Ekşi Duyuru

view > gridlines'daki tiki kaldır.

kılavuz çizgilerini kaldırdan?
eğer ona rağmen çizgi varsa border vermişlerdir, onu kaldırın. giriş sekmesinde yazı tipinin altında olur genelde.

hayır, tamamen sıfır arka plan. kılavuz çizgilerini kaldırınca arka planda işlem yapılabiliyor. düz, sıfır, üzerine tıklanamayan arka plan?

ulaşmaya çalıştığınız şey nedir? böyle parça parça bir yere varamayacağız.

arka plan ilk mesajda paylaştığım gibi görünsün. tıklanamasın. kılavuz çizgilerini kaldır ve ve birleştir ve ortaladan olmadı.

Sayfa koruması koysan yukarıda söylenenlerden sonra?

hucreleri birlestir / merge cells kasttettiginiz o mu acaba?

@cedex fark ediyor mu? fark ediyorsa soruyu değiştireyim de fark etmiyor sanırım.

300 bin yıl önce ilk insandan kastınız ilk çift mi ? ilk çift 2 çocuk doğurup 30 unda ölürse çocuklar da aynı şekilde birbirleriyle çocuk yaparsa hep nüfus çocuklar doğunca 4 ana baba ölünce 2 ye düşüyor soru bu şekilde mi doğru mu anladım ?

@cedex ortalama bu. zaten kimi 45 yaşıyor kimi 20. siz bunu hepsi 29 unda bir çocuk 30 unda bir çocuk diye düşünün.
@fezagezgini çift. anne olmadan olmuyor ) ilk çift ))

30 yılda bir iki kişi gelir iki kişi gider 10000 nesil carpi iki 20000 kisi

kaç yıl yaşandığı değil, ortalama kaç yaşında çocuk yapıldığı önemli. ortalama bütün çocukların 20 yaşında yapıldığını varsaysak sonuç;

300.000/20=1500

cevap: 2^1500

pardon. sadece son nesil 2^1500. toplam yaşamış insan sayısı 2^0 + 2^1 + 2^2 + ... + 2^1500

yani bayağı büyük bir sayı

@nickini degistiren yazar bu kadar büyük bir sayı olmaması lazım değil mi?

yoo. bu şekilde çıkıyor. insanların bölünerek çoğaldığını varsaydım :)

@fezagezgini +1. Çocuklar kendi arasında mi çocuk yapıyor yoksa başka durum mu var? Eğer öyleyse nüfus hiç artmaz. Nüfus artsın diye en az üç çocuk demisti ya Erdoğan.

pardon. eşeyli üreme olduğunda işler değişiyor.

o zaman 2*1500. bu sefer çok az oldu.

adem ve havva iki tane çocuk doğuruyor. doğan iki kardeş 20 yıl sonra çiftleşip 2 çocuk doğuruyor. doğan iki kardeş çiftleşip 20 yıl sonra iki çocuk doğuruyor. bu sayede 20 yılda bir iki çocuk ortaya çıkıyor. 300.000/20=1500, 1500*2=3000

sanırım şöyle bir yanlış anlaşılma var. hayatta olan insan sayısını sormuyor. bugüne kadar yaşamış insan sayısını soruyor. 300 bin yılda her sene , her çiftte katlanarak çoğalır bu sayı. baya baya fazla olur. hesaplayamıyorum beynim error verdi.

20.000

edit kafaniz niye karistiyor abi. sati artmiyor ki 2 kisi toplamda 2 kisi doguruyor. sayi degismez.
300.000 yil var. 30 yilda mod yapiyor. bol 300000/30=10.000 kere tekrarlandi her tekrarda 2 kisi piyasaya geliyor. 10.000*2= 20.000 kisi gelip gecmis. aa dur hatta 20.002 olabilir bu. du bakim dusuniim. tabii 20.002 evet bu kadar kisi yasamis ve "ölmüş"

@nickini degistiren yazar hocam tek bir çift üzerinden gidemeyiz. her 30 yılda katlanarak gider bu sayı. ben buraya kadar gelebiliyorum :)

@turbo sadık şuan hayatta olan insan sayısı yani dünya nufusu 8 milyar. nasıl 20 bin insan olabilir. senin yaptığın hesap tek bir soyadı , soy olabilir :D

bir yerde okumuştum. bilim adamları şimdiye kadar dünyaya 12 milyar civarı insan geldiğini tahmin etmişlerdi.

@catch soruda zaten 2 cocuk yapacak her aile yaziyor. basliga gore su an dunyada zaten 8 milyar insan degil, gununuzde sadece dunya nufusu 2.
soruya gore dunya nufusu da hep 2 ve 4 arasinda degisiyor.

@ gameofannen, o bilgiyi yaklaşık 109 milyar insan olarak düzeltmek gerek.

evrimagaci.org

Verdiğiniz kriterleri bilemem ama okuduğum bir yerde bugüne kadar 90-110 milyar arası insanın yaşadığının tahmin edildiği söyleniyordu. Kaynağı hatırlayamıyorum maalesef.

fakir değiller, evcil hayvan ve dost olarak görüyorlar, aralarında bağ kurmuşlar bizim gibi.

Lezzetli ve kaliteli et bol ve ucuzken niye ev hayvanı ve arkadaş olarak gördükleri kedi köpekleri yesinler ki.

Ha ama kıtlık olur, inekler koyunlar domuzlar telef olur o zaman yerler muhtemelen.

Uzak doğuda kedi yeniyor yanlış biliyorsunuz.

Köpek yiyenler de mevcut benzer şekilde. Uzak doğunun gerekçesi ne olmalı ki bu hayvanları tüketmemek için?

bunun birkac nedeni var:

birincisi; insanoglu genelde etobur hayvanlari tuketmez. cunku canlilar besin zincirinde her tükettikleri besin ile vucutlarina bir miktar agir metal ve parazit alirlar. tabi bunlarin vucuttan atilmalari zor oldugu icin bunlar vucutta birikir. bir inek bu maddeleri az bir miktarda bitkilerden alir ve vucudunda biriktirir. sonra biz ise inek eti tuketirken bu agir metal miktarini kendimize tasimis oluruz. ama kopek etobur oldugu vucudunda agir metal biriktiren canlilari tuketmis olur ve cok daha hizli vucudunda agir metal ve parazit depolar. biz kopek yemis olsaydik eger tek seferde o kopegin hayati boyunca vucudunda biriktirdigi agir metal ve paraziti vucudumuza tek seferde almis olur ve buyuk ihtimalle daha az yasardik. eski kabile insanlari da bunu gordu ve bu hayvanlari tuketenmenin lanetli birsey oldugunu dusunduler, nedenini bilmeseler de.

Bunun tek istisnasi ton baligi. Ton baligi diger baliklari tuketir ve vucudunda tukettigi tum baliklarin sahip oldugu kadar hizla civa biriktirir. Biz de ton baligi yedigimizde vucudumuza ciddi oranda tehlikleli civa alma riski ile karsilasiyoruz ki iste bu nedenle ton baligi konserveleri cok ciddi denetlenmesi gerekir.

ikinci buyuk neden ise faydali hayvanlarin ilk once ana faydasindan yararlanmaktir amac. yani kedinin gecmisten gelen asil faydasi fare gibi hastalik tasiyicilari cevreden uzaklastirmak. simdi sen inek yerine kedi yersen, bu fare ile kim mucadele edecek, inek mi? o nedenle inegi tuketip, kediyi sadece kendisine has hizmeti yapmasini saglamak daha mantikli.

tum bunlar nedeniyle besin tuketme aliskanliklarimiz dini nedenlerin yaninda daha cok fayda odakli belirlenmistir ve bu kulturel genlerimize islemistir. bu durumda avrupalilar ile asyalilar arasinda cok farkli degil, sadece kitlik gibi nedenlerden dolayi kucuk oranda farklilasmistir. ornegin asyalilarin bocek veya kopek eti yemesi gibi istisnalar olmustur.

yani ozetle dini nedenlerden dolayi degil saglik ve fayda acisindan bakildigi icin yemiyorlar.

Kulturel. Tipki bizdeki gibi. Neyi yedigimiz, yemedigimiz veya nasil yedigimiz, dünyanin her yerindeki yeme aliskanliklari kulturel. Din de burada en buyuk rol oynayan faktor. Cuma gunu hala cogu yaslinin evinde su urunleri pisirilir, kirmizi et tuketilmez mesela.

Avrupa ozellikle Hristiyan ve Yahudi dinlerinin kulturel ogeleri uzerine olusmus bir kita. Temiz olmayan hayvanin eti yenmez denir. Bu kimisi icin kedi, kimisi icin domuz. Hristiyanligin metinlerinde kopek pis bir hayvan olarak geciyor, kani yalayan, kusmugu yalayan... 9 kez Yeni Ahit metninde 32 kez de Eski Ahit metninde kopek kelimesi geciyor.

Eski yahudi evlerinde mumyalanmis kedi bulunuyor mesela. Kopek ve kedi yuzyillardir yerlesik hayatin bir parcasi olmus Avrupa´da. Fonksiyonlari sayesinde yer edinmisler. Savaslarda iletisimi saglamaktan tutun, bira ficisi tasimak icin yetistirilmis ozel kopek cinsleri var.

Bu arada her Avrupali ayni hayvanlari yemiyor. At eti mesela Isvicre´nin ve Almanya´nin belli yerlerinde ozel geleneksel yemektir. Ama bu ulkelerin diger kisimlari icin "igrenc, yemesi dusunulemez, canice" sayilabilir at yemek.

nefes almayı

Nefes vermeyi

tatli yemeyi komple birakmak isterdim, hic tatli yemeden de yasanir degil mi?

Sağlıksız beslenmeyi ve üşengeçliği.

Youtube, twitter, instagram gibi yerlerde zamanımı öldürmeyi.

sigarayı bıraktım. sıra şekerde. başka bağımlılık vb şeyim yok.

Her haltı kafama takmayı.

tirnak yemeyi ve sekeri. seker bir sekilde birakilir da tirnak kemirmek 30 senedir yaptigim ve birakamadigim birsey.

Akıllı telefonu

Şeker ve gluteni.

Kabloları birbirine sarmış olabilirler. Cat tipi kabloların içinde 8 tane tel (4 çift) vardır. Telekomdan gelen bakır tel bir çifttir. Her bir teline 20'şer tane tel bağlarsanız 20 çiftten de bağlantı sağlanır ama gereksiz yere direnci arttırmış olursunuz, hat kaliteniz düşer.

Telekomdan gelen kablo çiftine tek bir çift bağlayıp deneyin. Önceden de bu şekilde ve ona rağmen 10 mbit alıyorsanız sorun servis sağlayıcıda olabilir.

Bu arada 16mbit bağlantıda 1.6 megabyte/sn hız alıyorsanız bağlantı normal. Ama yok eğer 160 kbyte/sn olduysa sıkıntı var. Genelde mbit ile megabyte karıştırılıyor da o yüzden yazdım.

polisan'dan kesinlikle uzak dur. ben ahşap için renklendirici aldım sorun yaşadım, arkadaşım polisan iç cephe boyası aldı, kaldı ki 30 senedir babası kendi boyar kendi evlerini 15 gün boya yaptılar duvardaki dalgalanmaları problemleri gideremediler, boyayı değiştirdiler düzeldi.

özetle polisan ne yapıyor bilmiyorum ama nereden tutsan elinde kalan bir şeye dönüştü.

Evde koah hastası veya astım hastası varsa voc değeri sıfıra yakın boya kullan. Oda içerisinde oluşan formaldehit oranını %80 azaltır. Dyo oxymax, alpinelife gibi. Uzun süre vakit geçrilen odadalarda (oturma odası/salon, yatak odaları) dyo oxymax diğer yerlere (mutfak, antre, kiler, tuvalet vs) küf önleyici özellikli yine voc değeri piyasadaki pahalı stardart boyalardan daha düşük olan permolit permomax ipek mat boya kullanabilirsin. Duvarların durumu iyi değilse 2,5lt dyo binder alıp 17,5lt suya karıştırıp toplamda 20lt olacak dyo binderi boyadan önce astar olarak atabilirsin.


Tüm tavanlara permolit permomax antibakteriyel tavan boyası kullanabilirsin. Oda kapıları vs boyanacaksa su bazlı yağlı boya kullanabilirsin. daha önceden standart yağlıboya varsa dönüşüm astarı kullanabilirsin.

Dyo oxymax koçtaşdan diğerlerini n11 den filan alabilirsin.

Ramazan bayramından önce kendi evimi kardeşimle boyadım şimdilik bu boyalardan oldukça memnunum.

jotun firması sanıyorum ki dünyanın en büyük boya firması, türkiye'de son kullanıcıların pek bildiği bir marka olmasa da ben dünyada çok yerde özellikle endüstriyel kullanımda çok kez gördüm. yani bence polisan ile pek kıyaslanabilecek bir marka değil.

jotun markali boya oneriyorum. tanidiklarimin yaninda insaatta vasifsiz eleman mertebesinde iken sahit oldugum kadariyla hep bu marka boyayi kullaniyorlardi. boyanan daireler de baya pahali dairelerdi.

jotunla ilk 2008 yılında tanıştım ben, fabrikaya boya geldi kova kova, bu ne lan gitmişler çin malı boya almışlar, keşke marshall, filli boya falan alsalardı deyince, millet muhahah diye gülmüştü bana, bu da enteresan bir anımdır.

1) şampiyonlar Ligi marşı :)
2) Bella Ciao
3) Rusya Marşı

www.youtube.com
www.youtube.com

Enternasyonal bi de

A1 hücresinde 99 yazdığını düşünelim

=eğer(uzunluk(a2)<=2;a2;"")

Bu formül sayıların yazdığı sütünün yanına yazılır, en alta kadar yapıştırılır. Daha sonra formülü yazdığımız sütuna filtre konup boş olanların yanındaki tik kaldırılır.

yan sütununa "=len" formülünü kullanarak karakter sayılarını getir.Oradan da 2 karakter'e sahip olanları filtrele.

Kullanılır da o şise sebilin üzerinde durmaz.
Düşmeyecek şekilde sabitlersen kullanılır.

şişenin ağzının tam oturabilmesi için tutma aparatını keskiyle kesmeniz gerekiyor. o da zor oluyor.

ondan daha önemlisi 5 litrelik şişeler yumuşak plastikten yapıldığı için içindeki suyu aldıkça şişe büzülüyor basınçtan. damacananın plastiği sert olduğundan şekli değişmiyor, buna aldanmayın.
su doldurdukça bir yerden hava alıp basıncını eşitleyemediği için gittikçe büzülüyor ve iyice büzülünce ya düşüyor veya basınçtan şekli bozulan pet şişeden su akışı kısıtlanıyor. tam anlatamadım ama kullanmayı denedim ordan biliyorum.

hayır. damacananın sert plastikten olmasının sebebi var, yumuşak plastikten yapılma şişe kullanılamıyor maalesef.

tek sorun basinctan buzusmesiyse yukardan delik delinip hava aldirilsa olmaz mi?

normal vantilatör.

Nemli bir şehirdeysen buharlı olmamalı

ikisi de denendi, ikisi de nemli sıcak havada fayda etmiyor. ısı transferi ve havalandırma konusunda deneyimim olduğu için şunu önereceğim; amaç evin içindeki havayı hızlandırmak (fan) değil içerideki sıcak havayı evin dışına atmak (yüksek basınç ile: dışardan içeri hava basmak veya alçak basınç ile: içerideki havayı dışarı atmak) olmalı. bu yüzden fanı (en basit tip bile olsa) pencerelere çok yakın konumlandırın.

sağ olun. vantilatör kafi anlaşılan.

Polisan elegans extra

Miktarı bilmiyorum

www.polisan.com.tr

Boyanabilen alana litrede 20-22 metrekare demiş. Hadi siz acemi olsanız, 7,5 litre bence yeter.

Artan boyayı pet şişenin içine doldurup ağzını sıkı kapatın. İlerde rötüş falan yapmak için kullanırsınız. Ton farkı olmuyo

hayır

Uzun bir süredir berbattı, hatta duyurusunu falan da açmıştım. Ama son 1-2 güncellemede performansı biraz iyileşti bende. Ama hala yavaş tabiî mobil app'e göre.

hayır

mobil app'e göre yavaş açılıyor, sonra kendine geliyor. ilk başta bir süre ağır takılıyor, ama toparlıyor, hep öyle kalmıyor.

Açılması çok fazla vakit alıyor. 3 dakika bekliyorumdur muhtemelen. Sonrasında sıkıntı yok.

Kir tutmayan var ondan alin kendini temizliyor. 1000 e boyatmistim.

Birini üç dört kat sürüyorsun bana mısın demiyor, diğerinde tek kat ile olayı gömüyorsun.
Filli boya iyidir.

filli boya, polisan, marshall ve ya jotun oneririm. Polisan ve Jotun'u kullandigim icin bu ikisi hakkinda soyle birsey diyebilirim, Anti aging boyalari var yani kuf tutmayan normal boya fiyatindan daha yuksek.

Yeni boyadım filli boya marshalldan daha iyi

ilçe/il seçim kurulları ysk nın yasal prosedürünü uygulayarak insanlara görev emri çıkardı (ben katılmıyorum deme şansın yok hukuken cezası var) sonra da ysk kendi kanununu usülsüzlük saydı

il ve ilçe seçim kurulları atadı, şimdi "yasada bug var" diyorlar. klasik akp işte.

neden atadılar - "yeterli adam bulamadılar". ondan.

yasadışı mı? yasa dışı atama falan yok seçimlerde banka görevlileri görev alabiliyor. ilçe seçim kurulu soruyor resmi kurumlara görev alır mısın diye memurlardan yeterli sayı çıkmayınca bankalara soruluyor. madem o kadar riskliydi bir sürü memur var görev istemeyen görevlendirme çıkarıp görevlendirselerdi.

Bina kat mülkiyetine geçer, daireler ayrı ayrı geçmez. Sizin dairenizin arsa payı değişmiyorsa atın gitsin.

veranda pera

www.zomato.com

Cumhuriyet meyhanesinde oldukça keyif almıştık biz 10 kişilik bir grup olarak. Fasıllı bölümü de vardı, fasılsız da.

4 yaş.

ben de 4 demeye gelmiştim. ama çocuğuna göre de değişir tabii. yerinde duramayan, dikkat eksikliği tavan olan 4 yaşındaki bi çocuk gidilen filmi kendine ve etraftaki diğer çocuklara, geçirilen zamanı da size zehir edebilir.

ha ayrıca bunları ilgisini çekebilecek, kendisine hitap edebilecek filmler için söylüyorum. yetişkin filmine yancı olarak süs bitkisi kıvamında çocuk bile götürseniz ortalığı ayağa kaldırır.

sinemadan önce evde 3-4 yaşlarında 20-30 dk'dan başlayarak çizgi filmler izletin eğer izleyebiliyorsa yavaştan 50 dk'ya çıkın. böyle böyle 1.5 saate kadar devam edip bir süre (haftada 1-2 yeter) izletmeye devam edin eğer güzel güzel izliyorsa sinemaya da götürebilirsiniz.

asla.

kuzenimin 4 yaşındaki çocuğu çok rahat film izliyor. çocukta çocuğa değişir tabii. ben olsam herhalde 6 dan önce götürmezdim

4 yaşındaki yeğenim çocuk tiyatrosuna gitmekten çok keyif alıyor.

sürekli anlatıyor, şöyle oldu böyle oldu diye.

AB parayı onlara öyle direkt vermiyor.
O dövizler Avrupa'daki akrabalarından geliyor muhtemelen onlara.

insan kaçakçılarına ödeme yapıyorlardır.

Onlar suriyeli değil arap, denizbankı da arap bir banka aldı. Şu an onun iştiraki olarak çalışıyor. Muhtemelen arap emirliklerinde kullandıkları banka türkiyede denizbank atm'sinden para çekip yatırmaya ücret almadıkları için onu kullanıyorlardır.

Her Arap, Suriyeli değil ki, turist de olabilirler. Turisti illa müze, Sultanahmet gezen tipler olarak da düşünmeyin, alışveriş için gelen de çok, Lcwaikikiden 10-15 torbayla çıkıyor adamlar, Akasaraydan bi daire alsam, bi büfe, kebapçıya ortak olsam diye gelen tipler de var

Beylikdüzü Beykent şubesinden mi bahsediyorsun orası da ne zaman gitsem öyle. Denizbank herhalde bunlardan fazla masraf işlem, swift ücreti almıyor. Ev alıyorlar hep vatandaşlık almak için.

diğer yazarlar da farklı yerlerde böyle kuyruklar görmüşler. başka bir iş var ama neyse.

Entelektüel birikimden kasıt ne mesela? Tanımına göre değişir.

12,5 falan.

Başkalarının seviyesini bilmeden nasıl konumlandırabilirsin kendini ?

21746384

Internette 1-2 kisiye denk geldim.

25 bin profesör, 15 bin doçent, 37 bin doktor öğretim üyesi, 35 bin öğretim görevlisi, 45 bin araştırma görevlisi. 150 bin küsur. 4+1 daireden bozma üniversiteleri, nepotizmi falan düşünürsen temiz 50 bini çöptür. 100 bin eder. 100 bin de bağımsız yazar, gazeteci, sanatçı, bürokrat (subay yâni), diplomat, öğrenci ve yaşı gereği uzun yıllar entellektüel birikimini geliştirme imkânı bulmuş sıradan vatandaşı eklersen ilk 200 binde varımdır.

Ama soru mantıksız biraz. Aynı yaş dilimi içinde değerlendirmek gerekir.

Bahsi geçen nitelikte birisiyle tanıştığımda hayata küsüyorum. Aynı yaş dilimi kriterdir.

ülkenin ilk 100 bini böyleyse vay halimize ya sjbsjdbdj

ilk 200bin de olduğunu sanan vasıfsızların entelektüel'in nasıl yazıldığını bile bilmediği bir ülke işte burası, öyle bi bataklığın tam ortasındayız

Yoktur

ne gömdünüz arkadaş. kelime zaten yabancı kökenli ve bildiğiniz gibi çift l ile yazılıyor. vatandaş yurtdışında fazlaca vakit geçirmiş olabilir. eli gitmiş olabilir. alain digbeu bile olabilir. ne olacak yani? üşenmedim savundum adamı.
ha şapka mapka komik tabi, o konuda ben de kırgınım.

Levent'te,
Turkcell, Vodafone çekiyor.

avcılarda avea çekiyor

Turkcell,dünden beri sinyal gelip gidiyor.

Heybeliada

heybeliada +1.
20 sene önce 3 ay kalmıştım. aklım hala orada.

cunda

Eskiden Urla Devlet Hastanesi'nin olduğu Karantina Adası.

Annem o hastanede çalıştığı için ben de hastanenin kreşine gittim 9 aylıktan itibaren. Çam ağaçları, hastanenin plaji falan çok seviyodum. Ama sona Emine Erdoğan adayi aldı, hastaneyi taşidilar ve orayı özelleştirdiler.

Bu arada kendisi ada ama kara yolu bağlantisi var, yani sorun olmaz sanirim :D

Onun dışında ayvalik-Cunda adası ve bozcaada da sevdiğim adalar. Hatta orta büyüklükte bi adada doğup büyümek isterdim yunan adası gibi mesela. Çok ilginç bi deneyim olabilirdi

Hiçbirinde.

Bozcaada

Şu anki Türkiye'de İmralı sanırsam.

giresun adası: 20 yıl kadar önce adada bir çift yaşıyordu, tek başıma kendilerinden bu görevi devralabilirim.

bozcaada. üzüm yetiştirip belki küçük bir pansiyon. insanın ömrü uzar

Burgazada ya da Bozcaada.

Heybeliada ya da Büyükada

bozcaada

bozcaada

Gökçeada.

www.mappingmegan.com

almanya'dan bildiriyorum, her yerde cesme suyu iciyorum.

Avusturya: her yer cesme suyu.

Prag'da, Paris'te, Atina'da, Viyana'da, New York'ta, Los Angeles'ta, San Diego'da, Utah'ta, San Francisco'da her yerde cesme suyu. Hindistan, Banglades, Nijerya'yi bilmiyorum ama Meksika'da da herkes gibi cesme suyu ictik.

italya da çeşme suyu içiliyordu. pariste çeşme suyu güvenilir değildir.

Britanya:
ulkenin her yerinde musluk suyu guvenli bir sekilde icilebiliyor.
Su sirketinin ozel bir uyarisi yoksa problem yok.
Sdece tadini sert bulan, alisamayan vs kitle dogrudn musluk yerine filtre edip icer. (yine musluk suyu ama).
Damacana daha cok okul, hastahane, isyeri gibi kalabaliklarin oldugu yerlerde gorulur.

Dublin: Cesme suyu iciliyor. Ve su ucretsiz.

Tadi sahane olmasa da Londra’da herkes cesmeden icer. Su da Londra su kalite raporu: goo.gl

Bu da İstanbul kalite raporu: goo.gl

Istanbul'da da ust limite yaklasan bile yok, gayet iyi durumda ama neden herkes damacana aliyor belirsiz.

Vay efendim Istanbul'da suyun tadı güzel değil diyen olacaksa, Londra'da da hoş değil. Epeyce bir insan filtre/arıtma vs. kullanıyor.

Maça 10 diye bağırıyor.

eminim maça 10 dışında bir kart için de mantıklı açıklama getirirler ama bu soru, bu kadar bilgiyle cevabı maça 10 olması üzere tasarlanmış.

gidip sinek 3 falan derler doğru cevaba, bi şekilde bağlarlar da vay anasını müthişmiş dersin ama sen kuramazsın o bağıntıyı. çünkü hali hazırda kolay ve mantıklı bi bağı kurmuşken yenisine gerek yok ki.

yaratıcılık falan ölçüyodur sözde bu test.

Maca 10 diycem ama. Bu sorulaeda bir bkluk oldugu icin kesin defildir

Sinek 4 de olabilir. Rakamli olan sari ve siyah iki seei bitiyor ve yeni aeeinin ilk karti sinek 4 olabilir

*siyah ve kirmizi yazmak istedim. Mobilin editinin olmamasi

"Bu düzene göre sıradaki ne olmalı" denirse maça 10.

Ama yok "sıradaki kart nedir" diye sorulursa 46 ihtimal var.

Elinize karışmış bir deste alın ve sırayla 6 adet kağıt açın, fotoğraftaki sıralamanın dizilme ihtimali var.

Ama 7. kartın ne olacağını kesin olarak kimse bilemez, 46 ihtimal var.

kesin "kartların sıralı olması sonraki kartın da bu sıraya göre geleceği anlamına gelmez, o yüzden her kart gelebilir" gibi sikimsonik bir cevabı vardır.

tam maça 10'lusu diyorsun. soru sahibi diyor ki "maça 10 diye bir kart bizde yoktu, kartlarda maça 4'lüsünden başlıyordu bu yüzden maça 4 ehe" al bide burdan yak.

"e kadar"

bende de 10 falan. bi ara sor yine de. bazen hızını 10mbite falan sabitliyorlar.

Söz konusu ttnet’se her şey normaldir

www.milleni.com.tr

buradan adresinizi sorgulatın, en azından bir fikir verir.

not: millenicom kullanmıyorum ama altyapı aynı sonuçta.

Olmuyor. 7 destekleyen hatta 16 verdiklerinde sık sık kopmalar olabiliyor, o yüzden hızınızı sabitlemiş olabilirler. Modem arayüzünde yazar size tanımlanan hız, bazı modemlerde hattın desteklediği hız da yazıyor hatta. Buna uğraşmka istemezseniz aşağıdaki bağlantıdan tahmini hıza bakabilirsiniz.

turk.net

Modem arayüzünden hat değerlerini paylaşırsanız yorum yapmak kolay olur.

@ shotcrete Modem arayüzünde şu değerler var
Downstream Upstream
SNR Margin: 15.0 17.1 db
Line Attenuation: 15.0 9.2 db
Data Rate: 8192 799 kbps
Max Rate: 15680 1063 kbps
CRC: 44 9

Selamlar. Unutmuşum duyuruyu.
Paketiniz 16 değil 8mbps görünüyor hat değerlerine göre. Alabileceğiniz maks. hız 15mbps civarı. Hattınız da bu hızı verir rahatlıkla. Ama 8e sabitlenmiş. Eğer 16’ysa paket arayın TT’yi düzeltsinler.

önce elin fotoğrafını çekiyor.

Kameranın özelliği olamaz. Alt tarafları kamera çekemez.

louie

dizi sayılırsa

başlıktaki soru değil!

hadi soruymuş gibi yapalım. sit-com dediğimiz abd menşeili bir komedi dizisi süre standartı.

örnek vermek gerekirse.

friends
seinfeld
himym
new girl
it crowd
scrubs

coupling uk

the end of the fucking world

Workaholics

The Good Place
Community

Brooklyn 99

it's always sunny in philadelphia

modern family
the office

the big bang theory

Bos beles esprilierle dolu sitcomlarin hepsi iste.

black books denmemiş galiba, o da var.

Two broke girls
My name is earl
Suburgatory

çalışma koşulları bezmialemde daha iyidir, doktor rahattır, daha iyi kafadadır. sırf bu yüzden bile... anladın.

Herşeyden önce iskanda o dubleks tek bağımsız bölüm olarak görünüyorsa, imar affı ile iki bağımsız bölüm olarak kayıt yaptıramaz. Binanın tamamen iskanı yok, kaçak ise ancak o şekilde kayıt yaptırabilir. Sadece kapattığı mahalleri kayıt altına aldıracak ve belediyeden yıkım vb. yaptırımla karşılaşmayacak.

Sizin arsa payınız tapunuzda ne ise o değişmez. Dubleks sahibi isterse üstüne kat çıksın aynı arsa payına sahip olmaya devam edecek.

sağ ol. şu an iskanı yok. kat irtifaklı. bütün kat sahiplerinden vekalet isteyip, yeni projeyle başvuracaklarmış ve her daire kat mülkiyetli olacakmış. dubleks daireleri bölmüşler ve terasları kapatmışlar, dubleks dairelerden de ayrı kapıları açmışlar. bu şekilde projesi çizilecek sanırım. tabi bu arada bizim arsa payımıza ya da metrekaremize bir şey olur mu onu bilmiyorum?

Sizin arsa payınızda kesinlikle değişiklik olmayacak. Çünkü bu imar affı sadece kaçak yapıları veya kaçak eklentileri, bina yıkılana kadar meşru hale getirecek.

Diyelim sizin dubleksci nin arsa payı 10/100. Terasları kapattı ve 2x metrekare elde etti. Arsa payı 20/100 olamayacak. 100 değişmiyor. Aksine 2x metrekare yapmış olmasına rağmen 2 daireye de bölünce 5/100 + 5/100 olacak şekilde 2 tapu alacak. Kendi oturacaksa ne ala. Ama 2x metrekare süper dubleks diye birilerine itekleyecekse işte alanlar az arsa paylı ama fazla metrekareli bir garip daire alacaklar.

mavidir bence çünkü gökyüzü her yerde.

Ten rengi.

ten/toprak/tahta rengi.

@konusma +1

arkadaşlar uyurken nasıl bi şey/bi renk görebilirsiniz?

Yesildir. Insaligin rahat 55-70bin yillik omru var. Bu periyodun %99.9'u falan her tarafin yemyesil oldugu yapilasmanin modern yasamin olmadigi donmelerdir. EN cok yesil gormuslerdir.
Gokyuzune ozel bir durum olmadikca kafani kaldirip bakmazsin.

mavi yahut beyaz

Eigengrau olduğuna kesinlikle katılmıyorum. Uyurken bilincimiz de kapalı olduğundan, bir renk görüyor olmaktan bahsetmek garip oluyor. Görmek sonuçta bir şeyi "seçme" sonucu gerçekliğini kazanıyor. Yani işin bir tarafında algı oluyor olmalı. Ama uyurken bu yok.

Yeşil +1 diyorum. İnsanlık tarihinde yeşil çok daha fazla yer almıştır. Daha sonra da mavidir diye düşünüyorum. Sadece gökyüzü değil su da var işin içinde. Gökyüzünün rengi denize yansıdığından mavi de fazladır ama yeşil kadar değil.

MAvi diyen arkadaşlar için gelsin

seyler.eksisozluk.com

İnsanlık tarihi diyince açıkçası yeşilden ziyade çöl, toprak rengi daha mantıklı geldi bana. Önceden ağaç mı vardı Allah aşkına. Ağaç dediğin yeşil şey son 100-150 yıldır insanoğlunun aklına geldi. Çorak araziler tarihin son evrelerinde yeşile dönüştürüldü.

@€xpolerer

Mavi diyenlere gelsin demişsiniz ama yazıda mavinin görülmediğinden bahsedilmemiş ki aslen. En sonunda da aslında bir cümlelik özet geçmiş.

"bu nedenle mavi rengi dillere yerleşmeden önce insanlar tarafından sıkça görüldü, fakat büyük olasılıkla insanlar ne gördüğünü bilemedi veya ne gördüklerinin farkında değillerdi."

Bu yazı durumu dil bilimi odağında incelemiş biraz. Güzelmiş ama.

Kesinlikle degil. Kasa kalitesi olarak olabilir belki bi tek.

evet. eğer telefonu x ayda bir formatlayıp, saklama alanın dolduğunda çerezleri temizleyip ara ara bataryanı kalibre etmek, bazı zamanlarda uygulamaları sd karta taşımak istemiyorsan en iyisi apple. ama yukarıdakileri yaparım dersen android telefonlar acayip iyi. tek sıkıntı malesef xx uygulaması durdu diyor, yavaşlıyor, stabil değil, 2 sene sonra çöpe dönüyor. 2 sene sonra o telefonu kullanabilmek için forum forum dolaşıp çareler araman gerekiyor. bu sorunlar olmasa androidler felaket telefonlar.

evet kesinlikle iphone.
gerek kamera, gerek stabilite olarak alayını tokatlıyor.

para sorun degilse iphone tabi. her sene yenisini alabilecek olsam iphone alirim. durumum yok xiaomi aliyorum.

Kamera icin iphone. Gerisini bilmiyorum.

kullanım ömrü ve stabil performans açısından evet.

yıl başına düşen net telefon harcaması bakımından evet.

yani herhangi bir telefon aldın. kaça aldın? kaç sene götürecek? bu senenin sonunda kaça satacaksın? bu üç soruya verdiğin cevapların toplamı iphone modellerini ekonomik hale getiriyor.

Tam kavga çıkaracak soru :) Bu kadar koşulsuz seveni ve koşulsuz nefret edeni varken insani bir cevap almanız çok olası değil gibi ya.

Ben apple ürünlerinin genelde uzun süre kullanıldığını tecrübe ettim. Aynı zamanda elimde 2014 model zte telefon var android gariban hala çalışıyo, uzun gidiyorsa bu da gitmiş yani.

Mevzu fiyat performanstan çok artık android mi kullanmak istiyorsunuz ios mu sorusuna geliyor tüm fanboy/hateboy'lukları geçtikten sonra.

kişiye göre değişir. daha stabil ve kullanımı rahat diye çoğunluk iphone'u tercih ediyor ama Samsung diyen de hiç az değil.

yani net bir cevabı olmamakla beraber diğer markalardan ziyade samsung ve apple olarak öne çıkıyor piyasa.

Kişiden kişiye falan değişmez.

Şu anda paranın alabileceği en iyi cihaz Note 9.

Kasa kalitesi Iphone X için konuşursak rezalet.
Kanıt: m.imgur.com

Kamera konusunda Iphone X skoru en altta listede kaçıncı görün.
kanıt:
www.dxomark.com

Yazılım konusunda Iphone mu en iyisi? Kime göre neye göre ben nefret ediyorum IOS'ten.

Dayanıklılık konusunda da zaten hepsi artık aynı. Gorilla Glass 5, ekran zaten Samsung Oled aynı. Batarya dayanımı desek zaten tüm muadillerinden kötü Iphone.

O zaman nasıl en iyi telefon oluyor? Kaldı ki yeni bile değil artık Iphone X.

Ha bak işlemci benchmarkta A11 bionic üstüne yok. Ama ram konusunda cimri olduğundan Apple bunu da tam randımanlı kullanamıyorsun.

Geçiniz. Sd845 ile çözemeyeceğin alamayacağın uygulama yok.

Şu an telefonun ağababası Note 9'un 8 gb ramlik versiyonu. Değerlendirmelerde çok iyi puan alıyor.İphone hep gerilerde.

UIBC dediği de zaten doymamış demir bağlama kapasitesi. Demir yeteri kadar var (ki normal sınırlarda çıkmış) ve metabolizma yenisine "aç" değil, böylelikle bağlama kapasiteniz düşmüş. Gayet normal. Demir azaldıkça demir bağlama kapasitesi artar. Sizin tabloda bir yanlışlık yok yani.

alırken kredi çıkmaz
aldınız satmak isteseniz alan olmaz.
eski binaysa, kentsel dönüşüm işi daha çetrefilli oluyor
En iyisi kat mülkiyeti metrekaren belli tapun belli

alırken kredi çıkar.
aldınız satmak isteseniz alan olur.
eski binaysa kentsel dönüşüm işi daha çetrefilli olmaz.
kat irtifakında da metrekaren belli tapun belli.

şimdi kat irtifakı ile, hisse tapusunu karıştırmamak lazım.

çok çok basit anlatıyorum;
kat irtifakı denen şey inşaat yapmadan önce çizdirdiğin proje üzerinde hangi daire kime ait göstermek için yapılır. dairelerin konumları, alanları bellidir. yönetim planı oluşturulmuştur. her şey nettir ve bu kat irtifakına esas proje üzerinden yapı ruhsatı alınıp inşaata başlanır. inşaat bitince de belediyeden ekipler gelir, proje ile mevcut yapıyı karşılaştırır ve "evet uygun yapılmış, alın 'yapı kullanma izin belgesi'ni" der. bu yapı kullanma izin belgesi ile de tapuya gider ve taşınmazı kat mülkiyetine geçirirsin. türkiyedeki eski yapıların en az %50'si kat mülkiyetine geçmemiştir.

kat irtifakında nasıl sorun çıkar peki?
bir binanın kat mülkiyetine geçmesi için yapı kullanma izin belgesi (iskan) alması gerekir. bu belge o parselin artık arsa vasfından çıktığını ve bir yapı statüsü kazandığını gösterir. böylecec bölgede yapılacak yeni bir imar uygulamasında senin parseline kimse dokunamaz, dokunsa dahi muadil bir yer gösterir (düşük ihtimalli risk).

bir diğer risk ise şudur ki aldığın yapı ruhsatı tarihinden en geç 2 sene içinde inşaata başlaman, 5 sene içerisinde de inşaatı bitirip yapı kullanma izin belgesi alman gerekir. aksi takdir de ruhsat süren dolar ve binan ruhsatsız kaçak konuma düşer. eğer belediye buna takarsa ceza keser hatta yıkım kararı çıkarır ama bu da düşük bir ihtimal.

deprem sonrası yapılar da ise iskan belgesi alınmamış binalara elektri ve su aboneliği daire bazında yapılmaz ve şantiye elektriği kullanılmak zorunda kalınır. bu da yüksek bedelli faturalara sebep olur. bu sebeple iskan alınıp, kat mülkiyetine geçmek gerekir.

imar barışı konusunda ise;
eğer binanız kat irtifaklı ise ve projeye aykırı herhangi bir uygulama yok ise imar barışına gerek kalmadan kat mülkiyetine geçebilirsiniz. yapacağınız şey iskan belgesi için başvuru yapmak ve çıkacak iskan belgesi ile tapu müdürlüğüne başvurmak.

ama eğer binanın muhtelif yerlerinde proje dışı uygulamalar var ise işin rengi değişir ve çok daha çetrefilli bir hal alır. onun da cevabını eğer öyleyse yazayım, yoruldum :))

@teritori sağ ol. diyelim ki üstteki ev sahiplerinin yani çatı katındakiler fazladan bir daire çekmişler. yani projeye aykırı bir durum var. o zaman durum nasıl oluyor?

o zaman iş şöyle karışır. ben normal katta oturan birisi olsam buna razı olmam ya da para isterim. çünkü senin ortak alanında kaçak göçek kat kondurmuş ve bir imar barışı ile bunu yasallaştıracak.

dediğim gibi para isterim ve arsa paylarını buna göre düzenletirim. adam kaçak kat çıktığı için ve bu resmileşeceği için arsa payının arttırılmasını isteyebilir. ancak buna razı olmayın kesinlikle.

Ben şimdi çatıda ne eksik ne fazla bilmiyorum. Oranın ev sahibi elinde bir vekaletname ile gelmiş. şunu imzalarsanız mimar proje çizecek ondan sonra evler kat mülkiyetli olacak ve değerleri artacak demiş. Ayrıca bu işlemler için de masrafları kendi ödeyecekmiş. Bunun derdi arsa payımızı küçültüp kendi evine ekleyecek ve onu yasallaştıracak. Senin demene göre hiç bulaşmayalım bu işe. Binanın projesinde bir sıkıntı yoksa zaten imar barışı diye bir derdimiz yok demek. Gideriz hep beraber tapudan işimizi hallederiz. Öteki türlü işin içinde bir çapanoğlu vardır. Anlaşılmıştır. Sağ olasın. Bu konu kalsın burada, bu yıllarda ihtiyacı olan çok olur.
Son olarak, bu başvuruyu binadaki bütün dairelerin malikleri mi gitmeli yoksa herkes kendi dairesi için kat mülkiyetine ayrı ayrı başvurabilir mi?

teritori +1
söylenecek her şeyi söylemiş. ayrıca şu kadar para verin proje çizdircem,şu kadar daha lazım oldu vs. derlerse temnkinli olun,tüm bu işlemler takipçi olmadan da rahatlıkla yapılabilecek kolaylıkta.

kat mülkiyeti için toplu başvuru gerekir hocam. ya da vekaletname.

çatı katı maliki gerçekten büyük çakallık peşindeymiş. ben bile kuruldum adam burdan beri :)

resmen bedavaya danışmanlık veriyorum.
bu yaptığımın değeri 2500 TL :)))

academylion.blogspot.com.tr

Günlük kalori alım limitin bellidir, bunun üstünde bir kalori alırsan kalanları yağa çevrilir, diğer günlerin bir önemi yok, sistem günlük işler. Yani günlük 2000 kalori alma hakkın varken 5000 kalori alırsan, 3000 kalorilik yağ elde etmiş olursun. Aynı şekilde kalori açığı verdiğin günler de o günü etkiler sadece.

kilo alıp verme lineer değildir, yediğiniz içtiğinizle alakalı sürekli dalgalanır
programlarınızın uygulamasını günlük, takibini haftalık değerler üzerinden yapabilirsiniz

başabaş noktasında olduğunu düşünebilirsin (vücudun kaloriye tepkisi her zaman bu mantıkta olmayabilir)

şu, 3.0 olan cihaz 3.1 da çalışmaz, ama 3.1 olan 3.0 de çalışır. ya da tam tersi kafam karıştı.

Hep pazarlama bunlar hep hile mösyö

usb 3.0'ın ismi değişti usb 3.1 gen 1 oldu bunlar aynı şey esasen. usb 3.1 gen 2 ise bunlardan 2 kat hızlı.

Davlumbaz değil de dolap aspiratörü aldınız di mi?

Edilmez denmez, ama edilse bile sağlıklı olmaz yakın zamanda düşer aşağı. Yer varsa bir marangoza dolap yaptırıp beraber asabilirsiniz.

Caps var mı?

Öyle olması gerekiyor zaten. Ocak üstü aspiratör değil de pencere ya da duvar tipi aspiratör mü aldınız yoksa? Link ya da caps koysan, öyle yardımcı olsak, daha uygun olacak.

Rapor yazıldığında otomatik SGK sistemine düşüyor. Ziraat hesabınız varsa ücret hesaba yatırılıyor eğer yoksa bağlı bulunulan SGK dairesine gidip başvuruluyor daha sonra ücret elden alınıyor. Geçtiğimiz yıl ben bu şekilde ücreti almıştım.

Pardon ziraat hesabınız yoksa yine parayı ziraat bankasına tc numaranız ile yatırıyorlar, yine bankadan parayı cekiyorsunuz.

"raporu ibraz edince" dedikleri işte raporu şirkete götürüp vermekten bahsediyorlar. verdiysen tamam. ertesi ayın 23'ünden sonra git, paranı al.

Rapor SGK'nin sistemine düşmüştür. Ödeme PTT'den yapılıyor artık. Geçmiş olsun.

bunu biz bilemeyiz ama rahatsız edici boyuttaysa hastaneye git tekrar, rontgen, ultrason falan o şekilde söyleyebileceklerini düşünüyorum.

sözde montrö sözleşmesini tek taraflı bitirip gemileri kanal istanbul'dan götürüp paraya vuracaklar. farkında olmadıkları şey montrö'nün feshi demek rusya'nın savaş ilanı demektir. yani isteyen gemi yine boğazdan bedava geçecek ve sadece kendi çevrelerine kar sağlayacak bi yatırım olacak. bir diğer taraf da inşaat uzun yıllar süreceği için sıcak para akışı sağlanacak piyasaya.

bi b.ka yaramayacak. birileri cebini dolduracak emin ol. feci bi maliyet çıkacak ortaya, o da sana bana mal edilecek. çok çok "yanlış hesaplamışız, yanılmışız" deyip işin içinden çıkarlar

Tam anlatacağım, bi gülme geliyor.

www.hurriyet.com.tr

Haber neredeyse 20 yıllık ama boğazların durumunu güzel anlatmış. Kanal İstanbul bir halta derman olmaz o ayrı.

TR ekonomisi tamamen inşaata dayalı bir ekonomi, bu kadar çok cami, yol, hastane falan yapılmasının sebebi bu. Yapılmazsa inşaat devleri küçülmeye gider, giderse yüz binlerce insan işsiz kalır, kalırsa bi daha babayı oy atarlar akp'ye. Bu yüzden kanal istanbul gibi absürt projelere dahi ihtiyaç var. 60 milyar TL'den kaç kişi ne paralar kazanır tahmin edemezsiniz. Bunun 30'u falan gerçekten inşaata giderse şükredin, gerisi full avanta.

yanlış biliyor olabilirim ama her ayın 23'ünde bir önceki ayın sigorta bildirimi yapılır. yani şu durumda aralık ayının gözükmesi için 23 ocak'ı beklemesi lazım.

Yanlış biliyorsun @kablelvuku, ayın 14'ünde gözükecek.

Ayın sigortası bir sonraki ayın 14'ünde gözükür. Aralık ayı dökümün de Ocak 14'de gözükecek.

@kablelvuku doğru söylüyor. aralık 2017'nin sigorta bildirgesini vermek için son tarih 23 ocak. yani muhasebeci erken verirse erken görebilir ama 23'üne kadar istediği tarihte de verebilir. 23 ocak'tan sonra kesinlikle görünür.

aralık ayı kısmını arkadaşlar açıklamış zaten. 30 gün olayı için şunu önerebilirim(eğer acilse); 21 gün var zaten 9 günlük hesap fişi girerlerse 30'a tamamlanır.

bakın ayın 14'ü itibariyle gözükmeye başladı.

yanlış biliyorsun, yanlışında ısrar ediyor ve verilen cevapları da okumuyorsun.

senin çalıştığın yerin muhasebecisi kendine düstur edinmiş ve ayın 23'ünü beklemeyip ayın 14'ünde veriyor olabilir, sen 14'ünde görüyorsundur. erken verilebilir, 23'üne kadar beklemek şart değil.

bak ne demişim yukarıda? "aralık 2017'nin sigorta bildirgesini vermek için son tarih 23 ocak. yani MUHASEBECİ ERKEN VERİRSE ERKEN GÖREBİLİR ama 23'üne kadar istediği tarihte de verebilir. 23 ocak'tan sonra kesinlikle görünür."

bak benim mükelleflerimde çalışan onlarca adam, ayın 14'ü geçti ama hala göremiyor? niye göremiyor? çünkü vermedim daha. ben son güncü bir adamım çünkü.

bilmiyorsan bir bilene bırak, insanları yanlış yönlendirme bari.

Beşiktaş için öyle bir yer yok, olsa olsa Dikilitaş olur, orası bile ulaşım sıkıntısı hariç gayet güzel.

kadıköy için hasanpaşanın fikirtepeye bakan tarafları, fikirtepe tarafları, merdivenköyün fikirtepe tarafları, rasimpaşanın da rıhtıma inen sokakları

sokağa atacak paraları çok
bi ara regal reklamı vardı. aynı o hesap

bizler soralım diye...

Ardacanin cevabi tiklememissiniz ama aslında en doğru cevap o. Elle yapilmasi falan goygoy. Asil neden bugatti olmasi gercekten

değeri hızla orantılı bişey değil ki

bu mantıkla neden incecik monta 250 lira veriyorken bu kalın battaniye 20 lira diye sorman lazım

elektrik motoru ile benzinli motorun torkları, dolayısıyla hızlanmaları arasında yapısal olarak çok fark var.
birinin ingilizcesi "motor", diğerinin "engine" hatırlatmak gerekirse.
tesla, bir elektrik motoru için normal sayılabilecek bir hızlanmaya sahip, bugatti içten yanmalı bir motor için efsane sayılabilecek bir hızlanmaya sahip.
sadece hızlanma olarak baksan bile böyle.

biri egzotik supercar, biri hızı ne olursa olsun spor araba. (ki model s de lamborghini'lerle kapışıyordu 0-100'de) aynı geyik yıllardır nissan skyline için de yapılıyor, bu da o hızı yapıyor niye o parayı veriyonuz enayi misiniz diye.

yani işin özü bu arabalar sadece hız ve perofrmansları için satın alınmıyor, hissettirdikleri daha önemli. biz fakir olduğumuz için çok bi halt anlayamıyoruz :(

Geçenlerde, "yıllar sonra ilk defa İstanbul'dan göçenlerin, İstanbula göçenlere göre sayısı arttı" diye bir harber vardı.

sokaktaki insan sayısından anlaşılabilecek seviyede olduğunu düşünmüyorum ama istanbul'un verdiği göçün aldığı göçü geçtiği bir sene yaşadık.
www.hurriyet.com.tr

Evet yukaridaki haberler dogru. Belki bir donum noktasi olmustur bu sene.

İzmir'de nüfus artışının sebebi belli oldu desene :)

aynen izmir'e geliyorlar :( buralar hep pahalı hep kilit.

Bugünü kastediyorsan maratondan dolayı

bence istanbulun göç verme olayı gözle görülecek bir şey değildir. bugün maraton vardı o yüzden insanlar kendi muhitlerinde takılmak istemiş olabilir.

sokaktaki kalabalıgın bir kısmı araplardan kaynaklanıyordu.
parklarda sabahtan nargileyi koyup akşama kadar tüttürenlerini gördü bu gözler.
hava nispeten soğuk olduğu için dışarda fazla takılmıyorlar sanırım.
en azından fatih için durum bu. kesin bilgi yayalım :)

neden türkiye'de kürtler gösterilmiyorsa ondan. bu haritanın amacı pasaportu yabancı olanları göstermek. türkler alman pasaportuyla oradalar.

Vatandaş oldukları için.

In terms of the foreign-born population as a percentage of the total population...

Türkler orada doğuyorlar bu yüzden.

bunu gecen isyerinden bir arkadas soyledi, greek eye var biliyor musun diye tabi benim aklima hemen bizim nazar boncugu geldi. dedim bu yunan degil turk kulturunden.
yunanlarin calmadigi neyimiz var merak ediyorum.

Yunanistan ile ortak kültürümüz var. Onun bunun diye ayırmak ne denli sağlıklı olur bilmiyorum. Nazar boncuğunun bizim batı bölgelerinde daha yaygın olduğunu düşünürsek ortak bir şey olma ihtimali var evet.

ortak kulturle alakasi yok, orta asyadan kalma. birinin kulturunu calmaktan daha saglikli olacagi kesin, ayirmanin.

baklava tescillenmişti: www.haberturk.com

bunu da tescillesinler madem

benim bir hint arkadaş hindistan'da bile var demişti bu. çok daha geniş bir coğrafyada geçmişi olabilir.

İlk kullanıldığı dönem MÖ 4000 yılı, Filistin.
Kaynak: Christopher Dell (Okült, Cadılık ve Büyü Tarihi)

evet öyle ama satıcısı amazon değil. çinden gönderiliyor. çakma yani.

dandik ürünleri "bedava" satan pek çok site var. ürün fiyatını kargo ücretine yediriyorlar.

Zamanında türkiyede de yapan olmuştu, sitemizin bilmem kaçıncı yılını kutlamak amacıyla ücretsiz saat gönderiyoruz yalnızca (o zaman için) 9 lira kargo ücreti veriyorsunuz falan. Epey de insan atlamıştı buna gelen saat çok çok rezil bir saatti tabi. Sitenin whois bilgisine bakıldığında da bir kaç aylık bir site olduğu ortaya çıkıyordu :)

Zamanında ben de düşmüştüm böyle bir oyuna.
Adam ürünü gönderdim demişti ama ürün gelmemişti. Sonra söylediğimde şaşırıp aa nasıl olur hemen bir tane daha gönderiyoruz demişti yine gelmemişti. Kargo çinden olduğu için kargo süresi çok uzundu. Sonra öylece kalmıştı, rakam düşük diye uğraşmamıştım.
Sonradan öğrendim ki abiler bu şekilde binlerce ürün satıp göndermiyorlarmış. Rakam düşük diye de kimse uğraşmadığından öylece kalıyormuş:)
0.01 euro da çok düşük bir rakam, sanki aynı oyun gibi geldi bana:)

mümkünse izlemesin dokunabileceği oyuncak, aktivite varsa onları yapın. 2 yaş için aktiviteler diye aratabilirsiniz.

2 yaşındaki çocuğa lütfen ekran göstermeyin. bol bol kitap okuyun.

belki erken diger yazarlarin da dedigi gibi ama benim gördügüm en güzel cocuk dizilerinden birisi neden neden ailesi idi. ah ne güzel günlerdi be

10 yas yetersiz. 3 yas olursa kirmizi daha yukarisi kurtarmaz.

kırmızıdan yarım kır ver dokunmasın sonra

çok zengin olmak gibi bir hayalim yok, kendi hayatımı en iyi şekilde yaşamak ve değerlendirmek isterdim. geriye dönmeyi de istemiyorum aslında, ikisinin ortası yok mu 25 yaş 10 milyon dolar?

şimdiki bilgimle 10 yaşıma dönersem 50 milyonu 45'e gelmeden kazanırım...
-proaktif girişimci bilkent bilgisayar mezunu silikon vadisinde bir start up kurucusu

45'ten sonra 50 milyonu napıyım, en fazla 10-15 yıl daha yaşarım. değil şimdiki, o zamanki bilgimden az olsa da 10 yaşıma dönmek isterim.

10 yaş. erkek olsam 45 yaş diyebilirdim.

şu anki bilgimle 10 yaşıma dönsem memleketi kurtarırım ;)

Kırmızı hap, zaman ve tecrübe her şeyden değerli

zamanı satın alamazsın ben 10 yaşına dönmeyi seçerim.

1- şu anki bilgimle 1 haftalık halime geri dönmek.
2- 45 yaş + 50 milyor dolar

Dünyanın işleyişi tamamen aynı olacaksa 10 yaş. Önce spor müsabakalarına bahisle para kazanıp daha sonra borsada o parayı 45 olana kadar 50 milyondan daha yukarıya taşırım.

Ahah, tabii ki kesinlikle 10 yaş.

10 yaş tabiki, mis gibi.

İkisi de kabus gibi.

10 yaşıma Albert Einstein'ın bilgisini verseler gitmem. O bilgi olmadan bile, şimdiki kadayla ne yapacağım o yaşta. Çok yalnız kalırım. Arkadaşlar daha agucuk gugucuk, senin kafa dengin insanlr seninle çocuk diye konuşmaz. En az bir 20 yıl yalnızlık var orada, kafayı yerim. Üstelik eğitim, öğretim, yeniden ortaokul-lise-üniversite ile uğraşmak ne kadar zor. Çalışmak açısından değil. Öğretmenin olacak, günde 7 saat okulda sıkılacaksın bol bol. Düşün, din öğretmeni yeniden dua ezberlettirecek, tırnak kontrolün olacak, 10 yaşında annensiz ve babansız gidebildiğin tek yer kapının önü olacak. Efkarlansan rakı içemezsin bir süre en wz. Kiminle sevgili olabilirsin ki mesela lisede, üniversitede. Herkesin konuştuğu ayrı gerizekalıca gelir. Düşünsene, birkaç yıl sonra millet eegen ve sana "Şu hayatta şöyle şöyle yapacaksın" ya da "Büyükler aptal, hiçbir şey bilmiyorlar ya da sistemin çarkı olmuşlar" diye "hayatı anladım ve okeye dönüyorum" muhabbeti yapıyor, ıyyy! Ya da erkeksen aynı sınıftaki erkek arkadaşın "Gözde'nin g.te bak" dyecek, sen 13-14 yaşındaki sınıf arkadaşına bakılır mı yeniden. Pedofili sayılır bence. Yabancı madde kafası ile bile yeniden çekilmez.

45'ime 11 yol var ama 11 yılı hiçbir paraya satmam. Bir anda ölüme hayayının 6'da,7'de biri kadar yaklaşmak herhangi bir parayla ölçülemez.

Kafama silah dayalarsa, büyük olasılıkla 45 yaş ama son anda fikrim değişebilir.

Kırmızıyı seçerim çünkü yaşlanma fobim var.

Kesinlikle kırmızı.

daha bugün düşündüm bu konuyu. tesadüfe bak.

tabii ki 10 yaşıma dönerdim. tekrardan geçmişe dönüp daha farklı kararlar alıp hayatımı sil baştan yaşamak için neler vermezdim...

Kırmızı'yı seçmeyenler bitcoin nedir ne değildir bilmeyenler sanırım.
Tabiki de kırmızı hap.

İngilizcesi düzgün vlogger lari takip edersen hem bir sürü kelime hem speaking hem listening öğrenirsin. Hem de sıkılmazsın.

şu kanala bakılabilir:
Learn English with Emma
www.youtube.com

ayrıca yan taraftaki çıkan bir sürü benzer kanal göreceksin. onlara da bakmaya değer.

m.youtube.com

www.youtube.com

özer kiraz'ın kanalı da gayet iyi eğer türkçe'den ingilizce'ye bir anlatımla da çalışmak istiyorsan.

eksisozluk.com

14 yıl önce kimse aldığı kirayı beyan etmiyordur. banka zorunluluğu falan derken kayda girmiştir.

sonuçta maliye bakanlığı toplam matraha bakar.

Her ile bir üniversite projesinin sonucunda oluşmuştur. öğrenci sevilir böyle yerlerde.