[]

Institut Français

kurs alan var mı, varsa memnun mu?

30 saatlik online kurs 790 tl* imiş. çok mu, normal mi? çoksa, Institut Français alternatifi nereler var? özel hoca daha mı mantıklı? öyleyse, öneriniz var mı?

teşekkürler!

*kitap vs dahil değilmiş fiyata.

 
2 gün önce görüştüm ben de, sınava girip başlayacağım. Editlerim başladığımda


  • spacevan  (14.06.21 20:34:54) 
Ben b1 seviyesine kadar gittim. Kitapları da baya pahalıydı ve kur başına yanlış hatırlamıyorsam 1200 lira vermiştim en son. Ama eğitimi güzeldi yine de. Bol bol pratik yaptırıyorlardı ders içinde verdikleri kağıtlarla.


  • epleindebisous  (14.06.21 20:56:46) 
if'in eğitimi güzeldir. üzerine düştüğünüzde kursunu aldığınız seviyeyi öğrenmeme imkanınız yok.

alternatif olarak galatasaray üni'nin kursları vardı ben okurken, şimdi ne durumda bilmiyorum, bi bakılabilir.

özel hoca isterseniz yönlendirebileceğim bir arkadaşım var. dilerseniz iletişim bilgilerini verebilirim. uzun süredir hocalık yapan, 3 sene fransa'da, bir süre de kongo'da yaşamış olan dile çok hakim bir arkadaş.
  • durbikonusucaz  (14.06.21 21:50:54) 
[]

İngilizce sorusu, were they.

Burdaki were they ne anlamda kullanılmış? Tenks.

soz.lk


 
anlamı they were three old wise women dediği haliyle aynı. cümleyi devrik yapmak ve tekerleme gibi bir hava katmak için öyle kullanılmış.


  • amugochi  (14.06.21 09:42:57) 
devrik cümle sadece. they were three wise women demiş.


  • bohr atom modeli  (14.06.21 09:43:22) 
bir varmış bir yokmuş gibi hikaye başlangıcı için kafiyeli olsun diye öyle kullanılmış, 3 bilge kadın varmış


  • nahtoderfahrung  (14.06.21 09:43:56 ~ 09:44:11) 
[]

Bbclearning English vs engvid

Merhaba

Upper intermediate İngilizcem var ama önümüzdeki altı ay ingilizce çalışacağım

Bu zamanı harcarken bir programı baştan sona takip edeceğim


Bbclearning englishi mi takip edeyim baştan sona

Yoksa youtubeda engvid videolarını mi takip edeyim
yada başka tavsiye edeceğiniz bir program var mı


Altı ay takip edeceğim tesekkurler

 
ne amacla bu sitelere yoneldiginizi belirtirseniz daha dogru bir yonlendirme yapilabilir, grammar calismak icin ingvid, listening ve vocabulary icin bbc learning daha mantikli mesela.. tam olarak odak ne olacak bu 6 aylik surecte? sinav hazirligi mi, eski bilgilerin ustunden gecip pekistirmek mi, okuma-yazma pratigi mi? daha spesifik olabilirseniz yardimci olmak kolaylasir..


  • mecik balit  (13.06.21 23:52:01) 
Amaç eski bilgilerin üstünden geçmek ve upperi advance seviyeye çıkarmak. Kelime eksiği çok fazla onu tamamlamamak

Teşekkürler cevap faydalı oldu
  • seyyar satıcı  (14.06.21 05:15:51) 
[]

ingilizce soru

1. The worst holiday ____ was when we went camping.

a) I had ever
b) I've ever had

2. You ____ park here! It's forbidden!

a) shouldn't
b) mustn't

açıklamalı olabilir :D

 
B sikki çünkü "best" veya "worst" ile baslayan cumlelerde hep bu kalip vardir.


  • Avoiding The Puddle  (12.06.21 20:16:43) 
2-b

yasaklı durumlarda mustn't kullanılır.
  • ilgeru  (12.06.21 20:23:24) 
1. P.Perfect çünkü tüm hayatınız boyuncaki süreden bahsediyorsunuz, henüz süreç bitmediği için “yaşadığım en kötü tatil” … x’ti.

2. Must > yasaklama
Should> tavsiye devamında gelen forbidden anahtar kelimeniz.
  • kucukne  (12.06.21 20:31:10 ~ 20:32:49) 
have not to yapmasan da olur anlamına geliyor ama must not yapamazsın


  • binlercedansozvar  (12.06.21 20:59:59) 
[]

Osmanlıca öğrenmek için tek bir kitap

Tek kiapla Osmanlıca öğrenmek istiyorum başlangıçtan itibaren. Dersler için gerekli. Tavsiye edebileceğiniz bir kitap veya ekitap veya not var mı?




 
Tek bir kitapla öğrenmek zor malum bu ders tarih ve edebiyat bölümlerinde 2 sene boyunca veriliyor. Hayati Develi'nin ve açıköğretimin kitaplarından faydalanabilirsiniz.


  • black holes in the sky  (10.06.21 17:35:39) 
tarih mezunu olmuş biri olarak osmanlı türkçesini kitaptan oturup öğrenmek seni çok zorlar.üç değişik kitap inceledim sanki hepsi hoca atlatsın diye hazırlanmış gibi geldi.tavsiyem kitabı eline alıp youtube videolarıyla desteklersen daha kolay öğrenirsin.
ne zaman açılır bilmiyorum ama ismek kurslarında osmanlı türkçe dersleri var.

  • uykulu_fb  (10.06.21 22:22:33) 
[]

"Tekmil Dışı" İngilizcesi nedir?

Hiçbir yerde göremedim tanımını. Tekmil dışı araç şeklinde geçiyor metinde. Arızalı gibi bir şey anladığım kadarıyla.

Google translate out-of-order diyor. Doğru mudur acaba?


 
Türkçesini anlasak. Tekmil bütün vs manasında ama tekmil dışı araç ne demek çözemedim. Metnin/cümlenin/paragrafın tamamını paylaşsanız?


  • lazpalle  (10.06.21 14:16:51) 
"Muayene zamanında, ilk kez muayene giden araçlar, (herhangi bir kusur nedeniyle muayene tekrarına kalan araçlar SERVİSE VERME ORANI’na dahil edilecek ve TEKMİL DIŞI ARAÇ olarak DEĞERLENDİRİLMEYECEKTİR.)"


(ben de türkçesini anlayamadım)
  • sec guard  (10.06.21 14:20:58) 
hiçbir yerde böyle bir ifade de geçmiyor. fena şekilde askeriye kokan bir ifade ya da devlet kurumu. ilgili yerden bilgi alabiliyorsanız ne ala. umarım buradan bu jargona hakim birisi çıkar.


  • lazpalle  (10.06.21 14:26:46) 
Valla tekmil dışı bana kaydı kuydu yapılmamış gibi bir anlam çağrıștırdı ama tamamen sezilerime dayanıyor yani kaynak götüm diyebiliriz


  • materyalist imam  (10.06.21 16:02:55) 
Facebookta çevirmen grupları var. Oralarda bir sorun isterseniz.


  • curukturpkokusu  (10.06.21 17:23:24) 
unregistered car


  • baldur2  (10.06.21 17:34:10) 
[]

Toefl son zamanlarda girenler, kaç günde açıklandı?

Ctesi girdim yarın açıklanır mı




 
Ben 1 buçuk sene önce girdim, 10 günü falan bulmuştu gibi hatırlıyorum. Ets'nin sitesinde yaklaşık 6 gün sonra diyor. Bence yarın açıklanmaz.


  • buff  (09.06.21 23:47:21 ~ 23:48:15) 
[]

ielts reading nasıl geliştirilir?

hep çok çok kötü notlar alıyorum. en düşük kısmın bile 1 puan altında oluyor. reading'im nerdeyse writing'in 1,5 altında falan geziyor.

boşluk doldurmaları falan hiç bir şekilde yapamıyorum. matching headings falan yapabiliyorum.

hiç böyle reading'i açık ara kötü olan da görmedim. çok taktik falan var da ben mi bilmiyorum? listening gibi çok şaşırtmaca bekleyip ipucu yakalayınca işaretlemiyorum hata mı yapıyorum nedir? ne çalışabilirim nerden çalışabilirim

 
Writing'in iyiyken, reading ve listening'den yana probleminin olması ilginç geldi açıkçası. Bilhassa reading.


  • Avoiding The Puddle  (09.06.21 16:27:48) 
reading bu kadar sorunluysa okuduğunu anlamıyorsun demektir. sınava iki hafta önce girdim. en laylaylom yaptığım bölüm reading'di ve 8,5 geldi. açıkçası hiçbir taktik vs uygulamadım. paragrafları anlayarak, hazmederek, kafamda canlandırarak okudum. hatta hastalara yardım eden köpeklerle ilgili bir metin vardı. köpekleri cinslerine renklerine kadar gözümün önüne getirerek okudum. soruları bir daha metne bakma gereği bile duymadan cevapladım.

sınav stresiyle paragrafları anlamadan geçiyor olabilirsin. hani bazen kafamızı tam vermeden on sayfa kitap okuruz, ne okudum lan ben deyip başa döneriz, onun gibi. bir cümleyi iyice anlamadan diğerine geçme. zincir bir defa bozulunca gerisi de bozuluyor.

illa bir teknik tavsiye istiyorsan anahtar kelimelere odaklanarak okuma yap. sorularda birebir aynı kelime çıkmasa da eşanlamlısı çıkıyor, illa bir yerinden yakalıyorsun. bir de yes/no/not given bölümünde no işaretlemeden önce düşün. not given çıkabiliyorlar. benim girdiğim sınavda arada kaldığım sorular hep bu bölümdeydi.

ben sınav haftası mantığı anlamak için şu siteden üç dört alıştırma çözdüm. gerçi sınava birden çok girdiysen muhtemelen epey çözmüşsündür bunlardan:

www.ielts-exam.net
  • sir gawain  (09.06.21 16:46:01 ~ 16:49:40) 
En başta kelime öğrenin. Sadece kelime bilince bile genel konuyu anlarsınız. English Vocabulary in Use önerim.


  • howfaristhesky  (09.06.21 17:22:51) 
büyük ihtimal stres yapıyorsun. 1-2 taktik var. Skimming ve Scanning taktikleri var. Biraz bunu araştır. Birde süreden dolayı mı düşük alıyorsun acaba? Eğer tüm reading parçalarını okuyorsan zaman sorunu olabilir. Ha birde boş bırakmaman lazım. Bilmiyorsan bile tahmin yürütmeye çalış. Kelime bilgini geliştirmen de en önemli detay.


  • capitanos  (11.06.21 14:29:34) 
[]

b2 seviye için online fransızca kursu

tavsiyeniz var mı? kursa katılacak kişi a2 civarında.

teşekkürler.


 
dan diye istediğin kursa almazlar ki. a2 seviyesi b1'e başlar önce.


  • bohr atom modeli  (07.06.21 19:02:30) 
@bohr atom modeli

b2’ye kadar çıkarabilecek demek istemiştim aslında, eksik yazmışım.
  • avianthem  (08.06.21 08:18:40) 
[]

İngilizce dilbilgisi

Ekran görüntüsünde işaretli iki kelimenin yerleri birbiriyle değişmesi gerekmiyor mu? İki relative’i yanyana getirip ikinci relative bağlanması gereken nesneyi sona atmak yanlış bir kullanım değil mi?

1. İle 2. nin yer değişmesi gerekmiyor mu?


 
Endangered sıfat olduğu için isimden önce gelmeli. Bir sorun yok bence ama uzman değilim.


  • dissendium  (06.06.21 20:37:01) 
gerekmiyor.

adjective + noun şeklinde kurulmuş, doğru.
  • south park in kapusonlu uyesi  (06.06.21 20:58:42) 
[]

"Three phase engine" ifadesinin çevirisi için hangisi daha uygun?

Merhaba arkadaşlar,

Bundan bir süre önce teslim ettiğim bir çeviri projesi vardı ve orada da İngilizcesi "three phase engine" olan Almanca bir ifade vardı. Ben bunu "üç fazlı motor" olarak çevirdim ancak değerlendirmeyi yapan arkadaş "üç faz akım motoru" olarak çevrilmesini daha uygun görmüş. İnternette arattım önerdiği ifadeyi ama doğru düzgün bir şey bulamadım. Daha çok benim çevirdiğim gibi geçiyor internette. İşin diğer boyutuysa hatalı gördüğü çevirimi "major mistake" olarak görmüş. Sizce kim hatalı? Yüksek mühendislere, çeviri uzmanlarına ve otomotiv uzmanlarına soruyorum. Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.


 
Elektrik motorları doğru akım ve alternatif akım olmak üzere iki ana kategoriye ayrılıyor. Evet, bunlardan söz ederken akım kelimesini mecburen söylüyoruz ama bahsedilen terimde ben de sizin gibi yazardım. Hatta akım kelimesi yerine bu motor senkron mu asenkron mu sorusu geldi aklıma. Bence gereksiz yere takılmış kontrol eden kişi ya da gerçekten Türkçe mühendislik literatüründe böyle geçiyor.

ekleme: mesela elektrik mühendisleri odası "3-fazlı endüksiyon AC motoru" ve "3-fazlı senkron motor" demiş.
  • reactionic  (04.06.21 19:59:36 ~ 20:10:58) 
@reactionic Öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim. Aslında öyle çok detay gerektirecek bir şey yok. İngilizcesi "It is driven electrically by three phase engines." ayarında bir şey oluyor. Orijinal ifade "Drehstrommotor". Asenkron gibi ifadeler geçmiyor.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (04.06.21 20:42:56) 
Evet. Biz (en azından benim bildiğim) Almanca'daki gibi değil, İngilizce'deki gibi söylüyoruz genelde. Hani illaki "akım" kelimesiyle uzun uzun yazacaksam, "üç faz akım motoru" yerine "3 fazlı AC motor" ya da "3 fazlı alternatif akım motoru" derim.

edit: "NEMA 3 fazlı AC motorlarımız, dayanıklı ve uzun ömürlü motor performansı konusundaki itibarımızı yansıtıyor."
"Unsere NEMA-Drehstrommotoren folgen unserer Reputation für robuste und nachhaltige Motor-Performance"
Siemens'in sitesinde buldum örnek olarak.
  • reactionic  (04.06.21 21:15:49 ~ 21:21:54) 
Makine mühendisiyim. Üç fazlı motor çevirisi gayet yaygın kullanılır. İngilizce çeviride bir sorun yok. Hatta akım kelimesinin gereksiz olduğunu iddia ediyorum. Kontrol eden kişi özellikle bir şeyi belirtmek istemediyse büyük hata olarak tanımlamak zor.


  • dissendium  (04.06.21 21:28:40) 
Ayrıntılı cevaplar için çok teşekkür ederim. Ben de her yerde İngilizce'deki gibi kullanıldığını gördüm, keza AC motorları şeklinde kullanıldığı örnekler de var. Editörlüğünü konuşturup değişiklik yapma, iz bırakma kompleksine kapıldığından şüpheleniyorum. Çünkü aynı alakasız tavrı diğer yerlerde de göstermiş. Cevap versen bi dert vermesen bi dert.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (04.06.21 21:41:46) 
[]

Bu çeviri doğru mu?

"İkisi için de para iadesine gerek yoktur" bu cümleyi şöyle yazsam anlam uygun olur mu "There is no need to refund for any of them".




 
Olur. Daha iyisi "...neither of them"


  • d max  (04.06.21 17:04:25) 
neither of them degil either of them kullanabilirsin o cumlede.


  • hot potato  (07.06.21 09:11:11) 
[]

İsveççe için kaynak önerisi

sb
Çalışma kitabı olarak arıyorum. App, uygulama, program şeklinde değil.



 
Websitesi sayılır ise learningswedish.se. İçinde kitap gibi kaynaklar da olması lazım.


  • heritage  (03.06.21 10:21:29 ~ 10:23:17) 
[]

YDS-İngilizce hazırlık için online kurslar

Merhaba,

Yabancı Dil Sınavına İngilizceden girecekler için, online olarak canlı veya vidyodan konu anlatımı, soru çözümü, vb. yapan bildiğiniz hangi websiteleri var? Ücretli olabilir. Siz daha önce kullandıysanız, artıları eksileri nedir?

Teşekkürler.

 
Akın dil ahmet akın ben online kursunu aldım memnun kaldım


  • basond  (03.06.21 00:08:54) 
[]

toefl merkezi

istanbul language center kadıköy'de toefl'a girmiş olan var mı?

istanbul aydın üniversitesi daha uzak kalıyor bana. hangisini tavsiye edersiniz?


 
genelde universiteler kurslara gore daha derli toplu oluyor onu kesinlikle soyleyeblirim


  • bay b  (02.06.21 12:51:05) 
ikisinde de girmedim sınava ama bir hatırlatma için yazıyorum, sınav sonucunuzu türkiye'de akademik bir gereklilik olarak kullanacaksanız bir üniversite tarafından yapılan toefl'a girmeniz bekleniyor, yani test merkezinde girilip alınan toefl sonuçları kabul edilmiyor bildiğim kadarıyla yök kuralları sebebiyle.

ben en son itü yabancı diller kampüsünde girdim bu arada sınava, çok düzgün bir ortamdı bence.
  • nimberjack  (02.06.21 13:28:04 ~ 13:29:15) 
[]

rabbit hole

bunu tam olarak ne karşılar sizce? düz çevirsem çok alakasız oluyor, açıklasam etsem uzun.




 
Çıkmaz, cendere, müşkül durum.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (01.06.21 22:40:51) 
Dipsiz kuyu


  • inheritance  (01.06.21 23:34:56) 
[]

İngilizcede Tom the Cat, ....the bird tipi yapılar

Bunlara ne deniyor? Başka aklınıza gelen örnek var mı?

King Lear değil de mesela "Lear the King" tarzı. Jerry the Mouse, Popeye the Sailorman vb.

Başka neler var :(

 
Bir sürü kral, kraliçe, padişah var. Elizabeth the first, the second. Mehmet the conqueror, Fransa'da Louis the first'le başlayıp 20'ye kadar gidiyor. (Louis the 19th var, hükümdarlık dönemi tam 20 dakika sürmüş.)


  • kobuzchu kiz  (01.06.21 16:15:28) 
jack the ripper
richard the lionheart
edward the longshanks
  • baldur2  (01.06.21 16:27:17 ~ 16:27:45) 
  • ryhmer  (01.06.21 17:21:51) 
Winnie the Pooh
Alexander the Great
Edward the 8th
  • prole  (01.06.21 18:49:10) 
[]

IELTS sinavi sokaga cikma yasagi

Merhaba, temmuz ortasinda pazar gunu ielts’e girecegim. Kurum rezervasyon yapti ama o gun yasak malum. Kurum belge filan mi veriyor? Yarin arayip soracagim ama aklima takildi bu donemde sinava giren oldu mu hic?




 
girdim evet sınav belgesiyle gitmek bile yetiyor. soran hiç olmadı. temmuzda pazar yasağı da kalkar ama.

arayıp sorarsanız "evet size giriş belgesini mail olarak göndereceğiz onu kullanabilirsiniz" diyecekler
  • avatar is back  (31.05.21 23:16:17) 
O gün yasak olacağı kesin değil. Haziran için geçerli bu kararlar.


  • the coon  (31.05.21 23:23:52) 
www.britishcouncil.org.tr

sorun olmuyor. yukarıdaki linkte gerekli bilgi var
  • someonewalksalone  (31.05.21 23:32:43) 
[]

Relative clause

Merhaba, asagidaki cumlemde bir mantik hatasi var sanirim, relative clause’u yanlis kullaniyorum gibi geldi. cumlemi google’a yazdim hicbir sey cikmadi. Revize edebilirseniz cok sevinirim.

Universities where the places that have freedom of speech.


 
bu bir cümle değil, yüklemi yok. "universities where the places" kısmı da anlamsız olmuş.

"universities are the places that have freedom of speech" olarak revize edilebilir.
  • sir gawain  (31.05.21 01:08:52) 
Bana kalırsa @sir gawain'in cümlesiyle senin kurduğun aynı şeyi ifade etmiyor.

Seninki "düşünce özgürlüğünün olduğu yerler olan üniversiteler..." iken sir gawain "üniversiteler düşünce özgürlüğünün olduğu yerlerdir" demiş.

Sen cümlende ne anlatmak istiyorsun onu bilmemiz lazım.

"Universities where the places that have freedom of speech are vital for a nation's sustainable development" şeklinde devam edilebilir mesela.

Veya devrik bir cümleyle paragrafa çarpıcı bir giriş yapmak istemişsindir, orada da gideri olur:

"Universities, where the places that have freedom of speech... I know this word doesn't mean anything to today's young generation nowadays, but bla bla bla"
  • materyalist imam  (31.05.21 03:59:58) 
materyalist imam'ın iki önerisi de dil bilgisi olarak hatalı. "universities where the places that have freedom of speech" diye bir cümle yok. herhangi bir senaryo yazmaya gerek yok, böyle bir kullanım olamaz.

siz cümlenizi noktayla bitirdiğinize göre "üniversiteler düşünce özgürlüğünün olduğu yerlerdir" demek istemiş olmalısınız. bu "universities are (the) places that have (offer, provide vs.) freedom of speech"tir.

başka bir şekilde kuracak olursak şöyle olabilir:

universities are (the) places that have freedom of speech.
universities are (the) places that offer freedom of speech.
universities are (the) places where there is freedom of speech.
universities are (the) places where they have freedom of speech.
universities are (the) places where freedom of speech exists.
  • bir garip melek  (31.05.21 14:39:48 ~ 14:41:02) 
[]

Fransızca diyalog

Şu videoda 23:06'da sürücünün söylediği kelime ne?

youtu.be

Bir de 22:25'de başlayan konuşmada özet olarak ne konuşuluyor?

youtu.be

Videolar ilgili zamanlara ayarlı. Bilgi veren olursa teşekkür ederim.

 
23:06 : "ça marche" = "peki, oldu o zaman" gibi bir anlamı var bu kalıbın

22:25 :

Kadın: o alana mi girmem gerekiyor, nereye girecem?
Adam: girmeye gerek yok, şöyle bir manevra yapsan daha kolay olur
Kadın: bir daha tekrarlar mısınız, nasıl bir manevra yapmam gerekiyor
Adam: şöyle öne doğru gidip dönüş yapabilirsin
Kadın: doğru, akıllıca, peki o zaman
  • yarey  (30.05.21 15:34:25 ~ 15:36:10) 
Ben de ilkini yazmaya gelmiştim devamını çok anlamamıştım.


Ayrıca ekseriyetle Fransa’ya göçen ailelerin çocukları neden bu kadar ağır bir aksanla konuşuyor hiç anlamıyorum. Paris’in göbeğinden gelenler bile böyle konuşuyor, sanırsın ki hepsi gettoda zenci.
  • tessera  (30.05.21 15:41:22) 
[]

Someone ve benzeri kelimelerin Personal pronoun karşılığı

İngilizce konuşurken, arada someone, somebody gibi ifadeler kullanıyorum ama cümlenin devamında illa bağlaç oluyor işte İf ya da Cause. Her seferinde he or she demeye çalışıyorum ama pek doğru gelmiyor.

Doğru mudur, var mıdır doğrusu?


 
They their them

Bir örnek yaz istersen, bakalım.
  • stewie  (28.05.21 22:54:57 ~ 22:55:46) 
"one" kullanabilirsin.

... if one does that ...
  • crucio  (28.05.21 22:58:50) 
someone somebody dediğin kişiye they diye refer etmen doğru olmayabilir. he or shenin nesi yanlış geldi? olsa olsa uzun gelmiştir ama doğru kullanım. one/the one diyebilirsin.


  • olutaklidi  (28.05.21 23:02:50) 
@stewie örnek

someone invites but he/she doesn't know the details.
  • put it in your appropriate place  (28.05.21 23:07:51) 
en.m.wikipedia.org

They, their, them kullanmak en doğrusu.
  • vudin  (28.05.21 23:36:53) 
[]

İngilizce kelimelere yabancılaşma sorunu

Selamlar, umarım derdimi tam açıklayabilirim

İngilizce okumaya/dinlemeye bir süredir ara vermiştim, dille bağım kopmuştu bir süre. Birkaç gündür tekrar yabancı kaynaklarda zaman geçireyim dedim ama birçok kelimeye yabancılaştığımı fark ettim ama kelimeyi unutmak gibi değil tam. Mesela x kelimesi çıkıyor karşıma, diyorum ki ben bunu biliyorum ama emin de olamıyorum. Yazılışı bir garip geliyor. Sonra kelimeyi biraz tekrarlıyorum, aklımda bir cümleyle kullanıyorum o zaman oturuyor.

Bu durum olağan mıdır? İçerik tüketmeye devam ettikçe kendiliğinden rayına oturur mu? Fikirlerinizi bekliyorum, şimdiden teşekkür ederimm

 
Normal. Aklınızda yer etmesi için ilgi alanınızda içerik üretenleri izleyin YouTube'da örneğin.
"İngilizce okumaya/dinlemeye ara vermiştim"
Gelgelelim dil öğrenmenin en iyi şekli de bu değil. "Şu gazete yazısını okuyayım da 6 kelime daha kazanayım" yöntemi pratikte cortlar. Hedefiniz kelime değil, bilgi öğrenmek olsun ki ikisi birbirini destekleyerek entelektüel varlığınıza muazzam katkılar eklemeye devam etsin.
  • ryhmer  (28.05.21 20:29:50 ~ 20:36:15) 
[]

Kisa surede yapabilir miyim?

Merhaba. Temmuz ortasinda Ielts’e girecegim. Evde deneme cozerek Listening ve readingten ortalama 7 alabiliyorum. Speakingte cambly’de konustugum hocalar 6 alirsin dediler. Ama bir gelenek olarak writing’ten o kadar korkuyorum ki henuz baslamadim bile calismaya. En son bu bolume calisayim dedim aklimda kalsin diye ama stres oldum iyice. 1.5 ayda writing’den en az 6 almak icin ne yapmam lazim? Overall 6.5 alsam kafi ama writing’ten 4 bile alirim diye korkmaya basladim zaman yaklastikca. Her oneriye acigim.




 
Writing tüm bu skill'ler arasında en sistematik olanı, bir tek buna odaklanırsan yapmaman için bi sebep yok. Tabii bu biraz kendini yazarak ifade etme pratiği de gerektiriyor, eğer bu yoksa sadece İngilizce değil Türkçe de yazma pratiği yapardım ben olsam. Comprehensive bir essay için sadece İngilizce bilmek yetmiyor çünkü.

Türkçe olarak yazılı ifade gücün yeterliyse belirli kalıplar, transition kelime ve tabirlerini ve cümle yapılarını çözdün mü o iş tamamdır. Bol bol yazarak çalış, bir sürü kaynak var internette.
  • Jux  (24.05.21 00:04:56) 
ben yeni calismaya basladim ieltse, zor degil gibi ama cevremden duydugum kadariyla en cok puanin kirildigi yer de writing diyorlar.

burayi tavsiye edebilirim: www.ielts-simon.com

cambly de begendiniz hocalar var mi bu arada, ben su siralar pek iyi hocaya denk gelemedim ielts icin, slatyi okuyup geciyorlar genelde.
  • badcode  (24.05.21 01:00:13 ~ 01:20:45) 
Deneme sınavları ve çıkmış sorular gibi örnekleri incele, tablo vb okumak için temel terimleri öğren, bağlaçları öğren, giriş gelişme sonuç şeklinde yazmak için pratik yap. Oldukça teknik bir kısım writing, 7 alacak seviyedeyden çalışarak kolaylıkla üstesinden geleceksin!


  • her giriste sifresini unutan adam  (24.05.21 01:46:48) 
[]

CV ingilizceleştirme

ben de bir şeyler yazıyorum daha güzelini yazan olursa onu koymak isterim. ben pek profesyonel değilim bu mevzularda.. herkes 1 maddeyi çevirse daha hızlı olur sanki?

●Üretim proseslerinin siparişten teslimata kadar yönetimi
●Makinelerin üretim prosesine göre en verimli şekilde organize edilmesi/programlanması
●Makinelerin bakım/onarım işlemleri hususunda gerekli aksiyonları almak, bu doğrultuda personeli bilgilendirmek ve yönlendirmek
●Gelen siparişe göre personeli organize etmek, vardiya-izin cetveli oluşturmak
●Siparişe göre iş ve üretim programının hazırlanması, personelin organize edilmesi, vardiya cetvellerinin oluşturulması

 
- Management of production processes from order to delivery
- Organizing/programming the machines according to the production process in the most efficient way
- Taking the necessary actions regarding the maintenance / repair of the machines, informing and direct the personnel accordingly.
- Organizing the personnel according to the incoming order, creating a shift-leave schedule
- Preparation of work and production program according to order, organization of personnel, creation of shift charts

not: Bunlar google translate çevirisi. Ama gayet yerinde çeviriler. Bu tarz işlerde Google Translate kullanmanı öneririm. Oldukça başarılı çeviriyor.
  • himmet dayi  (23.05.21 11:35:03) 
[]

uygun kelime, cümle

arkadaslar,
simdi mail yazacagim ama rahatsiz oldugum bir konu var, bunu en iyi anlatacak cümle, kelime ne olabilir?

bu bilgiyi bu sekil de elde etmek beni cok rahatsiz ettigi icin sildim.
'beni cok rahatsiz etti', uygun bulmadim, etik bulmadim..

istiyorum ki, icten ice beni cok rahatsiz etmis, o kadar rahatsiz etmis ki geceleri uyuyamamisim anlami ciksin.
disturb me, bother me.. bunlar bana biraz az geldi.

Tesekkür ederim.

 
"i found it extremely disturbing" dersen oradan extremely yeteri kadar vurucu olur bence. Yine de başka öneriler gelecektir.


  • himmet dayi  (22.05.21 17:55:44) 
Appalled guzel bir kelime. Onune absolutely gibi seylerle pekistirilebilir.
Ornek: I am absolutely appalled by/at ...............

  • neverletyougodown  (22.05.21 18:50:16 ~ 18:53:00) 
öncelikle şekil ve de arasında niye boşluk var onu anlamadım.

disturb ve bother'dan daha güçlü bir kelime disgust olur. geceleri uyuyamayacak hale geldiyseniz midemi bulandırdı diyebilirsiniz.

daha da beteri olsun derseniz made me sick diyebilirsiniz.
  • jason bourne seksapeli  (24.05.21 11:42:34) 
[]

İngilizcesi İyi Olanlar İçin Bir Grammer Sorusu

Selam,

Kolay gibi görünmesi sizi yanıltmasın.
"In the past centuries" hangi tense'i alır? Perfect mi past mı?

Agricultural practices such as irrigation, crop rotation, fertilizers, and pesticides were developed long ago but … great
strides in the past century.

Boşluğa gelecek olan fiil make ama hangi tense'de?

 
bence porfek


  • der meister  (20.05.21 20:16:36) 
Past centuries dediğine göre geçmiş yy'lardan bahsediyor, içinde bulunduğumuzdan değil. Late century deseydi perfect olurdu.

Edit: böyle dedim ama şuradaki örneklere bakınca perfect de oluyor gibi. Over ile past arasındaki nüansa basmadı ama over'ın biraz daha - den beri anlamı taşıdığını söyleyebilirim.
dictionary.cambridge.org
  • Jux  (20.05.21 20:27:26 ~ 20:31:19) 
"Agricultural practices such as irrigation, crop rotation, fertilizers, and pesticides were developed long ago but have made great strides in the past century."

Diyorum ben.
  • peki madem  (20.05.21 20:58:37) 
"Even if agricultural practices such as irrigation, crop rotation and the use of chemical fertilizers and pesticides were discovered long time ago, there has been tremendous progress over the past century."


  • makarnavodka  (20.05.21 21:09:36) 
FIDOW kuralını belki duymuşsundur. for, in, over.... the last/past century/years vs. gibi cümleler kuruyorsan cümlenin zamanı present perfect oluyor.


  • olutaklidi  (20.05.21 21:49:29) 
[]

İtalyanca çanta takmak diyebilmek için hangi fiil kullanılır?

Portare mi, indossare mi? Gözlük için de aynı mı kullanılır?




 
Oyumu portareden yana kullaniyorum cunku portare daha cok aksesuar giymek/takmak icin kullaniliyor, en azindan benim bildigim.


  • e mice  (16.05.21 20:54:12) 
www.fashion-in.it

Bu linkteki örneğe göre indossare kullanılması gerekiyor.
  • stronzo  (16.05.21 21:59:52) 
Hm, o vakit indossare kullanılır sanki.


  • mslny  (16.05.21 23:02:41) 
[]

Toefl'a girerken kullanılan kaynaklar

Toefl için kullandığınız kaynaklar nelerdi ? kaç puan aldınız ?
çalışma sisteminiz nasıldı ?

-youtube üzerinden link olur
-udemy kursu olur
-internet sitesi olur
-türkçe kitap olur
-ingilizce kitap olur

her bölümden 22 şer puan alıp 88 puan almak gibi bir hedefim var.
yds puanım 50. halihazırda kpss çalışıyorum işten çıkınca bu sürede nokta atışı bir kaynak bulursam günde 1 saat ayırıp toefl a da göz gezdirmeyi planlıyorum.

 
longman'dan çalışıp 102 aldım ama listening kısmını oradan çalışmasaydım 105-106 alırdım sanırım. diğer bölümlerse sınavla çok benzerdi.


  • bohr atom modeli  (16.05.21 18:26:42) 
her bölümden 22şer puan cok gercekci olmayabilir. O puani listening ve reading'den almak, writing'den almaya gore cok daha kolay mesela.

YDS 50 epey dusuk bir puan. Yapamazsiniz demiyorum ama onunuzde uzun bir yol oldugunu bilin.
  • hot potato  (16.05.21 18:38:05) 
sınava daha yeni girmiş biri olarak hot potato+1 demek üzere yazıyorum. ingilizce öğretmeni değilim, o yüzden teknik olarak bir şey söylemem çok mümkün değil, ama deneyimlerimi paylaşabilirim.

bir çalışma sistemim yoktu öncelikle, çok fazla çalışmadan, eski bilgilerimi hatırlamak üzere bazı kaynaklara ve internette bulduğum yeni bazı bilgilere bakarak girip 108 aldım. ama ben iyi bir örnek değilim, ingilizce'yi günlük olarak hem özel hem iş hayatımda uzun zamandır kullanıyorum. toefl'a çok önceleri bir kere daha girmiştim, sınavın mantığını da biliyordum yani, ilk girişim değildi.

yds ile toefl hiç benzemezler, toefl baya akademik bir ortamda hayatta kalacak iyi bir ingilizceniz var mı ona bakıyor. sınav boyunca bir üniversitede takılıyor, derslere girip çıkıyor, öğrenci hoca diyalogları dinliyor gibi oluyorsunuz. zaten kendisi 3buçuk saat sürüyor (buna ek olarak kayıt olma ve mola sürelerini de ekleyin), yoğun da bir sınav. o yüzden toefl'da sanırım böyle trick teknikler üzerine kısa çalışmalar yapmak çok işe yaramayabilir. ingilizcenizin genel olarak iyi olması lazım gibi geliyor bana toefl için.

ilk önemli olan, sınavın mantığını biliyor musunuz? sınava daha önce hiç girmediyseniz bence önce buna bir bakın. çünkü klasik test çözmek gibi değil, moddan moda geçiyorsunuz. ets'nin kendi sitesindeki free toefl testini bir çözüp durumunuzu bir anlamaya çalışabilirsiniz:
www.ets.org

barron's'ın hem sınavla ilgili genel kitaplarını, hem de essential words kitaplarını karıştırarak durumunuzla ilgili bir fikir edinebilirsiniz.

bölümlerin mantığını kendimce bir yazmam gerekirse, ilk olarak sınavda karşınıza uzun ve kelalaka konularda reading pasajları çıkacak, ne tür sorular sorulabiliyor onu anlamaya çalışabilirsiniz. metnin tamamını okumadan da cevaplanabilecek soru çok oluyor ama bir noktada hızlı okumayla metne de hakim olmanız gerekiyor mesela, her bölümün sonuda metni özetleyecek 6 cümle verip üçünü seçmenizi istiyorlar çünkü. kelime bilgisi önemli olduğundan her türlü kelime çalışması mantıklı olabilir.

listening çok zordu benim için, en düşük puanı da oradan aldım (25). kesinlikle çok zor yetişiyor ve çok hızlı not tutma pratiğinin olması gerekiyor insanın. baya kağıda neredeyse cümle cümle not almaya çalıştığım lecture'ın tam not alamadığım yerinden soru gelince öyle kalakaldığım oldu. değişik konulardan lecture'lar dinleyebiliyorsunuz, biyolojiden felsefeye, her şey mümkün. bir de öğrenci-hoca diyaloğu gibi diyaloglar olabiliyor. konuşmalarda nerelerin önemli olabileceğine ilişkin önceden çalışma yapmanız gerekebilir, muhtemelen örnek çözdükçe refleks kazanılıyordur. bu arada 2019'da toefl sınavında değişiklikler yapılmış, onu da şu videoda öğrenmiştim, sınav öncesi izlediğim videolardandı, örnek de var içerisinde:
www.youtube.com

speaking zaten bir muamma, kitaplarda gördüğüm örneklere benzer cevaplar geliştirmeye çalışsam da çok çok zorlandım, bir konuda sadece 15 saniye düşünüp cevap oluşturmanız, koca dinlediğiniz konuyu 45 saniyede özetlemeniz isteniyor falan. türkçe'de bile yapması zor bence. mümkün olduğunca doğru kalıplarla doğru cümle kurmaya çalışıyorsunuz. gerçekten samimi cevap düşünmeye çalışırsanız işiniz zor, en kolay anlatabileceğiniz cevabı kafanızda o an seçip konuşmak gerekebiliyor. atıyorum, çocukken yapmayı sevdiğiniz bir şeyi anlatın gibi bir soru gelir, en kelimelerini bildiğiniz şeyi o an seçip anlatmanız lazım, "ben en çok neyi seviyodum ya" falan diye düşünmeye kalkarsanız 15 saniyede cevap oluşturmak imkansıza yakınsıyor. ya da bir konuda fikrinizi soruyorlar, cevaplamadan önce mesela kağıda kaç saniyede kaç kelime not alabiliyorsunuz, sonra onları cümleye çevirebiliyor musunuz, bunları bir denemek iyi oluyor. soru-cevap örnekleri için şunlara bakıp fikir sahibi olabilirsiniz:
www.examword.com
buradaki örnek cevaplardaki gibi süper cümleler kuramamanız önemli değil, biraz iyi kurabilseniz yetebiliyor sanırım. ama mantığı anlamak için iyi gibiler.

writing bence tümünün hemen hemen en kolayı, bir iki iyi argüman bulup, tarafınızı belirleyip yazıyorsunuz bir tanesinde. bir tanesinde de dinlediğiniz lecture ile okuduğunuz metni karşılaştırarak "onlarda ne deniyorsa" bir şey eklemeden-çıkarmadan, anladığınızı yazıyorsunuz. doğru giriş cümlesi türlerine, birinci ikinci paragraf düzenine ve sonuçta ne yazılır-essay mantığına bakarak nispeten çözülebilir gözüküyor bana.

kısaca hot potato'nun da dediği gibi yol biraz uzun olabilir, bence ilk adımınız testin mantığını anlamaya çalışmak ve örnek testlerle seviyenizi bir belirlemeye çalışmak olabilir. şimdiden başarılar.
  • nimberjack  (16.05.21 21:27:42) 
@hot potato +1

Yds'den birkaç defa 80-90 aralığında puan alan biri olarak, toefl'da 80lerde puan alabildim. 120 üzerinden olduğu için hedefimin altında bir puandı.

Benim puanımı düşüren kısımlar writing ve speaking oldu. Pratik ve çalışma eksikliği tabi. Speaking için youtube'da taktikler veriliyor. Bazı bölümlerde veri olmadan direkt konuşmanız gerekiyor. Belirli kalıplar kullanmak faydalı oldu bende. Writing'de de bazı taktikler var. Yine ekşi, youtube vb yerlerde yazıyor çoğu.

Bence önce yds'de belirli bi hedef puana(7₺-80) çıkmayı denemek daha mantıklı. Toefl'a ilk girişte 80-90 puan almak için biraz altyapı ve hazırlık lazım. İkinci girişte almak daha olası.
  • the coon  (16.05.21 22:11:27) 
[]

unuttuğum ingilizceyi nasıl hatırlayabilirim?

üniversiteyi %100 ingilizce okudum sözel bir bölümde.
hazırlık da okumuştum.

mezun olalı 10 yıl oldu, iş hayatında neredeyse hiç kullanmadım, kullanmıyorum.

bu ara ileri seviye ingilizcenin zorunlu olduğu bazı iş ilanları ilgimi çekiyor ama sürece girsem ne mülakatta konuşabilirim ne de oturup doğru düzgün bir şeyler yazabilirim.

herhangi bir acelem yok, belirli bir bütçe de ayırabilirim.
özellikle online olması tabi salgın nedeniyle önemli olacak.

(örneğin cambly için araştırdım ama çok kötüleyen de var, öven de, anlayamadım)

nasıl bir yol izlememi önerirsiniz? benzer bir deneyim yaşayan var mıdır?

şimdiden çok teşekkür ederim.

 
camblyde kötüleyen neyi kötülemiş ki hocayla anlaşıyorsun belirlenen saatte pratik yapıyorsun hoca kötüdür en fazla


  • nahtoderfahrung  (15.05.21 22:23:06) 
ben ingilizcenin öyle kursla filan sağlıklı bir şekilde öğrenilemeyeceğini düşünüyorum.

şimdi sizin temeliniz var zaten, üniversiteyi tamamen ingilizce okumak kolay bir şey değil. kolay kolay unutmazsınız da, sadece pratik gerekli. bence ingilizceyi hayatınızdan çıkarmakla hata etmişsiniz. kullanmayınca paslanır elbet.

ingilizce kitaplar okumalısınız öncelikle. artık hangi konu ilginizi çekiyorsa, bir şeyler bulup okuyun. ingilizce dizi-film seyredin. bunun sadece duyduğunu anlamaya faydası olmuyor, kelimelerin telaffuzunu da öğrenmiş oluyorsunuz, beyninize işliyor sürekli duya duya. konuşma için oldukça yararlı. sürekli ingilizce konuşmasanız bile duyduklarınız beyninize yerleşiyor ve konuşacağınız zaman beyninizdeki kayıtları referans alarak konuşuyorsunuz.

reddit gibi yerlerde takılıp bir şeyler yazabilirsiniz. aklınıza gelebilecek her konu için bir subreddit var neredeyse, ilginizi çeken şeyler bulup oralarda paylaşım/yorum yapabilirsiniz. ordan insanlarla tanışırsınız, yazışırsınız, yolu belki sesli konuşmaya kadar gider. onun dışında belki ingilizce günlük tutabilirsiniz. ses kaydını açıp rastgele ingilizce bir şeyler anlatmak ya da metin okumak da yararlı olabilir, ben yapıyordum eskiden.
  • isabella was a ginger  (16.05.21 00:27:58) 
[]

ingilizce: hazır onlar gitmişken?

nasıl söylenir?
teşekkürler.



 
"while they're gone" olabilir.


  • bluntaf  (15.05.21 18:15:47) 
"Now that they are gone" da olabilir.


  • vudin  (15.05.21 18:27:13) 
Now that they are gone demeye gelmiştim


  • howfaristhesky  (15.05.21 18:58:02) 
"Since they're gone" da olabilir.


  • isabella was a ginger  (15.05.21 19:55:29) 
[]

Relative clauses

“Which” yerine “that” kullanamadığımız durumun nedeni nedir?

“Anna told me about her new job, which she’s enjoying a lot.”
“ We stayed at the Park Hotel, which
a friend of ours recommended.”

Halbuki; “Grace works for a company which/that makes furniture.” diyebiliyoruz.

 
  • himmet dayi  (15.05.21 06:55:37) 
that ilk cümleyi tamamlayan bir amaçla kullanılırken which yan bir cümle eklemiş gibi yapar.


  • bohr atom modeli  (15.05.21 11:59:30) 
[]

The goal of this group is to bring together artists from all disciplines

bu cümlede kullanılan "to" ?

neden to kullanılmış? bunun yerine because yazsaydık olmaz mıydı?
veya muadil sözcükler neler var? mesela "for"
bir de birebir çevirisi nedir?

 
bir araya getirmek deki -mek

Bu grubun amacı tüm disiplinlerden sanatcıları bir araya getirmektir.
  • Ruprect  (14.05.21 12:57:48 ~ 12:58:59) 
be to + infinitive kalibi olarak gecer bu.

Kural, instruction, order verirken cumleyi, dili formal yapiyor. Hukumet komisyonu bilmemne icin olusturulmustur, su report sunun icin yazilmistir falan filan.

Ama en sik kullanilan yeri will, going to yerine gazete haberlerinde kullanilmasi
The leaders are to meet in Geneva, gazete basliklarinda are, is'de atiliyor Leaders to meet in Geneva oluyor mesela
  • neverletyougodown  (14.05.21 13:38:50) 
[]

Time prepositions

Merhaba. Cambridge Grammar kitabinda genellestirilmis zamanlar icin at kullanilir demis. Ornegin i dont like working at night. Ozel bir durumsa in kullanilir diyor. I was woken up by a noise in night.
Bu mantigi anlamisken exercise cozmek istedim. Asagidaki sitede yanlis cevap vermis oluyor bu anlatima gore. Ozellikle 1. Ve 12. Sorularda.

www.perfect-english-grammar.com

There was a loud noise which woke us up ‘in’ midnight dedim spesifik bir gece oldugu icin. Cevap at imis. Hangisi dogru acaba?

 
Yillarca ABD'de yaşadım, in night ilk kez duydum. Bir Amerikaliya ben o cümleyi kullansam anadilim değil diye dedim diye düşünür. Gece at night'tir. O kadar detaylı düşünmeyin. Hatta öğrencilerime öğretirken çalışılmayan zamanlar genelde at olur derim.


  • howfaristhesky  (12.05.21 04:24:53) 
Kitap özel bir durum derken tam ne kastediyor acaba? Muhakkak örnek olmalı diye düşünüyorum.
Ama gece gibi bir örnekte kural olarak at kullanılıyor çünkü gecenin bir başlama saati var. noon için de bu öyle. Verdiğiniz örnekte konu gecenin spesifik bir gece olması değil, genel olarak gece denen zaman diliminin spesifik yani 12de başlayan bir zaman dilimi olması.
Şurdaki açıklama fena değil: www.bbc.co.uk
  • sevenay  (12.05.21 15:10:09) 
[]

IELTS CbT

Yakin zamanda computer based IELTS Academic sinavina girenlere bir sorum var. Reading kisminda once part3’ten baslamamiza imkan veriyor mu test? Malum part 3 oldukca zor, ben oraya gelene kadar pert oluyorum cozum olarak mumkunse eger 3.kisimdan baslamak iyi bir strateji mi sizce?




 
izin veriyor istediğiniz yerden başlamaya, soruların puanları aynı 3. paragraph çok zor çıkarsa ne yapacaksınız, 1-2 boş mu kalacak, ben olsam kolaydan zora doğru giderdim.


  • valkin rockefeller  (12.05.21 01:03:50) 
Evet readinge istediğiniz yerden başlayabilirsniz.

Tavsiye etmem. Zihnini nispeten kolay metinlerle hazırlayıp part 3’e geçmek daha rahat olur bence. Direkt part 3 yorar ve heves kırar
  • avatar is back  (12.05.21 03:40:25) 
[]

Bir İngilizce sorusu

Küçük bir sorum var.

Fetal kelimesinin sözcük türü sıfat. Bu kelimenin cenin çevirisi var. Ama cenin kelimesinin sözcük türü TDK sitesinde isim.

Sözcük türü sıfat olan bir kelimenin Türkçe çevirisinin isim olması kafa karışıklığı yaratıyor. Bu durum nasıl açıklanabilir?

 
Çeviri doğru değil.
Cenin fetus (isim)
Ceninle ilgili fetal (sıfat)
  • pro9it9is9  (11.05.21 21:53:43) 
“Cenin pozisyonunda yattım.” derken ordaki gibi anlamı olursa sıfat olarak kullanılıyor.


  • sta  (11.05.21 21:57:48) 
Google Çeviri ve Tureng cenin çevirisini veriyor. Yanlış olsa çıkmazdı sanki?

translate.google.com.tr

tureng.com

Bir de fetal position ifadesi cenin pozisyonu şeklinde çevrilmiş. Cenin çevirisi olmasa bu şekilde nasıl çevrilecek ki?
  • dissendium  (11.05.21 21:58:22) 
-al ekleri kelimeyi sifat yapiyor, orneginizde fetal adjective, fetal position dedigimizde ise iki kelime birlikte isim oluyor, bu tarz soz obeklerine phrase de diyorlar (bizdeki isim tamlamasi bir nevi), kafanizi karistiran bu sanirim. clinical trials, societal problems vs. clinical trials derken mesela klinik denemeler, klinik calismalar diye ceviririz kliniksel calisma, klinikle ilgili calisma da diyebiliriz ama kulak tirmaliyor Turkce acisindan gereksiz laf kalabaligi da yapiyor klinik calisma diye cevirmek daha uygun oluyor


  • neverletyougodown  (11.05.21 22:49:08 ~ 23:43:01) 
herkese +1, bir de şu var, google da tureng de kullanıcı müdahalesi nedeniyle yanlış sonuçlar verebiliyor.


  • kül  (12.05.21 15:41:46) 
[]

formal ingilizce mail içeriğinde şu nasıl denir?

"Fiyat teklifimizi inceleme şansınız oldu mu?"

Şöyle diyeyim dedim ama google'ladığımda daha önce hiç böyle cümleler kurulmamış :)

Have you had a chance to consider our quotation?
Have you had a chance to view our price offer our?
I would like to kindly ask you if you have had a chance to view our price offer?

 
I was wondering if you have had a chance to look at the offer yet? please let me know if it requires any further clarification, happy to set up a quick walkthrough session. thanks

(2,cumle optional)
  • camussar  (10.05.21 15:29:36) 
Did you have an opportunity to-
Have you found time to-
Have you had a moment to-
Have you been able to-

Istersen baslarina I was wondering getirip if ile devam ettirebilirsin. Daha kibar olur.
  • dimanche  (10.05.21 17:28:42) 
view degil review demelisiniz.


  • hot potato  (10.05.21 17:51:21) 
sanırım google translate'ten çevirmişsiniz. "quotation" sözcüğü "teklif edilen fiyat" anlamında kullanılıyormuş ama ben pek rastlamadım, belki olaya yabancı olduğum içindir.

ikinci cümle ise hepten yanlış. sondaki "our" sözcüğü oraya nasıl gelmiş bilmiyorum. ancak o sözcüğü kaldırdığınız zaman manası olan bir cümle ortaya çıkıyor.

üçüncü cümledeki "I would like to kindly ask you" kısmı bence biraz abartı derecesinde kibar olmuş.

"have you had a chance to consider our price offer?" gibi bir cümle kurulabilir belki. ama biraz kaba kaçıyor galiba, dimanche'nin dediği gibi eklemeler yapılsa daha iyi olur.
  • isabella was a ginger  (10.05.21 18:05:01 ~ 18:07:50) 
[]

İngilizce gramer

Yemek güzel oldu.
Yemek güzel olmuş.
Yemek güzel olmuştu.

Ayşe yemek yaptı.
Ayşe yemek yapmış.
Ayşe yemek yapmıştı.

Hepsi geçmiş zaman olacak şekilde Ingilizce tam karşılıkları nedir?
Çok teşekkürler.

 
2. ve 3. sirada yazdigin seyler:
Öğrenilen geçmiş zaman
Öğrenilen geçmiş zamanın hikâyesi

Bunlar ingilizcede birebir mevcut seyler degil. Bircok insan bunlari direkt past perfect tense'le ifade etmeye calisiyor ama yanlis. Ayni anlam degil. Bizim misli gecmis zaman kullanirken verdigimiz anlam ingilizce'de context, yani baglam'dan cikar.

The meal turned out well.
I heard the meal turned out well.
As you remember, the meal turned out well. VEYA By the time I got there, the meal (had) turned out well. (ikinisi sacma oldu ama neyse)
  • hot potato  (08.05.21 08:17:05) 
Past tense
Present perfect tense
Past perfect tense
  • neysene  (08.05.21 10:13:52) 
[]

native speaker buldum

native speaker buldum, istediğini konusalım diyor.
bense speaking kurslarındakinin benzeri şekilde ilerlemek istiyorum. sorun şu ki o kursalarda neler yapılıyor bilmiyorum.
elemanla konuşmaya çalıştım dün. ama çok tıkandım.
kelime bilgim yetersiz kalıyor biraz. konuşmadan evvel konuya çalışıp kelime öğrenip konuşma esnasında kullanayım diyorum.

sizin tavsiyeniz nedir? bu native ile nasıl daha faydalı konusabilirim?

 
Kendi gittiğim speaking kursundaki yöntemden bahsedeceğim belki yardımcı olabilirim. Her gün için 2-3 soru belirleniyordu ve onlar üzerinden konuşuyorduk. Örneğin hobilerin/fobilerin neler gibi genel bir başlık oluyordu ancak konuştukça konu dallanıp bunaklanıyordu(bu fobin nasıl oluştu, bu hobini hangi zamanlarda yapıyorsun, kiminle yapmaktan keyif alıyorsun gibi hoca sorularla genişletiyordu).
Sen de ielts/toefl sınavlarındaki speaking sorularına bakabilirsin ve o şekilde ilerleyebilirsiniz. Bu sayede ne hakkında konuşacağın belli olacağı için önceden çalışma fırsatın olur.

  • penceredengorunenmorbina  (07.05.21 18:31:59) 
[]

Bu ifadenin İngilizce karşılığı

Merhaba,

İngilizce karşılığını bulmaya çalıştığım ifade "aşırı anlam yükleme". Bağlam şu: Althusser, Marx'ın bir ifadesini öyle bir ele alıyor ve öyle bir anlam yüklüyor ki ifade, Marx'taki bağlamından farklı bir biçim alıyor. Buna "aşırı anlam yükleme" demek istiyorum ama bu ifadenin İngilizcesini bulamadım. Teşekkürler.

* Gerekirse daha fazla ayrıntı verebilirim.

 
"Giving way too much emphasis" olur mu?


  • pangea  (07.05.21 13:59:16) 
interpreting too much into it
making more of this than it is

context.reverso.net
  • IncredibleMau  (07.05.21 14:11:08) 
Aradığınız kelime reaching olabilir

www.urbandictionary.com
  • ryhmer  (07.05.21 14:23:10) 
ne oldugunu direk cikartamadim ama sanki over... ile baslar gibi


  • turkuaz  (07.05.21 14:27:54) 
@gabe h coud: bu olmuyor.
@pangea: Anlattığım kadarıyla bu oluyor ama benim kullanacağım bağlamda tam karşılamıyor.
@IncredibleMau: birincisini kullanacağım. Teşekkürler.
@ryhmer: reaching "uydurma" gibi duruyor ama Althusser'in yaptığı ilişkilendirme o kadar da alakasız değil.
@turkuaz: Benim de ilk tahminim oydu. Ama "over-" ile "attributing a meaning" arasında ilişki kurmamı sağlayacak kelime kullanımını bulamadım.
  • prole  (07.05.21 14:32:51) 
turkuaz kopyayi vermis saolsun istediginizi karsilayan overstate, overestimate, overrate the meaning of X/ the significance of X kullanilabilir bence.


  • neverletyougodown  (07.05.21 14:34:20 ~ 14:43:16) 
overinterpretation gibi bir kelime varken diğerleri gereksiz. birebir ingilizce karşılığı tam olarak bu.


  • sir gawain  (07.05.21 14:56:34) 
[]

amerikan ingilizcesi ve ingiliz ingilizcesi vurgu ve tonlamaları

bunların arasında fark var mı? yani mesela bildiğim kadarıyla amerikan ingilizcesinde birleşik kelimelerin ilk hecesinde vurgu yapıyorlar. ingiliz olanında da aynı mı bu? iki aksanı da iyi bilenler cevaplayabilir mi?




 
evet, gramer ve kelime tercihi haricinde aksan, sive ve tonlamalarin kendilerinde bariz farklar var. bu tonlama farklari sadece abd vs uk arasinda degil, bu ulkelerin kendi iclerinde de cok var. boston'daki adam ile los angeles'daki adamin aksani cok farkli (hatta snl'de dalgasi bile gecildi)

diger yandan ozellikle hawaii'deki pacific islander diye tabir edilen yerli/melez, abd'nin southwest bogesindeki hispanik etnik gruplar gibi topluluklarin kullandigi ingilizceyi duyunca sasirirsin. kulaga sanki abd disinda dogup buyumus birinin pre-intermediate ingilizcesi gibi geliyor. bu insanlarin bir cogu burada dogup buyumesine ragmen agirlikli olarak kendi aralarinda takilip kendi dillerini konustugu icin (orn. spanglish) boyle ucube bir aksan/dil cikiyor..


pronunciationstudio.com:~:text=Intonation
www.youtube.com
www.youtube.com
  • rm  (06.05.21 22:56:09 ~ 22:56:20) 
amerikan aksani ingiliz aksani diye bir sey yok, hangi amerikan aksanı hangi ingiliz aksani diye bir sey var.


  • spivak  (07.05.21 00:59:48) 
Kelime vurgular ayni herhalde 90%, ama sesler ve soylenisler cok farkli. Tutor kelimesi mesela ingiliz sondaki r'yi okumaz, tu'yu çu gibi yapar. Amerikan ise tuudır der. Vurgu iki dilde de ilk hecededir. reduce derken ingiliz d'yi c yapar, amerikan d okur. Vitamin'e biri vaytamin der digeri vitimin, amazon biri Amerikan sondaki on'u aan diye okur falan boyle 1 milyon tane sey var. en.wikipedia.org
Ustteki arkadaslar gibi bolge aksanlarina takilmayin, bir yabancinin standard ingilizce, received pronounciation ogrenmesi gerekir. Liverpoollu something'e soin dedi, a lari u okuyor diye endiselenmene gerek yok. Ha Liverpool'a tasinirsin o zaman Liverpool aksani calisirsin.

  • neverletyougodown  (07.05.21 01:05:22 ~ 01:18:38) 
[]

Verimli Bir İngilizce Konuşma Pratiği Yapılabilecek Ortamlar

İngilizce konuşma pratiği yapmaya ihtiyacım var.

Duolingo Events'i bir kez denedim ama buluşmalar çok kalabalık olduğu için verimli olmadığını düşünüyorum.

Ücretsiz, küçük gruplar halinde, hatta bire bir pratik yapabileceğim bir ortam bulabilir miyim?

(Belki de Duolingo Events'i biraz daha detaylı incelemeliyim. Küçük ve planlı-programlı çalışan gruplar bulabilirim.)

 
Ben öğrenciyken couchsurfingden insanlarla tanışıp İstanbul’u gezdiriyordum böyle böyle ingilizcemi geliştirdim. Pandemiden sonra denemenizi tavsiye ederim hem sosyalleşiyorsunuz hem eğlenceli oluyor yeni insan tanımak.


  • suicides underground  (06.05.21 22:28:14) 
Englishcentral'ı kullanıyorum, filipinli hocalarla 30 dakika görüşme yapıyorsunuz. ilk ders ücretsiz. ben memnunum. hiç konuşmamaktan daha iyidir.


  • allahinadiylaoku  (07.05.21 12:26:41) 
[]

Basit bir almanca sorusu

"Es gefällt ihr hier sehr gut"

Metinde eylemi yapan kişi kadın, peki kadınken niye "es" kullandı?
"ihr" nın oradaki varlığını da anlamadım, sie'nin dativ hali ama özne değil cümlede.

öncesi şu şekilde metnin: Juliana kommt aus Paris. Das ist die Hauptstadt von Frankreich. In diesem Sommer macht sie einen Sprachkurs in Freiburg. Das ist eine Universitätsstadt im Süden von Deutschland. Es gefällt ihr hier sehr gut

 
Gefallen fiilini turkce olarak aciklamam gerekirse

“Burasi Onun cok hosuna gitti”
Hosuna gitmek - yuklem - gefallen
Burasi - özne - es
Onun - ihr

Yani bu cumle “o buradan hoslandi” degil, hosuna gitti oluyor.
O yuzden dativ hali kullaniliyor kimin hosuna gidiyorsa. Es gefällt ihr sehr gut anlami da “burada olmak onun cok hosuna gidiyor” gibi bir sey iste.
  • kuehles blondes  (05.05.21 21:33:57) 
Burada kadını belirten kelime ihr. Es değil.

Es geht mir gut cümlesindeki gibi düşün. Yani oradaki ihr ingilizcedeki her gibi.
  • himmet dayi  (05.05.21 21:36:49 ~ 21:37:26) 
gefallen sich = Intransitive Verb yani geçişli fiildir. bu nedenle uygun "sich" ifadesi ile kullanılması gerekir.

en tipik örneği: "Das gefällt mir"

senin örnekteki ihr = sich 'in yerini alır. "Es" zaten başlı başına bir mevzu kısaca burada önceki duruma referans verilmiş. Özne olarak kullanılmış. Almanca bir şeyi ben beğeneceksen kendini sich = mir yapacaksın.
  • helenart  (05.05.21 22:49:40) 
[]

Su ingilizce cumle nasil bir cumledir ya?

Konu anlasilsin diye tum metni verdim de soru son cumleye yonelik aslinda.
Sky news kanalinin youtube'da bir video alti aciklamasindan.

Manchester United's Avram Glazer refuses to answer after European Super League protest

Despite being asked several questions, Avram Glazer did not engage and drove off without saying anything.

It came after a fan's letter awaits a response from the family about the actions of the club over the failed European Super League refocused fans desire for the family to depart.

The original apology saw Mr Glazer's brother, Joel, "apologised unreservedly" to fans following the club's withdrawal.

Son cumle the original apology saw diyerek nasil bir cumle yapmislar oyle ya. Yapi hakkinda ve tercume hakkinda her tur bilgiye minnettarim. Tesekkurler.

 
"Mr Glazer's brother, Joel saw the original apology." demek istiyor. Haber siteleri bu tarz yazıyor genelde. Ama ben de çok emin olamadım şimdi.


  • himmet dayi  (05.05.21 19:12:30 ~ 19:15:50) 
See'nin witness anlami da var.
This stadium has seen many thrilling football games.
The twentieth century saw dramatic changes in most areas of life.
Burda da diyor ozur metni, ozur yazisi Joel'in ictenlikle acikca ozur diledigine taniklik etti, ozur diledigini gosterdi.
  • neverletyougodown  (05.05.21 19:42:33 ~ 20:29:42) 
see'nin anlamı burada "yol açmak", ile sonuçlanmak" gibi. açıkçası aramama rağmen sözlüklerde bu anlama çıkabilecek bir karşılık bulamadım ama haber metinlerinde sıkça kullanılan bir kalıptır. mark's departure saw us all scrambling for a new solution mesela, mark gitti ve biz yeni bir çözüm üretmek için uğraşmak durumunda kaldık, mark'ın gidişi sebebiyle böyle bir sonuç doğdu gibi.

bence cümlede kafa karıştırıcı kısım "apologized" kısmı. apologize olması lazım normalde. o da sanırım tırnak içindeki ifade, kullanan kişinin söylediği şekliyle bırakıldığı için orijinal bırakılmasından kaynaklı.

cümleyi basitleştirecek olursak söylenmek istenen,

"the original apology saw mr glazer's brother, joel, apologize to fans"

yani orijinal/ilk özür, glazer'ın biraderi joel'in de taraftarlardan özür dilemesine sebep oldu/bunun yolunu açtı/buna vardı gibi.

***

edit:

merriam-webster'da "to be the setting or time of" gördüm. en uygun bu düşer sanırım. türkçeleştirmek cidden zor, o kısmını diğer arkadaşlara bırakayım. bir şeyin vaktinde olmak, bir şeyle denk düşmek gibi yani. burada kullanıldığı anlam o.
  • der meister  (05.05.21 21:35:05 ~ 21:36:31) 
@der meister hocam ozur dileyen Joel Glazer. Bu adam super league coktukten sonra ozur mektubu yayinlamis, www.skysports.com

Bunun kardesi var bir tane Avram Glazer. Asil sahibi bu galiba. Who is the real owner of Manchester United? diye google'a yazinca bunun adi cikiyor. Bu hala aciklama yapmamis, gazeteciler soru soruyor cevaplamiyor diyor.

Yani senin dedigin original apology ozur dilemesine neden oldu diye bir sey yok. Benim dedigim witness dogru bence.

Bir de senin dedigin "to be the setting or time of" tam taniklik etmek witness'a denk geliyor su yuzyil su olaylara taniklik etti falan, witness=see ordan da kurtariyor bence
  • neverletyougodown  (05.05.21 22:00:40 ~ 22:02:30) 
[]

İngilizceyi nasıl çalışmalıyım?

Dışarıdan destek alacak yani özel öğretmene ödeyecek param maalesef yok. Haliyle kendime bir program oluşturmalıyım.
A2 seviyesinde bir ingilizcem var. Gündelik konuşmaları biraz dil kurallarını katlederek de olsa yapabiliyorum, anlaşabiliyorum.

1 adet günde 1-2 saat konuşma pratiği yapabildiğim bir arkadaşa sahibim. Kendisi ielts ten 7.5 alarak c1 seviyesinde olduğunu söylemişti.
Fark ettiğim en büyük eksiklerim kelime bilgim az ve edatları kullanmakta bayağı kötüyüm. 1 sene sonunda nasıl bir program izlemeliyim ki en azından b2 seviyesine geleyim? Çünkü ielts sınavından b2 seviyesinde puan almalıyım.

İnternette birçok kaynak var fakat bunları nasıl kullanacağımı bilmiyorum.
Bazılarının tavsiyeleri ise hep tek yönlü. Mesela birisi diyor kelime öğren halledersin. İyi de o kelimeyi doğru yere koymayı bilmedikten sonra lego birleştirir gibi kelime dizince karşımdaki kişi bunu anlamıyor ki. Başka biri diyor ki konuştukça öğrenirsin fakat ben yurtdışında yaşamıyorum. Günün 10 saati zorunlu olarak maruz kalmıyorum ki dediği doğru olsun. Bana bu imkanlarım göz önünde bulundurularak dengeli bir program lazım ama...

Mesela robert koleji nasıl bir program izliyor da mezun olduğunda mükemmel bir ingilizcen oluyor? Ben bu öğrenme sistemini arıyorum esasen.

 
Kitap okuyarak baslayabilirsin. Hem kelime ogrenirsin, hemde kelimenin nerede ve nasil kullanildigini. Sozluk olarak longman'e bakabilirsin (online kullanimi mevcut, bolca ornek verir).


  • tahtakafa  (04.05.21 21:38:55) 
Aradığın yöntemi söylüyorum: temel gramer öğren, her şeyini öğreneceğim diye gramerle kafayı bozma.

Sonra okuyorsun. Oku ama her alanda her şeyi oku. Hikaye olur, haber olur, magazin olur, makale olur. Okurken bilmediğin kelimelere sözlükten bak. Yavaş ilerleyeceksin ama öğrenerek gideceksin. Bir noktadan sonra cümle içindeki bazı kelimeleri bilmeden de cümlenin ne anlama geldiğini anlamaya başlayacaksın. Sonra o bilmediğin kelimeleri de gördükçe/duydukça öğreneceksin.

Üniversitede Amerikalı gramer hocam vardı, adamın söylediklerini anlayamıyordum. Bir gün yanına gittim, dedim ben anlamıyorum sizi. Bana şunu söyledi ve gitti: "Don't worry, you will."
  • do you remember me  (04.05.21 21:53:09) 
A2 seviyesindeyseniz gecmis zamandaki bir olayi ornegin yaz tatilinizi Ingilizce anlatabilirsiniz demektir. Yaklasik 1500 kelime biliyor olmalisiniz. B1'de kelime sayisi 4500'e, C1'de 9000'e cikmali. En onemli olan kelime yoksa Would you please be so kind to pass me ....? Pass you what? Kelimeyi bilmezsen ne kadar gramer bilirsen bil en havali kaliplarda bile durursun.

Ben ogrencilerime bunu oneririm: www.victoria.ac.nz
  • howfaristhesky  (04.05.21 22:15:38) 
Dört dil bilen biri olarak kendi tecrübemi paylaşmak isterim. Ben oturup gramer çalışmayı hiç sevemedim. En güçlü tekniğim gün içinde düşündüğüm herşeyi öğrenmeye çalıştığım dilde de söylemeye çalışmak. Mesela markete mi gideceğim, markete gideceğim nasıl derim. Bunu çözdüm mü, peki markete gittim nasıl derim? Markette alacaklarımı nasıl söyleyim vb vb birbirine bağlaya bağlaya arata arata öğreniyorum. Bu dediğim teknik çok yorucu çünkü normalde düşünme tarzımızın tamamen dışında ve normal bir düşünceyi çok yorucu bir hale getiriyor ama en güçlü teknik diyebilirim.


  • Lanovaromana  (05.05.21 00:47:46) 
Robert Koleji'ni bilmiyorum da Amerikan Koleji'nin eğitimine tanık oldum.
Hazırlık sınıfından itibaren, öğrencilerin Türkçe konuşma olanağı sadece kantin ve bazı sözel dersler ile sınırlı. İngilizce drama ve sunumlar yapma, makale ve günlük yazma, yılda birkaç adet Shakespeare gibi yazarların ağır eski İngilizce ile yazılmış kitaplarını okuma, modern dönem edebiyatın klasikleşmiş kitaplarını okuma ve filmleriyle karşılaştırma gibi aktiviteler yapılıyor.

  • pro9it9is9  (05.05.21 04:12:15) 
[]

ne demek istiyor?

(well it sounds like) we should be erring on the side of caution.


hata yapmamak konusunda ihtiyatlı olmalıyız mı diyor? yoksa uyaracak kadar ihtiyatlı olmalıyız mı diyor?

hata yaptığı, yapmış olma olasılığı üzerine bir insana karşı ne tepki vermeliyiz tepki vermeli miyiz önerisi aldıktan sonra kullanılan bir karar cümlesi olmalı.

 
www.google.com


google ladım. en üstte çıkan açıklama diyor ki:
take a comparatively safe course of action when presented with a choice.


bi olay sonrası bi aksiyondan bahsetmiyor, genel olarak güvenli tarafta kalacak şekilde hareket etmeliyiz gibi bişey diyor sizin cümlenizde
  • sttc  (04.05.21 19:38:35 ~ 19:38:48) 
caution derken güvenli demek istemiyor dikkat edelim ağzımızdan çıkacak lafa tadımız kaçmasın ali rıza bey diyor.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (04.05.21 20:13:50) 
oyle bir deyim / kalip var ingilizcede. yani iste belirsiz bir durum var diyelim. bir tercih yapman gerekiyor. yanlislikla daha guvensiz olani yapmak yerine daha guvenli olani yapalim gibi bir anlami var.

mesela yemege tuz konulacak. aslinda tam koyman gereken bir miktar var ama bilmiyorsun ne kadar. tam koymaya calisacagina (fazla koyma riskini alacagina) bilerek az koyarsin tuzu, sonra baktin az, uzerine ekleyebilirsin. ama bastan cok koyarsan telafisi yok. O yuzden az risk alip az tuz koyma olayina "erring on the side of caution" deniyor.

"hatayi guvenli tarafa dogru yapalim" yani bir seyi yanlis yapma ihtimalimiz varsa ihtiyatli olalim, az riskli, sonra telafisi olacak sekilde davranalim (idealini yapmaya calismayalim, o zaman telafisiz hata olma sansi var cunku)
  • robokot  (05.05.21 00:02:50 ~ 00:04:48) 
[]

İş İngilizcesi için sık kulandığınız kalıplar var mı?

Yakın zamanda bir işe başlayacağım ve İngilizce sunumlar, raporlamalar gerektiriyor. Altyapım var ama daha önce elin adamına raporlama yapmadım online olarak ve herhangi bir denetime girmedim diyebilirim (yalnızca bir kez). Böyle bir işte çalışan arkadaşların daha akıcı görünümlü İngilizceleri için hangi kalıpları cümlelerine yedirdiklerini öğrenmek isterim. Kaynak önerisi de olur




 
Cevabını bilmediğiniz sorular için "I'll circle back to you" yardımcı olabilir.


  • archmage mahmut  (04.05.21 14:47:19 ~ 15:14:51) 
www.askamanager.org

Bu site genel olarak size yardımcı olabilir. Kalıplarla ilgili bir şey bulamadım ama kesin vardır biraz kurcalarsanız.
  • peki madem  (04.05.21 15:19:04) 
benim genel bir önerim var. eğer her cümlenize ve kelimenize aynı özeni gösteremeyecekseniz, araya kalıplar serpiştirmenin çok bir artısı olmaz bence. kendi ingilizce seviyenizde devam edin. basit cümleler kurun. kompleks cümleler, normalde bilmediğiniz kalıplar ya da kelimeler kullanmayın. bilmediğiniz bir şeyi kullanmaya çalıştığınız zaman, yanlış yerde kullanma riskiniz var. komik duruma düşersiniz.

geliştirmek için ise :

1 - iyi ingilizce bildiğini düşündüğünüz birisine, mümkünse bir ingiliz'e, ara ara okutun. düzeltme anlamında değil, sonradan okutun. size fikrini belirtsin. bariz hatalarınızdan arının. cilasını sonradan atarsınız.

2 - internetten bol bol örnek rapor vs okuyun ama kelimeleri/kalıpları kopyalamayın. siz yine kendiniz yazmaya devam edin, okuduğunuz kelime ve kalıplar yazarken aklınıza gelirse kullanın. aklınızda yer etmemiş şeyleri kullanmayın.

3 - bunu nasıl bulursunuz bilmiyorum ama özellikle sık kullanılan sıfatların önüne "very" ya da "too" koymak yerine kullanabileceğiniz tek kelimelik sıfatlar var. onları öğrenin.
  • co2s2  (04.05.21 17:53:15) 
@co2s2; en son madde geçen debe' de vardı.

" Please do not hesitate to ask if there is something." her mailin sonuna yapıştırırım.
  • kumandanim  (04.05.21 17:59:11) 
  • hot potato  (04.05.21 18:00:33 ~ 18:02:31) 
[]

making the familiar strange

"making the familiar strange" bu ifadeyi en iyi şekilde türkçe'ye nasıl çevirebiliriz? Kalıplaşmış bir kullanımı var mı?
Bağlamı yok. Bir başlık olarak düşünün.



 
tanıdığı yabancılaştırmak diyesim geliyor ama değil gibi de


  • nahtoderfahrung  (04.05.21 00:09:02) 
bildiğini/tanıdığını yabancılamak ya da bağlama oturtulacaksa sadece yabancılamak diye çevrilebilir sanki


  • sevenay  (05.05.21 21:46:41) 
[]

İngilizce günlük konuşmalar

Selam,
Uzun süredir konuşmadığımız arkadaşınız naber diye mesaj attı, 'ben de bugün sana yazmayı düşünüyordum, tesadüf oldu gibi bir cümle nasıl kurabiliriz. 'Sana bir fotoğraf/video gönderecektim.'
Teşekkürler


 
I was thinking about texting you today, what a coincidence. I was gonna send you a photo/video.


  • jelly bear  (03.05.21 18:18:16) 
Teşekkürler. Yapacaktım ama vazgeçtim/yapamadım gibi bir anlam çıkıyor mu I was thinking dediğimizde?
Yoksa present manada mı kullanılıyor?

  • Janisser  (03.05.21 18:32:23) 
was going to
was about to kaliplari iyi gider.

Gecmiste soyle bir planim, tahminim vardi demek icin. Olay gerceklesmis de olabilir gerceklesmemis de. Olayin olup olmamasini baglamiyor, oyle bir plan oldugunu belirtiyor sadece.

I was going to play football today, but lockdown rules put me off.
I knew it was going to be sunny today.

Bu arada I was thinking biraz sakat sanki, present ve future icin kullaniliyor.
www.bbc.co.uk
Madde 1'de benzer ornek var. Present manada kullaniyor
  • neverletyougodown  (03.05.21 19:55:39 ~ 22:20:23) 
[]

ingilizce lojistik terimi olarak "malın tıra yüklenmesi" nasıl denir?

s.b.




 
Loading the goods on the truck.


  • himmet dayi  (02.05.21 15:46:03) 
vanning de deniyor. hatta

www.quora.com
  • chezidek  (02.05.21 21:13:58) 
[]

ingilizce fiyat teklifi mektubu nasıl denir?

google'da cok arastirdim ama en formal ve dogru olani hangisidir emin olamadim.

(bir makine icin makinenin fiyatini ve teknik detaylarini, garanti ve teslimat sartlarini vb iceren resmi teklif formati iletecegim.?


 
Quote ya da Price Offer


  • himmet dayi  (02.05.21 14:47:49 ~ 14:49:01) 
İhalelerde Request for Quotation diyorlar.

Quotation da kullanılabilir
  • cuma  (02.05.21 21:50:48) 
1 ... •111213141516171819• ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.