[]

İnsanların dediklerini çok kafaya takıyorum ve yaşım 33

Merhaba değerli arkadaşlar,
Ben 33 yaşına girmek üzereyim. Ama hala bireyleşemedim. Annem ve babamla yaşıyorum ikisi de oldukça yaşlı ve hastalar, işsizim. Hiç arkadaşım da yok. Çirkin bir yüzüm olduğu için pek kız arkadaşım da olmadı. Zaten sosyal biri değildim, içime kapanıktım ama işsizlik sosyal izolasyonumu çok daha arttırdı. İş bulamıyorum bir türlü, artık işe girmekten de korkuyorum doğrusu. Çünkü çok alınganım. Kafaya her şeyi takıyorum. Birisinden kötü bir söz işitsem günlerce aklımdan çıkmıyor. Değer görmüyorum asla. Fikirlerim önemsenmiyor. Pasif ve edilgen bir karakterim var. Her gün o kadar mutsuz ve huzursuz uyanıyorum ki anlatamam. Az önce iki kuzenim bize geldiler annemle babamı ziyarete ve özel bir konudan bahsettiler sonra ben de odadaydım diye X de yabancı değil dedi bir kuzenim. Oysa ben de onlar gibi eşittim, diğer çocuk için o da yabancı değil demedi. Bu boktan şey dahi beni üzmeye yetti. Verhasıl hayat beni zorluyor. Ben nasıl biraz nefes alabilirim?



 
önce bu psikolojiden çıkabilmek için az biraz seveceğin bir iş bul aklın dağılsın.. üç harfli market kasiyerliği bile olabilir..


  • tabudeviren  (14.03.24 18:05:21) 
Bence çok takma. Az önce de adam İngilizce bilmeyenler nasıl yurtdışına gidiyor diye duyuru açmıştı. Şehir dışına çıkmayan, kargo yollayamayan adam başkalarını eleştiriyor. Bugün olmaz başka zaman bulursun.


  • Kahvedesu  (14.03.24 18:08:19 ~ 18:08:46) 
Hocam size üst perdeden bakana siz daha üst perdeden bakın. Boşta kalmamaya çalışın bu işsizlik döneminde imkanlar el veriyorsa bir dil kursuna gidin, bilişimle ilgiliyseniz network sertifikasyonuna gidebilirsiniz, (cisco ccna, vs) orada bir çevre oluşturabilirsiniz ve bu çevre sayesinde iş bulma imkanınız artar. Oturduğunuz yerde psikolojiniz bozulur hiç gerek yok. Olabildiğince kendinizi meşgul etmeniz lazım.


  • infinitedreams  (14.03.24 18:28:45 ~ 18:30:26) 
Kimlerin kimlerin fikirleri önemseniyo bi bilsen,
Dış görünüşten başlayıp, kendine çeki düzen ver. Spora başla, oradakilerle arkadaş ol, işe gir vs vs

  • Coma  (14.03.24 18:29:26) 
Şaşırmadım bu tür sorunların temelinde ailenin tutumu yatıyor yalnız değilsiniz üzülmeyin Mümkünse ailenizden/akrabalarınızdan uzaklaşın. İşsiz olsanız bile Bos durmayın boşluğa ve karamsarlığa düşersiniz bir meşgaleniz olsun okuyun sabredin kendinizi geliştirin spor yapın Allah'a sığının zamanla herşey düzelecek.


  • doharkoman  (14.03.24 18:44:02) 
Kardes once is bul, sorun devam ederse tekrar duyuru acarsin bakariz. Issizlik kadar insani degersiz hissettiren, ozguveni paramparca eden bir sey yoktur bu dunyada.


  • freedonia  (14.03.24 19:01:05) 
hepinize teşekkür ederim.


  • qwerty321  (14.03.24 22:15:20) 
is bulduktan sonra terapiye gitmek guzel olabilir. alinganligin temel nedeni zaten bu aslinda gercek olmayan, degersiz hissetme ve sevilmeye layik hissetmeme oluyor. kendinizi oyle gordugunuz icin herkesin her yaptiginizi kendinizle ilgili saniyorsunuz, kendi uzerinize aliniyorsunuz. Esasinda sizin reddettiginiz butun parcalarin yansimasi oluyor. O kadar farkinda olmuyoruz ki, alinganligimizda cok hakli goruyoruz kendimizi, neyi reddettigimizin bile farkinda olmuyoruz genellikle. halbuki insanlarin yaptiklarinin cok kucuk bir yuzdesi bizimle ilgili. herkes kendi derdinde. ama bu alingan olma, hayata pozitif bak demekle olacak bir sey degil elbette. umarim en kisa zamanda is bulursunuz, issizlik nedeniyle kendini kotu hissetme gercekten cok zor basa cikilabilecek bir duydu, sabirlar ve guc diliyorum size.


  • songforsomeone  (15.03.24 11:58:21) 
Herhangi bir maaşla herhangi bir işte bir an önce çalışmaya başlamanızı öneririm.
Arkadaşlardan birinin önerdiği gibi üç harfli bir market, fast food restoranları vs. olabilir mesela.
Küçük bir kafede/barda garsonluk için de başvurabilirsiniz belki.

Sabahları uyanmak için bir sebep ve bir değer üretmeye başlamak psikolojiniz üzerinde çok olumlu etki yapacaktır. O işte çalışırken bir yandan istediğiniz alanda da iş aramaya devam edin elbette.

Sömürülmenizi istemem ama şu anda hiç para kazanmasanız bile sabahları uyanıp bir yere gidip 8 saat çalışsanız daha iyi hissedeceğinizi düşünüyorum.
  • michael_knight  (15.03.24 13:50:22) 
Teşekkür ederim, umarım toparlayabilirim yakın zamanda.


  • qwerty321  (15.03.24 20:32:31) 
1 - ne olursa olsun bir ise gir.
2 - biraz para yaptiktan sonra hemen evden ayril.

bu ikisini yapmadan toparlama olasiligin yok.
  • cooperr  (15.03.24 21:04:06) 
@cooperr evden ayrılamam annem parkinson hastası babamın da 2 yıl önce beynine pıhtı attı, para yapabilecek de bir meziyetim yok. Etsy'de Print on Demand yapmayı denedim onda da çuvalladım.


  • qwerty321  (15.03.24 21:45:12) 
kahve dukkani gibi bir yerlerde part time da olsa ise gir, hem insanlarla iletisimin olur. issizligi soranlara aileni falan soylersin ama is en onemlisi, disiplinin olur, disari cikmak icin nedenin, cevren olur.
kilik, kiyafet, vucut duzeltilecekleri duzelt.
youtubetan falan piskoloji videolarina bak.
bir de mesela o kuzenin davranisina karsilik, 3 kisilik cay koy getir ona verme, yabanci olana cay yok de siz uc kisi icin. zamanla ogrenirsin.
  • Ley  (16.03.24 02:20:52) 
merhaba,

asla haddim değil, zaten doktor da değilim, fakat okb hastasıyım. sizde de okb olabilir, bir psikoloğa ya da psikiyatriste gidebilirsiniz. kafaya takma meselesi için yani.
  • biskuvilipasta  (28.03.24 21:10:21) 
[]

Evlilik ve tükenmişlik hissi, boşanma düşünceleri, tavsiye..

Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş kişiler (özellikle kadın) özelden yazarsa ne güzel olur.

Yaş 33, 5 yıllık evliyim. Eşimle severek evlendik, hala da seviyorum. Güvenilir, merhametli, iyi kalpli bir insan. Neşeli çocuk ruhlu biri, ailem de onu kendi çocuğu gibi sever. Sorun ne diyecek olursanız, sorun 5 yıl geçmesine rağmen hala oturmayan bazı şeylerin beni artık tüketmiş olması. Her şey ama her şeyin benim ittirmemle, benim iknamla yapılması. En basitinden, ikimiz de çalışıyoruz ve haftasonları 1 gün temizlik yapılması gerekli. Bunun için hala her haftasonu mutlaka bir gerginlik olur. “Ben bugün yapmayacağım sen kendi payına düşeni yap. Ben yarın yaparım. Şu zaman yaparım bu zaman yaparım.” İşten geliyorum o içerde yatarken ben yemek yapıyorum yiyoruz (yemek bende, bulaşık onda). Mutfakta bulaşıklar gece saat 10 11’e kadar bekler kokar. “Biraz yatayım yapıcam, yoruldum, maça gideyim gelince toplicam.” Her şey bir savaş evde. En basic rutinler bile devamlı gerginlik sebebi. Haftasonu temizliğimizi iki üç saatte halledip güle oynaya bir yere çıkamıyoruz. Kavga edip bozuşuyoruz ve tüm haftasonu evde küs geçiyor bazen. Böyle günlerde kendimi camdan atasım geliyor ruhum daralıyor. Onun çok da umrunda olmuyor. Karşımda 36 yaşında bir erkek değil de, annesi tarafından devamlı dürtülen 15 yaşında bir ergen var gibi hissediyorum. Bunlar basit örnekler ama demek istediğimi anlamışsınızdır. Hiç bir iş yapmadan yatarsak ondan iyisi yok, o zaman kavga etmeyiz. Sarılıp yatmak ister bütün gün.


Eşim çocukları çok seviyor, ben de istiyorum 10 aydır çocuk deniyoruz ancak henüz olmadı. Her ne kadar temas bağımlısı olsak da bu biraz şefkat ağırlıklı olmaya başladı, cinsellik çok çok seyrekleşti. Ovulasyon günleri dışında nadiren beraber oluyoruz. Belli günlerde olunca vazife gibi oluyor, kendimi çok kötü hissediyorum, istek duyamıyorum. Bunu onunla birkaç kez konuştum, bari şu ovulasyon günlerinde biraz beraber zaman geçirsek, biraz romantik bir ortam olsa da ben kuluçka makinesi gibi hissetmesem. Ama bir türlü aşamadık, tamamen tatsız isteksiz, çocuk yapmak üzerine yaşanan bir eyleme döndü. Açık açık ona cinsel yaşamımızdan inanılmaz mutsuz olduğumu söyledim. Güzellikle söyledim olmadı, kavga ettim olmadı. 60 yaşında bir çiftin yaşamı bizden iyidir, inanın artık uğraşmıyorum ve geçtim bu konudan.


Gelelim bugün kopan kavganın sebebine. Bu ay doktora gittim ve birkaç gün ovulasyon takibi yapıldı. Pazartesi yumurtlama gördü ve üç gün birliktelik olmasını önerdi doktor. Pazartesi yaptık iyi hoş. Salı yani dün akşam eve geldik, yemek faslı. Sonra aslında haftasonu yapması gereken fakat yine ertelediği bazı ev işlerini yaptı. Sonra dışarı terziye gitti, çıkmışken biraz arkadaşlarının yanına uğradı ve 22.30 civarı eve geldi.


Ben bu arada haftasonu memleketten topladığımız bazı taze otları ayıklayıp haşlayıp buzluğa atmakla meşguldüm. Amk otları tam gününü buldu fakat ertesi güne kalsa artık bozulacaktı. Uzun da bir iş. Neyse benim saat 00.30 gibi işim bitti. Bu arada salonda yatıyor, asla gelip yardım teklif etmiyor. Ovulasyon var değerlendirmemiz lazım, zaten saat geç olmuş. Yardımın dokunmasa bile gel, napıyosun canım de, bi ilgilen. İşim bitti salona geçtim yatıyor, eline sağlık dedi yanıma gelsene dedi. Gerçekten o kadar istemedim ki o an, duşa girip yatıcam dedim ve gittim, çıktığımda uyumuştu. O gece bir şeyler yaşanacaksa o akşam biraz daha ilgili olunmasını, moda girilmesini istiyorum, çok mu abes bir şey istiyorum ki?


Bu sabah kalktık, modum düşüktü. En değerli gün boşa geçmişti çünkü. Noldu diye sorduğunda kavga koptu. Beni suçluyor, bütün sorun akşam sana mutfakta yardım etmemem mi diyor. Bendeki birikmişliği asla ama asla anlamıyor, kaç kez anlatmama rağmen. Gece seni yanıma çağırdım gelmedin diyor. Artık vazife gereği yapılan randevulu ilişkilerden de sıkıldığımı söyledim. Ovulasyon zamanında da biraz isteksiz yapıverelim idare et diyor. Sanki o günler dışında yapıyormuşuz gibi. İnanılmaz kötü kavga ettik, birkaç kez ayrıl benden o zaman dedi, bana çok ağır bir cümle kurdu hatırladıkça gözlerim doluyor. Benden ayrıl o zaman, kendini yaptırtacak birini bulursun çok meraklısın ya zaten dedi (elbette bu kelimelerle değil). İnanamadım, hiç bu kadar ağır cümleler kurmazdık kavga ederken.


Bu lafı yutamıyorum. Her ay aynı günlerde, her haftasonu aynı günlerde aynı konulardan kavga etmekten artık tükendim. Dışardan bakıldığında iyi bir çiftiz, ayrı ayrı bakıldığında belki de iyi insanlarız. Ne desem yapar, ama kendisi asla bir şey planlamaz. Kendi kendine bir fikir ortaya atmaz. Bütün erkekler mi böyle? Ne istedin de yapmadım diyor, çok basit, ben o da bir şeyler istesin istiyorum. Her şeyi düşünmek zorunda kalmak istemiyorum, biraz ipleri eline alan, bu kadar edilgen olmayan bir eş istiyorum. Gerek güzellikle gerek kavga ile kaç kere konuştuk. Hep dikkat edeceğim diyor ama olmuyor.


Bu akşam eve gitmeyi düşünmüyorum o ağır lafın üzerine. Boşanmak istiyor muyum? Bilmiyorum, ama eşimi artık bu haliyle istemediğimi biliyorum. Eskisi gibi olsun istiyorum. Ben hiçbir kavgada ayrılık kelimesini kullanmam ama o bugün birkaç kez söyledi. Ayrılmak öyle zor geliyor ki. Yeniden bir hayat kurmak, bütün rutinlerinden vazgeçmek, hayatın tepetaklak olması. Bu ruh haliyle bunlarla başa çıkamayacak gibi hissediyorum. Çift terapisi işe yarar mı bilmiyorum.


Her akşam evde boş boş yatarak geçirdiğimiz bir hayat, ben talimat verdikçe sorunsuz olan, duygusal olarak çok bir şey beklemediğim evliliğim. Bütün evliliklerin sonu bu mu? Erkekler bu rutin yaşamı sorun etmiyor biz mi ediyoruz? Şiddet yoksa aldatma yoksa her şey okey midir? Artık intihar eden insanların ruh halini bile anlayabiliyorum. Eskiden çok şaşırırdım, madem hayatından vazgeçecek duruma geldin, bari her yolu dene, ölümden kötü ne olabilir evden ayrıl aç kal sürün, olmazsa yine intihar edersin derdim içimden. Şimdi anlıyorum, insan bunlarla uğraşmayı göze alamayacak, savaşamayacak kadar tükenmiş oluyormuş. Uğraşmak istemiyormuş sadece bitsin istiyormuş. Ayrılmak istemiyorum, tüm bunlarla uğraşacak, aileme laf anlatacak, yeni bir hayata başlayacak gücüm yok. Tüm bunları göğüslesem bile boşanınca hayat daha mı iyi olacak, bunun garantisi yok. Ama böyle de o kadar mutsuzum ki.

 
hocam şöyle bir şey var, evliliklerin çok azı aradaki sevgi ve aşkın azalmasından dolayı bitiyor, daha çok böyle sorumsuzluklar ve hayatı paylaşmamak yüzünden bitiyor ve bir taraf tükeniyor

sizin kafanızı karıştıran şey "ama çok iyi bir insan, aileme ve çevreye çok iyi"

bu düşünce karar vermenizi zorlaştırıyor, ben böyle bir insanın değiştiğini görmedim, 50-60 yaşına gelip hayatının çoğu böyle angaryalarla harcanmış, tükenmiş çok kadın var

hocam bir de korunun bu çocuk konusunu hemen araya sıkıştırmayın, çocuğunuz olursa bu sorunlarınızın üstünü bir süre daha örtecek, çocuk büyürken zamandan da yemiş olacaksınız, çocuk bir adet sorumsuz ebeveyn ve bundan dolayı sürekli gergin ve öfkeli ebeveynin olduğu çok huzursuz bir evde büyüyecek, çocuk olunca eşiniz değişmeyecek, siz yine ev işleri, ev dışı sorumluluklar, çocuk bakım sorumluluğu hepsiyle tek başına uğraşmak durumunda olacaksınız

33 yaş çok genç daha, siz içinde bulunduğunuz koşullar yüzünden enerjisiz ve karamsar hissediyorsunuz, 40ındaki kadınlar hayatı yeniden yaşamaya başlıyorlar daha mutlu daha enerjik
  • grimavi  (13.03.24 15:18:01 ~ 15:36:59) 
Öncelikle şunu söylemeliyim,

Bu olanları maalesef çoğu evli çift yaşıyor. Erkek ve Kadın versiyonu olarak azıcık farklılıklarla çoğu yerde duyuyorum bunları. Yaşayanlardan birisi de benim. Bu yaşadığınızın erkek tarafındayım.

Her şeyi denedim, profesyonel ve geleneksel olarak tüm tavsiyeleri yumuşak başla uyguladım. Olmuyor.

7 yıl sonra Bebek oldu, onun hikayesi de çok başka ama; takibi ve tedaviyi de ben kontrol ediyorum tabi ki. Yani size şunu desem anlarsınız, eşim ne zaman regl olacak bilmiyor ve takip etmiyor. Kendisi de mühendis bu arada. Makina sahasında imkansızı ürettirmeyi başaran kadın. Demekki böyle, evilik başka bir yetenek.

Boşanmak, bana da yorucu geldi. Tam ciddi kararlar evresinde bir sürü major değişiklik ve kayıplarım oldu. Saldım.

Amatörce ama çok doğru; olmayınca gerçekten olmuyor.
  • achilles  (13.03.24 15:37:15) 
@edmond honda aslında hiçbir iş yapmıyor değil. Her şeyi yarı yarıya yapıyoruz, ama sorun bunu bir rutin olarak kabullenememesi. Hep benim söylemek zorunda kalmam. Herkesin işi belli, o yapmazsa ben elimi bile sürmem onun işine.

Dünyanın en sevgi dolu insanı bu arada, yeğenim bile ona bayılıyor çok güzel anlaşıyorlar. çocuk yaparsak sevgisiz asla kalmaz ama ev işleri büyük sorun olur. Bu beni de çok düşündürüyor. Sevmekle olmuyor, sevgi dolu ama tembel.
  • ustapasta  (13.03.24 15:41:21) 
en doğrusu minik darılmaları biriktirmemek. az önce bulaşık nedeniyle kavga ettiğin insanla sevişmek istemiyorsun. istediği kadar seksi olsun. bunu aklından çıkarma. senin için de öyle değil mi? güzel güzel konuşun. ikiniz de adım atın. birbirinizi yıpratmamak için elinizden geleni yapın. umarım düzelirsiniz ama ayrılmak dünyanın sonu değil. bazı kalıplara girmek zorunda değilsin. evlilik kutsal değil.

edit: imkanınız varsa haftada bir iki kez yardımcı tutun. öncesindeki gün bulaşık temizlik yapmayın, onları da yapar. haftada 2 gün dışarıdan söyleyip bulaşık çıkarmadan işinizi halledin. bir gün arkadaş aile ziyareti yapın. bir gün de dışarıda yiyin :) haftada bir iki günden fazla evde yemek yapmayın. o kadar büyük dert olmaz. eşin bu ve bunu değiştiremezsin. belki orta yolu bulabilirsin. istiyorsan.
  • gabe h coud  (13.03.24 15:44:25 ~ 15:54:58) 
evli değilim hiç olmadım. o yüzden evlilikle ilgili yerlere girmicem, yaşayanlar daha iyi bilir. ama şunu görmek zor olmasa gerek, şimdiden böyle olan bir adam çocuk olunca sizce kendiliğinden sorumluluk üstlenip de çocukla ilgilenir mi? sizi rahat ettirir mi? yoksa siz 'iki' çocukla uğraşırken heder mi olursunuz? bence cevap ortada. bu senaryoda evet çocuğa da yazık olur ama bence yazığın en büyüğünü kendinize etmiş olursunuz. 33 yaşında böyle hissetmek normal değil, bunu ömrünüzün geri kalanına da yaymayın, bu adamdan çocuk yapmayın.

bu ruh haline girmek mutlak son değil, normal değil, doğal değil, herkes böyle olur evlilik böyledir vs diye bir şey yok, yaşadıklarınız düzeltmeniz gereken şeyleri gösteriyor, kabullenmeniz gerekenleri değil. çocuk fikrinden vazgeçip ilişkinizi değerlendirip iyileştirmeyi deneyebilirsiniz, bunun için çift terapisi iyi olabilir. ama işe yaramazsa da gencecik bi insansınız ayrılıp çok da güzel fıstık gibi yaşarsınız, hem de büyük küçük kimseye annelik veya hizmetçilik etmeden.. savaşacak da bir şey yok. düzgün bi insansa zaten ayrılırken sorun yaşamazsınız. çevreniz dar kafalı değilse sonrası da sorun olmamalı. milyonlarca bekar var, nasıl yaşıyorlarsa öyle yaşayacaksınız. maaşınız varsa kendinize göre evinizi tutuyorsunuz ve sadece kendi mutluluğunuzu dert ederek keyifle yaşamaya başlıyorsunuz. çok güzel oluyor valla, istediğinizde istediğinizi yapıyorsunuz, kimseye hesap vermiyorsunuz, rica minnet iş yaptırmıyorsunuz, laf anlatmıyorsunuz, caz trip çekmiyorsunuz, başkasının derdiyle hantallığıyla uğraşmıyorsunuz, sadece kendinizi düşünüyorsunuz falan şahane bi hayat. daha heyecanlı ilişkiler de yaşayabilirsiniz, size kalmış, istemeseniz de yaşamazsınız, kafanız rahat oh mis. teknik ve halledilebilecek zorluklara takılıp hayatı kaçırmayın, içinde bulunduğunuz ruh halinde olumsuzluklara odaklanmanız normal, ama yaşayınca ya niye daha önce yapmamışım diyeceksiniz sadece. kendinizi sonunu bildiğiniz bu yorucu hayata hapsetmeyin. kendiniz için yaşıyorsunuz, iyileştikçe bunu daha iyi görür insan, iyileşmeye odaklanın.

hiçbirini yapmıyorsanız bile kendinizi seviyorsanız şu an katiyen çocuk yapmayın derim naçizane, denemelere son verin. (30k)

ek: söylediği lafı unutmuşum, direkt o kısım bile ayrılık sebebi ama neyse.. hak etmediğiniz lafları yutmayın. iyi insan falan filan diye onur kırıcı sözlerini alttan almayın. o kısma takılmışsınız diye açasım geldi ama hocam zaten ortalama insan iyi insan oluyor. bariz kötülük yapmadığı sürece herkes iyi valla. sıradan bi şey bence. tek başına tutunulacak bi özellik değil.
  • nic cage  (13.03.24 15:55:20 ~ 16:06:07) 
İnsanların evliliklerini yürütmemelerindeki temel sebeplerden en önemlilerini saymissiniz. Kadınların çalışma hayatındaki sorumlulukları yetmiyormuş gibi eve gelince de sorumlulukların devam etmesi, erkeklerin anne evinden sonra eşlerini de evin işlerini yapmak zorunda olan kişi olarak mimlemeleri kültürel olarak bizde zaten çok yaygın. Bunu kavga ederek, kuserek de tamir edemezsiniz. Anlaması gerekir. Önemli nokta şu, anlamaya gönlü var mı?


İkinci nokta aslında evliliklerde çok çok önemli fakat bizde kültürel olarak konuşulmaz. Biten evliliklerin çoğunda cinsel problemler vardır. İnsanlar bunu yok sayamazsa boşanır, yoksa da hayatları boyunca evlilik doyumundaki en önemli noktalardan biri eksik olarak hayatına devam eder. Zaten kadının cinsel doyum bekledigini söylemesi de genelde abes karsilanir. Eşinizin söylediği söz karşısında kirilmissiniz ve bu gayet anlasilir. Ama o da zaten sorunun kendinden kaynaklı olduğunu düşündüğü için ve bunu kabullenmekte zorlandığı için agresif bir tutum takinmis.

Yukaridakilere katılıyorum, bence böyle bir durumda çocuk yapmayı bir süre erteleyin ve eşiniz de kabul ederse birlikte çift terapisine gidin. Çözülmeyecek noktadaysa boşanmak dünyanın sonu değil ama en azından çaba sarf etmiş olursunuz. Çözülecek bir sorun varsa da karşılıklı iletişimle cozebilirsiniz. Sevgi ve aşk ise çok farklı olgular. Aşk yıllar içinde elbette şekil değiştirir ama sevginin baki olması gerekir. Birbirinize vakit ayırın, rutinlerim dışına çıkmaya çalışın.

İlişkilerimize duygusal yatırım yapıyoruz, emek veriyoruz. Bu yüzden bittiğini kabullenmekte zorlanıyoruz bazen ama şunu aklimizdan cikarmamak gerekir; "her iyi insan ve iyi baba, iyi bir eş olacak diye bir kaide yok".

Not: ben de evli ve çocuksuz bir kadın olarak yazdım bunları.
  • fraise  (13.03.24 15:57:54 ~ 16:16:35) 
hepsini okudum.

bence bu sorunu çözebilirsiniz. adam kötü bir adam değil anladığım kadarıyla.
bence çocuk için acele etmeyin. yani şu an çocuk için yeterince enerjiniz yok.
ev işlerini tekrar bir bölüştürün ya da konuşun.
kendinize çok vakit ayırın.
amk otunu bırak bozulursa bozulsun yani.
birbirinze güzel şeyler söyleyin. film izleyin falan.
yani birbirinze vakit bulamamanızın bütün sebebi bu ev işleri mi.
erkekler biraz daha vurdumduymaz oluyor ama bence eşiniz de elinden geldiğini yapıyor.

burada ayrıl falan diyenleri ciddiye almayın. bekara karı boşamak da kolay diye bir laf var.
bence bu evlilik kurtarılır.

ama söylediği o laf biraz ayıp etmiş bence ciddi değil sinirlenince ağzından çıkmış.
  • OgutucuRecep  (13.03.24 16:10:44) 
Erkek tarafıyım. Harekete geçme konusunda çok benzer durumlar yaşadım. Zamanla ortada buluştuk.
Her ikinizin de birbirinize doğru adımlar atmanız gerektiğini düşünüyorum. Bulaşıkları yıkamaması değil sizin sorununuz, sizin uygun gördüğünüz saatte yıkamaması.
Siz her konuda onu harekete geçirmek zorunda hissettikçe dürtükleyen bir insan oldunuz, o da dürtüklenme olmadan hareket etmeyen bir insan oldu. Sorun, sorunu doğurdu.
Çift terapisinin işe yarayacağını düşünüyorum.

Akşam eve gitmeme kararınızı bence gözden geçirin çünkü orası sizin eviniz. Zaten iyi bir durumda değilken bir de rahat etmediğiniz bir ortamda uyumakla uğraşmayın.

Çok şanslısınız ki çocuk konusunda acele etmenize gerek yok, henüz 33 yaşındasınız. İlişkiniz istediğiniz hale gelene kadar o işi biraz duraklatabilirsiniz.

Burada okuduğumuz birkaç satırla "bu evlilik devam etmemeli" gibi bir sonuca varan olursa asla kulak asmayın. Yapıcı tüm tavsiyeleri dikkate alıp yıkıcı tüm tavsiyeleri göz ardı etmenizi öneririm.
  • michael_knight  (13.03.24 16:16:14) 
bence adamın pasif rol almasından zaten bunalmışken bu çocuk meselesi tuz biber olmuş. bence çocuk konusunu erteleyip diğer sorunları çözmeye odaklanın ve gündeminizden ovulasyonu vs. çıkarın.

gördüğüm kadarıyla ve eşimi de düşünürsem çoğu erkek kendisinden bir şey istenmeden bir şey yapmamaya plan program yapmamaya eğilimliler, bu doğru.

edit: bu arada ettiği laf konusunu unutmuşum ciddi anlamda özür dilemesi gerekiyor. telafi etmesini beklerdim ve eve gitmeyebilirdim ben de.
  • sanguine mcqaer  (13.03.24 16:22:24 ~ 16:27:01) 
okudum hepsini
çocuk yapma işini durdurun öncelikle böyle bir ilişkiniz varken. bu sağlıksız bir karar, bence. sonrasında da mutlaka iyi bir terapist bulup terapiye gidin birlikte. iki taraf da çözmek istiyorsa halledersiniz. kavga etmeden konuşma ortamı yaratıp oturup konuşun bir de. belli ki bir şeyler yaşandıkça kavga ederek konuşuyorsunuz. sorun çıkmadığı bir anda oturun konuşun, randevulaşın hatta dışarı çıkın bir yerde oturup bir şeyler içerken konuşun.

  • veritaslibertas  (13.03.24 16:26:45) 
Genel olarak bu düşüncede misiniz yoksa bir an için sinirlendiğinizde mi böyle hissediyorsunuz?

Bence sıkıntınız büyük. Eşiniz sizin söylediklerinize rağmen konfor alanından vazgeçmiyor. Ben de evlenmeden önce elimi sürmezdim işe. Ailem sağolsun yapardı.

Şimdi evlilikten sonra işbölümümüz var ve uyuyorum buna. Ama buna eşim zorlamadı.Ben kendim uymak zorunda olduğumu idrak ettim. Kimse çocuk değil.

Hatta işleri bir an önce bitirelim de rahat rahat oturalım diyorum eşime de. Bir de bu kadar iş yapmıyor diye söylenirken çocuk düşünüyorsunuz. Çok ilginç.
  • drako  (13.03.24 16:37:32 ~ 16:39:05) 
bu akşam eve gitmeyeceksen de haber ver yüzünü göresim yok, şuradayım vs gibi. habersiz eve gitmemek büyük hata olur.

ev işi olayı dışında nasılsınız? eğleniyor musunuz? mutlu musun? beraber vakit geçirmekten hoşlanıyor musun? birbirinize hala değer veriyor musunuz? bunların cevabını düşün. olumlu ise kurtarmaya bak. sen boşanmak istemiyorsun çünkü bence.

temizlikçi tutun imkan varsa. yani belli bu adam temizlik yapmak istemiyor. ve iki yetişkinin yaşadığı evde de her hafta detaylı temizlik yapmak gerekmiyordur bence. bizde 1,5 yaşında bebek ve kedi var mesela. bazen sadece süpürge yapıp geçiyoruz. tozu gördüğüm halde toz almadığım hafta sonları oluyor. onun yerine ailemle vakit geçirmeyi tercih ediyorum. gerçekten kılı kırk yaracak kadar önemli mi bu temizlik meselesi? yapmayın evi bok götürsün demiyorum da bazı haftalarda da olduğu kadar yapıverin. inan sen kafana taktığın için bu mesele bu kadar büyük görünüyor gözüne. akşam yemeğinden sonra 10-11e kadar bekler bulaşıklar demişsin. beklesin. ne kadar kokabilir ki? sonuçta 11de de olsa kaldırıyor. yani sen onun öğretmeni, annesi, ev arkadaşı değilsin. senin sınavından 100 almak zorunda değil. 5 sene kavga etmişsin, konuşmuşsun olmamış. demek ki başka bir yol bakılmalı.

ipleri eline alsın diyorsun, edilgen olmasın diyorsun ya. bu adamın karakteri. sen adamdan A değil B olsun istiyorsun. sen zaten A ile evlenmişsin. değişmesini beklemen saçma değil mi? hani farklı bi durum olur değişmesini beklersin ama adam karakter olarak pasif demek ki. şimdi şöyle düşün. sen çok planlı, programlı, her şeyin kendi istediği gibi yapılmasını isteyen birisin diyelim. eşin de 5 sene sonra gelsin desin ki ben bu kadar dominant bir kadın istemiyorum, pasif olsun istiyorum. sence olur mu öyle bir şey? insanın karakteri neyse odur ya, değişmez. hele otuzlardan sonra hiç değişmez. törpülersin, dikkat edersin ama bir yere kadar.

cinsellik konusuna gelirsek. bazı insanlar isteksizdir. bunu kabul edelim. bir de adam yanıma gelsene demiş. kendisine göre gayet hoş bi davet. sen de reddetmişsin. suçu kendinde görmüyor doğal olarak. o güne otları bırakmak, buzluğa atmak filan senin kafanda yarattığın, çok da gerekli olmayan bir iş. iki saatini harcayıp yoruldun ve hırsını ondan çıkardın. hayatımda ot haşlayıp dolaba attığımı hatırlamıyorum bu arada. neyse. sonuç olarak çok da istekli biri değil belli ki ve hamilelik takvimi işi iyice rutine bindirmiş iki taraf için de.

bence çocuk işini erteleyin. zaten bu temizlik durumu çocuktan sonra seni daha da delirtir. hele taze otu buzluğa atan bi insanın bebek ek gıdaya geçince yapacağı şeyleri düşünemedim bile. sen kendini yorarsın eşin sadece güle oynaya ilgileneceği kadar ilgilenir. gelsin daha büyük kavgalar.

çocuk işini erteleyin. evlilik terapisi alın. ama gerçekten boşanma isteği varsa bir süre belirle. değişim görmek istediğini net bi şekilde belirt. baktın değişim yok o zaman boşanırsın.
  • elorelia  (13.03.24 17:00:09) 
5 yıllık evli ve 20 aylık çocuk sahibi er birey olarak yazıyorum;

Sizin probleminiz çözülmeyecek bir problem değil ancak ikinizin de gönüllü olması ve psikolog desteği almanız gerekiyor. Buradan ya da cevrenizden alacağınız tavsiye ile çözemezsiniz.
Şunun kararını vermen lazım gerçekten bu kişi ile evliliğini devam ettirmek istiyor musun?

Eğer devam ettirmek istiyorsan eşini karşına alıp de ki "Ben seninle hayatıma devam etmek istiyorum ancak bu şartlarda değil psikolog desteği alalım" de o da eğer seninle devam etmek istiyorsa zaten kabul edecektir.

Eşimle iletişimimiz çok güçlü ve paylaşımcıyızdır ona rağmen çocuk olduktan sonra çok kez tartıştık çok zorlandık çünkü hem yorgun hem de tahammül azaldığı için sürekli gerginlik oluyor, çocuğun uykuları yeni oturmaya başladı ve ancak kendimize gelebildik bu problemleri aşmadan sakın çocuk yapmayın.
  • mirty  (13.03.24 17:13:55) 
Eleştirebilirim ama evlilikteki bu iş dağılımlarını ben mantıklı bulmuyorum. Erkeğin doğasında bu yok. Gördüğüm evliliklerde bulaşık da kadında. İşten geç gelmişsindir, hastasındır, erkek işe el atabilir ama iş olarak ona verince gördüğünüz şekilde olmuyor. Erkeğin kafası başka yerde çünkü. Erkeğim. Tek yaşasam bulaşık çıkmaması için dışarıda yemek yerim. O kadar diyeyim. Eşiniz sıkılmış doğal olarak. Erkek markete gider, alışveriş yapar, ne bileyim, evi süpürebilir. Eve temizlikçi çağırabilirsiniz. Siz de o da ev işlerinden kurtulabilirsiniz. Günde bir saat gelse yeter.

Eşinizi siz robotlaştırmışsınız ve şimdi ondan robot olmamasını bekliyorsunuz.

Bir de ot ne. Bozulacaksa bozulsun. Ot çocuktan daha mı önemli?

Ben boşanın demem. İlişki kolay kurulmuyor. O sizin bileceğiniz iş. Ama siz başkasıyla evlenseniz de sorun yaşarsınız bana göre.
  • dissendium  (13.03.24 17:18:53 ~ 17:22:59) 
elorelia +1

1. çocuk işini erteleyin
2. genel temizlik için birini alın, haftalık ya da iki haftada bir mesela
3. mükemmeliyetçi tavrınızı törpülemeye çalışın, her hafta ev süper tertemiz olmak zorunda değil. bulaşıklar da 11 gibi makineye konsun, idare edilir bunlar

bu arada evli biri olarak yazıyorum, diğer şeyler bir yana, eşinizin itiraz etmeyip her programa katılması o kadar güzel bir şey ki. varsın program yapmasın, hepsine uyması bile güzel.
  • noxie  (13.03.24 17:27:52 ~ 17:29:43) 
yazdıklarınız boşanmayı gerektirecek bir durum değil gibi, düzeltilebilir şeyler. eşiniz ev işleriyle çok istekli olmayabilir. peki boşanıp yeni birini bulduğunuzda istediğiniz gibi biri olacağından emin misiniz ve hatta birini bulabilecek misiniz?

erkeklerin büyük çoğunluğu eşiniz gibi. bence bi orta yol bulmaya çalışın.

bu arada eşiniz kötü konustuysa ayıp etmiş.
  • tabudeviren  (13.03.24 17:34:30) 
teşekkür ederim fikirlerinizi okumak iyi oluyor öyle dolmuştum ki. Ot konusuna bu kadar takılmayın evet zamanlaması biraz saçma olsa da:) ot olmaz b.k olur, mesele yetişkin bir insana 5 yıldır hala devamlı ne yapması gerektiğini söylüyor olmak. Cevabın birinde dediği gibi bulaşık için tartıştıktan sonra kimse kimseyi arzulamaz. Birbirinden alakasız gibi görünen bu konular tamamen iç içe geçti ve birbirini etkilemeye başladı.

@eloreila ve diğer herkes, normalde (yani sorumluluklarımız söz konusu olmadığında) gayet iyiyiz. Beni hiç kırmaz hayır dediğini kolay kolay hatırlamam, ben de aynı şekilde ona değer veriyorum, mesela bu akşam eve gitmek istemiyorum ama ailemin evine de gitmek istemiyorum anlarlar onun hakkında kötü düşünürler diye:/ Sanırım gerçekten bizim en sık kavga nedenimiz ev işleri, haftada bir temizlikçi işini düşünebilirim. İkinci sorun bana göre cinsel yaşam, çocuk konusu zaten kötü olan şeyi daha kötü hale getirdi. Bunu bir süre erteleyeceğim. Eşime boşanmanın tüm zorluklarını göze alacak kadar katlanamıyor değilim, sadece bu döngüyü tekrar tekrar tartışmak ve çözememek beni yordu. Tükenmiş ve kendimi anlatamıyormuş gibi hissediyorum. O kadar laf anlatmama rağmen dün mutfakta yardım etmemem mi tüm sorun demesi mesela. Bunların beni ne kadar yıprattığını anlayamıyor, kendisi benim kadar etkilenmediği için.
  • ustapasta  (13.03.24 18:48:09) 
Selamlar henüz 2 yıllık evliyim (29E). Hepsini okudum bir şeyler karalamaya geldim.

Ben de ilişki anlatmayı veya okumayı çok severim o yüzden paylaştığınız için ve net, uzun yazınız için teşekkürler.

Biz de bu tarz olmasa da çok kavgalar ettik. Öncelikle şunu anlamak gerekiyor. Kadınların sorun ettiği şeyler bizim beynimizde "bu niye sorun şimdi ya", "bunu niye tartışıyoruz şimdi", "ben nerdeyim zaman dursa keşke uçsam gitsem şuan" gibi şekillerde yorumlanıyor. Yani önce bunu kabul etmek lazım. Ben de şu açıdan eşinize benziyorum, sorun sevmem, gerginlik sevmem. Evde yapılması gereken bir iş varsa o hemen yapılmayabilir yarın yaparım öbür gün yaparım haftaya yaparım. Evlenince tabi bu ertelemeleri biraz kısalttım. Ben biraz kısalttım, hanım biraz rahatlaştı derken ortada buluşmaya çalışıyoruz.

Bazen kadınların tepkileri o kadar anlamsız geliyor ki güne "bugün ne olsa da sorun yapıp büyütsem ve günü, seksi, hafta sonunu, geceyi mahvetsem..." diyerek başladıklarını düşünüyorum. Çünkü yaşanıyor bunlar yani.

Ne oldu diyorum hayatı sorguluyorum. Ne oldu yine yani çöpü mü atmadım gece film izlemedim ve odama mı gittim, belli bir gün geçti de çiçek veya hediye almayı mı unuttum, bulaşıkları mı dizmedim ne oldu??

Çünkü yetişkin bir kadın bunların herhangi biri yüzünden hem kendi hayatını hem partneri için hayatı zindana çevirebilir.

Ve sorun şi ki tam da sizin anlattığınız gibi bir şey anlatmadan bozuluyorsunuz ve neye bozulduğunuzu anlamamız gerekiyor. Bazen 50 kere de olsa söylemeniz gerekiyorsa söyleyin lütfen.

Gelin yardım et deyin. Ben şuna bozuldum deyin. Konuşun biraz iletişim lazım susarak, içten içe kurularak, içerlere gidip ağlayarak bize bir şey anlatamıyorsunuz bunu anlayın artık.

Biraz dümdüzüzdür ama anlarız yani. Ve de ne olsa da bozulsam diye değil de, ne olsa da ben bunu bir güzelliğe çevirebilirim, huzursuzluğa değil de huzura yorarım diye düşünmek lazım.

Siz bizden ince düşünüyorsunuz. Evi, kendinizi, bizi. Biraz salmanız gerekiyor eve de bişey olmaz ota da bişey olmaz. Yani olsa da bişey olmaz yani 3 günlük dünyada ot çöp yüzünden geri gelmeyecek zamanlar bir hiç uğrana gitmemeli ya.

Gidin sırnaşın onun yerine. Veya çok acilse iki ses edin yardım gelmiyorsa onu mutlu mutlu isteyerek yapın. Yok yapmak istemiyorsanız da salın gitsin. Bizim evde mesela bazen 2-3 günlük bulaşık duruyor, kim denk geliyorsa o hallediyor.

Ben hep evdeyim, bazen hanım gelmeden her yeri süpürüyorum, toparlıyorum, çamaşırları bulaşıkları yıkıyorum, yemek hazırlıyorum. Ama bazen de evde olmama rağmen tezgahın üstü bulaşık kaynıyor. Hanım da yorgun geliyor zaten bazen yapıyor bazen yapamıyor. Ama hiç bir zaman sorun etmiyoruz. En azından bu konuda çözdük bir şeyleri. Bizde de başka konular var.

Neyse, bunlar erkek gözünden bir yorum olsun diye yazdıklarım. Objektif bakarsam da şu çıkarımı yapıyorum. Evet bazen anlamıyoruz, dümdüzüz falan diyorum ama işin şu boyutu da var,

Kadın mutsuzsa yerde gördüğü çoraba bile bozuluyor. Ama mutluysa senin coraplarını yerim essek diyor icinden. Kadın mutluysa evin ortasına da sıcsan der ki "yalnız şu ortalıga sıcma olaylarını bir kaç bin yıl önce bırakmıştık hatırlatırım" der kaldırır yıkar.

Tam beyninizin çalışma yapısını anlamasam da mutsuzken pireyi deve yapıyorsunuz gibime geliyor. O yüzden sizin mutlu olduğunuz şeylere odaklanmalı, sizi üzecek şeylere takılmamanız lazım. Sorun ottan çöpten ziyada başka şeyler olabilir, biraz daha derine inip onları çözmeniz lazım.

Çocuk konusuna gelince, bence de sakın kalkışmayın. Mutsuz bir kadın olarak mutluluğu çocuk üzerinden bulmaya çalışmayın. Bir çocuğun en son isteyeceği şey kendisi mutsuz, ilişkisi kötü bir anne tarafından dünyaya getirilmektir.

Ben de bu sorunlarınızın çözülebileceğine inanıyorum ancak, baktınız çözülmüyor. Evliliğin kutsal olduğuna da inanmıyorum. Mutsuzsan ayrılacaksın. Hayata 1 kere geliyorsak öncelik kendi mutluluğunuz olmalı. Eşinizin veya çocuğunuzunki değil.

Siz mutlu olasınız ki eşinize, ailenize, arkadaşlarınıza veya ileride olursa eğer çocuğunuza verecek mutluluğunuz kalsın.

Netflix de "Kuvvetli bir alkış" ı izlemediyseniz birlikte izleyin belki çocuk yapmaktan biraz vazgeçersiniz :D

Teyzem geçen 60 yaşında boşandı. Çocuklar için katlandım yıllarca dedi. Katlanmak zorunda değilsiniz. Yani başından çözebilirsiniz. Bunu siz veya eşiniz kötü olduğu için değil, birbirinize uymadığınız için yapmalısınız. Uymak zorunda da değilsiniz ama zıtlığın uyumunu bile yakalayamıyorsanız o ilişkiyi sürdürmenin hiç bir anlamı yok.

Sanki ayrılsam başkası daha mı iyi olacak düşüncesi yanlış. Sorun daha iyi veya kötü olması değil zaten. "Daha uyumlu" olması. ki bu da vardır.

Ama bazen eşin 6 tane özelliği çok iyidir, 4 tanesiyle baş etmeye alışırsın, devam edersin. Bu da kafidir. Bazen de 9 özelliği çok iyidir, kim gelse eşinizi havada kapar, o kadar iyidir. Oma o kötü 1 tane özelliği size o kadar batar ki koşarak uzaklaşırsınız. Benim daha önce böyle bıraktığım uzun ilişkilerim oldu. Gram pişman değilim. Herkes dengini bulmalı. Zihnen, bedenen, ruhen, mantıken.. artık nereden bakıyorsanız.

İlla %100 anlaşılacak diye bir şey yok ama birbirinizi idare etmeyi, sorunları idare etmeyi öğrenmeniz lazım. Bakın katlanın demiyorum. Baş etmeyi öğrenmek lazım. Baktınız sizi çok zorluyor, olmuyor, ümitsiz vaka. O zaman bitirmek yanlış bir seçenek değil bana göre.
  • ananiyimioguz  (13.03.24 19:05:11 ~ 19:10:06) 
Hepsini okudum o iş olmaz çocuk sahibi olmayın erteleyin önce aranızı düzeltin derim.
Eşiniz yanlış yapmış
40e 15 yıllık evliyiz
  • basond  (13.03.24 20:08:06) 
Evli bir kadın olarak yorum yapmak istiyorum burayı okuyup gaza gelme. Bu saydığın sebepler boşanma sebebi değil.
Sadece sen yönetmeye yatkınsın, eşin de tembelliğe. Tıpkı benim evliliğim gibi :)
Başlarda bizim de böyle problemlerimiz oluyordu çünkü ben tembelim ev işi sevmiyorum yapmak da istemiyorum. Eşim de sizin gibi her şey tam düzenli ve muntazam olmalı diye düşüyordu.
Tezgahta patates soyarken neden altına bir şey sermemişim, neden salatalıkların kabuğunu orda kurutmuşum filan. Dedim bunun sana ne zararı var? Patatesi soyunca en son tezgahı siliyorum o yüzden altına bir şey koymak istemiyorum. Bu sadece bir örnek. Böyle onlarca olay vardı. Bir süre düşündü ve bana hak verdi. Haklısın aslında onun kimseye zararı yok ama ben alışmadığım için yanlış bir şey yapıyorsun gibi geliyor dedi. Dedim yanlış filan değil bu benim tarzım. Benim hayatım. Kimseye zararım yok.
Demem o ki bulaşığın 9 da değil de 11 de yıkanması kimseye zarar etmez. Hatta erkesi güne kalsın. Ne olabilir ki huzurdan önemli mi.
Kocam bu huylarını bıraktı valla 2 senedir cennette yaşıyorum. Kendisi için de öyle büyük bir stres kaynaği kalkmış oldu. Skeym tezgahı da bulaşığı da yani. Takıntı bunlar hep.
  • yenibirgüzelnick  (13.03.24 21:29:03) 
yazacak çok şey var ama öncelik olarak çocuktan net olarak vazgeçin.
ondan sonra sağlıklı bir şekilde düşünüp karar verin.
çocuk sonrası boşanmak çok zor hele kadın için.
  • nuisance2  (13.03.24 22:29:04) 
sorun sadece ev işleri meselesi ise bu konuda sorumluluğu daha fazla almanız gerektiğini düşünüyorum.
evet bencilce, fakat ev arkadaşı gibi iş bölümü yapmak erkeğin doğasına uymuyor.
modern yaşam erkekleri kadınlaştırıyor sonra da kadınların erkeğin bu şekilde olmasından rahatsız oluyor.

diğer konularda bir sorun olmadığından eminseniz kocanızı ev işlerine hiç bulaştırmayıp bir süre gözlemleyin(gerekirse yardımcı v.s.), bence işler değişecektir.

planlı çocuk yapma konusuna gelirsek, yumurtlama dönemi v.s. takip etmek bunları tamamen çöpe atın. aklınıze bile getirmeyin.
biz bu şekilde 1 yıla yakın uğraştık sonra ara verip normal sürece girdiğimizde çocuk olmuştu.
bu işlerde psikoloji > fizyoloji.
ayrıca kendinize eziyet etmenize gerek yok.
  • nuisance2  (13.03.24 23:09:45 ~ 23:10:18) 
@ananiyimioguz teşekkürler kendi açından anlattığın için. Meşhur bir kitap var ya Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten, bana onu hatırlattı söylediklerin. İçeriği günümüze göre artık biraz seksist kalıyor ama bakış açımı bayağı değiştirmişti okuduğumda. Erkeklerin bizim gibi olmadığını ve olamayacağını kabul edersek ve bu ön kabule göre davranırsak mutlu olabileceğimizi anlamıştım. Orada da yazıyordu mesela, "Erkeklerin kadınların aklından geçenleri tahmin etme gibi bir sorumluluğu yok": Yalan yok buna çok içerliyorum ama dikkat etmeye çalışıyorum. Mesela ilk çocuk düşünmeye başladığımızda ayın o belli günlerine neden hiç dikkat etmiyor diye sinir olmuştum. Sonra gittim söyledim, her ay şu şu günler önemli, o günlerde lütfen biraz daha birbirimizle ilgilenelim ortam yaratalım, vazife gibi olunca kendimi kötü hissediyorum diye. Şimdi bunu bir iki kere söylemiş olmam ve tamam demiş olması yetmiyor mu? Her ay da söylenmez diye düşünüyorum, her ay gerekliyse pes.
Bir de ben bu kitabı okumuş ve biraz da olsa kendimi düzeltmeye çalışmıştım, ondan da okumasını rica ettim ama okumadı. Aklıma geldi şimdi :|

  • ustapasta  (13.03.24 23:42:17) 
Sizin biraz bosvermeniz biraz da kabullenmeniz lazim. Is sizin istediginiz gibi yapildi mi kismina değil is en sonunda yapildi mi kismina odaklanip sukretmek lazim, erkeklerin en beceriklisi bile bu kadar oluyor max, bunun otesi instagramda evin her tarafini fosur fosur yikayan adam.

Ovulasyon gunlerine bağlı seks yapmak sıkıcı ama garanti bir yontem. Ovulasyon takip ederken hamile kalamiyosam takip etmesem hic kalamam diye dusunmustum (kaldim). Ilk gun neyse de sonra ovulasyon donemi diye görev gibi 3 gun arka arkaya yapmak canimi sikiyordu mesela. Artik 3. gun naparsan yap gorev oluyor o.

Benzer yollardan gecmis biri olarak (35 k, 5 yil evlilik) duzelmeyecek şeyler değil ama iki tarafın da kendinden odun vermesi lazim biraz. Bence takmamayi ogrenmenin yollarini gelistirerek mutlu bir evlilige kavusabilirsiniz.
  • instant crush  (13.03.24 23:53:21) 
@nuisance2 buna katılmıyorum ya, ev işleri erkeği kadınlaştırıyor diye hem dışarda çalışıp hem evin çoğu yükünü alırsak bizim suçumuz ne? O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de. Çünkü bu kadar yükle ben de kadın olmaktan çıkarım.

çocuk konusunda da, evet yumurtlama takibi nefrettt bir şey. Ama işte dediğim gibi sık sık yapan bir çift olsak zaten denk gelir diye düşünerek özellikle o günleri kovalamam. Ama sık yapmayınca bari o günlerde olsun diye dikkat etmeye başlıyorsun ister istemez:|
  • ustapasta  (13.03.24 23:53:36) 
temizlik-yemek işinin kadının vazifesi olması bi şekilde insan örfüne yerleşmiş.

siz rolleri değişmişsiniz, kentli modern çift filan. kocanız yeni rolü pek de kabullenemediği ama söylemeye çekindiği için işi ağırdan alıyor bence.

"O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de." evet. yapabiliyorsanız yapın. geçim de erkeğin yüküydü. roller değişti. insanlığın son birkaç yüzyılının macerası bu.

çocuk yapamama meselesi evlilikleri sarsıyor. bu normal.

çocuk yapamadığı için erkekliği incinmiş olabilir onun da. diğer ihtimaller de var, evlilik değil bekarlık istiyor olabilir ama bunlar spekülasyon olur.

boşanma lafzı hoş değil ama konuşulabilir

burada afedersiniz d*yy*sluk ettiği şey, gidip başkasından yaparsın demesi. çüş. karı koca birbirine böyle derse, hukuklarını büyük yaralar. o yara özürle bile tamamen kapanmayabilir.

bu sonuncu konuyu bi irdeleyin. meselenin ayıbını tane tane anlatın. pişmanlıkla af dilerse, gafletse söylediğini derse, bi şans verebilirsiniz. size kalmış.
  • lambırcek  (14.03.24 05:10:52 ~ 05:33:09) 
bi twit vardı, evlilikte kadının en büyük sorunu yemeği kim yapacak değil bugün yemekte ne yapsak ne yesek sorunu. ben de bunu yaşıyorum. yemek işi bende ama cidden bugün napacağım olayı beni yoruyor mesela.

diğer konuda da kimi zaman benim kimi zaman eşimin motivasyonu veya enerjisi olmuyor. darılmamamızın sebebinin birbirimize açık olmak olduğunu düşünüyorum. her şeyimizi açık açık o an söyleyip bitiriyoruz. sonu kavga da olsa seks de olsa bunu yapıyorum ben
  • Hallegadola  (14.03.24 12:12:51 ~ 12:19:26) 
12 yil evli erkek olarak yazayim.
Sizin durumunuzdaki ciftler bosansa evliliklerin yarisi falan biterdi.
Bence esinizin tabiatinda mutfakda zaman harcamak yok.Is bolumlerini tekrar kontrol edin.Gerekirse alisveris, temizlik vb. esinizin yapabilecegi isleri yapsin.
Esiniz muhtemelen sizin gecimsiz, yuzu gulmeyen, surekli dirdir eden sorun cikartan biri oldugunuzu dusunuyor.Ettigi gereksiz kufurden de bir seyleri yerli yerine oturtmaktan, huzurluzluktan biktigini gosteriyor.bence overthinking yapmayi birakip guler yuzlu biri olmaya calisin. Erkekler icin evin bal dok yala olmasi yada evde guzel yemek yapilmasi degil guler yuzlu ve anlayisli bir es daha onemlidir.Esinizin cocuk ruhlu oldugunu yazmissiniz.Bilmem farkinda misiniz ama cocuk ruhlu birine karsi despot anne rolunu oynuyorsunuz.Bu sekilde gecimsizlik olursa yatakta da sorun olmasi cok normal.Ben sizi daha haksiz buldum.Biliyorum bu yazdiklarim hosunuza gitmeyecek bana kizacaksiniz ama dusunmeye deger bence.Yangina korukle gitmeyin.
  • turkuaz  (14.03.24 13:01:00) 
yani mutsuz bir evlilik evet ama toksik bir evlilik değil. sadece rutine ve tekdüzeliğe hapis olmuş gibisiniz. tutku, arzu ne bileyim heyecan kalmamış pek. çocuk yapsanız da eşinizden ekstra destek, anlayış göremeyebilirsiniz. bu sizi daha çok üzebilir. çok çocuk heveslisi olsa eşiniz kendisi zaten bu süreçte takip eder, elinden geleni yapardı.
bu arada şeyi anlıyorum özellikle uzun süreli denemelerde bir noktada neden olmuyor stresi ile beraber insan darlanıyor ve zul gelmeye başlıyor. ama bu başka bir bıkkınlık boyutu gibi. gençsiniz, bence hayatınızı mutlu olmadığınız bir ilişkide feda etmeyin, çocuğu da mutsuz ve anlamsız bir birlikteliğin içine doğurmayın.
anlıyorum anne olmak istiyorsunuz, ama sizin anne olma hakkınız, çocuğunuzun mutlu ve sağlıklı bir ailede büyüme hakkından daha öncelikli değil maalesef.
  • wild honey suckle  (14.03.24 13:22:14) 
erkekler gene bildiğimiz gibi... "ne var canım daha fazla fedakarlık yapsan" noktasından bakmışlar.
eşinin sana ettiği laftan sonra diğer şeylerin konuşulmasını çok saçma buluyorum. o sebeple kısa kestim.

  • suyin  (14.03.24 21:57:43) 
Benim düsüncem senden beklenen; tipik ev kadınlığı ama adama rahat da vermemişsin o da küfür etmiş. Mutlu değilsen yaşın gençken ayrıl.


  • Coma  (14.03.24 22:16:00) 
tüm evlilik ile ilgili sorunların temel sebebi, farkında olmadan yükselen stres seviyemiz. Hızlı yaşam, strese, stres huzursuzluk ve tahammülsüzlüğe , ve bunlarda insan ilişkilerine olumsuz olarak yansıyor, diğer her şey bahane ve teferruattan başka bir şey değildir.

Bunun imkan elverdiğinde doğa içinde küçük bir köy ve ilçede yaşamak için plan yapın , hayatınız yavaşladıkta , toprak ve doğra ile temas ettikçe her şeyin yavaş yavaş düzeldiğini göreceksiniz.

Belki inanmayacaksınız ama deneyin, yoğun şehir hayatı insanın doğasına en baştan uygun değildir .Ne varki bu şekilde yaşamayı farkında olmadan zorlanıyoruz.
  • Rao  (14.03.24 22:41:36) 
@Rao, başta kulağa mantıklı gibi gelse de benden 2 önceki kuşak köyde yaşamışlar ve köy ortamında da gayet kavga, atışma, küslükler, cinayetler, adam kaçırma, tecavüz, adam vurma.. biraz daha doğuya gidersek töreler falan...

Ya komşu komşuya bahçesine ağaç sarktı ve bişey yapmadı diye 3 yıl küs kalır mı?

Kalır, onların dünyası da o çünkü.

Babaannem alzheimer olmasaydı da anlatsaydı size neler çektiğini. Kırsalda yaşayan bir kaç nesil öncemizde katlanma diye bir şey vardı. Artık kadınlar 1900lerden sonra iş hayatlarına girdiğinden beri bu pek kalmadı. Kimse birinin kahrını çekmek istemiyor veya sesini çıkarıyor artık.

Yani ben kendi dünyamızı büyültmenin veya küçültmenin sorunu değiştireceğini düşünmüyorum. İnsanın olduğu her yerde huzursuzluk, kavga, atışma olurmuş gibime geliyor. Doğamızda var yani. İstediğiniz kadar küçültük, heidi gibi yaşayın, artık o dünya sizin için yine normal olacak.

Ama şehrin, işlerin, kalabalığın vb. bir dünya etkenin bizi aşağı çektiği konusunda haksız değilsiniz.

@ustapasta, tekrar gelmişken şeyi demeyi unuttum, evet yukarıda da yazmışlar, kadınlar mesela eleştirirler annen miyim ben senin diye ama anne gibi davranmaktan da alıkoymazlar kendilerini. Burada bir çelişki yok mu.

İlişkinin başlarında eşim biraz evhamlı ve biraz kontrolcüydü. Yemek yedim mi, camı kapattım mı, üstüme bişey aldım mı, üşüttüm mü, kurulandım mı vs vs saymakla bitmez. ya kontrol eder ya da arar sorardı sürekli.

Anlam veremeyeceğim şekilde strese girer, meraklanırdı. Huzursuz olurdu. Bazen bir şeyi yapmadıysam sinirlenirdi, küçük çocuğa yapar gibi söylenirdi.

Ben de aşırı sülalem rahat bir insanım. Onu gördükçe iyice heyheyleri geliyordu.

Sonra ne olduysa bir ara aydınlanma geldi. Ya ben niye strese giriyorum koca adam gece yemek yiyemedi mi, dolapta bişey yoktu aç mı kaldı falan diye, huzursuz oluyorum. Gider en kötü makarna yapar, hiç bişey olmazsa yemek söyler açlıktan ölecek hali yok ya.

Diye bir ara gelince söylenmişti. Ondan sonra da böyle kontrolcülük yaptığını görmedim.

Ben onun beni yine düşündüğünü başka şeylerde anlayıp hissedebiliyorum ama bu tarz konularda "annelik taslama" huylarından erkenden uzaklaşmasına ben çok sevindim.

Yani bazen kızdığınız şeyi siz kendiniz yapıyorsunuz, çok takılmamak lazım. Hem siz rahatlarsınız hem eşiniz.
  • ananiyimioguz  (14.03.24 23:50:46 ~ 23:52:04) 
@ananiyimioguz

Her türlü senaryoda negatif örnekle her zaman vardır, buna şans vb artık ne derseniz.
Ancak şöyle bir durum var ki ,yaşanılan yere bölge insanına , vb. göre çok değişkenlik gösteren bir durum.
Kal di ki, bundan insanlar ve nesiller değişiyor, bundan 50 sene önceki ve bugün ki toplum yapısı aynı değil.

Tüm olumsuzluklara rağmen ,doğanın, sessizliğin, temiz havanın , türlü kirlilikten uzaktan durmanın ve yavaş hayatın insana katacağı pozitif etki gerçeğini değiştirmez.
  • Rao  (15.03.24 01:22:15) 
@ananiyimioguz aslında hiç anaç biri değilimdir. Mesela dışarda bir planım varsa onun evde ne yediğini ne yiyeceğini sormuyorum, kadınlar olarak erkeklerin beslenmesinden sorumlu olmamalıyız diye düşünüyorum. Hani tepki anlamında sormamak değil, bunu sormak ya da düşünmek aklıma gelmiyor. Birçok kişi böyle değil. Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız. Bence bu durum erkeklerin de hoşuna gitmiyor zaten. Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım, bunun baya baya yaygın olduğunu fark edince de şok yaşamıştım:D


Eşimin şahsi konularında müdahaleci değilim rahatım, kendi tercihleri sonuçta. Ama ev düzeni beni de etkilediği için her şeye de bana ne diyemiyorum işte. Biraz aşmaya çalışıyorum, bahsettiğim kitaptan sonra oldu bu hatta. Mesela eşimin annesi yemek konusunda çok kendini yoran biri değil, o da öyle alışmış. Önüne bir çeşit koysan ya da kahvaltı gibi geçiştirsen okeydir. Bizde ise yemek çok çok önemliydi, ben de öyle alışmışım öyle devam ettirmem gerekiyor gibi davranıyordum hep. İşten gelip üç çeşit yemek yapmak, ya da uğraştırıcı güzel yemekler yapmak için iki saat uğraşıyordum, haliyle çok yorulup hırçın oluyordum eşime kızıyordum. Ben iki saat ayakta yemek yapayım, o gelsin 10 dkda bulaşıkları toplayıp geçsin oh ne ala diye. Sonra kitapta okudum, sizden talep edilmeyen fedakarlıklar yapıyor ama karşılığını göremeyip üzülüyorsanız, belki de o fedakarlığı yapmamalısınız diye. O anda bir aydınlanma geldi, adamın benden üç çeşit yemek beklediği yok, ben kendime bu işi çıkarıyorum, hem yoruluyorum hem haksızlığa uğradığımı düşünüp kızıyorum. Üstelik annem çalışmıyordu, ben işten gelip neden bunu yapıyorum diye düşündüm ve bıraktım. Basit şeyler yapıyorum, yalnızca yemek konusunda değil diğer konularda da rahatladım.

Ama işte dışardan baktığında mesela iş paylaşımımız var. Etrafımda birçok kadın da "söylediğinde yapıyorsa ona da şükür" modunda. Fakat ben 36 yaşında bir insana devamlı ne yapılması gerektiğini söylemeyi kabullenemiyorum. Erkekler böyledir diyip geçmeyi de öyle, acaba böyle midir yoksa böyle mi alıştırıldılar? Dm'den bu "zihinsel yük" ile ilgili güzel bi çizim gelmiş onu da paylaşayım: ekmekvegul.net
Mesela ben de kahvaltı sonrası çayımı içerken yalnızca çayımı içiyor olmayı isterdim. Çay içerken akşam yemeğinin malzemelerinden neler eksik, dışarı çıkıp ne almak lazım diye düşünmek yerine. O zaman sen de düşünme diyip geçilemiyor, saat akşam 7 olunca o malzemeler bir anda belirmeyecek çünkü. Eşim olsa akşam yemeği saatine kadar bir şey düşünmez, saat 7 olunca duruma ayıkır. Bu kafa rahatlığı acaba nasıl bir şey, biz de bayılmıyoruz bir şey yaparken başka şey düşünmeye. Düşünen olmayınca ev işleri aksadığından mecbur kalıyoruz. Yahu mesela yemeği ocağa ısıtmaya koymuşum bir iş çıkmış beş dk içeri geçmişim, eşim mutfakta sigara içiyor telefonda bir şeyler izliyor. Mutfağa giriyorum ki cazır cuzur ses geliyor yanacak yemek nerdeyse. Mutfakta ama onu fark etmiyor mesela, çünkü kendisine söylenmemiş. Hani bu kadar obvious bir şeyin söylenmesi de biraz insanın zekasına hakaret sayılmaz mı? Bu kadarının da yapısal olduğu bence biz kadınlara yutturulmuş bir yalan.

Eşimle konuştuk bu arada. Ettiği kötü söz ile ilgili, sigarayı bıraktığı için bazen anlamsız bir öfke yaşadığını söyledi, bunun mazeret sayılmadığını biliyorum dedi ve özür diledi. Doktor sperm analizini görünce sigarayı bırakmasını istemişti, çocuk sahibi olmayı çok istediği için hemen bıraktı (oversharing reis online).

Temizlik konusunda da, temizlik günleri yaşadığımız gereksiz gerginlikler için şunu dedi, "ben sana sinir olmuyorum, temizlik yapma eylemine sinirli oluyorum. Yani temizlik yaptığım için gergin oluyorum." Ama bunu yapmak zorunda olduğumuzu, benim de bayılarak yapmadığımı, bu gerginliği bana yansıtmasının saçma olduğunu anlattım dikkat edicem dedi bakalım ne olacak. Çocuk gelince sorumluluğumuzun daha fazla olacağını, şimdi böyleysek ileride daha çok sorun yaşayacağımızı, o yüzden çocuk düşüncesini ertelemek istediğimi söylediğimde üzüldü. Artık daha düzenli olalım ben de dikkat edicem dedi. Temizlik için birini ayarlamayı düşünüyorum, en azından yüzeysel şeyler kalsın bize. Durumlar şimdilik böyle.
  • ustapasta  (15.03.24 12:38:51) 
". Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım,"

amacım laf söylemek değil ama böyle düşünüyorsanız aile olmanız zor.
çok bencilce bir düşünce bence.
siz ev arkadaşı olarak görüyorsunuz bence.
  • nuisance2  (15.03.24 23:22:03) 
@nuisance2 herkesin “kendi” valizini hazırlaması nasıl bencilce oluyor anlamadım. Tam tersi senaryo olsaydı ne diyecektiniz? Eşim benim valizimi hazırlasın o zaman öyle aile olalım, o olmuyor ama dimi? Çocuklar bile 3-4 yaşından sonra ne giyeceğini kendi seçmek istiyorken bu durum bana komik gelmişti ama görüyorum ki burada bile varmış:D


  • ustapasta  (15.03.24 23:53:59) 
"Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız"

komiklikten ziyade mevzu şu aslında, adam(kadın) üşümüyor olabilir. ama eşi tarafından en azından kendisini düşündüğüne yönelik jesttir, iyi hissettirir. adam(kadın) evde açlıktan ölmez belki, ama dışardaki eşin onu da düşünerek belki yemek hazırlayıp
bırakması da aynı şekilde jesttir. adam(kadın) valiz hazırlamayacak kadar yorgun olabilir. eşin valizi hazırlaması jesttir. adam(kadın) ilaçlarını takip etmeyi unutabilir. eşin bunu bilip onun yerine hatırlaması hoştur. bu tip ufak gibi görünen davranışlarla zaten bir aile ortamı oluyor. nuisance +1 ev arkadaşlığı konusunda.
  • sarahkerrigan  (16.03.24 00:36:57) 
Parantez içinde hep kadın da yazmışsınız ama, pratikte bu tür “jest”leri yapanların genelde erkek olmadığını hepimiz biliyoruz.

Daha bugün twitterda bir video gördüm, erkek işten eve kadından önce geliyor ve yemeği hazırlamış oluyor, kadın bunu videoya almış ve gayet mutlular. Yorumları görmeliydiniz, aşağılama ritüeli demişler, kadın erkeği s.kiyor demişler, bir adam bunu nasıl kabul eder demişler:D mesele beraber yenecek yemeği erkeğin hazırlamış olması.

Tam tersini düşünelim, kadın işten eve erkekten önce geliyorsa yemeği hazırlamaması söz konusu bile olabilir miydi? Sanmıyorum. Gerçek hayatta neyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. “Jest” yapan da, aman nolcak canım seviyorsa yapmalı, bunların hesabını yapıyorsa sevmiyordur denilen de kadın oluyor.

Konu benim konumdan çıktı şu an, şaşkınlıktan eşime şükrederek feminist manifesto yazıcam az kaldı:D
  • ustapasta  (16.03.24 00:52:26) 
okumaya bile dayanamıyorum bazı yorumları. sen bildiğin gibi devam et pasta bence...


  • suyin  (16.03.24 01:46:55) 
[]

Rutinleriniz

Selam, rutin her gün yaptığınız neler var, disiplin göstererek? Ben çok rutin yaşayamıyorum. Mesela her gün işte şu kadar sayfa kitap okuyacağım diyorum, o hedef tutmuyor. Spor yapmak istiyorum bir gün oluyor 3 gün olmuyor. O disiplini nasıl sağlıyorsunuz?




 
düşünmüyorum. şöyle; o sabah iş görüşmesine gideceksin ya da üst yönetime sunum yapacaksın ya da üniversite sınavın var. sabah 7 de olsa kalkar kendini düşünmeden duşun altına atarsın, öyle değil mi? bu her gün böyle olmalı. covid olmadan önce herkes full ofisti ve sabah gözümüzü duşta açardık.

rutinine hiç düşünmeden gideceksin. salı ve perşembe günleri spor salonuna gidiyorum. cumartesi ve pazar sabahı da belgrad ormanı'na gidiyorum. bu rutinimi asla bozmam. düşünmeden bunları yaparım. benim hayatım, rutinim bu.
  • gabe h coud  (13.03.24 15:48:04) 
tam bir rutin ve program insanıyım. her gün kalori ve makrolarımı sayarım, dietimi ona göre ayarlarım. salı-perşembe yüzmeye, cuma-pazar fitnessa giderim. her akşam diş ipi kullanmak ve krem sürmek de rutin bence. ertesi günkü giysilerimi bir gece önceden hazırlarım


  • benarrivo  (13.03.24 16:45:05) 
Hocam bazı şeyleri yapmak zorunda olduğunuz için yaparsınız. İlla bunları rahat hissederek yapmanız gerekmiyor ya da illa ki bunları yapmanın kolay bir yolu, bir püf noktası olması da gerekmiyor.

Ben bunu temel alarak düzenli yapabiliyorum bazı şeyleri.
  • akhenaten  (13.03.24 16:53:26) 
Bence rutin aktivitelerde sorumluluğu görev hissinden ayırmak gerekiyor. Mesela her sabah belli bir saatte uyanıp kahvaltımı edip çalışmaya başlıyorum. Bu bir rutin, çünkü belli sorumluluklarım var. Ama mesela akşamları, kendime vakit ayırdığım zamanlarda, sıkı sıkıya uyguladığım bir rutinim yok. Bazı akşamlar kitap okuyorum, bazı akşamlar film izliyorum ya da arkadaşlarla çıkıyorum falan. Söz konusu spor ya da hobiler olduğunda "bunu bu şekilde yapmalıyım", "hayatımda bunu şu şekilde değiştirmem gerek" şeklinde bir görev bilinciyle hareket etmek bana çok iyi gelmiyor mesela, bırakıyorum. Keyif aldığım şeylereyse 5 gün 10 gün ara versem bile sonra yine devam ediyorum. O yüzden bence disiplin kısmından ziyade keyif kısmına odaklanmak da önemli.


  • lolita  (13.03.24 21:07:36) 
[]

Toplu münasebet partisi

Geçenlerde bir tanıdığın çalıştığı yerdeki patronu çalışanlarla veya müşterilerle odasında "partilediği" konuşuluyordu. Bu tescillenmiş bu arada artık.

Sonra konu çiftlerin de bu şekilde takıldığına geldi.

Ben de zamanında dating applerde çift görüyordum ama onlar takılıyordur falan diyordum. Meğer ciddi ilişkide veya evli olanlar da tercih edebiliyormuş.

Biz bi düşündük dedik ki çiftler bunu yapıyorsa artık birbirlerine karşı sevgilerini yitirmiş olmalılar.

Siz ne düşüyorsunuz öyle midir yoksa tüm zevkleri tattık bunu da tadalım gibi bir şey midir?

Olabildiğince sansürleyerek sormaya çalıştım.

Eski duyurularımdan olayı hatırlayanlar olacaktır: www.eksiduyuru.com

 
hiç düşünmeyeceğim kesimlerdeki insanlardan acayip şeyler duyuyorum. her şeyin hızlı tüketildiği gibi ilişkileri ve parterleri de hızla tüketiyorlar sanırım.


  • anon1m  (13.03.24 04:12:25) 
Dünyada her tür insan var, hepsini anlamaya çalışsak işin içinden çıkmak mümkün değil.

Önce sevgi nediri bir tanımlamak gerekiyor, bunun da belli bir cevabı yok ki... Bir de birlikte olan herkesin aynı sebeplere dayalı olarak birlikte olduğunu düşünmek yanlış olsa gerek. Sizin takılıyorlar dediklerinizle, sevgili dediğiniz insanların her ikisinin de ortak özellikleri, dışardan, o ilişkinin içinde olmayan kişilerin gördüğü profil bakımından birlikte kalmaya gönüllü çift resmini çiziyor olması. Neden bir arada kalmak istedikleri kendi bilecekleri iş.

Hepimiz kendi hayatımızdan sorumluyuz sonuçta. Başkasına gidip "ya sen kendini mutlu sanıyorsun ama senin mutlu olman mümkün değil, ben senin böyle yaşamanı istemem" diyemeyiz. Ama kendi hayatımızı nasıl kuracağımıza, kimleri içeri alıp kimleri dışarda tutacağımıza karar verebiliriz.

Herkesin düşünce yapısını anlamak mümkün değil. Ben swinger olayını anlamıyorum mesela, ama ilişkiyi yürütemediklerini açık seçik bildikleri halde evli kalanları da anlamıyorum. Görücü usulü kurulan ilişkileri de anlamıyorum. "erkeğin güzeli çirkini olmaz, erkek erkektir" diyen kadınları da anlamıyorum. Ne bileyim, çocuğunuz var ayrılamazsınız olayını da anlamıyorum. Benim anladığım tek eşli, ancak birlikte olmayı isteyen insanların birlikte olması. Yine de benim anlamadığım ilişkiler binyıllardır var ve sürdürülebilir şeyler demek ki.

O yüzden bu kişilerin birbirlerine karşı sevgisini ne kadar yitirmiş ne kadar seviyor oldukları hakkında bir şey demek çok da kolay değil ve bunun herkes tarafından kabul görecek bir cevabı da yok zaten.
  • akhenaten  (13.03.24 09:25:15 ~ 09:55:53) 
Abi yani böyle fetişler var dünyada. 4 akli dengesi yerinde yetişkin, kendi rızaları dahilinde yaptıktan sonra ilişkide sevgi bitmiş midir, ayrılırlar mı, ahlak dışı mıdır vs gibi sorular beni çok ilgilendirmiyor. Ne bileyim sanırım dün bir duyuru vardı ayaktan huylanan bi arkadaş açmıştı, hatta sanırım sen de çekici bir ayağı beğendiğini söylemiştin. Ayak fetişi nasıl genel geçer (hatta medyada falan en popüler bile olabilir) bir fetişse, eşini başkasıyla izlemek de öyle bir fetiş ki bu da medyada çok işleniyor son dönemlerde. Senin, benim tasvip edip etmememiz bundan hoşlanan çiftlerin varlığını değiştirmeyecek. Birbirleri arasındaki sevginin durumu hakkında da yorum yapamayız yani bence. Gayet birbirlerini deli gibi sevip arada "heyecan" olması için yapan çiftler de olabilir. Etrafımda hiç swingera katılan çift olmadığı için (en azından bildiğim kadarıyla lol) soramadım tabii ki ama bunu yapanlar da birbirlerini sevmiyor diyemeyiz gibi geliyor bana.


  • nundu  (13.03.24 09:53:11) 
beni ilgilendirmeyen durum.

şahsen hiçbir aksiyon almam. olur da başa gelirse de yani eşim böyle birşey istese, ayrılırım. diğer türlü çıkar evliliği oluyor. sanırım biz erkeklerin çıkar evliliğine hiç ihtiyacı yok. zaten evlilik kurumu için çıkar üstüne kurulu diye düşünüyorum düşüncem iyice perçinlenirdi.
  • baldan kaymak  (13.03.24 10:51:35) 
  • salihdt  (13.03.24 11:50:49) 
hocam bunu düşüncelerinizi yargılamak için değil de farklı bir bakış açısı olarak söylüyorum

"Biz bi düşündük dedik ki çiftler bunu yapıyorsa artık birbirlerine karşı sevgilerini yitirmiş olmalılar."

çünkü bu düşünce heteronormatif ve tek eşli bir ilişki dinamiğinin çerçevesi

fakat bu herkesi kapsamıyor, sorduğunuz hayat tarzını deneyen uygulayan çiftler de var, bu onların birbirine saygı ve sevgisinin bittiği anlamına gelmiyor, çünkü tanımları farklı

reddit'te bazı sublarda bunlar çok açık net bilgilendirici şekilde konuşuluyor oraları okuyabilirsin

ben meraktan okudum, uygulayacağım bir pratik değil ama ufkum açıldı
  • grimavi  (13.03.24 12:31:29) 
mobildeyim editleyemiyorum.

ata erkil toplumca yetiştirilmiş erkeklerin çıkarına tabi.

yemeğini yapan, temiz olan, sadece anı yaşamak için biri olsun isteyenler de var aramızda. varız burdayız öyle değiliz. vesselam.

cevabımı da yazmış olayım: ortamdan etkilenmemek elde olmazdı ama umrumda olmazdı.
  • baldan kaymak  (14.03.24 21:29:41) 
yeni evlilikler eskisi gibi degil, saygi sevgi tanimi artik cok baska. ben sahsen oyle bir ortamda esimle bulunmak istemem ama bekar olsam kiz arkadasimla ya da escort tutup :D gidebilirim.

bu arada otellerde cift kisilik yataga bakan tekli koltuk artik moda oldu.
twitter.com
  • sewdali  (14.03.24 21:39:35) 
[]

işyerinde platonik aşık olunan kadına doğumgünü kutlaması

işyerinde bir kadına aşık oldum. hem de öyle böyle değil. büyük bir kampüste farklı departmanlardayız. öğle aralarında yemekhanede/bahçede veya bazen kantinde görüyorum. aylardır aklımda. her gün görmeye çalışıyorum. önce içime attım, boşver dedim ama içime attıkça daha da büyüdü. ona olan ilgimi çeşitli şekillerde belli ettim. benim onunla ilgilendiğimden haberi olduğuna eminim. hayatında birisi var mı yok mu bilemiyorum. instagram hesabında tek başına olduğu bir profil fotoğrafı var. yaşlar ben: 37, o: 30.

şimdi... önümüzdeki günlerde doğumgünü var. doğumgününü kutlamak istiyorum. ama nasıl yapsam bilemedim..

önceliğim doğumgününe kadar bir şekilde konuşmak. hep çalışma arkadaşlarıyla gezdiği için yanına yaklaşamıyorum. ama becerebilirsem öncelikle birebir görüşeceğim. olmadı doğumgününde biraz tekila bir şeyler içip gözümü karartıp yaklaşmak istiyorum.. belki dışarıda yakalarım, belki ofisine gider yanına konuşurum. bunu yapabileceğimden emin değilim. doğru yöntem bu mu bunu da bilmiyorum.

eğer olur da birebir konuşamazsam nasıl bir yol izlemeliyim? aklımda çok çeşitli senaryolar var.

a) teams'ten yazayım.
b) dahiliden arayayım.
c) email atayım. (sahte hesapla mı gerçek hesapla mı?)
d) instagram'dan yazayım. (sahte hesapla mı gerçek hesapla mı?)
e) aracına not bırakayım.
f) doğumgününden bir gün önce ofisine not bırakayım, sabah gelince görsün.
g) telefondan arayayım. telefonunu e-devlet sızıntısı döneminde bulmuştum. kimseden almadım.
h) o gün işe gelirken/iş çıkışı karşısına çıkayım.

işe gelişte/iş çıkışta karşısına çıkmak kendini av gibi hissetmesine neden olur. o da aklıma geldi.

hediye alsam.. hiç tanımayan biri için aşırı olur.

doğum günü kutlamasında, kendi adımın olmadığı seçeneklerde (e,f,g) kendi adımı belirtsem mi? belirtip rezil olmak istemiyorum belki çevresindekilere gösterir (yakın çevresinde tanıdığım biri var).. belirtmesem de ben olduğumu bileceğini düşünüyorum.

bir de ben onun doğumgününün hangi gün olduğunu sistemden gördüm. eziklik olur mu? "tanımayan etmeyen, ama ilgilenen biri uğraşıp doğum günümü kutlamış, vay ezik" der mi? boş geçmek istemiyorum. bu sene içinde tanışırsak ki tanışmak istiyorum, ona bu kutlamayı hatırlatırım.

özellikle kadın arkadaşlar. ilgisinin farkında olduğunuz birinin size doğum günü kutlaması hangi şekilde olsaydı en az rahatsız olurdunuz?

uzun zamandır yalnızım ve böyle bir hissi uzun zamandır yaşamıyorum. başka hiçkimsede olmayan şeyler onda oluyor. çok heyecanlanıyorum..
valla beynim yandı kaç gündür düşünüyorum. bi el atın.

 
doğum gününü kutlamayı pas geç. stalker gibi gözükeceksin. öncelikle minik diyaloglar yarat.

aman ha sakın bu yazdıklarının hiç birini yapma. yalnızlık ve bu kadar içinde kurma nedeniyle social awkward bir sahne yaşanacak ve büyük ihtimal yüzüne gözüne bulaştıracaksın.

radarına gir. işle ilgili birlikte çalışma, danışma gibi bir planın olsun. büyük jestler asla yapma.

korktum hacı senden.
  • gabe h coud  (12.03.24 23:41:57 ~ 23:55:33) 
İşi karıştırma, sosyal medyasından ekle yüz vermezse kabul etmezse unut. Ederse oradan yürü.


  • Kahvedesu  (12.03.24 23:48:27) 
Eziklik olur mu demişsiniz. Olur. Kusura bakmayın ama yazdıklarınız korkutucu. Kadının sevgilisi olup olmadığını bilmiyorsunuz. Evli olabilir. Evli ve çocuklu olabilir. 37 yaşında bir insanın bu kadar basitçe düşünmesi bana sağlıklı gelmedi. Önce sevgilisi var mı, yok mu, onu öğren. Sahte hesap ne. Kendi hesabınla takip et. Kabul etmezse zaten bitmiştir olay. Kabul ederse oradan dürüstçe sistemde gördüm deyip kutla. Karşısına çıkmak falan aman diyeyim.


  • dissendium  (12.03.24 23:49:50) 
Bence de bunları yapmayın. Ezik demesini geçtim sapık bile sanabilir. Yüz yüze tanışabiliyorsanız tanışın,olmazsa da instagramdan arkadaşlık gönderin. Kabul ederse, ordaki paylaşımlarından iletişim kurmaya çalışırsınız.


  • asteriks  (12.03.24 23:52:06) 
okurken ürperdim, saydığın seçeneklerin her biri birbirinden beter. kıza 30. yaş gününde hayatının travmasını yaşatmak istemiyorsan hiçbirini yapma lütfen.


  • hrskrs  (13.03.24 02:50:17) 
Kendi icinde fantaziler kurgular yasamana gerek yok. Fazla ilgili oldugunuzu belli etmeyin, manyak bu der. Girisiminizi kiz rahatca dusunup cevap verebilecek bir sekilde yapmalisiniz. Dogumgununu kutlayacak bir samimiyetiniz yok. Tanimiyorsunuz bile kizi. Ters teper. Sosyal medyadan ekleyin, kabul ederse birkac gun sonra "gorustugunuz kimse var mi bilmiyorum ama ben sizi merak ediyorum, bir kahve icmek isterim" gibisinden niyetini belli eden bir mesaj atabilirsin. Olmazsa da asla ustelemeyin :)


  • The_Lollok  (13.03.24 05:09:13) 
birde isimsiz çiçek gönder istersen
arkadaş çık karşısına konuş kutla tanış.
bu gibi girişimler AŞIRI ters tepiyor, iş yerinde özellikle yayılıyor ve insanlar arkandan çok hoş şeyler söylemiyor
  • eja  (13.03.24 07:34:33) 
teşekkürler yanıtlarınız için. korkutucu gibi geldiğini düşünmemiştim.

aslında geçen sene şirkette sistemde "bugün doğumgünü olanlar" gibi bir fasilite vardı. geçen sene kutlamıştım. o da teşekkür etmişti. uygulama teşekkürü bu arada, yazılı değil. şimdi o fasilite yok.

o zamanlar bu kadar ilgili değildim. işyerinde biriyle ilgilenmek hiç tarzım değil. zaman içerisinde ilgim arttı, birçok yerde karşısına çıktım. bazen gerçek tesadüflerle bazen benim kurguladığım tesadüflerle birçok yerde karşılaştık. göz asinaligi olmasi icin yaninda yöresinde bulundum birçok kez. yani öyle iki üç günlük bir mevzu değil, bir seneden fazladır ilgi alanımda. ama tanışmaya geçemedim bir türlü.

tanışmayı çok da istemedim açıkçası. başlangıçta birini görüp heyecanlanmak, mutlu olmak hoşuma gitse de dediğim gibi işyerinde birine ilgi duymak bana çok ters. kendimi frenleyip uzak durmaya, başka biriyle ilgilenmeye çalıştım ama daha kötü oldum. kendimi ondan uzaklaştırmaya çalışmak daha kötü aşık olmama sebep oldu.
  • ekonomimagduru  (13.03.24 08:03:44) 
Yazdiklariniz cok korkutucu geldi +1 ozellikle yasinizdan dolayi, 20 yasinda biri yazsa cocuk derim de, 37 yasinda sahte instagram hesabindan yazmayi dusunmek, edevlet sizintisindan telefon bulup aramanin normal oldugunu dusunmek vs. Kafanizda yarattiginiz fiction bir karaktere takinti yapmis ve gozunuzde cok buyutmus gibisiniz, en azindan anlattiklarinizdan. Bence bi adim geri alin, kendinizi sakinlestirin biraz. Bu hali ile istemediginiz bir sonuc daha yuksek ihtimal. Ayrica kendinize koydugunuz bu 'dogumgunu' deadline'nini kaldirin, yavas yavas konusmaya dogal akisinda bir tanisiklik yaratmaya bakin. Kadin hakkinda ve ozel hayatina iliskin hicbir fikriniz yok. Su halde ztn dogum gununde not yazdiniz diye bir iliskiye baslama ihtimaliniz 0. Ayrica acilip ne diyeceksiniz, ben sana asigim mi? Evliyim dese ne olacak? Ne gerek var buna. Bi tanisin bakalim, belki gercekte muhabbetiniz uyusmuyordur.


  • kassiopeia  (13.03.24 08:30:58) 
Böyle yaptığında akılda kalıcı olacağını, romantik olacağını ve iz bırakan bir insan olacağını düşünüyorsun galiba. Aslında doğru akılda kalıcı olursun ama korkutucu olarak. Bana böyle planlar yapılsa yemin ederim, gizli saklı istifa ederim ve sırra kadem basarım. Hatta taşınıp izimi kaybettirmeyi düşünürüm. Telefonumu, herşeyimi değiştiririm.


  • rock n roll  (13.03.24 08:57:31) 
Dediklerinin ve dusunduklerinin hicbirini yapma cok ürkütücü. Normal ayni yerde çalışan insanlar olarak selamlasip havadan sudan sohbet etmeye çalışabilirsin sonra da kahve molasi gibi bir sey onerebilirsin en fazla. Kadin zaten birkac kez karsisina ciktiginda çoktan anlamistir ilgini. İlişkisi olma ihtimali de cok yuksek. Kendi icinde büyüttüğün platonik ask olarak degil normal is yerinde bir insan olarak dusunmen gerek.


  • instant crush  (13.03.24 09:51:59) 
instadan normal kendi profilinden ekler, sonra da 2 cümle mesaj atardım. doğum gününü falan geçerdim. ok ise devam yoksa yol verip öne bakmaca.

dedikleriniz ürkütücü ayrıca. be normal.
  • baldan kaymak  (13.03.24 10:54:10) 
arkadaş gerçekten yazdıkların korkutucu.
normal git konuş kahve içmeye davet et. bırak dogumgununu falan artık cocuk değilsiniz.

  • sizofren06  (13.03.24 12:33:35) 
aslında birkaç ay önce kendi profilimden eklemiştim. kabul etmedi, ama isteği silmedi de.. ben de isteği iptal ettim..


  • ekonomimagduru  (13.03.24 12:42:56 ~ 12:43:22) 
sadece son yazdiginiza iliskin olarak, istegi kabul etmemis cunku hic tanimadigi bir insanin ozel hayatina dahil olmasini (instagram mesela benim icin ozel bir alan) istememis, ancak reddetmemis cunku is arkadasina ayip olacagini dusunmus, bu sekilde bir yuzgoz olma olayina girmek istememis. tam benim yapacagim hareket. hayatta kabul etmem ozel hayatimda yakinen tanimadigim bir is arkadasimin istegini, ancak reddetmem de, yuzyuze bakiyoruz diye. insan olan anlar derim.
diger hususlar icin yukardakiler +1

  • songforsomeone  (13.03.24 13:56:39) 
arkadaşlar teşekkür ediyorum, sayenizde ciddi bir hatadan döndüm. dışarıdan bakınca daha iyi anlaşılıyor. içinde bulunduğum durumda kafayı sıyırdığım için gözüm kör olmuş. önceliğim birebir tanışmak olacak. bakalım ne zaman..


  • ekonomimagduru  (13.03.24 14:50:32) 
Son yorumunla doğruyu bulmuşsun cevap olarak kızı rahat bırak demeye gelmiştim.
Zamana bırak güzelce tanışmaya muhabbeti ilerletmeye çalış+1

  • basond  (13.03.24 20:13:42) 
[]

İş Dışındaki Zaman

Selam, iş dışındaki zamanlarda neler yaparsınız? Daha doğrusu zamanınız oluyor mu? Bir de yorgunluğunuzu nasıl atıyorsunuz?




 
Pek olmuyor. Akşamları yürüyüşe çıkıyorum arkadaşlarla kahve planım yoksa. Hafta sonlari parka kitap okumaya gidiyorum.
Salonundaki koltuğa yatıyorum direkt yorgun olunca.

  • Amaranta ursula  (12.03.24 18:20:17) 
vaktim oluyor ama amele islere kosturmaktan yine mesai gibi stresli geciyor vaktim. dinlenme anlayisim=muzik. en azindan su an boyle


  • ala09  (12.03.24 19:44:31) 
instagram’ım yok. Oradan buradan gelen bildirimler yok. Kendime çok zamanım kalıyor. Haftanın üç günü evden çalışıyorum. İşim çok rahat. Spor yapıyorum, kitap okuyorum, müzik dinliyorum. Dizi-film artık izlemiyorum. Arabayla sahil boyu geziyorum. Sahilde yürüyorum. Sitemin arkasında göl var, orada yürüyorum. Arkadaşlarla buluşuyorum. Onlarla yürüyüş yapıyorum.


  • gabe h coud  (12.03.24 20:55:12) 
haftaici sabah 7de kalkıyorum. 8de evden cıkıyorum akşam 7de cıkıyorum. 11 gibi uyuyorum hiç zamanın olmuyor. youtubede dizi izliyorum aksamları.
haftasonu cumartesi bahceme gidiyorum. pazar evdeyim maçları izliyorum. standart.

  • sizofren06  (13.03.24 12:36:38) 
Sabah 5 de kalkıyorum işe gidiyorum öğleden sonra çocuğu okuldan alıp uyuyana kadar beraber oynuyor eğleniyoruz kitap okuyup geziyoruz sonra uyutuyorum genelde onu uyuturken bende uykuya dalıyorum ertesi gün aynı döngü


  • basond  (13.03.24 20:15:36) 
[]

Instagram hesabı açmaktan utanmak

3-4 tane arkadaşım var görüştüğüm onun dışında tanıdıklar falan var hepsini toplasan 15-20 kişi yapar.

Hesabı karşı cins ile iletişim kurmak için açıcam ama 15-20 takipçisi olan birinin güven vereceğini düşünmüyorum. Direkt asosyal damgası vurur haklı da. ne diyorsunuz ?


 
takibe takip yapılır yaz


  • benarrivo  (10.03.24 23:20:32) 
Benim hesabımı tarif etmişsin:)) Yüksele yüksele 29 oldu:)) Sahte sanıyor herkes. Ama ben bence asosyal değilim, paylaşım yapmayı saçma ve gereksiz buluyorum.


  • Kahvedesu  (10.03.24 23:24:11) 
Sen aç, buradan da link ver takibe alırız.


  • halitkin  (10.03.24 23:27:30) 
Çok saçma bir düşünce herkes aynı olmak zorunda mı? Velev ki öyle düşünsünler velev ki asosyalsiniz ne önemi var boş verin.


  • doharkoman  (11.03.24 00:15:35) 
Utanca düştüğün nokta takipçi sayının sana göre düşük olmasından ziyade insanların senin hakkında ne düşünecekleri olabilir mi? İnsanların ne düşündüğünü doğru tahmin olasılığın sıfıra oldukça yakındır. İnsanların seni beğenmeyecekleri ve seni yargılayıp etiketleyecekleri fikri, bunu yaparken başka neler düşündükleri vb şeyler hepsi senin kafanın içinde olan şeyler. Bir şeyi merak ediyorsan yap ve olumsuz dönüşlere hazır olarak geri bildirim isteyip ne düşündüklerini sor. İnsanın öğrenme ve gelişmesi temel olarak böyle işliyor.
Karşı cins ile iletişim ise ana amacın sözlü iletişimi tavsiye etmek istiyorum kabul edersen.

  • hasmetizm 2046  (11.03.24 11:12:19) 
Yani her insanın hesabını ilk açtığında az takipçisi olur. Pek takan olacağını sanmıyorum.


  • d max  (11.03.24 11:37:44) 
link gönder takip edeyim


  • nerthus_  (11.03.24 19:34:12) 
hocam bio kısmına private yaz böylece akraba vs takip etmediğin için sadece yakın arkadaşlar ve senin istediklerini takip ettiğini anlarlar. gençler öyle yapıyor hehe.
ben de akrabalarla dolu hesabıma ek private açmayı düşünüyorum fikir olarak mantıklı.

  • Kediyi üzdün  (19.03.24 13:26:08) 
[]

İlişki durumu karışık

Dostlar iyi akşamlar
Yaş 31,erkek. Mühendisim. Hayatım çalışmak ve kendimi kanıtlamak ile geçti. lisans bitti hemen yüksek lisans o bitti sonra doktora bir yandan da iş derken, sosyal yönden hiçbir zaman güçlü biri olamadım. Aile bağlarım çekirdek ailede güçlüdür ancak çoğu kuzenimi yılda bir bile görmem. Tatile gideceksem ve kız arkadaşım da yoksa yalnız giderim. Haftada bir tek başıma meyhaneye gider kafa dinlerim. Maç izlemeye stada bile tek başıma giderim. Yanlış anlaşılmasın çevremde arkadaşım olmadığından değil, çünkü genelde insanlar ile iyi anlaşırım. Ancak davet ettikleri hiçbir yere, boş sohbetlerden ve başkasının programına bağlı olmaktan keyif almadığım için gitmek istemem hep bi bahaneler uydururum.

Neyse efendim konuya doğru geleyim. Bir süredir yalnızdım sonrasında bir kız ile tanıştım. Aramızda 6 yaş var yeni işe girmiş. Çok çok güzel bir kız. bolca sohbet ettik, dışarıda görüştük birbirimizi tanımak için. Benim şu an tek düşüncem ciddi ilişki. O da öyle istediğini söylüyor. Artık evlenmek veya en azından o yola girmek istiyorum. Çoğu arkadaşım evlendi, genel olarak da mutlular. Kimisinin çocukları oldu hayatlarını çocuklarına adıyorlar. Ancak ben şu an rotasız bir gemi gibiyim. Bu şirkette mi devam etsem, yurtdışında mı çalışsam, il mi değiştirsem, arabayı mı değiştirsem vs vs gibi hiçbir bağlayıcım yok.

Kız ile konuşurken çok keyif alıyorum, o da keyif aldığını söylüyor. Kafa yapımız bazı konularda çok uyuyor. Hayatımızdaki her şeyi geçmişi geleceği birbirimizle konuştuk.
Ancak benim çekindiğim konular var.
Geçenlerde otururken bir kolye aldığından bahsetti dedi ki kaç aydır bekliyordum almak için. Maaşının da kötü olmadığını bildiğimden neden o kadar bekledin diye sorduğumda maaşının üçte birini ailesine gönderdiğini söyledi. Babası emekli, anne çalışmıyor.
Geçenlerde beni aradı araba bakmaya gidelim mi dedi. Gittik orta seviye 1-2 araç baktık. Dedi ki anneme bu yıl sonuna kadar bir araba alma hedefim var. Çekerim krediyi öderim dedi. İlk çekincem yarın bir gün evlilik olursa her ay ailesine para mı göndereceğiz? Dengeyi kurabilir miyim ya da böyle bir hakkım var mı onu da bilmiyorum.
Onun dışında sürekli benim iyi yerlerde çalışan arkadaşlarımla buluşmamı onlarla iletişimde olmamı istiyor. Diyor ki gidelim onlarla buluşalım aktivite yapalım. Sonrasında da bi konuşursun beni çalıştıkları yerlerde işe alabilirler mi bir sorarsın diyor. Ben de kimseden bir şey istemeyeceğimi söylüyorum. Sonra da diyor ki o zaman kendin için konuş neden hep daha iyisini istemiyorsun falan diyor. Ki bence çalıştığı yer yeni mezun olarak çok iyi.
Kısacası aramızda böyle konuşmalar geçiyor. Sorum şu ki bu kızla ciddi yola girilir mi yoksa kendi dengi dengime birini mi bulmalıyım.

 
kız 25 sen 31 sin galiba. yaş farkı 6 demişsin ancak kim küçük kim büyük belli olmadı :)

neyse böyle olduğunu farz edelim. bana biraz seni basamak olarak kullanmak istiyor gibi bir izlenim uyandırdı. yani senden maddi açıdan bir beklentiye girmek gibi bir his veriyorsa sana da o zaman dengini bul derim.

aranızdaki muhabbet ne kadarlık bilmiyorum ama 1-2 aylık bir şeyse muhabbetin bu sürede iyi olması zaten normal. sonra değişir :)
  • mr.goodcat  (10.03.24 21:54:20) 
Siz kaliteli ürün arıyor gibi evlenecek insan arıyor olabilir misiniz acaba? Bazen çok pahalı ve herkesin çılgın gibi peşinde koştuğu giysiler görüyorum mesela, üstüne para verseler giymem. Bazen de 3 kuruşa çok sevip yıllarca giydiğim bir parça bir şey alıyorum.

Bu kızla ciddi yola girilir mi demişsiniz, girilir. Ciddi bir sorunu olmadığı sürece herkesle bir hayat kurulur. Ama siz kurar mısınız?

Herkese uygun biri bulunur, sizin için yanlış olan biri başkasıyla mükemmel uyumludur mesela.

Şimdi aileye düzenli para yardımı yapma, aile için büyük kredilerin altına girme, iş vs. için arkadaşa el açma gibi şeyler hassas konular. Örneğin ben arkaşlarımdan böyle bir konuda destek isteyemem. Hele hele başka birisi için hiç gidip böyle şeyler konuşamam. Hele hele bunu planlı bir şekilde, taktiklerle hiç yapamam. İçim almaz, çok yanlış hissederim. Haliyle böyle biriyle yapamam.

Ama başkası yapar.

Siz biraz rahatsız hissediyor gibisiniz. Bu tip konuların hassasiyetini düşünürsek bu rahatsızlık hissi başınıza büyük bela olur gibi.

Sadece ortak zevklerde uyuşuyor olmak ve boş zamanda beraber iyi vakit geçirmek "tamam aradığımı buldum" hissiyatı uyandırmamalı.
  • akhenaten  (10.03.24 21:59:52) 
Bütün detaylardan bağımsız olarak "bu kızla ciddi yola girilir mi" diye kendine soruyorsan, şüphe ediyorsan o kızla ciddi yola girilmez.
Birlikte olmayı çılgınlar gibi isteyeceğin, her uyumsuzluğu göz ardı edeceğin, aklını kaybedeceğin bir kadınla bile ciddi yola girdikten sonra insan zorlanıyor, zaman zaman pişman oluyor.
Bir tane hayatınız var, emin olmadığınız biriyle geçirmeyin.

"Dengi dengime" diye düşünmeniz bana garip geldi, denklik sorunu değil hayata yaklaşımınızda fark var. Denklik başka bir şey. Sizinle tamamen aynı düşünen biriyle olmak daha sıkıcı olacaktır, onun farklı düşünmesini bir zenginlik, tadını bilmediğiniz bir yemeği tatma fırsatı olarak görebilirsiniz.
  • michael_knight  (11.03.24 11:02:15) 
bence karşı cinsle ilişkilerinde biraz tecrübelenmen lazım. oraya buraya sorarak fikir alamazsın. kendini tanıman, ne istediğini bilmen, kiminle anlaşıp anlaşamayacağının öğrenmen lazım. normal şartlar altında böyle bir kızla olur derim ben. ama sen yapamayabilirsin.


  • benarrivo  (11.03.24 13:19:59) 
Bence gereksiz yere overthinking yapiyorsunuz.Ben olsam ne guzel iste ailesini de dusunuyor dusunceli biri diye sevinirdim.Ikincisinde de network yapmak artik is yasaminin bir parcasi.Bence karsinizdaki kisiden keyif almaya calisirken tanimaya devam edin ama boyle ufak tefek seylere de takilmayin.


  • turkuaz  (11.03.24 14:00:03) 
Ben okurken biraz strese girdim. Yakın arkadaşlarıma bile iş konusunda şöyle yapsana böyle yapsana gibi tavsiyelerde bulunmuyorum, çünkü onlar kendi koşullarında kendi uygun gördükleri şekilde yaşıyorlar. Bana sorulmadıkça yönlendirme yapmam asla, hatta ayıp gibi geliyor böyle şeyler, dolayısıyla sana şöyle şöyle yapsana demesi saygısızlık.
Kendi iş fırsatları için senden yardım istemesini anlayabilirim, mantıklı bence. Ama yine de senin huzurlu halinden epey uzak sanki onun bulunduğu durum. Tutmaz bu iş.

  • megalomaniac  (11.03.24 15:35:35) 
Bana çok uzağı düşünüyorsun gibi geldi. "Rotasız gemi" gibi hissettiğin bir noktadayken, onunla evlendiğin senaryoda ailesine para gönderip göndermeyeceğiniz sorusunun cevabını öğrenmek pek bir işine yaramayacaktır bence. Bu ilişkide değil de hayatta ne yapmak istediğine odaklanırsan daha çok cevap bulabilirsin diye düşünüyorum. Oldu ki yurt dışında ya da başka bir şehirde yaşamaya karar verdin, o seninle gelmeye hazır mı, istekli mi? Daha düşük maaşlı ama senin daha çok hoşuna giden bir işe geçmeye karar verdin, o nasıl tepki verirdi? Para, hayatındaki kararları alışında nasıl bir rol oynuyor? Bunlar bana daha öncelikli sorular gibi geliyor..


  • lolita  (11.03.24 22:14:18) 
[]

Sizi çok seven ama kötü birini mi, yoksa sizi herkes kadar seven birini mi

İsterdiniz hayatınızda?




 
Ikisini de istemezdim. Hayatima bu iki secenek disinda birisi olana kadar kimseyi almazdim.


  • sertac akin  (10.03.24 18:26:49) 
[]

Dogru insan olmadigini bilsem de icimde kalan hüzün

Benim icin dogru insan olmadigina karar verdigim ve 4. aydan sonra kendim bitirdigim bir iliskiden sonra hala biraz hüzün hissediyorum.

Yaslarimiz 38 civari. Ben erkek tarafiyim. Kendisi yabanci bu arada, ben onun ülkesindeyim. Ilk tanismamizdan itibaren kendisinin hizli bir gündemi oldugu ortaya cikti. Yasim geciyor, aile kurmak istiyorum, kaybedecek vaktim yok tavriyla geldi. Ben de uyum saglamaya calistim. Bu sürecte karsilikli yakin arkadaslarimiz da tanisti, hatta kardeslerini, annesi ve babasini da tanidim, hepsini cok sevdim. Kiz arkadasimin da bazi taraflarini cok sevdim, iliskinin hizi benim istegimin ötesinde olsa da anlayis göstermeye calistim. Fakat sonradan cocuk sahibi olma konusunda benim sinirlarimi asan riskli tavirlara girmeye basladi ve fiziksel yakinlik benim icin stresli bir durum olmaya basladi. Stresimi paylasinca sefkatten uzak bir tavirla karsilastim. Ayrica o aralar bana gayet ters gelen ve oldukca sogutan bir kac sey söyledi (örnek: aile kurmak benim icin en 1. sirada, cocuk sahibi olamadigin bir senaryo olursa senle iliskiye devam etmem tarzi seyler). Oturup konusunca ayni telden calmadigimizi gördükce ben de cok fazla uzatmadim. Zaten cocugum olursa olur, olmasa da hayatimdan birsey eksilmez tavrindayim genel olarak, olacak gibi degildi.

Ayrilirken cok agladi, ama sevgisi gercek miydi bilmiyorum. Dedigim gibi aile kurma stresi dolayisiyla hisleri, hayata ve iliskilere bakisi falan cok bulaniklasmis gibiydi (ya da bulanik demesek de benim görüsümle örtüsmüyordu diyeyim). Onun hizli gündemine ayak uydurmaya calisirken ben de baglanmisim, kisa zamanda cok vakit gecirdik. Ailesiyle falan tanismam iyi bir karar degildi bence ama Aralik ayinda noel zamanina denk geldigi icin uyum gösterdim (bu arada ailesi cok sicak insanlardi). Mantigimla düsünüp ayrilma karari verdim, 1 aydan fazla gecti ama icimde hala yogun bir hüzün kaldi gibi hissediyorum. Mantiksal olarak emin oldugum bir karardan sonra duygusal olarak özlem duymak falan da herhalde biraz benim travma tepkim olsa gerek.

Soru yok, öylesine yazdim, yorumlarinizi alirim.

 
geçmiş olsun. üzücü. benim de 3-4 sene önce bir rus kızıyla bir tecrübem oldu. evlenmek ve çocuk yapmak istiyordu, kiminle olduğu önemli değil. bunu en başta anladığım için hiç başlamadım. en sağlıklısı aslında böyle red flagler gördüğün anda kesip atmak. hem senin hem de karşındakinin akıl sağlığı için, vakti için.

özlem duymak çok normal.
  • gabe h coud  (08.03.24 15:21:56) 
Eski duyurularınızı hatırlıyorum. Fazlasıyla sınır aşan şekilde davranıyordu. Üzülmeniz normal, ayrıca travma tepkinizdir dediğiniz gibi. Bir iki ay verin kendinize, bu kararı verdiğiniz için iyi hissedecek ve huzurlu olacaksanız. Ayrıca tebrik ederim herkesin yapabileceği, verebileceği bir karar değil bu.


  • veritaslibertas  (08.03.24 15:47:36) 
Kendini ifade yeteneğin güzelmiş dostum. Travma öyle bir şey değil ama, etiketleme hemen kendini. Sen yas sürecindesin sadece. Üzüntünü, acını paylaş, güzel vakitlerinizi özlemle an, yapamadiysan hala içinde kalan şeyleri onunla konuşur gibi paylaş. Bunlar yas sürecinin doğal iyileştirici eylemleridir. Empati ile dinleyecek birini bulman yeterli.


  • hasmetizm 2046  (08.03.24 18:17:39) 
çocuk isteyen birine, (en azından şimdilik) çocuk istemeyen biri olarak zaman kaybettirmediğiniz iyi olmuş.

ayrılarak en azından onu hayalindekileri yaşamaya mümkün bir hayata yönlendirmişsiniz.

ilk zamanlarda bağrınıza taş basmanız gerekse de ikiniz için de "hayırlısı" olmuş.
  • tabudeviren  (08.03.24 18:41:32) 
Her iki tarafın da çok çocuk sahibi olmak istediği, maddi ve manevi her türlü mkana sahip oldukları durumda bile çocuk yetiştirmek müthiş zor bir iş.
Emin olmadan böyle bir işe girişmediğiniz için kendinizi tebrik edin, doğru hareketi yaptığınız için kendinizi tebrik edin.

  • michael_knight  (09.03.24 16:18:28 ~ 16:19:16) 
özlemek normaldir ama en doğru kararı vermişsin, en ufak şüphen olmasın. kısa sürede atlatırsın tamamen.


  • hrskrs  (09.03.24 23:24:15) 
[]

Hayattaki en büyük amacınız nedir?

Kariyer, para, aile, sosyal statü, sosyal/kişisel proje, keşif/icat, uzun ve sağlıklı bir yaşam, mutluluk/keyif almak, vs vs hangisi?




 
Son durumda, ilerde kaliteli bir huzurevine kapağı atmayı amaç olarak belirledim hocam. Daha fazla konuşmayacağım :D


  • akhenaten  (08.03.24 11:42:13) 
E hepsi


  • olaylar olaylar  (08.03.24 11:46:41) 
Huzur ve eğlence


  • hasmetizm 2046  (08.03.24 11:54:20) 
Para para para... Şaka bir tarafa işimde tutunmak, ev tutmak, bir de flört. Büyük çaba sarfediyorum.


  • Kahvedesu  (08.03.24 12:04:11 ~ 12:04:32) 
Kariyer. Çocukken NASA hayalim vardı, şu an memur olmak istiyorum. Kafam rahat olsun.

Para. Evim olsun. Kira ödemeyeyim. Çok param olsun. İş hayatında bir sürü gerçek zengin gördüm. Gerçek zenginlik çok farklı bir şey.

Aile. Evlenmeyi istiyorum. Bir çocuk yeter.

Proje olarak iş kurma isteğim var. İş kuracak birikimim olursa bir gün kurabilirim.

İcat konusunu çocukken çok istiyordum. Şu an zor.

Sağlıklı yaşamayı tabii ki istiyorum. Fazla yaşamak istemem. 90 görmek istemem.

Mutluluk bunlarla gelebiliyor.

Sonuç olarak zengin olmak, gezmek istediğim yerleri gezmek diyeyim.
  • dissendium  (08.03.24 12:06:15) 
ütopik amacım; bilmek.

gerçekçi amacım; fayda sağlamak.
  • kumandanim  (08.03.24 12:07:43) 
Geriye donup baktigimda icime sinen bir hayat yasamak. Ki saydiklarinizi da iceriyor bu. Zaman zaman amaclarimda oncelik sirasi degisiyor tabii.


  • mor oje  (08.03.24 12:22:59) 
mutlu olmak.


  • benaslinda  (08.03.24 14:42:50) 
[]

Kadınlar gününde sevgilinize/eşinize jest yapıyor musunuz?

Nasıl bir jest yapıyorsunuz bugün için? Ben işyerine çiçek göndermeyi düşünüyorum.




 
Ben de çiçek gönderdim, umarım mesaisi bitmeden çiçek teslim edilir diye dua ediyorum.


  • pianeta  (08.03.24 08:48:43) 
normalde sürekli hediye alır, sürpriz yaparım ve fakat sevgililer günü ve kadınlar gününde zerre bi' şey alasım bi' şey yapasım gelmiyor.


  • kumandanim  (08.03.24 09:01:31) 
sevgililer günü ve kadınlar günü gibi yapay günleri kutlamıyoruz.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (08.03.24 09:43:07) 
Sağdan soldan topladığım çiçek, püsküllü ot, yaş ve kuru yaprak, ağaç kabuğu, çiçek tomurcukları vb şeylerden ufak buketler yapıyorum ben. Böyle günler hediye yapmak için hoş bahaneler yaratıyor bence. Para ödeyip yollanan çiçekleri değersiz buluyorum, emek ve özen görmüyorum çünkü


  • hasmetizm 2046  (08.03.24 11:22:48) 
Bugün, bir kadın olarak ben bana hediye alınsın vs. istemem. Çünkü kadınlar gününün ortaya çıkışına baktığımızda aslında çok trajik bir durum var. Yılda 1 kez hediye vermek yerine, kadınların yaşam mücadelesine destek vermek, her bakımdan cinsiyet eşitliği için mücadele verilmesi tercihim olurdu.


  • rock n roll  (08.03.24 13:18:11) 
[]

Uzaktan ilişkim var ve depresyonda hissediyorum ne yapmalıyım?

merhaba arkadaşlar burada tavsiyenize ihtiyacım var.

öncelikle ben 29k erkek arkadaşım 32e.

ben ve erkek arkadaşım 1 sene 7 ay önce internetten tanıştık ve o zamandan beri görüşüyoruz kendisi yurt dışında yaşıyor. ilişkinin en başları çok güzeldi bazen o beni ziyaret ediyordu bazen de ben onu ziyaret ediyordum ve ilişkimiz çok tatlı ilerliyordu.. genel olarak iyi anlaşıyoruz ve birbirimizi çok seviyoruz fakat ben de biraz son bir kaç aydır kayış koptu.. nedenlerini sıralayacak olursam erkek arkadaşım bana bundan 1 sene kadar önce hatta daha öncesinde bir vaatte bulundu ve dedi ki "şu şu zamana kadar beraber olmazsak evleniriz". o zamanın üzerinden bayağı bir zaman geçti.. ve şimdi de bana ben seni evlenecek kadar iyi tanıdığımı düşünmüyorum.. öncesinde beraber yaşamalıyız, acele etmeyelim gibi şeyler söyleyip beni belirsiz bir zamana atıyor.. bu insanın çok iyi bir işi var maddi anlamda hiçbir sıkıntısı yok bu arada...

son 1 senedir alternatif çözümler üretmeye çalışıyoruz kendisi evliliğe hazır olmadığını söylediği için..

benim iş başvuruları yapmam gibi... fakat hangi iş başvurusuna başvurduysam hepsinden olumsuz yanıt aldım.. bu da beni bu süreçte çok yıprattı çünkü portfolyo hazırlama sürecim vardı ve çok hevesliydim her görüşmeden sonra bu olacak diye girdim ama hepsinde olumsuz geri dönüldü ve bu da benim kendimi yetersiz hissetmeme sebep oldu..

şimdi de onun yaşadığı ülkede master mı yapsamı konuşuyoruz fakat benim halihazırda çok güzel bir işim var ve bu saaatten sonra da master da yapmak aslında istemiyorum sadece o istediği için onunla yaşamayı denemek amaçlı gidecektim eğer gidersem yani...

bu süreçlerin hepsi beni aşırı yordu.. sürekli olarak beklemekten sürekli olarak çabalamaktan çok yoruldum.. ayrıca bu süreçte de depresyon tedavisine başladım çünkü kendimi gerçekten yalnız hissediyorum... erkek arkadaşım maalesef yeterince mesaj yoluyla ilgisini de gösteren bir karakter değil...

onun bu kararına sebep olanın da ailesi olduğunu düşünüyorum çünkü
bundan 5-6 ay kadar önce gidip ailesi ile tanıştım.. ailesi benim için iyi bir kız ve düzgün fakat ingilizcesi yeterli değil bence o nedenle birbirinizi yeterince tanımıyorsunuz acele karar vermeyin demiş... erkek arkadaşım da geldi bana bunu söyledi..

erkek arkadaşımı seviyorum ama yoruldum siz olsanız ne yapardınız haklı mıyım?

 
beni en çok sinir eden şey sözünde durmaması ve ailesinin sözünden sonra işleri yavaşlatması..


  • hakyememyemekyerim  (07.03.24 23:09:29) 
Başka bir ülkede olup da uzaktan ilişki yaşayan adam bence komple sıkıntılıdır.


  • ferenc  (07.03.24 23:13:38) 
ayrıl demek şart olmuş. ayrıl coco.


  • gabe h coud  (07.03.24 23:16:27 ~ 23:47:17) 
yav hocam sen onun hayatında sadece sevgili maddesine check atılan bir dekorsun, bu zarardan ne kadar erken dönersen kar, bir sonraki sağlıklı ilişki ve sorumluluk sahibi insanı daha erken bulmuş olursun

ama acıyı da söyleyeyim senin sevgililer de hep böyle çocuk gibi mızmız, hayata karışamamış temel becerileri olmayan tipler oluyor, bir kendine de baktır
  • grimavi  (07.03.24 23:16:35) 
Uzaktan ilişki olmaz


  • mirty  (07.03.24 23:27:55) 
Mesleğin dışında başka bir iş yapma şansın varsa o şekilde iş bulup git.


  • dissendium  (07.03.24 23:55:39) 
İş bulmak genel olarak sıkıntılı :(


  • hakyememyemekyerim  (08.03.24 00:02:33) 
İlişkinin başında her şeye toz pembe olarak bakarken planlanan şeyler hoş, ancak hayatınızı bunlara bağlamamalısınız. Gördüğünüz gibi gerçekler farklı olabiliyor.

Sevgiliniz yurtdışında, kendisinin gelmek gibi bir niyeti yok. Belki siz de dönmesini istemezsiniz. Kendiniz de oraya gitmek için gerekli çabayı harcamışsınız. Güzel bir şey ki bunun için sevdiğiniz mesleği bırakıp belirsiz bir şey için büyük bir risk almamanız gerektiğini görmüşsünüz. Şimdi bu çabalar sizi çok olumsuz etkilemeye başlamış ve depresyon tedavisi görmeye başlamışsınız. Bunlar işin imkanlar boyutu.

Duygusal boyutuna da bakalım. Erkek arkadaşım mesaj yoluyla ilgisini gösteren biri değil demişsiniz. Uzaktan ilişki yürütmek zordur, bunun da kendi dinamikleri olur. Siz bu denli tek yönlü çaba harcarken en azından "ben mesajlaşmaktan çok hoşlanmam" tavrını bir kenara bırakmaya tenezzül edebilirdi. Ancak esas sorun yakından da ilgisini gösterip göstermediğini bilemeyecek olduğunuz gerçeği. Buluştuğunuz kısa zaman aralıklarında yeterince ilgi göstermiş olabilir ancak bunlar planlanmış özel zamanlar. Siz gerçekten iyi tanıdığınıza inanıyor musunuz bu kişiyi? Umduğunuz gibi bir şey bulamayacağınız ihtimali cidden bu kadar zayıf mı kafanızda?

Bence kendisi evliliği ertelemekle doğru bir şey yapmış. Ancak hayatın gerçekleri var. O orada durup beklerken sizin bu kadar çaba sarf etmeye devam ettiğiniz süre uzadıkça ilişkiden vazgeçmek onun için kolaylaşırken sizin için daha da zorlaşacak.

Ben yerinizde olsam gerekli çabayı gösterdiğime inandığım aşamada olmuyorsa olmuyor der bitirirdim. İlişki tek taraflı sürmez, siz çok çaba harcarken pes ettiğiniz noktada kendisinin bir çıkar yol bulma çabası olmaz ve bunun için tatmin edici somut bir efor harcamaya gönüllü olmazsa bu ilişki tek tarafın omuzlarında demektir. Aklıma başka çıkar yol gelmiyor. En basitinden bırakmayı istemediğiniz mesleğinizi de kötü etkilemeye başlayacaktır bu durum bir noktadan sonra.
  • akhenaten  (08.03.24 08:16:33 ~ 08:24:55) 
Ben hak verdim sevgiline. Bence sen de hak ver. Belki adamı yeterince tanımadığın için ileride mutsuz olacaksın. İnsanları sık sık yüzyüze görmeden tanıyamıyoruz. Bir de üstüne dil problemi varmış.

Bence hiç depresyona filan girme zaten tam anlamıyla tanımadığın biri için. Daha iyi seçeneklere odaklan. Evlenecek adam istemiyorum desen de peşinden geliyor zaten.
  • Gradient_tabanlı_mor  (08.03.24 08:44:29) 
O ülke senin için iyi bir seçenekse, erkek arkadaşın olmasa da orda çalışmak ve yaşamak senin için cazipse git.
Ama hayatını bu ilişki üzerine kurma. Gerçekten tanımıyorsun. Günlük ne yapıp ettiğini aşağı yukarı biliyorsun ama uzaktan. Yan yana yaşamak çok farklı bir boyut. Mevcut işini bırakmaya değer bir durum göremedim.

  • megalomaniac  (08.03.24 11:11:57) 
ayrılık çanları çalmış çoktan...


  • basond  (08.03.24 11:50:16) 
[]

Anneyle konuşmamak ve vicdan azabı çekmemek

6 aydır annemle görüşmüyorum. Sebebi yeğeniyle bir olup bana iftira atması sonucu yeğenine çıkışmam ve bana yeğeninden özür diletmesi. Hiç bu kadar gururum incinmemişti. Ertesi aylarda da yeğeninin üzerine tarla geçirdi gizlice.
Annem babamı ve bizi hep kendi bekarlık ailesine hizmet için kullandı. Bize ne olursa olsun yeter ki onun ailesinin istekleri yerine gelsin. Yeğeni geliyor havalanından alınsın diye bana izin kullandırıyor da ona taksiye atla gel diyemiyor vb… Tabii ki bunları sorun etmiyorum ama bu olanların da arka bir planı var.

İlişkimi kestim annemle. Kardeşim ve babam da bir süre kesti bana yaptığından dolayı. Yeğen ve teyzeyi zaten çıkardık hayatımızdan. Şimdi geceleri uyanıp ağlıyormuş ben ona ne yaptım diye. Babam da haksızsın özür dilemen lazım diyormuş. Asla dilemem, o dilesin diyormuş. Yeğeninin adını duyunca sinir krizi geçiriyormuş. Onlara laf söyletmiyomuş. Ben de bu şartlarda asla barışmayacağım. Babam çok üzülüyor annen dayanamıyor diyor. Bana nasıl yeğeninden özür diletti, yeğenine de diletsin ve bana attıkları iftirayı kabul etsinler annemle barışırım diyorum. Yapmayacak diyor. Ben de geri adım atmıyorum çünkü bunları bir daha yaşamayacağımın garantisi yok. O iftirayı attıkları gün bana hayatımın en kötü gününü yaşattılar ve düştüğüm durumu zevk ala ala izlediler. Bunu unutamam.

Ayrıca ben onkoloji hastasıyım küçük yaşlarımda geçirdiğim onkoloji hastalığım var ve sürekli tedavi altındayım. Bir annenin çocuğuna bunları yaşatmaya hakkı yok. Bahsettiğim iftira konusunda da %100 ben haklıyım. Bir annenin yeğeniyle bir olup çocuğuna iftira atmasını kabul edemiyorum. Babam özür dilemeyecek diyor (annemin ve ailesinin hayatında özür dileme kavramı yoj), hiç bi şey olmamış gibi devam edin istiyor diyor. Yaptığıyla yüzleşmiyor. Abim sen haklısın o nedenle sen ne istersen o diyor. Çok duygusal bir insanım ama vicdanım sızlamıyor. Sizce ne yapmalıyım?

 
Anlattıklarınızdan siz 100% haklı görünüyorsunuz. Barışsanız da benzer şeylerle yine üzecektir muhtemelen. Zor bir durum.


  • crinix  (06.03.24 18:36:24) 
İnsanın alt soyu hariç hiç kimseye sorumluluğu yok bence sal gitsin çokta önemli değil


  • alp9900  (06.03.24 20:57:20) 
Bence küs kalma, barış. Özür dilemekse dile ve artık eskisi gibi hayatına müdahale edecek konuma girmesine izin verme bu kadar.


  • dedeminhirkasi  (06.03.24 21:47:37) 
çok haklısın. ne yapman gerektiğine sen karar vermelisin.


  • benarrivo  (06.03.24 21:50:03) 
hic ilgilenme, gidan yapacak bir sdy yok zaten o kadar uzuluyorsa gonlunu alabilir onunki drama. ustelik ozur dilese konusacakmissin ona ragmen yapmiyorsa kendi bilir. yuz versen ayni seyleri yapmaya devam edecek baban da kusura bakmasin artik yalanci iftiraci biriyle yaşamaya devam etmenin bedelini kendi odeyebilir. sen uzak dur
acil şifalar dilerim

  • ala09  (07.03.24 00:09:31) 
engelle geç görüşme bi daha öyle anne mi olur. keşke benim annem de seninki gibi kötü bi şeyler yapsa da hastaneye götürmeyince alışverişini yapmayınca falan vicdanım sızlamasa. bir yükten kurtulmuşsunuz.

ameliyat falan olursa dümenden 2 kg mandalina alıp git 15 dk otur sonra yine topukkkk
  • gece abisi  (07.03.24 01:07:21 ~ 01:08:06) 
şimdi barışırsan yarın yine bu tarz bir şey yapacak. seçimini yap ya görüşmeyip kendi psikolojini koruyacaksın ya da bir şey olmamış gibi devam edip tekrar tekrar üzüleceksin. çok önemli bir şey olursa hastalık falan ararsın ama onun dışında görüşmezdim ben olsam.


  • sanguine mcqaer  (07.03.24 09:29:51) 
Bırak annen özür dilesin bence de. Kafanız bu şekilde rahatsa da takmayın derim.

Böyle saçma şey mi olur? Bir insan kendi öz kanından gelen çocuğunu nasıl bu kadar ezebilir? Rahatsızlığınız da varmış kafanıza bile takmayın. Keyfinizi bozduğunuza değmez bile.
  • drako  (07.03.24 09:50:09 ~ 09:51:22) 
umursayinca yine ayni donguye girmeyecek misin, ozur vol.2 gibi olacak, kuzen yuz bulacak, sana hava atacak vs. vs.
belki yegen ve teyzeye yol yapmak icindir, sonra yine birsey olursa abinler arkanda durur mu? sen affettin falan olur.
bana sorarsan kalp isi bitmis, mantigin ne diyorsa, stressiz olacaksa onu yap.
baska tarlalar vardir, belki hedeflerinde.
  • Ley  (07.03.24 14:21:17) 
ne yapacagin burada yaziyor zaten. 'Asla dilemem, o dilesin diyormuş. Yeğeninin adını duyunca sinir krizi geçiriyormuş. Onlara laf söyletmiyomuş.'
senin gonlunu almaya calisan yok bu yazdiklarinda.

benim dusuncem ailesi ile sorunlari olanlar ya kendinden vazgeciyor (kisiliginden veya sagligindan, uyusturucu vb.) ya da ailesinden vazgecip gidiyor. sen de kendi kisiligine gore olani sececeksin.
  • durgunfoton  (07.03.24 14:30:30) 
Önceki duyurunuzu hatırlıyorum. Cevap yazmamışım bile ama nasıl içime oturduysa daha okurken mevzuyu hatırladım ve yine sinirlendim.
Görüşmeyin bu insanla.
Gerçekten samimi olsaydı iletişime geçer ve özür dilerdi diyorum ben de o koşulda bile görüşmezdim ama konu oraya gelirse iş size kalmış.
Mesele tarlayı başkasına vermesi falan da değil sadece orayı geçtim ama duygusal olarak sizi bu hale getirmesi çok yanlış.
  • mutekebbir  (07.03.24 15:37:48) 
bence küs kal. kendi çocuğunun önüne yeğenini koyan kadından anne olamamıştır zaten.


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (07.03.24 16:21:16) 
Konuşmamaya devam. Bu olayı hatırlıyorum. Ben iftirayı merak ediyorum. Bu arada yeğeninizin annenizin gizli çocuğu olma ihtimali aklıma gelmedi değil. Tarla vermek, bir kelime söyletmemek sağlıklı bir davranış değil. Kesinlikle geri adım atma.


  • dissendium  (07.03.24 16:47:21) 
anne babaya verilen değer çok abartılıyor bizim toplumumuzda. hakedene değer verilir, haketmeyeni hayatınızdan çıkarırsınız.


  • antihero  (08.03.24 23:47:27) 
annenin baska huylari var mi? mesela disaridaki insanlara karsi cok iyi, fedakar ama evde size o kadar da iyi degil, abinle aranda rekabet vs. belki narsisttir veya egilimi vardir.
kendini dusun, bir terbiyesizlik birsey yapmamissin, alttan alacagin bir durum yok.

  • Coma  (09.03.24 16:08:34) 
anne-baba diye konuşmak ve iyi ilişkiler kurmak zorunda değiliz.
ama annenle iyi olmak istiyorsan biraz annenin gözünü korkutup sana tabi olmasını sağlayabilirsin. senin yapmadığını kuzen yapmış,senin yerini almış gibi görünüyor.
ayrıca burada ki sorun annen değil de sanki baban. baba figürü güçlü değilmiş gibi geldi.
mesela bizim aile ataerkil değil,muhafazakar da değil. annem kendi üzerine bir tarlayı kardeşine verse babam hopp ne oluyoruz der,ağırlığını koyar. tersine mümkün. babam kendi ailesinden birine bir şey yapsa annem hemen müdahale eder-senin 1. cil ailen biziz diye. sıkıyorsa yap denir. sanki sizde de baba pasif kalıyor. ayrıca iş yerinden izin aldırıyor demişşin de alma. (veya kırmak istemiyorsan izin vermediler de). niye havalanına gidiyorsun ki? sen de pasif agresif davranıyor, bir olay olduğunda aksiyon alamıyor gibi görünüyorsun. bu konulara dikkat edersen belki hayat senin için daha kolay olabilir.
  • hacirotti  (09.03.24 19:33:05) 
[]

Motosiklet konusunda kaygılı sevgili

En başından beri motosiklet sürmem konusunda evhamlıydı kız arkadaşım ama gerekli dikkati verdiğim ve yapısından ötürü evhama meyilli olduğu için çok dert edinmiyordum. 3 ay önce ufak bir kaza geçirdim ve köprücük kırığından ameliyat oldum. Haliyle şimdi konusunu dahi açamıyorum. Hafta sonları 2-3 saat, full ekipman kullandığımı aynı kazayı bisiklet ile de yaşayabileceğimi anlatsam da pek faydası olmadı. Geçen gün rüyasında motorla kaza yaptığımı gördü, gece gece uyandı 1 saat uyuyamamış. Sürme diye dayatamıyor da, motorla alakalı işleri duyunca yüzü asılıyor, morali bozuluyor.

O yüzden acaba eziyet mi ediyorum diye düşünüyorum. Sürmeyeyim desem yine içim gidecek. Uçayım kaçayım diye de sürmüyorum, mevzuyu böyle kafada rasyonelleştirmeye çalışıyorum kendi içimde.

Ne diyorsunuz?

 
Motosikleti ben de çok tehlikeli buluyorum, sevdiklerim kullansa endişelenirim. Fakat;

Size verdiği tepkiler hadsizce geldi. Motor tutkunuzu hayatınızdaki insanın endişelerine göre hayatınızdan çıkardığınızda hem kendinize hem de karşınızdakine eziyet etmeye başlayacaksınız.

Siz motor kullanmaya devam edin kız arkadaşınız da endişesini içinde yaşayıp aşsın. Başka türlü sağlıklı değil.
  • ruhen hastayim ben  (06.03.24 16:23:38) 
çok doğal verdiği tepki kız arkadaşınızın. bu konudan bağımsız her konuda onun endişelerini anladığınızı gösterecek şekilde iletişimde olun, özellikle belirtin bugün şöyle risksiz sürüş yaptım böyle yaptım şeklinde. o da gün geçtikçe yumuşayacaktır.


  • gule gule  (06.03.24 16:39:42) 
Kendini kandırıyorsun. Köprücük kemiği kırığı küçük bir şey değil. Ameliyat olmuşsun. Küçük bir şey olsaydı ameliyat olmazdın. Bisikletle motosiklet aynı risk seviyesinde değil. Bisikletle fazla hız yapamazsın. Ders almış görünürsen yumuşar tam tersi ve daha az endişelenir. Bir şey olmaz yeaa davranışı gösterirsen tam tersi endişesi artar.


  • dissendium  (06.03.24 16:54:16) 
bence hadsiz bir durum söz konusu değil, dayatmıyormuş kullanma diye kız arkadaşınız. oldukça da üzülmüş ve endişeliymiş, size değer verdiğini gösterir diye düşünüyorum.

zorunluluktan değil de arada keyfine sürüyorsun anladığım kadarıyla. sen sürmek isteyip sürmediğinde ne hissediyorsun vs. sen sürerken kız arkadaşın ne kadar stres yaşıyor diye teraziye koyduğumda ben bu tür konularda stres yaşayan kişiden yana olurum. yaptığım bir iş o süre boyunca eşimi, kız arkadaşımı vs. büyük stres altına sokacaksa yapmamayı tercih ederim, yapamadığım için mutsuz olup burnundan da getirmem gibi geliyor ama sınanmadan bilemeyiz tabii.
  • hrskrs  (06.03.24 16:54:44) 
1 senedir motor süren biri olarak allaha emanet yaşadığımızı düşünüyorum.

Sizin savunma şeye benzemiş, yani biraz daha abartırsak: e ne var canım yolda yürürken de bir yerimi kırabilirim!!

Evet evde takılırken de bir yerinizi kırabilirsiniz ama risk yüzdesi diye bir şey var.

En güvenliden güvensize doğru yaya -> araba -> motosiklet diye sıralayabiliriz Bu bir gerçek.

Zevkleriniz mantığınızı körertmesin. Geçmiş olsun.

Eşim de pek razı değil ama ben zaten zevkinden ziyade trafikte şehir merkezine gitmek veya sakin yollardan tın tın civardaki gezilecek yerlere gitmek için kullanıyorum. Eşim de geliyor. Mümkün olduğunca yavaş kullanıyorum. Şimdilik bir şey olmadı ama kendisine sorsanız yine arabayı tercih eder. Park sorunu olmaması, rahatlık, her yere girebilmesi, patikalardan gidebilmesi vs. gibi avantajları olduğu için katlanıyor şimdilik.
  • ananiyimioguz  (06.03.24 17:33:43) 
"aynı kazayı bisiklet ile de yaşayabileceğimi" bisiklet farklı mı sanki i1.sndcdn.com
türkiyede, şehrin kalabalık muhitlerinde 2 teker kaza getirir diye endişelenmek çok normal.
senden bi kaç gömlek büyük kaza yapanlar, ölümden dönenler motora tövbe ediyor çoğunlukla, ama ölümden dönmeleri tamamen nasip. dur bakiyim ne olacak diye zorlamamak lazım. sen bu hikayeleri bizden daha iyi bilirsin
  • lambırcek  (06.03.24 17:41:12) 
köprücük kemiği neresiydi dediğim durum.

bu işin sonu yok. o kuşkularında haklı duruma geçmiş oldu. maalesef locked case. hiçbirşey ondan değerli değil, üstelemeyin. aksi durumda değer vermediğinizi bile düşünür.

imza: 6 yıldır birkaç şehir motosiklet süren yamahacı motosikletli.
  • baldan kaymak  (06.03.24 17:43:41) 
Eşim de ilk tanıştığımız zamanlarda motora hevesleniyordu. İzin vermemiştim, aldırmadım motor filan. Tehlikeli bir şey olduğunu bile bile sürmek çok bencilce çünkü. Şimdi de öyle motor sürmek istiyorsa ayrılsın benden sonra sürsün. Beni her gün kocamın ölüsü mü gelecek eve endişesi ile yaşatmaya hakkı yok. Bu konuda tavrım net.

Seven insan endişelenir ayrıca bunu da not olarak ekleyeyim, aşığız ki kıyamıyoruz :))
  • Gradient_tabanlı_mor  (07.03.24 00:06:54) 
Bi de kaza yapmissiniz.. ameliyat olmussunuz... sevgili uzulmese takmasa garipserdim. Seven insan takilir, cok normal, hakli. Sehir disinda heves gecirmelik ayda yilda bir surulur de surekli surseydi ben de bi dusunurdum. Resmen hayatindaki en onemli insanlardan birinden gelebilebilecek kotu bi haberle yasiyorsun. Hos degil.


  • nic cage  (07.03.24 01:11:30) 
Kiz arkadasin %100 hakli.

Motorsiklet kullanmak cok keyifli ama ayni zamanda cok tehlikeli. Barkin Bayoglu, Kemal Merkit gibi sampiyonluk kazanmis motorsiklet dunyasinin en bilindik isimleri dahi kazalarda hayatlarini kaybetti. Bu adamlar bu isin dersini veren, belki yuzlerce yarisa katilmis adamlardi.

Sende dunyanin en iyi ekipmani da olsa, birinin aracindan yola yag sizsa dusup olebilirsin, sakat kalabilirsin...

Tr'de trafigin hali de ortada...
  • thetruenorthstrongandfree  (07.03.24 05:04:51) 
[]

Aşırı Özlemek

Selam, birkaç yıl önce ayrıldığım iş yerimdeki patronlarımı çok özlüyorum. Aramız çok iyiydi. Arkadaş gibiydik, yaşımız da yakındı. Onları, orada çalıştığım günleri çok özledim. Ziyaret etmek istiyorum onları ama gidersem muhtemelen duygulanıp, ağlayacağım. Uzun yıllardır da görmedim onları. Beni motive eder misiniz?




 
E ağla nolcak?


  • abuzer  (05.03.24 17:20:34) 
birini ozlemekten guzel motivasyon mu olur, ne mutlu size! ben genellikle eski is yerlerimi yilda bir ziyaret ederdim. aglayin, ne olacak? hepimiz insaniz ve duygularimiz var, saglikli sekilde onlari gostermek bence cok tatli.


  • songforsomeone  (05.03.24 18:20:01) 
İlk müsait zamanda çikolata vb. bi' şey alıp bi' çay kahve içmeye giderdim.

Resmen imrendim size.
  • kumandanim  (05.03.24 18:36:12) 
[]

En Çok Hangi Yıla Dönmek İsterdiniz?

Selamlar, belki önemli bir soru değil ama merak ettim. En çok hangi yıla dönmek isterdiniz? Benim bugün bu soru çok aklıma geldi. Bir geçmişi yad ettim. Sizinki hangi yıl? Ben 2011 yılının bu zamanlarına dönmek isterdim.




 
2007 ya da 2012


  • gabe h coud  (03.03.24 22:28:42) 
Ben hicbir yila donmek istemiyorum ya dusununce iyi boyle. Ama hazir fantastik bi sey isteyebiliyoruz 1 sene zaman dursun da kafami dinleyeyim istiyorum.


  • nic cage  (03.03.24 22:34:34) 
2013 ve 2016.


  • Yourcousinmarvinberry  (03.03.24 22:34:47) 
@gabe h coud o dönem resim kursuna gidiyordum. Gerçi hayatımın her evresinde bir resim kursu olayım oldu benim. O ilk resim kursu deneyimim. Müzik dinleyerek yapardık resmimizi. Çok güzel bir japon ninnisi çalardı, playlistte vardı. Hep o ninni çalsın diye beklerdim. Hiçbir yerde de bulamadım o ninniyi. Aslında sorumu eksik sordum. Neden dönmek isterdiniz o yıla diye editleyim sorumu.


  • rock n roll  (03.03.24 22:37:45) 
2009 yazı.


  • Amaranta ursula  (03.03.24 22:47:31) 
2010


  • lapaz  (03.03.24 23:31:56) 
2019. herhangi bir yılım 2019'a yaklaşsa kendimi şanslı sayarım.


  • black holes in the sky  (03.03.24 23:40:32) 
2018-2019
-sıklikla isvicreye gidebildigim
-yok yea takiliyoruz sadece dedigim adamla hayvan gibi ask yasadigim
-karsimiza cikan her zorlukla eglenip guldugum hic yorulmadigim
-is hayatina baslamamla grafigin dustugu o yillar
  • ala09  (04.03.24 03:13:35) 
2013-2014


  • ruhen hastayim ben  (04.03.24 08:45:19) 
2003-2004


  • lüzumsuz adam  (04.03.24 09:25:41) 
2011-2015 arası bir yerler olur. spesifik olarak belirtmek gerekirse 2013.


  • datnet  (04.03.24 23:00:11 ~ 23:00:22) 
[]

Beni basgöz etmek istiyorlar

Almanya da yasiyorum, erkegim ve yasim 38. Uzun yillardir psikolojik problemlerim bulunuyor ve malulen emekli edildim. Enistem Türkiye de yasayan kuzeni ile beni basgöz etmek istiyor kadin 31 yasinda. 1 haftadir bana baski ve israr ediyor "cok iyi olacak" "iyi biri" gibi sözlerle. Ben ise konuya sogumum nedenleri kadin basörtülü ve muhafazakar ben tam tersi, simdiye dek basörtülü biri ile evlenmeyi redettim tamamen dünya görüsü farkliliklari yüzünden. Kiz Zaza (Zazalar ile bir sorunum yok) ama Enistemde gördügüm intiba benim kültür anlayasim ile dogu insanin anlayisi arasinda da bir sürü fark oldugu seklinde.

Enisteme neden hemen hayir diyemiyorum? Enistem eger ben evet dersem konunun cantada keklik oldugunu söylüyor kizin da almanya ya gelme isteginin olacagini söyluyor. Rahatsizligim dolayisla Sosyal hayatim sifir ve ciddi olarak birisi ile tanisma firsati bulamiyorum ve gelecekte de zor gibi görünüyor, ve de rahatsizligimin insanlara sorun olacagindan cekiniyorum. Yukardaki örnekte rahatsizligimin bir sorun yaratmayacagi kanisindayim belki de? ve bir firsat gibi duruyor ama aklim ve kalbim konuya soguk. Enistem ise israrini devam ettiriyor.

Enistem ile insan olarak cok iyi anlasamadigimi da ekleyim.

Kendime olan güvenim yerlerde oldugu icin ne diyecegimi bilemiyorum. Ömür boyu bekar kalmak ta istemiyorum.

 
hayır de bence. zorla güzellik olmaz. yalnız kalcan diye kötü ilişki yapılmaz


  • jelly bear  (29.02.24 00:35:24) 
Geçmiş olsun. Bir felaketin reçetesini yazmışsınız resmen. Sizi basamak olarak görecek bir kadın, sorunlu evlilik dinamikleri, çıkabilecek olası diğer durumlar...
Siz de başka bir şekilde evliliğe gidecek bir ilişki bulma konusunda umudunuzu yürüme yitirmiş olmalısınız ki düşündünüz.. En azından bir tanışın diyeceğim ama uzaktan ya da kısa sürede ne anlayabilirsiniz şüpheli. Bir de akrabanın akrabası olması işleri ileri zamanlarda daha karmaşık yapıyor.

  • anon1m  (29.02.24 00:43:47) 
Enişte ve bahsi geçen kadın Almanya'da yaşayan paralı ve zararsız bir adamı gözlerine kestirmiş gibi görünüyorlar. Kadını begenmemissin ve kültürel olarak uyum olmayacağını düşünüyorsun. Bence alınacak bir risk değil.
Evlenmek istiyorsan daha güvenilir bir akrabaya şöyle bence.

  • benarrivo  (29.02.24 01:04:13) 
Evlenirsen çok büyük hata yaparsın. Kız Almanya'ya yerleşmek için seni kullanacak. Ondan sonra büyük ihtimalle senden ayrılır. Gerçeği söylemek zorunda değilsin. Alman bir kızla sevgili olacağım de geç. Burada kalıcı olmam için Türkle evlenemem de. Hikâye uydur.


  • dissendium  (29.02.24 01:05:39) 
öncelikle çok gecmis olsun. kesinlikle hayır demelisiniz. evlilik daha sonra dogacak bir cocuk olur. çocuğun da hayati mahvolur boyle bir evlilikte. Kadin anladigim kadar ile zaten almanya olduğu icin bu ise sıcak bakıyor. baslamadan direk hayır demelisiniz.


  • oscar  (29.02.24 01:46:38) 
Hocam ilk olarak siz daha iyi bilirsiniz. Biz sizi tanımıyoruz, yönlendirmemiz belki yanlış olabilir. Benim kendime göre görüşüm ise olumsuz. Anlasamayacaginizi düşündüğünüz ve anlaşamadığınız birinin aracılık ettiği biri ile evlenmektense alternatif nasıl olur diye düşünüp daha iyi alternatif varsa o şekilde hareket edebilirsiniz. Sadece birinin aracılık teklif etmesini beklemek yerine kendiniz bir şeyler yapmayı deneyebilir veya daha makul aracılar bulabilir, onlardan daha uygun birilerini bulmalarını talep edebilirsiniz. Tabii ki tekrar belirtmekte fayda var: siz daha iyi bilirsiniz.


  • havadakarada  (29.02.24 02:07:25) 
Tanışın, zamana bırakın büyük ihtimal fikriniz değişecek.


  • doharkoman  (29.02.24 05:05:21) 
Gayım de. Homoseksüel ilişkim var de geç.


  • ferenc  (29.02.24 07:50:51) 
Kadının niyeti Almanya,evlilik değil. Kötü bir evlilikle şu an yaşadığınız psikolojik sorunlar daha ciddi boyuta geçer. Aynı kafadaki insanlar evliliği zor yürütüyor. Sizde daha baştan bu kadar farklılık varken birbirinize uyum sağlamanız mucize olur. İnternetten insanlarla tanışmayı denediniz mi? Çok farklı sıkıntılar yaşayan insanlar var. Bir şekilde onlara ulaşabilirseniz kendinizi yalnız hissetmezsiniz.


  • asteriks  (29.02.24 08:49:10) 
Anlattıklarına göre evlenirsen herşey daha kötü olacak gibi.
Enişte cevabım hayır bir daha konuşmak istemiyorum de kestir at

  • basond  (29.02.24 08:56:46) 
ömür boyu bekar kalmak, kötü bir evlilikten çok daha iyidir.


  • elorelia  (29.02.24 09:26:18) 
boşanırsınız, sizin psikoloji daha da gider. hiç düşünmeden red.


  • deartheodosia  (29.02.24 10:26:20) 
Konunun sizinle ilgisi olduğunu sanmıyorum. Enişte, kuzenine Almanya bileti almaya çalışıyor gibi. "Bir aksilik olmazsa seneye ya da sonraki sene Türkiye'ye kesin dönüş yapmayı düşünüyorum, o zaman konuşuruz." dediğin anda baskı azalacak gibi.


  • nawar  (29.02.24 12:58:04) 
aman abi sakın bu şekilde evlenmek gibi bir hataya düşme.


  • hrskrs  (29.02.24 14:47:27) 
enisten gidip o kizla konusacak degil, kizin abisi, babasi vs ile seni kekleme pesine dusmuslerdir, kendi yerlerini hazirlamislardir bile.
rahatsizligini yaz bence ki insanlar yardimci olsun.

  • durgunfoton  (29.02.24 15:37:43) 
yukaridaki butun yorumlara katiliyorum.

tanimadiginiz; begenmediginiz ve kafalarinizin/kulturlerinizin uymayacagini dusundugunuz biriyle 7/24 ayni evde yasadiginizi hayal edin. zaten otomatik olarak hayir diyeceksinizdir diye dusunuyorum.

eger enisteniz hayir dedigin halde illa bir sebep gostermenizi isterse "mutlu olmayacagimi dusundugum bir evlilik yapmak istemiyorum" diyin. mutlu olacagini dusundugumuz evlilikler bile ne halde, cevremizdeki severek anlasarak evlenmis insanlar; boyle bir evliligin hic sansi olacagini dusunmuyorum. kendinize yazik etmeyin.
  • 111111  (29.02.24 17:03:21) 
Enisten psikolojik sorunun oldugunu bildigi icin seni istismar etmeye calisiyor, emekli maasin var diye. Bu israr falan, baska aciklamasi yok.


  • hot potato  (29.02.24 18:57:34 ~ 18:58:34) 
Acilin bari birisi pozitif bir yorum yapsin yahu..

Yaw eniste belki de senin iyiligini dusunuyor, yalniz kalmani istemiyor, bu ihtimaller dahilinde degil mi?Belki de hatunu taniyinca seveceksin, belki de sana iyi gelecek?

Yerinde olsam bir 3 ay turkiye ziyareti yapar hatunla biraz zaman geciririm. Sonra bir degerlendirme yaparim.
  • cooperr  (29.02.24 20:48:49) 
belki senin tek ilacın seni çekip çevirecek muhafazakar bir hatun.


  • geveze yazar  (29.02.24 21:18:13) 
[]

İnce ayak bileği

Iyiyakşamlaar herkese

İnce bilekler hakkında ne düşünüyorsunuz? El olur ayak olur. Neden sexi kabul edilir? Kalça ve meme gibi doğurganlık ile bağını da bulamadık. Sadece kadında mi sexidir? Erkekte de sexi bulan yok mu mesela? Kabartma tozu keki nasıl kabartır?

Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdiden.

 
Hocam kabartma tozu sorunuza şöyle bir cevap buldum;

“Kabartma tozunun içinde kuru toz halde bulunan bu maddeler hamura konulan su, süt, yağ vb. sıvı maddeler sayesinde hafifçe çözünüp ısının da etkisiyle karbonik asit oluşturur. Karbonik asit kararsız bir bileşik olduğu için kısa zamanda karbondioksit ve su açığa çıkar. Hamur ısındıkça oluşan karbondioksit genleşerek hamur içinde kabarıklıklar oluşmasını yani hamurun kabarmasını sağlar.“

Rica ederim.
  • anlatamıyorum  (27.02.24 21:21:10) 
Bence kötü görünen bir şey ince bilek. Erkekler nesine bu kadar ayılıp bayılıyor anlayabilmiş değilim ben de.


  • yazdonumu  (27.02.24 21:21:21) 
tek başına seksi değil ama narin bir şey olduğu için "petite" kızların güzelliğini, seksiliğini pekiştiren bir şey.

fetish olarak diyorsan, ben de anlamıyorum.
  • gabe h coud  (27.02.24 21:38:45 ~ 21:39:00) 
İnce ayak bilekleri göze hoş geliyor. En azından benim gözüme hoş geliyor. Seksi olarak görülen her şeyin ille de doğurganlıkla bir bağı olmasına gerek yok bence. Bir kadının ince parmaklı eli de bana güzel geliyor mesela. Kadınlar genel olarak güzel varlıklar.


  • pispinti  (27.02.24 21:47:40) 
Ne kadar ince olduğuna bağlı. Kalın bilek seksi değil. Ya kilo ile ilişkili ya da erkeksi geliyor sanırım. Üstüne düşünmedim. Haliyle kalanı seksi yapıyor. Yoksa ince bacak ve kalın bacak karşılaştırmasında seksi ya de değil denilenin Doğu Asyalı seviyesi ince bacağın da kilolu kalın bacağın olmaması gibi. Üst ve alt sınırlar var.


  • nawar  (27.02.24 21:51:05) 
Bu arada bir kadın olarak benim gözüme de hoş geliyor kadında ya da erkekte olsun fark etmiyor. Sadece neden hoş geldigini anlayamadık:/


  • Amaranta ursula  (27.02.24 21:52:46 ~ 21:54:03) 
Sexiliğin tanımı veya sınırı var mı?
Saçma şeyler de sexi gelebilir takılmayalım

  • Cezcez  (27.02.24 21:58:10) 
Şöyle olabilir. Hani dans ve hareketlere hep bir esnekliğin estetiği var. Bunun ile kodlanmış olabilir ya da yine aynı şekilde. Dediğim gibi feminen olması da onu erkek için çekici yapıyor. Küçük ayak ve el konusu da. Tabii bunun dışında kesin mitolojik göndermeli açıklaması da vardır :p


  • nawar  (27.02.24 22:12:22) 
İnce bilekler hakkında ne düşünüyorsunuz?

> hiçbir şey düşünmüyorum. ona gelene kadar neler var.

ince bilekliyle de çıkarım, kalın bilekliyle de çıkarım..

karikaturkutur.wordpress.com
  • tabudeviren  (27.02.24 22:16:11) 
Tamamen çağın güzellik algısı ve dayatmalarından ötürü olduğunu düşünüyorum.

Ben de ince bilek severim. Narin el severim. Küçük ayak severim. Ama neden, açıklayamıyorum.

1000 yıl önce yaşasaydım belki de gürbüz, iri kadınlardan hoşlanacaktım. İşte anadolu kadını bee taşı sıksa suyunu çıkarır diyecektim.

Falat günümüz dünyasında narinlik daha fazla estetiklik uyandırıyor. Aşırıya kaçılmadıkça tabi!
  • ananiyimioguz  (27.02.24 23:08:56 ~ 23:09:46) 
ince ayak bileği seviyorum. erkek bileğine göre çok farklı görünüyor, o yüzden yükseliyorum. ayrıca ince ayak bileği ayağa dişil bir kıvrım veriyor.


  • benarrivo  (28.02.24 23:07:10) 
ince ayak bilegi cok seksi bir sey. Guzel bacak, guzel ince ayak bilegi ve guzel ayak bir kombodur.Bunlardan biri olmadan digerleri de olmuyor.Kalin bilek erkeksi gozukuyor.


  • turkuaz  (29.02.24 06:38:26) 
bu arada konudan bağımsız, kalın bileklilerin libidosunun daha yüksek olduğuna dair bir bilgi kalmış kafamda ne kadar doğru bilmiyorum.


  • ananiyimioguz  (29.02.24 12:02:17) 
ince ayak bileklerini ben de güzel buluyorum. kendimce yanıtım, ince ayak bilekleri sağlıklı bir kardiyovasküler sistemi işaret ediyor olabilir. çeşitli damar ve romatizma hastalıklarının ayak bileklerinde şişkinlik olarak belirti verdiğini hatırlıyorum.


  • engelbert humperdinck  (29.02.24 14:50:32 ~ 14:51:49) 
Kitabı ve dolayısıyla ismi yanlış hatırlıyor olabilirim ama Don Kişot sevgilisi Dulcinea'nın ne kadar alımlı, ne kadar seksi olduğunu anlatırken kadının bıyıklarından bahsediyordu.

Aynı şekilde 19. yüzyıl yazarları kadını överken ne kadar tombul olduğunu anlata anlata bitiremezler. Bir gram etin bin ayıbı örttüğüne dair atasözümüz bile var.

O dönemlerde öylesi popülermiş. Bu dönemde de bu. Mağara devrinden genlerimize kazınmış bir olay değil yani. İnce ayak bileği kadına zerafet, narinlik veriyor.

Ben de severim :)
  • Mirket  (29.02.24 15:05:59) 
şahsen ince bilekleri ve ortalama üstü kalın bilekleri güzel bulmuyorum, ince bilek neden sevilir anlamam.


  • ravenudon  (29.02.24 18:34:34) 
[]

Eşim, hamilelik ve yolculuk

İşin içinden çıkamadığımız bir durum var. Biz evlendiğimizden beri bir bayramda benim memleketime diğer bayramda eşimin memleketine gitmeyi adet edindik.
Ama bu sene ben hamileyim. Ramazan bayramında 5 aylık, kurban bayramında 7.5 aylık olacağım.
Benim memleketim 4.5 saat eşimin 7.5 saat sürüyor.

Eşim ramazan bayramında ben 5 aylıkken onun 7.5 saat uzaklıktaki memleketine gidelim istiyor. Çünkü 1 senedir gitmedik.
Ben de kendi memleketime gitmek istiyorum çünkü hamileyken 7.5 saat yol gidemem. Zaten sıkıntılı oluyorum orada rahat edemem kendi evimde yatar dinlenirim ama kayınpederimin yanında uzanamam(eşim uzan ne olacak ki diyor)
Zaten kurban bayramında hiç bir yere gitmem kocaman karnımla 7 aylık ne işim var.

Eşim de senin memlekete 4.5 saat gidebiliyorsan benimkine de gelebilirsin mola vererek diyor. Bence ikisi aynı şey değil. Ve eşimin memleketine gideceğim diye hem ekstra uzun yol hem rahatsız bir tatil geçireceğim sonuç olarak iki sene hiç ailemin yanına gidememiş olacağım.

Eşime sen tek başına git diyorum. Onu da istemiyor hem beni tek bırakamazmış hem de ailesi küsüz zannedermiş.


Bu arada eşimin anne ve babasını çok seviyorum onlarla bir problemim yok.

Siz olsaydınız napardınız empati kurar mısınız lütfen ?

 
Hiç hamile olmadım, empatim ne kadsr geçerli olur bilemiyorum ama sana bu kadar zor geliyorsa gitmeyin, nihayetinde gebelik bu, olabildiğince konfor gerek. Hele bir de içine sinmiyorsa bence tamamen planlarınızdan çıkarın şehir dışına çıkmayı, iki tarafa da gitmeyin. Zorlanıyorum demişsin, ayrıca tüp bebek gebeliği ise bence kesinlikle şehir dışına çıkmayın.


  • muhayyer divan  (26.02.24 10:19:11) 
gebeyim. annemin desteğine ihtiyacım var. bu senelik böyle olsun diyin.


  • wild honey suckle  (26.02.24 10:26:05) 
Bu sene bir tane aile ziyareti yapacaksanız onuda daha yakın oturan tarafın ailesi senin ailen olduğu için ve mobilliğini kaybedecek olan da sen olacağın için senin isteğine göre yapmak daha mantıklı zaten.

“Ben tek gidersem küs olduğumuzu sanırlar” bu kadar önemsiz ve hiç bir ehemmiyeti olmayan bir argüman daha görmedim hayatım.
Siz küs olmadığınızı bildikten sonra, küs değiliz diyip geçer. Ailesi de inanmazsa onların bileceği şey. Bu neden önemli olsun ki.


Sen baya bi süre hem hamilelik nedeniyle hem çocuk nedeniyle hareket edemeyeceksin zaten yerinden. Seyahat edebildiğin son günlerde nereye istiyorsan oraya git. Sonrasında o senden bir miktar daha rahat olacak. Bir ayarlama yaparsınız ailesini görmeye gider isterse.
  • zimbirik  (26.02.24 10:31:56) 
Bu sene de onlar size gelsin. Sonuçta memlekete o şehir için gidilmiyor, orada yaşayan aile fertlerini görmek için gidiliyor. Hamile olan kişiye göre hareket etmek gerekir.


  • rock n roll  (26.02.24 10:33:40) 
açıkça konuşulamayacak konular değil.


  • gabe h coud  (26.02.24 10:40:44) 
hiçbir yere gitmeyin


  • Hallegadola  (26.02.24 10:51:56) 
hiç gitmezdim. konuya sadece mesafe/ulaşım olarak bakarsak bence de 4.5 saat gidilebiliyorsa 7.5 saat de gidilebilir. hamilelik kozunu kullanarak annenizin yanına gidebilirsiniz ama :). diğer bayramlarda daha sık gideriz vs. diyip gönlünü de aldınız mı mis gibi :)


  • eisberg  (26.02.24 11:07:36) 
@tnz, ben çağırıyorum zaten bayramda onlar bize gelsin diye ama sanırım eşim bunu ailesine söylemeye çekindi. Bilmiyorum.

7 aylık gidemem deme sebebim tabi ki tatile gidebilirim ama memlekete gidemem. Çünkü çok yorgun oluyorum bazen yüzüm asık oluyor herkes üstüne alınacak. Ama tatilde olsam uyurum tüm gün geçer. Eşim de ailemin yanında da uyu ne olacak ki diyor ama ben yapamam öyle herkes yüzüme bakarken illa ki güler yüzlü olmak zorunda hissediyorum çekiniyorum yani.
  • yenibirgüzelnick  (26.02.24 11:32:18) 
Su an yaklasik 3 aylik hamilesiniz sanirim. Ilk 3 ayki uyku ve yorgunluk 5. Ayda kalmiyor benim cok enerjik gecmisti hic yorgunlugum kalmamisti mesela. Caniniz eşinizin ailesine gitmek istemiyor ve hamilelik gibi makul bir secenek hazirda varken bunu kullanin tabi ki ama 5 ve 7. Aylarda insanlar baya avrupa turuna falan gidiyor gozunuzde buyuttugunuz kadar degil o donemler


  • instant crush  (26.02.24 12:23:07) 
eviniz müsaitse iki aile de hamileliğinizden ötürü biraz anlayışlı olup 1'er haftalık size gelsinler. hem ev içerisinde size yardımcı olurlar hem de kendi odanıza geçip rahat rahat yatıp uzanabilirsiniz.


  • golgi aygıtı  (26.02.24 12:40:56) 
gebelik bir hastalik degil. eger sikintili bir gebelik yasamiyorsaniz yol gitmenizde bir sikinti yok. isterseniz yol üstü bir sehirde bir gece konaklamali gidin.


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (26.02.24 12:43:11 ~ 12:43:45) 
Gitmemekle ilgili fazla sebep ve detay vermişsiniz. Vermeyin. "Hamileyken oraya gitmek istemiyorum, bu sene gitmeyelim, çocuğumuzla birlikte gideriz." diyerek geçmeniz lazım.
"5 aylık, 7,5 saat, 7 ay, 7,5 saat, uzanmak, uyku" gibi sebepler söylediğiniz için eşiniz bu sebeplerle ilgili çözümler ve önerilerde bulunuyor. Halbuki sizinki belki de bir miktar "hamileyim ve canım istemiyor" gibi basit bir şey. Eğer öyleyse eşinize o şekilde aktarın.

Not: 7 aylık olduğunuzda da canınız gitmek isterse gidersiniz, şimdiden olumsuz bir şey söylemeyin.
  • michael_knight  (26.02.24 16:37:41) 
hamile olduğunuz için annenizi daha iyi anladınız.
annenizi daha çok özlediniz.
bu sebeple annenize gitmek ve belki de onunla özel şeyler konuşmak istiyorsunuz.

bunları diyeceksiniz :)
  • tabudeviren  (26.02.24 17:34:29) 
geçen sene ramazan ayında 4 aylık kurbanda da 7,5 aylık civarında hamile idim. ramazanda istanbuldan izmire annemlerin yanına gittik. yol uzun değil ama hamile olunca kısa yol bile çok yorucu oluyor. 7,5 saat yorucu bir süre ve he 2 saatte bir mola vermeniz gerekli (doktor bana mutlaka 2 saatte bir durun dinlenin demişti, ki benim hamileliğim sorunsuz geçti) o 7,5 saat size 10 saat olacak. burada önemli olan senin ve bebeğin sağlığı, eşin ve eşinin ailesi bu durumu anlayacaktır. hamile iken insan annesini arıyor ne kadar güçlü bağımsız birisi de olsan.
7,5 aylık iken kesinlikle yola çıkmanı tavsiye etmem (ne ailenin ne de eşinin ailesinin yanına) o bayramda otur evde dinlen, hastane çantanı hazırla bebek eşyalarını hazırla, eşinle son başbaşa tatiliniz olacak bundan sonra artık 3 kişi olacaksınız, bunun tadını çıkar.

  • wendyangelamoiradarling  (27.02.24 13:14:37) 
bu sene hamile olduğunuz için seneye de çocuğunuz doğacağı için gitmeyeceksiniz.

bence gitmek isteyen için bir engel yok.
  • tantunisultansuleyman  (27.02.24 13:52:40) 
bence ekstrem bir durumunuz yok ise 7 aylıkken de 5 aylıkken de seyahat edebilirsiniz. tabii isterseniz. burada kilit nokta sizin ne istediğiniz.


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (27.02.24 14:59:43) 
Özel bir sorun yoksa seyahat etmenize mani bir durum yok. Duraklamalarla her türlü gidebilirsiniz. Kendinizi korkutmayın. Kayınpederin yanında da uzanırsınız, çünkü hamilesiniz. Örnek vereyim; 7 aylık hamileyken 4 yaşında bir çocukla İstanbul'dan Kaş'a arabayla gittik, saklı kanyonda gezdim, Termesos'a çıktım.


  • SiyamkedisiZorro  (28.02.24 11:01:16) 
güzel cevaplar zaten gelmiş. istersen 9 aylık hamile ol, istersen her yere gidersin. nazlı biri değilsen veya drama queen lik yoksa çok sorun olmaz. öte yandan eşinin ailesinin yanında en rahat edeceğin zaman hamilelik zamanı olur. istediğin kadar yat veya nazlan..herkesin normal karşıladığı bir durum olur. bana kalırsa bu yıl tatile hiç çıkmayın ve evinizde geçirin. hep bu muhabbetlere kafayı takmamış olursun hem de siz artık eşinle bir aile oluyorsunuz,tadını çıkarın ve kendi çekirdek ailenize odaklanın. ayrıca bir daha başbaşa kalamayacaksınız. bu son zamanların tadını çıkarın ve değerini bilin. bu arada aileler artık 2. planda kalacak. kendi keyfinizden feregat edip geniş ailenin illa ki yanına gitmemiz gerekir moduna giriyorsanız asla bir aile olamazsınız(bunu ancak zamanla fark edersiniz bu arada)


  • hacirotti  (04.03.24 20:22:16) 
[]

haklı mıyım, haksız mı?

30luların ortasında bir er kişiyim. ortam çocuğu değilim. kolay kolay karşı cinsten hoşlanmam ve ilgilenmem. uzun süredir ilişkim de yok.

şirkette aynı projede çalıştığımız bir kızdan hoşlandım. gözüne girebilmek için saçma sapan hareketler yaptım. üst baş, kendime daha iyi bakma vs. vs. bundan dolayı çevremdeki bir kaç kişi durumu fark eder gibi oldu. bunlardan biri benden biraz küçük bir elaman. bana hafiften laf atmaya başladı hayırdır gibisinden. ben de durumu açıkladım böyle böyle diye. bu arada elamanın uzun süreli ilişkisi var. o günden sonra bu eleman benim hoşlandığım kıza yaklaşmaya başladı. aslında çevresindeki bir çok kızla aynı şekilde ilişki kurabilen biri. flörtöz mü denir artık bilemiyorum. ben kıza yanaşmaya çalışırken bu eleman arama duvar ördü gibi bişey oldu. kız da biraz sanki ona ilgi gösteriyormuş gibi bir duruma girdi. saçma sapan bir ortam oluştu. ben de elemana tavır aldım. ne selam veriyorum ne iş yapıyorum. sizce doğru mu yaptığım şey yoksa çok mu ince düşünüyorum. eleman kızla sohbeti ilerletti gibi bişey ama ben biraz geri planda kaldım ve bu durum beni çok gerdi.

ne düşünüyorsunuz. haklı mıyım haksız mı?

 
Her ortamda böyle womanizer tipler bulunmakta. Yürümek istediginiz kizdan bagimsiz olarak da bu arkadasla samimi olmamaniz isabetli bir karar olmus.


  • Yourcousinmarvinberry  (24.02.24 22:06:20) 
Durumu niye açıklıyorsun. Hayırdır dediğinde tersleyeceksin. Başta yanlış yapmışsın. Kızın sevgilisi varsa çocuk ilerleyemez. Sen hedefine odaklan.

Edit: Yanlış yazmışım. Çocuğun sevgilisi varsa ilerleyemez diyecektim.
  • dissendium  (24.02.24 22:11:11 ~ 22:17:54) 
@dissendium

kızın sevgilisi olduğunu düşünmüyorum. öyle olsa ben de niyetlenmem zaten.
  • amerikanhasta  (24.02.24 22:12:59) 
Tavır alacağına "hayırdır birader sen ne ayaksın" desen, bütün her şey çözülecek


  • etna  (24.02.24 22:14:40) 
ooo taht oyunları, madem adam sevgilisi olmasına rağmen kıza yazıyor, kızın yanındayken onun sevgilisi olduğunu belirten bir şey sor :) ha kimi kadın veya erkek sevgilisi olan kişiyle ilişki yaşamakta sorun görmüyor belki birbirlerinden etkilenip bunu umursamazlar ama oğlan kıskançlıktan senin önüne taş koydu gibi hissediyorsan sen de bi adım at için ferahlasın.

Bu arada iş yaptığın kişiyle bu sebepten hiç konuşmamak kötü. İşini engellememeli.
  • nhk ni youkosu  (24.02.24 22:14:43) 
@nhk ni youkosu

kız elemanın bir ilişkisi olduğunu biliyor zaten. ilginç bir durum. ben de bunu anlamıyorum zaten.
  • amerikanhasta  (24.02.24 22:29:52) 
Çocuğun sevgilisi o kız olabilir mi?


  • dissendium  (24.02.24 22:36:52) 
Anlattığınız haliyle haklısınız tabi ki.

Ama böyle durumlarda sizin durumunuzda olan kişilerin olayları olumsuz değerlendirme olasılığı da var. Çok somut bir şey söylememişsiniz, sadece kendi izleniminizi aktarmışsınız. Bu bahsettiğiniz adam önceden nasıldı, sonra ne yaptı da yakınlaşmaya çalıştığına kanaat getirdiniz, bunun sizin bu kişiye açılmanızdan kaynaklı endişelerinizle bir ilgisi var mı bilemiyoruz.

İnsanlara gidip birisi benim hoşlandığım kişiye, bunu bile bile yaklaşıp aklını çelmeye çalıştı buna bozulmakta haklı mıyım diye sorarsanız bunun cevabı evrensel denebilecek şekilde evet olur. Kimse aksini söylemez.
  • akhenaten  (24.02.24 22:43:10 ~ 22:44:25) 
Eleman ile kiz ayni is yerinde calisiyor. Sohbet edebilirler. Bir seylere gulebilirler. Yakin calisabilirler. Aralarinda bir sey olmayabilir. Ola da bilir. Life happens. Adamin yanlis yaptigi bir sey yok. Bu kisim seni hic ilgilendirmez.

Senin elemanla konusmaman, elemanla is yapmaman buyuk yanlis. Isyerinde takinilabilecek en cocukca tavir budur saniyorum.

Insanlarla yuzeysel sekilde konusmaya devam et, isini yap evine git.

Kiza acilmak icin yesil isik da yok saniyorum. Olsaydi bilirdin. Kahve icmeye davet edebilirsin. Hayir derse, usteleme tacize girer. HR dahil olabilir bu islere. Is yeri bu tur girisimler icin en kotu ortamdir.
  • thetruenorthstrongandfree  (24.02.24 22:48:31) 
Ilk yorum +1 iyi yapmissin. Kiza da elemana da siktir cek. Kiz isterse kendisi gelir sonra


  • floydian  (24.02.24 23:07:40) 
@dissendium

hayır tabi ki. elemanın kız arkadaşı farklı kişi. biliyorum.
  • amerikanhasta  (24.02.24 23:11:42) 
gidip çocuğa iş koy.


  • OgutucuRecep  (24.02.24 23:17:12) 
sevgilisi olduğu halde ve senin o kızdan hoşlandığını bildiği halde o kıza yürüyen çocuktan bir bok olmaz. iş harici iletişimi yok et bununla.

kız o çocuğun ilişkisi olduğunu bile bile ona yakınlaşıyorsa kızdan da bir bok olmaz.

ilgini belli ettin mi bilmiyorum. eğer ilgili belli ettiğin halde bu elemanla yakınlaşıyorsa unut gitsin zaten.
  • tabudeviren  (25.02.24 00:17:14) 
Kanka burda yapman gereken tek şey onu rakip olarak görmemen. Elbette rakipsiniz doğanın kanunu bu ama senin bunu ona hissettirmemen lazım kıza yürüsün kız sevgilisi olan birine yanaşacak kadar aptalsa zaten bi cacık olmaz. Cool davran zayıf olma


  • olaylar olaylar  (25.02.24 02:12:43) 
dissendium +1
eğer arkadaşın falan değilse ona ne?
bir de herif tam yağuşakmış. sevgilisi var, ama senin yürüdüğün kadına yürüyor. yağuşak.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (25.02.24 02:59:58) 
-iş arkadaşınıza durumu açıklamış olmanız hata.
-eleman kıza yürüyorken elemanı kenara çekip "birader sen ne iş?" demek yerine pasif agresif tavırlara girmeniz hata.
-bu tarz bir durumun işyerinde yapmanız gereken işleri etkilemesine izin vermeniz hata.

Elemanın yaptığı şey erkeklik koduna aykırı. Ama onun yaptığı onu bağlar. Sizin yapmanız gereken şey elemanla iş gereği girmeniz gereken iletişime girip iş harici muhatap almamak. Kızdan da hala hoşlanıyorsanız direkt kahve içmeye davet etmek. Anlattığınız kadarıyla büyük ihtimalle kız hayır diyecek, yine de denemeden belli olmaz.
  • pispinti  (25.02.24 12:49:21) 
ya abi haklısın ama stratejik olman gerekiyor.
heycan yapma ne kaybedebilirsin kafanda tart
git kızla konuş açık açık ben senden hoşlanıyorum, senden beklentim var, görüşelim yada ben umutlanmayim boşuna diye. tabi öyle pat diye söylenmez çok beklemeye de gelmez.
sana köstek olana gelirsek, aranı bozma onunla, o kızla konuşurken araya girip pat diye senin nişanlın sevgilin nasıl diye sor. sik at. sonra selam ver. o senden korksun. yanlış yapan o sen değilsin.
  • aloneinthedark  (27.02.24 10:50:16) 
* şirkette aşk ilişkisi ilk hata, eninde sonunda iş hayatını bozar
* kankanız olmayan birine kızdan hoşlandığınızı açıklamanız ikinci hata, kıza yazmasa bile şirkette rakip olmanız sebebiyle sizi komik duruma düşürebilecek bir koz vermişsiniz adama
* adamla selamı kesmeniz ve iş yapmamanız üçüncü hata, şahsi meselelerinizi iş hayatınıza yansıtmayın, yarın öbür gün siz haksız çıkarsınız.
* adamın sevgilisi olduğunu bildiği halde kız adama pas veriyorsa kız düşündüğünüz kız olmayabilir, ama bu konuda siz şu anki durumu yanlış yorumluyor olabilirsiniz, belki de sadece sosyal anlamda arkadaşlık yapıyorlar
* benim size tavsiyem her şeye temiz bir format atın. Adamla konuşmaya başlayın (kanka olmayın, normal iş konuşması), kadına iş harici yüz vermeyin. Bir ihtimal kadın bu değişim sonrasında sizden gelen ilginin kesilmesini yadırgayarak sizinle ilgilenmeye başlayacaktır. Böyle biri sizin istediğiniz biri midir, ona da siz karar verin.
  • SiyamkedisiZorro  (28.02.24 11:22:37) 
burda bi haklilik haksizlik durumu yok, bence. karsidaki eleman tarzi tipler her yerde ortamda bulunur; senin ondan daha girisken olman gereki bu tip durumlarda.

ama yukarda da yazilmis, don't shit where you eat. sirket icinde bu tip seylere cok gerek yok bence.
  • bay b  (28.02.24 11:38:11) 
[]

“Şiit yakışıklı” diye seslenen Müdür!

İşyerinde müdür dahil 5 kişiyiz. Bi yaşlı dayı var bir de ben varım erkek olarak. Diğerleri kadin çalışan. Çalıştığımız müdüre hanım iyi bi insan. Fakat arada böyle seslenir ama bana değil o yaşlı elemana şakayla takılıri. Yine bugün kendimi ise vermişken bu bizim müdür siiit yakışıklı diye seslenince söyle doğrulup baktım. Ama iş işten geçti. Yine bizim gevelek dayıya sesleniyormuş. Birimde diğer elemanlarda gözler bana döndü. Bende boşta kalmayım diye müdürüm Salı günü işim var da izin verir misiniz demek aklıma geldi.:(( Siz olsanız yer miydiniz bu izni yoksa boşa düştüğüm kabak gibi belli mi.




 
Gayet belli olmuştur da, olabilir boş bulunup bakabilirsiniz yani :D çok şey yapmasaymışsınız.

İşlerim üst üste değilse kullanırdım ben bir günü.
  • akhenaten  (23.02.24 14:10:42) 
olur böyle şeyler. takılma müdür.


  • sizofren06  (23.02.24 15:00:26) 
benim müdürüm şu kıza yürüsüne diyo swh bence takılmayın :)

bi tanesine yürüdüm. hezimet swh kılıç gibi kullanıyor haha
  • baldan kaymak  (23.02.24 15:41:43 ~ 15:42:26) 
Ben sakalı kesince.


  • sehpa fx350  (24.02.24 00:06:47) 
qweasdasdas abi olay çok garip değil mi :)
boş bulunup bakınca bir şey demek zorunda hissetmen garip geldi bana. yakısıklı diye üzerine alınabilirsin ne var bunda. o da düzgün seslenseymiş

  • benarrivo  (25.02.24 13:22:56) 
[]

Metroda sevişen çift

Arkadaşlar daha öyle bir olaya tanık olmadım fakat olsa nasıl bir tepki verirdiniz? Sevişmek derken seksten bahsediyorum.Yani çoğu kişi eminim polisi arardı böyle bir durum karşısında.Yani mesela dindar insanlar biraz açık giyinen insanlardan rahatsız olunca yobaz yaftasını yapıştırıp buranın özgür bir ülke olduğunu dileyenin istediği gibi giyinme hakkı olduğunu söyleriz.O zaman metroda seks yapan birinden de rahatsız olmamamız gerekir bu mantıkla.Düşüncelerinizi merak ettim toplumsal kurallar nasıl belirlenmeli sizce?




 
Toplumsal kurallar, ahlak kuralları, görgü kuralları bellidir. Ayrıca kamuya açık alanda ahlaksız hareketlerde bulunmak, teşhircilik suçtur. Son zamanlarda sosyal medyada sınırsızca hareket etmek gençlere "özgürlük" diye pompalanmaya başladı oysa toplum içinde öpüşmek, sarılmak ve teşhircilik seviyesinde giyinmek aynı zamanda suçtur.


  • doharkoman  (21.02.24 23:49:26) 
bana göre birbirini döven 2 insandan daha zararsız.
yapılmaması gerekir ama polisi aramam. kafamı çeviririm.

  • jelly bear  (21.02.24 23:55:26) 
doğru bulmuyorum ama buna tepki verip önleyen konumunda bulunmak istemem


  • paintov  (21.02.24 23:56:03) 
Ben tek görsem hiç bir şey demem. Umrumda bile olmaz. Ama annem çoluk çocuk varken görürsem uyarırım devam edilirse metrodan dışarı fırlatıp gidin evinizde ne yapıyorsanız yapın derdim


  • limonlu eksi  (21.02.24 23:59:50) 
Yanimda ya da onlari gorebilecek bir yerde cocuk varsa mudahale ederim.


  • brkylmz  (22.02.24 01:04:38) 
Yanımda ailem varsa ve ayan beyan umursamadan sevişiyorlarsa eğer it muamelesi yapar kaynar su dökerek ayırırım. (Madem farazi konuşuyoruz). Tek başımaysam eğer hem bu maymunluğa hem de bunları savunmaya çalışan tiplere maruz kalmamak için uzaklaşırım.


  • beyfendi  (22.02.24 04:35:46) 
Aslında burada 'okeye 3. olmak', doğrudan soyunup dahil olmaktan daha fazlası. Yahut azı(!).

Public olgusunda zaten çevreyi 'izleyici' yerine koymuş oluyor. Olay gorundugu gibi iki kisi arasinda gecmiyor yani.

Ayrica o iş orada kalamiyor. eksisozluk.com
Bir örnek. Onun muhakkak bir adim adim otesi ve onun da bir adim otesi var. Bu adimlar da ancak toplum tarafindan 'neme lazim' denilirse atilabiliyor.
  • WithWorth  (22.02.24 07:31:27) 
Topluma açık yerlerde seks yapmak cezai işleme tâbî bildiğim kadarıyla.


  • muhayyer divan  (22.02.24 09:19:11) 
Belli yaş aralığında çocukların, bu ilişkileri anlamlandıramayacağı için, görmesi de sakıncalı olabiliyor mesela, ben çocukları böyle şeylerden korumak isterdim, taciz olarak bile algılabilir çocuklar, hatta şiddet gibi (en basiti) Her şeyin yeri var, bağlamı var. Ben iş görüşmesine pijama ile gitmiyorum, siz gidiyor musunuz? Metro da sevişme yeri değildir, yolculuk yeridir. Çıkıp biri rahatsız olduğunu söylese, rahatsız olmaya hakkı var bence. Yobazlıkla etiketlemek de, Türkiye tarihini kendinden ayıramadığın ve olaylara şeffaf bakamadığında yapılabilecek en güzel kaçış yolu diye düşünüyorum.


  • damba  (22.02.24 11:25:31) 
ben şöyle düşünüyorum bu konuda ve bir çok konuda.

bir davranışı herkes aynı anda yaparsa nasıl karşılanır. hoş karşılanmazsa bir kişinin yapması da doğru değildir. ethics101.

burada da bin çift metroda sevişiyor olarak düşün. naparsın?
  • gabe h coud  (22.02.24 12:58:31) 
kamuya açık alanda çıplak gezilirse mesela, buna özgürlük demiyoruz, diyemeyiz ve tepkimizi belirtiriz. bir dindarın açık giyime laf etmesi kendi kişisel yargılarıyla alakalı ve yanlışken, teşhir derecesinde bir açıklık, çıplaklık varsa tüm toplumun huzurunu bozan bir durum olacağından yobazlık olarak değerlendirilemez tabii ki. özgürlükçü olmak her aşırılığa tamam demek değil, biraz kafanız karışmış sizin.


  • suyin  (22.02.24 13:43:26) 
Genç iseler ilk kaçamak heyecanına verir yolumu değiştiririm. Karışmam. Zira o yaşlardan biz de geçtik. Ha sokak ortasında sevişmedik tabi ki ama uygun ortam ev vs. bulmanın zorlukları malum. Ha alenen cinsel ilişkiye giriyorlarsa tabi farklı. O zaman ailem varsa kibarca uyarırım diye düşünüyorum.

Ama tek başımaysam çeviririm kafamı. Aşağılayacak hele hele gençliklerini çok kötü etkileyecek ifşa olayına ise asla girmem.
  • drako  (22.02.24 17:13:05 ~ 17:13:55) 
[]

hosteslikten istifa eder miydiniz?

diyelim ki henüz 20'li yaşlarınızın başındasınız ve hostessiniz, yaklaşık 3 yıldır bu mesleği yapıyorsunuz. ama işe giderken her gün çok stresli gidiyorsunuz ve ölene kadar bu mesleği yapamayacağınızı düşünüyorsunuz. fiziksel olarak güçlü olmanızı gerektirmesi bunun için en büyük sebep. işi bırakmak istiyorsunuz ama bırakırsanız hemen girebileceğiniz başka bir iş yok ve ömürlük iş bulmak istiyorsunuz, yani bir mesleğe yoğunlaşıp sonsuza kadar onu yapmak ve sektör değiştirmemek istiyorsunuz.

para konusunda çok sıkıntınız yok, aileden destek var. ama başka işleri denemek istiyorsanız istifa etmek zorundasınız çünkü diğer opsiyonları yapabilir miyim diye denemek için zamanınız ve haliniz yok. istifa ettikten sonra tek tek deneyebilirsiniz. opsiyonunuz da çok yok. istifa edeceğinizi söylediğinizde de çevrenizdekiler hazır bir işi bırakırsanız büyük aptallık yapacağınızı söylüyor.

bu söylediğim durumda olan bir arkadaşım, psikolojik olarak kendisini kötü hissediyor ve karar veremiyor. ben istifa etmesini söyledim ama başka fikirler de almasını istiyorum. sonradan pişman olmaktan korkuyor ve bulacağı başka bir işte daha fazla mutsuz olur muyum diye düşünüyor. ama her gün bu işi yapmaktan çok yorulduğunu ve psikolojik, fiziksel olarak çok yıprandığını söylüyor. bu arada dediğim gibi kendisi 20'li yaşların başında, iyi bir üni mezunu, yabancı dil vs. var. cevaplarınızı ona okutacağım. fikirleriniz için teşekkürler şimdiden.

 
türk hava yolları'nda çalışıyorsa "yere geçme" denen bir şey var diye biliyorum. belki hoşuna gidecek bir ofis işine geçebilir..


  • tabudeviren  (20.02.24 23:58:56) 
Ben bu işten sıkıldım, bırakayımda yani nasıl olsa bir iş bulurum düşüncesinde. Yeni iş konusundada yani kafasında oluşmuş bir şeyde yok. iyi üni mezunu, yabancı dil vs. ile asgari ücretle bir yere girince ayrıldığına çok pişman olacak bence.


  • Tina  (21.02.24 00:42:23) 
Benim arkadaşın eşi hostes. Bana iş hayatlarini anlatti; evet herkesin iş hayati kendine, çok daha zorlu ve kötü maaşlı işler var ama kolay bir iş kesinlikle değil ki içinde insan olan işlerin çoğu zor oluyor. O yüzden ben kişiyi anlıyorum.

Evet yer hizmetleri gibi şeylere gecmeyi deneyebilir misal. Yani şirkette kalıp bu taraftan uzaklasmak bir seçenek olabilir.

Onun dışında bence bir linkedin yapsin, hostes olup sonra başka iş yapanlar ne yapıyor diye baksın.
  • logisticsmanager  (21.02.24 01:24:54) 
parasiz da yaparim yeter ki seveyim diyorsa baska is bulur asgari masgari. yasi gencken vazgecsin bu isten yeni bir seye junior olarak baslayabilsin. sadece sunu anlamadim hangi alanda calisabilir baska? bunu belirleyip internetten ilan, irtibat bakmasi gerekir. cevresindeki insanlarin tepkisi cok siradan


  • ala09  (21.02.24 07:26:53) 
yere geçmek derken yer hizmetlerini (tgs)kastetmiyorum. tabi bu da olabilir ama thy'nin yerleskeleri var bir sürü. onlarda farklı alanlarda çalışma imkanı olabilir.


  • tabudeviren  (21.02.24 12:56:52) 
thy'de hostes ise ayda 50k kenara koyabiliyor olması lazım. 10 yıl çalışsa her ay 50k yatırım yapsa çok deli parası olur 10 yıl sonunda hiçbir iş yapmasına bile gerek kalmaz.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (21.02.24 13:29:55) 
@ala09 normalde ingilizce öğretmenliği mezunu. öğretmenliğe sıcak bakıyor.
@arbre sorun şu ki çalışırken başka bir işe girmek zor onun için. iş bulmak için zamana ihtiyacı var onu da çalışırken yapamadığını söylüyor. ancak istifa ettikten sonra gerekli zamanı ve gücü bulabilirim diyor.

  • cenkay burker  (21.02.24 15:07:06) 
Ben istifa etmezdim de iş arama kısmı o kadar zor bir şey değil. İngilizcesi iyiyse speaking öğretmeni olarak okullarda çalışabiliyorlar bildiğim kadarıyla. Yanlış yönlendirmeyeyim. Ayrıntıları kesinlikle araştırın. Aynı şekilde İngilizcesi iyiyse şirketlerin dış ticaret departmanları için açılan ilanlara başvurmak, email olarak CV atmak çok zaman almayacak bir şey. Bence vitesi artırıp yurt dışına gitsin. THY'de hostes olduysa ABD'de hostes olmaya çalışsın.


  • dissendium  (21.02.24 18:04:55) 
yani yapmak istediği iş daha stresli ve daha az kazandıracak bir şey çıkabilir, tam tersi de olabilir. thy hostesi ise devam etsin değilse bıraksın derim.


  • basond  (24.02.24 22:50:22) 
[]

arkadaslik ile ilgili bir soru

yillar once internations'da tanisip date'e ciktigim biri vardi (ben kadin o erkek). olmayinca arkadas olduk ama arada ince bir flort hissediyorum bazen. ben onu onun tanimadigi arkadas ortamlarima sokuyorum. ve gecen gun ogrendimki benim cok yakindan tanidigim ve pek aramin iyi olmadigi biriyle birkac kere bulusmus. buna birsey demedim, bildigimi belli etmedim ama azicik icerledim.

son olarak da onu farkli bir ortama soktum (dogumgunum), birden herkesin numarasini almaya basladi. bana biraz tuhaf geldi bu hareket. ben boyle durumlarda bulunuyorum fakat kimse ile numara paylasacak kadar samimi olmuyorum.

acaba her ortama internations muamelesi mi yapiyor? siz nasil yapiyorsunuz?

 
“ekmeğinin peşinde” standart bir erkek profili gibi göründü bana eldeki verilerle. sevgili olmadığınıza göre sorun yok.


  • orient blue  (20.02.24 08:32:11) 
Ben olsam pek ortamlara sokmam bu elemanı.

İnternation etkinliklerinde numara istemek falan okay. Herkes oraya yeni birleriyle tanışmaya geliyor, zaten tek amaç yeni insanlarla tanışmak.
Ama sizin onu çağırdığınız bir arkadaş buluşmasında herkesle tanışmaya, numaralaşmaya çalışması pek hoş değil. Sizin doğum gününüz herkesin yeni birileriyle tanışmayı amaçlayarak geldikleri bir event değil sonuçta, kapalı bir grup.
Ben bu elemanı pek olgun ve yol yordam bilen biri gibi bulmadım. Bence sınır koyun.
  • zimbirik  (20.02.24 13:10:46) 
Arkadaş olarak görüyorsan sorun etmemen lazım senle olmadı diye diğerleriyle neden görüşmesin ki. Çatır çutur numara da alır date de çıkar ama burda mesele sana değil de başkalarına yazması


  • olaylar olaylar  (20.02.24 13:18:02) 
ekmeğinin peşinde +1


  • benarrivo  (20.02.24 19:57:54) 
[]

Böyle bir durumda bozulur muydunuz?

Diyelim ki evlendiniz. Düğünde hatırı sayılır miktarda altın takıldı. altın fiyatlarının yükselmesiyle beraber de iyice değerlendi. sürekli çift olarak yatırım yapma gereğini konuşuyorsunuz. ne eviniz ne şirket aracı haricinde kendi arabanız var. aylık geliriniz de iyi seviyede. yarın öbür gün kredi çekseniz sorunsuzca ödeyebilme imkanınız da var.

ama eşiniz altınların kendisinin olduğunu söyleyip asla ortak bir yatırım yapılması ve belki ev alınması için dahi vermiyor. sonuçta siz bir ailesiniz bir şey yapılacaksa birlikte yapılacak. ama kadın tarafı sürekli altınları hariç tutup erkeğin kendi imkanlarıyla yatırım yapması gerektiğini iddia ediyor. ayrıca doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi özel günlerde de sürekli olarak altın ziynet talep ediyor.

siz erkek olarak buna bozulur muydunuz? eşinizin size güvenmediğini ya da yarın öbür gün ayrılma ihtimalini gözettiğini düşünür müydünüz? yoksa tamamen bu erkeğin görevi, çalışsın kendisi alsın der miydiniz?

 
Güvene dayalı ilişki ve aile üzerine bir ton beylik laf edilir, hem ağızdan kolay çıkar hem kulağa hoş gelir ama evlilikler artık çok kolay bitebiliyor. Ev almak yatırım yapmak gibi büyük sorumlulukların altına evlenmiş dahi olsam her yönüyle uzun yıllar tanımadığım biriyle girmezdim. Sizin örnekte kadının ayrılık ihtimalini düşünerek böyle davrandığından çok emin değilim. Hem özel günlerde altın talep edip hem de ayrılık ihtimalini gözeterek kendini güvenceye alması pek örtüşmüyor. Gerçi ev alma imkanı varken altınları vermeyip iyi bir varsayımla kötü günlere saklıyor desek yine örtüşmüyor.

Anlattığınız olayda bence bir eksik var çünkü kadına hak verecek bir seçenek zorladak da çıkmıyor :)
  • beyfendi  (16.02.24 08:10:33) 
yani bu kadın evlenmeden önce de böyledir. o zaman fark etmediniz mi gerçekten?

böyle bir kadını sizin fikirlerinize ikna etmek imkansızdır diyeyim size.

güvenip güvenmemeyle alakalı değil aileden öyle görmüş ve karakter olarak art niyetli olduğunu düşündüm.
  • Hallegadola  (16.02.24 08:59:35 ~ 09:00:23) 
Eşiniz çalışıyor mu? Eğer çalışmıyorsa bu altınları belirsiz bir gelecekte karşılaşacağı problemlerde kullanabileceği bir teminat olarak görüyor olabilir. Bu size güvenmediğini göstermez. Davranış ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır ancak ekonomik bağımsızlığı olmayan insanın böyle refleksler göstermesi anlaşılabilir. Siz bunu bir problem olarak görmüyor ve ev alınmasını elzem görüyorsanız evi eşinizin üstüne yapmayı deneyebilirsiniz belki bu şekilde daha kolay çözülür.

Eğer eşiniz çalışıyorsa yaptığı bence de çok anlamsız olmuş.
  • akhenaten  (16.02.24 09:15:55) 
ben böyle biriyle evlenmezdim. diyelim evlendim boşanırım direkt.
böyle bencillik olmaz. evlilikte her şey ortaktır. ev arkadaşı almıyorsunuz hayat arkadaşı alıyorsunuz

  • jelly bear  (16.02.24 09:21:54) 
Böyle evlilik olmaz. O zaman herkes kendi kazandığı parayı yesin eve de ona göre masraf yapsın.
Türk adalet sistemine göre düğünde takılan takılar gelinindir diyorlar orası doğru ama evlendiğin kişiyle ortak bir yatırım yapılmayacaksa neden evlenilmiş ki.

  • bigcaptain  (16.02.24 09:22:49) 
@akhenaten konu kişi ben değilim:) arkadaşlarımdan gözlemlediğim bir durum. iki taraf da çalışıyor ve iyi sayılacak bir gelirleri var. o konuda bir sıkıntı yok.


  • wild honey suckle  (16.02.24 09:26:13) 
Doğum gününde altın istemek kabul edilemez bir şey. Geleceği olmayan bir evlilik. En kısa sürede bitirilmeli.


  • dissendium  (16.02.24 09:28:02) 
kendi geliri olsa bile türkiye'de bu şekilde davranan bir kadını kınamam ama birlikte de olmam, kaldı ki evlilik...

ilişkinin dinamiğine, içinde yetişilen ve yaşanmakta olan topluma göre bu normal olarak görülebilir. kimi yerlerde altınlara kızı geçtim gelinin ya da damadın ailesi çöküyor direkt. hatta daha da absürt durumları çevrenizde yoksa bile kadın forumlarında falan görebilirsiniz. evliliğin kimileri için evden, aileden kaçmanın tek yolu olduğu kimileri için de masrafları paylaşmak için yapıldığı bir ortamda bunlar yaşanmaması mümkün değil zaten.

ekşide vs kolay kolay birinin gelip de bu normaldir ya demesini beklemeyiz ama ülkenin belki yarısından fazlası için bu olağan bir durum bu özetle.
  • kanatlı kontun müşfik öpücüğü  (16.02.24 09:37:16) 
Kadın evlendiğinde çok altın takılacagını biliyordu ve bunları nakite dönmek için bir erkek lazımdı ve sanırım bulmuş.

Erkek kişisi kadına bazı imalarda bulunsa ve iş ciddileşse muhtemelen erkek bir de suçlu olacak ve erkeğin aslında parayı saçma işler için harcayacagını kendisinin önlem aldıgını falan iddia edip üste bile çıkma olasılığı var.

ayrıl demem de böyle de evlilik olmaz deme hakkım var.
  • liberal  (16.02.24 09:48:55) 
Kadın tarafı Maddi güvenliğini aşırı önemsiyor olabilir, kültürü sebebiyle altın seviyor olabilir, sevgi dili hediye almak olabilir. Bunları konuşabilmek gerekiyor. Adam Nasıl hissettiğini söyleyip onun nasıl hissettiğini sorarak istediğini bilgilere ulaşabilir fakat bunu yaparken yargıda bulunmamak kaydı ile. Maddiyat önemli bir eşik ilişkilerde, aşmak ilişkiyi farklı yerlere taşıyacaktır


  • hasmetizm 2046  (16.02.24 09:58:24) 
Bu kadınla tanışıp da anlaşabilen adama niye bu düşünce garip geliyor ki ben buna şaşırdım mesela. Ülkemizde böyle düşünen geleneksel bir kesim var. Kendilerini çağa adapte etmek gibi bir dertleri de yok üstelik. Siz değişir mi sandınız?


  • ruhen hastayim ben  (16.02.24 09:58:53 ~ 10:03:16) 
ruhen+1 bu sonradan belli olacak bir seye benzemiyor ustelik hem taki miktari cok hem gelirleri iyi diyorsunuz. yani uzerine konusulasi bir para soz konusu. dogum gununde ziynet istegi ayri tutuyorum bu konudan, dugunde takilan takilar ortak olmali. evlilikten sonra elde edilen mal varligi sayilir sadece noterde onaylatmiyorsunuz. evlilik akdine uymuyor paylasimsizlik. ama insanlar cok eslilik, paylasimli, donusumlu iliskiler yasadigi icin norma gore degisir bize ters gelse de. hangi koyden bulduysa muhtemelen bunlar onceden bilinen seylerdir. sonradan alinmaca gucenmece olmaz.


  • ala09  (16.02.24 10:04:14) 
Benzer durumda bir çift arkadaşım var. kız asla altınları vermiyor araba almak için. 2 senedir ikna olmadı. 2 sene önce arabayı almış olsalar hem arabaları olacaktı hem de muazzam değerlenmiş olacaktı paraları.

kocakarı kafası işte altın yatırımı yapıyor aklınca. sorsan egeli modern çağdaş kız üstelik. bu arada kız çalışmıyor. üstteki arkadaşın dediği gibi ilerisi için sigorta gibi görüyor olabilir altınları. zira 2 kere çok ciddi boşanma eşiğine geldiler sudan sebeplerden.
  • yazar yazmaz yazan yazar  (16.02.24 10:18:30) 
gelenek yasa masa bi şeyler var evet de ben şeyi anlamıyorum, kız tek başına olsa altın gelecek mi? hayır. evlendiği için altın geliyor ve bunda doğal olarak erkeğin de hakkı olmalı bence. ortak sayılmalı. ortak da yatırım yapılabilmeli veya ortak hesapta kasada bir yerde durmalı. "altın gelinindir" kafası modern, çalışan, kendine/eşine saygısı olan insanın zihniyeti olamaz. ha ama burada da bu kadın muhtemelen hep böyleydi, birden gelenekçi olmamıştır, adam bile bile evlenmiş ve durumları da iyiymiş, boşuna ağlamasını anlamadım. herkes aynı düşünecek diye bir şey yok. onlar için okeyse okeydir, dışardakilere dut yemek düşer. benim başıma gelse zaten paylaşırım da erkek tarafında böyle şeyler görürsem boşarım.


  • nic cage  (16.02.24 10:24:25 ~ 10:25:30) 
"ayrıca doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi özel günlerde de sürekli olarak altın ziynet talep ediyor."

bu ne yaa kadın erkeği temettüye bağlamış :D
çok rahatsız edici bi durum. kadın çalışmasa hadi neyse de çalışıyormuş. böyle bakan biriyle evli olmak acayip bir duygu. düşman başına.
  • tabudeviren  (16.02.24 11:14:41) 
Kadinda bir guvensizlik yaratmis demek ki kocasi. Ben oyle dusundum. Kendini garantiye almis belli ki. Sorun yok bence normal.

Dugunde takilan altinlar geline ait diye bir sey yok mu yasada da zaten? Yoksa da, karisinin altinina goz dikmesin kimse ya... bana cig geliyor bu davranis.

Eve giren diger maastan yardim istenebilir ama dugunde takilan altin kadinin guvencesi olarak kenarda kalsin zaten.
  • Kittie  (16.02.24 12:02:57) 
Dügünde takılanlar nasıl kadının oluyor onu anlamadım, muhtemelen dügünde takılanların çogu erkek tarafı tarafından takılmış, kadın tarafının akrabaları gelinin annesine düğün takılarını vermiş olma ihtimali çok fazla.

Bu duruma benzer bir tanıdık vardı çok yakın akrabam, kız böyle çiglikler yaptı ve şu an ayrıldılar. Ha kadın sonra pişman oldu ama iş işten geçti.
  • liberal  (16.02.24 14:25:29) 
Bozulurum tabi ki nasıl bozulmam? Böyle saçma bir düşünce mi olur? Hukuken takılan altınlar kadınındır ama bunu daha şu aşamada düşünüyorsa eşiniz -ki bana göre eş olamamış kendisi- ayrılmak için demek ki bahane arıyor.

Yerinizde olsam kesinlikle hiçbir ev-araba olarak hiçbir yatırım yapmam. Zira iş boşanmaya gelince eşiniz altınlarını da alıp gidecek ve yaptığınız yatırımların da yarısını isteyecek. Eşiniz de biliyor ki altınları verip ev-araba alsa bu sefer altınları isteyemeyecek. O yüzden ben altınları tutayım diyor sanırım. Üstüne de maddi-manevi tazminat ile sizin yaklaşık 10 yılınıza ipotek koyacak. Ben de herhalde kendisinden gizli yatırım yapardım. Yani illegal yola girerdim. Zira eşinizle en ufak bir tartışmada yani eşinizin istemediği bir şeyi zorladığınızda eşiniz basıp gidecek. Siz de ona göre kendinizi hazırlayın. Eşiniz kendisini buna hazırlamış zira.

Ben olsam koşarak uzaklaşırım valla. Ben yazarken sinirlendim.
  • drako  (16.02.24 14:47:58 ~ 14:56:34) 
evlilik demek hayat arkadaşlığı demek değil mi? en azından benim için böyle. bu durumda olmak istemezdim. çünkü kafamda direkt boşanmayhı düşünüyor. boşandığımız zaman altınlar ve alacağımız ev-arabayı isteyecek diye düşünürdüm. aranızda sevgi varsa mutlaka bunu konuşup halletmenizi dilerim


  • jepa  (16.02.24 17:00:56) 
bu anlattıkların kabul edilebilir şeyler değil bence.


  • basond  (16.02.24 22:32:52) 
Bozulmayı bırak boşanırdım, güven olmayan evlilik yürümez, 5 yıllık evliyim.


  • mirty  (17.02.24 00:45:44) 
tipik türk kadını: türk geleneklerinde kadına tanınan avantajları da kullanayım, modernizmin getirdiği avantajları da kullanayım. hep bana hep bana. geleneksel olarak erkeğe tanına avantajları feminizm sayesinde eleştireyim, modernizmin erkeğe sağladıgı avantajları ise erkeği utandırarak yok edeyim.

geleneksel olarak türk aile yapısında erkeğin malı ailenindir, kadının malı kadınındır. düğünde takılan altınlar da kadınındır. dolayısıyla kocasına vermek istemez. koca çalısıp eve para getirir, ev alınacaksa, yatırım yapılacaksa koca yapar.

kocasına altın veren kadınlar sonrasında pişman olur. erkek altınları tamamlayacağım der ama tamamlamaz.

bu örnekteki aile modernizm ile gelenek arasında sıkışıp kalan tipik bir türk ailesi olmuş.
  • abelardo  (17.02.24 04:16:02) 
ben boşanıyorum, şu an eski eşim yaptığı tüm korkunç şeylere rağmen kötü durumda olsa ve yatırım olarak benden bir şeyler istese verirdim sanırım. ama konu duygusal durumlara gelince ben bayağı aptallaşıyorum, kadın akıllıymış, aferin. kimse de böyle kadınla evlenilir mi falan demesin. hikayenin sonunda bu tip kadınlar kazanıyor.


  • deartheodosia  (17.02.24 22:21:52) 
oturur konusurdum, "ev alalim, araba alalim, altınların hepsini degil bir kismini bozudrabiliriz bunlar icin" diye, niyet okumaya gerek yok. hepsini harcamamak her zaman daha mantikli. altin ortalama bir ailenin yapilabilecegi en uygun yatirim.


  • rallied  (18.02.24 10:55:48) 
bu evliliğe devam eden erkek tarafının acilen psikiyatr ile konuşması gerektiğini düşünüyorum.


  • andlee  (19.02.24 23:01:47) 
şimdi önermeleri alt alta sıralayalım

modern ve bir takım konuyla alakasız sıfatlara sahip kadınlar, altınları paylaşır
medeni kanun isviçre medeni kanunundan mülhemdir, moderndir
medeni kanunda altınlar kadınındır
o halde medeni kanun ve avrupa* modern değildir?!
modernlik algın baştan sona hatalı olamaz tabii

modern nedir ve neden iyidiri konuşmuyoruz bile

burada ayıplayan bir üslupla ve görev bilinciyle tutarlı olsun olmasın normatif değerler iddia etmek, beylik lafları sıralayıp bir şeyler iddia etmekle de bu kaideler değişmez. çünkü karşınızdaki örf 10bin yıllık :D

şimdi ali koçun karısı çalışmıyor. aileden zengin. üstüne koca parası yiyor. modern değil mi.
tam da orta sınıfı paralize edip birer işçi kılmak için uydurulan masallar.

o altınlar kadının güvencesi. basbayağı öyle. mesela erkek de kanuna göre evin reisi değil 20 küsür yıldır. ama kadının sigortası halen erkek üzerinden devam ediyor. yani reisi :D

bazı kadınlar, diğer kadınlara taş ocağı mahkumu gözüyle bakıyor. ben çalışıyorum bunca eziyeti çekiyorum o neden çalışmıyor da güvencesine sığınıyor, ayıplayayım da yapamasın kafasındalar.

bazı erkekler de, yine ben o kadar çalışıyorum enayi miyim hazır günümüzde bunları konuşmak mümkünken kendi yükümün yarısına kadarını kadına yükleyeyim de rahat edeyim kafasındalar.

kadınları rahat bırakın
  • lambırcek  (20.02.24 02:37:55 ~ 08:24:18) 
[]

Flört ederken karşıdakini kopyalamak

İkidir başıma geliyor. Özellikle mesajlasirken kullandığım kelimeleri, hitap şekillerini ya da anksiyetemi azaltmak için kullandığım taktikleri birebir kopyalayan insanlara denk geliyorum. Beni bir tık rahatsız ediyor. Bu kopya davranışların nedeni nedir? Sizin de başınıza geliyor mu?




 
"anksiyetemi azaltmak için kullandığım taktikleri " hariç evet.

sorun görmüyorum. birbirine karışmış oluyorsun, karışım oluyorsun. iki taraflı oluyor. sorun görmüyorum.
  • tabudeviren  (15.02.24 23:51:57) 
Çabuk benimseyenlerde olur, genellikle de kendilerinde olmayanlara denk gelince bunları kişiliklerine katmak için bir işaret olarak görürler. "Kopyalamak" diye tanımlarsanız tabii rahatsız olursunuz, "örnek alıyor" deyin, gülümsersiniz.


  • zaman ilac degil insanlar unutkan  (16.02.24 01:05:17) 
İş hayatı bunlarla dolu, akşama kadar bahis sitelerinden çıkmayanlar sizden yıllar içinde ögrendiklerinizi içinde belirli kelimeleri çekip ortamlarda kendileri konuya hakimmiş gibi davranır.


  • liberal  (16.02.24 09:50:23) 
[]

İşyerinde evli olanların çarpık ilişkileri

2 evli ve çocuklu bireyin aynı ekip içinde ilişki yaşadığını farkediyorsunuz
Bu durum sizi rahatsız eder mi? Beni ilgilendirmez işime bakarım mı dersiniz?



 
İlgilendirmez aslında ama tüm kadınların ve birkaç meriçin, sağlam bir dedikodu çıktığı için kutlama yapacakları da bir gerçek. Rahatsızlık duygusu da kişinin kendisi ile ilgilidir. Kimse başkasının duygusundan sorumlu değildir.


  • hasmetizm 2046  (15.02.24 07:55:37) 
Iki çocuklu evli biri başkasıyla ilişki yaşıyorsa ve eşinin haberi yoksa eşini aldatıyordur. Yani her gün aynı eve girdiği, ayni yatagı paylaştığı insanı kandırıyordur. Ama büyük kandırma yani, öyle at yarışına gitmek falan değil, yuva yıkan cinsten. Bir süre beklerim ama baktım boşanma da yok, "karısını aldatan bize ne yapar..." diye düşünürüm. Zira ekibimde güvenilmez insan istemem. Haliyle rahatsız olurum. Doğal.


  • prole  (15.02.24 08:43:46) 
Bizim okulda da benzer ilişkiler zaman zaman oldu/oluyor. Ben ailelerine ulaşmayı, ifşa etmeyi falan düşünmem üzerime vazife değil ama o kişilere karşı ister istemez bir güvensizlik duyup rahatsız oluyorum.


  • ruhen hastayim ben  (15.02.24 09:41:05) 
Çok rahatsız eder. İş yerinde evli insanların cıvık cıvık iletişim kurmasından da rahatsızım. Eşinin yanında o şekilde davranmıyorsa eşi yanında değilken de öyle davranmamalı.
Bunu normalleştiremeyiz.

  • Gradient_tabanlı_mor  (15.02.24 10:03:47) 
Ben rahatsız olamıyorum açıkçası. İnsanlar sürekli birilerini aldatıyor zaten. Beklentimi baya düşürdüm, kendi çevremin içine kapandım böyle mutluyum.

Fikrimi alırlarsa uygun bulmadığımı söylerim, ama niye fikrimi alsınlar? Eşlerinden biri şirkete gelir de olayı anlamaya çalıştığını hissettirirse ipuçlarını görmesine yardımcı olurum.

Ama durduk yere bir şey yapmam, gözüme de batmaz. Bana ne? Benle ilişki yaşamıyorlar ki? Benim hayatımı etkileyen en ufak bir yönü yok.
  • akhenaten  (15.02.24 11:21:33) 
İki kişinin rızasının olduğu herhangi bir şey beni ilgilendirmez ama eşini aldatan kişiye güvenmeyeceğim için arkadaş da olmam.


  • jazzabel  (15.02.24 11:28:04) 
rahatsız eder. aldatmasına da gerek yok,
"İş yerinde evli insanların cıvık cıvık iletişim kurması" +1

cinsiyet yazmamışsınız ama kesin erkektir.
bi çakma hesap ile eşine durumu iletirim. mümkünse görsel de temin ederim..
  • tabudeviren  (15.02.24 17:40:21) 
Eşe durumu bildiririm. +1

Şahısla da aynı ekipte olmak istemem. Eşini aldatan ekip arkadaşına ne yapmaz.
  • Mirket  (16.02.24 17:05:52) 
Hic isim olmaz. Bu tip seyleri takip edip mudahil olacak kadar para almiyorum. Calistigim yer de asiri kurumsal, insanlari ozel hayatina gore degerlendirmeye yer yok. Saat 17:00'da koridorda koridorda asansor bekleyen bir calisanim. Diger elemanlarin dramasini kendime ek yuk olarak almak gibi bir istegim yok. Is arkadaslarimdan tek beklentim islerini duzgun ve cabuk yapmalari ve benim isimi aksatmamalari.

Eslerine falan ulasmam zaten elbette ki eslerini tanimiyorum. Altimdaki ekipten de boyle bir mudahale yapan olursa otomatik kovulur.
  • hot potato  (16.02.24 21:47:23 ~ 21:58:37) 
Beni ilgilendirmez. Isime bakarim.


  • abelardo  (17.02.24 04:19:23) 
[]

Bir arkadaslik sorunsali

Eski bir arkadasim bana durduk yere sevgilimi sorup sonra da ondan cacik olmaz insallah iyi birini bulursun gibi bisey yazmis. Bir kisiye bu konudaki gorusunu sormadan boyle bir yorum yapmasini nasil karsiliyorsunuz?




 
gevezelik yapan, boşboğaz, iyi niyetli olmayan biri diye düşünürüm


  • grimavi  (15.02.24 02:35:31) 
arkadaşlığımıza bağlı. samimi bir arkadaşım böyle dese farklı, tanıdık düzeyinde kalmış bir arkadaş dese farklı olurdu etkisi. herkes her şey hakkında yorum yapabilir, herkes özgürdür, önemli olan bu yorumun kıymet verilen bir insandan çıkıp çıkmadığı.


  • kesmekes laleler  (15.02.24 04:29:45) 
Belki başka biri ile görmüş ve ağzını aramıştır. Bkz. Şüphe tohumları


  • hasmetizm 2046  (15.02.24 07:48:19) 
Bu lafı bana sadece ablam, kız kardeşim diyebilir. Gerisi hadsizlik.


  • ruhen hastayim ben  (15.02.24 12:40:46) 
hasmetizm 2046 +1


  • noxie  (15.02.24 16:08:32) 
[]

ilahi komedya

merhaba,

yillar once (2014 civari ve muhtemelen baska bir nick ile) buradan bir duyurucuya oglak yayinlarinin 3 cilttlik ilahi komedya'sini gondermistim.
o arkadas hala buralarda mi? (kendi nickimi hatirlamiyorum, onunkini hatirlamami beklemeyin lutfen.)

neyse, buralardaysan umarim begenmissindir. gecen de tekrar okumak istedim, bulamayinca bir aydinlanma ani yasadim ve oyle aklima geldi.

sevgiler.

 
[]

selam duyuru ahalisi, naber?

bugun nasilsiniz? her sey yolunda mi?
icinizi dokme ihtiyaciniz varsa, anlatin da dinleyelim.



 
Ahaha :D oltaya getirip bizi uçurtacak mısın? Yine de formata uyması için cevap vereyim: başım ağrıyor sabahtan beri.


  • prole  (14.02.24 15:09:09) 
neden ki, bu dertlesme duyurularini da mi yasakladilar?
o yuzden mi duyurunun helvasini yiyoruz?

  • 111111  (14.02.24 15:21:32) 
Çalışıyorum. Bir insanın işine aşık olması çok güzel bir duygu. İşimle sevgililer gününü kutluyoruz :))


  • rock n roll  (14.02.24 15:26:33) 
idare eder. iş 9,5/10. özel hayat 2/10.


  • gabe h coud  (14.02.24 17:23:43) 
@rock n roll, ne mutlu sana! ne is yaptigini merak etmedim desem yalan olur.

@gabe h coud, eh yine ortalama o kadar fena degil gibi :/
  • 111111  (14.02.24 17:38:05) 
İyidir senden naber nasıl hayat


  • basond  (14.02.24 19:08:03) 
Diyafram ağrım fena bugün de. Neden meydana geldiğini bilmiyorum maalesef. Yok mu bir doktor?


  • simderun  (14.02.24 19:22:38) 
Yorgunum, işim çok yoğun ve yorucu geçiyor. Kendimi yetersiz hissediyorum. Tatile ihtiyacım var. Sen nasılsın?


  • Amaranta ursula  (14.02.24 19:28:13) 
Kötü. Icimi dokememe sorunum var. yine de tskkrlr, svglr


  • nic cage  (14.02.24 22:01:49) 
Yorganı kafama çekip öylece yatmak istiyorum. İş ev umrumda değil bu ara ama mecburiyetten rutine devam.


  • brnbrs  (14.02.24 22:37:20) 
bi şey olduğu yok. bugün ofis günüydü. yatmadan öyle bi duyuruya bakayım dedim.


  • datnet  (15.02.24 00:11:17) 
Şimdilik müthiş.

Kafam güzel. Viyana'dayım. Sabah 6 kalkacağım. 7.11'de Prag trenim var. Bir aksilik çıkmazsa - çıkmacağına inanıyorum - Prag'a gittiğimde daha müthiş olacak.
  • put it in your appropriate place  (15.02.24 00:12:09) 
tesekkur ederim, iyiyim ben de. haftaya dolomites'e kayaga gidecegim ama tek sorun kayak yapmayi henuz bilmemem. heyecanliyim.
bugun 9.30dan 19.00a kadar toplantilarim var pes pese, bugunu cikarirsam kayagi da halledebilecegime inaniyorum :D

@simderun, gecmis olsun, ihmal etme onu, git bi doktora hemen.

@brnbrs, gecen haftasonu yaptim onu, yorgandan kafami cikarmadan yattim resmen. arada lazim. umarim vaktin olur yapmaya.

@put it in your appropriate place, oo supermis, iyi gezmeler.
  • 111111  (15.02.24 11:24:57) 
@111111 Çok teşekkür ederim. Evet, doktor yolu göründü.


  • simderun  (15.02.24 18:29:46) 
3-4 yıldır hiç girmemişim duyuruya. kendi çapımda nostalji yaşıyorum :)


  • blueprints and cigarettes  (15.02.24 20:37:09) 
[]

utancımdan eridim ne demek?

küfür mü ediyo bana ne demek bu swh çok yoruldum algılayamıyorum :d gözümü kapatan şempanze emojisi koymuş sonuna da




 
Cok utandim diyor galiba


  • brkylmz  (13.02.24 01:20:34) 
İltifat falan ettiyseniz bu mesajı atan kişi de kadın ise teşekkür maksadıyla yazmıştır.


  • ulukayin  (13.02.24 06:11:49) 
[]

Birinden Vazgeçme Eşiği

Selam, ekşide başlığını görüyorum ve merak ettim birinden sizin vazgeçme eşiğiniz nedir?




 
Bir keresinde artık bıkkınlıkla "ne yaparsan yap" kafasına girmiştim. Sonra aydınlanma geldi, gerçekten de ne yaparsa yapsın umrumda olmadığını fark ettim. İşte o an vazgeçtim desem yalan olur çünkü bir şeyden vazgeçmiş gibi de gelmiyordu. :D değişik bir his.

Kolay ve acısız görünüyor ama zor da bir şey aslında. "Bu geçen zaman niye geçti o zaman şimdi" diyorsunuz. Pandemideki 2 yılım şimdi nerde psikolojisi gibi.
  • akhenaten  (13.02.24 00:58:06) 
benim şöyle uyguladığım bir mottom var

You must find courage to leave the table, if respect is no longer being served

illa kanlı bıçaklı olmaya gerek yok fakat artık insani olarak saygı görmeme eşiğindeysen, görmezden geliniyor iletişimsizlik duvarı örüldüyse masadan ayrıl :)
  • grimavi  (13.02.24 01:25:22) 
[]

sevgililer günü için fikirlerinize ihtiyacım var

henüz çok tanımıyorum ama heyecanlıyız :) ben bir çiçek kesin almak istiyorum.

abartı olmasını istemiyorum zaten ayarım yok :) hemüz 2. buluşma

sizce ne yapsam? yani güzel hissetmesini istiyorum :)

 
abartı olmasın deyip içindeki heyecanla abartmaya da müsait duruyorsun :)

bence de abartma, nergis çiçeği mevsimi, 4-5 demet nergisten orta boy bi buket yaptır yeter

pbs.twimg.com

sen buna 2-3 demet daha nergis eklet
  • grimavi  (12.02.24 05:47:29) 
Cicek alinir. Beraber sinemaya, yemege vs gidilebilir. Fazlasi abarti.


  • nic cage  (12.02.24 12:21:48) 
Sevgili olmamıştınız en son. Şu aşamada abartılı olur. Noluyoruz diyebilir. Çiçek yeter.


  • dissendium  (12.02.24 12:57:11) 
[]

Yeni insanlarla nerede tanisiyorsunuz?

+30 icin soruyorum.
Hem normal arkadas hem sevgili olarak cevaplarsaniz sevinirim.

Cevremi degistirmek istedigimi fark ettim yani aliiskanlik icabi devam ettiriyormusum ben arkadasliklarimi. Ama onlari hayatimdan cikarirsam hic hic kimsem kalmayacak. Simdi en azindan paylasimim az da olsa bi yerlere gidebildigim insanlar var.
Artik olmaz mi yeni cevre?

Ve ozellikle sevgililik icin 35 yas kadinlarda mesela bu isler icin artik cok mu gec?

 
Tanışılmıyo valla. İş değiştirince anca.


  • invictae  (11.02.24 23:12:50) 
twitter

burası daha ifade odaklı bir mecra olduğu için kafa dengi insanlar bulmak kolay
  • grimavi  (11.02.24 23:23:09) 
Büyük şehirde olsam full aktivitelerle tanışırdım küçük yerlerde zor oluyor, atıyorum bi treking grubu, dans kursu, veya daha spesifik kurslar ilgi alanlarınıza göre en temizi böyle


  • olaylar olaylar  (11.02.24 23:46:07) 
sözlük

gymde, koşu ve dans klüpleri gibi organizasyonlarında tanışanlar da oluyor.
  • gabe h coud  (11.02.24 23:46:21 ~ 23:47:23) 
bende aynı sorunu yaşıyorum :) yaşıyordum bence kısmet bu sorunun yanıtı. nereden çıkacak hiç bilinmez
arkadaş çevrenizi kullanın

  • baldan kaymak  (12.02.24 00:56:41) 
Kendi ilgi alanlarinizi kesfedin, kluplere kurslara katilin. Bu klasik. Bumble'in friend secenegi var, oradan arkadas edinebilirsiniz (dating olayindan apayri, hic ona girmeden). Bir de yalniz turlara katilin, yurtici yurtdisi aktif (bisikletle x gunluk x yeri gezme, x gunluk x yeri yuruyus ile gezme), genclere yonelik, ailelerin ve yaslilarin olmadigi turlar var, cok guzel insanlarla tanisabilirsiniz.


  • kassiopeia  (12.02.24 01:12:03) 
Arkadaşlık için spor. Grup pilates derslerindeki kadınlarla bir anda dışarıda da görüşmeye başladık. Bana anlamsız geliyor hatta bir anda bu kadar samimiyet. Ama görüşmekte israrcilar, grubun frekansı oyle geldi, kimse iletişimi koparmak istemedi. Yaşlar +30. Hatta 1 aylık yazılıp grup muhabbeti sarmazsa mekan ya da grup değiştirin:)

Kassiopeia +1
  • mellifica  (12.02.24 01:25:02) 
yaş 32

- konserler
- metal barlar
- expat etkinlikleri
- ingilizce quiz nightlar
- arkadaş arkadaşları

şehir romanya'nın 2. büyük şehri

benim tanımadığım insanlar beni tanıyor acayip bir biçimde hatta
  • rain when i die  (12.02.24 01:36:15) 
Kaliteli tekno müzik mekanları. Bağrı açık beyaz gömlekli kekolar ile kokoş karıların dolduğu dum çık dum çık mekanlar değil ama.

Dans mans ayağına yanaşıp birbirine yürüyorsun. Tavsiye ederim.
  • synesthesia  (12.02.24 10:48:39) 
Arkadaşlarımı iş hayatinda sevgililerini sözlükte tanıyorum. 15 yıldır hep böyle oldu bu. İyi ki de böyle oldu.


  • alimcgraw  (12.02.24 11:51:58) 
Bu kadar muzdarip kişi varsa, Ankara da yaşayan duyurudaşlar olarak bir buluşma mı yapsak?


  • xuma  (12.02.24 20:52:21) 
[]

Erkek arkadasimin yaptigi espiri normal mi

Erkek arkadasim zorlukla karsilasinca “uhuhu annemi istiyorum” seklinde sakalar yapiyor. Garip buluyorum. Normal mi?




 
kac yasinda ki? geyik olsun diye ciddiye almadan soyleniyordur. garip ya da degil demek dogru olmayabilir.


  • summerof69  (11.02.24 22:14:38 ~ 22:15:12) 
Şakanın normali diye bir şey yok ki. Size garip geliyorsa ilişkinin yürümesi bence zor, şaka anlayisimla uyusmayan biriyle beraber olamazdim. Şu ufak şey size garip geliyorsa ve burada sorma ihtiyacı duyuyorsaniz başka sorun da olabilir belki çünkü çok basit bir şey bu.


  • logisticsmanager  (11.02.24 22:22:54) 
şirin olduğunu düşünüyordur. hoşunuza gitmiyorsa söyleyin bir daha yapmaz.


  • pispinti  (11.02.24 22:23:26) 
Niye normal olmasın ya? Her insanın bazı durumlarda stabil şakası vardır. Sıklıkla yapar yani. İyi şaka/kötü şaka olması dışında bin yıllık klasik film repliği falan bu annemi istiyorum cümlesi. Haddinden sık yapıyorsa en fazla tamam ilk birkaç tanesinde güldük artık sıktı denir de annemi istiyorum dedi diye anne kuzusu yaftası yapıştırıyosanız çok mantıksız geldi bana


  • nundu  (11.02.24 22:32:19) 
Eger 18 yaş üzeri bir adamsa yaptıgının çok dandik ve vasat durduğunu, bir daha yapmaması gerektigini belirtirdim. Eger hala devam ederse zeka yaşının belirlenmesi için pedagoga götürürdüm


  • limonlu eksi  (11.02.24 22:33:49) 
nasıl bir üslupla söylendiği önemli. ben de annemle ya da eşimle telefonda konuştuğumda iki meyve sebze ya da ev eşyası seçerken bile kararsız kalınca "hey gidi sen burda olacaktın seçerdin ben beceremedim şu işi" derim sıkça (gülerek).

önemli olan demesi değil. zorlukla karşılaştığı an annesini arayıp 2 saat nasihat dinliyorsa zırt pırt, o normal değil deriz. böyleli şakalarda bişey yok
  • avatar is back  (11.02.24 22:35:33 ~ 22:36:16) 
söyle yapmasın :)


  • gabe h coud  (11.02.24 23:49:08) 
yaşı önemsiz bence

hikayesi mi var diye sorun :)

yok derse o zaman mod değiştir beni etkile falan gibi şakalarla farklı bi yere götürün
nasıl söylendiği önemli şeyler bence :)
  • baldan kaymak  (12.02.24 00:58:00) 
Zorluklara karşı öfke ile yaklaşsa yine garip mi bulurdunuz, daha mı normal gelirdi?
İnsanlar kişisel alanları içinde çeşitli mizahi tepkiler, sözler gerçekleştirebilir, sizin garip hissetmeniz tamamen sizinle ilgili. Size karşı bir saldırı yok sonuçta, tamamen kendi kendine konuşan birinin çocuksu eğlence anlayışına tanık olmuşsunuz. İnsanların içindeki çocuğu kendi hâline bırakmak iyidir size bir zararı yoksa. Bundan neden rahatsız olduğunuz üzerine düşünün derim, o sözü söylediğinizi düşünün ve hissettiğinize bir bakın, cevap sizde.

  • hasmetizm 2046  (12.02.24 10:23:18) 
Surekli yapiyorsa artik komik olmaktan ciktigini birinin hatirlatmasi gerekiyor olabilir. Bazen bi esprinin ne zaman kabak tadi verdigini espriyi yapan anlamiyor.


  • nic cage  (12.02.24 12:24:08) 
[]

İlişkinin zamanla sıradanlaşması ve çirkinleşme evresi

Uzun süre aynı kişiyle yaşanan cinsel birliktelik sonrası artık bir isteksizlik oluyor o kişiye karşı. Bu partnerimde de oldu. Sevgi açısından hiç bir sorunumuz yok ama birliktelikte artık heyecan olayı kaçmış durumda. Durumdaydı…. Yani birbirimizi artık normal soft ilişki tahrik etmiyordu. Biraz farklı şeyler denedik ama bu da artık kesmiyor bizi en azından beni kesmiyor. Swinger tarzı bir durum değil asla ikimiz arasında bunu da yapmayız artık diye düşündüğüm şeyleri yavaş yavaş yapar olduk. Utanıyorum da yazmaya ama fark ettim ki o da bir süre sonra sıkıyor. Böyle bir durum yaşayan vardır mutlaka. Siz nasıl çözdünüz bu işi?




 
reddit ten deadbedrooms sub reddit ine bak

bir de cinsellik her zaman sadece penetrasyon ve orgazm hedefinden ibaret değil farklı yollar da var
  • grimavi  (11.02.24 00:10:06) 
[]

date sonrası mesaj ne olursa niyet anlaşılır?

sb.

yada ben nasıl sorgulayacağım bunu?

önceden ne güzeldi, şimdi sohbet falan ok da sonrası? Ayrıldıktan sonra ilk mesaj ondan geldi. Bi kaç mesaj ama sonra durduk. (30 dk :d)

Hayır şutungen ştraze ise hazırım :D değilse next yapcam.

Bekliyim mi? Enerjim bitmedi :D

 
bence mesaj net olmalı, bu akşam-dün akşam iyi vakit geçirdim eğlendim, bu hafta tekrar buluşalım gibi

niyet olumsuzsa da şöyle olmalı, dün akşam zaman ayırdığın için teşekkürler fakat aramızda bir uyum hissedemedim, yeni bir buluşma düşünmüyorum, sen de umarım sana uygun birine denk gelirsin :) şeklinde bir mesaj uygun olur

kadın-erkek niyetimizi ve isteklerimizi böyle net ifade edebilirsek zaman kaybetmeden çözebilecez bu işleri

senin durumuna gelirsek, bu hafta şu gün tekrar buluşalım mı diye mesaj at, niyeti varsa olur der ya da o gün olmaz ama şu gün uygunum buluşalım der, kafan netleşmiş olur

naz yaparsa zorlama, yetişkin insanlar ne isteyip istemediklerini bilirler, o kadar üzerine düşünülecek bi konu değil
  • grimavi  (10.02.24 00:16:05 ~ 00:49:57) 
@grimavi +1
Bu netlik iyidir zaman ve enerji kazandırır.

  • rebecca  (10.02.24 00:46:58) 
Makul olan her zaman netliktir ama "hoşlandım, yine görüşelim" deyince şimdiden üstüne düşüyorsun zanneden, "pek uyum göremedim" deyince de kabalık yaptığını düşünen çok insan var. En ayağı yere basıyor görünenin bile reaksiyonu aslında aynı, politik doğrucu konuşuyor sadece.

Devlerin aşkı diyeceğin türden bir karşılık almadıysan eğer görüştüğünde, dakikaları saymalı hesaplı kitaplı yaptığın her şey seni düşürür. Zaman yaymak, becerebiliyorsan eğer biraz flu olmak her zaman kazandırır.
  • beyfendi  (10.02.24 02:23:31) 
[]

Gap iliski hakkinda ne düsünürsünüz ?

Eksi'de çok konusulan bir sey su ara. Sizin yaklasiminiz nedir ?

eksisozluk.com


 
ilk kez duyuyorum, bir şey düşünemedim.


  • datnet  (09.02.24 23:32:57) 
swingerin yeni adi gap mi..peki..


  • cooperr  (09.02.24 23:42:32) 
Swinger'dan çok farkli bir sey aslinda. iliskinin kendisiyle ilgili.


  • Yourcousinmarvinberry  (09.02.24 23:53:20) 
herkes kendine uygun ilişki pratiğini uygulayabilir ya da kendine uygun olup olmadığını deneyebilir

tek eşli ilişki kutsanmak zorunda değil

tek eşli bir ilişkiyi tercih ediyorum fakat bunu hiyerarşik olarak üstte görmüyorum
  • grimavi  (10.02.24 00:20:41) 
İlişkide karşılıklı rıza olduktan sonra her şey okey bence. Ben ise kendimi tek eşli görüyorum, geleneksel ilişki modeli dısında bir model denemedim çünkü cazip gelmiyor.


  • rebecca  (10.02.24 00:51:23) 
Benim bu konudaki mottom "herkesin hayatına kimse karışamaz". İlişkinin iki tarafı da bunu sorun etmiyorsa, ortada hukuki suç sayılan bir durum yoksa, zarar gören kimse yoksa herkes dilediği ilişki tarzını yaşamakta özgür. Her ilişkinin dinamiği farklı.

Kendi kişisel hayatımda isteyeceğim ya da tercih edeceğim bir durum değil fakat biri bu ilişkiyi yaşıyorsa da tek yapacağım yorum "bu beni ne ilgilendirir?" Olur.
  • fraise  (10.02.24 02:45:37 ~ 02:48:37) 
anladığım kadarıyla gap ilişki = belirli süreli açık ilişki

ben tek eşli ve evliyim. Evli değilken de ben ve çevrem hep uzun süreli tekil ilişkiler içindeydik.
  • nhk ni youkosu  (10.02.24 03:58:10 ~ 03:59:29) 
Buna en yakın Friends dizisindeki Ross'un "we were on a break" repliğinin müsebbibi olan kaçamağı geliyor aklıma. 10 sezon boyunca Rachel herifin burnundan getirdi. Genelde tavır bu oluyor herhalde.

Gerçi ilk duyduğumda "Atatürk Barajı'nda buluşulan ilişkiye GAP ilişki denir" diyordum (yaş belli eden örnekler, evet)
  • d max  (14.02.24 16:56:07) 
İğrençmiş! Zaten HIV dolu ortalık.


  • Kahvedesu  (14.02.24 19:08:59) 
[]

Çiftler arasında 2.el - sıfır eşya problemi

Selamlar duyuru, çiftlere bir sorum var. Ben kendi kullandığın şeylerde temiz ise 2.el i dert etmiyorum. Temiz bulduysam veya fiyatı çok uygunsa 2.el tercih ediyorum.

Daha önce çok 2.el telefon aldım. Şu an kullandığım klavye 2.el. Veya motor montumun biri 2.el. Fotoğraf makinem 2.el vs.. Şimdi ben bunları sıfır alamaz mıydım, alırdım ama bu sayede fazlada bir lens daha aldım mesela. Veya fazladan gittim bir mouse aldım en basitinden. Ölçeği küçültüp büyütebilirsiniz.

İstanbulda yaşarken sarıyerde sosyete pazarı gibi bir yer vardı arada oraya da giderdik ailece. CHP kadın kolları gibi teyzeler gelip orada kaliteli ama kullanmadığı eşyalarını satardı. Normalde 50k ise 10k ya alabiliyordun mesela temizliğine göre. Veya bin liralık bir şeyi 200 liraya alabiliyordun. Bunlar herhangi bir ev eşyası veya kıyafet olabilir.

Bana o yüzden bu tarz bir alışveriş tü-kaka gelmiyor. Temizler kullanırsın yani ne olabilir şimdiye kadar hiç sorun yaşayan görmedim. Ve bunu dert etmeyen bir sürü insan tanıyorum (statü farkı gözetmeksizin)

Daha önce eşimle böyle bir pazarı gezmiştik ama iğrenir şekilde baktığını hissettim. Pek bir şey de almadı. Halbuki oraya gelenlerde pek sınıf farkı da yoktu, karışıktı. Ama eşim çok lazımsa gider sıfır alırım kafasındaydı. Ya bi tadını çıkar belki güzel bir şey görücen, antika bir şey bulacaksın belki, ama ruhen hiç orada değildi.

Elektronikte de mesela faturalı, garantili alabilirsin, yine için rahat eder. Tabi anlamak lazım biraz almadan önce iyice kurcalamak lazım.

Sizde durumlar nasıl bu konuda fikirler örtüşüyor mu? Zıt olanlarınız varsa nasıl üstesinden geliyorsunuz bu farklılığın?

Eşim nedense bu konuya çok uzak. Mecbur kaldığımızda sesini pek çıkamıyor gerçi. Mesela evlenirken bir yazlık boşaltılıyordu komple. Pek kullanmamışlar, sadece yılları biraz eskiydi, komple bir evi almıştık 20k falan tutmuştu mobilyasından beyaz eşyasına kadar. O zaman sıfır dizsek 100k gidecekti ama nakitimiz yoktu o kadar mesela.

Ben de sevindim aa ne güzel normal karşıladı falan diye ama zaman içerisinde çok dillendirdi bunu bi ev eşyasını bile sıfır alamadık diye.

Şimdi yavaş yavaş ikimiz de kimin parası artarsa değiştiriyoruz parça parça gerçi ama yine de benim penceremden bakınca böyle sanki mutluluğu sıfırı mı getirecek yani evde huzur olsun yeter diye bakıyorum.

O nasıl bakıyor anlamıyorum. 2. el bir şey bakıyorum mesela ev için sahibindenden. Biraz "bana bunu mu reva görüyorsun" gibi bir vibe veriyor. O yüzden tam anlamıyorum ama ben yorumlamaya kalksam da şey gibi geliyor sanki böyle burnu havada bir şekilde "bunu mu hak ediyorum ben, hayatta herkes her şeyin en iyisini hak eder, kendimize uygun gördüğümüz şeylere pak püü, en kötü durumdaki arkadaşlarım bile her şeyin sıfırını alıyor" gibi düşünüyormuş gibi hissediyorum.

Fakat ben kendimi böyle bir yarış veya ölçüm içinde görmüyorum. Kendisi öyle geçim sıkıntısı görmemiş bir insan da değil yani normalde yetişirken yüksek bir refah içinde olmamasına rağmen büyük ihtimalle kendini yetiştirirken yüksek refah beklentisiyle ilerlemiş, tamam başarılı da yani her şeyin en iyisini hak ediyor fakat ben bir yerde ceo da olsam evimde niye 2.el berjer var demem yani. Sevdim, mantıklı geldi, 3'te 1 fiyatına aldım, artan parama da başka bir şey alırım derim.

Bu konuyu nasıl çözebiliriz sizce? Kendimce şey diyorum "ne güzel yeni alınmış temiz ürünü yarı fiyatına satan bulmuşum, ama eşimin takıntıları yüzünden gidip 2 kat daha fazla borca girip sıfır alacağım ve bu hayattan aldığı mutluluğu da diğerini aldığım senaryoya göre 2 kata mı çıkaracak gerçekten?"

Belli bir takıntı da söylemiyor mesela hijyen ile ilgiliyse temizletirsin falan ama yok direkt "ben niye 2.el alayım" gibi net bir görüşü var. Sizce bende mi bir varoşluk var yoksa hanımda mı fazla sofistikelik var anlamış değilim.

Mesela bir çok kadın dolap gibi uygulamalar falan kullanıyor. Alıyor, satıyor vs. Kendi çevresinde pek kullanan yok mu veya böyle bir şeyin ayıp ya da tü-kaka karşılandığı bir çevrede mi büyümüş bilmiyorum. Ama çok uzak böyle şeylere. Kullanmıyorsam kardeşime veririm diyor. Beğendiysem de gider sıfır alırım diyor. Kontrol etmeyecek kadar paramız olsa tamam yapsın da sonuçta mantıklı kullanmak lazım parayı da.

Eşim bana veya eve lazım olan bir şeyi "askim bunu iş yerinin orada buldum çok az kullanmış güzel yakaladım" diye getirse ben çok mutlu olurum. Çok kötü durumda olmadıktan sonra sıfır ile 2.el arasında bir fark gözetmem. Sonuçta bir ihtiyaç var, giderildi mi, giderildi. E daha ne. Ben biraz kullanınca 2.el olacak zaten.

Ama buralarda insanlar pek 2.eli hoş karşılamıyor sanırım, kültürel olabilir mi? (gaziantep) gösteriş falan da had safhada. eşimde öyle çok bir karşılığı yok aslında düğün çok mütevaziydi, e eşyaların çoğu sıfır değildi zaten dediğim gibi. Ama bunlar böyle olması gerektiği ve hayatı yavaş yavaş kendimiz kurarız diye düşündüğüm için bana çok üzüntü verici şeylermiş gibi gelmiyor. Ben mesela eşimle olmak istedikten sonra yere minder koyar otururum yani onu mu dert edicem. Kendisi de belki oturur imkan yoksa ama bu ona üzüntü verir işte fark o sanki.

Bazı çiftler tanıyorum, bir şeyi uyguna düşürünce çok sevinen koşa koşa mutlu mutlu eve giden. Ama eşimde bir burukluk, üzüntü oluyor. Acaba ah o diğer fabrikatör zengin koca adayını reddetmeseydim mi diyordur içinden :( (öyle bir şey yok da misalen diyorum, belki de öyledir bilemeyiz)

Edit: araç konusunda böyle bir takıntısı yok, 2.el alabiliyor.

 
şayet evli olsaydım ve eşim ikinci el bir eşyadan rahatsızlık duysaydı asla almazdım. bekarken alabilirim ama..

ikinci el eşya başkasının yaşanmışlığın izlerini taşıyor. hele yazlıkta ikinci el eşya beni tiksindirirdi.

şu an bekarım, sorun değil ama evli olsaydım gerçekten çok ihtiyaç yoksa ikinci el eşya almazdım.

eşyaları eşimle kullanmaya başlamak isterdim.

şu an evlensem ve eşim evdeki çatal bıçak bardağı atacak olsa, buna bile itiraz etmem.
  • tabudeviren  (07.02.24 18:31:14) 
Eşyanın anısını düşünüyordur, uğursuzluk vs.


  • Kahvedesu  (07.02.24 18:39:44) 
@tabudeviren, çok dokunaklı, tabii ki her şeyin sıfırından oluşan bir düğün paketi elimizin altında olsaydı hayır demezdim fakat benim önceliklerim farklı sanırım.

hayatımdaki insanın gayesi mutlu olmaksa her şeyle mutlu olabilirmiş gibi geliyor.

veya sürekli mutsuz olabilecek şeyler bulabilecek bir potansiyeldeyse baştan tırnağa sıfır ve altın kaplama olsun her şeyimiz, benim için hiç bir önemi yok ki.

hiç mi öğrencilik hayatı yaşamadınız veya hiç mi elinizde yüklü nakit para yokken yuva kurmak istemediniz, bir şekilde olur, yavaş yavaş beğenmediğin şeyler varsa değiştirirsin.

bir eşyanın yaşanmışlığı varsa sen üstüne koyarsın başka yaşanmışlıklar katarsın. Mesela araba almak istediğinde 2.el bakıyor onda sorun yok, onun yaşanmışlığı yok mu? İç dış yıkatırım diyor belki. E koltuğu da yıkatırsın yani dert mi şimdi.

@Kahvedesu, belki de evet diğer yoruma da yakın aslında. bilmiyorum belki üstüne kafa yorsam biraz kabul edilebilir bir hal alabilir benim için de.
  • ananiyimioguz  (07.02.24 18:40:27 ~ 18:43:06) 
tabudevirrn+1

erk arkim hoslanmadigini o kadar anlatti ki daha yeni anladim ve konu tamamen kapandi. ikinci eli sevdirmenihtimaliniz yok. bir de komple bir yerden hazir esya almak tatsiz zaten butce olarak makul olmus ama bir iki eve uyan esya alsan neyse, kendi zevkini tamamen gozardi etmissin gibi olmus ve uzulmekte hakli sanki o konuda. ben tr de satilmayan, stock out urunlerden kendime aldigim oluyor ikinci el, ona karisan yok, zaten sifir urun. ortak alanda hoslanmadigi bi seyi gozune sokamam
  • ala09  (07.02.24 18:48:12) 
@ala09, evet o konuda hak veriyorum çok zevkimize uyan şeyler değildi idareten böyle olması gerekiyordu ve yavaş yavaş değiştiriyoruz dediğim gibi.

ama işte mesela sevdiği bir şey var, 50k diyelim. Ben yakınlarda birisinin 35k ya sattığını gördüm daha 1 ay olmuş alalı. Bunu almak neden yanlış olsun sonuçta zevkimize de uyuyor.
  • ananiyimioguz  (07.02.24 18:51:09 ~ 18:52:05) 
Ben hiç ikinci el bir şey almadım şimdiye kadar. Giysileri hijyen probleminden dolayı istemem,

Çok sevdiğim bir şeyin de ikinci el olmasını istemem. Neden diyecek olursanız bu tür şeylerde "kullanılmışlık" çok bariz belli oluyor. Siz temiz kullanılmış diyorsunuz ama ne kadar temiz olursa olsun birleşme yerlerindeki birikip silinmiş toz izleri, mikro çizikler vs. kullanımdan kaynaklı doğal izler "yeni bir şey aldığınız" hissi vermiyor. Eskimek eşyanın doğasında var, ikinci el ürün ne kadar iyi olursa olsun o eskiliği hissettiriyor. Ben böyle bir durumda da illa sıfır olsun deyip sıfırını almıyorum, ama bunun yerine "olmasa da olur, alabilirsem sonra alırım" diyorum. 2. El olan ürün bende herhangi bir heyecan uyandırmıyor. Çünkü o kullanılmışlık görüntüsü heves baltalayıcı geliyor. Ancak bunun bir mantığı yok, müzik zevki gibi bir şey bu. Kimi de çok sever o kullanılmış görüntüyü.

2. Eli tercih edebileceğim tek şey artık satışı olmayan eski şeyler, süs objeleri, koleksiyon ürünleri vs gibi şeyler. Ancak 2. El piyasasıyla hiç alakam olmadığı için arada aklıma gelse de hiç uğraşıp bakmadım mesela bunlara da.

Eşinizin hevesiyle ilgili bir durum olabilir. Siz ucuzu varken neden pahalısı olsun sonuçta aynı işi yapacak diyor olabilirsiniz ancak belki ikinci el alacağınız şeyi hiç almamak eşinize daha iyi hissettirecektir. Ayrıca bazı şeyleri hiç almazsanız diğerlerinin sıfırını alacak kadar bütçe de ayırabilirsiniz.
  • akhenaten  (07.02.24 19:08:33 ~ 19:11:55) 
kadınlar bu konuda daha katı oluyor. bundan sonra değiştirebileceğini sanmıyorum. kendi kişisel kullanacağın şeylerde yine ikinci el al. fakat eşinle ortak kullanım alanlarında hiç alma gerekirse. sevmiyorsa zorlama yani.


  • adivar  (07.02.24 19:22:33) 
@akhenaten, teşekkürler biraz daha anladım o tarz bakış açısını.

Sanırım ben mala veya kendime mi acaba.. çok önem vermiyor olabilir miyim?

beni x bir üründeki çiziksizlik veya toz zerrelerinin olmayışı çok mutlu etmiyor.

sadece o şeye sahip olup olmamakla ilgileniyorum çünkü ben kullanırken de çizilecek tozlanacak zaten.

o yüzden genelde 2.ele bakıyorum. bakıyorum ki sıfırı ile arasında çok bir fark yok, e gideyim sıfır alayım deli miyim diyorum. ama temiz bulduysam ve fiyat avantajı yüksek ise sıfırına vereceğim paranın birazını ona veriyorum, artanına da başka bir ihtiyacı alıyorum mesela.

sıfır aldık her şeyi diyelim. taşındık falan illaki eskidi çizildi kırıldı bir şey oldu. benim temiz 2.el bulabileceğim durumdan daha kötü bir hale geldi. Demek ki sizler için "sonuçta benim, ilk ben kullandım, ne olduğunu biliyorum, kusurları varsa da benim yaşantımda bir karşılığı var" gibi bir düşünce oluşuyor ve bunu sorun etmiyorsunuz anladım.

ama onu öyle görmek yine kullanılmış, eski bir ürün kullanıyor hissiyatı yaratıp da sizi mutsuzluğa götürüyorsa orada hala bana hiç mantıklı gelmeyen bir durum vardır bana göre.

her şeyin sürekli sıfırının alınmasını düşündürten bir psikolojik düşünce de sanki kapitalizmin oyunları gibiymiş de gelmiyor değil bir yerde :(
  • ananiyimioguz  (07.02.24 19:24:54) 
Hayatımda hiç ikinci el kullanmadım, bir keresinde kız kardeşim popüler bir bit pazarına götürmüştü beni. Orada vintage güneş gözlükleri denerken tansiyonum düşmüştü o şeyi nasıl yüzüne değdirebiliyor, alsa nasıl içine sinerek kullanacak diye. Ve hayat sonrasında bana benim gibi bir hayat arkadaşı armağan etti.


İkinci el belki tüketim çılgınlığının önüne geçmeye ne bileyim para pul tasarrufuna falan yardımcı oluyor olabilir. Ama sevmeyen, iğrenen insan da bu konuda düşüncesini değiştiremez. Çok zor. Hiç param yokken bile sırf ikinci el almamak için aylarca koltuksuz yaşamıştım ve sonrasında içime sinen, rengini ve tarzını çok beğendiğim sıfır bir koltuk almıştım.
  • ruhen hastayim ben  (07.02.24 19:58:25 ~ 20:00:58) 
"sıfır aldık her şeyi diyelim. taşındık falan illaki eskidi çizildi kırıldı bir şey oldu. benim temiz 2.el bulabileceğim durumdan daha kötü bir hale geldi. Demek ki sizler için "sonuçta benim, ilk ben kullandım, ne olduğunu biliyorum, kusurları varsa da benim yaşantımda bir karşılığı var" gibi bir düşünce oluşuyor ve bunu sorun etmiyorsunuz anladım"

Kendi adıma aynen durum bu. Kendi eşyamı kullanılmış görmek moralimi bozmuyor ama, hatta eşyalarımı ziyadesiyle eskitirim ben. Evde ıvır zıvır hatıra bıraktığım eşyam da çoktur. Ama yeni bir şey alırken genelde heves ettiğim için alırım ve bu olurken de tabiri caize onun da aynı hevesi taşıdığını görmek isterim. Yani böyle düşünmüyorum tabi ama size anlatırken söze nasıl dökerim diye düşününce bunlar çıkıyor ağzımdan.

Örneğin yakın olduğum insanlar evlerinden bir şey hediye etse de bunu takmam sanırım bu daha ziyade yaşanmışlıkla ilgili. Uğursuzluk ya da enerji gibi şeylerle de ilgisi yok. Bir şeye bakınca onun tanıdık gelmesi gibi daha çok. Tanımadığım birinin eşyası evdeki yabancı biri gibi.

Tabi bu benim, detaya indikçe daha çok benle ilgili oluyor konu :D eşiniz de üç aşağı beş yukarı böyle bir şeyler hissediyordur belki.

Demek istediğim işin maddi boyutuyla çok ilgili olmayabilir.
  • akhenaten  (07.02.24 20:01:51) 
İkinize de hak veriyorum. Ben ikinci el hiç sevmiyorum ama kocam vintage filan sever alıp kullanırdı bekarken. Saat alırdı mesela. 2.el markalı bir saat alacağına daha düşük markadan sıfır da alabilir ama o gidip 2.el tercih ediyordu. Ben sıfır ve kötü marka tercih ederim.

Hijyen takıntısı belki de. Evlendikten sonra galiba adama bu konuda biraz yüzümü ekşittim ki bir iki kez teklif etti daha da söylemedi böyle bir şey.

Daha kötü marka olsun ama sıfır olsun boşverin. :)
  • kaptan maydanoz  (07.02.24 22:21:53) 
halen daha evli kalabildiğin için seni tebrik ederek yazmaya başlıyorum.

eşinin çoğu huyunu abartılı bulsam da ikinci el konusundaki hassasiyetlerini anlıyorum. ben de kullanamam. hem temiz bulmam hem de ölmüş gitmiş birinindir kötü enerjisi vardır o yüzden almam.

eşin bir kere anlayış göstermiş yazlıktan çıkma eşyaları satın alarak. ki yazlık olması beni de tiksindirdi. ha bence sıfır eşya alacak paranız yoksa hemen evlenmeyebilirdiniz öyle bir durum da var.
  • Hallegadola  (08.02.24 14:26:04) 
@Hallegadola, sdfjsgh yuvarlanıp gidiyoruz gördüğün gibi.

Eşyalardan anladığım kadarıyla alamancı yaşlı bir çift kendi dizmiş ama uzun yıllar pek kullanmamışlar. Evi satarken eşyaları da ayrı elden çıkarmışlar.

Ben pek iğrenmedim ama hanım biraz titizdir şimdi yazılanları görünce iyi dayanmış diyorum :(

Artık kendi eşyalarım dışında 2.el herhangi bir şey düşünmesem iyi olacak.

Ha bu arada evet bekleseydik de 4/4lük hazır bir yere geçseydik daha iyi olabilirdi belki ama hem onun ailesi bu tarz bir birlikteliği kabul edemezdi (biz birlikte yaşamaya başlamıştık) hem de canına yandığım ülkesinde bekleyip para biriktirdikçe malların fiyatı senin biriktirme hızından daha fazla artıyor, o yüzden biz hiç evlenemezdik ev dizmeyi bekleseydik gibi geliyor. E tabi bir de hatılıyorsun belki, eldeki nakit ile önceliğimiz bir klinik açmaktı. Ev dizmek çok geri planda kaldı.

Yine de en azından bu şekilde borcumuz falan çok çabuk bitti, eğlence ve gezmelerden de ödün vermemiş olduk bu geçen yıl içerisinde. Şimdi yavaş yavaş değiştiriyoruz zevkimize göre. Ama işte ben yine 2.el temiz bulsam alırım diyordum vazgeçtim mecbur.

Bu arada insanlar mala mülke o kadar yatırım yapıyor, biz buraya gelir gelmez depreme yakalandık, sıfır eşyalar aldığımızı ve göçtüğünü düşünüyorum da.. tamam bir can değil belki ama içler acısı bir durum yine. O yüzden çok şaşaya veya maddi açıdan uçuk şeylere çok önem vermemek lazım sanki bilemiyorum :|

"Ucuzundan olsun sıfır olsun" da temiz hissettirebilir ama ucuzu da basit duruyor beğenmiyoruz. Taksit maksit girişicez artk..

Edit: Ayrıca sevmediğim huy falan diyorsun da o da benim için nelere katlandı bir bilsen.. bak biri bu 2.el eşya muhabbeti mesela :D
  • ananiyimioguz  (08.02.24 15:07:42 ~ 15:16:13) 
Keşke Türkiye'de daha yaygın bir ikinci el alışkanlığı olsa, charity/thrift shoplar olsa diye çok istiyorum ben ya. Tutup günlük giysilerimi ikinci el almam ama vintage elbise, ayakkabı, güneş gözlüğü bulsam alırım, üzerinde leke olmadığı sürece temizlenebilen bir şey giysi. "Önceki sahibinin enerjisi" gibi batıl şeylere de inanmıyorum. (Güneş gözlüğünün camını UV filtreli camla değiştirtmek isteyebilirim, şimdi düşündüm de...)

İkinci el elektronik almam çünkü sürekli telefon/bilgisayar değiştirmiyorum, kullanılmaz hale gelene kadar kullanıyorum. Ama eşim ikinci el amfi, kolonlar, subwoofer falan alıp ses sistemi yaptı mesela. Evdeki amfinin sıfır fiyatı şu an 80 bin liradan fazlaymış, mis gibi ikinci el kullanıyoruz. Bir de "ikinci el alsam düzgün çıkar mı acaba ya" diye kitchenaid mikser bakıyorum ben ara sıra.

Özetle biz karı koca ikinci ele karşı değiliz ama özellikle ikinci el eşya peşinde de koşmuyoruz. Birimiz bir şeyi ikinci el alırsa diğeri "iyi yapmışsın, güle güle kullan/kullanalım" diyor.
  • kobuzchu kiz  (08.02.24 17:05:17) 
[]

Sevgilinizi aldatır mısınız

Merhaba. Sevgilinizi, eşinizi cinsellik olarak aldatır mısınız? Aldattınız mı? Aldattığınızı söylediniz mi?




 
Kisa cevap verecek olursam üçüne de evet diyorum. Ama bu bana aldatma gibi gelmiyordu pek.


  • Yourcousinmarvinberry  (05.02.24 11:14:30) 
Hayır, hayır, bilmiyorum yaşamadım. Birini aldatmamak çok da zor bir şey değil.

Birlikte olduğu kişiyi aldatan insanların yaşadıklarını hepimiz duyuyoruz. Konu fark edilmesin diye oluşan yalanlar zinciri ve bundan kaynaklı stres, eğer aldatma durumu ortaya çıkarsa yaşanan rezillikler...

İnsanlar, birlikte oldukları kişinin sebep olduğu çok daha az stresten dolayı hemen ayrılığı düşünebiliyorken yabancı biriyle kısa süreli ya da kaçak göçek bir şeyler yaşamak için tonla strese katlanabiliyorlar. Çok yorucu bence. Kişi kendinden bilir işi kaynaklı diğer insanlara güvensizlik de cabası.

Birine rahatça "ben böyle şeyler yapmam" demenin lüksü ve rahatlığı çok az şeyde var.
  • akhenaten  (05.02.24 11:35:08 ~ 11:38:47) 
asla, o düşünce oluşmaya başlıyorsa zaten ayrılırdım.
aldatmadım, aldatmam.

  • kondansator  (05.02.24 11:55:54) 
1- Hayır. Öyle bir ihtiyaç gütsem ayrılırım, kimle ne yaşamak istiyorsam yaşarım. Bazen insanlar her türlü fırsatı değerlendiriyorlar. Eldekinden de olmak istemiyorlar. Söylemiyorlar, gizliyorlar vs. Fakat ben daha önce organik olarak aldatıldığım için kimseye aynı acıyı yaşatmak istemem. En kötü, aldatma olayı olursa bile o gün ayrılırım zaten bitmiş demek oluyor çünkü bir şeyler.

2- Evet. Üniversite yıllarımda ilk uzun ilişkim sırasında hollandaya yalnız gittiğimde, red light ı gezerken meraktan girmiştim. Pek bir şey de yapmamıştım çekindim falan, 2. cinsel münasebetimdi. Fakat teknik olarak orada bulunmak zaten aldatmak oluyor. Ama neden yukarıda organik dedim, çünkü ben bu unutmak istediğim ve kendimden nefret ettiğim olayı yaşadıktan 4 sene sonra yine aynı ilişki içindeyken kız arkadaşım iş arkadaşıyla beni aldatmıştı. Olayları iki taraflı ele alınca onun yaptığı bana daha organik ve ağır geliyor. Yani bir süreç olmuş, hoşlaşma, şakalaşma, beraber yürüyüş, mesajlaşma, eve çağırma vs. vs.. uzun bir periyot var. (ve burası çokomelli) İki taraflı bir karşılıklı arzulama var. Ayrıca bunu bana itiraf ettikten sonra ilişkimiz bitse dahi o insanla aynı iş yerinde çalışmaya devam ettiğini bilmenin psikolojik bir yükü var falan. O yüzden kendi yaptığım hatanın karşı tarafa acısı ile benim yaşadığım arasında dağlar kadar fark olduğunu düşünüyorum çünkü benim olayımda ne duygusal bir şey var, ne tekrar denk gelebilme gibi bir durum var, ne de başarıyla sonuçlanmış bir iş var. Bu konu zamanında burada da tartışılmıştı. İyi olmuş hak ettiğini yaşamışsın allahından bul aynı şey işte falan diyen çok olmuştu fakat ben kavramsal olarak kavuşsalar da, aynı şey olduklarını hala düşünmüyorum. Benim için duygusal faktörler daha önemli.

Ama neyse 20 yaşındaydım sanırım, bu olay dışında başka bir aldatma olayım olmadı, aldatmayı da düşünmem ne duygusal ne de fiziksel. O yüzden aldatır mısın a cevabım hayır ama daha önce aldattım mı, evet.

3- Aldatma itirafı karşıdan gelince ben de itiraf etmiştim zamanında böyle böyle bir şey yapmıştım madem sen olgunluk gösterdin itiraf ettin benim de içimde kalmasın demiştim. Belki biraz yaptığı şeyden oluşan pişmanlığı azalmıştır. Ama ben de etki-tepki sebebiyle canını yakmak istemiştim sanırım.

Nereden baksan toyluklarla dolu bir ilk uzun ilişki serüveni işte.
  • ananiyimioguz  (05.02.24 12:14:55 ~ 12:19:37) 
Hayır. Hayır. Naturally hayır. Eşini aldatan herkesi aldatır. Eşini aldatana güvenilmez.


  • prole  (05.02.24 12:20:19) 
Hayir hayir hayir. Esimde olmayip da başkasında aradığım bir sey yok sukur ki. 2 günlük baska bir insan icin de ne kendime ne esime böyle bir saygisizlik yapmam.


  • instant crush  (05.02.24 12:23:36) 
Hayır. Başka birine ilgi duyuyorsam ayrılırım.


  • lüzumsuz adam  (05.02.24 14:10:00) 
hayır, hayır, söyleyecek bir şey olmadı, olmaz.


  • nic cage  (06.02.24 11:03:40) 
aldatmadım. "aldatırım" demem çünkü yapmak isteyeceğim bir şey asla değil ama "aldatmam" diyemem. hani şey gibi düşün "sigarayı bıraktım" demek insana güven verir, ben zaten o işi bitirdim diye düşünüp ara sıra arkadaşlarının yanında filan içmeye başlarsın ve öyle geri başlarsın, o yüzden daima geri dönebileceğin ihtimalini düşünerek hep mesafeli yaklaşmak daha iyidir. o hesap, "aldatmam" demek istemiyorum, bunun ne kadar kolay olabileceğini göz önünde bulundurmak ve daima bu bilinçle yaşamak bana daha doğru geliyor. aldatırım, o kapasite var. ona karşı koyacak gücü bulurum kendimde umarım, öyle söyleyeyim.

aldatırsam kesinlikle söylerim ama, öyle şeyleri içimde tutamıyorum ben. hiçbir şey olmamış gibi devam edebileceğimi sanmıyorum, kafayı yerim.
  • mark greg sputnik  (06.02.24 12:09:06) 
[]

İstemediği bir durum olduğunda suratını asan bir partneriniz oldu mu?

Bu sağlıklı bir iletişim yolu mu sizce? Bu tip iletişimi olan bir insan sevilebilir mi?

Ben bu tipte partnerim olduğunda içimde bırakın sevgiyi aşkı bir nefret soğukluk kin hissi oluşuyor. Bunu nasıl aşabilirim onu da bilmiyorum.


 
bunu yapan net bencildir.
o yüzden arkana bakmadan kaç.
bencil insan toksiktir, seni sallamaz ve ondan bi cacık olmaz.
  • rentts  (04.02.24 11:45:16) 
İnsanların istemedikleri her durum karşısında en uygun şekilde davranmalarını beklemek sizce de realistik olmayan bir beklenti değil mi?

Bazı durumlarda insan kendine hakim olabilir, bazılarında olamaz. Önemli olan bunun ne kadar sıklıkla yaşandığı, bunun neyin sonucunda gerçekleştiği ve neye yol açtığı.

Bazen boş bulunursunuz, bazen her şey üst üste gelir, bazen de ufak bir olay bardağı taşıran son damla olur. Hayatınız boyunca size hiç surat asmayacak birini hiçbir zaman bulamazsınız. Kaldı ki sizin de surat astığınız zamanlar olacaktır.

Problemler olabilir. Problemler çözülemez değilse bunlarla baş edebilmek, bunlar için çözüm yolu bulmak için uğraşmak sağlıklı bir davranış şekli.

Sorunuzda karşınızdaki insanın ne yaşadığı, neyin sonucunda böyle bir tepki verdiğiyle ilgili hiçbir şey yok.

Kendisi her şeye burun kıvıran negatif biri de olabilir, baş edemediği farklı bir problemle uğraşırken de bu tepkiyi vermiş olabilir. Bu ikisi çok farklı senaryolar.

Ancak sadece sorduğunuz kadarıyla insanlar istemediği bir durum karşısında suratını asabilir ve bu normal ve insani bir tepki olur. Ancak insanların hiçbir şeye surat asmamasını beklemek sadece sizin hayatınızı zorlaştırır. Bu sebeple birinden soğumuyor olmalısınız.
  • akhenaten  (04.02.24 12:39:42 ~ 12:42:32) 
abi erkeğim ,yeri geliyor ben de surat asıyorum. bak trip yapmıyorum bir hareket davranış o an canımı sıkıyor istem dışı yüzüm geriliyor suratım asılıyor kız düzeltiyor tamam diyorum ama sinirlendiğim için bir anda toparlamak kolay olmuyor. bu yüzden herkesi bu kadar kolay harcamayın herkes suratını asar duruma göre.


  • ercu cozer  (04.02.24 13:49:28) 
belki sizden anlamanızı istediği bir durum vardır ama söylemek istememiştir.
hani "ben söyledikten sonra bir anlamı yok" gibisinden..

  • tabudeviren  (04.02.24 17:07:27) 
[]

Insanlara kibirli mi davranmak lazim?

Kibir yazdim ama ulasilmasi zor, sallamayan vb. o sekillerde anlayabilirsiniz.

Neden soruyorum, bizim gruba bir arkadas geldi, digerleri onun yuzune bakmadi. Yardimci oldum, yapacagi herseyi gosterdim veya ihtiyaci oldugunda bana geldi..gitt, hala bana mail atiyor unuttugu dosyalar icin falan.
tezini bitirmis gonderdi, tesekkur etmis, sagolsun ama ilk once buna pas vermeyenleri yazmis en sona da beni eklemis.
bazilari hoca anliyorum ama digerleriyle ayniyiz. Ve digerlerininin birkacini belki gormedi bile.
Sey de soz konusu degil, dusunuyorsaniz, hani ona hizmet ettim, o da kucuk gordu falan gibi.
Insanlik ettim, etmemeliymisim.

 
Kibir yedi ölümcül günahtan biridir:) Birine ders vermek için kibirli davranmak gerekmez.


  • prole  (04.02.24 07:46:16) 
Sadece tezin teşekkür bölümünde adınızı sonlarda geçirmesi mi böyle hissetmenize sebep oldu?

Size bir kastı olduğundan yapmamıştır, muhtemelen sıralamanın bir mantığı vardır. Olmasa bile bence bu kadar takmamalısınız. Birine yardım ediyorsanız kendiniz için ediyorsunuz aslında, insanlarla iyi geçinmek için dozunda bir uğraş sizin de modunuzu yükseltir. Yaptığınız şeyin sonucunda da kötü bir şey olmamış zaten. Kafayı takmaya değmez.
  • akhenaten  (04.02.24 10:01:57) 
Hocam siz sadece tezin teşekkür kısmında adınız en sonda diye bu kadar dertlendiyseniz, daha çok üzülürsünüz :)


  • black holes in the sky  (04.02.24 10:26:54) 
Bence bu bi ornekti. Mailde ismin sonda yazilmasina kimse takilmaz cunku. Benim gozlemledigim yakin, iyi, samimi davrandiklariniz bazen sizi bu ne yapsam bozulmaz diye algiliyor. Digerlerine daha fazla "saygi, sevgi" gosterilmesi ondan. Cok sacma ve cok itici bir tutum ama var boyleleri. Hemen hayatimdan cikariyorum bu tur hareketler gorunce.


  • Kittie  (04.02.24 13:22:23) 
bazi insanlar iyilikten anlamaz.

siz ona yardim ettiniz.
o artik size borclu. borcunuzu ödemek istemedigini birini düsünün, onu görmemek yolunu degistirirsiniz.
bu da o hesap biraz.
  • sonsuz  (04.02.24 14:19:19) 
black holes a da +1. kazik da yiyebilirdin.


  • sonsuz  (04.02.24 14:20:40) 
Benim ingilizce kursunda yardimci oldugum arkadasim, yuksege baslayinca ilk beni satti.
Kendi dusuncem cogu insan kendinden daha iyi birini arkadas olarak cevresinde gormeye katlanamiyor. Yardimini aliyor sonra yapabilecegi seylerle saygisizligini yapiyor. O yuzden bence evet, kibirse kibir kopek cekmek lazim, yardim etmeden once.
Sen simdi gormedigin insanlara bile tesekkur ettmissin, beni de sona koymussun desen, bu sefer alindin vs olur.
  • durgunfoton  (04.02.24 15:20:59) 
yardimci olana uygun yeri vermemek ezikliktir.
onlardan yuz bulsaydi seni satarmis. kazik atabilecegi ortam olusmamis.
bu insanlar hep olacak, iyilik yap denize at gec.
  • Coma  (04.02.24 16:49:33) 
Aklı en başa en kıdemli hocaları yazmaya yetiyorsa, kendine yardimi dokunani eşit kademede olanlar arasinda basa yazmaya da yetmeliydi.
Ben de icerlerdim.
Yine de iyilik yapmaya devam hocam.
  • WithWorth  (04.02.24 19:24:18) 
düzelmezsin sen. bu konuda düşünüp de kaliteni (kendi gözünde en azından) düşürme. insanlardan her şey beklenir. başka bir yerde işi düşer yine. o zaman nasıl davranacağın önemli.


  • gabe h coud  (04.02.24 19:50:11 ~ 19:50:34) 
[]

ben bi halt yedim: bi kızın tanışma teklifine evet dedim

Durduk yere başıma iş almış gibi hissediyorum.

Ne güzel yalnız mutluydum. Otomatik bir toparlayıcı var mı? Heyecanımı dizginleyemiyorum, aptal saptal gülüyorum. :D İçimden hiç gelmesini istemesem de kızı sempatik buldum. Söylemleri ve yazılı cevapları da "ben senle evlencem" modunda. Kontrol edemiyorum kendimi :D Kurtarır mıyız beni? Nasıl soğuyoruz? :D

Ben galatasaray'ıyla mutlu, motosikletini süren standart bir human olarak transformers falan izlemek istiyorum. Şaka değil :d

Hatun da güzel, kariyerli, belki de karşılaşamayacağım kadar iyi. Motosikleti aklı başında seviyor. Sıçovksi lik bir durum benim için bu.

Napcam ben? Duyurunun güzin ablalarına danışayım dedim.

Not: @datnet frekansını izleyin, koordinatları stinger'a iletin. ironhide'a söyleyin bana katılsın! Artık savaşımız çok daha büyük.

 
Belki de senin Bumblebee'n olur. Bir çay iç.


  • prole  (03.02.24 23:26:25) 
tanış bi belki konuşurken soğursun. bende öyle oluyor genelde.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (03.02.24 23:27:54 ~ 23:28:08) 
Evlilik hayırlı olsun. Her şey çok pahalı. Bu zamanda iyi cesaret.


  • dissendium  (03.02.24 23:52:58) 
valla üstad, bence yavaştan beyaz eşya bakmaya başla. evlilik gibi gördüm ben.


  • thedepressed  (04.02.24 01:09:20) 
ne güzel işte al gs maçına götür,ben öyle yaptım bırakır beni diye düşündüm müptelası oldu. artık tv'den maç izlenmez diye bilet alıp sürpriz yapıyor bana , reels atıyor falan:)


  • ercu cozer  (04.02.24 13:38:15) 
Dünyalarımız farklı olsada onlarda tıpkı bizim gibi göründüğünden çok derin gibi görünsede işsiz başına iş alma. Ben optimus prime, bu mesajı yıldızlar arasında saklanan ve hayatta kalan tüm bekarlara ve yalnızlara gönderiyorum. Biz burdayız ve yalnızlığımızı muhafaza ediyoruz.


  • datnet  (04.02.24 16:50:39) 
[]

Bu durumda nasıl davranırsınız?

Bir miktar karışık bir durum söz konusu ama sizin yorumlarınızı merak ediyorum.

2 yıl önce X kişisiyle yaklaşık 1 yıllık bir ilişki yaşıyorsunuz, kötü ve kavgalı bir şekilde ilişkiniz bitiyor ve X'i evinizden kovuyorsunuz. Bu süreçte X sizinle barışmaya çalışıyor sürekli ama siz hep reddetme halindesiniz.

6 ay önce bir yerde denk geliyor ve tekrar ilişkiye başlıyorsunuz. 5 ay sonra öğreniyorsunuz ki X, sizin 20 yıllık en yakın arkadaşınız olan (ama 2-3 yıldır görüşmediğiniz) Y ile siz ayrıyken birkaç ay beraber olmuş.

Y kişisi ise ortak yaptığınız işte para kaçırdığı için görüşmeyi kestiğiniz, sonrasında sizin tüm sırlarınızı ve özel bilgilerinizi ortaya dökmüş, her yerde sizin dedikodunuzu yapan birisi. Yani ikinizin arasında bir nevi düşmanlık söz konusu. Ayrı olduğunuz dönemde X, özellikle Y'ye ulaşıp onunla görüşmek istiyor ve ilişkiye başlıyor. Y, X'in ilişki içinde toksik olduğunu düşünüp ondan 1,5 ay içinde ayrılıyor.

Bunu size söyleyen yine X değil, bu ilişkiye şahit olan başka biri. X tüm bunları reddediyor, tamamen iftira diyor ama ortada X'in kendi hesabında paylaştığı (şu an silinmiş) Y ile olan samimi fotoğraflar ve videolar var. Siz ayrıldıktan sonra X'in hesabını takip etmediğiniz için haliyle bunlardan haberiniz olmamış.


Bu durumda nasıl davranırsınız, ?

a- Ayrılırım.

b- Biz ayrıldıktan sonra yaşanan bir ilişki yüzünden ayrılmam, o kişinin eskiden çok yakın arkadaşım olması veya şu an düşmanım olması önemli değil.


Not: Gerçek hikayede X kişisi kadın, Y kişisi erkek. Siz kendinize uyarlayabilirsiniz durumu. :)

 
A


  • dissendium  (03.02.24 13:46:13) 
Anlattığınız her şeyi doğru varsayarak, yani bu kişi belli ki hiç kabul edemeyeceğiniz bir şeyler yapmış ayrılmışsınız. Ondan sonra, "sizle barışmaya çalışırken" bir sebepten dolayı eski arkadaşınıza sarmış amacı önemli değil. Sonra size geri dönmüş ama arkadaşınızla böyle bir olay yaşadığını söylemek beri dursun, bunu kabul etmeyip ortada görseller varken dahi inkar etmiş.

Bütün bunlarda tek problem sizden ayrıyken arkadaşınızla birlikte olmasının sorun edilecek bir durum olup olmadığı mı sizce?

Neden ısrar ediyorsunuz ki bu kişiyle devam edip etmemek konusunda? Üstüne para verseler katlanılmaz ki buna. Ben kafa karışıklığının sebebini cidden anlamadım. Zaten bir kere ayrılmışsınız çünkü, yapabilmişsiniz yani. İçinden çıkamadığınız karmaşık ve cesaret edemediğiniz bir şey yok burada.

Eğer "biz ayrıyken eski arkadaşımla ilişki yaşadı diye ayrılacak bir insan değilim" durumunu kendinize ispat etmeye çalışıyorsanız bence içiniz rahat olsun bu mesele bunun çok daha ötesinde gibi duruyor.
  • akhenaten  (03.02.24 13:49:03) 
A

x'in elle tutulur herhangi olumlu bi yanı yok. şu an inkar etmeseydi belki farklı olabilirdi ama yalancılık red flag diye belirtmeli miyiz
  • ala09  (03.02.24 18:25:14) 
direkt ayrılırım ya. bunun “benden sonra ilişki yaşamış” gibi konuyla da alakası yok, karakterinden ötürü. böyle biriyle birlikte olmak istemem.


  • deartheodosia  (03.02.24 20:03:55) 
bu insanlarla arkadaş veya sevgili olmayı bırak aynı şehirde bile bulunmam bir daha.


  • hrskrs  (03.02.24 21:55:25) 
[]

baya uzun aradan sonra dönen sevgili

selamlar. bir arkadaşımı sevgilisi "evliliğe hazır değilim" diye 2 yıllık ilişki sonunda terk etmişti. o zaman 20lerin ortalarındaydılar. aradan 10 yıl geçti, eleman pat diye yazmış iletişime geçmiş. kızımız da kabul etti birkaç görüşme sonunda aileler tanışma aşamasına geldi. Ben başta çok sevindim, arkadaşım çok üzülmüştü bu ayrılığı yıllarca atlatamadı. Ama şimdi düşündükçe bi garip geliyor. Olumsuz bir yorum yapmayacağım tabi kıza karşı ama endişelerim var, siz ne düşünürdünüz böyle bir durumda?




 
hoş şeyler düşünmezdim.
eleman bi gezmiş gelmiş.

  • jelly bear  (03.02.24 10:24:32) 
Elemanın yaşaması gereken bazı şeyler heyacanlar varmış. İşte onları yaşamış gelmiş. En son da çantada keklik kızımıza geri dönmüş. Olay bundan ibaret


  • limonlu eksi  (03.02.24 10:40:15) 
Ben müdahale etmem, kendim böyle bir şeyi kabul etmezdim ama o etmiş. Kabulle alakalı bir şey bu. Neticede mutlu olacaksa ne önemi var.

20lerin ortalarında evlilik kararı almak istemeyebilir bir insan. Kendi sevgilim de böyle bir şey yapsa çok üzülürdüm, belki zor atlatırdım ama yine de anlayabilirdim. Ancak neticede bu kararı vermiş mi vermiş, o zaman yolu açık olsundur, bitmiştir.

Bence bazı önemli şeyler var. İnsanlar yaptıklarının sonuçlarını kabullenip bununla yaşamayı öğrenmeli. Belki bu iyi bir insandır, bilemiyorum. Ancak biliyorum ki onu geri kabul etmek benim üstüme vazife olmaz. Benle yaşadığı şeyin o noktada tamamen bittiğini idrak ederse belki sonraki ilişkilerinde bu kararın ağırlığını da daha iyi idrak eder. Ancak bunca şeyden sonra bana gelip kabul görürse ilerde belki evlendiğimizde, hayatının bunalımlı bir döneminde "döndüğümde beni tekrar kabul eder belki" diye düşünüp yine alıp başını gidebilir. Çünkü bu bir kere olmuş. İlla böyle yapacak demiyorum, ancak ben bu kişiyle bunu bir kere yaşamış bir insan olarak "böyle bir şeyin olmasını beklemiyorum" diyemem kendi adıma.

Ayrılık kararından dönülmesine tamamen karşı değilim, ancak bunun sebebi "yaptığım bir hataydı ve hata olduğunu anladım bir daha hiç olmayacak" temasında olmalı. "Gittim, gördüm yaşayacağımı yaşadım artık hazırım" temalı değil.

Bence çok önemli başka bir nokta da böyle bir olaydan sonra eşler arası his ortaklığının sağlam kalacağını sanmıyorum. Yaşadıkları şeyler insanda deneyim olarak kalır. Terk edilen kişinin sonraki ilişkilerinde ve genel olarak ilişkilere bakış açısında bu yaşadığı olayın ister istemez bir yeri olacaktır. Bu ayrılık sonrasında terk edilen kişinin karakteri, fikirleri, görüşleri inşa edilmeye devam ederken bu olayın da payı olacaktır. Terk eden kişi de aynı şekilde bu olayın etkisinden tamamen bağımsız gelişmeyecek. Yıllar sonra geri döndüğünüzde elinizde ne olacak? Belki de insanlara güveninizi kıran ve ona benzer gördüğünüz insanlara karşı daha temkinli olmanıza sebep olan kişinin ta kendisiyle hayat kuracaksınız. Ben bundan rahatsız olurdum.
  • akhenaten  (03.02.24 10:55:03 ~ 11:20:33) 
yadırgardım, sonuçta birlikte yaşanabilecekken yaşanmamış ve muhtemelen üzüntülerle geçmiş bir on sene var.

"20lerin ortalarındaydılar" yazdığınıza göre 25 yaşındayken ayrılmış olsalar, 26-27-28....35 yaşına kadar bir sürü anı biriktirebilecekken bu mümkün olmamış. "bu ayrılığı yıllarca atlatamadı" yazdığınıza göre, kötü bir süreç geçirmiş.

hani birisiyle tanışırsın ve daha önce tanışmadığına pişman olursun ama burada seni bilen, seni tanıyan, hayatında olan biri göz göre göre uzaklaşıp, araya başkalarını alarak, yıllar sonra dönüyor. bu bende bir burukluk yaratırdı.

“evliliğe hazır olmayan” arkadaş bu on senede muhtemelen başkalarıyla evliliğe hazır oldu, ama tutturamadı demek ki. son çare olarak garanti yolu seçip eskiye döndü.
  • tabudeviren  (03.02.24 11:23:56) 
Neden 10 yıl bekledi acaba. Ben 10 yıl sonra asla yazmazdım, saçma ötesi.


  • rock n roll  (03.02.24 12:24:19) 
Gezmiş gelmiş işte. Artık gözü dışarda olmayacaksa uzaktan bakınca bmantıklı olabilir. Duygusal olarak bilemedim.


  • parka  (03.02.24 12:49:26) 
buna cok benzer bir hikaye sonunda evlenmis ve su anda mutlu oldugunu dusundugum iki eski is arkadasim var.


  • bohr atom modeli  (03.02.24 13:15:34) 
evlilikte yine bırakıp gitmeyeceği ve sonra tekrar geri dönmek istemeyeceği kesin mi :) ben karışmazdım ilişkilerine ve bir yorumda da bulunmazdım ama tecrübe işte…


  • deartheodosia  (03.02.24 13:47:38) 
Bence evlilikte mutlu olma ihtimallerini değiştirecek bir şey değil bu. Belki bu sefer doğru zamandır, birlikte mutlu bir evliliğe imza atarlar. 10 sene önce ayrılıkla sonuçlanan bir ilişki yaşamış olmaları şu an evliliklerinin mutluluk ihtimalini etkilemez bence.


  • pispinti  (03.02.24 14:01:46) 
10 yıla yakın arkadaşınızla görüşüp evlenmesindense böylesi daha sağlıklı olmuş en azından ne istediğini biliyordur artık.


  • ananiyimioguz  (03.02.24 14:11:40) 
bir taraf eksikse olmazdı zaten. hayatta yapmak istediklerini yapıp "tamamlanmış" hissetmek uzun süreli ilişkiler için daha sağlıklıdır. ayrıca sapiens çok eşlidir yani 'geri dönme' diye bir olay yok.
özet olarak sonuçta ne olur bilinmez ama ayrılmadan devam ettiği paralel evrendekine göre +5 puan daha sağlıklı olacak.

  • architects creed  (03.02.24 18:24:51) 
[]

İstanbul’da yaşayanlar kendinizi nasıl rahatlatıyorsunuz?

Ben 3-4 yıl küçük bir şehirde yaşadım. O pastoral ortamın uzanan yeşil ovaların rahatlamasını İstanbul’da bulamıyorum. Heryer kalabalık, bolca beton ve araba. İstanbulda bu şartlarda siz nasıl rahatlıyorsunuz?

Araç sesinin olmadığı yeşil bir alan gördüğümde resmen çölde su bulmuş gibi seviniyorum.


 
sahile gidip kayalıkta veya bankta oturup denizi seyrediyorum.


  • tabudeviren  (29.01.24 21:31:27) 
kalabaligin azaldigi gun ve saatlerde cikmaya dikkat ediyorum. cok daraltirsa adalara kacis


  • ala09  (29.01.24 21:58:26) 
Belgrad ormanında çok çeşitli yerler var. Sarıyerdeki kapıdan girerseniz daha nezih bir ortam oluyor. Genelde tabiat parklarının girişe yakın yerlerinde mesire alanları olur, o kalabalığı arkanızda bırakınca spor amaçlı yol şeklinde uzun yürüyüş parkurları var. Yol olmasın derseniz doğrudan ormanın içini dolaşan trekking parkurları da var.

Belgrad ormanı doğal orman olduğu için istediğiniz kadar ağaç, çiçek, böcek, mantar, hayvan falan bakabilirsiniz. Ormandan daha pastoral bir şey bulamazsınız zaten.

Yanınıza bir tane kitap, bir termos kahve bir de sırta takılan açılır kapanır sandalye alın bir köşeye kurulun.
  • akhenaten  (29.01.24 22:13:17 ~ 22:17:58) 
Geceleri yürüyorum, rahatlatan tek sey bu hem sakin oluyor. Yesillik arayisim yok, cunku araci olmayan biri icin kolayca ulasilabilir sakin yesil bi alan yok. Kabullendim.


  • nic cage  (29.01.24 22:35:57) 
hafta sonu sabah 7-11 arası çok güzel İstanbul.


  • gule gule  (29.01.24 22:38:59) 
Cumartesi Pazar günleri erken saatte kalkıp (6-8 arası) kalkıp sahilde uzun koşular yapıyorum (12-30 km.) sonrasında İstanbul ile işim bitiyor desem yeridir :)


  • kumandanim  (30.01.24 08:59:39) 
rahatlatamıyorum, en ufak bir güzelliğe ulaşmak için bile o trafik kaosuna girmek gerekiyor. Mecburi hizmetim burası olmasa beş dakika durmam.


  • biravekahve  (30.01.24 11:44:46) 
[]

(30+) hala gerçekçi hayalleriniz var mı?

peşine düşebileceğiniz gerçekçi ama nispeten büyük hayalleriniz kaldı mı?
bu yetiniz hala eskisi gibi duruyor mu yoksa baltalandı mı?



 
Veteriner hekim olmak istiyorum, kolay olmayacak ama deneyeceğim.


  • rock n roll  (28.01.24 16:30:27) 
30'dan sonra tüm hayaller gerçekçi oluyor.


  • prole  (28.01.24 16:50:01) 
Mesleğimle ilgili olarak var, hala ilerleyebileceğim yerler var.

Ancak eskisine göre çok daha spesifik ve düz bir çizgide görünüyor artık ilerleme.

Yirmilerin başındaki belirsizliği özlüyorum bazen. Kafamı yastığa koyunca gözümde canlanan şeylerin ucu bucağı yoktu.
  • akhenaten  (28.01.24 18:38:33) 
Mesleki ya da aile içi gerçekçi hayallerim olsa da hala tanrı kral olmak istiyorum.


  • allah yazdiysa bozsun  (28.01.24 18:46:07) 
30 dan önce çok rastgele yaşamışım. Daha yeni başladığımı düşünüyorum hayallerim planlı ve kararlı


  • cavelier  (28.01.24 18:48:27) 
ABD hayalim zarar gördü. Dolar düşük olsaydı bütün paramı harcayıp giderdim. Şu an sadece mühendislikten kurtulup güzel bir alana geçme hayalim var.


  • dissendium  (28.01.24 18:59:03) 
hiç olmayacak/yapamayacağım şeylerin hayalini kurmadım. hayalini bile kurmadığım şeylere sahip oldum. küçük küçük hedefler ve planlar dışında bişey yok bende.


  • naksidil  (28.01.24 20:25:23) 
30'a girmemden hemen sonra Covid patladı o nedenle hangisinin etkisi daha büyük bilmiyorum ama hayatımın/vizyonumun çok küçüldüğünü hissediyorum.


  • peki madem  (29.01.24 12:16:35) 
ben hala superkahraman olabilecegime bile inaniyorum, 36


  • foster  (29.01.24 13:15:40) 
[]

2 yıllık ilişkim ikiz kardeşinin zorbalıkları sebebiyle bitti napıcam?

aslında rüya gibi başlayan bir ilişkinin içindeydim 2 yıldır her şey güzel gidiyordu yalnız tek bir şey hariç. erkek arkadaşımın ikiz kardeşi beni aşağılayana dek. Erkek arkadaşım olsun olmasın her yerde 'o yalnız kalsa eski haline döner, kendine döner' minvalinde yorumlar, ben birini sevsem 2 yıl oyalamam evlenirim söylemleri ve daha sonrasında benimle iyi anlaşacaksın yoksa defolup gidersin demelere kadar geldi. tüm bunlar yaşanırken erkek arkadaşım, kardeşine tek bir cevap bile vermedi. Hep aşağılandım, ailemin ekonomik durumu, devlet üniversitesinde okumama kadar hep küçümsendim. Beni asla savunmayan, yanımda durmayan bir adamı da en sonunda bıraktım. şimdiyse bunların hepsini unutma vakti...




 
ilişkin ikiz kardeş yüzünden değil eskiden sevgilim dediğin kişinin karakteri yüzünden bitmiş

hatta bu hikayede ikiz kardeş senin hayatını bile kurtarmış diyebiliriz
  • grimavi  (27.01.24 22:21:46) 
grimavi +1

Dünyada her çeşit insan var, çevrenizdeki birinin ayarı bozuk diye neden ilişkiniz bitsin ki?

Bitmesinin sebebi erkek arkadaşınızdan yeterli destek göremediğinizi hissetmeniz. Gerçek sebeplere odaklanırsanız üstesinden gelmek hem daha kolay oluyor hem de doğru acının yasını yaşamış oluyorsunuz. Her halükarda üzülecekseniz bari yanlış bir sebep için olmasın.
  • akhenaten  (27.01.24 22:37:34) 
Grimavi +1. İlişkiniz ikiz kardeş yüzünden değil ki erkek arkadaşınız yüzünden bitmiş. Buna maruz kalmaniza izin vermemeliydi. O yüzden yol yakınken donmussunuz diye dusunmek gerek bence.


  • fraise  (27.01.24 22:37:56) 
Grimavi +1
Sınır koymak istese koyardı, kardeşini uyarırdı. Öncelikleri farklıymış ve seni, rahatsızlıklarını umursamamış. İkiz kardeş burada ikincil. Problemin eski sevgilinle. Devam etseydin ve evlenseydiniz bile ömür boyu bunları yaşayacaktın, sırf ikiz kardeş değil iş yerindeki bi erkek/kadınla olan samimiyeti ya da başka herhangi bir konuda.

  • birgumuspeni  (27.01.24 23:27:47) 
bugün kardeşi için seni doğrayan, yarın annesi için doğrar, ablası için doğrar, başka bir arkadaşı için doğrar. kurtulmuşsun böyle bir tipten.


  • tabudeviren  (28.01.24 00:09:11) 
Okuduğum zaman ilk dediğim şey Allah kurtarmış oldu. Size değer vermeyen, yanınızda olmayan kişilere 1 dakika bile vermeyin ömrünüzden.


  • Sakinolmamlazim  (28.01.24 14:13:17) 
iyi olmuş, kurtulmuşsun gibi okudum.


  • duyurukullanıcısı  (28.01.24 14:25:43) 
bence ikiz kardeş burada haklı, kardeşindeki değişimi görünce muhtemelen kardeşini korumak için bunları yaptı. yaklaşımının yanlış olduğu çok aşikar yalnız o da kardeşini bir şeylerden korumak istemiş belli ki. hatta farkında olmadan dışarıdan bir göz sizi bile korumaya çalışmış olabilir. ama burnunu sokarak sizin mutlu ilişkinizin bitmesine sebep olmuş ve sevgiliniz olan kardeş de buna dur diyemeyerek/müsade ederek ilişkisinden olmuş da diyebiliriz.


  • picassoishere  (29.01.24 18:28:23 ~ 18:29:35) 
[]

Eşinizin işyerindeki karşı cins arkadaşı

Eşiniz işyerinden farklı departmandaki karşı cins arkadaşıyla fotoğraflar paylaşsa tepki gösterir misiniz? Normaldir karışmam mı dersiniz?




 
paylaşmasının beni rahatsız ettiğini söyler kaldırmasını isterdim sakince.


  • gizemli dede  (27.01.24 16:36:37) 
Çok değişken. Örneğin eşimi tanıdığımdan beri çeşitli arkadaşlarıyla fotoğraf koyuyordur hiç önemsemem ancak doğru düzgün instagram bile kullanmıyorken yıllar sonra ansızın sadece bu kişiyle sıkı fıkı bir fotoğraf koymuştur bu dikkate değer bir şey olur ve rahatsız eder.

Eşinizi siz daha iyi tanırsınız. Bize değil size garip gelip gelmediği önemli. Tuhaf bulduysanız konuşun.
  • akhenaten  (27.01.24 17:35:49) 
Böyle yapan biri eşim olamaz, kıskandığımdan değil bazı temel kuralları düşünemediğinden


  • olaylar olaylar  (27.01.24 18:41:52) 
bekar erkek olarak yazıyorum;

iş yerinde evli bir kadın arkadaşımla fotoğraf çektirecek olsam ve bunu sosyal medyaya koyacağını söylediyse mümkün olduğunca ciddi/resmi bir şekilde fotoğraf çekilmek isterim. eşinin rahatsız etme ihtimali olan bir fotoğraf karesinde olmak istemem.

eğer evli olsaydım;
eşimin fotoğraf koymasına bir şey demezdim. ama bu fotoğraf iş yerinde çekilmiş olmalı. iş yerinde şakalaşmalı da olabilir gülümsemeli de olabilir sorun değil. ama dışarıda bir yerde böyle bir fotoğraf çekmiş olması rahatsız ederdi. tabii dışarıda arkadaşlarla gidilen bir iş yemeği ise bu durum da rahatsız etmez.

yani fotoğraf çekilen yere ve fotoğrafın içeriğine bağlı.

fotoğrafın nasıl bir şey olduğu hakkında biraz daha bilgi verirseniz daha iyi olur.
  • tabudeviren  (27.01.24 18:57:33) 
Eşimin karşı cinsten arkadaşı neden varki, birlikte fotoğraf çektirecek kadar yani.
işyeri arkadaşları olarak hepberaber yani tamamda.

  • Tina  (27.01.24 19:13:49) 
Olaylar +1 o kişi eşim olamaz.

Ama konuda çok değişken var. İş yerinden karşı cins bir arkadaşımla neden foto çektireyim, çektirdim diyelim neden paylaşayım?

Her beraber tüm ekip, olabilir.
Patronu, yöneticisidir, bir Ödül ve alıyordur, olabilir.



Ama kahve içerken fotomu paylaşmam.

O kişi artık eşim değildir.

m.youtube.com
  • neden beni sevmedin  (27.01.24 19:22:55) 
eşim diş hekimi bütün hastaları ve doktor arkadaşlarıyla paylaşıyor benim insan içine çıkacak halim kalmamış o zaman :D

yav ne garip garip şeyler paylaşırsa paylaşsın sanki paylaşınca yollu paylaşmayınca namuslu mu oluyor bu insan ırkı. hiç bir şey paylaşmayıp neler neler çeviren tanıyorum.

çok de şey yapmamak lazım bir halt yerse yolları ayırırsınız.

ben paylaşmam ama ne alaka derim bu arada. çok eski arkadaşım falan olacak da belki.

ya da hikaye falan atarsın da öyle kalıcı fotoğraf falan ne mana derim. Ama atarsa da kaldır şunu ne bu hal demem.

ben paylaşsam da eşim bişey demez ama "ne mana" durumu var yine. Herkesle atıyorumdur karşı cinsten de atarım, bir fark olmaması lazım karşıdaki insanın niyeti kötü değilse.

tamamen ortama, kişilere ve çevreye bağlı.
  • ananiyimioguz  (27.01.24 19:51:21 ~ 19:54:49) 
ben ayrılırdım ama bu şahsi fikrim. Daha doğrusu öncesinde çıkmazdım bile.

Bu durumdaysam söylerdim. Yapmıyorsa büyük kavga çıkardı.

@Neden beni sevmedin +1
  • baldan kaymak  (27.01.24 20:34:18) 
Yukarıda diş hekimi örneği verilmiş. Bu normal. Sonuçta reklam yapıyor ve para kazanacak.

Ama normal iş arkadaşıyla keyfi fotoğraf bence normal değil. Ben bekar erkek olarak ilişkim yoksa bir kadınla fotoğraf paylaşmam.
  • ferenc  (27.01.24 20:38:11) 
Diş hekimi, doktor, diyetisyen vs bunlar normal, yadırgamam. Ama atıyorum kadın ya da erkek bankacı, ikisi birlikte fotoğraf çekilip paylaşıyorsa yadırgarım. Toplu bir iş yemeğidir, yan yana oturup yakınlaşmış gülümsüyorlardır, içim bi tuhaf olur. Ciddi bir ortamda çekilen fotoğrafsa hiç yadırgamam.

Bazı sınırlar vardır ve aşmamak gerekir.
  • birgumuspeni  (27.01.24 23:25:09) 
123456789• ... 160   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.