Ekşi Duyuru

O zaman curb your enthusiasm gibi bir şey olur.

Hayır tabiki. Belki bazı noktalarda daha rahat olurum da "ben aklımdan geceni söylerim" diyen kişiler genelde hoduk oluyor.

Kapanmada bankalar 10.00-16.00 arası calisacakmis. Bence mesai dilimindeki gibi olur bu sebeple. Resmi tatillerde çalışmıyorlar çünkü, piyasa kapalı.

Sonuçta bankalar çalışacağından dolayı kurlar normal haftaiçi olduğu gibi olacaktır. Mesai saatleri içerisinde normal kur akısı devam edecek.

her sene için belirlenmiş bir miktar var. onun altındaysa zaten beyannameye gerek yok. vergi dairesiyle git görüş. yasal süreç vs. olacağını zannetmiyorum.

Zorla kendine borç ve ceza çıkarma, önündeki ilk dönem beyan ver ve öde. Eskiler denetlemeye takılırsa ödersin.

Vicdanen rahat değilsen vergi dairesine git ve bi fikir al, geriye dönük beyan verilip cezasıyla ödetirler belki.

Şimdi öylesine online vergi dairesine girdim orada 2015 ten 2019 a kadar beyanname verilebiliyor yıl olarak. Nesi karışık geldi tam anlamadım.

3000 tl eder

3-4 bin arası
Donanım haber ölücüleri gibi hissettim.

2. el piyasasından pek haberiniz yok mu arkadaşlar 3-4 bin nedir? :( gt740m diyor, 24 gb ssd diyor. 2300 liraya satabilirseniz öpün de başınıza koyun hocam. eğer aceleniz yoksa 3 bin liraya koyun tabi ama sürekli 2000 olmaz mı 2300 olmaz mı diye mesajlar alırsınız. tam da bu modeli arayan birisi çıkmazsa 3000 lira çok çok zor bir fiyat.

Asana güzel tavsiye ederim

Outlook masaüstü uygulamasının task manager'ını kullanıyorum. Tüm işim bilgisayar üzerinden olduğu için hatırlatma konusunda bing diye ekrana çıkan hatırlatıcı dikkatimi çekiyor.

Mümkün olan her konuyu sınıflandırıp ayrı klasörlüyorum maillerde ve okuduğum ama o an ilgilenemeyeceğim şeyleri okunmadı işaretliyorum.

Benim için en önemli şey yarım kalanlara dönmek, çok fazla kez bir işi yaparken başka iş giriyor araya. Bu yüzden nerede kaldım diye çok soruyorum.

Yine Outlook takvimini etkinlik için kullanıyorum, hem kendim hem de toplantıya katılacak kişiler için. Not kısmını da kullanıyorum.

Uzun dönemli hatırlatmalarımı fiziksel ajanda üzerinden yapıyorum, notlarımı da oraya alıyorum yazarken aklımda daha kolay kaldığı için.

sirketiniz kullaniyorsa jira, kullanmiyorsa ucretsiz alternatifi trello isinizi gorecektir. dokumanlar icin tabiki Google Drive. drive ile entegre mailler icin gmail.

bizim şirket google mailde
orada yapılacaklar listesi var, yaptıkça üzerini.çiziyorum

Yapılacaklar listesi için Wunderlist ve Apple'ın kendi yapılacaklar uygulaması,
Notlar, toplantı notları, döküman biriktirme vs vs için Evernote kullanıyorum

Bitrix24 + Outlook task manager

Ufak not defterim var sürekli yazıyorum. Günlük gibi oldu.

beni işe alabilirsin, senin yerine takip ederim :D (irrevelant? peki)

benim ajandam var oradan program yapiyor aksamlari da oraya not aliyorum gunluk yapilan isleri yarin yapilacak isleri. bu hem kontrol hem yapilmasi gerekenleri bana gosteriyor boylece gecmiste olani da kayit altina aliyorum.

Asana kullanıyoruz sis yerinde. Aradığınız özellikler var.

Bir de Microsoft team var. Kullanmadım ancak yine bu amaçla dizayn edilen bir uygulama.

evernote

İk'cı değilim ama daha önce yaptım bunu.
Elbette şirketin yeni alacağı yada terfi vereceği personelinin yeteneklerini bilmeye hakkı var ancak artık bu formalite gibi geliyor bana ve lüzumsuz buluyorum.
Önce tabletten test yapacaklar. Biraz uzun sürer ve tutarlığını ölçmek için benzer soruları farklı şekilde soracak. Daha sonra sana bir senaryo verecekler. Sorunlu çalışan vs. Senaryoyu okerken bi boş kağıt alıp önemli yerlerini not alabilirsin.

genelde insan yönetim becerilerini sorguluyorlar. esnek olduğunu her şeyin doğru cevabınının olmadığını duruma göre davranıp ölçüp biçip karar vermen gerektiğini göstermen gerekiyor.

klasik seni neden müdür yapalım soruları oluyor. beceri/bilgi ölçebiliyorlar duruma göre. bana bir de seni müdür yapmazsak naparsın gibisinden bir soru sormuşlardı. ben zaten iş arıyorum aramaya da devam ederim tipi ters bir cevap vermiştim tamamen kaba etlerime güvenerek. ha aldım müdürlüğü o ayrı

(bkz: zeil)

Tasarım dışında neredeyse hepsi aynı, ben arçelik kullanıyorum 4 sene oldu hala aynı performans, tavsiye ederim.

reno dizel alınır. megane şehir içi kullanacaksan oldukça iyi seçenek, az yakar çok kaçar. insignia hakkında fikrim yok.

Sıfırı ne kadar acaba bayilere gittiniz mi?

meganın bu motor lpg'ye de uyumlu, yakıt olarak çok rahat edersin. ayrıca megane parça ve tamirat konusunda da çok avantajlı. opel parçaları çok pahalı ve işçiliği zor.

meganeın tek handikapı motor hacmi. 1.2 motor bence yeterli değil. şuan atmosferik 1.2 kullanıyorum ve bezmiş durumdayım. 1.2 turbonun da çok farklı olacağını zannetmiyorum. motor hacmi nedeniyle, şuan çektiğim eziyetleri tekrar yaşamamak için ben olsam opel derim.

tefal

Turkcell. Com. Tr de cihazlar kısmında aksesuarlara girin. Hp nin 3 model çantasinds yüzde elli indirim var. 70 TL ye çok güzel çanta alabilirsiniz.

Bende bu var memnunum.
www.digiturka.com

bende bundan vardı. 15.6 lik pc ile kullanıyordum. o öndeki fermuar bozuldu, garanti kapsamında para iadesi yaptılar (mediamarkt). yine aynı mağazadan Samsonite Network2 16" aldım. bu ikincisi hem görünüşte daha büyük hem de daha çok eşya alıyor. en önemlisi henüz herhangi bir sorun çıkarmadı. ben aldığımda fiyatları sırasıyla 175tl ve 190 tl idi. şimdi bu fiyatlara bulmak zor.

m.turkcell.com.tr

ben bu modeli aldım ama memnun kalmamıştım ve değiştirdim.nedeni; boyun kısmı çok dar ve devamlı boynuna değiyor.takıntılı bi insan olduğumdan kullanamadım.
şunu aldım ve memnunum; www.akakce.com
17 inc istemem diyorsan önceden şunu kullanıyordum ondan da memnundum,kaybettim ve büyük olsun diye tucano'yu tercih etmiştim;
www.akakce.com

Herbirini ayri kolona yazip filtreleme yaparsaniz istediginiz sey olmuyor mu yoksa ben mi yanlis anladim?

Filtreleme özelliği bunu yapar.

filtrelemede “contains” ile yapabilirsin hepsi tek sütunda olsa da ki hepsinin tek sütunda olması daha iyi...........

www.extendoffice.com

Normalde nokia 8 o fiyat bandında lider ama nokia istemiyorsunuz. Bulunabilirse mi a2 alınabilir. Huawei mate 10 lite da son seçenek olarak düşünülebilir.

bu aralar bende benzer fiyatta cihaz bakıyorum, beklentilerimiz biraz farklı ama gördüğüm kadarıyla:

-huawei mate 10 lite

-moto z2 play (hepsiburada'da indirimde şu an)

-lg g6 (g serisinin kamera performansı oldukça iyi, ben lg ile sıkıntı yaşadığım için kendilerini affedemiyorum ama g6'nın sıkıntısız bir cihaz olduğu söyleniyor)

Huawei ve ya Xiaomi'nin btçene en uygun telefonlarını alabilirsin.

nokia 8 al geç. özellikleri yüksek, kamerası gündüz çok iyi ama gece biraz sallantıda, bataryası iyi, 4k çekimi de olan,arkada çift kamera olan, parmak izi olan tasarımı güzel, en yüksek işlemci olan (bir üstü çıktı ama yeni yeni piyasaya geliyor ) 4 ram/64 gb depolama, nokia türkiye garantili 2.100 - 2.200 civarı. daha iyileri çok var ama fiyatlar yüksek.

Yusuf bey house'u öneririm.

www.hikmetshouse.com

biz çok memnun kaldık harika bir yer temiz ve kahvaltı muhteşem

ziggy restoranda yemek yemenizi şiddetle tavsiye ederim, önceden rezervasyon sorarsanız iyi olur

kafana taktığın şeyler dandik olaylar. yani diğer departmanların veya benzer şubelerin problemleri yanında muhtemelen devede kulak bile değil. boş yere evham yapıyorsun bence. azıcık şirket dedikodularına takıl. kim nasıl fırça yemiş, satış hedefi tutmayınca x bey y beye ne mail atmış vs. gibi. emin ol senin sorunlar devede kulak bile kalmayacak. bende takıyordum senin gibi artık sallamıyorum.

Hissettiğin şey, genelde yaşanandır. Takıntılı biri değilsen, genelde arkandan konuşulduğu zaman, ya da herkes senden hoşlanmadığında bunu hissedersin.
dengin olan yöneticilerle muhabbet önemli. Anlatacağın şeyleri biriktirip onlarla kahve iç. Yemeklere beraber gitmeye başla.
Üst düzey yöneticilerinle beraberken aşağılandığını hissettiğinde bütün cesaretini topla ve "şu konunun yeterince açık olmadığını mı düşünüyorsunuz, isterseniz bir de başka açıdan bakıp tekrar göndereyim raporu" gibi şeyler de. Konuşmak zorunda olsunlar.

(bkz: anksiyete bozukluğu) olabilir mi?

Bana da anksiyete bozukluğu belirtileri gibi geldi. Kendim de benzer sıkıntılar çektim, çekiyorum çünkü. Bir yardım alsanız?

cipralex kullan..

Evvelsi gün bimde şu telefonu görmüştüm erken davranip soruşturursaniz bazi şubelerde belki ellerinde kalmıştır:
www.google.com.tr

Samsung B310 öneririm kesinlikle. Anneannem kullanıyor, kendisi 80 yaşında. Babanız rahatlıkla kullanabilir. Telefon tuşlu, dayanıklı, batarya ömrü iyi, hafıza kartı ile mp3, resim atılabiliyor, el feneri var. Konuşurken bir sorun yaşamadık bu vakte kadar. Fiyat 200 lira civarı.

Vestel venus 5580.

teamwork kullaniyoruz ama parali bilgin olsun

ya ben excel kullanıyorum hem seviyorum hem kolay geliyor tüm programı yapıp resim olarak atıyorum

Slack var, ekip kurup iş paylaştırabileceğiniz. Bazı eklentilerle to-do-list falan da yaratabilirsiniz. ama adanmışlık gerektiriyor diğer bütün programlar gibi.

Trello'ydu sanırım. Bu iş için.

Cubicl kullanıyorum, Odtü Teknokent'ten bir firma olması lazım. Senelik 100 lira ödüyorum.

Ticket desk free, proje ve çalışan Bazlı kullanıyorum.

bu işin ağa babası jira ama beleş olsun diyorsan benim gibi bitrix24 kullanabilirsin. bana şu an yetiyor. 12 kişiye kadar ücretsiz.

benim de aynı durum söz konusu yine bende de röntgende bir şey çıkmadı, soğuk algınlığının geçmesini bekliyorum, onunla ilgili olabilir.

Diş hekimi değilim ama aynı sorunu ben de yaşamıstım.

Sensodyne’i parmağına sür orayı diş öacunuyla ovala. Bir ay falan sürekli yap bunu. Diş öacunu oradaki hassasiyeti geçiriyor bir süre sonra. Hemen bırakma düzelecek.

Diş eti çekilmesi olmuş

bulunduğunuz yerin doğu görevi sayılan yerine tayin edilir.

sizin işten ayrılmanız halinde zorunlu hizmet yükümlüsü olur.. il içi tayinlerinde il içinden zorunlu hizmet bölgesi olan bi okula gidebilir.. ama bunun garantisi yok.. gerçi nerde yaşadığınıza bağlı bu.. il içinde tayin istemezse il dışı tayinlerinde bi yer isteyebilir zorunlu hizmet sayılan.. önemli olan nokta şu; eğer kendi tayin istemezse rotasyona uğrar ve boş olan zorunlu hizmet bölgelerinden birine atanırsınız.. şehir içi mi olur dışı mı olur o da bilinmez..

İşten ayrılmak için bir buçuk yıl daha bekleyin.. 2020 de muhtemelen zorunlu hizmet affı çıkar.. :)

@naan,

Evet, 10'lu yıllarda af geliyor. 2020'de gelecek. İşten ayrılma gibi bir durum yok ama yine de bilgim olsun istedim.

Peki işten ayrılsam ama hemen başka bir işe girsem yine de tayin durumu olur mu?

Çalıştığınıza dair belge ibraz etmeniz halinde bi sorun yaşanmaz sanırım.. ilk eş durumu atamasında özel sektör için bir sene çalışma şartı gibi bişey hatırlıyorum ama bahsettiğiniz durumda sorun olmaz sanırım..

Aracın piyasa değeri verilir diye biliyorum ben.

Forum.donanimhaber.com da spacewolf nickli bir siogrtaci var. Kendisi bilirkisi ayni zamanda bu konuda ona danismani oneririm yanlis bir hamlen geri donulemez sonuclara yol acabiliyor.

Aracının kazadan önceki piyasa durumuna göre kazası km si vs bir bedel biçerler ve teklif ederler. Sen aracının değerini sahinden den vs bulup çıktılarını al, kendi istediğin değeri söyle. Tekrar arayacaklar fiyatlarını yükseltecekler. Pazarlık üsulü işliyor yani. %90 perte çıkar. Perte çıkarmak istemezsen tamirat sonrası değer kaybınıntalep edebilirsin. Yetkili srviste onarıl ası konusunda ısrar et. Ama en temizi kaza olmasaydı sen aracını kaça satardın? O değeri yakala ver kurtul. Geçmiş olsun

tabiki de Samsung j7 prime.Ne gerek varmış diyorum 2000 tl'lik telefonlara.İşimi görüyor.kasılmıyor şarjı iki gün gidiyor sık kullanılmayınca.lg g3ten sonra ilaç gibi geldi.

Xiaomi'lere de bak. Ben 1150 tl'ye xiaomi mi max aldım on gün önce. 3 gb ram, 4850 mah batarya, full hd 6.44 inç ekran, baya aşmış telefon. Çok büyük dersen başka modeller de var, mi 5s şu sıralarda meşhur.

www.hepsiburada.com

Lenovo almam takıntınız yoksa düşünebilirsiniz.

zen'de 5000 liraya satılan yüzüğü 2000 liraya yaptırtmıştım ben direkt imalatçısından. düşün adam da para kazandı bundan. ona göre yap pazarlığını. kar marjı çok koyuyorlar.

Alacagın tasin yakın özelliğinde olan taşın fiyatına bir de asagıdaki linkten bak kesin. (Bu adam da kar koyarak satıyor.)

www.fahrikuyumculuk.com

ankara'da yaşıyorsanız ben yardımcı olabilirim.

İnternetten altınbaş.com dan al. Bende %25 indirim kodu var güzel bi fiyata vereyim:)

Antalya'dayım.

Marka kuyumculari gec, aileden cevrdden sor sorustur guvenilir bir kuyumcudan alin. Pazarlik payiniz da daha yuksek olur.

Kapanmis olabilir

@condom kurşunu ;

Kapanmadı ama ben hatırlayamadım. Geçen bir abimiz bahsetmişti ama hatırlayamıyorum şimdi. Abiye de yakın zamanda ulaşamam.

Kamarstyla galiba. Googleda twitter borsa mustafa diye aratinca direk o cikti.

Mustafa kamar da hep terste kalıyor bence? Kemiksiz 10 puan yediriyor. Niyeti iyi olabilir de

Tamam arkadaşlar çok sağolun. Mustafa Kamar. Adres de kamarstyla.

Çok dikkate almamanı tavsiye ederim özelden güzel bi kaç güzel hesap söylerim.

Döviz? Analiz edilmesi pek mantıklı değil. Tamamen de olmasa da %90 sıcak para ve birkaç kişinin tekelinde. Trend desen hak getire zaten.

Senin aracinin edc sanzimablisini bul derim. Cok guzel arac megane sport tourier. Hyundai tat vermez.

todoist

clear
trello

Google ekosisteminden:

- Keep (zaten kullaniyormussunuz bunu)
- Gmail
- Hangouts
- Calendar
- Drive & Docs

yeterli.

yeterli.

Gayet geçerli. Eğer bişekilde bu laptopa ulaşamazsan benzer özelliklerle asus seç bence. Asus ya da lenovo'dan şaşmamak lazım.

çok pahalı! araban hayırlı olsun kazasız belasız sürüşler. senin yerinde olsam 20-30 liraya iç dış normal bir araç temizliği yaptırırdım daha sonrada araç temizleme malzemeleriyle kendin daha detaylı temizleyebilirsin. cila yapmak istiyorsan hızlı cilalar falan var kendin yapabilirsin. para kaptırmayın hocam şu kurnazlara.

1.5 DCi, Renault'nun en dayanıklı motorudur.

Lakin şu var, ülkemizde turbo araçların yağlamasına hemen hiç kimse dikkat etmez ve sürekli turbo masrafı çıkar. Bu yüzden TD motorları ben olsam çok yüksek kilometrede almam. Bir de Renault'ların iç mekan kalitesi biraz kötüdür (3 yıl Megane RS kullandım) ve çabuk yıpranır.

Temiz kullanıldıysa belki düşünülebilir ama daha düşük kilometrede olanları önceliğe alın derim.

1,5 dci çok sağlam motor kesinlikle. Hala kullanıyoruz. O arabada turbo olmayabilir. Bizim arabada (sıfır almıştık) başta vardı sonra serviste çıkardılar. Türkiye koşullarına uygun olmadığı söylenmişti o tarihte. Belki bir daha turbo koymamış olabilir Renault. Onu da bir sorun madem turbo sorun oluyor.

dci kesinlikle çok sağlam yalnız.

dci bakımları her 10 binde değil 20 binde yapılıyor, lakin 2011 model için 171 bin kilometre fazla. araç muhtemelen ticari amaçla kullanılmış.

@grgn turboyu çıkardıklarını sanmıyorum zira araç yürümez bile (yolda giderken patladı benim turbo'm ondan biliyorum).pozzecco'nun turbo ile dediklerine de katılıyorum.

Valla gayet yürüyor. Evet çekişinde değişme oldu ama hala gayet iyi.

Alınmaz, masraf çıkartır.

O paraya full, az kmli Fiat Bravo bakabilirsin. zaten Bekarmışsın, o kadar büyük aracı ne yapacaksın.

bilmiyorlar demekki.

bu tür insanların gözü de doymaz dünyaları da versen mutlu olamaz. sen zaten nişanı atmazsan o atacak ya da mutsuz bir evlilik ya da boşanma. herkesin hayattan beklentisi farklı. uzak dur.

Hacı öyle yetişmiş demekki. Ağaç yaşken eğilirmiş senin kızı yaş odunla döve döve eğitmişler demekki. Ne diyeyim. Allah sabır versin takma kafana. Bazı insanlar böyle.

Demek ki hiç sevmemiş sizi, boşverin ucuz kurtulmuşsunuz.

Nişanlanmadan önceki maddi durumun sonraki halinden çok farklı değilse seni bu açıdan zorlaması ve ilişkiyi bu boyuta taşıması hoş olmamış, yol yakınken dön bence.

ya kanka o kadar haklısın ki
www.youtube.com

sen büyük bir hatadan dönmüşsün daha ne istiyon sabah namazını kıl şükret. içim burkuldu be bu putu 100 dollar bill olan insanların ta amlarına koyayım ulan

ya o kadar haklisin ki. erkek versiyonu da çok fazla bunların fazla kafana takma diyeceğim de çok yuzeysel olacak.. İnsanlar böyle abi gerçekten sevenler emin ol değil. Her şeyin en iyisini isterler isterler isterler...

Herkes cok haklisin demis ama isler bu noktaya gelmeden aklin neredeydi?

Buyuk ihtimal nisandan once de maddiyatci biriydi nisanlin. Ya da sen yeterince tanimadan hayatini birlestirmeye karar verdin.

Maddiyatci diye o suclu degil, degilsin diye sen de degilsin. Beraber olmazsiniz olur biter. Herkes kendi kafasina gore birilerini bulur hayatina oyle devam eder

Yanlis kisileri hayatiniza alip sonra gelip burda edebiyat yapmayin.

hata sende arkadaş.

illa evleneceğim diye tanımadığınız insanlarla evleniyorsunuz. olmadı, zamanla tanırım diyorsunuz. toplum huzurunda evliliğin rolü, ekonomide istihdamın rolüne benzer. ne kadar mutsuz evlilik o kadar mutsuz bir toplum demektir. mutsuz toplumun içindeki çekirdekçik olan mutlu bekar insanlar da bu genel mutsuzluktan en çok zarar gören insanlar olurlar. bu tarz mutsuz evlilikler yüzünden toplum o kadar zedeleniyor ki nedenleri arasına eğitimin alt birimleri olan her şeyi koyabilirsiniz.

İstemenin üst sınırı yok.

@la noix ve m murphy

Gençler haklısınız, hata bende. Zaten ben de hatanın daha çok bende olduğunu biliyorum. Önceden her şeyi yeterince açıkladım ve kabul edildi sandım ama öyle değilmiş. Ayrıca bunları bu aşamaya gelmeden önce de bilmemin imkanı yoktu. Bu süreç çok enteresan. Kesinlikle bu dönemde olayları dışarıdan olduğu gibi göremiyorsun. Her şeyi iyiye yoruyorsun ama karşındakini tanıyamıyorsun. Bunu evlilikten sonra farkedenler de var, benim gibi nişan aşamasında da.

Maddiyatçı olduğu için haksız mı, değil. Herkesin kendi kararı ve yaşam stili. Sonuç olarak herkes hayatına mutlu olacağını sandığı şekilde devam edecek ama hiç bir zaman bunun garantisi yok.

Bir de buraya gelip dert yanma deniliyor. Nereye gideyim arkadaşım? Hiç mi konuşmayalım, dert anlatmayalım, içimizi dökmeyelim?

cek vur sevaptir

Direkt hatalı sensin diye suçlamayacağım seni. Sevmişsin, hayatını birleştirmek istemişsin. Biti kanlanmak diye bir deyim vardır. Seninle beraberken 3-5 şey gördüyse daha fazlasını da istiyor olabilir. Bu tip insanlar da var. Bırak, senden daha zengin bi adam bulsun. Senin için en hayırlısı bu çünkü. Nişanı atmak, bir yola girmişken vazgeçmek sana zor gelebilir ama bir de evlendikten sonra boşanmak var.. O daha sancılı ve paragöz bi hatunsa senin mal varlığını da silkeler. At yüzüğü kurtul

hak verme ya da vermeme durumundan bağımsız olarak cevap veriyorum.
eğer söylediklerin tamamen doğru ise (yani nişanlın hep "daha" fazlasını istiyorsa) evlendikten sonra da isteyecek ve bu sefer memnuniyetsiz bir hayat süreceksin. ayrılsan nafaka ödemek zorunda kalabilirsin (yasal mevzuatı bilmiyorum). Nafaka ödeyecek gücün bile olsa "daha" çok isteyen bir insana göz göre göre bile isteye sokağa atarcasına para vermek makul gelecek mi?

Bazı insanlar parayı sever
kimisi hastalık ölüm kalım der biriktirmeyi sever
kimi gösterişe meraklıdır lüksü sever hava atmayı sever
kimi kendini garanti altına almak ister gelecek korkuttuğu için sağlama almak ister
ilişkide önemli olan paylaşmak ve ikinize ait bir yuva kurmaktır
elinde yarım ekmek varsa onu koyarsın sofraya Mühim olan karşı tarafın onun yarım ekmeği vardı benle bunu bölüştü demesi ve kendince bi kuru soğanı ikiye bölmesidir
bazısı evdeki bi somuna tamah etmez pirzola ister
bazısı da pirzolayı kendine saklar eşine bi kuru ekmeği çok görür
her ikisi de kötü

Edit : seninki ekmeği beğenmeyip pirzola bekliyor
benimki pirzolayı dolapta istifleyip benim yarım ekmeğimi mideye indirip sen ne halin varsa gör diyor
kolay gelsin zor işiniz

desire 620 yi babama aldım memnun .

zenfone 5 canavar gibi.

Narsisizm kokusu alıyorum :) narsistler kendilerini aşırı beğenen değil, aşırı beğenilesi olmak için deli gibi kasan tiplerdir. (Misal ben)

Herkesin en iyi özelliklerini görüp kendileriyle kıyaslar ve über insan olmaya çalışırlar. Bu ne yazık ki mümkün olmadığından, beyin yanıyo bi yerde :(

eger ankaradaysaniz siteler de ismet mobilya var, baya eski mobilyacilardan, oraya bir bakin derim. biz ailecek masif mobilya seviyoruz, eger masif almayacaksaniz ikea'ya bir bakin tarz olarak akliniza yatarsa ucuz oluyor. guzellik siralamasi da masif>mdf>sunta seklinde oluyor. tabi simidilerde baska materyaller de kullaniliyor, cam, metal, plastik gibi. modern bir goruntuyle sorununuz yoksa bu materyallerin kullanildigi modeller daha dayanikli ve bakimi kolay olabilir. egr daha havali bir seyler dusunuyorsaniz, mudo ve tepe ilk akla gelenler. tepe'nin istanbul yolunda kocaman bir magazasi/binasi var, bunun disinda bazi avmlerde teshir urunleri daha ucuz oluyor.
fiyat bilgisine gelecek olursak cok degisken. tek sandalye 1000 lira da olabiliyor, 100 lira da, malzeme kalitesi ve tasarimin orijinalligine gore siz karar verirsiniz. fakat fiyat onemli degil aldigima degsin derseniz, malzeme icin yerel ureticiler, tasarim icin ikea performanslidir. fakat sezon urunleri yerine tek kalmis ve indirimli urunleri es gecmeyin. mesela biz masif calisma masasini 2000 liraya alabildik. ayni sekilde mudo'da da 2000 kusur liraya masif calisma masasi vardi fakat ithal urundu, ureticisi burada olmadigi icin biz yereli tercih ettik. ileriki donemlerde olabilecek sorunlari da dusunduk. 3'lu koltuklara baktik bir de, genelde 3000-5000 arasi degisiyordu.

Doğtaş ve yataş indirime girince uzun omurlu guzel mobilyalar alinabilir. Koltuk alincaksa kiliflarin cikarilir yikanir kolay degisir ve leke tutmazligi tercih nedeni olmali. Ahsap mobilyada ise suntadan uzak durun ucuzsa da ömrü kisadir. Imkan varsa inegölde cok kaliteli mobilyacilar var.

Malesef Antalya'dayım. Burada mağazalar dışında kaliteli sayılabilecek üreticiler yok ya da ben bilmiyorum.

İkea online

gömleklei düzeltmek yerine kendin 3-4 kilo alsan daha kolay olur.

@t joe ; 7-8 senedir aynı kilodayım. Çok yediğim zamanlarda 63 oluyorum, normal yediğim zamanlarda 62 oluyorum. Bu arada gidip geliyor hep. O yüzden kilo almayı eliyoruz.

hayatımda hiç small giymek nasip olmadı, large slim fit giyen biri olarak diyebilirim ki, sorun markalarda degil. göğüs kaslarını geliştirirsen gömlekleri markası farketmeden taşıyabilirsin.

kendiniz de bakın, altta bir link var. benzeri firmalar da vardır. kendinize göre gömlek diktirin.

www.ismarlamagomlek.com

bak burası da var. çok da eğlenceli, gömlek tasarlamaya başladım.

www.gomlekchim.com

Tween double slim fit / extra slim fit. Üstünde öyle yazmıyor ama satış danışmanları biliyor. Muhtemeken bel-omuz oranımız birbirine çok yakın. Tween veya damat mağazasında extra slim birşeyler bakıyorum dersen yardımcı olurlar. Hatta git bir satış danıimanının portföyüne gir yeni ürün gelince ayırsın haber versin. Ben öyle yapıyorum.

Outletleri gayet uygun. 4 gomlegi 100 liraya aldim geçen ay

Almayın olm bu markadan, Bi deri mont almıştım 2 sene önce adamlar fermuarı bozuldu yapmadılar, malın arkasında durmuyorlar uyarıyım.

o sektörde özel şirketlerde durum hep böyle.

malesef motivasyon kaybolduğunda tatil belki kafanı biraz dağıtmana yardımcı olur.

nane-limon kaynat. ciddiyim iyi geliyor. şekersiz falan iç öyle

Bağırsaklarınız da bozuldu mu? Soğuk ter var mı? Et zehirlenmesi fena oluyor. Biraz daha kötüleşirseniz tıpış tıpış acile.

@ay nov kung fu
Yok öyle şeyler ama yatamıyorum. Uzandığım an midem ağzıma geliyor.

@ysmnn
Evde maden suyundan başka bir şey yok. O zaman yapacak bir şey de yok herhalde.

Biraz limon buldum ve maden suyuna kattım. Bir saat kadar otursam geçer inşallah.

eğer sanki mide kapağı kapanmıyormuş da midedeki her şey yatınca yukarıya yükseliyormuş gibiyse reflü olabilir sizde. şayet evde varsa, gaviscon'ın sıvı olan şurubu bu gibi durumlarda muhteşem rahatlatıyor mideyi. yoksa da nöbetçi eczane bulup gidip almanızı ciddi şekilde önerebileceğim kadar iyi. bugüne kadar etki göstermeyen kimseye denk gelmedim.

sıcak bir şeyler iç. Çay filan rahatlatır mideyi. Maden suyu içme.

@cevap botu
İlk defa bu şekilde oluyor. Reflü olacağını sanmam. Zaten çok küçük bir miden var. Çok çabuk doyarım da sabah 6'da yediğim bir yumurtadan sonra gece 11:00'de tereyağlı kele paçaya abanınca böyle oldu.

@e_rsin
İçtim artık ama sonradan eklediğim limon rahatlattı baya.

çay içme, tein mide krampını arttırır. nane varsa tozu tazesi farketmez, kaynamış suya at, az demlensin iç

talcid

(bkz: yazgı)

get rich or die tryin

3 idiots.

davaro :(

The PhD Movie

her şey çok güzel olacak.

shame

ben her film izlediğimde aynı tribe giriyorum. benim için "e hepsi"

:/

titanik

demekki kullanmayı öğrenmişsiniz. ayrıca dizel araba düşük devirde kullanılır. bende de dizel var 2000 devirin üzerine çıkmam ortalama yakıt tüketimim de şehirlerarasında 3.5 falandır.

eğer aracı sıfır aldıysanız gayet normal bir durum. rodaj denilen bir olay var. ilk alındığında daha fazla yakar ve bir zaman sonra düşerek stabilleşir.

ayrıca dizel araba yüksek devirlerde kullanılmaz. ortalama 1800-2000 güzel. eğer performanslı olsun istiyorsanız da 2000-3000 arası kullanabilirsiniz. bu devirlerde genellikle turbo devreye girer.

@sta

Uzun yolda ben de 3,5 ortalama ile gidiyorum. Yukarıda bahsettiğim miktarlar karışık ortalamalar.

aynı durum bende de var. 2 sene falan oldu 18000de almıştım 40000lerde araba şimdi. 6,5lt/100km den 5,5lt/100km'ye düştüm. arabayı tanıdıkça ve sürücülük yetenekleriniz geliştikçe olması normal gibi. daha az gaz fren yapmakla falan 1lt tasarruf sağlama mantıklı geliyor bana.

hehe ben o motorla duygusal bir bağ kurdum :P.
bende 110 bg lik 1.5dci ı vardı, kullanımla azaldı gitti.

He şöyle bir şey var, arada yağı kontrol edin. Öğrendikçe azalıyor işte sarfiyat.
Bende 80 - 90 giderken 3,7 felan oluyordu ortalama.

Çok sağlam bir motor, hiç bakmadım, yağsız bıraktım. Yapılacak her işkenceyi gördü elimde. Sağolsun satarken temiz bakmışım gibi gülümsedi alıcıya

arabaya alıştığın için ve motordaki gerekli yerler kurum bağladığı için daha az yakıyor.(not buradaki kurum bağlama iyi bir şeydir kötüye yorma)

eski dizel araçlar yüksek devirde kullanılırdı. yeni nesil turbo dizeller aksine düşük devir kullanılır. bunu devir saatinin benzinli araçlara göre daha kısa olmasından da anlayabilirsin.
aracının hangi devir aralığında kullanmak gerektiğini motorun tork/devir tablosuna bakıp karar vermen gerekir. maximum torku geçtiken sonraki devirlerde kalman boşa yakıt sarfiyatı demektir. çok düşük devir ise motoru ve aktarma organlarını zorlayacağından arızaya davetiye çıkarır.

anlık yakıtınızı gösteren yol bilgisayarınız varsa, gaza basmayı öğreniyorsunuz.
Öğrendikten sonra 120 ile de gitseniz, 80 ile de gitseniz hemen hemen aynı yakıyor.

mesela 120 ile gitmek isterseniz, arabayı 130'a çıkarın.Gazdan ayağınızı 1 santim kaldırın.Hızınız 120'ye gerileyip sabitlenecektir.Anlık yakıtınız, minimum olacaktır.

1-2 aya da gelebilir 1-2 seneye de :)

radar 2 haftaya filan geliyo bu aralar.

konyaaltı altınkum dominos yanındaki unisex kuaför var. ben memnundum

tr.hoodboyz.de

Şu adresteki çantadan kullanıyorum.. İşe giderken, dışarı çıkarken falan genelde yanımda oluyor.. Bir suru anahtar, cüzdan, parfüm vs. her şey içinde. Çok unutmuyorum, alışkanlık oluyor bir zaman sonra.
Cepler dolu dolu dolanmaktan daha iyi. Biraz dikkat etmek lazım ama. Arabanın arka koltuğunda yarım saatliğine unuttum öncekini.. Camı kırıp çaldılar, pasaport vs ne varsa gitti. Dikkatli olurum derseniz kullanın bence. Ama elde tutmuyorum ben, itici geliyor öyle memur amcalar gibi :)

2.bp.blogspot.com

ben görmeden deodorant bile almam dikkat ediyorum ucuzlayan deodorantların kokusu daha az kalıcı oluyor, neden bilmem. ayrıca netten parfüm alıp sonradan başı ağrıyan çok insan var. cidden çok güvenilir bir mağaza değilse alma.

Netteki mağazalar güvenilir hızlıal ve hepsiburada gibi siteler.Öyle dün açılan bugün satış yapan e-ticaret siteleri değil.

Kokusunu bildiğin, kullandığın parfümleri netten en ucuz yerden alacaksın. Dediğin sitelerde çakma olasılığı yok. Ykm sevil gibi yerler aracılardan alıyor ve belli bir fiyat aralığına satma gibi durumları var bildiğim kadarıyla. Bir de sadece parfüm değil bir çok şeyde dükkan ile internet arasında uçurum olabiliyor malum sebeplerden(dükkan kirası v.s).

Hızlıal sitesinden aldım.129 TL.Yanında 20 TL de BKM Express puanı verdi.Cincik gibi oldu. :)

Internet'ten ucuz alınan bütün parfümler dandik ucuza kaçmayın

internetten parfüm almayın sahte olmasa bile tarihi baya geçkin olduğundan kokusu geçici oluyor. ayrıca o yazdığınız siteler eski diye güvenli olması gerekmiyor daha geçen duyuruda o mağazalardan birinden aldığı parfümün çakma olduğunu ne yapmam gerekir diye yazan biri vardı.

gitme derim.

davet etmediyse gitme

Gitme.

seni önemsese atlamazdı. gitme

Aklın yolu bir o zaman.Gitmiyorum.

Doğru karar verdin bence, düğünün en çok zaman alan kismi davetlilerdir, telefon rehberindeki isimler taranir çünkü her gelen potansiyel bir altın çeyrek anlamına gelir, bu aşamada akillarina gelmemişsin, bazen de yemekli düğün yapılacaktır sayıyla davetli belirlenir, bu aşamada da akıllarına gelmemişsin, gitmemen en doğrusu

gitme tabii ki. çağrılmadığı düğüne kimler gider bi düşün.

Iltihap olabilir.

isin icinde cinsellik yoksa pek bi numara olmaz varsada igne migne yaptiracan.

çok tahriş olduysa plazma da olabilir. hani kanın neredeyse yarısını oluşturan sıvı.

ama plazma çıkması için doku kaybı olması lazım, yani böyle asfalta falan sürtmen lazım.

muhtemelen bir kıl dönmüştür, sonra patlamıştır sivilce gibi, onun akıntısıdır.

Powder blue

uzak

The Savages www.imdb.com

demirkubuzun çoğu filmi

kac para kac
cogunluk
o da beni seviyo

(bkz: köprüdekiler)
(bkz: bornova bornova)

Yesım ustaoglu araf
Bir de iran filmleri genelde hep daha gercekcıdır, hep kendımızden bırseyler buluruz.

Clerks

jeff who lives at home

ben de ''çoğunluk'' diyorum

mike leigh filmleri

mayıs sıkıntısı

sultan 1978, gurbet kuşları 1965

birileri hep hayatta bizim yaptigimiz isi bizden daha iyi yapar.

ya kendimizi begenmeyiz, ya da bir mazeretimiz vardir mutlaka.

komsumuz bahcesine daha iyi bakiyordur o yuzden daha yesildir.

uzaktaki çimenlerin ışığı farklı açıda kırmasıyla alakalı olabilir kanka.

elindekinin kıymetini bilmezsen öyle olur. biraz emek, biraz özveri. hepi topu hepsi bu.

biri komşunun çimenine karşılaştırma amaçlı bakıyorsa zaten çimen fonksiyonunun ötesine geçmiştir. artık estetik obje değil rekabet metası olmuştur. kendini tatmin kaynaklı bir karşılaştırma yapan kişideki bir anlamda yoksun özgüven de nihai olarak kendini kusurlu bulmaya eğilim gösteriyor ve komşunun daha yeşil çimenini kıskanıyor.

komşunun bahçesine geçip oradan komşunun bahçesine (kendi bahçene) bak. daha mı yeşil?

gübresi falan farklıdır belki.

Psikolog olarak diyim ki boyle dusunen cok danisan geldi gecti. Ancak kiyaslamamak bunu dusundurtmez bize.

literal anlamda bir soruysa bu, namus ninjası'nın dediği gibi,

kendi çimenine üstten, komşunun çimenine yandan bakarsın. ışığın farklı açılardan yansıması, rengin tonunu değiştirir.

mecazi bir soruysa, o çimeni o hâle getirmek için harcanan emek, zaman ve parayı bilmiyosundur. onları harcamadan, o yeşile sahip olmak istiyosundur ama ''nazar etme ne olur, çalış, senin de olur'' lafını duymak da hiç işine gelmez.

genelde kendi hayatımız hariç gözlemlerimizde, "dışı seni, içi beni yakar" esasının "dışı" kısmında olduğumuz için çünkü.

edit: bu arada ingilizce deyim anlamında sorduğunu varsayarak cevapladım.
(the grass is always greener on the other side of the fence)

Bazen ters birine denk geliyorsun, diyorlar.

3 sene önce İstanbul'da acil pasaport çıkartmam gerekiyordu, şehir merkezine uzak sayılacak bir ilçe emniyet müdürlüğü'nü aradım, konuyu anlattım, gelin yardımcı oluruz dediler ve oldular.

Pasaport uzatmak diye bir sey yok artik yenisini cikartiyosun. Tenha bi yerse randevu sormazlar.

çok dert etmeyin biz acele acele dedik cuma günü başvurabildik ctesi öğleden önce pasaport elimizdeydi. pazartesi günü olsa yetişmeyecek bir durum yoksa kasmayın yani salı günü de elinize gelebilir.

Bursa'da randevu sistemi var ancak bu güne kadar her seferinde gidip numara aldım ve bekledim. randevusuz en fazla 1 saat bekledim, onda da ülke çapında sistem arızası vardı. Bursa'dan bahsediyorum.
sen randevu al, randevusuz da git, acil olduğundan geldim dersin...

Sağolun hacılar.Direk gittim, yarım saatte 10 yıllık çaktım.

Acelem yoktu da bugün aradan çıkarayım diyordum, iyi oldu...

nazım'ın dediği gibi bir sincap gibi yaşa sen de o zaman. büyük bir ciddiyetle ve yaşamaktan başka birşeyi düşünmeden.

alışkanlıklarından, bütün bir toplumdal vazgeçip yaşayabiliyorsan ne ala. örgütlü yaşa, daha anlamlı bir dünya için mücadele et mesela. ya da birşeylere inan, birini sev, birine bakmak zorunda kal ama bir amaç bul. o zaman yaşayabilirsin.

Ben de aynen boyle dusunuyorum ama insan ne bileyim hava atma, daha iyi sartlarda yasama, ailesine daha iyi seyler sunma, hirs gibi sebeplerden dolayi daha iyi araba daha luks bir hayat vs isteyebiliyor.

Ki bu kapitalist igrenc pislik lanet duzende ve toplumun dayatmalarinda da, ne kadar iyi gorunumlu oldugun, arabanin ne oldugu vs gibi seyler karsindaki insanin sana nasil davrandigini degistirebiliyor. Insanlara dis gorunuslerine gore davranacak kadar siglasmisiz.

Ama daha iyi bir yasam standartinda yasamak ve yasatmak varken kim daha kotu sartlarda yasamak ister.

Ayriyetten ay nov kung fu +1

ya ben bu mantığı anlamıyorum. çıkan şeyin kokusu daha iyi olmuyorsa taze ekmek yemeyin de gidip bayat yiyin o zaman. kapitalist düzen diye bokumuzda boncuk mu aramamız lazım illa? ölçüyü tutturmak gerek.

kendimi övücem şimdi müsaadenizle. ben 20 yaşındayım. 3 yıldır gayet temiz ve şahane olduğu gerekçesiyle aynı ayakkabıları giyiyorum. tüm eşyalarımı bir bavula sığdırıp herhangi bir yere taşınabiliyorum. kullanılamaz hale gelmediği sürece telefon, çağın çok gerisinde kalmadığı sürece bilgisayar değiştirmem. kendi standardım vardır, ona ulaşana kadar çalışırım; fazlası için itlik köpeklik yapmak, sürekli daha fazlasını kovalayıp mutsuz olmak tarzım değildir. müthiş zeki bi adamım.

ama diyorum ya, bu kadar düşünmek de fazla. ben yıllardır arabaya binmiyordum. çocukken bizim arabamız vardı ama lüks değildi, orta sınıf arabasıydı. şimdi ona binince mutlu oluyo muydum? evet oluyodum.

4-5 ay kadar önce duyurudan tanıştığım bir abinin bmw'sine bindim. lan çocuk gibi mutlu oldum. camdan insanlara falan bakıyorum HŞŞ BMW'NİN İÇİNDEYİM LAN dercesine. neden? çünkü bmw kaliteli, şahane araba. rahat. çok güzel.

yani demem o ki tüketim çılgınlığına kapılmamak lazım. sürekli daha iyisini, daha fazlasını isteyerek harap olmamak lazım. ihtiyaçla lüksü, ne derece lüks yaşamak gerektiğini falan iyi hesap edebilmek lazım. ama hayatın tadını çıkarabilmek, elde edilebilen bazı şeylere ulaşabilmek için de çabalamak lazım.

kapitalist düzen deyu deyu aç kalmaya da lüzum yok. ihtiyaç ve lüks dengesi. benim için altın kural, kriter, her ne ise. ihtiyacım var mı? varsa al. peki yoksa? çok mu lüks bu? almam uygunsuz mu olur şu durumda? olursa bırak. olmazsa al ulan her gün mü alıyosun.

Sanırım bu farkında olduğun gerçeklikte yaşayamamanın sebepleri partner, aile veya arkadaş 3'lüsünden biri ya da bir kaçı olmalı. Bunlardan hangileri istemsizce veya isteyerek seni buna yönlendiriyorsa ondan/onlardan uzaklaş.

Bu sayede farkında olduğun ama uygulamaya koyamadığın hayat görüşünü ufak ufak yaşamaya başlayabilirsin.

Sistem dedigimiz sey bu iste. Hep sizden daha iyileri goze sokup sizi daha cok calistirip sizden maksimum faydayi saglamak. Bu sirada da ucundan azicik koklatip hirsinizi canli tutmak.
Sadece ekmek de yeseniz 400 liralik bir ogun de yeseniz karniniz doydugunda yemeyi birakacaksiniz. Bunu fark etmis olmaniz da cok onemli.
Daha iyi hayat standardi icin daha cok calismaya karsi degilim. Ama bu hirs su aninizi yiyip bitiriyorsa veya o standardi elde ettiginizde keyfini surecek zamaniniz veya ruh sagliginiz kalmamis olacaksa hicbir onemi yok.
Amac daha iyi arabaya binmekten daha yuce olursa, cok bireysel olmazsa motivasyon daha yuksek ve kalici oluyor. Elde edildiginde de daha buyuk bir tatmin duygusu oluyor.
En azindan esyalari amac degil arac gormek lazim.

Ben de ailemi iyi şartlarda yaşatıyorsam gerisinin bir önemi yok. Ama sadece karın tokluğu doyurmaz gözümü. Çocuğumun istediği bisikleti almayı isterim, kuruyemişçiye gidince fıstık da alacak şartları isterim yani.

Ama arabalara çocukluğumdan beri hasta olduğum için bindiğim araba pek mütevazi değil. İçime sinmiyor, ama biniyorum. Neden, arabaları çok seviyorum çünkü.

Kendine ait bir ek iş yapabilirsin.Yeni işinle uğraşırken hiç sıkılmazsın.

"Bu halde daha iyi bir ev, daha lüks bir araba, daha pahalı kıyafetler almak için daha fazla kazanmaya çalışmanın, kendini hırpalamanın, aşırı hırs yapmanın ne anlamı var?"

yok. cunku parayi daha iyi ev araba kiyafet icin kazanan insanlar dunyanin en bos insanlari benim gozumde. dunyada yapacak o kadar cok sey var ki, bir cogu para olmadan imkansiz. harcayacak paran olduktan sonra yapacak cok acayip seyler var bu dunyada. amerika'ya gidip p51 mustang kullanabilirsin mesela, ya da ukrayna'da L39 albatros, ya da moskova'da mig jeti :) bunlar aklima gelen ilk 3 sey. yuzlerce hobi var parasiz yapilamayan, bizim memlekette nedense hobi deyince futbol maci izlemek, mangal yapmak geliyor insanlarin aklina sadece. parayi araba kiyafet restaurantta yemek yemek icin kazanan didinen insanlara diyecek hic bir seyim yok gercekten.

eger hayatta sevdiginiz hic bir sey yoksa kafami koyacak evim olsun karnim tok olsun yeter diyorsaniz zaten evet cok manasiz kendinizi hirpalamak.