Ekşi Duyuru

bedava. değerlendir hemen.

3 ay çok kısa, 50 bin lira önemsiz bir tutar ama yine de hemen alırdım. bedava para.

bir mal satışı sırasında böyle bir teklif varsa, peşin fiyatında pazarlık yapmak daha mantıklı olur.

evet bayılana kadar o şeyi yaparım, mesela yeni bir tatlı buldum diyelim. hergün bıkana kadar yerim.

aynen böyleyim ben de. hatta şarkıyı dinlerken "ya 3 gün sonra bu kadar keyif alarak dinleyemeyeceğim tühh" diye üzülüyorum.:)

çıkarıyorum

sonra da soğuyorum uzun süre sadsfghg

bağımlılığa meyilliyim o yüzden herhangi bir şeyin.

ama aynı şeyi tekrar izleyemem.

dizi biter bitmez tekrar izlemem ama gerçekten sevdiysem normalde hiç yapmasam da dizideki oyuncuların youtube'daki soru cevap videolarına falan sararım.

Şarkı konusunda tam otistiğim zaten, albüm dinlemek, playlist hazırlayıp dinlemek, yeni şarkı keşfetmek falan yok bende. Bir şarkıya takarım ve onu bıkana kadar loopta dinlerim. Hele puzzle falan yapıyosam aynı şarkıyı abartısız 3-4 saat falan dinlediğim oluyor artık fark etmiyorum da :d

Yeni şarkı keşfediyorum tabii bi şekilde ama öyle spotify playlistleri dinleyeyim gibi olmuyor.

Yemek konusunda da sevdiğim bir yemek bulursam her gün yerim hiç sıkılmam

hayır. hayatıma dahil ederim ve rutinime koyarım. bir şeyi kısa vadede tüketmek yerine uzun vadede bir çok alternatifin olması çok daha zevkli. örneğin ayakkabı, onlarca ayakkabım var. sürekli değiştiririm. hepsi de ayrı güzel. ayrı keyifli. yeni bir ayakkabı alınca onu sürekli giymem.

off evet, en nefret ettiğim özelliğim ama vazgeçemiyorum.

nundu +1 tam olarak benim bu.

en kotusu yeni bir kiyafet begenip aldiysam her gun yikayip+kurutup ertesi gune hazir ediyorum <\3 bir iki hafta giyip sonra unutmaya calismaca

tam olarak ben bu. sadece şarkı, yemek de değil. sürekli sıkılmadan yapacak şeyler ararken geçenlerde örgü yapmayı denemek istedim, aralıksız 2 ay boyunca saçma sapan şeyler ördüm, yeni geçti bu manyaklığım. beğendiğim dizi ya da film olursa takip eden bir kaç hafta boyunca onun hakkında araştırmak, yazılan yazıları okumak, kesitleri tekrar tekrar izlemek gibi şeylere dalıp gidiyorum.

yeni yemek tarifleri denediğimde çok sevdiğim olursa bir iki ay boyunca sürekli yapıyorum kendimi ve etrafımdakileri bıktırana kadar.

kıyafet ve ayakkabılarda durum daha vahim, 40-50 çift arasından maksimum 3-4 tanesini sürekli kullanıyorum ya da aynı elbise, eteklerden vazgeçmiyorum, mevsim yüzünden araya zaman girdiğinde onlardan sıkılmam da engelleniyor ve bi sonraki uygun mevsimde tekrar aynılarına devam ediyorum. dolabımda etiketiyle yıllardır duran kıyafetlerim var çünkü onları henüz benimseyemedim.

bir mekanı seversem de bıkana, sıkılana kadar sürekli oraya gitmek istiyorum. alışkanlıklarıma ve sevdiğim şeyleri tekrar tekrar yapmaya bağımlı biriyim.

iyi tek manyak ben değilmişim :))

aküyü bitirebilir. başka bir zararı olacağını sanmıyorum.

araba çalışmadan o çıkışlar çalışmaz ki zaten.

@yazar yazmaz, kontak çevrilince aktif oluyor. motoru çalıştırmaktan bahsetmiştim.

skyscanner üzerinden halledin bence.

Aradığınız yer Sirkeci.

Doğubank'ın üst katları neredeyse tamamen gözlükçü. Doğubank etrafında da çok sayıda gözlükçü mevcut.

Mesanem küçük, çok sık çise cikiyorum diye dr a gitmiştim doluyken yapmami soylemisti. Ben de oyle yaptım. Demek o yüzden degismedi bisey...

müzik videoları dışında izlediklerim genel olarak;

lex fridman,
flu tv(konuğa göre),
fatih altaylı(konuğa göre),
go4x4(camping),
yavuz yörükoglu + dr.berg(sağlık),
kripto kemal(kripto),
country_life_vlog(köy tarzı yerde cooking),
melikşah altuntaş(güncel edebiyat, sinema takip),
arttv(güncel sergiler),
asladurma(koşu üzerine),
chess24 tr(satranç),

bunlar genelde görünce tıkladıklarım bir de tarih-mitoloji-psikoloji ile ilgili çeşitli kanallardan videolar düşüyor arada onlar da ilgimi çekerse tıklıyorum. enis kirazoğlu izliyorum bazen ted konuşması çıkıyor çok ilginç onlar oluyor.

gerisi teknoloji, yazılım üzerine.
bir de gaddar dizisi fragmanları :D

şimdi farkettim hiç izlemiyorum sanırdım kendimi bayağı bir şey izliyormuşum, aklıma geldikçe editlerim. ben de sizin gibi hissediyorum kafam gömülü hep aynı şeyler, gündemden kaçmak için sanki biraz da.

Guncel konularla ilgili: Fatih Altaylı.

Ortaya karışık bir şeyler olsun, biraz da kulturlenelim: flu TV, the School of life, teded (tedx'ten farklı ve çok daha güzel bana göre).

Gülelim, eğlenelim (bu konuğa gore çok degisiyor ama): İbrahim Selim

Sanat ve mitoloji: celil sadık, greatartexplained (bu kanalı duyurudan bir kullanıcı önermişti, bir kez daha tesekkur edeyim) , Jay Lee painting

Felsefe: Pelin Dilara Colak, Ömer Aygün (fakat çok az video yüklüyor artık).

Yoga: yoga with adriene

Yemek: refika birgul (programa göre), Vedat Millor.

İlgilenmiyorum secenegi cok calisir gibi degil yuzde 50 sansa kalmis

Ben direk begenmedigim videoda kanali engelliyorum ortam guzellesiyor

yeni bir şeyler "aratırsan" öneriler de ona göre değişir. sonra o öneriler başka önerileri doğurur. sistem bu şekilde işlemiyor mu zaten? "bir şeyler" aratarak başlayabilirsin. üstteki arkadaşlar çok güzel örnekler vermiş.

@yazar yazmaz yazan yazar Merhabalar, ben zaten arattığım şeye merak duyduğum için aratıyorum ve ilgi alanımda. Ancak benim istediğim, benim karşıma kendi alanımdan farklı öneriler çıkartması ve hiç bilmediğim alanları da ilgi duyup keşfettirmesi.

google hesap yönetimi sayfasından youtube ve google arama geçmişi ile youtube oynatma geçmişini temizleyin. anasayfada gösterilenlerden de beğenmediğiniz, görmek istemediğiniz içerikleri beğenmedim olarak işaretleyin. bir süre sonra gösterilen şeyler değişecektir.

hasta beni taciz etti iftirasına karşı bi önem olarak yapıldığını okumuştum. muayenelerde normal karşılıyorum açıkçası.

psikiyatride olması biraz saçma olmuş ama yine aynı sebepten olabilir.

doktor ile aynı şey bence.

Haklisiniz. Zamaninda cok kavga ettim. "Doktor-hasta mahremiyeti" konsepti var kagit uzerinde. Guzel bir dille buna vurgu yapilirsa anlarlar saniyorum. Ben biraz sert anlattigim icin belki tartismislardi saniyorum. Yoksa doktor hasta mahremiyetini bilmiyor degiller.

Olması gereken bir durum. Spesifik olarak kaç kere "Hasta muayenesinde (özellikle kadın hastaysa) muayene odasında bir hemşire bulundurun" diye hocalar belirtti hatırlamıyorum bile. Hasta mahremiyeti olması ile odada hemşire olması birbiriyle çelişen durumlar değil, hemşire de hastaya bakım ile görevlendirilmiş biri, aynı mahremiyet onunla da var.

Bu olay hem hastayı rahatlatmak hem de doktorlara karşı gelebilecek taciz iddialarına karşı bir koruma. Psikoyatride de "Bana uygunsuz sorular sordu" diyebilecek pek çok kişi var. Hemşirenin olması bana tuhaf gelmedi

Psikiyatri servisinde terapi yapılmıyor, malum. Terapi odası değil yani orası. Hemşire de psikyatri hemşiresi oldugundan sorun değil gibi geldi bana. Sebebi yukarıda aciklanmks zaten.

Ayrıca devlet hastanesi ise psikologa gittiğinizde de yanında stajyerlerin olması çok muhtemel.

testis, alt bolge ultrasonuna girdim, radyolog(sonograf mi deniyor yoksa) da hemsire de kadindi.
NOT: y.disi

Türkiye'de feodal yapı halen devam etmekte.
Bazı yörelerin insanlarında, örneğin kuzenin yaa evde sıkıldım deyip gelip teklifsizce 3 ay-4 ay kalması gayet olası.

Bu tarz akraba bağlılıklarında sana çok uzak gelen bir akrabanın sorununu her an kucağında bulabiliyorsun.

Söylediğin başlığı okumadım ama sanırım kastedilen bu.

Senin akraba bağın kuvvetli olmayabilir ama eş adayı kişisini seçerken onun ne düşündüğüne bakman lazım.

Evden çıkmayan baldız ile arabanın anahtarına ortak kayınbirader, sen yazlık satın alınca 'Artık bizim yazlık sorunumuz kalmadı.' diyen bacanak detayları da var tabi.

Durdukça aklıma geliyor. Büyük şehirde yaşıyorsan memleketteki akrabaların otel masrafını sıfırladın demektir. Gezmeye gelenini hertür masrafı sana ait olmak üzere gezdirmeye, üniversite hastanesine gelmiş olanı, getirip götürmeye memursun.

Mesela kız çerkez ise, 7 göbek uzak akrabasının düğününe veya cenazesine gitmeye mecbursun. Arada 500 kilometre olması ya da pandemi olması mazeret olamaz.

Bir kişiyle evleniyorsun, evlendikten sonra akrabaları sende (annesi, dayısı, amcası) misafirliğe gelip 3 ay kalıyor. Yaz tatili oluyor, çocuğuyla beraber altı kişi geliyorlar mesela, üç ay sendeler. Öyle düşün.

@Mirket, @hayirsiz korkunc seyler anlatiyorsunuz. hakikaten garip.

zamaninda dedem, buyuksehirde evli ve 3 cocuklu teyzeme konu komsu o sehre giden varsa adresini verirmis, sabah kapiyi calip gelip kalan cok olurmus teyzeme, teyzemin esi sabirli adammis. o zaman internet, otel filan yokmus bu sekilde ama yine de bence delilik. vefat etmeden once anlatmisti. annem bunlari gormus olacak ki, iki tarafada restini cekmisti ama bu tarz seyler var yani.

bence orda kastedilen konaklama degil, akrabalarin evlilik, ciftle ilgili konulara mudahil olma ihtimali. kuzenin soyle bir problemi var enistesi yardimci ol. dedeyi hastaneye goturcen vs..

www.trendyol.com

Çöpteki entryde neden yazıyor o olabilir bir de
eksisozluk.com

moderasyon tarihçesi

Ayma'nın tüm ürünlerinden çok memnunum, eşofmanından da aynı şekilde: aymaactive.com

E bu da oyscho. Ben de bir esofman aldim oradan gecen ay. Bi baktim iki uc giymede ayni sekilde tuylendi. Ilk defa basima geldi. Goturdum iade aldilar kusurlu urun diye. 1600 liraydi.

Lcwden ayni donem 250 liraya bi tane aldim. Cok iyi cikti. Ne tuylenme, ne diz. Ayni donem stradivariustan da aldim o da 500 lira o da guzel.

Ama oyscho iyi ki verdiler 1600 lirami geri. En azindan musteri hizmetleri iyi ama bir daha urun almam oradan. Yani kaliteli esittir para degil.

@kittie

Belki sadece benim aldığım modelde tüylenme vardır bunda yoktur diye umut etmek istedim. Ama sanırım oysho dışında bir markaya bakmak daha iyi olur.

network'te kadın tarafında çok güzel modeller var.

Fayans ise pek bir şey olmaz ama karo ise zamanla toz, toprak gibi kirlerin izi çıkabilir. Yine de sürekli ıslak olması derz sağlığı için iyi değil.

uzun vadede damladığı yerde yüzeyi erozyona maruz bırakabilir.

Ryan air en basit bile;
40*20*25
Bu çanta her yerinden geçiyor. Yüzde 99 para odetirler. Piyasanin en ucuz şirketi böyle bir hatayı affetmez.

+1

ayrica personal item ve cabin luggage farklı şeyler. hakkiniz personal item olarak gorunuyorsa yukaridaki olculerden bile kucuk hakkiniz vardir.

Kendiliğinden düşmüyor, karşı tarafın avukatına bilgi ve imza veriyorsunuz sanırım.

Dava konusuz kaldığından mahkeme karar verilmesine yer olmadığına karar veriyor. Ancak dava açıldığı esnada kim haklıysa ona göre yargılama giderlerine hükmediyor. Örn siz haksızsınız ve karşı tarafın avukatı var. O zaman avukata vekalet ücreti+ yargılama gideri ne harcandıysa onu ödüyorsunuz.

genellikle korku ve yalan söylerken. beden dili ve psikolojiye girer.

Göz bebeği ilgisini çeken bir şeyi gördüğü anda büyür. Marketlerdeki ürünler için tüketici psikolojisini anlamak ve ürün tanımı reklam hususunda harcamaya teşvik etmek için önemlidir.

Uyusturucu kullanincaydi sanirim

ben birkaç aydır tldeyim. dolarda dursaydım zarar etmiştim. bence tlye geç faizler yüksek.

sosyal medya şaklaban ekonomistlerini saymazsan herkes zaten seçim sonrası piyasaların rahatlamasını ve baskının azalacağını söylüyordu. beklenti harici bişey olmadı neredeyse. sadece seçim öncesi inatla "dolar alın dolar seçim sonrası sabahında 40 olacak 70 olacak 1500 olacak" diyenler yüzünden vatandaş ve şirketler delice alım yaptı, mb'de o süreçte dolar satmak zorunda kaldı. ama seçim sonrası deli gibi düşüş olduğunda bile mb 11 milyar $ civarı mı ne alım yaptı 5 günde. mb karışmasaydı dolar 31'in bile altına giderdi ama uzun vadede iyi olmazdı tabi. neyse konu o değil.

bir de hazirandaki ekonomi politika değişikliğinden beri yabancı yatırımcılar sürekli seçim ekonomisi endişemiz var deyip yerel seçim sonrasını beklemişlerdi. görünen o ki ilk yatırımlar gelmiş gibi duruyor. çok değil ama bir kaç milyar dolar güzel para yine de. piyasaları rahatlattı.

bir de bence dolar kuru için en önemli etken olan cari açık. benim en çok, hatta tek baktığım kriter bu. baba biz dışarıya ne satıyoruz ne alıyoruz açığımız ne kadar oluyor ki tl basıp farkı kapayalım? 2022'de yıllık cari açık 50 milyar $, geçen sene +45 milyar $ civarıydı. şimdi 2024 ilk üç ay için 14 milyar dolar civarı iyileşme görünüyor. bu yıl 30 milyar$ civarı cari açıkla bitebilir. turizm hedefi 60 milyar$ ama ocak-martta sürpriz olup turizm ve turist geliri artmıştı. yaz ayları çok daha rahat geçiyor zaten.

son olarak faizi sormuşsun, sen söyle, 2 ay önce dolar ne kadardı? bugün ne kadar? iki ayda mevduat %4 aylık verirken totalde sen dolar ile %8 kar ettin mi? önümüzdeki 3 ayda mevduat her ay yine %4'den fazla para verecek garanti olarak, sen dolardan 3 ayda %13 civarı gelir elde edebilir misin? bunlara paralel sorunun cevabını kendin bulacaksın

seçimin üstünden daha 1 sene geçmedi %71 değer kazanmış dolar liraya karşı.

altının son 1 senede dolara karşı kazandırdığı aşağıdaki fotoğrafta,
hizliresim.com

belediye seçimlerini soruyorsanız onu bilmiyorum, ama tam da sizin şu an düşündüğünüz gibi düşünmemizi istediklerinden olabilir. enflasyonun, dövizin duracağına inanılması ilk adım zaten bu ekonomiyi düzeltmek için. ben takdir etmesem de işe yarıyor demek ki. ya da erken seçim muhabbetlerini körüklememek için de bu kadar tutuluyor olabilir döviz.

ben sadece lira olarak borç ödeme günüm varsa o kadar miktar liraya geçiyorum size de tavsiye etmem, altından devam. eğer evinizi satıp faize geçmiyorsanız, altınınızı da satıp faize geçmeyin derim. az bir şey daha fazla kazanıcam derken eldekinden olmayın.

risk olmadan kazanç da az oluyor tabii orası ayrı :)

Bugün para piyasası kurulu toplanıyor. Sözüne itibar edilir ekonomistlerin hepsi, faizlerin enflasyondan yüksek olmasının gerekli olduğundan ama kurulun bugün faizi arttırmayacağına hemfikir.

Amerkada enflasyon 2,5 ama faizler 5. Bizde enflasyon 60-100 arası biryerlerde ama faizler 40. Bu işi ya onlar bilmiyor ya biz.

Amerikanın 3 ay sonra faizleri ne yapacağı bilinir durumdayken bizimkilerin bugün ne yapacağı belli değil.

İki dudak arası ekonomisinde tahminlerin pek tutmaması normal.

Senin para için de şöyle söyleyebilirim. Birşeyi satıp başka bir şey almak maliyetli. Ama büyüklerimiz şapkadan yeni bir tavşan çıkarmayacaksa şimdilik TL faizleri diğerlerinden daha az kaybettiriyor. Onun için kısa vadede cazip.

Bu arada Para piyasası fonları Banka faizinden daha iyi ve vergisiz alabilmek için son iki gün.

bu arada yukarıdaki mesajıma ek olarak bir kaç detay daha yazayım;

hem yabancı para girişi + cazip tl + yüksek turizm geliri ile tr'nin önündeki 4-6 ay açık görünüyor, ondan sonra da abd faiz indirimine girerse tr için çok daha iyi olacaktır.

"faizler enflasyonun çok altında" muhabbeti hala bitmemiş maalesef. bu arkadaşlardan ricam gidip bolca ucuz kredi varsa çekmeleridir. maalesef avrupa ve abd ezberleri ile konuşuluyor. mb faizi ile banka faizi oralar gibi değil tr'de. ek sıkılaştırıcı hamleler ile faizlerin etkisi çok daha yüksek zaten. bugün ihtiyaç kredileri %80 olmuş, taşıt 60-65 civarı. bunlardan hangileri enflasyonun altında? bugün kredi çekin 12 aylık, %80 faiz ödeyin. gerçekten de önümüzdeki 12 ayda %80 enflasyon olacağını mı sanıyorsunuz? aylıkta %3'ün altına düşecek gibi, bu da yıllık %40'lara getirecek. ee o zaman gösterge faizi %50 iken, bankalar %70-80'den kredi verirken faizler yüksek değil denilmez. bu gösterge bile başlı başına enflasyonu düşürecek hamledir.

Bugün şurada da tartışmışlar enflasyon dolar arttı diye mi artıyor diye.
twitter.com

Enflasyonda TUİK i mi baz alacağız ENAG'ı mı?
Faiz oranı diye kredi faiz oranı gösterilmez ki. Ben yatırımcıyım. Ben mevduat faiz oranlarına bakarım. Bana ne ki kredi faiz oranlarından. Mevduat faiz ranıda da, yok şu kadar mevduatın olursa, yok, hoşgelirsen, yok paranın bir kısmını vadesiz hesaba koyarsan ve hatta yanına iki de otomatik ödeme talimatı verirsen goygoyu olmayan kısmına bakarım.

Bu arada ülkenin %80'i karnını zor doyurur durumdayken ve ülke gısda enflasyonu OECD verilerine göre şuradayken, tüketimi kısarak neyi çözebilirsin ki? Adam daha az soğan alarak mı kısacak tüketimini

sozcuo01.sozcucdn.com

Önümüzdeki kısa süre için ben de zaten TL:de kalmayı önerdim. Her durumda kaybedeceksin de, en az kaybın TL'de olur kısa sürelerde dedim.

Faizler enflasyonun altında. Bu bir muhabbet değil, realite.

faize koyma. döviz bazlı bir yere yatır. altın fonu alabilirsin.

www.amazon.com.tr

şuna benzer bir şey kullanıyorum. 15.6 monster ve 15.6 lenovoyu taşıyor (aynı anda değil tabii ki, ayrı ayrı).

buna benzer ürünlerin yorumlarına baktığımda dayanıklı olmadığı ve de dengesiz olduğu şekilde yazanlar olmuştu o yüzden mesafeliydim, her fiyatta var 180'den başlıyor 200 250 300 gidiyor. İnsanın kafası karışıyor, olmadı böyle bir şey alacağım. Ideapad Gaming 3 bendeki laptop.

bende de idepad gaming 3 var. 2.3 kiloymuş. monster bundan daha ağırdır herhalde. ofiste sabahtan akşama kadar taşıyor. yaklaşık iki yıldır kullanıyorum sorun olmadı. ofiste çoğu kişi de kullanıyor aynı üründen.

hamile araç kemeri.

cinsiyeti belli olunca o doğrultuda patik/tulum vs. alabilirsiniz.

Sling bebek taşıma kangurusu olabilir.

cinsiyet belli olmadığına göre hamileliğin çok erken safhaları. doğal olarak biraz daha beklemek de yarar var. bence doğuma yakın hediye almak mantıklı.

bütçe bilmiyorum ama bebek için en mantıklısı hediye çeki ya da altın bence. fazla resmi gelmemesi için yanına da ufak bi bebek patiği filan eklenebilir.

hamileye hediye alınacaksa son aylarda ben hamile yastığı kullanmıştım ve inanılmaz işime yaramıştı.

hamile oldugu icin degil de bebek dogunca bebege hediye alinir benim bildigim.

Hamile kadına hediye almak siz de kadınsanız belki uygun olur ama eğer erkekseniz bence bebeğin cinsiyet belli olunca bir takım bebek kıyafeti veya tatlı bir oyuncak daha doğru olur gibi.

ebebek hediye çeki.

çözülür yaa niye çözülmesin. mobil internet işini hallet yeter, translate ile her şeyi yaparsın. sonuçta oraya insanlarla sosyalleşmeye değil, ülkeyi gezmeye gidiyorsunuz. neresine gitmeyi düşünüyorsunuz bu arada?

yok abi salaklık etmiyorsunuz, İtalyan yereller de pek ingilizce bilmiyor. bu 1.

asortizm olsun diye, Pantheon'un çok yakınında bir yerde makarna, bira yapıyordum. hemen bitişiğinde de büfe gibi bir şey var. türk bir çift geldi, 20lerinin sonlarında. aman Allahım yok böyle bir İngilizce. sonra gitti bunun ezikligiyle partneri olacak kıza pasif agresif tavırlar. Euro pahalı muhabbeti, low low şeyler. kız da gerçi aynı nane. siz böyle lowluklar yapmayacaksaniz gidi hehe

Merak etme, italyanların da ingilizcesi sıfır. en turistik restoranda, gift shop'ta, havalimanında tren bileti satan gişede bile fine thanks seviyesi. o sebeple gidin. google'ın konuşmayı karşı dile çeviren uygulaması var. onunla falan hallolur.

internet açtırıp, google translate ile Türkçeden İtalyancaya çevirin. Çeviriler son derece gelişti.

Gitmeden de çok lazım olacak 5-10 cümleyi, netten not alın. Fazlasıyla yeterli olur.


.

italya'daki tatili degilde pasaport kontrolunu dusunun bence. muhakkak orada ingilizce cok lazim olacak. onlar icin youtube'da falan pasaport polisi pratigi yapin.

@ buenosdias,
Hello, we turist, 3 day roma and 2 day floransa and 1 day venedik. To back county turkey. Flight ticket.

Valla direkt bu şekilde gidip konuscam. Bisey sorarsa cevap veremem çünkü

bu tarz gezilerde ingilizcenizin olması tatile sadece ekstralar katar. örneğin vatikan'ı ya da uffizi'yi bir rehberden dinleyerek gezmek çok ekstra tatminler. ama ingilizcenizin olmaması tatilin güzelliğinden hiçbir şey götürmez. mükemmel bi macera sizi bekliyor, döndüğünüzde ne boşuna endişe etmişiz dil konusunda diyeceksiniz.

telefonunuzda aktif internetiz olsun. trene falan binerken, yer yön sokak tabelalarına bakarken, bir de sipariş verirken google translate fazlasıyla yeter. google maps'i da çok kullanacaksınız. bir de foursquare bu gezilerde hayat kurtarır, kullanmıyorsanız gitmeden mutlaka yükleyin.

memleketin güzelliğini gördükçe ağzınız açık gezeceksiniz zaten başka bir şeye ihtiyacınız yok. :) iyi tatiller şimdiden.

anladim. o zaman internet icin airalo yukleyin gitmeden. bide seyahat planiniz icin bir dosya yapin. memur sordugunda al hepsi burda dersin.

tapuya gerçek satış bedelini yazdıracaksanız tapu takas sistemine bakabilirsiniz. güvenli olur.

Bloke çek.

dolandırılmak çok kolay değil, ama başınız ağrır. vergi yükünü göze alarak, gerçek satış bedelini yazın satışa. paranın hepsini bankadan gönderin. bankadan derken, net bir şekilde tapuda yazan alıcıdan, tapuda yazan satıcıya gitsin. paranın bu satış için olduğu rakamıyla açıklamasıyla falan belli olsun. daha da iyisi tapu takas sistemine göz atın.

customer.service@booking.com deneybilirsin

sitesinde var iste: secure.booking.com

onceki maillerime de baktim: customer.relations@booking.com bu e-mailden yazismisiz

Speedy, işte bende o linkte hiçbir email adresi gözükmüyor. Ben bir rezervasyon hakkında değil, genel bir soru soracağım.

@konusma: Evet acikca e-mail adresi vermiyor zaten verdigim linkte. Rezervasyon no vs bilgilerini girdikten sonra site uzerinden soru sorabiliyorsunuz. Muhtemelen dolandiricilar maili taklit etmesin diye acik etmemislerdir. Zamaninda booking'de cok dolandiricilik olaylari yasandi cunku.
O zaman altta verdigim maili deneyin. 2019'da ordan bir soru sormusum, cevap gelmis, ondan sonraki yillarda hep site uzerinden gitmisiz herhalde.

Allah allah telefon no falan da cikmiyor hic, muhtemelen hali hazirda bir rezervasyon yaptiktan sonra gorebilecegiz. Eleman eksikligi falan mi var, kuculmeye mi gittiler acaba? Rezervasyon yaptirmamis kisiyi zaman kaybi olarak goruyorlar sanirim.

Kanki bu kadar rahatsızlık veriyorsa kendin sorumluluk alıp koysana oraya duba taş demir vs

@hasmetizm kardeşim ben nasıl koyayım? Nasıl sabitleyeyim yere?

155i arayıp çektirebilirsin.

apartman yöneticisine söyle duba koysun

@hasmet: en fazla içine beton dökülüp demir çubuk dikilen peynir tenekesi, ne bileyim trafik konisi, coca cola kasası falan koyulabilir, onu da park etmek isteyen kenara çekip yine koyar.

kaldırımı matkapla delip duba vidaladığın anda zabıta gelip apartmana cezayı kesiyor çünkü. kafamıza göre kaldırım/asfalt delemiyoruz.

kafamıza göre delmeyip yasal olarak deldirmenin cevabını da paylaşmış zaten arkadaş, "okul, hastane yakını değilse koymam".

ya kendiniz delip takacaksınız, ceza kesmeye gelen zabıtaya da belirli aralıklarla çorba ısmarlayacaksınız. ya da belediyeden bir tanıdık bulup işinizi yaptıracaksınız, çok çetrefil bir iş olmadığı için çok forslu tanıdığa gerek yok, zabıta amiri falan bile olur sanırım.

www.otomobilblog.com
şunun çıktısını al :P

Beton saksı koyup içini çiçekle falan doldursaniz belki iş görür. Ceza olayını bilmiyordum. Apartmanca hareket etmek verimli olabilir. Benim de çok gıcık olduğum bir olaydır bu arada

onlar çok eskide kaldı ya :) hiçbişey vermiyorlar, istersen git mac+iphone+imac+airpods+apple tv al, ödemeyi alıp güle güle diyorlar.

Sürükleyici, ben de beğendim. Ancak gereksiz anlam yüklemedim yani

Diziyi izlemedim ama bazı insanlar etkilenmeye bahane arıyor ya da fazla duygusallar bilemiyorum. Manchester by the Sea'yi izledim bi iki ay önce yıllardır merak ettiğim bi filmdi. Tam ben izledim sonrasında Zeki Demirkubuz önerdi o yüzden twitterda falan yine bi hafta kadar konuşuldu. Benim çok da anlam yüklemeden izlediğim bir sahnede insanlar hüngür şakır ağlamış mesela. O yüzden herkes her şeyden aynı oranda etkilenmiyor diyip geçiyorum ben artık :D

gercekci, insani, iyi oyunculuk, guncel sikintilardan bahsedilmesi benim icin cezbediciydi. lgbti+nin AYOL gibi konusmayla, agir makyaj, yapisik tavirlar yerine dumduz lgbti insan olarak islemesi nacizane begendigim detaylardan biri

aynen aşırı abartı bence de

ben de oldukça beğenenlerdenim. bence diziyi farklı kılan, yazan ve oynayan kişinin kendini durumunu katman katman anlamaya çalışması ve cesurca ifade bulması. bunu yaparken belirli bir odakta kalıp, dallandırıp budaklandırmaması. böyle bir hikayeyi anlatırken aşırı klişeleşmek çok kolay. aynı zamanda mağdur edebiyatı da değil. ya da ne bilim biraz marthanın çocukluğuna bakalım anam babamı ayrıntılı anlatayım çukurlarına da düşmemiş, o yüzden özgün ve sürükleyici buldum. ayrıca travma sonrası stresle ilgili çok iyi bir yüzleşme. genelde insanlar sadece depresif kısımları anlatıyor oysa karakter, travmasıyla baş ederken onunla bunla yatıyor, cinsel eğilimleriyle ilgili şüpheye düşüyor hatta marthanın resmine bakarak (aslında cinsel olarak hiç beğenmese de obsesyonel bir saikle yapıyor) mastürbasyon yapıyor bunlar o kadar çarpıcı ve gerçek ki, bunları kendi yazdığınız ve oynadığınız bir yapımda böyle sunabilmek beni etkiledi şahsen.
bunu da milyonlarca şey izlemiş,konuya da oldukça aşina biri olarak söylüyorum. bana özgün geldi.

bu toplumda zibilyon tane taciz ve tecavüz hikayesi var, her taraftan saplantılı veya sapık insan fırlıyor. haliyle pek çoğumuzun kenarından köşesinden payına düştü benzer durumlar. açıkçası ben insanların diziyi kendi geçmişleriyle ilişkilendirdiğini, bu sebepten fazla etkilendiğini düşünüyorum.

Sorun olmaz kullanılır

Her zaman yaptığım

üzerini kapatıyorum genelde kapakla tozlanmasın diye 3. ye bile kullanırım kapakla kapattıktan sonra.

4 kişilik yazanlarda konforlu şekilde sadece 2 kişi rahat edebilir inan bana. bence 2 ayrı çadır alın 4 kişilik olan. hepsiburada vs. gibi satıcının ne idüğü belirsiz yerler yerine ya decatlondan ya da herhangi bir mağazadan ürünü görerek alın. sorun çıktığında da fiziki şekilde muhattap olabileceğiniz bi yer olur.

ekonomik tavsiye: www.decathlon.com.tr

daha konforlu tavsiye: www.decathlon.com.tr

ayrıca çadır evet önemli, fakat daha önemlisi seçeceğiniz yatak bunu unutmayın. yatak iyi ve rahat olmalı. bazıları o kadar dandik ki yattıktan 2 saat sonra sırtınız yere yapışıyor.

5 mevsim diye bir şey yok. Karakışlarda kar altında falan çadır kurma ihtimalin varsa 4 mevsim. İlkbahar yaz sonbahar yeter diyorsa 3 mevsim çadır alacaksın.

Biraz konfor ve bir de öteberine yer kalsın diye +1 kişilk çadır alınır. Yani 2 kişilik kullanım için 3 kişil çadır alınır.

Güneş altında pişmeyeyim (ki çadır içi çok sıcak olur), yağmurda ıslanmayayım diyorsan kaliteye dikkat etmen gerekir. Bunun için de fresh black çadır alacaksın.

Sırtıma vurup götüreceğim diyorsan hafif, arabam var diyorsan içinde ayakta durulabilen çadır alacaksın.

Kurma kolaylığı da çok önemli tabii.

Decathlon çadırları iyi bir tercih olabilir.
Başka sorun varsa cevaplayayım.

yabancı dilin varsa tura çok da gerek yok. tur seni sadece daha güvende hisettirir ilk yurt dışı deneyimi olduğu için. o yüzden bence turla git.

vizesiz dersen bosna hersek- makedonya veya sırbistan iyidir.

hollanda belcika isvec gibi duzenli ve ingilizcenin ise yarayacagi yerlere gitmen acemiligi atman icin iyi olur bence.

vizeyi goze alirsaniz ingiltere diyorum. cok duzenli bir ulke, her kosede herhangi bir sey icin gorevli var. ozellikle london'in yarisi immigrant oldugu icin herkes basit ingilizceyle konusuyor. toplu tasima olayi iyi kimseye danismaniz gerekmiyor bakip gidiyorsunuz.

tur falan derseniz zaten fark etmiyor daha once cikmamis olmaniz. balkan turu olabilir gibi.

vizesiz karadağ
vizeli italya - roma

vizesiz: balkan turları (Hırvastistan, romanya, bulgaristan ve yunanistan olamıyor haliyle)
vizeli: yunanistan ya da italya.

Dogru tavsiyeleri bulmak icin tatil icin ne kadar bücce ayirildigi, kac gün gidilecegi ve dinlenmemi yoksa citytrip mi oldugu cok önemli.

Vizeli: Italya (Roma)
Vizesiz: Asya ülkeleri
Macera araniyorsa: Hindistan

vizesiz kısmını bilmiyorum ama vize alırım diyorsanız, fransa ya da italya mantıklı olur.

tur olunca insan daha rahat ediyor. birisi size sürekli anlatıyor ama sürekli turistik bölgelerde oluyorsunuz. tur programı haricinde görmeniz gereken bir yer varsa görmeniz mümkün olmuyor ya da çok kısıtlı vaktiniz oluyor.

tura gerek yok.
balkanlar ya da gürcistan olabilir.

Vizesiz belgrad, benim de ilk yurtdışı deneyimimdi.

vizeli, belçika, hollanda vb

Ben de benzer bir durumdayım. Keşfet101 diye bir firma mnerdi yeğenim. Bir göz atın bence. Az sayıda kişiyle butik turlar düzenleyen başka firmalar da var sanırım. Bazı yerlere tursuz gitmek hem riskli, hem de daha masraflı olabiliyor. Bana 8-10 kişilik küçük grup fikri mantıklı geliyor.

Buna tümdengelim deniyor. Etrafımda whatsapp durumu paylaşan insanların önemli çoğunluğu avam olduğu için ve istisnalar az olduğu için tümevarım yapıyorum.

İnsanoğlunun doğayı kavrayış yöntemi bu. Renkli böcekler, hayvanlar zehirli olduğu için başka çok renkli bir hayvan görünce uzak durursun çünkü ampirik tecrübelerin bir örüntü anlatır. O örüntüyü gördüğünde beyinde tetiklenen kısımlar kaçınmanı sağlar.

Özellikle bu çağda o kadar çok uyaran var ki hepsinin tek tek istisna içeri içermediğine kafa yormak çok vakit alıyor, haliyle basmakalıp yaklaşımlar taşıdıkları örüntüyü destekler biçimde algı yaratıyor. Kısa kollu gömlek giyenlerin hor görüldüğü bir dünyada kısa kollu gömlek giymeyi tercih ediyorsan örüntünün kurbanı olursun. Kısa kollu gömlek giymenin ne anlama geldiğini bilmiyorsan bu etrafının farkında olmadığın anlamına gelir. Bu farkındasızlık bile başlı başına o örüntüyü destekleyen bir niteliktir.

Farkındaysan ve bilerek giyiyorsan da bu örüntünün bilerek parçası olmuşsundur, o durumda da insanların genel kanılarını senin için değiştirmeyeceklerini kabul etme olgunluğna sahip olman gerekir.

Bilmem anlatabildim mi.

e bu aynı zamanda algıda seçicilik?

Algıda seçicilikle sıfır alaka, öyle diyim, tam tersinden bahsediyorum.

eksiklik/cahillikten bir seye on yargili oldugumu farkettigim an o konuyla alakali eksikligim var deyip uzaklasiyorum.

Genelleme ve karşılaştırma yapma hevesimiz öfkeyi yönlendirmekle ilgili bence. Bu karşılaştırmaları kişisel algılamak da utanç ile ilgili diye düşünüyorum

mantık dediğiniz gibi bir taşla iki üç kuş vurmak. biz dünyagöz'de yaptırdık söylediğinizin üç katı ödedik...

çok para var diyemem tabi ama bu mantıkta ortalama haftada 5-6 kez sahne alsalar haftalık 10-12bin tl yapar. ki 35 kişilik konser de belki istisnadır; çıkılan mekanlarda bazen işletme cirodan da pay verir.

hobi olarak yapan cok. gezelim, calalim eglence olur kafasindalar.

Benim çevremdekiler günübirlik yaşayan tipler, fırsat bulduysa parasına çok bakmıyor. Haftada 4-5 yerde çalıyor kendine yetiyor.

Sadece yaratıcı işlerle geçinmek nerdeyse mümkün değil çünkü sürekliliği yok. Ha keyif için gezmek için vs yaparsın ancak stabil bir hayat istediğinde çok zor.

Müzisyenlikte para falan yok arkadaşlar. Adını tüm ülkenin bildiği meşhurların arkasında çalmıyorsanız ya da onlardan biri değilseniz, tek meslek olarak yapılması bu ülke şartlarında mümkün değil.

Bu arada bilet parasını konsere gelen kişi sayısı ile çarpınca ortaya çıkan rakam grubun aldığı para falan değil. O parayı mekan alır, müzisyenler ise önceden anlaştıkları rakamı alırlar.

Kaldı ki pek çok insan çıkalım eğlenelim kafasında olduğu ve işin parasında olmadığı için mekanlar canlı müzik için doğru düzgün para falan vermezler.

Ayrıca işiniz müzisyenlikse sigortanızı kendiniz ödersiniz. Yılın her döneminde yoğunluk aynı olmaz, mekan sahiplerinin %99'u beli silahlı tiplerdir vs.

Özetle meslek olarak yapmaya çalışanlara allah kolaylık ve sabır versin diyorum.

para yok tabi ki. çoğu müzisyen ve diğer dallardaki sanatçılar para için yapmıyorlar ki bu işi. hayatları keyifli. ayda 80bin lira kazanan beyaz yakalı tırıvırı specialistin hayatı mı daha keyifli yoksa şehir şehir konser yapan müzisyenin hayatı mı?

edilir tabi. 155, arayıp çektirebilirsin.

Edilir ama ise yarar mı bilmem, ben 10 senesir duran aracı çektiremedim.

Bende de oluyor, kesinlikle 146 mıydı neydi onu çevirdiğimiz günlere dönüyorum ben. Mesaj kutusuyla ilgisi olsa bence duyururlardı, koskoca on binlerce kulanıcılı sözlük, öyle olmaması lazım...

Silinen yeni hesabımla olmuyordu. Tüm mesajları sil diye bi seçenek de yok. Bari bunu alıp yeni bi yazarlık versinler. Böyle kullanmak işkence gibi...

türkiye amazon üzerinden de alabilirsiniz eğer burada bulamazsanız: www.amazon.com.tr

6 mm'den 6,7 mm'ye boyut artışı tam olarak anlamlı değil, en az %20 çap artışı olmalı gerçek anlamda büyüme diyebiilmek için. kanımca şu an tek yapılması gereken tomografi ile takip edilmesi. 2021 'den beri var olan lezyon olması tümör ya da metastaz olasılığını oldukça azaltıyor.

acil müdahale gerektiren kötü bir şey yok gözüküyor. PET CT ve Toraks BT ile anlaşılacak. geçmiş olsun

Çok ama çok teşekkür ederim hepinize eksik olmayın. Bir gelişme olursa muhakkak editleyeceğim

Clio'lara bile "Stage 1" adı altında yazılım ile güç artışı yapılıyor ücreti mukabilinde.

Garantiyi vs. bozuyor tabi ama özellikle gençler 20-30 bg daha fazla alabilmek için bu yollara giriyor.

Daha büyük motorlarda daha yüksek güçlere çıkılabiliyor (Bmw 3 serisi G20 kasa özellikle) ve aracı tabiri caizse fazla zorladığınız için bazı parçalar fazla ısınıp yangına sebebiyet verebiliyor.

Veya kamera, teyp, kayar led gibi elektrik aksamına müdahale gerektirecek "güncellemeler" işten anlamayan biri tarafından yapılınca sigortalara vs. müdahale edildiyse onlar da yangına sebebiyet verebiliyor.

ödem azaltici seyler dene, tuz seker azaltip silikon tabanlik da deneyebilirsin sicakliyorsa buzlu veya soguk suda dinlendirebilirsin hafif tempolu yuruyusle kan dolasimini duzenleyebilirsin

fazla et tüketiyor musunuz? yeşillik yiyor musunuz?

Şekerden olabilir, tatlı nişastalı unlu gıdayı epey azaltmak iyi gelir. İlla yenecekse günün ilk saatleri (enerjiyi harcamaya yani yaşamaya hangi saatlerde başlanıyorsa o saatlerde) yemek, nefsi körleyecek miktarda yemek, yanında yoğurt veya ayran veya kefir içmek çok iyi olur. Bunu dene, ayaklarının ağrısı geçerse şekerdendir. Nöropati diyorlardi buna, bişey bişey nöropati.

Bazı insanların mesanesi küçük olabiliyor. Allah başka dert vermesin diye düşünmek gerek.

Bir de tutabilme yeteneğini arttırmak için kegel çalışılabilir. İnternette bir yerlerde bol miktarda anlatılıyordur nasıl yapıldığı.

Kegel egzersizleri deniyor. Pelvik taban kasları gevşemişse böyle oluyormuş. Bir de insülin metabolizman sağlıklı mı, yani şekerli unlu nişastalı gıdayı ne kadar yiyosun o önemli. Azaltırsan bir süre sonra bu şikayetin azalabilir.

az su iç bi de çişin gelince hemen tuvalete gitme terbiye etmeye çalış

Ben biryere gitmeden once kesin wc ye giderim heleki otobuse biniceksem

Oyle idare ediyorum

nerden aldığınıza, ne konuştuğunuza bağlı bunlar. nerden bilelim ne kadar sürede gelecek :) imalat süresi vs. konuştunuz mu hiç? hangi şehirden nereye gelecek?

kelebek/doğtaş grubuysa 3 aydan önce beklemeyin. 6 ayı göze alın.

3 ay