Ekşi Duyuru

o markalara ulaşabilmek için daha çok kıçımızı yırtalım diye uğraşıyorlar olabilirler. çok iyi güzel büyük markalar ya!

yazar ikea'dan reklam almış olamaz mı ? İkea ucuz değil bana göre de, seçmece ürünleri var tabii ki istisna sayılabilecek.

yazar ikea'dan reklam almış olabilir ama bu benim görüşümü çürütmüyor. neden dersen; best seller'da yer alan bir kitap ne diye böylesine önemsiz bir firmanın reklamını alıp da kendine sınır koysun. yani reklam almakla alakalı bir durum var tabii ama olasılık az.

gunumuz dunyasina tuketim kulturu hakim. fiyatina ya da kalitesine bakmaksizin, bize olaganustu gosterilmis, adeta hipnozla empoze edilmis urunleri almak ve her zaman daha fazla kazanmak amaci guduluyor. mesela sectikleri renklere bakalim. bu restoranlarin neredeyse hepsi kirmizi agirlikli. kirmizi insani ceker ama cektikten sonra da rahatsiz edip iter. gel, ye, hemen git ki yenileri gelsin! fast food sistemi buna gore isler. bilmediginiz bir yere gittiginizde yiyecek adam akilli birsey bulamazsaniz ilk tercihiniz fast food olur. bunun sebebi de bu beyin yikamayla bilincaltinda olusan ultra super urun imajidir. mesela bir lokantaya gittiginizde temizlik unsurunu onemsersiniz ama bir fast food restoranindan suphe duymazsiniz. cunku fast food muazzamdir! amac en uzak, en ucra koselere ulasip, insanlarin beyinlerini yikayip paralarini somurmektir. bunun icin ise teklik imaji yaratilir. "her yere her kulture her zevke ve her keseye uygun". bu boyle olmasa da hipnoz olan beyin, bunu benimsedigi icin gozundeki imaj da bu dogrultuda olacaktir. bu tarz dunyaca unlu markalara bakin, restorani, kafesi, magazasinda ilk goze carpan imaj, dis gorunus yani nasil gorundugudur. Starbucks subelerini, ikea magazalarini, hatta tum global zincir markalarini inceleyin. en onemli sey nasil gorundukleridir. urun kalitesi ise ikinci, ucuncu hatta dorduncu plandadir. ilk amac ise hizmet vermekten ziyade para kazanmak, her an bir onceki andan daha da fazla kazanmaktir.

haci avustralyadayim dedigin seyler burda ayak takiminin aldigi seyler.

isveçliyse milli duygularla ikea'ya övgüler yağdırmış da olabilir.

fiyatları nerdeyse aynıdır tahminimce yurtdışı ve burası ile. ama alım gücü denen birşey var. sen maaşının 2 katı ile ikeadan oturma grubu alırken, adam maaşının 4te biri ile alıyor aynı takımı.

biraz daha fight club... :P

Ablam su anda o pozisyonda calisiyor,yarim saate gelir.Kendisine sorucam:)

Simdi sordum.Ablam 1 yildir calisiyor.O girerken kpssyle giriliyormus.3-4 ay once olmus ilk sinav.Simdi de ikincisi olcak.Sorulari vermiyorlarmis onceki sinavin.

hayatını mı karartacaksın servis görevlisi olup. en iyisi 657 GİH.

yani anlanabiliyorsa okunan başvurulur tabii. o da bi kriterdir sonuçta, ingilizce iş ilanına anlayıp başvurmak. ayrıca bi ingilizce cv'n varsa onunla başvurursan daha iyi olur.
bazen böyle yabancı şirketler, ingilizce ilan verenler filan mülakatı da ingilizce yapar zaten.

biz çok kurumsal bir şirketiz yeaea görüntüsü vermek için de olabiliyor bazen.

Ilandaki Ingilizce cok da super degil acikcasi, bir suru hata var. Ilani rahatca anliyorsan, benzer ilan yazabilecegini dusunuyorsan basvur.

1.b. türklerin işgalinin en az hissedildiği şehirlerden biri olması olabilir, izmir bir yunan şehridir. yunan kızları tüm akdeniz kızları gibi harikadır bence.

sadece kendilerine bakmayı cok iyi bilirler olay budur.

bahsi gecen gozlem sirasinda abazaligin doruklarinda dolaniyor olman.

bir de evde bir iki tur dondukten sonra otobus gozlemlerini gerceklestirirsen, o zaman objektif bir sonuca varabilecegiz.


eyyorlemem bu kadar, hadi hayirli isler

rahatlık +1.. çünkü insanı her tür kılık-kıyafete alışık.. yani istanbul'da asla ama asla giyip de dolaşamayacağın bir kıyafeti, izmir'de giysen, dönüp bakan az olur.. o azınlık da muhtemelen şehir dışından gelmiş misafirler falandır..

yunan kıızlarını görmemenden kaynaklanıyor olabilir. ben istanbulluyum, hayatımda 7-8 kere izmir'e gittim ve bu olayın tek mantıklı açıklamasını izmir'in ege'de olması ve yunanistan'a yakın olması olarak görebiliyorum.

Aslında fransa'nın güneyindekiler, italyan, ispanyol, portekizli yani kısacası akdeniz kızlarının %90'ı acayip ama bizim ülkede antalya'da filan iş yok artık ruslar bastı diyemidir bilemem, olay ege'de hacı.

bu arada hepsinin yüzlerini görebilsek iran'lı bayanlar çok güzeldir, tabi fazla ön plana çıkmadıkları için hepsi canavar gibi düşünülüyor akıllarda, akıllar da ege'ye kayıyor haliyle.

bana şu kafayla ege kızlarını hatırlattığın içinde çok teşekkür ederim, atlayıp gidesim geldi lan.

2 saçma
3 muhtemel
1 yakın geçmiş öncesinde de bu milletler etkileşim içindeydi. balkanlardan göçen türkler iç anadoludan götürülmesine karşın geldiklerinde renkli kişilerdi.

en büyük 3. şehir için böyle bir stereotip saçma ama bakımlı olmaları, sıcak iklimden ötürü giyimdeki imkanlar, muhafazakar nüfusun türkiye oranından düşük olması, bunların verdiği özgüven, alttan çıt çıtlı bodynin orada popüler olmaması* vs vs mantıklı bir açıklama yapmak ayrıca saçma diyeyim.

Çok basit. Gülümsemeleri.
Boxer dergisinin senelerdir Didem Erolu en seksi seçmesinin tek sebebi göğüsleri değil.

İzmirin kızları hakkında genelde şikayet edilen rahatlık gülümsemelerine sebep oluyor. Elbette şikayet edilecek şey değil. Ama tabulara kafayı takmış insanların çekemedikleri birşey.
Ankarada yaşıyorum. Yolda bir kadınla göz göze geldiğim çok seyrek olmuştur. Dümdüz önlerine bakarlar, gözgöze gelseniz bile bakışlar üstünüzden kayar geçer.
İzmirde ise(tatil bölgesi değil, şehir merkezi, kemeraltı, karşıyaka vs..) gözgöze geldiğinizde gözler birden kaçmıyor. Hatta kibarca sanki gözle bir laf atmada bulunur gibi bakarsanız(kibarca) gülümsüyorlar. Ve bu onları daha güzel gösteriyor.
Mesele rahatlık ve medeniyet. Bunların dolayısyla iç huzur ve neşe. İç huzur neşe ve mutluluk da haliyle insanı olduğundan güzel yapıyor.
(hatta daha dolaylı olarak kendilerine spor, makyaj ve moda olarak daha çok bakmalarına sebep oluyor. Böylece gerçekten güzelleşiyorlar)

@ sıkılgan: hayatında 1 kere İzmir'e gittin mi?
@ daglien: güzellik tabiriniz helen gibi hatunlar ise evet izmir in kızları güzel. ve yine evet bir karma söz konusu. yani zamanında mübadele ile gelen yunanlılar vs ile karışılmış. izmirliler göçmen soylarından gelirler yani genel olarak. ayrıca tabiiki ege akdeniz gibi bölgelerin deniz memleketleri olması, zeytinyağlı yemekler ile büyümeleri ve genlerinden gelen doğal güzellikle de bahsettiğiniz gibi bir manzara çıkıyor ister istemez:)

rahatlıktı bilmemneydi diyen bir sürü insan olmuş ancak bu rahatlığın güzel olduklarını duymaya alışmaktan gelen özgüvenin verdiği rahatlık olduğunu kabul eden olmamış. birçok başka şehirlerin de çekemeyip bok atması bu yüzden.
gülümsemek, rahat iletişim kurmak vs hep medeniyetin göstergesidir. içleri de fesat değildir bu yüzden, biraz saf olurlar kabulümdür.
kendine çok iyi bakarlar diyenlere de, izmir'de kimse pahalı kremlerle dolaşmaz. sadece kuyruk yağı yerine zeytinyağı yenir. eğer bu bir ''bakımsa'', evet bakımlılar da.

spor, makyaj bilmemne diyenler de olmuş. arkadaşım! bilmediğiniz konularda da yorum yapmak zorunda değilsiniz. yok öyle bi şey. olay gen, beslenme ve medeniyet dedik. zorlamayın.

Olay sadece ve sadece gen, beslenme ve medeniyet. Evet.
(bkz: makyaj malzemelerindeki inanılmaz mantık hatası)
(bkz: spordaki inanılmaz mantık hatası)

dream eater'a katiliyorum. guzellik genetik bir olay arkadas, oyle kendine guvenmekti gulumsemeydi bilmemne onlar bos laflar. genetik, yetisme beslenme spor... bunlar.

izmir'le alakasız bir konu.
ege'nin kızları güzeldir demek daha doğru.
izmir ege'nin en büyük ili olduğu için orası daha fazla göz önünde / göze batıyor, o kadar.

benzer şeyler söylenmiş ama gen zenginliği bence. osmanlının en kozmopolit şehirlerinden biri imiş.

Evet genetik etmenlerin rolü olsa da bence asıl neden İzmir'in rahat(medeni,gelişmiş,çağdaş adı her neyse artık)bir memleket olmasından kaynaklanıyor. Örneğin bir hatun kişi düşünelim.Ankara yada daha küçük bir anadolu şehrinde yaşadığını varsayalım. Nasıl giyinir? Genelde iddiasız bir thsirt altına yine aynı sıradanlıkta bir kot, babet yada spor ayakkabı. Ama aynı kız İzmir'de olunca(tabi İzmir'de büyüdüğünü varsayarsak) daha iddialı bir tarzı benimsiyor. Mini etek,askılı topuklu ayakkabı vs. Dişiliği daha ön plana çıkıyor çünkü rahatsız olacak ortam yok. Ama bunu daha küçük şehirlerde yapmaya kalksa biliyor ki bambaşka bakışlara maruz kalacak. Şimdi aynı kızı 2 farklı şehirde düşününce İzmir'deki haline güzel,seksi,alımlı diyoruz. Ama diğer hali oldukça sıradan. Burada asıl sorun kavram kargaşası sanki. Yani seksapel ile güzellik kavramının karışması. İzmirliler hemen kızmasın ama İzmir'in kızları güzellikten öte seksi tabirine daha uygunlar.Aynı kızları Ankara'da görsek mesela yine güzel dermiyiz?Sorunun cevabı burada gizli.

@esma_sultan: peki sence izmirlilerin askılı, topulu ve hatta mini vs. giyebilmelerinin sebebi, vücutlarının buna elverişli olmasından kaynaklanıyor olabilir mi? kot giydikleri zaman bile havaları bir farklı oluyor. aslen izmirli olup gayet de farklı şehirlere okuma amacı ile gidenler izmirli olduklarını oraların giyim tarzlarına adepte olmalarına rağmen, sırf tabii güzellikleri sayesinde belli ediyorlar. sen neyden bahsediyorsun, kendini kandırma :)
yunanlıların tecavüzü ile bir gen karışımından bahseden olmuş. tarih bu kadar çarpıtılır.
(bkz: mübadele)
o zaman ben de derim ki, iç anadoludakiler de ensest ilişkiler yüzünden mi çirkindir acaba... gizli sorunun cevabını merak edenlere...
(bkz: oh içimi de döktüm artık rahatım.)

sanırım tam anlatamamışım, ufak bi karışıklık olmuş, tamam hepsinde bir çekicilik var.. ve bunda giyim kuşamın da önemi bulunmakta ama "makyajla gelen bir güzellikte değil" şeklinde kurduğum cümlede aslında, çıplak güzellikten bahsetmek istemiştim. yani bu yaştan sonra öyle makyaj yapıp güzel giyiniyo diye off ne güzel kız görüşüne kapılmayacak kadar şey gördük geçirdik. (ben güzelden anlarım).
yani benim merak ettiğim şey; yüz ve beden güzelliğinin sırrı nedir di.

www.izmirtanis.net izmirli arkadaşlar siteye gelin göreşelim. sesli ve görüntülü chat odaları yüzlerce üye çok gelişmiş bir sistem.

Bunların geneline backing track denilir. Üstüne çalma amacı ile orjinal multi-track kayıtlardan yapılanları, sonradan "fan"lar tarafından kaydedilenleri, veyahut kaliteli sanal enstrumanlar ile baştan canlandırılanları var. Çeşit çeşitler anlayacağın.

fl studio ile bu zamazingoyu yapabilirsin.
orjinal şarkıyı programla ayıklayabilirsin...

orijinal kaydın ayrı ayrı kanallarına sahip olmadıkça, standart programlarla "ayıklayarak" iyi bir sonuç elde etmek pek mümkün değil. piyasada dolanan backing trackler, genellikle midi enstrumanlar ve orijinaline yakın sample'lar kullanarak baştan yazılıyor. analog kayda çok yakın gerçeklikte kayıt yapılabiliyor tamamen sanal ortamda, vst'ler kullanılarak.

tabi piyasadaki bütün backing trackler çok kaliteli değil. çoğu çok leş midi tonlarla yapılıyor. youtube'a "real audio backing track" yazarak çok kaliteli olanlarına ulaşabilirsin.

youtube dışında da;

www.guitarbt.com
www.guitarbackingtrack.com

adreslerinden indirebilirsin istediğin şarkıları.

arkadaşları gözüküyorsa onlara mesaj at onlar ulaşsın senin adına.evet.

senin saf alkol dediğin şeyin metil alkol olma olasılığı çok yüksek. yani içersen kör olursun.

hadi yüksek olmasın; %1 ihtimal bile olsa deneme derim. Sonuçta ne olduğundan emin değilsin.

benim arkadaşım labtan 5lik bidonlarla çalardı. bizi de eve gelin gençler votka var diye çağırırdı. metil mi etil mi ona bak önce sonra kör olma. ayrıca alkol ne kadar distile edilmiş ona da bak.

bizim tarifi vereyim 4te bir kadar falan alkol, 3te bir kadar su üstüne meyve suyu ve biraz şeker.

öncelikle söylenildiği gibi aldığın alkolün metil mi etil mi oldugunu bilmen lazım. saf alkol diye bi kategori yok yani.
etil alkol yani likör yapımında kullanacağın cinste olanını büyük migroslarda bulabilirsin. eczaneden vs alırsan muhtemelen metil alkol alırsın. üzerindeki yazıları oku. etil metil ayrımını yaptığına emin ol.
yaptığın likörün cinsine göre farklı oranlar vardır. internette bir sürü tarif var
ayrıca yine likör çeşidine göre alkol tadı ve kokusu az veya çok olacaktır. eğer taze meyve kullanarak yapıyorsan tariflerde bekleme süresi olur. 3ay 5 ay sonra açarsın içersin. o tarz likörlerde alkol kokusu kendini fazla göstermez.
not: alkolü bi şekilde içtin. metil çıktı zehirleniyosun. dr a giderken tekele ugra al bi ufak votka demlenerek git. şaka değil. metil alkolü etil alkol söker

geçen bi arkadaşım facebookta fanı olmuştu ordan aklımda kalmış ama denemedim açıkcası.

www.befunky.com

en ilkel yöntemi paintde yapmaktır.

düz bi yol gibi zaten hocam, önce güre'ye gidiyorsun. sonra akçay. ama o yoldan giderken akçay merkeze varmadan. eski adıyla turban tatil köyü var orada yapılıyor konser. altınkum'dan da önce oluyor senin geldiğin taraftan. fazla bi mesafe de yok zaten sorarakta bulabilirsin

Her sene alınabiliyordu. Bu sene de öyle olur muhtemelen. Ama yine de sorun direk sitelerinde. Hatta soranlar vardır. Hatta dur bakayım.

Cevap : Kapıda satılacak olan bilet fiyatları 1 temmuzdan sonraki fiyatlar üzerinden olacaktır.Biletin bitme ihtimali yok. ve giriş çıkışlarla ilgili bir sıkıntı yok.

Demişler.

bir ortopediste git lütfen.

ben de çok hoplaya zıplaya yürürdüm, dikkat etmeye başladım, düzeldi.
yani, dikkat edersen düzelir.

bedene eğitimi hocamızda bel fıtığı vardı. yıllarca sağa yatık yürüdü adam. sonra birgün muhabbet sırasında söyledi sorununu. ama bel fıtığı olsanız ağrı çekerdiniz sanırım. belki alakalı olabilir

seviyenizi bilmiyorum ama, go programları genellikle çok başarısız. şimdi nerede okuduğumu hatırlamıyorum ama dünyadaki en iyi satranç yazılımı dünya şampiyonlarını yenebilirken, en iyi go yazılımı orta seviye bir oyuncuyu bile yenemiyor.

program tavsiyesinde bulunamadım ama, en azından başlangıç seviyesinde değilseniz böyle bir program aramayın bence.

smartgo iyidir.

go programlari limitli go board buyukluklerinde oldukca basarililar aslinda (9x9 falan). Cunku buralarda genelde buyuk bir strateji olmuyor tek bir savas donuyor ve zaten baslangicta 9x9 calisacaksin bol bol. guncel algoritmalarin 3-4dan bir oyuncuyu handikapsiz yendigi gorulmemis sey degil (kucuk boardlarda). o seviyeye ulasmak senelerini alacaktir muhtemelen, online oynayacak birilerini bulamadigin zaman calismak icin yardimci olur. ayrica smartgo icinde bir suru problem de var cozebilecegin.

many faces of go öğretme açısından üstüne tanımam süper ya. ben de 11'i war yenisi çıktıysa bilmem.

ayiadam, 12 varmis yeni.

müfettişlik olsun uzman yardımcılığı olsun bunların deli gibi sınavı oluyor. geçen sene garantinin sınavına 100 binler girdi. duymamak için sağır olmak gerekir. neyse hakaretimi ettim konuya döneyim :D kpss yok bankalarda. gideceksin ben müfettişlik uzmanlık sınavınızın tarihini öğrenmek istiyorum diyeceksin ya da internet sitelerini takip edeceksin.

her bankanı internet sitesinde alt taraflarda insan kaynakları linki var, ona tıklayacaksın, cv hazırlayacaksın orda. sonra da sınav olacağı zaman sana bir mail atacak banka.
öğrneğin; ik.ingbank.com.tr

tanıdık bul, el altından gönder cv'ni. Yoksa tanıdık ayiadam'ın cevabına yönlen.

bemar kariyer okulu

işe girmeye ne kadar ihtiyacınız olduğuyla doğru orantılıdır bu.

sen daha baştan kaybediyosun diyorum. sallaya sallaya iş bulunmuyo ne yazık ki günümzde. ihtyacın varsa en "dandik" siteye bile cv verirsin.

Yenibiriş
secretcv
bunları boş geçme

bulduğunuz her siteye başvurun.kariyer.net gibi sitelerde geri dönüşler ya hiç olmuyor, ya da uzun zaman sonra oluyor.sadece ona bel bağlamayın yani.

açıkcası yenibiris.com daha aktiftir. kariyer.net den çok geç dönüş aldığım oldu.

öncelikle, bu dediğin yasak.
sonrasında, zor öyle her dairede mükemmel çekmesi.

yasak konusu, göte girecek kişi için tehlikeli de.

ne wireless'ı ne de komşularla net i paylaşmanı tavsiye etmem hacı.

1.yasal boyutu var
2.modem yetmeyecek, belli mesafelere acces point koycan
3.komşulardan biri karşısında oturan, görümce, kayınçosu vs..ine şifresini verebilir.
4.şifrenizi öğrenen biri rahatlıkla sömürebilir.anlaması güç olur.
5.modem, net vs..her an bi yamukluk yaptığında sürekli kulağınız çınlar ve küfür yersiniz.

haa, dersin ki tüm komşularım ömer baba gibi nur yüzlü- melek kalpli o zaman yap.

mesela mükemmel çekmesi için, şu elektrik prizine bağlanan sinayi daha uzaklara dağıtan şeyden kullanılsa?

bizim apartmanda alt üst komşular wirelesslarını paylaşıyodu. bigun karşı komşum wireless'ı paylaşalım mı dedi sınırsız sonucta ne olabilir. insanlar arası tahmin edemeyeceğiniz türlü türlü dalaverelerle beş beş kazıklandım arkadasım..
insan insanın kurdudur hacı..konu paylaşım oldu mu insan kafası ne kadar karşımdakini hacılarım ona bakıyor. zor bela kurtuldum..

10 daire değilde 2 en fazla 3 daire ile yapın yapacağınızı. e tabi en önemlisi kafaların uyuşması bir de. karşı komşun sabah akşam rapid'e dayanır sana sayfa açmaya hız yetmez. öyle adamlar olsun ki sadece sörf için girsinler. sağlam bir wireless modemle bu iş halledilir.

biri torrent ya da essegi acar uploadi kokler hicbiriniz web sayfasi bile acamazsiniz. oteki 10 segmentle dosya indirir yine web sitesi actirmaz. siktir et paylasacaksan da en fazla bir kisiyle paylas ki o da degmez.

üstün bir modem alınarak torrent veya download'da abanma sorunları falan çözülebilir de verimli olmaz.

üstün bir modem yetmez.komşularında o üstün modem'in "üstün" kablosuz veri transferi prtotokolünü destekleyen cihazlar kullanması gerekir.(örn; n veya g teknolojisi)

anladığım kadarıyla, henüz böyle bir sistem yok. peki internet cafe'lerdeki durum ne o zaman arkadaşlar? her bilgisayar için ayrı adsl hesabı açtırmamıştır heralde amcamlar. ama canavar gibide bağlantısı var çoğu internet cafenin. bunu nasıl yapıyorlar?

4 ya da 8mbit interneti paylastiriyorlar iste orada durum farkli herkes msne ya da feyse girdigi icin

tr.wikipedia.org

(bkz: Charlotte Staples Lewis)

tr.wikipedia.org

kız astrofizikçi değildi sawyer'la da takılmıyordu. ama kızıl dediğin için tek kızıl kontenjanından charlotte'dur o.

sawyer ile takildi bi ara.

alternatif bokta takıldılar.

Kontak spreyler plastik üzerinde kalıcı leke bırakabiliyor aman dikkat. Herhangi bir elektronik eşya temizler gibi davranabilirsiniz. Speaker'ları ıslatmamaya/nemlendirmemeye özen gösterin, bazılarının konileri kartondan olduğundan elinizde kalabilir.

kuş boklarını çıkarmanın en güzel yolu ; lekeli bölgeye bir- iki damla cif damlatılır. bir bez yardımıyla dairesel hareketlerle hafif hafif , çok bastırmadan ovulur. sonra nemli bir bezle temizlenir. en son olarak elmyra'ya teşekkür edilir ;)

ben karşıyaka'ya pek gitmem ama sahile çıkıcaksın öyle arkalarda gitme. ben gidersem durock'a gidiyorum iyi orası. karşıayaka iskeleden bostanlı tarafına doğru 5dk filan yürüme mesafesinde.

rock bar lafına dikkat etmemişim aslında. burda çalan şarkılar da güzel de öyle çılgın bi ortam yok, sakin, güzel :)

rock bar konsepti yoktu pek oralarda ya en son bıraktığımda. karşıyaka iskelenin önünde vardı 1-2 tane. bostanlı'da iskeleye çıkan yolda vardı.

karşıyaka iskele'nin karşısındaki bira fiyatı süperdi. neydi ya adı, biralı bir şeydi değişmediyse:\

bostanlı-tabula rasa diyeceğim en yakın... bostanlı açık hava tiyatrosunun önündeki barlarla aynı sırada. kopkop bir yer değil, güzel şarkılar çalıyor(du en son gittiğimde)

karşıyakada malesef gerçek bir rock-bar yok. eskiden böcük vardı bostanlıda, karşıyaka sahile taşıdılar. sonra el değiştirdi vs... ille karşıyakada olsun demiyorsanız bir vapur kadar uzağınızda alsancak var.

karşıyaka da rock bar yok. Canlı müzik olan yer karşıyaka iskele civarındaki pub rock denen mekan, her gün olmuyor orada da.

kons olan yerlerden uzak dur, bostanlıda tabula rasa, cerveza, reci's gibi bir sürü güzel mekan vardr bira fiyatıda şişe 6tl, fıçı 5tl civarında gezer.


esas barlar bornova ve alsancak kıbrıs şehitlerinde. alsancakta opus, bios,dice vs bir sürü mekan vardır

bornova küçük parkta beri blues bar, guardian vs vardır

bornova büyük park civarında dungeon, ooze venue, noxx gibi güzel mekanlar vardır.

bu hafta sonu zirve var alsancakta ben de gideceğim, bostanlı civarındayım gideceksen rehberlik ederim.

evet var, saat 4'de.

bilgisayarı olduğu gibi klonlamak istiyorsanız ayrı programlar var, ama belli klasörleri harici hard diske senkronize falan etmek istiyorsanız ben goodsync diye bir program kullanıyordum.

ben kullaniyorum simdilik bir sorununu gormedim.

benim işimi görecek olan program acronis. yani pc'de sorunlar yaşadığım zaman eskiden almış olduğum backuptan yine atıyorum 2-3 ay öncesine döndürmek pc'yi o şekilde. yoksa windowsun backup programı bunu yapmıyormu?

degil sanal makinaya ayni makinaya bile kursan cakisma olmaz.

en temizi formatla windows7'ni kur sonra sql server ve vs'nu kur. sorun yaşamazsın merak etme.

kasma VM'de XP uzerine kur benim gibi

nsa'da hicbir sorun cikmaz. kaldirip yuklesen de cikmaz, win7 kurup yuklesen de cikmaz. ben yaptim oldu. tavsiyem once sql server sonrasinda vs kurmaniz yonunde.

Kablo çekmek gerek.

modemin yerini degistirin daha havadar bir yerde olsun mümkünse aynı cepheye bakan bi odada olsun veya bir ihtimal daha var 20 metre cross kablo alırsan işi kökten halledersin.

airties ap 300
ap 301
ap 302
ap 400
gibi aletler yükseltici görevi de görüyor sanırım. yine de biraz araştırın isterseniz çok fazla bilgim yok.

kabloyla ugrasmiyim dersen, elektrik sebekesi uzerinden internet paylasimi olayi var. netricity mi oyle bise, google da bakinca cikar.

Çözümler çok güzel, teşekkür ederim gerçekten. bu arada ben de birde kendime ait modem (airties rt-250i) var. bu modemide kullanarak kabloya gerek kalmadan sorunu farklı bir yöntemle halledebilme olanağımız varmıdır acaba?

mobilya yüksek meblağlı bir ürün olduğu için heryere getirirler zaten şehir içi olduktan sonra. mobilyacılar genelde Karabağlar ve Gaziemir tarafında ağırlıkta. hatta benim gördüklerimin tamamı orada. Bence üreticiden istediğiniz modelde orjinal birşey alacaksanız oraya bakın. Yoksa direk büyük yerlerin Kilim, İstikbal gibi mağazalarına bakabilirsiniz.

kenarlarda bir yerlerde, bu grupta herhangi bir yönetici bulunmuyor. Yönetici olmak için tıklayın türünde bir yazı olması gerekiyordu sanırım.

@mentuhotep
Öyle bir şey yok hocam yau.

dan in real life ost

goldheart assembly - king of rome

laço yayfa brooklyn funk essentials ortak yapımı

garth brooks - ropin' the wind (tür: country)
Harry Connick Jr - When Harry Met Sally Soundtrack (tür: caz)

sagopa kajmer - romantizma

judas priest - deffenders of the faith (boş şarkı yok)
the smiths - meat is murder (aynı şey geçerli)

sahip (kurban)

epica-the divine conspiracy

ı-ıh malesef bulamazsın oralarda oyle yer.

yok olmaz buralarda onlardan. belki gatanın içinde olabilir

eğer ramin düşükse rse bilgisayarına fazla geliyor olabilir.

bende ondan şüphe ettim ama ram'lar güçlü (2gb)

aştiden ankarayla kızılaya git. meşrutiyetten etlik otobüslerine bin.

aşti'den keçiören/etlik taraflarına servis var. önünden geçiyor mu bilmiyorum ama çok yakınlarından geçtiğini tahmin ediyorum.

aşti'den servisler kaldırılmadı mı?

kaldırıldı, sonra melih'in oy alabildiği taraflara yeniden kondu. bahçelievler'e çankaya'ya falan yok. etlik, keçiören'e var.

iki türlü de olur.Expresten indikten sonra banliyö trene binersen küçükyalıda inersin

sakın bostancı'da inme, maltape'de in; çünkü maltepe küçükyalı'dan öncedir ve arkadan gelen banliyö trenini kullanıp iki üç durak sonra küçükyalı'da inebilirsin.

bostanci'da inince banliyo trenine ekstra para vermek gerekebilir cunku gidis-gelis ayri girise sahip

ama maltepe'de inince banliyo ile zaten ayni yonde olacaksiniz, bekleyince banliyo gelir hemen arkadan.

ya ne banliyosu felan allah askina.in bostancıda kardesim,bin taksiye 5 tl yazar.

RapidShare'e ücretsiz olarak Collector Account alın. Oraya upload edin. 1 sene de olsa silinmez.

ben acemilik bittikten sonra cd çantamla giriş yapmıştım. cd ye yazın dosyalarınızı. sivil eşyanızla birlikte giriş yaparken beyan edersiniz. bir kopyasını da evde bırakın, almamaları ihtimaline karşı, evdekiler kargo ile yollar size.

su sekilde yapilabilir,

once winrar veya winziple sikistirildiktan sonra hjsplit programiyla 324 mb'lik dosya kucuk kucuk paketlere ayrilir. (tam emin olmamakla beraber gmail 20 mb upload hakki veriyor, belki tek seferde daha cok yukleme hakki taniyan e-postalar da vardir. bunlari arastirabilirsin.) Sonrasinda sirayla bu dosyalari kendi e-posta adresine yukleyerek tasiyabilirsin.

bu dosyalari birlestirmek icin yine hjsplit programini kullanman gerekecek ve sonrasinda da winzip, winrar ile tam dosyaya ulasicaksin.

Siz site tavsiyesi istemişsiniz ama benim kendimce daha iyi bir çözümüm var.

4GB hafıza kapasiteli + 5.2 MP. Kameralı bir SAAT 129TL+KDV :)

Saat, dijital görünümlü olsa tavsiye etmezdim. Tamamen standart eski tip saatlere benzediği için nizamiyede dikkat çekmeyeceğini düşünüyorum.

Diğer özelliklerini görmek için;

tinyurl.com

dosyayı herhangi biyere upload edin linkini bana gönderin ben bizim şirketin ftp sine yükleyeyim sorunsuzca kullanırsınız askerlik bitimine kadar.

g.ho.st

www.dropbox.com

dosyayı 50'şer mb'a bölme imkanı varsa, kimse sallamasa da hotmeyil'in bir servisi olan skydrive'ı kullanarak bissürü dosyayı beleşe sınırsız süreyle saklayabilirsiniz. şu an maksimum sınır 25 gb ve ben bunun 5-6 gb'ını doldurduğum halde yıllardır duran dosyalarıma hala sorunsuz erişebiliyorum.

şarkıda tüm gitarlar "standart e"ye akortlu.

youtube a login olup upload dediğinde webcamden kaydet seçeniği var hiç bir program olmadan bayağı iş görüyor

alternatif olarak movie maker öneririm, her windosw sisteminde vardır, basittir, candır.

birinç!!!
olasılısıksız ve empati by adam fawer
bir şey daha önermek istiyorum ama kitap değil. fakat bilgisayar ve internete değişik bir bakış. das netz isimli bir belgesel. torrentte var ingilizce altyazısıyla. discovery filan göstermiş zamanında ama ben ilk kez gördüm. unabomber ile ilgili.

olasılıksız ve empatiyi okudum. stevie grimes falan çok güzeldi. "birinç" hakkında bilgi bulamadım yalnız. o nedir biraz daha açıklarmısınız.

ehi
duyuruya o cevabı ilk veren olduğumda yazıyorum birinç diye. çocukluk işte. :)

daha önce bulabilmiş miydin peki ? Eğer daha önce denk gelmediysen henüz böyle bir tab yapılmamış olabilir.

karşıyaka-bostanlı tarafını öneririm.

(bkz: güzelbahçe)

şahsen amerikan kız kolejinin aşağısındaki sokakları öneririm. hem çoğu eski yerleşiklerdir, hemi de her ihtiyaca uygun esnafa, sahile yakın keyfe arzeder. tercih sizin tabiyi.

manavkuyu civarını kesinlikle tavsiye ederim. sorun soruşturun anlayacaksınız.

balçova. hemde jeotermalli bi ev bulursan doğalgaz faturalarından da yırtarsınız.

sosyal bir insan izmir'de sıkılmaz, bunalmaz. iş konusu biraz sıkıntılı bunu daha önce de tartışmıştık duyuru'da. Ticari boyutu bir yana bırakırsak; Türkiye'nin en yaşanılası şehirlerinden biridir İzmir, bunu pek çok kişi kabul edecektir. Hem büyük şehir avantajlarından yararlanır hem de sokakta, markette şurda burda taşra samimiyetini yaşarsın. güzeldir.

izmit'in sahilinde denize giremezsiniz - izmir malum zaten
izmit'in sahilinde bazen kokudan duramazsınız(sanayi atıkları vs)-izmirde bu nispeten yoktur.
izmit'te ninja tabir edilen kara çarşaflı kişiler çok fazla olmasada mevcuttur.- izmirde görürseniz şanslısınız.
izmit'in havasının ne kadar kirli olduğunu izmitten başka bi ile gidipte orda nefes alınca anlasınız.- izmirde hava sıcak ve nemlidir.
izmit sanayi şehri olduğundan iş bulmak izmire oranla daha kolaydır.
sosyal faliyetler olarak gece hayatından örnek vereyim izmit te elle tutulur gece gidilebilecek mekan sayısı maksimum 20-25tir. - izmirde bu sayıların yanına bi kaç sıfır koyabilirsiniz.
izmitin merkezi göt kadar bir yer olduğundan her tip insanı merkezde görebilirsiniz.zengininden çingenesine delisine kadar.(ki özellikle çingeneleri boldur ten renginden ayırt ediliyor çok net) izmirde bi çok merkez olduğu için bu tip kişi farklılıklarına denk gelmeniz azdır.
izmitte sinema çoktur, ha nasıl çoktur sinemaya giden kişi sayısı az olduğundan bu kadar giden kişiye sinema salonu sayısı çok gelmektedir. totalde sanırım 30 salon falan var sinema.com dan bakılıp sayılabilir şimdi tam hatırlamıyorum.tiyatro olanakları mevcut ve desteklenmekte.- izmirde salon sayısı nüfusa oranla daha fazla tabiki.

yazdıklarımın tersini yazan olursa sevinirim yani izmirde yaşayıpta izmiti görmüş kişiler.

buffy de vampir sayilir bir bir yazmış.Hepsine katılıyorum. Bir şehirde yaşamaktan ne anladığına ve beklentine göre karar verirsin. İstanbul'da oturup İzmit'e işe veya okula gidenler var veya tam tersi. İzmit'in İstanbul'a yakın olmak gibi bir avantajı daha var haliyle. Ama İzmir'in de egenin incisi olduğunu unutmayalım. Avrupai bir şehir.

lütfen bu soruyu cevaplayın arkadaşlar, cevabı ben de merak ediyorum, ayrıca bu erken sevk işini de açıklayabilirseniz iyi olur, erken sevke başvurarak kısa dönem yapmak mümkün mü?

2) erken sevk talep alımı 25 eylül'de bitti maalesef. bundan sonraki başvurular birdahaki celp dönemine gidebilir. o da ancak 2010'da

Diploma olmadan işlem yapmayabilirler.

Ekim 15'den sonra çok zor ama belli olmaz. Sen gitmeye kararlıysan ver dilekçeni olursa Aralığa olmazsa Nisana askersin işte. Çok farketmeyecektir.

@boilteau

üniversite mezunları kısa dönem veya yedek subay olarak askerlik yapabilmek için askeriye'nin düzenlediği sınava katılmak zorunda diye biliyorum, erken sevke başvursak bile yine bu sınava girecekmiyiz?

@seniorfaruk

evet o sınavlara gireceksin. erken sevk hiçbirşeyi değiştirmiyo zaten. sadece tecili bozdurup askere daha erken gitmek için yapılıyor. yani yine normal prosedüre tabiisin erken sevkte de.

@boilteau

@you can go...

@daglien

teşekkürler...

i33.tinypic.com
yukarıdaki resimdeki yere tıkladığımızda çıkan açıklama dosyasında yazıyor ki;

----ERKEN SEVK MÜRACAAT TARİHLERİ-----

Celp Dönemi : Aralık(Karışık Sınıf)

Erken Sevk Dilekçesi Verilebilecek Tarihler : 01 Temmuz-31 Ekim


Yani 31 Ekim'e kadar hem erken sevk dilekçesi için hemde askerlik için başvuru yapabiliyormuyuz? bunu mu demek istiyor burdan. 31 Ekim'e kadar diplomamız ile başvurursak aralıkta gidebiliecekmiyiz bu durumda arkadaşlar?

@daglien

Erken sevk başvurunu 31 ekim'e kadar yapabilirsin demek bu, ama kabul edilecek diye bir şart yok. Ben geçen sene Eylül başında yapmıştım başvurumu, ancak kasım 17 de belli oldu gideceğim. Hoş o zaman inanılmaz bir başvuru yoğunluğu vardı ama bu aralık da aynı şekilde diye biliyorum.

Kolay gelsin iyi şanslar.

aöf'ün hiçbir sınav açıklanma tarihini şimdiye kadar önceden bilen çıkmadı.anca merkezi ararsan tatmin edici yanıt alırsın.

kırmak, mümkün olan en az açığı vererek.

sen sağ alta topluyorsun diyelim. senin ilk oynayacağın pullar sol üstteki pullar olmalı. 6 mı attın aşağıya in hemen. 4 mü attın aşağıya in hemen. kırsın sorun değil. adamın pulları topladığı yerde senin 4 ya da daha fazla pulunun olması senin avantajına olur. adamın pul topladığı yerde 2 kapı aldın mı gerisi gelir. biraz da tırsak oynarsa karşındaki kurtaramaz bir yerden sonra.

önemli olan açık vermeden onun çıkışını engellemek. bunun için en başta çoğu zaman risk almak gerekiyor. onun 6 attığında çıkabildiği yer var ya işte oralara gerekirse tek boş taş bırakabilirsiniz, bu sayede oralarda da kapı alıp onun çıkmasını kitlemeniz mümkün olaiblir. tavlayı yazılı anlatmak çok zormuş. umarım ne dediğimi anlamışsınızdır.

bir de ahmak kapısı deriz biz* o kapıyı almaya uğraşmıcan kesinlikle.

senden daha uyanık birini yenmenin en iyi yolu hangi zara ne oynadığını görüp onunla aynı stratejiyle oynamaktır.

tavla nasıl oynanır adlı bi kitap var, nasıl olasılık hesabı yapılması gerektiğini ve nasıl br strateji için oynanması gerektiğini anlatıyor. her tavlacı bulmalı, okumalı,,

yook abi ya, ne yapsam etsem içerden kaçıyor illaki bu deliler.

çıkış yolunu kapılarla kapatıp kırmak. kırdıkça içeri girecek, kapılardan dolayı çıkamayacak.

Sigara ve alkol kullanımı ile ilgili bununla ilintili bi' şey okumuştum. Oral takıntı olduğundan bahsediyordu bunun ( Freud' un da olabilir tam emin değilim ). " Örneğin; küçük yaşta parmak emmesi zorla bıraktırılan bireyde bu tarz bi' takıntı olabilir." tadında bi'şeyler okuduğumu hatırlıyorum ama uzun zaman önceydi.

bende yok bir problem..

ama aynı sorunu yaşayan olmuş: answers.yahoo.com

herhangi bir yerde polis ya da jandarma kontrolünde durumun yoklama kaçağı görünürse alırlar askerlik şubesine götürürler, bu doğru. ama askerlik şubesinden seni "hadi askere gidiyorsun" diye lise mezunu olarak askere falan göndermezler, öyle bir şey yok.

ikincisi, malesef bazı okullar öğrenci bildirimlerini yapmıyor askerlik şubelerine, onlar da kaçak diye arıyor öğrencileri.

son olarak, şu an iki şey yapabilirsin, istersen sınavına gir, mezun ol, mezuniyet belgeni alınca git şubeye muayeneni ol, ya da üşenmezsen, öğrenci işlerine git, EK-C2 öğrenci durum belgeni al, yerli askerlik şubesine elden götür ya da postayla yolla, 31 ekim'e kadar rahat et. karar sana kalmış.

merhaba yine ben. şöyle de yapabilirsiniz, ilgilendiğiniz tür üzerine olan shoutcast yayınlarını takip edip yeni gruplar, adamlar keşfedebilir, oradan yola çıkarak albümler indirebilirsiniz.

www.shoutcast.com

eksendeki djlere birkaç kez benzer isteklerle mail atmıştım geri döndüler. radyo sitelerinde de top 10lar vs. var onlardan faydalanabilirsin.

siz dinledikçe gidiyor, bu da 4 kb/s imiş (3.8-3.9) yaklaşık olarak, buradan yola çıkarsak;

4*60*60:14400/1024: yaklaşık 14 mb/saat olarak düşünebilirsiniz.

galiba radyo eksen sadcee istanbul' da yayın yapmakta.

"bir yazılımcı" sıfatını biraz daha açsan, alt kategorilerden dem vursan keşke. atıyorum SAP programcısı isen evet istanbul kocaeli izmir dışında çok ufak miktarlarda fırsat çıkacaktır karşına, antalya riskli olabilir denebilir, ama sen bir spesifikasyon belirtmediğin sürece antalya otellere yazar izmir kerhanelere yazar türü bir genelleme yapmak zor, herkes heryerde herşeye yazabilir, genel olarak talebe ve talebin doymuşluğuna bağlıdır. istanbulda daha çok imkan var demek yanlış olmaz elbette, ama arzcıların da talep kadar fazla olduğunu unutmamak gerek.

üstelik kendini geliştirme hakkında ahkam kesen arkadaşı pek kaale alma, neresi olursa olsun en taşaklısında çalışsan bile kimse senin kendini geliştirmenle ilgilenmez, işini yapıyor musun odur önemli olan.

özetle, şöyle bir ortamda bulabildiğin işe atlaman akıl karı olur. hele bir uzmanlaşman yoksa, kağıt üzerinde sekizbinbeşyüz tane teknolojiyi biliyorum diye yazabilirsin ama neticede alacağın para çoklukla katettiğin kilometreye (iş deneyimin) bağlı, o yüzden daha iyi bir fırsat çıkana kadar işsiz süreyi uzatmamakta fayda var.

antalya'da otel harici yazılacak yazılımdan elde edeceğin gelir harcadığın emeği karşılamayacak malesef.
otel sektörü haricindeki sektörlerin karlılık marjları istanbul-bursa eksenine göre düşük olduğundan yazılımcıyı da tatmin etmesi zor.

antalyayı bilmiyorum malesef ama izmir univera fena bir şirket değil.

arkadaşım; ülserin varsa çok fazla abartmadan içebilirsin...yaşadığım bir tecrübeden içkinin özellikle biranın mideyi baya bozduğunu tespit ettim...ki ben bunu bile bile erasmus ile çek cumhuriyetindeyken viski şarap tekila alayını karıştırıp ( her gece ) gezdim durdum...döndüğümde mide kanaması geçirdim...artık her sabah olan mide ağrıları da geçmişti...sigara kullanıyorsan azalt, ya da hiç içme,alkol için ise çok aşırıya kaçmamak kaydıyla içersin ayda bi kaç defa...

ben 3 sene önce o illeti yaşadım gunde 6 hap içiyordum dediğiniz gibi. şu an 2-3 haftada bir alkol alıyorum ama sorun yaşamıyorum ama lakin fakat kola kesinlikle kullanmıyorum tam 2 senedir elime kola eli değmedi :)içtigim gazlı içecekler soda ve bira sadece.illa alkol alacam derseniz birinden vaz geçmek zorundasınız.

sigarayı bırakalı 1 seneyi aşkın bir zaman oldu. oldu ama ben kendi isteğimle bırakmıştım onu. Şimdi zorunluluktan alkolu de bırakmam gerekiyor. Garip bir durum, tamam kabul ediyorum, ara vereyim alkole, hatta uzun bir süre( bir kaç ay ) ara vereyim ama, ömür boyu içmeyeceksin bunu demek çok ağır değilmi, bu kadar mı beter bu ülser olayı yahu?

tam yolunu hatırlamıyorum ama araçlar>seçenekler>güvenlik ayarlarından javascript kısıtlamalarını kaldırırsan sorun düzelir gibi.

ayrıca resimdeki sol alttaki simgeden gördüğüm kadarıyla offline'sın?

araclar-internet seçenekleri-guvenlik-ozel duzey-java programcıkları etkin hale getiriyorsunuz.