Ekşi Duyuru

musluğunuzu değiştirmenize hiç gerek yok, kaliteli bir aç kapa salmastra alıp, kendiniz değiştirebilirsiniz.

Tek vasıta maalesef mümkün değil. Dediğiniz gibi gitmeniz gerekiyor.

Otobüs durağı, metrodan çıkar çıkmaz.

971'e bağlı kalma. Çok otobüs geçer oradan. Şöföre ya da bekleyenlere sor.

Kısır.

Haşlanmış nohut ana malzemesi ile envai çeşit sandviç ve salata

Yulaflı meyveli yoğurtlu(veya sütlü) kaseler

Blenderda domates çorbası

Ton balıklı salata. Ya da hazır haşlanmış tahıllarla salata.

cacik :D

Humus

toplu cevap yazayım:

ocak yok diyorum kısır olmaz o yüzden. bulguru çakmakla mı pişireceğim?

cacık evet çok besleyici olur.

humus olabilir evet ama et yok içinde. biz romanız etsiz yemek yemeyiz.

Amerikan salatasi

rus salatası değil mi o yahu?

Fırın varsa fırında da her şey yapılır önceliğim o olurdu.
Varsa tost makinesinde yağlı kağıt arasında çok güzel kıyma vs kavrulur ince olmak şartıyla köfte pişirilir.
İkisi de yoksa eğer duru,yayla gibi markaların haşlanmış bakliyatları güzel, besleyici bir seçenek. Güzel ,doyurucu besleyici salatalar yapılabilir. Su ısıtıcınız varsa gayet güzel kısır da yapılır ayrıca. İnce bulgura sıcak su koyup bekletin. Salcayo tost makinesi vb seçeneklerle kavurma şansınız yoksa suyla beraber koyardım ben biraz çiğliğini alır sıcak en azından. Geri kalan her şey çiğden eklenir zaten.

Kısır yaparken bulgur pismiyor:)
Ama içinin soğanını bol yağla kavurmak gerek tabi.
Tost makinesi varsa envai çeşit tost, sandviç, soğuk sandviç olabilir.

Herhangi bir ısıtıcı ya da pişirme cihazı maalesef yok. Saç kurutma makinası bile yok. Dışarıda mcdonalds yedim.

Teşekkür ederim herkese.

Konserve hazır fasulye alın.
Soğan ve domatesi küp doğrayın.
Üzerine bol zeytinyağı ve limon.
10 adet siyah zeytin atın üstüne.

Afiyetle.

a101, bim'de pakette barbunya, soğuk mezeler, ton balığı ve sebze var. su ısıtacak bir şey yoksa sanırım bunlar en iyi çözümler

airbnb'den bakabilirsiniz

önce sigorta panosunun kapağını söküp bakın toprak barası var mı diye. varsa orayı kullanabilirsiniz. yoksa topraklama için çevredeki bir toprak arazinin kazılması, uygun ölçü ve özelliklerde levha koyulması ve topraklama kablosunun bu levhadan bina veya daire panosuna kadar çekilmesi gerekir.

eğer ısıtıcıda topraklama varsa kablo kalınlığına bağlı olarak oradan kullanabilirsiniz. ama benim tahminim evdeki topraklama iptal edilip sadece ısıtıcıya verilmiş olabilir yeterli olsun diye.

eğer ciddi bir ölçüm istiyorsanız mahalle elektrikçisi bunu yapamaz ama tahmini değerler üzerinden size bir yorum yapabilir. çünkü net topraklama hesaplaması için bir çok etken bulunuyor. bkz. prosafety.com.tr

Eski yapılarda genelde topraklama sadece mutfakta ve onun hemen yanındaki odada olurolur. Geri kalan yere gerek görmemişler zamanında. Ordaki topraklamayı evin geri kalanına dagıtabilirsiniz fakat ekstra masraflı iş
Klavuzla sıva altından kablo çekilecek. Eski yapılarda o kılavuz kesin bir yere takılır.

Topraklamayı ölçmek her elektrikcinin bileceği iş değil. Multimetre ile ölçülebilir fakat bir apartman dairesinde çok dogru bir deger alamazsınız. Adamlar zamanında aynı toprağa tek damardan her daireye giriş yapmış. Bende de benzer durum var. Klimayı mecburiyetten topraksız hatta 5 senedir kullanıyorum. Bir sıkıntı yok.

Şimdi sigorta paneline baktım. Üç kablo geliyor biri de sarı. Yani bir toprak hattı var görünüyor. Ana panoya da bakacağım şimdi. Eğer apartman topraklaması varsa çok güzel.

Sorum şu: banyo ile oturma odası arasında bir duvar var. Banyodaki buattan oturma odasına sıva üstü hata çeksem sanırım benim iş çözülür. Bir matkap, klemens ve kablo ile işi çözerim sanırım.

Peki çoğaltıcı klemens var mı? İzolasyon bandıyla falan uğraşmadan temiz bir çözüm olsun istiyorum. Yani 1 giriş 1 çıkış değil de 1 giriş 3 çıkış falan klemensler var mı?

dediğiniz şekilde yapabilirsiniz ancak banyo buatındaki toprak hattının sigorta panosuna gelen toprak hattı olduğundan emin olun. sarı kablo sigorta kutusunda baraya giriyorsa oradan da alabilirsiniz. klemens olarak wago klemens kullanabilirsiniz. pratik bir ürün.
www.starakim.com

önce giderin içine girebilecek küçük boyutlu boru ile giderin seviyesini yukarı çıkaracaksın.

sucularda kırmızı yapışkan birşey var onunla yapıştırırsan tutar.

sonra y işine bakarsın.

Kırmızı yapışkan dediğin sıvı conta gibi bir şey mi?

Şu mu: productimages.hepsiburada.net

İki ucu dişi adaptör dediğin kayar manşon, bence burada gereksiz olmuş. Neden aldın, ya da neden sattılar anlamadım.

Duvar kenarından uzaklaşmak için bir adet 45 derece dirsek almalısın, dirseğin erkek ucu yere girer, sonra duvara istediğin kadar yanaştırırsın. ondan sonra dirseğin dişi ucuna istediğini tak Çatal olur, T olur ne istersen.

Ama yanlış görmediysem yerdeki bırakılan ağız 50 mm borunun kendi gövdesi, yani giriş baş tarafı değil.

Buraya direkt 50 mm boru girmeyebilir, çünkü girecek genişliği yok gördüğüm kadarıyla. Girişin etrafondaki dersleri yavaşça kırıp boşaltın, sonra borunun o kısmını ısıtın, çok fazla ısınmadan hafif yumuşayınca elinizdeki 45 derece dirseği sağ sol oyanatarak sokun içine.

Boruyu yakmayın, ısıtın. Çok çabuk ısınırlar fazla ısıtıp deforme etmeyin.

Deneyeceğim. Keşke sıcak hava tabancam olsaydı. Ocak çakmağıyla yapayım bakalım.

bir gazete kağıdı ya da bir kaç parça kağıt havluyu dürüp yakın, boru ağzının etrafında gezdirirn.

borunun yanmasına izin vermeyin, elinizde var mı 45 ya da 90 derece dirsek?

Dirsek yok. Yarın dirsek alıp halledeyim bu işi.

Önce dirseği zemine sokmaya çalışacağım. Etrafındaki derzler falan kırılmadı çünkü.

50 mm tek çatal alsana.

etna anlamadım. zaten son fotoğrafta onu yazdım. fotoğrafa bakarsan derdimi anlarsın.

Google ile AI Text Detector arayın.
Metni kontrol eden bir çok ürün var.
(bir çoğu ücretsizdir)

ChatGPT için tool'lar var. Googledan aratarak bulursun

AI detector'lara çok güvenmeyin.
futurism.com

ChatGPT kullanan biliniyor mu? Ben de kullanıyorum.

chatgpt'ye sorunca "ben yazdım" dediğini sonradan ben yazmadım diyor o yüzden chatgpt'den bakmayın.

Bulduklarımın hepsi de "bunu insan yazmış" diyor. Ama hiç insan yazısı gibi de değil. Böyle bir tuhaf cümleler falan var.

İkna olmadım.

Google translate'ten cevirmis olabilir mi? Bi kac kilit cumleyi tersine tercume ettirip google'da arayabilirsiniz.

AI ile yapip, bazi noktalama isaretlerini kaldirdigi icin, detect edilemeyebilir.

şüpheleniyorsan bir halt vardır. Fakat kanıtlayamıyorsan düşük not vermen de mantıklı olmaz. (kötüyse verirsin tabii o ayrı:)

Ben AI ortada yokken çalıntı ödev getirmelerine karşı aşama aşama ilerlemeyi istiyordum önce önerisini getirsin, sonra ilerletsin sonra son halini getirsin vs. süreçle yapmak kendileri yaptıklarını garanti ediyor. İlerisi için bir öneri olabilir.

Karşınıza alin ve benzer şeyleri yazmasını, çözmesini isteyin. Eğer yazamazsa odevi kopya olarak değerlendirin.

Eğer AI ile yazdırdıysa bile çocukları yeni teknolojilerden faydalandıkları ve takip ettikleri için cezalandırmayın. Çocuklara eve ödev vermeyin sınıfta olayı bitirin.

Başka düzeltmeler yapsanız ufak ufak local guide puanınız yükseldiğinde sanırım daha kolay geçiyor o düzeltmeler. Ben şu an park, market vs düzeltme ya da açılma/kapanma bildirimi yaptığımda 8 saatte işleme geçiyor.

level 4 muyum neyim. kesmez mi?

Kesmesi lazım ben level 4 at koşturuyorum.

Mahalli bir spor kulübünün amblemi olmalı. O dönemde Galatasaray hariç bütün takımların formaları çubukluymuş ya

e içinde ay yıldız var ama.

Onun için mahalli bir şeydir dedim ya.

Yakacikspor bayrağı.

Plastik mi dışı pilin? Genelde ledli ışıldaklarda oluyor o, keşke bir foto atsaydın.

ibb.co biyroon

Tahmin ettiğim gibi, hurdalık çekmecem bunlardan dolu. Dandik şarjlı fenerler bozulunca söküp atıyorum.

Aynısını bulamazsın belki ama o voltajda şarjlı pil takılabilir, fakat değer mi? Ucuz değiller çünkü.

Yalnız 7,8 volt olmaz. Şarj çıkışını ölçüp tahmin yürütebiliriz.

Edit: 4 voltmuş;

www.trendyol.com

tamam ben buradan yürürüm.

www.n11.com

Benim ebatlara bu uyuyor. 1A diyor. Sanırım kapasitesi daha yüksek. Alıyorum bunu.

Bunun boyutu büyük duruyor ama.

Bendekini ölçtüm tam olarak 30x20x62 mm çıktı.

Yeni tasindim. 3 sene once yine tasindigim firmayla tasindim. Firma diyorum da firma degiller normal nakliyatcilar. Esyalarimi kendim koliledim (butun evi ve evet ben istedim). Onceki ev asansorsuz ve 4. Kattaydi, yeni ev asansorlu. Yine cok memnun kaldim, hizlica hallettiler ve iyi de teklif verdiler.

Yani firma degil de normal nakliyatci isterseniz istanbul icin oneririm.

almanyada ikamet ediyorsa vergi iadesi alamaz ki. vergi iadesi turistler için.

turist vizesi ile almanyada olan birinin adına fatura kestirmen ona tax refund formu verılmesı gerekıyor o formlada paranın bır kısmını ıade alabılıyor. pro max için 160 euro iade cıkıyor ama 130 dolar oduyorlar. hem dolar kurundaki farkı hemde komısyonu 30 euro tutuyor, havalımanında yapmayın ıslemı 150 euro falan ıade alırsınız.

arkadaşının almanyada oturumu vs ya da alman pasaportu varsa vergi iadesi alamaz zaten. kendi adına kestirirsen de fatura sahibi gümrükten geçmediği için yine vergi iadesi alamaz. özetle alamazsınız.

vergi iadesi alabilmek için almanya'da yaşamayan birinin kendi adına olan faturayla almanya'dan çıkıyor olması lazım. arkadaşın vergi iadesi alamaz.

fikir verebilir: colorhunt.co

Bence bordoya en çok yakışan renkler hardal, haki, ve lacivert. Bunlardan biri olabilir.

iki renk kendi içinde gayet uyumlu. hoparlörün duracağı alan, arkadasındaki duvar, etrafındaki renk tonları da belirleyici bence.

haki ve lacivert iyice boğar sanki. ben zıtlık yaratıp iki rengi de öne çıkarmak istiyorum.

amacin totalde kilo vermek mi yoksa definasyon doneminde misin?

Güncel ölçü, boy kilo verirsen daha mantıklı yorum yapılabilir.

Bu soruyu sorduğuna göre natural bir gelişimden bahsediyoruz ama genel supplement düzenini de yazarsan sevinirim.

Öncelikle OMAD'ı anlamlı bulan biri değilim. Ama omad yaparak mutluysak yapalım o başka ancak işe yarıyormuş omad yapayım diye yapıyorsak gerek yok.

Birincisi hiç sebze yemiyorsun aldığın Lif miktarları ideal değil, nasıl sıçacaksın? Vitamin mineral takviyelerin ne?

İkincisi Çok iddalı konuşmak istemiyorum ama overallda 100gr karb 160-180 gr yağ alarak verimli bir şekilde yağ yakmak metabolik açıdan çok kolay bir şey olmaz. Karbın düşük olduğu için çok su kaybedip ince gözükürsün ama gerçekten yağdan çok gitmez çünkü vücudun balance mekanizması var. Yani storage fat ve yakılan fat evet ketoda daha çok yağ yakıyorsun ama çok yağ aldığın için fat storage da artıyor yani birbirini dengeliyor. Daha büyük problem bana göre sen keto da yapmıyorsun çünkü bir günün yüksek karb dolayısıyla vücüdun hiç bir zaman tam anlamıyla keton yakayım moduna da giremeyecek dolayısıyla sürekli yorgun bir adam olacaksın karb eskiğinden dolayı.


Bütün kalori hesapları aslında yanlıştır. Çünkü ne bir besinin tam kalorisini bilme imkanımız var ne de TDEE yi tam ölçme(bunun imkanı var da bir calculator değil bu). Bunlar tamamen varsayım. Şu an haftalık kalori durumun TDEE'ne göre 200 calorie civarı düşük bunu azlığı ben az buluyorum. Çünkü bir hesaplar hatalıysa 200 yetmez, iki bir kaşık fazla kaçırsan yalan oluyor, üç herkes kaçamak yapar, pişirken tadına bakar vs. dolayısıyla daha büyük bir buffer zone önemli. Elbette yemeklerin termojenik etkisi sebebiyle bir ekstra yakım söz konusu da olacaktır o TDEE hesabında bu var mı emin değilim ancak ben 350-400 le başlar ilk bir kaç haftadan sonra arttırır yada azlatırım performans ve diğer inputlara göre.

Bu diyetle NEAT'in düşmezse ve idmanların da aksamazsa farklılık görürsün ama bana göre bu su kaybından olur. Uzun dönemde çok susteinable bulmadım. Ama bu benim görüşüm yani sen ben bunu yıllarca yaptım yapabiliyorum ve verim alıyorum diyorsan bir şey diyemem.

Genel sağlık açısından sebze,meyve konusu mühim.Yani o yemeklerin yanına bir kaç avuç baby spinach falan bari konulması laızm.

Ben olsam,
Her güne 1 salatalık, yarım domates, yarım demet maydanoz veya roka veya dereotu,
Birer güne fırınlanmış, kabak, patlıcan, brokoli koyardım.
Makarnayı siler, tavuklu, bezelyeli nohutlu lapa pilav yapardım.
Bir gün de proteini bakliyattan alırdım.

minimum kas kaybıyla kilo vermek. 186 boy 110 kiloyum. hedef 90'a geri dönmek. göbek möbek aldı başını gitti.

omad'a çok alıştım. gündüzleri midem boş bir şekilde gezmek çok iyi. yemek yiyip üç-dört saat sonra yatıyorum.

lif meselesi: yaklaşık üç dört yıldır doğru düzgün sebze ya da meyve yemiyorum zaten. ama sindirimde ya da tuvalette falan sıfır sorun yaşıyorum. kabız belki bir iki sefer olmuşumdur o da dağda bayırda su bulamamışken oldu.

karbonhidrat meselesi: karbonhidrata abandığım şu son bir yılımda aksine daha halsiz, daha dalgınım. düşük karbonhidrat yediğim daha önceki yıllarımda ise zıpkın gibiydim. niye böyle bilmiyorum ama o yüzden böyle bir diyet yazdım kendime. yine öyle olabilirim bence.

kalori açığı meselesi: ben tam tersi yapacağım. bir iki hafta bu diyette devam edip bel çevresi inceldi mi, kilo verdim mi diye bakacağım. bir değişiklik yoksa ufak ufak özellikle mesela kaşarı lor peyniri ile değiştireceğim, orta yağlı kıyma yerine yağsız kıymaya geçeceğim falan.

mirket: fırınım yok artık. sadece bir teflon tavam ve çelik tencerem var. yine sebze mebze uğraşmak istemiyorum. midemi de bozuyor zaten.

onun haricinde aldığım takviyeler: magnezyum, b6, d3 ve k2 ile çinko. bir de idmandan sonra whey protein tozu içiyorum oradan da bi 40-50 gram protein geliyor.

kısacası şu anda asıl amacım low-carb olayına hızlıca geçiş yapıp kaloriyi kademeli kısmak. çünkü psikolojim bu aralar bozuk olduğundan dan diye mevzuya girmek istemiyorum.

Bir airfryer yakışır sana.
Magnezyumla, b,d,k ile bitmiyor iş. Çinko desen zaten zamane modası.
Zaman içinde sağlığın bozulur.
Sırf tuvalet konusu değil.
Sebze şart.

Hocam bu kadar tekdüze ve lifsiz öğünlerle nasıl kabız olmuyorsunuz şaka değil ciddi tıbbi soruyorum

Yaş günüm nisan'da alıverin madem ucuz yollu bir eyirfrey :))

Valla ben de bilmiyorum. Ömrüm boyunca kabız olduğumu hatırlamıyorum desem yeridir. Sayarım hani o kadar nadirdir. Sebzeye falan abanınca günde iki üç kere tuvalete gidiyorum hatta. Sebze yoksa sabahları ilk kahveden sonra işi bitiriyorum yoluma bakıyorum.

sebze overrated baba bos ver. 200 gram etten alacagin vitaminin, mineralin aynisini sebzeden alman icin 3 kilo brokoli yemen gerek. e inek olmadigina gore?

ya işte bağırsakta yaşayan bakteriler bizim sindiremediğimiz o selüloz lifleriyle besleniyormuş. onlar olmazsa da hakkıyla sindirim yapamıyormuşuz falansal durumlar var.

çelik tavanın kalitesini belirleyen şey tabanının kalınlığı, bu hem ısıyı tutmasını hem de eşit yayılmasını sağlıyor

fotoğraftaki gibi bir parmak kalınlığı civarında ek yeri olmalı, zaten fiyatını da arttıran bu kısmı, iyi markaların çoğunun tabanı böyledir
encrypted-tbn0.gstatic.com

migrostan ya da ucuz yerlerden alırsan bu kısımları ince olur

Çok memnundum, canım tavam.

www.amazon.com.tr

evladiyelik olsun diyorsan:
(bkz: öztiryakiler)

karaca'da iyidir.
agir tava seviyorsan dokum tava da bakmani oneririm.

Korkmaz var memnunum

Evet kalın taban arıyorum zaten aynen. Yani aslında milletin döküm tavayı kullandığı gibi ben de çeliği kullanacağım. Dökümün lezzeti ayrı da onu açık havada ateş üstünde seviyorum. Evde çelik taraftarıyım.

schafer'e giresim yok. memleketin markası varken...

Öztiryakiler normalde endüstriyel ürünler üretiyor di mi? Dayanıklılık açısından iyi bir seçenek olabilir o yüzden.

Kimse ağırlığını yazmamış tavanın ona sinir oldum. Yazsalar ağırlık/çap oranı en yüksek tavayı alıp geçeceğim. Böyle biraz körleme gidiyorum. Ondan açtım başlığı zaten.

aksu markası da kaliteli

Başıboş köpek sorunu patlayalı uzun zaman oluyor zaten. Bırakın kenar mahalleleri, şehrin merkez bölgelerinde bile evine geç dönmeye korkar oldu insanlar. Sözümona hayvanseverlerden korkan partiler bu işe el atamıyor, lobileri çok kuvvetli, bir köpeğin kılına zarar gelsin bütün ünlüler villalarından tepki kusuyor ama bir çocuk parçalandığında ya da köpekten kaçarken yola atlayıp öldüğünde kimseden çıt yok.

Birkaç zengin sjw tipin çocuğunu parçaladıklarında bu ciddi bir sorun olur.

valla haklısın, ben de hayvanseverim ama başıboş köpek konusu inanılmaz bir hal aldı. bir kere de yolda 2 tane köpeğe çarptım maalesef, yaşanan vicdan azabı ve maddi zararın haddi hesabı yok. bence bu işin patlaması yakındır diye düşünüyorum. köpek sahipleri bile başıboş köpeklerden şikayetçi.

çoğalamazlar, bölge ve gıda kaynakları sınırlı olduğu için populasyon belli bir sayıda kalır. sonsuz çoğalabiliyor olsalardı başıboş köpekler 50 yıldır türkiyede var.

@orpheus nasıl çoğalamazlar, çoğaldılar işte.

Gıda kaynakları kısıtlı falan değil, çılgınlar gibi mama satın aldırıp besleyen gruplar var. Sıkıntı bu zaten, normal akışta milyonlarca sayıya ulaşamazlardı ama "besleniyorlar". Birilerinin cebi dolsun diye "patili dostlarımız aç, onlara bir kap mama" ajitasyonuyla besleniyorlar.

Kaynaklar kısıtlı olmadığı için alan savunması da yapmıyor hayvanlar, nasıl olsa hazır mama geliyor diye 10-15 alfa yan yana yatıp geviş getirebiliyor. Rekabet yok, zayıfın ekarte olması yok. Ölmesi gereken yavru bile zorla ite kaka veterinerle vb hayatta tutuluyor.

Sıkıntı çok büyük, bunu herkes er geç anlayacak ama bazıları için zaman gerekiyor.

Besleme olayı dert evet. Bir de belediyeler bu tayfaya yaranmak için para harcıyorlar. Bunlar için daha yeni bir tane yem fabrikası açıldı Ankara'da geçen yıl. Hem de belediye tarafından...

gıda kaynakları sınırsız. besleme yapıyorlar. (bu nasıl bir türkçe ise, besliyorlar abi işte.) fabrika bandını düşünün, besleme yapıyorlar. bir sıra swj, fistan giydiriyorlar, saçını örüyorlar :)

köylüler hayvanlarına dadanırlarsa vururlar. orada biraz popülasyon kontrolü olur. şehirde olması için sayılarının daha 2-3 kat artması lazım. henüz eşik aşılmadı.

Siyasiyabend fraksiyonu diye biliyorum ama yanlış da olabilir.

Şu ürüne bakabilirsin dümdüz elektrolit.
(git: proteinocean.com)

Günde iki tane Beypazarı Maden Suyu içiyorum.

Hiçbir eksik kalmıyor.

cdnsta.avansas.com

Yediğini içtiğini aynı zamanda tüketmiş de oluyorsun bence bir sorun yok ama sen "yok bro sorun bence" diyorsan kavga edemem valla "he abi sorun tamam" der geçerim ama değil yani.

abi dil sabit bi şey değil ya. Tüketme kavramı son yıllarda daha popüler oldu çevresel olarak da tüketimi azaltın kampanyaları ile. Sonuç olarak besinleri yiyip içtiğimiz zaman tüketmiş oluyoruz. Daha sık kullanılmaya başladı ve bu şekilde dile yerleşti bence yanlış bi kullanım olmadığı gibi dilde zenginlik diyip geçilebilecek bi şey :)

Alkol içki konusu da öyle. Bu biraz daha negatif sebepli aslında içki içmek kalıbına negatif anlam yüklendiği için alkol aldım, alkol tükettim gibi bir ifade gelişti. He bence yine sıkıntı yok. Olabilir yani, dilin doğasında var bu tarz ifade gelişimleri. Diller böyle oluşup gelişiyor zaten

Sadece sensin.

Gayet uygun bir kullanım. Ben de kulanırım. Hatta hem yenilen hem içilen şeylerle ilgili genel bir ifade olduğundan bu şekilde kullanım hoşuma bile gidiyor.

Biri su tüketiyorum diyorsa su içtiğini vurguladığını anlıyorum ben. Vişne suyu için kullanıldığını görmedim. Su, alkol gibi şeyler için kullanılıyor.

Ben de varım yalnız degilsin :)

Tam sopalık olduklarıni da düşünüyorum. Çok yapay geliyor o yüzden sadece.

Beni de sayıverin :)

Ne demek tüketmek; beslenmek, faydalanmak, yararlanmak gibi yiyecek içecekten gelecek pozitif anlamı hoop tüketmek diye yok etmiş oluyoruz.

Tüketilen şey biter.

Mesela "her gün iki fincan kahve içerim" denir. Ama iş gram ile kahvenin kendisine gelirse o zaman tüketiyorum denir. "Haftada 250 gram kahve tüketiyorum." denir.

Abi şu an mı uydurdun bu kuralı asdasd

Sen ne derdin peki? Buna kural değil teamül denir.

Sen ne diyorsan o bro :)

son zamanlarda benim de dikkatimi tekrar çeken fiil. alkole de içki denmesine gıcık olmaktayım. bence tamamen insanın küçük yaşlarında tesadüfi olarak gelişen tepkiler.

alkandor ben de tam tersi içkiye alkol denmesine gıcığım. içki içilir. alkol dediğin şey eczanede falan satılır.

Abi kaefin toleransı yükseldikçe etkisini hissetmiyor gibi oluyorsun ama eskiden Arap ülkelerinde alkolü uyuşturucu maddeleri yasaklarken kahveyi bile yasaklamayı düşünmüşler bu da uyuşturucu madde galiba deyip ama sonra sadece zihin açıcı bir şey olduğunu anlayıp vazgeçmişler, öyle bir madde kafein.

Bi de ekleme yapayım kafein toleransı yükselince sen fiziken ya da psikolojik olarak etkisini hissetmiyormuş gibi hissediyorsun ama kafeinin sistemde yaptığı etki aslında değişmiyor bunu da belirtmek isterim, sadece onu sen hissetmiyorsun. Böyle durumlarda genelde kafeinin dozu artırılır ama o da aslında çok doğru değil çok fazla kafein yüklemesi yapmış oluyorsun o da rahatsız etmeye başlıyor bir zaman sonra. En sağlıklısı dozu artırmak yerine birkaç gün hiç kafein tüketmeyip toleransı düşürmek bu anlamda.

ben de çok az kahve işen biri olarak etkilerini çok somut şekilde hissediyorum içince. beni çok hızlandırıyor ve anksiyete sorunları yaşıyorum. gerçekten çok etkili bir madde bence.

hatta sürekli i,en insanların çoğu kendi normalini unutmuş durumda olduğu için çok fark etmiyorlar bu durumu bence.

Tolerans oluşturma ve onu aşmayla ilgili. Ben de her gün iki üç kupa kahve içiyorum. Bir gün dört kupadan fazla içtim ve o gün Energizer tavşanı gibi gezindim ortalıkta. Müthiş bir enerji, sürekli birilerine bir şeyler anlatma isteği, hızlı hızlı konuşmalar vs. Ama çarpıntı da yaptı ve rahatsız etti. Dediğiniz gibi uyarıcı almış gibiydim.

Şu an günde iki kupaya indirdim ve hiçbir (en azından güçlü) etkisi yok çünkü toleransım içerisinde.

Yılda 1 ay kahve orucu tutuyorum. Vücut tolerans geliştiriyor ve etkisini hissetmiyorum yoksa.

Yani kafein baya etkili bişey evet. Ama ara vermek lazım farketmek için.

teknobest.com.tr

burada bir kaç kez tamir ettirdim, göz önünde ve hemen yapıyorlar, ben memnun kalmıştım

Noterden ihtarname çektiği zaman 6 ay içinde çıkmanız gerekir. Bunu yapmadığı müddetçe çıkaramaz (not: geçmişte evi satılmış biri)

Peki usta kirayı artırma konusuna ne diyorsunuz? Borçlar kanununda diyor ki: yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur. eh bizim sözleşmemiz de devam ediyor ve 5 yılı henüz dolmadı. Ayrıca eski ev sahibiyle kirada anlaştık. Dört ay kira gönderdim kendisine.

5 yılınız dolmadıysa kirayı karşılıklı anlaşma yolu haricinde mahkemeyle vs artıramaz. evin satılmış olması bir şey değiştirmiyor, kira sözleşmesi aynen devam eder. yeni ev sahibinin yapması gereken ihtar çekip yasal süreyi beklemek. siz de yazın çıkacağım diyorsunuz zaten.

Bu arada yaza kadar her türlü kalırsınız ama küçük bir ek yapayım, beni çok aşırı darladılar, ben de zaten aynı şehirde başka bir eve çıkacaktım (yani X ay sonunda düzen değişimi gibi bir durum söz konusu değildi) o nedenle çok uzatmayı da istemedim ev sahibine "Eğer erken çıkmamı bu kadar istiyorsanız taşınma bedelimi & karşı emlakçı harcımı ödeyin, 1 ay sonra çıkayım" dedim. Kabul ettiler ödetip çıktım.

Bir de ikinci avukat her kimse, baya kafası karışık bir arkadaşmış. Ona güvenene sabır diliyorum.

Ikinci avukatin dedigi benim hic duymadigim bir sey, ben de sizin gibi biliyorum

Sizin yaz başında çıkma öneriniz makul. Evi satın alırken mevcut kiracıyı anında tahliye edemeyeceğini biliyordu. Bilerek aldı. Kendi sorununu size yüklemeye (kış ortası ev arama ve taşınma) hakkı yok. Hakkaniyet açısından böyle, yasal olarak zaten bir sıkıntı yok. 5 yıldan önce kira tespit davası açamaz, hoş açabilse de şimdi taşınmanızdan daha fazla zararı olmaz.

ikinci avukat bence bir diplomasını sorgulasın. sizi şu anda çıkaramaz, kirayı da değiştiremez. hemen çıkarmek istiyorsa taşınma masraflarınızı vs ödesin anca öyle çıkın. tüm kozlar sizin elinizde.

5 yıl olayı çıkmadığın durumda adamın kirayı güncellem talebi ile ilgili .

kira kontratı tapuya işli değilse devir gününden itibaren 1 ay içinde yazılı tebligat yaparak sebep göstermeksizin tahliye talebinde bulunabilir. tebligat ulaştıktan sonra 6 ay vaktiniz var.

Kanun gereğince yeni mülk sahibi, eğer kira kontratına istinaden tapuda şerh yoksa, tapu devri yapıldıktan sonra bir ay içinde kiracıya ihtarname göndermelidir. İhtarname gönderildikten sonra eğer kira sözleşmesinin bitimi 6 aydan uzun süreli ise kiracı 6 ay içinde evi boşaltmalıdır. KANUN BU ŞEKİL.

O zaman 20 haziran pazartesi tarihli bir tahliye taahhütnamesi imzalamayı teklif edeceğim. çıkabileceğim en erken tarih bu.

sanırım adil ve mantıklı olur. ne dersiniz?

tahliye taahhütnamesi teklif ederek gayet iyi niyetli bir şey yapmış oluyorsun. Daha erken tarih, farklı kira vb. şeyi asla kabul etme. Taahhütname imzalamasan o kıvranır durur, sen şu an onu rahatlatıyorsun o da seni rahat bıraksın o tarihe kadar.

Bu arada sen bunu imzalayınca o ihtarname göndermezse, çıktıktan sonra başkasına kiraya verebilir. Hani cidden oturacak mı bir görelim dersen onun ihtarname göndermesini isteyebilirsin sonra taahhütnameyi imzalarsın vs.

Ustam oturup oturmaması beni ilgilendirmiyor. Bu satıştan bağımsız zaten Ağustos'ta ev değiştirecektim. İki ay öne çekmiş oluyorum sadece.

Ama bu bilgi aklımda olsun. Teşekkür ederim.

MADDE 351- Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir.
Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.

1- kontrat bitiminde yeni ev sahibi ile yeni kontrat yapman gerekir.
2- yeni ev sahibine hali hazırda olan kiranı ödeyip resmi olarak 6 ay sonra boşaltacağını beyan edersin. boşaltmazsan + mahkeme masraflarınıda alır avukat.

hocam bir senaryo daha var. ev sahibi sıkıntılı bir tiptir. kapına dayanır sürekli telefonla seni taciz ve tehdit eder. sende hemen çıkmak zorunda kalırsın. benim arkadaşım bu durumda kaldı. 1.250 tl kiradaydı 4bine ev tuttu kiralık. çıkmasa 1.250 tlye oturacaktı ama ev sahibi dirlik vermedi.

jamswety bildiğim kadarıyla yeni bir sözleşme hazırlamaya gerek yok. eski kağıt aynen devam ediyor.

ayrıca avukatıma sordum bu mahkeme ve avukat masrafı 5-6 bin lira falan tutar dedi. o yüzden davayı her türlü göze alıyorum. yeter ki bana bir yıl daha vakit kazandırsın.

sizofren hocam senin yazdığın senaryoyu pek düşünmek istemiyorum. ama elbette öyle bir ihtimal de var. umarım olmaz.

Ortalıkta birbiriyle çelişen iki bilgi var, hangisinin doğru olduğunu anlayamıyorum.
1- Yeni ev sahibi ihtar çekince 6 ay zamanın var.
2- Yeni ev sahibi otomatik olarak eski kontratın tarafı oluyor ve kontrat aynı şekilde devam ediyor.

hocam o ihtar meselesinde "evde ben oturacağım o yüzden çıkın" diye bir ibare bulunması gerekiyor. yani "çık kardeşim" diye sebepsiz çıkaramıyor.

ihtar neticesinde altı ay içinde evden çıkmazsan bu sefer yine oturacağım iddiasıyla dava açıyor. mahkemeyi ikna edebilirse buna (gerçekten orada oturacağına) hakim çıkmanıza hükmediyor. bu şekilde ihtarla ya da mahkeme kararıyla çıktığınızda üç yıl boyunca kendisi ya da alt üst soyu hariç kimseye evi veremiyor. siz hariç kimseye evi kiralayamıyor. aksini ispat edebiliyorsanız dava açıp bir yıllık kira tutarınız kadar maddi tazminat davası açabiliyorsunuz.

diye öğrendim ben avukat arkadaşımdan ve internetten. yine de yaşanmış olaylarla da teyit etmek istiyorum çünkü burası türkiye :))

hatta mahkeme kararına rağmen bile çıkmayabilirsiniz. o zaman da adam sizi bu kararın icra edilmesi için icraya veriyor. o zaman polis zoruyla çıkıyorsunuz.

Hocam olay biraz da mesele yargıya taşınırsa ev sahibinin avukatına bağlı. biz önümüze gelen davalarda adli tatil öncesi max 3 ayda tahliye kararı alıp icra ettirdik hukuku kullanmayı bilen avukatlar için tahliye süreçleri çok içinden çıkılmaz değil. Siz ev sahibiyle dikleşmeden anlaşmaya çalışın diğer türlü tamamen belirsiz bir süreçte yaşamanız gerekebilir...

@alperz işi dava sürecine sokarsan tahliye işlerinde dava masrafları ve avukat giderleri sana kalıyor diye biliyorum.

@kuzey li kiracılar şu an tam gaspçı modunda. Şuradaki yorumları okudukça dehşete düşüyorum. bir de önceden devam eden sözleşme süresi ve dava süreci var. O yüzden yatırım için de oturmak için de kiracısı olan ev almak çok riskli. Zaten enflasyon bu halde ve yasal zam oranları/şartları da bu kadar komikken yatırım amaçlı ev alacak kadar enayi kalmamıştır.

Evi satan alın 1 ay içinde sebep belirtmeden çık diyebilir. Evde oturma zorunluluğu yok. İlk 1 ay içinde ihtar çekmezse mevcut sözleşmeyi kabul etmiş oluyor.

yeni ev sahibi ile anlaşamazsan 1 seneye yakın oyalarsın

baal hocam: mevzuat.gov.tr

madde 351 öyle demiyor.

ihtiyacın olan klemens.

eve bunlarla çelik halata bağlı lat pull down/row düzeneği kurdum, 100 kiloyu gayet rahat taşıyor.

www.hamdidede.com

edit: ikinci linkteki çelik halatın dönen kısmına da rodansa takarsan çelik halatın silikonu zamanla aşınmamış olur.

toplamda 2 klemens 2 rodansa 10 tl'yi geçmez hırdavatçıya gidersen. yapı marketlerde de bulunuyor bunlar.

www.hamdidede.com

ben buna benzer bir ihtiyacım olduğunda bauhaus ya da nalbura gidiyorum. mutlaka orada çalışanlar işime yarayacak bir şey veriyorlar.

ben olsam yine öyle yaparım.

Evet daha önce klemens ile yapmıştım bu işi. Ama gözüme yeterince şık görünmüyorlar. Hazır balkonların sıvası yenilenirken bu işi de aradan çıkarmak istiyorum. Klemens hariç bir çözüm bulamazsam eskisi gibi yapacağım yine.

Kolay çözülen gemici düğümüyle

Burada kolaydan kasıt senin ipi belirli bir yönde çektiğinde kolayca çözülmesi aksi taktirde düğümün kendini bozmaması

Örnek
youtu.be
youtu.be (1dk 40 saniyede gösteriyor bağlamasını)

1. Nasıl bir sorunu kastediyorsunuz? Eğer kitapları dükkanı açıp vergi tabelasını aldıktan sonra alsaydı şahıs şirketinin gideri olarak gösterirdi. Şu anlattiginiz durumda şayet spesifik bir şeyi sorduysaniz ve ben anlamamış değilsem bir etkisi olmaz.
2- kitaplarda KDV yok. Dolayısıyla KDV ödemez. Stopaj ve gelir vergilerinde emeklilerin durumu ne oluyor onu bilmiyorum. Ama maksat sadece zaman gecirmek olacaksa, aman daha büyüyelim satış yapalım olmayacaksa zaten vergi dilimine girmez muhtemelen kısa vadede. Sağlık sigortası odemeyecegi için öyle bir masrafı da olmaz.

Hocam ticari faaliyet konusu olan birçok şey vergiye tabidir. Şahıs şirketi vergi ve masraflar açısından en kolay idare edilecek şirkettir.

Emekliler bağkur primi ödemiyor diye biliyorum 2. kez emekli olamayacakları için. Ama dul, yetim aylığı gibi durumlar varsa maaşta kesinti olabiliyor.

Bir mali müşavir size yardımcı olur bu konuda.

Kolay gelsin.

Ek olarak, sonradan aklıma geldi yazayım, (bunlari çalışacağı mali müşavir zaten belirtecektir o aşamaya geldiğinde) kitap satışı için ya da sahaflar için tanimlanmis bir faaliyet kodu vardır (NACE kodu diye de geçer, vergi levhasında yazacak olan yapılacak işin tanımlanmış içeriği), onu ögrenip ve googlelayip kitap satışına has neler var vergi ve muhasebe işleri konularinda öğrenebilirsiniz.

anlasilmistir. dukkan arayalim. bir de muhasebeci tutacagiz. o da cozer bizim isleri sanirim.

Koysana bi foto

morluk: ibb.co
şişlik: ibb.co

her gün yarım saat bisiklet biniyorum. spor salonuna gidip ağırlık çalışıyorum. ağır çalıştığım günlerde şişlikler artıyor. hani damarların şişer aynı onun gibi. futbol oynamıyorum.

korkutmak gibi olmasın ama bir müdahele sonucu olmadıysa dolaşım bozukluğu olabilir. önce dahiliye'ye sonra kardiyolog'a görünmek gerekebilir.

şişlikler üç dört yıldır var. morluklar bir yıldır var.

gideyim bakalım dahiliyeye.

Doktorlar daha iyi bilir tabi ama şişlikler varis başlangıcı gibi görünüyor. Ağırlık kaldırma, vücut geliştirme gibi sporlarda varisler meydana gelebiliyor.

Panik yapacak bir şey yok, en kısa zamanda bir dahiliyeciye randevu al. Muhtemelen o da seni Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanına yönlendirecektir.

Şişkinlikler için ise yatarken ya da uzanırken ayaklarının altına bir yastık koyarak, ayağın yukarı bakar şekilde istirahat etmelisin. Ne çok oturmalı ne de çok ayakta kalmalısın. Geçmiş olsun.

Marka model onemli icerik acisindan kimi urunlerin iceriginde seker vs. oluor aromalar icin ama normal olarak yemegini ne zaman yiyorsa protein tozunu da o zaman icecek gida sonucta bunun disinda ayrica bir zarari olmaz urun temizse. Yogurt yiyebiliyorsa whey de icer.

Ancak kullanma sebebi acisindan Bu bayagi detaya girilmesi gereken konu yani niye diyeti protein bakimindan zenginlestirmek icin whey? Tavuk , yumrta , bakliyat varken? Diyelim ki tozdan daha memnunuz cesitli sebeplerden, Amac sadece gunluk protein ihtiyacini arttirmaksa niye Casein degil o zaman kana daha uzun surede karisacak, daha uzun sure tok tutacak?

Baska bir soru babaniz herhangi bir direnc idmani yapiyor mu? Makrolarini yazmamissiniz ama neden illa ayrica protein alma ihtiyaci oldugunu dusunuyorsunuz? Eger mesele kas kaybi daha az olsunsa idman yapmadiginiz surece katabolik haldeyken onun imkani yok. Idman yapsaniz da yok da o ayri. Protein Igf-1 tetikler ama buyutecek bir sey olmadigi icin(no pun intended) eger ihtiyac fazlasi aliniyorsa Igf-1 in surekli tetiklenmesi iyi degil hatta kotu sonuclar dogurur. Yine ayni sekilde basiyor sebzeyi otu ama bagirsak sagligi icin muazzam onemli o sebze ot dolayisiyla yasi itibariyle cok yalnis degil, bir de acaba bakliyati da sebze ot olarak goruyor olabilir misiniz? Ozetle elbetteki Yag ve protein miktari ve bunlarin cesitliligi cok onemli ve bununla ilgileniyor olmaniz cok guzel bir sey ama 65 yas a 30 yas muamelesi de yapmamak da gerekir. Yani her bilgi herkes icin dogru degil.

evet. makrolarina baktim 30 gram protein ya var ya yok. bakliyat haftada iki gun var. diger protein kaynaklarini artirmak konusunda ikna edemedim. ekmek kafali diyeyim sen anla.

yuruyus haric bir aktivitesi yok. tek amacim makro hesabindaki protein miktarini biraz artirmak. 60’tan sonra kas kaybinin onune gecemiyoruz evet. ama yangina bir kova da olsa su dokeyim dedim.

whey’in sebebi ucuz olmasi. scitec whey aldim. olcek basina 1,5 gram seker var. o da muhim degildir.

Protein tozlarının içinde çok çok çok fazla şeker var. Tadı kötü olduğu için basıyorlar şekeri içine. Sakın vermeyin. Sebzeden de protein alabilir pekala, mercimek, nohut gibi baklaların ağırlıkta olduğu yemekler yapabilirsiniz, yulaflı karışımlar hazırlayabilirsiniz, yarım yağlı süt, kefir vb. içirebilirsiniz.

Hazır ürün zaten her şekilde zararlı, içinde ne olduğunu bilmediğiniz şeyi vermeyin kısaca.

Protein tozunun içinde nasıl çok fazla şeker var? Yani bu ürünler ithal ürünler içinde ne olduğu açık açık yazıyor porsiyonunda 1,5-2 gram şeker olur, o da sütten gelen şeker, tat için de tatlandırıcı kullanılır onun da zararlı olduğuna dair hiçbir meta-araştırma yok. Kısaca hiçbir zararı olmaz, protein tozu hızlı sindirilir ama glisemik değerleri çok düşüktür şekeri de yükseltmez, bi zararı olmaz yani adamalar bu destek ürünleri kanser aids vs gibi bağışıklığı düşmüş hastalara veriyorlar.

mantheman protein tozu ile gainer’i karistiriyor sanirim. onlarda bol miktarda maltodekstrin bulunuyor cunku.

protein tozu verilirmi ya napıyorsun sen.çoğunun içinde sakarin türevi tatlandırcılar var şeker düzenini daha da mahvediyor.başına iş alma.

Şeker hastası için ilk tercih olmamalı açıkcası içerisinde tatlandırıcı, aroma verici maddeler var. (Özellikle bu maddeler yasaklı listenizde ise)
Piyasada fazla yok ama aromasız-tatlandırıcısız whey'lere bakabilirsin. Bir ara hardline üretiyordu hala satıştamı bilmiyorum.

tatlandirici olarak aldigim whey’de ace-k ve sukraloz var. bunlarin da diyabetle bir sorunu yok ogrendigim kadariyla.
yasakli liste falan yok. bam bam bam. tatli falan yemiyor o kadar. ekmegi cok sukur gunde iki dilime indirebildik.

Analog pahalı uğraş artık, filmi ayrı banyosu ayrı para. Bir tane ikinci el dslr alın. Nikon d90 herkesi mutlu eder.

36'lık film en son 150 lira civarındaydı. (birkaç yıl önce 20 liraya alıyordum, 150'yi duyunca afalladım, baktım internette de en ucuz 120 falan)

banyo fiyatını sormadım ama 50 lira da ona yaz kafadan. Aslında siyah beyaz filmlerin banyosu kolayca evde yapılabiliyordu galiba bir teknik vardı. Sıvıları alıp hobi gibi evde yapacaksa o keyifli olabilir.

Analog = düşünüp tek güzel kare çekmek, nasıl çıkacağını beklemek, heyecan.
Dijital = daha az düşünüp daha çok deneyim elde etmek, raw çekip bilgisayarda işlemek (laptop veya pc var mı kullanıyor mu? Dijital alırsan Adobe Lightroom kursan veya Capture One, onlarla işleme işini deneyimlese güzel olur)

edit: uzaktan tanıdığım biri var, emeklilikte dijital fotoğrafa para döktü macro fotoğrafçılığa ve yıldız fotoğrafçılığına kafayı taktı. (uygun lens ve tripod kafaları falan ucuz değil) Ödüller falan aldı galiba onun ayrı bi kitlesi var. Biraz varlıklıysa hani bir böcek peşinde ülkeyi de gezebilir, şuradan yıldız çekicem diye başka yerlere de gidebilir. Hobi gibi hobi :D

Bu işin maliyeti aşağı yukarı poz başına 5-6 TL’ye denk gelmekte. Eskiden aşırı ucuz olan bu uğraş şu an maalesef pahalı bir hobiye döndü.

ctrl+h ile yapılabilir.
alttaki tüm seçenekler kısmından gerekli ayarlamaları yapabilirsiniz.

önemli not: önce bir yedeğini alıp öyle deneyin.

yok oradan sadece buluyor. bulduğunu bold yapamıyor. conditional select falan gibi bir şey olsa o da iş görebilir.

i.ibb.co

ctrl+f kısmında bulur
ctrl+h ile değiştirebilirsiniz. deneyip yazdım cevabı.
i.ibb.co

Geçer, bi şey olmaz. Amazon tahmini gümrük hesaplayıp zaten sizden tahsil ediyor ama tahminleri aşarsa belki ilave ödeme yapmanız gerekebilir

normalde amazon kendisi bu işlemleri hallediyordu. amazon.de'den new balance almıştım bende. hiç bir belge doldurmadan eve gelmişti. hatta sonradan vergilerden biri daha az tuttu diye bi 15-20 lira iade ettiler kartıma. ama fazla tutarsa amazon kendisi karşılıyor bu tutarı diye okumuştum.

satıcısı amazon değil galiba sizin aldığınız ürünün.

Satıcı Amazon olsa da gümrük işlemlerini yapabilmek üzere taşıyıcı şirketi yetkilendirmek gerekebiliyor.

Başka işleme gerek yok UPS ile gönderirlerse böyle oluyor. Aramex direkt kendi alıp eve getiriyordu.

elindeki tabletleri de ikiye bölebilirsin bıçakla

bu safakla tablet mi boleyim? kirmizi topu mopu var toz toprak bilmemne.

ben jel kullandım, bir sorunu yok.
ama tek de olsanız tasarruf için dolu makine çalıştırın, bekletebiliyorsanız dolmasını bekleyin.

Moruk çok kasma ya. 3-4 günlük bulaşığı biriktirip çalıştırırsan sudan, elektrikten ve tabletten de tasarruf edeceksin zaten. Boş çalıştırma makineyi.

www.n11.com

6-7 ay işini görür.

youtu.be

TL:DW bulabilirseniz toz deterjan kullanın.

Ama ben şoktaki mintax dışında toz bulaşık deterjanı bulamadım, o da iyi yıkamıyor (anneme göre). Tablete geri döndük.

Pril gold genelde uygun oluyor, bazen kampanya denk gelince özellikle.

Ben hep jel kullanıyorum. Hem daha ekonomik oluyor. Hem de tabletten daha kolay durulandığını düşünüyorum.

abiler yarım yük poroğramında çalıştırıyorum zaten. ÇEVRECİYİM LAN BEN TAMAM MI?

turmepa'nın hem çevreci hem fiyatı uygun bir jel bulaşık deterjanı var, çoğu migrosta bulunuyor. tam istediğin gibi :
www.migros.com.tr

Tablet çok büyük ziyanlık olduğuna dair bir video izledim.

1. sebep ortalama bir su ve kirliliğe göre ölçeklenmiş olması tabletin
2. sebep ön yıkamada tablet kapağının açılmayıp tamamen duru su ile yıkama yapması.

Önerilen toz deterjan alıp kendinize göre hazneye koyup ayrıca bulaşık makinesinin kapağına da bir miktar koymak. Böylelikle ön yıkama da (kaba kirinin alındığı yıkama) deterjan ile yıkandığı için çok daha düzgün bir yıkama olmuş oluyor.

Daha da ucuz ayrıca toz deterjanlar ucuzluk marketlerinde bile mintax falan var.

www.youtube.com

~Aynı video gelmiş zaten :) Mintax toz en baba finish, fairy vs'den daha iyi sonuç verdi bizde bu arada.

kucuk makinam var ben tableti boluyorum. topu mopu umrumda olmuyor valla ortadan kabaca kesiyoruz kesme tahtasi ustunde.

ama bu aralar ben de tuz, parlatici filan aldim. jel veya toza gecme niyetim var bezdim bicakla tablet kesmekten. tabletten vzgeciyorsaniz bunlari unutmayin siz de. kireclenme icin tuz, tabak canaklarin kuru cikmasi icin parlatici elzem. (veya beyaz sirke kullaniyor bazilari parlatici yerine)

tuz neyse de parlatıcıdan sonra durulama olmadığı için hiç kullanasım yok. bir kere denemiştim limonlusundan; her şey limon limon kokuyordu. kahve içiyorum limonlu falan. mercimek çorbası için ideal ama.

Jel daha az zarar veriyomus bardaklari cizmiyomus vs bir artisi da o diyolar

Yves Rocher'in kepek karşıtını dene bro... gayet iyi...

otacı kepek önleyici ısırganlı şampuan

Eczaneden konazol şampuan alın, kepeği ve kaşıntıyı tedavi edin, sonra önerilen kozmetik şampuanlarla devam edersiniz.

Yıllarca bu derdi çekmiş biri olarak çareyi Konazol'de buldum ben de.

Hala dönem dönem azıyor, yapıştırıyorum Konazol'u, tertemissss...

Omelas'ı Terk Eden Köylü +1

vichy dercos yeşil olan 2 yıkamada bütün kepeği kesin olarak kesiyor.

Bütün çözümlerin üzerindeki çözüm: Head and Shoulders Clinical Strength Anti Dandruff diyorum...

ben de Head and Shoulders Clinical Strength Anti Dandruff diyorum diğer yazılan tüm her şeyi denedim bana en iyi gelen tek bu oldu ama aşırı hızlı yağlanıyor

konazol aldım. bir iki hafta kullanayım da kalıp sabuna geri döneyim hemen.

Aynı banka farklı kişiler arası döviz havalesi için masraflar cüzi.Swift gibi yüksek masraflar çıkmaz.

Bunu buldum;

Ziraat İnternet Bankacılığı ile Yapılan SWIFT İşlem Ücretleri:

Ziraat İnternet Bankacılığı ile Yapılan Tüm SWIFT İşlemleri 15 USD olarak ücretlendirilmektedir.

Yurt Dışı Diğer Bankalara Gönderilen Havaleler (TL):

Diğer Bankalara Gönderilen Havaleler (USD): Asgari Tutar 35 USD, Azami Tutar 500 USD’dir. Asgari ve Azami Oranlar ise %0.50’dir.

Yurt Dışı/Yurt İçi Diğer Bankalara Gönderilen Havaleler (YP):

Diğer Bankalara Gönderilen Havaleler (USD): Asgari Tutar 30 USD, Azami Tutar 500 USD’dir. Asgari ve Azami Oranlar ise %0.50’dir.

oda rengi cam ebatlari ve sayisi da lazim arkadasim

Her şeyi onlar hallediyor, kapınıza kadar geliyor.

ayni seyden bahsediyorsak(mack) ben o urunu arada bir amazon'dan siparis ediyorum. amerikadaniste'ye falan gerek yok.

hayir shure kulakici kulaklik sungeri

kesin bakmışsındır gerçi Comply Foam Tsx-100 L olanı geçenlerde 130 TL ye almıştım amazondan. Yine de yazayım dedim :)

10 çifti 14 dolar shure'un. comply pahalı.

www.adalo.com
www.appgyver.com

Şöyle low-code veya no-code platformlar var, kod yazmayı bilmeden mobil uygulama yapmanı sağlıyorlar. Bunlardan biriyle yapma ihtimalin var ama sıfırdan yapmak biraz zor olur.

Ben mobil uygulama yapmayı bilmiyorum maalesef, ama biliyor olsam yapardım ya. Güzel projeye benziyor.

bu platformun entegrasyon için bir apisi varsa çok daha verimli olur. aksi halde aspxli sayfadan veri çekerken sayfa yapısı arka planda değiştiğinde vs tüm hesapların kayar.

hiç bilmeden bu işi yapabilir misin, aslında bu senin analitik düşünme ve öğrenme becerine bağlı. bana kalırsa günde en az 2-3 saatini düzenli ayıran biri 2-3 ay içinde bu işi kıvırır.

bir olasılık da freelancer vs. tür platformlarda iş ilanı açıp 50-100 dolara bir bilene yaptırmak.

takasbank api diye arattığımda bir şey bulamadım. olup olmadığını nasıl tespit edebilirim?

yapacak pek işim yok zaten. yeni bir şey öğrenmeye bu vakti ayırabilirim ama nereye gideyim? udemy'den falan kurs mu satın alayım? nasıl öğreneceğiz?

aloha: yapacak olursan benimle iletişime geç lütfen. derdimi ve hatta benim gibi yatırımcı arkadaşlarımın dertlerini de anlatırım. belki sana para kazandırabilecek bir yazılım yapabilirsin.

android veya ios için uygulama yazmak daha zahmetli olabilir.

Bunun yerine excel'de vba(makro) kullanarak uğraşsan 1 ayda yaparsın.

Başlaman gereken anahtar kelime : "excel vba how to get value from web page"

Bonus olarak başlangıç kodların :

www.encodedna.com

bu vba denen zıkkım mac'te çalışır mı?

anakartı bozuk büyük ihtimal kimse yapmaz bu telefonu.

anakartı bozuk olsa bu bootloader ekranını da görmüyor olmamız gerekmez miydi?

android'lerden anlamıyorum ama sanırım bunun işletim sisteminin o ".bin" dosyasının bir yerlerden flashlanması gerekiyor. ama nasıl yaparım bir fikrim yok. windows bilgisayar gerekiyor galiba. o da bende yok.

mmc arızası büyük ihtimal flashlasan bile düzelmez o.

istediğiniz şekilde dilimleyip (ince daire, yarım daire ya da dilim şeklinde mesela) buzdolabı poşetine koyun ve buzluğa kaldırın.
maden suyu veya meşrubatların içine hem limon hem buz olarak kullanabilirsiniz.

biraz uğraşacak zamanınız varsa da limon confit, lemon curd, limon turşusu yapabilirsiniz mesela.

1 kilo limon o kadar fazla değil ki, zaten bir adet kullanmışsın

Akşamdan şekere yatırmalı limonata yap, cool lime tarifi de var youtu.be

Kabuklarını soyup dondurucuya atabilirsiniz, sonra çıkarıp yemeklere rendeleyebilirsiniz,

Sularını sıkıp şişe içinde dondurucuya atabilirsiniz, sonrasında limon suyu olarak kullanırsınız rahat rahat. Egede insanlar limon mevsiminde toplayıp bu şekilde tüm yıl kullanıyor.

Tekila??

Limon marmelatı. Hatta ben de yarın evdeki fazla limonlarla yine yapmayı düşünüyorum. Yazın daha iyi gidiyor ama kışın da olur bence hem kahvaltıda çok güzel.

Ek olarak kesip kabuğuyla birlikte portakal gibi yeniledebilir:D

Limonlu dondurma da deneyebilirsin.

Lime rickey yapılabilir.

Kabuklarını soymakla uğraşmadan buzluktaki boşluklara tıkıştır. Limona ihtiyacın olursa sabahtan buzluktan çıkar, çözülünce ne yapacaksan ona kullan.
Egeliyim, bir kilo limon için daha fazla zahmete değmez.

Buzluğa atın. Salataya vs kullanacağınız zaman da kabuguyla vs rendeleyin rendenin ince kısmıyla. Bu şekilde tadı cok daha iyi ve aromali oluyor, hem de daha saglikliymis.

kabuğunu beyazıyla birkte soy. sadece sarı sulu yeri kalsın hepsinin. Koy belndırda, iki üç yemek kaşığı şeker dök, parçala iyice. Çıkan ürünü tülbent, süzgeçe dök. Üzerine 35lik votkayı döke döke süz. Posası kalana kadar kaşıkla eze eze şekeri erite erite süz. Çıkan votkalı limonu sürahiye koy, en az 2 buzluk buz koy içine dolaba kaldır. 1-2 saat sonra içine sertliğini sevdiğiniz dereceye göre sprite la ya da sodayla seyrelterek ya da direkt süzdüğünüz şekli ile servis edebilirsiniz. Gerçek tarif 2-3 kilo limona bir 70 lik şeklindedir. 1 kg limon için orantılamaya çalıştım.
Afiyet olsun.

1kg limon bişey değil. 1 hafta içinde tüketmeyecekseniz suyunu sıkıp buz poşetlerine koyun.

Ben de birkaç bölümde bıraktım. Seinfeld'e kaçtım.
Falanca sezonu atlatırsan güzel diye cümleler kuruyolardı burada, ilk sezon sanırım :)

UK versiyonunu izlemiştim ben de. Değişik bir tarzı var. Beğenmemen normal. Bence sorun yok. Ben bitirmiştim Rick Gervais hatrına ama çok da bayılmadım diziye.

Aslında Cringe Comedy olduğu için herkese hitap etmeyebiliyor. Peep Show gibi bu da. Başkası adına utanmak deyiminin karşılığı oluyor çoğu zaman. Ben çok sevmiştim, bence birkaç bölüm daha şans verebilirisiniz. US versiyonu için konuşursam Michael Scott benim favori dizi karakterlerimden biri. Günlük hayatta çoğu zaman bir şeyi anlamadığım o anlarda şu sahneyi hatırlayıp gülüyorum.
images.app.goo.gl

dunyanın en komik dizisi bence us versiyonu. ilk bolumlerde ben de tereddut etmiştim. gittikçe güzelleşiyor.

2. Sezon ortasi Ve 3. Sezon keyif vermeye başlıyor. Başlangıcı aşırı sıkıcı ve kötü. Tabii başta mantığı, çekimleri vs de anlamaya çalıştığın için salakca geliyor. Sonra ısınıyorsun

US versiyonu için konuşuyorsak dünyanın en iyi komedilerinden biri. İlk bölümler Michael'a gıcık olurken gittiği bölümde hüngür hüngür ağlamıştım. Sizin gibi yapan çok kişi var sanırım, cringe comedy sarmıyordur belki.

ilk başladığımda ilk bölümleri izleyip garip bulup bırakmıştım. sonra yeniden bi şans verdim ve şu an bitmesini hiç mi hiç istemiyorum :/

sarmadıysa da zorlamanın pek bi alemi yok açıkçası. çok beğenilse de herkese hitap etmeyebilir. sevmediğin bir şeyi izleyerek vaktini tüketme derim. sorun ne sende ne dizide. olur böyle şeyler.

ben de geçenlerde aynı manada soru sordum burda. Cringe karakter üzerinden yürüyen komedilerden keyif alamıyorum başkası adına utanma duygumdan dolayı. Hem Michael Scott hem de Dwight o kadar cringe karakterler ki, 5 dakika izlesem gözüm seğirmeye başlıyor. Zorlaya zorlaya ikinci sezonun sonuna kadar geldim ama sarmadı beni yani.

Aynı örneği vermiştim mesela, Türkiye'de de Avrupa Yakası'nda Burhan karakterine uyuz olduğum için hiç keyif alamadım o diziden.

ben de ilk izlemeye başladığımda 2-3 bölüm izleyip bu ne be deyip kapatmıştım. yıllar sonra ikinci şansı verdiğimde biraz daha sabrettim. başlarda çok zor izleniyor ama dayanabilirseniz sonrasında inanılmaz güzel bir dizi olduğunu fark ediyorsunuz. bitirdiğimde çok üzüldüm bittiği için. bi şekilde dayanıp karakterlerle, ortamla bağ kurduktan her şey çok doğal gelmeye başlıyor ve izlemeye doyamıyorsunuz.

Ilk bölümleri Amerika'da da benzer tepkiye yol açmıştı ama sonuç olarak gelmiş geçmiş en iyi 2-3 komediden biri oldu.
Michael harbiden çok zorluyor, özellikle scott's tots... Ama karakter bu yani insan yerin dibine giriyor izlerken.

Iki kere izledim, totalde de sürekli youtube videolarını izliyorum.

evet bu başkası yerine utanma hissi bende de çok baskın, o yüzden bir çok espri kaynadı gitti, gerilip gerilip bıraktım sonunda. sonra eşimle tekrar izlediğimizde bir şekilde bu hisleri baskılayabildim, arada bir iki michael'a ısındıran, aslında kendince iyi bir karakter olduğunu hissettiren bölümler de geldikçe sevmek devam etmek kolay oldu. cidden ikinci bir şansı hak eden eşi bulunmaz bir dizi.

İlk sezonu izleyip devam edebilirsen fikrin değişecek çok büyük ihtimalle. Çevremden duydum beğenisine güvendiğim birsürü insan bayılıyor gibi bi durum varsa devam et dayan, yoksa bırak gitsin dizi dolu.

youtu.be

Su sahneye gulduysen izle.
Yoksa sarmaz

herkese hitap eden bir dizi değil, başta ben de çok garipsemiştim. eşim hiç başlayamadı bile, sarmadı beni dedi ve izlemedi.

başladığım güne kahrolsun diyorum, çünkü bittiğinde sonsuz bir boşluğa düştüm. karakterler, gelişimler, olaylar, o kadar saçma ve eğlenceli ki..

US versiyonu benim için dünya üzerindeki en komik dizi. Ben ki izlediğim sitcomlarda bölümlerin %80’inde falan tebessüm bile etmeyen biriyim, The Office izlerken hemen hemen her bölümde kahkaha attığımı hatırlıyorum.

Yalnız hangi versiyonu izlediğinizi yazmamışsınız ve ben UK versiyonundan bahsediyorsunuz gibi anladım. Ricky Gervais çok itici gelmişti bana da David rolünde ve 2. bölümden sonra dayanamayıp kapatmıştım. US versiyonunda ise Steve Carell o kadar tatlı ve sempatik ki izlediğim bütün sitcomlar arasında favori karakterim Michael olabilir.

us versiyonu hayatımda izlediğim en iyi komedi dizisi. michael scott da en sevdiğim komedi dizisi karakteri. mockumentary tarzına alışık değilsen sarmayabilir. bana da 2021 yılında gülme efekti ve gerçek mekan yerine set kullanmak tuhaf geliyor. o yüzden sit-com izlemiyorum.

tam olarak aynı sebeplerle ve çekim mantığı yüzünden iki bölüm dayanabildim. ama bir yıl sonra falan oturup izledim en baştan, birkaç bölüm sonra alışınca karakterlere bırakamıyorsunuz. ben üç defa falan izledim herhalde bir yıl içinde.

Kardeşim ve çevremdekiler çok seviyor diye. 2 defa başladım. 2 defa sarmadı ve bıraktım. 3. seferde bir boşlukta denk geldi de başladım ve devam edip bitirdim. Güzel dizi ama komedi dizileri kategorimde daha iyileri var.

michael scott ilk bölümler fazla antipatik duruyor.
zaman içinde karakterler gelişiyor, olgunlaşıyor, michael da buna dahil.

ben de 1,5 ay evvel başlamıştım. şimdi son sezondayım. bir an evvel bitirip bir kaç ay sonra ilk sezonları tekrar izlemek istiyorum. çünkü anladım ki, michael'ın michael olduğu bölümler en keyiflilermiş.

ilk sezon 7 bölüm ve dediğin gibi çok zorluyor insanı, ama lütfen devam et izlemeye

Evet bölümler ilerledikçe maykıl başkalarını değil kendini rezil ediyor sadece. hele ikinci sezondan sonra adama resmen tarz değiştirtmişler. üçüncü sezonda falan aslında berbat geçmiş bir çocukluktan dolayı böyle olduğunu gözümüze sokmalar falan... neticede sıradan bir diziymiş. izliyorum öylesine.

muhtemelen ilk bölümlerden sonra herkes benim gibi düşündü ve senaryo ekibi böyle bir değişiklik yaptı.

her dizi ilk basta biraz yoruyor, sonradan temposu oturuyor. dizinin olayi cringe zaten ben bile bazi sahnelerde gozumu falan kapattim yani bu kadar da mallik olmaz diye. sorun tamamen sende diyemeyiz ama biraz daha devam edersen sevecegine eminim.

uk garipti biraz ama tarz o

hal-otogar yazan tabeladan giriyorsunuz...mavi yalova tabelasından çıkıyorsunuz

peki sayın hocam tam tersi yönde yalova'yı geçince hangi tabelaya denk gelmiş oluyoruz? Bursa mı yazacak yeşil yeşil?

Yalova'yı geçip Bursa düzlüğüne inince parasız otoyoldan Bursa'yı bitirmek için sırasıyla;

1- earth.google.com

2- earth.google.com

3- earth.google.com