[]

aşirettenim, ya sen tatlım?

tamamen istatistiki veri elde etmek amacıyla soruyorum ancak yine de küçük bir yorum yaparsanız sevinirim.

soru şu.. birisi sevgilisiyle günlük bir konuşma içersindeyken "babam beni yurtdışına göndermek istedi ama ben gitmedim, bir sene küs kaldık. biz aşiretiz de.. kan davası yüzünden kuzenimi öldürdüler, beni de öldüreceğinden korktu herhalde babam." der ise bu kişi hakkında ne düşünürsünüz? (bahsi geçen eleman 19 veya 20 yaşında olmalı bu arada.)

beklediğim örnek cevaplar:
- dediği bence doğru, şu yüzden..
- emin olamadım bak şimdi, şöyle ki..
- amaann atıyor işte gevşek, şu şu şu sebeple..
- ne gereği var ki bundan bahsetmesinin şimdi?

şimdiden teşekkürler.

 
durup dururken niye bundan bahsettiğini düşünürüm. ha bir de acaba bir şey mi ima etmeye çalışıyor, tepkimi mi ölçmeye uğraşıyor derim.


  • in vino veritas  (10.11.11 00:17:12) 
Gözümün korkutulmaya çalışıldığını düşünürüm.


  • Mangarozi  (10.11.11 00:21:20) 
liseli ergen olduğunu düşünürüm.


  • faaip de oiad  (10.11.11 00:23:55) 
(bkz: bipolar kişilik bozukluğu) olduğunu düşünürüm.


  • kakao  (10.11.11 00:26:19) 
beklediğim minvalde cevaplar geldi, hehe. eleman hakkında pek art niyetli düşünmüyormuşum demek, vicdanıma su serpildi. :p


  • jack of hearts  (10.11.11 00:31:44) 
Yazık derim, ne hallere düşmüş. Aileme şükrederim.


  • karlmarx  (10.11.11 00:58:33) 
çiftin ne zamandır tanıştığı önemli gibi geldi. böyle bir mesele cümle içinde neden pat diye söylenir? başka durumlar/olaylar nedeniyle az çok anlatılmış veya bahsedilmiş olması daha makul görünüyor bana. ha 5 günlük bir ilişkiyse, daha da tuhaf. ne gereği var? ayrıca bir mesaj mı vermek isiyor?


  • tedirginlik hucresi  (10.11.11 01:40:07 ~ 01:40:25) 
5 günlük bir ilişki sayılır. lafın evveliyatı vardır elbet az buçuk. "merhaba, ne içeriz, ben aşirettenim." şeklinde söylememiştir tabii.


  • jack of hearts  (10.11.11 01:55:29) 
eleman, sevgilisine aşiret olduklarını bir şekilde anlatmak istiyordur. bu yüzden, başka bi şey anlatıyorken, araya onu sıkıştırıvermiştir. peki neden "biz aşiretiz de" deme gereği duymuştur? ona da bakmak lazım.


  • compadrito  (10.11.11 07:46:28) 
"olur öyle" der, ciddiye almam.


  • giga1905  (10.11.11 09:34:07) 
kisinin, hele ki sevgilinin kendisinden ve gecmisinden bahsetmesinin neresi garip yahu? hadi tanimadigin biri olsa neyse de..


  • natnan  (10.11.11 11:12:26) 
[]

medya etiği

"medya etiği" hakkında yapılacak bir sunum için kaynak arayışı içindeyim. tabii ki aratıp bulmasını biliyorum bir şeyler ama sizler için konunun en can alıcı noktaları nelerdir, bunu da öğrenmek gerekir diye düşündüm. bu noktada bildiğiniz, bulduğunuz bir materyal varsa, bunu da kullansan süper olur dediğiniz bir şeyler.. lütfen benimle paylaşmaktan çekinmeyiniz.

ne olabilir peki bunlar??
- bilgi verici alelade bir metin.
- türkçe veya ingilizce görsel ve sesli bir şeyler. animasyon, lecture tadında videolar (tedtalks gibi gibi) vesaire uygundur.
- güncel örnekler.
- ilgi çekici anektotlar.
- konu hakkında doğrudan kendi fikirleriniz..

 
Bülent Çaplı ve Hakan Tuncel'in editörlüğünü yapmış olduğu "Televizyon Haberciliği'nde Etik" diye bir kitap var. Bu kitaba bakın mutlaka... Bir de, size önerim konuyu biraz daraltmanız olur. Zira "medya etiği" çok geniş bir konu.

Ayrıca özelden mail adresinizi verirseniz birkaç İngilizce kaynak göndereyim, belki işinize yarar...
  • marcelle  (04.11.11 19:16:25) 
wiki leaks'i genel olarak ele alabilir, assange'la olan ted talk'a göz atabilirsin.


  • in memory of botvinnik  (04.11.11 19:42:22) 
  • spartakus  (04.11.11 22:11:28) 
biliyorsundur ama yine de yazayım: www.idefix.com

yasemin inceoğlu'nun sitesindeki kitap listesine de bakabilirsin: www.yasemininceoglu.com

ilgilendiğin konuya göre ve güncel konularda ragıp duran'ın yazıları iyidir, sanırım hala express'te yazıyor: apoletlimedya.blogspot.com
  • kaset  (05.11.11 00:24:24) 
[]

medya sunumu konu başlığı fikri

medya ana başlıklı, dört ayrı bölümden oluşan (her bölüm 10 - 15'er dakikalık) bir sunum yapmam icap etti. konuları (1) medyanın tanımı ve tarihsel gelişimi, (2) medyanın sorumlulukları, (3) medya etiği, (4) siyasetin medya ve medyanın toplum üzerine etkisi diye böldük. bana da 3. konu denk geldi. ben anlatımda kolaylık sağlaması açısından konunun adını değiştirerek perspektifini genişletmek istiyorum. ntv'nin yeni medya düzeni konferansı'nı izleyerek fikir alabileceğimi düşündüğümden medya etiğini yeni medya düzeniyle bir şekilde harmanlayayım dedim. bu noktada yardımlarınıza ihtiyaç duyuyorum. o iki farklı başlığın harmanı olacak yeni başlık nasıl laf kalabalığı olmaktan sıyrılır da mantıklı bir şeye benzer? şık başlık önerileriniz varsa beklemekteyim.




 
internet gazeteciliği/ online/ dijital gazetecilik ve etik sorunlar olabilir. konferansı izlemediğim için o anlamda bağlantı kuramıyorum.

bianet'in haberciler için hazırladığı el kitaplarını kaynak olarak kullanabilirsin.

televizyona benzer şekilde internette de haberi doğrulatmadan verilince, sansasyona ya da kişilik haklarını zedeleyici durumlara yol açılabiliyor.
  • kaset  (31.10.11 22:40:52) 
[]

medya sunumu

medya konu başlıklı bir sunum yapılacak. sunumda dört kişi yer alacak ve herbirinin 10 - 15 dakika vakti olacak. lakin konuyu dört ayrı alt konu başlığına da bölmek icap ediyor. ayrıntılı bir şekilde medyayı inceleyecek ve anlatacak olsanız nasıl dörde bölerdiniz konuyu? konuların aralarındaki içerik kapasitesi itibarıyle denk olmaları ve metne dökülmeye de elverişli olmaları aradığım diğer ıvır zıvır özellikler. medyanın toplum üzerine etkisi, sosyal medya, medyada şiddet, siyasetin medya üzerinde etkisi filan fişmekan.. en ideal dörtleme fikirlerinizi bekliyorum aranan şartları sağlayan..




 
medyada şiddet konusu altında medya etiği (1) ve medyanın sorumluluğu (2) olarak iki ana gruba ayırıp bunları da iki alt birimde iki farklı uçtan örneklerle irdeleyebilirsiniz. habertürk'ün geçtiğimiz günlerde ilk sayfadan yayınladığı bıçaklanan kadın fotoğrafı bence başlangıç için çok uygun çünkü medya da ikiye bölünmüş durumda.


  • kayranin kedisi  (19.10.11 22:23:46) 
gayet güzel konular ama daha geneli kapsayan bir bölme hayal etmiştim ben.

1. medyanın tanımı ve tarihsel gelişimi
2. medya sorumluluğu
3. medya etiği
4. medya - toplum ve medya - bilmem ne etkileşimi gibi gibi..

aklımda var az çok bir şeyler de en iyisini bulmaya çalışıyorum, yoksa beğenmediğim değil.. bilhassa beğendim, yanlış anlaşılmasın.
  • jack of hearts  (19.10.11 22:38:31) 
[]

klavyemin esrarengiz işleri

son bir iki haftadır sebepsiz yere, aniden klavyem allak bullak oluyor. şöyle ki genelde eksi sözlük'te dolanırken yahut facebook'ta zaman öldürürken bir bakıyorum yazdığım şeyler büyük harfle çıkmaya başlıyor. enter tuşu misyonunu yitiriyor. sayı karakterlerine basılmıyor. shift ve caps lock'la yazmayı deneyince de.. caps lock açıkken küçük harfle, kapalıyken büyük harfle yazıyorum filan. olay f klavye'nin q klavye olmak istemesi gibi bir durum değil. alışılmıştan farklı şeyler oluyor yani kısaca klavyeye. bu sorunu nasıl çözebileceğim hakkında fikri olan var mı?




 
laptopumda böyle birşey oluyordu geçenlerde -şu an olmuyor oh oh ne güzel -
bilgisayarı tamamen kapatıp açtığımda düzeliyordu. yakın bir zamana kadar böyle yapıp kullanıyordum şimdi nasıl olduysa hiç sorun çıkartmıyor

  • hitsumo  (03.10.11 22:18:29) 
NUMLOCK tuşu kapalı kalıyordur. onu aç


  • principia  (03.10.11 22:34:59) 
hitsumo'nun bahsettiği sorun, doğrudur. ancak bir çözüme ulaşmadı şimdilik. numlock'la alakalı bir şey değil bu arada.


  • jack of hearts  (03.10.11 22:47:29) 
bazı notebooklarda numlock benzeri tuş *açık oluyor bu yüzden normal tuşun altında yazan diğer tuşlar devreye giriyor ( fn gibi ) ama capslockla alakası olabiliceğini düşünmüyorum onun


  • utkucbkc  (03.10.11 23:12:39) 
sebebi nedir bilmiyorum ama çözümü cookies'leri silmekmiş. deneyerek öğrendim.. kamunun bilgisine.


  • jack of hearts  (03.10.11 23:17:37) 
[]

tartışmaya uygun konu arayışı

4'er kişinin 15-20'şer dakikadan türkçe sunum yapabileceği konu fikirleri arıyorum. misal konu "arap baharı" olur. biri gelişimini anlatır konunun, diğeri olumlu yanlarını, diğeri olumsuz yanlarını kritik eder. biri de son olarak günümüzdeki etkilerine değinir ve sunum biter. bu tarz bölmeye uygun konular lazım. efendime söyleyeyim.. tarihteki bir önderin hayatı olur, olay olur, felsefi akımlar olur, postmodernizm olur, olur da olur. "ah bunu yapsanız çok şahane şeyler bulabilirsiniz. dinleyiciyi kesinlikle sıkmayacak bir şey hem." dediğiniz bir konu varsa aklınızda lütfen söylemekten çekinmeyin. sulu bir konudansa ciddi bir şey olması tabii ki tercihim.




 
yeni yüzyilda hukuk

dogmatizm,din ve teknoloji

avrupa ve türkiye

yeni global dünya kutuplari

istihdam ve devlet
  • serabetan  (02.10.11 11:37:53) 
bence bi merkezde birleşen çeşitli konular olsun. mesela bi tarih aralığı belirleyin. atıyorum 80ler ve sonrası olsun. ilk grup o tarih aralığındaki belli başlı önemli olayları sunsun. 2., 3. ve sonrasındaki gruplar o dönemin müziği, siyaseti, sineması, tiyatrosu, literatürü, dansı vs. gibi başlıklarla daha derinlemesine irdelesinler. her grup kendince bikaç isim belirleyip onlara da kısaca değinebilir, işlerinden-ürünlerinden kısa örneklemeler yapabilir. daha bütünlüklü bişey olursa hem takip etmesi kolay olur bence hem de konular arasında bağlantılar kuruldukça daha ilgi çekici olur. serabetan'ın verdiği başlıklar baya sağlam olmakla beraber şahsen ben 15 dakikalık bi dogmatizm,din ve teknoloji sunumundan sonra istihdam ve devlet'e ne kadar konsantre olabilirim bilmiyorum.


  • minguinho  (02.10.11 12:02:21) 
en sosyetiğinden en bohemine, en cahilinden en eğitimlisine; en gencinden en yaşlısına... her nevi dinleyiciyi sıkmayacak tek konu:
seks tabii ki

cinsellikle ilgili konular bakının derim.

sulu konu olmasın denmiş ama bence son derece ciddi ve kuru bi konudur kendileri.
  • delfina  (02.10.11 13:21:28 ~ 13:22:41) 
sosyal medya


  • lebanon  (02.10.11 13:59:15) 
iletişim devrimi


  • compadrito  (02.10.11 15:02:06) 
[]

askeriyedeki sakal yasagi hakkinda

bildigimiz uzere orduevlerine, gazinolara ve diger askeri tesislere girerken sinek kaydi tras olmak gibi bir yaptirim var. en siki uygulandigi yerler ise askeri tatil kamplari. yarim numara ve hatta sifir numara makine trasiyla dahi uyari yiyebiliyorsunuz. ancak kuvvet komutanliklari binalarina, lojmanlara ve sanirim genel kurmay'a dahi tam manasiyla sakalli bir sekilde girebiliyorsunuz.

bu yasagi destekliyor musunuz?
sizce mantigi var midir, varsa nedir?
sozluk'te konuyla ilgili bildiginiz bir baslik var mi? (ben bulamadim.)
gercekten de yasagin orijinal hali makine trasina bile musamma gostermeyecek kadar ketum ifadeler mi icerir yoksa olay tamamen yasagi uygulama asamasinda gorevli personelin sacmalamasi mi? yani yoruma acik bir yasak midir bu?

tesekkurler.

 
askeri bir kuralı tartışıyor muyuz :) veya mantığını sorguluyoruz, ahahaha :) yasağı uygulamak kuraldır ama uygulamamak personelin inisiyatifine bakar, kimisi illa olacak diyor, generale söylerim diyor, kimisi general bu kadar sert değilse ısrar etmiyor. uygulama kısmında değişiklik gösteriyor evet.


  • bykush  (23.09.11 23:52:11) 
Askeriyede mantık aranmaz. Personele, tatildeyken bile "asker" olduklarını unutturmamak için olsa gerek.


  • roket adam  (23.09.11 23:55:19) 
cevaplarin "askeriyede mantik aranmaz." ritueli uzerinden gelecegini bildigimden soruya mantik kelimesini ekleme asamasinda cok dusunduydum. bekledigim gibi de oldu ne yazik ki. :) yasak hali hazirda asker olan kisilere zaten uygulaniyor ancak bunun haricinde askeri tesislere girme hakkina sahip tum asker yakinlarina da uygulaniyor. nedir bu sakalsizlanma cabasi? tuyden bu kadar mi tiksiniyorlar? ve en onemlisi, neden? haci sakaliyla dolanmiyoruz neticede. bazisinin iyice gozu donmus oluyor hele ki. tek gunluk sakal icin adam kapidan mi cevrilir kampta? kac cocuk ilk biyik trasini orduevine girebilmek icin olmustur kim bilir..

daha cok cikis noktasini merak ediyorum yasagin? ne gibi bir sebepten oturu ihtiyac duyuldu buna acaba?
  • jack of hearts  (24.09.11 00:16:18) 
desteklemiyorum, mantıksız buluyorum. ama tsk içinde şöyle bir mantığı olabilir:

kuvvet komutanlıkları, düğün salonu ve lojmanlara siviller ancak misafir olarak girebilir (orduevi ve kamplara misafir olarak dahi giremezler). misafirlerin girebildiği yerlerde de saç sakal denetiminde doğal olarak gevşek davranılır ya da denetlenmez.

ha bi de, genelkurmay'a orada o an görevi olmayan tsk personeli bile giremez, sakalla girmek ne yahu...

edit: bu yazıda personel yakınları sivil olarak kabul edilmemiştir.
  • zgrydn  (24.09.11 00:37:05 ~ 00:40:13) 
konuyu sadece kamplara girme hakki olan asker yakinlarindan dondurursek daha iyi olacak. en ciddi olmasi gereken askeri makamlarin sivilin (asker yakini olan sivilin) sakaliyla bok pusurle ugrasmanin gereksizligini kavramis olmasina ragmen askeri tesislerdeki bu tavrin bambaska bir aciklamasi olmak zorunda. yanagimdan mi opeceksiniz pasam, niye keselim sakallari da cillop gibi olalim illa?


  • jack of hearts  (24.09.11 00:54:00) 
hmm şöyle olabilir. mevzubahis kamplara subaylar kağıt üzerinde tatile değil eğitime katılmak için giderler. eğitim kamplarındaki kılık - kıyafet yönetmeliğinin de subaylara uygulanmak üzere hazırlandığı, hazırlanırken de asker yakınlarının durumlarının göz önüne alınmadığı anlaşılıyor. bunları göz önüne alırsak uygulama aşamasında değil kuralın konması aşamasında bir sakatlık olduğu açık. kural neyse aynen uygulanıyor.


  • zgrydn  (24.09.11 01:07:53) 
hicbir subayin tatil yapmaktan baska bir gayeyle kampa gittigini sanmiyorum. erler icin egitim kampi misyonunda olsalar da gorevliler harici asker ya da sivil herkes icin tatil kamplari onlar.


  • jack of hearts  (24.09.11 01:18:31) 
kağıt üzerinde tatil kampı değil, eğitim kampı diyorum işte. oralarda - güya - eğitilenler de subay - astsubayların ta kendileri. erler değil.


  • zgrydn  (24.09.11 01:23:32) 
[]

past continuous tense'in for ile kullanimi

past continuous'un for ile kullanilabilmesi mumkun mudur? in order to anlami tasiyan for'dan bahsetmiyorum. hani su perfect tense'ten tanisik oldugumuz for. since'in kardesi olan. they were triying that for many years denebilir mi mesela? boyle kilcikli bir kullanimi var mi for'un?




 
olmaz bence. they had tried for many years demen gerek.

zaman çizelgesi düşün.

--------------------geçmiş-------------------günümüz
<-past perfect->past<-present perfect->present

yani geçmişten bir noktaya kadar olan süreyi anlatmak istiyorsun sen. mesela benim 5 yaşıma kadar geçirdiğim süre filan.

edit: had been trying de dersen de bi sorun olmaz tabii.
  • dambil  (19.09.11 17:27:12 ~ 17:28:17) 
şu örnekte vermek istediğin anlam da aslında perfect'le verilen anlam. yani böyle yazsan da anlaşılır tabi ama yine de doğrusu perfect'lisi oluyor.


  • tepedeki psychedelic adam  (19.09.11 17:27:30) 
dediğin gibi kullanılır bence.


  • cilgin fantezilerin adami  (19.09.11 17:31:19) 
perfect tense kullanmanin cok daha iyi bir alternatif oldugunun farkindayim. bir sozun orjinalini dusunuyordum ve aklimda o soz past continuous + for seklinde kalmis. hafizam mi beni yaniltiyor yoksa boyle geri planda kalmis bir kullanim mevcut mu diye dusunmustum. past perfect continuous varken teferruat ama boyle kullanmak. hak verdim. :)


  • jack of hearts  (19.09.11 17:35:21) 
kullanılır doğru.


  • baldur  (19.09.11 17:40:06) 
böyle bir kullanım mevcuttur. "They were trying for years" Yılalrdır deniyorlardı, artık vazgeçtiler. Denemiyorlar anlamında. Past tense yardım edecek bir time aspect le kullanmak isterseniz de for u past perfect tense ile kullanabilirsiniz.


  • anuk kokulu sair  (19.09.11 17:40:20) 
[]

elbise degisme numarasi

son zamanlarda cok revasta bir numara. demin yetenek sizsiniz'e goz atarken denk geldim yine. sihirbaz bir cember ve ortuden olusan kabini tutarken kabin icindeki kadin birkac saniyede ustunu degisiyor. hatta daha otesi ustune pul yigini atiyorlar, birkac saliselik bir zamanda yine degisiyor. var mi numaranin perde arkasini bilen? cok merak ettim su an.




 
patentli özel donanım ve tasarımlı giysiler onlar. patent belgeleri internette var. aha buldum da. goo.gl


  • ben smyrna  (19.09.11 01:13:03 ~ 01:13:12) 
[]

çeviri sorusu: a couple - a few

benim bildiğim ikisi de aynı anlamlı a couple'la a few'in.. ama emin olamadım tam. siz olsanız hangisini kullanırdınız?

- a couple years later
ya da
- a few years later

aralarında bir anlam farkı varsa yahut biri yanlış kullanımsa belirtirseniz sevinirim.

 
few kullanırdım ben ama neden bilemedim.. o daha sempatik geldi..


  • buzzlightyear  (15.09.11 17:00:58) 
couple "of"la kullanılır genelde ve çift anlamına gelir. few'se birkaç. farklılar yani. a couple years later da kullanılabilir gerçi. yani few yerine couple desen de sorun olmaz ama daha az resmi ve genelde konuşma dilinde kullanılan bi form o.


  • tepedeki psychedelic adam  (15.09.11 17:06:01 ~ 17:06:43) 
couple sayı belirtir, çifttir. öte yandan "a few" kullandığında bir belirsizlik vardır ama nicelik olarak azdır. şöyle ki; "iki sene sonra" veya "birkaç sene sonra" şeklinde bir fark vardır.


  • yaarock  (15.09.11 17:15:47) 
longman'ın advance sözlüğü direkt syn olarak vermiş ama native speaker'ların tartıştığı bir forumda da couple'ın günlük konuşmada ve çift manasında kullanıldığını gördüm. a few daha iyi bir tercihmiş yani.. teşekkür ederim.


  • jack of hearts  (15.09.11 17:32:16) 
a couple of years later: 1-2 yıl sonra.
a few years later: birkaç yıl sonra.

diyorum ve susuyorum.
  • kibritsuyu  (16.09.11 10:42:51) 
[]

barkot okuyucu problemi

sorunla karşılasan ben değilim, bir arkadaşım.. benden yardım istedi eleman ama apışıp kaldım, hiçbir bilgim yok. dediğine göre yeni bir barkot okuyucu almış, bunu kullanmak istemiş, gerekli programı kurmuş filan. sonradan bir ilacın barkotunu okuturken sorun çıkmış. başında + ve devamında /'ler çıkıyormuş barkot numarasının, sonra da hata veriyormuş aygıt. sorunu aşabilmek için yapmasını tavsiye edeceğiniz bir şey var mı acaba? teşekkürler.




 
aldığı yer ile görüşsün.


  • oshamahue  (25.08.11 17:25:18) 
scanner ile program arasındaki ayarlara bakmalı. sadece driver yetmez. ayrıca ayarları tam ise bile program o scanneri kabul etmiyor olabilir. program ile uyumlu scanner almalı. öyle ise o zaman programdan scanner ayarlarına baksın. kaç bar okuyor vs gibi bi sürü ayarı var. öyle kulaklık takar gibi çalışan bir alet değil o.


  • ben smyrna  (25.08.11 17:27:38) 
kaç tipi var bunun bilmem ama gun tipi olanını kurdum kurdum. alet kabaca ps2 klavye girişine klavye ile bilgisayar arasına bağlanıyodu. yaptığı iş barkodda yazanı sanki klavyeden girmiş gibi bilgisayara göndermekti. birde bu tabancayla birlikte bir kitapçık vardı, oradaki belli barkodları okuyup cihazı programlayabiliyordunuz (mesela her barkod sonrasında entere basssın, basmasın ya da sonuna bilmemne standardına göre bilmemne karakteri koysun gibi)

demem o dur ki, bu tip bir cihazsa açın exceli notepadi, okutun barkodları bir abukluk var mı? yanlış okuma gibi birşeyse o bahsettiğim programlama yarayan kitapçığa bakın ama en temizi aldığınız yere sorun
  • kisa  (25.08.11 17:34:24) 
anlatılan muhtemelen kare kod denilen. yani "kisa"nın anlattığı değil. ayrıca gun dediğiniz şekli sadece "gun" silah gibi yani. ean codelar vardır barkodlarda. karekodda ise iş daha karışık. en güzeli scanner ile program uyumluluğunu araştırmak. bence scannerdan çok program firması ile irtibata geçin.


  • ben smyrna  (25.08.11 17:36:35) 
cihazın desteklediği standartlara baksın, sonra okutmaya çalıştığı barkodun tipini bulsun vs vs. marka model ve okutmaya çalıştığı barkodun fotoğrafını koyarsa boş vakti ve merakı olan bir manyak araştırabilir.


  • kimlanbu  (25.08.11 17:54:18) 
[]

tony robbins'in loser hali

tony robbins adındaki nlp'ci gevşek arkadaşın kitaplarında hep bahsettiği bir "before" hali vardır hani.. "iki metrelik bir cüssem, kocaman bir götüm vardı. kız arkadaşımdan ayrılmıştım. depresyondaydım, yalnızdım.." gibi gibi. o halinin kitapta resmi var ama internette bulamadım. bilen, bulan olursa çok sevinirim. şimdiden teşekkürler.




 
bu olabilir gibi

capitalogix.typepad.com
  • elrohir_calaelen  (25.05.11 11:58:45) 
bu geçiş dönemi. :) ama yine de teşekkürler.


  • jack of hearts  (25.05.11 18:41:12) 
[]

fenerbahçe formaları hakkında soru, danışma

merhabalar,

gereksiz bir soru olacak da ciddi karar veremedim. şimdiye kadar hiç forma almaya niyetlenmedim ancak şu dünyadan göçüp gitmeden evvel bir alex forması almam gerektiğini düşündüm az önce. ama klasik çubuklu formayı mı alayım yoksa şu düz mavi formayı mı alıyım bilemedim. (- düz mavi: a.imageshack.us -)

bu işin bir adabı var mıdır? düz mavi formayı alsam.. bir sene sonra "olm bu geçen sezonun formasıydı, ne işi var üstünde?" diyen çıkar mı? bu yüzden çubuklu mu tercih edilmelidir illa? yoksa, "hiç fark etmez, düz mavi daha şahane zaten, onu al." mı dersiniz?

 
Hocam sen palamut formayı alsan bile her zaman giyilir.Çubuklu forma klasik ve eskimeyecek bi model orası ayrı.


  • Chit  (23.05.11 20:09:47) 
@chit sadece beğeni olarak da çubukluyu mavinin ya da maviyi çubuklunun ötesine koyabilmiş değilim aslında. bu durumda "eskimeyecek model" oluşundan ötürü çubuklu diyorsun yani. :)

@mayhemdemon bakanın aklına alex gelsin (özellikle bu seneki performansıyla.), yıllar sonra bile "vaay bee, efsaneydi ciddi." desinler gibi düşüncelerim var aslında. :)
  • jack of hearts  (23.05.11 20:15:40 ~ 20:17:42) 
hacı çubuklu düz farketmez millet üzerinde proton yazılı formaları giyiyor senin dert ettiğin şeye bak.


  • bananebundan  (23.05.11 20:18:29) 
kimse bir şey demez. en beğendiğini al. anladığım kadarıyla da mavi en beğendiğin, al gitsin :) ben bu yıl tribünde ne beşiktaş taraftarları gördüm kaç yıl öncenin umbro formalarıyla gelen.


  • kivanc1  (23.05.11 20:19:30 ~ 20:21:32) 
ne bileyim hocam.. pek stad - forma taraftarı değilim, daha çok ev - don atlet izleyicisiyim. yarın öbür gün büyük bir maç olur da millet bizdeyken soğuk biralara hangi forma en iyi eşlik eder onu merak ettim ben. :)


  • jack of hearts  (23.05.11 20:21:14 ~ 20:21:45) 
Panpa evde takılmalık diyosan mavi forma daha hoş bi hava,ambiyans katabilir.Çubuklu daha stadyum forması dediğin gibi.


  • Chit  (23.05.11 20:29:41) 
tamamdır, fenerium'a gidip hiçbir önyargı olmadan en yakışanını almak galiba anlaşılan. teşekkürler herkese.


  • jack of hearts  (23.05.11 20:30:58) 
[]

çok kusmak, sonrasında da kan kusmak

stres yapınca akşama kadar bir şey yiyemeyen ve devamlı su, safra kusan uyuz birisiyim. iki üç gündür aşırı stres yapmamı gerektirecek bazı olaylar oldu ve beslenme düzenimin canını okudum. dün ise tüm olayların iyi bir biçimde sonuçlanmasının neticesinde biraz fazla yiyip içtim anlaşılan. öğlen bolca kahve ve poğaçamtrak bir şey yedikten sonra eve gelince geniş bir aralıkta (üç dört saat kadar.) dört beş tane börek çörek, bir büyük yoğurt kabı ebatlarında cacık, iki kupa çay, bir şişe şarap, dört tane de kutu bira içip yattım. o ana kadar midem gayet yerindeydi ama sabah kalktığımda yatağın içi cümbüştü. anlaşılan şarapla seyreltilmiş bol miktarda cacık hiç sindirilmeden dışarı çıkmıştı. normalde çok daha fazla miktarda alkol tüketmeye bünyem alışık ancak hiçbir şey hatırlamayacak kadar, hele ki uykumda kustuğum şimdiye dek hiç olmamıştı. işin aslı alkolden ötürü kustuğumu bile bilmem.. sabah altı yedi gibi durumu fark ettim. hemen şunu suya basıyım, lan şuraya da bulaşmasın, of aklıma ediyim derken ortamın koku ve görüntüsünden midem yine kalktı. banyoya gittim, biraz kusmak için zorladım kendimi.. önce direkt su çıktı, ardından su turunculaştı, en sonunda da bir ağız dolusu tok kan kustum. korktum haliyle, acaba ayaküstü mide kanaması mı geçirdim yav diye düşünerek. doktora gittim, kaba taslak anlattım olanları. bir şeyinin olduğunu sanmıyorum, o kan gelmesi de çok kusmaktan damarlara zarar vermişin boğazdaki, beslenmene aynen devam et vesaire dedi. pek tatmin etmedi beni, öğle yemeğine erken gitmek için beni geçiştirmiş gibime geldi. sizin benzer problemleriniz, kimi zaman sabahları mide asitinizin tavan yaptığı, kan kustuğunuz, yahut farkında olmadan kustuğunuz bir durum olduysa şayet bana tavsiyede bulunabilirseniz bu konuda sevinirim. şu an midede bir şey kalmadığından açlık harici bir sıkıntım yok. cevap verecek arkadaşlara şimdiden teşekkürler, iyi günler.




 
birşeyler ye abartmadan (mesela patates püresi, haşlama patates gibi mide dostu) bir bak bakalım. tansiyonuna filan. kanama dışında başka sorunun var mı?


  • african rain  (21.05.11 12:51:43 ~ 12:52:11) 
kan geldikten sonra bir daha kusmaya korktum işin aslı. :) onun haricinde az uyumanın sebebiyle başım filan dönüyor çok az ama bilgisayar başında oturabilecek veya dışarı çıkabilecek durumdayım da. şu an için sağlıklı sayılırım. bunlardan başka, kanamadan öte, strese bağlı mide bulantısı ve kusma problemine dair bildiğiniz bir şeyler var mı acaba? tadımı iyiden iyiye kaçırmaya başladı çünkü son zamanlarda.


  • jack of hearts  (21.05.11 12:57:19) 
kanın miktarı önemli. ben olsam bir endoskopi yaptırırdım. başka doktora git kan kustum de yediklerini anlatma. boğaz tahriş olsaydı kan tükürmen gerekirdi sanki. kahve alkol mideye zarar verir. önceden reflü gibi şikayetlerin var mıydı?


  • bıdıbıdı  (21.05.11 12:57:21) 
bence bir gastro uzmanına görün. demek ki midenle ilgili bir sıkıntı var.
hayır yani geçici bir durum bile olsa için rahatlar.

  • omonia  (21.05.11 13:09:18) 
tespit edilmiş bir mide sorunum yok çünkü daha önce hiç şikayette bulunmamıştım doktorlara konuyla ilgili. ama dediğim gibi, stres yapmamı gerektirecek bir şey olduğu her zaman öğlen geç saatlere kadar bir şey yiyemem ve midem kaynar sürekli. kanın miktarını şöyle anlatayım. insan kusarken musluk gibi olmaz ara ara durur ya hani, her kustuğunda da ağzın alabileceği maksimum sıvı miktarından biraz daha fazla çıkartabilir.. o denli fazla değil, bir tam yudumla kıyaslanabilecek şekilde önce bir suyla karışık safra çıktı. sonradan safranın rengi turunculaştı, suni bir renkti sanki, gıda boyası gibi. sonradan yeni bir öğürme.. bu defa suyun içinde daha henüz tam olarak çözünmemiş bir tam yudum kan. boğazdan geldi bence de. mideden gelse öyle ayrı gayrı takılmazlardı safrayla sanki. bir de şu an boğazımın iki yanının hafif üşütmüş gibi ağrıdığını fark ettim yutkununca. yine de tam olarak emin değilim.. endoskopilik bir arıza yok midemde ama iyi bir dinlendikten sonra gideceğim doktora bir daha, yarın öbür gün. teşekkür ederim ilginiz için ikinize de.

@omonia
ben yazarken yazmışsınız, görmedim. aklımda o iş de. biraz daha toplayayım kendimi, ilk iş olarak onu yapacağım.
  • jack of hearts  (21.05.11 13:22:12 ~ 13:23:36) 
boğazından gelmiştir, çok kastıysan kendini, böğürdüysen. ben bikere o kadar çok zorlamıştıki suratımdaki kılcal damarlar çatlamıştı bi iki gün çilli dolanmıştım


  • borzoi  (21.05.11 13:46:48) 
doktor da benzer ifadeler kullandı. uyurken ne yaptığımı hatırlamadığımdan ne kadar zorladığımı bilemeyeceğim. yalnız.. çilli dolanmak derken? :) geçmiş olsun da, şimdi durup dururken çilli dolanmak istemem. ne bu halin olm? sert kustum, çil çıktı be ağbi.. gibi gibi. :)


  • jack of hearts  (21.05.11 13:50:24 ~ 13:53:18) 
o stres yapınca sindirim sisteminin alt üst olması az da olsa bende de var, çok ciddi bir sınavımdan önce birebir aynısını yaşamıştım ben de. stres yapmayacaksından öte bi çaresi yok.


  • roket adam  (21.05.11 15:41:09) 
benim de büyük ölçüde sınav muhabbetine olur zaten.


  • jack of hearts  (21.05.11 16:05:57 ~ 22.05.11 15:08:09) 
[]

ankaralılara ve az çok ankara'yı bilenlere gelsin

merhabalar,

iki hafta önce istanbul için şöyle bir çalışma yapmıştım:
s7.directupload.net

hazır zaman bulmuşken aynı çalışmayı bu sefer de ankara için yapayım dedim. çalışma şu an şu durumda:
s7.directupload.net

ancak fikir aşamasında tıkandım şu an. acaba daha neler eklenebilir? yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

 
siyasetçiler, parti amblemleri.

not: yalnız bayıldım ben bunlara. muhteşem olmuşlar. amaç nedir acaba diye sorsam?
  • shiranai  (15.04.11 20:56:15 ~ 20:57:00) 
hocam harikasın,

bi köşeye hızlı treni ekleyebilirsin, hatta benim aklıma hzlı trenin o baloncuğu çekmesi gibi bişey geldi nazcizane.

ha bi de bitirince duyuruya cevap olarak koyarsan çok sevinirim.
  • antihero  (15.04.11 21:10:49) 
behzat ç.'ye dair birşey olabilir :) ek olarak da estergon kalesi ve ulus heykel olabilir. saman pazarına dair birşey de güzel olur.

Ekleme: hocam eline sağlık çok güzel düşünmüşsün çok da güzel olmuş. geçen yaz şehir isimleri ve belli simgeleri olan tişörtler çok moda idi, bence bu tip minik logoların birleşimi bir tişört çok güzel olacaktır.
  • Lethe  (15.04.11 21:13:59 ~ 21:17:44) 
melih gökçek'i anmak istemiyorum açıkcası. :) ankara kalesi, ankara keçisi, ankara kedisi var zaten. diğer öneriler içinse teşekkür ederim, deneyeceğim birazdan eklemeyi. siyaseti genel olarak işleyebilirim de parti amblemlerine girmeyi düşünmüyorum.

çalışmayı tamamen keyfi yaptım. bir amacım yoktu. bobiler'e gönderdim.. görüp tişörte bastırmak isteyenler filan çıktı. basılacak da site vasıtasıyla muhtemelen. bunun dışında bir fonksiyonu yok şimdilik. :)

edit: ben cevap verirken diğer yazanları görmedim. teşekkür ederim hepinize öncelikle. şöyle özetlemek gerekirse; hızlı tren var, estargon kalesi'nin orjinali ankara'da olmadığı için koymadım, behzat ç.'yi koymayı düşünmüyorum filiz akın bile yokken çalışmada (aslında filiz akın'ı koyacaktım da sarı uzun saçları sorun yarattı siluet yapma aşamasında.) yeni yapılan ankara logosunu bir halta benzetemediğimden eklemeyi düşünmüyorum. cami olarak bir aklıma kocatepe geldi benim, zaten bir camilik yerim daha kalmadı. doldurma aşamasında minareler dert oluyor, o yüzden yanaşmıyorum pek cami, minare vs. gibi sivri yapılar eklemeye. istanbul çalışmasından anlayabilirsiniz ne demek istediğimi. :)
  • jack of hearts  (15.04.11 21:15:54 ~ 21:21:10) 
ist.la ilgili diyecegim var. bence kirmizi beyaz degil de eskitilmis bir renk kullanmalisin.


  • nicke  (15.04.11 22:27:38) 
renk değiştirmek sorun değil hiç neyse ki. :) tavsiye için teşekkürler.


  • jack of hearts  (15.04.11 22:29:28) 
ikisi de çok başarılı. izmir için de yapmayı düşünüyor musun?


  • crimson king  (15.04.11 23:35:37) 
saat 12 istikametindeki heykel daha büyükçe olmalı sanki.saçma üst geçitlerimiz için bişeyler yapabilirsin belki.. çok güzel olmuş elinize sağlık. renk için gri önereyim, malum ankara gri şehir ya hem gri de herkese yakışır..


  • hadii  (15.04.11 23:36:10) 
@crimson king
izmir için de yapmayı düşünüyordum, evet ama pek bildim yok şehir hakkında.

  • jack of hearts  (16.04.11 00:15:03 ~ 00:23:02) 
ust gecit mutlaka olmali. varsa orada, goremedim :)


  • muk  (16.04.11 01:02:51) 
eskişehir'e de yap be, ömür billah saklarım valla.


  • antihero  (16.04.11 01:11:29) 
üst geçit yok. baya doldurdum buradaki halinden sonra.. yer bulursam koyarım. :)
eskişehir'i de düşüneceğim ama zor yapmam. o kadar çok materyal çıkmaz. ankara'da bile tıkandım. :) bir de ciddi zaman harcamak lazım. 400 civarı resim var mesela istanbul çalışmasında. kaldı ki tüm binalar, bazı kişiler ve nesneleri direkt elle çizdim. bunu göz önünde bulundurarak ortalama 2 dakika harcasam bir resime, 800 dakika eder. 13 - 14 saat zamanı da normal şartlar altında iki üç haftada anca bulabiliyorum maalesef. :/

  • jack of hearts  (16.04.11 01:31:59 ~ 01:32:11) 
bir izmir efsanesi olsa da ankaralılarda da derin izler bırakan ikarus olmalı bence bu çalışmada:)

şöyle de caps veriyim.

www.google.com.tr

www.tatliaskim.com

www.google.com.tr
  • p a t r i o t  (16.04.11 09:52:43) 
Çalışmanızı bitirince güncel halini (Ankara) buradan da paylaşır mısınız?


  • Lethe  (16.04.11 11:00:06) 
-deniz özbey akyüz ve tuğrul akyüz
-trt oran stüdyosu
-gençlik park
-tren garı
-üzüm salkımı
-kar tanesi

ayrıca süper
  • kim milton nielsen  (16.04.11 16:25:29) 
tavsiyeler için tekrardan teşekkürler. bitmiş halini ekleyeceğim konuya, peki.


  • jack of hearts  (16.04.11 20:02:20) 
çalışmayı şu an bitirdim. buyrun link'i: www.bobiler.org
büyük hali de bu: s1.directupload.net

  • jack of hearts  (18.04.11 17:12:46) 
süper olmuş, elinize sağlık


  • hadii  (18.04.11 20:57:43) 
ellerine sağlık, gayet başarılı.


  • Lethe  (19.04.11 20:59:21) 
[]

bu tasarımı nasıl değerlendirilebilirim?

merhabalar,

birazdan diyeceklerimi özellikle grafiker ve tasarımcıların dikkate alıp cevap vermesini temenni ederim. bir süredir istanbul hakkındaki şu çalışmayla uğraşıyordum:
s1.directupload.net
www.bobiler.org

nick patchitt'den esinlendiğim açık, onun da benzeri sıkıştırılmış çalışmaları mevcuttur. amma ve lakin genel şablon itibariyle her ne kadar benzer olsa da içeriğindeki tüm nesneler çeşitli vektör kaynaklarından alınmış yahut tarafımca çizilmiştir. her neyse..

çalışmaya başlarken aklımda tişörte baskıdır, magnettir, posterdir falandır filandır hiçbir şey olmamasına rağmen bittikten sonra görenler tarafından birçok talep aldım. en nihayetinde de bobiler'le anlaşıp tişörtü basma kararı aldık. ama hala "olm mavi'nin istanbul serisi var ya, bunu ona gönder.. iş yapar bence." diyen elemanlar çıkmıyor değil. e ben de biliyorum ki mavi ve benzeri firmaların dışarıdan gelen her çalışmaya bakıp değerlendirecek hali yok. durum böyle olunca işim sizlere düştü..

açıkcası ben bunu tişörte baskı için ideal bir şey olarak görmüyorum ama yine de merak ediyorum. nereye yollasam, ne yapsam bu çalışmayı değerlendirebilirim? tavsiyelerinizi bekliyorum. şimdiden teşekkürler.

 
elinize sağlık, gerçekten çok güzel olmuş. mavi gibi büyük bir ajans dışarıdan gelen her işi değerlendirir mi bilemiyorum ancak bir çok tekstil firması var sonuçta. bu çalışmayı üzerinize tescil ettirip hepsine göstermekte fayda var. tişört, çanta, rozet, poster gibi bir çok alanda değerlendirilebilir.


  • ruhibirbanyo  (07.04.11 14:48:32) 
üzerime tescil ettirmesi nasıl olacak? bilginiz varsa biraz aydınlatır mısınız beni?


  • jack of hearts  (07.04.11 14:59:50) 
gayet güzel tişörte baskı olur bu. ha, ben siyah üstüne beyaz tercih ederim muhtemelen ya da gri üstine siyah ama o benim renk tercihim sadece. tasartı diye bir site var, oraya yolla bence. insanlat tişörtleri oyluyor, yüksek oy alan satışa çıkıyor, sana da kar payı geliyor.


  • fortisvita  (07.04.11 15:01:07) 
çok emin değilim lakin a4 kağıda güzel bir çıktı alıp noterden tescil ettirebilirsiniz. istiyorsanız gidip bir notere danışın bu konu için.


  • ruhibirbanyo  (07.04.11 15:01:10) 
@fortisvita
şu konu hakkında bilginiz var mı peki? diyelim ki bobiler'den satışa sundum çalışmayı. aynı zamanda da tasartı'ya yolladım, haftanın tişörtü olarak oradan da satılmaya başlandı. ikisi aynı anda olabiliyor mu? olsa dahi etik mi, değil mi?

  • jack of hearts  (07.04.11 15:09:09 ~ 15:53:18) 
hmm yasal olup olmaması kullanım koşullarına bağlıdır. eğer anlaşmalar sıkıntı yaratmıyorsa bence sorun yok, tasarım sana ait sonuçta.


  • fortisvita  (07.04.11 15:37:26) 
tasarım çok güzel yalnız
1_ siyasetçi koymasaymışsın daha iyi olurmuş sankli
2_ komple şekli (yuvarlağı kastediyorum) boğaz köprüsü şeklinde yapsaymışsın mükemmel olurmuş
  • etna  (07.04.11 15:44:23) 
orada bulunan herkesi mesleki kimliklerinden sıyrılmış biçimde, istanbullulukları ve tanınmışlıklarını esas alarak koydum. bülent ecevit'i de aynı şekilde. yoksa kendisine has ağır bir sempatizanlığım filan yok. diğer türlü de sırf yeşilçam oyuncuları yer alacaktı çünkü, çeşit katmak istedim biraz. :)

boğazın şekli öyle pek de kendine münasır bir şey değil. m harfi gibi bir şey neticede. tüm bir çalışmayı ona göre ayarlamak çok zor olurdu ve açıkcası temel şekiller hariç bir şekil vermek de hayli zor. daire bile epey zor oldu aslında. hem öyle tişörte sığmazdı. :)

tekstil firmalarından kastınız nedir peki? tek tek marka bulup, bunların mail'larını belirleyip bir şeyler mi karalamalıyım bunu satar mısınız diye? usül bu mudur?
  • jack of hearts  (07.04.11 15:52:17) 
[]

şayet blackberry'nin çizik bir camı varsa..

blackberry 9300 curve modelindeki bir telefonun camı çizildi. değiştirmesi kaça patlar? yaklaşık bir tahminim bile yok. şimdiden teşekkürler. cevap biraz acil lazım.




 
120tl civarı fiyat çekerler.


  • kimlanbu  (19.02.11 22:35:21) 
[]

windows'un fontu

masaüstündeyken sağ klik yaptığımızda çıkan aç, kes, kopyala yapıştır yazılarının fontu nedir acaba? biraz hızlı cevap lazım. teşekkürler.

edit: verdena gibi ama değil.


 
ms serif olsa gerek


  • cura ut valeas  (12.02.11 17:23:16) 
[]

temsili gelecek gazetesi

anlatması uzun bir iş için böyle bir şeye ihtiyacım var. birçok resim buldum ama hiçbiri istediğim büyüklükte değil. içeriğe geçiyim. a3'e iki tane a4 şeklinde hazırlamayı düşünüyorum dediğim şeyi. sol sayfada karışık haberler olacak. siyasetten, ekonomiden filan fişmekan. sağda ise magazin bölümü gibi bir şey olacak. işte "brad pitt'le angelina jolie 26. çocuklarını evlat edinmek için türkiye'ye geldi." vs. gibi. atıyorum, yıl 2018 olduğundan haberlerin içerikleri çok önemli değil. ben sadece magazin sayfasına kendi istediğim bir haberi iliştircem.

topluyorum, basıldığı zaman görüntü kalitesine etki etmeyecek büyüklükte; biri güncel, diğeri magazin sayfası olan bir gazete tasarımı arıyorum. umarım anlatabilmişimdir. bulduran arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

edit: gazete ingilizce olmalı.

 
ödev için vs gerekli sanırım.

scribus adında açık kaynaklı bir program var.

scribusstuff.org adresinden bir çok template edinebilirsin. scalable (ölçeklenebilir) olduğu için de kalite kaybı yaşamazsın (fotoğraflar için demiyorum bunu tema için yazıyorum) fotoğrafları da yüksek çözünürlükte kullanırsın olur biter.
  • homeless  (12.02.11 15:23:50) 
ödev için değildi. salak bir arkadaşımın sevgililer günü için düşündüğü bir şey. photoshop ve publisher'la hazırlayacağım zaten. baştan kendim bir şey yaptım, hazır bulmaktan daha kolay oldu. teşekkürler. :)


  • jack of hearts  (12.02.11 17:05:17) 
[]

ankara minibüs güzargahları ve dahası

konuyu uzun uzun anlatıp anlam karışıklığına sebep vermemek için aklımdaki tüm soruları aşağı sıralıyorum.

1. or-an'dan park caddesi'ne nasıl gidilir? nerede inilir, dönüşte nereden binilir?
2. park caddesi'nden kızılay'a dolmuş kalkar mı? kalkar sanırım. kalkarsa akşam en son kaçta kalkar?
3. güvenpark'tan or-an'a kalkan son minibüs kaçta kalkar? hafta içi / hafta sonu farkı var mı?
4. park caddesi'nden oran'a taksi kaç tutar?
5. bahçeli'den kaç tutar?

özellikle 2. ve 3. sonu büyük öneme sahip. cevaplar için şimdiden teşekkürler.
edit: daha geç olduklarını sanmıyorum da.. otobüsler için de geçerli sorularım.

 
1)or-an'dan önce kızılaya gelirsiniz.meşrutiyet caddesinden konutkent veya türkkonut otobüslerine binip son durakta inerseniz park caddesine 20 metre.
2)son zamanlarda konutkent-ümitköy-kızılay dolmuşlarını duydum ama hiç görmedim.adı var kendi yok gibi.otobüs en garantisi.emin olmamakla birlikte 11 olduğunu tahmin ediyorum. park caddesine gelirken dönüşü şöföre sorabilirsiniz.
3.Bunu malesef bilmiyorum.
4.mutlaka pazarlık yapın.30-40 a anlaşırsanız gayet makul olur.
5.bahçeliden daha fazla tutar. çünkü park caddesi çevre yolundan orana daha kısa.
  • restless oblivion  (04.02.11 22:38:02) 
4'ün 30 - 40 olduğunu hiç sanmıyorum yalnız. 3'ü de bulsak bir yerden çok harika olacak. cevaplar için çok teşekkürler.


  • jack of hearts  (04.02.11 22:42:57) 
park caddesine yakın oturuyorum.kolej tarafına 30 a ikna etmiştim ama 5-6 ay oluyor oradan karşılaştırarak öyle bir benzerlik kurdum. buradaki taksicileri az çok tanıyorum ve çok bezdirmiştim adamı :) yani 40 filan kabul ederse çok makul bir fiyat olur demek istedim.


  • restless oblivion  (04.02.11 22:50:53) 
bilkent'ten 50 tuttuğunu biliyorum da, çayyolu'ndan daha bir uzak geldi şimdi gözüme. :) ondan öyle dedim ben de. :) bu arada;
- evet, 3'e cevap yok mu? 3'e yok mu? üç üç üç..

  • jack of hearts  (04.02.11 22:54:19) 
dolmus 12de bitiyor.


  • fundamental  (04.02.11 22:58:49) 
3- guvenpark'tan or-an'a gece 12-12.30 a kadar dolmus bulabilirsin.olmadi bulvardan 12.30'a kadar ilker, keklik pinari, or-an otobusleri gecer bunlarin hepsi tepedeki son duraga gidecegi icin en kotu oradan or-an merkeze dogru yurur ya da taksi tutarsin.

4- 60 TL'den asagi tutmaz. pazarlik yapmak gerekli.

5- bu da yaklasik 30 TL tutar.
  • helenart  (05.02.11 10:19:52) 
günün birinde aynı muhabbetten müzdarip olup arama yapacak ve bu konuyu bulacak arkadaş için soruların net cevaplarını yazayım, bugün test ettiğim kadarıyla.

2. saat 11'e kadar (hatta 11:15 filan) otobüs de dolmuş da var. taksicilere kanmayın sakın, saat 10'dan sonra tüm ulaşım olanaklarının tükendiğini iddia edeceklerdir.
3. 12:30.
4. çok tutuyormuş, anlaşmak şart.
  • jack of hearts  (06.02.11 02:47:01 ~ 26.08.12 12:25:01) 
[]

hangi programla yapılıyor bu iş?

genelde mimarların yaptığı bir şey bu. plan halindeki binaların tanıtımı için kullanılıyor. misal, ilk başta grafik halindeki evi dıştan görüyorsun. çevresinde bir tur atıyor kamera. sonra içeri giriyor, odaları tek tek dolanıyor. orayı burayı gösteriyor ve bitiyor. özel bir adı varsa bilemeyeceğim. elimden geldiğince tarif etmeye çalıştım. bir arkadaşımın merak saldığı bir konu; acaba bu görseller için hangi programlar kullanılıyor? teşekkürler.




 
3ds max ile yapılır. 3 boyutlu modellemesi hazırlandıktan sonra, animasyon komutları kullanılır, kameralar, zamanlar vs ayarlanarak bahsettiğiniz şekilde video oluşturulur.


  • purkinje  (04.02.11 20:13:53) 
Gerçek bir proje söz konusu olduğunda 3ds Max'e veya denk bir modelleme programına ihtiyaç olmayabilir.

Bugün kimi mühendislik çizim programları ürün çizimlerinin etrafında dönmeden tutun işler haldeki animasyonunu, hatta her bir civatasına varıncaya kadar sıfırdan montaj videosunu çıkarabiliyor.

Mimarlık/inşaat mühendisliği alanında kullanılan programlar da armut toplamadıysa zaten yapılmış olan proje çizimleri üzerinden dediğiniz türden animasyonlar yapıyor olabilir. Autodesk'in ürünlerine bir bakabilirsiniz.
  • valthoron  (04.02.11 20:49:52 ~ 20:50:21) 
archicad, autocad falan.


  • panina manina  (04.02.11 23:16:07) 
[]

dexter'daki küba müzikleri

nereden bulabilirim bunları? hele ki indirmelik bir link söylerseniz çok mutlu olurum. yine de parçaların isimlerine dahi razıyım.




 
conoci la paz - beny more
uruapan breaks - kinky
flores para ti - raw artistic soul feat. rafael cortez
con mi guaguanco - ray armando
perfidia - mambo all-stars
  • rtyu  (15.01.11 20:03:45) 
bi beceriksizlik edip mesaja yazdım demin yanlışlıkla. genel görünüme de ekleyeyim de milletin de işine yarar belki:) evrenselmüzik.blog sitesinden çeşitli etnik müzikleri idirebiliyorsun. dexterdakiler var mı bilmem ama küba müzikleri de vardı gördüğüm kadarıyla


  • sende mi burutus hayir valla ben almadim  (16.01.11 03:08:51) 
selamlar;
www.youtube.com
yan tarafta çıkanlara bakabilirsiniz.
  • uygarozdemir  (16.01.11 14:52:40) 
[]

hepsiburada.com hediye çeki ve promosyon kodu

merhabalar,

bir yerden hediye çeki kazandım da. mail'ıma gelen açıklamada sadece "hediyenize aşağıdaki promosyon kodunu hepsiburada.com'a girerek ulaşabilirsiniz." diyor. ama kodu nereye yazmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yok. açıklarsanız çok sevineceğim. şimdiden teşekkürler.


 
sepete ekleyip ürünün ödemesini yapmadan bi adım önce varsa promosyon koduuzu girin diye bi şey olması lazım.


  • cagkan  (13.01.11 23:44:12) 
ben ayarlar'da filan arıyordum. :) yalnız şöyle bir şey var, misal çek 250 liralık.. kodu tek bir ürün için mi kullanabiliyorum yoksa birden fazla ürüne bölebilir miyim?


  • jack of hearts  (13.01.11 23:47:44) 
işte o konuyu bir bilene sormak lazım


  • cagkan  (13.01.11 23:50:36) 
sendeyiz bir bilen..


  • jack of hearts  (13.01.11 23:51:17) 
hediye çekinin öyle bir sınırlaması olmaz da hediye çeklerinin kullanımı için asgari harcama tutarı isteyebilir. hediye çeklerim adımından tıkladığınızda ekranda çekleriniz çıkar. hemen alt kısmında x tutar ve üzeri alışverişlerde kullanılabilir yazar. örneğin 50 liralık çekiniz var ve 100 liralık alışveriş yapmadan kullanamayabilirsiniz.

bilen değil de hepsi burada müşterisi olarak şeyettim. iyi geceler.
  • aklimdan zorum var  (14.01.11 00:56:36) 
@aklimdan zorum var'ın dediği gibi normalde işleyiş bu şekilde. fakat başka bir yerden hediye çeki kazandıysan detayları yazıyor olmalı. yazmıyorsa bence tek seferliktir ve alışveriş limiti yoktur. ama hepsiburada az çakal bir firma değil. iletişime geçin hb ile.


  • tuyra  (14.01.11 01:58:01) 
[]

the killers klibinde brandon'ın taktığı gözlük

merhabalar,

dün bir the killers klibi izlerken yıllardır aradığım gözlük tipini gördüm. sanırım ray ban'in bir modeli. ancak gözlüğün tam olarak aynını bulamadım, benzer modelleri var ama kendi yok. gözlüğün model numarısını, fiyatını zart zurt bulup bana gönderirseniz çok sevineceğim. epey kabiliyetsizim bu tarz konularda.

gözlük: img153.imageshack.us
bahsettiğim klip: www.youtube.com

şimdiden teşekkürler.

 
ray-ban wayfarer bu hocam


  • zozjotejmnk  (02.01.11 17:21:31) 
teşekkür ederim, kahve kemiklisi de vardır umarım. bakalım bakalım..

edit: baktım da, fiyatı neden bu kadar komik bunun?
  • jack of hearts  (02.01.11 17:29:11 ~ 17:39:55) 
bunlar uygun fiyatlar. yazın 500 liraya kadar cikiyor bazilari. ray-ban sonuçta.

en mantiklisi 15-20 liraya çakmasını alıp, gozlukcude kaliteli bir cam taktirip kullanmak.
  • zozjotejmnk  (02.01.11 17:49:11) 
orjinal siyah çerçeve, siyah camında karar kırdım. yarın bir bakacağım. teşekkür ederim tekrar.


  • jack of hearts  (02.01.11 19:35:19) 
[]

durdurulamaz bir güç karşı konulmaz bir engele çarparsa ne olur?

the dark knight'ta ya alfred'in ya da dedektif rolündeki morgan freeman'ın ağzından dökülen bir replik bu. joker'le batman'in kapışmasına ithafen.

orjinali nedir, kim demiştir aslen merak ediyorum. yalnız türkçe meali tam olarak bu olmayabilir ama benzer bir şey neticede. yardımcı olursanız sevinirim, teşekkürler.


 
  • la traviata  (04.12.10 19:59:14 ~ 20:00:25) 
durdurulamaz güç yön değiştirir muhtemelen.


  • :/  (04.12.10 20:00:42) 
[]

ikinci el araç bilir kişileri buradan buyrun efenim..

öncelikle buradan bir şey alıp satmaya niyetli olmadığımı belirteyim. masumane bir soru sorup kaçacağım. 2004 model 1.6 toyota corolla buldum. bu arabanın piyasası nedir? 20 milyara kadar düştü eleman. kaçırılmayacak bir fırsat mı sizce? yoksa eeh mi dersiniz? yorumlarınızı bekliyorum, teşekkürler şimdiden.

edit: terra donanım pakedi, park sensörü, ucubik bir cd çalar da dahil.
edit ıı: şimdi aklıma geldi, lpg'si de var.

 
piyasaya göre normal bir fiyat bu.. Eğer fazla km yapmamışsa ve de ıvır-zıvırı yoksa alınabilir..


  • anteelope_  (26.11.10 20:40:03) 
aylar sonra 7 yaşında olacak bir otomobil. 2 ay sonra satması bence daha da zorlaşacak. kaçırılmayacak bir fırsat kesinlikle değil bence.


  • kayranin kedisi  (26.11.10 20:41:12) 
@anteelope_ 80 bin km, kırığı çıkığı yok.
@kayranin kedisi daha ucuz bırakana rastlamadım yalnız. millet 22 - 25 arası rakamlar söylüyor sıklıkla. yine kurt düşürdün içime, biraz daha bakayım en iyisi. :)

  • jack of hearts  (26.11.10 20:41:18 ~ 20:44:12) 
80000 km fazla değil normal yani arabada kırık dökük bir durumda yoksa toyata alınır.
ama o corolla serisi pek tutmadı yani satmakta zorlanabilirsin.
yok ben alacam kullanacam dersen al güzel araba ama işte piyasası yok.
  • seyduna6687  (26.11.10 21:10:33) 
piyasadan haberdar olan bir mekanik teknisyen olarak yazıyorum; eğer satıp kar yapıcam diyosan, bir megane veya clio almalısın..

Ama, piyasa umrunda değil ise, sürüş zevki, sorunsuzluk gibi şeyler arıyosan ideal bir arabadır.. az da yakar, Motoru ve yürüyen aksamı basittir, her yerde rahatça bakım ve onarımını yaptırabilirsin.

Gri rengi iyidir. :)
  • anteelope_  (26.11.10 21:23:46) 
kar değil de iki üç sene sonrasına pek zarar yapmadan elden çıkarabileceğimi düşünmüştüm. bulduğum laciverti bu arada, hoşuma gitti yine de benim. :p


  • jack of hearts  (26.11.10 21:31:33) 
düşünmeden al. sana sağlayacağı rahatlık renolardan çok daha yukardadır kim ne derse desin.

eğer kazasız ve iyi bakılmışsa sorun çıkarmaz. bakım dökümanlarını iste almadan. elden de rahat çıkarabilirsin.
  • atrin  (27.11.10 09:31:30) 
sağol hocam, bugün halletmeye çalışacağım tam işi. teşekkürler hepinize.


  • jack of hearts  (27.11.10 10:55:42) 
[]

ben aldırma hakkında bilgi ve deneyimi olanlar..

annem taktı şu ben işine. sırtı ve suratındaki benleri temizlettirmek istiyor. baktım acaba bu operasyonun fiyatı ne kadar diye.. tek ben başına 200 - 300 lira gibi rakamlar dillerde. ama annemin benleri öyle pek operasyonluk değil gibiler. küçük küçük çapı bir iki milimetre arasında değişen şeyler. kabarıklıkları filan da yok öyle, et benini andırmıyor yani. açıklı koyulu renkleri var. dediğine göre 80 senesinde uzmanların uyarısına kulak asmayıp bol bol güneşlendikten sonra başlamışlar. sayıca tam bir şey diyemeyeğim ama on yirmi tane olduğunu varsaysak en iyi ihtimalle 2000 lira. böyle bir şeye girişmez her halde.

daha uygun fiyatlı çözümler var mı acaba bu ben sıkıntısına? bu tip minik benler için krioterapi hem sağlık açısından hem maddi açıdan daha uygundur denmiş. peki o olayda fiyat nasıl?

askeri hastaneye gitse "ben benlerimi temizletmek istiyorum." dese doktorlar sorgusuz sualsiz bakarlar mı işlerine? hem böylece bedavaya gelmiş olur.. aydınlatın lütfen.

 
e 20 tane ben aldırcam diyince de kem küm yapmasalar.. yoksa şüphem yok askeri hastanede alabilecekleri konusunda. ayrıca bizimkinin benler öyle dikişlik değil. resimdeki gibi çoğu:
img269.imageshack.us

krioterapi hakkında bilgisi olan?
  • jack of hearts  (06.11.10 20:50:39) 
ben de bir zamanlar fotodaki gibi minicik benlerimi aldırdım plastik cerrahide. basit bir işlem de, o benlerin boyutundan daha büyük pıçak izleri kaldı yalnız, belirteyim :/


  • black sabahat  (06.11.10 21:21:59) 
hmm göz önünde bulunduracaktır bunu. şu krioterapiye taktım yalnız. bıçak altına yatmadan bir çözümü yok mu işin?


  • jack of hearts  (06.11.10 22:17:51) 
anneniz lazer ile benlerinden kurtulabilir. fiyatlar ve uygulama için gugıllayın. sonuçlar gayet başarılı.


  • snku  (04.10.13 15:46:04) 
[]

iphone'dan bilgisayara resim atma

daha önce defalarca yapmıştım ama sabah 9'dan beri uğraşmama rağmen başarıya ulaşabilmiş değilim. iphone'u bilgisayara bağladım. her zamanki gibi bilgisayarım'daki apple iphone ikonu gözüktü. resimleri almaya çalışıyorum, hiç resim bulunmadığını söylüyor. iphone'a bakıyorum 64 tane resim var. defalarca kontrol ettim usb girişlerini ama nafile. sorun nedir acaba? çok temel bir şeyi mi atlıyorum, çözemedim.




 
bilgisayarımdan iphone'a girdiğinde görebiliyor musun fotoları?

yanılmıyorsam kolay yöntemlerle sadece iphone ile çektiklerini bilgisayara alabilirsin, itunes ile iphone'a bilgisayardan attığın fotoları alman biraz daha zor olsa gerek.
  • desdinova  (31.08.10 12:52:11) 
göremiyorum, sorun da o zaten.


  • jack of hearts  (31.08.10 13:03:18) 
[]

queresma'nın üstündeki don vito tişörtü

bugün habertürk'ün magazin ekinde gözüme ilişti. queresma'nın giydiği ve üstünde "the don" yazan hoş bir tişört vardı.
şudur:
pf2.corpse.fm

bu tişörtün markası nedir? ve nereden bulabilirim? teşekkürler.

 
www.allposters.com soyle biseyler var?


  • 2pac  (21.08.10 23:27:22) 
[]

mf mi fm mi?

arkadaslarimla 3 senedir tartistigimiz bir konu var, genelde alkolun musluktan akar gibi midemize aktigi muhabbetlerde hayat buluyor bu tartisma. ben ankara'da onlarsa istanbul'da oturuyorlar. haliyle zitlik olusturuyoruz. mf'nin mi yoksa fm'nin mi daha yaygin olarak kullanildigini merak ediyoruz. peki sizce nedir? mf mi fm mi? anket baslasin.




 
fm'yi hiç duymadım desem. ccc mf ccc


  • mefetseger  (06.08.10 02:15:51) 
valla hacı bizim okulda ve çevresinde (istanbul bbal ve fen bilimleri çevresi) fen derdik o kadar. tm, sosyal ve fen. geri kalanını sonradan öğrendim...


  • sari pipi camasir ipi  (06.08.10 02:22:00) 
fm bana daha çok football manager'ı çağrıştırıyor.
mf ise direk matematik feni.

yani bence, mf.
  • zimparakagidiyla31cekenpinokyo  (06.08.10 02:24:36) 
ben de buna mf dendiğini ilk defa duydum. ben hep fm diye bilirim eskiden de öyleydi. ya da değil miydi acaba. neyse ben fm diyorum.

@jack of hearts
istersen ilk cevabını sil. sorunun ilk halini görmemiştim ama o cevaptan ama onu okuyunca senin ne tarafta olduğun alaşılıyor :)
  • tepedeki psychedelic adam  (06.08.10 02:58:09) 
valla eskiden fen matematik denirdi diye hatırlıyorum, kısaltması da fm olsa gerek o yüzden, yani bir zamanlar böyleydi gibi.


  • everlong  (06.08.10 05:16:55) 
mf s.ker reyiz


  • deeperdown  (06.08.10 10:01:23) 
mf

fen de neymis matematik varken. peh!
  • fdegir  (06.08.10 10:12:33) 
1 senedir bu işin içindeyim tBİKİ MF
fm de neymiş , peh


MF
  • slymene  (06.08.10 11:00:15) 
mf o fm diye bişi yok :D


  • deliklimasrafa,  (06.08.10 11:15:15) 
[]

penaltı atışlarında kırmızı kart görmek

merak ettim, var mı böyle bir şey hatırladığınız? yani uzatmalar sonrası atılan penaltılardan bahsediyorum. o esnada hakemle, kaleciyle veya başka bir rakip oyuncuyla tartışmaya girip kırmızı kart gören oyuncu var mı futbol tarihinde? düşündüm aklıma gelmedi hiç.




 
tartışsa nolur ki, en fazla bir arkadaki kullanır penaltıyı, ama hatırladığım kadarıyla böyle bir örnek yok.


  • bykush  (23.07.10 00:39:24) 
tartışma dediğime bakma. şöyle bir senaryo düşün. tam penaltı kullanmaya giderken biri materazzi'nin paçasına tükürüyor. bu da alt böbreğine doğru diz atıyor adamın. olaylar gelişiyor.. kan revan. sonra?


  • jack of hearts  (23.07.10 01:16:04) 
kırmızı kart örneği gelmedi aklıma ama 98 dünya kupasında arjantin-ingiltere maçının penaltı atışlarında arjantin kalecisi roa sarı kart görmüştü. gerekçesi topun tam noktanın üstüne konulmamasıyla ilgili itirazıydı. karttan sonra biraz daha söylendi. ikinci sarıyı görse sahadaki oyunculardan biri geçecekti kaleye.


  • the great pretender  (23.07.10 02:31:49) 
o durumda penaltı atanların listesinin de değişmesi gerekir. normalde iki takımda eşit sayıda penaltıcı olmak zorunda. hakem uğraşmamak için penaltılar bitince verir kırmızıyı :)


  • kirmizi beyaz  (23.07.10 18:59:24) 
[]

üzüm

yunan mitolojisinde mi nerede hani bir eleman vardı döşeğe uzanmış, bir bacağını diğerine devşirmiş, eliyle yukardan sarkıttığı üzümleri yemekte. rönesans tablosu filan da olabilir. bu tarz bir resim veya en azından bir isim buldurursanız çok sevineceğim.




 
dionysos


  • rainel  (20.07.10 22:26:29) 
gibi gibi. ama böyle daha bir sere serpe yatan bir tip arıyorum.


  • jack of hearts  (20.07.10 22:29:34) 
baküs olmasın


  • mermaid  (21.07.10 00:33:09) 
O uzandıkları döşeğe "kline" deniyor, belki ararken yardımcı olur.


  • sourlemonade  (21.07.10 01:01:30) 
efes müzesinde gördüysen "socrates evi"nde görmüşsündür.


  • halanne  (21.07.10 11:07:05) 
sanırsam bacchus dionysos'un roma mitolojisi hali.


  • rainel  (22.07.10 00:18:38) 
[]

bilkent ingilizce yeterlilik sınavı hakkında

bilkent'in hazırlık atlama sınavı cope'un (certificate of proficiency in english) denemelerine, çıkmış sorularına vesaire nereden ulaşabilirim? internetten bulabilir miyim yoksa şu kızılay'daki dershanemsi yerlere mi gitmem gerek? gidersem adamlardan rica mı edicem denemeleri, satın mı alıcam? oraya yazılmak şart mı?.. şimdiden teşekkürler.




 
okulda bi kitap satıyorlar içinde iki üç tane deneme var. sadece onu çözmüştüm ben mesela. gayet iyidir. gidip sorarsan yardımcı olurlar sanırım.


  • likeinme  (17.07.10 17:27:40) 
peki gidip her an alabilir miyim o kitabı yoksa kayıt işlemleri filan tamamlandıktan sonra mı gitmek lazım?


  • jack of hearts  (17.07.10 17:55:54) 
[]

dünya kupası'ndaki fernando torres

iki saattir arama yapıyorum ama bir türlü net bir sonuç bulamadım. fernando torres'in dünya kupası'ndaki resimlerini bulan, gören varsa lütfen link atsın. saçı mühim özellikle.




 
www.fernando9torres.com

şurada vardır multimediada
  • orange coffee  (17.07.10 00:38:10) 
teşekkür, şimdi bakacağım resimlere.


  • jack of hearts  (17.07.10 01:05:02) 
[]

yüzme antrenörlüğü

yüzme antrenörü olabilmek için gerekli şartlar nelerdir? nasıl ve ne kadar sürelik bir kurs programı izlenir? keyfi olarak yüzme antrenörü olmak istiyorum. yardımcı olursanız sevinirim.




 
bildiğim kadarıyla türkiye yüzme federasyonunun kursları var, bunları da herhangi bir ilde açıldıkça kendi sitesinden duyuruyolar, yüzme bölümündeki duyurulara bakarak takip edebilirsiniz.


  • calaquendi  (15.07.10 15:47:46) 
[]

kelime oyunu - 2 temmez 2010

bloomberg'te yayınlanan kelime oyunu yarışmasının 2 temmuz 2010 tarihli bölümünün videosunu aramaktayım. bulanlar, duyanlar lütfen link atsınlar. çok minnettar olacağım.




 
Geçen sene bizzat yarışmış biri olarak söylüyorum ki bulman çok zor. Ben önceden haber verip kaydettirmiştim. Arşiv gibi bi durumları yok.

Facebook'taki sayfalarına bakıp idarecilere mesaj atabilirsin. Devrim adında biri vardı sanırım. Kamera arkasında çalışanlardan. Olur da ilgilenirse, ki pek sanmıyorum, o yardımcı olabilir.
  • samterk  (13.07.10 22:59:15) 
ya devamlı tekrar veriyolar falan belki rastlarsınız bir takip edin hem videoya da çekersiniz felan mıstık.


  • cedric tweedledee  (13.07.10 23:18:18) 
teşekkür ederim ikinize de. tüm yolları denicez artık. :)


  • jack of hearts  (13.07.10 23:27:27) 
[]

vücut geliştirmeyle ilgilenirken aynı zamanda alkol kullanan gerzekler

ben de bunlardan biriyim maalesef. özellikle yaz ayları gelip çattığı zaman gece gündüz alkol tüketiyorum. ancak alkol kullanırken kiloma da dikkat edebildiğimi düşünüyorum. 177 boyunda 70 kiloyum. şöyle diyeyim gün içersinde ortalama iki üç duble viski, cin gibi bol kalorili içkiler ve 4-5 bira içerim. hiç içmedim diyebileceğim gün dahi en azından iki bira, iki tek cin içiyorum. limitlerimi zorladığım günlerse içtiğim viskinin, rakının hesabı bile yapılmıyor anlayacağınız. bu konuda bana ne tavsiye edersiniz? tabii en güzeli içkiyi bırakıp yola sodayla devam etmek ama tahmin edebileceğiniz üzere buna o kadar da niyetli değilim. bu arada gün içersinde alkol harici beslenme düzenime ve egzersizlerime oldukça dikkat ederim. yani siz diyin ki atıyorum bana.. "yok be jack 2-3 biradan bir şeycikler olmaz adama, bir duble de viskini içebilirsin ama daha da suyunu çıkarma istersen." veya "bu iş böyle olmaz saçmalama, madem ki bu işle uğraşıyorsun diyetine dikkat edeceksin alkol malkol ağzına sürmeyeceksin. içersen de günde maksimum bir biradan yukarı gitmeyeceksin." vs. sabah egzersizlerimin vakit ve ağırlıklarını arttırsam, her gün saunaya filan gitsem de kurtarmaz mı dersiniz yani?
ayrıca forumlara göz gezdirdim vücut geliştirmeyle ilgilenenlere düzenli uyku çekmeleri konusunda tavsiyelerde bulunulmuş hep. ben ise günde dört beş saat uyuyunca bebekler gibi uyumuş olarak varsayıyorum kendimi. mesela dün şehirler arası yoldan geldim, önümdeki kadın huzur vermedi uyuyamadım. önceki günden de uykusuzdum. son üç gündür toplamda sekiz dokuz saat anca uyumuşumdur belki. durum budur. iflah olmaz kardeşinize önerilerinizi beklerim.



 
ne kadar gerzek oldugunu sorgulayarak ise baslayabilirsin.

"en güzeli içkiyi bırakıp yola sodayla devam etmek ama tahmin edebileceğiniz üzere buna o kadar da niyetli değilim."

bu cumleyi ve dedigimi bir dusun.
  • no christ requiress  (11.07.10 17:56:11 ~ 17:57:11) 
yahu ne var o cümlede. içki içmeyi bırakmayacağım ama önerileriniz ışığında günlük alkol tüketimimi azaltabilir, egzersizlere dediğiniz yönde ağırlık verebilir, işte kalorisi daha azdır filan diye o içkiyi değil bu içkiyi tüketmeye başlayabilirim. bu konuda bir tavsiye istiyordum. yoksa zaten cevabını bildiğim bir soruyu sormak değildi amacım elbet ki. tüm servetini bir vakfa bağışlamak da asil bir davranıştır ama ölmeden önce kimse yapmak istemez, değil mi? yani bir davranışın doğruluğundan şüphe duymamakla o davranışı hayata geçirmek bir değil. neyse. :)


  • jack of hearts  (11.07.10 18:07:17 ~ 18:12:07) 
alkolü azalt.


  • de jure  (11.07.10 18:50:59) 
daha yaratıcı olabiliriz. biri gelsin desin ki "günde üç bardak viski içmek yerine üç kadeh rakı içmek daha az kalori almanı sağlar." örneğin. veya "aslında şu kadar içersen alman gereken günlük kalori miktarını yakalamanda karı bile olur." filan. sadece gelebilecek potansiyel cevaplar yarattım. konu hakkında bilgisi olan birini arıyorum, herhangi bir fikri olanı değil.


  • jack of hearts  (11.07.10 18:57:25) 
alkol kalorileri yazar; her alkolün kalorisi bulabilirsin.

ona göre tercih et, bira konusunu açma bile.
  • kulkke  (11.07.10 19:21:36) 
zamanında diyetisyen tavsiyesiyle sadece bira içen bir kız arkadaşım olmuştu da o durum biraz aklımı karıştırdı aslında.

düzeltme: herhalde sözünü ettiğim diyetisyen likörle birayı aynı miktarlarda aldığını varsayarak öyle bir öneri yapmış bizimkine. :)

alkollü içeceklerde bulunan kalori miktarları (100ml)
bira 45
şarap kırmızı 90
şarap beyaz 75
rakı 352
cin 332
votka 281
viski 400
portakal likörü 400
muz likörü 315
nane likörü 356
ahududu likörü 274

bu durumda en karlısı şarap içmek gibi gözüktü bana. korktuğum kadar da fazla değilmiş kalori değerleri, küçük önlemlerle çok zorlanmadan halledebilirim bu işi galiba. ama dediğin gibi birayı kesmek gerekecek. cevap atan herkese bir daha teşekkürler.
  • jack of hearts  (11.07.10 19:32:11 ~ 19:43:27) 
vücut geliştirmeden dolayı artan karaciğer yüküne alkolü de ilave ediyorsun. karaciğerini sevmiyorsan devam et.


  • ency  (11.07.10 19:58:16) 
oh, samimiyim bu tip bir iğnelemeye ihtiyacım vardı. söz azaltacağım. :)


  • jack of hearts  (11.07.10 20:00:34 ~ 20:00:47) 
şarap iç


  • trista  (11.07.10 20:19:24) 
dayaklıksın :) çünkü içkinin sadece kalori yönünden zararı olduğunu düşünüyorsun. ama nasılsa böyle çok devam edemeyeceksin. patlıcan burunlu olunca görürüm seni. tek tavsiyem allah ıslah etsin işallaaaa :) biraz sonra bir duble rakımı beni muhaazakar sananlara kaldıracağung. cheris finissaient!


  • kediebesi  (11.07.10 20:38:26 ~ 20:55:18) 
vücudun östrojen dolsun, testosteron yerlerde sürünsün istiyorsan aynen böyle devam. testo/östrojen dengesinin VG'deki rolü hakkında az da olsa bir fikrin varsa içkiye ağzını değdirmezsin.


  • arnold schwarzeneger  (11.07.10 22:00:51) 
hebe hebe höb.. peki ağbi. :I gözüm seğiriyor şu an. fazla östrojenden değildir umarım.


  • jack of hearts  (11.07.10 22:05:19) 
[]

cardio nedir, nasıl yapılır?

vücut geliştirmeye başladım da çalışma yapılmayan günler cardio yapmak gerekliymiş. cardio nedir ne değildir az çok biliyorum ama egzersizleri hakkında bir bilgim yok. bu konuda beni aydınlatacak arkadaşlara kalpten teşekkürlerimi sunarım.




 
cardio bildiğim kadarı kardiovasküler sistemini harekete geçirdiği için bu ismi almış yani kalp atışını hızlandıran her türlü spor cardio sayılabilir..en yaygını koşu tabii ama cardio olarak ip atlama, boks torbası yumruklama, kürek çekme vs gibi sürekli bir hareket halinde olmanı sağlıycak kalp atışını belli seviyede tutan tüm hareketler olabilir..vücut geliştirenlerin cardio yapmasının sebebi genelde yağ yakmaktır ama cardio yapmayı da fazla kaçırmamak lazım..öncelik her zaman diyette olmalı bence..


  • heavysmoker  (11.07.10 17:31:19) 
kilo almaya calisiyorsan: sezon icinde cardio'yu mumkun mertebe azalt, kesebilirsin de. salona gelip kiz gibi agirlik calisip da 1 saat kosu bandinda takilan salak skinny'ler gibi olma. her kalori kilo alman icin gerekli.

kilo vermeye calisiyorsan: 3 gun agirlik, 4 gun cardio iyi bir duzen. 3 cardio session'in 35-45 dk'lik hizli yuruyus olsun incline, tek gunku de hiit olsun, 1 dk tum hizla sprint, 1 dk yuru. yemege dikkat

baslarken direk dalma, 1-2 hafta isinma turlari yap, yavasca tepeye cik.
  • no christ requiress  (11.07.10 18:00:28) 
löpür löpür yağ bağlamadan bol karbonhidrat tüketimiyle bir müddet kilo almayı düşünüyorum aslında. şu anda 70 kiloyum. 73-75 civarı ideal olacaktır benim için sanırım. açıklama için teşekkürler size de.


  • jack of hearts  (11.07.10 18:09:48 ~ 18:10:12) 
70 kilodan 73 75 kiloya çıkmak eğer vicut geliştiriyorsanız kas ağırlığıyla da olur hem fit görünürsünüz hem kilonuz istediğiniz seviyede olur.


  • buffy de vampir sayilir  (11.07.10 18:25:12) 
o halde ilk bir iki ay cardio egzersizlerine çok ağırlık vermeyeceğim, haftada bir filan yaparım mesela. ondan sonrasında da tam disiplinle ağırlık çalışması ve cardio yaparım. iyi, güzel. ama şöyle bir durum var ki: www.eksiduyuru.com
sanki link'teki sebepten ötürü antrenmanların yanında cardio'yu da tam performans devam ettirmekte yarar var.

  • jack of hearts  (11.07.10 18:33:11) 
kalp ritmini ve dolaşım hızını bir süre arttırmak, bu sayede kanda bol oksijen taşınmasını sağlamaktır. temiz havalı yerlerde yapmak gerekir. aynı zamanda lenfleri de çalıştırarak toksinlerin atılması sağlanır. bol bol terlenir bu toksinler atılır, üzerine serince bir duş alınır ki, toksinler deriye nüfuz etmesin.


  • kediebesi  (11.07.10 20:39:52) 
[]

pes 2010'da rabona ile gol atmak

rabona.. bildiğimiz üzere sol ayağı sağ ayağın arkasından geçirmek suretiyle topa vurmak. dün arkadaşla maç yaparken bana attığı şutların birçoğunu bu hareketle yaptığını görüp kıskandım. sordum söylemedi tuşlarını tabi ki. video filan buldum hareketi anlatan ama o da pek işe yaramadı, hd meyç di kar etmedi, göremedim tuşları bir türlü. güzelce, metin halinde hareketi anlatabilecek pes canavarı arıyorum. bunun yanında genelde özel hareketleri kullanmadan ve hıza dayalı olarak oynayan birisiyim oyunu. sizin bildiğiniz ve paylaşmak istediğiniz farklı hareket kombinasyonları varsa şayet lütfen söylemekten çekinmeyin. ben bir tek kendini yere atmayı öğrendim, o da pek işime yaramıyor zaten.
teşekkürler.



 
pes 2010 hic oynamadim ama eskilerinde soyle yapiliyordu. bi tane topcu aliyorsun mesela messi. bu adamin sag ayak kabiliyetini siffira# sag ayak isabetini sifira indiriyorsun. sonra macta kaleye sol taraftan yaklasip (mumkunse dik aci ile) suta bastigin zaman adam sag ayagi ile vurdugunda acayip dingil bir vurus yapacagi icin sol ayagi ile vurup rrabona yapmayi tercih ediyor, eskilerinde belli bir tusu yoktu oyuncu bu sekilde yapardi. ama tabi her zaman boyle vurmazdi


  • soujiro  (10.07.10 20:12:09) 
Bu biraz da oyuncunun stili ile alakalı. Klasiklerde Maradonayka çok gol ya da asist yapmsligim vardı bu sekilde. Ozllikle bir tuş kombinasyonu yok. Oyundaki topçu şut çekeceği zaman ters ayaktaysa kullanmadığı ayağı yani, otomatik olarak bunu yapıyor, ekstradan birşeye basmıyorsun. Arkadasın da o yüzden cevap vermemiş.


  • beni boyle sev seveceksen  (10.07.10 20:57:57) 
www.youtube.com videoyu izlersek hareketin tuşla yapılabildiğini görürüz. ancak ben göremiyorum, seçemiyorum. :)


  • jack of hearts  (10.07.10 21:04:58) 
kaleye paralel giderken gittiğin yönün tersine basıp şut atarsan rabona yapar, ama her adam yapmıyor sanırım.


  • eemmrree  (11.07.10 11:46:43) 
messi ile kaleye çapraz paralel git ama sol ayakla rabona yapacak şekilde gidersen rabona yapar.

edit:ben sadece messi ile yapabiliyorum başka hiçbirr adamda görmedim ama illaki yapan vardır.
  • mahsunkul  (11.07.10 18:21:24 ~ 21:33:07) 
[]

rönesans tabloları

tüm (birçok diyelim) rönesans tablolarını ressamı ve adıyla birlikte bulabileceğim bir kaynak, arşiv biliyor musunuz? yalnız resimlerin hafif büyük olma zorunluluğu var. en kötü ihtimal 600*800 civarı olsunlar.. şimdiden teşekkürler.




 
  • ilkdefa  (16.06.09 19:32:38) 
  • papado  (16.06.09 21:32:53 ~ 21:33:16) 
sağolun, iki link de tam istediğim gibi.


  • jack of hearts  (16.06.09 21:51:34) 
[]

eski film afişi

selamlar,
eski film afişlerini (mümkünse büyük boy) nerden, hangi siteden bulabilirim? 80'ler öncesi olsunlar lütfen. bir de acele cevaplamanız gerekiyor. teşekkürler.

ek: çok daha büyük olma zorunluluğu yokmuş. mümkün olduğu kadar eski olması kafi.
ek2: arşiv halinde bir şeyler olması şahane olur.

 
Sahibinden.com'un koleksiyon bölümünde var böyle şeyler. Bir göz atın isterseniz.


  • teletabi  (10.06.09 00:42:35) 
türk sineması için birkaç örnek; www.otekisinema.com


  • kayip ruh  (10.06.09 04:04:13) 
İstanbul'da, Çiçek Pasajının yanındaki sokakta solda AslıHan var. Giriş ve alt katlarında bolca bulabilirsin.
Ankara da ise Bitpazarı ndaki bir iki eskici satıyor. Kime sorsan gösterir :-)

  • anki06  (10.06.09 10:04:58) 
pasajlarda oluyor bazen.
beşiktaş'taki alamut filmde de vardı.

  • aithra  (10.06.09 10:13:10) 
hepinize teşekkür ederim. afişler kendime gerekmediğinden satın almayı düşünmüyorum. ama isteyen arkadaşa söyleyeceğim tüm dediklerinizi. tekrar sağolun.


  • jack of hearts  (10.06.09 11:47:59) 
[]

bilgisayarla ilgili sözcüklerin almanca karşılıkları

bir dostumun benden ricası.. almanca'mın iyi olduğu yanılgısına nerden vardı, niçin böyle bir şeyi benden istedi bilmiyorum. geri çeviremedim işte, bir türlü hallederim nasıl olsa dedim. evdeki sözlükleri tararken fark ettim ki bu benim yapabileceğim iş değil. internette arama yapayım desem yetersiz olduğum için ne bulduğumu bilemiyeceğim. belki duyuru'da vardır almanca'sı iyi, bize yardımcı olabilecek birileri dedik ve burdayız. aradığım, başlıkta da açık bir şekilde belirttiğim üzere bilgisayarla (internetle) ilgili sözcüklerin almanca karşılıkları ve anlamları. donanım, klavye, sörf yapmak, web sitesi gibi. sayfalarca bir şey de olmak zorunda değilmiş (zaten ne kadar çok olabilir?), mümkünse anneye anlatır gibi olmalıymış vık vık. teşekkürler.




 
şöyle bir site buldum

german.about.com
  • marcelorios  (11.05.09 17:48:19) 
hmm teşekkürler şahane bence. bi' de elemana gösterelim bakalım beğenecek mi..
* beğendi. :)

  • jack of hearts  (11.05.09 17:53:56 ~ 17:58:32) 
123456   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.