[]

Önce kirip sonra özür dileyen yeni sevgili

Son 4-5 haftadir görüstügüm kiz her sey normal ve güzel giderken olmayacak bir seyden dolayi maraza cikartip telefonda "bana saygisizca davraniyorsun, kendimi kullaniliyormus gibi hissediyorum" tarzi kirici seyler söyledi. Ben sükunetimi koruyup seni anliyorum deyip konusmayi sonlandirdim. Biraz yeni iliski anksiyetesi belirtileri gösteriyordu zaten, bir seylerden tetiklendigini düsündüm ve uzatmadim. Bugün uzunca bir sesli mesaj gönderip özür diledi, asiri reaksiyon verdim, büyütülecek bir sey degildi cok üzgünüm, buzlari eritip kaldigi yerden devam etme fikrine acik misin dedi. Ben duygusal ve hassas bir insanim böyle inislerim cikislarim olabiliyor dedi. Daha önceki görüsmelerimizde de arada bir duygularinda cabuk yükselisler ve düsüsler yasadigini söylemisti. Bazen hizli reaksiyon veriyorum, olgunlasmamis insan davranisi gösteriyorum, sonradan düsününce farkina variyorum demisti. Kenara not alip devam etmistim, simdi uygulamali görmüs oldum.

Acikcasi bu sikintisiyla aktif olarak basa cikmaya calismadikca kendisiyle saglikli bir iliski kurulabilecegi konusunda pek bir umudum yok. Öte yandan kendini taniyip anlamaya calismasi, bazi seyler karsisinda olgun davranamadigini acikca paylasmasi, özür dileyip telafi etmeye calismasini da görmezden gelmiyorum. Iyi bir terapistten yardim almasi gerekir gibi hissediyorum ama ben psikolog degilim, üstten bakarak konusmak ve teshiste bulunmak istemiyorum. Sadece kendim uzun süre terapi almis biriyim, kendisinin hic terapi deneyimi yok söyledigi kadariyla. Yaslarimiz da az degil, 30 üstüyüz ikimiz de.

Bu tarz bir durumda nasil davranmak gerekir?

Edit: Araya bir kac ekstra detay ekledim.

 
bir defa şans tanınabilir diye düşünüyorum. esas bundan sonraki davranışları önemli zaten. istikrarsız bir insansa sağlıklı bir ilişki kurulamaz evet. "normalde" 30 yaşını geçmiş bir insan böyle hataları bir ilişkinin toplam süresi boyunca 1 ya da 2 kez yapar. O hakkını başta kullanmış olsun.


  • sanguine  (11.09.23 23:43:29) 
Kişisel olarak hatasız ve mükemmel olduğunuzu düşünüyorsanız, hanımefendi hayatınız boyunca aradığınız partner değilse, aşık olmadıysanız, hayal kurmuyor, heves dolmuyorsanız, uğraşması zor bir durum olacaktır. Otomatik tepkiler (eylem ve söz) çocuklukta kazanılmış şeyler oluyor genelde, psikolojiye merakınız yoksa, destek olmak sizin için yük ise vedalaşın derim. Profesyonel destek de alsa süreci tek kişilik olmayacaktır, tüm farkındalıklarının suçlamasını en yakınındaki kişiye yapar insanlar kendini keşfetme ve baştan sevme aşamasında. Buna alanı olmayan veya bu alanı yaratacak tecrübesi olmayan birisi için zor bir deneyim olacaktır.


  • hasmetizm  (12.09.23 08:56:17) 
Ingilizce cok guzel bir ayrim var, emotional vs sensitive. Ikisi ayni sey degil. Hepimiz hassas olabiliriz ancak duygusal olgunluk verdigimiz tepki ile ve nasil bas ettigimiz ile ilgilidir. Bunun yaninda sizin de tetiklendiginiz durumlar vardir ve baskalarina gore gereksiz ya da fazla olabilecek tepkileriniz olabilir. Ikili duygusal iliskiler genellikle yaralarimizla en cok sinandigimiz iliskiler oluyor, bag kurma ihtiyacimiz, kendimize dair inanclarimiz vs hepsi gun yuzune cikiyor. 4-5hafta karar vermek icin, bence, yeterli bir sure degil, konusa konusa devam etmeyi tercih ederdim. Bunun yaninda hem onun hem sizin tarafinizdan boyle olaylar yasanmasi gayet normal, hepimiz koca bir gecmisle, sorunlarla doluyuz, kimse copsuz uzum degil. Kim icin caba gostermeye, sabirli olmaya deger, kim sizin icin bunu dusunecek, bunlari zaman gosteriyor.


  • kassiopeia  (12.09.23 10:21:42) 
Sizin için overanalyze modumu serbest bırakayım iki dakka :D

Senaryo 1- Alındığı durum gerçekten kendi açısından ya da genel görüşe göre haklı görülebilecek bir sebepti ancak çeşitli nedenlerden (yaş, kaybetme korkusu, hatalı bağlanma biçimi vs.) geri adım atıp kafasında sizin ilişkiyi bitirme ihtimalinizin korkusundan kendini kurtardı. Bu çok kötü bir durum, tehlike çanları çalıyor.

Senaryo 2- Alınma sebebi kendi açısından haklı olmasına rağmen sizin kendisini yeterince tanımadığınızı kabul ederek size ılımlı yaklaşma yolunu seçti. Bu anlaşılır bir şey, ancak konuyu sohbet havasında ele alıp açıklaması iyi olurdu.

Senaryo 3- Alınma sebebinin haksız olduğuna inandığı için özür dileyip konuyu tatlıya bağlamak istedi, bu olumlu ama dengesiz bir durum. Gelecekte bunun tekrarı muhtemelen olacaktır.

Senaryo 4- Alınma sebebi genel kabule göre haksız görülebilecek bir durum ve kendisi de aslında böyle düşünüyor ama karakter yapısı haksız olduğunu düşünmesine engel oluyor ve konuyu kapatmak istiyor, bu durumda büyük ihtimalle sizi alıştıra alıştıra duruma adapte etmeye çalışacaktır bilinçli ya da bilinçsiz şekilde.

Senaryo 5- Başka ufak nedenler vardı, bunları sizle konuşmadı zaten alınmış haldeyken üstüne bir şey daha olunca fazla tepki verdi ve verdiği tepkinin o olay bazında abartılı kaçtığı belliydi o da tatlıya bağlamak istedi. Her insan saçmalayabilir, bu tatlıya bağlama tavrı gelecekte alacağı tavra göre olumlu ya da olumsuz olabilir.

Velhasıl: Ortada belli ki konuşulmayan bir şey var. Bu şey büyümeden konuşsanız iyi olur. "Arada böyle olabilir" demek bunun altında bir sebep yatmadığı anlamına gelmiyor. Neden arada böyle olabildiğini, hangi korkusunun bunu tetiklediğini, o an ne hissederek böyle yaptığını konuşup anlamaya çalışın. Eğer ilişkide gelecek görüyorsanız sert yapmak yerine bu korkusunun endişesinin yersiz olduğunu telkin ederek ilerleyin. Bunun için psikolog olmak gerekmiyor aslında, bu da temel insani bir yaklaşım. Şu zamanda sorunsuz insanı kim görmüş ki siz bulasınız :D
  • akhenaten  (12.09.23 11:20:00 ~ 11:29:02) 
4 / 5 hafta içinde henüz yeni tanışıyorsunuz. Arıza (!) çıkardıktan sonra üzerine düşünen, yazmak yerine de sesiyle (tonlama) sizden özür dileyen ve bu esnada da hatasını kabul eden birisi candır bana kalırsa. İyi anlaştığınız, heyecanlandığınız birisini bulmak kolay değil ki hemen atalım, yerine yenisi gelsin...


  • charbiel  (12.09.23 13:15:01) 
Gercegi soylemek gerekirse bu sekilde toksik cevap veren kisiler sonradan duzelmiyor.Iliski gelecege evrilirse muhtemelen 15 sene sonra da bir seylere bozulup surat asan bir karakterle birlikte olacaksin.


  • turkuaz  (12.09.23 14:01:31) 
Yaşlarınız kaç olursa olsun; şimdiye kadar ilişki içerisinde bulunduğunuz bireyler ki; aileler dahil, bazen olaylar karşısında alınan aksiyonlarda belirleyici olabiliyor. İlişkilerin başlarındaki heyecan yerini rutinlere bırakmaya başladığında ezber tepkiler de ortaya çıkıyor. İlişkiyi yaşadığınız kişiyle de buraya içinizi döktüğünüz gibi konuşursanız, birbirinizin ihtiyaçlarını daha bet duyar ve karşılamaya hevesinizin olup olmadığını anlayabilirsiniz. "Her türlü konforsuz duygunun temelinde, karşılanmamış ihtiyaç vardır." der Marshall Rosenberg. "Olmayacak bir şeyden dolayı mazara çıkarttı" olarak yorumladığınız şey, onun için karşılanmamış bir ihtiyacının sonucunda ortaya çıkan duygu ve beden dili olarak size yansıdı. Bu olayı sizin "kırıcı" olarak adlandırmanız da sizin karşılanmamış bir ihtiyacınız ve sonrasında yaşadığınız duygudur. Düşünceleri duygulardan ayırmak, kendini ifade edebilmek, o an kişide ve karşısındakinin iç dünyasında ve bedeninde neler olup bittiğini daha iyi anlamak için kullanılan çok sade ve etkili bir iletişim metodu var. Bazen terapiye gerek kalmıyorx bazen de terapi alabilmek için ilk adım olabiliyor. İlginizi çektiyse Şiddetsiz İletişim'i araştırabilirsiniz.


  • from where i ride  (12.09.23 20:37:11) 
uzak dur. yol ver gitsin.


  • ayseee  (12.09.23 21:01:42) 
[]

2 yıllık sevgiliye doğum günü hediyesi ne olsun?

yamaç paraşütü düşündüm ama bilemedim.

kolye, küpe vs sıradan geliyor.


 
İhtiyacı varsa iyi bir spor ayakkabı.


  • Amaranta ursula  (10.09.23 22:15:03) 
iki ceyrek altin. sayisi yil ile orantili.


  • banach  (10.09.23 23:01:29) 
Az önce bir oyunda gördüm. Adam gizli gizli bir şeyler çiziyordu ama yeteneği konusunda kararsızdı, kimseyle çok paylaşmıyordu. Hanım arkadaşı doğumgününde çizim yapabileceği bir defter almıştı. Bu tarz bir şey olabilir. Kimsenin görmediği taraflarını görüyorum ve sana inanıyorum, seni destekliyorum hissi veren.


  • sekizdokuzon  (10.09.23 23:31:53) 
kaliteli bir saat ve ya çanta. farklı bir şey düşünmeye çalışmaya gerek yok kadınların hepsi bu yazdıklarıma tav olur.


  • erifik  (11.09.23 01:59:46) 
5 Sevgi dilinden hangisine sahip olduğunu bilirseniz hediye seçiminiz nokta atışı olacaktır.

Pahalı hediye

Başbaşa kaliteli(bol sohbet, anlatma ve dinleme) zaman gecirme aktivitesi

2 senedir size neler kattığına dair sevgi, onay ve takdir dolu bir mektup

Fiziksel temas için yeni bir oyuncak veya roleplay deneyimi

Tüm gün boyunca sizin tarafınızdan hazırlanmış ve uygulanacak olan hizmet verme deneyimi(yemekler, masaj, ve istenen diğer her şey)

Yazar, konuşmacı ve danışman Gary Chapman, 5 farklı sevgi dilinden bahseder; onay sözleri, kaliteli zaman, hediye alma, hizmet eylemleri ve fiziksel temas. Bu 5 sevgi dili, sevgiyi ifade etmenin ve almanın beş farklı yoludur.
  • hasmetizm  (11.09.23 09:32:59) 
Bence kucuk bir tatil, istedigi bir kurs varsa o, guzel bir selfcare day (masaj, spa, yemek, guzel bir elbise) gibi gibi seyler bence hos olur.


  • mor oje  (11.09.23 11:26:09) 
Hocam yamaç paraşütü güzel, oradan devam.

Kıyafet, çanta, ayakkabı falan çok sıradan. Ayrıca onun almak istediği şeyi denk getirmeniz çok zor.

Mektup falan çok sıkıcı bana göre. Seveni vardır bilemiyorum. Ama bence doğum günü değil yıldönümüne anca hediye olur o, onda bile uyduruk bulabilirim.

Romantik güzel yemek yemek için doğum gününü beklemeyin. Bana böyle bi hediye gelse, hediye almamışım gibi hissederim. Güzel bir akşam olur tabi ama pek bi hatıra kalmaz aklımda.

Tatil, paraşüt, kurs, dalış, uçak bileti vs hüzel hediyeler
  • zimbirik  (11.09.23 16:08:48) 
[]

Ciddi ilişkisi olanlara bir soru

Ciddi düşündüğünüz adı henüz konulmamış bir ilişki de olabilir veya evlenmiş olabilirsiniz. Ne kadar sıklıkla tartışıyorsunuz? Ne kadar sıklıkla birinizin özür dilemesi gereken bir şey oluyor? Uzun süreli ciddi de düşündüğüm bir ilişkim var ama neredeyse her gün geriliyoruz ve çok sıkıldım bu durumdan. Çevremde bu konularda fikir alabileceğim birisi yok size sormak istedim.




 
Bu kisiye ve iliski dinamiklerine gore cok degisir. Kimi bu gerilimden kavgadan beslenir, iliskiyi de canli tutar bu durum. Kimisi de (ben mesela) kavga gurultu sevmez, konusarak cozmeye calisir.

Her gun diyorsaniz bu iliskinin dinamiginden ote bir sorun varmis gibi geldi. Iliskinin kendisinde olmayabilir ama kisilerde bir ruhsal sorun olabilir, iliskiye yansiyor olabilir. Evlilik dusunceniz varsa cift terapisi iyi gelebilir.
  • mor oje  (09.09.23 12:32:10) 
4 Yıldır birlikteyiz, ayrılmak gibi bir düşüncem yok ondan da buna yakın bir his hiç almadım. Böyle tarif edince garip oldu :D Anlatmak istediğim, gelecek planında ayrılık konusunun acabası yok kısaca.

Zaman zaman ciddi tartışmalarımız oldu. Bunların hepsi ilişkiyi bir üst aşamaya taşıma dönemlerinde gerçekleşti ya da bunların sonucunda ilişki bir üst noktaya taşındı bilemiyorum. Zannedersem ben de o da arada "ben git gitde kendimi bağlıyorum bu ilişkiye ama acaba onun için öyle değil mi?" Hissiyle alınganlıklar yaşadı. Neticede hepsinin sonunda iki tarafın da ilerleme arzusunda olduğu görüldü. Checkpoint noktaları gibi bir şey sanırım bu. Bu tarz tartışmalar git gide azaldı. 1,5 yıldır falan bu tarz bir şey yaşanmadı, arada evlilik göndermeleri gibi şeyler yapılıyor artık, sanırım bir kriz evresi daha kapıda :D

Tartışmalar hiçbir zaman suçlamaya dönük olmadı, daha ziyade "neden böyle yapıyorsun anlamıyorum, anlamam lazım." eksenindeydi. Tartışmalar hiçbir zaman sessizlikle bitmedi "evet tamam anlaşıldı" hissiyatıyla bitti. Zaman zaman birkaç güne yayıldıkları oldu ancak sonraki tartışmaların hiçbiri öncekilerden temel alarak ikinci defa gündeme gelmedi. Kimsenin kırmızı çizgisinin diğerininkiyle ayrıkırı kaldığı olmadı ve bence en önemlisi kimse çirkinleşmedi.

Rapor böyle :D size yazarken kendim de düşünmüş oldum bir taraftan.

Tartışmaların olması doğal ancak hemen hergün olması bence biraz sakince oturup birbirinizi anlamaya çalışmanızı gerektiriyor. Birbirinizi anladığınızda anladığınız şey kabul edebileceğiniz bir şeyse bu güzel, yok değilse daha bu tartışmalar çok devam eder ve muhtemelen iyi bitmez, bunu da yaşadım.
  • akhenaten  (09.09.23 12:48:28 ~ 12:54:43) 
Tartışmaların ya da gerginliklerin ilişkiyi diri tuttuğuna katılmıyorum. Beraber olduğum insan, her ne kategori altında olursa olsun, yanında en rahat ettiğim insan olmalıdır her zaman. Tam tersi gerginsem onu görünce sakinlesmeliyim.

Fikir ayrılıkları tabi ki olur, iki bambaşka insanız sonuçta, herkesin yediği şeyler, sevdiği renkler farklı. Bu olumlu anlamda tartisma, esas ilişkiyi besleyen şeyler iki insanın farklılıklari. Bunlar kısa vadelidir, kin ya da kazanma/kaybettirme duygusu yoktur, bunlarda özür dilenmez, sonraki güne sarkmaz gerginlige dönüşmez


İnsanlar, çoğunluk, partnerlerine kendi iradelerini empoze etmeye çalışıyor, bu da gerginliğe tartismaya yol aciyor. İşte gereksiz kıskançlik, sonra fazla müdahale, gereksiz hesap sorma, benim dediğimi yapsin/dinlesin tavrı, temelsiz ve sık alinganliklar, güvensizlikler. Normal bir ilişkide bunları çokça yaşıyorsam o ilişki sağlıklı değildir, iki tarafı da zehirler zaten.
  • sanguine  (09.09.23 13:47:02) 
tartışma var tartışma var, aslında özür boyutuna gidiyorsa taraflar hata yaptıklarının farkında demekki. bizde çok olmuyor ya, x bir konuda tartışabiliyoru ancak öyle özürlük bir durum olmuyor. tartışmayı yaratan konuların temeline inmekte fayda var. atıyorum, ben x konusunu aşırı abartıyor olabilirim ve bu yüzden tartışma çıkartıp özür diliyorumdur


  • kondansator  (09.09.23 13:51:47) 
Şimdi düşündüm ayda bir mi desem dedim ama o da çok net gelmedi. Yani o kadar az ve önemsiz şekilde oluyor ki aklıma bile gelemiyor.

Her gün gerildiğim bir ilişkim oldu, özellikle beraber yaşadığımız 6 ayda. Her gün rahatlamak için ailemle falan konuşurdum çünkü daraliyordum :) olmadi. Her gün ben yapamam.
  • logisticsmanager  (09.09.23 14:03:22) 
1 yılı biraz geçtik. 1 kere tartışmıştık. O tartışma sonrası sergilediği olgunluk ve düzeltme çabası beni bir daha aşık etti :) Bir daha aynı sorunu yaşamadık ve tartışma olmadı.


  • ruhen hastayim ben  (09.09.23 14:03:28) 
Biz ilk sene o kadar sık o kadar şiddetli tartıştık ki benim önceden toplamda 8 yıllık bir ilişki deneyimim vardı farklı insanlar ile. Onların toplamından daha fazlasını o 1 sene içerisinde yaşamışımdır. Çok değişik bir deneyimdi.

Dedim herhalde toksik ilişki dedikleri bu oluyor çünkü hiç normal değil. Ben sesimi yükseltmem, şiddet uygulamam. Sesimi yükseltmeye, neredeyse şiddet uygulama noktasına geldim.

Biraz daha devam etseydi sonlandıracaktık. Fakat karşınızdaki insan afaderseniz mal değil ise, tartışmalardan bir şeyler kapıyor, özeleştiri yapıyor veya karşı tarafı öyle kabul ediyor, bir şeyleri sorun etmemeye başlıyorsa ya da soruna yol açacak yola girmiyor, yol açacak şeyleri ortadan kaldırıyor ise kavgalar azacaktır.

Birbirini iyi tanımamaktan da kaynaklanıyor. Çünkü ister istemez aile veya çevreden gördüklerimizle bir takım çıkarımlar yapmak durumunda kalıyoruz karşı taraf için. Kimisi tecrübe ile sabit nokta atışı şeyler oluyor. Kimisi de boşuna günahını almışım, boşuna kuruntu yapmışım, kekoluğumdan yapmışım, eski kötü tecrübelerimden ötürü böyle davranımışım.. gibi farkındalıklarla sonuçlanıyor.

İlk 1 yılda her gün, gün aşırı veya 2 günde 1 olan kavgalar ilk 1 yıldan sonra haftada 1 olarak devam etti. Şu an ya 2-3 haftada 1 ya da ayda 1 şeklinde devam ediyor ki bu da normal yani insan yeri geliyor kendisi ile bile tartışıyor anlaşamıyor. Eşimde öfke sorunu vardı onu da baya dizginledi. Kavga etsek de yükselmiyoruz artık.

Yani burada önemli olan, kavgalar size bir şey katıyor mu? Verilen savaşların sonu aydınlık mı? Eğer böyle bir gelişim gözlemleyemiyorsanız yolu ayırmakta fayda var ister sevgili olsun ister eş olsun.
  • ananiyimioguz  (09.09.23 14:09:09 ~ 14:13:14) 
1 sene sevgili olup evlendik, 1 seneyi de evli olarak devirdik. sevgiliyken sadece 1 kez kavga etmiştik. evlenince de 4 5 olmuştur. 2 senede toplam bu kadar. hiç biri 3 saatten uzun sürmedi, özür dilenip kapandı.

ben huzur seviyorum böyle rahat ediyorum ama normali budur diyemiyorum çünkü bu biraz da karaktere bağlı. kimi arkadaşlar var ki kavga ettikçe evliliği daha tutkulu sürdürdüğünü iddia ediyor. kendilerini öyle iyi hissediyorlardır.
bu işin normali yok hangi şekilde iyi hissediyorsan senin normalin o.
  • kaptan maydanoz  (09.09.23 22:51:56 ~ 22:52:14) 
Tartışma ve kavga arasında büyük farklar var ancak yine de "her gün" fazladan da fazla bana kalırsa. Bir insan her gün neye gerilebilir ki? Hayat kötü, zor bla bla da insan sevdiğinin yanında onu o gün mutsuz eden şeyden bahseder, çok lazımsa şikayet eder, beraber dertleşilir istiklal marşı ve kapanış... Fakat her gün sevdiği insana geriliyorsa orada bir durup dışardan bakmak gerekir bence.

Tartışmalara da gelince, çiftler elbette tartışırlar. Normal bir ses tonuyla, çözüm odaklı ve açık iletişim ile halledilemeyecek hiçbir konunun olduğunu düşünmüyorum. Bizim tartışmalarımız genellikle kahkahalarla bölünüyor. Ciddi ciddi tartışırken arada mutlaka birimiz şaklabanlık yapıp konunun buharını alıyoruz. Konularda genellikle "anladım, dikkat ederim, haklısın, bu konu değişmeyecek ama orta yolda buluşalım" cümleleriyle bitiyor.

Durum raporuna da gelirsek 2 yıl, 0 kavga, gülüp eğlenmeli nice tartışma (10'u bulmamıştır o da).
  • charbiel  (09.09.23 23:52:57) 
20+ senedir evliyim, 20 defa tartışmışızdır belki, o da adabıyla, kırmadan, karşılıklı hissettiklerimizi paylaşarak. Sık tartışma illa kötü değildir belki, nasıl tartıştığınıza bağlı. Gerginlik kesinlikle iyi değil, insan sevdiceğinin yanında huzurlu hissetmeli.


  • SiyamkedisiZorro  (11.09.23 22:04:05) 
Bu arada, bu tartışmaların yarısını evlenmeden önce ve evliliğin ilk senesinde yapmışızdır.


  • SiyamkedisiZorro  (11.09.23 22:06:04) 
[]

Boş adam enerjisi

Bu gercekten benim dikkatimi ozellikle suan tatilde iyice cekmeye basladi. Espirili şakali falan olmaya calismiyorum: hani ben tatildeyim kafamda birsuru sey var adamlar yaş fark etmeksizin hop kop falan seri bos muhabbet. Bos insan enerjisi diye bir fenomen var mi :) ? Ekside bulamadim.




 
Boş adam enerjisinden ziyade kafası rahat adam enerji diyelim. Aşırı relax derdi tasası olmayan insan.


  • olaylar olaylar  (08.09.23 17:57:27) 
Kafasi rahat adam diyemem, paralari da yok. Finansal kaygin, varolus krizi falan olmaz mi abi insanin.


  • bluewhale  (08.09.23 18:05:18) 
Depresif realizm diye bi kavram var mesela. Gereksiz mutlu olan adamlar gerçekliği depresiflerden bile daha çarpık değerlendirebiliyor olumlu anlamda. Anda kalmak güzel bir şey elbette ama uzun vadeli anlık yaşayan tipler kendileri mutlu olsa da acısı başkalarından çıkabiliyor(aileleri gibi)


  • personaa  (08.09.23 18:24:34) 
hocam, iş, aile, aşk, huzur vs. derdi hepimizin var, her an deprem korkumuz var, adalet korkumuz var, par derdimiz var, bunca senedir çalışıyorum daha kendi emeğimle doğru dürüst bir şeye sahip olamadım onun derdi var, bunları uyurken ruyamızda bile düşünüyoruz, kafamızın bir kenarında hep dönüyor bunlar.

senede bir hafta 15 gün bu dertlerden sıyrılmak bir normalimizin dışına çıkmak lazım. yoksa kafayı yeriz ve hatta yiyoruz da.


hani ecnebinin carpe diem dedikleri var ya, hani an'ı yaşamak diye bizde bahsi geçiyor işte biraz o bu dediğin.
  • selam  (08.09.23 21:22:22 ~ 21:23:40) 
[]

Şu davranışı nasıl yorumlarsınız?

Tanıdığım bir kadın arkadaş var, 32-33 yaşında.

Instagram hesabında sürekli okuduğu kitapları story olarak paylaşıp kitabın yazarını ve yayınevini etiketliyor. Onlar görene kadar bunu her gün veya birkaç gün arayla yapıyor, yazar veya yayınevi onu görüp de paylaşımını kendi hikayelerinde paylaşınca o paylaşımı da paylaşıyor. Kalplerle, çok teşekkür ederimlerle, harikasınızlarla falan. Çoğu zaman okuduğunu da sanmıyorum, sevgilisinin evinde gördüğü kitaplar birçoğu.

Aynı şeyi zaman zaman resim sergilerinde de yaptığını gözlemledim, sürekli tablonun sahibini etiketliyor o kişi görene kadar. Veya az buçuk ünlü biriyle fotoğraf çektirdiyse o kişiyle olan fotoğrafını sık sık paylaşıp alta 99 tane etiket yazıyor ki o kişi veya grup onu görüp kendi hesaplarında paylaşsın.

Bu davranış basit bir dikkat çekme arzusu mu? Böyle biri arkadaşınız veya sevgiliniz olsa bu hali sizi rahatsız eder miydi, yoksa garip bulmakta haksız mıyım?

 
İnsanlara rütbe verin, Amacı popüler olmak herkes gibi cok ciddiye almazdım. Popüler olmak için yapmacık olmak lazım.o yüzden arkadaş listemde en alt sırada yer alırdı


  • olaylar olaylar  (07.09.23 17:32:48) 
famous for being famous çırpınışları.

evet beni rahatsız ederdi ama diğer taraftan da böyle insanlar durup dururken aniden böyle davranışlarda bulunmazlar, muhakkak benzer başka davranışları vardır bana uymayan. o nedenle zaten yakın arkadaş veya sevgili olmazdım. sosyal tanıdık çemberinde bırakırdım.
  • Phoebe  (07.09.23 17:43:15 ~ 17:43:32) 
böyle arkadaşım da sevgilim de olmaz, garip bulmak size göre normal fakat garip bulmuyorsunuz bir yerden sonra alışırsınız.

contemporary istanbul'da eserler hakkında bilgi veriyordum insanlara, iki kadın bir heykel önünde durdular heykelin artisti de oradaydı yanlarına sakince gitti. sonra kadınlar birden adama fazla tepki verip öff ya falan filan yaptılar, uzaklaşıp sonra tekrar geldiler 'fotoğraf çekmek' için heykelle. ben artisti tanıttım heykelin artisti şeklinde sonra iki kadın adamı arasına alıp tüm fuarı gezdiler fotoğraf çekile çekile, arkadaşlarına anlata anlata adamı.
  • gule gule  (07.09.23 17:47:50) 
Görülme ihtiyacı gibi algıladım. İletişim kurabildigim herkesle arkadaş olurum ben. Hepimizin kompleksleri, eksikleri ya da tuhaf yanları var.


  • sekizdokuzon  (07.09.23 18:43:36) 
düşük zeka, ilgi bilmemnesi insan tipi.


  • ayseee  (07.09.23 19:28:18) 
çok ezikçe bir davranış. hayatsızlık belirtisi. garip bulmakta haklısınız.


  • tabudeviren  (07.09.23 20:35:57) 
takipci kasiyor gibi geldi bana. influencer olma yolunda adimlar bunlar.


  • in vino veritas  (07.09.23 22:49:17) 
takipci kasiyor. bir ajandasi var belli ki


  • sonsuz  (08.09.23 13:15:27) 
[]

insanlara karsi daha samimi nasil olunur?

mesela isyerinde. ben konustugumuzda belirli olcude sicak davraniyorum fakat sonra ofisime gecip kendi halime donuyorum. uzun konusmuyorum. aklima soyleyecek birsey gelmiyor. kisa kesiyorum. birsey soracaksam sorup hemen kaciyorum vakitlerini almamak icin.
ama istedigim uzun uzun konusmak ve samimiyet kurmak.yeni birileri geldi ofise ornegin. onlarla iletisim kurmak istiyorum.

iz nasil yapiyorsunuz?

 
vakit oldukça türk kahvesi partisi yapıyoruz genelde. herkes aynı anda mola veriyor beraber oturuyoruz. sen de hadi kahve yapayım birlikte oturalım azcık diyip insanları molaya davet edebilirsin. eğer ekibe yeni biri geldiyse de hadi kalk bize kahve yap da iki oturalım diye mutfağa yolluyoruz :D


  • theseachange  (07.09.23 15:46:13) 
içinizden gelmiyorsa bence olmayın, sonra gereksiz bir rol yapma sürecinin içinde bulabilirsiniz kendinizi.


  • lüzumsuz adam  (07.09.23 16:10:22) 
Yani iş yerinde bi süre sonra herkes sıkılıp iki muhabbet çevirip boş yapmak ister bence. Gün içinde başınızdan geçenleri anlatmaktan başlayabilirsiniz. Aynı iş yerinde herkesin benzer anıları oluyor. Oradan muhabbet alıp yürüyor zaten bizim işte.


  • benoyledemekistemedim  (07.09.23 19:34:38) 
Lüzumsuz adam +1
İçinizden gelmiyorsa neden zorlayasınız ki kendinizi? Neticede kaba saba davranmadığınız sürece insanlarla aradaki mesafeyi korumak, ölçülü olmak ayıp değil. Bu da sizin karakteriniz kime ne

  • bir fincan kahve ile film izlemek  (07.09.23 20:23:47) 
Ben de siz gibiyim çünkü yaşadığım ilginç bir durum varsa anlatıyorum genelde, günlük iletişimi sürdürmekte zorlanıyorum. Mesela annem aşırı konuşkan biri, market alışverişini bile tüm betimlemesiyle anlatır. İnsanları sıkıyor muyum diye düşünmeden konuşmak lazım ama ben çabaladığımda daha çok kastığımdan doğal akışına bıraktım.


  • personaa  (07.09.23 20:35:05 ~ 20:35:44) 
Mış gibi yapıyorum. Bir süre sonra beyin buna inanıyor. Sürekli tekrar eden şeyler alışkanlık haline dönüşüyor.


  • ruhen hastayim ben  (07.09.23 20:42:43) 
zorlama asla. zaten zorlama ihtiyacı duyuyorsan belli ki karşındaki de konuşkan değil. göz temasını bırak, diğer insanlara doğru yüzünü çevirmek bile istemeyen insanlarla bir şey paylaşamazsın. insanın modu düşük olabilir ama bu bir özellik haline geldiyse vah vah.

özet: yabani ve buz gibi insancıklardan mümkün olduğunca uzak olun, sıcak kanlılar zaten gelir sizi bulur. öyle bir modelleyken de ne söylesem diye düşünmezsiniz, sohbet bir şekilde akar.
  • isveperver  (08.09.23 00:59:53) 
[]

Bu samimiyet mi yoksa densizlik mi?

Dün daha önce tanismadigim biriyle yüz yüze bir görüşme yaptık iş için. Kariyerim ve yapmak istediklerim hakkında konuştuk, karşımdaki kadın hem yaş hem de deneyim bakımından benden yukarıda. Konuşmanın bir yerinde "Sen şu şu işleri yapamazsın, sende o enerji yok. Enerjin düşük, hatta konuşmanın başında benim de enerjimi aşağı çektin. Ama samimi, iyiniyetli birisin. Seninle bir şekilde çalışmak isterim." dedi. O an bir tık şok oldum, enerjici kadınlar da vardır neticede. Sonra kendimi doldurmamak için "E yorgundum, iki gündür çocuk bakıyordum. Kadın gördüğünü söyledi" diye düşündüm ama bir taraftan da bir tık kırıldım. Ben bunu bu şekilde söylemezdim. Sonra da aslında ustalastigim bir alan olmadığını, bu yasta mesleksiz olmanın büyük sıkıntı olduğunu falan söyledi. İnsanların karşısındakinin gardini düşündükten sonra dört koldan saldırması da yine sık karşılaştığım bir tavır. Ve daha kötüsü kendimi bu tip durumlarda savunamiyor olmam. "He evet ben gerçekten de işe yaramaz biriyim, haklısın. Zamanını aldım." kafasına giriyorum.


"Kadın dürüst, gördüğünü söyledi ve sana yardım etmeye çalıştı sekizdokuzon" ile "İnsanların patavatsızlıklarindan, kaba saba tavirlarindan ve hal bilmezliklerinsen bıktım." arası bir yerdeyim. Ya bir de burcumu sordu, balık dedim diye daha bir acıdı. Eve geldim, CV'mde doğum tarihimi değiştirmeyi falan düşündüm. Kendisi de başak burcuymus, çok hareketli, canliymis. Aslında balık burcu insanları onu sakinlestiriyormus. Bir de burç ırkçılığina maruz kaldım. Ha bir de Nişantaşı'nda oturuyormuş kendisi, bu bilgiyi de araya sıkıştırdı. Sultangazi onun için karadelikmis, her türlü insan varmış (ben Sultangazi'de oturuyorum).

Tarafların ikisi de kadın ve aralarında 15 yaş fark var.

Nasıl yorumlamali bu durumu? Teşekkürler.

 
Apaçık densizlik


  • olaylar olaylar  (07.09.23 11:37:15) 
enerjici kadın falan değil bu bildiğin narsist kişilik bozukluğu. karşısındakinin gardını düşürüp -bir de üstüne iyi niyetlisin derken sen istesen de bana zarar veremezsin diyor- daha rahat kontrol edecek aklı sıra. aynı ortamda çalışacak olsan bile bu insanla direkt olarak çalışmamanı öneririm.


  • william morris  (07.09.23 11:41:54) 
Burç konusuna değinmeye bile gerek görmüyorum ama bu enerji konusu çok rahatsız edici olmaya başladı gerçekten.

Yani doğru düzgün bir karakter tahlili yapamayıp eksik gördüğü yönleri söyleyemeyen herkes enerjisi düşük deyip geçiyor gibi geliyor. Aynı şekilde birinin iyi ve öne çıkan yönünü tahlil edip bulamayan, enerjisi çok iyi deyip geçiyor. Ayrıca bunun ölçülebilir bir kıstası da yok, kişisel olarak mı beğenmiyor, gıcık mı oldu, çekici mi buldu, itici mi buldu da diyor yoksa işe uygun olmayan farklı bir durum mu gördü bilemiyorsunuz daha kötüsü kendi de bilemiyor, enerji işte :D

Birilerinin buna bir dur demesi lazım artık cidden çok saçma. İnsan kaynaklarına falcı falan alsınlar oldu olacak, onlar daha bi insan sarrafı.
  • akhenaten  (07.09.23 11:58:56 ~ 14:08:23) 
nasil bir is hic bilemiyorum, burcun ne alakasi olabilir bu is muhabbetinde onu da bilemedim. yukardaki arkadaslara bir dereceye kadar katilmakla birlikte, onemli olan sizin tavriniz. kendinizi savunup savunmamaktan ziyade, neden bu kadar merkezinizden cikip CV'nizdeki dogum tarihini degistirmeyi dusunebilecek hale geliyorsunuz. buraya bakmaniz lazim. bu tur densiz, terbiyesiz, kendini bilmezler her yerde var, ama her biri icin kendinizi degistiremezsiniz ve bu kadar etkilenmemelisiniz.
soyledigi sacmaliklari duydugunuz anda verdiginiz tepkinin de bir onemi yok, hepimiz insaniz, sok oldugumuz anda bir tepki veremeyip sonrasina 'ne yasadim ben ya' diye dusunebiliriz ve kirilabiliriz bunlar insanca, bunda sorun yok. ama siz sonrasinda kendi merkezinizden cikmissiniz. buraya bakmayi dusunebilirsiniz. ayrica siz kadindan yardim istememissiniz, 'yardim etmek istedim' bahanesi altinda istenmeden verilen tavsiyeler, insanlara densiz densiz konusmalar bir bitse keske.

  • kassiopeia  (07.09.23 12:37:24) 
Hiç sevmem böyle muhabbetleri. Enerjim düşük olmasa bile düşerdi.


  • Kahvedesu  (07.09.23 12:37:51) 
Burcumu farklı söyleyip enerjici bayanların tavırlarındaki değişikliği deneyimlemek istedim. Ne kadar subjektif ve iş bilmez olduklarını görüp içimi rahatlatacaktım. Gerçi bir sonrakine "Reis de balık burcu ama pek sakin değil yani, ayık olmakta fayda var" da diyebilirim. Ay ne bileyim, yıldım ya.


  • sekizdokuzon  (07.09.23 12:41:37) 
İş yerlerine eğitim vermeye gidiyorum. "İnsanların cinsiyetine, ırkına, dinine ve yaşına göre ayrım yapamazsınız" diyordum, bunlara "burcuna göre" maddesini de eklemeliyim.
Şöyle söyleyeyim, bu şekilde konuşan bir insan kaynakları bana o şirket hakkında olumlu intiba vermez.
Sultangazi / Nişantaşı hikayesi ayrı komedi. sizin üzerinizden ego tatmini yaşamış.
Şimdi ben desem ki "benden 15 yaş büyüksün, derin pörsümüş, bana enerji muhabbeti yapıyorsun" ayıp olur mu, olur. Onun yaptığı da ayıp.
Ama işe girdikten sonra o kadınla çalışmayacaksanız o zaman değerlendirebilirsiniz işi.
  • SiyamkedisiZorro  (07.09.23 15:46:33) 
burç vesaire dediyse he deyip geçin. insanları burç üzerinden analiz eden hiç kimsenin hiç bir yorumunu dikkate almam.

nişantaşı ve sultangaziden bahsetme şekli de doğrudan faul.

örtülü kibir, hiç üzülmeyin. hayat hepimiz için eşit koşullarda ilerlemiyor. kaldı ki sizi gerçekten tembel, mesleksiz vesaire görüyorsa bile motivasyon konuşması, mentörlük böyle yapılmaz.
  • Phoebe  (07.09.23 17:48:48) 
sadece burç mevzusuna değineceğim.
burç değil, doğum haritası önemli deseydiniz de öyle kalakalsaydı :)
ayrıca başağın enerjisi yüksek değildir, sadece çok çalışmayı bilirler.
bir de oldukça eleştirel ve memnuniyetsiz tiplerdir, hareketleri normal yani. üstüne, suratsız ve sıkıcıdırlar. bir daha görürseniz bunları iletin kendisine. ayrıca "evde kalmış kız kurusu" tarzı bir tip olma ihtimali bayağı yüksek :)
  • candide  (07.09.23 18:01:28) 
kadin sizin enerjinizi dusurmus ama farkinda bile degil. kendi enerjisini yukseltmek icin baskalarinin enerjisini emiyor sanirim. hic umursamayin, bence o kadinla calisilmaz ama siz bilirsiniz.


  • Sour  (07.09.23 18:14:41) 
Leş birisi gibi duruyor. Birlikte çalışma meselesini bilemem de böyle tiplerin bu saldırgan tavrını iyiye yorarsaniz kendinizi çok hirpalarsiniz.

Zamanında şu kavram kafamı çok açmıştı bu tavra dair:
(bkz: saldırganla özdeşim)
  • encokbenisevinnolur  (08.09.23 19:23:27) 
Burçlardan bahseden biri fizik prof.u bile olsa bı daha dikkate almam


  • abuzer  (08.09.23 19:50:38) 
abuzer +1

ayrıca insanların sizin hakkınızda ne düşündüğünü bu kadar ciddiye almamanızı tavsiye ederim. hele de yeni tanıştığınız halde oturduğunuz yer ya da karakteriniz ile ilgili böyle patavatsız yorumlar yapanları.
ben de enerjisi hep aşırı yüksek olan insanlarla çalışamıyorum mesela, napayım şimdi o hanımefendiyi gördüğüm yerde "of bu yaşta bu enerji allah etrafınızdakilere sabır versin" mi diyeyim.
  • felfela  (17.09.23 17:35:44 ~ 17:36:36) 
kadının yaptığı dengesizlik.

tamamen seni manüpüle etmeye çalışıyor.
bakma sen bunlar kıskanıyor bile olabilir. arada 15 yaş var az değil.
sen modunu düşürme tam tersi hırslı ol bunlar seni daha hırslı yapsın.
kendini ''daha iyisini yapacağım sen de izleyeceksin'' gibi hırslandır.
  • alt4y  (13.11.23 15:43:55) 
muhatap bile olma. saçma sapan bir tip. kendini iyi hissetmek için karşıdakini aşağı çekmeye çalışan kompleksli biri. çok belli.

ayrıca sour'un da dediği gibi senin enerjini düşürmüş. e kendi insanların enerjisini çeken biri? söylesen bu tipler hatasını da kabul etmez. uzak durulması gereken insanlardan.
  • blackkmamba  (13.11.23 17:14:30 ~ 17:17:35) 
okurken o kadar sinirlendim ki. hadsizlik, densizlik, terbiyesizlik.

bu tipler karşıdakini aşağılayarak kendilerini yüceltme eğiliminde sürekli. iğreniyorum bu tarz insanlardan. içine bir iki küçük güzel sözümsü bir şeyler söylüyo ki sizin gibi kendinizi sorgulayın ben mi acaba kötü düşünüyorum diye.
  • chanandler bong  (13.11.23 17:23:44) 
aklıma birden geçenlerde yaptığım iş görüşmesi geldi:) kadın nedense başından beri konuşmama taktı, yavaş konuşuyormuşum. sesim tam gitmiyormuş falan. bu şekilde verimli görüşme olmaz, istersen başka zaman görüşelim falan dedi ısrarla. halbuki konuşmamda falan bir şey yoktu. tabii ki baştan sona zordan konuşmayla geçen bir görüşme, sonuç da olumsuz geldi:) bana çok tuhaf geldi, nasıl bir şey bekliyor bu insanlar anlamıyorum. sinir oldum nedense.


  • nothing in my way  (13.11.23 17:59:44) 
Hatun tipik balatayi siyirmis bir beyaz yaka. Etiketci, kartvizitci.
Mesleksizlik baska, bir konuda ustalasmamis olmak baska. Kafasi karisik baya.

Ozetle, salla diyorum...
  • cooperr  (13.11.23 18:40:47) 
ya bir şey diyeceğim çok kaba konuşmak istemiyorum ya da keskin bir cevap vermek istemiyorum ama ego mastürbasyonu yapan geri zekalı bir kadını okumuşum gibi geldi şu an bana. gece gece sinirlendim. böyle geri zekalılarla muhatap bile olmak istemiyorum şahsen. böyle insanlarla çalışmak zorunda kalanlara da üzülürüm açıkçası.


  • cenkay burker  (13.11.23 18:48:56) 
[]

Bunu kızkardeşime nasıl söylerim?

Selamlar,

Annem doğduğundan beri yeğenime bakıyor, iki buçuk sene oldu. Üç gün çocukla yalnız kalıyor ve bütün enerjisini çocuğa harcıyor. Altmış yaşında, çok genç bir kadın değil ve bayağı gergin bir insan.

Bugün yeğenim ve annemle birlikteydim. Yeğenim biraz hareketli ve bu aralar bütün duygularını bir şeylere, bize vurarak gösteriyor. Durup dururken cat diye yüzüne tokat atıyor, şok oluyorsun ama sonuç olarak küçük bir çocuk. Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek. Bugün annemin de çocuğa vurduğunu gördüm. Bayağı hincla tokat attı iki buçuk yaşındaki çocuğa. Bizi de döverdi çocukken ve anlamadan, dinlemeden sırf hırsını çıkarmak için döverdi. Çocuk hiçbir şey demedi, ağlamadi. Tepki hile vermedi. Annem ilk defa olduğunu söyledi ama çocuğun tepkisi bunun tam tersini söylüyor. Yediği tokadı çok umursamadı, daha önce yaşamış olabileceğini düşünüyorum.

O görüntü gözümün önünden gitmiyor, annemin bize yaşattığı şeyleri yeğenime yaşatmasından korktum. Kızkardeşine söyleme dedi ama içim hiç rahat değil. Bu çocuk bence annemle baş başa kalmamalı. Kızkardeşime bu durumu nasıl anlatabilirim? Bir yandan da çocuk annemin elinde büyüdü, ortada tabii ciddi bir emek var ve kardeşim de anneme güvenip tiyatroya, doğumgünü partilerine gidiyor. Kendince deşarj oluyor.

Teşekkür ederim.

 
Kendisi baksın ablanız ya da bakıcı tutsun. Annenize baktırması adil değil en başında. Tiyatroya, doğum günü partilerine gitmek zorunda değil.


  • birgumuspeni  (05.09.23 00:43:51) 
"Annem artık dinlensin bence" derseniz kötü olan siz olacaksınız. "Annemin sinirleri kaldırmıyor artık." derseniz bu sefer "neden bir şey mi gördün?" sorgulamasına maruz kalabilirsiniz. Bence en doğrusu annenizle konuşun, o da artık yorulduğunu söylesin kardeşinize. Kendi konuşsa daha doğru olur gibi geldi bana. Aynı şartlarda büyüdüğünüze göre, kardeşinizin bu durumu tahmin edebilmesini beklerim...


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (05.09.23 01:57:51) 
abla bencil. anne kişisinin yaşlı olduğunu biliyor. çocuğuna bir bakıcı tutar, anne gözetmen olarak orada olur.
çocuk dediğin elbet tükürür, ısırır, vurur ama hiçbir tepki vermemek çocuğa, davranışının yanlış olmadığı mesajını verir. vuran çocuk uyarılmalı. davranışı düzeltilmeli. öyle, hiçbir tepki vermemeli diye bir şey yok.
çocuğa elbette vurulmamalı. 60 yaşında bir kadının harcı değil üç yaş çocuğuna bakmak. sinirleri artık kaldırmıyordur ama alışşkanlıkları da vardır. siz anne ile konuşun, ablaya o söylesin. bir şey derseniz siz kötü olursunuz.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (05.09.23 02:04:09 ~ 02:07:01) 
çocuk o tokata bu derece tepkisiz kalıyorsa kardeşinizin de çocuğa vuruyor olma olasılığı çok yüksek sanki ya? bu açıdan da düşünmekte fayda olabilir. bu durumda kardeşinize bunu söylemeniz durumu daha çıkılmaz bir hale sokabilir.

siz en fazla annenizin yaşı ve gergin mizacı nedeniyle çocuğa bakmasının olumsuz sonuçları olabileceğini düşündüğünüzü, buna dönük hareketler gözlemlediğinizi söyleyebilirsiniz. her şekilde bunu annenizle kardeşiniz kendi arasında halletmeli.
  • Phoebe  (05.09.23 11:08:20) 
Abla bencil falan değil. Annesine güvenmeyecek de kime güvenecek? Tabi deşarj olacak, en büyük hakkı. Ama evet, annesiyle açık konuşup (çocuğuma bakmak istiyor musun?) bakıcı tutabilir(di).

Ancak ortada ciddi bir sorun var. Bence anneniz kendisi "yoruldum" diyerek çekilmeli. Gerekirse annenize "eğer sen çekilmezsen ben vurduğunu söylerim" diyebilirsiniz, acımasız ama gerekli. Zaten okul yaşına gelmiş çocuk, 3 yaşından itibaren verebilirsiniz.

Yeğeniniz şu an vurmanın bir iletişim biçimi olduğunu öğrenmiş. Bu nedenle "Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek" sözünüz doğru değil. Anneannenin özür dilemesi, kendi davranışlarının yanlış olduğunu çocuğa ifade etmesi lazım. Sonra da çocuk her vurma davranışı sergilediğinde bunun yanlış olduğunu, kabul edilemez olduğunu duyması lazım. Okula başladığında çok sorun yaşarsınız.
  • fotrsapka  (05.09.23 11:16:51 ~ 11:21:13) 
Kızkardeşimin sosyal hayatına devam etme inadını haklı buluyorum ben, çocuk yetiştirme stresi azımsanacak bir şey değil çünkü. Hamile olduğunda annem çocuğa bakacağına dair söz vermişti, aralarında anlaşmışlardı. Hatta annem işini bıraktı. Kızkardeşimin çocuğa şiddet uyguladığını düşünmüyorum açıkçası, inanılmaz sabırlı ve yapıcı çocuğa karşı ve sevgi dolu. Ama annem herhalde panik anlarında fabrika ayarlarına dönüyor. Kendi çocuklarına yaptıklarını yapıyor (yirmilerinin başında üç küçük cocuga tek başına bakmış ve bir noktada kontrolü kaybetmiş ve şiddeti çözüm olarak benimsemiş bir noktada. O zamanlar herkes için geçerli bir çözümdü). Çocuk hırçınlığı dışında sağlıklı, mutlu ama şiddete egimlimli bir fıtratı da var, bence doğuştan. Bu davranışlarının okula başlamadan sönümlenmesi lazım yoksa işimiz iş açıkçası. Bunun için de aynı tonda en ufak bir tepki almaması lazım, yukarıda bir arkadaşın da dediği gibi şiddeti bir iletişim yolu olarak kodlamaması lazım. Kritik bir dönemecte olduğumuzu hissediyorum. Buradaki insanların sagduyusuna, tecrübelerine güvenirim. Herhangi bir aksiyon almadan önce size danışmak istedim. Zaman ayırıp cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim.


  • sekizdokuzon  (05.09.23 12:04:59) 
aynı çocukluğu yaşayan kardeşin çocuğunu annenize bırakıyorsa muhtemelen şiddeti normalleştirmiştir ve kendi de uyguluyordur...


  • anna sun  (05.09.23 13:03:52) 
"Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek."

bence bu yanlış bir davranış
  • duyurukullanıcısı  (05.09.23 13:13:32) 
Kızkardeşine söyleme dediyse mutlaka söyleyin. En kızdığım şey ya, siz de annenize tokat atsanız ne yapar acaba? El kadar çocuk.


  • Kahvedesu  (05.09.23 13:21:30) 
Açıkçası annesinden şiddet gören bir kadın çocuğunu annesine baktırıyorsa bunu da az çok tahmin edebilmeli.
Ben sizin yerinizde olsam ya söylerdim ya da annenin söylemesini sağlardım. Kadın bunu bilmeli. Öğrendikten sonra da devam ederse valla çocuğa yazık çünkü çocuğun bunu normal karşılaması sanki sadece annenizden tokat yediğini değil kendi annesinden de yemiş olabileceğini gösteriyor gibi.
Çok üzüldüm çok yazık daha küçücük tamam hırçın ve yaramaz olabilir ama çocuk işte alıp karşına anlatman konuşman gerek bunu da yapamayacaksan ya çocuk yapma ya da çocuğa bakmaya gönüllü olma.
  • Dağcı  (05.09.23 13:52:41) 
Muhtemeldir ki bakıcı tutacak paraları yoktur.
Bakıcı tutsalar dahi bakıcının daha hoşgörülü olacağını kesinlikle garanti edemezsiniz.

Şu an herkes mutlu görünüyor. Susun bence.
  • Mirket  (05.09.23 14:05:01) 
bu sorunuz beni çok üzdü. çocuğum var. annemle aynı şehirde olsak ve bakabileceğini söylese bırakırım ben de. ama zaten neden bu kısım üzerinde durmuş herkes, mesela bu da beni üzdü. ben konuşurdum, bilmek de isterdim annem bunu yapsa. bilmiyorum, ablanızın vurup vurmadığı buna razı olup olmadığı bana ikincil meseleler gibi geliyor şu an. siz içiniz nasıl rahat edecekse onu yapın, herkesi siz tanıyorsunuz bu hikayedeki. ama işte söz konusu olan tokat yemenin de atmanın da iyi bir şey olup olmadığını bilemeyecek kadar küçük bir çocuk olunca biraz eli taşın altına koymaya değer derdim yerinizde olsam.
ben sanmıyorum tek defalık bir şey olduğunu, anlattıklarınızdan. herhalde ilk dea olsa ve istemeden olsa çocuktan özür dilerdi nasıl yaptım vs gibi bir havası olurdu.

  • mner  (05.09.23 14:30:17 ~ 14:33:51) 
Tereddüt bile etmeden bunu kardeşinize söylemelisiniz. Ortada dayak yiyen bir çocuk var ve küçücük. Bir anne olarak canım yandı o yavruya, lütfen sessiz kalmayın. Annenizin yaptığı korkunç bişey.


  • vecihi ile fikret  (05.09.23 16:40:09) 
onune gelen cocuk yapiyor, sonuc bu. olaydaki tum anneler suclu, nereden tutsan elinde kaliyor.


  • banach  (05.09.23 19:58:39) 
Hem sizin ona hizmet etmeniz gerekirken, o yaşta kadını bedava bakıcı, hizmetçi olarak tutmuşsunuz, hem de kadını yargılıyorsunuz.

Bakıcı tutmasını söyleyin kardeşinize.
  • Tina  (05.09.23 20:35:03) 
[]

Arkadaş grubuyla iletişimi kesme

10 yıllık bir arkadaş grubum var. Lisede tanıştık o zamandan beri arkadaşız. Hayat hepimizi farklı illere dağıttı ama hala Whatsapp, sosyal medya üzerinden iletişimimiz devam ediyor, yılda 2-3 kere buluşuyoruz.
Şimdi yazacaklarım çok çocuksu gelecek belki ama bu 10 yıllık arkadaş grubu doğumgünümü unuttu ve ben çok kırıldım. Doğumgünüm Ağustos ayının ilk haftasında. Ağustos ayı boyunca bir arama ya da mesaj bekledim ama gelmedi. Ağustos sonunda bir buluşma planımız var, orada kutlarlar herhalde dedim ama buluşmada bahsi bile geçmedi. Birinin iş arkadaşının yakın zamanda doğumgünüymüş, ona hediye seçtik hep birlikte ahahaha...
Bu sabah sonunda biri hatırlayıp Whatsapp grubuna senin doğumgününü unuttuk galiba, geçen aydı dimi yazmış. Çok meşgulüm bu aralar her şeyi unutuyorum gibi mesajlar atmışlar.
Şimdi ben bu "arkadaşlar"la iletişimi aniden mi keseyim, yavaş yavaş mı keseyim?

 
ben de bir kere unuttuklarında çok kırılmıştım ama sonra iş-aile-sosyal hayat derken ben de istemeyerek unutunca dedim ki insanlık hali bazen unutuluyormuş demek ki.


  • ananiyimioguz  (04.09.23 11:51:23) 
kutlansa güzel olurdu ama kutlanmaması arkadaşlığınızı oluşturan temel taşları (güven, dayanışma-destek v.b.) zedeleyecek boyutta değil. bir de 25+ olup doğum gününe bu kadar anlam yüklemeye gerek yok bence. kutlanması çok tatlış evet ama kutlanmıyor diye de bu kadar kırılmak, ne bileyim, aşırı bir reaksiyon sanki.

insanlık hali + 1

ama yine de sizin için bu çok önemliyse konuşmayı deneyebilirsiniz, tekrarlanması halinde kesersiniz iletişimi.
  • Phoebe  (04.09.23 11:58:17) 
en iyisi insanlık hali +1 deyip sineye çekmek.

arkadaşlığınız, yaşadıklarınızı, anılarınızı ve onların sevdiğiniz yönlerini terazinin bir kefesine koyun, doğum gününüzü unutmalarını diğer kefeye. hangisi ağır basıyorsa ona göre davranın
  • yemrem  (04.09.23 12:02:09) 
Bu sebepten arkadaşlık bitirilmez. Insanlık hali deyip geçmek lazım.


  • nic cage  (04.09.23 12:23:34) 
Artık muhabbetler sarmıyorsa, eskisi gibi tadı yoksa, kafalar çok farklılaştıysa birden kesin gitsin.
Ama arkadaş ortamını seviyorsanız, eğleniyorsanız böyle bir şeyden dolayı iletişim kesmek fazla.
İnsan yeri geliyor kendi doğum gününü fark edemiyor ben şaşırmıştım bir kere kutlanınca aa bugün müydü diye. Herkesin günlük hayatında bir sürü derdi tasası var ya takılmayın böyle şeylere bu kadar.
  • Dağcı  (04.09.23 12:30:27) 
Bir kişi unutunca ben de insanlık hali, önemli değil diyorum ama bir kişi değil dört kişi unuttu. Her gün Whatsapp'ta yazışıyoruz, birinin bile aklına gelmedi. Sonuçta gözden uzak olan gönülden de uzak oluyor demek ki dedim. Herkesin bulunduğu yerde yeni arkadaşları var. Uzun süredir birbirimizi tanıyor olsak da yanındakiler hayatında daha etkili ve önemli oluyor.
Hala kararsızım ama kendileriyle sosyal medyada ekli ama sokakta karşılaşınca kafasını çeviren tanıdık seviyesine inmeyi planlıyorum.

  • gnosis  (04.09.23 12:48:58) 
10 yıldır herkes herkesin doğumgününü kutluyor mu ki ya? Çok şaşırdım valla :D Bence çok da büyük bir olay değil. Sizin kendi dinamikleriniz sonuçta, bu kadar önem veriyorsanız bitirin tabi ama her yıl doğumgününüzü kutlayacak tarzda bir çevre edinebilesiniz sanmıyorum.

Ayrıca bir daha ergen olmayacaksınız, ergenlikten beri süregelen arkadaşlıkların yeri çok farklı. İyi ya da kötü bilemem, ancak 30 yaşında tanıştığınız insanlardan çok daha farklı bir iletişim olur eski arkadaşlarla.

Bence farklı sorunlar yoksa sırf doğumgünü için çok büyük israf.
  • akhenaten  (04.09.23 13:11:39) 
Evet, 10 yıl boyunca herkes herkesin doğumgününü kutladı.
Bu ay birinin doğumgünü var, o zamana kadar ne tavır alacağıma karar vermem lazım.

  • gnosis  (04.09.23 13:27:56) 
belli ki sizin icin onemli ve kalbiniz kirilmis. 10 yillik arkadasligimi ben bunun icin bitirmem ama sizin icin bu kadar onemli ise, iletisim, iletisim iletisim... mutlaka kibarca soyleyin, bir sonraki bulusmada arkadaslar benim dogum gunumu unuttunuz, bu benim icin onemli, kirildim demek inanin zor degil, kirilgan olmaktan o kadar korkuyoruz ki, oyle bir hale geldik ki, yapici tartisma yapmayi, yakinlik kurmayi, iletisimi tamamen unuttuk. eminim arkadaslariniz, hepsi degilse bile, yeterince bir kismi anlayacaktir. kirildiginiz bir seyi 10 yillik arkadaslarinizda soylemekte bir sorun olmamali, eger cocukca oldugunu dusunuyorsaniz kirildigin seyin de cocukca oldugunu ve kirilmamaniz gerektigini dusunuyorsunuzdur muhtemelen. oncelikle kendinize buna kirilma ve uzulme hakki verin, uzuldugunuzu kabul edin, bunun icinde biraz durun, bu izni kendinize verin, sonra insanlik hali olabilecegini ve dunyanin sonu olmadigini, insanlarin size deger verdigini kendinize hatirlatin, sonra paylasin ve ozulerini kabul edip, yola devam edin. insanlara duzeltmek icin sans vermeden hayatinizdan cikarmak sizi daha cok uzebilir.

eger 10 yillik arkadasim, surekli baska bir hata yapmiyorsam, dogum gununu unuttum diye aniden beni hayatindan cikarsa, elbette uzulurum, yas tutarim ama arkadasimi ve arkadasligimi sorgularim, bunu benimle konusacak kadar yakin gormedigini, arkadasligimiza deger vermedigini dusunebilirim. bana onemli gelen size gelmeyebilir, ve tersi de gecerli ama bana bunu soylemezsiniz bunu bilemem, dolayisiyla ingilizce cok guzel bir deyis var 'set up for failure', kendimi o kadar da suclu hissetmem sanirim.
  • kassiopeia  (04.09.23 13:38:46 ~ 13:43:02) 
18 senedir 8 kisilik grubumuzda hepimizin dogum günü ayri ayri kutlanir. bence saskinliga mahal yok :)
bu ay birinin dogum günü varsa sen de onun dogum gününü kutlarken whatsapp'tan saka ile karisik, gönül kirmadan yazarsin derdini. grupta bes kisiyseniz, bu sene de sadece dört kisinin dogum gününü kutladik bu grupta, gibi bir seyler. güzel ce düsün yaz. bence mesaj ulasir yerine.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (04.09.23 15:17:59 ~ 15:20:01) 
öncelikle evet çok çocuksu geldi.
lisenin üzerinden 10 yıl geçtiğine göre üniversiteler bitmiş, millet iş-güç-(Ağustos ayı olduğunu da düşünürsek)-tatil telaşına kapılmıştır. Yaş ilerledikçe doğum gününe verilen önem giderek azalacak. belli ki sen diğerlerine göre daha çok önemsiyorsun ama bu hep böyle gitmeyecek.

arkadaşının iş arkadaşına hediye aramasını da şöyle yorumlayabilirsin: iş yerinde sürekli farklı insanların doğum gününü kutlamak ve onlara hediye almak, doğum günlerini arkadaşının gözünde artık keyif alınan bir kutlama olmaktan çıkarıp yapılması gereken bir görev haline getirmiş. buradan yola çıkarak çalışmadığına veya diğerlerine kıyasla çok rahat bir işin olduğuna dair bir iddia ortaya atacağım :D

sonuç olarak, insanlık halidir unutulur demek lazım. he ille ben arkadaşlığımı keseceğim diyorsan da doğum gününü unutan arkadaşlar mı daha iticidir yoksa doğum günü unutulduğu için arkadaşlık kesen kişiler mi onu da iyi düşünmek lazım.
  • hrskrs  (05.09.23 23:27:25 ~ 23:27:56) 
Bu duyuruya gelen cevaplardan sonra arkadaş grubumdakilerin doğumgününlerini kutlamamaya karar verdim:)
Hangimizin işi daha rahat, hangimizinki daha yoğun bilmiyorum ama evet üçü o sırada yıllık izindeydi. Bütün gün sosyal medyada olan insanların meşguliyet bahanelerine inanmıyorum.
Bu konuda başka forumlarda benzer sorulara verilen cevapları okudum. Kendinizi birinci plana koyun gibi şeyler yazmışlar. Ben de ailemi ziyaret için memlekete gideceğim tarihi planlarken bu arkadaşlarımın organizasyonlarını dikkate almamaya karar verdim. Tarihler denk gelirse buluşuruz olmuyorsa ekstra bir çaba sarf etmeyeceğim.
  • gnosis  (06.09.23 08:38:07) 
[]

İş hayatını hiç sevemedim

Yok mu benim gibi olan. Mezun olduğum günden beri nefret ediyorum iş hayatından. Yarın pazartesi ve yine sendroma girdim.




 
Ben de bayılmıyorum açıkçası ama çok sevmem lazım kafasına da girmemek gerekiyor. Ben sevdiğim işi yapıyorum mesela, ama bir şeyi bir zorunluluk olarak yapınca işn kendisini sevseniz de olmuyor o. Hayatınızdan 5-6 günü 6-8 saati iptal edip zorunlu olarak verdiğiniz şeyi bir yere kadar sevebilirsiniz.

Belki böyle düşünürseniz en azından nefret etmemeye başlarsınız.
  • akhenaten  (03.09.23 20:57:37) 
Is hayatından değil de iş arkadaslari ve onların çoğunlukla değişmez oluşu beni çıldırtıyor, anlasamiyorsan yandın.


  • sanguine  (03.09.23 21:30:56) 
Fransa'daki ilk isimde pazar günleri zor uyurdum, stres/anksiyete tarzı. Insanlar iyiydi ama yaptığım iş bana Uygun değildi (kısa dönem üretim planlaması, sürekli gelecek 48 saat planlaniyor). Karakterime uygun olmayan bir yapiydi is.

Risk aldim ve uzatmak istemedim. Adamlar üzüldü çünkü iyi yapıyordum ama maliyeti neydi yani bana.

Neyse 3-4 ay is aradıktan sonra su anki isime güle oynaya gidiyorum. Ha tabi yukseldim ettim ama hep aynı şekilde gidiyorum. Bir kere bile lanet olsun demedim, yarın pazartesi demedim.

Kısacası bu biraz yapilan is ya da calisilan insanlarla alakali da olabiliyor.

Ha bazen harbiden sevilmiyor calismak yalan yok :)

Bu arada cok sevmek zorunda da değilsiniz. Misal benim bazi çalışma arkadaslarim benim kadar sevmiyor kesin çünkü ne yükselmek istiyorlar ne başka bir şey. Ömürleri sonlarina kadar bu şekilde devam etmek istiyorlar. Ki bunda yanlışlık yok, genel olarak hepimiz vaktimizi satiyoruz.
  • logisticsmanager  (03.09.23 21:41:05) 
Benzer durumu yaşadım. İş yeri değişikliğine git. Yeni iş yerinde çalışmaktan nefret etmediğimi aksine gergin bir iş yerinden, işten dolayı sevmediğimi kavradım.


  • kullanilamayan ruhumuzlar  (03.09.23 21:41:55) 
Çatıştığın şirket ile alakalı olabilir. Daha mutlu olacağın alternatif ilanları kovala. Bu arada bir de mesleğin ile alakalı sertifika, eğitim vb araştır derim


  • kondansator  (03.09.23 22:26:33) 
tersi işsizlik. o daha berbat birşey :)

ben işimin sevmediğim yanlarının üstüne gidiyorum. sürekli mızmızlanamam hadi öğrenelim neymiş bu iş diyorum kendime. yoksa zihnimde yük olmaya devam edecek.
  • error522  (03.09.23 22:50:38) 
İşsizlik en kötü işten bile daha kötü bir şey. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey başkasına muhtaç olmaktır herhalde.


  • ruhen hastayim ben  (04.09.23 00:53:08) 
evet. iş değiştirmek bana iyi geldi, çalıştığım yer çok iyiydi ancak iş tanımı bana uygun değildi.

neden sevmediğini kendine sor, ne olsa mutlu olurdun veya daha rahat çalışırdın vs
  • william morris  (04.09.23 10:17:19) 
Ben de böyleydim hocam işten ayrıldım maalesef sonunda. Ama iyi mi yaptım kötü mü belli değil maalesef.


  • overthinker  (30.09.23 23:44:49) 
[]

sigara içme rekorunu nedir?

günde şu kadar içerdim/içebilirim gibi..




 
3 paket içerdim.
Bir gün şak diye bıraktım.

  • Mirket  (02.09.23 23:38:37) 
2 paketten fazla içerdim.
Bir anda bıraktım, 2 yıl hiç içmedim. Sonra elektronik sigaraya başladım.

  • gallienus  (03.09.23 02:23:06) 
Yarım paket içerdim, sonra bir anda şak diye bıraktım.


  • prole  (03.09.23 08:59:45) 
1.5 paket

bırakmayı düşünmüyorum
  • rain when i die  (04.09.23 00:57:12) 
bir nefes. hayatimda sadece bir nefes cektim sigaradan, o kadar igrencti ki daha agzima surmedim. kokusuna bile tahammul edemiyorum.


  • banach  (04.09.23 05:32:17) 
[]

olmekten korkuyor musunuz

ve ne olacagini dusunuyorsunuz? ben karanlikta kalacagimi, yalnizliktan aglayacagimi falan dusunuyorum nedense.

bir de birisi 1 yasinda, bir digeri 100 yasinda oluyor. cok garip degil mi?
bana cok garip geliyor.

peki ruha inaniyor musunuz, yani hepimizin bir ruhu var da, hayalet hikayelerine? akli basi yerinde bir akrabam, olen kocasinin bir gun eve geldigini soyluyor. once soke olmus, sonra bir anda kendine gelmis dua okumus. bir anda kaybolmus adam. ne dindar biri kendisi, ne paranormal seylere inanan biri. ruya da degilmis, ondan da emin.

*marsa falan gidecegimize keske biri olumu, olum sonrasini arastirsa assf

bonus soru :) birkac hayat yasiyor olabilir miyiz? yani birileri fakir, birileri zengin. birileri abdde doguyor, birileri afrikada aclik cekiyor gibi seyler neye gore belirleniyor. yoksa bunlarin hepsi farkli zamanlarda deneyimleniyor olabilir mi?

mistik bi seyler konusasim, okuyasim var. ister hepsine, ister birine cevap verin, ister bi paragraf yazin iste oradan buradan alakali.

tesekkurler

 
Nedense ben ölüm anının acılı olacağını düşünüyorum. Bu ve bilinmezlik beni korkutuyor.
Bir de bunu izlemek iyi gelir belki

youtu.be
  • kisa  (02.09.23 22:01:58) 
Bu hayatta tamamlayamadigim işler için tekrar tekrar dünyaya geleceğime inanmıyorum, bir tık biliyorum.


  • sekizdokuzon  (02.09.23 22:13:09) 
Korkmamız gereken ölüm değil layıkıyla yaşamamak.


  • sekizdokuzon  (02.09.23 22:14:03) 
Değer verdiğimiz bir şeyi kaybedince bile çok üzülebiliyoruz. Bir insan canını nasıl kaybedebilir? Bana akıl almaz geliyor. Korkuyorum. Umarım hayırlı bir ölüm olur.


  • dissendium  (02.09.23 22:26:37) 
Ölümden korkmuyorum, hayatla ilgili beklentim baya düşük sanırım ondan. Hayallerimdeki gibi hayat yaşasam belki daha çok korkardım. Ruha hiç inanmıyorum, bilinci ruhla özleştirmiyorum yani. İnsanı diğer canlılardan çok ayrı bir varlık olarak göremiyorum, alet yapabilen ve dil geliştiren bir primatız çok özel bulamıyorum. İnancın toplumsal düzeni sağlamak için evrilmesi oldukça mantıklı, benim gibi inançsızların hayatını kendi kendine anlamlı hale getirmesi gerekiyor. Dine inanmayı, sığınmayı isterdim ama mantığıma yatmıyor. Yine de araştırdıkça fikrim değişebilir bilmiyorum.


  • personaa  (02.09.23 22:29:44) 
Ruha inanmıyorum. Bence zaten tüm dinlerin çıkış noktası insanların ölümden sonra hayat arayışları, buna bağlı olarak ruh kavramını geliştirmeleri. Ama bence ne ruh var ne de ölümden sonra hayat. Ölünce bilinç gidecek. Fişi çekilmiş bilgisayar gibi olacağız yani :)

Ölümden korkma değil de ben öldükten sonra yaşanacak olayları kaçırma korkum var. FOMO'nun ekstrem seviyesi gibi :d yani öldükten sonra ne kaçırmışsın tabii umrunda değil de ölmeden olabildiğince şeye şahit olmak istiyorum. Ölümden ziyade uzun ve acılı süreç yaşamaktan korkuyorum. Felç, depremde enkaz vs vs. Öyle bir ölüm yaşamadıktan sonra ölümle ilgili çok korkum yok.

Hatta yıllar önce yine sanırım burda bi soruya denk gelmiştim. Bir tuş var ve basarsanız tüm dünya bir anda yok olacak acısız bir şekilde, basar mıydınız diye. İlk okuduğumda 18 yaşlarındaydım sanırım ve niye basayım ya demiştim. Şimdi en azından basan niye basar onu anlayabiliyorum :d

Edit: çocukluktan beri tamamen pozitivist kafada, tüm metafizik konuları reddeden, bilim takıntılı biriyim. O yüzden ölü geldi, hayalet falan hepsi ya yalan ya halüsinasyon. Birinin 1 birinin 100 yaşinda ölmesi de enteresan bir şey değil. İnsan sadece neokorteks geliştirmiş, baş parmağını kullanabilen bir hayvan. Herhangi bir hayvan nasıl bebekken de ölebiliyor yaşlanınca da, bizde de durum farklı değil
  • nundu  (02.09.23 22:40:33 ~ 22:44:11) 
hem de nasıl


  • estranged  (02.09.23 23:37:06) 
Hayatı seviyorum ölmekten korkmuyorum acaba nolacak diye merak içindeyim :)

Bu akşam mistik bir kafadaysan andy weir'ın the egg diye bir öyküsü var, kurzesagt kanalı bunu 7 dakikalık bir animasyon haline getirmişti sana uygun
youtu.be

Türkçe altyazısı da var seçeneklerde
  • freebird5406_2  (02.09.23 23:39:32 ~ 23:41:44) 
başlarda inançlıydım baya ahiret inancım da vardı haliyle. Ona hazırlık yapıyoruz zannediyordum.

sonra bir dönem dogmatik bilgilerimizin geçmiş yaşamlarımızdan geldiğini veya yaşadıklarımızın atalarımızın yaptığı şeyler yüzünden olduğunu falan düşünmeye başlamıştım.

yakın geçmişte de hiç bir inancım yok. bu tarz kurguların tamamen insan beyninden çıktığını düşünüyorum. kitleleri inandırabildiğin, mantığa yatırabildiğin kadar yayılıyor bu tarz düşünceler.

ölüme gelirsek, korkum değişken ya. bazen hiç korkmuyorum, sadece ben ölürsem üzülecek insanların üzülmesini düşünmek bir miktar üzüyor. Keşke ölümlere alışsak da kimse üzülmese.

bazen de geleceği görememek, son, bilinmezlik, hiçlik gibi şeyler korkutuyor.

ve de uçlarda da olsa, tamam dinlere inanmıyorum insan icadı olduğu için ama içimde bir yerlerde evrenin kendi kendine oluşması mantığını çok yatıramıyorum. Yani bir yaratıcı olmuş olabilir ve farklı bir gerçekliğe uyanabileceğimizin ihtimalini de bulunduruyorum.

Tabi bunun alışageldik öbür dünya tasvirlerinden farklı olacağını düşünüyorum eğer olursa da.
  • ananiyimioguz  (02.09.23 23:59:18) 
Hiç mal varlığım yada borcum kalmadı bugün. Hiç korkmuyorum artık.


  • baldan kaymak  (03.09.23 00:06:35) 
hiç umrumda değil. zerre korkmuyorum.
sadece çaresizce veya öleceğini bilerek ölmek istemiyorum. örneğin depremde bir enkaz altında kalıp ölümü beklemek gibi. veya yoğun bakımda bilinçli olarak kalmak, ölümü beklemek şeklinde olursa...

  • tabudeviren  (03.09.23 00:33:02) 
Yunus emre'nin ruhunu cagirip muhabbet etmisler. Erol sayan anlatiyor. murat bardakci da az degil o da zamaninda katilmis 30 40 kere seanslara.

Ilginc bi muhabbet; youtu.be
  • brkylmz  (03.09.23 01:09:46) 
jsgflkjhsdf hayatimda ilk kez olum korkusunu bu sabah 5te yasadim. normalde korkmazdim hic. optimistik bilimkurgu gorunce dun gece ters tepki yapti bende.

dindar degilim ruha da inanmiyorum o yuzden yok olacak olma fikri delirtti beni. ne hakla yani madem yok olucam neden varoldum.

mesela yetmedi, eger benim canim bu kadar kiymetliyse, diger canlilarin da oyle degil mi dedim. sabahtan beri et yiyemedim ki bir gun uzun bir sure. 2-3 gune et yemeye donerim ama hos degil.

bi tik da anne babama sinir oldum neden beni boyle bir sonucla randevulasmak uzere dunyaya getirdiler ki. bilmiyorum. korkunc. yok olma fikri bence cok aci bi sey
  • aguen  (03.09.23 01:30:39) 
karanlıkta kalıp acı çekeceğimizi hiç düşünmüyorum. ölümden sonra bir bilinç-ruh devam eden bir süreç bence yok. var olduğuna inanıyor olmamız tamamen insan egosu ve dinlerin ölümden sonraki hayatı pazarlayarak çıkar elde etme stratjisi.

birkaç hayat yaşama da hindistandaki kast sistemi-sömürü düzeni. şimdiki hayatta sürünüyorsun ama sabret bak bir sonraki haytatta kral olacaksın yalanı.
  • orpheus  (03.09.23 04:13:03) 
Caner taslaman ruh ölüm diye youtube ta aratinca guzel seyler var.


  • halk  (03.09.23 06:38:32) 
olum anindan degil de olume giden yolun farkindaligindan korkuyorum. sanirim olumun kendisi bir daha uyanmayacagin bir uykuya dalmak gibi olacak. hissedecegimizi falan da sanmiyorum. ama mesela kanser oldun ve 3 ay icinde yavas yavas oluyorsun. hayatin muhasebesi falan. iste o kotu. veya enkaz altinda yavas yavas olmek...

olumden sonra bir sey olacagini sanmiyorum, ruha inanmiyorum. vegas'ta olan vegas'ta kalacak gibime geliyor. kainat, varolus bunlar askin kavramlar ve asil devam edenler bunlar olacak. biz bu karmasikligin anlik kopuklerinden ibaretiz gibi geliyor.

yani dalgali denizde olusan kopukler gibi. denizin kendisi devam ediyor ama olusan kopukler patliyor ve yerine yenisi olusuyor. sonsuza kadar devam eden bir bilinc fikri cok asiri absurd. asla patlamadan devam eden bir kopuk gibi. kaldi ki bilincimiz, benligimiz ve ben dedigimiz sey materyal dunya ile etkilesimler sonucu degisen, gelisen; dolayisiyla maddeden farkli bir varolus duzeyi olsa da bir yandan da nedensellik bagiyla onlara da siki sikiya bagli.

bazen yuksek farkindalik anlarinda, yalniz basima dusuncelere kapilmisken oha lan bir an gelecek ve butun bu bilinc olmayacak, ben dedigim bu seyin sonu gelecek diye anlik bir aydinlanma yasadigim oluyor. bu fikir bireysel olarak korkutucu tabi, ama hayatin karmasikligi bu korkunc gercekle yuzlesmemizi erteliyor. gercekten olumle yuzlesmeden olumle yuzlesebilecegimizi sanmiyorum. o yuzden bunlarin cogu laf. olumden korkmuyorum diyen adami elinin ayaginin bosalmasi ufak bir kazaya bakar.
  • antikadimag  (03.09.23 07:56:07 ~ 08:06:06) 
Doğumdan öncesini hatırlamadığım için ölümün de aynı olacağını ve fişi çekilmiş bir makine gibi bir anda olmayacağım ve bunun da farkında olmayacagim.

Ben de yavaş yavaş ölmek ve olecegimi bilmekten biraz korkarim. Ama bir anda olsem bunda korkacagim tek sey esim, ailem ve yapamadigim şeyler olur.

Ne ruha ne farklı hayatlara inanıyorum. Farklı hayatlarin falan zenginlerin ve güç sahiplerinin şükür etmek, karla, öteki dünya gibi fakirleri kontrol altinda tutmak için çıkardığı şeyler olduğunu düşünüyorum. Başka dünya olmadığı inanilan bir düzende insanlar daha çok reaksiyon verirdi. Ya da şükür etmek gerekmediği zamanda. Bunlar hep işte topluluklarin kontrolu.
  • logisticsmanager  (03.09.23 09:23:25) 
Hepimizin ortak bilincten geldigi ve ortak bilince gidecegimiz, bu dunyadaki gorevimiz tamamlanana kadar defalarca dunyaya gelecegimiz dogu felsefesinde fazlasiyla anlatilmis, deneyimlenmis ve kabul edilmis bir gorus. Ben de katiliyorum. 'Near death experience' yasarsaniz fazlasiyla huzurlu bir sure olacagini gorursunuz, o asamaya kadar aci cekip cekmeyecegimizi bilemeyiz. Kendi adima tam olarak Anita Moorjani'nin anlattigi gibi deneyimledim.


  • kassiopeia  (04.09.23 00:44:27) 
Korkuyorum. Ölümsüz olmak istemem; ama uzun yaşamak istiyorum.
10 yıl kadar önce ölümün ucundan döndüm. Bilincim kapanmadan önceki son anlarda en büyük endişem "ya Tanrı yoksa, ya her şey bitiyorsa" kaygısıydı. İnançlı bir insanım; ölüme o kadar yaklaşmışken şüpheye düşmek çok ilginç gelmişti sonradan. Genelde tam tersinin olacağı farz edilir.

  • auroraaurora  (04.09.23 10:35:01) 
evet olumden korkuyorum ciddi sekilde. Olumden sonra nasil bir ortama gidecek olursam olayim olumden korkarim. Normal olan olumden korkmaktir zaten bana sorarsan.

Yani su hayaytimda olumden daha cok korktugum bir sey yok, bununla kiyaslanabilecek bile bir korkum yok.
  • stavro  (04.09.23 12:03:30) 
ölü olmaktan korkmuyorum.

ölüm sürecinin kendisinden, öldüğümde sevdiklerimin yaşayacağı üzüntüden çok korkuyorum ama. çaresi olmayan bir hastalığımın olması, 3-5 ay veya 1-2 yıl sonra öleceğimi bilmek; arkamda bırakacaklarımın yaşayacağı acılar... bunun kadar ürkütücü, perişan edici çok az şey var bence. bu cepte.

ama "ölüp gitme" fikrinden korkmuyorum, zaman zaman özgürlük ve güç verici nitelik taşıdığını bile söyleyebilirim benim için. düşünsene türlü türlü şey. gurur, kibir, aşk, meşk, geçim sıkıntısı, şu, bu... bir gün geliyor zort. üstüne toprak atıyorlar, artık yoksun. baybay. bitti gitti. şahane bi olay bence.
  • mark greg sputnik  (04.09.23 18:40:16) 
[]

Aldığınız hoşunuza giden hediye

Kurum, işyeri veya iş çevresinden aldığınız , hoşunuza giden hediye var mı ?
Nedir ?



 
20 yıl önce, ben dahil 4 kişilik ekibim vardı. bu 3 kişi southpark karakterlerinin bizim tipimize uyarlamasını yaptırıp bunu kahve kupasına bastırmıştı.

şuan hala onunla kahve içerim.

aşağıdakine benzer bir siteden yaptılar sanırım

www.sp-studio.de
  • janavarorion  (01.09.23 15:12:35 ~ 15:13:03) 
Puzzle yapmaya yeni başladığım dönemlerde haritaları da çok sevdiğimi bilen iş arkadaşlarım güzel bir orta çağ dünya haritası puzzle'ı almışlardı. Severek yapmıştım o puzzle'ı


  • nundu  (01.09.23 15:28:37) 
Yeni şeyler tatmayı ve filtre kahveyi sevdiğimi bilen bir arkadaşım çeşit çeşit filtre kahve içeren bir kutu hediye etmişti ama içtiğim en kaliteli kahvelerdi onlar.


  • Mossy  (02.09.23 02:02:42) 
[]

Memur olmak

Merhaba arkadaşlar. Bir kariyer sorum var. 30 yaşında makine mühendisiyim. Bir fabrikada çalışıyorum. Cumartesi de işe gidiyorum ve dinlenemiyorum istediğim şekilde. Memurluk çalışma saati ve günü olarak istediğim gibi. Ama özelde tecrübe kazandıkça sorumluluğum, maaşım artıyor. Bir haftaya yakın üretim müdürlüğü tecrübem bile oldu. Bölümümde genelde Doğu'da yer oluyor. Kocaeli'de yaşıyorum. İzmir, Antalya falan olabilir ama kalkıp Kars'a gitnek bana mantıksız geliyor. Kısaca hem memur olmak istiyorum hem memur olmak istemiyorum. Bu da Kpss motivasyonumu düşürüyor. Ne yapmam mantıklı sizce? Kişisel bir soru olduğu için gönül işlerinde açtım. Sağ olun. Son olarak DHMİ gibi yerler için kafam yetmez. 98 falan alamam. :D




 
seni tanimadan kimse bu cevabi veremez bence, bugun kitapta okudum insanlar genelde ne istemedigini bilirler ve ne istedikleri hakkinda fikirleri yoktur diyor. bir seyler benim istedigim gibi olsun ama ben karar vermeyeyim gibi. iliskiler de boyle ne istiyorsun diye sorulunca cevaplar biri olsun ben soylemeden ne istediklerimi bilsin ona gore davransin seklinde oluyor. ve dogal olarak umduklarini bulamiyorlar.

kisaca oturup ne istemedigindense ne istedigine odaklanman en iyisi olur bu mu su mu olsun diye dusunmeden. ihtiyacini buldugun zaman soyledigin motivasyon kaybi yerine strateji gelistirmeye daha kolay baslarsin istediklerinle ilgili. yoksa su soyle boyle diye alinan motivasyon pek kalici olmuyor.
  • gule gule  (01.09.23 12:34:33 ~ 12:36:46) 
Şu hayatta isteyeceğim son şey.
Ama kişiden kişiye değişir. Misal annem bir daha dünyaya gelirse memur gelecekmis.

Hocam ben senin milyon tane farklı fikrini gördüm, gule güle dediği gibi ne istediğini bulup ona odaklanman lazım.

Yani şu anki çalışma sartina bakarsak zaten ne yaparsan daha iyi olacak gibi de benim memur gibi çalışan fabrika tanidiklarim var. Onlara sorsan banane derler misal. Yani biraz bulunduğun konum ile alakalı. Sallıyorum bugün mercedes'te calissan eminim "memur mu olsam" demezsin.

O yüzden biraz düşün; kariyer istiyorsan bunun gerekliliklerini yerine getir ve su an çalıştığın yerden kacmaya bak. Yok kafa rahat olsun diyorsan da memurluk dene ama memurluğun olayi tabiki garip sehirlere gitmek, üstlerinde garip tiplerin olması ve torpille gelmeleri vs demek. Bunlara da hazır ol.
  • logisticsmanager  (01.09.23 12:39:23) 
Memurum. Çalışma koşulları gerçekten rahat ama o bedeli bir şekilde ödüyorsun. Ya ağrıya giderek, ya istanbulda maaşının yarısını kiraya vererek. Rahat, sakin, yormuyor ve memnunum ama paranın yetme olasılığı yok yani eskisi gibi değil memurluk da. Ben mesleğimdeki yığılma sebebiyle mecbur seçtim. Ya asgari ücretle günde 25 saat çalışacaktım ya da memurluk. Aileden falan bi destek de olmayınca mecbur. Kısacası az maaş ve sakin hayat da insanı bi süre sonra sıkıyor 50 yaşında olsam neyse de insan çabasının sonucunda hiçbir maddi karşılık almayınca motive olamıyor. Yl yapmaya başlıcam mesela, doktora falan da istiyorum. Ee sonuç cebime fazla 1 kuruş girmeyecek. Tatil önemli tabi ama para olmayınca boş vaktin çok bir anlamı var mı emin değilim


  • personaa  (01.09.23 12:49:43) 
ben de 30 yaşında kamuda mühendisim. özele göre çok rahat olduğuna hemfikirim ancak hem maddi hem manevi tatmin açısından düşündüğüm kadar uygun bir yer değil. sizin yerinizde olsam yurtdışı kovalardım


  • gizemli dede  (01.09.23 13:41:11) 
memurluk artık yapılacak iş değil. maaşı yerlerde. yükselme imkansız. sen 2 senede özelde müdür olursun devlette 20 senede şef olamazsın.


  • sizofren06  (08.09.23 16:33:03) 
[]

Bugün Benim Doğum Günüm

8. Geleneksel Ekşi Duyuru Doğum Günü Kutlama Törenine hepiniz hoşgeldiniz.
Diğer senelerde olduğu gibi, bana hediye vermek isteyen sevgili arkadaşlarım aşağıdaki linklerden bağış yapabilirler veya sadece buradan iyi dileklerini iletebilirler. Teşekkürler. Sevgiler.

LÖSEV: www.losev.org.tr
TEMA: www.tema.org.tr
TEGV: tegv.org

 
TEGV’e bağışımı yaptım. Doğum gününüz kutlu olsun, mutlu yaşlar <3


  • ruhen hastayim ben  (01.09.23 00:11:19) 
Nice yıllara, pastalar benden:
www.google.com

  • halanne  (01.09.23 09:00:26) 
Dgko


  • 2027  (01.09.23 18:09:25) 
Mutlu yıllar.


  • aydogank  (01.09.23 18:41:42) 
[]

Severek ayrılmak

Severek ve sevginin ilişkiyi ayakta tutmak için yeterli bi sebep olmadığını düşünerek bitirdiğiniz sağlıksız ilişkilerin ardından, zaman geçtikçe doğru karar verdim içim rahat diye mi düşündünüz? Yoksa içinizde bir ukte kaldı mı ya da keşkeleriniz oldu mu?




 
Evlendim çocuğunm oldu. Yıllar geçti. O evlendi. Hala kararimin arkasındayım. Doğru bir karardi ayrılmamız. Hala da içimde uktedir kendileri. Hala acaba demekten kendimi alamıyorum.


  • allah yazdiysa bozsun  (01.09.23 07:51:03) 
Bir buçuk ay önce tam da bu hislerle ilişkimi sonlandırdım. Onu, bile bile sağlıksız bir ortamın içinde bulundurmanın ileride daha fazla sorunlar doğuracağını düşündüm.

İlk günler/haftalar pek takmıyordum. "Tamam bitti. Hayırlısı böyleymiş" diyordum ama son birkaç gündür düşündükçe hep kendimi suçluyorum, "Doğrusu bu muydu?" diye. Daha farklı olabilir miydi, bilemiyorum açıkçası.
  • deveyidiken  (01.09.23 08:32:39) 
Uktenin kralını yaşıyorum, sırf benden daha iyi birine layık hayatı daha iyi olabilir diye severek ayrıldım oda öyleydi, sonuç olarak şuan konuşsam yine birlikte oluruz 2 yıl geçmesine rağmen bu süreçte biriyle de tanıştım ama onun gibi tutmadı maalesef bu kişiden de aayrılmayı düşünüyorum çünkü çekilmiyor. Keşke seçimleri ben yapmasaydım da devam etseydik o bitirseydi diyorum çoğu zaman .


  • madurumdamadurum  (08.09.23 13:06:24) 
ukte show tabii ki


  • ineffablebeam  (13.09.23 14:39:33) 
[]

Şöyle bir davranışı etik bulur musunuz?

Yorumlayalım diye yazıyorum, benimle alakası yok durumun. :)

Üniversiteden yeni mezun olmuş bir genç kız var. Ailesi tesettürlü olmadığı, onların istediğine gibi inanmadığı ve onların istediği gibi yaşamadığı için kendisine maddi yardımda bulunmuyor. Mezuniyetin hemen sonrası üniversitedeyken çalıştığı yerden ayrılmak durumunda kalıyor bir sebepten, aynı dönemde kendisine bir kurumdan öğretmenlik teklifi geliyor fakat öncesinde pedagojik formasyonunu tamamlamasını istiyorlar. Kızın formasyonu tamamlamak için parası yok ama teklif de iyi, bekleyebileceklerini söylüyorlar.

Kız durumu annesine anlatıyor, annesi başta gönülsüz olsa da herhalde acıdığı için babasıyla konuşuyor ve babayı ikna ediyor. Kıza ne kadar olduğunu soruyorlar, kız da istenen ücretin üç katını söylüyor ki tekrar işe girene kadar geri kalan kısmı kendi ihtiyaçları için kullanabilsin diye. Anne babanın pek bilgisi olmadığı için kızın söylediğini kabul edip parayı veriyor.

Bazı arkadaşlar kızın yaptığının etik olmadığını, yalan söylediğini, o paranın da ona hayır getirmeyeceğini savundu. Bazıları da anne babası kendisine hiç destek olmadığı için yapılanın mübah sayılacağını, ahlaki bir durum olmadığını söyledi. Siz bu eylemi nasıl yorumlarsınız?

 
Etik bulmadım. Annesi formasyon için para veriyorsa zor durumda kaldığında da yardımcı olur gibi düşündüm anlattığınızdan. Yalan söylemek mübah değil bence


  • olimpia  (31.08.23 16:23:01) 
gayet etik. günümüz şartlarında ebeveyn, işe girmeye istekli birinin ihtiyaçlarını karşılamalı. sonuçta serserilik, başıboşluk için almıyor parayı. ben de yapıyordum üniversitedeyken. orijinal kitap parası istiyordum fotokopisini alıyordum. 1-2 ay rahat geçiyordu en azından.


  • gizemli dede  (31.08.23 16:26:33) 
Yalan söylemiş kandırmış. Etik değil.


  • kisa  (31.08.23 16:31:19) 
Gayet etik buldum ben iyi yapmis. Oyle aileye 5 katini soylese de etik bulurdum.


  • floydian  (31.08.23 16:42:53) 
Etik değil. Ama paranın hayrını görür neden görmesin.
Etik olmasada ben kızın motivasyonunu anlayabiliyorum.
Bazı aileler gerçekten aslında çocukları onların istediği gibi bir hayat bile sürse çocuğun masraflarını çok küçümsüyorlar. Her masraf kalemini aşağı yuvarlıyorlar. Asla gereken harçlığı vermiyorlar ama verdiklerini düşünüyorlar.

Bu gibi ailelerde, eğer ailenin destek olmaya gönlü varsa bu durumda masrafları olduğundan biraz fazla gösterdiğinde aslında normalde o durumda verilmesi gereken destek miktarına ulaşabiliyor öğrenciler. Bu nedenle de masraflarını daha fazla gösteriyorlar. Ben bu durumu anlarım açıkcası.

Haydan gelenin huya gittiğine inanmıyorum ben. kişiye bağlı. Eğer bu genç parayı doğru harcayabilirse faydasını görecek. Nitekim de gerekliymiş.

Eğer yalan dolanla olmayan bir sertifika uydurup aileden para koparsaydı bu kişi o zaman dolandırmaktan farkı olmazdı.
Ama zaten destek olmaya gönüllü olmuş bi aileden masraflarını kapatacak kadar para istemek bana çok abzürt gelmiyor.
  • zimbirik  (31.08.23 16:46:32) 
mansur ark +1

ailenin davranisindan bagimsiz sekilde kimse kimseye cocugu da olsa 18 yasindan sonra para vermek zorunda degil ve boyle bir sorumlulugu yok.

burada acik ve net sekilde yalancilik ve iyi niyeti suistimal var, neredeyse hirsizliga kadar getirilebilir. etik konusu cok sulandiriliyor son zamanlarda, tabii ki degil.
  • gule gule  (31.08.23 16:47:52) 
değil


  • basond  (31.08.23 16:55:28) 
Ben haklı ya da haksız bulmadım, normal bir insan, dümdüz.

Yani bu şekilde davranan bir aileden harikulade bir insan yetişmesini beklemek de güç esasen. Vicdanen yanlış yaptığını da düşünmüyorum kızım, ancak vicdanen varılan her yargı da iyi olacak diye bir şart yok tabi.
  • akhenaten  (31.08.23 17:02:54) 
Tabii ki etik değil. Fakat böyle aileye de böyle evlat düşüyor demek istiyorum.


  • transliterasyon  (31.08.23 17:54:21) 
aileme hiç bu konuda yalan söylemedim. 3ü 5 yapmadım. ilkokulda bile kitap parası istiyorlardı mesela 20tl. 40tl diyen arkadaşlar oluyordu ailesine.

garip geliyor yani 40tl lazım ise tekrar söylerim 20tl daha isterim geçinemiyorum ihtiyaçlarım var vs. diye. ama eğer o para fuzuli bir ihtiyaca falan harcanıyorsa ve söylendiğinde aile vermeyecekse yalan söylemek bana çok çirkin geliyor. hatta afedersiniz aşağılıkça.

aradaki iletişimsizlik, güven ve saygı sorunundan kaynaklı çocuk da böyle bir yöntem buluyor demek ki. fakat bu kötü huy zamanla kişide kalıcılaşarak başka kötü huylara, rahat yalan söyleyebilmeye ve güvensizliğe yol açabilir. 40 yaşında bir tanıdığım var ailesinden kira desteği alıyormuş kadıköyde oturabilmek için. 20k olan kirayı 30k demiş ona göre dekont düzenlemiş falan. maaşı 25 olduğu için yetiremiyormuş. ne dertler var kadıköyde de oturmayıver.

tuhaf yani insanlar. bunlar işte eş oluyor arkadaş oluyor ruhunuz duymuyor.

etik bulamadım yani aile ne olursa olsun bu tarz bir şeyi hak ediyorlar diyemem. kişi bunu alışkanlık haline getirip türlü bahaneler ile para koparabilir. mesela aile eğitimine veriyoruz zanneder çocuk gider kumara yatırırsa burada "ama aile de hiç yardım yapmıyormuş onlara müstahak" diyemeyiz. başka düzgün bir şeye harcanıyorsa da diyemeyiz.

yoksa aileden yaş kaç olursa olsun para istemenin yanlış olduğunu düşünmüyorum orada bir sıkıntı yok ama tutar konusunda yalan söylemek, bahane konusunda yalan söylemek.. ne bileyim çocuk başka çare bulamamış olabilir ama bu yalan söylemesi gerektiği anlamına gelmiyor.
  • ananiyimioguz  (31.08.23 18:24:04 ~ 18:28:01) 
İyi yapmış, az bile yapmış. Ben olsam eskort oldu diye haber gönderir ele güne rezil ederdim.


  • durgunfoton  (31.08.23 23:21:18) 
"Ailesi tesettürlü olmadığı, onların istediğine gibi inanmadığı ve onların istediği gibi yaşamadığı için kendisine maddi yardımda bulunmuyor." abi zaten aile etik degil, kiz da yolunu bulmaya calisiyor.

oynat devam pozisyon temiz..
  • cooperr  (31.08.23 23:31:04) 
Daha yeni mezun olmuş belli ki genç biri.
Hangimiz öğrencilik zamanlarında kitap paralarını yüksekten söyleyip harçlığımıza eklemedik ki.
Kız okumuş bir yandan çalışmış kim bilir neler çekti o süreçte ben hak veriyorum etik mi belki değil ama yapacak bir şey yok.
İşe girince güzel bir hediye alsın tamam işte.
(Aileye önyargıyla cevaplanmıştır :))
  • Dağcı  (01.09.23 00:33:07) 
ailenin kıza destek olmaması ayrı ayıp.
ancak kızın da yalan dolan şekilde gelir sağlamasının etik karşılanacak bir tarafı yok. aileyi dolandırmış özetle. iyi niyeti suistimal.

  • kondansator  (01.09.23 10:35:11) 
etik değil ama doğru olanı yapmış. Ailesinin davranışı en başından yanlış. O da yılların acısını az da olsa çıkarmak istemiş. Ailesi 18 yaşını geçse de işe girene kadar destek olmak zorunda. Tamamen komün hayatına bağlı toplum ne kadar yanlışsa tamamen bireyselci toplum da o kadar yanlış.


  • nundu  (01.09.23 10:56:00) 
Uzun uzun yazarım ama gerek yok. Mis gibi de etik.
Ailenin çocuğa yardım etmeme nedeni büyüdün, kendi hayatını kurabilecek konuma geldin kimseden yardım almadan kendi ayakların üzerinde durmalısın değil. Haddine olmayan konularda bizim istediğimiz gibi yaşayacaksın, giyineceksin, yaşamını ve kendinle ilgili kararları sen değil biz alacağız yalnız. Karşıdaki yetişkin biriyse evet yardım etmek zorunda değilsin ama yetişkin birinin kendi iradesiyle vermesi gereken kararlar hakkında baskı yapamazsın. Burada baskı var. Yaşadığımız yerde genç bir kadının ailesi olmadan çok çalışarak ama zorlanarak da olsa ayakta kalabileceği bir yer değil. Aile neredeyse her şey.
Normal ve sağlıklı bir aile için evet etik değil. Bu aile için tertemiz etik.
Kavramlar değişiyor. Değiştiren de biz ya da benim gibi insanlar değiller. İnsanların yarısından çok daha fazlası eski etik kuralları beğenmiyorsa biz de yenilerini kabul ederiz. Kız da kabul etmiş. Umarım çook başarılı olur. Bir dahakine 5 katını istesin, ekonomi kötü.
  • mrvln  (01.09.23 12:22:54) 
tabi ki etik değil.
ailenin yaptıgı yanlış diye kızın yaptıgı her hareketi doğru bulmamak gerekir.
mansur ark çok doğru yazmış.
o halde kız yalan söyleyerek 10 katı para alsın, 100 katı para alsın
bu mantıkla her yanlışa bir bahane bulunabilir.
ayrıca her aile üniversite bitirmiş çocuguna yardımcı olmuyor, olmak zorunda değil. kız kolayını bulmuş, kandırıyor. bu kafa ile sana da yalan söyler kandırır dolandırır.
  • abelardo  (01.09.23 22:50:36) 
[]

30 vs 55 yaş ilişkisi?

nereye varır sizce?

30 e 55 k bu arada.

muhteşem bir çekim var arada fakat kültürel kodlar sorgulatıyor insanı.

iki tarafta kendisini zoraki frenliyor bir yıldır fakat ilgi değişmiyor.

 
tersi belki.
30e de sıkıntı var bence. kendini bi sorgulasın.

  • nuisance  (31.08.23 00:49:34) 
30e yokluk içinde ve kendini çekim mekim diye kandırıyor bence.

Ek olarak, 10 sene sonra 55k resmi olarak yaşlı sayılacakken, 30e'nin yaşlı sayılması için önünde hala 25 sene daha vakti olacak. kararı siz verin artık.
  • synesthesia  (31.08.23 00:57:43 ~ 01:56:22) 
Etrafımda böyle iki ilişki var, birinde kadın sanırım 15 yaş kadar büyük, diğerinde sizin yaş farkı civarında. Her iki çift de yıllardır beraber ve mutlular.

Yaş farkı, özellikle bir taraf 24-25'in altındaysa (çünkü beynin gelişimi 20'lerin ortalarına kadar sürüyor) güç dengesi olmayan bir ilişkiye varabiliyor ama 30 yaşında insan ne istediğini, neyi çekici bulduğunu bilecektir. İki tarafın beklentileri, hayatları uyuşuyorsa kime ne?
  • kobuzchu kiz  (31.08.23 01:22:46) 
Kime ne konusunda kobuzchu kizla hemfikirim.
Ancak, iki tarafı birbirine bağlayan, para, kariyer gibi bir etken yoksa,
Ya da hayata bakış konusunda neredeyse yüzdeyüz hemfikir değillerse, aynı çatı altında bir seneden fazla yürüyeceğini sanmıyorum.
Çekim falan denilen şey bir anlık heves bence.
  • Tina  (31.08.23 01:38:52) 
Saygısızlık etmek istemem ama cevabını bildiğiniz bir soru sormuşsunuz. Cevabı siz biliyorsunuz bence. İyice düşünüp size göre doğrunun ne olduğunu bulun ve onu yapın derim. Bol şans.


  • bhhs  (31.08.23 01:46:50) 
5 sene sonra cevabı daha net olur. 1-2 yıl iyi bir benchmark değil bence.

Yaş farkı olsun 5-6 tamam ama daha üstü makul gelmiyor bana da. Aynı zamanın yolcusu olmak gerek gibi.
  • baldan kaymak  (31.08.23 01:50:50) 
Kadın 25 yaşındayken erkek daha yeni doğmuş. “Merak” ettiğiniz deneyimleri yaşayın. Sonra zaten olmayacağını siz göreceksiniz.


  • andy kaufman  (31.08.23 05:04:42) 
Kültür dediğine göre yabancı. Bunu evlilik yoluyla vatandaşlık almak isteyenler yapıyor. Boşanmayla sonuçlanır.


  • dissendium  (31.08.23 07:14:04) 
Merhaba, yaşamadan bilemezsiniz. Toplumsal ahlaki yargılar, bir yerlerde yüzleşmek durumunda kalabileceğiniz bir gerçek. Özel alanlara saygı, böyle bir yargıyla karşılaştığınızda vereceğiniz tepkiler, vb. konuları çiftler birlikte konuşmalı düye düşünüyorum.


  • from where i ride  (31.08.23 11:29:56) 
muhtemelen linçleneceğim lakin cinsiyetten bağımsız olarak arada 25 yaş yaş farkı olan bir ilişkide ama duygusal ama maddi ama fiziksel mutlaka bir istismar vardır. istismar rıza inşaası, manipülasyon, duygusal zayıflık ve açıklıklardan faydalanma vb. konuları da içerir. insanlar bunu bilinçli yapabildikleri gibi tamamen kendi şema örüntülerine bağlı olarak farkında olmadan da yapabilirler. kültürel kodlar, toplumsal normlar falan değil bahsettiğim şeyler.

belli ki arada gayet dürtüsel bir fiziksel çekim var, bunun da temelinde yine psikolojik etmenler yoksa ben de phoebe değilim. salt seks belki ama ilişki bence nein.
  • Phoebe  (31.08.23 15:41:34) 
evlenilmeyecekse neden olmasın bir süreliğine


  • gizemli dede  (31.08.23 16:23:32) 
Bunun tersini deneyimlemiş biri olarak cevap vereyim.
Gittiğiniz her ortamda garipseyen, hatta tiksiniyormuş gibi bakışlarla karşılaşacaksınız.

Birbirinizin arkadaş ortamına adapte olamayacaksınız. Yadırgayacak yadırganacaksınız. Sonuçta asosyalleşeceksiniz.

Ailelerle ilişki biraz anormal olacak. Abisine Abi deseniz olmayacak 'çocuğum bakar mısın' deseniz hiç olmayacak.

Genç olanın enerjisi yaşlı olanı yoracak.

Yolda eski bir arkadaşını göreceksin, Tanıştıramadan gelen 'Oğlun mu?' sorusu bir anda ortamı buz gibi yapacak.

Otel resepsiyon işlemleri hep kabus olacak.

İnsanoğlu bir başına değil. Sosyal bir canlı. Hep etkileşim halindesin ve en azından bakışlarla senin mutluluğunu engelleyebiliyorlar.
  • Mirket  (31.08.23 17:15:29) 
[]

hesabı ödeyip fişi göstermek

bu aralar dateleştiğim biri var. daha ikinci kez buluştuk. çok da pahalı olmayan bir şeyler yedik. neyse sonra hesap masaya gelmiyormuş, gidip ödememiz gerekiyordu. ben de ben öderim dedim ama o yok ben ödeyeceğim yaptı. ben de çok üstelemedim bu sefer çünkü önceki buluşmamızda da ben ödemiştim. ödemeyi yaptı sonra geldi fişi bana verdi al diye. o an aklımdan hicbir şey geçmedi hatta bir saniyeliğine komik bile buldum, sonra unuttum gitti. ama eve gidince fişe baktım ve garibime gitmeye başladı.

şimdi bu kişi bu hareketi sizce öylesine mi yaptı? yoksa bunun altında anlam aramam gerekiyor mu? yani bak hesabı ödedim vurgusu mu yapmaya çalıştı sizce? ne yapardınız böyle bir durumda, bu kişiyle tekrar buluşur muydunuz?


 
bu kadar odedim bak demek istemis herhalde.
farkinda olmadan bile yaptiysa cok ayip bir sey. ben daha gorusmezdim.

  • Kittie  (30.08.23 17:21:41) 
Kac paraydi ki hesap? 2000 lira geldiyse acisini paylasmak istemistir belki :)


  • brkylmz  (30.08.23 17:24:02) 
Valla belki çoğu insan için ilk günlerde böyle şeyler yapılması ayıp geliyordur ama bence tam tersi ilk zamanlar para konusunda hassas olmak daha iyi. Neye ne kadar ödediğini bilmek isterdim ben de şahsen.

Belki hiçbir şey düşünmeden vermiştir, belki görün diye vermiştir, belki ödeyin diye ima etmiştir ya da belki tamamen gevezelik olsun diye yapmıştır o anı yaşayan sizsiniz sonuçta, siz bilirsiniz. Bu kişinin karakterine bağlı bu.
  • akhenaten  (30.08.23 17:31:55) 
Cok sacma bence. Diger ozellikler mukemmel degilse ben muhtemelen date seviyesinde devam etmezdim. Hesabi bolusmek istiyorsa, fazla geldiyse falan acikca soylesin. Bu ne boyle ergen gibi.


  • hot potato  (30.08.23 17:32:21 ~ 17:33:19) 
Cok saçma ve yanlış bi hareket. Eger diger her bakimdan gayet iyiyse, ben amacını sorar, ikna edici bir şey (gayri ihtiyari olmustur belki bilemiyorum) duymazsam iletişimi keserdim.


  • nic cage  (30.08.23 17:47:23) 
İlginçmiş.
"Kesinlikle ayrılmalık" bir olay değil ancak sebebini ben de merak ettim.

  • etna  (30.08.23 18:50:52) 
fişi mi verdi yoksa adisyonu mu?
yani üzerinde sadece tutarın yazdığı slip fiş kağıdı verdiyse çok saçma, bak ne kadar girdi der gibi olmuş. çok ayıp bir şey.
ama adisyonu verdiyse bir nebze anlaşılır. yine saçma olur gerçi ama belki fiyat tahmin ettiğinizden farklı gelmiştir, yemekte de bunun muhabbetini yaptıysanız belki göstermek istemiştir, bilemedim.
  • abelardo  (30.08.23 21:13:26) 
Bana da gerçekten çok ilginç geldi. Aklıma gelen ise fiyatlar yüksekti hanımefendi buna serzeniş etmek istemiş olabilir gibi geliyor.


  • drako  (30.08.23 21:29:46) 
@drako ben kadın tarafıyım, beyefendi yaptı bu hareketi bana.


  • emenius sleepus  (30.08.23 22:04:42) 
yani seni ödediğin hesap kadar bende ödedim ödeştik demek istemiş olabilir.
aklına ben daha çok ödedim sen daha çok ödedin gelmesin diye bişeyler düşünmüş olabilir

  • basond  (30.08.23 22:09:39) 
Türkiye'de 2 kişilik hesap ödemek büyük masraf. O yüzden ödeyen kişiyi rahatsız etmiş olabilir. Dışarıda yemenin oldukça ucuz olduğu bir yabancı ülke şehrinde yaşıyorum. Buna rağmen herkes kuruş hesabı yapıyor.


  • roe  (30.08.23 23:00:58) 
yaptigi hic hos degil. kotu niyetli olmasa bile dusuncesiz/patavatsiz bir davranis.


  • banach  (30.08.23 23:44:55) 
7 yıllık evlilik dahil ilişkim de eşim hiç hesap ödemedi. Boşandıktan sonra anladım ben nasıl salak yerine konduğumu. Siz konmayın. Önceki bıluşmada ben ödedim diyen sizsiniz ve buna rağmen bu muameleyle karşılaştınız. İnanılmaz.


  • andy kaufman  (31.08.23 05:07:40) 
Yol yakınken ayrılırdım ben. Sevmiyorum bu tür hareketleri.

Date'e devam da edilebilir seviyorsam bi tabi ama buraya bir soru işareti koyardım ben.
  • baldan kaymak  (31.08.23 08:38:07) 
nerden buluyorsunuz bu tipleri merak ediyorum.
ilk bulusmalarda yapilacak bir davranis degil bu, normalde de degil ama o artik sizin iliskinize bagli.
fisi alip ne yapacaksin ki?
fis hala duruyorsa parayi öde, yol ver. :D
  • durgunfoton  (31.08.23 10:58:45) 
Valla ben ki ikili ilişkilerde paranın hep lafını yapmış birisiyimdir.

Yani bölüşelim, bu seferlik sen öde, bütçem kalmadı şu an vs vs. gibi.

Hesap kitap da çok yaparım. Ama karşımdaki insan zaten ona göre davranıyorsa lafını bile etmem. Veya hesap yapmayı gerektirmeyecek çoğunlukta cebimde para varsa yine etmem. Ama huydur hesap yapman gerekiyorsa karşıya da yansıtabilirsin yani erkek şöyle cömert olsun böyle cömert olsun deyip de asıl hesabı kendileri yapan kadınlardan da hiç haz etmiyorum. Kendisi de öyle olsun o zaman.

Neyse yine de öyle ödeyip de bunu göze soktuğumu hiç hatırlamıyorum. Eğer o amaçla yapılmış bir şey ise, ödeme daha iyidir yani bence bir kadının gözünde. Çok saçma geldi bana bile.

Ne amaçla olduğunu da anlamadım yani acaba hani üstündekileri eşine verirsin ya cüzdan kart falan onun gibi düşünüp mü uzattı veye çöp kutusu olarak görüp elinize mi tutuşturdu yani hasbelkader mi gelişti yoksa başka çirkin bir çaba mı var ben de anlayamadım valla.
  • ananiyimioguz  (31.08.23 12:06:12 ~ 12:10:38) 
altinda bir sey aramak istemedim acikcasi, cunku sacma bir hareket olmus. acaba fis/fatura toplayan biri misiniz? bu nedenle yapmis olablir mi?
cok sacma cunku, boyle bir nedeni olmali.

  • 65 derece  (31.08.23 15:31:58) 
bence rezil bir şey. bazen sadece küçük bir hareket bir insanın yanlış olduğunu anlamak için yeterlidir bu da o türden bi hareket bence.


  • melodramaticfool  (02.09.23 15:29:16) 
[]

Kayıp sonrası sosyalleşince kötü hissetmek

www.eksiduyuru.com
Kafam dağılır, başka şeyler düşünürüm vs diye farklı şeyler yapmaya çalışıyorum. Bugün konsere gittim mesela, inanılmaz kötü hissettim. Nereye baksam önce onun olmadığını gördüm, kime baksam onun olmadığını fark ettim önce. Kalbimi söküp çıkarıyorlarmış gibi hissettim. Yalnızken de üzgünüm, aklım hep geçmişte, ama sanki daha iyi idare ediyorum. Sosyalleşmenin iyi gelmesi gerekmez miydi? Bu kafa nasıl dağılacak? Hep böyle hissedeceğim diye çok korkuyorum ya sanki bir daha hiç sağlıklı olamayacakmışım gibi geliyor. Sevdiklerime de uzun uzun baktığımı fark ediyorum, sanki her an kaybedebilirim diye fırsat varken hep bakayım diye düşünüyorum. Dışardan biraz garip görünüyorum sanırım. Gerçek gelmiyor gibi sanki çoğu şey, bilmiyorum psikolojim bozuluyor mu bozuk mu anlamıyorum. Düzeliyor dimi bunlar?



 
öncelikle bu durumu aşmak için acele etmeyin, daha çabuk aşmak istemeyin ve zamana bırakın.

bu bir psikolojik sorun değil ki üzerine gitmekle çözülsün. kendinizi yormayın.

zaman ilaç olacak ama o zamanı tahayyül edemezsiniz. belki bir ay belki on yıl ama devam edeceksiniz.

sabredin sadece.

unutmak için başka şeyler yapmanız hep beyhude olacak. doğru zaman geldiğinde onun yokluğunu kabul edip, yine de varmışcasına hayata devam etmek isteyeceksiniz.

zaman, alıp götürecek bizi ve tüm endişelerimizi.
  • ikiicidisibirkisi  (30.08.23 01:36:18) 
hepsi düzeliyor merak etme. şuna bakabilirsiniz: "kayıptan sonra yaşam", vamık volkan.

"Gerçek gelmiyor gibi sanki çoğu şey"

öncelikle, kayıptan sonra "rüyadaymış gibi hissetmek" çok yaygın. bu çok normal bir şey.

ben aile yakınımı kaybettiğimde o gece evde tek olmak istemiştim, yalnız kalmak istemiştim. böyle şeyler de normal.

"sanki bir daha hiç sağlıklı olamayacakmışım gibi geliyor"

bu bana da böyle gelmişti. hatta "hiç atlatamayacakmışım gibi geliyor" şeklindeki mesajım whatsapp'ın kayıtlarında duruyor.

her şey geçiyor merak etme.
  • ahm1  (30.08.23 02:04:42) 
2020 yılında Annemi kaybettim, hayatta en yakın arkadaşım, dostum, her şeyimdi. Yaşadığınız şeyler çok normal. Zaman her şeyi oluyor mu diye sorarsanız benim için olmuyor, olmadı. Her zaman bir boşluk olacak, her güldüğünüzde, ağladığınızda, heyecanlandığınızda hep bir eksik olacak. Bu his geçmiyor maalesef. Ben, beni gördüğünü, hissettiğini düşünüyorum o yüzden yaptığım her güzel şeyi yarısı onun yarısı kendim için yapıyorum diyorum. Hayatta olsaydı zaten yanımda olurdu, o anı paylaşırdı ve bu gibi ortamlarda asla mutsuz olmamı istemezdi diyorum. Çok zor, alışmak alışmamak değil de işte garip ya ben de pek anlatamadım öyle işte. :)


  • maryjane  (30.08.23 17:09:59) 
her insanın başa çıkma yöntemi farklı. sevilen birinin kaybı sonrasında kafayı üç günde toparlayamazsınız. bu açıdan konsere gittiğiniz için üzülerek kendinize ekstra stres yaratmayın bence - belli ki keyif bile alamamışsınız, kendinizi suçlamayın. keyif alsanız da suçlamamalısınız zaten.

şahsen ben öldüğümde sevdiklerim beni iyi ansın ama kendi hayatlarından geri durmasınlar isterim. gerçekçi olmak gerekirse biz zaten gitmişiz yani... arkada kalan iyi ansın, iyi hatırlasın, kalbinde bir köşede tutsun. fazlasını istemenin veya beklemenin manası yok. kardeşimin eve kapanıp ağlaması neyi değiştirecek mesela, neye iyi gelecek? konsere gitse, bir anlığına bile "normal" yaşasa, düşüncesi "abim de burada olsaydı ne güzel olurdu" şeklinde olumlu bir şey olsa daha iyi olur.

yas süreci uzun bir süreç ve bence hayatın normal akışına tutunmaya çalışmak psikolojik açıdan en doğrusu. evet konsere gittiğiniz için acınız azalmaz ama tamamen eve kapanır ve "bu durumda şu mu yapılır" zihniyetiyle hareket ederseniz boş yere kendinizi daha çok üzmüş, girdaba kapılmış olursunuz.

biz babamızı geçen sene euroleague finalinden birkaç gün önce defnetmiştik. onun mezarının olduğu şehirdeydik hala. anadolu efes kazanınca kardeşimle birbirimizin üstüne atlamıştık resmen, çok güzel bir andı. babamı unutmuş muyduk? hayır. hayatımızın en güzel günlerinden biri miydi? tabii ki hayır. ama sonuç olarak biz o iki saatte kafamızı biraz dağıtıp iyi hissedebilmiştik. babamın da aynısının olmasını isteyeceğinden hiç şüphem yok. öteki hayat inancım yok ama öyle bir şey varsa babam bize bakıp gülmüş, "oğlum ne cins adamsın daha dün öldük bismillah!" demiştir. belki biraz içerlemiştir ama sevinmiştir yine de.
  • mark greg sputnik  (30.08.23 17:29:44) 
[]

Yanlış anlaşılmaktan nefret etmek

Bugün bir toplantıda Amerika'daki ic tedarikcinin sap yapisina bakiyorduk (konu bir sipariş ile alakalıydi).
Ben de bpi rolu de var satinalma konusunda, hayatımda ilk defa böyle bir sistem gördüm çok garipti diğer fabrikalara oranla. Ondan soru sordum bir 4-5 tane ve bunu nasıl sorun çıkarmadıgini falan merak ettim(ki çıkarıyor gördüm). Ki çok merak eden biriyim (rolun de getirdiği bir olay) haliyle tedarikcilerin yapisini anlamayi seviyorum. Onenote'ta not falan ediyorum ileride soru olursa bakarım diye.

Toplantı sonrasi müdür biraz yanlış oldu lesson learned olarak, ben seni tanıyorum ama karşı tarafa biraz islerini sorguluyor gibi oldun, dikkat et bir daha dedi. Ki ben de fark ettim zaten sorduktan sonra bir noktada kadın "onu bizim sc hallediyor merak etme" dedi.

Kadına mesaj attim teamsten kusura bakma ben tedarikçi sistemini anlamayi severim rol gereği, amacım calisma yönetiminizi eleştirmek değildi diye.

Kadının öyle anlamasi normal ki müdür daha söylemeden ben dedim zaten öyle anlaşıldığını.

Ama kafama takıldı yani, kadin da cevap vermedi daha. Hiç sevmiyorum yanlış anlaşılmayi. Bir kere de birine bir mail cevap verdim, özür diledi. Sonra ben kızdan özür diledim mesajimi tekrar okudum pasif agresif gibi geliyor ama öyle değil bir sıkıntı yok diye. Bunda da kafama takmıştım.

Ama misal sirkette beni sevmeyen var ya da bana direkt tonda konusan insan var. Hiç umrumda olmuyor o. Iki saniye bile aklimda kalmaz.

Ama yanlış anlasilmak çok canımı sıkıyor. Var mi benim gibi bunu kafaya takan?

 
Aradığın destek bu değil ama; lisede bile kalem kutumun üstünde yanlış anlasilmaktan nefret ediyorum yazmıştım ergenlikte xd

Merakla ilgili, konu şirket olmasa da çok benzer şeyler yaşıyorum
  • abuzer  (29.08.23 03:17:29) 
Çok takarım, eskiden daha da takardım. Yanlış anlaşılmanın azalması için kullandığım iki metod var:
1) Kısa basit cümleler kurmak, ama karşı taraf sormadıkça detay vermemek. Fark ettim ki ben detaylı konuştukça karşı taraf daha fazla alt metin okumaya çalışıyor
2) Sizin durumunuzdaki gibi yanlış anlamaya yol açabilecek durumlarda (tecrübe arttıkça nerelerden gol yiyeceğimi tahmin ediyorum) daha başında "anlamak için soruyorum" ya da "sırf merakımdan soruyorum" diyerek sorulara başlamak.
Hiç takmasam daha iyi ama bu da benim karakterim.
  • SiyamkedisiZorro  (29.08.23 08:30:37) 
SiyamkedisiZorro - 2) Sizin durumunuzdaki gibi yanlış anlamaya yol açabilecek durumlarda (tecrübe arttıkça nerelerden gol yiyeceğimi tahmin ediyorum) daha başında "anlamak için soruyorum" ya da "sırf merakımdan soruyorum" diyerek sorulara başlamak.
+1

1-2 sorudan fazlasina giriyorsaniz mutlaka "tedarikçi sistemini/farkli kurgulanmis sistemleri anlamayi severim rol gereği o nedenle bu derece soruyorum" "hem bu sekilde olunca iki tarafli islerimiz kolaylastigini dusunuyorum" diye aciklayin ve gulumseyin :) hatta gereksiz saka falan yapin, yumusatin.

evet ben de takiyorum.
  • 65 derece  (29.08.23 12:46:02 ~ 12:46:33) 
Hocam, bazen özür dilemek de bence yanlış gibi oluyor. Yani siz o kadar kişi arasında bozmuş gibi olmuşsanız sonra da sadece o kişinin bileceği şekilde özür dileyince tam olarak özür dilemiş gibi olmuyor.
Ama bana kalırsa merak ettiğiniz bir şeyi ve zaten yanlış olduğunu da fark etmişsiniz dediğiniz için kafaya takmayın. İş dünyası bu.

  • sevilen progressive türkücü  (03.09.23 20:01:29) 
[]

Hanımla mangal?

2 kişi çok mu sıkıcı olur? öyle sabahtan akşama kadar duralım demiyoruz da akşama doğru 2-3 saat mangal peşine semaver takılalım diyorum.




 
Eşinizin kişiliğine bağlı tamamen... Uyum sağlıyorsa hoşça geçer vaktiniz. Mesela ben eşimla yapamam.


  • yadigar  (28.08.23 14:19:29) 
neden sıkıcı olsun anlamadım.


  • sizofren06  (28.08.23 14:19:43) 
Neden sıkıcı olsun anlamadim. Biz bahçede yapıyoruz konuşuyoruz yani. Zaten mangal bahane yani, maksat vakit geçirmek.


  • logisticsmanager  (28.08.23 14:38:56) 
valla ben sabahtan akşama yapsak da sıkılmam. kişiye göre değişir.


  • axl  (28.08.23 14:44:56) 
Ben de be neden sıkıcı olacağını anlamadım. Yani önemli olan vakit geçirmek sonuçta ikinizin de sevdiği bir şeyse neden sıkıcı olsun.


  • akhenaten  (28.08.23 14:53:22) 
Bahçe değil de, bir piknik alanına gideceğiz normalde herkes kalabalık geliyor biz de daha önce kalabalık gittik. Sıkıcılık kısmı millet etrafımızda yok okey yok voleybol derken bizim böyle takılmamız sıkar mı diye düşündüm :)


  • giovanne  (28.08.23 15:08:59) 
yapilir, sikici olmaz


  • fakyoras  (28.08.23 15:22:25) 
Açıkçası ben mangal deyince kalabalık ararım.
Hanımla 2 kişi bahçede yapıyorduk güzeldi.
Bir yere gidip de hiç 2 kişi yapmadık.
Ama piknik, balık tutma, çadır kurma vs yaptık farklı günlerde.
Bu tarz şeyler yapıyorsanız mangal da yapılır neden olmasın. Sadece 2 kişi için uğraştırdığına değmeyebilir.
O tarz kısa ve az kişili planlarda yemeği yanında götürüp sermek daha pratik bence.
Semaver çok uğraştırmaz ama o güzel olur.
  • ananiyimioguz  (28.08.23 15:27:26) 
Mangala hep karı koca gidiyoruz, o yakmakla uğraşırken yardım ediyorum ama genelde dolanıp hazıra konuyorum :) her şeyi o yapıyor çünkü bundsn zevk alıyor. Ben de burnumu sokmuyorum. Toplu mangalın keyfi ayrı ama başbaşa da başka güzel, özellikle dere kenarı falan olursa


  • gadlemler  (28.08.23 16:12:21) 
başbaşa da eğlenceli olur gayet. Sohbet, müzik dinlemece derken gayet keyifli. Biz mangal yapmıyoruz ama pikniğe gidiyoruz birlikte. illa oyun istiyorsanız scrabble alabilirsiniz yanınıza mesela.


  • fraise  (28.08.23 16:18:08) 
Evde hanımla sıkılıyorsan piknikte de sıkılırsın :D komik bi soru olmuş ya.


  • elorelia  (28.08.23 18:37:10) 
Normalde sıkılmıyorsanız mandalda hiç sıkılmazsınız hocam. Kamp vb takılırken biz çok keyif alıyoruz


  • kondansator  (28.08.23 19:02:15) 
Niye sıkıcı olsun ki? Tavla da alın yanınıza. Miss


  • SiyamkedisiZorro  (29.08.23 08:44:18) 
[]

uyandıktan sonra ne yapıyorsunuz?

mesainiz öğleden sonra 13.30 civarı başlıyor diyelim.

siz de ortalama 09.00 gibi uyanıyorsunuz. sonra ne yapıyorsunuz?

sabahın getirdiği yüksek enerjiyi harcamak için hiç bir şey uygun değilmiş gibi geliyor bana.

o enerjiyi yanlış harcarsam öğleden sonrası için hiç enerjim kalmayacakmış gibi hissediyorum.

nedir sizin bu konuda çözümünüz?

 
sabahın getirdiği bi enerji bünyemde zaten yok. mesaim 13.30'da başlasa 11'den önce uyanmazdım. Bi saat evde takılıp hazırlanıp işe giderdim zaten onda da.

Ama hadi 9'da uyandığım ve 13.30'da işe gideceğim bir senaryo hayal edeyim. Yine bi şey yapmazdım ama herhalde. Bi şeyler oynar ya da izlerdim işe gitmeden önce en fazla.
  • nundu  (28.08.23 10:25:30) 
Valla normalde yürüyüş- koşu derdim ama saat 9 bunun için geç, sıcak olur ekstra. Daha erken kalkmaya çalışırdım ya da 9'da kalktıktan sonra evde spor vs yapar sonra kişisel gelişim için kendi çalışmalarıma bakardım.


  • Amaranta ursula  (28.08.23 10:39:27) 
Evden calisirken sabah yuruyuse cikardim bazen veya cikasim yoksa evde spor yapardim. O da yoksa kahve icip guzel bir muzik acip kitap okurdum. Hybrid’e gecip yine bunu yapma hayalim var :)


  • mor oje  (28.08.23 11:11:54) 
en guzeli spor. evde, disarda, salonda nerede olursa. Hatta azicik daha erken kalkabilirseniz cok iyi olur.
benim mesaim 9'da basliyor ama full evden calisiyorum ve bu aralar is yukum oldukca az bu nedenle 45 dakika kendime ayiriyorum ve normalde yuzyuze yaptigimiz dersleri, hocam tatilde oldugundan dolayi online olarak sabahlari yapiyoruz. Gunun gerisi de enerjiniz kaliyor merak etmeyin. Ilk baslarda zor gelebilir ama en azindan haftada 2-3 gun ile baslayin, farki goreceksiniz.

  • 65 derece  (28.08.23 13:53:08) 
spor yapmak enerjiyi artırıyor bence, eğer düzenli bir şey yapamam diyorsanız çıkıp yürüyebilir, temiz hava alabilirsiniz 1 saat boyunca.


  • noxie  (28.08.23 14:11:09) 
Ben haftasonu sabah uyanip oglene doğru spora giderim. Çalışma saatim sizin gibi olsa 10-10.30 gibi spora giderim. Sonra yemek ve ise baslama olur.


  • logisticsmanager  (28.08.23 14:40:25) 
Bir dönem 1e doğru işe gidiyordum. Sabah 9 gibi kalkıp deniz kenarında yürürdüm, işe yakın parkta gazeteyle kahvaltı ypardım, kulaklıkla müzik dinlerdim vs.
Banka işlerim olursa hallederdim. Daha çok kendime vakit ayırırdım.

  • gadlemler  (28.08.23 16:19:54) 
Şu vahşi sıcaklar geçsin, bir yürüyüş, duş kahvaltı derken 13:30 olur zaten.


  • SiyamkedisiZorro  (29.08.23 08:45:49) 
[]

Evlilikte parasal mevzular

Açıkça sormak istiyorum: evlilikte parasal mevzular nasıl oluyor? aslında biz sevgiliyken ortaklaşa ödüyorduk bir şeyleri hep. 1 ay önce evlendik ben işi bıraktım ve onun işi sebebiyle başka bir ülkeye taşınıyoruz. Birikimimle okul ücretini ödeyeceğim. Onun dışında ekstra harcayacağım bir birikimim yok. Şimdi nasıl olacak peki? Eşime bunu direkt soramadım. Nasıl soracağımı bilemedim yani. Onun maaşı yatacak her ay. Ben mesela babadan harçlık alır gibi kocamdan her hafta para mı isteyeceğim :( Ya da bana kartını mı verecek? Sizde nasıl olurdu bu durumda?

Teşekkürler


 
Eylül'de aynı durumda olacağız, eşim master yapacak ben iş bulacağım henüz iş de yok :D

Ortak hesap açabiliriz, olmadı birikimleri biraz biraz orada açacağımız hesaba aktarırız planlı şekilde çok açılmadan harcarız. Avrupa'da Revolut app vs. kullanılıyor diyorlar iki farklı kişiye aynı kredi kartı giriliyorsa gireriz veya illa deposit gerekiyorsa ara ara ikimize de deposit ederiz biz. Düzgünce konuşup planlamak lazım ama.
  • nhk ni youkosu  (28.08.23 00:16:47) 
Ortak hesap +1. O açılana ve debit kartları gelene kadar da revolut hesap açıp apple paye ve bir bankaya(maas hesabının oldugu) baglayabilirsiniz. O durumda maaşı olan kendi revolutuna para yukleyip diger eşe anında gonderebilir. Bizde alışverişten sorumlu kişi digerine benim revolutta kalmadı para diyordu, digeri de birkaç hafta yetecek miktarı gonderiyordu.


  • ayheytmayselfenvanttuday  (28.08.23 03:25:06) 
Ortak hesap en güzeli, diğer türlü gerçekten harçlık alıyor gibi hissedersiniz. Umarım siz de kendimize uygun bir iş kapısı yaratabilirsiniz


  • kondansator  (28.08.23 07:24:58) 
Ortak hesap +1

Eşimin bana oranla cüzi bir geliri var ama ortak hesap yapıyoruz.
  • logisticsmanager  (28.08.23 10:51:08) 
evlilikte en önemli şey açık iletişim bunu direkt eşinle konuşman gerek, ona direkt anlat kafandaki soru işaretlerinden de bahset


  • mysql34  (28.08.23 11:35:51) 
bizim ortak hesabımız yok ancak ortak kredi kartımız var. ay başı maaşlar yatıyor kredi kartı tutarı ikiye bölünüyor o bölünen kısımlar ile kredi kartı ödeniyor. kira ve faturaları da öyle yaptıktan sonra kalan paralar şahısların özel harcamaları için kalıyor.

gibi gibi..
  • wild honey suckle  (28.08.23 13:10:20) 
Turkiyede kari-koca calisirken yurt disina tasinip sadece kocanin calistigi durumu yasiyoruz biz de. Evlilikte senin paran benim param mevzuu olmaz.Benim 3 tane kartim var.Debit kart ve kredi kartlarindan biri zaten esimde duruyor.Ayrica yetecek kadar nakit de bulunur evde.Evlilikte senin paran benim param mevzuunu asarsaniz oyle zannettiginiz gibi harclik isteme-verme gibi seyler olmuyor.


  • turkuaz  (28.08.23 14:50:38) 
ek kartlar hanimda, oradan harciyor.
ayrica nakit veriyorum gerektigince.
buyuk harcamalar yapmadan once "genelde" nezaketen haber veriyor, ben de vazelin ile on hazirligimi yapiyorum.
  • cooperr  (28.08.23 15:57:25) 
Evliliğin ilk yıllarında eşim henüz işe girememişti. Yaklaşık 1 sene civari. O dönemde ben sizin yaşadığınız durumları yaşamasın diye doğrudan kartlarımı eşime vermiştim. Gelen tüm parayı da ona veriyordum. Ben ufak şeyler için para ayırıyordum. Harcamaları da zaten kartlar ile yapıyorduk. Kart ödemeleri geldiğinde de eşimden para istiyor, öyle ödüyorduk.

Halen de aynı durum devam ediyor. Eşim ile de bu muhabbete hiç girmedik bu nedenle.
  • drako  (28.08.23 16:12:04 ~ 16:12:59) 
Evlilikten sonra işi bıraktım. Direkt evlilikle alakalı değildi bırakmam. İşi dolayısıyla benim kredi kartlarımı kullanıyoruz, ben de kullanıyorum kendim için. O ödüyor. Ama dikkat ediyorum harcamalarıma...
Bekleyen bakalım bir şey diyecek mi? Arada nakit verir, acil birşey varsa ben de isterim..hiç problem yaşamadık. Kemer sıkılması gereken bir aysa, sesli düşünürüz.

  • gadlemler  (28.08.23 16:18:27) 
Öncelikle çekinecek bir durum yok açık açık konuşmalısınız.

İşi bıraktığını, okul döneminde gelirin olmayacağından nasıl bu işi yaparız gibisinden sorarsın.

Ben olsam cüzi limitli bir ek kart çıkartırdım, ayrıca hesabına her ay belli bir tutar yollardım ve oradan harcama yapmasını söylerdim.
  • Lethe  (28.08.23 16:41:18) 
[]

5 yıl evli kalıp aşık olan var mı hala?

Arkadaşlar bu aşk evliliği muhabbetine bir türlü inanmıyorum. İlişkilerim de çok uzun sürmedi. Yani 2 sene süren iliskim olsa diyecem ki 2 yil aşıktım. Bu evlilik konusunda bizi yanıltan bir şey mi bu aşk evliliği? Yani aşk 5 sene sonra da sürüyor mu? Çevremde hala aşığım diyen biri yok. İş yine mantık evliliğine dönüyor gibi geliyor bana.




 
Yani sorsanız tabi ki seviyoruz diyeceklerdir. Ama bence sevgi kendini bi yerde minnet duygusuna devrediyor.


  • olaylar olaylar  (27.08.23 14:55:14) 
aşk meşk romantik lafları, tabii ki hepsinin temelinde mantık var. aşktan kastettiğiniz sevgiyse sonsuza kadar da sürebilir.


  • gule gule  (27.08.23 14:58:17 ~ 14:59:50) 
"aşk acı ilacı yutmanı sağlayan şeker kaplamadır" diye çok güzel bir laf duymuştum.


  • orpheus  (27.08.23 16:12:10) 
10 seneyi gecen hafta devirdim. onceki iliskilerim de uzun sureliydi cunku stabiliteyi seviyorum.

a$k evliligi olayi palavra bence..zaten tek eslilik insanlara bence cok da uygun degil.

karsilikli saygi onemli, ortada bir anlasma var, bir kontrat. o kontratin da belli kurallari var. sen attigin imzanin arkasinda duramayacagini dusunuyorsan kimsenin basini belaya sokmadan tek basina devam etmen lazim.
  • cooperr  (27.08.23 16:23:48) 
20 seneyi geçti evliliğimiz. Evden çıkarken hala sokağın bitimine kadar el sallıyoruz.
Aşk şiddeti sevgi şefkatine evriliyor. Öte yandan aşıkken bile evlenmeden önce mantığımızı kullanıyoruz, sırf aşığız diye evlenmemeliyiz, değil mi?

  • SiyamkedisiZorro  (28.08.23 08:54:12) 
5 yıl sevgililik ardından 3 yıllık evliyiz. hala çocuk gibi eğleniyoruz takılıyoruz, hiçbirşey kaybettiğimizi düşünmüyorum. aşk ölür, herkes mantık evliliğinde, aşk biter alışkanlık kalır gibi genellemelere hiç bir zaman katılmadım. içinde bulunduğum ilişki de bu bağlamda değil zaten.


  • kondansator  (28.08.23 08:57:45) 
2,5 yıl beraber yaşamanın üzerine 2 yıldır evliyim...
Birlikte vakit geçirmeyi o kadar seviyorum, ilişkimi bozar diye çocuk istememeye başladım. İlk aylardaki heyecan ve tutku çok yok. Ama bazenbi hafta 10 gün ayrı kalıyoruz, müthiş bi özlemle kavuşuyoruz...
Bu aranızdaki enerjiyle de ilgili. 3 yılda boşanan arkadaşlarım var. :( annemin düşüncesi 6 seneden sonra kardeş gibi oluyorsun diyor :) ama o 6 senede de 3 çocuk doğurmuş.
  • gadlemler  (28.08.23 16:23:25) 
[]

Yalnız yaşayanlar nasıl hissediyor?

3 yıl boyunca yalnız yaşıyorum, İstanbul-Cihangir'de

Yalnız yaşamaktan neden bu kadar sıkılmış olabilirim ? 3 yıl boyunca evden çalışıyorum bu arada.

// bu soru gönül işleri kapsamında değil.

 
Kullanmadığınız bir odanız varsa kiraya verebilirsiniz. Hem sosyallesir hem ekstra para kazanırsınız.


  • sekizdokuzon  (25.08.23 23:44:06) 
Bunun cevabını cem yılmaz çok iyi özetliyor;

youtu.be

Kesiti kaldırmışlar kusura bakma, 14:22'den sonra.
  • gotosleep  (25.08.23 23:48:48) 
1 yılda sıkıldım. Berbat bir şey bence. Kavga edeceğim bir ev arkadaşı veya aile evini tercih edecek moddayım. İnsanların çoğu da bu yalnızlığı tolere edemediğinden evleniyor olmalı. Meşgale bulmak+sosyallikten başka yapacak pek bir şey yok.


  • personaa  (25.08.23 23:49:40) 
Yalnız yaşıyor olmakla ilgili düşünceleriniz değişmiş olabilir. Bunda çevrenizde yaşadığınız bir olay etkili olmuş olabilir. Canınızı gerçekten sıkan şey belki de yalnız yaşamanız değil de yalnız yaşıyor olmanıza yüklediğiniz manadır. Son zamanlarda ne yaşadınız ona bakmak lazım. Evden çalışmanız da büyük pay sahibi olabilir.

Not: 5 yıldır yalnız yaşayan biri.
  • ruhen hastayim ben  (26.08.23 00:04:40 ~ 00:05:25) 
Schopenhauer oku


  • zalbarath  (26.08.23 00:32:09) 
insanız çünkü. hele iş dışındaki saatlerde sosyalleşmiyorsanız zaten sıkılmamanız imkansız.


  • ahm1  (26.08.23 01:34:17) 
Hücre hapsinde insan neden kafayı sıyırıyorsa, siz de o yüzden sıkılıyorsunuz.

Her gün en az 6 kişiyle olumlu dialog yapar, samimi konuşursanız çok iyi gelir. Aksi halde kötü gelir.

Sosyalleşin. Bakkal vs de olabilir. veya restoran görevlisi, pazarcı, şöför. Veya komşu. Kim olursa, ama samimi davranmak kaydıyla. Mesela günaydın nasılsınız (içtenlikle) diye sorun ve dükkandaki ürünler ile ilgili konuşun.
  • alfired  (26.08.23 01:44:20) 
Tüm sorun aktiflik mi yani? Yeterince aktif olamama?

Ama bu evden çalışma olayı zaten bizi bitirmedi mi
  • MaNOfTheYear  (26.08.23 12:49:47) 
ben yaklaşık 12 yıldır tamamen yalnız yaşayanlardanım ve biriyle ev paylaşma düşüncesi bile rahatsız edici geliyor. son 5 yıldır da hem evden çalışıp hem yalnız yaşıyorum. hiç sıkıldığım bir dönem olduğunu hatırlamıyorum ama sürekli yapacak birşey buluyorum. bazen puzzle yapmaya sarıyorum günde 1000 parça olmak üzere bir ay sürekli puzzle yapıyorum, bir sonraki ay kitap okumaya sarıyorum 2500-3000 sayfa kitap okuyorum. arada bunlardan sıkılırsam denemediğim yemek tariflerini deniyorum. pandemi ile birlikte tamamen asosyal oldum diyebilirim. haftada en az 3-4 gün 10 km yürümeye çalışıyorum. arada dizi film derken zaman nasıl geçiyor anlamıyorum bile.

deneye yanıla kendinizin zevk aldığı şeyleri bulmaya başladığınızda yalnızlıktan keyif almaya başlayabilirsiniz. yazıldığı gibi sosyalleşmeyi de arada yaparsanız yalnızlığın güzel birşey olduğunun farkına varırsınız bence.
  • hypathia  (26.08.23 13:52:27) 
Sosyalleşmeyi yapıyorum ancak yetmiyor. Daha fazla meşgul ve yoğun sosyal olmam lazım galiba.

Mesela tatil kafasını seviyorum. Tatile gidiyorsun, sürekli aktifsin. Bi orda bi burda geziyorsun, plaja gidiyorsun, akşam kokteyl vakti vs vs Bunun gibi
  • MaNOfTheYear  (26.08.23 13:57:09) 
İnsanin genlerinde sosyallik var. Her insan sosyal olmak zorunda (tabii ki yuzde 1'lik bir istisnai kesim vardir). Yoksa insan once sıkılır, sonra daralir, sonra delirir.

Aktiflik derken, orayi burayi gezmek baska bir sey, o senin baska bir ihtiyacin olabilir ama sosyallesme acisindan birileriyle yuzyuze konusman, vakit gecirmen lazim.
  • ahm1  (26.08.23 22:29:49) 
7 yildir bir basima yasiyorum. gayet memnunum halimden.
5 yildir (baska ulkede yasayan) erkek arkadasim cok sik gelip gidiyor. o yokken kendimi buluyorum diyebilirim. ha ne yapiyorum? hicbir sey ama yalnizken kafam rahat yani.

gecimsiz biri oldugumu dusunuyorum. ayni evde oldugum kisilerle didisme egilimim var. kardesim annem dahil. o yuzden ev arkadasi istememistim.
yalniz olunca bu sansim olmuyor. kimseye zarar da vermemis oluyorum.

yemegimi cayimi ickimi ver, internetim olsun. sagdan soldan gurultu gelmesin.
disari cikmasam da olur o derece.
  • supergirl  (26.08.23 22:35:35) 
13 yildir yalniz yasiyorum.
Önce üniye gittim, ilk 6 sene. Sonra da son 7 senedir de calisiyorum. Sürekli insanlarla ic iceyim. Istedigimde baska ülkelerde/sehirlerde yasayan arkadaslarimi cagiriyorum, ben gidiyorum.
Arkadaslarimla aksam yemekleri, bir seyler icmeler, film izleme vs aktiviteler takiliyoruz.
Istedigimdeyse sadece tek oluyorum.

Evimdeki dört duvar disinda da güzel bir hayatim var. Is arkadaslarimla ofiste iyi anlasiyoruz, dogada vve sehirde vakit geciriyorum vs. Bence sizin en büyük probleminiz dört duvara sikismis olmaniz, isinizi bile evden yaptiginiza göre.
Bir anda/tek seferlik yapilan aktiviteler yerine ilgi alanlarinizi tekrar gözden gecirip ona göre bu aktiviteleri düzenli yapabilirsiniz. Illa baska insanla bu aktiviteleri yapacaksiniz diye bir kaide de yok, kendiniz yapsaniz da olur. Kafa dengi biriyle ama daha güzel oluyor. (Yoksa ben de cogu seyi tek yaparim)
  • kuehles blondes  (26.08.23 23:50:35) 
Yalnız yaşamayı çok isteyen biriydim. Şimdi ailemden çok çok uzakta yaşayan biri olarak yalnızlık çok güzel bir şey ama yeri geliyor özlüyorum. Ben de geçimsiz biriyim sanki. En fazla ablamla gecinebilirim. Hal böyleyken yalnızlık hiç de sıkıcı değil. Sıkıldığımda kitap okuyorum, film izliyorum, kod yazıyorum, müzik dinlerken ev işlerini hallediyorum. Kendimi meşgul edecek bir şey mutlaka buluyorum. Kahvem, bilgisayarım ve müzik. Bu üçü bana yetiyor.


  • stejerners  (27.08.23 15:59:47) 
4 yıldır yalnız yaşıyorum, son 1 yıldır da hibrit çalışıyorum. Zamanımın büyük kısmını evde geçiriyorum. Yalnız yaşamayı çok seviyorum, tekrar biriyle yaşayabilir miyim bilemiyorum açıkçası. Ama bir yandan da kedim olmasa kafayı yerdim diye düşünüyorum. Çok miskin bir hayvan aslında ama evde yine bir eğlence oluyor.


  • peki madem  (28.08.23 12:03:09) 
www.youtube.com

soyle bir video var yalniz kalma korkusunun atalarimiza dayandgi ile ilgili
  • my pink  (07.09.23 13:27:29 ~ 13:27:50) 
[]

Ankara LegatomCoffee, ben bu kişiyi tanıyorum

Ankara, bahçelievler LegatomCoffee önünden geçerken içeride birisini gördüm. Ben baktım o baktı ben baktım o baktı, sonra telefonum çaldı konuştum arada yürüdüğüm için yine baktım kendisi de baktı. Şimdi bu hanımefendiyi ben tanıyordum herhalde diye düşündüm ama ortamı terk ettim.

ne yapacağız?

keşke içeri girseydim...

 
Bir Türk atasözü der ki; "Yapçak bişe yok" :D

Keşke içeri girseymişsiniz.

Tanıyorsanız sosyal medya hesaplarınızın birinde ekli olabilir eskilerden beri, bir kontrol edin.
  • akhenaten  (25.08.23 18:51:30) 
[]

İnsanlarla muhabbete tahammülüm kalmamış

Son 1-1.5 senedir yoğun olarak bunu yaşıyorum. Kimseyle yarım saatten fazla oturup muhabbet edemiyorum. En yakın arkadaşlarımdan tut ailemden sevdiğim yakınlarıma kadar herkes bir süre sonra kalkıp gitme isteği uyandırıyor bende. İnsanların kırılmayacağını bilsem belki de hiç iletişim kurmamayı tercih ederim.

Neden böyle oldu anlamıyorum. Hayatımda değişen bir şey veya yaşadığım kötü bir olay da yok. Sadece bi anda insanlardan çok soğudum ve konuşurken “bi an önce eve gitsem ve uzanıp bi şeyler okusam, ne zaman kalkabilirim acaba?” Falan gibi düşünceler geçiyor. Yani mesela özlediğim insanlarla buluşsam 10-15 dk konuşsak ve sonra herkes kendi dünyasına çekilse belki bu kadar gerilmeyeceğim. Ama ben sürekli o ortamdan-neresi olursa olsun- gitmek için bahane bulmaya çalışıyorum. Eskiden böyle biri değildim uzun muhabbetlerden sıkılmazdım en azından eve gitme dürtüm bu kadar ağır basmazdı. Sizde de dönem dönem oluyor mu bu? Neden kaynaklanıyor sizce, nasıl aşılabilir?

Teşekkürler

 
insanlardan mı sıkılıyorsun yoksa tüm sosyal aktivitelerden mi? ikincisi ise hızlı tüketim, sosyal medya nağımlılığı vs.. bir sürü sebebi olabilir


  • buenosdias  (24.08.23 23:09:33) 
Tuketim toplumunun tukenmis bir uyesisin. ASosyal medya hesaplarini kapatmakla baslayabilirsin duzelmeye.


  • halk  (25.08.23 06:25:18) 
Yaş ilerledikce insan hayatında en kıymetli şey zaman oluyor bunu da rastgele harcamak istemiyor. Hatta arkadaş sayısı azaliyor


  • applaudo  (25.08.23 07:52:16) 
ekran bağımlılığının da etkisi var sanki. Ekranda istemediğimiz şeyleri zırt diye geçebilmeye çok alıştık. Gerçek ortamda böyle bir kaçış şansı yok, ne kadar beğenmesen de kalmak ve katımak zorundasın. belki bunun da etkisi vardır..


  • halanne  (25.08.23 09:09:09) 
Boş muhabbet sıkar normal
Zamanınızın kıymetini anlamışsınız sadece

  • photo85  (25.08.23 10:08:12) 
Benzer durumdayım. Yanımda birileri olsun istiyorum ama birlikte olunca da kafam kaldırmıyor


  • jjimyl  (25.08.23 19:02:02) 
[]

Gıcık olduğunuz kişiler

Özellikle işte gıcık olduğunuz kişiler var mı? 30 yaşındayım, çocuk gibi gıcık oluyorum. :D Yalnız olmadığımı söyleyin.




 
Ben gıcık olmayı geçen ay bıraktım, aşırı yoğun bir mesaisi var. Kimseye içimden bile cemkirmiyorum. Ama olurken sağlam olurdum, yalan yok.


  • sekizdokuzon  (24.08.23 18:41:23) 
iş ortamında gıcık olduğum kişiler genellikle kötü niyetli olan kişiler oluyor. başkasının arkasından dedikodu yapanlar ya da iyi niyetli bi durumda yaşanan aksiliği kendi faydasına çıkarmaya çalışan kişiler oluyor.


  • a7x  (24.08.23 19:11:51) 
Baya var, hatta kendime de gıcık olurdum. Ben çok insan sevmiyorum, eskiden böyle değildim. Ne olduysa askerden sonra oldu, çalışmaya başlayınca hepten ipin ucu kaçtı.


  • akhenaten  (24.08.23 19:37:15) 
1 gunden fazla zaman gecirdigim herhangi birine gicik olurum her seyi batmaya baslar. bebek bile olsa. yalnizlik 4ever!!!!


  • mess  (25.08.23 09:34:25) 
50 yaşında bile gıcık olanlar var
Bana da gıcık olan çok ahah gideyim de gıcık edeyim

  • photo85  (25.08.23 10:09:30) 
bizim sektörde cırt diye yurtdışına gidenler oldu ben gidemedim, gidenlere gıcık oluyorum :D


  • mirty  (25.08.23 10:40:16) 
[]

Bu kişiyle muhabbeti nasıl keseyim?

Tesadüfen eskiden tanıdığım biriyle bir ortamda karşılaştım. Numaramı aldı ve iletişim kurmak istiyor bazen. Seninle konuşmak istemiyorum desem olmaz. Ne yapayım sizce? Buluşalım falan diyor.




 
yalan olmayan ama sudan mazeretler uydurun. Vaktim yok derseniz ille de müsait zaman için ısrar edebilir. bu aralar yoğunum, iş-güç bütün enerjimi alıyor. başkalarına ayıracak boş vaktim olmuyor vs


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (24.08.23 06:48:59) 
buluşma tekliflerine birkaç kere bahaneler uydurun ve sonradan iletişime geçmeyin, zamanla anlar ve peşinizi bırakır


  • noxie  (24.08.23 08:31:32) 
Seinfeld'in bununla ilgili bir bölümü var. Ne yapman veya yapmaman gerektiği ile alakalı fikir verebilir: m.youtube.com


  • prole  (24.08.23 08:43:02) 
[]

Teselli arıyorum

5 gün sonra eşimle beraber Estonya’ya taşınıyorum. Buradaki düzenimi, işimi, ailemi bırakacağım için içten içe çok üzülüyorum. Eşim ab vatandaşı ve orada akademisyen olarak çalışıyor. Ben burada avukatım ve orada geçerli bir ruhsatım olmadığı için 1 sene bilişim hujuku yüksek lisansı yapacağım. Henüz 1 aylık evliyiz. Ne olduğunu bile anlamadan bu kadar çok şeyin değişmesi beni daha gitmeden sarstı.

Çevremdekilerle paylaştığımda herkesin tepkisi “kurtuldun işte ne güzel” minvalinde oluyor. Ama ben buradaki hayata çok alışmıştım. 31 yaşındayım daha öncede yurt dışında yaz okulu vs tecrübem oldu ama bir gün tamamen bırakıp gideceğimi hiç düşünmezdim. Aileme bir şey olursa en iyi ihtimalle yetişmem 12 saati buluyor. Bunu düşündükçe nefes alamıyorum.

En büyük gitme motivasyonum: bu ülkede insanca yaşayabilmenin imkansıza yakın oluşu. Paranız olsa bile trafikte bir magandaya denk geliyorsunuz ve hayatınız son buluyor. Ya da malum yaşanan son deprem vs… Bir de avukatım ve her gün adliyede gördüklerim beni daha da umutsuzluğa sürüklüyordu. Böyle şeyleri düşündükçe burada hard mode’da çabalayacağıma orada sıfırdan başlayıp bir düzen kurmaya çabalamak daha mantıklı geldi.

Yine de içim buruk. Keşke bu ülkede huzurla yaşayabilseydik. Annemi babamı kardeşimi geride bırakmak çok koyuyor. Sizin var mı bir teselliniz? Gidenler nasıl alıştınız?

Teşekkürler

 
Kolay değil hocam ama alışacaksınız. Cesaret etmişsiniz ve uzun vadede doğru olanı yapmışsınız, üstelik eşiniz de yanınızda. Heyecanınızın yaşadığınız burukluğun önüne geçmesini diliyorum.


  • psipsipsi  (23.08.23 21:56:10) 
Estonya gibi içe kapalı bir toplumda Türk çift olmak ülkede yalnız olmak gibi bir olay. Ama bu önemli değil. Para varsa sıkıntı yok. Gittiğin neresi olursa olsun para, gelir, yaşam standartı iyi oldu mu sorun yok. Çile çekecekseniz hiç gerek yok gitmeye.


  • owen  (24.08.23 01:49:42) 
[]

Valizden eşya alınması ve takıntılı arkadaş

Merhabalar
Yurtdışına bir akrabamı ziyarete geldim. Neyse annesi götürmem için valiz hazırladı 32 kg devasal. Ben kabin bagajı aldım sırf bu yüzden. Annesi bir kılıf almış üstüne naylon bir şey ve valizi kapatmıyor bile. Orda iş yapan insana eziyet. Tutacak yeri bile bulunmuyor. Zaten dedim içimden bu valiz bu şekilde gelirse geldiğine dua ederim.

Neyse beni karşıladı. dedim kılıf çıkmış ama adi bişeydi. Bütün gece yok kılıf neden çıkmış yazacakmış, kılıfı çalmışlar. Bir sürü söyledi bana bagaj etiketlerini ver diye. Dedim yaaa ben sana daha güzelini alayım boşver vb.. Neyse ertesi gün oldu diyor ki valizimin içinden istanbullı pasta tabağımı almışlar. Diyorum ne yapsınlar senin pasta tabağını. Yok ben yazıcam parasını versinler çalmışlar vb… bugun de yine annesiyle konuşmuş annesi tahin koymuş o da yokmuş. Ben yazıcam tazminat falan filan deyip duruyor. Konuyu değiştiryorum ama ısrarcı. Yani sonuçta benim üzerinden yapacak yazışmaları çünkü yolcu benim. Uğraştığına değmez diyorum anlamıyor.

Sizce bu kızın eşyaları çalındı mı? Eşyalarının peşine düşmekte haklı mı? Bunu nasıl geçiştirebilirim? İyi bir insan olduğu için kalbini kırmak istemiyorum. Elinde onların olduğuna dair hiç bir ispat yok. Benim şunum kayboldu deyince ne yapabilecekler ki? Bişey olmaz diyorum. Ben yine şikayet edicem diyor.

 
Takıntılı bir insanı ikna etmenin en iyi yolu sanırım onu geçiştirmemek yani söylediklerini dinlemek ve konuşmak. "Şu bavul konusunu bir konuşalım" diyip konuşabilirsiniz, "kurallarda şöyle yazıyormuş, şu nedenlerden dolayı çalmışlarsa da ispat edemeyiz, zaten çalınması da mümkün değil çünkü şöyle şöyle güvenlik aşamaları var" tarzı mantıklı ve uzun cümleler belki kurtarabilir :) Merak ettim ben de, kim niye pasta tabağını tahinini alsın :)


  • psipsipsi  (23.08.23 21:50:15) 
sana negatif yapıyor belli ki hoşuna gitmemiş gelmen eften püften sebep bu oluyor.


  • abi bi dizi buldum on numara  (23.08.23 22:08:11) 
Verin bagajla ilgili bilgileri kendisi ugrassin, yazismalar sizin uzerinizden olmuyor, kim baslatirsa onun uzerinden oluyor. Bir noktada sanirim, son noktada banka hesap numarasi isteniyor. Ama %90 asla cevap alamayacagi icin size dert olmayacaktir. Bu tarz insanlarla ugrasilmaz, laf da anlatilmaz pek.


  • songforsomeone  (23.08.23 22:40:58) 
ya bir dicem fesat diyebilirsin ama. senin aldigini sakladigini falan mi dusunuyor acaba?? manyak olabilir mi boyle


  • rallied  (24.08.23 11:11:52) 
kim napsın 19238012983091 bavul içinde onun tahin kavanozunu.
sana yanlıyor sana kinli

  • basond  (24.08.23 12:53:19) 
tahin zaten gıda olduğu için taşımanız bile yasakken üstüne bir de savaş vermek doğru değil. bence iyi niyeti suistimal eden insanlar, benim üzerimden yazışamazsın vermeseydin diyip ilişkinizi bile kesin.


  • enteg  (26.08.23 10:07:10) 
[]

Evlilikten beklentiniz nedir?

Zaman zaman karşılıklı birbirimizi sevdiğimiz bir eşim olsa dediğim oluyor. İşte evlensem diye aklımdan geçiyor ama tam olarak evlilikten ne beklediğimi bilmiyorum.

Hayatı paylaşmak, aile olmak gibi düşünceler geliyor. Tam olarak detaylandıramıyorum düşüncemi.

Evlilikten beklentiniz nedir?

Ne kadar önemli emin değilim, erkek kişisiyim. Düşüncelerinizi yazarken cinsiyetinizi belirtisiniz sevinirim.

 
Evlilikten bir beklentim yok, eşimden beklentilerim olurdu. Bu ikisi ayrı şeyler bence, çünkü her ne kadar ayrı gibi durmasalar da sırf "evlilik müessesesi" içinde bulunmak için de evlenen çok insan var, hani önce evlenmeye karar verip evlenilecek kişiyi sonra buluyor birçok kişi, haliyle "evlilikten" bir beklenti geliştirmeleri çok doğal. Ben böyle biri olmadım hiç.

Her şeyden önce birini sevip onunla birlikteyken iyi hissetmek lazım. Bu gibi şeyleri anlatmak zor oluyor çünkü bunla ilişkili sözcüklerin hepsi aşırı şekilde kullanıla kullanıla eskimiş. "Birini sevmek" derken bile demode ve klişe geliyor kulağa. Anlatmak istediğim, birinin varlığını onun yokluğuna tercih ediyorsanız kalan diğer her şey de bunla bağlantılı olarak evliliğin size ne katacağını söylüyor zaten.
  • akhenaten  (23.08.23 20:53:07) 
Çocuk


  • olaylar olaylar  (24.08.23 00:43:24) 
Ayrılmamak :d

Gerçekçi bir beklenti olmadığını biliyorum ama benim için evlilik = hiç ayrılmamak.
  • ruhen hastayim ben  (24.08.23 00:53:24) 
Çocuğuma baba olabilir mi? Önce ona bakarım. Sonra onunla bir evi, hayatı paylaşmak güzel olur mu? Geri kalanı ev arkadaşlığı, sadakat, iyi günde, kötü günde destek.
Hepsi bu.

  • Tina  (25.08.23 01:10:56) 
@akhenaten +1 evlilik, resmiyet için alınan bir karar. hayatımı paylaşmak istediğim insandan beklentilerim olur. birlikte, bu hayatı nasıl güzelleştirebiliriz? birbirimizin duygu ve ihtiyaçlarına eşilik etmede ne kadar istekliyiz ve seçeceğimiz stratejilere karşı tepkilerimiz ne olur? kendini geliştiren birisi midir, kişisel alana ne kadar saygılı, ailelerle ilgili konulardaki reaksiyonları, çalışma hayatı ve harcama alışkanlıkları, ev işlerinde ortaklaşma ve sınırlar gibi konulara yoğunlaşmayı kıymetli buluyorum. niyeti ve çabası bu çerçevede olan bir insanla evliyim. ilişkimizi de toplumun dayattıkları ve ahlaki yargılara göre şekillendirmiyoruz.


  • from where i ride  (25.08.23 08:29:21) 
[]

Ailenizden kalan iş

Önemli bir soru olmadığı için gönül işleri kategorisinde açtım.

Bir fabrika var. Sahibi çok emek vermiş. Sadece yeri 500 milyon TL vardır. Makineleri, verileri saymıyorum.

Çocukları ilgilenmemiş. Sahibi fabrikayı satmış. Çocuklarından biri ABD'deymiş, biri Türkiye'de öğretim görevlisiymiş.

Size bu şekilde şirket ve çok para verilse yine yapmak istediğiniz şeyi mi yaparsınız?

 
Benim çok zengin arkadaslarim vardi üniversite sebebiyle.

Ailesinin fabriklarinin başina geçen de kendi istediğini yapan da. Ben orta direk aileden geldiğim için şirkete geçerim derim de zenginlikten gelen çocuk olsam kendi istedigimi yapmak isteyebilirdim.
  • logisticsmanager  (23.08.23 22:21:44) 
[]

sevgilinizin aldığı şeyler

İlişki benim için bitmek üzere. Bana aldığı ufak tefek şeyler var. Bunları atmak istemiyorum. Kendisine de buluşup bunları geri veresim yok. Ağzıyla kuş tutsa dönmeme noktasındayım. Ne yapayım? Paketleyip eşya yardım kutusuna falan mı atsam?




 
bir koliye koyup kargoya verin hocam. ev adresini bilmiyorsanız ya da eve bile göndermek istemiyorsanız, kargo şubesinden teslim alınacak şekilde gönderebilirsiniz, ister alııır, ister almaz.


  • onemoremile  (23.08.23 18:37:48) 
Birkaç seneden sonra hiçbir şey ifade etmiyor. O yüzden şimdiden yak gitsin. Ona da gönderme. Hiçbir manası yok.


  • prole  (23.08.23 22:04:44) 
ortak arkadaşa bırak, ondan alsın.


  • hrskrs  (24.08.23 01:02:15) 
bence bir sor mesaj uzerinden (mesaji da sakla) bunlari almistin bana geri ister misin diye. isterse gonderirsin istemezse esya toplama kutularina koyarsin dedigin gibi


  • rallied  (24.08.23 11:16:50) 
[]

Bu enflasyonda insanlar nasıl evlenebiliyorlar?

Çevremde insanlar çatır çatır evleniyor. Aile de artık sormaya başladı bu kadar çok evlenen varken. Yakında gay misin oğlum sen diye soracaklar.

Ben evlilik hesabı yapınca işin içinden çıkamıyorum.

10-15 bin kira, fatura, gıda derken 25 bin tl çok rahat havaya gider gibi bir hesap yapıyorum İstanbul için. 2 asgari ücretten fazla.

Bekar adamım, rahat rahat istediğimi alıyorum ama evli olsam sadece karım tokluğuna yaşamışım gibi geliyor. Hiç birikim yapamam diye düşünüyorum.

Maaşım çok kötü değil ama evliliğe maddi açıdan hiç cesaretim yok kirada yaşayacaksam.

Ne bileyim İstanbul'da kirada yaşayacak bir evli çiftin toplam geliri kaç para olmalıdır ortalama bir hayat sürmesi için, karın tokluğuna sormuyorum.

 
herkese aileleri yardım ediyor, yoksa şu an genç yaştaki insanların kendi kendilerine düğün yapıp ev kurmaları imkansız.


  • candide  (22.08.23 20:50:43) 
Evlenenlerin kim olduğuna da bakmak gerekiyor. Benim tanıdığım işsiz olup evlenen de çok var. Asgari ücretli olup kendine bakamayıp çocuk yapan da var. Bütün bunların nedeni cahillik.

Sanıyorlar ki evlenince çift maaş olmanın bir ekonomik refahı olacak. Çift maaş olacak ama giderler de çift ve aile ortamı için yaşam standartı gerekiyor. Araba lazım mesela çocuk varsa. Fatura tüketimi çift gider.

Ek olarak evli birinin hardcore çalışması imkansız. Önüne fırsat çıksa da aile kurmuş olunca fırsat falan kalmaz. Sürekli toplu hareket etmen lazım.
  • owen  (22.08.23 21:01:05) 
Kendi ayakları üzerinde duran bireyler zaten kendi düzenini kurmuş oluyor. Eşyasını hatta arabasını falan almış oluyor. Evlenmek masraflı olmuyor bir de düğün, nişan işlerine girmiyorlarsa. Anasının babasının evinden çıkıp her şeyi isteyenler nasıl yettiriyor bilmiyorum. Ailelere kambur olmadan imkansız.


  • ruhen hastayim ben  (22.08.23 21:16:03) 
Dugun mugun islerine girilmiyorsa evlilik baya ekonomik bir is bence. Bir eve iki gelir girmis oluyor ve giderler artan gelire oranla daha az artiyor. Asil bu enflasyonda evlenmek lazim gibi geliyor bana. Ayri gayri masraflar azalir, surekli disarda takilmak zorunda kalinmaz vs.


  • nic cage  (22.08.23 21:52:43) 
Şuan evlenmenin önündeki tek engelin enflasyon olduğuna emin misin xd gelin falan hep hazırsa madem nic cage+738 daha iyi bile olur tek kanaldan harcama. Başlat işlemleri bence


  • abuzer  (22.08.23 22:49:49) 
tam tersi daha ekonomik oluyor. geçen sene ailelerden yardım almadan evlendik, sade bir nikahla.
kira, faturalar, alışveriş vs iki eve ayrı ayrı yerine tek eve yapılıyor artık.
bu ekonomide asıl sevgili olunmaz, kafeye gitsen bir tatlı bir kahve 500den aşağı çıkamıyorsun. haftada 4 kez buluşsan 8k gitti bile, yemek yesen zaten 15k. bulan evlensin valla :)
  • Gradient_tabanlı_mor  (22.08.23 23:04:22) 
Benide korkutuyor şu ekonomik koşullarda yapılması gereken ilk masraflar beyaz eşya, düğün filan.
Hem bu zamanda her yönüyle uyum sağlayan hemde maddi konularda gerçekçi istekleri olan, para kazanıp harcamasını bilen biri olmalı ki evlilik yürüsün. Yoksa ayrılması, avukatı uğraşıp durursun.

Aileden zengin arkadaşların çoğu evlendi maddi konuları dert etmedikleri için daha hızlı ilerledi süreçleri.
  • kararsızataletfilozofu  (23.08.23 01:29:24) 
@nic Cage ve @gradient_tabanlı +1
Bence de çift olarak yaşamak bekar bir yaşam tarzına göre ekonomik olarak daha avantajlı.
Ben söylediğinin tam tersine, ben dahil etrafımda kirada yaşayan bekar arkadaşlarımdan rahatça istediğini alabilen görmedim. En basitinden bekar birinin kiraya 14 bin vermesiyle evli çiftin 14 bin vermesi aynı şey değil. Ayrıca evli çiftin araba alabilmesi de daha kolay nispeten. Bekar daha çok zorlanır. Sadece karar verirken daha özgür, kimseyi düşünmek zorunda değil, beni de hala cezbeden yanı bu:) yoksa aylık en az 70-80k gelirin yoksa bekarlık sultanlık da değil zenginlik de.
  • bir fincan kahve ile film izlemek  (23.08.23 01:32:57 ~ 01:39:20) 
Evlenince cebime daha çok para kalmaya başladı ciddi ciddi. E masraflar ortak gibi oluyor, her şeyi sen sırtlamıyorsun. Dışarıda zaman geçirmek için para harcama olayı da azalıyor. Tek tavsiye İstanbuldan taşınmak olabilir.


  • kondansator  (23.08.23 08:19:01) 
[]

bu abiyi napmak lazim

abim ben dahil 3 kisiden ara ara borc istiyor. o iki kisi de biktigi icin kendisinden artik onlardan yuz bulamiyor.

bir detay: abim tanimadigi insanlardan yani yakin olmadigi kisilerden borc alinca dakikasi dakikasina oduyor. bize gelince yok...

ve yaptigi bir numara var. bunu diger kisiler de fark etti ve kendilerini cektiler. once yalvariyor yakariyor para istiyor ama bin lira, iki bin lira ister. ve dedigi gun verir o borcu. her seferinde yaa iste goruyomusunuz ben degistim falan diyor biz de her seferinde yiyorduk, ben yine yedim... bunun ardindan buyuk miktar istiyor iste ve o gelmiyor.

gecen hafta beni aradi yalvar yakar kendini acindira acindira 20k istedi. (oncesinde 3- 4k verdim geri odedi). olay da suymus: 100k almis birinden, cok ters biriymis, 20k eksikmis mutlaka bugun vermeliymis o 100 bini geri. benden 20 bin istedi yani. ben de artik numaralara karnim tok olmaz dedim once. yok lutfen bilmem ne.. en son tamam dedim. ne zaman odeyeceksin dedim. bir hafta sonra dedi. ben de gununde isterim ona gore dedim. tamam dedi, hatta 25 olarak geri vericem dedi.

bir hafta doldu. yok. watsaptan yaziyorum mavi tick oluyor ve cevap yok. ariyorum acmiyor. 2 gun gecti, yeni mesajlar yazdim yine yok. ben de cok sinirlendim ve 3. gun eger o para bugun de gelmesin x'e (x karisi) yazicam o da bilsin, daha once de kac param girdi evinize sonucta dedim. ondan isticem para gelmezse bugun dedim.
ve ona ara ara 100k falan veren kisiyi de taniyorum, ona da yazicam, dikkatli ol bir gun fena carpar seni de dicem dedim.

aksama yatiricam diye mesaj geldi bu sefer.
ve param yatti.

bana diyor ki sen ne kadar terbiyesiz bir kizsin. para icin beni tehdit ettin dedi. bi sey demedim de ben bunu napayim artik ya? olumlu dunya diyip hayatimdan cikarmiyorum ama bana bir damla faydasi olmayan bir insan ve hadi olmasin da zarari da dokunuyor. simdiye kadar ondan alamadigim borclarin ne kadar oldugunu bile unuttum... evet bu sefer tehdit ettim sayilir ve dediklerimi yapacaktim da ama haksiz miydim ki?

en gicik oldugum konu bu ikisi (kari koca) gayet rahat rahat gecinen tipler. arada da milletin sirtindan geciniyorlar.

 
küçük borcu verip büyük borç kitlemek klasik dolandırıcı taktiğidir.

en baştan parayı vermeyecektiniz, aldığınıza göre dert etmeyin. önceki borçlarını da hesaplayın, isteyin, vermezse bana borç kitledi diye görüşmeyi kestim dersiniz
  • MonteKristoKontu  (21.08.23 20:08:10) 
bu saatten sonra ciddi şekilde dara düşmediği müddetçe bişey vermeyin bence. yerinizde olsaydım eski borçların da muhasebesini yapmazdım ve bunu kendisine de söyleyip yakamı bırakmasını rica ederdim.


  • isveperver  (22.08.23 00:30:41) 
anlattığın olayda tek hatalı sensin. adam yolunu bulmuş işine geleni yapıyor, arkadaşları çözmüş borç vermiyor onlarda halletmiş bu konuyu. bi tek sen tekrar tekrar aynı hataya düşmüşsün anladığım kadarıyla.

tersleşmene reddetmene gerek yok. 5-10k üstü borç isteyene kredim var deyip geçebilirsin. ya da fon aldım bozamam de geç
  • avatar is back  (22.08.23 00:45:28) 
atsan atılmaz satsan satılmaz bir abin var.

En temizi kredi çektim diye dolan ortalarda sonra da para isteyince kredi ödüyorum bende de yok de.
  • kuzey li  (22.08.23 01:16:22) 
Abin tam bir örnek olay çalışması durumuna gelmiş. Yemeyin artık bu numaraları, 25k verip bir ay sonra yine 25k alıyorsanız siz net zarardasınız. Bu durumlar için kredili mevduat hesabı ya da kredi kartından nakit avans denen borçlanma yöntemleri var.

Size söyledikleri de yenilir yutulur şeyler değil.
  • mahsus mahal  (22.08.23 06:27:08) 
Şimdi bir kere en başta "başta küçük miktarlar isteyip alıştırıyor" kısmı çok şey anlatıyor. Bir kişiden insan hayatı boyunca en fazla 2-3 kere borç ister zaten.

Ayrıca abinizin siz ve çevresindeki birkaç kişi dahi çok tanıdık olmayan insanlardan bile sürekli borç aldığı bir tablo çizmişsiniz.

Bu çok anormal bir durum farkında mısınız? Yani abiniz çevresindeki insanları banka niyetine kullanıyor. Bankalar bunun için var, bankadan 2, 3 bin ya da 20 bin gibi kredileri rahatlıkla çekebilir, tabi eğer banka bu krediyi vermiyorsa o ayrı. Bankanın bile kredi vermeye güvenmediği kişiye siz de kredi vermemelisiniz.

Abinizin bu durumu bir alışkanlığa dönüşmüş, ihtiyaç duymuyor. Size güvenerek ihtiyaç "yaratıyor."

Abinize borç vermeyi kesmeniz herkes için en iyisi. Abiniz size güvenip, sizi kendi iş planının finansörü haline getirmemeli. Ödeyemeyeceği borcun altına girmemeli. Bu bir alışkanlık, siz borç vermeye devam ettikçe bu doğal bir model haline geliyor onun için. Abinize yardımcı olabilirsiniz, ancak abinize düzenli olarak kredi sağlıyorsanız bu bir "meslek" olur artık. Sizin mesleğiniz abiniz gibi insanlara kredi sağlamak mı?
  • akhenaten  (22.08.23 07:50:53 ~ 07:55:43) 
Al sana "borç verme kötü ol / borç ver kötü ol" durumu.
Bunu alışkanlık haline getiren kişilere borç vermeyiniz. Arkadaşım kuzenine borç para verdi (vereli 5 sene oluyor) 5 sene kuzenden ses seda çıkmadı. Arkadaşım da emekli, bir evleri var kirada muhtaç değiller ama hesap kitapla geçiniyor. Bakıyor kuzenin kızlarının sosyal medya hesaplarında bu gece şurası, öbür gün burası story'ler atılıyor ama borcu geri ödeme namına bir şey yok. Kendini avutuyor "kırk yılda bir defa istedi, öder diye". Neyse ödedi evet, 5 sene sonra dolar 8-9 kat artmış bu aldığının iki katını veriyor, telefon mesajıyla.
Borç vermeyip kötü olunuz.
  • SiyamkedisiZorro  (22.08.23 08:36:24) 
Abinizle ilgili önceki duyurularınızı da hatırlıyorum. Ölümlü dünya deyip idare ediyorum demişsiniz ama bence tam da bu dünyaya bir kez geldiğiniz için abinizi hayatınızdan çıkarsanız sizin için daha iyi olacak sanki.


  • peki madem  (22.08.23 14:48:21 ~ 14:48:39) 
Bu abiyle iletişimi tamamen kesmek lazım.
Ben olsam bana terbiyesiz dediği an bunu büyük olay haline getirip siler atardım.
Ne hali varsa görsün böyle saçma şey mi olur.

Çok seviyorum küs kalamam derseniz açık açık konuşacaksınız bir daha asla para olaylarına girmeyeceğiz diye anlaşacaksınız diğer türlü ilişkiyi keseceksiniz bu tip insanlar pek değişmez.
  • Dağcı  (22.08.23 16:20:33) 
uzaklaşıp hayattan çıkarmak lazım. tek çare bu. ilerde başınıza bela olur. ya net bir çizgi çekip seni öldürecek olsalar dahi benden para isteme diyeceksiniz ya da çıkaracaksınız.


  • golgi aygıtı  (23.08.23 00:29:41) 
Bu böyle devam ederse basina bela olur, Müge Anli hikayesi cikarki, bir tane hatirliyorum.


  • durgunfoton  (23.08.23 03:37:52) 
borç verme kuralları var, biri senden X lira istiyor ise kim olursa olsun istediği rakamın tamamını vermeyeceksin, bendede yok zor durumdayım, ödemelerim var, taksidim var vs. vs. diyeceksin,

max istenilen rakamın %70' kadar borç vereceksin.
  • selam  (25.08.23 11:19:59) 
Abi vermiyorum o sıkıntılı tip bacağına sıksın da akıllanırsın belki. Bi daha sıkıntılı tiplerden borç morç almazsın diyip köşeye çekilmelikmiş tam. Değerlendirememişsiniz. Borç morç vermeyin bundan sonra. 5 tl istese de vermeyin. Siz ondan 10 20k isteyün vermezse o kötü olsun bu kez bakalım nolcak


  • f02561  (08.09.23 16:04:59) 
[]

Çıkılamayan WhatsApp arkadaş grubu?

gruptan çıksam ve bu arkadaşları bir yerde görsem bu sefer soracaklar neden gruptan çıktın diye. ee onların yüzüne karşı da sizinle konuşmak istemiyorum denilmiyor bu durumda ne yapmak lazım sohbeti arşive alıyorum ama WhatsApp'ta arşivlenmiş kısmında da mesaj atınca 1 yazıyor yani o grupta bir sohbet olduğunu anlıyorum insan tabi merak ediyor ne olduğunu :)

ne yapmak lazım ya.


 
Çık gruptan. Soran olursa iş, akraba vs çok grup var yetişemiyorum, çok bildirim geliyor, önemli şeyleri kaçırıyorum dersin.


  • Cesario  (20.08.23 05:19:26) 
Grubu sessize alabilirsiniz. O zaman bizzat siz tag'lenmedikçe bildirim gelmiyor olması lazım.


  • fotrsapka  (20.08.23 06:57:08) 
WhatsApp pismanliktir. WA kullanicisi olup mutlu olan insan tanimiyorum. 5-6 sene oldu sanirim sileli. Signal gibi alternatiflere yonelin, onlari kullanan az.

Rahatsiz edici sekilde ulasilabilirlik demek WA benim icin.
  • buf-e kür  (20.08.23 10:04:28 ~ 10:05:16) 
çıksana gruptan, konuşmak istemediğin insanlarla ne işin var aynı ortamda aynı grupta. Bir yerde görsem dediğinize göre sık sık yüz yüze görüştüğünüz insanlar da değil.

Millet sanal dünyada kafayı yedi yeminle. Gerçek hayatta yüzüne bakmayacağı insanlar ile sanal ortamda at koşturuyorlar. face, inst, WA, X vs.
  • janavarorion  (20.08.23 11:16:46) 
Cesario'nun dediği şekilde ayrılıyorum. hatta gece geç saatte çıkıyorum, çoğunlukla fark edilmiyor , bunu da sonra keşfettim :).

niye istemediğiniz durumlarla ilgili bu kadar düşünüp mesai harcıyorsunuz? salın gitsin.
  • Phoebe  (20.08.23 14:05:28) 
[]

Kendinize yüzde yüz güvenliğiniz alanlar, konular

Biraz da güzel seylerden bahsedelim. Allah vergisi, kimseden yardım almadan doğuştan getirdiğiniz yetenekleriniz neler?


Ben matematik konusunda aşırı başarılıyım. Bu hep böyleydi, en son dönüp dolaşıp matematik bitirdim zaten üniversitede. Bir de film okumada, dramatizasyon yakalamada bayağı iyiyimdir.


Sizde neler var, görenlerin vauw (evet vauw), bunu nasıl yapıyorsun dediği?


İyi geceler.

 
Ben yeni bir şeyi kavrayıp hızla gelişme konusunda çok başarılıyımdır. Konunun ne olduğu önemli değil, 3dk'da 3 aylık yol alırım. Herkes konuyu anlamaya çalışırken ben öğrendiğim şeyden yeni bir şeyler türetmeye başlarım. Bacak kadar çocukkenden beri bu konuda çok olumlu laf işitmişimdir.

Ama ne yazık ki bir şeyi öğrendikten sonra asla devam ettiremem, sıkılırım yeni bir şeyler bulmam gerekir. Neyse ki mesleğim de bu özelliğimle çelişmiyor :D Hep yeni bir şey düşünmem gerekiyor.
  • akhenaten  (19.08.23 22:49:34) 
Kurduğum her iş basarili oldu.

Şimdiye kadar hiç yanlış kitap seçimi yapmadım. Hepsi çok güzeldi.

Borsada ilk yatirimim disinda hep başarılı oldum.
  • deer hunter  (20.08.23 01:42:37) 
kendime hicbir konuda boyle bir guven beslemiyorum. bununla birlikte, bu hayatta en son boyle beylik laflar edecegim alan matematik olurdu muhtemelen.


  • banach  (20.08.23 05:46:00) 
İşimi temiz yaparım. Sorumluluk aldığımda en iyisini ben yapmış olurum.

Matematik +1 Seneler boyu mat dersinde hep sınıf birincisiydim. Ales dahil girdiğim her sınavda mat kısmı full ya da bir iki boş oluyordu.
  • ruhen hastayim ben  (20.08.23 14:16:51 ~ 15:24:40) 
hmm pek yok sanırım bu biraz çevreyle de ilgili yani bazen bir fotoğraf çekiyorum herkes oha nasıl çektin oluyor ama ortamımı değiştirsem sıradan gelecek belki insanlara.

yine de aklıma gelenler;

-tamir işleri, özellikle elektronikse titiz yaparım güvenirim kendime.
-makam aracı sürer gibi araba kullanırım pek sarsmam. binenler keyif alır.
-sevince güzel severim, karşımdaki insan olmayı isterdim. böyle de egoistimdir sdjghs
  • ananiyimioguz  (20.08.23 14:35:00) 
@banach, @ananiyimioguz, @güle güle

O zaman başkalarına kıyasla daha hızlı öğrenip yaptığınız, diğerlerinden hep bir adım önde olduğunuz şeyler diyelim :) insanda "ben bu sporu yapıyorum" hissi veriyor bazı şeyler. Nolur kendimizi gazlayalim biraz :p
  • sekizdokuzon  (20.08.23 15:02:51) 
[]

Evlenip yurtdisina yerlesmek

Merhaba sizin yardiminiza ihtiyacim var cunku kafam kararsizliktan patlamak üzere :(
30uma yaklasiyorum kamuda öğretmenim. Biraz gitgelli de olsa dört bes yildir bi ilişkim var, erkek arkadasim muhendis is bulmak amaciyla Almanya’ya gitti ve bi süredir orda. Simdi is buldu ve yeni bir eve cikmaya calisiyor. Eğer orada evlenirsek ben de elde ettiği çalisma izni, oturum haklara tabi olabiliyorum sanirim.
Benim burda ülkenin ekonomik sartlarinin zorluğunu cok da hissetmediğim bi yasantim var, dogudayim su an cogu sey erişilebilir formatta benim icin. İş harici yapabildiğim faaliyetler, arkadas çevresi, hobiler hatta zaman zaman ek gelir saglayan bazi islerim oluyor. Kisacasi aslinda keyfim yerinde ama illa bi sonu olacak ve gelecekte ne yapacagima dair karar vermem gerek. Biz uzun süredir uzak mesafeli ilişkimiz artik bi arada olmak istiyoruz ancak o haliyle Almanya’da hayatını devam ettirmek istiyor ve benim de oraya gelmem icap ediyor. Bazen cok hevesleniyorum bazen de asla gitmek istemiyorum. Burada bi süre almanca kursuna da gittim çok çok az Almanca biliyorum, İngilizce zaten var. Dil öğremeyi severim aslında ama Almanca bana bi ıztırap gibi geliyor. Her ne kadar Almanya’yı gezip beğenmiş olsam da.
En büyük derdim oraya gidince her şeye sifirdan başlamak, herhangi bir geçerli mesleğimin olmaması ki branşım da rehberlik. Evlenip sıfırdan birinin peşinden gitme düşüncesini de kendime yediremiyorum bi yandan. En kötü biraz yaşam deneyimi elde edip dönerim desem evlilik kurumunun baglayiciligi olacak kaldi ki kamuya tekrar dönmek de zor biliyorsunuz. Tüm bunların yaninda kardeşim haric ailemin bu iliskiden haberi dahi yok ve yurtdisi mevzusu da destekledikleri bir durum degil. Her sey bi yana ülkeye dair kötü gidişat, cocuk sahibi olmayı istemek gibi durumlar da bi an önce gitme kararını vermek gerektiriyormuş gibi hissettiriyor.
Bilemiyorum benzer bi durum yaşayan varsa ya da fikir belirtmek isteyen varsa konusmayi cok isterim.. sevgiler..

 
Bence ilişkinden emin olsan koşarak giderdin. İlişkine güvenmediğin için sana zor geliyor şu an.


  • elorelia  (19.08.23 10:11:42) 
bakış açınızı birinin peşinden gitmek yerine "ortak bir yaşam için adım atmak" olarak değiştirebilirseniz bir tık daha kolay olabilir.
mevcut konfor alanından çıkmak elbette ki zor ama buna değer olup olmadığına da karar verecek olan sizsiniz. almanya'nın bireysel olarak size katacaklarına da odaklanabilirsiniz. kağıt üstünde artı eksi listesi yapmak durumu somutlaştıracaktır.

  • penceredengorunenmorbina  (19.08.23 10:15:44 ~ 10:18:25) 
“Ortak bir yaşama adım atmak”

Bunu yaparken siz mesleğinizi, kazancınızı yani kendi kendinize yetiyor olma halinizi arkanızda bırakacaksınız. Bu birçok şeyden daha önemlidir. Ortak yaşama adım böyle atılmaz. Bu olsa olsa bir tarafın bencilliği olur.
  • ruhen hastayim ben  (19.08.23 10:28:52) 
Elorelia+1
Yani siz zaten kişiden emin olsaniz ama niger'e gidilecek olsa hadi emin değilim denir de almanya.
Siz kisiden ve evlenmekten emin degilsiniz. Bundan emin olmadan yapmayın.
  • logisticsmanager  (19.08.23 10:38:30) 
Bence konuyu "Gerçekten güvensen, sevsen giderdin" konusuna getirmeye gerek yok. Kaygılarınız erkek arkadaşınızı ne kadar sevdiğinizden bağımsız çok gerçekçi. Yurtdışına gitmek oraya gidip yapabileceğiniz geçerli bir işiniz olsa da bir çok sebeğten kolay değilken bir anda sahip olduğunuz mesleği, dolayısıyla da sosyal statünüzü ve kendinize yetebilme halini kaybetmek bu durumda çok mantıklı kaygılar.

Kaldı ki her insanın çevresiyle, ailesiyle ve içinde büyüdüğü kültürle ilişkisi farklı. Almanya'ya gitmek erkek arkadaşınız için görece kolayken (Ki bu da deneyimlenmeden çok bilinecek bir şey değil), sizin için çok daha sancılı olabilir. Bu ayıplanacak bir şey değil.

En nihayetinde bence bu konuları oturup bütün açıklığıyla konuşarak bir karara varmak en doğrusu.
  • salihdt  (19.08.23 11:00:24) 
Bu baskalarina sorulacak bir soru degil. Tamamen hicbir etki altinda kalmadan tek basiniza secim yapmaniz gereken bir konu cunku sonuclarina katlanacak ya da sonuclarin tadini cikaracak sizsiniz.

Ben saniyorum gitmezdim. Baskasina finansal acidan bagimli olmak benim kabulenebilecegim bir sey degil. Zaman icinde cok sey degisiyor.

Evlisinizdir, uzun yillar birliktesinizdir, ailenize cok faydali olacak bir firsat cikar, o zaman daha farkli karar verebilirdim.
  • thetruenorthstrongandfree  (19.08.23 16:54:32) 
Tamamen toplumdan izole kalacaksınız. Kendi milletinden biriyle evli olup da yurtdışında yaşamak bence kötü. Ülkede sadece sen ve eşin olmak gibi düşün. Evde Türk, sokakta yabancı olma ikilemi. Gerçekten kötü.


  • owen  (19.08.23 17:02:30) 
cok zor bir durum. benzer durumdayiz sadece erkek arkadasim henuz gocmedi. hala ikimiz de dusunuyoruz ama karsi taraf biraz daha "bilincli" bir sekilde hevesli olsaydi meylederdim. oyle bir durum olsa isi gucu birakmak yerine yaz tatilinde kesinlikle 3 ay zaman gecirirdim gittigi yerde. sonra donunce isten ayrilmalari vs. yapardim. muhtemelen giderseniz seveceksiniz. tek onun maasiyla ortalama bi hayati idame ettirebilirseniz bir sure parasizlik yasamazsaniz is arama sureciniz de kolay olabilir. dil icin polyglotlarin videolarindan, kullandiklari applerden vs faydalanabilirsiniz. zaten gocmenlere zorunlu dil egitimi veren ulkeler var (ben isvicreyi biliyorum belli kismi devlet karsiliyor) gittikten sonra o sorunu khalledersiniz. dedigim gibi bi sure adapte olana kadar issizlikten yakinmaniza gerek kalmayacak durumdaysaniz gidin.

not: 1 saattir grupta bu duyuru uzerine konusup gitmenin ne kadar zor oldugu dusuncelerimi aktardim. ama enine boyuna dusunurken hayata bir kere gelmemizin, tecrubelerin bazen yaralayacaginin ve guzelliklerin bazen zorluklarla gelmesi uzerine emin olarak biraz motivasyonla bu is olur diyorum :)
  • mess  (19.08.23 17:16:02) 
Memurlukta ücretsiz izin hakkı yok mu? Varsa deneme süresi gibi onu kullanabilirsiniz. Hangi eyalet bilmiyorum ama berlin gibi yerlerde sadece ingilizce sosyalleşmek ve bazı part time işler için yeterli olabilir. Diplomanızın denkliği var mı,onu da kontrol edin. Sosyal hizmetler gibi yerlerde çalışabilirsiniz belki. Araştırmak lazım ama önce istemek lazım:) kolay bir karar değil tabii ama seçeneklerinizi bilmek rahatlatabilir.


  • asteriks  (19.08.23 18:27:01) 
ogretmenlikte ydisina atamalar da oluyordu 5 yilinizi tamamlayinca. insanlar almanyaya artik o kadar gitmek istemiyordu cunku maasi cok yetersiz kaliyor


  • mess  (19.08.23 18:31:01) 
@asteriks var ama 5 yılını doldurmuş olman gerekiyor. eğer olursa biz de zaten Berlin’de yasayacagiz. Evet alternatifleri bilmek bi nebze rahatlatıyor ama en önemli sorunlardan biri de kendi mesleğime uygun bir alternatife rastlayamadım, cocuklar ile calisabilecegim herhangi bir alan sadece lisans diploması ile karsima cikmiyor.. varsa da biz bilmiyoruz bunu :(


  • fightorflight  (19.08.23 18:33:00) 
[]

Doğum yaptım ve boşanma kararı vermek üzereyim.

Merhabalar,

1,5 senedir evliyim ve 20 gün önce doğum yaptım.
Severek evlenmiştim ama şu an o noktadan çok uzağım.

Doğumdan sonra kayınvalidem yanıma kalmaya geldi. 9 ay zaten yanımda yoktu. Sözde bana ve bebeğime bakıma yardımcı olacaktı, tam tersi eşim tarafından sanki kayınvalidem doğum yapmış gibi davranıyordu.
Bana zaten bakmadı, dikişlerim enfeksiyon kaptı, 20 gündür antibiyotik kullanıyorum, henüz iyileşemedim.
Gece ve gündüz sürekli uyudu. Günde bir öğün yemek yapıyordu. Bazen onu da yapmayıp dışardan söylüyorlardı. Gün boyu bana Bir bardak su içer misin diye sormayan kayınvalideme; zaten uyuyorsun içerde uyu dediğim için saygısızlık yapmışım. Beni de şikayet etmiş eşime.
Tüm bu doğruları eşime söylerken bambaşka biriyle karşılaştım.
Önceden de tartısmalarımız olurdu ama bu sefer çok ileri düzeyde. Eşimi tanıyamıyorum.
Günlerdir ağlamaktan üzülmekten sütüm gelmiyor.
Bebeğimden bile soğumaya başladığımı düşünüyorum.
Yaptığım her şeyi sorguluyor, şikayet ediyor.
Üç gün önce 39 ateşle acillik oldum. Ertesi gün tekrar doktor bazı testler istedi, Yürümekte zorlanıyorum, beni hastahaneye götürmedi işini bahane ederek.


Annemlere geldim, bir haftadır oradayız. 2 gündür sadece akşam uyuma saatinde geliyor buraya da. Aileme de çok soğuk davranıyor.
Babası anjiyo olacaktı, buraya da onun için gelmişlerdi aslında doğum bahane, Ankara’da yapmaya karar verdiler. Dün olmuş, bana söylemedi bile eşim.
Eşimin ailesinden kimse aramıyor zaten beni ve bebeğimi.
Dün ben kayınpederimi arayıp da öğrendim, geçmiş olsun dileğinde bulunabildim.

Ciddi ciddi boşanmayı düşünüyorum.
Hamile kalmasaydım zaten boşanacaktım, hamile olduğumu öğrenince düzeltmeye çalıştı kendini,
Hamileliğimde de tartışmalar oldu, kanamalardan sonra iki kere düşük riski atlattım.

Eşim çok kötü ağzı olan biri. Kendi yaptığını ona yapılıyormuş gibi savunan, nankör, aile kıyaslayan biri.

Süreci nasıl yürüteceğimi bilmiyorum.
Yazıp paylaşmak istedim, belki yorumlarınız iyi gelir. Teşekkürler

Bu arada; uluslararası bir firmanın bir departmanında yöneticiyim.
Maddi açıdan zorlanacağımı düşünmüyorum. Ailemin de maddi manevi desteği benimle olur diye düşünüyorum.

 
Öncelikle size kocaman sarılıyorum. Zor günlerden geçiyorsunuz ama inanın bana geçecek. Bebeğinizin sağlıkla büyüdüğünü, birlikte çok kıymetli anılar biriktirdiğinizi göreceksiniz.

Belli ki sorunlarınız çok uzun süredir var (kilit cümle: "Hamile kalmasaydım zaten boşanacaktım). Kısa ve öz konuşacağım: Boşanın. Uzun vadede sizi mutlu edecek karar bu gibi görünüyor.
  • fotrsapka  (18.08.23 10:19:03 ~ 10:19:29) 
eşinizle bu kararın eşiğinde olduğunuzu paylaştınız mı? işin ciddiyetinin farkına varırsa belki kendisine çeki düzen verir. boşanmak gerçekten son son son çare olmalı. maddi açıdan belki zorlanmazsınız ama çocuğunuzun babasız büyümesi onun için çok zor olacak ileride.
tabi ki mutsuz olsanız da katlanın demiyorum ama öncelikle sorunlarınızı çözüp boşanmadan mutlu olmanın yollarını arayın. sonuçta o da baba oldu, bunu hissettirirseniz düzelebilir. inşallah düzelir. Allah çocuğunuzu bağışlasın, analı babalı büyütsün.

  • faberkastelli  (18.08.23 10:23:30) 
Bence şu an böyle bir karar vermek için doğru zaman değil. Yani odağınız bu olmamalı. Boşanacaksanız bile şu an sırası değil. Önce sağlığınıza odaklanın. Iyileşmeniz lazım. Sonra bebeğinize ve onunla iletişime odaklanmalısınız. Bu süreçte ailenizin yanında kalıp kendinizi ve bebeğinizi düşünerek iyileşmeye çalışın. Eşiniz ve ailesiyle mecbur kalmadıkça görüşmeyin derim, eşiniz gelince de bebek dışında iletişim kurmamak en iyisi sanki. Bir toparlanın, sonra bunlarla ilgilenirsiniz.


  • nic cage  (18.08.23 10:44:40) 
ailenizin yanında fiziksel/fizyolojik olarak sağlıklı hale gelmeniz ve bebeğinize iyi bakabilmeniz daha önemli

boşanma süreci çekişmeli olursa yasal olarak 1-2 seneden önce mümkün değil anlaşmalı bile olsa 6-7 ay diyelim mahkemeler yoğun değilse
bunu boşanmayla ilgili değil öncelikli olarak odaklanıp yorulmamanız için dursun köşede
çünkü acele etmenizin yorulmaktan başka faydası olmayacak

diğer konuda davranışlar normal değil
kendisi neden farkına varıp değiştirmiyor
karakteri mi böyle
değişir mi/bu konuda ne yapar/kendi rızasıyla psikolojik destek alır mı bunlar önemli
  • bir soru sorcam  (18.08.23 11:02:07) 
Boşanma kararı size ait tabi ki ama davranışlarının çok yanlış olduğu kesin, hele ki hamilelik süreci ve sonrasındaki fiziksel şartları da düşününce. Yani insan bu dönemlerde normalin de üstünde bir ilgi alaka beklerken tam tersi bir tutumla karşılaşmak hoş değil.

Ancak bence büyük kararlar işler bir raya oturduğunda verilmeli. Yani ben kendi adıma "demek ki bundan sonra böyle olacak" diyebildiğim noktayı beklerdim. Olaylar olurken, olaylara şaşırıyorken böyle bir karar almazdım. Ancak kendiniz için doğrusunu siz bilirsiniz.
  • akhenaten  (18.08.23 11:34:52) 
Öncelikle geçmiş olsun. Size ilk tavsiyem öncelikle aile terapisi almayı düşünün. Bunu yapıp evliligi kurtulan birçok tanıdıgım oldu. Eger bu da fayda etmezse boşanın gitsin. Onun dışında durumunuz profesyonel destek almadan çözülmesi çok güç bir halde.


  • limonlu eksi  (18.08.23 11:49:51) 
Biz karımla hiç bir zaman boşanma gibi bir şey düşünmüş olmamamıza rağmen lohusalık öyle bir süreç ki çok zor durumlar anlatıyorsun. Siz bir de zaten hamile olmasam boşanacaktım diyorsunuz. Bence içinde bulunduğunuz sürecin psikolojik tesirlerini hesaba katın. Muhakkak belli ki ciddi sorunlarınız var ilişkide. Ama en azından bu kararı sağlıklı olduğum bir süreçte verdim dşyebilesiniz. Diğer türlü de çünkü ilerde pişman olabilir insan.


  • cr  (18.08.23 11:55:49) 
Çocuğun karakteri ilk 6 senede oturuyor çoğunlukla. Ne yapın edin ilk 6 sene mutsuz bir evde büyümesin.

Zaten boşanacağınız ilişkide çocuk büyümez. Çocuğun mutlu, huzurlu sağlıklı bir evde büyümesi daha önemli. Çocuğunuz sizden öğrenecek kadınla erkek arasındaki ilişkiyi. Gerçekten eşinizin size davranışlarını mı örnek olarak almalı kendine.

Bir de değişir umuduyla hareket etmeyin. Elinizdeki koca bu maalesef. Buna okeyseniz, çocuğunuz eğer bu davranışları içselleştirerek, örnek alıp doğru kabul ederek büyümesinde bir sorun görmüyorsanız devam edin.

Size geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Para konusuna sıkışmayacaksanız, aileniz de az biraz gerektiğinde manevi açıdan destek oluyorsa merak etmeyin halledersiniz. Bu eril dünyayada kendi ayaklarınızın üstünde duran bir kadın olmuşsunuz. Kariyerinizde buralara gelmişsiniz. Çocuğunuz bu figürü görerek büyüsün. Evde aşağılanan, yalnız bırakılan bir kadın figürünü görerek değil. Hele de çocuğunuz kızsa, eyvallahı olmayan, kendini ezdirmeyen, kendi değerinin farkında olan bir kadın görmeli.

Çok güzel karar vermişsiniz. Size kolaylıklar diliyorum.
  • zimbirik  (18.08.23 11:59:51) 
Evliliğinizin arka planını ya da geçmişlerinizi bilememekle birlikte, okurken sinirlerim bozuldu. Kötü birinin davranış şekli bu basit tabirle. Hayat bu gibi durumlara tahammül etmek için fazla kısa, mevcut kararınızın peşini bırakmayın.


  • lüzumsuz adam  (18.08.23 12:16:20) 
boşanacaksanız süründürmeden boşanın. çocuk saçma sapan mutsuz bir evde büyümesin.

ben benzer bir süreçten geçiyorum, çocuktan sonra her şey saçmalamaya başladı. hep mutsuzluk hep mutsuzluk.... kavga gürültü görmesin çocuk. doğrudan bitirin gitsin.
  • co2s2  (18.08.23 12:21:45) 
mağdur suçlamak istemiyorum fakat doğrudan söylemek istiyorum

insanların potansiyellerine inanarak ilişki yürümez

aslında iyileşir, aslında düzelir, aslında değişir gibi

ikincisi insanların ağızlarından çıkanlara inanın, bunları da yorgundu sinirliydi yapmak istemezdi aslında seviyor gibi şeylerle normalleştirmeyin
  • freebird5406_2  (18.08.23 12:35:48) 
Yavrunuzun bahtı açık olsun.
Kısa yazacağım.
Yukarıda yazdığı gibi, potansiyele inanarak olmaz
Karar vermek için doğru zaman değil, zora hormonların vücudu aklı allak bullak ettiği bir dönem.
Çekişmeli boşanma olursa cidden korkunç bir tablo olur. Boşanacaksaniz da bir şekilde anlaşmalı yapmaya çalışın ve mutlaka guvendiginiz, önceliği sorun çözmek olan bir avukat bulun.
Çift terapisi de deneyin. Bu arayı düzeltmese bile boşanma sürecini rahatlatabilir.
Çok geçmiş olsun
  • kisa  (18.08.23 13:48:23) 
size kocaman sariliyorum, keske sizi tanisam da gercekten sarilabilsem. Isler rayina oturmadan ve hormonlariniz ve bedeniniz kendini toparlamadan bosanmaya girismemek daha akillica olabilir +1 . Bosanmayin diye degil, yine bosanin ama once kendinizi iyilestirin. Sanirim sizin yerinizde olsam once kendimin, sonra annemin ve babamin sefkatli kollarinda acilarimi yatistirir, iyilesir, lohusalik surecini biraz rayina sokar sonra bosanma islerine (eger hala kararliysam) girisirdim.
bosanmali misiniz? bunu burada kimse soyleyemez. ama insanlar siz istediginiz icin degil, ancak ve sadece kendi istedikleri icin degisirler. beklentilerinizi gercekci tutun. ayrica, kimse bir gunden digerine degismiyor, illa ki belirtileri isaretleri vardir diye dusunuyorum ( ki siz de yazmissiniz), kimsenin potansiyeline gore karar vermeyin/kararinizi degistirmeyin, eger bir insan (kadin ya da erkek) boyle bir durumda kendine ceki duzen verip kendi kurdugu ailesine sahip cikmayacak da ne zaman cikacak?
son olarak, siz kendinizden ve kendinizi degistirmekten, kendi secimlerinizden ve ihtiyaclarinizdan mesulsunuz, kimseyi degistirmeye de calismayin, sizin ihtiyaclariniz neler, oncelikleriniz neler, nasil bir iliski, evlilik ve aile istiyorsunuz bunlar onemli. bunlari karsi tarafa ilettiniz mi? nasil karsilandi? vs. vs.
  • kassiopeia  (18.08.23 13:57:29) 
bütçeniz varsa psikolojik destek alın kafanızın sakinleşip doğru karar vermeniz açısından çok faydalı olacaktır.


  • orpheus  (18.08.23 14:15:34) 
Boşanmak doğru değil. Çocuk babasız büyüyecek. Bir anne olarak artık çocuğunuzu da düşünmeniz gerekiyor. En azından babasını tanıyana kadar devam etmeyi deneyebilirsiniz. İkincisi sağlığınız iyi değilken boşanmak gibi yıpratıcı bir şeye girmeyin.


  • dissendium  (18.08.23 17:37:53) 
ayril coco. hayat boyle gecmez. maddi sikintin da yokmus, ki gereksiz harcamalardan kisip idare edersin zaten.


  • hot potato  (18.08.23 18:01:37) 
Bazi seylerin telafisi olmuyor. Ayrilin.


  • thetruenorthstrongandfree  (18.08.23 18:20:51) 
simdi ayrilmazsaniz sittin sene boyle devam edersiniz "aman duzenimiz bozulmasin" diye. etrafim boyle evliliklerle dolu. merakli gibi evlenip bi de araniz iyi degilken cocuk yapmaniza diyecek sozum kalmadi. toplumu bozan ahlaksizligin temelini olusturdugunu dusunuyorum cunku olan biten her seye goz yumup icsellestiriyorsunuz. bosanacaksaniz da elinizi cabuk tutup esinize caktirmadan avukatla gorusun


  • mess  (18.08.23 19:43:20) 
Hayat sizin hayatınız. Mutlubgeçer inşallah. Evli yahut bekar. Karar sizin kararınız. Ancak, belirtmiş olayım:

Bir evliliğin en çatırdadığı dönem ilk doğumun akabinde oluyor. Lohusa depresyonu asla yabana atılmaması gereken bir şey. Ben 16 yıllık evliyim. İlk çocuğum üç aylıkken eşimle iki buçuk aylığına ayrıldık. Boşanacaktık hatta. İki tarafın anne babası dahi kabullenmişti durumu. Şimdi oğlan liseye geçti, bir de kızımız oldu ilkokulda okuyor. O süreçte bir tek ben sabredip bir şans daha vermiştim ilişkimize. İyi ki öyle yapmışım. Dün akşam ailecek oturuyorduk çocuklarla. Monopoly oynadık falan...

Bakın, ilk doğum sonrası 6-9 aya kadar her şey allak bullak olacak. Tabiatın kanunu. O yüzden, boşanma gibi ciddi konulara asla bu dönemde karar vermemek lazım. Yani bir şeye sarhoşken yahut anestezi altındayken karar vermek gibi bir şey. Keşke birisi eşinize uyarı yapsa ve lohusa depresyonunun tehlikelerinden bahsetse...

Bence yapmanız gereken, evladınız ilk adımlarını atmaya başlayana kadar sabredip, evladınıza sarılıp, hayata tutunmak. O noktadan sonra, yani yaklaşık 9-10 ay sonra, oturup, sevdiklerinize de danışıp düşünürsünüz. Eğer gerçekten çok toksik ve mutsuz bir evliliğiniz varsa, boşanırsınız. Yahut aile terapisi alırsınız. Ya da ayrılır birkaç ay kendinizi denersiniz. Ama emin olun, şu aşamada bu tarz konulara sağlıklı karar vermek maalesef mümkün değil. Bu aylar kaos ayları. Geçecek. Emin olun, geçecek...

Mutluluklar dilerim.
  • yadigar  (19.08.23 05:34:51) 
Yanlış yola girdiysen ilk çıkıştan çık. Çok ani karar da verilmez bu durumda ama zaten öncesinde de boşanma düşüncesi varmış.

Yapayım mı yapmayım mı derken böyle geçecek yıllar.
  • roe  (19.08.23 05:38:03 ~ 05:38:34) 
Ne uyarisi ya.oyun oynamak icin sabrettiginize degmez emin olunz Lohusa kadinin psikolojisini dusunmeyecek bir adamdan cocugunuz olmus
roe+11 ilk cikistan cik!
Bol sans
  • mess  (19.08.23 17:21:45) 
Çocuklar için boşanmak mutsuz evlilikten iyidir. Lohusalık döneminizde olduğunuz için normalde ani kararlar vermemeniz önerilir ama sizin çocuk öncesi de kafanızda boşanmak varmış. Aileniz size destekse bu dönemi onların yanında şefkatle,sevgiyle geçirin. Eşinizle de elinizden geldiğince sakince konuşmaya çalışın,suçlamayın,ılımlı bir şekilde bitirmeye çalışın. çocuğunuz olduğu için ilişkiniz bir seviyede devam etmek zorunda. İyi bir işiniz olması sevindirici. Elbette kolay olmaz ama tüm bunları atlatınca derin bir nefes alırsınız.


  • asteriks  (19.08.23 18:32:15) 
Vücudunuz ve kafanız biraz oturana kadar ayrılma meselesinim düşünmeyin.
Gerekiyorsa annenizde kalın bir süre.

  • parka  (19.08.23 20:00:28) 
20 gün önce doğum yapan birisine böyle davranan bundan sonra daha iyi davranmaz. bence de ayrılın.


  • ted  (19.08.23 20:40:57) 
Ben de oğlum 23 günlük iken babamın evine döndüm. Sizi öyle iyi anlıyorum ki, kocaman sarılıyorum size evvela...

Ani karar vermemenizi tavsiye ederim ama bu adam sizin ona en ihtiyacınız olduğu anda böyle ise sonrasında daha iyi olmayacak.
Çocuğumun babası, çocuğumun iyiliği için devam ettireyim gibi sebeplerle sakın kendi hayatınızı mahvetmeyin. Eşiniz size kötü muamele ettikçe evliliğinizde problemler çıktıkça coğunun psikolojisi çok daha beter etkilenecek, çok daha mutsuz bir çocuk olacak.
Sindire sindire, psikologdan online seans alarak, iyi bir avukata danışarak ilerletmenizi tavsiye ederim süreci.

Eğer bir boşanma davasına karar verirseniz sakın çekişmeli olmasın. Benim eşim 4 senedir tanıklarla uzatarak süründürüyor benim davamı, çok zor topladım kendimi.
  • cilekli pasta  (19.08.23 20:54:14) 
Valla bu erkek kadın meselesini geçen bir durum. Yeni ailesi sizsiniz, bunu kavrayamayan bir öküzse boşuna çabalamayın. Keşke çocuğunuz da olmasaydı, aranızda bir bir bağ kalmazdı.

En erkeninden götüne tekmeyi koyun...
  • roverandom  (20.08.23 00:01:17) 
[]

İnsanların dertleri sizi yormaya başladığında ne yapıyorsunuz?

Haftada bir ya da iki gibi düşünmeyin. İkisiyle hemen hemen her gün konuştuğunuzu, biriyle haftada 3 gün diğeriyle belki daha az belki daha fazla.
Hayatında işleri yolunda giden var gitmeyen var ama tanıdığınız tanımadığınız bir sürü insanla ilgili binlerce bilgi. Yorulmaya da başladınız ama sizin de kötü zamanlarınızda sizi de aynı şekilde dinlediler. Her şey karşılıklı da gibi. Ama yoruldunuz işte biraz.
Çok fazla köprü yıktım, mutlu da değilim de taşıyamadım işte. Ne yapmam lazımdı?


 
Hiçbir çözümü yok bunun. Bende yıktım. Artık köprü bile yok.

Ne anlatıp ne anlatmakak şeklini al şu an ki şekille eşit gibi. Hiçbir yere varmıyor.
  • baldan kaymak  (18.08.23 01:11:35) 
bu duruma ne yapacaginizi bilemem ama belli ki hem sinirlariniz ihlal edilmis hem de siz baskalarinin sinirlarini ihlal ettiginizi dusunuyorsunuz ("sizin de kötü zamanlarınızda sizi de aynı şekilde dinlediler") ve dolayisiyla kendinizi borclu hissediyorsunuz.

kendinizi degistireceksiniz, zaten yapabileceginiz tek ve gercekci sey de bu. sinirlar kopruleri yikmakla degil aksine kopruleri saglamlastirmakla ilgilidir. sinirlari olan insan kendine ve baskalarina saygili insandir, degerli ve saglikli iliskiler bu tur insanlarla kurulur.

herkesin her derdini her zaman dinleyemeyiz, kaldi ki bazi insanlar dertleri icinde bogularak mutlu oluyorlar, bu tur insanlari bir sureden sonra dinlemek sizi kurban dongusunun bir parcasi yapmak disinda herhangi bir ise yaramaz.
  • kassiopeia  (18.08.23 14:15:02) 
şöyle bir şey okumuştum
karşı tarafın ne kadar derdi olursa olsun eğer sizi önemsiyorsa haddini bilerek iletişimi sürdürmesi gerektği

  • bir soru sorcam  (18.08.23 22:17:42) 
[]

yeni tanışılan kıza $3000+ para harcamak

yurtdışında yaşıyorum. 2.5 ay önce inanılmaz güzel bir kızla tanıştım. kendisi kısa süreli tatile gelmişti ve sadece birkaç gün birlikte olabildik ama kısacık sürede çok bağlandık ve yazın buluşmak üzere sözleştik ki 9000km mesafeden bahsediyoruz aslında. bu sürede düzenli bi şekilde yazışmaya devam ederken benim iş yoğunluğu aile sıkıntısı derken kafam attı kızı ghostladım buluşmamız gereken tarihe yakın bi zamanda.

bi süre yazdı aradı etti ama ümidi kesti sonunda. bu sırada dünyayı dolaşmaya başladım ve kısa süreli ilişkilerden midem bulandı artık. neredeyse 1 ay sonra ben kendimi tutamadım yazdım kızı o an bulunduğu ülkeye getirmek için. ama eğitimi için de başka bi yerde bulunması gerekiyor 10-15 gün sonra. kendisi öğrenci olduğu için tüm masrafları benim karşılayacağımı söyledim. 4 farklı uçak bileti, kalacak yerler yemesi içmesi derken 3-4 bin dolarlık bi masraf çıktı karşıma. tam uçak biletini almak üzereyken sorgulamaya başladım sadece birkaç gün görüştüğüm birisi için buna değer mi diye büyük ikilemde kaldım. aramızda çok iyi bağ var ama aynı zamanda tüm arkadaşlarım fazla fevri davrandığımı düşünüyor. maddi olarak sıkıntım yok ama 3-4 bin dolar tabii ki çok farklı şekilde değerlendirilebilir.

bağınızın çok iyi olduğunu düşünüyorsanız sizce çok tanımadığınız biriyle tatil yapmak için bu para harcanır mı?

 
[]

sevilen birini kaybettikten sonra hayata devam etmek

ailemden sonra en güvendiğim, en sevdiğim insanı, arkadaşımı yakın zamanda kaybettim. hayatımın her yerinde o vardı. artık yok. beraber yaptığımız her şey kafamda oynayıp duruyor. gün içinde sayısız kez dalıp gidiyorum. hiçbir şey yapasım olmuyor, başka şeyler düşünmekte zorlanıyorum. iştahım yok, artık sigara içiyorum, uyku düzenim çok bozuk. merak ettiğim, bu durum nasıl değişecek? yani sürekli düşünürken birden kendiliğinden daha mı az düşünüyor olacağım? ne zaman normal hissedeceğim? hissetmeme gibi bir ihtimalim de var mı? yoksa illa ki düzelir miyim? biliyorum çok kişisel şeyler ama birkaç aya normale döner miyim mesela? sürekli imkansız şeylerin hayalini kurmaktan çok çaresiz ve kötü hissediyorum.




 
kaybınız için üzgünüm, başınız sağ olsun.
en az altı ay yas tutun, tutmanız hem normal hem de gerekli.
bu süreç bir seneyi geçerse profesyonel destek alabilirsiniz.

ilk zamanlardan sonra bazı ritüeller geliştirerek bu süreci gün içinde sınırlandırabilirsiniz.
mesela evinizde bir köşeye onun fotoğrafını koyabilir, günün belli bir saatinde de o köşede onunla konuşabilir, dua edebilirsiniz.
ya da akşamları onun için bir mum yakabilirsiniz.
ya da onu anmak için birlikte yapmaktan hoşlandığınız bir şeyi tek başınıza düzenli olarak yapmaya devam edebilirsiniz.
ayrıca yazmak her zaman iyi gelir.

bu tip ritüeller yas sürecinin de sağaltımı için iyi olur, yani acınızı hayatınızın genelinden alıp belli bir yere kanalize etmiş olursunuz ve yine birlikte veya onun için bir şey yapmış olma hissini yaşayacağınız için acınız da zaman içinde hafifler.

yas normal ve kaçılmaması gereken bir süreç, o yüzden bir süre böyle yaşamanız normal.
sonrasında dediğim gibi, kendinizi de biraz disipline ederek bu süreci daraltmaya başlarsınız.
  • blatta hiberna  (16.08.23 17:32:36 ~ 17:32:57) 
başınız sağolsun.

yas sürecinin aşamaları var, özellikle psikologlar ve/veya psikiyatristlerin yayınlarından, videolarından vb. araştırmanızı öneririm. yaşadığınız süreçle ilgili sizi kısmen rahatlatacaktır ilk etapta.

çok klişe geliyor insana bu dönemde böyle öneriler almak ama ben 4 vefat yaşadım ailemde çeşitli dönemlerde, çeşitli şekillerde, hepsinde de çok faydasını gördüm bunların;
* gündelik rutinlerden mümkün mertebe kopmamaya çalışmak
* alkol, sigara, aşırı kahve tüketimi vb. şeylere başvurmamak
* ağlaya ağlaya da olsa o kahvaltıyı yapmaya, duşa girmeye, işe gitmeye çalışmak. es vermeniz gerektiği hallerde de bunları sınırlandırmak. misal tamam 2 gündür öğünleri atladım, ağlamaktan da başım ağrıdı, hadi bakalım bu sabah yürüyüşe çıkıyorum, ardından da normalde çok sevdiğim sağlıklı bir yiyeceği yiyorum gibi gibi.
* kendinizi meşgul etmek, kitap (dikkatin mi dağıldı geri dön o 3 sayfayı yeniden oku, çizgi roman dene, öykü dene), fiziksel egzersiz (her zaman çok faydasını gördüm böyle dönemlerde), sana iyi gelen arkadaşlarla bu konu dışında sohbetler etmek (konu bu noktaya geldikçe değiştirmeye çalışın, arkadaşlarınızdan da rica edin ya da konuşmanın seyrini o kişiyle ilgili iyilik güzellikler, komik anılara çekin)

çok klişe ama zaman her şeyin ilacı, artık o mezarlıklara ayrı ayrı giderken kahrolmuyorum, tersine gerçekten onları ziyaret ediyorum gibi hissediyorum, mezarlıklarla ilgileniyorum, inancım yok dua etmiyorum ama biraz sohbet ediyorum, komik ve güzel anıları hatırlamaya çalışıyorum gibi gibi.

melankolik bir mizacınız varsa daha rasyonel bir yerden bakmaya çalışmak böyle süreçleri seyreltmekte en önemli etken bence. yasınızı ertelemeyin, bastırmayın, doğal bir akış içinde yaşayın ama bu halin içinde de kaybolmayın, savrulmayın. o farkındalığınız hep açık olsun, kontrolü kaybetmeye başladığınızı hissederseniz de bir uzmandan destek alabilirsiniz.

ayrıca sohbet etmek isterseniz bir mesaj kadar yakınım.
  • Phoebe  (17.08.23 09:52:20 ~ 10:17:33) 
[]

remote çalışmaktan sıkılıp hibrite geçmek

gönül işlerine açtım özellikle çünkü benim için duygusal bir konu :'(

bir senedir remote çalışıyordum ve kışın özellikle çok sıkıldım, çok bunaldım evde. sonra hibrit işe geçeyim dedim, 3 hafta sonra başlıyorum yeni yere. haftada 3 gün ofis, 2 gün ev.

şimdi de nedense birden evi sevmeye başladım, ofis çok korkunç geldi. normal mi bu? alışkanlıktan böyle panikledim dimi?

kötü hissettim nedense. bana biraz hibrit över misiniz?

 
Isiniz ne bilmiyorum ama bence hibrit en iyisi.
Iş arkadaşları ile muhabbet, bir yemek yemek. Bazen çok hızlıca aksiyon alabilmek Falan. Bunlar için ideal. Ben çok sebiyorum ve remote calismam yani.

Eğer günlük yol 2 saat falan değilse korkacak bir şey yok.
  • logisticsmanager  (16.08.23 15:23:32) 
İs arkadaşlarıyla sürekli telefonda konuşarak ya da yazışarak kurulan iletişim çok sağlıklı olmayabiliyor. Yüz yüze birkaç dakikada tatlıya bağlanacak meseleler uzaktan çalışırken çığ oluyor, küslük, cekememezlikler, gereksiz çekişmeler başlıyor ve bu çatışma ortamı işe vermemiz gereken enerjinin bazen önemli bölümünü alıyor. Performansımız düşüyor, moralimiz bozuluyor. Full remote için ya aşırı hümanist ya da inanılmaz kalender olmak lazım.


  • sekizdokuzon  (16.08.23 15:30:40) 
İnsan olmak böyle bir şey valla :D bence çok normal. Sıkmayın canınızı, hayat böyle bir şey. Ben de yaz gelince kış iyi diyorum, kış gelince yaz iyi.

Hep evde kalmak çekilir şey değil, işe gidip gelmek de zor. Hibrit de kendi içinde zordur yani bir gün ofistesiniz bir gün evde, ofiste iki dk'da halledilecek şeyler evde zorlaşıyor, bağlantı problemi, telefon aramaları vs. oluyor uğraştırıyor, evde sakin sakin yapılacak şeyleri ofiste yapınca ben bunları evde de yapardım oluyor.

Takmayın kafanıza :D Sürekli mutluluk, sürekli mutsuzluk diye bir şey yok. Bir düz bir ters.
  • akhenaten  (16.08.23 15:39:42 ~ 15:43:56) 
@logisticsmanager yazılımcıyım yol da yarım saat.
umarım sizin gibi olurum ben de

  • kaptan maydanoz  (16.08.23 15:51:36) 
hibriti ya da ofisi övmeye değil de ofiste kurabileceğin sosyal yaşantıyı övmeye geldim. ofisin övülecek pek bir yanı olmamakla birlikte ofisten arkadaşlarla sosyalleşebilirsen bu korkudan çıkarsın. biraz zaman alacak tabii.


  • Flybutter  (16.08.23 16:20:48) 
ben geçtim.

Geçtiğim şirkette remote a geçti geçici süre. Şansıma..
  • baldan kaymak  (16.08.23 22:44:43) 
Konfor alanınızdan çıktığınız için böyle hissediyor olabilirsiniz. Bir süre sonra geçecektir. 7 yıldır remote çalışıyorum, psikolojik dengeyi ve verimliliği korumak için hibrit en iyisi


  • elvan abeyiylegezse  (16.08.23 23:03:04) 
[]

İnstagram kullanmak gerekli mi gereksiz mi ?

Merhaba,
hayatımda hiç ama hiç kendi fotoğraf ve durumlarımı paylaştığım instagram hesabım olmadı ve bunun eksikliğini hiç hissetmedim. Çevreden gelen insta ne? kullansana? gibi tepkiler olunca sıkılmaya başladım kendimce gereksiz bişey olduğunu bana ulaşmak isteyen yada hayatımı merak eden biri ile görüşmek daha iyi geldiği için hiç girişmedim.

Sizce insta gerekli mi gereksiz mi? kullanan neden kullanıyor ve bırakmayı düşünüyor mu?

 
çok güzel tematik hesaplar var

şu ara sanırım en çok yemek tarifi hesapları ve çizim grafik gibi yeteneklerini paylaşan hesapları takip ediyorum

herkes kendine göre güzel içerikler bulur
  • freebird5406_2  (14.08.23 18:15:20) 
çok güzel tematik hesaplar var +1

herkes kendine göre güzel içerikler bulur +1 ama isteyen bulur.
  • put it in your appropriate place  (14.08.23 18:19:41) 
Kişisel olarak kullanımı sormaktayım, elbette bende fake dediğimiz sadece gündem eğlence amaçlı takipte bulunuyorum ancak kişileri takip etme hikaye bakma atma gibi bi merakım yok


  • madurumdamadurum  (14.08.23 18:22:10) 
asiri zaman harcamaya yonelik dizayn edilmis bir uygulama. hic girme bence. gunde 3 saat harciyorsam bunun 2 saat 50 dakikasi cop. Faydasi 1'se zarari 10.


  • hot potato  (14.08.23 18:28:57 ~ 21:45:52) 
iki Instagram hesabım var şu anda.
birisinde yakın akrabalar ve yakın arkadaşlarım var.

diğerinde ise full ingilizce hesaplar takip ediyorum. önüme sürekli ingilizce metinler düşüyor ve sürekli okuyorum. dünyada olan bitenden anında haberdar oluyorum. o haberlerin daha sonra türkiye'de yapıldığına şahit oluyorum.

mesleki şeyler de takip edilebilir, tematik şeyler de takip edilebilir. mesela ana hesabımda ressamların tablolarını, kuşları kelebekleri paylaşan hesapları da takip ediyorum.
  • tabudeviren  (14.08.23 18:41:54) 
On yıldan uzun süredir insta hesabım var. Kendi fotolarım var ama toplasan 15 tane falandır
Her yaptigini gezdiğini yediğini koymak ne kadar saçma ise hiç foto koymamak ta o kadar garip bence. İkisinin ortası iyidir.
Her yaptigin şeyi koymak zorunda değilsin ama koy üç beş bir şey ayda yılda bir.
  • abelardo  (14.08.23 19:00:14) 
sık görüştüğün konuştuğun arkadaşların vardır ama onların dışındakilerin hayatından haberdar olmak senin hoşuna gidecekse kullan. üniden arkadaşına, liseden hatta ilkokuldan arkadaşına bakıp nerelere geldi bu çocuk vay be demek veya şunun çocuğu olmuş ne tatlı demek kısacası bir dönem hayatında olan insanların hayatlarından genel hatlarıyla haberdar olmak için iyi bence. sevdiğin biriyse yerine göre yazarsın eski günleri yad edersin belki bir buluşursun vs. sevgilin / eşin yoksa ve olsun istiyorsan zaten şart gibi bir şey instagram. insanlar yalnız kaldıkça eski defterleri karıştırıyor yani sen bir hikayeye yazarsın veya sana yazarlar o şekilde belki bir ilişkiye başlamana vesile olabilir. bunlar dışında yakın çevremle ilgili gelişmeleri bile bazen oradan öğreniyorum. ne kadar yakın da olsan sonuçta yetişkin insanlar olarak kimseyle 7/24 birlikte olamazsın her şeyini her an konuşamazsın. arkadaşın başka arkadaşıyla bir yere gitmiştir mesela senin de ilgini çekiyodur orası aa güzel miydi birlikte de gidelim falan dersin.

sana aç denilmesinin sebebi de insanlar kendi yaşamlarını diğer insanlara göstermek istiyor kendilerini daha iyi tanıtabilmek istiyor o yüzden aç diyor olabilirler. açıkçası kendi olduğundan çok farklı bir hayat yaşıyor gibi gösteren insanlar da var onlar ayrı ama genel olarak kendini daha iyi tanıtabilmek için kullanışlı bir uygulama olduğunu düşünüyorum. yani bir insanın yanına gidip ben şunu şunu yapmaktan hoşlanıyorum, şöyle yerlere gitmeyi severim, şöyle bir hobim var demezsin ama bir story atıyosun ve bu yönünü görmüş oluyor çevren. bu sayede bazen aslında uzak olduğunu düşündüğün kişilerle bile iletişim kurabilirsin.

kısacası sosyal çevreyle iletişim açısından da çok işlevi var. ama bunların hiçbiri senin umrunda da olmayabilir tabi. bir de bazı insanlarda bağımlılık boyutunda sanırım öyle bir şeye giderse tehlikeli şahsen ben ofise gittiğim günler çok sıkıldığım için 1 saat falan kullanabiliyorum ama onun dışında günde 15 dk falan ayırıyorumdur max yetiyor gayet.
  • semaforo de medianoche  (14.08.23 19:40:56) 
2 tane ınsta hesabım var. Birisinde arkadaşlar ve akrabalar var diğeri gizli. genelde ben 2. dünya savaşı tarihi, film, dizi gibi hesapları takip ediyorum ve günde sadece 30 dakika giriyorum.


  • slm ben yalnız komando yasin  (14.08.23 21:08:38) 
gereksiz ve yorucu.

bir arkadaş "takip etmek lazım, yoksa geri kalıyorsun" demişti. hiçbir şeyden geri kaldığın yok. adamın bundan kastı "2 senedir görmediğim x kişisi yeni sevgili yapmış", "bilmemkim abd'ye yerleşmiş" gibi saçma sapan şeyler, bana ne bunlardan? bu insanlar çevremdeyse zaten ne yaptıkları illa ki kulağıma gelir. bunların dışında da zaten kafeye gittiklerini, konsere, tatile gittiklerini öğreniyorsun, saçma sapan şeyler.

yine de amacına bağlı tabii. ne bileyim, sürekli bir sürü insanla tanışıyorsundur, sana instagram hesabını soruyorlardır, e olmadığı için de iletişimde kalamıyorsun belki. belki olsa çevrene eklemiş olucan, bir şey olduğunda mesaj atabilicen vs. salladım yani.

bana göre zaten "short"lar, "reels"lerin hepsi leş, saçma sapan içerikler. ama bundan keyif aldığını söyleyen yeni nesilden biri vardı, garip gelmişti.

karşı cinsin (veya ilgi duyduğun cins(ler)) doğal güzelliklerine bakmak için de kullanabilirsin :) belki birisi de bulunabilir.

genel olarak çok boş (tüketilen her şey entelektüel olmak zorunda demiyorum), leş, gereksiz bir ortam. 500 tane arkadaşın var diyelim, bunların kaçı senin için önemli olabilir ki? 400 tanesiyle iki cümle bile konuşmamışsındır muhtemelen. peki bunların hafta sonu bir yere gittiğini neden görmek zorundayım?

insanlar mutsuz ve özgüvensiz. dolayısıyla instagram'dan alacakları like'larla mutlu olmaya, hayata tutunmaya çalışıyorlar. oradaki like'ların değerlerini belirttiğini sanıyorlar.

bir de türkiye, dünyada en çok sosyal medya kullanan 2-3 ülkeden biri (maalesef bütün kötü özelliklerde başlardayız). o yüzden türkiye ortalamasına göre karar verme bence.
  • ahm1  (14.08.23 21:12:40 ~ 21:14:50) 
insanların birbiriyle saçma rekabetlere girdiği, birbirlerine çalım atıp durdukları, vitrinden bir yer.

sevdiğin arkadaşların vardır, iletişimi kesmek istemiyorsundur, ne yaptıklarını merak ediyorsundur, o zaman anlamlı olur.

ben hala takip etmeye değer bir sayfa olduğunu düşünmüyorum, twitter bu konuda daha iyidir.
  • kesmekes laleler  (14.08.23 21:58:37) 
uzerinden para kazanmiyorsan veya sosyallesmeye calismiyorsan bos is. faydali yonlerinden faydalananlari tebrik ediyorum benim iki gordugum seyden biri reklam. arkadaslar icin ise cok instagram jargonlariyla, sakalariyla sohbet ettiklerinden seni de orda gormek istiyordur benim dm saat basi 10 reels dusuyo. bulusmasak da muhabbet suruyor. cay kahve paylasmanin modasi gecti evet


  • mess  (14.08.23 22:40:32) 
Su anda 100 kisi ile takiplesiyorum 80 tanesini kaldirsam hayatimda hicbir sey degismez. 20 tanesi de akraba yakin arkadas vs.


  • baldur2  (15.08.23 01:59:16) 
[]

hostesler neden hep güzel?

bu işin mantığı nedir? hepsi normal standartlara göre aşırı güzel fizikli kadınlardan oluşuyor. servis yapılırken çevreme bakıyorum bütün yolcular da hayvan gibi bakıyorlar. tek ben böyle düşünmüyorum galiba. bir tane ortalama tipli görmedim. hostlar da keza öyle uzun boylu yapılı güzel saçlı yakışıklı herifler.

neden özellikle über güzel kızlarla yakışıklı erkekleri seçiyorlar? modellik mi yapıyor ki bu insanlar, güzel fizikli insanlara gereksinim duyma sebepleri nedir?


 
tip, para gibi. her sey degil belki ama cok cok cok sey.


  • baldur2  (14.08.23 12:45:05) 
Çok da güzel olmaları gerekmiyor aslında, siz daha çok fiziğe odaklanmışsınız gibi.

Bu tip alanlarda genellikle belli bir dress code oluyor, kıyafet kalitesi belli bir standartta tutuluyor ve kişisel bakım konusu önemseniyor. Hatta birçok yerde kıyafet, ayakkabı makyaj malzemesi vs. alınması için ekstra para alınıyor hostesler için durum böyle mi bilmiyorum gerçi.

Güzellik, yakışıklılık kavramları büyük oranda bununla ilgili zaten. Boşuna demiyorlar çirkin kadın yoktur bakımsız kadın vardır diye. Kişisel bakım mucizeler yaratır.
  • akhenaten  (14.08.23 12:55:35) 
Türkiye'deki şirketler biraz daha dikkat ediyor bence.(sadece güzel değil erkekler de yakışıklı oluyor genelde) Özenli bir görüntü güven veriyor bence, mantıksız değil. Fakat British Airways'e, Easyjet'e falan binince daha orta yaşlı standart insanların hostes olduğunu görmüştüm.


  • nhk ni youkosu  (14.08.23 13:14:52 ~ 13:15:42) 
Arkadaşım hostes, kendi aralarında bir estetik yarışı var.


  • batsinbudunya  (14.08.23 13:18:01) 
@nhk ni youkosu'nin söylediğini yazacaktım. Onaylamış olayım madem, özellikle Easy-Jet ile uçarken, "ya bu teyze hala çalışmak zorunda mı evinde otursa rahat rahat" diyeceğiniz bir sürü hostes var. Bırakın güzelliği, kadın zar zor hareket ediyor gibi. Sanırım bizim gibi materyalizmin dibine vurmuş ülkelerde daha çok oluyor bu.


  • quaker  (14.08.23 13:39:33) 
İşe alınırken fiziğin önemi bu olsa gerek. Bilerek güzel olanları seçiyor olabilirler.


  • volkandemircan  (14.08.23 14:39:12) 
Ben de bizim dikkat ettiğimizi düşünüyorum belki emirates falan,
Alaska airlinesta kilodan hareket edemiyorlardı, amerikan havayollarında hiç bizimkiler gibi host/hostes görmedim.

  • wishmaythşngs  (14.08.23 15:14:53) 
@akhenaten bence güzellik büyük oranda fizik ile ilişkili zaten. o yüzden onu belirttim özellikle. bakımlıdırlardır belki ama ben o kızların dümdüz gezseler de işteki gibi olmasa da ortalamadan güzel olduklarını düşünüyorum. sokakta gördüğüm diğer kızlar gibi olmuyorlar, daha güzel oluyorlar. özellikle seçip alıyorlar gibi. onu tuhaf bulmuştum.


  • emenius sleepus  (14.08.23 18:08:57) 
yazdığınızın aksine ben günümüzdeki hosteslerin o kadar da güzel olduğunu düşünmüyorum. eskiden daha güzelleri seçiyorlarmış.

havayolu biraz da prestij işi. hostesler sonuçta havayolunu temsilen orada bulunuyor, müşteri ile yani yolcu ile doğrudan temas kuruyor ve ev sahibi konumunda oluyor.

bu insanların en güzel görsellik ve davranışa sahip olmasını bekler yolcular.
  • tabudeviren  (14.08.23 18:44:35) 
hostes olmanın fiziksel nitelikleri var, boy, kilo, görünür yerde yara,ameliyat, dövme olmayacak, saç kesimi şöyle olacak vs. vs. vs. kılık kıyafet, davranış kodları baya bir eğitimden geçiyorlar. meslek sırasında kaza geçirip yaralanırsa, kalızı iz falan olursa mesleğe devam edemiyor.

dünya güzelleri gibi değil ama hoş hanım ve beyler var evet. eskiden baya baya model gibi kişileri alıyorlarmış, uçmak daha pahalı, görece zenginler uçuyor, onlarında hepsi erkek, rekabet'de var, müşteri çekmek için en güzel kızları, en yakışıklı erkekleri arıyorlarmış. her bir alan için. yani sadece hostesler değil resepsiyondan temizlikçisine kadar.

Bu davranış müşteri profilinin değişmesi ile birlikte zamanla değişerek güler yüzlü hoş kişiler olarak devam ediyor.

buradaki amaçlardan biri de sizi iyi hissettirmek, dövmeli, façalı, saçları kazıtılmış biri görseniz stress'e girersiniz, otobüsde bir yere inersin de uçakta inemezsin, zamanla gerilirsin saçmalarsın, hoş insanların yanında biraz daha rahat edersin, stress seviyen azalır.
  • selam  (15.08.23 11:56:04) 
bir sürü para verdiğin bi ulaşım aracında sana görsel olarak hitap etmeyen insanların mı hizmet etmesini istersin, yoksa çıtı pıtı alımlı güzel kadınların mı? bariz yolcu çekmeye çalışıyorlar işte.
bu arada ben de bayağı güzel olduklarını düşünüyorum özellikle türkiyedekilerin. eğer ortalama bir tip görüyorsanız onun mutlaka ingilizceden başka bir dili vardır, ondan olmuştur. aynı zamanda donanımlı da oluyorlar öyle eğitimsiz insanlar değiller.

  • melodramaticfool  (19.08.23 15:31:48 ~ 15:42:14) 
Guzellik kismi goreceli. Genellikle eli yuzu duzgun insanlar oluyorlar. Yaptiklari is icin fit olmak zorundalar. Ben 50'den fazla ulkeye ucakla seyahat ettim. Surekli oturarak, uyuyarak ve yiyip icerek gunde 3 ucus yaptigimda yorgunluktan oluyorum. Kabin gorevlileri eminim gunde daha fazla ucus yapiyordur ve surekli ayaktalar. Sik sik bir seyler servis ediyorlar. Ortami gozlemliyorlar vs. Rahat uyuyup dinlenebildiklerini bile sanmiyorum. Fiziksel olarak zorlayici bir is. Fit olan, yedigine ictigine, giydigine dikkat eden insanlar genellikle iyi gorunuyorlar.


  • thetruenorthstrongandfree  (19.08.23 16:17:12) 
çünkü boy ve kilo kriterleri var işe girişte
bu sınırları aşarsan ücretsiz izinle telafi etmeni bekliyorlar
gerisi yüz güzelliği ve bu işi yapmak isteyen insanların özgüvenli ve dış görünüşü iyi insanlar olması
biraz da ik seçiyor tabi
çirkin olduğunuz için elendiniz şeklinde beyan etmedikleri sürece sorun yok
  • bir soru sorcam  (19.08.23 17:21:37) 
[]

Kendimi kandırmam hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

Uzun bir yazı olacak okuduğunuz için teşekkürler :)
Öncelikle 2 yıla yakın süren bir ilişkim var ancak genel anlamda huzursuz olduğum bir şeylerin yanlış olduğu konusunda sürekli çeliştiğim ve düzeltmeye çalıştığım bir ilişki türü bu.
Bunun öncesinde yaşamış olduğum ilişkiyi unutamıyorum halen aklıma geliyor ve gerçekten mutlu olduğumu hissettiğim bir ilişkiydi uyumumuz harikaydı yan yana gelsek eğlenceden geçilmeyen cinsten, niye bitirdim diye sorarsanız yaş olayını geçiyorum aramızda 3 yaş vardı ki bu sorun değil bence , asıl sorun aileler idi yani; açıkçası benim tek ailem abim ve onun ailesi dört dörtlük herkes iyi kötü bir şekilde bir arada huzurlu bi aile tablosu çizebilirim, benim korkum beni bu şekilde kabul etmeyecekleri etseler dahi sorunların baş göstereceği ona uygun bir eş olamayacağım gibi konulardı ki yaşlar da o zaman 21-23 dü. Evet bazı konularda beni anlayamazdı ondan bunu beklemedim çünkü hem hayat tecrübesi yeni edinmeye başlıyor hemde geç atılmıştı hayata yine de çok daha iyisini hak ettiğini düşündüğümden ayrılma kararı aldım belki dedim hayatına daha iyisi girer iyileştirir daha iyi yerlerde olur ancak 2 yıldır takip ediyorum ara sıra birilerini almayı denedi ancak olmadı yapamadı gözlemlediğim kadarıyla ve bu süreçte bazen ( 2 kez sadece 2 yıl içinde ) konuştuk, hala benimle birlikte olmak istediğini ( ki bende böyle düşünsem bile yanlış bir şey olduğunu düşündüğümden bu tarzda görüşmedim kendisiyle ) belirtti, şuanda da aynı durumda devam ediyor, benimde ayda birkaç kez olsa dahi aklıma geliyor zaten şuan olsaydık ne güzel olurdu vs vs. gibi.. Her neyse şuanki ilişkime bu şekilde devam edemem sonuçta buda akılda aldatmak sayılıyor hoş birşey de değil o sebepten şuan yaşadığım ilişki ne kadar toxic olsa dahi devam ettim düzeltmeye çalıştım çok tartıştım çok görmezden gelindim belki değer bilinmedim ki değersiz hissettiğim çoook zaman oldu dile getirdim anlaşılamadım, suçlu oldum geçiştirildim. Tüm bunları nyyanında çevremden ayrıl şundan seni hak etmiyor senin gibi minimal anlayışlısını bulmuş afedersiniz ... arıyor, bu kişinin de ailesi var ama darma duman bişeyler annesi başka adamlar gayri resmi yaşıyor babası aptal insanlarla gününü gün ediyor zaten kendisini babannesi büyütmüş filan falan herşeye rağmen aile önemlidir ama pek düşünmedim sonuçta o isteyerek yaşamadı tüm bunları diye devam ettim ancak son günlerde aşırı yormaya başladı örneğin bir sorun oluyor sorun benden kaynaklı değil tamamen kendi sorumsuzluğu ama yine de sürekli yaptığı gibi bahanesini bulup bana çeviriyor okları filan sonra bende doğal olarak böyle bir insanlar tartışma istemediğimi söyleyip konuyu kapatıyorum oda bunun işine geliyor son zamanlar aşırı sallantıdayız oturup düzgün sohbet bile etmiyoruz zaten sürekli evine çağıran bir tip 1 aydır görmeye gitmiyorum oda sağolsun bir hafta boyunca izinliydi bir kez bile iş yerime gelip beni alıp bişeyler yapmadı bunu bile söylediğimde bahane buldu bana attı topu bende konuyu kapattım kısacası yoruyor tüm bunların yanında kendisi istanbulda yaşıyordu sözde benim için bursaya yerleşti ki sanmıyorum çünkü istanbulda birilerini çarptı filan onlardan korktu bence ki buraya geldi ki herkes aynı şeyi söyledi her neyse diyorum iyi en azından tartışmıyor kavgası bağırması şiddeti şimdilik yok filan falan bunlarla kendimi avutup duruyorum. Yanlışı doğruyu ayırt edemiyorum artık bitirmek istiyorum bitiremiyorum şu düşünceden dolayı; ya elle tutulur sebep değil sanki bunlar çözülür heralde avutmalarıyla kendimi kandırıyorum günden güne. Sıkıştım kaldım kısacası . Ne yapsam bilmiyorum.. Ne yapayım sizce fazla mı saflık yapıyorum böyle birine karşı?


 
Kişisel almayın ama sizin gibi insanlar beni sinirlendiriyor.

Yani düzgün giden bir ilişkiniz varmış ama "onun ailesi çok iyi benim hayatım düzenli değil" gibi sizin karar verici olmadığınız bir konu yüzünden bitirmişsiniz. İnsanlar kendileri ve kendi ailelerinin geleceğiyle ilgili kararları kendileri alabilirler, sizin onların iyiliğini düşünmeniz gerekmiyor. Çok arabesk bir bakış açısı bu.

Bundan sonra zannediyorum ki "size daha uygun" olduğunu dülündüğünüz birini bulmuşsunuz ama şansa bakın ki uygun olmadığını fark etmişsiniz. Çok da şaşırtıcı değil aslında.

Yani iyi anlaştığınız, sizin için uygun olan işlerin tıkırında yürüdüğü tarzda bir karakteri bırakıp bunun tam tersi bir karakterle birlikteliğe başladığınızda işlerin ters gideceği beklenen bir durum.

Yaptığınız şeyin adı "self-sabotage" kendi kendinizi sabote etmişsiniz. Ayrıca sizin için kıymetli birini bulup bu ilişki için görece büyük zorluklarla uğraşmayı seçmek yerine tamamen bırakmayı tercih etmeniz bence ayrıca bir konuşmayı hak ediyor.

İşin trajikomik yanı ne yapmanız gerektiğinin ve nasıl bir birlikteliğin sizi mutlu edeceğini gayet iyi biliyorsunuz. Bile bile yapmışsınız.

Biraz agresif olduysam özür dilerim ancak bence silkelenip kendinize gelmelisiniz.
  • akhenaten  (14.08.23 12:28:07 ~ 12:30:34) 
[]

Görüşme Yapma Sorunu

Kötü bir çalışma ortamından ayrılarak aynı şirketin farklı bir biriminde çalışmaya başladım, burada diğerinden farklı olarak daha fazla insanla muhatap olmak zorunda kalıyorum. Ancak neredeyse çocukluğumdan beri, yabancı birine birşey sormaktan, konuşmaktan özellikle de tanımadığım birini aramaktan çok çekinmişimdir. Şimdi görüşmek bunun yanında da haftada bir eğitimlere ve tanıtımlara gitmem gerekiyor bir şekilde hallediyorum ama kendimi de beğenmiyorum pek. Ne yapayım da yeneyim şu durumu ?




 
[]

2023 yazı

büyük kırılmalar yazı olarak anılacak bir yaz mevsimi yaşanıyor diyebilir miyiz?

2022 21 20 .....

hiçbir yaz ne bu kadar uzun/sıcaktı
ne de halkımız bu kadar koyvermemişti.

(bence)

sizce?

 
Buyuk kirilmalar yazi mi? Ne olmus ki?

Hicbir sey oldugu yok. En durgun yaz.
  • ahm1  (14.08.23 05:15:04) 
Sıcak her zamanki sıcak bana göre. Ankara'ya geç bile geldi yaz.


  • black holes in the sky  (14.08.23 11:05:42) 
Sicaklar az surdu bence istanbulda usuyorum. agustos bu degil


  • mess  (14.08.23 11:44:49) 
Üşüyoruz İstanbul'da Ağustos ortasında. Bugün havada güneş yoktu böyle yaz mı olur. Ne kırılması ne uzunu ne sıcağı


  • abelardo  (14.08.23 19:04:19) 
mevsimler iyice sapıttı. temmuz sıcaktı, ağustos sonbahar gibi oldu. eylül'de de çok sıcak olur kesin.


  • nothing in my way  (14.08.23 19:18:08) 
1 ... •2345678910• ... 160   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.