Ekşi Duyuru

dijital satışı yok. 2. el cd alabilirsiniz veya korsan.

ben de baktım şimdi EA'nin sitesinde bile yok. Geriye sadece korsan kalıyor.

Gog.com veya oldgoodmages'de olabilir.

Bu tarz satışta olmayan eski oyunları indirmek için siteler var myabandonware mesela. Hala korsan mı sayılır bilmiyorum ama yasal bir engel yok bildiğim kadarıyla. Underground 2 de var orda, ordan bakabilirsiniz. Ya da malum sitelerden de bulabilirsiniz tabii.

Ama orijinal cd bulmak dışında (ki cd bulsanız da artık cd çalıştıran pc kaldı mı soru işareti) oyunu orijinal alma yolunuz yoktur muhtemelen

(bkz: )oldgamesdownload.com

bunlar abandonware olduğu için indir oyna.

redmi note 11
www.amazon.com.tr

bunu al gec abicim hic dusunme bile

Maalesef giriş seviyesi telefonlar alabilirsiniz Samsung için. O da bin TL eklerseniz A33 olur. Bunun yerine Xiaomi +1

Redmi note 10 veya 11'in alt modellerinden birine bakabilirsin.

Ben de xiaomi note 10s bakıyorum. İnceleme videolarını izleyin derim.

Bence artık bu bütçelerde yurtdışına yönelin. Çift hat kayıtlı OnePlus 9'lar 7 bin lira civarında. Burada adı geçen tüm cihazları çarpar, böler, tekrar birleştirip yerine koyar. Vermeyin bu paraları bu telefonlara, yazıktır.

Evet evet biliyorum. Hatta ben de başta ter zannedip “insanlık hali” diye ses etmiyordum :( Adını bilmiyorum ama piyasadan toplatılsa keşke.

o koku mu bilmiyorum ama arapların sıktığı bir parfüm var benim de o kokudan kusasım geliyor. bu kadar saçma bir koku olamaz. burnu yakıyor resmen.

daha spesifik bir tarif verirseniz belki bilen çıkar. şekerli, baharatlı, metalik vs vs. ter kokan bir parfüme denk gelmedim. kullanan kişi parfümle beraber ter kokuyordur belki.

Bence Axe.

Bir kere iğrenç kokmuyorlar ama kisiden kisiye değişiyor.
Dior sauvage edp bazen tere yakın kokuyor diyenler oluyor.
Onun dışında kouros olabilir.

black orchid kadın ağırlıklı unisex parfüm, erkekler de kullanıyor. aynı tarif ettiğiniz şekilde tanımlıyorum ben de bu kokuyu.

Jagler de öyle

Burnuma bir anda jagler koktu

magnezyum oksit ise çöp. gerisi duruma göre değişiyor.

Magnezyum sitrat kullanmanız mı gerekli acaba? Ve p5p içeren magnezyum? acaba diyorum, çünkü yetkili birisi değilim.

Bro magnezyumun formları var ihtiyaca göre göre kullanacaksın, misal malik asit enerji döngüsünde kullanıldığı için ben antrenman sabahlarında Magnezyum Malat kullanıyorum, bunun gibi. Misal halsizim bitkinim diyeneler Magnezyum sitrat kullanıyor sanırım. Uyku sıkıntısı çekenler de başka formları kullanıyor öyle öyle bakıp kendiniz karar verin ne kullanacağınıza. Bazı birleştirilmiş formlar da var mesela onlara da bakabilirsiniz.

ben yorgunluk için en büyük faydayı magnezyum sitratdan aldım.

eğer değerleriniz çok düşük değilse çok bir değişim farketmezsiniz.

astronom bey'in dediğinin aksine hemen herkeste magnezyum eksikliği var. yiyeceklerde olması gerektiği kadar yok çünkü. bundan 100 yıl önce çok daha fazlaymış. bir araştırmaya denk gelmiştim öyle.

Magnezyum oksitin tek olayı bağırsaklardan geçemediği için laksatif etki göstermesi. Kabızlık gibi durumlarda kullanılıyor. İşe yaramaz bı form diyebiliriz.

Ben bisglisinat formunu kullanıyorum. Çinkoda da pikolinat iyidir.

Scitec'in Avrupa üretim yeri Macaristan, oradan Türkiye için gönderilen ürünler muhtemelen böyledir, sahte olma ihtimali yok.

supplementler.com mu?

sahte olamaz.
1500 islam kültürü ile harmanlanmış, gezegendeki en yüksek ahlak seviyesine sahip toplumuz.
bir kese altını taksime bırakın, 1 hafta sonra gidin yine oradadır.
sadece supplement değil ülkemizde hiçbir ürün sahte olamaz.

O para ile 1 yıl para biriktirseniz, dolar altın VS bir temel olur.

evet elinde peşinatın yoksa ve biriktirme iraden de yoksa ev almak senin için hayal.
O yüzden ya biriktir eğer biriktiremiyorsan da ayda 20.000 liralık krediye girecek başka bir şey al otomobil olabilir vs. Sonuç olarak o sürenin sonunda en azından elinde bir peşinat olur sonra onu satıp ev alırsın

Uygun fiyatlı evlerden birine yönelebilirsiniz.
20 bin liralık ödeme gücünüzün 10 bin lirasıyla 24 aylık 200 bin liralık tüketici kredi alırsınız, diğer 10 bin lirasıyla 10 yıllık konut kredisini ödersiniz.

700 bin TL civarındaki evleri alabilirsiniz bu şekilde.

Verecek peşinatı olmayanlar ölmesin, aylık 20 bin lira ödeme yapabilecek insanlar da çok üzülmesin, biriktirsin. Bir gün muazzam bir fırsatla karşılaşıp bu birikimlerini değerlendirebilirler.

ev almak zorunda değilsin, paranı diğer yatırımlarla kullanıp bir ömür sana rahatça yetecek şeyler yapabilirsin. paranın çoğunu eve yatırdığında harcayacak çok şeyin olmayacak.

amerikan dolarından şaşma.

Moralini bozmak istemem. şuan birikmişim var o kredi tutarını ben de öderim ama ev alamıyorum. Ucuz ev alıp kiracının da ucuzu ile uğraşmak istemiyorum. Ortalama bir ev alıp en azından orta gelir bir kiraciyi hedefleyebilecegin bir evse şuan rahat 3 milyon liradan başlıyor.2022 de enflasyon %300 artarken ev fiyatları %1000 yukseldi. Benim görüşüm enflasyon yükselmeye devam etse dahi ev fiyatları artık kolay kolay artamaz. Bir süre sonra nakiti olanların zamanı gelmek zorunda. Bu zaman gelene kadar peşinata odaklanmanin en mantıklı hareket olacağını düşünüyorum. Elbette parayı da ezdirmemek gerek. Ama bunun için artık dolar en azından 1 sene daha cozum değil. Zaten hiç bir zaman da olmadı. Ekşi de çok atıp tutan vardı, ev alacağınıza dolar alın diyen. Hepsinin parası kuş oldu.benim gorusum altın, gümüş, fon karmasi bir sepet. Altın özellikle 2022 de çok baskilandi muhtemelen intikamı acı olacak.

Getir götür tam olarak bunu yaptı çoğu kişiye.

Riskli ama riskin çokluğunu azlığını etkileyen birçok şey var. En az bir yıl yetecek birikimin varsa, iş ilanlarının fazla olduğu bir mesleğin varsa, tecrüben varsa o iş olmasa da başka iş bulabilirsin.

evet bu açıdan risk var, fakat bundan korkuyorsan zaten bu işlere girmezsin. comfort zonedan çıkma meselesi biraz da bu. yeni girdiğin işte kendini kabul ettiremediğin durumda da benzer şey başına gelir.

ayrıca anormal durumular(toplu işten çıkarma, o firmanın kapanması, darbe teşebbüsü v.s.) hariç hiç bir firma işe alım sürecine emek verip bulduğu çalışana böyle bir şey yapmaz.

Tam olarak belirttiğin gibi bir risk var. Hatta işe girip, 2 ay sonra işten çıkarılabilirsin de, bu da bir ihtimal. Deneme süresinde sıkıntısız tertemiz anlaşmayı feshedebiliyorsun. Ama bunun gerçekleşme ihtimali çok çok düşük yani.

evet riskli. yıllık iznin varsa ihbardan düşülebiliyor. düşmezse bile erken ayrıldığında parasını ödeyebilirsin. bu şekilde istifanı geç verebilirsin.

Yani işinde tecrübeli insan neden korksun. Her işin learning curve’ü var, kolaylıkla vazgeçilebilecek bir iş yapıyorsan, piyasada senin gibi zilyon iş gücü varsa haklısın da, hfm, sap, ingilizce bilen audit kökenli biriysen, örneğin, tamamen atıyorum, böyle dertlerin olmaz.

Powerpoint sunum içindir. Amacı budur yani. İlanlarda o şekilde çıkmasının sebebi de her üniversite bölümünde öğrencilere sunum yaptırılmaması ve bu programı da herkesin kullanmayı bilmemesi. Çok basit bir program belki ama herkes bilmiyor işte. Adamın CV'de o kadar şey var, alıyorsun işe, bir sunum yapılacak ama powerpoint'ten haberi yok adamın.

O ilanlarda ne kastediliyor bilmiyorum ama, Powerpoint'i efektif kullanan çok az kişi gördüm.

Öncelikle hayvan gibi metin yazılmamalı 3-5 keyword ve imaj olmalı öndeki kişi çıkıp anlatmalı. Sunumun önemli kısımlarını vurgulamalı yani. (Mesela benim hazırladığım slaytı öğrenciler istiyor ama versem de bişey anlamazlar, gidip googledan o keywordleri araştırmaları lazım linklere bakmaları lazım :D)

Düzgün tasarım çok önemli ama o görsel iletişimcilerin işi aslında. Biri anlatacağı şeye ve içeriğe karar vermeli, tasarımı düzgün bir tasarımcı yapmalı ideal senaryoda. Kullandığın font, renkler, tasarım dili her şey dinleyenlerin algısını etkiler aslında. Koskoca üniversitelerin bunu yapmadığını, rezil slaytlarla sıkıcı sunumlar yaptıklarını gördüm. Özel şirketlerde durum nedir bilmiyorum.

Bazi is yerlerinde sadece sunum icin degil genel olarak yazili iletisim icin kullanilir. Yani word yerine mesele proje sorun vs neyse power point uzerinden aktarilir. "hayvan gibi metin yazılmamali" her yerde gecerli bir konsept degil.

nhk ve potato +1

Şuan çalıştığım yerde stajyerler zamanının yarısını PowerPoint sunumu hazırlayarak geçiriyor. Yeni başlayanları online görüşmeye davet edip iki, iki buçuk saat kadar sunum nasıl yapılmalı nelere dikkat edilmeli anlatıldı, anlatılanları uygulamalı tekrar ettirdiler. Mesela bu hafta benim de 10 sayfa bir şey hazırlamam gerekti. İki defa düzelttirdiler.

Benzeri başka uygulamalar da olmasına rağmen yine her alanda tekel gayreti içine giren maykrosoftun yazılım markalarından biri sadece. Yaygın olması ve office paketi içinde hazır olduğu için akla alternatif başka uygulama olmadığı zannı yerleşiyor.

Potato +1, simdi calistigim sirkette proje raporlari, teklifler filan hep powerpoint uzerinde. Haliyle her kosesi doluyor ister istemez.

Excel'e filan baglayip dinamik dashboard bile yapilabiliyor ama iyi derecede pp diyen firmalar bundan bahsetmiyodur herhalde. Eli yuzu duzgun sunum yapabilmek yeterlidir.

Pp aynı zamanda excel'deki ham datanın "ürün" haline gelmiş her formunu içeriyor, haliyle sadece slaytşov olarak değil yukarıda dendiği gibi her çeşit bilginin bitmiş ve süslenmiş hali olarak kullanılıyor. Çünkü görsel zenginlik için en ideal ofis programı; metin yazıyor, exceldeki veriyi bağlayabiliyor, üstüne şekil şukul atabiliyorsun.

Müşteri toplantısına excel'le çıkamazsın mesela, en basit bir tablo bile olsa pp'de sunman lazım. Ki asıl beklenen pp'nin nimetlerinden faydalanarak olabildiğince zenginleştirmek.

merhaba kardeşimin et beni vardı. çok küçük et beni kriyoterapi yaptılar.


cildiye bölümü yapıyor.

devlet için o gün orada kriyoterapi cihazı varsa doktor hemen yapıyor.

özelde yaptırken baktı fiyat verdi. şu gün şu saat gel cihaz o gün geliyor dediler.

bazı hastane seans basına bazısı ise işe göre fiyat veriyor.

anadolu yakasındaysanız doktor önerebilirim.

www.climednisantasi.com

rayo frekansla aldırdım ama sivilce gibiydi benim, aşırı küçüktü. 500 vermiştim. yıldız tilbe tipi et beni için 700 falandır herhalde. bahsettiğim yılbaşından önceydi.

En güzeli Jif ama pahalı gelebilir. Fitnut da iyidir.

Kakaolu, bilmem neli alma, sade en güzeli. Krabi mesela çok saçma bir ürün.

bal alma, bal bayağı zararlı bir şey.

uzmanı değilim ama jif güzel bence de. pahalı ama getir'den vs. indirimli bulabilirsin belki.

zuberinki epey guzel.

Tabi ki tuğba. Saçma sapan kimyasallar yok için. Ve şekersizi vs de var. Kendin istediğin kadar bal eklersin tatlandırmak istersen.

yillardir fistik ezmesi yiyen biri olarak son 1 senedir favorim laçoko az kavrulmus fistik ezmesi (amazon ve hb'de mevcut)
Az kavrulmus olmasi sebebi ile yag tabakasi birikmiyor, o kekremsi aci tat yok.

fiskobirlik

Supplementler.com'da satılan Bellanut fıstık ezmesinden alıyordum eskiden. İri kıyım fıstık ezmesi, şekersiz, ağır biraz ama baya fıstık tadını alıyorsun, sahte birşey olmadığı belli. Süt, muz, yulaf karışımına iyi gidiyordu.

American Garden’ın mavi kapaklı olan fıstık ezmesi… harikaydı ama bitti, internette var. Gerçekten fıstık tadı alıyosun, şekerli macun değil.

tarım kredi kooperatifinin marketlerinde satılanı ben bayağı beğendim tavsiye ederim

1'e tarım krediyi , 2'ye züber'i koyarım.

dolar euro altın al
yatırım işi piyango zenginde olabilirsin tüm paradan da olabiilirsin ne kar ne zarar uğraştığınla da kalabilirsin.

%90 Altın, % 10 Kripto, yatırım tavsiyesi değildir.

Tarima elverisli tarla. Gida krizi geliyor.

Kağıt para asla alma. 10 yıl sonra şu anki 1000 doların alım gücü 700 dolara falan düşer abd enflasyonu nedeniyle.
ya altın gümüş alacaksın.
ya bist temettü hissesi
ya da fon alacaksın.

Her ne kadar seçenek dışı bırakmışsan da

İş bankasında bir yatırım hesabı aç
Twiterda @zeynepxaktas ı takip et,
Her ay 1000 liralık, o kadının çokca bahsettiği herhangi bir temettü veren hisse senedini
al
ve unut.
Muhtemelen 10 yıl sonra her ay bir asgari ücret kadar temettü gelirin olacaktır.

Bana kalsa altın ama short/kısa süreli alımlarda piyasayı sürekli takip emek gerekir yani yükseldiğinde hemen satacaksın ve düştüğünde hemen alım yapacaksın aması yükselişte pik noktasını ve düşüşte dip noktasını yakalamak ve havayı iyi koklamak, belki iki sene önce güzel kazanç yapıyordum ama son iki yılda ülke gündemi o kadar şaşırtıcı olunca ve bu kadar da olmaz dedikçe ters köşelere kaldım haliyle ben parayı bir kenara koyayım ve piyasa takip edeme dersen eğer bes olabilir zira en %25 getirisi vardı, sen de bes biriken paranı altın veya döviz olarak yatırıma yönlendirebilirsin, yanlışım yoksa 1000 liraya piyasayı takip etmeden 250 tl vermektedir.

altyapı maçlarına bilet alman gerekmiyor, normal elini kolunu sallaya sallaya girebiliyorsun.

fakat a takım maçları ücretli oluyor, hemen girişte bilet satılan yer var, 10 tl ücreti.

direkt gidip girebilirsiniz. bilet hemen girişteki gişede satılıyor ve 10 tl. teşvikiye bgl maçlarını orada oynuyor. bgl'de şu anda final grubu oynanıyor ve maçlar baya kaliteli geçiyor. tavsiye ederim.

Steroid kullanıp kullanmadıkları bilinmez. Her ne kadar testler yapılsa da yarışmadan belirli bir süre önce kesildiğinde tespit edilemeyebiliyor.

Kas liflerinin detayı daha çok yağ oranı düşüklüğü ve kas kütlesi için yapılan antrenmanların birleşimiyle alakalı. Yağ yakıcılar kullanıyor olabilirler düşük kilo/yağ avantajıyla daha iyi hareket etmek için.

Herhangi bir anormal durum yok. Asıl dogal olmayan misal 120kg olup full kas olan yag orani düşük olanlar. Misal 130 kgluk Kübalı güreşçi böyle olsa imkansiz derdim.

Yag oranı düşük olduğu için gözünüze öyle geliyor.
Steroid kullanacak kadar sacmalayacaklarini sanmıyorum. Sonuçta yakalanma ihtimali yüksek ve jimnastik sporcusu neden steroid kullansin? Yani o kasa ulasmak o kadar zor falan değil, sonuçta bütün hayatlari buna adali. Halter falan olsa bir nebze anlarim.

Olimpiyatlarda kaslar degil dopingler yarisir.
Yakalanmiyorsan kullanmiyorsundur :)

herkes kullaniyor doping arti 1. herkesi yakalayip herkesi yarismalardan men edemeyeceklerine gore veya dopingi serbest birakma ahlaksizligini dunya kamuoyuna yutturmayacaklarina gore ahlakli rolu yapmaya-aptali oynamaya devam.

Yakalanmayacak şekilde, vaktinde keserek, yapıldığını duymuştum.

Profesyonel seviyede bu tarz ilaçları kullanmamak gibi bir ihtimal yok. Konu sadece kas kütlesi de değil. Toparlanmayı hızlandırıp daha sık antrenman yapabilmek gibi bir dolu amaç için de kullanıyorlar.

adam yanlış maille üyelik açmış. site de mail için onay istememiş durum bu.

mahone @gmail.com ile mah.one @gmail.com aynı şey diyor google. öyle bir saçmalık var.

bana da çok geliyor. eğer üyelikten çık diye bir şey varsa mailde (bazen olmuyor) tıklayıp çıkıyorum. telefon faturaları çok geliyor. ben sebebini şöyle buldum. ad.soya@gmail ise mail bana (adsoyad@gmail) geliyor mail.

Bana da çok oluyor o, ya yanlışlıkla ya da bilerek yanlış adres giriyorlar, siteler mail onayı istemediği, istese de çoğunlukla onaylamadan da kullanmaya devam edebildikleri için öyle gidiyor.

Fark ettiklerimde, mail falan gelenlerde ben şifremi unuttum yapıp şifre değiştiriyorum. Ama hesabı kapatmıyorum ki tekrar hesap açamasınlar. Sırf bu yüzden bir tiktok hesabım var -_-

Kendi mail adresinin isimsoyisim olduğunu bildiğim halde benimle "hayır doğrusu isim.soyisim" diyerek iddalaşan birini tanıyorum. İnsanlar karıştırabiliyor yani. Ha kasıtlı olarak hatalı mail adresi girip doğrulama kodundan haberi olmayan cahiller de var. işte bu insanlar çok saçma.

Finansal bir işlem yapmadan önce web siteleri genelde satın alma, sepete ekle vs. işlemlerin çok öncesinde zaten hesabı doğrulamış oluyorlar. Müşteriyi hesap açma zahmetinden kurtarmak için geliştirilmiş hızlı çözümlerde muhtemeldir mesela bahsettiğin türden bir mağduriyet. O da 1 kez 2 kez olur, sonra mutlaka düzeltilir.

Bana da sürekli benimle aynı isme sahip kişilerin faturaları vs. geliyor. Eğer e posta uzantınız gmail ya da hotmail gibi çok sık kullanılan bir e posta uzantısı ise, bazen aboneliği veya hizmeti sağlayan kişiler de (bayiler, banka kartı yazanlar vs.) işgüzarlık yaparak sizin e-postanızı, sadece boş kalmasın diye, yazıp geçiyorlar.

sutlu nescafe +1

benim adsoyad olan mailime ad.soyad şeklindeki adaşım olan başka birisinin mailleri düşüyordu sürekli. gmail'e göre adsoyad@gmail.com ile ad.soyad@gmail.com aynı şey. saçma. ama öyle.

ben sosyal medyadan bi şekilde o kişiyi bulup durumu söylemiştim, kendine başka bi mail adresi al hepsi bana geliyor diye :D

www.beyazperde.com

bu olabilir mi?

The missing, ilk sezon
Fransız bir aileydi, olay 2006 dünya kupası finali zamanında geçiyordu sanırım.

Belli bir yere kadsr normal aslında. Bunu tüm aileler yapıyor. Çocuğa üstün körü bakıyorlar, eli yüzü düzgün, işi gücü var ve ailesini de biraz tanıyorlarsa olması için baskı yapıyorlar. Bu baskı genelde anneden gelir ama ben hiç babadan ya da abiden baskı geldiğini duymadım. Kendim kardeşime böyle bir şeyi asla yapmam.

Bunlar ayıp ya da garip şeyler değil ki. Erkek kardeşi olarak ablama yakıştırdığım insanlar çıkıyor bazen. Üstüme vazife işler değil diye yakıştırmaktan öteye gitmiyorum tabi. Öyle çok modern ya da çok açık fikirli insanlar da değiliz üstelik.

Aileler kızlarını hiç tanımadıkları biriyle evlenmeleri için değil en azından bir görüşmeleri için teşvik ederler genelde. Benim normal bulduğum bu. Hadi evlilik baskısı diyelim, "bak bununla evlen, rahat edersin" deki mantığı da anlayabiliyorum ama yine.

Evlen onunla diye ısrar etmek değil de “istersen bi tanış belki seversin” diye öneride bulunmak bence çok normal. Evlenmeyi hiç düşünmüyosa, hazır değilse “yok görüşmek istemiyorum” diyebilir sonuçta. Ama bazen bunu direkt söyleyemeyip zorla 1 kere görüşüp hemen yarım saate masadan kalkıp eve gelip “hoşlanmadım” diyenler de var.

Ben yanlış bulmuyorum çünkü yaştan tamamen bağımsız olarak bazı insanların tarzı bu, bu şekilde evlenmek istiyolar. Çünkü kendi tanıştıklarından bir hayır görmemişler ve ailelerinin onaylayacağı insanlara daha çok güvenip daha rahat kaynaşıyorlar. “Acaba ailem ailesini sever mi? Ya beğenmezlerse, istemezlerse, sorun çıkarsa?” kaygısını direkt atlamış oluyolar. Ama bu evliliklerde evlenmeden önceki özel güzel anılara, inişli çıkışlı heyecan dolu ilişkilere pek yer olmuyor, direkt eşleştirilmiş oluyor insanlar ve düzenli bir hayata direkt geçiş yaşıyorlar.

Gönlünde biri mi var diye soranı ben de duymadım bu arada.
Ama dediğiniz olayın iğrenç olduğunu da düşünmüyorum. Sadece biraz baskıcılık. Aslında iyi niyetliler ama düşüncesizce bir hareket.
Maalesef bizim insanımız belli bi yaşa gelip de evlenmeyen insanları hayatta başarısız olduğunu düşünüyor. Evlenmemek asla senin tercihin değildir ayrıca, becerememişsindir. Bu toplumda, evlenebildiğin ölçüde varsın ve bu çok ilginç. Sorsan herkes evliliğinden şikayetçidir ama etraflarında bekâr görmeye dayanamıyorlar.

biraz ekleme yapmak istedim. çünkü dikkatini çekmek istediğim nokta aslında sadece bir yer.

dediğim gibi sadece söylemek ve kızın istemediğini belirtmesi üzerine konunun kapanmasında bir sorun yok.

ancak, durumu iyimiş'den girmek... hak verirsiniz ki, kızına talip bulup dile getiren hiçbir aile bireyi, ekonomik durumu "NORMAL" ya da "YAŞANABİLİR" standartta olan birini önermez.

istisnasız, talip olan erkeğin(hatta erkeğin ailesinin) durumu çok iyidir. bu lafın ardından gelen "çok iyi efendi insanlar" lafları hikayedir. önemli olan maddiyattır.
bana göre iğrenç olan durum da burasıdır. bu durumun "her aile kızının rahat etmesini ister" veya "bu devirde geçinmek zor, ne yapsınlar" tarzı laflarla masumlaştırmak ve olayın başka yöne çekmek de komik.

bunun kendi kızını pazarlamaktan bir farkı yok bence. iki çalışan insan için, yaşanabilir bir geçim düzeyinden bulunduktan sonra, maddiyatın konusunu yapmanın neresi normal ya da masum ya da samimiyet sizce?

yorumlarınız için tşkler.

Geleneksel aileler boyle. Sasilacak bir durum yok.

bence de. sanki evde duran +1, en kısa zamanda verilmesi ve kurtulunması gereken "mal"mış gibi.

aile bağlarının sıkı olduğu bir toplumuz bence asıl sorun da bu ısrarın, manipülasyonun aradaki sevgi ve minnet bağını kullanarak "iyi niyet" kılıfıyla sinsice yapılması ve durmadan tekrarlanması.

hiç de iğrenç bulmadım gayet normal bir şey. sende bir gariplik var bence
bir kızın ailesi kızının kendi tanıdığı olan düzgün bir adamla evlenmesini ister elbette. bu kadar garipsemen ve uzun uzun ne kadar iğrenç buldugunu yazman ilginç.
ayrıca önemli olan tabi maddiyat. hangi aile çulsuz bir adamı kızına önerir. aşk sevgi bir yere kadar, geçim derdi sevgiyi nefrete dönüştürür.

yok canım ne alakası var. ailesi kızlarının kötülüğünü ister mı hiç? ha zorla güzellik olmaz, o ayrı konu. amma velakin her aile kendilerinden once kızlarının istikbalini dusunur emin ol.

Evet iğrenç sana katılıyorum. Ama onların gözünden öyle değil çünkü görücü usulünü aşmış bir neslin çocukları değiliz. Görücü de adı üstünde görünür şeylere odaklı, bu da maddiyat oluyor. Ailen içi had bilme sınırınız nedir bilmiyorum ama ben anneme "çocuğu adamdan sen yapmıcaksın" dediğimden beri, başkası birisini talip gösterse bile "kendisi bilir ben karışmam" demeye başladı. Arkadaş çevresinin önerileri de "bu da adam beğenmiyor" dedirttikten sonra bitiyor. Buraya daha iğrenç şeyler yazmak istiyorum fakat üşendim. Bi salın insanları demek istiyor ve seni haklı buluyorum.

---"falancanın oğlu seni istiyormuş" gibi. buraya kadar sorun yok. (belki)

kızın istemediğini belirtmesi, ailenin trip yapması için yeterli. ardından olay;
"durumu çok iyiymiş, evlenince rahat edersin"
"çok efendi düzgün bi çocuk ailesini tanıyoruz çok iyi insanlar"
"yaşında geçiyor, neyi bekliyorsun, bundan daha iyisi karşına çıkmaz" tarzına dönüşüyor.---

bunların hepsi iğrenç ve saçma. çok istiyorlarsa bir ortamda denk getirtsinler tanışalım bir elektriklenme olursa biz zaten ilerleriz. böyle *söyleyerek* yapmaları saçma ve iğrenç bu bir.

"durumu iyiymiş" "yaşın geçiyor" vb lafları iğrenç. bunların neden iğrenç olduğunu açıklamak bile istemiyorum ama yazmam gerek belli ki. çünkü kadın mal mı ki satılsın, meyve mi ki çürüsün? çürüse de kendine çürüyor. kimse kızına çulsuz adam önermez denmiş. "durumu iyi" olmayan herkes "çulsuz" mu? kadının eli de armut toplamıyor ya. ha arap kadınları gibi ya da dizilerdeki hanımağalar gibi ben evde oturacam diyen kadından zaten hiç hoşlanmam ne hali varsa görsün beter olsun.

ailemle sevgili aşk meşk konularını konuşmuyorum. doğru demiş biri yukarda çocuğu sen mi yapacan derim çok zorlanırsa.

Bunlar bana iletişim eksikliğinden kaynaklanıyor gibi geliyor. Sanırım bu konudaki düşüncelerinin duyulmasını, anlaşılmayı, halinin görülmesini ve olduğun gibi kabul edilmeyi özlüyorsun. Yaptığın seçimlere saygı duyulmasını ve senin kendin için en doğru şeyi seçeceğine güvenilmesini istiyor olabilirsin gibi geldi. Tavsiyem ise, sana bu durumun nasıl hissettirdiğini ( bana böyle şeyler söylediğinizde üzülüyorum/ öfkeleniyorum/ hayal kırıklığına uğruyorum vs. ) ifade etmen. Ve onlara " benim kendi hayatım için en doğru kararı vereceğime güvenmenizi istiyorum" benzerinde cümleler kurarsan umuyorum seni anlamaya çalışırlar.

Aile tavsiyede bulunabilir. Israr etmesi yanlis tabi, igrenc bir durum goremiyorum fakat ben. Istisnalar haric tabi

Bu benim geçen hafta başıma geldi. Ailemin ilişki durumumdan net bir şekilde haberi yoktu, aynı şekilde ben de isimlendiremiyordum çünkü.
Babam Beni beğenen bir doktor olduğunu, tanışmak istediğini onun da "kızıma sormalıyım, ben bir şey diyemem." şeklinde cevao verdiğini anlattı. Tabi ki kendi görüşünün olumlu olduğunu da bana söyledi, evladının mutlu olmasını niye istemesin ki bir aile. Annem de mesleklerimizin birbirine uygun olduğunu, tarzlarımızın yakın olduğunu söyleyip bence şans ver diye görüşünü belirtti. Bunu iğrenç, dayatma, baskı olarak görmüyorum ben. Aile eğer evladının görüşünü hiç almadan yorumlarla baskıda bulunuyorsa tabii ki hoş değil.

sevgilisi var diye oldurmesinden iyidir. duydun mu bugunku haberi

bu iyi aslında ya. birbirini hiç tanımayan iki insan var ve birbirinize referansla geliyorsunuz.
ilk görüşme için merak ve ilgi uyandıracak şeyler söylemek iyidir.
bak kız çok hamarat, kuğu gibi, çok görgülü, pek bi hanım vs yazarken hoşuma gitti yani asd :D
yada kıza bir söylersin yani, boylu poslu, işinde gücünde, dürüst, yiğit vs.
istemiyorsa ısrar yok.

kızın o gece sevişecek diye halkın karşısında davullu zurnalı göbek atmaktan daha iğrenç değil bence.

sadece tanimadigi birine kizini yakistiriyor sirf ailesini taniyor vs kismina yorum yapacagim zaten gorusseniz ve begenmezseniz homurdanmayacaklar ama hic gorusmediginiz icin gorusmeyi kabul ettiguniz ani bekliyorlar gibi dusundum.Ha evlenene jadar da adami tanimis sayilmazlar emin olun.O artik size kalmis bir sey tanima esigi nedir diye.bu konuda alinmayin

oha. biraz amatör müsün? güzel kız ama bana bakmaz= sen pek güzel değilsin, bana bakıyosun. mesrla kız dese ki o çocuk yakışıklı bana bakmaz dese ne anlarsın?

"o bana bakmaz zaten"

güzel kızların bakmadığı arta kalanlarla idare eden kız konumuna düşürmüşsün kız arkadaşını.

o da bunu kabul etmemiş. kendini gömerek aslında seni seveni de gömmüş oldun.

Demek ki sana baksa sen dünden razısın.

valla kaşınmışsın sanki. denir mi öyle şey?

Gördüğüm en mantıklı engelleme sebebi :D

Şu harekete direkt engel koyup gittiğine göre kendini kurtarmış sayılırsın, ne savunması? ulaşmaya çalışma sakın.

Duymak istediklerini duymaya alışmış, gerçeklikten ve hayatın akışından uzak böyle pirenseslere yavşak tipler lazım.

Her dusundugunu yaziya dokme tekmeyi yersin boyle.

delikanlı kızmış helal olsun

saol kardeş almiim

Sacmaliga bak lan

Olay tam tersi olsa; o senden daha yakisikli bi erkegi begense vs. sen ona o soruyu sorsan ayni soruyu "ben secilmem, secerim kips" minvalinde cevap verir. Icinden senin ona dedigini gecirerek.

Olay erkege gelince "kala kala sana kaldim" diye anlasilip, yorumlaniyo.

Bunun adi ego degilde ne simdi?!

yeni başlanmış ilişkide birbirinize instagram kişilerinizi mi soruyordunuz huwıagdawudawd

msn durumuna da gülücük koymuş mu kız bakalım mı ver adresini istersen?

Ya kardeş, kuraldır. Bu tür ortamda kız arkadaşın sana "bu kız kim" diye sorsa, vermen gereken tek cevap "vallah billah dünya ahret bacımdır" cümlesidir....ya da o minvalde bir şey. O iş bitti, senden ayrıldı bile çoktan. Geçmiş olsun.

Demissin ki o kiz bana baksa senle ne isim olur zaten.

birbirinizde ekli olan kişileri sormak bile en baştan ofsayt iken üzerine tüy dikmişsiniz. savunulacak bir şey yok.

sen bu lafı ettiğinde kimsenin olmadığı bir yerde devrilen ağacı bile duymuş kadar olduk. böyle bir çam devirmeye nadir rastlanır. geçmiş olsun, yanlış ifade ettim kendimi diye bir kıvırmayı deneyebilirsin.

duyuruyu da silme lütfen efsane sayılır. arada soruyorlar en sevdiğiniz duyurular diye o zamanlar için favorilere ekliyorum ^^

:)

Valla çelenk yollasan kıza kurtarmaz
Öküzlük etmişsin
Akıllanır bir daha böyle laflar etmezsin

ee kulun bir hesabı varsa, jesus christ'ın da bir hesabı var.

@bruce +1

kız en azından laf sokmadan engellemiş şükret :D Yaş kaç bu arada vala sadece merak.

Soruna cevap; savunacak bişi yok bence :/

Senin yaptığın zaten saçma da ben kızın yaptığı normal mi anlamadım şimdi. Şu olay için gülücük yollayıp engellemek de senin dediğinden daha normal gelmedi açıkçası bana. Herkes de normal bulmuş kızın bu hareketini. Tuhaf.

Biraz Bruce +1 diyorum o yüzden.

Az bile yapmış

jzjxisbsj valla kız haklı abi.. direkt bu kız bana baksa sen kimsin mesajı vermişsin, kız da haliyle ilerde böyle bi olay olmasın, bok gibi ortada kalmayayım diye engeli basmış zaman kaybetmek yerine. yerinde bi karar olmuş

kız gayet cool tepki vermiş :)

instagraamda ekli kişileri tek tek birbirinize sormanız çok ergence değilmi

Kiz gayet normal tepki vermis.

"instgramda ekli kişileri vs soruyorduk birbirimize"
Bu ne be?
15 yaşında mısınız?

Kıza kızacağım böyle bir şey yapıyor diye de "birbirimize" demişsin bir şey diyemiyorum.

"evet güzel kız ama o bana bakmaz zaten"
Yaa asıl bu neeee?
Gülmekten kızamadım bile doğru düzgün.

Saf mısın yaa bu nasıl bir cümle?
Böyle şaka olmaz olsun.
İyi yapmış kız.

Bundan sonra kimseye böyle saçma salak şakalar yapmazsın.

Kimseyle de böyle saçma olaylara girmeyin o kim bu kim ne biçim şeyler bunlar böyle.

Kız gayet normal tepki vermiş +1
“Kala kala sana kaldım, öteki kız bana baksa senin gibisiyle ne işim olur afags” demişsin kıza +1

dün gece başlığı okuyup kahkahayı basıp uyumuştum. şimdi uyandım yine başlığı gördüm = D
dostum sen beni güldürdün, allah da seni güldürsün =) ve geçmiş olsun.

Ayni seyi o dese engelleyebilir miydin? Yapamazdin dimi.

Iste lanet ulkenin arz talep dengesi bozuk, simdi senin yedeklerinden birine gidecek.
Kafasi rahat oldugu icin senle tartismaya gerek bile duymuyor.

iyi olmus kurtulmussun.

www.google.de

hahaha çok sert.

şaka yapıyodum diyerek savunabilirsin. ama sana kendini savunmak için alan bırakmadığına göre o da çok ölüp bitmiyormuş sana. kısa kesmiş rahat etmiş

gördüğüm en ezikçe cevap ve en kuul bitiriş hareketi olmuş. ahaha:D

büyük ihtimal tel aviv

Millet kendi isteği ile yolladı ben zorlamadım demek istiyor herhalde

Dolandırıcılık suçtur. Olayı takip etmedim ama bu baslik altindan anladığım kadaryla yapılan dolandırıcılık.

Şuradan sözlükteki profiline ulaşabilir ve en son olayla ilgili başlıklara seri yazdığı yazıyı görebilirsiniz: eksisozluk.com Bunun sonunda elindeki olayla ilgili görselleri ve verileri paylaştığı bir link var. Yani evet kendisi paylaşmış. Yazıda ne olduğunu anlatıyor zaten, yorum konusu karmaşık.

neden ayiptir yahu, neresi ayip bunun? keriz varsa silkeleyecek, donunu indirip egilen varsa seveceksin.

bu enayiler beyinlerini minimum gerekli seviyede kullanmadiklari icin suclanmali.

Basliga ben de yazdim. Turkiye'de oldugum sure icinde boya yapmak gibi seylere yardim edebilirim dedim tamamen fiziksel olarak yani. Sonra mesaj geldi ya sunlari bunlari almaliyiz falan diye. Yalniz bunu yazan o eleman bile degil baska bir yazar. Ben de ona yazdim oyle kimseye para vermem gider bakariz ev kotu durumdaysa orda aramizda toplariz biseyler yapilir dedim. Geri donus bile almadim. Ben de geri geldim zaten. O yuzden oyle direkt para gondermek sacmaydi ve bi de adam o bicim liste hazirlamis onun pesinden kosmak daha da sacmaydi.

olayı takip etmedim ama bence de dolandırıcılık olay. telefon dolandırıcılığına da kanmak akılsızca ama yabçak bişey yok herkesin başına gelebilir.

su veren itfaiyenin hortumunu s*keyim. bu ekşici p*çlerine az bile yapmış.

helal olsun, okullarda ders olarak okutulsun.

Evin önceki halinin fotoğrafı varmış, entrylerde bahsi geçiyor ama fotoğrafı göremedim, link var mı?

valilik izni olmadan yardım toplanması suçsa evet belki suçtur ama bu iş nasıl dolandırıcılık oluyor arkadaşlar bi anlatın lütfen.

Olay ortaya çıkmadan önce 700 lira gönderen kişinin şuanki halini merak ettim.

plus.google.com

Oğlum bu paralar baya büyük, yapmayın etmeyin çocuklar.

olayin neden dolandiricilik oldugunu anlamadim. olayi dun gordum, burada biri sormustu yine. neler donmus dedim ama adam herhangi bir entryde acliktan oluyoruz dememis. zaten babasi pazarciymis, annesi 14 yildir sanirim kansermis. hikaye dogru gibi yani, daha onceki entrylerinde bahsetmis. insanlar da para vermis. para verenler, vermeyenler kadar derdine dusmemistir bence. kaldi ki para verenler de bir zahmet arastirip, eylemlerinin sorumlulugunu almayi bilsinler.

8000 ile gecinemedigine dair bir entry var, insanlar da buradan celallenmis anladigim kadariyla. Bu da tipik, duyuruda da her gun onlarca goruyoruz, su kadar maas aliyorum gecinemiyorum, soyle sevgilim var, boyle superim triplerine giren, kendini olmadigi gibi gostermeye calisan 'cocuk'lardan bir tanesi.

uslup yanlis olabilir, ama saglikli bir aile hayati olmamis zaten (bugun yazilan bir entryde var) ve siddet ve sinir konularinda ailede genel olarak bir sorun oldugundan bahsetmis.

Deo dedigin roll on olur.
FA Perfect Wave
Ustune tanimam.

benim için en iyisi

Dove Men+Care Deodorant Stick, Extra Fresh

roll on lar giysilerde iz bırakıyor. axe da teri yeteri kadar absorbe edemiyor ayrıca 300 liraya parfum alıp sıkıyorsun sonra 5 liralık axe kokuyosun :) nivea nın şusunu öneririm; www.google.com.tr

Her gün idman yapıyorum öncesinde ve sonrasında bunu kullanıyorum gayet başarılı.

markayı bilemiyorum ama rollon için alüminyum içermeyeninden almak lazım. direkt koltuk altına alüminyum içeren bir şey sürmek biraz fazla sağlıksız. alüminyum gibi vücut için zararlı bir metali vücudunuza sokmayın mümkünse. lenf bezleri falan orada bulunuyor. hassas bir yer yani. bu kısma dikkat edin lütfen.

deotak. @windowsun dediği gibi alüminyum içermez. kokusuz krem şeklinde efsoooo

fa heat control aldum geçen. koyu renk tişörtlerde iz bırakmıyor. kokusunu da beğendim.

deotak 7 days. açıkara en iyisi.

jolie marka mineral tuzu.

dogal mi dogal. tuz yani bildigin.

muthis bir olay. kesin bilgi.

tesekkuru simdiden edebilirsin, rica ederim.

nivea invisible roll on kullanıyorum ben.

Nivea invisible dry stick. Denediklerim içinde en cok verim aldigim oldu.

Birçoğunu denedim. Kullandıklarımın arasında en iyi şu;

images2.sanalmarket.com.tr

dove man+care clean comfort

kokusu güzel, performansı güzel.

BEn de bir çok farklı deodorant denedim, Nivea dry impact nihai kararım son 5-6 senedir.

Makrolarına uydurursan kilo da verirsin kilo da alırsın fark etmez.

hocam makro micro pek bilmiyorum da, ben zaten afedersin ayı ygibi yiyorum. ekstradan bunu da yiyorum. ara ögün olsun, günlük kb karşılasın diye yiyorum yani. yoksa acıkınca yemiyorum yani.

O zaman ye sen seni bozmaz.

spor yapmıyorum ama sürekli tükettiğim için cevaplayayım.

yüksek karbonhidrat var evet 100 gramda 60 gram civarında. kilo aldırıp aldırmaması yediğin miktara göre değişir. 1 dilim ekmeğe eşit olanı 3 yemek kaşığı falan. eklediğin şeyler varsa onlar da karbonhidratı ve kaloriyi artırır tabii süt, yoğurt, meyve vs.

kilo vermede etkisi lif içermesi, midede şişip tok tutmasından kaynaklı. ben bazen bir öğünde almam gereken karbonhidratın hepsini yulaftan alıyorum, kilomda değişiklik olmadı şu ana kadar.

ben sabah omletin içine döküyorum, senin gibi kilo almaya çalışıyorum denebilir en azından sağlıklı olanı. dendiği gibi zayıflamak için de yeniyor tam olayını ben de anlamadım açıkçası

yulaf sabahları pirinç ve bulgura alternatif olduğu için tercih ediliyor yoksa pirinç yemeniz kilo açısından daha verimli olur zira sindirimi bulgura ve yulafa kıyasla daha uzun sürer.

hacim kazanmak için tüketebilirsin. spordan 1-1,5 saat önce sütün içine karıştır at gibi ye. ben öyle yapıyorum.

"çok güzel, zayıflamak için yiyorum" diyenler hala yağdan kaçıp karbonhidrata yüklenmekle zayıflanabileceğini sanan fosiller. bakma onlara sen yemeye devam et.

Bence seni küçük sanıyorlar.

@beni taniyan yok bu sehirde, cevap-nick uyumu :p

bana da 3 diğerlerinden daha olası geldi.

bence de üç.

Tarzları öyle olabilir. Ben de sürekli kadınların arasında olduğum için alışmışım, erkeklere de bazen canım tatlım bebeğim diyebiliyorum.

sen erkek değil miydin loo?
4- alışkanlıktan

Günlük dillerinde kullandıkları bir şey canım ve tatlım. Ayrıca amir pozisyonda oldukları için senin kendini onların yanında kötü ya da huzursuz hissetmemen için yakınlık kurarak seni rahatlatıyorlar. Bu seni sevdikleri ya da en azından olumlu baktıkları anlamına gelir. Ben de onlarca kişinin amiri posizyonundayım çoğu yaşıtım ya da küçüğüm. Özellikle yeni başlayan biriyse kendini rahat hissetsin diye özellikle sıcak davranırım. "sor canım" ya da "tamam tatlım" kullanırım.

Yani bilmediğin ama artık öğrendiğin mevzu :)

erkeğim ben bu arada.

başta kadın sandım da erkekse daha fena ya. küçük gösteriyorsun belki de.

seni kişilik anlamında zararsız görmüşler ve üstün oldukları için rahatlıkla içlerinden geçeni diyebiliyorlar. başka bir anlamı yok bence

Şu diyaloğu kur:

-zeynep hanım size bişey soracaktım?
+sor canım sor tatlım
-sizce ben kaç yaşında gösteriyorum?

üstün oldukları için. %100

kimse şimdiye kadar nasıl dememiş şaşırtıcı ama bu arkadaşlar sana yürüyo olmasınlar ?

yaşınızı fark etmemiş olabilirler, onlar sizden büyük de siz fark etmemiş olabilirsiniz.
eşcinsel olduğunuzu sanıyor olabilirler. Eşcinsel bir arkadaşım, "sırf gay olduğum için insanlar bana tatlım diyebileceklerini sanıyorlar" diye isyan etmişti bir keresinde, ondan dedim.
bir de samimiyetten işte, kötü hissetmeyin diye olabilir.

sizin üstünüz oldukları için bunu bu şekilde ifade etmeye çalışıyorlar. eğer çalıştığınız şirket kadın çalışan yoğunluklu ise normal.

tabii ki de üstün oldukları için.

Kadınsal sinsi ezme taktikleri.

1 veya 2 olsaydı bunu fark ederdin, çünkü tonlamasını ona göre yaparlardı.

Diğer çalışan arkadaşlarına karşı nasıllarmış ki? Ben allahın stajyeriyken üstüm gittiğim 2. Gün üstüm boynuma atlamıştı özledim diye. Oha noluyoruz diye şok geçirmiştim ama departmanındaki herkese karşı öyle davranan aşırı rahat biriymiş. Bazılarının samimiyet göstergesi öyledir belki

üst ün oldukları için yapıyorlar. bunu şöyle test edebilirsin. o sana sor canım dediğinde, sende ona canımlı cevap ver, yüzünün aldığı şekle ve jestlerine dikkat et, bozulduysa çıkarımımız doğru demektir.

şirket birleşimiyle aniden aynı ekipte olduğumuz benimle aynı yaşta ve aynı pozisyonda bir kız var. benimle konuşurken canııım nasılsıın diye telefonu açıp kuzucum çok öptüm seni bitanem diye kapatıyor ben şok. konuşurken arada aşkım bebeğim falan diyor. bi de tatlı bi kız kızamıyor insan. bana çok ters gelse de bazı insanların konuşma tarzı öyle, ofiste ben de müdürler hariç aşırı uzak olmadığım insanlarla konuşurken canımı kullanıyorum, vıcık vıcık olmayan ama samimiyet gösteren bi kelime bence doğru kullanılınca. müdürlerin bence ezmek yerine samimiyet göstermek için kullanıyorlardır.

edit: erkek olduğunu sonra gördüm, olsun ne fark eder.

çünkü üstlerin.

Bana gülüm diyen çalışma arkadaşım vardı. Boş ver çok dert etme bence.

ne güzel işte ya :D öbür türlüsü daha kötü olurdu.

yakın görüyorlar kendilerini e bir de üstlerin olunca ''bilmemne beğğy!'' diyeceklerine ''canım,balım ^_^ '' diyorlar. şanslısın bence.

ifşada hafızaya atıyorlar sonradan duyuruları bahane edip yürüyorlar
zirve falan olursa orada buluşuyorlar

İkisi de evet.

yok. hiç umrumda olmaz.

hayır. kendi adıma.

1- yoo olmuyor. çıkarsa çıksın.
2- erkek arkadaşım var. kimseyle tanışıp kaynaşmıyorum ben. duyuru insanlarla kaynaşacağım en son ortamdır herhalde.

1- oluyor ama burada asiri gizli seyler sormuyorum zaten. (Baska nickim yok)

2- ben ydisindayim cevap veremicem. Ama illa sevismek olarak dusunmemek lazim. Bi kullaniciyi (hemcinsim, ben de heteroseksuelim zaten) cok sempatik buldum mesela, sohbet etme istegim geldi, kahve icmeye gidelim mi dedim mesela.

1. çok tanıdık var ama pek umrumda değil, hatta hiç değil.
2. dışarıda her muhabbet ettiğin insanla sevişiyor musun? bu da öyle bir şey.

1. Umrumda olmuyor çünkü çevremde burada takılan kişi yok, buranın varlığından bile bihaberler.
2. Öyle mi yapıyorlar? Bize öyle bir bilgi gelmedi.

1. yok yaw, bakarsa baksın. scotty pazarlama a.ş görür en fazla.
2. ağır asosyal ve narsisistim. birinin benimle kaynaşacağını düşünmüyorum açıkçası.

1- Günlük hayatta insanlarla paylaşmayacağım bir şeyi burada da paylaşmıyorum. Bir şeyi burada yazıyorsam, insanların yüzüne de söyleyebilirim/söylüyorum demektir.

2- Evet.

beğendiysem maşşallah deyip geçiyorum.

internet ortamındaki kıza asılan 99 tip elemanı dusunuyorum.

1. Benim babam buralarda takılıyor zaten biliyodur nickimi duyuru açtıktan sonra da silerim bu yüzden. Yorumları da görsün napalım. Selam babiş.
2. Benim zaten sevgilim var onun dışında aa ne tatlı biriymiş bu da böyleymiş şöyleymiş diye merakımı gideriyorum sadece

çekinecek tanıdık yok, onun dışında çekineceğim de bir şey yazmıyorum.

öyle birine yazmayı da düşünmedim hiç.

1. oha çok fena olur, bütün cinsel hayatım burda gkfjsj

2. duyurudan tanışıp buluşup veya seviştiğim kimse yok.

1. Nö.

2. Nö. Öyle bir durum olsa bile, atıyorum hoş biri bana yazsa mesela görüşmem zaten. İnternetten tanışma meselesine hala sıcak bakamıyorum çünkü. Olduğunu da pek zannetmiyorum.

1. yok. çünkü çekineceğim şeyleri yazmıyorum da sormuyorum da. düzenli aralıklarla da temizlik yaparım.

2. olanlar oldu da ifşa sonrası olmadı hiç.

1. baksın nolacak. millet sosyal medya'da saçma sapan şeyler paylaşıyor böyle haberim yokmuş gibi çekler falan, kendi yazdıklarımdan, düşüncelerimden niye utanayım ki.

2. valla güzel kızlar istiyorsa zaten sevişiyordur buraya kalmazlar. çirkin erkeklerle çirkin kızlar sevişiyordur bence. tipten bağımsız ezikler ise öyle kalıyorlar yine.

1.yok
2.yok

Benim nickimi görenler benim olduğumu anlıyor genelde. Lisedeki lakabımı kullandım maalesef nick alırken. Sevdiğimi ilan ederken falan görür tanır diye belki çocukluk işte:):) 1. yani sorun olmaz
2. Ben muhabbet olsun diye şettim. Kimseye yürümek için mesaj atmadım. Kimseden de mesaj almadım. Tipimin üstünden espri döner biri mesaj atar lan şen şu değil misin diye ifşa ettim kendimi. Öyle sevişme vs. olmadı.

1- tanıdık yok. (aşırı rahatlatıcı)

2-sanmıyorum en azından ben öyle düşünerek yapmıyorum. salak saçma fotoğraflarımı atabiliyorum mesela :D

1-biz çirkin erkekler olarak zaten ifşa yapmıyoruz
2-ooov neler dönüyodur kim bilir hacı yani şimdi bakıyorum fotolara kızların hepsi güzel
Foto paylaşan bebelerde yakışıklı hayat bunlara güzel aga çok da şeyetmemek lazım ,
hikmetinden sual olmaz çok kafana takmıcan sıyırırsın

1- Hayır hiç düşünmüyorum.
2- Neler yapıyoruz tahmin bile edemezsin. Allah'a şirk koşsan daha iyi.

ben seviştim bi kere

true story ;) umudunuzu yitirmeyin çalışın gençler :)

Hayatinin yarisini burada gecirip burayi cok da umursamadigini soyleyen hastalara inanma.

Yani ne kadar argo konusuyor olsaniz da aranizda fazlaca kaba olmus soyledigin cumle. Ayrica eklemek istedigim bisey var, sizin ben yasayacaginiz iliskiyi...

Biri sana "Bi dahaki gelişimde götünden sikeyim" dese sen de bozulursun. Kız farklı bi şeyler yapalım demiş altı üstü.

fazla olmuş gibi

hahahah altıma sıçtım gece gece amk

jaflksjflskdjfakdma abi senin farklı şey anlayışın götten sikmek mi? :D

Kız da garibim fanteziler beklemiş, çılgın kırmışsın kızı.

Abi argo iyi hoş da seninki bokunu çıkarma olmuş

Varılacak nokta doğru ama seçtiğin yol çok yanlış. Otur sıfır.

Hassaslaşmış o. Ama sen de fazla ileri gitmişsin. Ne kadar rahat olursanız olun her şeyin bir sınırı var, üstelik karşındaki bir kadın. Demek ki kırmızı çizgilerinden biri bu. Şimdiye kadar anlamamış olman acaip.

sakın silme bu duyuruyu. en güldüğüm üçüncü duyuru oldu bu. favlıyorum. asdşaslşkdalşdka

cevap: tamam, seksli meksli konuşuyorsunuz da çok ofansif bir cevap olmuş. ciddileşmekte haklı. öyle de denir mi yahu.

okurken verdiğim ilk tepki oha oldu :d dirty talk esnasında ananı sikeyim demek gibi bir etki yaratmış.

ahhahah olum şakaya bozuldu ne ya asldkfjdslf kıza götünden sikiyim diyosun başlık "şaka"

Bağlama bakınca abartı görünmüyor bence ama zaten kız bağlam dışı bozulmuş işte. Yani kız bozulmuş, önemli olan o, kıza odaklan.. bozulmuş :/

Edit: bence durumu toparlamaya kalkman daha fail olmuş. Niye kıvırdın ki, bizde buna bu denir, böyleyken böyle deseydin. Bu arada millet giydirmiş ama ben cidden sende kabahat bulamadım.

farklı bişi yapalım dediği büyük ihtimalle banyodur, salondur farklı pozisyonlardır falan ne bileyim zen men işte. sen baya farklılaştırmışsın konuyu.

kötü bi anısı canlanmıstır kızcaazın bence. oyle hıssettım.
bu arada harbı cok komık olmus duyuru.d

sesli güldüm valla :D

dotunden mikeyim küfür gibi olmus hani bari arkadan yapalım falan gibi yumusatarak diyeymişsin sanırım o hakaret tarzı küfür gibi olmasına takılmıştır. ciddi bir şey olduğunu sanmam unutur takmaz ufak bir şekilde gönlünü alırsan.

Hala sevgilisi olduğuna emin misin!

arkadaşlar adam baya küfürlü konuşuyoruz sert seviyor falan demiş. bence böyle bu ortamda götünden sikim demek abartı olmaz. benim anladığım normalde amlı sikli muhabbetler sık yapılıyo. ee amdan sikten bozulmayıp götten bozuluyosa karı tutarsızdır sorun karıda nokta. belki kötü bi anal seks anısı vardır tecavüz vs olabilir ondan bozulmuştur ama senin suçun yok.

ha belki bozulma sebebi götten sikim demek değil de yaratıcılığının olmadığını dusunmesidir sen yanlış yorumlamis olabilirsin. belki içinden mk farkli şeyler yasayalım beni sasirt diyoruz anca aklına göt geliyo keske o kurstaki çocukla takilsaydim diyo olabilir

ahahasfsdgdhdfg abi

bence yaptığınız bile yanlış.. bu işin etiği şurada gizli: eksisozluk.com ama ilişkinizin bunun üzerine kurulu olduğu belli. yine de yanlış. hemde o söylediğin çok ağır olmuş. ama mesela "bana beklemediğim bi anda saldır" için bunu diyemem sadece çirkin sözler için diyebilirim.

ikinci kez dene. aynı tepkiyi almayacaksın ;)

sakın ikinci kez deneme

ben bu yanlışta ısrar eden adamlardan hiç haz etmiyorum bi de bunu öneri olarak söylüyor ya inanılır gibi değil.

bu argodan ziyade rahatsız edici olmuş. bu fikirden hiç hoşlanmıyor olabilir ya da bunu çok ısrar eden biri olmuş olabilir hayatında ya da bunu zorla yapan biri.

ulan biraz tepkileri analiz edin ya o kadar da zor değil.

Yazdığın soruda komik bir şey olduğunu düşünmüyorum. Yani en normal olanını yapmışsın. Herhangi bir aşırılık yok. Kız trip atmak istemiş ve atmış. Ya da bir önceki tecavüz mevzusunu gerçekleştirmeni istemiş, onun için zarf atmış sen anlamayınca da bir daha kasmamış; otur, kal gibisinden. bana en mantıklısı bu geliyor.

seni götünden sikeyim demek abartı bir söylem değil. kız orta açmış zaten bunun için. belki burada bu söylemi komik bulanların olduğu üzere bir kabalık sezmiştir ama ben bu kızın ergen olmadığını düşünüyorum. bu son yazdığım bir ergenvari bir davranış. pipi, seks deyince kıkır kıkır nasıl gülüyorsa liseliler bu söylemine böyle cevap vermek de aynı tandansta. yanlış bir şey yaptığını düşünmüyorum.

Ne tur iliskiniz oldugunuzu, muhabetinizin seviyesini bilmiyoruz ki. Ben demezdim mesela seni bir tarafindan seyapayim diye.

anlattığın gibiyse ilişkiniz bence kötü bir cümle değil. ha sikmek yerine "götten yapalım" diyebilirdin.

not: kız hayal kırıklığına uğramış zira istediği fanteziyi anlamamışsın.

acıbadem üni basket takımı süper ligin bi altında sanıyorum. olsun olsun 5 lira olsun maçları. hatta yoktur bile o kadar. normal gidebilirsiniz bence izlemeye girip merhaba diyip. bütün istanbul takımlarının basket salonlarını arayıp sorabilirsiniz.

Palladium avmnin yakininda fenerin basket stadi var. Ucuz da gayet biletler. 8A ile gidebilirsin.

Acıbadem Üni Kayışdağı caddesindeki acıbadem üni kampüsünde oynuyor. Kapıya gelip maç için geldim diyerek ücretsiz girebiliyorsunuz. Erken gitmezseniz ayakta izlersiniz. Küçük bir salon çünkü. Daha alt liglerdeki maçlar genelde, Ahmet Cömert, Turgay Atasü ve Gazanfer Bilge spor salonlarında yapılıyor. TBF'den takip edebilirsiniz.

caferaga

Sorun sende değil.

Stres altında falan olabiliyor böyle soru sorunca ebeveynlerim bende sinirleniyorum oysa kötü bişi de yapmıyorlar ama bu tahammülsüzlük duygusu çoğu gençte var bence. Şiddet olayı sıkıntı tabii benimde bazen içimden vurmak geliyor da kimseye bişi yapmadım bu bi anlık duygusal tepki yani kendini biraz rahat bırakmalısın sıkıntın varsa onu hallet bu kadar tahammülsüzlükte seni yorar.

siddet istegi biraz farkli. siyirmissin demeyelim ama durum pek ic acici da degil gibi sanki. yani icine atmaktan biriktirmekten de oluyor yukarda soylendigi gibi. ya da zor bi donemden geciyorsundur, sinirlerin bozuktur, uyku/yeme icme problemleri vardir, parasizlik, arkadassizlik veya kotu giden iliski de cok etkili oluyor boyle tavirlarda. psikologa gitmeyi dusunebilirsin belki. birilerine (ozellikle de tanimadigin birilerine) icini dokmek iyi gelebilir.

Tam olarak ayni seyi yasiyoruz. Ayni dilden konusamadigim insanlsarin kafasini ezmek istiyorum.

ben de bugün bi insanı öldüresiye dövmek istedim

Bence senin tatilin gelmiş.

bende mutsuz olduğum dönemlerde artıyor bu durum. bir arkadaşım bana sen pasif agresifsin demişti. önce kabullenememiştim ama sanırım haklı.

sıyırmamışsın ama böyle giderse sıyırırsın ya da tansiyon hastası falan olursun.
takma diyecem ama ben de biliyorum ki demekle olmaz bu işler.
kafayı meşgul edecek birşeyler bulmak lazım.

ben de böyleyim son 2-3 yıldır. niye bilmiyorum. sen hep mi böyleydin bilmiyorum tabi. öfke bir süre sonra bağımlılık yapıyor bunu farkettim, o yüzden psikolojik rehabilitasyon ve öfke kontrolünü öğrenmek dışında çaresi yok.

Tsh ına baktır, gizli şeker de olabilir. Yüksek ihtimal tiroitle ilgilidir. Sinir yaparlar, tarifine uygun.

şu sitede onca soru gördüm ama bunun kadar saçmasını görmedim.

cevap: neyine dışlanacaklar?

paranın dini imanı olmaz. özellikle belli bir müşteri profili yoksa doğal olarak şirketlerin de. çok dikkat etmedim ama muhtemelen vardır reklamlarda hele ki bu hükümet zamanında.

@mysticriver bu şekilde muhafazakar kesime hiç hitap etmiyor işte. reklamlarda hiç muhafazakar bir kadın ya da çift ya da aile görüyor muyuz? sadece muhafazakar olmayan kesimi görüyoruz televizyonda.

hayrettin karaca bununla ilgili "size arabayı değil yanındaki kadını satıyorlar." gibi bir şey demişti.

reklamlar en hayvani ve ilkel duygularımıza hitap ediyor. ürün yanına konmuş türbanlı ve mayolu kadın büyük tepki alır toplumdan. sebeplerden biri budur.

başında örtü olmayabilir belki ama reklamlar 90lardaki gibi mi sizce? bluzlar etekler, kadınlarda tavırlar zaten muhafazakar kitleye hitap ediyor. tüm ev reklamlarında kadın ev hanımı 3 tane çocuk, daha ne kadar hitap etsin?
çok izlenen dizilerde türbanlı kızı -evlenmeden- nasıl öpüştürecekler? her dizimiz entrika dolu. imam hatipli kızlar öyle şeyler yapar mı? ayrıca öpüşmek kültürümüzde yok.

turbanli oynatirsan laikleri kaybedersin ama turbansiz oynatirsan onlari kaybetmezsin.

basortulu yok ama etek giyen de yok. gorsen bile en fazla 2-3 saniye gozukuyor, kamera acilari da bacaklari gizlemek icin ayarlaniyor.

su reklamda oldugu gibi:


youtu.be


bu da 2001 yilindan bir reklam:

youtu.be


pwki muhafazakarlastiysak neden reklamlarda turbanlilar oynamiyor diyeceksin?

cunku muhafazakarlar da, sekuler hayatin yasandigi yerlerde yasamak istiyor ( pazarlama uzerine doktora yapan bir arkadasin ifadesiydi bu).

bu sadece bizim ulkeye ozgu de degil, islamin egemen oldugu diger ortadogu toplumlarinin reklamlari da bu sekildedir, halk basortulu, bakimsizdir ama tv dekiler mumkunse basortusuz ve bakimlidir.

Seküler türkiye tribi güzel. Ortadoğulunun zengininin tatilde rahat nefes alabileceği kaç memleket var? Rahat olacak, ayrımcılık görmeyecek, hafif dindar olacak, arada farklı tatlara açılan kapılar olacak falan. Ortadoğunun pavyonuyuz gibi. Ama gayrımüslim de rahat eder gelse yani. Tvler bu imajı iyi koruyor.

Vay babayın, scars benden önce davranmış.

Hayir onu da mi biz dusunecegiz? Magdur mu olmuslar? Para onlarda hocam, muhafazakar olmayan muteahhit kaldi mi? Olimpiyat icin yapilan tanitimda bir tane basortulu var miydi? Bir zahmet cemaatlerinin icinde konussunlar niye hic basortulu kadin koymuyoruz biz reklamlara diye.
Ayrica mystickriver +1
Ulusalci degilim ama artik bu magduriyet zikkimindan kusasim geliyor.

Ayrıntılarını bilmiyorum sadece arkadaşımdan duyduğumu yazacağım sana. 1400 tl'ye Ege'de güzel bir ilde kirada yaşayan bekar bayan arkadaşım, daha çok kazanmak için İstanbul'a yerleşti. Şu an haliyle kat be kat fazlasını alıyor fakat geri dönmenin planlarını yapıyor. Artık neye ne kadar harcıyor bilmiyorum ama bahsettiğine göre o ilde ne harcıyorsa 2 katından daha fazla oluyormuş masrafı.

Tabii ki herkes yeterli standartta yasamiyor. Ama vatandas burada yillardir yasiyor, ailesi isi gucu evi barki her seyi burada. Kurulu bir duzeni var ve IStanbul disinda yapacak hicbir sey yok mesela. Kendisi mecbur oldugu icin boyle yasamaya devam ediyor yeterli standartta yasayamiyor olsa bile ama soruyu soran Istanbul'a gelmek icin soruyor, vatandas da bu parayla zor gecinirsin diye soyluyor. Yani isin gercegini soyluyor insanlar cevapta. Istanbulda bilmemkac liranin altinda yasamaz demek "ben bu paranin ustunde kazaniyorum" demek olmuyor ki.

hayır duyurucular çok zenginmiş ya da çok iyi standartlara sahipmiş gibi poz kesmeyi seviyor sadece. öte yandan, istanbul'da iyi standartlara sahip olmayı bırak hayatta kalmak bile çok zor benim için. nefret ediyorum şahsen, okul olmasa bir saniye bile arkama bakmam. gerçi sktimin yerinde HER ŞEY istanbul'da olduğundan, başka yere gitsen iş bile bulamıyorsun.

Ayda 6 bin TL net gelirim var. 3500 civarı borçlara gidiyor 2500 kalıyor. Kira+faturalar+mutfak+anne giderleri+kardeş giderleri (kardeşe harçlık, anneye gezenti) derken bana bi çay içimlik kalmıyor kardeşim. Köpeğim var sabah akşam onla parka çıkıp hava alıyorum çok şükür. Ona da aylık fix 200-250 gidiyor. Güzel hayvan oldu ama, seviyorum kendisini.

Edit: Maaşlı çalışmıyorum kendi işim. Maaş+sigorta+vergi ödüyorum ekstra olarak.

stavro +1
işin gerçeği söyleniyor.

Keşke buradaki herkes on bin lira maaş alsa...
Öyle bir şehir ki bir köşesinde zar zor geçindiğin parayla öteki köşesinde kolaylıkla yaşıyorsun. O duyurulara cevap verirken herkes kendi etrafına göre değerlendiriyor tabii ki. Stavro'nun dediği gibi kendisi o paranın üstünde kazandığından değil de gelecek olana uyarı olsun diye söylüyor.

Gecenlerde bir ilan vardı burada. 1+1 1250 lira da kirası. Ev değil ahir bozması bir yer.
Ev kiraları anladığım kadarıyla 2000 lira civarı. Ben daha o kadar maaş almadim hic :/

Hatta ilanı da bulayım
www.hurriyetemlak.com

Nasıl yasıyorlar orada bilmiyorum.

3.000 lede yaşarsın ama ona yaşamak dersen tabi. 10 bin ile yine şehrin efendisi olamazsın. Ev kiraları gerçekten çok pahalı. Memura göre bir şehir değil kesinlikle. Memur buraya gelirken 10 kere düşünsün.

tamamen sallamasyon. türkiye de o paraları kazanmak için müdür - genel müdür falan olmak lazım. ya da kritik bi görevde kafası çalışan bi adam olman lazım. mesela bi inşaat şirketindeki hakediş mühendisi/şefi gibi.

bi firmada sekreter olsan kazanamazsın banka çalışanı olsan yine o kadar alamazsın. lcw gibi mağazalarda müdür olsan yine 7000-10000 alamazsın. istisna şubeler vardır belki.

ben y.dışında beyaz yaka olarak çalışıyorum sözlükçülerin sıradanmış gibi 7000 10000 civarı yazdıkları paraları ancak burada alanlar var. o da euro kurundan dolayı. kaldı ki herkes de almıyor bu paraları burda da.

yani özetle geneli aç sosyete malesef. ..

o mallara aldirma. ben 4000 lira maas aliyorum. ailemle kalip 3000'ini kenara atiyorum her ay. kirada olsam bile gene 2000 atardim kenara. lukse kacmadan, cimri gorunmeden ucuza yasamayi biliyorum sadece.

@mayeskuel aile yanından ayrılınca masrafı sadece 1000 tl artacak sanıyor. O para kiraya yetmez, faturası mutfağı derken ay sonunda ailesinden borç isterken bulur kendini.

Ben İstanbul'da kendi işimi yaparak 8000 tl kazanıyordum, konsere gece klübüne falan gitmem, evde hanımla otururum. Arabam yok, sigaram yok.

Para yetmedi bir sahil şehrine taşındım (Kuşadası). İstanbuldaki son 8 ayda birikimim hiç artmamış.

Var sen düşün daha az kazananlar nasıl yaşıyor.

Herkes 10 bin kazanmıyor denilmişte , bugün eşyamı taşıyan nakliyeci günde 2-3 iş yapıyorum en az dedi. Adamın arabayı çalıştırması 100 tlden başlıyor. Günde en az 400 lira giriyor cebine. ilkokul mezunu adam 8-9 bin rahat kazanıyordur. Tesisatçı bir tanıdığım 10 bin kazanıyor. Memur arkadaşlar ise bodrum katlarda yaşam mücadelesi içinde

Bizim mahalledeki fırının kirası 17.000 lira, artık ne kadar kazanıyor allah bilir.

Ben de cok dusundum bir aralar bunu. Istanbul ve maaslar hakkinda vardigim kanilar;

- Istanbul'da beyaz yakalarin cogu amerikancilik oynayan insanlar. Kazandiklari para fena degil. Hayatlarindan genel olarak memnun "genc" insanlar. Kimisi 3500-4000 tl kazaniyor kimisi 7-8 bin tl. Ve aradiklari her sey istanbul'da. Sosyal hayat, degisim, mekan, eglence, havaalani, ozgurluk, sex vs. Bu kisilerin cogu doymayan ve doymayacak insanlar. Para yetmiyor demelerindeki sebep de su; Atasehir'de ev kirasi 2250 tl, aidat, fatura vs nasi yetsin. o zaman git ucuz bir yerde otur. O zaman da trafik, muhit vs dert yanmalar. Belki haklilar ama su konuda haksizlar. Hemen kiyaslamayi kucuk sehirde en iyi yerde kira 1000 tl olarak yapiyorlar. Bu yuzden 3-4 bine krallar gibi yasanir diyorlar. Fakat o kucuk sehirlerde sosyal yasam, imkan, eglence, havaalani vs yok. Dogru duzgun kafe bile yok. Bu yuzden evet insanlar harcama yapmiyor. Donere 21 tl yazan mekan olursa da hemen batiyor. Arz talep cunku. Nusr-et bu yuzden Istanbul'da var, aksaray'da yok.

- diver gordugum ise, insanlarin cogu istanbul ve cevresinde buyudugu icin oraya cok bagli ve neredeyse asik olmus. Asgari ucretle calisan birisini taniyordum, "abi aksam su bogazdsn gecince her seyi unutuyorum" diyordu her gun. Ve bunu belki onlarca kisiden daha duydum, hepsi az kazanan insanlar. ailesi orda, arkadaslari orda. Psikolojik ve sosyolojik olarak kendilerini istanbul'a , yani en kalabalik ve en guclu insanlara ait hissediyorlar. Bu yuzden istanbul'un nufusu hic azalmayacak, deprem olsa bile. Devlet bile oraya tasinmak istiyor. Cunku en gucluler orada. Firma, takim, en guzeller, en iyi arabalar, unluler vs vs.

- son grup da farkli arayis halinde olup istanbul'a alisanlar. Para yetmiyor lafini en cok bunlardan duyarsin. Genelde istanbullu degiller, uni'den sonra istanbul'a tasinmislar. Aldiklari para istanbul piyasasina gore az asagida. En ufak bir durumda istanbul'dan tasinma plani yaparlar. Fakat maastan ziyade aliskanliklari onlara izin vermez. Bu yuzden dogru maas kiyaslamasi yapamazlar. Bak sunu da cok gordum mesela; anadolu'da 1500-2000 tl'ye calisip istanbul'a gocenler. Bu arads bu maas anadoludaki maalesef maaslar. Yok oyle en kral ev 500-600 tl oh masraf yok olaylari. Cag degisti. Istanbul'da da telefon ve internet faturasi ayni yozgat'ta da. kredi cekince banka aa tamam sen yozgattasin az faiz verelim demiyor. Arabana sigorta yapilirken tamam yozgatta kaza maza olmaz deyip bedava yapmiyorlar. Iste bu grup, maas olarak hani tuik hep yayinlar ya fakirlik siniri diye, onu azicik yakalamis fakat ileriye tasimamis grup. Istanbul'dan kopmak ister fakat cesaret edemez, alismistir cunku.

Onemli olan hangi gruba ait oldugun.

neden bu kadar abartiliyor? ego durumlari.

neye gore 7000? yazan kisinin idealindeki standartlara gore.

kirada oturuyorsa biraz da hesapsiz biriyse tek basina bir evde 7000'i rahatlikla gecer.

hesapli kitapli biriyse daha ucuza yasayip biraz daha dusuk standartlara da razi olabilir...

arkadaşlar. şaka gibi gelecek ama gerçek. istanbulda karı koca 7000tl'den aşağı para alırsanız düzgün yaşayamazsınız. ben sebeplerini anlatacağım ister beğenin ister beğenmeyin.

1. Düzgün yaşayabileceğiniz bir lokasyondan ev tutmak aşağı yukarı 2000TL'dir. Bakın "Düzgün" diyorum, o yüzden bana 50 yıllık her tarafı rutubet kokan evleri örnek göstermeyin. Onlar "düzgün olmayan" hayatlar içindir. Veya beylikdüzü, avcılar gibi şehre 1 saat mesafeli yerler ide göstermeyin. Çünkü günde 2-3 saat yolda geçirmek de "düzggün bir yaşam" sunmaz insana.

2. "Düzgün" bir hayat için, gününüzün en azından bir öğününde et bulunmalı. Bakın tekrar "düzgün" diyorum, yoksa makarna pilavla da yaşarsınız ama "düzgün" değildir. O yüzden şu "düzgün" kısmını kafamıza güzelce kazıyalım. Etin kilosu 45tl ile 70tl arası değişiyor. Aylık mutfak masrafına rahatlıkla 2 kişilik bir aile için 750TL yazabiliriz başka bir deyişle. Hiç daha az olmaz demeyin.

3. Temizlik eşyalarına da ayda 150TL civarı para kesin gider.

4. Aidat 100TL diyelim.

5. Fiber internetiniz olsun, bir de digiturk d-smart gibi bir şey. İkisine toplam 100TL diyin ayda.

6. Elektrik doğalgaz su 200TL diyin hepsine.

7. "Düzgün bir hayat" dediğimiz için, haftada bir gün dışarıda alkollü veya alkolsüz yemek yiyin eşinizle. 2 hamburger 2 bira 100tl yapıyor mesela. Öyle söyleyeyim. Ayda 400-500TL buna harcayın.

8. Yine "Düzgün" bir h ayatınız olsun diye, ayda 2 kez tiyatroya falan gidin. Aşağı yukaru 50TL'den başlıyor zorlu center'daki vs. tiyatrolar. Buna ekstra yemek masrafı yazmıyorum, yukarıdaki 500TL'nin içine yazıyorum, ama tiyatro/gösteri vs. işine 100-150TL yazın.

9. Giysi, kozmetik, kişisel bakım alışverişleriniz olacak. Ok bunu dödnemsel yaparsınız, aylığa vurdunuz mu da 2 kişi 100TL'den fazla harcar her ay en az.

10. Yol parası.

11. Nefes alan her insanı kredi kartı veya kredi borc vardır biryerlerden. Ev taşırsınız kredi çekersiniz, eve eşya alırsınız kart kullanırsınız, telefonunuz düşer kırılır telefon alırsınız vs. O yüzden aylık en az 200TL kredi borcu da yazıyorum :)) Ki kredi kartlarına en az aylık 500TL ödeyeceksiniz bir şekilde, ama onu yazmıyorum he.

12. Öğrenim krediniz varsa, (4 sene boyunca ödendiği için bunu baya bildiğin kalem olarak yazıyorum çünkü bana giriyor ve koyuyor) 270TL yazıyorum aylık gider. (eşinizde de varsa....)

13. Ayda 1 kez tatile çıkmayın, 2 ayda 1 kez tatile çıkın. Hadi onu da çıkmayın, 3 ayda 1 kez tatile çıkın "düzgün" bir hayat diyoruz. Öğrenci hayatı demiyoruz. 2 kişi git gel yol parası en az 300TL tutacak bir kere, haftasonu tek gün konakladınız 2 gün tatil yaptınız, yaz 200 kağıt. Oralardaki harcamalarla birlikte 700-800tl yi de öyle silin. Aylık ortalamasıan 300TL diyelim bunu da :)

Ben toplamadım siz toplayın işte ya.

bu arada bakın kişisel standart durumları falan değil bu yazdıkalrım.

Düzgün, ortalama bir hayat.
Arabanız yok, kendinize ait eviniz yok. 3 ayda bir haftasonlarınızı günlük tatile harcıyorsunuz. Arada bir dışarıda yemek yiyebiliyorsunuz ve arada bir tiyatro vb. etkinliğe gidebiliyorsunuz.

Btün senaryo bu. Lüks hiçbir şey yok.

Şimdi birazdan birileri gelip et yemeyi tiyatroya gitmeyi tatil yapmayı lüks sayabilir.
O tür hayatlar "düzgün" hayatla değildir. Köle hayatıdır, ona göre konumlandırın yazdıklarımı.

gecenlerde benzer bir duyuruda "hepinizden fazla kazaniyorum" diyen birinin eski duyurularina bakmistim. iclerinde yazdigiyla tamamen alakasiz seyler vardi. mesaj attim hayirdir diye, mesajini sildi, ozur dilerimli filan bir seyler yazdi.

cogu kisi olmak istedigi kisiyi temsil ediyor internette, duyuruya bakma yani sen :) hepimiz 190, kumral, yesil gozlu, altinda bmw'si olan tipleriz.


istanbulda yasamak pahali, ucuz degil. ben hic istanbul disinda yasamadim ancak tatilde bile gordugum kadariyla diger iller daha ucuz. ( pazar urunleri - evler vs..)

O duyuruya ben de en az 7000 tl yazmıştım galiba. Hala da dedigimin arkadasindayim, duyuruda sorulan 2 çocuklu kirada yaşayacak bir ailenin minimum geçimi sorulmuştu.

Utopik para da kazandığım yok am gercekciyim, 6 sene ıstanbulda kaldım. Evlenip çocuklarımın geleceğini kuracaksam ıstanbulda, kusura bakmayin ama 7000 bile yetmez. Bunun gelecek planı var, düğünü var,hastalığı var .var da var. Aksi takdirde sürekli geçimi düşündüğünüz mutsuz bir hayatınız olur. Dışarıda yediginiz yemeğin parasını bile düşünür olursunuz.

Ha madem bu parayi kazanamıyorum ıstanbulda yaşamam. Sirf bogaz manzarası için yaşam standartlarini düşüremem. Zaten ben ıstanbulda barinamadim okul bitince.aileden de destek alamıyorum. Şehir değişikligine gittim hic de pişman degilim.

bi de şeye hastayım

abi adam çiğ köfteci şu kadar satsa şu kalır maliyeti zaten şu filan :) o zaman adamın o semtte işi ne :)

Nakliyeciler şunu alıyo filan sen adamı sadece senin evi taşırken gördün belki kışın işi olmuyo adamın belki de bazen taşıdığı yük ve gittiği yer icabı 3 gün kamyonda yatıyor o adam duş alamıyor. kışın eksi bilmem kaç derecede lastiği patlıyor aracı hasar veriyor.

kaldı ki evine git bak standardı senim benim gibi. ben (büyük nakliye şirketi sahibi hariç)kendi çapında kamyonuyla eşya taşıyan ya da ufak bi taşıma şirketi oşan adamların boğaz manzarı evlerde filan oturduğunu görmedim.

ya da bi taksicinin yazın Bodrum'da yatıyla koy koy gezdiğini görmedim. o yüzden bu hesaplara hiç girmeyin.

ha ticaret yapan adam beyaz yakadan tabi ki çpk kazanacak o adam dükkanını sabah 7 de açıyor gece 12 de kapatıyor sen müdür 30 dk geç bıraksa demediğin kalmıyor. adam haftasonu dahil açıyor dükanı sen haftasonu p dükkandan ekmek gazete vs alıp evde keyif yapıyosun. bırak da adam o günlerin saatlerin farkını kazansın.

al işte... düzgün yerde kira 2 bin lira, iki ayda bir tatil diyen adam var. bunlara tabii ki 7-8 bin lirayı beğendiremezsin. dünyanın neredesinde 2-3 ayda bir tatile çıkmak standart ya? kaç tane insan yapabiliyor bunu? nasıl hayatlar, kafalar, hesaplamalar bunlar?

@der meister,

ne demek ya 2-3 ayda bir tatil çok?

bir haftasonu eşini alıp ağvaya 2 günlüğüne gitmek mi lüks?
2000 lira kira mı lüks? sahibinden.com'a beşiktaş yaz, kadıköy yaz ev arat bakalım kaç para kira çıkacak.

istanbulda 25km uzaklıktaki çekmeköyde bile eli yüzü düzgün binalar 1200tl den başlıyor kim neyden bahsediyor allah aşkına.

2-3 ayda bir tatil illa ki yurtdışı veya otel tatili demek değildir. eylülde kapadokyaya gidersin, yılbaşında ağvaya gidersin, baharda karadenize gidersin, yazın da senelik iznini kullanır 1 hafta tatil yaparsın. naptı? 2-3 ayda bir tatil yapmış oldu. bu mu lüks?

kaç tane insanın yapabiliyor olmasıyla ihçbir ilgisi de yok.

üledeki 10 kişiden 7si yapamıyordur zaten. çünkü ülke dediğiniz yerdeki herkes fakirin dibi. orta gelirli dediğin adamlar fakir. her normal insan sinemaya tiyatroya gidip 2-3 ayda bir haftasonu tatilini yapabiliyor olmalı. o haftasonları evde göt büyütmek için değildir. ama ne yazık ki bu ülkede göt büyütmek dışında bir şey yapamıyorsunuz çünkü kendinizi ortagelirli sanan fakirlersiniz.

ve fakirlik de "düzgün bir yaşam" değildir.

son not: yoksulluk sınırı 4335TL, gidip o yoksulluk sınırındaki giderlere bakın bakalım. İNSAN GİBİ BİR HAYAT yaşamanın yanından bile geçemez o giderler.

15 yıldır fakirliği öyle bir kanıksamışsınız ki, normalde ortagelirli insanın yapması gereken şeyleri lüks görmeye başlamışsınız.

zengin adam her ay yurtdışında tatil yapan adamdır.
ortagelirli adam senede 1 defa 1 haftalık tatil yapan, onun dışında da 3 ayda bir şehir dışında biryerlere kafa dinlemeye gidebilen adamdır.

diğerleri fakirdir.

istanbul artık zenginlerin şehri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor...yaşam çok mu pahalı evet , ama buna rağmen her gün artan bu kalabalık nereden geliyor diye bende uzun uzun kafa yorarım...

şöyle olaylarla kendime kısa kısa cevaplar veririm zaman zaman...

iki bina yapıldı bizim semte(çok yapıldıda bunlar örnek için :)

biri 200 bine sıradan ortalama bi ev...20 daire var mahalle apartmanı diyebiliriz

aynı bölgeye 1. binanın yakınınada site yapıldı...Site bu reklamlarda gösterilen içinde at koşturabileceğin sevgilinle çimenlerde oturup denizi seyredebileceğin bi site değil...normal bi site...ortalamanın üzerinde dairelerin fiyatı 500 bin...saymadım ama 80 dairenin üzerindede daire vardır

bu soruyu soran arkadaşa "hangisi daha zor satılır" diye bir soru sorsak muhtemelen sitenin daha zor satılacağını söyler...yanlış anlaşılmasın arkadaş olayın dışında biri olduğu için onu örnek gösterdim...kaldı ki bende aynısını düşünürdüm...ama gelgelelim istanbulda 100 dairelik site ortalama 500 binden satıldı 1.bina hala daireleri satmaya çalışıyor...

kısacası parası olan kesim ile parası olmayan kesim arasında ciddi bir fark oluşmaya başladı...parası olan gelip direk alabiliyorken olmayan veya az olanda alamıyor...ama burada tuhaf olanda ne biliyomusun...o siteden daireleri alan paralı adamla parasız adamlarında içiçe yaşadığı bi şehir istanbul...değişik bi kaos var...kaos içinde düzen var...

cafeye gittiğinde herkes zengin , ortamlarda herkesin parası var , sosyal medyada herkes güzel bi hayat yaşıyor ama gelgelelim herkesin borcu var bu şehirde...

doğma büyüme istanbulluyum ve ayda ortalama 3000-4000 tl arası kazanıyorum...ailemle yaşamama rağmen henüz bi birikim yapabilmiş değilim...çünkü standart bi harcaması olan biri bile parayı harcıyor çünkü şehir sürekli talep ediyor...arkadaşlarınızla bir gün oturup kahve içip yemek yemeniz ortalama 30tl ile 50 tl arasında değişir...farklı bi aktivite yapalım akşam için dersen iyi bi mekanda kafadan 50 tl ile 250 tl arası minimum harcaman olucaktır...bu rakamları ben yine alt baremden aldım yoksa gecede 1000 tl harcayanlarda mevcut...bunlara faturalar , ev harcamaları , kişisel harcamaları ve diğerlerini eklediğinde inan çok absürt rakamlar çıkıyor ortaya...

ben bi uygulama sayesinde her yaptığım harcamamı not almaya başladım çünkü kazandığım paranın artık nereye gittiğini takip edemez olmuştum...para kazanıyorum ama ay sonu bir türlü param olmuyordu bende böyle bi yöntem seçtim...yaklaşık 4-5 aydır düzenli harcamalarımı yazıyorum ve inan ekstra harcamaları görüp çıkarmama rağmen yine ciddi anlamda giderim oluyor...bunları ayrıntılı yazmamdaki sebep bekar biri bile zor geçiniyorken evli birinin bu şehre gelmesini tavsiye etmiyorum...şehirdeki insan nüfusundaki artış , insan kalitesinin hergeçen gün kalitesini kaybetmesi ve yerine gelen magandaların nüfusunun artması, trafik ve beraberinde getirdiği stresler inanın bu şehri artık yaşanmaz bi yer yaptı...onun için diğer şehirlerde bu kadar harcama yapmadan daha az stresli bi hayat yaşayacağınızı tahmin etmiyorum...

tchuck ve stavro'ya da katılıyorum.

bunun tamamen kişinin/kişilerin hayattan beklentisiyle ve alıştığı yaşam düzeniyle ilgisi olduğunu düşünüyorum.

mesela mutfak masrafı çok göreceli bir şey.
bim'in mantısını yiyerek ayda 200 lira mutfak masrafı da yapabilirsiniz.
ama tchuck'un dediği gibi normal beslenmek istiyorsanız, yani sebzesi, meyvesi, eti, tavuğu vb. o zaman aylık mutfak masrafı iki kişi için bin liraya yaklaşıyor zaten.

ama birine tavsiye verirken, "gel istanbul'a ya, bim falan idare edersin" diye bir şey söyleyemezsiniz, çünkü bu normal bir yaşam düzeni değil.
herkes ömrünü öğrenci evinde yaşar gibi geçirmek zorunda değil ve insanların hayattan beklentileri olmalı.
yani ölçüyü orada tutmak mantıklı olmuyor.

düzgün yerde ev tabii ki 1500-2000 liradan başlıyor.
bağdat caddesi üstündeysen zaten bunun 3-4 katı, yani düzgün yerden kasıt orası değil.
düzgün yer demek, alıştığın, kendini güvende hissettiğin, senin dengin olduğunu düşündüğün kişilerle paylaştığın, acayip kaliteli olmasa bile "nezih" muhit demek.

6-7 yıl önce gecekondu mahallesi olan şerifali denen yer, ataşehir'in üst tarafları, şimdi kartal-kadıköy minibüs yolu hattındaki evlerle yarışıyor kira konusunda.
asıl siz nerede yaşıyorsunuz ben onu anlamadım.

dışarıdayken araba olmasa bile, otobüs, metro kullandığınızda zaten günde 20 lira civarı yol parası veriyorsunuz eğer karşıya geçiyorsanız.
deniz otobüsü falan demiyorum bile.

bunları kalem kalem hesapladığınızda ciddi bir tutar ediyor.

ben çorbayla beslenir, rutubetli evlerde oturur, ayakkabımı pazardan da alırım, plastik sentetik fark etmez derseniz, üç-beş binle mis gibi geçinirsiniz.
ama bu kimseye tavsiye edilecek bir yaşam olmaz.
yaşamakla hayatta kalmak arasındaki fark bu zaten.

yaşamak başka bir şeydir.
tatil, ufak tefek konforlar, acil durumlarda ödenmesi gereken şeyler çıkarsa onları ödeyebilme esnekliği, bir ihtiyacını alırken iş görsün diye değil beğendiğin ve istediğin için alabilmek, hobilere sahip olabilmek, spor yapabilmek, birkaç farklı kalitede olan ihtiyacın için birkaç seçeneğe sahip olabilmek, karın doyurmak için değil keyif alarak yemek, canın bir şey isterse onu yiyebilmek, örtünmek için değil kendini şık ve rahat hissederek giyinmek vb. yaşamak "en azından" budur.

o yüzden tutup, "gel, her şeyin en son kalitesinden faydalanırsın, beslenemezsin, hiçbir sosyal aktiviten olmaz, hep fiyat yelpazesinin en sonundaki ürünlere muhtaç olursun, kuruşu hesap edersin, ama istanbul'da yaşa" denmesi mantıksız.
buradakilerin yüzde 70inden fazlası öyle yaşıyor, o ayrı.
ama stavro'nun dediği gibi, olması gereken şeye göre tavsiye veriliyor.

Hem sozlukte hem de burada cok alakasiz cevaplar veriliyor. Ayda 100 tl digiturk desen, iki kere disarida hamburger bira desen, her ay kyk desen vs vs. Iyi de birader bunlarin istanbul'la ne alakasi var? Ben anadolu'dayim benim de kyk odemem var. Elektrik faturami taksitlendirdim..

Ben gecen sene bir baslik acmistim, istanbul pahaliliginin cok abartilmasini anlatiyordu. Mesaj kutum kufurlerle dolmustu. (?) Halbuki son donemde izmir ve ankara da istanbul'la yarisiyor. Bunun en onemli sebebi kira/gelir indeksi. Gidip kadikoy, besiktas icin ornek vermeyin bir zahmet. Hem dunyanin bin yillardir tarihiyle turist noktasi olan, her seyin (ulasim, okul, restaurant vs) merkezi olan muhitleri ornek vereceksin hem de 7000 tl maas yetmez diyeceksin.

Oncelikle;

1) Istanbul'u yine istanbul gibi olan metropollerle karsilastirman lazim. gidip konya'yla erzurum'la degil.

2) maaslari da buyuk sehirlerle karsilastirman lazim. O da sadece Izmir ya da ankara ile.

3) kesinlikle kisisel giderleri hesaba katmayacaksin. Banane kardesim her ay 200 tl parfum, deodoranta harciyorsan. Ya da bunlar antalya'da cok mu ucuz. Antalya'da 2500 tl maas alan fakat hugo boss parfum kullanan adam ne yapsin peki?

4) bekarsan 4500-5000, evli ve cocuksuzsan 7-8 bin tl istanbul'da gayet iyi paradir. Anadolu'da ne izmirde ne ankarada bu paralari uzun bir sure goremezsin.

Not: turkiye gibi bir ulkede 2-3 ayda bir tatile cikip para harcamak lukstur. Spor salonu zaruri degildir. Kozmetik harcamasi zaruri degildir. Iki hamburgere 100 tl vermek istanbul pahaliligi degil salakliktir. Ayni sosyo ekonomik yerler uzerinden kiyaslamayi yapman lazim. Hobiler uzerinden gider kiyaslamasi yapilmaz.

www.expatistan.com?

Mesela bu izmir/istanbul kiyaslamasi. Izmir istanbul'dan her anlamda sadece yuzde 20 daha ucuz. Yani izmir'de 4000 tl = istanbul'da 5000 tl. Izmirde 4bin kazanma sansin istanbul'da 5bin kazanma sansindan az. Fakat istanbul'da cok sayida kisisel gider yaratma sansin izmir'den fazla.

Ha bir de su lafa bitiyorum; "tabi buna yasamak denirse?" Bak bak, beyefendi her ay 400 tl hamburger + bira yapamayacak, iki uc ayda bir yurtici/yurtdisi tatil yapamayacak. "O zaman tabi yasanir, ama buna yasamak denirse". Avrupa'da sarap 2 euro, hamburger + bira 5 euro. Yeri geliyor ciftler hostellerde kaliyor. Ama bizim beyefendiler illa 100 tl hamburger bira yapacak.

@sana guluyorum sadece,

eee abi o kadar yazmışsın ama işin sonunu bekarsan 4500-5000, evliysen 7500-8000tl ye bağlamışsın?

biz de farklı bir şey söylemedik ki. evliysen 7500-8000tl, bekarsan 4500 civarı paraya iyi standartta yaşam sürersin. ama ötesi değil. mesela ev alamazsın? araba almak içi alternatif konforlarından vazgeçmen gerekir vs.

ama yaşamın kalitesiz mi olur? kesinlikle hayır. tatilini yaparsın, ihtiyaçlarını gidersin, bir sonraki ayı nasıl getiricem diye düşünmezsin.

ama bu paraların altında geçim sıkıntısı olmasa da, "düzgün yaşam sıkıntısı" çekmeye başlarsın.

bu arada, "tatil lükstür, kozmetik zaruri değildir" cümlelerini anlamış değilim?

biz öğrenci evi yaşamını "standart" olarak mı kabul edeceğiz?
"türkiye gibi bir ülke" ne demek? türkiyedeki insan insan değil mi?

normal her insanın standardı tatile gitmek, kozmetik harcaması yapabilmek, kendine düzenli olarak temiz ayakkabı kıyafet alabilmek ve sosyal hayatı sekteye uğramayacak düzeyde yaşayabilmektir.

bunu yapamıyorsan orta gelirli değilsindir. ortagelirli değilsen de fakirsin demektir. formül bu kadar basit.
formülün türkiye hali, avrupa hali yoktur. bunu yapabilecek paran var mı yok mu, buna bağlıdır yalnızca. 2. bir faktör yok yani.

türkiyenin %90'ının fakir olması, fakirliği bir normal standart yapmıyor.
normal standartlar belirlenmiş, yoksulluk sınırı 4300tl iken sen çıkıp 3500tl kazanıyorum ama yoksul değilim diyemezsin. (yoksulluk sınırı 4 kişilik aile için geçerli bunu da not düşelim. ama dediğim gibi, yoksulluk bu sınır. ortagelir sınırı değil)

bizim sahiplendirdiğimiz ufaklıklardan biri verdiğimiz hiçbi' mamayı yemiyodu, bulgur pilavıyla karnıbahar yemeğini hüpletmişti. gerçi bi' hafta osurmuştu sonradan, ama verebileceğiniz hiçbir şey yoksa idareten deneyebilirsiniz.

biraz yoğurtla karıştırıp verseniz de olur.

Kedi canının istediğini yer

soğanlı, baharatlı, salçalı yiyecekler zararlı diye biliyorum.

cips bile yiyor bazısı :( eğer mamaya alışmamışsa etli yemeğin suyuna ekmek batırıp ver. elindeyse direkt etin kendisini de verebilirsin tabii.

dışarda açık mamalar var aslında .
kendi yaptığın yemekden ucuza gelir.
akmaz, bozulmaz, oldukca pratik.

soğanlı veya kakaolu bir şey sakın vermeyin, zehirler.
süt de ishal yapar.

su verin mutlaka.
salam, sosis tarzı şeyler verebilirsiniz.
balık, tavuk olabilir tabii ki.

ama genelde ev yemeği türü şeyleri yemezler.

eğer beslemek istiyorsanız kilosu 6-7 liraya micho mamalar vardır petshoplarda.
onlardan alıp verebilirsiniz.
hem daha temiz, hem daha az zahmetli olur, hem de kediye yiyebileceği bir şey vermiş olursunuz.

Valla yemek vermedim yemez diye. Yogurt yedikleirni biöiyodum. Yogurt koydum önüne yedi bi güzel.

Yumurta varsa, haslanmis yumurta da yer.

Başlık bile ofsayt, bence kasma, askerlik sonrasına bırak, kafan rahat etsin, zaten ağdadan çok çok öte dertlerin olacak orada.
Not: bir arkadaşın dediği "öperler" tabiri hafif kalmış, sen zaten yerine kullanılacak cuk diye oturan tabiri acemibirliğini görünce anlarsın.

Askerde oda yok. Koğuşta ranzalar var herkes bir arada yatıyor.

öperler.

odalar yeri geliyor 140 yeri geliyor 600 kişilik usta birliğinde belki daha az olur. Oda diye bir kavram yok yani oda dediğim koğuş. Banyoda yapman imkansız acemilikte zaten 5 dk veriyorlar yıkanman için ustada da ağda falan uğraştırmazlar yine. Zaten öyle aynalı duşa kabin falan yok.

İşin özü askerde yatar abi o iş.

genellikle akşam içtimalarından sonra kışlada nöbetçilerden başka kimse kalmadığında, koğuş önlerinde ateşler yakılır ve tüm askerler sıyırırlar bacaklarını. tren yapılarak herkes birbirinin bacaklarına ağdayı sürer ve 5 dakika bekledikten sonra aynı anda çekerler.

zorluk çekmezsin yani, sıkma canını.

hacı t.şak geçmiyosan yapma.

skerler.

ahahah.

ayıptır söylemesi tüysüzüm biraz, bi gün banyo yaparken piçin biri duvarın ustunden su atcam diye tırmanıp benim tüysüz kaseyi görünce bağırdıydı ''abbbbbaaaaaaaawwwwwww gabbaaaak gibi göt laaaaaa'' diye, bütün hafta alayda mevzu olduydu amk. o kadar diyim :D

abi nerene yapıyon sorması ayıp? hani kaş ortası yanak falan diyorsan bir derece de kol bacak hiç girişme bence. dkskfk

@ hakim; evet güldürdün beni :)

@ mahone ; türkiye de mi askerlik yapacaksın ? soru şaka olabilir mi ?


benim askerlik dönemimde -kısa dönem- hem acemilikte hem ustalıkta duş yoktu zaten, hamam var, acemelikte 6-7 dk süren var zaten, bir kurna da 5 kişisin.

hiç o işlere girişme

Banyo, kogus gibi tesislerin nasil cikacagi sansina kalmis. Oda yok tabii ki, herkesin bir arada kaldigi ranzali koguslar var. Askerde neyi yapabilirsin neyi yapamazsin bunlar dusecegin yere bagli biraz.
Agda yaparsan - en iyi ihtmialle - adini cikarirlar.

yere sabun düşürüp almanı isterler, yapma.

askerde odalar tek kisilik ve gittigin yere gore all inclusive her sey dahil ya da oda kahvalti secenkli konakliyorsun, agdani da fin hamami sonrasi health club'dan yardim alarak yapabilirsin.

acemilikte banyoa yapma fırsatımız oluyordu 5 dakika olsada. usta birliğine geçtiğimde yıkanmak hayaldi:) banyo yok (varda yok) sen kalmıs banyo rahat mi demişsin:)

yorumlar efsane. yukarda da yazmislar, sabunu canın pahasına tut

mahone, hemen bir yüksek lisansa başvur(başvurular bu aralar!) tecil ettir askerliği :D sonra bedelli çıkarsa umarım para bulup bedelli yaparsın.

bu kafayla gitme ya dalga geçilen taşak oğlanı olursun ya cidden götü çizdirirsin :D oda arkadaşım demiş lan bir de assdfasd :D

Yav kimse de dememis "don't feed the troll"

Ya da ben troll olmasini umuyorum kimse bu kadar saftirik olamaz...

ha bir de; iki kişilik duş kabinleri de var. ayda 2 kere çift kişi yıkanman gerekebiliyor.
bir gün rıfat abilerle lokaldeyiz..

Trollsunuz sanırım.....

Tabi lan manyak mısın.

tamamen yaptığın yer ile değişen şeyler benim yaptığım yerde ne oda ne banyo imkansızdı.
Bazı arkadaşlar da çok rahat askerlik yaptı.

Ama genelde oda falan olmaz.

Olm yapacaksanız şöyle trolllük yapın. Duyuruya ayrı, yorumlara ayrı güldüm.

Yanında götürme, zaten banyoda kurutma makinesinin altına iki kutu veet ikram bırakmış oluyorlar; ondan kullanıtsın. Bitince house keeping yeniliyor.

Her bölüğün bir güzellik salonu oluyor. Nizamiyede sor, gösterirler.

problem olmayabilir. ben 6 kişilik bir asayiş noktasında yaptım askerliğimi. 3ümüz zaten üniversite mezunu kısa dönemlerdik. Böyle bir ortama düşersen neden olmasın. ama acemiliğin kaçarı yok. metrekareye 3 adet it kopuk düşüyor.

Mahone lütfen silme bu soruyu efsane cevaplar var favorilere attım arada gülmek için açıp okuyorum :D

Cevabına gelecek olursak, hazır azalmış bak tüylerin, biraz kendi haline bırakırsan kendi kendine çoğalmaz. Hem biraz cildin dinlenmiş olur askerlikten sonra devam edersin.

www.troll.me

türkiyede ortadoğu ya da uzakdoğu ile alakası olmayan her yörenin insanında var bu. çünkü nüfusun büyük çoğunluğu böyle düşünüyor. oysaki ne kadar çekiciysen o kadar çekisindir arap, çinli ya da rus olman bunu değiştirmez.

Açılın abi içimi döküyorum.

Üniversitemin son yılında bir kızla tanıştım Çerkes olduğunu ve ciddi bir ilişki olamayacağını söyledi bana ama günü yaşayalım dedi. Takıldık ettik geceler gündüzler su gibi aktı baya da eğlendim fakat kız ve kızın bütün sülalesi tavan ego abi. Böyle bir şey olamaz hiç görmedim yani. Neyin var ne özelliğin var? Çerkes'iz biz. Ee? Öle işte yeter.

Nerde bir çerkes görse aa bak buda çerkes buda çerkes e ebesinin a*ı artık yeter abi. Bir kere ağır bir dille uyardım bunu bu konuları bir daha açma yanımda diye. Neyse bu gününü gün edelim diyen kız işi ciddiye bindirmeye karar verdi ve ailesine bahsetti bu arada bir evin bir kızı. Allahım bir havalar bir havalar yok biz çerkes olmayana kız vermeyiz yok cart yok curt.

Ulan bir akrabaları var suratına işemezsin ama bir asaletten bahsediyor zannedersin madam bovary. Erkekleri zır cahil. Ne bir tarih ne bir entelektüel konu imkansız konuşman adamlar kendi tarihini dahi bilmiyor abi. Ha benim hikaye sonu şöyle oldu onuda anlatayım merak kalmasın. Adam vermiyorum dedi kız da ailesini karşısına almaya yemedi (o yükseklerde uçan g*t yemedi) sonra ben ayrıldım bir ay sonra başkası ile resimlerimi görünce geri aradı ben ailemi ikna ettim gel diye. Tren gitmişti.

Bu milleti tek cümle ile özetlersem "Ayranı yok içmeye tahtırevanla gider sıçmaya". Oh be rahatladım. Sürün mk.

bence kimse bilmiyor bunu. türkiye'deki bütün göçmen tayfasında bir mallık var zaten ama dediğin gibi çerkesler daha bir garip. merhaba ben çerkesim diye tanışacaklar utanmasalar. benim de bir tane tanıdığım vardı böyle, görebileceğin en iğrenç ve leş karılardan olmasına rağmen sabah akşam çerkesliğinden bahsediyordu. gözü açık sevişen yahudi'nin yazdığı çerkes kızı tanımamış olanlara garip gelebilir ama bir benzerini aynen ben yaşadım, cidden çok başka kafalar.

zilyon tane çerkes kızı tanıyorum, ne kadarının götü kalktıysa çerkes olmayanlar yüzünden kalktı. ben çerkes komünitesinin dışına çıkmadan önce bu kadar matah görüldüğümüzü bilmiyordum , sözlüğe falan ilk bakınca "vay anam vay biz neymişiz" olmuştum.

içeriden söyleyeyim, ben etrafımda "biz çerkesler çok güzeliz" diyen bir kişi bile tanımıyorum. işin içine abhaz da kat, adıge de kat, şapsığ da kat. gerçi adıgelerde var bi göt kalkıklığı ama genel olarak var, güzellik açısından değil. yani böyle bi abartma varsa olayın dışındakiler yüzünden var. kişisel fikrimi sorarsan, estetik güzellik açısından hiçbir farkları olmadıklarını düşünüyorum.

çerkesler son 15-20 seneye kadar içine kapanık bir toplum oldukları için dışarıdan biraz "cool-havalı" görünüyor olabilirler; bu da kimilerinin hoşuna gitmiyor olabilir. kendilerini gelenek-görenek açısından diğer kültürlerden ayırıyorlar evet ama az çok tanıyanlar gerçekten de bişeylerin farklı olduğunu anlar. bunu iyi manada söylemiyorum; kimilerine göre iyi kimilerine göre kötüdür. çerkeslerin geneli iyi olduğunu düşünür, gelenek göreneklerini kaybetmek istemezler ve bu konuda biraz bağnaz davranabilirler. sosyal hayatlarını saygı çerçevesinde şekillendirdikleri için dışarıdan bakınca "asil" bir görüntü verdiklerini söylemek yanlış olmaz, benim çerkes olmayanlardan çok duyduğum bir şey bu. gurur konusunda da hassaslar çünkü yetişme şekilleri böyle, ortada hiç yoktan gelen bir "poser" olma durumu yok yani. ama evet, asalet ve gurur konusunda kendilerini üstün görme durumları yok değil. sadece, haklı sebepleri olduklarını söyleyebilirim; ötesine geçemem!(kol kırılır yen içinde kalır düşüncesi de çok var, bi sorun varsa kendi içimizde çözeriz evelalla!)

cevremde cerkezler mevcut, oyle bir egolari yok. normal bir insanda ego ne kadarsa onlarda da oyle, hatta 1-2 tanesi cok yakin arkadasim, baya da alcak gonulluler.

Çerkeslerle alakalı değil de genel olarak göçmenlerde böyle bir şey var bence. Benim baba tarafım boşnak asıl havayı gelin de görün valla. Babam sürekli konuşur bizde böyledir şöyledir. Düğünümde davul zurna olamazmış köylü müymüşüz akordiyon ve gitar olmalıymış vs neler neler. Gelecekteki sevgilime üzülüyorum cidden.
Bunların dışında göçmen çoğu arkadaşımda var bahsettiğin.

@baba jo, yazdıklarını okudukça güldük burada gece gece. allah da seni ve tüm çerkeşleri güldürsün emi.

tam da soruma örnek olmuş yazdıkların. teşekkürler.

konu kilit.

Bu konuda cerkeslere bende kirginim.

ailemde var fakat bugüne kadar bir kez bununla övünmedim, bir kez de "sen çerkessin büyük düşün" gazlamasına maruz kalmadım onlar tarafından. ben de kendime o konuda çok kırgınım.(çerkes kanı taşıma konusunda)
iyi sövmüşler haa.. güzel sövmüşler. yalnız baya sövmüşler ha.. ama iyi sövmüşler.. fakat ne sövmüşler be.. kabul edelim güzel sövmüşler

özet:

"çerkeslerde öyle bir ego yok, ama dışarıdan bakınca asil gözüktükleri doğru" diye savunma yapan bir adet çerkes içerir :)

e hani fotoğraf

Bir çerkes olarak çerkeslerle takılmamamın en büyük sebebi bu durumdur. Ben bizim millet kadar şövenist bir toplum görmedim.

Xabze denilen yazılı olmayan toplum kuralları var bizimkilerde. İş yerinde olduğumdan uzun uzun yazamıyorum ama bu sanrının büyük sebebi bence xabzede yazan sikimsonik kurallar. Bu kurallara uyulduğunda otomatik olarak diğer insanlardan üstün olduklarına inanıyorlar gibi geliyor bana.

Başlığı ilk gördüğümde fiziksel anlamda soruluyor zannetmiştim. Çünkü çıkık popo olayı gerçek manada var bildiğim kadarıyla. Kısmi Çerkes babaannem "çok ata bindikleri için popoları çıkık olur Çerkeslerin" derdi. Artık ne kadar doğru-yanlış bilemeyeceğim.

konusma ben konusuyorum daha bitirmedim+1

Güzellikleri yüzyıllardır saray tarafından tescillendiği için olabilir.

Toplumda hem açık ten hem de kaşı-gözü güzel insan sayısı az olduğundan olabilir.

Çerkes değilim, ama zaman içerisinde Çerkes tanıdıklarım oldu. Kendilerinin Çerkes olduğunu söylerlerken şöyle bir gerinmişlerdi. :)

1. tüm çerkesler güzel veya yakışıklı değil. ha güzelini de gördüm orası ayrı. ciddi manada çirkinini de gördüm.
ama olduğum şehirde çok çerkes / selanik göçmeni/ gürcü/ rum olduğu için havasını yapan bir göçmene rastlamadım ama istanbul gibi kalabalık şehirlerde ya da göçmenlerin az olduğu yerlerde 2. laflarının '' çerkesim '' olduğu kesin. klasik gruplaşma algısı işte. trabzonlu veya izmirlilerin hep yaptığı gibi mikro milliyetçilik.

bunu söylediğinde yarattığı izlenimle ilgili. ben de çerkesim ve sadece çerkeslerin yaşadığı bir mahallede büyüdüm. kendi içimizde bununla övünme durumu yoktu. ama dışarıya çıktığında, insanların çerkes olduğunu öğrendiğinde verdiği güzel tepki bazı insanları bunu yapmaya itiyor olabilir. yani övgü alacağın şey çerkeslik olmaz da başka bir şey olur, onu da ön plana çıkarırsın. ben yapmadım, yakın arkadaşlarım haricinde bilen yoktur, lafı gelirse söylerim. ama yapan da çok gördüm, yadırgamıyorum.

sürekli birirlerini öven bi topluluk.

Zamanin tum gelismis toplumlarinda benzer mitolojiler var. Yunan Mitolojisi de benzer, Nordic Mitolojileri de, Misir da.

bence şu anda bişeyler uydurup onu yaymak daha ilginç oluyor. düşünsene dünyanın neredeyse tüm bilgisi birkaç tık ötede ama facebook'taki memurlar hala mit müsteşarlığı, bu benim profilim, pkk'yla ilgim yok falan diye şeyler paylaşıyor

büyük ihtimal o dönem de önemli din görevlileri yaymıştır çoğu şeyi.

tolkien nasıl uydurduysa

Kültürel belleğin ve emperyal imitasyonların birikmesiyle oluşuyor bu birikimler. Daha geçen gün bir cins maymunun bile kutsal-kutsal olmayan ayrımı yaptıkları ve ilkel bir ritüel gerçekleştirdikleri yayınlandı. Yani insanlar, sanılandan çok erken bir tarihte; hayattaki deneyimlerinden, kahramanlıklardan, başarısızlıklardan dolayı kutsallık atfetmeye başlıyor. Topluluk karmaşıklaştıkça bu kutsallıklar da karmaşıklaşıyor, sayıları artıyor (bu kültürel bellek). Bunun dışında farklı topluluklarla etkileşime geçerek de farklı kutsallıklar kazanıyorlar ya da veriyorlar (emperyal imitasyon). İşte bu sebeple karmaşıklaşıyor.

Yani bir anda oluşmuyor mitoloji ve inançlar; tek bir kişi ya da grubun da uydurması değil. Bir bütün halinde toplumun kabul etmesi ve onu pratiğe dökmesi söz konusu. Basit biçimde ayrılıyorlar, çiftleşiyorlar, ve hatta ölüyorlar gibi düşünme. Bu olayların hepsi toplumsal/kültürel bir kırılmaya işaret ediyor (doğayla ya da diğer toplumlarla ilişki). Yani oturup dizi senaryosu yazmıyorlar; yaşadıkları olaylara bir anlam katıp bu anlamı sonraki nesillere aktarıyorlar.

çoğu insanlardan, krallardan vs çıkıyor. Onlar anlatıla anlatıla tanrılara falan dönüşüyor. İşte aşk hikayeleri gelişip İnanna ile Tammuz'un müthiş aşkını konuşur hale geliyor.

bi de özellikle Sümerlerde gökyüzüne müthiş ilgi var, yine insanların özelliklerini yıldızlara atıyorlar. O dönemde insanlar dini inanç ve somut dünya arasında kalıyor ve kafaları çok daha ilkel, bizim gibi soyut düşünce de fazla gelişmemiş her şey somut olaylara, mitolojik hikayelere dönüşüyor.

bir de illa Sümerler değil, çok öncesinden de geliyor olabilir. Sümerler sadece ilk "yazıya geçiren" oldukları için bu kadar biliniyorlar.

further reading
(bkz: samuel noah kramer)
(ayrıca izle-> gönül tekin'in konuştuğu teke tek ve tarihin arka odası programları)

Bugünün dini geleceğin mitolojisi oluyor.

Nesilden nesile aktarılırken yeni unsurlar katılıyor, çıkarılıyor. Toplumun başına bir bela geldiyse özellikle de kuraklık veya çok ağır bir savaş genellikle dini inanışta geniş çaplı modifikasyonlara gidilir bu arada. Tipik davranıştır, hala da gözlemlenir.

Fakat genel olarak doğa olayları gözlenerek yapılıyor bu yorumlar. Şimdi Güneş Tutulması olduğunda, toplumda birileri çıkıp açıklama yapmak zorunda. Yalan da olsa yanlış da olsa bunu duymaya ihtiyaç var. Köyün ortasına yıldırım düştüğünde biri izah etmek zorunda. Yoksa kaos oluşur, anarşi çıkar. Bizim Güneş Tutulması diyerek anladığımız şey, onlarda bütün dünyalarının kararmasıydı. Yıldırım düşmesi dediğimiz şey, gökyüzünden korkunç bir ışın'ın düşmesiydi...

İçgüdüsel olarak, bunun kötüye gideceğini gören birileri de topu eline alıyor -kendi ve/veya toplumun çıkarı olduğu için- ve diyor ki bakın şu iki Tanrı şöyle yaptığı için böyle oldu, bende kahinlik/nebilik/şamanlık/nirvana var oradan biliyorum... Dert etmeyin kurban verirsek/meditasyon yaparsak/şu davranıştan imtina edersek düzelecek.

Sümerler'in inancının günümüzde dahi bu denli kuvvetle yaşaması da, söz uçar yazı kalır ilkesine bağlanılabilir.

google son zamanlarda saçmalamaay başladı bana da başkasının mailleri düşmeye başlamıştı.ip lerin bağlantılı olduğu güvenlik kaynakları bu şekilde acauntlara sıza biliyor.hocanın extra bir girişimde bulundugunu sanmıyorum ne varsa google da var.

başlığı okuyunca bişey anlatacaksın sanıp heveslenmiştim.

Keşke kız arkadaşına sorsan :) O kadar mı güvensizlik hissediyorsun ben olsam direk arardım "bu kimin numarası" diye.

bahsettigin numara orada degistirilemez sekilde yaziyorsa bit yenigi var. yok silinebilir sekilde editlenebilir halde ciktiysa, oto tamamlama eseri zararsiz bir durum olabilir. yani o pcde biri o numarayi baska bir bosluga girmistir, tarayici da telefon onerisi olarak cikarmistir. ama gizli gezinti baslattim diyorsun bu durumda onermeler cikmiyordu galiba, emin de degilim. kaldi ki 2 step verificationda sabit telefon ne ise yarayabilir, sms icin degil mi o? screenshot gormeden yorumlar dogru olmaz.

google sacmaladi baskasinin maili kutuma dustu diyen arkadas cok buyuk bir skandaldan soz ediyor boyle bir sey dogru ise kanitiyla birlikte ortaligi ayaga kaldirabilir

www.karikaturu.com

Dirty bulking.

bu konu vücut yağ oranı(body fat) ile ilgilidir.dediğin insanlar genellikle powerlifterlar veya bulk'a girmiş insanlardır.definasyona girip vücut yağ oranlarını belirli bir orana düşürdüklerinde kasları belirgin hale gelir.

(bkz: definition)

adam o vücudu yapmak için çok iyi beslenmiş o kadar çok şey yemek yemiş ki aklın hayalin şaşar. bu kadar çok yiyeceği sağlıklı ve yağsız bi şekilde tüketmediği için o kadar kas gelirken bir o kadar da yağ gelmiş. bundan dolayı vücut üstünde cok yağ birikmiş.

bir de hareketlede alakası var yüksek ağırlık az tekrar yapmış olabilir , az ağırlık çok tekrar yapsaydı daha cok yağ yakardı daha az kas geliştirirdi ve hatları daha iyi belli olurdu.

Bir yanlış düşünceyi düzeltmek isterim. Define bir vücudun çalışmayla hiçbir ilgisi yoktur; tek fark kalori alımıdır. Yani günlük 3.500 bin kalori alıp 200 kiloyla squat yaparsan kas gelişimi sağlarsın, 2 bin kalori alırsan yağ yakarsın. Gördüğünüz gibi çalışma şekli aynı, alınan kalori ve sonuç farklı.

Yani konu az ağırlık çok tekrar çok ağırlık az tekrar konusu değil. Az ağırlık çok tekrar olayı küçük kas gruplarını çalıştırırken işe yarar. Yani biceps gibi triceps omuz gibi küçük kas gruplarını çalıştırırken düşük ağırlık kullanırsın. Zira bunlar yavaş uyarılan fakat yüksek mitokondri içerdiği için yorulmaya karşı dirençli kas gruplarıdır. Bunları yüksek ağırlıkla çalıştıramazsınız zira sakatlarsın.

Bununla birlikte sırt gibi bacak gibi göğüs gibi büyük kas gruplarını yüksek ağırlıklarla çalıştırır az tekrar yaparsınız, zira bunlar da hızlı uyarılan kas gruplarıdır ve çabuk tepki verir. O nedenle yüksek ağırlıkla ve az tekrarla çalıştırırsınız. Bunları düşük ağırlıkla ve çok tekrarla çalıştırmaya uğraşırsanız kortizol salgılar kas kaybı yaşarsınız.

Yani büyük kas grupları farklı, küçük kas grupları farklı çalışır. Define olmak da tamamen alınan kaloriyle alakalı bir durumdur. Define olacam diye düşük ağırlıkla çok tekrar yapmak yağ yaktırmaz kas kaybı yaşatır.

Dirty bulking. Sorun şu ki ülkemizde dirty bulking tatlı yemek, boğazını kısmamak olarak görülüyor. Dabıl dirty bulking oluyor.

herkes söylemiş evet bulking yapan tipler. ancak anlamadığım profesyonel değilsen bu bulking olayı bildiğin işgüzarlık + sağlıksızlık. profesyoneller bunu uygular çünkü adamların amacı ve şartları farklıdır.

1) profesyonel bodybuilding yarışmalarına girenler:
bulking yaparlar çünkü yarışma zamanlarına yetişmek isterler. minimum oranda yağ ile kas inşası çok çok uzun zaman alacağından ve bu tip adamların buna vakti olmadığından yüksek oranda kalori alarak kas hacmini daha hızlı ve fazla yapmak isterler. tabi bunun yan etkisi de bu kalorilerle birlikte alınan fazlaca yağ olduğu için şişerler. ancak bu durum bu adamlar için mesele değildir. çünkü normal ve doğal şartlarda aylar sürecek diyet ve yağ yakma dönemi kullandıkları anabolizan kimyasal maddeler ile çok çok hızlanır. misal winstrol bu maddelerden biridir. profesyonel adam bunların yararı zararı oranını zaten önden bildiğinden bunları bolca kullanır. sonuç kısa sürede yağları atarak hacim kazandırdığı kasları koruyarak definasyon yapmış olur. normal bir v.g yapan adamın böyle bir şansı olmadığından aklınca bulking yapıp düzene gireceğini sanır ancak yağ tulumu olmaktan öteye gidemez.

2) powerlifterlar: bu tip insan azmanı tipler için de önemli olan fazlaca ve güçlü kas hacmidir. aynı yöntemi uygularlar yine bolca kas inşasını hızlandıran anabolizanlar kullanırlar. bu adamlar için definasyonun bir önemi yoktur. kas hacimleri olması yeterlidir. çoğu gördüğün powerlifter gördüğün gibi kaslı ancak götlü göbekli tiplerdir.

eğer bu ikisi değilsen bulking tek kelimeyle saçmalık.

ateyizler? evrim bunu acıklayamaz. hadi eyvallah.

edit: bunu ve bunun gibi yüzlerce şeyi...

Kendi cahil oldugu icin atayizler bunu aciklayamaz diyor. Kendisinin aciklamasi da allah yapmis olmus. Niye ye yine cevabi yok. Oruncek beyinli angut

Bunu psikoloji/psikanaliz okumaları yaparak öğrenebilirsin. Bir sürü farklı teori var(kültürel, içgüdüsel şeklinde iki ana başlıkta toplanarak). Sadece şunu söyleyeyim, dil kullanabilme kapasitesine sahip bir canlının güncel davranışlarını evrimsel kökenlerde araştırmak, kolaya kaçmak olur. Daha kültürel ve yapısal noktalara bakılmalı.

edit: evrimsel kökenleri bu konuda kötüledik ama asıl mitsel hikayelerle hiç anılmaması lazım. Bazı Türkiyelilere bu hatırlatmayı her defasında yapmak gerekiyor da. Bulunan her modernizm eleştirisini mite geri dönüş gibi algılama hastalığı söz konusu.

www.evrimagaci.org

Bu sorduklarinizi sadece evrim ile aciklamaya calisarak bir yere varamazsiniz bence. Tek basina evrim konuya doyurucu bir aciklama getiremeyebilir. Ozellikle 2. soruda sorduklariniz icin soyluyorum, evrimin cozecegi is degil, farkli disiplere ihtiyaciniz var konuya kismen de olsa aciklik getirmesi icin.

ilk soprduğun sorudaki özellikler insanlara özel değil primatların ortak özelliği. memelilerin diğer türlerinde de yoğun şekilde görülüyor.

ikinci soruda sorduğun acıma öfke merhamet aşk sevgi vesaire üst temporal bölge ve hormon salgılarının karışımı. hayvanlarda olduğunu biliyorsan yanlış biliyorsun.

genel olarak bu kadar prim verebileceğim şimdilik, google gerekli araştırma ve deneyleri zaten buluyor.

ikinci soruyu görmemişim: www.evrimagaci.org
angutlar da okusun lütfen

evrim dediğin şey sadece x'in y'ye dönüşmesi değil.

cinsel birliktelikten zevk almayan canlılar daha az üremiş ve zamanla yok olmuş. bizim gibi bu işten zevk alanlara kalmış dünya. kutuplarda yaşayıp da beyaz olmayan ayılar da ölmüş, geriye sadece beyazlar kalmış vs.

cinsellikten sadece yunus ve birkaç maymun türü değil, aslanı kaplanı kurdu kuşu geyiği tüm canlılar zevk alıyor.

Soruna tam olarak cevap veremeyecek olsam da çok da ayrı bir telden çalmayacağım. Öncelikle cinsel birleşmeden zevk almak ve zevk için cinsel birliktelik kurmak başka şeyler. İnsan dışındaki canlılarda çiftleşmenin hazzını yaşıyorlar. Çiftleşirken inleyen kaplumbağaların videolarını bulabilirsin.

Evrimin doğal seçilim gibi bir çok mekanizması vardır. Bunlardan biri de seksüel seçilim. Bu konuyla ilgili en popüler örnekse tavus kuşları.

Uygun olanın hayatta kaldığı bir süreçte dikkat çekici, saklanmayı zorlaştırıcı rengarenk kuyrukları ve uçmayı, kaçmayı zorlaştıran kuyruk uzunluklarıyla kolayca av olabilen bu hayvanlar nasıl oluyor da var olmaya devam edebiliyorlar? Cevap dişi tavuskuşlarının erkeklerdeki bu "dezavantaja" ilgi duyması tabiri caizse aradaki cinsel çekim. Erkek tavuşkuşunun kuyruğuyla dişisine "av olmam bu kadar kolay olduğu halde çiftleşecek kadar olgunlaştım ve bu canlı renkleri veren proteinleri üretecek kadar sağlıklıyım" mesajı vermesi bu dezavantajın bir avantaj olduğunu gösteriyor. Bir nevi güçlü olanın ya da hızlı olanın değil seksi olanın genlerini aktarabilmesi durumu yaşanıyor.

İnsanın yaşantısı ise çok daha karmaşık. Bizim yaşantımız biyolojik temellerin üzerine kurulmuş kültürel bir program. Diğer canlıların gerektiği kadar gerçekleştirdiği eylemlerde aşırıya kaçan bir tabiatımız var. Yani üremek değil zevk için seks yapmakla doymak için değil zevk için yemek yemek aynı şey. Bunların nedeni şudur diyerek seni rahatlatmayı çok isterdim ama cevabı ben de bilmiyorum. Benim görüşüme göre insanın arsız ve haddini aşan bir yaratık olmasıyla ilgili.

İnsan hayatına dair neden sonuç ilişkilerini açıklamak için kültürel cevaplara ihtiyaç duyuyoruz. Bu da bizi toplumsal bir yaratık olduğumuz gerçeğine getiriyor.

Yaşantısını topluluk halinde devam ettiren bir canlı türüyüz. Bu kadar şeyi iş bölümü yapmaya aklımız erdiği için gerçekleştirebiliyoruz. Tek başımıza o kadar da işlevsel değiliz. Öfke çok daha ilkel bir itki. Yeryüzünde insanın öncülü yaratıklar görülmeye başlamadan önce öfke hisseden yaratıklar vardı. Ancak acıma, merhamet, sevgi, fedakarlık daha gelişmiş zihinlerin ortaya çıkardıkları olgular. Topluluğun devamlılığını sağlayan olgular.

Bu olgular bizi bir arada tuttukları için hayattayız. Bir arada olduğumuz için grubun devamlılığını sağlayan düzenler oluşturuyoruz. Düzenin ayakta tutulması lazım. Bu ekonomik bir olay. Para ekonomisinden bahsetmiyorum, soyut ve somut kaynakların yönetiminden bahsediyorum. yiyecek, su gibi kaynaklar gibi grubun liderinin de ekonomiye bir etkisi var sosyal kuvvet de bir kaynak. Cinsel haz da öyle. İnsanların yaşayış yöntemlerinde-ki bu kültür oluyor- seks gibi bir haz kaynağının üzerine bir yapı inşa edilmiş. Bu yapı sayesinde yorgun bir savaşçı bütün gün cephede savaştıktan sonra bir kadının kollarında bir nebze avuntu bularak ertesi gün yeniden savaşma motivasyonunu yitirmiyor. Bence bu tam olarak hazzın ekonomisidir.

Seksi sadece üremek için yapmayan bir tür de Bonobolar. Ama onlarda bu ekonomik yapının daha farklı kurulduğunu görüyoruz. Tam kavga esnasında sekse başlayıp işi tatlıya bağlamak gibi eylemleri var. Sevişmeleri kısa sürüyor, gün içinde bir çok birleşme yaşayabiliyorlar. Bizdeki sarılmak, tokalaşmak yerine iki sokup çıkarıyorlar mesela. Orda da seks üreme amacından sapmış ama bizdekinden daha farklı misyonlar üstlenmiş.

Toparlamaya çalışacağım. Evrim sürecinde kültür yaratabilme yeteneğini ve zeka geliştikçe biyolojik etmenler kadar kültürel ve soyut etmenler de söz sahibi oluyor.

Seksten zevk almak hep vardı zevkli diye seks yapmak kültürel süreçlerin ortaya çıkardığı bir tutum.

Acıma, merhamet, sevgi, paylaşma itkisi gibi hissiyatlar grubun devamlılığını sağlıyor. Tek başımıza çok işe yaramıyoruz.

Okşamaktan zevk alma meselesine gelirsek, tavuskuşunun dişisini renkli kuyruk nasıl azdırıyorsa insanın da bir şeyleri çekici bulmaya bir şeylerden zevk almaya yönlendiren bir itkisi var ve bu neden sonuç ilişkilerinde biyolojik olanlar kadar soyut ve kültürel olguların da etkisi var.

Fazla yazdım sanırım, dönüp baştan okumayacağım. Bir hatam olduysa affola.

Türünün devamı için en uygun kişiyi arıyorsun; bu güdüsel ama tabii ki artık kadında büyük meme erkekte geniş omuz kadar ilkel değil bakış açımız çünkü dayha sağlıklı üremeyi sağlayacak faktörler bu olmaktan öte...

Tarihine girersek, insanlık tarihinde erkeklerin büyük meme seçimini anlatmışlardı

Bebekler çok az yaşıyor, ömür çok kısa ve asıl amaç insan ömrünü uzatmak. Bunun da bol emzirmekle ilgili olcağı düşünülüyor. Aslında bir bağlantısı olmamasına karşın erkekler bol süt getireceğini düşündükleri büyük memelere yöneliyor.

Günümüzde ise bu işler değişmiş. Sperm bankasından gebe kalan kadınlarla ilgili bir belgesel izlemiştim. Alacakları spermlerin sahiplerini bilmiyorlar ama haklarındaki bilgileri okuyorlar bu kadınlar; en çok tercih edilen sperm sahipleri ise merhametli, duygusal, yardımsever olduğunu belirten erkekler oluyor.

Yani kadın kaslı bir erkektense, merhametli bir erkeğin soyunu devam ettirmeyi tercih ediyor.

Kimi çekici bulduğumuz sosyo ekonomik durum, kültür ve pek çok faktöre göre değişiklik göstebilir ama kiminle sevişmek istediğimi çok güdüsel bir şey aslında.

aklima posali lifli gidalar geldi. hic lif posa almazsan bagirsaklari eline alirsin gibime geliyor.

mümkün değil.
çünkü bunun için evrilmedin.

Topraktan geldik,topraktan gelenlerle beslenmek zorundayız.

(bkz: soylent)

çenesi kırılanlar 3-4 ay sadece sıvı ile beslenebiliyor bu dönemde çok kilo kaybediyorlar ama ölmüyorlar. ama devam etseler nolur bilemedim.

bak canım karşim.
midenin bir bekleme süresi var. ağzında biriken salyanın bir anlamı var. safranın bir kese içinde toplanmasının, bağırsaklarındaki villusların..
eğer yediğin şeyler normalden daha kolay sindirilebilen şeylerse, bu elbet sindirimini değiştirecek. bütün canlılar dışarıdan besin ya da enerji alır. bunların de bir düzeni var. bunu da 4 milyar yıllık evrim sonucu pek çok özgün beslenme biçimi geliştirerek kazanmışız.

taam mı? sindirim sistemine yararlı bakteriler de dahil. onlar da senle beraber evrildi. beslenme anlayışını değiştirmen onları da etkiler. muhtemelen fırsatçı ve sana yararı olmayan diğer organizmalar bağırsaklarına yerleşir. gazın olur. daha asitli ya da alkali dışkılarsın. daha kuvvetli e.colilerin olur. vs vs.

mideyi tam karışımlı reaktör, bağırsakları piston akımlı reaktör olarak düşün. bunların böyle olmasında bazı hikmetler var.

Çok kısa bir sürede bağışıklık sistemin çöker nezle bile olsan ölürsün.

Misal 9 tane esansiyel aminoasit vardır, bunların hiçbirini takviye proteinle alamazsın. Bunları almak için illa ki et yemen gerekir, ki bu amnioistler sadece hayvanlarda sentezlenmiş halde bulunur. Biz de onların etini yiyerek bu esansiyel aminoasit eksiğimizi gideririz. Bunları alamadığın zaman hücrelerin yenilenmesini engellersin, hücre inşasını engellersin. Hücre inşası olmazsa bağışıklık sistemin kısa sürede çöker sürekli hastalanırsın. En sonunda da, ki beslenmen de zayıf olduğu için en kısa sürede ölürsün.

windows live mesh Windows Live Essentials 2011'in bir parcasıymıs. dosyaların paylasımı icin birden fazla blgisayarı birbirine senkronize etmeye yarayan bir applicationmus.

unity web player 3d online oyun oynamak için kullanılan bir eklentiymis.

ikisini de silsen bir sey olmaz sanırım

live mesh dropbox gibi bir şeydi ama uzun zaman önce microsoft sonlandırdı onu zaten. boşa yer kaplıyor şu an yani. live mesh yazan her şeyi kaldır. gerçi bilinçli kurmamışsındır muhtemelen zamanında msn yüklerken gelmiştir.

unity bazı facebook oyunlarında falan gerekiyor. o şekilde kurulmuştur muhtemelen. lazım değilse webden onu gerektiren bi oyun oynamıyosan kaldır bir şey olmaz.

İkisini de kaldır bir şey olmaz.

lig tv izlemek icin de gerekli oluyor

ortada erkek olduğunuzu okumasaydım şu an hala dehşet içinde yazıyor olurdum herhalde :)

erkeklerin cildi kadınlara gör daha kalın tabakalardan olşuyor sanırım. o nedenle kabak lifini sıcak suyla yumuşatıp yüzünüzde kullanmanızın pek bir sakıncası olacağını sanmıyorum. cildiniz o rutine alıştıysa ve sonrasında siz kalıcı bir rahatsızlık (pullanma, kuruluk, kızarma vs) hissetmiyorsanız sorun yok demektir.

bu lifler peling etkisi oluştururlar. ipek kese, mekanik peeliingler aynı esasa dayanırlar. yani üstteki ölü tabakayı kaldırıp gözenekleri açarlar. sizin hissettiğiniz de bu rahatlama. sık sık (haftada 3-4 kere) uygulanmadaığı sürece sorun yaşatacağını sanmam.

Direkt zarari yoktur muhtemelen de ne bicim tahris olur yahu bununla. Kol bacak bile aciyor bu liflerle, yuzume surdugumu dusunemiyorum. Bunun yerine normal yun orgu liflerle her banyoda hafifce temizlesen daha iyi olur bence.

@ in pijamas
açıkçası kuruluk oluyor. ama zaten her banyodan sonra yüzümde kuruluk oluyor kışın. hatta nemlendirici krem kullanmalıyım aslında biliyorum. bununla ilgili de bir soru sormayı düşünüyordum duuyuruda. zira hiç anlamıyorum krem işlerinden. niveanın marketlerde satılan klasik kremlerindne almıştım geçen kış. ama sivilce yaptı. ve sürüp kuruyunca cildimi geriyordu. sanki kalıp gibi yapışıyordu cildime.

lan ne kadar problemli bi adamım ya. halbuki leş gibi ter, sigar kokabilir, sapsarı dişlerle dolaşabilir, 2 haftada bir banyo yapabilirdim.

duştan çıkınca üzerimizden buharlaşan su cildimizi gerer, eğer yağlı bir cildiniz varsa bunu o kadar da çok hissetmezsiniz. ama kuru (veya karma) bir cildiiz varsa kaşınır, rahatsız eder. o nedenle nemlendirici kullanmak gerekiyor.

erkek serisi çıkaran marka çok az bildiğim kadarıyla. eğer nivea gibi bir marka rahat ettiremediyse diğerlerine yönelmekte fayda var. ama onu yaparken de yine cildinizi tanımanız lazım. mesela sabah yüzünüzü yıkayıp çıktığınızda öğlene doğru alnınız burunuz parlamaya başlıyorsa cildiniz yağlıdır. bu bölgeler yağlı, yanaklarınız kuruysa karma cildiniz vardır, her yeriniz hala kupkuru ver gerginse cildiniz kurudur. buna göre su bazlı veya daha yağlı kremleri tercih etmeniz gerekir (mesela anladığım kadarıyla geçen kış aldığınız krem yağlı gelmiş size, cildinize fazla gelmiş. demek ki siz hemen emilebilen, su bazlı hafif kremleri seçeceksiniz. ama tabii uzaktan anladığım bu benim).

marka olarak da nivea dışında biotherm ve clinicque var benim bildiğim. ikisi de çok ucuz markalar değiller. ama deneme boylarını alıp bi denedikten sonra satın alabilirsiniz.

benim kişisel favorim biotherm olurdu.

Yüz derisi incedir, lif tahriş eder. Yüz yıkama jeli kullanırsan daha ferah bir his verir, hem ilk kullanımda o kadar kurutmaz hem de kısa vadede yaglandirmaz, yani bir dengeye sokar ve seni o rahatsizlik hissinden kurtarir. Ardindan cilt tipine uygun bir nemlendirici yüz ve boyun kremi kullanmalisin.

Bu bakımdan kullanabilecegin bir kac seviye ürün var. İlki nivea, neutrogena gibi market tarzı ürünler, örn yüz temizleme jeli için fiyatları 20tl civarı. Sonra avene, babe, laroche posay gibi dermokozmetik ürünler var eczanede satılan, bunların jelleri 50tl civarı. Bir de dr murad gibi üst seviye markalar var ama şahsen fiyatlarının astronomikligi nedeniyle değerlendirmeye almıyorum. bunların nemlendiricileri de benzer fiyatlarda. Ben avene'in ürünlerini kullanıyorum. Jeller 5-6ay gidiyor, yalnız nemlendiricilerin gideri daha kısa.

Akşamları dışarıdan gelince ya da duş alirken yüz yıkama jeli ile yüzünü yıkayip ardından nemlendiricini surmelisin. Nemlendirici yüz için olsa dahi göz çevresine ayrı ürün gerekir normalde. sabah çıkarken yine aynı nemlendiriciyi surebilirsin ama ideali güneş koruyucu içeren bir nemlendiricidir.

Özetle bir yüz yıkama jeli ve yüz için olan bir nemlendirici senin işini görür. Para ayirabileceksen gece nem. ve güneş koruyuculu gündüz kremini ayrı almak, bir de göz çevresi kremi kullanmak idealidir.

Bahsettiğim dermokozmetik ürünlerini internetten alırsan daha uygun olur.

gratis ya fa watsonslara git benrinin peeinig etkili temizleme pamukları var ondan kullan bari, çünkü yaptığın şey çok zararlı hele cildin yağlıysa kesinlikle peelinge bulaşma, kil maskesi yapmalısın.

kişisel olarak söylemiyorum yanlış anlamayın ama, bunu bir erkek kezbanı yapar zaten diyerek çıkartırdım listemden zaten :/

qapak olur Kanqa

kesinlikle koymalısın. hatta ben de sırf koymak için bunu izin verirsen tabi; facebook hesabımı tekrar açmak isterim. baya beğendim. nerden buluyorsunuz böyle güzel lafları ya :(

Hatay ha. Sorman hata. Hemen yap.

ya kezban, ya da kamilsin ama kesinlikle ergensin.

kezo derler ama yine de sen bilirsin.
erkek olsun, kadın olsun kimse için uygun değil. ben böyle bir yazı görsem birinin profilinde çok yalnız bir insan galiba kimse uyarmamış kardeş yapma, etme, gitme dememiş diye düşünürüm.

choq shekil qanqa


Duruş : √
Bakış : √
Şekil : √
Kalite : √
Estetik : √
Zerafet : √
Letafet : √
Uyum : √
Herbişi : √
Test Edildi, Onaylandı... 10 Numara Kusursuz
sEMPATİ oRANI...
██████████ 95%
eGO oRANI...
███████████ 96%
kARİZMA oRANI...
████████████ 98%
bAŞARI oRANI...
█████████████ 99%
tOPLAM sONUÇ 100%
NAZAR DUASI_____
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنا""
وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْناً وَإِن جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا إِلَيَّ
مَرْجِعُكُمْ فَأُنَبِّئُكُم بِمَ

suriyeli misin kardeş? hatay'da neye bakmıyoruz?

çok ergence.

Kapak dediğin böyle olur kardeşim. Bence yap gitsin.

off harikaymış, kesinlikle yap abi. ben de büyütüp çıktı aldım evin bir duvarına boydan boya bunu yazdım, balkona da pankart olarak astım, yakında da dövme yaptırmayı düşünüyorum.

Yash kach?

(ç)alıntı yabtım müsaaadenleee :D :D :D

japon yapıştırıcısı
zımpara kağıdı
muz kabuğunun iç tarafı
acılı ketçap
krem şanti
bal
ayakkabı boyası

10w/ 40 dizel
Afhklfsj lan olm Çıkın dışarı bir hava alın, insan görün -ama bir şey yapmayın- sosyalleşin azıcık.

yoğurt.

bengay

kolonya
ne güzel ferah ferah misss

Limon suyu. Bir süre sonra kokusu kalıyor.

%48lik kostik çözeltisi yahutta polialüminyumklorür. o gün modum hangisine uygunsa artık.

Avon şeftali kokulu sprey nemlendirici :d

uhu...

tiner tercih ediyorum.

Ben kullanmıyorum ya, cidden diyorum. Yapmaya başladığımdan beri hiç ihtiyaç hissetmedim kayganlaştırıcı bir şeye, birkaç kere sabun falan denedim ama bir anlam bulamadım, kaygan olsa ne olmasa ne.

uzun süredir böyle güldügüm baslik yoktu hahahaha sagolun beyler
Benimki geneldr arap sabunu ve nutella oluyor

(bkz: kondom )

buna mı kızmış cigerdelen?

Altınoluk zeytinyağı. Trans yağ kullanmayalım, zararlı.

Kayganlaştırıcı olarak zevk suyu kullanıyorum.

ahahahahah
ben dış ortamdan izole laboratuvar modeli diyorum

ben pek zeki olduğumu düşünmüyorum mallık var bende de

ben de tam tersiyim, mesela hala eşek sikene şaşıran var ohoo ördek bile siktiler diyorum hemen haberini buluyorum.
www.radikal.com.tr

çok var

hangi video bu? video mu var?

oluyor öyle arada. insan herşeye şaşırıyor.

ben de bazı kullanıcıların cevaplarını okuyunca çok şaşırıyorum mesela. kurşun döktürmekle ilgili bir soru vardı. sizin de cevabınız vardı orda,
"umarım kardeşine ciddi olmayan bir şey olur da annen ömrünün sonuna kadar vicdan azabı çeker.
nefret ediyorum böyle insanlardan."
kısmı beni acayip şaşırtmıştı. ne saçmalıyor bu lavuk demiştim.

Çok mal yok bence, normal derecede mal var.

Ha ben bu mallardan biri miyim? Bence değilim. Sen bu mallardan biri misin? Sence öylesin.

Ayrıca duyuru açman garip değil mevzuyla ilgili, belki başka insanların düşüncelerini merak etmişsindir. Lakin atar yaptığın şey benim duyurumdan kaynaklı bir mevzu olduğu için bence bu duyuruya ek olarak özelden bana mesaj atıp yediği kadar atarını birebir yapsan daha şahane olurdu.

Arkadaşın atarlandığı soru şu duyurucular, amme hizmeti yapayım, merak edip aramayın boşuna: www.eksiduyuru.com

Ekleme: bir de isadora'nın şu duyurusu varmış: www.eksiduyuru.com

Kendime tik atabilseydim keşke.

Valla en akıllımız bile bazen mallaşma hakkını kendimizde görüyoruz. Beni de sayın da küfür yemiim şimdi :D

isadora ve buff

duyurumu sizlere özel açmadım.

isadora: senin yazdıklarını okuyunca güldüm ve hemen actıgın duyuruları arattım. çünkü senin yazdığın bir şeye istinaden açmamıştım duyurumu. ama hangi duyurundan bahsettiğini yine göremedim.

malız amınakoyim tabi ne sandın ülkenin her yıl %60 ının verdiği kararın açıklaması ney

ben oy verecegim sandigi bulamadan geri donmustum kanki.

ülkede gerçekleşen her saçmalığı kanıksayıp normalleştirediğimiz ölçüde "mallaşıyoruz" sanırım. şahsen, tuvalette kullanılabilir tuvalet kağıdı olmayışını kafasına takıp dert eden danimarkalının kafa rahatlığında yaşayabilmek benim ülküm ama her türlü kaosu normalleştiren "mal"lar yüzünden o oralara varmamız daha çok uzun zaman alacak gibi.

sevgilimizden ayrılıp ayrılmamamız gerektiğini, otobüste gördüğümüz kıza nasıl yazmamız gerektiğini, elimizdeki parayla ne yapmamız gerektiğini vs buraya soruyoruz.

hepimiz malız aslında biraz. ama ben güzel insanlarla tanıştım burda. şikayetim yok.

bu nası bi soru lan? yoksa ben mi anlamadım. adam haberlere neden şaşırıyosunuz diyo?

bundan önce yol verme yüzünden adam öldüğünde "yuh lan bundan daha saçması olamaz herhalde" diyordum. istanbul'a bakıyorum adam bahşiş vermiyor diye dayak yiyor hatta ölüyor. buna şaşırmayıp neye şaşırıcaz? nereye şaşırıyoruz bu arada? bi şaşırıp gidicem hemen.

var hem de çok var...
yukarıda duyuru var. imam hatip lisesine kitap bağışı duyurusu. imam hatip diye kitap bağışlanmazmış...

İnanmazsan inanma +2

Normal bir ülkede asla olmayacak olayları kanıksayanlar mı daha mal, bunca yıldır hala alışamayanlar mı bilmiyorum. Hepimizde var biraz bozukluk.

asıl ben diğer türlüsünü anlamıyorum. insanlık kavramından uzaklaşan insanları gördükçe evet, hayretler ediyorum. çünkü ben hala iyi olmaya çalışan ve dolayısıyla çevremde bu tarz insanları barındırmaya özen gösteren biriyim. çevremden görmüyorum ki bu tarz olayları, görünce şaşırmayalım. bağışıklık kazanılması güzel ama böyle olaylarda keşke bağışıklık kazanmasanız, olayı normalleştirmeseniz.

vimeo.com

(bkz: akmina limonlu)

etle ayran, diğerleriyle çay.

bence sade soda al, limonu kendin sık içine. bu 1.si

2. seçenek, mesela elma al 3-4 tanesini( dilimleyip çekirdeklerini ayıklayıp) şeker ile kaynat. soğuyunca buzdolabına koy, mis gibi elma suyu. bunu kuru üzüm ile yap, armut ile yap ayva ile yap. hoşaf, komposto yapmış oluyorsun yani. zor değil ki, oranlarını internette bulursun. doğal meyve suyun olmuş olur.

edit: ayran da seçenek ama hazır ayranlar yoğurttan yapılmıyor söyleyeyim. ayran içince oh çok sağlıklı oldu demeyin.

smoothieee!

cola içmeyip icetea içmek hiçte faydalı bir iş değil, kalitesiz karbonhidrat yüklüyorsunuz vücuda, yağ olarak depolanıyor.

çilekli veya muzlu süt yapabilirsiniz, aroma demiyorum gerçek çilek ve süt ile evde kendiniz yapın, gayet lezzetli oluyor.

Ayrıca sürekli bir şeyler içmek zorunda değilsiniz, boş su içmeyi öğrenin.

ekmek arası seylerin yanında ayran içiniz.
maden suyu içiniz.
kebabın yanında içilen acı birşey var ondan da olur. heh, şalgam

bende kola icetea bıraktım hem fazla tüketiyordum hem çok fazla cal. var bunların yerine öğün başına 200 ml meyveli sodaları tüketmeye başladım hem cola gibi uzun sure kapağı açık beklediğinden asiti kaçmıyor hemde kontrollu tüketiyorsun.(akmina kırmızı meyve veya portagal-mango)

ice tea ile kolanın arasında hiçbir fark yok. ha kola içmişsin ha icetea biri diğerinden daha iyi, daha az zararlı değil.

Hamburgeri bile çayla içerim. onun üstüne hiç bir içecek iyi gelmiyor.

100de yüz elma suyu pek zararlı değil gibi geliyor bana. hem de ucuz diğer meyve sularından

bu arayış yerine içeceksiz yemeye alıştırsan kendini, daha iyi değilmi? başta illa ki zorlanırsın da alışınca bu kez içeceğe tahammül edemeyeceksin yemeğin yanında, kendimden biliyorum.

kendin ice tea yap aga alışınca süper oluyor.

kefir, şalgam suyu, soda

E serisinin zararlı olduğunu biliyorum. Neredeyse hazır gıda ve içeceklerde (genelde) var maalesef. Tatlandırıcılar ve renklendirici içerenler genelde E kodlarından en az birkaç tanesini içerir. www.kimyaturk.net bu da ek bilgi:

E102 : Sarı renkli olan gıda boyası, renkli içecek, tatlı, reçel, tahıl,çerez, konserve balık ve hazır çorbalarda kullanılır. Çocuklarda hiperaktiviteye neden olabilir. Aspirine duyarlı kişiler kullandığında alerjik reaksiyonlar gözlenmiştir. Norveç ve Avusturya’da kullanımı yasaklanmıştır.

E110 : Sarı renkli gıda boyasıdır. Pasta, tatlı, dondurma, içecek, konserve, balık ve şuruplarda kullanılır. Karın ağrısı, alerji ve hazımsızlık sorunlarına neden olabilir. Norveç ve Fillandiya’da yasaklanmıştır.

E122: Kırmızı renkli gıda boyasıdır. Şekerleme, jöle ve pastalarda kullanılan bu madde, astım hastalarında alerjik reaksiyonlara neden olabilir. İsveç, Avusturya ve Norveç’te yasaklanmıştır.

E123 : Kırmızı renk veren gıda boyasıdır. Pasta, hazır çorba, jöle, dondurma ve ketçaplarda kullanılan bu katkı maddesi astım, hiperaktivite ve egzamaya neden olabilir. Avusturya, Rusya ve Norveç’te yasaklanmıştır.

E129 : Kırmız renk veren gıda boyasıdır. Tatlılar, içecekler ve garnitürlerde kullanılır. Farelerde yapılan deneylerde kansere rastlanmıştır. Danimarka, Belçika, Fransa, Almanya, İsviçre, İsveç, Avusturya ve Norveç’te yasaklanmıştır.

E210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219 (Benzoatlar) : Sos, ketçap, mayonez, reçel, peynir, meyve suları ve pek çok üründe koruyucu olarak kullanılan maddelerdir. Astım, sinirsel bozukluk, deri döküntüleri ve hiperaktiviteye neden olduğu iddia edilmektedir.

E220, 221, 222, 223, 224, 226, 227, 228 (Sülfitler) : Bira, kurutulmuş meyveler, meyve suları ve sirkede koruyucu olarak kullanılır. B1 vitamini yok eder. Astım ve alerjik hastalıklara neden olabilir.

E250, 251 (Nitratlar) : Salam, sucuk, sosis gibi et ürünlerinde koruyucu olarak kullanılır. Katkı maddelerinin en çok tartışılanlarıdır. Kanın oksijen taşıma yeteneğini azaltırlar.

E320 : Gıdalardaki istenmeyen koku, aroma, tat değişiklikleri, enzimatik kararma ve renk kaybını önlemek, ayrıca besinlerin raf ömürlerini artırmak için özellikle yağlarda ve yağlı besinlerde kullanılır. Japonya’da kullanımı yasaklanmıştır.

E621 : Bir çok restoranda ve gıda imalathanelerinde lezzet artırıcı olarak kullanılır. Kanser, mide rahatsızlıkları, kronik hepatit, sinir sistemi enfeksiyonları gibi hastalıklarla ilişkilendirilmektedir. Daha çok Çin ve Türk mutfağında tüketilir.

E951 (Aspartam) : Yapay tatlandırıcı olarak kullanılır. Baş ağrısı, kanser, migren ve hiperaktivite ile bağlantısı olduğu ileri sürülmüştür.

E 954 (Sakarin) : Diyet şekeri olarak bilinir. Mesane kanserine neden olduğu ve böbreklere zarar verdiği ileri sürülmektedir.

dimesin yüzde yüz serisinden içebilirsin. şeker veya herhangi bir koruyucu, katkı maddesi vs koymuyorlar. ben en çok kırmızı meyveleri seviyorum. tabii meyve sularının meyveden gelen şeker oranı yüksek oluyor fazla abartmamak lazım, soda, az tuzlu ayran içebilirsin en basiti.
www.dimes.com.tr

%100 meyve suları diyecem ama onlarda da aşırı miktarda şeker var. hem alacağın şekeri düşürüp hem gazlı bir şeyler istersen maden suyuna ağız tadına gore meyve suyu ekle, çok güzel oluyor. benim favorim maden suyu+vişne suyu ve maden suyu+portakal suyu.

ayrıca ayrandan şaşma

ek olarak ha icetea ha cola ha Fanta, içindeki aromaları dışındapek bi farkı yok

the prisoners'ı izle

leon izlesene izlemediysen

intouchables

sherlock holmes

Bilimkurgu uyarsa europa report derim.

The Life of David Gale

Dünyadaki en sürükleyici iki filmi bana göre:

Bound - 1996 Wachowski Kardeşler
Funny Games - 1997 Michael Haneke

temple grandin

Silme ama sonra hangi filmi izleyip beğenip beğenmediğini yaz sonra ben merak ediyorum :)

Film tavsiyem:
intouchables +1

şeytan geçidi gerçek hayattan konusu

the girl with the dragon tattoo baya sürükler seni.

Icon deniyor o resimlere. PNG formatında oluyorlardı yanlış hatırlamıyorsam. Icon yapma falan diye arat, çıkar bir şeyler. Yahut milyon tane icon'un olduğu siteler var, onlara da göz atabilirsin.

Yapılır uzantısının .ico olması lazım. İnternette araştırırsan zibil gibi.

Mesela bu siteyle çevirebilirsin istediğin resmi .ico uzantısına.
www.convertico.com

www.icons-gallery.com
www.bestfreeicons.com
www.iconfinder.com
bunlarda çeşitli iconların olduğu siteler.

nasıl yapıldıını bilmiyorum ama evet böyle bişey mümkün.. babam yapmıştı bi ara..

ses çıkışı olan bir kaset çaların "out"unu bilgisayarın "in/aux" girişine takıp, ses kaydeden bir programla bilgisayara aktarabilirsin.

fekat bu işi yapan insanlar var, bu düğün kasetlerini sidi yapan kişiler.

SELAM bende mevcut olan müzik setinde böyle bir özellik var dilerseniz satabilirim. Yeni ve sadece 2 kaset kopyalandı. Kaseti takıyosun, o çalarken usb flaş belleğine mp3 olarak kaydediyor

öncelikle şurayı okumanı tavsiye ederim.
www.melodik.net
ben eski değerli birkaç kasedimi kaydetmiştim bu şekilde basit bir bağlantı ile.
kasette eğer sabit bir parazit ses falan varsa da MAGiX Audio Cleaning Lab 15 Deluxe programıyla rahatsız edici hışırtı ve parazitleri yok edebiliyorsun.

aradığın ürün budur;
www.bunlardanistiyorum.com

ama yok ilerde ben başka şeylerden de ses kaydı alırım dersen, onun ürünüde budur;
www.bunlardanistiyorum.com

yok yok ben abartacam plaktan kayıt alacam dersende;
www.bunlardanistiyorum.com