Ekşi Duyuru

ben de 1 yaşında dişi bir kedim varken, 3 aylık tek gözü alınmış bir oğlanı evlat edindim. bizimki ufaklığı çok dövdü, ilk başta çok zorlandık ama bi süre sonra kendini savunmayı öyle bir öğreniyor ki, bu sefer dişi diğeri kaçacak yer arıyor :) küçük bir edit: bizimkinin karakteri biraz zor, yeri gelince bizi bile dövüyor, ama sizinki iyi huylu sakin bir kedi demişsiniz, belki de hiç problem yaşamazsınız hemen alışa da bilir. Kedileri birbirine alıştırmak için yöntemler var, onları deneyebilirsiniz.

kedilerin konuşması biraz karakteriyle alakalı bence. bizimki sese aşırı duyarlı, iki gözü de olmayan yavrucuk daha da duyarlı olacaktır. Yani o gürültü yapar mı bişey demek zor, ama olağandışı bir ses duyduğunda biraz fazla korkacak, normal siz de alışıyorsunuz.

camlar ve balkon telliyse sorun olacağını düşünmüyorum. benim ne cam ne balkon kapalı, bütün yazı kapalı cam ve balkonla geçirmek zorunda kaldım epey zorluydu, siz şanslısınız.

onun dışında ikinci kedi evin neşesini arttırıyor. hem de gözleri olmayan bi yavruya kucak açmak insanı manevi açıdan da huzurlu hissettiriyor. bizim ufaklığı almasaydık bahçeye bırakacaktık, hayatta kalamazdı diye düşündükçe her gün iyi ki almışız diyoruz eşimle.

fikir olmasi acisindan esas cezayi yazacaklari plakayi okuyamamis olabilirler veya dogru durust yazamamis olabilirler.

spesifik olarak aracı kullanan kişiye borcu ile birlikte satmanızı tavsiye ederim.şöyle ki.
bir arkadaşım arkadaşına motorunu veriyor motorunu verdiği arkadaş restoran önünden çaldırıyor,çalan şahıslar bir turisti gasp ediyorlar,kasklardan ötürü tanınamıyor ve plaka tespitinden motorun sahibi çocuğu gece 4 de evinden don paça alıyorlar.işin içinden hala çıkabilmiş değil.

plakaya yazilan borcu baskasina iteleyemezsin, o aracla adam oldururse de seni bulurlar.

Bu yuzden odunc arac verilmez ya da sozlesme yapilir yedek anahtatiyla birlikte verirsin.

sıfırdan yl yapsan daha mantıklı zira çoğu yer doktoraya yeni başlayan birini arş. gör. olarak almak istemiyor. akademi gençlerle düşünme üretme yeri değil bizim memlekette, dinazor ve tembel insanların çalışan insanların önünü kestikleri, hocaların memur kafasında olduğu (hepsi değil tabii ki) bir yer. Haberlerde açılan kadroları vs. görüyorsundur zaten :)

Oyle cat cut geciliyorsa topluca gecelim abi, benim bildigim milyon sene kadro bekliyorsun.

Bu kadar beyaz yaka saf mi akademi varken maslakta surunsun.

Benzer bi deneyime mecburiyetten sahip biri olarak sakın diyorum.
Akademi, senin bıraktığın gibi değil her anlamda berbatlaşmaya da hızla devam ediyor.
Her şey yolunda gider de aşırı hızlı şekilde kadro alsan bile alacağın araştırma görevlisi kadrosu.. maaşlardan haberin var mı? Devletle sözde eşitlediler ama yine az veren de var devletten yüksek veren bir iki kurum da.. (yök raporlarına bakın) daha düne kadar asgari ücrete razı insanlarla çalışan üstlerin seni de benzer kefeye koyacak. Ayrıca bunca deneyimden sonra 20 lik yeni meuznlarla fotokopi çekmeye okey misin?

Boğaziçinde (virgülden sonra başka örnek bulamadım) bi hocan sana gel burada kadron hazır desteğini ima etmezse sakın diyorum.
Git yine doktora yap, mümkünse yurt dışında.. sonra dr. olarak yine bakarsın.

Yapma kardeş yapma.

Bütün planınız kadro kısmında çöküyor. Pişman olursunuz. Bir de bence ikinci hatanız üniversiteyi gözünüzde çok büyütmeniz. Siz makine mühendisliğinde araştırma görevlisi olsanız belki termodinamik dersi vereceksiniz. Ama büyük bir şirkette termodinamik bilginizi kullanarak bir klima tasarlayıp, analiz edip üretimine katkı sağlasanız daha büyük bir iş yapmış olursunuz.

benzer zihinsel süreçten daha tıfıl bir lisans öğrencisiyken geçmiştim. okuduğum bölüm ve kurum 4 senede lisans eğitimini tamamlamayı neredeyse imkansız kılıyor, öte yandan daha mezun olmadan özel sektörde kabul görmemizi dolayısıyla çalışmamızı sağlıyordu. okuldaki 5.senemde ofiste çalışırken karar verdim akademisyen olmaya. bu kadar erken karar vermemse yaptığım en doğru şey oldu. ara vermeden yüksek lisansa başladım, fakat aynı zamanda karnımı doyurmak için part time olarak ofiste çalışmaya devam ettim. mezun olduktan 2 buçuk sene sonra kadro bulabildim (2017 yılında).

bunu neden anlattım? derdinizi çok iyi anlıyorum ve verdiğim karardan çok mutluyum. sinir bozucu insanlarla yine muhatap oluyorsunuz mecburen fakat öğrencilerle bir araya gelmek bana göre paha biçilemez ve akademik üretim alanı (en azından türkiye'deki) özel sektörden çok daha tatmin edici. fakat bu yola 32 yaşında girecekseniz, farklı bir yol izlemelisiniz. çünkü dendiği gibi araştırma görevlisi olarak sizden beklenen işler belirli bir yaştan ve deneyimden sonra gerçekten çekilmiyor, bir de zaten 35 yaştan itibaren yasa gereği araştırma görevlisi olunmuyor, dolayısıyla hemen kadro bulmalısınız ki bu çok gerçekçi değil.

benim önerim doktoranızı yurtdışında yapıp, sonra isterseniz türkiye'ye dönmeniz. hem araştırma görevlisi olarak çalışma süreciniz dolayısıyla doktora süreciniz çok daha acısız geçer, hem de dönünce türkiye'de daha rahat kadro bulursunuz. tabii kadro arama çerçevenize devlet üniversitelerinin yanı sıra vakıf üniversitelerini de katmalısınız böyle bir durumda. belki de yurtdışında çalışmaya devam edersiniz.

Ucu de cok guzel yerler. Bozcaada ve assos sanirim ayvalik'a gore biraz daha ruzgarli olabilir. Ben tercih yapamadim ama yolu dusunursem en yakin olani tercih ederdim 3 gunluk tatil icin.

bozcaada. net.

Ayvalık değil de cunda daha güzel. Gideceksen yer önerebilirim burada. Bozcaada biraz daha pahalı ama ben burayı tercih ederdim. Ayvalık’a gitmezdim. Assos konusunda nötr’üm

maske takıyor herkes. havalandırma dışarıdandır kesin.

toplu taşımalar orta derece risk. istediği kadar dışarıdan alsın, yanınız ya da arkanızda oturan biri enfekteyse sorun olabilir.

onu da geçtim 1 saatlik yolculukta bile sürekli o maskeleri elliyor ve burunlarının altına indiriyorlar. insanımız ileri derece düşüncesiz. o nedenle bence değmez.

birkaç ay önce istanbul-eskişehir arası gidip geldim. Maskesini çıkaran yoktu sanıyorum, ama insanımız son zamanlarda rahatladı sanki, şu an nasıldır bilemiyorum.

birer boşluklu oturuluyor, ama ön çarprazındaki en yakınında olan kişi. O covid pozitifse ve maskesini çıkarırsa problem, eğer maskeliyse pozitifse bile büyük oranda engelliyor.

"yapmam gereken bir yolculuk" dediğiniz için, siz önleminizi alıp yapın bence. Arkanızda bari kimse olmasın diye vagonun en arkasını almaya çalışabilirsiniz. (oo maske siperlik demişsiniz bir de, okey. Ben sadece 1 liralık maskeyle binmiştim mesela. Çoğu kişi de öyle)

edit: sözde uçaklar hepa filtresi ile daha güvenliymiş, ama uçakta da havaalanının kendisi risk. Ayrıca uçakta boşluklu değil, dip dibe oturuyorsun ama o da 1 saat. Siz karar vereceksiniz. Uçak kullananlar da oldu, bir sıkıntı yaşamadılar.

burgaz ada'da olmuyorlar genelde. büyükada'da ne yazık ki her saat arap turist görebilirsin.

kalırsınız.

Abi İstanbul'da turist mi var ki

2. el bir Yamaha ya da Honda al, bin gez öğren sonra çok zarar etmeden satarsın. Çin malı olarak bildiğimiz markalarda sıfır alıp ikinci el satınca zararın büyük olur, gerek yok.

Çok kısa sürede o da ikinzi el olacak zaten, mağazadaki duruluna aldanma.

YBR 125 ya da CBF 150 olabilir.

radar chart diye geçiyor bahsettiğiniz şey. Burada biraz anlatılmış
www.howtogeek.com

Merhaba,

Bu konuda bilirkişi, yetkili birine benzeyen abimiz ''veteriner''.
Sorun olmayacağını iletmiş, daha besleyici olduğunu açıklamış.
Şimdi, dişi kediniz o mamayı yedikten sonra erkek kediye dönüşmüyorsa, sorun olmaz herhalde?

İyi günler.

Veteriner kim ki sorun olmayacağını söylüyor??!!!

ironiler için teşekkürler. Hayvan besleyen herkes %100 her dediğine güvenilir veteriner bulmanın ne kadar zor olduğunu bilir. Daha önce böyle bir şey yapmış ve zararını görmüş/görmemiş biri varsa diye soruyorum. Zeka dolu yorumları başka duyurulara alalım.

Olayın şoku henüz taze. Bizdeki kısırlaştırmadan sonra bile neler çektirdi. Sizinki daha büyük zorluktan geçmiş. Düzelir.

daha çok ufak, 2 operasyon aynı anda olmuş. atamamıştır üstünden belki.

başka bir kedi ile bir araya getirmeyi denediniz mi? kediler her ne kadar bölge savaşı için birbirlerine girse de kendi aralarında bu tip durumlarda birbirlerini sakinleştirebiliyor (koklamalar, birbirini yalamalar vs.). şoku atlatması için faideli olabilir. geçici olabilir. yılmayın. tecrübelerime dayanarak konuşuyorum ama her kedi farklı bir hikaye...

daha önce kısırlaştırma yapanların görüşleri de önemli.

Gimcat'in anti stres macunu var. Bir de Vetriscience'ın Composure diye bir ürünü var. Bunlar hayvanları biraz sakinleştirme amaçlı bitkisel ürünler. Veterinerinize danışarak kullanabilirsiniz.

garantiye gonderebilirsin. ama 500 liralik falan bi telefonsa zaten beklentiyi dusuk tutmak gerek biraz.

Eğer telefon olması gerektiği gibi değilse yani ayıplı diyorsan yapılabilecekler var. Ama o telefonun özellikleri öyleyse yapacak bir şey yok. Gidip aynı modeli teknosa mediamarkt gibi yerlerde incele. Seninkiyle aynıysa özelliği o kadardır. Daha iyilerse ayıba karşı sorumluluğa gidilebilir.

Google’a ayıba karşı tekeffül yaz çıkar.

Tam için farklı olmadığını düşünüyorum, öğrenci aylıkla metrobüs 2 geçiş alıyor

Ben zen pırlantadan almıştım. imajdakinin aynısı geldi. telefon destekleri de vardı. memnun kaldım.

kardeşimin 8.8, kullandıgı lens 8.6.

çok problem olmuyor. ne kadar küçük gözlerin varmış.

8.8 kullaniyorum. Goz kavisiyle alakali. Sana belirgin farklari soyliyeyim.kullanabilirsin sorun olmaz.
Ama bazi durumlar var.
Lens gozune tam oturmaz kayar.
Gece lensle uyursan lens gozunde cok oynar ve cok rahatsiz eder.
Lensi takmak da buyuk zorluk cok yorucu.
8.4 kullandim satilmiyodu sonra ozel siparisle 8.8 getirttim.
Bariz farklar var ama bu srferlik kullan bir digerinde uygun olani al hayat kalitesi etkileniyoe.

8.40 bc ile 8.70 ve 8.80 denemişliğim var. Bazı gözler tolore edebiliyor. Testermış zaten dene olmazsa çöpe atarsın.

lumia 920'den Samsung galaxy a5 2016'ya geçtim. Ben de seviyordum wp'yi fakat uygulamalardan yakındığım oluyordu. Artık windowsphone alınmaz orası KESİN, her hafta bir uygulama desteğini çekiyor, bir özellik gidiyor. Şaka gibi bir hale dönüştü. Bunun tersine 2013 civarında Anroid pek iyi değildi ama şimdi gayet stabil duruyor ve telefonların donanımları da çok yükseldi artık altından kalkabiliyorlar.

a5 2016 ithalatçı garantili falan 1200 civarına vardı, 2900mah batarya ve hızlı şarj benim yüzümü batarya açısından baya güldürdü mesela. Gerçi lumia 720'nin şarjı 920'den iyi gidiyordu bazı şeyleri düşük olunca ama yine yeni teknolojiler güzel. Huawei G8'e de bir bak o da hoş ve 1100tl civarı galiba. (Tasarımlar da güzelleşti, artık eski tipsiz androidler pek kalmadı. Hemen aç a5 2016 ve huawei g8'in tipine bir bak ;)

ha ekran 5" geçmesin demişsin, ben biraz o yüzden samsungu seçtim 5.2" ve kenarları falan ince. Huawei 5.5"

not: geçen yıl lumia 930 almayı düşünüp sonra 950 çok pahalı olmazsa onu alırım diyip vazgeçtim. cidden artık wp alma.

BAtarya açısından lenovolar. huawei ascend degzel.
urun.n11.com

bu mesela.

en az 32 gb dahili hafızsı olmalı artık telefonun. Parmak zi okuyuculu gibi şeyler keyfe kalmış.

meizu'lara bi baksana

www.gsmarena.com

Hayatında uçağa binmemiş ekşiciler aşırı abartıyor, bir şey yok fazla normal uçak yani. Al gitsin.

sürekli uçuyorum bugün de uçucam bir problem yok. rötar için kimseye ihtiyacınız yok sitesinde gerçek kalkış varış saatleri var.

Koltuklari dar, tum ucus boyunca paso reklam dinleniyor, yemek falan parayla. Ama ucuz fiyatliysa al yani. Madrid o kadar uzak degil, 3.5 saat dayanilir. Bilet fiyatlari arasinda <50 euro fark varsa thy tercihimdir

Rötar olayı abartılıyor. Bunun haricinde Madrid'e giderken değişen bir şey olmayacak, pegasus aynı pegasus. Koltukları dar, servis yok. Eğer gerçekten ucuz ise al(arada 100lira varsa), değilse değmez yorulduğuna.
Ayrıca pegasus plus üyeliğini unutma, Madrid'e git gel en az 20₺ uçuş puan kazanırsın.

pegasusla madrid'e gittim. uçak doluydu (yaz olduğu için de olabilir)
sıkıntı yaşamadım. fiyatına göre normal koltukları konforu falan.

insanlar pegasustan thy rahatlığı bekliyor. low-cost bir firma, eğer koltuğuna sığarım diyorsan onu seç. bir insan 3.5 saat susuzluktan ölmez. yer bulma sıkıntısı gideceğin tarihe göre değişir.

rötar'ı da çok abartılı değil. söylediği saatte varıyorsun gideceğin yere.

ben sık sık hatta tüm yurtdışı uçuşlarımı pegasus ile yapıyorum. hatta daha dün uçtum yurtdışı. thy ile muazzam bir fark var. 800 liraya thy tek kişi gidiş dönüş verirken pegasus o paraya çift kişi uçuruyor.

koltuklar da o kadar dar değil. dar tamam da ölmezsin yani üç saatte. ben singapurdan thy ile döndüm. bak singapur diyorum bilete verdiğim parayı, yolculuğun uzunluğunu düşün. boyum 1.75 olmasına rağmen önümdeki koltuk dizlerimi sıkıştırıyordu. mahvolmuş bir şekilde indim. pegasus'ta aynı koltuklarda 5 santim daha fazla boşluk var.

rötar olayı da türkiye'ye giderken 15 dk rötar yaptı. havada kapattı zaten onu. inmemiz gereken saatte indik. geçen senenin sonunda sabiha gökçende pistlerde tamir vardı. o yüzden rötar yapıyordu esas uçaklar.

madrid e pegasusla rötarsız uçtum birkaç ay evvel. abartılıyor.

ben pegasusla yurtdısı +10 ucus yaptım, sefa pezevengi degilim zengin de degilim. yemegini checkinde secersen iyi olur. 50 lira gitsin max ucak ici harcamana, yine cogu rotada hayvan gibi ucuz thy'den. ben pegasusu begeniyorum kim ne derse desin.

ayrıca hasta olana su vermediler gibi yorumlar var ekşide, onu yapan kabin görevlisinin hayvanlıgıdır. daha gecen haftaki ucusta amcanın biri panik atak gecirdi, kaç kişi deli divane oldular adamın basında. tamam biyere inmek firma icin sıkıntı o var da, tavırları gayet duzgundu. sonuc: ekşi'de pegasus fazla kotuleniyor.

Valla yok galiba ya. Yurt dışında böyle bişi yok çünkü. Kaç senelik öypliyim hiç de duymadım İngilizcesini. Bence kafana göre çevir ama parantez içinde falan da orjinalini yaz.

1- Hayvan sıkılır. Özellikle yavru ise daha da çok sıkılıyorlar ve biraz da korkuyorlar yalnız kalmaktan. Buna tek çare yanına bir arkadaş almak. İnanın iki kedinin yükü bir kediden hiç de fazla değil, azıcık mamayı fazla koyuyorsunuz bu kadar.

2- Özel klinikler için normal ama aşıya da boğmasınlar hayvanı. Kuduz, karma, parazitler yeter. Hatta kuduza bile karşı olanlar var da orası ayrı mevzu. Kanser için, kist için bilmemne diye aşı kakmasınlar size. Belediye kliniklerinde daha uygun fiyata halledersiniz.

3- İyilik. Sadece hayvana değil tüm dünya hayvanlarına ve çevreye iyilik. Yaptırmak zorundasınız diyeyim ben. Evet yaptırmazsanız da çok sıkıntı çıkarır. Erkek kediler çiş benzeri bir sıvı püskürtüyorlar her yere, evde kokudan duramazsınız. Hayvanın çektiği kızgınlık ızdırabı da cabası. Özetle hayvan sahipleniyorsanız kısırlaştıracaksınız, bu iş bu kadar basit.

4- Yok, çok kurcalayacağını zannetmem. Suyu falan döker maksimum.

5- Yapıyor kuma, problem olmuyor. Yapmazsa da bi kaç sefer, alışana kadar götürüp kuma patilerini sürtebilirsiniz, yani burası tuvalet diye gösterebilirsiniz. Hala daha alışmazsa ve dışarı yapmaya devam ederse azıcık, minicik çamaşır suyu dökebilirsiniz kuma.

Merhaba,

Öncelikle kararınızdan dolayı tebrik ederim. Bir kere içiniz ısındıysa kolay kolay vazgeçemezsiniz zaten. :) Sorulara geçersek:

1- Hayır, günde 8-10 saat sorun olmaz. Bir, iki gece yalnız bırakmak da sorun olmaz, ama daha uzun sürelerde kontrole gelecek, yanında mümkünse biraz takılacak birine anahtar filan bırakırsanız uzun süreyi de başarıyla atlatmış olursunuz.

2- İlk aşılar 15 günde bir olmak şartıyla düzenli yapılıyor. Birkaç aşı toplam. Sonra 3 ayda bir yapılan iç, dış parazit aşılarına geçiyorsunuz ve başka bir sorun olmadıkça üç aydan üç aya veterinere gitmeniz yeterli oluyor. Fiyat olarak da uçuk bir şey söylememiş bence. Benim veterinerim 10 lira filan daha ucuza yapıyor, ama sizinki de makul geldi bana.

3- Bu tartışmalı bir konu olsa da arada dışarı salmak gibi bir şeyi düşünmüyorsanız (bahçeli bir yerde yaşamıyorsanız bence düşünmeyin) kısırlaştırmak hem kedi hem de sizin için daha sağlıklı olacaktır, ama gelişimini tamamlamasını beklemek için bir yaştan önce kısırlaştırmayın derim ben. Hatta koku bırakmaya başlamadığı sürece kısırlaştırmayı ertelemenizi tavsiye ederim. Kısırlaştırmadan sonra da kısırlaştırılmış erkek kediler için özel mamalardan almanız yavrucağın uzun ve sağlıklı bir ömür sürmesi için önemli. Yoksa böbrekler kolay iflas edebiliyor. Ama bunlar sonraki mevzular.

4- Bu kedisinden kedisine değişir sanırım. Bir arkadaşımın kedisi gerçek bir şapşal gibi yağlıboya gördüğü yerde üstüne sürerken, benim kedim en ufak bir kimyasal kokusunda uzaklaşıyor. Karakter meselesi...

5-İlk birkaç seferde kuma yapmaması çok normaldir, ama doğrudan gidip yapabilir de. Olur da ilkini kuma yapmazsa yaptığı yerdeki idrar ya da dışkıyı bir peçeteyle biraz alıp kumuna sürün, sonra da kum dışında yaptığı yeri koku kalmayacak şekilde iyice temizleyin. Gidip o kokuyu bulacak, kuma yapacaktır.

Tekrar hayırlı olsun. Ömrü uzun, bahtı güzel olsun yavrucağın.

1. kediler özellikle gündüzleri olmak üzere bol bol uyurlar. siz yokken sorun olmaz. evdeyken vakit ayırırsınız yeter. annenize gittiğinizde mamasını ve tuvaletini koyun kalır tek başına.

3. erkek kedi kızgınlığa girince etrafa çiş yapar. bu normal çiş değil hormonludur. çok ağır kokar. o koku temizleseniz de çıkmaz. başa çıkamazsınız. ev kedileri 1-2 ayda bir kızgınlığa girer. ayrıca kızgınlığa girince içgüdüsel olarak çiftleşmek için evden kaçmak ister. kaçarsa kaybolma ve kaza geçirme riski var. artı yavru olursa kim bakacak onlara?

4. kedi gidip abuk subuk şeyler yemez, içmez. özellikle tanımadığı, kimyasal kokuları. dağınık yerleri dağıtmaya bayılırlar ama.

5. kumunu bir kaba koyun. götürüp yerini gösterin. harş harş karıştırın. o anlar zaten ne olduğunu.

cevaplar için teşekkür ederim, bu arada belirtmeyi unuttum kedi yavru değil büyük.

büyükse ve uysal diyorsanız karakteri oturmuştur. eve kolay alışır.

yanına bir arkadaş almak iyi olabilir ama :)

1- Genelleyecek olursak sıkıntı yaratmaz. Annenize gittiğiniz vakit de kumunu temiz bırakır, mamasını suyunu da fazla olarak ilave kaplara bırakırsanız hiç bir şeycik olmaz.

2- Normal. Zaten başlangıç aşıları tamamlandıktan sonra veterinere gitme sıklığınız azalacak.

3- Kısırlaştırma hiçbir sıkıntı yaratmaz; ama kısırlaştırmama kanser de dahil çok sıkıntı yaratabilir. Kediniz evden dışarı adım atmayacaksa kısırlaştırmamak onu kızgınlık döneminde çok strese sokar; ama, eğer, mesela girişe yakın bir kattaysanız ve kedinizin evden dışarı çıkmasına izin verecekseniz o zaman sizin kediniz açısından problem olmaz ve fakat onun hamile bırakacağı dişi kedilerin yavrularının sorumluluğu size ait olur... Ölenin de sağ kalanın da...

4- Kedi her şeyi merak edip her şeyi tanımak, keşfetmek ister. Dolayısıyla evet, oralara girer. Alçıya basıp, sonrasında patisini yalayabilir. Ortalıkta gördüğü boyanın tadına da bakabilir eğer kokusundan rahatsız olmazsa. Kokudan rahatsız olursa yemez. Ancak alçının/boyanın tadına bakar/bakmazın garantisi yok maalesef...

5- Kediyi gövdesinden tutup kuma koyun siz, o işini görür.

4. maddeyle ilgili dikkat etmeniz gereken bir şey var. bahsettiğinize göre kedi uysal muhtemelen sorun yaşamazsınız ancak eve ilk geldiği zaman çevreyi tanıma süresinde yine de yalnız bırakmayın. biraz koklasın, patilesin etrafı. sadece kesici ve delici aletleri, patisine batma riski olan şeyleri (kıymık, bıçak parçası, metal parçası vs.) ortalıkta bırakmayın.

öğrendim, natgeoya güvenmeyin başladı bile.

evet

genclerbirliginin girisinde avenue vardi.
hala duruyor mu bilmiyorum ama eskiden gittigimizde barzosu falan az oluyordu.

metre-ankaray ile gidebilirsin.

Avenue nin adi wonders oldu. Havuz cok guzel sakin. Ama damsiz almiyolar.
Oneririm.

ben değil de arakdaşlarım sakaryada martı ya da kumsal a gidiyorlar..
sakarya dediğin için diyorum yoksa var birkaç seçenek daha

Sakarya şart değil, Kızılay geneli, Tunus Tunalı aşağı ayrancı vb. de olur

ya müziksiz sadece içelim derseniz amerikan elçiliğin karşısındaki keremeyle fena değildir iş çıkışı için özellikle.. tunusda laterna vardır yunan müziği çalar güzeldir. bir de bekri ile neyzen var.. fasıl oluyor buralarda.
kızılayda sudem belki senin istediğine en yakın olanı... ama bir de botanica'nın meyhanesi aklında olsun.. hepsinin web sitesi vardır.. bir bak kafana hangisi yatacak.

bayındır 2 de martı restaurantı tavsiye edebilirim.
özellikle mezeleri çok lezzetli.nezih sakin bir yer.

tunus ta pancar

Amerikan konsoloslugunun karsisinda keremeyle var.

tavukçu. hiç gitmedim ama baya seveni var.

tavukçu, net piknik ve kumsal lokantası; www.muziksizmekanlar.com adresindeki listeye göre gidilebilecek müzikten uzak güzel ankara mekanlarından.

Pancar.

EK: Pancar zaten denmiş, Martı da denildiği gibi iyidir.

evet yerini belirtir misin ?

haysev ile iletişime geçmelisin.
twitter.com

dediğin gibi bakılan binlerce köpek var. ilgileneceklerini sanmıyorum, ilgilenecek olsalardı öyle köpeklere de daha az rastlardık.

apartmanlar ve kentsel dönüşüm bu şartları yaratıyor ya da hayvan sahiplerini buna mecbur bırakıyor. asıl ****** adına "modern yaşam" "kent" dedikleri şeyleri sevip sayan kişiler. buna öfke duymaya başlamaya ne dersin?

köpekceğiz için de, yer nere? bir de bi yerlere şikayet yerine elemanı uyarmayı denesen, sözlü olarak? bişey kaybetmezsin. resmi kurumlar devreye girse bile bu kez iş inada da binebilir.

biz de kentte yaşıyoruz ama köpeğimizi balkona hapsetmiyoruz. adam net ********** imiş yani, modern yaşamın suçu yok.

bizzat kendin uğraşabilirsin herifle ama haysev gibi yerlerdeki aktivistlerden yardım alman iyi olabilir bence. iş inada binerse karşıdakinin hamlelerini daha rahat tahmin edebilirler.

buradan bana alenen veya mesajla küfür etmenizi de göze alarak:

(bkz: yeni başlayanlar için motosiklet/@compadrito)

@compadrito, sakat iş tabi. tırsmıyor değilim. ama ne yalan söyleyeyim ultra monoton ve baymaya başlayan bir hayatım var şu sıralar. bir şeyler bulmam gerekiyor günlük hayatımı güzelleştirecek, sabahları yataktan daha kolay çıkmamı sağlayacak. motosiklet gibi yıllardır isteyip de yapamadığım bir şey şu an benim için tam sırası.

compadrito çok haklı.

türkiyede yaşıyorsanız almayın.

www.google.com.tr

İlk motosikleti kesinlikle fitessiz al. Hem vites değiştirip hem trafiğe dikkat etmek ilk başta zor.

"Motor ehliyeti de" derken?

"Pata kute ogrene ogrene" derken?

Bence yanlis bir yerden giris yapiyorsun motosiklete. Tecruben yok anladigim kadariyla. Motor surmeyi istiyorsan gelinecek son nokta motora karar vermek deniliyor.

Bence egitim alarak basla (honda, gis vs zilyon secenek var) paralelde ehliyet islerini hallet. Bu surede ekipmanlarini toparlamaya calis. Zilyon video izle, kitap, makale oku. Suser isen eksitekere katil.

Bu isler bitene kadar zaten 3-4 farkli motora binmis olacaksin. Sonrasinda ekipmanlarini da tamamlar kalan butcenle motora karar verirsin.

Soruna da cevap vermis olayim. Bence kafandaki motorlar arasinda en mantiklisi cbr250r.

Ha bir de compadrito gibi cok adam cikacak karsina. Goz ardi etme, ama seni engellemesine de izin verme.

Zor ama inanilmaz keyifli bir yola giriyorsun :) Hosgeldin :)

1. Motorsiklet kazasında yolcuydum. Karşı tarafın sigortasından talep ...
www.engelliler.biz › ... › Trafik Kazası Sonrası Haklar
◦ Cached
◦ Share
2. 
Translate this page
3 posts - 2 authors
öncelikle herkese merhaba; arkadaşımın kullandığı motorda arkada yolcuydum, bizim yolumuza giren bir otomobile çarptık,arkadaşımın omzu kırıldı benim.


3. 
Motorsiklet Kazasında - Kululuyuz.biz
www.kululuyuz.biz/Kulu-motorsiklet-kazasinda-9992....
◦ Cached
◦ Share
4. 
Translate this page

Oct 7, 2013 - Kulu#39;da meydana gelen Trafik kazasında 2 kişi yaralandı. nbsp; Edindiğimiz bilgiye gouml;re,


5. 
MOTORSİKLET KAZASINDA HAYATINI KAYBEDEN ... - Dailymotion
► 2:03
► 2:03


www.dailymotion.com/.../x10sicf_moto...
◦ Similar
◦ Share
6. 
Dailymotion


MOTORSİKLET KAZASINDA HAYATINI KAYBEDEN HAZIR ASKER SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI ...



7. 
MOTORSİKLET KAZASINDA HASTA OLAN AMBULANSMIŞ MEĞER
aysenurkayaaydogan.blogcu.com/motorsiklet-kazasin...
◦ Cached
◦ Share
8. 
Translate this page

Nov 6, 2013 - MOTORSİKLET KAZASINDA HASTA OLAN AMBULANSMIŞ MEĞER. Tarih 29 ekim,Yer; savaştepe,olay trafik kazası,şok durumlar;lastiği patlak ...


9. 
2:03 MOTORSİKLET KAZASINDA HAYATINI KAYBEDEN ... - YouTube

► 2:03
► 2:03


www.youtube.com/watch?v=nX4N...
◦ Similar
◦ Share
10. 
YouTube

Jun 11, 2013 - Uploaded by barış gezici
MOTORSİKLET KAZASINDA HAYATINI KAYBEDEN HAZIR ASKER SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI.



11. 
Motorsiklet Kazasında Hayatını Kaybeden Hazır Asker Son ... - Vimeo
vimeo.com/68132426
◦ Cached
◦ Share
12. 
Vimeo


Jun 11, 2013 - Motorsiklet Kazasında Hayatını Kaybeden Hazır Asker Son Yolculuğuna Uğurlandı.


13. 
Motorsiklet Kazasında Onu Kaybettim in English Translation
www.translate.com/english/motorsiklet-kazasnda-onu.../55084694
◦ Cached
◦ Share
14. 


Dec 1, 2013 - motorsiklet kazasında onu kaybettim translated to English.


15. 
Polis inceledi; 342 motorsiklet kazasında sadece 14 sürücünün ...
rasthaber.com/33091_polis-inceledi-342-motorsiklet-...
◦ Cached
◦ Share
16. 
Translate this page

Polis inceledi; 342 motorsiklet kazasında sadece 14 sürücünün kaskı vardı. 18- 09-2010. BURSA (CİHAN)- Bursa Emniyet Müdürlüğü, şehirde yılın ilk 8 aylık ...


17. 
LİSE ÖĞRENCİSİ MOTORSİKLET KAZASINDA CAN VERDİ ...
www.toroslargazetesi.com.tr/lise-ogrencisi-motorsiklet...
◦ Cached
◦ Share
18. 
Translate this page

Nov 21, 2013 - LİSE ÖĞRENCİSİ MOTORSİKLET KAZASINDA CAN VERDİ. Konya'nın Seydişehir İlçesi'nde 15 yaşındaki lise öğrencisi Abdullah Kulaksız, ...


19. 
(Özel) Motorsiklet Kazasında Ölen Kadının Düşmesi Güvenlik ...

►
►


www.haberler.com › Güncel › Haber
◦ Share
20. 


Sabah Saatlerinde Meydana Gelen Motorsiklet Kazasında, Olena Çoşkun İsimli Kadının Bariyerlere Çarpan ...

Gugıla çift tırnak içinde motorsiklet kazasında yazdım. Bu daha ilk sayfa!

29 bin sonuç geldi...

@dark dante, uzunca bir süredir okuyorum zaten ilgili şeyleri, bulabildiğim düzgün her türlü eğitim videosunu falan da izliyorum. ehliyet ile birlikte eğitim de alacağım, ama istanbul'daki kadar alternatifimiz yok ankara'da maalesef. "de" derken, araba ehliyetim var, motosiklet ehliyeti de alacağım. "pata küte" derken de, "aman sinyali bozulmuş servise götüreyim" diyecek kadar üstüne düşmeyeceğim (kendim çözmeyi deneyebileceğim yani), maddi açıdan çok kıymetli olmayacak, acemiliğimi rahat rahat üzerinde atabileceğim bir motordan bahsediyorum.

cbr evet çok güzel ama bütçeyi zorlar.

ya kibarlık edeyim eyvallah diyeyim dedim dedim de. yeter arkadaş akşam akşam. ben de biliyorum nasıl bir ülkede yaşıyoruz, motorcuların başına neler geliyor. dün doğmadım herhalde. ben de biliyorum onlarca kaza hikayesi, arkadaşlarımın da başına gelen saçma sapan olaylar, onlarca cahil sürücü veya yol saçmalığı sebebiyle ucuz atlatılan kazalar. onu mu soruyorum ben. motora başlayayım mı diyorum. teşekkür ederim allah razı olsun çok düşüncelisiniz ama benim sorduğumla ne alakası var şimdi.

hocam, şahsi fikrim cbr 125 r ile başla. ben çok memnunum, 2. ellerini 6500 civarında bulabilirsin. ancak lastikleri konusunda söylenenler doğru, biraz kayıyor. bir de, eğitim şart. akademiye yazılmadan alma, hem orada farklı motorlar da görebilirsin. trafikte görünmezsin, o yüzden dikkatli olman lazım her daim. kawasaki'nin yedek parçaları pahalı, yedek parça açısından da en makulü honda. yamaha yzf 125 de çok acayip güzel ama hondadan en az 3k pahalı. tavsiyem, en kötü 250 ile başla.

sonra gelen edit: pardon, bütçeyi okumadan yazdım.

bütçe şu an için max 5000 tl gibi gözüküyor. kask vb. hariç, sadece motor. onları ayrı tutuyorum, hiç ucuza kaçmadan halledilecek tabi ki.

compadrito uçak en tehlikelisi ona bakarsan ama habire biniyorsun.

soruya cevap veriyorum. vitesli motor alınmaz öyle çat diye. önce ehliyet ya da 49cc bir scooter alınır sonra en fazla 125lik en altta bahsettiğin tarz bir şey alınır. 250lik yarış motoruna geçene kadar en az 3 yılın var. yoksa ölürsün doğru.

Compadrito, bunlari biliyoruz, farkindayiz.

Buna benzer tamamen farkli konularda bir cok haber bulabiliriz. Her motosiklet duyurusuna bu sekilde "atlamandan" sikildim.

Yaklasiminin yanlis oldugunu dusunuyorum. Insanin icini karartacagina, "arkadasim, sen bunu yapmaya karar mi verdin? bak karsilasabilecegin seyler arasinda bunlar da var. bunun icin egitim al, alkolluyken kafan bozukken surme, egitim al, dikkatli ol, ekipmanina ozen goster, egitim al, parani motora degil egitimine ekipmanina yatir" de. Yapici ol.

Thejester,

Super. Motordaki trafik algisi bakis olayi farkli olsa bile b ehliyetinin olmasi avantaj. Eger manual sanzimanli bir arabayi iyi kullanmayi biliyorsan, scoter i direk eleyebilirsin. (Ki sende oyle yapmissin, bence dogru tercih. Bunun nedenini konusabiliriz.)

Ankara da egitim olayindan icin rahat etmeyecekse bir hafta sonu istanbula gelmeyi zorlamaya calis.. (Ankarayi bilmedigim icin soyluyorum.)

Videolar makaleler filan konuya hakimsin diye ozet geciyorum. Tipe takilmamak lazim.. Cbr icin butce cok geliyorsa, al bi ybr 125. Sende biliyorsundur bu motorla dunya turu yapanlar var. Asigi olan zilyon adam var. Milletin ne diyecegine, disaridan nasil gozukecegine bakma, bosver.

Biliyorum direk kuryeci motoru gibi gozukuyor. Bende takiliyordum buna. Ama gercekten cok mantikli secim olacaktir. Patlat bi ybr, en azindan bir sure sabret, isi coz, deneyim kazan o zaman gonlunden geceni alirsin.

Not: Simdi bir baktim da, yillarin motor surucusu gibi konusmusum galiba. Oyle degil. Bende aceminkn kraliyim. Baslangic surecinden gecerken cok kararsiz kaldim, cok yanlistan dondum. Ondan boyle konusmusum sanirim. Ukalalik olarak algilamamissindir umarim.

@dark dante, estağfurullah. aksine, teşekkür ederim yardımın için.

"abi cbr600rr la başlayayım 2 ay sonra çakarım fireblade'i" kafasında değilim kesinlikle. kurye motoruymuş falan da sallamam yani. hoşuma gitsin yeter ki. işte ybr'ler cbf'ler pek hoşuma gitmiyor ondan açtım bu duyuruyu. eski dökük bir zzr250 ile texas'tan güney amerika'nın ucuna kadar giden bir çiftin hikayesi vardı advrider'da, ondan beri cc mevzularına falan takılmamayı öğrendim. maksat keyif.

dark dante ve blossom

sizlere verdiğim rahatsızlıktan ötürü özür dilerim. sizleri sıktığımı biliyorum. ama sıkmaya devam edeceğim. çünkü bu benim, insani, vicdani ve mesleki sorumluluğum.

blossom, en tehlikelisinin uçak olduğunu hangi yayınlara dayanarak söylediniz? uçağın en tehlikesiz taşıt aracı olduğunu herkes bilir sanıyordum ben.

Compadrito nasil bir misyon yuklendin bilmiyorum, ilgilenmiyorum.

Fakat, uslubun cok rahatsiz edici. (Rica ediyorum bari bunu degistir) Bunu sende kabul etmissin. O zaman burada bir yanlisin var. Biraz farkli davransan hem insanlari rahatsiz etmezsin, hemde potansiyel suruculerin (sadece motosiklet degil araba, minubus, kamyon vs) daha bilincli olmasini saglarsin. (Kaldi ki bu bir insana binme! demekten cok daha degerli) Tahminimce yine sorumluluklarina sadik kalmis olursun.

Eforunu niye bu yonde kullanmiyorsun ki?

Ayrica hic motor kullandin mi? De ki, trafik cok sakat, off road da bunun keyfini yasayin? Oneriyle gel birader. Hot onu yapma hot bunu yapma.. Neyin kafasi bu?

ninja 250 diye aratınca bu duyuruya ve compadrito nun cevabına denk geldim.
kendisine şu istatistikleri yollamak isterim.
oransal olarak (yaralanmalı-ölümlü trafik kazalarında) motosiklet ve otomobil arasında fark yok.

www.tuik.gov.tr

eksiteker buluskalarina gidiniz efenim.

losev bagiscisi

o rakamlardan bir fikir edinebilmeniz için, hastane acil servisleri ve yoğun bakımlarında, ölüm raporu doldurmakla görevli olarak çalışmış olmanız ve TÜİK Demografi Şube Müdürünü makamında ziyaret edip, bu konu hakkında konuşmuş olmanız gerekir.

Motosikletli genç kaza yaptı, kafa travması ve genel vücut travması teşhisiyle yoğun bakıma yatırdılar. İki gün sonra da öldü. Ölüm raporunu doldurması gereken yoğun bakım doktoru, zaten Allah'ından bulmuş olduğu ve böyle bir eğitimi de olmadığı için, ölüm sebebi olarak, 'Kardiyopulmoner arrest' yazar. Anlamı kalp ve solunum durmasıdır.
Eee, hani? Nerde motosiklet kazası? Böylece bu durum, istatistiklere kalp ve solunum hastalığı olarak geçer.
E iyi de, o kalp ve solunum durmasının asıl sebebi nedir efendim?
Başka bir örnek, gene kardiyopulmoner arrest. Bu defa gerçek sebep diyabet hastalığının komplikasyonları. O kişinin ölmesinin gerçek sebebi diyabet olduğu halde, bu durum ifade edilmez o çok değerli belgede.

Yani o rakamlar gerçeği yansıtmaktan uzak. Gerçeğin ne olduğunu bi Allah biliyo.

Öte yandan, motosiklet kazalarında, çoğunlukla 1 ya da nadiren 2 kişi ölür. 1 Kaza, 1 ölüm ya da 1 kaza 2 ölüm gibi düşünün. Farz edelim bu kaza da, istatistiklere doğru olarak kaydedilmiş olsun.

Motosiklet haricindeki motorlu taşıt araçlarının yaptığı kazalarda, 10 kişinin öldüğü bile olabiliyor. O grupta, 1 kaza ortalama 4 ölüme neden oluyorsa, motosiklette de, 1 kaza ortalama 1.3 ölümle sonuçlanıyorsa ve ölüm sayılarına baktığınızda sonuç eşitse, motor kazasının 3 misli fazla olduğu ortaya çıkar. Rakamları varsayımsal olarak seçtim.

Basit mantık yürütün efendim:

1. Motosikletin kaportası; sizin kafanız, vücudunuz, kollarınız ve bacaklarınız.
2. Her kazada ya da her harekette geçerli olan eylemsizlik ilkesi, motosiklet kazalarında da geçerli ve sizi o motorun üzerinde tutabilecek bir emniyet kemeri yok. Metrelerce havaya fırlayıp, saatte 50-100 kilometre süratle asfalta ya da diğer aracın ön camına, kaportasına yapışıyosunuz.
3. Motosikletin kütlesi, diğer motorlu taşıt araçlarının kütlesinden daha az. Çok kabaca bir benzetmeyle, tavuk yumurtasını, devekuşu yumurtasıyla tokuşturuyoruz.
4. Motosiklet için tehlike oluşturan taşıt araçları 4 ve daha fazla tekerlekli. Bizim konumuzdaki motosiklet ise 2 tekerlekli. Bu yüzden ciddi bir denge ve yola tutunma dezavantajı var. Otomobile vız gelip tırıs gidecek ıslaklık ve kayganlıktaki bir yol, motosiklet için çok büyük tehlike arz ediyor.
5. Motosiklet küçük olduğu için, diğer taşıt araçlarının sürücüleri tarafından son anda farkediliyor. Görülmüyor. Halbuki, trafikin 1 no'lu kuralı, 'Gör ve görül'. Görmüyosan ve görülmüyosan, büyük tehlikedesin demektir.
6. Türkiye'de yollar sadist ve katillerle dolu. Sizin canınız zerre kadar umurlarında değil. 'Motora binmeseydi goduğumun evlâdı' diye düşünüyor.

Hâl böyle olunca, otomobil ve motosiklet istatistikleri nasıl eşit olabilir sayın efendim?

bonus:

www.youtube.com

(bkz: chekist)

sovyet rusya ile direkt alakalı olmasa da, sırf belki ilgini çeker diye yazayım istedim. Geçen oyle gezinirken, Putin's Kiss diye bir şey dikkatimi çekti. Tıklayıvermişim. Belgesel kategorisine almışlardı, izlerken çok da belgesel gibi gelmedi bana.. Çok iyi değildi zaten; ama giriş kısmında Sovyet Rusya zamanı ve günümüz Rusyası anlatıldı kısaca. Belgeselin (bilmiyorum tam olarak ne, ama belgesel diyelim) tamamında, yakın zaman Rusyası, Putin diktası - ya da ben öyle değerlendirdim - , sivil toplum hareketleri - özellikle genç gruplar ve ne düşündükleri - ile ilgiliydi. Şimdi düşündüm de iyiymiş aslında :)

Ne kadar alakalı olduğuna dair plot'ından falan okuyarak siz fikir edinin ama ben yakın zamanda şunu izledim ve acayip güzeldi:

www.imdb.com

www.youtube.com

malesef ıstakoz sadece bu yöntemle pişiriliyor diye biliyorum...2 lokma et için :(...Ankarada nerede yenir bilmiyorum,ama heryerde de yenmez,iyi bir balık restoranı olmalı...pek ucuz değildir de...çok yardımcı olamadım,idare et

canli halde (kemik-kikirdak dahil) kilosu balikcida 90 liraydi yanlis hatirlamiyorsam, 2 gun once denk gelmistim (izmir). restoranlardaki fiyatlarla ilgili bi bilgim yok.

edit: hayvan kac kilo geliyo bilmiyorum ama bildigin devasaydi akvaryumda, hatta istakozlar birbirleriyle kavga ediyordu, neyseki kollarini baglamislar. oturup izledim. bu da boyle bi animdir.

(bkz: )agzimintadi.blogspot.com.tr ben burada yemiştim

Yengecci'de olabilir, bir sorun derim:

www.facebook.com

Canlı canlı haşlandığını bile bile nasıl boğazınızdan geçer? Yapmayın lütfen..

valla yedim ben belli bi yaşa kadar ama 6-7 senedir yiyemiyorum..

trilye, deli yengec, zoka balik'da olabilir. acin bence telefonla sorun sanmiyorum her gun menulerinde surekli oldugunu, telefon birakin, soyleyin derdinizi arar size haber verirler, sizde yaparsiniz rezervasyonunuzu.

uygulamalara gir, tanımadıklarını sil.

yani inanılmaz gerzekçe olur ama olur olur işte ondan sordum ben de. eğer sadece hızlı olacaksa, bu güzergah, bu hız ve bu fiyatlarla olacaksa hiçbir anlamı yok. fatihi eski fiyattan geri versinler başka bir şey istemiyorum.

maalesef anahat trenleri geri gelmeyecek. "yol çalışması" falan diye yutturup hepsini kaldırdılar.

yüksek ihtimalle görünen kısımdakilerle yakınlarındaki pozlar yanmıştır. çocukken filmli makinemizi açmıştım öyle. bir kısım yanmıştı.

merak edenlere not: dayak yemedim ama bayaa azar yedim.

daha trajikomik bir şey farkettim, filmi aldım kutusuna attım da, hani ucundan biraz film çıkıyor ya, upload.wikimedia.org şöyle, benimkinde hiç böyle bir şey kalmadı, şimdi aklıma geldi, ulan acaba ben bunu asıl sonradan mı ters sardım, sara sara film tamamen çıktı makinenin içinde kaldı elimde boş film kutusu mal mal banyoya vereceğim?!?

ey amatörlük sen nelere kadirsin.

tam sardığın içindir o dolu yani kutunun içi. Ayrıca son 10pozun falan gitmiştir

cevaplar için teşekkür ederim, bugün banyoya vereceğim, umarım 10'dan daha az gitmiştir. yani hemen kapattım, oda da öyle ultra aydınlık değildi diye azıcık kurtulmuştur diye umutlandırıyorum kendimi ama yine de gitmiştir..

sonradan benzer bir şeyi arayan olursa sonucu söyleyeyim; 7-8 tanesi kurtuldu gerisi iptal.

penguen ?

yok ya o değil onun yukarısında tam köşede.

tattaze?

dediğin şey alman pastası hocam galiba.

kayisiliturta +1 tattaze orası..

pastanın adı da berliner

tattaze! çok teşekkür ederim.

alman pastası değil hocam bildiğin donut ama feci orgazmik.

edit: berliner, işte bu.

benzini koklama kısmına katılmıyorum ama ucuz olduğu doğrudur.

tahta kurdunun ergeni mi acaba?

Caps verseydin keşke.

dış kısmındaki ince çember beni heyecanlandırdı görebilsek keşke

valla şu ana kadar sağdan soldan evden çıktığının duyduğum bütün böcek isimlerini yazdım google'a hiçbiri değil. caps de veremiyorum telefonum antika. değişik.

www.google.com.tr Bu olabilir mi?

yok daha yuvarlak

bu mu:

upload.wikimedia.org

hah buna çok benziyor, şekli aynı, sadece rengi biraz daha açık yeşil ve dediğim gibi dışında o çubuklu forma var

Osuruk böceği bu bildiğin :) Evde yaşamaz o merak etme. Dışardan ağaçlardan filan gelir. Sana bir zararı yoktur ama öldürüp ezersen çok pis kokar demedi deme :)

zararsızdır o. ağaçlarda olur genelde. demek ki birinin üstüne düşmüş, öyle gelmiş eve. dut falan toplarken 5-10 tane düşer üstüme.

süneymiş arkadaşlar

galeri.netfotograf.com

şuna benziyor ama daha açık renklisi. teşekkür ederim.

ona "süne zararlısı" derler. bunun bir de "kımıl zararlısı"sı vardır. 80 öncesi doğmuş olanlar bilir. trt'de çok çıkardı bu uyarılar, çiftçiler için :)

1000 liraya kadar çıkabiliyosan ikinci el lumia 920 al hacım. lumia 920 kullanıyorum ama fanboy değilim. ios ve android kullandıktan sonra karar verdim wp almaya. pişman değilim, yine olsa yine alırım. o dediğin uygulamaların hepsi var mesela, 2139571934124 tane yok ama yetecek kadar uygulama var.

ayrıca akıllı telefon alacaksan şarjı uzun gitsin düşüncesini unut. telefon değil priz yanından lobi alıyosun unutma.

abi şimdi şarj olayında mesela 720 gsmarena'nın ölçümlerinde 60 saat çıkartmış, 920 ise 44'te kalmış. bir de 920'nin microSD şeysi yok. bunları göz ardı edip ikinci ele yöneltecek bir artısını da bulamadım 920'nin. daha çok wp endişesi var zaten kafamda, yoksa tasarım vb. olarak lumialar süper.

1. pureview kamera
2. 32 gb hafıza
3. daha iyi ekran
4. 1gb ram (ki android gibi değil wp8, oyunu yükleyebilmen için ram desteklemesi lazım. 512mb ram ile her oyunu yükleyemezsin yani)

bunlar şuan aklıma gelen artıları :) wp8 çok daha rahat diğer platformlara göre. en azından bana öyle geliyor. android gibi 3 ay sonunda mesajları açarken bekleme fln yapmıyor.

lg galaxy nexus 4'ü tavsiye ederim. fiyatı 1199'du 1099'a düşmüş. micro sd girişi yok, 32 gb'lığı yok. iphone gibi dışardan sim card harici bir şey almıyor. tasarımı bence çok iyi. pure android kullanıyor. üstünde lg'nin rom'u yok. direkt google'dan güncellemeleri ilk alan telefon. akıcılığı android telefonların en üst düzeyinde.

on numara sucuk yapıyorlar. adını hatırlamadığım gofret var bi de mis...

bulgar gofreti var

böyle ekmeğe sürülen bi şeyleri var onların cam kavanozda satılıyo, biber salçalı gibi, adını bilmiyorum.

içki istenir. çok ucuz oluyor

lukanka

sucukları var. domuz eti midir nedir bilmem ama tadı on numara.

içki +1

son gelen faturayı al git kimse bişe anlamaz. şahsen ben öyle yaptım geçenelerde

Anadoluda vardi bir sefer bindigimde denk geldi

istikamet rotası versen daha cok yaardımcı olunabilir..

ulusoy da var

Eskiden varanda da vardı. Belki hala vardır.

nilüfer ve kamil koç'ta da var. ama belki de bana denk gelen otobüslerinde vardı, hepsi aynı değil sonuçta otobüslerin.
arayıp sormak en iyisi.

ulusoyun bazı modellerinde var

Efetur'un molasız seferleri hep tuvaletli otobüs oluyor.

Ben gecen bindim bi yerel firmaya. Cok da sıkıştıydım. Muavine sordum wc yok dedi, o zaman bi benzinlikte durun dedim, ya aslinda wc var da biz kullaniyoruz, siz de kullanin bu seferlik dedi. O sekil bi baskiyla kullanabilirsin:D

cevap veren herkese teşekkürler; arşiv niyetine dursun ben de anlatayım, aramadığım firma kalmadı, alanya tarafına gidecektim. özkaymak'ta internette var gözüküyordu, telefonla sordum var ama kullandırtmıyoruz dediler. diğer hiçbir firmada da bulamadım. özkaymak otobüsünde de evet vardı ama kilitliydi kimse girmedi. öyle yani.

www.youtube.com
şurada daha da iğrenç görüntüler var, üstelik çocuklar erkek :(

cinselliği kaldıracak yaşta olmamaları maalesef zorla evlendirilmelerine engel değil. buyrun 11 yaşında evlenmemek için evden kaçan kız www.youtube.com

bunca yıllık nokia kullanıcısıyım daha yeni asha 302 aldım ama asha 501 bekliyorum deli gibi. fiyat / performans canavarı olacağı söyleniyor.. 99 $

türkiye fiyatı tahminen 300 tl...

nokia ashe serileri

1, 2, 3, 6 ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılar.. 4 - 5 için bir şey diyemem.. asha 302'de yok ama destekleyen telefon vardır belki...

1430 mAh batarya var benim telefonda 5 gün bekleme süresi var.. sadece mesajlarıma baktım, hiç konuşmadan denedim.. 2 gün sık kullanırsan dayanıyor telefon...

gramer olarak internette "50 derste rusça" isimli kitabı kolayca bulabilirsin. ders ders farklı gramer konularını anlatıyor ve temel rusça olarak gayet iyi.

daha ileri seviye kitap olarak "rusça gramer" kitabı var ayşe pamir dietrich'in. onu da ilk kitabı bitirdikten sonra göz önüne almanı tavsiye ederim.

grameri böyle geliştirebilirsin. ayrıca vkontakte.ru sitesine üye ol, çeşitli gruplara falan katıl, oralarda yapılan paylaşımlarla eğlenceli şekilde şekilde pek çok kelime ve kalıp öğrenebilirsin.

bir de, aksana dikkat et hocam! petersburg aksanı doğru aksan kabul edilir ve aslında zor değildir, çok da basittir. fakat neden zor olan gramer bu kadar iyi öğrenilip, basit olan aksanın bu kadar çarpık öğrenilir anlamıyorum. aksan önemli! yoksa köylü muamelesi yapıyorlar adama.

aksan için mutlaka ve mutlaka seslerin çıkarılış, vurgu, tonlama kurallarını öğren. ilk öğrenmen gereken ve hatmetmen gereken şey bu olsun (rusça gramer isimli kitaptaki ilk derslere bak, orada ayrıntılarıyla var).

ayrıca aksan için bol bol rusça röportaj-film-video izle, şarkı dinle (özellikle rap müzik hızlı ve bol sözlü olduğu için daha güzel öğrenirsin). örnek şarkıcı istersen Баста, Гуф, Ёлка, Кино, Владимир Всоцкий ve sovyet şarkılarını (советские песни) falan dinleyebilirsin. bol bol rusça film izlemeyi unutma.

myagky znak'la biten kelimelerin cinslerini de ezberle.

online olarak görsel ve işitsel materyal kullanılan bir web sitesi hizmete giren dildir. web sitesi yeni açılmış olup her gün en az 1 ders görsel ve işitsel içerik sağlanarak güncellenmeye devam edecektir. kiril alfabesinden başlayarak kelime, dil bilgisi, testler, işitsel telafuz örnekleri, işitsel ve görsel diyaloglarla devam ederek rusçaya dair en geniş konu anlatımlı bir web site olmayı amaç edinerek tarafımca yapılmıştır :)

girin, kullanın, kullandırın :) eleştirilerinizi yeşillendirerek bana iletebilirsiniz. şimdiden teşekkürler :)

yıldız ve oran sitesi geçer.
20-25dk

Bozulmuştur.

bozulmaz. zaten sirke de olmaz

dene bi.
baktin sik gibi icme.
olmadi yemeklik olarak kullan.

bozulmaz yahu. zaten açınca görürsün. ama kararır. (kırmızı ise) şişeyi açınca ağzı açık bir sürahiye dök. 1-2 saat havalandır, nefes aldır şaraba. rengi de gelir yerine.

bu arada dibinde tortu olabilir. tortu bozulma belirtisi değlidir. sürahiye dökerken çok sallama şarabı, tortu kısmı gitmesin sürahiye.

goo.gl

ankara.pol.tr

online randevu alınız.

randevu kalmamış.. kursa kaydolurken her şeyi vermiştim, bir tek kan grubu kartım eksik onu da yarın gitmeden önce halledeceğim. umarım dediğiniz kadar çabuk biter. teşekkür ederim.

bir kaç hafta önce aynı yerde bu işlemi yaptıran biri olarak diyorum ki,randevu vs. olmuyor. randevum vardı ama açıkçası sallayan olmadı. tavsiyem harcı orda sıra bekleyerek değil git ziraat bankasında yatır ve sabah saatlerinde git mümkünse. ben 11 gibi gitmiştim işim öğleden sonraya uzadı vs. 1 buçuk 2ye doğru çıktım ve 2 gün sonra aldım ehliyeti. sabah 8-9 gibi gelenlere ise öğleden sonra 3-4 gibi vermişler ehliyeti.bu arada kan grubu kartına da uğraşma hiç, gittim uğraştım ben de kadın bakmadı bile sordu geçti.

geçen bir arkadaşım ikram etti içtim.(istanbul) demek ki var aramaya devam:)

hard reset atıp restore etti mi? sürümü güncellemeyi denedi mi?

sorarım, teşekkür ederim.

ben kendi ismimi(aslı krilce yazılır zaten), arkadaşlarımınkini yazmaya çalışıyodum. sonra da rus kökenli futbolcularınkini yazmaya çalışıp karşılaştırıyodum doğru yapmış mıyım diye.

www.ielanguages.com

Yazma kısmıyla ilgili olarak da how to writer russian letters diye gugıllayınca pek çok sonuç çıkıyor.

hacı abi uzun saçın havası kalmadı artık. yakışıyorsa sen bilirsin yine de

never.

bencede artık uzun saçın bi havası yok.aksine 3 numara acayip güzel duruyo. tabi kafa yapınada bağlı.

Ara sıra benim de aklımdan geçmiyor değil de zahmeti çok be usta. Katlanırım diyorsan iyidir aslında.

uzun saç candır.
dalgasaç iyidir.
omuz hizasından da uzun olsun, mis.

bilemedim. modasında falan değilim aslında. kısa saçın bu rahatlığı falan da gayet hoş. ama ne bileyim bir haftadır yadırgamaya başladım ilginçtir ki. neyse biraz daha düşüneyim bu sırada biraz uzayadursun bari.

kulak alti, kulak alti omuz hizasi arasi, orta boy yani hem kisadan hem uzundan iyidir.

omuz hizası nedir allasen ya :/

uzatacaksanız adam gibi uzatın şu saçı ya da hiç uzatmayın. arada kalmasın yeter ki. ha bir de uzun saç hep modadır bazıları için.

uzun saç bir "moda" değildir; "tarz"dır, "zevk"tir.
ve her zaman fark yaratır...

pis, yağlı ve bakımsız şekilde bırakmayacak, hak edeceği şekilde bakacaksan ve hala uzatabilecek kadar saçın varsa düşünerek vakit kaybetme, yap.

1. Cevabım yok, askerlik işlerini bilmiyorum çünkü.
2. Elbette sıfırdan başlayarak geçiş yapabilirsin, hatta belki ders bile saydırabilirsin ama bu düşük bir ihtimal. Kimse de sen zaten bi yerde masterdasın gelemezsin bize demez. Aynı anda 2 master programına bile kayıt olunuyor hatta.

1. bir master bittikten sonra üstüne başka bir master kabul edilmiyor sevk tehiri için. isterse yurt dışı olsun. 2013'te bitirdin, 2015'e kadar(ki burada sevk tehiri süresinin de 1 sene olduğunu zannediyorum ancak emin değilim) bekledin, sonra ya doktora ya askerlik..

evet muharrem ince'nin "siz bu tezkereyle cihana savaş ilan edersiniz" demesi de o sebeptendir. ister afganistan'a gönderir, ister kore'ye, iran'a...

bu, sınırötesi operasyon tezkeresi. ve aslında sınır belirtmese de suriyeyi falan kapsıyor. afganistan falan başka sınır ihlalleri manasına gelir. nato'nun askerinin bulunduğu yerler orası ve başka türlü izinler gerektirir. diyor ki "tsk ulusal güvenliği tehdit ettiğini düşündüğü kişi ya da kişilerin sınırlarımız dışına kaçtığında sınırlarımız dışında da takip etmeye devam etsin ve başka ülkenin sınırlarını ihlal edip diplomatik açıdan riskli bir şey yapsın mı yapmasın mı?" k. ırak için evet dendi ve türk ordusu zaman zaman pkk'lıları takip ederken sınırı da geçiyor hatta bazen uçakla oralara falan da gidiyor. bunu yenilemek gündeme geldi (süresi doldu) dediler ki "yeniliyoruz madem ırak gibi suriye sınırını da ihlal ederek diplomatik risk alma yetkisi verelim orduya. eğer sınırlarımızı geçtiniz lan derlerse tsk değil meclis kararı sorumlu olsun. dost düşman bilsin ki biz izin verdik buna" bu tezkere evet oyu aldı ve artık türkiye ama silahlı kuvvetler, ama gerilla örgütler ama başkası olsun suriye tarafında bulunan ve türkiye'yi tehdit ettiğine inanılan kişi ya da mekanların yanına kadar gidebilecek. bu tezkere türkiye cumhuriyeti ve bağlı olduğu uluslararası kurumlar nazarında hafif bir meşruiyet kazandırıyor ama genel olarak savaş izni vermiyor. türkiye, elini kolunu sallaya sallaya şam'a giremez. bunun için çok başka bir tezkere gerekli. önce natoya bm'ye danışmak gerekir. onlar yok der sonra onlara da rest çekip gelip mecliste "giriyoz mu hacı" demeyi gerektirir. evet kararı alınırsa bismillah, gazanız mübarek olsun denir ve savaşa girilir ki o zaten çok özel bir durum olur. başka ülkelerin katılımlarına, durumlarına göre seferberlik falan bile olabilir çünkü bu dünya savaşı demek olur. bu yüzden savaş falan çıkmaz. ama türkiye suriye sınırının suriye tarafında kimi görse öldürebilir, bundan dolayı da başı ağrımaz uluslararası anlamda. bu tezkere bu demek işte. esad askerlerinin karakolu varmış türkiye'ye 30 km mesafede, artık olmayacak. ya kaldıracaklar ya da vurulacak. olayı bu.

tezkerede "...hudut, şumul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir edilmek kaydıyla" diyor ve "TSK'nın yabancı ülkelere gönderilmesi ve görevlendirmesi..."

tabiki birkaç top atışının dışında suriye'ye filan giremez türkiye. oradaki rus üssüne de bir top mermisi bilmem ne düşse ve bunu da türkiye'nin yaptığı iddia edilse?

nato-abd ve bop işbirlikçilerinin gözü yemiyor. türk kamuoyu da ikna olmadıbir türlü. kürsüden atıp tutmalar olmadı, uçağımız düştü, birkaç top daha düştü ve sonunda birkaç vatandaşımız hayatını kaybedince "Avusturya-Macaristan imparatorluğu veliahtı saraybosna'da bir sırp tarafından öldürülünce..." ahan da bahane!

herkes (iran-rusya-abd-nato-çin...) birbirini yokluyor da biz ne halt etmeye bu emperyalist puştluklara taraf olduk...

büyük güçlerle ilşki, bir ayıyla yatağa girmeye benzer. sabaha nasıl uyanacağınızı bilemezsiniz diye bir söz vardı.

şimdi aslında talip olan şahıs rus bir iç mimar, benim resmimin yüksek çözünürlüklü bir fotoğrafını istedi ve fiyatını sordu, ben de bu şekilde satmak resmi komple satmak olacağı için (buna kesinlikle itirazım yok ne güzel, fakat adam yüzlerce bastırabilir bundan ve bu da fiyatı etkiler tabi), ben de tek baskı teklif edeceğim. dediğiniz mantıklı fakat kargosuyla vesairesiyle yine bir hayli tuzluya patlar benim için gibime geliyor.. teşekkür ederim!

2 tane var bende. küpe değil piercing oluyor onlar. bir tanesi kıkırdağın iç kısmında diğeri ince,dış kısımda.

iç kısıma yapılanlarda sıkıntı yok. tabancayla çat deliyor geçiyor. kulak memesine yapılandan daha az acı hissedersin.

dış kısma gelirseeeek. burayı iğneyle deliyorlar. adam iğneyle ittire ittire deldi. muazzam bir acı çektim. 1 gün kulağım mosmor oldu. ama öbür güne hiçbir şeyim kalmadı. 1 yıldır kulağımda. hiç çıkarmadım. arada bir oynatırım. ama 1 yıldır da yastıksız yatıyorum bunu da belirteyim.

deldirdikten sonra ne krem sürdüm ne bir şey yaptım. öyle enfeksiyon falan olmadı.

1 ay deldirdiğin kulağın üstüne yatamıyorsun. sonra geçiyor.

bir de iğneyle deldirmeni tavsiye ederim. tabanca kıkırdağı parçalayabiliyor düzgün yapılmazsa.

benim istediğim yer şurası oluyor: upload.wikimedia.org 1 numaralı yer. üstüne yatmama olayı sıkıntılıymış..

2 delikten bir tanesi 1 numaralı bir yerde. ama nasıl anlatsam içi değil. o kulak çizgisi var ya orada. deldirirken çok acı çekebilirsin ama değiyor bence.

ben de deldirdim kıkırdağı 2 yıl evvel resimdeki 1. bölgeyi tabancayla deldirdim, iğne sıkıntı olur diye fakat kıkırdağı parçaladı dış tarafını aşırı değil ama hani sadece delik değil de biraz daha uzun birşey oldu. iç tarafı normal ama sadece bir delik parçalanma falan yok. ve hiç krem falan kullanmadım biraz agrıdı geçti bir hafta 10 güne ama hala ara sıra aagrı yapabilir.