Ekşi Duyuru

Ben de dahil olmak üzere birçok kişi dedik ki mevcut aşı omicron için etkili değil yeni formülle aşı çıkarsa onu oluruz ama gördük ki aşının etkisi vücuttan geçince covid olanlar baya ağır geçiriyor hastalığı, demek ki mevcut formül mevcut mutasyon üstünde de baya etkiliymiş, o nedenle kendi adıma olmakta fayda var diyorum cuma günü için randevu aldım, 20 tane daha hak tanırlarsa yine olurum gibi.

Olmayı düşünmüyorum.

olacağım +1.

ocakta 3.yü olmuştum.

ağustos sonu gibi, ki vakalar artmaya devam ederse daha da erken 4'ü olacağım kesinlikle.

Olucam gecen sene 3 kere oldum 0 sorun ile atlattim.

Bu sene gecen hafta ölüyorum sandim hastaliktan. Boyle olacagini bilsem olurdum yine hemen. Salmistim ben biraz.

teşekkürler.. yazmayı unutmuşum. covid geçireli 5 ay oldu. ne kadar süre beklenmeli diye soracaktım. sanırım 1 ay içerisinde olmak gerekir gibi.

aralık'ta 3. doz biyontek olduydum.

dördüncüyü patlatamadan korona oldum. artık nasipse eylül ekim gibi dördüncü dozu yaptırırım.

Şubat'ta 3.doz biontech oldum. Zaten aşı sürecim tamamlandı. Duruma göre olurum yine.

Benle aynisiniz :) aralikta 3. Doz olup 14 subatta covid oldum. Ben biraz bekleyim diyorum, eylul gibi olmayi dusunuyorum

pazar günü ailecek olmaya gidiyoruz.
50 doz çıksa 51. nerede diye sorarım.

Of koştura koştura oldum ben sürükledi beni sevdiceğim aşıya. Geçen hafta oldum dördüncüyü.

Bu arada üçüncü aşı bizi çok sarsmıştı. Bu sefer kol ağrısıyla geçti.

Adetim 50 gün gecikmişti üçüncü aşıyla. Sonra yine düzenim geldi. Korkuyorum yine bozulacak diye.

Benim de manita valla 50. Aşıyı olsa 51. Nerede diye soranlardan. Ben endişeli yaklaşıyorum olaya. En son da napayım ölürsek birlikte ölürüz diye arabesk bir düşünceye kapılıp vurdurdum aşıyı.

Allah yardımcımız olsun

oldum.

Ben aynı durumdayım, Aralık'ta 3cü aşıyı tamamladıktan sonra Nisan'da covid oldum. Ağustos Eylül gibi 4cüyü olmayı düşünüyorum.

2 doz biontech'liyim daha fazla olmam hasta da oldum çünkü.

50 doz çıksa 51. nerede diye sorarım +1

Üç doz Biontech'ten sonra covid olup çok hafif atlattık evcek, hastalığın üzerinden yaklaşık üç ay geçti, hafta sonu hatırlatma dozunu yaptırdık.

Şu ara etrafımızda çok fazla covid+ var, yazın herkes daha çok gevşiyor, tatil yapıyoruz, geziyoruz, hep bi sosyallik. Sonbaharı beklemektense şimdi aşı yaptırmak daha mantıklı geliyor bana.

doğru biliyorsunuz. sıkıntı yok. yiyecek ve içecek ambalajlarında pp5 kullanılır. Yüksek ısıya dayanıklı olduğu için sıcak yemeklerde de kullanılmasında sakınca görülmez. bir porselen değil tabi ki :)

Işık Dağı - Karagöl

Aluçdağda 2 hafta önce kamp yapıyorlardı. Biz geçen hafta ışıkdağı Karagöl Jeositine gittik. Mümkünse haftaiçi gidin

sorgun göleti.

araç nedir? elektrik bandıyla sar ve onu v kayışına gelmeyecek şekilde bir yere tuttur.

Alternatörden aküyü ,tesisatı besleyen kablo sanırım.

Besleme kesilirse şarj durur akü de bitince yolda kalırsın.

En kötü durumda kabloları kendin bağlayabilirsin geçici olarak.

Ayrıca İki farklı renk kablonun birbirine degmediğinden emin ol.

@false Araç Peugeot 208.. Evet öyle yaptım.

@hebanon dar bir alanda kablo yolunun içine tam bakamıyorum içteki farklı renkte olanlar öyle galiba. değmemesi mi lazım? Sadece kablo yolunun üstünden bant yapayım demiştim. Bir de dün fark ettiğimde akünün üstünde sıvı vardı bugün yoktu.. Bununla ilgisi olabilir mi?

İki kablodaki kesikten çıkan bakır teller birbirine temas etmemeli, demek istediğim bu.

Sıvının bir ilgisi olmaz bununla, o dünkü yağmurla ilgili olabilir.

duyuyorum. hatta surekli kulak tikaci takmama ragmen duyuyorum. (hiperakuzi mevcut, seslere hassasiyetim var)

yalitim berbat, ev 78 yapimi filan. hepsinde degil ama yeni yapilan evlerde de duydugum oldu. yalitima keske daha cok onem verilse.

Duymuyorum. Bitek köpeğin halı olmayan odada bişeyin peşinden koştuğunu duyuyorum, bi de seks seslerini.

Sert terlik varsa binaların %90'ında duyuluyor sanırım. Bizim evde de duyuluyor.
Son 5-10 yılda yapılan markalı rezidanslarda duyulmuyordur herhalde.

Malesef bazı insanlar yürümesini bilmiyor. Abartmıyorum 30 yaşındaki 50 yaşındaki kocaman şahıs daha nasıl yürünür onu bilmiyor.O yüzden de böyle derme çatma yürüyorlar. Benim üst komşum da bu sorunlu insalara dahil. Adam ayak topuklarını yere vura vura yürüyor. Hangi odaya girip çıkıyor. Oturduğum yerden anlayabiliyorum. Sanırsın evde asker yürüyüşü yaptırıyorlar. Her şeyi geçtim ayak için konforlu değil. Ayagında mı agrımıyor be adam! Ben bi gün bunu dışarıda yürürken gördüm. Düz kaldırımda da ayaklarıyla yeri dövercesine yürüyordu. Gülesim geldi gülemedim sinirlerim bozuldu. Dışarıdayken bile yürüyüsüyle çıkardıgı ses rahatlıkla duyulabiliyordu. Dedim bu yaşa gelmiş adama anası babası ögretmemiş ben mi ögrenecegim. Sonra da katlandım yıllar yılı. Yalıtımla alakalı bir durum değil . Bu türden sesleri Yalıtımla engellemek imkansızdır.

Duymuyorum.

Aynı binada arkadaşlarım var, 4 farklı evde test etme şansım odu, hiçbir şekilde duymadım. Bina 8 yaşında, düzgün bir imalat, herhalde onun etkisi var.

10 yıldır bu evden oturuyoruz hiç duymadım.

Evet duyuyorum. Sorun da etmiyorum, çok olağan, insanlık hali bu. Duyulmasının nedeni binanın yalıtımı ile alakalı. Biri bana sizin yürüme seslerinizden rahatsız oluyorum diye gelse, takıntılı biri olduğunu düşünürüm ve terslerdim.

Eğer küçük çocuklar koşturmazsa duymuyorum ama bizim evde de sanki zemin katta dikiş makinası sesi varmış gibi bir ses geliyor sürekli ne var ki aşağıdaki dükkan katı boş onun altındaysa depo olarak kullanılan yerde bir makina yok ama bu sesi sabah ve akşam dikkatli dinlenirse duymak mümkün. Kaynağını bulup susturmak istiyorum lakin kaynağı bulmak henüz mümkün olmadı. Bu arada ev 30 senelik neredeyse.

Duymuyorum. Yalıtım çok iyi. Maslak’ta lüks site.

Duyuyorum, yandaki teyze torununu bağırarak seviyor çümjü, öğleden sonra bi odayı kullanamıyorum torun uyuyana kadar mesela. Alt kattta sürekli kavga dövüş.c onların birbirine ne söylediğini duyuyorum. Hem yalıtım hem de insanla alakalı

Şap şap ses duyuyorum. Bu ayak sesi değil bence

Ayağını, topuğunu yere vurarak yürüyen insanların sesini hiç bi yalıtım kesemez. Bazı insanlar yürürken ayağının yere uyguladığı darbeyi kompanse edemiyor. Bam güm yürüyor. Ayak kaslarını kullanmıyor hiç. Bu insanlar sonra eklem problemi yaşarlar bence ama o başka konu.

Sert tabanlı terlik sesi, tıkırtılar vs yalıtımla kesilebilen şeyler.

Üst katımdaki yeni evlenmiş 25 yaşındaki kokona topuklu bir şeyle yürüyor üzerimde. Bazen gece 2-3 gibi bu sese uyanıyorum. Tek katlı gecekondu gibi bir yer bulup taşınacağım.

hangi odada olduğunu duyuyorum.
tuvalete girdiğinde de duyuyorum.
tek aile gibiyiz benim açımdan.

sitesi karman çorban bi hale gelmiş. hizmetler kısmından otobüs hizmetlerini seçip aşağıdan rota seçiyorsunuz. ankara havaş servisi için duraklar esenboğa - pursaklar - aşti olarak görünüyor sadece. dönüş de aynı şekilde. belko vardı bide aynı şekilde çalışan. belki o dediğiniz rotada çalışıyor olabilir.

yakın zamanda esenboğadan binip, podium avmnin yanındaki çitlekçide indim. bu güzergah çalışıyordu

biri 19 volt biri 20 volt, çıkışları net ölçmek lazım. belki de birbirine yakındır voltajlar. Amperler yakın, sıkıntı olmaz.

Ama foto net değil, adaptör ucunun içi mi + dışı mı + emin olmak lazım. Daha net foto olsa belli olur, ya da kendiniz dikkat edin buna.

Volt kesin ayni olacak
Amper ayni veya fazla olmak durumunda. fazla amper zarar vermez, adaptorun "kaldirma kapasitesini" gosterir sadece.
bir de +/- kutuplari ic mi dis mi onlara dikkat etmek sart.

image.winudf.com

Avrupa ölçülerinde kadın erkek ayrımı yok. UK ve US için var.

gumruge gidip amator telsizcilik belgeni gosterip vergileri odeyerek gecirebilirsin.

amator telsizci belgen yoksa o riski almani tavsiye etmem. telsizcilik belgesi olmadan(kacak) kullanmak suc teskil ediyor.

amator telsizci belgelerinin ayrica siniflari var. ona gore bir isletme kapasiten oluyor.

ucuncu olarak yurtdisindan alacagin telsizler TR'ye uygun frekansin otesinde de calisiyorsa o da yasal degil.

anlayacagin teferruati cok. bu iste ciddiysen sinavina gir belgeni al kullan. ciddi degilsen hic bulasmani tavsiye etmem. zira her alanda oldugu gibi bu da pahali bir hobidir. elektronikten anlasan bile...

(yasal olmayan frekanslari dinleyen/yayin yapan bir telsiz bulundurup kullanan kimse dogal olarak terorist muamelesi gorur ona gore)

Uv korumali kumas kendini uv'den koruyan kumas demek, cunku uv kumasi soldurur ve curutur.

sen onu sik dokursan seni de korur, gevsek dokunmussa aralardan isik sizar haliyle.
Tabi o kadar sizmasi bizi pek de etkilemez bence.
Ustumuzde tisort varken yanmiyoruz ama alttan baksak isigi goruyoruz.

Bazı ürünler dışarıda kullanılan ve güneş ışığına fazla maruz kalan onlara uv korumalı ürün deniliyor.
Örneğin sıradan plastik abs ürün 4-5 ay güneşte belki çok gevrekleşip kırılacakken
Daha ürün üretilirken hammaddenin içine uv koruma katkısı ekleniyor ve malzeme üretildiğinde güneşe maruz kaldığında aynı ürün 4-5 sene dayanabiliyor.

Pratikte böyle yapılıyor , kimyacı bir arkadaşta çıkıp şu sebepten dolayı bu kadar dayanıyor derse aydınlanırız.

hocam bilemezsiniz ki, mülkiyet için yapı kullanma izni yani iskan alması gerekiyor. mesela herif asansörü olması gerektiği gibi yapmazsa iskan alamaz ve sonra da mülkiyete geçemez. sonra da ben battım der ve kat maliklerinin sırtına atar mesela. bunun gibi 4-5 eksik kalemi olsa başınıza iş alırsınız.

Firma önemli hocam. Güvenilir bir firma ise alır sanırım ama arkadaşlarımız var müteahhitkeri “battık” dedi ve iskan almadı. İskan dediğin de dünya paraya mal oluyor kat sahiplerine.

Projeye ve şu anki yapıya bakın, bodrumda ya da çatıda kaçak bir yapı yoksa, yani proje dışı bir imalat yoksa iskan eninde sonunda alınır.

Belirli bir ödemeyi iskan sonrasına bırakırsınız sözleşme yapıp, iskan sonrası kalan ödemeyi yaparsınız.

Belediyeye danışıp inşaatın seviyesini öğrenin, buradan ev almak istediğinizi, proje dışı iskana engel olacak bir durum var mıymış sorun.

Valla ben karşı apartmandaki gürültü yapan komşuyu 112'ye şikayet ediyorum gayet de işe yarıyor. Her seferinde yarım saate kesiliyor gürültü. Ceza vs. yazın da diyorum ama yazıldığını sanmıyorum.

Çok uğraştım. Üstteki arkadaşa polisler yardımcı olmuş ama benim olayda gülüp gittiler, bir de bana sulh cezaya git dediler. Halbuki, görevleri. Şahit ve video kaydı olmadan ciddiye almıyorlar.

Gözlemim; sesler sistematik tematik ve sık tekrarlayan türdense polis çok güzel ilgileniyor. Ama üst kattan gürültü geliyor uyuyamıyoruz yaa derseniz sallamayabilirler.

Şiddet, hane içi/apartman içi kavga, sevişme, geç saatte müzik/canlı müzik, geç saatte düzenli olarak kalabalık misafir ağırlama vb mazeretler varsa hele bir de birden fazla komşu aynı zamanda ararsa kalıcı çözüm bulabilir, kiracılarsa aranızda imza toplayıp çıkartabilirsiniz.

hocam issizsen psikolog, terapist bunlari unut. yani paran yoksa

erenkoyden randevu al

Buradan direkt ilaç önerisi alma sakın. Psikologlar bile ilaç yazamıyor.

Psikolog ile psikiyatr arasındaki fark psikiyatrlar tıp fakültesi mezunu ve ilaç yazma yetkileri var. Takıntıların obsesif kompülsif bozukluk. Bunun için illa ilaç alman gerekiyor diye bir şey yok. Bunu da sana zaten görüşeceğin psikolog/psikiyatr söyler. Bu ikisinin birlikte çalıştığı durumlar oluyor. Psikolog terapi ile düzelmeyecek durumlarda psikiyatra yönlendiriyor falan.
Kendi kendine tartışma durumu da dissosiyatif kimlik bozukluğu olabilir (tamamen tahmin yürütüyorum alakası bile olmayabilir). Bunların tespiti ve tedavisi için klinik psikolog ya da psikiyatra gitmen lazım. "Şu ilacı al geçer" ya da "boşver takma kafaya" demeyle geçecek şeyler değil.

internette vardir bunun grubu/forumu vs. ingilizceniz var mi? arastirayim sizin icin. reddit'te kesin vardir mesela.

Ben kendi yaptığımı anlatayım. Doktorların isimlerinin ve yorumlarının olduğu siteler var. Onlara girip haritadan bana yakın olanları bulup tek tek aradım, mesaj attım. Kendimle ilgili bir şeyler söyledim, beklentimi yazdım, seans süreçleriyle ilgili soru sordum. Sonra kafama ve cüzdanıma uyan birini bulup gitmeye başladım. Memnun da kaldım. Ama kafamda zaten nasıl birine gitmek istediğim de aşağı yukarı belliydi.
İşsizken bence de erenköy olabilir. Her hafta gitmek zorluyor biraz. Bazıları terapi için de ayrıca ücret alıyor.

Uzman birinin söyleyeceği ve uygulayacakları dışındaki her şey geçici olacak belki daha kötü olacaksınız.

Öncelikle psikiyatriste gidiyorsunuz, doktor ilaç tedavisi önerirse gerekli ilaçları kullanıp randevularınıza düzenli giderek tedavinin ne derece verimli olduğuna bakıyorsunuz. Eğer gerekli görürse doktor size terapi ya da pskolojik danışmanlık almanızı önerir.

Bazen maddi durumu kısıtlı olanların ciddi terapi isteyen halleri olursa üniversite hastanelerinde ücretsiz terapi desteği sağlanabiliyor, ancak bu genel bir durum değil. O sürede böyle bir olanak varsa doktor gerekli görürse size önerebilir.

Tamamen salliyorum. Ucuzdan pahaliya siralamada ustlerde cikmak ici yapiyor olabilirler.

@floydian öyle bir şey olsa bile hadi 250-300 kargo ücreti olsun. 2500 nedir ki bir üründeki bütün satıcılar böyle. burdaki mantığı anlamadım.

Ilk linkteki urun arti shipping maliyeti 72 dolar yapiyor. Cok mu sence? Bence makul yani.

Dünyada navlun eskisi gibi değil. Eskiden 2 bin olan şu an 7-8 bin. Haliyle eskisi gibi bir sürü zimbirtiyi konteynere doldurup yollamak ucuz değil. Buna ek olarak tedarik süresi de uzadı. 3-4 sene önce 5-6 hafta derken şu an hong kong, almanya 12 hafta falan.

Hava kargoysa zaten normal. Ebatlı ürün misal ilki ve Fransa ücreti de 52 euro demis.

Eskide kaldı ucuz lojistik.

evet nakliye ücretleri arttı ama daha yeni kahve ekipmanı almıştım aliexpresten. 60 lira civarı kargo çıktı. benim demek istediğim bu ürünler sanki ilanda dursun ama türkiyeden kimse almasın diye konulmuş gibi. yani başka ürünleri uygun fiyata alabilirsin ama böyle bir sandalyeyi yurt dışından almak imkansız sanki şu an.

Benim teorim iade olursa parayı vermemek için bi scam olabilir gibi.

Acikcasi ben gecen gun nike'tan ayakkabi aldim. Tr uzantili siteden aldim ama hollanda'dan geldi, 56 lira kargo ucreti aldi (gumruk de icinde) ve 1 haftada geldi. Tabii bu nike sonucta, illa ki buyuk firma olmasinin avantaji vardir ama yazayim dedim.

klavye ekipmanı dediğiniz bu taburelerin 10da 1i hacme sahip heralde
kargo desisi küçülünce fiyat da logaritmik olarak küçülüyor

@comp hayır onunla alakası yok. bak bu ürün hemen hemen aynı büyüklükte ama 80 lira kargosu var. neyse sanırım o ürün grubuyla ilgili bir şey galiba.. başka alternatiflere bakarım. tr.aliexpress.com

Abi gene tedarik zinciri ustunden gideyim ama dediğin gibi sacmalik da olabilir tabi;
Aldığın ilk ürün yakın bir alanda dagitim merkezinde de olabilir. O yüzden nakliyesi daha ucuzdur. Diğer ürün yakin yerde stok yoktur ve yeni gelecektir sırf senin için.
Örnek vereyim; su an benden 1 tonluk ürün iste, stoktaysa ekstra maliyet olmadan gelir.
Benden Avrupa bölgesinde stok tutulmayan ve sırf Amerika'dan getirilen ürünü istediğinde 20kg da olsa sana hava kargo maliyeti yazıyorum. Isleyis böyle.

Tabi ben tedarik zinciri mantığı ile bakmaya çalışıyorum ama dediğin gibi de olabilir.

abi 4 parça kemik alıcam, 4 tanesini bir arada paketlesen yarım selpak mendil kadar boyutu olur., fiyatı 12 lira, kargoyla beraber 198 liraya çıkıyor.

geçen gitara eşik aldım o da 1 selpak mendil kadar onda da aynısı oldu, farklı satıcıydı.

yani büyükler neyse de el kadar şeye bile 180 lira kargo yazıyolar. gümrüğü vb ayrı.

icra'ya vereceksiniz, icra memurları çıkaracak eşyları da bir depoya kaldırılacak.

öncelikle gerekçeli mahkeme kararını tebliğ ettireceksiniz. tebliğ edildi mi bilmiyorum ama tebliğden itibaren 10 gün geçmesi lazım.

10 gün geçince, icra dairesine gidip gün almanız lazım. icra memurları ile eve gidilir, sizlere 1-2 polis eşlik eder.

Çıkmazlarsa zorla çıkartılır. eğer eşyalarını almazlarsa, onların eşyaları yediemine bırakılır. nakliye ve yediemin masrafı kaba bir hesapla toplam 7-8 bin lirayı bulur.

Devlete niye para kalsin, tamamen ozel sirket.
Sadece satis icin devletten onay almasi gerekiyor silah oldugu icin ayri anlasmalar falan gerekiyor. Onun disinda devletin kazanci yok.

Tabi ulkeye doviz sokuyor ihracatci oldugu icin.

işte aslında sormak istediğim de oydu. hükümet ve destekçilerinin her yerde sanki devlet kurumuymuş gibi sunduğu ve ufak bir sorgulamada bile karşıt görüşü vatan haini ilan ettikleri bir durum söz konusu. ukrayna savaşından sonra satışlar artacak devletimiz para kazanacak diye anlatıyorlar.

İstihdam sağlaması açısından faydası var, başka faydaları da vardır az da olsa. Diğer siha üreticilerine de destek verilmeli bence. Bir mühendis arkadaşım, vestelin sihası bayraktardan daha iyi demişti dört beş yıl önce. şimdiki durum nedir bilmiyorum ama eskiden vestelinki daha iyiymiş denilen doğruysa. dolayısıyla bana kalırsa devlet hepsine destek olmalı, sadece damadınkine değil.

Devlete kalmıyor. Ama hammadde ya da yarı mamul ithal eden diğer her şirket gibi ithalat için devlete vergi ödüyor. Bu konuda da özel bir statüsü olduğunu sanmıyorum.

Bu arada Aselsan, TAI, Roketsan, Havelsan vb devlet kurumu değil. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfına ait şirketler bunlar.

"TSKGV 5737 sayılı Vakıflar Kanununa göre faaliyet gösteren bir “özel hukuk tüzel kişisi”dir. Herhangi bir kamu kurumuyla organik bir bağı bulunmamaktadır."

onu yazanlar sirketin pr ekibi, cok buyuk bir troll ordusu kurmuslar.
Hatta basligina da yazdim, muhendislikle alakali bir seyler okumak icin girip pr yazisi okuyorsun. Antipatiye sebep oluyorlar.

Ben onu yazinca bi anda entry girmeyi biraktilar. Sonra yine basladilar tabi :)

Bu şirketlerin (bilhassa askerî maksatlı olanların) hepsi zaten devletten destek alıyor. Zira her şeyden evvel stratejik olarak çok çok önemliler. Teknokentler zaten bunun için var. Milyon euro'lar karşılığı satıldığını duyduğunuz oyun firmaları dahil olmak üzere artık teknoloji üreten büyük firmaların hemen hemen hepsi de mutlaka devletin desteklediği bu Teknokentler içinde faaliyet gösteriyor ve sgk teşvikleri dahil pek çok devlet teşviğinden yararlanıyor. Teknokent içinde olmayan da yararlanıyor tabi ama biraz daha kısıtlı. Şimdi, "Farklı adlar altında Bayraktar veya başka firmalara ekstra finansal kaynak veya bürokratik kolaylık sağlanıyor mudur?" derseniz orasını bilmem mümkün değil. Ama tek teknoloji üreten firma Bayraktarmış gibi davranmak doğru olmadığı gibi diğer firmadakiler de büyük yokluk içinde ofiste çıra ile ısınıyormuş zannetmek de doğru değil.

Bir dönem savunma sanayi şirketlerinin organizasyonlarını yaptım, bana gelen işlerden anladığım kadarıyla biz görmüyoruz ama iyi ihracat yapan şirketler var. STM'nin Libya'daki drone olayı var mesela. Savaş tarihinde devrim olarak görülüyor ama Türkiye'de hiç yankı bulmadı. Bilmiyorsan en alta link bırakıyorum. Devlet diğerlerini de desteklese hepsi daha iyi yerlere gelir bence.

asiatimes.com

@nihayet, vatandaş olarak bunu bilmek bizim için zor. sadece kısıtlı verilen bilgilerle ve gördüklerimiz üzerinden yorum yapılabiliyor. bir şey ne yerin dibine sokulmalı ne de olduğundan fazla değer görmeli diye bakıyorum ben. hatırlarsınız pandeminin ilk aylarında yerli solunum cihazı üretildi. ancak burada aslan payı biosys ve arçelik'in olmasına rağmen hep baykar ön plana çıkarıldı. baykar'ın burdaki rolü nedir diye biraz araştırınca fazla bir bilgiye ulaşamıyorsun. sadece bazı mühendisleri destek olmuş ve 250 tane sipariş vermişler. ama cihazı tanıtma görevi selçuk bayraktar'a verilmiş. neden? talimat öyle geldi diye mi? tanıdığım hiçbir akp'li sosyal medyada iyiki biosys ve arçelik gibi firmalarımız varmış demediler hepsi baykar güzellemesi yaptılar mesala.

ama şunu da söylemek isterim ki umarım katma değeri yüksek üretim yapan her firma bugün ve gelecekte hak ettiği desteği görür.

bayraktar'ın know-how'ını (muhtemelen usa'dan) satın almak için devletten ne kadar aldığını bilmiyoruz,
parçaların 'siparişi' için ne kadar ödeme aldılar bilmiyoruz
şirketin kurulumu ve yürütülmesi için ne kadar aldılar bilmiyoruz

benim fikrimce en az ama en az 10b usd'dir. togg'un ilk sermayesi 3b usd çıkıyordu.

dolayısı ile bayraktar zaten devlete borçlu bunu tabiki hibe olarak vs göstermişlerdir o sebeple yasal olarak bir borç yok. yani 10b usd firmanın ilk yatırım maliyeti var diyelim ki bence yine az

bayraktar alan ülkeler ;

Qatar. Bayraktar Mini UAV. Bayraktar TB2.
Azerbaijan. Bayraktar TB2.
Libya. Bayraktar TB2.
Ukraine. Bayraktar TB2.
Turkmenistan. Bayraktar TB2.
Morocco. Bayraktar TB2.
Poland. Bayraktar TB2.

her ülke 50-100 arası yani 75 adet alsın diyelim. 7*75= 525 tane satılmış. 600 olsun. 10b usd yi bölelim. bayraktarın maliyeti 2m usd denilmiş hadi 4m usd olsun ki Lamborghini Veneno bile 4m usd

yani 600m usd*4=2,4b usd + 10b usd = 12,4 b usd hadi 13b usd olsun

kendisini çıkarması için 13b usd / 600 = 21m usd'den satman lazım tanesini. kayserilisin diyelim hemen 42 yani 45m usd fiyat çekersin 35m usd'ye bağlarsın tanesini. f-35 78m usd.

yine ülke başına 35m usd * 75 = 2,6b usd gibi bir fiyat çıkıyor ki bu zaten azerbaycan'ın 2020 toplam askeri bütçesi. biz s400'e 2b usd verdik 2021 toplam bütçemiz 65b usd iken.

yani bu işten kar etmek imkansıza yakın. stratejik önemi var mıdır? vardır. bayraktar verelim ama şu anlaşmaları imzalayın denilir mi? denilir.

Bayraktar çok önceden, yıllar yıllar önce bu işlere girişmiş bir firma. Aldığı destek de Teknopark firmalarından daha çok da degil.

Adamlar eski sanayici, babaları bu ise kafayı takmis. Selçuk Bayraktar’ı bu konuda yanılmıyorsam Yüksek Lisans icin Amerika’ya gönderiyor yıllar önce. Temelleri o zamandan atılıyor.

Bu işlere yeni başlarken Koç Grubu ile de görüşmüşler. Ali Koç açıklamıştı; o zamanlar görüştüklerinde buradan iş çıkmaz diyip ortak olmamışlar :)

Selçuk Bayraktar evlenmeden önce zaten son ürüne yakın prototipleri de ortadaydı. Yılların emeği ve baba Bayraktar in vizyonu sözkonusu.

Devletin bundan kazancına gelince;
- en başta dünyanın en iyi drone’larina uygun fiyata sahip oluyor (yabancı rakiplerinden çok daha ucuz)
- ihracat sayesinde döviz getiriyor. (Ki bizim gibi cari açık veren ülkelerde her ihracat dolari değerli)
- stratejik olarak elini güçlendiriyor. (Yunan tvlerinde bu teknoloji ile nasıl basedilir konuşuluyor)
- satışına izin verirken anlaşmalar yapıyor, ben sana silah vereyim, sen de bana bunu ver.
- ürünün farklı alanlarda kullanımıyla edinilen know how ile yeni ürünler geliştiriliyor/finanse ediliyor.
- üzerindeki parçalar/silahlar diğer savunma sanayi şirketlerinden geliyor (ASELSAN, Roketsan, Tusas vs) böylece tek basına degil savunma sektörü olarak gelişme kaydediliyor.


Malum partiyle ilgim alakam yok, objektif olarak durum budur.

Edit: Wikipedia’dan ek bilgiler:

Üniversite eğitimi sürerken Pennsylvania Üniversitesi GRASP laboratuvarına yaptığı staj başvurusu kabul edildi. Staj yaparken kendisine burs verilmesi teklifi sonrası 2002-2004 yılları arasında Pennsylvania Üniversitesi'nde insansız uçaklar üzerine yüksek lisans yaptı.[3] Yüksek lisans sonrası Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde insansız hava araçlarının agresif manevra kontrolü üzerine burslu olarak ikinci yüksek lisansını tamamladı. Bu süreç içerisinde Profesör George Pappas ve Profesör Eric Feron'un asistanı olarak çalıştı. Dünyada ilk kez yapılan İHA formasyon uçuşu deneyleri, yer ve havada koordineli robot takımları, uçuş kontrol ve güdüm sistemleri hakkında bilimsel çalışmalar gerçekleştirdi.

yerli savunma sanayi firmalarının varolduğu ülkeye katkısı direkt ve indirekt şekilde ele alınır. direkt olarak; ihtacat yapması, istihdam, vergilerini ödemesi, yerli üretim olması vs. vs. söylemiş zaten diğer arkadaşlar. şüphesiz bunlar çok önemli ancak ben biraz da indirekt olanından bahsedeyim.

öncelikle baykar özel bir şirket. yeni de değil. yani akp ile varolan bir şirket değil, selçuk'un babası ve ağabeyleri savunma sanayi konusunda iyi eğitimli ve idealist insanlar. selçuk damat olmadan öncede bu şirket vardı ve savunma sanayi alanında faaliyetleri mevcuttu. selçuk'un mit''de yaptığı çalışmalar bizatihi siha/iha ile alakalı. adamlar know-how edinmek için gereken her şeyi yapmışlar neredeyse. tüm ailesinin cvlerine bakarsanız bunu anlayabilirsiniz. kendisinin ifadesiyle bu iktidar döneminde geçmiştekiler gibi "işte bunlar yapamaz", "gidip parasını verip alalım niye uğraşıyoruz" gibi ifadeler olmadığını bu konuda büyük bir destek gördüklerini söylemişti bir röportajında.

baykar özel bir şirket ancak ürettiği ürünleri kafasına göre herkese satamaz. kime ürün atacağını nihai olarak devlet belirler. yani devlet onayı olmadan bir başka ülkeye silah satışı yapamaz. ve öncelik olarak ürünleri daima türkiye'nin envanterinde olmasıdır. yani senin elinde yeteri kadar yoksa sana üretmeden kimseye veremez. sen o ülkeye satamazsın dersen satış olamaz. işte buna indirekt etki bir diğer ifadeyle oyuna dahil olma girişimi diyoruz.

yabancı basını çokça takip ediyorum işim gereği. bu konuda otorite kabul edilen gazeteciler ve bilirkişiler "turkish drone" başlıklı bir çok kez övgü dolu haberler/makaleler yayınladılar. ve bu droneların türkiye'nin askeri gücünü artırdığını ve dahi güncel savaşlarda (ukrayna-rusya, ermenistan-azerbaycan, libya, suriye) türkiye'nin elini kuvvetlendiren bir oyun kurucu olduğunu ifade ediyorlar.

devlete para falan kalmıyordur. ithalat yaparken vergi veriyordur denmiş ama yüzde 99 muaftırlar. vergi muafiyetini geçtim devlet yüzde 99 hibe falan da veriyordur. 99 diyorum ama yüzde yüz yani. böyle bir destek verilse eminim daha iyisi bile yapılırdı.

tr'nin bu iha/siha'yı diğer ülkelerden ucuza alıp almadığını bilmiyoruz. ama türkiye'nin siyasi durumunu düşününce ucuza alınmadığını emin olabilirsiniz. türkiye'ye tek faydası diplomasi açısından elini güçlendirmesi. yerli silah sanayisi sayesinde bölgesel çatışmalarda avantaj sağlaması da tabi ki önemli

insan kaynağı, vergi gibi avantajlar var.

yurt dışı satış fiyatı, türkiye'ye satış fiyatından daha yüksek. burada birim maliyeti3-4 milyonsa orada 6-10 arası.

ama en temel avantaj ise türkiye'nin savaş doktrinine uygun araçları üretebilme kabiliyeti. hafif uçak gemisi yapacağız bu araçları uyarla deyince adamlar iç kaynakla canla başla çalışıyor gibi.

son not, ihracat versiyonları yerli versiyonlarından daima bi tık daha az kabiliyetli olur silahların. yani karşı karşıya geldiğinizde siz daha üstün olursunuz.

Köpek. Cinsini soruyorsan Shiba

Takip eden doktoruyla bir konuşun isterseniz, içiniz rahat etsin.

etkisiz olduğu ispatlanmıştı sanırım.

@gurur

Favipiravir idi sanırım etkisiz olduğu belli olan.

covinavir yakın zamanlarda çıkmış olmalı.

bu yeni bir ilac ve covid icin etkili oldugu sabit. bu ve bir iki ilac daha butun dunyada kullanilmaya baslaniyor, o yuzden nimetten sayip kullanilmali. onceki ilaclarin etkili olduguna dair zayif deliller vardi ama belirsizlik ve pandeminin gidisatinin belirsizligi sebebiyle faydali olma ihtimali olup zararli olmadigi icin kullaniliyordu. molnupiravir (covinavir) ise etkisi daha detayli calisilabilmis bir ilac.

vergi gumrukte düşük gözüksün diye nakliyeyi yüksek gösteriyorlar.

ama coğu urunde artık alırken gumrukte ekliyorlar fiyata. gumruk çıkmayabiliyor size ulaşınca.

Kişisel görüşüm
1)parayı kesinlikle nikah vs şeylere kullanma. Bu gibi şeylere olabildiğince az para harca, yoksa evliliğin boyunca borcunu ödersin, çok pişman ediyor. Bir kere evleniyorum düşüncesi kadar saçma bir düşünce yok bence.
2) ticareti bilmiyorsun. Belki belli bir alanda uzun süre calıssaydın orada yapılacak bir iş tanımı da bulurdun ama bu da yoksa iş kurma bence, aşırı risk.
3) ev almak en mantıklı seçim. Hem kiralar uçtu gitti, yatırım istediğin zaman satabilirsin. Ev konusunda kız arkadaşınla ortak para koyup ev alın, gerekirse sonradan başka eve geçersiniz.

İşsiz bir şekilde evlenmek konusu kişiye göre değişir o yüzden yorum yapamıyorum

Evlenme bence, ev olur iş olur bir şeye sahip olmak en iyisi.

evlenme

Eğitim almayı neden düşünmüyorsunuz? Kaynakçı olun, iki yıllık bölüm okuyun, muhasebe öğrenin. 40 bin liraya 4 yıllık üniversite masrafını çıkarırsınız. Bence iş bulmadan evlenmeyin.

Sizin durumunuzda evlenilmez. Ama kızın evlenme isteğini uzun yıllardır iş bulamayıp ve hala iş konusunda belirsizlik varken ertelemek anlamsız. Kızın yıllarına yazık. Sürekli şimdi işim yok, biraz daha bekleyelim vs vs kızı harcamak olur. Sizin niyetiniz evlenmek olsa, birde uzun yıllardır işsiz olduğunuz halde birikmiş bir para varsa, hepsini harcamadan ufak bir kısmıyla küçükte olsa bir işe girişirdiniz.

Siz bence iş bulup, evlenip yeni bir düzeninin sorumluluklarını üstlenmek istemiyorsunuz. Hani istememek olmasa bile cesaret edemiyor olabilirsiniz.

Hazırda bir miktar parası olup, uzun yıllar işsiz olan biri çoktan bu parayı değerlendirirdi isteseydi. E ticarete girişirdi, yeni bir meslek edinirdi vs vs. Yani sonuçta tüm parayı harcamadan da ufak tefek işlere girişebilirdiniz.

Bir araba yada motor alıp kuryelik, taksicilik tarzı işler yapılabilir. İşsiz olmaktan ya da iş aramaktan iyidir. Hazırda para da varmış. Paranın geri kalanı ile 1+1 alınır. Kendi yağınızda kavrulursunuz.

kesinlikle evlenme. kız bişey demez sonra demeye başlar kaldıramazsın. ailesi söylenir cevap veremezsin.

İş olmadan evlenirseniz evi nasıl geçindireceksiniz? Kız 10 bin lira maaş almıyorsa ülkenin şu şartlarında tek eş çalışarak ev geçindiremiyor.

O parayla ev alın. Kiradan kurtulursunuz. Sonra da asgari ücretli bile olsa bir işe girin derim ben. Migros'ta mesela...

Yukarıda da denmiş, katılıyorum, yazıdan göründüğü kadarıyla yeni bir düzenin sorumluluğunu üstlenmek size zor geliyor. Üstlenmek istemiyorsunuz demeyeceğim belli ki kızı seviyor ve istiyorsunuz. Biraz cesaret lazım ve bir yerlerden başlamak... İnanın gerisi gelir. Hem siz hem de arkadaşınız mutlu olursunuz. :)

hatun ile ciddi isen nisan yap, is bulana kadar parayi dovize cevir bekle.
is bulduktan sonra ev isine maasa gore bakarsin, pesinat + taksit yaparsin.

is bulmadan ben olsam evlenmem cunku iliskiyi ciddi zorlayan iki buyuk mesele var, bunlardan biri para sikintisi digeri cocuk.

Bence de evliliği işe girdikten sonra düşünün derim, maaşın eve yetmemesi bile evliliğin tadını kaçırıyor.

Şimdiden müstakbel akraba baskısıni üzerinizde hissetmissiniz ve işsizim bari ev alayım diyorsunuz ya, işte o baskı hissi evi alınca bitmeyecek öyle düşünün.

Ben çocukken babam 2 yıl falan issiz kalmıştı. Annemse devlet memuru. Nerdeyse 60 yaşında oldular hala tartışmada oradan laf sokar babama annem. Müstakbel eşiniz yapacaktir diye demiyorum da annemin tavrinda o akrabaların söylediklerinin de etkisi vardı.

Evlensen de evlenmesen de önce evi al, kredi filan gerek yok o paraya ortalama bir ev alınır, biraz merkezden uzak bir semt olsa da 15 yıldan eski ev alma. Deprem güvenliği açısından.

Evi mutlaka evlenmeden önce al, evlensen de evlenmesen de.

Müstakbel eşe de de ki;

"bütün paramla ev aldım, param da yok işim de. İlla evlenmek istiyorsan başımızı sokacağımız evimiz var, nikahı kıyalım oturalım, eşyamızı eksiğimizi zamanla tamamlarız"

"bu ekonomide hele ki işsizken düğün ve saçma geleneklere harcayacak 150-200 bin liram yok maalesef, ama seni de seviyorum, evlenmek istiyorsan hemen yarın kıyarım nikahı kaçmam hiç bir zorluktan"

Kız arkadaşın toplum baskısından dolayı böyle düşünüyor fakat evlenip işsiz kalmaya devam edersen çok daha büyük sıkıntılar çekersin. Şimdi bu şekilde ertelemeye devam edersen de kız daha ne kadar bu isteğini törpüleyebilir bilmiyorum. Bence bu sorunun temeli son paragrafla alakalı.

Şu an bir işin yoksa neden meslek edinmek zor olsun, bir kursa gitmek yerine ne yapıyorsunuz ki? En kötü ihtimalle bir işi öğrenebileceğiniz yere vasıfsız olarak girebilirsiniz, network çalıştırmak lazım. Ticaret konusu için de yapmak istediğiniz işte tecrübe edinip sonra o sektörde girişimde bulunabilirsiniz. Çok temel bir örnek vereyim, bir tanıdık küçük çaplı bileklik,kolye vs takı satan bir takıcıda işe girdi. 4-5 ay sonra kendisi bir takıcı açtı ve işletiyor. Takıcı kısmını çıkarıp herhangi bir iş yazarsanız mantık aynı.

Dugun ve esya icin parayi carcur etme. Ev ya da baska bir yatirim icin kullan. Ev alacaksan eski ev alma, zamanla masraflari cikar. Sevdigin kisi varsa ve iyi gunde kotu gunde bir arada yasamak istiyorsaniz bekletmeyin sartlariniz dahilnde evlenin. Onun disinda sag sol ne der kulagini kapatmaya calis. Hangi alanda yetenek, tecrube ya da ilgin varsa ya da ne yapabileceksen online yerine sahaya in ve o alandaki insanlardan yardim iste ve yapabilecegin bir sey var mi sor.

yahu evlenme tabi ki. işsizken evlenilir mi? elektrik faturası geldiğinde bankadaki 500binden mi çekip vereceksiniz?

hazır parayla en mantıklı iş ev almak ya da iş kurmak. ama bence senin niyetin olsaydı çoktan iş kurardın bu parayla. ayrıca ne işi kurabilirsin, ona bakmak lazım. çiğköfteci mi açacaksın? getirisi seni tatmin edecek mi?

ev alsan desek bu da evlilik açısından işe yaramıyor. bi arkadaş ev al, nikahı kıyıp oturalım de demiş ama kız arkadaşın çalışıyorsa o sabah işe gidecek sen de evde iş mi bakacaksın? inan 2 ayda kavga dövüş kıvamına gelirsiniz.

bence sen bir şekilde iş bul. yani artık standarlarını mı düşürürsün, kursa mı gidersin bilmiyorum. ama şu an için en mantıklısı bu.

bir fabrikaya işçi olarak girebiliyorsanız girin.tercihen otomotiv fabrikasına. fazla mesai vs. kazanırsınız da fena değil ücretleri.

paranızla da ev alın derim.bunları raya oturttuktan sonra ise evlilik işini düşünürsünüz.

7 numaralı plastik grubu 'Other' diye geçer. Bu gruba dahil tüm plastik türleri üzerinden genel bir yorum yapmak doğru değil.

Kapağın malzemesi Tritan. Bu malzemenin güvenli olmadığı ile ilgili bir dava görülmüş ama hammadde üreticisi kazanmış davayı. Test metodu yanlış olduğu için malzeme güvenli değil gibi algılanmış. Sonuç olarak bu malzeme güvenli.

Detaylar şurada;
www.hellonaturalliving.com

Ek olarak bu tarz ürünler 'food contact' olarak geçtiği için özel testlere tabidir. Üreticinin de bu konuyla ilgili sertifikasının olması gerekir. En katı standartlardan biri olduğu için Dechatlon gibi bir firmanın bu sertifikaya sahip olmayan bir tedarikçiden food contact testlerini geçmemiş bir ürün tedarik etme ihtimali yok.

detaylı cevap için teşekkürler. ben de marka güveninden dolayı öyle düşündüm fakat yorumlarda birçok kullanıcı yemeğin sıcaklığı ile kapağın eridiğinden bahsetmiş. bu da biraz tuhaf gelmişti.

dostum ben de bir iki kez gitmisimdir cok bilmiyorum ama orda cok yabancilar var o yuzden ilanlara pek guvenme git gozunle gor. her gun esenyurtta beylikduzunde dolandirma haberleri duyuyorum. fiyatlari ideal evleri muhtesem gosteriyorlar

Buna benzer duyurular ayda bir açılır hepsine de benzer cevaplar verilir.

1. O evlerin çoğu ya Esenyurt'ta ya da Beylikdüzü'nun en en ücra köşelerinde. Herhangi bir toplu taşımaya ulaşmak mümkün değildir. Tüyap merkezi bir yer mesela.

2. Evlerin çoğunun ya iskanı yok ya da ilanlar sahte. Gittiğiniz zaman 'aa o ev satıldı ama şunu gosterelim.' deyip başka evi gezdirmek istiyorlar.

Beylikdüzü'nun merkezinde, bizim oturdugumuz Beykent semtinde 3+1 apartman daireleri 850.000den aşağıya değil (ki çoğu 15-20 yıllık, yenileri daha da pahalı.) dubleksler 2 3 milyondan başlıyor.

Yani kısacası bu ilanlar hiç de gerçekçi değil.

sahibindendeki emlakçı ilanlarının çoğu sahte. beylikdüzü yazar ama esenyurt çıkar genelde (arada çok fiyat farkı var) ya da öyle bir ev hiç yoktur aslında.

tüyap beylikdüzünde değil bu arada :) tüyap büyükçekmecede. yolun karşısı da büyükçekmece, tüyap'ın doğusu esenyurt. esenyurtun karşısı beylikdüzü.

şu anda beylikdüzünde eli yüzü düzgün muhitte 1+1'ler 700 bin, 2+1'ler 1 milyondan başlıyor.

beylikduzunde an itibariyle duzgun bir lokasyon ve yasanilabilir binada 1 milyon tlnin altinda 2+1 bulmaniz cok zor. ilan sahte..

Çoook kere yazılmış ama benim de içimden gelmişken cevap vereyim.

Dolar bu kadar uçmamışken 350bin civarı bir eve denk geldim ve gidip yerinde bakayım dedim. Başıma gelenler şu şekilde:

-Emlakçıyı arayınca (sahte)sarışın bir abla telefona çıkıyor ve size randevu veriyor(wapp fotorafından biliyorum=)
-Marmara Park arkasındaki caddedeki(bilen bilir) emlakçıya gittim. Sahte sarışın abla hakkaten var. Ancak o sadece göstermelik. Hafif keko ama efendi sayılabilecek bir abiyle muhatap oldum. Kendisi bana fiyat aralığımı sorup metrobüse yakın olmasa da o aralıkta bir ev var, gösterelim dedi, 2 adet abi ile dobloya binip yola çıktık.
-Dedikleri tipte bir ev de hakkaten vardı, ancak (bilen bilir),Esenyurt'un biraz içleri, hafif yokuş, hava karardıktan sonra yürümeye korkacağım bir mahalle. Sokakların yarısı asfaltlı, geri kalanı da adeta bilgisayar oyunlarında grafikerin uğraşmayıp beyaz ekran bıraktığı yerler gibi.
-Eve gelince, 2+1 ama 1+1'den daha kasvetli. Bitişik nizam yapılaşmanın içindeki yeni bir binada, bir pencere apartman boşluğuna bakıyor. 1. katta olmasına rağmen (izlediyseniz) Parazit filmindeki ailenin yaşadığı eve benziyor. Daha da iğreti duran şeyi söyleyeyim: alafranganın yanına bu devirde bir de alaturka hela yapmışlar eve. Yeni bina yahu, alaturka hela nasıl bir vizyonsuzluktur...

Sonuçta ben burada aileyle oturamam deyip tanıştığımıza memnun olup el sıkışıp, ayrıldık. Gönderdiğiniz ilan da tamamen kolpa değilse, başınıza gelecekler az çok bunlardan ibaret.

Beylikdüzü'nün geneli, Esenyurt'un bazı mahalleleri gerçekten oturulabilecek yerler. Ancak Kavaklı, Yakuplu, OSB ve tabi ki Esenyurt taraflarında öyle yerlere denk gelebilirsiniz ki... meh. Koşarak kaçın.

EK bilgi: kıyas açısından, yeni ev almış biri olaraktan, metrobüsün hemencecik kuzeyindeki sitelerden birinde 1+1.5 eve 750 bin verdim.

emlakçılara dikkat et, ipotekli ev verme komisyon alıp üzerine yatma gibi şeyler çok duyar oldum. lokasyon olarak işaretledikleri yerlerde çoğu yanlış google map street view ile kontrol edin.
ayrıca fake resim koyanda çok birde bu fiyata 3+1 olmaz 135m2 hemde?

kötüleşme olmadığı sürece bol bol c ve d vitamini, dinlenme dışında yapılacak bir şey yok. geçmiş olsun.

Annem covid. Belirttiğiniz semptomları gösterdi aynı şekilde. Şu anda daha iyi.

Birkaç doktor tanıdık ek destek olarak Solgar Quercetin Complex'i önerdiler. Onun haricinde günlük 2000 mg kadar C vitamini, d3/k2 vitamini vb... Ecopirin'i de özellikle tavsiye ettiler kan sulandırıcı olarak. Hastanedeki doktor da Augmentin, Parol, Bricanyl, ibucold C yazmıştı. Hepsini kullanıyor. Oksijen 90'ın altına düşüyorsa bir doktora görünmek iyi olabilir.

Geçmiş olsun.

Bende yaz ve bahar aylarında kullanmak üzere Decathlon'daki tulumun 15 derece için olanından var (siyah olan). Gayet yeterli. Zaten tulum olarak kullanmıyorum bile, battaniye gibi üzerime örtüyorum. Decathlon olan yeter de artar bile. N11'le Amazondakilere çok güvenmemekte fayda var, poşet gibi birşey gönderirler verdiğin paraya yazık olur, Decathlon'dakinin ne olduğu belli en azından.

Ayrıca bahar ve yaz aylarında eğer çadırda kalınacaksa şapkalı tulumlara hiç ama hiç gerek yok.

bahar ve yaz aylarında kullanılacak ama nerede kullanılacak? 2000-3000 metrede mi, antalya'da deniz kenarında mı? eğer yüksek rakımda kullanacaksanız hiçbiri sıcak tutmaz. en azından -15 bir tulum almanız lazım, bilindik markalarınkini... diğer türlü deniz kenarında vs. kullanılacaksa dekatlon tulumu her türlü işinizi görür. diğer ürünleri ben de tavsiye etmiyorum.

Motosiklet burçlu adam +1

Eğer dağa gitmeyi seven, doğaya girmeyi seven insanlarsanız bu tulumlar hiç bi işe yaramaz diyebilirim, yalnızca yazın sahillerde kullanabilirsiniz.

Ağustosta muğlanın dağ köylerindeydim, rakım 1000 civarıydı, akşamları extremi -15 comfortu -5 olan tulumumun içinde fermuarını çekerek yattım.

Aynı şekilde sahile indiğimde de aynı tulumu üzerime battaniye gibi alıyorum çok rahat oluyor,

Biz şarjlı el süpürgemizi kullanıyoruz ince uzun ucuyla birlikte. Gayet de işe yarıyor.

Çibonunkine o kadar para vermene gerek yok, kahve malzemeleri satan sitelerde vakumlanabilen kaplar vardı daha ucuza.

Alana kadar termosta dene gör. Ama bi kısmı kavanoz bi kısmı termosta kalsın ki kendi kendine placebo olma, gerçeği gör.

aynı şeyi soracaktım. internette baktım da satılan ürün dandik kavanoz mu kaliteli mi anlamak çok zor. cevap verecek arkadaşlar kullandıkları bi kavanozu önerirse çok sevinirim ben de.

1. Çekilmiş kahvenin tadı ne yaparsanız yapin birkaç gün sonra gider. Çekirdek olarak saklayip, kullanacağınız zaman çekmeniz lazım. Başka yol yok.

2. Çekirdeği saklamak için kuru ve serin bir yer gerekiyor. Bu gösterdiğiniz kap olabilir. Nem olmayacak. Vakumlu paket de bir miktar fayda sağlar ama mucize beklemeyin.

Sahibinden'de de var.

İlan verip burdan da yayınlanabilir

spotçular letgodan daha ölücü. internet üzerinden satmaya çalışcaksınız, belki 6-7 ayı bulur birden satamayabilirsiniz.

birden satmak isterseniz spotçu 30 binlik o eşyaya 10 bin falan verir.

biraz zarar etmeyi kabul edip, sahibinden.com'dan satacaksınız. mobilya işi ikinci elde çok saçma. spotçu sizden sıfırı 100 lira olan o ürünü 25 liraya alır; daha sonra pasajda başka müşteriye 100 liraya satar. o fiyatlar da sizi aldatıyor işte, sanki adam 70'e alıp 100'e satıyormuş gibi ama alakası yok. mobilya spotçularında düzgün ürünler hiçbir zaman uygun fiyata olmaz, hep mağaza fiyatınadır.

mesela siz internetten 80'e müşteri bulur musunuz? tamamen şans. sizin mobilyayı beğenen kişi 500km uzaktadır, nakliyesi batar almaktan vazgeçer. ilana koyup bekleyeceksiniz.

tamamen şans işi
internetten genelde çok uygun fiyatlı olanlar tercih ediliyor
ya da kaliteli bi şeyler arayanlar bütçeleri kısıtlı olduğu için senin ilanı tercih edecek
nakliyeyi de sen fiyat olarak ayarla şu kadar tutuyor filan demen avantajın olur

Dekopasaj mı? Yorumları okuyun öyle bakın. Mobilya sıfır da olsa ikinci el satışı zarar yazan bir ürün.

Sıfıra yakın fiyata satmanız mümkün değil, her halükarda bir zararınız olacaktır. Letgo ya da sahibinden denerim ben olsam, spotçu genelde en ölü fiyatı verenler oluyor. Letgo'da gelen teklifleri gerçek değeri gibi düşünebilirsiniz.

Eger markasi modeli belliyse tam model adiyla her yere ilan acip deneyin. (Ikea modelleri bu konuda avantajli, spesifik isimleri oldugu icin almak istedigin masayi sandalyeyi hemen bulabiliyorsun ve satisi da rahat)

Kumasindan, rengine tam olarak almayi dusundugum 30binlik bi mobilya takimini internette ilanda gorsem, karta taksit ve evde sifir kurulum yerine nakit parayla almam icin 20bin veririm anca. Sokulmesi, nakliyesi, evde tekrar kurulumu ve nakit odemesi hep dert cunku. Cazibesi olacak ki alayim. (Bu benim dusuncem tabi)

sinovac omicron veya deltaya karşı koruyuculuğu düşük
biontech olun bu ay içerisinde ailecek. sonra da 3-6 içinde 3. doz biontech olun.

instagramda virusfamtom var ordan makalelere ulaşırsınız.

Sorulariniza cevap:

www.klimik.org.tr

Geciktirmeden olmayi oneriyorlar her yerde.

matın sağlam değil ise tulum ezileceği için alttan çok ısı kaybedersin. çift uyku tulumu da %30 konfor arttırabilir ama taşıdığın ağırlığa değer mi bilmiyorum.

Öyle bir şey olsa bu kez Merkez Bankası sattığı 7 milyar dolardan zarar etmiş olurdu.

www.sozcu.com.tr

Cebimizdeki parayla ucuza doviz topladilar iste bu kadar. Demokrasiyle alakasi yok baska bir olay ama soylesem silerler kufur icerdigi icin :))

Yani devletimiz böylece ucuza rezerv doldurdu. Öbür türlü yapamazdı :)

Bi nevi, dolar alıp kar etmek isteyen *uyanık* vatandaştan daha uyanık davrandı dövlet. Gemisini kurtaranın kaptan olduğu ülke.

Demokratik ülke, kabile ülke ayrımını bir kenara bırakacak olursak bir ekonomide ekonomik modelin ne olduğu/olacağı konusunda özellikle finans sektöründe ya da iktisat çevrelerinde belirsizlik olmaz. Eğer modelde değişikliğe gidilecekse bu aylar hatta yıllar öncesinden şeffaf şekilde planlanarak yapılır (tabi eğer bir devrim söz konusu değilse)

Bizim ekonomimizin en büyük problemi neler olacağını sadece planlayanların bilebiliyor olması. Ne sıradan vatandaşın, ne iktisatçıların, ne reel sektörün ne oluyor olduğu ve olacağı konusunda fikri çok az veya yok.

Döviz kurundaki belirsizlik de bundan bağımsız değil. Politikacıların açıklamaları ne yaptıklarını bildikleri yönünde, ama sorun şu ki biz bilmiyoruz. Yalnızca bize güvenin deniyor. Bu hiç sağlıklı bir tutum olmadığı gibi, çok yanlış.

Hem kurlar yükselirken, hem düşerken para kaybeden sayısız insan var. Bunların zararlarını kimse karşılamayacak.

@akhenaten +1

5 yıl kadar Sokullu'da oturmuştuk. Bugüne kadar oturduğum muhitler içindeki en sevdiğim yerdir, sessiz sakin ve ulaşımı kolay.

Açılın doğma büyüme dikmenli geldi. Sokullu bence görece olarak biraz daha kalabalik gibi ama dikmenin guzel yerlerindendir. Ben spesifik olarak aşağı taraf bankalar duragini severim. İlkerde de oturdum ama pek tavsiye etmem. Eski hali saha civari iyidir

huzur mahallesi + sokullu

Ben de doğma büyüme dikmenliyim. İlker, keklik, taraflarından almamanızı öneririm. Ben ev alacak olsam Sokullu ile dikmen caddesinin kesiştiği yerden daha yukarılara bakmazdım. Oradan aşağısı çok daha iyidir. İlkadım, aydınlar, sokullu mehmet paşa, naci çakır mahallelerine bakabilirsiniz.

ağrıyorsa zonadır. geçmiş olsun.

Ağrısı yok mu, zonaya benziyor çünkü.

Teşekkürler.. ağrı var dedi sırt kısmında. yarın bir doktora gidelim bakalım.

Belediyelerin vefa ekipleri oluyor, onlar yardımcı olur. Ambulanslar bu işi yapmıyor maalesef. Tanıdık çağırmazsan dokunmuyorlar bile.

özel ambulanslar yapar. evden alıp hastaneye kadar gidecekseniz indirirler.

Özel ambulanslar +1. Ben dolunay ı tercih etmiştim. Personeli ilgiliydi fazlasıyla. Odanızdan alıp odanıza kadar taşıyorlar.

direkt cevap değil ama konusu geçmişken yazayım:
geçen ambulans çağırdık. döner merdivenli binadaydık. sedyeyi sokmadılar. üzerine yatırılıp yanlardan tutacaklı bi branda tipi bişey kullandılar. ama personel 2 kadın 1 erkek olduğu için 3 erkek bulun anca o zaman indirebiliriz dediler. kadınlar taşımada yardımcı olmadı. 3 ilave kişi bulana kadar hareket ettirmediler.

adguard yükle

ama mobil uygulamada engellemez. tarayıcıda engeller

bunu yazarken dahi reklamlara ödenen paranın önemli olduğunu kanıtlıyorsunuz.

ben açıkçası bulamadım ve yorulanlardanım. youtube için üyelik en iyisi galiba.

tabi nonsafe solutions her zaman var.

ublock origin kullan.

ublock Origin ile PC'de youtube reklamı çıkmıyor. Telefon iOS ise YouTube uygulamasındaki reklamları engellemek mümkün değil. Ancak AdGuard ile Safari üzerinden reklamsız izlemek mümkün. Android'de de YouTube Enhancer mı ne öyle bir şey vardı. Hala işe yarıyorsa o da Premium gibi yapıyor YouTube'u.

opera kullanıyorum hem mac hem android telefon için reklam çıkma sıklığı haftada 1 veya 2

pc için ublock origin android için youtube vanced.

telefon android'se youtube vanced diye aratın google'da. ilk siteye girin ve yönergeleri izleyin.

telefon için youtube vanced

youtube vanced +1

premium hesabım olmasına rağmen düz youtube'a göre daha çok sevdiğim için hala onu kullanıyorum uygulama olarak telefonumda.

PC'de de opera tarayıcı kullanıyorum yine premiumdan önce de hiç reklam denk gelmiyodu.

Bunlar 12v ile calisir powerbank 5v verir oradan zaten patliyor.

Powerbank'lerin cogunda karsi taraftan cevap alamiyorsa akimi kesiyor elde var 2.

12v motosiklet akusu ve sarj cihazi alabilirsin ya da aku takviye cihazlari oluyor 12v kaynagi.

çakmaklık 12 volt, prize de adaptörle bağlıyorsunuz o da 12 volt.

power bankler 5 volt, bir çeviriciyle vs yapılabilir belki ama amper yetmezse power bank zarar da görebilir.

Şarjlı pompalar var, bütçe müsaitse onlardan alınabilir belki.

Biraz overkill olabilir ama ecoflow delta gibi cihazlar istediğini yapar.

protamir.com

tri pointmiş. y000, y00, y0, y1 çeşitleri varmış.

Büyük setlerde olur, hiç bişey olmadı nintendo tornavidası diye ararsanız da bulursunuz.

Triwing diye de geçer.

Yıllar önce bim'den bi tornavida ve üç seti takımı almıştım. Cok ucuz ve dandik bisey. Ama içinde yok yok. Nadir de olsa bu tür durumlarda çok faydasını gördüm.

Uzerinde havya beklet sonra plastikten asil eriyip cikar.

Bunu bulsan bile boyu tutmuyor en az 3 cesidi var.

antikor testi yaptırdım ve test sonuçlarına ilişkin ülkede yazıyla rakamla bir tek istatistik yok. az mı antikorum var çok mu antikorum var hiç bi fikrim yok. benim olmadığı gibi doktorların da fikri yok.

Koruma, antikor üzerinden değil hastalığa yakalanma/hastaneye yatma/ölüm istatistiklerinden hesaplanıyor. Bunların verileri var ellerinde.

@evrim halkası iyi ama o zaman da hastalığı geçiren ama farkında olmayanları tespit edemezsin ki. ya da sinovac yapılanlar aşı olsa bile maske mesafeye çok dikkat ettikleri için virüse yakalanmıyor olabilirler.

bakanın söylediğinden sadece hastaneye yatan ağır vakalar arasında 3 doz sinovac olanların sayısının daha az olduğu anlaşılıyor.

bu tarz bir çalışmada
-yaş
-önceki sağlık durumu
-mevcut hastalıklar
-yaşam biçimi
-kan şekeri
-d vitamini
-gelir düzeyi
-yaşanılan/çalışılan yerin hava kirliliği
-beslenme alışkanlıkları
-kilo, yağ oranı

bunların hepsini kontrol etmek gerekir. hiç olmazsa yaş, yatışta d vitamini, mevcut diğer hastalıklar, kilo-yağ oranına bakılması gerekir. öyle bi kontrollü çalışma da yapmıyorlar.

Bu soylenenlere hala itibar eden olmasi beni sasirtiyor.

3 doz sinovac olanların çoğu yaşlı, emekli vs Zaten evden çıkmıyor bu grup. Babanem 3. aşısını olmadan önce de hastalanmadı. Çünkü hastalanma ihtimali olan hiç bir şeyi zaten yapmıyor.

Yapanlar da zaten hali hazırda müthiş sağlıklı olmadığı için çok dikkatli yapıyor.

Orta yaşlılar ve gençler ise (çoğu biontech olmak durumunda kaldı sinovac bittiği için) fıldır fıldır dışarıda, işe gidiyor, tatile gidiyor vs. Karşılaştıkları viral yük çok daha fazla. Bu nedenle bi kısmının pozitif olması doğal bence

3 doz sinovac olanlar ile 3 doz bintech olanlar aynı viral yüke maruz kaldığı durumda bence biontech ezip geçiyordur. çünkü 2 doz snovac ile 2 doz biontech arasında görmezden gelinmeyecek kadar antikor farkı oluşuyordu biontech lehine.. Bu ibrenin 3. dozda tersine dönmesi çok mantıklı gelmiyor bana.

xbox aldım, fiyata gümrük-vergi için hesaplanan tutar dahildi. sonra ufak bir iade yaptılar, kurda düşüş oldu galiba ondan.

mi air hava temizleyici aldım. vergiler dahil fiyat çıktı. ekstra para ödemedim. hatta 10-15 gün sonra 40 tl geri yattı vergi beklenenden düşük oldu diye. dhl ile almanyadan geldi. tamı tamına siparişin ardından 20 saat sonra elime geçti cihaz:)

Genelde bu durumda maximum miktari veriyorlar ama siz isterseniz usta cagirip bir fiyat alin. Sigorta sirketinin soyledigi fiyat ile karsilastirin.

banafikirver.com

instagram'da @fitmuhendisce var, tarifleri unsuz şekersiz ve güzel oluyor.

İncir tatlısı olabilir; süt ve incirden yapılıyor sadece bildiğim kadarıyla. Dışarıdan şeker katılmıyor.

www.instagram.com Şu satıcı keçiboynuzu ununun un ve şeker yerine geçtiğini söylüyor.

Muz dondurun, sonra mutfak robotundan geçirin, pasta kabına koyun, tekrar dondurun, çıkarıp üzerine meyve ve mum koyup dondurma pasta şeklinde servis edin. Robottayken içine çikolata ya da hurma başka meyve veya kuruyemiş de ekleyebilirsiniz tat vermesi için.

Ben şunları kaydetmiştim instagramda yaparım diye hünüz denemedim. Bu arada ikisinde de bal var bilmiyorum sıkıntı olur mu?
www.instagram.com
www.instagram.com

@konetsu verdiğiniz bilgi doğru değil. tek başına fruktoz ekleniyor olsa tatlıya dediğinizde haklısınız. fakat meyve yalnızca fruktozdan oluşmuyor. lifler, vitaminler içeriyor. badem unu ve hurmadan yapılan bir keki yemek ile beyaz un ve rafine şekerden meydana gelen bir kek yemek arasında dağlar kadar fark var. rafine şeker ve beyaz buğday ununu keserek önemli sağlık problemlerimden kurtuldum. yanlış bilgi yaymayın.

Gmzo+1
Böyle bilgileri nasıl yaziyorsunuz anlamadim.
www.nhs.uk
Bana bir tane added sugar ile natural sugar ayni sey diyen makale bulursaniz sevinirim.
Bunun yaninda bir de meyve yerine bir kaşık toz şeker yiyin gibi mantığı destekleyen birşey bulursaniz da sevinirim. Ben bulamadım.
Neyse; kisinin hastaligi nedir bilemem. Diyabetse meyve yiyebiliyor ve ben misal antep fistikli kayisi ezmesi/incir ezmesi toplarini falan severim. Ingilizce arastirirsaniz daha cok da çıkabilir.

Seboreik dermatit var bende de. Aşının bi etkisi olmadı. Eklem yerlerinde de bir ağrı hissetmedim. Covid olduğumda eklem yerlerim baya ağrımıştı. Sadece aşının vurulduğu yerde 2 gün az bi ağrı oluştu.

Eklem agrisi hic olmadi.

Dermatit bende de var, asidan sonra bi tik azdi yine. Ama "asidan" diyemeyecegim, denk gelmistir muhtemelen. Sik sik oluyor cunku.

Kendi tecrubem boyle.

eklem romatizmam var. hiç eklem ağrım olmadı.

bendeki eklem ağrısı sanki ağır spor yapıp koşmuşum da dinlenirken hissedilen ağrıya benziyordu. 1 gün falan sürdü o kadar kötü de değildi.

Ona söylemedim, televizyonda gördüklerime sövdüm dersin. Nasıl ispatlayacak?

bi şey olmaz

yüzüne söylesen bile kanıt/şahit yoksa bir şey yapamaz.

sakın kabul etme. Burada biri şişko demiş, karakola ifade vermeye gitmiş.

Kendi evinde kime sovdugunden ona ne ?

Ayrica ona sovdugune emin olsa bile hicbir sey yapamaz.

Muhakkak bir kayis ama kayislar genelde oyle kolayina cikmaz. Daha onceki sanayi ziyaretlerinden unutulmus bir parca olabilir mi?

Araba bu halde kac km gitti? Bir degisiklik hissedince mi asagiya bakma gereksinimi dogdu?

Eger gercekten cikmis olma ihtimali varsa riske girmeye degmez. Youtube'tan filan bakin kayislar disardan gorulebilen seylerse kaputu acip bakarsiniz

Kredi kartlarının vs ücretsiz çekici hizmeti oluyor. O şekilde bir hakkınız varsa kullanabilirsiniz. Konu hakkında bir fikrim yok ama belkli bu şekilde bir yardımım dokunabilir dedim.

triger kayışı çıksa motor patır kütür durur, dünya kadar da masraf açar. öyle bir şey yaşamadıysanız, motor çalışıyorsa v kayışı olabilir o.
v kayışı çoğunlukla motor soğutmasından sorumlu sistemlere ve şarj dinamosuna güç verir, şarj hadi neyse de soğutma olmadan yürümeyin, o da diğeri kadar değilse de büyük masraf olur.

Sağolun çekici geliyor.. Bakalım belli olacak gidince

Triger değil bu büyük ihtimalle V kayış.

Görüntü şuna benziyor çünkü: www.pratikaraba.com

Bu kayış şarj dinamosunu, devirdaim pompasını, direksiyon pompasını ve klima kompresörünü çalıştırır. Kopması ya da çıkması sonrası akü şarj olmaz, klima çalışmaz, direksiyon çok sert olur ve en önemlisi devirdaim pompası çalışmadığı için motor soğutma devreye girmez. 5 dakikalık bir yol olsa riskli ama belki gidilebilir derdim. 15-20 kilometrede motor contası yanar. 100 liralık masraf olur sana 10 bin.

Triger değil. Belki alternatör kayışı veya klima kayışı olabilir. Triger kayışı dişli olur.

Triger dişli olur +1 bu dişli değil, V kayışı ama size bile ait olmayabilir, yoldan gelip bir şekilde alta sıkışmış olabilir.

Keşke çekici gelmeden kaputu açıp kayışlarını kontrol etseydin.

umarım klima kayışıdır. yoksa uzun süre kullandıysanız sıkıntı daha da büyük olabilir.

Bilezik işinde olaya işçilik dahil olmakta o yüzden sen onu satın alırken
bileziğin ağırlığı x 22 ayar altın gram fiyatı + Bileziğin işçilik fiyatı şeklinde satın alırsın. (Bileziğin 22 ayar olduğunu varsaydım) O yüzden elden çıkarırken bu işçiliği sana kimse geri ödemez sadece altın gramı kadar öderler oradan zararın olur. Düşük işçilikli bilezikler de var tabi ama yine de gerek yok bilezik işine girmeye.
Bunlar dışında sarrafiye diye nitelendirilen altın çeşitleri (çeyrek-yarım-tam vs) veya banka gram altında bir zararın olmuyor sadece al-sat makas ödüyorsun o da normal bişey o yüzden sarrafiye altın veya gram altın tercih etmelisin. Bunların hepsi orantılı olarak artıp azalıyor öyle hissedeceğin bir fark olmaz.

devir daim pompasinin bilyasi dagilmis gibi sanki. internette "baymak luna 5 devirdaim pompası" diye aratip pompanin yerini ogrenince dikkat kesilerek sesin kaynagindan emin olabilirsin gibi.

edit: bu kombi pompasi degil ama siradan bir su pompasinin sesini gostermek icin koyuyorum.

www.youtube.com

nasıl uygularlar bilemiyorum. şöyle olabilir. dışarda oldu diye tutanak tutular bir merkeze gönderilir. merkez de o gün muayene olmuşmu diye e nabız benzeri uygulamadan kontrol eder. muayene olmayana ceza keser. uğraşmak isterlerse böyle olabilir

Dışarıda tutanak tutacaklar, sonra da merkezde hastaneden geldi mi diye sorgulayacaklar. Gayet basit bir işlem.

112'yi arayıp şu hastanede randevum var izin belgesi alabilirmiyim diye soruyorsunuz. sizden randevu bilgileri, tc no ve cep telefonu nuramanız isteniyor. izin belgeniz sms ile telefonunuza geliyor. polis durdurduğunda gösteriyorsunuz.

özel hastanesiyse hastaneyi arayıp mailinize randevunuz olduğuna dair yazı da yolluyorlar.

özel hastanelerin enabız'a erişimi var. orada randevu oluşturmaları mümkün değil mi acaba?

tabii bunu yapsanız bile:

1 - bir hastanede tanıdığı olanlar, fake randevu açıp dururlar.
2 - özel muayenehanesi olan doktorların enabız erişimi var mı acaba?

millet olarak kafamız sadece yalan dolan hile hurdaya basıyor. onu da tam yapamıyoruz.

Hepa filtre filan bisiler diyodu soranlara gecenlerde...

www.haberturk.com

"Mutasyonlu virüslerin ülkemizde yaygınlaşmasının ardından yine TT Medical’ın koruyuculuğu biraz daha fazla olan “King Nano Mask”ını kullanmaya başladım."

bulaşık teli ile ovsan gider bence.

Bu tip çaydanlıklar demansa sebep oluyormuş. Çok kullanmayacaksınız belki ama hiç kullanmayın daha iyi.

hocam aluminyum caydanlikta cayin tadi hic guzel olmuyor. bence cope at gitsin

var. her cevabin solunda 6 nokta var ordan tasiniyor.

> pasteboard.co

@yoggi hocam otomatik olarak demiştim yani örneğin 30 soru hazırladınız ve cevapları da karıştır demek istiyorsunuz. yani testi yapan her kullanıcı hem soruların hem de cevapların yeri değişmiş bir testle karşılaşacak. öyle bir ayar bulamadım.

ozelden cevap verdim ama konu komsu iplemiyorum sanmasin diye burdan da yazayim.

bu da su sekilde:
seceneklerin oldugu yerde sag alt uc nokta> seceneklerin sirasini karistir. her acildiginda degisik bir sirayla cikacak secenekler.