Ekşi Duyuru

www.domainsite.com

ben www.name.com dan aldim.

edit 1: evet hemen anında olur. host hariç. host genelde 1-2 saat ile 1 güne arası sürüyor. bi de adresin aktif olması genelde 24 saat (dense de daha kısa sürüyor) ama sadece adresi almak 1 dakika.
edit 2: rekabet.

(bkz: #11386978) intihara değişik bakmış goethe. kitap değil ama bu yazı bence aydınlatıcı.

tecrube edenlerden oku panpa
(bkz: near death experience)

Yale'de ölüm üzerine ders açılıp görüntüleri kaydedilmiş. Shelly Kagan'ın üslubu çok güzel
academicearth.org

sokrates'in savunması kitabını okuyun Platon'un.
yunus emre de önünde eğilinecek sözler söylemiştir ölüm hakkında.

www.kitapyurdu.com

mümtazer türköne

zaman gazetesini aç,2-3 yazarı hariç geri kalanlar.

Yılmaz Özdil'i soruyorsun.

www.hurriyet.com.tr

yılmaz özdil +1

emre akoz

engin ardıç

mustafa mutlu / vatan

hala ergenekon yok diyenler mesela: çölaşan / y.özdil /cumhuriyet ve vatan yazarları/ serdar turgut/ ö. ince...merak edene not:fetoşu ve tayyip i hiç sevmem.

sen yılmaz özdil saçmalıyor diyenlere bakma. ben de kendisini sevmem. ideolojik olarak yakınlığımda yok ama yılmaz özdil yazılarının önemli bir kısmında kodumu oturtur. evet saçmaladığı zamanlar da çoktur ama bu da normal. haftada 6 gün türkiye dışında başka bir ülkede köşe yazan yoktur. yurt dışında gazetelerde yazarlar genelde haftada 2 bilemedin 3 gün yazarlar.

ama sana genel olarak saçmalayanları şu şekilde özetleyebilirim; bugün türkiye de cumhurbaşkanından meclis başkanına valilerden emniyet müdürlerine kadar herkesi atayan ve arkasına "devlet kurumları içerisinde örgütlenmiş cemaatçi çeteyi" de alan bir iktidarın hala ezildiğini ve mağdur olduğunu yazan özel yetkili basın dediğimiz mallar sürüsü saçmalayanlara güzel bir örnektir. bu yazarlarında hangi " yandaş" gazetelerde yazdığı ortadadır.

milliyetin böyle var yazarları, havadan sudan yazan.

yazarların tamamı neredeyse.

emre aköz +1231412312
böyle bi adam görmedim

emre akoz

engin ardıç ile emre aköz

rauf tamer senelerdir yazan boş teneke bir yazardır.

yazarların yüzde doksan dokuzu. hepsi bulunduğu muhite göre yazılarında hep ama hep ötekileri didiklemekten başka bir şey yapmıyor. kendi muhitlerine gelince tıs yok.

yılmaz özdil

ayşe özyılmazel kofluğuyla rekora koşuyor.

bunlar disinda google'da geometri ygs testi pdf falan diye aratirsan bulursun tonlarca. kolay gelsin.

erol bakşi'nin çıkardığı bir geometri kitabı vardı. boru sorularla doludur. bilmem bulabilir misiniz..

alan adi satin alip, blog acin. en kolayi bu. hem arayuzden kolaylikla yazi ekler, resim ekler ne isterseniz yaparsiniz.

edit: ilk asamada alan adi da almaniz gerekmez. baktiniz size uyan bir sey sonradan alanadi alirsiniz.

hacı şimdi alan adı+hosting~50$.

tasarım filan bu işte sınır yok. her paraya bulursun. 100 tl ye bile yaptırırsın ama istedğin gibi olur mu bilmem. yazı yazacaksan sadece blog aç bedava. her türlü tasarım da bulabilrisin.

domain + hosting alarak wordpress ya da joomla tarzı hazır scriptleri kullanabilirsiniz. internet üzerinde bu scriptlerin kurulumunu bulabilirsiniz.

masraflar bişey tutmaz. tasarım ve uygulama için detay verirsen pm ile. fiyat veririm.

Tam istediğiniz şey değil ama ben olsam şunu yapardım:

Jules Verne'in "20. Yüzyılda Paris" adlı bir eseri var. Siz şimdi buradan oraya bakacaksınız ödevinizde. Bir bölümde de oradan buraya bakışı bu kitaba dayandırarak verseniz bence çok güzel ve ilgi çekici olur.

(bkz: georges eugene haussmann)

devlet memurları için öyle bişey olamaz çünkü pirimleri otomatikman kurum ödüyo derecene kademene vs. göre ama özel de çalışan ssk lı, bağkurlu pirimini yüksek yatırıp emeklilikde daha iyi şartlarda maaş alabiliyo.

ha bi de şöyle bişey var belki annenene söylenen budur www.sgk-tr.com

özelde çalışanlar diyelim 1500 tl maaş alsalar bile primleri düşükten yatırılabiliyor. bu da emekli maaşının düşük olmasına neden oluyor. ama bildiğim kadarıyla emekli maaşı son yatan primler üzerinden hesaplanıyor. mesele tüm çalışma hayatı boyunca düşük yatmış ama son 3-5 yıl yüksek yatmışsa maaşta ona göre veriliyor.

bazı danışmanlar var. sgk'da çalışıp emekli olan birileri mesela. tüm alavereleri biliyorlar. daha bilmem kaç gün primin ödenmemişken ona gidiyorsun veriyosun 2 3 milyar bi bakıyosun ki emeklisinnn. öyle birini bulmanı öneririm.

hatemoğlundan al. en son 200 tl idi gömlek +kravat+ takım elbise

aynı takıntı bende de vardı. mağazadan içeri girerken guardiola gibi olucam diyerek girdim içeri hatta. cevahir networke dalmıştım. 500 papellik takım 250 türk papeline inmişti. 180 de boyum var. cillop gibi olmuştu vesselam. tavsiye ederim baya iyidir.

ipsini değiştirmişlerdir belki. şu yutüb zamanlarından kalma hosts dosyanız varsa bir mıncıklayın onu derim. bir de başlat > çalıştır > cmd.exe > ipconfig /flushdns

yani ben 2. olduğum için 7.500 alacağıma 3. olup 10.000 almak isterim. bunun aksini de kimsenin istemeyeceği aşikar. tabi ki fazlasıyla saçma hatta saçma sapan bir şey olmuş.

hukuki olarak da yarışma şartlarına bakmak lazım eğer öyle bir madde varsa kimse çıkıp hukuki yolla bir şey yapamaz gibime geliyor.

tabi bunların hepsi kendi kişisel yorumumdan fazlası değil belirteyim.

2.liği paylaşanlar arasında bir başka kritere göre değerlendirme yapılmalı ve 3. o şekilde belirlenmeli.

@greenish o zaman senin mantığına göre 4. seçilen kişinin de 3. sayılıp 10.000 tl alması gerekiyor. en azından böyle yapılabilirdi, ikinciyi ayırt edecek bir kriter yoksa. (tabi 3. olan 2. den fazla para aldı orası ayrı konu)

@sivrisinek

noter falan bilmiyorum da işin içinde birtakım vakıflar, bakanlık vs oldugu için o açıdan üzerine olmuyoruz seçimin.

@greenish
"İki tane ikinci olması "ilk üç belli zaten" anlamına gelmez."
lütfen saçmalama. tam olarak o anlama gelir.

eşit puana sahip adaylar sıralanırken, takip eden adaylar ardışık sıra numaraları almazlar. önceki dereceyi paylaşan aday sayısı kadar sıraları geri gider. mesela:

1 805 Spain
2 679 Netherlands
2 679 Germany
4 583 Brasil
5 426 Argentina
5 426 Portugal
5 426 Uruguay
8 408 England
9 361 Italy
10 358 Russia

o kutu ve üçgen ayrı ayrı değil de bir arada varsa eğer video kamera simgesi olarak duruyor orada.

www.google.com

en kolay yolu şudur:
internet download manager kurulur. video tamamen indirilir. ortasındaki 2 dakika movie maker ile kesilir.

alternatif istersen; videoyu indirdikten sonra Boilsoft Video Splitter'ı da kullanabilirsin.

keepvid.com dan indirilen video avidemux ile basitçe kesilir.

dickensın iki şehrin hikayesi diye bir romanı var. senin konuna dair güzel bir malzeme içeriyor.

ikinci sayfaya entera basarak geçebilirsin powerpointte. benden bu kadar.

worde hazırla, pps olarak export et.

@compumaster

her cumlenıze sanırım bı cevabım var, buyrun...


(bkz: moderasyon)

benim kimin ne yaptığını bilmem gerekmez. çok isterseniz "oturur şu yazarı çok seviyorum, bu siteye çok yardım etti, o benim canım, o hepinizin canı." gibi bir şeyler yazarsınız ve bu sitedeki bi yere monte edersiniz. moderasyon ne demek siz onu bilmiyorsunuz asıl sanırım.

evet, açıklamak zorunda değilsiniz. açıklayın demedim zaten.

neden batıyor anlamıs degılmısınız, anlatayım. herhangı bır aktıvıtesı olmayan kısının "moderasyon" da olması doğru bır sey degıl. ben de burada zaman gecıren bırı olarak bunu dıle getırıyorum. sız bunu batmak olarak algılıyor olabılırsınız ama daha guzel ıfade şekilleri de mevcut.

ben bu sitenin teknik kısımları için hiç çalışmadım.
herhangi bir şey yapıp o yapılan şeyin kullanıcılarından(öyle ya da böyle ayakta kalmasında pay sahibi olan kişilerden) teşekkürden başka bir şey beklemiyor olmak çirkin bir şey. ben de kullanıcı olarak buna karşı çıkabilirim, çıkıyorum.

eleştirimin yapıcı olduğunu düşünüyorum ve bu duyurudaki amacım eleştirmek değil. onu zaten soru olarak değil, duyuru olarak 5 dakika önce yaptım.
yanlışınız var, buraya sizin neye nasıl inisiyatif gösterdiğinizi sorgulamak bir şeylere yarayacaktır.

daha 2 ay önce sözlükteki "ekşi duyuru" başlığına yazdığım bir şeyi silmem için özel mesajla ricada bulunulduğuna göre, sanıyorum burada da bir şeylerin sorgulanması bir şeyleri değiştiriyordur.

diyelim ben moderasyona, moderasyona hic bir katkisi olmayan 3000 kisiyi aldim. Ne degisecek?

robin'in moderatörlükten silinmemesinin sebebi sanırım yapım aşamasında yaptığı fedakarlıktandır. onca yaptığı fedakarlıktan sonra giremediği ya da zaman ayıramadı diye moderatörlük yetkisini silmek biraz vicdansızlık olurdu. site sahibi belki vicdani sorumluluk hissediyordur kendisine bu da gayet normal.

buraya kadar normal ama compumaster'ın sana neden batıyor demesi, demin savundukları " @x @y lerin atışmalarında önünü alamıyoruz " dedikleri şeyle çatışıyor.

imam-cemaat ilişkisi.

@compumaster

bu son cevabınızın(sorunuzun yani) tartışmanın seyriyle ilgisi yok. ayrı bir duyuru sorusu olarak açarsanız bunu oturur uzun uzun cevaplarım.

burun sokmak: bu işin özü moderasyonun işlem kapasitesinin az olduğunun düşünülmesi değil mi? bu doğrultuda gidilse daha faydalı olabilir. hiç kullanmadığı modere etme yetkisinin robin'i onore etmesi biraz garip olsa da onun üstünden tartışmak kimseyi bir yere götürmez.

o kişiler moderatif işlem konusunda aktif olmak yerine, ekşi duyuru konsept geliştirme konusunda ve moderasyon altyapı konusunda destek oluyorsa? sonuçta ekşi duyuru geniş bir konsepte sahip ve sürekli daha da geliştirmeye çalışan bir grup insan var. önemli konuları danışılacak, sitede yetkileri olan kişilere ihtiyaç duyuluyor olamaz mı? 4 tane aktif moderatör yerine, 4 aktif 4 daha az aktif fakat siteye her anlamda katkıda bulunmaya çalışan toplamda 8 "yetkili" kişinini olmasının ne zararını gördünüz anlamadım.

bu ekşi duyuru'da ne olaylar yaşandı, ne anılar saklı duyuru'nun tozlu sayfalarında. her olayda birlikten kuvvet doğar düşüncesiyle hareket ettik. son kullanıcı olarak sizin olaya tek bir açıdan bakmanız doğal tabii.

Moderasyonun yetersiz olduğunu düşünüyorsanız moderasyonu uyarınız. herkes uyarırsa moderasyonun işi epey kolay olurç

"moderasyonu uyar" diye bir kisim var orayi kullanmakta fayda var, moderasyon aktif mi degil mi yeterince belli oluyor.
ayrica sukela olacak sey bi fayda katip "moderasyonu uyar" aparatini -dogru- kullanmak.

patron buralardayken bi ekleme yapayim. hani bi 3 ay evvel sayfayi eski haline (sola yapisik) getirecektin :(

@deckard'ın dediklerine katılıyorum.

bundan ayrı olarak, ben de siteye daha fazla yardımcı olabilmem konusunda yetkili kişiye güzel bir mesaj atmıştım ama kaale alınmamıştım. bu duruma içerlenmiştim aslında ama zaten cevaplarımla her zaman yardım etmeye devam ediyorum.

Ben moderasyonun elinden geldiğinin en iyisini yaptığını düşünüyorum. robin'e de "sana duyuru denetlemekte ihtiyacımız var" denilse gelip hepsinden çok çalışır, onu da kesinlikle biliyorum, adam kaç bin senelik arkadaşım.

Diğer konu, ermanen gibi ben de birkaç defa burayı daha iyi bir yer haline getirmek için katkı yapmaya çalışmış, hiçbir yorum almamıştım. Birinde sözlükten mesajla compumaster'a yazmıştım, cevap vermemişti, diğerinde compumaster'ın (veya fader'ın) açtığı bir başlığa uzun uzun yazmış, başlıktaki diğer söylenenlerin çoğu yorumlanırken benimki kaale alınmamıştı. Bunu sonra bir yayın hakkı ihlali uyarısı yaparken compumaster'a yazdığımda oraya yazdığım konularda bir düzenleme yapma planı olmadığını söylemişti. Aklıma ara sıra başka şeyler de geliyor ama artık akıllandım, yazmıyorum. Burası bu haliyle de beni yeterince eğlendiriyor. Daha az bozulması veya kapanmaması için de elimden geldikçe moderasyonu uyarıyorum.

işler düzgün gidiyorsa, sana ne, bana ne, kime ne?

cok sacma.

moderasyon gerektiren bütün ortamlarda moderatörler iktidara yakınlığıyla bilinen pasif kişilikler arasından seçilir. yani yancı diye tabir ettiğimiz tiplerin dışında kalan insanlar moderatörlük yapmaz, kimse de onlara moderatörlük teklif etmez. düzenin bir gereğidir bu.

bunlardan bi tanesi dün iki tane cevabımı abuk bir gerekçeyle sildi. tabii ki nasıl bir hata yaptığını yakında anlayacak ama aktif/pasif oranı moderasyon için asla esas sorun olamaz. birileri daha gayretlidir daha sadıktır daha fazla çalışır dengeler, asıl önemli olan o çok çalışkan moderatörlerin ne kadar becerikli ve kifayetli olduğu. gördüğümüz kadarıyla buradaki moderatörler yeterince sadık ve çalışkan olmalarına rağmen bu işi kıvırabilecek zekaya ve yeteneğe sahip değiller.

sid wishes ve nancy

@neira sid vicious ve nancy
gerçi belki de bilerek yazdınız da ben atladım. neyse.

porto şarabı çok tatlı likör tipi (fortified deniyor yani güçlendirilmiş anlamında) bir şaraptır. bizde kavaklıdere'nin tatlı sert şarabı aynı işi görür ama o da 35-40 tl civarı. tarife bakarsanız ne kadar lazım olacağını görürsünüz. ancak muhtemelen 1 bardaktan fazla gerekmeyecektir. tabi 15-20 kişilik yapmıyorsanız. bu arada kırmızı tatlı şarap bulmanız zor olacak tatlı sert dışında. tadı portoya benzemeyecek olsa bile çok zorlanırsanız hazır sıcak şaraplardan kullanın. ama onların içinde tarçın oluyor. eğer tarifte tarçın varsa ilave koymazsınız. yoksa da tarçını hesaba katın mutlaka. hazır sıcak şaraplar daha ucuz oluyor. onu da almak istemezseniz normal kırmızı şaraba biraz bal karıştırırsanız tam anlamıyla çakma porto şarabı yapmış olursunuz (tam anlamıyla dediğim tam anlamıyla çakma olur. yoksa aynı porto olur demiyorum :)
son olarak eğer kırmızıya bal karıştırarak yapacak olursanız sakın merlot gibi sert (tanini yüksek) şarap kullanmayın. çok demli çaya 7 kaşık şeker atmak gibi olur. sertliği gitmez ama tatlılığından içilmez/yenmez. bol şans.

şaraptan anlamam aslında ama ben olsaydım vişne şarabı ya da böyle meyvalı bir şarap denerdim.

meyveli şarap -ki şarap olarak adlandırılması şaraba ayıp olur- kullanırsanız meyve ile meyve çok çakışır ve sert (güçlü) bir lezzet olur. şarap, mevye tadını hafifletip kendine özgü tad verir. iki lezzeti ayrı ayrı almanızı sağlar. meyveli tatlıya meyve şarabı koymak çok tatlı yapacağı gibi kaşarın üstüne krem peynir sürüp yemek gibi olacaktır. ikisini de tatmanız zorlaşır (kötü olmaz ama anlamsız olur)

ben kullanmıyorum siteye de bakmadım. şimdi o kenardaki reklamlara tıklayanların sayısı çok çok az zaten. Oradan düzgün bir gelir geleceğini sanmıyorum.

Ayrıca garip değil zaten bağış yapmak. Sonuçta işe yarar, kullandığınız bir şey yapılmış. Eline sağlık demek için 1-2 $ donation yapmak normaldir.

o kadar cahilce sorular sorup, üstüne de bilmiş gibi yorum yazmışsınız ki, helal olsun.

yarattıklarını herkesle paylaşan çoğu programcı (ki özellikle de açık kod sevdalıları) sadece bilgisayar üzerindeki masraflarını değil, günlük yaşamlarında da yardımcı olabilmek için ufak miktarlarda bağışların yapılması için bir altyapı oluştururlar. amaç parayı götürmek değil, akmasa da damlar diyebilmektir. hele ki ücretsiz olarak faydalandığınız bir oluşumun yaratıcısına biraz bağışta bulunmak, en hafifinden "adam ne iyi düşünmüş, çorbada benim de tuzum olsun biraz" diyebilme inceliğini göstermektir. durumunuz yoksa ya da vermek istemiyorsanız da kimse size "neden vermedin" diye sormayacaktır ufacık bir katkıyı.

ek$igator, sözlük yazarlar haricinde, sadece okurlar için de kullanılmaktadır:
"- Ekşisözlük yazarı olmayan kullanıcılar tarafından da kullanılabilen bir uygulamadır"

eksigator.com

@demcan

helal olmasın. helalle işim yok, öncelikle.
cahilce sorular sorduğum doğru. bu konuda bir şey bilmiyorum ki bunu zaten sorarken belirttim. üstelik bilmem de gerekmez. öğrenmek için soruyorum işte. hele bilmiş gibi yorumu nerde yaptığımı ise hiç anlamadım. bi yorum falan yapmadım ki ben.


sadece okurlar da kullanabiliyormuş, bunu da şimdi öğrendim de o kısımda da yorum yok. ki o kısımda ciddi olmadıgım sanıyorum cok barız.

hakkaten bı cevap verirseniz çokzel olur.

hosting masrafını unutuyorsun galiba... üstüne de emeği var. internette free font indirirken bile donate demişliğim vardır.

türk milletiyiz işte :) garip geliyor.

üyelik bul

google'da aratıp önbellek kısmına tıkla.

misal: goo.gl

bakicak bi bok yok ama.

Sözlüğe girip incisözlük* rezalet* diye aratırsanız bir kaç başlık çıkacak. O başlıkların bazılarını (belki hepsini) açanlar da o çakma incisözlükten bazı pislikler. Mağrifet gibi, ilgili başlıkları da yazmışlar açıkça.

incisozluk.org denen orospu çocuğu esirgeme kurumuna girip ilgili başlığı aradığınızda karşınıza çıkacak zaten. Öyle de pislik bunlar işte halen saklıyorlar o rezaletlerini.

Not: incisozluk.org bir taklittir, İnci Sözlük'te kabul görmeyen pisliklerin uygum ortam olarak benimsedikleri mikrop yuvasıdır.

19.yy a dair film biraz zor gibi. asıl fordun üretim bandını geliştirdikten sonra iş karışmaya başladığından işçilere dair filmler genelde 20.yy a dair oluyor. ama böyle bir film bulursan banada sözlükten mesaj atarsan sevirinirim.

www.sanatlog.com

bu sayfayı incelemeni öneririm

germinal'i kullanıcam mesela. bana da haber ver diyenlere duyurmuş olayım.

internet kullanicilari kaydi kapaliydi bir suredir. (git: 223579)

captha opera da gorunmuyor.

hahaha ben de epey bi düşündüm ne demek lan bu, yazdıklarımız kayıt mı ediliyor, izleniyor muyuz, ergenekon falan bi tırstıydım.

yedeğe 2-3 tane fake hesap koysak olur mu fader'ım, kızar mısınız yoksa?

uzuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuun süre internet kullanıcılırına kapalı olacaktı hani? (bkz: yersen)

artık başlar bunalımdayım, 15 sene önce beraber hambürger yediğimiz kızı unutamıyorum, halbuse kız şimdi oğlunun sünnetini yapıyor, penis boyunuz kaç, x dakikada boşalamıyorum, kız arkadaşım adet gördü/görmedi falan filan.

mozilla da kapalı mı ben mi malım?

yahu ben bi hesap alayım dedim yok yok olmuyor. 2 tane fake mailim oldu sağolsun. 2 dk. da yine mi kapandı yoksa alımlar?

ilçe nüfus müdürlüğünden ikametgahını değiştir (yanında nüfus cüzdanı ve fatura götür-yurtta kalıyosan yurt müdüründen orda kaldığına dair bir kağıt-) sonra da 31 mart'a kadar ilçe seçim kurulu'na gidip sana nüfüs müdürlüğünden verecekleri kağıdı ver.

nüfus müdürlüğünden alıp seçim kurulunda onaylattığın kağıdı en son muhtara veriyorsun. muhtar 4,5 lira kayıt parası alıyor.

delisiz? kullanım yeri nedir?

uydurma bir kelime sanırım. (bkz: neolojizm)

çılgınsız, çılgın olmayan, delice/çılgınca olmayan gibi anlamları olabilir. nerden geçtiğine de bağlı.

bir yerde görmedim.

ama ingilizce bir diyalogda kullanılabilecek bir kelime gibi geldi bana.

sonra türkçesini düşündüm ama tek kelimeyle karşılayamadım kafamda.

ne olduğunu bilmiyorum ama

www.facebook.com

"yerel işletme" olarak görünüyor :)

bi de bu var.
www.risalaonline.com

aslında çok şey var da öylesine seçtim...

eskiden hakkinda acilmis davalar vardi. bazilari zaman asimindan dustu diye biliyorum. bazilarindan da aklanmis olabilir. su an icin geri donmemesi icin fiili bir durum soz konusu degil bildigim kadariyla. link yok maalesef.

çok emin olmamakla beraber türkiyeye girme yasağı kalkmıştı, ya da bilemiyorum.

gelemiyor değil. gelmiyor. kanuni bir engel yok gelmesi için. fakat çok fazla göz önünde olup ruhani imajını sarsmak istemiyor. bu adam türkiye'ye gelse adamın oturduğu şehre hacca gelip gitmeye başlarlar. türlü türlü saçmalıklar olur. hem kendine hem cemaate zararlı. onun yerine adam uzaktan ruhani bir ses gibi arada bir konuşuyor. video falan yolluyor. arada bir röportaj veriyor.

yani gelmez. durgun suları bulandırmaz. sular niye durgun? çünkü hükümet zaten adamın çizgisinde. seçimlerde akp değil de zkp falan iktidar olsa o zaman bak nasıl geliyor.

neyse.

türkiye'ye girme yasağı hiçbir zaman olmadı. öyle bir yasak söz konusu değil.

iyi saatte olsunlarin söyledigine göre, zamanında yapilmis bir anlasma da sözkonusu. zamanında kendisinin başına birsey gelmeden sessiz sedasiz sürgüne gidebilmesi karsiliginda, cemaat oylari ecevit in partiye vermisti.

Roll - on kullan,bir de eğer var ise koltuk altı tüylerinden kurtul.

Bir süredir Right Guard adlı deodorantı kullanıyorum. Şahane etkili. İz falan da bırakmadı gördüğüm kadarıyla. Ona bir bak istersen.

bildiğim kadarıyla amway ürünü olan bir koltukaltı stiği varmış. belirli dönemlerde yeniden piyasaya sürüyolar. koku ve izi sonuna kadar önlediğini söylediler. ama kullanmadım. bir de yeni çıkan bir ürün nivea Black & White sırf bu olay için özel üretilmiş.

her gun kullanilmaz ama hani oyle bi gun olur ki iz birakmayi birak ter olmasin dersen avon un mu nivea nin mi ne ter onleyici losyonlari var. bazilari yaz aylarinda sipir sipir terlememek icin yuzune falan suruyor. aklinda olsun dedim.

yarışmalarda sms ile oy kullanmıyorum,anormal saçma geliyor.

ben para harcayacağım o ödül kazacacak,enayi değilim.

bbg ilk çıktığında, ortaokuldaykene oy vermişliğim vardı. yalvar yakar aldırdığım cep telefonunu başka iş için de kullanamıyordum zaten pek.

pişman mıyım? artık değil. o körpe zihni, o programı izleyerek zehirlediğim için çok daha pişmanım.

ek: bi de noter falan geliyor ama ben yine de çok güvenmiyorum o açıklanan sms oylarının gerçeği %100 yansıttığına. noterlerden biri santralde oturup gelen oyları sayıyosa ona bişey diyemem.

en son geçen sene eurovision'da oy attım ben. performansını beğendim, oyumu attım, pişman değilim, birinci oldu, mutluyum =)

hiç yapmadım. yapmam. yaptırmam.
www.youtube.com

bahsi geçen programları hiç izlemedim. sadece belgeseller ve haber izliyorum :) (şaka bir yana gerçekten hiç izlemiyorum. eurovision'da bile sadece puanlamaları izliyorum. kazanan ve kazanamayanları ise sonradan internetten izliyorum)

Hiç kullanmadım, kullanmam da. Akrabası, arkadaşı falan değilse de kullananları da anlamam.

tepsiyi yağla, yufkanın birini tepsiye ser, eritilmiş margarin-yoğurt-süt ve yumurtadan oluşan karışımdan yufkanın üzerine dök, diğer yufkayı koy ama parçalayarak, yine sütlü karışım, üstüne baharatlarla tatlandırdığın patatesliiçi koy(mümkünse haşlanmış olsun patates), yine yufkaları parçala, sütlü karışım dök, en alta serdiğimiz yufkanın dışarda kalan kısımlarını da kapat, yumurta sarısı sür,ısıtılmış fırına koy.

içi için tavsiyem:1 küçük kuru soğan azcık salçayla kavur sonra haşlanmış patatesleri ezip içine at baharatlarını tuzunu koy, maydanoz kıy birazda inanılmaz güzel bir iç olur, hatta börek yapma direkt içi kaçıkla o derece.

afiyet olsun

iç malzeme için, patatesi haşla sonra çatalla baya küçük parçalara böl. iri parçalar kalmasın ama tamamen püre de olmasın. toz biber, nane, tuz, biber ekle. varsa kaşar rendesiyle karıştır. kaşar gerçekten güzel tat veriyor. şahsen en önem verdiğim şey kavrulmuş soğan veya kaşar eklenmesi ve iyi baharatlanması. yufka arası sapsarı haşlanmış patates şeklinde yapanlar var, çok kötü oluyor.

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 2
2) işiyorsunuz? 2-3
3) sıçıyorsunuz? 1
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 0
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? bunu bilemedim pehlivan.hepsini sabunla yıkıyorum ama.
6) parfüm kullanıyorsunuz? 1
7) deodoran kullanıyorsunuz? 0
8) yemek yiyorsunuz? 3

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 1
2) işiyorsunuz? 3-5
3) sıçıyorsunuz? 1
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 5-7
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 1-2
6) parfüm kullanıyorsunuz? 0
7) deodoran kullanıyorsunuz? 0 kokusuz kristal deodorant sayılırsa 1
8) yemek yiyorsunuz? 2-3

ek cevap: yasak.

1)1 veya 2
2)5-6
3)1
4)0
5)her seferinde sabunla yıkarım,saymadım
6)1-2
7)1
8)2-3

1) 2 kere
2) tahminen 10'dan fazla
3) haftada 4 kere filan
4) 1-2 kere
5) 4-5 kere
6) kullanmıyorum
7) 1 kere
8) 7

yasak diye biliyorum.

Okulu uzatınca bu sene tüm zamanım memlekette evimde geçiyor. O yüzden kendime pek bakmaz oldum. Parantezli olmayanlar bu durum başlayalıdan beri, parantez içindekiler normal durumum için vereceğim cevaplar.

1) Sadece geceleri nadiren unuttuğum da oluyor. (Sabah dışarı çıkmadan önce, akşam yatmadan önce. Akşam dışarı çıkacaksam bir de o zaman)
2) 8-12. Çok fazla çay kahve içtiğimden.
3) 1 nadiren 2.
4) 10-15
5) 7-8. Elimde bıraktığı kokuyu sevmediğimden sigara içtikten sonra sabunla yıkarım.
6) Hiç kullanmam.
7) Kullanmıyorum. (Çoğu zaman kullanıyorum)
8) İki ana öğün. Arada abur cubur (genelde çikolata) falan yerim. (Normalde de aynı)

bisikletle geçmek yasak, avrasya maratonunda geçebiliyorsun.

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 1 (sadece sabah)
2) işiyorsunuz? 7-8
3) sıçıyorsunuz? 1 tane opsiyonlu toplam 2. (sabah boku banko)
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? (?)
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 3-4
6) parfüm kullanıyorsunuz? 1
7) deodoran kullanıyorsunuz? 1
8) yemek yiyorsunuz? 2

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 3
2) işiyorsunuz? 6
3) sıçıyorsunuz? 1
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 4
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 5
6) parfüm kullanıyorsunuz? 1
7) deodoran kullanıyorsunuz? 1
8) yemek yiyorsunuz? 6

1)2
2)8-10
3)1/2
4)0
5)5-6
6)0
7)1-2
8)2-3

1) 1-1,5
2) 5-6
3) 1(net)
4) 4-5
5) 3-4
6) 1
7) 1-2 (deodoran ne bu arada)
8) 4-5

1)1
2)3-4
3)2
4)--
5)5-6
6)2
7)1
8)ohoooooo

ek cevap: yasak

1- 2
2- 2-5 arasıdır
3- 1 ortalama
4- 1-2
5- 1-2
6- hiç
7- hiç
8 3 defa

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 1
2) işiyorsunuz? 3-4
3) sıçıyorsunuz? 1
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 0
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 5-10
6) parfüm kullanıyorsunuz? 0
7) deodorant kullanıyorsunuz? 1
8) yemek yiyorsunuz? 2

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 3
2) işiyorsunuz?6
3) sıçıyorsunuz?3
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz?5
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz?8-10( pis işte çalışıyorum her dakika yıkıyorum)
6) parfüm kullanıyorsunuz?2
7) deodoran kullanıyorsunuz?1
8) yemek yiyorsunuz?4

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 1, bazen 2.
2) işiyorsunuz? 8-10 (çok su içiyorum)
3) sıçıyorsunuz? 1, nadiren 2
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 0
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 13-15
6) parfüm kullanıyorsunuz? 1, akşam dışarı çıkacaksam 2.
7) deodoran kullanıyorsunuz? 0
8) yemek yiyorsunuz? 3

ek sorunun cevabını bilmiyorum.

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 2
2) işiyorsunuz? 2-3
3) sıçıyorsunuz? 1
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 0
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 7-8
6) parfüm kullanıyorsunuz? 1
7) deodoran kullanıyorsunuz? 1
8) yemek yiyorsunuz?

el yapımı bu. kırık bir tornacı bulursan uygun fiyata yaptırabilirsin.

www.hardcorehalloween.com burda var, ebayde de var mini cannon diye aratınca çıkıyor.

videodaki görüntüler bana biraz fizik kurallarına aykırıymış gibi geldi. o şiddette bir atış karşılığında ona denk bir tepme olması lazım. top max. 40-50 gram gibi duruyor, ateşlendiği anda büyük bir hızla geri uçması lazım. büyük ve gerçek toplarda da topun arkasında toprağın içine kazıklanan parça olur metrelerce geri fırlamasın diye.

saglam bir cnc ile bırazda CAD/CAM bilgisiyle yapabilirsin.
@sahte yazar, çok guzel dusunmuşsun ama kütle momentumu diye bişey var ombusun kutlesiyle topun kutlesi kıyaslandıgında tepme normal ayrıca dıkkatli bakarsan agırlıklar var sagdece namlu yok.

Tam tersi abi yedek forvetsiz çıkarım çok zor durumda ama kalecisiz olmaz. Forvetim sakatlansa bile kanatlardakileri falan ileri çekerim 4-3-3 gibi mesela ama kaleci sakatlandı mı ne olacak?

cok mantikli bence, yedek kaleci bulundurmak.

forvetin, defansin, sagda oynayanin alternatifi bi sekilde olunur cok fark yoksa, orta sahada oynayan forvet oynar, gerekirse defansa gecer, ama kalecinin durumu farkli. kaleciye bisey olsa, kart falan gorse yerini 'pancu' gibi bi istisna disinda pek bi oyuncu dolduramaz.

abi ben teknik adam olsam mutlaka ayhan akman tipi bi adam isterim takımımda. yani gs'de olsam tabi daha kalitelisini, real'de olsam çok daha kalitelisini, ne biliim ankaragücü'nde olsam da o tip bi adam isterim ille.

yani isterim ki bi adam olsun ortasahanın her yerinde oynayabilsin. banko yedek olsun. 20 sene kulübede otursun icabında.

mümkünse belli bi süreden sonra bu adama bikaç kaleci antremanı da yaptırırm. ya da ne bileyim ortasaha olmayan yani çalışmaları daha spesifik olan tipte bi adama da her hafta bikaç kaleci antremanı yaptırırım. kaleci sakatlanırsa -ki nadir görülen bi olay- maç içinde idare edecek kadar kaleye geçiririm. bilmiyorum ya, ama sanırım kulübede kaleci oturtmam.

valla bence de çok gerekli değil.

as kaleci yüz maçtan birinde sakatlanacak, kırmızı görecek de yedek girecek. kalan dakikalarda tehlikeli bir noktadan frikik olmadığı sürece normal bir oyuncu da yerini doldurabilir diye düşünüyorum.

hele ki yedek kaleci şöyle bi aykut falan gibiyse hiç gerek yok. ayrıca yedek kaleci için de zor olur paso yedek kulübesinde oturmak. aylarca, bazen sezon boyunca oyuna girmek için kulübede oturup kalecinin bi atraksiyon yapıp oyundan çıkmasını bekle..

normal bi oyuncu bi kalecinin yerini doldurabilmenin çeyreğini yapamaz. veyahut öyleyse kaleci de pek ala forvet ve orta saha filan oynar o vakit di mi?

kuralları incelemek gerekebilir, ama dünya kupasında kuzey kore 3. kaleci yerine forvet oyuncusu bildirmişti ama FIFA bunu yememişti.

...Kuzey Kore futbolu hakkında söyleyecek çok fazla söz yok ama turnuva öncesinde öyle bir olay yaşandı ki en çok konuşulan takımların başında gelmeye başladılar. Hücum hattının yetersiz olduğunu düşünen teknik direktör Kim Jong-Hun FIFA'ya verdiği listede 3 yerine 2 kaleci ismi yazmıştı ve forvet oyuncusu olan Myong-Won'u kaleci gibi gösterip forvet oynatmayı planlıyordu. FIFA ise buna izin vermeyerek oyuncunun ancak kaleci olarak oynayabileceğini ve 1 Haziran'da sunulan listelerde 3 kaleci olması gerektiğini, önemli bir sakatlık olmazsa bu listelerin değiştirilemeyeceğini belirterek Myong-Won'un kalecilik pozisyonundan başka bir yerde oynayamayacağı kararına vardı. Böylece asıl mevkisi forvet olan Myong-Won turnuvayı 3. kaleci olarak yedek kulubesinden izleyecek...

Meşhur Kadıköy Panteri Pancu örneği var, başka bir şey söylemek gereksiz.

yemin ederim bugun aynisi bana oldu, hatta "ben ne soracaktim" diye duyuru acmayi bile dusundum, sebekce geldi vaz gectim. ciddiyim.

edit: yemin etmesem inanmazsiniz diye yemin ederim yazdim asdlfj

gün içinde aklıma takılan sormak istediğim soruların nerdeyse çoğunu unutuyorum.ee her zamanda bilgisayar başında olmayınca bende not almaya karar verdim.sen de böyle yap. mesela şu anda hazırda altı sorum var.

ohooo çok oluyor ya. diyelim football manager oynuyorum, orada bir futbolcu falan görüyorum diyorum şuna bir bakayım internetten. alt tab yapıp google'ı açana kadar lan ben niye açtım bunu ne aratıcaktım diye kalıyorum.

bana sürekli oluyor. sorularımı, okuduğum kitaptaki teferuatları falan hep unutuyorum. yeminle bazen başbakanın dahi adını unutabiliyorum. en meşhurların, çok iyi bildiğim ünlülerin bile adında kitlenip kalıyorum.

dokunulmazlık.

bürokratik avantajlar.

belki ama belki

(bkz: maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi)

bir önceki seçimlerde genç parti'den adaydı ve neden aday olduğunu şöyle cevaplamıştı.

"oğlumun öss'nin kalkmasi yönündeki talebinin bu parti tarafindan vaat olarak verildiği için genç parti'den milletvekili adayı oluyorum".

elbette ibrahim tatlıses in düşüncesine bilemem ama milletvekilliğine kim hayır diyebilir ki. istediği kadar zengin olsun insan. dokunulmazlık gibi bir avantaj var ki milletvekillerine maaş vermeseler dahi yine birbirini yer bunlar milletvekili olabilmek için.

elbet harbiden hizmet için milletvekili olmak isteyenler vardır. onlar için de önerge, meclis araştırması, cart curt gibi haklar cezbedici bence.

Ömür boyu bedavaya yakın aile sağlık sigortası,
5-6 milyar civarı emeklilik maaşı
5-6 milyar civarı normal maaş
Ulaşım, telefon, sağlık vb her haltın %50 ucuz olması
Kırmızı pasaport
Hertürlü devlet/ihale işinde imtiyaz, yakınlarına ihale verebilme
Prestij
dokunulmazlık

şavk bizim olalarda ışık manasında kullanılır.şavk gözümü aldı misal.Ermenice olabilir çünkü kütahyada kullanılan dile ermeniceden geçmiş bir kaç kelime var kıtıpiyoz bızdık gibi.

ermenice olsaydı nişanyan'ın gözünden kesinlikle kaçmazdı. bana şafak'ı çağrıştırıyor nedense. ama nişanyan bilmiyorsa buradan yanıt aramak beyhude. ancak andreas tietze'nin etimolojik sözlüğünü devam ettirecek öğrencilerini beklemek zorundayız gibi.

(bkz: #22477169)

flash oyun oyna

fm 2010

film izle iyidir. yada birilerini ara uyandır muhabbet edin.

ilgin varsa nba maçı

fm 2011 kur bence yeni kariyer başlat.

ya fm ya film

dizi iyidir.
fringe izlerdim yerinde olsam.

Oku! Yaradan rabbin adıyla oku. Kitap okusana la.

eskiden vardı o, şimdi yok malesef.

poker ve benzeri yöntemlerle aktarmaya çalışmayın, hesabınız ve paralarınız uçar anlarlarsa.

yok.
yok.

sadece 2 tanesini:/ gerisine tahammülüm yok. bazen o 2'sine de yok:)

4 tanesini evet.

8 tanesini evet.

herkes sayı vermiş de. sanırım ben de bir ikisi belki üçü hariç hepsinden iğreniyorum.

zaman zaman.

anam ananem acıannanem, babanem, iki halamın biri, 3-4 kuzenimin 2-3'ü, bir sürü arkadaşımın 3'ü -ki onlar da zaman zaman- hariç pek hazetmiyorum kendilerinden. hele çok konuşan arkadaşın arkadaşı bir kadınsa gırtlaklayasım geliyor.

erkeklerden çok daha fazla.

ben de sevmiyorum.

bazılarını evet

ahsfashd erkek milletine bak nası bi triptesiniz şu an allaşkına ya
yok zaman zaman yok sadece 3 tanesini yok bilmemne
yazmayın ya

ben kadınları seviyorum arkadaş olarak.

tanıdığım kadınların çoğunu seviyorum ben. ara ara kızsam da seviyorum genelde.

kadınım, dikkate alınıyor muyum?

@stitwsm
evet, dikkate alınıyorsunuz. zaten sorudaki bakınızla da kadın meselesine dikkat çekmeye çalışmıştım...

bazılarını çok seviyorum, bazılarını hiç sevmiyorum. tamamen kişilikleriyle alakalı.

kadinlari seviyorum, onlar da beni severse sevismis oluyoruz, karsilikli.

feminist olanlarını sevmiyorum bi de hürrem gibi olanlarını.

hayır, 'mecburen' seviyorum ama gerçek manada sevmiyorum. gerçi kimseyi sevmiyorum.

cinsel anlamda hayır. kadın mücadelesini desteklemeyen, erkek egemen zihniyetle yetişip onu içselleştirmiş, normalleştirmiş, erkek'çi kadınlardan nefret ediyorum. kendi kimliğini koruyup bir şeyler yapmaya çalışan kadınları seviyorum. onun dışında bi insan zaten insandır, cinsiyeti başka bi olayda belirleyici olmaz.

ban bazılarına bişey bile hissediyorum arada. çok enteresan :/

genel olarak hiçbirini sevmiyorum, bazan kendim de dahil:)

bir bağyan kişisi olarak sevmiyorum çoğunu. sürekli fesatlık, dedikodu, birbirini çekememe almış başını gidiyor. arkadaşlık konusunda erkeklere özeniyorum. keşke sırtına vurup aga naber diyebileceğim arkadaşlarım olsa.

guzel kokanlarını evvet

ıslak bezle silmekten ziyade hortumla su tutma vakası gibi görünüyor olay. temizlik yapan kişiyi çarpacak kadar ark oluştuysa ortamda o devre komple yanmıştır muhtemelen. kumanda da o yüzden çalışmıyor.

televizyonun markası modeli yaşadığın şehir vesaire gibi etkenlere bağlı olarak masraf değişecektir. ama komple kullanılmaz hale geldiğini sanmıyorum.

@raa

eski bir arçelik 10-15 senelik.
ist'dayım.

aşağı yukarı ne tutar.
bu eski tv'yi yaptırmaktansa yeni mi alsam diyorum?

valla çok tutmaz bence. çok uzmanı gibi konuşmayım ama 30 lira falan diyesim geliyor. sonuçta bozuk da olsa alet görüntü veriyor diyosun.. dur bi araştırıyım. madem uyumadım bi işe yarasın..

biraz bakındım tamirci forumlarına falan ama devreyi görmeden ne yanmış ne patlamış anlaşılmıyor tabi ki. ben yine de çok masraf çıkaracağını sanmıyorum. yani yeni televizyon almayı düşündürecek kadar zaten masraf çıkaramaz :)) rastgele bi televizyon tamircisine girip durumu anlatırsan üç aşşağı beş yukarı bi fiyat verir ona göre davranırsın. geçmiş olsun.

şimdilik: yildiz.tv

bana tuneri gitmiş gibi göründü ama fiyat konusunda kesin bişey söyleyemem. bunun yanında şunu da belirtiyim eski tvlerde genelde değmicek fiyatlara tamirat yapıyolar.

aynı şey. aynı hesap.

farklı olması lazım. bizde fransa 600, belçika 500, romanya 300 euro'ymuş mesela geçen sene.

9eylül makine müh.

edit: yaptık madem bi hayır, tam yapalım:) oi51.tinypic.com

farklı oluyor. gidilecek ülkedeki hayat pahalılığını kriter alıyorlar sanırım.

dolayısıyla romanya ile fransa arasında fark oluşuyor...

@jangara
sağol abi. peki siz derken nere? hangi okul?

bu arada bilgin olsun bu sene bazı ülkelerin hibe miktarları değişti. düz 500€ yerine 480€- 560€ gibi ayrıma gidildi. bu konuda erasmus ofisine danışırsan senin için daha sağlıklı olur.

ben geçen sene italya için 500€ aylık hibe alıyodum. beykent'te okuyorum.

ama hala hibenin %20 lik kısmı ulusal ajans yüzünden yatmadı. ne bana ne de itü de okuyan fln arkadaşlarıma da. naaptılarsa mk parayla :)

aklınızda bulunsun, hibenin 80%i peşin, geri kalan kısmı siz döndükten sonra, orada bulunduğunuz süreci gösteren belgeler ile okulunuzun belirlediği başarı oranını (örneğin alınan 30 krediden 24ünü geçmek gibi) yakaladığınızı gösteren belgeleri teslim etmenizin ardından yatar.

(bkz: boz baykuşlar)

(bkz: boz baykuslar)

400 bin diye biliyorum.

orda en az 1,5 milyon insan vardı.Bu da daha cenazenin başında çekilmiş resim.Başka illerden katılım biraz daha geç oldu zaten.

i54.tinypic.com

Ailemde Fatihte oturan kişiler var, 30-40 yıllık, dediklerine göre Özalın cenazesinden bile daha kalabalıkmış, FevzipaşaCaddesi, Akdeniz Caddesi vb tamamen doluymuş, ve kalabalık vatan caddesine kadar doldurmuş her yeri. 1.5 milyonla 2 milyon arası olduğu kesin.

resimlere bakınca 10-12 milyon kadar var.

insanlar milyon görmemiş ya da en azından maça gitmemiş.

bu resim cenazenin tamamını yansıtmıyor onu söyleyimde.sadece cenaze töreni başlamadan çekilmiş.Kortejin bir ucu merkez efendi mezarlığındayken diğer ucu fatih camiindeydi.Tüm ara sokaklarda hınca hınç doluydu.Fatih'ten Zeytinburnun'a giden yolların uzunluğunu ve genişliğini bilen bilir zaten.

Ayrıca,cenazeye katılmadığı halde tv den bakıpta sayıların azlığı konusunda ısrar eden arkadaşları da anlamıyorum.

100bin yoktur. biz millet olarak sallamayı çok seviyoruz. 1 milyon-5 milyon fln diye de gerçekçi olmak gerekirse 100bin i bulmaz bu kalabalık.

@faaip el insaf gazeteler bile senin kadar yermiyor, millet olarakda bi çekememezliğimizde yok değil tabii.Ölmüş gitmiş adam,biz neyin kafasını yaşıyorsak hala..

eheh, iyiymiş. zorunda değiliz. (adama yüklenmesene bu kadar olm :))

malız biz, odunuz, dogamız ciddi bizi bizle bırakın...

ciddi olmak zorunda olabiliriz belki ama asla suratsız değil.

ciddi olabilir ve hatta suratsız da olabiliriz ama asla tipsiz değiliz.

ben tipsizim. ama ciddiyim de. lakin suratsız değilim kimi zaman. saat 4 olmuş:/

camdan bakınca gördüğüm ağaç, sabah ekmek almak için gittiğim fırındaki adam 1 veya 0'lardan oluştuğu için mecburum. ciddi olmak zorundayım.

(şu an bunları yazıyorum ve kravatımı bağlıyorum biliyor musunuz?)

yine uyuyamadık amk. sikecem bu uykusuzluğu. hani bize uyku hapı uyku hapı!
bu arada komik'in zıttı ciddi olmazsa oturaklı olabilir. yakın yani.
ciddi olmak zorundayız. değil mi gençler?
saat 4 olmuş lan :(

cevap: yerine göre değişir.


not: arkadaş teraziye tıklayasım, rap veresim, direk soruya tick atasım geldi valla. uyuyamam gari bu başlığın üstüne.

bilmiyorsan susta.... sansınlar gibi birşey
komik-sempatik değilseniz ciddiyet içinde olmalı gibi geliyor bana

tdk'ya göre komik kelimesinin zıttı ahlaksjdf yok yapamıcam...

www.timealem.com

insanın doğası öyle olabilir, kibirden olabilir, üzüntüden olabilir... hissiyattır bu...

bana ciddi kadınlar acayip seksi geliyor. çatık kaşlı, hiçbi şekilde gülmeyen değil. sadece ciddi duran kadın. soruya cevap mı bu?!

vakur.

heee

label yapcan, folder yok. skip inbox dersen sadece label a atar

hala tam anlamıs degılım. etiketi olusturdum dıyelım ki...
maillerin dırekt oraya gelmesını nasıl saglayacagım?

onun icin de filtre olusturacaksiniz. filtreler kisminda, yeni filtre olustur secenegini kullanin. istediginiz kriterleri tanimladiktan sonra, sonraki adimi secin. karsiniza gelen seceneklerden "gelen kutusunu atla" ve "etiket uygula" (istediginiz bir etiketi secin) secenegini isaretleyin.

filter'dan yapacaksın, arkadasın dediği gibi skip inbox dersen direkt yarattığın folder a gider. şu şekilde :
more actions-filter message like this-from kısmına filtrelemek istediğin adres sonra next step, sonra oradan seçicen, altta sağda geçmiş mesajlara uygulayayım mı dior, onu da ticklersen onlar da folder a gider.
apply the label kısmından da label(folder) yaratıorsun, seçiorsun mesajlar oraya düşüor.

eyırbas

eeğrbas. gibi bişey

eyırbas.

eyırbas +1

eğrbas.

eyırbas

ei(ı)rbas

eyırbas

doğrusu /eğhbüs/ gibi sanki bence.

Kolaylik olsun, boyle sozcuklerin nasil telafuz edildigi sozluklerde belirtilir. Ama kac kisi dogru okuyor tarzi bir anket varsa isler degisir elbette. Eirbas

orjinali fransızca aslında "eğrbüs" gibi okunuyor. ama ben ingilizce okunuşunu kullanıyorum "eğrbas" gibi.

şurda okunuşları daha belirgin:
www.forvo.com

o yumuşak g sesini nasıl çıkartıyorsunuz? aksan kasmanın mantığı ne? eyırbas diyince yabancılar gülüyor mu?

papay

popay

papays, kfc çakması değil miydi hem o?

popay

doğrusu popeyes olduğu için popays diye okuyorum.

papays

tavuk.

popayz

Beylikdüzü Markacity'de Popeyes'te çalışan gencin alkış tutarak "popeyese hoşgeldiniz"(okunduğu gibi) dediğine çok eminim. Çokça mevzusu olur bizim arkadaşlar arasında. Zonguldaklı mısın diye sormuştuk. Tutmamıştı.

hiç kasmıyorum papay mapay direkt popeye diyorum ben.

bunun reklami da var bu aralar, reklamda 'popays' diyorlar.

popayz

sivil savunma kurumuna git depodan bi tane verirler.anlatırsın durumu kimliğini reyin bırakırsın.

hırdavatçılarda 20 lira.

dosya masrafı ve hayat sigortası masraflarını da dahil ettiniz mi?

@oldboy

etmedik. nası edicez?

edemezsin onu. şubeden öğrenmen gerekecek. eğer maaş müşterisiysen dosya masrafı almazlar mesela. ya da hayat sigortasını birkaç farklı kapsamlısı olur onları istersin. kimi işsiz kalsan bile krediyi istemiyor falan.. şube ile görüşmek lazım kredi için.

he bu arada senin asıl sorun daha farklıymış. bu nasıl kampanya? şöyle ki banka açısından baktığında geçikmeli yapılan her ödeme banka için risk demek oluyor. yani sen 2014 yılında aslında ne halde olacaksın bu parayı geri ödeyebilecek misin yoksa bankayı uğraştırabilecek misin bunun derdi var bankada. ayrıca banka sana bu parayı kullandırmasaydı ve 2014'e kadar düşük vadeli krediler halinde kullansaydı kaç para kazanacaktı bunun hesabını yapıyor. sonra da sana bakıyor diyor ki bu adam boun'da okuyor. iki sene sonra eşek gibi para kazanır benim krediyi de öder rahat rahat o yüzden böyle bir kampanya yapıyor. bu kampanya mı? değil. zaten banka bir şeye "kampanya, fırsat, kolay, hemen" v.b ifadeler katmışsa uzak durmak lazım. umarım fikir edinmişsindir.

tavşan ne ya? yedi mi ?

@brkylmz; www.youtube.com

aynı şeyi ben de aramıştım ama yok, yani eminim vardı youtubeda da artık yok sanırım. 57nci saniyeden bir süre sonra, bir tavşan getirip "bakın yaşıyor" filan demişti. ama büyük bir ihtimalle başka tavşandı. şimdi tekrar kurcaladım ama ı ıh, hep 57 snlik var evet.

17 imiş. ( www.imdb.com )