[]

Sokağa çıkma cezası itiraz (3469 TL)

Merhaba,

17 Ocak'ta markete giderken kar yağdığı için Maçka parkından geçelim dedik. Yürürken kapıdan gelen sivil polisler durdurup tutanak tuttu.

3 ay sonra ceza geldi. İtiraz etmeyi düşünüyoruz.

1-) İkaz yapıp sokakta durmaya devam ettiğinde ceza yazılır diye bir şey okudum. Bu cezanın resmi dayanağı nedir? Gelen ceza kağıdında bahsedilen madde çok alakasız.

2-) Kanunda yer almadığı için itirazı kazananlar gördüm Twitter'da. Burada önce ödeyip sonra itiraz etmek gerektiğini söylüyorlar. Böyle bir şey yakınlarından duyan var mı?

Haber:
www.hurriyet.com.tr

 
2-) kanunda hastalık cinslerini sayıyor. İçinde doğal olarak koronavirüs geçmiyor. Çünkü hükümet bunun için bir kanun çıkartmadı, güncel olmayan bir kanunu baz alıyor. Tahminince o kanaldan yürümüşlerdir.

Önce ödeyip sonra itiraz etmek 1/4 indirim ve faizinden kurtulmak için yapılan bir durum. Ayrıca belirli süre sonunda ödenmezse e-haciz ile banka hesaplarındaki paraya ve taşınmazlara bloke uygulanıyor. Nakit para varsa vergi dairesi bu parayı kendi hesabına aktarıyor. Dava süreci uzarsa bu başınıza gelebilir. Uzamazsa ödemeseniz de olur.

birikimdergisi.com
www.gazeteduvar.com.tr
www.anayasa.gen.tr
  • Unde bach canim  (14.04.21 21:56:44) 
[]

Sokağa çıkma yasağı cezası ne kadar?

Haftasonu yasaklarında ceza alan var mı? Ne kadar olduğuna dair net bilgi bulamadım.

Bugün kar heyecanıyla markete giderken parkın içinden geçelim dedik, park girişleri geçen yasaklardaki gibi kapalı olmayınca yürümek serbest diye düşündük. Bir sürü insan varken yanımızda biten sivil polis arabası bir anda kimliklerimizi istedi. Etraftan bin tane insan geçerken 5 kişiye rast gele tutanak tuttular.

Yasak olduğunu gerçekten bilmediğimiz, evimize en yakın parkta olmamıza rağmen bu saçmalığa maruz kaldık. Ceza gelirse de itiraz etmeyi düşünüyoruz, ama canım çok sıkkın be duyuru. Cezanın 3650 lira olduğunu söyledi polisler. Umarım doğru değildir, maskemiz vardı.

 
3150 tl. Maske önemli değil.


  • fezagezgini_4  (17.01.21 20:46:01) 
saat 17'ye kadar market ve diğer ihtiyaçlar için serbest. bir de şöyle bir haber var..itiraz edip iptal ettirebilirsiniz belki.

(git: www.sozcu.com.tr)
  • jepa  (17.01.21 21:55:21) 
[]

Yakın zamanda fransa’ya gitmiş olan var mı?

Fransa’ya girişte covid test sonucunu nasıl gösterdiniz? E-nabız üzerinden alınan raporu çıktı almak yeterli mi? Hastaneye kaşe imza yaptırmak gerekiyor mu? Üzerinde qr kod var belki çıktı almaya bile gerek yoktur?




 
genelde boarding öncesi istendiği için havayolu firmasına da danışabilirsiniz.


  • sttc  (18.12.20 12:01:12 ~ 12:01:25) 
yakınımız bir ay önce gitti. çıktı alıp gittiler gösterdiler ancak çifte vatandaştı gidenler.


  • mikahakkinen  (18.12.20 15:13:43) 
[]

Yazılımcılar çıkan hataları nasıl yönetiyorsunuz ?

Merhaba, full-stack yazılımcıyım. Birçok farklı altyapıdaki ürünün geliştirmesinde back-end, front-end hatta tasarımcı olarak rol aldım, hala da çalışıyorum. Sıfırdan da geliştirilse, hazır kütüphane de kullanılsa mutlaka gün geliyor bir senaryoda üründe hata çıkıyor. Çıkan hatalar kolayca tamir edilip hayati bir önem taşımasa da müşteri/kullanıcı gözünde prestij kaybı yaşanabiliyor.

Bir yanım artık bu işin hatasız yapılamayacağı, insan faktörünün illa ki bir şeyi düşünmemeyi veya fazla düşünerek başka probleme yol açmaya sebep olacağına ikna oldu. Bir yanım da her seferinde nasıl hatasız yapabiliriz diye çözüm arıyor. 6 senelik tecrübem bana bu işin doğasının bu olduğunu kabul ettirmeye yakın.

Hatasız bir yazılım geliştirme sürecinde bulunmuş biri var mı? Varsa nasıl? Genel olarak hızlıca kullanıma açtığımız için mi hatalar yaşanıyor? Kullanılmadan geliştirilip kullanılmaya başlayınca hataları çıkar bu sefer diye de düşünüyorum.

Kafam biraz karışık, siz ne düşünüyorsunuz?

 
biz yazılım derslerinde kodları ve algoritmları A4'e yazardık. sınavda da hoca A4'lere puan verirdi. bir hata yaptın kod çalışmıyor diyelim. sıfır geçmiş olsun.

şimdi elimizde 1000 yazılımcı var ise gerçek dünyada bunların belki 50 tanesi sıfır hata ile kod yazabilecek sabır bilgi ve donanıma sahiptir.

gerçek hayatta programı run edelim hataları düzeltelim çoğu insan tarafından daha anlaşılır bir metot olarak kalıyor.

yani 1000 yazılımcıyı bu şekilde yönetebiliyorsun. bir hata çıktı istifanı ver desen adam bulamazsın.

diğer mühendislik branşlarında da 3-5 böyle özel sektör.
  • duyurukullanıcısı  (03.12.20 13:29:43) 
hatasız bir yazılım mümkün değil elbette ama minimuma indirmek için gerçek ortama geçmeden önce test etmen, ettirmen gerekiyor.

ondan da öte kod yazarken tdd'yi deneyebilirsin..
  • aziz dostum jack  (03.12.20 13:36:25) 
(bkz: devsecops) denilen nane bu sebepten dolayı ortaya çıktı tam olarak. %100 hatasız ve güvenli kod mümkün değil ama buna yaklaşman mümkün. Şu videoda 12:20'den itibaren anlatıyor kısaca: www.youtube.com

Bu arada ben sadece güvenlik olarak baz almışım, üründeki genel bug'lar için farklı yöntemler tabii ki vardır. Güvenli - güvensiz kod olayı çok daha büyük bir problem bug'lardansa. Çünkü bug hemen ortaya çıkıyor, ama güvensiz bir kod 3-4 sene sonra bile operasyonu alt üst edebilir. Asıl endişen bu olması lazım.
  • roket adam  (03.12.20 13:43:40 ~ 13:44:41) 
büyük ürünlerde hata çıkmaması mümkün değil. Ancak hataları production'a çıkmadan önce çözmek gerekir. dolayısıyla iş başlamadan önce kapsamlı bir analizi yazılmalı, tüm süreç bu analize uygun şekilde kodlanmadı. sonrasında test case'ler hazırlanmalı ve bir tester( yazan kişi test etmemeli) tüm bu case'leri test etmeli. Sonrasında ürün productiona hazır oluyor temelde.


  • ayin yazari  (03.12.20 13:54:20) 
oncelikle unit test yazmak onemli. cunku yazilimda cikan hatalarin cok buyuk kismi unit testler tarafindan tespit edilebilecek hatalar.

daha sonra integration testler onemli. cunku diger buyuk hata kumesi de integration testlerle tespit edilbilir.

tabi bu testlerin cok sık calismasi lazim o nedenle de ci/cd prosesleri cok onemli. testler lokalde calistigi gibi ayni zamanda integrasyon sirasinda farkli platformlarda da test edilmeli. ornegin git push yapar yapmaz bir docker container icinde test edilebilir. bunun icin bircok arac var ornegin travis, jenkins vs.

ci/cd prosesleri otomotize edilmeli ki. bunun icin cesitli codepipeline yontemleri var. ornegin aws code pipeline ya da github actions pipeline icin kullanilabilir.

ayrica code coverage tool kullanilmali ki testler tarafindan denetlenmemis hicbir kod satiri kalmasin.

code review ve test case review farkli deneyimlerdeki ve uzmanliktaki gelistiriciler tarafindan cok disiplinli yapilmali.

kodlar mumkun oldugunca stateless yazilmali. icinde state barindiran her kod hata olasiligini katlanarak arttirir. bircok alette state sifirlamak icin bir kapat/ac yapmamizin temel nedeni budur. o nedenle mumkun oldugunca stateless functional kod yazmak bizi rahatlatir.

tespit edilmesi en zor hatalar asenkron calisan kod bloklarinda olur. cunku bu kod bloklari arasinda bir bagimlilik var ise asenkron calisan kod bloklarindan birinde gerceklesen islem zamani gecikmesi digerlerini etkileyebilir. bu hatalar cok problemli hatalardir cunku "hersey" ayni olsa bile "bazen" bu hatalar gerceklesir. network hizinda dalgalanma veya islemci sicakligindaki degisim bile bu tarz hatalara neden olabilir.

tum bunlar sayesinde elbette sifir hata saglanmaz, cunku bir projede bircok farkli kutuphane, framework kullaniliyor ve bunlardaki hatalar da sizi etkileyebilir. ya da bunlarla olan entegrasyon sizi etkileyebilir ama cok buyuk oranda hatalari dusurmus olursunuz.
  • emrahday  (03.12.20 14:26:51 ~ 14:35:31) 
Hatasız kod olmaz +1.

Öte yandan ben testlerin kod kalitesini artırabileceğini düşünmüyorum. Kodunuzun ne kadar kaliteli olduğunu ölçebilir ya da hangi hataların varolduğunu gösterebilir, ama yeni hata çıkmasını engellemez. Test yapmak kodunuzun daha az bug üretmesini sağlamaz yani, sadece varolanları tespit etmenizi sağlar.

Kilo vermek istiyorsanız spor yapmanız ve az yemeniz lazım, tartılmak sadece sonucu gösterir, tartılarak kilo verilmez vs. Bunun gibi.

Neyse, bence hatayı minimuma indirmenin yolu kod karmaşıklığını minimuma indirmektir. Ne kadar güzel/sade bir mimariniz olur, ne kadar loosely coupled kod yazarsanız bug çıkma olasılığı o kadar düşer, çünkü bug'lar genelde developer'ın karmaşıklığın içinde kaybolmasından kaynaklanıyor benim gördüğüm.

Ha yine kodun kritik/karmaşık yerleri vardır, oraya unit test yazarsınız, her zaman çalıştığından emin olmak için e2e kurarsınız düzenli çalışır falan. Onlar ayrı. Ama "yeni bug" çıkma rate'ini düşürmek için mimarinizi ve mindset'inizi değiştirmeniz lazım.

Arada dikkatsizlikten de olabilir ama agile yapıyorsanız, günde 2-3 deploy çıkabiliyorsanız o hatalar zaten minik olur, çok bir şeyi bozmadan görüp düzeltebilirsiniz. Ayrıca external tester yerine developer'ın kodun düzgün çalışmasından sorumlu olduğu bir setting'in developer'ı daha iyi kod yazmaya teşvik ettiğini düşünüyorum.
  • plutongezegendegilmi  (03.12.20 15:05:24) 
Ben de bu test süreçleri ve aşırı analiz planlama ile hantallaşma yerine en hızlı şekilde yayına alıp kullanıcıların da bu sürekli gelişim döngüsünde rol almasının mümkün olmasını hayal ediyorum. Bazı yazılımlar hatalı bir işlem yapınca bunu çok smooth bi şekilde bug reporta dönüştüren akışlar yapıyorlar. Hayalim kullanıcının da hem feature isteği hem bug rapor olarak nefret ederek değil de karşılıklı feedback olarak çalışabileceği bir yapı. Hatta belki bu tip tester-kullanıcılara fiyat avantajı vs tanınması. Çünkü 'tester' rolündeki insanların bulduğu hatalar sadece ekibi yıldırıp moral bozmaya sebep oluyor bazen. :D


  • marionette  (03.12.20 15:23:07) 
hatasız kod olmaz, "ilk çıkardığınız üründen utanmıyorsanız yanlış yapıyorsunuz" demiş steve jobs

hatasız kod için sürekli aynı işi aynı platformda öğrenme süreci olmayacak şekilde yapıyor olmalısınız.

ekibinizin hataları nerede yaptığını analiz edip buna göre bazı optimizasyonlar yapılabilir. mesela en sık yapılan == yerine = koymak gibi typolar. uygulanabiliyorsa MISRA C gibi kurallar tanımlayıp ekibi bu kurallara uymaya ve alışkanlık haline getirmeye zorlayabilirsiniz.
  • orpheus  (03.12.20 15:47:07) 
@plutongezegendegilmi yazdiklarinin bircoguna katiliyorum ama sadece "test hata engellemez" dusuncesine katilimiyorum.

cunku yazilan automatik test kodlari ayni zamanda kodu yazarken gelistiriciye yol gosterici olur. ornegin yazdiginiz ve potansiyel olarak bug olsturacak kod ilk planda kodu yazdiginiz anda test edilebilir ve size bir geri bildirim yapacaktir. yani tum testlerden gecmeyen bir kodu zaten "git push" yapmayacaksiniz.

hadi yaptiniz, bu durumda da CI aksiyonu devreye girecek ve tum testleri calistiracak. bu sefer de sizin bu degisim yaptiginiz versiyon ana versiyon ile birlestirilemeyecek.

hadi bundan da gecti, bu sefer de CI/CD araci devreye girecek ve testlerden gecmeyen versiyonun production a alinmasina izin vermeyecektir.

yani potansiyel bug her seferinde potansiyel olarak kalmaya devam edecek. testler duzgun yazidiysa her adimda test duvarina carpacaktir. testler yazilmasa her satir kod degisikliginde urunun tamaminin test edilmesi imkansizdir, ama testler yazildiginda her degisiklik sonunda bir yer bozuldu mu diye bir geri donus alinabilir.

ayrica bir karmasayi da aciklayayim test ile kastedilen test kodlari. yoksa bir insan tarafindan yapilan manual test yapmak gecmiste kalan bir yontem.

ekleme: asagida @plutongezegendegilmi aciklamasina katiliyorum. kaliteli kod ve temiz kod yaklasimlari her zaman yazilan testten once gelir. yazilan kod kalite prensiplerine uymadiginda hersey sarpa saracaktir, test yazilsa da nafile. bu nedenle burada boyle bir duzeltme yapmak istedim.
  • emrahday  (03.12.20 15:49:03 ~ 16:48:02) 
care tdd :) turkiye'de e-ticarette ilk 5'te olan bir firmanin altyapisini yeniden yazdik, en onemli kisim olan sepette, canlida 1 tane bug cikmadi, 1 tane bile. inanmasi guc. tabii ki eksiklikler vardi, sonraki versiyonlarda tamamlandi. tdd sayesinde sisteme yeni ozellikler katmakta cok kolaylasti cunku testler sayesinde her kodun dokumantasyonu var ve herkes her yere kolayca girebiliyor.


  • tahtakafa  (03.12.20 15:58:52) 
@emrahday, hocam biliyorum bahsettiğiniz konuları ama kastettiğim farklı bir şey.

Şimdi diyelim yeni bir X feature'ı geliştiriyorum, bunu geliştirirken de varolan bir A fonksiyonunu değiştirmem gerekti. Bu A fonksiyonu, Y,Z,T gibi bir sürü diğer feature'u da etkiliyor olsun.

A fonksiyonunu değiştirdiğim için testler patlayacak, testleri de değiştirmem lazım. Üstüne sadece yeni geliştirdiğim X'i değil, Y,Z,T feature'larının da nasıl çalıştığını ve yeni testlerin sadece X'i değil, Y,Z ve T'yi de kontrol ettiğinden emin olmam lazım.

Bu şekilde kod yazmak hem development'ı yavaşlatıyor, hem de bir developer'ın bilmesi gereken business miktarını çok artırıyor. Yeterince büyük bir projede geliştirme yapmak zamanla imkansız hale geliyor bu yüzden.

Peki alternatif nedir? A yazıldıktan sonra onu çok zorunda kalmadıkça değiştirmemek. Onun yerine bir B fonksiyonu yazıp, A'yı extend etmek. Bunu yaparsam sadece B'ye test yazıp geçebilirim. Bunu yapmıyorsam, önceden A'ya yazılan testler anlamsız hale geliyor, çünkü kod değişti. Her değişiklikle birlikte bir sürü başka testi değiştirmem gerekiyorsa bu da maliyeti inanılmaz artırıyor ve mimaride bir sorun var demek oluyor. SOLID'in O'su bundan bahsediyor aslında.

Yani demek istediğim test yazmayın değil. Ama mimari düzgün değilse, iyi kod yazılmıyorsa test anlamsız bir hale geliyor. Sadece test olması kodun iyi olduğunu garanti etmiyor. Test yazarak yeni çıkan 100 bug'ın 80'ini yakalayabiliyorsun, güzel, ama elde 20 bug var. Mimari düzgün olsa 10 bug çıkacaktı, overall'da daha iyi durumda olacaktık. Demek istediğim şey bu.
  • plutongezegendegilmi  (03.12.20 16:35:08) 
[]

İstanbul'da badminton oynanacak yer

Merhaba, karantinada apartman otoparkında geliştirdiğimiz badminton yeteneğimizi gerçek bir file ile denemek istiyoruz. İstanbul Kadıköy, Üsküdar, Beşiktaş, Taksim civarı badminton oynanabilcek bir salon bilen var mı?

Teşekkürler


 
soruya cevap değil ama takipteyim +1


  • okuyamıyom ben ya  (30.06.20 15:34:01) 
macka parki'nda oynuyor insanlar denemisligim de var ama cok ruzgarli gunlerde pek olmuyor o is.


  • in vino veritas  (30.06.20 19:50:11) 
[]

eniyisoru.com - MEB okullarda sorgulama becerisinin geliştirilmesi

Şu an için pilot olarak bir lise ile yürüttüğümüz projemizi soru sorma, cevaplama konusunda uzman saygıdeğer ekşiduyuru kullanıcılarına gururla sunarız!

Ülkemiz eğitiminde çok büyük bir eksiklik olarak gördüğümüz öğrencinin derse katılımını ve öğretilen bilgileri bilinç süzgecinden geçirmesini amaçladığımız projemizin adı eniyisoru.com. Adından da anlaşılacağı üzere 2016-2017 öğretim yılında herhangi bir okulda derste sorulmuş herhangi bir soru ile öğrenciler yarışmaya katılabilecekler.

MEB'e sunduğumuz proje eğer destek alabilirse Türkiye'nin her yerinde akıllı tahtalarda günlük olarak açılacak, dersler Türkiye çapındaki öğrencilerin sorduğu iyi sorularla başlatılabilecek.

Henüz başlangıç aşamasındayız. Yazılımını ekip olarak %100 kendimiz kodlayarak yapılandırıyoruz. Ekşiduyuruyu örnek aldığımız birçok kısım var proje planında, ilerde eklenecek soru kategorileri gibi.

Bakıp görüş bildirebilirseniz çok seviniriz! Bonus olarak üye olabilir, kullanıcı deneyimi hatalarını bizimle paylaşarak destek olabilirsiniz!

www.eniyisoru.com

 
çok güzel düşünce. umarım hakkıyla uygulanır.

öneri: üyelik sayfa düzeni yorucu. kutu doldururken alta geçmeye alışkınız siz sağa geçme yapmışsınız. şifre 6-12 karakter olmalı en az bir rakam ve harf içermeli koşuluna gerek var mı? benim daimi şifrem hep rakam ya da hep harfsebu site için şifre belirleyeceğim onu aklımda tutacağım.. zahmetli.
artı olarak sosyal medya adresleriyle üye olunsa iyi olur.

üyeliği geçemediğim için içerikle ilgili bişey diyemiyorum şimdilik.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (03.10.16 21:55:50) 
sorulardan birisine verilen cevap yanlış. bilmeyen birisi için yanıltıcı olabilir. bunun kontrolü yapılmalı. cevap verecektim ama üye olmak gerekiyormuş. denildiği gibi sosyal medya hesabıyla giriş yapılabilseydi keşke. fikir çok güzel.


  • ruhen hastayim ben  (03.10.16 22:02:29) 
[]

Vodafone red li olan??

İksv bileti için şifre vermek isteyen bir hayırsever var mıdır aramızda?

Hayırlı bi iş için lazım. ;)


 
hadi veriim de bi işe yarasın :)


  • lcha  (04.04.16 17:33:09) 
[]

13-16 yaşında kardeşi olanlar bi bakabilirler mi?

Bu yaş grubundan gençlerin hayatta genel uğraşları, vakit geçirme eylemleriyle ilgili detaylara ihtiyacım var. Çevrenizde gözlemleme şansınız olan kişilerden yola çıkarak aklınıza gelen bi iki şeyi paylaşabilir misiniz benimle? Özellikle odalarında nasıl vakit geçirdiklerini merak ediyorum. Napar bu gençler?

Örn: 13 yaşındaki melike okuldan eglir gelmez çantasını bi tarafa fırlatır ve yatağına atlar. Telefonla mesajlaşmaya başlar. Kendine ait odası olan melikenin duvarlarında one direction posterleri vardır. Ergenliğin doruklarında olan asi melike odasında yalnız kalmak ister.

Çok kötü bi örnek oldu ama uyduramıyorum işte gerçek karakterlere ihtiyacım var. Bi ödevimde kullanıcam. Teşekürler.

 
Anlatıyorum.

Bkz: kardeşim. 14 yasında. Elinde sürekli telefon, her boş vaktinde agzini yüzünü garip hallere sokarak fotograflarini çekip twitter, facebook, instagram artik ne bulursa atiyor. Sürekli kıyafetlerini giymek istiyor. Şu çocuk çok yakışıklı ablağğ, şu kızı dövcez ablağğ.
  • sistem enkazı  (05.01.14 16:07:30) 
16 yaşında eve gelir gelmez aptal bir oyun oynamya başlıyor. Asosyal oldu


  • sevisgenturk  (05.01.14 16:12:54) 
Kardeşim 14 yaşında. Okuldan eve geliyo çantasını kapının önüne atıp üzerini başını değiştirip dinlenme amaçlı 1 saat tv başında elinde telefon hiç durmadan arkadaşlarıyla mesajlaşıyo. Odasının duvarlarında Poster yok hoşlanmıyo öyle şeylerden. Odasında yalnız kaldığında ders dışında kalan eylemleri yatağa oturup kulağında müzikle arkadaşlarıyla mesajlaşıyo oluyo. Veya pcden yabancı dizilerin bikaçını yine yatağına oturarak izliyo. Sanırım bu kadar


  • septiklestiremediklerimizdenmisiniz  (05.01.14 16:26:00) 
kardeşim 16 yaşında ve erkek. babam ona yılbaşı hediyesi diye tablet aldı ve şu sıralar tabletten kıroca diyebileceğimiz arabesk-rap karışımı bir şeyler dinliyor. bazı bazı avicii midir ne boktur o ve türevleri elektronik altyapılı popüler şarkılar dinliyor. tvde arka sokakları ve lise dizisi türevleri dizileri izliyor. gazetenin sadece futbol içerikli sayfasını okuyor. metin diye bir oyun var onu oynuyor. bir arkadaşı çağırdı mı topukları götüne vura vura dışarı fırlıyor. sigara içtiği malumumuz, dersler bok gibi. arkadaş çevresi beş para etmez apaçimsi bebelerle dolu. aslında çok dertliyim de işte, boşver...


  • zinomseker  (05.01.14 16:29:42 ~ 16:31:20) 
kardeşim on üç yaşında. bilgisayart başında sıklıkla vakit geçiriyor. kulaklığı takıp laptop'ta müzik dinler ya da kore dizileri\filmleri izlerken annemi ya da babamı ders çalışıyorum, ödev yapıyorum diyer kandırıyor. henüz telefona sahip olmadığı için babamın telefonunu kullanarak paylaşması gereken şeyleri bana sms ya da mms atıyor. ağzını yüzünü yamultup fotoğraf çekiyor. kore sitelerinde gezip her yeni haberi twit.liyor. twitter'da takipçisi arttı diye seviniyor. odasında one direction özellikle de harry posterleri vardı. artık onlardan vazgeçti ve korelilere hayranlık duyuyor. kendisini minoz olarak tanımlıyor bazen.

okul ödevlerini ihmal etmediğini söylüyor. el işi ya da resim becerisi ödevlerini şevkle yaparken diğer şeylerin üstüne pek düşmüyor ya da anlamıyor. ödev yaparken google'ı önemli bir şekilde kullanıyor.

babamla özellikle annemle çok asileniyor.

(ailemden ayrı yaşadığım günlük programını bilemiyorum ama genel ve her güne ait ortak özellikleri bunlar)
  • dahinnotha  (05.01.14 16:31:58) 
iki uç yazacağım.

erkek ergen, bir tatil günü; sabah uyan, play station oyna, torrentten vurdulu kırdılı holivud filmi izle, play station oyna, play station oyna, anne kızınca "bön 15 yoşumdoyum bono koruşomozsun" diye çemkir, anne kıyamayıp yemeğini bile ayağına getirsin, akşama kadar kalkma, akşam baba gelince kalk yemeğe git, o sırada elinde telefon fitfitfit mesaj yaz, babanın kızmayacağından emin olunca odana dön. play station, holivud filmi, playstation, çet, feys, tivitır vesaire. uyu.

kız ergen(ideal ergen tipi) 16 yaşında, bir tatil günü; uyan, kahvaltı. kitap oku, yürüyüşe çık, dönüp kahve iç. anneye yardım et. bilgisayara oturup yeni müzikler keşfetmeye çabala, oyun oyna, film izle (4 saat). akşam yemeğinden sonra çay demleyip mısır patlat. aileyle oturup ye. odaya git, kitap oku, uyu. (aralarda elbet elinde telefon fitfit vatsap, o olmadan olmuyo)

bir de bonus yazıcam:
kız ergen, 14 yaşında, bir tatil günü: uyan, saçlarını düzleştir, tırnaklarını törpüle oje sür, bir saat telefonla konuş asla ailenle sofraya oturma, annenin hiçbir yemeğini yeme, odaya kapan, telefonda dedikodu yap, kuzenini çağır makyaj malzemelerinin güzelliğine bakın, arkada hep nr1 açık olsun.

ilki ve sonuncusu kuzenim, aradaki de kardeşim gibi sevdiğim bir tanıdığımdır.
  • guvercnucusu  (05.01.14 16:37:17) 
editleyemiyorum: erkek ergenin programındaki holivud filmlerini pornoyla değiştirerek okuyacağınızı tahmin etmişsinizdir...


  • guvercnucusu  (05.01.14 16:39:44) 
14 yaşında.kız.
okuldan gelip çantayı atıp üstünü başını değişip oturuyor alıyor bilgisayarı oyun oynuyor,yemek yiyip oyun oynuyor,yatarken oynuyor,tatillerde oynuyor,oynuyor..bu arada oyun stardoll.bu oyun esnasında facebook yanda hep açık zaten.oradan da bu oyunla ilgili bir şeyler yapıyor tabi.
neyse
telefonla uğraşıyor.how I met your mother izliyor.
öyle hayranım yeaaa dediği biri yok,poster vs olayı yok,biçim değiştirip fotoğraf çekme olayı yok.
sinirli tabi eskiye göre.
bol bol ödev yapıyor of pff diye diye.
ingilizce şarkılar dinliyor.

aslında biraz daha olgun ergenlikte olmasına rağmen şöyle bir genel düşününce.
  • uzunuzunilgi  (05.01.14 16:42:31) 
13 yaşındaki kız kardeşimin genellikle aile ilişkileri kuvvetlidir pek sorun çıkaran bir insan değil. Vaktini genellikle ipad basında veya işte resim, el işi yaparak geçiriyor. TV hiç izlemez. Su sıralar duvarlara poster yapıştırma ve makyaj yapma hevesi var. Gercekten de odanın duvarlarında one direction posterleri var. Arkadaşlarıyla da arası iyidir. Birazcık şımarıklık da var tabii.
I

  • 1a2b3c4d  (05.01.14 16:42:46) 
Kardeşim erkek 16 yaşında. Lise 3 öğrencisi. Ders calısmayı pek sevmiyor ama sorumluluk sahibi bu konuda diyim.
Genelde okuldan gelir yemeğini alıp direk pc basına dizi izlemeye gider. Aklına gelebilcek her diziyi izlemiştir sanırım. Pek arkadaşı yok etrafında, herkesi salak ve kültürsüz buluyor. Kızlarla arası iyi değil, kimseyi begenmiyor, kimse de onu begenmiyor sanırım. Telefonu var ama kullanmıyor pek.
Jazz ve indie dinlemeyi seviyor.
Zamanının cogunu pc basında geciriyor. Tüm harclıgını oyunlara yatırıyor. Bikaç kendi kafasında arkadasıyla skype'da takılıp oyun oynuyolar. Tek düze yani.
Odası düz erkek odası işte. Poster faln hoslanmaz. Klasik giyinmeyi sever. Odasına girilince rahatsız olur. İdolü de sherlock holmes ve doctor.
  • shejia  (05.01.14 16:44:02 ~ 16:46:07) 
kardeşim 13 yaşında. erkek. okuldan gelir çantasını bir yere fırlatır. yemek ver ardından bilgisayar ya da playstation oyunları oynar. sabah çantayı fırlattığı köşeden alır okula gider. odasında posterler yoktur çünkü odasında pek vakit geçirmez odasındaysa ya gitar çalıyordur ya da yapmış olmak için ödev yapıyordur. hareketli ve sosyal bir çocuk. spor yapmayı çok sever, bir futbol takımında oynuyor. giyimine, saçına başına özen gösterir haftasonları genellikle arkadaşlarıyla buluşur.


  • legolasin son oku  (05.01.14 16:52:17) 
15 yaşında, duvarları, kıyafetleri, eşyaları hep koyu renk temalı, metallica, pink floyd ve bilmediğim yeni nesil bir ton rock/metal grubu logolu. Sürekli telefonda müzik dinliyor ve facebook'ta artık ne boklar yiyorsa onu yapıyor.


  • yahveyire  (05.01.14 16:55:48) 
kızkardeşim 16 yaşında.

facebookta criminal case oynamaktan başka yaptığı bi şey yok.
one driection sevmiyorum diyor. miley cyrus'un wrecking ball'unu hatmetmiş durumda. katy perry black eyed peas hastası. şarkı söylemeyi, birilerine dinletmeyi çok ama çok seviyor. karaoke filan...

aşırı derecede Aamir Khan ve John Cena hayranlığı var. John Cena hayranlığı daha ileri. Ona aşık resmen. Nevresimini filan istiyor.

Allam ne günah işledim diyorum hep :/
  • supergirl  (05.01.14 17:37:51) 
[]

Odanızda nasıl vakit geçiriyorsunuz?

Kendinize ait odanız var mı? Genel olarak odada bir gününüzü nasıl geçirirsiniz? Eşyaların farklı kullanım detaylarına ihtiyacım var. En sevdiğiniz eşyanız nedir? Neden seviyorsunuz? Biraz mobilya odaklı düşünebilirseniz süper olur.

Örnek: Bir arkadaşım yatakta kitap okurken yorganı sırtına alıp, bağdaş kurup kucağına yastık koyup üzerine de kitabı koyarak okuyormuş.

ilginç olmasına gerek yok örneklerin. tişikkürler.

 
yatağın üstüne oturup yastığı duvara sırtımı da yastığa yaslayarak yatağın yanındaki masanın üstündeki bilgisayardan film izliyorum.


  • tepedeki psychedelic adam  (23.11.13 19:54:53) 
yatarak ipadde ya da laptopta takılmaca.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (23.11.13 19:59:00) 
yatakta bilgisarayımla.


  • zgrydn  (23.11.13 20:08:04) 
odamda biri küçük biri büyük iki bilgisayar masası var, küçük olanda laptop büyük olanda masaüstü bilgisayar var.
oyun oynamak için direksiyon var
aynı zamanda büyük masanın kitaplığı var, gündüz yatağa uzanıp kitap okuyorum
bir bas bir elektro gitarım var, hergün çalarım. anfiler küçük bilgisayar masasının altında duruyor.
iki masa dışında bir yatak bir de dolap var, bir de berjer koltuk. hepsi bu.
günün neredeyse tamamında bu odadayım, evde çalışıyorum.
  • paradoxical  (23.11.13 20:26:10 ~ 20:26:42) 
yatak, laptop


  • babamasoliimbananickaldirsin  (23.11.13 20:27:21) 
ders çalışılması gereken bilgisayar masasını, sürgülü klavyelik dahil makyaj yapma kompleksi olarak kullanıyorum.

yatak yanı laptop komodini +1

ash ve pikachulu minder :)
  • fallopian  (23.11.13 20:57:44) 
eskiden masaya ayaklarımı uzatırdım.
yatarken de sırtımı yanımdaki yastığa yaslayıp uyuyorum.

  • goldentitan  (23.11.13 21:35:09) 
evdeysem sadece odamdayım o kadar çok seviyorum odamı ve odamda takılmayı. masamda iş için kullandığım laptop sabit ve hep açıktır. iş yapıyorsam öbür laptopuda yanına koyup çizim yapıp bir yandan buralarda vakit geçiriyorum sandalye üzerinde ayaklarımı yatağa uzatarak.
iş yapmıyorsam eğer iş yapmadığım laptopla yatakta iki yastığı dikleştirip oturur gibi kucağımda takılıyorum ve saatlerce öyle durduğum oluyor. en sevdiğim eşyalar odamdaki raflar. 8 tane raf var bunlardan 4 tanesi makyaj bölümünü oluşturuyor orayı çok seviyorum mesela. masa ve masamın üzerindeki rafları da çok seviyorum. koleksiyonu yaptığım bir çok şey var ve raflarda bölüm bölüm bunlar var. heryerde sevdiğim eşyalar olduğu için gözümü açıp onlara bakınca mutlu oluyorum. bütün sevdiğim topuklu ayakkabılarım için bir merdiven yaptım kademe kademe her basamakta bir topuklu ayakkabı var mağaza vitrini gibi. daha bu hafta küpelerim için de bir şey yaptım. ben üretmeyi seviyorum ne biliyim perde dikiyorum falan odayı sevmek kendinden bir şeyler katmak çok önemli ozaman keyifli vakit geçiriyorsun 4 tane ışık kaynağı var kimi zaman ultra ışıklı bazen loş bazen mumlarla takılıyorum. ay çok özlemişim. şu an evimde değilim :(

  • glori  (23.11.13 22:06:41) 
masa ve yatak arasinda takiliyorum diyebilirim evde olabildigim zamanlar.
yataga ayaklarimi uzatip dik bi sekilde oturup ustune de yorgani cekiyorum, sirtima da yastik.
laptop da dizimin ustunde oluyo. film izliyorum bu sekilde ve mutlaka bisiler oluyo atistirmalik yatagi savas alanina cevirmeden bitmiyo o film:)
onun disinda uyumak icin yattiysam ipad le takiliyorum.
  • rentts  (23.11.13 22:18:08) 
[]

saç kurutma makinesini nasıl bilirsiniz?

Merhabalar en sevdiğim duyuru sakinleri.

Üşenmezseniz şu an evinizde kullandığınız saç kurutma makinenizi baz alarak şu birkça soruya cevap verebilirmisiniz acaba? Çok makbule geçer.

-hangi marka-model kullanıyorsunuz?
-Makinenizin kullanımını pratik buluyor musunuz?
-Estetik olarak da sizi tatmin eden bir makine mi kullanıyorsunuz?
-Bakımı kolay mı?
-Kullanımı güvenli mi?

-Daha önce saç kurutma makinesiyle ilgili bir kaza yaşadınız mı? Evetse nasıl oldu?

eğer cevapladıysanız öncelikle çok iyi bi insansınız teşekkürler. bir de hangi kullanıcı grubuna mensup
olduğunuzu yazarsanız tam süper olur. yaş, cinsiyet (varsa spesifik özellik gibi niteliklerler)

edit: marka model sormadan ne anlamsız oldu verilen cevaplar :D:D

 
aslına bakarsan saç kurutma makinesi kullanmıyorum. yine de sana asla aklına gelmeyecek bir şey söyliycem.

makinenin arkasındaki hava giren yere bir çözüm bul. oraya kaptırdığım saçın haddi hesabı yok. saç, mal hatta can güvenliği bile yok o arkadaki kısım yüzünden.
  • okuyamıyom ben ya  (20.10.13 22:57:23) 
pratik değil.
estetik hiç değil.
bakım yapmıyorum. (saç kurutma makinesine ne bakımı var lan?)
güvenli gibi duruyo.
bir keresinde ayağıma düşürdüm.
  • yasli ateist  (20.10.13 22:57:57) 
okuyamıyom ben ya +1000 ben de çok saç kaptırıyorum.
Artı sesi çok yüksek çoğunun başım ağrıyo kurutana kadar.

  • buzbebek  (20.10.13 23:00:54) 
evet
evet
evet
evet

hayir
  • foolrules  (20.10.13 23:02:50) 
-Makinenizin kullanımını pratik buluyor musunuz?
-Estetik olarak da sizi tatmin eden bir makine mi kullanıyorsunuz?
-Bakımı kolay mı?
-Kullanımı güvenli mi?

Bunlara cevabım Evet

-Daha önce saç kurutma makinesiyle ilgili bir kaza yaşadınız mı? Evetse nasıl oldu?


Şöyle bir kavunluk yaptım öğrenci iken;
Makinenin içindeki pervanenin pallerinden(kollarından) birisi kırılmış çalışınca tıkır tıkır ses geliyordu, bende açtım içini baktım geri dönüşü olmayan bir kırık, neyse bende içindeki pervaneyi söküp motorunu almayı ve yaptığım model uçaklarda kullanmayı düşündüm (Einstain mode on).

içerisinde havayı ısıtan rezistansları elektrik hattından ayırdım sonra içimdeki geri zekalı bana şunu prize tak bir dene dedi. Tabi prize takıp tuşa basmamla büyük bir elektrik patlaması oldu. Ayırdığım rezistanlar yüzünden motor aşırı akım çekti ve o hattın sigortaları patladı. Diğer elektrik hatları çalışıyordu, O anda içeri sıçmak ne demek anladım.

Asıl olay sigortanın attığını anlamamamdı. Ertesi gün buzdolabının önü su olunca buzdolabı bozuldu sandım(aslında sigortadan dolayı prizine elektrik gelmiyordu) gittim tüm gün buzdolabı aradım Allahtan bulamadım.

Neyse efem eve gelip yemek yapayım dedim rondoyu prize bağladım bi baktım rondoda çalışmıyor o an aklımda şimşekler çaktı gittim o hattın sigortasını değiştirdim buzdolabım normale döndü ve hayata farklı gözle bakmaya başladım.
  • basond  (20.10.13 23:05:20 ~ 23:15:50) 
philips salon pro kullanıyorum, beş sene olmuştur alalı. güçlü bir makine, memnunum. arka kısmında da saçı kaptırmaya engel olan bir parçası var, güvenli yani.


  • quasiromantic  (21.10.13 00:56:33) 
Ben de philips 2300 W ionizer kullanıyorum çok memnunun. Daha önce de Braun Satin Hair (ionlu) kullanmıştım. Ondan da memnun kalmıştım. Şimdiki bir tık daha iyi sanki.
Soruların hepsine cevabım evet.
Kaza olarak da bu makinelerden önce wella'nın bir kurutma makinesini kullanıyordum. Küçük bir kıvılcım eşliğinde pert olmuştu. Şükür kıvılcım bir yere gelmedi.
  • SiyamkedisiZorro  (21.10.13 12:14:12) 
[]

Su tüketimi

selamlar duyuru ahalisi. okul için araştırdığım bi konuda yardımınıza ihtiyacım var.

gün içinde nasıl su içiyorsunuz? işyerinde, evde, okulda... her susadığınızda bir şişe su satın alıp sonra o şişeyi elinizde mi dolaştırıyosunuz? çantanızda evden doldurup getirdiğiniz bir şişe su mu taşıyorsunuz?

üşemeyip cevap verenlere çok teşekkürler sevgiler saygılar.

 
Her susadığımda yarım litrelik şişe alıyorum. Kafaya dikiyorum. Çöpe atıyorum. Yanımda gezdirmeyi hiç sevmem. Zaten ısınıyor su öyle. Ben kışın bile buz gibi su içiyorum.


  • alperz  (14.09.13 10:49:16) 
evde arıtma var, cam ve kapaklı olan şişeye dolduruyorum kafaya dikip içiyorum,
iş yerinde 1.5 lt lik pet şişede içiyorum ve bitince atıyorum.
çantamda 0,5 lik pet şişelerden taşıtım bitince atarım.
  • seyduna6687  (14.09.13 10:52:03) 
işyerinde yarım litrelik su alıyorum ve masama koyuyorum. çünkü su içmem gerek. o şişe masa da olmayınca su içmek aklıma gelmiyor. çok susarsam kalkıp içiyorum.
ancak masa da şişe durduğunda gözüm çarpıyor ve her aklıma gelişinde bir yudum iki yudum dikliyorum.
8 saatlik çalışma sürem boyunca 5 adet yarım litrelik şişe bitiyor böyle.

eve geldiğimde ise anca bir bardak bilemedin iki bardak. o da çok susadığım zaman. aklıma gelmiyor su içmek.
  • 1tam1ayran  (14.09.13 10:53:01) 
okulda susayınca yarım litrelik su alırım, onun da yarısı elimde sürünür. şişeyi eve getiririm. evde çeşme suyu içtiğim için, susayınca önceliği gündüz aldığım şişenin kalanına veririm. şişeyi spora giderken vs. kullanmak üzere saklarım.

herkes atıyormuş, benimki de cimrilik midir nedir bilemedim :)
  • fallopian  (14.09.13 11:04:50) 
ben su içmiyorum.


  • okuyamıyom ben ya  (14.09.13 11:22:17) 
Günde yaklaşık 2.5 litre su içmem gerekiyor. Önceleri 0.75ltlik mataramla dolaşıyordum ama o suyu tüketmezsem boşuna o kadar ağırlık taşımış oluyordum. Daha sonra yarım litrelik şişe alıp, bitirene kadar elimde tutmaya başladım. Çok fazla içmiyorum dışarda ayrıca tuvalete gitmekten nefret ediyorum dışarda çünkü.


  • damba  (14.09.13 11:24:18) 
evde bir şişem var. o genelde dolu oluyor. evde susadıkça ondan içiyorum. iş yerinde ise, 3-4 tane 1.5 litrelik su alıyorum, masamda duruyor. günde 1 tanesini bitiriyorum. bittikçe yeniden 3-4 tane alıyorum, vs. sokakta ise yanımda şişe olmuyor. susadıkça, yarım litrelik pet şişe alıp içiyorum.


  • gogu delen adam  (14.09.13 11:35:50) 
bu soruda tiksiz yanıt görünce bir durdum ama neyse yanıtlayayım.

ev içerisinde - günde 3e kadar yolu var. inca ağızlı cam şişem var, doldukça elime gelir içerim. (ancak gün içinde soda hariç hiçbir şey içmem)

dışarda - arazideysek sürekli ancak azar azar içerim. metal matara - 2 litreye kadar yolu var. yok dolaşıyor şehir içindeysem ara ara kafaya dikerim, 1 litrelik plastik büyük ağızlı mataram biter genelde. o civarda.

su savaşları başlarsa gelecekte ilk ben yağmaya çıkarım, onu da belirteyim.
  • wiillii  (14.09.13 12:00:41) 
susadigim anda gordugum ilk yerden alir, 3 yudumda bitirir, cope atip yola devam ederim


  • nax  (14.09.13 12:47:34) 
dışarıdaysam, büfeden pet şişe alıp içiyorum. dışarıda yediğimde de restoranda içmeyip çıkınca büfeden alıyorum yine. öğrenci adamız sonuçta:)

okuldaysam tek pet şişe alıyorum, onu okulun çeşitli yerlerindekki sebillerden dolduruyorum.

evde bardakla doğal olarak.

bazen para biriktirme ve ya çevreci modu çok abartırsam evden yanımda taşıyorum.

ama genel olarak zaten çok fazla su da içmiyorum. susamıyorum çünkü.
  • goldentitan  (14.09.13 12:55:48) 
[]

Hangi süper güce sahip olmak isterdiniz?

Çocukken ya da şimdi en çok hangi olağanüstü gücü isterdiniz?

Ek olarak hangi süper kahraman favoriniz?


 
Ölümsüzlük
Son Goku(Dragon Ball)

  • ucan spagetticanavari  (19.05.13 19:05:15) 
düşünce okumak. en çok istediğim!


  • proculianus  (19.05.13 19:09:01) 
ölümsüzlük olabilirdi.


  • zazazaraeta  (19.05.13 19:11:01) 
zamanı kontrol edebilme gücü


  • aksimetre  (19.05.13 19:12:03) 
telekinezi


  • gudumlu anne terligi  (19.05.13 19:18:57) 
Dr. Who


  • bedbed  (19.05.13 19:25:16) 
istediğim anda istediğim yerde olmak
aynı anda bir çok yerde olmak
bir çok anı tek bir zaman diliminde görmek
zamanı kontrol edebilmek (hızlı aksın, yavaş aksın..)
unutmamak




zamanla ilgili problemlerim var sanırım :))

gölgelerin gücü adına heman :)) bu arada ben hatunum o da yaman bi çelişki :))
  • cecilia  (19.05.13 19:26:25 ~ 19:37:44) 
ölümsüzlük


  • fuzuli  (19.05.13 19:58:14) 
1. zamanı kontrol edebilme
2. düşünce okumak
3. ışınlanma

evet bu 3 özelliği istiyorum.
  • trajikomix  (19.05.13 20:10:16) 
görünmezlik


  • dessy  (20.05.13 08:54:09) 
[]

lamborjack adlı yazara mesajımı iletebilecek olan?

var mı?




 
mesaj attım.


  • sutlu nescafe  (17.04.13 12:10:50) 
[]

Sahaflar

Kadikoydeki sahaflara 30 tane kitap goturcem, cogu klasik ve temiz. Para karsiligi aliyorlar mi yoksa sadece degis tokus mu yapiyolar acaba? bilgilendirirseniz sevinirim beni koca bi yukten kurtaricaksiniz.




 
kitaplar ne olursa olsun en fazla 100 lira falan teklif edicekler, bilgin olsun.

burdan ya da gittigidiyordan falan satmaya çalış bence.
  • hope ender  (12.12.12 22:04:20) 
para karşılığıda alırlar değiş tokuşta yaparlar


  • roth  (12.12.12 22:04:22) 
hope ender haklı
değerinden düşük fiyata gider

  • neira  (12.12.12 22:07:00) 
kitapların ismini buradan yazarsanız belki hem yükten kurtulursunuz,hem daha fazla kazanırsınız hemde o kitapları almak isteyen insanlara yardımcı olmuş olursunuz.
şahsen ben bile talip olabilirim bazılarına.
not:eğer kitaplar dünya klasikleri ise yayınevlerinide yazarsanız alacak insanlara daha fazla yardımcı olmuş olursunuz.
  • bana da bu yakisir  (12.12.12 22:07:40) 
ben burayi filan bilmiyorum pek. bi arkadasimin kullanici adindan giriyorum. daha dogrusu interneti de pek bilmem (kitaplardan anlarim:)). elimdeki kitaplarin hepsini buraya mi yazayim yoksa yeni duyuru mu acayim? yardimci olursaniz mutlu olurum


  • marionette  (12.12.12 22:12:18) 
siz en iyisi alınık satılık kategorisinden bir duyuru açıp bütün kitapları yazın tek tek.


  • kotu amacli yazar hesabi  (12.12.12 22:17:47) 
bir de kadiköydeki çakallara iki koli kitap götürmüşlüğüm ve verdiği fiyatları duyunca çıldırmışlığım, aman bunlara kalacağına ihtiyacı olan isteyen şu köşebaşından alsın demişliğim vardır. belki kağıtçı çocuklar almıştır bilmiyorum, umurumda da olmadı.


  • pardonazbirbaksanız  (12.12.12 22:18:45) 
[]

Tasarımla uğraşıcak öğrenci için bilgisayar tavsiyesi.

Merhabaa. Endüstri ürünleri tasarımını kazandım, önümüzdeki hafta başlıyorum iyşallah. Okul dışında da freelance grafik tasarımla uğraşıyorum. Bi de film işleri var tabi, rahat montaj falan da yapabilmem gerekiyor alacağım bilgisayarda.

Şimdi git macintosh al falan diyip beni üzmeyin, çok istiyorum ama alamıycam. O ihtimali düşünmeye gerek yok. Bi yıldır para biriktiriyorum günlük işlerden, 700 liram var şu an. Bu parayı anneciğme nakit verip onun kredi kartından taksitle alıcam bilgisayarı. 1500 lira civarı bütçem var. (anne faktörü)

Öncelikle elimde 6 yıllık emektar masaüstüm var. 3.00 Ghzmiş ve 2 gb rami varmış bu makinenin. Bilmiyorum iyi mi ama 3-5 dklık takılmalarla photoshop falan kullandım bu zamana kadar. Şimdi bu bilgisayarı geliştirmek mi daha mantıklıdır yoksa yeni bir bilgisayar almak mı? Yeni alıcaksam masaüstü mü leptop mu mantıklı? Dışarda işim olduğunda yanıma alabileceğim netbook da var evde bi tane. Ne dersiniz?

 
masaüstü. Intel i5 işlemcili bir bilgisayarı 1500-1600 lira civarına toplayabilirsiniz tahminimce.. SSD harddisk olsa iyi olur en azından sistem-programlar için, montaj olayına ya da render'a i5 yeter bir de 4-6-8gb ram olursa iyi tabii.. ama ekran kartı nasıl olacak hiç bilmiyorum.


  • rodriguez2  (17.09.12 23:09:59) 
[]

Yazın çalışmak para kazanmak lazım şimdi

Merhabalar. Üniversite sınavından sonra çalışıcam.

Seçenekler:

Armutlu'da tatil köyünde günlük 30-40 lira civarı garsonluk.(tanıdık ayarlayacak)
Starbucks'ta part time.(Eğitimden haberim var, üniversitede de devam edebilmek için istiyorum)
Zara gibi bi yerde tezgahtarlık
Kadıköy'de herhangi bi kafede garsonluk
Sahaf gibi bi yerde çalışmak istiyorum aslında deli gibi ama bulamam sanırım.

Daha önceki yazlarda da çalıştım sayılır ama çok ciddi işler değildi. Yine de çalışkan bi insanım yapabilirim. Hem tatil paramı çıkarmak hem de kafa dağıtmak insan görmek istiyorum. Bayanım bu arada. Sizce hangisi en uygun olur?

 
en temizi armutlu'daki tatil köyü gibi görünüyor. ikinci sıraya zara'yı koyarım.


  • cro.magnon  (29.05.12 21:26:33) 
Mağaza işi bunaltıcı ve sıkıcı.
Starbucks ve Zara olabilir. Özellike Zara deli gibi para veriyor. Arkadaşım çeyrek part çalışıyordu sanırım 700 liradan fazla para alıyordu.

  • hicunutmam  (29.05.12 21:28:10) 
günlük fix ücretli işler verimsiz oluyor tavsiye etmem, gidip hemen harcayasın geliyo.

starbucks veya zara olabilir, hele de yukardakinin dediği gibiyse ücret süfer olur
  • nolmus yani  (29.05.12 21:38:44) 
Garsonluk agir istir kaldirabilirim diyorsan yap.


  • serkan temiz  (29.05.12 21:51:33) 
fiziğinizin durumu iyiyse ajansları teklif edebilirim.zira ben üni de okurken 4 sene ajanslarda çalıştım.harcımı ve ihtiyaçlarımın hepsini karşılamaya yeticek ücretler almıştım...ahh eski günler ahh


  • seindfeld  (29.05.12 21:54:55) 
[]

Tabela saçmalığı.

Merhaba. Erenköy minibüs yolu üzerinde 1. katta apartman dairesinde güzellik salonumuz var. Bu hafta zabıtalar geldi ve "görüntü kirliliği" olduğu gerekçesiyle tabelamızı kaldırmamız gerektiğini söyledi. alt katımızda yer alan iş bankası dava açmış ve böyle bir karar alınmış ve minibüs yolu üzerindeki bütün işyerlerinde uygulanacakmış.

şimdi ne yapmamız gerekiyor? işin garip tarafı her şey sallapati giden güzel ülkemizde bu olay için her gün gelip sıkıştırıyorlar. fakat tabelayı kaldırmamız durumunda insanlar nereden bilicek burada güzellik salonu olduğunu? cama ilan asmak daha çirkin değil mi? hem sadece biz de değiliz minibüs yolu boyunca o kadar çok yer var ki aynı durumda olan. normal bir dükkanın iki katı kira veriyor bu insanlar üstelik. bi akıl verin nolur. napalım biz şimdi?


 
yürütmeyi durdurma kararı aldırmak için mahkemeye başvursanız ? en azından birkaç ay idare eder, o sırada da diğer yerlerin desteğiyle karar bozulur.

not: hukuk ile ilgim ergenekon ve şike davaları.
  • fakyoras  (05.05.12 20:40:38 ~ 20:41:31) 
mahalleye maklube yaptirip dagitin , zaman gazetesine abone olup kapida birakin,bisey demeye tirsarlar ne ayak bunlar diye


  • serabetan  (05.05.12 20:41:56) 
Aklıma sadece 'cama yazı yazmak' geliyor. Yol kenarı müsaitse ok işareti de yapılabilir.


  • koseli cember  (05.05.12 20:42:12) 
Dava açmayı düşündük ama bunu tek başımıza yapmamız bütün masrafları da üstlenmemiz demek. Bi şekilde diğer insanlarla işbirliği yapmak lazım ama kimse sesini çıkartmıyor ki. aynı apartmandaki doktorlar hiçbişey demeden indirdiler tabelalarını. insanlar nasıl kabullenebiliyorlar böyle onu da anlayamıyorum ben.


  • marionette  (05.05.12 20:46:55) 
büyük ihtimal tek tip tabela belirleyecekler. yani tabelanın içereceği renkleri belediye belirleyip size "şu ebatlarda şu şu renklerden oluşan" diye bi bilgilendirme vereceklerdir. istiklal caddesinde eskiden olduğu gibi yani. tabelayı sökün. belediyeye gidip bu tek tip tabela işini sorun. ama zabıtaya değil. direk belediyeye gidin. belediyeyi ayrıca takdir ettim. çok güzel bir işe girişmişler.


  • faaip de oiad  (05.05.12 20:48:06) 
@faaip de oiad dediğiniz gibi olsa bence de sorun yok. gerçkten çok karışık bi görüntü oluşturuyor tabelalar. ama gelip de şöyle yapın tabelaları demiyorlar ki. direk "kaldırın" denmesi mantıksız değil mi?


  • marionette  (05.05.12 20:51:04) 
mahkeme kararı varsa. "biraz bekleyelim" diyemeyecekleri için sıkıştırıyorlardır. o yüzden bi belediyeye gidip sorsanız fena olmaz. gerçi tahminimce "üzerinde çalışıyoruz, biz size bildireceğiz" falan diyeceklerdir. belediye meclisinden fln karar çıkartmaları gerekiyor çünkü. biraz bürokratik bi süreç. şu an için mahkeme kararını uyguluyorlar mecburen. biraz daha süresi vardır tam anlamıyla sistemin oluşması ve oturmasının.


  • faaip de oiad  (05.05.12 21:12:17) 
cama one way vision denilen sadece dışarıdan görülüp içeriden görülmeyen sistemi deneyebilirseniz belki işinize yarayabilir.. ama akşam için bir de led ışığa ihtiyaç var. çözüm üretmeden bu şekilde bir yaptırımda bulunmaları sıkıcı gerçekten :/


  • rare  (05.05.12 21:14:32 ~ 21:16:46) 
tabela vergisi ödemişseniz sizde belediyeyi dava edin veya dava edeceğinizi söyleyin.
siz baskın çıkın yani.

  • etna  (05.05.12 21:39:32) 
[]

Kings of Convenience noldu şimdi?

Eirikciğimin gözüne bişey olmuş da. Erlend solo yapıcakmış. Ama ileri tarihte olucakmış konser falan.

www.babylon.com.tr

Şurdan okudum ama anlamadım tam, ileriki tarihte oluack konser için yeni biletler mi sunulur satışa yoksa şimdi almış olanlar mı gider ona da?

 
elinde bileti olanlar ertelenecek olan konsere girebilirler. biletini gerip verip parasını alanlar olursa onların biletleri satışa çıkar bence.


  • raikkonen  (12.04.12 17:14:38) 
yazık oldu yazık!


  • sesbukucu  (12.04.12 17:56:09) 
[]

Mezuniyet balosu için yer önerisi

Merhabalar. Lise mezuniyeti için mekan önerisi istiyoruz. Yakın zamanda mezuniyet yapan birileri vardır mutlaka. Gittiğiniz yerleri olumlu olumsuz yönleriyle anlatabilirseniz negzel olur. Bi yandan ösese bokuyla uğraşırken bu işin organizasyonunu da halletmek çok kolay olmuyor.

Şu ana kadar düşündüğümüz yerler: Sait Halim Paşa Yalısı, Fransız Bahçeleri, Partaxe, Dahill, Suada.

Bunlar dışında fiyat açısından Çırağan gibi abartılı olmayan nereler olabilir?

Teşekkürler, sevgiler efenim.

 
biz yıldız hisar restaurantta yapmıştık fiyat uygundu ama hatırlamıyorum suada da güzel seçim olur bence.www.yildizhisar.com


  • peyton  (08.01.12 00:04:17) 
Kişi başı verilebilecek maksimum para nedir?


  • amaltheia  (08.01.12 02:15:45) 
Yıldız Hisar restaurant güzelmiş bi fiyat alalım bakalım. Kişi başı maksimum 250 diyoruz(sınırlı içki fiyatı bu tabi)


  • marionette  (08.01.12 22:38:02) 
[]

ipod touch garanti sorunsalı.

lanet olsun ya. ipodum bozulmadı hayır. ama bi arkadaşımla gittigidiyordan almıştık ikimiz de. i-touch adlı satıcıdan. adamın bin küsür alışverişi vardı ve yüzde yüz olumluydu yorumları. biz de güvendik aldık. ama ben biraz daha geç aldım. bayaa hatta. arkadaşım kasım 2009da aldı ben mayıs 2010. 1 yıl uluslararası garanti var, bozulduğunda istanbuldaki yetkili bayilerde yaptırabilirsiniz falan demişti bize aytaç bey.

şimdi gelelim soruna. arkadaşımınki bozuldu, garantisinin de son üç günüydü. apple bayiiye götürdü, bakmışlar orda garantiye, ipod touch yerine ipod nanonun seri numarası yazılıymış ve fiyatı da 90 $ olarak gözüküyomuş. o garanti belgesiyle tamir edilemezmiş. falan filan. ve gittigidiyoru açtığımızda i-touch beyin hesabını kapattığını gördük tahmin edebiliceğiniz üzere.

Şimdi napmak lazım? bozulmadı benimki ama çok tırsıyorum bi yardım edin nolur. poff.

 
cihazın üstüne başka IMEI no çakmışlar sanırım. tüketici haklarına şikayet edin derim.


  • cryptex  (14.11.10 10:58:39) 
ben de itouch dan aldım 1 yıl once gayet sorunsuz hala ipod touch ım, sonuçta 1 yıl sonra her ürün bozulabilir onun garantisini apple bile veremediği için teknik servis denen olay var. o teknik servis in biçtiği fiyat da itouch ın suçu değil zira sorun bilkom da.. 2-3 sene önce bakıyorlardı ancak şimdi çoğu insan yurtdışından iphone ipod falan getirince onlar da bakmamaya başladılar.. normalde aslında itouch ın dediği doğru 1 yıl uluslarası garantisi var ama tr de maalesef yok, para verip yaptırmak zorundasın.. bir daha ister doğubank dan al, ister internetten al eğer ürün yurtdışı çıkışlıysa bilkom bakmıyor artık bozulduğu an para vermek zorundasın bunu göz önüne al..


  • kalim  (14.11.10 11:00:05) 
gerçi senin soruyu tam okumamışım senin durum biraz farklı ama yukarıda dediklerim geçerli, ona göre dikkatli ol..


  • kalim  (14.11.10 11:00:59) 
@cryptex; cihazın üzerindeki seri no ipod touch 3. nesile ait. ama faturadaki ipod nanonunmuş. farklı fatura gönderdiği için şikayet etme hakkım var mıdır? varsa nereye edebilirim? gitigidiyorun bu konuda yapabileceği bişey var mıdır?

@kalim; zaten bi yıl geçmiş olsa yapılabilecek bişey yok bunu baştan göze almıştım. yalnız geçen gün üstteki kilit tuşu içeri kaçtı. bu konuda mesela rahatça gidip o tuşu değiştirebilecekken götüremiyor olmak sinirimi bozdu. tamam büyük bi sorun değil belki ama daha büyük bi sorun olmayacağı ne malum.

şu ana kadar herkese internetten alışverişi savunurdum ya. oof of.
  • marionette  (14.11.10 12:05:10) 
kaymakamlıklarda tüketici hakemliği oluyor oraya bir danış derim. şimdi burdan ahkam kesmiyim, zira durumun farklı olabilir yurtdışından gelme cihazsa pek bişe yapamazsın. ithal ürünse bi şekilde halledersin

not: tüketici haklarını korumayada gidilebilir (netten konumuna bakarak en yakın yerin adresini öğrenebilirsin) fakat bu iki yerdede çok sıra olduğundan sana 6 ay sonra sıra gelecektir. sen yinede bi danış buralara ve 6 ayı göze alıyorsan bir an önce başvurki sıraya koysunlar seni
  • cryptex  (14.11.10 12:17:17) 
[]

Kablolu uydunet modem + router

merabalar. öncelikle elimdekileri sayayım.

-1 adet kablosuz kartı bulunmayan masaüstü bilgisayar(windows 7)
-1 adet uydunet kablolu modem(1 ethernet 1 usb girişli)
-1 adet SMCWEBT-G koblosuz router


şimdi soruma geleyim. router için gerekli kurulumları falan araştırıp öğrensem yapsam evde bir kablosuz ağ kurabilir miyim acebağ?

eğer bunlarla mümkünse karmakarışık gözüken bu olayı iyice araştırıcam. önce emin olıyım dedim boşa gitmesin diye. =)

 
kurabilirsin.. hatta kuruluma gerek kalmayabilir bile.. router'ı normal bi switch gibi kullanarak yapabilirsin diye düşünüyorum ama emin değilim.. kendim de yapacaktım ama wireless kablo modem almışlar denemeye fırsat olmamıştı..


  • buzzlightyear  (29.05.10 20:44:49) 
söz edilen modem scientific atlanta ise ben araştırdım. olmaz diyen de var, olur diyen de var. ama ağırlıklı olarak olmuyor diyenlere rastladım. teknik olarak mümkün olabilir ama verilen kablolu kablo modemlere müdahale edilemediğinden yapılamıyor.


  • sutlu nescafe  (29.05.10 21:18:08) 
[]

uçurtma.

istanbul içinde altıgen uçurtma satın alabileceğim bir yer var mı aceba?




 
members.cox.net
Bu tarz uçurtmalar açılır kapanır şekilde piyasada gördüm. Mercan yokuşunu oralardaki oyuncakçılarda vardı. Altıgen görmedim ama varsa orada vardır.

  • ilkdefa  (31.01.10 16:20:17) 
hacı yapma boyle, en guzeli el emegi goz nuru.
bir kere ucurtmam oldu hayatımda, onu da babamla yapmıstım. mukemmel bir duygu.
eger cocuguna falan alıyorsan sakın alma, beraber yapın.
mahrum etme ufaklıgı bu hatıradan.
  • hubble  (31.01.10 16:27:54) 
tahtakalede var. eminönü kahve dünyasının yanından içeri dalın. ilk 4 yol ağzını geçtikten sonra soldan 3.-4. tükan..


  • orange coffee  (31.01.10 16:39:11) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.