonra D'ye mi geçmeliyiz?
Ben direk P'den D'ye alıp kalkışa geçiyordum.
Aynı şekilde park ederken de direkt D'den P'ye alıyordum.
Hangisi en doğrusudur? Teşekkürler.
Ben direk P'den D'ye alıp kalkışa geçiyordum.
Aynı şekilde park ederken de direkt D'den P'ye alıyordum.
Hangisi en doğrusudur? Teşekkürler.
valla dsg'ler için konuşuyorum ilk olarak n'ye sonra d'ye al diye benim ustam tembihledi. bu sayede daha az yük biniyormuş şanzımana. uzun ömürlü olurmuş.
tork konvertörlü olanlarda fark edeceğini düşünmüyorum.
tork konvertörlü olanlarda fark edeceğini düşünmüyorum.
- delidir yakalayin (13.12.22 17:57:13)
hareket ederken = p -> n -> el freni indir -> d
park ederken = n -> el freni kaldır -> p
@delidir'in dediği şekilde, bana da yetkili serviste böyle söylediler.
park ederken = n -> el freni kaldır -> p
@delidir'in dediği şekilde, bana da yetkili serviste böyle söylediler.
- ilgeru (13.12.22 19:43:38)
yokustaysan bosa alip, el freneni cekip sonra parka atmak sanzuman ustundeki yuku azaltir. Duz yolda fark etmez.
- cooperr (13.12.22 21:04:44)
[]
30 yaş hafıza problemleri için ne yapsak iyi gelir?
Yoğun bir stres ve 2 yıl üst üste gelen majör depresyon dönemleri sonrası ciddi bir hafıza problemim var.
Özellikle de akademik konularda yeni öğrendiğim bilgileri hatırlamaya, veya bilgilerimi kullanarak akıl yürütmeye çalışırken aşırı aşırı zorlanıyorum maalesef.. Hafızam dibi delik kova gibi desem yeri vardır yani.
Bir de metinleri hızlıca okuyup anlar aklımda tutardım. Şimdi o da gitti.
Acaba hafızayı en hızlı şekilde toparlamak, keskinleştirmek için ne yapmak gereklidir?
Teşekkürler...
Özellikle de akademik konularda yeni öğrendiğim bilgileri hatırlamaya, veya bilgilerimi kullanarak akıl yürütmeye çalışırken aşırı aşırı zorlanıyorum maalesef.. Hafızam dibi delik kova gibi desem yeri vardır yani.
Bir de metinleri hızlıca okuyup anlar aklımda tutardım. Şimdi o da gitti.
Acaba hafızayı en hızlı şekilde toparlamak, keskinleştirmek için ne yapmak gereklidir?
Teşekkürler...
açık havada yürüyüş ve sosyalleşmek.
- sta (09.12.22 18:31:05)
gunde 8 saat duzenli gece uykusu. kesin geri gelir demiyorum da ben duzgun uyumadigimda hafizam daha zayif oluyor.
- hot potato (09.12.22 18:33:32)
[]
Sert şeffaf plastik acaba neyle yapıştırılır?
Buna benzer pleksileri vs japon dediğimiz sıvı yapıştırıcılar ile yapıştırıyorlar genelde. Bu yapıştırıcı biraz aşındırıcı, plastiği pleksiyi filan biraz ısıtıp eritiyor ve kaynamasını sağlıyor gibi.
İçeriden değil de dışarıdan denenebilir, malum gıdaya temas konusu var. Gerçi neler neler yutuyoruz gün içinde kimyasal o da ayrı konu.
İçeriden değil de dışarıdan denenebilir, malum gıdaya temas konusu var. Gerçi neler neler yutuyoruz gün içinde kimyasal o da ayrı konu.
- John Bloor (07.12.22 11:59:00)
[]
Laptoptan çok fazla makale okumak ve göz sağlığı
Doktora yapıyorum ve her hafta deli gibi makale okuyoruz. Yoğun şekilde laptoptan okuyorum. Gözleri korumak için neler öneriliyor?
Yaptıklarım şu:
Ekranı sıcak renk modunda okuyorum sürekli.
Ara veriyorum sık sık.
Ama gözlerim yine de yoruluyor.
Puntolar mesafeye göre ne kadar olmalı? Ekran uzaklığı vs. hiç bilmiyorum açıkçası.
Bulanık görme durumum da var bir de ne yazık ki son 1 senedir. Ne yapmak lazım?
Şimdiden teşekkürler.
Yaptıklarım şu:
Ekranı sıcak renk modunda okuyorum sürekli.
Ara veriyorum sık sık.
Ama gözlerim yine de yoruluyor.
Puntolar mesafeye göre ne kadar olmalı? Ekran uzaklığı vs. hiç bilmiyorum açıkçası.
Bulanık görme durumum da var bir de ne yazık ki son 1 senedir. Ne yapmak lazım?
Şimdiden teşekkürler.
göz doktoruna git bulanık görüyosan. gözlük versin onu tak. en azından dinlendirici numaralı bi gözlük al
- jelly bear (06.12.22 10:20:00)
Benzer durumdayım üzerine işim de bilgisayar üzerinden yürüyor. 2 senedir f.lux kullanıyorum pc'de. Birkaç ay önce Atasun'dan ekran gözlüğü aldım. F.lux'a rağmen çok fark ediyor. Öneririm.
- Amaranta ursula (06.12.22 11:12:06 ~ 11:15:44)
Göz doktoru, mavi filtreli gözlük camı kullanımı = huzur
- yekkyea (06.12.22 13:29:03)
Biraz para bayılıp 9-10 inch e-ink ekranlı kindle, onyx vs. e-reader almalısınız. Basılı kitap okur gibi okursunuz. Pc başında da oturmanıza gerek kalmaz.
- opethian (07.12.22 06:53:03)
[]
Doğalgaz faturamız sizce normal midir? (120 m2 ev)
Sadece akşamları 40-44 derece arasında bir kombi ayarında yatak odası, salon ve mutfaktaki petekleri yakıyoruz.
95 m3 tüketmişiz.Ve bize KDV hariç 95 m3 kullanım için 465 TL geldi. Tüketici enerji miktarımız ise kWh 980.
metreküp çarpımı değil de sanki kWh üzerinden mi bir hesaplama yapılıyor?
Doğalgazın normal gelip gelmediğini nasıl anlayabiliriz? Teşekkürler.
95 m3 tüketmişiz.Ve bize KDV hariç 95 m3 kullanım için 465 TL geldi. Tüketici enerji miktarımız ise kWh 980.
metreküp çarpımı değil de sanki kWh üzerinden mi bir hesaplama yapılıyor?
Doğalgazın normal gelip gelmediğini nasıl anlayabiliriz? Teşekkürler.
m³ fiyatı yuvarlak hesap 5 lira üzerinden hesapladığım faturalar birbirini tutuyor
sizin de kullanımınıza göre normal gelmiş fatura
sizin de kullanımınıza göre normal gelmiş fatura
- freebird5406_2 (03.12.22 18:10:13)
normal
- adivar (03.12.22 18:38:10)
Normal. Birkaç gün kombi açtım 330 lira geldi fatura.
- seaman (03.12.22 18:47:26)
5 gün düsük isida 475 lira geldi. Annem bir hafta olmadi daha yakali diyordu. Ev 3+1...
- chihirovekohaku (03.12.22 19:03:53)
Bizimkini yazayım oranlayın. 167 m3 kullanmışız faturamız 967 geldi. Buruğum.
- Amaranta ursula (03.12.22 19:14:24)
[]
İlişkilerinizde sadakat konusundaki kırmızı çizginiz nedir?
Eşinizin, sevgilinizin karşı cinsle olan iletişimi nasıl ve ne kadar olmalı sizce?
Mesela Nereden sonrası sizi rahatsız eder? (Örneğin; mesajlaşmalarda karşı cinse formal değil de samimi konuşması, smiley vb. kullanması sizce okey midir?)
Mesela Nereden sonrası sizi rahatsız eder? (Örneğin; mesajlaşmalarda karşı cinse formal değil de samimi konuşması, smiley vb. kullanması sizce okey midir?)
Eşimin mesajlaşmalarını okumuyorum. Hiç bir sevgilinkini de okumadım. Ama şöyle diyeyim, ben de genelde karşı cins arkadaşlarıma formal konuşmam (devlet dairesinde değiliz), smiley falan da kullanırım. Gayet normal geldi söylediğin şey.
Ama dediğim gibi mesajlarını okuyacağım kadar şüphelendiğim bir ilişkide hiç bulunmadım, öyle bir ilişkide bulunacağıma ayrılırım. O şüpheyle yaşanmaz. Ya karşındakinde bir problem vardır, ya da kendine güveninde bir sıkıntı vardır. İki türlüsü de sağlıklı bir ilişki sürdürmeni engeller.
Ama dediğim gibi mesajlarını okuyacağım kadar şüphelendiğim bir ilişkide hiç bulunmadım, öyle bir ilişkide bulunacağıma ayrılırım. O şüpheyle yaşanmaz. Ya karşındakinde bir problem vardır, ya da kendine güveninde bir sıkıntı vardır. İki türlüsü de sağlıklı bir ilişki sürdürmeni engeller.
- roket adam (14.11.22 15:06:31 ~ 15:06:49)
bu sınırları düşünmüştüm
sonra kendi yaşantımda karşılaştığım olaylar sırasında farkında olmadan çoğunu ihlal ettiğimi gördüm
rahatsız olunacak durumlardan uzak durmaya çalışmak en ideal kural
diyelim ki yurt dışına iş arkadaşıyla göreve gönderdiler, bütün gün bir arada olmak zorundalar
akşam farklı odalara gitmeleri dışında neye nasıl dikkat edebilir
sonra kendi yaşantımda karşılaştığım olaylar sırasında farkında olmadan çoğunu ihlal ettiğimi gördüm
rahatsız olunacak durumlardan uzak durmaya çalışmak en ideal kural
diyelim ki yurt dışına iş arkadaşıyla göreve gönderdiler, bütün gün bir arada olmak zorundalar
akşam farklı odalara gitmeleri dışında neye nasıl dikkat edebilir
- bir soru sorcam (14.11.22 15:08:19)
biraz empati yapsa herkes yeterli.
zorla tutacağım/denetlemek zorunda kaldığım yetişkin biriyle gönül ilişkim neden olsun? kendine hakim olamadığı, durması gereken noktayı bilmediği an rahatsız eder ama buna enerji harcayamam.
zorla tutacağım/denetlemek zorunda kaldığım yetişkin biriyle gönül ilişkim neden olsun? kendine hakim olamadığı, durması gereken noktayı bilmediği an rahatsız eder ama buna enerji harcayamam.
- jimjim (14.11.22 15:29:57)
Haberimin olup olmadığı.
- marla is in my head (14.11.22 15:32:02)
Telefonunu karistirmam bakmam ama bir sekilde mesajlarini gorsem formal yazmamasina takmam smile kullanmasi da okay bende karsi cinse kullanirim ama opucuk atmasina takarim.
- kuzey li (14.11.22 15:34:46)
smiley falan umrumda olmaz ben genel tavrina bakarim her zaman cok gorustugu bi arkadassa cok konusmasi rahatsiz etmez ama alakasiz birine ozel vakit harcarsa kisacasi "huylanirsam" rahatsiz olurum. mesaj da okuyabilirim asla okumam diye bi sey yok ama GEL BI KONTROL EDELIM SENI degil o zaten muhabbetten bahsetmistir veya pcde aciktir whatsappi gozum carpar. sadece kendi kendime sebebinin ozguvensizlik oldugu bi kiskanclik atagi geciriyosam caktirmadan yazismalarina baktim, sonucunda da rahatladim sukur bugune kadar kotusune denk gelmedim
- ala09 (14.11.22 18:28:07)
Benim icin en onemli sey sevmedigim ve bana kotu davranan/davranmis biriyle arasinin iyi olmamasi.
Onun haricinde normal insanlarla smiley koymus falan benim icin namus sorunu degil.
Onun haricinde normal insanlarla smiley koymus falan benim icin namus sorunu degil.
- hot potato (14.11.22 18:39:42 ~ 18:39:59)
[]
Evde mayonez yapımı ve karşılaşılan sorun
Yaptık fakat acı bir tadı oldu. Bu acılık neden oluyor?
Ayçiçek yağı ile bağladık. Limon sirke tuz kullandık.
Sonuçta bir acımsı tad oldu yani
Ayçiçek yağı ile bağladık. Limon sirke tuz kullandık.
Sonuçta bir acımsı tad oldu yani
sirkeyi fazla kaçırmış olabilir misiniz?
- ayin yazari (03.11.22 23:34:02)
limon koymuyorum ben hiç.
sirkeyi fazla kaçırmış olabilirsiniz. az koymanız lazım.
sirkeyi fazla kaçırmış olabilirsiniz. az koymanız lazım.
- jelly bear (04.11.22 00:32:27)
aslında bir tek yağını ölçüye göre az koydum. Belki o sebeple sirke ve limon biraz fazla gelmiş olabilir. evet.
- psmstc (04.11.22 08:24:30)
Yumurta sarısı kullanmamışsınız.
- mungojerry (04.11.22 15:38:55)
[]
Eşime dargın olan abimin bana bu tavrı doğru mu?
Babamla abimin arası kötü. Aynı abim eşime de bir konudan dargın.
Benim de babamla ufak bir problemim oldu. Normalde hiç beni aramayan abim olacak adam babamla ufak bi meselemiz oldu diye mesaj atıyor.
Psmstc’cim eşin olmadan haber et herhangi bi zaman görüşelim diye yazıyor bi de .
Benim suçum ne. Ona dargınsan bana niye yansıtıyorsun yani.
Normal zamanda aramayan adam babamla mesele olunca hemen arıyor. Babama kinli çünkü.
Benim burada ne suçum var yani. Çok saçmasapan işler…
Bu meseleye ne diyorsunuz?
Edit: Arkadaşlar rahatsız olduğum konuyu ben anlatamadım. Normalde eskiden eşimden bahsederken ismini söyleyen, falanca kardeşim nasıl diyen insan şimdi eşin diyor. Ne demek yani. Benim eşime ismiyle değil de eşin diye hitap edecekse bu da beni rahatsız ediyor. Zira onunla arasında ne varsa var. Bana niye bu durumu yansıtıyor.
Araları kötüyse bile bana birbirlerinden bahsederken isimleriyle hitap etmelerini istiyorum. Hem eşimin hem abimin. Abim bana eşin şöyle demiş, eşim bana abin böyle yapmış lafları sinirime gidiyor yani.
Benim de babamla ufak bir problemim oldu. Normalde hiç beni aramayan abim olacak adam babamla ufak bi meselemiz oldu diye mesaj atıyor.
Psmstc’cim eşin olmadan haber et herhangi bi zaman görüşelim diye yazıyor bi de .
Benim suçum ne. Ona dargınsan bana niye yansıtıyorsun yani.
Normal zamanda aramayan adam babamla mesele olunca hemen arıyor. Babama kinli çünkü.
Benim burada ne suçum var yani. Çok saçmasapan işler…
Bu meseleye ne diyorsunuz?
Edit: Arkadaşlar rahatsız olduğum konuyu ben anlatamadım. Normalde eskiden eşimden bahsederken ismini söyleyen, falanca kardeşim nasıl diyen insan şimdi eşin diyor. Ne demek yani. Benim eşime ismiyle değil de eşin diye hitap edecekse bu da beni rahatsız ediyor. Zira onunla arasında ne varsa var. Bana niye bu durumu yansıtıyor.
Araları kötüyse bile bana birbirlerinden bahsederken isimleriyle hitap etmelerini istiyorum. Hem eşimin hem abimin. Abim bana eşin şöyle demiş, eşim bana abin böyle yapmış lafları sinirime gidiyor yani.
baban ortak kisi ya o yuzden arayabilir abin tabii ki.
arti, kendi aile meselenize kocan neden karisacakmis. tamam o da aileden de herkesin hala ayri bi ailesi var. abin bu mahremiyeti gozetmis bence.
ortada bi suc, bi drama falan yok. ya da ben anlamadim sizi.
arti, kendi aile meselenize kocan neden karisacakmis. tamam o da aileden de herkesin hala ayri bi ailesi var. abin bu mahremiyeti gozetmis bence.
ortada bi suc, bi drama falan yok. ya da ben anlamadim sizi.
- Kittie (30.10.22 11:08:01)
belki de abiniz eşinizle problemli olduğu için ister istemez sizin evliliğinizde huzursuzluk yaratabilir diye uzak durmuştur. eşinizden ayrı abinizle yalnız görüşürseniz illa ki bir yerde eşinizden sitem gelir ve tadınız kaçar, arada kalırsınız gibi düşünmüş olabilir.
babayla sorun yaşadığınızda da yalnız hissetmeyin, abi zaten yoktu baba da yok artık gibi bir psikojiye girmeyin diye destek olmak için aramıştır?
babayla sorun yaşadığınızda da yalnız hissetmeyin, abi zaten yoktu baba da yok artık gibi bir psikojiye girmeyin diye destek olmak için aramıştır?
- coldegezenkutupayisi (30.10.22 11:14:57)
Abinin be dediginden ben yanlis anlamadim. Tabi ki esini sevmiyoraa forusmekteb kacinabilir. Seninle özel konuşacaksa görüşmekten kaçınabilir. Ne var bunda.
Hani gizliden gizliye seni dolduruyordur. Eşine hakaret ediyordur vs o zaman sen arada kalmış gibi olursun evet. Ama eşin olmadan görüşelim demesinde ben hiç bir problem göremedim.
Hani gizliden gizliye seni dolduruyordur. Eşine hakaret ediyordur vs o zaman sen arada kalmış gibi olursun evet. Ama eşin olmadan görüşelim demesinde ben hiç bir problem göremedim.
- zimbirik (30.10.22 11:15:44)
Sen de abin de sorunlu bir şekilde evlilik yürütüyorsunuz. Sizi yetiştirirken nerede eksik yaptılar acaba biz çocuk yetiştirirken onları yapmayalım.
Görüş ya da görüşme diyemiyorum. Ama hep birlikte tedavi olmanız gerektiğini düşünüyorum. Abinle takılabilirsin ama ne olacak aslında ne de aynısının lacivertisiniz.
Görüş ya da görüşme diyemiyorum. Ama hep birlikte tedavi olmanız gerektiğini düşünüyorum. Abinle takılabilirsin ama ne olacak aslında ne de aynısının lacivertisiniz.
- Hallegadola (30.10.22 12:06:31)
Evlisiniz, anladığım kadarıyla ayrı evde yaşıyorsunuz, yuvadan uçmuşsunuz yani.
Ben sizin yerinizde olsam "bu meselenin senle ilgisi yok, sizin aranızdaki sorunun da benle ilgisi yok. beni karıştırma" der abim ve babam arasındaki meseleyi hiç umursamadan kendi hayatıma odaklanırdım.
Ben sizin yerinizde olsam "bu meselenin senle ilgisi yok, sizin aranızdaki sorunun da benle ilgisi yok. beni karıştırma" der abim ve babam arasındaki meseleyi hiç umursamadan kendi hayatıma odaklanırdım.
- akhenaten (30.10.22 13:03:26)
İster kendi kurduğunuz olsun, ister anne babanızın kurduğu olsun evliliğin kendisi böyle bir şey zaten. Hiçbir şey iki kişi arasında kalmıyor, domino etkisiyle etraftakileri de düşürüyor. Yaşadığınız evin kapılarını bu tür meselelere kapatın başka yapacak bir şey yok. Ben artık kendi aile meselelerimle ilgilenmiyorum mesela, kim ölmüş kim gitmiş haberim olmuyor. Onlar yüzünden panik atak tedavisi görmüştüm çünkü.
- ruhen hastayim ben (30.10.22 13:15:18 ~ 13:19:29)
haklı gibisin ama ayrıntı lazım biraz olay kişiler daha netleşmeli.
sadece bu kısımda haklısın abin bencil gibi.
sadece bu kısımda haklısın abin bencil gibi.
- basond (30.10.22 14:58:54)
bence sinirlenmekte haklısın, ben dinlemek istemiyorum diyebilirsin
- ruby elixir (04.11.22 20:26:58)
[]
Ev sahibinin "ısrar"la aramasına ne yapmalı
İlk duyurumuzda konudan biraz bahsetmiştim.
1) Ev sahibinin tam iki ay önce kira zammı döneminde istediği kira artışını yapmıştık.
2) Geçen hafta "evi satıyorum tiyatrosu" ile birilerini getirip iki aya evden çıkın muhabbeti yaptı.(Şaka gibi yeğenini eve satın alan kişi diye getirmiş meğerse.)
3) Bunun üstüne siz evi satın biz yeni ev sahibiyle görüşürüz deyince de alıcıların numarasını vermedi, bizi aramalara boğmaya başladı.
4) Baştan itibaren hep amca vs. diye saygıyı bırakmadan konuştuk. Son aramasında ise kendimizi, durumumuzu ciddi bir biçimde ifade ettik.
Ve hele şükür bizi çıkarmaktan vazgeçti.
Adam 1.500 lira fazla kira alabilmek için müptezel gibi halen bizi arıyor.
Kira arttırım tarihi üzerinden ise henüz iki ay geçmiş, kira arttırma niyetini de açıkça bize diyemiyor...
Bu ısrarlı aramalarını açmalı ya da geri dönmeli mi? (Bazıları aramasına geri dön diyor, bazısı hiç aramayın telefonda sizi tahrik etmeye çalışır,
karşılaşırsanız da hukuk yoluna gidebilirsiniz bizlik bir problem yok deyin diyor.)
Sizce nasıl davranmalı?
1) Ev sahibinin tam iki ay önce kira zammı döneminde istediği kira artışını yapmıştık.
2) Geçen hafta "evi satıyorum tiyatrosu" ile birilerini getirip iki aya evden çıkın muhabbeti yaptı.(Şaka gibi yeğenini eve satın alan kişi diye getirmiş meğerse.)
3) Bunun üstüne siz evi satın biz yeni ev sahibiyle görüşürüz deyince de alıcıların numarasını vermedi, bizi aramalara boğmaya başladı.
4) Baştan itibaren hep amca vs. diye saygıyı bırakmadan konuştuk. Son aramasında ise kendimizi, durumumuzu ciddi bir biçimde ifade ettik.
Ve hele şükür bizi çıkarmaktan vazgeçti.
Adam 1.500 lira fazla kira alabilmek için müptezel gibi halen bizi arıyor.
Kira arttırım tarihi üzerinden ise henüz iki ay geçmiş, kira arttırma niyetini de açıkça bize diyemiyor...
Bu ısrarlı aramalarını açmalı ya da geri dönmeli mi? (Bazıları aramasına geri dön diyor, bazısı hiç aramayın telefonda sizi tahrik etmeye çalışır,
karşılaşırsanız da hukuk yoluna gidebilirsiniz bizlik bir problem yok deyin diyor.)
Sizce nasıl davranmalı?
Bloklayin?
- nuisance (28.10.22 20:14:33)
çok kesin ve agresif bir dille bir daha rahatsız edilmek istemediğinizi söyleyin.
- retiredcolonel (28.10.22 20:15:46)
Evinize çöktük. Arama artık deyin.
- romario (28.10.22 20:19:40)
Açmayın. Telefon konuşmasının bir şahidi olması mümkün değil ters bir konuşma geçerse. Bloklamayin da... söylemek istediklerinizi mesaj ya da ses kaydı gönderimi yoluyla WhatsApptan iletmenizi rica ediyorum diye bir mesaj falan atın.
- encokbenisevinnolur (28.10.22 22:55:21)
insanı çok huzursuz eden bir konu bu.
alakasız bir detay olacak ama, evi kiraladıktan sonra dış kapanın anahtarını değiştirdiniz, değil mi?
iki ay önce yaptığınız anlaşma şimdi bozulamaz. bir sene önce olmuş olsa, sözleşme yenilemesinde dile getirse tamam da, bu çok düz bir mantık. şimdi siz çıksanız, başkası girse ocak ayından sonra onu da çıkarmaya çalışacak.
bence de açmayın telefonlarını. mesaj atın lütfen, diye yazın. çok kızsanız bile asla sinirli bir cümle-kelime yazmayın adama.
ev sahibinin de, kiracının da empati kurabileni düşmeli. sırf resmî hakkı diye komşusunun beşte bir fiyatına oturan kiracı da var, iki ay sonra daha fazla kira almak isteyen de. hangi taraf olursanız olun, ev sahibini/kiracıyı tanımanız gerekiyor önceden. bir kahve içseniz az çok anlaşılır zaten. geçen de biri "ev sahibi boşanacağı eşine daha az nafaka versin diye kiramızı sözleşmede az gösterdik" diyordu. karısına acımayan size acır mı, adam bunları taciz ediyormuş çıkın diye... ne saçmalıklar bunlar... çok geçmiş olsun.
alakasız bir detay olacak ama, evi kiraladıktan sonra dış kapanın anahtarını değiştirdiniz, değil mi?
iki ay önce yaptığınız anlaşma şimdi bozulamaz. bir sene önce olmuş olsa, sözleşme yenilemesinde dile getirse tamam da, bu çok düz bir mantık. şimdi siz çıksanız, başkası girse ocak ayından sonra onu da çıkarmaya çalışacak.
bence de açmayın telefonlarını. mesaj atın lütfen, diye yazın. çok kızsanız bile asla sinirli bir cümle-kelime yazmayın adama.
ev sahibinin de, kiracının da empati kurabileni düşmeli. sırf resmî hakkı diye komşusunun beşte bir fiyatına oturan kiracı da var, iki ay sonra daha fazla kira almak isteyen de. hangi taraf olursanız olun, ev sahibini/kiracıyı tanımanız gerekiyor önceden. bir kahve içseniz az çok anlaşılır zaten. geçen de biri "ev sahibi boşanacağı eşine daha az nafaka versin diye kiramızı sözleşmede az gösterdik" diyordu. karısına acımayan size acır mı, adam bunları taciz ediyormuş çıkın diye... ne saçmalıklar bunlar... çok geçmiş olsun.
- lovemyself (28.10.22 23:26:01)
Telefon konuşması geçmesin aranızda. Aradığında müsait değilim yazın isterseniz diye mesaj atın. Sözleşme senesi bitene kadar kira artırımı söz konusu olmasın. Satıyorsa satıştan sonra yeni ev sahibinin numarasını paylaşmanız yeterli olacaktır diyip konuyu kapatın. Kira artırımı işini de zamanı geldiğinde konuşuruz tabii diyip kapatın.
- yercekimini kendine ceken adam (28.10.22 23:52:08)
“Kiramı ödemezsem, aidatı geciktirirsem, eve zarar verirsem beni arayın lütfen” derdim ben olsam. Bu yapılan taciz. Şikayet edin.
- ruhen hastayim ben (29.10.22 00:41:46)
@sivrisinek Kira oranını %50 arttırdık.
@lovemyself evet evet taşındığımız gibi değiştirdik. Neyseki.
@lovemyself evet evet taşındığımız gibi değiştirdik. Neyseki.
- psmstc (29.10.22 08:39:04)
[]
Kpss öğretmenlik kazananlar; nasıl çalıştınız?
İki senedir çalışıyorum. Video derslerle çalışıp, sonrasında konular bitince deneme çözüp bu sene girdim. Sonuç resimdeki gibi oldu...(p121:74 puan)
Soru bankası çözmeye çok üşeniyorum açıkçası. Onun yerine deneme çözmek geliyor içimden.
Nasıl çalışmalı? P121'i bir 83-84 yapabilmek için en azından?
Teşekkürler şimdiden...
Soru bankası çözmeye çok üşeniyorum açıkçası. Onun yerine deneme çözmek geliyor içimden.
Nasıl çalışmalı? P121'i bir 83-84 yapabilmek için en azından?
Teşekkürler şimdiden...
Soru bankası çözme zaten. Bir yazıcı al. Piyasada ne kadar çıkmış soru deneme varsa telegramdan bul, çıktı al, çöz. Günde 2-3 deneme çözebilirsin. Zaten konu eksiğin yoktur. Varsa bile denemelerle fark eder düzeltir, öğrenirsin. Özellikle eğitim bilimleri bu taktikle +70 gelir. Ama günde 2-3 deneme çözmen, yapamadıklarini öğrenmen, incelemen lazım
- westblack (28.10.22 17:59:07)
Ben sabah 9’da kütüphane açılırken girip akşam 10’da kapanırken çıkıyordum. Türkiye 9.su olarak 2019’da da atandım. Sınava sadece bir kere girdim bu arada.
Herkesin öğrenme yöntemi farklıdır ancak ben benimkisinden bahsedeyim. Konuların tamamını gözden geçirdikten sonra sadece deneme çözdüm. Deneme bittiğinde kontrol ettim ve ardından aynı denemeyi ikinci kez çözdüm. Çözerken doğru yaptığım sorulara hatta o sorudaki diğer şıklara dahi göz attım. Bilmediğim ya da o an aklıma gelmeyen ne kadar terim/konu varsa o an çalışmış oldum. Yanlışlarıma ve yanlış yaptığım sorudaki şıklara da aynı şekilde baktım. İlk defa gördüğüm veya bana yabancı gelen ne kadar terim, olay varsa internetten bulup not aldım.
Günde aynı yöntemle 2 veya 3 deneme çözüp kalan zamanımda da bilmediğim/eksik olan sorulara çalıştım.
Herkesin öğrenme yöntemi farklıdır ancak ben benimkisinden bahsedeyim. Konuların tamamını gözden geçirdikten sonra sadece deneme çözdüm. Deneme bittiğinde kontrol ettim ve ardından aynı denemeyi ikinci kez çözdüm. Çözerken doğru yaptığım sorulara hatta o sorudaki diğer şıklara dahi göz attım. Bilmediğim ya da o an aklıma gelmeyen ne kadar terim/konu varsa o an çalışmış oldum. Yanlışlarıma ve yanlış yaptığım sorudaki şıklara da aynı şekilde baktım. İlk defa gördüğüm veya bana yabancı gelen ne kadar terim, olay varsa internetten bulup not aldım.
Günde aynı yöntemle 2 veya 3 deneme çözüp kalan zamanımda da bilmediğim/eksik olan sorulara çalıştım.
- ruhen hastayim ben (28.10.22 18:22:12 ~ 18:23:13)
calismadim. ama calissam alan ve egitim bilimleri calisirdim. genel yetenek puaniniz iyi zaten. genel kultur calisilmaz bana gore tarihten falan hic zevk almam
- ala09 (28.10.22 19:36:30)
[]
Sosyal tecrit yaşayan engelliler için destek unsuru sizce nasıl olmalıdır?
Mental hastalıkları olanlar, (şizofreni, otizm vb.)
Engeli olanlar,
Bu insanlarımızın mutlu bir hayat sürmeleri için sizce hangi destek unsurları (hayvan sahiplenmek, sosyal projeler gibi) (veya hangi içsel referans noktaları) yardımcı olabilir?
Bahsettiğim sabahtan akşama dört duvar arasında telefonu, kapısı hiç çalmayan, bir kimseyi arasa da geri dönüşler alamayan, kalıcı arkadaşlıklar bir şekilde kuramayan insanlar..
Engeli olanlar,
Bu insanlarımızın mutlu bir hayat sürmeleri için sizce hangi destek unsurları (hayvan sahiplenmek, sosyal projeler gibi) (veya hangi içsel referans noktaları) yardımcı olabilir?
Bahsettiğim sabahtan akşama dört duvar arasında telefonu, kapısı hiç çalmayan, bir kimseyi arasa da geri dönüşler alamayan, kalıcı arkadaşlıklar bir şekilde kuramayan insanlar..
[]
Kapitalist sistem hakkında en güçlü eleştiri hangisi
Okuyabileceğim, araştırabileceğim kavramlar neler? En makul çözüm önerileri arıyorum.
Kitap, makale, site, film önerilerinize minnettar kalırım.
Kitap, makale, site, film önerilerinize minnettar kalırım.
1. Komünist manifesto
2. 44 El yazmaları'nda Yabancılaşmış Emek kısmı
3. Kapital 1. Cilt'te artı değerin üretimi kısmı.
4. Lenin - Kapitalizmin en yüksek aşaması: emperyalizm
5. E.M. Wood - Sermaye imparatorluğu
2. 44 El yazmaları'nda Yabancılaşmış Emek kısmı
3. Kapital 1. Cilt'te artı değerin üretimi kısmı.
4. Lenin - Kapitalizmin en yüksek aşaması: emperyalizm
5. E.M. Wood - Sermaye imparatorluğu
- prole (20.10.22 23:21:04)
Hap bilgi için: Engels - komünizmin ilkeleri
- prole (20.10.22 23:22:03)
mitchell heisman
- sert siyah krom (21.10.22 00:52:50)
@prole iyi kaynak vermiş.
Kapital mi kötüymüş? Ya saçmalamayın. "kapitali okuma rehberi" diyerek kapital tahrifi yapmış birini kapitalizm eleştirisi olarak sunalım ama Kapital okumayalım mı? Saçmalık.
Dert kapitalizmi eleştirmekse Marx'ın yazdığı herhangi bir şeye "anlamsız" demek de ne bileyim...
Kapital genel olarak iyidir. Birinci cildi çoğu şeyi açıklar. Genel mekanikleri anlattığı ve bunlara saldırdığı için bugün dahi günceldir.
Manifesto bir propaganda metni olduğu için mekanikleri üstünkörü anlatır. Ama o da okunmalı. Çünkü dili basit ve kısa bir metin.
Lenin'in Emperyalizm'i de süper kaynak.
Bunun dışında Nevzat Evrim Önal'ın "Bilmiyorlar Ama Yapıyorlar"ını da okuyabilirsin işçi perspektifindeki kötü pratiklerin teşhisi için.
Kapital mi kötüymüş? Ya saçmalamayın. "kapitali okuma rehberi" diyerek kapital tahrifi yapmış birini kapitalizm eleştirisi olarak sunalım ama Kapital okumayalım mı? Saçmalık.
Dert kapitalizmi eleştirmekse Marx'ın yazdığı herhangi bir şeye "anlamsız" demek de ne bileyim...
Kapital genel olarak iyidir. Birinci cildi çoğu şeyi açıklar. Genel mekanikleri anlattığı ve bunlara saldırdığı için bugün dahi günceldir.
Manifesto bir propaganda metni olduğu için mekanikleri üstünkörü anlatır. Ama o da okunmalı. Çünkü dili basit ve kısa bir metin.
Lenin'in Emperyalizm'i de süper kaynak.
Bunun dışında Nevzat Evrim Önal'ın "Bilmiyorlar Ama Yapıyorlar"ını da okuyabilirsin işçi perspektifindeki kötü pratiklerin teşhisi için.
- nejdet c (21.10.22 10:08:33)
[]
Ev sahibinin ‘evi satıyorum’ tiyatrosu yapması
Şöyle ki ilk duyurumuzda biraz bahsetmiştim. Ev sahibi evi satmak için bize bir alıcı getirdi.
Şimdi getirdiği alıcının, ev sahibinin yeğeni olduğunu ağzından kaçırması sayesinde öğrendik. Bizi kesinlikle iletişim de kurdurmuyor yeni alacak kişi ile ne hikmetse artık.
Biz artık mizansen yaptığını net bir şekilde düşünüyoruz. Zira iki aya çıkın sattığım yeğenim evli o gelecek diyorlar. Biz iki ay önce istediği zammı yaptık, sözleşme yenilemişiz bir de yani. Hiç umurunda değil.
Evi satacağım bahanesine bizi çıkartmaya çalışıyor. Biz iki senelik kiracıyız iki ay önce kendisi kirayı istediği gibi arttırdı sözleşme yeniledik, buna rağmen arayıp diyor ki kaporayı aldım, evi sattım. İki ay sonra çıkın evimden diye. Söz verdim, kapora aldım satış yapılacak diyor.
Her halükarda biz çıkmayacağımızı kendine ifade ettik. Şimdi utanmazca yalanını sürdürüyor. Alan ev sahibi diye birini bize aratıyor, damadını aratıyor.
Küçük bir ilçedeyiz. Ben huzurumuz bozulsun da istemiyorum.
Adam kış ayında bize ev taşıtma derdinde kısaca.
Sizce nasıl davranalım. Yoklarmış gibi davranmak mı?
Yoksa iletişime geçtiklerinde saygıyı bozmadan konuşmak ve hakkımızı korumak mı?
Şimdi getirdiği alıcının, ev sahibinin yeğeni olduğunu ağzından kaçırması sayesinde öğrendik. Bizi kesinlikle iletişim de kurdurmuyor yeni alacak kişi ile ne hikmetse artık.
Biz artık mizansen yaptığını net bir şekilde düşünüyoruz. Zira iki aya çıkın sattığım yeğenim evli o gelecek diyorlar. Biz iki ay önce istediği zammı yaptık, sözleşme yenilemişiz bir de yani. Hiç umurunda değil.
Evi satacağım bahanesine bizi çıkartmaya çalışıyor. Biz iki senelik kiracıyız iki ay önce kendisi kirayı istediği gibi arttırdı sözleşme yeniledik, buna rağmen arayıp diyor ki kaporayı aldım, evi sattım. İki ay sonra çıkın evimden diye. Söz verdim, kapora aldım satış yapılacak diyor.
Her halükarda biz çıkmayacağımızı kendine ifade ettik. Şimdi utanmazca yalanını sürdürüyor. Alan ev sahibi diye birini bize aratıyor, damadını aratıyor.
Küçük bir ilçedeyiz. Ben huzurumuz bozulsun da istemiyorum.
Adam kış ayında bize ev taşıtma derdinde kısaca.
Sizce nasıl davranalım. Yoklarmış gibi davranmak mı?
Yoksa iletişime geçtiklerinde saygıyı bozmadan konuşmak ve hakkımızı korumak mı?
evi alan kişi kimse bizimle o muhatap olsun, bize iban numarasını da versin, bundan sonra kirayı ona ödeyelim, biz şu anda evden çıkmayı düşünmüyoruz deyin.
sonrasını o düşünsün.
sonrasını o düşünsün.
- de jure (19.10.22 18:54:26)
sattığı kişiye ihtar çektirsin +1
- coldegezenkutupayisi (19.10.22 18:55:20)
ayak yapıyor. hadi diyelim ki samimi, içinde kiracı varken evini satabildiyse siz artık alan kişinin problemisiniz. ben çıkacağımı belirtmeden neyin sözünü verdiniz, istediğiniz oranda zammı da yaptım, sözleşme geçerli, çok istiyorsa satın alacak kişi tebligatını çeker mahkemeye verir, kesinlikle çıkmıyorum şeklinde konuşun. üzerine tartışmaya girmeyin.
- zgrydn (19.10.22 19:12:10)
O evde ne kadar devam edebileceğinizi düşünüyorsunuz bu saatten sonra? satsın ya da satmasın, iş bu noktaya gelmişken uzatmaları oynamak gibi. Sattı diyelim, ihtar çekilir, dava açılır ve sonra çıkarsınız. Satmadı kendi geçecek diyelim yine süreç aynı. Sadece zaman kazancı olur. Bu enflasyonda geç çıkınca daha fazla kira ödersiniz.
Oturabildiğiniz kadar oturun ama bu işin sonu belli. Hukuki süreç neyse onu uygulamak istiyoruz deyin.
Oturabildiğiniz kadar oturun ama bu işin sonu belli. Hukuki süreç neyse onu uygulamak istiyoruz deyin.
- OrangeYellow (19.10.22 19:40:32 ~ 19:41:23)
Ben hatırladım o duyuruyu tahmin ettim bir akrabaya satıyor gibi yapıp sizi çıkarabilir diye.
Siz yasal hakkınız olan süreyi sonuna kadar kullanacağınızı söyleyin uygun bir dille.
Bu süreçte de sonuçta var olan bir sözleşmeyi kendisi bozduğu için zararınızı tazmin etmesi için pazarlık yapın. Nedir o?
Ödeyeceğiniz emlakçı komisyonu, taşınma masrafı, nakliye vs.
Siz yasal hakkınız olan süreyi sonuna kadar kullanacağınızı söyleyin uygun bir dille.
Bu süreçte de sonuçta var olan bir sözleşmeyi kendisi bozduğu için zararınızı tazmin etmesi için pazarlık yapın. Nedir o?
Ödeyeceğiniz emlakçı komisyonu, taşınma masrafı, nakliye vs.
- anten (20.10.22 09:58:06)
[]
Sizce şu olayda kim haklı?
Eşinizle avmye gidelim diyorsunuz. Öncesinden ben sana “kışlık kıyafet” hediye alayım içimden geldi diyorsunuz.
Sonra o mağazaları geziyor siz bekliyorsunuz. Size ayakkabı fotoğrafı atıyor üç tane. Bunlardan hangisi sence diye. Bir yıl önce bi bot almışsınız.
Oysa Sonbahar için mevsimlik bota benzer ara bir ayakkabı beğenmiş yine. Eski ayakkabısı sağlam. Sizin de çok yetecek paranız yok gibi. O da fazla yük olmamaya çalışıyor. Neyse diyorsunuz ki bizim burada ara mevsim yok gibi ve bu mevsimlik ayakkabı sanki birazcık israf olur gibi. Zaten bulunduğumuz bölgede ara mevsim yok ya kış ya yaz.
Sonra bir kahve alalım diyor. Gidiyorsunuz kahve almaya ne içersin diye soruyorsunuz. Beraber içmek üzere bir büyük kahve alalım diyoruz. Siz kafeinsiz içiyordunuz. Kalmamış. Eşiniz de kasadan uzaklaşmış. Sırada insanlar var. Küçük boy kahve alıyorsunuz.
Hemen niye küçük boy aldın diyor. Daha açıklamanıza fırsat vermeden. Kafeinsiz yokmuş diyorsunuz. O zaman ben filtre alırdım bilseydim diyor. Az önce cappucinoya olur dedin Deyince; ama ben beraber içeceğiz diye dedim diyor. E ben açıklayamadım ki uzaklaştın diyorsunuz. Biraz da kararsız karşıdakinin ağzından çıkan ilk olası alternatifi kabul ediyor. Kendi isteklerini uyum sağlıyorum düşüncesiyle hep kenara koyuyor.
Yemek katına çıkıyorsunuz. Suratı asık. 10 dakika sonra Diyorki ben israfçı mıyım? hakikaten de öyle biri değil.
Olmadığını söylüyorsunuz. Ama artık sitem yemekten de yoruluyorsunuz. Ayakkabı konusunda fakir insanlarla ilgili durumu anlatıyorsunuz. İsrafçı olmadığını ama bu almak istediği şeyin doğru bir ihtiyaç olmadığını tekrar ifade ediyorsunuz. En azından size göre böyle. Ona göre ise değil. Sonra gereksiz biçimde siz de yorulup tartışıyorsunuz. Eve dönüyorsunuz. Avm gezintiniz hiç olmuş.
Sizce kim haklı?
Edit: Hepinize teşekkür ederim. Bana ışık tuttunuz. Kesin bir biçimde hatalı olduğumu farkettim. Bu konuda aklımı, zihin yapımı, yaklaşımımı, bütün bir biçimde baştan ayağa herşeyimi kesinlikle acil bir şekilde değiştirmem gerekli. Fazlasıyla üzgünüm.
Tekrar sağolun.
Sonra o mağazaları geziyor siz bekliyorsunuz. Size ayakkabı fotoğrafı atıyor üç tane. Bunlardan hangisi sence diye. Bir yıl önce bi bot almışsınız.
Oysa Sonbahar için mevsimlik bota benzer ara bir ayakkabı beğenmiş yine. Eski ayakkabısı sağlam. Sizin de çok yetecek paranız yok gibi. O da fazla yük olmamaya çalışıyor. Neyse diyorsunuz ki bizim burada ara mevsim yok gibi ve bu mevsimlik ayakkabı sanki birazcık israf olur gibi. Zaten bulunduğumuz bölgede ara mevsim yok ya kış ya yaz.
Sonra bir kahve alalım diyor. Gidiyorsunuz kahve almaya ne içersin diye soruyorsunuz. Beraber içmek üzere bir büyük kahve alalım diyoruz. Siz kafeinsiz içiyordunuz. Kalmamış. Eşiniz de kasadan uzaklaşmış. Sırada insanlar var. Küçük boy kahve alıyorsunuz.
Hemen niye küçük boy aldın diyor. Daha açıklamanıza fırsat vermeden. Kafeinsiz yokmuş diyorsunuz. O zaman ben filtre alırdım bilseydim diyor. Az önce cappucinoya olur dedin Deyince; ama ben beraber içeceğiz diye dedim diyor. E ben açıklayamadım ki uzaklaştın diyorsunuz. Biraz da kararsız karşıdakinin ağzından çıkan ilk olası alternatifi kabul ediyor. Kendi isteklerini uyum sağlıyorum düşüncesiyle hep kenara koyuyor.
Yemek katına çıkıyorsunuz. Suratı asık. 10 dakika sonra Diyorki ben israfçı mıyım? hakikaten de öyle biri değil.
Olmadığını söylüyorsunuz. Ama artık sitem yemekten de yoruluyorsunuz. Ayakkabı konusunda fakir insanlarla ilgili durumu anlatıyorsunuz. İsrafçı olmadığını ama bu almak istediği şeyin doğru bir ihtiyaç olmadığını tekrar ifade ediyorsunuz. En azından size göre böyle. Ona göre ise değil. Sonra gereksiz biçimde siz de yorulup tartışıyorsunuz. Eve dönüyorsunuz. Avm gezintiniz hiç olmuş.
Sizce kim haklı?
Edit: Hepinize teşekkür ederim. Bana ışık tuttunuz. Kesin bir biçimde hatalı olduğumu farkettim. Bu konuda aklımı, zihin yapımı, yaklaşımımı, bütün bir biçimde baştan ayağa herşeyimi kesinlikle acil bir şekilde değiştirmem gerekli. Fazlasıyla üzgünüm.
Tekrar sağolun.
Ayakkabının da israf olduğunu ilk kez duyuyorum. Durduğu yerde bozulan bir şey mi ayakkabı? Benim rengi bile aynı bir sürü spor ayakkabım var mesela. O an bi model beğendiysem israf olur diye düşünmem. Eşin ayakkabı için heveslenmiş ve tüm hevesini kursağında bırakmışsın. Yetecek paran yoksa bilemem ama "ara mevsim yok" bana aşırı ucuz bir bahane olarak geldi. Yemekte 10 dakika sonra ben israfçı mıyım diye sorması zaten her şeyi açıklıyor. O ana kadar sürekli bunu dert etmiş. Almak istediği şeyin doğru bir ihtiyaç olmadığını tekrar ifade ederek de sanki kendi başına bunu düşünemeyecek biriymiş gibi davranmışsın. Karşında 5 yaşında çocuk varmış gibi böyle açıklama yapman daha büyük falso.
Kahve detayını geçiyorum. Gereksiz bir detay. Bir büyük kahveyi paylaşmak da ilginç geldi de neyse.
Kahve detayını geçiyorum. Gereksiz bir detay. Bir büyük kahveyi paylaşmak da ilginç geldi de neyse.
- himmet dayi (18.10.22 08:52:35)
Eşiniz haklı. Kadını salın. Bir ayakkabı, kahve için laf çoğaltmak çok gereksiz şeyler. Şu dünyada yiyip içmeyeceksek, alıp giymeyeceksek ne diye yaşıyoruz. Zaten dünyanın hali ortada. Nefes alsın kadın.
- ruhen hastayim ben (18.10.22 08:52:36)
bazı kelimelerin suçlayıcı etkisi oluyor. israf kelimesi yerine ihtiyacımız bu değil, gereksiz harcama, durumumuz olduğunda bakalım gibi ifadeler kullanılsaydı sorun yaşanmazdı. ben olsam takılmazdım ama israf dediğinizde bir tık suçlayıcı, agresif kelime olduğunu düşünüyorum. Eşinle buna benzer başka olaylar yaşamışsınız ve iletişim kurulmamış, sonuç alınmamış, içinde kalmış ve artık kolaylıkla sitem etmeye evrilmiş. bu bir aşama, bir eşikten geçilmiş. bundan sonra da basit konularda kolaylıkla sitem edildiğini göreceksiniz. oturup konuşmaktan, geçmiş olayları da olumlu bir şekilde kapatmaktan başka çare yok. içeride biriktirdiği küçük, basit ama kapanmamış konular onu kolaylıkla yükseltiyor.
siz de kelimelerinize dikkat edin. bir kere ağızdan çıkınca geri alması çok zahmetli.
alışveriş konusunda size katılmıyorum. tamamen kendisinin karar vermesi onun hakkıdır. ben olsam; beğenip beğenmediğimi söylerim ama alıp almaması kendi kararı. yetişkin insanlarsınız ve eşim diyorsunuz. ne karar verirse arkasında durmak lazım. ağzınızın tadını basit konularla bozmayın. hep güzel, hep olumlu düşünün ve söyleyin. olumsuz bir şey söylerken bile sevgi dolu söylenebilir. bir de bunu düşünün.
siz de kelimelerinize dikkat edin. bir kere ağızdan çıkınca geri alması çok zahmetli.
alışveriş konusunda size katılmıyorum. tamamen kendisinin karar vermesi onun hakkıdır. ben olsam; beğenip beğenmediğimi söylerim ama alıp almaması kendi kararı. yetişkin insanlarsınız ve eşim diyorsunuz. ne karar verirse arkasında durmak lazım. ağzınızın tadını basit konularla bozmayın. hep güzel, hep olumlu düşünün ve söyleyin. olumsuz bir şey söylerken bile sevgi dolu söylenebilir. bir de bunu düşünün.
- gabe h coud (18.10.22 08:53:09)
paraya kıymak psikolog masrafından kurtarıyor
aşırı fiyatlardan dolayı hak verirdim ama
para harcama teklifleri senden gelmiş
aşırı fiyatlardan dolayı hak verirdim ama
para harcama teklifleri senden gelmiş
- bir soru sorcam (18.10.22 09:05:56)
Eşiniz haklı. Israrla kadıncağızda bir kusur bulmak için burada kaç kere duyuru açtınız. Kadın iyi sabrediyor.
- GoodMorningTeacher (18.10.22 09:06:47)
Abi her zaman ihtiyacı yokken alan biriyse evet derim sitem edin ama ben yazdığından hanımefendinin öyle biri olmadığını anladım. Hevesi kursağında kalmış, hem de hediye edeyim diyip yan çizmişsin.
- bigcaptain (18.10.22 09:13:30)
Kadın iyi sabrediyor +1
eşinize daha yumuşak davranabilirsiniz bence. Burdan epey agresif görünüyor.
eşinize daha yumuşak davranabilirsiniz bence. Burdan epey agresif görünüyor.
- kaptan maydanoz (18.10.22 09:27:34)
hem istediğini alcam diyorsun hem de o olmaz hayır diyorsun bende benimkine cimri diyordum benim adam aşeviymiş meğer.
aynı renk bir sürü ayakkabım var hepsinin de işlevi farklı biri daha yüksek topukludur biri nubuktur biri laciverttir illa farklı olan bir yeri vardır.
ha şu da var alınmış kahve için cırlamazdım ben ama kadında birikmiş bazı şeyler bence.
yemekte ne yediniz?
aynı renk bir sürü ayakkabım var hepsinin de işlevi farklı biri daha yüksek topukludur biri nubuktur biri laciverttir illa farklı olan bir yeri vardır.
ha şu da var alınmış kahve için cırlamazdım ben ama kadında birikmiş bazı şeyler bence.
yemekte ne yediniz?
- Hallegadola (18.10.22 09:49:18 ~ 09:50:26)
Satır aralarınızı okuyorum:
"Size ayakkabı fotoğrafı atıyor üç tane. Bir yıl önce bi bot almışsınız."
"Sonbahar için mevsimlik bota benzer ara bir ayakkabı beğenmiş yine. Eski ayakkabısı sağlam"
"Hadi gel sana kışlık kıyafet alalım" diyip eşinizle AVM'ye gidelim diyip sonra beğendiği bir ayakkabı için bir torba laf etmişsiniz. Burada bize soruyu sorarken bile "daha geçen sene bot aldık, ayakkabısı da sağlam ama yine ayakkabı bakıyor" falan diyorsunuz. Net bir şekilde haksızsınız.
Kahve konusunda şu cümleleriniz de garip: "Biraz da kararsız karşıdakinin ağzından çıkan ilk olası alternatifi kabul ediyor. Kendi isteklerini uyum sağlıyorum düşüncesiyle hep kenara koyuyor" E az önce ayakkabı konusunda eşinizin isteği vardı siz onu "israf" olarak nitelendirdiniz?
Belki aklınızdan geçenler bambaşkaydı ama yaptıklarınız/söyledikleriniz sizi hiç tanımayan birisinde şu an böyle yansımış durumda.
"Size ayakkabı fotoğrafı atıyor üç tane. Bir yıl önce bi bot almışsınız."
"Sonbahar için mevsimlik bota benzer ara bir ayakkabı beğenmiş yine. Eski ayakkabısı sağlam"
"Hadi gel sana kışlık kıyafet alalım" diyip eşinizle AVM'ye gidelim diyip sonra beğendiği bir ayakkabı için bir torba laf etmişsiniz. Burada bize soruyu sorarken bile "daha geçen sene bot aldık, ayakkabısı da sağlam ama yine ayakkabı bakıyor" falan diyorsunuz. Net bir şekilde haksızsınız.
Kahve konusunda şu cümleleriniz de garip: "Biraz da kararsız karşıdakinin ağzından çıkan ilk olası alternatifi kabul ediyor. Kendi isteklerini uyum sağlıyorum düşüncesiyle hep kenara koyuyor" E az önce ayakkabı konusunda eşinizin isteği vardı siz onu "israf" olarak nitelendirdiniz?
Belki aklınızdan geçenler bambaşkaydı ama yaptıklarınız/söyledikleriniz sizi hiç tanımayan birisinde şu an böyle yansımış durumda.
- pispinti (18.10.22 09:57:37)
eşiniz çalışıp kendi ihtiyaçlarını kendisi almalı. bu şekilde birinin eline bakmak, çocuk gibi hissettirilmek çok fena. bilmiyorum farkında mısınız ama o da sizin gibi yetişkin ve siz babası değilsiniz.
- deartheodosia (18.10.22 10:03:44)
paran yoksa avm gitmeyin hem icimden geldi bi seyler alalim sonra o olmaz bu boyle soyle. usttekileri okumadim sizin de kendinizce bi freniniz var ama o hatunda bi seyler birikmis daraltmissiniz gibi. alamayacaksan hic bulasma. ha kahve icin ise bi arasaydin ama ben normalde kahve olayina triplenmezdim iste kadinin siniri bozulmus. biraz daha dusunceli davranabilirsiniz
parasiz erkek cok geriyor beni ya. hem hakli, yoksa yoktur, hem itici oluyor sozum meclisten disari :(
parasiz erkek cok geriyor beni ya. hem hakli, yoksa yoktur, hem itici oluyor sozum meclisten disari :(
- ala09 (18.10.22 10:09:12)
dostum insanın parası ve maddi durumu olmayabilir bu çok doğal bir şey, burada bir sıkıntı yok. ama paran yokken avm'ye gidip, üstüne bir de "kışlık bakalım içimden geldi" dedikten sonra, bu tanıma uyan bir şeyi reddetmen (bot) hayal kırıklığı yaratmış olabilir. bana sorarsan maddi durumunuz iyi değilse avm'lere gitmeyin. insanın ihtiyacı yoksa bile canı çeker, özenir. özenip alamadıktan sonra canı sıkılır. kahve konusu da önceki konunun devamı, önemli bir mevzu değil, ana konu bu.
- roket adam (18.10.22 11:00:09)
Ben de şunu anlamıyorum diyelim ki 2 bin tl niz var. Yol parası + yemek + içecek + sinema + kaliteli bir kışlık mont ile eldekini bitireceksiniz.
Ki benim de ucu ucuna yaşadığım zamanlar oluyor bu tarz kafamda günü planladığım ama farklı şeyler çıkarsa sorun ettiğim.. çünkü cidden nakit + kart dolmuşum yani ne yapayım, bir ayakkabı ne olmuş diyen var da zaten o ne olmuş bu ne olmuş diye diye veya derler diye boğazınıza kadar doldurmuşsunuz kendinizi.
Neyse ne diyordum, benim anlamadığım; eşiniz bu durumu biliyor ise, sizden neden ayrıca bir ayakkabı istiyor? İstiyorsa paranız var da siz mi pintilik yapıyorsunuz? Yok eğer paranız gerçekten yoksa eşiniz neden "sevgilim bunu da çok beğendim mont yerine bunu alsak veya bunun fotoğrafını çektim bir dahaki gelişimize de bundan alalım internetten falan da bakalım.." vs. neden demiyor?
Kahvecideki eşinizin tepkisinden içindeki birikmişliği anlayabiliyoruz. Demek ki hep yapıyorsunuz bunu. Mesela eşim de bana kızıyordu aşırı planlı ve hesapçı gittiğim zamanlar. Ama fark etti ki param olunca ile kısıtlı kaynaklar ile yürüttüğüm zamanki davranışım farklı, haa dedi demek ki bu sürekli yaptığı bir davranış değil. Siz sanki sürekli yapıyorsunuz gibi duruyor.
Ya dışarı çıkarken kendinizi +500 +1000 TL gibi esnetin öyle plan yapın. Ya da baştan oturun konuşun bence.
Ben param olunca eşim sormadan ona bir şeyler alıyorum zaten, onu görünce ön yargıları kırıldı. Ben hesap yapınca anlıyor artık paranın tükendiğini :D Yoksa zor bir durum yani kadının veya çevrenin diline düşmek.
Ki benim de ucu ucuna yaşadığım zamanlar oluyor bu tarz kafamda günü planladığım ama farklı şeyler çıkarsa sorun ettiğim.. çünkü cidden nakit + kart dolmuşum yani ne yapayım, bir ayakkabı ne olmuş diyen var da zaten o ne olmuş bu ne olmuş diye diye veya derler diye boğazınıza kadar doldurmuşsunuz kendinizi.
Neyse ne diyordum, benim anlamadığım; eşiniz bu durumu biliyor ise, sizden neden ayrıca bir ayakkabı istiyor? İstiyorsa paranız var da siz mi pintilik yapıyorsunuz? Yok eğer paranız gerçekten yoksa eşiniz neden "sevgilim bunu da çok beğendim mont yerine bunu alsak veya bunun fotoğrafını çektim bir dahaki gelişimize de bundan alalım internetten falan da bakalım.." vs. neden demiyor?
Kahvecideki eşinizin tepkisinden içindeki birikmişliği anlayabiliyoruz. Demek ki hep yapıyorsunuz bunu. Mesela eşim de bana kızıyordu aşırı planlı ve hesapçı gittiğim zamanlar. Ama fark etti ki param olunca ile kısıtlı kaynaklar ile yürüttüğüm zamanki davranışım farklı, haa dedi demek ki bu sürekli yaptığı bir davranış değil. Siz sanki sürekli yapıyorsunuz gibi duruyor.
Ya dışarı çıkarken kendinizi +500 +1000 TL gibi esnetin öyle plan yapın. Ya da baştan oturun konuşun bence.
Ben param olunca eşim sormadan ona bir şeyler alıyorum zaten, onu görünce ön yargıları kırıldı. Ben hesap yapınca anlıyor artık paranın tükendiğini :D Yoksa zor bir durum yani kadının veya çevrenin diline düşmek.
- ananiyimioguz (18.10.22 11:18:10 ~ 11:21:53)
evlenince bütçe ortak olmalı. kazanılan parayı birlikte harcıyorsunuz. ebeveyn ilişkisi kurulmamalı +1 para durumunuza ikiniz de aynı ölçüde hakim olmalısınız. ihtiyaçlarınızı da listeleyin. neyin ne zaman alınacağına beraber karar verin. böylelikle ikiniz de nötr olursunuz olaya. ilişkinizi sabote etmeyin.
- gabe h coud (18.10.22 11:34:22)
abi son zamanlarda gördüğüm en haksız insan sensin. dua et yenge sormuyor bu soruları yarın boşanma celbini göndertirdik kadına.
- coldegezenkutupayisi (18.10.22 12:15:24)
üsttekilerin hepsi+1
ayrıca ala09+1
koskoca kadının kendi ayakkabısından botundan haberdar olduğunu düşünüyorum.
ne istediğine kendisi karar verir, ki zaten bu tip giyim kuşam işlerinde erkeklerle kadınların hem zevkleri, hem bakış açıları farklıdır.
ilişkide sınır ihlâli yapıyorsunuz.
bunun dışında, bir kahveyi paylaşmak, tek kişi için alındığında küçüğünden almak falan olacak iş değil.
bu parasızlık ve hesap yapmanın ötesinde bir şey, bir kafa yapısı.
cebinizde bir kahve parası bile olsa, alır eşinize ısmarlarsınız en kötüsü.
üstelik kadın uyum sağlamaya çalışırken siz hâlâ hesap kitap peşindesiniz.
ayrıca ala09+1
koskoca kadının kendi ayakkabısından botundan haberdar olduğunu düşünüyorum.
ne istediğine kendisi karar verir, ki zaten bu tip giyim kuşam işlerinde erkeklerle kadınların hem zevkleri, hem bakış açıları farklıdır.
ilişkide sınır ihlâli yapıyorsunuz.
bunun dışında, bir kahveyi paylaşmak, tek kişi için alındığında küçüğünden almak falan olacak iş değil.
bu parasızlık ve hesap yapmanın ötesinde bir şey, bir kafa yapısı.
cebinizde bir kahve parası bile olsa, alır eşinize ısmarlarsınız en kötüsü.
üstelik kadın uyum sağlamaya çalışırken siz hâlâ hesap kitap peşindesiniz.
- blatta hiberna (18.10.22 12:19:45)
A101 reklamı gibi. Yüzde 101 haksızsın.
- dissendium (18.10.22 12:24:35)
Cimriliğe dayanamadığım için bir kere daha yazıyorum. Herkes yazarın çalışıp eşinin çalışmadığını düşünmüş ancak durum tam tersi görünüyor. Önceki sorularınızdan hatırlıyorum eşiniz memur sizin ise düzenli bir geliriniz yok. Zaten eşiniz kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilmiş bir kadınken bir de “ihtiyaçlarımız, isteklerimiz” diye çocuk yerine koyuluyor. Bence eşinize akıl vermek yerine önce ailelerden aldığınız destek olmadan kendi başınızın çaresine bakmayı öğrenin. Sonra hediye almaya da zaman gelir.
- ruhen hastayim ben (18.10.22 12:46:08 ~ 12:47:27)
eşiniz haklı bence de.
- drako (18.10.22 13:16:11)
eski sorularınızı yeniden okudum ve sizi hatırladım. umarım iyi bir psikiyatristten düzenli terapi alıyorsunuzdur. eşinizin sabrına hayranım sizi gerçekten seviyor. umarım siz de sağlıklı kafa yapısına sahip olursunuz tez zamanda
- Hallegadola (18.10.22 13:34:54)
"Hepinize teşekkür ederim. Kesin bir biçimde hatalı olduğumu farkettim. Niyet olumlu olsa da üslup ve kelime seçimleri durumu batırabiliyor. Bu konuda daha çok çalışmam gerekli."
Şaka gibi bir sonuç gerçekten. Hocam senin üslubunda mı sorun var sadece sence? İsraf dememiş olsan ne fark eder? Kadın bir şey almak istemiş, sanki karşında çocuk var gibi davranıyorsun. Dünyanın en güzel cümleleri ile söylesen de bunu bir şey değişmiyor. Bu kadın sana bu kadar zamandır nasıl sabrediyor gerçekten çok şaşırıyorum. Umarım şizofren falan değilsindir de senin zihnindeki bir kadın için dertlenmiyoruzdur burada.
Şaka gibi bir sonuç gerçekten. Hocam senin üslubunda mı sorun var sadece sence? İsraf dememiş olsan ne fark eder? Kadın bir şey almak istemiş, sanki karşında çocuk var gibi davranıyorsun. Dünyanın en güzel cümleleri ile söylesen de bunu bir şey değişmiyor. Bu kadın sana bu kadar zamandır nasıl sabrediyor gerçekten çok şaşırıyorum. Umarım şizofren falan değilsindir de senin zihnindeki bir kadın için dertlenmiyoruzdur burada.
- himmet dayi (18.10.22 14:08:10 ~ 14:08:51)
Hocam allah kolaylık versin eşinize. Hem düzenli geliri getiren taraf eşiniz, hem de siz aileye gerekenleri belirliyorsunuz. Ve kadınına hediye almayı teklif ediyorsunuz (kimin parası ile kime hediye alıyorsunuz, ailenin parasını iki tarafta özgürce harcar, hediye almak istediyseniz onu sevindirecek bir sürpriz hediye alırsınız, dilenciye sadaka vermiyorsunuz sonuçta)(? Onun kazandığı parayla onu alışverişe götürmeyi teklif ediyorsunuz ) sizin istediğinizi almadığı için de ona kötü hissettiriyorsunuz vs. Olay üslup kesinlikle değil. Umarım eşiniz gördüğü bu tavrın doğru olmadığını bir gün farkeder.
- zimbirik (18.10.22 16:38:47)
Ben şu kısmı çok anlamadım; "Biraz da kararsız karşıdakinin ağzından çıkan ilk olası alternatifi kabul ediyor. Kendi isteklerini uyum sağlıyorum düşüncesiyle hep kenara koyuyor."
Şimdi siz burada eşiniz size kahve konusunda hak verdi diye mi söylediniz bunu? Eğer öyleyse bana biraz garip geldi bu tutum.
Yazınızda eşinizin istekleri bence garip değil, ortama uymuş. Gittiğiniz yerin tadını çıkarmaya çalışmış ancak siz hep negatif bir tavır takınmışsınız. Sonunda da gezinin hiç olduğundan yakınmışsınız.
Ne kadar doğrudur bilmiyorum, ama ben bu yazıyı okuyunca aslında ayrılmak isteyen ama bunun adını henüz koyamamış birinin hislerini anlamlandırma çabasını okuduğumu hissettim. Sanki kendinizi bu fikre ikna etmeye çalışıyor, bunun için vicdanınızı rahatlatacak haklı bir sebep arıyor gibisiniz.
Şimdi siz burada eşiniz size kahve konusunda hak verdi diye mi söylediniz bunu? Eğer öyleyse bana biraz garip geldi bu tutum.
Yazınızda eşinizin istekleri bence garip değil, ortama uymuş. Gittiğiniz yerin tadını çıkarmaya çalışmış ancak siz hep negatif bir tavır takınmışsınız. Sonunda da gezinin hiç olduğundan yakınmışsınız.
Ne kadar doğrudur bilmiyorum, ama ben bu yazıyı okuyunca aslında ayrılmak isteyen ama bunun adını henüz koyamamış birinin hislerini anlamlandırma çabasını okuduğumu hissettim. Sanki kendinizi bu fikre ikna etmeye çalışıyor, bunun için vicdanınızı rahatlatacak haklı bir sebep arıyor gibisiniz.
- akhenaten (18.10.22 17:58:15)
Hatalısınız, bir sene önce alınan ayakkabının / botun israf olduğu suçlamasını yaptıktan sonra günün iyi geçmesini ummak abes.
Eşinizin babası da kontrolcü sizin babanız da. Kadıncağız o yüzden uyum sağlıyor; çocukken ezilmiş. Siz de babanızdan gördüğünüzü evlilik hayatınızda devam ettiriyorsunuz. Eşinizin gözü açılana kadar devam eder de bu kafayla devam ederseniz ayrılmasanız bile mutlu olamaz ve huzur bulamazsınız.
Eşinizin babası da kontrolcü sizin babanız da. Kadıncağız o yüzden uyum sağlıyor; çocukken ezilmiş. Siz de babanızdan gördüğünüzü evlilik hayatınızda devam ettiriyorsunuz. Eşinizin gözü açılana kadar devam eder de bu kafayla devam ederseniz ayrılmasanız bile mutlu olamaz ve huzur bulamazsınız.
- SiyamkedisiZorro (21.10.22 13:24:35)
[]
Ev sahibi evi satıyor. Alıcılara iki yıl daha oturacağız demek uygunsuz mu?
Şöyle ki ev sahibi ilk bize çıkın evi satacağım dedi. Biz çıkmayacağımızı ifade ettik. Aramızda uzlaşı var. Kavga gürültü yok. İstediği zammı yaptık.
Şimdi satmak üzere birilerini getirdi.
Satın alacak kişi de oğlunu oturtacakmış.
Eşim memur iki sene daha minimum buradayız, dedim.
Ev sahibi bozuldu ben öyle söyleyince. Satışını baltalıyorum gibi.
Yanlış mıdır sizce bunu söylemek?
Şimdi satmak üzere birilerini getirdi.
Satın alacak kişi de oğlunu oturtacakmış.
Eşim memur iki sene daha minimum buradayız, dedim.
Ev sahibi bozuldu ben öyle söyleyince. Satışını baltalıyorum gibi.
Yanlış mıdır sizce bunu söylemek?
Tabi ki yanlış.
Yasaya kanuna uymayacağını, işgalci olarak devam edeceğini açıkça belirtmişsin.
Ev satıldığında yeni ev sahibi seni sebepsiz çıkartabilir. İlk ay ihbar çeker. 6. Ayın sonunda boşaltman gerekir.
Sen iki sene kalmaya kararlı bir hava çizdiysen, ihbar aldığın halde çıkmayacağını belli ettiysen pek hoş olmamış.
Yasaya kanuna uymayacağını, işgalci olarak devam edeceğini açıkça belirtmişsin.
Ev satıldığında yeni ev sahibi seni sebepsiz çıkartabilir. İlk ay ihbar çeker. 6. Ayın sonunda boşaltman gerekir.
Sen iki sene kalmaya kararlı bir hava çizdiysen, ihbar aldığın halde çıkmayacağını belli ettiysen pek hoş olmamış.
- zimbirik (17.10.22 15:25:06)
Yanlış değil.
- malheiros (17.10.22 15:31:35)
çokta yanlış değil. ev sahipleri istiyor ki çık diyeyim çıksın gir diyeyim girsin kafasında olsun kiracılar. ev taşımak, yer değiştirmek, düzen değiştirmek hem maddi olarak hem de psikolojik olarak o kadar zor süreçler ki...
sen düşünceni, talebini söyle, zaten çok zordaysa satacaksa alıcı da çaresizce bu evin peşindeyse zaten işler yürür gider. onun haricinde yaptığın doğru
sen düşünceni, talebini söyle, zaten çok zordaysa satacaksa alıcı da çaresizce bu evin peşindeyse zaten işler yürür gider. onun haricinde yaptığın doğru
- avatar is back (17.10.22 15:36:45)
sen baştan söyliyceksin ki alan kişi de ona göre alsın. öyle bir planı varsa ona uygun evlere baksın, sizinkine değil. bence hiç sıkıntı yok, evi almayı düşünen kişi için de sizin için de uygun bir bilgilendirme. ev sahibinin de vermesi gereken bilgi bu en nihayetinde ama çıkarlarına uymuyor, bu yüzden bozulmuş. dürüst satıcı olsa, benden sonrası tufan kafasında olmasa bozulacak bir şey de yok.
- sirkelimon (17.10.22 15:45:01)
Ben de kiracıyım. Ev satıldıktan sonra ve size ihtar çekildikten belli bir süre sonra çıkmama gibi bir lüksünüz kalmıyor. Yeni ev sahibi sizi istememe ya da kendisi oturma hakkına sahip. Sizin bunu söylemeniz sadece alıcıyı soğutur, uğraştıracağınızı düşünerek. Böyle bir hakkınız olmadığını düşünürsek evet yanlış bir söylem.
- huzurlarinizda huzursuzluk (17.10.22 15:51:17)
yanlış değil hatta bence evi alacak kişiler için de daha iyi olmuş söylemeniz, daha sonradan çok daha büyük tartışmalar yaşanmasındansa en baştan konuşulması daha iyi.
hukuki açıdan daha iyi bilenler de yazacaktır muhtemelen de. yasaya kanuna uymamanız ya da işgalci olarak devam edeceğiniz gibi bir durum söz konusu değil. ev satıldığnda da yeni ev sahibinin sizi sebepsiz çıkarma hakkı yok. evi alınca ilk bir ay içinde ihtar gönderirse 6 ayın sonunda tahliye davası açma hakkı kazanıyor sadece. direkt evi boşaltma söz konusu değil. bu davayı açarsa da aynı şehirde başka bir evin olmaması, kendileri ya da birinci derece yakınlarının oturacağını ispat etmesi vs gerekiyor bildiğim kadarıyla.
yasal haklarınızı hem sizin hem de onların kullanmasında herhangi bir sakınca ya da etik dışı bir durum söz konusu değil. bunun yerine oturup taşınma masrafı yeni ev kirası vs konularında belli miktar ödeme almanız konusunda anlaşıp evi istedikleri zaman da tahliye etmeniz seçeneklerinizden birisi. yasalar çerçevesinde kalmak koşuluyla kimseyi mutlu etme gibi bir zorunluluğunuz bulunmamakta.
hukuki açıdan daha iyi bilenler de yazacaktır muhtemelen de. yasaya kanuna uymamanız ya da işgalci olarak devam edeceğiniz gibi bir durum söz konusu değil. ev satıldığnda da yeni ev sahibinin sizi sebepsiz çıkarma hakkı yok. evi alınca ilk bir ay içinde ihtar gönderirse 6 ayın sonunda tahliye davası açma hakkı kazanıyor sadece. direkt evi boşaltma söz konusu değil. bu davayı açarsa da aynı şehirde başka bir evin olmaması, kendileri ya da birinci derece yakınlarının oturacağını ispat etmesi vs gerekiyor bildiğim kadarıyla.
yasal haklarınızı hem sizin hem de onların kullanmasında herhangi bir sakınca ya da etik dışı bir durum söz konusu değil. bunun yerine oturup taşınma masrafı yeni ev kirası vs konularında belli miktar ödeme almanız konusunda anlaşıp evi istedikleri zaman da tahliye etmeniz seçeneklerinizden birisi. yasalar çerçevesinde kalmak koşuluyla kimseyi mutlu etme gibi bir zorunluluğunuz bulunmamakta.
- hypathia (17.10.22 15:56:26)
Niyetini söyle tabii ki bunda yanlış bir şey yok. Adam ben yasal haklarımı kullanacağım uğraşacağım derse o ayrı. Sen söyle niyetini. Evi alacak kişi olsam bunu önceden bilmek isterim. Eğer çıkacağım deyip çıkmazsan daha büyük problem.
- roket adam (17.10.22 15:56:29 ~ 15:56:56)
Uygunsuz olan bunu soylemen degil ama kendileri oturmak icin aldiklari evi isgal etmen sorun.
- kuzey li (17.10.22 16:01:05)
Yanlış çünkü böyle bir hakkın yok. O evde sonsuza kadar oturamazsın. Sen ev alacak olsan ve biri böyle eve çökse ne yaparsın ona göre doğru mu yanlış mı düşün. Adı üstünde evi kiralıyorsun. Hadi %25 olayi neyse de eve çökme gerçekten yanlış.
Sana ihtar çeker ve 6 ay içinde çıkarsın maksimum. Çıkmazsan da yeni kontrat yapılır ona göre para isteyerek çıkarır. Önceki kontrat yeni ev sahibini bağlamaz. Bu süreçte sadece karşındakini uğraştırırsın o kadar. Şimdi diyecekler ki zam da yapamaz... çıkaramaz da.. adam sana direkt evi vermiş hayırlı olsun.
Sana ihtar çeker ve 6 ay içinde çıkarsın maksimum. Çıkmazsan da yeni kontrat yapılır ona göre para isteyerek çıkarır. Önceki kontrat yeni ev sahibini bağlamaz. Bu süreçte sadece karşındakini uğraştırırsın o kadar. Şimdi diyecekler ki zam da yapamaz... çıkaramaz da.. adam sana direkt evi vermiş hayırlı olsun.
- OrangeYellow (17.10.22 16:06:16 ~ 16:11:58)
yanlış değil, niyetini ifade etmek gayet doğrudur.
söylenmemiş hakikat yalandır. burada aramızda etiğini tartışmayalım diye hukuk var, orası karar verene kadar da kimse sizi çıkaramaz. yeni ev sahibinin, dolu bir evi satın aldığının şuurunda olduğunu unutmayın. bütün dönecek dolabı kendi lehine planladığını, birini evinden çıkaracak bir adım attığını biliyoruz. ev sahibiniz de buraya ''yanlış mı?'' etiketli bir soru bırakabilirdi. onunki de değildir, iç meşruiyetini sağlamış olmalı şimdiye dek.
söylenmemiş hakikat yalandır. burada aramızda etiğini tartışmayalım diye hukuk var, orası karar verene kadar da kimse sizi çıkaramaz. yeni ev sahibinin, dolu bir evi satın aldığının şuurunda olduğunu unutmayın. bütün dönecek dolabı kendi lehine planladığını, birini evinden çıkaracak bir adım attığını biliyoruz. ev sahibiniz de buraya ''yanlış mı?'' etiketli bir soru bırakabilirdi. onunki de değildir, iç meşruiyetini sağlamış olmalı şimdiye dek.
- Etanglement (17.10.22 16:10:35)
burada işgalden, eve çökmekten bahsedenlere de şöyle içimi dökmek isterim,
2020 yılında aynı sitede karşılıklı iki daire vardı kiralık, iki daire arasında seçim yaparken tek kriterim en azından 4-5 yıl oturabileceğim taşınmakla uğraşmayacağım bir ev olmasıydı. ev sahibi ile günlerce konuştuk, uzun yıllar oturacağımı anlattım elbette dedi, evi boyasız badanasız tuttum çıkarken de öyle bırakacaktım, eve girdim emlakçı kira nakliye ve ev içi tadilat boya badana, stor perdeler vs derken 15bin tl masrafım oldu, taşındıktan 6 ay sonra ev sahibim başta uzun yıllar oturacağım konusunda anlaştığımızı ama fikrini değiştirdiğini evi satmaya karar verdiğini söyledi.
takip eden 6 ay boyunca en azından 6 farklı emlakçı sürekli evime geldi, yatak odam dahil her odamın onlarca fotoğrafları çekilip sitelere konuldu, haftanın bir günü mecburen evi gösterme günü yaptım 6 ay boyunca ayda 4 gün, kovid döneminde dışarı çıkmazken onlarca insan evimin ortasında pazarlık yaptı.
hepsine oturmaya devam edeceğimi söyledim, bir tane uyanık emlakçı satılır satılmaz çıkmam gerektiğini yasal hakkımın olmadığını söylediğinde açıp ona ilgili maddeleri gösterdim. geri adım attı, masraflarımı istedim alamadım, 6 ayın sonunda lanet ederek kendime iki katı kiraya ev bulup çıktım, ev sahibim hakkımı helal etmemi söylediğinde sadece güldüm ve asla dedim.
kimse lütfen işgalden, etikten haktan hukuktan bahsetmesin. ev satın almak demek anında tüm haklara sahip olup o evde kiracı olarak oturan insanların anında evden çıkarılması demek değil, kiracının evi işgal etmesi demek de değil. bir sözleşme yapılıyorsa bu iki tarafı da bağlar. sorun yaşamak istemeyenler kiracısız ev almayı tercih ediyor. yasa var , sözleşme var, herkesin maddi gücü imkanları farklı. kimsenin kendinizi kötü hissettirmesine izin vermeyin,
2020 yılında aynı sitede karşılıklı iki daire vardı kiralık, iki daire arasında seçim yaparken tek kriterim en azından 4-5 yıl oturabileceğim taşınmakla uğraşmayacağım bir ev olmasıydı. ev sahibi ile günlerce konuştuk, uzun yıllar oturacağımı anlattım elbette dedi, evi boyasız badanasız tuttum çıkarken de öyle bırakacaktım, eve girdim emlakçı kira nakliye ve ev içi tadilat boya badana, stor perdeler vs derken 15bin tl masrafım oldu, taşındıktan 6 ay sonra ev sahibim başta uzun yıllar oturacağım konusunda anlaştığımızı ama fikrini değiştirdiğini evi satmaya karar verdiğini söyledi.
takip eden 6 ay boyunca en azından 6 farklı emlakçı sürekli evime geldi, yatak odam dahil her odamın onlarca fotoğrafları çekilip sitelere konuldu, haftanın bir günü mecburen evi gösterme günü yaptım 6 ay boyunca ayda 4 gün, kovid döneminde dışarı çıkmazken onlarca insan evimin ortasında pazarlık yaptı.
hepsine oturmaya devam edeceğimi söyledim, bir tane uyanık emlakçı satılır satılmaz çıkmam gerektiğini yasal hakkımın olmadığını söylediğinde açıp ona ilgili maddeleri gösterdim. geri adım attı, masraflarımı istedim alamadım, 6 ayın sonunda lanet ederek kendime iki katı kiraya ev bulup çıktım, ev sahibim hakkımı helal etmemi söylediğinde sadece güldüm ve asla dedim.
kimse lütfen işgalden, etikten haktan hukuktan bahsetmesin. ev satın almak demek anında tüm haklara sahip olup o evde kiracı olarak oturan insanların anında evden çıkarılması demek değil, kiracının evi işgal etmesi demek de değil. bir sözleşme yapılıyorsa bu iki tarafı da bağlar. sorun yaşamak istemeyenler kiracısız ev almayı tercih ediyor. yasa var , sözleşme var, herkesin maddi gücü imkanları farklı. kimsenin kendinizi kötü hissettirmesine izin vermeyin,
- hypathia (17.10.22 16:12:18)
satışını baltalamak gibi oluyor ama gerçek bu büyük ihtimalle. Ben alıcı olsam duymak isterim bunu.
Satılırsa ilk ay ihbar çekip 6 ay sonra onlar dava açacak, o 1-2 yıl sürecek. Bu sürede oturan kiracılar var. Alan kişinin de bu ihtimali bilmek hakkı. "1-2 yıl oturamayabilirim" diyerek almalı. Babamlar tam olarak böyle bir evi almak üzereler ve artık en kötü bir yıla falan ev boşalır diye umuyoruz.
edit: önceki kontrat gayet yeni ev sahibini de bağlıyor, avukattan gelmişti bu bilgi. ilk ay tebligat gelmezse zaten direkt kabul etmiş sayılıyor.
Satılırsa ilk ay ihbar çekip 6 ay sonra onlar dava açacak, o 1-2 yıl sürecek. Bu sürede oturan kiracılar var. Alan kişinin de bu ihtimali bilmek hakkı. "1-2 yıl oturamayabilirim" diyerek almalı. Babamlar tam olarak böyle bir evi almak üzereler ve artık en kötü bir yıla falan ev boşalır diye umuyoruz.
edit: önceki kontrat gayet yeni ev sahibini de bağlıyor, avukattan gelmişti bu bilgi. ilk ay tebligat gelmezse zaten direkt kabul etmiş sayılıyor.
- nhk ni youkosu (17.10.22 16:18:50 ~ 16:23:06)
-Kanuna göre yeni mülk sahibi, -tapuda şerh yoksa- tapu devrinden sonra bir ay içerisinde kiracıya evi boşaltmasına dair ihtarname göndermelidir. İhtarname gönderildikten sonra eğer kira sözleşmesi 6 aydan uzun süre sonra bitecek ise, kiracı 6 ayda evi boşaltmalıdır. Şayet kiracı evi belirtilen tarihlerde terk etmez ise dava yoluyla kiracı evden tahliye edilebilir.
Bir avukatın sitesinden alıntı. 1-2 sene bekleme falan yok. İhtar çekildi mi çıkmama durumu olmuyor. Max süre 6 ay. Bu kafalar oldukça 1000 dolar üstü kiralar istemek en doğru olanı gibi görünüyor.
Bir avukatın sitesinden alıntı. 1-2 sene bekleme falan yok. İhtar çekildi mi çıkmama durumu olmuyor. Max süre 6 ay. Bu kafalar oldukça 1000 dolar üstü kiralar istemek en doğru olanı gibi görünüyor.
- OrangeYellow (17.10.22 16:23:34)
"Şayet kiracı evi belirtilen tarihlerde terk etmez ise dava yoluyla kiracı evden tahliye edilebilir."
o dava ne kadar sürüyor onu bir sor. Şu an en erken 6-7 aya süre veriyorlarmış ki tek seferde karar çıkmayabilir. Alıcının eve gerçekten ihtiyacı olduğunu kanıtlaması gerekiyor.
Bu arada ben kiracıyım ama babamlar alıcı durumunda iki taraftan da biliyorum olayı.
o dava ne kadar sürüyor onu bir sor. Şu an en erken 6-7 aya süre veriyorlarmış ki tek seferde karar çıkmayabilir. Alıcının eve gerçekten ihtiyacı olduğunu kanıtlaması gerekiyor.
Bu arada ben kiracıyım ama babamlar alıcı durumunda iki taraftan da biliyorum olayı.
- nhk ni youkosu (17.10.22 16:25:42 ~ 16:27:11)
Dava düşen mahkemenin yoğunluğuna göre sürer.
- OrangeYellow (17.10.22 16:26:26)
@OrangeYellow ihtar çekilince pat diye evden çıkma evi tahliye etme gibi bir durum söz konusu değil, ancak dava açmaya hak kazanılıyor 6 ay süre dolunca, dava aşamasında da evde kimin yaşayacağı 1 derece yakını ve, ya da aynı şehirde başka evin olup olmadığı vs gibi konuları kanıtlamak gerekiyor. süre doldu hop kapı dışarı gibi bi durum söz konusu değil, hukuk sizin düşündüğünüz gibi işleyen bir şey değil,
bahsedilen 1-2 senelik süre bu dava aşaması ardından kararın verilmesi ardından kararın temyizi kesinleşmesi vs. ev sahibi kazanırsa evi tahliye ettirir ve dava masraflarını da alır, kaybederse kiracı hakkı olan evde oturmaya devam eder. bu tartışmaya pek açık bir durum da değil zaten.
iyi ki hukuk devletiyiz, iyi ki yasalarımız, bizi ve haklarımızı koruyan sözleşmelerimiz var değil mi.
bahsedilen 1-2 senelik süre bu dava aşaması ardından kararın verilmesi ardından kararın temyizi kesinleşmesi vs. ev sahibi kazanırsa evi tahliye ettirir ve dava masraflarını da alır, kaybederse kiracı hakkı olan evde oturmaya devam eder. bu tartışmaya pek açık bir durum da değil zaten.
iyi ki hukuk devletiyiz, iyi ki yasalarımız, bizi ve haklarımızı koruyan sözleşmelerimiz var değil mi.
- hypathia (17.10.22 16:28:42)
İyi ne deyim sonsuza kadar otursun. adamın paraya ihtiyacı var belki gerçekten. Bu durumda cidden zorbalık.
"6 ay sonra ev sahibim başta uzun yıllar oturacağım konusunda anlaştığımızı ama fikrini değiştirdiğini evi satmaya karar verdiğini söyledi" adamın paraya ihtiyacı olmuştur. Belki acil bir durum var. Bu nedenle para bulması gerekiyor. Bu durumda ne yapacak? aaa benim kiracım vardı. ben ölsem de otursun mu evde diyecek?
Neyse sen çıkma kardeşim. Eskimo halkları gibi tüne adamın evine.
"6 ay sonra ev sahibim başta uzun yıllar oturacağım konusunda anlaştığımızı ama fikrini değiştirdiğini evi satmaya karar verdiğini söyledi" adamın paraya ihtiyacı olmuştur. Belki acil bir durum var. Bu nedenle para bulması gerekiyor. Bu durumda ne yapacak? aaa benim kiracım vardı. ben ölsem de otursun mu evde diyecek?
Neyse sen çıkma kardeşim. Eskimo halkları gibi tüne adamın evine.
- OrangeYellow (17.10.22 16:36:23 ~ 16:37:12)
@OrangeYellow yeter ki ev sahibi hiç üzülmesin yaaaa, ben 6 ayda bir durmadan 15k ödeyip masraf yapıp ev değiştireyim, zaten bi saatlik iş değil mi, benim zor durumum benim paraya ihtiyacım olup olmamam, haklarıma rağmen mağdur edilmiş olmam filan hiç önemli değil yeter ki ev sahibi olanlar mutsuz olmasın, yeter ki onlar üzülmesin.
sen otur dediğin ben hakkım olmasına rağmen iki katı para verip uğraşmamak adına çıktım gitim, ben burada yasa hak hukuk diyorum, umarım kimse sizin kiracınız olmak zorunda kalmaz.
sen otur dediğin ben hakkım olmasına rağmen iki katı para verip uğraşmamak adına çıktım gitim, ben burada yasa hak hukuk diyorum, umarım kimse sizin kiracınız olmak zorunda kalmaz.
- hypathia (17.10.22 16:40:22)
Ben hiç üzülmüyorum ev sahiplerine. Bu arada benim de kiracım var. Ama diyorum ki müstehak bu tarz ev sahiplerine.
Öncelikle evi alan adam kira kontratını da devralır. Sizin konuşmanızda sıkıntı yok yani.
Bir defa bu yanlış değil. Ev sahibi ile kiracı arasında bir minnet ilişkisi olsun bekleniyor. Ev sahibi istiyor ki sana evin kullanım hakkını verdi diye minnet et.
Ama ortada ticari bir sözleşme var ve bu sözleşme iki tarafı da bağlıyor. Sana kiralarken satacağını söylemedi değil mi? Mesela şunlar bile oluyor. Adam evi ocak'ta kiralamış. Kiralar coşunca haziranda satacağım çık diyor. Yok yaaaa...
Bir de ağlıyorlar evime çöktü, işgalci diye. Allah Allah...
Nedense bu ev sahipleri evini kiralayan sıradan vatandaşa aslan kesiliyor. Ama evini bir iş yerine ya da dükkanını bankaya falan verince hiiiiiiç ses edemiyor. Bakalım kaç dükkan sahibi mülkünü kiraladığı bankaya, evini kiraladığı avukat'a öyle zöt zöt konuşabildi? %150 zam teklifi götürebildi.
Sonuçta evi satıyorsa zaten senin çıkman ya da kalman ev sahibini ilgilendirmez alıcıyı ilgilendirir.
Sen de oturma isteğini potansiyel alıcıyla konuşabilirsin. Hatta ev sahibinin yanında kira için pazarlık bile yapabilirsin.
Bir defa şu bir gerçek. Ev satılsa bile, senin orada bir süre daha yasal olarak oturacağın net. Ev satıldı 1 ay sonra çok diye bir şey olamaz. O yüzden söylemende sakınca yok. Alıcı çık dese bile senin yasal süreni bitirmeni beklemek zorunda.
O zaman adam bilsin ona göre alacaksa alsın. Almayacaksa almasın.
Ev sahibin de birçok ev sahibi gibi keko gibi kirayla geçinirim diye aldığı yatırımlık evin turşusunu kursun.
ben emlakın yatırım olduğunu düşünmüyorum. Kişisel görüşümdür bu. Benim anneanneden kaldığı için duruyor yoksa gidip para verip almadım. Ama kira alırım diye milyonları eve saçan adamlara müstehak bunlar. Az bile:)
Sonuçta alan adam da senin çıkacağına güvenerek ev almasın. Gitsin boş ev alsın.
Öncelikle evi alan adam kira kontratını da devralır. Sizin konuşmanızda sıkıntı yok yani.
Bir defa bu yanlış değil. Ev sahibi ile kiracı arasında bir minnet ilişkisi olsun bekleniyor. Ev sahibi istiyor ki sana evin kullanım hakkını verdi diye minnet et.
Ama ortada ticari bir sözleşme var ve bu sözleşme iki tarafı da bağlıyor. Sana kiralarken satacağını söylemedi değil mi? Mesela şunlar bile oluyor. Adam evi ocak'ta kiralamış. Kiralar coşunca haziranda satacağım çık diyor. Yok yaaaa...
Bir de ağlıyorlar evime çöktü, işgalci diye. Allah Allah...
Nedense bu ev sahipleri evini kiralayan sıradan vatandaşa aslan kesiliyor. Ama evini bir iş yerine ya da dükkanını bankaya falan verince hiiiiiiç ses edemiyor. Bakalım kaç dükkan sahibi mülkünü kiraladığı bankaya, evini kiraladığı avukat'a öyle zöt zöt konuşabildi? %150 zam teklifi götürebildi.
Sonuçta evi satıyorsa zaten senin çıkman ya da kalman ev sahibini ilgilendirmez alıcıyı ilgilendirir.
Sen de oturma isteğini potansiyel alıcıyla konuşabilirsin. Hatta ev sahibinin yanında kira için pazarlık bile yapabilirsin.
Bir defa şu bir gerçek. Ev satılsa bile, senin orada bir süre daha yasal olarak oturacağın net. Ev satıldı 1 ay sonra çok diye bir şey olamaz. O yüzden söylemende sakınca yok. Alıcı çık dese bile senin yasal süreni bitirmeni beklemek zorunda.
O zaman adam bilsin ona göre alacaksa alsın. Almayacaksa almasın.
Ev sahibin de birçok ev sahibi gibi keko gibi kirayla geçinirim diye aldığı yatırımlık evin turşusunu kursun.
ben emlakın yatırım olduğunu düşünmüyorum. Kişisel görüşümdür bu. Benim anneanneden kaldığı için duruyor yoksa gidip para verip almadım. Ama kira alırım diye milyonları eve saçan adamlara müstehak bunlar. Az bile:)
Sonuçta alan adam da senin çıkacağına güvenerek ev almasın. Gitsin boş ev alsın.
- anten (17.10.22 16:42:47 ~ 17:12:32)
@hypathia
abi tamam sen haklısın. ekşi sözlükçü daima haklıdır zaten :) adam hasta paraya ihtiyacı var diyelim yine sen haklısın. Yaşasın Sjw, halkların kardeşliği, sokak hayvanları uhüüüw.
abi tamam sen haklısın. ekşi sözlükçü daima haklıdır zaten :) adam hasta paraya ihtiyacı var diyelim yine sen haklısın. Yaşasın Sjw, halkların kardeşliği, sokak hayvanları uhüüüw.
- OrangeYellow (17.10.22 16:43:01)
yasaya uygun. 6 ay bekleme süresi var. 6 ay sonunda dava açar. dava 2 yıl sürer. yani tahmini 2.5 yıl oturabilirsiniz.
- nickini degistiren yazar (17.10.22 16:57:57)
doğru yapmışsınız tabi ki. kendisi oturacaksa ya da daha yüksek bedele kiraya verme düşüncesi varsa ona göre karar verecek alacak olan kişi de. ya diğer seçeneklere yönelecek ya da yasal süreçle uğraşması gerekeceğini bilerek alacak illa o evi istiyorsa.
öyle 6 ayda atma falan yok bu arada. 1 ay içinde yazılı bildirim yapma şartıyla 6 ayın sonunda açılacak dava ile sözleşme sona erebilir. ayrıca evi satın alan yeni ev sahibi otomatik olarak eski sözleşmeyi de devralmış olur aynı şartlar ile. turunculu arkadaş sallamış baya ama mevzuatta açık açık yazıyor hepsi. dün soru sorup gelen cevapları reddeden kullanıcının yan çarı olabilir kendisi ahdkfkf
öyle 6 ayda atma falan yok bu arada. 1 ay içinde yazılı bildirim yapma şartıyla 6 ayın sonunda açılacak dava ile sözleşme sona erebilir. ayrıca evi satın alan yeni ev sahibi otomatik olarak eski sözleşmeyi de devralmış olur aynı şartlar ile. turunculu arkadaş sallamış baya ama mevzuatta açık açık yazıyor hepsi. dün soru sorup gelen cevapları reddeden kullanıcının yan çarı olabilir kendisi ahdkfkf
- kanatlı kontun müşfik öpücüğü (17.10.22 17:04:05)
doğru demişsiniz. alacak olan kişi, sizin çıkmak istemediğinizi bilerek evi alsın.
evi aldıktan sonra, iharname yollar, davasını açar, davanın bitmesini bekler.
bunları göze alabiliyorsa evi satın alsın, göze alamıyorsa gitsin boş bir ev baksın.
evi aldıktan sonra, iharname yollar, davasını açar, davanın bitmesini bekler.
bunları göze alabiliyorsa evi satın alsın, göze alamıyorsa gitsin boş bir ev baksın.
- de jure (17.10.22 17:20:14)
ya burada kesin kesin hukuki yorum yapanlara inanmayın. ilk yorum yapan arkadaş tamamıyla sallıyor. hukuk hiçbir şekilde bu şekilde söylemiyor. bir de bu kadar işkembeden sallayıp bu kadar kendinden emin yazmak da bir garip yani.
ev sahibi sebepsiz çıkarabilirmiş işgalci olurmuşsunuz falan… pehh!
ev sahibi sebepsiz çıkarabilirmiş işgalci olurmuşsunuz falan… pehh!
- al sana nick it (17.10.22 18:23:32)
kiracıların bu tavırları uzun vadede kendilerine zarar. nasıl olsa hukuk yavaş işliyor diye bunu suistimal ediyorlar. tahliye kağıdı olmadan kimse evini kiralamayacak yakında. rayiç bedelin %30'una kadar da düştü kiralar. zaten alınan para harçlık gibi. bu tavırlardan da dolayı birçok ev sahibi evini boş tutacaktır.
- nick bulamadim (17.10.22 19:01:14 ~ 19:06:21)
19 yıllık kiracıyım. benim ev satıldı.
kira yükseltmesini 1 ay geçe satıldı. çıkmayacağımı belirttim.
yeni ev sahibi noterden yeni kira artışı dönemi için ihtarname çekmek durumunda kaldı.
hala 11 ay oturma hakkım var yani.
kira yükseltmesini 1 ay geçe satıldı. çıkmayacağımı belirttim.
yeni ev sahibi noterden yeni kira artışı dönemi için ihtarname çekmek durumunda kaldı.
hala 11 ay oturma hakkım var yani.
- ankarakecisi (17.10.22 22:37:44)
Hayir soyledigim yanlis degil. Burada verilen öneriler yasaya uymayıp davalık olmayı içeriyor. Ama o dava kurala uymayan kiracı nedeniyle açılıyor. Bu dava sonunda kiracıya çıkan masrafın çok fazla olmaması, bu davanın kiracı evde işgalci olduğu için açıldığı gerçeğini değiştirmiyor.
Ve evet yeni ev satın aldıysanız, ilk bir ay ihbar çekersiniz kiracının çıkması için, 6. Ayın sonunda kiracı çıkmalı. Ya da sözleşme yenilersiniz. Sözleşmeniz öylece kaldığı yerden devam etmek zorunda değil. Ev sahibiniz değişince sözleşmeniz, kiranız, evde devam edip edemeceğiniz değişir. Zaten bu kurala uyulmadığı için ev sahipleri ile kiracılar davalık oluyor.
Sanki bu davalık olma durumunu sürecin olağan işleyişi gibi aksettirmemek gerekli.
Olaya ev sahibi gözünden de bakmıyorum. Her şey kağıt üzerinde yasalarla net zaten. Uymayınca da davalık oluyorsun. Bu kadar basit.
Ve evet yeni ev satın aldıysanız, ilk bir ay ihbar çekersiniz kiracının çıkması için, 6. Ayın sonunda kiracı çıkmalı. Ya da sözleşme yenilersiniz. Sözleşmeniz öylece kaldığı yerden devam etmek zorunda değil. Ev sahibiniz değişince sözleşmeniz, kiranız, evde devam edip edemeceğiniz değişir. Zaten bu kurala uyulmadığı için ev sahipleri ile kiracılar davalık oluyor.
Sanki bu davalık olma durumunu sürecin olağan işleyişi gibi aksettirmemek gerekli.
Olaya ev sahibi gözünden de bakmıyorum. Her şey kağıt üzerinde yasalarla net zaten. Uymayınca da davalık oluyorsun. Bu kadar basit.
- zimbirik (18.10.22 14:11:56)
Duyurunun ev sahiplerini kiracılardan ayırt ettiren bir cevap külliyatı olmuş :D
Yanlış değil tabii ki. İçinde kiracılı bir ev satın alıp kiracıyı çıkarmak için binbir türlü avukat, noter işleriyle uğraşan biri olarak söylüyorum.
Yeni evi alacak kişinin sizin çıkmaya niyetinizim olmadığını bilmesi çok önemli. Biz evi alırken "Kiracıyla konuştuk, kesin boşaltacak 3 ay içinde" demişlerdi. Sonra binlerce lira masraf ödedik adamı evden çıkarana kadar.
Noterden ihtarlar çekilmeden, size taşınmak için 6 ay süre sunmadan kimse sizi o evden çıkaramaz. Rahatınıza bakın.
Yanlış değil tabii ki. İçinde kiracılı bir ev satın alıp kiracıyı çıkarmak için binbir türlü avukat, noter işleriyle uğraşan biri olarak söylüyorum.
Yeni evi alacak kişinin sizin çıkmaya niyetinizim olmadığını bilmesi çok önemli. Biz evi alırken "Kiracıyla konuştuk, kesin boşaltacak 3 ay içinde" demişlerdi. Sonra binlerce lira masraf ödedik adamı evden çıkarana kadar.
Noterden ihtarlar çekilmeden, size taşınmak için 6 ay süre sunmadan kimse sizi o evden çıkaramaz. Rahatınıza bakın.
- BuddyGuy (18.10.22 14:29:04)
ülkemizde okuduğunu anlama oranı gerçekten çok düşük. yoksa yukarıda da aynen söylendiği gibi "Her şey kağıt üzerinde yasalarla net zaten". yeni ev sahibi sadece dava yoluyla sözleşmeyi sona erdirebilir, bildirimle değil. ev sahibinin bildirim yoluyla fesih hakkı olan tek durum 10 yılın dolması.
prnt.sc
www.mevzuat.gov.tr
prnt.sc
www.mevzuat.gov.tr
- kanatlı kontun müşfik öpücüğü (18.10.22 19:40:36 ~ 19:46:15)
[]
Eskiden inançlı, şimdiyse inançsız arkadaşlar yaşamınızda ne değişti?
Gerçek manada inançlı ve Allah'a, Tanrı'ya bağlı olduğunuzu hissettiğiniz zamanla şimdiyi kıyaslarsanız,
iç huzurunuz, olayları kabul etme şekliniz ve kaygı seviyeniz değişti mi?
Din ve maneviyatın yerine modern insanlar sizce aynı etkide başka birşey koyabiliyor mu?
iç huzurunuz, olayları kabul etme şekliniz ve kaygı seviyeniz değişti mi?
Din ve maneviyatın yerine modern insanlar sizce aynı etkide başka birşey koyabiliyor mu?
geçen uğura inanmak sorusu vardı. orada verdiğim cevap buna da gider aslında.
bu şekilde kendime ve hayata karşı çok daha adil ve nötr olabiliyorum.
din yerine bir şey koyma ihtiyacım yok zaten. iç huzur da kendi doğrularıma uygun hareket ettiğim sürece elde etmesi gayet kolay. örneğin iyi beslenmek, düzenli spor yapmak, gereksiz ve toksik mevzulardan beynimi arındırmak, insanlığa ve kendime yararlı şeyler yapmak, hayvanlarla vakit geçirmek vs. uzar gider bu.
bu şekilde kendime ve hayata karşı çok daha adil ve nötr olabiliyorum.
din yerine bir şey koyma ihtiyacım yok zaten. iç huzur da kendi doğrularıma uygun hareket ettiğim sürece elde etmesi gayet kolay. örneğin iyi beslenmek, düzenli spor yapmak, gereksiz ve toksik mevzulardan beynimi arındırmak, insanlığa ve kendime yararlı şeyler yapmak, hayvanlarla vakit geçirmek vs. uzar gider bu.
- lazpalle (17.10.22 09:35:06 ~ 09:35:31)
manevi bir boşluk hissetmiyorum. olayları kabul etme şeklim değişti, artık tembel bir insan değilim. eskiden olumsuz bir şey olduğunda ya da bir şey ters gittiğinde kader der geçerdim.
şimdi kendi geleceğimi kendim belirleyeceğimi bildiğim için ona göre yatırım yapıyorum hayatıma. mukadderat demiyorum hiçbir şeye. bize böyle uygun görülmüş demiyorum. bu en olumlu etkisi oldu bana inançsızlığın.
'günah' işlememe iradem artık allah korkusundan değil vicdanımdan geliyor. etik anlayışım çok gelişti. bir kötülüğü sadece ilahi bir güç yapma dedi diye değil ölçüp tartıp neden yapılmaması gerektiğini irdelediğim için oldu bu. hem daha iyi empati yapabiliyorum hem de doğruyu yanlışı sürekli ölçüyorum.
zaten önceden de dini şartları yerine getiren bir insan değildim. sürekli namazım yoktu, hayatım boyunca oruç tutmadım. günlük yaşantımda pek değişen olmadı o yüzden.
şimdi kendi geleceğimi kendim belirleyeceğimi bildiğim için ona göre yatırım yapıyorum hayatıma. mukadderat demiyorum hiçbir şeye. bize böyle uygun görülmüş demiyorum. bu en olumlu etkisi oldu bana inançsızlığın.
'günah' işlememe iradem artık allah korkusundan değil vicdanımdan geliyor. etik anlayışım çok gelişti. bir kötülüğü sadece ilahi bir güç yapma dedi diye değil ölçüp tartıp neden yapılmaması gerektiğini irdelediğim için oldu bu. hem daha iyi empati yapabiliyorum hem de doğruyu yanlışı sürekli ölçüyorum.
zaten önceden de dini şartları yerine getiren bir insan değildim. sürekli namazım yoktu, hayatım boyunca oruç tutmadım. günlük yaşantımda pek değişen olmadı o yüzden.
- coldegezenkutupayisi (17.10.22 09:35:13)
eskiden çok inançlı dindar seviyedeydim şimdi eh işte seviyesindeydim. çok araştırdım hatta yokluğun gerçek olduğuna da kafam yatıyor. ancak akıl ve ruh sağlığım için yine de bir şeylerin var olduğuna inanmayı seçiyorum beni rahatlatıyor.
yani kendimi kısıtlayacak kadar dini hayatıma sokmuyorum artık. ibadet yapmıyorum. kendimi daha özgür ve mutlu hissediyorum. deizme de kayıyorum biraz.
yani kendimi kısıtlayacak kadar dini hayatıma sokmuyorum artık. ibadet yapmıyorum. kendimi daha özgür ve mutlu hissediyorum. deizme de kayıyorum biraz.
- Hallegadola (17.10.22 09:37:07 ~ 09:38:42)
Yerine bir şey koymadım. Koymaya da ihtiyaç duymadım, duymuyorum. Hatta neredeyse 25 yıl geçti farkındalığımın başladığı günden bugüne ve hala etkilerinden arınmak için çabalıyorum. Çünkü bu sosyal mühendislik ürünü kadim bir parazit ve oldukça zor olsa da zihinden temizlenmesi gerekiyor. Zihin bu parazitin kontrolünden çıkıp arındıkça insan gerçek doğasını anlamaya. masallar yerine gerçeklerle yaşamaya başlıyor.
- Jazz (17.10.22 09:43:19)
Aksine huzuru cehenneme, çok eşliliğe, çocuk yaşta hatta çocuklarla evlenmeye, sıkı giyim kurallarına ve homofobiye inanmamakta buldum. Yıllardır en ufak bir şüphe hissetmedim. Ölsem gam yemem artık.
- ruhen hastayim ben (17.10.22 09:45:40)
Yanlış kararlardan, tedbirsizliklerden, kadercilikten dolayı teyzemi kaybettik. Akrabalar hep “ömrü yokmuş, allah sevdiği kulunu alır, demekki tedavi olsa da 1 sene yaşayabilecekmiş, ömür uzamaz, kısalmaz vs” dedi durdu. İçlerini rahatlattılar. Ama ben biliyorum ki teyzem ameliyat olsaydı belki uzun yıllar yaşayacaktı. Bu gerçekle yaşamak benim için çok üzücü. İnançlı olan kuzenlerim ölünce teyzemle tekrar bir araya geleceklerini düşünüyorlar. Bense pisi pisine teyzemi kaybettim. Konunun sorumluları ile de ilişkimi kestim.
Bu tip kayıp durumlarında tekrar buluşacağına inanmak, aslında senin kararlarının ömrünün uzunluğunu değiştirmediğine inanmak çok kolay bi yol. Bunu kaybediyorsun inançsız olunca.
Ama onun dışında her şey benim için güzel ilerliyor. İyi insan olmaya odaklanıyorsun ve dinin dayatmalarından, sana vicdan muhasebesi yaptıran anlamsız kurallarından uzaklaşıyorsun. İnsanın vicdanı gelişiyor, etkili çalışmaya başlıyor diyebilirim. Böylece hayatındaki tüm kararları kendi vicdanına göre aldığın için hayatında tutarsızlık olmuyor, iç huzurun oluyor.
Mesela inançlı bir kadınsın. Bir çok din alimine göre başını kapatman ve oldukça kapalı giyinmen gerekli. Ama sen biliyosun ki bir tişörtle sokakta gezmek yalnızca senin seçimin olmalı, kimseye bir zararı yok. Sonra senin gibi düşünen din alimlerine yöneliyorsun ister istemez. Ama içten içe biliyosun ki aynı kitabı okuyup kara çarşafa girmeni söyleyen alimler de var. Sen kendi doğrularına göre yaşasan bile bilinç altında bir çelişki. Her kadın tişört gitmek istiyor demiyorum yanlış anlaşılma olmasın.
İnançsız olunca formül basitleşiyor. Vicdanına, kendi doğrularına uyuyor mu uymuyor mu ona bakıyorsun.
Bir de cin konusu falan var. O konuda aşırı rahatladım. Paranormal hiç bir şeyden korkmuyorum artık. Çarpılmak olsun, musallat olsun, geze mezarlıkta gezmek olsun. Sınırlarımdan arındım diyebilirim.
Yerine bir şey koymayı düşünmüyorum. Gerekte yok.
Bu tip kayıp durumlarında tekrar buluşacağına inanmak, aslında senin kararlarının ömrünün uzunluğunu değiştirmediğine inanmak çok kolay bi yol. Bunu kaybediyorsun inançsız olunca.
Ama onun dışında her şey benim için güzel ilerliyor. İyi insan olmaya odaklanıyorsun ve dinin dayatmalarından, sana vicdan muhasebesi yaptıran anlamsız kurallarından uzaklaşıyorsun. İnsanın vicdanı gelişiyor, etkili çalışmaya başlıyor diyebilirim. Böylece hayatındaki tüm kararları kendi vicdanına göre aldığın için hayatında tutarsızlık olmuyor, iç huzurun oluyor.
Mesela inançlı bir kadınsın. Bir çok din alimine göre başını kapatman ve oldukça kapalı giyinmen gerekli. Ama sen biliyosun ki bir tişörtle sokakta gezmek yalnızca senin seçimin olmalı, kimseye bir zararı yok. Sonra senin gibi düşünen din alimlerine yöneliyorsun ister istemez. Ama içten içe biliyosun ki aynı kitabı okuyup kara çarşafa girmeni söyleyen alimler de var. Sen kendi doğrularına göre yaşasan bile bilinç altında bir çelişki. Her kadın tişört gitmek istiyor demiyorum yanlış anlaşılma olmasın.
İnançsız olunca formül basitleşiyor. Vicdanına, kendi doğrularına uyuyor mu uymuyor mu ona bakıyorsun.
Bir de cin konusu falan var. O konuda aşırı rahatladım. Paranormal hiç bir şeyden korkmuyorum artık. Çarpılmak olsun, musallat olsun, geze mezarlıkta gezmek olsun. Sınırlarımdan arındım diyebilirim.
Yerine bir şey koymayı düşünmüyorum. Gerekte yok.
- zimbirik (17.10.22 11:13:40)
[]
Travması olan kişilere maruz bırakma terapisi yapılması doğru mu?
Geçmişte ebeveyninden cezalandırma, terbiye amacıyla şiddet görmüş ve psikolojik açıdan ihmal edilmiş biri için maruz bırakma terapisi uygun mudur?
Kişinin kaygı konuları şunlar;
İnsanlardan dayak yemek,
işkence görmek,
kendisine bir veya daha fazla kişinin fiziksel veya psikolojik şiddette bulunması,
herkesin şaşırarak kendine bakması gibi konular.
Hayal edilerek, senaryo yazılarak, bu durumlara karşı kişiyi çok fazla da zorlamadan,
1) Hayalde maruz bırakma yapılması fayda sağlar mı? (EMDR değil)
2)EMDR mi maruz bırakma mı bu konuda daha yardımcı olur?
3) Seans sonrasında hastanın öfke atakları yaşaması sizce normal midir?
4) EMDR'yi kişi kendi kendine yapabilir mi?
Kişinin kaygı konuları şunlar;
İnsanlardan dayak yemek,
işkence görmek,
kendisine bir veya daha fazla kişinin fiziksel veya psikolojik şiddette bulunması,
herkesin şaşırarak kendine bakması gibi konular.
Hayal edilerek, senaryo yazılarak, bu durumlara karşı kişiyi çok fazla da zorlamadan,
1) Hayalde maruz bırakma yapılması fayda sağlar mı? (EMDR değil)
2)EMDR mi maruz bırakma mı bu konuda daha yardımcı olur?
3) Seans sonrasında hastanın öfke atakları yaşaması sizce normal midir?
4) EMDR'yi kişi kendi kendine yapabilir mi?
Hiçbir terapiyi kişi kendine yapamaz.
Travma terapilerinde maruz bırakma kullanılır genelde. EMDR farkı çift taraflı uyarımın da sürece eşlik etmesi şeklinde. Seanslardan sonra kişinin öfkelenmesi olabilir elbette, her durumun bir duygusu var. Kişide ne açığa çıkaracağını bilmiyoruz. Bunu sonraki seansta terapist ile konuşmak çok faydalı ve hatta gereklidir.
travma için somatik deneyimleme de inceleyebilirsiniz. bana travma terapilerinde kullanılması çok mantıklı gelen bir uygulama. bunu hep emdr hem somatik hem derinlikli çalışan psikoterapi dneyimleyen hem de bu alanda çalışan biri olarak söylüyorum.
Travma terapilerinde maruz bırakma kullanılır genelde. EMDR farkı çift taraflı uyarımın da sürece eşlik etmesi şeklinde. Seanslardan sonra kişinin öfkelenmesi olabilir elbette, her durumun bir duygusu var. Kişide ne açığa çıkaracağını bilmiyoruz. Bunu sonraki seansta terapist ile konuşmak çok faydalı ve hatta gereklidir.
travma için somatik deneyimleme de inceleyebilirsiniz. bana travma terapilerinde kullanılması çok mantıklı gelen bir uygulama. bunu hep emdr hem somatik hem derinlikli çalışan psikoterapi dneyimleyen hem de bu alanda çalışan biri olarak söylüyorum.
- ruh i tibbiye (12.10.22 15:06:41)
the sinner'ın anasını babasını öldüren çocuklu sezonunda bu konu anlatılıyor. hippimsi bir topluluk var ve değişik travmaları olan kişilere maruz bırakmalı ayinler yapıyorlar, sonuçların hiç iç açıcı olmadığını 4k çözünürlükte izlemiş oluyorsunuz.
womantime.com.ar
womantime.com.ar
- onemoremile (12.10.22 15:25:24)
[]
Narsist ve empat kavramları çok saçma değil mi?
Narsistler yaptıkları davranışları sorduğunuzda en içten bir şekilde, yemin ederek kötü bir niyetle, kasıtla yapmadıklarını söylüyorlar. Ki bence bu doğru.
Sadece empati yapmadan, kendi bakış açılarından doğru olan neyse ona göre davranıyorlar.
Şimdi biz narsist kişiye diyelim ki: "neden böyle davrandın?" ,
daha fazla empati yap,
hep alıcı değil, biraz daha verici davran.
Karşıdakinin ihtiyaçlarını gözet.
Fakat sonuçta kasıtlı, kötü niyetli ve sürekli kötü davranan biri olmamasına rağmen, bunları diyoruz.
(Narsist de üzülüp, zaten olmayan özsevgisi, öz saygısı paramparça olarak öfkeleniyor.)
Bir de üstüne tamamen teması kesiyoruz. (O bunu kesinlikle sessiz cezalandırma olarak algılıyor, ki her insan böyle algılar.)
Yani özetle şiddetine karşılık bir şiddet gösteriyoruz.
Normal bir ilişki gibi oturup konuşmuyor, davranmıyoruz. (Kafamızda narsist etiketi var zira)
Fakat hiç bu kurguları yapmayıp, (o gün bir isteğimiz varsa), ben bugün şunu şunu yapayım diyebilirdik. Yanlış davranışını mümkün mertebe kırmadan ifade edebilirdik.
Yani günlük konuşma içinde böyle diyaloglar çok sık olur malum.
Narsistçe davranan bir insana bir empatın (nezaket, ilgi beklediği için) kızması,
üzülmesi yerine, (karşıdaki kasıtlı, kötü niyetli olmadığına inanıyor bir de)
empatın kendi ihtiyaçlarını gözetmeyi,
karşıdakiyle günlük diyaloglar içinde (karşıdakini etiketlemeden) normal bir biçimde konuşması,
narsisti de, her ne kadar o korkuyorsa da, yavaş yavaş kendi kendisini sevmeye, bireysel vakit geçirmeye teşvik etmesi gerekmez mi?
Bir de baştan karşıdakine narsist deyince,
7x24 sürekli toksik, bağıra çağıra davranan bir insan var mı?
Bundan bahsetmiyorsak,
her normal insanın zaman zaman toksik, karşıdakini kötü hissettirecek şekilde davranabildiği gerçeği de var.
özetle herkesin içinde bir narsist çekirdek varken,
ilişkilerin günlük rutinde (o narsisttir, ben empatımdır diye etiketlemeden) konuşularak çözülmesi daha doğru değil mi?
Zira narsist diye birini etiketleyince,
o kişinin her davranışı artık sorgulanmaya başlıyor.
Halbuki gerçekten empati yapıp davrandığı zamanları da oluyor.
O zamanları da "empatı tekrar kendine bağlamak için yapıyor" diye hemen bir kurgu oluşturuyoruz.
Karşıdakine sorsan kurana el basar gerçekten seni düşünerek davrandım diye.
Bu duruma ne diyorsunuz?
Sadece empati yapmadan, kendi bakış açılarından doğru olan neyse ona göre davranıyorlar.
Şimdi biz narsist kişiye diyelim ki: "neden böyle davrandın?" ,
daha fazla empati yap,
hep alıcı değil, biraz daha verici davran.
Karşıdakinin ihtiyaçlarını gözet.
Fakat sonuçta kasıtlı, kötü niyetli ve sürekli kötü davranan biri olmamasına rağmen, bunları diyoruz.
(Narsist de üzülüp, zaten olmayan özsevgisi, öz saygısı paramparça olarak öfkeleniyor.)
Bir de üstüne tamamen teması kesiyoruz. (O bunu kesinlikle sessiz cezalandırma olarak algılıyor, ki her insan böyle algılar.)
Yani özetle şiddetine karşılık bir şiddet gösteriyoruz.
Normal bir ilişki gibi oturup konuşmuyor, davranmıyoruz. (Kafamızda narsist etiketi var zira)
Fakat hiç bu kurguları yapmayıp, (o gün bir isteğimiz varsa), ben bugün şunu şunu yapayım diyebilirdik. Yanlış davranışını mümkün mertebe kırmadan ifade edebilirdik.
Yani günlük konuşma içinde böyle diyaloglar çok sık olur malum.
Narsistçe davranan bir insana bir empatın (nezaket, ilgi beklediği için) kızması,
üzülmesi yerine, (karşıdaki kasıtlı, kötü niyetli olmadığına inanıyor bir de)
empatın kendi ihtiyaçlarını gözetmeyi,
karşıdakiyle günlük diyaloglar içinde (karşıdakini etiketlemeden) normal bir biçimde konuşması,
narsisti de, her ne kadar o korkuyorsa da, yavaş yavaş kendi kendisini sevmeye, bireysel vakit geçirmeye teşvik etmesi gerekmez mi?
Bir de baştan karşıdakine narsist deyince,
7x24 sürekli toksik, bağıra çağıra davranan bir insan var mı?
Bundan bahsetmiyorsak,
her normal insanın zaman zaman toksik, karşıdakini kötü hissettirecek şekilde davranabildiği gerçeği de var.
özetle herkesin içinde bir narsist çekirdek varken,
ilişkilerin günlük rutinde (o narsisttir, ben empatımdır diye etiketlemeden) konuşularak çözülmesi daha doğru değil mi?
Zira narsist diye birini etiketleyince,
o kişinin her davranışı artık sorgulanmaya başlıyor.
Halbuki gerçekten empati yapıp davrandığı zamanları da oluyor.
O zamanları da "empatı tekrar kendine bağlamak için yapıyor" diye hemen bir kurgu oluşturuyoruz.
Karşıdakine sorsan kurana el basar gerçekten seni düşünerek davrandım diye.
Bu duruma ne diyorsunuz?
Narsistler arasında narsist olduklarının farkında olanları, bunun için terapi alıp davranışlarını kontrol etmek için uğraşanları esas sorun değil zaten. Sizin tanımladığınız narsist tipi narsist olduğunun bilincinde olan bir tip. Ya da daha doğrusu sizin dediğiniz yöntemlerin işe yaraması için böyle varsaydığınız bir tip gibi görünüyor. Bir denge kurma çabasından bahsediyorsunuz yazınız boyunca.
Gerçekte birçok narsist kendini haklı görüp davranışlarını düzeltmeye değil, bütün olumsuz davranışlarıyla kabul görmeye çalışıyor. Bunun karşısında diğer insanlardan psikolog gibi davranmasını bekleyemeyiz. İnsanlar nerede, hangi durumda ne yapılmasını nasıl hareket edilmesi gerektiğini kestiremez. Psikolog be psikiyatristler dahi söz konusu olan kendi bireysel hayatları olduğunda profesyonel karar veremeyebilirler, hayatın doğal akışına aykırı bir şey bu zaten.
Narsizm bir hastalık değil, bir kişilik bozukluğu olarak sınıflandırılıyor. Yani diyelim ki narsizm içermeyen başka tür sorunlu, problemli bir ilişkiniz var ya da çevrenizde sizi tüketen bir iletişim ağı içerisindesiniz, o halde size zarar veren herkesin davranışlarını "düzeltmek" için çaba mı harcamanız gerekir yoksa bunları bir kenara bırakıp hayatınıza devam mı etmelisiniz? Elbette bir nebze karşınızdakine derdinizi anlatıp uyumlu bir yol geliştirmeye çalışırsınız, peki sonra? Hala olmuyorsa?
Narsizm durumunda olan şey çoğunlukla işte bu "hala olmuyor olması" durumu.
Bir insan ortada bir problem olduğunu kabul etmeden onunla uyumlu hale gelmeniz olanaksız.
Gerçekte birçok narsist kendini haklı görüp davranışlarını düzeltmeye değil, bütün olumsuz davranışlarıyla kabul görmeye çalışıyor. Bunun karşısında diğer insanlardan psikolog gibi davranmasını bekleyemeyiz. İnsanlar nerede, hangi durumda ne yapılmasını nasıl hareket edilmesi gerektiğini kestiremez. Psikolog be psikiyatristler dahi söz konusu olan kendi bireysel hayatları olduğunda profesyonel karar veremeyebilirler, hayatın doğal akışına aykırı bir şey bu zaten.
Narsizm bir hastalık değil, bir kişilik bozukluğu olarak sınıflandırılıyor. Yani diyelim ki narsizm içermeyen başka tür sorunlu, problemli bir ilişkiniz var ya da çevrenizde sizi tüketen bir iletişim ağı içerisindesiniz, o halde size zarar veren herkesin davranışlarını "düzeltmek" için çaba mı harcamanız gerekir yoksa bunları bir kenara bırakıp hayatınıza devam mı etmelisiniz? Elbette bir nebze karşınızdakine derdinizi anlatıp uyumlu bir yol geliştirmeye çalışırsınız, peki sonra? Hala olmuyorsa?
Narsizm durumunda olan şey çoğunlukla işte bu "hala olmuyor olması" durumu.
Bir insan ortada bir problem olduğunu kabul etmeden onunla uyumlu hale gelmeniz olanaksız.
- akhenaten (04.10.22 08:40:37 ~ 10:37:32)
akhenaten +1
sosyal ilişkiler içerisinde herkes psikolog gibi davranmak zorunda değil ki davranamaz da. sevdiğiniz, değer verdiğiniz insana mümkün mertebe anlayışlı yaklaşsanız bile bir süre sonra farkında olmadan zarar veriyor olabilirsiniz.
kişilik bozuklukları, psikolojik rahatsızlıklar için bu sorunları (eğer deneyimleyen kişi sorun olarak görüyorsa) çözmeye yardımcı olacak profesyoneller var. kişi bu davranışları sorun olarak görmüyor ve normal olduğunu düşünüyorsa kendisiyle etkileşim kuran sıradan insanlar söylediğiniz gibi dikkatli yaklaşamayabilir. bu çok insani bir şey, herkesin limitleri var.
sosyal ilişkiler içerisinde herkes psikolog gibi davranmak zorunda değil ki davranamaz da. sevdiğiniz, değer verdiğiniz insana mümkün mertebe anlayışlı yaklaşsanız bile bir süre sonra farkında olmadan zarar veriyor olabilirsiniz.
kişilik bozuklukları, psikolojik rahatsızlıklar için bu sorunları (eğer deneyimleyen kişi sorun olarak görüyorsa) çözmeye yardımcı olacak profesyoneller var. kişi bu davranışları sorun olarak görmüyor ve normal olduğunu düşünüyorsa kendisiyle etkileşim kuran sıradan insanlar söylediğiniz gibi dikkatli yaklaşamayabilir. bu çok insani bir şey, herkesin limitleri var.
- coldegezenkutupayisi (04.10.22 08:56:48)
cezaevinde çalışan bir ruh sağlığı çalışanı olarak bize mahkum hakkında söylenen ilk cümle şu oluyor: 'aslında özünde çok iyi biri' herkesin özünde biraz iyilik var zaten.
@coldegezenkutupayisi +1 sosyal ilişkiler içerisinde herkes psikolog olarak davranmak zorunda değil.
burada önemli olan şey sıkıntılı olduğunu düşündüğünüz kişinin gerçekten kendisinin davranışlarının sıkıntılı olduğunu kabul etmesidir.
@coldegezenkutupayisi +1 sosyal ilişkiler içerisinde herkes psikolog olarak davranmak zorunda değil.
burada önemli olan şey sıkıntılı olduğunu düşündüğünüz kişinin gerçekten kendisinin davranışlarının sıkıntılı olduğunu kabul etmesidir.
- mikahakkinen (04.10.22 10:28:46)
Eski sevgilim narsist olduğuma inandirmisti beni. Davranış ve düşünce bozukluklarım vardı, empatik düşünce yerine sempatik düşünce yapısına sahiptim. Utanç anında önce kapanır sonra suçlama yapardım. Empati yapamadığım için narsist olduğumu düşünen çok insan oldu. Şiddetsiz iletişim eğitimleri alıyorum, empatiyi hayatıma entegre etmeme, düşünce yapımı yeniden oluşturmama inanılmaz faydası oldu. Narsist de tüm psikolojik etiketler gibi aşağılayıcı ve tetikleyici geliyor bana. İnsanları rahatsız eden davranışlarım bir kelime ile tarif edilemez, bu bir etikettir, bu bir yargıdır. Etiket ve yargı içermeyen bir gözlem ile rahatsız olduğunuz konuyu içtenlikle dile getirirseniz karşı taraf sizinle empati kurup kendinin daha iyi bir versiyonu için eğitim/tedavi/öğreti alabilir. Eşim şiddetsiz iletişim bildiği, sözlerim ve davranışlarım arkasındaki gerçek ihtiyaçlarımı görebildiği için ona hayran kaldım ve ben de şiddetsiz iletişim öğrenmeye başladım. Doğru ile yanlışın ötesinde bir yer var, orada buluşalım.
- hasmetizm 2046 (04.10.22 10:49:36)
Bu arada bir parantez açmak istedim. Popülerleşen her türlü kavram, konsept, fikir eninde sonunda bir "halk arasında" kullanılan anlama sahip olup sınıflandırılmış bilimsel ya da ideolojik tanımının dışına çıkıyor. Engelli, özürlü gibi sözcükler ya da feminizm gibi ideolojiler yahut başka şeyler nihayet o kadar popülerleşiyor ki artık kavramın kendisinin ifade ettiği şeyler için kullanılmamaya başlanıyor.
Narsist sözcüğü de son zamanlarda olur olmaz kullanılmaya başlanmış olabilir, başlamasa da başlaması yakındır. Ne var ki bir de sözcüğün orjinalinde ifade ettiği çerçeve var. Diğer insanlar için çeşitli yönlerden zarar verici etkileri bulunan sınırları çizilmiş, gruplanmış bir kişilik bozukluğuna sahip insanları tanımlamak için kullanılıyor.
Bu açıdan birisi tarafından hatalı şekilde narsist olarak tanımlanmak, narsist kişiliğe sahip insanlara koşulsuz bir kabullenişle yaklaşmayı gerekli kılmıyor. Eşi, arkadaşı ya da bir dergideki anketle narsist olduğu söylenen kişi narsist olacak diye bir şey söz konusu değil. Zaten tam da bu yüzden "insanlara psikolog, psikiyatrist" muamelesi yapamayız. Hal buyken zaten kişiye "narsist olduğu için" değil, zarar verici davranışları için sınır çekilmeli eğer çekilecekse.
Ancak narsist terimi gittikçe günlük bir sözcük olmaya başladı. Bunun sonucunda ne olur? Muhtemelen ilerde bilimsel tanım değişir, narsist denmez ancak atıyorum; "B3 tipi kişilik" olarak tanımlanır ve gerçekte ifade ettiği anlam bu şekilde devam eder.
İnsanlara teşhis koymak yanlış ve yapılmaması gereken bir şey. Ancak burada sorulan birinin narsist olup olmadığına karar vermek değil zaten, tanımlanmış narsist tipine karşı ne yapılmasının uygun olduğu.
Narsist sözcüğü de son zamanlarda olur olmaz kullanılmaya başlanmış olabilir, başlamasa da başlaması yakındır. Ne var ki bir de sözcüğün orjinalinde ifade ettiği çerçeve var. Diğer insanlar için çeşitli yönlerden zarar verici etkileri bulunan sınırları çizilmiş, gruplanmış bir kişilik bozukluğuna sahip insanları tanımlamak için kullanılıyor.
Bu açıdan birisi tarafından hatalı şekilde narsist olarak tanımlanmak, narsist kişiliğe sahip insanlara koşulsuz bir kabullenişle yaklaşmayı gerekli kılmıyor. Eşi, arkadaşı ya da bir dergideki anketle narsist olduğu söylenen kişi narsist olacak diye bir şey söz konusu değil. Zaten tam da bu yüzden "insanlara psikolog, psikiyatrist" muamelesi yapamayız. Hal buyken zaten kişiye "narsist olduğu için" değil, zarar verici davranışları için sınır çekilmeli eğer çekilecekse.
Ancak narsist terimi gittikçe günlük bir sözcük olmaya başladı. Bunun sonucunda ne olur? Muhtemelen ilerde bilimsel tanım değişir, narsist denmez ancak atıyorum; "B3 tipi kişilik" olarak tanımlanır ve gerçekte ifade ettiği anlam bu şekilde devam eder.
İnsanlara teşhis koymak yanlış ve yapılmaması gereken bir şey. Ancak burada sorulan birinin narsist olup olmadığına karar vermek değil zaten, tanımlanmış narsist tipine karşı ne yapılmasının uygun olduğu.
- akhenaten (04.10.22 11:33:34 ~ 11:37:50)